1 - REC

Transkript

1 - REC
Öğretmen El Kitabı
Yeşil Kutu Öğretmen El Kitabı Orta ve Doğu Avrupa Bölgesel Çevre
Merkezi ile Türkiye, Bulgaristan, Macaristan ve Polonya’dan çok sayıda kişi
ve kurumun işbirliğiyle hazırlamıştır.
Yeşil Kutu çevre eğitimi setinin ikinci baskısını da içeren Yeşil Kutu Projesi
BOSCH Ev Aletleri’nin desteğiyle gerçekleştirilmektedir.
Ders planı yazarları
Gyorgy Bertalan I Tuğba Can I Jozefa Magdalena Ciszkowska I
Malgorzata Cydeyko I Anna Gajer I Justyna Jedrzejewska I Barbara
Kekusz I Andras Keri I Izabela Majstruk I Atanaska Margaritiva I
Kliment Mindjov I Tatyana Miteva I Urszula Osmolska-Jung I
Malgorzata Podkanska I Maria Pirgova I Jerzy Sadowski I Arzu Sarıgül I
Anna Schindler I Jacek Schindler I Agnes Boddi Schroth I Miroslawa
Sliwka I Judit Heszlenyi Szaszne I Anna Talik I Dr. Fatma Tezcan I Elena
Usheva I Honorata Waszkiewicz
Uyarlama
Esat Akbal I Yunus Akçelik I Damla Akyıldız I Burcu Meltem Arık I Gülden
Atkın I Derya Bıyık Özok I Cihan Birden I Tuğba Can I Necla Erdoğan I
Yrd. Doç. Dr. Sinan Erten I Şebnem Feriver I Steven Graning I Nathan
Johnson I Kezban Kaya I Ali Kıray I Kliment Mindjov I Zuhal Özer I Arzu
Sarıgül I Dr. Derya Sungur I Nilgün Tarkay I Dr. Fatma Tezcan I Serdar
Yılmaz
İkilem Oyunlarının Yazarı Robert Atkinson
İngilizce’den Türkçe’ye Çeviri Semih Aydın I Özden Öktem I Gülden Şen
Türkçe Editör Zuhal Özer
Türkçe Redaktör Aslı Zülal
Millî Eğitim Bakanlığı Redaksiyon Esat Akbal I Cihan Birden I Necla
Erdoğan I Dr. Derya Sungur I Dr. Fatma Tezcan
Çizimler Laszlo Falvay I Nelly Marinova I Stoyan Nikolov
Tasarım Sylvia Magyar
Uygulama Robert Adam I Patricia Barna I Sylvia Magyar I Greg Spencer
Proje Yönetimi Robert Atkinson I Şebnem Feriver I Kliment Mindjov
Dr. Sibel Sezer
Basım TypoNova Kft., Macaristan
Kitabın bazı bölümleri için şu kaynaklardan yararlanılmıştır:
• Connections, Teachers Manual, ECO Education, Saint Paul, MN, USA.
• The Green School Program, Center for Environmental Education, Pacific
Palisades, CA, USA.
• Environment and Development Kit – the Global Perspective, Visual
inform, A.S., Oslo, Norway.
• State of the World, Lester Brown, World Watch Institute Reports,
1995-2000.
• 101 Ideas for Environmental Activities, Borrowed Nature, Bulgaria, 2000.
• The Frog and the Ox, Borrowed Nature and Living Earth (UK), 1999.
• Caring for our Future, Action for Europe’s Environment, European
Commission, 1999.
• Europe’s Environment: the Dobris Assessment, European Environmental
Agency, 1995.
• Europe’s Environment: the Second Assessment, European Environmental
Agency, 1998.
• Environment in the European Union at the Turn of the Century,
European Environmental Agency, 1999.
• Living in the Environment, Ninth Edition, G. Tyler Miller, Jr., 1996.
© 2007 Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi (REC)
ISBN: 978-963-9638-17-4
Yeşil Kutu’da üç farklı tip çevre dostu kâğıt kullanılmıştır.
Proje Ortakları Millî Eğitim Bakanlığı I Çevre ve Orman Bakanlığı
Yeşil Kutu çevre eğitimi seti, Avrupa Komisyonu’nun “LIFE Üçüncü Ülkeler
Programı” ve İtalya Çevre, Arazi ve Deniz Koruma Bakanlığı’nın desteğiyle
Kuş Araştırmaları Derneği ile Doğa Derneği ortaklığında gerçekleştirilen
uyarlama çalışmalarının ardından Tükiye'ye kazandırılmıştır.
Ministero dell’Ambiente e della
Tutela del Territorio e del Mare
İçindekiler
Kurum ve Kuruluşların Ön Sözleri
5
Çalışma Grubunun Ön Sözleri
8
Önceki Yeşil Kutulardan Ön Sözler
10
Teşekkür
11
El Kitabının Kullanımı
12
Yönlendirme Tablosu
13
Çevrenin Ögeleri
15
Hava
17
Su
23
Toprak
36
Biyolojik Çeşitlilik
42
Tehditler ve Baskılar
81
Kentleşme
83
Görünmeyen Tehditler
89
Atıklar
106
Kimyasal Maddeler
115
İnsan Etkinlikleri ve Etkileri
121
Enerji
123
Ulaşım
132
Sanayi
139
Tarım
142
Ormancılık
161
Turizm
167
Küresel Sorunlar
173
İklim Değişikliği
175
Ozon Tabakasındaki İncelme
181
Asit Yağmurları
184
Okyanuslar ve Denizler
188
Değerler
193
3
4
Tüketim
195
Sağlık ve Çevre
211
Vatandaşlık Hakları
225
Gelecekteki Dünyamız
229
Kaynakça
240
Ders Planlarında Önerilen Bazı Yöntemler
241
Sözlük
243
Ortakların ve Donörün Yazıları
245
Kurum ve Kuruluşların Ön Sözleri
I Gelişen teknoloji günlük hayatı daha kolay, ancak karmaşık hâle sokuyor. Bu karmaşık durum,
giderek artan çevre sorunlarını da beraberinde getiriyor.
Havanın, suyun ve toprağın atıklarla kirlenmesi, kaynakların düşünülmeden tüketilmesi, bitki ve
hayvan türlerinin giderek azalması ve hatta yok olması, aşırı nüfus artışı, hızlı kentleşme ve bunun
yol açtığı problemler, insan sağlığını tehdit eder boyutta artan gürültü kirliliği, kültürel ve tarihsel
önemi olan alanların bilinçsiz şekilde tahrip edilmesi, belli başlı çevre sorunları olarak çözülmeyi
beklemektedir.
İnsanoğlunun, karşı karşıya kaldığı çevre sorunları ile baş edebilmesi için çevre bilinci kazanmış
olması gerekir. Çevre bilinci kazanan bireylerin bunu bir yaşam biçimi hâline getirmeleri gerekir.
Bu da ancak eğitim yoluyla olur. Çoğu alanda olduğu gibi bunda da eğitim ailede başlar ve değişik
kademelerde geliştirilir. Önemli olan çocukların doğayla buluşmasını ve erken yaşlardan başlayarak
doğa sevgisi kazanmasını sağlamaktır.
Çevre bilincinin kazanılması, gelişmesi ve bir yaşam biçimi hâline gelmesi ancak bu yolla olabilir.
Bu amaçla ilköğretim çağındaki çocuklarımız için uygulamaya koyulan Yeşil Kutu Eğitim Projesi
çok yararlı olacaktır.
Bu projeye emek veren herkesi tebrik ederim.
Prof. Dr. Necat Birinci
Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı
I Dünyada özellikle son yarım asır içerisinde sanayi ve teknoloji alanındaki hızlı gelişmeler, hızlı
nüfus artışı, plansız kentleşme sonucu çevre kirliliği hızla artmıştır. Sınırsız zannedilen doğal
kaynakların bilinçsiz kullanılması çevre sorunlarının daha da artmasına sebep olmuştur. Çevre
kirliliğinin sınır tanımaz özellikte olması da onu küresel bir sorun olarak dünya gündeminin ilk
sıralarına taşımıştır.
Sürdürülebilir kalkınma için; daha az maliyetle daha fazla üretmek, suyu, gıdayı ve enerjiyi daha
tasarruflu kullanmak, daha az atık üretmek ve atıkları geri kazanmak zorundayız. Çevre
sorunlarının insan faaliyetlerinden kaynaklandığı düşünülürse, işe önce eğitimle başlanmalıdır.
İnsanın en hızlı öğrenme ve öğrendiklerini davranışa yansıtabilme çağında, öncelikle uygulamalı
eğitime ağırlık verilmeli, öğrencilerin yaparak, hissederek, yaşayarak öğrenmeleri sağlanmalıdır. Bu
konuda en büyük görev ve fedakarlık şüphesiz öğretmenlerimize düşmektedir. Çünkü ülke
geleceğine yön verecek nesli yetiştirecek olan öğretmenlerimizdir.
İlköğretim çağındaki çocuklarımızın eğitimine yönelik olarak uygulamaya konulan “Yeşil Kutu
Eğitim Projesi”nin bu amaca önemli katkıda bulunacağına ve hazırlanan Öğretmen El Kitabı’nın iyi
bir rehber olacağına inanıyorum.
Bu vesileyle projenin uygulanmasında emeği geçenleri kutluyor, başarılar diliyorum.
Prof. Dr. Hasan Zuhuri Sarıkaya
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarı
5
I Dört buçuk milyar yaşındaki yerküremizin görece yeni sakinlerinden biri olan insanoğlunun
başlıca temel güdüsünü, doğanın kontrol altına alınması oluşturmuştur. İnsanoğlu özellikle 19. ve
20. yüzyılda yaşanan sanayi ve iletişim devrimleri sayesinde doğayı kontrol altına aldığı sanısına
kapılmıştır. Ancak, bu dönem insan faaliyetlerinden kaynaklanan doğal afetlerin sayısının en hızlı
arttığı ve doğanın dengesinin en fazla tahribata uğradığı dönem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çağımızda artık sürdürülebilir kalkınmanın önemi anlaşılmıştır. Bu doğrultuda, ülkemizdeki eğitim
programlarının bu kavram kapsamında hazırlanmasını şiddetle savunuyoruz.
Bu anlayışla Bölgesel Çevre Merkezi (REC) tarafından geliştirilen Yeşil Kutu Eğitim Seti’nin temel
yaklaşım ve hedefleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
1. Doğaya hükmetme odaklı değil, doğanın dengesini gözeterek gerçekleştirilecek sürdürülebilir
kalkınma bilincinin çocuklara aşılanması;
2. Çocukların edilgen birer dinleyici konumundan çıkarılarak, öğrenim sürecinde belirleyici roller
üstlenen etkin aktörler haline getirilmesi;
3. Çevre eğitimi konusunda farklı uzmanlık alanlarından eğitimcilere, yararlanabilecekleri
tamamlayıcı bir eğitim seti sağlanması;
4. Eğitim sürecinde teknolojik olanaklardan ve görsel-işitsel malzemelerden mümkün olduğunca
yararlanılmasının teşvik edilmesi.
Söz konusu amaçların gerçekleştirilmesi, ancak ilgili kamu kurumlarıyla eğitim ve çevre konularında
çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının uyum içinde çalışmasıyla hayata geçirilebilir. Bu
çerçevede, Yeşil Kutu’nun Türkiye’de uygulanmasını mümkün kılan Millî Eğitim Bakanlığı’na ve
Çevre ve Orman Bakanlığı’na; proje uygulama aşamasındaki ortaklarımız Kuş Araştırmaları Derneği
ve Doğa Derneği’ne; ayrıca, sağlamış olduğu finansal destek için Avrupa Komisyonu’na özellikle
teşekkür etmek istiyorum.
Yeşil Kutu’yu bir tohum olarak algılıyoruz. Ümidimiz bu tohumun, eğitimcilerimizin özverili ve azimli
çabalarıyla gelecek kuşaklarımızın çevre bilincine katkıda bulunmasıdır.
Dr. Sibel Sezer
Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye Direktörü
6
Çalışma Grubunun Ön Sözleri
I Böyle bir projede çalışmaktan dolayı son derece mutluyum. Bu proje sayesinde, hem
kendimizi hem de doğayı yeniden anlamaya çalışıp, bize emanet edilen değerleri sonraki
nesillere en güzel şekilde bırakmak benim için büyük bir mutluluk kaynağı olacaktır.
Esat Akbal
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
I Çevre sorunlarını ortadan kaldırmak için duyarlı insanların olması gerekir. Bilinçli ve duyarlı
insanlarla bu gibi sorunların üstesinden gelmek mümkün olacaktır. Aksi takdirde son yüzyılın en
büyük felaketleriyle karşı karşıya kalmak kaçınılmazdır. İşte Yeşil Kutu, insanlara doğayı ve çevreyi
sevmeyi, bilinçli bir toplum yaratmayı, çevreye karşı duyarlı insanların oluşmasını sağlamaktadır.
Yunus Akçelik
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
I Yeşil Kutu projesiyle Türk Millî Eğitimi, çevre eğitimi konusunda önemli bir kaynağa sahip
olacaktır. Bu proje; öğrenci, öğretmen ve velilerde çevre bilinci oluşmasına, doğanın
korunmasına ve sürdürülebilir kalkınma eğitimine önemli katkılar sağlayacaktır.
Cihan Birden
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
I Çocuklar doğaya yoğun bir ilgi duyarlar ve doğayı gözlemlemeyi severler. Öyleyse, doğa
eğitiminin tam zamanıdır!
Tuğba Can
TÜBİTAK Bilim Çocuk Dergisi
I Çevreye ve doğaya duyarlı öğrencilerin yetişmesine büyük katkı sağlayacağına inandığım Yeşil
Kutu projesiyle gelecekteki dünyanın daha güzel, daha yaşanılır, daha temiz olacağını umuyorum.
Necla Erdoğan
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
I Çevre eğitimi ne kadar erken yaşlarda başlarsa çevre dostu davranışlar da o kadar kalıcı olarak
davranışa dönüşecektir. İşte, elinizdeki “Yeşil Kutu” da bu amaca hizmet edecek önemli eserlerden
biri olacaktır. Bu kitabın çevre eğitimine katkısının tek şartı ise bütün öğretmenlerin çevre
sorunlarını kendi sorunları bilerek branş farkı gözetmeden derslerinde ele alıp işlemeleri olacaktır.
Yrd. Doç. Dr. Sinan Erten
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim
Bölümü Fen Bilgisi Öğretmenliği Ana Bilim Dalı
I Çocuklarımıza mümkün olduğu kadar erken yaşlarda çevre bilincinin kazandırılmaya
başlanması gerektiğine inanıyorum. Yeşil Kutu eğitim paketinin çevre bilinci kazandırmada önemli
bir basamak oluşturacağı inancıyla, onu yeniden yapılandırılan Öğretim Programları’na uygun
hâle getirmeye çalıştık.
Gelecekte güzel bir çevre için şimdiden çocuklarımızla el ele...
Kezban Kaya
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
7
I Hepimizin amacı aynı: “Gelecek kuşaklara temiz, sürdürülebilir bir Dünya bırakmak;
çocuklarımıza da bu bilinci kazandırmak.” Bunu da ancak insanı, doğayı, kendini seven çocuklar
yetiştirerek başarabiliriz. Yeşil Kutu eğitim paketinin de bu yolda ilerlemek isteyen
öğretmenlerimize yol göstereceğine inanıyorum...
Zuhal Özer
TÜBİTAK Bilim Çocuk Dergisi
I Çevreye ve etkilerine bakışımızı “çevremizi koruyalım” sözünden çok daha öteye götürecek,
bizlere yaşantıyla desteklenmiş sorumluluklar yükleyerek akılda kalıcı olacak Yeşil Kutu; doğanın
dilinden anlayarak Dünyamızın ömrünü uzatacak, bizim de geleceğe dönük hayallerimiz olmasını
sağlayacak...
Derya Bıyık Özok
Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü
I Doğa bir bütün, insan da bu bütünün ayrılmaz bir parçasıdır. Bu eğitim setinde doğa-insan
arasındaki ilişkilerin bozulmasıyla ortaya çıkan sorunlar ve bunların çözüm yolları konusunda
bilgiler yer almaktadır. Bu kaynağın eğitim dünyamıza birçok açıdan katkı sağlayacağı
inancındayım.
Dr. Derya Sungur
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
I İhtiyacı kadar tüketen, gelecek nesillere karşı sorumluluk hisseden, çevre sorunlarına karşı
duyarlı ve bilinçli bir insan modeline ihtiyacımız vardır. Bu bilincin oluşturulmasında en büyük
görev ve sorumluluk yine öğretmenlerimize düşmektedir. Yeşil Kutu eğitim paketinin
öğretmenlerimizin çalışmalarına katkı sağlaması dileğiyle...
Nilgün Tarkay
Çevre ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi
I Her alandan örneklerin ve bilgilerin kullanılabilir ve uygulanabilir şekilde verildiği bu eğitim
paketinin bütün öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz için faydalı bir kaynak olması dileğiyle...
Dr. Fatma Tezcan
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı
I Kişisel olarak “çok enteresan ve bir araya getirilmesi zor bir ekip” diye nitelendirdiğim Çalışma
Grubu içerisinde, İlköğretim Genel Müdürlüğü’nü temsilen bulunmak şahsım adına büyük bir
onur kaynağı olmuş ve vereceklerimden çok alacaklarıma vesile olmuştur. Yeşil Kutu’ya katkıda
bulunan herkese ve ekibimizdeki bütün gönüllülere sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Serdar Yılmaz
Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürlüğü
8
Önceki Yeşil Kutulardan Ön Sözler
I Ekolojik eğitim çevrenin doğal ve insani boyutları arasındaki dengeyi yeniden kurmamıza
yardımcı olur. Var olan ilişkileri öğrenip, ne kadar karmaşık olduklarını anlamamızı sağlar. Bizlere
dünyanın ve insanoğlunun varlığını sürdürebilmesi için doğayla aramızda bir bağ kurmamızın şart
olduğunu hatırlatır. Yeryüzünde milyarlarca insan yaşıyor olsa da, herbirimizin davranışlarının aynı
ölçüde önemli oduğunu anlamamızı sağlar.
Honorata Waszkiewicz
Ekolojik Eğitim Vakfı, Varşova, Polonya
I Doğayı korumak ve varlığını sürdürmek hayatımızın yalnızca çok kısa bir döneminde başlı
başına bir hedef olarak gerekli olur. Altı, yedi, en fazla on yaşındayken. Doğayla özdeşleşebilir,
insanın verdiği zararı şahsen hissedebiliriz. Ergenlik çağımızda çoğumuz için, kendi farklılığımızın,
kimliğimizin nitelenmesi, kendi gözümüzde ve başkalarının gözünde çekiciliğimizin pekiştirilmesi
ön plana geçer. Yaşadıkça, sosyal ilişkiler içinde, okulda, işte, ailelerimizde hayata daha çok
gömülürüz. Eğer çevreye özen göstermenin hayatımızın kalitesini yükselttiği ve kendimiz
hakkında çekici bir imaj yarattığını gösterecek biçimde doğa adına kendi görüşlerimizi,
fikirlerimizi oluşturamazsak, sözlerimiz hiçkimseye ulaşmayacaktır.
Jacek Schindler
Association Eko Idea, Polonya
I Zamanımızda kentsel yerleşim bölgelerinin çevre kirliliği ile ilgili sorunlarını çözmek büyük bir
sorun halini almıştır. Bu nedenle, kentlerin çevre sorunlarını tartışmak çok önemlidir. Belki de bu
çevre artık bizim bildiğimiz şekliyle doğadan çok uzaklaşmıştır.
Macar kentlerinde atık su arıtması tatmin edici düzeyde değildir, ancak en büyük gelişme
atıkların işlenmesinde gerçekleştirilmelidir. Yeşil Kutu, gürültü düzeyiyle ilgili sorunların analizinde
de yardımcı olmaktadır. Öğretmen El Kitabı’ndaki ders planlarını kullanarak atıkların üretimini ve
önlenmesini, atıkları ayrıştırarak toplamayı anlatabiliriz.
Dr. Agnes Boddi Schroth
Trefort Ágoston Gyakorlóiskola, Budapeşte
I Yeşil Kutu’daki ders planları aracılığıyla bir dizi hedef belirliyoruz. Bunlar, bilgi edinmek,
değerlendirmek ve karar vermek için beceri geliştirmek, sorumlu bir tutum ve tavır geliştirmektir.
Bütün bunları farklı yaşlarda çocuklara çekici ve heyecanlı bir biçimde öğretme fırsatına sahibiz.
“Yeşil Dersler” eğlendirici, konuyla doğrudan ilişkili, betimleyici ve bilgilendiricidir. Yalnızca
çevremizdeki sorunları belirtmekle kalmaz, öğretmenle öğrencilerini de birbirlerinden ayırmazlar.
Yeşil Kutu’daki ders planları tüm katılımcıları önemli noktalara değer veren, sorumlu kararlar alan,
kendilerini ve dış dünyayı anlamaya istekli birer öğrenci olarak görür.
Bu kişiler hiçbir zaman tarafsız kalmazlar. Gelecek için sorumluluk üstlenirler.
Tatyana Miteva
Earth Forever Association, Sviştov, Bulgaristan
I Dünya ve Avrupa’yla ilgili çevresel bilgi ve verilerin öğretmenlere –ve dolayısıyla öğrencilerineanlatılması Yeşil Kutu yaklaşımının önemli bir öğesidir. ‘Çevredeki’ yerimizi ve davranışlarımızın
çevreyi nasıl etkilediğini açık bir biçimde göstermek amacındayız. Çevreyle ilgili anlaşılabilir veriler
–ve bunların kazandırdığı bilgi- yaşamlarımızı nasıl sürdüreceğimiz ve ülkemizin izleyeceği
öncelikler konusunda vereceğimiz kararlarda kilit rol üstlenmektedir. Yeşil Kutu, öğrencilerle
öğretmenlerin bu bilgiye erişmeleri için bir araçtır. Umuyoruz ki bu, geçmişteki hataların gelecek
kuşaklar tarafından tekrarlanmamasının yolunu açacaktır.
Robert Atkinson
Regional Environmental Center for Central and Eastern Europe, Szentendre, Macaristan
9
Teşekkür
I Yeşil Kutu’nun içeriğinin oluşturulması pek çok kişi ve kurumun işbirliği ve iyi niyeti sayesinde
gerçekleştirilmiştir.
I Millî Eğitim Bakanlığı’na, Çevre ve Orman Bakanlığı’na, TÜBİTAK’a en içten teşekkürlerimizi
sunuyoruz.
I Projenin yürütülmesi süresince gelişmeleri takip edip ekibe gerekli tavsiyelerde bulunan ve
destek sağlayan Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik, Millî Eğitim Bakanlığı Talim
ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Aşıcı, Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü
İbrahim Er, Çevre ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanı Enver Kurgun, Millî Eğitim
Bakanlığı Hizmetiçi Eğitim Dairesi Başkanı Ahmet Fikret Bayraklı, Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim
Genel Müdürlüğü TEP, AB ve Projeler Şubesi Müdürü Faik Kazancı’ya ve projenin
koordinasyonuna sağladıkları katkılardan dolayı Millî Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel
Müdürlüğü TEP, AB ve Projeler Şubesi’nden Niyazi Kaya’ya ve Çevre ve Orman Bakanlığı Eğitim
ve Yayın Dairesi’nden M. Tamer Çobanoğlu’na teşekkür ederiz.
I Türkiye’den eğitimci ve çevreciler Esat Akbal, Yunus Akçelik, Damla Akyıldız, Burcu Meltem
Arık, Gülden Atkın, Sevilay Atmaca, Cihan Birden, Tuğba Can, Yasemin Dinç, Necla Erdoğan,
Sinan Erten, Şebnem Feriver, Kezban Kaya, Zuhal Özer, Derya Özok, Arzu Sarıgül, Derya
Sungur, Nilgün Tarkay, Fatma Tezcan, Gaye Tuncer ve Serdar Yılmaz’a; Bulgaristanlı eğitimciler
Atanaska Margaritiva, Tatyana Miteva, Maria Pirgova ve Elena Usheva’ya; Macaristanlı eğitimciler
Gyorgy Bertalan, Andras Keri, Agnes Boddi Schroth, ve Judit Heszlenyi Szaszne’ye; Polonyalı
eğitimciler Jozefa Magdalena Ciszkowska, Malgorzata Cydeyko, Anna Gajer, Justyna
Jedrzejewska, Barbara Kekusz, Izabela Majstruk, Urszula Osmolska-Jung, Malgorzata Podkanska,
Jerzy Sadowski, Anna Schindler, Jacek Schindler, Miroslawa Sliwka, Anna Talik ve Honorata
Waszkiewicz’e ders planlarına değerli katkıları için teşekkür ederiz.
I Kaygılarımızın ve mesajlarımızın Yeşil Kutu’nun gelecekteki kullanıcılarının gözünde
canlanmasına resimleriyle yardımcı olan sanatçılar, Laszlo Falvay (Macaristan), Nelly Marinova
(Bulgaristan) ve Stoyan Nikolov’a (Bulgaristan) da teşekkür ederiz.
I Yeşil Kutu’daki eğitici ve belgesel filmleri bize sağlayan organizasyonlara ve kurumlara da
teşekkürlerimizi sunmak isteriz:
• “Geri Kazanım Neden Önemli” filmi için Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı’na,
• “Sıfır Yok Oluş” filmi için Doğa Derneği’ne,
• “Çözüm”, “Porselen Balık” ve “Denizin Üstünde Yürümek” için Deniz Temiz/TURMEPA
Kuruluşu’na,
• “Eden Shorts” adlı film ve DVD’de ve CD’de kullanılan video klipler için Television Trust for
Environment’a (TVE-International),
• “Daha mı Çok, Daha mı İyi?” adlı film dizisi için Eko Idea Association’a (Wroclaw - Polonya),
video-izlenimler için The Borrowed Nature Association’a (Bulgaristan)
• “Zehirlerle Maddelerle Yaşamak” ve “Kasabanın İkilemi: İş mi Sağlık mı?” adlı filmler için
Çevresel ve Mesleki Sağlık Bilimleri Enstitüsü (EOHSI) ve New Jersey Tıp ve Dişçilik
Üniversitesi Halk Sağlığı Fakültesi’nin (UMDNJ-SPH) yardım kuruluşu The Resource Center’a,
I Yeşil Kutu Projesi'ne sağladığı finansal destek dolayısıyla BOSCH Ev Aletleri'ne içten
teşekkürlerimizi sunarız. Yaptığımız işi anlamaları ve bize güvenmeleri, Yeşil Kutu Projesi'nin tüm
Türkiye'ye yaygınlaştırılması çalışmalarında bize cesaret verdi.
Teşekkürler
10
El Kitabının Kullanımı
Yeşil Kutu Öğretmen El Kitabı, eğitimcilere yol göstermek amacıyla hazırlanmıştır. İçinde çeşitli
çevre konularıyla ilgili ders planları bulunmaktadır. Eğitimciler, bu ders planlarını ilköğretim
öğrencilerine uygulayabilirler. Ancak bu el kitabındaki ders planları, okul öncesi eğitimden
ortaöğretime kadar farklı sınıf düzeylerinde de kullanılmaya uygundur.
Ders planlarında resim, matematik, drama, fen ve teknoloji, müzik, tarih vb. derslerle
ilişkilendirilebilecek etkinlikler bulunmaktadır. Bu nedenle ders planları, farklı derslerde kullanılabilir.
Eğitimciler, ders planlarını aynen uygulamak zorunda değildirler. Etkinlikleri başka konulara
uyarlayabilecekleri gibi, farklı konulara uygun yeni etkinlikler de hazırlayabilirler.
Yeşil Kutu, Öğretmen El Kitabı’nın yanında, DVD, CD, poster ve İkilem Oyunu kartları da
içerir. Tüm bunlar destekleyici birer araçtır ve ders planlarında yeri geldikçe bu araçlara
yönlendirme yapılmaktadır.
El kitabı beş bölüme ayrılmaktadır:
I Çevrenin Ögeleri: Hava, Su, Toprak, Biyolojik Çeşitlilik
I Tehditler ve Baskılar: Kentleşme, Görünmeyen Tehditler, Atıklar, Kimyasal Maddeler
I İnsan Etkinlikleri ve Etkileri: Enerji, Ulaşım, Sanayi, Tarım, Ormancılık, Turizm
I Küresel Sorunlar: İklim Değişikliği, Ozon Tabakasındaki İncelme, Asit Yağmurları, Okyanuslar
ve Denizler
I Değerler: Tüketim, Sağlık ve Çevre, Vatandaşlık Hakları, Gelecekteki Dünyamız
Her konu, bir ya da daha fazla ders planı içermektedir. Ders planları, ana tema, önerilen süre,
kazanımlar, öğrenciye kazandırılacak beceriler, yöntem ve teknikler, araç ve gereçler konusunda
bilgi verecek şekilde hazırlanmıştır. Ders planlarının “Giriş” bölümlerinde konu hakkında temel
bilgiler verilmiştir. Bazı bölümlerde daha fazla bilgi için CD’nin ilgili bölümlerine yönlendirme
yapılmıştır. Eğitimciler öğrenci bilgi sayfalarını fotokopiyle çoğaltarak öğrencilere dağıtabilirler.
El kitabının başında “Yeşil Kutu Yönlendirme Tablosu” yer almaktadır. Bu tablo, kullanımda
kolaylık sağlamak amacıyla verilmiştir. Yeşil Kutu konularının ilköğretim okullarında okutulan
derslerle nasıl ilişkilendirileceğini, ders planlarının adlarını ve bu planlarda kullanılması önerilen
filmlerin adlarını göstermektedir. Ders planlarında önerilen bazı yöntemlerle bilgiler, el kitabının
arkasında, ayrı bir bölümde bulunmaktadır. Yeşil Kutu’daki ders planlarını uygularken bilim
insanlarından, sivil toplum örgütlerinden ve Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan destek alabilirsiniz.
El kitabının amacı, öğrencilere çevreyle ilgili konularda bilgi aktarmaktan çok, farkındalık
kazandırmaktır. Böylece öğrenciler çevre koruma konusunda bilinçlenirler. Etkinlikler öğrenci
merkezlidir. Öğrenciler çeşitli etkinliklerin gerçekleştirilmesinde, tartışmalarda, oyunlarda ve
alınacak kararlarda etkindir. El kitabının bir başka amacı da, eğitimciler ve öğrenciler aracılığıyla
ailelere ve toplumun geri kalan bireylerine ulaşmaktır.
Kliment Mindjov
Orta ve Doğu Avrupa Bölgesel Çevre Merkezi
11
12
Hava
Su
Çevrenin Ögeleri
Toprak
Biyolojik Çeşitlilik
Hava
Havamız Temiz mi? 17
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Havamız
Havamızı Nasıl Temiz Tutarız?
Su
Yaşamın Temel Kaynağı Su
23
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Tatlı Su
Su Tasarrufu Nasıl Yapılır?
Toprak
Topraksız Bir Dünya Düşünülemez!
36
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Topraksız Bir Dünya Düşünülemez!
Biyolojik Çeşitlilik
Doğaya Gereksinimimiz Var 42
Sulak Alanlarda Yaşam 48
Ormanlar Hazinemizdir 59
Çayır ve Bozkırda Yaşam 66
Kentlerde Yalnız mıyız? 74
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Biyolojik Çeşitlilik ve Kaybolan Türler
Zaman Geçiyor
Sıfır Yok Oluş
Öğrenci Bilgi Sayfaları
Atmosfer 20
Hava Kirliliği 21
Tehlikeli Maddeler 22
Deniz Suyu ve Tatlı Su 32
Evde Su Tasarrufu 33
Mavi Tombul’un Yolculuğu 34
Atık Suların İşlenme Aşamaları 35
Toprak Kirliliği 40
Erozyon 41
İnsan ve Biyolojik Çeşitlilik 45
Türkiye'de Soyu Tükenme Tehlikesinde Olan Türler 46
Sulak Alan Biyolojik Çeşitlilik Uzmanları Görev Başında! 51
Sulak Alan Temizlik Uzmanları Görev Başında! 55
Sulak Alan Bitki Çeşitliliği Uzmanları Görev Başında! 56
Sulak Alan Hayvan Çeşitliliği Uzmanları Görev Başında! 57
Çevre Koruma Uzmanları Görev Başında! 58
Ekosistem Uzmanları Görev Başında! 63
Bitki Uzmanları Görev Başında! 64
Hayvan Uzmanları Görev Başında! 65
Ben Olsam Ne Yapardım? 70
Ekosistem Uzmanları Görev Başında! 71
Bitki Uzmanları Görev Başında! 72
Hayvan Uzmanları Görev Başında! 73
Kent Uzmanları Görev Başında! 77
Biyolojik Çeşitlilik Uzmanları Görev Başında! 78
Ev Uzmanları Görev Başında! 79
Hava
1
Havamız Temiz mi?
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Soluduğumuz havanın temiz olması sağlığımız için çok
önemlidir.
2-3 ders saati
•
•
•
•
•
Havanın içindeki gazları belirtir.
Atmosfer tabakalarını sıralar.
Hava kirliliğinin nedenlerini açıklar.
Havanın temizliğinin önemini fark eder.
Havanın temizliğini korumak için alınması gereken
önlemleri belirtir.
Ölçme, tahminde bulunma, çıkarımda bulunma, yansıtıcı
düşünme, yaratıcı düşünme, karşılaştırma, eleştirel düşünme
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası
Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Yerküreyi atmosfer olarak adlandırılan bir gaz örtüsü çevreler. Bu gaz örtüsünün yeryüzüne
yakın bölümünde, azot (% 78), oksijen (% 21), karbon dioksit (% 0,03), bazı soy gazlar ve
değişen miktarda su buharı içeren bir hava karışımı bulunur. Herhangi bir maddenin, bu karışımın
dengesini bozacak şekilde atmosfere karışması sonucunda hava kirliliği oluşur.
Havamız Temiz mi?
17
1
Hava
Bilim insanlarına göre hava kirliliğinin iki temel nedeninden biri, kirlilik yapıcı doğal maddeler,
diğeri de insan etkinlikleridir. Kum fırtınaları ve yanardağ patlamaları, havanın doğal yollarla
kirlenmesine neden olur. Yoğunluğu giderek artan trafik, kentlerin büyümesi, hızlı ekonomik
gelişme ve sanayileşmeyse hava kirliliğine yol açan insan etkinliklerinin başta gelenleridir.
Temiz hava, çocuklar açısından çok önemlidir. Çocukların bedenleri yetişkinlerinkine göre daha
küçüktür. Ancak, aldıkları hava miktarı bedenlerinin büyüklüğüne göre yetişkinlerinkinden daha
fazladır. Bu da, kirliliğe yol açan tehlikeli maddelerin çocukların bedenlerinde daha yüksek
oranlarda birikmesine neden olur.
Etkinlikler
Hava yaşamımız için çok önemli!
1
Öğrencilere, bir insanın soluk almadan ne kadar süre yaşamını sürdürebileceğini sorun.
Ardından birkaç öğrenciyi seçin ve derin bir soluk alıp 30 saniye soluklarını tutmalarını
söyleyin. Sonra da soluklarını tuttukları sırada neler hissettiklerini sınıfa açıklamalarını isteyin.
2
“Giriş” bölümündeki bilgileri sınıfa aktarın. Havanın yaşamımız için önemi konusunda bir
tartışma başlatın. Ardından öğrencilere, “Atmosfer” bilgi sayfasını dağıtın ve insan
etkinliklerinin atmosferi nasıl etkilediğini sorun.
Açık alanlardaki hava kirliliği
1
2
Öğrencilere DVD’deki “Havamız” filmini izlettirin.
Öğrencilere hava kirliliğinden söz edin. Ardından,
hava kirliliğine nelerin yol açtığına ilişkin bir beyin
fırtınası yaptırın (Ulaşım, konutların ısıtılması, sanayi,
enerji üretimi vb. için fosil yakıtların yakılması).
3
Öğrencilere “Hava Kirliliği” başlıklı bilgi sayfasını
dağıtın. Öğrencilerin, beyin fırtınası sırasında ortaya
koydukları düşünceleri bu bilgi sayfasındaki bilgilerle
karşılaştırmalarını sağlayın.
4
DVD’deki “Havamızı Nasıl Temiz Tutarız?” adlı çizgi
filmi öğrencilere izlettirin. Daha az aracın trafiğe
çıkmasının, havayı temiz tutmanın yollarından yalnızca
biri olduğunu açıklayın. Öğrencilerden başka yollar
önermelerini isteyin.
5
Öğrencilere CD’nin “Hava” bölümünde bulunan
“Biz neler yapabiliriz?” başlıklı bilgileri aktarın.
Kapalı alanlardaki hava kirliliği
18
1
Kapalı alanlardaki hava kirliliğinin en bilinen nedeni sigara dumanıdır. Ancak, kapalı
alanlardaki hava kirliliğinin başka nedenleri de vardır. Çok sayıda insanın bir arada
bulunduğu kapalı ortamlarda karbon dioksit miktarının artarken oksijenin
azaldığını söyleyin.
2
3
Öğrencileri, kapalı bir alandaki hava kirliliğini gözlemleyebilmeleri için, birkaç saat ders
işlenmiş bir sınıfa götürün.
Hangi maddelerin ya da etkinliklerin kapalı bir odada hava kirliliğine neden olabileceğine
ilişkin bir beyin fırtınası yaptırın. İlk akla gelecekler şunlar olabilir: Çeşitli temizlik ürünleri,
inşaat malzemeleri, boyalar, seyrelticiler, parfümler ve kozmetik ürünleri, baskı ve kopyalama
cihazlarında kullanılan kimyasal maddeler, çeşitli sentetik malzemeler, laboratuvarlarda
kullanılan kimyasal maddeler ve aletler, çizim, boyama ve model yapım malzemeleri vb.
Yanıtları tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
Havamız Temiz mi?
Hava
4
Hava kirliliğine yol açan kimyasal maddelere sık sık maruz kalmanın sağlığımızı nasıl
etkileyebileceği konusunda bir beyin fırtınası yaptırın. İlk akla gelecekler şunlar olabilir:
Solunum sistemi sorunları, aşırı duyarlılık ya da alerjik tepkiler, nörotoksik (sinir hücrelerinin
zehirlenmesine bağlı) tepkiler, bağışıklık sisteminde zayıflama vb. Yanıtları tahtaya yazın ve
bunlar üzerinde konuşun.
5
Formaldehit, radon ve asbest gibi daha az bilinen ve hava kirliliğine yol açan maddeleri
tanıtın. Öğrencilere “Tehlikeli Maddeler” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ya da CD’nin “Hava”
bölümünde bulunan “Kapalı alanlar” başlıklı bilgileri aktarın.
6
Hava kirliliğinden kaynaklanan sağlık sorunlarının nasıl azaltılabileceği konusunu ele alın
(İnsanların bu konuda bilgilendirilmesi, evlerde sentetik ürün kullanımının azaltılması, hava
kirliliğinin daha sıkı denetlenmesi, kapalı ortamlarda sigara içilmemesi ve bu alanların düzenli
olarak havalandırılması gibi).
1
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Hava” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Öğrencileri, kapalı alanlardaki hava kirliliğiyle ilgili öğrendiklerini aileleriyle paylaşmaya
yönlendirin. Kapalı alanlardaki hava kirliliğinin önlenmesi ve sağlığa yönelik tehlikelerinin
azaltılması için yapılabileceklerin bir listesini hazırlamalarını isteyin. Öğrencilerin
önerilerinden hangilerinin sınıfta da uygulanabileceği konusunda konuşun. Her öğrencinin,
kendi önerisinden hareketle bir afiş hazırlamasını sağlayın. Bu afişlerle bir sergi düzenleyin.
Hava kirliliğinin başlıca nedeninin enerji elde etmek için fosil yakıtların kullanılması
olduğunu anlatın. Fosil yakıt kullanımının yol açtığı kirliliği azaltmak için, birçok ülkede
çeşitli yasal kısıtlamalar bulunduğunu söyleyin. Öğrencilerden, ülkemizdeki uygulamalara
yönelik araştırma yapmalarını isteyin.
Havamız Temiz mi?
19
Öğrenci bilgi sayfası
Hava
Atmosfer
Atmosfer, yeryüzünü çevreleyen dört hava
tabakasından oluşur. En alt tabakaya
troposfer denir. Troposferin ekvator
bölgesindeki kalınlığı, 16-17 km, kutuplardaki
kalınlığıysa 9-10 km’dir. Atmosferdeki
gazların yaklaşık % 75’ini bu tabaka içerir. Su
buharının % 100’ü de bu tabakada bulunur.
Yeryüzündeki yaşamın sürekliliğinde,
troposfer son derece önemli bir rol oynar.
Hava olaylarının büyük bir bölümü bu
tabakada gerçekleşir. Hava kirliliği yaratan
maddeler de daha çok atmosferin bu
bölümünde bulunur. Bazı durumlarda bu
maddeler, burada bulunan başka maddelerle
tepkimeye girer.
Troposferin dışında bulunan tabakaya
stratosfer adı verilir. Bu tabaka, yeryüzünden
yaklaşık 17-50 km yukarıda yer alır. Ozon
gazı, troposferin içinde ayrı bir tabaka
oluşturur. Ozon tabakasının iki temel işlevi
vardır. Birincisi, atmosferin temel ısı
dengesinin korunmasına yardımcı olmaktır.
İkincisi, Güneş'ten gelen mor ötesi ışınımın
yeryüzüne ulaşmasını engellemektir. Ozon
tabakasının bu özelliği, yeryüzünde yaşamın
var olmasının da nedenlerinden biridir. İnsan
etkinlikleri sonucunda ortaya çıkan bazı
kirlilik yapıcı gazlar, troposferden stratosfere
yükselir ve ozon tabakasına zarar verir.
Atmosferin en dışındaki iki tabaka
mezosfer ve termosferdir. Mezosfer,
atmosferin yerden yaklaşık 50-80 km
yukarıdaki bölümünde yer alır. Atmosferin
en soğuk bölgesidir. Bu tabaka yeryüzünü
gök taşlarından korur. Uzaydan gelen gök
taşları, bu tabakaya girdiklerinde yanarlar.
Termosfer tabakasıysa atmosferin yerden
yaklaşık 80-90 kilometre yukarıdaki
bölümünde yer alır. Güneş’ten gelen
bazı ışınları soğurduğu için, bu
tabakada sıcaklık çok yüksektir.
20
Hava
İnsanların bazı etkinlikleri
sonucunda atmosfere salınan
çeşitli kimyasal maddeler
havanın içeriğini değiştirir ve
kirlilik ortaya çıkar. Hava
kirliliği, yazın ve kışın farklı
şekillerde oluşabilir. Yazın,
güneş ışığı ve atmosferdeki
kirleticilerin etkileşimiyle
atmosferin yeryüzüne yakın
bölümlerinde ozon artar. Ozonun atmosferin yeryüzüne yakın bölümlerde
bulunması insan sağlığı açısından çok tehlikelidir. Bununla birlikte ozonun,
atmosferin üst tabakalarında bulunması, Güneş’in zararlı ışınlarının
yeryüzüne ulaşmasını engellediği için gereklidir.
Kışın ortaya çıkan hava kirliliğiyse kirletici maddelerin (özellikle fosil yakıt
kullanımı sonucunda açığa çıkan kükürt dioksitin, azot oksitlerin ve
parçacıkların), kentin üzerinde asılı duran bir soğuk hava kütlesinin altında
sıkışıp kalması sonucunda oluşur. Bu durumda oluşan dumanlı sis insan
sağlığı için çok zararlıdır.
Kentsel hava kirliliği: Tüm dünyada kentler büyüyor. Bununla birlikte, hava kirliliği
de artıyor. Örneğin, Avrupa ülkelerinde insanların % 70’ten fazlasının kentlerde
yaşadığı hesaplanmış. Ülkemizdeyse 2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre bu
oran yaklaşık % 65.
Fosil yakıtların kullanılması, trafik ve sanayi etkinlikleri sonucu atmosfere salınan
kirlilik yapıcı maddelerin miktarı gittikçe artmaktadır. Bu kirlilik, insan sağlığına
zarar vermenin yanı sıra, kentlerde inşaat malzemelerinin hızlı yıpranmasına,
tarihi yapıların ve bitki örtüsünün zarar görmesine de yol açar.
Öğrenci bilgi sayfası
Hava Kirliliği
Ulaşımdan kaynaklanan hava kirliliği: Atmosferdeki kirlilik yapıcı maddelerden
karbon monoksitin % 70-90’ı, azot oksit bileşiklerinin % 40-70’i,
hidrokarbonların yaklaşık % 50’si ve kurşunun % 100’ü kara yolu
taşımacılığından kaynaklanmaktadır. Kara yolu taşımacılığı, havadaki kurşun,
benzen, çeşitli parçacıklar ve benzopiren gibi zararlı bileşiklerin de önemli
ölçüde artmasına neden olur.
Sanayiden kaynaklanan hava kirliliği: Sanayi etkinlikleri de hava kirliliğine
yol açar. Bu etkinlikler sonucunda salınan maddelerin etkisi, baca yüksekliğine
ve rüzgârların yönüne bağlıdır. Havada uzun süre kalan başlıca kirlilik yapıcı
maddeler arasında asitlenmeye neden olan bileşikler (kükürt dioksit, azot
oksitler ve amonyak gibi) ve havadaki parçacıklara bağlanan maddeler
(toz, ağır metaller ve dirençli organik kirleticiler gibi) bulunur.
Sıcak noktalar: “Sıcak nokta”, belirli bir etkinliğin diğer yerlere göre daha fazla
olduğu bölgeleri tanımlamada kullanılan bir terimdir. Hava kirliliği açısından,
“sıcak nokta”, kirlilik oranının yüksek olduğu bölgeleri ifade eder. Hava
kirliliğine ilişkin sıcak noktalar, genellikle trafiğin yoğun olduğu caddeler ve
sanayi tesislerinin yakınındaki yerleşim alanlarıdır. Bu tip yerlerin yakınında
yaşayan insan toplulukları ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıyadır. Bu
bölgelerdeki kirlilik, etkenleri yok edilince büyük oranda ortadan kalkar.
21
Öğrenci bilgi sayfası
Hava
22
Tehlikeli Maddeler
Yaşadığımız ortamlardaki havanın temiz olması, sağlıklı yaşamın gereklerinden
biridir. İnsanlar, kapalı alanlarda daha fazla zaman geçirirler. Ancak, genellikle
kapalı alanlardaki hava kirliliği göz ardı edilir. Yakıtların yanması sonucunda salınan
çeşitli gazlar, sigara dumanı, asbest, temizlik ürünlerinden açığa çıkan gazlar, radon
gazı gibi maddeler kapalı alanlarda hava kirliliğine neden olabilir. Yetersiz
havalandırma, yüksek sıcaklık ve nem düzeyleri de bu kirliliğin artmasına yol açar.
Formaldehit, suda çözünebilen, renksiz ve kendine özgü bir kokusu olan, zehirli
bir gazdır. Birçok dezenfektan ve tarımda kullanılan kimyasal maddenin içinde
bulunur. Bunun yanı sıra, mobilya kaplamalarında yapıştırıcı olarak ve bazı
malzemelerin ateşe dayanıklılığını sağlamak için de kullanılır. Bazı cilalar, yağlar,
şampuanlar, diş macunları, bira, şarap, duvar kâğıdı, boya, sigara ve hatta otomobil
döşemelerinde bile çok az miktarda da olsa formaldehite rastlanabilir. Bu madde,
yıllarca gaz olarak kalabilir ve bu süre içinde kokusunu kaybeder. Formaldehit
buharı, başta solunum sistemi olmak üzere insan sağlığını olumsuz etkiler.
Formaldehitin zararlı etkileri, “zeolit” adı verilen mineraller yardımıyla önlenebilir.
Zeolitler, formaldehit buharını yakalayarak tutar. Tıpkı toz, kötü kokular, duman ve
kirlilik yapıcı diğer maddeleri tuttuğu gibi.
Radon, kaya, toprak ve sudaki doğal uranyumun radyoaktif bozunması sonucunda
oluşan bir gazdır. Kokusuz, tatsız ve görünmeyen bir gaz olduğundan varlığını
hissetmek pek kolay değildir. Zemindeki ve duvardaki çatlaklardan evlere sızabilir.
Radonun solunum yoluyla alınması akciğer dokusunda zarara yol açar ve kanser
riski doğurur. Evlerdeki çatlakları onarmak ve havalandırmayı artırmak, radon
gazına karşı alınabilecek önlemlerden bazılarıdır. Ayrıca, yer altı sularında da radon
bulunabilir.
Asbest, belli kayaç tiplerinde doğal olarak oluşan bir grup mineralin adıdır. Ateşe,
paslanmaya dayanıklıdır ve iyi bir ısı yalıtım malzemesidir. Solunum ya
da ağız yoluyla alınması, kanser gibi önemli sağlık sorunlarına yol açar.
Akciğerlerde ve sindirim sisteminde uzun yıllar kalabilir. Bu nedenle asbestin
etkileri yıllar sonra bile ortaya çıkabilir. Bu etkilerine karşın, asbest içeren
malzemeler doğru şekilde işlenir, kullanılır ve düzenli olarak bakımdan geçirilirse
sağlık için büyük bir tehlike oluşturmaz. Birçok ülkede asbest kullanımı yasaktır.
Türkiye’deyse bazı asbest türlerinin kullanımına izin verilmektedir.
Su
1
Yaşamın Temel Kaynağı Su
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Yaşamın Temel Kaynağı Su
Suyu korumak ve suyun kirlenmesini önlemek bizim
sorumluluğumuzdur.
7 ders saati
•
•
•
•
Suyun gündelik yaşamdaki önemini fark eder.
Su döngüsünü açıklar.
Su kirliliğinin nasıl oluştuğunu fark eder.
Su kirliliğinin önlenmesi için başvurulabilecek
yöntemleri araştırır.
• Alışkanlıklarımızdaki basit değişikliklerin su tasarrufu
sağlayabileceğini fark eder.
Tahminde bulunma, akıl yürütme, karşılaştırma yapma,
sorgulama, yorumlama, gözlem yapma, çıkarımda bulunma,
eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, yansıtıcı düşünme
Anlatım, deney, tartışma, beyin fırtınası
Bir bardak içme suyu, küçük bir tepsi, 1 kg kum, bir çay
kaşığı kırmızı renkli gıda boyası, iki adet 3 litrelik cam kap,
huni, 1,5 litrelik pet şişe, bu pet şişenin yaklaşık yarısını
dolduracak kadar çakıl taşı, keçe, deterjan, kahve telvesi,
tuvalet kâğıdı parçaları, suluboya, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
23
1
Su
Giriş
Dünya’nın yaklaşık üçte ikisi sudur. Bu
nedenle Dünyamız, “Mavi Gezegen”
olarak da adlandırılır. Ancak bu suyun
çoğu okyanus ve denizlerde bulunur,
yani tuzludur. Dünyadaki suların
ancak % 2,5’u tatlı sudur ve bu
miktarın da yalnızca % 1 kadarı
içilmeye elverişlidir.
Suyun yeryüzüyle atmosfer arasında
sürekli hareket etmesi sonucunda
oluşan döngüye “su döngüsü” denir.
Yüzey ve yer altı suları, dünyadaki su
döngüsünün önemli ögeleridir. Yüzey
suları ırmaklar, göller, denizler,
okyanuslar ve buzullardır. Yer altı
sularıysa yağmur sularının yeryüzüne
indikten sonra toprağın içinden
süzülerek, su geçirmeyen bir tabakaya kadar ilerleyip orada birikmesi sonucunda oluşur.
Su, tarımda sulamada, sanayide ısıtma ve soğutma sistemlerinde, evlerde yıkanmada, temizlikte
ve içme suyu olarak kullanılır. Günümüzde, insan etkinlikleri sonucunda ortaya çıkan su kirliliği,
önemli çevre sorunlarından biridir. Su, içindeki tehlikeli kimyasal maddelerden ve bakterilerden
temizlenerek yeniden kullanılabilir.
Dünyadaki su kaynakları çok sınırlıdır. Bunun nedeni, yüzey sularının ve yer altı sularının çok
az bir kısmını içme suyu olarak kullanabilmemizdir. Ayrıca, su kaynaklarının dağılımı da coğrafi
bakımdan eşit değildir. Çevre kirliliği, küresel ısınma, kentleşme, ormanların zarar görmesi gibi
nedenler sonucunda su kaynakları giderek azalmaktadır. Bu kaynakların sürekliliğinin
sağlanması, dolayısıyla tükenmemesi için suyun tasarruflu kullanılması ve korunması gerekir.
Ülkemizde de çok sınırlı olan su kaynakları, bugünkü gereksinimi ancak karşılamaktadır.
Su kaynaklarımızdan elde edilen kullanılabilir su miktarı, 110 milyar metre küptür. Bunun % 16’sı
içme ve kullanım suyu olarak, % 72’si tarımsal sulamada ve % 12’si sanayide kullanılmaktadır.
Hızlı nüfus artışı, sanayileşme, su kirliliği ve ülkemizdeki yıllık yağış ortalamasının dünya
ortalamasından düşük olması su kaynaklarımızı tehdit etmektedir. Bu nedenle, su kaynaklarının
daha dikkatli kullanılması ve kirlenmemesi için gerekli önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor.
Etkinlikler
Su döngüsü
1
Bir bardak su alın ve bir öğrenciye tattırıp suyun “Kaç yaşında?” olduğunu tahmin
etmesini isteyin. Sınıfa, suyun yaklaşık 4,5 milyar yıl yaşında (gezegenimizle aynı yaşta)
olduğunu ve sürekli olarak yeryüzüyle atmosfer arasında dolaştığını açıklayarak su
döngüsünü anlatın. Güneş ve rüzgâr; suyun, topraktan, bitkilerin yapraklarından,
hayvanların bedenlerinden, ırmak, göl ve okyanus yüzeylerinden buharlaşmasına
neden olur. Buharlaşma sırasında su, sıvı hâlden gaz hâline geçer. Suyun gaz hâline
“su buharı” denir.
Su buharı, hava akımları nedeniyle yukarı doğru yükselir. Ancak yükseklere çıktıkça hava
soğuduğu için, su buharı çok küçük damlacıklar hâlinde yoğunlaşır. Bu damlacıklar, bulutları
oluşturur. Su damlacıklarının ağırlıkları, içinde bulundukları hava tarafından taşınabildikleri
ölçüde artar. Sonra, öyle bir an gelir ki damlacıklar büyür, hava artık bu damlacıkları
taşıyamaz. İşte o zaman bunlar, yağmur, sulu kar ya da kar olarak yere düşer. Yağışlar,
akarsuları, gölleri, denizleri, okyanusları ve yer altı sularını besler. Ardından, buharlaşmayla
su döngüsü yeniden başlar.
2
24
Öğrencilere CD’nin “Su” bölümünde bulunan “Su döngüsü” başlıklı bilgileri aktarın ve
buradaki görüntüleri izletin.
Yaşamın Temel Kaynağı Su
Su
Su her yerde
“Deniz Suyu ve Tatlı Su” bilgi sayfasını öğrencilere dağıtın ve sayfadaki soruları
yanıtlamalarını isteyin.
1
Yanıtlar
1. % 97,5
2. % 2,5
3. Okyanuslar, denizler ve bazı göller
4. Yer altı suları, buzullar, akarsular ve bazı göller
5. Nil ırmağı, 6695 km
6. Kızılırmak, 1355 km
7. Atlas Okyanusu, Büyük Okyanus ve Hint Okyanusu
8. Karadeniz, Akdeniz, Ege ve Marmara Denizi
9. Suyun içine pişmemiş bir yumurta bırakılır. Yumurta yüzüyorsa su tuzludur; batıyorsa tatlıdır.
Tuzlu suyun yoğunluğu tatlı suyunkinden daha fazladır. Bu nedenle yumurta tuzlu suda
yüzer. Denizde havuzdakine göre daha kolay yüzmemizin nedeni de tuzlu suyun
yoğunluğunun daha fazla olmasıdır. Bir sıvının yoğunluğu arttıkça, içine konan maddelerin
yüzmesi de kolaylaşır.
10. Tuzlu suyu güneşte bekletirsek su buharlaşır ve geriye tuz kristalleri kalır.
11. Tatlı su, sulama amacıyla tarımda, soğutma ve ısıtma amacıyla sanayide ve içme, temizlik,
yıkama vb. amaçlarla ev yaşamında kullanılır.
12. Deniz suyu madencilikte, sanayide ve termoelektrik santrallerinde kullanılır.
Susuz yaşayamayız
1
2
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın ve dünyanın küresel bir su kriziyle karşı
karşıya olduğunu anlatın. Ardından aşağıdaki bilgileri verin:
•
Dünya üzerindeki 1 milyardan fazla insan, temiz içme suyuna erişemiyor.
•
Dünya üzerindeki 2,4 milyardan fazla insan, kanalizasyon ve evsel atık suları arıtma
tesislerinin bulunmadığı, sağlıksız ortamlarda yaşıyor.
•
2025 yılında dünya nüfusunun üçte ikisinin su kıtlığı çekeceği tahmin ediliyor.
Bu tarihte su sıkıntısı çekmeye başlayacak ülkeler arasında Türkiye de yer alıyor.
•
Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı, 1600 metre küp; bu miktarın 2020 yılında
1000 metre küpe düşeceği tahmin ediliyor.
Öğrencilere, DVD’deki “Tatlı Su” adlı filmi izlettirin. Ardından onlara şu soruları sorarak
verdikleri yanıtlar üzerinde konuşun:
•
•
3
4
Yetişkin bir erkek bir günde kaç litre su tüketir? (Yaklaşık 80 litre)
Bir günde kaç kişi kirlenmiş içme suyu nedeniyle yaşamını kaybediyor?
(Çoğu çocuk, yaklaşık 25.000 kişi)
Öğrencilerin, filmin sonunda sorulan
soruların yanıtları üzerinde
düşünmelerini sağlayın.
•
Su kaynaklarının uygun bir şekilde
işletilmesi neden önemli?
•
Suların kirlenmesi, hangi sorunlara
yol açar?
•
Su kaynaklarını nasıl koruyabiliriz?
•
Su kaynaklarının korunması için biz
neler yapabiliriz? (Öğrencilere, “Su
Tasarrufu Nasıl Yapılır?” başlıklı
metindeki bilgileri aktarın.)
Öğrencilere, CD’nin “Su” bölümünde bulunan “Avrupa’nın su kaynakları” başlığı altındaki
etkileşimli haritayı gösterin.
Yaşamın Temel Kaynağı Su
25
1
Su
Evde su tasarrufu yapalım
Herkesin, günlük alışkanlıklarında bazı küçük
değişiklikler yaparak su tasarrufu yapabileceğini
sınıfa açıklayın.
Diş fırçalarken
1
Öğrencilere dişlerini hangi sıklıkta
fırçaladıklarını sorun. Sonra bir öğrenciden,
dişlerini nasıl fırçaladığını canlandırarak
anlatmasını isteyin. Bu öğrencinin,
canlandırma sırasında dişini fırçalarken
yaptıklarını adım adım göstermesini sağlayın.
Daha sonra, canlandırma sırasında suyu
tasarruflu kullanıp kullanmadığını sınıfla
birlikte sorgulayın.
2
Öğrencileri, diş fırçalarken suyu daha tasarruflu kullanmanın yolları üzerinde düşünmeye
yönlendirin. Bu konudaki önerilerden bazıları, musluğun yalnızca diş fırçasını yıkarken ve
ağız çalkalarken açılması ya da ağız çalkalamak için bir bardak su kullanılması olabilir.
Onlara, bu yollarla ne kadar su tasarrufu yapılabileceğini sorun.
Tıraş olurken
1
Sınıftaki bir erkek öğrenciden nasıl tıraş olunduğunu canlandırmasını isteyin. Öğrenci,
canlandırma yaparken suyu açık bırakıyormuş gibi yapıyorsa diğer öğrencilere, su tasarrufu
sağlamaya yönelik önerilerinin olup olmadığını sorun.
2
Öğrencilerden, tıraş olurken su tasarrufu yapmanın başka yollarını düşünmelerini isteyin ve
bu konuda önerilerde bulunmalarını sağlayın. Önerilerden bazıları fırçayı ıslatmak ve tıraş
bıçağını yıkamak için bir kap su kullanmak olabilir. Öğrencilere, yakınları arasında suyu
tasarruflu kullanarak tıraş olan biri olup olmadığını sorun.
Damlatan musluklar
Öğrencilerden, damlatan bir musluktan, bir saatte ne kadar suyun boşa akacağını tahmin
etmelerini isteyin. Ardından, onlara bir musluğun damlatmasını nasıl engelleyebileceklerini sorun.
Öğrencilerle yanıtları üzerinde konuşun ve damlatan muslukları onarmanın önemini vurgulayın.
Biraz da hesap yapalım
1
Sınıfa, yukarıda ele aldığınız üç örneğin, ilk bakışta su tasarrufu için çok etkili birer yöntem
gibi görünmeyebileceğini anlatın. Ancak, aynı anda herkes tarafından yapılırsa bu küçük
değişikliklerin etkisinin de büyük olacağını belirtin. Öğrencilere, “Evde Su Tasarrufu” başlıklı
bilgi sayfasını dağıtın ve bu sayfadaki problemleri çözmelerini isteyin. Bu etkinliği bir
yarışmaya dönüştürerek eğlenceli hâle getirebilirsiniz.
Yanıtlar
Diş fırçalarken ne kadar su harcanır?
A. Bir günde, bir kişi, bir kez diş fırçalamada: 6 litre su tüketir.
Bir günde, bir kişi, iki kez diş fırçalamada: 2 x 6 = 12 litre su tüketir.
Bir günde, 30.000 kişi, iki kez diş fırçalamada: 30.000 x 12 = 360.000 litre su tüketir.
Bir yılda, 30.000 kişi, günde iki kez diş fırçalamada: 365 x 360.000 = 131.400.000 litre su
tüketir.
B. Bir günde, bir kişi, bir kez diş fırçalamada: 1 litre su tüketir.
Bir günde, bir kişi, iki kez diş fırçalamada: 1 x 2 = 2 litre su tüketir.
Bir günde, 30.000 kişi, iki kez diş fırçalamada: 30.000 x 2 = 60.000 litre su tüketir.
Bir yılda, 30.000 kişi, günde iki kez diş fırçalamada: 365 x 60.000 = 21.900.000 litre su
tüketir.
C. Su tasarrufu = 131.400.000 - 21.900.000 = 109.500.000 litre
26
Yaşamın Temel Kaynağı Su
Su
Tıraş olurken ne kadar su tüketilir?
A. Erkek sayısı: 40.000 : 2 = 20.000
Tıraş olan erkek sayısı: 20.000 : 2 = 10.000
Bir günde, bir kişi, bir tıraşta: 6 x 2 = 12 litre su tüketir.
Bir günde, 10.000 kişi, bir tıraşta: 10.000 x 12 = 120.000 litre su tüketir.
Bir yılda, 10.000 kişi, bir tıraşta: 365 x 120.000 = 43.800.000 litre su tüketir.
B. Bir günde, bir kişi, bir tıraşta 1 litre su tüketir.
Bir günde, 10.000 kişi, bir tıraşta: 10.000 x 1 = 10.000 litre su tüketir.
Bir yılda, 10.000 kişi, bir tıraşta: 365 x 10.000 = 3.650.000 litre su tüketir.
C. Su tasarrufu: 43.800.000 - 3.650.000 = 40.150.000 litre
1
Damlatan musluklar ne kadar suyun boşa akmasına
neden olur?
A. Bir musluktan, 1 saatte, 1 litre su boşa akar.
Bir musluktan, 1 günde, 1 x 24 = 24 litre su boşa akar.
Bir musluktan, 1 ayda, 24 x 30 = 720 litre su boşa akar.
B. Bir musluktan 3 ayda, 720 x 3 = 2160 litre su boşa akar.
Yedi musluktan 3 ayda, 2160 x 7 = 15.120 litre su
boşa akar.
2
3
Hesaplamalardan sonra yorum ya da gözlemlerini
birbirleriyle paylaşmaları için öğrencilere zaman verin.
4
5
Öğrencilere DVD’deki “Su Tasarrufu Nasıl Yapılır?” adlı çizgi filmi izlettirin. Bu çizgi filmde,
suyu tasarruflu kullanmanın hangi yolunun gösterildiğini sorun.
Öğrencilere, “Mavi Tombul’un Yolculuğu” bilgi sayfasını
dağıtın. Ardından, evde suyun daha tasarruflu
kullanılabilmesini sağlayacak farklı yollar konusunda bir beyin fırtınası yaptırın. “Evde Suyu
Tasarruflu Kullanalım” başlıklı önerileri öğrencilerle paylaşın ve hep birlikte bunların
üzerinde düşünün. Tüm önerileri tahtaya yazıp hangilerinin daha gerçekçi olduğunu ve
evde su tasarrufu için kullanılabileceğini kararlaştırın.
Öğrencileri, su tasarrufu yapmak üzere aileleriyle birlikte bir plan hazırlamaya ve bu planı
sınıfta arkadaşlarıyla paylaşmaya yönlendirin.
Suları kirlenmekten koruyalım
1
2
Dersten bir hafta önce, öğrencilerden, evlerinde kullanılan çeşitli temizlik ürünlerine ait
boş kutu ya da şişeleri (etiketlerini çıkarmadan) biriktirmelerini isteyin.
3
Öğrencilere, elma kabuğu, maydanoz sapları, marul yaprakları gibi organik atıkların doğa
için büyük bir tehdit oluşturmadığını açıklayın. Çeşitli mikroorganizmalar, bu organik atıkları
ayrıştırabilir. Aslında temel sorun, evdeki temizlik işlerinde kullanılan kimyasal maddelerden
kaynaklanır. Bu tip kimyasal maddeler doğada birikir, organik atıkları ayrıştıran
mikroorganizmalara ve diğer canlılara zarar verir. Temizlik bittikten sonra içinde bulunduğu
suyla birlikte tuvalete ya da lavaboya dökülen bu kimyasal maddeler, atık su şebekesine
(foseptik çukuru ya da kanalizasyon sistemi) geçer. Çoğu yerde buradan da denizlere,
göllere ya da yer altı sularına karışır.
Derste, öğrencilerin sınıfa getirdikleri temizlik ürünlerinin kutularını, şişelerini ve bunların
etiketlerini incelemelerini sağlayın. Onlara bu kutuların ve şişelerin içindeki ürünlerin
kullanıldıktan sonra nereye gittiğini sorun.
Doğaya hiç zarar vermeyen bir deterjan üretmenin zor olduğunu belirtin. Temizlikte
kullanılan kimyasal maddelerin her biri, kirliliğe farklı düzeylerde katkıda bulunur.
Yapabileceğimiz en iyi şey, bu ürünleri doğru şekilde kullanmak ve satın alırken etiketlerinde
güvenilir ve çevre dostu olduklarına ilişkin bilgiler olanları seçmektir. Bir başka seçenek de,
günümüzde unutulmuş bazı çevre dostu temizlik uygulamalarına daha sık başvurmaktır
(Bkz. “Suyu Kirlenmekten Koruyalım” başlıklı metin). Öğrencilere, getirdikleri ürünlerin
üzerinde güvenilir ve çevre dostu olduklarına ilişkin bilgiler olup olmadığını sorun.
Yaşamın Temel Kaynağı Su
27
1
Su
4
Çeşitli petrol ürünlerinin (otomobil yağları, yakıtları) çevre açısından çok tehlikeli olduğunu
sınıfa anlatın. Bu ürünlerin kanalizasyona atılmaları hiç doğru değildir. Bu ürünler,
yalnızca toplama, taşıma ve arıtma işlemlerinin sıkı kurallara bağlı olduğu özel yerlerde
(araç servis merkezleri ve yağlama istasyonları gibi) elden çıkarılmalıdır.
Suyu kim kirletiyor?
1
Hangi insan etkinliklerinin, su havzalarını nasıl
kirlettiğine ilişkin bir beyin fırtınası yaptırın.
İlk akla gelecek etkinlikler şunlar olabilir:
Tarım, sanayi, inşaat, atıklar ve tehlikeli madde
sızıntıları, kazalar, evsel atıkların denetimsiz
olarak atılması vb. Tüm yanıtları tahtaya yazın.
Öğrencilerden, tahtaya yazılanlardan
hangilerinin su havzalarının kirlenmesine neden
olabileceğini bulmalarını isteyin.
2
İnsanoğlunun çok eski zamanlardan bu yana
atıklarını toprağın altında depoladığını anlatın. Bu
çöp alanlarının, yer altındaki ve yeryüzündeki
suları etkileyen kirlilik kaynaklarına
dönüşebileceğini belirtin. Bu etkiyi örneklemek için öğrencilerle birlikte aşağıdaki deneyi yapın:
•
Plastik bir tepsiye 2-3 cm kalınlığında kuru kum koyun.
•
Tepsinin kenarına yakın bir bölümünde kuma küçük bir delik açın ve içine bir çay kaşığı
gıda boyası doldurun. Öğrencilere, basit bir yer altı atık depolama alanı yaptığınızı
anlatın. Böyle bir atık depolama alanının, kirlilik kaynağı oluşturduğunu belirtin.
•
Tepsinin, “atıkların” bulunduğu tarafını daha yukarıda tutun ve yağmur etkisi oluşturmak
için kumun üzerine su püskürtün.
•
Suyun, toprak altında her zaman dikey bir yol izlemediğini açıklayın.
Öğrencilerden, kumun rengindeki değişimi gözlemlemelerini isteyin. Onlara, bu
gözlemlerden nasıl bir sonuç çıkarılabileceğini sorun.
3
Çevre kirliliğinin de bu deneydeki gibi oluştuğunu belirtin. Kirliliğe yol açan maddeler,
toprakta yol alan suyla yer altı sularına, kuyulara, ırmaklara, göllere ve içme suyu elde
ettiğimiz diğer kaynaklara taşınır.
4
Öğrencilerden, bu etkinlik sırasında öğrendiklerini aileleriyle paylaşmalarını isteyin.
Ayrıca evlerinde bulunan eskimiş ya da kullanılmayan kimyasal maddeleri nasıl elden
çıkarabileceklerini düşünmelerini sağlayın.
5
Öğrencilere, CD’nin “Su” bölümünde bulunan “Su kirliliği kaynakları” başlıklı bilgileri aktarın.
Evsel atık sular nasıl oluşur?
28
1
Öğrencilere, evsel atık suların nasıl oluştuğunu gözlemlemek amacıyla bir deney
yapacağınızı anlatın. 3 litrelik bir cam kaba, 1 litre musluk suyu koyun. Bu suya farklı
temizlik maddeleri, deterjanlar, kahve telvesi, tuvalet kâğıdı parçaları, suluboya vb.
maddelerden az miktarlarda ekleyerek bir karışım hazırlayın. Evsel atık suların içinde
de bu tür maddeler bulunduğunu anlatın.
2
Çizimdekine benzer bir filtre hazırlamak üzere ilk olarak 1,5 litrelik bir pet şişenin dibini
kesip çıkarın. Kalan kısmını, yani şişenin ağız kısmını ters çevirip bir huniye dönüştürün.
Huninin içine sırasıyla tabakalar halinde çakıl taşları, keçe parçaları ve son olarak da bir
miktar kum koyarak bir filtre yapın.
3
Huniyi, 3 litrelik ikinci bir kabın ağzına çizimdeki gibi yerleştirin. Birinci 3 litrelik kabın
içinde bulunan evsel atık suyu, hazırladığınız filtre kabına yavaşça dökün. Bu yolla suyun
mekanik olarak arıtıldığını söyleyin. Son olarak, arıttığınız suyun rengini musluk
suyununkiyle karşılaştırın.
Yaşamın Temel Kaynağı Su
Su
4
Suyun mekanik olarak arıtılmasını gözlemledikten sonra, öğrencilere bu suyun ne ölçüde
temizlenmiş olabileceğini sorun.
5
Öğrencilere, CD’nin “Su” bölümünde bulunan “Evlerde kullanılan su” başlıklı
bilgileri aktarın.
1
Evsel atık sular nasıl işlenir?
1
Boru hatlarıyla evlerimize gelen içme suyunun, çok aşamalı su arıtma tesislerinde işlendiğini
anlatın. Bu arıtma süreci, suların kumdan geçilerek süzülmesini ve ardından dezenfekte
edilmesini (örneğin klorlanmasını) içerir. Bu aşamalardan sonra su, tüketicilere
gönderilmeye hazır olur.
2
“Atık Suların İşlenme Aşamaları” bilgi sayfasını öğrencilere dağıtın. Kasabalarda ve kırsal
kesimlerde, evsel atık suların foseptik çukurlarında toplandığını açıklayın. Yer altı sularının
kirlenmesini önlemek için, bu çukurların, düzenli olarak uzman kuruluşlar tarafından
boşaltılıp temizlenmesi gerektiğini anlatın. Öğrencilere, CD’nin “Su” bölümünde bulunan
“Atık su arıtma merkezi” başlıklı bilgileri aktarın.
Dünyanın tüm ülkelerinde, atık suların işlenmesiyle ilgili çeşitli girişimler olduğunu vurgulayın.
Örneğin, Avrupa Birliği’ne üye olan ülkelerde, nüfusu 10.000’i aşan tüm yerleşim yerlerinde
çağdaş atık su arıtma tesislerinin kurulmasının bir zorunluluk olduğunu söyleyin.
3
Aşağıdaki konuları sınıfta ele alın:
•
Yaşadığınız yere içme suyu nereden geliyor? Nasıl arıtılıyor?
•
Yaşadığınız yerde kanalizasyon sistemi ve atık su arıtma tesisleri var mı?
•
Yaşadığınız yerde bir atık su arıtma tesisi yoksa bunun kurulması yönünde planlar var mı?
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Su” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Yaşamın Temel Kaynağı Su
29
1
Su
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
Yaşadığınız yerde içme suyu ve atık su arıtma tesisleri varsa buralara geziler düzenleyin.
İçme suyunun arıtılması, evlere ulaştırılması ve su kirliliğinin önlenmesinden sorumlu belediye
görevlileriyle bir görüşme planlayın. Görevlilerden, belediyenin, içme suyunun niteliğini
artırma ve kirliliği önleme yöntemlerini geliştirme planlarıyla ilgili bilgi alın. Yaşadığınız
bölgedeki kirlilik kaynaklarının neler olduğunu araştırın ve yerel yöneticilerin bunlara karşı
hangi önlemleri aldıklarını öğrenin.
