Evenstad
Transkript
Evenstad
Business Spotlight Ocak - Şubat 2007 2 Iҫerik • Yeniler ile iҫ iҫe 14,00 € (4) • Iskoҫya 15,05 € (4) • Ölünebilecek hamburger 14,55 € (5) • Bir iş adamı gibi görünmek 16,15 € (5) • Inişler ve ҫıkışlar 13,75 € (6) • Buster Martin 29,80 € (7) • Kathrin Hauger 31,95 € (9) • Organik gıdalar 70,85 € (11) • Uzun yolculuk 11,70 € (15) • Organik gerҫekler ve rakamlar 9,55 € (15) • Bir gelir kesintisini kabul eder miydiniz? 54,00 € (16) • Akan paralar 16,05 € (19) • Yetenekler arayışı iҫerisinde 15,95 € (19) • Bir yerlere bir köprü 16,15 € (20) • Başlıkların arkası 25,85 € (21) • Afrika`daki kurtlar 17,95 € (23) • Ingiltere tek başına bu krizi ҫözemez 14,45 € (24) • Ispanyol gurme patlaması 25,70 € (24) • Yaşamak iҫin ҫalışmak 82,85 € (25) • Yeni Libya 27,85 € (31) • Hukuksal konuşmak 49,40 € (33) • Sorunların ҫözümünü bulmak 83,50 € (36) • Indra Nooyi 68,80 € (43) 3 • Adria Furnham 28,65 € (47) • Yeni bir marka tecrübesi 13,70 € (49) • Kısaca 13,80 € (50) • Ne okuduǧum 13,05 € (50) • David Ogilvy kim di? 17,75 € (51) • Cildimizi koruyalım 52,40 € ( 51) • Eamonn Fitzgerald en son trentler ile ilgili 28,80 € ( 54) • Uzay 10,80 € ( 56) • Diş tıbbı 10,85 € (56) • Işıklandırma 11,05 € (57) • Tasarım 6,05 € (57) • Tarım 18,45 € (58) • Ev ödevini yapmak 64,50 € (59) • Benim evim benim ofisim 10,60 € (62) • Durum incelemeleri 8,80 € (63) • Okul denetimleri 9,50 € (63) • Röportaj 21,90 € (63) • Ani resim ҫekme kararı 52,35 € (64) • Ben Evenstad 9,05 € (67) • Eǧitim 12,30 € (68) • Bir ҫok işi belli bir zaman dilminde yapmak 11,90 € (68) • Kitap 9,10 € (69) • Kanada`da ҫalışmak 9,85 € (69) Toplam 1171,05 € 4 Yeniler ile iҫ iҫe Eǧer gercekten deǧiştirmek istiyorsanız, tabii ki her zaman iҫin deǧiştirebilirsiniz. Yeni yılın başlangıcı ile hala derinlerde sembolik bir şeyler var. Amerika`da 2007 yılının kasım ayında gerҫekleşen seҫimlerin sonuҫ`larına bakıldıǧında siyaset`e geri dönüş gibi görünüyor. Bu durum hem Cumhuriyet`ҫilere hem Demokrat`lara meydan okuyacak. Ingiltere hükümeti`nin baş ekonomisti, Sir Nicholas Stern`in, raporuna göre şüphe`siz küresel ısınmanın tehlikeleri ile ilgili daha ciddi bir tartışma olacak. Ve organik ürünler dünya üzerinde ҫevresel etki yaratarak kuşkusuz daha yoǧun tartışılacak. Geҫen sene Business Spotlight dergisinde bir takım deǧişiklikler meydana geldi. En önemli deǧişiklik dergi`nin sene`de altı kez yayınlanma kararı. Fakat bunun haricinde ücretsiz bir şekilde websitemizden indirebileceǧiniz hafta`lık audio podcast`larımızı yayına sunduk ve Yunanistan ile Ukrayna`da Business Spotlight`ın yeni baskısını yayınladık. 2007 yılı iҫin bir kaҫ deǧişiklikler daha yaptık. Almış olduǧumuz deǧerlendirmeler doǧrultusunda Business Spotlight plus ҫalışma kitabımızın kalitesini yükselttik. Bunun haricinde audio CD`imizin iҫeriǧini abonelik karşılıǧında websitemizden indirebilirsiniz. Deǧerlendirmelerinizi almaktan memnuniyet duyarız ve geҫen senelerdeki fikirleriniz ve desteǧiniz iҫin teşekkür ederiz. Iskoҫya Daǧlık bölge` nin başarı öyküsü Uzun seneler önce Iskoҫyalı`lar ülkelerini terk edip Ingiltere`ye iş bulmak iҫin gittiler. Şu an trent tam tersine gelişmekte, ҫünkü gittikҫe fazla Ingiliz Iskoҫya`ya daha iyi bir yaşam ümidi ile göҫ ediyorlar. Leeds` den Angela Willliams Knoydart`ın daǧlık bölgesinde beş sene yaşadı. „Günlük trafik`ten ve stress`den bıkmıştım ve ҫocuklarım iҫin daha kaliteli bir yaşam istiyordum,“ diye Williams The Guardian` a anlatıyor. Bir sürü Ingiliz`in geҫen senelerde kasaba`ya göҫ ettiǧini söylüyor. „Herkesin burada az ҫok yeni sakinli olarak görüldüǧü bu yer eşsiz.“ Iskoҫya`nın ilk bakanı, Jack MC Connell bu trent` i 5 „tersine dönmüş beyin göҫü“ olarak tanımlıyor. MC Connell nüfus artışı`nın 2003 yılında dünya`nın her bir yanından göҫ` ü desteklemek amacı ile başlatılan hükümet`in Fresh Talent politikası üzerine gerҫekleştiǧini söylüyor. Önümüzdeki iki sene`de toplam`da 45.500 insan Iskoҫya`ya göҫ etti. Yaklaşık üҫ’ de ikisi Ingiltere`den geliyordu. Hükümet`in gelişim ajansı Highlands and Island Enterprise (HIE) büyüme`nin büyük kısmı en önemli şehir`lerde gerҫekleşti. Highland`in başkenti, Inverness, son kırk sene`de nüfusu`nun 65. 000 insan`a katlandıǧını yaşadı. Şehrin doǧusunda yaklaşık 20.000 yeni gelenler iҫin önümüzdeki 30 sene`de bir ҫok yeni şehir planlandı. Ölünebilecek hamburger Üҫ sene önce Jeff Weinstein Santa Monica, Kalifornia` daki evinden ҫok fazla uzak olmayan bir hamburger restoran`ı aҫtı. Weinstein bu yeri aile` sinin yemekler`de eşlik edebileceǧi bir yer olarak tanımlıyor. Fakat bu restoran o kadar büyük bir başarıydı ki Weinstein Amerika` nın genelinde 600 franchise restoran`ı aҫmayı planlıyor. Reklam yapmasına gerek yok. Bu konsept o kadar aǧız`dan aǧız`a konuşuldu ki, şu an herkes tarafından biliniyor. Müşteriler 300.000`den fazla yemek ҫeşit`lerinden kendi gurme hamburger`lerini yapmak üzere seҫebilirler. Restoran ilk üҫ ayın`da bir zarar yaptı. Geҫen sene GQ dergi` sinin „Ölmeden önce yemeniz gereken 20 hamburger“ listesinde yayınlandı. Oprah Winfrey Show`da hamburger` lerden bahsedilirken restoran`ın satış miktarı 44.000 $ `dan 245.000 $ `a kadar yükseldi. Kısa zaman önce Weinstein Amerikan`ın „Franchising`in dedesi“ olarak bilinen Lou Gurnick tarafından arandı. Önümüzdeki üҫ sene iҫerisinde Kalifornia`da ilk 60 restoran`ı aҫmayı planlıyorlar. „Bu restoran`ı müşteriler`in ne kadar hızlı benimsediklerini ve sevdiklerini görüyorum.“ diye Weinstein Business Week` e anlatıyor. „Eǧer bu kadar insan bu konsep` ti sevdiyse, o zaman bence bu restoran`ları onların ayaklarına kadar getirmeliyiz.“ Bir iş adamı gibi görünmek Ruben Vardanian Moskova`da kişisel nedenlerden dolayı bir Iktisat Okulu aҫacaǧını iddia ediyor. „Benim ҫocuklarımın en azından Barcelona, Londra, Amerika veya Moskova`da okuma şansları olması 6 gerekiyor.“ diye 38-yaşındaki işadamı Financial Times`a anlatıyor. Vardanian Troika Dialog, Rusya`nın en güvenilir ulusal yatırım banka`sının, genel müdürü. Yüksek makam`da arkadaşları olduǧu ve bir okul`un finansmanı iҫin 12 Rus oligarch` ve iki Rus olmayan şahısları yatırım iҫin ikna ettiǧi söyleniliyor. Yatırımcılar`ın arasında Hindistan`da bulunan Sun Grup holding`in genel müdürü Shiv Vikram Khemka ve Ingiliz futbol kulübü Chelsea`nin sahibi Roman Abramovich bulunuyor. 2007 yılında Skolkovo Moscow yönetim okulu kurslarını vermeye başlayacak ve 2008 yılında tam gün bir MBA programı sunacak. 2009 yılında Moskova` nın batısında kampüs aҫılacak. Ermenistan`da doǧan Vardanian okul`un bir üniversite gibi deǧil bir işletme gibi yürütüleceǧini ve 2015 yılı iҫin kar sınırının aşılacaǧını söylüyor. Profesörlere uzun vadeli iş anlaşmaları sunmak yerine aylıkları prim sistemiyle ödenecek. Okul`un başarısı Vardanian`a göre mezun ettiǧi yenilikҫi iş adamların sayısından ölҫülebilecek. „Rusya`da daha fazla insan`ın risk üstlenmesi iҫin onları motive edeceǧiz.“ diyor Vardanian. Yeni işletmeleri finanse edebilmek iҫin okul`un 40 $ milyon geliri risk finansma fonu`na yatırılacak. Vardanian yeni okul`unun banka`sının uyguladıǧı kuralların aynısını izleyeceǧini söylüyor. „Okul`un başarı, netlik, ve iyi bir işletme`ye sahip olacaǧını da ekliyor.“ Inişler ve ҫıkışlar Tüketici Fiyat Endeks araştırmasına göre ürünler ve hizmet`lerden oluşan „sepet“ fiyatı degişti. Bu sepet fiyat`ı enflasyon`u ölҫme birimi olarak görülüyor. Fakat Avustralya`nın yeşil partisi, CPI`ın raporuna göre son on sene`nin geҫim masraflarının ve düşük gelirli insanlar`ın üzerindeki enflasyon etkisi` nin yanlış yansıtıldıǧını söylüyor. CPI verilerine göre 1996 yılından beri fiyat`lar ortalama olarak 29,6 % yükseldi. Bilgisayar, televizyon ve elektronik cihaz`lar gibi bazı ürünlerin fiyat`ları da düştü. Bu arada arabalar`ın fiyatları da düştü. Fakat hayat iҫin gerekli olan ürünler`in fiyatları enflasyon oranından daha hızlı bir şekilde yükseldi. Kamu taşıma araҫların bilet fiyat`ları ve tıbbi bakım ile ҫocuk bakımı gibi önemli hizmetler`in fiyatları da bir artış gösterdi. Bunun haricinde meyve, sebze ve ekmek gibi temel gıda ürün`lerin fiyatları da yükseldi. Yeşiller`in strateji danışmanı, Richard Denniss, alım gücünü belirlemek iҫin en gerekli ürünlerin 7 fiyat`larının kullanılması gerektiǧini söylüyor. „Düsük gelirli insanlar artan gıda fiyatları sonrasında ucuz elektrik ürünlerini satın alarak karşılık veremiyorlar.“ diye Denniss raporunda yazıyor. Buster Martin 100 yaşı ile ҫalışmayı bırakmayı düşünmüyor. Ingiliz Buster Martin hayat`ta daha bir ҫok şeyi gerҫekleştirmek istiyor. Şu an ki işi: Güney Londra, Lambeth`de Pimlico Plumbers adında bir şirket iҫin küҫük taşıma araҫlarını temizliyorum. Medya bizi „asil temizleyiciler“ olarak adlandırıyor, ҫünkü müşterilerimizin ҫoǧu zengin ve ünlü, fakat ben kesinlikle asil deǧilim! Yaş ve aile: 100 yaşında. Eşim Iriana 1955 yılında vefat etti ve ben yeniden evlenmedim. Başka bir bayanı eşim kadar mükemmel bulamam. Kendisi ile 17 ҫocuǧumuz oldu. Kaҫ tane torunlarımızın ve torunlarımızın torunlarının olduǧu ile ilgili hiҫ bir fikrim yok. Ev: Fransa`nın baska bölgesinde dünya` ya geldim, fakat üҫ aylık iken 1906 yılının noel`inden iki gün önce Ingiltere`ye götürüldüm. Anne babamı hiҫ görmedim ve ҫocukluk yıllarım Cornwall` daki bir yetimhane`de geҫti. Londra` ya 1916 yılında geldim ve o zamandan beri burada yaşıyorum. Gelir: Ne kadar kazandıǧımı söylemek istemiyorum. Yarım gün ve işlerin yoǧun olduǧu günlerde ҫalıştıǧım iҫin hafta`dan hafta`ya deǧişiyor. Tatiller: 35 sene askeriye`deydim. Böylece bütün dünya` yı gezip görmek istediklerimi gördüm. Bugün tatil yapmak istiyorsam, o zaman Cornwall`a geri dönerdim. Ҫalışma saatleri: Işverenim ne zaman isterse, fakat perşembe günleri deǧil, ҫünkü o gün emeklilik maaşımı alıyorum. Bu mesleǧi seҫmemin nedenleri: ҫünkü ev`de oturmaktan canım sıkılmıştı. Uzun seneler pazar`da ҫalıştım ta ki 97 yaşında emekli 8 olana kadar. Fakat bir kaҫ ay sonra ҫıldırdım ve bu imkan oluştuǧunda hemen kullanmaya karar verdim. Işimin en sevdiǧim yönü: Insanlar ҫok nazik ve kibir`den uzak. Bunun haricinde beni dinҫ tutuyor olması benim hoşuma gidiyor. Işimin en az sevdiǧim yönü: Bu işin sevmediǧim hiҫ bir yönü yok. Eǧer para helal bir şekilde kazanılmış ise, hiҫ bir iş benim iҫin kirli olamaz. Gerekli olan yetenekler: Zor şartlar altında ҫalışabilmek zorundasınız ve görevi ciddi almak zorundasınız. Iş` e başladıǧım günden beri en önemli deǧişiklikler: Nereden başlamam gerekiyor? Bugün`ün genҫleri geҫmiş` te var olan aynı iş anlayışına sahip deǧiller. Eǧer bu anlayışa sahip olsalardı, o zaman bu ülke ҫok büyük bir ülke olurdu. Konuşulan diller: Ingilizce ve biraz Cornish. Iş dışında en önemli ilgi alanları: Okumak, ҫengel bulmaca ҫözmek ve birahane` ye gitmek. Bugünler`de televizyonu da ҫok seviyorum. Hedefler ve hayaller: Hiҫ bir zaman hırslı olmadım. Hiҫ bir zaman her hangi hayallerim olmadı. Her zaman hayat`ı olduǧu gibi kabul ettim ve şimdiye kadar hiҫ pişman olmadım. Pişmanlıklar: Hiҫ bir pişmanlıǧım yok. En büyük başarılar: Belki bu yaşam mücadelesini yarasız tamamlamak. Ve bazı insanlar beni 100 yaşıma girdiǧim iҫin tebrik ediyorlar. Fakat her iki durumun şans işi olduǧunu söyleyebilirsiniz. Hayat`ta en fazla öncülük tanıdıǧım konu: Geҫmiş`te iyi bir eş ve baba olmaktı. Şu an mutlu ve aktif olmak. Bunun dışında görgü kurallarının da önemli olduǧunu düşünüyorum. 100. yaşgünümde bir televizyon şovuna davet edildim, fakat beni bir buҫuk saat beklettiler. 9 Bu iyi görgü kuralları örneǧi deǧildi, böylece dışarıya ҫıktım ve birahane`ye gittim! Hayalimdeki iş: Hayatımda bir ҫok işı yaptım ve hepsinden de keyif aldım. Benim tavsiyem: Eǧer işinizi sevmiyorsanız, o zaman o işi yapmayınız! Kathrin Hauger Geҫenlerde bir uҫak yolculuǧunda, yeni tuhaf bir his keşfettim. Işimi halletmekte hiҫ bir sorun yaşamadım. Hayır, ekonomik sınıf` ta oturmuyordum. Bunun yerine sürekli ҫalışmayı denememeye karar verdim. Ve neden? Uҫak yolculuǧu esnasında bilgisayar kullanacak kadar ҫılgın iseniz meydana gelebilecek durumları aşaǧıda sıralıyorum: 1. Ayaǧa kalkınız ve gidiniz: Bir hastalıǧı olan ve her 20 dakika`da tuvalet`e giden bir kişi`nin yanında uҫaǧın koridorun`da oturuyorsunuz. Her ne zaman bilgisayarınızı kapatmak zorunda kalırsanız, eşyalarınızı toplayınız ve kişi`nin gelmesini bekleyiniz. Kendisine oturma yerlerini deǧis tokuş yapmayı önerdiǧinizde, kendisi pencere` den dışarıya bakmayı tercih ettiǧini söylüyor. 2. Hiҫ bir ҫıkış yolu yok. Eǧer pencere` nin yanında oturacak kadar şanslıysanız, aniden bagaj yerindeki ҫantanızın iҫerisinde önemli USB- cihazınızı, evraǧınızı veya ek baterinizi unuttuǧunuzu fark ettiǧinizde yoǧun bir şekilde ҫalışmaya başlayacaksınız. Koridor´daki oturma yerinde oturan kişi huzur iҫinde horlamasına ve uҫuş saatinin geri kalan kısmı iҫin uyandırılamamasına raǧmen sizin iҫin ҫok geҫ olacaktır. 3. Meraklı komşular: Yanınızda oturan bey` in dergi`sini kenara koyduǧunu ve bunun yerine utanmadan ekranınıza baktıǧını fark ettiǧinizde telaşlı bir şekilde bilgisayarınıza veriler vermeye başlayacaksınız. Bunun dikkatiniz iҫin ҫok iyi olmadıǧını size temin edebilirim. (En azından sizin dikkatiniz iҫin, komşunuz gayet iyi konsantre olabiliyor gibi görünüyor). 4. Kapsama alanı dışında: Eǧer kucak bilgisayarınızı, kaǧıtlarınızı, kalemlerinizi, yastıǧınızı battaniye`nizi ve bütün okuma 10 materyal`lerinizi kucaǧınıza aldıǧınızda, bir şeyler ҫok kolay bir şekilde yere düşebilir. Ve uҫak` taki kısıtlı yer ile asla bu eşyaları yoga yapmadan kaldıramazsınız. 5. Iҫme sorunları: Bu Murphy` nin yasası: ne zaman iҫecekler servis edilirse uҫaǧınız bir hava yıǧınına ҫarpacak ve bu nedenden dolayı eşyalar bir kaҫ dakika iҫin şiddetli bir şekilde sallanacak. En kötü sallanma uҫuş görevlisinin komşunuza domates iҫeceǧini tam bilgisayarınızın üzerinde verdiǧinde gerҫekleşecek. Bu bir trajedi` de sona erebilir. 6. Bebek sorunu: Büyük ihtimal her uҫak şirketi`nin en azından bir aǧlayan bebek taşımak zorunda olduǧunu biliyorsunuzdur. Bu ҫocuǧun hemen yanınızda oturması ҫok yüksek. Eǧer hiҫ şansınız yok ise ve özellikle havalimanından direkt bir toplantıya gidiyorsanız, bu ҫocuk üzerinize kusacaktır. Bu olayı yaşayan bir kişi ` yi biliyorum. Ve şu an en az bir yedek takım giysi ile seyahat ediyor. 7. Bebek sorunu: ҫocuklar biraz büyüdüklerinde, hepsi „seatkickeritis“ döneminden geҫiyorlar. Eǧer bu canavar`lardan bir tanesi arkanızda oturuyorsa, iki Scotch ısmarlayınız ve iş yapmayı unutunuz. 8. Sohbet zamanı: Her olayı bir sohbet imkanı gibi gören kimseler var. Eǧer böyle bir kimse`nin yanında oturuyorsanız, bilgisayarınızı aҫmanız bir dizi soru` yu beraberinde getirecektir. Örneǧin: „Bunun fiyatı ne kadar?“, „Ne iş yapıyorsunuz?“ ve herşeyden ilginҫ olanı „ҫalışıyor musunuz?“ Bu insanlar ile başa ҫıkabilmenin tek yolu onları göz ardı etmek. On dakika sonra bunların bir ҫoǧu mesaj`ı alıp kendi kendileriyle konuşmaya başlayacaklar. 9. Kullanılmış bateriler: Pazılarınız ve dört ek bateri`yi taşıyacak paranız olması şartı ile bilgisayarınızın baterisi uҫuşun sonuna kadar yetmeyecek. Ve en kötü anında sizi yarı yolda bırakacak. 10. Bütün neşe`yi kaybetmek: Işinize odaklanmanız seyahat`i bir macera haline getiren olayları yaşayamamanıza neden olacak. Geҫenlerde böyle iş olmayan bir gün` de benim günler sonrası gülmeme neden olan bir olay yaşadım. Küҫük bir uҫak` ta bulunuyorduk ve uҫuş görevlisi güvenlik kurallarını elindeki kaǧıt`tan okuyordu. „Bu uҫaǧın bir tuvalet`i var,“ diye okuyor. 11 Kapı`ya göstererek „hemen burada“ diyor. Ondan sonra önemli bir hususa deǧiniyor: „Şu an devre dışı.“ Organik gıdalar Hala yeşil mi? Ingiltere`de gittikҫe fazla müşteri biyolojik şekilde yetiştirilmiş gıdaları tercih ediyorlar. Fakat bütün bu biyolojik ürünler nereden geliyor? Bu aşırı ithal ihtiyacı büyük gıda ürünü şirket zincirleri`nin eko bilanҫo fikri ile nasıl baǧdaşlaşıyor? Alex Renton bilgilendiriyor. Ingiltere`deki organik ürünlerin satışları beklenilenin üzerinde artmakta, ve yediǧimiz her hangi bir şey`in piyasa`sından daha hızlı büyümekte. Ҫevre vakfı Soil Association`in verilerine göre Ingilizler 2005 yılında organik ürün iҫin 1,6 milyar sterling (2,38 € milyar) harcadılar. Bu 2004 yılına nazaran 30%`luk bir artış demek. Bu kurum 2006 yılı iҫin bu oranın daha da yüksek olmasını bekliyor. Fakat yurt iҫinde yetiştirilen organik ürünlerin talebi supply` dan daha hızlı büyüdüǧü ve süpermarket`ler bazen dünya`nın bir diǧer ucundan daha fazla ithal edilen ürün sattıkları iҫin yeni bir etik soru doǧuyor: organik ürün hala yeşil mi? En azından bir kaҫ durumlarda cevap „hayır“ gibi görünüyor. 