Dergiyi Görüntüle - Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği

Transkript

Dergiyi Görüntüle - Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği
www.pharmetic.org
YIL 4 / SAYI 17 / YAZ 2013
RÖPORTAJ:
ayşe arman
110
ÜRÜN ÖNERİSİ
İYİ YAŞAMANIN
8 YOLU
Forma
girmenin
14 kısa
yolu
UZMAN GÖRÜŞÜ
Ecz. Canan Eriş
Ecz. Meltem Akbay
Ecz. Nilüfer Kurt Tepe
Op. Dr. Ersun Hasipoğlu
Dr. Hakan Güveli
Yaz Bakımları
• Selülit Ürünleri • En İyi Göz Kremleri
• Probiyotik Güzellik • En Yeniler
• Yaz Kampanyaları
Pharmetic Girişimci
Eczacılar Derneği’nin
ücretsiz yayınıdır.
www.pharmetic.org
PharmeticSağlık
Başkandan
YÖNETİM
İmtiyaz Sahibi
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği adına
Ecz.Neylan Zırhlıoğlu
Yönetim Yeri
Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği
Söğütlüçeşme Caddesi Küçük Çarşı Pasajı
No: 9 K: 3 Kadıköy İstanbul
Tel: 0216 450 12 71
www.pharmetic.org
Sorumlu Müdür: Ecz. Esra Zengin
Genel Yayın Yönetmeni:
Ecz. Umut Eren
Yayın Kurulu: Ecz. Pınar Kır, Ecz. Fulya
Urgancıoğlu, Ecz. Neylan Zırhlıoğlu
Hukuk Danışmanı: Av. İzzet Hamle
YÖNETİM KURULU
Başkan: Ecz. R. Armağan Ener
Başkan Yrd.: Ecz. Yaman Furtun
Genel Sekreter: Ecz. Işın Özen
Sayman: Ecz. Özgül Karaoğlan
Üye: Ecz. Emel Artok
Üye: Prof. Dr. H. Sedef Atmaca
Üye: Ecz. M. Adnan Efe
YAPIM-YAYIN
Maya Plus
Maya İletişim ve Tasarım Hizmetleri Ltd. Şti
Halaskargazi Cad. Sait Kuran İş Merkezi
No: 145, Kat: 4 / 34381, Şişli, İstanbul
Tel: 0212 224 93 30 (pbx)
Faks: 0212 224 86 46
www.mayailetisim.com
Yayın Koordinatörü
Nevzat Çalışkan
[email protected]
Genel Koordinatör
Tuğçe Kayar
[email protected]
Kreatif Direktör Halil Özbayrak
[email protected]
Görsel Yönetmen Cansu Özcömert
[email protected]
Katkıda bulunanlar:
Ecz. Canan Eriş,
Ecz. Nilüfer Kurt Tepe,
Ecz. Meltem Akbay,
Op. Dr. Ersun Hasipoğlu,
Dr. Hakan Güveli
Yılmaz Öztürk
Irmak Tolay
Yaşar Burak Meriç
Emre Kurtuluş
Emine Konuk
REKLAM
Ecz.Emel Artok [email protected]
Ecz.Umut Eren [email protected]
Reklam Rezervasyon Mesut Öztürk
[email protected]
Tel: 0212 219 19 32 / 320
BASKI
Turkuvaz Matbaacılık Yayıncılık A.Ş
T: 0216 585 90 00
Baskı Yeri ve Tarihi: İstanbul, Mart 2013
Yayın Türü: Yaygın, süreli yayın
Yayın Periyodu: 3 Haziran
Ecz. Armağan Ener
PGED Yönetim Kurulu Başkanı
www.pharmetic.org
Sevgili Pharmetic Sağlık
Dergisi Okuyucuları,
Artık, hepimizin sabırsızlıkla beklediği yaz ayları
içerisindeyiz.
Kış aylarının kapalı ve kasvetli günleri; yerini güneşli
havalara bırakırken eminiz ki pek çoğumuz kendimizi
yaza hazırladık. Detoksu ihmal etmedik, fazla
kilolarımızla mücadele ettik. Kendimizi sıcak ve güneşli
günlere hazırladık.
Güneşin vücudumuza gerekliliği kadar zararlarını da
iyi bilen bilinçli tüketiciler olarak güneş ürünlerimizi
seçerken çok dikkatli olmamız gerektiğini de biliyoruz.
Güneş Koruyucularımızı gerek kendimize gerekse
çocuklarımıza alırken mutlaka eczacı danışmanlığından
faydalanmamız gerekmektedir.
Yine özellikle yaza girdiğimiz bu günlerde hala
kilolarından kurtulmaya çalışan tüketicilerimiz değişik
kanallardan, özellikle de internetten satışı yapılan
içeriğinin ne olduğu belli olmayan ürünlere rağbet
etmemelidirler.
PGED dergimizin yaz sayısında yine ilginizi çekeceğini
düşündüğümüz yeni konularımızı sizlerle paylaşıyoruz.
Ayrıca yeni çıkan ya da kampanyalı ürünler ve yaza özel
kişisel bakım ürünlerini sizlere tanıtıyoruz...
Halkımızın sağlığı bizim için çok önemli. Eczacınız
bir sağlık danışmanı olarak her türlü sorularınız için
yanınızdadır.
Gönlünüzce ve sağlıklı bir yaz geçirmenizi diliyoruz.
Sağlık ve esenlikle kalın...
Pharmetic Sağlık Dergisi, Pharmetic Girişimci Eczacılar
Derneği tarafından Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği
üyesi olan eczacılar için onların tüketiciye tavsiyelerini
kolaylaştırmak amacıyla hazırlanmaktadır ve bu bağlamda
tüketiciye ücretsiz olarak iletilmektedir. Pharmetic Sağlık
dergisi, Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği adına Maya
İletişim ve Tasarım Hizmetleri tarafından T.C. yasalarına
uygun olarak yayımlanmaktadır. Pharmetic Sağlık dergisinin
isim ve yayın hakkı Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği’ne
aittir. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf ve illüstrasyonların
her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz. Yazıların
sorumluluğu yazarlara, yayınlanan reklamların sorumluluğu
ise reklamverene aittir.
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 3
İÇİNDEKİLER
YAZ 2013
48
06 YAKIN PLAN
Sağlık, güzellik ve beslenme gündeminde
en son haberler…
SAĞLIK & BESLENME
30 Enerjiniz Nereye Kayboldu?
Sizi yorgunluktan bitap düşüren ‘sosyal
jet lag’ fenomenine inat, enerji seviyenizi
yükseltme yöntemleri
34 Hayat Sizin İçin Net Değil mi?
Gözlerinizi korumanın yolları ve gözlerin
teşhis ettiği rahatsızlıklar bu sayfalarda…
48 Cilt Kanserinden Korun
Solaryumda maruz kaldığınız ışınlar
ölümcül melanom vakalarına neden
olabiliyor. Solaryumun zararlarını
gösteren perdeyi aralıyoruz
72 ALIŞVERİŞ
En yeniler, kampanyalılar, bebek, anne
ve hamileler için en özel ürünler…
Yaz aylarında ihtiyacınız olan ürünler
72
84
56 BAKIM & GÜZELLİK
En İyi Göz Kremleri
Gözaltı morlukları, kırışıklıklar ve
kaz ayakları ile savaşan en etkili göz
kremlerini sizin için seçtik
60 Kırmızı Cildin Nedeni: Rozasea
Güneş, stres ve bazı yiyeceklerin
tetiklediği deri hastalığı rozasea’yı kontrol
altına almanın yolları...
64 Selülitle Savaşmak
En fit vücutlarda dahi görülebilen ve
kadınların yüzde 90’ının şikâyetçi
olduğu selülitle savaşmanın altın
kuralları ve önleyici ürünler
68 Probiyotik Güzellik
Bakteriler de yaşlanmanın önüne
geçebilir… Karşınızda probiyotiklerin
güzellik ritüellerine katkıları ve
probiyotik içeren ürünler
ÇOCUK & AİLE
76 Şimdi Seyahat Zamanı!
Seyahat etmek çok zevkli ve keyif
verici bir şey olsa da eğer yanınızda bir
bebek ya da çocuk varsa bu keyif çoğu
zaman kâbusa dönüşebilir. Buna izin
vermemek için önerilerimiz var…
80 Bekçi Bir Anne Misiniz?
Ebeveynlik görevinizi yerine
4 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
getirirken ipleri gereğinden fazla
elinizde tutup tutmadığınıza
karar vermek için testimizi
uygulayabilirsiniz
tarzı, uyku düzeni, egzersiz
programı ve çok daha fazlasıyla
değişime hazırlanın
GÜNDEM
104 Vivasante Türkiye’de
Fransız sağlık bakım şirketi
Vivasanté Grubu’nun Türkiye
Ülke Müdürü Erwan Blanchard
ile Türkiye ve dünyadaki eczaneler
ve eczanelerin OTC alanındaki
YAŞAM
gelişimi üzerine kısa bir söyleşi
90 Sınırsız Eğlence Adası: Mykonos
gerçekleştirdik
Bu yaz bol eğlenmek isteyenler, işte
24 saat süren plaj partileriyle ünlü 106
Bir Dilek Tut
Mykonos’tan egzotik konaklama
Pharmetic Sağlık Derneği üç yıldır
alternatifleri
akut lenfoblastik lösemi hastalığıyla
94 Doğanın Çağrısına Kulak Verin
savaşan Busenur Küçük’ü Samsun’da
ziyaret ederek umut ışığı oldu
Dışarıda geçirdiğiniz zamanı
artırmanın ve doğayla daha fazla bağ
108
UZMAN GÖRÜŞÜ
kurmanın yollarını açıklıyoruz
86 RÖPORTAJ
Her röportajıyla gündem yaratan
Ayşe Arman’a bu kez biz sorduk, o
da kökenlerini ve mesleğine olan
tutkusunu anlattı
100 Hayatı En İyi Şekilde
Yaşamanın 8 Yolu
Sağlıklı yaşam arayışınızda beslenme
Eczacı ve doktorların kaleminden…
Ecz. Canan Eriş, Ecz. Nilüfer Kurt
Tepe, Ecz. Meltem Akbay, Op. Dr.
Ersun Hasipoğlu, Dr. Hakan Güveli
Sağlık, güzellik ve beslenme gündeminde en son haberler...
Yakın Plan
Plan Yapın!
Romantik bir tatile hazırlıksız çıkmak mı?
Pek de hayalini kurduğumuz bir şey sayılmaz. Yapılan
bir anket kadınların yüzde 60’ının, partnerinin hazırlıklı
olmadığı bir anda “hadi tatile gidiyoruz!” demesinden
korktuğunu ortaya koyuyor. İşte bazı rakamların ışığında,
hazırlık için yaptıklarımız:
3
9
defa alışverişe
kıyafet (en
çıkmamız
az) kombini
gerekiyor.
hazırlamamız
Kendimizi rahat
gerekiyor.
hissedeceğimiz
Sadece bir
ideal seyahat
hafta sonu
kıyafetlerini
kaçamağı söz
almak için...
konusu olsa
bile...
12
saat öncesine
dek “son
dakika”
ihtiyaçlarımız
çıkıyor.
Durduk yere
bavulumuza
bazı parçalar
ekliyoruz.
8
gün, hazırlık
için bize
gereken
süre. Diğer
planlarımızı
iptal etmek
ve tabii ki valiz
hazırlamak
için...
KADINLARIN HER GÜN ROMANTİZM
YAŞAMAK İSTEDİĞİ DAKİKA SAYISI. BUNA
KARŞILIK YÜRÜMEK İÇİN 36, YEMEK YEMEK
İÇİN 75, EGZERSİZ İÇİNSE 68 DAKİKA
AYIRMAK İSTİYORLAR.
6 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Bir Dokunuş Yeter
Araştırmacılar, masajın kalp krizi, felç ve diyabet risklerini
nasıl azaltabildiğini sonunda anladı. Yayımlanan bir
çalışma, 15 dakikalık bir masajın stres kimyasallarından olan
adrenokortikotropik hormonunu yüzde 7 oranında azalttığını,
iyi hissettiren oksitosini ise yüzde 17 oranında artırdığını
ortaya koydu. Çalışmayı yürüten uzmanlar, “Stresimiz
azaldıkça bağışıklık sistemimiz daha iyi çalışıyor. Bu bakımdan
masaj yaptırmak dolaylı olarak bizi hasta olmaktan da
koruyor” diyor.
Yakın Plan
Biraz Hareket
cildinize özel UV korumas:
Yayımlanan bir rapora göre, Batılı yetişkinlerin dörtte biri
bisiklet ya da yürüyüş gibi (bir seferde 10 dakikadan az olmamak
üzere) aktif ulaşım yollarını tercih ediyor. Bu süreyi günde en
az 20 dakika ya da haftada 2,5 saate çıkarmak, sağlığınıza
tahmininizden daha fazla katkı sağlayabilir. İşte birkaç örnek:
1,2
kg/m2 daha az
beden kİtle
İndeksİ (BKİ)
3
cm daha İnce
bel çevresİ
31
azalan
hİpertansİyon
rİskİ yüzdesİ
31
azalan
dİyabet rİskİ
yüzdesİ
KARŞIDAN KARŞIYA GEÇERKEN MÜZİK
DİNLEYEN, TELEFONLA KONUŞAN YA DA
MESAJ YAZAN YAYALARIN YÜZDESİ
cildinizi nemlendirirken güneten de koruyun...
Etiketleri İyi Okuyun
Paketlenmiş gıdaların üzerinde
genellikle “bağışıklık sistemini
güçlendirir” ya da “kolesterolü
düşürür” gibi sözler yazılı olur.
Yeni yapılmış bir ankete göre,
yetişkinlerin üçte ikisi geçen yıl
bu tür notları dikkate almış. Satın
aldığınız bir ürünün ambalajında
sadece bu tür bir ibarenin bulunuyor
olması sizi ikna etmesin. Gerçekten
içinde ne olduğunu görmek için
besin tablosunu kontrol edin.
Diş Etleri
Araştırmalar diş eti problemlerinin
erkeklerde ereksiyon sorunlarına yol
açabileceğini gösteriyor.
Son teknolojiler ile donanml, cilt durumlar›na özel nemlendiriciler ile
Dermalogica, cildinizi UVA ve UVB ››nlar›na kar› her gün koruyor.
8 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Yakın Plan
Probiyotikler
Yayımlanan bir deneyde, her gün probiyotikli yoğurt yiyen
katılımcılar, altı haftada vücut yağlarının yüzde 4’ünü
kaybetmiş. Uzmanlara göre, sağlıklı bakteriler sınıfındaki
probiyotiklerin tetiklediği bağırsak bakterilerindeki artış,
vücudun yağ yakmasına yardımcı oluyor. Yalnız aldığınız
yoğurdun etiketinde “laktobasillus” ibaresinin yer almasına
dikkat etmelisiniz.
Maden Suyu
Klorlu havuzlarda veya denizde yüzerken saçlarımız iyice solar
ve rengi matlaşır. Saç tasarımcıları, maden suyunun içeriğinde
bulunan sodyum maddesinin saçların parlamasını sağladığını
söylüyor. Yaz boyunca haftada bir kez bir şişe maden suyunu ıslak
saçınıza döküp, bir dakika boyunca saç ve saç derinize masaj
yaparak iyice yedirin. Ardından her zamanki gibi şampuanlayıp
saç kremi uygulayın.
Araştırmacılar, egzersiz yapan yaralı
farelerin diğerlerine göre yüzde 25 oranla
daha hızlı iyileştiklerini tespit etmiş. Egzersiz
yapmak hem vücuttaki yakıcı proteinleri
yüzde 75 azaltıyor, hem de kan dolaşımını
hızlandırarak oksijen ve besinlerin zarar
görmüş hücrelere ulaşmasını sağlıyor.
ARAŞTIRMA
Kalite Kontrol
Al Dente
Sizi daha uzun süre tok tutacak bir makarna pişirme
biçimi. Pişirildiğinde diri kalan “al dente” makarnanın
glisemik indeksi daha düşük oluyor. Yani daha uzun süre
pişirilmesi gereken türler gibi kan şekerinizi bir anda
yerinden zıplatmıyor. Sonuç olarak şeker kana daha
yavaş bir şekilde karışıyor ve kendinizi daha uzun süre tok
hissediyorsunuz.
10 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
İthal şarküteri ürünlerine meraklıysanız
dikkatli olun. Batı ülkelerindeki ekonomik
krizin, bu tarz ürünlerin denetlenmesinde bazı
aksamalara yol açtığı söyleniyor. Örneğin ABD
Tarım Bakanlığı ithal ürünleri, beş yıl öncesine
göre yüzde 60 daha az titiz inceliyor. Bazı
Türk gıda ürünlerinin sicili de pek parlak değil
belki, ama ithal sosis ve salam gibi ürünlerden,
özellikle at eti skandalından sonra daha tercih
edilebilir oldukları kesin. Üstelik yabancı
ülkelerin ihraç mallarının çoğunda yabancı
katkı maddeleri de ürkütücü düzeyde.
Yakın Plan
Süresi dolan ilaçlar
Son kullanma tarihi geçmiş ilaçları ne yapacağınızı bilmiyor
musunuz? Yakın zamanda yapılmış bir araştırmaya göre ilaçları
çöpe atmak çevre için en iyi çözüm. Ancak güvenli bir şekilde
atabilmek için uzmanlar şu yolu izlemenizi öneriyor:
1
İlaçları kuru
kahve ya da
kedi kumu ile
karıştırın.
2
Karışımı plastik
bir torbaya
koyup ağzını
bağlayın.
3
Evin diğer
çöpleriyle
birlikte
atın.
Leziz ve
inceltici
ÇOK TATLI…
Görüşünü Koru
Biberiye, yemeklerinize lezzet katarken daha iyi görmenizi de
sağlayabilir. Yapılan bir araştırma, biberiyenin içindeki bir bileşim
olan karnosik asitin, görme kaybının en yaygın sebebi olan
yaşa bağlı makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı) riskini
düşürdüğünü ortaya çıkardı. Sonucu yorumlayan bilim insanları
“Karnosik asit, retina hücrelerini serbest radikallerin neden olduğu
göz hastalıklarının ana sebeplerinden biri olan oksitlenme ve
bozulmadan koruyabilir” diyor. Araştırmacılar hâlen bu bitkinin
görüşü korumak için yeterli olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Bir
yandan da karnosik asit içeren ilaçlar geliştiriliyor.
ARAŞTIRMA
Glutes
Koşucu dizi rahatsızlığınız varsa, muhtemelen suçlusu
glutes adı verilen kas grubudur. Araştırmacılar
diz ağrısı çekenlerin koşarken ya da merdiven inip
çıkarken kalça kaslarının doğru şekilde çalışmadığını
bulmuş. Bu da onların dizine daha büyük yük
binmesine neden oluyormuş.
Narenciyeleri gözde yapma vakti! Uzun süreli bir
araştırmaya göre, 14 yıl boyunca günde iki porsiyondan
fazla narenciye yiyen kadınlar, daha az yiyenlere göre yüzde
10 daha az felç riski taşıyormuş. Portakal ve greyfurtta
sağlığa faydalı bolca flavonoid bulunuyor. Uzmanlar,
“Flavonoidler kan damarları fonksiyonlarını güçlendirir
ve antienflamatuvar etkisi sayesinde felce sebep olan kan
pıhtılaşmasını azaltır” diyor. Narenciyelerin suyunu içmek
yerine meyvenin kendisini yemelisiniz.
Bir Tür Kardiyo
Ağırlık egzersizlerinin kasları şekillendirdiğini biliyorsunuz. Peki ağırlık
kaldırmanın, aynı zamanda bir tür kardiyo olabileceğini de biliyor
muydunuz? Araştırmacılar 10’ar dakikalık koşu bandı seansı ile kettlebell
swing çalışmasını kıyaslamış; her ikisinde de kalp ritmi ve oksijen tüketimi
ölçülmüş. Sonuçta her iki egzersizin de kardiyovasküler fitness için
önemli etkileri olduğu bulunmuş. Egzersiz uzmanları, “Koşu bandı ilk
başlarda daha fazla kalori yakmanızı sağlayabilir. Oysa ağırlık egzersiziyle
metabolizmanız hızlanacağı için spor salonundan çıktıktan sonra da kalori
yakmaya devam edersiniz” diyor.
12 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Leziz Haberler
Ortalama kalp ritmi
Kettlebell
KOŞU BANDI
180
177
Ortalama soluk ritmi
(dakikada nefes sayısı)
38
36
10 dakikalık seansta yaktığınız
kalori
(katılımcıların ortalama kilosu: 73)
125
171
Çikolata, cildinizi güneşin zararlarına karşı en az titanyum
dioksit ve çinko kadar etkili şekilde koruyabilir. İki grup
kadından üç ay boyunca her gün düzenli olarak çikolatalı bir
içecek içmesini isteyen bilim insanları, araştırmanın sonunda
çok faydalı bilgilere ulaşmış. Kadınların yarısı, flavonol
yönünden zengin bir çikolata içeceği tüketirken, diğer grup
antioksidan yönünden daha zayıf ama aynı tatta bir içecek
içmiş. Üç ay sonra hepsi UV ışınlarına maruz bırakıldığında,
daha fazla flavonol tüketenler ışınlardan daha az etkilenmiş.
Araştırmacılar, her gün 100 gram bitter çikolatanın SPF 2 ya
da SPF 3 miktarında koruma sağladığını söylüyor. (Ama siz
yine de koruyucu kullanmak yerine çikolataya güvenmeye
kalkmayın ve eczanelerden temin edebileceğiniz SPF
korumalı ürünler kullanın)
Araştırmacılar, masajın kalp krizi, felç ve diyabet risklerini
nasıl azaltabildiğini sonunda anladı. Yayımlanan bir
çalışma, 15 dakikalık bir masajın stres kimyasallarından olan
adrenokortikotropik hormonunu yüzde 7 oranında azalttığını,
iyi hissettiren oksitosini ise yüzde 17 oranında artırdığını ortaya
koydu. Çalışmayı yürüten uzmanlar, “Stresimiz azaldıkça
bağışıklık sistemimiz daha iyi çalışıyor. Bu bakımdan masaj
yaptırmak dolaylı olarak bizi hasta olmaktan da koruyor” diyor.
Fırçalarken
Dikkat!
Altı yaşın altında çocuğu olan
kadınlar, çocuksuz kadınlara
göre günde bu kadar dakika
daha az egzersiz yapıyor.
Yardıma ihtiyacınız varsa,
çocuk bakım bölümü olan
bir spor salonu araştırabilir
(genelde 24 saat açık
salonlarda oluyor) ya da
onu bir yakınınıza bırakmayı
deneyebilirsiniz.
Son yapılan bir araştırmaya
göre, diş macunu, sıvı el sabunu
ve ağız gargaralarında bulunan
antibakteriyel bir kimyasal olan
triklosan, yüksek miktarda
alındığında kalp ve iskelet
kası hücrelerine zarar veriyor.
Uzmanlar bu maddenin kalp
rahatsızlığı gibi bir problemi
olan kişilerde koordinasyon ve
güç kaybına neden olabileceğini
belirtiyor. Eğer bu kimyasal
maddeden kendinizi korumak
istiyorsanız, triklosan içermeyen
ürünler kullanmalısınız.
PharmeticSağlık /Yaz 2013 / 13
Yakın Plan
Sebze Aşkı
Yakın zamanda yapılan bir çalışmaya
göre, tarifine bakarak dört yemeği
kıyaslaması istenen katılımcılar, içinde
sebze olan bir yemeği lezzet açısından
birinci sıraya koymuş. Çalışmanın
yazarı, “İnsanlar, içinde sebze bulunan
bir yemeğin tadının çok daha iyi
olmasını bekler. Bu, sağlıklı öğün
kavramının kafamızda yarattığı imajdan
kaynaklanıyor” diyor. Bolca vitamin,
potasyum ve antioksidan içeren sebzelere
öğünlerinizde mutlaka yer vermelisiniz.
Unutmayın, sebzeleri ne kadar tazeyken
tüketirseniz o kadar faydasını görürsünüz.
Vuruşun Ötesi
Wimbledon’dan ilham alıp kendinizi kortlara mı
attınız? Tamam, ama tenis oynarken dirseğinize
dikkat etmelisiniz. Eğlence için tenis oynayanların
yarısının dirsek tendonları, aşırı kullanım dolayısıyla
sakatlanabiliyor. Tenis antrenörleri, bunun suçlusunun
“kötü teknik” olduğunu söylüyor. Güvende olmak
ve güçlü vuruşlar yapmak için bu ipuçlarını takip
etmelisiniz:
1. GÜCÜNÜzü ARTTIRIN. Güçlü tricep, ön kol ve omuz kasları,
topun etkisini azaltmaya yardımcı olur. Triceps extensions hareketini
deneyin: Bir dambılın ucunu avcunuzun içiyle kavrayın, başınızın
arkasına getirin ve yukarıya kaldırıp indirin.
2. BACKHAND VURUŞUNU İYİLEŞTİRİN. Bu vuruşa
hazırlanmak için vücudunuzla ileriye doğru uzandığınızda, dirseğinizi
raketin önünde tutmak yerine ona paralel tuttuğunuzdan emin olun.
Önde duran dirsek, sakatlanmada en büyük risk faktörüdür.
3. DOĞRU ZAMANDA VURun. Topa ve rakete odaklandığınızda bedeninizin önüyle bağlantı kurmalısınız, asla yanı ya da arkasıyla
değil.
Zararlı Etki
Kilo vermek için uğraşırken, bazen happy hour’da buluştuğunuz
arkadaşlarınız bir tabak dolusu yağlı cips kadar zararlı
olabilir. Kaldı ki yapılan bir ankete göre kadınların yüzde
53’ü çevresindeki kişilerin, diyetine uymayan yemekleri
yemesi konusunda kendisine baskı yaptığını söylüyor. Böyle
bir durumda sizi yemek yemeye zorlayan kişiye “Ben biraz
bekleyeceğim” demenizde yarar var. Böylece o kişi bu
söylediğinize inanarak sizi rahat bırakacaktır. Ankete katılanlar,
zayıflama çabalarının dış etkenler yüzünden nasıl sabote
edildiğini şöyle anlatmış:
14 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Başkaları
nasıl müdahale
ediyor?
Diyetin bozulmasına
neden karşı
konulamıyor?
Diyetimde olmayan yemekleri pişirip
servis ederek: %40
Kimseyi kırmak
istememek: %56
Diyetimle ilgili şakalar
yaparak: %35
Herkes gibi yemek
yemek istemek: %51
Diyetime uymayan yiyecekleri benden
habersiz sipariş ederek: %31
Diyetinin üstüne dikkatlerin
toplanmasını istememek: %41
Yakın Plan
Tam Tahıla Dikkat
Tam tahılları tercih etmek beslenmenize
protein ve lif eklemenizin sağlıklı bir yolu,
tabii dikkatli olmak şartıyla: Araştırmalar,
tam tahıllı etiketiyle satılan gıdaların,
tahıl içeren, ancak bu etikete sahip
olmayan gıdalardan daha fazla kalori ve
şeker içerdiğini ortaya çıkardı. Kutunun
üzerindeki damgaya aldanmayıp içindekiler
listesini kontrol etmeli ve içinde gerçekten
tam tahıl olup olmadığına bakmalısınız.
Ayrıca şekerin hiçbir türü, içindekiler
listesinin ilk ya da ikinci sırasında yer
almamalı.
C
M
Y
Şahane Kaşlar
Yüzümüzü çevreleyen kaşlarımız,
gözlerimizin güzelliğini ortaya
çıkarır. Kaş estetiği uzmanları,
yanlış renk seçiminin yüzümüzü
solgun göstereceğini söylüyor.
Kaşlar saçlara uyum sağlamalı
ama rengi birebir aynı olmamalı.
Kaşlarınızın rengini kırmak
ya da koyulaştırmak için kaş
kalemlerinden
destek alabilirsiniz.
16 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Kumral
Esmer
Saçlarınız kestane
rengiyse sıcak
kahve tonlarındaki
kaş kalemlerini
tercih etmelisiniz.
Çikolata kahve
saçlarınız varsa, açık
kahverengi bir kalem
kullanın.
Koyu ya da orta
kahve bir kaş kalemi
kullanabilirsiniz. Renkli
gözlü, beyaz tenli ve
siyah saçlı kadınlar daha
açık bir kahve tonunu
tercih edebilir. Asla
siyah bir kaş kalemi
kullanmamalısınız.
Sarışın
Kızıl
Kaş estetiği uzmanları kaş
renginin saçınızdaki en koyu
tona yakın olması gerektiğini
söylüyor. Kaşlarınızı açık kahve
ya da boz renkli bir kalemle
belirginleştirin. En ufak
boşlukları bile dolduran doğal
görünümlü kaşlar yaratan
kalemleri tercih edin.
Kaşlarınızı sakın bakır
tonlarına boyamaya
kalkmayın. Kaş uzmanları
doğal kızıl saçlı kadınların
da kızıl kaşlara sahip
olmadığını belirtiyor. Ancak
kızıl kahve tonlarındaki
kaşlar old ukça çekici
durabilir.
CM
MY
CY
CMY
K
Yerden Kalkın!
Bir çalışmaya göre, ayakta yapılan üst gövde
egzersizleri karın kaslarını harekete geçirip
birden fazla kas grubunu şekillendiriyor ve
fonksiyonel gücünüzü artırıyor. Gücünüzü
artırmak için lateral raises hareketini
deneyin: Her iki elinize birer dambıl alın.
Kollarınızı düz tutarak ağırlıkları yavaşça
omuz hizanıza kadar kaldırın. Hareketi 10-12
kez tekrar edin.
Ortalama olarak, zayıf kişiler
her lokmayı yutmadan önce
bu kadar kez çiğniyor. Obez
kişiler ise en fazla 17 kez.
Yakın Plan
ARAŞTIRMA
Şeker
Konusu
Saygın bir tıp dergisinde
yayımlanan bir çalışmaya
göre, kilo savaşında bir
numaralı düşman fruktoz
değil. Bilim insanları 40’tan
fazla eski deneyi gözden
geçirmiş ve fruktoz
nedeniyle kilo alındığından
bahseden çalışmaların
artık geçerliliğini yitirdiğine
karar vermiş. Fruktoz
tüketenlerin tartıda artışla
karşılaşmasının nedeni
ise zaten genel olarak
gereğinden fazla kalori
alıyor olmaları. Şekeri
azaltmak hiçbir zaman
kötü bir fikir değil; ama
kilo vermek istiyorsanız,
en önemlisinin aldığınız
kaloriyi azaltmak olduğunu
bilmenizde fayda var.
Bu Birleşime
Dikkat
Greyfurt yemeden önce bilmeniz gerekenler var: Yeni
yapılmış bir araştırmanın sonuçlarına göre, bu ekşi
meyvenin içinde bulunan ve furanokumarin olarak
bilinen bir grup kimyasal madde, bazı ilaçların vücutta
çözülmesine engel olabiliyor. Greyfurtun fazlası, bazı
ilaçların yan etkisini yüzde 330 oranında artırabiliyor.
Akut böbrek yetmezliği, ani kalp durması, hatta
ani ölüme bile neden olabiliyor. Halen bazı kanser
tedavileri, enfeksiyonlar, kardiyovasküler ve psikiyatrik
bozukluklarda kullanılan 85 ilacın, günde bir bardak
greyfurt suyu ya da bir adet greyfurtla bir araya
geldiğinde ilaç-besin etkileşimi gerçekleşiyor. Yeni bir
ilaca başlamadan önce, greyfurt tüketme konusunu
eczacınıza danışmalısınız.
Şimdi
Güneşten Korunmanın
TAM ZAMANI!
Güçlü Genler
Bilim insanları, ağırlık
egzersizinden sonra daha
dayanıklı olmamızı açıklayabilecek
yeni bir protein keşfetti. PGC1 alpha-4 denen bu proteinin
seviyesi, ağırlık kaldırdıktan
sonra aniden yükseliyor. Bu da
kas gücü ve boyutunu artıran
biyokimyasal değişiklikleri
tetikliyor. Araştırmacılar, elde
edilecek sonuçların vücudun daha
fazla protein üretmesine yardımcı
olacağını, bunun da yaşlanma ve
kanser gibi hastalıklarla bağlantılı
kas kayıplarını önleyebileceğini
belirtiyor.
HAYAT
KURTARAN
LAVANTA
Güzel kokulu dal ve
yapraklar yemeğinizi
tatlandırmaktan çok
daha fazlasını yapabilir:
Beyin performansınızı ve
enerjinizi artırabilir, ayrıca
kendinizi çok daha iyi
hissetmenizi sağlayabilir:
HASSAS CİLTLER İÇİN
GÜNEŞTEN KORUMA
INNOVATION
FORMULA
SunSitive« protection
TÜM CİLT TİPLERİ İÇİN
Ordu standartlarına
göre 22-31 yaş arası
kadınların iki dakikada
tamamlamak zorunda
olduğu şınav sayısı.
(39-42 şınav,
mükemmel diye
tanımlanıyor.)
Araştırmalar gösteriyor ki, bu
bitkinin yağını günlük besin
takviyesi olarak almak, anksiyeteyi
azaltıp uykuyu düzenleyebiliyor.
Avène 30
ÇOK YÜKSEK KORUMA
ÇOK YÜKSEK KORUMA
Kalbim Genç
İltihaplanma, vurup kaçan bir aşk hikâyesine benziyor: Kalbe zarar
veren, oldukça acılı bir durum... 20-45 yaş arası 61 gönüllüyle yapılan
bir araştırmada, egzersizin genç kalpleri iltihaplanmaya karşı koruduğu
ortaya çıkmış. Katılımcılardan 40 dakikalık bir kardiyo seansının
öncesinde ve sonrasında kan alan araştırmacılar, kan hücrelerinde
iltihaplanma etkisi yaratmış. Araştırmayı yürüten uzmanlar, egzersiz
sonrası alınan kan örneğindeki hücrelerde daha az iltihaplanma olduğunu
belirlemiş. Sporun iltihabı önlediğine dair kesin kanıtlar yok, ama bu
egzersiz yapmamak için mazeret değil! Haftada dört kez yarım saatlik
kardiyo çalışırsanız kalbinize büyük iyilik etmiş olursunuz.