Okulunuzda, öğrencilerin görebilecekleri bir yere bilgi aktarımı amacıyla bir “yeşil”
duvar hazırlayın.
Su kaynaklarını korumanın ve tasarruflu kullanmanın gerekliliğini vurgulamak üzere
okulunuzda “su günü” ya da “su haftası” düzenleyin.
Nasıl Su Tasarrufu Yapılır?
Bilim insanlarına göre, modern teknolojiler kullanıldığında su tüketimi evlerde 1/3,
tarımda % 50 ve sanayide % 90 oranında azalır. Su tasarrufu için yapılması gerekenler:
• Taşıma sırasında su kaybını en aza indirmek için borular tamir edilmelidir.
• Tarımsal sulamada buharlaşmadan kaynaklanan kayıpları en aza indirip suyun daha
verimli kullanılmasını sağlamak için “damla sulama” (suyun toprak yüzeyine damlalar
halinde verilmesi) yöntemine geçilmelidir.
• Uygun olan her yere atık su arıtma tesisleri kurulmalıdır.
• Sanayide kullanılan su, geri kazanım yöntemleriyle tekrar tekrar kullanılmalıdır.
• Çevre temizlik vergisi örneğinde olduğu gibi, suyun taşınması, işletilmesi ve
arıtılmasıyla ilgili giderleri karşılayacak uygun vergilendirmeler yapılmalıdır.
Evde Suyu Tasarruflu Kullanalım
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
30
Bulaşık yıkamadan önce tabaklardaki yemek artıklarını iyice temizleyin.
Bulaşıklarınızı, musluktan akan suyun altında değil, lavaboya doldurduğunuz ya da
bulaşık leğenindeki suyun içinde yıkayın. Bu sayede yarı yarıya su tasarrufu sağlanır.
Meyve ve sebzeleri, lavaboya doldurduğunuz ya da bir leğenin içindeki
suda yıkayın.
Sıcak nesneleri musluktan akan suyun altında soğutmayın. Bu, savurganlık olur.
Çamaşır makinenizi yalnızca tam dolduğunda çalıştırın.
Çok kirli çamaşırları makinede yıkamadan önce ayrı bir kapta deterjanlı suya bastırın.
Otomobil yıkarken başta yalnızca sabun ve bir kova su kullanın. Yalnızca son
durulamayı hortumdan akan suyla yapın.
Bahçede birikmiş yaprakları hortumla su püskürterek temizlemek yerine, bir tırmıkla
toplayın.
Bahçe sulamasında içme suyu kullanmayın. Kuyu suyu ya da biriktirilmiş yağmur
suyu kullanın.
Kuvvetli rüzgârda ya da Güneş altında sulama yapmayın. Böyle durumlarda su çok
çabuk buharlaşır.
Yaşamın Temel Kaynağı Su
Su
Suyu Kirlenmekten Koruyalım
1
Bulaşık deterjanı yerine sabun, su ve bir miktar sirkeden oluşan bir çözelti kullanılabilir.
Cam temizleyiciler yerine ılık su ve sirke karışımı daha güvenli olur.
(4 litre ılık suya yarım bardak sirke katılması önerilir.)
Tıkanmış lavaboları açmak için kimyasal maddeler yerine sirke ve karbonat
karışımı kullanılabilir. Bu yöntemde, çeyrek bardak sirkeyle çeyrek bardak karbonat
karıştırıldıktan sonra lavaboya boşaltılıp ardından sıcak su dökülür. Bir başka yöntem
de boruyu açmak için pompa ya da tel kullanmaktır.
Ağartıcılar yerine yarım bardak sirke ya da karbonat kullanılabilir.
Ocak temizleme jelleri ya da tozları yerine karbonat kullanın.
Ocağı düzenli aralıklarla bu maddeyle silin.
Yaşamın Temel Kaynağı Su
31
Öğrenci bilgi sayfası
Su
Deniz Suyu ve Tatlı Su
Aşağıdaki soruları yanıtlayın
1
Dünya’daki suların % kaçını deniz suyu oluşturur?
2
Dünya’daki suların % kaçını tatlı su oluşturur?
3
Dünya’daki tuzlu su kaynakları nelerdir?
4
Dünya’daki tatlı su kaynakları nelerdir?
5
Dünya’daki en uzun ırmak hangisidir?
6
Türkiye’deki en uzun ırmak hangisidir?
7
Dünya’daki okyanuslar hangileridir?
8
Türkiye’nin çevresinde hangi denizler yer alır?
9
Bir bardaktaki suyun tuzlu mu, tatlı mı olduğu tadına
bakmadan nasıl anlaşılır?
10 Tuzlu sudan tuz nasıl elde edilir?
11 Tatlı su hangi işler için kullanılır?
12 Deniz suyu hangi işler için kullanılır?
32
Su
Diş fırçalarken ne kadar su tüketilir?
Diyelim ki yaşadığınız kentte 30.000 kişi bulunuyor. Bu insanlar, dişlerini ortalama
3 dakikada fırçalıyorlar. Dişlerini fırçalama süresince musluğu açık bırakırsa bir kişi
dakikada 2 litre su tüketiyor. Oysa bu sırada musluk yalnızca ağız çalkalamak ve
diş fırçasını temizlemek için açılıp kapanırsa, üç dakikalık tek bir diş fırçalamada
toplam 1 litre su kullanılır.
Bu bilgilere dayanarak aşağıdaki
soruları yanıtlayın.
A. Bu kentte yaşayanların her biri
günde iki kez dişlerini fırçalıyor.
Peki, herkes diş fırçalarken
musluğu sürekli açık bırakırsa
kentte bu iş için yılda ne kadar
su tüketilir?
B. Herkes musluğu yalnızca ağzını
çalkalamak ve diş fırçasını
temizlemek için açarsa yılda ne
kadar su tüketilir?
C. Herkes musluğu yalnızca ağzını
çalkalamak ve diş fırçasını
temizlemek için açarsa (A’ya göre) yılda ne kadar su tasarrufu yapılır?
Tıraş olurken ne kadar su tüketilir?
Diyelim ki, yaşadığınız kentin nüfusu 40.000 kişidir. Bu sayının yarısı erkeklerden
oluşuyor. Erkeklerin yarısının da her sabah tıraş olduğunu varsayın. Bir tıraş,
ortalama 6 dakika sürüyor. Tıraş olurken musluk sürekli açık bırakılırsa bu sırada
musluktan dakikada 2 litre su akıyor. Oysa, musluk yalnızca tıraş bıçağı ve yüz
yıkamak için açılırsa tek bir tıraş sırasında toplam 1 litre su tüketiliyor.
Öğrenci bilgi sayfası
Evde Su Tasarrufu
Bu bilgilere dayanarak aşağıdaki soruları yanıtlayın.
A. Tıraş olan herkes, sabahları tıraş süresince musluğu açık bırakırsa tıraş olmak
için yılda ne kadar su tüketilir?
B. Herkes, tıraş olurken yalnızca yüzünü ve tıraş bıçağını yıkamak için musluğu
açarsa yılda ne kadar su tüketilir?
C. Herkes, tıraş olurken yalnızca yüzünü ve tıraş bıçağını yıkamak için musluğu
açarsa (A’ya göre) yılda ne kadar su tasarrufu yapılır?
Damlatan musluklar ne kadar suyun boşa akmasına neden olur?
Okulunuzda, saniyede bir damla damlatan bir musluk olduğunu düşünün.
Bu musluk, 1 saatte 1 litre suyun boşa akmasına neden oluyor.
Bu bilgilere dayanarak aşağıdaki soruları yanıtlayın.
A. Bu musluk, bir ay süresince tamir edilmezse ne kadar su boşa akmış olur?
B. Aynı miktarda damlatan musluklardan bir okulda 7 tane varsa bunlar da 3 ay
boyunca tamir edilmezse, ne kadar su boşa akmış olur?
33
Öğrenci bilgi sayfası
Su
Mavi Tombul’un Yolculuğu
Küçük su damlacığı Mavi
Tombul, ormandaki
bitkilerin günden güne
kurumaya başladığını,
kelebeklerin, böceklerin,
kuşların ve insanların pek
ortalıkta görünmediğini fark
etti. Bunun nedenini merak
etti ve bir yolculuğa çıktı.
Yolculuğun sonunda kendini
bir evin lavabosundaki
muslukta buldu.
Evin kızı Esra, o sırada
banyoda dişlerini
fırçalıyordu. Mavi Tombul,
ona “Merhaba!” diyerek kendini tanıttı. Ardından, Esra’ya insanlar suyu
dikkatsiz kullanırlarsa su kaynaklarının tükeneceğini anlattı. Bu, Esra’yı
düşündürdü. Orada duran bir bardağa su doldurdu ve musluğu kapattı. Dişini
fırçalarken ve ağzını temizlerken bu bardağın içindeki suyu kullandı. Mavi
Tombul: “Özen gösterdiğin için teşekkür ederim” dedi. Esra, gülümseyerek
başını salladı.
Bu sırada Esra’nın kız kardeşi Başak bulaşık yıkıyor, anneannesi de öğle yemeği
hazırlıyordu. Mavi Tombul, onlarla da tanıştı. Her ikisi de ondan çok hoşlandılar.
Mavi Tombul, Başak’a bulaşıkları bir leğende yıkamayı önerdi. Bulaşık
makinesini ancak tam olarak dolduktan sonra çalıştırmak gerektiğini anlattı.
Başak, hemen onun söylediklerini yaptı ve artık bulaşıkları bu şekilde
yıkayacağını söyledi. Mavi Tombul, anneannenin yanına gitti. Onun, sebzeleri
yıkadığı suyla saksıdaki çiçeği suladığını görünce “Yaşa nine!” dedi.
Bahçeye çıkan çocuklar ve Mavi Tombul, biraz önce hortumla arabasını yıkamış
İsmail dedeyi gördüler. Mavi Tombul, “Ah, ne yapıyorsun?” diye seslendi. İsmail
dede, birden hatasını anladı: “Gereksiz yere su harcıyorum değil mi? Aslında
arabamı bir kova suyla yıkamalıydım.” dedi.
Yağmur başlayınca Esra ve Başak eve girdiler. Babalarının tuvaletteki sifona bir
şeyler yaptığını görünce ona ne yaptığını sordular. Sinan baba, “Tuvalet çok
kirli olmasa bile her kullanıştan sonra sifonu çekiyoruz. Çok fazla su gereksiz
yere akıp gidiyor. Bunu önlemek için bu sifonun deposuna 2 litrelik pet şişeyi
suyla doldurup koyacağım. Böylece deponun hacmini azaltacağım ve her
seferinde 7 yerine 5 litre su harcanacak.” dedi. Anlaşılan ev halkı Mavi
Tombul’dan etkilenmişti.
Mavi Tombul da tüm bunlardan etkilenmişti. Ancak, gitme zamanı gelmişti.
Ev halkına veda edip o sırada yağan yağmura karışarak ortadan kayboldu.
Yağmur bittiğinde Esra ve Başak dışarıya çıktılar. Çevrelerine bakıp içilebilir
temiz suyun ne kadar az ve değerli olduğunu, su tasarrufu yapılması gerektiğini,
böylece su kaynaklarının korunacağını düşündüler. Bunu onlara öğreten Mavi
Tombul’u unutmamak için kendi kendilerine söz verdiler.
Yrd. Doç. Dr. Sinan Erten, Hacettepe Üniversitesi, İlköğretim Bölümü
34
Su
İkinci aşama, aerobik (oksijen kullanan) bakterilerin kullanıldığı biyolojik bir
süreçtir. Biyolojik olarak ayrıştırılabilen organik atıkların % 90’ı bu aşamada
ortadan kaldırılır.
2
Atık sular, içinde bakteriler bakımından zengin bir çamur bulunan, geniş bir
tanka pompalanır. Burada, mikroorganizmaların ayrıştırma işlemini kolaylaştırmak
için saatlerce oksijen verilerek karıştırılır. Ardından, bu karışım bir çöktürme
tankına gider. Sudaki katı parçacıklar ve mikroorganizmalar burada çamur
hâlinde dibe çöker. Buna “atık çamuru” denir.
Birinci ve ikinci aşamaların sonunda ortaya çıkan çamur, anaerobik (oksijen
kullanmayan) bakteriler tarafından parçalanmaya bırakılır. Bu çamur, daha sonra
çukur bölgeleri doldurmada kullanılabilir ya da yakıt olarak değerlendirilebilir.
Ancak, ikinci aşamadan sonra bile atık sularda hâlâ çeşitli katı parçacıklar,
fosfatlar, bazı nitratlar ve zehirli metal bileşikleri gibi kirlilik yapıcı
maddeler bulunabilir.
Birinci aşama, suyun
içindeki taşlar, sopalar,
paçavralar gibi kaba
kalıntıları süzmek için
ızgaraların kullanıldığı
mekanik bir süreçtir.
Öğrenci bilgi sayfası
Atık Suların İşlenme Aşamaları
Üçüncü aşama, bu kirletici maddeleri
yok eden bir dizi özel biyolojik,
kimyasal ve fiziksel işlemden oluşan
bir süreçtir. Üçüncü aşama, ileri arıtma
aşaması olarak da bilinir.
1
İleri arıtma aşaması, inşaat ve işletme
harcamalarının fazla olması nedeniyle
nadiren kullanılır. Bununla birlikte
birçok ülkede ileri arıtma aşamasına
verilen önem artmaktadır.
3
35
1
Toprak
Topraksız Bir Dünya Düşünülemez!
Ana Tema
Önerilen Süre
Toprak, yeryüzündeki yaşamın temelidir.
2-3 ders saati
Kazanımlar
• Toprağın doğadaki işlevlerinin önemini kavrar.
• Toprak kirliliği ve erozyon gibi sorunların çevreyi nasıl
tehdit ettiğini açıklar.
• Toprak kirliliği ve erozyon gibi sorunlar için çözüm
önerilerinde bulunur.
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Eleştirel düşünme, ölçme, gözlem yapma, çıkarımda
bulunma, yorumlama, karşılaştırma, bulguları kaydetme
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Anlatım, deney, tartışma, beyin fırtınası
İki cam kavanoz, iki tülbent parçası, paket lastiği, iri taneli
kum, kırmızı gıda boyası, su, iki bardak, kronometre,
büyüteç, birkaç küçük çapa, tahtadan yapılmış dört kutu,
dört takoz, dört plastik su kabı, sulama kabı, kaşık, çim
tohumu, toprak, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Toprak, dünya yüzeyinin en üst kısmında bulunan tabakadır. Bu tabaka, hava koşullarının da
etkisiyle ufalanmış kaya parçalarından ve ayrışmış organik maddelerden, uzun sürede oluşur.
Toprak, mineraller, su, oksijen, karbon dioksit, azot içerir ve canlılığın temelini oluşturur.
36
Topraksız Bir Dünya Düşünülemez!
Toprak
Toprağın bazı işlevleri şunlardır:
• Toprak, bir doğal yaşam alanıdır. Pek çok bitki ve hayvan toprakta yaşar.
• Canlıların çürüme ve parçalanma süreçleri toprakta gerçekleşir.
• Toprak, yer altı sularını arıtır, doğal bir filtre görevi görür.
• Binalar için temel oluşturur. Yani binaların inşa edildiği ve altyapı ağlarının oluşturulduğu bir alandır.
• İnşaat ve seramik sanayii gibi alanlar için ham madde kaynağıdır.
• Mimari ve tarihî mirasın beşiğidir.
1
Günümüzde toprakla ilgili önemli birtakım
sorunlar yaşanıyor. Bunların başında, toprağın
sürekli olarak azalması ve niteliğinin
zayıflaması geliyor. Bilinçsiz uygulamalar,
toprağın mineral kaybetmesine, kirlenmesine
ve erozyona yol açıyor. Toprağın sıkıştırılması,
içerdiği oksijenin azalmasına, asit ya da tuz
miktarınınsa artmasına neden oluyor. Toprak,
çevreye salınan tüm kirletici maddeleri
biriktirebilen çok büyük bir depoya
benzetilebilir. Kirletici maddeler, hava ve suya
göre toprakta çok daha uzun süre kalırlar.
Bu nedenle olumsuz etkileri daha geç ortaya
çıkar. Toprağın yok olma sürecini durdurmak
ve tüm işlevlerini normal bir şekilde
sürdürmesini sağlamak bizim elimizdedir.
Türkiye’de toprak kirliliği, temel olarak evsel, tarımsal ve sanayi kaynaklı atıklardan kaynaklanıyor.
Ülkemizde, özellikle sanayi bölgelerinin bulunduğu İzmit Körfezi ve Edirne’deki Meriç havzası,
toprağın ağır metallerle kirlenmesi tehlikesiyle karşı karşıyadır. Türkiye’de, yeryüzü yapısı, iklim ya
da yanlış tarım uygulamaları gibi nedenlerden dolayı erozyon da önemli bir sorundur.
Araştırmalar, ülkemizde toprakla kaplı alanların % 73’ünde şiddetli erozyon olduğunu gösteriyor.
Etkinlikler
Toprak neden önemli?
1
Öğrencilere, toprakta yaşayan canlıların adlarını sorun. Bu canlıların adlarını tahtaya
yazın ve bunlar üzerinde konuşun. Ardından onlara, CD’nin “Toprak” bölümünde
bulunan “Toprakta yaşayan canlılar” başlığı altındaki bilgileri aktarın.
2
3
Hava ve su kadar, toprağın da korunması gerektiğini vurgulayın. Bu nedenle insanların,
özellikle de toprakla uğraşanların toprağı koruma konusundaki sorumluluklarına değinin.
Sınıfa, DVD’deki “Topraksız Bir Dünya Düşünülemez!” adlı filmi izlettirin. Daha sonra
öğrencilerle toprağın nasıl oluştuğunu, temel işlevlerini ve toprağa yönelik başlıca
tehlikelerin neler olduğunu konuşun. Ardından “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
Toprak suyu süzer
Öğrencilere, yağmurun toprak tarafından nasıl süzüldüğünü aşağıdaki deneyi yaparak gösterin.
1
2
3
4
Tülbentleri cam kavanozların üzerine paket lastiğiyle tutturun.
Tülbentlerden birinin üzerine bir avuç dolusu toprak, diğerine de aynı miktarda iri
taneli kum koyun.
İçinde eşit miktarda su bulunan iki bardağın her birine, birer damla gıda boyası ekleyin.
Öğrencilerin, bu renkli sıvıdan toprağın ve kumun üzerine eşit miktarda dökmelerini
ve kronometreyle süre tutmalarını sağlayın.
Topraksız Bir Dünya Düşünülemez!
37
1
Toprak
5
Öğrencilerden, hem cam kavanozlardan süzülen sıvıların renk farkına dikkat etmelerini hem
de süzülme sürelerini kronometreyle ölçmelerini isteyin.
Renkli sıvı, kumdan hızla süzülür ve rengini korur. Oysa, topraktan daha uzun sürede
süzülür ve rengi daha soluklaşır. Çünkü, toprağın içerdiği parçacıklar filtre işlevi görür ve
gıda boyasını tutar. Bu olay doğada da buna benzer bir şekilde gerçekleşir. Kumlu, taşlı ve
çakıllı topraklar yer altı sularının temizlenmesine katkıda bulunur.
6
Öğrencilere, CD’nin “Toprak” bölümünde bulunan “Toprağın işlevleri” başlıklı bilgileri aktarın.
Kil pişirilince
Öğrencilere şu soruyu sorun ve bir beyin fırtınası yaptırın:
• Günlük yaşamda kullanılan nesnelerden hangileri kilden yapılır?
(Tuğlalar, fayanslar, saksılar, çömlekler, seramikler, bazı heykeller vb.)
Ülkemizde çömlekçilik geleneğinin çok eski olduğunu, Taş Devri’ne ait ilk çömleklerin
“Çatalhöyük (Konya) ve Canhasan (Karaman)” adlı yerleşim yerlerinde bulunduğunu söyleyin.
Öğrencilere, “Çömlekçilik” başlıklı bilgileri aktarın. Onlardan, daha önce çevrelerinde
ya da müzelerde gördükleri kilden yapılmış eserleri anlatmalarını isteyin.
Toprağı koruyalım
1
2
Öğrencilere toprakla ilgili çevre sorunlarının neler olduğunu sorun. Yanıtları tahtaya
yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
3
Öğrencilere, toprağın korunmasının bizlerin elinde olduğunu anlatın. Bunun için aşağıdaki
konulara dikkat etmemiz gerektiğini belirtin:
• Çöplerimizin miktarını azaltmak
• Birçok kez kullanılabilen ya da geri kazanımı yapılabilen ürünleri tercih etmek ve geri
kazanıma katkıda bulunmak
• Piknik alanlarından ayrılmadan önce çöplerimizi toplamak
• Yalnızca izin verilen alanlarda ateş yakmak
• Pikniğe giderken kâğıt ya da plastikten yapılmış tek kullanımlık mutfak malzemeleri
yerine yıkanarak yeniden kullanılabilenlerinden götürmek
Toprakla ilgili önemli sorunlardan birinin de kirlilik olduğunu belirtin. Öğrencilere,
yaşadıkları yerde toprak kirliliği olup olmadığını sorun. Ardından, “Toprak Kirliliği”
başlıklı bilgi sayfasını dağıtın.
Erozyon nasıl oluşur?
38
1
Öğrencilere, erozyonun etkilerini görmek üzere bir deney yapacağınızı söyleyin. Dört tahta
kutunun içini eşit miktarda toprakla doldurun. Kutulardan birine, deney gününden bir hafta
önce çim tohumu ekin ve tohumların çimlenmesini bekleyin.
2
Deney günü, kutuları, takoz kullanarak 45 derece eğik konuma getirin. Böylece eğimli bir
arazidekine benzer tarla modelleri hazırlamış olacaksınız. Kutuların altına birer plastik su
kabı yerleştirin.
3
Bir kaşık sapı yardımıyla birinci kutudaki toprağı enine, ikinci kutudaki toprağıysa aynı
yöntemle dikine sürün. Üçüncü kutu, büyümüş çimlerin bulunduğu kutu olsun. Dördüncü
kutuya hiçbir işlem yapmayın.
4
Bir sulama kabıyla, tarla modellerinin her birini aynı miktarda suyla, yağmur
yağdırırmışçasına sulayın. Daha sonra, plastik su kaplarında biriken toprakların miktarını
karşılaştırın ve öğrencilere aşağıdaki soruları sorun:
• Hangi plastik kapta daha çok toprak birikti?
• Hangi sürüm şekli toprağın sürüklenerek gitmesine neden oldu?
• Çimler, toprağın sürüklenmesini nasıl etkiledi?
Topraksız Bir Dünya Düşünülemez!
Toprak
5
Öğrencilere, “Erozyon” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Yaşadıkları yerde erozyon olup
olmadığını sorun. Ardından erozyon konusundaki gözlemlerini paylaşmalarını isteyin.
1
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için, CD’nin “Toprak” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Öğrencilerden, ilgili kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleriyle iletişim kurarak toprağın
işlevleri ve korunması konusunda bilgi toplamalarını isteyin. Daha sonra, öğrencileri
toprağın korunmasının önemini anlatan bir poster hazırlamaya yönlendirin. Hazırladıkları
posterleri okul ya da sınıf panosunda sergileyin.
Toprağı incelemek amacıyla doğal bir alana gezi düzenleyin. Burada öğrencileri
gruplara ayırın. Her grubun farklı bir alan (yol kenarı, su kenarı, ağaç altı vb.) seçmesini
sağlayın. Bu alanda, toprağı çapayla 20-25 cm derinliğinde kazmalarını ve toprak örneklerini
birer torbaya koymalarını isteyin. Sonra, grupları bir araya toplayın. Toprak örneklerini
büyüteçle incelemelerini, toprakta gördükleri canlıların resimlerini çizmelerini ve tüm
gözlemlerini not almalarını sağlayın. Çalışmanın sonunda grupları, gözlemlerini birbirleriyle
paylaşmaya yönlendirin.
Çömlekçilik
İnsanı başka varlıklardan ayıran
özelliklerin başında yaratıcılık yetisi
gelir. Bu yetiyi her alanda kullanan
insan, Taş Devrinde hayvanları
evcilleştirmiş, toprağı ekip biçmiş,
evler kurup yerleşik yaşama geçmiştir.
İnsanlar, zaman içinde daha rahat
yaşamak için çeşitli yöntemler ve
araçlar geliştirmişler. Örneğin,
avladıkları hayvanların derilerinden ya
da su kabağı gibi bazı sebzelerin dış
kabuklarından, besinleri içine
koyabilecekleri kaplar yapmışlar.
Daha sonra, sepetlerin üzerine balçık
sıvamışlar. Kuruyan balçık, ateşle
birleşince daha da sertleşmiş. Balçığın
bu sert yapıya dönüşmesi insanları şaşırtmış. Ancak, bu sonuçtan yararlanmayı bilerek
yemek yiyebilecekleri, su içebilecekleri kaplar yapmışlar ve böylece çömlek ortaya çıkmış.
Çömleğin malzemesi topraktır. Ancak her toprak, çömlek yapmak için uygun olmaz.
Çömlek yapımına uygun bir miktar toprak ya da farklı toprak çeşitleri belirli oranda suyla
karıştırılınca, kolayca şekillendirilebilen bir hamura dönüşür. Bu hamur, havayla temas
ettiğinde kurur, sertleşir. Pişirildiğindeyse yüzyıllar boyunca varlığını koruyabilen bir eşya
olur. Kiremit, testi, küp, tuğla, tas, çanak, fırın tuğlası, vb.
Anadolu toprakları, çömlek ve çömlekçilik adına köklü bir geçmişe sahip. Anadolu’da Taş
Devrine ait ilk seramik ürünlere Çatalhöyük ve Canhasan olarak bilinen kazı
merkezlerinde rastlanır. Farklı toprak çeşitleri ve yapım teknikleriyle üretilen daha sonraki
çağlara ait çok görkemli örnekler de vardır. Her çağın kendine özgü desen, renk,
şekillendirme farklılıkları açık bir biçimde çömlekler üzerinde görülür.
Ayşegül Türedi Özen’ in Bilim Çocuk dergisinin Aralık 2001 sayısında yayımlanan “Kayapa’da Çömlekçilik”
yazısından kısaltılarak alınmıştır.
Topraksız Bir Dünya Düşünülemez!
39
Öğrenci bilgi sayfası
Toprak
40
Toprak Kirliliği
• Atık maddeler, toprağın kimyasal yapısını bozar ve topraktaki canlıların
yaşamını güçleştirir. Atık maddelerin toprakta ayrışıp yok olmaları çok zordur.
• Atıkların ayrışmasıyla ortaya çıkan maddeler, yer altı sularına karışarak suyu
ve toprağı kirletir.
• Toprağı kirleten katı atıkların çoğunu plastik, naylon ve lastik gibi sentetik
maddeler oluşturur.
• Evlerden ve sanayiden kaynaklanan sıvı atıklar arıtılmazsa, toprağın ve suyun
kirlenmesine neden olur.
• Hava kirliliği de toprağı olumsuz etkiler. Havadaki kirlilik yapıcı maddeler,
yağışlarla toprağa düşer. Toprağı kirletir. Hem bitkiler hem de toprakta
yaşayan canlılar bundan olumsuz etkilenir.
• Fabrikaların bacalarından çıkan bazı ağır metaller de toprakta birikir.
Ağır metallerin toprakta çok az miktarlarda bulunması bile canlıları
zehirleyebilir.
• Tarımda aşırı gübreleme, toprağın yapısını bozar. Çünkü bu durumda
topraktaki tuz miktarı artar ve besin dengesi bozulur. Toprağın aşırı
gübrelenmesi kirliliğe de yol açar. Bu şekilde kirlenen toprağın eski hâline
döndürülmesi çok güçtür.
• Zararlı böcekleri, mikroorganizmaları ve yabancı otları yok etmek amacıyla
kullanılan tarımsal ilaçlar da doğru kullanılmadıklarında toprağı kirletir.
Toprak
• Erozyon, toprağın tarım yapılan üst tabakasının, su, rüzgâr, buz ya da
canlıların etkisiyle aşınıp taşınmasıdır.
• Toprağın bitki örtüsü bakımından yoksul olması erozyon oluşumunu kolaylaştırır.
• Bitki örtüsü bakımından zengin bölgelerde, bitkilerin dal, gövde ve yaprakları,
yağışın şiddetini azaltır. Toprak, suyu hızla emer. Yağmur damlaları doğrudan
toprağa çarpmadığından aşınmaya yol açmazlar.
• Bitki örtüsü bakımından yoksul bölgelerde, yağmur damlaları doğrudan
toprağa çarpar ve toprağın yüzeyini balçıklaştırır. Böylece toprak suyu
ememez. Su, toprağın yüzeyinden akıp gider. Bu sırada bir miktar toprağı da
beraberinde sürükler ve erozyon oluşur.
• Bitki örtüsü, toprağı rüzgârın aşındırma etkisinden de korur. Oysa, bitki
örtüsü zayıf olan ya da hiç olmayan yerlerde en hafif bir rüzgâr bile toprağı
yerinden ayırıp başka yerlere taşıyabilir.
• Toprak, gevşek ya da sıkı yapılı olabilir. Gevşek topraklar, erozyon oluşumuna
elverişli, sıkı topraklarsa erozyona dayanıklıdır. Kil oranının yüksek olması da
toprağın erozyona direncini artırır. Çünkü kil, toprak parçacıklarını birbirine
yapıştırır. Ülkemiz, genellikle gevşek ve erozyona direnç gösteremeyen bir
toprak yapısına sahiptir.
• Meralarda hayvanları düzensiz ve aşırı otlatma, tarım alanlarınn nadasa
bırakılması erozyona davetiye çıkarır. Ayrıca, tarım alanlarının yerleşim
alanlarına ya da sanayi merkezlerine dönüştürülmesi de bitki örtüsünün
zarar görmesine yol açar. Bunun sonucunda da erozyon oluşur.
• Arazilerin yanlış kullanılması da erozyona neden olur. Örneğin, orman için
elverişli bir yerin mera olarak kullanılması ya da tersi uygulamalar erozyona
yol açabilir.
Öğrenci bilgi sayfası
Erozyon
41
1
Biyolojik Çeşitlilik
Doğaya Gereksinimimiz Var
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Biyolojik çeşitlilik, doğanın zenginliğidir.
1-2 ders saati
• Biyolojik çeşitliliğin önemini kavrar.
• Biyolojik çeşitliliğin hızla azalma tehlikesi altında
olduğunu fark eder.
• Biyolojik çeşitliliğin azalmasını önlemeye yönelik
çözüm önerileri sunar.
Eleştirel düşünme, yansıtıcı düşünme
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası
Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Canlılar, çeşitli özelliklerine göre sınıflandırılırlar. Bu sınıflandırmanın en küçük birimi “tür”dür.
Tür, ortak bir atadan gelen, benzer özellikler taşıyan, doğal koşullar altında kendi aralarında
çoğalabilen ve yavruları da çoğalabilme özelliği gösteren canlı grubudur. Yeryüzünde çeşitli
özelliklere sahip çok sayıda canlı yaşar. Mikroorganizmalar, mantarlar, bitkiler ve hayvanların
tümü biyolojik çeşitliliği oluşturur. Biyolojik çeşitliliği, canlıların yaşam ortamları, bu ortamlardaki
iklim, nem, toprağın yapısı gibi etkenler etkiler.
42
Doğaya Gereksinimimiz Var
Biyolojik Çeşitlilik
Biyolojik çeşitlilik, birbirini tamamlayan üç başlık altında incelenebilir:
• Genetik çeşitlilik: Genler, canlıların özelliklerini belirleyen, bir kuşaktan diğerine geçen,
kalıtımın en temel birimleridir. Bir türün oluşturduğu topluluktaki üyelerin sahip olduğu
genlerin tümüne “gen havuzu” denir. Gen havuzunda, genlerin bir ya da daha fazla çeşidi
bulunur. Bu, genetik çeşitliliği oluşturur. Genetik çeşitlilik, türlerin beklenmedik çevre
koşullarına uyum sağlayabilme ve soylarını sürdürebilme şansını artırır. Dünyada çok sayıda
canlı türünün olmasının temelinde de genetik çeşitlilik vardır.
• Türlerin çeşitliliği: Bir bölgedeki canlı
türlerinin sayısını gösterir. Günümüzde,
dünyada 15-40 milyon kadar canlı türü
olduğu tahmin ediliyor. Bilim insanları,
bugüne değin bu türlerin yaklaşık 2
milyonunu sınıflandırabilmişlerdir.
• Ekosistem çeşitliliği: Belli bir alanda
yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim
içinde olan canlılar ve bunların cansız
çevreleriyle birlikte oluşturdukları bütüne
“ekosistem” denir. Orman, göl, ırmak,
deniz, kent ekosistemi gibi. Ekosistem
çeşitliliği de belirli bir alandaki farklı
ekosistemlerin sayısını ifade eder.
1
Bir canlının ortam koşullarındaki değişikliklere uyum sağlayıp sağlayamayacağını genetik
özellikleri belirler. Ortam koşullarındaki değişikliklere uyum sağlayamayan türler, uzun süreçler
içinde yok olur. Günümüzde bu süreç kentleşme, ulaşım, tarım etkinlikleri gibi insan etkilerinin
artması nedeniyle daha da hızlanmıştır. Çünkü bu tip etkinlikler, canlıların yaşam alanlarının hızla
bozulmasına neden olmaktadır.
Etkinlikler
Doğa bizim dostumuz
1
Öğrencilere, doğadan nasıl yararlandığımız konusunda bir beyin fırtınası yaptırın.
Yanıtları tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
•
Doğa, bize birçok ham madde sağlar. (Yiyecek, inşaat malzemeleri, orman ürünleri,
hayvan yemi, ilaçlar, boyalar, kauçuk, madenler vb.)
•
Doğal alanlar birçok canlının barınağıdır.
•
Doğal atıkların geri kazanımı kendiliğinden gerçekleşir.
•
Besinler ve organik maddeler doğal bir döngü içinde yer alırlar.
(Su döngüsü, karbon döngüsü, besin zinciri vb.)
•
Doğal alanlar insanlar için dinlenme yeridir. Ayrıca, kültürel, eğitsel ve bilimsel keşifler
için esin kaynağıdır.
2
Öğrencilere, “Giriş” bölümündeki bilgilerden yararlanarak biyolojik çeşitliliğin ne olduğunu
ve önemini açıklayın. Biyolojik çeşitliliğin biz insanlara zengin bir besin, malzeme ve
kimyasal madde çeşitliliği sağladığını belirtin. CD’nin “Biyolojik Çeşitlilik” bölümünde
bulunan “Doğa bize ne sağlar?” başlıklı bilgileri öğrencilere aktarın.
3
Öğrencilere “İnsan ve Biyolojik Çeşitlilik” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ve aşağıdaki
soruları sorun:
4
•
Bilim insanlarının türlerin yok olmasına ilişkin tahminleri nelerdir?
•
Hangi insan etkinlikleri biyolojik çeşitliliğin azalmasına yol açar?
•
Ülkemizde biyolojik çeşitliliğin zengin olmasının nedenleri nelerdir?
Öğrencilere DVD’deki “Biyolojik Çeşitlilik ve Kaybolan Türler” adlı filmi izlettirin.
Ardından aşağıdaki sorular üzerine bir tartışma başlatın:
•
Biyolojik çeşitlilik neden önemlidir?
•
Türlerin yok olmasının nedenleri nedir?
•
Bitki ve hayvanları korumak için neler yapabiliriz?
Doğaya Gereksinimimiz Var
43
1
Biyolojik Çeşitlilik
Soyu tehlike altındaki türler
1
Öğrencilere ülkemizde hangi canlı türlerinin yaşadığını sorun. Onların yanıtlarını aldıktan
sonra bazı canlı türlerinin soylarının tehlike altında olduğunu söyleyin. Öğrencilerle bir
türün soyunun tehlike altında olmasının nedenlerini konuşun. (Çevre kirliliği, kentleşme,
hızlı nüfus artışı, aşırı ve bilinçsiz avlanma, erozyon, yanlış tarım uygulamaları gibi etkenler
türleri tehdit eder.)
2
Öğrencilere, “Türkiye’de Soyu Tükenme Tehlikesinde Olan” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın.
Ardından onları dört gruba ayırın. Gruplardan, bilgi sayfasında adı geçen dört türden
(deniz çayırı, deniz kaplumbağası, Akdeniz foku ve kara akbaba) birini seçmelerini isteyin.
Seçtikleri türle ilgili bilgileri okuduktan sonra, türü tehdit eden etkenleri araştırma ödevi verin.
3
4
Grupların araştırma sonuçlarını birer poster hazırlayarak sunmalarını sağlayın.
Öğrencilere, CD’nin “Biyolojik Çeşitlilik” ve “Türkiye biyolojik çeşitliliği” bölümlerinde
bulunan bilgileri aktarın.
Biyolojik çeşitliliği koruyalım
1
Öğrencilere, biyolojik çeşitliliği korumak için neler yapılabileceğini sorun.
Yanıtları aldıktan sonra CD’nin “Biyolojik Çeşitlilik” bölümünde bulunan
“Biz neler yapabiliriz?” başlıklı bilgileri aktarın.
2
DVD’deki “Zaman Geçiyor” adlı çizgi filmi ve “Sıfır Yok Oluş” adlı filmi izlettirin.
Filmlerin mesajlarını ele alın. Daha sonra, öğrencilerden bunlarla ilgili kısa
bir metin yazmalarını isteyin.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Biyolojik Çeşitlilik” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
44
Öğrencilere, ülkemizin biyolojik çeşitliliği, buna yönelik tehditler ve soyu tehlike altında olan
türleri araştırma ödevi verin. Araştırmalarını tamamladıktan sonra bu konuda birer poster
hazırlamalarını sağlayın. Daha sonra bu posterleri sınıf ya da okul panosunda sergileyin.
Doğaya Gereksinimimiz Var
Biyolojik Çeşitlilik
Günümüzde doğal alanlar ve biyolojik çeşitlilik büyük bir tehlikeyle karşı
karşıyadır. Bazı insan etkinlikleri, doğayı olumsuz etkiliyor. Bunun sonucunda
özellikle bazı türler hızla yok oluyor. Örneğin, bugün memeli hayvanların
dörtte biri yok olmak üzere. Bir araştırmaya göre 2028’e kadar canlı türlerinin
% 20’si yok olabilir. Hatta Edward Osborne Wilson adlı ünlü bir biyolog, insan
etkinliklerinin bu şekilde sürmesi hâlinde gelecek yüzyıl içinde tüm canlı
türlerinin yarısının yok olacağını ileri sürüyor.
Öğrenci bilgi sayfası
İnsan ve Biyolojik Çeşitlilik
Son 10.000 yıl içinde, insan etkinlikleri sonucunda doğada çok önemli
değişiklikler ortaya çıktı. Tropikal yağmur ormanları gibi biyolojik çeşitliliğin
zengin olduğu bölgeler tarım alanlarına dönüştürüldü. Ulaşım ağları genişledi,
kentler büyüdü. Sulama amacıyla akarsuların yatakları değiştirildi. İnsan
etkisiyle ortaya çıkan bu değişikliklerin çoğu, türlerin bunlara uyum sağlamasına
izin vermeyecek denli hızlı gerçekleşti. Bu durum, bitki ve hayvan türlerinin
sayısının giderek azalmasına yol açtı.
Ülkemiz, çok zengin bir bitki ve hayvan çeşitliliğine sahip. Tüm Avrupa’da
yaşayan hayvan türlerinin sayısı yaklaşık 60.000 iken, Türkiye’de bu sayı
80.000’dir. Türkiye, birçok hayvan türünün de anavatanı. Avrupa’nın tümünde
yaklaşık 12.000, Türkiye’deyse yaklaşık 9000 bitki türü var. Bu sayının yaklaşık
3000’i, yalnızca Türkiye’de bulunan türler.
Türkiye’de biyolojik çeşitliliğin Avrupa’ya göre bu kadar zengin olması, ülkenin
coğrafi konumu, iklimi ve jeolojik yapısı gibi nedenlerden kaynaklanıyor.
Ancak, Türkiye’de biyolojik çeşitlilik tehlike altında. Bu tehlike; kirlilik,
kentleşme, hızlı nüfus artışı, aşırı ve bilinçsiz avlanma, erozyon, yanlış tarım
uygulamaları ve Türkiye’ye özgü olmayan türlerin ülkeye getirilmesi gibi
etkenlerden kaynaklanıyor.
45
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
Türkiye’de Soyu Tükenme
Tehlikesinde Olan Türler
Deniz kaplumbağaları (Caretta caretta)
Deniz kaplumbağaları denizlerde yaşar,
yumurtalarını geceleri kumsallarda açtıkları
çukurlara gömerler. Bir deniz kaplumbağası
bir defada 150 yumurta bırakabilir. Yavrular,
2 ay süren kuluçka döneminin sonunda
gece yumurtadan çıkarlar ve denize
ulaşmaya çalışırlar.
Kıyılardaki kontrolsüz yapılaşma, kaçak kum
alımı, kıyı erozyonu, çevre kirliliği, bilinçsiz
yapılan balıkçılık gibi insan etkinlikleri nedeniyle,
deniz kaplumbağaları tükenme tehlikesiyle karşı
karşıyadır. Bu nedenle koruma altındadırlar.
Deniz kaplumbağalarının ürediği kumsallardan
kum alınması yasaktır. Ülkemiz kıyılarında deniz
kaplumbağaları için önemli 17 yuvalama
kumsalı bulunur. Bunlar; Ekincik, Dalyan,
Dalaman, Fethiye, Patara, Kale, Kumluca,
Tekirova/Çıralı, Belek, Kızılot, Demirtaş,
Gazipaşa, Anamur, Kazanlı, Göksu Deltası,
Akyatan ve Samandağ’dadır.
Akdeniz fokları (Monachus monachus)
Akdeniz fokları, dünyanın sayıca en azalmış 12
memeli türü arasında yer alırlar. Günümüzde,
tüm dünyadaki toplam sayılarının 500-550
arasında olduğu tahmin ediliyor. Akdeniz
fokları, Yunanistan, Türkiye, Fas, Moritanya,
Batı Sahra ve Madeira Adaları’nda yaşar.
Akdeniz fokları, ülkemizde Ege Denizi’nde
Gelibolu Yarımadası’yla Behramkale arasında
ve Yeni Foça’yla Datça arasında; Akdeniz’de,
Datça’yla Antalya arasında, Alanya’yla Taşucu
arasında ve Hatay/Samandağ’la Suriye sınırı
arasında ve Güney Marmara’daki adalarda
yaşar. Türkiye kıyılarında yaşayan Akdeniz
foklarının toplam sayısının en az 100 kadar
olduğu tahmin ediliyor. Kıyılardaki kontrolsüz
yapılaşma, bilinçsiz balıkçılık, çevre kirliliği
gibi sorunlar nedeniyle bu tür tükenme
tehlikesi altındadır ve koruma altına alınmıştır.
46
Biyolojik Çeşitlilik
(Devamı)
Deniz çayırları (Posidonia oceanica)
Deniz çayırları, Akdeniz’e özgü deniz
bitkileridir. Bu bitkiler, denizin ilk 50 m’ye
kadar olan derinliklerinde bulunur ve kumlu
alanları tercih ederler. Denizlerdeki oksijen
dengesinin korunması için önemlidirler. Birçok
canlı, deniz çayırlarıyla kaplı bölgeleri üreme,
saklanma ve barınma alanı olarak kullanır.
Kıyılarda ya da deniz dibi kazılarak yapılan
balıkçılık, deniz çayırlarına zarar veriyor.
Ayrıca, kıyı bölgelerindeki yerleşim alanlarının
artmasının yol açtığı çevre kirliliği de deniz
çayırlarını tehdit ediyor. Sonuç olarak deniz
çayırları gittikçe azalıyor. Akdeniz’e özgü bu
bitkinin, hızla gerekli önlemler alınarak
korunmaya başlanması gerekiyor.
Kara akbaba (Aegypius monachus)
Kara akbabalar, Avrupa’nın en büyük yırtıcı
kuşlarıdır. Bu yırtıcı kuşlar yaşamak için yaşlı
ağaçların bulunduğu ormanları tercih ederler.
Yeryüzündeki yaşam alanları, İber
Yarımadası’ndan Moğolistan ve Çin’e kadar
uzanır. Günümüzde, kara akbabaların
dünyadaki toplam sayısının 10.000 kadar
olduğu tahmin ediliyor. Kara akbabaların
soyu tüm dünyada tehlike altındadır.
Öğrenci bilgi sayfası
Türkiye’de Soyu Tükenme
Tehlikesinde Olan Türler
Kara akbabalar, ülkemizde Kuzey Anadolu’nun
ve Ege’nin iç kısımlarında yaşarlar. Bu kuşların
toplam sayısının Türkiye’de 50-200 çift arasında
olduğu tahmin ediliyor. Bu kuşların ülkemizdeki
üreme alanları, Türkmenbaba Dağları
(Eskişehir), Kızılcahamam Ormanları (Ankara),
Murat Dağı (Uşak, Kütahya), Kavaklı Dağı
(Ankara, Bolu), Hamam Dağı (Eskişehir), Doğu
Karadeniz Dağlarıdır. İnsanlar tarafından
rahatsız edilmeleri, yaşam alanlarının zarar
görmesi, avcılık ve yasa dışı ticaretlerinin
yapılması, orman yangınları, besin kaynaklarının
azalması ve kurtlara karşı kullanılan zehirden
(bu, doğru olmayan bir yöntemdir) zarar
görmeleri nedeniyle kara akbabalar ülkemizde
koruma altına alınmıştır.
47
2
Biyolojik Çeşitlilik
Sulak Alanlarda Yaşam
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Sulak alanlar, biyolojik çeşitlilik açısından zengin
ekosistemlerdir.
3-4 ders saati
• Sulak alanlardaki biyolojik çeşitliliği fark eder.
• Sulak alanlardaki biyolojik çeşitliliği inceleme yöntemlerini
sıralar.
• Hangi insan etkinliklerinin sulak alanlara zarar verdiğini
açıklar.
• Sulak alanlardaki biyolojik çeşitliliği korumanın ve
sürdürülebilirliğini sağlamanın gerekliliğini fark eder.
• Sulak alanları korumaya yönelik önerilerde bulunur.
Yansıtıcı düşünme, yaratıcı düşünme, gözlem yapma,
karşılaştırma, akıl yürütme, çıkarımda bulunma, sorgulama,
yorumlama, raporlaştırma, hesaplama, tablolaştırma
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası, gezi-gözlem
Büyüteç, dürbün, ses kayıt cihazı, fotoğraf makinesi, bitki
ve hayvan tanıma kılavuzları, kap, ağ kepçe, elek, şerit
metre, kâğıt, 50 m paket ipi, 12 küçük sopa,
Yeşil Kutu CD’si
Giriş
Biyolojik çeşitlilik, insan etkinliklerinin baskısı altındadır. Bu baskıdan, özellikle de tarımsal
sulama etkinliklerinden etkilenen ekosistemlerin başında sulak alanlar gelir. Sulak alanlar, tıpkı
büyük bir sünger işlevi görerek, suyun yer altında, toprakta ya da göl, sığ kıyı, koy ve bataklık
gibi alanlarda depolanmasını sağlar. Sulak alanlar,
suyun akış hızını azaltır, suyla taşınan tortu ve
besinlerin çökelerek depolanmasını kolaylaştırır.
Sulak alanlar, doğal ya da yapay, sürekli ya da
geçici, durgun ya da akarsulu, tatlı, acı ya da
tuzlu olabilir. Islak çayırlar, turbalıklar, bataklıklar
ve derinliği 6 metreyi aşmayan denizdeki alanlar
da sulak alan olarak kabul edilir.
Dünyanın % 70’i suyla kaplı olmasına karşın,
kullanılabilir su oranı % 0,3’tür. Bu miktarın çoğu
sulak alanlarda bulunur. Dünyanın % 3’ü sulak
alanlarla kaplıdır. İnsan nüfusunun yaklaşık % 75’i
bu alanların yakınında yaşar.
Sulak alanlar, yeryüzünde yağmur ormanlarından
sonra en fazla canlı türünü barındıran
ekosistemlerdir. Bunun nedeni, yüksek miktarda
besin ve oksijen içermeleridir. Tatlı su sulak alanları, dünyadaki tüm canlı türlerinin % 40’ını, tüm
hayvan türlerinin de % 12’ sini barındırır. Sulak alanlardaki canlı türlerinin zenginliği ve çeşitliliği,
ekonomik açıdan da önem taşır.
Sulak alanlarda tarım ve balıkçılık yapılabilir; buralardan içme suyu elde edilebilir. Sulak alanlarda
ekoturizm etkinlikleri de gerçekleştirilebilir. Tarım alanlarında kimyasal ilaçların aşırı kullanımı, sulama,
balıkçılık, yapılaşma ve yanlış ağaçlandırma gibi insan etkinlikleri sulak alanları tehdit eder.Etkinlikler
(Activities)
48
Sulak Alanlarda Yaşam
Biyolojik Çeşitlilik
Etkinlikler
2
Sulak alanları tanıyalım
1
Öğrencilere, çevrelerinde su bulunan alanların adlarını sorun. (ırmak, çay, göl, bataklık,
deniz, dalyan vb.) Öğrencilerden, adlarını söyledikleri bu alanları düşünerek, aşağıdaki
cümlelerdeki boşlukları doldurmalarını isteyin.
•
Irmak kıyısındaki bir ağaç olsaydım, bir .................. olurdum. Çünkü ..................
•
Bataklık kıyısında bir çiçek olsaydım, bir .................. olurdum. Çünkü ..................
•
Çayda bir balık olsaydım, bir .................. olurdum. Çünkü ..................
•
Deniz kıyısında bir kuş olsaydım, bir .................. olurdum. Çünkü ..................
•
Göl kıyısında bir memeli hayvan olsaydım, bir .................. olurdum. Çünkü ..................
2
Öğrencilere neden bu canlıları seçtiklerini sorun ve yanıtları üzerinde konuşun. Öğrencilere,
CD’nin “Biyolojik Çeşitlilik” bölümünde bulunan “Sulak alanda” başlıklı bilgileri aktarın.
“Giriş” bölümündeki bilgileri kullanarak sulak alanların ne olduğunu ve önemini sınıfa anlatın.
3
Aşağıdaki konuları sınıfta ele alın:
4
•
Sulak alanlardaki biyolojik çeşitliliğin önemi nedir?
(Bu alanlar ekonomik öneme sahiptir, ham madde sağlar, canlıların barınağıdır.)
•
Sulak alanlar, neden diğer ekosistemlere göre daha zengin bir biyolojik çeşitliliğe
sahiptir? (Yüksek miktarda besin ve oksijen içerir)
•
Sulak alanlardaki biyolojik çeşitliliğe yönelik tehditler nelerdir? (Sulak alanların
kurutulması ve tarım alanlarına dönüştürülmesi, aşırı su kullanımı, suyun ve toprağın
kirlenmesi, akarsu yataklarının değiştirilmesi ve beton kanallar oluşturulması.)
Sulak alanlarda yaşayan canlıların birbirleriyle etkileşim içinde olduğunu, bu canlılardan biri
zarar gördüğünde diğerlerinin de etkilenebileceğini anlatın. Örneğin, gölde bulunan bir
balık türü yok olursa bu balıkla beslenen diğer canlılar aç kalırlar.
Sulak alanlarda inceleme yapalım
1
2
Öğrencilere, sulak alanların çok sayıda canlıya ev sahipliği yaptığını hatırlatın. Bu canlıları
tanımak ve sulak alanlarda inceleme yapmak amacıyla bir gezi düzenleyeceğinizi belirtin.
3
Her gruba kendi görevlerini belirten bilgi sayfalarını dağıtın ve gerekli malzemeleri
(kâğıt, el kitapları ve tanıma kılavuzları gibi) sağlayın. Öğrenci Bilgi Sayfasında “Suda
Yaşayanlar” ve “Suyun Niteliğini Belirleme Tablosu”ndaki Latince adlandrmalar öğretmene
bilgi sunmak amacıyla verilmiştir.
Sulak alana geldikten sonra öğrencileri beş gruba ayırın. Birinci gruptakileri, “sulak alan
biyolojik çeşitlilik uzmanı”; ikinci gruptakileri, “sulak alan temizlik uzmanı”; üçüncü
gruptakileri, “sulak alan bitki çeşitliliği uzmanı”; dördüncü gruptakileri, “sulak alan hayvan
çeşitliliği uzmanı” ve beşinci gruptakileri “çevre koruma uzmanı” olarak görevlendirin.
İncelemelerimiz sonucunda neler öğrendik?
1
Kendilerine verilen görevleri yerine getirdikten sonra grupların inceleme sonuçlarını
öteki gruplarla paylaşmalarını sağlayın. Öğrencileri, bu sonuçlara dayanarak sulak alan
ekosistemlerindeki biyolojik çeşitliliğin durumu ve bunun, suyun temizliği ve insan
etkinlikleriyle ilişkisi konusunda yorumlarda bulunmaya yönlendirin.
2
Öğrencilere “Sulak Alanları Korumak İçin...” başlıklı bilgileri aktarın. Öğrencilerden, bu
bilgilerden yararlanarak, sulak alanların temizliğini sağlamaya ve bu bölgelerdeki biyolojik
çeşitliliği korumaya yönelik önerilerde bulunmalarını isteyin.
3
Öğrencilerden, inceleme sonuçlarını bir araya getirerek bir rapor yazmalarını isteyin.
Bu raporu, ilgili kişi ve kuruluşlara (belediyeler, belediye başkanları, çevre kuruluşları,
Çevre ve Orman Bakanlığı gibi) yollamalarını sağlayın.
Sulak Alanlarda Yaşam
49
2
Biyolojik Çeşitlilik
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
İnceleme sonuçlarını okulun diğer öğrencileriyle paylaşmak üzere “yeşil duvar”da ya da bir
panoda sergileyin.
Yerel basın kuruluşlarıyla iş birliği yaparak inceleme sonuçlarınızın gazete, radyo ya da
televizyon programlarında yayımlanmasını sağlayın.
Sulak Alanları Korumak İçin...
•
•
•
•
•
•
•
•
50
Çöpleri suya atmamalıyız.
Sulak alanlardaki canlılara zarar vermemeliyiz.
Sulak alanlardaki kaynakları dikkatsizce kullanmamalıyız.
Tarım alanları açmak için sulak alanları kurutmamalıyız.
Sulak alanları korumaya yönelik yasal önlemler alınmasını sağlamak için elimizden
geleni yapmalıyız.
İlgili kuruluşlardan, su kaynaklarının kullanımı ve su kirliliği konusunda sıkı denetim
yapılmasını istemeliyiz.
Zarar gören ya da kirlenen sulak alanların hızla eski hâline getirilmesi için ilgili
kuruluşlara başvuruda bulunmalıyız.
Su kıyılarındaki bitki örtüsünü korumalıyız.
Sulak Alanlarda Yaşam
Biyolojik Çeşitlilik
A. Örnek Toplama
Bu çalışmada sudan, canlı örnekleri toplayacak ve suyun kirlilik düzeyine
ilişkin ipuçları bulacaksınız. Canlıları incelerken büyüteç kullanabilirsiniz.
1
Suyun çeşitli bölümlerinden canlılar toplayın. Canlıları toplamak için ağ
kepçe kullanın.
• Yüzeyden toplarken ağ kepçeyi sekiz şeklinde hareket ettirin.
Ancak bu sırada kepçenin ağzını yere dik olacak şekilde tutun.
• Dipten canlı örneği alırken kepçeniz balçık, kil vb. maddelerle dolabilir.
Bu maddeleri elekten geçirerek içindeki canlıları ayırın.
Topladığınız canlıları, onlara zarar vermeden inceleyebileceğiniz su dolu bir
kabın içine koyun.
canlıyı tek tek inceleyin ve tanımlamak için “Suda Yaşayanlar”
tablosundan yararlanın. Tanımladığınız canlıların sayısını da not edin.
2 Her
canlıların kirlilik düzeyine göre suda bulunma olasılıkları değişir.
canlılar (mayıs sinekleri, çamur sinekleri, evcikli böcekler gibi) kirliliğe
3 BuBazı
karşı dayanıksızken bazıları (solucanlar, sülükler, midyeler gibi) dayanıklıdır.
Bilim insanları, bu canlıların belirli bir alandaki sayısına bakarak suların
kirliliğine ilişkin ipuçları elde ederler. Siz de bunun için, “İçinde Yaşayan
Canlılara Göre Suyun Niteliğini Belirleme Tablosu” nu kullanın. Çalışmanın
sonunda, topladığınız tüm canlıları özenle aldığınız yere geri bırakın.
Öğrenci bilgi sayfası
Sulak Alan Biyolojik
Çeşitlilik Uzmanları
Görev Başında!
51
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
52
Sulak Alan Biyolojik
Çeşitlilik Uzmanları
Görev Başında!
(Devamı)
Suda Yaşayanlar
1
2
3
4
Yusufçuk
larvası
(Odonata)
Yakı böceği
larvası
(Cantharidae)
Mayıs sineği
larvası
(Ephemeroptera)
Kerevit
(Astacus sp.)
5
6
7
8
Yassı solucan
(Tricladida)
Çamur
sineklerinin
larvası
(Megaloptera)
Su çubuğu
(Hydrometridae)
Su piresi
(Daphnia sp.)
9
10
11
12
Evcikli böcek
larvası
(Trichoptera)
Midye
(Bivalvia)
Kın kanatlı su
böceği
(Coleoptera)
Tatlı su karidesi
(Gammarus sp.)
13
14
15
16
Çamur
kurtçuğu
(Tubifex sp.)
Sülük
(Hirudinea)
Salyangoz
(Gastropoda)
Su tespih böceği
(Asellus aquaticus)
Biyolojik Çeşitlilik
(Devamı)
B. Biyotik İndeks Bulma
1
Tanımladığınız canlıların sayılarını daha önceden not etmiştiniz.
Şimdi her canlı grubunun sayısını, “İçinde Yaşayan Canlılara Göre
Suyun Niteliğini Belirleme Tablosu”nda, bu gruba karşılık gelen grup
indeksiyle çarpın. Böylece, her canlının biyotik indeksini bulmuş
olacaksınız. Tüm canlıların biyotik indekslerini toplayıp bu sayıyı
toplam canlı sayısına bölerek ortalama biyotik indeksi bulun.
Örneğin; 3 yusufçuk, 5 kerevit, 6 mayıs sineği larvası bulduğumuzu düşünelim.
Bu durumda biyotik indeks:
2
Yusufçuk için; 3 x 8 = 24
Kerevit için; 5 x 10 = 50
Mayıs sineği için; 6 x 10 = 60
Toplam biyotik indeks; 24 + 50 + 60 = 134
Toplam canlı sayısı; 3 + 5 + 6 = 14
Ortalama biyotik indeks; 134 : 14 = 9,5 olur
Ortalama biyotik indeks 0’la 10 arasında değişir. Biyotik indeks 0’sa,
suyun içinde canlı olmadığı, 10’sa suyun içinde çok çeşitli canlı türlerinin
olduğu sonucu çıkarılır. Biyotik indeksin 10’a yakın olması, suyun büyük
ölçüde temiz olduğunu gösterir. Bu değer ne kadar düşükse, suyun
kirlilik düzeyi o kadar yüksektir. Sıfır değere çok ender rastlanır.
Öğrenci bilgi sayfası
Sulak Alan Biyolojik
Çeşitlilik Uzmanları
Görev Başında!
53
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
Sulak Alan Biyolojik
Çeşitlilik Uzmanları
Görev Başında!
(Devamı)
İçinde Yaşayan Canlılara Göre Suyun Niteliğini Belirleme Tablosu
Hayvanlar
Suyun niteliği
Temiz suda Orta temizlikte Kirli suda
bulunma suda bulunma bulunma
olasılığı
olasılığı
olasılığı
1. Yusufçuk larvaları
(Odonata)
2. Yakı böceklerinin
larvaları (Cantharidae)
3. Mayıs sineği larvaları
(Ephemeroptera)
4. Kerevit (Astacus sp.)
5. Yassı solucanlar
(Tricladida)
6. Çamur sineklerinin
larvaları (Megaloptera)
7. Su çubukları
(Hydrometridae)
8. Su pireleri (Daphnia sp.)
9. Evcikli böcek larvaları
(Trichoptera)
10. Midyeler (Bivalvia)
11. Kın kanatlı su böcekleri
(Coleoptera)
12. Tatlı su karidesi
(Gammarus sp.)
13. Çamur kurtçukları
(Tubifex sp.)
14. Sülükler (Hirudinea)
15. Salyangozlar
(Gastropoda)
16. Su tespih böcekleri
(Asellus aquaticus)
G Düşük
I Orta
L Yüksek
54
Grup
indeksi
8
I
G
8
L
10
I
I
10
I
I
4
G
4
L
5
L
5
L
5
G
6
G
5
I
I
I
L
6
1
G
I
2
G
3
G
I
I
3
G
I
Biyolojik Çeşitlilik
Suyun görünümünü gözlemleyerek aşağıdaki “Su Gözlem Formu”nu doldurun.
Bu formun altındaki “Bulgular” başlıklı listeden hangi maddeleri
gözlemlediyseniz “Su Gözlem Formu” nda o maddenin numarasını bulup
yanına (+) işareti koyun. Her sütundaki (+) işaretlerinin toplam sayısını
“Toplam” bölümüne yazın. Toplamın en fazla olduğu sütunun altında yazan
sonuç, incelediğiniz suyun kirlilik düzeyine ilişkin bilgi verecektir.
Su Gözlem Formu
Sonuçlar
1
4
2
5
3
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
Toplam
Sonuç
Su temizdir
Su, doğal etkenler
nedeniyle kirlidir.
Su, insan etkinlikleri
nedeniyle kirlidir.
Öğrenci bilgi sayfası
Sulak Alan Temizlik
Uzmanları Görev Başında!
Bulgular:
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Su berrak.
Su biraz çamurlu.
Su çok çamurlu.
Su renksiz.
Su mavi-yeşil renkte.
Su koyu gri ya da tarçın renginde.
Su kokusuz.
Suda toprak ya da yosun kokusu var.
Suda çürümüş madde ya da
kanalizasyon kokusu var.
10. Suyun dibi berrak.
11. Suyun dibinde kaygan ya da parlak
görünümlü alüvyon var.
12. Suyun dibinde koyu renkli ya da siyah renkli
alüvyon var.
13. Üzerinde herhangi bir şey yetişmemiş
kayalar var.
14. Üzerinde gri-yeşil ya da tarçın renkli otlar
yetişmiş kayalar var.
15. Üzerinde gri-yeşil ya da tarçın renkli otlar
yetişmiş ve dibi siyah renkli kayalar var.
16. Suyun yüzeyi temiz.
17. Suyun yüzeyinde yapraklar, böcekler
ve larvalar var.
18. Suyun yüzeyinde atıklar, molozlar,
yağ ya da köpük birikmiş.
55
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
Sulak Alan Bitki Çeşitliliği
Uzmanları Görev Başında!
A. Sulak alanın çevresinde bir metre karelik bir alan belirleyin. Bu alanın
dört köşesine küçük birer sopa dikin ve sopaların arasına ip gererek alanın
sınırlarını belirleyin.
B. Seçtiğiniz alanda bulunan bitki türlerinin çeşitliliğini inceleyeceksiniz. Bitki
türlerini incelerken büyüteç kullanabilirsiniz. İnceleme alanının özelliğini (ırmak
kıyısı, deniz kıyısı gibi), burada gördüğünüz bitki türlerinin adlarını ve sayılarını
“Bitki Gözlem Formu”na kaydedin.
C. İncelemenizin sonunda, bitki türlerinin sayısını ve her türden kaç bitkiye
rastladığınızı tabloya kaydedin. Ayrıca, metre kareye düşen bitki türü sayısını ve
bu bir metre kareye her türden kaç bitki düştüğünü de hesaplayın. Bu
bulgularınıza dayanarak, incelediğiniz tüm alandaki tür sayısını yaklaşık olarak
tahmin etmeye çalışın. Sayısı en çok olan bitki türünü belirleyin.
Bitki Gözlem Formu
İnceleme alanının özelliği:
Nu.
Bitki türü
Bitki sayısı
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
Toplam
Nelere Dikkat Edelim?
• Bitki türlerini tanımlamak için kılavuz kitaplardan yararlanın. (bkz. Kaynakça)
• Çalışmaya başlamadan önce, bölgenin basit bir krokisini çizin. Bu kroki üzerinde
incelediğiniz alanları işaretleyin.
• Herhangi bir bitki türünü tanımlayamazsanız, onu ot, çalı ya da ağaç olarak kaydedin
ve fiziksel özelliklerini not alın. Daha sonra, bu türün ne olduğunu bir uzmana sorun.
• Bitkilerin, hem yakın plandan hem de yaşam alanıyla birlikte fotoğraflarını çekin.
(İsteyen öğrenciler gördükleri bitki türlerinin resimlerini de yapabilir.)
56
Biyolojik Çeşitlilik
A. Sulak alandaki ve çevresindeki hayvanların yaşam alanlarını
(kumul, çayırlık, çalılık, orman ve su bentleri gibi) inceleyin.
B. Gördüğünüz hayvan türleriyle ilgili bilgileri “Hayvan Gözlem Formu”na
kaydedin. Hayvanları gözlemlemek için dürbün kullanabilirsiniz. İnceleme
alanının özelliğini (ırmak kıyısı, deniz kıyısı gibi) ve burada gördüğünüz hayvan
türlerinin adlarını ve sayılarını “Hayvan Gözlem Formu”na kaydedin.
C. İncelemeniz sonunda hayvan türlerinin sayısını ve her türden kaç hayvan
gördüğünüzü tabloya kaydedin. Sayısı en fazla olan hayvan türünü belirleyin.
Hayvan Gözlem Formu
İnceleme alanının özelliği:
Nu.
Hayvan türü
Hayvan sayısı
1.
2.
3.
4.
5.
Öğrenci bilgi sayfası
Sulak Alan Hayvan
Çeşitliliği Uzmanları
Görev Başında!
6.
7.
8.
9.
10.
Toplam
Nelere Dikkat Edelim?
• Gördüğünüz hayvanları tanımlamak için kılavuz kitaplardan yararlanın. (bkz. Kaynakça)
• Çalışmaya başlamadan önce, bölgenin basit bir krokisini çizin. İncelediğiniz alanları bu
kroki üzerinde işaretleyin.
• Eğer bir türü tanımlayamazsanız böcek, solucan, kertenkele, memeli gibi o türün genel
adını kaydedin ve daha sonradan tanımlanabilmesi için özelliklerini not alın.
• Gördüğünüz hayvan türlerinin resimlerini çizin ya da fotoğraflarını çekin.
• Hayvanların çıkarttığı sesleri kaydedin. Bu seslerin hangi hayvanlara ait olduğunu bir
uzmana sorun.
• Hayvanların bıraktığı izleri inceleyin ve bu izlerin hangi hayvanlara ait olabileceğini tahmin
edin. İzlerin gerçek boyutta çizimlerini yapın. Bunları, bir uzmana göstererek hangi türe
ait olduklarını öğrenin.
57
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
58
Çevre Koruma Uzmanları
Görev Başında!
Sulak alanı inceleyin ve aşağıdaki soruların yanıtlarını kaydedin.
1
Sulak alan çevresinde sizden başka insanlar var mı? Bu insanlar ne yapıyorlar?
Çevrede sulak alanlara zarar verebilecek bir etkinlik yapılıyor mu?
2
Sulak alanda insan etkinliklerinin izleri (atıklardan kaynaklanan kirlilik gibi)
görülüyor mu?
3
Sulak alanda ve çevresinde ölü ya da yaralı hayvanlar var mı?
Varsa türünü ve sayısını belirleyin. Bu durumun nedenleri belliyse not alın.
4
Sulak alanda ve çevresinde zarar görmüş bitkiler var mı?
Varsa türünü ve sayısını belirleyin. Bu durumun nedenleri belliyse not alın.
5
Sulak alandaki tüm gözlem ve saptamalarınızı içeren bir rapor hazırlayın.
Biyolojik Çeşitlilik
Ormanlar Hazinemizdir
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
3
Ormanlar, hem canlılara ev sahipliği yapar hem de ekolojik
dengenin korunmasını sağlar.
• Gezi süresine uygun ders saati
• Ormanlardaki biyolojik çeşitliliği fark eder.
• Ormanlardaki biyolojik çeşitliliği inceleme yöntemlerini
sıralar.
• Hangi insan etkinliklerinin ormanlara zarar verdiğini açıklar.
• Ormanlardaki biyolojik çeşitliliği korumanın ve
sürdürülebilirliğini sağlamanın gerekliliğini belirtir.
• Ormanları korumaya yönelik önerilerde bulunur.
Gözlem yapma, yansıtıcı düşünme, eleştirel düşünme,
çıkarımda bulunma, karşılaştırma, tahminde bulunma,
yorumlama, tablolaştırma, sınıflama
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası, gezi-gözlem, doğaçlama
Dürbün, ses kayıt cihazı, fotoğraf makinesi, bitki ve hayvan
tanıma kılavuzları, şerit metre, kâğıt, termometre,
Yeşil Kutu CD'si
Giriş
Orman denince genellikle akla ağaçlar gelir. Oysa,
ormanda birçok başka canlı da yaşar. Ayı, kurt, geyik, vaşak,
tavşan, kaplumbağa, köstebek, kirpi, fare, baykuş, mantar,
yosun gibi. Bu kadar çok canlıya yaşam alanı sağlayan
ormanlar, biyolojik çeşitliliğin korunması açısından büyük
önem taşır. Üstelik, ormanlardan kereste, yakıt, besin ve ilaç
ham maddesi gibi gereksinimlerimizi de karşılarız.
Ormanlardaki ağaçların çevre açısından değeri çok
büyüktür. Ağaçlar, hava kirliliğinin oluşmasını önler, su
döngüsünde önemli bir rol oynar, atmosfere oksijen sağlar.
Bununla birlikte, ormanlar yalnızca birer ağaç topluluğu
değil, pek çok canlının bir arada yaşadığı önemli
ekosistemlerdir. Bir ekosistem olarak ormanları korumak,
çevre açısından geleceğe dönük en büyük yatırımdır.
Etkinlikler
Ormanlar çok değerli!
1
2
Öğrencilerden, orman denince akıllarına nelerin geldiğini resimlemelerini ya da yazmalarını
isteyin (bunun için onlara 5 dakikalık bir süre verin). Ardından bunlar üzerinde konuşun.
3
Öğrencilere ormanların yararlarını sorun. Yanıtları tahtaya yazın ve bunlar
üzerinde konuşun.
Öğrencilere, ormanda yalnızca ağaçların değil birçok başka canlının da yaşadığını ve
ormandaki biyolojik çeşitliliğin ne kadar zengin olduğunu anlatın ve “Giriş” bölümündeki
bilgileri aktarın. CD’nin “Biyolojik Çeşitlilik” bölümünde bulunan “Ormanda” başlıklı
bilgileri aktarın.
Ormanlar Hazinemizdir
59
3
Biyolojik Çeşitlilik
Ormanda inceleme yapalım
1
2
3
4
Öğrencilerle birlikte ormanda bir yürüyüş yapın. Onlara ormanda bulunan bazı yaygın bitki
türlerini anlatın. Öğrencilerle birlikte çeşitli bitki topluluklarını bulun ve inceleyin.
Öğrencilere, bitki topluluklarının gelişiminin nelerden etkilendiğini sorun. (Topraktaki mineral
bileşimi, su alışverişi ve tozlaşma gibi olaylar bitkilerin gelişimini doğrudan etkiler.) Bazı
bitkilerin çevre koşullarına ilişkin “biyolojik gösterge” işlevi görebildiğini anlatın. Bu bitkilerin,
çevrenin durumu konusunda önemli bilgiler sağladığını da belirtin. Bu bitkilerden bazılarını
sınıfa tanıtın:
•
Kuzu kulağı (Rumex acetosa) ve yonca (Trifolium pratense) toprağın asitli olduğunu gösterir.
•
Isırgan (Urtica) ve üzerlik (Peganum harmala) toprağın azot açısından zengin
olduğunu gösterir.
•
Bazı bitkiler, kuru toprakta ve bol güneş ışığı alan yerlerde yetişir. Örneğin, dam koruğu
(Sedum), yavşan (Artemisia), sığır kuyruğu (Verbascum ssp.) bu bitkilerdendir.
•
Kızılağaç (Alnus), kargı (Arundo donax), kamış (Phragmites australis) ve hasır
otu (Thypha angustifolia) toprağın nemli olduğunu gösterir.
•
Ormanlarda yönümüzü bulmak için çeşitli işaretlerden yararlanabiliriz.
Örneğin, ağaçların yosunlu tarafları kuzeyi gösterir.
•
Bazı bitkiler ortamda tuz bulunduğunun göstergesidir. Deniz börülcesi
(Salicornia europae), andız otu (Linula aucherana), devekulağı (Limonium lilacinum),
karahindiba (Taraxacum bessarabicum) gibi.
•
Ormandaki ağaçların şekline bakarak, rüzgârın en çok hangi yönden estiğini tahmin
edebiliriz. Özellikle yüksek kesimlerde, ağaçların rüzgârın estiği yöndeki tomurcukları
ve tepe tomurcuklarının bulunduğu kısım, su kaybı ve rüzgârın verdiği zarar yüzünden
bayrak şeklini alır. Buna, rüzgârın “bayraklaşma etkisi” denilir.
•
Çiğdem vb. bazı bitkiler yağmurdan önce taç yapraklarını kapatırlar.
Öğrencilere, biyolojik gösterge işlevine sahip başka bitkiler bilip bilmediklerini sorun.
Öğrencileri üç gruba ayırın. Birinci gruptakileri “ekosistem uzmanı”, ikinci gruptakileri
“bitki uzmanı”, üçüncü gruptakileriyse “hayvan uzmanı” olarak görevlendirin.
Her gruba görevlerini belirten bilgi sayfalarını dağıtın ve gerekli malzemeleri
(kâğıt, el kitapları ve tanıma kılavuzları gibi) sağlayın.