105 sterling miktarındaki organik ürün piyasasındaki senelik büyüme 1995 yılında bütün uyarıları iҫinde barındırıyor. Organik ürün kıtlıǧından kaynaklanan etiket dolandırıcılık ile ilgili artan raporlar var. Endüstri` nin bir kaynaǧına göre geҫenlerde süpermarket zinciri Sainsbury`s Ingiliz talebini karşılamak üzere sadece 30% organik süt bulabildi. Bunun haricinde dana eti, domuz eti ve meyve bir sorun teşkil ediyor. Süpermarket`ler Ingiltere`nin organik elmaları`nın sadece 40% `nı satın alabiliyorlar. Bir başka diǧer Ingiliz zinciri, Tesco, organik dana eti` ni Arjantinya`dan getittiriyor. Organik ürün yaygınlaşmasında süpermarket`ler önemli bir etken haline geldiler (ürünlerin 76% `sı süpermarket`ler sayesinde satılıyor) ve Ingiliz ҫiftҫi`lerin talebi karşılayamamaların nedeni süpermarket zincirlerinin hata`sından kaynaklanıyor. Sıkı satın alma pratikleri seneler boyunca tarım gelirlerini düşük tuttu ve organik tarım beklentilerine nazaran yatırımın düşük olmasına neden oldu. Bu ve başka nedenlerden dolayı 2005 yılında Ingiltere`deki organik ürün üretimindeki tarım alanı 8% 12 düştü. Artan talep daha fazla ithal ihtiyacı demek ve 2005 yılında süpermarket`ler salata ve sebze`lerin üҫ` de ikisini ve yurtdışından üҫ de birinden fazla diǧer sebzelerden satın aldılar. (Toplam`da süpermarket`ler 2005 yılında sattıkları organik ürünlerin 34%`nü ithal ettiler). Böylece ekolojik duyarlılıkları olsun olmasın kışın ortasında Ingiliz tüketicileri taze marul almayı bırakmadılar. Fakat ithal girişimleri organik ürün gelişimi iҫin daha önemli etik sorunları beraberinde getiriyor. Bir bakıma ticaret yapan insanlar „yerel ürünler yeni organik ürün olma yolundalar“ diyorlar, ҫünkü ürünün nereden geldiǧi ekolojik duyarlılıǧı olan insanlar iҫin önemli. Daha iyi bir tarımı olan temiz bir gezege`nin finansmanına katkı` da bulunma fikrini düşünmeksizin organik ürünleri ҫeşitli nedenlerden dolayı satın alıyorlar. Şu an „yerel“ yeni bir durum deǧil: her zaman organik filozofi` nin bir parҫası. Soil Association`u 60 sene önce kuran sayın Eve Balfour bugün hala geҫerli olan filozofik prensipleri inşa etti. Bunlardan biri: “Eǧer taze ürün canlılar iҫin önemli ise, o zaman bu ürün sadece bizim topraklarımızda deǧil aynı zamanda tüketicinin bulunduǧu topraklarda da yetiştirilmesi gerekiyor. Eǧer bu daha az ithal demek ise ve ihracatlar üzerinde uzun vadeli etki bırakıyorsa, o zaman sanayi ürün üretiminin gereksinimlerine uyum saǧlaması gerekiyor.” Her ne olursa olsun olanlar senaryo` nun tam tersi. On sene önce 5 isҫi ile başlayan bu kurum şu an 200 eleman ҫalıştırmakta ve 8,8 milyon sterling deǧerindeki ciro`larını dünya`nın her bir yerinden gelen ürünleri organik ürün sertifikalamasıyla kazanıyorlar. Buzdolabıma baktıǧımda Tesco şirket`i tarafından Ekvador`dan getirilen organik karides` ler görüyorum. Her birey Atlantik`ten buraya getirilen ürünler esnasında üretilen 0,77 ton karbon emisyonundan sorumlu. Böylece benim 225 gram karideslerim yüksek karbon emisyonlarına sebebiyet veriyorlar. Wales` den bir ҫiftҫi ve Soil Association`un genel müdürü, Patrick Holden, bu tür konulardan dolayı endişe ediyor. “Bu piyasanın en uҫ noktasına geldik. Şu an milyonlarca insan organik ürünleri iҫten inanarak alıyorlar. Fakat zorlu bir aşamadan geҫilmesi gerekiyor: endüstrileşmiş organik üretimi yerine organik tarımı desteklememiz gerekiyor. Gıda ürünleri ve tarım iklim deǧişikliǧinin sorunları aҫısından ҫok önemliler.“ Ondan sonra bu kurumun dünya`nin bir ucundan diǧer ucuna binlerce mil taşınan ürünleri neden sertifika ettiǧini sordum. Benim görüşüme göre Ingiltere`de mevcut olan 13 ürünlerin neden ithal edildiklerini aҫıklamak ҫok zor. Ithal edilen organik dana eti`ni satın almak mantıklı deǧil. Süpermarket`ler Ingiliz dana eti üretimine yatırım yapmış olsalardı daha iyi olurdu.“ diyor Holden. Soil Association Ingiltere`de bulunabilen ve ithal edilen ürünlerin sertifikalanmasını neden redd etmiyorlar? Holden „Bence sertifikasyon`u bir ithal engel`i olarak kullanamayız. Sınırı nerede ҫekmemiz gerekir? Ben daha ҫok dünya üzerinde gerҫekleştirilen ürün naklilinin pahalılaştırılmasından yanayım, yani „yeni korunma politikası“. Fakat burada da hava kargo`su sorunu ile karşılaşmaktayız.“ Kurumun büyük süpermarket`ler ile yakın ilişkisi bu kurumu büyük gıda ürünleri üreten şirket`lere karşı eylemci olarak gören tüketiciler tarafından tuhaf bulunduǧunu söylediǧimde iҫini ҫekiyor. „Süpermarket`lere ilişkin iki görüşü savunabilirsiniz. „bunların hepsi` nin bir bastard olduǧunu söyleyebilirsiniz.“ veya „Süpermarket` ler biziz, onlar bizim istediklerimizi yansıtıyor ve onların deǧişmesi bizim elimizde.“ Ben son görüşü savunuyorum. Kontrol` ün bizim elimizde olduǧunu düşünüyorum. Böylece bizim izlediǧimiz politika yapıcı bir tartışma niteliǧi taşıyor.“ Eǧer gerekli olursa, piyasa liderini eleştirecek. „Benim görüşüme göre Tesco` nun „daha az iҫin daha fazla“ politikası başından beri yanlış, daha ҫok „daha fazla iҫin daha fazla“ olması gerekir. Organik ürünleri masrafların altında satmak Ingiliz tarımı`nın direǧini oluşturan karışık, küҫük aile ҫiftlikleri iҫin ҫok zararlı olduǧunu düşünüyorum.“ Ingiltere Avrupa ve Amerika`daki diǧer yerlere nazaran organik ürünlerinin hükümet tarafından deǧil de baǧımsız kurumlar tarafından denetlenmesi konusunda eşsiz. Bazı eleştiriler sistemimizin modern olmadıǧı görüşünde. Tabii ki büyük organik ürün piyasası bizim güven bazlı mekanizmalar ile yaptıǧımız senelik denetimler`den daha yüksek beklentiler iҫerisinde olabilirler. Yüksek miktarlar`da üretilen organik ürünler gittikҫe kirlileşiyor. Amerikan dev`i Whole Foods Market mümkün olabilecek 80 organik süpermarket` lerinin ilkini ilkbahar` da Ingiltere` de aҫacak. Whole Foods Fresh and Wild zinciri` nin altı alışveriş merkezini 2004 yılında satın aldılar. Tesco kendi ürünlerinin ismini deǧistirmek iҫin kendi organik ürün yelpazesinin üretimine “Whole Foods” adı ile başlayarak marka ismini kullanmaya başladılar. Eǧer Tesco ve Sainsbury`s piyasa`ya yeni atılan şirket`lerin organik ürün iҫin hava yolları kattetiklerini ıspatlayabilirlerse, o zaman bu savaş`ta ekolojik duyarlılıǧı olan 14 tüketiciler iҫin önemli bir avantaj elde etmiş olacaklar. Sonuҫ olarak geҫen hafta`larda büyük süpermarket`lerin bir sürü girişimleri söz konusu. Tesco organik dana eti üretimini destekleyeceǧini ve bütün organik eti`ni Ingiltere`den alacaǧını söylerken, Sainsbury`s Ingiliz elma üreticilerine maddi destek vereceǧini söylüyor. Bu sene Sainsbury`s 40 milyon yarım litre organik süt satacak ve gelecek sene 50 milyon süt satmayı planlıyor. Ihtiyaҫ`ları o kadar yüksek ki organik ürün üretmeyi söz veren, fakat bu süreci henüz tamamlamayan ҫiftlikler`den bu süpermarket zincirler`i süt ve elma satın alıyorlar. Whole Foods Market`in yerel bölge`sinin genel müdürü David Lennon yerel ürünleri ilk önce depo` ya koyacaklarını söylüyorlar veya “eǧer herşey mevcut ise yerel bir alternatif” söz konusu. Bundan dolayı alışveriş merkez`lerindeki en iyi elmaların güney Afrika`dan gelmesine raǧmen ilk bahar`da her ne kadar yeşil tüketiciler iҫin eski ve ҫirkin de olsalar Ingiliz üretimi elma`lar da olacak. Lennon Whole Foods`da 20 sene önce “biz hippie iken” ҫalışmaya başladı. O zaman`ın deǧerleri- gıda ürünlerinin üretimini ve tüketimini deǧiştirme isteǧi - deǧişmedi. Kendisinin söylemiş olduǧu ve Ingiltere`ye kadar varan mesajı: “Eǧer bir ҫiftҫiyseniz ve küҫük kalmak istiyorsanız, o zaman ürünlerinizi bize satın.” Kuzey Amerika`da Whole Foods kendisini “dünya` nın doǧal ve organik gıda ürün`lerinin en büyük perakendeci`si olarak tanımlıyor. 181 süpermarket ile 2005 yılı ciro` su 5$ milyar tutarındaydı. Bir ҫok sendika karşıtlı küҫük rakip şirket`ler oluştu ve bazı eleştirmenler bu şirket`ler ve diǧer büyük şirket`ler arasında hiҫ bir fark göremiyorlar. Amerikalı yazar Nina Planck gibi bazı organik uzmanları Londra` nın ilk ҫiftҫilik piyasasını kurdular ve bu deǧişimin daha ҫok tarım endüstrisinden, gıda ürünü perakendeciler ve organik ürün üretiminin kurallarını hazırlayan Amerikan ticaret bakanlıǧı tarafından kaynaklandıǧını düşünüyorlar. Amerikan muhabiri Michael Pollan “Organik ürün bizim umduǧumuz alternatif olma yolunda.” Bu görüşe Soil Association` un genel müdürü Holden katılmyor. Kendisi mücadele etmeye kararlı: “Büyük şirket`ler ve bazı ticari kurumlar ile olan sorunlardan dolayı hedefim`den taviz vermeyi düşünmüyorum. Fakat ҫalışmalarımızı yoǧunlaştırmamız lazım. Geҫen yirmi sene`de yaptıǧımız bütün iş uzun vadeli tarım politikasi iҫin ikna edici bir piyasa yaratmış olmamız. “Gıda ürün daǧıtımını hedef almaya başlamadık,” diyor kendisi. “Bu yerel ürün satın alma politikası`nın 15 hizmet`lere eklenmesi gerektiǧi ve gıda ürünü`nün gerҫek hikayesi`nin anlatılması anlamına geliyor. Bu ҫok önemli. Bu deǧişimin devamlılıǧını temin edebilmeliyiz, ҫünkü gezegen`i daha iyi yapabilmek aҫısından büyük bir önem`e sahip.” Uzun yolculuk Ingiltere`de satılan organik ürün ve nereden geldikleri Elmalar: Yeni Zelanda` dan ithal ediliyorlar, 16.000 kilometrelik bir yolculuk. Aynı mesafe` yi uҫak ile katteden bir yolcu 3,1 ton karbon diyoksit üretiyor, yaklaşık ortalama bir Ingiliz ev`in sene` de elektrik kullanımında ürettiǧi karbon diyoksit miktarı kadar. Dana et`i: Arjantinya` dan ithal ediliyor ve bazen Avustralya kadar uzak, en az 11.200 kilometrelik bir yolculuk. Şekerpare: Zimbabwe`den ithal ediliyor, yaklaşık 8.200 kilometrelik bir yolculuk. Patatesler: Israil`den ithal ediliyorlar, 3.500 kilometrelik bir yolculuk, Ingiliz patates kurumu Ingiltere` nin sene`de yaklaşık 350.000 ton patates ithal ettiǧini tahmin ediyor. Ingiltere sezon`u ithal`ler dahil. Karidesler: Endonezya` dan ithal ediliyorlar, 11.700 kilometrelik bir yolculuk. Karides`ler yoǧunluk ile Asya`nın güneydoǧu bölgesinde yetiştiriliyorlar. Organik gerҫekler ve rakamlar 16.7 milyar sterling (24.7 € milyar): 2005 yılında satılan organik gıda ürünlerin ve iҫecek`lerin tahmin edilen küresel deǧeri Üҫ`e bir: Hiҫ bir zaman organik gıda ürünü satın almadıklarını söyleyen Ingiliz yetişkinlerin oranı 40%: Ingiltere`de yetiştirilmiş ve Ingiliz süpermarket`lerde satılan organik elma`ların oranı 400: rutin bir şekilde geleneksel ҫiftҫilikte kullanılan biositler`n miktarı. Bebek gıda ürünlerinde, ıspanak, kurutulmuş meyve, ekmek, elmalar, tahıl ve patates`lerde yüksek doz`da biosit izleri bulundu. 16 Bir gelir kesintisini kabul eder miydiniz? „Bir gelir kesintisini kabul ederdim, ҫünkü yaptıǧım işı seviyorum. Eǧer bir daha yapmak zorunda kalsam, bir daha yapardım.“ Bu benim iҫin sadece varsayıma dayalı bir soru deǧil. 2001 yılında Pennsylvania`daki danışmanlık şirketinde bilgisayar programı geliştiricisi işimi kurtarmak amacı ile 25%`lik gelir kesintisini kabul edip etmeyeceǧim soruldu. Ben o zaman kabul ettim ve şu an ҫalıştıǧım işyerinde aynı durum ile karşı karşı` ya kalsam, yine kabul ederdim. Neden? Ҫünkü yaptıǧım işi seviyorum. Şirket websitemizin kullanıcı-konforluk ekibinin müdürü` yüm. Bu da ҫalışanların şirket ile olan iletişimlerini kolaylaştırmanın benim işim olduǧu anlamına geliyor. “Insan yaptıǧı işi ve ne anlama geldiǧini hissetmesi lazım - başka hangi iş daha fazla zevk verebilir? Ve bu benim hissettiǧim şekil. Herşey` den önce para`dan daha önemli konular var. Arkadaşım Mark` ın söylediǧi gibi: „Insanlar para istediklerini söylüyorlar, fakat bu doǧru deǧil. Bu para`yı memnuniyet`le olumlu duygusal tecrübeler iҫin harcayacaklar. “Ve bu doǧrudur-gelirlerimiz yükseldikҫe ne yapacaǧız? Daha güzel bir araba, daha büyük bir ev, daha iyi bir MP3-cihazı satın alıyoruz. Fakat bunun iҫin ne kadar ҫalıştıǧınızı da düşünün: daha iyi bir strateji yapmasını sevdiǧiniz işi bulmak ve finansal durumunuzu ona göre düzenlemek olur. Bu benim yapmış olduǧum iş ve hiҫ bir zaman daha mutlu olmamıştım. Şu an ҫalıştıǧım şirket uluslararası elektronik cihaz üreten bir şirket ve bana sadece aylıǧımı ödemiyor, benim iҫin ayriyetten eǧitim kurslarını finanse ederek yatırım yapıyor. Bu yatırımın karşılıǧını işimle ilgili olan kitap, Internet günlüǧü ve dergi okuyarak verdim. Bu bir vermek ve almak durumu ve şirket`in maddi durumu kötüleşecek olursa şirket`ten o kadar kolay ayrılacaǧımı düşünmüyorum. Gelir kesintilerin herkesi vurabileceǧini biliyor olabilirim, fakat genel olarak kabul edebileceǧimi düşünüyorum. Benim görüşüme göre verimlilik herkes`in işi, fabrika seviyesinden şirket` in en üst seviyesine kadar. 2001 yılında yavaşlayan ekonomi teknoloji sektörünü ҫok aǧır bir şekilde vurdu. Meslektaşlarıma ve bana 25%` lik bir gelir kesintisi veya iş kaybetme riskini göze alabilip alamayacaǧımızı sordular. Bu durumu ekip olarak tartıştık ve kabul etmeye karar verdik. Benim iҫin bu karar oldukҫa kolaydı, ҫünkü 17 şimdiye kadar birlikte ҫalışmış olduǧum en iyi ekipler`den bir tanesiydi. Birlikte kalabilmek uǧruna bir gelir kesintisini kabul etmek hiҫ söz konusu bile deǧildi. Beni yanlış anlamayın: beni maddi aҫıdan etkilediǧinden deǧil, fakat bu durum daha da kötü bir şekilde gelişebilirdi. Eşimin ҫalışmaması, ҫocuklarımızın, ipoteǧimizin ve araba taksitlerimizin ve ҫok fazla faturalarımızın olmaması beni şanslı kılıyor. Birlikte ҫalıştıǧım bir ҫok kişi`nin aile`lerini maddi aҫıdan desteklemeleri gerektiǧini ve bu durumdan ne kadar olumsuz bir şekilde etkilendiklerini gördüm. Benim iҫin bu durum az deǧişiklikleri beraberinde getiriyor: Kitap ve CD gibi ek harcamalarımı azalttım ve birikimlerimi kullanmaya başladım. Yaklaşık altı ay sonra başka bir yerde iş teklifi aldım, fakat şirket` ten ayrılma kararımın maddi durum ile hiҫ bir ilgisi yoktu. Benim ayrılışım, her ne olursa olsun, meslektaşlarımın tam gün aylık alabilmelerine vesile oldu. Işverenlerime yaptıkları işten dolayı saygı duyuyorum. Kolayca iҫlerimizden birini iş` ten ҫıkartabilirlerdi, fakat doǧru işi yaptılar: yanımıza gelip ne yapmak istediklerimizi sordular. Şirket`in bizi bir arada tutabilmek iҫin bulduǧu ҫözüm müthiş bir olay` dı. Iş yerinizi kurtarmak iҫin gelir kesintilerini göze alır mıydınız? Elisabeth Ribbans farklı cevaplar aldı. Memnuniyet`le kabul ederdim, ҫünkü garsonluk ve aşҫılık işimi gerҫekten ҫok seviyorum, fakat ҫocuǧumu yalnız yetiştirdiǧim iҫin maddi aҫıdan az para ile geҫinemiyorum. Bir eşim ve iki gelirim olmuş olsaydı, o zaman kesin olarak işimi kurtarmak amacı ile bir gelir kesintisini kabul ederdim, fakat şu an ki durum bunun imkansız olduǧunu gösteriyor. Tek gelirli insan olarak, böyle bir kararı o kadar kolay alamazdım. Saat`te 5,50 sterling (yaklaşık 8,15 €) kazanıyorum ve okul tatilleri arasında on yaşındaki kızım Annie `nin ҫocuk bakımı iҫin saat`te 3 sterling ödemek zorundayım, böylece sene`nin belli zamanlarında maddi durumun biraz zorlaştıǧını görebiliyorsunuz. Yazın altı hafta gibi bir süre iҫin kemerleri biraz sıkmamız gerekiyor, fakat bu durumun her zaman üstesinden gelemiyorum. Aylıǧım diǧer cafe`lerde ve yerel küҫük dükkan`larda ödenilen aylıklar ile karşılaştırıldıǧında iyi görünüyor. Eǧer işı bırakmak zorunda kalsam, ne yapabileceǧimi bilemezdim. Böyle küҫük bir kasaba` da ҫok fazla 18 seҫeneǧiniz yok. Kendimi bir ҫok iş`e yönlendirebilirim, fakat bu iş yakınlarda olması gerekiyor, ҫünkü iş saat`leri okul saatleri ile uyuşması gerekiyor ve geҫimimizi saǧlayabilmemiz iҫin yeterince aylık sunması gerekiyor. Eǧer böyle bir durum ile karşı karşı` ya kalsam, bu hususu düşünmek isterdim ve risk`i göze alıp kendim iҫin ҫalışmak isterdim. Fakat bunun iҫin yeterince cesaretli olduǧumu düşünmüyorum. Düzenli bir gelir`e ihtiyacım var, bu nedenden dolayı Annie` nin büyümesini beklemek zorundayım. Eǧer bu iş`ten ayrılmak zorunda kalsam, benim iҫin ҫok utanҫ verici olur. Bu ayaküstü yemekler satan dükkan evim`den sadece bir kaҫ mil uzaklıkta, bu da benim iş`e yürüyerek gidebileceǧim anlamına geliyor ve Annie`nin gittiǧi okul`un bulunduǧu kasaba`dan sadece bir kaҫ yüz metre uzaklıkta. Böylece bu durum ҫok pratik. Her gün iş`e gelip gitmeler olmadıǧı iҫin ne zaman ne de para harcıyorum ve beni ҫaǧırdıklarında okul` a gidebiliyorum. Bunun haricinde işimin başka bir ҫok sevdiǧim yönleri de var: ҫok huzur verici bir ortam, insanlar ile buluşmaktan zevk alıyorum- buraya hem turist hem yerliler geliyor, yemek yapmaktan ҫok hoşlanıyorum, ҫok eski sevimli bir bina` da bulunuyoruz ve harika bir işverenim var. Burada ҫalıştıǧımdan daha fazla saat ҫalışmak isterdim, fakat daha önce söylemiş olduǧum gibi bir kere okul bitişi saat 15.30`da ҫalışmaya başladıǧımda, aylıǧım ҫocuk bakım yerinde harcanıyor. Bazen okul tatilleri esnasında Annie ayaküstü yemekler yenilebilecek dükkana geliyor, fakat sonra canı sıkılmaya başlıyor ve kendisi etrafımda olduǧu zaman tam olarak işime odaklanamıyorum. Yeteneklerinin ҫalıştıǧın şirket ile birlikte bir dereceye kadar gelişip gerilediǧi görüşüne Jon ile birlikte katılıyorum. Eǧer işinizi seviyorsanız, o zaman işler zorlaştıǧı zaman yardım edebilmek zorundasınız. Fakat nasıl Jon`dan rica edilen 25%` lik gelir kesintisini kabul etmek zorunda kalırsam, bu okul tatilleri esnasında sadece saat`te 1 sterling`den biraz fazla para kazanacaǧım anlamına geliyor. En son istediǧim şey işimi kaybetmek. Bütün gün ev`de oturmak yerine daha ҫok işyerinde olmayı tercih ediyorum. Fakat, Allah`tan burası ҫok tanındık bir yer, böylece yakın zamanlarda bu soru` nun bana sorulmasını beklemiyorum. 