İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
Politik gündem
Borç ve faiz bütçesi
Meclis’ten geçti
Politik gündem
Her y›l hangi kesimlerden ne kadar para toplanaca¤›n› ve bu paralar›n nerelere
harcanaca¤›n› belirleyen bütçeler; iktidarlar›n siyasal-sosyal tercihlerinin en aç›k
görüldü¤ü belgelerdir. Bu belgelerden biri olan 2008 bütçesi geçti¤imiz günlerde Meclis’e sunuldu ve onayland›.
Sayfa 8
Vakit s›n›f sendikac›l›¤›n›
aya¤a dikmenin vaktidir!
‹çinde bulundu¤umuz süreçte birbiri ard›na yap›lan sendika genel kurullar›, özellikle de Türk-‹fl’in geçti¤imiz günlerde yap›lan 20. Genel Kurulu, gözlerin bir kez daha sendikal harekete çevrilmesini sa¤lad›.
Sayfa 9
Enternasyonal
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 07
Nepal Ulusal Ba¤›ms›z
Ö¤renci Birli¤i-Devrimci
(ANNISUR) Baflkan›, Lekhanath Neupane taraf›ndan
YKP(M-L)’nin gazetesi “Proletaryaki Simea-Proletarya Bayra¤›”na (1 Aral›k 07)
özel olarak yaz›lan yaz›y› güncelli¤i nedeniyle okurlar›m›za
sunuyoruz.
Sayfa 10
*Y›l:1 * 28 Aral›k 2007-10 Ocak 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Yar›n› bulmak
için!
Afganistan, Lübnan, Suriye, Somali, Nijerya, Filistin,
‹ran ve Irak… Farkl› insanlar,
ortak paydalar. Geldikleri yerin
ac›s›n› çekmektense diasporada
s›¤›nacaklar› kamp ve alacaklar›
birkaç kuruflun yaflamak için kâfi
olaca¤›n› düflünüyorlar. Sayfa2
19 Ocak günü Ermeni gazeteci Hrant
Dink’in katledilmesiyle bafllayan 2007 y›l›na,
egemen s›n›flar›n emekçi halka ve özelde de
Kürt halk›na yönelik sald›rganl›¤› damgas›n›
vurdu. Ancak 2007, egemenlerin sald›rganl›klar›n›n oldu¤u kadar direnifllerle de geçen bir
y›l oldu. Hava-‹fl ve Telekom grevleri gibi iflçi
s›n›f›n›n direnifllerinin yan› s›ra Kürt halk›n›n
egemenlere karfl› direnifli, emperyalist projelere
karfl› demokratik ve devrimci kesimlerin eylemleri ile 2007 y›l› emekçi halk aç›s›ndan da mücadele dolu bir y›l oldu.
2008’de egemenler cephesinde sald›r›lar›n
boyutunun ve çap›n›n artaca¤›n› flimdiden söyleyebiliriz. Buna karfl› iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n da direnifl bayra¤›n› daha yukar›lara kald›rmas›, bize ait olan›n onlardan al›nmas› için
örgütlenerek mücadeleyi gelifltirmek görevimiz
olacak!
Raporlarla F
Tipi gerçe¤i
Daha önce de hapishanelerle ilgili haz›rlad›¤› raporlarla ad›n› duydu¤umuz ‹zmir Ba¤›ms›z Ceza
ve Tutukevleri ‹zleme Grubu
(B‹G), yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla
20007 y›l›nda hapishanelerde yaflanan sorunlar› ve çözüm önerilerini
aç›klad›. Aç›klamada, hapishanelere
yönelik denetim mekanizmalar›n›n
ba¤›ms›z olmad›¤› belirtilerek, yaflanan sorunlarda bir azalma olmad›¤›
vurguland›.
‹HD, T‹HV, ÇHD ve TMMOB
‹zmir fiubeleri’nden oluflan B‹G’in,
haz›rlad›¤› rapordaki veriler hapishanelerde görüfl yasaklar›, haberleflme engelleri vb. çeflitli haklar›n
kullan›m›n›n s›n›rlanmas›n›n yan›s›ra
tutsaklar›n çeflitli iflkencelere de
maruz kald›¤›n› gözler önüne serdi.
Sayfa 7
Tekel’in
sat›fl›na iflçi
barikat›!
Emperyalist patentli politikalar kapsam›nda özellefltirilmesi
yönlü hamlelerin h›zland›¤›
K‹T’lerden biri olan TEKEL’de
iflçiler yeniden direnifl haz›rl›¤›nda. Bu kapsamda Cevizli ve
Tokat TEKEL Sigara Fabrikas›’nda çeflitli eylemler örgütlendi.
Sayfa 4
Halk sizi gözetliyor!
S›n›r ötesi harekâta dönük 17 Ekim’de ç›kar›lan
tezkere, emperyalistlerden
güç-bela kopar›lan “izin”le
birlikte geçti¤imiz günlerde
“nihayet!” ifllevli hale getirildi. 16 Aral›k Pazar günü, Kandil Da¤›’na ve Irak
Kürdistan› topraklar›na
tonlarca bomba ya¤d›r›ld›. 4
saat süren bu ilk bombard›-
man›n maliyeti ise en az 20
Milyon Dolar. Bu maliyeti ödeyenlerin ülke
emekçi y›¤›nlar› oldu¤unu söylemeye ise gerek
bile yok.
S›n›r ötesine dönük hava
ve kara harekât› sürerken,
s›n›r içi harekât da h›z›n› art›rd›. S›n›r içi operasyonlar
asl›nda hemen tezkerenin
akabinde yo¤unlaflt›r›larak,
DTP özgülünde hayata geçirilmesine h›z verilmiflti. 22
Ekim’de tam bir histeriye
dönüflen linç sald›r›lar›, sonraki günlerde, DTP yönetici
ve faaliyetçilerinin gözalt›na
al›nmas›, tutuklanmas› biçiminde sürdü. DTP’ye dönük
sald›r›lar›n son dönemdeki
en üst boyutta ifadesi ise,
DTP Efl Baflkan› Nurettin
Demirtafl’›n aç›k bir komployla, geçti¤imiz günlerde
tutuklanmas› oldu.
Demirtafl’›n tutukland›¤›
günlerde, fiemdinli olay›nda
ceza alan Büyükan›t’›n “iyi
çocuklar›”n›n cezas›n›n
Yarg›tay taraf›ndan bozulmufl olmas› da bir tesadüf
olmasa gerek.
Sayfa 3
Türkiye Kürdistan›’nda kad›n...
Ülkede ve dünyada zulmün, sömürünün en katmerlisine
kad›nlar maruz kalmaktad›r. Ülkemizde
‹flçi köylü’den
2007 y›l›n›n son ve 2008 y›l›n›n ilk gazetesiyle sizlerle birlikteyiz. 2007 y›l›n›n bu son günlerinde, geçti¤imiz y›l›n ayr›nt›l›
muhasebesini yapmak ve yeni bir
y›lda ataca¤›m›z ad›mlarda ç›kartt›¤›m›z dersleri hesaba katarak
hareket etmek ve daha güçlü olmak durumunday›z.
Sayfa 2
Sinan
köylülerinin
direnifli 4.
y›l›nda
özellikle T. Kürdistan›’nda kad›n olmak, daha bir zordur. Burada kad›nlar sömürüyü, bask›y›, horlanm›fll›¤›, insan yerine
konulmamay› daha yo¤un yaflarlar. En baflta da ulusal kimli¤inden, Kürt oluflundan dolay›
bask›ya, sömürüye, zulme maruz kal›rlar. Faflist TC taraf›ndan dili, ulusal kimli¤i
yok edebilmek için bask›lar›n en yo¤unu yaflat›l›r. Bölgede yürütülen Ulusal Kurtulufl
Mücadelesine karfl› TC taraf›ndan verilen haks›z savaflta da en
a¤›r fatura Kürt kad›nlar›na kesilir.
Burjuva-feodal zihniyete göre kad›n›n bedeni, ait oldu¤u
ulusun “namusu” olarak görülür. Ve ilk sald›r›lar da kad›n›n
cinselli¤ine yönelik olur. Bu anlay›fltan dolay› burjuvazi yürüttü¤ü savafllarda önce toplumsal
de¤er yarg›lar›na vurmay› hedefler.
Sayfa 12
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
Pusula
Evrensel Bak›fl
Komünist Manifesto ve
Das Kapital
Sendikal Mücadelede
okun sivri ucu
Ana görevlerimiz ›fl›¤›nda
faaliyetimize yo¤unlaflal›m!
Geliflmeler zafere gebe!
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 11
Sayfa 13
Diyarbak›r Bismil’e ba¤l›
Sinan köylülerinin a¤aya karfl›
yürüttükleri mücadele 4. y›l›n›
geride b›rakt›. Bununla ilgili bir
bas›n aç›klamas› yapan köylüler,
toprak talebi ile yürüttükleri
mücadelenin sürece¤ini söylediler.
Sayfa 5
Maoist
tutsaklar
firar etti
Hindistan’da, HKP(M)
önderli¤inde yükselen Halk Savafl›’n›n Hindistan egemenleri
üzerinde yaratt›¤› panik havas›
sürerken, geçti¤imiz günlerde
Chattisgarh eyaletinde bulunan Dantewada Hapishanesi’nden 105’i Maoist olmak üzere toplam 299 mahkumun silahl› bir firar› bu panik havas› daha
da artt›.
16 Aral›k 2007 gerçekleflen firar s›ras›nda üçü gardiyan
toplam 5 güvenlik görevlisi de
yaraland›.
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Afganistan, Lübnan, Suriye,
Somali, Nijerya, Filistin,
‹ran ve Irak… Farkl› insanlar, ortak paydalar. Geldikleri yerin ac›s›n› çekmektense diasporada s›¤›nacaklar›
kamp ve alacaklar› birkaç
kuruflun yaflamak için kâfi
olaca¤›n› düflünüyorlar.
“YARINI BULMAK” ‹Ç‹N!
Birkaç hafta önce Seferihisar’dan
Yunanistan’a götürülmek istenen mülteci
dolu bir tekne alabora olmufl ve ellinin
üzerinde insan hayat›n› kaybetmiflti. Ard›ndan ikinci olay Bodrum aç›klar›nda
vuku buldu. Yaflananlar› burjuva bas›nda
insanl›k dram› olarak okuduk. Söz konusu
medya ba¤›ra ba¤›ra suçluyu ilan ediyordu:
‹nsan ticareti yapan flebeke… Oysa
mültecilerin, bir yol güzergâh› olarak getirildikleri Türkiye’de yaflad›klar› görmezden gelinecek gibi de¤il. Burjuva bas›n›n ticarete ve bu ticareti yapan sivil insanlara
odaklanmas› bir yana biz, mültecilerin
Türkiye’de yaflad›klar› sorunlar› daha yak›ndan görmenin ve kamuoyu ile paylaflman›n daha do¤ru olaca¤›n› düflündük.
Aral›k ay›n›n sonlar›na yaklafl›rken bir
grup arkadafl Basmane’nin arka sokaklar›na do¤ru ilerlemekteyiz. Bir ay önce fark› kültürlerden binlerce insan›n doldurdu¤u bu sokaklar yak›n zamanda yaflanan talihsiz olay›n etkisi ile alabildi¤ine ›ss›z.
Sessizlik, korkuyu yutuvermifl adeta. Bizler de tedirginiz. Yaflad›klar› sorunlar hakk›nda bilgi verip vermeyeceklerini bilmiyoruz. Mültecilerle rahat bir diyalog kurabilecek, arac› konumunda iliflkilerimiz de
yok. Tek çaremiz samimiyetimizi göstererek güvenlerini kazanmak. ‹lkin birkaç esnaftan yard›m istiyoruz. Anlafl›lan onlar da
durumdan rahats›z, temkinli davran›yorlar
ve mültecilerle konuflmam›z› aç›ktan olmasa da yard›m etmeyerek engellemeye
çal›fl›yorlar. Türkçe bilen mülteciler ar›yoruz. Ama nafile, mahallenin yerli insanlar›
bizlere mülteciler aras›nda Türkçe bilenlerin olmad›¤›n› söylüyor. Önünden geçti¤imiz Belediye Semt Evi’nin yard›m edebilece¤ini düflünürken bayram dolay›s›yla kapal› oldu¤unu görüyoruz. Umudumuzun
tükenmek üzere oldu¤u bir an, yolda Filistinli ve Lübnanl› olduklar›n› ö¤rendi¤imiz iki mülteci ile karfl›lafl›yoruz. Tek tük
söylenen birkaç Türkçe kelime ve anlams›z cümleler… Daha fazlas› yok. Ard›ndan
yanlar›na arkadafllar› geliyor. Birkaç›n›n
aralar›nda Kürtçe konufltu¤unu fark ediyoruz. Heyecanla yanlar›na sokuluyor ve
vakit kaybetmeden mültecilere selam verip sohbet etmeye bafll›yoruz. Benzersiz
bir ironi… Anlayaca¤›n›z uluslararas› bir
sorunun ‹zmir aya¤›n› deflifre etmeye çal›flt›¤›m›z ve okudu¤unuz yaz›n›n oluflmas›na katk›s› olan bilgiler Kürtçe yapt›¤›m›z
görüflmeden Türkçe’ye çevrilmifl yaflanm›fll›klardan olufluyor.
Mülteci sorunlar› hakk›nda sordu¤umuz sorulara uzun bir süre kulak asm›yorlar. ‹kna etmek noktas›nda ›srarl›y›z. Kamera ve foto¤raf çekimi yapmayaca¤›m›z›,
sadece sohbet etmek istedi¤imizi söylüyoruz. Tedirginlikleri fark ediliyor. Sürekli
etraflar›na bak›yorlar. Uzun u¤rafllar sonucunda konuflmaya ikna oluyorlar. Bu arada etraf›m›z› saran mülteci kalabal›¤›, meraktan olsa gerek gittikçe art›yor.
Mülteciler kendi içinde iyi organize olmufl flebekelerin k›skac›ndalar. Avrupa hayaliyle ç›k›lm›fl yollara. Türkiye sadece
transit bir ülke. Bütün Afrika ülkelerinden insanlar; Bangladeflliler, Irak Kürtleri, Pakistanl›lar, ‹ranl›lar, Afganlar bu
yolu kullan›yor. Türkiye’ye kalmak için
gelmiyorlar. Türkiye ile ilgili bir rüyalar›
veya hayalleri yok. Ama Türkiye’ye gelip
de ç›kamayan çok say›da mülteci var. Bu
say› resmi olmayan rakamlara göre 200
bin ile 300 bin civar›nda. Yunanistan’a
gitmek için iki yollar› var: Birinci yöntem, Meriç Nehri’nden geçmek. ‹kinci
yöntem ise Bodrum ve Güney’den Yunanistan adalar›na; Midilli ve Kos Adas›’na geçmek. Az mesafe var. Bu kifliler, kaçakç›lara kendilerini götürmesi için para
ödüyorlar. Afganl›lar, Pakistanl›lar, ‹ranl›lar, ‹ran da¤lar›ndan Van’a ulafl›yorlar.
Buradan ‹stanbul’a geçip, baflka noktalara
gidiyorlar. Van’da Birleflmifl Milletler
Yüksek Komiserli¤i bulunuyor. E¤er komiserlik kendilerine baflvuranlar› mülteci
kabul ederse, Amerika’da, Avrupa’da
baflka ülkelerde kalabilecekleri yerler bulunmaya çal›fl›l›yor.
Türkiye ve Yunanistan… Her iki
ülke ayr› gibi görünse de uluslararas› bir
organizasyonun birbirini tamamlayan
parçalar› durumunda. Ülkesini terk etmek isteyen kifli kontak kurdu¤u arac›lar
vas›tas›yla Türkiye’ye getiriliyor. ‹zmirBasmane ve ‹stanbul-Beyaz›t mültecilerin
en yo¤un kald›klar› yerler. Basmane’de
yaklafl›k iki bin mülteci yafl›yor. Pasaport ve kimlikleri ellerinden al›nan insanlar flebekenin önceden anlaflt›¤› otel ve evlerde al›konuluyorlar. Ortalama her mülteci bafl›na 5 ile 10 YTL aras› otel ya da ev
sahibine para veriliyor. Gerek beslenme
gerek yatma gerekse sa¤l›k aç›s›ndan son
derece problemli bu yerleflkelerde çok
say›da insan bulunuyor. Yatacak ve sadece
aç kal›nmayacak kadar verilen günlük tahin d›fl›nda tüm özel ihtiyaçlar› kendileri
karfl›lamak zorundalar. 1500 ile 3000 Dolar aras›nda Avrupa vaadi ile yap›lan bu ticaret bir mültecinin anlat›m› ile Guantanamo’da bulunmaktan pek de farkl› de¤il.
Polis ve jandarma bask›s›, afla¤›lanma ve
hor görülme ve nihayetinde baflar›yla sonuçlanaca¤› dahi belli olmayan bilinmez
tekne yolculuklar›…
Farkl› insanlar, ortak paydalar
Afganistan, Lübnan, Suriye, Somali, Nijerya, Filistin, ‹ran ve Irak… Farkl› insanlar, ortak paydalar. Geldikleri yerin ac›s›n›
çekmektense diasporada s›¤›nacaklar›
kamp ve alacaklar› birkaç kuruflun yaflamak için kâfi olaca¤›n› düflünüyorlar. Böylesi tehlikeli bir yolculu¤a ç›kmalar›n› sa¤layan nedenleri kendi deneyimlerimizden
az çok ç›karabiliyoruz. Suriye’den gelen
bir mülteci “berbat” bir durumda olduklar›n› söylüyor. “Yaflam güvencem
yok” diyor. ‹zmir’e ilk geldi¤i günlerde
polisin sabaha karfl› bir kuflluk vakti yapt›¤› bask›n sonras› yabanc›lar flubesinde çektiklerinin ard›ndan, kald›¤› otelde paras›n›n
ve giyeceklerinin çal›nd›¤›n› anlat›yor. Para
E l e k t r i k l e t a n › fl a n e l l e r. . .
kazanmak için birkaç kez çal›flm›fl, ancak
mülteci oldu¤undan paras›n› alamam›fl. Filistin’den geldi¤ini söyleyen bir di¤eri
Van’da yakalanm›fl. Filistinli oldu¤unu söyledi¤i halde güvenlik güçleri adeta alay
edercesine “‹ranl›lara benziyorsun”
deyip k›fl›n ortas›nda yürüyerek ‹ran’a gitmeye zorlam›fl. Devam› ise oldukça dramatik; “Hepimizi ‹ran’a yaya geri gitmeye zorlad›lar. K›flt›. Ne yapaca¤›m›z› bilemiyorduk. Dört arkadafl›m›z yolda so¤uktan öldü. Kara gömdük. fiimdi götürseniz nereye gömdü¤ümüzü hat›rlayamam.” Lübnan’dan gelen bir di¤eri ise ‹talya’ya gitmek istemifl. Paras›n› ve pasaportunu alm›fllar ve ‹talya diye ‹zmir’e getirip b›rakm›fllar. Halep’ten ailesi ile gelen bir mülteci Yunanistan’a geçmek için yapt›klar› ilk
giriflimde teknelerinin batt›¤›n›, can kayb›
yaflamad›klar›n›, efli ve çocuklar›n› ‹sveç’e
Mersin’de mülteciler ekmek ve süt istedi
Mersin’de yaklafl›k 2 ayd›r bar›nan
67 Somalili s›¤›nmac›, pankart aç›p eylem yapt›. Somalililer, Mersin Sosyal Yard›mlaflma ve Dayan›flma
Vakf› önünde pankart açarak, yaflam
flartlar›n›n kötü oldu¤unu söylediler.
Birleflmifl Milletler kanal›yla Mersin’de s›¤›nmac› olarak bulunan Somali uyruklu 37’si çocuk 67 mülteci,
daha iyi bir yaflam için eylem yapt›.
Mersin’deki hayat flartlar›n›n kötü oldu¤unu söyleyen mülteciler, kucaklar›nda bebekleriyle ç›kt›klar› sokakta,
ellerinde tafl›d›klar› pankartlarla, daha
iyi hayat flartlar› oluflturulmas›n› istedi. Somalili eylemcilerin yapt›klar› eylemde istekleri ekmek ve süt’tü.
“Biz Somalili mültecileriz,
hayat isteriz”, “Biz savafltan kaçt›k,
ölmek istemiyoruz” ve “Vali bey bize sahip ç›k” yaz›l› pankartlar tafl›yan mülteciler, bar›nma ve yemek konusunda s›k›nt› çektiklerini söylediler.
Yanlar›nda 3 günlük ile 6 yafl aras› çocuklar›yla soka¤a dökülen mülteciler,
yetkililerden yard›m istedi.
(Mersin)
gönderebildi¤ini, para bulunca kendisinin
de gitmeye çal›flaca¤›n› söylüyor. Suriyeli
bir göçmenin anlatt›klar› flafl›rmasak da
tüylerimizi ürpertiyor. Sefaletten kaçarak Türkiye’ye gelen mülteci Vatan
Caddesi Yabanc›lar fiubesi’nde yaflad›¤› gözalt› s›ras›nda elektrik verilerek “misafir” edilmifl. Bir di¤er Filistinli ise gözalt›nda kald›¤› dört gün
boyunca sürekli dövülüp, afla¤›lanm›fl. Afrikal›lar en çok zorlananlar
aras›nda. Yani açl›k s›n›r›nda yafl›yorlar. ‹stanbul Kumkap›’da 40 kifliyle ayn› odada yaflad›¤›n› söylüyor Somali’den bir göçmen. “Bir kaç yatak
vard›. 4-5 saat nöbetleflerek uyuyorduk. Sürekli birileri kalk›p birileri yat›yordu.”
Fakat di¤erlerine göre flansl› olanlar da
yok de¤il. Mesela ‹ranl›lar… Türkiyelilere
benzetildikleri için, daha çabuk sosyalleflip
bir biçimde ifl bulabiliyor ve günlerini geçirebiliyorlar. Suriyeli bir mülteci Filistinlilerin kendilerine göre daha rahat mültecili¤e kabul edildiklerini söylüyor. “Neden?”
diye soruyoruz. Çünkü Filistin alabildi¤ince boflalt›lmak isteniyormufl. Birleflmifl
Milletler’in mülteci tarifine uymad›¤›n›z sürece hiçbir flans›n›z yok asl›nda. Bu tarif 1951 Cenevre Konvansiyonu
ile ba¤lant›l›. Mültecilik için baflvuruda bulunan kifli, durumunu bu konvansiyona
göre ba¤lant›land›rmas› ve kan›tlamas›
gerekiyor. Befl ana temel var: Din, ›rk, siyasi bir politik aktivasyon, ya bir politik
düflünceye sahip olmak ya da cins ayr›mc›l›¤›. E¤er bunlar› kan›tlayamazsan›z Birleflmifl Milletler ya da baflka bir ülke taraf›ndan mülteci olarak kabul edilmeniz
imkâns›z. Türkiye, Avrupal›lar d›fl›nda
hiçbir flekilde kimseye mültecilik hakk›
tan›m›yor. Türk devleti konvansiyonu
imzalam›fl. Ama bir de co¤rafi s›n›r flart›
koymufl: Avrupa. Hatta ülkene döndü¤ün zaman ölüm tehlikesi içinde dahi olsan hiçbir flans›n yok.
Hiç kimsenin isteyerek kendi ülkesinden ve ailesinden ayr›lmayaca¤›n› düflünüyoruz. Bulunduklar› yerlerde bar›nma, e¤itim, sa¤l›k, savafl, fliddet, cinsiyet
gibi sorunlardan kaynakl› baflka ülkelere
ç›k›lan yolculuklar ço¤u kez yaflamlar›na
mal oluyor. ‹nsan Haklar› Evrensel Bildirgesi’nde insanlar›n baflka bir ülkeye gidebilme hakk› oldu¤u belirtiliyor. Meflru
haklar›n› kullanamayan binlerce insan yasal
olmayan yollarla, “insan tacirleri”nin eline düflüyor. Peki, bu durumu devletlerin önlemesi gerekmiyor mu? diye
soruyoruz. Eller iki yana aç›l›yor. Boyunlar› bükülüyor…
Ben bir ölüyüm...
Birkaç saati bulan görüflmenin art›k
sonlar›na yaklafl›rken, göçmenler de çok
dikkat çekti¤imizi anlat›rcas›na daha fazla
konuflmak istemiyorlar. Bu davran›fl art›k
yeter anlam›na geliyor. Hava da so¤uk.
Parmak uçlar›m›zdan tüm vücudumuza yay›lan so¤uk bizi de k›st›r›yor. Kendilerini
ziyaret edebilece¤imizi söylüyorlar. Tek
tek sar›lmalar ve el s›k›flmalar›n ard›ndan
yollar›m›z ayr›l›yor.
Haberi haz›rlamak için tüm arkadafllar
hat›rlayabildikleri konular› k⤛da yazmaya
bafll›yorlar. Bir arkadafl›n yar›m saat önce
yaflad›¤› deneyim etkisini flu paragrafla
gösteriyor: Hayk›rsam! Sesimi duyar m›s›n›z? Hay›r! Duyamazs›n›z… Çünkü ben
bir ölüyüm. Yo, yo toprak alt›nda
de¤il, toprak üstünde. Bunu anlayan biri için ölü olmak yaln›z kefene sar›l›p üzerine bir kürek toprak at›lmaksa ve bu yetecekse yap›n gitsin. ‹flte o zaman der belki birileri; “Bak burada bir insan ölmüfl,
gömüyorlar”. Ama ben istemedim insan
olarak an›lmay› toprak alt›nda. De¤il mi ki
toprak üstünde bir insan olarak yaflamak
varken...
(‹zmir)
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
işçi-köylü’den
2008, mücadelenin
yükseltildi¤i y›l olsun!
2007 y›l›n›n son ve 2008 y›l›n›n ilk gazetesiyle sizlerle birlikteyiz. 2007 y›l›n›n bu son günlerinde, geçti¤imiz y›l›n ayr›nt›l› muhasebesini enine boyuna, getiri ve götürüleriyle, bask›s›
ve direnifliyle, örgütlenmede yaflad›¤›m›z s›k›nt›lar ve att›¤›m›z
olumlu ad›mlarla, yani k›sacas› hem egemenler hem de ezilen
halk cephesinden tüm olumluluk ve olumsuzluklar›yla birlikte
incelemek, de¤erlendirmek ve yeni bir y›lda ataca¤›m›z ad›mlarda ç›kartt›¤›m›z dersleri hesaba katarak hareket etmek ve
daha güçlü olmak durumunday›z. Kuflkusuz böylesi bir de¤erlendirme bu köflenin s›n›rlar›n› aflacak bir de¤erlendirme olur.
Bu nedenle her okurumuz bulundu¤u yerden böylesi bir de¤erlendirmeyi yap›p, önümüzdeki süreci örgütlemelidir.
2007 y›l›, emperyalist-kapitalist sistem aç›s›ndan –varl›¤›n›n
da bir gere¤i olarak- emekçi halklara karfl› sald›r›lar›n› sürdürdü¤ü, iflgallerine yenilerini eklemedi¤i ama, halihaz›rda süren
iflgallerini sa¤lamlaflt›rmaya ve buralarda bulunan direniflleri
ezmeye yönelik planlar›n› yaflama geçirmeye çal›flt›¤›, bunun
yan› s›ra, ‹ran gibi gündemleri sürekli çeflitli vesilelerle s›cak
tuttu¤u bir y›l oldu. Kendi ülkelerinde, sosyal y›k›m projelerinin emekçilerin genel grevlerine çarpt›¤›, çeflitli ad›mlar atm›fl
olsa da bu direnifller sonucunda istedikleri gibi yaflama geçiremediklerini görüyoruz 2007 y›l›na bakt›¤›m›zda.
Ülkemizde de emperyalistlerin sald›r›lar›na paralel bir tak›m sald›r› ve karfl›s›nda önemli direnifllerin yafland›¤›n› görmekteyiz. Geçti¤imiz y›l içinde yaflanan ve de¤erlendirilmesi
gereken önemli olaylardan biri kuflku yok ki, Genel Seçimlerdir. Seçime kat›lanlardan yüzde 47 gibi yüksek oranda bir destek alarak yola devam etmekte olan AKP hükümeti, efendilerinin planlar›n› kusursuz yaflama geçirmeye çal›flmakta, bir
yandan da geçti¤imiz dönemin ac›s›n› ç›kart›rcas›na zam ya¤muru ile emekçi halk›m›za sefaleti dayatmaktad›r. Bunun yan›nda seçimlerden “güçlenerek” ç›kan AKP eliyle ekonomik
ve siyasi projelerini yaflama geçirmek isteyen emperyalistlerin,
ulusal sorunu gündemlefltirdi¤ini de görülmekteyiz. ABD emperyalizminin “sorun”la ilgili bütün güçlerle dolayl› veya dolays›z, bir biçimde ba¤› bulunmakta, Büyük Ortado¤u Projesi
çerçevesinde att›¤› ad›mlarla geldi¤i noktadan daha ileri gitmek hedefiyle, tümü aras›ndaki belli bir uzlafl› içerisinde sorunun stabilize (düzleme, dengeleme) edilmesi amaçlanmaktad›r.
Bu kadar karmafl›k ve ortak memnuniyetin yakalanamayaca¤›
sorunlarda, tek ç›k›fl yolunun stabilizasyon oldu¤u gerçe¤iyle
hareket eden ABD emperyalizmi, a¤›rl›¤›n› giderek hissettiren
bir politika ile devrededir. Bu aç›lardan bak›ld›¤›nda bugün,
devletin Kürt halk›na karfl› gelifltirdi¤i ›rkç›-floven sald›r›lara,
baflta Ulusal Hareket ve di¤er örgütlü güçlerine yönelik katliam, imha ve terör hareketlerine karfl› koymak öncelikli görev
durumundad›r.
“Kürt sorunu”na iliflkin a¤lar böyle örülmeye; rejimin
çarklar›n› onarmak ve bilemek amaçl› “yeni anayasa” çal›flmalar›na çekilen dikkat ve oyalaman›n gölgesinde; ekonomik sald›r›lar, çal›flma alan›na yönelik düzenlemeler eflli¤inde gündeme gelmifltir. 2003 y›l› bafl›nda 130.1 Milyar Dolar olan toplam
d›fl borç, 2006 y›l› sonunda 206.5 Milyar Dolar› aflm›flt›r. Burada esas mesele, bu bedelin nas›l karfl›lanaca¤›d›r. Bu sorunun
bizim cephemizdeki tek karfl›l›¤› emekçilerin al›nteri olmaktad›r.
Di¤er sektörlerde de durum çok farkl› de¤ildir. Kamu
emekçilerinin reel gelirleri de gerilemifltir. Bu tabloyu, iflasa
sürüklenen, tasfiyeye u¤rat›lan tar›m sektörü de farkl› boyutlarda yaflam›flt›r ve yaflamaktad›r. Yine önemli sald›r›lardan bir
tanesi de özellefltirmedir. Daha flimdiden 2008 y›l› için özellefltirme gelir hedefi 11 milyar 798 Milyon YTL olarak belirlenmifl, 2010’a kadarki program da haz›rlanm›flt›r. Özellefltirme
vesilesiyle, büyük bir ya¤maya giriflilecek, yoksullaflt›rma, tensikat, sendikas›zlaflt›rma, asgari ücrete mahkum etme, tafleronlaflt›rma, hak gasplar› yaflanacakt›r. Geçen y›l giriflimleri yar›da kalan Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› (SS-GSS)
yasa tasar›s›n›n bu ay içinde Meclis’e getirilmesi ve 2008 May›s’›na kadar parça parça uygulamaya sokulmas› da egemenlerin hedeflerini aç›k etmektedir.
Tüm bunlar›n yan›nda yaflanan direnifl ve mücadeleler de
küçümsenmeyecek boyutlardad›r. Ve incelenmesi, dersler ç›kart›lmas› gereken önemdedir. Örne¤in bu y›l›n son ay›na kadar devam eden Telekom grevi sürecin önemli bir örne¤idir.
Gerek kitlesel a¤›rl›¤›, gerekse de co¤rafi yayg›nl›¤› bak›m›ndan
son 15 y›l›n en büyük direnifli olan grev, iflçi s›n›f› genelinde
moral de¤erler, dayan›flma, mücadele gücü ve ruhu, s›n›fsal rol
ve durum bak›m›ndan etki yaratm›fl, küçümsenmeyecek boyutta ses getirmifltir. Bu tür örneklerin parlay›p sönmemesi,
eylem çizgisi halinde süreklileflmesi, s›n›f sendikac›l›¤›na do¤ru
kanal aç›lmas› için önümüzdeki dönem f›rsatlar ço¤alacakt›r.
fiu bir gerçektir ki, egemenler zulmü koyulaflt›rd›¤›, sald›r›lar› yo¤unlaflt›rd›¤›, sömürüyü katmerlefltirdi¤i oranda, s›n›f
mücadelesini yükseltme yolunun tafllar›n› da döflemifl olmaktad›r. Bunun kendili¤inden gelme hareketleri tetikleyece¤i, reformist-revizyonist bentleri y›kaca¤›, aray›fllar› art›raca¤›
durumda; devrimci, demokratik, yurtsever güçlerle birlikte ne
kadar müdahil olunursa o kadar kazan›m elde edilebilecek, bugünden yar›na birikim yarat›labilecek, tafl üstüne tafl koyman›n
alt yap›s› oluflturulabilecektir.
Bunu yapabilmenin tek yolu kitlelere gitmek ve mücadeleyi gelifltirmekte hiçbir engel tan›mayan, zorluklardan y›lmayan,
hiçbir güçlü¤e boyun e¤meyen bir tutumda gizlidir.
Bu tutumun sahipleri olarak, 2008’i mücadelenin ve kazanman›n y›l› yapal›m.
İşçi-köylü 3
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
S›n›r ötesi harekâta dönük 17
Ekim’de ç›kar›lan tezkere, emperyalistlerden güç-bela kopar›lan
“izin”le birlikte geçti¤imiz günlerde
“nihayet!” ifllevli hale getirildi. 16
Aral›k Pazar günü, Kandil Da¤›’na
ve Irak Kürdistan› topraklar›na tonlarca bomba ya¤d›r›ld›. 4 saat süren
bu ilk bombard›man›n maliyeti ise
en az 20 Milyon Dolar. Bu maliyeti ödeyenlerin ülke emekçi
y›¤›nlar› oldu¤unu söylemeye
ise gerek bile yoktur.
S›n›r ötesine dönük hava ve kara harekât› sürerken, s›n›r içi harekât da h›z›n› art›rd›. S›n›r içi operasyonlar asl›nda hemen tezkerenin
akabinde yo¤unlaflt›r›larak, DTP
özgülünde hayata geçirilmesine h›z
verilmiflti. 22 Ekim’de tam bir histeriye dönüflen linç sald›r›lar›, sonraki günlerde, DTP yönetici ve faaliyetçilerinin gözalt›na al›nmas›, tutuklanmas›
biçiminde
sürdü.
DTP’ye dönük sald›r›lar›n son dönemdeki en üst boyutta ifadesi ise,
DTP Efl Baflkan› Nurettin Demirtafl’›n aç›k bir komployla, geçti¤imiz günlerde tutuklanmas› oldu.
Demirtafl’›n tutukland›¤›
günlerde, fiemdinli olay›nda
ceza alan Büyükan›t’›n “iyi çocuklar›”n›n cezas›n›n Yarg›tay
taraf›ndan bozulmufl olmas›
da bir tesadüf olmasa gerek.
Hem s›n›r ötesi operasyonun
bafllam›fl olmas›na, hem Demirtafl’›n tutuklanmas›na hem de özellikle fiemdinli’nin “iyi çocuklar›”n›
aklamaya dönük Yarg›tay karar›na
en fazla sevinenler ise bir kez daha
sahibinin sesi medya oldu.
Art›k onlar›n da bir savafl› vard›!
Bugüne kadar ABD’nin Irak ve di¤er iflgal sald›r›lar›n› verirken yaflad›klar› “coflkuyu”, flimdi kendi savafllar›nda ve tabii ki daha büyük bir
haz duyarak yafl›yorlard›. Nas›l
coflkulanmas›nlard› ki? Füzeler,
uçaklar, gördükleri (büyük ihtimalle bofl olan) ma¤aralarda
“terörist” avlarken, ayn› BBG evlerinde oldu¤u gibi naklen izleyebilmenin “zevkine” var›l›yordu.
Özellikle de emperyalistlerden
ve ‹srail Siyonistlerinden ald›klar›
milyonlarca Dolarl›k pilotsuz casus
uçaklar›n›n, havada aral›ks›z 24 ya
da 36 saat kalabiliyor olmas›, büyük
bir “gurur” vesilesi oluyordu.
Bu “kendi” savafllar›nda en çok
Politika gündem
!
R
O
Y
‹
L
T
E
Z
Ö
G
‹
Z
‹
HALK S
Bu harekât
ülke
egemenlerinin
gelecek
günlerden
duyduklar›
çok yönlü
korkunun
ürünüdür.
tuttuklar› terim ise belli ki, faflist
TSK’nin BBG evi benzetmesi olmufltu. En büyük manfletleri bununla ilgili at›yorlard›.
BBG evi gibi, naklen her yeri
gören “Mehmetçik”, ne yaz›k ki ayn› günlerde s›rra kadem basan üste¤meni bir türlü göremiyor, bulam›yor, çareyi “firar etmifltir” aç›klamas›nda görüyordu.
Eski generaller yine
sahnede!
Kandil Da¤›’na dönük hava
bombard›man› ile bafllayan askeri
harekâtla birlikte, emekli askerlerin
televizyonlarda ve türlü bas›n kurulufllar›nda boy göstermesi de gecikmedi. Bunlar taraf›ndan yap›lan
aç›klamalar asl›nda operasyonun
hangi ruh hali içinde yap›ld›¤›na dair yeterli ipuçlar›n› da sunuyordu.
Emekli Tümgeneral Arma¤an
Kulo¤lu ayn› günlerde CNNTürk’te yapt›¤› konuflmada, bu operasyonun bir psikolojik savafl
operasyonu oldu¤unu söylüyor
ve “Operasyon PKK’nin moralini bozacak, Türk halk›n›n ise
moralini yükseltecek” diyordu!
Morali yükselecek olanlar›n kimler
oldu¤u ise malum. Yükseltilen ›rkç›floven kampanyayla birlikte Kürt
halk›na dönük imhaya h›z verilmesi
Harekât korkunun
ürünüdür
S›n›fsal Yaklafl›m
KOMÜN‹ST MAN‹FESTO VE
DAS KAP‹TAL
Tam 160 y›l önce, 1847 Aral›k ile 1848
Ocak aylar›n› buluflturan zaman diliminde
Marks ve Engels yoldafllar taraf›ndan kaleme al›nan Komünist Parti Manifestosu;
komünist ideolojinin tarihsel çözümlemelerle birlikte gelece¤e ait yarg›lar› mutlak
biçimde ifadelendirdi¤i, evrensel ölçekte
programatik altyap›y› flekillendirdi¤i, kamuoyuna yönelik ilk metni idi.
Manifesto güncelli¤ini, bu manada
ölümsüzlü¤ünü, hiç kuflkusuz komünizmin
ruhunu tafl›yan içeri¤ine borçludur. Bunu
bafltan afla¤›ya görmek mümkündür. Ama
en çok ünlenen son paragraftaki flu sözler
an›lmal›d›r: “Komünistler, kendi görüfllerini ve amaçlar›n› gizlemeye tenezzül
etmezler. Hedeflerine ancak tüm mevcut toplumsal koflullar›n zorla y›k›lmas›yla ulafl›labilece¤ini aç›kça ilan ediyorlar.”
Manifesto’nun birden çok amac› ve ifllevi vard›. 1882 tarihli Rusça bask›ya önsözde, Marks ve Engels, bu amac›,“burjuva
mülkiyetinin yaklaflmakta olan kaç›n›lmaz çözülüflünü ilan etmek” fleklinde
ifade etmifllerdi. Manifesto’daki burjuva
mülkiyetin çözülüflünün tasviri ile beraber
proletaryan›n tarih sahnesindeki rolünün
tarifi, ayn› zamanda bir di¤er önemli vurgu
Hayata geçirilen
emperyalist
projelerdir
beklentisine giren, bu yönlü sab›rs›zlanan faflist güruhlar ve bunlar›n
örgütleyicileri.
Uzunca zamand›r “oldu-olacak”
denilen bu operasyon asl›nda Türkiye egemenleri aç›s›ndan çok yönlü bir ifllevle ele al›nmaktad›r. Bu
operasyon bir yandan emperyalist
projeler do¤rultusundaki bölgesel
rollerini pekifltirmenin, ama daha
çok da Kürt sorunu karfl›s›nda girilen acizli¤in, di¤er yandan ise iflçi
emekçi y›¤›nlara dönük hak gasplar›n› boyutland›rman›n arac› olarak
görülmektedir. Bir bütün olarak
bak›ld›¤›nda ise, bu harekât ülke egemenlerinin gelecek günlerden duyduklar› çok yönlü
korkunun ürünüdür.
Emperyalistlere giderek daha
fazla taviz vermek zorunda b›rakan
bu korkunun bir yan›nda bölgesel
roldeki önemi yitirme kayg›s› da
var.
Çünkü son y›llardaki iflgaller
emperyalistlere yeni dayanaklar yaratm›flt›r. Gerek Kafkaslar’da, gerek Balkanlar’da gerekse iflgal bölgelerinde, ‹ncirlik Üssü gibi say›s›z
üssün inflas› gündeme gelmifltir.
Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük
olan s›n›f mücadeleleri bak›m›ndan kavgaya
davet ça¤r›s› içeriyordu.
Komünist Parti Manifestosu’nun kaleme al›nmas›ndan 20 y›l sonra, burjuva mülkiyetine temel oluflturan kapitalist üretim
biçiminin bütün flifrelerini çözen bir eserin
1. cildinin yay›nlanmas›yla, proletarya, rehber nitelikli bir yap›ta kavufluyor; Marks’›n
ölümünden sonra Engels’in yay›ma haz›rlad›¤› 2. (1885) ve 3. ciltleriyle (1894) tamamlanacak olan Kapital, özel mülkiyetin
ölüm çanlar›n› çal›yordu:
“Bu dönüflüm sürecinin bütün avantajlar›n› sömüren ve tekellerine alan
büyük sermaye sahiplerinin say›lar›ndaki sürekli azalmayla birlikte, sefalet,
bask›, kölelik, soysuzlaflma, sömürü de
alabildi¤ine artar; ama gene bununla
birlikte, say›lar› sürekli artan, kapitalist
üretim sürecinin kendi mekanizmas› ile
e¤itilen, birlefltirilen ve örgütlenen iflçi
s›n›f›n›n baflkald›rmalar› da genifller ve
yayg›nlafl›r. Sermaye tekeli, kendisiyle
birlikte ve kendi egemenli¤i alt›nda f›flk›r›p boy atan üretim tarz›n›n ayak ba¤› olur. Üretim araçlar›n›n merkezileflmesi ve eme¤in toplumsallaflmas›, en
sonunda, bunlar›n kapitalist kabuklar›yla ba¤daflamad›klar› bir noktaya ula-
getirmesi için giderek daha fazla
zorlamaktalar. Bu zorlaman›n meyvesini almakta ise gecikmediler.
Ayn› günlerde yap›lan bütçe görüflmeleri, bir kez daha IMF ile TÜS‹AD’›n taleplerine cevap verecek
biçimde flekillendi.
Böylece, aylar öncesinden yükseltilen ›rkç›-floven dalga eflli¤inde
gerçekleflen s›n›r ötesi harekât, iflçi-emekçilere dönük yeni hak gasp›
sald›r›lar›n› perdelemeye de hizmet
etmekte.
Bu harekât ayn› zamanda CHP,
MHP gibi faflist çevrelerin, sözde
ABD karfl›tl›klar›nda a¤›z de¤iflikli¤ini de getirdi. ABD’nin PKK’yi nihayet “ortak düflman” ilan etmesini
ve s›n›r ötesine izin vermesini “büyük bir memnuniyetle” karfl›lad›lar. ABD, Erdo¤an’›n kas›m bafl›ndaki ziyaretinde söz verdi¤i “an›nda istihbarat” vaadini tutmufl,
operasyon için Irak hava sahas›n›
açm›flt›!
kapsaml› imha harekât›n›n bir di¤er
yan›n› ise, ülke egemen sermayesinin beklentisi içine girdi¤i büyük
ekonomik kriz oluflturmaktad›r.
