haber - Abone Girişi

Transkript

haber - Abone Girişi
TAVİZ YOK
HİDROLİK VERİMLİLİK VE SERBEST GEÇİŞ BU SERİDE BİR ARAYA GELDİ
Yenilikçi teknolojilerle
donatılan SE-SL serisi,
şimdiye kadar hiçbir atık su
pompasında görülmemiş
yükseklikte toplam verimlilik
sunuyor
GRUNDFOS S-TUBE
Devrim niteliğinde çark tasarımı: Serbest geçiş
kapasitesinden taviz vermeden dünya
standartlarında hidrolik verimlilik sunan
S-tube çark.
GRUNDFOS iSOLUTIONS
Pompa sistemlerimizde bütünsel yaklaşım: Pompa
sisteminin değişen çalışma koşulları altında dinamik ve akıllı
bir çalışma sergilemesini sağlayan özelleştirilmiş çözümler
GRUNDFOS BLUEFLUX®
Yüksek motor verimliliği: IE3 motor verimliliği
standardı gözetilerek üretildiğinden, pompanızın
elektrik verimliliğini en üst seviyeye çıkaran
Grundfos Blueflux® teknolojisi.
GRUNDFOS SMARTDESIGN:
Kullanıcı dostu tasarım: Ürünlerinizin sorunsuz şekilde
kurulmasını, çalıştırılmasını ve bakımını sağlayan işlevsel
tasarım.
SE ve SL atık su pompa serisi,
sunduğu yüksek toplam verimlilikte
şimdiye kadar görülmemiş
rakamlara ulaşıyor. Grundfos;
akıllı işlevler, motorlar, hidrolik
ve işlevselliği bir araya getiren
yenilikçi teknolojileriyle, günümüzün atık su
uygulamalarında etkili bir çalışma sergileyen ve
aynı zamanda en yüksek hidrolik, elektrik, mekanik
verimlilik sunan pompalar tasarlıyor.
Daha ayrıntılı bilgi için:
http://tr.grundfos.com/no-compromise.html
TR_10697_SE_SL_all_together_CEVRETEKNILOJIILERI.indd 1
24/05/2013 16:59
İçindekiler
EYLÜL 2013
SAYI: 62
4 haber
18
24
52
60
4 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
18
su dünyası
24
röportaj
30
kongre
44
ürün & teknik
52
proje
56
ürün
58
ürün
60
örnek proje
Ters Ozmoz Cihazı Mikrop Geçirir mi?
HAUS Santrifüj Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı
Hakkı Gözlüklü
10. Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresi
Huber RoDisc® Üçüncü Kademe Atıksu Arıtma
Bodrum Mumcular İçmesuyu Arıtma Tesisi
Gaz Klorlama Ünitesi
Atıksu Terfi İstasyonlarında WILO ile Yenilikçi Çözümler
MAS NM-P Serisi Uçtan Emişli Paslanmaz
Çelik Sac Pompalar
Tabakhane Atıklarını İşlemek
Editör
Kongre’den akılda kalanlar...
G
eçtiğimiz günlerde Hacettepe Üniversitesi’nde 10. Çevre Mühendisliği Kongresi gerçekleştirildi. Kongre’de
bilimsel açıdan tatmin edici bir içerik
hakimdi. Bu içeriğe ve bildirilere isteyen
herkes bir şekilde ulaşabilir... Bizim dikkat çekmek istediğimiz ise, açılış konuşmalarında özetlenen sorunlar...
Kongre’nin açılış töreninde CHP
Grup Başkan Vekili Muharrem İnce,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşar
Yrd. Mehmet Emin Birpınar, Kongre
Düzenleme Kurulu Başkanı Yeşer Aslanoğlu, Kongre Bilim Kurulu Başkanı
Prof. Dr. Gülen Güllü, TMMOB Yönetim
Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ve ÇMO
Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu
birer konuşma yaptılar. Bu konuşmaların
detaylarını ve kimin, ne söylediğini ilerleyen sayfalarımızda bulabilirsiniz. Fakat
burada, bu konuşmalardan hatırımızda
kalanları başlıklar halinde, bir bütün olarak özetlemek istedik. Yorumlar, ayrı ayrı
değil de bir bütün olarak değerlendirildiğinde pek de iç açıcı olmayan ama bir
o kadar da “anlamlı” bir tablo çıkıyor
ortaya. Aslında herkesin bildiği sorunlar
neler mi?.. Bir kez daha hatırlatılmasına
Akademik Danışmanlarımız
Prof. Dr. Nuri Azbar
Prof. Dr. Hulusi Barlas
Prof. Dr. Ekrem Ekinci
Prof. Dr. M.Talha Gönüllü
Prof. Dr. Erdem Görgün
Prof. Dr. Selahattin İncecik
Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu
Prof. Dr. Cumali Kınacı
Prof. Dr. Mustafa Öztürk
Prof. Dr. Ahmet Samsunlu
Prof. Dr. Beyza Üstün
Doç. Dr. İdil Arslan Alaton
Doç. Dr. Hüseyin Günerhan
Doç. Dr. Güçlü İnsel
Yayın Danışmanlarımız
Tolga Hikmet Balta
Enis Burkut
Uğur Dinçer
Hüseyin Gezer
Dr. Merih Kerestecioğlu
Ufuk Malak
aracı olalım, özetle şunlar:
- Ülkemizde çevre sorunları, bilimsel
bilgi ışığında tespit edilemiyor ve
şeffaf, katılımcı bir anlayışla topluma
aktarılamıyor
- Çevre yönetimi, “Beyan esastır” yaklaşımına teslim ediliyor
- İrili ufaklı birçok projede olduğu gibi
Kanalistanbul, 3. Köprü, 3. Havalimanı gibi büyük projelerde de
“çevre” maalesef gözardı ediliyor
- ÇED uygulamaları işlevsizleştiriliyor;
ayrıca acilen stratejik ÇED kavramının
hayata geçirilmesi gerekiyor
- Çıkarılan yasalarda ortak akıl, bilim,
hukuk ve kamu yararı gözetilmiyor
- İki başlı bir yapının, yani Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve
Su İşleri Bakanlığı’nın, artan çevre
sorunlarını çözmesi pek mümkün
görünmüyor
- Çevre teknolojilerinde dışa bağımlılık
gün geçtikçe artıyor
- AB çevre mevzuatına yönelik yapılan
çalışmalar sekteye uğruyor
- Yerel yönetimler ve kamu kurumlarında çevre mühendisliği istihdamı
çok yetersiz
- Meslek Odalarının, hükümet tarafın-
SERTAÇ AYTAÇ
[email protected]
-
-
dan bir “düşman” olarak algılanmaması gerekiyor
Doğal kaynaklar, tarihi-kültürel varlıklar, ormanlar ve kıyılar rant cennetine dönüştürülüyor
Denetim ve yaptırım eksikliği, sorunları içinden çıkılmaz bir hale getiriyor
Bu sorunlar tabii ki zamanla çözülür.
Ama yine de sorunların öncelikle düzgün tanımlanıp, sık sık dile getirilmesinin de önemli olduğunu düşünüyoruz...
Önümüzdeki sayıda görüşmek ümidiyle...
İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti.
Adına Sahibi
İsmail Ceyhan
Reklam Müdür Yardımcısı
Ayşe Kavukcu
[email protected]
Yapım
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
İsmail Ceyhan
[email protected]
Grafik
Ömer Duman
[email protected]
Yayın Yönetmeni
Sertaç Aytaç
[email protected]
Abone
Reyhan Toydemir
[email protected]
Tel: 0216 651 78 78
Yayınlayan: İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti.
Yönetim Yeri: Barbaros Mah. Uğur Sok.
No: 2/2 34662 Üsküdar / İstanbul
Tel: 0216 651 78 78
Fax: 0216 651 78 98
Internet: www.suvecevre.com
www.b2bmedya.com
E-posta: [email protected]
Fiyatı: 8 TL.
Yıllık Abone: 80 TL.
© 2013 İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti.
ISSN: 1307-9204
Ayda bir yayımlanır.
Yazı İşleri Müdürü
Uğur Doğan
[email protected]
Reklam Müdürü
İsmail Öner
[email protected]
Baskı ve Cilt
Altan Basım Ltd.
Yüzyıl Matbaacılar Sitesi / Bağcılar
Tel: 0212 629 03 74
Tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır.
Basın Kanunu’na göre yerel süreli yayındır.
Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
5
Haber
Schneider Electric, Struxureware ile Tesisler ve
BT Arasında Köprü Kuruyor
S
chneider Electric’in geliştirdiği
ve Intel Sanal Ağ Geçidi teknolojisinden faydalanan StruxureWare
Veri Merkezi İşletimi ve Sunucu Erişimi yazılımı, birden çok varlığa ve
sunucuya erişimi, sorun gidermeyi
ve bunların kontrolünü sağlıyor.
Ayrıca ek donanım ihtiyacını ortadan
kaldırarak, maliyette önemli tasarruf
yaratıyor.
(vKVM) ile DCIM’yi tek bir entegre
ürün paketinde sunarak, tesisler ve
Bilgi Teknolojileri arasında bir köprü
kuruyor” dedi.
DCIM ve KVM yazılım teknolojisini bir araya getiren Sunucu Erişimi,
BT yöneticilerinin, veri merkezi
yöneticileri/operatörlerinin ve tesis
yöneticilerinin sunucuları doğrudan
DCIM yazılımı üzerinden başlatma,
yönetme, sorun giderme ve kontrol
etmelerini sağlıyor.
Schneider Electric, Yeşil
İş Konferansı’na Stratejik
Çözüm Ortağı Oldu
Enerji yönetiminde dünya çapında
uzman Schneider Electric, ek bir
donanım ihtiyacı olmadan sunucu erişimi sağlayan ilk veri merkezi altyapısı
yönetim (DCIM) yazılımı çözümünü
duyurdu.
StruxureWare Veri Merkezi İşletimi
yeni ürün modülü, uzaktan yönetim
için tam sunucu erişimi ve güç dönüşümü sağlamak üzere Intel Sanal Ağ
Geçidi teknolojisinden faydalanıyor.
Schneider Electric Kurumsal
Yönetim ve Yazılım Bölüm Başkan
Yardımcısı Soeren Jensen, “Veri merkezi yönetimi için entegre bir KVM ve
DCIM yazılım yaklaşımı sunmak üzere
Intel’le yaptığımız ortaklık sayesinde
BT ve tesisler arasındaki uçurumu
kapatma çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sadece yazılım özellikli sunucu
erişim yetenekleri sunan ilk DCIM
sağlayıcı olarak, Sunucu Erişimi’ni
veri merkezleri ve tesislerde enerji
verimliliğini artırmak adına önemli
bir bileşen olarak görüyoruz” diye
konuştu.
IDC’nin Veri Merkezi Eğilimleri ve
Stratejileri ekibinin araştırma müdürü
Jennifer Koppy ise “Schneider Electric
ve Intel, sanal klavye video mouse
6 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Enerji yönetimi uzmanı Schneider
Electric, bu yıl beşinci kez düzenlenen
Yeşil İş-Green Business Konferansı’na
Stratejik Çözüm Ortağı olarak destek verdi. Schneider Electric Türkiye
Genel Müdürü Bora Tuncer, konferansın açılışında yaptığı konuşmada,
sürdürülebilir dünya için iş liderlerine
büyük görev düştüğüne dikkat çekerek, “Hepimizin bakış açıları farklı
olabilir, fakat hedefimiz ortak: Daha
yaşanabilir bir gelecek hayal ediyor ve
onun için çalışıyoruz” dedi.
Konferansta, Schneider Electric
standında “Şimdiki gelecek zaman”
teması altında videolar gösterildi,
enerji verimliliği sağlayan çözümler
hakkında katılımcılara bilgiler verildi.
Bu yıl Uluslararası Çevreci Şehirler
Yarışması’nda Türkiye’yi temsil eden
Bilkentli öğrenciler de derece alan
projelerini Yeşil İş Konferansı katılımcılarıyla paylaştı.
Enerji Açığı Sorunundan Çıkış
Yolu, Enerji Verimliliğinden
Geçiyor
Schneider Electric Orta Asya Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Keçiciler,
T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyonunda düzenlenen TürkKore Müteahhitlik Sektörü İşbirliği
Forumu’na katıldı. Foruma, Kore
Cumhuriyeti’nden büyük ölçekli firmaların yanı sıra Tacikistan, Özbekistan ve Kırgızistan hükümet ve iş
dünyasından temsilciler de büyük ilgi
gösterdi.
Keçiciler, forumda yaptığı konuşmada, 2050 yılında dünyanın tükettiği
enerji miktarının iki katına çıkacağını
vurgulayarak, “Günümüzde enerji,
çözülmesi kolay gibi gözüken, ancak
bir o kadar da karmaşık dinamikleri
beraberinde taşıyan bir denklem
haline geldi. Küresel ısınmayı da dikkate alacak olursak, gelecek nesillere
daha yaşanabilir bir dünya bırakmak
için, enerjiyi daha verimli kullanmaktan başka çaremiz yok! Biz Schneider
Electric olarak, bu denklemden çıkış
yolunu enerji verimliliği olarak görüyoruz. Bu amaca hizmet etmek için
kurumlara, yatırımcılara ve müteahhitlere entegre enerji çözümleri sunuyoruz” dedi.
Yeşil İş-Green Business Konferansı
Hila
ekotan
DEPOLAMADA UZMAN ÇÖZÜMLER
4 Kıtada 47 ülkeye ihracat yapan Ekotank her türlü sıvı depolama ihtiyaçlarınız için profesyonel çözümler sunar.
• Enerji Santralleri
• Arıtma Tesisleri
• Su İdareleri
• Sanayi Tesisleri ve Şantiyeler
• Yangın Depoları
• Askeri Tesisler
• Tarımsal Sulama
• Maden Arama Tesisleri
• İnsani Yardım Projeleri
Hilal Mahallesi Paşaköy Caddesi No: 28/1 34791 Paşaköy - Sancaktepe/İstanbul Tel: +90 (216) 540 43 00 (Pbx) • Fax: +90 (216) 540 43 11
Müşteri Hattı: +90 (216) 540 43 13 • [email protected] • www.ekotank.net
ekotank 19.5x27 yeni.indd 1
2/22/13 4:08 PM
Haber
İnovatif Sürdürülebilirlik Konusunda
En İyi Uygulamalar Ödüllendirildi
S
ürdürülebilir Kalkınma Derneği
(SKD) tarafından, inovatif uygulamalarla sürdürülebilir kalkınmaya
katkıda bulunan iyi uygulamaları ödüllendirmek ve yaygınlaştırmak amacıyla düzenlenen “İnovatif Sürdürülebilirlik Uygulamaları Yarışması”nda
kazananlar belli oldu.
Ödüller, ana sponsorluğunu
Vodafone’un, destek sponsorluğunu
Brisa’nın yaptığı ödül töreniyle sahiplerine verildi. İstanbul’daki İngiltere
Konsolosluğu binasında düzenlenen
törene iş dünyası, üniversiteler, sivil
toplum kuruluşları ve medya temsilcilerinin yanı sıra İngiltere Başkonsolosu Leigh Turner da katıldı. Törende,
Futurist Ufuk Tarhan’ın iş dünyasının
geleceği konusunda yaptığı vizyoner
konuşma büyük ilgi topladı.
İnovatif Sürdürülebilirlik Uygulamaları Yarışması’nda, “Büyük Şirket”
kategorisi “Çevresel İnovatif Uygulama” dalında TAV Havalimanları Holding, “Ekonomik İnovatif Uygulama”
dalında Enerjisa Başkent Elektrik
Dağıtım, “Sosyal İnovatif Uygulama”
dalında Enerjisa Enerji Hizmetleri
ödül kazandı.
“KOBİ” kategorisinde “Çevresel İnovatif Uygulama” dalında Ege
Orman Vakfı Ağaçlandırma ve Ağaç
Ürünleri İktisadi İşletmesi (EGEVAK)
8 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
ödül kazanırken, “Ekonomik İnovatif
Uygulama” ve “Sosyal İnovatif Uygulama” dallarında ödüle layık firma
bulunamadı.
Yarışmada finale kalan 14 firma
SKD İnovasyon Çalışma Grubu tarafından belirlendi. Finalistler üniversite, basın ve sivil toplum kuruluşları
temsilcilerinden oluşan jüri tarafından
değerlendirildi.