İncelemelerimiz sonucunda neler öğrendik?
1
60
Grupların, kendilerine verilen görevleri yerine getirdikten sonra inceleme sonuçlarını
öteki gruplarla paylaşmalarını sağlayın. Öğrencilerin, bu sonuçlara dayanarak orman
ekosistemlerindeki biyolojik çeşitliliğin durumu ve bu durumun insan etkinlikleriyle ilişkisi
hakkında yorum yapmalarını sağlayın. Daha sonra aşağıdaki konuları sınıfta ele alın:
•
Ormanlarda biyolojik çeşitliliği neler belirler ve düzenler?
(Besin, su, oksijen, uygun yaşam alanı.)
•
Bir ormanın sınır bölgelerinde neden daha fazla tür çeşitliliği vardır? (Orman zemininde
gelişebilecek bazı bitkiler ve diğer canlılar, yaşamlarını sürdürmek için gereken ışık,
yaşama ortamı vb. için ağaçlarla yarışamaz. Bu nedenle, orman içindeki ağaçların
diplerinde sınırlı sayıda tür gelişme imkânı bulur. Ormanların sınır bölgelerindeyse
ağaçlar biraz daha seyrektir. Bu, güneş ışığının zemine daha çok ulaşmasına fırsat verir.)
•
Neden doğal ormanlarda yapay olanlardan daha fazla tür zenginliği vardır?
(Yapay ormanlar oluşturulurken ortamda bulunan diğer bitkiler temizlendiğinden,
bu ormanlarda daha az tür bulunur. Doğal ormanlardaysa farklı mevsimlerde gelişme
gösteren türler orman altında yaşamaya devam ederler.)
•
Orman ekosistemlerindeki biyolojik çeşitliliğe yönelik tehlikeler nelerdir?
(Doğal yaşam alanının bozulması, kirlilik, orman yangınları, yasalara uygun olmayan
ağaç kesimi vb.)
•
Ormanlardaki biyolojik çeşitliliğin doğa ve insan için anlamı ve önemi nedir?
(Ormanlar, gelişmiş kök sistemine sahip ağaçlar sayesinde daha çok su tutabilir ve
erozyonu önler. Farklı yaşam alanlarının oluşmasını ve devamlılığını sağlar. Farklı yaşam
alanlarının bir arada bulunmasıyla insanlara ve diğer canlılara yaşama ortamı sağlanmış olur.)
Ormanlar Hazinemizdir
Biyolojik Çeşitlilik
2
Bir ekosistemdeki tüm canlıların birbirleriyle ilişkili olduğunu belirtin. Bir türün zarar
görmesi, sırayla diğer türleri de etkileyebilir.
3
Öğrencilere, biyolojik çeşitliliği korumak için neler yapılabileceği konusunda bir beyin
fırtınası yaptırın. Yanıtları tahtaya yazın ve “Ormanları Koruyalım” metnindeki bilgileri
aktarın. Daha sonra öğrencilerden bu bilgileri kendi yanıtlarıyla karşılaştırmalarını isteyin.
3
Ormanda neler oluyor?
1
2
Öğrencilere, “Yenice Ormanları” başlıklı metni okuyun. Ardından bu ormanlarda ne tip
sorunlar yaşandığını sorun. Daha sonra ormanlarda yaşanan çeşitli sorunlardan hareketle
bir canlandırma hazırlamalarını söyleyin ve aşağıdaki rolleri dağıtın:
•
Bir avcı (Av sezonu dışında avlanıyor.)
•
Soğanlı bitki toplayan bir kişi (Ticari amaçlar için topladığı bu bitkilerin tükenmekte
olduğunu bilmiyor.)
•
Keçilerini otlatan bir çoban (Keçilerin yetişmekte olan genç ağaçların filizlerine zarar
verdiğinden habersiz.)
•
Turistler (Gezdikleri bölgeden ayrılırlarken atıklarını geride bırakıyorlar.)
•
Gazeteci (Tükenmekte olan canlı türleriyle ilgili haber yapmak istiyor.)
•
Orman koruma memuru (Ormanda devriye geziyor.)
•
Kuş bilimci (ornitolog) (Ormanda yaşayan kuşlarla ilgili araştırma yapıyor.)
Bu kişilerin aynı anda ormanda bulunduklarını söyleyerek canlandırmayı başlatın.
Öğrenciler canlandırmayı sergiledikten sonra, hep birlikte bir ormanda yaşanabilecek
sorunlar hakkında konuşun. Öğrencilerin bu sorunların nasıl çözümlenebileceğine
ilişkin öneriler yapmalarını sağlayın.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
Ormana bir gezi düzenleyin. Gittiğiniz ormanda koruma altında türler olup olmadığını
öğrenin. Bu türlerin korunması için ne gibi çalışmalar yapıldığını öğrenin.
Ülkemizdeki ormancılık etkinlikleri hakkında bilgi almak üzere, Çevre ve Orman
Bakanlığı’na ya da bu bakanlığa bağlı bir kuruluşa gezi düzenleyin. Öğrencileri, gezi
yaptığınız yerdeki yetkililerden orman ekosisteminin korunması için neler yapıldığı
konusunda bilgi almaya yönlendirin.
“Ormanda neler oluyor?” etkinliğinde yaptırdığınız canlandırmayı öğrencilerle birlikte
geliştirerek okulda sahneleyin.
Ormanlar Hazinemizdir
61
3
Biyolojik Çeşitlilik
Ormanları Koruyalım
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Ormana çöp atmamalıyız.
Ağaçları ve çalıları kesmemeliyiz.
Ormanda ateş yakmamalıyız.
Ormanda yaşayan canlılara zarar vermemeliyiz.
Doğal kaynakları dikkatsizce kullanmamalıyız.
Tarım alanı açmak için ormanları yok etmemeliyiz.
Ormanları korumaya yönelik yasal önlemler alınmasını sağlamak için elimizden geleni
yapmalıyız.
İlgili kuruluşlardan ormanların korunması için sıkı denetim yapılmasını istemeliyiz.
Zarar gören ormanların eski hâline getirilmesi için ilgili kuruluşlara başvuruda bulunmalıyız.
Ormanlardaki bitki örtüsünü korumalıyız.
Yenice Ormanları
Bir yaz günü, ağaçların arasına
giriyorsunuz. Ağaçların sıklığı, güneş
ışınlarının aşağılara ulaşmasını engelliyor.
Siz ilerledikçe ışık da gittikçe azalıyor ve
bir serinlik başlıyor. Gökyüzünü
neredeyse hiç göremiyorsunuz. Ağaçlar
bitmek bilmiyor. Kayınlar, gürgenler,
porsuklar ve çınar ağaçları... Ağaçların
tabanında birçok başka bitki de var:
Tırfıllar, hazeranlar, burçaklar, hanımeliler,
lohusa otları... Kuş sesleri, böcek
seslerine karışıyor. Burada başka birçok
hayvan daha yaşıyor: Kirpiler, sincaplar,
fareler, porsuklar, ağaç sansarları, yaban
kedileri, domuzlar, karacalar, geyikler,
tilkiler, kurtlar, bozayılar... Nerede
olduğunuzu, bu kadar çok canlının bir
arada yaşadığı bu yerin neresi olduğunu
merak ediyorsunuz değil mi? Burası,
Yenice Ormanları.
Yenice Ormanları, Batı Karadeniz Bölgesi’nde yaklaşık 75 bin hektarlık bir alanı kaplıyor.
Bu ormanda, daha çok geniş yapraklı ve iğne yapraklı ağaçlar var. Üstelik, bunların bazıları
birer “anıt ağaç”. Bilim insanları, bazı anıt ağaçların 500 yaşında olduğunu tahmin ediyorlar.
Yenice Ormanları, ülkemizin ağaç türleri bakımından en zengin, en yaşlı ve bütünlüğü
bozulmamış ender ormanlarından biri. Derin vadilerin ve akarsu sistemlerinin bulunduğu
bu orman alanı, biyolojik çeşitlilik açısından son derece zengin. 1999 yılında, Dünya Doğayı
Koruma Örgütü (WWF), Yenice Ormanları’nın, acil olarak korunması gereken 100 orman
alanından biri olduğunu ilan etmiş.
Yenice Ormanları’ndan, tomruk ve yakacak elde etmede yararlanılıyor. Bu yörede yaşayan
köylülerin en önemli geçim kaynaklarından biri ormancılık. Köylüler, daha çok Orman
İşletmesi’nde ve kereste atölyelerinde, ağaçların işlenmesi ve taşınması işlerinde çalışıyorlar.
Bazı köylerde tahta kaşık, balta ve kürek sapı üretiliyor.
Uzmanlar, hayvanların bilinçsizce orman alanında otlatılmasının, avcılık etkinliklerinin, kaçak
ağaç kesiminin ve orman yangınlarının Yenice Ormanları’na zarar verebileceğini söylüyorlar.
Bu güzel orman alanının korunması için, Çevre ve Orman Bakanlığı’yla çeşitli sivil toplum
örgütleri çalışmalar başlatmışlar. Çünkü, Yenice Ormanları’nı ve ülkemizde bulunan diğer
tüm ormanları korumak bizim elimizde!
62
Ormanlar Hazinemizdir
Biyolojik Çeşitlilik
Aşağıdaki tabloda verilen soruları yanıtlayın. Ormanın dışındaki çevre
koşullarını, içindeki koşullarla (sıcaklık, ışık miktarı, nem gibi) karşılaştırın.
Nu.
Sorular
1.
Sıcaklık kaç ˚C’tur?
2.
Işık miktarı az mı, çok mu?
3.
Toprak kuru mu, nemli mi?
4.
Rüzgâr var mı, yok mu?
5.
Toprak yüzeyinin hemen
üzerinde bitki var mı, yok mu?
6.
Diğer gözlemlerinizi yazın.
Ormanın dışında
Ormanın içinde
Öğrenci bilgi sayfası
Ekosistem Uzmanları
Görev Başında!
63
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
Bitki Uzmanları
Görev Başında!
A. Ormanda 10 metre karelik bir alan seçin.
Bu alanın dört köşesine küçük birer sopa dikin
ve sopaların arasına bir ip gererek bu alanın
sınırlarını belirleyin.
B. Belirlediğiniz alanda, orman tabanında yaşayan bitkileri inceleyin ve
aşağıdaki tabloyu doldurun.
Bitki Gözlem Formu
Nu.
Bitki türü
Bitki sayısı
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
Toplam
Nelere dikkat edelim?
•
•
•
•
•
64
Bitki türlerini tanımlamak için kılavuz kitaplardan yararlanın. (bkz. Kaynakça)
Çalışmaya başlamadan önce bölgenin basit bir krokisini çizin. İncelediğiniz alanları bu
kroki üzerinde işaretleyin.
Herhangi bir bitki türünü tanımlayamazsanız onu, ot, çalı ya da ağaç olarak kaydedin ve
fiziksel özelliklerini not alın. Daha sonra bu türün ne olduğunu bir uzmana sorun.
Gördüğünüz bitki türlerinin resimlerini yapın ya da fotoğraflarını çekin.
Daha önceden başka ekosistemleri incelediyseniz orman ekosistemini bunlarla
karşılaştırın.
Biyolojik Çeşitlilik
A. Ormanda 10 metre karelik bir alan seçin.
Bu alanın dört köşesine küçük birer sopa dikin ve
sopaların arasına bir ip gererek bu alanın sınırlarını belirleyin.
B. Belirlediğiniz alanda, orman tabanındaki hayvan çeşitliliğini inceleyin
ve aşağıdaki tabloyu doldurun. Hayvanları gözlemlemek için
dürbün kullanabilirsiniz.
Hayvan Gözlem Formu
Nu.
Hayvan türü
Hayvan sayısı
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
Öğrenci bilgi sayfası
Hayvan Uzmanları
Görev Başında!
9.
10.
Toplam
Nelere dikkat edelim?
•
•
•
•
•
•
•
Gördüğünüz hayvanları tanımlamak için kılavuz kitaplardan yararlanın. (bkz. Kaynakça)
Çalışmaya başlamadan önce, bölgenin basit bir krokisini çizin. İncelediğiniz alanları
bu kroki üzerinde işaretleyin.
Herhangi bir hayvan türünü tanımlayamazsanız böcek, solucan, kertenkele, memeli gibi
o türün genel adını kaydedin ve daha sonra tanımlanabilmesi için özelliklerini not alın.
Gördüğünüz hayvan türlerinin resimlerini yapın ya da fotoğraflarını çekin.
Hayvanların çıkardığı sesleri kaydedin. Bu seslerin hangi hayvanlara ait olduğunu bir
uzmana sorun.
Hayvanların bıraktığı izleri inceleyin ve bu izlerin hangi hayvanlara ait olabileceğini
tahmin edin. İzlerin gerçek boyutta çizimlerini yapın. Bunları bir uzmana göstererek
hangi türlere ait olduklarını öğrenin.
Daha önceden başka ekosistemleri incelediyseniz orman ekosistemini bunlarla
karşılaştırın.
65
4
Biyolojik Çeşitlilik
Çayır ve Bozkırda Yaşam
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Çayır ve bozkırlar, biyolojik çeşitlilik açısından çok zengin,
ancak önemi fark edilmemiş yaşam alanlarıdır.
• Gezi süresine uygun ders saati
• Sınıfta 3 ders saati
• Çayır ve bozkırlardaki biyolojik çeşitliliği fark eder.
• Çayır ve bozkırlardaki biyolojik çeşitliliği inceleme
yöntemlerini sıralar.
• Çayır ve bozkırları nelerin tehdit ettiğini açıklar.
• Çayır ve bozkırlardaki biyolojik çeşitliliği korumanın ve
sürdürülebilirliğini sağlamanın gerekliliğini belirtir.
• Çayır ve bozkırları korumaya yönelik önerilerde bulunur.
Yansıtıcı düşünme, eleştirel düşünme, çıkarımda bulunma,
yaratıcı düşünme, gözlem yapma, yorumlama, ölçme,
sınıflama
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası, gezi-gözlem
Büyüteç, dürbün, ses kayıt cihazı, fotoğraf makinesi, bitki ve
hayvan tanıma kılavuzları, şerit metre, kâğıt, termometre,
Yeşil Kutu CD’si
Giriş
Çayırlar, çoğunlukla düz ve nemli bölgelerde yer
alan küçük bitkilerin ve yer yer ağaçların bulunduğu
karma bir bitki örtüsüne sahip alanlardır.
Çayırlara, otlak ya da mera da denir. İnsanlar, başta
tarım olmak üzere çeşitli etkinliklerle doğayı bu
denli değiştirmeye başlamadan önce, yeryüzünün
yaklaşık % 40-45’i çayırlarla kaplıydı. Oysa
günümüzde çayırlar ve çayırlarda yaşayan canlı
türleri büyük ölçüde azalmış durumdadır.
Çayırlardaki hayvan türlerinin çeşitliliği
sanıldığından çok daha zengindir. Çayırlarda,
memeliler, kuşlar, sürüngenler, böcekler ve toprak
altında yaşayan omurgasızlar gibi çok sayıda
hayvan yaşar.
Kurak ve yarı kurak bölgelerdeki, tek ve çok yıllık
otsu ve odunsu bitki topluluklarının bulunduğu
alanlarsa bozkırları (stepler) oluşturur. Bu bölgelerde ağaçlar çok daha az miktardadır.
Ülkemizde; İç Anadolu, İç Batı Anadolu’nun bazı kısımları, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu
ve Trakya’nın orta kesimlerinde bozkırlar vardır. Bozkırlarda yıllık yağış miktarı az olup gece ve
gündüz arasındaki sıcaklık farkı çok belirgindir. Öte yandan, buharlaşma ve rüzgâr hızı yüksek,
güneşlenme fazladır. Bozkırlarda, bu zor koşullara dayanıklı bitkiler ve hayvanlar yaşar.
66
Çayır ve Bozkırda Yaşam
Biyolojik Çeşitlilik
Etkinlikler
4
Çayırları ve bozkırları tanıyalım
1
Öğrencilere, çayırların ve bozkırların çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yapan ekosistemler
olduğunu anlatın. CD’nin “Biyolojik Çeşitlilik” bölümünde bulunan “Çayır ve bozkırda”
başlıklı bilgileri aktarın. “Giriş” bölümündeki bilgilerin yanı sıra, “Çayırlar” ve “Bozkır
Bitkileri” başlıklı metinde bulunan bilgileri de aktarın. Çayırların ve bozkırların hayvan
otlatma amacıyla aşırı kullanımının ya da tarım alanlarına dönüştürülmelerinin, buralardaki
canlıları yok ettiğini, canlıların yaşam alanlarını bozduğunu, saklanabilecekleri yerleri ve
besinlerini azalttığını belirtin.
2
Öğrencilere, “Ben Olsam Ne Yapardım?” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Ardından sınıfı dört
gruba ayırın. Her gruba, bu bilgi sayfasındaki sorunlardan birine çözüm bulmak üzere görev
verin. Öğrencilere, bilgi sayfasında verilenlerden başka çözümler de üretebileceklerini
anlatın. Gruplara kendi aralarında düşünmek üzere belirli bir süre verin. Süre dolduğunda
grupların ele aldıkları sorunu ve bu sorunu çözmeye yönelik önerilerini sınıfın kalanına
okumalarını sağlayın. Ardından hangi çözümü, neden seçtiklerini anlatmalarını söyleyin.
Çayırda ya da bozkırda inceleme yapalım
1
2
Öğrencilere, bir bozkır ya da çayır alanıyla bir tarım alanını aynı anda gözlemleyecekleri bir
yere gezi düzenleyeceğinizi belirtin.
Gezi alanında öğrencileri üç gruba ayırın. Birinci gruptakileri “ekosistem uzmanı”, ikinci
gruptakileri “bitki uzmanı”, üçüncü gruptakileriyse “hayvan uzmanı” olarak görevlendirin.
Her gruba görevlerini belirten bilgi sayfalarını dağıtın ve gerekli malzemeleri (kâğıt,
kullanılacak araç ve gereçler, el kitapları ve tanıma kılavuzları gibi) sağlayın.
İncelemelerimiz sonucunda neler öğrendik?
1
2
Grupların, kendilerine verilen görevleri yerine getirdikten sonra inceleme sonuçlarını diğer
gruplarla paylaşmalarını sağlayın. Öğrencilerin, bu sonuçlara dayanarak, çayır ya da
bozkırdaki biyolojik çeşitliliğin durumu ve bu durumun insan etkinlikleriyle ilişkisi konusunda
yorumlar yapmalarını sağlayın. Daha sonra aşağıdaki konuları sınıfta ele alın:
•
Biyolojik çeşitliliği neler belirler ve düzenler? (Besin, su, oksijen ve uygun yaşam alanları)
•
Doğal çayırlardaki ve bozkırlardaki tür zenginliği, tarım alanlarına göre neden daha
fazladır? (Tarım alanlarında bir ya da birkaç tür yetiştirilir. Çayır ve bozkırlardaysa
binlerce tür yaşar.)
•
Çayırlarda ve bozkırlarda biyolojik çeşitliliğe yönelik tehlikeler nelerdir?
(Yoğun tarım, tarım ilaçları, ormancılık, turizm, kentleşme, kuraklık vb.)
•
Çayırlar ve bozkırlarda biyolojik çeşitliliğin korunması neden önemlidir?
(Çayır ve bozkırlar, binlerce bitki ve hayvan türünün bulunduğu önemli yaşam alanlarıdır.
Bu alanların yok olması, bu türlerin de yok olması anlamına gelir.)
Çayırların biyolojik çeşitliliğini korumak için neler yapabileceğimiz konusunda beyin
fırtınası yaptırın. Ortaya konan fikirleri tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
“Çayırlardaki Yaşam Alanlarını Korumak İçin...” başlıklı bilgileri öğrencilere aktarın.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencilerin, yaşadıkları bölgedeki çayırlara ya da bozkırlara ilişkin bir araştırma yapmalarını
sağlayın. Bu araştırmayı yaparken, yok olmak üzere olan ya da sayıları giderek azalan bitki
ve hayvan türlerini de incelemelerini söyleyin. Onları bölgede yetişen yararlı bitkileri
saptamaya yönlendirin. Buralarda yaşayan canlıları nelerin tehdit ettiğini araştırmalarını isteyin.
Çevre bilimciler ve biyologlar gibi uzmanlardan, yerel basından ve bölge sakinlerinden bilgi
alabileceklerini belirtin. Ardından onları, elde ettikleri sonuçlarla bir “yeşil duvar” ya
da bilgi panosu hazırlamaya yönlendirin.
Çayır ve Bozkırda Yaşam
67
4
Biyolojik Çeşitlilik
Çayırlar
Çayırlar, canlılar ve insan yaşamı açısından çok önemli bir yere sahiptir. Bu uçsuz
bucaksız yeşil alanlar, birçok canlıya ev sahipliği yapar. Üstelik, çayırların otlak
olarak da önemi büyüktür. İnsanlar inek, koyun, keçi gibi hayvanları çayırlarda
otlatırlar. Bu alanlar, biyolojik çeşitliliğin zengin olduğu ekosistemlerdir.
Çayır ekosistemleri:
• Toprakların verimliliğini artırır ve korur.
• Su kaynaklarının niteliğini ve oluşumunu etkiler.
• Sera etkisinin azalmasına katkıda bulunur.
• Yakacak gereksinimimizin karşılanmasını sağlar.
• Önemli gen merkezleridir.
• Rüzgâr ve suyun neden olduğu toprak kaybını önler.
Ülkemizdeki çayırlık alanlar gün geçtikçe azalmaktadır. Bunu, sayısal örneklerle
anlatabiliriz. Ülkemizde çayır alanlarının 1938 yılındaki büyüklüğü, yaklaşık
44 milyon hektarken, 1967 yılında 28 milyon hektara, bugünse 13 milyon hektara
düştü. Hayvancılık için çok önemli olan bu alanların sağladığı ekonomik yararlar
da her geçen gün azalmaktadır. Çayırların zarar görmesinde rol oynayan başlıca
etkenler şunlardır:
• Çayırların kapasitelerinin üzerinde kullanılması
• Çayırların tarım alanlarına dönüştürülmesi
• Çayırlarla ilgili planlamaların eksik yapılması ya da yanlış uygulanması
Hayvancılık, ülkemiz için önemli bir ekonomik güç kaynağıdır. Ancak hayvancılığın
geliştirilmesi için, çayırların zarar görmesinin engellenmesi ve ıslah çalışmalarının
arttırılması gerekmektedir.
68
Çayır ve Bozkırda Yaşam
Biyolojik Çeşitlilik
Bozkır Bitkileri
4
Mayıs ayında bozkırların görünümü birer çiçek
bahçesini andırır. Bozkırlar, yılın geri kalan
kısmında daha tekdüze bir görünüm sergilerler.
Ancak, bu görünüm aldatıcıdır. Bozkırlar, yaz
kış binlerce bitki türünün yaşadığı, önemli
yaşam alanlarıdır.
Geven, yavşan, çakırdikeni, kekik, buğdaygiller,
keten, sığırkuyruğu, sütleğen, yapışkan otu,
çobanyastığı (kirpi otu), papatya, gelincik,
venüs çiçeği, ballıbaba, unutmabeni, şahtere,
hazeran ve deve dikeni ülkemizde en sık
rastlanan bozkır bitkileridir. Çiğdem ve sarı
yıldız da bozkırlarda sıklıkla görülen soğanlı
bitkilerdendir.
Bozkır bitkilerinin en önemli özelliklerinden biri, köklerinin çok gelişmiş olmasıdır.
Bu sayede topraktan çok su alabilirler. Bozkır bitkilerinin yapraklarının yüzeyi genellikle
küçüktür, üzeri de çoğunlukla tüylerle kaplıdır. Yapraklarının bu özellikleri, su
kaybetmelerini önler.
Bozkır bitkileri, soğuk mevsimlerde yaşamlarını toprakta, tohum, soğan ya da yumru
olarak geçirirler. Havalar ısınır ısınmaz, hemen yapraklanır ve çiçek açmaya başlarlar.
Soğanlı ve yumrulu bitkiler, şubat sonu ve mart başında çiçek açar. Tek yıllık tohumlu
bitkiler, nisan ve mayıs aylarında topraktan çıkıp çiçek açmaya başlar. Mayıs ayındaysa,
kökleri derinlerde olan bitkiler çiçeklerini açar. Çünkü toprağın derindeki bölümleri daha
geç ısınır.
Ülkemizin önemli bir bölümü bozkırlarla kaplıdır. Üstelik, Türkiye’ye özgü bitki türlerinin
yaklaşık yarısı bozkırlarda yaşar. Ne yazık ki bozkırların ekosistem olarak değeri yeterince
anlaşılamamaktadır. Bunun sonucunda da tarla açma, yapılaşma, düzensiz otlatma,
orman dışı ağaçlandırma gibi insan etkinlikleri nedeniyle bozkırlar barındırdıkları canlılarla
birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Çayırlardaki Yaşam Alanlarını Korumak İçin...
•
•
•
•
Çayırlarda yangına neden olabilecek etkinliklerden kaçının.
Çayırlarda çok miktarda ot kesmeyin.
Hayvanların otlatılması nedeniyle çayırlar zarar görebilir. Bu konuda özenli davranın.
Tarımda kullanılan gübreler ve böcek öldürücü ilaçlar çayırlara zarar verebilir.
Bu maddeleri dikkatli kullanın.
Çayır ve Bozkırda Yaşam
69
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
Ben Olsam Ne Yapardım?
Tarlada Yangın Var!
Yaşadığınız yerde tarım işçilerinin, bir orman ya da
çayır alanının yakınlarındaki tarlada anız yaktığını
gördünüz. Ne yaparsınız?
• Onlara, anız yakmanın toprak üzerinde kötü bir
etkisi olduğunu ve yakındaki orman ya da
çayırlıkta yangın çıkarabileceğini anlatırım.
• İtfaiyeye haber veririm.
• Yetkililere haber veririm.
• Diğer
Bitkiler Elden Gidiyor!
Doğadan bitkileri köküyle toplayan biriyle karşılaştınız. Ne yaparsınız?
• Ona bu yöntemin çok yıllık (bir yıldan fazla yaşayan) değerli bitkileri yok
ettiğini anlatırım.
• Yetkililere haber veririm.
• Bu konuda bir broşür hazırlayıp çevremdekilere dağıtırım.
• Diğer
Tarım İlaçları Arıları Öldürebilir!
Komşunuzun patates tarlasına bir böcek zarar veriyor. Komşunuz da tarlasına
güçlü bir böcek öldürücü ilaç uyguluyor. Üstelik tarlası, arı kovanlarının yer
aldığı bir çayırın yakınında bulunuyor. Ne yaparsınız?
• Ona, tarım ilaçlarının çevredeki tüm böcekleri
ve diğer hayvanları da tehdit ettiğini anlatırım.
• Ona, bu ilacın toprağı da kirleteceğini ve
insan sağlığını dolaylı olarak etkileyeceğini
hatırlatırım.
• Tarlayı böceklerden korumak için, uzmanlara
danışarak başka bir yöntem denemesini
öneririm.
• Tarla sahiplerine bilgi vermek üzere bir toplantı
düzenlerim ve uzmanları davet ederim.
• Diğer
Bir Arazim Var!
Size bir arazi verseler bu arazide ne yaparsınız?
• Arıcılık yaparım.
• Tarım yaparım.
• Kendim için küçük bir kulübe yaparım ve hafta sonlarını burada
değerlendiririm.
• Diğer
70
Biyolojik Çeşitlilik
Tabloda verilen soruları yanıtlayın. Çayırdaki çevre koşullarını (sıcaklık, ışık
miktarı, rüzgâr vb.) tarladakilerle karşılaştırın.
Nu.
Sorular
Çayır
1.
Sıcaklık kaç C’tur?
2.
Işık miktarı az mı, çok mu?
3.
Toprak kuru mu, nemli mi?
4.
Rüzgâr var mı, yok mu?
5.
Diğer gözlemlerinizi yazın.
o
Tarla
Öğrenci bilgi sayfası
Ekosistem Uzmanları
Görev Başında!
71
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
Bitki Uzmanları
Görev Başında!
A. Çayırda 10 metre karelik bir alan seçin. Bu alanın dört köşesine küçük birer
sopa dikin ve sopaların arasına bir ip gererek bu alanın sınırlarını belirleyin.
B. Belirlediğiniz alanda yaşayan bitkileri inceleyin ve aşağıdaki tabloyu
doldurun. Bitkileri incelerken büyüteç kullanabilirsiniz.
Bitki Gözlem Formu
Nu.
Bitki türü
Bitki sayısı
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
Toplam
Nelere dikkat edelim?
•
•
•
•
•
72
Bitki türlerini tanımlamak için kılavuz kitaplardan yararlanın. (bkz. Kaynakça)
Çalışmaya başlamadan önce bölgenin basit bir krokisini çizin. İncelediğiniz alanları bu
kroki üzerinde işaretleyin.
Herhangi bir bitki türünü tanımlayamazsanız onu, ot, çalı ya da ağaç olarak kaydedin ve
fiziksel özelliklerini not alın. Daha sonra bu türün ne olduğunu bir uzmana sorun.
Gördüğünüz bitki türlerinin resimlerini yapın ya da fotoğraflarını çekin.
Daha önceden başka ekosistemleri incelediyseniz çayır ekosistemini bunlarla
karşılaştırın.
Biyolojik Çeşitlilik
A. Çayırda 10 metre karelik bir alan seçin. Bu alanın dört köşesine küçük birer
sopa dikin ve sopaların arasına bir ip gererek bu alanın sınırlarını belirleyin.
B. Belirlediğiniz alandaki hayvan çeşitliliğini inceleyin ve aşağıdaki tabloyu
doldurun. Hayvanları gözlemlemek için dürbün ve büyüteç kullanabilirsiniz.
Hayvan Gözlem Formu
Nu.
Hayvan türü
Hayvan sayısı
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Öğrenci bilgi sayfası
Hayvan Uzmanları
Görev Başında!
10.
Toplam
Nelere dikkat edelim?
•
•
•
•
•
•
•
Gördüğünüz hayvanları tanımlamak için kılavuz kitaplardan yararlanın. (bkz. Kaynakça)
Çalışmaya başlamadan önce bölgenin basit bir krokisini çizin. İncelediğiniz alanları bu
kroki üzerinde işaretleyin.
Herhangi bir hayvan türünü tanımlayamazsanız böcek, solucan, kertenkele, memeli gibi o
türün genel adını kaydedin ve daha sonra tanımlanabilmesi için özelliklerini not alın.
Gördüğünüz hayvan türlerinin resimlerini yapın ya da fotoğraflarını çekin.
Hayvanların çıkardığı sesleri kaydedin. Bu seslerin hangi hayvanlara ait olduğunu bir
uzmana sorun.
Hayvanların bıraktığı izleri inceleyin ve bu izlerin hangi hayvanlara ait olabileceğini
tahmin edin. İzlerin gerçek boyutta çizimlerini yapın. Bunları bir uzmana göstererek
hangi türlere ait olduklarını öğrenin.
Daha önceden başka ekosistemleri incelediyseniz orman ekosistemini bunlarla
karşılaştırın.
73
5
Biyolojik Çeşitlilik
Kentlerde Yalnız mıyız?
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Kentlerde bizimle birlikte birçok canlı yaşar.
• Gezi süresine uygun ders saati
• Sınıfta 3 ders saati
• Yaşadığı kentteki biyolojik çeşitliliği fark eder.
• Kentlerde, hangi insan etkinliklerinin biyolojik çeşitliliğe
zarar verdiğini açıklar.
• Kentlerde biyolojik çeşitliliği korumanın ve bu çeşitliliğin
sürdürülebilirliğini sağlamanın gerekliliğini fark eder.
• Kent ekosistemini korumaya yönelik önerilerde bulunur.
Gözlem yapma, yorumlama, çıkarımda bulunma, eleştirel
düşünme, tablolaştırma, karşılaştırma
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası, gezi-gözlem
Büyüteç, dürbün, fotoğraf makinesi, bitki ve hayvan tanıma
kılavuzları, kâğıt, büyüteç, koli bandı, karton, makas, Yeşil
Kutu CD’si
Giriş
Kent denince akla, insanlar, binalar, taşıtlar gelir. Kentleri, doğayla iç içe geçmiş yaşam alanları
olarak da düşünebiliriz. Ancak, kentlerdeki bazı yanlış uygulamalar doğanın zarar görmesine yol
açar. Bazı bitki ve hayvan türleri bu nedenle yok olur, bazıları da ortaya çıkan yeni koşullara
uyum sağlayıp kentlerde insanlarla birlikte yaşamayı sürdürür. Kentleri, içinde yaşayan insanlar,
bitkiler, hayvanlar, mikroorganizmalar ve diğer canlılar ile güneş ışığı, besin maddeleri, toprak, su,
rüzgâr, binalar gibi cansız varlıklarla bir bütün olarak kabul etmek gerekir.
Etkinlikler
Ben kimim?
74
1
Öğrencilere, “Ben kimim?” oyununu oynatacağınızı söyleyin. Öğrencilerden sırayla
kentte gördüğümüz bir hayvan ya da bitkinin adını söylemelerini isteyin. (Saksağan,
güvercin, kumru, yosun, sedir, at kestanesi, çınar, sivrisinek, hamam böceği, örümcek vb.)
2
3
4
Bu adlardan 10 tanesini seçin ve dosya kâğıtlarına uzaktan okunabilecek büyüklükte yazın.
5
6
Bu oyunu, seçtiğiniz diğer 9 canlı için ayrı ayrı oynatın.
Öğrencilerden birini seçerek ondan sınıfın karşısına geçmesini isteyin ve kâğıtlardan birini
sırtına yapıştırın.
Öğrencinin, arkadaşlarına, sırtında yazan canlının özelliklerini anlamaya yönelik ve yanıtı
“evet” ya da “hayır” olan sorular sormasını sağlayın. Her soruya “Ben kimim?” diyerek
başlamasını isteyin. (“Ben kimim, tüylerim var mı?”, “Ben kimim, kanatlarım var mı?”, “Ben
kimim, yapraklarım var mı?” vb.) Her arkadaşına yalnızca bir soru sorabileceğini hatırlatın.
Öğrencilere, "Giriş" bölümündeki ve CD’nin “Biyolojik Çeşitlilik” bölümünde bulunan
“Kentte” başlıklı bilgileri aktarın.
Kentlerde Yalnız mıyız?
Biyolojik Çeşitlilik
Kentte inceleme yapalım
1
Öğrencilere, kentte inceleme yapmak amacıyla bir gezi düzenleyeceğinizi anlatın.
Öğrencileri üç gruba ayırın. Birinci gruptakileri “kent uzmanı”, ikinci gruptakileri
“biyolojik çeşitlilik uzmanı” üçüncü gruptakileriyse “ev uzmanı” olarak görevlendirin.
2
Her gruba, görevlerini belirten bilgi sayfalarını dağıtın ve gerekli malzemeleri
(kâğıt, el kitapları ve tanıma kılavuzları gibi) sağlayın. Gözlem yaparken, çevreyi rahatsız
etmeyecek şekilde fotoğraf çekebileceklerini ve dürbün kullanabileceklerini belirtin.
5
Neler bulduk?
1
Gruplardan, çalışmalarının sonuçlarını öteki gruplarla paylaşmalarını isteyin. Öğrencilerin,
gözlemlerinden hareketle, kentteki biyolojik çeşitliliğin durumu ve insan etkinliklerinin
etkilerine ilişkin sonuçlar çıkarmalarını sağlayın.
2
Öğrencilere aşağıdaki soruları sorun ve yanıtları üzerinde konuşun.
3
•
Kentte yaşayan hayvanları ve bitkileri neler tehdit eder?
•
Kentteki biyolojik çeşitlilik insanları nasıl etkiler? “Yemyeşil Kentler” metnindeki
bilgileri kullanarak konuyu çok yönlü olarak (Çevresel, estetik, duygusal, ahlaki vb.)
ele almaya çalışın.
•
Kentte, bitkiler ve hayvanlarla insanların birlikte yaşamalarından kaynaklanan sorunlar
nelerdir? (Alerji yapan bitkiler, başıboş kedi ve köpekler, evlerdeki sivrisinekler, hamam
böcekleri, keneler vb.) Bu sorunlar nasıl çözülebilir?
•
Evlerimize davetsiz giren hayvanlara karşı ne tür önlemler
alabiliriz?
Öğrencilerin aşağıdaki cümleleri tamamlamalarını sağlayın.
•
İnsanlar, kentleri diğer canlılarla paylaşmalıdır. Çünkü ...
•
Bitkilerin ve hayvanların da bizim gibi yaşama hakları
vardır. Çünkü ...
•
Diğer canlılar olmadan yaşayamayız. Çünkü ...
•
Gelecek kuşaklara sağlıklı bir dünya bırakmalıyız.
Çünkü ...
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Öğrencilerin “Kentte inceleme yapalım” başlıklı etkinlik sırasındaki gözlemlerini ve
saptamalarını okulda sergilemelerini sağlayın.
Öğrencileri, kentteki biyolojik çeşitliliğin canlandırılmasını, korunmasını ve artırılmasını
sağlayacak yeni projeler üretmeye yönlendirin. Öğrencilerin ürettikleri projeleri okulda
sergilemelerini sağlayın.
Kentlerde Yalnız mıyız?
75
5
Biyolojik Çeşitlilik
Yemyeşil Kentler
Kentlerdeki caddelerde, bahçe ve parklarda birçok bitki yaşar. Bunlar arasında,
karahindiba, yonca, yabani havuç, gelincik, pıtrak, ayrık otu gibi otsu bitkiler ve at
kestanesi, çınar, karaçam, sedir, ladin, akkavak, söğüt, dişbudak, akçaağaç, yalancı akasya
gibi ağaçlar bulunur. Bu bitkiler, böcek, kuş, sincap gibi birçok hayvana barınak sağlar.
Genellikle, kentlerde pek çok farklı canlı türünün yaşadığını fark etmeyiz. Oysa
kentler, nehirleri, gölleri, toprağı, havası, iklimi, bitki örtüsü ve hayvanlarıyla tıpkı diğer
ekosistemler gibidir. Bu ekosistemde en çok görülen canlı türüyse insandır.
Kentte yaşamak, birçok gereksinimimizin kolayca karşılanmasını sağlar. Ancak, kentte
yaşamanın beraberinde getirdiği bazı sorunlar da vardır. Bunlardan biri hava kirliliğidir.
Özellikle büyük kentlerin üzerinde, toz ve gazlardan oluşan kirli bir hava kütlesi oluşur.
Bu durum, bitkilerin solunum ve fotosentez etkinliklerini azaltır.
Kentlerdeki hava kirliliğinin azaltılması için birçok farklı önlem alınabilir. Bu
önlemlerden biri de kentlerdeki yeşil alanların artırılmasıdır. Çünkü, bitkiler oksijen
üreterek, havadaki nemi artırarak ya da toz parçacıklarını yapraklarıyla tutarak hava
kirliliğinin azalmasında önemli rol oynar.
Bitkilerin hava kirliliğine duyarlılıkları değişkenlik gösterir. Kirliliğe duyarlı bazı bitki
türleri, kentlerdeki hava kirliliğinin göstergeleri olarak kullanılabilir. Bu bitkilere,
“biyolojik gösterge” denir. Örneğin, ağaçlarda büyüyen bazı likenler, özellikle
havadaki kükürtdioksit yoğunluğunun artmasından zarar görürler. Bu özellikleri
sayesinde havanın niteliği hakkında bilgi edinebiliriz.
76
Kentlerde Yalnız mıyız?
Biyolojik Çeşitlilik
Havada ne kadar toz var?
1. Kentteki hava kirliliğini incelemek amacıyla bir deney yapacaksınız.
Bunun için kartondan 5x5 cm’lik kartlar hazırlayın. Bu kartların bir yüzünü,
yapışkan kısmı dışta kalacak şekilde koli bandıyla kaplayın. Hazırladığınız
kartları, aşağıdaki tabloda belirtilen inceleme noktalarına yerleştirip bırakın.
Her birinin üzerine, bulunduğu yeri belirten bir etiket yapıştırın. Kartları bir
gün orada bırakın.
2. Bir gün sonra kartları toplayıp büyüteçle inceleyin ve üzerlerindeki toz
parçalarını sayın. Sonuçları aşağıdaki tabloya yazın.
3. Elde edilen sonuçları birbirleriyle karşılaştırın ve farklılıkların nedenleri
üzerinde düşünün.
Nu.
İncelenen yer
1.
Kentteki bir park
2.
Trafiği yoğun bir cadde
3.
Mahalle arası
4.
İçinde yaşadığınız bina,
sınıf ya da oturma odası
Toz parçacıklarının sayısı
Öğrenci bilgi sayfası
Kent Uzmanları
Görev Başında!
77
Öğrenci bilgi sayfası
Biyolojik Çeşitlilik
78
Biyolojik Çeşitlilik
Uzmanları Görev Başında!
Kentimizde neler oluyor?
Yaşadığınız yerdeki bir parkta, bir caddede ve okulunuzun çevresinde biyolojik
çeşitliliği araştırın. Bu yerlerdeki bitki ve hayvan türlerini gözlemleyin.
Hayvanları gözlemlemek için dürbün kullanabilirsiniz. Topladığınız verileri
aşağıdaki tabloya kaydedin: Gördüğünüz canlı türlerinin sayılarını yazın.
Diğer soruları da “evet” ya da “hayır” şeklinde yanıtlayın.
Sorular
Trafik yoğun mu?
Gürültü çok mu?
Çevrede çöpler var mı?
Kaç bitki türü gördünüz?
Kent koşulları bitkileri
tehdit ediyor mu?
Kaç hayvan türü gördünüz?
Kent koşulları hayvanları
tehdit ediyor mu?
Park
Cadde
Okul
Biyolojik Çeşitlilik
Evinizde hangi bitki ve hayvan türlerini görüyorsunuz? Bunların sayıları kaçtır?
Evin hangi bölümlerinde (odalar, mutfak, banyo, salon, balkon, vb.) daha çok
sayıda bulunuyorlar? Bu bilgileri aşağıdaki tabloya aktarın.
Hayvan türü
Bitki türü
Yaklaşık sayısı
Bulunduğu
bölümler
Öğrenci bilgi sayfası
Ev Uzmanları
Görev Başında!
79
Kentleşme
Görünmeyen Tehditler
Tehditler ve Baskılar
Atıklar
Kimyasal Maddeler
Kentleşme
Yaşadığımız Yer Nasıl Değişiyor?
83
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Denge
Görünmeyen Tehditler
Gürültü Her Yerde 89
Işık da Kirletebilir 97
Elektromanyetik Dalgalar ve İnsan Sağlığı 102
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Gürültü
Denizin Üstünde Yürümek
Atıklar
Atıksız Bir Dünya 106
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Kirlilik ve Atıklar
Geri Kazanım
Geri Kazanım Neden Önemli?
Kimyasal Maddeler
Çevremizdeki Kimyasal Maddeler 115
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Zehirli Maddelerle Yaşamak
Başlangıçta
Öğrenci Bilgi Sayfaları
İl Rehberi 88
Çeşitli Gürültü Düzeyleri 93
Yusuf Dede İstanbul’da 94
Gürültü Kirliliğini Azaltmanın Yolları 95
Aydınlık Gece 100
Hangisi Doğru? 101
Atıkları Azaltmak İçin Neler Yapabilirim? 112
Bilgisayarları Geri Kazanalım! 113
Çöp Alanları 114
Yaygın Olarak Kullanılan ve Tehlikeli Maddeler İçeren Ürünler 118
Uyarılara Dikkat! 118
Evimizdeki Tehlikeli Maddeler 119
Kentleşme
1
Yaşadığımız Yer Nasıl Değişiyor?
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
İnsan etkinlikleri yaşadığımız yeri olumsuz etkileyebilir.
3-4 ders saati
• Kent kavramını tanımlayarak yaşadığı yerin özelliklerini
açıklar.
• Yaşadığı yerin zaman içinde değiştiğini fark eder.
• Kentteki insan etkinliklerinden hangilerinin çevreye zarar
verebileceğini kavrar.
• Yaşadığı yeri daha iyi hâle getirmek için önerilerde bulunur.
Eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, yansıtıcı düşünme,
gözlem yapma, yorumlama, sonuç çıkarma, kaydetme,
karşılaştırma
Tartışma, beyin fırtınası
Fotoğraflar, resimler, resim kâğıdı, boya kalemleri, Yeşil Kutu
CD ve DVD’si
Giriş
Her canlının yaşamını sürdürmek için yiyecek, su, hava ve barınacak bir yer gibi temel
gereksinimleri vardır. İnsanlar barınaklarını, diğer temel gereksinimlerini kolayca
karşılayabilecekleri ve doğa koşullarının elverişli olduğu yerlere yaparlar. Başlangıçtan beri hep bu
çaba içinde olan insanoğlu, zaman içinde kendine ev yapmayı öğrendi. Sonra, kentler ortaya
çıktı. Günümüzde dünya nüfusunun yarısı kentlerde yaşıyor. 2025 yılında bu oranın dünya
nüfusunun üçte ikisi kadar olması bekleniyor.
Yaşadığımız Yer Nasıl Değişiyor?
83
1
Kentleşme
Kent de bir ekosistemdir. Örneğin bir
orman, içinde barındırdığı bitkiler ve
hayvanlarla nasıl bir bütünse kentler de
barındırdıkları bitkiler, hayvanlar ve
insanlarla bir bütün oluşturur. Kentlerde
insan nüfusu çok yoğundur. Bu nedenle
kentler daha çok insan etkinliklerine bağlı
olarak şekillenir.
Kentlerde insan nüfusu arttıkça, yeni
yerleşim alanlarına ve daha fazla kaynağa
gereksinim duyulur. Bir süre sonra kent
sınırları içindeki kaynaklar insanlara
yetmemeye başlar. Genellikle, su, doğal
gaz vb. kaynaklar, işlenmek ya da
tüketilmek üzere kentlere dışarıdan getirilir.
Kentlerdeki bazı insan etkinlikleri, çevre sorunlarına yol açar. Ancak kentlerdeki çevre
sorunları, etkili bir şekilde ele alınarak çözülebilir.
Etkinlikler
Kent nedir?
1
Yaşadığınız yer bir kentse öğrencilerden bu kent hakkında bildiklerini paylaşmalarını isteyin.
Bir köyde ya da kasabada yaşıyorsanız öğrencilere yaşadığınız yerleşim yeriyle çevresindeki
kentler arasında ne tür ilişkiler olduğunu sorun. Örneğin, bazı gereksinimler yakındaki bir
kentten karşılanıyor olabilir.
2
Öğrencilerden yalnızca kentlerde bulunan beş şeyi düşünerek bunları yazmalarını isteyin.
Yazdıklarını sınıfla paylaşmalarını sağlayın. (Bunun sonucunda öğrencilerin zihinlerinde kent
kavramının basit bir tanımı oluşacaktır.)
3
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri, ardından “Kentler Herkesindir” başlıklı bilgileri
aktarın. Öğrencilerle kentte yaşamanın olumlu ve olumsuz yanları hakkında konuşun.
Bir ilin tanıtım kampanyasını yapıyoruz
1
2
3
4
5
Öğrencileri beş gruba ayırın. Gruplardan her birinin kendine bir il seçmesini isteyin.
Gruplara, “İl Rehberi” bilgi sayfasını dağıtın ve bu sayfadaki tabloya, seçtikleri ille ilgili
bilgileri yazmalarını isteyin.
Bu tabloyu kullanarak seçtikleri ille ilgili birer tanıtım yazısı hazırlamalarını söyleyin.
Grupların hazırladıkları tanıtımları sırayla sunmalarını sağlayın.
Sunumlar tamamlandıktan sonra öğrencilere bu beş ilin hangisinde yaşamak istediklerini ve
bunun nedenlerini sorun.
Yaşadığımız yer ne kadar değişti?
1
2
84
Öğrencilere bir hafta önceden, yaşadıkları yerin eski fotoğraflarını ya da resimlerini bulup
sınıfa getirmelerini söyleyin.
Öğrencilere ailelerinin kaç yıldır bu çevrede yaşadığını sorun.
Yaşadığımız Yer Nasıl Değişiyor?
Kentleşme
3
Aşağıdaki sorularla ilgili bir tartışma düzenleyin:
•
•
•
•
4
1
Eski fotoğraflarda ve resimlerde neler dikkatinizi çekiyor, hangi değişiklikleri fark ettiniz?
Ortaya çıkan değişiklikler hoşunuza gitti mi? Değişikliklerden hangileri çevreyi olumlu,
hangileri olumsuz etkiliyor?
Yaşadığınız yerde ya da mahallenizde yeni inşaatlar var mı? Eski binalar onarılıyor mu?
Yeşil alanlarda herhangi bir değişiklik var mı?
Kentleşmenin gelecekte yol açacağı sorunları önlemek için neler yapabilirsiniz?
Çevremizin güzelliğini nasıl koruyabilirsiniz?
Öğrencilere CD’nin “Kentleşme” bölümünde bulunan “Kentte üretim ve tüketim” başlıklı
bilgileri aktarın.
Kent yaşamının su kaynaklarına etkisini
inceleyelim (Bu etkinlik akarsu ve göl kıyısındaki
yerleşim yerleri için uygundur.)
1
Bir akarsu ya da göl kıyısında gözlem yapmak
amacıyla bir yürüyüş planlayın. Yürüyüş rotasını bir
yerleşim alanından da geçecek şekilde tasarlayın.
2
Yürüyüş sırasında öğrencilerin, yerleşim alanlarının
bulunduğu ve bulunmadığı yerlerde akarsu ya da
göl yatağının durumunu ve suyu gözlemlemelerini
sağlayın. Öğrencilerden gözlemlerini not
almalarını isteyin.
3
Uygun bir yerde hep birlikte durun. Öğrencilere aşağıdaki soruları sorun:
•
•
•
•
•
Akarsuyun ya da gölün kıyısında, suyu kirleten herhangi bir sanayi kuruluşu var mı?
İnsanlar akarsuya ya da göle evsel atıklar atıyorlar mı?
Akarsuyun ya da gölün içinde ve kıyısında bitki ya da hayvanlar yaşıyor mu?
Akarsuyun ya da gölün değişik bölümlerindeki suyun niteliğinde herhangi bir farklılık
gözlemleniyor mu? Gözlemleniyorsa bunlar ne tip farklılıklardır?
Suda kirlilik varsa bu daha çok hangi tip etkinliklerden kaynaklanıyor?
4
Öğrencilere, sınıfça, kent yaşamının su kaynaklarına etkisi konusunda bir broşür
hazırlayacağınızı söyleyin. Sınıfı üç gruba ayırın. Her gruba aşağıdaki görevlerden birini verin:
1. Grup: Gözlemleri resimleme
2. Grup: Akarsu ya da göldeki kirliliği azaltacak öneriler geliştirme
3. Grup: Kirliliği azaltma çalışmaları için destek alınabilecek kişi ya da kuruluşlarla görüşme
5
Gruplar çalışmalarını tamamladıktan sonra, çalışmaları bir araya getirin. Hep birlikte bir broşür
hazırlayın. Bunu çoğaltıp okula dağıtın.
Yaşadığımız yer için neler yapabiliriz?
1
Öğrencilerden, yaşadıkları yerin en sevdikleri özelliklerini düşünmelerini isteyin. Bu yerin
doğal (bitkiler, su kaynakları, kayalar, doğal yaşam vb.) ve insan etkinlikleriyle ilgili
özelliklerinin (sanayi, tarım, dinlenme tesisleri, yollar, taşıtlar, gürültü vb.) neler olduğunu iki
ayrı liste hâlinde yazmalarını söyleyin.
2
Öğrencilerin yaşadıkları yeri geliştirmek ve güzelleştirmek için neler yapılabileceğini
düşünmelerini sağlayın. Bunun için neleri değiştirmek gerektiğini sorun. Yapmak
istediklerinden hangilerini kendi başlarına, hangilerini başkalarının yardımıyla
başarabilecekleri üzerinde konuşun. Öğrencilere DVD’deki “Denge” adlı filmi izletin ve
CD’nin “Kentleşme” bölümünde bulunan “Biz neler yapabiliriz?” başlıklı bilgileri aktarın.
Yaşadığımız Yer Nasıl Değişiyor?
85
1
Kentleşme
Nerede oynamalı?
1
Öğrencilere, genellikle nerelerde oyun
oynadıklarını sorun ve aşağıdaki
soruları ele alın:
• Yaşadığınız yerde oyun ve eğlence
amaçlı etkinlikler nerelerde
gerçekleştiriliyor?
• Bu yerlerden kimler yararlanıyor?
Oyun ve eğlence yerlerini kimler
kuruyor?
• Oyun alanları yeterli mi? Değilse
neden?
2
İdeal oyun alanının nasıl olması
gerektiğine ilişkin bir beyin fırtınası
başlatın. Ortaya atılan fikirleri tahtaya
yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
3
Öğrencileri gruplara ayırın. İçinde oyun
parkları, çocuk merkezleri, bilim parkları
ve spor alanları gibi eğlence yerleri
bulunan, içinde yaşayan çocukların çok
mutlu olacağı bir kent hayal etmelerini isteyin. Öğrencilerden tahtaya yazılan önerileri de
kullanarak böyle bir kentte yaşayan çocukların günlük yaşamlarından bir kesiti
canlandırmalarını isteyin. Hazırlanmaları için gruplara 10 dakika süre verin. Her grubun
canlandırmasını arkadaşlarına sunmasını sağlayın.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Kentleşme” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
86
•
Öğrencilerden, yaşadığınız yerin yıllar içinde ne tip değişimler geçirdiğini araştırmalarını
isteyin. Yaşadığınız yer adına özel bir gün düzenleyin ve buranın ileri gelen kişilerini de
davet edin. Aynı gün içinde birçok etkinliğe yer verin. Öğrencilerden daha önceden
istemiş olduğunuz fotoğraf ve resimlerle bir sergi düzenleyin. Öğrencilerin gözlemlerini,
düşüncelerini ve anne babalarından öğrendiklerini anlatan sunumlar yapmalarını sağlayın.
Bazı büyüklerden, bunlarla ilgili anılarını anlatmalarını isteyin. Öğrencilerin, izledikleri
filmden esinlenerek yazmış oldukları kompozisyonlardan bazılarını konuklara okumalarını
sağlayın. Bu kompozisyonların tamamını bir kitapçık hâline getirip çoğaltarak konuklara
dağıtabilirsiniz. Bu özel güne davet ettiğiniz ileri gelen kişilerle bir söyleşi düzenleyin.
Öğrencilerin, yaşadıkları yeri nasıl gördükleri konusundaki görüşlerini bu söyleşide de
anlatmalarını sağlayın.
•
Öğrencileri bir “çevreyi güzelleştirme topluluğu” kurmaya yönlendirin. Bu topluluğun okulda
ya da yaşadıkları mahallede uygulanabilecek projeler geliştirebileceğini anlatın. Örneğin, okul
bahçesinde, küçük bir gölet ya da kelebek bahçesi gibi bir doğal yaşam alanı oluşturulabilir;
mahalledeki, kullanılmayan, bakımsız bir alan, parka dönüştürülebilir.
Yaşadığımız Yer Nasıl Değişiyor?
Kentleşme
Kentler Herkesindir
1
Kent, çok sayıda insanın birlikte yaşadığı ve yaşam biçimleriyle şekillendirdiği, tarihî,
sosyal ve kültürel özellikleriyle insanları birbirine bağlayan bir yerleşim yeridir. Çağdaş
bir kentte planlı yapılaşma, geniş cadde ve sokaklar, temiz hava, geniş yeşil alanlar, çeşitli
spor, sanat ve kültür etkinlikleri yapılacak alanlar bulunmalıdır. Ancak yeryüzündeki birçok
kentte çarpık yapılaşma ve çevre kirliliği görülüyor. Kentlerin birçoğunda eğlencedinlence alanları ve kültürel etkinlikler de yetersiz kalıyor.
Kentlerdeki iş, eğitim, ve sağlık imkânlarının daha fazla olması, elektrik, su, yol,
kanalizasyon vb. altyapı hizmetlerinin gelişmişliği ve spor, sanat, kültür etkinliklerinin
varlığı nedeniyle, bugün birçok insan kentlerde yaşamayı tercih ediyor.
Kentleşme, plansız bir şekilde gerçekleştiğinde birtakım sorunlar ortaya çıkar. Aşırı göç
nedeniyle kent nüfusunun artması, gecekondulaşma, sağlıksız yapılaşma, çevre kirliliği,
işsizlik gibi. Kentte yaşayan herkes beceri, deneyim ve eğitimine göre iş bulamayabilir.
Üstelik kentlerdeki iş alanlarında yoğun bir rekabet ortamı vardır. Ne yazık ki, günümüzde
kentlerde yaşayanların tümü, kentlerin sunduğu olanaklardan eşit olarak yararlanamıyor.
Çevre sorunlarının olmadığı, insanların sağlık, refah ve mutluluk içinde yaşayacağı
kentler yaratmak için herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir. Çünkü
kentler, herkesindir.
Yaşadığımız Yer Nasıl Değişiyor?
87
Öğrenci bilgi sayfası
Kentleşme
İl Rehberi
İlin Adı
Nüfusu
İklimi
Doğal özellikleri
(dağlar, denizler, nehirler, göller vb.)
Bitki örtüsü
Yaban yaşamı
Gelir kaynakları
Tarihî yerler
Tarihindeki önemli olaylar
Eğitim olanakları
Eğlence-dinlence yerleri
El sanatları
Yerel etkinlikler
Yerel yemekler
Elektrik, su, ısınma kaynakları
Atıkları değerlendirme
Çevre sorunları ve diğer sorunlar
88
Görünmeyen Tehditler
1
Gürültü Her Yerde
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Gürültü kirliliği, günümüzde önemli çevre sorunlarından
biridir.
2 ders saati
• Gürültünün ne olduğunu ve nelerin gürültüye yol açtığını
açıklar.
• Gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkilerini fark eder.
• Gürültü çeşitlerini, kaynaklarını ve düzeylerini belirtir.
• Gürültü kirliliğini azaltmaya yönelik önerilerde bulunur.
Eleştirel düşünme, yansıtıcı düşünme, yaratıcı düşünme,
gözlem yapma, sınıflama, tablolaştırma, kaydetme
Anlatım, tartışma, gezi gözlem, beyin fırtınası
Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Gürültü, insan etkinlikleri sonucunda oluşan ve çevreyi rahatsız eden istenmeyen ses olarak
tanımlanır. Yerleşim yerlerinde otoyollar, fabrikalar, taşıtlar, sirenler, gereksiz çalınan kornalar,
havalandırma sistemleri ve alarmlar gibi birçok gürültü kaynağı vardır.
Gürültünün, insanlar üzerindeki olumsuz etkileri şunlardır:
• Fiziksel etkiler
Geçici ya da sürekli işitme kaybına yol açabilir.
Gürültü Her Yerde
89
1
Görünmeyen Tehditler
•
•
•
Fizyolojik etkiler
Kan basıncının artmasına, dolaşım bozukluklarına, solunumun hızlanmasına ve kalp atışlarının
yavaşlamasına neden olabilir.
Psikolojik etkiler
Davranış bozukluklarına, aşırı sinirlilik ve gerginliğe neden olabilir.
Performansa etkiler
İş veriminin azalmasına, dikkat bozukluğuna ve hareketlerin yavaşlamasına yol açabilir.
Gürültünün insan bünyesine vereceği zarar, gürültüye maruz kalma süresi ve gürültünün
şiddetiyle ilgilidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre, meslek hastalıklarının
% 10’unu gürültü sonucu meydana gelen işitme kayıpları oluşturmaktadır. Meslek hastalıklarının
çoğu tedavi edilebildiği hâlde, işitme kaybının tedavisi yoktur. Sanayide, iş yeri gürültüsü
azaltıldığında iş veriminin yükseldiği, iş kazalarınınsa azaldığı belirlenmiştir.
Etkinlikler
Ses mi, gürültü mü?
1
Öğrencilere bir an için sessiz olup çevreden gelen sesleri dinlemelerini söyleyin. Bunun için
onlara birkaç dakika süre verin. Daha sonra aşağıdaki soruları sorun:
• Neler duyuyorsunuz?
• Neden bazı sesleri “kulağı okşayan”, bazılarınıysa “kulakları sağır eden” diye tanımlarız?
• Gürültü nedir? (Ses, küresel dalgalar hâlinde her yöne yol alan bir enerji biçimidir.
Gürültüyse istenmeyen, rahatsız edici ya da acı veren bir ses olarak tanımlanabilir.)
• Hangi sesler ya da gürültüler sizi rahatsız eder?
2
Öğrencilere, DVD’deki “Gürültü” adlı çizgi filmi ve
“Denizin Üstünde Yürümek” adlı filmi izlettirin.
Daha sonra her iki filmde verilmek istenen mesajları birer
cümlede özetlemelerini isteyin. Ardından onlara “Giriş”
bölümündeki bilgileri aktarın.
3
Öğrencilere “Çeşitli Gürültü Düzeyleri” bilgi sayfasını
dağıtın ya da CD’nin “Gürültü” bölümünde bulunan
“Çeşitli gürültü düzeyleri” başlıklı bilgileri aktarın. Gürültü
yoğunluğunun (sesin şiddeti) “desibel” (dB) adı verilen bir
birimle ölçüldüğünü açıklayın. 75 dB civarındaki ses şiddeti
işitme duyusu için tehlikelidir. 85 dB üzerindeki gürültüye
sürekli maruz kalmak işitme kaybına neden olabilir. Yaklaşık 120 dB düzeyindeki gürültü acı
verir, 180 dB üzerindeki sesler öldürücü olabilir.
Doğayı Dinleyelim
1
Öğrencilerle birlikte işlek bir kavşağa ya da başka bir gürültülü yere gidin. Burada işittikleri
farklı sesleri, bu seslerin özelliklerini ve bulunduğunuz yerin kendine özgü yönlerini not
almalarını sağlayın.
2
Öğrencilere herhangi bir doğal alanda yürüyüş yaptırın. Gözlerini kapatıp birkaç dakika
süresince dikkatlerini çevredeki seslere vermelerini isteyin. Gözlerini açtıktan sonra işittikleri
seslerin uyumu hakkındaki duygu ve düşüncelerini arkadaşlarıyla paylaşmalarını sağlayın.
3
Bu iki farklı yerle ilgili gözlem ve duygularını karşılaştırmalarını isteyin.
Ne yapmalı?
1
Sınıfa döndükten sonra aşağıdaki soruları ele alacağınız bir beyin fırtınası başlatın:
•
•
90
Temel gürültü kaynakları nelerdir?
(Ulaşım, sanayi etkinlikleri, konser ve motor sporları gibi bazı eğlence etkinlikleri vb.).
Yaşadığınız yerdeki en gürültülü alanlar nerelerdir? Neden?
Gürültü Her Yerde
Görünmeyen Tehditler
Ortaya konan fikirleri tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun. Ardından öğrencilere
CD’nin “Gürültü” bölümünde bulunan “Gürültü kaynakları” başlıklı bilgileri aktarın.
2
Öğrencilere, gürültüden rahatsız olan insanların sayısının çok fazla olduğunu açıklayın.
“Gürültü Konusundaki Çalışmalar” başlıklı bilgileri aktarın.
3
Gürültünün bir çevre sorunu olduğunun birçok kişi tarafından yeterince fark edilmediğini
vurgulayın. Bunun bir nedeni, insan kulağının farklı gürültü düzeylerine uyum sağlayabilme
özelliğidir. Ancak bu durum zaman içinde işitme kaybına ve bazı seslerin algılanamamasına
yol açabilir.
4
Öğrencilere “Yusuf Dede İstanbul’da” adlı öyküyü dağıtın. Öğrenciler metni okuduktan
sonra onlara aşağıdaki soruları sorun:
• Yusuf dedeyi hangi sesler rahatsız etti?
• Yusuf dede, işittiği bu sesler sonucunda neler hissetmiş olabilir?
• Yusuf dedeyi uykusundan uyandıran sesin yüksekliği kaç dB olabilir?
5
Öğrencilerden, gürültüyü azaltmanın yollarını düşünmelerini isteyin. Onlara “Gürültü
Kirliliğini Azaltmanın Yolları” başlıklı öğrenci bilgi sayfasını dağıtın ve buradaki bilgileri kendi
önerileriyle karşılaştırmalarını sağlayın.
1
Gürültü haritası hazırlayalım
1
2
Öğrencilere okulun “gürültü haritası”nı hazırlayacağınızı söyleyin. Bunun iki aşamada
gerçekleşeceğini anlatın ve herkesin aşamaların birinde görev alacağını belirtin.
3
Öğrencilerden hangi saatlerde gözlem yaptıklarını tablonun ilgili bölümüne not etmelerini
isteyin. Tabloda belirtilen, kantin, öğretmenler odası, kütüphane gibi bölümlere ek olarak 5
ayrı sınıf seçmelerini ve bu sınıfların adlarını da kaydetmelerini sağlayın.
4
İkinci aşamada görev alacak öğrencilerden, gözlem yapılacak alanın aşağıdakine benzer bir
krokisini çizmelerini isteyin. Birinci aşamada elde edilen sonuçların kroki üzerinde
gösterilebilmesi için, sessiz, gürültülü, çok gürültülü bölgelerin hangi renklerle ifade
edileceğini kararlaştırın. Her öğrenci kendi krokisini hazırlayabilir. Öğrencileri, krokileri
seçilen renklere uygun olarak boyamaya yönlendirin. Boyanan krokileri sınıfa asın. Bunları,
hep birlikte inceleyin. Öğrencilere, aşağıdaki soruları sorun:
Birinci aşamada görev alacak öğrencilere “Gürültü Araştırma Tablosu”nu dağıtın. Bu
öğrencilere, okul içinde gürültü araştırması yapacaklarını ve araştırma sonuçlarını “sessiz”,
“gürültülü” ya da “çok gürültülü” şeklinde tabloya kaydedeceklerini söyleyin.
•
•
•
•
5
Okulun hangi bölümleri daha
gürültülü? Bunun nedenleri ne
olabilir?
Okulun hangi bölümleri daha
sessiz? Bunun nedenleri ne
olabilir?
Okuldaki gürültü sizi nasıl
etkiliyor?
Okuldaki gürültüyü azaltmak için
neler yapılabilir?
Öğrencilerin bu etkinliğin sonuçlarını
okuldaki diğer öğrenciler ve
öğretmenlerle paylaşmalarını sağlayın.
Gürültünün azaltılmasına yönelik okul
çapında bir proje başlatın.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Gürültü” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Gürültü Her Yerde
91
1
Görünmeyen Tehditler
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencileri ilgi alanlarına göre drama, resim, müzik ve yazı gruplarına ayırın. Her grubun,
gürültü hakkındaki izlenimlerini drama, resim, müzik ya da yazı yoluyla ifade etmelerini sağlayın.
Drama grubu, gürültüyle ilgili bir canlandırma yapabilir. Resim grubu, gürültüyü resimleyebilir.
Müzik grubu, gürültüyü anlatmak için müziği araç olarak kullanabilir yazı grubu bu konudaki
izlenimlerini yazıya dökebilir. Öğrencilerin çalışmalarının okulda sergilenmesini sağlayın.
Gürültü Konusunda Çalışmalar
Gürültü, özellikle büyük kentlerde önemli bir sorundur. Ülkemizde büyük illerdeki
gürültünün temel kaynağı trafiktir. Bunun dışında fabrikalar ve atölyeler de önemli gürültü
kaynaklarıdır. Eğlence yeri, spor sahası, okul gibi yerlerden kaynaklanan gürültüler de
bunlara eklenebilir.
Gürültülü yerlerde bulunmak, insan sağlığına zarar verebilir. Özellikle ev, hastane ve okul
gibi yapıların, parkların ve bahçelerin trafik gürültüsünden ya da sanayi bölgelerinden
uzakta yer alması önemlidir.
Kent planlama çalışmaları yapılırken uzmanlar özel “gürültü haritaları”ndan yararlanırlar.
Gürültü haritaları, kentlerdeki gürültünün bölgelere göre dağılımını gösterir. Bu haritalar
yardımıyla belirli bir bölgedeki gürültüden etkilenen kişilerin sayısı ve gürültünün ne
büyüklükte bir alanı etkilediği hesaplanabilir. Ayrıca gürültünün insan sağlığını tehdit ettiği
bölgeler saptanarak bazı binalara ses yalıtımı zorunluluğu getirilebilir.
Günümüzde bazı ülkelerde gürültü haritaları çıkarılmıştır. Avrupa Birliği’ne uyum
süreci kapsamında Türkiye’de de bu konuda çalışmalar başlatılmıştır. Ayrıca
gürültünün insan sağlığı üzerindeki etkileri de araştırılmaktadır. Türkiye’de gürültü
konusunda çalışmalar yürüten ana kurum Çevre ve Orman Bakanlığı’dır. Bu kurumun
çalışmaları sonucunda “Çevresel Gürültü Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği”
adlı bir yönetmelik çıkarılmıştır.
92
Gürültü Her Yerde
Görünmeyen Tehditler
Öğrenci bilgi sayfası
Çeşitli Gürültü Düzeyleri
İşitme eşiği 0 dB
Soluk alıp verme 10 dB
Hafif yaprak hışırtısı 30 dB
Sabah 02.00 ve 04.00 arasında kentlerin sakin bölümleri 40 dB
Kapalı alanda normal sohbet 50 dB
Durduğu yerde çalışan otomobil 50 dB
50 km/s hızla yol alan otomobil 60-80 dB
50 km/s hızla yol alan kamyon 78-92 dB
50 km/s hızla yol alan motosiklet 75-100 dB
100 km/s hızla yol alan tren 100 dB
300 km/s hızla yol alan hızlı tren 110 dB
Havalanan jet uçağı 110 dB
Rock müzik konseri (işitme kaybına neden olabilir) 120-140 dB
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
110
120
130
140
150
Ses düzeyi (Desibel: dB)
93
Öğrenci bilgi sayfası
Görünmeyen Tehditler
Yusuf Dede İstanbul’da
Yusuf dede, torunlarını ziyaret etmek için Sinop’taki köyünden İstanbul’a
gelmişti. Bütün gün süren yolculuğun ardından otogarda onu torunları ve oğlu
karşılamıştı. Yusuf dede, Türkiye’nin bu en kalabalık kentine ilk defa geliyordu.
Otobüsten iner inmez otogardaki satıcıların bağrışmaları kulaklarını tırmaladı.
Torunlarını görünce onlara seslenmeye çalıştı ama bu gürültüde onlara sesini
duyuramadı. Eşyalarıyla yanlarına kadar yürümek zorunda kaldı.
Yusuf dede, oğlu ve torunları arabaya binip evin yolunu tuttular. Yolda bir
taraftan torunlarını kucaklıyor, bir taraftan da göz kamaştırıcı ışıkları izliyordu.
Trafikte ilerlerlerken “kent, çok gürültülü bir yermiş” diye düşündü. Eve
vardıklarında yemek yiyip uzun uzun sohbet ettiler. Yusuf dede, uyku zamanı
gelince kendisi için hazırlanan yatağa yattı.
Yusuf dede, anlam veremediği bir sesle gece yarısı aniden uyandı. Bu, sanki bir
acil uyarı sesiydi. Hemen torunu Berk’i uyandırdı. Berk, şaşırdı. Ancak onun
telaşını anladı ve “Dedeciğim merak etme! O, yalnızca bir araba alarmı!” dedi.
Birlikte aşağı baktılar. Gerçekten de bir arabadan çıkan sesler sokağı
çınlatıyordu. Berk, “Dedeciğim, bir kedi arabanın yanından geçmiş olmalı.
Bazı geceler böyle olur. Hadi sen uyu!” dedi.
Yusuf dede yatağına yattı. Sabah gün doğarken uyandı. Ancak torunlarının hâlâ
uyuduğunu görünce yatağından kalkmadı. Yusuf dedenin kulağına dışarıdan
birçok ses geliyordu. Sabahın ilk saatleriyle birlikte arabaların motor ve fren
sesleri duyuldu. Sokaktan bir simitçi bağırarak geçti. O sırada üst kattan da
gürültüler gelmeye başladı. Bu ses fazlaca açılmış bir televizyondan geliyordu.
Yusuf dede, cam kenarındaki koltuğa oturup dışarıyı izlemeye başladı. Sokaktaki
insanların sabah telaşı sürüyor, yayalar kendilerine yürüyecek yer arıyorlardı. Yolun
ortasındaki çukur, arabaların yolda giderken daha fazla ses çıkarmasına neden
oluyordu. Sürücüler, daha hızlı ilerlemek için korna çalıyorlardı. Yusuf dedenin
torunları da uyandılar. Küçük torunu Beyza hemen müzik setini çalıştırdı. Ancak
müziğin sesini o kadar çok açmıştı ki dedesi elleriyle kulaklarını kapattı.
Yusuf dede, bu gürültülü kente geldiğine çoktan pişman olmuştu. Ancak
sevdikleri burada yaşıyordu. Torunlarına kavuşmuştu ama kuş sesleriyle
uyandığı, yalnızca fırtınalı günlerde gürültülü olan; araba kornalarının
duyulmadığı köyünü çoktan özlemişti.
Derya Bıyık Özok
94
Görünmeyen Tehditler
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Kent planlaması yapılırken gürültü etkeninin göz önünde bulundurulması
Gürültünün yayılmasını azaltacak önlemler alınması
Yolların tekerlek gürültüsünü azaltacak şekilde tasarlanması
Hava alanlarının ve sanayi bölgelerinin yerleşim yerlerinden uzağa kurulması
Yeni yapılan tüm binalarda ses yalıtımı bulunması
Gürültüyü azaltmaya yönelik yasal düzenlemelerin yapılması
Halka açık yerlerde ve yerleşim yerlerinde yüksek sesle müzik yayınının
engellenmesi
Motorlu taşıt sürücülerinin gereksiz korna çalmalarının engellenmesi
Gürültü konusunda araştırma ve geliştirme çalışmalarının başlatılması
İnsanların gürültünün zararları konusunda bilgilendirilmesi
Evlerde radyo, televizyon ve müzik aletlerinin yüksek sesle dinlenmemesi
Gürültü haritalarının çıkarılması
Öğrenci bilgi sayfası
Gürültü Kirliliğini Azaltmanın Yolları
95
Öğrenci bilgi sayfası
Görünmeyen Tehditler
96
Gürültü Kirliliğini Azaltmanın Yolları
(Devamı)
Gürültü Araştırma Tablosu
Saat
Okul Bahçesi
Kantin
Koridor
Öğretmenler Odası
Sınıf-1
Sınıf-2
Sınıf-3
Sınıf-4
Sınıf-5
Kütüphane
Sessiz
Gürültülü
Çok Gürültülü
Görünmeyen Tehditler
Işık da Kirletebilir
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
2
Bilinçsiz ve aşırı aydınlatma, hem enerji kaybına yol açar
hem de doğaya zarar verir.