Geçti¤imiz aylarda ABD’de patlak
veren ve k›sa sürede AB ülkelerine
ve oradan da tüm dünyaya yay›lan
emlak kriziyle ortaya ç›kan ekonomik krizin, ülkede her an büyük bir
ekonomik çöküntüye dönüflmesi
art›k an meselesidir.
Bunun içindir ki, halk›n dikkatini
s›n›r ötesi harekâta yönlendirdikleri flu günlerde, özellefltirme hamlelerine h›z verilmifltir. Birbiri ard›na
zamlar hayata geçirilmekte, elektrik
baflta olmak üzere, daha bir dizi
zam da yoldad›r.
Her an büyük bir kriz beklentisi içinde olan TÜS‹AD gibi sermaye
çevrelerinin art›k sabr› kalmam›flt›r
ve sular›n iyice bulan›klaflt›¤› flu s›ralar, hükümeti vaatlerini yerine
fl›r. Böylece kabuk parçalan›r. Kapitalist özel mülkiyetin çan› çalm›flt›r.
Mülksüzlefltirenler mülksüzlefltirilirler.”
(Cilt 1, sf. 782)
Çanlar›n çalmas›, koflullar›n olgunlaflt›¤›na ve s›ran›n proletaryaya geldi¤ine iflaretti. Nitekim tarihin ak›fl› da o yönde seyretmifl, proletarya önderli¤inde birçok ülkede devrim mücadeleleri yürütülmüfl,
halk savafllar› verilmifl, büyük zaferler kazan›lm›fl ve sosyalist iktidarlar kurulmufltu.
Bu iktidarlar›n sürdürülememifl olmas›, elbette ki çanlar›n emperyalist-kapitalist sistem için çalmakta oluflunu engelleyen bir
durum yaratm›yordu. Yine bu geri dönüfller, sosyalizmin kapitalizme alternatif yegâne sistem oldu¤u gerçe¤ini de de¤ifltirmiyor ve fakat söz konusu ülke deneylerinden ç›kar›lmas› gereken çok önemli dersler
oldu¤una iflaret ediyordu.
Bu derslere de¤inmeden önce sorunun
esas›yla bafllayal›m; Manifesto ve Kapital’de tarihi materyalist bir diyalektik çözümleme ile tasvir edilen ekonomik ve
toplumsal koflullar›n devam›nda, bugünün
dünyas›nda da, proletaryan›n rolü ve görevi devam etmektedir. Çözülüfl sürecine giren, Lenin yoldafl›n deyimi ile “can çekiflme” evresi olan emperyalizme ulaflarak
daha da azg›nlaflan ve çok daha vahfli bir süreç/ça¤ bafllatan kapitalist sistemin y›k›lmas› görevi, sonuna kadar devrimci tek s›n›f
olan proletaryan›n omuzlar›ndad›r.
Ne var ki MLM ideolojinin ustalar› yaln›zca proletaryaya bu rol ve görevi biçmekten söz etmediler. Onlar›n bu vurgu
kadar dikkat çektikleri di¤er hususlar, bilinç ve eylemdi. Her iki olguyu da birbiriyle ba¤lant›l› olarak ele al›yorlar ve s›n›f
Yoksa emperyalistler
bir kez daha ç›karlar› gere¤i Kürtleri gözden ç›kard› m›?
S›n›r ötesi harekât›n
Irak yönetimine bildirilmemifl olmas›, ABD emperyalizmi ile Türk egemen s›n›flar›n›n PKK’yi
bahane ederek, Irak
Kürdistan›’na dönük sald›r›larda
ortak hareket etmesi ak›llara böyle
bir soruyu da getiriyor. Ayn› günlerde sürpriz bir Irak ziyareti gerçeklefltiren Rice’›n yapt›¤› aç›klamalara bak›l›rsa, ABD emperyalizmi
bölgeye dönük projelerinde bir tak›m de¤ifliklikler peflinde. Bu de¤iflikliklerin Kürt politikas›na da yans›yaca¤›n› ise Rice’›n Kerkük özgülünde sorulan bir soruya, Kerkük’ün, Irak’›n gelece¤i aç›s›ndan,
ancak tüm halk gruplar›n› içine alan,
demokratik bir Irak aç›s›ndan,
önemli bir flehir oldu¤u yönlü cevab›nda görmek mümkün.
Bu harekâtla birlikte birçok varsay›m gündeme gelse bile, kesin
olan tek fley bölgedeki tüm geliflmeler gibi, bunun da emperyalist
ç›karlara hizmet etmesidir.
Faflist Türk egemen s›n›flar›,
bilincinin, kendi için s›n›f olma olgusunun,
mücadele içerisinde kazan›laca¤›ndan bahsediyorlard›. Bunun için d›flar›dan bilinç
tafl›ma faktörü de di¤er boyutu oluflturuyordu. Marks ve Engels’in Alman ‹deolojisi’nde temellerini att›¤› hususlar, Lenin
taraf›ndan Ne Yapmal›’da gelifltirildi.
S›n›f mücadelelerinin nesnel bir gerçeklik olmas›, kendili¤inden biçimde devrimleri koflullayamaz. Ayn› flekilde, proletaryan›n tarih sahnesindeki rolünü oynayabilmesi için de kendili¤inden bir ak›fl›n getireceklerinden yarar beklenemeyece¤i aç›kt›r. Bilinç ve eylemin kaynaflt›¤› ve süreklileflti¤i
noktada devreye girecek olan örgüttür. Bu
örgüt, elbette ki iflçi s›n›f› partisidir. Parti, s›n›f bilinçli iflçileri örgütleyen ve devrimci mücadeleye her cephede önderlik
etmek üzere yola koyulan bir lokomotif gibidir. Onsuz hiçbir yere var›lamayacakt›r…
Manifesto ve Kapital, proletaryan›n
kurtulufl yolunu çizmek ve ona rehber olmakla büyük bir 盤›r açt›lar. Komünizmin
sönmez meflalelerini ellerine alan uluslararas› proletarya önemli ifller baflard›. Ancak
s›n›f mücadelesinin komünizme ulafl›lana
dek sürdü¤ü gerçe¤ini kavramakta sürekli
s›n›fta kald›. Lenin yoldafl›n devam›nda, konunun üzerinde özellikle Baflkan Mao durmufl; soruna Büyük Proleter Kültür
Devrimi ile kurumsal yap›lanma oluflturma ve gelenek yaratma hedefiyle müdahale
etmiflti. Ancak, onlarca kültür devriminin
yetmeyebilece¤ini bizzat Mao yoldafl söylüyordu…
Bu, hiç kuflkusuz geri dönüfllerin kaç›n›lmazl›¤› anlam›na gelmiyordu. Anlafl›lmas›
gereken, s›n›f mücadelesinin varl›¤›, sorunun ciddiyeti, hassasl›¤›, mücadelenin zor-
PKK’ye dönük sald›r›larda verdikleri destek karfl›l›¤›nda, emperyalist
projelere daha fazla ba¤lanmay› taahhüt etmifl olmal›lar.
Nitekim, ilk olarak ‹ngiliz The
Economist gazetesinde yer verilen ve TC ile ABD aras›nda 5 Kas›m’da yap›lan görüflmelerde gizli
bir anlaflma yap›ld›¤› haberleri tart›fl›lmaya bafllanm›fl bulunuyor. Irak
Kürdistan›’ndaki yönetimin tan›nmas› ve PKK için “daha liberal bir
aff›n” ç›kar›lmas› taahhüdünü
ABD’ye veren TC’nin s›n›r ötesi
operasyon yapmas›na izin verildi¤i
söyleniyor. fiartlar bunlar m›d›r, ya
da sadece bunlar m›d›r flimdilik bilinmeyebilir ama gerçek olan bir
fley varsa o da zaten ba¤›ms›z olmayan bir devletin ba¤›ms›zl›¤›ndan taviz vermesi olanaks›z oldu¤u ve bu
durumda TC’nin ABD emperyalizmine bir kez daha biat ederek, ba¤›ms›zl›k iliflkilerini daha da s›k›laflt›rd›¤›d›r.
Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük
bu kapsaml› sald›r›n›n s›n›r ötesiyle
s›n›rl› kalmayaca¤›, s›n›r içinde aylar
öncesinden bafllat›lan sald›r›lar›n
dozunda da hayli art›fl olaca¤› kesin.
Kesin olan bir di¤er nokta ise, bu
sald›r›lar›n sadece Kürt Ulusal Hareketi’ni kapsamayaca¤›, iflçi-emekçi y›¤›nlar›, devrimci-komünistleri,
k›sacas› tüm toplumsal muhalefeti
içine alacak biçimde geniflleyece¤idir. Buna dönük pratiklerde yaflanan art›fl, önümüzdeki süreçte gerçekleflebilecek daha kapsaml› sald›r›lara da ›fl›k tutmaktad›r.
Kürt halk› üzerine ya¤d›r›lan
bombalar›, oturduklar› yerden BBG
evini gözetler gibi gözetlediklerini
söyleyenler, s›n›r içindeki sald›r›lar›n genifllemesini de eminiz ayn›
flevkle izlemeyi dört gözle beklemektedirler.
Ancak unuttuklar› bir fley var; o
da gözetlerken gözetlendikleridir. Çünkü gerek Kürt halk›
gerekse ülkenin iflçi-emekçi y›¤›nlar› da onlar› gözetlemektedir.
Her ayr›nt›, ileride hesab› sorulmak üzere, emekçi y›¤›nlar›n bilincine kaz›nmaktad›r. Bunun içindir
ki, at›lan bombalar› BBG evi tad›nda gözetleyenler, sak›n ola unutmay›n; Kürt, Türk, tüm milliyetlerden emekçi halk da sizi gözetliyor!
lu¤u, süreklili¤i ve tabii ki proleter kültür
devrimlerinin gereklili¤i idi. Çok zorlu koflullarda baflar›lan bir devrim, devam› kolay
gibi gözüken flartlarda yürütülememifl ve
burjuvazi iktidar› yeniden ele geçirerek
“sosyalist/komünist” argümanlar› kullanmaya devam etmek suretiyle kapitalizmi
yeniden infla edebilmiflti.
T›pk› Sovyetler’de oldu¤u gibi, ç›kar›lmas› gereken en önemli derslerden birisi,
devrimi baflarmaktan çok daha zorlu olan›n, proletarya diktatörlü¤ü alt›nda s›n›f
mücadelesine hükmetmek oldu¤uydu. Burjuvazi, yaln›zca bütünüyle tasfiye edilememifl küçük üretim vas›tas›yla kendini var
eden bir tür görünen s›n›f konumunda de¤il; saflar›m›zda, hatta partinin içinde, dahas› kendi bünyemizde/beynimizde, s›n›flar
var oldukça yaflayan bir olgu biçiminde kabul edilmeliydi. Ancak bu gerçeklik sayesinde onunla mücadele etmek mümkün olabilir, ona karfl› zafer elde edilebilirdi.
Manifesto ve Kapital, 1.5 as›r öteden
günümüze ve gelece¤e ›fl›k tutma özelliklerini; iflçi s›n›f› önderli¤inde insanl›¤›n kurtulufluna iliflkin, s›n›fs›z toplumu hedefleyen
tezlerine borçludur. Bu tezlerin sa¤laml›¤›,
do¤rulu¤u, y›k›c› ve yap›c› gücü, bilimsel
olmalar›ndan geliyor. Onlara bilimsellik kazand›ran, diyalektik materyalist bak›fl aç›s›yla yap›laflt›r›lm›fl olmalar›d›r. Tezlerin ve
görüfllerin kavranmas›, rehber edinilmesi
kadar, Marks ve Engels yoldafllar›n bu bilimsel yönteminin edinilmesi de yaflamsal
önemdedir. Bu husususun alt› da önemle
çizilmek durumundad›r.
Komünist ideolojiyi flekillendiren
bu ölümsüz eserler yolumuzu her daim ayd›nl›k k›l›yor!
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Emperyalist tekellere son peflkefl: TEKEL
Emperyalist patentli neo-liberal politikalar kapsam›nda özellefltirilmesi yönlü
hamlelerin h›zland›¤› K‹T’lerden biri de
TEKEL.
TEKEL’in özellefltirilmesi daha 1990’l›
y›llar›n ilk yar›s›nda, Akhisar Sigara Fabrikas› ile TEKEL’e ait iki önemli sigara markas›n›n isim hakk›n›n, bir yabanc› çokuluslu flirketle kurulacak ortakl›¤a devredilme
giriflimi ile gündeme gelmiflti. Akhisar
fabrikas› için bafllat›lan bu giriflim, o günlerde yap›lan etkili eylemlerle geri püskürtülmüfltü. Bu eylemlilik sürecinin sonunda, fabrikan›n sat›fl› durdurulmufl, ancak bu kez TEKEL’in tamam›n› kapsam›na
alan bir özellefltirme plan› gelifltirilmiflti.
Neo liberal politikalar›n hayata geçirilmesi çabalar›n›n ürünü olan bu plan, 1970’li
y›llar›n sonlar›ndan itibaren dünya piyasalar›nda yaflanan geliflmelerle paralellik arz
ediyordu. Çünkü bu geliflmeler ayn›
oranda Türkiye’ye de yans›maktayd›. Bu dönem, çokuluslu sigara tekellerinin gerçeklefltirdi¤i küresel düzeydeki faaliyetlerinin yükselifle geçti¤i bir dönem-
di. Baflta Philip Morris, BAT (British
American Tobacco), Rothmans gibi
‹ngiliz, Amerikan ya da ‹ngiliz-Amerikan
ortakl› flirketler ve JTI gibi Japonya flirketleri olmak üzere uluslararas› sigara tekelleri, bu süreçte pazar paylar›n› büyütmüfllerdi.
TEKEL, ülkenin en kârl›
iflfllletmelerinden biridir
12 Eylül’le birlikte neo-liberal politikalar›n önü aç›lan Türkiye’de de, 1986 y›l›nda, tütünde devlet tekelinin kald›r›lmas› ve yabanc› sigara flirketlerinin ülke içinde serbest üretim izni almalar› gibi geliflmeler yaflanm›fl. TEKEL’i özellefltirmenin
altyap›s› da iflte bu süreçte haz›rlanmaya
bafllanm›fl ve 80’li y›llar›n sonlar›na kadar
TEKEL’in yat›r›mlar› durdurulmufltu. O
dönemde gerçekleflen tek yat›r›m faaliyeti, 1989 y›l›nda üretime bafllayan Tokat
Sigara Fabrikas›’d›r. Tokat Fabrikas› ile
ilgili, özellikle üretici köylülük aç›s›ndan
en önemli nokta, fabrikan›n faaliyete geçmesi ile birlikte TEKEL’in ilk kez tama-
men yerli tütünlerden üretilen markalar›n d›fl›nda yabanc› tütün harmanl› sigara
üretmeye bafllamas›d›r. Bu son ad›m›n ard›ndan, yat›r›mlar neredeyse tümüyle
durmufl, fabrikalara tek bir çivi bile çak›lmadan TEKEL, uluslararas› sigara tekelleri karfl›s›nda çöküfle terk edilmifltir.
143 y›ll›k bir kurulufl olan TEKEL, asl›nda en kârl› K‹T’lerin bafl›nda geliyor.
Ayr›ca TEKEL kaya tuzu, flarap, a¤›r alkollü içkiler piyasas›n› da önemli oranda
elinde tutuyor. TEKEL tuz üretiminin %
100’ünü elinde tutuyor. Rafine tuz fabrikalar›n›n tümü kaya tuzunu TEKEL’den
sat›n al›yor. fiarap piyasas›n›n ise % 20’si,
a¤›r içkilerin % 95’i TEKEL taraf›ndan yap›l›yor. Sigara sat›fl›n›n % 62’sini de TEKEL sigara ürünleri oluflturuyor.
TEKEL’in 2002 y›l›nda toplam sat›fl
tutar› 1.2 katrilyonu aflt›. Fonlara ak›tt›¤›
kayna¤›n d›fl›nda sadece 2002 y›l› kâr› 318
trilyon olarak ilan edildi.
‹flflççiler direniyor!
Bu tablo sermayenin ifltah›n› fazlas›yla kabart›yor. Ancak TEKEL iflçileri bir dizi hak gasp›n› da beraberinde getirecek
olan bu özellefltirme sald›r›s›n› geri püskürtmekte kararl› olduklar›n› her f›rsatta
ortaya koymakta, sald›r›lar› bofla ç›karmaya dönük bir dizi eylem gerçeklefltirmekteler.
Bu eylemlerden sonuncusu ise, özellefltirme kapsam›nda yer alan, Cevizli
TEKEL fabrikas›nda gerçeklefltirildi.
18 Aral›k günü saat 12:00’de fabrika
bahçesinde toplanan iflçiler, ellerinde dö-
Tersane gerçe¤i aç›kland›
“Tuzla’da önlenebilir, seri ve ölümlü ifl kazalar› yaflflaan›yor: Neden?”
Tuzla Tersaneleri’nde ardarda gerçekleflen “ifl
cinayetleri”ni araflt›rmak için oluflturulan Tuzla
Tersaneler Bölgesi ‹zleme ve ‹nceleme Komisyonu taraf›ndan haz›rlanan rapor 16 Aral›k’ta
kamuoyuna aç›kland›. Birleflik Metal-‹fl Genel
Merkezi salonunda yap›lan bir bas›n toplant›s› ile
aktar›lan rapor, tersane iflçilerinin karfl› karfl›ya kald›¤›, tafleron, ifl güvenli¤i, örgütlenme hakk› ve sigortalanmama gibi sorunlar›n yan› s›ra, bunlara ba¤l› “ifl cinayetleri”nin nas›l ve hangi koflullarda gerçekleflti¤i üzerinde yo¤unlafl›yor.
D‹SK’e ba¤l› Limter-‹fl Sendikas›, TMMOB,
‹stanbul Tabip Odas›, ‹stanbul ‹flçi Sa¤l›¤›
Enstitüsü ve akademisyenlerden oluflan komisyonun aç›klad›¤› rapor, yap›lan araflt›rma ve in-
celemelere iliflkin ilk verileri kaps›yor.
Bas›n toplant›s›n›n aç›l›fl konuflmas›n› Limter‹fl Genel Baflkan› Cem Dinç yapt›. “Tersaneler
denilince akla ilk olarak iflçi ölümlerinin geldi¤ini
söyleyen Dinç, tersanelere ait bilimsel araflt›rmalar›n s›n›rl› oldu¤unu söyledi.
Bas›n toplant›s›,“‹flçiler, gemiler, tersaneler nereye” isimli sinevizyon gösterimi ile devam etti. Komisyon taraf›ndan haz›rlanan raporun sunumunu ise, Bilgi Üniversitesi Ö¤retim
Üyesi Asl› Odman yapt›. Odman, raporun Tuzla’daki iflçi, iflyeri hekimi, mühendis ve avukatlar›n tan›kl›klar›na dayand›¤›n› söyledi. Yan›tlanmas› gereken ana sorunun “Tuzla’da önlenebilir,
seri ve ölümlü ifl kazalar› yaflan›yor: Neden?” sorusu oldu¤unu belirten Odman, gemi infla
sanayinin h›zla büyüdü¤ünü, art›r›lan çal›flma saatlerinin a¤›r ve tehlikeli sonuçlar do¤urdu¤unu belirtti.
Raporda ayr›ca tafleronlaflman›n boyutlar›na da
dikkat çekilirken, yaflam›n› yitiren iflçilerin büyük
bölümünün tafleronda çal›flan iflçiler oldu¤una yer
verilerek, tersanelerdeki sa¤l›k hizmetlerinde ve
t›bbi donan›mdaki eksikliklere de¤inildi. ‹fl cinayetlerinin önemli nedenlerinden birinin de iflçilerin örgütlenmesinin ve taleplerini dile getirmesinin önündeki engeller oldu¤unun alt› çizilerek, üretimin parçal› durumu ve tafleron iflçileri örgütleyen sendika
üzerindeki bask›lar örnek olarak gösterildi.
(Kartal)
Emekçinin Gündemi
Sendikal mücadelede okun sivri ucu
kendi içine yönelmelidir!
S›n›f mücadelesinde baflar›n›n ilk
koflulu ideolojik netliktir. Çünkü
ideoloji, yaflam›n her alan›n› etkilemekte ve bizim baflar›lar›m›z› ve baflar›s›zl›klar›m›z› belirlemektedir. Bundan kaynakl› da burjuva ideolojisine
sahip olanlar ya da burjuvalar, iflçi s›n›f›na “ideolojilerin öldü¤ü” propagandas›n› yapmaktad›r. E¤er ki iflçi s›n›f› kendi ideolojisinden ar›n›rsa burjuva ideolojisi iflçi ve di¤er bütün ezilen kesimler içinde tek ideolojik güç
olarak kalacakt›r. Böylece burjuvazi
kendi s›n›f ç›karlar›n›, hiçbir engele tak›lmadan rahatça uygulamaya geçirecektir. Özellikle son 20 y›l içinde çeflitli geliflmelerin etkisiyle s›n›f›n ç›karlar›n› savunan di¤er bir deyiflle iflçi s›-
n›f›na ve onun ideolojisini benimsemifl
olanlar, burjuvazinin bu söylemlerinden etkilenerek kendilerine burjuva
ideolojisini rehber edinmifltir.
Dünya genelinde oldu¤u gibi ülkemizde de neo-liberal politikalar fazlaca direnifle maruz kalmadan rahatça
uygulanm›flt›r/uygulanmaktad›r. Burjuva ideolojisini rehber alanlar›n, iflçi
s›n›f› ve ezilenler ad›na ya da ç›kar›na
politika gelifltirmesi ya da iflçi s›n›f›n›n
örgütlerini gelifltirmeye dönük çaba
harcamas› zaten mümkün de¤ildir.
Bu yüzden diyoruz ki; ideolojik
netlik yaflam›n her alan›nda belirleyici bir niteli¤e sahiptir.
Türkiye sendikal mücadele tarihine bakt›¤›m›zda, sendikalar›n bafl›nda
vizleriyle, az sonra yap›lacak olan aç›klama için yerlerini alm›fllard›. Aç›klamay›
beklerken “Ölmek var, dönmek
yok!”, Birlik mücadele zafer!”, “‹fl ekmek yoksa bar›fl da yok!”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›!” gibi sloganlar atan iflçilerin say›s›, kortejler halinde gelenlerle birlikte, giderek artt›.
Çok say›da parti ve kurumun da destek verdi¤i aç›klama, Tek G›da-‹fl 2 No’lu
fiube Baflkan› Yunus Durdu taraf›ndan
yap›ld›.
Aç›klamada, TEKEL’in özellefltirilmesi için yeni bir hamle bafllat›ld›¤›na, ancak
Tekel iflçisinin ifline ve afl›na sahip ç›kaca¤›na vurgu yap›ld›. Devam›nda ise, özellefltirmeyle birlikte, ülke genelindeki 108
iflletmede çal›flan yirmi bine yak›n insan›n
ve bir buçuk milyona yak›n tütüncü aile-
sinin geçim kayna¤› ortadan kald›r›lacakt›r denildi.
Öyle görünüyor ki, TEKEL iflçisi özellefltirme sald›r›s›n› geri püskürtmekte kararl›. Çünkü hepsinin kaybedece¤i çok
fley var. Özellefltirmenin burada çal›flanlar için ne anlama gelece¤ini, iflçilerin neden bu kadar kararl› oldu¤unu ise, 10 y›l›
aflk›n süredir Cevizli-TEKEL’de çal›flan ve
eylem bafllamadan önce görüfltü¤ümüz
bir iflçi flöyle anlat›yor. “‹flçiler özellefltirmeyi engellemekte kararl›. Çünkü özellefltirmeyle birlikte birçok hakk›m›z elimizden al›nacak. ‹flten ç›karmalar›n yan›
s›ra, çal›flanlara 10 ayda bir girifl ç›k›fl yapt›racaklar, maafllar 500 milyon YTL’yi
geçmeyecek, ikramiye kalkacak. Herkes
vas›fs›z iflçi olarak, her iflte çal›flt›r›lacak.”
(Kartal)
‹flçiler fabrikaya sahip ç›kt›!
13 Aral›k’ta Tokat TEKEL Sigara
Fabrikas›’n› sat›n almak isteyen LAMEK
firmas› temsilcileri iflçilerin barikat› ile
karfl›laflt›. Fabrika önünde toplanan yaklafl›k 1000 iflçi ad›na aç›klama yapan Tek
G›da- ‹fl Tokat fiube Baflkan› Suat Karl›kaya; TEKEL’in pazar pay›na göz diken uluslararas› tekellerin fabrikalar› talan etmek istedi¤ini dile getirdi. ‹flçilerin
tepkisi üzerine fabrikay› gezmekten vazgeçen flirket yetkilileri bayram› f›rsat bilerek bayramda yeniden fabrikaya geldi.
Bunu ö¤renen iflçiler de fabrika
önünde topland›. Ancak polis iflçilerin
fabrikaya girmesine izin vermedi. ‹flçilerin içeri girmek istemesine karfl›l›k polis
gaz bombalar› ile iflçilere sald›rd›.
“Amerikan itleri satt›rmay›z
K‹T’leri” sloganlar› ile sald›r›y› protesto eden iflçiler Tokat-Amasya anayolunu trafi¤e kapatt›. Ancak bu defa da
Özel Harekât Timleri iflçilere sald›rd›.
Uzun süren çat›flman›n ard›ndan heyetin havaalan›na gitti¤ini ö¤renen iflçiler
de havaalan›nda topland›. Burada “TEKEL’i satt›rmayaca¤›z” pankart›
açan iflçiler direniflte kararl› olduklar›n›
dile getirdi.
(H. Merkezi)
Mehmet ustan›n iste¤i
sadece insanca yaflamak
Ülkemizde önemli say›daki inflaat iflçisinin
yaflad›¤› sorunlar bitmek bilmiyor. Kalacak
yerden tutal›m da paralar›n›n ödenmemesine
kadar onlarca sorunla bo¤uflan iflçilerden biri
de Mehmet usta. Teleferik ‹K okurlar› olarak Mehmet ustan›n dilinden yaflad›klar›n› gazetemize aktar›yoruz.
“Emperyalistlerin uflaklar› taraf›ndan yönetilen bu ülkede yaflayan 2 çocuk babas› bir
inflaat iflçisiyim. Hayat›n yükünü omuzlayan,
ezilen sömürülen bir emekçiyim ve buna ra¤men ayakta kal›p direnerek, yoklu¤a karfl› mücadele ediyoruz.
fiimdi size soruyorum. Sizin hiç 22
YTL’niz yok diye çocu¤unuza ilaç alamad›¤›n›z
oldu mu? Kar ya¤arken çocu¤unuzu bir kazakla okula gönderdiniz mi? Ben bunlar› yafl›yorum ve isyan ediyorum. Hiçbir sosyal güvencemiz yok. ‹nflaatlarda sigortas›z çal›fl›yoruz.
So¤ukta hastalansak ilaç almaya param›z olmuyor. Devaml› ifl bulam›yoruz 50 YTL yevmiye, o da yol, yemek derken 35 YTL’ye düflüyor. Çocuklar›n çad›rlarda donarak ve açl›ktan öldü¤ü bu ülkede yaflamak ve bunlar›
görmek beni kahrediyor. Halk›m›z unutmas›n
ki bu sistemi y›kmak ellerimizde. Çözüm örgütlü mücadelede...”
(Teleferik’ten bir ‹K okuru)
Toptanc› Hali’nde iflçi eylemi
Mersin Büyükflehir Belediyesi’ne ba¤l›
Toptanc› Hali’nde ambalaj iflçileri, ücretlerinin art›r›lmas› için eylem yapt›.
Sabah saatlerinde haldeki ifl yerlerine girmeyen yüzlerce ambalaj iflçisi, 30 YTL olan günlük
yevmiyelerinin 40 YTL’ye
ç›kar›lmas›n› istedi. Y›llard›r mesai ücreti almadan
çal›flt›klar›n› belirten kad›nl›-erkekli yüzlerce hal
olanlar›n iflçi s›n›f›n›n ideolojisi do¤rultusunda de¤il, burjuva s›n›f›n›n ideolojisi do¤rultusunda hareket etti¤ini
görürüz. Tam da bu yüzden, sendikal
mücadelede okun sivri ucu sendikalar›n içine, kendine do¤rultulmas› zorunludur. Son y›llarda iflçi s›n›f›n›n direnifllerine bakt›¤›m›zda daha çok tabandan bir hareketlenme oldu¤unu
yöneticilerin ise bu hareketlenmelerin önünü kesmek için çaba harcad›¤›n› görüyoruz. Nerede burjuvazinin
sald›r›lar›na karfl› bir direnifl ortaya
ç›ksa iflbirlikçi sendika a¤alar› bu direnifllerin önünü kesmek veya direnifle
son vermek için çaba harcamaktad›r.
Bunlar tesadüfi olgular de¤ildir. Zira
mevcut sendika yöneticilerinin çok az
bir k›sm›n› d›fl›nda b›rak›rsak adeta bir
burjuva gibi davrand›¤›n› görürüz.
Uzun zamand›r sendikalar›n bir
kriz içinde oldu¤u belirtilmektedir.
Krizin nedeni sendikalar›n bafl›nda olan iflbirlikçi sendika a¤alar›d›r. Zira onlar orada oldu¤u müddet-
iflçisi, “Hiçbir sosyal güvencemiz olmadan çal›fl›yoruz. 1 y›ld›r ayn› ücreti al›yoruz. 10 YTL art›r›lmas›n› istiyoruz”
dediler.
Hal’de bu statüde
çal›flan yaklafl›k bin kiflinin bulundu¤unu belirten iflçiler, istedikleri ücret verilmedi¤i
takdirde çal›flmayacaklar›n› da sözlerine
eklediler. (Mersin)
çe, sendikalar›n krizden ç›kmas›
mümkün olmayacakt›r. ‹flçiler kendi
sendikalar›na sahip ç›kmad›kça da
esasta burjuvazinin ideolojisiyle donanm›fl sendika a¤alar› oradan inmeyeceklerdir. Sendikalar içindeki demokratik mücadelenin geliflmesi ve
iflçi s›n›f›n›n ideolojisinden beslenen
ve onun ç›karlar›n› savunan iflçilerin
yönetime gelmesi zorunludur. ‹flçiler
kendi örgütlerine karfl› duyars›z olursa kararlar› burjuva ideolojisiyle donanm›fl iflbirlikçi sendika a¤alar›na b›rak›rsa sendikal mücadelenin silkinip
kendine gelmesi mümkün de¤ildir.
Sendikal mücadelenin geliflmesi
burjuvaziye karfl› her alanda verilecek
mücadeleyle mümkündür. Bunun en
önemli ayaklar›ndan biri hatta belirleyici olanlar›ndan biri s›n›f›n kendi örgütü içinde yer alan burjuvalara karfl›
verilecek mücadeledir. ‹flçiler kendi
içlerindeki burjuva ajanlar›n› temizlemedi¤i müddetçe sendikal mücadelenin geliflmesi, güçlenmesi iflçi
ve ezilenlerin ç›kar›n› korumas› ve gelifltirmesi mümkün olmayacakt›r.
Çünkü bu burjuva ajanlar› iflçi s›n›f›n›n
ve sendikalar›n her direniflini ve mücadelesini baltalayacakt›r. Bu yüzden iflçiler üyesi olduklar› sendikalara sahip ç›kmal›, onlar› her
aç›dan denetlemeli, hesap sormal›d›r. Sendikal› olmayan iflçiler ise
sendikal› olmak için harekete geçmelidir.
‹flçiler sadece baz› sorunlar ç›kt›¤›nda sendikalarla görüflmek yerine,
sendikalar› yaflamlar›n›n en önemli
parças› haline getirmelidir. Di¤er sendikal› ya da sendikas›z iflçilerle olan
iliflkilerini gelifltirerek iflçilerin birli¤ini
güçlendirmelidir. Sendikal örgütlenmelerin çat›s› alt›nda kültür-sanat ve
daha baflka sosyal faaliyetler gelifltirilmelidir. Örne¤in sendikalarda amatör
tiyatro topluluklar›n›n kurulmas› vb.
etkinliklerin örgütlenmesi sendikalar›n iç bütünlü¤ünü ve birli¤ini güçlendirecek araçlar olacakt›r. Bu tür araç-
Deri iflçisi yine
direniflte
Tuzla Deri Organize Sanayinde
bulunan DEMSAfi deri fabrikas›ndan at›lan 21 deri iflçisi direnifle
geçti. Mazisinin 80-90 y›la vard›¤›
söylenen ve 1990’lar›n bafl›nda
Kazl›çeflme’den Tuzla’ya tafl›nan
DEMSAfi’ta çal›flan iflçiler, bayram
arifesinde iflten ç›kar›l›nca, fabrika
önünde direnifl bafllatt›lar.
Deri-‹fl Sendikas›n›n örgütlü oldu¤u fabrikada, ço¤unlu¤u 15- 20
y›ll›k iflçilerden, 15 y›ld›r bu fabrikada çal›flan ve flu an direniflte olan
Müslüm Sar›gül’e direnifle gitme
nedenlerini sorduk. Sar›gül, patronun 14 Aral›k’ta fabrikaya bir ilan
ast›¤›n›, bu ilanda, fabrikay› feshedece¤ine, bu nedenle de iflçilerin
ifline son verdi¤ine yer verdi¤ini
söyledi ve: “Biz de bu durumu
kabullenmeyerek, bayramdan
önceki iki gün (17 ve 18 Aral›k
günleri) fabrika kap›s› önünde
beklemeye bafllad›k” dedi.
(Kartal)
Çocuklara da
biber gaz›
5 ayd›r iflsiz kald›klar› için belediye binas›na girmek isteyen floförlerle polis aras›nda arbede ç›kt›.
Polisin s›kt›¤› biber gaz›ndan babalar›na destek olmak için onlarla gelen çocuklar da etkilendi. Gaziantep Büyükflehir Belediyesi, 5 ay önce otobüs iflletmesini ihale ile Kevser Turizm’e devretmifl, belediye
otobüs iflletmesinde çal›flan 250
floförün kadrosu da bu flirkete b›rak›lm›flt›.
Ancak, Kevser Turizm, yükümlülü¤ünü yerine getirmedi¤i gerekçesiyle sözleflmesi feshedilince iflsiz
kalan 250 floför, ailesiyle birlikte
Büyükflehir Belediyesi’ne yürüdü.
Büyükflehir Belediye Baflkan› AKP’li
As›m Güzelbey’e seslerini duyurmak isteyen iflçi ve ailelerin belediye binas›na girifline polis izin vermedi. fioför ve aileleri, içeri girmekte direnince çevik kuvvet ekipleri, biber gaz› kulland›. fioförlerin
eflleri de tepkilerini ba¤›rarak dile
getirdi. Yaflanan arbede sonras› Belediye Baflkan› ile görüflme sözü
alan floförler “Baflkan istifa” sloganlar› atarak Belediye’den ayr›ld›.
(Mersin)
Hatay E¤itim Sen’den
ek ders ücreti
eylemi
18 Aral›k günü tüm Türkiye
genelinde yap›lan “Ek dersime
dokunma”, “Ek ders ücretleri
hakt›r” konulu eylemler Hatay’da
da gerçekleflti. Merkez Ulus Meydan›’nda gerçekleflen eyleme yaklafl›k 200 kifli kat›ld›. Çeflitli sloganlar›n at›ld›¤› eyleme birçok DKÖ
ve devrimci kurum da destek
verdi.
(Hatay ‹K okurlar›)
lar ayn› zamanda iflçilerin e¤itim, bilinç ve kültür seviyesini gelifltirecek
araçlard›r. Buna benzer faaliyetlerin
örgütlenmesi sendikalar›n içindeki
burjuvazinin alan›n› daraltarak onlar›n
d›fllanmas›n› sa¤layacakt›r. Zira iflçi gibi olmayan iflçi gibi davranmayanlar
iflçiler taraf›ndan daha rahatça görülebilecektir.
Sonuç olarak; sendikal mücadelenin geliflmesi sendikalar›n içinde köfle bafllar›n› tutan iflbirlikçi sendika
a¤alar›n›n uzaklaflt›r›lmas›nda yatmaktad›r. Bunun gerçekleflmesi anl›k bir
hareket olarak de¤il, iflçi s›n›f›n›n bilinçlenmesi -ki bu direnifl ve bu do¤rultuda oluflturulacak do¤ru politik
hatla mümkündür- yeniden örgütlenmesi ve kendi sorunlar›na daha fazla
sahip ç›kaca¤› bir süreçle mümkün
olacakt›r. Bir kez daha vurgulamakta
yarar var ki, iflçi s›n›f›n›n ç›karlar›n› savunan en genifl kitlenin ortak mücadeleyi gelifltirmesi son derece gerekli
görevlerden biridir.
İşçi-köylü 5
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
“Sinan köyü
kazanacak,
a¤al›k
y›k›lacak”
Sinan köylüleri direnifllerinin 4. y›l›nda bir bas›n aç›klamas› yaparak toprak
talebi ile yürüttükleri mücadelenin sürece¤ini söyledi.
“Sn: Adalet Bakan›, a¤aya kredi
köylüye ceza adalet bu mudur?”,
“Sinan köyü kazanacak a¤al›k y›k›lacak” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylemde
konuflan Halil Duru; 4 y›ld›r tarlalar›n›
ekemediklerini bu yüzden aç ve aç›kta
kald›klar›n› söyledi. Köylüler a¤a Reflit
Sinanl›’n›n köylülerin s›rt›ndan zenginleflti¤ini dile getirdi. Eylemde “Topraklar bizimdir bizim kalacak”, “Sinan
köyü kazanacak a¤al›k y›k›lacak”
sloganlar› at›ld›.
Köylüler
bal›k çiftli¤i
istemiyor
‹zmir’in Karaburun ilçesine ba¤l›
Küçükbahçe köyünde kurulmak istenen
bal›k çiftli¤i köylülerin tepkisini çekiyor.
Küçükbahçe köyünde Güven Bal›kç›l›k firmas›na verilen y›lda 2 bin ton
üretim kapasiteli bal›k çiftli¤ine tepki
gösteren köylüler bal›k çiftliklerinin çevreyi afl›r› derecede kirletti¤ini dile getirdi. Yar›m Ada Çevre Platformu ile
birlikte sorunlar›n› flirket temsilcileri ile
tart›flan köylüler oldukça öfkeli. Küçükbahçe köyünde yap›lan belediye baflkanlar›n›n da kat›ld›¤› toplant›da, flirketin çal›flmalar›nda ›srar etmesi ve denizi temizlemek için hiçbir giriflimde bulunmamas›
köylülerin tepkisini çekti. fiirket bal›k
çiftliklerine karfl› ç›kan köylüleri ve çevre
örgütlerini ölümle tehdit ediyor.
(H. Merkezi)
Çevreciler,
Kazda¤lar›’n›
ziyaret etti
Çeflitli illerden bir araya gelen Do¤a
Sporcular› ve Çevre Gönüllüleri, alt›n arama flirketlerinin gözde mekan› olan
Kazda¤lar›’n› ziyaret etti.
‹zmir, ‹stanbul, Antalya gibi illerden
gelen çevreciler, Kazda¤lar›’nda yürütülen
alt›n madencili¤i faaliyetlerden etkilenecek olan Küçükkuyu ve Bahçedere
Köyü halk› ile bayramlaflt›. Çevreciler,
maden karfl›t› faaliyetleriyle sesini duyuran ‹mece Evi ve Kazda¤› Koruma
Giriflimi ‹rtibat Bürolar›’n› da ziyaret
ederek, dayan›flma ve destek mesajlar›n›
iletti.
İşçi/köylü
Sinan köylülerinin direniflflii 4. y›l›nda
Diyarbak›r Bismil’e ba¤l› Sinan köylülerinin a¤aya karfl› yürüttükleri mücadele 4. y›l›n› geride b›rakt›.
Köylüler tüm sald›r›lara ra¤men
dedelerinden kalan ve yaklafl›k 300
y›ld›r üzerlerinde yaflad›klar› topraklar›n› geri istiyorlar.
Hat›rlanaca¤› gibi a¤a Reflit Sinanl›, köylülere ait bütün tapular›
kendi ad›na geçirerek, köylülerin
binbir emek ve al›nteri ile ekip biçtikleri topraklara el koymufltu. Bu
gerçe¤i Do¤rudan Gelir Deste¤i
almak için baflvuru yapt›klar›nda ö¤renen köylüler, bunun üzerine topraklar›n› geri almak üzere mücadeleye bafllam›flt›. Yapt›klar› birçok eylemle seslerini kamuoyuna duyurmaya çal›flan köylüler, topraklar›n› alana
kadar mücadele etmekte kararl›.
Köylülerin topraklar›na el koyarak kendi ad›na geçiren a¤a Reflit Sinanl› ise köylüleri “nankör” olmakla suçluyor.
Topraklar›n› istemek
nankörlük!
Köylülerin topraklar›na el koyan
Reflit Sinanl›’n›n hikâyesi çok eskilere dayan›yor. 1920 y›l›nda köye
göçebe olarak gelen Sinanl› ailesi
1956’da Tapu ve Kadastro ifllemleri
yap›l›rken tüm topraklar› üzerine geçirmifl. Ayhan olan soyad›n› da Sinanl› olarak de¤ifltirmifl. A¤an›n Sinanl› köyü d›fl›nda Bademli, Yenisazl›k ve Yeniköy bölgesindeki
toplam 55 bin dönüm arazisi mevcut. Köylülerin topraklar›n› gasp
eden a¤a Reflit Sinanl›, muz ithalat›ndan sonra flimdi de, hava tafl›mac›l›¤›na bafll›yor. “Dayen Hava Tafl›mac›l›¤›” adl› bir flirket kuran Si-
Koza Alt›n ‹flletmeleri, y›l›n en
baflar›l› sanayi kurulufllar› ödül töreninde iki birincilik, bir de ikincilik ald›.
Koza Grubu’nun tüm “yasal”
izinleri yeniden alarak May›s 2005’te
üretime bafllad›¤› Ovac›k Alt›n
Madeni, k›sa sürede bölgenin
“devleri” aras›na girdi. Koza Alt›n
‹flletmeleri, Maden ‹stihraç Sanayi
Meslek Grubu’nda “En Yüksek ‹hracat” ve “En Yüksek Yat›r›m”
dallar›nda birincilik ödülü al›rken,
“En Yüksek ‹stihdam” dal›nda da
ikincilikle ald›. Türkiye Odalar ve
Borsalar Birli¤i (TOBB)’un da kat›ld›¤› törende ödülleri Koza Alt›n ‹flletmeleri Genel Müdür Yard›mc›lar›
Hayri Ö¤üt ve Cemalettin Çetin ald›. Yapt›klar› propaganda
ile çevreyi kirletmedi¤ini iddia
eden flirket, devletin de deste¤i
ile çal›flmalar›na tüm h›z›yla
devam ediyor.
Sonuç ortada;
Bergama
Bergama’da yaflanan çevre felaketine topraklar›n ve sular›n zehirlenmesine, do¤an›n tahrip edilmesine ra¤men flirket en baflar›l› flirket
ödülünü alabiliyor. Bergama köylülerinin yaklafl›k 15 y›ld›r birçok bedel ödeyerek yürüttü¤ü onurlu mücadele sonucunda kapanan, ancak
bir süre sonra isim de¤ifltirerek faaliyetlerine devam eden flirket, devletin ç›kard›¤› maden yasas› ile birlikte çal›flmalar›n› daha rahat sürdürüyor. Mahkemenin verdi¤i karara
ra¤men 2004 y›l›nda yeniden alt›n
aramaya bafllayan flirket, Bergama
halk›n› zehirlemeye devam ediyor.