Ödül töreninin açılış konuşmasını
yapan SKD Başkanı Galya Frayman
Molinas, dernek olarak bir ilk gerçekleştirdiklerini belirterek şunları
söyledi:
“Türkiye’de ilk kez inovasyon ile
sürdürülebilirlik kavramlarını birleştiren iyi uygulamalar ödüllendiriliyor.
SKD olarak, inovasyonu sürdürülebilir kalkınmanın gerekli ve önemli
bir unsuru olarak görüyoruz. Bizim
için inovatif sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınmaya somut anlamda
katkı sağlayacak ürün ve hizmetlerin
üretim, yönetim ya da süreçlerinin
yenilikçi ve özgün bir yaklaşımla ele
alınması anlamına geliyor. Yarışmayla
özel sektörün çevreye, ekonomiye ve
topluma katkıyı artıracak inovatif projelerini ortaya çıkarmayı ve desteklemeyi hedefledik. İyi uygulamaları
ödüllendirerek, yaygınlaşmaları konusunda katkıda bulunmayı istedik.”
ABB, Elbi Elektrik’i
Satın Aldı
A
BB, Türkiye’de alçak gerilim sektöründeki pozisyonunu güçlendirmek ve Doğu
Avrupa’daki faaliyetlerini genişletmek amacıyla, Türkiye’de kurulu
Elbi Elektrik şirketini Ahlström
Capital’dan satın aldı. Taraflar,
işlemin finansal detaylarını açıklamama kararı aldı.
Merkezi İstanbul’da bulunan
Elbi Elektrik’in yaklaşık 450 çalışanı
bulunuyor. Firma, Türkiye pazarı
için elektrik kablolama aksesuarları tasarım ve üretimi gerçekleştiriyor ve ürünlerini kendi yerel
pazarlama organizasyonuyla Doğu
Avrupa’ya ihraç ediyor.
ABB’nin Alçak Gerilim Ürünleri Grup Başkanı Tarak Mehta
konuyla ilgili şunları söylüyor: “Bu
satın alma Türkiye ve Doğu Avrupa’daki büyüme stratejimizde ileri
doğru atılmış bir adımdır. Temel
işkolumuzdaki bu genişlemeyle,
büyümenin bir sonraki adımlarını sağlamlaştırıyoruz. Birbirini
tamamlayan ürün portföylerimiz
daha fazla müşteriye erişebilmemizi sağlayacak.”
Mevcut kablolama portföyünü
Elbi Elektrik ürünleriyle destekleyecek olan ABB, var olan ürün
yelpazesiyle erişemediği Avrupa
dışındaki pazarlara da hizmet sunabilecek. Satın alma işlemi, ABB’nin
kısa bir süre önce bina otomasyon
çözümlerinde satış kanalı ortakları için sunduğu ürünleri ve pazar
erişimini genişletmeyi amaçlayan
Fransız yazılım firması Newron
System S.A.’yı satın almasını takip
etti. Tıpkı Newron’da olduğu gibi
Elbi Elektrik de ABB’nin Alçak
Gerilim Ürünleri işkolunda Kablolama Aksesuarları bölümüyle
entegre olacak.
Haber
Başbakanlık Milli Arşivler
Binası’nda Lowara Ürünleri
Tercih Edildi
T
OKİ’nin, İstanbul Kâğıthane’de inşa ettiği Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Yeni
Hizmet Binası, 2 Haziran 2013 tarihinde açıldı. Toplam
57 bin metrekarelik alan üzerine konumlandırılan ve
13 bloktan oluşan Osmanlı arşivinde 370 bin civarında
defter, 100 milyon civarında da belge bulunuyor. Proje
kapsamında arşiv birimleri, idari binalar, kongre merkezi, müze, konferans ve sergi salonları, misafirhane ve
kapalı otoparklar yer alıyor.
Dünya çapında büyük öneme sahip projenin tüm
ısıtma ve soğutma sirkülasyon pompaları, hidrofor sistemleri ve drenaj pompa gruplarında Lowara ürünleri
tercih edildi. Projede Lowara markasının tercih edilmesinde yüksek randımanlı pompa ve özel tasarımlı motorlardan oluşan ürün gruplarının doğru seçim ve doğru
tesisatlandırmayla uzun yıllar servis gerektirmeyen
özelliği ve sunduğu rekabetçi fiyatlar belirleyici oldu.
Sürdürülebilir Yaşam ve Enerji
Söyleşileri, Piyasaya Çıktı
R
ahmi Aydemir’in uzun
emekleri
sonucunda
hazırlanan, Futuristler Derneği
Başkanı Murat Şahin’den Doğa
Derneği Genel Müdürü Engin
Yılmaz’a, siyaset bilimcilerden
aktivistlere kadar birbirinden
önemli ismlerin yer aldığı, “Sürdürülebilir Yaşam ve Enerji Söyleşileri” adlı kitap piyasaya çıktı.
Kitap, sürdürülebilir kalkınma
kapsamında teknolojik değişim
ve yeniliğin doğurduğu politik mücadeleleri, enerji
piyasasını ve yenilenebilir enerjinin geleceğini tartışıyor. Ayrıca şirketlerin yatırımları, Türkiye’deki sorunlar,
STK’ların bu konuda rolleri ve başarıları, yeşil şehircilik
anlayışı, kısa ve orta dönemli Avrupa Birliği çevre uyum
politikalarının Türkiye politikasına entegresine dair
çözüm yollarını ele alıyor.
Haber
Türk-Alman Su İşbirliği
Günleri’nin Üçüncüsü
İzmir’de Düzenleniyor
S
on iki yıldır German Water Partnership (GWP)
tarafından Türkiye’de düzenlenen Türk-Alman
Su İşbirliği Günleri bu yıl 25-26 Eylül tarihleri arasında İzmir’de, İzmir Kalkınma Ajansı İZKA işbirliğiyle gerçekleşiyor. Etkinliğe ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da destek veriyor. 2011’de Ankara ile
başlayıp, bir sonraki yıl İstanbul’la devam eden TürkAlman Su İşbirliği Günleri’ne bu yıl İzmir evsahipliği
yapacak. 3. Türk-Alman Su İşbirliği Günleri kapsamında yine özel sektör, yerel yönetimler, kamu ve
birliklerden uzmanlar ve yetkililer, suyun etkin ve
sürdürülebilir ekonomisini, çevreye duyarlı teknolojileri, çözümler ve işbirliği imkanlarını masaya
yatıracaklar.
Etkinliğin birinci günü sunumlar ve panellerde
su ve atıksu yönetimiyle ilgili Ege Bölgesi’nin
gereksinimleri, yasal çerçeve, sorunlar ve perspektifler konusu ele alınacak. Etkinlik boyunca
ayrıca Almanya’dan su teknolojileri alanında ürün
ve hizmet sunan şirketler, tanıtım masalarında
ilgilenenlerin sorularını yanıtlayacaklar. İkinci gün
ise “Sanayide Su ve Atık Su Yönetimi I: Organize
Sanayi Bölgeleri”, “Su Temini ve Kaçağın Önlenmesi”, “Sanayide Su ve Atık Su Yönetimi II”, “Su
Yönetiminde Bütünsel Enerji Verimliliği”, “Arıtma
Çamuru ve Yeniden Değerlendirme” ve “Atık Su
Yönetimi ve Kanalizasyonu” başlıklı çalıştaylarda
detay konulara ağırlık verilecek.
Dünyanın Kuruyan Gölleri
için Burdur’da Buluşuldu
D
oğa Derneği’nin, Vaillant’ın desteğiyle
Burdur’da düzenlediği “Kuruyan Göller için
Uluslararası Buluşma” toplantısı Orta Asya, Afrika,
Ortadoğu ve Balkanlar’dan 10 ülkeden aktivist,
akademisyen ve kamu kurumu temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nde 17-18
Eylül tarihlerinde yapılan toplantıda, Türkiye’de ve
dünyada göllerin kurumasının ardında yatan ortak
sebepler ve çözüm önerileri tartışıldı ve gölleri
yaşatmak için bölgesel işbirliğinin ilk adımları atıldı.
Doğa Derneği tarafından yürütülen Burdur
Gölü’nü Kurtarma Projesini geçen yıldan bu yana
destekleyen Vaillant Türkiye, yurtdışından pek çok
akademisyen, aktivist, sivil toplum örgütü ve kamu
kuruluşu temsilcilerini buluşturan bu etkinliğin de
destekleyicisi oldu.
12 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
LISTED
Atık ve Pis Su Tahliye
Sistemlerinin Yıldızı
Sektörde 37
yıllık tecrübe
Güvenli çalışma ortamı Kompakt yapı Çift çıkışlı basma özelliği
Bakım onarım kolaylığı İşletme kolaylığı Kendinden emişli
TED
www.masgrup.com ][ [email protected]
Pompalar | Genleşme Tankları
Hidroforlar | Sistemler
Haber
IFAT 2014, 5-9 Mayıs Tarihlerinde Düzenleniyor
M
esse München International
tarafından organize edilen
dünyanın en büyük su, atıksu, geri
dönüşüm ve çevre fuarı IFAT 2014, 5-9
Mayıs 2014 tarihlerinde Almanya’nın
Münih kentinde düzenlenecek. İstanbul Ticaret Odası (İTO)’nın milli
katılım organizasyonu yapacağı fuar
için Türkiye’de bir tanıtım semineri
düzenlendi.
İstanbul Ticaret Odası’nda 24
Eylül Salı günü düzenlenen seminere,
Messe München International Fuarlar Genel Müdürü Dr. Wolf-Dietrich
Müller, Messe München International Türkiye Resmi Temsilciliği Agora
Turizm Genel Müdürü Tolga Özkarakaş ve İTO yetkilileri katıldı.
Dr. Wolf-Dietrich Müller, seminerde yaptığı sunumda, IFAT’ın dünyanın önde gelen su, kanalizasyon,
atık ve ham madde yönetimi ticaret
fuarı olduğunu belirterek kentleşmenin en acil sorunlarına yönelik
bir platform oluşturduğunu söyledi.
2012 yılında düzenlenen bir önceki
fuarla ilgili bilgiler veren Müller, IFAT
2012’nin yaklaşık 215 bin metrekarelik bir alanda düzenlendiğini ve 54
ülkeden 2 bin 939 katılımcıyı dünya-
nın 182 ülkesinden gelen 124 bin 200
ziyaretçiyle buluşturduğunu ifade etti.
Toplantıda, 2015 yılında İstanbul’da ilk kez düzenlenecek olan,
Avrasya’nın su, kanalizasyon, atık ve
geri dönüşüm alanında öncü ticaret
fuarı IFAT Eurasia 2015 ile ilgili bilgiler
de verildi.
STAN
STANDART SU VE CEVRE.indd 1
5/21/13 11:34 PM
Haber
STFA’nın Irak’ta Gerçekleştireceği
Projenin Temeli Atıldı
ETİ ve WWF-Türkiye, “Örnek
Kasaba” Uygulaması Başlattı
TFA İnşaat Grubu’nun, STFA-Fernas-Kalyon Ortak Girişimi
olarak gerçekleştireceği “Irak Erbil İçme Suyu Hattı İyileştirilmesi ve Duhok Dağıtım Şebekesi” projesinin temel atma
töreni 19 Eylül’de yapıldı. Tören, Kuzey Irak Bölgesel Yönetim
Başbakanı Neçirvan Barzani, Türkiye Erbil Başkonsolosu Mehmet Akif İnam, Ticari Ateşesi Sayer Erbil ve STFA, Fernas ve
Kalyon üst yönetiminin katılımıyla gerçekleştirildi.
Tamamlandığında 40 bin eve
su ulaştıracak Irak Erbil İçmesuyu
Hattı İyileştirilmesi ve Duhok
Dağıtım Şebekesi projesinin
bedeli 163 milyon ABD Doları.
Projenin 18 ayda tamamlanması
hedefleniyor. Projenin kapsamında, Erbil’de arıtma tesisi
kapasitesinin 144.000 m3/gün’den
240.000 m3/gün’e çıkarılması,
dağıtım şebekesinin yenilenmesi,
624 km boru döşenmesi ve Duhok
dağıtım şebekesinin yenilenmesi
işleri bulunuyor.
onya Kapalı Havzası’nda su kaynaklarının akılcı
kullanımını teşvik etmek amacıyla 2008 yılından bu yana sürdürülen “İklime Uyum Seferberliği
Projesi”nin 6. yılında “Örnek Kasaba” uygulamasını
başlatan ETİ Burçak ve WWF-Türkiye, Oğuzeli kasabasını tüm Konya Kapalı Havzası ve hatta Türk tarımı
için örnek bir bölge haline getirmeyi hedefliyor.
Oğuzeli’nde kısa sürede 5 mısır ve ayçiçeği tarlasında
damla sulama ve 1 buğday tarlasında yağmurlama
sulama olmak üzere toplam 6 tarlada modern sulama
tekniklerine geçen ETİ Burçak ve WWF-Türkiye, Oğuzeli’ndeki örnek tarlalarda yüzde 40 daha az sulamayla
yüzde 25 verim artışı elde etti.
S
K
ARG -LOHE DÜŞÜK SICAKLIKTA ÇAMUR KURUTMA FIRINI DÜŞÜK İŞLETME MALİYETİ
%90 KURU MADDE ÇIKIŞI
EMİSYONSUZ ÇALIŞMA
TEHLİKESİZ KURUTMA
130 C FIRIN ISISI Tel: +90 312 395 77 29 Mail: [email protected] Fax: +90 312 395 77 31 Web: www.argesmakina.com 16 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Su Dünyası
ENİS BURKUT
[email protected]
Ters Ozmoz Cihazı Mikrop Geçirir Mi?
Ters Ozmoz cihazı, sudaki
çözünmüş mineralleri
azaltmak için icat edilmiştir,
suyun mikrobunun
giderilmesi için tek başına
kullanılan bir cihaz değildir.
18 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
“M
ikrop” deyince, su
yönetmeliklerinde ve
içme suyu analizlerinde adları belirtilen mikro-biyolojik yaratıklar, “mikroskopik canlılar”
demek istiyoruz; örneğin mantar,
parazit, bakteri, virüs, coliform, e-koli,
enterekok ve bu gibi. Ve kendimize
soruyoruz: Bu mikroplar TO - Ters
Ozmoz cihazının ürettiği kaliteli
su tarafına geçebilirler mi?
Teorik olarak düşünüldüğünde,
mambran tekniğini iyi tanıyanlar için
bu soru “saçma” gelebilir. Bir mikroptan binlerce daha küçük olan molekülleri/iyonları geçirmeyen ve suyu
saflaştıran TO-Ters Ozmoz cihazının
mambranları, irilikleri “bir mikron”dan
biraz daha küçük olan mikroları, nasıl
iyi su tarafına geçirsin ki?
Ancak pratikte görüyoruz ki, TO
cihazları üretim suyu tarafına mikrop
geçirebiliyor. Hatta, iyi su tarafına
geçen bu mikroplar, mambranın iyi
su tarafında ürüyor, biyofilmler oluşturuyor ve güçlü yıkamalar ile dahi
yerini terk etmiyor; zaman zaman
bu durumlara şahit oluyoruz. Çok
ender olarak bizden “Steril Proses
Suyu” veya mikropsuz su istenir ve
bu durumlarda TO üretim suyunda
sık sık mikrobiyolojik analiz yapılır.
Genel olarak bizden talep edilen Ters
Ozmoz proses suyu, iletkenliği %95
civarı düşürülmüş, sertliği sıfıra yakın
olan, mikrobiyolojik kalitesi önemli
olmayan sulardır.
Öncelikle şu çok önemli
konuyu hatırlatalım: TO cihazı üretim suyunda mikrop görmek istenmiyorsa, TO öncesinde kurulan ön arıtım cihazlarında mikropların mümkün
olduğunca giderilmesi gerekir ve TO
cihazına dış ortamdan da hava yolu ile
mikrobun kesinlikle bulaşması engellenmelidir. TO besi suyunda mikrop
varsa, bu mikroplar TO üretim suyuna
geçmese dahi, mambranın kötü su
tarafında yuvalanır, burada ürerler ve
TO mambranının su geçirgenliğini
azaltırlar, hatta, bazı durumlarda TO
mambranını tamamen tıkarlar. İşte
bu sebeple mikrop zaten TO besi
suyunda istenmeyen bir varlıktır.