2 ders saati
• Işığın da bir kirlilik kaynağı olabileceğini fark eder.
• Bilinçsiz aydınlatmanın etkilerini fark eder.
• Işık kirliliğini önlemek için neler yapılabileceğine ilişkin
önerilerde bulunur.
• Işık kullanımını azaltmanın sonuçlarını tartışır.
Yansıtıcı düşünme, yaratıcı düşünme, karşılaştırma, çıkarımda
bulunma
Anlatım, tartışma, canlandırma
El feneri, renkli kartonlar, kalemler, fotoğraflar, eski dergi ve
gazeteler
Giriş
Günümüzde çevre kirliliği, karşı karşıya olduğumuz en önemli sorunlardan biri. Kirlilik denince
akla daha çok su, hava ve toprak kirliliği gelir. Oysa, çok önemli bir başka çevre sorunu da “ışık
kirliliği”dir. Işık kirliliği, ışık kaynaklarının gereğinden fazla, yanlış biçimde ve yanlış yerde ya da
yanlış zamanda kullanılmasından kaynaklanır.
Işık kirliliğinin en önemli nedeni, cadde ve sokak aydınlatmalarıdır. Yaşadığımız yerleri aydınlatmak,
temel gereksinimlerimizden biridir. Ancak ışık kirliliğinin önüne geçmek için, gerekenden fazla yeri
aydınlatmayan ve elektrik tüketimini azaltan aydınlatma sistemleri kullanılmalıdır.
Aydınlatmada, daha çok elektrik enerjisi kullanılır. Elektrik
enerjisiyse doğal kaynaklardan elde edilir. Bu nedenle,
boşa giden aydınlatma, doğal kaynakların da boşa
harcanması anlamına gelir. “Uluslararası Karanlık Gökyüzü
Birliği” adlı kuruluşun yaptığı bir araştırmaya göre, tüm
dünyada sokak aydınlatmalarının yaklaşık % 30’u boşa
gitmektedir. Türkiye’de henüz bu konuda bir araştırma
yapılmamıştır. Ancak, bu oranın ülkemizde de aynı olduğu
düşünülmektedir.
Işık kirliliğinden birçok canlı türünün yön bulma becerileri,
beslenmeleri ve üremeleri de etkilenir. Örneğin, göçmen
kuşlar ışık kirliliği yüzünden yönlerini bulamaz,
yumurtadan çıkan deniz kaplumbağaları ışık kirliliği
olduğunda denize ulaşamaz ve yaşamlarını kaybeder.
Yerleşim yerlerinin gelişigüzel aydınlatılması, gökyüzü gözlemlerini de olumsuz etkiler. Bugün
birçok kentte geceleri gökyüzündeki yıldızlar gözlenememektedir. Gök bilimciler, ışık kirliliğinden
etkilenmemek için gökyüzü gözlemlerini kentlerden uzak bölgelerde gerçekleştirirler.
Ülkemizin en büyük gözlemevi olan TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi de aynı nedenden dolayı Toros
Dağları’nın zirvelerinden biri üzerinde kurulmuştur.
Uluslararası Gök Bilim Birliği, 4 Temmuz 1998’den beri ışık kirliliğini önleyici her türlü çalışmayı
destekliyor. Başta ABD ve İspanya olmak üzere birçok ülke ışık kirliliğine karşı özel yasa ve
yönetmelikler çıkardı. Bu ülkeler, hâlâ bu yöndeki çabalarını sürdürüyorlar.
Işık da Kirletebilir
97
2
Görünmeyen Tehditler
Etkinlikler
Boşa giden ışık: Boşa giden kaynaklar
1
Öğrencilere gözlerini bir süre
kapatmalarını söyleyin. Ardından
aydınlatma araçlarının henüz bulunmamış
olduğu dönemlerde yaşayan insanların
hava kararınca ne yaptıklarını tahmin
etmelerini isteyin. (Gözlerini kapatmaktan
hoşlanmayanlar olabilir, onları zorlamayın.)
Öğrencilerin yanıtları üzerinde konuştuktan
sonra ışığın yaşamımız için ne kadar
önemli olduğunu anlatın.
2
Öğrencilere, geçmiş dönemlerde insanların
geceleri aydınlanmak için hangi yollara
başvurduklarını sorun. (İnsanlar, eskiden
gaz lambaları ve mumla aydınlanırlardı.)
Günümüzde birçok kent ve kasabada
geceleri gerçekten karanlık olan bir yer
bulmanın imkânsız olduğunu belirtin. Daha
sonra sınıfa aşağıdaki soruları sorun:
• Kentlerde ve kasabalarda nerelerde sokak aydınlatması yapılıyor?
(Yol, cadde ve sokaklarda, park, bahçe ve spor alanlarında, turistik tesislerde,
binaların dış cephelerinde, reklam panolarında, evlerde ve binalarda)
• Bu aydınlatmaların hepsi her zaman gerekli mi?
3
4
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın. Onlara aşırı ve bilinçsiz aydınlatmadan
kaynaklanan sorunların neler olduğunu sorun. Yanıtlar üzerinde konuşun.
Daha sonra öğrencileri küçük gruplara ayırın. Her grubun, yanlış aydınlatmadan kaynaklanan
sorunların önüne geçmek ve ışık kirliliğini azaltmak için neler yapılabileceğine ilişkin öneriler
geliştirmesini isteyin. Ardından öğrencileri bu önerileri ortaya koyan birer poster hazırlamaya
yönlendirin. Posterlerini hazırlarken dergi ve gazetelerde bulunan fotoğraf ve yazılardan
yararlanmalarını sağlayın. Hazırladıkları posterleri okulda sergileyin.
Işık kirliliği canlıları nasıl etkiler?
98
1
Öğrencilere “Aydınlık Gece” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ve öğrencilerin bu sayfayı
okumalarını sağlayın. Onlara bir canlandırma yapacaklarını söyleyin ve sınıfı gruplara ayırın.
Öğrencileri canlandırmaya hazırlamak amacıyla, deniz kenarında büyük bir şenlik
düzenlendiğini, bütün kıyının bunun için aydınlatıldığını belirtin. Rastlantı sonucu tam şenlik
gecesi, deniz kaplumbağalarının yumurtalarından çıktığını ve güneş doğana kadar denize
ulaşmaları gerektiğini anlatın. Her grupta, hem yumurtadan yeni çıkmış deniz kaplumbağaları,
hem kumsalda eğlenen insanlar hem de koruma görevlilerinin yer alacağı bir rol dağılımı
yapılmasını sağlayın. Gruplara canlandırmalara hazırlanmaları için 15 dakika süre tanıyın.
2
Gruplar canlandırmalarını yaptıktan sonra hep birlikte canlıları ışık kirliliğinin olumsuz
etkilerinden korumak için neler yapılabileceği hakkında konuşun.
Işık da Kirletebilir
Görünmeyen Tehditler
Nereyi aydınlatıyoruz?
1
Öğrencilere “Hangisi Doğru?” başlıklı öğrenci bilgi sayfasını dağıtın. Buradaki aydınlatma
yöntemlerinden doğru olanları çarpı işaretiyle işaretlemelerini isteyin. Daha sonra yanıtlar
üzerinde konuşun. Doğru ve yanlış aydınlatma biçimlerine nerelerde rastladıklarını sorun.
2
Öğrencilere, ışık kirliliğinin nedenlerinden birinin, gereksiz aydınlatmalar olduğunu hatırlatın.
Sokak lambalarında ışığın tümüyle yere doğru yöneltilmesi gerektiğini söyleyin. Enerji
tasarrufunun önemini vurgulayın. Örneğin, reklam ve ilan ışıklarının gece yarısından sonra
kapatılmasının sağlayacağı yararlardan söz edin.
2
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Görünmeyen Tehditler” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencilerden aile bireylerinden biriyle bir gece yürüyüşüne çıkmalarını söyleyin. Bu yürüyüş
sırasında aşağıdaki soruların yanıtlarını bulmaları gerektiğini belirtin.
- Çevredeki en parlak ışık kaynağı nedir?
- Açık havada nerelerde ve hangi amaçlarla aydınlatma yapılmış?
- Bu aydınlatmalardan hangileri gerçekten gerekli?
Bu soruların yanıtlarını bulduktan sonra mümkün olduğunca karanlık bir yere gitmelerini
söyleyin. Bu kez gökyüzüne bakıp aşağıdaki soruların yanıtlarını bulmaları gerektiğini belirtin.
- Gökyüzünde kaç yıldız görebiliyorsunuz?
- Bu yıldızların hepsi parlak mı?
•
Son olarak, gökyüzüne bir sokak lambasının altından bakmalarını isteyin. Bu şekilde kaç yıldız
görebildiklerini not etmelerini söyleyin.
•
Öğrencilerin gözlemlerinden hareketle ışık kirliliğini azaltmaya yönelik bir slogan yazmalarını
isteyin. Sloganları kartonların üzerine yazmalarını sağlayın ve sloganların hepsini sergileyin.
Işık da Kirletebilir
99
Öğrenci bilgi sayfası
Görünmeyen Tehditler
Aydınlık Gece
Işık kirliliği, önemini giderek daha da hissettiren çevre sorunlarından biridir. Bu
sorunun olumsuz etkilerinden biri de canlılarla ilgilidir. Örneğin, göçmen kuşlar,
gece uçuşları sırasında Ay’ın ve yıldızların konumu sayesinde yollarını bulurlar.
Ancak bilinçsiz ve aşırı aydınlatma, kuşların yönlerini kaybetmelerine yol açar.
Böyle durumlarda kimi zaman deniz fenerlerine, göz kamaştırıcı bir şekilde
aydınlatılmış binalara çarparlar ya da yorgunluktan hâlsiz düşene kadar bu ışık
kaynaklarının çevresinde dönüp dururlar. Bu şekilde, göç yolundaki binlerce
kuş bir gecede yaşamını kaybedebilir.
Işık kirliliği, deniz kaplumbağaları için de ciddi bir tehlikedir. Deniz
kaplumbağaları, yumurtalarını kumsallarda açtıkları çukurlara gömerler.
Bu hayvanlar, üreme dönemlerinde kumsallara binlerce yumurta bırakırlar.
Yumurtadan çıkan yavrular, Ay’ın ve yıldızların denizin üzerinde oluşturduğu
pırıltılara yönelerek suya ulaşmayı başarırlar. Ancak bütün yavruların denize
ulaşma şansları çok düşüktür. Denize ulaşma şansları zaten düşük olan deniz
kaplumbağaları bilinçsiz aydınlatmadan da olumsuz etkilenir. Parlak ışıklar
ve kıyı aydınlatmaları, dişilerin yuvalamak için kıyıya gelmelerine, yavrularınsa
denizi bulmalarına engel olur. Yavrular, denizin tersi yönde ilerler ve sonuç
olarak da yaşamlarını kaybederler.
100
Görünmeyen Tehditler
Aşağıdaki soruları okuyarak doğru seçeneklerin altındaki kutucuklara çarpı
işareti koyun.
Aşağıdaki sokak
aydınlatma
biçimlerinden hangisi
doğru?
Aşağıdaki duvar
aydınlatma
biçimlerinden hangisi
doğru?
Aşağıdaki pano
aydınlatma
biçimlerinden hangisi
doğru?
Öğrenci bilgi sayfası
Hangisi Doğru?
101
3
Görünmeyen Tehditler
Elektromanyetik
Alanlar ve İnsan Sağlığı
Ana Tema
Önerilen Süre
Gündelik yaşamda yaygın olarak kullandığımız elektrikli
cihazlardan kaynaklanan elektromanyetik alanlar insan
sağlığını olumsuz etkileyebilir.
3-4 ders saati
Kazanımlar
• Elektrikli cihazların elektromanyetik alanlar
oluşturduğunu açıklar.
• Elektromanyetik alanların insan sağlığına etkilerini fark eder.
• Elektromanyetik gürültünün önlenmesi için
yapılabilecekleri sıralar.
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Eleştirel düşünme, araştırma, yorumlama, çıkarımda bulunma
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Anlatım, tartışma, altı şapkalı düşünme
Karton, makas, boya kalemleri, Yeşil Kutu CD’si
Giriş
Elektromanyetik alanlar, elektrik akımı geçen yerlerde ortaya
çıkan, gözle görülemeyen enerji alanlarıdır. Televizyon, radyo,
cep telefonu, telsiz gibi iletişim araçlarında, bir çeşit
elektromanyetik dalga olan radyo dalgaları kullanılır. Tıpta
kullanılan X ışınları, mikrodalga fırınlardaki mikrodalgalar,
televizyon kumandalarındaki kızıl ötesi ışınlar da
elektromanyetik dalgaların farklı kullanım alanlarıdır.
Elektromanyetik dalgalar, belirli bir düzeyden güçlü olduğunda,
“elektromanyetik kirlilik” ortaya çıkar. Elektromanyetik kirliliğin
önüne geçmek amacıyla, elektrikli cihazlar için birtakım
standartlar belirlenmiştir. Tüm üreticiler bu standartlara uymak
zorundadır. Diğer yandan elektromanyetik alanların insan
sağlığına etkileri üzerine de çeşitli araştırmalar yapılmaktadır.
Uzmanlar, bilgisayar başında uzun süre çalışmanın, televizyonun çok yakınında oturmanın ya da
elektrikli battaniyeyle uzun süre temas etmenin insan sağlığını olumsuz etkileyebileceğini
belirtmektedirler. Bu nedenle, teknolojik gelişmelerle kaçınılmaz olarak yaşamımıza giren yararlı,
ancak sağlığımızı tehdit edebilecek cihazlar hakkında toplumun bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Etkinlikler
Cep telefonları elektromanyetik alanlar oluşturur
102
1
Öğrencilere, günümüzde kullanılan yüksek teknoloji ürünlerinden birinin cep telefonları
olduğunu söyleyin ve aşağıdaki soruları sorun:
• Cep telefonları sağlığımızı etkiler mi?
• Çocukların cep telefonu kullanması neden önerilmiyor?
2
Öğrencilere cep telefonunun, çevresinde elektromanyetik alan oluşturan birçok cihazdan
biri olduğunu söyleyin. “Giriş” bölümündeki bilgileri kullanarak elektromanyetik alanlar
hakkında bilgi verin.
Elektromanyetik Alanlar ve İnsan Sağlığı
Görünmeyen Tehditler
Cep telefonlarının insan sağlığına etkileri
1
“Cep Telefonlarının İnsan Sağlığına Etkileri Araştırılıyor” başlıklı bilgileri öğrencilere aktarın.
Onlara sınıfça bu konuda bir çalışma yapacağınızı söyleyin. Bu çalışmada altı şapkalı düşünme
yöntemini kullanacağınızı belirterek, onlara bu yöntem hakkında bilgi verin. (Altı şapkalı
düşünme yöntemi hakkındaki bilgiyi kitabın sonundaki “Ekler” bölümünde bulabilirsiniz.)
2
Öğrenciler altı şapkalı düşünme yöntemini öğrendikten sonra onları altı gruba ayırın.
Gruplardan beyaz, kırmızı, siyah, sarı, yeşil ve mavi renklerden birini seçmelerini isteyin. Her
birine makas, boya kalemleri ve kendi gruplarının renginde kartonlar verin. Bu kartonlardan,
kendileri için istedikleri şekillerde şapkalar yapmalarını söyleyin.
3
Bir hafta sonraki derse kadar her grubun, cep telefonlarının insan sağlığına etkisi ve kendi
şapka renginin simgelediği bakış açısına göre nasıl ele alacağıyla ilgili bilgi toplamasını isteyin.
Örneğin, tarafsız yaklaşımı simgeleyen beyaz şapkalı grubun, cep telefonlarının insan sağlığına
etkisini bilimsel bilgilere dayanarak, net ve objektif bir tutumla ele alması gerektiğini belirtin.
4
Bir sonraki derste grupların araştırma sonuçlarını birbirleriyle paylaşmalarını sağlayın.
Gruplar, bunu kendilerine bir sözcü seçerek yapabilirler. Her grup kendi bakış açısını
özetledikten sonra grupları ortak bir karar almaya yönlendirin. Ortak bir karar alınamıyorsa
öğrencileri zorlamayın. Onlara cep telefonlarıyla ilgili araştırmaların devam ettiğini, bu
konudaki gelişmeleri izlemelerini istediğinizi söyleyin. Dünya Sağlık Örgütü’nün 16 yaşından
küçüklerin cep telefonu kullanmamasını önerdiğini açıklayın. Çocukların sinir sisteminin ve
beyninin16 yaşına kadar gelişmeye devam ettiğini belirtin. Uzmanlara göre, bu dönemde
sinir sisteminin olumsuz etkilere maruz kalması çocukların gelişimine zarar verebilir.
5
Öğrencileri elektromanyetik alanların sinir sistemi üzerindeki olumsuz etkilerini anlatan bir
broşür hazırlamaya yönlendirin. Bu broşürün çoğaltılarak tüm okula dağıtılmasını sağlayın.
3
Elektromanyetik gürültü
1
Öğrencilere otobüs ve uçak yolculuklarında cep telefonlarının neden kapatılması gerektiğini
sorun. Yanıtları aldıktan sonra “Elektromanyetik Gürültü Nasıl Önlenir?” başlıklı metindeki
bilgileri aktarın.
2
Öğrencilerden cep telefonları gibi elektromanyetik alan oluşturan cihazlara başka örnekler
vermelerini isteyin. Bu cihazların yaydığı elektromanyetik dalgaların yol açabileceği sorunları
önlemek için neler yapılabileceğini sorun. Daha sonra onlara aşağıdaki birkaç basit
önlemden söz edin:
• Televizyonu en az 2 m uzaktan izlemek
• Bilgisayar başında çalışırken ekrandan en az 60 cm uzakta oturmak
• Bilgisayarda ekran filtresi kullanmak
• Bilgisayar başında çalışırken düzenli olarak ara verip dinlenmek
• Gerekmedikçe cep telefonu kullanmamak
• Cep telefonuyla uzun süre konuşmamak
• Cep telefonunu kullanmadığımız zaman bedenimizden olabildiğince uzakta tutmak
• 16 yaşından küçüklerin cep telefonu kullanmaması
• Elektrikli battaniye kullanmaktan kaçınmak
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Görünmeyen Tehditler” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Konuyla ilgili bir uzmanı (örneğin, bir elektronik mühendisini) okulunuza bir şöyleşi için davet edin.
•
Aileleri, cep telefonlarının etkileri konusunda bilinçlendirmek amacıyla bir seminer düzenleyin.
Elektromanyetik Alanlar ve İnsan Sağlığı
103
3
Görünmeyen Tehditler
Cep Telefonlarının İnsan Sağlığına Etkileri Araştırılıyor
Cep telefonları yaşamımıza son on yıl içinde girdi. Bugün birçok insan cep telefonu
kullanıyor. Ancak cep telefonları elektromanyetik dalga yayan cihazlar olduğundan
sağlığımızı olumsuz etkileyebilir. Bilim insanları, cep telefonlarının etkilerini araştırıyorlar.
Cep telefonu kullanmanın sürücülerin dikkatini dağıtarak trafik kazalarına yol açtığı
kanıtlandı. Cep telefonlarının insan sağlığına herhangi bir olumsuz etkisinin olup
olmadığıysa bugüne kadar kanıtlanamadı. Ancak bu, cep telefonlarının sağlık açısından risk
oluşturmadığı anlamına gelmiyor.
Elektromanyetik dalgalar, “iyonlaştıran” ve “iyonlaştırmayan” ışınım olarak ikiye ayrılır.
İyonlaştıran ışınımın sağlığı olumsuz etkilediği kanıtlanmış durumda. Bu ışınım çeşidiyle
ilgili uygulamaların güvenilirliğini sağlamak amacıyla çeşitli standartlar var. Ancak, cep
telefonları gibi bazı cihazların yaydığı iyonlaştırmayan ışınımların insan sağlığına etkileri
konusundaki kaygılar devam ediyor.
Elektromanyetik ışınımla ilgili ilk çalışmalar 1977 yılında başladı ve Uluslararası
İyonlaştırmayan Radyasyon Komitesi kuruldu. Bu komite, elektrikli cihazların insan
sağlığına olumsuz etkilerini azaltmada benimsenecek standartların neler olabileceğini
araştırdı. Komite, 1992 yılında Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma
Komisyonu adı altında, bağımsız bir bilimsel kuruluş olarak çalışmaya başladı.
Cep telefonlarının yaydığı dalgalar, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma
Komisyonu’nun sağlık bakımından risk oluşturduğunu belirlediği düzeylerin altında yer
alıyor. Ancak bu cihazların kulağa ve beyne çok yakın tutulmaları uzmanları düşündürüyor.
Kanserle ilgili birçok araştırma, iyonlaştıran ışınımın DNA’nın yapısını bozarak hücrelere
zarar verdiğini ortaya koydu. İyonlaştırmayan ışınımın böyle bir etkisi olduğuna ilişkin bir
bulgu bulunmamaktadır. Yakın tarihli araştırmalar, güvenilir olduğu sanılan bazı
elektromanyetik dalgaların da kimi canlıların DNA’sına zarar verdiğini gösterdi. Ancak
uzmanlar bu araştırmada elde edilen bulguların, kesin sonuçlara ulaşmak için yeterli
olmadığını ve daha fazla araştırmaya gereksinim olduğunu belirtiyorlar.
Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu ve Dünya Sağlık
Örgütü, 1998 yılında cep telefonlarının insan sağlığına olası etkileri konusunda kapsamlı
bir araştırma başlattı. Uzmanlar araştırmalarını kafatası içindeki, beyin, kulak altı tükürük
bezleri, duyma siniri ve lenfatik dokuda oluşabilecek kanser tipleri üzerinde
yoğunlaştırma kararı aldı. Deney grubu olarak da uzun süre cep telefonu kullanan kişileri
seçtiler. Araştırma, cep telefonlarının en erken kullanılmaya başlandığı yerler olan Kuzey
Avrupa ülkelerinde ve bazı başka yerlerde sürdürülüyor. Bu araştırmanın kesin
sonuçlarının 2007 yılında açıklanması bekleniyor.
Kaynak: Türkiye Bilimler Akademisi’nin (TÜBA) web sayfasında
(http://www.tuba.gov.tr/habergoster.php?haber=bhaberler) yer alan “RTD info: Magazine on European
Research, sayı 46, Ağustos 2005, s.3- 11.” kaynaklı yazının özetidir.
104
Elektromanyetik Alanlar ve İnsan Sağlığı
Görünmeyen Tehditler
Elektromanyetik Gürültü Nasıl Önlenir?
3
Elektromanyetik dalgalar, tıpkı havuza atılan bir taşın su yüzeyinde ilerleyen dalgalar
oluşturması gibi boşlukta yayılır ve uzaklara iletilebilir. Elektronik cihazların hepsi
elektromanyetik dalgalar oluşturur. Bunların tümünün oluşturduğu karmaşaya
“elektromanyetik gürültü” denir. Bu, seslerin oluşturduğu gürültüden farklıdır. Cep
telefonlarının radyo ve televizyonlarda çıkardığı parazit sesi, elektrikli süpürge çalışınca
televizyonlarda oluşan parazit, bu istenmeyen etkinin örnekleridir. Hatta bilgisayarın
yanında çalışan bir cep telefonu, bilgisayarın yanlışlık yapmasına ya da kilitlenmesine
neden olabilir.
Bir cihaz, dışarıdan gelen elektromanyetik gürültüden etkilenmeden çalışmasını
sürdürebiliyorsa elektromanyetik bağışıklığa sahiptir. Örneğin, yanında cep telefonuyla
konuşulduğunda, hiç etkilenmeden çalışmasını sürdüren bir televizyonun cep telefonuna
karşı elektromanyetik bağışıklığa sahip olduğunu söyleyebiliriz.
Elektronik cihazlar, dışarıdan gelen etkilerden olabildiğince az etkilenecek şekilde
tasarlanırlar. Bununla birlikte kendi yaydıkları elektromanyetik gürültü
de çok az olmalıdır. Cihazın bu şekilde dışarıdan etkilenmeme ve dışarıyı etkilememe
özelliğine “elektromanyetik uyumluluk” denir.
Elektronik cihazlar, elektromanyetik uyumluluk (EMU) açısından bazı kurallara göre
tasarlanırlar. Türkiye’de bu kurallar Türk Standartları Enstitüsü tarafından belirlenir. Bir
elektronik cihaz, bu kurallara uygun olarak üretildiyse EMU özelliğine sahip olduğunu
gösteren bir TSE belgesi verilir.
Erden Ertörer’in Bilim Çocuk Dergisi’nin Ocak 2004 sayısında yayımlanan “Cep Telefonlarını Neden Bazen
Kapalı Tutuyoruz?” adlı yazısından kısaltılarak alınmıştır.
Elektromanyetik Alanlar ve İnsan Sağlığı
105
1
Atıklar
Atıksız Bir Dünya
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Temiz bir dünya için atıkların azaltılması ve
değerlendirilmesi gerekir.
5 ders saati
•
•
•
•
•
İnsan etkinlikleri sonucunda atıkların ortaya çıktığını fark eder.
Atıkların nasıl azaltılabileceğine ilişkin önerilerde bulunur.
Geri kazanımın ne olduğunu açıklar.
Çevre dostu malzemeler kullanmanın önemini fark eder.
“Çöp alanı” ve “çöplük” kavramlarını karşılaştırır.
Yansıtıcı düşünme, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme,
tahminde bulunma, değerlendirme, yorumlama, sınıflama,
karşılaştırma, kaydetme, hesaplama, akıl yürütme, çıkarımda
bulunma
Anlatım, gezi-gözlem, tartışma
Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Atık üretmek, yalnızca insanlara özgü değildir. Her canlı kaçınılmaz olarak atık ortaya çıkarır.
Ancak, doğada her şey değerlendirilir. Bir canlının atıkları başka canlıların besin kaynağı olabilir:
Örneğin, ölmüş canlılar, ağaçlardan dökülen yapraklar ve kuru otlar; topraktaki solucanlar,
106
Atıksız Bir Dünya
Atıklar
bakteriler ve mantarlar tarafından parçalanarak doğaya geri kazandırılır. Bu parçalanma sürecinde
ortaya çıkan inorganik maddeler toprağı zenginleştirir. Atıkların doğada başka işlevleri de vardır.
Örneğin kuşlar, kurumuş dalları ve yaprakları yuva yapmak için kullanırlar. Diğer yandan,
günümüzde, insan etkinlikleri sonucu ortaya çıkan atıklar, doğada değerlendirilmelerine hiç fırsat
verilmeyecek ölçüde hızlı çoğalmaktadır.
1
Modern toplumlarda atıkların % 80’i sanayi, tarım ve madencilik etkinlikleri sonucu oluşur. Geri
kalanlarsa evsel atıklardır. Bu atıkların büyük bir kısmı doğada parçalanamaz, kirliliğe neden
olarak çevreye zarar verir. Canlıların sağlığını tehdit eder; beslenme, üreme, göç etme vb.
davranışlarını etkiler.
Son yıllarda gittikçe artan çevre sorunları, insanları bu konuda çözümler aramaya yöneltti. Bu
konudaki çözüm yollarının başında atıklarımızı azaltmak geliyor. Plastik, metal, kâğıt, cam gibi
malzemelerden oluşan atıklarla organik atıkları geri kazanımla tekrar kullanma çalışmaları
başlatıldı. Sanayi ve madencilik gibi üretim etkinlikleri sonucu çıkan atıkların da geri kazanımla
yeniden kullanılır hâle gelmesine ve azaltılmasına çalışılıyor.
Etkinlikler
Atıkları inceleyelim
1
Yazı tahtasına büyükçe bir çöp kutusu resmi çizin ve öğrencilere bunun ne olduğunu sorun.
Ardından çöp kutusuna ne çeşit atıklar attığımızı sorun. (Yiyecek artıkları, plastik ve cam şişeler,
paketleme malzemeleri, eski giysiler vb.) Öğrencilerin yanıtlarını tahtadaki çöp kutusu resminin
içine yazın. Onlara, neden bu kadar çok çöp ürettiğimizi sorun ve bu sorunun yanıtları
üzerinde konuşun. Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın ve DVD’deki “Kirlilik ve
Atıklar” adlı filmi izlettirin.
2
Öğrencilere “Atıkları Azaltmak İçin Neler Yapabilirim?” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın.
Onlardan tahtaya yazmış olduğunuz atık adlarını tablonun birinci sütunundaki boşluklara
yazmalarını isteyin. Ardından öğrencileri tablodaki diğer boşlukları örnekteki gibi
doldurmaya yönlendirin. Daha sonra onlara “Atık Azaltma İlkeleri” başlıklı bilgileri aktarın;
bu ilkelerin benimsenmesinin yararlarından söz edin. Birkaç öğrencinin, tabloyu nasıl
doldurduklarını arkadaşlarıyla paylaşmasını sağlayın. Öğrencilerin tabloya yazdıklarının atık
azaltma ilkeleriyle uyumlu olup olmadığını konuşun.
3
Hep birlikte, atık azaltma ilkeleri ışığında evlerdeki atıkların nasıl azaltılabileceği üzerinde
konuşun. Ardından öğrencilere şu soruyu sorun: “Bu yıl boyunuz çok uzadığı için geçen yıldan
kalma yepyeni pantolonunuzun boyu artık kısa geliyor. Ne yaparsınız?” Öğrencilerden bu
konuda önerilerde bulunmalarını isteyin. Bir öğrencinin önerileri tahtaya yazmasını sağlayın.
Bazı öneriler şunlar olabilir:
• Pantolonu gereksinimi olan birine veririm.
• Eskiciye satarım.
• Anneme veririm. O parçalara ayırıp
temizlik için kullanır.
• Paçalarını keser, şort olarak kullanırım.
• Evdeki artık kumaşlarla paçasına ek
yapıp boyunu uzatırım.
• Parçalara ayırıp başka giysilere yama
yapmak için kullanırım.
• Çöpe atarım.
4
Öğrencilerden tahtadaki önerileri değerlendirmelerini isteyin. Onlara önerilerin özgün,
gerçekçi ve çevre dostu olup olmadığını sorun. Her öneri üzerinde konuşurken, öğrencilerin
şu soruları göz önünde bulundurmalarını sağlayın:
• Tüketimin azalmasını sağlıyor mu?
• Bu hâliyle uzun süre kullanılabilir mi?
• Farklı bir kullanım şekli sunuyor mu?
• Yaşadığınız yerin koşullarına uygun mu?
Atıksız Bir Dünya
107
1
Atıklar
Geri kazanım
1
Öğrencilere atıkları azaltmanın,
çevre kirliliğinin önüne geçmenin ve
doğal kaynakların tükenmesini
önlemenin en etkili yollarından
birinin “geri kazanım” olduğunu
anlatın. Geri kazanım, atıkların
ayrılıp işlenerek yeni malzemelerin
üretiminde kullanılması anlamına
gelir. Örneğin, kullanılmış cam
şişeler ya da kavanozlar toplanır.
Bunlar, özel tesislerde yeniden ham
maddelerine ayrılır ve yeni cam
ürünlerin üretiminde kullanılır.
2
Öğrencilere, cam, kâğıt, plastik ve metalden yapılmış ürünlerin geri kazanımla yeniden
değerlendirilebileceğini hatırlatın. Onlara daha karmaşık ürünler olan televizyon ve bilgisayar
gibi elektronik cihazların nasıl geri kazanılabileceğini sorun. Yanıtları aldıktan sonra
“Bilgisayarları Geri Kazanalım!” bilgi sayfasını öğrencilere dağıtın ve aşağıdaki soruları sorun:
• Bir bilgisayarın ortalama ömrü ne kadardır?
• Ömrü dolan bilgisayarlara hangi işlemler uygulanır?
3
4
Öğrencilere geri kazanımı yapılabilen ve geri kazanım
sonucu üretilmiş ürünlerin üzerinde özel bir işaret
bulunduğunu söyleyin. Onlara bu işareti gösterin ve bunun
geri kazanım döngüsünün simgesi olduğunu anlatın: Birinci
ok, geri kazanımı yapılacak malzemelerin toplanmasını;
ikinci ok, bu malzemelerden geri kazanımla yeni ürünlerin
üretilmesini; üçüncü ok bu ürünlerin tüketilmesini simgeler.
Döngünün tamamlanabilmesi için tüketilen yeni ürünlerin de
geri kazanımla değerlendirilmesi gerekir. Geri kazanımın
yararları üzerine tartışın.
Öğrencilere DVD’deki “Geri Kazanım” adlı çizgi filmi ve “Geri Kazanım Neden Önemli?” adlı
filmi izlettirin. Bu filmlerin ana fikrini hep birlikte bulmaya çalışın.
Doğaya armağanımız: Organik atıklar
108
1
Öğrencilere, park ve bahçelerdeki bitkilerin budanması sonucu çok miktarda organik atık
açığa çıktığını anlatın ve bu atıkların nasıl değerlendirilebileceğini sorun. Bir öğrencinin
önerileri tahtaya yazmasını isteyin. Öneriler şunlar olabilir:
• Çöpe atılabilir.
• Toprağı ve bitki köklerini örtmek amacıyla kullanılabilir. (Kuraklıktan ya da dondan
korumak ve nemli tutmak için bazı yerlerde tarlalar ıslak saman ya da doğal
gübreyle örtülür.)
• Kompost yapımında kullanılır.
• Sunta yapımında kullanılmak üzere bir kereste fabrikasına satılabilir.
• Kâğıt hamuru ve karton yapımında kullanılmak üzere bir fabrikaya satılabilir.
• Kurutulup yakacak olarak kullanılabilir.
2
Tüm önerileri tahtaya yazın. Daha sonra öğrencilerden tahtadaki önerileri değerlendirmelerini
ve her öneriye tek tek puan vermelerini isteyin: Atığın çöp alanına gönderilmesini sağlayacak
önerilere 1; atığın doğada parçalanmasına olanak tanıyacak önerilere 2; geri kazanımla ham
madde olarak kullanılmasını sağlayacak önerilere 3 puan vermelerini sağlayın. Her bir öneriye
verilen puanların toplanacağını ve en yüksek puan alan önerinin en iyi olarak kabul edileceğini
belirtin. Önerileri, çevre dostu, gerçekçi ve özgün olup olmadıkları bakımından da puan
vermeden değerlendirin.
3
Öğrencilere, atıkların yakılmasının doğru bir uygulama olup olmadığını sorun. Çöplerin ve anız
yakılmasının çevreyi kirlettiğini, toprakta yaşayan canlıları öldürdüğünü belirtin.
Atıksız Bir Dünya
Atıklar
4
Öğrencilere, organik atıkların bitki ve hayvan kaynaklı olduğunu söyleyin. Bunların, doğada
mikroorganizmalar yardımıyla kolayca bozularak bileşenlerine ayrıldığını belirtin. Evsel
atıkların önemli bir bölümünün de organik atıklardan oluştuğunu anlatın. Bu atıklarla
“kompost” yapılabileceğini söyleyin. Kompost, organik atıkların belirli bir yerde biriktirilip
ara sıra karıştırılarak kontrollü olarak bozulması sağlanarak elde edilir. Doğru şekilde yapılan
kompost işleminin çevreye hiçbir olumsuz etkisi yoktur. Tersine organik maddelerin doğaya
geri dönmesini sağlar. Kompost yapmak için, organik maddelerin evdeki diğer çöplerden
ayrılması gerektiğini hatırlatın. Cam kırıkları ya da zehirli maddelerle karıştırılan organik
maddeler bahçecilikte kullanılamaz. Bir yandan diğer atıkların da kullanılamaz hâle
gelmesine neden olurlar.
5
“Kompost Nasıl Yapılır?” bilgi sayfasını kullanarak sınıfa kompost yapımını anlatın. Bahçesi
olanların, evlerinden çıkan organik atıklarla kompost yapabileceklerini söyleyin.
1
Çevre dostu malzemeler neler?
1
2
Dersten önce öğrencilere, bir hafta boyunca evlerine giren naylon poşetleri sayıp not
etmelerini söyleyin.
3
Öğrencilere alış verişlerde kullanılan naylon poşetlerin genellikle daha sonra çöpe atıldığını
hatırlatın. Naylon poşetlerin doğada çok uzun zamanda parçalanabileceğini ve ne kadar
çok naylon poşet tüketilirse çevrenin de o kadar çok kirleneceğini söyleyin. Onlara gündelik
yaşamda sık kullandığımız başka birçok malzemenin daha doğada kolay parçalanamadığını
belirtin. Bu nedenle alışveriş yaparken, doğaya zarar vermeyen ya da geri kazanılabilen
“çevre dostu” malzemelerden yapılmış ürünleri tercih etmemiz gerektiğini vurgulayın.
Hep birlikte naylon poşet kullanımını azaltmak için neler yapılabileceğini konuşun.
4
Öğrencilere alışverişte file ya da bez torba kullanan yakınlarının olup olmadığını sorun. Naylon
poşetle bez torbayı karşılaştırın. Bez torba kullanmanın daha az atık üretmek anlamına
geldiğini belirtin. Bu konuda başka bir örnek vermek için “Atıklar... Atıklar...” başlıklı bilgilere
başvurun.
Derste, bir haftada hangi öğrencinin evinde kaç poşet biriktiğini tahtaya yazın. Sonra hep
birlikte bunların ortalamasını alarak, bir evde haftada ortalama olarak kaç naylon poşet
kullanıldığını hesaplayın. İsterseniz aylık ve yıllık naylon poşet tüketimlerini de
hesaplatabilirsiniz. Öğrencilere bu sonuçlara şaşırıp şaşırmadıklarını sorun.
Yaşadığımız yerde atıklara ne oluyor?
1
Öğrencilere CD’nin “Atıklar” bölümünde
bulunan “Atıkların yaşam döngüsü” başlıklı
bilgileri aktarın.
2
Öğrencilere belediyenin atıklardan sorumlu
birimine bir gezi düzenleyeceğinizi söyleyin.
Geziden önce onlara “Çöp Alanları” başlıklı
metni dağıtın. Bu metinden yararlanarak sorular
hazırlamalarını söyleyin. Bu soruları orada
karşılaşacakları görevlilere sormalarını isteyin.
3
Geziden sonra öğrencilere gözlemlerini sorun ve bunlar üzerinde konuşun. Ardından şu
anda başvurulan atık yönetimi uygulamalarının etkili olup olmadığını tartışın. Öğrencilere şu
soruları yöneltin:
• Var olan uygulamalar, insanları atıklarını azaltmaya yönlendiriyor mu?
• Bu uygulamaların olumsuz yönleri var mı? Varsa nasıl iyileştirilebilir?
4
Öğrencilerin atık yönetimini iyileştirmeye yönelik önerilerini tahtaya yazın. Birkaç öğrenci
seçin ve onlardan bu önerileri bir dilekçe hâline getirmelerini isteyin. Bu dilekçeyi
belediyenin ilgili bölümüne iletin.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Atıklar” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Atıksız Bir Dünya
109
1
Atıklar
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
Öğrencilere günlük yaşamda çöp diye attığımız bazı nesnelerin, başkaları tarafından sanat
eserleri ya da yeni eşyalar yapmak için kullanılabileceğini söyleyin. Onlara çevrelerine
dikkatlice bakacak olurlarsa çöpe atılan birçok nesnenin yeni ve bambaşka şekillerde
kullanılabileceğini göreceklerini belirtin. Örneğin, tuvalet kâğıdı rulolarından kalemlikler,
pet şişelerden sulama kapları yapılabileceğini anlatın. Öğrencilere bu tip atıkları başka nasıl
değerlendirebileceklerini sorun. Öğrencileri atık malzemeler kullanarak resim, heykel vb. bir
sanat etkinliği yapmaya yönlendirin. Daha sonra ortaya çıkan eserlerle bir sergi düzenleyin.
Öğrencileri, farklı maddelerin doğada ne kadar sürede parçalanacağını gözlemlemek için bir
çalışma yapmaya yönlendirin. Bunun için, metal, cam ve tetrapak içecek kutuları, eski gazete
kâğıtları ve meyve koçanları toplayın. Etkinliği sınıfta yapmak için tüm bu malzemeleri alacak
büyüklükte bir cam kavanoz kullanabilirsiniz. Atık malzemeleri, bir miktar toprakla birlikte
kavanoza doldurun ya da bahçede açtığınız bir çukura gömün. Her ay, kavanozdaki ya
da çukurdaki atıkları inceleyerek hangilerinin ne ölçüde bozulduğunu gözlemleyebilirsiniz.
(Bu çalışmanın sonunda yalnızca meyve artıklarının ve atık kâğıtların parçalandığını görebilirsiniz.)
Hangi atıkların parçalanmakta olduğunu ve hangilerinde değişme olmadığını saptayın.
Okulunuzdaki atıkların cinslerine göre (metal, plastik, kâğıt, cam vb.) ayrı ayrı toplanması
ve geri kazanımı için bir kampanya başlatın. Bu kampanya için belediye ve çeşitli kuruluşlarla
iş birliği yapın.
Atıkları Azaltma İlkeleri
•
•
•
•
•
110
Birçok ürünü paketlenmiş olarak satın alırız. Paketleme malzemelerinin birçoğu
doğada çok uzun sürede yok olur. Bazı ürünler, daha çekici görünmeleri için
gerçekte gerekenden çok daha fazla malzemeyle paketlenirler. Ürün satın alırken,
daha az malzemeyle paketlenmiş olanlarını tercih ederek gereksiz atık oluşumunu
engelleyebiliriz.
Bir defa kullanılmak üzere tasarlanmış bazı nesneleri çöpe atmak yerine tekrar tekrar
kullanabiliriz. Örneğin, cam şişeler ve kavanozlar temizlenerek yeniden kullanılabilir.
Bazı eşyalar zamanla eskiyip yıpranabilir. Hemen yenilerini almak yerine bunları tamir
ederek ya da bakım yaparak biraz daha uzun bir süre kullanabiliriz. Bu, bilinçli birer
tüketici olmakla da ilgilidir. Bilinçli tüketiciler, eşyalarını verimli kullanırlar.
Kâğıt, metal, cam ve plastik atıklar geri kazanılabilir. Böylece doğal kaynaklar bir
ölçüde korunmuş olur. Daha az atık çöpe gider. Geri kazanım için, atıkların çeşitlerine
göre ayrı ayrı toplanması gerekir.
Atık malzemeler yeni işlevler kazandırılarak işe yarar hâle getirilebilirler. Örneğin, bir
yoğurt kabını saksıya dönüştürebiliriz.
Atıksız Bir Dünya
Atıklar
Kompost Nasıl Yapılır?
1
Kompost, bitkilerin çeşitli
bölümleri, saman, meyve-sebze
kabukları, yapraklar, yabani otlar
ve bir miktar toprak kullanılarak
yapılabilir. İçine koyulan toprağın
organik bileşiklerce zengin olması
kompost oluşumunu kolaylaştırır.
Kompostun niteliği, yalnızca
içindekilere ve bunların oranlarına
değil, nasıl yapıldığına da bağlıdır.
Kuru ve gölgelik bir yer kompost
alanı olarak seçilir. Kompost
yapmak için, yaklaşık 1-1,5 metre
karelik bir alan yeterlidir. Bu alanın
çevresi tahta ve tuğla gibi doğal
malzemeler kullanılarak sınırlandırılır. Ancak bu sınırlandırmanın kabın içindeki
kompostun havalanmasına olanak sağlayacak şekilde yapılması gerekir.
Kompost alanı, yaklaşık 20 cm derinlikte kazılır. İçine, kompost yapılacak maddeler,
toprakla karıştırılarak yaklaşık 20 cm’lik tabakalar hâlinde üst üste konulur. Yüksekliği
1-1,5 metreye ulaştığında, üzeri 10 cm kalınlığında toprak tabakasıyla örtülür. Zaman
zaman karışımın içine su da katmak gerekir. Su, çürüme için gerekli nemi sağlar.
Kompost, belirli zaman aralıklarıyla birkaç kez karıştırılarak altüst edilir. Sonbahar
geldiğinde yapılan altüst işleminden sonra, dondan korumak amacıyla kompostun üzeri
yaprak ya da samanla kaplanır. İlkbahar ya da sonbaharda, ekili alanda metre kare başına
20-40 kilogram düşecek kadar kompost gübre olarak kullanılır.
Atıklar... Atıklar...
Günlük yaşantımızda kullandığımız bazı nesnelerin gelecekte ne tip
atıklar oluşturacaklarını genellikle pek düşünmeyiz. Örneğin, sık sık
kullandığımız okul gereçlerinden biri olan cetvelleri ele alalım.
Cetvel; plastik, tahta ya da metalden yapılır. Peki, bu
malzemelerden hangisi doğada daha hızlı parçalanabilir? Tahtanın
doğada parçalandığını biliyoruz. Tahta bir cetvel, çevreye zarar
vermeden parçalanabilir.
Öte yandan, plastik ve metal doğada kolay kolay parçalanamaz. Ancak bu
malzemelerden yapılan cetveller daha dayanıklıdır. Tahta yerine plastik ya da metali tercih
ederek ormanların korunmasına katkıda bulunulabilir. Ancak, plastik üretiminde petrol
kullanılır ve bu da kirliliğe yol açar.
Sözünü ettiğimiz bu örnekler, alışveriş yaparken çok yönlü
düşünmemiz gerektiğini gösteriyor. Seçim yaparken seçimlerimizin
çevreye olası etkilerini de göz önüne almalıyız. Peki, bunu nasıl
başaracağız? Yanıtı çok kolay! Yaşamımızın birçok anında karar
verirken çevre dostu olmayı temel ilke edinmeliyiz.
Atıksız Bir Dünya
111
Öğrenci bilgi sayfası
Atıklar
112
Atıkları Azaltmak İçin Neler Yapabilirim?
Atıkları azaltmak için yapabileceklerim
Atık
Çeşitleri
Satın
almaktan
kaçınırım.
Pet şişe
■
Tamir ederek
ya da bakım
yaparak
uzun süre
kullanırım.
Geri
Farklı bir
kazanım
amaçla
kumbarasına kullanırım.
atarım ya
da ilgili
kuruluşlara
gönderirim.
Diğer
önerilerinizi
yazın:
■
Pet şişeli
ürünler
yerine cam
şişeli ürünler
alırım.
Kalemlik
yaparım.
Atıklar
Bir bilgisayarın ortalama ömrü yaklaşık 8 yıldır. Bu, pek uzun bir süre değildir.
Üstelik her yıl ne kadar çok sayıda bilgisayar üretildiğini düşünürsek…
Günün birinde tüm bu bilgisayarlar, kullanım sürelerini tamamladığında,
çöplerinden bir dağ bile oluşabilir. Çünkü bilgisayar parçalarının büyük kısmı
geri kazanıma giremez.
Öğrenci bilgi sayfası
Bilgisayarları Geri Kazanalım!
Bilgisayar parçalarının % 90’ı ya çöplüğe gider ya da çok ince tabakalar hâline
gelene kadar buldozerlerle sıkıştırılır. Ancak, bu parçalar kadmiyum, cıva,
kurşun gibi ağır metallerden oluşan zehirli ve çevreye zarar verebilen maddeler
de içerir. Bilgisayarlardan çıkan tehlikeli maddeler çevreyi kirletmemeleri için
yeniden işlenir.
Evlerimizde kullandığımız diğer cihazlar da benzer kirlilikler yaratır. Bazı
ülkelerde, bu cihazlar geri kazanımla yeniden değerlendirilir. Eski buzdolabı,
televizyon, telefon, aspiratör, ekmek kızartma makinesi, masa lambası, müzik
seti ve bilgisayar gibi cihazlar toplanır, diğer çöplerden ayıklanır, parçaları ayrılıp
gruplandırılır. Plastik, cam, metal, elektronik devre gibi farklı malzemeler geri
kazanılmak üzere fabrikalara gönderilir, geri kalanlarsa yakılır.
Elif Yılmaz’ın Bilim Çocuk Dergisi’nin Ocak 2004 sayısında yayımlanan “Bilgisayarları Geri Kazanalım!” adlı
yazısından kısaltılarak alınmıştır.
113
Öğrenci bilgi sayfası
Atıklar
114
Çöp Alanları
Çöp alanları, kentlerdeki çöplerin toplanarak gömüldüğü özel alanlardır. Birçok
kentte, toplanan çöplerin bir bölümü geri kazanım fabrikalarına gönderilir, bir
bölümü yakılır. Çoğu çöp alanlarında gömülür.
Çoğu insan, çöp alanlarıyla çöplükleri birbirine karıştırır; çöp alanlarının çok
büyük çöplükler olduğunu düşünür. Oysa çöp alanları, çöplerin üst üste yığılarak
kendi hâline bırakıldığı yerler değildir. Bunlar, çöplerin yer altı sularından,
yağmurdan ve havadan yalıtılarak saklandığı özel olarak tasarlanmış yapılardır.
Bir çöp alanının yapılacağı yer, özel olarak seçilir. Dünyanın birçok bölgesinde, çöp
alanlarının nerelere kurulabileceği ve nasıl işletileceği konusunda yasalar vardır. Çöp
alanının kurulacağı yer, öncelikle bölgenin toprak yapısına bakılarak seçilir. Çöp
alanları taş ocaklarının ya da madenlerin yakınına kurulmaz. Çünkü, bu alanlardan
yer altı sularına sızıntı olabilir. Bu sızıntıların sulara karışmasını engellemek için çöp
alanının akarsulardan ve sulak alanlardan da uzakta olması gereklidir.
Çöplerin depolanacağı yer seçilirken, bu alanın doğal yaşama verebileceği
zararların da göz önünde bulundurulması gerekir. Bu nedenle, çöp alanının
kurulacağı bölge, örneğin, kuşların yaşadığı yerlerin ya da göç etme yollarının
yakınında olmamalıdır.
Bir çöp alanının en önemli işlevi, çöplerin çevreye zarar vermeyecek bir
biçimde saklanmasıdır. Bu nedenle tabanı, sağlam plastikten ya da kilden bir
tabakayla kaplanır. Çöp alanına bir günde getirilen çöpün ağırlığı yüzlerce tonu
bulabilir. Her gün, getirilen çöpler üst üste yığılır; buldozer ve traktör gibi ağır
araçlar yardımıyla sıkıştırılarak üzeri toprak ya da başka malzemelerle kaplanır.
Böylece kuş, fare ve böcek gibi canlılardan korunmuş olur. Çöp alanının
olabildiğince kuru tutulması gereklidir. Bu nedenle alana alınmadan önce
çöplerdeki su kontrol edilir.
Aslı Zülal’in Haziran 2001 Bilim Çocuk Dergisi’nde yayımlanan “Çöp Alanları” yazısından kısaltılarak alınmıştır.
Kimyasal Maddeler
1
Çevremizdeki Kimyasal Maddeler
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Kimyasal maddeler, çevreyi ve insan sağlığını olumsuz
yönde etkileyebilir.
2-3 ders saati
• Kimyasal maddelerin çevreye ve insan sağlığına etkilerini
açıklar.
• Evdeki kimyasal maddeleri güvenli bir şekilde saklamanın
ve kullanmanın önemini fark eder.
• Evdeki kimyasal maddeleri güvenli bir şekilde saklamaya
ve kullanmaya yönelik önerilerde bulunur.
Karşılaştırma, eleştirel düşünme, yansıtıcı düşünme,
tablolaştırma, çıkarımda bulunma
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası
Yeşil Kutu CD ve DVD'si
Giriş
Günlük yaşamımızda, içinde çeşitli kimyasal maddeler bulunan pek çok ürün kullanıyoruz.
Deterjanlar, parfümler, oda spreyleri, diş macunları, ilaçlar, cilalar, boyalar gibi. Bugün dünyada
doğal ya da insan ürünü 10 milyondan fazla çeşit kimyasal maddenin kullanıldığı tahmin ediliyor.
Ayrıca her yıl piyasaya 200-300 yeni kimyasal madde sürülüyor.
Çevremizdeki Kimyasal Maddeler
115
1
Kimyasal Maddeler
Kimyasal maddelerin, modern yaşam için vazgeçilmez oldukları bir gerçek. Ancak birçok kimyasal
madde, doğrudan ya da kullanıldıktan sonra çevreye salınır ve çevrede kirliliğe neden olur.
Kimyasal maddelerin bazıları zehirlidir. Bunlar, havada, suda ve toprakta birikerek tehlike
oluştururlar. Besin zinciri aracılığıyla yiyeceklerimize karışır ve sağlığımızı olumsuz yönde etkilerler.
Etkinlikler
Kimyasal maddeler hakkında ne biliyoruz?
1
Öğrencilere, günlük yaşamda en çok hangi kimyasal maddeleri kullandığımıza ilişkin bir
beyin fırtınası yaptırın. (İlk akla gelecekler şunlar olabilir: İlaç ve diğer eczacılık ürünleri,
kozmetikler, plastikler, sabun, deterjan, yapay gübreler ve tarım ilaçları, elyaflar, lastik, boya vb.)
Yanıtları tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun. Ardından onlara “Giriş” bölümündeki
bilgileri aktarın.
2
Kimyasal maddelerin olmadığı bir yaşamın düşünülemeyeceği gerçeğini vurgulayın. Birçok
kimyasal maddenin tartışılmaz yararları olduğu gibi, birçoğunun da çevreye ve insan sağlığına
zararları olduğunu belirtin.
Kullanılmış piller ne olacak?
116
1
Öğrencilere aşağıdaki soruları sorarak onları konuya
hazırlayın:
• Kullandığınız saat mekanik mi, yoksa pilli mi?
Bu iki saat tipi arasındaki fark nedir?
2
Pillerin en yaygın kullanılan enerji kaynaklarından biri
olduğunu anlatın. Ancak pillerin hem insan sağlığı
hem de çevre için tehlikeli olabileceğini söyleyin.
Pillerin, kullanım sırasında sorun oluşturmadığını
ancak bitip çöpe atıldıklarında tehlikeli hâle
geldiklerini vurgulayın. Bazı pillerin, çok düşük
miktarlarda bile insan sağlığına zarar verebilen
kadmiyum, kurşun ve cıva gibi ağır metaller içerdiğini
belirtin. Piller çöpe atıldıktan sonra, metal kılıflarının aşınıp parçalandığını ve içindeki ağır
metallerin açığa çıktığını anlatın. Yağmur yağdığında topraktan süzülen suyun, bu ağır
metalleri ırmaklara, göllere ve yer altı sularına taşıyabildiğini söyleyin. Bu yolla, en tehlikeli ağır
metallerden biri olan cıvanın, doğrudan içme suyuyla ya da besinler aracılığıyla bedenimize
girdiğini açıklayın.
3
4
Öğrencilere “Günlük yaşamda pilleri nerede kullanırız?” sorusunu sorun. Verdikleri yanıtları
tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
5
Öğrencilere, yaşadıkları yerde böyle bir geri kazanım kuruluşu yoksa atık pillerin toplanıp
depolanmasını sağlamak amacıyla bir girişim başlatabileceklerini söyleyin.
Öğrencilere pillerin yaratabileceği sorunların nasıl çözülebileceği konusunda bir beyin
fırtınası yaptırın. Ortaya çıkan fikirleri tahtaya yazın. Bunlardan bazıları şunlar olabilir:
• Şarj edilebilen piller kullanmak. Böylece daha az sayıda pil kullanılır ve çöpe atılır.
• Atık pilleri bir toplama kutusunda biriktirmek ve bunları bir geri kazanım
kuruluşuna götürmek.
Çevremizdeki Kimyasal Maddeler
Kimyasal Maddeler
Evdeki kimyasal maddeleri tanıyalım
A.
1
1
Öğrencilere aşağıdaki soruları sorun:
•
•
•
•
Evinizde ne tip kimyasal maddeler kullanılıyor?
Bunlar evin neresinde saklanıyor?
Kimyasal maddelerin insan sağlığı ve çevre açısından tehlikeleri neler?
Evde kullanılan kimyasal maddelerin zararlarını azaltmak üzere hangi önlemler alınabilir?
Bu etkinlik sırasında, CD’nin “Evdeki kimyasal maddeler” adlı bölümünden
yararlanabilirsiniz.
B.
1
Öğrencilere DVD’deki “Zehirli
Maddelerle Yaşamak” adlı filmi
izlettirin.
2
Öğrencilere bu filmde üç konunun
ele alındığını söyleyin. Bunlar:
•
•
•
3
Kişisel bakım ürünlerinde
kullanılan kimyasal maddeler
Otomobil bakım ürünlerinde
kullanılan kimyasal maddeler
Ev ve bahçe bakım ürünlerinde
kullanılan kimyasal maddeler
Ardından öğrencilere “Başlangıçta” adlı çizgi filmi izlettirin.
C.
1
“Yaygın Olarak Kullanılan ve Tehlikeli Maddeler İçeren Ürünler” başlıklı bilgi sayfasını
öğrencilere dağıtın. Bu sayfadaki “Uyarılara Dikkat!” başlıklı bilgiler üzerinde konuşun.
Evlerinde bilgi sayfasında adı geçen ürünlerden olup olmadığını sorun. Öğrencilere
“Evimizdeki Tehlikeli Maddeler” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Onlara, evlerinde bulunan
ürünlerin etiketlerindeki uyarıları bu bilgi sayfasındaki tabloya yazmalarını söyleyin.
2
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Kimyasal Maddeler” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencileri, tehlikeli maddeler içeren ürünler yerine kullanılabilecek doğal ürünleri
araştırmaya yönlendirin. Bunun için İnternet’ten ve başka kaynaklardan yararlanmalarını
sağlayın. (Örneğin kireç çözücü ya da çamaşır yumuşatıcısı yerine sirke kullanılabilir.)
Çevremizdeki Kimyasal Maddeler
117
Öğrenci bilgi sayfası
Kimyasal Maddeler
Yaygın Olarak Kullanılan ve
Tehlikeli Maddeler İçeren Ürünler
Çamaşır deterjanları derisi
duyarlı olan kişilere zarar
verebilir. Ayrıca fazla
miktarda kullanıldığında
solunum sorunlarına
yol açar.
Böcek ilaçlarının çoğu,
zehirli kimyasal bileşikler
içerir. Bu bileşikler,
gözlere zarar verebilir.
Solunması tehlikelidir.
Tuvalet temizleyiciler,
hidroklorik asit gibi bazı asitleri
içerir. Bunlar, başka kimyasal
maddelerle karıştıklarında zehirli
gazlar açığa çıkar. Bu gazların
solunması sağlık için tehlikelidir.
Boyaların çoğu organik
çözücüler içerir. Bu çözücüler,
gözlere ve deriye zarar verir.
Bu maddeleri solumak baş
ağrısı, bulantı, kusma gibi
sorunlara neden olur.
Cam temizleyiciler gözlere,
deriye ve solunum yollarına
zarar verebilir. Yanlışlıkla
yutulduğunda yaşamı
tehlikeye sokabilir.
Bulaşık makinesi deterjanları
derinin zarar görmesine ve
yanmasına neden olabilir.
Zehirli oldukları için kesinlikle
yutulmamaları gerekir.
Elde yıkamada kullanılan
bulaşık deterjanları bunlara
göre daha az zararlıdır.
Ocak ve fırın temizleyiciler
çok zehirlidir. Deriyi ve
gözleri yakabilir. Ayrıca
aşındırıcı etkileri vardır.
Yutulduğunda yaşamı
tehlikeye sokar.
Mobilya cilaları gözlere,
deriye ve solunum yollarına
zarar verebilir.
Yutulduğunda bulantı ve
kusma görülebilir.
Oda spreyleri ve koku giderici
maddeler yüksek derecede
yanıcıdır. Gözlere, deriye ve
solunum yollarına zarar
verebilir. Katı olanları yutulursa
yaşam tehlikeye girer.
Uyarılara Dikkat!
Evde kullandığımız pek çok ürün, insanlara, hayvanlara ya da çevreye zarar
veren zehirli kimyasal maddeler içerir. Bu tür ürünlerden, genellikle evimizi
temizlemek ya da zararlı böceklerden korunmak amacıyla yararlanırız.
Bunları güvenli ve verimli bir şekilde kullanmak için üzerlerindeki etiketleri
okumak çok önemlidir.
Ürün etiketlerinde, kimyasal maddelerin kullanımıyla ilgili öneri ve uyarılar yer
alır. Bu öneri ve uyarılara dikkat etmeliyiz. Ayrıca bu ürünlerle hiçbir zaman
doğrudan temas etmemeliyiz. Satın aldığımız ürünlerin etiketlerindeki bilgileri
dikkatle okumak sağlığımızı güvence altına almamızı sağlar.
118
Kimyasal Maddeler
Evinizde, kimyasal madde içeren ürünlerin etiketlerine bakın.
Aşağıdaki tabloyu doldurun:
Nu.
Ürün adı
Etikette herhangi bir
uyarı var mı?
Etikette uyarı varsa
bu uyarıda ne yazıyor?
Öğrenci bilgi sayfası
Evimizdeki
Tehlikeli Maddeler
119
Enerji
Ulaşım
Sanayi
İnsan Etkinlikleri
ve Etkileri
Tarım
Ormancılık
Turizm
Enerji
Enerjisiz Yapamayız 123
Enerji Tasarruflu Ampuller
128
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Enerji Kaynaklarımız
Isı Tasarrufu Nasıl Yapılır?
Elektrik Tasarrufu Nasıl Yapılır?
Ulaşım
Yaşadığımız Yerde Ulaşım
Bisikletli Yaşam 137
132
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Ulaşım, Enerji ve Çevre
Daha Temiz Ulaşım
Sanayi
Çevre Dostu Sanayi
139
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Sanayinin Çevreye Etkileri
Sanayi
Tarım
Tahıldan Ekmeğe 142
Lezzetli Süt Ürünleri 146
Arı Vız Vız Vız!.. 150
Organik Tarım 158
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Tarım
Tarımda
Ormancılık
Benim Güzel Ormanım! 161
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Ormansız Bir Dünya
Yeniden Çevrime Sokma
Turizm
Arkasında İz Bırakmayan Turistler
167
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Hafta Sonu
Öğrenci bilgi sayfaları
Yenilenebilir Enerji Kaynakları 127
Farklı Ampul Türlerini Karşılaştıralım 131
Enerji Tasarrufu Yapalım 131
Çalışma Grupları İçin Yönergeler 136
Yufka Ekmeği Ne Kadar Güzel! 145
Soframızdaki Ekmek 145
Peynir Yapmak Çok Kolay! 149
“Arım, Balım, Peteğim” 153
Arı Türleri 154
Bal Arıları İşbaşında! 155
Arıcılık Ürünleri 156
Çocuklara Bir Doğa Dostundan Mektup Var! 157
Teşekkürler Ağaç! 165
Ormanda Nelere Dikkat Ederim? 166
Kitle Turizmini Ekoturizmle Karşılaştıralım 171
Enerji
1
Enerjisiz Yapamayız
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Enerji kaynaklarını verimli kullanmalıyız.
4 ders saati
• Hangi enerji kaynaklarının kullanılmasının doğaya olumsuz
etkilerinin olabileceğini açıklar.
• Yenilenebilir enerji kaynaklarını belirtir.
• Yenilenebilir enerji kaynaklarının olumlu ve olumsuz
özelliklerini fark eder.
• Enerjinin ekonomik ve etkin kullanım yollarını keşfeder.
Eleştirel düşünme, sorgulama, çıkarımda bulunma, tartışma,
akıl yürütme, gözlem, inceleme, plan yapma
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası
Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Günlük yaşamımızda gerçekleştirdiğimiz birçok etkinlik için enerji gerekir. Enerji kullanarak evlerimizi
ısıtır, toprağımızı işler, otomobillerimizi ve diğer makinelerimizi çalıştırırız. Enerji kaynaklarından
yararlanabildiğimiz için rahat bir yaşam sürdürürüz. Öyle ki enerjisiz bir yaşam düşünemeyiz.
Enerjisiz Yapamayız
123
1
Enerji
Dünyada canlılığın sürmesi için gerekli
enerjinin büyük bölümü Güneş’ten gelir.
Bu enerji var olan tüm enerji kaynaklarının
temelidir. Günümüzde kullanılan enerji
kaynakları şunlardır:
• Fosil yakıtlar
(kömür, doğal gaz ve petrol)
• Nükleer enerji
• Yenilenebilir enerji kaynakları
(su, rüzgâr, güneş, jeotermal,
biyokütle gibi)
Enerji kaynaklarının kontrolsüz kullanımı
doğayı olumsuz etkiler. Fosil yakıtların
yakılması sırasında asitli gazlar, küller, is ve kirlilik yapıcı diğer maddeler açığa çıkar. Bunlar,
asit yağmurları ve iklim değişikliği gibi küresel boyuttaki çevre sorunlarına neden olur.
Bunların yanı sıra, fosil yakıtlar yakın bir gelecekte tükenebilir. Bu nedenle dünya nüfusunun
enerji gereksinimini karşılamada sorunlar yaşanabilir. Fosil yakıt elde etmek için başvurulan
madencilik uygulamaları yeryüzünün değişmesine ve zarar görmesine yol açabilir. Nükleer
enerji santralleriyse risklidir; bu santrallerde ortaya çıkan radyoaktif atıkların kontrollü bir
şekilde depolanması ve işlenmesi gerekir.
Çevreye daha az zararlı olduğu kabul edilen güneş, rüzgâr, su, jeotermal ve biyokütle gibi
yenilenebilir kaynaklarla da enerji üretimi yapılabilir. Ancak bu tip kaynaklardan enerji elde
etmek için kullanılan teknolojiler henüz yeterince verimli değildir ve maliyetleri yüksektir.
Ayrıca çevreye hiçbir olumsuz etkisi olmayan bir yöntem henüz yoktur. Bu nedenle enerjinin
verimli kullanımı günümüzün en önemli konularından biridir.
Etkinlikler
Enerji üretimi çevreyi nasıl etkiler?
1
Öğrencilere aşağıdaki soruları sorun:
•
•
•
124
Yürüme, koşma ya da bisiklete binme gibi etkinlikler için enerjiye gereksinimimiz var.
Bu enerji nasıl elde edilir?
(Besinlerin vücutta “yakılması” sonucunda elde edilir.)
Hangi enerji kaynaklarını biliyorsunuz?
(Bazı örnekler, kömür, petrol, elektrik, odun, su, güneş ve rüzgârdır.)
Enerji kaynaklarının hepsinin asıl kaynağı nedir?
(Güneş)
2
Günümüzde modern yaşamın enerji olmadan düşünülemeyeceğini anlatın. Ancak
üretimden tüketime kadar olan süreç içinde tüm enerji çeşitlerinin doğayı olumsuz
etkileyebileceğini belirtin.
3
4
Öğrencilere DVD’deki “Enerji Kaynaklarımız” adlı filmi izlettirin.
Onlara, enerji üretimi için yapılan bazı etkinliklerin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin
neler olduğu konusunda bir beyin fırtınası yaptırın. Ortaya çıkan fikirleri tahtaya yazın ve
hep birlikte bunlar üzerinde konuşun. Ardından aşağıdaki konuları ele alın:
• Bazı madencilik uygulamaları (Yeryüzünün değişmesine ve zarar görmesine yol açar.)
• Fosil yakıtların yakılması (Asitli gazlar, küller, is ve kirlilik yapıcı diğer maddeler
açığa çıkar.)
• Nükleer enerji santralleri (Çernobil’deki gibi kazaların gerçekleşme tehlikesi var;
radyoaktif atıkların depolanması ve işlenmesiyle ilgili sorunlar ortaya çıkabilir.)
• Dev barajlar ve hidroelektrik santralleri (Çok sayıda insanın yer değiştirmesine ve geçim
kaynaklarının ortadan kalkmasına neden olur; ormanlık bölgelerin azalmasına ve ekilebilir
arazi kaybına yol açar; doğal yaşam üzerinde olumsuz etki yapar, doğayı değiştirir ve ona
zarar verir.)
Enerjisiz Yapamayız
Enerji
5
Enerji kullanımının çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmanın şunlara bağlı
olduğunu belirtin:
• Yenilenebilir enerji kaynaklarının daha yaygın kullanımı
• Ekonomik ve verimli enerji kullanımı
1
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
Siz hangi enerji kaynağını seçerdiniz?
Hazırlık yapalım
1
Dersten bir hafta önce sınıfa, ülkemizde daha çok hangi yenilenebilir enerji
kaynaklarından yararlanılabileceğine ilişkin bakış açılarını ortaya koyacak bir açık oturum
düzenleyeceğinizi açıklayın.
2
Bu açık oturum için sınıftaki öğrencileri altı gruba ayırın. İlk dört gruba “Yenilenebilir Enerji
Kaynakları” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Grupların her biri, bu metindeki dört yenilenebilir
enerji kaynağından (rüzgâr, güneş, jeotermal ve biyokütle) birini seçsin. Grupların görevi;
halkı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nı, savundukları enerji kaynağının kullanımı için
yatırım yapmanın gerekliliğine inandırmak, buna bağlı olarak da ülkenin enerji stratejisini
belirlemektir. Açık oturum sırasında düşüncelerini daha iyi ortaya koyabilmeleri için
öğrencileri önceden kapsamlı bir araştırma yapmaya yönlendirin.
3
Son iki gruptan birini Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, diğeriniyse bir doğa koruma
örgütünün görüşlerini savunmak üzere görevlendirin. Doğa koruma örgütünü temsil
eden grubun görevinin, kullanılmakta olan enerji kaynaklarını yenilenebilir olanlarıyla
değiştirmenin gerekliliğini destekleyen veriler sunmak olduğunu belirtin. Bakanlığı temsil
edenlerin görevininse gerçekçi ve kalıcı bir enerji stratejisi benimsemek olduğunu
anlatın. “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Olumsuz Etkileri” başlıklı bilgileri, bakanlığı ve
doğa koruma örgütünü temsil eden öğrencilere aktarın.
4
Grupları, açık oturum sırasında kullanmak üzere
bilgilendirme ve tanıtım malzemeleri (logolar,
resimler, fotoğraflar) hazırlamaya yönlendirin.
Açık oturum zamanı
1
Açık oturum günü geldiğinde, sınıftaki sıraları daire
şeklinde dizin. Öğrencilere açık oturum sırasında
birbirlerine saygılı davranmaları gerektiğini hatırlatın.
2
3
Grupların sunuş sırasını kurayla belirleyin. Sunumlar
için her gruba beşer dakika süre verin.
4
Bakanlığı ve doğa koruma örgütünü temsil edenleri, öteki dört grubun önerilerini
oylamaya yönlendirin. Ülkenin farklı bölgelerinde farklı yenilenebilir enerji kaynaklarının
kullanılmasının uygun olabileceğini belirtin. Öğrencileri, farklı enerji kaynaklarının birlikte
kullanılabileceği düşüncesine de yöneltin. Güneş ve rüzgâr enerjisi bakımından
ülkemizdeki olanakların zengin olduğunu söyleyin.
Sunumlar tamamlandıktan sonra bakanlığı ve doğa
koruma örgütünü temsil eden gruplar diğer dört
gruba soru sorabilirler. Yanıtların kısa ve öz olması
gerektiğini öğrencilere hatırlatın.
Enerji tasarrufu neden önemli?
1
Öğrencilere evlerinin hangi yöntemle ısıtıldığını sorun. Hep birlikte farklı ısıtma
yöntemlerinin listesini yapın. Ardından onlara aşağıdaki soruları sorun:
• Farklı ısıtma yöntemlerinin yararları ve zararları nelerdir?
• Evinizin ve sınıfınızın ısıtma masrafı çok mu?
• Evinizde ve sınıfınızda ısı yalıtımı var mı?
Enerjisiz Yapamayız
125
1
Enerji
2
İnşaatlarda yaygın olarak kullanılan malzemelerin
neler olduğuna ilişkin bir beyin fırtınası başlatın.
Ortaya çıkan fikirleri tahtaya yazın ve bunların neler
olduğunu konuşun. Daha sonra öğrencilere aşağıdaki
soruları sorun:
• Hangi inşaat malzemeleri ısıyı yalıtır?
(ahşap, plastik, kumaş)
• Hangi inşaat malzemeleri ısıyı iletir?
(beton, tuğla, cam)
3
Aşağıdaki soruları ele alın:
•
•
•
4
5
Aralarında hava bulunan çift camlı pencereler ne amaçla kullanılır?
Perde neden kullanılır?
Sınıfınızda “ısı kaçağı” olan yerler var mı? Isı kaçağı olan yerlerde nasıl daha iyi
yalıtım yapılabilir?
Öğrencilere DVD’deki “Isı Tasarrufu Nasıl Yapılır?” ve “Elektrik Tasarrufu Nasıl Yapılır?”
adlı çizgi filmleri izlettirin. Öğrencilere, bu filmlerin ana fikrinin ne olduğunu sorun.
Öğrencilere CD’nin “Enerji” bölümünde bulunan “Biz neler yapabiliriz?” başlıklı bilgileri
aktarın. Ardından enerji tasarrufu için evlerinde neler yapabileceklerini sorun.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Enerji” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencilerden evlerinde ısı tasarrufu yapmak ve ısı yalıtımını iyileştirmek için ailece bir
plan hazırlamalarını isteyin. Her öğrencinin kendi planını gösteren bir poster hazırlamasını
sağlayın. Hazırlanan plan ve önerileri sınıfta ele alın. Bu posterlerin tümünü okulda
sergileyin.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Olumsuz Etkileri
Yenilenebilir enerji
kaynaklarının yararlarının
yanında, bazı olumsuz etkileri
de vardır. Bu kaynakların
kullanılacağı üretim santralleri
için çok geniş alanlar
gerekebilir. Örneğin, rüzgâr
jeneratörleri ya da güneş
panelleri doğal görünümü
bozabilir. Rüzgâr jeneratörleri
gürültüye de neden olabilir.