Normal
Karma Cilt
Parfümsüz
Avène’nin güneşten korunma ürünleri, Pierre
Fabre Araştırma laboratuarları tarafından
geliştirilen, özel bileşenleri, UVA ve UVB’ye
karşı geniş spektrumlu koruma sağlar:
AKNE EĞİLİMLİ CİLTLER İÇİN
ÖZEL FORMÜL
Avène 50
+SPF
Yemelisiniz:
18 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
AVÈNE,
+SPF
AŞIRI HASSASİYET
Avène 50+SPF
Mineral
ÇOK YÜKSEK KORUMA
Tüm Cilt
Tipleri
Sürekli güneşe maruz kalınan durumlarda
(deniz kenarı, açıkhava aktiviteleri, dağ)
SUYA KARŞI DAYANIKLI
PARABEN İÇERMEZ
www.eau-thermale-avene.com.tr
www.facebook.com/avene.tr
SUYA KARŞI DAYANIKLI
PARABEN İÇERMEZ
%100 MINERAL
KİMYASAL FİLTRE İÇERMEZ
PARFÜMSÜZ
PARABEN İÇERMEZ
Yakın Plan
REGL Ağrısı
Lifli yiyecekler her ay tekrarlanan ağrılarınız
üzerinde pozitif etki yaratabilir. Japonya’daki
Gifu Üniversitesi çalışanları 276 genç kadının
beslenme alışkanlığını incelemiş. En fazla lif
tüketenlerin en az regl ağrısı çekenler olduğu
sonucuna varılmış. Bu sonuç araştırmacıları
şaşırtmış çünkü onlara göre regl ağrısını
azaltmaya yardımcı şey, yüksek izoflavon içeriği
ile soya olmalıydı. (İzoflavon, regl ağrısının
en önemli tetikleyicisi olarak gösterilen
prostaglandin salgısını bloke edebilen bir
madde.) Bilim insanları, lifin ağrıyı nasıl
azalttığını açıklayamasa da biz onların dediğini
uygulayalım. Günlük almanız gereken lif miktarı
en az 20 gr.
İyi Çocuk
Köpek sahibi olmanın gerçekten iyi tarafları var. Yapılan
araştırmalar köpek sahiplerinin kedi sahiplerine göre daha sağlıklı
olduğunu gösteriyor. Uzmanlar kedi, köpek ve insanlar üzerine
97 adet araştırmayı gözden geçirmiş ve herhangi birine sahip olan
insanların bir ay sonra daha az hastalandığını fark etmiş. Bunun
nedeni, bir ev hayvanının sunduğu arkadaşlığın insan üzerindeki
psikolojik etkilerinden kaynaklanıyor. Ancak bunlardan sadece
köpek sahipleri 10 ay sonra hâlâ sağlıklı olmayı devam ettirebildi.
Neden mi? Uzmanlar, “En iyi arkadaşınızı edinmiş olmanızın yanı
sıra yürüyüşe de ihtiyacınız var” diyor.
Bütün restoran menülerinde
(sadece zincir restoranlarda
değil) besin değerleri tablosu
görmek isteyen tüketicilerin
yüzdesi. Yaklaşık aynı oranda
tüketici de bunun ne sipariş
edeceğine karar vermesinde
yardımcı olacağını söylüyor.
Gen Tipi
Karpal tünel sendromu için elektronik postalarınızı suçlamayın.
Yapılan bir araştırmaya göre bu duruma neden olan şey, fazla
kullanım değil genleriniz. Harvardlı bilim adamları 117 vakayı
inceleyip, genetik faktörlerin, kullanıma göre iki kat fazla etki
ettiğine dair bazı ipuçları ele geçmiş. Çalışmanın yazarları,
“Ellerin kullanımıyla ilgili açıklamalar biraz abartılıyor” diyor.
20 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Türkiye şimdi YouPlus Multivitamin, Mineral,
Omega-3, Gıda Takviyeleri ile tanışıyor.
Herkes için daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat başlıyor.
Yakın Plan
Gece Kuşu
Pedallara Kuvvet!
Daha kolay bisiklet sürebilmek için önce
ısınmalısınız. Uzmanlar kas hücrelerinin oksijeni
yakıta çevirebilmesi için zaman geçmesi gerektiğini
belirtiyor. Bunun için hücreler karbonhidrat
kullanmak zorundadır. Bu sayede oluşan laktik
asit enerjinizin bir kısmını alıp götürebilir. Hızlı bir
şekilde ısınmaya başlarsanız vücut özel bir enzim
salgılamaya koyulur ve hücreler karbonhidrat
kullanmak zorunda kalmaz. Bisiklet binmeden önce
beş dakikalık hızlı bir ısınma türüyle başlamalısınız.
Sağ dizinizin 10 saniyede 19 kez daire çizmeli.
Bu habere en çok gece kuşları
sevinecek! Birçok insanın
geceleri egzersiz yaparken
daha yüksek performans
gösterdiği ortaya çıktı. Biyolojik
saatin atletik performansı
nasıl etkilediğini merak eden
araştırmacılar, 25 yüzücüyü
55 saat boyunca alabildiğine
düzensiz bir uyku programına
maruz bırakmış. Akşamüstü
ve akşam saatlerinde daha iyi
performans gösteren
yüzücüler, 23.00’te müthiş
bir ilerleme kaydetmişler. 02.00
ve 08.00 saatleri arasında
ise üstün seviyeye ulaşmışlar.
Araştırmacılar, uykusuz kalan
ve egzersizden önce karnını
doyurmamış yüzücülerin bile
geç saatlerde üstün performans
sergilediğini tespit ettiler.
18.00’de yorgun argın eve
dönseniz bile egzersiz yapmayı
ihmal etmeyin, içinizde hâlâ
enerji kalmış olabilir.
Aşk Acıtır
Kötü bir evlilik fast-food’un sağlığınıza verdiği zarar
kadar kötü olabilir. Araştırmacılar, zorlu evlilikleri olan
kadınların, kalp hastalıklarına yol açan yüksek kolesterol
veya obezite gibi rahatsızlıklara yakalanma riskinin, mutlu
evlilikleri olanlara kıyasla yüzde 40 daha fazla olduğunu
belirtiyor. Kronik stres, kortizon hormonunda salgılanmaya
yol açarak karın bölgesinde yağlanma oluşturuyor. Karın
bölgesinde bulunan bu yağların aşırısının, metabolik
sendroma yol açtığı belirtiliyor.
22 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Rahat Nefes
Sebze yemeniz için bir neden daha: Yapılan bir
çalışmaya göre brokoli filizlerindeki bir bileşen astım
ve alerji gibi rahatsızlıkları gidermeye yardımcı oluyor.
Bunlardan üç gün boyunca yiyen birinin yonca filizi
yiyenlere oranla nazal hücrelerinde antioksidan
enzimleri daha çok görülmüş. Bu enzimler astım ve
alerjiye neden olan ve solunum yollarına zarar veren
maddelerin
etkisini
azaltıyor.
Brokoli ve
karnabahar gibi
turpgillere dâhil
sebzelerde
bulunan bir
kimyasal,
enzim üretmesi
için vücudu
uyarıyor.
Maksimum
fayda için çiğ
yemelisiniz.
Yakın Plan
ARAŞTIRMA
Sosyal
İşte pek de beğenmeyeceğiniz bir keşif: Yeni yapılan
bir araştırmada, Facebook’ta beş dakika zaman geçirenlerin sağlıksız bir atıştırmalığa el uzatma olasılığının,
aynı sürede haber sitelerini dolaşanlara göre daha yüksek olduğu tespit edilmiş. Arkadaşlarınızın duvarına
ya da fotoğraflarına baktığınız zaman onlarla bağlantı
kurduğunuzu hissediyorsunuz ve bu da kendinize olan
güveninizi geçici olarak artırıyor. Uzmanlar, “Bu ise ne
yazık ki kendinizi kontrol edebilmenize engel oluyor”
diyor. Facebook’a girmeyin demiyoruz ama en azından karnınız açken uzak durabilirsiniz. Aç olduğunuz
zaman, irade gücünüzün en zayıf olduğu andır.
Boş Laflara Kanmayın!
Düzenli olarak koşanlar iyi dinlesin: Severek
yaptığınız bu sporu eleştirenleri devamlı olarak
püskürtmek zorunda kalıyoruz. Koşmak kalça ve
dizlere zarar vermez. Anotomi bilim uzmanları,
koşmanın osteoartritis hastalığına sebep vermediğini
söylüyor. Zira bu kıkırdağın çürümesi sonucu
meydana gelen eklem ağrısı ve iltihaplanma.
Araştırmacılar koşarak geliştirilen kasların
osteoartritis tehlikesini ortadan kaldırdığını söylüyor.
En önemlisi de egzersizin büyük bir risk faktörü olan
obeziteyi engellemesi.
Acıyı Azaltın
Eski yöntemlerde, rahim boyunu dört santimetre
açılana kadar belkemiğinden enjeksiyon
yapılmadan başka ağrı kesiciler kullanılıyordu.
Ancak yapılan çalışmalar beklemenin bir anlamı
olmadığını gösteriyor. Uzmanlar, “Son dakikaya
bırakmadan epidural ağrı kesici yaptırmak,
ne sezaryen riskini artırıyor ne de doğumu
zorlaştırıyor” diyor. Epiduralı erkenden yaptıran
kadınlarda daha az yan etki oluşuyor. Ayrıca acı
daha az şiddette yaşanıyor ve doğum sancısını 80
dakika kadar kısaltıyor. Yeni doğmuş bir bebeğin
kalp ritmi, solunumu, kas oranı ve reflekslerine
bakıldığında gayet iyi puanlar aldığını görüyoruz.
24 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Sol taraf:
Alzheimer
hastalığı
olan beyin
Sağ taraf:
sağlıklı beyin
Görüntüleme Teknolojisi
Beyin görüntüleme teknikleri sayesinde henüz Alzheimer belirtileri
ortaya çıkmadan önce hastalık anlaşılabiliyor. Araştırmacılar
genetik bir riski ifade eden APOE-4 genini taşıyan sağlıklı insanların
beyinlerinin (PET scan adı verilen) tomografisini çektiklerinde,
hastalığın göstergesi olan anormal protein çökeltilerine rastladı. PET
scan, gelecekte insanlar hastalıklarından dolayı daha sıkıntı çekmeye
başlamadan önce bilim adamlarının tanı koyabilmelerine yardımcı
olabilecek. Bu iyi bir haber çünkü önümüzdeki 20 sene içinde çok
daha fazla insanın bu hastalıktan muzdarip olacağı düşünülüyor.
PHYTO
Yakın Plan
ARAŞTIRMA
BİTKİLERDEN GELEN GÜÇ
Sinirinize
Hâkim Olun
Yemek yerken birçok
duyunuzu aynı anda
kullanırsınız ve bu ruh hâlinizi
ciddi şekilde etkiler. Sinirli ya
da gergin olduğunuzda yemek
yerseniz sindirim sisteminiz
bundan etkilenebilir. Böyle bir
durumda ilk lokmayı ağzınıza
atmadan önce yiyeceğiniz
şeyin rengine ve formuna
bakın. Yiyecekleri seyretmek,
gerekli sindirim sıvılarının ve
enzimlerinin ağza ve mideye
salgılanmasını sağlar. Sakin
olursanız sindiriminiz de
kolaylaşır.
Sertifikalı olduğunu
iddia edip aslında
öyle olmayan fitness
eğitmenlerinin yüzdesi.
PHYTOCYANE
Keten Tohumuna Şans Tanıyın
Ekolojik Makyaj
Çevre dostu makyaj trendi tüm hızıyla
devam ediyor. Makyaj uzmanları paraben
ve katkı maddesi içermeyen bu ürünlerin
aynı zamanda çevreye de zararlı
olmadığını söylüyor. Eczanelerden temin
edebileceğiniz organik makyaj ürünleri
için eczacınıza danışabilirsiniz.
Keten tohumunun faydaları: Yiyecekler arasında içeriğinde en çok
lignan (bitkilerde bulunan ve östrojen içeren bir bileşik) bulunan
bitkidir. Bu östrojene benzer bileşimler ayrıca susam, humus ve kuru
meyvelerde bulunuyor. Lignan tüketen kadınların çoğunun beden kitle
indeksi, yani boy ile kilo arası orantısı en düşükte çıkıyor. Araştırmayı
yürüten uzmanların hayvanlar üzerinde yaptığı bir araştırmada,
östrojenin iştahı azalttığı ve yağ hücrelerinin değerini düşürdüğü gözler
önüne serildi. Bu yüzden fitoöstrojenlerin belki insanlar için de aynı
etkiyi yapacağını düşünüyor. Keten tohumunu gevrek, yoğurt, içecekler
ya da çok tahıllı ekmekler ile karıştırarak yiyebilirsiniz.
SAÇ DÖKÜLMES‹NE KARŞI ETK‹L‹ BAKIM
Stres, yorgunluk ve mevsim değişikliği gibi durumlardan
etkilenerek güçsüzleşen saçlar dökülme problemi ile
karşı karşıya kalır.
PHYTOCYANE şampuan ve ampul içeriğindeki ginkgo
biloba ekstresi, üzüm çekirdeği polisakkaritleri ve
B6 vitamini ile saç dökülmesini önlemeye yardımcı olur.
Güçlendirici bakım kürünün tüm faydalarını sunarak
saçın direncini, ışıltısını ve gücünü arttırmaya destek olur.
26 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
|
|
www.phyto.com.tr ALЀS GROUPE ISTANBUL 0212 290 70 75 PHYTO ürünlerini eczanelerde bulabilirsiniz.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Yaşam
Y
apılan araştırmalara göre kadınların yüzde 67’si
yeterince uyuyabilmek için çaba gösteriyor. Yarısı
ise yaşadığı yorgunluğun işini ve sosyal hayatını
aksattığını belirtiyor. Yeterince uyuduğunu
düşünenlerin aslında bunu başarıp başaramadıkları şüpheli.
Öte yandan araştırmalar, söz konusu yorgunluğun başka bir
sebebi daha olduğunu gösteriyor: Toplumun yüzde 70’ini
etkileyen ve kadınların sağlığını tehlikeye atan fenomen,
“sosyal jet-lag”.
Bozulan ritim
Sosyal jet-lag’i tam olarak anlayabilmek için, ilk önce
sirkadiyen ritmin ne olduğunu bilmemiz gerek. Sirkadiyen
ritim, uyuma ve uyanmaya hükmeden, neredeyse tüm bedensel
davranışları kayıt altına alan içsel saate verilen isimdir. Beynin
“suprakiazmatik çekirdek” adı verilen bir bölgesi tarafından
kontrol edilen sirkadiyen, doğuştan gelen ve değiştirilemeyen
bir yapıdır; yani belli saatlerde uykunuz gelirken belli saatlerde
de uyanık olursunuz. Gece turundan çok geç dönmek ya da
gün doğmadan uçağa binmek gibi sirkadiyen ritmin hoşuna
gitmeyecek şeyler yaptığınızda, suprakiazmatik çekirdeğiniz
bir darbe alır. Bunun yanında her gün uykuya farklı saatlerde
dalmak ya da farklı saatlerde uyanmak gibi davranışlarla
içsel ritminize hükmetmeye çalışırsanız, dengeniz tamamen
bozulabilir. Bu durum da sizi bitmek bilmeyen bir jet lag
hissine sürükleyebilir.
Normal bir jet-lag’in getirdiği yorgunluk, konsantrasyon
bozukluğu ve sinirlilik gibi problemler, daha uzun süren
sosyal jet-lag söz konusu olduğunda giderek büyüyor.
Sirkadiyen ritmini görmezden gelmek, sadece istediğiniz
zaman uykuya dalamamanıza yol açmakla kalmaz. Ona
saygı göstermediğinizde, kariyerinizden hafızanıza, hatta
bel çevrenize kadar her şeyin bu tepkiden etkileneceğini
bilmelisiniz.
Sürekli yorgunluğun bedeli
Enerjiniz nereye
kayboldu?
Bayılmadan
Önce Uyuyun!
Eğer günlük programlarınız sizi yorgunluktan bitap düşürüyorsa, büyük
olasılıkla “sosyal jet lag” olarak adlandırılan durumdan muzdaripsiniz. Bu
durumun sağlığınızı tehdit etmesine izin vermeyin ve enerji seviyenizi
nasıl yükselteceğinizi öğrenmek için bize kulak verin!
Gökçe Burdurlu Cömert
30 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
İronik bir şekilde, hayatta daha fazla yol kat edebilmek için
uykusunu göz ardı eden kadınlar, profesyonel gelişimlerini
çok daha fazla riske atıyor. Uzmanlar “İhtiyacınız
kadar uyumadığınız zaman olayları net bir şekilde
değerlendiremezsiniz. Uykunuzdan feragat ettiğiniz saatler,
size kazanılmış zaman olarak geri dönmüyor. Performansınızın
zirvesinde bir çalışma sergileyebilmeniz söz konusu bile
değil” diyor. Bunun sebebi belki de uyku bozukluklarının
beyin gücünü büyük ölçüde engellemesi. Yine uzmanlara
göre, engelleyemediğiniz seviyede dinlenme ihtiyacı duyuyor
olmanız, bedeninizin diğer tüm bölgeleri ayıkken beyninizin
uykuya dalmasına sebep olabilir. En iyi ihtimalle utanacağınız
bir ortamda (mesela çok önemli bir toplantıdayken) uykuya
dalarsınız. En kötü ihtimal ise son derece tehlikeli bir hata
yapmanız olur. (Her yıl uykusuz bir şekilde direksiyon başına
geçmekten kaynaklanan 100.000 trafik kazası gerçekleşiyor.)
Sosyal jet-lag hâli karar mekanizmanızı engelleyebilir,
beyninizin yeni hücre üretmesini durdurabilir, hatta uzun
süreli hafızanıza zarar verebilir. Dahası da var: Uzmanlar,
sirkadiyen ritminizle uyumsuz bir hayat yaşamanızın sinir
sisteminizin kimyasını da bozabileceğini söylüyor: “Bu da sizi
depresyon ve mevsimsel duygu durum bozukluğu gibi bazı
ruhsal sağlık riskleriyle karşı karşıya bırakabilir.”
Sosyal jet-lag, beyin hücrelerinize
ve uzun süreli hafızanıza zarar
verebilir.
Sosyal jet-lag’in bedeninizin kalan kısmına verdiği zarar
da en az şimdiye kadar sıraladıklarımız kadar rahatsız
edici. Mesela hormon üretim düzenini bozarak erken
yaşlanmanıza sebep olabilir. Glukoz toleransınız (bedeninizin
şekeri kullanma yeteneği) alt üst olduğu için, her gün spor
salonunda harcadığınız saatlere rağmen kilo alırsınız. Eğer son
zamanlarda kendinizi sürekli aç hissediyorsanız, bunun sebebi
de az uyumanız nedeniyle açlık hormonlarınızın artmasıdır.
Yeni yapılan bir araştırmada, sosyal jet-lag’in etkisi altında
geçirilen her saatin (hafta sonları diğer günlere kıyasla birkaç
saat geç uyumak da dâhil), fazla kilolu olma riskini yüzde 33
artırdığı bulunmuş.
Doğal uyku ihtiyacını görmezden geldiğinizde, bağışıklık
sisteminiz enfeksiyonlarla savaşmaya yarayan sitokin isimli
proteini üretmeyi askıya alır. Bu da soğuk algınlığı, nezle gibi
hastalıklara meyilli olmanız anlamına gelir. Araştırmalar,
uyku bozukluklarının yüksek tansiyon, kalp rahatsızlıkları ve
diyabet gibi kronik hastalıkların ortaya çıkma ihtimalini de
artırdığını gösteriyor.
Biraz da iyi haber
Normal jet-lag’in aksine sosyal jet-lag tamamen tersine
çevrilebilir bir sorundur. Uzmanlar yine de geri dönüş için
12 saatlik kesintisiz bir uykudan daha fazlasının gerektiğini
söylüyor. Öncelikle kaçırdığınız her anı hesaplayıp o
kadar uyuduğunuzda “borcunuzun” tamamen kapanacağı
düşüncesini aklınızdan silin. Uzmanlar “Mutlaka kaybettiğiniz
saat kadar uyumanız gerekmiyor. Normalden biraz daha fazla
uyumanız yeterli.” diyor.
>Sosyal jet-lag’i
hayatınızdan
atmayı bir kez
başarınca, bir
daha girmesine
asla izin vermeyin.
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 31
Yaşam
>Sağlıklı uyku
alışkanlığı
kazanmak için
günde 7-8
saat uyumayı
hedefleyin.
Sosyal jet-lag sorununu çözünce,
bir daha olmasına izin vermeyin.
Nihayet kesintisiz bir uyku için zamanınız olduğunda,
beyniniz daha etkili bir şekilde uyuyarak (yani yenileyici
uyku aşamasında daha fazla zaman geçirerek) size yardımcı
olacaktır. Siz de onun bu iyiliğini, art arda dört gece boyunca
dokuz veya 10 saatinizi yatakta geçirerek ödeyebilirsiniz.
Uzmanların önerisi, cuma veya cumartesi gecesi erkenden
uyumakla işe başlamanız. Bu sayede pazartesi geldiğinde
kendinizi çok daha canlı hisseder, hafta ortasına kadar çoktan
yenilenmiş olursunuz.
“Söylemesi kolay” mı diyorsunuz? Eğer uzun bir zamandır
sosyal jet lag hâlinde yaşıyorsanız, sirkadiyen ritminizi
kendinize getirecek ciddi bir hamleye ihtiyacınız var demektir.
Araştırmalara göre, uyandıktan hemen sonraki 30-45 dakikayı
32 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
ev dışında geçirmek, uyku düzeninizi yenilemeye yardımcı
oluyor. (Dışarı çıkarken güneş gözlüklerinizi yanınıza
almamanız önemli, güneşin marifetini gösterebilmesi
için gözlerinden içeri girmesi gerek). Bu rutini birkaç gün
tekrarlarsanız, sabahları yaşadığınız UV patlaması gece daha
rahat uyumanızı ve sabah dinlenmiş uyanmanızı sağlar.
Yatakta geçirdiğiniz süre boyunca hijyenik bir uyku
uyuduğunuzdan emin olun. Bu tam anlamıyla tertemiz
çarşaflar anlamına gelmese de, uzmanlar temiz bir yataktan
zarar gelmeyeceğinin altını çiziyor. Ancak hijyenik uyku ile
asıl kastedilen, sağlıklı uyku alışkanlıkları üzerinde çalışmanız
gerektiği: Saat 14.00’ten sonra kafein almamaya özen gösterin,
yatak odanızın karanlık ve uygun ısıda (yaklaşık 20 derece
ideal) olmasını sağlayın, yatmadan bir saat önce odadaki
tüm elektronik cihazların fişini çekin. Ayrıca uykudan
önce faturalarla ilgilenmemeli, gergin konuşmalardan
kaçınmalı ve fiziksel açıdan aktif olmanızı gerektirecek bir
şey yapmamalısınız. Uzmanlar “Zihninizi sakinleştirmeniz
gerekirken bunları yaparsanız, tekrar harekete geçmesine
sebep olursunuz” diyor.
Sosyal jet-lag’i hayatınızdan atmayı bir kez başarınca, bir
daha girmesine asla izin vermeyin. Uzmanlar, günde yedi,
sekiz saat uykuyu hedeflemeniz gerektiğini söylüyor. Daha da
önemlisi, hangi gün olursa olsun hep aynı saatte uyumaya ve
uyanmaya özen göstermelisiniz. Başlarda bu durum size çok
kısıtlayıcıymış gibi gelebilir, ama sağlığınıza yaptığı katkıların
göz ardı edemeyeceğiniz kadar fazla olduğunu unutmayın.
Yaşam
Arızalı Görüş
Göz doktorları, “Gözlerimiz üç boyutlu görüş için evrim
geçirmiştir. Dolayısıyla yakın mesafede bulunan iki boyutlu
bir görüntüden üç boyutlu bir imajı algılamaya geçmek
için, oldukça fazla gayret etmeleri gerekir” diyor. Dahası,
gözlerimizin odaklanabileceği nokta, önümüzden 6 m
ötesine kadar uzanır. Buna rağmen pek çok kişi, bilgisayar
ekranına 60 cm’den daha yakın mesafede oturur. Bu
nedenle göz kasları odak noktasını yeniden oluşturabilmek
için sürekli olarak kasılır. Herhangi bir dijital ekrana
saatlerce baktığında göz kaslarınız o kadar gerilir ki kafanızı
başka bir yere çevirseniz bile tam olarak rahatlayamazsınız.
Sonuçta CVS belirtilerinden en önemlisi olan bulanık görüş
ortaya çıkar. Normalde bu sorun, başka bir yere bakmaya
başladıktan birkaç saniye sonra hemen düzelir. Ancak
haftanın çoğu günü uzun süreli olarak ekran karşısında
oturursanız başta kısa süreli olan miyopluk, gitgide kalıcı
hâle gelir.
Çok net olan bir diğer şey de bu sendromun kesinlikle
göz kuruluğuna neden olduğu. Yanma ve kaşıntı hissi göz
bozukluğuyla karşılaştırıldığında önemsiz gibi görünebilir
ancak sık sık karşılaşılan kuruluk enfeksiyona yol açar.
Bu durumda gözleriniz sıkıcı bir hesap tablosuyla size
gönderilen elektronik postayı ayırt edebilme yeteneğine
sahip değildir. Gözlerinize göre ekranda beliren her şey
çok çekicidir ve o esnada yapabildiğiniz şey sürekli göz
kırpmaktır. Buna tipik bir örnek verelim: Yakın tarihli
bir araştırmada, göz küresinin yeteri kadar yağlanması ve
fonksiyonlarını yerine getirmesi için normalde insanların
dakikada ortalama 16 kez göz kırptığı, fakat dijital bir
monitör karşısında bu sayının dakikada altıya düştüğü
saptanmış. Durum böyle olunca gözler ciddi anlamda kurur
ve rahatsız olur.
Hayat Sizin İçin
Net Değil mi?
Ruha açılan pencere olduğu söylenen
gözler modern teknoloji nedeniyle
gitgide bozulmaya başladı. Gözler
aynı zamanda vücudunuzda ortaya
çıkan bazı problemlerin sinyallerini
de verir. Gözlerinizi korumanın
yollarına ve gözlerinizin teşhis ettiği
rahatsızlıklara bir bakalım.
Tuğçe Kayar
34 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
U
zun bir günün sonunda aynaya baktığınızda, gözleri
kan çanağı olmuş, gözaltları morarmış birini
görüyorsanız nedeni dijital bir cihaza bağımlılığınız
olabilir. Uzmanların “bilgisayar görme sendromu
(CVS)” adını verdiği bu rahatsızlık, hızla yaygınlaşan yeni bir
problem. Bu sıkıntı günde iki üç saatten fazla süre aralıksız
olarak ekrana (bilgisayar, tablet veya akıllı telefon) bakan
kişilerin yüzde 90’ında görülüyor. Belirtileri bulanık görüş, baş
ağrısı, göz kuruluğu ya da uzun dönemde miyopluk şeklinde
ortaya çıkıyor. Bu belirtiler birkaç gün içerisinde görülebildiği
gibi bazen de ortaya çıkması aylar sürebiliyor. Ancak tabii ki bir
sorun olduğunu hissedinceye kadar beklememelisiniz ve olası
sorunları önlemeye bugünden başlamalısınız.
Modern teknoloji nedeniyle
gözlerimiz gitgide bozulmaya başladı.
Haydi, dijital dünyada gözlerinizi
korumanın yollarını öğrenelim.
Göz Muayenesinin İçeriği
Kapsamlı bir araştırma birden fazla adımdan oluşur.
GÖRÜŞ KESKİNLİĞİ TESTİ
Göz muayenesinin en bilinen testinde, siz çizelgedeki harfleri okurken
doktorunuz da ne kadar uzağı ve yakını gördüğünüzü saptamaya
çalışır. (Hem iki göze birlikte, hem de tek tek bakılır.) Böylece gözlüğe
ihtiyaç duyup duymadığınız anlaşılır.
BASINÇ TESTİ
Gözde sıvı biriktiği zaman glokom (göz tansiyonu) denilen rahatsızlık
ortaya çıkar ve rahatsız edici bir basınca neden olur. Doktor gözünüze
hava sıkarak ışık yansımaları vasıtasıyla göz basıncınızı ölçer.
GENİŞLETME
Doktorunuz gözlerinizin içine daha dikkatli bakabilmek için göz
bebeklerinizi genişletir. Bunun için gözünüze zararsız (sadece kısa
bir süre bulanık görmenize neden olabilen) bir damla damlatır. Bazı
uzmanlar artık bunu kamera benzeri bir cihazla yapmaya başladı.
Ancak yine de muayene sırasında gözün tamamen genişlemesi daha
iyidir. Kamera her zaman tüm resmi çekemeyebilir.
LAMBA TESTİ
Doktorunuz kornea, iris ve retinayı tam olarak analiz etmek için parlak
bir ışık ve mikroskop kullanır. Eğer yabancı bir doku tespit ederse,
korneadaki çizikleri görünür hâle getirmek için de bir damla damlatır.
Görüşünü Koruyun
Bilgisayarınızdan, iPad’inizden veya akıllı telefonunuzdan
vazgeçmeniz ve 19. yüzyıldaki gibi bir yaşam tarzı
benimsemeniz şart değil! Çünkü CVS’nin belirtileri kontrol
altına alınabilir. Uzmanlar öncelikle “20-20-6” kuralına
göre yaşamanızı tavsiye ediyor. Bu kuralı açalım: Ekran
karşısındayken her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 6 m
uzaklıktaki sabit bir noktaya bakın. Alışkanlık hâline getirmek
için kendinize alarm kurabilirsiniz. Tıpkı normal beden
egzersizi gibi bu da düzenli yapıldığında etkili olmaya başlar ve
yapılan her egzersiz işe yarar.
İkinci olarak, göz hizanızı monitörün üst çizgisine denk
getirmelisiniz. Çalışma yerinizdeki (ev ya da ofis) bilgisayarınızı
bu şekilde ayarlamalısınız. Gözlerinizin iyi odaklanması için
hafif aşağı bakmanız gerekir. Bunu yaparken göz kapaklarınız
da yarı kapalı olacağından gözyaşınız buharlaşmaz ve gözleriniz
kurumaz. Göz kamaştıran bir ışığa dik bakmamak da her
zaman yardımcı olur. Eğer elinizde akıllı telefon ya da tablet
bilgisayar varsa ve üzerindeki yazıyı okumak için de tek elinizle
ekranı sürüklüyorsanız, uzmanlara göre gözlerinizi oldukça
zorluyorsunuz ve CVS riskini artırıyorsunuz. En azından
cihazınızın ekran ışığını azaltmalı ya da parlaklığı engelleyen
bir kılıf almalısınız.
Görme duyunuz son derece iyi olsa dahi, uzmanlar bilgisayar
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 35
Yaşam
oluşmasına yol açabilir. Minnesota’daki Mayo Klinik’ten Göz
Doktoru Sophie J. Bakri, “Kanser, gözün içinde hafif yüksek
bir yüzey veya retinanın pigment katmanında bir leke şeklinde
görülebilir” diyor. Gözdeki melanomu erken teşhis etmek çok
önemlidir. Çoğu kez başka bir belirtisi yoktur ve çevresindeki
dokulara hızlıca yayılabilir.
GÖZDEKİ BELİRTİ/
Sızıntılı damarlar
DİKKAT ETMEK GEREKEN: Diyabet
Yüksek kan şekeri retinadaki damarları tıkayabilir veya zaman
içinde onları zayıflatıp gözenekli hâle getirerek hasar verir.
Göz doktorları çoğu kez sızıntıyı fark edebilir ve yeni damarlar
türetip kusurlu olanla değiştirebilir. Diyabet gözlere genel
anlamda oldukça zarar veren ve çok ciddi durumlarda körlüğe
bile yol açabilen bir hastalıktır.
GÖZDEKİ BELİRTİ/
İltihaplanma
DİKKAT ETMEK GEREKEN: Bağışıklık sistemi hastalıkları
>Yüksek tansiyon,
diyabet gibi ciddi
bir rahatsızlığınızın
olabileceğini göz
doktorunuz söylerse
şaşırmayın.
Bağışıklıkla ilgili sorunlar, vücudun kendi sağlıklı hücre ve
dokularına saldırmasına yol açarak iltihaplanmaya neden
olabilir. (Buna göz hücreleri de dâhildir.) Doktorlar, “Gözün
içinde bir iltihaplanma ile karşılaştığımızda, hastada yüzde
30-50 arası bir ihtimalle lupus veya artrit gibi, bağışıklık sistemi
ile ilgili teşhis edilmemiş bir hastalık olduğunu biliyoruz”
diyor. Bu tür hastalıkların bir başka belirtisi de sık sık gözlerin
kurumasıdır. Buna da hasar görmüş gözyaşı bezleri yol açar.
GÖZDEKİ BELİRTİ/
İçte oluşan kabarcıklar
DİKKAT ETMEK GEREKEN: Periyodik solunum (CSR)
Gözünüzün içinde kabarcık çıkabilir. Bu duruma “periyodik
Kapsamlı bir göz muayenesi birden
fazla adımdan oluşur ve görüş
keskinliği, basınç, genişletme ve
lamba testlerini içerir.
gözlüğü kullanmanızı öneriyor. Yakın ve uzak görüşü
düzeltmek için kullanılan lenslerin aksine bu gözlükler, orta
aralıktaki görüşe yardımcı olarak göz yorgunluğunu engelliyor.