Mikroplar geometrik hız ile ve kısa
sürede çoğalırlar, su içindeki katıların
birbirine yapışmasını sağlarlar. Oluşan
katı grupları içinde mikroplar koloniler kurarlar ve sonunda “BİYOFİLM”
adı verilen plaklar oluştururlar. Biyofilm adlı bu gruplaşma içine sodyum
hipoklorit dahil birçok yıkama kimyasalları nüfuz edemez, bu sebeple bir
kere oluşmuş Biyofilm ile mücadele etmek çok zordur.
Özetlersek, “teorik olarak” TO
Farklı çevre hizmetleri için birden çok
hizmet ortağına ihtiyacınız var
veya sadece REMONDIS’e.
> Arıtma Tesisi İşletme Hizmetleri
•
•
•
•
•
Evsel ve Endüstriyel Atıksu Arıtma Tesislerinin İşletilmesi
İçme Suyu Arıtma Tesislerinin İşletilmesi
Arıtma Çamurlarının Bertarafı
Enerji Optimizasyonu
Yap-İşlet-Devret Yatırımları
REMONDIS, Eski Üsküdar İçerenköy Yolu Caddesi VIP Center No: 10 Kat: 10 İçerenköy Ataşehir/İstanbul
Tel: +90 (216) 577 64 44 Faks: +90 (216) 577 64 40 [email protected]
REMONDIS:
İşi uzmanına bırakın!
Su Dünyası
besi suyu içinde mikrop olmamalıdır. Bunu sağlamak için ham
suyun ve TO ön arıtımının sürekli
dezenfeksiyonu yapılmalıdır. Ancak,
tecrübemiz gösteriyor ki, mikrop/
bakteri hiçbir zaman TO ön arıtmasında sıfırlanamıyor. Bu sebeple TO
mambran yıkamaları periyodik olarak ve mikrop giderimi maksatlı da
yapılmalıdır.
Şimdi sorumuzu tekrarlayalım: Ön arıtmada tamamen giderilemeyen ve TO’a kadar gelen mikroplar, mikrobun iriliğinden binlerce kat
daha küçük olan iyonları geçirmeyen
TO mambranlarından nasıl olur da iyi
su tarafına geçer?
Mikropların nasıl TO üretim
suyu tarafına geçtiğinin
cevabını tahmin edebiliyoruz
Mambran ara parçası ve O ringler
TO CİHAZINDA KRİTİK MİKROP KAÇAĞI NOKTASI: TO cihazının mambran kabı içinde bulunan,
mambranları birbirine birleştirerek
TO üretim suyunu taşıyan “ara parçalar” bulunur. Bu ara parçaların
üzerindeki “O” ringler, mambranlara
gelen basınçlı ham su ile TO’nun
ürettiği iyi su arasında ÇOK KRİTİK
NOKTALARDIR. Bu “O” ringlerin bir
tarafında 10-15 bar üzerinde ham su
bulunur, diğer tarafında SIFIR basınçlı
TO üretim suyu yer alır.
TO basınç pompasının devreye girmesi ve durması gibi anlarda bu “O”
ringler hareket eder ve bu hareket
sırasında oluşması ihtimali olan bir
mikronluk bir aradan birkaç mikrop
TO’nun üretim suyu tarafına geçebilir.
Yandaki resimde “O” ring ile bağlantı
yapılan üretim suyu “ara parçası”
görünüyor. Bu O-ringler zamanla aşınır ve düzleşir, O-ringleri yenilemek
gerekir.
TO MAMBRANINDA KÜÇÜK
DELİK OLMA İHTİMALİ: Mambran
imalatı sırasında, imalat hatası olarak
“Bir mikron” çapında birkaç delik kalmış olabilir ve bu deliklerden mikrop
geçer, çünkü mikropların çoğu bir
mikrondan daha küçüktür.
Mikroskopik bir canlının TO
mambranındaki olası bir delikten iyi
su tarafına geçme riskini anlatabilmek için şöyle bir hesap düşündük.
Genelde “8 inçlik” olarak adlandırılan
bir TO mambranında yaklaşık 36 m2
mambran yüzeyi bulunur, bu da 36x10
üstü 12 mikron kareye eşittir. Bir mikrobun bir mikron kare büyüklükteki
bir delikten geçeceğini biliyoruz.
Mambranda 10 adet 1 mikron kare
büyüklükte delik olduğunu varsayarak
bir hesap yapalım: 10 adet 1 mikron
kare büyüklükte deliğin yüzeyi, toplam mambran yüzeyinin 36x10 üstü
11’de biri yapa, ki bu kadar küçük
delikler TO mambranın ürettiği su
kalitesini bozmaz, yani, üretim suyu
iletkenliğini etkilemez.
Mambran imalatında yapılan kalite
kontrolunda mambranın ham su iletkenliğini yeterli düşürüp düşürmediği
kontrol edilir, mikrop geçirgenliği
testi yapılmaz. Diğer bir deyiş ile,
suyun iletkenliğini kalite standardına göre düşüren bir TO mambranı,
içinde mikrop geçirebilecek birkaç
deliği olsa dahi imalatçının kalite
kontrolundan geçtiği için dünya piyasasına verilir.
TO mambran kataloglarına baktığımızda, katalogların çoğunda
o model mambranın sudaki tuzu
ne kadar giderdiğini yazar, mikrop
konusuna ait hiçbir kelime yazmaz.
20 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Bazı mambran imalatçılarının kataloglarının altında ise şöyle bir bilgi
veriliyor: “Bir adet mambran için en
az tuz giderimi %98. Ancak su içindeki patojenleri (hastalık yapıcı
mikrop) ve sistleri (iri mikrop)
bu mambranın giderme garantisi
yoktur.” TO mambran üreticileri TO
mambranını yalnızca tuz giderimi için
garanti ediyor ve mikrop için hiçbir
garanti vermiyorsa, TO mambranı için
mikrop kaçırmaz diyemeyiz.
Aslında TO mambranının ve TO
cihazının icat edilme maksadı, suyu
minerallerden (tuzlardan) arındırmaktır, ham suda olması ihtimali olan
mikroplardan da arınmak istiyorsak
yalnızca TO cihazına güvenmemiz
doğru olmaz, her şeyden önce TO ön
arıtması sırasında teorik olarak ham
suyun SIFIR MİKROPLU olmasını sağlamalıyız ki, bu da imkansız denecek
kadar zordur ve pahalı bir yatırımdır.
MİKROP İLE MÜCADELE?
TO mambranında mikrop
mücadelesini iki yönden ele
alabiliriz
1. TO’nun besi suyu olan “Ham su”
içinde bakterilerin giderilmesinden sonra suyun TO’ya verilmesinin sağlanması; Bunun için ham su
TO cihazına gelesiye kadar birkaç
Su Dünyası
kere mikroplardan arındırılmalıdır; örneğin, ham suyun kontrollü
klorlanması, yüksek kalitede filtrelenmesi, ultra viyole dezenfeksiyon
cihazından geçirilmesi gibi.
2. TO’nun üretim suyu tarafındaki
mikropların giderimi: Bunun için
mambran üreticilerinin kullanım
kılavuzlarında çeşitli dezenfeksiyon yöntemleri tarif edilmektedir.
Ancak, TO mambranının iyi su tarafına basınçlı su verilemediği için,
dezenfeksiyon sıvısı mambranın
her tarafına ulaşmaz. Bu sebeple
TO üretim suyu tarafına geçmiş
ve burada üremiş olan mikrop ile
mücadele etmek zordur, dolayısı
ile kışın haftada bir gibi ve sıcak
aylarda 3-5 günde bir gibi aralıklar
ile TO mambranlarına dezenfeksiyon amaçlı kimyasal yıkama yapılır.
PRATİK ÇÖZÜM
TO mambran üreticileri TO mambranlarının sudaki iletkenliği gidermeyi
garanti ediyor da, mikrop giderimini
garanti etmiyorsa, proses suyunda hiç
mikrop istenmeyen işletmeler için,
proses suyunun kullanımı noktasında
veya TO üretim suyu çıkışında mikrop
kullanımı ile mikrop ihtimali azalır.
UV cihazları mikrop açısından kesin
bariyerler değildir, UV cihazlarını
“mikrop azaltıcı” ekipmanlar olarak
kabul ediyoruz.
ÖZET
Mikrop tutucu mambran kartuşlar ve
kartuş kabı
geçirmeyen hassas filtreler kullanılabilir. Veya, proses müsaade ediyorsa,
TO üretim suyu ozonlanabilir, klorlanabilir ve bu iki oksidan kimyasal
SEKTÖRÜN EN ÇOK TAKİP EDİLEN SİTESİ
Normal olarak TO cihazı sudaki
mikropların çoğunu arındırmasına
rağmen, TO cihazı suyun mikroplardan giderimi için değil, suyun
minerallerinin giderimi için icat edilmiştir. Bir işletmede SIFIR MİKROP
şartı varsa, proses suyunun olası
mikroplardan arındırılması için TO
cihazı öncesi ve sonrası muhakkak
başka mikrop giderici yöntemler de
su iyileştirme sistemi üzerinde bulunmalıdır.
Diğer taraftan, TO cihazının kendisi için dahi ham suda mikrop bulunması tehlikelidir, çünkü TO cihazına
gelen mikroplar TO mambranları
üzerinde film tabakası oluşturarak
suyun geçmesini önler ve TO cihazının kapasitesini düşürür. Bu sebeple
TO cihazı besi suyunun çok iyi
mikroplardan arındırılması TO
tasarım ve işletmeciliğinin en
önemli şartlarındandır.
www.suvecevre.com
• İçme suyu arıtma teknolojileri,
evsel ve endüstriyel kullanım suyu
ve atıksu arıtma teknolojileri, havuz
arıtım kimyasalları ve ekipmanları,
içme suyu, atıksu, altyapı
ekipmanları.
• ISO14000 çevre yönetimi sistemleri,
sektörel ve kurumsal haberler,
etkinlikler, duyurular, teknik yazılar,
uygulama yazıları
• Bilimsel makaleler, uluslararası
literatürden çeviriler.
• Görüş, izlenim yazıları, söyleşiler,
ürün ve teknoloji tanıtımları.
22 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
BSE_
BSE_WaterTreatment_195x270_TR_TR_4c.indd 1
21.03.11 21:29
Röportaj
HAUS Santrifüj Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Gözlüklü:
“Yatırımlarımız Devam Ediyor”
Dört sene önce, Hakkı Usta
Oğulları Mak. San. Tic. Ltd.
Şti.’nin iştiraki olarak kurulan
HAUS Santrifüj Teknolojileri
bugüne kadar istikrarlı bir
büyüme yakaladı ve birçok
referans elde etti. Firmayla
ilgili gelişmeleri HAUS Santrifüj
Teknolojileri Yönetim Kurulu
Başkanı Hakkı Gözlüklü’den
aldık...
F
aaliyetlerine 1954 yılında,
Aydın’da çeşitli tipteki su
motoru ve preslerin tamiratı
ve yenilemesiyle başlayan, 1962’de
bölgesinde ilk zeytinyağı presinin üretimini gerçekleştiren ve 1989 yılında
Ömer ve Ahmet Gözlüklü kardeşler tarafından Türkiye’de çalışan ilk
dekantörlü zeytinyağı fabrikasının
üretimini ve kurulumunu hayata geçiren Hakkı Usta Oğulları Mak. San. Tic.
Ltd. Şti.’nin iştiraki olarak 2010 yılında
kurulan HAUS Santrifüj Teknolojileri,
çevre uygulamaları, endüstriyel uygulamalar ve gıda uygulamaları için sant-
24 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
rifüj dekantör ve separatör satışlarını
gerçekleştiriyor. Dört yılda istikrarlı
olarak büyüyen ve çok sayıda referans
sahibi olan HAUS ile ilgili detaylı bilgiyi ve güncel gelişmeleri HAUS Santrifüj Teknolojileri Yönetim Kurulu
Başkanı Hakkı Gözlüklü’den aldık...
Yatırıma devam ettiklerini söyleyen
Hakkı Gözlüklü, “Yatırımlarımızı, üretim kapasitemizi kısa vadede yılda 500
dekantöre çıkaracak şekilde planladık. Ayrıca separatör üretim kapasitemizi artırmak için de yatırımlarımız
bulunuyor.” diyor.
Konya Şeker Fabrikaları Çamur Tesisi
Su&Çevre: HAUS hakkında kısa bir
bilgi alabilir miyiz? Son dönemde
neler yapıyorsunuz?..
Hakkı Gözlüklü: HAUS, bilindiği
üzere 2010 yılında Hakkı Usta Mak.
San. Tic. Ltd.’nin endüstriyel alanda
üretmiş olduğu ürünlerin satış ve
pazarlama faaliyetlerini gerçekleştirmek amacıyla kurulmuştu. Bugün
HAUS, satış ve pazarlama şirketimiz
olmanın yanı sıra tüm ürün gruplarımız için de markamız haline geldi.
Su&Çevre: Ürün portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz? Yeni ürününüz olan DDE 4042’yle ilgili daha
detaylı bilgi almamız mümkün mü?
Hakkı Gözlüklü: Endüstriyel uygulamalar, su ve atıksu uygulamaları için
santrifüj dekantörler ve separatörler
sağlıyoruz. Bunun yanında dekantör
ve separatör içeren komple proses
çözümleri ve anahtar teslimi tesisler
sunuyoruz.
DDE 4042, su ve atıksu uygulamaları için sektörün ihtiyaç duyduğu
ara kapasiteyi karşılayan bir makine.
Gelecek yıllarda gerek enerji tüketimi gerekse verimlilik olarak fazlaca
tercih edileceğini beklediğimiz DDE
4042 tamamıyla Türk mühendisleri
tarafından dizayn edildi ve yüzde yüz
yerli üretim.
Su&Çevre: Referans projelerinizden
bahsedebilir misiniz?
ASKİ Tatlar AAT
Hakkı Gözlüklü: Konya Şeker
Fabrikaları’nın Brückner çamuru
susuzlaştırma projesi için Türkiye’de
çevre uygulamaları alanında kullanılan en büyük dekantörleri ürettik. Şu anda üç adet dekantörümüz
Çumra’daki tesislerde çalışıyor.
Türkiye’nin en büyük kapasiteli
atıksu arıtma tesisi olan ASKİ Tatlar
AAT’de üç adet çamur susuzlaştırma
dekantörümüz 70 m3/saat kapasiteyle
hizmet veriyor. Afyonkarahisar İleri
Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nde
çamur susuzlaştırma uygulamasında
üç dekantörümüz bulunuyor. Lüleburgaz, Zonguldak, İnegöl OSB yüksek kapasiteli tesislerde de makinelerimiz var.
Bunun yanında yurtdışında, başta
Avrupa ülkeleri olmak üzere toplam
18 ülkede başarıyla çalışan referanslarımız mevcut. Danimarka’da Odense,
Hedensted, Ikast Atıksu Arıtma tesislerinde, ayrıca Pureteq firmasında
Kalsiyum Hidroksit çamuru susuzlaştırmada dekantörlerimiz çalışıyor.
Almanya, İngiltere ve Hollanda gibi
dekantör kullanımında kalite kriterlerinin çok yüksek olduğu ülkelerde
endüstriyel ve evsel atıksu uygulamalarında yer alan referanslarımız var.
İngiltere’de mobil skid ünitemizle
saha testleri yapıyoruz. İngiltere’de
Swancote Foods’a patates nişastası
için dekantör sağladık. Norbord
Inc.’a, MDF ve sunta işleme prosesi
atıksuyu için susuzlaştırma dekantörü
temin ettik. Hollanda’da Loonbedrijf
Verberne’de, Mestdistirbutie Albers
B.V’de, Lammers’de, Mineralen Servis İstasyonu BV (MSS BV)’de gübre
susuzlaştırmada, NTC (RWB) atıksu
arıtma çamuru susuzlaştırma, Cargill
Malt Division’da DAF çamurunda,
Kramare BV (RWB)’de balık işleme
atıksu susuzlaştırmada çalışan dekantörlerimiz var. Finlandiya’da Pramia
Plastik’te plastik geri dönüşümü atıksuyu arıtmada, Avusturya Marchegg
Belediyesi’nde artıksu arıtma tesisinde çalışan dekantörlerimiz mevcut.
Su&Çevre: 2013’te hangi fuar ve
etkinliklere katıldınız ve önümüzdeki
sene sizi nerelerde görebileceğiz?