Jeotermal ve biyokütle
enerjilerinin kullanımıysa
havanın niteliğinin
bozulmasına neden olabilir.
126
Enerjisiz Yapamayız
Enerji
Rüzgâr enerjisi
• “Mekanik” bir enerjidir ve asıl kaynağı Güneş’tir.
Rüzgâr enerjisiyle çalışan santrallerde mekanik
enerji elektrik enerjisine dönüştürülür.
• Bu santrallerde elde edilen elektrik, termal enerji
santrallerinde üretilenden biraz daha pahalıdır.
• Rüzgâr türbinleri havayı kirletmez ancak çok
gürültülüdür.
• Çok sayıda türbinin yan yana yerleştirilmesi rüzgârdan daha çok
yararlanmayı sağlar ve üretimin verimini artırır.
• Rüzgârın hızlı estiği yerlerde rüzgâr türbinlerinden daha çok yararlanılır.
Ancak rüzgâr türbinleri kasırga hızındaki rüzgârlarda zarar görebilir.
Güneş enerjisi
• En güçlü enerji kaynağıdır.
• Güneş enerjisinden yararlanmanın bir yolu, güneş
kazanları kullanmaktır. Bu kazanlarda Güneş’in etkisiyle
kaynayıp buharlaşan su, buhar türbinlerini hareket ettirir.
Bu sayede enerji elde edilir. Ancak güneş kazanları için
geniş alanlar gerekir.
• Güneş enerjisinden yararlanmanın bir diğer yoluysa güneş
panelleri kullanmaktır. Bu panellerle toplanan güneş enerjisi elektriğe
dönüştürülür. Bu şekilde enerji elde etmek çevreyi kirletmez. Ancak panellerin
kullanım süreleri dolduğunda atık haline gelerek bir başka çevre sorununun
ortaya çıkmasına neden olurlar.
• Güneş panelleri için geniş alanların gerekmesi güneş enerjisinden
yararlanmayı zorlaştırır.
• Güneş panelleri, sıcak mevsimlerin uzun yaşandığı bölgelerde daha çok kullanılır.
Jeotermal enerji
Öğrenci Bilgi Sayfası
Yenilenebilir Enerji Kaynakları
• Yer kabuğunun farklı derinliklerinde bulunan sıcak su,
buhar ve gazlar da yenilenebilir bir enerji kaynağıdır.
• Türbinlerin hareket ettirdiği jeneratörler aracılığıyla
sıcak sudan elektrik enerjisi elde edilebilir.
• Sıcak su, borularda aşınmaya neden olur. Bu nedenle
bu enerji kaynağının kullanımı pahalıya gelebilir.
• Türkiye jeotermal enerji kaynakları bakımından
dünyanın en zengin ülkelerinden biridir.
• Jeotermal kaynakların tükenmesi söz konusu değildir.
Biyokütle enerjisi
• Bitkisel maddelerin yakılmasıyla elde edilir.
• Bu yöntem, çevre için zararlı değildir; çünkü biyokütle
yakılması sonucunda atmosfere salınan karbon dioksit
miktarı önemsizdir.
• Bitkisel maddeler, doğrudan yakılmak yerine çürütülebilir.
Bunun sonucunda gaz (metan) elde edilir. Bu gazdan
enerji kaynağı olarak yararlanılabilir. Bu yöntem, daha
çok tarımsal atıkların bol olduğu bölgelerde kullanılabilir.
• Biyokütleden fermantasyonla üretilen metanol ve etanol gibi alkollerse
otomobil yakıtı olarak kullanılabilir.
127
2
Enerji
Enerji Tasarruflu Ampuller
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Enerji tasarruflu ampuller, hem ekonomik hem de çevre
dostudur.
1-2 ders saati
• Enerji tasarruflu ampullerin neden daha verimli ve
ekonomik olduğunu açıklar.
Karşılaştırma, çıkarımda bulunma, gözlem yapma, eleştirel
düşünme, hesaplama, yorumlama, tablolaştırma
Anlatım, problem çözme, tartışma
Kâğıt, karton, çeşitli boya kalemleri, yapıştırıcı, eski gazete ve
dergi sayfaları
Giriş
Aylık elektrik faturalarımızın yaklaşık % 20’si
aydınlatma giderlerine aittir. Aydınlatma için
evlerde genellikle klasik ampuller
kullanılmaktadır. Ancak bunlardan daha uzun
ömürlü olan enerji tasarruflu ampuller de vardır.
Bunlar, klasik ampullerden altı kat daha az enerji
harcar. Üstelik sekiz kat daha uzun süre ışık verir.
Enerji tasarruflu ampuller, yararlarının pek
bilinmemesi ve daha pahalı olmaları nedeniyle
yaygın olarak kullanılmamaktadır.
Enerji tasarruflu ampuller doğa dostudur.
Çünkü dolaylı olarak çevre kirliliğinin
azalmasına katkıda bulunur. Çevre kirliliğinin
başta gelen nedenlerinden biri, fosil yakıt
kullanılarak elektrik üretilen santrallerdir. Enerji tasarruflu ampul kullanmak, fosil yakıt tüketimini,
dolayısıyla çevre kirliliğini azaltır. Ancak birçok insan bundan habersiz olduğundan, alışkanlıkla ya
da fiyatının ucuz olması nedeniyle klasik ampul kullanır. Oysa klasik ampul kullanımı, hem
bütçemiz hem de çevremiz açısından uzun vadede daha pahalıya mal olabilir.
Etkinlikler
Ampul türlerini araştıralım
128
1
Dersten bir hafta önce öğrencilere “Farklı Ampul Türlerini Karşılaştıralım” başlıklı tabloyu
dağıtın. Öğrencilerin, piyasadaki çeşitli ampuller hakında araştırma yaparak bu tabloyu
doldurmalarını sağlayın.
2
Derste, öğrencilerin aşağıdaki soruların yanıtlarını da düşünerek araştırma sonuçlarını
değerlendirmelerini isteyin.
• Hangi ampuller daha pahalı? Ampul çeşitlerinin aralarındaki fiyat farkları ne kadar?
• Hangi ampuller daha uzun ömürlü?
• Hangi ampullerin gücü daha fazla?
• Hangi ampuller daha yaygın olarak kullanılıyor?
• Ailemiz, yakınlarımız ya da komşularımız enerji tasarruflu ampul kullanıyor mu?
3
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
Enerji Tasarruflu Ampuller
Enerji
Enerji tasarruflu ampuller ne kadar verimli?
1
Öğrencilere “Neden klasik ampuller enerji tasarruflu ampullerden daha yaygın olarak
kullanılıyor?” sorusunu yöneltin. (Öğrencilerin verdiği yanıtları tahtaya yazın. Bu nedenler
arasında şunlar olabilir: Alışkanlıkların etkisi, enerji tasarruflu ampullerin verimliliğine ilişkin
bilgi eksikliği, çevre sorunlarını önemsememe, fiyatının uygunluğu vb.)
2
Öğrencilere “Enerji Tasarrufu Yapalım” başlıklı problemin bulunduğu bilgi sayfasını dağıtın.
2
Yanıt:
100 watt/saat gücünde bir klasik ampul bir günde 2 saat kullanılırsa
100 x 2 = 200 watt/saat elektrik harcanır.
Bir günde ödenen elektrik bedeli (200 x 13)/1000 = 2,6 YKr olur.
(watt’ı kilowatt’a çevirmek için 1000’e bölme işlemi yapılır)
Bir yılda günlük 200 watt/saat için ödenen bedel 365 x 2,6 = 949 YKr olur.
20 watt/saat gücünde enerji tasarruflu ampul bir günde 2 saat kullanılırsa
20 x 2 = 40 watt/saat elektrik harcanır.
Bir günde ödenen elektrik bedeli (40 x 13)/1000 = 0,52 YKr olur.
(watt’ı kilowatt’a çevirmek için 1000’e bölme işlemi yapılır)
Bir yılda 40 watt için ödenen bedel 365 x 0,52 = 189,8 YKr olur.
Bir yılda 949 – 189,8 = 749,2 YKr tasarruf edilir. (749,2 YKr = 7,49 YTL)
3
4
Problemin sonucu üzerinde konuşun. Onlara hangi ampullerden satın almanın daha kârlı ve
verimli olduğunu sorun.
“Ekonomik Aydınlatma İlkeleri” başlıklı bilgileri sınıfa aktarın. Ardından hep birlikte enerji
tasarruflu ampullerin kullanımının yaygınlaşması için neler yapılması gerektiği üzerinde konuşun.
Enerji tasarruflu ampul reklamı hazırlayalım
1
Öğrencilere ampul alırken reklamların, tercihlerini etkileyip etkilemeyeceğini sorun.
Ardından çeşitli ampullerin paketlerinde ampulün ne kadar enerji tasarrufu sağladığına
ilişkin bilgiler olup olmadığını sorun. Paketin üzerinde bu bilgileri görmenin yararları
üzerinde düşünmelerini sağlayın.
2
Öğrencilere ders planının başında, “Araç ve Gereçler” bölümünde belirtilen malzemeleri
dağıtıp enerji tasarruflu ampulleri tanıtan reklamlar hazırlatın. Bu reklamlar, afiş, poster ya
da öğrencilerin rol alacağı canlandırmalar şeklinde olabilir.
Enerji Tasarruflu Ampuller
129
2
Enerji
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
Dersten önce öğrencilerden ailelerinden izin alarak evlerine ait birer elektrik faturası
getirmelerini isteyin. Öğrencilere evlerde, aylık elektrik faturalarının yaklaşık % 20'sinin
aydınlatma amaçlı kullanımdan kaynaklanan giderlere ait olduğunu hatırlatın. Ardından
yanlarında getirdikleri elektrik faturalarını incelemelerini isteyerek aydınlatma için ne kadar
elektrik harcadıklarını hesaplatın.
Okulda, “Daha Az Enerji, Daha Az Çevre Kirliliği” konulu bir kampanya başlatın. Bu
kampanyaya okul yönetiminin, okul aile birliğinin, öğretmenlerin, öğrencilerin ve velilerin
katılmasını sağlayın. Onlara, kampanyanın amacının bir önceki yıla göre daha az elektrik
harcamak olduğunu anlatın. Öğrenciler arasından enerji dedektifleri seçin. Bu öğrencilerden
enerjinin verimli kullanılması ve enerji tasarrufu konusunda arkadaşlarını bilgilendirmelerini
isteyin. Enerji dedektiflerine, okulun bir yıl önceki elektrik harcamasını hesaplatın. Sonucu
sınıfa ve okula duyurun. Öğrencileri, gereksiz ışıkları söndürmek gibi enerji tasarrufu
sağlayacak davranışlara yönlendirin. Yıl sonunda faturaları karşılaştırarak ne kadar enerji
tasarrufu yapıldığını hesaplatın. Öğrencileri bu çalışmayı evlerinde de yapmaya yönlendirin.
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü’nün
http://www.eie.gov.tr/turkce/en_tasarrufu/konut_ulas/en_tasarruf_bina_ay.html adresindeki
bilgilerden yararlanın. Ayrıca öğrencilere
http://www.eie.gov.tr/turkce/en_tasarrufu/konut_ulas/filmler.html sayfasındaki
“Aydınlatmada Enerji Tasarrufu” filmini izlettirin.
Ekonomik Aydınlatma İlkeleri
•
•
•
•
•
•
•
130
Kullanmadığınız ışıkları kapatın.
Olanaklar elverdiğince enerji tasarruflu ampuller kullanın.
Daha fazla elektrik tüketen renkli ampullerden kaçının.
Işığı iyi yansıtan abajur ya da avizeler kullanın.
Çalışırken yukarıdan aydınlatma yerine çalışma lambası kullanın.
Düzenli olarak ampullerin tozunu alın.
Duvarları açık renklere boyayın. Mobilyaları pencerelere olabildiğince yakın
yerleştirin. Böylece güneş ışığından daha çok yararlanırsınız.
Enerji Tasarruflu Ampuller
Enerji
Ampul tipi
Güç (watt)
Ömür
Fiyat
Paketteki
diğer bilgiler
Öğrenci Bilgi Sayfası
Farklı Ampul
Türlerini Karşılaştıralım
Enerji Tasarrufu Yapalım
Bir öğrencinin odasında 100 watt/saat gücünde
klasik ampul kullanıldığını düşünelim. Öğrenci ders
çalışırken bu ampulün sürekli olarak yandığını ve
bu sürenin günde yaklaşık 2 saat olduğunu
varsayalım. Bu öğrencinin odasında 20 watt/saat
gücünde enerji tasarruflu ampul kullanılırsa bir
yılda kaç YTL tasarruf edilir? (Bir kilowatt/saat
elektriğin bedeli evler için yaklaşık 13 YKr’tur.)
131
1
Ulaşım
Yaşadığımız Yerde Ulaşım
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Ulaşım, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır, ancak
ulaşım etkinlikleri çevreye zarar verebilir.
• 3 ders saati
• Gözlem için 1-3 saat
• Ulaşımın çevre üzerindeki etkilerini azaltmak için
çözümler üretir.
• Hangi özelliklere sahip otomobillerin çevre dostu
olduğunu belirtir.
Eleştirel düşünme, yansıtıcı düşünme, inceleme, yaratıcı
düşünme, çıkarımda bulunma, planlama, sorgulama,
yorumlama, karşılaştırma, tablolaştırma, gözlem yapma
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası
Fotoğraf makinesi, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Ulaşım günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Okula, işe, eve ya da başka kentlere, ülkelere
giderken ulaşım araçları bize büyük kolaylık sağlar. Geçmişle karşılaştırdığımızda, ulaşım
etkinliklerinin günümüzde giderek arttığını ve insanların eskisinden daha fazla yolculuk ettiğini
görürüz. Ulaşım etkinliklerinin artması, benzin, mazot vb. yakıtların daha fazla kullanılması
anlamına gelmektedir. Bu da kirlilik ve küresel ısınma gibi pek çok başka çevre sorununu
beraberinde getirmektedir. Taşıt sayısının artması da bu sorunların büyümesine yol açmaktadır.
132
Yaşadığımız Yerde Ulaşım
Ulaşım
Motorlu taşıtlar, üretimlerinden, hurda hâline geldikleri zamana kadar çeşitli şekillerde çevreyi
olumsuz olarak etkilemektedirler. Bu etkileri en aza indirmek ve ulaşım araçlarının çevre
sorunlarına katkısını azaltmak amacıyla bugün çevre dostu otomobiller geliştirmek üzere
çalışmalar yapılmaktadır. Bu otomobillerin en önemli özelliği daha az yakıt harcamaları ya da
çevreye zarar vermeyen kaynaklardan enerji elde etmeleridir.
1
Etkinlikler
Ulaşım etkinliklerinin çevreye etkisi nedir?
1
Öğrencilere ulaşım aracı çeşitlerinin neler olduğunu sorun. Yanıtlarını aldıktan sonra
“Giriş” bölümündeki bilgileri de kullanarak ulaşım etkinliklerinin çevre üzerindeki etkileri
üzerinde konuşun.
2
3
Öğrencilere DVD’deki “Ulaşım, Enerji ve Çevre” adlı filmi izlettirin.
Film bittikten sonra onlara aşağıdaki soruları sorun:
•
•
•
•
•
4
Ulaşım araçlarına neden bu kadar bağımlıyız?
Ulaşım neden ülkeden ülkeye farklılıklar göstermektedir?
Her gün kaç yeni otomobil üretilir? (yaklaşık 100.000)
Otomobil sayısı neden sürekli artmaktadır?
Toplu taşıma araçlarıyla ulaşım gelecekte nasıl olacaktır?
Sınıfı dört gruba ayırın ve öğrencilere her grubun belirli bir konuda dedektiflik yapacağını
belirtin. Grupların adlarının Trafik Dedektifleri, Otopark Dedektifleri, Hurda Araç Dedektifleri,
Çevre Dedektifleri olduğunu söyleyin. “Çalışma Grupları İçin Yönergeler” başlıklı bilgi sayfasını
öğrencilere dağıtın ve her grubun bu sayfalarda belirtilen görevlerini yerine getirmesini isteyin.
Bu dört grup, işlek bir kavşak, bir otopark, hurda araç parkı ve otobüs terminali gibi yerlerde
inceleme yapmalarını istediğinizi söyleyin. Öğrencilere, buralara aileleriyle birlikte
gidebileceklerini, görevlerini yerine getirirken fotoğraf çekebileceklerini ve izlenimlerini
resimleyebileceklerini belirtin.
Sonuçları paylaşalım
1
Grupların inceleme sonuçlarını
sınıftaki diğer arkadaşlarıya
paylaşmalarını isteyin.
Her gruba, sunum için 5,
diğer gruplardan gelecek
soruların yanıtlanması için de
2-3 dakika verin.
2
Aşağıdaki sorular üzerinde bir
tartışma başlatın:
•
•
3
Okulun ya da iş yerinin eve
yakın olmasının ulaşım
açısından yararları nelerdir?
Trafiğe daha az araç çıkmasını teşvik etmek için neler yapabiliriz?
Öğrencilere “Yaşadığımız yerde ulaşımı nasıl iyileştirebiliriz?” konulu bir beyin
fırtınası yaptırın. Ortaya çıkan fikirleri tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
Öğrencileri, sınıfça kendi araştırmalarının sonuçlarını ve iyileştirme önerilerini içeren
bir eylem planı hazırlamaya yönlendirin. Hazırladıkları eylem planını yerel yönetimlere
sunmalarını sağlayın.
Yaşadığımız Yerde Ulaşım
133
1
Ulaşım
4
Öğrencilerden, 2050 yılında ülkemizde ulaşımın nasıl olabileceğini hayal etmelerini isteyin.
Hayallerini şiir, öykü, resim, drama vb. yollarla ifade etmelerini sağlayın. Ortaya çıkan
çalışmalarla bir sergi düzenleyin.
5
Öğrencilere DVD’de bulunan “Daha Temiz Ulaşım” çizgi filmini izlettirin. Bu filmin ana fikrinin
ne olduğunu sorun. Ardından toplu taşımanın ulaşımdaki önemini anlatın.
Geleceğin çevre dostu otomobilini aramak
1
Öğrencilere, bir otomobili çevreye en az zarar verecek şekilde kullanmanın yollarını sorun.
(Otomobilin yağının düzenli olarak kontrol edilmesi, hava filtresinin düzenli olarak
değiştirilmesi, egzoz emisyon ölçümünün düzenli olarak yaptırılması vb.)
2
Öğrencilere, çevreye daha az zarar verecek otomobiller üretmenin yollarını sorun. Onlara
“Çevre Dostu Otomobil Nedir?” başlıklı bilgileri aktarın. Öğrencileri, bu konuda İnternet’te
araştırma yapmaya yönlendirin.
3
Öğrencilere daha az yakıt tüketmesi için bir otomobilin tasarımında nelere dikkat edilmesi
gerektiğini sorun. Onlara CD’nin “Ulaşım” bölümünde bulunan, “Bir otomobilin tükettiği
enerji” başlıklı bilgileri aktarın. Ardından öğrencilere hangi otomobil tiplerinin ne gibi
nedenlerle verimsiz olduğunu sorun.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Ulaşım” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
134
Öğrencilere, derste öğrendiklerini aileleriyle paylaşmalarını söyleyin.
Öğrencilere çevre dostu bir otomobil tasarımı yaptırın. Tasarımlarını çizim ya da model
hâlinde yapabileceklerini söyleyin. Onları artık malzemeler kullanmaya yönlendirin. Ortaya
çıkan ürünlerle bir sergi düzenleyin.
Öğrencilerden yaşadıkları yerde “çevre dostu” araçların bulunup bulunmadığını
araştırmalarını isteyin. Buldukları bilgileri sınıfta arkadaşlarıyla paylaşmalarını sağlayın.
Yaşadığımız Yerde Ulaşım
Ulaşım
Çevre Dostu Otomobil Nedir?
1
Otomobille gezmeyi kim sevmez? Ancak, otomobilimiz çalışırken egzozundan havaya;
karbon dioksit, karbon monoksit, azot monoksit ve kükürt monoksit gibi gazlar salınır.
Bu gazlar, yalnızca insan sağlığını değil, çevre sağlığını da etkiler.
Bir otomobilin egzozundan çıkan dumanı hiç dikkatle incelediniz mi? Bu gazın çevreye
zarar vermemesi mümkün mü? Egzoz gazlarının çevre sorunlarına neden olduğunu artık
herkes biliyor. Bu sorunları gidermek amacıyla çevreye en az ölçüde zarar veren, “çevre
dostu” otomobiller üretilmeye çalışılıyor. Bu otomobiller “eko-otomobil”, “temiz otomobil”
ya da “yeşil otomobil” olarak da adlandırılıyor. Peki, bu otomobillerin özellikleri nelerdir?
Çevre dostu otomobillerin en önemli özelliklerinden biri, çok küçük olmaları. Büyük
otomobillere, verimli çalışması için büyük hacimli motorlar takılır. Ancak büyük hacimli
motorlar çok yakıt tüketir. Küçük hacimli motorlara sahip otomobiller hem yakıtı
tasarruflu kullanır hem de kolay park edilir.
Çevre dostu otomobillerin bir diğer önemli özelliği de az miktarda yakıtla
çalışabilmeleridir. Uzmanlar, en az miktarda yakıt kullanacak otomobil modelleri
üretmenin yollarını arıyorlar. Birçok otomobil, benzin ya da motorinle çalışıyor. Bu yakıtlar,
petrolden elde ediliyor. Petrol bir fosil yakıt türü. Fosil yakıtlar, milyonlarca yılda oluşuyor
ve bunların yeryüzündeki miktarı çok sınırlı. Hem bu nedenle hem de benzin ve motorin
kullanımının çevreye verdiği zararlar yüzünden yeni yakıt türleri aranıyor.
Etanol ve hidrojen üzerinde çalışılan yeni yakıt türlerinden ikisidir. Etanolün yakılması
sonucunda su buharı ve karbon dioksit açığa çıkar. Hidrojendeyse yalnızca su buharı
çıkar. Ancak bunların geniş çaplı kullanımı için yakıtların depolanması ve dağıtımıyla ilgili
altyapının tümüyle değişmesi gerekir.
Yakıt tasarrufu sağlamada melez otomobiller de umut vadediyor. Günümüzde kullanılan
otomobillerin motorlarına elektrik motoru eklenerek üretilen melez otomobillerde,
egzozdan daha az miktarda zararlı gaz çıkıyor ve yakıt tüketimi neredeyse yarı yarıya
daha az oluyor. Öyle ki, normal boyutlardaki bu yeni otomobillerin 100 kilometrede
harcadıkları yakıt, 3 litreden biraz fazladır. Melez otomobillerin en iyi özelliklerinden biri
de yeni bir altyapı gerektirmemesidir. Günümüzde bazı ülkelerdeki belediyeler melez
taşıtlar kullanmaya başladı. Örneğin, İsveç’in Gottenburg Belediyesi.
Otomobillerde yakıt olarak güneş enerjisi kullanılabilir mi? Güneş enerjisiyle çalışan
otomobiller de var! Bu otomobiller, Güneş’ten gelen enerjiyi elektrik enerjisine çevirir.
Bu araçların üzerine güneş toplayıcıları yerleştirilir. Daha çok toplayıcı yerleştirebilmek
amacıyla araçların gövdeleri uzun ve geniş olarak tasarlanır.
Yaşadığımız Yerde Ulaşım
135
Öğrenci bilgi sayfası
Ulaşım
Çalışma Grupları İçin Yönergeler
Trafik Dedektifleri
İşlek bir kavşağı 15 dakika boyunca gözlemleyin
ve aşağıdaki soruları yanıtlayın.
• En çok hangi araç çeşidinden gördünüz? Bu
araç kaç yolcu taşıyabiliyor?
• Bir toplu taşıma aracı tahminî olarak ortalama
kaç yolcu taşıyabiliyor?
• Toplu taşıma araçlarının yararları nelerdir?
Otopark Dedektifleri
Evinizin çevresinde araçların park ettiği yerleri
gözlemleyerek aşağıdaki soruları yanıtlayın:
•
Araçlar genellikle nerelere park ediliyor?
•
Park yerleri yaya trafiğini engelliyor mu, oyun
alanlarına taşıyor mu?
•
Araçlar, park kurallarına uygun biçimde park
ediliyor mu?
Hurda Araç Dedektifleri
Bir hurda araç parkını gözlemleyerek aşağıdaki
soruları yanıtlayın:
• Hurda araç parkında kaç araç var?
• Bu araçlar ne durumda? Nasıl görünüyorlar?
• Hurda araçlar parka kim tarafından getiriliyor?
• Hurda araçlara ne tip işlemler yapılıyor?
Çevre Dedektifleri
İşlek bir kavşak, bir otobüs terminali ya da oto
tamirhanesini gözlemleyerek aşağıdaki soruları
yanıtlayın:
• Burada hava kirliliği var mı? Kirliliğin kaynağı
neler?
• Burası gürültülü mü? Gürültünün kaynağı neler?
• Yayalara, bisiklet ve motorlu araç sürücülerine
yönelik tehlikeler neler?
136
Ulaşım
Bisikletli Yaşam
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
2
Bisiklet, hem ekonomik hem de çevre dostu bir ulaşım
aracıdır.
2 ders saati
• Kısa mesafeli yolculuklarda bisiklet kullanmanın
önemini açıklar.
• Bisiklet kullanımının yaygınlaşmasına yönelik
önerilerde bulunur.
Eleştirel düşünme, yansıtıcı düşünme, yaratıcı düşünme
Anlatım, beyin fırtınası, tartışma
Araç ve Gereçler
Giriş
Modern yaşamda ulaşım daha çok motorlu taşıtlarla gerçekleştirilmektedir. Bu da birçok çevre
sorununu beraberinde getirmektedir. Oysa kısa mesafeli yolculuklar için toplu taşıma araçlarını
kullanmayı, yürümeyi ya da bisiklete binmeyi tercih edebiliriz. Böylece motorlu taşıtların
kullanılmasından kaynaklanan çevre
sorunlarının azalmasına katkıda
bulunmuş oluruz.
Bugün dünyanın birçok ülkesinde bisiklet
kullanımı çok yaygındır. Öyle ki dünyadaki
bisiklet sayısı otomobil sayısının iki
katından fazladır. Asya ülkelerinde, tüm
dünyada otomobillerle taşınandan daha
fazla sayıda insanın ulaşımı bisikletle
sağlanmaktadır. Son 30 yılda birçok
Avrupa kentinde bisiklet kullanımı büyük
oranda artmıştır. Günümüzde,
Hollanda’da nüfusun % 33’ü ulaşım aracı
olarak bisikleti tercih ediyor. Odense ve
Kopenhag (Danimarka), Basel (İsviçre) ve
Hanover (Almanya) gibi kentlerdeki bisikletli sayısı, bu kentlerin toplam nüfusunun yaklaşık
% 20-25’ini oluşturuyor.
Kent trafiğinde otomobiller ve bisikletler ortalama olarak aynı hızda yol alır. Özel bisiklet
yollarında giden bisikletler otomobillerden daha hızlı yol alabilirler. Ülkemizde büyük kentlerde
bisiklet kullanma alışkanlığı yoktur. Bunun nedenlerinden biri, bu kentlerde bisikletlilere ait özel
yolların bulunmamasıdır. Ancak küçük yerleşim yerlerinde bisikletin ulaşım aracı olarak
kullanımına daha sık rastlanır.
Etkinlikler
Bisiklet hakkında neler biliyoruz?
1
Öğrencilere bisiklete binip binmediklerini sorun. Ardından aşağıdaki soruları yöneltin:
•
•
Bisiklete ne zaman ve hangi sıklıkta binersiniz?
Bisiklet kullanırken enerjiye gereksiniminiz var mı? Bu enerji nereden gelir?
Bisikletli Yaşam
137
2
Ulaşım
2
Öğrencilere, ulaşım araçlarının hepsinde bir enerji
çeşidine gereksinim duyulduğunu açıklayın.
Daha sonra onlara aşağıdaki soruları sorun:
• Otomobiller hangi tür yakıtlarla çalışır?
(benzin, mazot)
• Tramvayların enerji kaynağı nedir? (elektrik)
• Trenlerin enerji kaynağı nedir? (kömür, mazot,
elektrik)
• Uçaklar hangi yakıtla çalışır? (gaz yağı: kerosen)
Yürümek, koşmak ve hareket etmek için gereken
enerjinin besinlerden elde edildiğini açıklayın.
3
Yaşadığınız bölgeye iki ya da üç kilometre uzaklıktaki bir yeri seçerek öğrencilerden buraya
nasıl ulaşabileceklerini hayal etmelerini isteyin (yaya olarak, patenle, bisikletle, otobüsle, balonla
vb.). Öğrencilerden bu ulaşım şekillerini, harcadıkları tahmini enerji miktarına göre
sıralamalarını isteyin. Ardından onlara “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
Bisiklet kullanımının artmasını nasıl destekleriz?
1
Öğrencilere, bisiklete binmeye nelerin engel
olabileceğini sorun. Yanıtları tahtaya yazın ve hep
birlikte bunlar üzerinde konuşun. (Bisiklet yollarının
bulunmaması, coğrafi özellikler, kötü hava koşulları,
yoğun trafik, hava kirliliği, bisiklet fiyatları vb.)
2
Bisiklete binmenin değeri pek bilinmeyen yararları
vardır. Bunlar neler olabilir?
Öğrencilerin düşüncelerini tahtaya yazın.
(Çevre kirliliğine neden olmaz, enerji tasarrufu
sağlar, bisiklete binerek spor yapmış oluruz.)
3
Bisiklet kullanımını artırmak ve desteklemek amacıyla neler yapılabileceği konusunda bir beyin
fırtınası yaptırın. Ortaya çıkan düşünceleri tahtaya yazın ve bunlar üzerinde hep birlikte
konuşun. Yaşadığınız yerde bisiklete binmenin güvenli olup olmadığını ve burada bisiklet
yollarının bulunup bulunmadığını da ele alın.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
138
Yakın çevredeki uygun yere bisiklet gezisi düzenleyin. Bu gezi sırasında öğrencilerin bisiklete
binmeyi daha güvenli ve pratik hâle getirmek için ne tip değişiklikler yapılabileceğini
düşünmelerini sağlayın.
Bisikletli Yaşam
Sanayi
1
Çevre Dostu Sanayi
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Sanayi etkinliklerinin çevreye verdiği zararlar azaltılabilir.
2 ders saati
• Sanayi etkinliklerinin çevreye etkisini belirtir.
• Sanayi etkinliklerini çevre dostu hâle getirmede bireylere
düşen görevlerle ilgili önerilerde bulunur.
Eleştirel düşünme, sorgulama, çıkarımda bulunma
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası
Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
İnsanlık tarihinin yönünü değiştiren birçok önemli gelişme vardır. Bunlardan biri de Sanayi
Devrimi’dir. 1700’lü yıllarda başlayan Sanayi Devrimi’nden sonra makine kullanımı tüm dünyada
giderek yaygınlaştı. Demir ve çelik kullanımı arttı. Buhar, elektrik, petrol gibi yeni enerji kaynakları
devreye girdi. Tarımsal üretimi hızlandıran makineler yapıldı. Fabrikalar kurulmaya başlandı.
Çeşitli ulaşım ve iletişim araçları geliştirildi.
Günlük yaşantımızla ilgili pek çok gereksinimimizi sanayi etkinlikleri sayesinde karşılayabiliyoruz.
Ancak bu etkinlikler sırasında oluşan atıklar çevre kirliliğine ve önemli sağlık sorunlarına neden
oluyor. Oysa çevre dostu teknolojiler kullanılarak sanayi etkinliklerinin zararlarını azaltmak
mümkündür. Örneğin, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak kirliliğin ortaya çıkması önlenebilir
ya da kirliliği azaltacak yeni teknolojiler geliştirilebilir.
Çevre Dostu Sanayi
139
1
Sanayi
Etkinlikler
Sanayi etkinliklerini tanıyalım
1
Öğrencilerden günlük yaşamlarında en çok kullandıkları eşyaların neler olduğunu
söylemelerini isteyin. Bu eşyaların nerede ve nasıl üretildiğini sorun. Yanıtları tahtaya yazın
ve hep birlikte bunlar üzerinde konuşun.
2
Öğrencilere pek çok gereksinimimizi sanayi etkinlikleri sayesinde karşıladığımızı söyleyerek
“Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
Sanayi etkinlikleri hangi çevre sorunlarına yol açar?
1
Öğrencilere DVD’deki “Sanayinin Çevreye Etkileri” adlı filmi
izlettirin. Ardından aşağıdaki soruları yanıtlamalarını isteyin:
• Sanayi etkinlikleri çevreyi nasıl etkiler?
(Hava kirliliği, toprak kirliliği, atık üretimi, aşırı su tüketimi,
küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi, asit yağmurları,
geniş alanların kullanımı vb.)
• Sanayi etkinlikleri sağlığımızı nasıl etkiler?
Öğrencilerin yanıtları üzerinde konuştuktan sonra filmdeki
sanayi etkinliklerinin tehlikelerine ilişkin örnekleri ele alın.
2
Madenciliğin de bir sanayi etkinliği olduğunu söyleyin. Gerekli önlemler alınmadan
yapılan madenciliğin ciddi kazalara neden olabileceğini anlatın ve “Bir Maden Kazası”
başlıklı bilgileri öğrencilere aktarın. Öğrencilere bu konuya ait başka örnekler bilip
bilmediklerini sorun.
3
Öğrencilere CD’nin “Sanayi” bölümünde bulunan “Sanayi çevreyi nasıl etkiler?” başlıklı
bilgileri aktarın.
Çevre dostu sanayi için...
140
1
Sanayinin çevre dostu olmasının çevre sorunlarının çözümünde etkili olacağını vurgulayın.
Sanayiden kaynaklanan çevre sorunlarını çözmenin pek çok yolunun (arıtma tesisleri, baca
filtreleri vb.) olduğunu söyleyin.
2
Öğrencilere, sanayi etkinliklerinin çevreye olumsuz etkisini en aza indirecek yollar
konusunda bir beyin fırtınası yaptırın. (Daha temiz teknolojiler ve ürünler geliştirme; çevre
dostu çözümler arama; çevre dostu fabrika ve kuruluşlarla çalışmayı seçme; çevre dostu
ürünleri satın alma vb.) Yanıtları tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
Çevre Dostu Sanayi
Sanayi
3
Çevre dostu sanayi etkinliklerinin sayısının artmasında
bireylere de önemli görevler düştüğünü belirtin.
Öğrencilerin bu konudaki görüşlerini alın ve onlara
aşağıdaki ipuçlarını aktarın:
• Alışveriş yaparken çevre dostu ürünleri satın almak
(Fosfat su kirliliğine neden olduğundan, bu maddeyi
içermeyen çamaşır tozu kullanılabilir; kloroflorokarbonlar
ozon tabakasının incelmesine neden olduğundan bunları
içermeyen deodorantlar tercih edilebilir; geri kazanılmış
kâğıt kullanılabilir vb.)
• Sanayi etkinliklerinin yaşadığınız yere etkilerini dikkatle gözlemlemek ve bunların
azaltılmasında etkin rol oynamak
• Yetkilileri çevre ve insan sağlığına yönelik tehditler konusunda uyarmak
1
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Sanayi” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Öğrencilerden yaşadıkları yerdeki fabrikaların listesini yapmalarını ve bu fabrikaların çevreyi
olumsuz etkileyip etkilemediğini araştırmalarını isteyin.
Öğrencilere, DVD’deki “Sanayi” adlı çizgi filmi izlettirin. Ardından, hep birlikte filmin ana fikri
üzerinde konuşun.
Bir Maden Kazası
Ocak 2000’de, Kuzey Romanya’nın Baia Mare
bölgesinde bir maden kazası meydana geldi. Bu,
dünyanın en büyük maden kazalarından biriydi.
Kaza, bir madencilik şirketinin atık biriktirme
gölündeki bentte 25 metrelik bir çatlak oluşması
sonucu gerçekleşti.
Atık biriktirme gölünde bulunan siyanür, bakır
gibi pek çok ağır metal içeren yaklaşık 100.000
metreküp su, çevredeki tarım alanlarına yayıldı.
Bu kirli su, bölgedeki büyük akarsulara karışarak
dört hafta içinde Karadeniz’e ulaştı. Bu
akarsularda yaşayan birçok canlı büyük zarar
gördü. Sudaki yüksek siyanür miktarı, yüz
binlerce balığın ölümüne neden oldu. Balıkçıl kuşlar, martılar, kuğular, tilkiler, geyikler,
sülünler, güvercinler ve tavşanlar gibi çok sayıda canlı türü yüzlerce kilometre
uzunluğunda akarsuların kıyısındaki yaşam alanlarından silindi. Uzmanlar, bu akarsularda
yaşamın yeniden canlanmasının beş yıl alacağını belirttiler.
İçme suyu kesintisi nedeniyle bölgede yaşayan 2,5 milyondan fazla insan da kazadan
etkilendi. Bu kaza, gerekli önlemler alınmadığında sanayi etkinliklerinin ne denli büyük
tehlikelere yol açabileceğinin en çarpıcı örneklerinden biridir.
Çevre Dostu Sanayi
141
1
Tarım
Tahıldan Ekmeğe
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Ekmek ve tahıl ürünleri, insanlar için temel besin kaynağıdır.
2 ders saati
• Ekmeğin tarihçesini açıklar.
• Ekmek çeşitlerini ve ekmek yapımında kullanılan tahılları
ayırt eder.
Yansıtıcı düşünme, karşılaştırma, çıkarımda bulunma,
yorumlama, gözlem yapma
Yöntem ve Teknikler
Anlatım, deney
Araç ve Gereçler
Yeşil Kutu CD'si
Mozaik için: Buğday başakları, çeşitli tahıl taneleri (buğday,
çavdar, yulaf, darı, arpa, mısır, pirinç), bulgur, kepek, saman
çöpleri vb., yapıştırıcı, karton, su bazlı vernik
Eko-takılar ve süs eşyaları için: Farklı tahıl ve baklagil
taneleri, un, tuz, sıvı yağ, ince çubuklar (takılara biçim
vermek için), broşlar için çengelli iğneler, küpeler için
klipsler, su bazlı vernik
Ekmek için: 1 kg un, 1 kibrit kutusu büyüklüğünde maya,
tuz, 1 tatlı kaşığı toz şeker, 1-2 bardak su, fırın
142
Tahıldan Ekmeğe
Tarım
Giriş
Ekmek, dünyanın en sevilen ve çok tüketilen besin maddesidir. Her kıtada, her kültürde çeşit
çeşit ekmek yapılır. Ekmeğin tarihi, günümüzden 12.000 yıl öncesine kadar uzanır. İnsanların,
yerleşik yaşama geçtikleri zamanlarda tahıl yetiştirmeye ve bunları yiyecek maddesi olarak
kullanmaya başladıkları tahmin ediliyor. O zamandan bu yana ekmek ve tahıl çeşitleri yaşamın ve
refahın simgesi oldu.
1
Araştırmalar, o dönemde yaşamış insanların tahıl tanelerini taşların arasında ezerek bugünkü kepekli
unlara benzeyen bir un elde ettiklerini göstermektedir. Un, suyla karıştırılıp yoğurularak hamur elde
ediliyordu. Bu hamur, önceden ısıtılmış taşların üzerinde pişiriliyordu. Yufka ekmeğine benzeyen bu
tip mayasız ve sert ekmekler, bugün bile birçok Asya ve Afrika ülkesinde görülmektedir. Güney
Amerika’nın mısır tortillası, Hintlilerin chapatti’si (çapati) gibi. Bu ekmeklerin yapımında çoğunlukla
arpa, darı, mısır ve buğday kullanılıyor.
Günümüzde ekmek, buğday ya da çavdardan elde edilen una ekmek mayası katılarak
hazırlanmaktadır. İçine maya katılan hamur bir süre sonra kabarır. Bundan 4500 yıl önce Eski Mısır’da
da ekmekler buna benzer bir yöntemle yapılırdı. Ancak o dönemde, ekmekler daha az olgunlaşmış
tahıllardan elde edilen ve günümüzdeki kadar iyi
öğütülmemiş undan üretilirdi.
Günümüzde, buğday pek çok işlemden geçirildikten sonra
un elde edilir. Bu undan yapılan ekmeklerde “glüten” adlı
bir maddenin miktarı fazladır. Glüten, bir protein çeşididir
ve ısının etkisiyle sertleşerek özel bir yapı oluşturur. Bu yapı,
ekmeğin esnek, kabarık ve hafif olmasını sağlar. Ancak bazı
insanlar glüteni sindiremezler ya da bu maddeye alerjik
tepki gösterebilirler. Bu nedenle bu kişilere kepekli un,
esmer un ya da çavdar unu gibi daha az işlenmiş un
çeşitlerinden yapılmış ekmekler tüketmeleri önerilir. Üstelik
az işlenmiş un çeşitlerinde daha çok posa bulunur. Posalı
besinler, sindirimi kolaylaştırır ve zararlı maddelerin kısa
sürede uzaklaştırılmasını sağlar. Bu nedenle daha yararlıdır.
Günümüzde tahıllar, çeşitli ülkelerde farklı şekillerde tüketilir. Tahıl taneleri, çiğ ya da pişirilerek
yenebilir. Tahıl taneleri, kaynatılarak, kavrularak ya da ateşte közlenerek pişirilebilir; bazılarının lapası
ve pilavı da yapılır. Tahıllar kurutulduktan sonra tane ya da un olarak uzun süre depolanabilir.
Tanelerden ya da undan yapılan yemekler birçok temel besin maddesi ve selüloz içerir. Tahıl taneleri
öğütüldükten sonra ekmek, çörek, makarna ve tatlı gibi farklı ürünlerin yapımında kullanılır. Bunların
dışında tahılların kavrulup öğütülmesiyle çeşitli tahıl kahveleri de yapılır.
Etkinlikler
Ekmek nasıl yapılır?
1
2
3
Öğrencilerle ekmeğin besinlerimiz arasındaki yeri hakkında konuşun. Sonra ekmeğin
tarihinden söz edin ve onlara “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
4
Öğrencilere, yanınızda getirdiğiniz fabrika ekmeği paketini gösterin ve bir öğrenciden
paketin üzerindeki bilgileri sınıfa aktarmasını isteyin. Yufka ekmeği ve fabrika ekmeği
arasındaki farkları ele alın.
5
Öğrencilere, fabrika ekmeğinde katkı maddesi kullanılıp kullanılmadığını sorun.
Ekmeklerde bulunan ayçiçeği ya da haşhaş tohumu gibi maddelerin “katkı maddesi”
olmadığını belirtin. Katkı maddelerinin, renklendirici maddeler, antioksidan maddeler,
şekerler ve vitaminler olduğunu anlatın. Bunların ekmek hamuruna neden katıldıkları
konusunda beyin fırtınası yaptırın.
Öğrencilere en çok hangi ekmek çeşidini sevdiklerini, ne tür ekmek yediklerini, ne tür
ekmek yemek istediklerini ve nedenlerini sorun.
Kültürümüzdeki ekmek çeşitlerinden örnekler verin (yufka, bazlama, lavaş, köy ekmeği,
Trabzon ekmeği vb.). Yufka ekmeğinin kültürümüzdeki yerini vurgulayın ve öğrencilere
“Yufka Ekmeği Ne Kadar Güzel!” bilgi sayfasını dağıtın. Bundan sonra öğrencilere yufka
ekmeğinin içindekileri sorun.
Tahıldan Ekmeğe
143
1
Tarım
6
Ekmeğin bileşiminde farklı oranlarda protein, B1, B2, B3, B6, B9, B12 vitaminleri, demir,
kalsiyum ve çinko bulunduğunu söyleyin. Son olarak da günlük beslenmemizi ekmek,
hamur işleri ve makarnasız düşünemeyeceğimizi vurgulayın.
7
Öğrencilerle birlikte basit tarifli bir ekmek yapın. Bunun için ders planının başındaki “Araç ve
Gereçler” bölümünde belirtilen ekmek malzemelerini hazırlayın. Unu bir kaba koyun ve
ortasını havuz gibi açın. Bir su bardağı ılık suda şeker ve mayayı eritip kabarmasını bekleyin.
Unun içine mayayı tuzu ve suyu ilave ederek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde
edin. Mayalanması için, hamurun üzerine nemli bir bez örterek ılık bir yerde bekletin.
Kabarınca örtüyü açıp hamuru biraz dinlendirin. Ardından ekmeği fırına koyup pişirin.
Ekmeğin pişmesini beklerken öğrencilere “Soframızdaki Ekmek” bilgi sayfasını dağıtın ve
burada yazılanlar hakkında konuşun.
Tahıllarla sanat
1
Ders planının başındaki “Araç ve Gereçler” bölümünde belirtilen mozaik malzemelerini
hazırlayın. Öğrencilere, farklı tahıl taneleri kullanarak konuyla ilgili bir mozaik yapmalarını
söyleyin.
2
“Araç ve Gereçler” bölümünde belirtilen, eko-takı ve süs eşyaları yapmada kullanılacak
malzemeleri hazırlayın. Öğrencilerin bunlarla çeşitli takılar yapmalarını sağlayın.
Öğrencilerin seramik hamuru hazırlamalarına yardımcı olun. Seramik hamuru elde etmek
için, iki bardak un ve bir bardak tuzlu su yavaş yavaş karıştırıldıktan sonra kurabiye hamuru
kıvamına gelinceye kadar yoğurulur. Öğrencilerin, tahıl ürünlerinden esinlenerek (buğday
başağı, mısır koçanı, tahıl taneleri gibi) seramik hamurundan kolyeler, rozetler, broşlar,
küpeler ve süs eşyaları yapmalarını sağlayın. Bunları farklı tahıl taneleriyle süslemelerini
önerin.
3
Yapılan çalışmaları okulda sergileyin.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Tarım” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
144
Okulunuzda “ekmek günü” düzenleyin. Bunun için öğrencilerin farklı ekmek tariflerini
araştırmalarını sağlayın. Bu tariflerden birini seçerek pişirmelerini ve ekmek gününde okula
getirmelerini söyleyin. Ayrıca her öğrencinin, pişirdiği ekmeğin içinde bulunanları gösteren bir
etiket hazırlamasını isteyin. Ekmek gününde öğrencileri bu etiketleri ekmeklerinin önünde
sergilemeye yönlendirin.
Yaşadığınız yerdeki tarım kuruluşlarından birine bir gezi düzenleyin. Buradaki yetkililerden
tarımın yaşadığınız yerdeki ve ülkemizdeki durumuyla ilgili bilgi alın.
Öğrencilere, DVD’deki “Tarımda” adlı çizgi filmi izlettirin. Ardından, hep birlikte filmin ana
fikri üzerinde konuşun.
Tahıldan Ekmeğe
Tarım
İşte, yine bir ekmek pişirme günü! Tüm
komşular işbaşında! Çünkü bugün
komşulardan biri için ekmek yapılacak.
Köyde kimin ekmek günüyse komşular ona
yardım eder. Herkes işin bir ucundan tutar.
Bir hamur teknesinin içine un, su ve tuz
konulur. Bir kişi bu hamuru iyice yoğurur.
Hamur bir süre dinlendirilir. Ardından
sacın altı yakılır. Bir başkası, hamuru
açmakla görevlidir. Oklavasıyla hamuru
incecik açar ve büyük bir daire elde eder.
Oklavasına doladığı hamuru kızgın sacın
üstüne bırakır.
Üçüncü bir kişi daha bu işte görev alır. O da sacın başında durur ve pişen
yufkaları yan tarafa geçirir. Pişen yufkalar üst üste bir yere yığılır, kurutulur ve
temiz bezlere sarılır. Bu arada bir yandan gözleme ya da bazlama yapılarak
tereyağı ve peynirle yenir.
Yufka ekmeği, kuru olduğu için uzun süre dayanır. Yenileceği zaman yufkanın
üzerine su serpilip yumuşatılır. Bir başka gün komşular yine bir araya toplanır ve
hep birlikte bir başka komşuya yufka ekmeği hazırlarlar. Ekmeğin bu şekilde
hazırlanması, insanlarımızın imece usulüyle iş yapmasına da güzel bir örnektir.
Soframızdaki Ekmek
• Ülkemizde ekmek çoğunlukla
buğday unundan yapılır.
Modern değirmenlerde öğütülen
buğdayın kabukları ayrılarak
beyaz un elde edilir.
Öğrenci Bilgi Sayfası
Yufka Ekmeği Ne Kadar Güzel!
• İçindeki kabuk oranı yüksek olan
una “esmer un” denir. Esmer un
daha besleyicidir. Çünkü içinde
vitamin, mineral, yağ ve lifler
bulunur. Ancak bu tip un daha kısa
sürede bozulur.
• Ekmek hamuru mayalanırken
içinde karbon dioksit gazı oluşur.
Bu gazlar hamurun kabarmasına neden olur. Hamur fırına konulduğunda,
içindeki karbon dioksit gazı ısının etkisiyle genişler. Bu da hamurun
kabararak pişmesini sağlar.
• Ekmeğin niteliği ve besin değeri, kullanılan unun çeşidine, içindeki glüten
miktarına ve pişirilme sıcaklığına bağlıdır.
• Birçok ülkede ekmek, insanların aldığı günlük besin miktarının yarısını oluşturur.
Ülkemizde kişi başına yılda ortalama 200 - 300 kg ekmek tüketilir. Günlük
enerjimizin yaklaşık % 40’ını ekmekten elde ederiz.
145
2
Tarım
Lezzetli Süt Ürünleri
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Süt ürünleri, tüm dünyadaki insanlar için temel besin
kaynaklarındandır.
2 ders saati
• Süt ürünlerini tanımlar.
• Süt ürünlerinin yararlarını açıklar.
• Sütten peynir, yoğurt, kefir gibi ürünlerin nasıl yapıldığını
belirtir.
• Peynir çeşitlerinin adlarını sıralar.
Gözlem yapma, çıkarımda bulunma, yorumlama,
karşılaştırma
Anlatım, deney
4 adet kavanoz (yarım litrelik), pastörize süt, pastörize
olmayan süt, bir çorba kaşığı yoğurt, bir parça kefir mayası
(ziraat fakültelerinden elde edilebilir), çok sayıda tülbent,
uzun saplı bir tencere, dört tatlı kaşığı sirke, kâğıt havlu,
süzgeç, ocak, Yeşil Kutu CD’si
Giriş
İnek, koyun ve keçi gibi çiftlik hayvanları yaklaşık 11.000 yıl
önce yetiştirilmeye başlanmıştır. O zamanlardan bu yana
süt ve süt ürünleri, insanların günlük besinlerinden biri
olmuştur. Bazı toplumlarda (örneğin, Afrika’daki Masailer,
Tibetliler) süt en temel besin maddesidir.
Ülkemizde süt denildiği zaman akla ilk inek sütü gelir.
Ancak farklı hayvanlardan da (koyun, keçi ve manda) süt ve
süt ürünleri elde edilir. Avrupa’da daha çok koyun sütü ve
peyniri, Akdeniz ülkelerindeyse keçi sütü ve peyniri tüketilir.
Laponya’da ren geyiği, Peru’da lama sütü içilir. Tibetlilerse
bulundukları sert iklime uyum sağlayabilen, “yak” adı
verilen sığır benzeri bir hayvanın sütünü tüketirler. Çölde
yaşayan bazı Arap kabileleri deve sütü, Orta Asya Türkleri
ve Moğollarsa kısrak sütünden üretilen “kımız” içerler.
Farklı hayvanların sütlerinin bileşiminde farklı miktarlarda su, yağ, karbonhidrat, protein ve
mineraller bulunur. Sütün tadı ve besin değeri bu maddelerin oranlarına bağlı olarak değişir.
Etkinlikler
Yoğurt, kefir, lor
1
2
3
146
Öğrencilere sütten hangi ürünlerin elde edildiğini sorun.
(Ayran, yoğurt, tereyağı, peynir, kaymak, kefir, vb.)
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın ve onlara aşağıdaki deneyi yaptırın.
Yaklaşık yarım litre büyüklüğünde dört kavanoz hazırlayın. Birinci kavanoza, pastörize olmayan
süt, ikinci kavanoza pastörize süt, üçüncü kavanoza pastörize süt ve bir çorba kaşığı yoğurt,
dördüncü kavanozaysa pastörize süt ve bir parça kefir koyun. Kavanozların her birinin üzerine,
içinde ne bulunduğunu gösteren birer etiket yapıştırın.
Lezzetli Süt Ürünleri
Tarım
4
Öğrencilere kefirin daha çok Kafkasya’da tüketilen, sütten mayalanarak elde edilen bir içecek
olduğunu anlatın. Peynir ve yoğurttan farklı bir ürün olduğunu belirtin. Kavanozların ağzını
tülbentle örtüp hepsini bir gün boyunca ılık ve karanlık bir yerde tutun.
5
Bir gün sonra kavanozların içindekilerin durumunu birbiriyle karşılaştırın. Pastörize olmayan süt
ekşiyecek, içine yoğurt eklenen süt yoğurda dönüşecek, içinde kefir mayası olan sütten de kefir
oluşacaktır. En az değişim pastörize sütte gözlenecektir. Yiyeceklerin bozulmasına bakteriler yol
açar. Bu deneyde de sütün ekşimesine bakteriler neden olur. Yoğurt ve kefir oluşumunu da
bakteriler sağlar. Ancak bu bakteriler yiyeceklerin bozulmasına neden olan bakterilerden farklıdır.
6
Öğrencilerden, ekşimiş süt, yoğurt, kefir ve pastörize sütün kokusunu ve görünümü
gözlemlemelerini isteyin. Aralarındaki farklılıkları bulmalarını söyleyin. Yoğurdun tarihinin çok
eskiye dayandığını, ilk kez Türkler tarafından bulunduğunu anlatın. Yoğurdun yine Türkler
tarafından dünyaya tanıtıldığını belirtin ve yoğurt sözcüğünün Türkçeden diğer dillere de
geçtiğini söyleyin.
7
Ekşimiş sütü bir tencerede kaynatın. Öğrencilerin, kaynatma işleminin ekşimiş sütte nasıl bir
değişime yol açtığını gözlemlemelerini sağlayın. Sonuçta çıkan ürüne “lor” adını verdiğimizi
söyleyin.
2
Peynir çeşitlerini tanıyalım
1
Öğrencilere hangi peynir çeşitlerini tanıdıklarını sorun. Peynir oluşumunun bir rastlantı
sonucu keşfedildiğinin tahmin edildiğini söyleyin. Çok eski zamanlarda, ısıtma işleminin
sütte birtakım değişikliklere yol açtığının fark edilmesi sonucu daha değişik süt ürünleri elde
edilmeye başlandığını belirtin.
2
Öğrencilere peynirin bir süt ürünü olduğunu anlatın. Tuzlu suda saklama, küflendirme,
eritme, kurutma ve tütsüleme gibi işlemlerle farklı peynir çeşitleri elde edilebildiğini,
ülkemizde birçok peynir çeşidi olduğunu söyleyin.
3
En yaygın peynir çeşitlerinin beyaz peynir ve kaşar peyniri olduğunu anlatın. Bunların
dışında Mihalıççık (kelle) peyniri, keçi peyniri, Erzincan tulum peyniri, İzmir tulum peyniri,
Van otlu peyniri, lor, Urfa beyaz peyniri, dil peyniri, Çerkez peyniri, çökelek, örgü peyniri,
Manisa çayır peyniri, Ordu torba peyniri, Giresun imansız peyniri, Kars gravyer peyniri,
Denizli yörük peyniri gibi çeşitler de bulunduğunu belirtin. Öğrencilere bu peynirlerin
hangilerinden tattıklarını sorun.
Peynir yapalım
1
Öğrencilere daha önce peynir yapımını görüp görmediklerini sorun. Onlara herkesin peynir
yapabileceğini anlatın. “Peynir Yapmak Çok Kolay!” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Metni
okuduktan sonra aşağıdaki tarife göre peynir yapın ve öğrencilerin sizi izlemesini sağlayın.
2
Dört bardak pastörize sütü, tencereye koyarak kaynama noktasına gelene dek ısıtın.
Kaynama belirtisi görür görmez ateşi kısın. Bu arada sütün taşmamasına dikkat ederek, iki
çorba kaşığı suyla karıştırılmış dört tatlı kaşığı sirkeyi süte boşaltın. Sütün yüzeyinde hemen
beyaz topakların oluştuğunu göreceksiniz.
3
4
Sütü, ara sıra karıştırarak kısık ateşte pişirmeyi sürdürün. 10 dakika kadar böyle piştikten
sonra sütün tamamen kesildiğini göreceksiniz. Artık ocağı kapatabilirsiniz.
5
Suyu iyice süzüldükten sonra, topakları temiz bir yüzeye dökün. Tek parça hâline gelene
kadar yoğurun; 1-2 cm kalınlığa gelecek biçimde düzleştirin. Son olarak da önce tülbent,
daha sonra kâğıt havlu ya da ona benzer bir malzemeyle sarın. Üzerine bir ağırlık koyarak
beş saat bekletin.
Karışımı ocaktan alarak, içine iki kat tülbent yerleştirdiğiniz bir süzgece dökün. (Süzgecin
altına bir kap koyup ayrılan suyu biriktirebilir, soğuduktan sonra tadına bakabilirsiniz.)
Süzgecin içinde biriken topakları soğuk suyun altına tutarak çalkalayın. Daha sonra,
süzülmesi için yarım saat kadar bekleyin.
Lezzetli Süt Ürünleri
147
2
Tarım
Sağlıklı süt ve süt ürünleri
1
Öğrencilerden sınıfa çeşitli süt ve süt ürünlerine ait paket ya da etiketler getirmelerini
isteyin. Bunları incelemelerini sağlayın ve sonra onlara aşağıdaki soruları sorun:
• Bu ürünlerde katkı maddesi var mı? Varsa bunlar nelerdir?
• Bu katkı maddeleri neden eklenir? (Günümüzde fabrikalarda üretilen süt ve süt
ürünlerinin içine uzun süre dayanmalarını sağlamak için katkı maddeleri eklenir.)
2
İnsan yaşamının her döneminde gereksinim duyulan birçok temel maddeyi doğal olarak
içermesi nedeniyle sütün beslenmemizde önemli bir yerinin olduğunu vurgulayın. Bu
nedenle günde en az bir bardak süt içilmesi, bunun yanında peynir, yoğurt ve tereyağı gibi
süt ürünlerinin de tüketilmesi gerektiğini anlatın.
3
Sütün içerdiği maddelerin aynı zamanda mikroorganizmaların üremesi için de çok uygun bir
ortam oluşturduğunu belirtin ve bu nedenle süt ürünlerinin tüketimi konusunda bilinçli
davranmamız gerektiğini söyleyin. Süt ve süt ürünleri alırken ve tüketirken nelere dikkat
edilmesi gerektiğini ele alın:
• Süt ve süt ürünleri günlük ve taze olarak satın alınmalı, buzdolabında saklanmalı ve
üzerinde belirtilen tarihlerde tüketilmelidir.
• Köylerde yaşayanlar, kendi hayvanlarından elde ettikleri sütü kesinlikle kaynatarak
tüketmelidirler. Ancak süt yarım saatten fazla kaynatılırsa besin değeri azalır.
• Süt, yoğurt, peynir, kaymak vb. süt ürünlerinin pastörizasyon ya da sterilizasyon
işleminden geçirilmiş olması gerekir. (Pastörizasyon ve sterilizasyon zararlı
mikroorganizmaların ölmesini sağlar.)
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Tarım” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
148
Yakındaki bir süt fabrikası ya da bir mandırayı ziyaret edin.
Lezzetli Süt Ürünleri
Tarım
Kaşar peyniri, beyaz peynir,
hellim peyniri, tulum
peyniri, çedar... Hangi çeşit
olursa olsun, peynir
dünyanın her yanında çok
sevilen bir yiyecektir. Peynir,
sütteki proteinlerle yağların,
bakteriler ya da diğer
mikroorganizmalarca
(mikroskobik canlılar)
“olgunlaştırılmasıyla” oluşur.
Peynirin ilk olarak nasıl
bulunduğu tam olarak
bilinmese de, çeşitli
kaynaklarda bu olay şöyle
anlatılıyor: Bir gün bir
çoban, sürülerini otlatmaya
giderken bir torbanın içine
süt koyup yanına almış.
O gün hava çok sıcakmış.
Çobanın sütü içine koyduğu
bu torba, bir hayvanın
midesinden yapılmaymış. Hava sıcaklığının ve torbada kalan bakteriler ve
enzimlerin etkisiyle süt kesilerek peynire dönüşmüş. Bu öykünün doğru olup
olmadığını bilmiyoruz ancak, peynir yapmak gerçekten de bu kadar kolay.
Peynir yapmak için önce sütü ısıtmak gerekiyor. Bu işlem, proteinlerle onları
çevreleyen suyun birbirinden ayrılmasına neden oluyor. Daha sonra süte, bazı
hayvanların midesinde bulunan “rennet” adlı bir enzim ekleniyor. Bu enzim,
sütteki proteinlerin birbirine bağlanmasını sağlıyor ve topaklar oluşuyor. Bu
işlem, sütün asit oranı fazlaysa daha kolay gerçekleşiyor. Bu nedenle peynir
üreticileri, sütü peynir yapmadan önce kendi kendine ekşimesi için bekletiyorlar
ya da ekşimesi için süte bazı özel bakteriler ekliyorlar. Kesilmiş sütün suyu
süzülerek atılıyor.
Öğrenci Bilgi Sayfası
Peynir Yapmak Çok Kolay!
Peynir yapımının bir sonraki aşaması, olgunlaştırma. Enzimler, peynirin
olgunlaşmasında da önemli rol oynuyorlar. Çeşitli bakterilerin, mantarların
enzimleri, peynirdeki proteinlerin ve yağların yapısını değiştirerek peynirin
tadının, renginin ve dokusunun değişmesine neden oluyorlar. Sonuçta ortaya
nasıl bir peynir çıkacağı, kullanılan mikroorganizmaların türü, ortamın sıcaklığı
ve peynirin nasıl saklandığı gibi birçok etkene bağlı.
Siz de evde süt, biraz sirke ve su kullanarak taze peynir yapabilirsiniz. Sirkenin
içindeki asit, sütün ekşitilmesi ve kesilmesi için kullanılan enzimlerin yerine
geçer. Olgunlaşması için özel bakteriler kullanmayacağınızdan bu peyniri
bekletmeniz gerekmez. Bu peyniri çabuk tüketmeniz gerekir.
Aslı Zülal’in Mayıs 2001’de Bilim Çocuk Dergisi’nde yayımlanan “Peynir Yapmak Çok Kolay!” adlı yazısından
kısaltılarak alınmıştır.
149
3
Tarım
Arı Vız Vız Vız!..
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Arıların, insanların, bitkilerin ve birçok başka canlının
yaşamında önemli bir yeri vardır.
3 ders saati
•
•
•
•
Arı türlerini tanımlar.
Arıların doğadaki rollerini açıklar.
Arılardan elde edilen ürünlerin adlarını sıralar.
Arıları tehdit eden ögeleri belirtir.
Gözlem yapma, karşılaştırma, çıkarımda bulunma,
yorumlama, eleştirel düşünme
Anlatım, gezi-gözlem, tartışma
Açık hava için: Büyüteç, kasetçalar ve kaset
Sınıf için: Rimsky-Korsakov’un “Arının Uçuşu” adlı müziği,
içinde bir parça petek olan boş bir arı kovanı çerçevesi, farklı
bal çeşitleri, Yeşil Kutu CD'si
Giriş
Bal arıları, çiçek tozu (polen) ve bal özü toplamak için çiçekten çiçeğe dolaşırlar. Bu sırada çiçekli
bitkilerin çoğalmasını sağlayan tozlaşmayı da gerçekleştirirler. Tozlaşma, çiçek tozlarının bir
çiçekten bir başka çiçeğe taşınması ve bunun sonucunda bitkilerin döllenmesidir. Bitkilerin
meyve ve tohum vermesi açısından tozlaşma çok gereklidir.
Bal arılarının, bitkileri tozlaştırmasının dışında insanlar için de yararları vardır. Bunların en başında
bal üretmeleri gelir. Topladıkları bal özünü işleyerek bal hâline getirirler. Bu bal, yalnızca arılar
için değil, birçok canlı için
besin kaynağıdır. Arıların
yalnızca balından değil, propolis
(arı reçinesi), bal mumu, arı
poleni ve arı sütü gibi diğer
ürünlerinden de yararlanırız.
Bal arılarının da diğer böcekler
gibi dört yaşam evresi vardır:
Yumurta, larva, pupa ve erişkin.
Arılar erişkin olana kadar geçen
süre 16–24 gündür. Bu süre,
arının cinsiyetine göre değişir.
Kraliçe arı, yumurtalarını bal
mumundan yapılmış peteklerin
özel gözlerine bırakır. Yumurtalar,
4. gün larvaya dönüşürler. Larva,
arı sütü, çiçek tozu ve bal özü
karışımından oluşan bir besinle
beslenir. Erişkin duruma geldiğinde de kendine bir koza örer. Kozanın bulunduğu göz, bal mumuyla
kapatılır. Larva, burada pupa evresine girerek gelişimini tamamlar ve dışarı çıkar.
Bal arıları, aynı yuvada bir arada yaşarlar. Bir arı ailesinde yaklaşık 30.000–60.000 arı bulunur.
Bu topluluğa “koloni” denir. Bal arısı kolonisinde üç farklı arı bulunur: Kraliçe arı, işçi arı ve erkek
arı. Koloninin büyük bir kısmını işçi arılar oluşturur. İşçi arılar döllenmiş, erkek arılar da
döllenmemiş yumurtalardan gelişir. Kraliçe arıysa döllenmiş yumurtadan gelişir. Kraliçe arıya
dönüşecek yumurtanın bulunduğu göz, işçi arılarca genişletilir. Bu yumurtadan çıkan larva,
erişkin olana kadar ve sonraki tüm yaşamı boyunca arı sütüyle beslenir. Her kolonide yalnızca bir
kraliçe arı bulunur. Kraliçe arı, yaklaşık 4–5 yıl yaşar.
150
Arı Vız Vız Vız!..
Tarım
Etkinlikler
Arılar hakkında ne biliyoruz?
1
Öğrencilerin arılarla ilgili bilgilerini, gözlemlerini ve deneyimlerini arkadaşlarıyla
paylaşmalarını sağlayın. Bu amaçla onlara aşağıdaki soruları sorun:
• Hiç arı gördünüz mü?
• Arıların hangi özelliklerini biliyorsunuz?
• Arılar hangi canlı grubuna girer? (Böcekler)
• Arılar nerede yaşar? (Kovan)
• Arılar neyle beslenir?
(Çiçek tozu ve bal özü; kraliçe arılar bunlara ek olarak arı sütüyle de beslenirler.)
2
3
Bilgi, gözlem ve deneyimler paylaşıldıktan sonra öğrencilere “Giriş”teki bilgileri aktarın.
3
Öğrencilere kendilerini hiç arı sokup sokmadığını sorun. Arı sokması durumunda neler
yapılabileceğini kısaca özetleyin: Bu durumda, arının iğnesinin hemen çıkarılması
gerektiğini belirtin. Ancak bunun gelişigüzel yapılmaması gerektiğini vurgulayın. Sokulan
yeri temiz, kart benzeri bir cisimle sıyırarak iğnenin çıkarılabileceğini söyleyin. Ardından
ağrıyı önlemek üzere arının soktuğu yere buz ya da soğuk suyla yıkanmış temiz bir bez
koyulabileceğini anlatın. Daha ciddi bir durum oluşursa en yakın sağlık kuruluşuna
başvurmak gerektiğini de vurgulayın.
Arıları gözlemleyelim
1
Güneşli bir günde çiçeklerin, ağaçların bulunduğu
doğal bir alana gezi düzenleyin. Geziden önce arı
sokmasına karşı alerjisi olan öğrenci olup olmadığını
öğrenin. Öğrencilerin arıların seslerini kaydetmek için
ses kayıt cihazı, gözlemlerini yazmak için de bir defter
getirmelerini sağlayın.
2
Öğrencilere amacınızın arıları gözlemlemek olduğunu
açıklayın. Onları 2-3 kişilik gruplara ayırın.
Bu grupların gözlem yapacakları yerleri seçin.
Öğrencilere arı sokmasına karşı özel giysi giydirin.
Arıları korkutmamaları ve onlara dokunmamaları
gerektiği konusunda uyarın. Arı sokması durumunda neler yapacaklarını son bir kez daha
hatırlatın. Gözlem yaparken büyüteç kullanabileceklerini anlatın. Arıların seslerini
kaydetmelerini isteyin. Gözlemlerini resimleyebileceklerini belirtin. Gözlem yaparken
aşağıdaki soruların yanıtlarını bulup defterlerine not etmelerini sağlayın.
• Tüm arılar birbirlerine benziyor mu?
• Arılar, çiçek tozlarını ve bal özünü nasıl topluyor?
• Çiçeklerden bal özü toplayan arıların özellikleri neler?
• Arılar hangi bitkileri ziyaret ediyor?
• Arılar bütün çiçekleri ziyaret ediyorlar mı, yoksa güzel kokulu ve parlak renkli olanları mı
tercih ediyorlar?
• Arka ayaklarındaki çiçek tozu sepetleri boş mu, yoksa bunların üzerine yapışmış çiçek
tozları var mı?
3
4
5
Sınıfa döndüğünüzde öğrencilerin gözlemlerini birbirleriyle paylaşmalarını sağlayın.
Öğrencilere arıların nasıl bal yaptığını sorun. Ardından “Arım, Balım, Peteğim” başlıklı bilgi
sayfasını dağıtın. Burada yazan bilgiler ışığında bal yapımı konusunu ele alın.
Gezi sırasında öğrencilerin kaydettikleri arı seslerini ve ardından da Yeşil Kutu CD’sinden
Rimsky-Korsakov’un “Arının Uçuşu” müziğini dinletin. Öğrencilerden iki ses kaydını
karşılaştırmalarını ve izlenimlerini paylaşmalarını isteyin.
Arı Vız Vız Vız!..
151
3
Tarım
6
“Arı Türleri” bilgi sayfasını dağıtın. Öğrencilere bilgi
sayfasında tanıtılan arıları gezi sırasında görüp
görmediklerini sorun.
Kovanın içinde neler oluyor?
1
Öğrencilere “Bal Arıları İşbaşında!” bilgi sayfasını
dağıtın. Öğrencilerle birlikte bir bal peteğini
inceleyin ve onlara aşağıdaki soruları sorun:
• İncelediğiniz bal peteğinde kaç göz var?
• Bunların şekli nasıl?
• Bunların şekli neden altıgen? Neden kare ya da
daire değil? (Altıgen, en az malzemeyle en yüksek
dayanıklılıkta yapının elde edildiği bir şekildir. Arılar altıgen şekilli petekler yaparak, en az
miktarda bal mumuyla en dayanıklı yapıyı elde ederler. Üstelik peteklerin altıgen şeklinde
olması en yüksek miktarda bal depolanmasını da sağlar.)
2
Öğrencilere “Arıcılık Ürünleri” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Bu ürünleri tanıyıp
tanımadıklarını sorun. Bu ürünlerden elde etme olanağı olursa, incelemek üzere
sınıfa getirtin.
3
Sınıfa farklı bal çeşitlerinden getirin ve bunların etiketlerini inceleyin. Etiketlerin üzerindeki
bilgileri okuyun. Ayrıca, balları tadarak ve koklayarak karşılaştırın. Öğrencilere bir balın
sahte olup olmadığını nasıl anlayabileceklerini sorun. Yanıtları aldıktan sonra, bunun
ancak laboratuvarda uzmanlar tarafından yapılan kimyasal analizler sonucunda
anlaşılabileceğini anlatın.
Arıların başı dertte!
Öğrencilere “Çocuklara Bir Doğa Dostundan Mektup Var” bilgi sayfasını dağıtın.
Aşağıdaki soruları burada yazan bilgilere göre yanıtlamalarını isteyin:
• Arıları neler tehdit ediyor?
• Arıların yok olması nelere yol açar?
• Arıların yok olmasını önlemek için neler yapılabilir?
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Tarım” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
152
Öğrencilerin arıcılıkla uğraşan bir üreticiyi ya da bir arılığı ziyaret etmelerini sağlayın.
Burada öğrendiklerini ve gözlemlerini içeren bir poster hazırlamalarını isteyin.
Bu posterleri okulda sergileyin.
Arı Vız Vız Vız!..
Tarım
Kahvaltı sofralarımızdan eksik olmayan balın yapıldığı yer, dünyanın en eski
fabrikalarından biri, arı kovanı. Arılar, yaklaşık 450 gram bal üretmek için
88.000 kilometrelik bir yolculuk yapar. Bu sırada da iki milyondan fazla çiçek
ziyaret ederek bal özü toplarlar. Hiç hanımeli çiçeğini koparıp dibindeki sıvıyı
emdiniz mi? İşte, bu sıvıya bal özü denir. Bal özü, % 80 oranında su ve
şekerden oluşur.
Öğrenci Bilgi Sayfası
“Arım, Balım, Peteğim”
Arılar, içecek kamışına benzeyen uzun dilleriyle çiçeklerden bal özünü alırlar.
Pek çok çiçeği ziyaret ederek topladıkları tüm bal özlerini “bal midesi” denilen
keselerinde biriktirirler. Arıların iki midesi vardır: Biri, bizim midemiz gibi
sindirme işlemine yarar, diğeri bal özü depolamaya. Bir arının bal özü midesini
doldurabilmesi için, 100-1500 çiçeği ziyaret etmesi gerekir.
Bal özü toplayan arılar kovanlarına geri dönerler. Kovanda, onları bekleyen
diğer işçi arılar, bal özünü arıların midelerinden çekerler. Bundan sonra yaklaşık
yarım saat boyunca bal özünü çiğnerler. Bu sürede, işçi arılar saldıkları
enzimlerle bal özü içindeki şekeri, daha basit şekere dönüştürür ve bunu
peteklere püskürtürler. Burada, bal özünün biraz beklemesi gerekir. Böylece,
içindeki su buharlaşır ve daha koyu bir şurup kıvamına gelir. Arılar kanatlarını
hızla çırparak bu süreci hızlandırırlar. Bal yeterince yapışkan hâle geldiğindeyse
peteklerin üzerini bal mumuyla ince bir zar halinde kapatırlar.