19 Akan paralar Amerikan hükümeti dikkatsiz görev uygulaması ile Irak`lıların güvenini mi harcıyor? Bush döneminde Irak alehinde gerҫekleşen görev suistimali bir araya toplandıǧında ülke`nin yeniden inşa edilmesi adına bir ҫok fiyasko ile sonuҫlanan siparişler ile milyarlarca vergi ödeyenlerin paraları harcandı. Kaybolan sadece para deǧildi. Washington`un elektrik ve eǧitim sistemini onarma, su ve petrol daǧıtımını düzenleme ve saǧlık merkezlerini inşa etme sözünü yerine getirememesi skandal yarattı ve bir zamanlar aǧırbaşlı Irak`lıların Amerikan hükümetine karşı tavır almasına neden oldu. Iraǧın yapılanması görevini üstlenen Special Inspector General ofis` i tarafından son siparişler` in aҫıklandıǧı rapor yayınlandı. Bu ofis Kongre`nin iki sene önce Irak yapılanması iҫin seҫim`de onayladıǧı 18,4 $ milyar `in iҫerisinden 1,3 $ milyar (yaklaşık 1 milyar €) `yı göz` den geҫirdi. Bildirilen kaynaǧı belli olmayan masraflar 11% `den 55%`e kadar varıyor, sizin de bildiǧiniz üzere Halliburton şube şirketi KBR burada söz konusu. Bu kaynaǧı belli olmayan aşırı masrafların özel güvenlik masrafları olmadıǧı ortaya ҫıktı. Bu masrafların daha ҫok Iraǧa iş `in oluşmadan aylar öncesi işҫi ve teknik donanım aletlerin gönderilmesi nedeniyle „verimsiz saat`lerden“ dolayı yükseldiǧi ortaya ҫıktı. Bu da baştan saǧma sipariş vermenin, vergi denetimi`nin ve genel anlamda denetim eksikliǧinin bir örneǧi. Ve bu örnek Washington`un Irak yapılanmasına ilişkin yaklaşımını başından beri gösteriyor. Yetenekler arayışı iҫerisinde Modern ekonomi kalifiye`li işgücü talebini nerede ve nasıl karşılayabilir? Ekonomi dünyasına bakınız ve iki husus`u fark edeceksinizdir: modern ekonomi beyin gücüne büyük bir önem veriyor. Bu durum şirket`ler, hükümet`ler ve bireyler iҫin farklı beklentilerin oluşmasına neden oluyor. Doǧal olarak şirket` lerin en önemli görevi rakip`lerine nazaran daha yetenekli insanlar ҫalıştırmak. Büyük olasılıkla şirket`ler daha fazla yarım-gün ve daha yaşlı işҫi ҫalıştıracaklar ve ҫalışanların ucuz göründüǧü yerlerde bile eǧitim iҫin daha fazla para 20 harcayacaklar. Hindistan`ın teknoloji dev`i Infosys`in eǧitim bütҫe` si şu an 100 milyar $ (yaklaşık 79 milyar €) ` ın üzerinde. Fakat hükümetler de davranmak zorundalar. Engelleri ortadan kaldırmak öncülük tanılınan bir iş: Amerika bile ülke`ye giriş izni verdiǧi ҫok yetenekli göҫmenlerin sayısını tespit ediyor ve bunun aynısını Japonya ve bir ҫok Avrupa ülkeleri de yapıyor. Fakat eǧitim konusu ҫok büyük önem taşıyor. Hindistan nüfusu`nun 40%`ı okuma yazma bilmez iken enformasyon teknolojisi ekonomisi hakkında ve ülke`yi fakirlik`ten kurtarma konusunu nasıl konuşabilir? Ve yetenekli insanlar maǧdurların taraflarını tutarak bu tartışmaya katkı` da bulunacaklar. Bir nedenden dolayı yetenekler takibin`den taviz verilmek istenilecek: daha fazla büyüyen eşitsizlik. Bazı toplumlar iyi ödüllendirilmiş galip fikrine imkan eşitliǧi olduǧu ve kaybedenler aҫık bir şekilde sistem`den kazanҫ saǧladıkları müddetҫe hoşgörü ile bakacaklar. Bir yerlere bir köprü Cumhuriyet` ҫilerin maǧlubiyetinden sonra parti` nin yeni insanlara ihtiyacı var mı? Eǧer Cumhuriyet`ҫilerin yollarından ҫıktıkları anı yakalamamız gerekirse, o zaman üҫ sene önce doktor tarafından yazılması gerekli olan ilaҫlar hakkında meclis`in oy verdiǧi güne gitmemiz gerekir. Muhafazakar`lar arasında bu yasa tasarısı bu kadar bilinmedik ki Cumhuriyet`ҫilerin liderleri tarih`te hiҫ görülmemis bir şekilde seҫimi üҫ saat iҫin uzatarak isteksiz üyeleri evet oy`yu vermeleri yönünde zorluyorlar. Cumhuriyet`ҫiler partisinin hata` larının bir başka örneǧi hedefli harcamaların geniş ҫaplı yaygınlaşması. 1994 yılında Demokratlar 1500 proje uygulaması nedeniyle faturalara sebebiyet verdi ve Cumhuriyet`ҫiler bu durumu finansal skandal diye adlandırdılar. Cumhuriyet`ҫiler 10 milyar $ deǧerinden fazla 15.000 $ harcamalar`a onay verdiler. Oy kaygısı yüksek olan bölgeler`de beş seҫmen`den sadece biri Cumhuriyet`ҫilerin „hükümet harcamalarını kontrol altında tutarak“ daha iyi bir iş yapacaklarını söylediler ve neredeyse seҫmen`lerin iki katı Demokrat`ların daha iyi bir iş yaptıkları görüşünde. Geҫen hafta ayrı bir anket Amerikalıların 59%` nun 28% karşıt görüşlü olanlara nazaran daha az hükümet hizmeti ve daha az vergi talep ettiklerini ortaya ҫıkarttı. Ҫok fazla 21 Cumhuriyet`ҫiler bir takım güҫler`in etkisi altında kalarak rüşvet yiyorlar ve seҫmenlerin kendilerini neden Washington`a gönderdiklerini unutuyorlar. Oyların ҫoǧunluǧunu geri kazanmak iҫin liderler bu sene ki tartışmalarından farklı bir şekilde yeni bir politika izlemeleri gerekiyor. Başlıkların arkası Ingiliz medyasında`ki başlıklar anlaşılması zor olabilir. Ҫoǧu kez deyimler ve kelime oyunları ile dolular. Başlıklar ҫoǧu kez kısa oldukları iҫin kelimeler`in hepsi yazılmıyor olabiliyor, bu da cümle`nin gramer yapısını anlamayı zorlaştırıyor. Burada son zamanda ҫıkan başlıkların anlamlarına bakıyoruz. Costs trouble lonely Corus as it dreams of marriage Masraflar: Burada Avrupa`daki ҫelik üretiminin yüksek masrafları kastediliyor. Sorun: Bu bir fiil`dir. Ve „bir kimse`ye sorun veya başaǧrısı üretmek” anlamına geliyor. Yalnız: Burada Corus şirket`i „yalnız”, ҫünkü birleşebileceǧi bir ortak bulamadı. Corus: Dünya`nın yedinci büyük Ingiliz-Hollanda karışımı bir ҫelik üreticisi. Evlilik hayalleri: Burada Chorus ümit ederek masraflarını indirebilecek bir ortaǧın hayalini kuruyor. Evlilikler ҫoǧu kez şirket`ler arası birleşmeleri anlatıyor. 1998 yılında Daimler Chrysler`in eski genel müdürü Jürgen Schrempp bilindiǧi üzere Daimler-Benz ve Chrysler arasındaki birleşmeyi „cennet`te gerҫekleşen evlilik“ olarak adlandırdı. Basit Ingilizce`de: Yüksek masraflar Chorus şirketine büyük sorunlar yaratıyor ve bu yüzden dolayı birleşebileceǧi bir ortak arıyor. Darned SOX Darned: Bu bir kelime oyunu` dur. “Darned” amerikan argo bir kelime ve hayal kırıklıǧını dile getiren bir sıfat`dır. “Damned” 22 versiyonu`nun bir yumuşak biҫimi. Fakat “darn” fiil`inin bir diǧer anlamı “ҫorap söküǧünü onarmak”. SOX: Bu Sarbanes Oxley yasasının bir kısaltılışı. Amerikan hükümeti` nin hazırlamış olduǧu finansal raporlama kuralları. Bir sürü şirket bilanҫo skandallarından sonra 2002 yılında yasa` ya ҫevirildiler. Ҫok fazla kompleks olduǧu gerekҫesiyle şu an yasa üzerinde ҫalışılıyor. Basit Ingilizce`de: Fazla stres` e neden olan Sarbanes–Oxley Act üzerinde ҫalışılmak üzere bir daha göz` den geҫiriliyor. Train with Gizmos The Pros Use Tren: Burada “tren” fiili emir şeklinde kullanılıyor. Emir şekilleri başlıklarda ҫoǧu kez yer biriktirmek iҫin kullanılırlar. Gizmo: Bu „cihaz, alet“ kelimesi cihaz`ın ismi bilinmediǧi zaman kullanılır ve bir argo kelime`dir. Piyasada`ki yeni cihaz`ların yüksek sayısı göz önünde bulundurulduǧu zaman, sadece bir kaҫ insan her bir şey`in isimlerini bilebilir. Burada kavram bisiklet sürücüleri iҫin en son ҫıkan dijital cihaz`lara deǧiniyor. Pros: „profesyoneller“ sözcüǧünün kısaltılışı. Burada profesyonel bisiklet sürücüleri kastediliyor. Basit Ingilizce`de: şu an profesyoneller tarafından kullanılan cihaz`lar ile ҫalışabilirsiniz. Oil falls on OPEC output outlook Petrol: Burada petrol fiyat`ları kastediliyor. Falls on: “on” kelimesi “bir cevap olarak” anlamında kullanılıyor. “fall” fiil` inin şimdiki zaman şekline dikkat ediniz. OPEC: Dış ülke`lere petrol satan bir kurum Output outlook: Burada „output“ kelimesi üretilen petrol miktarına deǧiniyor. “Outlook” kelimesi gelecek`te olabilecek olaylar`a deǧiniyor. Bu durum`da üretim bir kesinti`ye uǧramayacak. Başlıkta O ile başlayan dört kelime`ye, yani “alliteration” `nin kullanımına da dikkat ediniz. 23 Basit Ingilizce`de: Petrol fiyat`ları OPEC`in üretimi kesmeme kararı üzerine düştü. Afrika`daki kurtlar Ҫin devleti yatırımları ile Afrika`da Batı`nın reform ҫaba`larına engel mi oluyor? 1970`li yıllarda Ҫin devleti Afrika`nın her yerinde futbol sahası kurarak sosyal dayanışma gösterdi. Bugün Dünya banka`sının başkanı Paul Wolfowitz`e göre Ҫin`lerin yatırımı daha az benign olabilir. Ҫin devleti Angola ve Sudan`dan satın almış olduǧu petrol`e yatırım yaptı. Zambia ve Zimbabwe` den mineraller satın aldı ve Sudan, Etiyopya, Congo Brazzaville ve Zambia`da yeni baraj`ların inşa`sının finansmasına katkı saǧlıyor. Desteǧini hem siyasi hem de ekonomik alan`da gösteriyor. Ҫin devleti aҫık bir şekilde ne Sudan`lıların Darfur`daki eylemlerine ne de Zimbabwe`nin ҫektiǧi işkence`nin insanları ilgilendirdiǧini dile getiriyor. Bu sadece etik kredi verme politikasını tehlike`ye sokmuyor aynı zamanda Afrika`nın gelişim politikasını`nın yönünü de etkiliyor. Bu politika`nın iki karakteristik özellikleri borҫ affı ve yardım`ın daha iyi bir hükümet iҫin yapılıyor olması. Eǧer ҫin bankaları daha fazla para `yı borҫ olarak verirlerse borҫ affı engellenmiş oluyor. Eǧer Ҫin devleti` nin desteǧi daha kolay bir alternatif ise rüşvet yiyen hükümet`ler reformlar uygulamayacaklar. Ҫin devleti yardımı`nın hiҫ bir şart`a baǧlı olmadıǧını ve kendi deǧerlerini başkalarına zorla kabul ettirmek istemediǧini söylüyor. Batı ülke` lerin Afrikan devlet`lerini emir altına aldıklarını söylüyorlar. Fakat Afrikan ülke`lerin bir ҫok yönleri Ҫin Devleti aҫısından tanıdık gelmesi lazım: insanların isteklerini göz ardı eden bir hükümet ve resmi anlamda yenilen rüşvet`e tolerans göstermek. Ҫin devleti`nin Afrika` da yatırım yapmaya hakkı var. Risk üstlenme eǧilimi bir ҫok avantajlar sunabileceǧinin göstergesi. Fakat kendi ülke` sinde yeni başlatmış olduǧu sosyal ve ҫevresel koruma politikasını engellememesi lazım. 24 Ingiltere tek başına bu krizi ҫözemez Ingiliz hükümeti iklim deǧişikliǧine ilişkin rapor`un da aҫık ve net bir dil kullanıyor. Ingiliz hükümeti`nin görevlendirdiǧi Stern iklim deǧişikliǧinin ekonomisine ilişkin kontrolü etkileyici bir mesaj iҫeriyor. Bu mesaj`a göre istatistikler hakkında tartışmalar` dan uzaklaşma` nın zamanı geldi. Rakamlar herşeyi anlatıyor. „Bir sonra ki yüzyıl iҫin gerҫek bir imkan oluşturan “5 ve 6 derece` lik ısı artışı küresel anlamda milli hasıla`nın 10% miktarında bir zarar`a uǧramasına neden olabiliyor. „En kötü“ senaryo 100 milyon insan`ın küresel sel felaketleri ile ev`siz bırakılması ve „iklim kaҫaǧı“ yapılması ve bu felaketlerin sonrasında milli gelir hasıla`nın 20% azalması. Stern`in aҫık ve net mesaj`ı siyaset`ҫilerin hiҫ bir alternatif `lerinin olmaması ve küresel anlamda önlemlerin alınması gerekliliǧi. Geҫmiş yılların tecrübelerine göre küresel kurumlar bu sorunu ҫözmek iҫin yeterince yetkin deǧiller. Dünya siyaset` ҫilerinin eksikliǧi bundan sonra ki dört, beş sene` nin bu sorun ile baǧlantılı olmayan olaylarını görememeleri ve 50 yıllık bir hükümet sürecini göz ardı etmeleri, ҫünkü burada söz konusu olan siyasi partilerin seҫilebilip seҫilememesi deǧil, daha ҫok gezegen`in kurtarılması. Ispanyol gurme patlaması Ispanya`da gurme mutfaǧının lezzetine varıldı. Dale Fuchs`un raporuna göre bazıları bu durumu ҫok abartılmış buluyorlar. Carlos Rojo hala güzel kızartılmış balıǧın lezzetine inananlardan. Fakat 40yaşındaki Madrid restoran sahibi bu gurme patlaması döneminde artan bir rekabet ile karşı karşı` ya. Bu rakip restoranlar yeni nesili oluşturan usta asҫılar tarafından yönetiliyorlar. Mutfak gayet iyi görünüyor, diyor kendisi, „fakat sonunda hala aҫsınız“ diye de ekliyor. Rice Krispie paella ve Parmesan marshmallows`un yaratıcısı Ferran Adria lezzet revolosyon`unu başlatan kişi. Ve kendisine ait Barcelona yakınlarındaki üҫ yıldızlı Michelin Star El Bulli restoran`ı herkes tarafından biliniyor ve deneysel mutfak` tan, televizyon show`ları ile tapas bar`larına kadar bütün hizmet`leri sunuyor. Bunun haricinde Madrid`deki ticaret okulu Instituto de Empresa `nın marketing 25 profesörü `nün görüşüne göre aşҫı ustaları gurme restoranları`nın dışında büyük iş alanları kurdukları iҫin senelik 3 milyar €`luk bir sektör de bu restoranlar faaliyet gösteriyor. Ustalar gıda ürünlerini, ҫatal-bıҫak takımlarının tasarımlarını ve kendi Michelin yıldızlı restoranlarından daha ucuz olan şık franchise şube`lerin aҫılışını destekliyorlar. Adria`nın hizmet`leri bir yemek servisi, lüks bir otel ve ҫatal-bıҫak seti iҫeriyor. Bu bilindik ürünlerin müşteri sayıları gittikҫe artan varlıklı, statü bilinҫli Ispanyol`lar. 27 yaşındaki eski moda dergi assistanı Rocio Puga 3,90 € „en mükemmel pişirilmiş yumurtalar“ ını iҫeren maddeleri ile birlikte bir tarif paketi`ni satın aldı. Bu paket Madrid`deki Fast Good cafe`lerinde, bir başka öǧle yemeǧine giden telaşlı iş adamları iҫin tasarlanmış Adria franchise restoran`ı. Son yırmi sene`de Ispanya`da ortalama aylıklar arttı. Aynı zamanda ҫalışan bayanların sayısının artmasıyla dünya`ya ҫocuk getirmeleri gecikti. Sonuҫ ise harcayabilecek paraları olan ҫocuksuz ҫiftlerin artması. Bunun haricinde bayanlar`ın fedakarlık yapmaları gerekmediǧine inanan marketing uzmanı bayanlar arasındaki deǧer deǧişimine deǧiniyor. Bunun yerine bu bayanlar keyif odaklı tüketici kültürü`ne mensup oldular. Sonuҫ mu? Hiҫ kimse yemek rezervasyon`u yapmaktan suҫluluk duygu` su hissetmiyor. Madrid ve Barcelona gibi şehirler de foie gras canape gibi geleneksel tarzda pişirilmiş balık bulmak ҫok basit. Ulusal restoran kurumu, FEHR` nin genel müdürü, Jose Luis Guerra yeni restoran` ların nerdeyse 40% deneysel haute cuisine sunuyorlar. Ve koşullar Adria sevenlerin deǧiştiǧi kadar deǧişecek gibi görünmüyor. Barcelona`nın Restaurant Guild`in genel müdürü Gaieta Farras „On yıl önce şef`ler göz ardı ediliyordu.” “Şu an ҫok raǧbet gören bir meslek.” Fakat bazıları Ispanyol`ların kendilerini gurme ustaları olarak görmelerinden şikayet ediyorlar. “Bu durum şarabın durumuna benziyor.” diyor bir tabak patates kızartması yiyen 59-yaşındaki teknisyen Jose Luis Torrecilla. “Herkes tadının ne kadar meyvemsi veya daha farklı olduǧunu söylüyor, fakat ne hakkında konuştuklarını bilmiyorlar.” Yaşamak iҫin ҫalışmak Iskandinavya`lılar ile ilgili iş ilişkilerine ilişkin farklı klişeler, önyargılı görüşler ve de yanlış düşünceler var. Robert Gibson bir bayan uzmanına Finlandiyalı ortakları ile olan iletişimi ile ilgili 26 tecrübelerini sordu. Kuzey ülkeleri ile ticaret en parlak dönemini yaşamakta. Danimarka, Norveҫ, Isveҫ ve Finlandiya, Danimarka ve Isveҫ`i birleştiren etkileyici Oresund köprüsü tarafından sembolize edilen dinamik bölge`nin tam ortalarında bulunuyor. Iskandinavya`lılar büyük bir coşku ile yeni teknoloji` yi kabul ettiler—ve bu bölge cep telefonların dünya`da en geniş kapsama alanı olan bölgesi. Balkan ülkelerindeki yeni komşular ile yeni heyecanlı iş imkanları gelişmekte. Ticari başarının yanısıra doǧa`ya baǧlılık, iyi gelişmiş bir sosyal sistem ve saǧlıklı bir iş hayatı-özel hayat dengesi söz konusu. Dışarıdan gelenler tarafından ҫoǧu kez hayranlıkla izlenmesine raǧmen Iskandinavyalı`lar her zaman tam anlamı ile anlaşılamıyorlar. Aşaǧıda Iskandinavya`lı olmayan bu bölge`de ҫalışmak ile ilgili görüşlerini bildiren bazı iş ortakların yorumları sıralanmakta: • “Kuzey`den gelen ortaklarımız ile iyi ҫalışabileceǧimizden eminim, ҫünkü ҫok iyi Ingilizce konuşuyorlar ve herşey`den önce biz onlar ile ҫok yakın komşularız.” • “Iskandinavya`ya gönderildiǧimizde, “Iskandinavyalı bir grup” oluşturduk- bu da bizim ilk hatamızdı.” • “Onlar ile sohbet etmeyi oldukҫa zor buluyorum.” • „Bir uzlaşmaya varmak amacı ile bu sonsuz tartışmalar beni ҫıldırtıyor.“ • „Isveҫ`li meslektaşım bana önümüzdeki zamanlar`da burada bulunmayacaǧını söylediǧinde kendisini ziyaret etmeyi planlamıştım. Kendisinin yeni bir iş bulduǧunu tahmin etmiştim, fakat gerҫek`te babalık iznine ҫıkmıştı.“ • „Şirket alımından altı ay sonra en iyi mühendis`lerin şirket`i terk ettiklerine bayaǧı şaşırmıştık- hiҫ bir zaman mutsuz olduklarını göstermemişlerdi.“ • „Toplantı`yı sauna`da gerҫekleştirmek istediklerini öǧrenince bayaǧı şaşırmıştım.“ Burada bu ifadeleri analiz etmeyi amaҫlıyoruz ve Kuzey ülkeleri ile Almanya arasında ki iş yapma usullerinin bazı ince, fakat önemli farklılıklarına bakacaǧız. Farklılıklar olmadıǧını düşünen kişiler iҫin uluslararası iletişim uzmanı Geert Hofstede`nin yapmış olduǧu ulusal kültürel farklılıklar ile ilgili araştırması iyi bir başlangıҫ noktası. En göze ҫarpan farklılıklar hazırlamış olduǧu „masculinity (MAS) 27 endeks deǧerleri“, Aşaǧıdaki tablo araştırma`nın sonuҫlarını gösteriyor, şimdiye kadar kültürel farklılıklar ile ilgili yapılmış olan en büyük araştırmalar`dan bir tanesi. Hofstede`nin kullandıǧı kavramlar ҫelişkili, sonuҫlar ilginҫ ve önemli kültürel farklılıklara deǧiniyor. Kendisine göre „eǧer duygusal cinsiyet rolleri aҫık bir şekilde farklı ise, o zaman bir toplum erkeksi: erkek`lerin sözlerini geҫirebilecekleri söyleniliyor ve bu yüzden başarı`ya odaklanıyorlar, bayanların ise daha mütevazi, hassas ve yaşam kalitesine düşkün oldukları söyleniliyor.“ Almanya`nın Iskandinavya`lı ülkelere nazaran daha yüksek bir MAS puanı var. Hofstede`nin görüşüne göre iş yerlerinde tipik olarak „kadınsı“ ve „erkeksi“ toplumlar arasındaki farklılıkların beklentisi iҫerisinde olmamız gerekir. „Kadınsı“ toplumlar: • Yönetim iҫgüdü ve uzlaşmaya odaklı • Sorunlar uzlaşma ve anlaşma vasıtasıyla ҫözülüyor • Daha küҫük kurumlar iҫin bir tercih söz konusu • Insanlar yaşamak iҫin ҫalışıyorlar • Her iki cins iҫin kariyer şart deǧil “Erkeksi” toplumlar: • Yönetim karar verici ve agresif • Sorunlar en güҫlü olanın kazanmasına izin vererek ҫözülüyor • Daha büyük kurumlar iҫin bir tercih söz konusu • Insanlar ҫalışmak iҫin yaşıyorlar • Erkekler iҫin kariyer bir şart, bayanlar iҫin ise şart deǧil Hofstede eǧilimleri anlatıyor, ve bütün insanların bütün zaman boyunca böyle oldukları söylenemez, fakat insanların ҫoǧu` nun zamanın büyük kısmında böyle davrandıkları anlamına geliyor. Eǧer Hofstede`nin buluşları yanlış anlamda kullanılırsa, kolay bir şekilde basmakalıp`lara sebebiyet verebilir. Bunlar davranışları tahmin etmek iҫin kullanılmaması lazım, fakat insanların kurumların kurulmasında önemli etkenlerin bilincine varmaları aҫısından yararlı olabilirler, örneǧin bir joint venture da veya bir birleşme`den sonra ki entegrasyonun parҫası olarak. 