Doktorunuz CVS ve benzer diğer rahatsızlıkların giderilmesi
için verilen “hepsi bir arada” lenslerden kullanmanızı tavsiye
edebilir. (Yapmanız gereken, göz muayenesinde aldığınız raporu
sık sık yenilemek, çünkü gözlerinizdeki en hafif bir görüş
bozukluğu bile CVS belirtilerini ilerletebilir.)
Ekranın karşısında bir seferde saatlerce oturduğunuzda -ki
birçok insan her gününü bu şekilde geçiriyor- göz kuruluğuyla
mücadele etmek için arada bir yavaş yavaş gözlerinizi kapatıp
açın. Ekran nedeniyle ortaya çıkan göz sorunlarının üstesinden
gelmek için sağlıklı bir perspektif kurmak ve kısa molalar
vermek en iyi çözümdür. Uzmanlar “Evet, bilgisayarlar göz için
zorluk demektir. Ancak tedbirli olunduğunda kalıcı bir hasar
vermez” diyor.
36 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Gözler Hastalıkların Aynası
Güneş ışığı cilde zarar vermesinin yanı sıra gözde de kanser
Polen, toz ve hayvan kepeği gibi havada uçuşan alerjenler, çoğu
kez gözlere de olumsuz etki eder. Koruma mekanizması olarak
bedeniniz iltihaplanmaya karşı histamin ve diğer başka doğal
kimyasal maddeler salgılar. Oysa bunların da bazı yan etkileri
mevcuttur. Tüm bu işlem damarlara etki ederek kırmızılık,
kaşıntı ve sulanmaya yol açar. Doğru teşhis için böyle bir
durumda mutlaka doktora gitmelisiniz.
Görsel Performans
Teknolojiyle geçirilen uzun saatler dışında, göz sağlığınız için önemli
olan bir diğer şey de genetik mirastır. Anneniz ya da babanız gözlük
takıyorsa sizin de kullanma olasılığınız yüksektir. Yine de gözlerinizi
korumak için uygulayabileceğiniz birçok yöntem mevcut. İşte bu
yöntemlerden bazıları:
Sigarayı bırakın. Sigara göz damarları da dâhil olmak üzere
bedenindeki tüm damarları daraltır. Ayrıca makula dejenerasyonuna
(gözün görme merkezinin tahribata uğraması) neden olur ve optik
sinirlere ciddi anlamda hasar verir.
Koyu yeşil sebzeler tüketin. Elbette havuç gözlere iyi gelir. Ancak
ıspanak ve kara lahana gibi koyu yapraklı yeşil sebzelerde bulunan
antioksidanlar da göz sağlığını korur. Bunların yanında salatanıza
biraz somon veya keten tohumu da eklemelisiniz. Yapılan araştırmalar
Omega-3 yağ asitlerinin göz kuruluğuna karşı etkili olduğunu
gösteriyor.
DİKKAT ETMEK GEREKEN: Yüksek tansiyon
DİKKAT ETMEK GEREKEN: Melanom
DİKKAT ETMEK GEREKEN: Alerji
Sıcak kompres uygulayın. Göz bezleri ve gözyaşı kanalları kolayca
tıkanabilir ve iltihap kapabilir. Haftada bir kez sıcak suyla ıslattığınız
bir bezi 10 dakika boyunca gözlerinizin üzerine koyun.
Gümüş veya bakır rengi damarlar
Gözün iç tabakasında leke
Gözün beyaz kısmında kabarık damarlar
Kırmızılık azaltan göz damlalarını kullanmamaya çalışın. Bu küçük
şişe, akşamdan kalmışlığın etkilerini gizleyebilir. Ancak bu tip ürünler
göze giden kan akışını bloke eder. Uzun süreli kullanımda kırmızılık
geri gelir ve gözde yanma hissi oluşabilir, ayrıca kornea hasarı da
ortaya çıkabilir.
GÖZDEKİ BELİRTİ/
GÖZDEKİ BELİRTİ/
GÖZDEKİ BELİRTİ/
Otobronzan kullanın ve gölgede kalın. Sık sık UV ışınlarına maruz
kalmak, katarakt ve göz küresinde melanom riskini artırır. Güneşe
çıktığınızda UVA ve UVB ışınlarını yüzde 100 engelleyen bir güneş
gözlüğü takmalısınız.
Gözlerinizin mükemmel görmesiyle övünseniz bile, zaman
zaman bir göz doktoruna görünmenizde fayda var. Uzmanlar,
“Gözler, kamera ya da ameliyat gereksinimi duymadan
damarları birinci elden görebileceğimiz vücuttaki tek yerdir”
diyor. Bu nedenle bir göz doktoru, yüksek tansiyon veya diyabet
gibi ciddi hastalıkları ilk tespit eden kişi olabilir. Kısacası
gözleriniz size sağlığınız hakkında birçok ipucu veriyor.
Yüksek tansiyonu olan kişilerin yüzde 20’sinden fazlası,
hastalığının farkında değil. Herkes göz doktorunu daha sık
ziyaret etseydi bu problem çözülebilirdi. Doktkorlar, “Yüksek
tansiyonu gözlerden fark etmemiz daha kolay, çünkü retina
damarlarında gümüş veya bakır rengi bir tabaka oluyor” diyor.
Yüksek tansiyon tedavi edilmezse retinadaki ve vücuttaki
damarlar sertleşebilir, bu da kalp krizi ve felç riskini artırır.
solunum hastalığı” (CSR) adı veriliyor. Bu rahatsızlık tipik
olarak aşırı zihinsel ve duygusal stres nedeniyle ortaya çıkıyor.
Bu durum bedeni o kadar zorlar ki retina sıvıları kabarcıklar
şeklinde dışarı akıtır. Uzmanlar, “Geçmişte bu hastalığın
genellikle A tipi kişiliği olan stresli erkeklerde ortaya çıktığı
biliniyordu, ama günümüzde artık kadınlarda da rastlanmaya
başladı” diyor. En bariz belirtisi, hastanın görüşünün bozulması
ya da belli bir noktaya odaklanmaya çalıştığında dalgalı çizgiler
görmesi. Çoğu vakada periyodik solunum rahatsızlığı stresin
azalmasıyla düzeliyor, ama düzelmezse hasta lazer ile tedavi
edilebiliyor.
SOLGAR
Eyebright Plus Lutein; bitkisel
ekstreleriyle mikrodolaşımı
artırarak göz dokusunun
beslenmesine ve atık
maddelerin uzaklaştırılmasına
yardımcı olur.
69,95 TL
NATURE’S BOUNTY
Lutein 6 mg, antioksidan
özelliğiyle göz dokusunu
serbest radikal hasarlarına
bağlı gelişen makular
dejenerasyon, katarakt gibi
durumlara karşı korur.
27,50 TL
Göz hijyenine dikkat edin. Lenslerinizi takıp çıkarmadan önce
mutlaka ellerinizi yıkayın. Ayrıca hiçbir zaman üzerinde yazandan
daha uzun süre kullanmayın. Lensleri kötü kullanmak, gözlerde
iltihaplanmaya ve kornea ülserine neden olabilir.
Düzenli kontrol yaptırın. Nasıl genel sağlığınız için yıllık kontrollerinizi
yaptırıyorsanız gözleriniz için de aynı şeyi yapmalısınız. Doktorunuz
hem gözlük numaranızın ilerleyip ilerlemediğine bakar hem de
glokom (göz tansiyonu) gibi diğer rahatsızlıkları araştırır. Ayrıca
ekran karşısında geçirdiğiniz zamanı da doktorunuzla paylaşmalısınız;
böylece CVS ile bağlantılı olası görüş sorunlarını da takip edebilmesi
kolaylaşır.
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 37
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Zayıf lama
FORMA
GİRMENİN
KISA
YOLU
>Uzmanlar kolları
güçlendirmenin
en etkili yolunun
yay çekmek
olduğunu
söylüyor.
Hayallerinizdeki vücudu gerçeğe
dönüştürmek hiç de zor değil! Spor yaparken
sizi motive edecek, vücut ölçülerinizi
şekillendirecek 14 öneri bu sayfalarda...
Ç
abuk geçer ve hep dardır. Sizin tarafınızda olduğunu
çok nadir hissedersiniz. Tabii ki zamandan
bahsediyoruz. Pek çok durumda onu suçlayabilir ya
da azlığından yakınabilirsiniz. Fakat rüyalarınızdaki
vücuda kavuşmak için artık o kadar da uzun zamana ihtiyacınız
yok. Son yapılan araştırmalar, zarif bacaklar, sıkı kalça ve
dümdüz bir karna kavuşmak için spor salonunda çok vakit
harcamanız gerekmediğini gösteriyor. İşin sırrı, akıllıca
ve birçok durumda kısa sürelerle egzersiz yapmak. Yapılan
araştırmalar, haftada toplam 90 dakika hızlı tempoda yapılan
egzersizin, dört buçuk saat yapılan düşük yoğunluklu egzersizle
aynı faydaları sağladığını gösteriyor. (Haftada üç saat ekstra
zamana merhaba!)
Forma girmenizi sağlayacak bu ipuçlarını aklınızda tutarak
egzersizinizden en iyi şekilde yararlanın ve zamanının
geri kalanı sizin olsun. Hayallerinizdeki vücudu gerçeğe
dönüştürmeye hemen başlayın.
40 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Zayıf lama
Dengede kalmak için karın
kaslarınızı kullanırsanız diğer kas
gruplarını da şekillendirebilirsiniz.
başka bir sebebi de şu: Araştırmalarda gereğinden uzun ısınma
hareketlerinin yorucu olabileceği ortaya çıkmış. Bunun yanında
uzun süren ısınma hareketlerinin gerçek egzersizden ödün
vermeye de yol açabileceğini gösteriyor.
2- Güçlü Başlayın
YAVAŞLADIĞINIZDA
Kuralların her zaman bir istisnası vardır ve o da burada:
Araştırmalara göre, aslında egzersiz seansının tam ortasında
bir mola vermek yağ yakımını artırır. Araştırmalarda, 30
dakikalık iki bisiklet seansının arasında 20 dakika mola veren
katılımcıların 60 dakika boyunca aralıksız binenlerden yüzde
20 daha fazla yağ yaktığı görülmüş.
Yapılan bir araştırmaya göre, egzersizin ilk yarısında kendini
zorlayıp ikinci yarısında yavaşlayan kişiler, tam tersini
yapanlardan yüzde 23 daha fazla yağ yakıyor. Ayrıca bu
çalışmada, orta yoğunluktaki bir egzersizden daha kolayına
geçmenin, antrenmanın tamamında daha az stres hissettirdiği
ve büyük ölçüde yağ yaktırdığı bulunmuş. Rutinden uzaklaşıp
zorlu bölgeye geçmek için bir neden daha.
1- Elinizi Çabuk Tutun
3- Doğru Müziği Seçin
Uzmanlar, “Ağır aksak ve zaman öldüren ısınma koşuları
yapmak yerine, 20 tane jumping jack hareketiyle (kolları ve
bacakları açarak zıplama) egzersizinizi ateşleyin” diyor. Bu basit
fakat etkili hareket, bir dakikadan kısa bir sürede üst ve alt
gövdenizdeki kasları aktifleştirip kalp ritminizi ve vücut ısınızı
artırır; sizi egzersize hazır hâle getirir. Isınmayı kısa tutmanın
Müzik, sizi hareketli tutup egzersizinizi sürdürmenizi
sağlayarak kısa zamanda daha fazla kalori yaktırır. 20
yıldır müziğin egzersize etkilerini araştıran uzmanlar,
“Egzersizininizin yoğunluğunu arttırmak için dakikadaki
vuruş sayısı 125 ile 140 arasında olan hareketli şarkılar
dinleyin” diyor.
Pratik Yiyeceklere Yönelin
SAĞLIKLI ŞEKİLDE BESLENEREK EN HIZLI SONUÇLARI
GARANTİLEYİN.
Yiyin
Boş mideyle egzersiz yapmak kas kaybına sebep olur. Yakıt tankı boşken egzersizinizin
yoğunluğunu artırmanız ve tam anlamıyla kalori yakmanız zorlaşır. Egzersizden bir ya
da iki saat önce, 100-200 kalorilik kompleks karbonhidrat ve protein atıştırın: 240 gram
yağsız yoğurt ya da biraz meyve ve bir parmak boyunda peynir gibi.
İçin
Sıcak ya da soğuk yeşil çay yudumlamak, egzersizden sonra kaslarınızın hızlıca
toparlanmasına yardımcı olur; böylece spor salonuna çok daha hızlı şekilde geri
dönersiniz. Araştırmalara göre, içinde tedavi edici antioksidanlar bulunan yeşil çay içen
sporcular, sadece su içenlere göre egzersiz sonrası daha az kas kaybetme tehlikesi
yaşıyor.
Atıştırın
Yapılan bir çalışmaya göre, kırmızı elma, orman meyveleri ve üzüm, dayanıklılığı ve
oksijen kapasitesini artıran ve egzersizi kolaylaştıran bir antioksidan olan kuersetin
içeriyor. Ayrıca araştırmacılar, bu maddenin egzersizden kaçma sebebi olan yorgunluğu
gidermeye de yardımcı olduğunu düşünüyor.
4- Yer Çekimine Karşı Koyun
Kalçanızı şekillendirmenin basit bir yöntemi, kullandığınız ağırlıkları
artırmak olabilir. Uzmanlar, “Kaslarınızı daha hızlı biçimde yağsız kas
kütlesi oluşturmaya zorlamak, daha sıkı ve kalkık bir kalçanın sırrıdır”
diyor. Bu ayrıca metabolizmanızı da canlandırır: Araştırmalar, daha ağır
dambıllar kullandıktan sonraki iki saat içinde, neredeyse iki katı kalori
yaktığınızı gösteriyor. Şu hareketi (bent-knee deadlift) haftada üç defa
egzersiz rutininize ekleyin: Bir çift ağır dambılı (altı kiloyu deneyin) yere
koyun ve squat pozisyonuna alçalıp ağırlıkları kavrayın. Kalçanızı ileri itip
kaslarınızı sıkarak hızlıca ayağa kalkın. Bunu 10 kez tekrarlayın.
5- Her Ay Bir Değişiklik Yapın
Bunu Deneyin:
STABILITY-BALL PIKE
Bu karın hareketi sadece gövdenizin
ortasını şekillendirmekten fazlasını yapar:
Omuzlar, üst sırt ve kalça kaslarını da
harekete geçirir. İşte bu yüzden işe yarar!
BİRİNCİ AŞAMA
Plank pozisyonunda başlayın: Ellerinizi
omuzlarınızın hemen altına koyun,
ayağınızın üst kısmını sağlık topunun
üzerine yerleştirin.
İKİNCİ AŞAMA
Karnınızı sıkı ve sırtınızı düz tutun;
kalçanızı olabildiğince yukarı kaldırırken
topu kendinize doğru çekin.
42 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Sonuç alamadığınızda yaptığınız ilk şey, içgüdüsel olarak koşu bandında ya
da eliptik bisiklette daha uzun zaman geçirmeye başlamak olabilir. Fakat
bu ekstra dakikalar sizi platodan (vücudun egzersize alışması) kurtarmaya
yetmez. Yapmanız gereken, her 28 günde bir egzersizinizi değiştirmek.
Bunu yapmak, gelişmeniz durmadan önce size bir şans verir. Uzmanlar,
“Vücudunuzun herhangi bir egzersize alışması dört ile altı hafta sürer. İlk
başta çok etkili olur, daha sonra beden daha az enerji kullanmaya başlar.
Gitgide daha az kalori ve yağ yakarsınız” diyor. Ancak iyi bir haber de var:
Fitness programını her ay baştan aşağı değiştirmenize gerek yok; günlük
koşunuza birkaç tepe yürüyüşü katmak gibi küçük yenilikler bile fark
yaratır.
6- Dengenizi Kaybedin
Farklı şeyleri bir arada yapabilme yeteneği, iş yerinde olduğu kadar
egzersizde de faydalı olabilir. Uzmanlar, “Üst gövde ağırlık egzersizlerinizi
(biseps curl, overhead press gibi) BOSU, denge tahtası ya da evinizdeki
kanepe gibi dengesiz bir yüzeyde yapın” diyor. Dengede kalmak için karın
kaslarını kullanırsınız; böylece karnınızı şekillendirirken bir yandan da
diğer kas gruplarını çalıştırmış olursunuz.
7- Koşmayın, Yürüyün
Mantığa aykırı gibi görünebilir ama tempolu bir yürüyüşle egzersiz
zamanını çok daha verimli kullanırsınız. Uzmanlar, “Hızlı yürüyüş
sırasında kaslarınız sizi yerde tutmak ve daha ileriye götürmek için çok
daha sıkı çalışır. Bu sayede hafif bir koşuyla karşılaştırıldığında daha
Zayıf lama
fazla kas kullanır ve daha çok kalori yakarsınız” diyor. Hızlı
bir yürüyüş, fiziksel olarak daha çok şey istediği için sizi
zorlar. Uzmanlar, “Tabii böyle bir yürüyüşte onları daha fazla
kullandığınız için baldırlarınız ve kalçanız da şekillenir”
diyor. Bu egzersiz sırasında bir çift yürüyüş sopası kullanın.
Bu sopaların sadece Ağrı Dağı’na tırmananlara gerektiğini
düşünebilirsiniz. Ancak sıradan yürüyüşçülere de faydası
olduğu kesin. Spor ekipmanlarının faydaları üzerine çalışmalar
yapan uzmanlar “Yürüyüş sopasıyla yürürken, elinde hiçbir
şey olmadan yürümeye kıyasla yüzde 20-25 daha fazla kalori
yakarsınız. Ayrıca üst gövde dayanıklılığınız yüzde 40 artar”
diyor. Ekipmanları dağcılık malzemeleri satan dükkânlarda
bulabilirsiniz.
8- Kollarınızı Güçlendirin
Uzmanlar, “Birçok egzersiz sarkan kolları hedef alırken,
üçgen şınavın bunların en etkilisi olduğu bilimsel olarak
kanıtlanmıştır” diyor. Şöyle yapılıyor: Şınav pozisyonunda
ellerinizi göğsünüzün altına getirip baş ve işaret parmaklarınızı
birbirine değdirerek üçgen şekli oluşturun. Vücudunuzla alçalın
ve kendinizi geriye itin. Yapabildiğiniz kadar tekrar yapın.
Bunun nedeni, kasların egzersiz yapmadan bile kalori yakıyor
olması. Beş kilo yağı beş kilo kasa çevirirseniz, egzersize ara
verdiğinizde bile günde ekstra 25-50 arasında kalori yakarsınız.
13- Kendinizi Motive Edin
Yapılan bir araştırmaya göre, içinden ya da sesli olarak
tekrarladığın “Çok iyi gidiyor” ya da “Bunu başarabilirsin” gibi
motive edici sözler, egzersizde iyi performans sergilemeye
yardımcı oluyor. Bir diğer deyişle, “İsterseniz başarırsınız!”
14- Daha Fazla Bölgeyi Çalıştırın
Uzmanlar, “Egzersiz sırasında olabildiğince fazla kası
çalıştırarak yağ kaybını hızlandırın ve spor salonunda
geçirdiğiniz vakitten tasarruf edin” diyor. Konunun uzmanları,
bir türlü üzerinden atamadığınız fazlalıklar için metabolizmayı
hızlandıran ve vücudun tamamını çalıştıran bu iki hareketi
tasarladı. Hareketleri 15 dakika boyunca ara vermeden arka
arkaya yapın.
9- Kardiyoyu Artırın
Tekrar yaparken daha hızlı olmaya çalışın. Yapılan
araştırmalarda, ağırlık kaldırma egzersizlerini hızlı yapanların,
normal hızda yapanlara göre ortalama 70 kalori fazla harcadığı
bulunmuş.
B
11- Eğim Verin
Bel çevrenizi inceltmek ve sonuçları daha hızlı görmek için,
haftalık kardiyo egzersizlerinden birini ağırlık egzersiziyle
değiştirin. Diyet yapanlar üzerinde gerçekleşen bir çalışmada,
bir grup haftada üç defa ağırlık egzersizi, diğer grup ise aynı
sürede aerobik egzersizi yapmış. Her iki grup da aynı oranda
kalori kaybetmiş ve aynı miktarda kilo vermiş (12 kilo). Fakat
ağırlık egzersizi yapan grup yüzde 100 yağ kaybederken,
kardiyo yapan grup yüzde 92 yağ ve yüzde 8 kas kaybetmiş.
44 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
B
A
10- Hızınızı Yükseltin
12- Akıllıca Değişimler Yapın
A
Cable Reverse Lunge with Row and Single-Leg Stand
Kablo makinesine dönün ve kabloyu sağ elinizle bel hizanızda (ya da daha aşağıda)
tutun. Avuç içlerinizi yere çevirin ve kabloyu gerilinceye kadar, kolunuzu düz tutarak
çekin. Sağ ayağınızla geriye adım atın, sol dizinizi 90 derece oluncaya kadar alçaltın
(a); bu başlangıç pozisyonu. Tek harekette, sağ dizinizi bel hizanıza kaldırırken kabloyu
koltuk altına çekin ve sol bacağınızın üzerinde durun (b). Başlangıç pozisyonuna dönün.
Altı tekrar yapın, ardından diğer tarafta tekrarlayın. topu kendinize doğru çekin.
Yavaş ve sabit hız, seksilik yarışında size başarı getirmez.
Araştırmalara göre, 15 hafta boyunca 20 dakikalık tempolu
bisiklet intervalleri yapan kadınlar, uzun ve sabit hızda
çalışan kadınlara göre üç kat fazla yağ kaybetmiş. Uzmanlar,
“Dönüşümlü olarak yoğun tempolu egzersiz ve toparlanma
şeklinde yapılan yüksek yoğunluklu interval, en iyi
egzersizlerden biridir. Vücudunuzu yağ yakan bir makineye
çevirmenin ve zamandan tasarruf etmenin etkili bir yoludur”
diyor. Koşu bandındayken şunu deneyin: Isındıktan sonra,
30 saniyelik bir sprint yapın (yapabildiğiniz en yüksek hızda
koşun), sonra 90 saniye hafif bir tempoda devam edin. Bunu altı
kez tekrarlayın, ardından beş dakika soğuyun.
Koşu bandının üzerinde her zamankinden yüzde 15 daha fazla
kalori yakmaya ne dersiniz? Uzmanlar, “Düz bir koşu ya da
yürüyüş yapmak yerine biraz (yüzde altı kadar) eğim verin. Bu,
kalori yakımını artırır” diyor. Rampa ne kadar dik olursa, o
kadar fazla kalori yakarsınız.
Bunu Deneyin:
C
Bunu Deneyin:
REVERSE LUNGE VE BICEPS CURL
Ayağınızın biriyle direnç bandının ortasına basıp, bandı el
tutacaklarından kavrayın. Diğer ayağınızla geriye adım atın, her
iki dizinizi de bükerek lunge pozisyonuna alçalın. Tutacakları
omuzlarınızın üzerine kıvırın. Ayaktaki pozisyonunuza dönün. 10 tekrar
yapın, ardından bacak değiştirin ve tekrarlayın.
AKILLI HAREKETLER
Birleşik egzersizler aynı anda bir kas grubundan fazlasını çalıştırır; bu
da vaktiniz dar olduğunda sizin için kârlı bir yatırım olur.
Stability-Ball Pushup and Jackknife
Kollarınızı omuz genişliğinde açıp düz tutarak şınav pozisyonuna geçin, kaval
kemiğinizi sağlık topunun üzerine koyun. Bu başlangıç pozisyonu (a). Vücudunuzu
düz tutarak göğsünüzü yere değecek kadar alçaltın (b), durun ve olabildiğince hızlı
şekilde kendinizi geriye itin. Ardından dizlerinizi bükerek topu kendinize doğru çekin,
sırtı düz tutun (c). Tekrar durun ve başlangıç pozisyonuna dönmek için hareketi tersten
tekrarlayın. Bunu bir tekrar olarak düşünün. Altı tekrar yapın.
Eczanelerde
Bulabilirsiniz
İlk Yardım ve Ayak Bakım Kategorilerinde Uzman Marka
Aft
Sürekli yenilikçi bir yaklaşım
Ağzınızın tadını
kaçırmasın!
K
İlk antiseptik içerikli yara bantlarını piyasaya tanıtan URGO, hastanelerde yanık tedavisi
için geliştirdiği Lipidokolloid Teknolojiyi de OTC kategorisinde piyasaya sunmaktadır. Bu
iyileştirme uzmanlığından yararlanarak su toplamaları ve nasırlar için sadece basit
koruma sağlamayan aynı zamanda iyileşmeye de yardımcı olan Hidrokolloid Teknoloji yara
bantlarını da tüketicilerle buluşturuyor. URGO markası, hastalarının rahatlığı için yenilik
misyonunu takip ederek 2003 yılında ilk sıvı pansuman ve Filmogel Teknolojiyi tanıtarak
ilk yardım kategorisinde devrim yaratmıştır. Her biri Filmogel Teknoloji ürünü olan URGO Çatlaklar, URGO Aft ve önümüzdeki yıllarda piyasaya
sürülecek olan yeni ürünlerle tüketicilere yenilikçi çözümler sunuluyor.
uyucu fil
r
o
m
Fransa’da köklü geçmişi ve yenilikçi çözümleri ile bilinen Vivasanté, Türkiye pazarına
%100 yabancı sermaye ile giriş yapıyor. Uzun dönemli büyüme ve uluslararası
gelişmeye odaklanan Vivasanté’nin geçmişi 1880’li yıllara dayanmaktadır. Vivasanté
Grubun bir parçası olan URGO Laboratuvarları ise 1958 yılında Fournier Laboratuvarları bünyesinde doğmuştur. URGO markası, ilk ürünlerinden bu yana sürdürdüğü
yenilikçi yaklaşımını günümüzde de sürdürüyor. Bu yenilikçi yaklaşım, tüketicilerin
günden güne değişen ihtiyaçlarını ve beklentilerini belirleyerek bu ihtiyaçları teknolojik ve bilimsel uzmanlığı ile karşılamasına dayalıdır. Güçlü ARGE yatırımları ile
desteklenmekte olan bu yaklaşım, URGO markasının kuruluşundan 50 yıl kadar
sonra Fransa’da yara bantları pazarında lider marka olarak yer almasına olanak
sağlamaktadır.
YENİ FİLMOGEL® TEKNOLOJİ
‡$FÔ\ÔKDòóHWLU
‡<HPHNVÔUDVÔQGDGD\DQÔNOÔGÔU
‡VDDWHNDGDUHWNLOLGLU
URGO, 2009 yılından bu yana Fransa’da eczacılar tarafından birçok kez en yenilikçi marka* olarak seçilmekte, yenilik ve uzmanlığa olan
tutkusu ile müşterilerine gelişmiş yüksek teknolojili çözümler sunarak uluslararası anlamda da büyümeye devam etmektedir.
*Direct Medica – 2009, 2011
C
URGO ARGE Direktörü Laurent Apert ile
Filmogel Teknolojiyi daha yakından tanıyın.
M
Y
CM
MY
Hastaların ve tüketicilerin ihtiyaçlarını
belirlemek, bu ihtiyaçları uzmanlığa
dayalı yenilikçi çözümler ile karşılamak
URGO markasının misyonudur. Filmogel
Teknoloji’nin
ve
uygulamalarının
geliştirilme fikri, bu misyonun bir
parçasıdır. İlk olarak, belirli bölgelerde
örneğin parmak uçlarındaki yarıklarda,
normal yara bantlarının etkinliğinin
yetersiz olmasından yola çıkılarak
Laurent Apert’in de (ARGE Direktörü)
dediği
gibi
şirketin
polimerler
üzerindeki güçlü uzmanlığından yararlanıldı: «Yıllar boyunca,
araştırma faaliyetlerimizin büyük bir çoğunluğunda film, lif,
kil veya başka formlarda olabilecek polimerler üzerinde
yoğunlaştık. Bu yüzden, belirli koşullar altında film oluşturabilecek polimer özelliklerine sahip farklı ve sıvı bir pansuman
yaratabilmek adına bu alanda araştırma yapmak bizim için
doğal bir süreçti.»
Uzun ve titiz çalışma süreci
Bu iyi bilinen özellik daha önceden boyalarda ve tırnak
cilalarında kullanılmasına rağmen tesirsiz bir kullanım
alanından biyolojik bir kullanıma çevrilmesi Laurent Apert
tarafından da kanıtlandığı üzere o kadar kolay değildi: «İnsan
sağlığı için medikal anlamda kullanabilmemize izin verilen
polimerleri seçmek birkaç yıllık bir çalışmanın sonucunda
gerçekleşti. Ayrıca cilt, tırnak, ağız mukozası gibi farklı yüzeylerde çalışmak da oldukça zordu. Bu durum, seçilen polimerleri her seferinde yeniden incelememize ve formülleri tamamen gözden geçirmemize neden oldu.
Aslında her durum üzerinde, özelliklerine göre ayrı ayrı
zaman harcadık. Mekanik dayanıklılığı olan, aşınmaya karşı
dayanıklı ama şeffaf ve aynı zamanda esnek bir film
arayışından yola çıktık. Daha sonra, iyileştirmek istediğimiz
soruna bağlı olarak özel bileşenler ekledik. Aft için mukoza
membranı ve yaranın iyi bir şekilde korunmasını sağlayacak
polimerler üzerinde çalıştık.»
CY
CMY
K
Yepyeni hedeflere doğru
Bu formülasyon zorluklarının yanı sıra, aynı zamanda içerik
uyumu ve istikrarlılık problemleri gibi teknik zorluklarla da
karşılaşıldı. Laurent Apert, bu durumu «Başlangıçta, bilinen
yara bantları ve pansuman yöntemlerinden farklı bir yola
çıktığımız için sahip olduğumuz teknik uzmanlığa rağmen her
şey o kadar da kolay olmadı.» şeklinde doğruluyor. «İlk
ürünümüz olan URGO Çatlaklar, bize güven verdi ve bu yoldan
gitmemiz konusunda bizi cesaretlendirdi. Bugün, en az on
uygulama üzerine çalışıyoruz. Hedefimiz, tüketicilerimizin
ihtiyaçlarına uygun olduğu kadar bu ihtiyaçları karşılayan
etkili, basit ve pratik çözümler sunmak.»
Aft yarası
ile geçer.
Bakım & Güzellik
Cilt kanserinden
korunun!
Onkologlar solaryum makinelerini genç kadınlar arasında görülen
ölümcül melanom vakalarının baş sorumlusu olarak görüyor.
Melanom, günümüzde 30 yaş altı yetişkinlerde görülen en yaygın
kanser vakaları arasında ikinci sırada. Sorunun en önemli bölümü
ise şu: Kadınların çoğu, kapalı mekânlarda maruz kaldığı bu ışınların
zararsız, hatta sağlıklı olduğunu düşünüyor ve bunu güzellik rutininin
bir parçası olarak görüyor. İşte korkutucu istatistikler ve dikkat çekici
grafikler eşliğinde açığa çıkan gerçek: Cilt kanseri öldürür.
Seden Gürel
48 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
T
ülay Korkmaz’ın kulağının arkasında bulunan koyu
kahverengi beni ilk fark eden kuaförü olmuştu.
O zaman 33 yaşında olan Tülay “Üzerinde fazla
durmadım, ama yine de bir dermatoloğa gittim, o da
bana bir şeyim olmadığını söyledi” diyor. Ancak bir yıl sonra
yine aynı kuaför, daha önceki benle aynı yerde, bu kez yeşilimsi
mavi renkte bir ben çıktığını fark etti. Tülay bu kez başka bir
dermatoloğa gitti ve bu kez biyopsi yapıldı. Sonuç melanomdu,
yani cilt kanserlerinin arasında en önemli olanı! En iyi ihtimalle
Tülay’ın cildinde çirkin bir yara izi kalacaktı, en kötü ihtimal ise
melanom yüzünden hayatını kaybedebilirdi.
“Evlenmeden önce birçok solaryum salonunda çalıştım” diye
anlatıyor Tülay. Yaklaşık yedi yıl boyunca, haftada ortalama
iki üç kez bronzlaşmak için solaryum makinelerini kullanmış.
“Kimse solaryumla bronzlaşmanın tehlikeleri hakkında
konuşmuyordu, birçok da müşteri gelip gidiyordu zaten. Bu
konuyu aklıma bile getirmemiştim” diyor.
Tülay, teşhisten birkaç hafta sonra, melanomu ve kulağının
üst çeyreğini aldırmak üzere ameliyata girdi. Doktoru kesmek
zorunda kaldığı kulak parçası için gereken estetik müdahaleyi
de yaptı. Ancak altı ay sonraki ilk kontrolde melanom geri
dönmüştü. Tülay bir ameliyat daha olacaktı ve bu kez kulak
memesinin üçte biri alınacaktı.
Didem Gonca ise dizinin arkasında fark ettiği şekilsiz bene
melanom tanısı konulduğunda sadece 23 yaşındaydı. Şu an
27 yaşında olan genç kadın, “Solaryuma annemle birlikte
gitmeye başladığımda 17 yaşındaydım. Üniversitedeyken
40 yaş altındaki kadınlarda
görülen cilt kanseri vakaları, 1970
yılından bu yana kat kat artmış
durumda. En büyük sebep ise
solaryum gibi görünüyor.
haftada iki ya da üç kez gitmeye başladım. Bronzlaşmanın iyi
bir şey olmadığını biliyordum ama kanser olacağım hiç aklıma
gelmemişti doğrusu. En azından bunun 20’li yaşlarımdayken
başıma geleceğini hiç düşünmemiştim” diyor.