Banu Binbaşaran Tüysüzoğlu’nun Bilim Çocuk Dergisi’nin Şubat 2004 sayısında yayımlanan “Arım, Balım, Peteğim”
yazısından kısaltılarak alınmıştır.
153
Öğrenci Bilgi Sayfası
Tarım
154
Arı Türleri
Dünyada birbirinden çok farklı özellikleri olan 25.000’den fazla arı türü bulunur.
Ülkemizde yaygın olarak rastladığımız türler bal arısı, eşek arısı ve sarıca arıdır.
Bu arı türlerini aşağıdaki tabloda verilen özelliklerinden ayırt edebilirsiniz.
Bal arısı
Eşek arısı
Sarıca arı
Gövdesi, şerit hâlinde
sarı-kahverengi ve
siyah renkli kısa
tüylerle kaplıdır.
Gövdesi, şerit hâlinde
sarı ve siyah renkli
uzun tüylerle kaplıdır.
Gövdesi, şerit hâlinde
sarı-kahverengi ve
siyah renklidir.
Tüyleri çok azdır ya
da hiç yoktur.
Yaklaşık 1cm
uzunluğundadır.
2,5 cm ya da daha
uzundur.
Yaklaşık 2-2,5 cm
uzunluğundadır.
Çiçek tozu ve bal
özüyle beslenir.
Çiçek tozu ve bal
özüyle beslenir.
Diğer böcekler ve
örümceklerle beslenir.
Mum üretir ve
mumdan yuva yapar.
Yıllarca aynı
yuvayı kullanır.
Topraktaki oyuklara
ve yapılardaki
boşluklara yuva yapar.
Yuvasını bir
yıl kullanır.
Topraktaki oyuklara,
ağaç kabuklarının
arasına, yapılardaki
boşluklara yuva yapar.
Yuvasını bir yıl kullanır.
Çiçeklerin tozlaşmasına
yardım eder.
Çiçeklerin tozlaşmasına
yardım eder. Bal yapar.
Tarıma zararlı
böcekleri yok eder.
Bir kez sokarsa ölür,
ağız yapısı
ısırmaya uygundur.
Bir kez sokarsa ölmez,
ağız yapısı
emmeye uygundur.
Bir kez sokarsa ölmez,
ağız yapısı,
ısırmaya uygundur.
Tarım
Kovanda, her bir arının belirli görevleri vardır. Erkek arının tek görevi, koloninin
sürekliliğini sağlamak için çiftleşmektir. En iyi gözlere ve en güçlü kanatlara
sahip olanlar, kraliçe arıyla çiftleşebilir. Erkek arılar, çiftleşme sonrasında ölür.
Kraliçe arının görevi yumurtlamaktır. Bir kraliçe arı günde yaklaşık 3000
yumurta yumurtlar. Kraliçe arılar, salgıladıkları “feromon” denen uçucu koku
sayesinde, kovandaki arıları kontrol altında tutarlar.
Kraliçe arı, işçi arılar tarafından beslenir ve onlar tarafından bakımı yapılır.
Kovanından, yalnızca iki kez ayrılır. Birincisi, yuvanın yerini öğrenmek, ikincisi
de çiftleşmek içindir. Çiftleşme sırasında topladığı spermleri bedenindeki özel
bir kese içinde saklayabilir ve 2-4 yıl boyunca yumurtlamayı sürdürebilir.
Kovandaki tüm işler, işçi arılar
tarafından yapılır. Bir arının
kozasından çıktıktan sonra ilk işi,
kendi petek gözünü temizlemektir.
Sonra diğer gözleri temizlemeye
başlar. Bunun için propolis
(arı reçinesi) kullanır. Propolis,
mikroorganizmaların üremesini
önleyen bir maddedir. İşçi arıların
bir başka görevi olgun larvaları
beslemektir. Bu arada, arı sütü salgı
bezleri gelişir. Böylece, yeni oluşmuş
larvaları da beslemeye başlar.
Sonra, bal mumu salgılama bezleri
gelişir. Böylece, petek örmeye
başlarlar. Son olarak da, bal
olgunlaştırma işlemine katılırlar.
Dışarıda yapılması gereken kovanı
havalandırma ve kovanı koruma işlerine de girişirler. Eğer hava sıcaksa,
yuvanın dışında kanat çırparak kovanı havalandırırlar. Bir bal arısı saniyede
183 kez kanat çırpar. İşçi arıların bundan sonraki görevi, kovanın dışında
nöbet tutmaktır.
Öğrenci Bilgi Sayfası
Bal Arıları İşbaşında!
Arılar, kovan arkadaşlarını kokularından tanırlar. Tanımadıkları arılara ve öteki
böceklere saldırırlar. Bir işçi arı, kolonisini koruma amacıyla iğnesini kullanırsa,
iğnesinin yanındaki bir bezden “tehlike” feromonu salgılanır. Bu feromon
sayesinde, öteki arkadaşlarını tehlikelere karşı uyarır. Bal arısı, bir insanı ya da
başka bir hayvanı sokarsa ölür. İşçi arıların son görevleri de, yiyecek bulmaktır.
Bahçe ve tarlalarda gezerek çiçeklerden bal özü ve çiçek tozu toplarlar.
Bunlara “tarlacı arı” denir. Tarlacı arılar, günde yaklaşık 10 kez yiyecek toplama
gezisi yaparlar. Bu gezilerin her biri yaklaşık bir saat sürer. İlk gezi için güneş
doğarken kovandan ayrılırlar. Son geziden de gün batarken dönerler.
Banu Binbaşaran Tüysüzoğlu’nun Bilim Çocuk Dergisi’nin Haziran 2005 sayısında yayımlanan “Vız Vız Güzel Arı
Çok Severim Yaptığın Balı” yazısından kısaltılarak alınmıştır.
155
Öğrenci Bilgi Sayfası
Tarım
156
Arıcılık Ürünleri
Bal mumu, işçi arıların karınlarında bulunan mum bezlerinden salgılanan
bir maddedir. Arılar, bal peteklerini bal mumundan yaparlar. Bal mumu,
yüzlerce yıldır mum yapımında kullanılmıştır. Ancak günümüzde bal
mumu, tekstil, plastik, lastik, boya, cila gibi sanayi ürünlerinin üretiminde
de kullanılır.
Bal, bir ya da birden fazla çiçek türünden alınan çiçek tozlarının ve bal
özünün arılar tarafından işlenmesiyle üretilir. Çam balı, kestane balı,
narenciye balı gibi ballar, arıların tek bir çiçek türünü ziyaret etmeleri
sonucunda elde edilir. Balın tadı ve kokusu, arıların çiçek tozu ve bal özü
topladıkları bitkiye göre değişir.
Propolis (arı reçinesi), genellikle sarı-yeşil ya da kahverengi olan sakız
benzeri bir maddedir. Arılar, propolisi kovanın içindeki açıklıkları kapatmak
için kullanırlar. Ayrıca kovanın içinde ölmüş larvaları bu maddeyle
kaplarlar. Böylece bir tür mumyalama yaparlar ve kovanın içinde
mikroorganizmaların üremesini engellerler. Propolis, doğal bir
antibiyotiktir. Bu nedenle bazı bakteri ve mantarların gelişimini durdurur.
Arı poleni, arıların bedenlerine ve bacaklarına yapışan çiçek tozu
parçacıklarından oluşur. Arılar, çiçek tozlarına bala ve bal özüne sürterek
küçük top şeklinde bir karışım yaparlar ve arka bacaklarındaki çiçek tozu
torbalarına atarlar. Bu karışım, protein ve vitamin açısından çok zengindir.
Arı sütü, 5-15 günlük yeni oluşmuş larvaları besleyen arıların baş
bölümündeki özel bezlerden salgılanan bir sıvıdır. Besin değeri yüksektir.
Bakıcı arılar, bu sıvıyla işçi arıların larvalarını, erkek arıları ve kraliçe arının
larvasını belirli süreler boyunca beslerler. Kraliçe arının beslenmesi
yumurtlama döneminde de devam eder.
Tarım
Bilin bakalım ben kimim? Bazı bitkilerin ve meyve ağaçlarının tozlaşmasını sağlayan
bir böceğim. Bu nedenle insanlar beni çok sever. Adım “Bombus”. Ben bir arıyım.
Bana “eşek arısı” da derler. Çok iri ve tüylü bir arıyım. Ama sakın ola boyuma
bosuma bakıp benden ürkmeyin. Durduk yerde hiçbir canlıya zarar vermem.
Çiçekten çiçeğe, ağaçtan ağaca uçma arzusu içimde var. Ben çiçekleri, sebzeleri
ağaçları, kısaca bitkileri yaşatmak için varım. Ben bir doğa dostuyum. Evet, belki
bal arıları gibi bal üretemiyorum ama bitkilerin çoğalmalarını sağlamada üstüme
yok. Baş düşmanımsa çevreye bilinçsizce böcek ilacı sıkanlar. Tarla farelerinden
de hoşlanmam. Çünkü onlar peteklerimize, yuvalarımıza çok zarar verir.
Çoğu özelliğim sizi şaşırtabilir. Uzun dilim sayesinde bal özünü kolayca emerim. Bir
çift, çok duyarlı antenim var. Antenlerim sayesinde koku alırım. Sizin burnunuz
gibi. Sizin kokusuz diye bildiğiniz bazı çiçeklerin kokularını bile ayırt edebilirim. Bu
olağanüstü koku duyarlılığımı, üç çift bacağımdan birine borçluyum.
Öğrenci Bilgi Sayfası
Çocuklara Bir Doğa
Dostundan Mektup Var
Bacaklarımın birinci çiftinde, özel temizlik gereçleri taşıyorum. Bu donanımlı
bacaklarım sayesinde, antenime bulaşan ve koku almamı engelleyen çiçek
tozlarını temizlerim. Elbette bacaklarım birincil olarak tutunmamı ve yürümemi
sağlıyor. Ama bacaklarımdaki sözünü ettiğim bu ek donanımlar sayesinde
başka gereksinimlerimi de karşılıyorum. Örneğin, üçüncü çift bacağımda çiçek
tozu taşımam için sepetçikler, çiçek tozlarını bu sepetçiklere doldurmamı ve
sıkıştırmamı sağlayan fırçalarım var. İşte, bu donanımlarım sayesinde ben
doğanın en etkin tozlaştırıcısıyım.
Bütün bunları size neden anlattığıma gelince... Orman yangınları, erozyon, sel,
bilinçsizce yapılan hayvan otlatmaları, çevre kirliliği, düzensiz kentleşme bütün
canlılar gibi benim ve arkadaşlarımın yaşamını olumsuz etkiliyor. Bir gün gelecek,
benim türüm de tükenecek diye korkuyorum. Ama bu korkum yersiz, biliyorum.
Çünkü güvendiğim ve çok önem verdiğim bir insan grubu var: Çocuklar.
Biliyorum ki şimdinin çocukları olağanüstü bir bilgi birikimiyle, bilinçle yetişiyor.
Eminim tüm dünya çocukları bir olup bu anlamsız yok edişlere son verecekler.
Gülgûn Akbaba’nın Bilim Çocuk Dergisi’nin Mart 2003 sayısında yayımlanan “Çocuklara bir Doğa Dostundan,
Bombus’tan Mektup Var!” yazısından kısaltılarak alınmıştır.
157
4
Tarım
Organik Tarım
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Tarım insan yaşamı için vazgeçilmezdir. Ancak, çevreye zarar
vermeyecek şekilde yapılmalıdır.
2 ders saati
• Organik tarımın çevre ve insan sağlığı için önemini belirtir.
• Organik tarımın özelliklerini açıklar.
• Organik tarımla üretilen ürünleri araştırır.
Eleştirel düşünme, çıkarımda bulunma, yorumlama,
veri toplama
Anlatım, tartışma, canlandırma
Kâğıt, boya kalemleri, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Tarım uygulamalarının temel amaçlarından biri, daha çok miktarda ve daha iyi ürün elde etmektir.
Bu, bitkilerin sağlıklı gelişimini sağlayacak tüm önlemleri almayı, hastalıkları önlemeyi ve
zararlılarla savaşmayı gerektirir. Günümüzde tüm bunları başarabilmek amacıyla yapay gübreler
ve tarım ilaçları kullanılmaktadır. Kullanılan bu kimyasal maddelerin bir kısmı, hem canlıların
sağlığını olumsuz yönde etkilemekte hem de çevre kirliliğine yol açmaktadır.
Tarımda kullanılan kimyasal
maddelerin yol açtığı sorunları
azaltmak üzere son yıllarda “organik
tarım” uygulamaları yaygınlaşmaya
başladı. “Biyolojik tarım” ya da
“ekolojik tarım” olarak da
adlandırılan organik tarım, doğal
süreçleri etkilemeyen, doğanın kendi
kendisini yenilemesine izin veren
uygulamalardan oluşur. Organik
tarımda, hastalık ve zararlılarla
biyolojik olarak savaşılır, verimi
artırmak amacıyla doğal gübreler
kullanılır. Ayrıca üretimden tüketime
kadar her aşamada ürünler kontrol
edilir ve ürünlerin nitelikli olmasına
da özen gösterilir.
Organik tarım, gerçekte geleneksel tarımın, günümüzün teknolojik olanaklarından da
yararlanılarak uygulanmasıdır. Böylece hem sağlıklı besinler yetiştirilir hem de toprak, su ve hava
kirletilmeden bitki, hayvan ve insan sağlığı korunmuş olur.
Etkinlikler
Tarım etkinlikleri çevreye zarar vermemeli!
1
2
158
Öğrencilere yakın çevrelerinde hangi tarım ürünlerinin yetiştirildiğini sorun. Bu ürünlerin
üretiminde tarım ilaçlarının kullanılıp kullanılmadığı konusunda konuşun.
Öğrencilere çiftçilerin tarım ilaçlarını neden kullandıklarını ve bunların zararlı olup olmadığını
sorun. Yanıtlar üzerinde konuştuktan sonra Onlara “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
Organik Tarım
Tarım
3
Organik ürünlerin kurallara uygun üretilmiş öteki tarım ürünlerinden daha sağlıklı olup
olmadığı konusunu ele alın. Öğrencilere “Organik Tarım” başlıklı bilgileri aktarın ve
aşağıdaki soruları sorun:
• Tarım ilaçlarını ve gübreleri kurallara uygun kullanmak organik tarım sayılır mı? Neden?
• Organik ürünler, kuralına uygun ilaçlama ve gübreleme yapılarak yetiştirilen tarım
ürünlerinden daha mı sağlıklıdır? Neden?
• Dünyada hangi ürünler organik tarım yöntemiyle üretilir?
• Organik tarım uygulamalarının yapılacağı yerlerin özellikleri neler olmalıdır?
• Ülkemizde organik tarım yöntemiyle ilk olarak hangi ürünler üretilmeye başlanmıştır?
4
Öğrencileri gruplara ayırın. Onlara
hem organik hem de organik
olmayan tarım ürünlerinin satıldığı
bir pazar yerini canlandıracaklarını
söyleyin. Bu canlandırmada şu
rollerin olduğunu belirtin:
• Bir pazarcı (Organik olduğunu
söylediği ürünler satıyor. Sattığı
ürünlerin yetiştirilme şeklini ve
özelliklerini bilmiyor. Ürünlerinin
organik olduğunu belirten
sertifikası yok.)
• Bir pazarcı (Organik ürünler
satıyor. Sattığı ürünler sertifikalı.
Bu pazarcı üretimin aşamaları
konusunda bilgili.)
• Pazara alışverişe gelen bir kadın (Organik tarım ürünlerinin diğer yöntemlerle yetiştirilen
ürünlerden farkını bilmiyor. Yalnızca güzel göründükleri için, aldığı ürünlerin sağlıklı
olduğunu düşünüyor.)
• Pazara alışverişe gelen bir öğrenci ve annesi
(Öğrenci, okulda organik tarım ürünlerinin özelliklerini öğrenmiş.)
• Bir ziraat mühendisi
(Organik ürünler üretmek amacıyla kuracağı şirketi için pazarda araştırma yapıyor.)
5
Gruplara hazırlanmaları için 15 dakika süre verin. Sürenin sonunda her grubun hazırladığı
canlandırmayı sınıfa sergilemesini sağlayın. Ardından organik tarımla üretilmiş ürünlerin
sağlığımız için önemi üzerinde konuşun.
6
Öğrencileri gruplara ayırın. Her gruba kâğıt ve boya kalemleri dağıtın. Öğrendikleri bilgiler
ışığında, organik tarım konusunda toplumu bilgilendirecek bir broşür hazırlayacaklarını
söyleyin. Hazırlanan broşürleri sınıfta sergileyin. Bu broşürleri çoğaltarak ailelerine, çiftçilere,
pazarcılara dağıtmalarını sağlayın.
7
Öğrencilere DVD’deki “Tarım” adlı filmi izlettirin ve hep birlikte bu filmin ana fikri
üzerinde konuşun.
4
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Tarım” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
Öğrencilerden, organik tarımının dünyanın geleceği açısından önemi ve gerekliliği konusunda
araştırma yapmalarını isteyin. Elde ettikleri sonuçları, hazırladıkları bir duvar gazetesinde
sergilemelerini sağlayın.
Organik tarım konusunda bir uzmanı okulunuza davet ederek öğrencilere bu konuda bilgi
vermesini isteyin.
Öğrencilerin, Türkiye’deki organik tarım kuruluşlarını ve neler ürettiklerini araştırmalarını,
elde ettikleri bilgileri de sınıfta paylaşmalarını sağlayın.
Organik Tarım
159
4
Tarım
Organik Tarım
Sağlıklı ve uzun yaşam doğal besinlerin tüketilmesiyle mümkündür. Ancak
günümüzde kullanılan modern tarım uygulamaları ürünlerin verimini artırsa da toprak,
su ve havanın kirlenmesine yol açar. Sonuç olarak da insan yaşamını olumsuz etkiler.
Oysa organik tarım, tarım etkinliklerinin çevre kirliliğine yol açmadan yapılmasına
olanak verir.
Organik tarım “sözleşmeli tarım” esasına dayanır. Sözleşmeli tarımda planlı bir üretim
gerçekleştirilir. Böylece çiftçi, yetiştirdiği ürünün satılacağından emin olur. Üstelik çiftçi
danışmanlık hizmeti aldığından ürünlerini nasıl yetiştireceği konusunda bilgilenir.
Organik tarımın bir diğer özelliği, her aşamasının kontrollü olması ve ürünün
sertifikalandırılmasıdır. Üretimin başından sonuna kadar düzenli olarak kayıt tutulur.
Üretim süreci denetlenir ve gözlem sonuçları rapor edilir. Ürünün doğal olup
olmadığı laboratuvarda incelenir. Tüm bu inceleme ve denetlemeler sonunda ürün
belgelenir. Ham madde hâlindeki organik ürüne “Hammadde Sertifikası”, işlenmiş
ürüne de “Organik Ürün Sertifikası” verilir.
Yaş meyve ve sebzeler, çorbalar, dondurulmuş ürünler, şeker ve şekerli ürünler,
bebek mamaları, diyet ürünleri, katkı maddeleri, soslar, kuru ve sert kabuklu
meyveler, bakliyat, baharatlar, tıbbi bitkiler, yağlar, et ürünleri, bal, peynir, un ve unlu
mamuller ve meyve suları, kahve, çay ile bazı içecekler, dünyada ticareti yapılan
organik tarım ürünleridir.
Organik tarım her yerde yapılamaz. Organik tarım için arazilerin bazı özel koşullara
sahip olmaları gerekir. Ana yollara 1 kilometreden az uzaklıktaki tarım arazilerinde;
ağır sanayi tesislerine, reaktörlere, hidrolik ve termik enerji üretim santrallerine,
maden işletmelerine ve kentsel atıkların toplu olarak bırakıldığı alanlara
3 kilometreden az uzaklıktaki tarım arazilerinde organik tarım yapılamaz.
Kuşku duyulan alanlar uzmanlar tarafından incelenerek buralarda organik tarım
yapılıp yapılamayacağına karar verilir.
Organik tarım, ülkemizde ilk kez 1984-1985 yıllarında yapılmaya başlanmıştır. Bu
yıllarda geleneksel ihraç ürünlerimiz olan kuru incir ve kuru üzüm organik olarak
üretilmiştir. Daha sonra bunlara kuru kayısı, fındık gibi ürünler de eklenmiş ve organik
tarım ülkenin farklı bölgelerine yayılmıştır. Günümüzdeyse organik tarım yöntemleriyle
üretilen 90’dan fazla ürün bulunmaktadır.
160
Organik Tarım
Ormancılık
1
Benim Güzel Ormanım!
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Birçok yararı olan ormanları koruyalım.
3 ders saati
• Ormanların işlevlerini ve önemini fark eder.
• Ormanlardan zarar vermeden yararlanmanın yollarını açıklar.
Karşılaştırma
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası
Dosya kâğıdı, boya kalemleri
Kâğıt yapımı için: Eski gazete kâğıtları, elek teli, kuru bezler,
merdane ya da oklava, gıda boyaları, ahşap tutkalı, Yeşil
Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Orman, doğanın ayrılmaz bir parçasıdır. Doğal bir yaşam alanı oluşturur ve canlılar arasındaki
dengenin korunmasını sağlar. Pek çok canlıya ev sahipliği yapar. Su döngüsünün
gerçekleşmesinde rol oynar. Kereste, yakıt, besin, ilaç ham maddesi gibi birçok maddeyi sağlar.
Hava kirliliğinin oluşmasına neden olan toz ve gazları tutar. Erozyonu, çölleşmeyi, çığ düşmesini,
selleri ve toprak kaymasını önler. Gürültü azaltıcı ve rüzgârdan koruyucu etkisi de vardır. Bitkiler
karbon dioksiti tuttuğundan ormanlar sera etkisinin azalmasına katkıda bulunur. Ormanlar
dinlenme ve eğlence yeri olarak da kullanılır.
Benim Güzel Ormanım!
161
1
Ormancılık
Etkinlikler
Ağaçların yararlarını öğrenelim
1
Öğrencilere derse bir bilmeceyle başlayacağınızı söyleyin ve “Bilin bakalım ben kimim?”
başlıklı bilmeceyi sorun. Öğrenciler bilmecenin yanıtını bulmakta zorlanırlarsa bunun bir
ağaç olduğuna ilişkin ipucu verebilirsiniz. Daha sonra yanıtın 80 yaşında bir meşe ağacı
olduğunu açıklayın. Bir ormanda meşeden başka çok çeşitli ağaçlar bulunduğunu, ağaçların
doğaya birçok yararı olduğunu belirtin.
2
Öğrencilere DVD’deki “Ormansız Bir Dünya” adlı çizgi filmi izlettirin. Ardından, ağaçların
doğaya yararlarını öğrenmek için bir etkinlik yapacağınızı açıklayın. Onlara dosya kâğıtları
ve boya kalemlerini dağıtın. Kâğıtların üzerine kökü, dalları, yaprakları ve gövdesiyle bir ağaç
çizmelerini söyleyin. Çizdikleri ağacın üzerine ağaçların yararlarını yazmalarını isteyin.
3
Öğrencilere “Teşekkürler Ağaç!” bilgi sayfasını dağıtın. Bu bilgi sayfasındaki bilgileri kendi
yazdıklarıyla karşılaştırmalarını söyleyin. Daha sonra onlara aşağıdaki soruyu sorun:
• Ağaçlar bize ne sağlar? (Meyveler, kabuklu yemişler, bal, yağ, ilaç, inşaat malzemesi,
yakacak odun, hayvanlar için yaşam alanı vb.)
Ormancılık etkinlikleri
1
Ormanlardan ilaç, kereste, yakıt,
besin, kâğıt gibi birçok önemli madde
sağladığımızı “Giriş” bölümündeki
bilgilerden de yararlanarak
öğrencilere aktarın. Bu örneklerin
daha da artırılabileceğini belirtin.
Daha sonra reçine, sakız,
keçiboynuzu, kestane, çam fıstığı,
ada çayı, mahlep, meyan kökü, defne
yaprağı, meşe mantarı, terebentin
gibi orman ürünleri de olduğunu
söyleyin ve onlara şu bilgileri aktarın:
• Bazı ağaçların kabuklarından sızan reçineden vernik, ilaç ve parfüm yapılır.
• Sakız ağacının reçinesi olan sakız, ilaç, besin, boya ve kozmetik sanayiinde kullanılır.
• Keçiboynuzu ve kestane ağaçlarının meyvelerinden, fıstık çamının da çam fıstığı adı verilen
tohumlarından yiyecek olarak yararlanılır. Ayrıca keçiboynuzundan bazı ilaçlar yapılır.
• Ada çayı bitkisinden çay yapılır.
• Mahlep ağacından elde edilen mahlep bazı yiyeceklere tat vermek üzere kullanılır.
• Meyan bitkisinin kökü ve defne yaprağı ilaç yapımında ve yiyeceklerin tatlandırılmasında
kullanılır.
• Mantar meşesinin kabuğunu oluşturan mantardan şişe tıpası yapılır.
• Çam ağacının reçinesinden elde edilen ve terebentin adı verilen yağ, boya, vernik
benzeri ürünler ve ilaç yapımında kullanılır.
2
Öğrencilere ağaç kesiminin yasalara uygun şekilde yapılması gerektiğini anlatın.
Öğrencilerden, tanık oldukları ya da basından öğrendikleri ve yasaya aykırı olan durumlar
varsa anlatmalarını isteyin. Öğrencilere bazı insanların neden yasa dışı olarak ağaç kesmeyi
seçtiklerini sorun. Öğrencilerin yanıtlarını aldıktan sonra, özellikle kırsal bölgelerde ağaçların
gelir elde etmek, yakacak elde etmek, otlak ve tarım alanı açmak amacıyla kesildiğini belirtin.
3
Ağaçların plansız ve yasalara uygun olmayan şekilde kesilmesinin, ormanlara zarar
vereceğini anlatın. Bu zararların neler olabileceğini öğrencilere sorun (Erozyonun artması,
çölleşme, doğal güzelliklerin yok olması, turizm etkinliklerinin azalması, ormanlarda yaşayan
canlı türlerinin azalması vb.).
Kâğıt yapalım
1
162
Öğrencilerden derse gelmeden önce ders planının başındaki “Araç ve Gereçler”
bölümünde bulunan, kâğıt yapımı için gerekli malzemeleri getirmelerini isteyin.
Benim Güzel Ormanım!
Ormancılık
2
Öğrencilere kâğıdın geri kazanılmasının, doğal kaynakların korunması açısından çok önemli
olduğunu anlatın. Bir ton kâğıt üretmek için 16 ağaç kesildiğini, 250.000 L su kullanıldığını,
8000 kilowatt/saat elektrik tüketildiğini ve çeşitli kimyasal maddelerden 200 kg kadar
kullanıldığını belirtin. Oysa, atık kâğıtlardan bir ton kâğıt elde etmek için hiç ağaç
kesilmediğini, 5000 L su harcandığını, 2000 kilowatt/saat elektrik tüketildiğini ve 10 kg
kimyasal madde kullanıldığını söyleyin.
3
Kesilen ağaç sayısını azaltmak için kullanılmış kâğıtların geri kazanım merkezlerine
gönderilmesinin önemini belirtin. Öğrencilere, geri kazanımla üretilmiş kâğıt kullanmanın
sağlayacağı yararları anlatın.
4
Öğrencilere aşağıdaki işlemleri sırayla yaparak kâğıdı geri kazanabileceklerini belirtin:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
5
1
Atık kâğıtları mümkün olduğunca küçük parçalara ayırın.
Bu kâğıt parçalarını hamur gibi yumuşak olana kadar suda bekletin ve ara sıra karıştırın.
Kâğıtlar yumuşayıp hamur hâline geldikten sonra, birazını elek telinden bir süzgecin
üzerine, ince bir tabaka halinde yerleştirip suyunun süzülmesini bekleyin.
Telin üzerindeki hamuru kuru bir bezle örtüp süzgeci ters çevirin. Süzgeci kaldırarak
hamurun üzerini bir başka bezle örtün.
İki bez arasında kalan hamuru sert bir zemine alarak üzerinden merdane ya da
oklavayla geçin.
Hamur istenilen incelik ve düzgünlükte olduğunda üstteki bezi kaldırın. Hamuru
altındaki bezle birlikte kurumaya bırakın. Kurumakta olan kâğıda istediğiniz şekli verin.
Bu işlemleri hamur bitene kadar tekrarlayabilirsiniz.
Sert bir kâğıt elde etmek istiyorsanız hamurun içine ahşap tutkalı koyabilirsiniz.
Renkli kâğıt elde etmek için hamura gıda boyası ekleyebilirsiniz. Sarı kâğıt elde etmek
için atık saman kâğıdı ya da eski kutular kullanabilirsiniz.
Öğrencilere “Yeniden Çevrime Sokma” adlı çizgi filmi izletin. Daha sonra hep birlikte filmin
ana fikri üzerinde konuşun.
Dinlenme alanı olarak ormanlar
1
2
Ormanların dinlenme alanı olarak öneminin giderek arttığını söyleyin. Öğrencilere
ormanlarda ne tip etkinlikler yaptıklarını sorun. (Piknik, doğa yürüyüşü, kamp vb.)
3
4
Öğrencilere “Ellenmez Ormanı” başlıklı metni okuyun. Ardından, bu metinde, ormanlarda
yaşanan sorunlardan hangilerinin vurgulandığını sorun.
Öğrencilere bu tip etkinliklerin ormanlara ne gibi zararları olabileceğini sorun. (Ziyaretçi
sayısının artması patikalarda erozyona yol açar. Ayrıca doğal yaşam zarar görür, bitkiler ezilir
ve çöpler artar.)
Ormanda yürüyüş yaparken çevremize zarar vermemek için nelere dikkat etmemiz
gerektiği konusunda bir beyin fırtınası başlatın. Ortaya çıkan fikirleri tahtaya yazın. Daha
sonra öğrencilere “Ormanda Nelere Dikkat Ederim?” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ya da
CD’nin “Ormancılık” bölümünde bulunan, aynı başlıklı bilgileri aktarın. Öğrencilerin kendi
yanıtlarıyla bilgi sayfasındaki bilgileri karşılaştırmalarını sağlayın.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Ormancılık” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Öğrencilerden, ülkemizdeki belirli bir ormanın ya da çevrelerindeki bir ormanın bitki ve hayvan
bakımından zenginliklerini, sanayideki önemini, burada gerçekleştirilen ormancılık etkinliklerini
(ağaç kesimi ve hayvan otlatma gibi), ormanı tehdit eden etkenleri (ev ve yol yapımı gibi) ve
turizm, dinlenme alanı olarak önemini araştırmalarını isteyin. Araştırmaları sonucunda elde
ettikleri bilgileri kullanarak bu ormanı tanıtan bir broşür hazırlamalarını söyleyin.
Ağaçların önemini en güzel anlatan posteri hazırlama yarışması düzenleyin. En iyi posterleri
sergileyin.
Benim Güzel Ormanım!
163
1
Ormancılık
Bilin bakalım ben kimim?
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Yüksekliğim 25 m
Kapladığım alanın genişliği 14 m
Kapladığım hacim 2700 m3
Kapladığım alan 160 m2
Yapraklarımın kapladığı alan 1600 m2
Saatte 96 L su buharlaştırırım.
Saatte 2352 kg karbon dioksit tüketirim.
Saatte 1720 kg oksijen üretirim.
Çevreyi güzelleştiririm.
Beni keserseniz, işlevlerimi yerine getirmek
için 25.000 fide dikmeniz gerekir.
Bilin bakalım ben kimim?
Ellenmez Ormanı
İnsanlar doluşup bozmadıkları için birçok
nadide ağacın, bitkinin ve hayvanın
yaşadığı ‘Ellenmez Ormanı’nı o sene
koruma altına almaya karar verdiler.
Ormanı biraz daha açıp ‘WC-Tuvalet’
koydular.
Vali, ‘Tabiatı korumak bizim görevimizdir’
dedi.
Tuvaletçi, Aile Bahçesi’nin semaverini
çalınca karakol kurdular.
Oraya kamyon kasası büyüklüğünde
‘Ellenmez Ormanı Koruma Alanı’ şeklinde
büyük bir tabela diktiler.
Karakol kurulunca orası ‘belde’ oldu.
Tabelayı görenler Ellenmez Ormanı’na
bakmaya geldiler.
İlçe olunca.....
Tuvaletçiye bir kulübe gerekti.
Belde olunca ‘ilçe’ yaptılar.
‘Ellenmez Ormanı’ kalmadı.
Gelip gidenler artınca yol yapıldı.
Ağaçlar gitti, orman bitti, hayvanlar öldüler.
Yol yapılınca halk geldi.
Halk gelince kaldırım da koydular.
Kaldırımda yürürken kimse düşmesin diye
elektrik direkleri dikip dört bir yanı
aydınlattılar.
Yol yapılıp araçlar gelince,
Ellenmez Ormanı’nın bir kısmını açıp
‘Otopark’ dediler.
Otopark yapılınca, otoparkçı kulübe istedi.
Kulübede çay satmaya başladılar.
Vali, ‘Tabiatı korumak bizim görevimizdir’
dedi ve ilçenin girişinde bir yere
‘Hatıra Ormanı’ ektiler.
Kurudu.
Şimdi ‘Ellenmez Ormanı neresi?’
diyeceksiniz.
Gittiğinizde göreceksiniz.
İşte adresi:
Çay satılınca yanında gözleme, bazlama,
mantı da verilmeye başlandı ve adı
‘Ellenmez Ormanı Aile Bahçesi’ oldu.
Bodrum, Marmaris, Antalya, Alanya,
Silifke, Anamur, Kemer, Didim, Kuşadası,
Çeşme, Foça, Ayvalık, Ören, Edremit,
Erdek, Yalova, Tuzla, Silivri, Şarköy...
Aile bahçesine aileler gelince, o zaman
‘Aile geliyor, tuvalet de ister’ dediler.
Nereye gitseniz, ne yana baksanız
orasıdır...
Bekir Coşkun
164
Benim Güzel Ormanım!
Ormancılık
Merhaba, ben Sincap. Ormanda olup biten her şeyden haberim olur. Duydum
ki yaptığımız oylama sonucunda “Doğa Ana Ödülü’nü” kimin alacağı belli
olmuş. Gölün kıyısındaki büyük meydanda ödül töreni yapılacakmış. Tabii tüm
orman sakinlerine bu haberi duyurmak bana düştü.
Haber duyulunca herkes hazırlıklara başladı. Heybetli kral aslan, ödülü
kendisinin alacağını düşünerek bir teşekkür konuşması hazırladı. Tırtıl, fare ve
kirpi, bu önemli töreni daha iyi görmek istiyorlardı. Bunun için boynuna
tırmanmak üzere zürafadan izin istediler. Filler de tören alanını süpüren
porsuklara hortumlarıyla su tuttular. Anlayacağınız ormanda herkes bir telaş
içindeydi. Sonunda orman sakinleri alanda toplandı ve heyecanla beklediler.
Bilge kaplumbağa elinde zarfı, ağır adımlarla kürsüye çıktı. Kralımız aslan,
kendinden emin bir şekilde kürsüye yaklaştı. Tam o sırada kaplumbağa, Doğa
Ana Ödülü’nü kazananın ağaç olduğunu açıkladı. Meydanda bir uğultu başladı.
Kral aslan “Nasıl olur, neden beni seçmediniz? En güçlünüz benim!” diye kükredi.
Öğrenci Bilgi Sayfası
Teşekkürler Ağaç!
Sinek kuşu, hemen yanıt verdi. “Tabii ağacı seçeriz. Çünkü o, bizim her şeyimiz.
Ben, onun çiçeklerindeki bal özünü yerim.” dedi. Ağaçkakan söze devam etti:
“Evet, o bizim her şeyimiz. O, benim evim. Onun üzerindeki böcek larvalarıyla
ve çiçek tozu almaya gelen böceklerle besleniyorum.” Tırtıl ve böcekler de, “Biz
de ağacın yapraklarını yiyerek besleniyoruz, kabuklarındaki çatlaklara
yumurtalarımızı saklıyoruz, yavrularımız onun sayesinde kelebek, güve oluyor.”
diyerek arkadaşlarına destek oldular. Toprak solucanlarıysa “Biz de onun yere
düşen yapraklarıyla besleniyoruz. Üstelik böylece toprağı da zenginleştiriyoruz.”
dediler. Fareler ve yer sincapları da söze karıştılar: “Ağacın köklerinin ve
dökülmüş yapraklarının arasına saklanıyoruz. Sıcaklarda ağacın altına yatıyoruz.”
Son sözü, toprağın altından çıkan köstebek söyledi: “Ağacın kökleriyle tuttuğu
suları içiyorum. Bir de iyi görmeyen gözümle çıkıp su mu arayacağım?”
Bir sessizlik oldu. Herkes, şimdi ne olacak diye düşünürken büyük bir gürültüyle
yer sallandı ve toprak dile geldi: “Ağaç bana bile yararlı, kökleriyle taneciklerimi
tutarak sürüklenmemi engelliyor.” Konuşmadan durur muyum? “Ben de ağacın
yetiştirdiği meyvelerle besleniyorum. Herkes gibi serin dallarının altında
dinleniyorum.” dedim. Coşku arttı. Filler ve zürafalar, “Teşekkürler ağaç!” diye
bağırmaya başladılar. Kral aslan da tüm bunlardan etkilenerek “Galiba en doğru
kişiyi seçmişsiniz.” dedi ve ağacı kutladı. Ardından bilge kaplumbağa, alkışlar
eşliğinde ağaca ödülünü verdi.
Yrd. Doç. Dr. Sinan Erten Hacettepe Üniversitesi İlköğretim Bölümü
165
Öğrenci Bilgi Sayfası
Ormancılık
Ormanda Nelere Dikkat Ederim?
• Yalnızca yürüyüş yollarında yürürüm. Tehlikeli bölgelerden
uzak dururum.
• Bitki örtüsüne zarar vermeyeceğim yerlerde mola veririm.
• Çadırımı yalnızca kamp için ayrılmış yerlere kurarım.
• Bölgede yaşayan hayvanlar hakkında bilgi sahibi olmaya
çalışırım ve onları rahatsız etmekten kaçınırım.
• Hayvanlara yiyecek vermem. Çünkü beslenme düzenlerinin
ve davranışlarının bozulmasına neden olabilirim.
• Ateş yakarken dikkat ederim. Ateşi iyice söndürmeden
oradan ayrılmam.
• Su kaynaklarını kirletmem. Temizlik için deterjan yerine
sabun kullanırım. Yıkama işlerini en yakın su kaynağından
en az 100 metre uzakta ya da mümkünse evde yapmaya
çalışırım.
• Katı ve sıvı atıkları ormanda bırakmam. Çöpleri yanıma
alarak ilk gördüğüm çöp kutusuna bırakırım ya da evime
getiririm.
• Bitki örtüsüne zarar vermem. Çiçek toplamaktan kaçınırım.
166
Turizm
1
Arkasında İz Bırakmayan Turistler
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Turizm etkinlikleri doğaya zarar verebilir.
• Gezi süresine uygun ders saati
• Sınıfta 2 ders saati
• Bazı turizm etkinliklerinin doğaya zarar verebileceğini
fark eder.
• Turistik bir gezi sırasında doğaya zarar vermemenin
önemini fark eder.
• Ekoturizm ve kitle turizmi kavramlarını karşılaştırır.
Gözlem yapma, sınıflama, eleştirel düşünme, yansıtıcı
düşünme, karşılaştırma yapma
Anlatım, gezi, gözlem, tartışma
Plastik eldiven, saydam poşet, etiket, büyük bir çöp torbası,
kâğıtlar, fotoğraf makinesi, gazete kupürleri ve gezi
broşürleri, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Turizm, en basit anlamıyla zevk için yapılan gezi olarak tanımlanabilir. İnsanlar, yakınlarını ziyaret
etmek, tatil yapmak, doğal ve tarihî güzellikleri görmek ya da eğitim almak amacıyla başka
yerlere giderler. Turizm, farklı kültürlerden insanların birbirleriyle tanışmasını sağlar. Ülkelerin
ekonomisinde önemli bir yer tutar ve turistik bölgelerde yaşayan insanlar için bir gelir kaynağıdır.
Arkasında İz Bırakmayan Turistler
167
1
Turizm
Çok sayıda turistin birlikte yolculuk etmesi anlamına gelen “kitle turizmi” ülkeler açısından önemli
bir gelir kaynağıdır. Turistleri çekmek ve onları rahat ettirmek için yeni konaklama yerleri açılır,
ulaşım ağı genişletilir ve barınma hizmetleri artırılır. Böylece bu olanaklardan çok sayıda turist
yararlanabilir. Ancak kitle turizmi doğayı olumsuz etkileyebilir. Doğal kaynakların aşırı
tüketilmesine, doğal alanların kirlenmesine ve zarar görmesine yol açabilir.
Kitle turizminin çevreye ve doğaya verdiği olumsuz etkilerin fark edilmesiyle, “ekoturizm”, “yeşil
turizm” ya da “sürdürülebilir turizm” adları altında yeni bir anlayış ortaya çıktı. Bu anlayışa göre
turizm etkinliklerinin doğayla bütünleşmesi gerekir. Turizm etkinlikleri, biyolojik çeşitliliğin ve
doğal kaynakların korunmasını temel almalıdır. Tüketimin, atıkların ve kirliliğin artmasına neden
olmamalıdır. Kültürel değerlerin önemini ve tarihî eserlerin korunmasının gerekliliğini göz ardı
etmemelidir. Bu etkinlikler, yerel halka yarar sağlamalı ve yasalara uygun şekilde
gerçekleştirilmelidir. Bazı turizm etkinlikleri de eğitimle ilgili amaçlar taşımalıdır. Turizm çalışanları,
“sürdürülebilir turizm” kavramı konusunda bilgilendirilmelidir.
Etkinlikler
Turistik bir yere gezi yapalım
1
Yaşadığınız yerin çevresindeki bir turistik yere gezi düzenleyin. Geziden önce öğrencilere
yanlarında fotoğraf makinesi getirebileceklerini söyleyin. Gezi sırasında öğrencilerden,
gittikleri yerdeki turizm etkinliklerini ve bunların çevreye etkilerini gözlemlemelerini isteyin.
Öğrenciler gözlemleri için resim yapabilir ya da fotoğraf çekebilirler (ilgililerden izin alarak).
2
Öğrencilerden, gözlem yaptıkları alandan kirlilik örnekleri toplamalarını isteyin. Bunun için
onlara plastik eldivenler dağıtın. Eldivenle topladıkları örnekleri saydam poşetlerin içine
koyup ağızlarını bağlamalarını söyleyin. Poşetlerin üzerlerine her birinin içinde ne olduğunu
yazan etiketler yapıştırmalarını isteyin. Toplanan örnekleri büyük bir çöp torbası içinde
biriktirip okula götürün.
3
4
Sınıfa döndüğünüzde, öğrencilere topladıkları kirlilik örneklerini birbirlerine göstermelerini
söyleyin.
Onlara topladıkları örnekler hakkında aşağıdaki soruları sorun:
•
•
•
•
168
Bu çöpleri kimler atmış olabilir?
En sık rastlanan çöp tipi nedir?
Toplanan çöpler ne yapılabilir?
Kirlilik nasıl önlenebilir?
5
Gezi sırasında çekilen fotoğrafları ve çizilen resimleri inceleyerek öğrencilere aşağıdaki
soruları sorun:
• Turistler için bu yere ulaşım kolay mı? Ulaşımı sağlayan toplu taşıma araçları var mı?
• Buradaki insan etkinlikleri doğaya zarar veriyor mu?
• Turistlere yönelik bilgi panoları var mı? Varsa yeterli mi?
• Turistlerin gezeceği güzergâh iyi belirlenmiş mi? Gereksinimleri yeterince düşünülmüş mü?
• Yerel halk turizm etkinliklerinden gelir elde ediyor mu?
6
“Ayak İzleriniz... Anılar... Zaman... ” başlıklı metni kullanarak turizm etkinliklerinin çevreye
etkisi konusunda öğrencileri bilgilendirin. Olası çözüm yolları konusunda beyin fırtınası
yaptırın. Ortaya çıkan düşünceleri tahtaya yazın ve hep birlikte bunlar üzerinde konuşun.
7
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki ve CD’nin “Turizm” bölümünde bulunan “Olumsuz etkiler”
başlıklı bilgileri aktarın. Öğrencilerin çizdiği resimlerin ve çektikleri fotoğrafların yer aldığı bir
sergi düzenleyin.
Arkasında İz Bırakmayan Turistler
Turizm
Ekoturizm doğa dostudur
1
2
Dersten bir hafta önce öğrencilere gazete ve dergilerden, ülkemizdeki ve yurt dışındaki
tanınmış tatil yöreleriyle ilgili turizm ilanları kesmelerini söyleyin.
3
Turizmin, ülkemizde ve dünyada ekonominin önemli bir parçası ve çok sayıda insan için
bir gelir kaynağı olduğunu belirtin. Ancak turizm etkinliklerinin doğaya zarar verebileceğini
vurgulayın. Doğada dinlenmenin yararlarını ve “ekoturizm” kavramını açıklayın. Ekoturizm,
doğayı koruyan ve yerel halkın yararını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir gezi
anlayışıdır. Genellikle küçük gruplar halinde yapılır. Konaklama ve yeme-içme türü hizmetler
çoğunlukla yerel işletmeler tarafından verilir. Ekoturizm; akarsu sporları, dağ ve doğa
yürüyüşü, atlı doğa yürüyüşü, bisiklet turu, mağaracılık, olta balıkçılığı, kuş gözlemciliği,
bitki inceleme, millî park turu ve yaylacılık gibi etkinlikleri içerir.
4
5
“Kitle Turizmini Ekoturizmle Karşılaştıralım” başlıklı bilgi sayfasını öğrencilere dağıtın.
Öğrenciler okuduktan sonra bu bilgiler üzerinde konuşun.
6
7
Grupların, önerilerini diğer arkadaşlarına sunmalarını sağlayın. Her gruba sunum için
5 dakika süre verin.
1
Derste, öğrencilerin topladığı ilanları hep birlikte inceleyin. Öğrencilere bu yerlerde turistik
açıdan onlara nelerin çekici göründüğünü sorun. (Bazı yanıtlar şunlar olabilir: Doğal
güzellikler, otellerin rahatlığı, yemeklerin, etkinliklerin, denizin ve kumsalın çekici olması vb.)
Farklı turizm anlayışlarını yansıtan broşürleri birlikte inceleyin.
Öğrencileri gruplara ayırın. Gruplardan, yaşadıkları yerde ekoturizm etkinliklerinin
gerçekleşmesi için neler yapılabileceğine ilişkin öneriler hazırlamalarını isteyin.
Hazırlık için onlara 15 dakika süre verin.
Öğrencilere DVD’deki “Hafta Sonu” adlı çizgi filmi izlettirin. Hep birlikte filmin içeriği
üzerinde tartışın ve ana fikrini bulmaya çalışın. Öğrencilere CD’nin “Turizm” bölümünde
bulunan “Biz neler yapabiliriz?” başlıklı bilgileri aktarın.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Turizm” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencilerin, tüm bu çalışmalar sonunda öğrendiklerini ifade eden yazı, fotoğraf ve çizimlerle
tek sayfalık bir gazete ya da birer broşür hazırlamalarını sağlayın.
Arkasında İz Bırakmayan Turistler
169
1
Turizm
Ayak İzleriniz... Anılar... Zaman...
Sekiz yıl önce, kentimizde doğa sporlarının yapılmaya başlandığını duyduğumda hemen
ilgilendim. Çocukluktan beri kentin gürültüsünden uzak, temiz havada yürüyüşler
yapmaya ve doğal ortamlarında yaşamlarını sürdürmeye çalışan canlıları incelemeye
bayılırdım. O zamandan beri amatör olarak dağcılık ve daha çok da mağaracılık
yapıyorum. Mağaracılıkla kurduğum bağ o denli güçlü ki bu etkinlikten bir türlü
kopmadım, kopmak da istemedim. Bunun nedeni, sanırım mağaracılığa başladığım
dönemde bana öğretilen bir söz. "Ayak izinden başka bir şey bırakma, anılardan başka
bir şey çıkarma, zamandan başka bir şey öldürme". Mağaracılığın temel kuralı olan
bu söz beni çok etkiledi.
Çok şanslıyız ki, mağaracılık sporuna gönül verenler önce bu kuralı öğreniyor ve
buna sıkı sıkıya uyuyorlar. O kadar ki birçok mağaracı fotoğraf çekerken flaş ışığının
kaya oluşumlarına verdiği zararı önlemek için yalnızca karpitlerinin (karpit, asetilen gazı
yakarak ışık veren bir lamba) ışığını kullanıyor. Kış uykusundaki yarasaların bulunduğu
mağaralara kışın girmiyor ve büyümekte olduğunu gördükleri hiçbir oluşuma
dokunmuyorlar. Girdikleri mağaralarda çöpünü bırakan ya da çevrede gördükleri
oluşumlara gereksiz yere dokunarak kırarak onlara zarar verenler de var. Ancak gün
geçtikçe bu tip mağaracıların sayıları azalıyor ve biz bulduğumuz atıkları elimizden
geldiğince temizlemeye çalışıyoruz.
Amacım, size mağaraların ne kadar güzel ve kırılgan olduğunu ya da yer altındaki o farklı
dünyada yaşadıklarımı anlatmak değil. Ben, mağara araştırmaları sırasında gördüklerimi
anlatmak istiyorum. Çevrede gördüğüm kola ve bira şişelerinden, yiyecek artıkları ve
poşetlerden mağara ağzına yaklaştığımızı anlıyorum. Dış dünyada, dağların en uzak
köşelerinde ya da ulaşılması en zor olan yerlerde bile bu tip kirlenmeleri görüyorum.
Eskiden doğal yaşamla iç içe olduğumuzu hissettiğimiz, insan elinin değmemiş olduğunu
düşündüğümüz yerlerden şimdi mangal kokuları yükseliyor. Kimsenin piknik yapmasını
ya da bu bölgelerde gezmesini engellemek istediğimi söylemiyorum. Tek istediğim, diğer
canlılarla paylaştığımız dünyada, ne yapıyorsak başkalarına zarar vermeden yapmamız.
Bu da çok zor değil!
Selçuk Canbek’in Bilim Çocuk Dergisi’nin Ocak 2001 sayısında yayımlanan “Ayak İzleriniz... Anılar... Zaman...”
yazısından kısaltılarak alınmıştır.
170
Arkasında İz Bırakmayan Turistler
Turizm
KİTLE TURİZMİ
EKOTURİZM
• Doğal kaynakların aşırı
şekilde tüketilmesine
yol açar.
• Doğal kaynakların
korunmasını gözetir.
• Daha çok eğlenceye
yönelik etkinlikler içerir.
• Daha çok doğanın ve
kültürün tanıtılmasına
yönelik etkinlikler içerir.
• Turiste müşteri
gözüyle bakılır.
• Turiste misafir
gözüyle bakılır.
• Pahalıdır.
• Ucuzdur.
• Büyük gruplara yönelik
olduğu için çevre
kirliliğinin artmasına
yol açabilir.
• Küçük gruplara yönelik
olduğu için çevre kirliğinin
artmasına daha az oranda
neden olur.
• Turistlerin yerel
halktan uzak kalmasına
neden olur.
• Turistlerin yerel halkla
kültür alışverişinde
bulunmasını sağlar.
Öğrenci Bilgi Sayfası
Kitle Turizmini
Ekoturizmle Karşılaştıralım
171
İklim Değişikliği
Ozon Tabakasındaki
İncelme
Küresel Sorunlar
Asit Yağmurları
Okyanuslar ve Denizler
İklim Değişikliği
Dünyamız Isınıyor! 175
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Sera Etkisi
İklim Değişikliği
Ozon Tabakasındaki İncelme
Yukarıda Neler Oluyor?
181
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Ozi Ozon
Ozon
Asit Yağmurları
Asit Yağmurları Neden Zararlı? 184
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Asit Yağmurları
Lord Nelson
Okyanuslar ve Denizler
Denizlerimizi Koruyalım
188
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Çözüm
Porselen Balık
Öğrenci Bilgi Sayfaları
Küresel Isınma, Bu Adayı Yok Edecek mi?
İklim Değişikliğinin Sonuçları 179
Biz Ne Yapabiliriz? 180
Asit Yağmurları Nasıl Azaltılır? 187
Karadeniz 191
178
İklim Değişikliği
1
Dünyamız Isınıyor!
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
İnsan etkinlikleri sonucunda atmosfere salınan kimyasal
maddeler, Dünya’nın sıcaklığının artmasına ve buna bağlı
olarak da önemli çevre sorunlarına yol açıyor.
2-3 ders saati
• Atmosferin, Dünya’nın sıcaklığını nasıl düzenlediğini açıklar.
• İnsan etkinliklerinin Dünya’nın sıcaklığına etkisini araştırır.
• Küresel ısınmayı önlemeye yönelik önerilerde bulunur.
Bulguları kaydetme, karşılaştırma, gözlem yapma
Anlatım, tartışma, beyin fırtınası
İki kavanoz, iki termometre, saydam bir naylon torba, iki
masa lambası, buz, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Sanayi Devrimi’yle birlikte fosil yakıtlar aşırı miktarda kullanılmaya başlandı. Buna bağlı olarak sera
gazlarının atmosferde birikmesi sonucu dünyamız da ısınmaya başladı. Araştırmalar, Sanayi
Devrimi’nin başladığı 1860’tan 1990’a kadar, atmosferdeki karbondioksit miktarının % 25 oranında
arttığını ve bu artışın % 10’unun son 50 yıl içinde gerçekleştiğini göstermektedir.
Dünyamız Isınıyor!
175
1
İklim Değişikliği
Küresel ısınma Dünya’nın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle çeşitli ülkeler, bir araya gelerek
küresel ısınmayı önlemek üzere iş birliği yapmaya karar verdiler. 1992 yılının Haziran ayında Rio
de Janeiro’daki “Çevre ve Kalkınma Konferansı”nda birçok çevre sorunu ele alındı. Bu sorunların
çözümleri, “Gündem 21” adlı eylem planıyla tüm dünyaya duyuruldu. Bu konferansa, 170’ten
fazla ülkenin devlet adamları katıldı ve bu eylem planını imzaladı. Gündem 21’de, Dünya’nın
ikliminin ısınmakta olduğu açık bir şekilde
vurgulandı ve bunu önlemek için neler
yapılması gerektiği ortaya konuldu.
Küresel ısınma konusundaki en önemli ve en
büyük katılımlı konferans, 1997 yılında
Japonya’nın Kyoto kentinde yapıldı. Kyoto
Konferansı adlı bu konferansa 160 ülkeden
çok sayıda uzman, çevre gönüllüsü ve
hükümet yetkilisi katıldı. Sonuçta ülkelerin
saldıkları karbon dioksit miktarını
azaltmalarını öngören bir anlaşma imzalandı.
Küresel ısınmaya, insan etkinlikleri için çok
miktarda fosil yakıt kullanılması neden
olmaktadır. Fosil yakıt tüketimi vb. insan
etkinlikleri sonucunda atmosfere karışan kloroflorokarbon gazları, karbondioksit, metan, azot ve
kükürt dioksitler yeryüzünden yansıyan Güneş ışınlarını tutar. Bunun sonucunda da Dünya’nın
sıcaklığı artar. Bu olay, bilim insanları tarafından “küresel ısınma” olarak adlandırılıyor. Fosil yakıt
kullanımı bu şekilde devam ederse, yeryüzünde sıcaklıkların 2100 yılına kadar 1-3,5 oC artacağı
tahmin ediliyor.
Etkinlikler
Sera etkisini gözlemleyelim
1
2
Öğrencilere, atmosferde bulunan bazı gazların tıpkı bir battaniye gibi Dünya’yı sardığını
belirtin. “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
3
Masa lambalarını, her iki kavanozun 20-30 cm uzağına yerleştirin. Lambaların, Güneş’in
işlevini göreceğini söyleyin. Öğrencilerin lambaları yakarak bir saat boyunca, her 5 dakikada
bir termometrelerin gösterdiği sıcaklıkları kaydetmelerini sağlayın. Ardından sonuçları
karşılaştırmalarını isteyin. Ağzı naylon torbayla kapalı olan kavanozda sıcaklığın daha yüksek
olduğu geri bildirimini öğrencilerinizden alın.
4
Öğrencilerin kavanozların her ikisine de eşit miktarda buz koymalarını isteyin. Masa
lambalarını yine aynı şekilde yerleştirin. Daha sonra öğrencilere buzun ne kadar sürede
eridiğini kaydetmelerini söyleyin. Sonuçları karşılaştırmalarını isteyin.
5
Öğrencilere CD’nin “İklim Değişikliği” bölümünde bulunan “Sera etkisi” başlıklı bilgileri
aktarın. Ardından DVD’de bulunan “Sera Etkisi” çizgi filmini izlettirin. Filmin ana fikri hakkında
hep birlikte konuşun.
Öğrencilere sera etkisini gözlemlemek üzere bir deney yapacağınızı anlatın. Deney için iki
kavanoz hazırlayın. Her iki kavanoza da birer termometre koyun. Kavanozlardan birinin
üzerini saydam bir naylon torbayla sıkıca kapatın, diğerini açık bırakın. Kavanozun ağzını
kapatmak üzere kullandığımız naylon torbanın atmosferde bulunan sera gazlarının işlevini
göreceğini belirtin.
Küresel ısınma nelere yol açar?
1
176
Öğrencilere, DVD’de bulunan “İklim Değişikliği” adlı filmi izlettirin. Daha sonra onlara
aşağıdaki soruyu sorun:
• Küresel ısınma nelere yol açar? (Kutuplardaki ve yüksek dağlardaki buzulların erimesi,
okyanusların su seviyelerinin yükselmesi, sellerin artması vb.) Yanıtları tahtaya yazın ve
bunlar üzerinde konuşun.
Dünyamız Isınıyor!
İklim Değişikliği
2
3
Öğrencilere “Küresel Isınma, Bu Adayı Yok Edecek mi?” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ve bu
konu üzerinde konuşun.
1
Öğrencilere “İklim Değişikliğinin Sonuçları” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Buradaki bilgileri
kullanarak her öğrencinin bir gazete haberi, bir şiir, bir öykü yazmasını ya da bir resim
yapmasını istediğinizi söyleyin. Daha sonra bunları bir panoda sergileyin.
Küresel ısınmayı önlemek için ne yapalım?
1
2
Öğrencilere, küresel ısınmayı önlemek amacıyla ülkelerin iş birliği içinde, neler
yapabileceklerine ilişkin bir beyin fırtınası yaptırın. Ortaya çıkan fikirleri tahtaya yazın.
3
Öğrencilerden öğrendikleri bilgileri kullanarak hep birlikte bir broşür hazırlamalarını isteyin.
Hazırlanan broşürü çoğaltın ve bütün öğrencilerin görebileceği bir yere asın.
Öğrencilere “Biz Ne Yapabiliriz?” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ya da CD’nin “İklim
Değişikliği” bölümünde bulunan “Biz neler yapabiliriz?” başlıklı bilgileri aktarın. Bu bilgilerle
öğrencilerin kendi fikirlerini karşılaştırmalarını sağlayın.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “İklim Değişikliği” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencilerden, okulda öğrendiklerini aileleriyle paylaşmalarını isteyin. Aileleriyle birlikte
küresel ısınmayı önlemek üzere neler yapabilecekleri konusunda (evde enerjiyi daha verimli
kullanma, daha az tüketim yapma ya da toplu taşıma araçlarını daha çok kullanma gibi) plan
yapmalarını sağlayın.
Dünyamız Isınıyor!
177
Öğrenci bilgi sayfası
İklim Değişikliği
Küresel Isınma, Bu Adayı Yok Edecek mi?
Tuvalu adını hiç duymuş muydunuz? Tuvalu, Büyük Okyanus’un güneyinde
bulunan ve adalardan oluşan çok küçük bir ülkenin adı. Ülkede yaklaşık 10.000
Polinezyalı yaşıyor. Ancak bu insanlar belki de yaşadıkları yerden ayrılmak
zorunda kalacaklar. Çünkü küresel ısınma nedeniyle deniz seviyesinin
yükselmesi, bu adanın sular altında kalmasına neden olabilir. Bu durum yalnızca
Tuvalu için değil, Büyük Okyanus’ta bulunan Marshall Adaları, Kiribati ve Hint
Okyanusu’ndaki Maldiv Adaları için de geçerlidir.
İçinde bulunduğumuz yüzyılın sonlarına doğru deniz seviyelerinin daha da
yükseleceği tahmin ediliyor. Deniz seviyelerinin yükselmesinin Bangladeş,
Hollanda, Japonya, Ukrayna, Angola, Kamerun, Nijerya ve Senegal gibi birçok
ülkeyi olumsuz etkileyeceği bekleniyor.
Deniz seviyelerinin yükselmesi, küresel ısınmanın yol açtığı sorunlardan
yalnızca biri. Bir diğeriyse dağlardaki buzulların erimesi. Dünya’daki buzulların
onda biri Peru’da bulunur. Ancak Peru’daki buzulların dörtte biri daha şimdiden
yok olmuş durumda. Aynı şekilde Afrika’da Klimanjaro Dağları’ndaki buzullar
da eriyor. Ayrıca, küresel ısınma nedeniyle Alaska’da yeşil alanların son 50
yılda iki kat arttığı belirlenmiş. Uzmanlar, bazı bölgelerde de çölleşmenin
arttığını belirtiyorlar.
Gelecek yüzyılda, başta Tuvalu gibi bazı küçük ada ülkeleri olmak üzere birçok
ülke küresel ısınmadan kaynaklanan önemli sorunlarla karşı karşıya kalacak.
Bu sorunlar, atmosfere salınan karbondioksiti ve diğer sera gazlarını azaltmaya
yönelik önlemlerle ortadan kaldırılabilir. Örneğin, sanayi etkinlikleri sırasında
gerçekleşen enerji kayıpları azaltılabilir, geri kazanım yöntemlerine daha çok
başvurulabilir, daha az enerji tüketilebilir, yeni enerji kaynakları bulunabilir, çevre
dostu enerji kaynaklarından daha çok yararlanmayı sağlayacak verimli yöntemler
geliştirilebilir, nüfus artışı kontrol altına alınabilir. İşin en önemli kısmı da bu
önlemlerin hayata geçirilebilmesidir. Bunların başarılabilmesi ülkelerin, çeşitli
konularda kararlar alırken büyük ölçüde çevreyi gözetmelerine bağlıdır.
178
İklim Değişikliği
Neler Oldu?
•
•
•
•
•
Dünya’nın yüzey sıcaklıkları ortalaması 20. yüzyılda yaklaşık 0,6 °C arttı.
20. yüzyılın son 15 yılı, bu yüzyılın en sıcak dönemi oldu.
20. yüzyılın en sıcak yılı 1998 oldu.
Karalara düşen yağış miktarı yaklaşık % 1 oranında arttı.
Kuzey yarım küredeki kar örtüsünde ve Kuzey Buz Denizi’ndeki buzullarda
erimeler oldu.
• Deniz seviyeleri ortalama 15 cm yükseldi.
• Kasırgaların ve sellerin sıklığı arttı.
Neler Olabilir?
• Sıcaklık artışına bağlı olarak özellikle sivrisineklerle taşınan sıtma gibi
hastalıklar yayılabilir.
• Kuraklıklar görülebilir. Buna bağlı olarak yetersiz beslenme ve açlık
gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
• Bazı ormanlar ve buralarda yaşayan bazı türler yok olabilir.
• Buzullar eriyebilir.
• Okyanusların seviyesi yükselebilir.
• Kıyılarda aşınmalar görülebilir.
• Sulak alanlar ve içme suyu kaynakları azalabilir.
• Bazı ada ülkeleri yok olabilir.
• Bazı ülkelerde tarımsal üretim artarken, bazılarında azalabilir.
• Deniz seviyesindeki yükselmeler gibi nedenlere bağlı olarak önemli
ekonomik kayıplar olabilir.
Öğrenci bilgi sayfası
İklim Değişikliğinin Sonuçları
179
Öğrenci bilgi sayfası
İklim Değişikliği
180
Biz Ne Yapabiliriz?
Küresel ısınmanın azalmasına, ancak her birimiz üzerimize düşenleri yaparsak
yardımcı olabiliriz. Bu konuda üzerimize düşenlerin başında enerji tasarrufu
yapmak geliyor. Evimizde kullandığımız elektriğin çoğu fosil yakıtlardan
üretiliyor. Otomobiller, fosil yakıtlarla çalışıyor. Evimizi, kömür ya da doğal gaz
gibi fosil yakıtlar yakarak ısıtıyoruz. Satın aldığımız ürünlerin birçoğunun
üretiminde de fosil yakıtlar kullanılıyor.
Fosil yakıtları kullanmaktan bütünüyle vazgeçemeyecek olsak da küresel ısınmaya
karşı alabileceğimiz bazı önlemler var. Olanaklar ölçüsünde bunları uygulayabiliriz.
Örneğin, otomobil yerine toplu taşıma araçlarını kullanabilir, daha iyisi kısa
mesafeleri yürüyebiliriz. Evimizi enerji tasarruflu ampullerle aydınlatabilir, televizyon,
bilgisayar gibi elektrikli aletleri kullanmadığımızda kapatabiliriz. Üretiminde ve
kullanımında az enerji gerektiren ve geri kazanılabilir ürünleri satın alabiliriz. Evimizi
Güneş enerjisiyle ısıtabiliriz. Bu tip örnekler çoğaltılabilir. Ayrıca, atmosferdeki
karbon dioksit oranının azalmasını sağlayan ormanları koruyarak da önemli bir
katkıda bulunabiliriz.
Küresel ısınma, hem biz hem de bu gezegeni paylaştığımız öteki canlılar için bir
tehdit oluşturmadan önce gerekli önlemleri almalıyız. Bu sorun tüm dünyayı
ilgilendiriyor. Bu nedenle insanların birlik içinde buna karşı önlem almaları artık
bir zorunluluktur.
Alp Akoğlu’nun Bilim Çocuk Dergisi’nin Ağustos 2002 sayısında yayımlanan “Küresel Isınma” yazısından
kısaltılarak alınmıştır.
Ozon Tabakasındaki İncelme
1
Yukarıda Neler Oluyor?
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Ozon tabakasındaki incelme insan sağlığı için ciddi bir tehdit
oluşturuyor.
2-3 ders saati
• Ozon tabakasındaki incelmenin nedenlerini ve sonuçlarını
açıklar.
• Ozon tabakasındaki incelmeyi önlemeye yönelik
önerilerde bulunur.
Eleştirel düşünme, yansıtıcı düşünme
Anlatım, tartışma
Gazeteler, dergiler, karton, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Dünya’nın çevresini saran atmosfer birkaç tabakadan oluşur. Bu tabakalardan biri de Dünya
yüzeyinden 17-50 km yükseklikte bulunan stratosferdir. Atmosferdeki ozonun % 90’ı stratosfer
tabakasının üst kısımlarında bulunur. Ozon, Güneş’ten gelen mor ötesi (ultraviyole: UV) ışınımın
oksijen moleküllerini değişikliğe uğratmasıyla oluşur. Ozon tabakası, canlılara zarar veren mor
ötesi ışınımın Dünya’ya ulaşmasını engeller.
Yukarıda Neler Oluyor?
181
1
Ozon Tabakasındaki İncelme
Atmosferdeki ozon miktarı enlemlere ve mevsimlere göre
değişir. Normal koşullarda, ozon tabakası kutuplar üzerinde
en kalın ve ekvator çevresinde en incedir. Ayrıca, kuzey
yarım kürede kış sonunda ve bahar başında ozon miktarı en
az düzeydedir. 1985 yılında bilim insanları, bazı bölgelerde
ozon tabakasının bu normal durumdan farklı bir incelme
gösterdiğini saptadılar. Bu incelmenin, özellikle bahar
aylarında Antarktika üzerindeki bölgede belirgin olduğu
ortaya çıktı. Ozon tabakasındaki incelmeye bağlı olarak
Dünya’ya ulaşan mor ötesi ışınımın canlılara zarar verme
tehlikesinin arttığı düşünülüyor.
Ozon tabakasındaki incelmeye insan etkinlikleri sonucunda
açığa çıkan belirli maddeler yol açar. Bunlar, temel olarak
“kloroflorokarbonlar” adı verilen gazlardır (freon, halon vb.). Bu gazlar, kolay üretilebilmeleri,
ucuz olmaları, yanmamaları ve zehirsiz olmaları gibi nedenlerle 1930’lardan sonra soğutma
sistemleri, tarım ilaçları, deodorantlar, spreyler ve çözücüler gibi çok çeşitli ürünlerde
kullanılmaya başlandı. O sıralarda bu gazların ozon moleküllerini parçaladığı bilinmiyordu.
1970’lerde bu gazların ozon tabakasına zarar verdiğinin fark edilmesiyle ülkeler çeşitli anlaşmalar
yaparak kloroflorokarbonların kullanımını azalttılar.
Etkinlikler
Ozon tabakasındaki incelme
1
Dersten bir hafta önce, öğrencilerin eski gazete ve dergilerden çeşitli insan fotoğrafları keserek
sınıfa getirmelerini isteyin. Öğrencilere, yazın güneşlenmeyi sevip sevmediklerini sorun.
Güneşlenirken ne gibi önlemler alınması gerektiğini anlatın. Önlem almamızın nedeninin,
Güneş’ten gelen zararlı ışınlardan korunmak olduğunu belirtin. Stratosferde bulunan ozon
tabakasının Güneş’ten gelen zararlı ışınların yeryüzüne ulaşmasını önlediğini söyleyin.
2
Ozon tabakasının tıpkı bir pencere camı, ayna ya da filtre gibi mor ötesi ışınımı yansıtarak
yalnızca küçük bir bölümünün yeryüzüne ulaşmasına izin verdiğini anlatın. Ozon tabakası
yok olursa canlıların Dünya’ya ulaşan mor ötesi ışınlar nedeniyle zarar göreceğini açıklayın.
3
Öğrencilere aşağıdaki soruları sorun:
•
•
•
Ozon tabakasının işlevi nedir?
(Ozon tabakası, canlılara zarar veren mor ötesi ışınımın Dünya’ya ulaşmasını engeller.)
“Ozon deliği” teriminin anlamı nedir?
(Bu terim, ozon tabakasında oluşmuş gerçek bir deliği değil, ozon tabakasının mor ötesi
ışınımı tutma görevini yapamayacak kadar incelmesini ifade eder.)
Ozon tabakasının incelmesinin nedeni nedir?
(Kloroflorokarbon gazları, atmosferde yükselip stratosferdeki ozon moleküllerini parçalar.
Bunun sonucunda ozon tabakası yavaş yavaş yok olur).
Ardından öğrencilere DVD’deki “Ozi Ozon” adlı filmi izlettirin.
182
4
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın. Dünya’ya ulaşan mor ötesi ışınımın
miktarının artmasının, insanlar ve diğer canlıların sağlığı için tehlikeli sonuçlar doğuracağını
anlatın. Onlara “Mor Ötesi Işınımın Sağlığımıza Etkileri” başlıklı bilgileri ve CD’nin “Ozon
Tabakasında İncelme” bölümünde bulunan “Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri” başlıklı
bilgileri aktarın.
5
Öğrencileri gruplara ayırın ve yanlarında getirdikleri insan fotoğraflarını karışık olarak
gruplara dağıtın. Gruplara, ellerindeki fotoğrafları inceleyerek, bu fotoğraflardaki
insanlardan hangilerinin Güneş’in zararlı ışınlarından etkilenme olasılığının daha yüksek
olduğunu ve bunun nedenlerini düşünmelerini söyleyin. Gruplardan, incelemelerini
tamamladıktan sonra düşüncelerini sınıfla paylaşmalarını isteyin.
Yukarıda Neler Oluyor?
Ozon Tabakasındaki İncelme
Ozon tabakasının incelmesini önleyelim
1
Ozon tabakasının eski hâline dönmesi için önlemler alındığını sınıfa anlatın. Ozon tabakasını
incelten maddelerin kullanımını giderek azaltmak ve sonunda tümüyle durdurmak için,
160’tan fazla ülkenin Viyana Sözleşmesi ve Montreal Protokolü gibi önemli anlaşmalar
imzaladığını belirtin. Birçok ülkenin bu anlaşmalara uygun şekilde harekete geçtiğini anlatın.
Türkiye’nin de bu ülkelerden biri olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini belirtin.
2
Öğrencilere, ozon tabakasının korunmasında herkese sorumluluk düştüğünü söyleyin.
Onlardan bu konuda neler yapabileceklerine ilişkin bir slogan hazırlamalarını isteyin. Bunları
kartonlara yazmalarını söyleyin. Ardından kartonları okul duvarında sergileyin.
1
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Ozon Tabakasındaki İncelme”
bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Öğrencilere gerekli önlemlerin alınmış olmasına karşın ozon tabakasının eski hâline
dönmesinin zaman alacağını anlatın. Bu nedenle bize düşen görevin kloroflorokarbon gazları
içermeyen, “ozon dostu” ürünler kullanmak olduğunu söyleyin. Öğrencilerden hangi
ürünlerde ozon tabakasını incelten maddeler olduğu konusunda bir araştırma yapmalarını ve
oluşturdukları listeyi sınıfa sunmalarını isteyin. Onları, çeşitli ürünlerin (buzdolabı, yangın
söndürücü ve klima gibi) üzerindeki bilgileri incelemeye yönlendirin. Bu ürünlerde ozon
tabakasını incelten maddeler (freon, halon vb.) bulunup bulunmadığını saptamalarını isteyin.
Ardından topladıkları bilgileri sınıfta arkadaşlarıyla paylaşmalarını sağlayın.
Öğrencilere, DVD’deki “Ozon” adlı çizgi filmi izlettirin. Ardından, hep birlikte filmin ana fikri
üzerinde konuşun.