28 Ilk nasıl Iskandinavya`ya ilgi duydunuz? Başlangıҫ noktası Münih Üniversitesi`nde Fince okuma kararım`dı. Ҫalışmalarımı büyük bir zevk ile yaptım ve Finlandiya`da ҫalışabilir duruma gelmiştim, ilk başta ҫocuk bakıcısı, ondan sonra Turku`daki Goethe Enstitüsünde Almanca öǧretmeni olarak ҫalıştım. Bu olay Fin`li eşim ile 20 sene önce Almanya`da karşılaşmadan ve Almanya`ya geri dönmeden önce olmuştu. Insanların ҫoǧu Iskandinavya`yı bir bölge olarak görüyorlar, bu ne kadar anlam veriyor? Tabii ki bu farklı ülkelerin paylaştıkları ortak deǧerleri var: demokrasi, güҫlü bir milliyetlik duygusu ve eşit imkanlara bir inanış; bütün Iskandinavyalı hükümet`lerin hedefi fakirliǧi azaltmak ve herkes`e yüksek bir eǧitim seviyesi sunabilmek. Almanya ile karşılaştırıldıǧında Isveҫli`lerin Finli`lere nazaran daha uzlaşıcı olmalarına raǧmen hepsi tartışmalarda bir uzlaşma gayreti iҫerisindeler. Bazı Fin`li yöneticiler ҫok fazla dominant oldukları iҫin Isveҫ`de sorun yaşıyorlar. Finli`ler ҫoǧu kez tartışmaları Isveҫ`te ҫok uzun buluyorlar, ҫünkü hızlı kararları seviyorlar. Iskandinavya arasında yaşanan tarihi gerginliklerden dolayı bir zamanlar önemli oldukları kadar şu an önemli olduklarını düşünmüyorum. Finlandiya uzun bir zaman Isveҫ hükümdarlıǧının etkisi altındaydı, fakat o zamanlar Finli`lerin ҫok fazla ulusal kimlikleri gelişmemişti. Bu durum zamanın ҫoǧu bölümünde 1917 rus revolosyonu döneminde baǧımsız olmadan sahip olduǧu özerkliǧine raǧmen sadece 19. yüzyılda Finlandiya`nın Rusların etkisi altında olduǧu dönemde gerҫekleşti. Almanya ve Finlandiya arasındaki iletişim tarzları hangi hususlarda farklı? Alman iş adamları Finli ortaklarını ҫoǧu kez sessiz ve fazla konuşkan olmayan kimseler olarak görüyorlar. Ve bu durumu Finli`lerin ne söylemek istediklerini bilmiyorlarmış gibi algılıyorlar. Bu durum Fin`lilerin Alman`lardan daha az konuştukları gerҫeǧi ile aҫıklanamaz, fakat kendilerinden konuşmalarını beklediǧimiz zaman konuşmamaları durumu ile aҫıklanabilir. Sohbet sıralarının deǧismesi 29 Finlandiya`da daha farklı bir şekilde gerҫekleşiyor. : Fin`liler bir şey söylemeden önce bir mola`yı bekliyorlar ve bu mola alman sohbet`lerinde ҫoǧu kez eksik olan bir husus. Fin`liler sohbet ettikleri kişileri bir sohbet kesintisi olarak gördükleri „ah, evet“, veya “evet, ben de bunu yaşadım“, gibi kısa ifade`ler yapmak yerine genelde sohbet ettikleri kişilere bakarak dinliyorlar. Finlandiya ile bir telefon görüşmesi gerҫekleştirdiǧimde ve bu tür deyimleri kullandıǧımda, telefon`un diǧer ucundaki kişi normalde konuşmayı kesecektir. Hiҫ bir şey söylemeden sessizce dinlemeye alışıklar. Fin`liler ile verimli bir şekilde iletişim kurabilmek iҫin sessizlik ve sohbet`ler esnasında gerҫekleşen mola`lar ile mücadele edebilmeyi öǧrenmeliyiz ve sohbet ettiǧimiz kişi`nin bir şey söylemesini sabır ile beklemeliyız. Iyi bir sohbet sürdürebilmek iҫin hangi konular iyi ve hangileri kötü? Spor iyi bir konu- kayak veya Formula bir. Siyaset o kadar iyi bir konu deǧil, ҫünkü karşınızdakinin siyasi fikrini kendi görüşünüz ile etkilemeye ҫalışmak istiyormuşsunuz izlenimi bırakabilirsiniz. Finlandiya`da kısa sohbet`ler daha farklı gerҫekleşiyor. Benim hislerime göre hiҫ kimse bana soru sormadıǧı iҫin bana ilgi duymuyorlarmış gibi geliyor. Finli`ler ҫok fazla rahatsız etmek ve fazla iҫli dışlı olmak istemiyorlar. Mesafe onlar iҫin önemli. Bu noktada tavsiye`de bulunmak ҫok zor, ҫünkü eǧer kısa sohbet tarzımı tamamen deǧiştirirsem, o zaman daha fazla gerҫekҫi olmama riski ile karşı karşı`ya kalıyorum. En önemli konu sessizliǧi yanlış anlamamak ve soruların eksikliǧini ilgi eksikliǧi olarak algılamamak. Sizin tecrübenize göre Alman iş adamları Fin`li ortaklar ile toplantıları nasıl algılıyorlar? Bir ҫok başarılı toplantıların olduǧundan eminim, fakat tabii ki duymuş olduǧum bir toplantının iyi gitmemiş olması. Almanlar ҫoǧu kez Finli`lerin formalite icabı toplantılardan önce karar verdiklerini düşünüyorlar. Bu Almanlar`ın kararlarının daha ҫok hızlı bir şekilde verildiǧi görüşünden ve bir şeyi eleştirdikleri zaman ҫok az tartışma imkanının olmasından kaynaklanıyor. Benim bu duruma ilişkin aҫıklamam Finli`lerin ve Alman`ların bu sorunlara karşı farklı yaklaşımlarının olması. Almanya`da fikirlerimizi bir ping-pong oyununda olduǧu gibi deǧiş – tokuş yapmaya eǧilimliyiz. 30 Finlandiya`da karşı tarafın argümanları dinleniliyor ve hemen tepki vermek yerine bunlar üzerinde düşünebilmek iҫin zamana ihtiyaҫ duyuyorlar. Bir sonra ki toplantıya geldiklerinde, karşı tarafın savunduǧu fikirleri kendi fikir`lerine entegre etmiş olabilirler. Finli`lerin söylemiş oldukları bir söz var: „Ei sanat vaan teot“ (önemli olan söylenen sözler deǧil, daha ҫok yapılan eylemler“). Biz „sözleri eylemler izlemesi gerekir“ diyoruz. Fakat bunun haricinde sözlerin eylemlerin gerҫek olabilmesi iҫin gerekli olduǧunu düşünüyoruz. Finli`ler ayrıntılara fazla girmiyorlar, bu iş daha ҫok bundan sorumlu olan uzman`ın görevi. Finli`lerin tanıtımları Alman`lara nazaran daha az ayrıntılı ve daha kısa oluyorlar. Bilgiler modern bir tarz`da, iyi bir tasarım, fakat mütevazi bir şekilde sunuluyor. Bir Fin`li yönetici bana bir kere bir toplantı`da hiҫ bir zaman „benim görüşüme göre“ veya „bence“ ifadelerini kullanmayacaǧını söyledi. Kendi görüşüne göre „ben“ ifadeleri Almanya`da ҫok fazla kişisel ve bu yüzden gerҫek dışı. Kendisi Alman`lara bu ifadeler yerine daha ҫok „Acaba şu mümkün mü…?“ veya „ …olabilmesi mümkün mü?“ sorularını kullanmaları önerisinde bulunuyor. Iş görüşmeleri nerede gerҫekleşiyor? gerҫekleştikleri doǧru mu? Bazen sauna` da Kesinlikle. Finli`ler iҫin sauna kendinizi temizlediǧiniz bir duş gibi deǧil. Sauna aynı seviyede bulunan insanların buluştuǧu bir yer. Hiyerarşi kurallarını göz ardı edip, bir bank`ın üzerinde oturup dinleniyorsunuz. Iyi bir iş toplantısı iҫin gerekli olan doǧru koşulları yaratıyor. Demokrasi anlayışına gösterilen farklı bir saygı. Bu benim bir başka hususa deǧinmeme neden oluyor. Finli`ler hiyerarşileri nasıl görüyorlar? Her iki veya fazla Finli`nin arasında güҫlü bir liderlik ve alҫak hiyerarşiler bulunuyor. Yönetici`nin net kararlar vermesi bekleniliyor. Yöneticiler ekipleri iҫerisinde birlikte ҫalışıyorlar. Yönetici ile iletişim direkt gerҫekleşebilir ve zorunlu bir şekilde hiyerarşi kurallarına uymak zorunda deǧil. Finli`ler her zaman resmi iletişim kurma yollarını kullanmıyorlar. Bir meslektaşım Alman ve Fin`li yöneticilere önemli bir bilgi`ye sahip olduklarında üst düzey yönetici`yi arayıp 31 aramayacaklarını sordu. Almanlar`ın ҫoǧu aramayacaklarını, Finliler ise arayacaklarını söylediler. Bunun haricinde eleştiriler Almanya`da olduǧu gibi direkt olmaması gerekir, fakat “Bunu neden bu şekilde yapıyorsunuz?“ şeklinde sorulması gerekir. Direkt eleştiri büyük ihtimal hiyerarşi sisteminde daha az aşaǧıda bulunan bir kişi tarafından uygulanır. Bunun alҫak hiyerarşiler ve toplumda ki zayıf `a karşı duyulan endişe ile ilgisi var. Bu daha ҫok underdog`ların kahraman olarak görüldükleri Fin`li film ve kitap`larda görülebilir. Finli iş adamları ile birlikte ҫalışan Alman iş adamlarına özel tavsiyeleriniz var mi? Fin`li iş ortaklarınızın sessizliǧini sizi anlayamıyor gibi düşünmeyin. Eǧer söylemiş olduklarınızı tekrarlarsanız, o zaman dinleyicileriniz onları ahmak yerine koyduǧunuzu düşünecektir. Toplantı esnasında deǧerlendirme verilmiyormuş gibi görünse de bu durum karşısında sabırlı olun. Durumu aydınlatmak iҫin kahve mola`larını veya bire-bir görüşmeleri kullanınız. Insanları sizi deǧerlendirmeleri iҫin zorlamayın. Iskandinavya, ve özellikle de Finlandiya`da insan`ların doǧa ile iҫ iҫe olduklarını unutmayınız. Bir taraftan Iskandinavya ileri teknoloji ülkesi, diǧer taraftan insanlar kendileri tatildeyken ve yanlarından geҫen bir yaya rahatsız verici bir şekilde selam veriyorsa, doǧa`nın iҫerisinde dinlenmeye ҫalışan insanların ülkesi. Yeni Libya Batı`ya doǧru aҫılımından da sonra Libya hala demokratik bir devlet düzeninden ҫok uzak ve farklı bir görünümde. Devlet`i nerdeyse 40 sene yöneten Muammar Abu Minyar al Gaddafi yeni bir başlangıҫ yaptı. Bugün Gaddafi uzun süren izolelik döneminden sonra uluslararası toplum`a geri dönen Libya`yı sorumluluk sahibi petrol üreten bir devlet olarak tanıtıyor. Deǧişimin izleri Tripoli ve Benghazi`deki otel odalarında görülebiliyor. Orada bulunan uluslararası petrol şirket`leri sipariş`lerin rekabetini yönetiyorlar. Dünya`nın her bir yerinden gelen şirket`ler ayrıca kendi ürün ve hizmet`lerini sunarak iş anlaşmaları iҫin yarışıyorlar. Fakat her şirket durumundan memnun deǧil. Libya`nın dış görünümündeki deǧişiklik 32 ülke iҫi gerҫeklerini yansıtmıyor. Uzun zamandan beri bu ülke`yi yöneten lider`in düşünce yapısının neyi deǧiştirdiǧi düşünülürse bu durum belki şaşırtıcı deǧil. 2001 yılında 9/11 terör saldırıları ve Amerika`nın küresel terör`e karşı ilan etmiş olduǧu savaş olmadan büyük ihtimal Libya`da reformlar gerҫekleşmeyecek. 2001 yılında Irak ve Saddam Hussein`in düşüşünden sonra Amerika`lıların Afganistan`a girmesinden sonra, Gaddafi hareket`e geҫti. Anavatanında azalan ünü ve ekonomik sıkıntı ile birlikte iktidarda kalabilmenin tek yolunun Libya`yı Batı Dünyasına entegre etmek ile olduǧunu anladı. Böylece amerikan yönetimindeki askeri güҫler Saddam Hussein` in kitle öldürüşüne yönelik silahlarını bulamayınca, Libya lideri kendi silah programını durdurduǧunu aҫıkladı. Ondan sonra Libya 2003 yılında 1988 Lockerbie bombardımanı maǧdurların ailelerine tazminat ödeyerek kabul etti. 2004 yılının ocak ayında ayrıca 1989 UTA bombardımanın maǧdurlarına tazminat ödemeyi de kabul etti. 2003 yılında Birleşmiş Milletlerin ve 2004 yılında Amerika`nın cezalarının sona ermesiyle, Libya`ya kapılar yeniden aҫıldı. Fakat yeni ticari aktivite`ye raǧmen, yabancı şirketler ҫok az reformlar gerҫekleştiǧi iҫin hayal kırıklıklarını dile getirdiler. Bir zamanlar üst düzey bir yöneticinin söylediǧi gibi, „Bu bölge`de Libya ticaret`in yapılması en zor ülke. Uzun yıllar önce aҫık yöntemler uygulandı. Rüşvet olayı inanılmaz bir durum. Siyasi yapı`da bir deǧişiklik olduǧu ve bu deǧişikliklerin yakın zamanda gerҫekleşeceǧine dair bir işaret olmadıǧı müddetҫe Libya iҫerisindeki siyası ve sosyal reformlar zor hayata geҫirilebilecek. Günlük siyasi ilişkilerin farklı insanlar tarafından yönetildiǧi dönemde, bütün siyasi ve ekonomk güҫ Gaddafi`nin elinde bulunuyor. 1969 yılında monarşi`nin devrildiǧi dönemde olduǧu gibi birliktelik ҫalışmaları farklı bölgeleri olan bu ülke`de başarısız olmasına neden oldu. Libya uzmanı Dirk Vandewalle`nin „Modern Libya`nın tarihi“ adlı son kitabında söylediǧi gibi 1951 yılında baǧımsız bir ülke haline geldikten sonra ülkenin en önemli sorunları ҫözümsüz kaldı ve hala bir anlamlı demokrasi sistemine ihtiyacı var. 2006 yılının petrol ve gaz ilişkileri kurulu kurulduǧu günden beri deǧişiklik vaatleri ҫoǧu kez şüpheli kaldı. Bu kurul`un ve eski bakan Shukri Ghanem tarafından yönetilen Ulusal Petol Kurul`un görevi Libya`nın bütün petrol ve gaz sektörünü denetlemek. Kurul`un kuruluşu Ghanem`in reform fikirlerini engellemek iҫin bir ҫaba mıydı? Hiҫ kimse bundan 33 emin deǧil. Şu an Libya dünya ülkeleri karşısında ne kadar sorunsuz da görünse, iҫ politikası hala belirsiz kalıyor. Hukuksal konuşmak Avukat`lar iҫin meslek koşulları ülke`den ülke`ye farklı da olsa dünyaca ünlü Fransa`da bulunan bir avukat`lık şirketi`nin halkla ilişkiler genel müdürü`nün ve Hong Kong`daki meslektaşı`nın hedefleri aynı, Isabelle. EPP: Merhaba Asabe. Sizin ile görüşmek ne kadar güzel. Asabe Makale: Merhaba Asabe, benim iҫin de ҫok sevindirici. Bu sektör`de savunulan fikirleri karşılaştırmayı her zaman ilginҫ bulmuşumdur. Sizin faaliyet alanınızda durumlar nasıl? EPP: Şu an iyi. 2001 yılında Allen & Overy şirketinde iş` e başladım, fakat nerdeyse 20 seneden beri halkla ilişkiler genel müdürü`yüm. Bu süre`de Fransa`da hukuk mesleǧi alanında marketing ve halkla ilişkiler gittikҫe önem kazandı. Bugün küҫük hukuk şirket`lerin dahi bir halkla ilişkiler müdürü var. Avukat`lık şirketleri bugün kendilerini rekabet`ten farklılaştırmak iҫin daha sıkı ҫalışmak zorundalar. Hong Kong`da durumlar nasıl? Makele: Aynısı. Avukat`lar halkla ilişkilerin ne kadar faydalı olduǧunun yanısıra zararlarının da gittikҫe farkındalar. Gerҫek`te avukat`lık şirket`leri geҫmişe nazaran daha ticari bir şekilde yürütülüyorlar. Ve tabii ki bizim gibi uluslararası şirket`ler de yargı alanında yaptıklarınız diǧer alanlar`da farklı bir etki yaratabiliyor. Bugün Internet sayesinde haber`ler saniyeler iҫinde yayılıyor - bir takım olaylar`ı sadece bir bölge`de bırakamıyorsunuz. EPP: Bunu duyduk`tan sonra meraklanıyorum. Hong Kong`da işleriniz nasıl gelişti? Makele: Londra`nın şirketinde avukat olarak ҫalıştım, fakat 1999 yılında bir deǧişiklik istediǧim iҫin Clifford Chance şirketinde halkla ilişkiler bölümüne girdim. Ondan sonra 2001 yılında Hong Kong`daki ofisimize iş alanı geliştirme şansı geldiǧinde yeteneklerimi geliştirme imkanı oluştu. Bu iş alanından yol`a ҫıkarak şu an ҫalıştıǧım iş alanına doǧru kendimi geliştirdim. EPP: Hong Kong`da ҫalışmak ilginҫ olsa gerek. Makele: Evet, Hong Kong gerҫek`ten büyüleyici bir tarihi olan dinamik, uluslararası bir şirket ve böyle bir şirket`te ҫalışmak bana 34 müthiş zevk veriyor. Bu bir klişe düşüncesi, fakat işimi seviyorum. Halk ile ilişkiler müdürü`nün iyi iletişimi`nin önemini bilen yönetim ile iyi ilişkisi olduǧu zaman ҫok iyi sonuҫ`lar elde edebilirsiniz. Siz de böyle düşünmüyor musunuz? EPP: Evet, fakat Fransa`da avukat`ların ve şirket`lerinin nasıl iletişim kurduklarına dahi sıkı kurallar var. Halkla ilişkiler ve reklam bölümü toplum`a genel bilgi verdikleri ve avukat`ların meslek kurallarını kabul ettikleri müddetҫe iş yapma hakkına sahipler. Makele: Bu uygulama aҫısından ne anlama geliyor? EPP: Bu hizmetlerimizi aktif bir şekilde sunamayacaǧımız anlamına geliyor. Örneǧin AO şirketi belli bir alanda uzmanlaşıyor, fakat bu alanda en iyisi olduǧumuz söylenemez. Basın aҫıklamalarında ayrıntılı bilgi veremiyoruz, bu da benim işimi oldukҫa zorlaştırıyor. Hong Kong`da bu durumları nasıl yönetiyorsunuz? Makele: Burada olduǧu kadar sıkı deǧil, fakat bazı kurallarımız var. Örneǧin belli bir alanda kendimizi „uzman“ olarak tanımlayamıyoruz. Böylece basın aҫıklamalarında bazı alanlarda bir yönetim`den veya iş anlaşmalarından söz edebiliriz, fakat „uzman“ kelimesini kullanamayız. EPP: Karşılaştıǧınız en büyük zorluk hangisi ? Makele: Şu an benim iҫin en büyük zorluk şirket iҫinden geliyor. Biz hukuk danışmanlarıyız ve bazı iş anlaşmalarında kendimizi arka plan`da tutmamız gerekiyor. Böylece bir müşteri bir iş anlaşması ile ilgili aҫık bir şekilde konuştuǧunda, biz hiҫ bir şey söyleyemiyoruz. Bu ҫok hayal kırıklıǧı yaratan bir durum. Kısıtlamalar ile nasıl başa ҫıkıyorsunuz Isabelle? EPP: Medya ile ilişkilerimizi ve tanınmışlık seviyemizi geliştirmek iҫin calışmalarda bulunuyoruz. Örneǧin uzmanlık alanımız ile ilgili daha fazla bilgi vermek iҫin basın ile bire bir toplantılar düzenliyoruz. Hukuk seminerlerine davet ediyoruz, bu durum sadece bize alışmalarını saǧlamıyor, bunun haricinde kendilerine hukuksal alan`da bilgi veriyor. Bunun haricinde hukuk dergilerine ve finans gazetelerine makale`ler yazıyoruz. En önemlisi insanların bizim belli bir alan`da uzmanlaştıǧımızı bilmeleri ve böylece bu alan`da bizim ile gelecek`te uzman bilgi edinebilmek iҫin irtibat kurabilmeleri. Bu sistem`in ҫok iyi ҫalıştıǧını söyleyebilirim. Makele: Muhabirleri ҫok nadir bir şekilde seminer`lere davet ediyoruz, ҫünkü verilmesi zor cevap`ların cevaplandırılması iҫin 35 müşterilerin orada bulunması gerekiyor. Fakat muhabirleri ofisimize öǧle yemeǧine davet ederek ilişkilerimizi geliştiriyoruz. En önemli muhabirlerimize en iyi bilgileri verebilmek iҫin müşteri bilgileri veriyoruz. Ve bunun haricinde tabii ki hukuksal makaleler de yazıyoruz. Sizin şirketiniz bizimkisi gibi Ingiltere`de, öyle deǧil mi? Orada durumlar daha farklı. EPP: Evet, öyle. Ingiltere`deki ofisimize gittiǧimde basın ile ne kadar aҫık bir şekilde iletişim kurabildiklerine şaşırmıştım. Fransa` da olanlara nazaran ҫok büyük bir fark var. Bunun haricinde yerel medya da bayaǧı gelişmiş ve Fransa`da olmayan uzmanlaşmış hukuk muhabirleri de var. Ve Ingiliz muhabirleri ulaşılması zor bilgi`lere sahipler ve ҫoǧu kez Ingiliz basınında Fransa`daki A&O şirketi ile ilgili bilgiler ediniyorum. Hong Kong`daki medya ne durumda? Makele: Sektör bir bütün olarak aҫık. Ҫoǧu kez belli ortakları arayan muhabirlerimiz var, ҫünkü bilgi edinebileceklerini biliyorlar. Ingiltere`de olan aynı gözlem yok, ҫoǧu kez muhabirlere farklı bir bakış aҫısı saǧlamak iҫin arka plan bilgiler ile yardımcı oluyoruz. Asya`nın her yerinde ҫok az hukuksal yayınlar var. Ve ҫok az uzmanlaşmış hukuk muhabirleri var ve ҫoǧu kez ekonomi muhabirleri ile iş yapıyoruz. Fransa`da hukuk medyası ne kadar gelişti? EPP: Ҫok fazla deǧil. Sadece bir veya iki hukuk dergileri var. Her ne olursa olsun hukuk bilgilerin muhabirler iҫin daha önemli olduǧuna inanıyorum, ҫünkü hukuk olmadan iş anlaşmaları olamaz. O zaman Hong Kong`da hukuksallaşmış halkla ilişkiler bölümünün geleceǧinin nasıl olacaǧını düşünüyorsunuz? Makele: Nasıl davranacaǧımıza ilişkin kuralların ҫok fazla sıkı olmayacaǧını düşünüyorum ve şu an gerҫekten de öyleler. Bu halk ile ilişkiler alanında yerine getirebileceǧimiz beklentilerin artacaǧı anlamına geliyor. Benim görüşüme göre gelecek`te hukuksallaşmış halk ile ilişkiler bölümü basın` da ne kadar görüneceǧiniz ile ilgili bilgi vermek yerine marka isminize deǧer katacak ve profilinizi düzeltecek. EPP: Evet, haklısınız. Ülkemizdeki kurallar farklı olabilir, fakat ikimizin de aynı fikirleri savunduǧu ortaya ҫıkıyor. Sizin ile sohbet etmek ҫok sevindiriciydi. Makele: Benim iҫin de aynen öyle. Saǧlıcak ile kalın! EPP: Hoşҫakalın! 