Bergama köylülerinin yürüttü¤ü mücadele sonucunda ismini Koza Davetiye olarak de¤ifltiren flirket, siyanürle alt›n arama çal›flmalar›na h›z
verdi. fiirketin yaratt›¤› tahribata
göz yuman devlet, buna karfl› mücadele eden köylülere ise say›s›z dava
açm›flt›r. Örne¤in kesinleflmifl mahkeme kararlar›na ra¤men yasad›fl›
bir flekilde alt›n üretimine devam
eden Normandy flirketini protesto
etmek için geçti¤imiz May›s ay›nda
Köylülerin
s›rt›ndan
servet yapan
Reflit Sinanl›,
eylemlere
kat›lanlar›
nankörlükle
suçluyor.
nanl›, 17 Milyon Dolara 10 kiflilik
Cessna Citation Sovereign marka
özel bir jet sat›n ald›. Sinanl›’n›n 500
bin YTL sermayeli flirketinde yüzde
50 payla orta¤›, eski AKP Batman
Milletvekili Nezir Nas›ro¤lu’nun
kuzeni Muzaffer Nas›ro¤lu oldu.
Reflit Sinanl›, eski Fenerbahçe yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp’le yine
hava tafl›mac›l›¤› için bir ortakl›k kurmufltu. “Reflit A¤a”, tekstil, g›da ve
d›fl ticarette büyümeyi hedeflerken
Romanya’da 12 tekstil ma¤azas› açm›fl durumda. Öte yandan ABD’de
Dayen America adl› bir flirket
kurmufltur. New York’tan bafllayarak Boston, Atlantic City ve Miami’de marketler kurmay› da planlamaktad›r.
Köylülerin s›rt›ndan servet
yapan Reflit Sinanl›, eylemlere
kat›lanlar› nankörlükle suçluyor. A¤a ailesi olmalar›na karfl›n
“a¤al›¤a, beyli¤e ve feodal kurumlara
babalar›n›n sa¤l›¤›nda bile karfl› olduklar›n› yöre halk›n›n da çok iyi bildi¤ini” söyleyen Sinanl›, protesto ey-
lemlerinin “‹lkö¤retim Okulu
Projesi”ne katk› için devlete ba¤›fllad›klar› arazideki, kaçak evleri y›k›lanlar›n örgütledi¤ini iddia ediyor.
“Aile olarak hiçbirimiz a¤al›ktan,
beylikten, ve yöremizdeki feodal kurumlardan yana de¤iliz. Hazine arazilerinin, o arazileri kullanan köylülerce
kiralanmas›n› ya da sat›n al›nmas›na
iliflkin karar› da, sonuna kadar destekliyoruz. Bu karar›n ç›k›fl› sonras›nda, köylüleri kand›rarak, tapulu arazilerimizi
hazine arazisi olarak gösterip para toplayan 5 kiflinin örgütledi¤i olaylar, medyaya yans›d›¤›ndan oldukça farkl›d›r.
Bismil Kaymakaml›¤›’n›n Sinanl› köyündeki ‹lkö¤retim Okulu Projesi’ne katk›da bulunmak için verdi¤imiz araziye
yapt›klar› kaçak evleri y›k›lanlar, köylülere Kuran-› Kerim üstüne birlikte davranma yemini ettirerek karfl›m›za ç›karm›fllard›r” diyen Reflit Sinanl›, “Bugüne kadar tasarrufumuzda olan topraklar› kullanan ve kendi vicdani ölçüleri ile belirledikleri, y›ll›k ürün gelirlerinin
yüzde onunu, kendileri için en uygun
olan zamanda bize veren, ço¤unlukla
da geciktiren köylülerle hiçbir sorunumuz olmam›flt›r. Aile olarak y›lda bir
kez bile gidip ‘ne yapt›n›z’ demeyiz.
Biz istesek de, örf adetlerimiz izin vermez” sözleri ile topraks›z kalan binlerce köylüyü yalanlamaya kalk›fl›yor.
‹zmir-Çanakkale karayolunu trafi¤e
kapatan binlerce köylüden 133’ü
hakk›nda dava aç›ld›. Yol kapatma
eylemi s›ras›nda jandarman›n sald›r›s›na da maruz
kurulufllar› bask› alt›na alabilmek
amac›yla bugüne kadar söylenen yalanlara Normandy Madencilik
A.fi.’nin b›-
mücadeleyi kendilerince sapt›rmak
istemektedirler. Ülkenin dört bir
yan›nda
Köylüler topraklar›
için eylemde!
300 y›ld›r kendi topraklar›n› iflleyen köylüler flimdi birdenbire topraklar›nda köle durumuna düfltü.
Sürdükleri, çapa yapt›klar›, emek
harcad›klar› topraklar a¤an›n eline
geçti. Köylüler de ›rgat oldu. Reflit
a¤an›n nankörlükle suçlad›¤› ve topraklar›na el koydu¤u köylüler a¤an›n
servetinin kayna¤›n› soruyor? Köylülerin al›nteri ve emeklerini sömürerek büyük flirketler kuran a¤a, tüm
bunlar› da yalanlarla gizlemeye çal›fl›yor. Binlerce köylünün topraklar›n›
gasp eden a¤a, hiçbir fley olmam›fl gibi direnifle önderlik edenleri suçluyor. “Emek bizim, ekmek a¤an›n” pankart› ile a¤an›n servetinin
nas›l büyüdü¤ünü anlatan köylülerin
!
l
ü
d
ö
e
r
e
l
n
e
y
e
l
r
i
h
e
Halk› z
kalan Çamköy, P›narköy,
Tepeköy ve Narl›ca köylülerinden 133’ü hakk›nda Bergama Cumhuriyet Savc›l›¤›, Bergama Asliye
Ceza Mahkemesi’nde 2911 say›l›
Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Kanunu’na muhalefetten dava açt›.
Bergama, Kazda¤›,
Efemçukuru...
Bergama’da yaflanan çevresel,
bilimsel, hukuksal kirlenme artarak
devam ederken, geride b›rakt›¤›m›z
on y›l içerisinde baflta Bergama köylülerinin topra¤›na ve gelece¤ine sahip ç›kmalar› ad›na y›lmadan verdikleri onurlu mücadele Bergama yerelinden ç›k›p tüm ülkede hatta dünyada örnek bir hareket olmufltur. Bergamal›lar›n bu örnek direnifli bugün
Uflak-Eflme, Artvin-Cerattepe,
Çanakkale-Kazda¤›, TunceliOvac›k, ‹zmir-Efemçukuru bölgelerindeki insanlar›n direnifllerine
bayrak olmufltur. Bergama’da at›lan
ilk ad›mlar, ülke genelinde yaflam
hakk›na, topra¤›na ve gelece¤ine sahip ç›kan insanlar için örnektir. Ancak bugün gelinen noktada büyük
mücadele ve fedakarl›klarla elde
edilen kazan›mlar ve yarg› kararlar›
yerli bir flirket arac›l›¤› ile çi¤nenmek istenmektedir. Yarg› kararlar›n›n hiçe say›larak verilen izinle Normandy Madencilik A.fi. (18 A¤ustos
2004 tarihinde tekrar kapan›ncaya
kadar) iki y›l içinde geceli-gündüzlü
çal›flarak bir anlamda madenin kayma¤›n› yurtd›fl›na götürmüfltür. Yabanc› flirket, 18 A¤ustos sonras›
Bergamal›lar›n kararl› mücadelesi
sonucu yön de¤ifltirerek hisselerini
ve yaratt›¤› kirlili¤i yerli bir firma
olan Koza Davetiye’ye devretmifltir.
Nitekim, Koza Davetiye’nin ilk ifli
kamuoyunu yan›lt›p ilgili kurum ve
direnifli çetin bir yolda devam ediyor.
Köylerinde yapt›klar› birçok eylemde gözalt›na al›nan, jandarman›n
sald›r›s›na u¤rayan köylüler, yine de
mücadeleden geri ad›m atmad›. Kendi topraklar›nda köle gibi çal›flan
köylüler seslerini yetkililere duyurmak için Ankara’ya gitmifl ve Abdi
‹pekçi Park›’nda çad›r açm›flt›. Milletvekilleri ile görüflmeye çal›flan köylülerin derdini dinleyen olmam›flt›. Kad›nlar›n bileziklerini, ailenin koyunlar›n› satarak bir umutla Ankara’n›n
yolunu tutan köylüler elleri bofl dönmüfltü.
‹stanbul Taksim Meydan›’nda bir
bas›n aç›klamas› yapan ve 22 Temmuz seçimlerinde seçimleri boykot
eden köylüler “A¤alar Meclis’te,
köylüler sokakta” sloganlar›n›
hayk›r›yor. A¤aya karfl› yürüttükleri
mücadele boyunca giderek politikleflen köylüler, topraklar›n› almak için
ne gerekiyorsa yapmakta kararl›!
Gazetemizi ziyaret eden ve birçok kez söyleflilerine yer verdi¤imiz
Sinan köylülerinin toprak sorunu sadece onlarla s›n›rl› da de¤il. Çevre
köylerle birlikte a¤an›n topraklar›na
el koydu¤u binlerce insan olmas›na
ra¤men flu anda buna karfl› tepki gelifltiren sadece Sinan köylüleri. Di¤er
köyler Sinan köylülerinin mücadelesinin sonuçlanmas›n› bekliyor. Diyarbak›r Bismil d›fl›nda T. Kürdistan›’n›n
birçok bölgesinde benzer sorunlar
yaflan›yor. A¤alar köylülerin topraklar›na el koyarak onlar› kendi topraklar›nda köle gibi çal›flt›r›l›yor. Sinan köylülerinin mücadelesi, direnifli tüm bölgedeki köylüler
için ayn› zamanda bir umut
kayna¤› oluflturuyor!
siyanürle alt›n iflletmecili¤i yapacak
di¤er yabanc› flirketler, çal›flmalar›na
bafllayabilmek için bu mücadelenin
sonucunu dört gözle beklemektedirler.
rakt›¤› yerden devam etmek
olmufltur.
Koza Davetiye’nin bu giriflimi
yabanc› flirketin bafllatt›¤›, A‹HM taraf›ndan verilen karara ra¤men, faaliyetlerine yeniden bafllayabilmek
için, yarg› kararlar›n› yok sayma çabalar›n›n devam›d›r. Ve Anayasa’da
teminat alt›na al›nan, halk›n “sa¤l›kl› ve dengeli bir çevrede yaflama hakk›”n› ellerinden alma çabas›d›r. Hukuk d›fl› yollarla siyanürle
alt›n iflletmecili¤i yapan bu iflletmeyi
yerli paravan bir flirkete devrederek
Siyanürlü alt›n aramaya tepki
24 Aral›k Pazartesi günü Dersim’in Ovac›k ilçesinde Munzur’da
yap›lmak istenen barajlara ve siyanürlü alt›n aramaya karfl› bir bas›n
aç›klamas› gerçeklefltirildi. Saat
12.00’de Ovac›k Turistik Otel’in
önünde toplanan kitle, sloganlar eflli¤inde Ovac›k çarfl› merkezine yürüdü. Burada yap›lan aç›klamada siyanürlü alt›n araman›n bölgeye verece¤i zararlar üzerinde duruldu ve
Dersim halk›n›n bu çevre sald›r›s›na
karfl› örgütlü, birleflik mücadeleye
ça¤r›lmas›yla ve siyasi parti temsilcilerinin aç›klamalar›ndan sonra eylem sonland›r›ld›.
Siyanürlü alt›n aramayla ilgili
yapt›¤›m›z röportajlarda görüfltü¤ümüz kifliler gazetemize flunlar› söyledi:
Ovac›k Kültür Derne¤i Baflkan› Deniz Balk›: Dersim do¤al
bir güzelli¤e sahiptir. Siyanür ve barajlar ülkemizin do¤as› aç›s›ndan y›k›md›r. Biz Ovac›kl›lar olarak bu do¤a sald›r›s›na karfl› tepkimizi art›rarak sürdürece¤iz.
Maden iflletmesinin kurulaca¤›
bölgede kimi ç›kar rant çevreleri bu
do¤a katliam›n› destekliyor. Yaln›z
Ovac›k halk›n›n bu konuda detayl›
bir bilgisi olmad›¤›ndan da¤›n›k, örgütsüz bir durum yaflan›yor. Bizler
bundan sonra yapaca¤›m›z eylem ve
etkinliklerle halk› bu yönlü bilinç tafl›maya a¤›rl›k verece¤iz.
Siyanürlü alt›n arama ile ilgili düflüncelerinizi alabilir miyiz?
Sizce olumlu bir getirisi olacak
m›?
Ovac›k yöre halk› için olumlu bir
getirisi olaca¤›n› inanm›yorum. Çeflitli bitki ve hayvan türleri bu felaketin olmas› durumunda yok olacaklard›r. Do¤am›z oldu¤u kadar insan
sa¤l›¤› da ciddi bir tehlike ile karfl›
karfl›ya kalacakt›r. Topraklar›m›z,
sular›m›z, insanlar›m›z zehirlenecektir. Do¤am›z› ve insanlar›m›z›n sa¤l›¤›n› koruyabilmek için toplumdaki
duyarl›l›¤› yükseltip devam ettirmemiz gerekiyor.
Toplumdaki duyarl›l›k nas›l
art›r›labilir?
Bu konuda yöre derneklerine ve
demokratik sivil kurulufllar›n sorumlu ve bilinçli hareket etmesi gerekiyor. Ortak hareket edilmesi,
halk›n sürekli olarak bilinçlendirilmesi yönlü çaba ve çal›flmalar içerisinde olunmal›. Tersi durumda flu
ak›llardan ç›kar›lmamal›d›r. Örgütsüz toplum, örgütsüz bir yaflam da¤›lmaya ve yenilmeye mahkumdur.
Sürekli halka gitmemizle do¤am›za
ve insanlar›m›za yönelik bu sald›r›
püskürtülebilir.
Sizin bu gündemle ilgili düflüncelerinizi alabilir miyiz?
Ovac›k’tan Sertan: Rio Tinto
adl› flirket geçmifli olumlu olan bir
flirket de¤ildir. Bu flirketin ülkemizde ciddi zarar verdi¤i bölgelerden
biri de Bergama’d›r. En yal›n haliyle
Bergama’dan Rio Tinto’yu tan›maktay›z. Bulundu¤u ülkelerin yeralt› ve
yerüstü zenginli¤ini ya¤malayan sular› topraklar› zehirleyen insanl›k aç›s›ndan tehlikeli bir kurulufltur. Bu
flirketin insanlara y›k›mdan baflka
herhangi bir getirisi olmam›flt›r.
O halde bu sorun sadece
Dersim/Ovac›k halk›n›n sorunu
de¤ildir?
Evet do¤ru. Bu sorun sadece biz
Dersimlilerin sorunu de¤ildir. Bu
ayn› zamanda tüm ülkemizin sorunudur. Bundan dolay› bu duyarl›l›¤›
ülkemizin her alan›na yaymal› ve
yükseltmeliyiz. Dersim ‹flçi-köylü
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
TKP/ML
militanlar›ndan
eylem
Elimize e-posta kanal›yla ulaflan bir habere göre 11 Aral›k 2007 tarihinde TKP/ML
militanlar›n›n Gazi Mahallesi PTT Müdürlü¤ü olarak bilinen kamu binas›n›n duvar›na akflam saatlerinde “Kürt ulusunun
kendi kaderini tayin hakk› engellenemez-TKP/ML” yaz›l› pankart asm›flt›r. Bildiride eylemi baflar›yla gerçeklefltiren militanlar›n kay›p vermeden eylem yerinden ayr›ld›¤› da belirtiliyor. Bildiri “Kürt halk› yaln›z de¤ildir”, “UKKTH engellenemez”,
“Kahrolsun emperyalizm, feodalizm
ve komprador kapitalizm”, “Yaflas›n
Partimiz” sloganlar›yla son buluyor.
Karaduvar’da
üst geçit eylemi
Karaduvar Mahallesi D–400 karayolu üzerinde, ö¤rencilerin “üst geçit”
talebiyle yapt›¤› yol kapatma eylemine çevik
kuvvet gaz bombalar›yla sald›rd›. Daha önce de birçok kazaya sebebiyet veren yolun
yine bir kazaya yol açmas› ö¤rencilerin tepkisine yol açt›.
Yetkililerin sürekli olarak yerel medyaya verdikleri “her mahalleye eflit davran›yoruz” demeçleri yalanla son buldu. Ö¤rencilerin istekleri kazalar›n olamamas› ve
herkese eflit davran›lmas›yd›. Fakat isteklerini dile getiremeden yap›lan sald›r› bu
söylemlerin niteli¤ini göstermifl oldu. Ö¤rencilerin üzerine at›lan gaz bombas› ve
coplarla sald›ran çevik kuvvetin ard›ndan
ö¤renciler eylem alan›n› terk ettiler.
(Mersin)
Nurettin
Demirtafl’›n
tutuklanmas›
protesto edildi
19 Aral›k Çarflamba günü içlerinde
DTP, EMEP, DKD, DHP, ESP ve bizlerin
Partizan olarak destekledi¤i bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Bas›n aç›klamas›nda
Nurettin Demirtafl’›n tutuklanmas› protesto edilirken devletin I. Kürdistan›’na yönelik askeri operasyonuna da dikkat çekildi. Devletin bu tür s›n›r ötesi operasyonlar› son 20 y›l içinde 25 kez yapt›¤›n›n, ama
Kürt sorununun çözümünde bir ad›m bile
iler gidilmedi¤inin, sadece kay›plar›n, bask›lar›n, ac›lar›n artt›¤›n›n vurgusunun yap›ld›¤›
eylem, “AKP’nin bu gerici tutumlar›na ve
Türkiye’nin ABD’nin stratejisine ba¤lanma
giriflimlerine karfl› mücadeleye ça¤›rmaktay›z” denilerek sonland›r›ld›.
(Dersim ‹K okurlar›)
Mersin’de
korsan miting
DTP Mersin ‹l Baflkanl›¤›’n›n düzenlemek istedi¤i mitinge Mersin Valili¤i izin vermeyince, 15 Aral›k günü ‹HD önünde DTP
taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›ld› ve
mitingin iptalini k›nad›. 16 Aral›k’ta ise
DTP’liler Yeni Pazar Mahallesi’ndeki DTP
Akdeniz Belde Baflkanl›¤› önünde bir yürüyüfl düzenleyerek bas›n aç›klamas› yap›laca¤›n› duyurdu.
Sabah›n erken saatlerinde yaklafl›k 800
kiflilik kitle, halaylar çekerek sloganlarla
topland›. Toplant›ya kat›lan S›rr› Sak›k,
kitleye hitaben bir konuflma yapt› ve çifte
standart uyguland›¤›n› belirterek, MHP Genel Baflkan› Bahçeli’nin ‹zmir’de miting yapabildi¤ini ancak DTP’ye ne ‹zmir’de ne de
Mersin’de izin verilmedi¤ini söyledi.
Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan sokakta
toplanan kitle sloganlar atarak yürüyüfle
geçti. Daha sonra kitle mahallede korsan
bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Bu arada, çevre
illerden de gelen çevik kuvvet ekipleri ile
birlikte Mersin polisi, bölgede genifl “güvenlik” önlemleri ald›.
(Mersin)
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Operasyona tepkiler yükseliyor
S›n›r ötesi operasyona karfl› ülkenin
dört bir yan›nda protesto eylemleri gerçeklefltirildi.
Devletin s›n›r› aflarak Kandil da¤›n›
bombalamas›n› k›nayan binlerce kifli devletin savafl 盤›rtkanl›¤› yaparak Kürt halk›na yönelik imha ve inkâr politikas›n›
sürdürdü¤ünü söyledi. S›n›r ötesi operasyon s›ras›nda köyleri bombalayan
devlet, alt› köyü yerle bir etti. Binlerce
insan yurtlar›ndan göç etmek zorunda
kald›. Bir süredir gelifltirilen flovenist dalga ile birlikte operasyon için haz›rl›k yapan devlet, Kürt halk›n›n üstüne bomba
ya¤d›rd›. Operasyonda 5 gerilla flehit
düfltü.
Kandil’e uzanan
eller k›r›l›r!
* Devletin Kandil’e yönelik sald›r›s›n›
ve DTP Eflbaflkan› Nurettin Demirtafl’›n
tutuklanmas›n› protesto eden binlerce
kifli, 22 Aral›k günü fi›rnak’›n Silopi
ve Diyarbak›r’›n Silvan ‹lçesi’nde eylem yapt›. Aç›klamada, “Kandil’e uzanan eller k›r›ls›n”, “Cudi’ye ç›kar›z
hesab›n› sorar›z” sloganlar› at›ld›. Diyarbak›r’›n Silvan ‹lçesi’nde de DTP örgütü taraf›ndan bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. DTP binas› önünde bir araya gelen
yaklafl›k bin 500 kifli Gazi Caddesi’nde
yürüdü.. Yürüyüfl s›ras›nda gençler “Edî
Bes e uyuma Kürt gençli¤i uyuma”
yaz›l› pankart ve “Halklar›n düflman›
tetikçi medya”, “F-16’lardan ya¤an
bombalar bar›fl ve kardeflli¤e at›lm›flt›r”,
“AKP ateflle oynama” ve “Yafla ve
yaflat” dövizleri tafl›d›.
* 22 Aral›k’ta Üsküdar’da DTP binas› önünde toplanan kitle, s›k s›k,
“Kürtlere uzanan eller k›r›ls›n”,
“DTP üzerindeki bask›lara son” sloganlar›n› att›. Kitle ad›na aç›klamay› okuyan DTP ‹lçe Baflkan› Nusrettin Barak,
operasyonun sorumlusunun AKP Hükümeti oldu¤unu belirtti.
* Zeytinburnu Adliyesi önünde bir
araya gelen DTP Zeytinburnu ‹lçe Örgü-
tü üyeleri bir bas›n aç›klamas› yapt›. Kitle ad›na aç›klamay› okuyan DTP ‹lçe Baflkan› Mehmet Boztemir, s›n›r ötesi
operasyon ile Kürtlerin imhas›n›n hedeflendi¤ini söyledi.
* DTP Kartal ‹lçe Örgütü de parti
binas› önünde yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla
operasyonlar› protesto etti. Eylemde,
Kürt halk› üzerindeki bask› ve imha politikalar›n›n son bulmas› istendi.
* DTP Eminönü ilçe binas› önünde
bir araya gelen DTP’liler de s›n›r ötesi
operasyonu ve Demirtafl’›n tutuklanmas›n› protesto etti. DTP’liler ad›na bas›n
aç›klamas›n› okuyan ‹lçe Baflkan› Halil
Do¤an, s›n›r ötesi operasyon ile Kürtlerin imhas›n›n hedeflendi¤ini söyleyerek,
devletin Kürtlerin en makul taleplerini
görmezden geldi¤ini, DTP ve Kürtler
üzerindeki bask›lar›n bunun sonucu geldi¤ini vurgulad›.
* DTP Gaziosmanpafla ‹lçe Örgütü taraf›ndan Gazi Mahallesi Lokali önünde s›n›r ötesi operasyonu protesto etmek amac›yla yap›lan bas›n aç›klamas›n›n
ard›ndan mahallede sloganlar atarak yürüyüfle geçen kitle mezarl›¤› ziyaret etti.
* DTP Fatih ‹lçe Örgütü üyeleri, il
binas›nda Kürtçe aç›klama yapt›. ‹lçe
Baflkan› Mehdi Tanr›kulu, Türkiye’de
yaflayan bütün vatandafllar›n çat›flmal› süreçten etkilendi¤ini ve zarar gördü¤ünü
belirtti.
* DTP fiiflli ve Okmeydan› örgütleri, DTP Beyo¤lu ‹lçe binas› önünde
toplanarak ortak aç›klama yapt›. “Operasyonlara hay›r” sloganlar› atan kitle
ad›na aç›klama yapan DTP Beyo¤lu Yöneticisi Ekrem Aç›fl, Türkiye’de yafla-
nan siyasi geliflmelerden Kürtlerin ve bütün demokratik kamuoyunun endiflelendi¤ini vurgulad›. Aç›klamada kitle “Êdî
Bes e” ve “Operasyonlara hay›r”
sloganlar› att›.
* Bar›fl Anneleri ‹nisiyatifi üyeleri de Aksaray’da bulunan bürolar›nda
aç›klama yapt›. ‹nisiyatifi ad›na aç›klama
yapan Sultan Bozkurt, çocuklar›n› her
S›n›r ötesi eylemine tahammülsüzlük!
* DTP Esenler ‹lçe Örgütü, s›n›r ötesi operasyonu protesto etmek amac›yla AKP Esenler ‹lçe bina-
s› önünde bas›n aç›klamas› yapt›.
“Söz konusu özgür ve onurlu
bir yaflamsa gerisi teferruatt›r”
yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eyleme,
ESP, SDP, ODAK ve Partizan
da destek verdi. S›k s›k “Bask›lar
bizi y›ld›ramaz”, “Êdî
Bes e” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemde konuflan
DTP ‹lçe Baflkan› Faysal
Tafl, operasyonlara onay
veren AKP Hükümeti’nin
Kürtlere bomba ya¤d›rd›¤›n› söyledi. Aç›klama devam ederken Esenler ‹lçe
Emniyet Müdürlü¤ü’ne
ba¤l› sivil ve resmi polisler Faysal Tafl’a müdahale etti. Polisin tutumunu protesto eden DTP’liler, AKP tabelas›na yumurta att›.
Kürt halk› gerillalar›n› sahiplendi...
S›n›r ötesi operasyon sonucunda flehit düflen gerillalar›n sahiplenilmesi katliama devlete verilen bir yan›t oldu ayn› zamanda.
Kandil Da¤›’na yönelik gerçeklefltirilen hava sald›r›s›nda flehit düflen HPG’li
Abdulmenaf Tekme için aç›lan taziye
çad›r›n› ziyaret eden bini aflk›n kifli, “Katil Erdo¤an”, “‹ntifa, ‹ntifa” sloganlar›n› atarak, yürüyüfl yapt›.
Tekme için ailesi taraf›ndan Adana’n›n fiakir Pafla Mahallesi’nde 22 Aral›k günü mevlit verildi. Mevlit öncesi Sal› Pazar›’nda bir araya gelen kitle, daha
sonra taziye çad›r›na do¤ru yürüyüfle
geçti.
fi›rnak’›n Gabar Da¤›’nda faflist TC
ordusunun düzenledi¤i operasyon sonucu flehit düflen HPG’li Hasan Kaya
için aç›lan taziye evine de ziyaretler sürüyor. TSK’nin 1-4 Aral›k tarihleri aras›nda fi›rnak’›n Gabar Da¤›’nda düzenledi¤i operasyon sonucu yaflanan çat›flmada flehit düflen 8 HPG’liden 1986 fi›rnak
do¤umlu Serdem fiahin kod adl› Hasan
Kaya için Siirt’in Kooperatif Mahallesi’nde taziye evi aç›ld›. 20 Aral›k’ta bir
taziye ziyareti düzenlendi.
Hava bombard›man› sonucunda katledilen HGP’li Fatih Bordo¤an’›n ailesine de taziye ziyareti gerçeklefltirildi.
Ziyarette bir konuflma yapan DEP
eski Milletvekili Selim Sadak, “Halk›m›za bir müjde vermek istiyorum.
Bu operasyon da fiyasko ile sonuçlanm›flt›r. Bu olayda Kürtlerin birlik ve beraberlikleri daha çok güç-
lenmifltir” dedi. DTP’liler taziye evinin
önünde zafer iflaretleri ve “fiehit nam›r›n” sloganlar› ile karfl›lan›rken, taziye ziyaretinde DTP fi›rnak Milletvekili
Sevahir Bay›nd›r da k›sa bir konuflma
yapt›. Operasyonun sivil vatandafllara
yönelik oldu¤unu belirten Bay›nd›r,
“AKP toplumun sorumlulu¤unu
hissetmeyen, Türkiye’nin gelece¤i
konusunda hiçbir kayg›s› olmayan,
politikalarla halk›n de¤erlerini çarçur etme d›fl›nda hiç geliflme sa¤layamam›flt›r” dedi. “fiehit Namirin”, “Gerillaya uzanan eller k›r›ls›n” sloganlar› ile köy ç›k›fl›na kadar yürüyüfl yapan kitle HPG’li Fatih Bordo¤an
(Rohat Rihanî) ile ayn› operasyonda yaflam›n› yitiren HPG’lilerin foto¤raflar›n›
tafl›d›.
Operasyonda flehit düflen 1982 Batman do¤umlu (Baver Batman) kod
isimli Fuat Özekinci için de taziye evi
kuruldu. Ailesi taraf›ndan Batman’›n Narîkîye Köyü’nde aç›lan taziye evi 21 Aral›k günü yaklafl›k 300 kifli taraf›ndan toplu olarak ziyaret edildi.
fi›rnak’›n Gabar Da¤›’nda yaflanan
çat›flmada flehit düflen HPG’li Hasan
Kaya ile Resul Dayan için kurulan taziye yerine kitlesel olarak sessiz bir yürüyüfl düzenlendi.
DTP Siirt il binas›nda bir araya gelen
yaklafl›k 500 kifli, buradan sessiz bir flekilde HPG’li Kaya ve Dayan için kurulan
taziye evine do¤ru yürüyüfle geçti.
HPG’li Resul Dayan’›n evinin önüne kadar sessiz bir flekilde yürüyen kitle burada, alk›fl ve z›lg›tlar “fiehit namir›n”
sloganlar›n› att›. Burada yap›lan ziyaretin
ard›ndan HPG’li Hasan Kaya için Kooperatif Mahallesi’nde ailesinin kurdu¤u
taziye ziyaret edildi Suruç Belediye Baflkan› Ethem fiahin ve DTP’li yöneticiler
de, 1–4 Aral›k tarihleri aras›nda Gabar
Da¤› ve Ç›rav bölgesinde ç›kan çat›flmada yaflam›n› yitiren 8 HPG’liden biri olan
Abdullah Karatafl’›n Têzxerab (Karatafl) Köyü’ndeki ailesine, taziye ziyareti
gerçeklefltirildi
Ayd›n’da ise Özgür Yurttafl Meclisi
ve Ayd›n Ortaklar Belde Örgütü, Ayd›n’›n Germençik ‹lçesi’ne ba¤l› Ortaklar Beldesi’nde bulunan HPG’lilerin ailelerini ziyaret etti.
(H. Merkezi)
Kürt halk›na yönelik sald›r›lar ve operasyonlar protesto edildi
Kürt halk›na yönelik sald›r›lara bir ses de Bursa’dan...
an kaybetme korkusu ile yaflad›klar›n›
ifade etti.
* DTP Lice ‹lçe Örgütü, 20 Aral›k
günü yapt›¤› bas›n aç›klamas› ile operasyona bir an önce son verilmesi ça¤r›s›nda bulunarak, AKP Hükümeti’nin tarihteki misyonunun “savafl hükümeti” olarak yer alaca¤›n› kaydetti.
* DTP Van ‹l Örgütü üyeleri de Sanat Soka¤›’nda bir aç›klama yapt›. “Êdî
Bes e” slogan›yla düzenlenen aç›klamada, “Terör örgütü AKP ve terörist
bafl› Erdo¤an”, “ Êdî Bes e”, “Hüseyin
Çelik flafl›rma Kürt halk› sat›n al›namaz” yaz›l› dövizler tafl›nd›, “Terörist Erdo¤an halka hesap verecek”,
“Terörist Erdo¤an”, “AKP flafl›rma bizi da¤a tafl›rma” ve “Biji Serok
Apo” sloganlar› at›ld›.
* Malatya’da AKP ‹l binas› önünde
bir araya KESK, ‹HD, DTP, EMEP,
SHP, ÖDP, ESP, DHP ve Pir Sultan
Abdal Kültür Derne¤i’nin de aralar›nda bulundu¤u çok say›da kurum ve kurulufl temsilcisi, s›n›r ötesi operasyon ve
DTP Eflbaflkan› Nurettin Demirtafl’›n tutuklanmas›n› k›nad›.
16 Aral›k gecesi Irak Kürdistan›
topraklar›na onlarca savafl uça¤› ve toplar›yla tonlarca bomba ya¤d›rd›lar. Türk
devletinin yapm›fl oldu¤u bu sald›r›lar
Bursa’da da yap›lan bas›n aç›klamas› eylemiyle protesto edildi.
19 Aral›k günü Osmangazi Metro
‹stasyonu önünde toplanan DTP’nin
örgütledi¤i Partizan, ESP, EMEP, SDP
ve ‹HD’nin de destekçi olarak kat›ld›¤›
eylemde aç›klamay› DTP ‹l Baflkan› Hüseyin Diken okudu.
Aç›klamada “Türkiye’nin içinde ve s›n›rd›fl›nda yürütülen binlerce operasyon
Kürt sorununu çözmemifl, çözümsüzlü¤ü derinlefltirmifltir. Bunu görmezden
gelmek ve geleneksel politikalarda ›srar
etmek Türkiye’nin sorunlar›n› derinlefltirir” denildi.
Devam›nda ise “Yine partimiz üzerindeki bask›lar devam ederken, son olarak yurtd›fl›ndan dönen Eflbaflkan›m›z
Nurettin Demirtafl gözalt›na al›narak tutuklanm›flt›r. Bütün bu anti-demokratik
uygulamalar› fliddetle k›n›yoruz, bu hukuk d›fl› uygulamalara bir an önce son
verilmelidir” dendi. Kitle eyleme alk›fl ve
sloganlarla destek verdi.
(Bursa)
Polisin sald›r›s› s›ras›nda AKP ilçe binas›n›n üst kat›nda bulunan Alperen
Ocaklar›’n›n cam›ndan Türk bayra¤›
aç›larak DTP’lilere tafll› sald›r› yap›ld›.
Ç›kan arbedenin ard›ndan caddede yürüyüfl yapan kitleye çevik
kuvvet polisleri coplarla sald›rd›.
Ara sokaklarda ve dükkânlarda s›k›flt›r›lan DTP’liler, dövülerek gözalt›na al›nd›. Aç›klaman›n ard›ndan
DTP ‹lçe binas›n›n bulundu¤u hana
giren polis, binada bulunan 3 kifliyi
de gözalt›na ald›. Sald›r› s›ras›nda
çevrede bulunan baz› evler ve dükkânlardan “vurun katillere” diye
seslenilmesi dikkat çekti.
Mersin’de TürkKürt gerginli¤i
t›rmand›r›lmak
isteniyor!
Mersin’de Çavufllu Mahallesi
muhtar›n›n kardeflinin öldü¤ü, o¤lunun da a¤›r yaraland›¤› olay›n ard›ndan, cenaze törenine kat›lan yüzlerce
kifli “Kahrolsun PKK” sloganlar›yla
yürüyüfl yapt›. Türk bayraklar›yla yürüyen öfkeli kalabal›k, katil zanl›s›n›n
evine yönelince arbede yafland›. Törene MHP Genel Baflkan Yard›mc›s›
Mehmet fiand›r ve Toroslar Belediye Baflkan› Hamit Tuna ile birlikte binlerce kifli kat›ld›. Polis cenaze
nedeniyle bölgede çevik kuvvet deste¤inde önlem al›rken, katil zanl›s›n›n
evinin önü de güvenlik çemberine
al›nd›. Evinin önünden al›nan Soysal’›n
cenazesi yaklafl›k 1 kilometrelik yürüyüflün ard›ndan Çavufllu Mezarl›¤›’na
getirildi. Özellikle kad›nlar›n oluflturdu¤u kalabal›k, ellerinde Türk bayraklar›yla yürüyüfle geçti. “Kahrolsun PKK” sloganlar› atan yüzlerce
kifli, katil zanl›s›n›n minibüs iflletmecisi olmas› nedeniyle Çavufllu minibüslerinin son dura¤›na kadar yürüdü.
Burada ‹stiklal Marfl› okuyan kalabal›k, daha sonra sloganlarla dönüfle
geçti. Öfkeli kalabal›k, katil zanl›s›n›n
evinin bulundu¤u soka¤a yönelince
arbede yafland›. Katil zanl›s›n›n evini
basmak isteyen grupla polis aras›nda
uzun süre arbede yafland›. Yaflanan
gerginli¤in ard›ndan kalabal›k, tekrar
ana yoldan cenaze evine kadar sloganlarla ilerleyerek eylemine son
verdi. Çavufllu Mahalle Muhtar› Halil
‹brahim Soysal’›n kardefli Yusuf Soysal ile muhtar›n o¤lu Mehmet U¤ur
Soysal, aralar›nda daha önceden husumet bulundu¤u belirtilen minibüs
iflletmecisi Mehmet ‹. taraf›ndan dün
akflam tabancayla vurulmufl, Yusuf
Soysal hayat›n› kaybederken, Mehmet U¤ur Soysal a¤›r yaralanm›flt›.
(Mersin)
İşçi-köylü 7
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Halkın gündemi
Kevser M›zrak
ölümsüzdür!
‹zleme Grubu (B‹G)
i
er
vl
ke
tu
Tu
ve
za
Ce
z
s›
m
¤›
Ba
ir
‹zm
“Hapishanelerde yaflanan sorunlarda azalma yok!”
Mahpuslar
taraf›ndan
‘süngerli oda’
olarak adland›r›lan
gözlem odalar›n›n
hukuka ayk›r›
flekilde kullan›m›
engellenmelidir.
Meclis ‹nsan Haklar›
‹nceleme Komisyonu
Siirt Hapishanesi’nde
HAK ‹HLAL‹ BULDU!
‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu,
Siirt E Tipi Kapal› Hapishanesi’nde
yapt›¤› incelemelerde tutsaklar›n haklar›n›n ihlal edildi¤ini tespit ettiklerini bildirdi.
‹HD Siirt fiube Baflkan› Vetha Ayd›n,
hak ihlallerinin giderilmesi yönünde yap›lacak çal›flmalar›n takipçisi olacaklar›n› belirtti.
Tutsaklar›n 10 saat sohbet hakk›n›n
engellendi¤i, kurs ve di¤er hapishane hizmetlerinden yararland›r›lmad›¤›, doktor
s›k›nt›s›, ring araçlar›n›n havaland›rmas›n›n
bulunmad›¤›, Kürtçe mektuplar›n gönderilmedi¤i ve görüflçülerin tutuklulara getirdi¤i ihtiyaçlar›n kendilerine verilmedi¤i
tespitlerinin yer ald›¤› ‹HD raporuna yan›t
veren AKP Mersin Milletvekili ve TBMM
‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu Kurulu Baflkan› Prof. Dr. Zafer Üskül, rapor
üzerine hapishanede yap›lan incelemelerde raporda belirtilen hak ihlallerinin ço¤unun kendileri taraf›ndan da tespit edildi¤ini bildirdi(!)
Ayd›n, tutuklu ve hükümlü ailelerinin
kendilerine yapt›¤› baflvuru üzerine Siirt E
Tipi Kapal› Hapishanesi’nde yaflanan hak
ihlalleri ve s›k›nt›lar› incelediklerini belirterek, “Tespit etti¤imiz hak ihlallerinin giderilmesi için TBMM ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu’na, Adalet Bakanl›¤›’na,
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü’ne
ve Siirt Barosu’na resmi baflvuruda bulunduk. Yapt›¤›m›z baflvuru üzerine TBMM
‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu’nun
bize gönderdi¤i cevap metninde bir incelemenin yap›ld›¤›n› ö¤renmifl olduk” dedi.
(H. Merkezi)
TBMM
Daha önce de hapishanelerle
ilgili haz›rlad›¤› raporlarla ad›n›
duydu¤umuz ‹zmir Ba¤›ms›z
Ceza ve Tutukevleri ‹zleme
Grubu (B‹G), yapt›¤› bas›n aç›klamas›yla 20007 y›l›nda hapishanelerde yaflanan sorunlar› ve çözüm
önerilerini aç›klad›. Aç›klamada,
hapishanelere yönelik denetim
mekanizmalar›n›n ba¤›ms›z olmad›¤› belirtilerek, buralarda yaflanan
sorunlarda azalma olmad›¤› vurguland›.
‹HD, T‹HV, ÇHD ve
TMMOB ‹zmir fiubeleri’nden oluflan B‹G’in, 2007 y›l›nda hapishanelerde yaflananlara iliflkin haz›rlanan rapor hakk›nda yapt›¤› aç›klamada bas›n metnini okuyan Av.
Hülya Üçp›nar, hapishanelerin,
her dönem evrensel ölçekte insan
haklar› sorunlar›n›n yafland›¤› bir
alan oldu¤unu, bunun temel nedeninin uygulamadaki bozukluklar
oldu¤unu söyledi.
Üçp›nar, hapishanelerin her
zaman a¤›r hak ihlallerine yol açma riskini ciddi olarak tafl›d›¤›n›
belirterek, “Bu nedenledir ki,
uluslararas› hukuk, mahpuslar da
dâhil olmak üzere özgürlü¤ünden
yoksun b›rak›lan tüm kiflilerin korunmas›, haklar›n›n kullan›m›n›n
sa¤lanmas› ve tutulma yerlerinin
koflullar›n›n iyilefltirilmesi yönünde birçok düzenleme ve denetim
mekanizman›n gelifltirilmesini öngörüyor” dedi.
1 Kas›m 2006–31 Ekim
2007 tarihleri aras›ndaki bir y›ll›k
süreçte B‹G’e ya da bileflenlerine
yap›lan baflvurular üzerinden tes-
ve hükümlülerin fiziksel-sosyalruhsal bütünlü¤ünü tehdit eden
tecrit sorununun devam etti¤ini
dile getirdi.
Üçp›nar, flunlar› söyledi: “Tek
kiflilik izolasyon ya da 3 kiflilik küçük grup tecridine iliflkin rejimler
mahpuslar›n fiziksel-psikolojiksosyal bütünlüklerini bozmaktad›r.
Bu nedenle tecride dayal› infaz rejimi, uygulayanlar›n inisiyatifine b›rak›lamaz ve kald›r›lmal›d›r. Mahpuslar taraf›ndan ‘süngerli oda’
olarak adland›r›lan gözlem odalar›n›n hukuka ayk›r› flekilde kullan›m›
engellenmelidir. Özellikle iflkence
iddialar›nda olmak üzere, mahpuslar›n muayeneleri ‹stanbul Protokolü uyar›nca standart adli muayene formu kullan›larak kapsaml› biçimde yap›lmal›d›r.”
‹nsan Haklar› Haftas› etkinleri...
* ‹HD ‹stanbul fiubesi taraf›ndan 15 Aral›k günü yap›lan “‹nsan Haklar› Panoramas›”nda
2007 y›l›n›n çok yönlü de¤erlendirmesi yap›ld›.
Panoramada ilk sözü alan Av.
Ercan Kanar, Tan›k Koruma
Yasa Tasar›s›’n›n Aral›k ay›nda
Meclis gündemine gelmesi beklenirken Ocak ay›na kald›¤›n› belirtti ve tasar›n›n avukat›n san›¤a
do¤rudan soru sorma hakk›n› kald›raca¤›n› öngördü¤ünü dile getirdi.
Hapishanelerin bir endüstri
kolu haline getirildi¤ini ve borsada hapishanelerin hisselerinin sat›ld›¤›n› ifade eden Kanar, sözü ‹stanbul Barosu eski Baflkan› Yücel
Sayman’a b›rakt›. Sayman Türkiye’de hukukçular›n kendilerini
Kemalizm, laiklik, cumhuriyet vb.
özellikleri korumakla yükümlü
hissettiklerini belirterek, “Buna
engizisyon denir” dedi.
Engellilerin topluma yabanc›laflt›r›ld›¤›na de¤inen Türkiye Sakatlar Derne¤i Genel Sekreteri
Kenan Özdo¤ru da engelli vatandafllar ad›na “Bizi görmezden
gelmeyin, hep yan›n›zda ve içindeyiz. Birlikte yaflayaca¤›z” dedi. Dr.
fiebnem Korur Fincanc› da
yapt›¤› sunumda kemik sintigrafisi
yöntemiyle y›llar önce yap›lan iflkencenin bile tespit edilebildi¤ini
belirtti. Fincanc›, tespit edilen iflkenceciler konusunda savc›lar›n
gerekeni yapamad›¤›n›, çünkü
“devlet karfl›t› soruflturma”
açt›¤› anda savc›n›n görevden al›nd›¤›n› dile getirdi.
Gündem Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Yüksel Genç de
22 Temmuz seçimlerinden sonra
bask›lar›n DTP’ye yöneltildi¤ini
belirterek, Genelkurmay Baflkan›
Yaflar Büyükan›t’›n Gündem Gazetesi’nin ad›n› vererek “aç›k hedef gösterdi¤ini” belirtti.