Yapılan en yeni araştırmalara göre 1970 yılından bu yana 1839 yaş arası kadınlarda görülen melanom vakaları inanılmaz
ölçülerde arttı. Uzmanlar, “Öyle görülüyor ki melanom, genç
kadınları vuran yeni salgın. Diğer türlerde de artışlar var, ama
kadınlarda melanom oranının böylesine artması gerçekten
şaşırtıcı” diyorlar.
20’li ve 30’lu yaşlardaki kadınlarda bu ölümcül hastalığın
görülme sıklığındaki ürkütücü artışın olağan şüphelileri
arasında ozon tabakasının incelmesi ve daha bilinçli olduğumuz
hâlde önlem almadan güneşlenmeye devam etmemiz de var.
(Hatta yine son yapılan araştırmalardan birinde yetişkinlerin
yarısının, 18-39 yaş arasındaki kadınların ise yüzde 66’sının
geçen yıl en az bir kez güneşte fazla yandığı ortaya çıkmış.)
Öte yandan bu faktörler kadınları ve erkekleri aynı şekilde
etkilediğinden, doktorlar kadınlar arasında melanomun salgın
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 49
Bakım & Güzellik
Melanom hastalarından alınan
bazal ve skuamöz hücre karsinomu
yüzünden yara izlerinin iyileşmesi
uzun yıllar alıyor.
hâline gelmesinde solaryumun asıl suçlu olduğunu düşünmeye
başladı. Solaryumla bronzlaşmak, melanom riskini yüzde 75
oranında artırıyor.
Konunun uzmanları, “Solaryum makinelerini kullananlarda
melanom oluşumu, diğerlerinden çok daha fazla” diyor.
Aldanış + İnkâr
Yine geçtiğimiz yazın ardından üniversite öğrencileri arasında
yapılan bir araştırma, genç kadınların neden hâlâ bronzlaşmak
için solaryuma gitmeye devam ettiğini saptamaya çalışmış.
Bu yöntemi tercih edenlerin yüzde 59’u “Günümüzde her
şey kanser yapıyor zaten” demiş. Yüzde 54’ü bunu “Diğer
insanların yaptığı birtakım şeylerden daha riskli değil” şeklinde
yorumlamış. Araştırmayı yapan uzmanların yorumu ilginç:
“Nasıl olsa başıma bir şey gelecek yaklaşımı ne tuhaf! Gençler
ne kadar hassas olduklarının farkında bile değiller.” Başka bir
deyişle sağlığına zarar verebilecek durumların artılarını ve
eksilerini değerlendiriyor ama sonuçta artılarına daha çok önem
veriyorlar.
Uzmanlar “Gençken odak noktanız arkadaş edinmek, uyum
sağlamak, iş bulmak ve âşık olmaktır. Yanık bir ten size bunları
sağlayabilir gibi bir algılamanız olabilir” diyor. Maalesef bu
algı doğru! Cildiniz bronzsa “Çok sağlıklı görünüyorsun!”
“Işıldıyorsun!” gibi komplimanlar havada uçuşuyor. 1980’lerden
beri ülkemizde solaryum makineleri bir tür alışkanlık yarattı
adeta. Kansere sebep olması ise kimseyi vazgeçirmeye yetmiyor.
Hatta üniversiteli kadınların bile çoğu solaryumu güneş altında
>Güzellik
uykusuna
solaryumda
yatamazsınız!
Solaryumun kansere sebep olması
kimseyi onlardan vazgeçirmeye
yetmiyor. Oysa güzellik uğruna
ödenen bedel fazla yüksek!
BRONZLAŞMA
BİRKAÇ
SANİYEDE:
Vücudunuz yüksek
dozda ultraviyole A
(UVA) ışınıyla karşı
karşıya kalıyor:
Güneşten alınanın
yaklaşık 12 katı.
50 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
BİRKAÇ
DAKİKADA:
Uzun dalga boyuna
sahip olan UVA ışınları
cildinize işlemeye
başlıyor. Zaman
içerisinde üst
katmanlarda bulunan
kolajen ve elastini
kırarak kalıcı hasarlara
yol açıyor. Bunun olası
sonucu, 20’li yaşlarda
oluşmaya başlayan
kırışıklıklar, cilt
sarkması ve güneş
lekeleri.
UVA ışınları cildinizin
derinlerine işleyerek
DNA’nızı oluşturan
hücrelere hasar
vermeye başlıyor.
Bağışıklık sisteminiz
saniyeler içerisinde
saldırıya uğradığını
hissediyor ve POMC
adlı gene sinyaller
gönderiyor. Bu gen, cilt
yüzeyinin her
milimetrekaresine
yaklaşık 1.000-2.000
adet melanosit
pompalamaya başlıyor.
SÜRECİ
AYNI
SIRADA:
POMC geni bedeninizi
endorfin salgılamaya
zorluyor. Beş dakika
içerisinde, solaryumda
olmak size büyük bir
keyif vermeye başlıyor.
Maraton koşucularına
benzer bir coşku
yaşıyorsunuz.
Melanositleri, DNA’nızı
herhangi bir hasardan
korumaya çalışan küçük
kahverengi şemsiyeler
olarak düşünün. Bunlar
kahverengi olduğu için
teniniz bronzlaşmaya
başlıyor.
DİĞER BİR DEYİŞLE:
Yani DNA’nızın hasar
gördüğünün bir işareti. Bronz
ten, aslında bütün bedenini
kaplayan bir yara kabuğu.
19
Ultraviyole B (UVB)
ışınları cilt yüzeyinizi
kızartıyor.
RILE Y HOONAN (İLLÜSTR ASYONL AR)
SOLARYUMA
GİRDİĞİNİZ ANDAN
İTİBAREN OLUŞAN
HASARLAR
yatmaktan daha sağlıklı buluyor. Solaryuma giden birçok kadın,
solaryumun güneşten çok daha zararlı olduğundan ya haberdar
değil ya da bundan şüphe duyuyor. Sadece yüzde 35’lik bir
kesim güneşe çıkmadan önce solaryumda biraz bronzlaşmanın,
cildi güneşin vereceği hasarlardan korumanın sağlıklı bir yolu
olmadığının farkında. Bu bilgi eksikliği, solaryum salonlarının
müşterilerine cilt kanseri ya da diğer riskler konusunda
gerçekleri açıklamamasından da kaynaklanıyor. Hatta bu
BU DA CİLDİNİZDE
KIZARIKLIK, YANMA
VE BATMA HİSSİNE
SEBEP OLUYOR.
SONRAKİ
SAATLER VE
GÜNLERDE:
Hücreleriniz alt üst
oluyor ve kendini
kopyalamaya başlıyor.
Yeni hücreler DNA’nızda
hasar görenlerin yerini
almaya çalışıyor. Ne var ki
bu yeni hücreler oluşurken
küçük hatalar ortaya
çıkabiliyor.
BU DA NE?
Bu hatalar hücre
mutasyonlarına yol açıyor.
Mutasyonlar skuamöz
hücrelerde gerçekleştiğinde
skuamöz hücre
karsinomuna, bazal
hücrelerde gerçekleştiğinde
ise bazal hücre
karsinomuna yol açabiliyor.
Peki, bu mutasyonlar
melanositlerde
gerçekleşirse ne oluyor?
MELANOM.
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 51
Bakım & Güzellik
Bronzlaşmak sadece cildi
kırıştırmakla kalmaz DNA’nızı da
değiştirir.
bu durum, hasta şanslıysa ve tanı erken konulduysa geçerli.
Skuamöz ve bazal hücre karsinomları (melanom olmayan
iki cilt kanseri türü), vücudun diğer bölümlerine sıçramaz,
melanom ise bambaşka bir canavardır. Bir melanom sadece
1 milimetre (yani üç tuz tanesi kadar) derinliğe sahipse bile
lenf bezlerine yayılmış olma ihtimali yüzde 10’dur. Sonra da
diğer organlara sıçrar ki eğer bu gerçekleştiyse hastayı öldürme
ihtimali yüzde 85’tir.
Bağımlılık Gerçeği
Solaryum makinelerindeki UV ışınlarının cildi nasıl etkilediği
bilinmesine rağmen bu sahte bronzlaşma yöntemini hâlâ
kullanılıyor. Olası sebep ise bronzlaşmanın tıpkı birtakım
uyuşturucular gibi bağımlılık yaratıyor olması. Uyuşturucu ve
alkol bağımlılığı üzerine araştırmalar yapan bazı uzmanlar,
“Bazal hücre karsinomu, hatta melanom tanısı koyduğumuz
genç hastalar, tedaviden sonra da bronzlaşmaya devam
ediyorlar” diyor. Uzmanlar, bağımlılık kriterlerine uygun
(bırakmaya çalışıp bırakamayan, kendini iyi hissetmek için
daha sık gitmek isteyen, arkadaşları, işi ve hobilerinden
bronzlaşmak uğruna vazgeçen) solaryum kullanıcılarını iki
seans boyunca monitöre bağlayarak gözlemlediler. Bunlardan
biri normal bir seanstı, diğeri ise birincisiyle tıpatıp aynı ama
makinelere UV ışınlarını kesen bir filtrenin konmuş olduğu
bir seans. Her ikisinde de katılımcıların beynindeki kan akışı
ölçüldü.
Uzmanlar, gerçek solaryum seansından sonra katılımcıların
beyninin ödülle bağlantılı bölümünde bir aktivite oluştuğunu
gördü. Kişilerde tekrar solaryuma gitme isteği uyandıran
buydu. Sahte seansın sonrasında ise katılımcılar yeterli ışın
alamadığını bildirmişti. Beyinlerinin ödül merkezinde UV ışını
aldıklarında oluşan hareket oluşmamıştı.
Beyaz Tenin Güzelliği
salonların çoğu, kapalı alanda bronzlaşmanın sağlık açısından
ne kadar yararlı olduğu konusunda gayet iddialılar.
Kalıcı İzler
Dermatologlar melanomun hızla artmasının yanı sıra genç
kadınların bu hastalığın tedavi yöntemleri konusundaki
bilgisizliğinden de endişeleniyor. Uzmanlar, “Cilt kanserlerinin
çoğunun, hatta erken aşamada yakalanan melanomun bile
tedavisi mümkün olduğu için kadınlar maalesef konuya gereken
önemi vermiyor. Pek çok kişi, kanserli doku kesilip atıldığında
her şeyin yoluna gireceğini düşünüyor.” diyor.
Kulağına yeni bir estetik ameliyat yapılacak olan 35 yaşındaki
52 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Tülay’ı ele alalım. Doktorları melanomun geri gelme ihtimali
olduğunu, bu nedenle ikinci bir operasyon için üç ay beklemesi
gerektiğini söylemişti. Tülay tam bir yıl bekledi: “Bu ameliyat
için iki hafta izin kullanmam gerekiyor, ama işe daha yeni
başladım. Doktor kaburgamdan kıkırdak alarak kulağıma
ekleyecek. Kıkırdağın üzerinde deri oluşunca kulağımı ayıracak
ve üzerine deri grefti (deri nakli) yapacak.”
Melanom hastalarının başına gelen tek şey, cilt kanserinin
potansiyel şekil bozukluğu yaratma etkisiyle karşı karşıya
kalmak değil. Doktorlar, hastalarının yüzlerinden çok miktarda
bazal ve skuamöz hücre karsinomu almak zorunda kaldıklarını
ve yara izlerinin iyileşmesinin yıllar sürdüğünü söylüyor. Tabii
Bronzlaşma konusundaki toplumsal baskı, yavaş da olsa eskiye
oranla azalmaya başladı. Anne Hathaway, Nicole Kidman,
Emma Stone ve Kristen Stewart gibi yıldızlar, kırmızı halı
davetlerine azıcık bile bronzlaşma çabasına girişmeden
katılıyor. Pek çok kişi de dizi oyuncularının bronzluğuna
kavuşmanın hayatın amacı olmadığını kabul etmiş durumda.
Yine de bunlar genç kadınların bronzlaşma isteğine hâlâ yeteri
kadar ket vuramıyor.
Didem bugün “O salonlara ilk gitmeye başladığım günkü
baskıyı keşke hiç hissetmemiş olsaydım” diye düşünüyor: “O
zaman bana verilen mesaj -ki bu günümüzde hâlâ geçerli- yanık
tenin güzellik anlamına geldiğiydi. Kadınların fark etmesi
gereken şey, bu yanık teni nasıl bir bedel ödeyerek elde ettiği.
Başınıza gelecekleri bugün düşünmeyebilirsiniz, ancak ne
sıklıkta bronzlaştığınızın ya da salon çalışanlarının size ne
söylediğinin bir önemi yok. Bronzlaşmak sadece cildinizi
kırıştırmakla kalmaz, ayrıca DNA’nızı da değiştirir ve kansere
sebep olur.”
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 53
Bakım & Güzellik
EN ETKİLİ
GÖZ KREMLERİ
Her sezon hayatımıza yeni bir yaşlanma karşıtı krem giriyor. Önemli
olan göz çevresini mor halkalar, kırışıklıklar, torbalanma, kaz ayakları ve
ince çizgilerden koruyan yaşlanma karşıtı içerikleri tanımak. Resveratrol,
madecassoside, C vitamini, askorbik asit gibi içerikler kullanılarak yaratılan en
Tuğçe Kayar
etkili göz kremleri karşınızda…
Gözler yüzün bir parçasıdır ama
yüz kremlerinin göz çevresindeki
hassas bölgeye etki etmesini
bekleyemezsiniz. Siyah halkalar, kaz
ayakları, sarkma gibi problemleri
olan göz çevresi özel ilgi bekler.
Her türlü göz çevresine uygun bir
göz kremi elbette bulunur. Ayrıca
göz problemlerinize uygun kremi
bulduğunuzda ürünü buzdolabında
saklarsanız daha fazla etki eder.
İyice soğumuş ürün, gözaltlarındaki
şişkinliği bertaraf ederek güne yorgun
gözlerle başlamanızı engeller.
MOR HALKALAR
İÇİN İDEAL
Dermalogica
Göz çevresindeki sorunlara
yönelik özel ürünü “Total Eye
Care SPF15” doğal içeriğiyle
mor halkaların görünmesini
engellerken, şişliklerin ve
kırışıklıkların azalmasına yardımcı
oluyor.
187,00 TL
56 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
CANLANMA
İÇİN İDEAL
Caudalie
İçeriğinde Bordeaux bölgesinde
yetişen en kaliteli Grand Cru
üzümlerini bulunduran Premier
Cru asma ve üzümün en değerli
ve etkin içeriklerini bir araya
getiren cildin gençlik formülü.
225 TL
GÖZ VE KİRPİK
İÇİN İDEAL
Vichy
Hem kirpikler hem
de göz çevresine
uygulanan Liftactive
Serum 10, yaşlanma
belirtileri ile her
yönden savaşıyor.
89,9 TL
İNCE ÇİZGİLER
İÇİN İDEAL
Uriage
Peptilys Eye Contour
Cream, içeriğindeki
aminoasit kompleksi
Tripeptid G.H.L. ile cilt
yenilenmesini uyararak
ilk yaşlanma belirtileri
olan ince çizgi ve
kırışıklıkları gideriyor.
79 TL
FOTOYAŞLANMA
İÇİN İDEAL
Skinceuticals
Aox Eye Gel,
phloretin, l-askorbik
asit ve ferulik asit
içeriği ile yaşlanma
belirtilerinin
önlenmesine yardımcı
olur. 292 TL
ANTIAGING
İÇİN İDEAL
DDF
Bio-Moisture Eye Serum,
özel olarak formüle
edilmiş bir göz çevresi
serumu kadar etkili,
anti-age göz çevresi
kremi. Krem, oluşabilecek
yaşlanma etkilerini önler
ve geciktirir.
315 TL
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 57
Bakım & Güzellik
Gözaltında morluk ve koyu renkli halkların
oluşumunda en önemli sebeplerin başında kişinin
genetik yapısı gelir. Gözü çok fazla yormak,
uykusuzluk, stres gibi faktörler de göz çevresindeki
sorunlara neden olmakla birlikte bazı göz
rahatsızlıkları da gözaltı morluklarını artırabilir.
Göz altlarında morluk ve koyu renkli halkaların
görünümünden şikâyetçi olanlar uzman tavsiyesi
KOYU HALKALAR
İÇİN İDEAL
Babé
Anti-Ageing Göz Çevresi Kremi,
göz çevresindeki kırışıklık,
torbalanma ve koyu halka
görünümlerini azaltır. Cilde sıkılık
ve parlaklık kazandırır.
72,50 TL
58 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
olmaksızın kozmetik ya da bitkisel uygulamalara
yönelebiliyor. Oysa ki göz altı morlukları gözde fark
edilmeyen bir rahatsızlığın habercisi ya da anemi,
demir eksikliği ya da böbreklerle ilgili bir hastalığın
dahi belirtisi olabilir. Renk koyuluğu ise çoğunlukla
yapısaldır.
Göz altlarında morluk ve renk koyuluklara yol açan
diğer nedenleri şöyle sıralayabiliriz: Gözaltındaki
damarların cildin yüzeyine çok yakın olması, gözün aşırı
TORBALANMA
İÇİN İDEAL
Nuxe
Nemlendirici ve yorgunluk giderici
Crème Prodigieuse serisinde yer
alan göz çevresi bakım kremi
yaşlanma belirtilerine ve gözaltı
torbalarına karşı bakım sağlıyor.
75 TL
LEKELER
İÇİN İDEAL
ESTHEDERM
Whitening Repair Eye Contour
Cream, olgun ciltlerin göz
çevresindeki mikro-sirkülasyonu
artırıyor ve lekeleri gideriyor.
Göz konturunu sıkılaşıp
dolgunlaştırıyor. İçeriğindeki gotu
kola ve oligopeptit ise kolajen
üretimini destekliyor. 99 TL
yorulması, bazı göz hastalıkları, astım, alerji, anemi,
demir eksikliği, böbrek ya da karaciğer rahatsızlıkları
gibi hastalıklar, atopik dermatit, dermatomyositis,
egzama gibi cilt hastalıkları, alkol ve sigara kullanımı,
yorgunluk, uykusuzluk, stres ve yaşlanmaya bağlı
olarak kolajen kaybı.
Göz etrafındaki deri vücudumuzun en hassas derisi
GÖZ ÇEVRESİ
İÇİN İDEAL
Lierac
Bu kadifemsi cilt bakım
ürünü, göz çevresi için
tam bir yaşlanma karşıtı
çözüm sunar, yaşlanma
nedeni ile oluşan göz
çevresi problemlerini
çözer.
195 TL
LEKE PROBLEMİ
İÇİN İDEAL
Murad
Güneş nedeni ile göz
çevresinde oluşan ince
çizgilerin yanı sıra lekelenmelere
ve gözaltındaki halkalanmalara
karşı etkili olan Essential-C Eye
Cream SPF 15 – C göz çevresini
güneşin zararlı etkilerinden
korumaya yardımcı oluyor.
255 TL
olduğu için göz kremini dikkatli kullanmanız gerekir.
Bunun yanında göz çevresi kremlerini kullanmak
için 25 yaşında olmayı beklememelisiniz. Zira göz
kremleri ilk kırışıklıklar, şişkinlik, morluk veya göz
altı torbalarını gidermek için değil göz etrafındaki
derinin yaşlanmasını geciktirir. Bu nedenle göz
kreminin kırışıklık, morluk veya gözaltı torbaları
henüz oluşmadan önce kullanılması gerekiyor.
GECE KULLANIM
İÇİN İDEAL
Cosmed
Vitamin, mineral,
antioksidan ve lesitin
açısından zengin
olan Göz Kırışıklık
Giderici Gece Kremi
göz çevrenizdeki cilt
hücrelerini yeniler ve
besliyor.
57 TL
KIRIŞIKLIK
İÇİN İDEAL
Avene
Kırışıklık düzeltici
çok bir ürün
olan Ystheal +
Contour Des Yeux
göz çevresi için
mükemmel sonuç
vaat ediyor.
74 TL
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 59
Bakım&Güzellik
Uzmanlar rozaseanız varsa
sivilcelerin sadece burun, yanak ve
çenede toplandığını söylüüyor.
Avene
Antirougeurs Jour,
içeriğinde bulunan
aktifler sayesinde
kuru ciltlerde
oluşan kızarıklığı
baskılar ve yesil
pigmentler ile
kızarıklığı nötralize
eder.
59,90 TL
TriDerma
Bioderma
Itch-E Skin Relief,
çeşitli nedenlerle
cilt iritasyonu
yaşayan ciltleri
nemlendiriyor;
yanma, kaşıntı
kızarıklık gibi
sorunları azaltmaya
yardımcı oluyor.
58 TL
Sensibio AR
Cream yatıştırıcı
ve nemlendirici
etkisiyle hem
anlık hem de uzun
süreli kızarıklık
sorunlarının
giderilmesine
destek oluyor.
64,50 TL
ROSACEA VE
CİLT KIZARIKLIĞI
Gözenekleri etkileyen bir yangı olan rozasea en sık görülen deri hastalığı
olarak karşımıza çıkıyor. Rozasea tedavisinde etkili ürünleri sizin için araştırdık.
La Roche
Posay
Cildi güçlendirmek
ve kızarıklığı
gidermek için çok
yönlü koruma
içeren Rosaliac
UV, uzun süreli
etki sağlayarak,
cildi derinlemesine
yatıştırıyor.
64,50 TL
60 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Darphin
Kızarıklıkları ve
tahrişleri azaltan
Intral Redness Relief
Soothing Serum,
ciltteki gerilme
hissini hızlı bir
şekilde gidererek,
cilde yumuşak ve
pürüzsüz bir yapı
veriyor.
199 TL
BioNike
Lierac
Süt benzeri dokulu
parlak serum
Luminescence
tüm küçük cilt
kusurlarının
görünümünü
fark edilir bir
şekilde azaltıyor
Cildin parlaklığını,
canlılığını geri
kazandırıyor.
225 TL
Tipik kuperoz
eğilimli ciltlerdeki
kızarıklığı ani
olarak yatıştıran
ve oluşumunu
önlemeye yardımcı
Defence Rosys
Intensive Drops
kılcal damarların
bütünlüğünü
koruyor ve
kırılganlığını
azaltıyor.
79,5 TL
Nuxe
Tüm ailenin
kullanımı için ideal
olan Rêve de Miel
hassas yüz ve vücut
yıkama jeli, yoğun
bal özlü formülü
ile kuru ve hassas
ciltler için üstün
hijyen sağlıyor.
69 TL
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 61
Bakım&Güzellik
SkinCeuticals
Uriage
Roséliane Cream
2F cildi yatıştırıp
rahatlatır, cilt
bariyerini yeniden
yapılandırarak
zararlı dış etkenlere
karşı cildi korur.
59 TL
Hassas ya da
problemli ciltler
için özel olarak
geliştirilmiş bir
formüle sahip olan
Phyto Corrective
Gel Nemlendirici,
cilt rengine eşitlik ve
aydınlık kazandırıyor.
159 TL
Topicrem
Cumlaude
Lab
Çok kuru ve hassas
ciltler için deniz
suyu formülüyle
geliştirilen
Hydralaude
Cream SPF 15
güneş korumalı
nemlendirici, nem
sorununu ortadan
kaldırıyor.
69,50 TL
Babe
Kızarıklığa eğilimli
hassas ciltlerin
kullanımına uygun
Anti-Redness Care,
cildi nemlendirir,
yatıştırır ve tonunu
eşitler.
84,50 TL
62 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Murad
Tüm hassas cilt
tipleri tarafından
kullanılabilen
Recovery Treatment
Gel, ciltteki kızarıklık
ve hassasiyeti
azaltmayı
desteklerken,
cilt bariyerini
güçlendirmeye
yardımcı oluyor.
255 TL
Özellikle toleransı
düşük ciltler
için geliştirilmiş
Rich Soothing
Cream, tüm aile
kullanımına uygun
olup yatıştırıcı ve
sakinleştirici etki
gösteriyor.
59,40 TL
Bakım & Güzellik
SELÜLİTLE
SAVAŞMAK
Çukurlar, tepecikler, peynir yüzeyine benzer bir cilt ya da
portakal kabuğu görünümü... Adına ne derseniz deyin, en
fit vücutlarda bile görülebilen ve kadınların yüzde 90’ının
şikâyetçi olduğu, çok sık görülen bu genetik yatkınlık için
estetik cerrahlar “Sihirli bir tedavi yöntemi bulmak oldukça
güç” yorumu yapıyorlar. Oysa selülit görünümünü iyileştirmek
ve cildinizi daha düzgün göstermek için başvurabileceğiniz
yöntemler de mevcut.
“Düzenli kullanım
sonrasında
portakal kabuğu
görünümünden
kurtulmanıza
yardımcı oluyor.”
Darphin
Contouring
Slim Gel selülit
görünümünün
giderilmesine ve
selülit oluşumunun
engellenmesine
yardımcı olur.
500 ml: 215 TL
“Hemen kuruma ve
leke yapmama
özelliği sayesinde
sürdükten sonra
rahatça giyinip
dışarı çıkabilirsiniz.”
“%100 bitkisel
kaynaklı konsantre
yapısıyla cildin
derinlerine nüfuz
ederek selülit
görünümünün
giderilmesine
destek oluyor.”
Cosmed
Anti Selülit
Losyon bölgesel
kan dolaşımını
arttırarak inatçı yağ
dokusu hücrelerini
parçalıyor ve yeniden
şekillenmesini
sağlıyor; selülit
oluşumunun da önüne
geçiyor.
62 TL
Lierac
Caudalie
İnceltici Etkili Vücut
Peelingi Crushed
Cabernet Scrub, hassas
soyucu özelliği ile cildi
yatıştırıyor ve besliyor;
selülit görünümünü
azaltıyor. 55 TL
Su tutmaya eğilimli
çukurlu ciltler
için geliştirilmiş
Ultra Body Lift 10,
yüzde 10 oranında
aktif kafein
konsantrasyonu
sayesinde
portakal kabuğu
görünümünü
azaltıyor. 89 TL
İnceltici ve Selülit
Karşıtı Etkili Vücut
Yağı Contouring
Concentrate’nin,
içeriğindeki esansiyel
yağlar kan dolaşımını
hızlandırıyor ve toksin atıcı
etki gösteriyor. 65 TL
Murad
Firm and Tone Serum,
Selülit ve Çatlaklara
Karşı Serum’un cildin
genel görünümünde
yüzde 80’e, selülit
ve çatlakların
görünümünde yüzde
69’a varan etkili
sonuçlar veriyor.
302 TL
64 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 65
Bakım & Güzellik
“Cildi sıkılaştıran
etken maddelerin
güçlü bir
kombinasyonuyla
güçlendirilen patentli
selülit karşıtı
kompleks içeren
serumdur.”
Elancyl
Lierac
Body-Slim Vücut
Losyonu, selülit ve
çukur görüntüsünde
azalma, bacak ve
basen bölgesinde
incelme ve daha sıkı
bir cilt sağlar. 129 TL
Bliss
FatGirlSlim Selülit Karşıtı
Gündüz Kremi, kafein
teknolojisi ile cildi gözle
görünür bir biçimde
sıkılaştırmayı ve portakal
kabuğu görünümünü
azaltmayı destekliyor. 129 TL
Offensive
Cellulite
doğal içerikli
inceltici jel,
pürüzsüzleştirici,
yeniden
şekillendirici ve
1 ay içerisinde
tekrarlamayı
engelleyici
etkisiyle selülitle
savaşıyor. Kalça
ve baldır 2’li
paket: 134,85 TL
“Bakım yapılacak
bölge üzerinde kan
dolaşımını
hızlandıracak şekilde
masaj yapılarak
günde tek bir defa
uygulanması
yeterlidir.”
Nuxe
Karın ve kalça bölgesinde
su tutulmasından kaynaklı
selülitlere karşı Selülit
Giderici İnceltici Vücut
Yağı çözüm sağlarken,
ödem oluşumunu
engelliyor. 89 TL
Vichy
Selülit ve inatçı
sorunlu alanları
için üretilmiş özel
ürün Cellu Destock,
yağ hücrelerinin
oluşumunu azaltır.
89,90 TL
66 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
“Cildi sıkılaştıran etken
maddelerin güçlü bir
kombinasyonuyla
güçlendirilen patentli
selülit karşıtı kompleks
içeren serumdur.”
Nuxe
Selülit Giderici
İnceltici Vücut Serumu
yağ stoklamasını
durdurmaya, yağları
yakmaya ve vücudu
şekillendirmeye
yardımcı oluyor. 99 TL
Bakım & Güzellik
İYİ BAKTERİLER KÖTÜ BAKTERİLERE KARŞI
“PROBİYOTİK” NEDİR?
BUNU BİLİYOR
MUYDUNUZ?
CFU olarak anılan
koloni oluşturan
bakteriler, probiyotik
bir besinde bulunan
canlı bakteri sayısını
belirtmektedir.
Bağırsaklarımızda iki tür bakteri bulunur: iyi bakteriler ve kötü
bakteriler; vücudumuzda bunların ikisinin de bulunması gerekmektedir.
Fakat kötü beslenme, stres, yaşlanma ve hatta antibiyotik kullanımı
gibi etmenler iyi ve kötü bakterilerin dengesini bozarak, kötü
bakterilerin bu alana hükmetmesine yol açar; bu yüzden sindirim
sorunları, akne ve egzama gibi sorunlar yaşarız. Diyetisyenler, “Sağlıklı
bir bedenin patojen ve bakterilerden yüzde yüz arınmış, aseptik
bir ortam olmaması gerekir.” diyor ve ekliyor; “Probiyotikler kötü
bakterilerin yol açabilecekleri tehlikelere karşı iyi bakterileri destekler
ve dengeli bir ortam oluşmasını sağlar.”
Bazı gıdalarda doğal olarak bulunan, bazen de besin takviyesi şeklinde bulunabilen
probiyotikler, “iyi bakteriler” olarak özetlenebilir. Uzmanlar; “Bu bakteriler sağlığımızı
bir şekilde iyi yönde etkileyerek, bizlere fayda sağlayan canlı organizmalardır.
Sindirim fonksiyonlarımızı güçlendirir, enfeksiyonlara sebep olan hastalıklara karşı
bağışıklığımızı güçlendirirler.” diyor. Binlerce farklı bakteri sınıfı bulunmaktadır ve bu
bakterilerden hiçbiri vücudumuz için en ufak olumsuz bir etkiye yol açmaz. Dahası,
bu bakteriler bağırsaklarımızda doğal olarak bulunan bakterilere benzemektedirler.
Probiyotik ürünlerde en sık karşılaşılan iki bakteri türü, süt ürünlerinden elde edilen
laktobasilus ve bifidobakteriyumdur.
BAKTERİLER YAŞLANMANIN ÖNÜNE GEÇEBİLİR Mİ?
PROBİYOTİK
GÜZELLİK
PROBİYOTİKLER, SİNDİRİM SORUNLARI GİBİ
DAHİLİ VE AKNE GİBİ HARİCİ CİLT SORUNLARINI
TESKİN ETMEYE YARDIMCI OLABİLİR. ORAL
YOLDAN ALINAN PROBİYOTİKLERİN HEM CİLT
HEM DE VÜCUT ÜZERİNDE SAYISIZ FAYDALARI
VARDIR. DERMATOLOGlar “PROBİYOTİKLERİN
DOĞAL ANTİENFLAMATUAR ÖZELLİKLERİ, CİLT
BAKIM ÜRÜNLERİNDE TERCİH EDİLEN BİR İÇERİK
OLARAK YER ALMALARINI SAĞLAMAKTADIR.”
DİYOR. PROBİYOTİKLER TOPİKAL OLARAK
KULLANILDIKLARINDA AKNE, ROSACEA, MILLIA,
DERMATİT VE PSORIASIS’E YOL AÇAN BAKTERİLERİ
YOK EDERLER. Probİyotİkler aynı zamanda
KIZARIKLIK VE ENFLAMASYONU DA YOK EDEREK,
ERKEN YAŞLANMA BELİRTİLERİNE KARŞI UZUN
VADELİ BİR KORUMA DA SAĞLARLAR.
10
MİLYON
GÜNLÜK
PROBİYOTİK BİR
ÜRÜN İÇİNDE
BULUNMASI
GEREKEN
BAKTERİ SAYISI
68 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
70
%
GASTROİNTESTİNAL
SİSTEMİN BAĞIŞIKLIK
SİSTEMİMİZDEKİ
BULUNMA ORANI
Solgar
Probiyotik besin desteği
Advanced Multi-Billion
Dophilus, doğal insan
florasına kolaylıkla adapte
olabiliyor, bağışıklık
ve sindirim sisteminin
güçlenmesini sağlıyor.
59,50 TL
S:
C:
VÜCUDUM DÜZGÜN BİR BİÇİMDE ÇALIŞMAK
İÇİN PROBİYOTİKLERE BAĞIMLI HALE GELİR Mİ?
Evet. Fakat bunda endişelenmenizi gerektirecek bir
durum yok. Eğer vücudunuzun düzenli probiyotik
kullanımı ile daha düzgün çalıştığını hissediyorsanız,
bırakın böyle devam etsin. Uzmanlar, “Aslında bu oldukça
iyi bir durumdur çünkü vücudun iyi bakteri sayısını
belirli bir düzeyde tutması gerekir. Eğer yüksek içeriğe
sahip bir probiyotik destek kullanıyorsanız ya da doğal
probiyotik içeren gıdalarla besleniyorsanız; sindirdiğiniz
iyi bakteriler vücudunuzda bulunanlarla tamamen aynı
bakteriler olacaktır.” diyor.
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 69
Bakım & Güzellik
PROBİYOTİKLERİN
GÜZELLİK AÇISINDAN
SAĞLADIKLARI
FAYDALAR
SAĞLIK AÇISINDAN
SAĞLADIKLARI
FAYDALAR
FAYDALARI
SİNDİRİM SORUNLARINI AZALTIR
Özellikle antibiyotik kullanımından kaynaklı ishal
durumunu gidermek için probiyotiklere başvurulur.