Hakkı Gözlüklü: 2013 yılında yurtiçinde ve yurtdışında şu ana kadar top-
Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
25
Röportaj
özellikle önem veriyoruz. Örneğin
2014 yılı eğitim planlarımızı şu anda
oluşturuyoruz.
Su&Çevre: İhracat anlamında da
ciddi çalışmalar içindesiniz... Yurtdışında neler yapıyorsunuz, neler planlıyorsunuz, hedefleriniz neler?
Afyonkarahisar İleri Biyolojik AAT
Hakkı Gözlüklü: Yurtdışı bayi ağımızı genişletiyoruz. Bayilerimizi, sektöründe tecrübeli firma ve kişilerden
seçmeye özen gösteriyoruz. Fuar katılımlarımıza ve yeni bayilikler vermeye
devam edeceğiz. Hedef pazarlarımıza
penetre olacağız.
Su&Çevre: Ar-Ge faaliyetlerinizle
ilgili bilgi alabilir miyiz?
DDE 3542 Skid Ünite - İskoçya
lamda 15 fuara katıldık. Arap Körfezi,
Azerbaycan, Uzak Doğu ve Avrupa
bölgeleri ağırlıklıydı. 2014 yılı için
hedefimiz Amerika, Çin ve Hindistan
pazarları.
Su&Çevre: Yatırımlarınız hakkında
bilgi alabilir miyiz?
Hakkı Gözlüklü: Yatırımlarımız
devam ediyor. Arazi ve makine parkurumuzu genişletiyoruz. Yatırımlarımızı, üretim kapasitemizi kısa vadede
yılda 500 dekantöre çıkaracak şekilde
planladık. Bunun yanında separatör
üretim kapasitemizi artırmak için de
ayrıca yatırımlarımız bulunuyor.
Su&Çevre: 2014 ve sonrası için planlarınız nelerdir?
Hakkı Gözlüklü: Dünya markası
olma misyonuyla yola çıkan firmamız
tüm dünyada bayi ağını genişletmeye
devam edecek. Yatırımlarımıza tam
hız devam edeceğiz. Dekantör ve
separatörler için üretim kapasitemizi artıracağız. Bunlarla beraber en
önemli değerimiz olan çalışanlarımız
için eğitim ve geliştirme konularına
26 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Hakkı Gözlüklü: Ar-Ge bölümü,
dekantörde kuruluk ve polimer tüketiminde daha performanslı çalışacak
sistemler üzerine çalışmalar yapıyor.
Ayrıca değişik endüstri uygulamaları
için farklı dizaynlar üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Separatör
konusunda Ar-Ge’yi, değişik uygulamalarda kullanılacak yeni model separatör üretimlerini gerçekleştirmeyi
baz alacak şekilde yapıyoruz.
Su&Çevre: HAUS’u diğer firmalardan
ayıran özellikler sizce nelerdir?
Hakkı Gözlüklü: HAUS, donanımlı
teknik kadrosu, sektöründe tecrübeli
çalışanları, genişleyen modern üretim parkuruyla sektörünün en iyisi
olma yolunda emin adımlarla yürüyor.
Küreselleşen dünyada ve uluslararası
rekabette kaliteden ödün vermeden
çalışmanın sorumluluğunun farkındayız. Sunduğumuz ekipman ve hizmetleri, ekip çalışmamızı ve güçlü markamızı daha da geliştirmeye devam
edeceğiz. Şirket içinde bilgi akışının
hızlı olması, dinamik yapımızı destekliyor. Müşterilerimize ve çözüm
ortaklarımıza hızlı, doğru ve sağlıklı
çözümler sunmak, önceliğimiz.
Su&Çevre: Türkiye’de çevre sektöründe dekantör ve separatör pazarı
hakkındaki yorumlarınız nelerdir?
Hakkı Gözlüklü: Türkiye altyapı
sektörünü tamamlama aşamasında
olan bir ülke. Dekantör pazarının
kullanımlar arttıkça fazlasıyla büyüdüğünü görüyoruz.
Su&Çevre: Santrifüj dekantörlerde
ve separatörlerde teknoloji ne yönde
ilerliyor?
Hakkı Gözlüklü: Santrifüj dekantör ve separatörler, katıları sıvılardan,
daha doğru bir ifadeyle farklı fazları
ayıran ekipmanlardır. Enerji tüketimi
düşük, verimliliği yüksek, prosese
özel ve iş gücü gerektirmeyen makineler küçük, orta ve büyük kapasiteli
tesisler için çözüm üretecekler.
Su&Çevre: Dekantör ve separatörlerin, benzer işlevleri gören diğer
teknolojilerden üstünlükleri nelerdir?
Hakkı Gözlüklü: Dekantörlerin
montaj ve işçilik maliyetleri düşüktür. Kapalı sistemler oldukları için hijyen ve koku açısından avantajlıdırlar.
Enfeksiyon riskleri düşüktür. Sıcak
iklim koşullarında dekantörler açık
alana, genellikle mevcut susuzlaştırma
binalarına veya alanlarına kurulabilirler. Yıkama, sadece çalışma durunca
yapılır; diğer ekipmanlarda ise geri
devir suyunun tekrar sisteme geri
dönmesi ve ayrıca yüksek havalandırma ihtiyacı enerji maliyetini artırır.
Daha kuru çamur keki çamur bertaraf
maliyetlerini düşürür.
Su&Çevre: Çevre sektörüyle ilgili
yorumlarınızı ve düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Hakkı Gözlüklü: Türkiye çevre
duyarlığının ve bilincinin oluştuğu ve
giderek arttığı bir ülke. Buna paralel
olarak gerek özel sektörde, gerekse
devlet yatırımlarıyla çevre koruma
konusunda gelişen projeler sektörün
hızla büyümesine yol açtı. Sektördeki
fiyat odaklı rekabet ise maalesef kalite
konusunda aynı hızlı gelişimi gösteremedi.
Advertorial
Sayısız inovatif ürün ve uluslararası iş bağlantısı için
AQUATECH AMSTERDAM 2013
Dünyanın “Su”ya odaklanan en önemli fuarlarından Aquatech Amsterdam, bu sene
5-8 Kasım tarihleri arasında düzenleniyor.
İ
çme suyu, atıksu ve proses teknolojilerine odaklanan Aquatech
Amsterdam 2013, 5-8 Kasım tarihleri arasında RAI Sergi ve Kongre
Merkezi’nde gerçekleştirilecek. 900’e
yakın katılımcı firmanın yer alacağı
fuarın açılış günü Aquatech Innovation Awards (Aquatech İnovasyon
Ödülleri)’ın ödül töreni de yapılacak.
Su endüstrisinin en etkili profesyonellerini ağırlayan ve son yenilikçi
teknolojilerin, ürünlerin ve hizmetlerin sergilendiği fuar, ziyaretçi ve
katılımcılar için çok ciddi iş bağlantıları fırsatı da sunuyor. Binlerce su
endüstrisi profesyoneli Aquatech
Amsterdam’da buluşuyor; çünkü
yeni gelişmeler genellikle ilk olarak
Aquatech’te sergileniyor.
Bir Bakışta Öne Çıkanlar
• Su teknolojisi ve çözümlerine
25.000 m2’yi kapsayan genel bir
bakış
• Çok sayıda yeni ürün, çözüm ve
yenilik
• Pazar liderleri de dahil olmak
28 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
verimli yollarını temin etmek için
su politikalarında yenilikler arıyor.
Yakında gerçekleşecek olan Endüstriyel Liderler Forumu ve Endüstriyel
Liderler Networking’i ile endüstriyel
bölümlerdeki su teknolojileri üzerine
görüşmeler, katılımcıların bu başlıklardaki bilgisine katkıda bulunacak.
Ayrıca endüstriyel su kullanıcılarının
ilgisine yönelik ürünleri öne çıkaran
özel bir endüstriyel su çözümleri
rotası belirlenecek.
üzere 900’e yakın katılımcı firma
• Binlerce uluslararası su
profesyoneli ile bağlantı kurma
fırsatı
• Kapsamlı seminer ve atölye
programı
• Uluslararası Amsterdam Su
Haftası’nın parçası olma fırsatı.
Sürdürülebilir Bir Gelecek
için Endüstriyel Su Çözümleri
için Araştırma
Piyasa talebi doğrultusunda 2013
yılı için özel odaklanma, atıksu arıtımı
ve ağırlıklı olarak suya bağlı olan özel
endüstriyel bölümler için endüstriyel
su kullanımı konuları üzerinde devam
edecek. Üreticiler, üretimin her seviyesi için suya güveniyor. Endüstriyel
su kullanıcıları, tasarruf etmek ve
deşarj ettikleri atıksuyu sürdürülebilir bir şekilde yeniden kullanmanın
Know-how Değişimi Çok
Önemli
Daha önce üç kez yapılan
AquaStage’ler bu kez de sergi programının önemli bir parçası olacak. Sergi
alanında 2. ve 7. hollerde bulunan
AquaStage’lerde seminer, atölye ve
konferanslar için iki sahne yer alacak.
Bu alanlar, katılımcıların çeşitli konularda yeni çözümlerini sunabilecekleri
interaktif buluşma noktaları olacak.
Ücretsiz Giriş Kartı için Ön
Kayıt Gerekiyor
Aquatech Amsterdam’a giriş, ön
kayıt yapan ziyaretçiler için ücretsiz.
Aquatech Amsterdam ayrıca Schiphol Havalimanı ile Amsterdam RAI
arasında ücretsiz demiryolu transferi
de sağlıyor.
www.amsterdam.aquatechtrade.com
Kongre
10. Ulusal
Çevre Mühendisliği Kongresi
10. Çevre Mühendisliği
Kongresi, 12-14 Eylül 2013
tarihleri arasında Hacettepe
Üniversitesi’nin Beytepe
Kampüsü’nde gerçekleştirildi.
T
MMOB Çevre Mühendisleri
Odası tarafından organize
edilen 10. Çevre Mühendisliği
Kongresi, 12-14 Eylül 2013 tarihleri
arasında Hacettepe Üniversitesi’nin
Beytepe Kampüsü’nde düzenlendi.
TÜKÇEV ve ARTEK’in ana sponsorluğunu yaptığı Kongre, saygı duruşu
ve İstiklal Marşı’nın ardından yapılan
açılış konuşmalarıyla başladı. Açılışa
çok sayıda akademisyenin yanı sıra
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Soğancı, CHP Grup Başkan
Vekili Muharrem İnce ile Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar
da katıldı.
Açılışta ilk konuşmayı Kongre
Düzenleme Kurulu Başkanı Yeşer
Aslanoğlu yaptı. Aslanoğlu, konukları selamlayarak başladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Yaklaşık
dokuz aylık bir emeğin ürünü olarak
sizleri bu salonda görmek gerçekten
büyük bir mutluluk. Bu noktada bana
yardımcı olan Oda Genel Merkez çalışanlarına çok teşekkür ediyorum. Oda
olarak meslektaşlarımızın haklarını
savunmanın yanısıra çevre sorunlarına işaret ederek, çözüm yollarını
araştırmak ve bunları paylaşmak, Oda
olarak ana görevlerimizden birisi.
Bilimsellikten ve teknikten uzaklaşılmadığı sürece sorunların çözüle-
Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı
Yeşer Aslanoğlu
30 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Kongre
bileceği inancındayız. Ve bu inançla
kongremizin hazırlıklarını sürdürürken ana amacımız, bilgi ve deneyim
paylaşımının gerçekleştiği, akademik,
kamu ve özel sektörün biraraya geldiği bir kongre düzenlemekti. Katılımcı profili de bu amaca ulaştığımızı
gösteriyor. Benimle birlikte kongre
kurullarında çalışan meslektaşlarıma,
akademisyenlere ve meslektaş adayı
ve öğrenci arkadaşlarıma, destekçimiz kamu kurum ve kuruluşlarına,
bize ev sahipliği yapan Hacettepe
Üniversitesi’ne ve özellikle Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği
Bölümü’nün bütün akademisyenlerine teşekkür ediyorum...”
Yeşer Aslanoğlu’ndan sonra kürsüye çıkan Kongre Bilim Kurulu ve
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülen
Güllü ise konuşmasında, Hacettepe
Üniversitesi olarak, kongreye katılan
konukları ağırlamaktan büyük onur
duyduklarını belirterek şunları söyledi: “Ana teması Çevre Yönetimi olan
kongrede çok yoğun ve geniş kapsamlı bir programla çevre mühendisliğinin hemen hemen tüm konularında
yüksek bir bilimsel standardı yakaladığımızdan dolayı kıvançlıyız. Kongremizin içeriği, yapılan çok sayıdaki
başvuru arasından, 36 üniversiteden
yaklaşık 105 bilim kurulu üyesinin,
akademisyenin değerlendirmeleri
sonucunda titizlikle oluşturuldu. Ver32 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
dikleri destek için tüm bilim kurulu
üyelerine teşekkür ediyoruz. Kongrede üç paralel oturumda 76 sözlü
sunum ve 66 poster sunum gerçekleştirilecek. Ayrıca konuşmacı olarak
ODTÜ Çevre Mühendisliği Bölüm
Başkanı Prof. Dr. Dilek Sanin, eski AB
Türkiye Daimi Temsilcisi Dr. Nurşen
Numanoğlu, Hacettepe Üniversitesi
Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı’ndan Prof.
Dr. Çağatay Gülen ve TÜBİTAK Ar-Ge
biriminden Nihan Morali gibi dört seçkin bilim insanı da kongrede bizleri
bilgilendirecekler...”
“Kongremizin ana teması olan
Çevre Yönetimi, doğal ve yapay çevre
unsurlarının sürdürülebilir kullanımı
ve gelişimini sağlamak üzere yerel,
bölgesel ve küresel düzeyde belirle-
nen, politika ve stratejilerin uygulanması sürecidir. Bunu sağlamak için
idari, teknik, hukuki, politik, ekonomik, mali, sosyal ve kültürel araçlar
kullanılır. Bu araçların geliştirilmesi,
en doğru şekilde kullanılmasının
sağlanması ve denetlenmesi aşamalarında çevre mühendislerinin rolü
oldukça önemlidir. Çevre mühendisliği konuları, çevre yönetimi şemsiyesi
altında toplanabildiği için düzenlenen son iki kongre bu başlık altında
açılmıştır. Tüm dünyada artan nüfus,
değişen üretim ve tüketim alışkanlıkları, çevre sorunlarını da beraberinde
getirmektedir. Üretim ve tüketim
hızımızı, bugünkü seyrinde devam
ettiremememiz halinde, 2050 yılında
iki buçuk dünyaya ihtiyacımız olacağı
biliniyor. Bu nedenle yaşanabilir bir
çevre için bugünkü büyüme ve refah
arayışlarımızın yanısıra farklı çözümler de üretmemiz gerektiği ortadadır.
Temiz üretim, sıfır atık gibi yenilikçi
çözümler, büyümenin doğal kaynaklar üzerindeki baskısını bir miktar azaltsa da teknolojik gelişmeler,
genellikle artan tüketimin gerisinde
kalmaktadır. Örneğin yakıt tüketimini
daha da azaltan, çevreyle dost otomobiller üretilmesine rağmen otomobil
kullanan kişi sayısının hızla artması,
fosil yakıtlara bağımlılık nedeniyle
hava kirliliği sorununun azalması
yerine yükselmesine neden oluyor.
Ülkemiz dünyanın 17. büyük ekonomisi olmayı başarmıştır. Ancak küresel
Kongre
ölçekte gösterdiği ekonomik başarıyı
kalkınma süreçlerine de yansıtabilmesi gerekiyor. 2023 yılında ilk 10
ekonomi arasında olma hedefini gerçekleştirirken, çevre korunması, insan
huzuru ve refahı bileşenlerini gözardı
etmeden, kalkınmayı sürdürülebilir
kılmamız, bir başka deyişle yaşamın
gereksinimlerini ve doğal kaynakların
sürdürülebilirliği arasında bir denge
kurmamız gereklidir. Ülkemiz hızla
kalkınıyor, dünyayı değiştirecek projeler arasında ülkemizde yürütülen
büyük çaplı projeler de sayılıyor.
Projelerin gerçekleştirilmesi sırasında kamuoyunun desteği ve çevre
sorunlarının oluşmasının önlenmesi
konusunda devletin üstüne düşeni
yapacağına olan inancın geliştirilmesi
şart. Çevre mühendisleri olarak sahip
olduğumuz bilgi, bilim, teknoloji ve
becerilerimizi harmanlayarak yaşanabilir bir gelecek sunacak sürdürülebilir bir kalkınma vizyonunu oluşturulabilmesinde önemli rol oynayabileceğimize inanıyoruz. Tüm paydaşların
katılımıyla gerekli politikaları oluşturduğumuz ve uyguladığımız takdirde
doğal kaynakların dengeli kullanıldığı,
ekonomik ve sosyal alanda sürdürülebilir gelişmeye sahip, yaşanılabilir bir
dünya için geç kalmış değiliz...”