* Ankara Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› An›t› önünde bir aç›klama ve bildirge da¤›t›m› yap›ld›.
Aç›klamay› okuyan ‹HD Genel
Baflkan Yard›mc›s› ‹smail Boyraz, 10 Aral›k ‹nsan Haklar› Günü’nü, Hrant Dink ve Orhan Do¤an olmaks›z›n buruk kutlad›klar›n› söyledi. Boyraz, Türkiye’de,
tek ›rk, tek dil, tek dinli homojen
bir toplum yaratma politikalar›n›n, toplumsal bar›fl› engelledi¤ini
dile getirdi.
* Ayn› etkinlikler kapsam›nda
16 Aral›k günü de “Savafl Atmosferinde ‹nsan Haklar›,
Bar›fl ve Demokrasi” konulu
panelde konuflan DTP Diyarbak›r
Milletvekili Ak›n Birdal, savafl
ortam›nda insan haklar›ndan bahsedilemeyece¤ini ve savafl halinin
iflkenceyi sistematik olmaktan
kurtaramayaca¤›n› söyledi. Panele
Birdal’›n yan›s›ra, gazeteci Rag›p
Duran, Bar›fl Meclisi Sözcüsü
Ayhan Bilgen ve çeflitli üniversitelerden akademisyenler kat›ld›.
* Yine etkinlikler içerisinde
ayr›ca befl film yönetmenine ‘insan haklar› plaketi’ verildi. ‹HD ‹stanbul fiubesi’nde düzenlenen
ödül töreninde, “Ifl›klar Sönmesin” filminin yönetmeni Reis
Çelik, “Beynelmilel” filmi yö-
Y
Yaflam›n her alan›nda
varolan insan haklar›
ihlalleri gündemden
düflmüyor!
netmeni S›rr› Önder, “S›r Çocuklar›” filmi yönetmeni Ayd›n
Soyman, “Eve Dönüfl” filmi yönetmeni Ömer U¤ur ve “Büyük
Adam Küçük Aflk” filminin yönetmeni Handan ‹pekçi’ye plaket
verildi.
‹HD ‹stanbul fiubesi’nden
“‹nsan Haklar›na Sayg› Yürüyüflü”
‹HD ‹stanbul fiubesi “‹nsan Haklar›
Haftas›” etkinlikleri kapsam›nda Tünel’den
Galatarasay Lisesi’ne do¤ru “‹nsan Haklar›na Sayg› Yürüyüflü” düzenledi. Fenerlerle yap›lan yürüyüfl s›ras›nda s›k s›k, “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek”, “Biji
b›rat›ya gelan”, “‹nsan haklar›yla insand›r”, “Yaflamak hakt›r, ihlallere son” sloganlar› at›ld›. Galatasaray Lisesi önünde son bu-
Mersin’de bir y›l içinde
25 kifli ‹HD’ye baflvurdu
Mersin fiubesi, 2007 y›l›
içerisinde 25 kiflinin hak
ihlaline u¤rad›¤› gerekçesiyle derneklerine baflvurdu¤unu aç›klad›.
‹HD Mersin fiube Sekreteri Mirza
Mehmet Söylemez, 2007 y›l› içerisinde derneklerine yap›lan baflvurulara iliflkin aç›klama yapt›. Söylemez, son bir y›l
içerisinde 25 kiflinin baflvurusunu ald›klar›n› dile getirerek, baflvurularda gözalt›,
polis hakareti, karakolda iflkence, ö¤rencilerin ö¤renim haklar›n›n elinden al›nmas›, cezaevindeki uygulamalar ve hak gasp›
ihlallerinin oldu¤unu belirtti. Söylemez,
Mersin’de yaflanan gözalt› ve hak ihlallerin
daha fazla oldu¤unu bu rakam›n sadece
derne¤e yans›yanlar oldu¤unu ifade etti.
Baflvurucular›n haklar›n› savunmak
için valilik, savc›l›k, Mersin Üniversitesi
Rektörlü¤ü, Adalet Bakanl›¤› ve Meclis ‹nsan Haklar› Komisyonu ile görüfltüklerini
dile getiren Söylemez, ancak görüflmelerinin birço¤unun yan›ts›z kald›¤›n› dile getirdi.
(H. Merkezi)
pit edilen hak ihlallerini de¤erlendiren Üçp›nar, bu dönemde 40
baflvurucu taraf›ndan toplam 32
baflvuru yap›ld›¤›n›, yak›nmalar›n
büyük bir ço¤unlu¤u, ‹zmir 1 ve
2 No’lu F Tipi hapishanelerindeki tutuklu ve hükümlüler taraf›ndan iletildi¤ini söyledi.
B‹G’in son raporunun yay›nlanmas›ndan bu yana hapishanelerde yaflanan sorunlarda bir azalma olmad›¤›n› ifade eden Üçp›nar,
bugün itibariyle Türkiye’deki mevcut 421 hapishanede al›konan tutuklu ve hükümlü say›s›n›n 76 bine
yaklaflt›¤›n› kaydetti. Üçp›nar,
T‹HV’in verilerine göre, 2007 y›l›n›n ilk 10 ay›nda intihar, hastal›k,
kaza gibi de¤iflik nedenlerle 10 kiflinin yaflam›n› yitirdi¤ini belirterek, F tipi hapishanelerde tutuklu
‹HD
lan yürüyüflten sonra aç›klama yapan ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Av. Gülseren Yoleri,
insan haklar› ihlallerinin son bulmas› için ›fl›klarla yüründü¤ünü belirterek, “Umudumuzu
diri tutarak, insan olarak sorumluluklar›m›z›
yerine getirdi¤imiz müddetçe insan haklar›
ihlallerine engel olabilece¤imize dair umutlar
tafl›yarak bu haftaki etkinli¤imizi bu yürüyüflümüzle kapat›yoruz” dedi.
(‹stanbul)
DTP Amerikan emperyalizmini protesto etti!
Aç›klamada Kürt halk›n›n üzerine bomba ya¤d›r›ld›¤› bu süreçte
en önemli aktörün de ABD emperyalizmi oldu¤u dile getirildi.
S›n›r ötesi operasyon s›ras›nda istihbarat
iflbirli¤inde bulundu¤unu aç›klayan ABD emperyalizmi yap›lan bir eylemle protesto edildi.
S›n›r ötesi operasyon ile binlerce insan› evsiz b›rakan, köyleri bombalayan Türk devletine
hedef gösteren ABD emperyalizmi, Kürt
emekçiler taraf›ndan lanetlendi.
23 Aral›k günü saat 12.30’da ‹stanbul ‹stinye’de bulunan Amerikan Konsoloslu¤u’nun
önünde biraraya gelen DTP ‹stanbul ‹l örgütü
ve çeflitli demokratik kurumlar, Amerikan emperyalizminin Kürt halk›n› katletti¤ini dile getirdi.
Konsoloslu¤a siyah çelenk b›rakan kitle
“Kahrolsun ABD Emperyalizmi” sloganlar›n› hayk›rd›. Burada bir aç›klama yapan DTP
‹stanbul ‹l Baflkan› Halil Aksoy, Türk devletinin DTP’nin seçilmifl milletvekillerini düflman
ilan ederek onlara oy veren 3 milyon insan› genel anlamda 10 milyona yak›n bir kesimi karfl›s›na ald›¤›n›, kardefllik mesajlar›n›n verilmesine
ra¤men Kürt halk›n›n üzerine bomba ya¤d›r›ld›¤›n› bu süreçte en önemli aktörün de ABD
emperyalizmi oldu¤unu dile getirdi. Türk devletinin katliam›n› protesto eden kitle “Katil
Erdo¤an” sloganlar›n› hayk›rd›. (‹stanbul)
10 Aral›k 2007 tarihinde Ankara’n›n
Kurtulufl semtinde yap›lan ev bask›n›nda
devletin s›n›rs›z yetki ile donatt›¤› polis bir
devrimciyi katletti. Yarg›s›z infazlar›n nas›l
da pervas›z bir flekilde yaflama geçirildi¤inin göstergesi olan bu olay eylemlerle
protesto edildi.
* Kevser M›zrak’›n katledilmesi ile ilgili
eylem yapan TKP/ML militanlar› yapt›klar›
aç›klama “Son süreçte devletin yo¤unlaflt›rm›fl oldu¤u sald›r›lar›n bir parças› olan bu
yarg›s›z infaz emekçilere yönelik bir gözda¤› amac› tafl›rken, Kevser M›rzak’›n ölüm
kusan silahlar karfl›s›nda ki direnifli de egemenlerin beyninde bir bomba gibi patlam›fl,
dosta ve düflmana devrimcilerin teslim al›namayaca¤›n› bir kez daha ilan etmifltir…
Bizler de TKP/ML militanlar› olarak Kevser
M›rzak’›n direniflini selamlamak için Gazi
Mahallesinde bir eylem gerçeklefltirdik. 19
Aral›k 2007 Çarflamba günü Gazi Mahallesi Dörtyol’da trafi¤i keserek Kevser M›rzak
için bir dakikal›k sayg› duruflunda bulunduk.
Sayg› duruflunun ard›ndan “Kevser M›rzak ölümsüzdür!” , “Marks-Lenin-Mao
önderimiz ‹bo, savafl›yor T‹KKO” , “Yaflas›n Partimiz TKP/ML” sloganlar›n› atarak da¤›ld›k” fleklinde sona eriyor.
* ‹nönü Park›’nda bir aç›klama yapan
HÖC Adana Temsilcili¤i, Kevser M›zrak’›n katledilmesini protesto etti. Aç›klamada “Devrimciler ölür, devrimler
sürer” dövizleri tafl›nd›. Kitle ad›na aç›klamay› okuyan HÖC temsilcisi fiemsettin Kalkan, Kevser M›zrak’›n yarg›s›z
infaz edildi¤ini belirterek, “Devrimcilerin bu flekilde öldürülmesine birçok
kez tan›kl›k ettik” dedi.
* ‹stanbul’da 14 Aral›k 2007 tarihinde Galatasaray Lisesi önünde HÖC taraf›ndan örgütlenen eylem saat 12.30’da
bafllad›. “‹nfazlara son. Devrimciler ölür
devrimler sürer” pankart›n›n aç›ld›¤› eyleme Halkevleri, Devrimci Hareket,
EHP, HKM ve Mücadele Birli¤i de destek verdi. HÖC ad›na yap›lan aç›klamada
“ortada bilinçli ve planl› bir cinayet vard›r”
diyen HÖC üyeleri “M›zrak’›n infaz›na
meflruluk zemini yaratmak için ‘canl› bomba’ yalan› uyduruldu¤u”nu dile getirdi.
Aç›klamada son olarak “Sezgin Çelik’i yakalamalar›ndan bir saat sonra Kevser M›zrak’›n bulundu¤u daireye sis bombas› atarak yakalamak için de¤il, katletmek için
gittikleri tüm ç›plakl›¤›yla ortaya ç›k›yor”
denildi.
Yürüyüfl dergisi
bir ay kapat›ld›!
Yürüyüfl dergisinin 135’nci say›s› mahkeme karar› ile toplat›larak bir ay kapat›ld›.
10 Aral›k tarihinde Ankara’da katledilen Kevser M›rzak’la ilgili haberler kapat›lma gerekçesi olarak gösterildi.Konuya iliflkin yaz›l› bir bas›n aç›klamas› yapan
Yürüyüfl dergisi; Kevser M›rzak’›n sa¤ ele
geçirilebilecekken öldürüldü¤ünü, bunu
söylemenin suç ancak yapman›n suç say›lmad›¤›n› söyledi.
(‹stanbul)
Sultanbeyli sakinleri
evlerinin baflkalar›na
sat›lmas›n› protesto etti
Sultanbeyli Yavuz Selim Mahallesi
sakinleri y›llard›r oturduklar› evlerinin
baflkalar›na sat›lmas›n› protesto ederek,
olas› y›k›ma karfl› direneceklerini belirtti.
Sultanbeyli Cemevi önünde bir araya
gelen kitle y›llard›r oturduklar› evlerinin
baflkalar›na sat›ld›¤›n› belirterek, bu durumu protesto amac›yla Sultanbeyli Belediyesi’ne do¤ru yürüyüfl düzenledi. Belediye önünde mahalle sakinleri ad›na aç›klama yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i Sultanbeyli fiube Baflkan› Sade Gül
Çavufl, Sultanbeyli kuruldu¤undan beri
bu mahallede yaflad›klar›n› ve tüm vergilerini ödediklerini dile getirdi. Mahalle sakinleri olarak y›k›ma direneceklerini vurgulayan Çavufl, “Zulme karfl› direnmek en do¤al, en meflru hakk›m›zd›r. Hiçbir güç u¤rad›¤›m›z bu haks›zl›¤a karfl› direniflimizi engelleyemeyecek” fleklinde konufltu. Aç›klaman›n ard›ndan mahalle sakinlerinden toplanan imzalar Sultanbeyli Belediyesi’ne
verildi.
(‹stanbul)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
‹hanet ve ihbarc›l›k halk› teslim almaya,
egemen s›n›flar› korumaya giden yoldur!
ABD emperyalizminin Afganistan ve
Irak iflgaliyle Ortado¤u co¤rafyas› üzerinde bafllatt›¤› yeni sald›rgan süreç, TC
hakim s›n›flar›n› da bu sürece göre flekillenmeye sürüklüyor. Bu süreç, Ortado¤u’nun bir enerji kayna¤› ve koridoru
olarak emperyalist-kapitalizmin yeni
ucuz ifl gücü, silah ve meta pazar› olarak
paylafl›m ve savafl haline getirilmesini
içeriyor. Baflta emperyalistler olmak
üzere bölge devletleri bu ç›kar çat›flmas› ve kaos alan›ndan kârl› ç›kman›n planlar›n› oluflturuyor, buna göre konumlan›p flekilleniyor.
AKP hükümetiyle geçen yaklafl›k 5
y›ll›k süreç, hem devletin temel kurumsal flekillenmesi hem de yasal düzlemde
yap›lan reformlar bu konumlan›fl›n/planlar›n ihtiyac› olarak yap›lm›flt›r, yap›lmaya devam etmektedir.
Genel tabloya bak›ld›¤›nda TC devletinin bölge ülkeleri üzerinde emperyalist devletlerin politik-ekonomik ç›karlar› gere¤ince aktif rol almak iste¤i öteden
beri var olmufltur ve Ortado¤u’da “aktif
rol” alabilmenin, emperyalist projelerde
etkin bir biçimde yer edinebilmenin ön
koflulu olarak “güçlü devlet, güçlü ordu”
olmazsa olmaz olarak görülmektedir. Bu
yüzden de, s›n›f egemenli¤inin bir ayg›t›
olarak devlet, ezdiklerinin üzerinden güç
kazanmaya çal›flmakta, rejim muhalifi
her güce yönelmektedir.
Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda yap›lan ve art›k polisin
sokak ortas›nda rahatça adam öldürebilmesine yasal güvence getiren de¤iflikli¤in ard›ndan hedefine
giden bir basamak olarak anlam
kazanmaktad›r. fiuras› bir gerçek
ki, TC devletinin eli-kolu hiçbir za-
Ekonomideki büyümenin yavafllamas›yla birlikte baflgösteren Mortgage krizi
büyüyerek devam ediyor. Cari aç›k ve
bütçe a盤›n› d›flar›dan gelen s›cak parayla
finanse eden Türkiye; bu krizden en çok
etkilenecek ülkelerden biridir. Bu yüzden
Türkiye’nin hat›r›say›l›r kodamanlar›; eksik kalan reformlar›n biran önce yap›lmas›n› talep etmekle yetinmiyorlar art›k. K›sa bir süre önce yap›lan TÜS‹AD’›n Yüksek ‹stiflare Kurulu (Y‹K) toplant›s›nda art›k sat›lacak pek bir de¤er kalmad›¤›, özellefltirmelerin sonuna gelindi¤i, bu yüzden
yabanc› sermayenin geliflinde yavafllama
olaca¤› belirtildi. Ayr›ca dünyadaki krizin
de hesaba kat›lmas› gerekti¤i vurgusu yap›ld›. Bunlar›n etkisiyle olas› sermaye girifli yavafllamas›n› engellemek için; sermayenin önünün biraz daha aç›lmas› istendi. Erdo¤an bu istemlere hemen cevap verdi.
T‹SK (Türkiye ‹flverenler Sendikas› Konfederasyonu) toplant›s›nda komprador
patronlara seslendi; “aya¤›n›z›n alt›ndaki
tafllar› temizleyece¤iz” dedi. Bu “tafllar›n”
emekçi halk›m›z›n halen gasp edilememifl
haklar› oldu¤u aç›kt›r. ‹flte bu süreç içerisinde 2008 bütçe çal›flmalar› tamamland›.
man yasalarla ba¤lanmam›flt›r. ‹ttihat ve Terakki gelene¤inin sürdürücüsü TC devleti, hakim s›n›flar›n
dönemsel ihtiyaçlar› paralelinde
darbe yapmaktan/yapt›rmaktan
aç›k yasa ihlallerine kadar her
hamleyi çekinmeden gerçeklefltirmifltir. Ellerinin alt›nda yasa d›fl› politikaskeri örgütlenmeler bulundurmufl ve
kullanm›fllard›r. Ancak “demokratik hukuk devleti” görüntüsüne uyma çabas›
her yönelime uygun yasal düzenlemeleri
de yapma zorunlulu¤unu do¤urmakt›r.
Dolay›s›yla bu yasal de¤ifliklikler, devletin derinlerinde yaflad›¤› de¤iflimlerin biçimsel d›fla vurumu olarak okunabilir.
nen ikinci önemli yan› ise hukuksal alanla ilgilidir. fiu an bile mahkeme yoluyla
gizlilik karar› verilmifl dosyalardaki uydurma birçok iddia sonucu y›llarca hapis
cezas›na çarpt›r›lan devrimciler flimdi
kim taraf›ndan “itiraf” edildi¤i bile belli
olmayan kiflilerin ifadeleri ile “mahkum” edilebilecektir. Mahkemeye gelme zorunlulu¤u olmayan, gelse bile sesinden ve yüzünden tan›nmayacak özel
ortamlarda dinlenecek kiflilerin ifadeleri
delil olarak kullan›labilecektir. TC hukukunun masa bafl›nda delil üretme ustal›¤›na yeni bir alan daha aç›lm›fl olacakt›r.
Böylelikle flimdiki ceza yasas›nda itirafç›lar›n ifadelerinin delil kabul edilmesi
önündeki tüm pürüzler ortadan kalkacakt›r. Bu haliyle de devlet, kendi menziline ald›¤›, susmas›n› istedi¤i, hapishaneye göndermeye çal›flt›¤› kiflilere, her
an her fleyi söylemeye haz›r kadrolu itirafç›lar›n›n ifadeleri do¤rultusunda yönelebilecektir.
‹flte “güçlü devletlerin” yasal inflaat›
bu flekilde yükselmektedir. Anlafl›l›yor
ki, faflist Kemalist rejim bundan sonra
böylesi kriminal bir “demokrasiyi” kendisine örtü edinerek ve buradan güç almaya devam edecektir.
Tan›k Koruma Kanunu;
halka gözda¤› vermenin
hukuki ad›
Getirilecek olan Tan›k Koruma Kanunu’yla as›l amaçlanan ülkenin bütün
komünist, devrimci, ilerici güçlerini bast›rmak ve etkisizlefltirmektir. Yasayla
beraber herhangi bir örgüt ya da oluflum
hakk›nda “ifade” veren kifliye sunulacak
güvenlik önlemleri ve maddi olanaklar
“güvence” alt›na al›nmaktad›r. Yani asl›
olan ya da olmayan, gerçe¤e uygun olan
ya da olmayan bir ifade vererek devletine s›¤›nan kifliye verilen resmi bir rüflvet
niteli¤indedir. Buna göre, itirafç› olan kiflinin kimlik bilgileri ve adresi saklanabilecek, resmi kay›tlar› de¤ifltirilebilecek
ve “uygun görülecek” bir yerde yaflam›n› sürdürmesine olanak tan›nacakt›r.
Daha önceleri bu amaçla “gizli ödenek”
itirafç›ya ve itirafç›n›n faaliyetlerine harcanan kaynaklar, Maliye Bakanl›¤› taraf›ndan bütçe olarak finanse edilecek.
‹flbirlikçili¤i-itirafç›l›¤› özendirmeye
çal›flan devletin geçmifl icraatlar›na bak›ld›¤›nda asl›nda vaat etti¤i bu rüflvetin
gerçekli¤i bile tart›flmal›d›r kendi içinde.
Türkiye Devrimci Hareketi ve Kürt Ulusal Hareketi’nin deneyimleri göstermifltir ki itirafç›l›¤›n, iflbirlikçili¤in bata¤›na
saplanarak birçok devrimcinin katledilmesinde, y›llarca hapis cezas›na çarpt›r›lmas›nda kullan›lan bu kifliler birer insan
müsvettesine dönüfltürülmüfl ve ihtiyaç duyulmad›¤› zaman da bizzat
s›¤›nd›¤› devletince kimli¤i a盤a ç›-
kar›l›p ortada b›rak›lm›flt›r. ‹flkencehanelerde görev almaktan tetikçili¤e, uyuflturucudan çetecili¤e
kadar her alanda “istihdam” edilerek sonuna kadar kullan›lm›fllard›r.
‹tirafç›l›kla bafllayan böyle serüvenlerin
sonu kaç›n›lmaz olarak insani de¤erlerinden ar›nd›r›lm›fl bir yaflam ve de¤ersiz
bir ölümle noktalanm›flt›r. Sonuç olarak
bu iflten en kârl› ç›kan yine devletin kendisi olmufltur, itirafç›lar de¤il.
Yasan›n daha ifllevsel olaca¤› görü-
Vergiler; dolayl› ve dolays›z (do¤rudan) vergiler olarak iki türlü al›nmaktad›r.
KDV, ÖTV, d›fl al›m vergileri ve tüm di¤er
vergileri-harçlar› içeren dolayl› vergilerin
pay› 2008 bütçesindeki toplam vergilerin
% 70’idir. Ödeyenin ekonomik gücüne
ba¤l› olmayan bu vergiler; milyarderinden
dolays›z verginin düflürülmesi daha da h›zlanm›flt›r.
Bütçe tamamen halk›m›z›n s›rt›ndan
finanse edilirken (“tamam›” diyoruz; çünkü sermayedarlar›n ödedi¤i “gelir vergisi,
kurum vergisi vs.’de” emekçilerin sömürülmesinden elde edilen art›-de¤erin bir
2001’de 41 milyar, 2007’de 52 milyar,
2008’de ise 2001 y›l›na göre % 30 art›flla
58 milyar faize ayr›lm›flt›r.
Faiz D›fl› Fazla (FDF): Gider bölümündeki ikinci büyük pay› alan kalemdir.
Bütçenin % 18’i yani 38.2 milyar YTL ana
borç ödemesi için ayr›lm›flt›r. Sürekli %
6,5 olarak ifadelendirilen oran; FDF’nin
Gayri Safi Milli Has›laya göre oran›d›r. Yani burada da büyük bir kand›rmaca mevcuttur. 2008 bütçesinde FDF oran› %
5,5’a indirilerek hükümete yaklafl›k 7-8
milyar YTL’ye kadar rahat hareket edebilme imkan› tan›nm›fl olmaktad›r. Elbette ki
IMF’nin onay› al›nmadan yap›labilecek bir
indirim de¤ildir bu! Bu miktar hem s›n›rötesi operasyonlar için kaynak yaratabilecek flekilde, hem de tüm dünyada likidite
daralmas›n›n yafland›¤›, dünya ekonomisinin durgunlu¤a girdi¤i dönemde AKP’nin
elini rahatlatacakt›r.
Görüldü¤ü gibi faiz-borç ödemesine
toplamda 94,2 milyar YTL ayr›lm›flt›r. Bu
da toplanan vergilerin % 55’i demektir!
Faize-borca bu kadar büyük bir miktar ayr›l›rken yat›r›ma % 6 pay ayr›lm›flt›r.
Burjuvazide oyun tükenmiyor. FDF’nin
küçük görünmesi için hep GSMH’ye göre
oran› telaffuz edilirken; yat›r›m›n “büyük”
görünmesi için bütçe toplam›na göre oran› telaffuz ediliyor. Yat›r›m pay›n›
GSMH’ye göre hesaplad›¤›m›zda 2002’de
yani krizin hemen sonras›nda % 3,7 iken
2008’de % 1,62’ye düfltü¤ünü görürüz.
Yat›r›m›n azalmas› iflsizli¤in daha
h›zl› oranlarda artmas›, d›flar›ya kölece ba¤›ml›l›¤›n boyutlanmas› demektir!
Türkiye birçok yar›-sömürge ülke gibi
özellikle II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’ndan 1980’e kadar; ithal ikameci modele ba¤l› olarak “kalk›nma” söylemine göre
hareket etmifltir. Kapitalist-emperyalist
ülkelerle karfl›laflt›r›lamayacak oranda olsa bile yat›r›mlara, sa¤l›¤a, e¤itime “önem
veriliyormufl” gibi gösterilip, bütçeden
daha fazla pay ayr›lm›flt›r. Fakat özellefltirmelerin h›z kazanmas›, gümrük duvarlar›n›n düflürülmesi, sermayenin dizginsizce
dünyan›n en ücra köflesine girmeye bafllamas› ve Türkiye’nin de bu sürece dahil olmas›yla birlikte; bütçede gelir-gider kalemlerinde büyük de¤iflimler yaflanm›flt›r.
Yaz›n›n sonunda verdi¤imiz tablolar; bahsetti¤imiz kur de¤iflimi ve hesaplamadaki
Bir faiz ve borç bütçesi daha
Meclis’ten geçti
Halk›m›z›n vergilerinden oluflan bütçenin
sermayeye nas›l peflkefl çekilece¤i karara
ba¤lanm›fl oldu.
Bütçeler, vergi yoluyla
halk›m›z›n ne kadar
soyulaca¤›n› gösteren
bilançolard›r
Her y›l hangi kesimlerden ne kadar
para toplanaca¤›n› ve de bu paralar›n nerelere harcanaca¤›n› belirleyen bütçeler;
iktidarlar›n siyasal-sosyal tercihlerinin en
aç›k görüldü¤ü belgelerdir. Bütçeler; gelir
ve gider bölümlerinden oluflmaktad›r.
Bütçe gelirlerinin % 80’inden fazlas›n›
vergiler oluflturmaktad›r. Geri kalan %
20’si ise özellefltirmelerden ve devletin
halen elinde bulunan az say›daki iflletmeden elde edilmektedir.
de, açl›k seviyesinde yaflayan›ndan da ayn›
oranda al›nmaktad›r. Yani; dolayl› vergi
oran› artt›kça halk›m›z›n soygunu
boyutlanmaktad›r.
Dolays›z vergiler ise kazanca göre al›n›r. Gelir vergisi ve kurumlar vergisi fleklinde toplan›r. Dolays›z vergilendirmede,
beyan edilen paraya-kazanca göre vergi
ödenir.
‹thal ikamecilikten, neo-liberal politikalara s›n›rs›z uyuma geçiflle birlikte; bütçede dolayl› vergi oran› h›zla artm›flt›r.
(Tablo 1) Yani dizginsizce ve s›n›rs›zca hareket edebilmeleri için komprador patron
ve a¤alar›n›n ödedi¤i vergi düflürülmüfltür.
Ülkemizin egemenleri bu konuda da rekor k›rm›flt›r. Türkiye; dolays›z vergi
oran›n› en h›zl› ve en yüksek oranda
düflüren ülkedir. AKP döneminde ise
k›sm›d›r) s›ra bu toplananlar› da¤›tmaya
gelince “gözünüz doysun” cevab› yap›flt›r›lmaktad›r! Ve halk›m›zdan toplanan paralar devlet eliyle egemen s›n›flara verilmektedir.
Bütçede ço¤unluk
borç-faiz ödemesine
Bütçe giderlerinde en yüksek pay
borç faizlerine ayr›lan payd›r. 2001 y›l›nda faiz oran› % 51 iken, 2008 bütçesinde % 25 olarak görünmektedir. AKP hükümete geldikten sonra faiz oran›n› yar›yar›ya indirdi¤inin propagandas›n› yapmaktad›r. Elbette ki bu çark›n devaml›
dönmesini isteyen soyguncular›n a¤z›ndan
yalan›n-dolan›n d›fl›nda bir fley duymak
mümkün de¤ildir. 2001 y›l›ndan sonra TL
sürekli de¤erlenmeye bafllad›¤› halde;
‹hanete karfl› birlik
ve dayan›flma
güçlendirilmelidir
Ülkede yaflanan bunca ekonomik
krize, hukuk ihlallerine, hak gasplar›na
ve sefalete ra¤men toplumsal tepkinin
zay›fl›¤› karfl›s›nda TC egemenlerinin
övünerek, “iflte biz böyle birbirine ba¤l›,
böylesi devlet ve aile terbiyesi alm›fl bir
milletiz ki” ile bafllayan sözleri ihbarc›l›¤›,
itirafç›l›¤› ulusal bir erdem kabul etme-
oyunlar göz ard› edilmeden incelendi¤inde bütçenin 1980’den sonra nas›l de¤iflti¤ini göstermektedir.
Halk›m›z›n en temel ihtiyaçlar› oran›nda olan e¤itime, sa¤l›¤a ayr›lan pay sistematik bir flekilde düflerken; savunma
amaçl› asker-polis kurumlar›na, istihbarata
ayr›lan pay büyüklü¤ünü korumaktad›r!
Milli Savunma Bakanl›¤›, ‹çiflleri, Jandarma,
Emniyet, Sahil Güvenlik ve M‹T’in bütçeleri 2008’de % 12.1’lik oran› bulmaktad›r.
Ayr›ca bu kurumlara ihtiyaca göre sene
içinde rahatl›kla ek ödenekler ç›kar›lmaktad›r. Mesela 2007 y›l›nda ek ödenekle
MSB’nin bütçesi 13 milyardan 18 milyara,
Jandarma Genel Komutanl›¤›’n›n bütçesi
3.1 milyardan 3.2 milyara ç›kar›lm›flt›r! Ki
savunmaya ayr›lan kaynaklar bütçeyle s›n›rl› de¤ildir. Savunma Sanayi
Destekleme Fonu, Türk Silahl› Kuvvetlerini Gelifltirme Vakf›’n›n gelirleri, d›fl krediler ve d›fl yard›mlar›n yan› s›ra hibe fleklinde aktar›lan kaynaklar hep “savunma
kurumlar›n›n” hizmetindedir.
Kimin için bütçe?
Görüldü¤ü gibi 2008 bütçesi de büyük
oranda borca-faize ayr›lm›flt›r. Borç ve faizden arta kalanlarda ise en büyük pay yine savunmaya, Diyanet’e gitmektedir!
Bunlardan arta kalan pay›n ise yine düflük
bir k›sm› –bu da mecburen ve özellefltirmeler tamamlan›ncaya, reformlar bitirilinceye kadar- halk›m›z›n temel ihtiyaçlar›na
ayr›lmaktad›r.
2008 için büyüme oran› % 5.5 olarak
tahmin edilirken vergi gelirlerinde %
13’lük bir art›fl beklenmektedir. Büyümenin sanal bir büyüme oldu¤u, toplumun
her kesimine eflit da¤›lmad›¤›, en zenginlerin daha fazla zenginleflti¤i gerçe¤ini bir
yana b›raksak bile; elde edilece¤i varsay›1975-80
nin iflaretleridir. fiimdi yap›lmaya çal›fl›lanlar da “erdem” toplumsal/hukuksal
bir meflruiyet kazand›rma çabalar›d›r.
Oysa aslolan hâkim s›n›flar›n, devlete sadakat ad› alt›nda halk› kendi ç›karlar›na
kölelefltirmeyi amaçlayan bir ihanet kültürünün kutsanmas›d›r. Aileye, topluma,
dine dair ne kadar kutsall›k, ba¤l›l›k varsa bunun devlet hesab›na tahvil edilmesi,
“ulusal ç›kar” ad› alt›nda hâkim s›n›flar›n
ç›kar›na ifllevlendirilmesidir. Tan›k Koruma Kanunu’nun teflvik etti¤i, rüflvetle
ödüllendirdi¤i ihanet kültürü de bu ifllevlerden bir tanesi olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Devleti için, yani emperyalizmin/hâkim s›n›flar›n ç›kar› için halk›n
kendi s›n›f ç›kar›na ihanetini sa¤layacak
resim bir köprü kurulmas›d›r. Ancak bilinmelidir ki ezilen halk kitleleri bu köprüden geçmeyecek, ihbarc›l›k ve ihanet
bata¤›nda yer almayacakt›r. Devletin bu
ideolojik sald›r›s›na karfl› yan›t›m›z halk›n
birlik-dayan›flma kültürüyle halk demokrasisi için mücadelemizi yükseltmek olacakt›r.
Halk›n kültürü ajanl›k ihbarc›l›¤› hep
bir düflkünlük olarak alg›lam›flt›r ve alg›lamaktad›r. Sistem kendi çürümüfllü¤ünü
çeflitli yollarla halka kabul ettirmeye ve
ayn› zamanda en afla¤›l›k yöntemlerle
ömrünü uzatmaya çal›fl›yor. Halk› bölüp
parçalayarak düflkünlefltirmeye çal›flan
sisteme en güzel yan›t halk›n örgütlenmesinden, buna h›z verilmesinden geçmektedir. Tarihin her döneminde gerici
s›n›flar tükenifllerini durdurmak için en
afla¤›l›k yöntemlerini kullanmaktan kaç›nmam›fllard›r. Bunlar hiçbir zaman onlar›n tarihin çöplü¤ünde yerlerini almas›n› engellememifltir, flimdi de engelleyemeyecektir.
lan gelire oranla 2,5 kat› büyüklü¤ünde
vergi al›nmas› hedefleniyor anlam› ç›kar
bu rakamlardan.
TÜS‹AD Baflkan› Arzuhan Yalç›nda¤; hükümetten buldozer tipi operasyon isterken uyarmay› ihmal etmemiflti;
“tüm bunlar havaya yap›lmayacakt›r. Devlet, yard›m mekanizmalar› oluflturmal›d›r!” diye. ‹flte AKP bu nedenle bütçeden
çeflitli bafll›klar alt›nda (kitap yard›m›, kömür yard›m›, çocuklar›na bakamayan ailelere yard›m vs.) 2 milyardan fazla pay ay›rm›flt›r. Ve da¤›t›lan bu ufak “yard›mlarla”
yaklafl›k 21 milyon kifliye ulafl›lmas› hedefleniyor. Köydes-Beldes projelerinin yayg›nlaflt›r›lmas›, mikro kredinin 81 ile yayg›nlaflt›r›lmas› hedeflenmektedir!
Seçimlerden sonra aç›klanan ekonomik program, TÜS‹AD’›n ve çeflitli sermaye gruplar›n›n ç›k›fllar›, son olarak da aç›klanan bütçe, 2008 y›l›nda emekçi halk›m›za yönelik hak gasplar›n›n nas›l boyutlanaca¤›n›n somut göstergeleridir. Halk›m›z›n
iflyerinde art›-de¤erine el konularak sömürülmesi d›fl›nda; ald›¤› ve geçimine bile
gelmeyen para da “vergi” ad› alt›nda devlet arac›l›¤›yla burjuvaziye aktar›lmaktad›r.
Bu kanl›-sömürü çark›n› k›racak tek gücün
devrimci ve komünistler oldu¤u bilinciyle
hareket etmeliyiz.
Y›l
Dolays›z
vergi oran›
1990
1995
2000
2005
2007
2008
Dolayl›
vergi oran›
% 52
% 41
% 42
% 30
% 32
% 30
% 48
% 59
% 58
% 70
% 68
% 70
Tablo 1: Y›llara göre dolayl› ve dolays›z vergi
oranlar›ndaki de¤iflim
1984-88
1994-95
2000
**2008
Personel/Bütçe
35.4
23.6
29.8
20.8
21
Yat›r›m/Bütçe
19.8
18.1
7.0
4.2
6
K‹T Transferleri/Bütçe
12.1
4.2
2.5
1.7
-
Faiz/Bütçe
2.7
16.4
33.4
48.8
25
** 2006’dan sonra bilinçli olarak hesaplama yöntemlerinin de¤ifltirildi¤i ve bu oranlar›n göründü¤ünden daha farkl› oldu¤u unutulmamal›d›r.
İşçi-köylü 9
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Politik gündem
Vakit s›n›f sendikac›l›¤›n› aya¤a dikme vaktidir!
‹çinde bulundu¤umuz süreçte birbiri ard›na yap›lan sendika genel kurullar›, özellikle de Türk-‹fl’in geçti¤imiz
günlerde yap›lan 20. Genel Kurulu,
gözlerin bir kez daha sendikal harekete çevrilmesini sa¤lad›. Konfederasyonlar›n bafl›na çöreklenen sendika
a¤alar›n›n, egemen s›n›flarla olan ba¤lar›n›, pazarl›klar›n›, kongredeki konuflmalara yans›tmalar›yla birlikte,
gerçekte s›n›fa de¤il, egemen s›n›flara
hizmet ettiklerinin de bir kez daha ve
ayan beyan teyidi de oldu bu kongreler.
Halk› ili¤ine kadar sömüren, emperyalist ekonomik-siyasal politikalar›
bir an önce hayata geçirmenin telafl›
içinde olan, halk ve s›n›f düflman› hükümetin Erdo¤an ve Gül gibi önde gelen üyelerinin ayakta alk›flland›¤› bu
kongrelerin sonucu da haliyle, iflçi s›n›f›na de¤il, egemen s›n›flara hizmet
edecek biçimde flekillendi.
‹flçi-emekçi s›n›flara ihanetin ad›n›
“sosyal diyalog” olarak aç›klayan bu
s›n›f düflmanlar›, asl›nda hem kongre
boyunca ortaya ç›kan tablo hem de
kongrenin ifl bafl›na getirdi¤i kifliliklerle birlikte, s›n›fla olan e¤reti ba¤lar›n›
da tamamen kopard›lar denilebilir. Ya
da bunun böyle okunmas› gerekir.
Bunlar› flu tarihten ya da bu süreçten itibaren s›n›fa ihanetle suçlayanlar,
bilmeliler ki, bunlar ortaya ç›k›fllar›ndan itibaren zaten s›n›f› de¤il, egemenleri temsil etme misyonuyla hareket
etmifllerdir.
Bunun ne kadar do¤ru bir tespit
oldu¤unu anlamak için, Türkiye’deki
sendikal hareketin tarihçesine bakmak
yeterlidir.
S›n›f güdümlü de¤il
egemen güdümlü sendika
dir.
Bu s›n›f düflman› yap›s›ndan
hareketle de, Türk-‹fl y›llar boyunca militan iflçi mücadelelerinin geliflmesine engel olmak için
elinden geleni yapm›fl ve neo-liberal politikalar do¤rultusundaki
çeflitli ekonomi projelerinin hayata geçirilmesinde, her dönem
kritik bir rol oynam›flt›r.
S›n›f›n önündeki
en büyük engel
günümüz
Vakit
Ancak izlenen bu emek ve halk
düflman› siyasal-ekonomik politikalar
halk y›¤›nlar›n›n yoksullu¤unun giderek artmas›na neden olmufl, da¤›n›k
dahi olsa, emekçi y›¤›nlar›n d›fla vurdu¤u öfkenin, egemen s›n›flarca denetlenememesi gündeme gelmifltir.
Bu gidiflat›n kendi denetimleri d›fl›nda s›n›f örgütlülüklerini yarataca¤›n›n hesab›n› yapan faflist Türk egemen
s›n›flar›, “bu ülkeye komünist parti laz›msa onu da biz kurar›z” anlay›fl›n›, bu defa sendikal hareket özgülünde hayata geçirmek için kollar› s›vam›fllard›r.
1950’li y›llara denk gelen bu süreç,
ayn› zamanda ABD emperyalizminin
ülkedeki politikalara yön vermeyi h›zland›rd›¤›, DP’nin hükümette oldu¤u
bir süreçtir.
Bir önceki yüz y›la damgas›n› vuran ABD ve Avrupa iflçi s›n›f›n›n sendikal hareketi de art›k bu y›llarda egemenlerin güdümündedir. Buralardaki
sendikal hareketin 1930’lardan itibaren içine girdi¤i uzlaflmac›-ihanetçi yönelim, II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›
sonras› hayata geçirilen “sosyal devlet” anlay›fl›yla birlikte, tamamen sisteme yedeklenmifltir. ‹flçi s›n›f›na verilen sus pay› niteli¤indeki refah düzeyi,
buralardaki iflçi s›n›f›n›n mücadeleci
yan›n› ortadan kald›rm›flt›r.
Buralardaki iflçi s›n›f›n›n, sendikal
önderliklerin ihanetiyle birlikte içine
düfltü¤ü rehavet dünya ölçe¤indeki s›n›f mücadelelerini de etkilemifl, pasifize etmifltir. Bu durumun, sömürünün,
ezilmiflli¤in giderek daralmas›yla aya¤a
dikilmeye haz›rlanan ba¤›ml› ülkelerin
iflçi s›n›f› taraf›ndan bozulmas› istenmemektedir. Bunun içindir ki, buralardaki (ba¤›ml› ülkelerdeki) iflçi
s›n›f›n›n oluflan veya oluflabilecek
örgütlülüklerinin denetim alt›na
¤a dikme
›¤›n› aya
›l
c
a
ik
d
n
e
s
s›n›f
al›nmas›, egemenler aç›s›ndan zorunlu hale gelmifltir.
‹flte Türk-‹fl böylesi bir süreçte ve politik
g›das›n›, CIA güdümlü
Amerikan Hür ‹flçi
Sendikalar› Konfederasyonu’ndan alarak
kurulmufl, daha do¤rusu
egemen s›n›flar taraf›ndan kurdurulmufltur. Kuruldu¤u günden itibaren de s›n›fa ihanet içinde olmufl ve bu tutumu sonraki y›llarda da sürmüfltür. Konfederasyonun bafl›na gelenler (getirilenler) ise
her daim bürokrat sendika a¤alar› olmufl ve bunlar ideolojik durufllar› itibariyle zaten hiçbir zaman iflçi s›n›f›n›
temsil etmemifllerdir.
sendikac›l›¤›d›r
‹flçi s›n›f›n›n militanca bir s›n›f mücadelesi
vermesinin
önündeki tek engel
sadece Türk-‹fl de¤ildir tabii ki. Sonraki
y›llarda
kurulan
D‹SK ve KESK gibi
konfederasyonlar,
ilk ç›k›fllar›nda arkalar›na daha militanca bir mücadeleyi alm›fl olsalar
bile, bunlar›n bafl›na gelen reformist önderlikler, süreç içinde bu konfederasyonlar›n da
Türk-‹fl’ten farks›z bir misyona bürünmesini sa¤lam›fllard›r. Her fleyden önce iflçi-emekçi y›¤›nlar›n taleplerini reformist taleplerle s›n›rlam›fl, sald›r›lar›n artt›¤› dönemlerde, üretimden gelen gücü kullanmak yerine, geçifltirici
önlemlerle yetinmeyi sürdürmüfller-
Sendikalar›n bafl›na çöreklenmifl
olanlar›n s›n›fsal durufllar›n› ise, en iyi
onlar›n yaflam biçimine bakarak görebiliyoruz.
Delege sat›n almada dâhil, birçok
hileye baflvurmak, iktidarda kalman›n
yolu olarak bunlar taraf›ndan mubah
say›lmakta. Özellikle de konfederasyonlar›n merkezi genel kurullar›na
damgas›n› vuran bu yaklafl›m, egemen
s›n›flarla yap›lan pazarl›klar›n da etkisiyle, bu
.
..
ir
d
ti
sendika
a¤alar›n›n
k
a
v
tekrar ifl bafl›na getirilmesiyle sonuçlanmaktad›r. Ya da
çok y›pranm›fl olanlar›n yerine, s›n›fa
ihanette afla¤› kalmayacak olanlarla
yer de¤ifltirilmektedir.