Mor Ötesi Işınımın Sağlığımıza Etkileri
Mor ötesi ışınımın güneş
yanıklarına ve katarakt gibi göz
hastalıklarına yol açtığı
biliniyor. Uzmanlar, bu ışınların
deride yaşlanmaya ve kansere
neden olduğunu, bağışıklık
sisteminin bazı işlevlerini
bozduğunu belirtiyorlar. Derisi
açık renk olan insanların
güneşten daha fazla korunması
gerektiğini söylüyorlar. Ayrıca,
çilleri ve benleri çok olanların,
güneş yanığı oluşanların ve
çocukluklarında uzun süreler
güneş ışınlarına maruz kalmış
kimselerin daha çok tehlike
altında olduğunu belirtiyorlar.
Özellikle çocukların derilerinin mor ötesi ışınımdan daha çok zarar gördüğünü ve bu
nedenle küçük yaşlardan itibaren güneşten korunmayı öğrenmenin çok önemli
olduğunu vurguluyorlar.
Bu konuda “Dünya Sağlık Örgütü” de şunları öneriyor:
• 12 aylıktan küçük bebekler daima gölgede kalmalıdır.
• Çocuklar öğle saatlerinde güneşe çıkmamalıdır.
• Güneşe çıkarken uzun kollu giysiler, şapka ve gözlük kullanılmalıdır.
• Güneş koruma faktörü (SPF) en az 15+ olan güneş yağları kullanılmalıdır.
• Solaryumdan ve bronzlaştırıcı lambalardan uzak durulmalıdır.
Yukarıda Neler Oluyor?
183
1
Asit Yağmurları
Asit Yağmurları Neden Zararlı?
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Asit yağmurları canlılara, binalara, heykellere ve taşıtlara
zarar verir.
3-4 ders saati
• Asit yağmurlarının nasıl oluştuğunu açıklar.
• Asit yağmurlarının çevreye etkilerini belirtir.
• Asit yağmurlarını azaltmaya yönelik önlemleri sıralar.
Gözlem yapma, karşılaştırma, bulguları kaydetme, çıkarımda
bulunma, yaratıcı düşünme
Anlatım, beyin fırtınası
İki adet 1 litrelik kavanoz, bir bardak su, bir şişe sirke,
yumurta kabukları, kuru fasulye, saksı, toprak, Yeşil Kutu CD
ve DVD’si
Giriş
Herhangi bir maddenin doğal dengeyi bozacak şekilde artarak birikmesi çevre kirliliğine yol açar.
Çevre kirliliğine neden olan maddelerin çoğu, insan etkinlikleri sonucunda açığa çıkar. Günümüzde
çevre kirliliğinin en zarar verici sonuçlarından biri de asit yağmurlarıdır.
Asit yağmurları, hava kirliliğinden kaynaklanır. Kömür, petrol gibi fosil yakıtların yakılması sonucu
atmosferde kükürt ve azot içeren gazlar birikir. Havada 2-7 gün asılı kalabilen bu gazlar, su
buharıyla birleşince bir kimyasal tepkime ortaya çıkar. Bu tepkime sonucunda sülfürik asit ve
nitrik asit damlaları oluşur ve bunlar, yağmurlarla birlikte yeryüzüne iner. Böylece yeryüzüne inen
yağışlar, çok miktarda kükürt ve azot içeren “asit yağmurları”dır.
184
Asit Yağmurları Neden Zararlı?
Asit Yağmurları
Atmosferdeki asitli maddeler, yalnızca yağmurlarla değil, kar, sis ve rüzgârla da yeryüzüne iner.
Yeryüzüne ulaşan asit, bitkilere, hayvanlara, binalara, heykellere ve taşıtlara önemli zararlar verir.
Örneğin, göl ve akarsulardaki asit dengesinin bozulmasına bağlı olarak canlılar ölebilir; ağaçların
gelişimi durabilir. Ayrıca asit, yağışlarla suya ve toprağa geçer. Suyun ve toprağın yapısında
değişikliğe yol açar ve burada yaşayan canlılar için tehlike oluşturur.
1
Etkinlikler
Asit yağmurları nasıl oluşur?
1
Öğrencilere, günümüzde insan etkinliklerinden kaynaklanan birçok çevre sorunu
olduğunu söyleyin. Onlara bu sorunların neler olabileceğini sorun.
(Hava kirliliği, su kirliliği, küresel ısınma, vb.)
2
Öğrencilere çevre sorunlarından birinin de asit yağmurları olduğunu belirtin. Ardından asit
yağmurlarının nasıl oluştuğunu anlatın. Bunun için “Giriş” bölümündeki bilgilerden yararlanın.
Asit yağmurlarının etkilerini gözlemleyelim
Asit yağmurlarının binaları ve canlıların yaşamını nasıl etkilediğini gözlemlemek üzere öğrencilere
aşağıdaki etkinlikleri yaptırın.
A.
1
Dersten bir hafta önce, öğrencilerle birlikte, asit yağmurlarının binalara nasıl zarar
verebileceğini gözlemlemek için bir deney düzeneği hazırlayın. Bir kavanozun içine yalnızca
iki bardak su, ikinci bir kavanozun içine bir bardak su ve bir bardak sirke koyun. İki kavanoza
da aynı miktarda yumurta kabuğu atın. Öğrencilerden kavanozları bir hafta boyunca
gözlemlemelerini isteyin. Gözlem sonuçlarını bir not defterine kaydetmelerini sağlayın.
2
Derste öğrencilerin kavanozları yeniden incelemelerini sağladıktan sonra onlara aşağıdaki
soruları sorun:
• Kavanozlardaki yumurta kabuklarında bir değişiklik var mı?
(İçinde sirke olan ikinci kavanozda bulunan kabuklar değişikliğe uğradı.)
• Yumurta kabukları, sirkenin hangi özelliğinden dolayı değişikliğe uğramış olabilir?
(Sirke asit içerir. Asit, bazı maddelerin parçalanmasına neden olur.)
B.
1
Öğrencilere DVD’deki “Asit
Yağmurları” adlı filmi izlettirin. Ardından
onlara aşağıdaki soruları sorun:
• Asit yağmurlarının sonuçları
nelerdir? (Suların kirlenmesi,
yapıların zarar görmesi vb.)
• Asit yağmurlarının nedenleri nedir?
(Trafik, sanayi ve enerji üretiminden
kaynaklanan kükürtoksit ve
azot oksit)
• Asit yağmurlarını engellemek
neden gereklidir?
(Canlıların, heykellerin, binaların,
metal yapıların vb. zarar görmesini engellemek için)
2
Öğrencilere asit yağmurlarına neden olan kükürtoksit ve azotoksit gibi maddelerin, havada
günlerce kalabileceğini ve çok uzun mesafeler (bazen binlerce kilometre) kat edebileceğini
anlatın. Bu maddelerin havadaki su buharıyla tepkimeye girerek asit oluşturabileceğini belirtin.
Bu asitli maddelerin, yağmurlarla yeryüzüne inerek toprağa ve suya karışacağını vurgulayın.
Ayrıca doğal gübrelerin de azot içermeleri nedeniyle toprağın ve suyun asit dengesini
bozabileceğini anlatın. Toprağın asitlenmesinin, zaman içinde bitkilerin beslenmesini
durduracağını ve gelişimlerinin yavaşlayacağını söyleyin. Dünyada birçok gölde asitlenme
nedeniyle canlılığın yok olmuş durumda olduğunu vurgulayın.
Asit Yağmurları Neden Zararlı?
185
1
Asit Yağmurları
C.
1
Dersten iki hafta önce öğrencilere asit yağmurlarının canlılar üzerindeki etkilerini
gözlemlemek üzere bir deney yapacağınızı açıklayın. Bu deney için bir öğrenciye, yaklaşık
10 adet kuru fasulyeyi nemli pamuklar içinde belirli aralıklarla sulayarak çimlendirme görevi
verin. Ayrıca çimlenen fasulyelerin yarısını bir saksıya, yarısını da başka bir saksıya dikip
okula getirmesini isteyin.
2
Okulda her iki saksıdaki fasulyeleri aynı miktarda suyla düzenli olarak sulayın. Böylece
fasulyelerin biraz daha büyüyerek belirli bir uzunluğa ulaşmalarını sağlayacaksınız.
Daha sonra derste, bu saksılardan birinin üzerine “su”, diğerine de “sirke” yazılı bir etiket
yapıştırın. Üzerinde su yazan saksıyı suyla, diğerini de sirkeyle sulamaya başlayın. Yaklaşık
yirmi gün boyunca öğrencilerin bitkileri sık sık incelemelerini sağlayın. Bu süre içinde
gözlemlerini bir deftere kaydetmelerini isteyin. Yirmi günün sonunda onlara hangi
saksıdaki bitkilerin daha iyi geliştiğini, hangi saksıdakilerin gelişiminin durduğunu ve
bunların nedenlerini sorun.
3
Öğrencilere, DVD'deki “Lord Nelson” adlı filmi izlettirin.
Asitlenmeyi önlemek için neler yapılabilir?
1
2
Öğrencilere CD’nin “Asit Yağmurları” bölümünde bulunan “Asit yağmurlarının etkileri”
başlıklı bilgileri aktarın.
Öğrencilere enerji üretimi, ulaşım, sanayi ve yoğun tarım etkinliklerinden kaynaklanan
asitlenmeyi azaltmak için önlemler alınması gerektiğini anlatın. Asitlenmeyi azaltmak için neler
yapılabileceğine ilişkin bir beyin fırtınası yaptırın. Ortaya çıkan fikirleri tahtaya yazın ve hep
birlikte bunlar üzerinde konuşun. Öğrencilere “Asit Yağmurları Nasıl Azaltılır?” başlıklı bilgi
sayfasını dağıtın. Burada yazan bilgiler hakkında konuşun.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Asit Yağmurları” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
186
Öğrencilerin, asit yağmurlarının nasıl oluştuğunu, etkilerini ve azaltılmasına yönelik
önlemleri içeren bir broşür hazırlamalarını sağlayın. Onların hazırladığı bu broşürü
çoğaltarak okulda dağıtın.
Asit Yağmurları Neden Zararlı?
Asit Yağmurları
• Zirai mücadele ilaçlarını ve amonyaklı gübreleri kontrollü
bir şekilde kullanmak
• Havayı en az kirleten yakıtları kullanmak
• Binalarda ısı yalıtımı yapmak
• Yenilenebilir enerji kaynaklarının
(Güneş, rüzgâr, su, biyokütle, jeotermal kaynaklar vb.)
kullanımını yaygınlaştırmak
• Motorlu araçlara hava kirliliğini azaltacak donanımlar
eklemek, sanayi kuruluşlarına ve enerji santrallerine
arıtma sistemleri kurmak
• Kükürtsüz benzin kullanmak
Öğrenci bilgi sayfası
Asit Yağmurları Nasıl Azaltılır?
• Enerji tasarrufu yapmak ve toplu taşıma araçlarının
kullanımını yaygınlaştırmak
• Kara yolu taşımacılığı yerine demir yolu ve deniz yolu
taşımacılığına öncelik vermek
• Kentlerde bisiklet kullanımını kolaylaştıracak
düzenlemeler yapmak
• Zorunlu kalmadıkça ulaşım için uçağı tercih etmemek;
Bunu önlemek için uçak yakıtlarının kullanımına ilişkin
uluslararası sınırlamaları uygulamak
187
1
Okyanuslar ve Denizler
Denizlerimizi Koruyalım
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Okyanuslar ve denizler gezegenimizin can simididir.
3-4 ders saati
• Denizlerin ve okyanusların önemini açıklar.
• Denizlerde ve okyanuslarda yaşayan canlıları belirtir.
• Türkiye’nin çevresindeki denizlerde yaşanan sorunları
fark eder.
• Denizlerde ve okyanuslarda yaşanan çevre sorunlarına
çözüm önerileri getirir.
Eleştirel düşünme, raporlaştırma, çıkarımda bulunma,
yaratıcı düşünme
Anlatım, beyin fırtınası, doğaçlama
Kartonlar, atlas, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Dünya’nın yaklaşık % 71’i sularla kaplıdır. Dünya üzerinde üç ana okyanus bulunur. Bunlar Atlas
Okyanusu, Büyük Okyanus ve Hint Okyanusu’dur. Tüm okyanus ve denizler birbirleriyle
bağlantılıdır. Okyanusların iklimler üzerinde önemli bir etkisi vardır. Örneğin, ekvatora yakın
bölgelerde deniz suyu Güneş’in etkisiyle daha fazla ısınır. Bu nedenle oluşan sıcak su akıntıları,
dünyanın daha soğuk birçok bölgesinin ısınmasını sağlar. Bu olaylar, hava sıcaklıklarını da etkiler.
Ayrıca okyanuslardaki ve denizlerdeki sular, buharlaşma ve yağış gibi olayların etkisiyle su
döngüsünde yer alır.
188
Denizlerimizi Koruyalım
Okyanuslar ve Denizler
Dünyadaki canlıların önemli bir bölümü okyanuslarda ve denizlerde yaşar. Bunlar arasında balina,
yunus, fok gibi memeliler, köpek balığı, vatoz, kefal, levrek gibi balıklar, ahtapotlar, denizanaları,
denizşakayıkları, süngerler, mercanlar, denizyıldızları, midyeler, ıstakozlar ve plankton adı verilen
küçük canlılar vardır. Planktonlar, birçok canlının besini olduğundan okyanus ve denizlerdeki yaşamın
önemli bir parçasıdır. Ayrıca bitkisel planktonlar da karbon dioksit kullanarak atmosferde gereğinden
fazla karbon dioksit birikmesini önlerler. Böylece sera etkisinin azalmasına yardımcı olurlar.
1
İnsanlar, okyanuslarda ve denizlerde balıkçılık, taşımacılık ve ticaret gibi etkinlikler
gerçekleştirirler. Ayrıca denizlerden petrol, doğal gaz ve madenler de çıkarırlar. Ancak son
yıllarda, okyanuslarda ve denizlerde tehlikeli boyutta kirlenmeler olduğu gözleniyor. Bunun
nedeni de kanalizasyon sularının, çöplerin, sanayiden kaynaklanan atıkların ve nükleer atıkların
denizlere boşaltılmasıdır. Tüm bu yanlış uygulamalar nedeniyle denizler ve buralarda yaşayan
canlılar zarar görüyor.
Etkinlikler
Okyanusları ve denizleri tanıyalım
1
Öğrencileri atlaslarını açarak dünya haritasını incelemeye yönlendirin. Öğrencilere,
Dünya’da üç ana okyanus bulunduğunu söyleyerek, haritadan bu okyanusları bulmalarını
ve adlarını söylemelerini isteyin. Ardından Dünya’da birçok deniz bulunduğunu belirtin.
Öğrencilerin bu denizlerden örnekler vermelerini söyleyin.
2
Aşağıdaki soruları öğrencilere sorun:
•
•
Okyanusların ve denizlerin önemi
nedir?
Okyanuslarda ve denizlerde hangi
canlılar yaşar?
Öğrencilerin yanıtları üzerinde konuşun.
Onlara “Giriş” bölümündeki ve CD’nin
“Denizler ve Okyanuslar” bölümünde
bulunan “Okyanuslarda hangi canlılar
yaşar?” ve “Okyanusların ve denizlerin
rolü” başlıklı bilgileri aktarın.
Ülkemizin denizlerini tanıyalım ve koruyalım
1
Öğrencilere Türkiye’nin çevresindeki denizlerin adlarını sorun. Ardından “Karadeniz” bilgi
sayfasını dağıtın. Öğrenciler bu bilgi sayfasını okuduktan sonra Karadeniz’in ülkemiz için
önemi hakkında konuşun.
2
Öğrencilere Karadeniz dışındaki üç denizimizi de araştırmalarını istediğinizi söyleyin.
Sınıfı üç gruba ayırın. Her grubun, daha önceden hazırladığınız ve üzerinde Ege, Akdeniz
ve Marmara’nın adlarının yazılı olduğu kartlardan birer tane çekmelerini sağlayın. Grupları,
ansiklopedilerden, kitaplardan, İnternet’ten vb. kaynaklardan yararlanarak seçtikleri denizle
ilgili bir rapor hazırlamaya yönlendirin. Bu raporun içinde, aşağıdaki soruların yanıtlarının
mutlaka olmasını isteyin:
• Bu denize hangi ülkelerin kıyısı var?
• Bu denizin kendine özgü özellikleri nelerdir?
• Bu denizdeki biyolojik çeşitliliği tehlikeye atan insan etkinlikleri var mı? Varsa neler?
• Bu denizde kirlilik var mı? Varsa buna hangi ülkeler neden oluyor?
• Kirliliğin kaynakları nelerdir?
• Bu denize hangi ırmaklar dökülüyor? Bunlar, kirliliğe katkıda bulunuyor mu?
3
Öğrencilere, raporlarını tamamlayınca diğer arkadaşlarına sunacaklarını söyleyin. Sunuş için
topladıkları bilgileri kartonların üzerine yazmalarını sağlayın. Ayrıca, konuyla ilgili fotoğrafları
da bu kartonların üzerine yapıştırmaya yönlendirin.
Denizlerimizi Koruyalım
189
1
Okyanuslar ve Denizler
4
5
Derste öğrencilere sırayla sunumlarını yaptırın. Ardından denizlerimizle ilgili sorunların en
önemlilerini tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
Öğrencilerle birlikte denizlerle ilgili sorunlardan birini seçin. Örneğin, Mersin’de yaşıyorsanız
Akdeniz’le ilgili bir sorunu seçmeye özen gösterin. Onlara, bu soruna nasıl çözüm
bulunabileceğine ilişkin bir beyin fırtınası yaptırın.
Uluslararası bir
konferans düzenleyelim
1
Öğrencilere, hep birlikte
“Karadeniz’i Kurtarmak” konulu
bir konferans canlandırması
yapacağınızı söyleyin. (Bu etkinliği,
yaşadığınız yere ya da ele almak
istediğiniz konuya bağlı olarak
ülkemizdeki başka bir denizle ilgili
olarak da gerçekleştirebilirsiniz.)
Konferansa kimlerin katılması
gerektiği konusunda öğrencilere
bir beyin fırtınası yaptırın. (Bu
denize kıyısı olan ülkeler, bu denize
dökülen ırmaklara kıyısı olan ülkeler, çevre koruma kuruluşları, deniz taşımacılığı, turizm,
gübre, petrol üretimi vb. ile uğraşan şirketler konferansa davet edilebilir.) Ortaya çıkan fikirleri
tahtaya yazın. Öğrencilere, tahtada yazan davetli listesine göre bir rol dağılımı yapın.
2
Öğrencilerin daire biçiminde oturmalarını sağlayın. Tahtayı üç bölüme ayırın. Konferansın
başladığını öğrencilere belirtin. İlk olarak Karadeniz’le ilgili, çözümlenmesi gereken
sorunların neler olduğunu sorun. Yanıtları tahtanın birinci bölümüne yazın.
3
Daha sonra bu sorunların çözümüne yönelik önlemlerin neler olabileceği sorusunu ortaya
atın. Yanıtları tahtanın ikinci bölümüne yazın. Ardından öneriler üzerinde tartışılmasını
sağlayın. Herkes tarafından kabul edilebilir çözümler bulmanın kolay bir iş olmadığını
öğrencilere söyleyin. Bunun, sabır ve karşılıklı saygı gerektirdiğini belirtin. Öğrencilerin
üzerinde hemfikir oldukları önerileri de tahtanın üçüncü bölümüne yazın.
4
Birey olarak bizim neler yapabileceğimiz konusu üzerinde durun.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Denizler ve Okyanuslar” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
190
Sınıfa DVD’de bulunan “Çözüm” ve “Porselen Balık” adlı çizgi filmleri izlettirin. Öğrencilere
bu iki filmin mesajını yaygınlaştırmak için ne gibi yollara başvurulabileceğini sorun. En uygun
önerileri tahtaya yazın ve hep birlikte bunlar üzerinde konuşun.
Öğrencilerden denizlerin korunmasına yönelik çalışmalar yürüten sivil toplum örgütlerini,
enstitüleri, kurum ve kuruluşları araştırmalarını isteyin. Bunlardan biriyle bağlantıya geçerek
çeşitli uzmanları okula davet edin.
Denizlerimizi Koruyalım
Okyanuslar ve Denizler
Karadeniz, dünyanın en büyük iç denizlerinden biridir. İstanbul ve Çanakkale
Boğazları aracılığıyla Akdeniz’le bağlantılıdır. Bu denize çok miktarda tatlı su
döküldüğünden ve diğer tuzlu sularla karışmadığından, ortalama tuzluluk
oranı binde 18’dir. Bu rakam, dünya okyanuslarının ortalama tuzluluk oranının
yarısı kadardır.
Karadeniz’de Kıyısı Olan Ülkeler
Karadeniz kıyılarını altı ülke paylaşır: Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya
Federasyonu, Türkiye ve Ukrayna. Tuna, Dinyeper ve Don gibi büyük ırmaklar
buraya akar. Ülkemizden de belli başlı dört ırmak Karadeniz’e dökülür: Sakarya,
Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh. Çoruh Irmağı, büyük bölümü Türkiye’de olmasına
karşın Gürcistan’da, Batum’dan denize dökülür. Karadeniz ülkelerinin kıyı
bölgelerinde 10 milyondan fazla insan yaşar.
Karadeniz’in Özellikleri
Karadeniz’de yüzey sularıyla derinlerdeki suların tuzluluk oranının farklı olması, bu
suların birbirine karışmasını önler. Karadeniz’e özgü bu durum, derinlerdeki suların
oksijensiz olmasının nedenidir. Bu nedenle 150 m derinliğin altında, oksijensiz
yaşayabilen bazı bakteriler dışında hemen hiçbir canlı yaşayamaz. Karadeniz’in
100 m’den daha derin
bölgelerinde zehirli bir bileşik
olan hidrojensülfit bulunur.
Karadeniz’deki Canlılar
Karadeniz’de yaklaşık 180 balık
türü ve üç yunus türü bulunur.
Soyu tükenme tehlikesi altında
olan Akdeniz foku da burada
yaşar. Ancak son yıllarda
burada yaşayan türlerden bir
kısmının soyu tükenmektedir.
Öğrenci bilgi sayfası
Karadeniz
Karadeniz’de hamsi, mersin,
kalkan, uskumru, orkinos, kılıç
gibi balık türleri yaşamaktadır. Ancak kirlilik, bilinçsiz ve aşırı avlanma bu canlı
türlerini tehdit etmektedir. Her yıl, kalkan ağlarına takılan yaklaşık 3000 yunus
Karadeniz’de yaşamını yitirmektedir.
Çevre Sorunları
Karadeniz’e bırakılan atıklar da önemli bir sorundur. Bu atıkların % 70’i
Karadeniz kıyısında bulunan 6 ülkeden kaynaklanmaktadır. Kalan % 30 da
Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelerden Tuna Irmağı aracılığıyla gelmektedir.
Kuvvetli akıntıların olmaması, suyun dolaşımının yetersiz olması, buraya dökülen
ırmaklar aracılığıyla gelen atıklar ve gemilerin bıraktığı pis sular Karadeniz’in
kirlenmesine yol açmaktadır.
Karadeniz’de, doğal dengenin bozulmasına bağlı olarak bitkisel planktonların
sayısı aşırı artmaktadır. Bunun sonucunda derinlerde yaşayan bitkiler ışık
alamamaktadır. Bu bitkiler, ışık alamadıklarında ölürler. Ölen bitkilerin
çürümesinde rol oynayan bakteriler de oksijen tüketir. “Ötrofikasyon” denilen
bu olay, Karadeniz’de canlılığın azalmasının en önemli nedenlerinden biridir.
191
Tüketim
Sağlık ve Çevre
Değerler
Vatandaşlık Hakları
Gelecekteki Dünyamız
Tüketim
Neden Daha Fazla Satın Alalım? 195
Çevre Dostu Paketler 200
Reklamlara ve Etiketlere Dikkat! 205
Evcil Hayvanlara Karşı Sorumluluğumuz
208
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Daha Fazla
Tüketim ve Yaşam Biçimi
Seçimlerimiz
Fazla Paketlemeye Son
Reklam
Sağlık ve Çevre
Sağlıklı Beslenelim 211
Yabani Bitkilerden Nasıl Yararlanıyoruz?
Su Kirliliği 221
216
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Su ve Sağlık
Vatandaşlık Hakları
Tek Kişi Bir Farklılık Oluşturabilir mi? 225
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Kasabanın İkilemi: İş mi, Sağlık mı?
Dünya
Gelecekteki Dünyamız
Nüfus Artışı Tehlikeli mi? 229
Gelecek Kuşaklara Karşı Sorumluluğumuz
KONUYLA İLGİLİ FİLMLER
Nüfus Artışı
Dikkatli Davran!
Denge ve Uyum
Öğrenci bilgi sayfaları
Alışveriş Yaparken... 198
Ekolojik Ayak İzimiz 199
Paket Değerlendirme Anahtarı 204
Cıvanın Görünmeyen Yüzü 215
Keçinin Yediği Her Otu Yeriz! 219
Kamp Yerinde Hangi Bitkiler Var? 220
Soğan Gözlem Tablosu 224
Nüfus Piramidi 232
Rol Kartları 233
Paskalya Adası 239
234
Tüketim
1
Neden Daha Fazla Satın Alalım?
Ana Tema
Önerilen Süre
Giderek artan bilinçsiz tüketim ve üretim çevreyi olumsuz
etkiliyor.
2 ders saati
Kazanımlar
• Bilinçli tüketici olmanın önemini fark eder.
• Tüketim alışkanlıklarımızın çevreye olumsuz etkilerini
açıklar.
• Bir ürünün üretim sürecinde geçirdiği aşamaları belirtir.
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Eleştirel düşünme, yansıtıcı düşünme, çıkarımda bulunma,
yorum yapma, kaydetme, karşılaştırma, raporlaştırma
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Anlatım
Dosya kâğıdı, kalem, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Günümüzde alışveriş yapmak, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası hâline geldi. Ancak bazen
insanlar alışveriş yaparken dikkatli davranmayı unutabiliyorlar. Ne satın alacaklarına önceden karar
vermeden alışverişe gidiyorlar. Her gördüklerini, zaten sahip oldukları eşyaların benzerlerini ya da
gereksinimlerinden fazlasını satın alabiliyorlar.
Günümüzde büyük kentlerdeki alışveriş merkezlerinde eğlence olanakları da bulunuyor. Burada
alışverişle eğlence birbirine karışıyor. Sonuç olarak insanlar, yalnızca eğlenmek için gitseler bile bu
merkezlerden akıllarında olmayan birçok şeyi almış olarak çıkabiliyorlar. Üstelik tüketimin artmasına
bağlı olarak çevre de olumsuz etkileniyor.
Neden Daha Fazla Satın Alalım?
195
1
Tüketim
Basın yayın organlarında yayımlanan reklamlar da insanları daha çok
tüketim yapmaya yönlendiriyor. Reklamlar, ürünlerin satışını artırmak
üzere tasarlandığından tüketicilere, özellikle de çocuklara çekici
görünecek şekilde hazırlanıyor.
Çevreyi korumanın yollarından biri tüketim miktarımızı olabildiğince
azaltmaktır. Bunu başardığımız sürece maddi açıdan hem ailemize
hem de içinde yaşadığımız topluma önemli katkılar sağlarız. Bunların
ötesinde, doğal kaynakları da korumuş oluruz.
Etkinlikler
Tüketim ve çevre
1
Öğrencilere “aşırı tüketim ” sözünden ne anladıklarını sorun. Yanıtlarını aldıktan sonra bunlar
üzerinde konuşun. Daha sonra “Giriş” bölümündeki ve CD’nin “Tüketim” bölümündeki
“Günümüzde tüketim” başlıklı bilgileri aktarın.
2
DVD’de bulunan “Daha Fazla” adlı filmi izlettirin. Ardından öğrencilere, aşırı tüketimin ne gibi
çevre sorunlarına yol açacağını sorun. Bu konudaki gözlem ve deneyimlerini sınıfın geri
kalanıyla paylaşmalarını isteyin. Daha sonra hep birlikte bunlar üzerinde konuşun.
3
Öğrencilere “Alışveriş Yaparken...” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ve aşağıdaki soruları
sorun:
• Bu bilgi sayfasında verilen, bilinçli tüketici olmakla ilgili örnekleri uyguluyor musunuz?
• Bilinçli bir tüketici alışveriş yaparken başka nelere dikkat edebilir?
4
Öğrencilere CD’nin “Tüketim” bölümünde bulunan “Siz de katkıda bulunabilirsiniz?” başlıklı
bilgileri aktarın.
Tüketim alışkanlıklarımız
1
Öğrencilere, insanların aşırı tüketim yapmalarının daha çok atığın ortaya çıkmasına yol açtığını
söyleyin. Daha sonra bununla ilgili bir çalışma yaptırın. Bunun için onları 4-5 kişilik gruplara ayırın.
Bu gruplara birer boş kâğıt vererek gruptan bir kişinin ayak izinin kâğıda çizilmesini sağlayın.
2
Öğrencilere günlük yaşamda kullandığımız kalem, kâğıt, giysi, bardak vb. birçok ürünün
üretimi ve tüketimi sırasında pek çok atığın ortaya çıktığını ve bunların çevreye zarar
verdiğini anlatın.
Öğrencilerin bir kurşun kalemin üretim sürecini düşünmelerini isteyin: Bu kurşun kalem, üretimi
sırasında hangi süreçlerden geçer? Kurşun kalemin üretiminde tahta kullanılır. Tahta, ağaçlardan
elde edilir. Ağaçlar, kesildikten sonra çeşitli taşıtlarla fabrikaya taşınır. Bu taşıtların çalışması için
gereken enerji, fosil yakıtlardan sağlanır. Bu sırada çevreye kirletici maddeler salınır. Ağaçlar
fabrikada işlenir. Bunun için makineler kullanılır. Bu makinelerin çalışması için elektrik enerjisi
gerekir. Örnekleri bu şekilde artırabilirsiniz. Daha sonra her gruptan, gündelik yaşamda
kullandığımız bir ürün seçmesini isteyin. Ardından bu ürünün satışa sunulana kadar hangi
üretim aşamalarından geçtiğini ve bu aşamalar sırasında ne gibi atıklar oluştuğunu
düşünmelerini sağlayın. Bu aşamaları ve üretim sırasında oluşan atıkları ayak izinin içine
yazmalarını söyleyin.
3
4
196
Gruplardan, seçtikleri ürünün kullanıldıktan sonra nasıl atığa dönüştüğünü aynı ayak izinin
dışına aşama aşama yazmalarını sağlayın.
Grupların kâğıtlarını duvara asın ve bunları inceleyin. Bir ürünün, üretiminin ilk aşamasından
tüketiminin son aşamasına kadar olan süreçte çevreye verdiği zararların azaltılması için neler
yapılabileceğini ele alın. Öğrencilerden bu konuda önerilerde bulunmalarını isteyin.
(Yenilenebilir enerji kaynakları tercih edilebilir, ağaç yerine başka malzemeler kullanılabilir, bir
kurşun kalem sonuna kadar kullanılabilir vb.)
Neden Daha Fazla Satın Alalım?
Tüketim
5
Öğrencilere bu çalışmayı yaparken neden ayak izi çizimi kullandığımızı sorun. Öğrencilerin
görüşlerini aldıktan sonra onlara “Ekolojik Ayak İzimiz” adlı bilgi sayfasını dağıtın ve bunun
üzerinde konuşun. Ekolojik ayak izimizin küçülmesinin bilinçli tüketiciler olmamıza bağlı
olduğunu anlatın.
6
Öğrencilere DVD’de bulunan “Tüketim ve Yaşam Biçimi” adlı filmi izlettirin.
1
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Tüketim” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
Öğrencilerden derste öğrendiklerini aileleriyle paylaşmalarını ve tüketim alışkanlıklarını evde
hep birlikte gözden geçirmelerini isteyin.
Öğrencileri, ailelerinin iki aylık market alışverişini birbiriyle karşılaştırmak üzere bir araştırma
yapmaya yönlendirin. İlk ay, her alışverişe, aileleriyle birlikte alışveriş listesi hazırlamadan
çıkmalarını; ikinci aysa her alışveriş öncesinde aileleriyle birlikte bir liste hazırlayarak çıkmalarını
söyleyin. Bu iki ayın sonunda aşağıdaki soruların yanıtlarını bulmalarını sağlayın:
– Hangi ay daha fazla alışveriş yapıldı?
– Hangi ay daha fazla harcama yapıldı?
– Alınanların hepsi gerçekten gerekli miydi?
– Alışveriş listesi hazırlamanın bir yararı oldu mu?
Öğrencilerin bu araştırmanın sonuçlarını kısa bir rapor hâline getirmelerini ve arkadaşlarıyla
paylaşmalarını sağlayın.
Neden Daha Fazla Satın Alalım?
197
Öğrenci bilgi sayfası
Tüketim
Alışveriş Yaparken...
• Alışverişe gitmeden önce bir liste hazırlarım. Bu, yalnızca
nelere gereksinimim olduğunu hatırlatmakla kalmaz, aynı
zamanda gözüme çarpan her şeyi satın almamı da önler.
• Alışverişe giderken yanıma bez bir torba ya da sepet
alırım. Bunlar çevre dostudur ve naylon poşetlerden daha
uzun süre dayanır.
• Çevre dostu ürünleri satın alırım. Bir ürünü, yalnızca çok
reklamı yapıldığı ya da herkes aldığı için satın almam.
• Ürünlerin paketlerini incelerim. En az atık oluşturan
ürünleri seçerim.
• Alışverişi eğlence olarak görmem.
198
Tüketim
İnsanlar, temel gereksinimlerini doğadan karşılıyorlar. Ancak kent yaşamı bizi
doğadan öyle uzaklaştırıyor ki çoğu zaman gereksinimlerimizi karşılarken
doğayı ne denli etkilediğimizi fark edemiyoruz. Oysa, herkesin dünya üzerinde
güçlü bir “etkisi” var. İnsan etkinlikleri sonucunda oluşan bu etkilerin toplamına
“ekolojik ayak izi” deniyor.
Besin üretmek, su elde etmek, yaşadığımız evi yapmak, giydiğimiz giysileri
üretmek gibi gereksinimlerimizi karşılamaya yönelik etkinliklerimiz için gereken
toplam alan, ekolojik ayak izimizdir. Ekolojik ayak izimizin ölçüsünü bilmek
önemlidir. Çünkü Dünya giderek kalabalıklaşıyor ve üretim için
kullanabileceğimiz alanlar çok sınırlı. Bu nedenle ekolojik ayak izimizi bilirsek
çevre üzerindeki etkilerimizi de daha kolay anlarız.
Ekolojik ayak izi, hangi ülkenin, kentin, ailenin ya da hangi insanın ne kadar alan
kullandığı konusunda bilgi verir. Böylece ne kadar tüketim yaptığımızı ve
tüketimlerimizin nelere yol açtığını görebiliriz. Dünyamızın geleceği için
ekolojik ayak izlerimizi küçültmemiz gerekiyor. Ekolojik ayak izimizi
küçültmenin yolu da bilinçli tüketim alışkanlıkları edinmek, enerji kullanırken
savurgan davranmamak ve dış kaynaklar yerine kendi kaynaklarımızı kullanmak
gibi önlemler almaktan geçiyor.
Öğrenci bilgi sayfası
Ekolojik Ayak İzimiz
199
2
Tüketim
Çevre Dostu Paketler
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Alışverişlerimizde çevre dostu malzemelerle paketlenmiş
ürünleri tercih edebiliriz.
2 ders saati
• Ürünlerin neden paketlendiğini açıklar.
• Paketlerin evsel atıklarımızın büyük bir bölümünü
oluşturduğunu fark eder.
• Paket malzemelerinin doğal kaynakların tükenmesine ve
çevrenin zarar görmesine yol açtığını belirtir.
• Paket malzemesi türlerini karşılaştırır.
• Çevre dostu paket malzemelerinin yararlarını fark eder ve
bunları kullanmaya özen gösterir.
Eleştirel düşünme, gözlem yapma, tablolaştırma,
karşılaştırma, çıkarımda bulunma, yorumlama,
değerlendirme, yaratıcı düşünme
Anlatım, beyin fırtınası
Süt, kek, çikolata, mısır gevreği, makas, tükenmez kalem,
kurşun kalem, silgi, deterjan, meyve suyu, diş macunu, Yeşil
Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Satın aldığımız ürünlerin çoğu bir paketin içindedir. Bu paket, kâğıt, plastik, alüminyum, cam gibi
malzemelerden yapılmış olabilir. Ürünlerin paketlenmesinin nedeni, bunları saklamak ve
korumaktır. Yiyecek ve içeceklerin paketlenmesi özellikle sağlık açısından gereklidir. Paket içinde
saklanmayan yiyecek ve içeceklere hastalıklara
neden olan mikroorganizmalar kolayca bulaşabilir.
Bu da çeşitli hastalıklara, hatta salgınlara yol
açabilir. Üstelik paketlemek, yiyecek ya da
içeceklerin daha uzun süre dayanmasını sağlar.
Ürünlerin paketlenmesi, yiyecek ve içecekleri
korumanın yanında, taşınmalarını da kolaylaştırır.
Örneğin, yumurta gibi ürünler paketleri sayesinde
kırılmadan taşınabilir.
Paketleme sanayisinde her geçen gün ürünlerin
daha iyi saklanmasını ve korunmasını sağlayacak
yeni yöntemler geliştiriliyor. Bir yandan da
ürünlerin daha çekici görünmesi ve satışının
artması için daha çok malzeme içeren paket
çeşitleri tercih ediliyor. Daha çok malzeme içeren
paketlerin üretimi aşırı ham madde ve enerji
kullanımına yol açıyor.
Bazı paketler doğada kolay kolay bozulmayan malzemelerden üretilir. Bu tip malzemelerden
yapılmış paketler atığa dönüştükten sonra çevreye zarar verir. Örneğin, plastik doğada uzun yıllar
bozulmadan kalır. (Bir cam şişe 4000 yıl, plastik 1000 yıl, metal kutu 10-100 yıl, sakız 5 yıl, sigara
filtresi 2 yıl doğada bozulmadan kalabilir.) Gün geçtikçe azalan doğal kaynakların korunması ve
artan çevre kirliliğinin önlenmesi için paketleme sanayiinde “yeşil” uygulamaların artması ve
çevre dostu malzemelerden yapılmış paketlerin kullanılması gerekiyor.
200
Çevre Dostu Paketler
Tüketim
Etkinlikler
Paketleri inceleyelim
1
Dersten önce öğrencileri yedi gruba ayırın. Gruplara
aşağıdaki listede bulunan ürünlerden herhangi birinin
paketini sonraki derste sınıfa getirmelerini söyleyin.
Ayrıca bu ürünlerin paketleriyle ilgili bilgi
toplamalarını isteyin.
• Süt
• Kek veya çikolata
• Mısır gevreği
• Silgi, tükenmez kalem, kurşun kalem
• Meyve suyu
• Deterjan ve sıvı sabun
• Diş macunu ve deodorant
2
3
Derste sırayla tüm grupların kendi ürünlerini tanıtmalarını ve bunların paketleriyle ilgili
olarak topladıkları bilgileri sunmalarını sağlayın.
2
Öğrencilere getirdikleri ürünlerin hepsinin paket içinde olduğunu söyleyerek paketin yararlarını
sorun. Yanıtları aldıktan sonra “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın.
Paketler çevreyi nasıl etkiler?
1
2
3
Öğrencilere getirdikleri ürünlerin paketlerini göstererek bu malzemelerin çevreyi etkileyip
etkileyemeyeceğini sorun.
Öğrencilerin yanıtlarını tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
Öğrencilere DVD’de bulunan “Seçimlerimiz” filmini izlettirin. Ardından onlara şu
soruları sorun:
• Paketin görünümü, herhangi bir ürünü satın alma kararımızı etkiliyor mu?
• Paket malzemeleri çevreye nasıl zarar veriyor?
Çevre dostu paketler
1
Öğrencilere, bir ürünün paketlenmesinde kullanılan malzemelerin ne kadar çevre dostu
olduğunu anlamak için bir değerlendirme yapacağınızı söyleyin ve “Paket Değerlendirme
Anahtarı” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Bu anahtarı nasıl kullanacaklarını onlara anlatın.
2
3
Öğrencilerden, bu anahtarı kullanarak seçtikleri ürünü değerlendirmelerini isteyin.
Çalışma tamamlanınca, değerlendirmelerini arkadaşlarıyla paylaşmalarını sağlayın.
Yapılan değerlendirmeler üzerinde konuşun ve bir ürünün paketlenmesinde kullanılan
malzemelerin çevre dostu olabilmesi için neler yapılabileceği üzerine bir beyin fırtınası
başlatın. Ardından öğrencilere aşağıdaki bilgileri aktarın:
• Her ürün paketlenebilir; hatta paketin kendisi bile! Ancak gereksiz yere yapılan her
paketleme doğal kaynakların tükenmesine ve çevrenin zarar görmesine yol açar.
• Yeniden kullanılabilen paketleme malzemeleri daha az atık oluşturur. Örneğin, bir cam
şişe, temizlenerek defalarca kullanılabilir. Çevre dostu malzemelerle paketlenmiş
ürünleri tercih etmek her bilinçli tüketicinin görevidir. Geri kazanım, ancak paket
malzemeleri atığa dönüştükten sonra iyi bir çözümdür. Üstelik geri kazanım
gerçekleştirilirken de enerji harcanır ve yeni atıklar oluşur. Bu nedenle öncelikli amaç
daha az paket malzemesinin üretilmesi olmalıdır.
• Paket malzemelerinin üretiminde daha az doğal kaynak kullanılmasını sağlayacak ve
çevrenin zarar görmesini önleyecek çözüm yolları aranmalıdır. Bazı ürünler tek
kullanımlık küçük paketler içindedir. Bunların paketlenmesinde daha fazla malzeme
kullanılır. Bunun yerine, bu ürünlerden tek bir paketin içine daha fazla sayıda konulabilir.
Ürünleri konsantre hâle getirmek de daha az paket malzemesinin kullanılmasını sağlar. .
Çevre Dostu Paketler
201
2
Tüketim
4
Öğrencilere hakkında bilgi toplayıp inceledikleri süt,
kek, çikolata, mısır gevreği, silgi, tükenmez kalem,
kurşun kalem, meyve suyu, deterjan, sıvı sabun, diş
macunu ya da deodorant gibi ürünlerin paketlerini
hatırlatın. Onlara bu ürünlerin paketlerinin nasıl
çevre dostu hâline getirilebileceğini sorun.
Yanıtlarını aldıktan sonra “Çevre Dostu Paketler”
başlıklı bilgileri aktarın.
5
Öğrencilerle birlikte getirdikleri ürünlere tekrar
bakın ve ürünlerin paketlerinin üzerinde çevre
dostu olduklarını gösteren işaret ve yazılar
aramalarını sağlayın.
6
Öğrencilere DVD’de bulunan “Fazla Paketlemeye Son!” adlı çizgi filmi izlettirin.
Öğrencilere fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Tüketim” bölümünden yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
202
Öğrencileri çevre dostu paket malzemeleri kullanılmasının önemi konusunda bir broşür
hazırlamaya yönlendirin.
Çevre Dostu Paketler
Tüketim
Çevre Dostu Paketler
2
SÜT: Süt, cam şişede ya da karton kutuda satılır. Cam şişeler yeniden
kullanılabilir. Karton kutu da geri kazanılabilecek hâle getirilebilir.
KEK, ŞEKERLEME VE ÇİKOLATALAR: Kek, şekerleme ve çikolata gibi
yiyeceklerin paketlenmesinde alüminyum, kâğıt, karton, plastik, metal
kutu ve jelatin gibi çeşitli malzemeler kullanılır. Bu tip ürünlerin birden
fazla paket yerine tek bir paket içinde sunulması daha doğrudur.
MISIR GEVREĞİ: Mısır gevreği plastik torba içinde satılır. Bu torbalar
da karton kutu içinde bulunur. Oysa mısır gevreğinin korunması ve
saklanması için yalnızca torba yeterlidir. Bu torba da biyolojik olarak
ayrışabilecek hâle getirilebilir. Karton kutudansa tümüyle vazgeçilebilir.
SİLGİ, TÜKENMEZ KALEM, KURŞUN KALEM: Silgi, tükenmez kalem
ve kurşun kalem gibi kırtasiye malzemeleri genellikle karton kutular ya
da plastik torbalarla paketlenmiş olarak satılır. Bu tip ürünler,
paketlenmeden de satışa çıkarılabilir.
MEYVE SUYU: Meyve suyu, cam ya da plastik şişede ve karton kutuda
satılabilir. Cam şişe yeniden kullanılabilir özelliktedir. Karton kutu da geri
kazanılabilecek hâle getirilebilir. Bazı meyve sularında özel bir kapak
sistemi bulunur. Bu, gereksiz malzemeler içeren paketlere bir örnektir.
Paketlerinde daha az malzeme kullanılmış meyve suları tercih edilebilir.
DETERJANLAR VE SIVI SABUNLAR: Deterjanlar, karton kutularda ya
da plastik torbalarda satılır. Karton kutu geri kazanılabilir. Sıvı sabunlar,
plastik şişelerde satılır. Şişenin plastiği doğada biyolojik olarak
ayrışabilecek özellikte üretilebilir. Bu konuda yapılabilecek başka şeyler
de var. Örneğin sıvı sabunlar iki tipte satılır. Birinci tipte şişenin
ağzında, sabunun akmasını sağlayan bir mekanizma bulunur. İkinci
tipteyse şişenin ağzında yalnızca kapak vardır. Bir kez mekanizmalı şişe
alındıktan sonra diğer alışverişlerde ağzı kapaklı ve büyük miktardaki
ürünler tercih edilmelidir. Büyük şişedeki üründen mekanizmalı şişeye
aktarım yapılabilir. Böylece daha az ham madde ve enerji tüketimi,
dolayısıyla daha az atık oluşması sağlanabilir.
DİŞ MACUNU VE DEODORANTLAR: Diş macunları tüplerin içinde
satılır. Ancak bu tüpler de bir karton kutunun içine konulur. Bu da bir
ürün için iki paketin kullanılması demektir. Diş macunu, karton kutu
olmadan da sunulabilir. Deodorantlar, cam şişe, plastik ya da metal
kutularda satılır. Cam şişe içinde olanlar tercih edilebilir. Çünkü cam
şişeler yeniden kullanılabilir.
Çevre Dostu Paketler
203
Öğrenci bilgi sayfası
Tüketim
Paket Değerlendirme Anahtarı
Ürünlerin paketlerinin çevre dostu olup olmadığını aşağıdaki anahtarı
kullanarak değerlendirebilirsiniz. Önce bir ürün seçin ve ilk sorudan başlayın.
Yanıtınız “Evet” ya da “Hayır” olabilir. “Evet” yanıtı verirseniz bu soruda durun.
“Hayır” yanıtı verirseniz, sonraki soruya geçin. Herhangi bir soruya “Evet” yanıtı
verene kadar devam edin. “Evet” yanıtına ne kadar çabuk ulaşırsanız, elinizdeki
ürünün paketi de o kadar çevre dostu demektir.
1. Bu ürün paketlenmeden mi satılıyor?
Hayır
Evet
Paketlenmeden satılan ürünler çevreye
daha az zarar verir.
2. Bu ürün yeniden kullanılabilecek türden pakette mi satılıyor?
Hayır
Evet
Yeniden kullanılabilen paketler, yeni
paketlerin üretilmesinden daha az
masraflıdır ve çevreye daha az zarar verir.
3. Paketin içinde bu üründen çok miktarda var mı?
Hayır
Evet
Belli miktarda ürünün paketlenmesi için
ne kadar az malzeme kullanılırsa o kadar
iyi olur.
4. Ürünün paketi geri kazanılabilen malzemeden mi yapılmış?
Hayır
Evet
Paket malzemelerinin geri kazanılması,
hem ham madde kullanımını hem de
atık miktarını azaltır.
5. Paket, biyolojik olarak ayrıştırılabilir malzemelerden mi?
Hayır
Evet
Biyolojik olarak ayrıştırılabilen malzemelerin
çevreye daha az zararı vardır.
6. Paketin tasarımı ve malzemesi basit mi?
Hayır
204
Evet
Basit tasarımlı paketlerin üretiminde
daha az malzeme ve enerji kullanılır.
Tüketim
Reklamlara ve Etiketlere Dikkat!
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
3
Reklamlar ve ürünlerin etiketlerindeki bazı ifadeler tüketimin
artmasına neden olur.
2-3 ders saati
• Reklamların ve ürünlerin etiketindeki bazı ifadelerin
eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini
fark eder.
Gözlem yapma, karşılaştırma, eleştirel düşünme, veri
toplama, yansıtıcı düşünme, yaratıcı düşünme.
Anlatım, beyin fırtınası
Gazete ve dergi kupürleri, etiketler, Yeşil Kutu DVD’si
Giriş
Günlük yaşamımızın her alanında reklamlarla karşılaşırız. Reklam panolarında, televizyonda,
paketlerde, radyoda, dükkânlarda, alışveriş merkezlerinde, otobüs duraklarında ve hatta
evlerimizde. Reklamlar, ürünlerin daha çok satılmasını sağlamak üzere insanları şaşırtacak ya
da etkileyecek şekilde tasarlanırlar. Bu nedenle reklamlardaki ifadeler ya da görüntüler zaman
zaman gerçeği farklı yansıtırlar. Bilinçli bir tüketici, reklamlardaki bu ifadeleri ve görüntüleri
gerçeklerden ayırt etmeyi bilir, bunları eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirir.
Ürünlerin paketlerinin üzerindeki bilgilerin
amacı genellikle, tüketicileri ürünün içeriği
hakkında aydınlatmaktır. Bazı ifadelerse
tüketicileri o ürünün diğerlerinden daha iyi
olduğuna inandırmak ve alışveriş yaparken
hemen satın alınmasını sağlamak amacıyla
yazılır. Bu durum, etiketteki “İçindekiler”
bölümünün bilgilendirme işlevinin geri planda
kalmasına yol açar. Tüketicinin ürünü seçerken
öncelikle dikkat etmesi gereken “İçindekiler”
bölümündeki bilgilerdir.
Günümüzde insanlar doğal ürünlere daha
çok ilgi duymaya başladılar. Bazı ürünlerin
paketinde bunların “ekolojik” ya da “organik”
ürünler olduğunu belli edecek ifadeler
bulunur. Ancak, bu ifadeler her zaman
gerçeği yansıtmayabilir.
Etkinlikler
Ürünlerin paketlerini inceleyelim
1
2
Dersten bir hafta önce öğrencilerden çeşitli ürünlerin paketlerini toplayarak sınıfa
getirmelerini isteyin.
Derste, öğrencilerin topladıkları paketleri tek tek incelemelerini sağlayın. Daha sonra onlara,
paketlerin üzerinde ne tip bilgilerin yer aldığını sorun. Ardından bu bilgilerin neden
verildiğini sorun. Yanıtlarını tahtaya yazın ve bunlar üzerinde konuşun.
Reklamlara ve Etiketlere Dikkat!
205
3
Tüketim
3
Öğrencilere aşağıdaki soruyu yönelterek bir
tartışma başlatın:
• Paketlerin üzerinde yer alan tüm bilgiler
doğru mu?
4
Öğrencilere, paketlerin üzerinde ürünlerin çevre
dostu olduğunu gösteren işaretler görüp
görmediklerini sorun. Böyle işaretler varsa bunları
tahtaya çizmelerini isteyin. Daha sonra bu işaretler
üzerinde konuşun.
Reklamlar ne anlatıyor?
1
Dersten bir hafta önce, öğrencilerden gazete ve dergilerdeki reklamları inceleyip
bunlardan seçtiklerini sınıfa getirmelerini isteyin. Bunu yaparken farklı ürünlerle ilgili
reklamlar seçmeye dikkat etmelerini söyleyin. Örneğin, çocukları ilgilendiren ürünlerin,
elektronik eşyaların, çevre dostu ürünlerin reklamlarını toplayabilirler. Büyük reklam
panolarındaki reklamların basit çizimlerini yaparak ya da bunları anlatan birer paragraf
yazarak sınıfa getirebileceklerini de belirtin.
2
Öğrencilerin getirdiği reklamları hep birlikte duvara asın ve daha sonra hepsini inceleyin.
Bu reklamların hangilerinden, nasıl etkilendiklerini sorun. Yanıtlarını tahtaya yazın ve bunlar
üzerinde konuşun.
3
Duvara astığınız reklamlardan bazılarını seçip öğrencilere bunların her biriyle ilgili olarak
aşağıdaki soruları sorun:
• Bu reklamın amacı nedir?
• Bu reklam ne tip mesajlar veriyor?
• Bu reklamın verdiği bilgiler ya da içerdiği görüntüler ürünün özelliklerini tam olarak
yansıtıyor mu?
4
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın ve DVD’de bulunan “Reklam” filmini
izlettirin. Öğrencilere filmin ana fikrinin ne olduğunu sorun.
Eğlenceli reklamlar hazırlayalım
1
2
Öğrencileri gruplara ayırın.
Öğrencilerin, “Reklamlar ne anlatıyor?” etkinliğinde
kullanılan reklam örneklerindeki resimlerle reklam
sloganlarını, birbirlerinden ayrılacak şekilde
kesmelerini sağlayın.
Öğrencilerin, kestikleri sloganlarla resimleri rastgele
bir araya getirmelerini sağlayın. Reklam sloganlarını
da kendi içinde kesip daha saçma ya da eğlenceli
ifadeler oluşturacak şekilde yeniden
birleştirebileceklerini söyleyin. Örneğin, portakal suyu reklamının görüntüleriyle araba
reklamının sözlerini bir araya getirebileceklerini belirtin.
3
206
Öğrencilerin, hazırladıkları reklamları kartonlara yapıştırmalarını sağlayın. Bunları sınıfta ya da
okulda bir yere asın. Öğrencilere hazırladıkları bu reklamların gerçekleri ne ölçüde yansıttığını
sorun. Sloganlarla resimlerin uyumsuz birleşimlerinin onlara çekici gelip gelmediğini
düşünmelerini sağlayın. Gerçekte de bazı reklamların tüketicileri çekmek için sıra dışı ifadeler
ya da görüntülerden yararlanıp yararlanmadığını sorun.
Reklamlara ve Etiketlere Dikkat!
Tüketim
4
Öğrencilere, reklamların amacının, tüketicinin dikkatini belli bir ürüne çekmek olduğunu
açıklayın. Oysa çevre bilincine sahip bir tüketicinin, alışveriş yaparken kendi gereksinimlerine
ve ürünün içeriğine göre karar vermesi gerektiğini anlatın.
3
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencilerden gazete ve dergilerdeki reklamların bu yayınların ne kadarını kapladığını tahmin
etmelerini isteyin. Onlara aşağıdaki soruları sorun:
– Gazetelerde neden reklamlar yayımlanır?
– Dergi ve gazetelerle birlikte verilen reklam broşürleri ne işe yarar?
– Reklam verenler, bunun maliyetini nasıl karşılarlar?
•
Öğrencilere, reklam için yapılan harcamaların ürünlerin fiyatına eklendiğini anlatın.
Reklamlara ve Etiketlere Dikkat!
207
4
Tüketim
Evcil Hayvanlara
Karşı Sorumluluğumuz
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Evcil hayvan beslemek güzel bir uğraştır ancak bunun
getirdiği bazı sorumluluklar vardır.
2 ders saati
• Evcil hayvan beslemenin yararlarını ve gerektirdiği
sorumlulukları açıklar.
• Başıboş hayvanların çevreye verdiği rahatsızlığı fark eder.
• Başıboş hayvanların çevreye verdiği rahatsızlığı önlemeye
yönelik önerilerde bulunur.
Yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme, gözlem yapma,
çıkarımda bulunma
Anlatım, beyin fırtınası, doğaçlama
Dosya kâğıtları, kartonlar, boya kalemleri
Giriş
Kedi, köpek, tavuk, keçi ve inek gibi hayvanlar evcil hayvanlardır. Bu canlıları evimizde ya da
uygun koşulların sağlandığı barınaklarda besleriz. Evcil hayvan beslememizin çeşitli nedenleri
vardır. Bunlardan biri bu canlıların insanlar için iyi birer dost
olmasıdır. Örneğin bazı araştırmalar, kedisini ya da köpeğini
birkaç dakika okşayan insanların sakinleştiklerini, kendilerini
daha iyi hissettiklerini göstermiştir. Uzmanlar, hayvan
beslemenin; sorumluluk sahibi olma, diğer insanların
duygularını anlayabilme, iletişim kurma ve kendine güven
duyma gibi becerileri geliştirdiğini söylemektedirler. Üstelik
evcil hayvanlar, keskin duyuları sayesinde bizim
yapamayacağımız işleri yapabilirler. Örneğin, görme engelli
bir insanın gözü olabilir, afetlerde göçük altında kalan
insanları bulabilirler. Diğer yandan birçok insan geçimini
tavuk, keçi, inek gibi evcil hayvanları yetiştirerek sağlar.
Evcil hayvan beslemek sorumluluk isteyen bir uğraştır.
Onun yeterli ve uygun bir biçimde beslenmesini sağlamak,
sağlığına dikkat etmek, barınağını temiz tutmak, koşma,
oynama vb. gereksinimlerini yerine getirmesine olanak sağlamak her zaman çok kolay değildir.
Hayvan sahiplerinin, besledikleri hayvanların gereksinimlerini karşılamaya yeterli zaman ayırması
gerekir. Ancak bazı insanlar isteyerek, severek sahip oldukları hayvanların bu temel
gereksinimlerini karşılayamayıp zarar görmelerine neden olabilirler.
Etkinlikler
Evcil hayvanlar
208
1
Öğrencilere, “Evcil hayvan denince aklınıza neler geliyor?” sorusunu sorarak bir beyin
fırtınası yaptırın. Ortaya çıkan fikirleri tahtaya yazın. Öğrencilere evde hayvan besleyip
beslemediklerini sorun.
2
Evde hayvan besleyen öğrencilerden, bu hayvanların barınma, beslenme, temizlik ve sağlık
gereksinimlerini karşılamak için neler yaptıklarını arkadaşlarına anlatmalarını isteyin.
Evcil Hayvanlara Karşı Sorumluluğumuz
Tüketim
3
Öğrencilere kâğıt, karton ve boya kalemleri dağıtın. Onlara “Hayvan Hakları Evrensel
Bildirgesi” başlıklı metindeki bilgileri aktarın. Öğrencileri, bu bilgilerden de yararlanarak
hayvan sahibi olmak isteyenlere kendilerini bekleyen sorumlulukları açıklayacak bir broşür
hazırlamaya yönlendirin. Bu broşürlerden birini seçip çoğaltarak okulda dağıtılmasını
sağlayın.
4
Başıboş hayvanlar
1
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın. Ardından
aşağıdaki soruları ele alın:
• Mahallenizde başıboş hayvanlar var mı?
• Bunlar, sorunlara yol açıyor mu? (Başıboş hayvanlar,
sağlıksız koşullarda yaşıyor ve sık sık aç kalıyor, insanlara
ya da sokakta dolaşmaya çıkarılan diğer evcil hayvanlara
zarar verip hastalık yayabiliyorlar.)
• Başıboş hayvan sorununa ne gibi çözümler getiriliyor?
(Evlere alınıp besleniyor, hayvan barınaklarına götürülüyor, kısırlaştırılıyor.)
• Bu çözüm yollarının yararları ve zararları nedir?
2
Öğrencilere, sokakta başıboş, aç ya da yaralı bir köpek gördüklerinde aşağıdakilerden
hangisini yapacaklarını sorun. Bunların dışında da önerilerde bulunabileceklerini söyleyin.
• Aç ya da yaralı köpeği eve götürmek, karnını doyurmak
• Köpeği hayvan barınağına götürmek
• Köpeğe bakacak birini aramak
• Köpeği bir veterinere ya da hayvan hastanesine götürmek
• Belediyeye haber vermek
3
Tüm öneriler üzerinde konuşun ve herkesin üzerinde hemfikir olduğu beş öneriyi seçin.
Öğrencileri beş gruba ayırın. Her grubun bu önerilerden biriyle ilgili bir canlandırma
yapmasını istediğinizi söyleyin. Gruplara hazırlanmaları için 15 dakika süre verin.
4
5
Sürenin sonunda grupların canlandırmalarını yapmalarını sağlayın. Her canlandırmanın
sonunda, anlatılan önerinin gerçekten işe yarayıp yaramayacağını konuşun.
Öğrencilere “Evcil Hayvan Bulundurma ve Sahiplenme Koşulları” başlıklı metindeki bilgileri
aktarın. Yasalara göre 16 yaşından küçüklerin evcil hayvan satın alamayacağı üzerinde durun.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
•
Bir veterinerle görüşerek okulunuzda, evcil hayvan besleme
konusunda bir seminer verilmesini sağlayın.
Öğrencilerin ülkemizde başıboş hayvanlarla ilgili ne gibi
çalışmalar yapıldığını araştırmalarını sağlayın. Onları bu
konudaki çalışmaların artırılması için bir kampanya
başlatmaya yönlendirin.
Öğrencilere, başta köpekler olmak üzere çeşitli hayvanların
arama, kurtarma, güvenlik işlerinde çalışmak ya da
engellilerin yaşamını kolaylaştırmak üzere eğitilebildiğini
anlatın. Bu tür eğitimler veren merkezlerle ilgi araştırma
yapmalarını isteyin. Araştırmaları sonucunda elde ettikleri
bilgileri arkadaşlarıyla paylaşmalarını sağlayın.
Evcil Hayvanlara Karşı Sorumluluğumuz
209
4
Tüketim
Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi
Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi,
15 Ekim 1978 tarihinde Paris’teki
UNESCO Merkezi’nde yapılan bir
törenle ilan edilmiştir. Bu metin, 1989
yılında Hayvan Hakları Birliği tarafından
tekrar düzenlenmiştir. Bu bildirgede yer
alan bazı maddeler şunlardır:
• Bütün hayvanlar biyolojik denge
kavramı içerisinde var olmak için
eşit haklara sahiptir.
• Bütün hayvanlar kendilerine saygı
gösterilmesi hakkına sahiptir.
• Hayvanlara kötü muamele edilemez
ya da zalim davranışlarda
bulunulamaz.
• Ölü bir hayvana saygıyla
davranılmalıdır.
• Vahşi hayvanlar yaşama hakkına ve
kendi doğal çevrelerinde özgürce
üreme hakkına sahiptir.
• Bir insanın desteğine gereksinim duyan her hayvan uygun beslenmek ve bakılmak
hakkına sahiptir.
• Hayvanlar, hiçbir koşul altında terk edilemezler.
Evcil Hayvan Bulundurma ve Sahiplenme Koşulları
•
•
•
210
Çevre ve Orman Bakanlığı’nın, 12 Mayıs 2006 tarih ve
26166 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Hayvanların
Korunmasına Dair Uygulama Yönetmeliği'”nin 12.
maddesine göre, ev ve süs hayvanı bulunduran ya da yeni
sahiplenecek olan kişilerde aşağıdaki koşullar aranır:
• Ev ve süs hayvanlarını, 16 yaşından küçükler
sahiplenemez.
• Pitbull Terrier(pitbul teriyer) ve Japanese Tosa
(capaniz tosa) gibi çevresine tehlike arz eden hayvanlar
sahiplenilemez, üretilemez ve satılamaz.
Sahipli hayvanlarda kısırlaştırma esastır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını yavrulatmak
istemeleri hâlinde doğacak yavruları belediyeye bildirerek kayıt altına aldırmak
suretiyle bakar ve/veya dağıtımını yapar.
Evde kedi ve köpek besleyen kişiler, sahip oldukları hayvanı bağlı bulundukları
belediyeye en geç otuz gün içerisinde kayıt yaptırmakla yükümlüdür. Kayıtların ticari
amaçla kullanılması yasaktır.
Sahiplenilen hayvanlar terk edilemez ancak yeniden sahiplendirme yapılabilir ya da
geçici hayvan bakımevlerine teslim edilebilir.
Evcil Hayvanlara Karşı Sorumluluğumuz
Sağlık ve Çevre
1
Sağlıklı Beslenelim
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Sağlığımızı korumak için beslenmemize dikkat etmeliyiz.
1-2 ders saati
•
•
•
•
Sağlıklı beslenmenin önemini kavrar.
Sağlıklı beslenmek için yapılması gerekenleri sıralar.
Sağlıklı çevreyle sağlıklı besinler arasında ilişki kurar.
Bilinçli bir birey olarak, besinlerini satın alırken nasıl
davranması gerektiğini belirtir.
Yaratıcı düşünme, karşılaştırma, ilişkilendirme, çıkarımda
bulunma, yorumlama, yansıtıcı düşünme, eleştirel düşünme
Anlatım, canlandırma
Kâğıt, boya kalemleri, karton, termometre (cıvalı)
Giriş
Sağlığımızı korumanın en önemli yollarından biri dengeli ve sağlıklı beslenmektir. Dengeli ve
sağlıklı beslenebilmek için besinlerde bulunan karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler ve
minerallerden yeterli miktarlarda alınmalıdır. Çünkü vücudun tüm bu besin maddelerine
gereksinimi vardır. Yalnızca protein ya da karbonhidratla beslenmek doğru değildir! Etler ve
tahılların yanı sıra karbonhidrat, vitamin ve mineral içeren sebze ve meyveler de tüketilmelidir.
Sağlıklı Beslenelim
211
1
Sağlık ve Çevre
Besinlerin sağlıklı ortamlarda yetiştirilmesine de özen
gösterilmesi gerekir. Daha çok ürün elde etmek amacıyla
tarımda ve hayvancılıkta yapılan yanlış uygulamalar çeşitli
sorunlara yol açar. Örneğin, çiftçiler ürünlerini zararlı
bakteri ve böceklerden korumak için tarım ilaçları
kullanırlar. Ancak bu ilaçların aşırı miktarda kullanımı, hem
çevre kirliliğine neden olur hem de bu ortamlarda yaşayan
canlılara zarar verebilir.
Tarım ve hayvancılıktaki yanlış uygulamalar, yalnızca belli bir
bölgedeki canlıları ve çevrenin sağlığını değil insan sağlığını
da olumsuz etkiler. Örneğin, bir gölde yaşayan küçük
balıkların vücudunda bir tarım ilacının biriktiğini düşünelim.
Bu küçük balıkla beslenen büyük balığın vücudunda bu ilaçtan daha fazla birikecektir. Çünkü
büyük balık, çok sayıda küçük balıkla beslenir. Sonuç olarak besin zincirinin en sonunda yer alan
canlılarda en fazla miktarda kimyasal madde birikir. İnsan da besin zincirinin sonunda yer alan bir
canlı olduğuna göre yanlış uygulamalardan en çok o etkilenir.
Etkinlikler
Sağlıklı beslenmek için neler yapmalıyız?
1
Öğrencilere sağlıklarını korumak için neler yaptıklarını sorun. Yanıtlar üzerinde konuşun.
Sağlığımızı korumak için beslenmemize de dikkat etmemiz gerektiğini söyleyin.
Ardından onlara “Sağlıklı beslenmek için neler yapıyorsunuz?” sorusunu yöneltin.
2
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın. Daha sonra sağlıklı beslenmek için
doğal besinleri tercih etmek ve hazır ya da küflenmiş besinleri yemekten kaçınmak,
gerektiğini de söyleyin.
3
Uzmanların sağlıklı beslenebilmemiz için tahıl, sebze, meyve, süt ve süt ürünleriyle et ve
baklagillerden yeterli miktarlarda yememiz gerektiğini söylediklerini anlatın. Onlara
“Sağlıklı Beslenmenin On Yolu” başlıklı metindeki bilgileri aktarın ve hep birlikte bunlar
üzerinde konuşun.
4
Öğrencilerin önerileri üzerinde konuşarak onları bu konuda broşürler hazırlamaya
yönlendirin. Öğrencileri gruplara ayırın. Her gruba kâğıt ve boya kalemleri dağıtın.
Çalışmalar bitince broşürleri sınıfta sergileyin. Ardından broşürlerden birini seçerek çoğaltın
ve öğrencilerin bunları tüm okula dağıtmalarını sağlayın.
Sağlıklı çevre, sağlıklı besinler
1
2
Öğrencilere sağlıklı çevre ve sağlıklı besinler arasında nasıl bir ilişki olabileceğini sorun. Yanıtları
üzerinde konuşun.
3
Öğrencileri, besinlerimizin sağlıklı olması için ülkemizde ne gibi çalışmalar yapıldığını
araştırmaya yönlendirin. Onları gruplara ayırın ve her gruba bir karton ve boya kalemleri
verin. Kartonların üzerine araştırma sonuçlarını gösteren bir poster hazırlamalarını
söyleyin. Hazırlanan posterleri okulunuzda sergileyin.
Öğrencilere besinlerimizin çeşitli uygulamalardan olumsuz etkilenebileceğini anlatın. Onlara
“Besinlerimizi Olumsuz Etkileyen Uygulamalar” başlıklı bilgileri aktarın. Bu metindeki her
maddeyi ayrı ayrı ele alın.
Kimyasal maddeler besin zinciri yoluyla vücudumuza girer!
1
2
212
Öğrencilere termometrenin içinde bulunan cıvayı gösterin. Onlara cıva hakkında neler
bildiklerini sorun. Yanıtları üzerinde konuşun.
Öğrencilere “Cıvanın Görünmeyen Yüzü” bilgi sayfasını dağıtın. Ardından onları gruplara
ayırın. Onlara, “biyolojik birikim” konusunda bir canlandırma yapacaklarını söyleyin.
Bu canlandırmada cıvanın canlılara etkisini göstermeleri gerektiğini belirtin. Onlara
hazırlanmaları için 15-20 dakika süre tanıyın.
Sağlıklı Beslenelim
Sağlık ve Çevre
3
Gruplar hazır olunca sırayla canlandırmalarını sunmalarını söyleyin. Canlandırma
sonunda öğrencilerin duygu ve düşüncelerini anlatmalarını sağlayın. Kimyasal
maddelerin besinlerimizi etkilememesi için neler yapılabileceği hakkında öneriler
geliştirmelerini isteyin.
1
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Okulunuzda sağlıklı besinler yetiştirilmesi konusunda bir seminer düzenleyin. Bir ziraat
mühendisini okulunuza davet edin. Ardından öğrencilerin bir davetiye hazırlayarak
bulunduğunuz yerdeki çiftçileri de bu seminere çağırmalarını sağlayın. Bu seminere yalnızca
çiftçileri değil manav, market ve bakkal işletmecilerini de çağırabilirsiniz.
Öğrencilere, cıva dışında, biyolojik birikime neden olan başka maddelerin olup olmadığını
araştırmalarını söyleyin. Bunun için kitaplardan, dergilerden, ansiklopedilerden ve İnternet’ten
yararlanabileceklerini belirtin. Araştırmaları sonucunda buldukları bilgileri sınıfta
paylaşmalarını sağlayın.
Sağlıklı Beslenmenin On Yolu
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Yeterli ve dengeli beslenmeye çalışın. Tükettiğiniz besinlerin çeşitli olmasına özen
gösterin. Doğal ve taze besinler tüketin.
Her gün, sabah, öğlen ve akşam olmak üzere en az üç öğün beslenin. Kahvaltının
günün en önemli öğünü olduğunu unutmayın. Öğün atlamayın ve düzenli beslenin.
Günlük enerji gereksinimimizin neredeyse yarısından fazlası karbonhidratlardan
sağlanır. Bu nedenle günlük beslenmenizde tahıl grubundan besinlerin bulunmasına
özen gösterin.
Sebze ve meyveler, doğal şeker, vitamin ve mineral gereksinimimizi karşılar. Üstelik
bunlar posalı besinlerdir. Bu besinler, bağırsak hareketlerini düzenler, kan şekeri ve
kolesterol düzeylerinin düşmesine yardımcı olur.
Günlük protein gereksiniminizi hayvansal ve bitkisel kaynaklardan dengeli olarak
almaya özen gösterin. Düzenli olarak süt veya yoğurt tüketilmesi de kemik sağlığı için
çok önemlidir.
Tükettiğiniz günlük yağ miktarını kontrol edin. Fazla yağ tüketmek, hem kilo almanıza
hem de dolaşım sisteminizde zararlı yağların birikmesine neden olur.
Hayvansal yağlar yerine, doymamış yağları (zeytin yağı, ayçiçek yağı, mısır özü yağı
vb.) kullanmaya özen gösterin. Yağlı etler ve et ürünleri (sucuk, salam, sosis vb.)
yerine balık, tavuk, hindi eti ya da kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi kuru
baklagilleri tercih edin.
Şekerli içecekler, tatlılar, pasta, kek vb. besinlerin enerji değeri yüksektir. Bu besinleri
daha az tüketerek kilonuzu kontrol altında tutun.
Besinlerin hazırlanması ve pişirilmesi sırasında temizlik kurallarına dikkat edin.
Yiyeceklerinizi pişirirken haşlama, fırında ve buharda pişirme yöntemlerini tercih edin.
Kızartmalardan kaçının.
Yeterli ve dengeli beslenmenin yanında düzenli olarak spor yapın.
Sağlıklı Beslenelim
213
1
Sağlık ve Çevre
Besinlerimizi Olumsuz Etkileyen Uygulamalar
•
•
•
•
•
•
214
Yoğun bir şekilde gübrelenmiş, böcek ilacı atılmış tarlalarda yetiştirilen bitkilerde bu
maddeler birikim yapabilir. Bunları yediğimizde zarar görebiliriz.
Hava, su ya da toprak kirliliği gibi çevre sorunlarının yoğun olduğu işlek yolların ya da
sanayi merkezlerinin yakınında bulunan tarlalarda yetiştirilen bitkilerde de kirlilik
etkenleri birikebilir. Bu bitkileri tüketmek sağlığımıza zarar verebilir.
Sanayi bölgelerinde yetişen hayvanların, beslendikleri bitkiler yoluyla aldıkları kimyasal
maddeler, besin zinciri aracılığıyla bizim vücudumuzda da birikerek sağlığımızı
olumsuz etkileyebilir.
Hayvan yetiştiricilerinin, hayvanlarının sağlığını korumak amacıyla kullandıkları
antibiyotik benzeri maddeler de hayvanların vücudunda birikebilir. Bu hayvanlardan
elde edilen besinleri tükettiğimizde, bu maddeler bizim vücudumuzda da birikerek
sağlığımızı olumsuz etkileyebilir.