Probiyotikler laktoz intoleransını gidermek ve
spastik kolon rahatsızlığını iyileştirmek için de
kullanılmaktadır. Vücut süt ve süt ürünlerini parçalamak
için gerekli enzimleri üretemediğinde, bu ürünlere
karşı intolerans oluşur. Bazı probiyotiklerin süt ve
süt ürünleri enzimlerini kırmaya yardımcı olabildikleri
düşünülmektedir.
AKNEYİ GİDERİR
Akne bakterilerin aşırı çoğalması
dolayısıyla da olşabildiği için probiyotik
kullanımı akne sorunu yaşayan ciltlerin
iyileştirilmesinde de kullanılabilmektedir.
Teoride, probiyotikler midedeki iyi
bakterileri destekleyerek, bu faydalı
bakterilerin sayılarını artırırlar. Uzmanlar;
“Kısa vadede enflamasyonu ve
enfeksiyonu engellerler. Topikal kullanımda
zararlı bakterilere karşı koruma sağlar;
cildin doğal dengesini destekler; koruyucu
bir bariyer oluşturarak, cildin doğal bakteri
florasını destekler ve böylelikle akne
oluşumunu engellerler.” diyor.
> Nature’s Bounty
Probiyotic Acidophilus,
içinde probiyotikle beraber
bulunan prebiyotik
etkili pektin, bakterilere
besin sağlayarak yaşam
sürelerinin uzatılmasına
yardımcı olur. 47,50 TL
70 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
İçerisindeki üç milyar
canlı organizmayla
probiyotik takviye sağlayan
Acidophilus, sindirimi
geliştiriyor, bağışıklık sistemi
fonksiyonlarını desteklerliyor
ve enfeksiyonlara karşı vücut
direncini geliştiriyor. 49 TL
BAZI ENFEKSİYONLARA
KARŞI ÇALIŞIR
Bazı uzmanlar Bifidobakteriumun,
bağırsakların pH düzeyini dengeleyerek;
Salmonella ve E. Coli gibi bakterilerin
üreyerek, gelişmelerini engellediğini
savunmaktadır.
EGZAMA TEDAVİSİ
Seven Seas
Multibionta Probiotic Multivıtamin’in günlük
desteğiyle, organizmanın kendini daha iyi
savunmasına ve daha zinde hissetmesine
yardım eder. 41 TL
Uzmanlar, “Egzamanın ciltteki dengesizlik
yüzünden meydana geldiği ve bu
dengesizliğin cilt bariyerine zarar verdiği
düşünülür.” diyor ve ekliyor; “Probiyotikler,
iyi bakterilerin oksijen salınımı yapmalarına
izin vererek cildin daha rahat nefes
almasını, dolaşımın artmasını ve cildin
sağlıklı olmasını sağlamaktadırlar.”
NEZLE VE GRİP TEDAVİSİ
Fizyoloji, Biyokimya ve Beslenme
Enstitüsü araştırmacıları, nezle ve grip
tedavisi yöntemi olarak probiyotiklerden
faydalanarak; günlük olarak belirli dozda
probiyotik ve vitamin alan kişilerin çok
daha az hastalandıklarını ve daha çabuk
iyileştiklerini tespit etti.
SORUN ÇÖZEN
HAPLAR
PROBİYOTİK HAPLAR SİNDİRİME
YARDIMCI OLDUKLARI VE İMMÜN
SİSTEMİ DESTEKLEDİKLERİ İÇİN
VÜCUDUMUZA HEM DAHİLİ
HEM DE HARİCİ FAYDALAR
SAĞLARLAR.
PROBİYOTİKLERİ NEREDE
BULABİLİRSİNİZ?
YAŞLANMAYI
YAVAŞLATIR
Güneş, sigara, hava kirliliği gibi etmenler
dolayısıyla cilt bariyerinin yıkıma
uğraması, zararlı bakterilerin olumsuz
etkilerini rahatça gösterebildikleri
bir ortam yaratır ve bu yüzden
enflamasyonlar, enfeksiyonlar, elastikiyet
ve kolajen kaybı oluşarak, kırışıklar
meydana gelir. Uzmanlar; “Probiyotikler
nemlenmeyi artırmaya, hücre
fonksiyonlarını canlandırmaya, olgun
ciltleri canlandırmaya, cildi yumuşatarak,
pürüzsüzleştirmeye yardımcı olur.” diyor.
> Natrol
Probiyotikleri ve bunlar içinden hangisinin
sizin için doğru ürün olduğunu bulabilmek
için siz de eczacımıza danışın ve en doğru
ürüne ulaşın.
> BUZDOLABINDA MI SAKLASAK?
NBL
Gıda takviyesi Probiotic Gold, aktif
probiyotik lif içeriği ile sindirim
sistemini dengelemeye yardımcı
olurken C vitamini de içermektedir. 36
TL. İki milyar aktif probiyotik,5 vitamin
ve lif içeriği ile Probiotic ATP, bebek
ve çocuklarda bağışıklık sistemini
güçlendiriyor. 36 TL
Bir zamanlar sadece buzdolabında saklanan
probiyotiklerin faydalı olacaklarına dair bir kanı
vardı; soğukta saklanan bakterilerin
daha canlı kalacaklarıdüşünülürdü fakat artık
bu durum değişti. Hem buzdolabında hem
oda sıcaklığında saklanabilen probiyotiklerin
vücudumuza fayda sağladığı biliniyor. Size
düşen, hayat tarzınıza uygun olanı seçmek.
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 71
Alışveriş
6
YENİ
NE VAR
NE YOK ?
1
11
Yeni ürünler arasında öne
çıkanlar, raflarında yerini alan
kremler, makyaj ürünleri...
2
16
8
1- Medko Kozmetik
Krem haline getirilmiş argan yağı içeriğiyle saç tellerini
kaplayan Organix Moroccan Argan Creme Şampuan,
UV ışınlarından zarar gören saçlarınıza bakım yapıyor.
34 TL
2- Darphin
11- Vichy
Yeni saç kaynağındaki kök hücrelerin etkili
çalışmasını destekleyen saç bakım ürünü Vichy
Dercos Neogenic, içerdiği Stemoxydine ile 90 günde
1.700 yeni saç telinin çıkmasını sağlıyor. 219 TL
12
7
12- Phyto
Çok kuru saçlar için özel olarak geliştirilen PHYTO
9, nemlendirici ve besleyici özelliklere sahip dokuz
ayrı bitki ekstresinin birleşiminden oluşuyor. Saçları
içten dışa besleyerek saça anında parlak, esnek ve
yumuşak bir görünüm veriyor. 55 TL
Hafif şeftali kokusu ile dikkat çeken Silky Moisturizing
Lotion, cildin doğal nemlendirme mekanizmasını
harekete geçiriyor. 73 TL
3- Q Spa
Cildi besleyen termal Mineralli su spreyi
içeriğindeki selenyum ile güçlü bir antioksidan
etkiye sahip . 19,90 TL
13- Topicrem
Anında bir ışıltı veren ve sıklaştırıcı etki sağlayan
Radiance Serum, cildinizi mükemmel şekilde
nemlendiriyor. 99 TL
4- Kapaderm
Kapaderm krem günlük cilt bakımında nemlendirici
olarak kullanılabildiği gibi güneş yanıklarında,
tahrişlerde, pişik ve meme başı bakımında da
faydalı. 17,90 TL
3
14- Ducray
Sensinol Şampuan, hava kirliliği, stres, uygun
olmayan şampuanların kullanımı sonucunda
hassaslaşan saç derisinin rahatlamasına, kaşıntı ve
yanma hissinin hafiflemesine yardım ediyor.
9
5- Abdi İbrahim
A.i.d boğaz pastili ailesinde ballı ve propolisli, ekinezya
ve C Vitaminli, meyan köklü ve hurmalı olmak üzere
dört farklı ürün bulunuyor. 10 TL
39,50 TL
15- Optimer
Yüzde 100 kaplayıcı özelliğe sahip saç boyası
Fashion Colore Natura, yoğun ve uzun ömürlü
renkleriyle dikkat çekiyor. 33 TL
6- Cosmed
4
Cilt yapısında uzun süreli nem dengesinin
oluşumuna yardımcı olan DAY – TO – DAY
Vanilyalı Nem Maskesi, gözeneklerin sıkılaşmasına
yardımcı oluyor. 55 TL
13
7- Bioderma
Pürüzsüz bir cilt için kızarıklık önleyici BB krem
Sensibio AR, içeriğindeki altın deniz yosunu ile cildi
yatıştırıyor. 64,50 TL
8- Bioderma
Hassas bebek ve çocuk cildinde görülen tahrişi
yatıştırmaya yardımcı olan ABCDerm Peri Oral krem,
cilt bariyerini yeniden yapılandırıyor. 34,50 TL
10
10- Solgar
5
72 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Zengin bir lif kaynağı olan Multiple Fiber Formula,
içeriğindeki keten tohumu lifi ve karnıyarık otu ile
sindirim sisteminin düzenliyor. 49,95TL
16- Balparmak
18
Arı ürünleri karışımlarından oluşan ve doğal destek
niteliği taşıyan Balparmak’ın yeni serisi Apitera,
arıların mucizelerini evlere taşıyor. 40 TL
17- Lierac
Güneşin zararlı ışınlarından koruyan Sunific
Solaire 2 Iridescent Milk Spray, cildinize anti-aging
etki verirken bronzlaşmaya yardımcı oluyor. 109 TL
14
18- Esthederm
Cildi canlandırarak enerji ile dolduran Cellular
Water, yüzde 100 aktif içerikten oluşuyor. 69 TL
9-StriVectin SD
Göz Çevresi Kırışıklıklarını Önleyici Konsantre Serum,
göz çevresine canlılık getiriyor ve mor halkaları azaltıyor.
İçeriğindeki kafein ile hücresel enerjiyi artırıyor, şişlikleri
gideriyor, serbest radikallerle ve antioksidanlarla
savaşıyor. 275 TL
17
19- Murad
15
Altın Yosun ve meyve özleri barındıran nem
maskesi Age Diffusing Firming Mask, cilde hızla
nüfuz ederek sıkılaştırmaya ve toparlamaya
yardımcı oluyor. 270 TL
20- Kelo-Cote
Silikon jel Kelo-Cote, operasyon sonrası hipertrofik
ve keloid yara izlerini önlenmesi ve tedavisine
yardımcı oluyor. 49 TL
19
20
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 73
Alışveriş
Cosmed
Epilasyon
sonrasında kullanılan
ve tüyleri kontrol
altına alarak
büyüme sürecinin
gecikmesine
yardımcı olan Tüy
Azaltıcı Serum
alışverişinize tüy
azaltıcı vücut
losyonu ya da tüy
azaltıcı yüz kremi
hediye! Serum: 45 TL
YAZIN
ışıltılı
hedİyelerİ
Bioderma
Yazın özel kampanyalı ürünlerle daha bakımlı olma vakti geldi.
Hesaplı fiyatlarıyla serumlar, şampuanlar, dudak ve yüz kremleri
yazın en özel hediyelerinden.
Karma ve yağlı ciltlere yönelik Sebium, nemsiz
ciltler için Hydrabio ve hasass ve kızarıklığa eğilimi
ciltlere uygun Sensibio serilerinden herhangi 3 ürün
aldığında 2 ürün fiyatı ödeniyor.
Tuğçe Kayar
Darphin
Biocodex
Selülit görünümünün giderilmesine
ve selülit oluşumunun engellenmesine
yardımcı olan Contouring Slim Gel
avantajlı fiyatıyla 215 TL’ye satışa
sunuluyor.
Cilt lekeleri
üzerine etki
gösteren BioTaches Solaire
veya sivilce
tedavisine de
yardımcı olan
Papulex UV güneş
koruyucularından
alan herkese
plaj çantası veya
makyaj çantası
hediye. 55TL
Avène
Caudalie
Yaz aylarında yüksek korunma faktörlü
Avène Spray 50 ve Avène Emulsion
50 aldığınızda güneş sonrası bakım
losyonu Reperateur Après Soleil hediye
ediliyor. 124 TL
Cildi güneşe karşı korurken
anti-aging koruma da sağlayan
Vinoperfect Leke Serumu alana
Soleil Divin Anti-Aging Etkili
Güneş Koruyucu 50 Faktör
hediye ediliyor. Vinoperfect
Leke Serumu: 175 TLSoleil-Divin
Anti-Aging Etkili Yüz Güneş
Koruyucu 50 Faktör: 65 TL
Cildinizin ihtiyacı
olan maksimum
bariyeri
oluşturarak güneş
koruması sağlayan
ürünlerden 2 adet
satın alan herkese
plaj çantası hediye.
Bariesun SPF 50+
Güneş Koruyucu
Krem: 56 TL
Çatlakların görünümünü
engellemeye karşı etkili
olan Phytolastil jel özel
kampanyalı fiyatıyla 158 TL
yerine 108 TL
Mustela
Dermalogica
365 gün, gün ışığından korunma sağlayan
biri SPF’li nemlendirici olmak üzere üç ürün
alışverişine orijinal boy (50 ml.) Active Moist
veya Skin Smoothing Cream (50 ml.) hediye
ediliyor.
74 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Uriage
Lierac
İçinde hamileler
için çatlak
kremi ve vücut
nemlendiricisi
olan kofre göğüs
ucu çatlak kremi
hediyesiyle satışa
sunuluyor.
145,90 TL
Babe
Aşırı terlemeyi dengeleyerek koltuk altı
bölgesinde son derece etkili sonuçlar veren rollon deodrant, 32 TL yerine 23,90 TL’ye satılıyor.
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 75
Çocuk & Aile
kendi başlarına eğlenemezler. Bu nedenle diğer ebeveyn
otomobili kullanırken siz çocuğunuzun yanına oturun.
• Otomobilde geçecek zamanı günde altı saatten fazla tutmayın.
Ek olarak, iki saatte bir güvenli ve bilindik yerlerde molalar
verin. Böylece siz ve çocuğunuz, yeni bir yolculuk için hazır
hale gelirsiniz.
• Çocuğunuzu güneşten koruyun. Koruma kremleri ya da
aracınızın camlarında güneşlikler kullanın.
Hamilelik Sırasında Seyahat
Pek çok hamile kadın doğum tarihi yaklaşana kadar güvenle
yolculuk yapabilir. Yine de ne kadar uzağa gittiğiniz,
rahatsızlık düzeyi, yolculuk şekli ya da yeri ve hamilelik riskli
mi değil mi sorularının yanıtlarına göre uyulması gereken
kurallar değişiklik gösterir. Seyahatinizi planlamadan
önce doktorunuza danışın. Doktor kontrolünde bulunması
gereken rahatsızlıklarınız varsa bu süreçte yolculuk yapılması
önerilmez.
Yola Çıkmadan Önce Doktorunuza Danışacaklarınız:
• Tam bir sağlık kontrolü yaptırın.
• Acil bir durumda bulunduğunuz yerde iletişime geçmeniz
gereken doktorun adını belirleyin.
• Kontrol sonuçlarınızın bir kopyasını yanınızda götürün.
• Güvenli reçetelendirilmemiş ilaçlarınızın listesini yanınızda
bulundurun.
Denizaşırı Yolculuk Yapıyorsanız Dikkat Edin:
• Gerekli tüm aşılarınızı olun.
ŞİMDİ seyahat zamanı!
Seyahat etmek çok zevkli ve keyif verici
bir şey olsa da eğer yanınızda bir bebek
ya da çocuk varsa bu keyif her an kâbusa
dönüşebilir. Buna izin vermemek için
önerilerimiz var.
Müge Serçek Biroğlu
Uçak Yolculuklarında
• Talebin düşük olduğu zamanlarda seyahat edin. Talep
düşüklüğü gideceğiniz yer ve sezonla ilgilidir, bu yüzden
bunu bir turizm şirketine danışabilirsiniz. Uzun süreli
duraklamaların olduğu ya da gecenin geç saatlerinde
aktarmaların yapılacağı uçuşlardan özellikle kaçının.
• Bileti alırken koltuğunuzu da ayırtın. Biletinizi aldıktan
sonra, check-in işlemlerinizi de bir an önce yaptırmalısınız
Uçuş gününüzde, koltuk seçimi için hava alanına erken gidin.
Unutmayın ki pek çok havayolu şirketi en iyi koltukları sık uçan
müşterileri ve iş adamları için saklıyor.
• Bebeğinizin uyku düzenini uçağınıza göre ayarlamaya
çalışın ki bebeğiniz uçakta uyusun. Çocuğunuzun normal
76 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
• Gideceğiniz yerde yemek ve suyun güvenli olup olmadığından
emin olun.
• Denizaşırı ülkelerde sağlık sigortanızın geçerli olup
olmadığını kontrol edin.
Nasıl Başa Çıkacaksınız?
Çocuğum uçakta öfke nöbeti geçirirse ne olur?
Sakin olun! Yeni yürümeye başlayan çocuğunuz çılgına
dönerse, yapacağınız en kötü şey ona sinirlenmektir. Uzmanlar,
“Siz panik olduğunuzda çocuğunuzun da tansiyonu yükselir,
gerginliği artar ve sonuç daha üzücü olabilir” diye uyarıyor.
Öfke Nöbetini Yatıştırmak İçin Neler Yapmalı?
Onun en sevdiği ninniyi mırıldanın ya da onu bir oyuncakla
oyalamaya çalışın. Bu nöbet uçaktayken gerçekleştiyse uçuşu
bozmaktan kaçının ve insanların ne düşündüğüyle ilgili çok
endişeye düşmeyin. Yolculuğunuzun daha rahat geçmesi için
taşınabilir çantanıza abur cuburlar ve çeşitli oyuncaklar almayı
unutmayın. Şişeler, damlatmayan bardaklar ve emzikler seyahat
çantanız için gerekli araçlardır çünkü uçağın kalkış ve iniş
esnasında emmesi çocuğunuzun kulak basıncını rahatlamanın
en akıllıca yoludur. Son olarak, çıkış kapısında uçağa önceden
binmek isteyip istemediğinize karar verin. Uçağa erken binerek
yerleşmeniz için daha fazla zamana sahip olursunuz, fakat
uçağa erken binmeniz çocuğunuzun daha fazla oturacağı
anlamına gelir. Başka bir alternatif olarak, uçağa binmek için
yapılan son çağrıya kadar siz çocuğunuzu etrafta yürütürken,
eşiniz de uçağa önceden binip bebeğinizin araç koltuğunu
kurabilir.
>Çocuğunuzun
öfke nöbetlerini
yatıştırmak
için en sevdiği
şarkıyı
mırıldanın.
düzenine uyum sağlaması işinizi kolaylaştıracaktır. Ortam
değişikliğinden dolayı biraz uykusu kaçsa dahi çok kısa bir
sürede rutin uykusuna dalacaktır.
• Çocuğunuza kolay çıkarılabilir giysiler giydirin. Hava alanları
ve uçaklar bir süre sıcakken, hemen ardından soğuyabilir.
• Kulak ağrısı için tetikte olun. Çocuğunuz son zamanlarda
kulak iltihabı ya da soğuk algınlığı geçirdiyse uçağa binmeden
önce doktorunuzun onayını alın. Kabindeki hava basıncının
değişmesi ağrıya sebep olur ama biberon ya da damlatmayan bir
bardaktan bir şeyler içiyor olması genellikle bu sorunu çözer.
Rahatsızlanmaya başladığını anladığınız anda bir şeyler içmeye
başlasın.
• İçecekleri kolay ulaşılabilir bir yerde tutun. Uçuş, çocukları
yetişkinlere göre daha susuz bırakır, bu yüzden yanınıza
yeterince sıvı aldığınıza emin olun.
Otomobil Yolculuğunda
• Doğru zamanı seçin. Bebeğiniz uçağa göre daha rahat seyahat
edebilir. Ancak bu, bebeğinizin huysuz ve yorgun olmayacağı
ya da onu araba tutmayacağı anlamına gelmez. Çocuğunuzun
normal uyku zamanında yola çıkın ve mümkün olduğunca
yavaş gidin, böylece yolculuğun bir kısmında uyuyor olacaktır.
• Çocuğunuzu eğlendirin. En bağımsız çocuklar bile bazen
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 77
Çocuk & Aile
Uçakla yapılan yolculuklarda
çocuğunuzun kulak ağrısı için
tetikte olmalısınız.
Bir Otelde Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Rezervasyon yaptırmadan önce oteli doğrudan arayın ve
mekânın aileye uygunluğundan emin olmak için sorular sorun.
Bebek yatağı ve bebek arabası kiralayabiliyor musunuz? Oda
servisi seçeneklerinde çocuk mönüsü bulunuyor mu? Uzmanlar
önceden birtakım sorular sormanızın size bazı avantajlar
sağlayabileceğini belirtiyor. Mesela kalacağınız otelin çocuk
bakıcılığı yapan birimlerinin olup olmadığını öğrenerek
tatilinizi daha kolay planlayabilirsiniz. Tercih ettiğiniz otel her
ne kadar çocuklu ailelere uygunsa da oteldeki odanıza girdikten
sonra mini barınızı kilitlemeli, güvenliksiz pencere ve balkonlar
gibi potansiyel tehlikelere yönelik önlemler almalısınız.
>Kalacağınız
otelin bakıcılık
hizmeti verip
vermeğini
öğrenerek tatil
planı yapın.
Bebeğime Jet-Lag’den Kurtulması İçin Nasıl Yardım
Edebilirim?
Uzmanlar, “Çocuklara yeni bir zaman dilimine geçiş için
yardım ederseniz, onlar ilginç bir şekilde çabucak alışırlar”
diyor. Örneğin, yeni saat diliminde beslenme alışkanlığı
açısından öğle yemeği ve akşam yemeğini değiştirmeniz
gerekirse ilk gün yemek saatini 15 dakika geriye alın, ikinci gün
30 dakika ve bunu uygun zamanı yakalayana dek yapın.
Jet-lag sonucu yaşayacağınız diğer problem ise uykudur. Eğer
sadece birkaç saat farklılık varsa çocuğunuzun yatma zamanını
çabuk algılaması açısından, havanın kararmasının hemen
ardından tatil yapacağınız yerde olmayı deneyebilirsiniz.
Daha uzun saat değişiklikleri için, gecenin en son uçuşuna
bilet alın. Bu yöntem çocuğunuzun uçakta uyumasına sebep
olabilir ve indiğinizde kafası karışmaz. Farklı bir mekânda
kendini yabancı hissetmemesi için onun rutinlerine uymaya
çalışın. Genellikle onu siz yıkıyorsanız ve yatmadan önce kitap
okuyorsanız seyahatinizde de aynı şeyi yapın ve en sevdiği
battaniyesi ya da oyuncağı gibi kendisini evde hissedebileceği
şeyleri yanınıza alın.
Hamilelere Öneriler
Pek çok insanın korkularına rağmen, uçmak genellikle
hamilelikte güvenlidir. ABD’deki çoğu havayolu şirketi
hamileliğin 36. haftasına kadar uçağa binilmesine izin veriyor.
Hamileliğin bir hastalık olmadığını bilerek önlemlerinizi alın
ve tatilin keyfini çıkartın.
Hamilelere Konfor Önerileri
• Uyumak için kendinize ekstra zaman ayırın. Seyahat
insanları yorar. Kendinize yolculuk sonrasında uyumak için
ekstra zaman ayırın.
• Rahat ayakkabı giyin. Çorabınız ve kıyafetinizin
sıkmadığından emin olun.
• Havayolunu tercih ettiyseniz koridor tarafında oturun.
Koridor tarafındaki koltuklar etrafta dolaşabilmenizi ve tuvalete
kolayca ulaşmanızı sağlar.
• Günlük yaşamınıza aynen devam edin. Günde üç öğün
yemeğinizi yiyin ve olabildiğince normal oranlarda uyuyun.
• Çok sıvı tüketin. Uçakta, otobüste ya da trende hava çok kuru
olabilir ve vücudunuz susuz kalır. Bu yüzden sıvı tüketmeye
özen gösterin.
• Otobüs, tren ve uçakta öne oturun. Sarsıntı ön koltuklarda
daha azdır ve hareket hastalığının etkisini daha az yaşarsınız.
• Sık sık yürüyün. Hemen her saat ayaklarınızın üzerine basın.
Bu ayak şişliklerinizi indirir ve daha rahat hissettirir.
• Diyetinize lifli yiyecekler ekleyin. Kabızlık, hamilelik
süresince olağan bir problemdir ve yolculuğun etkisiyle artma
eğilimi gösterir. Bu yüzden lifli yiyecekleri tercih edin.
• Mide bulantısını engellemek için yanınıza kraker, meyve suyu
ya da diğer hafif yiyeceklerden alın.
• Kat kat giyinin. Üst üste giyebileceğiniz ya da tek tek
çıkarabileceğiniz şekilde kat kat giyinin. Teri çekmesi açısından
pamuklu kıyafetleri tercih edin.
• Dayanıklı bir yatakta uyuyun. Sırt problemlerinden
korunmak için yatağınızın tam olarak desteklediğinden emin
olun, sert sırtlı sandalyelerde oturun ve zaman zaman sırt
kaslarınızı çalıştırın.
78 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Çocuk&Aile
1- Çocuğumun babasıyla olan ilişkisini pozitif yönde
etkilemek, bir anne olarak benim görevlerimden biri.
• Doğru
• Kısmen doğru
• Nötr
• Kısmen yanlış
• Yanlış
2- Eşim iyi bir baba olmak için uğraşıyor ama ebeveynlik
konusunda yeterli bilgiye sahip değil.
• Doğru
• Kısmen doğru
• Nötr
• Kısmen yanlış
• Yanlış
3- Eşim çocuğumuza yeterli zaman ayırıyor ama çocuğun
gerçekten neye ihtiyacı olduğunu anlamıyor.
• Doğru
• Kısmen doğru
• Nötr
• Kısmen yanlış
• Yanlış
4- Çocuğumun eşimle geçirdiği zamandan yarar
sağladığına inanıyorum.
• Doğru
• Kısmen doğru
• Nötr
• Kısmen yanlış
• Yanlış
5- Çocuğumun babası yerine benimle daha iyi ilişkiler içinde
olması, kendine güveninin gelişimi açısından daha önemli.
• Doğru
• Kısmen doğru
• Nötr
• Kısmen yanlış
• Yanlış
6- Eşim, çocuğumuzu hayal kırıklığına uğratmamak
adına, neyin nasıl yapılması gerektiğini anlatmama
gereksinim duyuyor.
• Doğru
• Kısmen doğru
• Nötr
• Kısmen yanlış
• Yanlış
Bekçi bir anne misiniz?
Her ne kadar ebeveynlik görevlerini eşinizle
paylaşmaya çalışıyorsanız da aslında çocuğunuzla
ilgili her kararı siz veriyor olabilirsiniz. İpleri
gereğinden fazla elinizde tutup tutmadığınıza karar
vermek için testimizi uygulayabilirsiniz.
80 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Ç
ocukları hakkındaki her kararı kendileri veren,
eşlerine bile bu konuda pek çok kural ve sınırlama
getiren birçok anne var. Eğer testimizdeki 1, 2, 3,
5 ve 6. sorularda “kısmen doğru” ya da “doğru”, 4.
soruda da” kısmen yanlış” veya “yanlış” cevaplarından birini
işaretlediyseniz, bizim “bekçi anne” olarak tanımladığımız
annelerden biri olabilirsiniz.
Bir bekçi anne, eşinin, çocuğun yetiştirilme sürecine ne kadar
dahil olması gerektiği ve bir baba olarak yeterliliği konusunda
kesin fikirlere sahiptir. Bu tip anneler, farkında olarak ya
da olmayarak eşlerine, çocukları konusunda ne yapılması
gerektiğini en iyi kendilerinin bildiği mesajını verirler.
Çocukların önünde eşleriyle konuşma şekilleri bu düşünceye
göre şekillenir. Bir yandan eşlerinin çocuklarla kaliteli zaman
geçirmesi gerektiğini belirtirken, bir yandan da satır altında,
işleri ele alma biçimlerini tenkit ederler. Örneğin bir bekçi anne
şöyle diyebilir: “Lütfen Ali’nin önünde nasıl konuştuğuna dikkat
eder misin? Söylediklerini anlayabilir!” Bu arada Amerika’da
yakın zamanda yapılan anket sonuçları da, katılımcıların yüzde
41’inin, eşleri çocuklarıyla ilgilenecekleri zamanlarda onlara
neyin nasıl yapılması gerektiğine dair detaylı bir liste verdiğini
gösterdi.
Bekçi anne olmanın bir problem olmadığı durumlar da var,
örneğin boşanmış çiftler söz konusu olduğunda, annenin bu
tutumunu pozitif anlamda kullanması, eski eşini çocuğun
hayatına daha çok dahil etmesini sağlayabilir. Ancak, kontrolcü
tutumlarınızın ucu kaçarsa bu hem eşinizin çocuklarla olan
ilişkisini hem de evliliğinizi olumsuz etkileyebilir. Selin ve Salih
Ç., sekiz yaşın altında üç çocuğu bulunan bir çift. Salı ve cuma
günleri Selin Ç. geç saate kadar çalıştığı için ancak çocuklar
yattıktan sonra eve gelebiliyor, bu günlerde eşi işten erken
çıkıp çocuklara bakıyor. Selin Ç., bu günlerde eşinin yapması
gerektiğini düşündüğü şeyleri detaylı olarak not edip kendisine
bırakmaya başlayınca, her hafta düzenli olarak kavga etmeye
başladılar. Bu durum eşinin bir gün patlayıp, “Eğer yalnız
bir anne olmak istiyorsan sorun değil, ama eğer istemiyorsan
davranışlarını değiştirmen gerekiyor!” demesine kadar vardı.
Eşinize iyi bir iş çıkaracağına dair güvendiğinizi
gösterdiğinizde, çocuklara bakmak konusunda daha aktif
bir rol üstlenmek için motive olacaktır. İngiltere’de bulunan
Cambridge Üniversitesi’nde görev yapan psikolog Dr. Michael
Lamb yaptığı bir araştırmada, yeni babalardan, bebeklerinin
bakımına dair bir görev gerçekleştirmelerini istedi. Eşleri
yanlarındayken babalar, bir şey yapmadan önce, “bunu yapmam
uygun mu?” gibi, onay almak istermişçesine hep eşlerine
baktılar. Ancak tek başlarına olduklarında, görevlerini gayet
etkin ve kendilerinden emin bir şekilde yerine getirdiler.
Eşinize güvenmeniz ve onu cesaretlendirmeniz, çocuklarınız
için de yarar sağlayacak bir tutum. Yapılan birçok araştırma,
babalarının varlığını hayatlarının her alanında hisseden
çocukların, sosyal, davranışsal ve akademik anlamda zorluk
yaşama olasılığının, diğerlerine oranla daha düşük olduğunu
gösteriyor.
Yaşasın farklılıklar
Çocuk bakmak için tek bir doğru yol yok. Eşiniz ve sizin
farklı bakış açılarınız, aslında bir çift olarak sahip olduğunuz
en önemli zenginlikleriniz. Belki eşiniz çocuk partilerinde
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 81
Çocuk&Aile
yararlanabilirsiniz.
Farklı cümleler kurun Eşinize talimatlar vermek yerine,
yardımınıza ihtiyaç duyup duymadığını sorun. Selin Ç.
sonradan, bebek bezlerini ve ıslak mendilleri çantaya koymak
konusunda eşine yazdığı notlar hakkında düşündüğünde hatalı
davrandığına kanaat getirdi. Ona göre, çantayı hazırlarken
eşine yardım isteyip istemediğini sorması çok daha uygun bir
davranış olurdu. Ayrıca “Evet, ama…” diye başlayan cümleler
konusunda çok dikkatli olmanızda fayda var çünkü bu cümleler,
gerçek birer iletişim öldürücü olabilir. İşte size örnek bir
senaryo:
Teoman, bebeği Sema ile birlikte birkaç işini halletmek
içim dışarı çıkıyordu, o sırada eşi Tuğba spora gitmeye
hazırlanıyordu.
Tuğba: “Bebeği saat 13.00’ten önce eve getirmeyi unutma,
uyuması gerekiyor. Hem biberonunu aldın mı? Üstelik onu
ısıttığını da görmedim.”
Teoman: “Ne zaman uyuması gerektiğini biliyorum, ayrıca
yemek saati gelmeden eve dönmüş olacağız.”
Tuğba: ”Evet ama daha erken acıkırsa?”
Teoman: “O zaman eve erken dönerim.”
Tuğba: “ Evet ama o zamana kadar çoktan ağlayıp bağırmaya
başlamış olur.”
Teoman: “Bu yüzden ölmeyecek!”
Tuğba: “Sen bilirsin.”
Bekçi anneler, eşinin bir baba
olarak yeterliliği konusunda
önyargılara sahiptir.
çok rahat değildir ama çocuklara yatmadan önce hikayeler
anlatmak konusunda üstüne yoktur. Çocuğunuzu iki ayrı
kişi olarak birlikte büyütüyor olmanız sizin için büyük bir
avantaj. Çocuklar da sahip olduğunuz bu farklı özelliklerinizin
ayırdındadır. O yüzden, farklı konularda ikinizden birine
yönelirler. Örneğin kızınız, daha büyük ve rahat olduğu için
babasının kucağında oturmaktan hoşlanıyor olabilir ama
kendisini yatağa sizin yatırmanızı isteyebilir, ona sarılmanız
çok hoşuna gidiyordur. Diğer yandan oğlunuz, banyosunu ona
babasının yaptırmasından daha büyük keyif alabilir çünkü
babası, daha çok su sıçratmasına izin veriyor olabilir. Ama siz
onun sevdiği markaları bildiğiniz için, markete sizinle gitmek
onun için tercih sebebi olacaktır.