Üst oluflumlarda yap›lan pazarl›klarla birlikte sonucu daha bafltan belli
olan kongrelerde, tabandan gelen her
türlü demokrasi ve hesap vermeye
yönelik talebe düflmanca tepki verilmesi de haliyle do¤al bir durum olmaktad›r. Büyük sendikalar›n ya da
konfederasyonlar›n s›radan üyeleri
verdikleri aidatlar›n nereye gitti¤ini
hiçbir flekilde takip etme olana¤›na ve
flans›na sahip de¤ildirler. Sendikalar›ndan hesap vermelerini istemek zaman
zaman iflçilerin ifllerini ve hatta güvenliklerini tehlikeye bile atabilmektedir.
Bununla birlikte sendika yönetimleri ile ilgili olarak bugüne kadar çok
az say›da yolsuzluk suçlamas› inceleme
alt›na al›nm›fl, ancak bunlar genellikle
aklanma ile sonuçlanm›fl, hiç biri herhangi bir ceza almam›flt›r.
Birleflik Metal-‹fl’in 17. Kongresi gerçekleflti
D‹SK’e ba¤l› Birleflik Metal ‹flçileri
Sendikas›’n›n 17. Genel Kurulu, 1415-16 Aral›k tarihleri aras›nda, Bostanc›’da bulunan Green Park Hotel’de gerçekleflti.
D‹SK Genel Baflkan› Süleyman
Çelebi’nin divan baflkanl›¤›na seçildi¤i
Genel Kurul’un aç›l›fl konuflmas›n› Birleflik Metal-‹fl Genel Baflkan› Adnan
Serdaro¤lu yapt›. Konuflmas›nda
uluslar aras› politikalar›n yan› s›ra, ülkede izlenen ekonomik-siyasal politikalara de¤inen Serdaro¤lu, neo-liberal
politikalarla ülkenin talan edildi¤ini
vurgulad›. Konuflmas›n›n sonunda,
emperyalizmin oyununu bozmak için
kardeflli¤in ve s›n›f dayan›flmas›n›n
yükseltilmesi gerekti¤ine vurgu yapan
Serdaro¤lu’nun ard›ndan Süleyman
Çelebi de bir konuflma yapt›. Konuflmas›nda 2008 1 May›s’›n da yine Taksim’de olacaklar›n› vurgulayan Çelebi,
GSS yasas›na ve asgari ücret görüflmelerine de de¤indi ve Türk-‹fl’i görüflme
masas›ndan kalkmaya davet etti. Genel Kurul’un ilk günü uluslar aras› konuflmac›lar›n konuflmas›yla devam etti
ve Kemal Türkler’in efli Sabahat Türkler’in konuflmas›yla son buldu.
Kurul’un ikinci günü ise, komisyonlar›n seçimi, raporlar›n okunmas›
ve delegelerin konuflmalar› ile sürdü.
Yönetim, denetleme, disiplin ve tüzük
tadilat kurullar›n›n raporlar› görüflülerek oy birli¤i ile kabul edildi. Ard›ndan
delegeler, geçmifl dönemi de¤erlendir-
diler ve ileriye dönük görüfllerini aç›klad›lar.
Görüfllerin a¤›rl›kl› noktas›n›, GSS
Tasar›s›, asgari ücret, grev fonu, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikas›
(MESS) ile yap›lan ve yap›lacak grup
toplu sözleflmeleriyle ilgili düflünceler
oluflturdu. Ayr›ca önümüzdeki dönem
daha da etkin ve daha kazan›ml› bir
T‹S imzalanmas›n› isteyen delegeler,
bu konuda geri ad›m at›lmamas›n› istediler ve sendikan›n grev fonunun yetersiz oldu¤unu elefltirerek, bu sorunun bir kampanyayla çözülmesini
önerdiler.
Genel Kurul’un kapan›fl konuflmas›n› da yine Adnan Serdaro¤lu yapt›.
Eski yönetimin bir kez daha yönetime
Türkiye Kürdistan›’nda kral her daim ç›plak!
Bugün itibariyle faflizmin azg›nl›¤› s›n›rlar› aflm›fl bulunmaktad›r. Mesele Kürt
ulusal sorunu olunca devletin bütün kesimleri aras›nda uyum sa¤lanm›fl bulunmaktad›r. Yasamas›, yürütmesi, yarg›s› büyük bir gayretle nerede ilericilik ad›na bir
fley varsa hücreye atmakta, atefle vermekte, bombalamaktad›r. fiemdinli sürecinde
tepkiyi a盤a ç›karma noktas›nda belli ölçüde geç kald›¤›m›z› ancak her fleye ra¤men sürece dahil oldu¤umuzu belirtmek
gerekiyor. Geldi¤imiz aflamada faflizmin
sald›r›lar›nda de¤iflen tek fley sald›r›n›n daha da yo¤unlaflmas› ve kapsam›n›n genifllemesidir. Bize düflen ise direniflin yo¤unlaflt›r›lmas› ve direnifl cephesinin geniflletilmesidir.
Türkiye iflçi s›n›f›n›n sendikal hareket tarihi, dünya iflçi s›n›f›yla karfl›laflt›r›ld›¤›nda, daha k›sad›r denilebilir.
Özellikle de ABD ve Avrupa iflçi
s›n›f›n›n, 1800’lü y›llar›n ikinci yar›s›nda dünya ölçe¤inde ses getiren mücadelelerinin daha o y›llarda oluflturulan
sendikalar öncülü¤ünde verilmesi söz
konusudur.
Ülkemiz topraklar›nda 20. yüzy›l›n
bafllar›ndan itibaren çeflitli giriflimler
olsa da, s›n›f mücadelesinde, dünyadaki hareketlenmeden etkilenerek, belli
k›p›rdan›fllar ortaya ç›ksa da, kurumsal
anlamda bir sendikal hareket yarat›lamam›flt›r. Bunda TC’nin kurulufluyla
birlikte izlenen emek düflman› politikalar›n pay› elbette oldukça büyüktür.
fiemdinli beynimize kaz›nm›fl bir semboldür art›k. ‹ki yön sembolleflmesini sa¤lad› fiemdinli’nin. Biri bask›; di¤eri bütün
meflrulu¤u ile direnifl. ‹ki y›l› aflk›n bir süre geçti, faflizmin fiemdinli’deki kontra girifliminin ard›ndan. 9 Kas›m 2005’te
Hakkari’nin fiemdinli ilçesinde bulunan
Umut Kitabevi’ne bombal› sald›r› düzenlendi. Halk taraf›ndan ele geçirilen sald›r› faillerinin kimli¤i, kulland›klar› otomobilde ele geçirilen TSK’ya ait silahlar hiçbir
kuflkuya yer vermeyecek flekilde faflizm
gerçe¤ini en afla¤›l›k haliyle ortaya koyuyordu. Sokaklara dökülen halk eli kanl›
cellatlar›n serbest b›rak›ld›¤›n› duyunca
sokaklardan çekilmeyerek daha sonra
görkemli direniflleri fitilleyecek k›v›lc›m›
çakm›fl bulunmaktayd›. K›z›ltepe, Yüksekova ve hatta Amed direnifl yükseltildi¤i odaklardan birkaç›d›r yaln›zca. Ne var
ki; asla flafl›rt›c› olmayan sonuçlarla karfl›
karfl›yay›z. Geçen günlerde, otuz-dokuz y›l hapis cezas›yla yarg›lanan
fiemdinli failleri tahliye edildi.
Devletin belli kesimlerinin de aymazl›¤› derinlefltirircesine reformistlerle ayn›
bak›fl aç›s›nda mutab›k kalmas› yine devletin niteli¤inde kafa kar›fl›kl›¤›n› derinlefltirmekten baflka bir amaç tafl›mamaktayd›.
Özellikle bu süreçle tart›fl›lan “derin
devlet” olgusu, özellikle T. Kürdistan›’nda yo¤unlaflt›r›lan kontra faaliyetlerini
devletten ba¤›ms›z gösterme hedefini tafl›maktayd›. Daha sonra kurulmufl olan
Meclis Araflt›rma Komisyonu yetkililerinden birinin a¤z›ndan dökülen, “H›rs›z, evin içinden olunca ifller kar›fl›yor” sözleri de yine gerçek h›rs›z› saklamaya dönüktür. Sadece fiemdinli üzerinden bile bakacak olursak; h›rs›z bellidir. Ev
sahibi h›rs›zd›r. Bu köhnemifl düzende
yaflad›¤›m›z topraklarda ev sahibi
faflist TC’den baflkas› de¤ildir.
fiemdinli sald›r›s› devletin illegal yönünün bir yans›mas›yd› sadece. Yoksa baz›
reformist kesimlerinin iddia etti¤i gibi
devlete bulaflm›fl çetelerin eylemi de¤il
bizzat devletin örgütledi¤i bir kontra ör-
Beklenen karar verildi!
Tahliye karar›na tepki gösteren fiemdinli davas› ma¤durlar›ndan Umut Kitabevi sahibi Seferi Y›lmaz, D‹HA’ya yapt›¤›
Sendikalar›n bafl›na çöreklenen
özde s›n›f düflman›ndan baflka bir fley
olmayan bu unsurlar, bafl›ndan beri
içinde bulunduklar› ihaneti, iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük kapsaml› sald›r›lar›n
gerçekleflti¤i, özellefltirme, tafleronlaflt›rma, esnek çal›flma gibi sald›r›lar›n ola¤anlaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤› flu süreçte
de sürdürmekteler. Ve bunu ise sadece sessiz kalarak de¤il, bu politikalar›n
önünü açacak her türden prati¤i sergileyerek yapmaktalar. Çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n› karfl› karfl›ya
getirmeye, birbirine bo¤azlatmaya hizmet eden, ›rkç›-floven dalgan›n yükseltilmesine, yapt›klar› aç›klamalarla,
grevleri direniflleri erteleme ve hatta
ortadan kald›rma gibi pratiklerle destek vermeye devam etmekteler.
T‹S (Toplu ‹fl Sözleflmesi) kapsam›ndaki iflçi say›s›n›n son 25-30 y›ll›k
süre içinde yar›dan fazla düflmüfl olmas› da bunlar› çok fazla ilgilendirmemekte. Hatta tüm pratiklerinin düflmesi için çaba gösterdikleri yönlü oldu¤u söylenebilir. Kendilerini yönetimlerde tutacak kadar üye say›s›yla
yetinmeyi, egemen s›n›flar› ürkütmemek için, biri iki yapmamay› ilke edinmifl bulunmaktalar.
Ortada duran bu s›n›f düflman›
tablo karfl›s›nda bize bir tek alternatif
kalmaktad›r. Bu alternatif ise, s›n›f sendikac›l›¤›n› hâkim hale getirmek, bunun ad›mlar›n› h›zland›rmakt›r. ‹flçi s›n›f›n› bu sendikal ihanetten kurtarman›n vakti gelmifltir hatta geçmektedir.
fiimdi vakit, s›n›f sendikac›l›¤›n›
aya¤a dikme vaktidir!
aç›klamada “Türkiye’deki hukuku bildi¤imizden dolay› çok flok edici bir haber de¤il. Bu dava baflta Savc› Ferhat Sar›kaya’n›n ihrac›, Bay›nd›r Savc›s› Gültekin
Avc›’n›n bask›lara dayanamayarak istifa
etmesi, ‹stihbarat Uzman› Sabri
Uzun’un görevinden al›nmas› gibi birçok
hukuksuzlu¤a neden oldu. 3. A¤›r Ceza
Mahkemesi baflkanlar› baflka yere sürgün
edildi. Yeni atamalar buna göre yap›ld›.
Bask›lar sonucu dava Askeri Mahkeme’de
görüldü” dedi.
“Karara raz› olmak
mümkün de¤ildir”
gütün kontra eylemidir. Bir di¤er nokta
da devletin bu illegal yönünün legal yönüyle çok da çat›flmad›¤›d›r. Bu iki yön
aras›nda ciddi bir çat›flman›n olmamas› da
yine devletin gayri-meflru bir zeminde
durmas›yla alakal›d›r. Bu gerçe¤i bizzat
TC Genelkurmay Baflkan›’n›n faillerden
biri için yapt›¤› “‹yi çocuktur, tan›r›m”
sözlerinde görmek zor olmasa gerek.
fiemdinli iddianamesinde Genelkurmay
Baflkan›’n›n ad›n›n geçmesinden dolay›
dosya savc›s›n›n, savc›l›ktan men edilmesi
de ifllerin kar›fl›k olmad›¤›n› aç›kça ortaya
koymaktad›r.
Müdahil avukatlardan Ça¤dafl Hukukçular Derne¤i ÇHD Van fiube Baflkan›
Murat Timur da mahkemeden bekledikleri bir karar›n ç›kt›¤›n› dile getirerek,
“Tutuklama karar›n› de¤erlendirmeden
önce fiemdinli Davas›’na bakmak gerekiyor. ‹lk olarak iddianame haz›rlayan Savc›
Sar›kaya görevden at›ld›. Daha sonra yarg›lamay› yapan mahkeme üyeleri at›ld›.
Müdahil vekilleri olarak bizlere soruflturma aç›ld›. Son olarak Van 3. A¤›r Ceza
Mahkemesi’nin görevsizlik karar› vermesi
ile birlikte Yarg›tay’a itirazda bulunmufltuk. Yarg›tay talebimizi reddetti. Bu karar
Askeri Mahkeme’ye ulaflt›ktan sonra çok
k›sa bir süre içinde bir tensiple duruflma
günü belirlendi. Ola¤an bir yarg›lama gözükmüyordu” dedi.
Duruflmada daha önceki ifllemlerin
yenilenmesi gerekti¤ine dikkat çeken Timur, flöyle devam etti: “Keflif yap›lmas›,
tan›k dinlenmesi gerekiyordu. Ancak
bunlar›n hiçbirinin yap›lmadan tahliye
edilmesi bizde ciddi flüpheler uyand›rm›flt›r. Bundan sonra bizim yapaca¤›m›z di¤er
meslektafllar›m›zla bir de¤erlendirme
yapt›ktan sonra özellikle adil yarg›laman›n
sa¤lanmam›fl olmas›ndan dolay› dosyay›
A‹HM’e tafl›makt›r.”
Verilen tahliye karar›n›n ard›ndan ‹stanbul’da çeflitli demokratik kurumlar bir
araya geldi. DTP’nin de aralar›nda bulundu¤u kurumlar, “iyi çocuklara” karfl›
davada bask› uygulayacak olan toplumsal
muhalefetin gelifltirilemedi¤ine dikkat
çekti.
aday oldu¤unu aç›klayan Serdaro¤lu,
seçilmeleri durumunda, genel kurulda
ortaya ç›kan tabloya ve delegeler taraf›ndan dile getirilen sorunlara daha
çok e¤ileceklerini ifade etti. Serdaro¤lu konuflmas›n› “gemileri yakt›k ve
yürüyoruz” sözleriyle noktalad›.
Kurul’un son günü yap›lan seçimler, eski yönetimin görevine devam etmesi do¤rultusunda sonuçland›. Birleflik Metal-‹fl Genel Yönetim Kurulu flu
isimlerden olufltu. Genel Baflkan Adnan Serdaro¤lu, Genel Sekreter
Selçuk Göktafl, Genel Mali Sekreter
Süleyman Türker, Genel Örgütlenme Sekreteri Özkan Atar, Genel
E¤itim Sekreteri Celalettin Aykanat.
(Kartal)
“‹yi çocuklar›n” tahliyesi protesto edildi
J‹T elemanlar› Ali Kaya, Özcan ‹ldeniz ile itirafç› Veysel Atefl’in serbest b›rak›lmas›, Hakkari’de yüzlerce
kifli taraf›ndan protesto edildi.
“AKP flafl›rma sabr›m›z› tafl›rma”, “fiemdinli halk› yaln›z de¤ildir” sloganlar›n› atan kitle ad›na DTP
Merkez ‹lçe Baflkan› Fahri Kurt aç›klama yapt›. Susurluk olay› ile ortaya ç›kan
çeteleflmeye dikkat çeken Kurt, 9 Kas›m 2005 tarihinde fiemdinli halk›n›n
sa¤duyulu giriflimiyle çetelerin ikinci kez
suçüstü yakaland›¤›n› söyledi. Genelkurmay Baflkan› Yaflar Büyükan›t’›n “‹yi
çocuklar” sözünün hukuk devletinde
askeri kurumlara biçilen yetki s›n›rlar›n›
aflt›¤›na dikkat çeken Kurt, bu durumu
yarg›ya müdahale olarak de¤erlendirdi.
Baflbakan’›n “Kürt sorunu vard›r
ve çözümü için baz› yasal düzenlemeler yapaca¤›z. Bir kardefllik
projesi gerçeklefltirece¤iz” sözlerini hat›rlatan Kurt, flunlar› söyledi: “Ancak söylemlerden sonra Kuzey Irak’a
bir operasyon düzenlemifltir. Operasyon sonucunda onlarca köy bombalanm›fl, sivil insanlar öldürülmüfl ve köylerde büyük zarar görmüfltür. Kardefllik
projesiyle sivil insanlar öldürüldü.”
Aç›klaman›n ard›ndan 2 dakikal›k
oturma eylemi yapan kitle, s›n›r ötesi
operasyonu alk›fllarla protesto etti.
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
21.
21. yüzy›l›n insanlar›y›z ve haklar›m›z› ve iktidar› kazanaca¤›m›z› düflünüyoruz. Bunlar›, burjuva s›n›f›ndan ve hükümetten dilenerek kazanamayaca¤›z. Çünkü hiçbir zaman bizleri dinlemediler. O zaman da ülkemizde, Nepal halk› 1996’da silahlanarak Halk Savafl›’n› bafllatt›. fiimdi bar›flç›l bir
süreçte bulunmaktay›z, ancak haklar›m›z› bu süreçle kazanaca¤›m›z› da düflünmüyoruz. Yeni bir devrimi haz›rlamal›y›z. Bu, Nisan Ayaklanmas›’n›n
Ekim Devrimi ile devam etmesi anlam›na geliyor. Nepal devrimi, Nepal modelindedir fakat biliyoruz ki “devrim tekrarlanmaz, ancak tabiat› de¤iflir”.
Yollara ç›kan gençli¤in gücü kaplan gücüne efl de¤erdir*
Nepal’de devrimin tarihi di¤er
ülkelerinkinden farkl› de¤ildir, ancak hareketimiz farkl›d›r. 238 y›ldan bu yana Nepal halk›, Monarflinin bask›s› ve kitlesel katliamlar› alt›nda ac› çekmektedir. Monarfli ve
feodaller, halka sadece flekerlemeler da¤›tt›lar. 19 günlük halk ayaklanmas›/devriminde, ikinci halk
ayaklanmas›nda (5 Nisan’dan 25
Nisan 2006’ya kadar) birçok kitlesel hareket vard› fakat, burjuva ve
revizyonist partiler sonuçta Monarfliye boyun e¤diler.
Di¤er taraftan durum, Sovyetler
Birli¤i’ndeki Nisan Devrimi ile ayn›d›r. Bizler (devrimciler) tüm iktidar› alm›fl de¤iliz, fakat burjuva partilerine de uzak de¤iliz. Bugün, geçici
Meclis’e kat›l›p, geçifl anayasas›n›n
oluflmas›n› sa¤lad›k, geçici hükümetten çekildik. Çünkü, emperyalistler ve gerici güçler, partimizi sabote etmeye çal›fl›yorlar. Partimizi
tecrit etmeye çal›fl›yorlar. Ayn› zamanda Amerikal›lar bar›fl sürecini
ve kazan›lm›fl haklar› sabote etmek
istiyorlar.
Bizler (devrimciler), yedi siyasi
parti, yurttafl toplumu, gazeteciler,
doktorlar, kamu çal›flanlar›, banka
çal›flanlar›, lokanta ve otel çal›flanlar›, ö¤renciler ve hocalar›, insan
haklar› savunucular›, parti taraftarlar›, yafll› ve engelli dernekleri ve
dahas› güvenlik güçleri aileleri olarak Nepal’de devrimi yapmak için
Nisan ay›nda yollara ç›kt›k. Kral
Gyanendra tüm iktidar› ele geçirip
tek bafl›na hükümet edince,
NKP(Maoist) ve di¤er yedi partiyle
birlikte bir koalisyon oluflturuldu.
Yeni Delhi’de 12 maddeli anlaflmaya vard›lar. On y›ll›k Halk Savafl› ve
19 günlük isyan (Nisan Devrimi)
durumu bugünkü politik düzeye tafl›m›flt›r. 12 Madde anlaflmas›, 16
Haziran 2006’da baflbakanl›k konutunda yap›lan 8 maddelik anlaflmayla daha üst aflamaya ulaflt›. 8 maddeli anlaflma somut sorunlar› belirleyerek, yeni Nepal’e giden yolu
netlefltirdi. Anlaflman›n özü, iktidar›n Nepal halk›na verilmesidir. Anlaflman›n temel noktalar›; bir taraftan, 238 y›ld›r halk› sömüren, parlamentoyu feshedip halk› bask› alt›na
alan feodal yönetime son verilmesi
ve di¤er taraftan da, 1951’de bafllayan halk direnifline güç vermekti.
Nepal halk›, iki eski düflman›n› bitirmek için sab›rs›zlan›yordu. Moriarti (eski ABD büyükelçisi), yedi siyasi parti ve onlar›n efendileri aç›ktan
bu anlaflmaya karfl› cephe al›yordu.
Moriarti’ler gerçeklikte, Nepal
Gençli¤inin düflman›d›r ve bunlar
bask› yap›yorlard› ve denetlenmiyorlard›. ‹ktidar› iflgal edenler bar›fl
sürecinin baflar›s›zl›¤› için binlerce
entrika çevirmifllerdi. NKP(Maoist)’in teslim olmas›n› ve onu yok
etmek istiyorlard›. Ancak NKP(M),
bu komplo a¤›n›n içine girip, bunlar› etkisizlefltirip, ilerleyebilece¤i
inanc›na sahipti. Halk›n politik seviyesi oldukça yüksek ve Maoistlerin halkla olan ba¤lar› daha da derinleflmifltir. Taktik-politik eylemler, parti önderli¤inin do¤ru belirlemeleri, olgunlaflm›fl ilkelerin yol
göstericili¤i, on y›ll›k Halk Savafl›,
19 günlük halk ayaklanmas› bilinçlerimizde büyük bir deneyim oluflturmufltur.
Halk, esas düflmanlar› olan ve
238 y›ld›r kendisini sömüren feodalizme ve monarfliye karfl› ayaklanm›flt›r. Tarihin kimi dönemeçlerinde, halk›n ayaklanmas›na ra¤men,
gerek iktidar› elinde bulunduranlar›n k›y›m› sonucunda veya yap›lan
anlaflmalar sonras›nda hedefine ulaflamam›flt›r. Halk hareketinin devam› ve de 24 Nisan’da da görüldü¤ü
gibi verilen mücadelenin çeflitlili¤i
durumun yeni bir noktas›n› oluflturmaktad›r. Bu defa, yabanc› güçler (ABD ve Hindistan) yedi partiyi
kullanarak, onlar›n feodalizmin
merkezi temsilcisiyle iflbirli¤ine girmelerini ve halka ihanet etmelerini
sa¤lad›lar. Yedi parti, halk› ezip geçerek tarihi olumsuzlu¤un tekrar›n›
yapt›. Gerçeklikte, ikinci halk ayaklanmas› monarfliyi y›kmak ve ülkeye
demokrasiyi getirmek istiyordu, fakat e¤er bu yedi parti biraz daha
sabretseydi monarflinin silinmesi
çok çok iki gün alacakt›. Yabanc› ve
yerli gericiler korkular›ndan titriyorlard› ve halk ayaklanmas›n›n 2-3
gün daha sürmesi durumunda Maoistlerin merkezi iktidar› alacaklar›n› düflünüyorlard›. Bunun için de,
kral›n yerini (biçimsel monarfli) sa¤lamlaflt›rmak için halk› ezip geçerek
hareketi durdurdular. Baflbakan K.
P Koirala’n›n yak›n zamanda aç›klamas›; “Krala kendi yeri verilmeli ve Kurucu Meclis seçimleri
NKP(M) olmaks›z›n gerçeklefltirilmeli.” Bu, 12 ve 8 maddeli anlaflmalara ra¤men halka ihanetin
simgesidir. Parlamento içindeki
oyunlarla halk hareketine hakaret
edilmektedir. Bu, yedi parti içindeki kimi partilerin ve önderliklerinin
Nepal’in, halk›n ve zorunluluklar›n
ç›karlar› temelinde ba¤›ms›z düflünemedi¤inin ve planlar yap›p, uygulayamad›¤›n›n en güçlü kan›t›d›r.
Nepal ve Nepal halk› gerçek anlamda ba¤›ms›z olmam›flt›r, iktidar› elde tutanlar yabanc› ç›karlar temelinde düflünüp hareket ediyorlar.
Teslimiyet mant›¤›na sahiptirler ve
bizler ulusal boyunduru¤un sona ermesi, geleneksel düflünüfl
biçiminin ortadan kaybolmas›
için ülkede, bir devrimin acil
ihtiyaç oldu¤unu düflünüyoruz.
Bu çerçevede, Nepal’de
sosyal ve politik koflullar en
kritik dönemeçte bulunmaktad›r. Ya koflullar› de¤erlendirerek son vuruflu yapar ve Nepal’i onurlu bir ülke haline getiririz ya da bu olmazsa, büyük
olas›l›kla Nepal halk› sonraki
50 y›lda veya daha fazla süre
boyunca feodalizm taraf›ndan
bask› alt›na al›nacakt›r. Toplumsal geliflmeler aç›s›ndan böylesine kritik bir süreçte ulusal bir zorunluluk olarak gençlik hareketi sü-
recin sadece basit bir parças›n›
oluflturmamaktad›r. Gençlik örgütümüz ideolojideki en devrimci durumu, düflünce biçimi bak›m›ndan
en devrimci önderli¤i, örgütlenme
bak›m›ndan en büyü¤ü ve do¤as›ndan dolay› en militan duruflu itibari
ile bütün alanlarda sonuç al›c› bir
biçimde var oldu¤unu ispatlam›flt›r.
Binlerce flehidiyle, yüzlerce kay›b›n
ve gazinin kararl›l›¤› ile gençlik örgütümüz (ANNISU [Revolutionary]), bir kaplan gibi yollarda, feodalizmin y›k›lmas›, nihai hesaplaflma için haz›rlan›p örgütlenmektedir. Bu amaç için bütün herkesi, ha-
reketimiz içinde dünyan›n yeniden
kavranmas› ve yeni bir Nepal yarat›lmas› yolunda diyaloga ça¤›r›yoruz.
Bugünkü durumda amac›m›za
daha da yak›n›z, fakat gerici ve emperyalist kaynakl› ayn› problemlerle
karfl› karfl›yay›z. Karfl› devrimi harekete geçiren devrimci yasam›za
göre, Nepal Demokratik Devrimi’nin temel ça¤r›s›, emperyalist müdahaleye karfl› savaflmakt›r. Stratejik denge aflamas›ndan, karfl› sald›r›ya geçmesi anlam›nda dünya devriminin ileri hatt›nda yer almaktay›z.
bizleri dinlemediler. O zaman
da ülkemizde, Nepal halk› 1996’da
silahlanarak Halk Savafl›’n› bafllatt›.
fiimdi bar›flç›l bir süreçte bulunmaktay›z, ancak haklar›m›z› bu süreçle kazanaca¤›m›z› da düflünmüyoruz. Yeni bir devrimi haz›rlamal›y›z. Bu, Nisan Ayaklanmas›’n›n Ekim Devrimi ile devam
etmesi anlam›na geliyor. Nepal
devrimi, Nepal modelindedir fakat
biliyoruz ki “devrim tekrarlanmaz ancak tabiat› de¤iflir”.
* Makale, YKP(M-L)’nin
Ekim Devrimi’-
iflir”
¤
e
d
›
t
a
i
b
a
t
k
a
c
n
a
z
a
m
n
“Devrim tekrarla
Gençlik örgütümüz
ideolojideki en devrimci
durumu, düflünce biçimi
bak›m›ndan en devrimci
önderli¤i, örgütlenme
bak›m›ndan en büyü¤ü
ve do¤as›ndan dolay› en
militan duruflu itibari ile
bütün alanlarda sonuç
al›c› bir biçimde var oldu¤unu ispatlam›flt›r.
Bu k›flk›rtma sadece Nepal iflçi
s›n›f›na ve halk›na de¤il, ayn›
zamanda bir bütün iflçi s›n›f›na
ve emekçi kitlelere yönelmektedir. Ve sadece uluslararas› halklar direnifli bu k›flk›rtmaya karfl› koyabilir.
21. yüzy›l›n insanlar›y›z ve
haklar›m›z› ve iktidar› kazanaca¤›m›z› düflünüyoruz. Bunlar›, burjuva s›n›f›ndan ve hükümetten dilenerek kazanamayaca¤›z. Çünkü hiçbir zaman
nin 90. y›l dönümü vesilesi ile
örgütledi¤i etkinli¤e kat›lmak
için Yunanistan’da bulunan,
Nepal Ulusal Ba¤›ms›z Ö¤renci Birli¤i-Devrimci (ANNISUR) Baflkan›, Lekhanath Neupane taraf›ndan YKP(ML)’nin gazetesi “Proletaryaki
Simea-Proletarya Bayra¤›”na
(1 Aral›k 07) özel olarak yaz›lm›flt›r. Çevirisi ‹flçi-Köylü gazetesi için yap›lm›flt›r.
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
NKP(Maoist) sözcüsü Krishna Bahadur Mahara ile gerçeklefltirilen afla¤›daki röportaj Ekim Devrimi’nin 90. y›ldönümünde Nepal’de yay›nlanmaya bafllayan ve bilgi kirlili¤ine ve yalan haberlere karfl› Nepal Devrimi’ni ezilenlerin bak›fl aç›s›yla ifllemeyi hedefleyen K›z›l Y›ld›z dergisinin ilk say›s›ndan al›nm›flt›r.
‹lerici güçlerin zaferi
Cumhuriyetin, ilerici sonuçlar›n ve halk›n yarar› için tüm demokratlar›, ilericileri ve devrimci güçleri bir
kutupta toplamaya ihtiyaç vard›r. ‹yimser bir temel yaratmas› aç›s›ndan devrimden, ilerlemeden ve de¤iflimden yana olan solcular›n birli¤i önemlidir ve solcular›n di¤er güçleri birlefltirme inanc›n› gelifltirecektir.
- Meclis’in özel toplant›s›nda
ço¤unluk, cumhuriyetin ilan
edilmesi ve nispi seçim sisteminin kabul edilmesi sürecinin
bafllamas› do¤rultusunda karar
ald›. Hükümetin bu yönelime
uygun hareket edece¤i konusunda iyimser misiniz?
- Yasaman›n özel toplant›s›nda
ço¤unluk taraf›ndan al›nan tarihsel
karar yasaman›n yekpare bir karar›d›r. Karara uymak herkesin sorumlu¤undad›r. Siyasi samimiyet bunu
gerektirmektedir. Karar almadan
önce tart›flmak ve karfl› ç›kmak bir
hakt›r ancak karar al›nd›ktan sonra
onu uygulamaktan baflka bir alternatif yoktur. Hükümetin cumhuriyeti
ilan etmesi ve nispi seçim sisteminin
kabul edilmesi ile ilgili parlamentonun özel oturumunda al›nan karar
bu nedenle hükümet taraf›ndan dürüstçe hayata geçirilmelidir. Meclis’in
gündemine karfl› ç›kan Nepal
Kongresi (NK) bar›fl sürecini h›zland›rmak için bunu uygulamal›d›r.
Bu asgari siyasi samimiyetin göstergesidir.
- NK’n›n az›nl›¤a düflmesi nedeniyle Meclis’te ço¤unlu¤u
oluflturan partiler olarak hükümeti almay› düflünüyor musunuz?
- fiimdi, tart›flmal› da olsa, statükocular yenildi ve ilerici güçler kazand›. Bu nedenle zafer kazanan e¤ilimi kabul etmemiz gerekmektedir.
Az›nl›k ço¤unlu¤un karar›n› takip etmelidir. Bunu reddetmek bar›flç›l demokratik siyasi sürecin ihlalidir. Kendisini demokrat olarak gösteren bir
partinin demokratik ilkeleri yok saymas› talihsizliktir. Umuyoruz ki karar
uygulanacakt›r ve NK bir anlaflmazl›k
ortam› yaratmayacakt›r.
- Hükümetteki statükocu
önderli¤i de¤ifltirmek amac›yla
ad›m atacak m›s›n›z?
- Biz bugün hükümetin önderli¤ini de¤ifltirme sorununu gündeme getirmek istemiyoruz. Biz hükümetin
Meclis’in karar›n› uygulamas›n› istiyoruz. Baflbakan Koirala oylama s›ras›nda tarafs›z kald›. Gündem lehine
veya aleyhine oy kullanmad›. Bu, yasamada ço¤unlu¤un karar›n›n onun
için geçerli oldu¤u anlam›na gelmektedir. E¤er hükümet karar› uygulamaya haz›rsa Kurucu Meclis seçimleri için haz›rlanal›m ve günü netlefltirelim. Hükümetin önderli¤i üzerine
ciddi bir sorun ç›kt›¤›nda hükümetin
iktidarda kalmas› uygun olmayacakt›r. O zaman biz de alternatifi arar›z.
- Önümüzdeki günlerde yedi
siyasi partinin birli¤i sa¤lam kalacak m›?
- Birlikte devam etmekten baflka
bir alternatif yoktur. Siyasi bir kutup-
laflma veya bir çeflit sorun ortaya
ç›kt›¤›nda bir taraf zafer kazan›rken
öte taraf yenilecektir. Aksi takdirde
herkes meclisin karar›na karfl› dürüst
olmal›d›r. ‹lerici çözümün alternatifi
yoktur. Kimsenin siyasi durumu belirsizli¤e sürüklemeye hakk› yoktur.
- Meclis’te BML (Birleflik
Marksist-Leninist) ile iflbirli¤i
sol cephenin bafllang›c› m›d›r?
- Bugün genifl bir cephe yarat›lmam›flt›r. Fakat sol güçler ayn› platformda buluflmufltur. Sadece sol güçler de¤il RPP de nispi seçim sistemi
için oy vermifltir. Demek ki bu, gündem meselesidir. Cumhuriyetin, ilerici sonuçlar›n ve halk›n yarar› için
tüm demokratlar›, ilericileri ve devrimci güçleri bir kutupta toplamaya
ihtiyaç vard›r. ‹yimser bir temel yaratmas› aç›s›ndan devrimden, ilerle-
meden ve de¤iflimden yana olan solcular›n birli¤i önemlidir ve solcular›n
di¤er güçleri birlefltirme inanc›n› gelifltirecektir.
- Yasall›k kazanmas› için karar›n Meclis’in üçte iki ço¤unlu¤unu kazanmas› gerekmektedir. Kurucu Meclis seçimi legallik ad› alt›nda bir tuza¤a m› düflürülmek isteniyor?
- Meclis’in ald›¤› karar›n ard›ndan
siyasi durum flu an daha farkl›d›r. Karar al›nd›ktan sonra uygulanmal›d›r.
NK sayg›l› flekilde karar› hayata geçirmelidir. NK karar› dürüstçe takip
ederse üçte iki ço¤unlu¤a ihtiyaç kalmayacakt›r. fiayet üçte iki ço¤unlu¤a
ihtiyaç olursa ve NK’nin buna uymayaca¤› anlafl›l›rsa hem meclisin karar›
hem de tüm yasama süreci ihlal edilmifl say›lacakt›r.
İşçi-köylü 11
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Kavga okulu
Gelecek; ›srar›n, sabr›n ve cesaretin sahiplerinin olacak
Art›k ne elma var öykümüzde,
ne de Havva,
Saçlar›ndan sürüklenen
köleler de de¤ilsiniz…
Ad›n›z Afrodit ya da Ayfle,
ne fark eder?
Yeterince ezildiniz…
Siz fabrikada flartel,
Makine önünde al›nteri,
Ar›da o¤ul,
Sevdada türkü
Ve siz;
Avrupal›, Asyal›, Uzakdo¤ulu
Tüfekte mermi,
Tetikte parmak,
Dü¤ünde halay bafl›…
Gün oldu,
‹fllendi aflklar›n›z
Oyal› mendillere
fiiirdi, öyküydü, romand› yaflam.
Ve siz
Hep vard›n›z…
Yaln›z bir tek soru var
Bu susmak niye?
De¤il mi ki yaflam›n yar›s› sizin
Kavgan›n yar›s› da
sizin hakk›n›z…
fiehit kavram› en genel olarak verilen bir davay›, mücadeleyi iyi bilmek,
öncü ve yürütücü gücü olmak, zaferin
kaç›n›lmaz oldu¤unu görmek ve bu
u¤urda insan›n en de¤erli varl›¤› olan
yaflam›n› vermesi olarak tan›mlan›r.
Hiçbir fleyle ölçülemeyecek olan bu
durum; cesaret, fedakarl›k, özveri,
irade, inanç ve daha birçok temel de¤eri içerir. Verilen mücadele, bu de¤erlere ba¤l›l›k esas› üzerinde daha ileri bir düzeyde gelifltirilir ve amaca, hedefe ulaflt›r›larak verilen de¤erlerin anlam› ve önemi hem yaflat›lm›fl hem de
yüceltilmifl olur. Bundan dolay› flehitlik, insan›n en soylu ve en yüce
eylemidir.
‹nsanl›¤›n büyük özgürleflmesi u¤runa girilen sosyal kurtulufl mücadelesinde, adanmaya ikirciksiz olan yaflamlar olmasayd› özgürlü¤ün bilincimizdeki büyük arzusu böylesine derin gerçekleflmezdi. Ve devrim flehitlerinin
savafl›rken tafl›d›klar› bayrak, onlar
topra¤a düfltükçe daha da yücelmezdi.
Ve u¤runa can bedeli girilen bu davada kanlar›yla devrimin yükseltici basamaklar›n› oluflturan, yaflam›n k›y›s›nda tutsak b›rak›lm›fl kad›n yüre¤inin
zincirlerinden kurtularak flehitler kervan›na kat›lan kad›nlar›m›z… Onlar›n,
kavgan›n omuzdafl› kad›nlar›m›z›n tarihte militanca sergiledi¤i yüce de¤er-
lerden, kahramanl›klardan ö¤renece¤imiz çok fley var. Yaflam› saran koyu
karanl›¤› da¤›tmak için s›n›f mücadelesinin engin denizine bütün gücüyle at›lan, serini çekinmeden feda eden militan kad›nlar›m›z bugün bize yürüyece¤imiz yolu gösteriyor.
Hat›rl›yoruz de¤il mi, “Öleceksek
onurumuzla ölelim” diyen ‘38 isyan›n›n Bese’sini, “Çocuklar›m›z serbest b›rak›lmazsa ancak ölümü
al›rs›n›z” diyen Didar Abla’y›, da¤lar›n ufuklar›nda silah elde topra¤a düflen Yeter’leri, Kamile’leri, Zelal’leri...
Sonra Engizisyon Mahkemeleri’nde
yüce ülküsünü çekinmeden hayk›ran
Rosa’y›, 1941’de Moskova’n›n kuzeyinde faflizme karfl› savafl›rken, “Kardefller hoflçakal›n, kardefller, kavga sonuna kadar. Duyuyorum nal
seslerini, geliyor bizimkiler!” diyerek zafere olan inanc›n› asla kaybetmeyen 18 yafl›ndaki Partizan Zoe’yi ve de
koynunda bombalarla iflgalci tanklar›na
karfl› gözünü k›rpmadan intihar sald›r›s› yapan Filistin ve Afganistanl› kad›nlar›n direnifllerini…
Vietnam’da Yanki’leri dize getiren
cephenin k›z›l kad›n Partizan› Su’nun
taviz vermez kararl›l›¤›n›, Somozo’ya
karfl› verilen özgürlük mücadelesine
üstün fedakarl›klar göstererek, k›zg›n
savafl hatlar›nda küçük birliklerden büyük taburlara kadar her kademede önder konumlar›yla, az say›daki güçleriyle Nikaragua kad›n›n›n savafl esnas›ndaki fedakarl›klar›n›, militanl›klar›n›…
Ve ülkemizde ulusal, cinsel, s›n›fsal
bask› kufla¤› alt›nda prangalar›n› parçalayarak devrim mücadelesi içinde yer
alan, de¤iflirken de¤ifltirmenin prati¤ine girerek, k›sa sürede mücadele içinde ön saflarda yer alan kad›nlar›m›z›.
Ülkemizde s›n›f mücadelesi içinde
topra¤a düflen pek çok devrimci kad›n›n arkadakilere b›rakt›¤› oldukça zengin bir miras vard›r. Proleter kad›nlar,
Krupskaya’dan, Zetkin’den, Kollontai’den, Çiang Çing’den ö¤rendi¤i gibi; Sabahat Karatafl’tan, Ayçe
‹dil Erkmen’den, Hatice Yürekli’den, Lale Çolak’tan, Yeter Güzel’den ve ad›n› burada sayamayaca¤›m›z binlerce devrimci kad›n›n mücadele prati¤inden de ö¤renmelidir.
Proletarya Partisi’nin tarihine bakt›¤›m›zda ilk kad›n flehit Meral Yakar’dan, ilk kad›n Ölüm Orucu flehidi
Nergiz Gülmez’e ve ilk flehit kad›n
komutan Ayfer Celep’e kadar onlar-
Pusula
Ana görevlerimiz ›fl›¤›nda
faaliyetimize yo¤unlaflal›m!
Proletarya Partisi’nin dikkatini tali sorunlara de¤il, ana sorunlara vermesi ve dahas› tüm enerjisini ve gücünü s›n›f mücadelesinin teorik ve
pratik sorunlar› üzerinde yo¤unlaflt›rmas› gerekir. fiu aç›k ki, merkezine s›n›f mücadelesini oturtan bir parti
kendi iç sorunlar›n› çok daha kolayca
aflabilir. Di¤er bir anlat›mla; merkezine s›n›f mücadelesini oturtan,
s›n›f mücadelesinin taktik ve
stratejik sorunlar› üzerine yo¤unlaflan bir partinin hem hedefleri büyür ve hem de ufku genifller. Hedeflerin büyütülmesi, ortaya konulan pratik çaban›n somut sonuçlara dönüflmesi, sadece Proletarya Partisi’ne yeni görevler yüklemez
ayn› zamanda sorumluluklar›n› daha
da artt›r›r. Sorumlulu¤u artan, yani
emekçilerin, ezilenlerin güvenini asgari düzeyde kazanan ve kendi sorunlar›n›n çözümü noktas›nda partiye
duyulan ihtiyac›n artmas›, partiyi tali
sorunlardan uzaklaflt›rmaya zorlar.
Yine, büyük hedeflere kilitlenerek genifl y›¤›nlar›n sorumlulu¤unu tafl›ma
bilinci, sorunlar› ele alma ve çözüm
yöntemleri sunma konusunda daha
sa¤l›kl› ve çözücü yaklafl›mlara vesile
olur. Ve ayn› zamanda s›n›f mücadelesine kilitlenerek tarihsel sorumluluklar yüklenmifl bir parti, kendi iç sorunlar›n› çözmede de daha ilkeli ve
hoflgörülü davran›r.
Bu güce eriflen bir partinin, kadro
ve militanlar›nda daha çok devrimci
heyecan ve coflkunun olaca¤› muhakkakt›r. Bu da baflar›lara zemin haz›rlar. Pratik baflar›, iç güvenin geliflmesini, kolektif mekanizman›n tüm kurumlar›yla daha ahenkli çal›flmas›n›
sa¤lar. Güvenin, güçlü yoldafll›k
ba¤lar›n›n oldu¤u bir yerde, parti içi sorunlar› tart›flman›n ve sorunlar›n afl›lmas› için ortaya kolektif bir irade koyma pratiklerinin daha etkili olaca¤› aç›kt›r.
Güvenin oldu¤u yerde en ayk›r›
fikirler dahi büyük bir olgunlukla dinlenir. Samimi bir durufl ve
sab›rla ileri sürülen fikirlerin neden yanl›fl oldu¤u ortaya konulmaya çal›fl›l›r. Di¤er bir ifadeyle
ca partili kad›n militan›n mücadeleyi
her yerde ve her aflamada omuzlad›¤›n› görüyoruz, tüm zorluklara ve engellere ra¤men.