Kimi hayvan yetiştiricileri, hayvanlarını doğru olmayan besinlerle beslerler. Örneğin,
deli dana hastalığına, hastalık nedeniyle ölmüş hayvanların çeşitli vücut bölümlerinin
yemlere katılarak sığırlara yedirilmesi neden olmuştur.
Daha uzun süre dayanmaları için besinlere eklenen katkı maddelerinin bir kısmı da
sağlığımıza zarar verebilir.
Sağlıklı Beslenelim
Sağlık ve Çevre
Cıva, oda sıcaklığında sıvı olan tek metal. Kolayca buharlaşıp havaya
karışıyor. Rengi, kokusu yok. Yoğunluğu yüksek. O kadar yüksek ki bir
bardak cıvada bir bilardo topu yüzebilir. Cıva, bu özelliklerinin getirdiği
kolaylıklar nedeniyle birçok alanda kullanılan bir metal. Ancak aynı zamanda
çevreye çok zarar verebilir.
Cıva, zehirli bir madde. Örneğin, elimizdeki bir kesikten kan dolaşımına
karışırsa bizi zehirleyebilir. Cıvanın sağlık açısından tehlikesiyle ilgili bir diğer
sorun, cıvanın uçucu bir madde olmasından kaynaklanır. Gaz hâlindeyken
fark edilmediğinden solunumla vücuda girer ve zehirlenmeye neden olur.
Cıvanın bir gramı bile binlerce metre karelik alana yayılıp besin zincirine
karışır. Bu durumdan, özellikle besin zincirinin en üst seviyesindeki canlılar
etkilenir. Çünkü cıva, karbonla kimyasal tepkimeye girerek çeşitli zehirli
bileşikler oluşturur.
Öğrenci bilgi sayfası
Cıvanın Görünmeyen Yüzü
Çeşitli sanayi etkinliklerinde kullanılan ya da doğaya atılan pillerin
bozulmasıyla sulara karışan cıva, çevre ve canlılar için büyük tehlike
oluşturuyor. Günümüzde, geçmiş yıllara göre çevremizde daha fazla cıvanın
bulunduğu söyleniyor. Cıvayla karşı karşıya kalmamızda en önemli etken
“biyolojik birikim”. Cıva, besin zinciri yoluyla canlılarda birikir. Bunun
sonucunda da su ürünleri aracılığıyla vücudumuza girer. Örneğin, bir gölde,
suya karışan cıva, mikroorganizmalar aracılığıyla işlenerek zehirli bir bileşik
olan metil cıvaya dönüştürülür. Metil cıvanın, sudaki planktonlarca
(mikroskobik bitki ve hayvanlar) alınmasıyla “biyolojik birikim” başlar.
Planktonlarla beslenen küçük balıklarda daha çok metil cıva birikir. Onlarla
beslenen büyük balıklardaysa daha yüksek oranda metil cıva birikir. Böylece
besin zincirinde ilerledikçe metil cıvanın birikim miktarı artar. Besin zinciri,
kuşlar ve memelilere kadar devam ettiğindeyse tehlike daha da büyür.
215
2
Sağlık ve Çevre
Yabani Bitkilerden Nasıl Yararlanıyoruz?
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Yabani bitkilerden birbirinden farklı birçok amaçla
yararlanırız.
2-3 ders saati
• Yenebilen yabani bitkileri araştırır.
• Yabani bitkilerin besin olarak tüketilmesi dışında başka
amaçlarla da kullanıldığını fark eder.
• Yabani bitkilerin korunmasına yönelik önerilerde bulunur.
Eleştirel düşünme, veri toplama, karşılaştırma, çıkarımda
bulunma, yaratıcı düşünme, gözlem yapma
Anlatım, tartışma
Karton, boya kalemleri, Yeşil Kutu CD’si
Giriş
Bitkiler, ilk çağlardan bu yana beslenmemizde önemli bir yere sahiptir. Yerleşik yaşam
biçimine geçişimizle birlikte besin olarak tükettiğimiz bitkileri kendimiz yetiştirmeye başladık.
Bugün yediğimiz maydanoz, dereotu, marul gibi birçok bitki “kültür bitkisi” olarak
yetiştiriliyor. Ancak özel olarak yetiştirmediğimiz hâlde doğadan toplayarak yediğimiz otsu
bitkiler de var. Bunlar yabani bitkiler olarak adlandırılıyorlar.
Günümüzde insanların yabani bitkilere olan ilgisi giderek
artıyor. Bunun temel nedeni, bu bitkilerin doğada, yapay
gübre ya da kimyasal maddeler kullanılmadan
yetişmesidir. Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan insanlar
için yenebilen yabani bitkiler sağlıklı birer doğal besin
kaynağıdır. Yenebilen yabani bitkilerin önemi, diğer
bitkilerde bulunmayan bazı yararlı besin maddelerini de
içermelerinden kaynaklanıyor.
İnsanların yabani bitkilerle ilişkisi çok eski zamanlara
dayanıyor. Bu bitkilerle ilgili bilgiler, gelenekler ve
alışkanlıklar yoluyla kuşaktan kuşağa geçiyor.
Günümüzde “yöresel bilgi” adı verilen bu tip bilgiler
giderek yok oluyor. Bunu, kırsal bölgelerden kentlere
olan göç de hızlandırıyor.
Yabani bitkilerden çay yapımında ya da baharat kaynağı olarak da yararlanıyoruz. Eczacılıkta
ilaç yapımında, erozyonu önlemede, tarımda hastalıkları ve zararlıları kontrol etmede ve
toprağı zenginleştirmede de yabani bitkileri kullanıyoruz. Ayrıca yabani bitkiler, gen kaynağı
olarak da yarar sağlıyor. Örneğin, birtakım özellikleri iyileştirilmek istenen bitkilere yabani
bitkilerden elde edilen genler aktarılıyor.
Etkinlikler
Yabani bitkileri tanıyalım
1
216
Öğrencilerden yakın zamanda yedikleri bir bitkinin adını hatırlamalarını isteyin. Daha
sonra öğrencilerin bunları sırayla söylemelerini sağlayın. Her yanıttan sonra bu bitkinin
hangi bölümlerini yediğimiz, nerede yetiştiği, yabani bir bitki olup olmadığı gibi konular
üzerinde konuşun. Daha sonra öğrencilere “Giriş” bölümündeki ve “Yabani Bitkiler
Hangi Amaçlarla Kullanılır?” başlıklı bilgileri aktarın.
Yabani Bitkilerden Nasıl Yararlanıyoruz?
Sağlık ve Çevre
2
Öğrencilere yabani bitkilerin eczacılıkta ilaç yapımında kullanıldığını hatırlatın. Onlardan
bu konuda örnekler vermelerini isteyin. Ardından, öğrencilere “Tıbbi Bitkiler” başlıklı
bilgileri aktarın.
2
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Sağlık ve Çevre” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Bitki takvimi yapıyoruz
1
Öğrencilere doğada karşılaştığımız her bitkiyi yiyip yiyemeyeceğimizi sorun. Yanıtları
üzerinde konuşun. Ardından bazı bitkilerin zehirli olduğunu ve kesinlikle yenilmemesi
gerektiğini belirtin. Zehirli bitkileri yemenin yaşamımızı tehlikeye sokacağını vurgulayın.
Bu nedenle yalnızca çok iyi tanıdığımız bitkileri toplayarak yiyebileceğimizi söyleyin.
2
Öğrencilere “Keçinin Yediği Her Otu Yeriz!” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ve bu bilgileri
okumalarını sağlayın. Onlara, bu bilgi sayfasında hangi yabani bitkilerin adlarının
geçtiğini sorun. Daha sonra öğrencilerin yaşadıkları yerde yetişen yabani bitkileri tanıyıp
tanımadıkları üzerinde durun.
3
Öğrencileri yabani bitkileri tanımak için bir araştırma yapmaya yönlendirin. Onları birkaç
gruba ayırın. Her gruptan yaşadıkları yerde yetişen ve yenebilen yabani bitkiler hakkında
bilgi toplamasını isteyin. Bilgi toplarken İnternet’ten ve kitaplardan yararlanabileceklerini
ya da yakınlarına danışabileceklerini belirtin. Araştırmaları sırasında aşağıdaki soruların
yanıtlarını da bulmalarını isteyin:
• Bu bitkiler hangi mevsimlerde görülüyor?
• Bu bitkilerin hangi bölümlerini yiyoruz?
• Bu bitkileri hayvanlar da yiyor mu?
• Bu bitkiler başka hangi amaçlarla kullanılıyor?
4
Her grubun bir kartonun üzerinde “bitki takvimi”
hazırlamasını sağlayın. Araştırmaları sırasında elde
ettikleri bilgileri, bu takvim üzerinde resimlerle ve
yazılarla göstermelerini isteyin. Daha sonra
takvimleri sınıfın duvarına asın.
Doğanın sunduğu menü çok zengin!
1
Öğrencileri birkaç gruba ayırın. Ardından onlara karton, boya kalemleri ve “Kamp Yerinde
Hangi Bitkiler Var?” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Öğrencilerin, doğada kamp yaptıklarını ve
besinlerinin çok azaldığını düşünmelerini isteyin. Sağlıklı kalabilmek için, kendilerine
çevrede buldukları otlar ve meyvelerle bir menü hazırlamalarını isteyin. Hazırladıkları
menüyü kartonların üzerine yazmalarını ve resimlendirmelerini sağlayın. Öğrencileri,
menüyü hazırlarken, dağıttığınız bilgi sayfasından yararlanmaya yöneltin. Daha sonra bu
menüleri sınıf duvarında sergileyin.
Yabani bitkiler tükeniyor mu?
1
Öğrencilere, birçok canlı türü gibi yabani bitkilerin de yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
olduğunu söyleyin. Yabani bitkilerin korunması için neler yapılması gerektiğine ilişkin
öneriler geliştirmelerini sağlayın.
2
Öğrencileri gruplara ayırın. Onlara kartonlar ve boya kalemleri dağıtın. Konuşulan önerileri
düşünerek yabani bitkilerin korunmasıyla ilgili bir sloganı kartonlara yazmalarını sağlayın.
Bu kartonları okulun çeşitli yerlerine asın.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Bir baharatçıya gezi düzenleyin. Öğrencilerin baharatçıdan, çayı yapılan, halk hekimliğinde
kullanılan ve baharat olarak yaralanılan bitkilerin adlarını öğrenmelerini sağlayın. Ardından
bunlarla ilgili birer poster hazırlamalarını isteyin. Hazırlanan posterleri sınıf duvarına asın.
Yabani Bitkilerden Nasıl Yararlanıyoruz?
217
2
Sağlık ve Çevre
Yabani Bitkiler Hangi Amaçlarla Kullanılır?
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Eczacılıkta ilaç yapımında
Çay olarak
Baharat olarak
Tekstil sanayiinde boya maddesi olarak
Kirli suların temizlenmesinde
Ağır metallerin temizlenmesinde
Arılar için besin ve çiçek tozu kaynağı
olarak
Hayvan yemi olarak
Su ve toprak özelliklerinin göstergesi
olarak
Doğal dengenin korunmasında
Kozmetik sanayiinde ham madde
olarak
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Süs bitkisi olarak
Kültür bitkilerinin gen kaynağı olarak
Yaban yaşamı için yiyecek ve barınak
olarak
Yakacak olarak
Hastalık ve zararlılara karşı tuzak bitki
olarak
Sepet, hasır ve süpürge gibi
malzemelerin üretiminde
Tarım zararlılarıyla savaşımda
Erozyonu önlemede
Toprağın verimliğini artırmada
Toprağın yorgunluğunu azaltmada
Sap ve saman olarak
Tıbbi Bitkiler
İnsanlar, çok eski zamanlardan beri bitkilerden
ilaç yapımında yararlanmışlar. Çeşitli bitkileri
deneyerek bunların bazı hastalıklara iyi geldiğini
keşfetmişler. Bu bilgiler, kuşaktan kuşağa
aktarılarak kullanılmaya başlanmış. Günümüzde
de dünyanın birçok yerinde farklı kültürlerden
insanlar hastalıkları tedavi etmede çeşitli
bitkilerden yararlanıyorlar. Örneğin, biz, karnımız
ağrıdığında nane-limon çayı içeriz.
Eczacılık ve tıp alanında kullanılan bitkilere “tıbbi
bitkiler” denir. Bu bitkilerin tıbbi amaçlarla
kullanılmasına araştırmalar sonucunda karar
verilir. Günümüzde eczacılıkta kullanılan birçok
ilacın etken maddesi bitkilerden elde
edilmektedir. Örneğin aspirinin etken maddesi olan salisilik asit, söğüt ağacının
kabuğundan elde edilir. Bilim insanları, bitkilerin içindeki kimyasal maddeleri inceleyerek
bunların neleri tedavi edebileceği konusundaki araştırmalarına hâlâ devam ediyorlar.
Biyolojik çeşitliliğin korunması bu nedenle de çok önemli. Hâlâ keşfedilmemiş ve
araştırılmamış bitki türleri var. Bu bitkilerden birçok hastalığın tedavisi için yararlanılabilir.
Tıbbi bitkiler, rastgele kullanılmamalıdır. Çünkü birçok bitkinin kısa ya da uzun sürede
ortaya çıkan zehirli bir etkisi vardır. Bilinçsizce kullanıldığında bu bitkiler insana çok zarar
verebilirler. Hasta olduğumuzda mutlaka bir hekime gitmeli ve hekim kontolünde
kullanılan modern tıp ilaçlarını kullanmalıyız.
218
Yabani Bitkilerden Nasıl Yararlanıyoruz?
Sağlık ve Çevre
Anadolu’da yaşayan insanlar için bitkiler yaşamın vazgeçilmez bir parçasıdır.
Ege’de pazar yerlerine gittiğinizde, buralarda bin bir çeşit bitkinin satıldığını
görebilirsiniz. Datça Yarımadası da Ege’ye özgü bitkilerin çok zengin olduğu
yerlerden biridir. Burada Palamutbükü Köyü’ne yaptığımız gezide yenebilir bitkileri
inceledik ve orada yaşayan insanların bunları nasıl kullandıklarını öğrendik.
Palamutbükü’nde ilk tanıştığımız insanlardan biri Mehmet Amca’ydı. Güler
yüzlü ve hoşsohbet Mehmet Amca, yörede yaşayan herkes gibi, yenebilen
bitkilerden “ot” diye söz ediyordu. Ona, otlarla beslenmenin nasıl bir geçmişi
olduğunu sorduk. Mehmet Amca, bize Ege’de zaten var olan ot yemeklerinin
İkinci Dünya Savaşı sırasında daha çok önem kazandığını anlattı. Dediğine göre
bölgede farklı otların yiyecek olarak kullanılması savaş zamanında artmış.
Türkiye’de savaş sonunda ciddi bir kıtlık baş göstermiş. Ne ekilecek tohum ne
de ekilenleri satın alacak kimse bulunabiliyormuş. Bu kıtlık, 1950’li yıllarda da
sürmüş. Zorluk çeken Anadolu insanı parlak zekâsını kullanarak bu durumu
atlatmayı başarmış. Ne mi yapmış? Hayvanlarını izlemiş ve hangi otları
yediklerini öğrenmiş. Hayvanların yediklerini insanlar da yiyebilir düşüncesiyle
otları toplamaya ve besin olarak kullanmaya başlamış. Egelilere hangi otları
yediklerini sorduğunuzda “keçinin yediği her otu yeriz” yanıtını alırsınız.
Öğrenci bilgi sayfası
Keçinin Yediği Her Otu Yeriz!
Palamutbükü Köyü’nde tek tanıştığımız kişi Mehmet Amca olmadı. Kızı
Meray’la da tanıştık. Meray, buralarda doğup büyümüş. Yöreyi çok iyi biliyor ve
doğaya çok meraklı! Burada bulunan tüm kuşları ve bitkileri tanıyan Meray’ın
bize söylediği ilk sözlerden biri, “Ot deyip geçmeyin! Ot bizim için oyun,
yemek, şifa demektir!” oldu. Meray ve ailesi, orada yaşayan tüm insanlar gibi
yöredeki otları yemek yapmada kullanıyorlar. Böreklere katıyorlar, kavurmalarını
yapıyorlar, çayını içiyorlar, baharat olarak kullanıyorlar.
Meray, anlatmaya devam etti: “Biz çocukken oyuncak mı vardı, bizim
oyuncağımız bitkilerdi. Ninelerimize sora sora buradaki tüm bitkileri bilir olduk.
Örneğin, keçiboynuzlarının tohumlarıyla oje yapardık. Yaş tohumunu ezer ve
kuru boyayla karıştırırdık. Sonra da tırnaklarımıza sürerdik. Bu, bizim
oyunumuzdu. Dağlarda sürülerimizi gezdirirken acıkırdık. O zaman da hemen
oracıkta süt sağar, içine yine ezilmiş keçiboynuzu tohumu katardık. Oldu mu
sana yoğurt? Otur afiyetle ye! Üşüttün, öksürük mü tuttu? O zaman hemen ada
çayı toplar, çayını yapar içerdik. İyi gelirdi, rahatlatırdı.” Meray’la konuşmamız
bittikten sonra hemen araştırdık; keçiboynuzu tohumu, yoğurt yapımında
normalde bakterilerin gerçekleştirdiği mayalanmanın gerçekleşmesini
sağlıyormuş. Ayrıca peynir mayası olarak da kullanılabiliyormuş.
Burcu Meltem Arık’ın Mayıs 2006 tarihinde Bilim Çocuk Dergisi’nde yayımlanan “Datça’nın Bitkileri” başlıklı
yazısından kısaltılarak alınmıştır.
219
Öğrenci bilgi sayfası
Sağlık ve Çevre
Kamp Yerinde Hangi Bitkiler Var?
Karahindiba
Sarı çiçekleri olan tek yıllık bir otsu bitkidir. Potasyum, A ve C
vitamini bakımından zengindir. Yaprakları çiğ ya da haşlanarak
salata yapılır. Kökünden kahve yapılır.
Böğürtlen
Çok yıllık, çalı tipinde bir bitkidir. Vitamin ve mineral
bakımından zengindir. Meyve olarak tüketilir. Reçel ya da
tatlı yapımında kullanılır. Yaprak ve meyvelerinden çay yapılır.
Isırganotu
Çok yıllık otsu bir bitkidir. Vitamin ve mineral bakımından
zengindir. Yaprak ve gövdesinden salata, yemek,
börek ve çay yapılır.
Kuşburnu
Gülgillerden, çok yıllık, çalı tipinde bir bitkidir.
Çoğunlukla kurutularak kullanılan meyveleri C vitaminince
zengindir. Marmeladı, pestili, pekmezi, çayı yapılır.
Kuzukulağı
Çok yıllık otsu bir bitkidir. C vitaminince zengindir.
Yapraklarından salata ya da yemek yapılır.
Ebegümeci
Çok yıllık otsu bir bitkidir. C vitaminince zengindir.
Yapraklarının yemeği yapılır.
Kurutulmuş yapraklarından çayı yapılır.
Kekik
Çok yıllık otsu bir bitkidir. Kurutulmuş yaprakları,
çorbalara ve yemeklere lezzet vermek amacıyla baharat
olarak kullanılır.
220
Sağlık ve Çevre
Su Kirliliği
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
3
Su, insan etkinlikleri sonucunda, kullanılamayacak hâle
gelecek kadar çok kirlenebilir.
2-3 ders saati
•
•
•
•
Suyun kirlenme nedenlerini araştırır.
Suyu kirleten maddeleri sıralar.
Su kirliliğinin nelere yol açtığını fark eder.
Su kirliliğini önlemeye yönelik önerilerde bulunur.
Gözlem yapma, karşılaştırma, ayırt etme, çıkarımda
bulunma, eleştirel düşünme, tahminde bulunma, veri
toplama, bulguları kaydetme, tablolaştırma, yaratıcı
düşünme, sınıflama, sıralama
Anlatım, deney
Bir kuş tüyü, sıvı yağ, su, 2 bardak, 2 soğan, farklı su örnekleri,
tuz karton, boya kalemleri, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Dünyadaki tatlı su kaynakları kirlilik tehdidiyle karşı karşıyadır. Su kirliliği, kimyasal gübre ya da
böcek ilaçlarının sulara karışması, sanayi atıklarının ve kanalizasyon sularının doğaya bırakılması
gibi çeşitli insan etkinlikleri sonucunda oluşur. Asit yağmurları ve çöp alanlarındaki çöplerden sızan
maddeler de su kirliliğine yol açar. Su kirliliği,
temel olarak şu üç soruna neden olur:
• Kirlilik nedeniyle sudaki oksijen miktarı,
dolayısıyla suda yaşayan canlılar azalır.
• Kirlenen sular, insanlarda sağlık sorunlarına yol
açar. Örneğin, böcek öldürücü tarım ilaçlarında
bulunan organofosfatlar ya da benzen gibi
petrol türevi kimyasal maddeler kansere; kurşun
benzeri ağır metallerse sinir sisteminde
bozukluklara neden olur.
• Rengi kötüleşen, kokan ya da zehirli bileşikler
içeren suyun niteliği zayıflar.
Su kirliliği, tüm canlıları etkileyen bir çevre sorunudur. Kirlenmiş bir su ne içilebilir, ne tarımda ne
de sanayide kullanılabilir. Kimse kirli suda yüzmek istemez. Öte yandan kirli suyun temizlenerek
yeniden eski hâline döndürülmesi çok pahalı ve zor bir süreçtir.
Etkinlikler
Suyu ne kirletiyor?
1
Dersten önce sıvı yağ ve deterjan benzeri kimyasal maddeler kullanarak bir bardağın içinde
kirli su örneği hazırlayın. İkinci bir bardağa da temiz su koyun. Derste öğrencilere
bardaklardaki suları göstererek aralarındaki farkın ne olduğunu sorun; temiz suyla kirli suyu
birbirinden ayırt etmelerini sağlayın. Ardından aşağıdaki konuları ele alın:
• Suyun kirli olduğunu nasıl anlıyoruz? (Rengine, kokusuna, tadına bakarak.)
• Hangi maddeler suyu kirletmiş olabilir? (Suyu kirletmek için içine koyduğunuz
maddelerin adlarını söyleyin.)
• Kirli su ne gibi sorunlara yol açar? (Sağlık sorunlarına, sudaki oksijenin azalmasına vb.)
Su Kirliliği
221
3
Sağlık ve Çevre
2
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın. Ardından bilim insanlarının suyun bazı
özelliklerini inceleyerek kirlilik nedenlerini ortaya çıkarabildiklerini söyleyin. Onlara “Suyun
Özellikleri” başlıklı bilgileri aktarın. Öğrencileri yakınınızdaki bir su kaynağının özelliklerini
araştırmaya yönlendirin. Araştırma sonuçlarının sınıfta paylaşılmasını sağlayın.
3
Öğrencilere DVD’deki “Su ve Sağlık” adlı filmi izlettirin. Su kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki
etkileri hakkında konuşun.
Suyun kirli olduğunu nasıl anlarız?
1
2
Derse bir miktar dere, göl, yağmur ya da musluk suyu örneği getirin. Deneyin diğer
malzemeleri olan iki soğan, iki bardak, tuz ve bir miktar kürdanı da hazırlayın.
3
Bardakların içini getirdiğiniz su örneğiyle doldurun. İkinci bardağın içine bir miktar tuz
koyun. Bu bardak, kirli suyu temsil edecek. Bardakların üzerine, içlerindeki suyun niteliğini
gösteren birer etiket yapıştırın. Soğanların her birine, “artı” şekli oluşturacak şekilde ikişer
kürdan sokun. (Soğanlar kürdanlar sayesinde bardakta asılı duracak.) Kürdanların uçlarının
dışarıda kalmasına özen gösterin. Her bardağın içine birer soğan oturtun. Soğanların
köklerinin suya değmesine özen gösterin. Bardakları, içlerindeki su ve soğanlarla birlikte
doğrudan güneş ışığı almayan bir yere yerleştirin.
4
Öğrencilere “Soğan Gözlem Tablosu” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın ve onların bu tabloyu 10
gün boyunca düzenli olarak doldurmalarını sağlayın. Öğrenciler tabloda belirtilen ölçümleri
tamamladıktan sonra sonuçlar üzerinde konuşun. Köklerin uzunluğunun ve sayısının kirlilik
ölçüsü olarak değerlendirilebileceğini anlatın. Bu deneyin, kirliliği görmenin basit bir yolu
olduğunu söyleyin. Ancak bir su örneğinin kirlilik derecesini gerçekten ölçtürmek istiyorlarsa
üniversitelerin ilgili bölümlerine ya da hıfzıssıhha merkezlerine başvurabileceklerini belirtin.
Öğrencilere birçok bitkinin kök sisteminin kirliliğe çok duyarlı olduğunu anlatın. Bu
durumun soğan kökleri için de geçerli olduğunu vurgulayın. Soğan köklerinin, kirliliğin
biyolojik göstergesi olarak kullanılabileceğini söyleyin. Bunu gözlemlemek amacıyla bir
deney yapacağınızı belirtin.
Su kirliliği başka canlılara da zarar verir
222
1
Öğrencilere su kirliliğinin yalnızca insanlara değil, başka canlılara da zarar verebileceğini
anlatın. Bunu göstermek için bir deney yapacağınızı belirtin. Deney için gerekli malzemeler
olan kuş tüyü, sıvı yağ ve suyu hazırlayın.
2
Bir bardağın içine su koyun. Kuş tüyünü bu suya batırın; bir süre beklettikten sonra çıkarın.
Öğrencilerin tüydeki değişiklikleri gözlemlemesini sağlayın. Daha sonra suyun içine birkaç
yemek kaşığı sıvı yağ ekleyin. Su ve sıvı yağı iyice karıştırın. Ardından kuş tüyünü bu
karışımın içine batırın. Öğrencilerin dikkatle gözlem yapmalarını sağlayın ve onlara şu
soruları sorun:
• Kuş tüyünü yağlı suya batırdığımızda ne oldu?
(Kuş tüyünü oluşturan küçük tüyler birbirine yapışır.)
• Gözlemlediğimiz bu durum kuş tüyünün işlevini değiştirir mi?
(Kuşun uçmasına engel olur.)
• Böyle bir durum diğer canlıları nasıl etkiler?
(Diğer canlıların da tüyleri benzer şekilde etkilenir.)
• Bu gözlemimizden nasıl bir sonuç çıkarabiliriz?
(Sudaki kirlilik, canlıların temel yaşamsal işlevlerini yerine getirmelerine engel olur.)
• Bu deneyi hangi kirlilik örneklerine benzetebiliriz? (Tanker kazalarında petrolün deniz
yüzeyine yayılıp canlıların tüylerini kaplamasına benzetebiliriz.)
Su Kirliliği
Sağlık ve Çevre
3
Öğrencileri gruplara ayırın. Gruplara karton ve boya kalemleri dağıtın. Su kirliliğini önlemek
amacıyla evde, okulda, hastanede ya da sanayide kullanılabilecek bir cihaz tasarlamalarını
isteyin. Bu cihazın çizimini kartonlara yapmalarını söyleyin. Bunun için onlara 15 dakika süre
tanıyın. Sürenin sonunda grupların cihazlarını tanıtmasını sağlayın.
3
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Sağlık ve Çevre” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
Öğrencilerden kirli sulardan bulaşan hastalıklar konusunda merak ettiklerini listelemelerini
isteyin. Daha sonra bu konuda uzman olan bir sağlık görevlisini sınıfa davet edin. Sağlık
görevlisinin sunumundan sonra, öğrencilerin ona hazırladıkları soruları sormalarını sağlayın.
Öğrencilerin, aldıkları bilgiler ışığında suyla bulaşan hastalıklardan korunmak ve su kirliliğini
önlemek üzere birer slogan yazmalarını sağlayın. Ardından bu sloganları kartonlara yazdırıp
sınıfın duvarına asın.
Suyun Özellikleri
Sıcaklık: Suyun sıcaklığındaki bir artış,
sudaki balıklar, bitkiler ve bakteriler için
gereken serbest oksijen miktarının
azalmasına neden olabilir. Su
sıcaklığındaki artışların nedeni,
genellikle yakındaki bir enerji santralidir.
pH: Sanayi etkinliklerinden
kaynaklanan asit yağmurları nedeniyle
su kaynaklarının asitlik düzeyi artabilir.
Bu artış balık ölümlerine ve balıkların
yediği yumuşakça ve eklembacaklıların
sayısının azalmasına yol açabilir.
Serbest oksijen: Sudaki serbest oksijen miktarı, suda yaşayan canlıların sayısını etkiler.
Sudaki oksijenin azalması sonucu oksijen ayrışmaya başlayabilir ve su kullanılamayacak
hâle gelir.
Fosfor içeriği: Yapay gübreler ve kanalizasyonlardan gelen deterjan benzeri
maddelerin etkisiyle sudaki fosfor miktarı artabilir. Suda yüksek miktarda fosfor
bulunması, bitkilerin, özellikle de su yosunlarının aşırı çoğalmasına yol açabilir.
Suyun yüzeyi tümüyle bu canlılarla örtülür. Sonuç olarak sudaki oksijen miktarı azalır
ve kullanılamayacak hâle gelir.
Azot içeriği: Azot içeren kimyasal maddelerin suya karışması, yapay gübreler ve
kanalizasyon yoluyla gerçekleşir. Bu maddelerin bazıları (amonyak gibi) insan bedenine
zararlıdır. İçme sularında azot bileşiklerinin miktarının yüksek olması küçük çocuklarda
“methemoglobinemi” adlı bir hastalığa yol açabilir. Ayrıca azot bileşiklerinin kansere
neden olduğu da biliniyor.
Sertlik: Suyun sertliği, serbest magnezyum ve kalsiyumun sudaki miktarına göre
belirlenir. Kalsiyum belli bir miktarda alındığında yararlıdır. Ancak çok sert su içmek
böbrek taşlarına yol açabilir. Çok sert sular yalnızca evde değil sanayide kullanılmaya
da uygun değildir. Çünkü içerdiği kireç makinelere zarar verebilir.
Su Kirliliği
223
Öğrenci bilgi sayfası
Sağlık ve Çevre
Soğan Gözlem Tablosu
Gün
Sayısı
Soğanın Konulduğu
Su Kaynağı
Temiz Su
1. Gün
Kirli Su
Temiz Su
2. Gün
Kirli Su
Temiz Su
3. Gün
Kirli Su
Temiz Su
4. Gün
Kirli Su
Temiz Su
5. Gün
Kirli Su
Temiz Su
6. Gün
Kirli Su
Temiz Su
7. Gün
Kirli Su
Temiz Su
8. Gün
Kirli Su
Temiz Su
9. Gün
Kirli Su
Temiz Su
10. Gün
Kirli Su
224
Yeni Kök
Sayısı
Ortalama Kök
Uzunluğu
Gözlemler
Vatandaşlık Hakları
1
Tek Kişi Bir Farklılık Oluşturabilir mi?
Ana Tema
Önerilen Süre
Kazanımlar
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Demokratik bir toplumda, insanlar çevreyle ilgili bilgilere
erişme ve karar verme süreçlerine katılma hakkına sahiptir.
2-3 ders saati
• Çevreyle ilgili konularda karar verme sürecine katılma
hakkına sahip olduğunu fark eder.
Eleştirel düşünme, çıkarımda bulunma, yorumlama
Anlatım, tartışma
Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Her birey, yaşadığı çevrenin durumuna ilişkin karar verme hakkına sahiptir. Mesleğimiz ya da
toplumdaki konumumuz ne olursa olsun, yaşadığımız çevrenin koşulları herkes gibi bizim de
sağlığımızı, üretkenliğimizi ve estetik anlayışımızı etkiler. Bazı durumlar dışında, çevreyle ilgili
bilgilere erişme ve çevreyi etkileyen kararlara katılma hakkına ve bu durum engellendiğinde
hukuki yollara başvurma hakkına sahibiz. Örneğin, yaşadığımız yerdeki çeşitli sanayi
etkinliklerinin sağlığımızı etkileyip etkilemediğini bilmek hakkımızdır.
Tek Kişi Bir Farklılık Oluşturabilir mi?
225
1
Vatandaşlık Hakları
Halkın çevreyle ilgili konularda bilgi edinme, kamusal katılım ve hukuki yollara başvurma hakkıyla
ilgili sözleşme 1988’de Danimarka’daki Aarhus’ta, Avrupa ülkelerinin çevre bakanları tarafından
imzalandı. Aarhus Sözleşmesi, çevre politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması konusunda güçlü
bir araçtır. Bu sözleşme halka, karar alma sürecinin önemli bir parçası olduğu konusunda
güvence verir. Bu güvence, toplumsal dengeyi ve güveni geliştiren önemli bir etkendir. Türkiye bu
sözleşmeye taraftır, ancak imzalamamıştır.
Etkinlikler
Bilmeye hakkımız var
1
Sınıfa, demokratik bir toplumda insanların çevreyle ilgili bilgilere erişme hakkının olduğunu
anlatın. Bununla birlikte, bazı ülkelerde çeşitli insan etkinliklerinin çevreye etkilerinden pek
söz edilmediğini belirtin. Bugün birçok Avrupa
ülkesinde halkın bu tür bilgilere erişiminin yasalarla
garanti altına alındığını söyleyin. Hükümetlerin, bu
bilgilere erişimi kolaylaştırması gerektiğini vurgulayın.
Öğrencilere “Giriş” bölümündeki bilgileri aktarın ve
ülkemizde de insanların “4982 sayılı Bilgi Edinme
Hakkı Yasası” kapsamında bilgi edinme hakkına sahip
olduklarını söyleyin. Her birey, bilgi edinmek istediği
konuyla ilgili kuruluşlara başvuruda bulunabilir.
Bunun için bir bilgi edinme formu doldurması
yeterlidir.
2
Bir öğrenciden “Alerjiler ve Çevre Kirliliği” başlıklı bilgileri arkadaşlarına okumasını isteyin.
Aarhus sözleşmesine göre, yerel makamların fabrikanın salımları ve çevreye ilişkin bilgileri
bir ay içinde Dr. Ali Yılmaz’a vermek zorunda olduğunu anlatın. Yerel yönetimin elinde bu
bilgilerin olmaması durumunda, vatandaşların bu bilgilere sahip olan diğer kurumlara
yönlendirilmeleri gerektiğini belirtin. Bu konuda çeşitli istisnalar olabileceğini; örneğin,
yetkililerin ulusal güvenlik ve dış işleriyle ilgili bilgileri vermeyi reddedebileceğini açıklayın.
Bununla birlikte, Dr. Ali Yılmaz’ın yetkililerin yanıtından hoşnut kalmaması hâlinde yargıya
başvurabileceğini de vurgulayın.
3
Öğrencilere, komşu bir ülkeyle ilgili bilgiler söz konusu olduğunda, sözleşmeyi her iki tarafın
da imzalamasının, bu bilgiye erişimi garanti altına aldığını söyleyin. Sözleşme, insanlar ve
kuruluşlar arasında vatandaşlık, milliyet ve yaşanan yer ayrımı yapılmasını yasaklar.
4
Öğrencilere, yerel makamların halk sağlığını korumak için çevre hakkında bilgi toplamak
zorunda olduğunu anlatın. Ayrıca bu bilgileri yerel basın yoluyla zamanında duyurmalarının bir
zorunluluk olduğunu söyleyin. Bültenler ve günlük yayınlar aracılığıyla çevreyle ilgili çeşitli
ölçüm değerlerinin duyurulmasının, yerel ve ulusal makamların düzenli bir uygulaması hâline
gelmesi gerektiğini belirtin.
Katılım hakkına sahibiz
1
226
Çevreyle ilgili konulardaki karar alma süreçlerine
halkın katılımının önemini öğrencilere anlatın.
Toplumsal katılım ilkesi, halkın ve çevrenin gerçek
gereksinimleriyle ilgili olarak daha iyi kararlar
alınmasını sağlar. Ayrıca bu ilke, sürdürülebilir
kalkınmanın temel ön koşullarından biridir. Halk
ve sivil toplum örgütleri, çevreyle ilgili konulardaki
düşünce ve görüşlerini yetkililere açıklama
fırsatına sahip olmalı, yetkililer de bu görüşleri
dikkate almalıdır.
Tek Kişi Bir Farklılık Oluşturabilir mi?
Vatandaşlık Hakları
2
Başka bir öğrencinin “Yeni Otoyol” başlıklı metni arkadaşlarına okumasını isteyin. Ardından
öğrencilere bu ailenin ne yapması gerektiğini sorun. Bu konuda bir tartışma başlatın. Daha
sonra metalürji, atık yönetimi, sanayi üretimi, baraj ve yol inşaatı, madencilik, enerji ve kimyasal
madde üretimi vb. alanlardaki tüm proje ve uygulamaların, bunların çevre üzerindeki etkileri
hakkında incelemeler yapıldıktan sonra gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtin. Bu tür bilgilerin
toplanıp incelenmesine çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) adı verildiğini vurgulayın.
1
Ayrıca, yetkililerin her proje için kamuya açık bir tartışma düzenlemek zorunda olduğunu
anlatın. Bu toplantının yerinin, gününün ve saatinin yeterince önceden duyurulması
gerektiğini söyleyin. Karar verilmeden önce kamuya açık bir tartışma gerçekleştirilmesi
gerektiğini anlatın. Yetkililerin bu tartışmada ileri sürülen görüş ve düşünceleri dikkate
almak zorunda olduğunu vurgulayın. Kararın, en geniş bakış açısını yansıtan, projenin insan
sağlığı ve çevre üzerindeki olası etkilerini en aza indiren bir genel fikir birliği ilkesine
dayandırılmasının zorunlu olduğunu belirtin. Toplumsal katılımın, yalnızca yeni inşaat
ya da üretim durumları için değil çevreyle ilgili her çeşit plan, program ve politikaların
geliştirilmesi için geçerli olduğunu söyleyin.
3
Öğrencilere, halkın çevreyle ilgili bilgilere erişim ve
karar alma sürecine katılım haklarının yanı sıra,
gerektiğinde yürütme ya da yargı makamlarına
başvurma hakkının da olduğunu anlatın. Bu
durumda yetkililerin başvuruyu ya ücretsiz ya da
çok düşük bir ücretle kabul etmek zorunda
olduğunu anlatın.
4
Öğrencilere DVD’de bulunan “Dünya” adlı filmi
izlettirin.
İş mi, sağlık mı?
1
Öğrencilere DVD’de bulunan “Kasabanın İkilemi: İş mi, Sağlık mı?” adlı filmi izlettirin.
Ardından aşağıdaki soruları sırayla sorun:
• Yeni fabrika, insan sağlığına ve doğaya ne gibi zararlar verebilir?
• Yeni fabrikanın açılması insanların kazançlarını nasıl etkiler?
• Filmdeki vatandaşlar bilgi alma ve etkin katılım haklarını nasıl kullanıyorlar?
2
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Vatandaşlık Hakları” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Öğrencileri yaşadığınız yerde herhangi bir çevre sorunu olup olmadığını araştırmaya
yönlendirin. Böyle bir sorun varsa, ilgili kurum ve kuruluşlara başvurularak bilgi alınabileceğini
anlatın. Bunun için bir bilgi edinme formu doldurulması gerektiğini belirtin. Konuyla ilgili
bilgi aldıktan ve gerekli araştırmayı yaptıktan sonra öğrencilerin soruna çözüm önerileri
getirmelerini sağlayın. Bu çözüm önerilerinin, herkese uygun olması ve oy birliğiyle
benimsenmesi gerektiğini söyleyin. Öğrencilerden çalışmalarıyla ilgili birer poster
hazırlamalarını isteyin.
Daha sonra bu posterleri okulunuzda sergileyin.
Çevresel etki değerlendirmesi konusunda sunum yapmak üzere okulunuza bir uzman
davet edin.
Tek Kişi Bir Farklılık Oluşturabilir mi?
227
1
Vatandaşlık Hakları
Alerjiler ve Çevre Kirliliği
Dr. Ali Yılmaz, bir kimya fabrikasının yakınındaki küçük bir kasabada yaşıyor. Uzun
yıllardır hastalarının sağlık durumlarını dikkatle gözlemliyor. Hastalarında gözlemlediği
alerjik sorunların, yakındaki kimya fabrikasından kaynaklanan kirlilikle ilişkili olduğunu
düşünüyor. Ayrıca fabrikanın etkinliklerini artıracağı konusunda da söylentiler var.
Kasaba halkının bu konuda ciddi kaygıları bulunuyor. Dr. Yılmaz, hastalarına yardımcı
olmak istiyor, ama doğru karar verebilmek için fabrikanın hangi maddelerin salımına
neden olduğu ve bu salımların miktarı konusunda daha fazla bilgi sahibi olmak istiyor.
Dr. Yılmaz’ın yaşadığı kasaba bir sınır kasabası. Üstelik komşu ülkede, sınırın hemen
ötesinde bir fabrika daha var ve bu da kasabayı etkiliyor. Dr. Yılmaz’ın o fabrikanın
neden olduğu kirlilik konusunda da güncel bilgilere gereksinimi var. Ancak,
fabrikadaki yetkililer, başka ülkeden olduğu için bu tür bilgilerin Dr. Yılmaz’a
verilemeyeceğini söylüyorlar.
Yeni Otoyol
Fırat ailesi kara yoluna yakın bir çiftliğin sahibi. Hasan Fırat, çiftlikte hayvanların bakımıyla
Ayşe Fırat da süt, yoğurt, tereyağı gibi ürünlerin yapımıyla uğraşıyor. Çocukları da onlara
yardım ediyor. Bu aile, verimi artıran yöntemlerle besicilik yapmak istiyor.
Hasan Fırat, son zamanlarda bölgede yapılan inşaat sayısının artmasından çok kaygı
duyuyor. Bir zamanların sessiz sakin köy yolundan geriye pek bir şey kalmadığını söylüyor.
Şimdi de köy yolunun yerine bir otoyol yapmak istediklerini belirtiyor. Bu durumun trafiği
artıracağını, gürültü ve kirlilik artışına neden olacağını, tüm bunların da beslediği
hayvanları olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.
Ayşe Fırat ise, enerji nakil hattı inşaatlarının da yapılacağını duyduklarını, bunun da ayrı bir
kaygı konusu olduğunu söylüyor. Bayan Fırat, elektromanyetik alanların insanların ve
hayvanların sağlığına olumsuz etkileri olduğunu, hatta bitkilerin normal büyümesini bile
engellediğini işitmiş. Tüm bunların, işlerinin bozulmasına neden olabileceğini düşünüyor.
228
Tek Kişi Bir Farklılık Oluşturabilir mi?
Gelecekteki Dünyamız
1
Nüfus Artışı Tehlikeli mi?
Ana Tema
Önerilen Süre
Dünya nüfusu, doğal kaynakların tükenmesine neden
olacak ve doğanın kendini yenilemesine izin vermeyecek
hızda artıyor.
3-4 ders saati
Kazanımlar
• Nüfusun tanımını yapar.
• Türkiye’nin, başka ülkelerin ve Dünya’nın nüfusu hakkında
bilgi toplar ve sunar.
• Hızlı nüfus artışının nedenlerini sıralar.
• Hızlı nüfus artışının yol açtığı sorunları fark eder.
• Nüfus artışını önlemeye yönelik öneriler geliştirir.
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Gözlem yapma, yorumlama, çıkarımda bulunma,
karşılaştırma yapma, grafik okuma, grafik oluşturma, yansıtıcı
düşünme, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Anlatım, tartışma, canlandırma
Karton, boya kalemleri, eski dergiler, makas, ansiklopedi,
Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
İnsan nüfusu, 1900’lü yıllara kadar yavaş bir şekilde arttı. 1500’lü yıllarda dünya nüfusu, 500 milyon
kadardı. 1800’lerde bu rakam 1 milyara ulaştı. Bilim ve teknoloji alanlarındaki gelişmelerin refah
düzeyini önemli ölçüde artırdığı 1900’lü yıllarda bir nüfus patlaması yaşandı. Dünya nüfusu,
1930’lu yıllarda iki, 1960 yılında üç, 1975 yılında dört, 1987 yılında beş ve 1999 yılındaysa tam
altı milyara fırladı.
Nüfus Artışı Tehlikeli mi?
229
1
Gelecekteki Dünyamız
Bilim insanları, 20. yüzyılda gerçekleşen nüfus patlamasını özellikle tıptaki gelişmelere ve üretimin
çeşitli aşamalarındaki ilerlemelere bağlamaktadırlar. Örneğin, aşıların geliştirilmesi insanların
birçok ölümcül hastalıktan korunmasını sağladı. Çocuk ölümleri azaldı ve insan ömrü uzadı.
Diğer yandan tarım ve ulaşım alanlarındaki gelişmeler, daha çok ve daha nitelikli besin üretiminin
yolunu açtı.
Ancak zaman içinde, nüfus artışı nedeniyle küresel boyutta sorunlar ortaya çıktı. Doğal kaynaklar
hızla azalmaya başladı. Yeryüzündeki kaynakların bu kadar çok sayıda insana yetmeyeceğinden
kaygı duyulmaya başlandı. Kirlilik, küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi, biyolojik çeşitliliğin
azalması, erozyon gibi sorunlar ortaya çıktı. Bugün tüm bu sorunlara çözümler aranıyor.
Etkinlikler
Dünya nüfusu ne kadar?
1
Sınıfta yere bir metre çapında bir daire çizin. Öğrencilere bir oyun oynayacağınızı söyleyin.
Bir öğrenciye bu dairenin içine girip dolaşmasını söyleyin. Sınıfın geri kalanının da bu
öğrenciyi gözlemlemesini isteyin.
2
Dairenin içine ikinci bir öğrenci daha sokun. Her iki öğrencinin de dolaşmaya devam
etmesini isteyin. Öğrencilerin dairenin içinde birkaç tur atmalarına izin verin. Sonra dairenin
içine birer birer yeni öğrenciler ekleyin. Her seferinde dairenin içindeki öğrencilere
dolaşmalarını, sınıftakilere de dairenin içinde olup bitenleri gözlemlemelerini hatırlatın.
Etkinliği dairenin içindeki öğrenciler hareket edemeyecekleri bir sayıya ulaşıncaya kadar
devam ettirin.
3
Oyunun sonunda önce dairenin içindeki öğrencilerin neler hissettiklerini anlatmalarını
sağlayın. Gözlemcilere dairenin içindeki insan sayısı arttıkça ne gibi sorunlar ortaya çıktığını
sorun. Sınıfınızda, evinizde, kentinizde, ülkenizde ya da dünyada yaşayan kişi sayısı arttıkça
ne gibi sorunlar yaşanabileceğini konuşun.
4
Öğrencilere, bir ülkede, bir kentte ya da bir evde belirli bir anda yaşayanların oluşturduğu
toplam sayının “nüfus” olarak adlandırıldığını söyleyin. Ardından “Giriş” bölümündeki bilgileri
aktarın. Dünya’nın nüfusunun yaklaşık 6,5 milyar, Türkiye’nin nüfusununsa 72 milyon kadar
olduğunu söyleyin. Onlara yaşadıkları kentin nüfusunu araştırmalarını söyleyin.
Hangi ülkenin nüfusu hızlı artıyor?
1
Öğrencilere “Nüfus Piramidi” başlıklı bilgi sayfasını dağıtın. Bu sayfadaki grafikleri
incelemelerini söyleyin. Bu grafiklerde dünyanın ve dünya üzerindeki üç ülkenin 2004 yılına
ait nüfus bilgilerinin gösterildiğini anlatın.
2
Grafiklerin yatay eksenlerinde kadın ve erkek nüfuslarının yüzdelerinin, dikey eksenlerindeyse
yaş gruplarının yüzdelerinin gösterildiğini söyleyin. Ardından grafik okumayı öğrenmek için
Dünya Nüfus Grafiği’nin 0-4 yaş aralığına bakmalarını isteyin. Dünya üzerindeki kadınların
% 4,5’inin, erkeklerinse % 5’inin bu yaş aralığında olduğunu belirtin.
3
Öğrencilere aşağıdaki soruları sorun:
•
•
•
•
•
230
Dünya Nüfusu Grafiği’nde oluşan şekil neye benziyor? (Piramide benziyor.)
Hindistan’ın Nüfus Grafiği’nde hangi yaş grubunun nüfusu en fazla? (0-4 yaş)
Hindistan, Çin ve Fransa’nın nüfus grafiklerine bakılarak hangisinin nüfusunun daha fazla
olduğu söylenebilir? (Bu grafikler bir ülkenin toplam nüfusunun cinsiyet ve yaşa göre
dağılımını gösterir. Nüfus piramidi grafikleri nüfus artış hızı hakkında bilgi verir.)
Bu üç ülkenin nüfus grafiklerine bakarak hangisinde nüfus artışının hızlı olduğu söylenebilir?
(Hindistan’da nüfus artışı hızlı. Bunu, küçük yaşlardaki insan sayısının diğer yaş
gruplarınınkinden fazla olmasından anlıyoruz. Grafik ne kadar çok piramide benziyorsa o
ülkede nüfus artışı o kadar hızlıdır.)
Bu üç ülkenin nüfus grafiklerine bakarak hangisinde nüfus artışının yavaş olduğu
söylenebilir? (Fransa’nın nüfus artışı yavaş. Grafiğin şekli piramitten çok dikdörtgene benziyor.
Bu, doğum ve ölüm oranının eşit olduğunu gösterir. Uzmanlar, doğum ve ölüm oranın eşit
olduğu nüfusları “sıfır nüfus artışı” olarak adlandırırlar.)
Nüfus Artışı Tehlikeli mi?
Gelecekteki Dünyamız
4
Öğrencilere ansiklopedilerden araştırarak Hindistan, Çin ve Fransa’nın ve başka ülkelerin
nüfuslarını bulma ödevi verin. Sonraki derste öğrencilerin topladıkları bilgileri sınıfın geri
kalanıyla paylaşmalarını sağlayın. Ardından ülkelerin nüfuslarını birbiriyle karşılaştırın. Her ülkede
düzenli aralıklarla nüfus sayımları yapıldığını söyleyin. Bu sayımların bir ülkedeki sağlık, iş, eğitim,
beslenme, konut vb. alanlardaki gereksinimleri belirlemek için önemli olduğunu belirtin.
1
Hızlı nüfus artışı nelere yol açar?
1
2
Dersten önce sınıfa
ansiklopediler getirin.
3
Öğrencilere, nüfus artışıyla ilgili
sorunlara çözüm bulmak amacıyla
düzenlenen bir Birleşmiş Milletler
toplantısını canlandıracaklarını
söyleyin. Toplantıda bir masa
çevresinde Birleşmiş Milletler
Genel Sekreteri ve 4 uzmandan
oluşan bir grubun olacağını, sınıfın geri kalanının da çeşitli ülkeleri temsil edeceklerini söyleyin.
Masa çevresinde oturacaklara “Rol Kartları”nı dağıtın. Ancak, birbirlerinin rol kartlarını
görmelerini önleyin. Bunun için sayfadaki rol kartlarının fotokopisini aldıktan sonra kesip
öğrencilere dağıtın. Öğrencilere, canlandırma sırasında rol kartlarında belirtilenlere uygun
davranmalarını söyleyin. İsterlerse rollerine hazırlanmak için ayrıca araştırma yapabileceklerini
söyleyin. Diğer öğrencileri de ansiklopedilerden yararlanarak temsil edecekleri ülkelerin
nüfusları, doğum ve ölüm oranları vb. bilgileri toplamaya yönlendirin. Tüm öğrencilere
canlandırmada kim olduklarını ve neyi temsil edeceklerini belirten birer yaka kartı hazırlamaları
gerektiğini belirtin. Onlara ders sonuna kadar hazırlanabileceklerini söyleyin.
4
Sonraki derste sırayla grupların canlandırmalarını sunmalarını sağlayın. Ülke temsilcilerinin
de soru sorabileceklerini, kendi ülkelerine yardım edilmesi için Birleşmiş Milletler ve diğer
uzmanlardan isteklerde bulanabileceklerini açıklayın. Canlandırma sonunda öğrencilerin
duygu ve düşüncelerini anlatmalarını sağlayın.
5
Öğrencileri gruplara ayırın ve her gruba karton, eski dergiler, makas ve boya kalemleri
dağıtın. Gruplara hızlı nüfus artışını önleyecek bir slogan bulmalarını ve bunları kartonlara
yazmalarını söyleyin. Dergilerden kesecekleri fotoğraf ve resimleri, sloganlarını daha iyi
anlatabilmek için kullanabileceklerini açıklayın.
Öğrencilere DVD’deki
“Nüfus Artışı” filmini izlettirin.
Filmin ana fikri üzerinde hep
birlikte konuşun.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Gelecekteki Dünyamız” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
•
Öğrencileri ülkemizin nüfusuyla ilgili bilgi toplayarak bir nüfus piramidi grafiği hazırlamaya
yönlendirin. Onları gruplara bölün. Her gruba belirli yaş aralıklarını verin.
Bu aralıktaki kadın ve erkek sayılarını bulmalarını isteyin. Sınıfta bu bilgilere göre bir grafik
hazırlayın. Grafiği inceleyerek ülkemizdeki nüfus artışının fazla olup olmadığını konuşun.
Öğrencileri, Almanya’nın nüfusuyla ilgili bilgi toplayarak nüfus piramidi grafiği hazırlamaya
yönlendirin. Onlara hazırladıkları grafiğin şeklini sorun ve onlardan grafiği yorumlamalarını
isteyin. (Piramidin ters olduğunu göreceksiniz. Öğrencilere, Almanya’da nüfus artış hızının
düşük olduğunu, yaşlı nüfusun fazla, çalışma çağındaki nüfusunsa az olduğunu açıklayın.
Bu nedenle bu ülkede iş gücüne gereksinim olduğunu ve bunun da ülke ekonomisini
etkilediğini söyleyin.)
Nüfus Artışı Tehlikeli mi?
231
Öğrenci bilgi sayfası
Gelecekteki Dünyamız
232
Nüfus Piramidi
Dünya Nüfus Piramidi
Hindistan’ın Nüfus Piramidi
Çin’in Nüfus Piramidi
Fransa’nın Nüfus Piramidi
Gelecekteki Dünyamız
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri: Toplantıyı siz
açıyorsunuz. Toplantının amacının nüfus artışıyla ilgili sorunlara
çözüm bulmak olduğunu söylüyorsunuz. Toplantının yöneticisi
olarak herkese eşit söz hakkı vermeye çalışıyorsunuz. Söylenen
sorunların çözümlerine bu toplantıda karar verilmesini
istiyorsunuz. Açılış konuşmanızda şu bilgilerden
yararlanabilirsiniz: “Nüfus artışı, belirli bir zaman aralığında,
belirli bir bölgede yaşayan insanların sayısında meydana gelen
artıştır. Nüfus artışına yol açan etkenler arasında doğum oranı ve göç başta gelir.
Günümüzde sağlık alanındaki gelişmeler nedeniyle doğum sırasında ya da
sonrasında bebek ölümleri azalmıştır. Öte yandan doğum oranının ölüm oranına
göre yüksek olması da nüfus artışına yol açar. Uzmanlar, önceki yüzyıllara göre
insan ömrünün uzadığını ve doğumların ölümlerden fazla olmasıyla ortaya çıkan
nüfus artışının doğal olduğunu söylüyorlar.”
1. Nüfus Uzmanı: Nüfus artışına yol açan bir etken olan göç
konusunu anlatıyorsunuz. Şu bilgilerden yararlanabilirsiniz:
“İnsanlar eğitim, barınma, iş edinme, sağlık vb. açılardan
daha iyi koşullara sahip olmak için bulundukları yerleri terk
edip bu koşulların daha iyi olduğu yerlere gidiyorlar. Bu da
oradaki nüfusun artmasına, konut, eğitim, sağlık, trafik
alanlarında yetersizliğe, işsizlik sorununun ortaya çıkmasına
ve kültür çatışmasına yol açıyor.”
2. Nüfus Uzmanı: Nüfus artışıyla ilgili önemli sorunlardan
birinin de nüfusun eşit olarak dağılmamasından kaynaklandığını
düşünüyorsunuz. Şu bilgilerden yararlanabilirsiniz: “Dünyanın
kimi yerleri daha kalabalık, kimi yerleriyse ıssız. Dünya nüfusu,
iklim koşullarının uygun, tarıma ve hayvancılığa elverişli,
ulaşımının kolay olduğu, sanayi, madencilik ve ticaret
etkinliklerinin geliştiği yerlerde yoğunlaşır.”
Öğrenci bilgi sayfası
Rol Kartları
3. Nüfus Uzmanı: Günümüzde gelişmiş ülkelerin nüfus artış
hızlarının düşük olduğuna dikkat çekiyorsunuz. Şu bilgilerden
yararlanabilirsiniz: “Uzmanlar, çok düşük hızda nüfus artışının
da sorunlara yol açabileceğini söylüyorlar. Nüfus artış hızının
düşük olması, yaşlı nüfusun fazla, çalışma çağındaki genç
nüfusunsa az olmasına yol açıyor. Peki, bir ülkenin nüfusunun
azalmasına neler neden olabilir? Ülkelerin nüfuslarının
azalmasına; düşük doğum hızı, anne ve bebek ölümleri, trafik
kazaları, salgın hastalıklar ve sel, deprem gibi doğal afetler,
savaş ve dış göçler gibi etkenler neden olur.”
4. Nüfus Uzmanı: Nüfus artışıyla birlikte gözlenen küresel
sorunları ele alıyorsunuz. Doğal kaynakların hızla azaldığını ve
insan etkinliklerinin, doğanın kendisini yenilemesine izin
vermeyecek ölçüde geniş çaplı olduğunu söylüyorsunuz.
Şu bilgilerden yararlanabilirsiniz: “Günümüzde artık daha iyi
koşullarda yaşıyoruz. Yaşam standartları yükseldi. Ancak, insan
nüfusu arttıkça doğal kaynaklar hızla azalıyor. Çevre kirliliği arttı.
Havamız, suyumuz kirleniyor. Toprağımız kirleniyor. Erozyon
sorunu ülkelerin gündeminde. Ormanlarımız azalıyor. Dünya’nın biyolojik
çeşitliliği tehdit altında! Birçok bitki ve hayvan türü soyu tükenme tehlikesiyle karşı
karşıya! Küresel ısınma, ozon tabakasının incelmesi gibi sorunlar da var.”
233
2
Gelecekteki Dünyamız
Gelecek Kuşaklara
Karşı Sorumluluğumuz
Ana Tema
Önerilen Süre
Çevrenin korunması, ülkelerin kalkınma planlarının ayrılmaz
bir parçasıdır.
2-3 ders saati
Kazanımlar
• Gelecek yıllarda dünyanın kalkınma ve çevreye ilişkin ne
tip sorunlarla karşılaşacağını fark eder.
• Sürdürülebilir kalkınmanın temel ilkelerini belirtir.
• Sürdürülebilir kalkınmayla ilgili başlıca kavramları tanımlar.
Öğrenciye
Kazandırılacak
Beceriler
Eleştirel düşünme, karşılaştırma, yaratıcı düşünme, çıkarımda
bulunma, yorumlama
Yöntem ve Teknikler
Araç ve Gereçler
Anlatım, tartışma
Karton, Yeşil Kutu CD ve DVD’si
Giriş
Haziran 1992’de Rio de Janeiro’da
Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma
Konferansı yapıldı. Bu önemli
toplantının katılımcıları arasında
179 devlet başkanı ve çok sayıda
ülkenin, uluslararası kuruluşun ve sivil
toplum örgütünün temsilcileri vardı.
Bu konferansta, çevrenin
ekonomik gelişmelerden ayrı
değerlendirilemeyeceği kararına
varıldı. Bu karar, Rio Bildirisi’yle
ortaya konuldu ve “Gündem 21” adlı,
gelecek 100 yılı kapsayan bir eylem
planı yapıldı.
Gündem 21, çevrenin korunması
ve kirliliğin önlenmesini sağlamak üzere kalkınmayla çevre arasında denge kurulmasını
hedefler. Bu dengenin kurulması, “sürdürülebilir kalkınma”nın sağlanmasına bağlıdır.
Rio Bildirisi’ndeyse sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için ülkelerin kararlarına dayanak
sağlayacak temel ilkeler yer alır.
Rio’daki konferanstan 10 yıl sonra, Johannesburg’da gerçekleştirilen Dünya Sürdürülebilir
Kalkınma Zirvesi’ne de devlet başkanları, uluslararası sivil toplum örgütleri ve büyük ticari
kuruluşların liderleri ve temsilcilerinden oluşan 50.000’den fazla kişi katıldı. Bu zirvede,
modern toplumlarda sürdürülebilir kalkınmanın önündeki engellerin kaldırılması; yoksulluğun
ve hastalıkların azaltılması; doğal kaynakların akılcı bir şekilde işletilmesi; sorumlu tüketim ve
üretimin yaygınlaştırılması ve kalkınmayla çevre arasında bir denge oluşturulması gibi
konulara yeniden dikkat çekildi. Ayrıca söz konusu konularla ilgili olarak “küresel ortaklık”
yaklaşımı benimsendi.
234
Gelecek Kuşaklara Karşı Sorumluluğumuz
Gelecekteki Dünyamız
Etkinlikler
Paskalya Adası’nda neler oldu?
1
Öğrencilere gelecek kuşaklara nasıl bir çevre bırakmak istediklerini sorun. Onlara,
yeryüzündeki doğal süreçlerin birbirini etkilediğini ve doğanın kendini yenilediğini
açıklayın. İnsan etkinliklerinin bu doğal süreçleri olumsuz etkilemeyecek ve doğanın
kendini yenilemesine izin verecek şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtin. Gelecek
kuşaklara sağlıklı bir çevre bırakılmasının buna bağlı olduğunu söyleyin.
2
Öğrencilere, bazı insan etkinliklerinin doğal süreçlere nasıl zarar verebileceğini açıklayın.
Ardından onlara “Paskalya Adası” adlı bilgi sayfasını dağıtın ve aşağıdaki soruları sorun:
• Ada geçmişte nasıldı?
• Burada yaşayan insanlar geçimlerini nasıl sağlıyorlardı?
• Paskalya Adası’nda nüfusun artması nelere yol açtı?
• İnsan etkinlikleri doğal süreçleri etkilemeseydi bu adada neler olurdu?
3
Paskalya Adası’nın izole olmuş bir ekosistem örneği olduğunu ve nüfusunun arttığını
söyleyin. Bunun sonucunda var olan kaynakların tükendiğini, buradaki doğal yaşamın ve
insanların zarar gördüğünü anlatın. Öğrencilerin Paskalya Adası’nın durumunu dünyanın
bugünkü çevre koşullarıyla karşılaştırmalarını sağlayın.
2
Sürdürülebilirlik nedir?
1
Öğrencileri 4-5 kişilik gruplara ayırın. Onlara kartonlar dağıtın ve boya kalemlerini
çıkarmalarını isteyin. “Biz dünyayı atalarımızdan miras almadık, gelecek kuşaklardan
ödünç aldık” sözünü tahtaya yazın. Öğrencileri, bu sözden hareketle birer afiş
hazırlamaya yönlendirin. Hazırlanan afişleri sınıfın duvarına asın ve öğrencilerin bunları
incelemelerini sağlayın. Ardından bu sözün “sürdürülebilirlik” ilkesini açıkladığını belirtin.
Sürdürülebilirliğin, doğal kaynakları doğanın kendini yenilemesine izin verecek şekilde
kullanmak ve böylece gelecek kuşakların da bu kaynaklardan yararlanabilmelerini
sağlamak anlamına geldiğini anlatın. Öğrencilerin, bu tanıma ilişkin yorumlarını alın.
2
Sürdürülebilirliğe ilişkin aşağıdaki konuları ele alın ve bunlar üzerinde konuşun:
•
•
•
Yer altı suları aşırı tüketilmemelidir.
Karbon salımı, atmosferdeki karbon dioksit kapasitesini aşmamalıdır.
Bitki ve hayvan türlerinden yararlanırken, onların doğal yaşamlarına zarar
vermeyecek ve soylarının tükenmesine izin vermeyecek şekilde davranılmalıdır.
Öğrencileri sürdürülebilirlik konusunda başka örnekler bulmaya yönlendirin.
Gelecek Kuşaklara Karşı Sorumluluğumuz
235
2
Gelecekteki Dünyamız
Sürdürülebilir Kalkınma
1
Öğrencilere, dünya ülkelerinin, çevre sorunlarının üstesinden gelebilmek için bir araya
geldiklerini ve ortak kararlar aldıklarını söyleyin. 1992 yılında Rio de Janeiro’da Çevre
ve Kalkınma Bildirisi’nin açıklandığını anlatın. Bu bildiride yer alan ilkeleri ele alacağınızı
belirtin. Onlara “Giriş” bölümündeki ve “Sürdürülebilir Kalkınmanın Temel İlkeleri”
başlıklı bilgileri aktarın. Öğrencilerle bu ilkeler üzerinde konuşun.
2
Öğrencilere, uluslararası sürdürülebilir kalkınmayla ilgili olarak 2002 yılında
Johannesburg’da düzenlenen Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nden söz edin.
“Johannesburg Zirvesi 2002” başlıklı bilgileri aktarın. Bu zirvede devletlerin temsilcileri, sivil
toplum örgütleri, uluslararası kuruluşlar ve iş dünyasının, 21. yüzyılda insanların karşı karşıya
kaldıkları temel sorunları ve alınabilecek önlemleri belirlediğini anlatın.
3
Zirvede konuşulan her sorunu tek
tek ele alın ve hep birlikte
hangilerinin şimdi ya da gelecekte
ülkemizi de ilgilendirdiğini
kararlaştırın. Bu konuda öğrencilere
daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin
ilgili bölümünden yararlanabilirsiniz.
4
Öğrencilere DVD’deki “Dikkatli
Davran!” ve “Denge ve Uyum” adlı
çizgi filmleri izlettirin.
5
Öğrencilerden, izledikleri filmlerin
konularından yola çıkarak, gelecek
kuşaklara karşı sorumluluklarımızla ilgili bir metin ya da şiir yazmalarını ya da bir resim
yapmalarını isteyin. Bunları okulda sergileyin.
Öğrencilere daha fazla bilgi aktarmak için CD’nin “Gelecekteki Dünyamız” bölümünden
yararlanabilirsiniz.
Tamamlayıcı Çalışmalar
•
236
Öğrencileri dünyanın geleceğini etkileyecek çevre ve kalkınma sorunlarına ilişkin bilgiler
bulmaya yönlendirin. Bu konuda İnternet’ten yararlanabileceklerini söyleyin. Buldukları
bilgileri kullanarak “Dünyamızın Geleceği” başlıklı bir pano hazırlamalarını isteyin.
Gelecek Kuşaklara Karşı Sorumluluğumuz
Gelecekteki Dünyamız
Sürdürülebilir Kalkınmanın Temel İlkeleri
(Rio de Janeiro Çevre ve Kalkınma Bildirisi, 1992)
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
2
Herkes doğayla uyum içinde, sağlıklı ve üretken bir yaşam sürme hakkına sahiptir.
Şimdiki ve gelecek kuşaklar bu hakka eşit derecede sahiptir.
Çevrenin korunması, kalkınma sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak görülmelidir.
Her ülke, sınırlarının ötesindeki çevreyi etkilemeden kendi kaynaklarını kullanma
hakkına sahiptir.
Kirleten, çevreye verdiği zararı karşılamak zorundadır.
Ekonomik etkinlikler, çevrenin korunması için koruyucu önlem alma ilkesiyle
birleştirilir.
Devletler çevrenin korunması için iş birliği yapmalıdır.
Dünyanın farklı bölgelerindeki yoksulluğun ve yaşam standartlarındaki eşitsizliğin
azaltılması, sürdürülebilir kalkınmanın ayrılmaz bir parçasıdır.
Devletler, sürdürülebilir olmayan üretim ve tüketim modellerini kısıtlamalı, ortadan
kaldırmalı ve uygun nüfus politikaları geliştirmelidir.
Çevre sorunlarını çözmenin en etkin yolu buna tüm tarafların katılımıdır.
Devletler karar alma sürecinde toplumun bilinçli katılımını geliştirmeli ve
desteklemelidir.
Devletler çevrenin korunması için etkin yasalar geliştirmeli ve bunları uygulamaya
koymalıdır.
Çevrenin korunmasına tüm toplumsal gruplar katılmalıdır.
Barış, kalkınma ve çevrenin korunması birbiriyle bağlantılı ve ayrılmaz bir bütündür.
Gelecek Kuşaklara Karşı Sorumluluğumuz
237
2
Gelecekteki Dünyamız
Johannesburg Zirvesi 2002
Dünya Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi, aralarında devlet başkanları, uluslararası sivil
toplum örgütleri, şirketler, diğer büyük kuruluşların liderlerinin ve temsilcilerinin
bulunduğu on binlerce kişiyi bir araya getirdi.
Bu zirvede, modern toplumlarda sürdürülebilir kalkınmanın önündeki engellerin
kaldırılması; yoksulluğun ve hastalıkların azaltılması; doğal kaynakların akılcı bir şekilde
işletilmesi; sorumlu tüketim ve üretimin yaygınlaştırılması ve kalkınmayla çevre
arasında bir denge oluşturulması gibi konulara dikkat çekildi. Ayrıca söz konusu
konularla ilgili olarak küresel ortaklık yaklaşımı benimsendi.
Zirvede belirlenen ana sorunlar ve bunların sonuçları şöyledir:
• Nüfus: 21. yüzyılın başında dünya nüfusu 6 milyara ulaştı ve bu rakamın gelecek
50 yıl içinde 10-11 milyar arasında olacağı tahmin ediliyor. Nüfus artışı sonucunda,
içme suyunun ve tarıma elverişli alanların yetersiz kalması bekleniyor.
• Yoksulluk ve Eşitsizlik: Dünya nüfusunun yaklaşık % 25’i, günde bir ABD
dolarından az bir gelirle yaşıyor. Eşitsizlik, sürdürülebilir kalkınmanın önünde ciddi
bir engel olmayı sürdürüyor. Zirvede, yetersiz beslenmekte olan insan sayısının
azaltılması ve günde bir dolardan az gelirle yaşayanların oranının da % 12-13’e
düşürülmesi taahhüt edildi.
• Besin ve Tarım: Son 30 yılda yiyecek fiyatlarında düşüş olması, tüketimde artışa
katkıda bulunmuş olabilir. Ancak dünyanın birçok bölgesinde tarıma elverişli
alanlar sınırlıdır ve yeni tarım alanları oluşturulmasının, geri kalan ekosistemler
üzerinde yıkıcı bir etkisi vardır. Gelecekte, besin üretimi için yeni tarım alanları
oluşturulmasının doğaya zarar vermesi önlenmelidir. 2010’da, biyolojik çeşitlilikteki
kayıp hızı bugünkünden önemli ölçüde düşük olmalıdır.
• İçme Suyu: Dünyanın birçok bölgesinde görülen içme suyu kıtlığı sürdürülebilir
kalkınmanın başlıca engelidir. 2025 yılında her iki kişiden birinin su kıtlığından
zarar göreceği tahmin ediliyor. Zirvede, 2015’e kadar temiz içme suyuna ve temel
temizlik gereksinimlerine erişim olanağı olmayan insan sayısının yarı yarıya
azaltılması taahhüt edildi.
• İnsan Sağlığı: İnsanlık gelecek yıllarda hastalıklarla savaşım için daha dikkatli
olmak ve bunun için daha çok para harcamak zorundadır. Hemen yerine
getirilmesi gereken görev 2015’e kadar beş yaşın altındaki çocuk ölümlerini üçte
ikinin, genç anne ölümlerininse % 75’in altına düşürülmesidir.
• Enerji: Tüm enerji kaynaklarının tüketimi sürekli artıyor. Gelecek 10-15 yılda
enerji konusunda ulusal programların hazırlanmasının yanı sıra, güvenilir,
sürdürülebilir ve çevre dostu enerji kaynaklarına sahip olmak da başarılması
gereken önemli bir görevdir.
• Ormanlar: Dünyadaki ormanlar, tarımın gelişmesine bağlı olarak azalıyor.
Önümüzdeki yıllarda, ormanların yenilenmesi ve işletimi son derece önemli hâle
gelecektir.
• İklim Değişikliği: Petrol tüketimi sürekli olarak artıyor. Zirvede, gelişmiş ülkelerde
sera gazlarının salım miktarları üzerinde anlaşmaya varmak için, Kyoto Protokolü
kararlarının uygulanması gereksinimi vurgulandı.
Zirve, insanlık için;
“Sürdürülebilir kalkınma” kavramının daha iyi anlaşılmasının ve ilgili kuruluşların
bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeylerde istikrarlı hâle getirilmesinin gerekliliği, sivil
toplumun sürdürülebilir kalkınmadaki rolünün artması ve özel kuruluşlarla kamu
kuruluşları arasındaki iş birliğinin desteklenmesinin zorunlu olduğunu ilan etti.
238
Gelecek Kuşaklara Karşı Sorumluluğumuz
Gelecekteki Dünyamız
Paskalya Adası, Güney Amerika’nın batısında, Büyük Okyanus’ta bulunan bir
adadır. Bu adanın en ilginç özelliklerinden biri, yanardağ tüflerinden yapılmış,
boyları 1-20 m arasında değişen insan heykelleridir. Sayıları, yaklaşık 650’yi
bulan ve “Moai” denilen bu taş heykeller, burada eskiden yaşamış
insanlardan kalmıştır.
Adaya ilk yerleşenler buraya yüzyıllar önce ulaşmış Polinezyalılardır. O
zamandan beri insanlar, tarım ve balıkçılık yaparak geçimlerini sağladılar.
Ancak, adadakinüfus giderek arttı. Bunun sonucunda da daha çok ağaç
kesilererek ormanlar tarım arazisine dönüştürüldü. Ayrıca ağaçlar ısınma,
ev ve tekne yapımı gibi amaçlar için de kullanıldı. Böylece adanın sınırlı
kaynaklarının yok edilmesiyle birlikte birtakım sorunlar yaşanmaya başlandı.
Ağaçlar azaldığı için balıkçı tekneleri yapılamaz oldu. Balıkçılık yapılamadığı
için yiyecek kaynakları yetmemeye başladı. Ormanların yok edilmesi erozyona
ve yiyecek kıtlığına da yol açtı. İnsanlar, topraklarını terk etmek zorunda
kaldılar. Hatta aralarında çatışmalar da oldu.
Öğrenci bilgi sayfası
Paskalya Adası
239