Daha rahat olun
Eşinize güvenmediğinizi belli ettiğiniz, onun hareketlerini
kontrol etmeye çalıştığınız zamanları fark etmeye çalışın.
Bunları aklınıza not edebilir ve bir dahaki sefere eşinize
daha esnek davranmak için, sunacağımız önerilerden
82 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Eşinizin arkasında durun Eşinizin bir durumu idare etme
şeklinden memnun olmasanız bile, memnuniyetsizliğinizi
çocuğunuzu meselenin ortasına koyarak anlatmayı seçmeyin.
Örnek olarak, “Baban çantana artık sevmediğin mayonu
mu koymuş? Merak etme, hangi mayonu giymeyi sevdiğini
ona tekrar hatırlatacağım,” şeklinde kuracağınız bir cümle,
çocuğunuza babasının onu yeteri kadar önemsemediğini
hissettirecektir. Bunun yerine, “Demek babanın yanına
koyduğu mayoyu giymek seni utandırdı. Bir anlığına bunu
unutmuş olmalı, biliyorsun seni hiçbir zaman böyle bir duruma
bilerek düşürmez. Şimdi ona söylediğinde gerçekten çok
üzülecek” demek, her açıdan daha iyi olacaktır.
Olumlu tarafları görmeye çalışın Bazen kendinize bardağın
dolu tarafını görmeyi hatırlatmanız gerekebilir. Bu konuya
tanıdığımız bir baba olan Yiğit Duman’ın yaşadığı bir olaya
kulak verelim. Bebek üzerine tükürdüğü için Yiğit Duman, bir
yığın çamaşırı yeni baştan yıkamış ve bunu mutlu olacağını
düşünerek, eşine gururla söylemiş. Ancak aldığı tepki “umarım
hipoalerjenik deterjanı kullanmışsındır” olmuş. Çamaşır
yıkarken kullanılacak deterjan seçimi önemli olsa da, eşinin
bu tutumu, pozitif durumu bir anlaşmazlık haline çevirmişti.
Ayrıca, eşinizin sizi en çok sinirlendiren davranışlarının, onun
en sevdiğiniz karakter özellikleriyle bağlantılı olduğunu bilmek
de, işinize yarayabilir. Mesela, mutfağı temizleyeceğini söylediği
zamanda temizlememiş olmasının sebebi, çocuğunuzla kitap
okurken geçirdiği fazladan on dakika olabilir. Olaylara geniş
perspektiften bakabilmek, sağlam bir ebeveynlik ortaklığının
anahtarıdır. Her gün yaşanan küçük şeylere odaklanmaktansa
büyük resmi görmeye çalışın. Siz ve eşinizin, aynı emniyet
halatına bağlanmış halde bir dağa tırmanan iki kişi olduğunuzu
düşünün. Dağa tırmanırken rekabetin hiçbir anlamı yok.
Çocuk & Aile
Elancyl
Karın ve bel bölgesine
özel inceltici bakım kremi
Concentre Ventre Taille,
özel formülü sayesinde
selülitin görünür izlerini
yok ediyor. 89,90 TL
Mustela
Bebek cildinde bariyer
oluşturarak, idrar, dışkı
ve bezlerin yarattığı
tahrişe karşı cildi
koruyor. Cildi yumuşatıp
yatıştırıyor. 29,90 TL
Lierac
Breathe Right
Biocodex
İçeriğinde hem mineral hem
de organik filtreler olan BioTaches Solaire yüksek güneş
koruması sağlarken, leke
oluşumuna karşı korumaya ve
mevcut lekelerin giderilmesine
yardımcı oluyor. 55 TL
Yüzde 35 oranında
aslanpençesi,
sarmaşık ve kırk
kilit otundan oluşan
Phytolastil Gel,
çatlak oluşumu
engellemeye
yardımcı olur. 79 TL
Burun kanallarını açarak
daha rahat nefes alınmasına
yardımcı olan Breathe
Right Burun Bantları,
çocuklar ve yetişkinlerin
rahat nefes almasına olanak
sağlıyor. 15 TL
Avene
Güneş ışınlarına
karşı etkili ve suya
karşı dayanıklı
Eau Thermale
Spray Hassas
ciltler için koruma
sağlıyor. 65,5 TL
Lierac
Mevcut çatlakların derinliği, genişliği,
uzunluğu ve renginde gelişme sağlayan
Phytolastil Soluté Serum, pürüzsüz bir
cilde sahip olmayı destekler. 119 TL
anne ve
çocuklara
Yaz aylarında hamile annelere,
güneşte savunmasız kalan
çocuklara özel ürünler...
Bruno
Bebe
Bebeklerin
ve çocukların
hassas ciltlerini
tahriş etmeden
temizleyen
Pediatrik Banyo
Jeli, cilde doğal
nem ve koruma
sağlıyor. Ekstra
yumuşaklığı
sayesinde
gözlerde
irritasyonu
engelliyor.
Bioderma
Kimyasal filtre içermeyen
çok yüksek mineral güneş
koruması ABCDerm Mineral
Sun Cream, bebek cildinde
kimyasal filtrelere karşı
gelişmesi muhtemel hassasiyet
riskini azaltır. 54,50 TL
57 TL
Bioderma
Burun bakımı ve temizlik ihtiyaçlarını sağlayan Bruno spreylerinin
bebeklere, çocuklara ve yetişkinlere özel ürünler bulunuyor.
Bruno Baby Serum Fizyolojik 21,50 TL
Bruno Kids İzotonik Deniz Suyu Spreyi 29,50 TL
Bruno Adult Hipertonik Deniz Suyu Spreyi 29,50 TL
Bruno Antiviral Sprey 27,00 TL
Bruno Antidry Nemlendirici Sprey 32,50 TL
Milupa
Preaptamil, İmmunofortis,
Nükleotid ve LCP ilavesi ile anne
sütüne yakın adapte Aptamil bebek
sütü Anne sütünün hiç verilemediği
veya yetersiz olduğu durumlarda
kullanılabiliyor. 20,35 TL
Hassas çocuk ciltlerine
uygun güneş koruyucu
Photoderm Kid Spray cilt
hücreleri için optimum
koruma sağlar, hücresel
hasar riskini azaltmaya
destek olur. 69,50TL
Burt’s Bees
Bebeğinizin hem
cildini hem de saçını
temizlemeye yarayan
Baby Bee Şampuan
doğal içeriğiyle,
pürüzsüz, yumuşak ve
sağlıklı bir his yaratmayı
destekler. 44 TL
84 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Noal
Alerjik rinitin önlenmesi ve semptomların
başlangıcında kullanılabildiği pudra içeren
burun spreyi yaşlı, hamile veya emziren
bayanlar ile 18 ay üzeri çocuklar ve yetişkinler
için uygundur. 20 TL
Vichy
Cildi
nemlendirmek
için Hyaluronik
Asitle
zenginleştirilmiş
olan vücut sütü
Capital Soleil tüm
güneş ışınlarına
karşı koruma
sağlıyor.
49,90 TL
Röportaj
5 Mart’ta 1892. kez Adana’ya gittiniz! Baba ocağına
yolculuk sizde nasıl hisler uyandırıyor?
Müthiş hisler! Coşku, heyecan, sevinç… Hafifliyorum Adana’ya
giderken. Yükler ve bagaj İstanbul’da kalıyor. Geçmişime
gidiyorum, ‘öz’üme dönüyorum. Gazeteci Ayşe değil, yine
ailemin ortanca kızı oluyorum. Bir sürü duyguyu bir arada
yaşıyorum. Endişeler, sorunlar, planlar, projeler yok oluyor. ‘An’ı
yaşıyoruz hep birlikte. Cümbür cemaat bütün aile bir arada. Her
kafadan bir ses çıkıyor. Büyük sofralar kuruluyor. Gelsin Adana
ziyafetleri! Kebaplar, lahmacunlar, içli köfteler… Hep kilo
almış olarak dönüyorum. Ama her şeye değiyor!
Adana büyük bir şehir olsa da geleneksel değerlerini
korumaya devam ediyor. Bu kültürel yapı, sizi nasıl
etkiledi?
AYŞE
ARMAN
Gazetecilik mesleğini
samimiyet üzerine kuran Ayşe
Arman ile bu kez doğduğu
topraklardayız. Adana sevdasını
yazılarına da yansıtan, hemen
her röportajıyla gündem
yaratan Ayşe Arman’a bu kez
biz sorduk, o da kökenlerini
ve mesleğine olan tutkusunu
anlattı.
Samimidir Adana insanı! Oyunsuz, alaveresiz dalaveresiz.
Ben de öyle olduğumu düşünüyorum. Biraz fazla direktim.
Aklımdaki ağzımda. Biraz da boş boğazım. Bildiğin geveze
yani! Bir de çabuk sinirlenirim, pire için yorgan yakarım. Sonra
geçer. Ve cömertim. Bizim oradan cimri adam çıkmaz! Tüm bu
özelliklerim Allah’tan mesleğimde işe yarıyor. Duygularımda da
cömertim. Yaptığım gazetecilik de samimiyet üzerine kurulu.
Özgür düşüncelisiniz, nereden geliyor bu cüretkârlık?
Olabilir. Adana’dan çıkan insanlara bakarsanız, hepsi bir
acayip. İyi anlamda söylüyorum, hepsi kendine özgü, nev-i
şahsına münhasır tipler. Pek dizginlenmeye de gelemezler.
Aileniz hâlâ orada yaşıyor olmasaydı, şehirle bu kadar
güçlü bağlarınız olur muydu?
Onların orada yaşıyor olması, babamın da orada, o topraklarda
yatıyor olması tabii ki beni Adana’ya bağlıyor. Ama dediğim
“Yarım Kalan Hayatlar Projesi’yle
elimden geldiğince, hayatı yarım
kalan insanlara yardımcı olmaya
çalışıyorum.”
gibi, orası benim memleketim, geçmişim. Bazen geceleri,
portakal çiçekli bulvarlarında dolaşıyorum, o kokuyu içime
çekiyorum. Ara sokaklarında yürüyorum, o sarı sıcağı
hatırlıyorum. Çocukluğumun mekânlarına gidiyorum. Bütün
hayallerimi orada kurdum ben, çok çok önemli Adana benim
için. Bizimkiler taşınmış olsaydı da, benim için özel olacaktı.
Peki anneniz bir Alman olarak Adana’daki yaşamını
nasıl kurdu?
Adanalı bir çiftçiye âşık oluyor! Babam, Avusturya Lisesi’nde
okuyor sonra da üniversite eğitimi için İsviçre’ye gidiyor, annem
de konservatuarı bitirmiş Bern Tiyatro’sunda dans eden bir
balerin. Kapı komşusu oluyorlar. Olmakla kalmıyorlar bir de
âşık oluyorlar! Birlikte Adana’ya dönüyorlar. Adana’nın yarısı
çiftçidir, babam da çiftçilik yapıyor- du- vefat etti. Annem, 45
senedir Adana’da yaşıyor ve bence hepimizden daha Adanalı.
Çok iyi Türkçe konuşur. Hatta cümlelerin arasına eski Türkçe
laflar yerleştirir. Belki annem için ilk yıllar zor olmuştur, ama
sonra fevkalade bir uyum sağladı. Adanalılar da, “yabancı
gelin”lerini bağırlarına bastı.
Adana’nın kültür ve sanat hayatına büyük katkıları var.
Havasından mıdır suyundan mıdır?
Bence kebabındandır! Benim için Adana, “hayal kuranların
>“Başarımın sırrı
Hürriyet markası
ve çok çalışmam,
hatta işimde
biraz deli olmam”
Röportaj: İlknur Eşsiz
Fotoğraflar: Ayşe Arman Arşivi
86 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 87
Röportaj
memleketi”dir. Hayal kurmak da sanatın temelidir. Gerçekten
enteresan insanlar çıktı Adana’dan. Düşünsenize Yılmaz
Güney, Yaşar Kemal, Orhan Kemal… Ve daha onlarca büyük
sanatçı. Eminim daha da çıkacaktır.
Mesleğinizde kendinizi hep birkaç adım öne taşımak,
hem habercilik sınırlarını hem de kişisel sınırlarınızı
zorlamak, sizi hayatta hangi noktaya taşıdı?
>“Karşımdakiyle
ağlayan bir
gazeteciyim.
Bazı haberleri
görüp uzun
süre kendime
gelemiyorum”
Çok iddialı bir soru bu! Bu sözünü ettiğiniz sınırları gerçekten
zorlayıp zorlamadığımı bilmiyorum. “Evet” zorluyorum dersem,
hadsizlik olur. Çok heyecan duyarak yaptığım bir iş bu, elimden
gelenin de en iyisini yapmaya çalışıyorum. Hâlâ beni mutlu
ettiği için yapıyorum. Bir gün etmezse, bırakırım. Ama şimdilik
öyle bir niyetim yok. Her gün yeni bir insan, yeni bir hikâye…
Bayılıyorum. Bir sürü şey öğreniyorum. Fakat gazetecilik öyle
bir şey ki, “Yaptım, bitti” yok. Hep devam etmek, hep çalışmak
gerekiyor.
Tüm röportajlarınızda dikkat çeken, karşınızdaki
kişiyle empati kurmanız ya da kurmaya çalışmanız. Bu
durum, duygusal olarak sizi nasıl etkiliyor?
gerçekten tutkuyla yaptığımdandır. En sevdiğim şey, insan
hikâyeleri. İnsanlar da kimseyi yargılamadığım için bana
kafalarının arkasındaki şeyleri anlatırlar. Ben gazeteci olduğum
için soru sormuyorum, soru sormayı sevdiğim için bu mesleği
yapıyorum. İnanılmaz meraklı bir tipim. Uçakta yanımda
oturan kişinin de bütün hayatını öğrenirim. Dolayısıyla,
kişiliğime cuk oturan bir meslek yapıyorum.
Hayatınızda en çok kiminle röportaj gerçekleştirmek
isterdiniz?
Başbakan Erdoğan ve Emine Erdoğan’la röportaj yapmak
istiyorum ama bütün teşebbüslerim boşa çıktı. Olmadı. Bir türlü
ikna edemedim. Ama bizde pes etmek yok. Bakarsınız bir gün
röportaj verirler.
Sekiz yaşında Alya adında bir kızınız var… Anne olmak
size neler hissettiriyor?
Anne olmak, insanın tüm dünyayı farklı algılamasına sebep
oluyor. Anne olmak, bana çok şey öğretti. Anne olduktan sonra
kadın oldum, hatta daha iyi bir insan oldum.
Evet, kolay iş değil. Ben de karşımdakiyle ağlayan bir
gazeteciyim. Bazı haberler beni o kadar etkiliyor ki, uzun
süre kendime gelemiyorum. Ama tüm bunlar, beni çok
zenginleştiriyor. Kendimi kaptırdığım da oluyor. Bir yangını
yazıyorsam, ben de yanarak yazıyorum. Olaylara, soğuk bir
objektiflikle yaklaşamıyorum. Ama bu da benim. Her zaman
böyleydim. Esas olarak duygularıyla yaşayan bir insanım.
Bugüne kadar en etkilendiğiniz röportajlar hangileri
oldu?
Bilmiyorum bu sorunun cevabını. O kadar uzun zamandır bu işi
yapıyorum ki, yan yana ekleseniz, buradan Adana’ya kadar yol
olur o röportajlar! Binlerce iş yapmışımdır. İlk çırpıda aklıma
gelenler, cinsiyetini değiştiren Rüzgâr röportajı, çok cesur biri
Rüzgâr ve bu ülkede bir ‘ilk’ onun anlattıkları. Sonra intihar
eden Yüzbaşı Nazlıgül Daştanoğlu dosyası. Sonra kürtaj dosyası.
Aslında ben, ölü yıkayıcılardan, siyasetçilere, sanatçılardan
sporculara, eşcinsel hakemden, kadınken erkek olanlara kadar
tonlara röportaj yaptım. Hangisine bu daha iyiydi desem,
öbürüne haksızlık etmiş olurum. O yüzden yaptığım her işi, en
önemli işim gibi algılıyorum.
>“Adana’dan çıkan
insanlara bakarsanız,
hepsi bir acayip. İyi
anlamda söylüyorum,
hepsi kendine
özgü, nev-i şahsına
münhasır tipler. Pek
dizginlenmeye de
gelemezler.”
Bugüne kadar “konuşmaz” ya da “dokunulmaz”
denilen kişilerle röportajlar yaptınız. İkna yeteneğiniz
çok güçlü olmalı. Bize bir tüyo verir misiniz, bu işin
sırrı nedir?
Önemli röportajlar ikna yeteneğim sayesinde değil çalıştığım
gazeteyle ilgili. Hürriyet gerçekten çok etkili bir gazete, insanlar
röportaj vermek için Hürriyet’i tercih ediyor. Sonra, çalışkan
bir gazeteciyim. İnsanlar biliyor ki, bu kadın üç dört soru sorup
gitmiyor, işi gerçekten anlamaya çalışıyor. Tembel değil, ağır
işçiyim ve yaptığım işe acayip titizlenirim. Karşımdakinin
anlattıkları benim için altın değerindedir, onu da okura
adam gibi iletmeye gayret ederim. Bir daha yazarım, bir daha
yazarım. Biraz deliyim yani… Çok mükemmeliyetçiyim bu
yüzden fotoğrafıyla, mizanpajıyla yazının her şeyiyle bizzat
uğraşırım. Bence yaptığım bir takım işler iyi oluyorsa, bu işi
88 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 89
Yaşam
Sınırsız
eğlence
adası
Bu yaz bolca eğlenmek isteyenler, işte
24 saat süren plaj partileriyle ünlü
Mykonos’tan egzotik konaklama alternatifleri.
San Giorgio
Mykonos’un en meşhur plajlarından Paradise Beach’i bir
yanına, Paranga Beach’i ise diğer yanına alan San Giorgio
Otel plaj partilerinin tadını doyasıya çıkarmak isteyenler için
en ideal lokasyon. Dekorasyonunda oldukça yalın bir tarz
benimsenen San Giorgio denize karşı uyanmanın keyfini
dikkat dağıtacak tüm unsurlardan arınmış bir şekilde yaşatıyor.
Misafirlerine Avrupa’nın da en iyileri arasında sıralanan
Paradise Club’a VIP giriş sağlayan San Giorgio belki de hiç
yaşamadığınız bir eğlence deneyimi teklif ediyor.
www.sangiorgio-mykonoshotel.com
90 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Cavo Tagoo
Muhteşem bir Mykonos manzarasına sahip Cavo Tagoo,
Mykonos’un merkezine yürüyerek 10 dakikalık mesafede.
Akşamüstü yürüyüşleri ve Yunan usulü alışveriş için teşvik
edici bir konuma sahip otel aynı zamanda şehir merkezinden
otele karşılıklı servis hizmeti de sunuyor. Böylelikle geç saatlere
kadar uzayan gecelerin ardından otele dönüş sorun olmaktan
çıkıyor. Huzur dolu, minimal ada mimarisinin hatırı sayılır bir
örneği olan Cavo Tagoo’da odaların tamamının deniz manzaralı
havuzu veya jakuzisi bulunuyor. Balayı veya aşk tazeleme
kaçamakları için birebir. www.cavotagoo.gr
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 91
Yaşam
Bill&Coo
Mykonos’un en romantik oteli olma iddiası Bill&Coo’ya ait.
Oteldeki her şey adeta çiftleri birbirine daha da yakınlaştırmak
için tasarlanmış. İsmiyle bile çifte kumrulara gönderme
yapan otel için Mykonos’un aşk kalesi demek yanlış olmaz.
Gündüzleri Ege’den eşsiz manzaralara ev sahipliği yapan otel,
geceleri de aydınlatmalarıyla tavrını ortaya koyuyor. Otelin
tüm kullanım alanlarında adanın doğasına paralel şekilde
tasarlanmış ışık oyunları romantizmi ateşliyor.
www.bill-coo-hotel.com
Mykonos’taki konaklama mekânları,
dekorasyonları ve muhteşem
manzaralarıyla öne çıkıyor.
Huile
Prodigieuse
Kouros
Kouros alışılagelmiş minimal ada mimarisine kırmızılarla taze
bir nefes ekliyor. Tagoo plajının hemen yanında yer alan otelin
odalarında Mykonos’un yel değirmenleri manzarasına, özellikle
hava karardıktan sonra doyum olmuyor. Her odasında özel bir
terası da bulunan Kouros, Mykonos’un merkezine yakınlığıyla
da farklı seyahat amaçlarına hizmet ediyor. Kouros’un
müdavimi olmuş, her yıl Mykonos’u ve Kouros’u mutlaka ziyaret
eden pek çok müşterisi bulunuyor. Siz de bu huzur vahasına
tutulmaya hazırsanız yerinizi ayırtın.
www.kouroshotelmykonos.gr
Theoxenia
‘60’lı yıllarda otel mimarisinde bir klasik haline gelmiş olan
Theoxenia’nın dönüşü muhteşem oldu. 52 odalı otel Mykonos’un
yalın tarzıyla çılgın gece eğlencelerini harmanlayan bir
mimari ortaya çıkardı. Güneş âşıkları bembeyaz kumlarıyla
Moroso Plajı’nda gündüzlerin tadını çıkarırken akşamları da
otelin turkuvaz, misket limonu, turuncu ve beyazı buluşturan
renklerin hâkimiyet kurduğu iç mekânlarda huzur içinde
dinlenebilirler. Havaalanı ve limandan sadece beş dakika
uzaklıktaki otelin her odasında bahçe veya deniz manzaralı
balkon veya veranda bulunuyor.
www.mykonostheoxenia.com
92 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Yaşam
Yeşilden Siyaha
Doğanın
Çağrısına
Kulak
Verin
Bilim insanları; “Beş milyon yıl boyunca insanlar neredeyse her
şey (yiyecek, barınma, hatta uyku düzeni) için doğaya bağlıydı.
Doğa bizi doğrudan bir şekilde yönlendirirdi. Ancak geçtiğimiz
bin yılda işler değişmeye başladı. Özellikle de son 50 yılda
değişimin hızı inanılmaz. İnsanlığın sadece birkaç jenerasyon
içinde tüm bu değişikliğe uyum sağlayabileceğini düşünmek
ise gerçekten delilik” diyor. Bazı uzmanlar, insanların biyofilik
olduğuna inanıyor. Yani içgüdüsel olarak doğaya bağlıyız ve ona
karşı çekim hissederiz. Bununla da kalmayıp, doğadan ani bir
şekilde uzaklaştığımız zaman bedensel ayarlarımız fena hâlde
bozulabilir. Aslında modern yaşam, yani iç mekânlarda geçirilen
zamanların çokluğu, bu uzmanların söz ettiği ve pek çok yan
etkiyi beraberinde getirebilen doğa eksikliği bozukluğunda artışa
sebep oluyor. Örneğin yapılan bir çalışma, yeşil alanlardan ne
kadar uzakta yaşıyorsanız, sağlıksız bir hayat sürme ihtimalinizin
o kadar fazla olduğunu gösteriyor. Bazı uzmanlar, alerji türleri
ve otoimmün hastalıklarındaki artışın, doğada bulunan iyi
bakterilerden uzak kalmaktan kaynaklanabileceğini iddia
ediyor. İç mekânlarda tıkılıp kalmanın, obezite, kanser, kalp
rahatsızlıkları, anksiyete ve depresyon gibi hastalıkların en önemli
sebebi olduğuna dair çok daha somut veriye sahibiz.
Doğanın Güçleri
Doğa ve sağlık bağlantısıyla ilgili en çarpıcı araştırma sonucu,
Japon bilim insanlarının ormanda zaman geçiren insanların
fiziksel durumunu incelemesiyle ortaya çıkmış. 15 dakikalık bir
doğa yürüyüşünün, aynı sürede yapılan bir şehir içi yürüyüşüyle
kıyaslandığı araştırmada, doğa yürüyüşü yapanların kan
basıncı, dinlenme hâlindeki kalp hızı ve kortizol seviyesi
azalmış. Bir başka çalışmada ise ormanda birkaç saat geçiren
kadınların -bağışıklık sisteminin bel kemiği olan- doğal katil
hücrelerinde yüzde 37 oranında ani yükseliş gözlenmiş.
Bütün bu faydaların tam olarak nereden kaynaklandığı henüz
bilinmiyor. Bilinen şey, doğa vitamininin beyin üzerinde
güçlü etkileri olduğu. Uzmanlar “Modern hayatla beraber
gelen pek çok işi bir arada sürdürme gerekliliği, beynin dikkat
dağınıklığını önleme, yaratıcılık ve ait olma hissiyle ilgili
alanlarını yoruyor. Doğaya çıkmak ise bu alanların kendini
yenileyip geliştirmesini sağlıyor” diyor. Yapılan bir çalışmada,
ormanlık alanda dört gün boyunca kamp yapan insanların
yaratıcı düşüncelerinde yüzde 50 artış olduğu ortaya çıkmış.
Yine ormanlık alanda bir saat yürüyüş yapan kişiler üzerinde
yapılan başka bir araştırmada da, bu kişilerin hafıza gücü ve
dikkat yeteneğinde büyük gelişme olduğu görülmüş.
Bolca doğa vitamini almak, ruh hâlini düzeltmek için de
yapabileceğiniz en kolay şey. Alışveriş merkezi yerine parkta
bir saatlik yürüyüş yapan kişilerin yüzde 90’ı kendilerine olan
güvenlerinin büyük oranda arttığını, yüzde 71’i ise daha az
depresif hissettiğini söylemiş. (Alışveriş merkezinde yürüyüş
yapmayı tercih edenlerin ise yaklaşık yarısı, kendini hasta ve
depresif hissettiğini ifade etmiş.) Araştırmacılar bunun sadece
“yeşile maruz kalmak”tan kaynaklanmadığını, hem mavi hem
de yeşilin etkisi olduğunu söylüyor. En pozitif duygusal etkilerin
nehir, göl ve deniz kenarında vakit geçirenlerde gözlenmiş
olması bunu doğruluyor.
Dışarıda geçirdiğiniz zamanı artırmanın ve
doğayla daha fazla bağ kurmanın yollarını
sizin için araştırdık.
Gökçe Hilal Burdurlu
İ
nsanlar giderek dışarda daha az zaman geçirmeye başladı.
Bu bilinen bir gerçek, bilinmeyense, bu durumun “doğa
eksikliği bozukluğu” olarak anılan sinsi bir rahatsızlığa
yol açması. Korkmayın! Bu rahatsızlığın tedavisi büyük
şehirlerde yaşayanlar için bile kolay. Okumak üzere
olduğunuz satırlarda doğa anayla bağlarınızı sıkılaştırarak
daha fit bir beden, sağlıklı bir kalp, daha az stres, pozitif bir ruh
hâli, üretken bir iş hayatı ve çok daha fazlasına sahip olmanızı
sağlayacak ipuçlarını paylaşıyoruz.
94 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 95
Yaşam
Araştırmalar herhangi bir doğal
ortamda geçirilen beş dakikanın
ruh hâlini iyileştirmeye yettiğini
gösteriyor.
13- Nefesinizi doğru kullanın. Uzmanlar, “Adımlarınla senkronize
bir şekilde nefes almak, kafanın içinde dönüp duran düşünceleri
susturup doğaya konsantre olmanı sağlar” diyor.
İPUÇLARI 14- 20
14- Bol bol yürüyün. Siz olmadığını düşünseniz de, evinize yakın
bir yerlerde mutlaka park ya da yürüyüş yolu vardır. Bu çok iyi bir
haber çünkü yeşil bir alana bir kilometreden daha yakında yaşayan
insanlarda, kalp hastalıkları ve anksiyete gibi sağlık sorunlarına
daha az rastlanıyor.
Temiz Hava Reçetesi
Baştan beri anlattığımız araştırma sonuçları bazı doktorlar
tarafından o kadar baştan çıkarıcı bulundu ki, bu doktorlar kalp
rahatsızlıklarından diyabete, hatta depresyona kadar uzanan pek
çok hastalık için doğa reçetesi vermeye başladı. Aile hekiminiz
size Bebek sahilinde iki tur atmanızı söyleyen reçeteler vermese
de, siz kendi doğa terapinizi bulmalısınız. Aslına bakarsanız
yeterli dozda doğa vitamini almak için çok fazla hareket etmenize
gerek yok. Doğa yürüyüşü yapanların ölçülen stres seviyesi, kalp
atış hızı ve kan basıncı oranlarının aynısı, ormanlık bir alanda 15
dakika hareketsiz bir şekilde oturanlarda da tespit edilmiş. Başka
bir çalışma ise herhangi bir doğal ortamda geçirilen beş dakikanın
bile ruh hâlini iyileştirmeye yettiğini göstermiş. Yani şehre yakın
ormanlık bir alanda ya da şehir içindeki küçük bir parkta yürüyüşe
başlamamak için herhangi bir sebebiniz yok.
15- Yeşili keşfedin. En yakınınızdaki yeşil alanları keşfedin.
İstanbul’da yaşıyorsanız, ibb.gov.tr adresindeki şehir rehberinden
yararlanabilirsiniz. Bu haritada belediyeye ait tesisler, parklar, halk
plajları ve piknik yerleri görülebiliyor. Google Maps’ten bu konuda
da faydalanın. Artık yakınlarınızda bulunan yürüyüş ve bisiklet
parkurlarını da önerebiliyor.
16- Derin nefes alın. Bir parka adımınızı atar atmaz daha derin
nefes almaya başlayın. Bu sayede ciğerlerinize temiz hava banyosu
yaptırabilirsiniz. Ağaçlar ve bitkiler doğaya oksijen verirken,
havadaki toksinleri de alır.
17- Botanik bahçesine gidin. Yakınlarda park bulamadıysanız
botanik bahçesi veya arboretuma gidin. (Ağaç ve diğer odunsu
bitkilerin, seçilmiş uygun alanlarda yetiştirilip sergilendiği yerlere
arboretum deniyor. Bunlar bir anlamda canlı bitki müzeleri.)
Örneğin İstanbul Sarıyer’de Atatürk Arboretumu var. Doğayla
bağlantılı bir workshop’a da katılabilirsiniz.
İPUÇLARI 1-7
Doğayla daha çok iç içe olmak için aşağıdaki ipuçları size yol
gösterebilir.
1- Hayvanat bahçesine gidin. Uzmanlar “Hayvanat bahçesinde
öylece durup hayvanları gözlemlemek bile dikkatinizi
toparlamanıza yardımcı olabilir. Bu da sizi sakinleştirir” diyor.
2- Halka açık koşulara katılın. Koşmak sadece vücudunuzu şekle
sokmakla kalmaz, aynı zamanda sizi motive de eder. Özellikle
bahar aylarında düzenlenen halka açık koşulara katılmayı ihmal
etmeyin.
3- Vahşi doğada hayatta kalma dersleri alın. Çam ağacından
çay demlemeyi, güneşin açısına göre yönünü bulmayı, ağaç
kabuğundan ip yapmayı öğrenin. Bu sayede asla yardıma muhtaç
olmazsınız.
4- Alacakaranlığı sevin. Alacakaranlık güneşin doğuşu ya da
batışından hemen önce gerçekleşen “mavi saat”tir. Bu saatler
Hinduizm’de kutsal kabul edilir ve ilham arayan sanatçılar için
altın değerindedir.
5- Karaya bağlı yaşamaktan vazgeçin. Bir tekne kiralamanın
yollarını öğrenin veya arada sırada deniz turlarına katılın.
6- Şehir içinde yürüyüş haritası çıkarın. Güneşli bir günde kendinize
çizdiğiniz parkurda yürüyüşe çıkın. Şehir dışından bir arkadaşınız
geldiğinde, aynı haritayı onunla da paylaşabilirsiniz.
7- Happy hour’da dışarıda olun. Yoğun bir iş gününün ardından bir
teras ya da tekne bara gidin. İş yorgunluğunu almakta gün batımı
manzarasından daha iyisi yoktur.
96 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
18- Bahçeyle uğraşın. Bahçeli bir evde yaşamıyorsanız, öyle bir evde
yaşayan arkadaşlarınıza bahçe işlerinde yardım edin. Araştırmalar
bahçıvanlıkla uğraşmanın stresi azaltıp ruh hâlini pozitife
döndürdüğünü gösteriyor. Üstelik saatte 300 kalori yakmanızı da
sağlıyor.
İPUÇLARI 8-13
8- Tarladan sofraya mantığını ilerletin. Bir bahçeyi ziyaret edin,
mevsimine göre çilek, domates veya mısır toplayın.
19- Çiçek yetiştirin. Eğer bunların hiçbiri işe yaramazsa,
balkonunuza veya pencere önüne saksılar yerleştirip çeşitli
bitkiler ekebilirsiniz. Hatta kendinize bir “kış bahçesi” bile
oluşturabilirsiniz.
9- İşe giderken kullandığınız yolu değiştirin. Bir parça bile olsa
yeşillik görmek her zaman iyidir. Araştırmalar gösteriyor ki, yeşil
alanlarda olmak odaklanma gücünü artırıyor.
20- Bir eko tatil planlayın. Uzmanlar “Pek çok insan tatilini
planlarken doğayı hesaba katmıyor” diyor. Aslında katmalısınız
çünkü turizme yoğun bir şekilde hizmet eden bölgeler genellikle
ciddi tahribata uğramış oluyor.
10- Fotoğraf makinenizi alıp yağmurda dışarı çıkın. Uzmanlara
göre bahar yağmurları ve gökyüzünün gri bulutlarla kaplı olduğu
günler, zengin renklere sahip doğa fotoğrafları çekmek için ideal
zamanlar.
11- Sohbet edin. Hayatınızdaki bir insanla ilgili sıkıntılarınız mı
var? Yapılan bir araştırmaya göre yeşil bir alanda o insanla zaman
geçirmek, aranızdaki iletişimi kuvvetlendirmek için en doğru
seçim. Çünkü doğa, insanları ilgili ve cömert olmaya yöneltiyor.