Ülkemiz gibi yar›-sömürge, yar›-feodal ülkelerde kurtuluflun Halk Savafl›yla mümkün oldu¤unu bilen proleter
kad›nlar, da¤larda da yoldafllar›yla
omuz omuza yer alm›fl ve bu onurlu
mücadelede ölümü birlikte kucaklam›fllard›r.
Nilüfer Atav da da¤larda yoldafllar›yla ölümü kucaklayan yi¤it kad›nlardan biridir.
Devrime ve halk›n davas›na daha
fazla katk› sa¤lamak için yüre¤i gerilla
faaliyetine kat›lma iste¤iyle yan›p tutuflan Nilüfer Atav, Ekim 1993’te Halk
Ordusu gerillalar› aras›nda yerini al›r.
1994’ün Ocak ay›nda aralar›nda
Nilüfer Atav’›n da oldu¤u bir gerilla
Ç›kan çat›flmada Nilüfer Atav flehit düflerken, Adem Asal yaral› olarak tutsak
düfler ve 9 Ocak 1994’te iflkencede
katledilir.
Kavgada yitirdi¤imiz yüzlerce flehidimizin yaflamlar›ndan ç›kard›¤›m›z ortak sonuç; an›n görevleri ve sorumluluklar› karfl›s›nda, koflullar›n a¤›rl›¤›na, temponun yavafll›¤›na ald›rmaks›z›n, bizi sarmalayan bask›lara ra¤men yürümek
ve yürümek. Ancak bu yürüyüflün,
durumu tersine çevirecek oldu¤unu
bilince ç›kararak yürüme iradesini ortaya koymak. Her birinin ölümü erken,
gidiflleri tez. Bu gerçe¤i onlar da çok iyi
biliyorlard›. Ancak bu bilinçtir ölümü
küçültme ve cüretle üzerine yürüme bilinci ve prati¤ini gösterme
iradelerine neden olan.
Her biri onlarca y›l› aflk›n süredir
birli¤inin k›fl için bar›nak haz›rl›klar›
yapt›klar› bir gün, düflman›n yo¤un kuflatmas›n› fark edip, hemen mevzilenerek çat›flmaya bafllarlar. Ans›z›n neye
u¤rad›¤›n› anlayamayan düflman güçleri, di¤er Partizanlar›n da mevzilenip
sald›rmas›yla panikleyerek geri püskürtülür. Bu durumdan yararlanan gerilla
çat›flma bölgesini terk eder. Birli¤in
sa¤l›kl› bir flekilde çekilmesini Nilüfer
Atav, mevzilendi¤i yerden düflman› sürekli kurflun ya¤muruna tutarak sa¤lam›flt›r. Bu çat›flmada birli¤inden ayr›
düflen Nilüfer Atav ve Adem Asal
gerilla birli¤iyle iliflkiye geçmek için hiç
zaman kaybetmezler. Bunun için tüm
kanal ve olanaklar› kullan›rlar. Ancak 3
Ocak 1994 tarihinde Artvin’in
Borçka ilçesine ba¤l› Ugur köyünde
düflman güçleriyle tekrar karfl›lafl›rlar.
yaz›lan tarihin kilometre tafl› oldular.
Kanlar›yla yazd›klar› bu tarihte cüretlerini gelece¤e olan inançlar›nda somutlad›k ve anlamland›rd›k. Umutlar› pazarlamaya soyunanlar, gelece¤i daha
puslu hale getirme u¤rafl›nda olanlar
bu cüreti anlayamazlar.
Cüreti ve kararl›l›¤› göstermek zor süreçlerde, koflu alan›n›n engebeli oldu¤u durumda
koflmas›n› baflarmak ve yola devam etmektir. Bugün Onlardan ö¤renece¤imiz temel noktalardan biri budur.
Yaflam› düz bir çizgi olarak alg›layamay›z. ‹nifl ve ç›k›fllar› olan engebeli bir
yoldur bu. Arfl›nlanan yolun gerçe¤ini
böyle kavramaz, böyle bilince ç›karmazsak hayaller çok çabuk k›r›l›r. Çabuk k›r›lan hayaller ayn› zamanda o ha-
yallerin çok sa¤lam olmad›¤›n›n da göstergesi de¤il midir? Beklentilerin gerçeklikle aras›ndaki uçurum bu çabuk
düflüflün zeminidir. Ancak irade kendisini tam da bu noktada göstermek durumundad›r. Aradaki uçurumu kapatma iradesini göstermek yani. Onlar yaflamlar›n›n son an›na kadar bu iradeyi
gösterdiler ve bunu ö¤rettiler. Ayfer,
Münire, Nilüfer daha nice yoldafllar ellerindeki son mermilerine
kadar yaral› bedenleriyle çat›fl›rken bu iradeyi temsil ediyorlard›.
‹lmek ilmek örülen ve her ilmekte
yüzlercesinin kan›n›n bulundu¤u bu
onurlu tarihin yap› tafllar›, boflalan
mevzilerini doldurma görevlerini ard›llar›na b›rakarak gittiler. Omuzlar›m›zda hissettik mi bu görevlerin
a¤›r sorumlulu¤unu? B›rakt›klar› silah onu kavrayacak yeni elleri beklerken, bu el “benim elim” olmal› gerçe¤ini itiraf etmekten korktuk mu,
yoksa hayk›rd›k m›? F›s›lt›yla m› söyledik, yoksa ba¤›rd›k m›? Bunlara verdi¤imiz yan›t, içinden geçti¤imiz süreçte
misyonumuzu ve rolümüzü ne kadar
kavrad›¤›m›z›n ve en önemlisi de mücadele içindeki duruflumuzun da yan›tlar›d›r.
Devrim denilen o büyük alt üst
oluflun anlam›n› ezilen milyonlarda somutlad› flehitlerimiz. Ezilen emekçi
halk y›¤›nlar›n›n varl›¤› nas›l ki flehitlerimizin yürüyüflünü belirlediyse bizim de
yürüyüflümüzü belirleyen nokta budur.
Onlars›z, onlara ra¤men de¤il,
onlar için ve onlarla birlikte olmas› gerçe¤ini bilinçlerimize kaz›mak durumunday›z. fiehitlerimiz
bu bilinçle yürüdüler çünkü. Bunu ö¤rettiler bizlere ve ö¤retmeye de devam ediyorlar.
Onlar gibi yürümek, davay› onlar
gibi solumak için partili durufl, s›n›f mücadelesinin ciddiyeti ve cüretini kuflanmak anlam›na da gelmektedir. Davan›n
s›radan neferleri de¤il, s›ra neferi olma
bilincini göstermektir. Kâh zindanlarda, kâh gazete da¤›t›m›nda, kâh bir
korsanda, kâh gerillada.... Bu ihtiyaçlar›n hepsini iliklere kadar hissetmek ve
bunlar› yerine getirecek cürete sahip
oldu¤umuz misyonunu kendimize yüklemek önemlidir. Bu misyonun anlam›n› ço¤altt›¤›m›z taktirde s›ra neferi olaca¤›m›z› bilmek gerekmektedir. Çünkü, “Gelecek, devrimci çözümlemelerin ve bunun üzerinde flekillenecek olan ›srar›n, sabr›n ve cesaretin sahiplerinin olacakt›r.”
böylesi bir durumda yanl›fl fikir sahiplerinin aln›na hemen bir damga vurma
yerine, ikna etme yöntemi tercih edilir. Bu yöntemi sa¤layan, pratik baflar›n›n yaratt›¤› güven ve yükledi¤i sorumluluk duygusudur.
Elbette ki hepimiz yapt›¤›m›z yanl›fllar›n hesab›n› vermeliyiz. Ancak burada bizim dikkat çekmeye çal›flt›¤›m›z nokta, pratik baflar›s›zl›klar›n oldu¤u dönemlerde her fleyi d›fl›nda arama anlay›fl› yerine, yaflanm›fl olan olumsuzluklarda önce
kendi sorumlulu¤unu ortaya koyan
bir militan flekilleniflin yarat›lmas› olgusudur. Bu da kavray›fl düzeyinden,
devrimcili¤i bir yaflam tarz› olarak alg›lama düflünüfl tarz›ndan ba¤›ms›z
de¤ildir.
Böylesine bir flekillenifl, her fleyden önce bütüne karfl› derin bir sorumluluk duyar. Parçalarda sa¤lanacak baflar›lar›n bütüne hizmet edece¤i gerçe¤ini bilir, ama gerçek anlamda
bir baflar›n›n ancak bütünün militanca
hareketinden do¤aca¤›n› da asla göz
ard› etmez. Demek ki günlük siyasal
çal›flmalar›m›zda önümüze konulan
görevler üzerinde yo¤unlafl›rken, asla
bütünsellikli bak›fl perspektifinden
uzaklaflmamal›y›z. Ufkumuzu dar
alanlarla s›n›rlamamal›y›z. Düflünüfl tarz›m›zla, hareket tarz›m›zla, her
zaman zincirin bir halkas› oldu¤umuz
ve zincirden kopan tek halkan›n pek
de bir ifllevi olamayaca¤› bilincine sa-
hip olmal›y›z. Bu kolektif sorumluluk duygusu, en zor dönemlerde dahi bir ç›k›fl yolunu bulma, militanlara
güven afl›lama prati¤ine hizmet eder.
Tüm bunlar›n yan› s›ra s›n›f savafl›m›n›n yasalar›n› kavrama konusunda
bilinç düzeyinde sa¤lanacak her geliflme, yaln›z günü ve gelece¤i anlamaya,
çözümlemeye hizmet etmez; ayn› zamanda zorluklar›n s›n›f savafl›m›n›n
do¤as›nda varoldu¤u gerçe¤ini de
kavramay› sa¤lar. Zorluklarla bo¤uflmak, umutsuzluklara, çaresizliklere,
umut ve çare olman›n devrimci militanl›¤›n bir gere¤i oldu¤u daha iyi anlafl›l›r.
Yüz kez deneme, yüz kez düzeltme… Bu söylemlerin özeti fludur: Baflar›s›zl›klara, yenilgilere teslim
olmak yok, hedefe ulaflmak için, hiçbir engel ve zorluk tan›madan sürekli yürümek, ç›k›fl noktas›n› yakalamak
için yöntem zenginli¤i yaratmak.
Çünkü bu niteliklere sahip olmak, kazanman›n ön kofluludur. Tam da burada her birimiz kendi kendimize flu
soruyu sorabiliriz: Biz bu de¤erlendirmelerin neresindeyiz? Hatalar› düzeltmede, zorluklar› aflmada ne kadar ›srarl›, sab›rl› ve
yarat›c›y›z? Bu sorulara verilecek
her objektif yan›t hem kendimizin
hem de bütünün gerçekli¤ini kavrama
ve eksikliklerimizi gidermek için ortaya güçlü bir irade koyma sürecine
hizmet edecektir.
Ama flu da bir gerçek ki; böylesine bir düflünüfl ve yürüyüfl temposunu yakalamak, ideolojik inan›fl› ve
politik olgunlu¤u flart koflar. Bu silahlardan yoksun olanlar yukarda alt› çizilen gerçeklerin lafz›n› yapabilirler;
ama asla onlar› yaflamazlar. Yaflamad›klar› için de baflkalar›n› bu temelde
e¤iterek s›n›f savafl›m›n›n s›cak prati¤i
içinde savaflt›rmay› da baflaramazlar.
Özcesi, tüm enerjimizi merkezi
görevimiz olan gerilla savafl›na yöneltmek, bütün alanlardaki çal›flmalar›m›z› bu bak›fl aç›s›yla ele almak olmazsa olmazd›r. Bu perspektif ›fl›¤›nda pratik görevlerimize yönelmek, alanlar›n somut durumunu, güncel görevlerimizi asla
gözard› etmemiz anlam›na gelmez. Burada anlafl›lmas› gereken
tüm sorunlar›n bu merkezi hedefe
hizmet edecek tarzda ele al›nmas› gere¤idir. Merkezi görevi, merkezi halkay› gözard› ederek hiçbir soruna
gerçek anlamda çözüm getiremeyece¤imizi kavramal›y›z.
Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda bir
dizi görevle karfl› karfl›ya oldu¤umuzu
rahatl›kla söyleyebiliriz. Dolay›s›yla
her tarafa koflma, önümüze gücümüzü aflan büyük hedefler koyma yerine, daha gerçekçi, yap›labilir somut
pratiklere yönelme, daha mant›kl› ve
olmas› gerekendir. Çok büyük
söylemler, yerine getirilmesi zor olan
kararlar alma s›n›f mücadelesi aç›s›n-
Kavgada
ölümsüzleflfleenler
Mevlüt Ç›nar: TKP/ML
T‹KKO savaflç›s› olan Mevlüt Ç›nar 9
Ocak 1980
tarihinde‹stanbul’da çat›flmada
flehit
düfltü.
Haydar
Do¤an: 1958
do¤umlu olan
Nedim
kod
adl›
Haydar
Do¤an küçük
y a fl l a r d a
TKP/ML’nin düflünceleri ile tan›flt›. Askeri alanda birçok görev alan Do¤an, Ulafl Bardakç›’n›n katili az›l› faflist U¤ur
Gür’ün cezaland›r›lmas› eyleminde ç›kan çat›flmada 10
Ocak 1991 tarihinde ‹stanbul’da flehit düfltü.
Ümraniye Katliam›: 4
Ocak 1994 tarihinde Ümraniye
Hapishanesi’ne operasyon düzenleyen devlet Abdülmecit
Seçkin, R›za Boybafl, Gültekin Beyhan ve Orhan
Özen adl› DHKP/C tutsaklar›n› demir kalaslar ve sopalarla
döverek katletti.
Gültekin Koç: F Tipi hapishaneleri protesto etmek
için ‹stanbul fiiflli’de yapt›¤› feda
eyleminde 3 Ocak 2001’de
flehit düfltü.
dan pek bir de¤er tafl›maz. Kararlar
yerine getirildikçe, söylemler
pratikle uyumu yakalad›kça de¤er kazan›r. Güven verici ve ikna
edici olur. Dolay›s›yla buradaki temel
mant›¤›m›z, büyük tarihsel ad›mlar›n
temel tafllar› niteli¤inde olan küçük
ad›mlar› atmak olmal›d›r. Kesin olan
flu ki; küçük ad›mlar› atmada tereddüte düflenler veya bu beceriyi gösteremeyenler asla büyük
ad›mlar atamazlar. Bu anlam›yla
s›n›f mücadelesinin bize yükledi¤i her
türlü göreve ayn› ciddiyetle ve sorumlulukla yaklaflmal›y›z. Özellikle
prati¤e dönük güncel görevler noktas›nda daha atak ve dinamik olmal›y›z. Görevleri küçümseyen de¤il, her
görevi yüksek bir sorumluluk bilinciyle yerine getirme anlay›fl› yaflam felsefemiz olmal›d›r.
Bu sorumluluk bilinciyle Kürt halk›na dönük sürdürülen imha operasyonlar›na, ›rkç›l›¤a ve flovenizme karfl› pratik tutumlar gelifltirmek güncel
bir görevdir. Koflullar ne kadar
aleyhimize olursa olsun, mutlaka yapabileceklerimiz vard›r.
Yeter ki bunun gereklili¤ine inanal›m.
Bu inanç do¤rultusunda ortaya bir
irade konuldukça pratik ad›mlar birbirini izleyecektir. ‹flte bu ad›mlar daha büyük hamlelerin habercisi ve örgütleyicisi olacakt›r. Bunun böyle oldu¤unu tarih defalarca kan›tlam›flt›r.
Tarihin tan›kl›¤›na inanmal›y›z.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
Ülkede ve dünyada zulmün, sömürünün en
katmerlisine kad›nlar maruz kalmaktad›r. Ülkemizde özellikle T. Kürdistan›’nda kad›n olmak,
daha bir zordur. Burada kad›nlar sömürüyü, bask›y›, horlanm›fll›¤›, insan yerine konulmamay› daha yo¤un yaflarlar. En baflta da ulusal kimli¤inden,
Kürt oluflundan dolay› bask›ya, sömürüye, zulme
maruz kal›rlar. Faflist TC taraf›ndan dilini, ulusal
kimli¤ini yok edebilmek için bask›lar›n en yo¤unu
yaflat›l›r. Bölgede yürütülen Ulusal Kurtulufl Mücadelesine karfl› TC taraf›ndan verilen haks›z savaflta da en a¤›r fatura Kürt kad›nlar›na kesilir.
Burjuva feodal zihniyete göre kad›n›n bedeni,
ait oldu¤u ulusun “namusu” olarak görülür. Ve
ilk sald›r›lar da kad›n›n cinselli¤ine yönelik olur.
Bu anlay›fltan dolay› burjuvazi yürüttü¤ü savafllarda önce toplumsal de¤er yarg›lar›na vurmay› hedefler. Savaflt›¤› gücü zay›flatman›n en etkili araçlar›ndan biri oldu¤unu düflünür bu yöntemin. Bunun için T. Kürdistan›’nda korucusunun, askerinin, polisinin en büyük iflkence silah›d›r tacizler,
tecavüzler. Taciz ve tecavüzlerle hem kad›n›n bedenine, ruhuna iflkence yap›l›r, hem de mensup
oldu¤u ulusun toplumsal de¤er yarg›lar›na, manevi dünyalar›na iflkence yap›lm›fl olunur.
Türkiye Kürdistan›’nda kad›n
T. Kürdistan› illeri gelir. Yine yat›r›mlar›n yap›lmad›¤› ya da en az yap›ld›¤› yerler buralard›r. ‹flsizli¤in, yoksullu¤un da en yo¤un oldu¤u yerlerdir. Bu durum da en fazla kad›nlar› etkiliyor. Kad›n›n ev içinde harcad›¤› emek (yemek, bulafl›k,
temizlik, çocuklar›n bak›m› vs.) tarlada, bahçede,
ah›rda vs. harcad›¤› emek ücretsiz eme¤i oluflturmakta ve hiçbir karfl›l›¤› bulunmamakta, harcanan
emek, emek olarak bile görülmemekte. Kad›nlar
yaflan›lan sa¤l›ks›z ortamlardan, düzensiz beslen-
üzerinde hâkimiyet oluflturulur.
Erkek egemen sistemin devaml›l›¤› için, hâkimiyet alt›nda tutulan kad›ndan, onun koymufl oldu¤u kurallara uymas› istenir. “Sahibi” olan erke¤e itaat etmesi, ihtiyaçlar›n› kusursuz yerine getirmesi, düflünmemesi, bir fleyler istememesi, reva görüleni kabullenmesi beklenir. Erke¤in erkekli¤ini ispatlamas› namusunu korumas›n›n ölçütü
olarak kad›n›n üzerinde sa¤lad›¤› denetime ba¤l›
görülür. Kad›n›n belirlenen rollerin d›fl›na ç›kma-
Yoksulluk en fazla
kad›n› vuruyor
Açl›¤›n yoksullu¤un en yo¤un yafland›¤›, altyap› hizmetinin götürülmedi¤i diyarlar›n bafl›nda da
Grevdeki kad›nlar
direniflflllerinin
448. gününde kazand›
“...Biz bafl›ndan beri stratejiyi sendikan›n kabul edilmesi üzerine kurmufltuk. ‹flveren, sendikay› kabul etti. Bu bizim için çok
önemli. Bunu grevin baflar›s› olarak nitelendiriyoruz.”
Petrol-‹fl Genel Baflkan› Mustafa
Öztaflk›n, 18 Aral›k günü 81 kad›n iflçinin greve ç›kmas›ndan 448 gün sonra
Novamed’le sendika aras›nda üç y›ll›k
toplu ifl sözleflmesinin imzaland›¤›n› resmen aç›klad›.
Toplu ‹fl Sözleflmesiyle grevden önce ayl›k ortalama 350 Avro olan ücretler yüzde 9.20 art›r›larak ortalama 383
Avroya ç›kar›ld›.
1 Ocak 2008’den itibaren ücretler
y›ll›k olarak Avro üzerinden yüzde 5
oran›nda art›r›lacak. Art›fl oranlar› 2009
ve 2010’da da yüzde 4 olacak; emekçilere y›ll›k 300 Avro da sosyal paket ödemesi yap›lacak. Anlaflman›n en önemli
yan› ise serbest bölgeye bu direniflle
sendikal örgütlenmenin girmesi oldu.
Neden greve
ç›km›fllard›?
‹flçiler 26 Eylül 2006’da greve gitmiflti. Türkiye’nin dört bir yan›nda kad›nlar örgütlenerek Novamed ‹flçileriyle Dayan›flma Platformu’nu kurmufl ve iflçilere destek olmufltu. Grevdeki kad›nlar›n talepleriyse flöyleydi:
* Sendikal örgütlülüklerinin tan›nmas›, ifl güvencelerinin garanti alt›na
al›nmas›.
* “‹nsanca” koflullarda çal›flabilmek.
* Daha yüksek bir ücretle çal›flmak.
* Akort çal›flman›n ortaya ç›kard›¤›
karper tünel sendromu gibi hastal›klarla
mücadele edebilmek, zehirli solüsyonlar
solumadan sa¤l›kl› koflullarda çal›flmak.
* Çal›fl›rken tuvalete gitmek gibi ihtiyaçlar›n› bask› alt›na almamak.
* fiefleri ya da yöneticileri taraf›ndan
afla¤›lanmamak.
nas›l hastal›klar› çözmüyorsa; TC’nin yapt›¤› “hukuki düzenleme”ler de töre cinayetlerini engelleyemez. Nitekim töre cinayetleri azalmam›fl, baz› bölgelerde yer yer flekil de¤ifltirmesine sebep olmufltur. Töreye uymazl›¤› gerekçesi ile öldürülen kad›nlar›n aç›k aç›k öldürülmesi yerine bu kad›nlar› intihara zorlama ya da
öldürülüp intihar süsü verilme fleklinde cinayetler
art›fl göstermeye bafllam›flt›r. KA-MER (Kad›n
Merkezi)’in haz›rlad›¤› “Namus ad›na ifllenen
cinayetler 2006 Raporu”na göre de, kad›nlar›n % 14’ünün ölüm karar›n› kendisinin uygulamas› için zorland›¤› ifade edilmektedir.
Berdel
Üretim iliflkisinde kad›n
T. Kürdistan› feodalizmdeki çözülmenin Bat›’ya k›yasla daha az oldu¤u için burada kad›n aç›s›ndan yaflanan sorunlar daha bir artmaktad›r.
Kad›n insan yerine konulmamakta baban›n, kardeflin a¤an›n, afliretin mal›, kölesi olarak görülmektedir. Bu anlay›fl öyle içselleflmifltir ki bir kad›na kaç kardefl olduklar› ya da bir anne-babaya
kaç çocuklar› oldu¤u soruldu¤unda, sadece erkekleri söylemektedirler. Ailenin, toplumun olanaklar›ndan, maddi varl›klar›ndan sadece erkek
çocuklar yararland›r›lmaktad›r.
Bu durum e¤itim-ö¤retim alanlar›nda da yans›mas›n› buluyor. Genel olarak ülkede okuma
yazma bilmeyen kad›nlar›n say›s› az›msanmayacak
kadar fazlad›r. T. Kürdistan›’nda ise okuma yazma
bilmeyen kad›nlar›n say›s› ikiye-üçe katlan›yor.
Bu durumun en önemli nedeni; k›z çocu¤unun evlat yerine konulmay›fl›, insan olarak de¤er
verilmeyifli, evlenip d›flar› gidecek kifli olarak görülmesi, ev ve tarla ifllerine küçük yafltan itibaren
kat›lmalar›ndan kaynakl› onlar›n iflgücüne duyduklar› gereksinim vs.den dolay› aileler taraf›ndan
okula gönderilmemesidir.
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Kad›nlara yönelik aile içi taciz, tecavüz ve ensest iliflkiler çok yo¤un
bir flekilde yaflan›yor olmas›na ra¤men çok az› aç›klanmakta. Toplumun
kapal› yap›s› hem böylesi sapk›n suç ve e¤ilimlere itiyorken hem de aç›klanmas›n› da engellemektedir.
mekten, baflta kans›zl›k (anemi) problemi olmak
üzere bir dizi sa¤l›k sorunlar› yaflamaktalar.
Kad›nlar yukar›da sayd›¤›m›z ifllerin haricinde
yer yer pamukta, tütünde, f›nd›kta da erkeklerle
birlikte mevsimlik iflçilik de yapmakta. Buralarda
da erkeklerle birlikte ayn› ifli yapt›¤› halde daha az
ücretlerle çal›flt›r›lmakta.
Töre…
Törenin sözlük anlam› “bir toplumdaki ahlaki davran›fl biçimleri, adap”t›r. Yaz›l› olmayan ama toplumun uymak zorunda oldu¤u kurallar bütünüdür. Toplumun ahlak kurallar›n› da, siyasi ekonomik iliflkiler belirler, flekillendirir. Burjuva-feodal sistem varl›¤›n› koruyup, güçlendirmek için ahlak kurallar›n› da kendi belirler. Bu ahlak kurallar› erkek egemen anlay›fl üzerinden flekillenir. Kad›n için geçerli olan ahlak kurallar› erkek için geçerli de¤ildir. Bu kurallarla kad›n cinsi
s› korunmak istenen sistemin bozulmas› anlam›na
gelir. Bu durumda “namus”a söz gelmifl, kirlenmifltir. Bunu temizlemenin yolu söz gelmesine
neden olan kad›n›n aile meclis karar›yla ortadan
kald›r›lmas›, öldürülmesidir.
Bu gerici feodal de¤eri yaratan ve yaflam›n
her alan›na yayan, besleyen sistemdir. Bütün kurumlar›yla, ideolojik ve kültürel ayg›tlar›yla beslemektedir. Buna en somut örnek TC mahkemelerinin verdi¤i kararlarla töre cinayetlerini meflrulaflt›ran tutumlar›d›r.
Son y›llarda yaflanan töre cinayetleri devrimci ve ilerici çevrelerin çal›flmalar›n›n da etkisiyle
daha fazla teflhir olmufl, toplumun belli kesimlerinden tepkiler yükselmifltir. Faflist sistemse bir
yandan bu gerici de¤erleri beslerken artan tepkilerden dolay› sözde “hukuki düzenleme”ler
yap›p, töre cinayetlerinde ceza art›r›m›na gitmifltir. Batakl›¤› kurutmak yerine 3–5 sinek avlamak
Ülkemizde, özellikle de T. Kürdistan›’nda
karfl›m›za ç›kan gerici feodal geleneklerden biri
de berdeldir. Berdel ya bafll›k paras› yüzünden
ya da farkl› nedenlerle iki aile aras›nda k›z ve erkek çocuklar›n›n çapraz evlilik yapt›r›lmalar›d›r.
Burada al›nan k›stas kad›n›n ihtiyaçlar›, istekleri
de¤il, yine erke¤in ihtiyaçlar› ya da istekleridir.
Paran›n olmad›¤› ya da parayla karfl›lanmayan
“borcun” bedeli, ödenen diyeti kad›n olmaktad›r.
Bir anlamda kad›n para yerine kullan›lmaktad›r.
Asl›nda bu karfl›l›kl› iki aileden iki kad›n›n de¤ifliminin özü feodalizmdeki mal›-malla de¤ifltirme,
takas etme anlay›fl›d›r.
Mal›-malla de¤ifltirme anlay›fl›n›n “geliflmifl”
hali de bafll›k paras›d›r. Burada da kad›n ticari bir
mal, meta olarak görüldü¤ü için al›n›p sat›lmaktad›r. GAP Kad›n Araflt›rmas›–1994 Raporu’na göre bölgede bafll›k paras›, kentlerdeki evliliklerde
% 47, k›rsal kesimlerdeki evliliklerde de % 70 düzeyinde geçerlili¤ini sürdürmekte.
Kad›na yönelik fliddet
ve tecavüz
Toplumda yaflanan fliddet olgusunu da en yo¤un kad›nlar yaflamakta. Kad›nlar hem devlet kaynakl› fliddete, hem toplumsal fliddete, hem de aile içi fliddete en fazla maruz kalanlard›r. Fiziki ve
psikolojik fliddet aile içinde, afliret içinde ya da
devletin kurumlar›nda, nerede uygulan›rsa uygulans›n temel mant›k ayn›d›r. Egemen olan›n egemenli¤ini devam ettirebilmesi için fliddet yoluyla
karfl›s›nda, ezilen konumundakinin itaat etmesini
sa¤lamakt›r amaç.
Kad›n›n da itaat etmesi kendine biçilen rolü
kabul etmesi için baflta fiziksel fliddet (dayak, iflkence, yaralama, öldürme vs.) olmak üzere daha
da yo¤un olarak psikolojik fliddet uygulanmakta-
AT‹K Kad›nlar Komisyonu,
Ola¤an 7. Kurultay›n› baflflaar› ile gerçekleflflttirdi
Emperyalizmin; dünyan›n her
yerinde ezilen halklar üzerinde topyekün sald›r› furyas›n› gerçeklefltirdi¤i, genel olarak kad›nlar üzerindeki teslim alma, kendine yabanc›laflt›rma ve kölelefltirme politikalar›n›n, özel olarak da emekçi kad›nlar
üzerindeki sömürünün, yoksullu¤un ayyuka ç›kt›¤› bir süreçte, AT‹K Kad›nlar Komisyonu 7. Kurultay›’n› 8-9
Aral›k 2007 tarihinde,
Frankfurt’ta baflar› ile gerçeklefltirdi.
8 Aral›k Cumartesi sabah›
delege tespitinden sonra resmen bafllat›lan Kurultay, sayg›
duruflu ve aç›l›fl konuflmas›ndan sonra, iki gün boyunca
Kurultay’› sa¤l›kl› bir flekilde
yönetecek olan divan seçimini
gerçeklefltirdi.
Divan’›n daha önceden belirlenen gündemi delegelerin oylamas›na sunup onay almas›ndan sonra,
Kurultay›m›z›n siyasi perspektif tasla¤› olan “Siyaset, örgütlenme
ve çal›flma yaflam›nda kad›n
soru(su)nu” okunurken ayn› zamanda görsel sunumu da gerçeklefltirildi ve daha önceden bölgelere
gönderilmifl olan siyasi taslak tart›flmaya aç›ld›.
Cumartesi ö¤leden sonraya kadar süren perspektif tasla¤›na yönelik tart›flmalar esnas›nda, kolektif
akl›n egemenli¤i belirleyici olmufltur. Kongrenin siyasal tart›flma bölümünde öncelikle delege kad›n arkadafllar, bölgelerinde gerçeklefltirilen tart›flmalar›n sonuçlar›n› aktard›lar, daha sonra da kendi düflünceleri do¤rultusunda tasla¤› de¤erlendirdiler. Taslak, delegeler ve
kat›l›mc›lar taraf›ndan genel olarak
olumlu bulunurken, baz› eksikler
noktas›nda getirilen önerilerden
sonra, eksiklerin de tamamlanmas›
ile taslak, delegelerin oybirli¤i ile
onayland›.
Kurultay›m›za delegasyon olarak kat›lan MLPD’den iki kad›n arkadafl›n kad›nlar›n s›n›fsal sömürü-
sünün yan›s›ra cinsel bask›ya maruz
kal›fllar›n›, ama ayn› zamanda kad›nlar›n enternasyonal alanda s›n›f mücadelesinde oynad›klar› rolün ve
sa¤lad›klar› baflar›lar›n önemi üzerine yapt›klar› konuflma büyük be¤eni kazand›.
Ayr›ca, “kad›na yönelik fliddet” üzerine Berlin’de çal›flmalar
yürüten bir kurum olan Stybor’dan iki kad›n arkadafl da göçmen
emekçi kad›nlar›n sorunlar› üzerine
k›sa birer sunum gerçeklefltirdiler.
Ard›ndan Hacettepe Üniversitesi Antropoloji bölümü ö¤retim
üyesi ve 1975’ten beri kad›n çal›flmalar›nda yer alan Sibel Özbudun kürsüde yerini alarak, “Ataerkillik ve kad›n” konulu sunumunu bizlerle paylaflt›.
Bir sonraki ama en önemli gündemimiz olan “Göçmen emekçi
kad›nlar›n örgütlenme perspektifi ve faaliyet raporu”nun
sunumuna geçildi.
9 y›l boyunca kurultaylar›m›z›
gerçeklefltirememifl olmam›z nedeniyle, en az 10 y›ld›r örgütlenme
perspektifimizi tart›flamam›flt›k. Bu
nedenle de alanlarda ciddi sorunlar
yaflanmaktayd›. Daha 1991’de gerçeklefltirdi¤imiz 1. Kurultay›m›z’da ald›¤›m›z, “özerklik” karar›n›n, gerek kurumlar›m›z aç›s›ndan gerekse de kad›n faaliyetçilerimiz
aç›s›ndan yeterince kavranamamas› ve kavrat›lamamas› nedeniyle birçok alanda etki-yetki kargaflas› yaflanmakta idi. Bu durum da
elbette kad›n çal›flmam›z›n
yara almas›na sebep olmaktayd›. Bu nedenle bu
y›l gerçeklefltirdi¤imiz Kurultay›m›zda çok büyük
bir önem tafl›maktayd› bu gündem maddesi.
Pazar günü ö¤leye kadar süren
tart›flmalarda, perspektif yaz›s›n›n
olumlu ve olumsuz yanlar›na iliflkin
getirilen öneri ve elefltirilerden
sonra tasla¤›n, delegelerin ezici ço¤unlu¤u taraf›ndan onaylanmas›yla
göçmen emekçi kad›nlar›n örgütlenme perspektifi, “özerk, özgün
ve özgürlükçü” olmas› gerekti¤i
fleklinde bir kez daha netlik kazand›.
Mali raporun sunumu ve oybirli¤i ile onaylanmas›ndan sonra, Komisyonumuzun logosunun belirlenmesi gündemine geçildi. Komisyonumuzun 17 y›ll›k bir geçmifli olmas›na ra¤men, bizi tan›mlayacak bir
logomuzun olmamas› bir eksiklikti.
Bu nedenle geçen y›lki 6. Kurultay›m›zda, 7. Kurultaya kadar altlarda
bir çal›flman›n yürütülmesi ve 7.
Kurultayda logonun netlefltirilmesi
karar› al›nm›flt›. Nedir ki; Kurultaya
geldi¤imizde elimizdeki çal›flmalar
yeterli görülmedi¤inden bu sürenin
bir y›l daha uzat›lmas›na karar verildi.
Yeni yönetim organ›n›n seçimi,
dilek ve temennilerin sunumundan
sonra 7. Kurultay›m›z, çoflkuyla at›lan “Birlik mücadele zafer”,
“Yaflas›n AT‹K, YDG, Yeni Kad›n!” sloganlar› eflli¤inde sona erdi.
(AT‹K 7. Dönem
Kad›nlar Komisyonu )
Karelerde Novamed direniflflii...
Kad›n iflçilerin onurlu direnifli, foto¤raflarla Karfl› Sanat Galerisi’ne misafir oldu. ‹flçi kad›nlar›n uzun mücadelesinin çeflitli anlar›ndan
kareler yans›tan sergi, direnifle destek veren kurumlar arac›l›¤›yla düzenlendi. Sergide yay›nlanan foto¤raflar Nilgün Yurdalan, Ayfle Baziki, Melek Özmen ve Ebru A¤ao¤lu’na ait.
Sergide yer alan bir di¤er ifl de Novamed direnifli filmi. Bu film ise
Filmmor Kad›n Kooperatifi’den Güliz Sa¤lam ve Feryal Sayg›l›gil’in çal›flmalar›.
40 foto¤raftan oluflan serginin haz›rlay›c›lar›ndan Nilgün Yurdalan,
Novamed grevinin Türkiye’deki kad›n hareketi tarihi için tafl›d›¤› öneme
de¤inerek, “bu sergi ayn› zamanda grevle dayan›flman›n da tarihini anlat›yor” diyor.
(‹stanbul)
d›r. Tehdit, küfür, hakaret, hor görme, yok sayma, afla¤›lama ve buna benzer onlarca flekilde
yans›makta, yaflanmakta.
Toplumda çok yayg›n olan ve T. Kürdistan›’nda da yo¤un olarak yaflanan aile içi fliddet çok
çeflitli flekillerde yaflanmakta. Kad›nlara yönelik
aile içi taciz, tecavüz ve ensest iliflkiler çok yo¤un
bir flekilde yaflan›yor olmas›na ra¤men çok az›
aç›klanmakta. Toplumun kapal› yap›s› hem böylesi sapk›n suç ve e¤ilimlere itiyorken hem de aç›klanmas›n› da engellemektedir. Esas olarak da
ma¤dur olan, tacize tecavüze u¤rayan kad›n olmas›na ra¤men, suçlanan, sorumlu tutulan, öldürülen de kad›n oldu¤u için gizlenmekte, aç›klanmamaktad›r.
Kad›n kul de¤il!
Kad›nlarda da bu ezilmiflli¤i, hor görülmüfllü¤ü, sessiz bir kabullenifl söz konusudur. Kad›nlar›n yaflad›klar› bu bask›lar karfl›s›nda sessiz kalmalar›n›n nedeni, yüzy›llar boyunca toplumsal yaflamdan uzak tutulmalar›, edilgenlefltirilmeleri ve
toplumsal olarak kendilerine yüklenen rollerin
kabul ettirilmifl, içsellefltirilmifl olmas›d›r. Kul
efendisine nas›l ki boyun e¤er, itaat eder köle
olursa; bu kültürle flekillenen kad›n da kendi “sahibi”ne, “efendisi”ne köle olur/oldurtulur. Bu durum nesilden nesile, anadan k›za çeyiz miras olarak kal›r/kabullendirilir. Erkek egemen zihniyetin
parças› besleyeni haline gelir.
Unutulmamas› gereken di¤er bir yönü de kad›nlar›n bunca ezilmiflli¤ine, hor görülmüfllü¤üne
ra¤men daha direngen bir yönleri de vard›r. Ezilenlerin ezileni olan emekçi kad›nlar da yakalad›klar› küçücük umutlara bile daha s›k› sar›l›yorlar.
Cinsel, ulusal, s›n›fsal bask›y› en yo¤un yaflayan
Kürt kad›nlar› da gördükleri ›fl›¤a daha çok sar›lmaktad›r. Bugün binlerce Kürt kad›n›n›n ulusal
hareket saflar›nda ya da Türkiye Devrimci Hareketi içinde yanan ›fl›¤›, atefli harlad›klar›na da tan›kl›k etmekteyiz.
Kurtulufl kad›nlar›n
gerçekleri görmesinde
Biz kad›nlar gücümüzün fark›na varal›m. Bizler ne “eksik etek”iz, ne “ikinci cins”iz. Bizi
hor gören, afla¤›layan, dilimizi yasaklayan, kültürümüzü yaflatt›rmayan, yerimizden yurdumuzdan
eden, tacizleri, tecavüzleri, ölümleri reva gören
zihniyet ve sistemlere karfl› dural›m. Bizi kad›nerkek eflit olarak görmeyen, erke¤i üstün tutan
anlay›fllara, sistemin gerici toplumsal rollerine boyun e¤meyelim. Bizi prangalayan gelenekleri, töreleri, dini parçalay›p onlar›n kendi çöplüklerine
f›rlatal›m.
Fuhuflflaa zorlanan kad›n
yasalar› zorluyor!
Kad›na yönelik ayr›mc›l›k hala yasal düzenlemelerle korunuyor. Devletin denetimdeki fuhufl
evlerinde kad›nlar zorla al›konulup sat›l›rken,
devlet ancak kendi denetimi d›fl›na ç›kan fuhufl
pazarlar›na müdahalede bulunuyor. Elbette ki kad›nlar›n yaflamlar›n›n karart›larak tecavüze u¤ramas› ve sat›lmas› da devletin korudu¤u bir durumu oluflturuyor. Öyle ki son olayda tekrar yafland›¤› gibi bir hayat kad›n›na tecavüz etmek cezas›z kal›yor.
Bir süre önce “Kedi Operasyonu” ad› alt›nda, kad›nlara fuhufl yapt›ran bir çeteye operasyon gerçeklefltirilmiflti. ‹ddianamede, 23 yafl›ndaki ‹rina Ryabchenko’nun ‹stanbul’da fuhufl çetesinin eline düfltü¤ü, Ejder Topak’a sat›ld›¤›, Topak ile 2 kifli taraf›ndan dövülüp 4 gün boyunca
tecavüze u¤rad›¤› belirtilmiflti. Fuhufl çetesinin liderleri Ejder Toprak ve Mehmet Do¤an Rusya
uyruklu ‹rina Ryabchenko’a tecavüzden beraat
etti. Beraat nedeni olarak mahkeme kararda
“Yabanc› uyruklu kad›nlar›n Türkiye’ye ne
amaçla geldikleri bilinen bir gerçektir” ifadesini kullanarak kad›nlar›n toplumdaki yerine ve
fuhufl sorununa bak›fl aç›s›n› ortaya koydu.
Kad›na yönelik devlet taraf›ndan yap›lan bu
uygulamalar, kâr h›rs›yla hareket eden düzenin
birer ürünü. ‹nsan olgusunu ortadan kald›rarak
kad›nlar› da kendi iradesi söz konusu olmayan,
sat›labilen ve kullan›labilen birer meta olarak kabul ediyor sistem. Elbette bu sadece TC devletinin de¤il emperyalist düzenin bak›fl aç›s›d›r. Daha
önce de Amerika’da yaflanan bir olayda kad›n
yarg›ç, silah zoruyla 5 arkadafl›yla birlikte hayat
kad›n›na tecavüz etmekten tutuklanan genci serbest b›rakm›flt›. Bu olay›n en ac› verici noktas›
suçlular›n serbest kalmas› de¤il suçun nitelenmesiydi. Hakim “seks hizmetini silah zoruyla
çalmaya teflebbüs”, yani h›rs›zl›ktan yarg›lamaya karar verdi. Hayat kad›n›na 6 kiflinin silah zoruyla yapt›¤› insanl›k d›fl› suç tecavüz de¤il “kâr”
kayb› olarak nitelendirildi. Övülerek göklere ç›kar›lan burjuva demokrasisinin acizli¤i gözler
önüne serilirken kad›n›n kurtuluflunu sa¤layacak
esas savafl›n s›n›f savafl› oldu¤u da ortaya ç›kan
sonuçlar içinde yer al›yor.
İşçi-köylü 13
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Yunanistan
emekçileri :
“Sosyal Güvenlik
Yasas›”na hay›r...
Geçirilmeye çal›fl›lan “Sosyal
Güvenlik” Yasas›’na karfl› ülkenin
dört bir taraf›nda yüzbinlerce kitle sokaklara döküldü. GSEE ve
ADED‹ konfederasyonlar›n›n
24 saatlik grevine sa¤lanan
yüksek kat›l›m sonucu, ülkede hayat durma noktas›na
geldi. Greve kat›l›m›n yüksek oldu¤u mitingler son y›llar›n en kitlesel mitingleri oldu. Atina’da, iflçilerin, memurlar›n, ö¤rencilerin,
iflsizlerin kat›ld›¤› eylem ve yürüyüfllere tahminlere göre 150.000
emekçi kat›ld›. Pedio Arios
Meydan›’nda saat 11.00’de bafllayan mitingde, konfederasyon
baflkanlar›n›n ve sendika yöneticilerinin yapt›klar› konuflmalardan
sonra yürüyüfle geçildi. Yürüyüfl
boyunca, “Bu yasa geçmeyecek”, “ Herkese ifl-tedavi hakk›”,
“Yasalar iflçilerin hakk›d›r”,
“Sosyal güvenlikten elinizi çekin”,
“Diyaloga hay›r”, “PASOK-ND
ayn› sömürü, ayn› terör”, “Kahrolsun sendika a¤alar›”, “‹flçigençlik el ele zafere” sloganlar›
canl› bir flekilde at›ld›. Sindagma
Meydan›’na ulafl›ld›¤›nda k›sa çat›flmalar›n yafland›¤› eylem genel
anlamda sorunsuz geçti. Eylemler
s›ras›nda polisin ortal›kta fazla
görünmemesi ise dikkat çeken bir
nokta oldu. Eylemlerin trafik kameralar›nca izlenmesine karfl›, eylem öncesi getirilen vinç ile kameralar›n üzerleri örtülerek yasad›fl›
uygulama protesto edildi. Taksiki Poria-S›n›f Yürüyüflü pankartlar› alt›nda eyleme kitlesel kat›l›m sa¤layan yoldafllar sloganlar›
ve canl›l›klar› ile dikkat çekti.