ÇMO BAŞKANI BARAN
BOZOĞLU:
“Kamu yararı gözetilmeli”
Açılış konuşmalarının üçüncüsü ise
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu yaptı.
Bozoğlu, “Kongreyi düzenlemeye
karar verdiğimizde ülke gündemi
bu kadar yoğun değildi ve çevresel
hassasiyetler de güncel siyasette bu
kadar yer almamıştı” diyerek başladığı
konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bu anlamda, toplumsal hareketlerin
arttığı ve çevre sorunlarına karşı taleplerin yükseldiği bir dönemde kongremizi düzenlememiz hiç kuşkusuz
bizlere önemli sorumluluklar da yüklüyor. Kamu kurumu niteliğinde bir
meslek örgütü olan Odamızın varlık
nedeni, mesleğin, meslektaşların ve
halkın yararına faaliyetler yürütmek34 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
tülmektedir. Arıtma tesisi ekipman
ve kimyasallarının, düzenli depolama
ekipmanlarının, baca gazı filtre sistemlerinin, laboratuvar cihazlarının
yurtdışından sağlandığı, hepimizin
çok iyi bildiği bir gerçektir. Bu olumsuz durum, devletin verdiği teşviklerle
ve hevesli, heyecanlı bilim çevreleri ile
tersine çevrilebilecektir...”
Ergene, 3. Köprü,
Kanalistanbul...
Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Baran Bozoğlu
tir. Bu önemli görev, ‘çevre’ alanına
temas ettiğinde üstümüze daha da
büyük sorumluluklar yüklemektedir.
Üniversitelerden edindiğimiz bilgi
birikimini çevre sorunlarının çözümü
adına topluma ulaştırma görevi ülkemiz için çevre mühendislerinin en
büyük sorumluluğudur. Halk sağlığıyla doğrudan bağlantısı olan çevre
sorunları öncelikle doğru tespit edilmelidir. Çevre sorunları ve etkileri,
bilimsel bilgi ışığında tespit edilmeli
ve şeffaf, katılımcı bir anlayışla topluma aktarılmalıdır. Sorunların tespitinin ardından kamu yararı gözeten
bir anlayışla çözüm üretilmeli ve bu
çözüm önerileri toplumun onayına
mutlaka sunulmalıdır. Bu noktada,
bilimsel kongremizin temas ettiği
önemli adımlar bulunmaktadır. Çevre
sorunlarının bilimsel verilerle tespitinde ve çözümünde çevre mühendisliği başat meslek disiplinidir...”
Dışa bağımlı bir süreç
yürütülüyor
“Öte yandan, çözüm noktasında
teknoloji üretimi devreye girmektedir. Ülkemizde ne yazık ki yerli çevre
teknolojisi yeterince gelişmemekte,
akademisyenler üniversitelerde Ar-Ge
çalışmalarına yönlendirilememektedir. Gerekli teşviklerin bu alana kaydırılamaması nedeniyle de birçok
alanda olduğu gibi çevre teknolojisinde de dışa bağımlı bir süreç yürü-
“Bilim insanları ve akademisyenler,
bilimsel çalışmalarını tüm zorluklara
rağmen yürütmektedir. Düzenlenen
onlarca sempozyum ve kongrede
bu çalışmalar aktarılmaktadır. Bu
önemli toplantılara ve sunumlara
rağmen ülkemizde çevre sorunları
gittikçe artmakta ve kronikleşmeye
başlamaktadır. Ergene Havzası ile ilgili
yapılan onlarca toplantı ve projeye
rağmen somut adımlar atılamadığı
için Ergene Havzası kirliliğini korumaktadır. Tarım arazilerinin bulunduğu bir bölgede, soframıza gelen
besinleri besleyen bu havzanın kirlilik
etkilerinin halen görülememiş olması
ise üzücüdür. Bu havzadaki sorunlar
yetmiyormuş gibi termik santral gibi
kirletici unsurların Ergene’ye yapılmaya çalışılması da düşündürücüdür.
Nüfusu 15 milyona yaklaşan, yani ülke
nüfusumuzun yüzde 20’sine sahip
olan İstanbul’a yapılan ve yapılması
planlanan projeler ise tüyler ürperticidir. Hassas ve özel bir ekosistemi
olan Marmara Denizi’nin doldurularak yeni beton alanların yaratılması,
Kanalistanbul Projesi, şaibeli 3. Köprü
projesi, bilimden uzak 3. havalimanı
projesi gibi aynı zamanda nüfus
yoğunluğunu da artıracak olan projeler sorunları daha da kronikleştirmektedir. İzmir Gaziemir’de ortaya çıkan
tehlikeli ve nükleer atıkların üzerine
toprak örtülmesi, SİT alanına HES ve
termik santral yapılmaya çalışılması,
sorunlu örneklerden sadece bazılarıdır. Kırdan kente göçün halen devam
etmesi ile kentlerdeki altyapı ihtiyaçları, sağlıklı suya erişim, atıksu yönetimi, atık yönetimi, gürültü kontrolü
gibi konular ise günümüzün diğer
Se
rv
ice
alu
|V
e|
Re
sp
on
sib
ilit
y
The Power
of Sludge
Veolia technologies
maximize biogas
production and
optimize
energy
recovery
at wastewater
treatment
plants of all sizes
World leader in energy-neutral
wastewater treatment plants,
combining our innovative
solutions and technologies
•
Memthane™anaerobictreatment
forhighenergyproduction
•
ExelysDLD™maximizesbiogas,
recoversenergyandreduces
sludgevolume
•
AMONIT™advancedcontrol
systemreducesenergy
consumption
www.veoliawaterst.com
Kongre
sorunları arasındadır. Halihazırda
başkent Ankara’nın Bala, Kızılcahamam, Güdül, Şereflikoçhisar ilçelerinde arıtma tesisi bulunmamakta,
bu ilçelerin atıksuları, içmesuyu kaynağı olan Sakarya ve Konya havzalarına deşarj edilmektedir. Kızılırmak
Havzası’nda bulunan Yozgat, Çorum
gibi kentlerin de atıksu arıtma tesisi
bulunmamaktadır. Kentsel atıksu arıtımı ve düzenli depolama sahalarında
yetersiz olduğumuz somut bir gerçektir. Öte yandan, AB üyeliğini savunup
savunmama tartışması bir yana, AB
çevre mevzuatına yönelik yapılan
onlarca çalışmanın bugün yeterince
yürütülemediği ve geçmişte üretilen
bilgi birikiminin de rafa kaldırıldığını
üzülerek izliyoruz. Ülkemizde halen
ulusal atık planı bulunmamakta, hangi
tesislerden ne kadar atık çıktığı, nasıl
azaltılacağı gibi konular muallakta
kalmaktadır. İnternet portalları üzerinden 90’ların algısı ile ‘beyan esastır’ yaklaşımına çevre yönetimi teslim
edilmiştir. Halk sağlığını doğrudan
ilgilendiren, ülkemizin doğasını tehdit
eden konularda ‘beyan esastır’ yaklaşımının bilim dışı olacağı malumunuzdur. Bu bilim dışı uygulamalar yerine
mühendislik disiplinini, kütle-denge
yaklaşımını, ‘boru sonu’ yöntemlerle
değil ‘beşiktan mezara’ yöntemlerle
hayata geçirmek gerekir...”
ÇED uygulamaları
işlevsizleştiriliyor
“Aynı bölgede, alanda yapılan projeleri bütüncül değerlendiren stratejik
ÇED kavramının hayata geçirilmesi
bir tarafa dursun, mevcuttaki ÇED
36 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
uygulamaları işlevsizleşmekte ve akıl
almaz ÇED muafiyetleri sağlanmaktadır. 3. köprüde olduğu gibi geniş
alanları etkileyen, önemli projelere
Çevresel Etki Değerlendirilmesi
raporunun hazırlanması engellenmiştir. Yine maden arama faaliyetlerinde ÇED muafiyeti uygulanmış ve
odamızın açtığı dava sonucu yakın
zamanda yürütmesi durdurulmuştur.
Yaptığımız eleştirilerin, 3. köprü gibi
projeler hakkındaki bilimsel yorumlarımızın, daha iyiye nasıl ulaşabileceğimiz yönündeki tartışmaların sonucu
olduğu unutulmamalı ve yöneticiler
tarafından bu şekilde ele alınmalıdır. Tüm bu sorunlar hiç kuşkusuz
çözümsüz değildir. Bilimsel bilgi ve
kamu yararı ekseninde oluşturulan
politikalar ve bu politikaları temel alarak halkın-doğanın yararını gözeterek
hayata geçirilen uygulamalar bizleri
çözüme ulaştıracaktır. Kongrelerimizde, sempozyumlarımızda, üniversitelerimizde, laboratuvarlarımızda
ürettiğimiz çözüm önerilerinin hayata
geçirilmesi için kamu yararı gözeten
politika üzerine inşaa edilmiş idari bir
yapıya ihtiyaç vardır...”
Tek başına bir Çevre
Bakanlığına ihtiyaç var
“Eklektik, bazı görevleri kesişen,
bazı önemli görevlerin de sahipsiz
kaldığı bir çevre yönetim biçimi ülkemizde son iki yıldır egemen kılınmıştır. Suyun çevreden ayrı değerlendirildiği, çevre denetimlerinde yeraltı
sularının irdelenmediği, havzaların
başka bir kurumda planlandığı, denetimlerin başka bir kurumda yapıldığı,
doğa korumanın çevreden ayrı değerlendirildiği bir idari yapı oluşturulmuştur. Bu iki başlı, yani Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı ile Orman ve Su
İşleri Bakanlığı’nın günümüzde gittikçe artan çevre sorunlarını çözmesi
ne yazık ki mümkün değildir. Mümkün olmadığı da son 2,5 yılda açıkça
görülmüştür. İki ayda bir şube müdürlerine kadar görev değişikliklerinin
olduğu, genel müdürler de dahil tüm
yöneticilerin vekaleten işlerini yürütmeye çalıştığı ve 2013/1 KPSS atamalarında bir tane bile çevre mühendisi
istihdam etmeyen bir bakanlığın,
çevreyi yönetmesi, taktir edersiniz ki
mümkün değildir. Lütfen sayın müsteşar kızmasın, bu gerçeklik ayan beyan
ortadadır. Bunu dillendirmediğimiz
sürece çözüme ulaşamayız. Ülkemizin tek başına, güçlü, siyasi baskıdan
uzak, teknik kadrolarla donatılmış bir
Çevre Bakanlığına acilen ihtiyacı vardır. Bu bakanlık kamu yararı gözeten
bir algı ile, bir Sanayi Bakanlığı veya
Bayındırlık Bakanlığı gibi değil, halk
sağlığı, çevreyi korumayı dert eder bir
biçimde faaliyet yürütmelidir.”
Halk sağlığı gözetilmeli
“Kongremiz süresince tartışılacak
olan önemli bilimsel çalışmaların
halk sağlığı yararına hayata geçirilmesi hepimizin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için, ülkemizin
çevre politikası kamu yararı gözetir
bir biçimde ilgili kurum, kuruluş ve
kişilerin katılımı ile temel politika
olarak belirlenmelidir. Çevre sorunlarının artmasına ve yönetilememesine neden olacak olan KHK’lar iptal
edilmeli, kurumsal, idari ve teknik
yapısı ile güçlü, tek başına bir Çevre
Bakanlığı kurulmalıdır. Üretim-tüketim ilişkisi sorgulanarak ülkemizin
enerji ihtiyacı öncelikle tüketimin
azaltılması yönünde planlanmalıdır.
Enerji verimliliğini sağlayıcı teknolojiler teşvik edilmeli, kayıp ve kaçakların giderilmesi yönünde çalışmalar
acilen başlatılmalı ve bölgesel enerji
planlamaları ile iletim hatlarındaki
kayıplar önlenmelidir. Kentsel altyapı
geliştirilmeli, yerel yönetimlerde ve
Kongre
kamu kurumlarında çevre mühendisliği istihdamı artırılmalıdır. Kentsel
atıksu arıtma tesisleri, yerli teknoloji
ve yerli kaynaklarla sürdürülebilirliği
sağlanır bir biçimde hayata geçirilmelidir. Çevre görevlisi kavramı kaldırılmalı, yerine çevre mühendisi kavramı
konulmalıdır. Çevre mühendisliği
disiplini topluma aktarılmalı, yerli
çevresel teknolojiler teşvik edilmelidir... Bahsettiğim mevcut durum tespitleri ve çözüm önerileri gözümüzü
korkutmamalı ve kesinlikle karamsar olmamalıyız. Dinamik, genç ve
hevesli mesleğimiz, meslektaşlarımız
ve odamız, bu sorunların çözümünde
öncü rol oynamak noktasında çalışma
yürütmektedir...”
TMMOB BAŞKANI MEHMET
SOĞANCI:
“Kral çıplak diyen bir örgütü”
“Birliğimiz mesleki, ekonomik,
sosyal ve kültürel alanlarda, sayısı
bugün ülkemizde 450 bine ulaşan
mühendis, mimar ve şehir planlamacısını temsil ediyor. Şüphesiz üyelerimizin hak ve çıkarlarını, halkımızın çıkarı
temelinde korumak ve geliştirmek,
mesleki sosyal ve kültürel gelişmelerini sağlamak ve mesleki birikimlerini
toplum yararına kullanmalarının zeminini yaratmakla görevlidir. O anlamda
birliğimiz, meslek alanları üzerinden
Türkiye gerçeklerini okumak, toplumu bilgilendirmek, bu politikala-
38 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
rın toplum yararına düzenlenmesi
için öneriler geliştirmek ve bunların
yaşama geçirilmesi için mücadele
etmek zorundadır. Yerel ve merkezi
karar vericilerin, bizleri bir düşman
noktasında bakmadan anlamaya,
algılamaya çalışmalarının da zorunlu
olduğunu söylüyoruz. Elbette ki bizim
bu anlayışımız merkezi ve yerel siyasi
iktidarlarla bizi karşı karşıya getiriyor.
‘Kral çıplak’ diyen bir örgütüz. Bilim
insanlarının tekniğin ve teknolojinin
geldiği noktada söylediğimiz her şey
doğruları ve gerçekleri ifade eder,
bunlar da bazılarının hoşuna gitmez.
Örgütümüz ‘kral çıplak’ demekten
çok keyif alan bir örgüttür. Son
dönemde gündeme gelen, meslek
örgütümüze yönelik yeniden yapılandırma çalışmaları, örgütümüzü işlevsizleştirmeye yönelik yasal düzenlemelerle aslında kimlerin, nasıl rahatsız
olduğunun da açık bir göstergesidir.
Ama TMMOB, 60 yıla yakın birikimi ve
deyimiyle bu saldırılara karşı duracak
ve asla eğilmeyecek niteliktedir.”
Çevre, yıllar boyunca
istismar edildi
“Bir ülkenin toplumsal gelişmişliği
ve geleceğinin en önemli ve yaşamsal olgusu olan çevre konusu da
birliğin gündeminde önemli bir yer
tutmaktadır. Ülkemizde çevre, yıllar
boyunca istismar edilmiş bir alandır.
Altyapı yatırımlarında izlenen yanlış
politikalar, doğal kaynaklarımızın ve
tarihi-kültürel varlıklarımızı, ormanlarımızı, kıyılarımızı birer rant cennetine dönüştürme çabaları, çevre
sorunlarına ilişkin politika yoksunluğu, denetim ve yaptırım eksikliği,
uzman kadroların yanlış alanlarda
istihdamı, çevre sorunlarını daha da
içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir.