36 Sorunların ҫözümünü bulmak Ne kadar sinir bozucu da olsalar, yine de bir şans teşkil ediyorlar: iş hayatındaki sorunlar. Bob Dignen size yaratıcı ҫözümlere ulaşabilmeniz iҫin güncel durumunuzu nasıl analiz edebileceǧinizi ve deǧerlendirebileceǧinizi söylüyor. Sorun, ne sorunu? Bir zamanlar bir üst düzey yönetici`ye işi`nin ne olduǧunu sordum. Bana ҫok ciddi bir şekilde bakıp şöyle söyledi, „Benim görevim sorun ҫözmek, şirket bana bunun iҫin aylık ödüyor.“ Sorunlara ҫözüm bulmak bir ҫok insan`ın yaşamlarının önemli bir parҫası. Ve sorunlar gittikҫe karışık olmaya başlayınca, analitik ve yaratıcı düşünme kabiliyetimiz gittikҫe önem kazanıyor. Bu makale iş yerinde kullanabileceǧiniz bir sürü sorun ҫözücü enstrümanlar ile ilgileniyor. Okumaya devam etmeden önce asaǧıdaki sorunlar ile ilgili düşünmek iҫin bir kaҫ dakikanızı ayırınız, ondan sonra cevaplarınızı makale`de verilen cevaplar ile karşılaştırınız. Bir sorun ve bir beklenti arasındaki fark ne? Sorun ҫözme aşamasındaki en önemli adımlar hangileri? Sorun ҫözme enstrümanlarının hangisi uluslararası platform`da iyi iş`e yarıyor? Verimli sorun ҫözme konusuna ilişkin liderler ne tür koşullar yaratıyor? Sorunlar mı, beklentiler mi? Iş hayatındaki insanlar farklı sorun türleri ile karşılaşıyorlar. Teknik sorunlar, zaman kısıtlamaları, bütҫe sorunları, müşteri şikayet`leri, kurumsal hatalar ve bir sürü diǧer sorunlar. Gerҫek anlamda sorunlar ile ҫevriliyiz. Geҫen yıllarda „sorun“ kelimesi sorunlar yarattı. Bugünlerde bir ҫok yönetici ҫalışanlarına „Bana sorun getirmeyin, ҫözüm getirin.“ diyor. Bir ҫok insan iҫin sorunlar ile ilgili konuşmak bir tür olumsuz düşünmeyi caǧırıştırıyor ve bu hem eleştiri`ye hem de suҫlamalara öncülük veriyor. Diǧer yandan beklentiler ve „ҫözümler“ ile ilgili konuşmak geleceǧi öngören bir perspektif sunuyor ve böylece gelecek`teki gelişime vurgu yapılıyor. Aşaǧıdaki iki perspektif`e bakınız ve bunların hangi birilerinin 37 işvereninizin, meslektaşlarınızın ve kendinizin yaklaşımlarını daha iyi karakterize ettiǧini ortaya ҫıkartınız. Kontrol perspektifi Sorunlar sorun olarak görülüyor Sorunlar yok edilmesi gereken bir olay olarak görülüyor. Hataların önlenebilmesi iҫin süreҫ`ler yaratılıyor. Bir şeyler yanlış gittiǧinde, kimin bundan sorumlu olduǧunu öǧrenebilmek iҫin nedenler analiz ediliyor. Geliştiren perspektif Sorunlar gerҫek zorluklar teşkil ediyor ve hem kaҫınılmaz hem de gerekli olarak görülüyor. Yaratıcı ҫözümler hata`ya neden olsalar bile her zaman hoş görülüyor. Hata`lar sorunların yeni ҫözümlerinden bir şeyler öǧrenmek ve geliştirmek iҫin varlar. Bu perspektif farklılıǧı önemli sorunları beraberinde getiriyor. Geliştiren perspektif`e inanan insanlar bu sorunları kontrol bakış aҫısı ile fazla yaratıcı görmüyorlar, deǧişen ҫevre`nin ihtiyaҫ`larını karşılayamayan ve hataların suҫlusunu bulmak konusunda başarısız olarak görülüyor. Diǧer yandan kontrol bakış aҫısını savunan insanlar geliştiren perspektif`e inanan insanları yükseklerde uҫan insanlar olarak veya fazla profesyonel olmayan ve ayrıntılar ile gereksiz yere ilgili olan insanlar olarak görüyorlar. Uluslararası ekipler iҫerisinde uluslararası etkenler farklı sorun ҫözme tenikleri yaratabilirler. Örneǧin Alman proje stili tipik olarak Alman olmayanlar tarafından sorunlardan sakınan bir proje stili olarak görülüyor. Sorunları ortadan kaldırmak iҫin projelerin analizi ve hazırlanışı kapsamında büyük ҫabalar veriliyor. Plan dışındaki kararlar ҫok eleştirisel bir aҫı`dan bakılıyor. Eylemlere ve pragmatik ҫözümlere öncülük veren insanlar, bu yaklaşımı gereksiz yere dikkatli ve acı verici bir şekilde yavaş görüyorlar, özellikle de bir proje` nin ilk dönemlerinde. 2. Verimli sorun ҫözme` de en önemli adımlar Hangi enstrümanlar bir sorun ҫözmek iҫin kullanılıyorsa, aşaǧıda yazılan süreҫ yararlı koşullar sunabiliyor: 38 1. adım: Sorunu belirleyiniz: Gerҫek sorunu tespit etmek iҫin analitik enstrümanlar kullanınız. 2. adım: Sorunu anlayınız: Sorunu derinden anlayabilmeniz iҫin verileri analiz ediniz. 3. adım: Sorunlara ҫözüm bulunuz: Sorunu ҫözmek iҫin farklı seҫenekleri deǧerlendiriniz. 4. adım: Bir ҫözüm bulunuz. Kararlaştırılmış eylemleri hayat`a geҫirebilmek iҫin belli bir zaman plan`ı hazırlayınız. 5. adım: Başarıyı gözden geҫiriniz: Başarıyı kontrol edebilmek iҫin eylemlerin sonuҫlarını analiz ediniz. 6. adım: Ҫözümü genişletiniz: Başarıyı uzun vadeli saǧlayabilmek iҫin kontrol mekanizmaları kullanınız. 7. adım: Sorunlar` dan öǧreniniz: Ekibinizin veya kurumunuzun yararlı bilgi kullandıǧından emin olunuz. 3. Sorun ҫözümü iҫin pratik enstrümanlar: Başarılı uluslararası ekipler daha yaratıcı ҫözümler bulabilmek ve bunların hayat`a geҫirilmesi iҫin angajman yaratabilmek iҫin bir sürü sorun ҫözücü enstrümanlar kullanıyorlar. Bu bölüm`de bir sürü enstrümanları ele alacaǧız. a) Fish-bone analysis: Ҫözüm` leri düşünmeden önce kişiler`in bir sorunun farklı nedenlerini düşünebilmeleri iҫin bu bir grafik metot. Bu metod`u kullanabilmeniz iҫin aşaǧıdaki adımları izleyiniz: • Büyük bir kaǧıdın sol tarafına bir kutu`nun iҫerisine sorunu yazınız: Kaǧıdın üzerinde kutu`dan başlayarak yatay bir ҫizgi ҫekiniz. • Soru` nun ҫözümüne katkı` da bulunan etkenlerini orta ҫizgi`den ҫizgi ҫekerek belirleyiniz. • Ana ҫizgi`den küҫük ҫizgiler ҫekerek her bir etken`in mümkün olabilecek nedenlerini belirleyiniz. Kendiniz yapınız: Kendi iş yerinizde mevcut olan sorunların fishbone analizini hazırlayınız. Bir kere soru`nu ve nedenlerini 39 anladıǧınız zaman, ҫözüm bulma sürecine başlayabilecek durumda olmalısınız. b) SWOT- analizi: „SWOT“`un anlamı „Güҫ, zayıflık, imkanlar ve tehlikeler“. Bu analiz türü bir kurumun veya ürünün karşılaştıǧı zorlukları göz önünde bulundurarak başka bir yararlı analiz enstrümanına dayalı. Ҫoǧu zaman en önemli soruların cevapları verildiǧi bir matris şeklinde gösteriliyor. Bir sonraki sütun`un başında bir şirket`in piyasadaki statü`sünü araştırmak iҫin sorular bulunuyor. Diǧer muhtemel sorular iҫin sayfa 72`ye bakınız. Örnek: SWOT analizini kullanarak bir kurumu analiz etmek Güҫ`lü yönler: Bu kurum en iyi hangi işi beceriyor? Müşterilerimiz hangi yönlerimizi güҫlü buluyor? Zayıf yönler: • Daha iyi olabilmek iҫin neye ihtiyacımız var? • Müşterilerimiz hangi yönlerimizi zayıf buluyorlar? • Imkanlar • Hangi trent bizim iҫin bir imkan sunuyor? • Güҫlü yönlerimizi nasıl imkanlara ҫevirebiliriz? Tehlikeler • Hangi deǧişiklikler bize zarar verebilir? • Hangi zayıf yönler en önemli tehlike`yi teşkil ediyor? Tehlikeler analizi: Risk analiz metodu sorunları önceden anlayabilmeniz iҫin size yardımcı olabilir. Aşaǧıdaki risk kategorilerini kullanarak kendi kurumunuzun tehlikelerini tahmin ediniz: 40 Operational risk: nakillerin kesintileri, önemli varlıklara erişim eksikliǧi, daǧıtımda hatalar,.. Bir kimse`nin ününe yönelik risk: iş ortakları ve ҫalışanlar arasında özgüven kaybı. Procedural risk: şirket iҫi sistemin hataları Proje riski: Zaman kısıtlamaları ve bütҫe aşılmaları, yetersiz ürün veya hizmet kalitesi Finansal risk: iş hayatı hatalarından, borsa gelişmelerinden işsizliǧe kadar Teknik risk: teknik gelişmelerden hatalara kadar Natural risk: hava, doǧa felaketleri, kazalar, hastalıklar Siyasi risk: vergi deǧişiklikleri, public opinion, hükümet politikası, yabancı etkiler Kendiniz yapın: Ekibinizin, kurumunuzun veya belli bir ürününüzün SWOT analizini hazırlayınız. Bir eylem planı hazırlayabilecek durumda olacaksınız. c) Pareto analizi: Bir sorunun muhtemel ҫözümlerini deǧerlendirmeye yarayan puan sistemi olan bir teknik. • Sorunların ve mümkün olabilecek ҫözümlerin bir listesini hazırlayınız. • Uygun metod`u kullanarak her ҫözüm`e puan veriniz. Örneǧin eǧer masrafları azaltmak amacınız ise mümkün olabilecek birikimlere göre ҫözüm`lere puan veriniz. Eǧer kalite`yi yükseltmek istiyorsanız her ҫözüm tarafından yok edilen hatalar bazında puan verebilirsiniz • En fazla puanı alan ҫözüm üstünde odaklanınız. En az puanı alan ҫözüm en az dikkate deǧer, ҫünkü bu ҫözümlerin hayat`a geҫirilişi masrafları her hangi bir biriktirme`den daha yüksek olabilir. Kendiniz yapınız: Karşılaştıǧınız soru`nun Pareto analizini kendiniz hazırlayınız. Mümkün olabilecek ҫözümler iҫin verimli bir puanlama sistemi 41 hazırlayınız. Bu sorunu ҫözmek iҫin sonuҫları kullanarak bir eylem plan`ı hazırlayınız. Force- field analizi Force field analizi önerilmiş olan ҫözümlerin lehine- alehine argümanların deǧerlendirilmesi. Bu analizi yapabilmeniz iҫin aşaǧıdaki adımları izleyiniz: a) Üҫ sütunun ortasına bir sorunun önerilmiş ҫözümünü yazınız. b) Bu ҫözümü destekleyen bütün argümanları bir liste`ye yazınız ve bütün karşı argümanları bir diǧer sütun`a yazınız. c) Her argümana 1`den 5`e kadar puan veriniz, ondan sonra sonuҫlarını analiz ediniz d) Yukarıdaki analizi önerilmiş olan ҫözümlerin lehine argümanlarının piyasa hissi sorunu`nun bir şirket satın alma işlemi ile cözülemeyecek kararında sonuҫlanabilir. Daha fazla ҫözümler yaratılabilir. Kendiniz yapınız: Bir sorunu ҫözmek amacı ile şirketiniz`de yapmak istediǧiniz bir deǧişimin force-field analizini yapınız. Sorunu ҫözmek veya reddetmek iҫin bir eylem planı geliştirmek amacı ile sonuҫları kullanınız. e) Altı düşünen şapka: Altı düşünen şapka yaratıcı düşünürü Edward de Bono tarafından geliştirilen sorun-ҫözme enstrümanı. Deǧişik aҫılardan bir sorunu analiz etme tekniǧi ve bu nedenden dolayı ekip toplantıları iҫin yararlı. Bu fikir farklı renklerde şapkalar giyinen ekip üyeleri iҫin, bunların her biri farklı bir düşünce tarzı sergiliyor. Bu metot sayesinde insanlar normal düşünce tarzlarının dışına ҫıkabiliyorlar. Özellikle uluslararası ekiplerde yararlı, ҫünkü düşünce farklılıǧını hoş görüyor. Altı şapkalar ve düşünce tarzları aşaǧıda yazılmış olduǧu gibi: Beyaz-şapka düşünce tarzı: bu verilere dayanan bir şapka, bir kararın verilebilmesi iҫin gerekli olan bilgi`ye odaklanıyor. Böyle beyaz bir şapka`yı giyinenlerin sorduǧu tipik bir soru: „ Hangi bilgi`ye sahibiz? Ve „ Hangi bilgi`ye ihtiyacımız var? 42 Kırmızı şapkalı düşünce tarzı: duygulara ve iҫgüdü`ye aǧırlık veren duygulara yönelik bir şapka. Bu kırmızı şapka`yı giyinen kendi duygularını gruba iletebilmeyi hedef almalı. Başkalarının tartışılan ҫözümlere nasıl duygusal bir tepki vereceǧine ilişkin ayrıca sorun yaratabilir. Siyah-şapka düşünce tarzı: bu şapka şüpheli ve analitik düşünce tarzına odaklanıyor. Bu şaka`yı giyinen kimseler her ҫözüm`de zayıflıkları yok edebilmek iҫin veya acil planı geliştirebilmek iҫin zayıf noktaları belirleyebilmeleri lazım. Siyah şapka olumsuz düşünce`yi olumlu görebilmeyi saǧladıǧı ve aşırı olumlu düşünce`yi engellediǧi iҫin büyük bir önem`e sahip. Sarı şapka düşünce tarzı: bu olumlu düşünme rolü. Bu tarzın odak noktası her hangi önerilmiş bir ҫözümün avantajlarını belirlemek ve toplantılarda geleceǧe yönelik bir düşünce tarzını muhafaza edebilmek. Yeşil şapka düşünce tarzı: Amacı diǧer grup üyelerinin eleştirilerinden korkmadan yeni imkanlar ve ҫıǧıraҫıcı görüşler yaratmak olan aҫık ve yaratıcı bir rol. Mavi-şapka düşünce tarzı: bu controlling ve sürece dayalı bir tarz. Bu şapka toplantı`yı yöneten kişi tarafından giyiliyor ve farklı düşünce tarzlarını denge`de tutmak iҫin yönetim`den özel dikkat istiyor. Kendiniz yapınız: Ekip üyelerine altı şapka metodunu anlatınız ve sorunların birisi iҫin bir daha ki toplantı`da enstrümanları deneyiniz. 4. Verimli sorun ҫözümü iҫin koşullar Liderler verimli sorun ҫözümünü kolaylaştırmak iҫin aşaǧıda yazılan koşulları uygulayabilirler: Net bir şekilde liderlik tarzınızın kontrol veya gelişim perspektifine dayalı olup olmadıǧını söyleyiniz. Sorunları bir başarısızlık veya bir imkan olarak mı görüyorsunuz? 43 • Gereksiz soruları engellemek amacı ile enstrümanlar kullanarak net bir sorun ҫözme süreci hazırlayınız. • Yaratıcı düşünme tarzını desteklemek iҫin bir sürü sorun ҫözme enstrümanlarını kullanınız. • Sorun ҫözme`ye yönelik fikirlerin ve yaklaşımların ҫeşitliliǧini yüksek tutunuz. • Uluslararası ekipler ile ҫalışma esnasında Ingilizce dilinde ҫalışıldıǧı iҫin karışıklıǧı önleyiniz. Bu koşulları gözetmeden ekibiniz veya kurumunuz iҫerisinde sorun riskini göze alıyorsunuz. Indra Nooyi PepsiCo` nun yeni işvereni Amerikan iҫecek holding`i PepsiCo` nun başında kısa süreden beri bir bayan bulunuyor. Hindistan`lı bayan`ın özgeҫmişi ve yükselişi ile ilgili Anto Joseph bilgilendiriyor. PepsiCO` nun yeni yöneticisi Indra Krishnamurthy Nooyi aҫıksözlü olmaktan korkmuyor. 2005 yılında Columbia University`s Iktisat fakültesinde PepsiCo`nun yöneticisi olarak bir konuşma yaptıǧında her beş kıta`yı bir elin parmakları ile karşılaştırdı ve Amerika Birleşik Devletlerini orta parmak ile sembolize etti. Kendisi „Eǧer ekonomik veya siyasi anlamda iş yapacak olursak, her birimiz dikkatli olması gerekiyor ve parmaǧımız yerine elimizi verdiǧimizden emin olmak iҫin ҫaba göstermemiz gerekiyor. Fakat üzülerek dünya`nın diǧer ülkeleri Amerika`ya bu şekilde baktıǧını düşünüyorum.“ Yurtsever olmamaktan dolayı eleştirildikten sonra, Pepsi` nin websitesinde „iletişim“ ve „vicdan“ kelimelerini kullanarak özür diledi. Bu kelimeler kendisinin „Başarı iҫin 5 C“ (diǧerleri „yetki“, „istikrar“ ve „özgüven“ ) olarak tanımladıǧı beş kelimenin iki tanesi. Her ne olursa olsun davranışları başkalarına zarar veriyormuş gibi görünmüyor, ҫünkü auǧustos ayında bu iҫecek dev şirketi` nin genel müdürü olarak seҫildi. Amerika`nın şirket`ler dünya`sının en saygıdeǧer işlerinden bir tanesi. Bu anlaşma Hindistan iҫin hem gururun hem mahҫubiyet`in kaynaǧı. Gurur ҫünkü Nooyi 1 ekim`de Steve Reinemund`un yerine Pepsi` nin beşinci CEO` su olmak üzere geҫtiǧinde Fortune 100 44 şirket`leri listesinde ilk Hindistanlı bayan olma özelliǧi ile tarih yazdı. Mahҫubiyet, ҫünkü nerdeyse aynı zamanda bir biosit tartışması bazı Hindistan eyaletlerinin Pepsi ve Coca Cola ürünlerini yasaklamasına neden oldu. Nooyi 1955 yılında 28 ekim doǧdu ve Hindistan`ın güneyinde bulunan Chennai (eskiden Madras) şehrinde yetişti. Otuz sene önce Bachelor of Science derecesi iҫin okuduǧu Madras Hiristiyan Koleji` indeki arkadaşları kendisini ilk ekonomi deneyimlerini kolej dergisi`nin reklamını yöneterek edinen, cesaretli ve baǧımsız bir ekip oyuncusu olarak hatırlıyorlar. Hindistan`ın Kolkata Yönetim Enstitüsünde bir üst seviye diplomasını elde ettikten sonra, önce tekstil şirketi Mettur Beardsell`de ҫalıştı ve daha sonra Chennai`daki bayanların aylık kanama bezini üreten Johnson & Johnson şirketinde ürün yöneticisi olarak ҫalıştı. Kendisinin söylediklerine göre bu iş kendisini en ҫok zorlayan işler`den bir tanesiydi, ҫünkü o zamanlar Hindistan`da kadın saǧlıǧı konusuna ilişkin bir bilinҫ eksikliǧi söz konusuydu. 1978 yılında günlük okul`a gittiǧi ve maddi durumunu düzeltmek iҫin geceleri karşılama görevlisi olarak ҫalıştıǧı Yale School Management`de bir ödül kazandı. Orada kariyeri boyunca PepsiCo`nun etkinliklerine renkli ulusal kıyafetleriyle katıldıǧı sari ҫalışmaları ile ün saldı. Üniversite`den mezun olduktan sonra Boston Consulting Group`ta altı sene uluslararası projeler ile ilgili ҫalıştı. 1986 ve 1994 yılları arasında Motorola ve Asea Brown Boveri (ABB) şirketlerinde 1994 yılında PepsiCo`da ҫalışmadan önce liderlik konumunda görev aldı. Pepsi şirketinde önemli bir rol oynadı: şirket`in önceleri Kentucky Fried Chicken, Taco Bell ve Pizza Hut restoran iş alanlarının Tricorn şirketinde birleştirilmesi iҫin yardımcı oldu. Ayrıca 1998 yılında PepsiCO iҫecek şirketi Tropicana` yı satın aldıǧında şirket`in başına geҫti ve 2001 yılında 13,8 $ milyar deǧerindeki Quaker Oats şirketi` nin satın alınışının katkısında bulundu. Aynı zamanda doktorasını yaptıǧı zaman hiҫ beklenmemiş bir olaydı. Merkezi New York`ta bulunan araştırma ve danışmanlık şirketi Beverage Marketing`in genel müdürü Gary Hemphill “Bu bir sürpriz`di, ҫünkü Reinemund`un emekliliǧe ayrılacaǧı genel olarak bilinmiyordu. Fakat kendisi ҫok verimli ҫalışıyor. Ticaret ile ilgili iyi bir bilgi` ye sahip, vizyon sahibi ve girişken.” Geҫen sene`nin mart ayında Nooyi şirket`in en yüksek makamını hedeflediǧi iddialarını „Işverenim bayaǧı genҫ, öyleyse bu konu burada kapansın. Işyerinde iyi anlaşıyoruz.“ diyerek reddetti. 45 Her ne olursa olsun, Reinemund`un ailesi ile daha fazla vakit geҫirebilmesi iҫin işini bırakması, bu pozisyonun acil bir şekilde doldurulması anlamına geliyordu. Nooyi` nin aҫıksözlülüǧü ҫoǧu kez sıradışı pozisyonu`nun Amerikan iş dünyasında tartışmalara neden oldu. Amerika`daki 2002 yılında gerҫekleştirdiǧi röportajında kariyerine ilişkin „Bir bayan, göҫmen ve renkli ten`e sahip olmak bu işi üc kere daha da zorlaştırıyor.“ diye konuştu. Kariyeri boyunca sıkı bir şekilde ҫeşitliliǧi destekledi. Ocak ayında Güney Asya Öǧrenciler Birliǧinde ki konuşmasında Nooyi PepsiCo`yu daha etnik bir işyeri yarattıǧı iҫin övdü. Nooyi`nin doktorasını yapması Hindistan`ın şirketler dünyası iҫin bir ilham kaynaǧı olarak görülüyordu. Hindistan` ın HSBC`nin genel müdürü Naina Lal Kidwai „Bu ҫok güzel bir haber ve ҫok fazla şaşırtıcı da deǧil. Hindistan, bayanlar ve PepsiCo iҫin ҫok müthiş bir olay. “Unilever`nın Asya/Afrika başkanı Harish Manwani „Hindistan`ın bu durumu ekonomi dünyası iҫin ҫok gurur verici bir an, ҫünkü bir Hindistan`lı dünyaca ünlü büyük bir şirket` in başına geҫiyor.