(Yunanistan’dan
bir ‹K okuru)
Hindistan’da, HKP(M) önderli¤inde yükselen Halk Savafl›’n›n Hindistan egemenleri üzerinde yaratt›¤›
panik havas› sürerken, geçti¤imiz günlerde Maoist tutsaklar›n gerçeklefltirdi¤i baflar›l› firar eylemleri ile birlikte, bu
panik havas› daha da artt›.
Chattisgarh eyaletinde bulunan
Dantewada
Hapishanesi’nden
105’i Naxalit (Maoist) olmak üzere
toplam 299 mahkum silahl› bir firar ile
kaçt›. Ancak kaçan Maoistlerin say›s›n›n verilenin çok üzerinde olabilece¤i
söylenmekte.
16 Aral›k 2007 gerçekleflen firar
s›ras›nda üçü gardiyan toplam 5 güvenlik görevlisi de yaraland›. Çok önceden
tasarlanm›fl oldu¤u belli olan isyan, güvenlik a盤›n›n olufltu¤u bir s›rada, tek
kiflilik hücrede tutulan Maoist komutan
Sujit Kamer’in bir gardiyan› etkisiz
hale getirmesi ve silah›n› ele geçirerek
atefl etmesi ile bafllad›.
Hapishane kaynaklar›n›n verdi¤i
bilgilere göre, mahkumlar›n açt›¤› atefl
s›ras›nda üç gardiyan da yaraland›. Ancak eyalet yönetimi taraf›ndan daha
sonra yap›lan aç›klamada, yaralanan
gardiyan say›s›n›n üç de¤il, befl oldu¤u
söylendi.
377 mahkumun kald›¤› Dantewada
Hapishanesi Maoistlerin denetimi alt›nda olan bir bölgede yer almakta ve eyalet baflkentine uzakl›¤› ise 375 km. Hindistan egemen güçleri HKP(M)’nin üst
düzey kadrolar›n›n bu bölgede bulundu¤unu iddia etmekteler. Eyalet yönetiminin aç›klamas›na göre, firar eden
tutsaklar, giderken yanlar›na bir INSAS
silah›, üç tabanca, üç piyade tüfe¤i ve
gardiyanlara ait telsiz setini alm›fllar.
Ekim Devrimi’nin üzerinden 90 y›l
geçmesine ra¤men, insanl›¤›n bugün
karfl› karfl›ya oldu¤u, bask›, sömürü ve
hak gasplar› gözönüne al›nd›¤›nda görülecektir ki, insanl›¤›n Ekim Devrimlerine duydu¤u ihtiyaç her zamankinden
daha da artm›fl durumda. Bugünün
Bizler, 8-9 Aral›k tarihinde Atina’da
yap›lan uluslararas› etkinli¤e kat›lanlar
olarak, Alman polisinin, Türkiyeli devrimciler üzerinde estirdi¤i terörü k›n›yor
ve devrimciler aleyhinde aç›lan davan›n
düflürülmesini talep ediyoruz.
-Yaflas›n Enternasyonal dayan›flma!
9 Aral›k 07, Atina
‹mzalar:
-YKP (M-L), Yunanistan Komünist
Partisi (Marksist-Leninist)
-ANNISU (R), Nepal Ulusal Ba¤›ms›z Ö¤renci Birli¤i-Devrimci
-NKP (M), Nepal Komünist Partisi
(Maoist)
-Cebraspo-Brezilya
-ILPS Filipinler Seksiyonu
-MLPU, Ukrayna Marksist Leninist
Parti
Evrensel Bak›fl
Geliflmeler zafere gebe
Dünyan›n ezilenleri, yeni bir y›l› daha ayakta karfl›lad›lar. Emperyalist metropollerde yükselen direnifller, iflgal edilen bölge halklar›n›n engellenemez direnifliyle nefes al›p vermeyi bir y›l boyunca sürdürdüler. ‹flgallerin emperyalist efendileri, halklara yine diz
çöktürmeyi baflaramad›lar. Onlar
mazlum halklar› kuflatmaya çal›flt›kça, giderek daralan bir kuflatmaya hapsoldular. Aralar›ndaki çeliflkileri, halklara karfl› sald›r›larda ortaklaflmak üzere bir kenara b›rak›p, y›l boyu say›s›z zirveler
gerçeklefltirdiler. Bir dizi yeni sald›r› kararlar›n›n alt›na imzalar att›lar ve hemen
akabinde hayata geçirmek için kollar› s›vad›lar.
Ancak emperyalist zorbalar›n, ezilenlerin öfkesinden duyduklar› korku,
yapt›klar› zirvelerde ald›klar› ola¤anüstü
güvenlik önlemlerinde, saklanamaz bi-
t›¤› firardan sonra gerçeklefltirdikleri
en büyük firar. Maoistler, geçti¤imiz
Mart ay›nda da Orissa’da 40 mahkumun kaçt›¤› bir firar organize etmifllerdi. Firar eden tutsaklara yönelik operasyonlar ise baflar›s›z olmufltu.
Yetkililer, asl›nda Maoistleri, Jagdalpur, Bijapur ve Dantewada gibi
hapishanelere çok da¤›n›k bir planla ile
yerlefltirdiklerini, çünkü tutuklanan
Maoist say›s›n›n çok oldu¤unu, bunun
da kontrolü zorlaflt›rd›¤›n› söylemekteler.
Maoist tutsaklar›n
isyan› sürüyor
Çok say›da Maoist tutsa¤›n firar etmesiyle birlikte bölgede panik havas›na
kap›lan güvenlik güçleri, ormanl›k alanda operasyon bafllatt›lar. Ancak havan›n kararmas› ile birlikte bölgeye girmeye çekinen polis güçleri, operasyonda baflar›l› olamad›lar.
AB, Firar “çok iyi
haz›rlanm›fl”
Operasyona iliflkin aç›klama yapan
eyalet baflkan› da operasyonla ilgili baflar›s›zl›¤›, güvenlik güçlerinin gece karanl›¤›nda ormanda kaçanlar› ararken
büyük zorluklarla karfl›laflt›klar› ve kap-
saml› kovuflturma için havan›n aç›lmas›n› bekleyecekleri yönlü aç›klamas›yla
do¤rulam›fl bulunmakta. Firarileri bulma yönlü baflar›s›zl›klar›n› gizlemek için
yap›lan bir baflka aç›klamada ise, Maoistlerin, Dantewada bölgesini de kapsayacak flekilde Bastar’›n tamam›na
may›n döfledikleri, akflam saatlerinde
operasyon düzenlemenin tam anlam›yla Maoistlerin tuza¤›na düflmek anlam›na gelece¤i söylenmesidir.
Bu firar, Maoistlerin 2005 Kas›m’›nda gerçeklefltirdikleri ve 1000
gerillan›n tutuklu bulundu¤u Bihar
Hapishanesi’nden 400 Maoist’in kaç-
Nitekim, Dantewada Hapishanesi’ndeki büyük firar›n yank›lar› sürerken, Maoist tutsaklar, kald›klar› Patna
Beur Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde de isyan gerçeklefltirdiler. Yüzlerce
Maoist tutsak, hapishane koflullar›n›
protesto etmek amac›yla, yüksek güvenlikli hapishanenin iç güvenli¤ini büyük oranda ele geçirmifl bulunmaktalar. Bu durum bir hapishane yetkilisi taraf›ndan da flu sözlerle do¤ruland›:
“Maoistler, hapishanenin genifl
bir k›sm›n›n güvenli¤ini tamamen
ele geçirdi.”
Maoist tutsaklar, kapat›ld›klar› hücrelerin demir kap›lar›n› k›rarak, biri
Maoistlerin üst düzey kadrolar›ndan
Ajay Kanu olmak üzere, iki komutan›n firar etmesini sa¤lad›lar.
Beur yüksek güenlikli hapishanedeki isyan›n, burada tutulan ve geçti¤imiz
günlerde intihar etti¤i söylenen
HKP(M) üyelerinden Nagina Manjhi’nin ölümünün ard›ndan ç›kt›¤› söylenmekte.
Ekim Devrimi’nin 90. y›l›nda Atina buluflflm
mas›
Kovuflfltturmalara hay›r!
Türkiyeli devrimcilerle dayan›flflm
maya!
Almanya’da yaflayan Türkiyeli devrimciler, demokratlar ve göçmenler, Alman emperyalist devletinin ve onun bask› güçlerinin terörist sald›r›s›n›n hedefi
oldular. 5 Aral›k 2007 günü, farkl› flehirlerde, evlerinden ve göçmen derneklerinden gözalt›na al›n›p karakollara götürülen devrimciler, TKP/ML üyesi ya da
taraftar› olmak suçlamas› ile mahkemeye
ç›kar›lacaklar.
Bu sald›r›, emperyalizmin, iflçi
s›n›f›n› ve halklar› terörize etmek,
onlar›n mücadelelerini engellemek
için uygulad›¤› genel sald›r›lar›n bir
parças›d›r. Emekçilerin, halklar›n ve
Türkiyeli devrimcilerin mücadelesi, halklar› katleden sald›rganl›klara ve kapitalist-emperyalist barbarl›¤a karfl›d›r ve de
meflrudur.
Maoist tutsaklar firar etti
Dünya
çimde d›fla vurdu. Zirve bölgelerine
örülen metrelerce yüksekli¤inde ve kilometrelerce uzunlu¤undaki duvarlar
bile, korkular›na çare olamad›. Korkular› zirve sonras› çektirdikleri “aile foto¤raflar›”na olanca ç›plakl›¤› ile yans›d›.
Ya¤ma ve talanlar›n›n merkezinde
bulunan Ortado¤u’ya dönük, özde burada girdikleri ç›kmaz› aflma umuduyla,
birbiri ard›na yeni stratejiler devreye
soktular. Her yeni strateji, Ortado¤u
halklar›na dönük katliamlar›n dozunu
art›rsa da, gerçeklefltirdikleri her katliam›n, att›klar› her bomban›n, kendilerine daha güçlü direnifl olarak geri dönmesini engelleyemediler. Ezilen, katledilen, iflgallere u¤rayan halklar, küllerinden yeniden do¤arak aya¤a dikilmeyi
sürdürdüler ve sürdürmekteler.
‹flgallerin ve iflgallere harcanan mil-
Ekim Devrimlerini yaratman›n bir yolu
da, dünün deneyimlerine, derslerine ve
yanl›fllar›na yeniden göz atmaktan geçmektedir. Tabii Ekim Devrimi’ni salt
tarihi bir olay olarak de¤il, yeni devrimler yaratacak bir deneyim perspektifiyle ele almak durumunday›z.
Bu do¤rultuda, Atina’da
Ekim Devrimi’nin 90. y›l› dolay›s›yla, YKP(M-L) taraf›ndan,
uluslararas› bir buluflma gerçeklefltirildi. Etkinli¤e Nepal,
Brezilya, ‹talya, Filipinler
ve Ukrayna’dan parti ve örgüt temsilcileri kat›ld›. Etkinlik,
8-9 Aral›k 2007 tarihlerinde,
Pandiyo Üniversitesi’nde
gerçeklefltirildi. ‹lk günkü sunumlar›n konusu, devrim, sosyalist infla ve geriye dönüfller oldu. Sunumlarda, devrimin gerçeklefltirildi¤i
koflullara, içte ve d›flta gerçeklefltirilen
karfl› devrimci müdahalelere ve bunlara karfl› devrimin savunulmas› için verilen mücadelelerin zorluklar›na de¤inildi. Sosyalizmin inflas› bölümünde ise,
tarihte ve ilk defa bir ülkede sosyalizmin inflas›n›n önemine vurgu yap›ld›.
Geriye dönüfller noktas›nda ise, 20.
Kongre ve Stalin sonras› bafllayan kapitalizme dönüfl süreci, SSCB’nin sosyal
emperyalist bir karaktere bürünmesi
ve revizyonizmin komünist hareketler
üzerindeki etkisine de¤inilerek, revizyonizme karfl› mücadelenin önemine
vurgu yap›ld›.
‹kinci gün ise, günümüzde devrimci sü-
yarlar›n faturas› ödetilmeye çal›fl›lan
emperyalist ülkelerin iflçi s›n›f› ise, bu
ekonomik-siyasal faturay› ödememekte
kararl› olduklar›n›, hayat› felç eden genel grev ve daha bir dizi direnifllerle
gösteriyor.
Öyle görünüyor ki, 21. y.y.’›n fliddetli çat›flmalara gebe oldu¤u tespitine
uygun olan bu geliflmelerin dozu, önümüzdeki y›l ve onu takip eden y›llarda,
daha da artacak, ezenler ve ezilenler
aras›ndaki çat›flmalar önümüzdeki süreçte daha da fliddetlenecek.
Çat›flmalar›n gelece¤i düzeyden duyulan korkudand›r ki, emperyalist ülkelerde “Terörle Mücadele” konsepti,
neredeyse tüm temel hak ve özgürlükleri ortadan kald›rmay› hedeflercesine,
bu süreçte daha büyük bir h›zla iflletilmeye çal›fl›lmakta. Toplumsal muhalefeti, özde ise sistem karfl›t› halk hareketlerini, iflçi s›n›f›n›n hak arama mücadelesini bo¤may› hedefleyen bu çabalar kapsam›nda, emperyalist ülkelerdeki göçmen iflçilerin, mültecilerin buralarda yaflama hakk› giderek ortadan kald›r›lmaya
çal›fl›lmakta. ‹stihbarat birimlerinin ortaklafla gerçeklefltirdi¤i operasyonlarla,
devrimci komünist hareketler baflta olmak üzere, halk hareketlerinin önü kesilmeye, verilen destek ortadan kald›r›lmaya çal›fl›lmakta.
Bu yönelim, geçti¤imiz haftalarda
TKP/ML’ye destek verildi¤i vb. iddialarla, Almanya’n›n birçok kentinde efl
zamanl› olarak yap›lan ev ve kurum bask›nlar›nda daha da net bir biçimde gözler önüne serilmifltir. Emperyalistler,
göçmenleri kendi halklar› nezdinde potansiyel “terörist” ilan etmeye, sosyal
y›k›ma ba¤l› yoksullaflman›n, iflsizli¤in faturas›n› buradaki “yabanc›” kökenlilere ç›karmaya, bunlar› kendi halk›n›n gözünde “düflman” ilan etmeye dönük
bu uygulamalarla birlikte, kendi iflçi s›n›f›na dönük gerçeklefltirdi¤i sald›r›lar›n
üzerini örtece¤ini, karartaca¤›n›, hedef
flafl›rtaca¤›n› düflünmektedir. Bundand›r
ki, ›rkç›-faflist politikalar bir kez daha
tüm dünyada, iflçi-emekçi y›¤›nlar›n gerçek düflman›n› görmemesi için devreye
sokulmaktad›r.
Ancak, böl-parçala-yönet politikas›na, bir kez daha ve belki de her zamankinden daha güçlü bir biçimde sar›lan
egemen s›n›flar, bu politikan›n faturas›n›
reçler ve direnifller konusu ele al›nd›.
Bu bölümde her örgüt kendi ülkesindeki halk hareketleri ve mücadele deneyimlerini aktararak, yeni yüzy›lda, yeni Ekim Devrimlerine duyulan ihtiyac›n
alt›n› çizdi.
Her iki günde de yap›lan sunumlar›n ard›ndan, soru-cevap ve aç›k kürsü
uygulamas› yap›larak, tart›flmalar›n zenginlefltirilmesi sa¤land›.
Buluflmada en çok ilgi Nepalli kat›l›mc›lara oldu. Devrimin arifesinde olan
bu ülkedeki son durum ve devrimin ge-
lece¤i üzerinde sorular yo¤unlaflt›. Di¤er bir ilgi oda¤› ise Brezilyal› kat›l›mc›
oldu. Latin Amerika ve oradaki kitlesel
hareketlerin durumu üzerinde yo¤unlaflan sorularla her iki günde de tart›flmalar oldukça canl› geçti.
Buluflma çerçevesinde,
Partizan’dan bir yoldafl, etkinli¤i selamlayarak baflar› dileklerinde bulundu. Ayr›ca, buluflmaya kat›lan örgütler ve
etkinli¤i organize eden
YKP(M-L), Almanya’da AT‹FAT‹K’e yönelik gerçeklefltirilen sald›r›y› k›nayarak dayan›flma dileklerini ilettiler. Etkinlik çerçevesinde, AT‹K ve
‹LPS aç›klamalar› Yunancaya
çevrilerek da¤›t›m› yap›ld› ve
destek ça¤r›s›nda bulunuldu.
Kat›l›mc› örgütler:
ANNISU (R), Nepal Ulusal Ba¤›ms›z
Ö¤renci Birli¤i (Devrimci)
RFDPR, Halk›n Haklar›n› Korumak
‹çin Devrimci Cephe-Brezilya
CARC, Komünizm ‹çin Direnifli Destekleme Komiteleri-‹talya
CAIS, Anti-emperyalist Araflt›rmalar
Merkezi-Filipinler
MLPU, Ukrayna Marksist Leninist
Parti
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
geçmiflte çok a¤›r bir biçimde ödediklerini unutmufl olmal›lar.
Kapitalizmin emperyalizme evrildi¤i
geçti¤imiz yüzy›l›n bafllar›nda (ve hemen
öncesinde) sermayenin küresel dolafl›m›n›n ve rekabetinin önünü açma temelinde yükselen liberal düflünce ak›m›n›n
savunucusu burjuva ideologlar›n liberal
politikalar›, egemenler taraf›ndan uzun
y›llar boyu hayata geçirildi. Bunun sonucu ise büyük bir ekonomik-siyasal kriz
oldu. Ve bu kriz I. Emperyalist Paylafl›m
Savafl›’n›n zeminini haz›rlamada büyük
bir iflleve sahipti. Ancak bu paylafl›m savafl› da emperyalistlerin krizini aflmalar›na yetmemifl, sadece emperyalistlerin
dünyan›n çeflitli bölgelerindeki rollerinde de¤ifliklikler yaratm›fl, buna ra¤men
liberal politikalar›n yaratt›¤› ekonomik
y›k›m henüz afl›labilmifl de¤ildi. Nitekim
1920’li y›llar›n sonuna do¤ru “büyük
buhran” patlak verdi. Bu süreçte Mussolini, Hitler gibi faflist kiflilikler, ›rkç›faflist politikalar›n yükseltilmesine paralel olarak, egemen sermaye s›n›flar› taraf›ndan ifl bafl›na getirildi. Sonucu, onlarca milyon insan›n yaflam›na mal olan
II. Paylafl›m Savafl›’na böyle gelindi. Em-
‹ngiltere
‹ngiliz Kamu ve ‹flletme
Servisleri Sendikas›’n›n ça¤r›s›na uyan 80 bin kamu hizmetleri çal›flan› iki gün süren bir grev gerçeklefltirdi. Sendika taraf›ndan grev
sonras› yap›lan aç›klamada kat›l›m›n % 80 dolay›nda oldu¤u söylenirken, grevin bafll›ca nedeni ücretlerde k›s›tlamaya gidilmek istenmesi.
‹flçi Partisi hükümeti ücretlere
önümüzdeki y›l sadece % 3 art›fl
verebilece¤ini aç›klam›flt›. Çal›flanlar ise gerçekte ücretlerin azalmas› anlam›na gelen bu oran›, ‹ngiltere’de % 4 oran›nda olan enflasyon
karfl›s›nda çok düflük bulmaktalar.
Ürdün
Ürdün’de ABD ile Serbest Ticaret Anlaflmas› çerçevesinde,
Wall Mart, GAP, Gloria Wanderbilt emperyalist ma¤aza zincirlerine
fason konfeksiyon üretimi yapan
büyük bir fabrikada çal›flan 3 bin
göçmen iflçi, tecavüz ve daya¤›n da
dahil oldu¤u çal›flma koflullar›na
karfl›, zorlu bir direnifl gerçeklefltiriyor.
‹flçilerin ço¤unlu¤unu, Sri Lanka, Bangladefl, Nepal, Hindistan gibi ülkelerden gelenler olufltururken, polis iflçilerin grev kapsam›nda yapt›¤› eylemlere sald›rarak,
10 iflçiyi yaralad›. Fason üretimde
çal›flan iflçilerin direnifle geçmesinin
bafll›ca nedenleri ise flunlar:
Ücretlerinin yaln›zca yar›s›n›n
ödenmesi, haftada en az 72 saat çal›flmaya zorlama, iki kad›n iflçiye
fabrika yöneticileri taraf›ndan tecavüz edilmesi, yöneticilerin iflçilere
sürekli ba¤›rmas› ve ço¤u zaman da
dövmesi, iflçilerin çal›flma saatlerinde fabrikaya kilitlenmesi, y›lda 14
gün olan ücretli izinlerin verilmemesi, kötü beslenme ve bar›nma
koflullar›.
Peru
Perulu liman iflçileri, ücretlerinin art›r›lmas›, çal›flma haklar›n›n
tan›nmas›, mesai ücretlerinin
ödenmesi ve ifl güvenli¤i kurallar›na uyulmas› gibi taleplerle süresiz
olarak greve ç›kt›lar. Liman iflçilerinin taleplerinin merkezinde ise,
patronlar›n yanaflmad›¤› T‹S görüflmeleri var. Patronlar T‹S yerine iflçilerle tek tek anlaflma yapmaktan
yanalar.
Grevle birlikte ifl b›rakan liman
iflçileri, liman›n girifllerini de kapad›lar ve böylece düzinelerce gemi
limana yanaflamad›. Bunun üzerine
grevi k›rma girifliminde bulunan
patronlar, baflka limandan iflçi getirerek gemilerin yükünü boflaltt›rmak istediler. Ancak sadece iki geminin yük boflalt›labildi. Çünkü
devlete ait limanlarda çal›flan iflçiler
de, grevde olan iflçilerle dayan›flmak için greve ç›kt›lar.
peryalistler, savafl sonras› y›llarda uzunca süre “sosyal devlet” anlay›fl›na sar›ld›lar. 70’li y›llar, neo-liberal politika
ad› alt›nda, liberal politikalara tekrar geri dönüfl y›llar› oldu.
Bugün olanca h›z›yla hayata geçirilen bu politikalar, uyguland›¤› her ülkede büyük ekonomik-siyasal y›k›mlar› da
beraberinde getirmeye devam ediyor.
Tabii ki kendi karfl›t›n› da do¤urarak. Bu
karfl›t ise, krizin ürünü olan iflgallere
karfl› yükselen direnifller ve iflçi-emekçi
y›¤›nlar›n dünyan›n dört bir yan›nda
yükseltti¤i mücadelelerden baflka bir
fley de¤ildir. Emperyalistler ve her türden uzant›lar› taraf›ndan, halklar› teslim
almak için hayata geçirilen, bask›, zulüm,
katliam ve sosyal y›k›m politikalar›n›n ve
bunlara ba¤l› olarak da neo-liberal politikalar›n, bu mücadeleler karfl›s›nda bofla ç›kaca¤›, halklar› teslim almaya çal›flanlar›n, halklar karfl›s›nda teslim olmaya zorlanaca¤› ise kesindir. Geride b›rakt›¤›m›z y›l boyunca mazlum halklar
cephesinde yaflanan geliflmeler, önümüzdeki y›l›n ve de sonraki y›llar›n, ezilenlerin zaferine gebe oldu¤unun habercisidir.
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
1800’lerin ilk günleri. Avusturya-Macaristan ‹mparatorlu¤u’nun,
Bohemya bölgesindeki Strones
Köyü’nde Johann Tmumelschlager adl› küçük bir çiftçinin evinde, Maria Anna Schicklgruber
ad›ndaki hizmetçi k›z, 7 Haziran
1837 günü, “gayr-› meflru” bir çocuk do¤urur. Çocu¤a Alois ad›n›
verirler. Çocu¤un kimli¤inde babas› bölümü bofl b›rak›l›r. Aradan befl
y›l geçer ve anne, Johann Georg
Hüttler adl› bir de¤irmenciyle evlenir. Yeni evli çift, Alois adl› çocu¤a
bakmak istemezler. Ekonomik durumu iyi olan üvey baban›n erkek
kardefli J. Nepomuk Hüttler’in yan›na verilir Alois. Az bir zaman
sonra da anne Schicklgruber veremden ölür. ‹çinde olduklar› sefaletten ötürü baba Hüttler de fazla
yaflamaz... Üvey amca Nepomuk
Hüttler, Alois’in zorluk çekmemesi için ona yeni bir kimlik ç›kararak onu sahiplenir. Eski
kimli¤inde bofl olan baba ad›
hanesine Hüttler yazd›rmak
ister. Ancak nüfus görevlisi
papaz o bölüme yanl›fll›kla
“Hitler” yazar ve trajik bir
hikayeyi bafllatt›¤›n› bilmeden
1877 Ocak ay›ndan itibaren
tarih lanetli bir soyad›n› izlemeye bafllar.
Alois bir gümrük memurudur.
Üç kez evlilik yapm›fl olan Alois’in
son efli Clara Pötzl’den 20 Nisan
1889 günü bir erkek çocuklar›
olur. Do¤an çocu¤a Adolf ad›n›
verirler. Adolf ilkokulu çok yüksek
baflar›yla bitirir. Ancak daha sonra
Linz kentinde bafllad›¤› ortaokulda
ayn› baflar›y› sürdüremez. Karnesinin sosyal kimlik bölümündeki
“gayret” bölümüne sürekli “gayretsiz” yaz›lmaya bafllar. Disiplin,
resim ve beden e¤itimi d›fl›ndaki
tüm dersleri ya orta ya da zay›ft›r.
Dersleri kötü olan Adolf, okulu b›rak›r ve kendi deyimiyle, hayat›n›
“bütünüyle sanata adamak” istiyordur art›k. Ressam olacakt›r…
1906 y›l›nda Adolf 17 yafl›ndad›r ve ilk kez imparatorlu¤un baflkenti Viyana’ya gelmektedir. Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nin resim bölümüne s›navla ö¤renci al›naca¤›na dair bir yaz› iliflir
gözüne. Seçmelere kat›lacak ve büyük bir ressam olacakt›r. O güne
dek karalad›¤› ya¤l› boya, kara ka-
at
Kültür -San
aha önce de
çeflitli sergileri
aç›lan
Abidin Dino’nun flimdiye kadar gerçeklefltirilen en kapsaml› sergi
olma özelli¤ini tafl›yor.
Sergi içersinde Dino’nun resimledi¤i kitap ve dergilerden örnekleri, toplumsal konular ve sorunlar üzerine desenlerini, ya¤l› boyalar›n›, el çizimleri,
yaflam›n›n farkl› dönemlerinden kareleri
görmek mümkün. Ve
tabiî ki dostlar› Naz›m
Hikmet, Yaflar Kemal,
Picasso ve birçok sanatç›n›n Arif Dino için çizdikleri ve yazd›klar› belgeleri sergide görüyoruz. Sergi 27 Ocak tarihine kadar aç›k.
D
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Geride 38 milyon ölü b›rakan bir diktatör; Hitler…
arih boyunca onun kadar onun kadar korkulan, ayn› zamanda da onun kadar nefret edilen biri daha yoktur. “Bin y›ll›k imparatorluk” kurma sözleriyle bafla geçmifl;
gelmifl geçmifl en güçlü orduyu kurmufl, onun yönetimindeyken ülkesi dünyaya kafa tutarak alt› y›l savaflm›fl; sonunda da, ard›nda otuz sekiz milyon ölü b›rakarak tarihe
gömülmüfltür. Hitler…
T
lem,
k ö mür çal›flmas›, desen, manzara ve mimari çal›flmalar›
ona güven vermektedir. S›nav günü
gelip çatar. ‹lk günkü s›navda baflar›l› olur. 110 aday içinden ilk 33 kifliye girmeyi baflarm›flt›r. Ertesi gün
s›nav›n ikinci aflamas› yap›lacakt›r.
S›nav yap›l›r ve sonuçlar ilan edilir.
Adolf sonuç k⤛tlar›n›n as›ld›¤› cama yaklafl›r: “Resim s›nav›nda baflar›s›z olanlar ya da s›nava al›nmayanlar... Adolf Hitler, 20 Nisan 1889, Alman, Katolik, babas› memur, e¤itimini tamamlayamam›fl, resim s›nav›n› geçmez.”
Ancak baflar›s›z olan Adolf’un
Akademiyle kavgas› bitmemifltir
henüz. Akademi ertesi y›l›n sonbahar›nda yeni bir s›nav açar. Hitler
birinci s›radan kayd›n› yapt›r›p, ön
eleme için çal›flmalar›n› teslim
eder. Birkaç hafta sonra, s›nava girme umuduyla akademiye gitti¤inde,
listenin yirmi dördüncü s›ras›nda;
“Çizimleri yetersiz bulundu¤un-
dan akademimizin resim s›nav›na aday olamaz. Kabul edilmemifltir” yaz›s›yla karfl›lafl›r. Yaln›z,
çaresiz, annesinin evinin sat›lmas›yla eline geçen paran›n da tükendi¤i
bir halde, oturdu¤u Felber Caddesi’ne do¤ru yürür. Gazete ve sigara
satan bir dükkâna girer. Can s›k›nt›s›n› gidermek için bir dergi al›r
raftan. Derginin manfleti oldukça ilginçtir: “Sar›fl›n m›s›n›z? O zaman siz kültür yarat›c›s› ve kültürün koruyucususunuz! Sar›fl›n
m›s›n›z? O zaman tehlikedesiniz!
Sar›fl›n ve üstün insanlar›n dergisini okuyunuz!” Bu dergide üstün
Cermen ›rk› erkeklerinin sar›fl›n ve
mavi gözlü kahramanlar›n›n “afla¤›l›k”, “kar›fl›k ›rktan” kiflilere karfl›
girifltikleri kanl› savafllardan söz
edilmektedir. 1907 y›l›nda bu dergi
amblem olarak kendisine gamal›
hac› seçmifltir. Gamal› haç, “üstün
›rk›n” sembolik bayra¤›d›r art›k.
Dergiyi Jorg Lanz von Liebenfels
ad›nda biri ç›karmaktad›r. Toplumda kendine yer bulamam›fl, düfl k›r›klar›yla her yeri kesilmifl Hitler
için bu dergi, girmek istedi¤i toplumun kap›s› gibi görünür gözüne…
K›sa bir zaman sonra Hitler’in
Viyana’daki yatak odas›n›n duvar›n-
da, Schönerer’in Alman milliyetçili¤ine dair sözleri as›l›d›r. Schönerer;
Alman ›rk›n›n Yahudiler, Katolik
Kilisesi, Slavlar, sosyalistler ve
Avusturya-Macaristan monarflisi
karfl›s›nda büyük bir tehlike içinde
oldu¤una inanmaktad›r. Bunun için,
özellikle ekonomide ve siyasette liderli¤i elinde tutan Yahudilere karfl› özel yasalar ç›kar›lmas› gerekti¤ini savunur. Hatta Schönerer taraftarlar› köstek saatlerinin içinde,
Yahudi düflmanl›¤› ak›m›n› simgeleyen, dara¤ac›nda sallanan bir Yahudi heykelci¤i tafl›maktad›r.
Ve savafl…
1 A¤ustos 1914, savafl bafllam›flt›r. O gün Hitler günlü¤üne flöyle
bir not düfler: “O saatler gençli¤imin bütün üzüntü veren duygular›n› silip atm›flt›. Büyük bir coflku
içinde diz çöküp Tanr›’ya bütün
kalbimle teflekkür etti¤im için bugün bile utanç duymuyorum.” ...
Hitler hemen iki gün sonra 3
A¤ustos 1914 günü Bavyera Kral›’na bir dilekçe yazarak Avusturya
vatandafl› oldu¤u halde Bavyera
Birli¤i’ne kabul edilmesini, Almanya
ordusunda savaflmak istedi¤ini bil-
dirir. Cevap gecikmez. Ertesi gün
gelen mektupta, Hitler’in 16. Bavyera Piyade Alay›’na atand›¤› yaz›l›d›r. Hitler onu dünyaya tan›tan asker üniformas›n› ilk kez 25 yafl›nda
bu Bavyera Birli¤i’nde giyer.
Hitler’in sanat›;
38 milyon ölü…
1919 Almanya’s› karmakar›fl›kt›r. Savafl yorgunu ve ulusal gururu
k›r›k Almanlar›n birço¤unda milliyetçi bir lider beklentisi oluflmufltur. Bu yüzden birçok dernek kuruluyor; bu dernekler suçlad›klar›
az›nl›klara, göçmenlere, komünistlere ama en çok Yahudilere difl biliyordu. O derneklerden biri olan
“Thule Derne¤i” zengin ve milliyetçi 1500 kadar Alman ifl adam›n›n destekledi¤i bir dernekti. Dernek Alman ‹flçi Partisi’nin alt yap›s›
niteli¤indeydi. Bunlar›n “Müncher
Beobachter” ad›nda bir de gazeteleri vard›. Gazetenin tek söylemi,
“Yahudilerin, Alman halk›n›n
safkan yap›s›n› bozdu¤u, bu
yüzden ulusal gururlar›n›n k›r›ld›¤›” yolundaki propagandist
yaz›lard›. Bu dernek 12 Eylül
1919’da yapaca¤› bir toplant›ya
Hitler’i de davet etmiflti. Hitler
toplant›ya kat›lm›fl ancak kiflisel eyleminin böyle zay›f bir dernekten
çok, bir parti boyutunda karfl›l›¤›n›
bulaca¤›n› düflünmüfltü. Toplant›dan sadece iki gün sonra Hitler
partinin (DAP) propaganda ifllerinden sorumlu kifli olarak 555 numaral› üye s›fat›yla partiye kayd›n›
yapt›r›r. Art›k sanat› tabancas›n›n
üzerindeki desenlerde yaflayacakt›r
sadece. ‹pler kopar. Hitler politikaya girer.
1 Nisan 1920 tarihinde ordudan tamam›yla ayr›lan Hitler art›k
tarih sahnesine ç›kmaya haz›rd›r.
‹lk ifli Alman ‹flçi Partisi
(DAP)’nin ad›n› Nasyonal Sosyalist ‹flçi Partisi (NSDAP) olarak
de¤ifltirmek olur. Partinin amblemi,
Friedrich Krohn ad›nda bir diflçi taraf›ndan haz›rlan›r: ürküntü veren,
k›rm›z› fonda, beyaz daire içinde siyah bir gamal› haç... Selamlaflmay›
da ‹talyan faflistlerinden ithal eder
Hitler. Bu büyük Roma ‹mparatorlu¤u’nun selamlaflmas›na çok benzer bir selamlaflmad›r. Sa¤ kol dimdik ve gergin ileri uzat›l›r ve a¤›zda
inanm›fl bir “Heil” sesi! Her fley
tamamd›r art›k.
1921 A¤ustos’unda “Völkischer
Beobachter” adl› gazeteyi de sat›n
alan NSDAP milliyetçilerinin art›k
tek amaçlar› kalm›flt›r: Bir Führer
yaratmak ve o Führerin ard›nda
dünyay› titretmek. (‹lk kez 1921
A¤ustos’unda bu gazetede propaganda dahisi Hitler için “Führer”
diye söz edilmifltir.) Ard›ndan partinin savafl komandolar› “Sturmabteilung” yani SA’lar (daha sonra SS
ad›n› alacak katiller) kurulur. Ve
sonra baflar›s›z 1923 darbesi ...
Hitler içeri at›l›r. Art›k olan olmufltur. ‹çeri at›lan Hitler hapisten
bir kahraman olarak ç›kar. Hapiste
olgunlaflt›r›p
yazd›¤›
“Mein
Kampf” (Kavgam) yeni milliyetçili¤in kutsal kitab› olur. Ard›ndan
NSDAP Hitler Gençli¤i Örgütü,
üstüne NSDAP Kad›n Örgütü kurulur. 5 Mart 1933 Almanya seçimlerindeyse Hitler, baflbakan seçilir.
Art›k tek hakim Hitler’dir.
Ötesini ço¤umuz biliyoruz…
Zulüm, iflkence ve II. Emperyalist
Paylafl›m Savafl› tragedyas›... 38 milyon ölü…
Mutlulu¤un de¤il; mutlulu¤a giden yolun resimleri
Naz›m Hikmet’in ona seslenifliyle, o ünlü dizelerle tan›d›¤›m›z
Abidin Dino’nun pek çok eseri izleyiciyle bulufluyor flu günlerde.
Çok yönlü bir sanatç› olan ve say›s›z eseri arkas›nda b›rakarak 14 y›l
önce aram›zdan ayr›lan sanatç›n›n
yüzlerce iflini bir arada görmek
mümkün bu sergide. Uzun yaflam›
boyunca pek çok sanat dal›yla ilgilenmifl ama en etkileyici ifllerini kaleminden ç›kan çizgilerle vermifltir.
Kendine özgü üslubuyla çizdi¤i desenler ve karikatürler pek çok dergi ve kitab›n sayfalar›n› süslemifltir.
Ama elbette en güzel ifllerini direnifl, iflkence ve gerilla desenlerini çizerken ortaya koydu. Bu resimler nedeniyle bask› gördü, sürüldü.
Abidin Dino 23 Mart 1913’de
‹stanbul’da dünyaya gelir. 1. Emperyalist Paylafl›m Savafl› y›llar›nda,
ailesiyle çocuklu¤u ‹sviçre ve Fransa’da geçer. 1925’de ‹stanbul’a döner. Robert Koleji’nde ö¤renim
görmeye bafllam›fl olsa da, sanata
olan ilgisi nedeniyle ö¤renimini yar›da b›rak›p, a¤abeyi flair Arif Dino’nun deste¤iyle resim, karikatür
ve yaz› alan›nda kendini gelifltirmeye bafllar.
‹lk çizimleri Yar›n gazetesinde,
ilk yaz›lar› “Artist” dergisinde
1930’lu y›llar›n bafl›nda yay›mlanm›flt›r. Henüz 20 yafl›ndayken 5
ressam arkadafl›yla birlikte “D
Grubu”nu kuran Dino, 1934 y›l›nda sinema ö¤renimi görmek üzere
SSCB’ye gitti ve 3 y›l kald›. 3 y›l boyunca Leningrad’da Eisenstein ve
Yutkeviç’in yan›nda makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle sinema e¤itimi ald›. Yutkeviç’in yönetti¤i Madenciler filminde çal›flt›. 1937’de 2. Emperyalist
Paylafl›m Savafl› nedeniyle Sovyetler Birli¤i tüm yabanc› ö¤rencileri
geri gönderince Leningrad’dan ayr›lmak zorunda kald›.
bir sanat görüflünü savundu. Çizgi
ve desenlerin ön plana ç›kt›¤› resimlerinde iflçi ve köylü tiplerini
özgün bir üslupla iflledi. Yeniler
Grubu’nun Liman çevresindeki bal›kç›lar› konu alan ilk sergisini açt›¤› 1941 y›l›nda Abidin Dino, desenlerine konu olan direniflçiler, köylüler ve iflkence sahneleri nedeniyle önce Mecitözü-Çorum’a, sonra
Adana’ya sürgüne gönderildi. “Kel”
adl› bir oyun yazd›, ancak oyun hemen toplat›ld›. Çukurova’n›n pamuk iflçilerini konu alan resimler
yapt› ve heykel ile ilgilenmeye bafllad›. 1943 y›l›nda dilci Güzin Dino
ile evlendi. Sürgün sona erince ‹stanbul’a döndü.
Dino, Sovyetler Birli¤i’nden
sonra Londra ve Paris’e gitti. Paris’te ressam ve dekoratör olarak
film çekim çal›flmalar›nda bulundu.
Gertrude Stein, Tristan Tzara, Eisentein, Andre Malraux
gibi dönemin önde gelen sanatç›lar›yla dostluklar› oldu. Pablo Picasso ile de yak›n bir dostlu¤u olan
Abidin Dino, 1939’da Türkiye’ye
döndü, 1941’de arkadafllar›yla Liman (Yeniler) Grubu’nu oluflturdu. Çeflitli dergilerde çizgi ve
yaz›lar›yla halktan yana, gerçekçi
S›k›yönetimin kalkmas›yla ‹stanbul’a dönme izni ç›kan Dino,
1950’li y›llarda çal›flmalar›n›n sürekli yasaklanmas› sonucu yeniden
yurt d›fl›nda yaflamaya bafllad›. Bu
y›llarda da iflçi yürüyüfllerini,
direniflleri resmetti.
Fransa, Cezayir, Amerika gibi
de¤iflik ülkelerde sergiler açt›.
Fransa Plastik Sanatlar Birli¤i Onur
Baflkanl›¤›, New York Dünya Sanat Sergisi dan›flmanl›¤› gibi görevlerde bulundu.
Abidin Dino’nun olarak bilinen yukar›daki tablo
kendisine ait de¤ildir...
“‹flkence”, “Atom Korkusu”,
“Savafl ve Bar›fl”, “Ç›plaklar”,
“Dört Kent”, “Da¤-Deniz” gibi
birçok yap›t› çeflitli galeri, müze ve
koleksiyonlarda yer ald›.
Abidin Dino, 7 Aral›k 1993
günü Paris’te yaflam›n› yitirdi. Cenazesi ‹stanbul’a getirilerek Afliyan’da topra¤a verildi.
Daha önce de çeflitli sergileri
aç›lan Abidin Dino’nun flimdiye kadar gerçeklefltirilen en kapsaml›
sergi olma özelli¤ini tafl›yor. Sergi
içersinde Dino’nun resimledi¤i kitap ve dergilerden örnekleri, toplumsal konular ve sorunlar üzerine
desenlerini, ya¤l› boyalar›n›, el çizimleri, yaflam›n›n farkl› dönemlerinden kareleri görmek mümkün.
Ve tabiî ki dostlar› Naz›m Hikmet, Yaflar Kemal, Picasso ve
birçok sanatç›n›n Arif Dino için
çizdikleri ve yazd›klar› belgeleri
sergide görüyoruz. Sergi 27 Ocak
tarihine kadar aç›k.
İşçi-köylü 15
28 Aralık 2007-10 Ocak 2008
Okur
Eleflflttiriye kapal›l›¤›n bir görünümü; görev ve sorumluluktan kaç›fl
Elefltiriyi genel olarak; bir kifli
veya konu üzerinde analiz yapma, fikir belirtme fleklinde ifade edecek
olursak, bu analizi yapan›n, o kifli veya konuya ilgisinin, ba¤›n›n oldu¤u
anlam›na da gelmektedir. Elefltiri
denildi¤inde; genelde olumsuz olarak alg›lansa da, elefltiri; olumluluklar›n ya da olumsuzluklar›n ifade
edilmesi, çözümlenmeye çal›fl›lmas›d›r. Ve her ikisinde de hedef,
elefltiri getirileni ileriye tafl›makt›r.
Böyle bir de¤erlendirmeye tabi
tutulan kiflinin bu sahiplenifle cevap
vermesi ve birliktelikleri daha da art›rma çabas›na girerek elefltiriyi yapan› kendisinin de sahiplenmesi,
müflterek yanlar›n› güçlendirme çabas› tafl›mas› gerekir. Art›k bilmektedirler ki; yap›lan her olumsuzluk
belirlemesi bu olumsuzluklar› gidererek zay›fl›klar› güçlendirmek, ortak hedeflerinde yol almak anlam›na
gelir. Baflar›lar›n güzelliklerin dile
getirilifli ise; olumluluklar› yaratan
taraf›n kendilerine katt›¤› de¤erden
moral güç alma ve bunlar› bölüflerek büyütme çabas›d›r.
Bu genel bak›fl aç›s›n› bizlerin yaflam› içindeki haliyle isimlendirdi¤imizde devrim hedefi ve bunu gerçeklefltirmenin arac› olan örgütlülü¤ümüzü görürüz. ‹flte bu hedefin
hakl›l›¤› ve büyüklü¤ü nedeni ile bizleri birbirimize ba¤layan fley; bu
dünya üzerinde kurulmufl ba¤lar›n
tümünden farkl› ve güçlü olan yoldafll›k ba¤›d›r. Ancak; yap›lan elefltirilere yaklafl›m›m›z ne yaz›k ki;
devrim gibi büyük bir hedefle ve
yoldafll›k ba¤›n›n muazzam gücüyle
do¤ru orant›l› olmuyor her zaman.