Toplum için yaşamsal önemi nedeniyle, kültürel ölçekte bir değerlendirme gerektiren ve ulusal ölçekte ele
almayı zorunlu kılan çevre politikaları,
günlük, geçici, sığ yaklaşımlarla çevre
sorununa, çevre sorununu adeta kirliliği önleme, arıtma tesisine indirgenmektedir. Bu süreçte bilimin, huku-
kun ve aklın getirdiği çevre politikalarının oluşturulmasında başat rolde
olması gereken, mühendislik-mimarlık ve şehir planlama disiplinlerinin,
teknik bilimsel ve yasal ilkelerinin göz
ardı edilerek izlenen bu politikalarla
gelinen nokta ortadadır. Yaşam alanlarımızın yok olmaması için, gelecek
nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için bugün ekolojik bir
krize dönüşen çevre sorunlarının
çözümünde bütüncül politikaların,
hukuksal ve kurumsal düzenlemelerin geliştirilmesi ve uygulanması son
derece önemlidir...”
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK
BAKANLIĞI MÜSTEŞAR
YARDIMCISI PROF. DR.
MEHMET EMİN BİRPINAR:
“Çevre, siyaset üstüdür”
“Bu kongreleri Bakanlık olarak
çok önemsiyoruz. Ben Çevre ve
Şehircilik Bakanlığına müsteşar yardımcısı olarak iki ay önce başladım.
Suçlama ve eleştirilerinizin hepsini
kabul ediyorum, problem yok. Ama
çözüm için zamana ihtiyacımızın
olduğunu, en azından bana zaman
verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Tecrübesiz değiliz, İstanbul Çevre ve
Orman Müdürlüğü’nün 2003 yılından
beri müdürlüğünü yaptım. On sene
içinde çevre adına üniversitelerle
işbirliği yaparak yılda en az üç tane
bu gibi toplantılarda, yönetmelik
Güvenilir Akış Ölçümü
Endress+Hauser’den Yeni Biyogaz Akış Ölçer
Son yıllarda organik atıklardan elde edilen gazlar, araçlardan, kombine çevrim
santrallerinde ısı ve elektrik üretimine kadar çok geniş bir alanda
kullanılmaktadırlar. Bunun sonucu olarak, biyogaz üretimi ve üretim tesislerindeki
proses kontrolü giderek önemini arttırmaktadır.
Biyogaz tesislerinin verimli çalışabilmesi için gaz akışı, basınç, sıcaklık, gaz
konsantrasyonu gibi çok sayıda proses parametresinin takibi gerekir.
Endress+Hauser firmasının yeni PROSONIC B 200 model biyogaz akış ölçüm cihazı,
ultrasonik ölçüm prensibi ile gaz debisini hacimsel olarak ölçmesinin yanı sıra,
piyasada bir ilk olarak, gaz içerisindeki metan konsantrasyonunu da
ölçmektedir. Bu bilgiler biyogaz tesisi operatörlerine üretilen gazın kalitesi,
dolayısı ile gerçekleşen çürütme prosesinin durumu hakkında anında bili vermekte
ve problemleri kısa sürede çözmelerine imkan tanımaktadır. Tüm bu özelliklerinin
yanı sıra cihaz Türkçe menü desteği ile kullanıcılara programlama ve işletme kolaylığı sunmaktadır.
PROSONIC B 200 biyogaz, çürütücü gazları ve çöp gazları ölçümünde en sık karşılaşılan nem oluşumundan ve değişen gaz
konsantrasyonlarından etkilenmeden ölçüm yapmakta ve basınç kaybı yaratmaması nedeni ile bu uygulamalardaki düşük
basınçlardan etkilenmemektedir. Hattan geçen metan gazının oranını doğrudan ölçerken, düzeltilmiş hacim, kalorifik
değer veya Wobbe sayısı gibi bazı karakteristik değerin hesaplanmasını da gerçekleştirmektedir.
Biyogaz ölçümü için kullanılan ultrasonik ölçüm prensibi, diğer prensiplere göre pek çok avantajlara sahiptir :
- Yüksek ölçüm hassasiyeti ( % 1.5) ve geniş ölçüm aralığı (30:1) sağlar.
- Çok düşük basınçlarda bile ölçüm yapabilir.
- Hareketli parçası olmadığı için bakım gerektirmez.
- Giriş ve çıkışta gerekli olan düz boru mesafeleri kısadır.
- Değişen gaz konsantrasyonlarından ve nem oranından bağımsız ölçüm yapar.
Endress+Hauser A.Ş.
Büyükdere Cad. No:103
Şarlı İş Merkezi 8. Kat
Mecidiyeköy-İstanbul
Tel: 0212 275 1355
Faks: 0212 266 2775
[email protected]
www.tr.endress.com
Kongre
bazında ve çevre eğitimi noktasında
çok güzel çalışmalar yaptık. Çok
üzüldüğümüz günler de oldu. 2006
yılında Tuzla’da, bir ilaç üreticisinin
gömdüğü 2000 varil gözlerimi yaşartmıştı. Bu varillerin hepsini temizledik
ama protestolar ve eleştirilerle de karşılaşmıştık. Boğaz kıyısındaki eğlence
yerlerinde yüksek sesli müzik çalan
yerleri de kararlı duruşumuzla disipline etmiştik. Bu, belki sürdürülebilir
kalkınma noktasında gösterdiğimiz
en iyi örneklerimizden bir tanesidir.
Ama o dönemde yine gazetelerimiz,
benim üzerime gelerek, bir eğlence
mekanını çarşafa soktuğum haberini
manşetine taşımıştı. Oysa biz, sabaha
kadar uyuyamayan karşı kıyıdaki binlerce insanın hakkını savunmuştuk.
Çözülemeyecek olan problemin üzerine gidildiği zaman çözülebildiğini
çok net bir şekilde biliyoruz. Özgüvenin ve cesaretin çevre mühendislerinde olması gerekiyor. Çünkü çevre
mühendisliği ve çevre meseleleri
aslında siyaset üstüdür. Hiçbir siyasi
partinin tekelinde falan olamaz. Bu
milletin ve hatta tüm dünya vatandaşlarının ve canlılarının meselesidir...”
CHP GRUP BAŞKAN VEKİLİ
MUHARREM İNCE:
“Siyasetçi kadar bürokrat da
suçlu”
Büyük bir özür borcumuz var
bakan onun, belediye başkanı onunsa,
insanların duyarlı olması çok normal.
Sadece bugünkü iktidarı değil, son
yıllarda gelmiş geçmiş bütün siyasi
partileri, aktörleri suçladınız. Hepsinin payı var dediniz. Doğru. Peki tüm
bürokratların da payı yok mu? Her
devrin bürokratı olanların payı yok
mu? Hiçbir siyasetçi tek başına hırsızlık yapamaz. Hırsızlık olabilmesi için,
rant olabilmesi için sac ayağı gereklidir: hırsız siyasetçi, hırsız bürokrat
ve hırsız işadamı. Yani o planları da
birisi çizdi elbette; bir mimar çizdi,
mühendis çizdi, siyasetçi karar verdi.
Siyasetçi kadar bürokrat da suçludur.
Teknik adam da suçludur. Halk da
suçludur. Tek başına kim, ne yapabilir? Bir zamanlar ‘ya rab’ diyenlerin
bugünlerde ‘ya rant’ dediği, ‘iman’
diyenlerin, ‘imar’ dediği bir ortamda,
mücahitlerin müteahhit olduğu, hatta
her şeye müsait olduğu bir ortamda,
ÇMO Başkanı Baran Bozoğlu’na
katılıyorum; stratejik ÇED’in bu
ülkede artık oturması gerekiyor.
Bölgeye göre, sektöre göre ÇED
sistematiğinin olması ve bunun da
siyasi düşüncelerden uzak, iyi vurgulanması gerekiyor. Gelecek nesillere
nefes alabileceği bir hava, içebileceği
su ve verim alabileceği toprağı onlara
bırakmamız gerekiyor. Dedelerimizin, babalarımızın ve kısmen bizim,
gelecek nesillere çok büyük bir özür
borcu var. Çevreyi bu hale getiren
biziz. Bunun partisi de yok, siyasi
görüşü de yok. Çünkü bu ülkede her
siyasi görüş bir şekilde iktidar oldu.
Onların yaptığı şeylerin meyveleri ve
İstanbul ortada. Kimi, hangi iktidarı
suçlayacağız. Bence suçlanacak bir
iktidar yok. Gelecek nesillerin havasını, suyunu ve toprağını maalesef hep
beraber kirlettik...”
40 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
“Sayın Müsteşar Yardımcısı Birpınar, bazı eleştirilerle karşılaştığını
söyledi... Her taraf rant kokuyorsa,
çocuklarımızın geleceğinden kaygı
duyuyorsak, kaç çocuk yapacağımıza, nasıl doğum yapılacağına bir kişi
karar veriyorsa; 3. Boğaz köprüsünün
nereden geçeceğine çevre mühendisleri, mimarlar, mühendisler değil
de helikopterle gezen iktisat fakültesi
mezunu karar veriyorsa; ekmeğimizin
rengini o belirliyorsa; müsteşar onun,
insanların kuşkuyla yaklaşması çok
normal...”
Aslında her şey normal
“Sanayileşme, hızlı kentleşme,
nüfus artışı, insanın sınırsız şekilde
çevreye müdahalesi, yaşadığımız
gezegenin ne yazık ki dengesini
bozdu. ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’
diyen zihniyetin torunlarıyız biz. O
düşüncenin bugünkü torunları da ne
yazık ki ‘çevreyi yaşat ki insan yaşasın’
diyemedi. Mimar Sinan’ın çocukları,
Itri’nin torunları, İstanbul’da kaçak
binalarda bandrolsüz CD’ler dinledi.
Bir Yalova milletvekili olarak gururla
söylemeliyim ki, Türkiye’nin ilk çevrecisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
1930 yılında bir çınarın dalını kesmemek için adı köşk olan ama aslında
mütevazı bir evi, o Yürüyen Köşk’ü
görmeyen bir çevre mühendisi varsa,
eksik kalmıştır. Yani bir çınarın bir
dalını kesmemek için raylar döşeyerek o evi nasıl yürüttüğünü gerçekten
görmelisiniz. İşte 1930 yılında böyle
düşünen bir devlet adamı. 2013
Türkiyesi’nde ise Türkiye’yi yönetenler AVM yapmak için, rezidans
dikmek için, yol geçirmek için ağaç
kesmeyi marifet sayıyorlar. Türkiye’de
ne kadar çevre felaketi yaşadığımızı
hepimiz biliyoruz. Alınan önlemler,
çıkarılan yasalar, yönetmelikler nasıl
çıkıyor, önce buna bakmamız lazım.
Yani bu yasalarda, uygulamada ortak
aklın olmadığını, bilimin olmadığını,
hukukun olmadığını, kamu yararının
olmadığını hepimiz biliyoruz. Bir
ülkede birisi, çevre mühendislerinden daha çok çevreciyim diye konuşuyorsa; bir ülkede dere yatağına bina
yapıp, sonra da ‘derelerin intikamı
ağır olur’ deniyorsa; bir ülkenin parlamentosunda gece yarısı onayıyla
bir torba yasanın içine bir madde
eklenerek, o ülkenin mühendisleri,
mimarları, şehir planlamacıları işlevsiz ve etkisiz hale getiriliyorsa; büyük
projeler ÇED sürecinden muaf tutuluyorsa; 250 bin ağaç kesildikten sonra
köprünün güzergahı çevresel hassasiyetler nedeniyle değiştiriliyorsa
Kongre
ve 250 bin ağaç kesildikten sonra
kuşlar insanların aklına geliyorsa;
çevre duyarlılığı olan yurttaşlarımıza
bir ülkenin yöneticisi ‘bazı çevreci
tipler’ diyerek onları aşağılıyorsa;
nükleer santralin riski ile evdeki
mutfak tüpünün riski eşit tutuluyorsa;
ülkeyi yönetenler İstanbul’un silüetini bozanlara yaptırım uygulamak
yerine, onlara küsüyorsa; bir yabancı
şirket için arazi kullanım yasası değiştirilip, tarım arazileri yok ediliyorsa;
bu ülkede yurttaşlar, adında ‘çevre’
olan, çevre yazan bir bakanlığa karşı
yaşam alanlarını savunmak için sokaklara çıkıyorsa; yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek varken, nükleer
santral ihalesi yapılıyorsa, bu ülkede
çevre felaketinin olması, o felaketlerin
çoğalması, o tür sorunların olması çok
normaldir...”
Panel de oldukça ilgi çekti
Yerel Yönetimler ve Çevre Yatırımları Paneli
42 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Açılış programının sonunda Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gülen Güllü,
kongre sponsorları olan TÜKÇEV,
ARTEK, Çınar Mühendislik, Encon,
Detam, Batıçim, Akademi Zemin,
Dokay, Arüv Çevre, Divapan, Enofis,
Gülce, Envirotek, Grontmij, Odak,
Haliç Çevre Danışmanlık, TÇMB, Çedfem, Marmara Çevre, Anka, Envoy ve
Ast’a plaketlerini takdim etti. Üç gün
boyunca aralıksız süren oturumlarla
devam eden kongrenin son günü ise
önemli bir panel yapıldı. “Yerel Yönetimler ve Çevre Yatırımları” başlıklı
panel, katılımcıların oldukça ilgisini
çekti ve karşılıklı bir tartışma ortamı
sağladı. Oturum Başkanlığını Prof. Dr.
Cevat Geray’ın yaptığı panelin konuşmacıları ise H.Ü. ÇUAM Müdürü Doç.
Dr. Selim Sanin, Doç. Dr. Tarık Şengül, Mehmet Faruk İşgenç ve CHP
Genel Başkan Yardımcısı Gökhan
Günaydın oldular. Panelde, yerel
yönetimlerin şehir planlamalarında
çevre mühendisleri ve mimarlar gibi
uzmanlara ne kadar danıştıkları tartışıldı. Yerel Yönetimler ve Çevre Yatırımları paneli, ilerleyen günlerde de
Çevre Mühendisleri Odası tarafından
kitaplaştırılacak.
Doğa için Mühendislik
PENSTOKLAR • IZGARALAR • KARIŞTIRICILAR • SIYIRICILAR • FİLTRELER • KONVEYÖRLER
KOKU GİDERİM SİSTEMLERİ • ÇÖP AYIRMA SİSTEMLERİ
DENİZ MÜHENDİSLİK KİMYA VE
ARITMA SAN. TİC. LTD ŞTİ.
İMES Sanayi Sitesi A-Blok 101 Sok. No: 23/A 34776
Y. Dudullu - Ümraniye - İstanbul / Türkiye
Tel : +90 216 415 03 03
Fax : +90 216 466 35 86
e-mail: [email protected]
www.denizmuhendislik.com.tr
Ürün & Teknik
Huber RoDisc
®
Üçüncü Kademe Atıksu Arıtma
Dr. Müh. Mete Gerçek
Huber RoDisc, sudaki ufak katı maddeleri azaltır, suyun alıcı ortama verilmesinde azot ve fosfor
kaynaklı kalite bozulmasını ve yosun üretimini (ötrofikasyon) önler. Son çökeltme tankından
kaçan askıdaki maddeleri ve çamur pıhtılarını yüksek verimde tutar, çıkış suyu kalitesini artırır.
Kum filtrelere göre daha ekonomik ilk yatırım ve işletme harcamaları sunan, daha verimli, daha az
yer kaplayan bir sistemdir…
İ
çme suyu, kullanma suyu ve
atıksu arıtma tesislerinde, arıtılmış sudaki 5 mikron gibi oldukça
ufak katı maddelerin tutulması amacıyla kullanılan Huber RoDisc, kaynak
suyu, yüzey suları, endüstriyel proses
suları, tekstil, kağıt, içecek vb. endüstriyel proses suyu, soğutma suyu ve
atıksu arıtılmasında oldukça fazla
uygulama imkanı bulmuştur.
Son çökeltme tankından kaçan
askıdaki maddeleri ve çamur pıhtılarını yüksek verimde tutan Huber
RoDisc, çıkış suyunun kalitesini arttırır. Kum filtrelere göre daha ekonomik, daha yüksek verimli olan ve daha
az yer kaplayan bir sistemin işletmesi
kolay ve bakım ihtiyacı oldukça azdır.
HUBER RODİSC
UYGULAMALARINDAN BAZI
ÖRNEKLER:
İçme Suyu ve Kullanma Suyu
Uygulamaları
- Kaynak sularının arıtılmasında
- Yüzeysel suların arıtılmasında
- Sudaki silt, kil ve yosun gideriminde kullanılır.
44 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
HAU_S
Yıllara meydan okur!
Dubleks paslanmaz çelikten üretilerek ömrüne ömür katılan
HAUS dekantörler, 7 gün 24 saat çalışır,
maksimum susuzlaştırma sağlar.