12- Kamp yapmayı planlarınız arasına alın. Her zamankinden farklı
bir yaz tatili yapmak için arkadaşlarınızla kamp düzenleyebilirsiniz.
Programa biraz yürüyüş veya tırmanış eklemek, outdoor sporlarına
adım atmak için iyi bir deneme sürüşü olabilir.
İPUCU 21-24
Hem Gez, Hem Egzersiz Yap
Fitness dünyasının en son ve en sağlıklı trendi, outdoor grup
aktiviteleri... Uzmanlar nerede yaşıyor olursanız olun, doğada
egzersiz yapmanın çok faydalı olduğunu söylüyor. Siz de bir gruba
katılmak isterseniz, bu alternatiflerden birini seçebilirsiniz.
21- Teknolojiyi doğadan daha iyi faydalanmak için de
kullanabilirsiniz.
Leafsnap Doğa yürüyüşlerinde karşına çıkan yaprakları bu
aplikasyonla tarayarak, hangi ağaca ait olduğunu öğrenebilirsiniz.
Uygulama iPhone için ücretsiz.
22- Star Walk: Bulutsuz bir gecede yürüyüşe çıkıp iPhone’unuzu
kamera ayarında gökyüzüne tutun. Bu aplikasyon hangi yıldızları,
yıldız takımlarını ve gezegenleri gördüğünü size söyleyecek.
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 97
Yaşam
23- iBird,900’ün üzerinde kuş türünü tanıyabiliyor. Aplikasyon hem
iPhone hem de Android’de var.
24- Ringtone Designer (Zil Sesi Tasarımcısı) Yüksek sesle çalan bir
cep telefonu kadar stres yaratan şey yoktur. Doğa yürüyüşlerinde
size huzur veren sesleri kaydedip bunları telefonunuzun zil sesi
olarak tanımlayabilirsiniz. iPhone için ücretsiz.
İPUCU 25-27
25- Açık havada yoga yapın. Kaz Dağları’nda yoga yapmanın ne
kadar keyifli olacağını bir düşünsenize! Vücudunuzu rahatlatacak
yoga dersleri, meditasyon ve tertemiz hava... Cihangir Yoga, 2013
yılı için çok keyifli yoga kampları hazırlamış. Cihangiryoga.com
26- Tatil kamplarına gidin. Spor, tatil ve eğlenceyi bir arada yaşamak
istiyorsanız “Haydi Kampa” tam sana uygun olabilir. Dalyan’da
rüzgâr sörfü ve rafting, Fethiye’de scuba diving ve yamaç paraşütü,
Olimpos’ta deniz kayağı ve şnorkelle dalış, Ayder Yaylası’nda
trekking gibi birçok seçeneğiniz var. Aktiviteler genellikle bir hafta
sürüyor. Gitmeden önce program belli oluyor, siz de buna uygun
şekilde hareket ediyorsunuz. Doğayla iç içe olmak ve egzersiz
yapabilmek için hoş bir fırsat. Haydikampa.com
27- Dağ tırmanışı yapın. İstanbul’da yaşıyorsanız İstanbul Dağcılık
Kulübü’nün aktiviteleri ilginizi çekebilir. Ana merkezi Ankara’da
olan Montis Trips & Expeditions bir diğer seçenek. Hafta sonu
turlarına katılarak başlayabilirsiniz. Tecrübeli tur liderleri size eşlik
ediyor. İster kendi grubunuzu kurun ister mevcut gruplara katılın.
Montis.com.tr
98 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Karaya bağlı yaşamak yerine
deniz kıyısını tercih edebilirsiniz.
İPUCU 28-32
28- Bir yürüyüş, koşu ya da bisiklet grubuna katılın. Böyle bir grup
yoksa arkadaşlarınızla oluşturabilirsiniz. Bu sayede hem forma
girer hem de aynı çevrede yaşayan yeni insanlarla tanışırsınız.
Alacağınız bolca doğa vitamini de cabası. Spor malzemeleri satan
bir mağazadan, semtinizdeki spor kulüpleri hakkında da bilgi
alabilirsiniz.
29- Bir köpek sahiplenin. Ya da komşunun köpeğini yürüyüşe
çıkarın. Köpek sahibi insanların, diğerlerine göre çok daha fazla
egzersiz yaptığı bilinen bir gerçek.
30- Ayakkabılarınızı çıkarın. “Çim ya da toprak üzerinde yalın ayak
yürümek beni rahatlatıyor. Ayakları özgür bırakın, gerisi kolay!”
31- Açık havada uyuyun. Doğanın içinde ya da havuz kenarında
olmanız fark etmez. Dışarıda uyumak, stres seviyenizi önemli
derecede azaltır.
32- Öğle yemeği için ofisten çıkın. Öğle saatlerinde vereceğiniz
bir mola, boşa harcanmış zaman değildir. Bu molayı dışarıda
değerlendirmek yenilenmenizi sağlar, yaratıcılığınızı ve
üretkenliğinizi artırır.
Yaşam
çileden çıkartan sayısız soru sormak zorunda kalıyordum. Gel gör
ki en yakın arkadaşımın düğününde şeytana uydum. O inanılmaz
düğün pastasını ve nereden buldularsa o harika birayı görmezden
gelmem mümkün değildi. Bir keresinde de glütensiz ürünler satan
bir pastaneye gidip iki dev kurabiye ile muzlu kek aldım. Buna
rağmen bu denemenin sonunda kendimi gerçekten de çok daha
enerjik, daha az şişkin ve hafif hissettim. Yine de bana sorarsanız
bunun asıl sebebi glüteni bırakmam değil, her öğünümü
planlamam ve her yiyeceğin besin tablosunu mikroskobik bir
şekilde incelemem oldu. İşlenmiş gıda tüketmeyi reddedip
taze gıda tüketimimi artırarak, aynı zamanda porsiyonlarım
konusunda daha bilinçli davranarak da aynı derecede enerjik
hissedebileceğimi düşünüyorum. Sonuçta bir sağlık sorunum
yokken glütensiz hayata başlamanın gerçekten gereksiz olduğuna
karar verdim. Zaten patates cipsi yemektense tam tahıllı bisküvi
yemeyi tercih ederim ki bu da teknik olarak sağlıklı bir seçenek.
İyi
Yaşamanın
Yolu
Çok iyi tanınan ve güvenilen uzmanların
sunduğu kaliteli yaşamakla ilgili öneriler
hepimize abartılı gelir. Böyle düşünen bir
grup kadın bir araya geldi ve uyku düzeni,
egzersiz programı gibi konularda sunulan
önerileri uygulamaya karar verdi. Bir aylık
deneme dönemi sonunda ortaya çıkan
sonuçlara inanmakta zorlanacaksınız.
Gökçe Burdurlu Cömert
100 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Eğer Gerçekten…
… Glütensiz Beslenmeye Başlasaydım Ne Olurdu?
Uygulayıcı Bol bol lifli müsli tüketiyor, zor bulunan bira
markalarına meraklı.
Amaç Buğday, arpa ve çavdarda bulunan bir tür protein olan
glüteni tüketmeyi reddederek, sağlıklı bir beslenme programına
kavuşmak.
Reçete Bazı bilim insanları taze meyve-sebze, yağsız protein,
süt ürünleri, baklagiller, kuru yemişler, esmer pirinç ve kinoa
gibi doğal olarak glüten içermeyen besinleri önerir. Vücuda
glüten alıyormuş hissi vermek için çok daha fazla şeker ve yağ
kullanılarak üretilmiş olan glütensiz bisküvi, kahvaltılık gevrek
ve ekmek gibi hazır gıdalardan ise uzak durmayı... Bu uzmanlara
göre bu diyet, çölyakı (ince bağırsağa hasar vererek besinlerin
emilimini engelleyen otoimmün bir rahatsızlık) ve glüten
hassasiyetini (genellikle yorgunluk, baş ağrısı, şişkinlik ve bağırsak
rahatsızlıklarıyla kendini belli eder) tedavi etmenin tek yolu
olmasının yanı sıra, bu tür şikâyetleri bulunmayanlar için de çok
faydalıdır.
Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Çılgın öğlen ve akşam
yemeklerini, geceleri TV karşısında otururken atıştırdığım her şeyi
bir kenara bıraktım. Buzdolabımı bolca taze yiyecekle doldurdum.
Dışarıda çok daha az yemek yemeye başladım. Çünkü her sipariş
vermeye kalktığımda, yemeklerin içeriği hakkında garsonları
… Daha Fazla Ağırlık
Kaldırsaydım Ne Olurdu?
Uygulayıcı Aldığı kaloriyi
tüketmesini sağlayacak kadar
spor yapmadığını düşünüyor.
Amaç Kiloyu korumak ve
vücudu şekle sokmak için
ağırlık çalışmanın önemli
olduğunu bilmesine karşın hâlâ
istediği kadar şekle girebilmiş
değildi. Artık 30’lu yaşlarda
olduğu için metabolizması da
eskisi kadar hızlı çalışmıyordu.
Bunu halletmesi gerekiyordu.
Reçete (1) Kişisel spor
eğitmenleri şöyle der: Başaramayacak olsanız da kendinizi zorlayın.
Bu başarısızlık, vücudunuzun testosteron ve büyüme hormonu
salgıladığının göstergesidir. Ayrıca bu hormonların sizi bir kas
yığınına dönüştürmesinden de korkmayın, çünkü uzun kaslara
sahip olacaksınız ki bunlar da yağ yakmanıza yardım eder. (2)
Gerçekten ağır olan ağırlıklar kullanın. Hatta bazı eğitmenler
ağır olduğunu düşündüğünüz bir dambıla iki buçuk kilo daha
eklemenizi öneriyor. Yeni başlayanlar içinse doğru miktar dört
buçuk ila yedi kilo aralığı. (3) Şu hareketleri 20 dakikalık bir tur
hâlinde yapın: Biceps curl ve shoulder press karışımı, bent-over row
ve fly karışımı, her zaman kullandığından daha ağır dambıllarla
lunge ve squat’lar. (4) Bu turu 20 dakika boyunca yapabildiğiniz
kadar tekrarlayın. Hedefiniz toplamda üç set yapmak olsun.
Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Tam 12’den! Her zaman
kullandığımdan çok daha ağır olan dokuz kiloluk dambılların
bana çok fazla geleceğini düşünmüştüm, ancak sonuçlar şaşırtıcı
derecede tatmin ediciydi. İlk haftada kaslarım beni zorlayacak
kadar çok yandı, ama birkaç gün sonra bu acı bana gerçekten bir
şeyler başarıyor olduğumu hissettirdi. Programa devam ettikçe
başka sonuçlar da gördüm: Kollarım ve omuzlarım çok daha
şekilli görünmeye, pantolonlarımın beli daha az sıkmaya başladı.
Eğitmenlerin “Daha önce hiç bu şekilde egzersiz yapmadıysanız
kesinlikle inceldiğinizi fark edeceksiniz” sözü doğruymuş. Eğer
ağırlıkları artırmanın beni aşırı kaslandırmak yerine kollarımı
daha sıkı yapacağını ve giysilerimin üzerimde daha iyi durmasını
sağlayacağını bilseydim, dambıllarımın ağırlığını çoktan ikiye
katlamış olurdum!
…Ayakta Çalışmaya
Başlasaydım Ne Olurdu?
Uygulayıcı Bir günlük
gazetede sağlıklı yaşam yazıları
yazıyor, ama kendisi de hep
omuz ve sırt ağrılarından şikâyet
ediyor.
Amaç Kas ve eklem ağrıları
ve tepsi şeklini almış bir
poponun yanı sıra sürekli
oturmaktan kaynaklanabilecek
kalp ve diyabet gibi uzun vadeli
problemleri önlemek.
Reçete (1) Çalışma masanızı istediğinizde oturarak,
istediğinizde ayakta durarak çalışmanıza imkân verecek, yükselip
alçalabilen bir masayla değiştirin. (2) İlk önce beş, ardından
10 dakikalık sürelerle ayakta durarak başlayın. Uzun saatler
boyunca ayakta dururken dikkat etmeniz gereken en önemli
nokta, ayaklarınızın pozisyonunu sık sık değiştirmeniz. Zira
metabolizma hızınızın düşmesi için, aynı pozisyonda sabit bir
şekilde 20 dakika durmanız yetiyor. (3) Ayaktayken eklemlerinizin
kilitlenmediğinden emin olun. Ağırlığınızı sırayla bir ayağınızdan
diğerine verebilirsiniz; aynı şekilde etrafınızdakilere çaktırmadan
esneme hareketleri yapmak da çözüm olabilir. Eğer açık bir ofiste
değil de size ait bir odada çalışıyorsanız, kapınızı kapatıp ayakta
uygulanabilen birkaç yoga pozu deneyebilirsiniz. (4) Egzersiz
yapmaya devam edin. Ayakta durarak çalışmanız, iş dışındaki
zamanınızın tümünü kanepede bir oraya bir buraya devrilerek
geçirebileceğiniz anlamına gelmez.
Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Ayakta çalışmanın
ilk günlerini perişan halde sonlandırdım. Ancak duruma alışıp
utangaçlığımı da yendikten sonra çok büyük değişiklikler fark
etmeye başladım. Sırt ve omuz ağrılarım neredeyse tamamen
yok oldu, üstelik öğleden sonra saat 15.00’ten itibaren önümdeki
ekrana boş gözlerle bakmam da sona erdi. Ayakta durarak yemek
zor olduğu için gün içi atıştırma kaçamaklarım azaldı ve bu sayede
neredeyse iki buçuk kilo verdim. Ne tür ayakkabı giymem gerektiği
konusunda ise hâlâ çalışıyorum. Topuklu ayakkabılar ayakta
çalışanların ergonomisine tamamen aykırı. Ben de masamın altına,
ayakta dururken giyebileceğim bir çift spor ayakkabı koydum.
Yine de eğer canım o gün topuklu ayakkabı giymek istiyorsa her
zamankinden biraz daha fazla oturuyorum ve bir sonraki gün yine
düz ayakkabı giymeye dikkat ediyorum.
Sporun kazandırdığı kaslardan
ürkmeyin, çünkü bu uzun kaslar yağ
yakmanıza yardım ederler.
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 101
Yaşam
…Tüm Elektronik Aletlerimi
Saat 20.00’De Kapatsaydım Ne
Olurdu?
Uygulayıcı İki elinden de
akıllı telefonlarını düşürmüyor.
Amaç Gün boyu elimizden
düşmeyen akıllı telefonların
gecelerimizi de ele geçirmesi
endişesiyle yaşamaktan
kurtulmak. Onları elimizden
bırakamadığımız gibi
huzur içinde geçirmeyi
düşlediğimiz saatlerde bile
acaba önemli bir çağrı veya
mesaj geldi mi dürtüsüyle en basit işlerimizi bile yapamaz hale
geliyoruz. Bu yüzden bazen televizyon veya bir film izlemek
bile mümkün olamıyor.
Reçete Uzmanlar akıllı telefonlarımıza bir göz atmamızın,
yatmadan önce dişlerimizi fırçalamak gibi vazgeçilmez bir
alışkanlık hâline geldiğini belirtiyor ve bu cihazları kullanırken
daima mantıklı düşünmemizi öneriyor. Elinizdeki işe
odaklanabilmek için telefonunuzu göz önünde olmayan bir yere
kaldırın, sesini kapatmayı da unutmayın.
Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: İki telefonumu da yatak
odamdaki komodinin üst çekmecesine sakladım. Yalnız bir
akşam Muhteşem Yüzyıl’ı izlerken, dizinin delisi arkadaşıma o
bölümde gerçekleşen sürprizle ilgili mesaj atamamak beni adeta
çıldırttı. Ardından “Ya annem aradıysa”, “Birinin doğum günü
müydü bugün” gibi telefonumu elime almamı sağlayacak bir
sürü bahane uydurdum. O anda fark ettim ki bunlar artık benim
için robotlaşmış hareketler! Tüm konsantrasyonumu vermem
gereken işleri bile telefonumu kontrol etme bahanesiyle sürekli
olarak yarıda kesiyordum. Yine de patronum ve arkadaşlarımın
bana ulaşabilmelerini istediğim için, telefonlarımı tamamen
kapatmamaya karar verdim. Onları bir süreliğine göremeyeceğim
yerlere gizledim, böylece dinlenmeye, kitap okumaya, yatak
odamı yeniden düzenlemeye ve ev işlerine odaklanabilmemi
sağladım. Sadece yan odada bile olsa uzakta durmaları, hem arada
sırada kalkıp dikkatimi tamamen onlara vererek telefonlarımı
kontrol etmemi, hem de diğer işlerimi yaparken zihnimi
kurcalamamalarını sağladı. Üstelik mesaj atmakla meşgul olduğum
için, Hürrem’in bir sonraki hamlesini de kaçırmadım.
…Tüm Harcamalarımı Takip
Etseydim Ne Olurdu?
Uygulayıcı Zaten dar
bütçesi ayın 15’inde tükeniyor.
Amaç Harcamalarını
minimumda tuttuğunu
düşündüğü halde ayın
yarısında parasız kalıp
zaruri gereksinimler dâhil
her şeyi kısıtlamak zorunda
kalmaktan kurtulmak.
Reçete Günümüzde
kredi kartları, bir fincan kahve ile büyük ekran TV satın alma
arasındaki farkı yok etti. Çok kişi dönem sonu ekstresi gelene ne
harcadığını bilemiyor. Uzmanların basit bir önerisi var: Nakit
$
102 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Cep telefonlarınızı bir süre gözden
uzak tutun ki diğer keyif aldığınız
şeylere yoğunlaşabilesiniz.
taşıyın ve neye, ne kadar harcadığınızı bir kenara not alın.
Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Ödemeleri nakit yapmaya
başlayınca bir fincan kahveye 10, bir tabak yemeğe 30 TL ödediğimi
sanki yeni fark ediyormuş gibi dehşete kapıldım. Kredi kartıyla
ödediğimde cüzdanımda taşıdığım ufak kâğıt paraları bahşiş
olarak bırakırken, şimdi ana hesap da aynı yerden çıktığı için
cimri davranır oldum. Önceleri, her sabah aldığım bir paket sakızı
bile “harcamalarım” sayfasına not etmek biraz tuhaf geliyordu,
sonra yekûn büyüdükçe yararlı bir iş yaptığıma inandım. Meyve
ve sebzelerimi iki alt sokakta kurulan pazardan almaya başladım.
Öğle ve akşam yemeklerinden sonra mutlaka içtiğim Türk
kahvesini öğle yemeğiyle sınırladım. Her akşam geçtiğim o ışıl
ışıl caddedeki mağazalara girmeden de eve gidebileceğimi telkin
ettim kendime. Kozmetik malzemelerimi saydığımda üç yıllık stok
yaptığımı fark ettim ve onlar tükenene dek yenilerini almamaya
karar verdim. Bir elbise, etek, pantolon alacaksam çok beğensem
bile bir gün bekleyip ertesi gün almaya başladım. Böylece akşam
giysi dolabımı tekrar gözden geçirip gerçekten ihtiyacım var mı
yok mu, karar verme şansım oldu. Kızlarla her cuma değil, ayda
iki cuma dışarı çıkmayı kararlaştırdık. Bir ay boyunca harcadığım
her kuruşu not almakta ve fişleri saklamakta epey zorlandım, ama
neyin ne kadara mal olduğunu öğrenmem çok iyi oldu, çünkü bu
sayede para harcama alışkanlıklarım da değişti. Artık ayın 15’ini
rahatlıkla geçebileceğime, hatta çok küçük bir miktar da olsa
kenara para koyabileceğime inanıyorum.
… İçki İçmeyi Bıraksaydım Ne
Olurdu?
Uygulayıcı Yoğun iş
gününün yorgunluğunu balon
kadehte servis edilen kaliteli
şarapla tamamlayarak atıyor,
uykuyu da aynı kadehi birkaç
kez, ama bu defa cips eşliğinde
boşaltıyor.
Amaç Araştırmalar arka
arkaya üç kadeh alkollü içki
tüketmenin, tokluk hissi
veren leptin hormonunu yüzde 30 oranında baskıladığını ve içki
sonrası atıştırmalarını önlemeyi imkânsız kıldığını gösteriyor.
Eğer vücudunuzda yeterli seviyede alkol varsa, en kötü makarna
bile gözünüze ziyafet gibi görünür. Ayrıca alkol uykuya dalmayı
hızlandırır ama vücut için hayati önemdeki REM uykusunun
süresini de azaltır. Oysa REM uykusu, metabolizmanın hızlı
çalışması için gereklidir.
Reçete (1) Evde yedek içki bulundurmayın. (2) Haftada birkaç
kez bara gidiyorsanız bu sayıyı bir defayla sınırlayın ve onun yerine
spor yaparak endorfin salgılamayı deneyin. (3) Arkadaşlarınızdan
kadeh sayınızın artmaması konusunda sizi kontrol altında
tutmalarını isteyin. (4) Bir şeyler içmeden duramıyorsanız sodalı,
meyve sulu gibi daha düşük kalorili kokteylleri tercih edin.
Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: İlk bar ziyaretim biraz
zorlu geçti. Arkadaşlarım kadehleri ardı ardına boşaltıp giderek
daha fazla eğlenirken ben öylece oturuyordum. Baktım olacak
gibi değil, “İçki yoksa eğlence de yok” anlayışımı değiştirmem
gerektiğine karar verdim. Önce kendimi sarhoş insanlardan
rahatsızlık duymamaya alıştırdım. Ardından içkinin beni
fazlasıyla yorup kilo aldırdığına yoğunlaşarak buna karşı mücadele
ettiğimi düşünmekten hoşlanmaya başladım. Önümde sürekli
bir bardak ve içinde de meyveli soda bulundurdum. Zamanla bar
muhabbetlerinin uyumsuzu yaftasından da kurtuldum. Sonuç mu?
Birkaç kilo verdim ve epeyce de para biriktirdim!
… Seksi Programlasaydım Ne
Olurdu?
Uygulayıcı 30’lu yaşlarının
ortasında ve altı aydır evli,
çiçeği burnunda gelin.
Amaç Seks hayatını evlilikten
önce olduğu kadar güçlü
tutabilmek...
Reçete Planlarınızı haftada
iki kez seks yapmaya göre
düzenleyin. Aksi takdirde ya hiç yapmazsınız ya da yapılacaklar
listenizdeki diğer her şey bittikten sonra yaparsınız, yani uyumak
için yatağınıza giderken. Oysa uyku zamanı, iyi bir seks için ideal
zaman değildir.
Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: Programlı seksin
romantik olmayacağını düşünürdüm ama kocama yapacağımız
seks için randevulaşma e-postaları göndermek de başka tür
bir eğlence yarattı. Randevu fikri o gün için daha seksi iç
çamaşırları giymemi sağladı. Evet, ilk günlerimizdeki gibi tutkuyla
sevişmiyoruz artık, ama randevu sistemi birbirimize küçük
sürprizler hazırlamamıza imkân sağlıyor. Hatta belli senaryolara
göre hareket ettiğimiz bile oluyor. Diğer tüm planlı aktiviteler
gibi bunu da iptal etmek istediğim zamanlar olmadı değil. Mesela
çok yorucu geçen bir iş gününün ardından seks için hiç enerjim
kalmadığı da oluyordu. Oysa kocamı o kadar istekli görüyordum ki
onu geri çevirmem imkânsızdı. Neticede çok da iyi geçebiliyordu
böyle zamanlar, hatta yorgunluğumu bile atmış oluyordum.
Tamam, seksi planlamak ara sıra güzel olabilir, ama kesinlikle her
hafta ya da her ay değil... Daha az yapmamız anlamına gelse bile
seksin spontane oluşunun ayrı bir tadı var.
Her yere geç kalıyorsanız dikkatinizi
oraya varmak için ne zaman
çıkmanız gerektiğine odaklayın.
Sonuç Uygulayıcı anlatıyor: İlk bir hafta boyunca
her yere geç kalmaya devam ettim. İkinci haftada çıkış saatlerime
odaklanmaya başladım ve bu bende, bir an önce harekete geçmem
gerektiği hissini yarattı. Dolabın karşısında oyalanmamak için çok
hoşuma gitmeyen kıyafetler giydiğim günler bile oldu ama ona da
alıştım. Ardından arkadaşlarımla yaptığım çıkış saati anlaşmasını
bir adım daha ileri götürdüm: Eğer sabah koşusu ya da yürüyüşü
için buluşuyorsak, onlara hangi saatte evden çıkmayı planladığımı
haber verdim ve çıkarken mesaj atacağımı söyledim. Sonuç tam bir
mucizeydi! Çünkü bu sayede adeta görünmeyen bir gücün etkisiyle
evden tam vaktinde çıkar oldum. İşlerin ne kadar sürebileceği
meselesini hep göz ardı ettiğim için, daha fazla şeyi önceden
yapmaya başladım. Eğer bir partiye bir şey götürmem ya da birisine
doğum günü hediyesi almam gerekiyorsa, giderken bu işleri yolda
halletmeye çalışmak yerine onları bir gün önceden hazırlamaya
başladım. Aynı zamanda sabahları evin içinde koşuşturmamak
için, ofiste ihtiyacım olabilecek şeyleri de akşamdan hazırlamayı
alışkanlık hâline getirdim. Hâlâ geç kaldığım yerler olsa da pek
çok yere vaktinde yetişiyorum. Geç kaldıklarıma ise daha az geç
kalıyorum. Hiç fena değil!
…Her Yere Zamanında Gitseydim Ne Olurdu?
Uygulayıcı Kronik olarak her yere geç kalıyor. Şimdiki işini
almak için yaptığı görüşmeye de geç kalmıştı.
Amaç Akşam yemeğinden önce koşuya çıkmak istediği için
dostlarını, toplantıya başlamadan önce son bir e-posta atmaya
çalıştığı için iş arkadaşlarını bekletmekten kurtulmak.
Reçete (1) Dikkatinizi ne zaman orada olmanız gerektiğine
değil, ne zaman yola çıkmanız gerektiğine odaklayın. (2)
Kendinize yüzde 10’luk bir pay tanıyın. Eğer bir yere ulaşmanız için
30 dakikaya ihtiyacınız varsa, planlarınızı hep 33 dakika üzerinden
yapın. (3) Arkadaşlarınızla bir yerde buluşacağınızda saati hep
birlikte belirleyin ve onların bu plana uymalarını sağlayın. (4)
Net olun. İnsanlara “Saat 20.00 gibi buluşalım” dediğiniz zaman
bunu “20.00 civarı” diye algılarlar. “Saat 20.00’de buluşalım” veya
“20.15’te buluşalım” gibi cümlelerle daha açık olmaya gayret edin.
PharmeticSağlık / Yaz 2013/ 103
Gündem
bulunmaktayız. İnanıyorum ki yeniliklerimiz Türk insanlarının
ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacaktır.
Uluslararası bir şirket olarak, Türkiye’deki eczaneleri
yurtdışındaki eczanelerle karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar
görüyorsunuz?
OTC ALANINDA YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER SUNAN
VIVASANTE TÜRKİYE’DE
Fransız sağlık bakım şirketi olan Vivasanté Grubu’nun Türkiye Ülke Müdürü Erwan
Blanchard ile Türkiye ve dünyadaki eczaneler ve eczanelerin OTC alanındaki gelişimi
üzerine kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.
Vivasanté’yi tanıyabilir miyiz?
Vivasanté Avrupa, Asya ve Amerika’da faaliyetleri olan sağlık
bakım konusunda uzman Fransız bir şirketler grubudur. Toplam
satış hacmimiz yaklaşık 500 milyon Euro civarındadır ve 60’ı
araştırma geliştirme alanlarında çalışan dünya çapında 2000’den
fazla çalışana sahibiz. Vivasanté Grubu, 1880 yılında Fournier
Laboratuvarları ve 1950 yılında URGO Laboratuvarları bünyesinde
kuruldu. 1975 yılında Lipanthyl isimli ürün ile yağ ve kolesterol
düzenleyiciler grubunda pazar lideri konumuna sahip olmuştur.
90’lı yıllarda OTC pazarının gelişimini önceden gören Vivasanté;
URGO Healthcare, Juvasanté, Superdiet alt kuruluşlarıyla
eczanelerdeki ilk yardım, ayak bakım, gıda takviyeleri, öksürük,
soğuk algınlığı ve alerji kategorilerinde aktivitelerini genişleterek
kendi OTC hacmini de önemli ölçüde geliştirdi. Eş zamanlı olarak,
Gelişmiş Yara Bakım kategorisindeki alt kurulusu olan URGO
Medical’i de geliştirerek ilerleyen zamanlarda Urgotül ürünü ile
Avrupa Gelişmiş Yara Bakım pazarında en çok reçetelenen ürün
haline geldi. 2005 yılında, Vivasanté Grubu, uluslararası büyüme
anahtarının OTC kanalından olacağını net olarak görerek stratejik
bir kararla, grubun eczane ayağını oluşturan Fournier’i satmıştır.
Türkiye’ye gelme kararı nasıl alındı?
Vivasanté; Almanya, Fransa, İngiltere gibi olgun pazarlarda güçlü
bir konuma sahiptir. Ancak geleceğimizin Türkiye, Asya, Latin
Amerika ve BRICS olarak da bilinen Brezilya, Rusya, Hindistan,
104 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Çin ve Güney Afrika ülkelerinde olduğunu görüyoruz. Örneğin
Latin Amerika’daki faaliyetlerimize başlamak için iki yıl önce
Brezilya’da bir şirket satın aldık. Brezilya gibi Türkiye’nin de 80
milyona yaklaşan nüfusu ve güçlü ekonomik büyümesi ile uygun
bir ülke olduğunu düşündük. OTC ve yenilikçi tedavi için artan bir
ihtiyaç olduğunu, yeniliklerimizi Türkiye’ye getirmek ve yatırım
yapmak için doğru bir zamanda olduğumuza inanıyoruz.
Vivasanté’nin Türkiye’deki uzun vadeli planlarını paylaşabilir
misiniz?
Öncelikle Türkiye’de yakın zamanda faaliyetlerimizi
başlatacağımızı ancak bunun altında Türkiye pazarını ve
Türk tüketicilerini, eczacılarını daha yakından tanımak için
çeşitli araştırmalar ve focus grup odaklı çalışmalar yattığını
belirtmek isterim. Yöntemimiz, diğer ülkelerde yaptıklarımızı
kopyalayıp yapıştırmak yerine, ülkelerin yerel özelliklerine
kendimizi adapte etmektir. Pazardaki operasyonlarımızı hızlı
bir şekilde yönetebilmek ve müşterilerimizle birebir iletişim
halinde olarak ihtiyaçlarını doğrudan karşılayabilmek için
Türkiye’deki ayağımızı oluşturduk. Türkiye’deki planımız
Fransa’da ve diğer ülkelerde liderleri olduğumuz ilk yardım, ayak
bakım ve bitkisel besin takviyeleri gibi kategorileri burada da
geliştirmek ve marka farkındalığımızı artırmaktır. Markamız ve
tüketicilerimiz arasındaki ilişkiyi yaratmak için zaman ve yatırım
gerekecektir ancak bu uzmanlığı birçok ülkede çoktan geliştirmiş
Öncelikle ana benzerlikleri belirtmek isterim: Hastalar
eczacılarına bazen doktorlarından bile daha çok güven duyuyorlar.
Bu bizim hemen hemen her yerde gördüğümüz bir şey. Eczacı,
tavsiyesi dinlenilen bir sağlık bakım uzmanı olarak görülüyor.
Bu gerçekten doğru bir yaklaşım, çünkü her ilacın ve sağlık
bakım ürününün hastalara açıklanması ve tavsiye edilmesi
gerekiyor. Gördüğüm temel farklılık ise OTC kategorisindeki
ürün konumlandırılması. Örneğin öksürük ve soğuk algınlığı,
alerji kategorilerindeki tedaviler Avrupa’da birçok ülkede geri
ödenmezken Türkiye’de hala geri ödemeli ilaçlar grubunda
bulunuyor. Türkiye’de ilaç dışı ve OTC alanina yönelen
eczanelerin, diğer ülkelere göre gıda takviyesi ve dermokozmetik
kategorilerine daha fazla ağırlık verdiğini görüyorum. Örneğin
ilk yardım ve ayak bakımı kategorisi, Fransa’da eczane cirosunun
yüzde 15-20’sini oluştururken Türkiye’de bu oranın gelişmeye
ihtiyacının olduğunu düşünüyorum. Özellikle, devletin ilaç
fiyatlandırmalarında getirdiği değişiklikler, Türk eczacılarını OTC
ve ilaç dışı kategorilere yöneltiyor. Sektörün bu yöne kaymasından
dolayı birçok şirket yatırımlarını bu alanda artırmaya başladı.
Bu şirketlerden biri olan Vivasanté olarak diğerlerinden farkımız
uzun dönemli vizyonumuz ve sektöre getireceğimiz yeniliklerdir.
Uluslararası bir şirket olmanın yanı sıra, Türk eczanelerine
özellikle kategori yönetimi olmak üzere ihtiyaç duydukları diğer
alanlarda da destek vermeye hazırız. Zira eczaneleri müşterimiz
olarak değil, birer iş ortağımız olarak görüyoruz.
Vivasanté, Türkiye’de ve dünyada OTC ve ilaç dışı kategorilerin
geleceğini nasıl görüyor?
Vivasanté olarak eczanelerin ekonomik ve yapısal anlamda değişim
içinde olduğunun farkındayız. Globaldeki yaklaşımımız jenerik
ürünlerin gelişimi, ilaçların geri ödeme koşulları ve kendi kendini
tedavi anlayışının geliştirilmesi üzerine odaklanıyor. Kendi
kendine tedavi ve OTC kategorileri kesinlikle eczanelerin geleceği
olarak görülüyor. Ancak bu kategorilerdeki başarı, Vivasanté gibi
>Vivasanté Grubu
Türkiye Ülke
Müdürü Erwan
Blanchard
güçlü bir AR-GE alt yapısına sahip; eczacıların ve tüketicilerin
beklentilerine ve ihtiyaçlarına cevap verebilecek ürünler geliştiren
sağlık bakım şirketleri ile gerçekleştirilebilir. Yenilikçi, kaliteli,
etkili ve güvenli ürünlere ancak klinik çalışmalar ile desteklenerek
ulaşılabilir. Standartlar yüksek olmalıdır ki bu da Vivasanté’nin
taahhütüdür.