Elefltiriye kapal›l›¤›n, tahammülsüzlü¤ün binbir çeflidini
gösteriyor ve izliyoruz yaflam›m›zda. Bu görünümler karfl› ç›kma,
yok sayma, kendini temize ç›karma
çabas› vs. gibi s›kça rastlanan flekillerde olmayabiliyor. Bazen görev
ve sorumluluk alma karfl›s›ndaki çekimserlik ve itirazlar›n bir
k›sm›n›n alt›nda da elefltiriye
kapal›l›k bulunabiliyor. Yeni görev sürecinde oluflabilecek hatalar›n
elefltirisi daha hata oluflmadan engellenmeye çal›fl›labiliyor. Elefltiriye
kapal›l›klar›ndan dolay› baflka sorumluluklar alma noktas›nda çekinen kifliler baflkalar›n›n sorumluluklar›n› alma (hatalar›n›n sorumluluklar›n› da almak anlam›na gelir çünkü) noktas›nda ise daha yo¤un bir
karfl› koyufl gösterebiliyor.
Söz konusu sorun yaflanmaya
baflland›¤›nda; elefltirinin asl›nda sahiplenmek oldu¤u, ancak ifl yapan›n
hata yapaca¤›, s›f›r hata beklentisinin
hayat› ve insan› yeterince tan›m›yor
olmaktan kaynaklanan idealist bir
bak›fl aç›s›n›n ürünü oldu¤u gibi
do¤rular› görmek, kabullenmek
zorlaflmaya bafll›yor. Böyle bir gerçeklik tafl›yan bireyin yo¤un bir içsel
bask› alt›nda kendisini tam olarak
ifline verebilmesi biraz da bu özelli¤inden dolay› zorlaflacakt›r. Sürekli
kontrol, ayr›nt›lara fazlaca tak›lma
ve bu ayr›nt›larla bo¤uflurken as›l
önemli olan›, yani bütünü yeterince
görememe ve bütüne dair kararlar
alma ve müdahale gibi noktalarda
sorunlar yaflama ihtimali artacakt›r.
Bu bak›fl aç›s›n›n bir di¤er sak›ncas› ise, ortak yap›lmas› gereken ifllerin hatalar› azaltmak ad›na tek yap›lmaya çal›fl›lmas› sonucunda ortaya ç›kmaktad›r. Esasta kendine güvensiz kiflili¤in göstergesi denilebilecek bu pratiklerin oluflmas›yla birlikte hem bireyin hem de bileflenin
geliflimi üzerinde olumsuz baz› etkileri görülebilir.
Her pratik süreç, ifllerin baflar›yla yerine getirilmesi amac›n› tafl›yorsa da di¤er bir taraf› çok yönlü bir
e¤itim olana¤› sunmas›d›r. ‹flin baflar›yla bitirilmesi elbette asloland›r.
Ancak, iflin bileflenin tümü taraf›ndan kavranmas›, birlikte ifl yapmay›,
koordineli, uyumlu çal›flmay› ö¤renmek de pratik içinde mümkündür.
Kolektif bir prati¤e giren bileflen
üyeleri orada; örgütlü çal›flman›n ve
yaflam›n gücünün nereden geldi¤ini
ve bu gücün bizler için neden bu kadar önemli oldu¤unu somut olarak
kendi yaflamlar›ndan ö¤renme f›rsat› yakalarlar.
Tüm kolektif pratikleri, beklentilerin bu hedefler gözetilerek ele
al›nmas› gerekir. Çünkü; bizlerin
devrimci deneyim kazanaca¤›m›z ayr›ca bir e¤itim alan›m›z yoktur.
Okulumuz da tatbikat alan›m›z
da örgütlü pratik faaliyetin
kendisidir. Ancak; konunun bir
yönü bu iken hiç ak›ldan ç›kar›lmamas› gereken bir di¤er yönü de;
devrim ad›na yap›lan her türlü faaliyetin devrimcilerin, örgütümüzün
Merhaba arkadaflflllar,
tarz bir sayfa ihtiyaca hiçbir flekilde
cevap olmaz. ‹htiyaç duyulan; kad›n
sorununa yönelik analizlerin yap›lmas›, kad›n çal›flmalar›n›n nas›l olaca¤›na dair perspektif yaz›lar›n›n ç›kmas›d›r. Yani kad›n sorununun ne oldu¤u, nas›l yafland›¤›, biz devrimci,
komünistlerin tutumunun ne olmas›
gerekti¤i, çal›flmalar›m›zda nas›l ele
almam›z gerekti¤i, bizim saflar›m›zda
nas›l yafland›¤› gibi konular, kad›n
sayfas› üzerinden okurlara ulaflabilmeli diye düflünüyoruz. Kad›nlar›n
çal›flma hayat›ndaki yeri, her y›l töre
cinayetleriyle kaç kad›n›n öldürüldü¤ü, çocuk yafltakilerin bafll›k paras›
karfl›l›¤› sat›ld›¤› gibi verilere-haberlere biz burjuva bas›ndan da ulafl›yoruz. As›l ihtiyac›m›z olanlar bunlar
de¤ildir. Bizim önerimiz kad›n
sayfas›nda bahsetti¤imiz içerikte yaz›lar›n yay›mland›¤› bir köflenin ayr›lmas›d›r. Yani köfle yaz›s›n›n olmas›d›r. Köfle yaz›lar›n›n; sorunlar› daha sistematik tarzda, genel
teori ve günceli daha çok bütünlefl-
Biz de ‹K ile ilgili olarak birkaç
öneride bulunmak, de¤erlendirme
yapmak istiyoruz.
Öncelikle girilmifl olan yönelimi
(okur toplant›lar›n›n düzenlenmesi,
mektuplar arac›l›¤›yla herkesin katk›da bulunmas›) olumlu buldu¤umuzu
belirtelim. Gazetede ç›kan, farkl› arkadafllar›m›z›n belirtti¤i; yeni sayfa
düzenini be¤endi¤imizi, Dengê Azadi’nin ve Kad›n Sayfas›n›n tam sayfa
olmas›n› önemli buldu¤umuzu belirtelim.
Fakat özellikle kad›n sayfas›yla ilgili olarak önerilerimiz olacak. Hat›rlanacak olursa; ‹K’n›n geldi¤i yay›n
gelene¤inde dönem dönem kad›n
sayfas›n›n tam oldu¤u dönemler olmufl fakat bu sürdürülebilir olmam›flt›r. Kad›nlarla ilgili çeflitli istatistiklerin yay›nlanmas›, toplumumuzun
kanayan yaras› olan çeflitli sorunlar›n
ifllenmesi, genel olarak kad›nlarla ilgili haberlerin verilmesi sayfan›n sürdürülebilirli¤ini sa¤lamaz. Çünkü bu
hanesine yaz›laca¤›, sonucu ne olursa olsun kitleler üzerinde bir dizi etki oluflturaca¤›, kitlelere giderken
yolumuzu açabilece¤i gibi kap›lar›n
yüzümüze kapanmas›na da neden
olabilece¤idir.
Hatalar› azaltman›n da, elefltiriye
yaklafl›m konusundaki sorunlar› gidermenin de yolunun da daha fazla
sorumluluklar gerektiren pratiklere
bolca girmekten geçti¤i tart›flmas›z
bir gerçektir. Yeter ki bu pratiklerin
sonuçlar› gerekti¤i gibi de¤erlendirilebilsin ve bu de¤erlendirmeler sonraki pratiklerde ders-deneyim olarak yerinde kullan›labilsin.
‹nsanlar hayattan beklentilerine,
do¤rular›na paralel bir yaflam›n, prati¤in içinde bulunduklar› oranda ve
sürece mutlu, dingin ve üretken
olabilirler. Mücadelemizin bizlerden beklentisi de do¤rular›m›z›n yaflama geçirilmesi çabas› ve bu do¤rularla uyum içinde
bir yaflam biçimi bütünlü¤ünün
kurulma mücadelesinden baflka bir fley de¤ildir. Devrimci bireyin iç dünyas› ile yaflam›n›n
uyumlu olmas›n›n anahtar›;
kendisini yoldafllar›na, partisine teslim etmekten yani elefltiri ve özelefltiriye aç›kl›¤›ndan
geçmektedir. Sonras› hayat›n yani
prati¤in ve zaman›n çözece¤i bir sorundur.
Gözümüzü k›rpmadan ellerine
yaflam›m›z›, can›m›z› teslim edebildi¤imiz yoldafllar›m›za hatalar›m›z›,
geriliklerimizi, zaaflar›m›z› teslim etmek kadar zor olmasa gerek!
(Sincan Kad›n Hapishanesi’nden bir ‹K okuru)
tirmeye imkân sunaca¤›n› düflünüyoruz. Ayr›ca sizin de sürekli vurgulad›¤›n›z gibi, gazetemiz çok farkl› bilinçteki bireylere hitap etmektedir.
Köfle yaz›s›yla en az›ndan kad›n sayfas›nda da bu çeliflkiye bir ölçüde çözüm bulunmufl olur!
Benzeri flekilde Dengê Azadi’nin
de niteli¤inin art›r›lmas›, Kürt Ulusal
Sorununu çeflitli boyutlar›yla aç›klayan, bir do¤rultuda yönlendirebilen
bir sayfa olmas› bizce çok önemli.
Bizim di¤er bir önerimiz, yaz›larda ç›kan olas› bilinmeyen kelimelerin
aç›klamas›n›n yap›lmas›n›n sistemli
hale getirilmesi. Son dönemlerde
sistemli olmasa da yap›l›yor. Biz bunun sistemlefltirilmesi gerekti¤ini
düflünüyoruz. Bazen çok s›k kullan›lan kelimelerin dahi anlamlar›n›n yeterince bilinmedi¤ini görüyoruz.
Son önerimiz; yine bir dönem
var olan sonra kald›r›lan röportajlar›n tekrar yap›lmas›. Gündeme dair, yazarlarla, DKÖ temsilcileriyle,
k›sacas› sorunla yak›ndan ilgilenen-
Ustalardan
mücadelemize
›flfl››k tutan sözler
Halk›n eksiklerini elefltirmek gerekir… Ama gerçekten
halk›n tutumunu alarak ve halk›
savunmak ve e¤itmek konular›nda ateflli bir istekle bunu
yapmak gerekir. Yoldafllar›na
düflmana davran›r gibi davranmak, düflman›n davran›fllar›n›
benimsemek demektir.
Mao, Seçme Sözler, s. 37
Biz halka hizmet ediyoruz,
onun için e¤er noksanlar›m›z
varsa, bunlar›n ortaya ç›kar›larak elefltirilmesinden korkmuyoruz. Kim olursa olsun, bize
noksanlar› ortaya ç›karabilir.
E¤er hakl› ise, noksanlar›m›z›
düzeltiriz. Teklif etti¤i fley halka
yararl›ysa, biz de ona göre hareket ederiz.
Mao, Seçme Sözler, s. 149
Komünist gerçe¤i kesinlikle
savunmaya haz›r olmal›d›r, çünkü gerçek her zaman halk›n ç›karlar›na uygundur; komünist
her zaman hatalar›n› düzeltmeye haz›r olmal›d›r, çünkü her
hata halk›n ç›karlar›na ayk›r›d›r.
Mao, Seçme Sözler, s. 152
lerle röportaj yap›labilir. Bu ayl›k periyotlarla olabilir.
Son olarak; gazetede ç›kan günceli de¤erlendiren yaz›lar›n aras›nda
dönem dönem yorum farklar›n›n oldu¤unu görüyoruz. Buna özellikle
dikkat edilmesi gerekti¤ini düflünüyoruz. Mesela 2-15 Kas›m tarihli
‹K’da benzeri bir durum vard›. Da¤l›ca sald›r›s›ndan sonraki linç, kundaklama, bask›n pratikleriyle ilgili
olarak egemen s›n›flar›n itidal ça¤r›lar›n›n “pratikten” de belli oldu¤u gibi, “bofl bir lak›rd›” oldu¤u S›n›fsal
Yaklafl›m köflesinde vurgulanmaktad›r. Ama ayn› say›n›n orta sayfas›ndaki yaz›da; bu itidal ça¤r›lar›na daha
farkl› bir misyon biçilmifltir. Bu farkl›l›klara daha çok dikkat edilmeli diye
düflünüyoruz.
Gazetemizle ilgili de¤erlendirmemiz flimdilik bu kadar. Sizleri bir kez
daha s›k›ca kucaklay›p öpüyoruz.
Çal›flmalar›n›zda baflar›lar diliyoruz.
Gebze M Tipi Hapishanesi’nden Tutsak Partizanlar
Mao’yu Karalaman›n Boyutlar›
Medya kapitalizmin bafllangݍ
evresinde ortaya ç›km›fl ve giderek
burjuvazinin elinde kitleleri yönetme ve yönlendirmede bir araç haline dönüflmüfltür. Burjuvazi emekçi
kesimlerin kafas›n› buland›rmak,
kendi suçlar›n› gizlemek için medyan›n bütününe egemen olmaya çal›flm›flt›r. Bugün ülkemizdeki birkaç
holdingin bütün bir medyaya egemen olmas› buna bir örnektir.
Burjuvazinin kendi medyas›na
karfl›l›k s›n›f bilinçli proleterler de
devrim amac› do¤rultusunda kitleleri örgütlemek için kendi medyalar›n›, yani devrimci-sosyalist bas›n›
yaratm›fllard›r.
Tabii ki bu iki z›t kutbun medya
savafl›nda da, özünde burjuva-feodal iktidar yanl›lar› olan fakat bunu aç›ktan belli etmeyip sistemi aklama çabas›na giriflen “muhalifler”
olacakt›r. Amaçlar› bir bütün sistemin suçlar›n› minimum bireylere
veya devletin zaten deflifre olmufl
kurumlar›na atarak devleti “kurtarmakt›r”.
Emperyalist Çin’in sorumlusu
olarak Mao’nun Büyük Proleter
Kültür Devrimi’ni gösterip, BPKD’
yi felaket olarak niteleyen yazar,
yaz›n›n sonuna da Mao’nun büyüklü¤üne de¤inerek bitiriyor.
‹flte “büyük” patron Ayd›n Do¤an’›n “muhalif” gazetesi Radikal’in
en “muhalif” köfle yazarlar›ndan
Türker Alkan da tam yukar›daki tan›ma uyan bir tablodur.19 Ekim
2007 tarihinde bu muhalifimizin
Mao Sonras› bafll›kl› bir yaz›s› yay›nland›.
Bu bay›m›z önceki birçok yaz›s›nda özellikle Stalin ve Mao’ya karalamalar yöneltmifl, ama yeterli
görmemifl olacak ki, Mao Zedung’
a özel karalama girifliminde bulunmufltur.
Yazar ilk baflta sanki Mao’yu
övüyormufl gibi görünmek için
Mao’nun büyüklü¤ünden bahsedi-
Öncelikle flunu belirtelim ki her
devrim bir alt-üst olufltur. Eskinin
y›k›lmas› yerine yeninin fliddet yoluyla getirilmesidir. Devrimler T.
Alkan gibilerinin anlad›klar›(anlamak istedikleri gibi) günlük olaylar
de¤il, uzun ve çetin mücadeleler
sonucunda oluflur. ‹flte BPKD de
revizyonizme karfl› komünistlerin
yürüttü¤ü mücadelenin bir sonucudur.
yor. Onun milyonlarca insan› nas›l
etkiledi¤ini anlat›yor. Tabi yazar›n
as›l amac› yaz›n›n özünde belli oluyor.
Türker Alkan gibi burjuva muhaliflerinin iddia ettikleri gibi BPKD
ne bir felaket ne de bir katliamd›r.
Mao Zedung BPKD ile kitleleri soka¤a dökmeyi amaçlam›fl, onlar›n
inisiyatifi ele geçirmeleri için kitleleri sarsm›flt›r. Elefltirinin en etkin
biçimde kullan›labilmesi için K›z›l
Muhaf›zlara tek görev olarak elefltiri ve dönüfltürme görevlerini vermifltir. Çünkü Mao devrimlerin tek
gücünün kitleler olaca¤›n›n fark›ndayd›. Çin’in daha sonra revizyonizmin eline düflmesi ne Mao’nun
ne de BPKD’nin baflar›s›zl›¤›ndand›r. Aksine Mao’nun da belirtti¤i gibi bir de¤il onlarca kültür devriminden sonra s›n›fs›z topluma ulafl›lacakt›r.
Mao ve BPKD’ yi karalamak için
her yola baflvuran burjuva “muhalif
ayd›nlar”a karfl› Mao Zedung yoldafltan ve onun yolunda yürüyenlerden her zamankinden daha çok
ö¤renmesini bilmeliyiz.
(Gülsuyu’ndan bir ‹.K. okuru)
Merhaba
Bundan yaklafl›k 35 y›l önce
komünist önder ‹brahim Kaypakkaya Milli Mesele isimli yap›t›nda Maoistlerin Kürt ulusuna yönelik yaklafl›m›n› gün yüzüne ç›kard› ve O’nun düflünceleri geçen zaman sürecinde
kendini pek çok kez ispatlayarak bugünkü yoldafllar›n›n eline geçti.
Bugün ülkemiz komünistleri O’nun mücadelesini daha da
gelifltirmek için, dahas› her
milliyetten emekçilerin iktidar›
olan Demokratik Halk ‹ktidar›
için büyük çabalar harcamaktad›rlar, fakat gerek T. Kürdistan› koflullar›n› yeterince gün
yüzüne ç›karamamas›ndan gerekse bölgede sa¤lam bir parti
taban›n›n olmamas›ndan sahip
oldu¤u kusursuz teorik yaklafl›m› günün gündemiyle yeterince bütünlefltirilememektedir. Bu durumsa Kürt emekçileriyle bütünleflme yolunda
büyük bir engel olarak önümüze ç›kmaktad›r. Bugün bir Türkiye devrimi için Kürt emekçilerin kazan›lmas›n›n hayati bir
önem tafl›d›¤› gün gibi ortadad›r. ‹flte bu sebepten dolay› ülkemiz komünistlerinin sesi
olan ‹flçi-köylü gazetesine ve
gazetenin bölgedeki faaliyetçilerine büyük görevler düflmektedir. Gazete bugün öncelikle
kendini Kürt ulusuna tan›tmal›,
gerçek kurtulufl yolunu göstermeli ve gazetemize yön veren ‹brahim Kaypakkaya’n›n
görüfllerini bölgenin gündemiyle birlefltirerek bölgedeki
faaliyetçilerinin elinde önemli
bir silah haline gelmelidir. Bugün gazetenin temel olarak bölgede güçlenebilmesi çok zor de¤ildir, sadece
sahip oldu¤umuz ideolojik
yönelimimizi dillendirmemiz bunun için yeterlidir.
Kürt halk› büyük oranda
reformizmden so¤umufl ve
umudunu kesmifltir. ‹flte bu
yüzden gazetemizin bir devrim
gerektiren taleplerle ve daha
çok Halk Savafl›, daha çok gerilla mücadelesi istemiyle ç›kmas› bölgedeki halk›n deste¤ini
kazanmak için flartt›r. Bugün
Kürt emekçileri amaçlar› için
her fleyi yapabilen ve bu u¤urda ölebilecek olanlara sayg›
duymakta, onlar› desteklemektedir ki, bu da ‹brahim’in
yoldafllar›nda mevcuttur. ‹flte
bundan dolay› gazetemizin
özellikle gerilla an›lar›n› yay›nlamas› ve gerilla mücadelesine
gereken önemi vermesi yap›n›n geliflmesi için yararl› olacakt›r. Ayr›ca gazetemizde
Kürtçe yaz›lar sadece bafll›klarla s›n›rl› kalmamal›, Denge
Azadi bir sayfa ile s›n›rlanmamal› ve ulusal hareketten çok
bizlerin yönelimlerini anlatmal›d›r. E¤er imkânlar el veriyorsa gazetemiz bünyesinde T.
Kürdistan›’na yönelik bir yay›n›n ç›kar›lmas› olumlu olacakt›r. Ayr›ca Kaypakkaya’n›n tezleri küçük broflürler fleklinde
yay›mlan›p bölgede yayg›n bir
flekilde da¤›t›labilir.
Feodal yap›lanman›n hüküm sürmesi, s›n›fsal anlamda
en alttakileri bar›nd›rmas› ve
buna ek olarak da a¤›r bir ulusal bask›n›n olas›ndan dolay›
bugün komünistlerin temel
olarak faaliyet alan› T. Kürdistan› olmal›d›r. ‹flte bu yüzden
gazetemiz bu alana daha çok
yönelmeli, oran›n sorunlar›n›
gündemlefltirmelidir.
(Van’dan bir ‹K okuru)
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
Genel Da¤›t›m: YAY-SAT ISSN: 1307-878X
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Tecride karflfl›› mücadele sürüyor!
Egemen s›n›flar insanl›k tarihi boyunca
muhaliflerini ortadan kald›rmak, sindirmek, etkisizlefltirmek ve teslim almak için
çeflitli araçlara baflvurmufllard›r.
Bu araçlardan biri de kapatarak cezaland›rmad›r. Kapatarak cezaland›rma
uygulamas›nda, ortaça¤›n zindanlar›ndan
günümüz hapishanelerine kadar gelinen
süreçte, muhaliflerin zorla kondu¤u mekanlar›n mimari yap›lar› de¤iflmifl, ancak
bunlar› oluflturman›n mant›¤› hep ayn› kalm›flt›r: Teslim alma, alamad›¤›n› yok
etme!
Kapatarak cezaland›rma, uzun y›llar
boyu zindanlar arac›l›¤›yla gerçekleflti. Günümüz hapishanelerine geçifl ve buralarda
uzun süreli tutulma ise 1700’lerin bafllar›nda, Roma’da kurulan hapishaneyle birlikte gerçekleflti.
Ülkemiz hapishanelerindeki vahflet,
zulüm ve katliamlar tarihinde önemli bir
yere sahip olan Diyarbak›r Hapishanesi
ise, zindanlardan hapishanelere geçiflte,
bu topraklarda aç›lan ilk hapishane olma
özelli¤i tafl›maktad›r. Devrimci-komünist
önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n iflkencede
katledilmesine, özellikle de 12 Eylül AFC
döneminde siyasi tutsaklara yap›lan ak›l
almaz iflkencelere, infazlara tan›kl›k eden
Diyarbak›r Hapishanesi’ndeki zulüm,
sonraki y›llarda da olanca vahfletiyle sürdü.
Ancak zulüm ve vahflet sadece Diyarbak›r Hapishanesi ile s›n›rl› kalmad›.
Sonraki y›llarda ülkenin dört bir yan›na
aç›lan hapishanelerle birlikte, buralarda
da kol gezmeye devam etti. Siyasi tutsaklar, ‘80’li ve ‘90’l› y›llar boyunca, Diyarbak›r’›n yan› s›ra, Buca, Ümraniye, Ulucanlar hapishanelerinde say›s›z vahfli sald›r›lara, insanl›k d›fl› uygulamalara ve imha sald›r›lar›na maruz kald›lar.
Siyasi tutsaklar, kapatarak cezaland›rman›n ortaya ç›k›fl›ndaki mant›¤a uygun olarak, her defas›nda teslim olmaya
zorland›lar.
Hapishanelere dönük vahfletin ve zulmün katmerlenmesi anlam›na gelen sald›r›lar›n›n dozunu art›rmakta sak›nca görmediler. Her hapishane sald›r›s› bir öncekinden daha kanl›, daha vahfli oldu. Bu sald›r›larda kimyasal vb., teknolojinin en son
gelifltirdi¤i silahlar› kullanmaktan, tutsaklar›n ellerindeki tek silahlar› olan bedenlerini, bu silahlarla parçalamaktan çekinmediler.
Ancak siyasi tutsaklar, tüm bu vahfli
sald›r›lar›, hunharca gerçeklefltirilen katliamlar›, her defas›nda ölümüne yazd›klar›
direnifl destanlar›yla karfl›lad›lar. Bu ölü-
Emekçi semtlerde 19 Aral›k atefli...
Sar›gazi’de bombal›
pankart
Gazetemize e-posta kanal›yla ulaflan
bir habere göre TKP/ML militanlar›n›n
15 Aral›k 2007 tarihinde Sar›gazi’de iki
adet bombal› pankart ast›klar› ö¤renildi.
Haberde Demokrasi Caddesine as›lan
pankartlar 19 Aral›k katliam›n› ve
Kürt halk›na dönük imha sald›r›lar›n› protesto etmek için as›ld›¤› belirtilirken pankartlarda ise “19 Aral›k katliam›n›n hesab›n› soraca¤›z” ve
“Uluslar›n Kendi Kaderini Tayin
Hakk› Engellenemez” fliarlar›n›n yer
ald›¤› ifade edildi.
Görgü tan›klar›n›n anlat›m›na göre
gece saatlerinde as›lan pankartlar sabah
saat 10.00’a kadar as›l› kald›. Jandarma,
bölgede yo¤un güvenlik önlemleri ald› ve
pankartlar› fünyeyle patlatarak indirebildi.
Gazi Mahallesi
Katliam›n 7. y›l›nda Gazi Mahallesi’nde bir eylem gerçeklefltirildi. 19 Aral›k günü gerçeklefltirilen eylemde “Devrimci irade teslim al›namaz. Yaflas›n 19 Aral›k direniflimiz” pankart›
aç›ld›. Saat 18.30’da Eski Karakol dura¤›ndan meflalelerle yürüyüfle geçen kitle
s›k s›k “Devrimci irade teslim al›namaz”, “Bedel ödedik bedel ödetece¤iz” vb. sloganlar›n› hayk›rd›. Partizan, BDSP, DHP ve ESP taraf›ndan
ortak örgütlenen eylemde aç›klamay›
okuyan Sevinç Sönmez, 19 Aral›k
2000’de gerçeklefltirilen operasyonda
28 devrimci tutsa¤›n katledildi¤ini belirterek, “Bu hayata dönüfl de¤il, hayat› karartma operasyonuydu” dedi.
Eylem yap›lan aç›klaman›n ard›ndan
halay ve sloganlarla sona erdi. Bas›n
aç›klamas› yap›ld›¤› s›rada ‹smet Pafla
Caddesi üzerinde bulunan MOBESSE
kameras›n›n dire¤i atefle verildi.
Okmeydan›
Katliam›n y›ldönümünde Okmeydan›
Demokrasi Platformu taraf›ndan örgütlenen bir eylem yap›ld›. Saat 18:30’da Di-
müne direnifller sonucunda, egemenler
siyasi tutsaklar› hiç bir zaman teslim
alamad›lar.
Siyasi tutsaklar›n kanlar› ve canlar›yla yazd›klar› hapishaneler tarihinin en
kanl› sayfalar› ise hiç kuflkusuz 19 Aral›k 2000’de gerçekleflen hapishaneler
katliam› oldu. Ancak, onlarca devrimci
tutsa¤›n katledilmesi, onlarcas›n›n da
a¤›r yaralanmas›na karfl›n, tutsaklar›n
bir kez daha teslim olmayarak, büyük
bir direnifl gerçeklefltirdi¤i bu katliam,
CIA’›n Kore, Vietnam ve daha bir dizi
ülkedeki siyasi tutsaklar üzerinde gerçeklefltirdi¤i laboratuar çal›flmalar›n›n
ürünü olan emperyalist patentli F Tiplerine geçifl ad›na hayata geçirildi.
Bu katliam›n ard›ndan 7 y›l geçti,
ancak bu vahfli katliam egemenlerin
tüm çabalar›na ra¤men unutulmad›/unutturulmad›. 7. y›l›nda da yine çeflitli eylem
ve etkinliklerle toplumun bilincine kaz›nmaya devam edildi. Özellikle de tutsak
yak›nlar› taraf›ndan. 19 Aral›k katliam›n› toplumun bilincine kaz›maya ve
unutturmamaya dönük bu etkinliklerden
kilitafl Park›’nda toplanmaya bafllayan
150 kiflilik kitle “19 Aral›k katliam›n›
unutmayaca¤›z” yaz›l› pankart›n açarak yürüyüfle geçti. Kitle Sibel Yalç›n
Park›’ndan Sa¤l›k Oca¤›’na do¤ru giderken eyleme kat›lan insanlar›n say›s› da
art›yordu. Bas›n aç›klamas›n›n yap›laca¤›
yere gelindi¤inde polisin ablukas› ile karfl›lafl›ld›. Bas›n metninin okunmas› s›ras›nda polis eylemi sabotaj etmek için
elinde geleni yapt›. Panzerlerden siren
sesleri aç›l›rken sivil polislerde kitleyi taciz etti. Bas›n metninin okunmas›n›n ard›ndan hep bir a¤z›ndan Gün Do¤du
Marfl› okundu. Eylem yeniden Sibel Yalç›n Park›’na yürünmesi ile sona erdi.
Polis sald›rgan tutumunu eylemin bitifli s›ras›nda da gösterdi. Ellerinde sopalarla kitleyi takip eden polis duvarlardaki
afiflleri de y›rtt›. Eylem bittikten sonra
Akreplerle kahvelere gelen polis burada
kimlik kontrolü yapt›.
(Okmeydan› ‹K okurlar›)
Türkiye’de 19 Aral›k protestolar›
Ankara
Al›nteri, BDSP, DHP, ESP, EHP,
Kald›raç, Odak, Kurtulufl, Tüm-‹GD ve
Partizan katliam›n›n y›ldönümünde Ankara’da protesto eylemleri düzenleyerek, flehit düflen devrimci tutsaklar› and›. Eylemler
15 Aral›k 2007 tarihinde yap›lan bir meflaleli yürüyüflle bafllad›. Yüksel Caddesi’nde
biraraya gelen kurumlar katledilen tutsaklar›n foto¤raflar›yla birlikte çeflitli sloganlar
atarak Sakarya Caddesi’ne yürüdü.
Burada yap›lan aç›klaman›n ard›ndan
fiair Mehmet Özer katliamda ölen devrimciler
Ankara
için yazd›¤› fliiri okudu.
Eylem marfllar okunarak
sona erdi.
* 19 Aral›k günü Ziraat Bankas› Hamamönü
fiubesi önünde toplanan
kurumlar buradan Ulucanlar Hapishanesi’ne yürüyerek hapishane önünde bir bas›n aç›klamas›
yapt›lar.
Hapishane kap›s›na ailelerin karanfil b›rakmas›n›n ard›ndan Temel Demirer ve
Mehmet Özer’in birer konuflma yapt›¤› eylem marfllarla son bulurken aç›klama kat›lan kitlenin bir sonraki dura¤› Karfl›yaka
Mezarl›¤›nda bulunan Ali ‹hsan Özkan, ‹rfan Ortakç› ve Cafer Tayyar Bektafl’›n yan›
bafl› oldu. Sayg› durufluyla bafllayan anmada
Ali ‹hsan Özkan’›n abisi k›sa bir konuflma
yapt›. Mezar anmas› söylenen türkü ve
marfllarla sona erdi.
Adana
‹HD, TUHAY-DER, Partizan, ESP,
DHP, BDSP, ÇHKM ile Al›nteri Adana
Kürkçüler Hapishanesi önünde biraraya
gelerek bas›n aç›klamas› yapt›. Jandarma
hapishaneye yaklafl›k 100 metre kala kitle-
nin önüne barikat kurarak daha fazla yaklaflmas›na izin vermedi. Bu s›rada adli tutuklu ziyaretine gelen bir kiflinin gruba “Bu
ülkede Kürt yok, siz teröristsiniz, düflmans›n›z” diye ba¤›rmas›na kitle “Yaflas›n
halklar›n kardeflli¤i” slogan›yla cevap
verdi.
* Partizan, ‹HD, TUHAY-DER, ESP,
BDSP, DHP, ÇHKM, D‹P Giriflim, Al›nteri, SDP ve 78’liler Giriflimi taraf›ndan
örgütlenen panelde, “Ceza infaz yasas›
geri
çekilsin, tecrit kald›r›ls›n”
pankart› aç›ld›.
Mersin
‹HD Mersin fiube binas› önünde bir
araya gelen ‹HD, SDP, EMEP, DTP, ESP,
DPG ve Halkevi üyeleri de bir bas›n aç›klamas› yapt›. ‹HD fiube Sekreteri Mehmet Mirza Söylemez, ölen tutsaklar
için haz›rlanan otopsi raporlar›nda, operasyon s›ras›nda yan›c› kimyasal maddelerin kullan›ld›¤›n›n ve pek ço¤unda darp izleri bulundu¤unun a盤a ç›kt›¤›n› hat›rlatt›.
‹zmir
19 Aral›k operasyonunu k›namak için
Konak Postanesi önünde bir araya gelen
BDSP, DHP, ‹C‹, ESP, ÖMP, Kald›raç
Dergisi, Partizan ve Köz kitlesi “19 Aral›k katliam›n› unutmad›k unutturmayaca¤›z” pankart›n› tafl›d›. Kitle ad›na yap›lan aç›klaman›n ard›ndan kitle, ‹zmir’in
Karfl›ya ve Konak ilçelerinde 19 Aral›k’la
ilgili aç›lan masalarda siyasi tutuklu ve hükümlülere vatandafllar taraf›ndan yaz›lan
kartlar› gönderdi.
Bursa
Bursa’da 19 Aral›k katliam› etkinlikleri
Partizan, DHP, ESP, BDSP, BAT‹S, ‹HD,
YDG, SGD taraf›ndan örgütlenen meflaleli
yürüyüfl, tutsaklara kart atma, hapishane
önünde bas›n aç›klamas› ve karanfil b›rakma
eylemleri ile gerçeklefltirildi.
16 Aral›k günü akflam› Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde toplanan kitle buradan
Hatay
“19 Aral›k katliam›n› unutmad›k,
Hatay Demokrasi Platformu
unutturmayaca¤›z. Cezaevlerindeki
(Parbask›lara son”, yaz›l› pankart açarak, meflalelerle Eski Santral Garaja kadar yüBursa
rüdü. Eylem at›lan sloganlar ve kitle
ad›na yap›lan aç›klama ile bitirildi.
19 Aral›k günü ise saat 12:00’de
Heykel PTT önünde yine ayn› kurumlar taraf›ndan bas›n aç›klamas› ve devrimci tutsaklara kart gönderme eylemi
yap›ld›. Kitle buradan Bursa Hapishanesi’nin önüne gitti. Burada da yap›lan
sayg› duruflu ve bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan hapishane kap›s›na 28 karanfil
b›rak›ld›.
tizan, ‹HD, TÖP, ESP, KESK bileflenleri, EMEP, Halkevleri) taraf›ndan bir bas›n
Dersim
aç›klamas› organize edildi.
Aralar›nda Partizan, HKM, ESP,
Merkez Ulus (Künefeciler) MeydaEMEP, DTP ve DHP’nin bulundu¤u kurumn›’nda gerçekleflen bas›n aç›klamas›n›n
lar yapt›klar› panelle Hapishaneler Katliam›okundu¤u s›rada birkaç provokasyon girin› protesto etti. 23 Aral›k Pazar günü
flimi oldu, buna ra¤men kitle da¤›lmayarak
gerçeklefltirilen panelde aç›l›fl konuflmas›n“Faflizme karfl› omuz omuza” slogandan sonra sinevizyon gösterimine yap›ld›. Silan›n› daha gür bir flekilde at›larak karfl›l›k
nevizyon gösteriminin ard›ndan panelistin
verildi.
yapt›¤› konuflmayla panel sona erdi.
Polisin tehdidine karfl› da¤›lmayan kitle
19 Aral›k Çarflamba günü ise HÖC’ün
toplu bir flekilde slogan atmaya devam
yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda, devletin 19 Araederek, ‹HD’ye kadar yürüdü. Aç›klamal›k 2000’de hapishanelerde yapm›fl oldu¤u
da F tiplerinde devrimci tutsaklara yönelik
katliam protesto edildi. Partizan olarak
hak gasplar› ve y›ld›rma iflkencesinin sürbizlerin ve çeflitli devrimci, demokratik kudü¤üne de¤inildi. Ayr›ca eyleme Al›nteri
rumlar›n destekledi¤i eylem, yap›lan aç›klave BDSP de destek verdi.
madan sonra sona erdirildi.
(Hatay ‹K okurlar›)
(Dersim ‹K okurlar›)
biri de, Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB ) taraf›ndan, “19 Aral›k
Katliam› 7. y›l›nda…! Tecride karfl›
mücadele sürüyor!” bafll›¤› alt›nda organize edilen paneldi.
Kad›köy’de bulunan Genel-‹fl Sendikas› 3. Nolu fiube’nin salonunda gerçekleflen
panele, Av. Gülizar Tuncer, Mimar
Hasan K›v›rc›k, 19 Aral›k katliam› tan›¤›
Eyüphan Baflar ve TUYAB faaliyetçisi
Semiha K›rkoç kat›ld›.
16 Aral›k Pazar günü gerçekleflen panel, bir sinevizyon gösterimi ile bafllad›. 19
Aral›k katliam›n›n aktar›ld›¤› sinevizyon
gösteriminin ard›ndan k›sa bir aç›l›fl konuflmas› gerçeklefltirildi ve ilk sözü Hasan
K›v›rc›k ald›.
K›v›rc›k, a¤›rl›kl› olarak F Tipi Hapishanelerin mimar› yap›s›n› ve kökenini ortaya koydu¤u konuflmas›nda, dünyadaki
ilk hapishanelerden örnekler sundu. Ülkemizde ise daha çok zindan mant›¤›n›n oldu¤unu belirterek, F Tiplerinin mant›¤›nda
öteden beri bafl e¤dirme anlay›fl›n›n yatt›¤›n› vurgulad›.
K›v›rc›k’›n ard›ndan söz alan Eyüphan
Baflar ise yapt›¤› k›sa konuflmada, “Faflizme yak›flan bir vahflet” olarak tan›mlad›¤› 19 Aral›k’a nas›l gelindi¤ine de¤inerek,
operasyonla birlikte egemenlerin tutsaklar aras›nda var olan dayan›flmay› ortadan
kald›rmay›, devrimci iradeyi k›rmay›
amaçlad›¤›n› belirtti.
TUYAB faaliyetçisi ve katliam s›ras›nda tutsak yak›n› olan Semiha K›rkoç ise,
aileler olarak o dönemde neler hissettiklerini ve yaflad›klar›n› aktarman›n yan› s›ra,
katliam›n gerçekleflti¤i dönemde hakim
olan, egemen ekonomi-siyasal politikalara, çizilen sahte pembe tablolara dikkat
çekti ve katliam›n tam da bu yalanlar›n
gündemde oldu¤u bir süreçte gerçeklefltirildi¤ini vurgulad›.
Panelde son olarak söz alan konuflmac› Av. Gülizar Tuncer’di. Bu ülkenin en
de¤erli insanlar›n›n Ö.O’da ya yaflam›n› yitirdi¤ine ya da sakat kald›¤›na dikkat çeken Tuncer, bugün art›k farkl› fleylerin de
tart›fl›lmas› gerekti¤ini, bu farkl› fleylerin
ise, operasyon öncesine ve sonras›na dair
de¤erlendirmeleri kapsad›¤›n› vurgulad›.
(Kartal)
TUYAB: F tiplerinde direnifl sürüyor...
“Hayata Dönüfl” operasyonu ile
28 devrimcinin katledildi¤i tarihin y›ldönümünde Tutuklu ve Hükümlü
Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) bas›n
aç›klamas› yapt›. Operasyonun yap›ld›¤› hapishanelerden biri olan Bayrampafla (Sa¤malc›lar) Hapishanesi’nin önünde yap›lan aç›klama da “19
Aral›k direniflimizin 7. y›l›. 19
Aral›k katliam›n› unutmad›k,
unutmayaca¤›z” pankart›n› açt›.
Aç›klama operasyonlarda katledilenler için yap›lan sayg› duruflu ile bafllad›. TUYAB ad›na yap›lan aç›klamay›
okuyan Murat Elveriflli, 19 Aral›k’›n
ard›ndan tutsaklar›n götürüldü¤ü F
tiplerinde direniflin sürdü¤üne dikkat
çekti. Aç›klama müzik dinletisi ile devam etti. Müzik dinletisinin ard›ndan
katliamda flehit düflenler için hapishane kap›s›na k›rm›z› karanfil b›rakan
TUYAB bileflenlerinin eylemi alk›fl ve
sloganlarla sona erdi.
(‹stanbul)
TUYAB’dan tutsaklara kart
Tutuklu ve Hükümlü Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) 20 hapishanede efl zamanl› yap›lan operasyonu
protesto etti.
Galatasaray Postanesi önünde
yap›lan aç›klamada “19 Aral›k direnifli 7. y›l›nda, 19 Aral›k katliam›n› unutmad›k unutturmayaca¤›z” TUYAB pankart› aç›ld›. 18
Aral›k 2007 tarihinde yap›lan
eylemde TUYAB ad›na yap›lan aç›klamay› okuyan Ceren Uysal 19 Aral›k
2000 tarihinde hapishanelerde devrimci iradenin ve kararl›l›¤›n s›nand›¤›n› ve bunun bir direnifl manifestosu
oldu¤unu dile getirdi.
TAYAD:
Hapishane önünde eylem
19 Aral›k 2007 tarihinde Tutuklu
Aileleri ile Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i (TAYAD) üyeleri Bayrampafla Hapishanesi önünde bir bas›n aç›klamas› yaparak 19 Aral›k katliam›n› k›nad›. Saat 13.00’de bafllayan
eylemde “Diri diri yakanlar hala
cezaland›r›lmad›” pankart› aç›ld›.
Katliam s›ras›nda yak›lan kad›n tutsaklar›n foto¤raflar› ile yap›lan aç›klama katliamda yaflam›n› yitirenler için
‹HD:
Son olarak geçen hafta Sincan’a
görüfle giden TUYAB çal›flan› Sema
Gül’ün, y›llar önce kendisine aç›lan
hem de Ulucanlar katliam›n› protesto etmek için kat›ld›¤› bir eylemle
ilgili dava gerekçe gösterilerek tutukland›¤› belirtildi. Eylemde polis, bas›n
aç›klamas›n› okuyan ve slogan att›ran
iki kifliyi bas›n aç›klamas›n›n içeri¤inden ve “katil devlet” slogan›ndan
dolay› gözalt›na ald›. Bas›n aç›klamas›
Galatasaray Postanesi’nden tutsaklara dayan›flma kartlar›n›n gönderilmesi ile sona erdi. Gözalt›na al›nanlar
akflam saatlerinde savc›l›ktan serbest
b›rak›ld›.
(‹stanbul)
yap›lan sayg› duruflu ile devam etti.
Haz›rlanan bas›n metnini okuyan
Mehmet Güvel, katliam› anlatarak
katliam sorumlular›n›n belli olmas›na
ra¤men cezaland›r›lmad›klar›n› dile
getirdi. ‹dil Kültür Merkezi Tiyatro
Grubu’nun 19 Aral›k katliam›n› canland›ran bir oyunu sergilemesinin ard›ndan hapishane önüne karanfil b›rakan TAYAD üyelerinin eylemi alk›fl
ve sloganlarla sona erdi. (‹stanbul)
Hücreleri parçala...
‹HD 19 Aral›k katliam›n› k›nayan
bas›n aç›klamas›n› Bayrampafla Hapishanesi önünde yapt›. ‹HD üyeleri burada toplanarak “F tipi insanl›k d›fl›”, “Hücre tipi hapishane istemiyoruz” vb. dövizler açt›lar. ‹HD ‹stanbul fiube Baflkan› Gülseren Yoleri yapt›¤› aç›klamada hapishanelerde yaflanan hak gasplar›ndan da bahsederek ‹HD’nin hapishanedeki tutuklu ve mahkûmlar›n insan haklar›na
sayg› gösterilmesi, insan onuruna uygun koflullarda yaflamas›n›n sa¤lanmas› ve kamuoyunda hapishaneler sorunlar›na dikkati çekmek için 11. Genel Kurulu’nda 19 Aral›k tarihini “Cezaevlerinde insan haklar› için mücadele ve dayan›flma günü” ilan etti¤ini
söyledi. Aç›klaman›n ard›ndan kitle
katliamda yaflam›n› yitirenler an›s›na
hapishane kap›s›n› karanfiller b›rakt›.
(‹stanbul)

Benzer belgeler