/ HAUSCentrifugeTechnologies
HAU_SUV_DER_IL_010813.indd 1
20.09.2013 10:53
Ürün & Teknik
Kaynak suyu arıtımında
örnek bir uygulama
Proje adı: Wölfernquelle, Avusturya
RoDisc 10, 18 µm stainless steel mesh
İşletmeye alma tarihi: 05/2012
tadır ve oldukça pahalıdır. Huber
RoDisc’te kullanılan plastik malzemeler uygunluk sertifikalarına
sahiptir.
- RoDisc filtre malzemesi özel
seçilmiş paslanmaz çeliktendir.
Dolayısıyla Huber RoDisc daha
uzun ömürlü ve verimlidir.
Sistemin bu özellikleri özellikle
içme suyu projelerinde büyük avantajlar sağlar.
Yüzey sularının RoDisc
kullanılarak arıtılmasına
örnek bir uygulama
Proje adı: WTP Bojnourd, İran
5 adet RoDisc 22 (18 µm gözenek
aralıklı paslanmaz çelik filtreli)
- Enerji santralları
- Kağıt sanayi
- Tekstil sanayi
Diğer bazı endüstriyel
uygulamalar:
- Soğutma suyu arıtımında
- Endüstriyel bir atıksu arıtma
tesisinin çıkış suyunda
- “Aquaculture” işlemlerinde
Endüstriyel sular bir tesisten
diğer tesise farklılıklar gösterirler. Bu
nedenle istenen çıkış suyu değerlerini
garanti edebilmek için arıtılacak su
numuneleri üzerinde bazı testlerin
yapılması faydalı olur. Bu amaçla test
ünitelerimiz bulunmaktadır.
Endüstriyel bir uygulamaya
örnek:
Veriler:
- Su miktarı Qmax = 100 l/s
- Ön arıtma bulunmamaktadır.
- Gözenek açıklığından/filtre elek
aralığından daha büyük katı partiküllerin tutulması garanti edilmiş
ve sağlanmıştır.
- AKM giriş değeri ≈ 5 mg/l
- Çok ufak taneli kil ve silt giderimi
gerçekleşmektedir.
- Su türbininin ve içme suyu
deposunun korunması gerçekleşmiştir.
RoDisc kullanımına nasıl karar
verildi?
- Huber RoDisc filtre malzemesi,
yapıştırıcı ile değil “viarmical process” ile çerçeve yapıya kaynaklanmaktadır. Normal olarak içme
suyu ekipmanlarında yapışkanlı
imalata izin verilmemektedir.
- RoDisc ekipmanında kullanılan
plastik elemanlar için Alman
İçme Suyu Sertifikası’na (KTWZulassung) ve plastik yüzeyler
üzerinde zararlı biyolojik kabuk
bağlamasına karşı önlem sertifikasına (DVGW W270) sahiptir.
Bu konuda yapılması gereken
incelemeler uzun zaman almak46 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Proje adı: TP Hansa Heemann/
Almanya (içecek fabrikası)
RoDisc 4 (37 µm paslanmaz çelik
filtre)
Veriler:
- Su hacmi Qmax = 250 litre/
saniye
- Gözenek açıklığından/filtre elek
aralığından daha büyük katı partiküllerin tutulması garanti edilmiş
ve sağlanmıştır.
- Yosunların çok büyük bir kısmı
tutulmaktadır.
- İçme suyu arıtma tesisi korunmaktadır.
Endüstriyel Uygulamalar
RoDisc kullanılabilecek bazı
endüstriyel uygulamalar:
En önemli endüstriyel uygulamaların başında proses su arıtımı gelmektedir, özellikle aşağıda belirtilen
endüstrilerde çok miktarda su kullanımı ihtiyacı vardır:
Veriler:
- Su hacmi Qmax = 150 m3/saat
- SBR prosesinden sonra aktif
çamur pıhtılarını ayırmak amaçlanmıştır.
- Giriş su konsantrasyonu < 50
mg/l, çıkış suyu konsantrasyonu
<25 mg/l
- UV - dezenfeksiyonu öncesinde
uygulanmıştır.
Ürün & Teknik
İleri safha arıtma: Mikrokirleticiler için proses teknolojisi
- Son çöktürme tankından sonra
yaklaşık 10 mg/ltr aktif karbon
tozu ilave edilir.
- KOİ giderimi yaklaşık % 20 olur
(adsorption of dissolved COD).
- Çıkış (Effluent) konsantrasyonu
<5 mg/ltr (ölçümlere göre 1-2
mg/ltr) veya <1 FNU
İleri safha arıtma: Mikrokirleticiler için proses teknolojisi
Fosfor giderimi
- İlave çöktürme ve pıhtılaştırma
(flocculation) için polimer ilavesi
gerekir.
- Fosfor, bulanıklık ve giriş miktarı
online ölçülür.
- 2 dakika ve 4 dakika süreli pıhtılaştırma reaktörleri kullanılır.
Son çökeltmeden sonra
çok ufak maddelerin
tutulmalarındaki verimlerin
karşılaştırılması
Fosfor Giderimi
Kum Filtre ile Karşılaştırıldığında Avantajları
Huber Rotary Mesh Screen RoDisc
(Filtre gözenekleri 10-18 mikron)
Huber Contiflow Kum Filtre (Kum 1-2 mm)
2007 ve 2008 yıllarında RoDisc/
Kum filtre karşılaştırma denemeleri
Wolfratshausen ve Darmstadt atıksu
arıtma tesislerinde yapılmıştır.
48 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Ürün & Teknik
Darmstadt Testleri Özet Sonuçları
Evsel atıksu arıtma tesisinde
örnek uygulamalar
Proje adı: Bsugu / Rusya
6 adet RoDisc 14 (33 µm polyester
mesh filtre yüzeyli)
Fosfor giderimi gibi uygulamalarda ihtiyaç duyulacak kimyasal maddelerin miktarı daha azdır.
RoDisc’in bazı önemli
özellikleri
1. Seviye farklılıklarına göre çalışan
sistemdir. Bu sayede her zaman
yüksek verimle çalışır.
Sistemdeki yenilikler
- Polyester malzemeli filtre yüzey
uygulamaları da bulunmaktadır.
- 2600/3000 mm çaplı RoDisc
ekipmanları imalatı. Atıksu giriş
miktarına göre (filtre yüzey alanına bağlı olarak) fiyatta azalma.
2. Filtre yüzeyleri termik prosesle
düz çerçeveye kaynaklanır, yapıştırıcı kullanılmaz. Filtre yüzeyi,
özel plastik malzeme ile tamamen kaplanmıştır. Yapıştırmaya
göre asit ve solventlere karşı
daha dayanımlıdır.
3. Rulmanlar su seviyesi üzerindedir. Çok daha az aşınma garanti
edilir. İşletme ömrü 20.000 saat,
en az 5 senedir. Daha az yağlama
ihtiyacı rulmanların su seviyesi
üzerinde olmasıyla sağlanır.
50 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
- Huber her zaman ekipmanlarını
geliştirmektedir. Örneğin fosfor
giderimi gibi özel uygulamalar
için keçeler (needle punched
felt - geotekstil malzemeler) filtre
yüzeyleri olarak kullanılmaktadır.
Bu durumda daha kaliteli çıkış
suyu elde edilir ve aynı zamanda
kullanılacak kimyasal katkılarda
azalma olur.
Veriler:
- Su hacmi Qmax = 780 m3/saat
- Son çökeltme tankından sonra
aktif çamur elimine ediliyor.
- Giriş konsantrasyonu max. 14,5
mg/l, çıkış konsantrasyonu < 8
mg/l (komposit numune).
Proje adı: Aylesbury / İngiltere
3 adet RoDisc 22 (15 µm polyester
mesh filtre yüzeyli)
Veriler:
- Su hacmi Qmax. = 215 l/sn./adet
- Son çökeltme tankından sonra
aktif çamur elimine ediliyor.
- Giriş konsantrasyonu max. 35
mg/l, çıkış konsantrasyonu ≤ 15
mg/l.
Proje
Bodrum Mumcular İçmesuyu
Arıtma Tesisi Gaz Klorlama Ünitesi
B
odrum Belediyesi’nin 31
Mayıs 2013 tarihinde “Mumcular İçmesuyu Arıtma Tesisi
Gaz Klorlama Sistemi Revizyonu İşi”
için yaptığı ihaleyi kazanan Sisdoz
A.Ş., 9 Eylül 2013 tarihinde, taahhüdü
kapsamındaki işleri bitirerek tesisi
devreye aldı, kurum yetkililerince
gerekli kabul işlemlerini tamamladı
ve işi teslim etti.
Tamamladığı her projede standartları bir adım ileri götürerek yenilikler katmaya devam eden Sisdoz,
Türkiye’de referans kabul edilebilecek bir projeye daha imza atmış oldu.
Bodrum Belediyesi Mumcular İçme
Suyu Arıtma Tesisi’nde, mevcut olan
eski ekipman komple HYDRO ekipmanları ile yenilendi ve ileri tekno-
52 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
lojiye sahip bir sistem teslim edildi.
Geniş ürün yelpazesi, tecrübeli
satış ekibi ve uzman teknik personeliyle sektörde adından sıkça söz ettiren Sisdoz, yıllardır temsilciliğini yaptığı ve dünyanın lider markalarından
olan HYDRO Gaz Klor Ekipmanları
ile dezenfeksiyon projelerinde hızla
ilerlemeye devam ediyor.
Tesis Scadası üzerinden tüm
sistem kontrol ediliyor
Tesiste, giriş debimetresinden alınan sinyal ile otomatik dozaj yapılacak ön klorlama; durultucu çıkışında
bakiye klor miktarı ve filtre çıkışında
istenen bakiye klor miktarına bağlı
olarak gelecek sinyalle otomatik dozaj
yapılacak ara klorlama; ve tesis çıkı-
şında istenen bakiye klor miktarına
bağlı olarak gelen sinyal ile otomatik
dozaj yapılacak son klorlama klorinatörlerinden oluşan toplam 6 adet
10 kg/h kapasiteli klorinatör mevcut.
Ön klorlama; operatörün SCADA
sistemi üzerinden tamamen manuel
olarak dozaj miktarını girebildiği gibi,
debimetre sinyalinden alınan ham su
girişine, istenilen ppm değerinde
klor vermesine olanak sağlıyor. İstenilen ppm değerini SCADA ekranına
girip dozaj yöntemini debiye bağlı
seçmek, istenilen dozajın otomatik
olarak yapılması için yeterli oluyor.
Ön klorlama klorinatörleri asıl ve
yedek olarak iki adet HYDRO OV 110
klorinatöründen ve enjektörlerinden
oluşuyor.
Ara klorlama (ozon çıkışı); ara klorlama dozaj noktasından sonra su akışı
iki ayrı durultucu sistemine dağıtılıyor. Durultucu sistemlerinin performansları birbirinden farklı olabileceği
için, durultucu çıkışlarına birer adet
HYDRO RAH 210 bakiye klor ölçer
monte edilmiş ve ölçüm değerleri
kontrol panosuna ilişkilendirilmiş.
Ara klorlama dozaj miktarı, operatörün manuel olarak SCADA ekranından
seçip, dozaj miktarını belirleyebildiği
gibi, 1. durultucu çıkışlarından alınan
ölçüm değerleri, 2. durultucu çıkışından alınan ölçüm değeri veya her
iki durultucu çıkışından alınan ölçüm
değerinin ortalaması da alınabiliyor.
Alınan ölçüm sonucu, operatörün
Proje
SCADA sistemi üzerinden belirlediği
tepki süresi, düzeltme katsayısı ve
tesis mevcut debisi otomatik olarak
tekrar hesaplanarak, istenilen bakiye
klor değerine, hataya olasılık verilmeden en kısa sürede ulaşılıyor. Sistem,
asıl ve yedek olarak iki adet HYDRO
OV 110 klornatöründen ve enjektörlerinden oluşuyor.
Son klorlama; operatörün dozaj
miktarını manuel olarak belirleyebileceği gibi, şebekeye gönderilen
hat üzerinde monte edilen bakiye
klor ölçerden alınan sinyallere bağlı
çalışabiliyor. Ara klor dozaj miktarını
belirlemede olduğu gibi, tepki süresi,
düzeltme oranı ve tesis çıkış debisi
sürekli hesaplanarak, istenilen bakiye
klor değerine en kısa sürede ulaşılıyor. Sisteme basınçlı suyun getirilmesini sağlayan Booster Pompalar,
54 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Gaz Kaçağı olması durumunda sesli
ve ışıklı olarak alarm veren Gaz Kaçak
Dedektörü, dedektörden gelen sinyal
ile otomatik olarak devreye giren bir
Sprinkler Sistemi, binanın havalandırılmasını sağlayan fanlar ve otomatik panjurlar, bakiye klor miktarını
gösteren bakiye klor analizörleri ile
tesis komple yenilenmiş. Tüm bu
bahsedilen cihazların kontrolleri ana
Scada üzerinden yapılabiliyor ve herhangi bir durumda cihazların yanına
gitmeden, Scada üzerinden cihazlara
müdahale edilebiliyor. Tüm klor
dozaj noktalarındaki dozaj miktarları, bakiye klor ölçümü yapılan noktalardaki bakiye klor ölçümü ve pH
değeri, tesis giriş ve çıkış debimetre
değerleri gibi ölçüm değerleri sürekli
kayıt altına alınabildiği gibi, olası gaz
kaçağı ve enerji kesilmesi gibi isten-
meyen olaylarda tarih ve saati ile
beraber kayıt altına alınıyor. Otomatik
tank değiştirme sistemi üzerinden,
hangi tank grubunun ne kadar süredir kullanıldığı, ilgili tank grubundan
alınan toplam klor miktarı ve dozaj
noktalarına yapılan toplam klor dozaj
miktarları SCADA ekranında gösterilerek, işletme için rapor ediliyor. Sistem üzerindeki tüm dozaj ve ölçüm
noktaları için operatörün izin verdiği
çalışma aralıkları belirlenmiş, aralık
dışına çıkılması durumunda operatör
görsel ve işitsel olarak uyarılıyor.
Tüm bu sistem ekipmanlarının
montajı yapılırken, Sisdoz’un kendisine özgü tecrübesi sayesinde her
zamanki gibi sistem bir an olsun durdurulmamış şebeke suyu kesilmemiş
ve şebekeye sürekli klorlanmış su
verilmiş.
arıtma tesisinde
mühendislik
çözümleri
ÇEVRE
ÖZGÜN Sanayi’de
Organize
Ürün
Atıksu Terfi İstasyonlarında WILO ile Yenilikçi Çözümler
H. Sertan Çoker
WILO Altyapı Uygulamaları Satış Mühendisi
A
tıksu arıtma sistemleri ve terfi
istasyonları günümüzde çevrenin korunması ve kaynakların
devamlılığının sağlanmasında önemli
rol oynamaktadır. Sistemlerin çalışma
koşullarını etkileyen atıksudaki yüksek katı madde içeriği, lifli yapılar
ve agresif bileşenler gibi etkenler,
ilgili ürünlerin yenilikçi çözümlerle
devamlı geliştirilmesini gerektirmektedir. WILO’nun atıksu sistemleri alanındaki en son yenilikleri ise “Solid
Çark” ve yüksek korozyona dayanıklı
“CERAM-Seramik Kaplama”dır.
Terfi merkezleri, betonarme tip
hazneler olarak yapılmakta olup,
atıksuyun bu haznelerde çalışan
dalgıç pompalarla transfer edildiği
yerlerdir. Islak montaj olarak bilinen bu sistemlerde, terfi haznesinden önce çoğunlukla otomatik veya
manuel temizlemeli mekanik ızgaralar
bulunmaktadır. Mekanik ızgaradan
geçen atıksu, terfi haznesine dökülerek atıksuyun içinde çalışmakta olan
pompalar aracılığıyla kolektöre veya
56 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
alıcı ortama deşarj edilir. Islak ve kuru
montaj terfi merkezlerinde çok kez
karşılaşılan problem, mekanik veya
kaba ızgaraların verimli çalışmamasından dolayı katı partiküllerin tutulamaması, dolayısıyla bu kaba ve özellikle
lifli maddelerin pompada tıkanma ve
aşınmaya neden olmasıdır.