Bu ayrıca ürünlerin etkin bir şekilde açıklanmasına ve tavsiyesine
de bağlıdır. Tüketicilere iki konuda rehberlik etmek gerekir:
Ürünlerin net bir şekilde görünebilmesi ve açıklanması: Tüketiciler
ihtiyaçları olduğunda ürünleri kolaylıkla nerede bulacaklarını
bilmeli ve ürün paketi üzerinde gerekli açıklamalara sahip
olmalıdır. Eczacı tavsiyesi ve alınan urun kontrolü: Eczacılar doğru
ihtiyaç için doğru ürünün verildiğinden emin olmalıdır.
Vivasanté’yi tüm dünyadaki rakiplerinden ayıran en güçlü
özellikleri nelerdir?
Vivasanté Grubu olarak, dış kaynaklı yatırımcılara ve borsaya bağlı
değiliz. Uzun dönemli bir bakış açısına sahibiz: Bu bakış açısı, diğer
şirketler zorlu ekonomik koşullarda yatırımlarını kesmek zorunda
kaldıkları zaman bile bizim ARGE yatırımlarımıza, kalifiye
eleman alımlarımıza, uluslararası büyümeye devam ettiğimiz
anlamına gelmektedir. Burada 2 temel faktöre değinmek isterim:
Araştırma ve geliştirme uzmanlığımız: Yıllık 20 milyon Euro
değerinde ARGE yatırımlarıyla araştırma geliştirme alanındaki
en yüksek orana sahibiz. Böylece, lipidokolloid veya filmogel gibi
patentli teknolojilerimizi geliştirmemizi sağlamaktadır. Bu, 60
kişilik araştırma laboratuvarlarımızın ve önemli üniversiteler ile
yapılan keşif araştırmalarına sağlanan yüksek yatırımların bir
sonucudur. Bu çalışmalar ile amacımız, kanıtlanmış etkileri ile
en iyi ürünleri tüketicilerle buluşturmaktır. Satış ve pazarlama
uzmanlığımız ve bunun sonucu olarak kategorilerimizi büyütme
kapasitemiz. Devam eden yatırımlar ile Vivasanté, eczacılar ve
tüketiciler arasındaki uzun süreli ilişkiler olgun pazarlarda bile iki
haneli sayılarda büyüme oranlarına erişmemize olanak sağlıyor.
Bu büyüme, sadece pazardan pay kazandığımız için değil aynı
zamanda belirttiğim gibi yeni ürünler ve çözümler ile tüketicilerin
beklentilerini karşılayarak yeni pazarlar yarattığımız içindir.
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 105
Gündem
HASSASİYET
BELİRTİLERİNİ
YATIŞTIRIR
Toleresiz Ciltler
Yatıştırır, Nemlendirir, Korur
BİR DİLEK TUT
Pharmetic Sağlık Derneği üç yıldır akut lenfoblastik lösemi hastalığıyla
savaşan Busenur Küçük’ü Samsun’da ziyaret ederek umut ışığı oldu.
P
harmetic Girişimci Eczacılar Derneği Yönetim
Kurulu olarak bu yıl ilk kez başlattığımız projedeki
amacımız uluslararası Make A Wish - Bir Dilek
Tut Derneği ile el ele vererek Türkiye’nin dört bir
yanında hayati tehlike taşıyan hastalığa yakalanmış çocukların
dileklerini gerçekleştirmek ve onları mutlu etmekti. Dileğinin
gerçeğe dönüştüğünü görmek bir çocuk için unutulmaz bir
deneyimdir, özellikle de hasta olan bir çocuk için. Pharmetic
Sağlık Yönetim Kurulu Başkanı Armağan Ener, başkan
yardımcısı Yaman Furtun ve Yönetim Kurulu Üyesi Emel Artok
6 Mayıs Pazartesi günü Samsun’u ziyaret etti.
Üç yıldır akut lenfoblastik lösemi(all) ile savaşan Busenur
Küçük adında 11 yaşında bir kız çocuğunun hayalini
gerçekleştirmek için derneğimiz adına oradaydılar... Busenur’un
hayali kendine ait bir odası olmasıydı. Bugüne kadar hiç odası
olmamıştı, hatta yatağı dahi… Bu yüzden “Pembe ve mor renkli
bir yatak odam olsun istiyorum!” demişti.
Bir Dilek Tut Derneği yöneticileri Nihan Özhüsrev ve Tülin
Hanım ile birlikte Busenur’un evine gittik. Çok duygusaldık,
boğazımız düğüm düğümdü ve dokunsan ağlayacak gibiydik.
Busenur için verilen zaman dilimi 1-2 ay idi. Kemoterapi
sürecinden sonra iki kez ilik nakli olmuş ve sonuncusunu da 15
gün evvel olmuştu. Saçları yeni çıkmış ama hâlâ seyrekti. Ertesi
gün doktoru ile konuştuk ikinci naklin sonucunu 15 güne kadar
alacaklar tedavi ona göre devam edeceklermiş.
Busenur, annesi ve erkek kardeşi bizi apartman kapısında
106 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
bekliyordu. Garson olarak çalışan babası, ev hanımı annesi ve
iki küçük erkek kardeşiyle bodrum katında iki odalı bir evde
oturuyorlar. Busenur’un yatak odası gelince aile oturma odasını
girişe hole taşımış, kardeşler akşamları çek yat kanepelerde
yatıyorlar. Bize odasını gösterdi, yanımızda getirdiğimiz yine
pembe-mor nevresim takımını serdik. Busenur’un metanetli
ruh hali bizi de etkisi altına almıştı ve biraz daha rahatlamıştık.
Hem Busenur’a hem de kardeşlerine keyifle yanımızda
getirdiğimiz hediyeleri verdik. Samsun’da yeni açılan Piazza
Alışveriş Merkezi’ne gittik hep beraber.
Nihan Özhüsrev, Busenur yemek yapmayı çok sevdiği için
önceden organize ederek Big Chef mutfağında şeflerle beraber
mantı yaptı ve çok keyif aldı. Ayrıca 16 Haziran’da doğum günü
olan Busenur’un doğum gününü önceden kutlamaya karar
verdik. Mumlar üfledik, pasta yedik, yanımızda getirdiğimiz
hediye paketlerini oyunlar eşliğinde açtık. Kitaplar, resim
defteri ve malzemeleri, puzzle, fotoğraf makinesi, takı seti, en
sevdiği şarkıcı Hadise’nin CD’si...
Daha sonra bir kıyafet mağazasına girip yaz için kıyafetler
ve takılar aldık. Ayrılırken bize mektup yazacağını söyleyen
Busenur’u, böylesine ağır bir hastalıkla savaşırken cesaretini
kaybetmeyen çocuğu kucaklayarak ayrıldık. Sizlerden bu
güzel çocuğun ve hastalıkla mücadele eden tüm çocukların
iyileşmesi için dua etmenizi istiyorum. Pharmetic Sağlık
Derneği önümüzdeki yıllarda da sosyal sorumluluk projeleri
gerçekleştirmeye devam edecektir.
BEBEK-ÇOCUK-YETİŞKİN
LABORATOIRE DERMATOLOGIQUE
PARIS
TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ: YONCA KOZMETİK MAMULLERİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
TEL: 0212 570 17 90
[email protected]
Uzman Görüşü
UYKU BOZUKLUĞU
T
Ecz.Nilüfer Kurt Tepe
Çoğumuzu yakından
ilgilendiren uyku
bozuklukları, günlük
yaşamımızı ve
sağlığımızı ciddi
ölçüde etkilediği halde
maalesef üzerinde çok
az bilgi sahibiyiz.
oplumun yaklaşık yüzde 90’ı
hayatının bir döneminde uykusuzluk problemi ile karşılaşıyor.
Üçte biri haftanın birkaç gecesini istediği gibi uyuyamadan geçiriyor. Uyku
organizmanın çevreyle iletişiminin değişik
şiddette uyaranlarla geri dönüşlü bir şekilde
geçici, kısmi ve periyodik olarak kaybolması
durumu olarak tanımlanabilir. Hayatımızın
yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyoruz. Peki
gerçekten de bu kadar süreyi uykuda geçirmek zorunda mıyız? Çevremizde seyrek de
olsa çok kısa süreli uykuyla yetinen insanlara
rastlamaktayız. Uyku süresinin genetik
faktörlerle kişiden kişiye dört ile 11 saat arasında değiştiği bilinmektedir. Genetik olarak
belirlenen bu süreyi belli sınırlar dahilinde
değiştirebiliriz. Genetik geçişin varlığını
gösteren en iyi kanıt tek yumurta ikizlerinin
uyku sürelerinin tamamen aynı oluşudur.
Kısa süreli uykuyla yetinen kişilerin uykuları
daha yoğun olarak derin-yavaş uyku ve REM
döneminden oluşur. Gece içi uyanıklık
sayısı (uykuda bir evre olarak kabul edilir)
azalmıştır. Dolayısıyla kısa süreli ancak etkin
bir uykuları olduğu söylenebilir.Uzun süreli
uykuya sahip olan kişiler ise asıl uyku olarak
adlandırılan, derin-yavaş uyku ve REM
dönemlerini uyku süresi kısa olanlar kadar
uyurlar. Ancak onlardan farklı olarak uykunun derin olmayan evrelerini daha uzun
uyurlar. Gece içinde özellikle de sabaha
doğru sık sık uyanıp yeniden uykuya dalarlar.
REM evresi uyku için oldukça kritik bir rol
üstlenir. Bu dönemde salgılanan büyüme
hormonu çocuğun gelişiminde çok önemlidir ki yeni doğanlarda REM dönemi bütün
uykunun yaklaşık yüzde 50’sini oluşturur.
Sağlıklı bir uyku için
Uyku saatlerinin ve süresinin bilinmesi buna
uygun saatlerde yatılması ve kalkılması ilk
şarttır. Ancak alışılan uyku saatlerine tam
olarak uymak her zaman mümkün olmaz.
Uyku süresi rutinden kısaldığında organizma bunu ertesi gece telafi eder. Sabah geç
uyanmak problemi çözmez bilakis başka
problemleri de beraberinde getirir.
Uyku saatleri konusunda dikkat edilmesi
gereken diğer bir husus öğleden sonra
uykularıdır. Vücut ısısının en düşük olduğu
saatler 14.00 ve sabaha karşı 03.00 civarıdır.
Dolayısıyla bu saatlerde uykuya eğilim artar.
Uykusuzluk çeken kişiye öğlen uykusu
önerilmez ancak uyuması halinde gece
uykusunu birkaç saat ertelemelidir.
108 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Gündüz saatlerinde gösterilen fiziksel performans ile uyku paralellik gösterir. Bu nedenle
uyku problemlerinde yürüyüş, yüzme gibi
spor faaliyetleri önerilir ancak fiziksel etkinliklerin uykunun hemen öncesinde veya akşam geç saatlerde yapılması uyku kalitesini
bozacağından tavsiye edilmez.
Akşam saatlerinde yenilen aşırı miktarda yemek özellikle solunum rahatsızlıklarına bağlı
problemleri artırır. Aşırı miktar sıvı alımı da
sık idrara çıkma sebebiyle uyku bölünmesine
neden olur. Yatmadan önce alınan alkol de
uykuyu kötü bir biçimde etkiler. Yüzeysel
uyku döneminin artmasına neden olan alkol
derin uyku oranlarını azaltır.
Akşam saatlerinde, uyarıcı olduğu bilinen
içeceklerde ( çay,kola,kahve..) uykuya dalma
süresini uzatacağından aşırı tüketilmemelidir. Akşam yemekleri uyku saatinden en
az 2 saat önce ve hafif olmalıdır.Yatmadan
önce yatıştırıcı sakinleştirici ılık bitki çayları
tercih edilmelidir. Kişisel tercihler değişse de
uyku fizyolojisi ile ilgili bilinen şey gece içinde vücut ısısının düştüğüdür.Dolayısıyla ılık
veya sıcak bir duştan sonra serin bir yerde
yatmak, uykuya dalma süresini kısalttığı gibi
derin uyumayı da sağlar.
Bunlarla beraber uykusuzluk şikayetinde
bazı bitkisel drog ve karışımları tıbbi çay
olarak kullanılmaktadır.Hazırlanan tıbbi
çayın,en az 10 gün içilmesi ,arzu edilen 21
gün boyunca akşamları ılık olarak içilmesi
gerekmektedir.Kullanacağınız drogları veya
karışım çayını doktor veya eczacınıza danışmalı ve mutlaka eczacınızdan hazırlamasını
istemelisiniz.
ter kokusunu önlemede
32.00
Örnek Çay:
Şerbetçi otu (Humulus Lupulus ) …….25k
Kedi otu (Valeriana off) …………….…15k
Lavanta (Lavandula angustifolia) …….25k
Melisa (Melissa off. )…………..……....25k
Kuşburnu (Rosa canina )………..……..5k
Aromaterapinin de bu alanda kullanımı
özellikle Avrupa ülkelerinde oldukça yaygındır. Gevşetici, huzursuzluk ve stres giderici
bir takım yağlar masaj, banyo, inhalasyon
şeklinde uygulanır. Lavanta ve melisa yağları
ılık banyo suyuna karıştırılarak uykusuzluk
şikayetlerinde kullanılır.
Lavanta(Lavandula angustifolia)……3 damla
Papatya(Matricaria recutita)……….. 3 damla
Bergamut(Citrus bergamia)…………2 damla
Badem yağı ………………….km….15 ml
Yukarıda hazırlanan karışım tüm vücutta
kullanılabilir.
www.optimersaglik.com
facebook.com/babeturkiye
twitter.com/babe_tr
etkili çözüm!
23.90
Uzman Görüşü
Yaz YaklaşıRken
Ayak Bakımı
Y
Ecz. Meltem Akbay
Günlük hayatın ve
sosyal çevrenin
beraberinde getirdiği
giyim tarzı ayakları
etkiliyor. Dar ve sivri
ayakkabılar, topuklu
ayakkabılar, bilinçsiz
uygulanan ayak
bakımları, hele de
yapısal yatkınlık varsa
büyük problemler
yaratıyor.
apılan araştırmalar ortalama her
yüz kişiden 85’inde ayak problemi olduğunu gösteriyor. Zaman
içinde değişime uğrayan ayaklarda batık, nasır, siğil, tırnak ve deri mantarı
ve terlemeye bağlı oluşan çeşitli sorunlar olduğunu ortaya çıkarıyor. Ancak günümüzde
ayaklar, tüm bu olumsuzluklardan medikal
bakımlarla korunabiliyor ve oluşmuş problemler bu bakımlarla giderilebiliyor. Tırnak
batması pek çok insanda görülen, kişinin yürümesini, iş görmesini engelleyecek derecede
rahatsızlık ve ağrı verebilen bir patolojidir.
Tırnak batması tüm ayak parmaklarında
olabilmekle beraber genellikle baş parmakta
ortaya çıkar. Tırnak büyürken bir veya iki
taraftan derinin içine doğru batma eğilimi
gösterir ve bu esnada oluşan enflamasyon
sonucu tırnak kenarındaki doku da tırnağın
üzerine doğru ilerler.
Tırnak BatmasınıN Tedavisi
Kanama, iltahap ve şişme yapmış bir tırnak
batmasının mutlaka doktora gösterilmesi
gerekir. Cerrahi müdahale gerektirmeyen
tırnak batması tedavisinde şu yöntemler
uygulanır:
• Tırnağın sıcak tuzlu su banyosutyla
yumuşatılması
• Gazlı bez parçasının antibiyotikli kremle
birlikte batık kısmın altına yerleştirilmesi
• Ayakkabı giymekten kaçınılarak, sandalet
veya açık terlikle tırnak üzerine olan
baskının azaltılması
• Fazla enfeksiyon varsa antibiyotik
kullanılması
• Ayak temizlik ve bakımı
Nasır nerelerde oluşur ?
Nasırın en büyük nedeni baskıdır. Vücudun
kendini korumak için verdiği tepki de diyebiliriz... Nasır parmak üstleri, parmak araları,
tırnak kenarları, tırnak yatağı, ayağın üstü
ile altı gibi basıncın ve sürtünmenin olduğu
her yerde oluşur. Nasır kalınlaşmış deri olduğundan derinin üst tabakasının temizlenmesiyle tedavi edilir. Değişik bir alışkanlık
ya da yeni bir ayakkabı nedeniyle oluşan
nasırın tedavisi oldukça kolaydır ve bir daha
yinelenmez. Büyük nasırlardan kurtulmak
için öncelikle onu oluşturan sebebi ortadan
kaldırmak gerekir. Yeni oluşmaya başlamış
nasırlar için salisilik asit içeren yakılar nasır
110 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
üzerine yapıştırılarak uygulanır. Yumuşayan
nasır ponza taşıyla temizlenir.
Mantar enfeksiyonu gelişmesi kişisel yatkınlık ve bağışıklık sistemiyle ilgili olduğu
gibi sıcak, nemli, hava almayan ortamlarda
kolaylıkla çoğalır ve hastalık haline dönüşebilir. Bu mantar enfeksiyonu vücudumuzda
zaten bulunan mantarların uygun ortamda
hızla çoğalıp enfeksiyona neden olması ile
karakterizedir. Diğer mantar enfeksiyonları
ile birlikte görülebilir ve Tinea enfeksiyonları
içinde en yaygın olanıdır. Cildin uzun süre
nemli kalması, çok terlemek, küçük cilt veya
tırnak sıyrıkları riski artırır. Bulaşıcıdır,
direkt temas, havuz veya duş zeminlerinden
geçebilir. Ayak mantarlarından korunmak
için ayakkabı ve terlik seçimi önemlidir.
Özellikle yazın dar ve kapalı ayakkabı
giymekten kaçınmak gerekir. Duş veya yüzmeden sonra ayakları iyi kurutmak gerekir.
Aynı ayakkabıyı bir gün arayla giymek, her
gün çorap değiştirmek, ortak kullanılan
alanlarda yalınayak yürümemek ayak mantarını engellemek için gerekli önlemlerdir.
Farklı nedenlerle rengi değişen veya deforme
olan tırnaklara yönelik geliştirilen eczacı
danışmanlığı ile sadece eczanelerde satılan
kullanımı oldukça kolay ürünlere sahip
olabilirsiniz. Ayak terlemesi çoğunlukla
başka bir hastalığa bağlı değildir. Terlemeyi
ayarlayan sempatik sistemde ayar bozukluğu
vardır. Terlemeye bağlı oluşan problemleri
yüzde 20 oranında alumınyum klorur içeren
topikal uygulanabilir ürünlerle veya botoxla
tedavi edebiliriz.
ayak bakımı
Yüksek ince topuklu ayakkabılardan kaçınmalısınız. Bu tür ayakkabılar uzun süre
giyildiğinde dengede durmak için bedeni öne
eğilmeye zorlar. Topuklu ayakkabıların ise
mümkün olduğunca geniş tabanlı olması,
topuk yüksekliğinin de en fazla beş santimetreyi geçmemesi gerekir. Sivri burunlu
ayakkabılar tercih ettiğinizde parmaklarınız
uca doğru toplanarak üst üste binecektir. Bu
da zamanla parmakların doğal duruşunu etkiler. Yaz boyunca yüzme havuzları mantar
enfeksiyonu açısından ayaklar için sakıncalı
olabilir. Yüzme havuzlarını seçerken dikkatli
olun. Ayaklarınızı pudralamak için talk
pudrası yerine özel pudraları ve terlemeyi
önleyici spreylerini tercih edin.
www.cosmed.com.tr
Yetkili eczanelerde.
Uzman Görüşü
KAN ŞEKERİ
KONTROLÜNDE
ENJEKSİYON
Lazer
Lipoplasti
Op. Dr. Ersun Hasipoğlu
Estetik Plastik ve
Rekonstrüktif Cerrahi
Uzmanı
www.egepolestetik.com
Lipoplasti,
vücuttaki bölgesel
yağları azaltarak
veya eksik olan
bölgelerdekini
artırarak orantılı
bir beden kontürü
oluşturmak
amacıyla pek çok
kişinin başvurduğu
bir operasyondur.
70’li yıllardan bu
yana gelişen yağ
alma yöntemleri,
en son lazer
yardımıyla yapılan
lipoplasti işlemine
evrimleşmiştir.
T
emel ilke (kesi ve dikiş
olmadan, yanlızca aspire
ederek (emerek) yağları almak)
değişmemekle birlikte, lazer
emilimi zor olan sert yağ dokularının
alınabilmesi ve derinin daha iyi kontrakte
olması (sıkılaşması) gibi iki önemli
avantajı beraberinde getirmektedir.
Öyle ki sırt, kol, bacak içleri, göğüs gibi
beden bölgeleri lazer yardımıyla yapılan
lipoplasti işleminden daha fazla yarar
görmektedirler. Böylece söz konusu
bölgelerdeki olası morluk ve ödemler
(şişlikler) daha çabuk iyileşmekte, ağrı
daha az olmakta ve böylece kişinin daha
çabuk sosyal yaşamına geri dönebilmesi
sağlanmaktadır. Ayrıca işlemin -uygun
vakalarda- genel anesteziye ihtiyaç
olmaksızın sedasyon destekli lokal
anestezi ile yapılabilmesi hasta için ayrı
bir güven ve cesaret nedeni olmaktadır.
Yağ dokusunun yüksek ısıda lazerle
eritilerek alınması çevredeki diğer
organlara (deri, damar, sinir vb) yönelik
zararı minimuma indirmekte ve sonuçta
emboli riski, deride his kaybı ve sarkma
gibi komplikasyonlar da neredeyse hiç
görülmemektedir.
Erkeklerdeki ‘jinekomasti’ (memelerde
büyüme) görünümü -ki burada sert
bağ dokuları içinde gizlenmiş olan yağ
dokularını lazersiz klasik liposuction
yöntemleri ile aspire etmek oldukça güç
olmaktadır- lazer lipoplasti teknikleri ile
kolayca düzelebilmektedir.
Lazer Lipoplasti’nin bir diğer yararı da
sekonder dediğimiz, daha önce klasik
yağ alma işlemi yapılmış kişilerde aynı
işlemin tekrarlanması durumundaki
avantajıdır. İlk başta yapılan klasik
yöntemde genellikle emilimleri kolay
olan yumuşak yağlar alınabilse de sert
yağ dokuları kalabilmektedir. Böylesi
bir durumda da, sert bağ dokuları içine
gizlenmiş olan yağ dokularını eritebilmek
için lazere ihtiyaç duyulmaktadır.
Lipoplastideki lazer cihazı nasıl çalışıyor
diye sorulacak olursa, tek kelimeyle yanıt
‘eriterek’ olacaktır. Fiberoptik içinden
geçen lazer enerjisi (tek dalga boyutlu
ışık, örneğin 924nm yada 975nm..) hedef
organa yani yağ dokusuna verilir. Diğer
bir hedef organ da deridir. Deri altına
yayılan lazer enerjisi, buradaki (düzensiz
bağ doku liflerinin rejenerasyonuyla)
dalgalı görüntüyü de bir miktar
azaltmaktadır.
Lazer Lipoplasti konusunda akla gelen bir
başka soru da lazer enerjisinin dışarıdan
(deri yüzeyinden) mı yoksa içeriden
(yağ dokusu içinden) mi uygulanması
konusudur. Lazer, radyo dalgasının
tersine deri yüzeyinden verilen bir enerji
değildir. Fiberoptik prob yağ dokunun
içine girer ve karşısına çıkan dokuyu
eriterek parçalar. Söz konusu yağlar
hemen derinin altında birikenlerdir. Daha
derindekilere örneğin karın kaslarının
arkasındakilere (batın içi yağlara)
uygulanamaz.
Laser Lipolasti, konusunda günümüz
teknolojisinin ulaşacağı son nokta
olmayacağı gibi teknolojik gelişmelere
paralel gelişen beklentileri fazla
büyütmemek de işlem sonrası hayal
kırıklıklarımızı engelleyecektir.
112 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
Dr. Ecz. Canan ERİŞ
Enjeksiyon korkusu
ve hipoglisemi
endişesi,
diyabetlilerin
insülin tedavisine
başlamasında
karşılaşılan en
önemli sorunlardan
birisidir.
K
an şekerinin istenen değerde
olması için insülin deri altına
enjekte edilmektedir. Deri
altına enjeksiyon için iğnenin
üstteki deriyi (deri kalınlığı
1.8-2.5 mm) aşarak deri altına ulaşması
gerekir.
Dik sokulan uzun iğnelerde (5,8 12,7 mm) BKİ 25’ten küçük olanlar
ve erkeklerin kol ve uyluklarında kas
dokusuna girme olasılığı yüksektir. Yanlış
enjeksiyon ağrıyı artırabilir ve glikoz
kontrolünü olumsuz etkiler. İnsülin kas
tabakasına enjekte edilirse kan şekeri
hızla düşerek hipoglisemiye neden
olabilir. Kas içi enjeksiyonu engellemek
için yapılanlar şunlardır:
Uzun iğnelerde (5, 6, 8, 12.7 mm)
1. Deri parmakla kaldırılır
2. İnsülin dik olarak yavaş yavaş enjekte
edilir
3. Doz tamamen verildikten sonra 10’a
kadar sayılır
4. Kaldırılmış deri bırakılır.
Kısa iğnelerde (4mm)
1.adım: Doğrudan dik olarak yavaşça
enjekte edilir.
2. adım: Doz verildikten sonra yavaşça
10’a kadar sayılır.
3. adım: İğne deriden çıkartılır.
Kalem iğneleri kesinlikle bir kere
kullanılmalıdır.
Amerika’da 388 diyabetli hasta üzerinde
yapılan bir çalışmada, enjeksiyon bölgesi
klinik olarak anlamlı bir farklılık
göstermezken, dik olarak sokulan
8 mm iğne uçlarının kas dokusuna
girme olasılığının yüksek olduğu
saptanmıştır. 4-5 mm uçlu iğneler 90
derece sokulduklarında ise yetişkinlerin
tamamında derialtı dokuya girdiği ve bu
nedenle im injeksiyon riskinin minimum
olduğu görülmüştür. (1) Subkutan
insülin tedavisinde 173 randomize
yapılan bir çalışmada ise uzun ve kısa
iğne uçları karşılaştırıldığında daha
az ağrıyla eşdeğer glisemik kontrolü
sağlayan kısa uçlu iğneleri hastaların
tercih ettiği saptanmıştır. (2)
Sonuç olarak; kolay enjeksiyon
yapılması, düşük im enjeksiyon riski,
dolayısıyla hipoglisemiye girmeme,
ağrı olmaması gibi nedenlerle kısa uçlu
iğneler subkutan insülin tedavisinde
tercih edilmektedir.
1) Michael A. Gibney, Christina H. Arce,
Karen J. Byron, Laurence J. Hirsch.
Skin and subcutaneous adipose layer
thickness in adults with diabetes at sites
used for insulin injections: impliacations
for needle lenght recommendations.
Current Medical Research vol.26 no.6,
2010, 1519-1530.
2) Laurence J. Hirsch, Michael A.
Gibney et al. Comparative glycemic
control, safety and patient rating for
new 4mm 32G insulin pen needle in
adults with diabetes. Current Medical
Research vol.26 no.6, 2010, 1531-1541
PharmeticSağlık / Yaz 2013 / 113
Uzman Görüşü
İBS - SİZ - SİNİZ
B
Dr. Hakan Güveli
İç Hastalıkları, Gastroentereloji,
Hepatoloji ve Fitoterapi(Bitkisel
Tedavileri) Uzmanı
İrritabl barsak hastalığı
(İBS) hekim ve hasta
için zor bir durum,
hatta kimi zaman
hasta için inandırıcı
bile değil!
BS’yi kısaca barsak alışkanlığında, altında bir hastalık bulunmadan meydana gelen değişiklikler
olarak tanımlayabiliriz. Vücudumuzda bir hastalık yoktur, barsaklarımızın
işleyişinde değişiklikler, normalin dışında
giden hareketler ve tepkiler vardır. Sindirim
sisteminde her gün yüzlerce olay olur ve
sonucunda farklı şikâyetler meydana gelir.
Hipokrat bu hastalığı üç bulgu ile tanımlıyor: 1- Karında rahatsızlık hissi. 2- Düzensiz
barsak hareketleri. 3- Değişken derece de
şişkinlik, şişlik ve acil tuvalet ihtiyacı.
Bugün için İBS tanısı Roma kriterlerine
göre belirlenir. Karın bölgesinde rahatsızlık
veya ağrınız varsa ve bu üç bulgunun ikisi de
söz konusuysa tanı konur: 1- Dışkılama ile
rahatlama, 2- Dışkılama sıklığında değişkenlik, 3- Dışkının şeklinde değişkenlik.
Hastalığı destekleyen diğer bulgular ise dışkı
sıklığında, kıvamında, çıkışında anormallik
ve karında şişlik, baskı veya gerginlik hissidir.
Tanı sonrası İBS ishal dominant, kabızlık
dominant ve karışık tip olarak sınıflandırılır.
İBS’in nedenlerine gelince... Değişmiş barsak
motilitesi, viseral aşırı duyarlılık, psikososyal
stres faktörleri, değişmiş beyin-barsak yolak
etkileşimleri, immün sistem aktivasyonu /
düşük derece inflamasyon, barsak mikrobiyotada değişiklikler, barsak enfeksiyonları ve
genetik yatkınlık olarak sıralayabiliriz. Barsak
hem merkez olan beyinden uyarılar alır,
hem de kendi sinir sistemi vardır. Gıdanın
alımı, parçalanması, iletilmesi, emilmesi
ve atılması, bugün dahi bilemediğimiz çok
karışık olayları içerir ve sinir sistemi bunun
düzenlenmesinde önemli rol oynar. İBS’de
halen tanıda bir karmaşa vardır. Semptomlar
çok değişken olabilir, ifade zorluğu mümkündür ve yorumlama hekime bağlıdır. Ayırıcı
tanıda maligniteler, laktoz eksikliği, inflamatuar barsak hastalıkları, çölyak hastalığı gibi
organik ve fonksiyonel birçok hastalık vardır.
Bu nedenle “alarm bulguları”nız varsa acilen
doktora gitmeniz gerekir. İBS’de sorgulanacak alarm bulgularını şöyle sıralayabiliriz:
Kilo kaybı, ateş, dışkıda aşikar ya da gizli kan,
sık gece olan barsak değişkenlikleri, laboratuvar testlerinde anormallik, genetik.
TEDAVİ türleri
Ülkemizde maalesef doktorların da bu
tedavi yaklaşımına ilgisi halen tatminkâr
114 / Yaz 2013 / PharmeticSağlık
değildir. Ancak bu konularda kanıta dayalı
tıp yaklaşımı da her geçen gün artmaktadır.
İBS şikayetleri olan hastaların yüzde 75’i tanı
konmadan yaşamlarına devam ederler. Hastaların anlamlı bir bölümü de tamamlayıcı ve
alternatif tıp ürünlerini tercih ederler ve hatta
büyük çoğunluğu da doktora gittiğinde bunu
söylemezler. Örneğin İngiltere’de 1.409 İBS
hastası ile yapılan bir araştırma yüzde 50’den
fazlasının TAT yöntemi kullandığı gösteriyor.
İBS tedavisinde mutfağın önemini vurguladık. Peki bitkisel destek ürünlerinin tedavide
yeri ne? Aslında yüzyıllardır geleneksel tıp
uygulamalarında bitkiler kullanılmaktadır.
İBS’de tekli ya da kombine bitkisel ürünler
denenmiştir ve hastalığın semptomlarının
giderilmesinde etkili bulunmuşlardır.
Kombine ürünler beyin barsak yolakları,
nöroendokrin kimyasal etkileri, barsak
motilite etkileri, inflamasyon üzerine etkileri,
spazm ve gaz giderici etkileri ile iyi bir sinerji
gösterirler.
İBS’nin etyolojisi hâlâ belli olmadığı için
birden çok hedefi etkilediği ve yan etki
profilinin güvenli olduğu çalışmalarda ortaya
çıkmıştır. Bu ürünleri kullanmadan önce
endikasyonları konusunda daha fazla bilgiye
sahip olmalıyız. Fonksiyonel barsak hastalıklarında şikâyetler çok farklı ve değişen
sıklıkta görüldüğü için bitkisel ürünlerin bir
avantajı da şikayetiniz olduğunda ve hatta
rutin günlük yaşantıda kullanılabilir olmasıdır. Tedavi konusunda öncelikle diyet ve
beslenmede bireye ait düzenlemeler ve yaşam
alışkanlıklarında değişiklik yapılması gerekir.
Ayrıca tetiği çeken faktörlerin belirlenmesi,
stres yönetimi ve bitkisel ürünlerin kullanılması mantıklı gözükmektedir.
ANA FİKİR
Genlerimizi değiştirmek için çaba sarf etmek
gereksizdir. Sağlıklı beslenme doğumla birlikte başlar. Bu yüzden doğal beslenme alışkanlıkları edinmeli ve doğal pişirme yöntemlerini seçmeliyiz. Gıdalarımızda, gerekiyorsa
doğal katkılar kullanmalıyız. Probiyotik,
omega karışımı gibi beslenmeyi destekleyen
tıbbi katkılar almalıyız. Stresimizi yönetmeli
ve günlük egzersiz yapmalıyız.
Son olarak bitkisel, medikal katkısal ve
homeopatik ürünleri daha iyi tanımalı, etki
mekanizmaları ve yan etkileri içeren güvenilir çalışmalar artırılmalıdır.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K

Benzer belgeler