“ Nooyi`nin ilk zorluǧu anavatanından geliyor. New Delhi merkezli devlet kurumu olmayan Bilim ve Ҫevre Merkezi, CSE, auǧustos ayında şirket`lerin Cola`larının bir ҫok kez yasal biosit seviyesini aştıǧını iddia ettikten sonra, ülke`nin 25 eyaleti`nin dörtte biri ya kısmen ya da tamamen PepsiCO ve Coca Cola ürünlerini yasakladı. Bir devlet, Kerala, o kadar ileriye gitti ki PepsiCo ve Coca Cola`nın üretimlerinin durdurulması yönünde rica da bulundu. Bu tatsızlık iki devlet arasındaki bir tartışma tehlikesini iҫinde barındırarak Washington Hindistan`ın yabancı yatırımlarının bu durumdan etkilenebileceǧini söyledi. Amerikanın uluslararası ticaret bakanı, Franklin Lavin, bu yasaǧın Hindistan ekonomisi iҫin bir engel teşkil edebileceǧini söyledi. Eylül ayında Kerala`nın anayasa mahkemesi Kerala hükümeti` nin öngördüǧü yasaǧı kaldırdı. Bütün görüş ayrılıklarına raǧmen PepsiCO Hindistan piyasasını terk etmeyi planlamadıǧını belirtti. Şirket`in Hindistan genel müdürü Rajev Bakish „PepsiCO`nun uzun vadeli yatırımları bu durumdan etkilenmeyecek.“ diyor ve şirket`in ürünler iҫin hazırlanmış olduǧu kurallarını standartlaşmış bir test metodu olduǧu müddetҫe kabul etmeye hazır olduklarını ekliyor. CSE`nin genel müdürü Sunita Narain ise her iki şirket`in ürünler iҫin kurallar hazırlamayı kabul ettiklerini söylüyor. „Dünya`nın hiҫ bir yerinde iҫecek sektöründe ürünler iҫin kuralların olmaması ҫok tuhaf. „Şirket`ler bunun karışık bir üretim prosedürü 46 olduǧundan şikayet ediyorlar, bu nedenden dolayı tamamlanmış ürün yerine su ve şeker gibi madde iҫeriklerine kuralların olması gerekiyor. Narrain Cola şirket dev`lerinin eǧer Hindistan ürünler iҫin kurallar uygularsa Ҫin devleti ve Uzakdoǧu `daki piyasaların da kurallar uygulamasından korkuyor. Gary Hemphill Nooyi`nin iş sözleşmesinin durumu yatıştırabileceǧine inanıyor: „Hindistan vatandaşı olduǧundan dolayı piyasalar ile ilgili iyi bir bilgi sahibi olacaǧına inanıyorum. Nooyi`nin düzenli aralıklar ile Hindistan`a hükümet görevliler ile ikili ilişkilerini devam ettirdiǧi biliniyor.“ Nooyi iҫin bir başka zorluk ise saǧlık sorunu, özellikle de Kuzey Amerika ve Batı Avrupa`daki obezite sorunu ve bundan kaynaklanan asitli iҫecekler ve tuzlu ҫerez`ler iҫin olumsuz reklam. 2005 yılında Beverage Digest araştırmasına göre PepsiCO ve Coca Cola 2,5 % ve 3% oranında bir kar düşüşü yaşadı. Analist`ler Nooyi`nin iyi ekonomi bilgisinin şirket`lerin büyümesine bir katkıda bulunacaǧını söylüyorlar. PepsiCo eǧer geҫmiş başarılarını artan Coke rekabeti ile birlikte devam ettirebilirse „saǧlıklı ürün“ kategorisinde Gatorade, meyve suyu Tropicana ve Aquafine suyu gibi spor iҫecekleri ile gelişimini devam ettirecek. PepsiCo`nun sunmuş olduǧu saǧlıklı ürünler kategorisinde Minute Maid portakal suyu ve Dasani şişe suyu bulunuyor. Bu arada ҫoǧu insan`ın Nooyi`nin iş hayatında küҫük deǧişiklikler yapabilmesine raǧmen kendi izlediǧi politika`yı devam ettirecek. Hemphill „Nooyi uzun seneler önemli bir pozisyon`da ҫalıştıǧı iҫin bir devamlılık süreci `ne neden olacak. Daha büyük deǧişiklikler beklerdim, fakat ҫok dramatik büyük deǧişiklikler deǧil. Bunun haricinde kendisi PepsiCo`nun Coca Cola`dan daha fazla büyüyeceǧini tahmin ediyor. „Pepsi portföyün`de bulunan güzellik bölümünü agresif bir şekilde deǧiştirdi ve bu gelişmenin daha da devam edeceǧini tahmin ediyorum.“ diyor. „Bu bakımdan Pepsi muhtemelen bu rekabet`te başı ҫekecek.“ 47 Özgeҫmiş: Indra Nooyi Yaş: 51 Eǧitim: Yale University Indian Institute of Management Madras Christian College Kariyer: Nooyi kariyerini Hindistan`da tekstil şirket`i Mettur Beardsell ve Johnson & Johnson`da başladı. Amerika `da Boston Consulting Group`ta uluslararası şirket strateji projelerini altı sene yönettikten sonra, 1986 yılında Motorola şirketinde genel müdür ve şirket strateji ve planlama bölümünün başkanı olarak görev aldı. 1990 yılında Asea Brown Boveri şirketinde strateji ve stratejik marketing bölümünün genel müdürü olarak görev aldı. PepsiCO`daki kariyeri 1994 yılında genel müdür olarak görev süresi strateji planlama bölümünde ҫalıştıǧı dönemde başladı. Iki sene sonra şirket stratejisi ve gelişim bölümünün genel müdürü oldu. 2000 yılında SVP ve CFO oldu. Bir sene sonra CFO makamını koruyarak başkan olarak atandı. 2006 yılının 1 ekiminde CEO olarak atandı, PepsiCo`nun 41senelik tarihinde şirket`in beşinci yöneticisi oldu. Üyelikleri: PepsiCO New York Federal Reserve Bank International Rescue Committee Lincoln Center for the Performng Arts Adria Furnham Mükemmelliyetҫilik yüksek iş standartları garanti eden saǧlıklı bir nitelik mi, yoksa psikolojik bir engel mi? Ikisi de olabilir. Mızmız`lık diye bir özellik var - yani başka kimselerin küҫük ve önemsiz hatalarını arayan ve eleştiren bir kimse. Fakat bunun haricinde mükemmel tatil veya en lezzetli yemek hakkında konuşuyoruz ve „Yaşasın Mükemmellik” diye baǧırıyoruz. Tabii ki işyerinde mükemmelliǧi arayan insanlar hayran olunacak insanlar. Mükemmel 48 insanlar mükemmelliǧe önem veriyorlar ve önemli hedef`lere ulaşmaya azimliler. Eǧer yetenekleri var ise ve ruhsal dengeleri bozulmuyorsa, mükemmeliyetҫiler performanslarının en yüksek seviyesine ulaşabilirler ve ulaşmaları gerekir. Fakat burada kilit kelime istikrar. Istikrar olmadan mükemmelliyetҫiliǧin olumsuz tarafları kendini gösteriyor ve ciddi bir psikopatoloji`nin işareti olabiliyor. En kötü senaryo mükemmelliyetҫilerin performanslarının en yüksek seviyesine ulaşabilmeleri ve ulaşmaları gerekmesi. Fakat burada kilit kelime istikrar. En kötü senaryo mükemmelliyetҫiler ne duraksamadan ne de terreddüt etmeden sürekli mükemmel olmaları gerektiǧine inanıyorlar. Hatalar`a, başarısızlıklara ve zayıflıǧa gereǧinden fazla tepki veriyorlar. Ve onları tahammül edilebilir ve güvenilir yapan gerҫeǧin hiҫ bir zaman hata yapmamaları durum`u olduǧuna inanıyorlar. “Mükemmelliyetҫiler” “yeterince iyi” kavramı` nın anlamını bilmiyorlar. Onlar iҫin sadece “ya hep, ya hiҫ geҫerli. Kendilerine aşırı yüksek hedef`ler belirliyorlar ve bunları hem kendi davranışlarını hem de başkaların davranışlarını deǧerlendirmek iҫin kullanıyorlar. Psikologlar nerdeyse her zaman “Mükemmelliǧi” bir engel olarak görüyorlar. “Mükemmelliyetҫileri” psikolojik stres`e karşı dayanıksız olarak görüyorlar. “Mükemmelliyetҫiler” mükemmel olmak ile meşgul iken, kendilerini zorluyorlar, yeni durumlara fazla hazırlıklı deǧiller ve kendilerine kısır döngü şeklinde zarar verebiliyorlar. Kendilerine gerҫekdışı hedefler belirledikleri zaman bu hedeflere ulaşamıyorlar, bu durum ise başarısızlık, suҫluluk duygusu ve utanca neden oluyor. Patolojik mükemmelliyetҫiler düşük özgüven duygusu ile mücadele ediyorlar ve depresyon`dan dolayı kolayca devre dışı kalabiliyorlar. Öyleyse mükemmelliyetҫilik hastalıǧı nereden geliyor? Tabii ki veliler`den. Eleştirisel ve iddialı olabiliyorlar ve belirlemiş oldukları standartları yetişkin`lik dönemine kadar sürüyor. Mükemmelliyetҫiler eşleri ve işveren`leri gibi “diǧer güҫlü`lerin” kendilerini başarısızlık durumunda sert bir şekilde cezalandıracaklarına inanıyorlar. Tipik olarak mükemmelliǧi tespit etmeye yarayan bir kaҫ belirtiler var. Bu belirtiler ҫoǧu kez veliler`den mesaj`lar iҫeriyor. Ilk belirti mükemmeliyetҫiler iҫin ҫok tipik olan hata`lara olumsuz tepki vermek. Burada iҫten gelen ses “Eǧer bir hata yaparsam, insanlar beni daha az düşünecekler“ diyor. Başka bir belirti ise mükemmelliyetҫilerin hem başkalarının hem de kendilerinin belirlemiş oldukları gerҫekdışı yüksek standartlar ile 49 deǧerlendirmeleri. Burada ses „Eǧer kendim iҫin en yüksek standartları belirlemezsem, o zaman ikinci sınıf (deǧeri düşük) bir insan olacaǧım. „Mükemmelliyetҫiler ҫoǧu kez yüksek standart`larının aile`lerinden geldiǧini söylüyorlar. „Annem ve babam benden mükemmel sonuҫlar bekliyorlar.“ Psikologlar`ın dikkat ettikleri başka bir belirti ise mükemmelliyetҫilerin düzen`e ve kontrol`e verdikleri büyük önem ve kendilerinden şüphe duymaları gerҫeǧi. Ne kadar yazık zavallı mükemmeliyetҫilere. Onların yardıma ihtiyaҫları var. Yüksek standartlar belirlemekte hiҫ bir sakınca yok, fakat bu standart`lar ulaşılabilir olması lazım. Konu iyi olmak ve insan`ın kendisinin her zaman en iyi olmadan en iyilerin arasında olması ve aşırısına kaҫmadan insan olmak. Yeni bir marka tecrübesi Bu durumu otel markalarına karşı gerҫekleşen bir küҫük ayaklanma olarak adlandırabilirsiniz. Ҫoǧu kez iş seyahat`lerine ҫıkan Business Week yazarı Andrew Blum „insan`ın kendisini sonsuz koridorlar ve kendini tekrarlayan kapılar`ın iҫinde kaybolduǧunu zanneden otellerin marka tutkunluǧundan“ yorgun düşmüştü. Böylece ne cazibesi ne de statü`sü olan, fakat iş adamlarının ve iş kadınlarının ihtiyacı olan modern teknoloji`ye sahip küҫük otellere giriyorlar. Markalı bir otel`e gitmeyerek Blum bir otel`de kazanabileceǧi sadakat puanlarını kazanamayacaǧını biliyordu. „Fakat ben özel bir hizmet istiyordum, standardize bir hizmet deǧil.“ Bir kaҫ sene önce Blum Fransa`da „odaların ҫiҫeklere koktuǧu ve müşteriler`in kahvaltı`larını kendi yaptıǧı“ bir otel`de kaldı. Eǧer mücevher arıyorsanız Amerika`nın bunun haricinde bir kaҫ kuyumcuları var. Blum bunları „kendini bir yerlerdeymişsin gibi hissetiren trent yerler“ diye adlandırıyor. Bu yerlerin reklamlarını bulamayacaksınız, bunun yerine müşteriler genelde aǧızdan aǧıza dolaşan olumlu sözler ile etkileniyorlar. Bulunabilecek iyi yerler. Insanların seyahat tecrübeleri ile ilgili deǧerlendirmeler yaptıǧı bir website Blum`a göre www.tripadvisor.com ve www.citysearch.com. 50 Kısaca Amerika`nın en zengin 400 insan`ı Forbes 2006 listesinin zirvesinde Harvard Üniversitesini tamamlamayan mesen Bill Gates ( 53 $ milyar) son zamanda serveti`nin büyük bir bölümünü hayır kuruluşlarına ( Warren Buffet, 41 $ milyar) ve bir taksi sürücüsünün oǧluna (Sheldon Adelson, 20,5 $ milyar, Las Vegas Sands`in otel ve kasino grubu sahibi) verdi. Yönetim guru`su Tom Peter`s „Mükemmelliǧin arayışı iҫerisinde“ (1982) bugünlerde en iyi kitap olarak listelerde yerini alıyor. www.tompeters.com websitesi Peters`in en son düşündükleri, ekonomi kitapları ve Internet günlüǧü ile ilgili bilgi veren ҫok deǧerli bir kaynak. Az uyuyan yöneticiler hem kendileri hem de toplum iҫin bir tehlike oluşturuyorlar. Ulusal Otoyolu Trafik Güvenlik Idaresi`nin bilgisine göre yorgun amerikan sürücüleri son beş sene`de 1,35 milyon kazalar yaptılar. Harvard Üniversite`sinin tıp fakültesi profesörü Charles A. Czeister daha önceleri sigara yürütmesi olduǧu gibi şirket`lerin uyku temasını işleyen bir yürütmelik hazırlamaları gerektiǧini söylüyor. “Eǧer başarı göstermek istiyorsanız, uyku ihtiyacına ayrı bir önem vermeniz gerekiyor.” diye Harvard Business Review`a anlattı. Ne okuduǧum Dr. Linda Yueh Oxford Üniversite` sinde iktisatҫı olarak ҫalışıyor. Ҫin devleti`nin Beijing Üniversitesinde ҫalışan Yang Yao ile birlikte en son „Küresellik ve Ҫin devletinde ekonomik büyüme“ adlı kitabını ҫıkarttı. Ekonomi iş adamları ve siyasetҫiler iҫin gittikҫe önem kazanmasına raǧmen, bu konu daha teorik ve matematiksel olmaya başlıyor. Steven Levitt ve Stephen Dubner tarafından yazılan Freakonomics ekonomi`yi yine kolay anlaşılabilir yapıyor. Dolandırıcılık ve yasadışı işler gibi fenomenler ele alınıyor ve teşvik gibi ekonomik prensip`lerin bilinmesinin davranışların tahmininde önemli bir rol oynadıǧını gösteriyor. Bu kitap bize ekonomik metotları neden anlamamız gerektiǧini hatırlatıyor, fakat bu hatırlama matematiksel model kullanmak yerine delil`ler sunarak yapılıyor. Bu kitabın odak noktası mikroekonomi, fakat makroekonomi`nin anlayışı 51 da ticaret iҫin önemli. En son ҫıkarttıǧım kitap aynı anlama seviyesini hedef alıyor. Ve maalesef bu kitap`ta Levitt`s ve Dubner`ın “Uyuşturucu satıcıları neden anneleri ile birlikte yaşıyorlar?” gibi bölüm başlıklarını iҫermiyor. David Ogilvy kim di? “Saat`te altmış mil katteden en gürültülü yeni Rolls-Royce bir elektrik saat`ten geliyor” ilanı` nı David MacKenzie Ogilvy (1911-1999) yazdı. Bu fikri araba kullanma kılavuzundan edindi. Ogilvy & Mather şirketi` nin genel müdürü böyle bir ilan`ın ilham kaynaǧının ürün bilgisinden geldiǧine inanıyor. 1975 yılında Time dergi` sinin kendisini “reklam sektörünün en raǧbet gören sihirbazı“ diye adlandırdı. Ogilvy Ingiltere` nin Surrey eyaletinde doǧdu. Kendisi sıradışı bir insan ve Fransa`da aşҫı olarak ҫalıştı, Ingiltere`de AGAocaǧı, ve Amerika`da reklam ajansı aҫmadan önce bir tütün tarlasını işletti. 1930 `lu yıllarının başında kariyeri AGA ocakları ile başladı. Ogilvy satışlar` da o kadar başarılıydı ki işvereni kendisine satış ile ilgili bir el kitabı yazabilip yazamayacaǧını sordu. Ogilvy`yın aǧabesi Francis bu kitabı ҫalışmış olduǧu Londra`daki reklam ajansı Mather & Crowther`e gösterdi ve onlar David`e bir iş verdiler. Ogilvy`ın kendi şirketini kurması bir müddet zaman aldı. 1938 yılında Ogilvy Gallup Audience Araştırma Enstitüsünde ҫalışmış olduǧu Amerika Birleşik devletlerine göҫ etti. 1948 yılında Londra`daki Mather & Crowther`in maddi desteǧi ile Ogilvy Benson & Mather (sonradan Ogilvy & Mather) adlı ajansı Hewitt`i aҫtı. Ogilvy 1973 yılında şirket`in genel müdürü olarak Fransa`nın güneyinde bulunan 13. yüzyıl`dan kalma bir saray`da yaşamak üzere emekliliǧe ayrıldı. Uzun süre işsizliǧe dayanamayıp 1989 yılında Hindistan`ın Ogilvy & Mather şirketi` nin genel müdürü oldu. 1999 yılında Fransa`da vefat etti. Bugün reklam`ın efsanesi olarak anılıyor ve en ünlü sözlerinden bir tanesi: “Tüketici bir geri zekalı deǧil, tüketici senin eşin.” Cildimizi koruyalım Büyük ҫaplı cilt yaralanmaları olan hastalara ve onları tedavi eden doktorlar`a cilt hücrelerinin üretimi iҫin yeni bir tedavi metodu daha 52 verimli ve hızlı sonuҫlar veren tedavi metot` ları iҫin ümit veriyor. Michael Politt Ingiltere`den bildiriyor. Profesör Tony Ryan evinin yakınlarında bulunan Peak District National Park`ta bisiklet sürmek dışında başka bir şeyi sevmiyor. Düşmesine ve biraz cilt kaybına maruz kalmasına raǧmen aǧaҫ`ların arasında bulunan dar yolların arasında hızlı bisiklet sürmenin zorluǧundan büyük keyif alıyor. Fakat iş yerinde cilt yaraları normal bir mountain bike sürücülerin ҫiziklerinden daha kötü görünüyor. Sheffield Üniversitesinde bir bilim adamı ciddi yanıkları ve büyük ҫap`ta cilt deǧişikliklerine ihtiyacı olan insanlara yönelik cilt transplantasyon`larında kullanılan yeni materyallerin icatı ile ilgilenen bir proje üzerinde ҫalışıyor. Polimer bilimi ve RIM- tekniǧi okuyan bir insan iҫin bu tuhaf olabilir. Yeni cilt tabakalarının gelişmesi iҫin ҫözülebilir bir yapının gelişmesinde yardımcı oluyor. Bir ҫok ciddi cilt yaralanmaları şu an cilt transplantasyonları ile tedavi ediliyor. Cerrahlar cilt transplantasyonlarını hastalarının ciltleri ile gerҫekleştirebiliyorlar, fakat eǧer alt tabaka, dermis, mevcut deǧilse, dış tabaka, epidermis olmadan onarılamıyor. Cilt transplantasyonu dermis tabakasının bir parҫasını iҫermesi gerekiyor, aksi takdirde yara kolay bir şekilde iyileşemez. “Eǧer insan cildini gerҫekten deǧiştirmek istiyorsanız, her iki cilt tabakasını, hem epidermis hem dermis`ı, deǧiştirmek zorundasınız, diyor Sheffield Üniversitesinde hücre üretimi bölümünde ҫalışan Sheila MacNeil. Sheila MacNeil 2000 yılında cilt hücreleri ürünlerini üretmek üzere CellTran şirketini kurdu. Eǧer bir kişi` nin bedeni`nin her tarafında ciddi yanıklar var ise yanmış veya zedelenmis cilt bölgesini kapatmak iҫin bedenden yeterince cilt parҫaları almak imkansız olabilir. Başarı vaat eden bir ҫözüm üzerinde hasta`nın kendi cildinin gelişebileceǧi bir folyo yardımı ile cilt tabakasının deǧiştirilmesi yöntemi mevcut. Eǧer yeterince cilt hücreleri gelişirse folyo yara ile bütünleşecek. “En büyük zorluk “folyo biolojik bütünleşme” kapsamında folyo`nun hasta`nın cildi ile iki veya üҫ ay` da deǧişecek şekilde yapılması.” diyor MacNeil. Polimer bilimini, kimya ve hücre biolojisini kombine eden proje seneler önce Ryan ve MacNeil arasında yapılan bir sohbet`ten kaynaklanıyor. “Sheila üzerinde cilt hücrelerini geliştirebileceǧi folyo arayışı iҫerisindeydi,” diye Mühendislik ve Fizik Bilim Araştırma Kurumundan maddi destek gören Ryan 53 anlatıyor. Peptid adında proteinler zinciri iҫeren karışık polimer ile cilt gelişimini desteklemek amacı ile gerҫekleştirmiş olduǧu ilk, başarısız deneyimini anlatıyor. Bir sonraki deney hücrelerin basit bir şekilde deliklerin iҫine düşebileceǧi bir süngere- benzer materyal iҫeriyor. “Bu ҫok kolay bir deneydi, fakat işe yaramadı.” diyor Ryan. Böylece 1930`lu yıllarda geliştirilen “electrospinning” diye anılan metod`a geri döndü. Sıvı polimer 20.000 volt cereyan ile yüklü bir ince metal parҫası iҫerisinden pompalanıyor. Elektrik yüklü bir yüzey` den ҫekilen iǧne`den az miktardaki sıvı materyal iletiliyor. Bundan elde edilen materyal oldukҫa ince bir kaǧıda benziyor, fakat lifler 100 kere daha ince. “Polystyrene” kullanılarak ilk üretilen “electrospun” materyal ve beklentilerinin aksine “polystyrene” yüzeyin üzerine yayılan cilt hücreleri başarılı bir şekilde gelişti. Eǧer lifler ҫok fazla ince olursa, hücreler üzerlerinde yetişemezler.” diyor Ryan. “Eǧer ҫok fazla kalın iseler, ҫok ince bir yüzey gibi görünüyor ve hücreler üzerlerinde daǧılıyorlar, fakat yeni doku`ya işlemiyorlar. “Lif geometrisinin etkileri üzerinde biraz ҫalıştık.” Bu iş şu an ҫok iyi sonuҫlar gösteriyor. “Electrospinning” genelde her yöne daǧılan lif yıǧınları üretiyorlar, fakat Ryan`ın ekibi elektrik alanın kontrolü sayesinde lif`lerin daǧılımını kontrol eden bir metot geliştirdi. “Polystyrene” tıbbi amaҫlar iҫin kullanılması uygun olmamasına raǧmen – insan bedeninin iҫerisinde ҫözülemiyor- ve materyal bir önceki deneyler iҫin mükemmel bir zemin oluşturuyor. Insan cildi ҫok karışık bir organ: epidermis ve dermis`in yanısıra bir ҫok farklı hücre türlerinden oluşmakta, dış tabakanın su ҫekmesini önleyen “keratinocytes”, cilde sünger görünümü veren ve yırtılmasını önleyen “fibroblasts” ve derinin iҫinde bulunan kan damarlarını dolduran “epithelial hücreleri” iҫeriyor. Ryan`ın ve diǧer bilim adamlarının cildi folyo ile bütünleştirmeye ҫalışarak bu karışık sistemi yenme ҫabaları ҫok fazla başarı getirmedi. Basitlik kilit kelime. “Eǧer bu hücrelerden bir kaҫını folyolarımızın bir kaҫı üzerine koyarsanız, kendileri doǧru sıra`ya diziliyorlar.” diyor Ryan. Bu mekanizma tam olarak anlaşılamamış olmasına raǧmen, hücreler kendiliǧinden normal cilt tabakaları ile bütünleşiyor gibi oluyor. En basit dokular hücrelerin güvenli doǧal bir şekilde yetişmesine yardımcı oluyor. Bir cilt dokusunun kısa var oluş zamanı nedeniyle daha karışık ve tabakalı bir yapı gerekmiyor. “Durum ҫok fazla ileriye gitmemiz gerekmiyormuş gibi görünüyor. Hücreler şaşırılacak bir derece`de kendiliǧinden 54 sıra`ya diziliyorlar.” önümüzdeki seneler Bioteknoloji ve Biolojik Bilim Araştırma kurumunun yardımı ile cilt dokusunu alan MacNeil öyle söylüyor. En önemli konunun cilt hücrelerini karışık olmayan doku ile birleştirmek olduǧunu anlayan profesörler ve ekipleri cilt gelişimi iҫin madde iletebilen doku`yu mükemmelleştirmekteler. Laboratuvar ortamında denetlenen ameliyat yaralarını kapatmak iҫin yarayan madde iletebilen PLGA gibi materyallerden bu doku yapılacak. Ve bu materyal öncellikle cerrahların yeterince doǧal deri ile yanık ve cilt onarımı durumlarında yapamadıkları cilt transplantasyonları yardımı ile önümüzdeki üҫ, beş sene`de klinik ve laboratuvarlarda test edilecek. Chelmsford şehrinin Broomfield hastanesinin ST. Andrew`s Plastik Cerrahi ve Yanıklar bölümünde ҫalışan uzman doktor Peter Dziewulski aǧır yanık yaraları olan hastalarda cilt transplantasyonun getirdiǧi sorunları biliyor. Ciddi yangın, elektrik ҫarpmaları ve motorbisiklet kazaları sonucu yaralanmaları tedavi ediyor. “Tedavilerimin yaklaşık 70%` i acil yanık tedavilerini kapsıyor.” diyor kendisi. Dziewulski “dermatome” (cilt rendesi) adlı ҫok keskin bir enstrümana sahip ve bu alet ile zedelenmiş cilt bölgelerinde iki – on santimlik cilt tabakası kesilebiliyor. Bu enstrüman epidermis`i ve dermis `in ҫok ince bir tabakasını derin bir ҫizik bırakarak yok edebiliyor. Başka seҫenekler başka insanların cilt transplantasyonunu kullanmayı iҫeriyor; yara sargıları dahil.” Yanık cerrahları olarak bir sürü teknikleri biliyoruz. Hastalara yardım etmek amacı ile bu başka bir enstrüman izlenimi bırakıyor ve ben bunun sadece yarar getirebileceǧini düşünüyorum.” diyor Dziewulski. “Yanıklar ve diǧer yaralar iҫin ҫok yararlı bir teknik olabilir.” Sheffield Üniversitesin`deki ekip cilt transplantasyonları dışında başka hizmetler de sunabiliyor. Örneǧin sinir ve kemik gelişimini desteklemek iҫin doku teknolojisi ile de ilgileniyorlar. Ryan en önemli konunun hücre yapısını anlamak olduǧunu söylüyor. “Bizim gösterdiǧimiz olay hücrelerin hangi sıra`da dizilmeleri gerektiǧini bilmeleri.” Eamonn Fitzgerald: en son trentler ile ilgili Konu küresel ısınma olunca biraz şüpheli oluyorum. Nedeni şöyle: Amerikan Ulusal Iklim Veri Merkezine göre dünya ortalamasında sürekli bir yükselen bir azalan yüzey ısısı son yüz sene`de yarım 55 derece yükseldi. Bu ҫok dramatik bir deǧişim deǧil, bu yüzden paniǧe gerek yok. Fakat küresel ısınma ile ilgili ne düşündüǧüm ve ısının yükselip azalması ҫok fazla önemli deǧil. Küresel ısınma ҫok ilginҫ bir konu ve 2007 yılının en fazla konuşulacak konularından bir tanesi. Bu durum biraz alaycı gibi de görünse, bu hikaye`nin bir parҫası olmak istiyorum, ҫünkü iklim deǧişikliǧi sektöründe para kazanılabiliniyor- örneǧin Ingiliz hükümetinin Innovation Awards karbon vakfı durumunda olduǧu gibi. „Eǧer Siz veya kurumunuzbüyük veya küҫük- yenilikҫi adımlar atarsanız veya karbon dioksit emisyonlarını azaltmak amacı ile yeni teknolojiler geliştirirseniz, Ingiltere`nin karbon vakfı öncülerinden olabilirsiniz.“ diye kurumun websitesinde yazıyor (www.carbontrust.co.uk). Öncüler/yenilikҫiler ocak ayının 19`a kadar fikirlerini sunmak iҫin zamana sahipler. 2005 yılında yeni kurulan Cambridge şirket`i CMR yakıt hücresi ismi karışık madde iҫeren yakıt ҫalışmaları nedeniyle Karbon Vakfı Öncüsü olarak deǧiştirildi. Yakıt hücreleri neden önemli? Kimyasal enerji`yi direkt bir şekilde yakıt motorunun kullandıǧı ısı veya mekanik dönüşüm aşamasından geҫirmeden elektriǧe dönüştürdüler. Bu olayı düşük ısılar ile (zararlı emisyonların üretimini sınırlayan ısılar) ve daha büyük bir verimlilik ile (daha az yakıt kullanan ve daha az karbon diyoksit üreten bir metot ile) gerҫekleştiriyorlar. Bu farklı maddeler iҫeren yakıtı ilginҫ yapan olay bütün yakıt türlerinin oluşumuna dikkat edilmesi. Karbon Vakfı ödülü kazanıldıktan sonra, CMR şirket`i yakıt gelişimi alanında dünya`nın bir kaҫ önde gelen uzmanlarını iş`e aldı ve önemli bir teknoloji`nin, geleceǧin önemli piyasasında- Ҫin devletinde- patent kaydını yaptırdı. Bu gelişmeler karbon vakfı ödülünü kazanmak ile direkt bir baǧlantı` da olmayabilir, fakat şirket iҫin iyi olacaǧından eminim. Fakat Karbon Vakfı yenilikҫi ödülü iҫin bir fikriniz olmadıǧında iklim deǧişikliǧinden nasıl yararlanabilirsiniz? Burada Ingiltere`nin bize batı Wales Tregaron eyaletinde yaşayan Ru Heartwell `ın sunmuş olduǧu örneǧi var. Altı ay önce Hartwell 30.000 sterling ile kendi şirketini kurdu, www. treeflights.com, ve böylece havayolu seyahatҫilerinin üretmiş oldukları karbon emisyonlar ile ilgili kendilerini daha iyi hissetmelerini saǧladı. 56 Gördüǧünüz gibi seyahatҫiler her ne zaman uҫtuklarında bir aǧacın dikilmesi iҫin 10 sterling ödeyebiliyorlar. Aǧaҫların numaraları ve isimleri var, böylece insanlar her ne zaman ҫevre`ye vermiş oldukları zarardan dolayı kendilerini kötü hissettikleri zaman, örneǧin Maldivler`e bir hafta`lık uҫuş esnasında, aǧaҫların yanına gidip onlara bakabiliyorlar. Şirketini kurduktan sonra ki ilk üҫ hafta`da Hartwell 900 aǧaҫ siparişi aldı. Fena bir rakam deǧil. Daha önce de söylemiş olduǧum gibi iklim deǧişikliǧi konusu ile ilgili alaycı olmak istemiyorum. Temiz hava`yı ҫok seviyorum ve ҫevre kirliliǧinden nefret ediyorum, fakat 2005 yılında genel müdür Tom Delay`ye 200,478 sterling aylık ve prim ödenirken Karbon Vakfı`nın 73,7 $ milyon harcadıǧını okuduǧumda ilgim arttı. Evet gerҫekten de iklim deǧişiyor. Ve bu iklim küresel ısınmaya inanan daha iyi insanlar iҫin deǧişiyor. Uzay Püf noktası optik`te A 380 şimdiye kadar inşa edilen en kompleks yolcu uҫaǧı. Bu husus`ta A 380`nin sorunu olabilir. Airbus uҫaklarının teslimatı geҫ olabilir, ҫünkü işҫiler her uҫaǧın ihtiyacı olan 500 kilometre uzunluǧundaki telleri yerleştirmekle büyük ҫaba gösteriyorlar. Fakat yeni bir şalter türü yakın zamanda aǧır bakır tellerini tek`li cam lif ile deǧiştirerek uҫakların daha aydın ve az kompleks olmalarında yardımcı olabilir. Örneǧin cockpit görüntüleri gibi aҫılan veya kapalan işlemlerin yapılabilmesi iҫin Texas A & M Üniversitesi`nin bilim adamları cam`dan şalter ürettiler. Böylece bakır teknolojisine nazaran cam lif teknolojisi ile daha az elektromanyetik arızalar var. Diş tıbbı Diş etinin hastalanması diş kaybına neden olabilir. Bu durum yeterince korkunҫ, fakat diş eti hastalıkları kalp hastalıkları, alerjiler ve eklem iltihabı gibi bir sürü ciddi ve kronik hastalıklara neden olabilir. Diş etlerinizi kontrol ettirdiǧinizde, diş doktorunuz büyük ihtimal basit kanca`ya benzeyen metal`den bir sonda kullanacak ve bu prosedür aǧrıverici, kanlı, düzensiz olabilir ve uzun sürebilir. Bütün 57 bunlar yakın zamanda tarih`e karışabilir: Delaware eyaletindeki amerikan şirket`I Perio-Imaging dişleri ve diş eti saǧlıǧını kontrol etmek iҫin ültrason kullanarak dijital diş cihazı geliştirdi. Bu cihaz doǧru bilgiler veriyor, hızlı ҫalışıyor, aǧrıya sebebiyet vermiyor ve en iyisi kan akıtmıyor. Işıklandırma Aydınlık bir gelecek Tipik bir lamba`nın kullandıǧı 7% enerji`nin sadece 5%`inin ışık ürettiǧini biliyor muydunuz? Gerisi ısı. Kanadalı şirket Grup 4 yarı iletken silicon-bazlı teknolojisinin ısı ısrafını azaltacaǧını ve bu yüzden fiyatҫa daha ekonomik ışıǧın ҫevre`ye zarar vermeden üretileceǧini söylüyor. Yarı iletken ışıklandırılması sene` de 860 teravatsaat daha az enerji kullanabilir ve dünya ҫapında senelik 200 milyon ton karbon emisyonunun üretilmemesini saǧlayabilir,” diye Grup 4 yarı iletken şirketi websitesinde iddia ediyor. Gelişmekte olan ülkelerin ışıklandırmasında da ayrıca katkı saǧlayabilir. Dünya`da milyonlarca insan ışık üretmek iҫin petrol veya başka yakıtlar kullanıyorlar, fakat güneş ışınlı lambalar kullandıklarında gelecek daha da aydın olabilir. Tasarım Güzellik ve kültür Tasarım stratejik bir konu. Bir şirket`in ürünlerini farklılaştırma ҫabalarında ҫok önemli bir rol oynuyor. Şirket`lerin müşterilerinin hem kalbini kazanmakta hem de mantıǧına uymada yardımcı olan bir ajans ZIBA Design. Sohrab Vossoughi ZIBA şirketini 1984 yılında Oregon eyaletinde kurdu. Vossoughi`nin doǧmuş olduǧu Iran`ın resmi dili olan farsҫa` da ZIBA kelimesi „güzel“ anlamına geliyor. 2006 yılında ZIBA mükemmel endüstri tasarımı iҫin bir ҫok ödüller kazandı. Bu ürünlerin arasında Sirius S50 ҫanta büyüklüǧünde uydu radyo`su ve MP 3 ҫaları bulunuyor. Şu an şirket ҫin müziǧi, tarih ve müşteri kültürü`nü inceliyor. Neden? Ҫünkü müşterisi bilgisayar 58 üreticisi Lenovo o ülke`de Dell, Hewlett-Packard ve IBM tarafından aǧır vuruldu. ZIBA` nın belli „müşteri grubu“ anlayışı ile Lenovo Ҫin`lerin zevkine uygun bilgisayarlar üretebilme durumunda olmalı. Tarım Ister tüketici ister üretici: neredeyse herkes tarım konusu ile ilgili fikrini belirtiyor. Nick Brieger bu alanda en önemli kelimeleri sıralıyor. Bazı endüstrileşmiş ülkelerde ҫiftҫilik aile mesleǧi olan hayvan ve büyük ҫap`ta tahıl ürünleri yetiştirmeciliǧi besin ürünlerinin ve doǧal ürünlerinin mekanik üretimine dönüştü. „Tarım“ ҫiftҫiliǧin bilimini veya uygulamasını tanımlayan bir kavram. Son on sene` de teknolojik ve biyolojik bilimler alanındaki gelişmeler sayesinde tarımsal verim yoǧun bir şekilde arttı. Bu olumlu deǧişiklikler tarlalardaki zararlı canlıların etkisiz hale getirilmesini, gübre kullanımını ve bölgelere uygun hasat ürünlerini kapsıyor. Bunun haricinde „hayvanların ve tavuk`ların seҫilmiş yetiştirmesi“ ile yem eklemesinin kullanımını iҫeriyor. Tarım endüstrisi, bir diǧer adı „endüstrileşmiş tarım“ veya „fabrika ҫiftҫiliǧi“ bitkisel veya hayvan ürünlerinin sanayileşmiş üretim sürecine deǧiniyor. Ҫoǧu kez toprak şartlarının, hasat kötüleşmesinin uydu gözetimi gibi yenilikҫi teknolojiler ve gen tekniǧi gibi biyoteknoloji kullanılıyor. Bunun haricinde tarım sektörü gıda ürünü kontrolleri ve tarım ürünlerinin işlenişi ile daǧıtımını kapsıyor. Sanayileşmiş tarım`da verimlilik artışları daha yüksek karları ve daha düşük gıda ürünü fiyatlarını beraberinde getiriyor, fakat ҫiftҫilik bir iş riskini de kapsıyor. Ҫiftҫiler ҫoǧu kez tarım makinalarının alımı, hasat başarısızlıǧı veya hayvanların arasında bir hastalıǧın ortaya ҫıkması durumunda maddi devlet desteǧi talep ediyorlar. Insanların ҫoǧu iҫin tarım işletmeciliǧi olumsuz bir anlam taşıyor. Küҫük ҫap`taki üretimler küҫük ҫiftҫilerin bu sektör`den ҫıkması ve kırsal alandaki küҫük işletmelerin iflas etmesine neden oluyor. Ҫevre`ye ilişkin endişeler fazla otlatmak, toprak kaymasını ve tekkültürlü hasat uygulamasını kapsıyor. Tüketiciler hayvan korunması ile ilgili endişe duyuyorlar ve gıda güvenliǧi organik ҫiftҫilik`te bir artışa ve devamlılık vaat eden bir tarım`ı beraberinde getiriyor. 59 Ev ödevini yapmak Şirketlerin ҫoǧu ҫalışanlarına ev`de yapmak üzere iş veriyorlar. Julian Earwaker ev`de ҫalışmanın avantajları ve zorlukları ile yakından ilgileniyor. Sandy Lloyd`un ofisine varması ҫok uzun sürmüyor - Ingiltere`nin güney-doǧusunun Ipswitch eyaletinde bulunan evinin bir zamanlar yatak odası olan ҫalışma odası sadece bir kaҫ merdiven basamakları yukarıya ҫıkıldıǧında ulaşılabiliyor. 56 yaşındaki Lloyd iktisadi olarak baǧımsız ҫalışan bir denetimci. Kendisi ev ҫalışanı olarak Ingiltere`de yaklaşık üҫ milyon insan`dan bir tanesi ve toplumun düzenli bir şekilde ofislerde ҫalışan kesimi yaklaşık 12%. „Her gün tren ile 1 saat 45 dakika iş`e gidip gelmeye alışkınım,“ diyor Lloyd. “Şu an bir kaҫ saniye sürüyor! Bu bana gün iҫerisinde daha fazla zaman saǧlıyor. “Bir ҫok insan ev işini az yetenekli insanların yaptıǧı, düşük gelirli akort işi ile ҫaǧrıştırıyor, fakat ev`den doǧru ҫalışanların profili son on sene`de deǧişti. Ingiliz hastalık sıgortası şirketi BUPA states: “Yeni ev`den doǧru ҫalışan kişi dikiş makinası olan ve sömürücü bir gelir düzeyinde ҫalışan bir bayan deǧil, bir ofis işҫisi (ve ҫoǧu kez yönetim düzeyinde). Ve ev`den doǧru ofis işi yapabilmesi iҫin bir sürü iletişim teknolojileri kullanıyor. „Bu tür ev işi daha da yaygınlaşıyor, ҫünkü gittikҫe artan ofis işyerleri insanların evlerine taşınıyor. Ingiltere`nin istatistiki kurumun rakamlarına göre 2005 yılından itibaren sekiz sene`de Ingiltere`de ev`den doǧru ҫalışanların sayısı 35% arttı. Istatistikler bu insanların yarısından fazlasının ҫoǧunluk ile ev`den doǧru ҫalıştıǧını gösteriyor, örneǧin iktisadi olarak baǧımsız ҫalışan Sandy Lloyd gibi. Esnek bir revolosyon Lloyd işyerine ulaşım sorunları nedeniyle gidemediǧi iҫin işlerini ev`den doǧru yaptı. Ondan sonra 2003 yılında uluslararası bir sigorta şirketinde erken emekliliǧi kabul ettikten üҫ sene sonra, Lloyd Aims accountancy şirketinde iktisadi olarak baǧımsız bir şekilde denetimci olarak ҫalışmaya başladı. ”Ҫok kolay bir şekilde bu duruma alıştım.” diyor kendisi. Istediǧim saat`te işimi yapabildiǧim iҫin mutluyum. Ilk başta iş günü iҫerisinde kendime zaman ayırdıǧım iҫin kendimi suҫlu hissetmemek iҫin bayaǧı zorluk ҫektim. Saat 9`dan 17:30`a kadar öǧle 60 yemeǧine bir saat ayırarak ҫalıştıǧımın farkına vardım ve bir müddet sonra istediǧim zaman işi bırakıp saҫımı kestirebileceǧimi anladım. Insanın iş saatlerini kendi ayarlama isteǧi Ingiliz ҫalışanları arasında ev iş`i revolosyonuna neden oldu.” diyor Lloyd. Londra`da bulunan bir düşünce fabrikası British Telecom (BT), Lloyds TSB ve Automobile Association (AA) ҫalışanlara ev`den doǧru ҫalışma imkanı sunmanın deǧerini biliyorlar. 8,5 %`lik ulusal ortalama `ya nazaran BT iş`e gidilmeyen saatleri 3,1 %`e düşürdü. BT şirketi` nin ev`den doǧru ҫalışma politikası ayrıca verimin 31% artmasına ve sene`de 69 milyon sterling biriktirme yapılabilmesine neden oldu. „Araştırmaların ҫoǧu yeni ev`den doǧru ҫalışma programı`nın başında verimliliǧin ҫok ciddi bir şekilde arttıǧını gösteriyor, ҫünkü insanlar bu sistemin ҫalışmasını istiyorlar.“ diyor Cambridge`deki Flexibility Ltd ev işi uzmanı Andy Lake. „Ondan sonra 10-20 % daha fazla verimlilik sonuҫ olarak ortaya ҫıkıyor.“ Ev` den doǧru iş ve teleworking trendi Irlanda ve Fransa` dan önce ve Almanya ile birlikte bütün Avrupa`ya yayıldı, fakat Finlandiya ve Danimarka gibi liderlerlerin arkasında kaldı. Esneklik bütün Atlantik bölgesinde ҫok bilindik. Amerikan Iş Istatistik kurumuna göre 2004 yılında 20,7 milyon sözleşmeli işҫi hafta`da en az bir gün ev`den doǧru ҫalıştıklarını söylüyor – bu ҫalışan kesimin 15%`ni oluşturuyor. Doǧru kombinasyonu bulmak Ofis yaşamına alışmış insanlar gün` ün büyük kısmını ev`de geҫirmeyi büyük bir deǧişim olarak görüyorlar. 2001 yılında Uluslararası Iş Kurumu`nun raporu ev`den doǧru ҫalışanlar baǧımsızlık ve izolelik arasında doǧru kombinasyonu bulmaları gerektiǧini söylüyor. Ev`den doǧru ҫalışanların atanma ve özel projeler imkanı`nın eksikliǧini yaşamamaları iҫin şirket`lerin ҫoǧu düzenli şekilde gerҫekleştirilen toplantılar ve iletişim ile birlikte kişisel gelişim programları gerҫekleştiriyorlar. Bunun dışında Franchise sistemi ile ҫalışmak grubun iҫerisinde bulunan diǧer ev`den doǧru ҫalışanlar iҫin hedefler ve baǧlantılar saǧlıyor. Sandy Lloyd gelişim programları, teknik, bilgi enformasyonu ve marketing desteǧi sunan Aims Franchise ile işbirliǧi yapabilmek iҫin yaklaşık 5.000 $ (7500 €) ödedi. Aims muhasebecilerin 80% - 90% `ı ev`den ҫalıştıǧını, fakat sene`de iki kere toplantı düzenleme şansına sahip olduǧunu tahmin ediyor. Bunun dışında baǧımsız bir şekilde hareket ediyorlar. „Insanlar ile iletişimi 61 özledim.,“ diye Lloyd itiraf ediyor. „Ev`den doǧru ҫalışmak insan` ı yalnızlaştırıyor.“ Brian Copping iҫin yalnızlık bir sorun teşkil etmiyor. 57 yaşındaki Brian Copping 1972` den beri ev`den doǧru Ingiltere`nin finans hizmetleri sektöründe ҫalıştı. Son altı sene`de finans hizmetleri uzmanı Towry Law `nun şirketinde sözleşmeli danışman olarak ҫalıştı. Şirket kendisine bir telefon, ҫalışma masası, ҫalışma sandalyesi, kucak`ta taşınabilecek bilgisayar ve bir yazıcı ҫıkışı cihazı kullanılmak üzere kendisine verdi. Fakat Ingiltere`nin güney doǧu bölgesinde düzenli bir şekilde müşterilerini ziyaret ederek seyahat etti. „Ofis` in günlük şikayet`lerini (yakınmalarını) gerҫekten özlemiyorum.“ diye söylüyor. „Işime odaklanmayı ve işim`de ilerlemeyi tercih ediyorum. Eǧer boş zamanım olursa, bu zamanı ailem ile geҫiriyorum. Copping` in şirketi Londra`da bulunan ve kendisinin ay`da belki üҫ kere ziyaret ettiǧi Towry Law`ın ofisi. Dört farklı danışman iҫin ҫalışan sekreteri Londra`nın batısında ҫalışıyor. Iletişimi ҫoǧunluk ile telefon ve e-mail ile kuruyorlar. Meslektaşlar ile ilişkiler kurmanın ҫalışanların birbirlerini ҫok nadir gördükleri zaman zor olabileceǧini itiraf ediyor. „Londra ofis`i dışında bir sene boyunca ҫalıştım ve şu an bazı danışmanların isimlerini öǧreniyorum ve yüzlerine göre ayırt ediyorum. „ILO raporuna göre ev`den doǧru ҫalışmak verimliliǧin memnuniyet ve motivasyon sayesinde artmasına neden oluyor. „Dinlenme ve iş saatlerimi seҫme özgürlüǧüne sahibim,“ diyor Brian Copping. Bu motivasyonu`nu yükseltiyor mu? „Evet. Şöyle ifade etmeme izin veriniz: bir ofis`de alışılmış ofis saat`lerinde ҫalışmak motivasyonumu düşürüyor.“ Ev`den doǧru iş yapmak Ev`den doǧru iş yapmadan önce inşaat hukuku yasaları gözden geҫirmeleri ve ipotek`lerinin veya emeklilik anlaşmalarının ve ev sigortalarının ev`lerini iş amaҫlı olarak kullanabilip kullanamayacaklarını araştırmaları gerekiyor. Ev`den doǧru ҫalışanlar işverenleri ile saǧlık ve güvenlik konularını da konuşmaları gerekiyor! Ev`den doǧru ҫalışanlar iҫin ayrı bir yasa yok diye ev işi uzmanı Andy Lake anlatıyor. „En basit prensip işverenin nerede ҫalıştıǧını gözetmeksizin düzenli iş yapma sorumluluǧu olması. Bir kere formaliteler kesin olduǧu zaman, ev ortamında bir işyeri kurmak ҫok fazla yatırım gerektirmiyor. „Bir ҫalışma masası, dosya dolabı almanın yanı sıra ve yatak odasını yeniden düzmek dışında ҫok fazla 62 bir şeyler yapmam gerekmiyordu,“ diyor Sandy Lloyd. Bir bilgisayar`a önceden sahip`ti, fakat özel bir bilgisayar programı ve ek telefon hattı iҫin ayriyetten ödemesi gerekiyordu. Lloyd iş`e başlangıҫ masraflarının 3.000 sterling (yaklaşık 4500 €) olduǧunu tahmin ediyor. Lloyd iҫin şu an daha büyük soru bütün evraklarını nerede muhafaza edeceǧi. Depolama sorunu oluşuyor.“ diyor kendisi. „Vergi yasaları verilerin altı sene boyunca muhafaza edilmesi gerektiǧini öngörüyor. Dolu olan iki dosya dolabına sahibim, iki kutu merdivenlerin üstünde ve iki kutu da ҫatı` da bulunuyor. Gerҫekten yapmayı düşündüǧüm işlerden bir tanesi bahҫe`de aǧaҫ`tan depo ev`i yapmak, böylece işyerimi evimden daha iyi ayırt edebileceǧim.“ Bir ҫok ev`den doǧru ҫalışan kimseler işlerini daha iyi organize edebilmeleri iҫin kendilerine kurallar koyuyorlar. Brian Copping ev ortamında hiҫ bir zaman iş toplantıları gerҫekleştirmediǧini söylüyor. Bazen uygun bir yerde bir toplantı salonu kıralıyor. Böylece ev ve aile hayatında kendine yeterince özel hayat alanı yaratıyor, bu da bir ҫok ev`den doǧru ҫalışanların zor bulduǧu bir konu. Bunun dışında Copping ev ortamında iş`e başlamadan önce T-shirt ve kravat giyinmeleri gerektiǧini düşünen ve öyle ҫalışan insanları tanıdıǧını söylüyor. Zaman yönetimi sistemi veya iş saatlerinin kaydedildiǧi bir dosya iş başarısı iҫin yardımcı olabilir. Bunu ise ne Lloyd ne Copping yapıyor. Öyleyse hangi nitelikler iyi bir ev işҫisini karakterize ediyor? “Kendini motive etmek, ҫünkü omzunuzda bir yönetici oturmuyor,” diyor Copping. “Disiplin ve ev yaşamını iş yaşamından ayırt etme yeteneǧi. Eǧer ҫalışma odasının kapısı kapalı ise; o zaman ben ҫalışıyorum demektir.” Benim evim benim ofisim Ev işi düzenli bir şekilde ev`den doǧru ofis işi yapmak demek. Bir ev işҫisi ev`den doǧru ya kısmen ya tamamen ҫalışan bir kimse. Ofisleri ev`lerinde olan insanlar ҫoǧunluk ile ev`den doǧru ҫalışan insanlar. Homeshoring işyerlerinin ofis`ten ev ortamına taşındıǧı süreci tanımlıyor. Teleworking bilgisayar`ların ve telefonların ofis ortamı dışında kullanılması, örneǧin ev`den doǧru ҫalışanlar veya mobil 63 olanlar teleworking işҫileri. Ҫoǧu kez telecommuting diye adlandırılıyor, ҫünkü ҫoǧu ev işҫileri ev`den doǧru ҫalışarak iş`e gitme ve gelme saatlerinden tassarruf ediyorlar ve şirketleri veya müşterileri ile temas halinde kalabilmek iҫin internet`i kullanıyorlar. Durum incelemeleri Seyahat ajansları Müşteri hizmet merkezi alanında “Homeshoring“ lehine gelişen bir trent var. United Co-up Travel Group şirketine ait olan Future Travel Avrupa`nın en büyük virtüel iletişim merkezi oldu. Future Travel Ingiltere`de 630 ev işҫilerini ҫalıştırıyor. Müşteri gezi seyahat`leri sipariş` leri ve soruları eşit bir şekilde şirket ҫalışanları arasında iş saatlerine ve yeteneklerine göre daǧıtılıyor. Okul denetimleri Ingiltere`nin Eǧitim Standartlar Kurumu, Ofsted, şu an en büyük ev işlerinden sorumlu hükümet kurumu okulları, kolejleri ve ҫocuk bakım merkezlerini denetlemekten sorumlu. Ofsted 2400 işҫi ҫalıştırıyor ve bunların 60% `ı ev işҫisi denetimcileri. Denetimciler ve Ofsted arasındaki iletişim elektronik yol ile gerҫekleşiyor. Ofsted`in ev işҫilerini yöneten Caroline Oldham `in söylediklerine göre ev işinin fikri “masrafları azaltmak deǧil“, fakat esneklik sayesinde verimliliǧi artırmak ve „işҫileri iş`in olduǧu yerde yerleştirmek“. Röportaj „Bazı ofisler fikirlerin paylaşımı iҫin gerҫek anlamda hazır deǧiller.“ Andy Lake esnek ҫalışma uzmanı ve Cambridge`de Flexibility Ltd şirketinde bir danışman. Ev`den doǧru 15 sene ҫalıştı. Ev işleri neden arttı? Ilk başta kendi işyerlerini kuran ve ev ortamında ҫalışan kimselerin sayısı arttı. Bir zamanlar Microsoft`un işini ev ortamında yaptıǧını hatırlayınız. Ikincisi iş mantıǧı. Işverenler masrafları azaltmak ve verimliliǧi artırmak istiyorlar. Ev`den doǧru ҫalışmak ofis`in kaynaǧı 64 belli olmayan masraflarını azaltabilir ve ҫalışanların isteklerini daha iyi bir iş-yaşam dengesine ulaşmak aҫısından yardımcı olabilir. Bir işin ev işi iҫin uygun olup olmadıǧını nasıl anlayabilirsiniz? Ofis`te yapılan her iş daha esnek bir biҫimde yapılabilir. Bir ҫok işin bizim “footloose” olarak adlandırdıǧımız türden olması ҫok şaşırtıcıbu işler her yerde yapılabiliyor. Örneǧin teknik planlama`da veya yönetim`de iş kayıpları söz konusu. Iskoҫya`da bir birahane`de petrol lojistik şirket`i işleten bir kimse`yi tanıyorum. Ev işҫilerinin bir ҫok maddi karşılıǧı verilmeyen işleri yaptıǧını mı düşünüyorsunuz. Şu an ҫalışanlar şirket’ lerine büyük ölҫüde maddi destek saǧlıyorlar: ev ofislerini, bilgisayarlarını ve özel cep telefonlarını kullanarak ev`den doǧru ödenmemiş mesai`ler yapıyorlar ve bunlar resmi anlamda ev işleri deǧil. Böylece ev işi bu hususları bir anlaşmada organize etmek iҫin bir imkan. Ev`den doǧru ҫalışmak iletişim sorunları yaratabilir mi? Ofis`deki insanlar arasında günlük sohbetler söz konusu, fakat birbirlerine bilmeleri gereken konuları anlatmıyorlar. Bazı ofisler fikir paylaşımı iҫin hazır deǧiller. Eǧer zamanının ҫoǧu kısmını işlerini ev`den doǧru yapan ҫalışanlarınız var ise, o zaman iletişim daha iyi bir şekilde organize edilmesi gerekiyor. Yöneticiler kontrollerini kaybetmekten korkuyorlar mı? Belli bir dereceye kadar evet. Direncin büyük kısmı orta-yönetim seviyesinde. Üst düzey yöneticiler ve akademisyenler ҫoǧu zaman ev`den doǧru ҫalışmaya alışıklar. Elektrikҫiler ve tesisatҫılar uzun senelerden beri mobil işҫiler olarak yönetiliyorlar- şu an ofis işҫilerin zamanı. Ev işi artışlarını önleyen engeller hangileri? Planlama süreci bunların en önemlisi. Eǧer kullanım aҫısından esnek yerlerini – bir yerin hem iş hem ev iҫin kullanıldıǧı yerler- geliştirmek istiyorsanız, planlama kuralları bayaǧı kompleks oluyor. Geҫmiş`te planlayanlar iş ve ev yerlerini ayrı tuttular. Ani resim ҫekme kararı Siyaset Fakültesi öǧrencisinden, imza avcısından paparazzi`ye kadar: Talitha Linehan kamera ile gizli bir şekilde ilginҫ olayların peşine düşmeyi seven Ben Evenstad ile ilgili rapor veriyor. Okulu bitirdiǧinde polis memuru olmak istiyordu. Şu an Ben Evenstad`in işi evlerini gözetebileceǧi, görünmeden onları takip 65 edebileceǧi insanları bulup, ondan sonra yaptıklarını kamera ile kayıt etmek. Evenstad`in takip ettiǧi insanlar aranıyor- polis tarafından deǧil, fakat “hayran” dergileri üreten ve okuyan kişiler tarafından. Evenstad dünya`nın en ünlü starını takip ediyor ve resmini ҫekiyor. Bauer-Griffin adında Los Angeles merkezli bir paparazzi iҫin ҫalışıyor. Hafta`da en az bir kere kendime „Dünya`nın en iyi işi.“ diye söylüyorum. 26 yaşındaki Kaliforniya, Whittier doǧumlu Evenstad Amerikan siyasetinden etkilenerek yetişti. Siyasetҫi olmayı düşünmüştü, fakat bunun yerine polis görevlisi omayı tercih etti. Her ne olursa olsun arkadaşının arabasının bozulduǧu ve götürüldüǧü gün fikrini deǧiştirdi. „Eǧer Amerika`da arabanızı yasadışı bir şekilde park ederseniz, polisler arabanızı ҫektirebilir. Ҫeken arabanın sürücüsüne polislerin arabalarını hiҫ ҫekip ҫekmediǧini sordum, kendisi hayır dedi. Bunu yapmak istemiyordu. Insanlara yardım etmek istiyordu. „Bu durum Evenstad`in polislerin yardım eli uzatacakları yerde insanları küҫük suҫlar iҫin cezalandırmak iҫin ҫok fazla zaman harcadıklarını anlamasına neden oldu. Bu olaydan sonra polis olmaktan vazgeҫtim. O zamanlar Los Angeles`de Kaliforniya Üniversitesinde Evenstad siyasi bilimler okuyordu. Avukat olmayı da düşündü, fakat ilk okuduǧu üniversite`yi bitirdikten sonra bir üҫ sene daha bir üniversite`de geҫirmek istemedi. Ondan sonra 1999 yılında imzalar toplayan ve satan bir grup insan tanıdı. Evenstad`de aynısını yapmaya başladı ve yakın zamanda sene`de 50.000 $ kazanmaya başladı. “Bu piyasa`da önemli olan miktar. Paris Hilton tarafından imzalanan bir resim 15 $ deǧerinde. Fakat kendisi bu konuda ҫok rahat, böylece oturduǧu yerden 15 veya 20 resim imzalıyor. Ve aynı etkinlikte başka altı ünlüler olabilir. Ister inanın ister inanmayın parası fena deǧil. „Ondan sonra Evenstad buna benzer işler yapan ve daha fazla kazanan insanlar tanıdı: paparazzi. Imzalar toplamak paparazzi`nin yapmış olduǧu işin benzeri, bu yüzden dolayı ünlülerin nerede olduklarını bilmelisiniz. „Ҫoǧu kez bilgileri deǧiş tokuş ettik.“ Hangi ajansın en iyi resimleri ҫektiǧini öǧrenebilmek iҫin Evenstad ünlüler`in yer aldıǧı dergileri okumaya başladı. Bir gün BauerGriffin`in ortaklarından bir tanesi olan arkadaşına Frank Griffin`eleman arayıp aramadıǧını sordu. Frank evet dedi. “Iş`e başladıǧımda ne yaptıǧım ile ilgili hiҫ bir fikrim yoktu.“ Evenstad resim ҫekmeyi kitap`lardan ve hata yaparak öǧrendi. „Beş sene sonra hala öǧrenmekteyim“ diyor kendisi. „Hala hata yapıyorum ve hala 66 daha iyi olmaya ҫalışıyorum.“ Nasıl diǧer iyi paparazzi ajansları yapıyorsa Bauer-Griffin`de ünlüleri gördüklerini bildiren kişiler ҫalıştırıyor. Bu insanlar hava yolu şirketleri, limuzin şirketleri, en iyi oteller ve restoranlar iҫin ҫalışıyorlar. Bauer-Griffin`e ünlülerin yer deǧiştirmelerini bildiriyorlar. Şirket`in ayrıca ünlülerin adreslerinin ve araba plaka numaralarının bulunduǧu 75- sayfalık liste`si var. „Bazı bilgiler topluma aҫık. Bazıları ise ҫok özel.“ diyor Evenstad. „Benim görevim bu bilgileri bir araya getirip ve starları bulmak.“ Görünmemeye ҫalışarak kara pencereli arabasından genelde resimlerini ҫekiyor. En deǧerli - Britney Spears`in havuz görüntüsüresmini ҫekmek iҫin bir Las Vegas otel`in ҫatısına ҫıktı. Resimler on binlerce dolar`a satıldı. Fakat kariyerinde en önemli anı Marlon Brando`nun son topluma aҫık resimleri. „Marlon Brando 1950`li yılların en son ikonu. Benim görüşüme göre The Wild One `da motorbisikletin üzerinde nasıl göründüǧünün resmini ҫekmek ilginҫ ve şu an 78 yaşında tekerlekli sandalye`de bir oksijen şişesine baǧlı olduǧu düşünüldüǧünde benim ҫektiǧim resimlerde Brando`nun nasıl göründüǧünü görmek önemli. Bu tür resimler ҫok gerҫekҫi. Brando hiҫ bir zaman resminin ҫekildiǧini bilmiyordu ve 12 gün sonra vefat etti. Bir ҫok insan paparazzi`ye karşı, ҫünkü insanların izni olmadan onların resimlerini ҫekmenin yanlış olduǧunu düşünüyorlar. Evenstad her insan`ın ünlülük derecesi gözetilmeksizin özel hayat`ı olması gerektiǧine inanıyor. “Hiҫ bir zaman bir kimse`nin evine kamera ile gidip izinsiz resim ҫekmezdim,” diyor kendisi. “Tanıdıklarımın hiҫ biri de böyle bir şey yapmazdı. Fakat eǧer ünlü bir insan topluma ҫıktıǧında- otel`de, alışveriş merkezinde veya bir restoran`da yemek yerken- özel hayat hakkı kısıtlanıyor. Her ne yaparlarsa bu muhtemel bir haber olabilir. “Evenstad`e göre insanlar paparazzi` ye ҫok fazla önem veriyorlar. “Siyaset`i veya savaşları kayıt etmiyoruz.” diyor kendisi. “Biz ҫok ünlü olmuş küҫük bir grup insanların yaşamlarını kayıt ediyoruz. Büyük ihtimal dünya`da 300 kişi`den fazla ilgimizi ҫekebilecek insan yok. Sizlere ne yaptıklarını, nereye gittiklerini, kimler ile buluştuklarını ve hayatlarında nelerin olduǧunu anlatıyoruz. “Bir ҫok insan paparazzi`ye karşı oduklarını söylüyorlar, fakat ondan sonra dışarıya ҫıkıp ünlüler dergisi satın alıyorlar, ҫünkü Tom Cruise, Katie`s (Holmes)`in yeni bebeǧini veya Brad Pitt ile Angelina Jolie`nin düǧününün resimlerini görmek istiyorlar. Biz insanlar ilgi duydukları iҫin ve ünlülerin resimleri sattıǧı iҫin varız. 67 Benzerlerinden üstün olmayı saǧlayan unsurlardan başka hiҫ bir şey bir resim`e fazla deǧer katamaz. Los Angeles`de 150 `den fazla bulunan paparazzi ile büyük bir rekabet söz konusu. Evenstad hala paparazzi`lerin araba kazalarına sebebiyet verdikleri fikrini yanlış buluyor. „Öyle bir şey olmuyor. Öyle olduǧunu iddia eden insanlar bu işin nasıl yapıldıǧını bilmiyorlar. Dergiler bir kaza sonrası aǧlayan insanların resimlerini görmek istemiyorlar. Mutlu, gülen, bebeǧi, kız arkadaşı veya erkek arkadaşı olan insanlar`ın resimlerini görmek istiyorlar.“ Ve paparazzi`nin 2005 yılında iki trafik kazasına sebebiyet verdiǧini iddia eden Lindsay Lohan`a ne demeli?“ Bence Lindsay Lohan ҫok hızlı araba süren genҫ bir bayan ve dünya`nın en iyi sürücüsü olmayabilir,“ diye Evenstad yorum`da bulunuyor. „Kendisi bir kaza yaptı ve insanlar soruyor: Paparazzi kendisini nerede takip ediyor? Tabii ki paparazzi kendisini takip ediyor. Paparazzi kendisini her zaman takip ediyor. Fakat bu paparazzi`nin kendisini takip ettiǧi anlamına gelmiyor. „Geҫen sene Evenstad ve meslektaşları BauerGriffin`in kendileri ile ilgili bilgi veren Holywood Snappers adlı şov`un starları oldular. Ajansın şu an ikinci bir şov yapması konuşuluyor. Gelecek`te Evenstad genҫ fotoǧrafҫılar yetiştirebileceǧi ve resimlerin satışına konsantre olabileceǧi kendi ajansını aҫmayı ümit ediyor. Siyasetҫi olma fikrinden henüz vazgeҫmiş olmamasına raǧmen. „Bir belediye başkanı olmak isterdim. Paparazzi` yi takip eden bir kimse`yi kim seҫer bilemiyorum, fakat bunu deneyecek olan ilk kişi ben olacaǧım! Ben Evenstad Doǧum tarihi 1 Auǧustos 1979 Uyrukluk Amerikan Mesleǧi serbest meslek şeklinde fotoǧrafҫı Iş tecrübesi 3 sene imzalı resimler toplamak ve satmak 2006 yılında Bauer-Griffin `de ҫalışıyor Eǧitim Siyasi bilimlerde Bachelor of Science, Los Angeles, University of California 68 Diller Ingilizce, Fransizca öǧreniyor Hobileri konserlere gitmek, yemek yeme`ye gitmek, siyaset ile ilgili metinler okumak ve siyasi seҫim mücadeleleri konusu üzerinde ҫalışmak Eǧitim Tecrübe gerekli deǧil Geҫmiş`te Amerikan Iktisat Okulları öǧrencilerin bir MBA programına katılmadan önce en az dört sene ҫalışmalarını şart koştu. Bugün bu kurumlar öǧrencileri iş tecrübeleri olmadan hukuk gibi başka programlara katılmalarını önlemek amacı ile kabul ediyorlar. 1990`lı yılların sonlarında daha az kişi MBA programına katıldı. Bunun yerine Internet ve teknoloji ile ilgili iş alanlarında üniversite`yi bitirdikten sonra iş buldular. Sonuҫ olarak Amerikan Iktisat Okullarında öǧrencilerin sayısı düştü, bunlara Harvard ve Stanford üniversiteleri dahil. Aynı zamanda hukuk fakultelerine müracaatlar 16% arttı. Iktisat üniversite`leri politikasında deǧişimi etkileyen başka faktörler bebek sahibi olmak iҫin uzun zaman beklemek istemeyen bayan öǧrencilerin sayısı. Pennsylvania Üniversite`sinin Warton Okul`undan Thomas Calell Financial Times`a bayanlar iҫin 28 yaş yerine 23 yaş`ta MBA `yini yapmanın farklı bir yaşam seҫimi olduǧunu anlamamız gerektiǧini söyledi. Bir ҫok işi belli bir zaman dilminde yapmak Zaman yönetimi Aynı zamanda e-mail yazmak, telefon ile konuşmak ve öǧle yemeǧi yemek: bu sizin ҫalışma tarzınızı yansıtıyor mu? Bir ҫok iş`i aynı zamanda yapmak telaşlı ofis yaşamamızın gittikҫe bir parҫası oluyor. Fakat farklı işleri bir anda iyi bir şekilde yapabilir misiniz? Maalesef hayır, diyor araştırma psikoloǧu James C. Johnson. „Multitasking“ insan düşüncesinin en güҫlü yönleri gibi görünmüyor,“ diye Johnston The Wall street Journal`a anlattı. “Her bir birey`in yaptıǧı işin daha yavaş ve az kalite`den olması kaҫınılmaz. “Nasa`s Ames Araştırma 69 Merkezinden Johnston basit, kendisini ҫoǧu kez tekrarlayan işleri aynı zamanda yapmanın mümkün olduǧunu söylüyor. Fakat bu e-mail`lere cevap vermek gibi yüksek seviyelerde düşünme yeteneǧi gerektiren kompleks görevleri iҫermiyor, diyor kendisi. Kitap Işvereninizi kızdırmanın 100 yolu Peter Garber işverenlerin ne istediǧini biliyor. Yazar`ın şirket`lerin ihtiyaҫları olan ҫalışanlarını bulmak konusunda 25 sene`den fazla tecrübesi var. „En son işvereninize anlatın“ ve „Işvereniniz ile toplantılara hazırlıksız katılın“ başlıkları altında işverenleri kızdıran tipik işҫi davranışlarını inceliyor. Bu tür sorunlardan nasıl kaҫınılması gerektiǧi konulara ilişkin Garber`in verdiǧi tavsiye özellikle yararlı, ҫünkü ҫalışanların davranışlarını işverenin bakış aҫısından anlamaya ҫalışıyor. Kanada`da ҫalışmak Almanya`nın Iş ve Işҫi Bulma Kurumunun Kanada hükümeti işbirliǧi ile bir sürü iş ve staj programları var. Bunlardan bir tanesi 18 ve 35 yaş arası insanların 12 ay`ya kadar Kanada`da ҫalışmalarına izin veren Kanada – Almanya Genҫ Işҫiler Deǧiş- Tokuş programı. Toplam`da her sene 500 başvuru „ilk gelen, önce alır“ prensibine göre kabul ediliyor. Bu konu ve diǧer programlar ile ilgili daha fazla bilgi iҫin Bonn-ZAV.jobs-und- [email protected] `ye email gönderiniz veya www. arbeitsagentur.de websitesini ziyaret ediniz.