WILO, bu problemleri gözönüne
alarak katı parça geçirgenliği yüksek,
kapalı bir çark tasarlamış olup, çarkın
iç yüzeyinde tamamen köşesiz, pürüzsüz, lifli ve katı maddelerin takılmadan, herhangi bir yüzeyde birikmeden
kolayca geçebileceği ergonomik bir
tasarım geliştirmiştir. Çarkın kapalı
yapısı, lifli malzemenin pompanın miline veya etrafına sarılmasını
tamamen engellemektedir. Ayrıca
bu kapalı ve benzersiz çark dizaynı,
pompanın hidrolik verimini artırarak,
pompanın daha düşük enerji ile aynı
işi yapmasına imkân vermektedir.
Atıksu terfi istasyonlarında diğer
bir problem de atıksuyun yapısında
bulunan bütrik, laktik asit, sülfatlar,
tuzlar, hidrojen sülfid ve metan gibi
atıksu gazları ile kompleks ve korozif yapıdaki maddelerdir. Pompalar
sürekli bu zor şartlarda çalışmaktadır. Çeşitli nedenlerle sudan çıkarılan ve havadaki oksijene maruz kalan
döküm pompalar kısa zamanda kullanılmaz hale gelmektedirler. Buna ek
olarak üç tarafımızın denizlerle çevrili
olduğu kıyı şeridinde bulunan bazı
terfi istasyonlarında ve arıtma sistemlerinde atıksuya tuzlu su karışmakta,
korozyon daha da artmaktadır.
Bu agresif atıksu yapısında SS 304
paslanmaz çelik ekonomik olduğu
için tercih edilmekte, fakat bu yapıya
karşı dirençli olamamaktadır. Pompayı komple SS 316 ve dubleks pas-
Solid Çark
CERAM-Seramik Kaplama
lanmaz yapmak ise hem çok maliyetli
olmakta hem de uzun teslim süreleri
nedeniyle sıkıntı yaratmaktadır.
WILO tarafından önerilen, hem SS
304’ten daha dirençli hem de SS 316
ve dubleks paslanmaz çelik malzemeye alternatif en son teknoloji seramik kaplanmış atıksu pompalarıdır.
Seramik kaplama, 400 mikron kalınlığında tek kat olarak pompa yüzeyine
püskürtülmekte ve yüksek sıcaklıkta
fırınlanarak işlem tamamlanmaktadır.
Bu sayede 4 kat epoksi kaplamada
ulaşılan 5 N/mm2 yapışma gücü, tek
kat seramik kaplama ile 15 N/mm2
yapışma gücüne sahip olmaktadır.
WILO CERAM teknolojisi, pompanın tüm atıksu ile temas eden yüzeylerine uygulanabilmekte ve pompalar
yüksek kalite paslanmaz çeliğe göre
daha ekonomik ve ucuz olmaktadır.
Bu özelliklerinin yanı sıra seramik
kaplama, pürüzsüz yüzey yapısıyla
hidrolik verimi artırmaktadır. Ayrıca,
içeriğinde kullanılan hiçbir malzeme
çevre açısından toksik değildir ve bu
sayede çevre dostudur.
Ürün
Mas NM-P Serisi Uçtan Emişli Paslanmaz
Çelik Sac Pompalar
S
ektöründe ilklerin öncüsü olan
Mas Pompa yine bir yeniliğe
daha imza atıyor. NM-P serisi
olarak adlandırılan, gövde ve çarkları
AISI 304 veya AISI 316 paslanmaz çelik
sacdan imal edilen yeni seri pompalar
ın üretimine başlandı.
NM-P serisi paslanmaz santrifüj
pompalar, su ve endüstriyel sıvıların
taşınmasında kullanılıyor ve işletme
sırasında düşük gürültü seviyesine
sahip. 10-70 mSS manometrik yükseklik ve 3-200 m³/h debi aralığına sahip
olan ve -20°C ile +100°C sıvı sıcaklık
aralığında çalışabilen bu pompalar
mekanik ve yumuşak salmastra sızdırmazlık seçenekleriyle pazara sunuluyor. Temiz, yanıcı ve patlayıcı olmayan, katı parçacık içermeyen sıvıların
basılmasında kullanılan sistemlerin
genel kullanım alanları aşağıdaki gibi:
• Su Temini: Su filtreleme
ve taşıma, ana kanalın
basınçlandırılmasında
• Endüstriyel Tesisler:
Tekstil boyahaneleri, HT boya
makineleri, ilaç ve gıda sekonder
devrelerinde, kimya, kazan
suyu besleme, yoğuşturucu,
soğutma ve iklimlendirme
sistemlerinde, asit ve alkali bazlı
sıvıların taşınmasında, ıslatma ve
temizleme sistemlerinde
58 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
• Sac bobinleri açma, kataforez ve
boya hatlarında
• Vakum devrelerinin su
çevrimlerinde
• Su arıtma, su filtreleme (Reverse
Osmosis) sistemleri, yüzme
havuzları.
Yeni seri NM-P pompaların
tasarım özellikleri
• Paslanmaz çelik yüksek
dayanımlı parçalar/yüksek kaliteli
korozyona dayanıklı
• Montaj opsiyonları/yatay ya da
dikey kurulum
• Back pullout dizayn/emme
basma hatlarını bozmadan çark
ve salmastraya kolayca erişim
• Üst tarafta ortalanmış basma ağzı
ve gövde altı destek ayakları/
hizalama hatalarının azaltılması
ve düzgün kurulum
• Yüksek işletme verimliliği/düşük
işletme maliyetleri
• Hafif ve kompakt tasarım/düşük
sesli çalışma yüksek kalitede
burçlar ve O-ringler
• Genel pompalama işlemleri
ve yüksek sıcaklık ve kimyasal
ortamlara uygunluk.
DOĞRU / CORRECT
YANLIŞ / INCORRECT
DOĞRU / CORRECT
YANLIŞ / INCORRECT
DOĞRU / CORRECT
YANLIŞ / INCORRECT
DOĞRU / CORRECT
YANLIŞ / INCORRECT
Örnek Proje
Tabakhane Atıklarını İşlemek
Meksika’da işletilen çok kademeli arıtma tesislerinde verimlilik
Festo San. ve Tic. A.Ş.
“C
hampion City for Water”;
Meksika’nın merkezinde
yer alan León kenti 2012
Dünya Su Forumu’ndan bu yana bu
ödüle sahip. Kent, Atık su arıtma
kategorisinde ödüle layık görüldü.
León’daki deri işletmelerine yönelik
bir arıtma tesisi işleten tesis yapım
şirketi Fypasa bu konuda günümüze
değin çok önemli katkılarda bulunuyor. Çok kademeli bir otomasyon
düzeneğine sahip tesisin her kademede yüksek verim ve güvenilirlik ile
çalışması ise Festo proje mühendisleri
tarafından sağlanıyor.
Yaklaşık bir milyon nüfuslu sanayi
kenti, deri ve ayakkabı endüstrisinin
dünya merkezi kabul ediliyor. Adidas,
Nike ve Caterpillar gibi dünya markaları bu kentte yer alan 600 deri işletmesi, 1000 adet de ayakkabı ve deri
fabrikasında ürünlerini ürettiriyorlar,
dolayısıyla tonlarca atıksu ortaya
çıkıyor. Ancak, deri işletmelerinden
çıkan atıksuyun çok özel bir muameleye tabi tutulması gerekiyor: Deri
fabrikalarının atıksularında, organik
maddelerin yanı sıra tuzlar ve krom,
zirkonyum, alüminyum, titan veya
demir gibi metaller ile formaldehid
ve fenoller gibi sentetik maddeler de
bulunabiliyor.
Otomasyon piramidinin birçok kademesinde yüksek verimlilik ve işletme güvenliği: León
(Meksika) kentinin deri endüstrisinden kaynaklanan atıksularına yönelik atıksu arıtma tesisi
60 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Komple bir otomasyon
“piramidi“
Fypasa’nın 2009 yılında ürettiği ve
o yıldan beri işlettiği atıksu arıtma
tesisi esasen bir evsel atıksu tesisine
ek olarak tasarlanmış. Bahsi geçen
evsel atıksu arıtma tesisinde daha
önceleri deri işletmelerinin atıksuları
da arıtılıyordu ancak kentin ekonomik yükselişi karşısında bu tesis kısa
bir süre sonra yetersiz kaldı. Meksika
genelinde 1969 yılından bu yana
atık arıtma tesisleri kuran Fypasa bu
nedenle tesis üreticisi olarak geniş bir
bilgi birikimine sahip. Aynı zamanda
tesis işletmecisi de olan kuruluş
Meksika’da ortaya çıkan atıksuların %40’ını arıtıyor, işliyor. León’da
kurulu Fypasa atıksu arıtma tesisinin
işletme şefi olan Mauricio Plascencia:
“Ancak otomasyon alanında uzman
olmadığımız için Festo proje mühendislerinin tecrübelerine güveniyoruz.“
diyerek konuyla ilgili görüşünü belirtiyor.
Örnek Proje
bildik.“ İşletmeye alma aşamasında
Festo proje mühendisleri tesisin her
ünitesinin proses testlerini üstlendi.
Örneğin çürütme kulelerinde proses
valfleri ve biyogaz alımı test edildi.
Master-PLC’den proses
tahrikine
Proses valflerinin açılması ve kapatılmasına yönelik sensör-aktüatör seviyesindeki pnömatik
tahrik sistemleri, elektriksel çözümlere kıyasla uzun ömürlülük, geniş bakım aralıkları ve aşırı
yüklemede daha yüksek işletme güvenliği gibi net avantajlarla öne çıkıyor
Festo, León’da sensör-aktüatör
seviyesinden alan ve kontrol, hatta
proses yönetim seviyesine kadar uzanan ve bununla birlikte bir SCADA tipi
proses görselleştirme sistemini ihtiva
eden bir komple çözüm geliştirdi. Bu
süreçte Festo, projenin katma değer
zinciri boyunca müşterisi Fypasa’nın
işini kolaylaştırmayı hedefledi.
Otomasyonda yetkinlik
Festo Meksika proje mühendislerinden Eduardo Poupard, Festo’nun
proje yaklaşımıyla ilgili olarak şunları
söylüyor: “Daha henüz mühendislik
aşamasında tesis üreticisine uygun bir
otomasyon konsepti sunduk. Buna
şemalar ve sensör/aktüatör/alan seviyesinin merkezi öğeleri konumundaki
proses valfleri ile kontrol kabinlerinin
CAD verileri ile üç boyutlu modelleri
olmak üzere teknik dokümanların
tümünün verilmesi de dahildi. Bu
öğelerin tesisin üretiminde montaja
hazır olacak şekilde planlanabilmesi
için bu adımı attık.”
Proje ilerledikçe Fypasa, Festo’nun
onca farklı atıksu arıtma projelerinden edindiği tecrübe ve bilgi birikimi
sayesinde arıtmaya ilişkin tüm proseslere vakıf olduğunu ve dolayısıyla
mevcut tesise yüzde yüz uyum sağlayabilecek bir çözüm geliştirebileceğine ikna oldu.
Festo mühendislerinin oluştur-
62 Su ve Çevre Teknolojileri • Eylül 2013
Master-PLC’den proses tahrikine
(CECX-X-C1 fotoğrafta en üstte görülüyor):
İşletme aşamasına geçildiğinde proses
görselleştirme fonksiyonuna kadar
uzanan bütünsel bir çözüm sayesinde
işletmeciye şeffaflık ve dolayısıyla kolaylık
kazandırılmış oluyor
duğu proje yönetim kadrosu faaliyet diyagramları ve mihenk taşları
ile alt sistemlerin zamanında temin
edilmesini garantileyerek tedarik ve
temin aşamasında yüksek verimlilik
sağladı. Kurulum aşamasında proses
valfleri ile kontrol kabinlerinin Festo
test merkezindeki simülasyon testleri, ürün dokümantasyonu ve alt
sistemlerin tesise montajı ön plandaydı. Plascencia’nın deyişiyle: “Bu
sayede Fypasa olarak tamamen kendi
işlerimize odaklanmaya devam ede-
Festo’nun geliştirdiği MasterPLC CECX-X-C1, kontrol ve proses
yönetim seviyesinde uygulandığında
programlanabilir kontrol ünitesi
fonksiyonlarını yürütüyor. Üniteden
çıkan bilgiler proses görselleştirmesi için SCADA yazılımı VipWin’e
iletiliyor. CPX/MPA serisi valf adaları
giriş ve çıkış sinyallerini alıp Master
PLC’ye bildiriyor ve pnömatik tahrik
sistemlerini kontrol ediyorlar. Bu
komponentler yedi ayrı kontrol kabinine yerleştirilerek korunmuş. CPX
serisi otomasyon platformu uzaktan
bakım, uzaktan muayene, web sunucusu, SMS mesajları ve E-posta uyarısı
fonksiyonlarını da mümkün kılıyor.
Çürütme kuleleri iki tür proses valfleriyle donatılmış; çamur girişi için
sürgüler ve biyogaz çıkışı için kelebek
valfler.
Sensör-aktüatör seviyesinde proses valflerinin açılıp kapatılması için
pnömatik tahrikler kullanılmış; bunların elektriksel komponentlere kıyasla
çok açık avantajları söz konusu: Uzun
ömürlülük, geniş bakım aralıkları ve
aşırı yükleme durumunda daha yüksek güven sunuyorlar.
Proses görselleştirmesiyle
gelen çalışma güvenliği
Tesis işletmecisi, proses görselleştirmesine kadar uzanan bütünsel
bu sistem çözümü ile proseslere şeffaflık kazandırarak işletimde kolaylık
kazanıyor. Sistemin bakımı pnömatik
komponentlerin yalınlığı sayesinde de
daha kolay. Daha düşük maliyetli ve
üstelik verimi daha yüksek. Çünkü
pnömatik sistemi yönetebilmesi için
işletme personelinin karmaşık, zahmetli eğitimlere devam etmesi gerekmiyor. Böylece tesisin kullanılabilirliği
ve verimi yükseliyor...
Marka değerinizi
artırmak ve
firma tanıtımınız
için İş Dünyası
dergilerini seçin.
T: 0216 651 7878
F: 0216 651 7898
www.b2bmedya.com
facebook.com/b2bmedya
twitter.com/b2bmedya
Abone
Formu
İŞ DÜNYASI YAYINCILIK
TANITIM ve TİC. LTD. ŞTİ.
ABONE SERVİSİ
T.: (0126) 651 7878
F.: (0216) 651 7898
[email protected]
ONLINE ABONELİK İÇİN
www.b2bmedya.com
Ayda bir yayınlanır
İki ayda bir yayınlanır
İki ayda bir yayınlanır
Yıllık Abone Bedeli:
Yıllık Abone Bedeli:
Yıllık Abone Bedeli:
Basılı dergi + E-dergi 80 TL.
Basılı dergi + E-dergi 40 TL.
Basılı dergi + E-dergi 40 TL.
ÜÇ AYDA BİR YAYINLANIR • MART 2012 • YIL: 5 • SAYI: 24 • 6 TL • ISSN 1307-9204
Ayda bir yayınlanır
Üç ayda bir yayınlanır
İki ayda bir yayınlanır
Yıllık Abone Bedeli:
Yıllık Abone Bedeli:
Yıllık Abone Bedeli:
Basılı dergi + E-dergi 80 TL.
Basılı dergi + E-dergi 30 TL.
Basılı dergi + E-dergi 40 TL.
•
Aboneliğini herhangi bir
nedenden dolayı sürdürmek
istemeyen
okurların cayma hakkı
bulunmaktadır.
•
Öğrenci aboneliği % 50
indirimlidir.
•
Faturanız 7 gün içinde
adresinize postalanacaktır.
•
Dergilerimiz abonelerimize
Aras Kargo ile gönderilmektedir.
•
Fiyatlar 31 Aralık 2013 tarihine
kadar geçerlidir
Yukarıda işaretlediğim dergiye/dergilere abone olmak istiyorum
Adı Soyadı : ...................................................................................................................................................................................................
Firma Adı : ...................................................................................................................................................................................................
Adresi
: ...................................................................................................................................................................................................
................................................................................................................................. Posta kodu: ..................................................................
Tel: ......................................................... Fax: ......................................................... E-posta(*): .................................................................
(*) E-bültenlerimizi takip edebilmek için E-posta adresinizi yazmayı unutmayın.
Lütfen faturayı ....................................... V.D. ...................................... no’lu hesaba kesiniz.
................................... TL. abone bededilini işaretlediğim banka hesabınıza havale ettim.
Garanti Bankası Koşuyolu Şubesi (1016) - TR89 0006 2001 0160 0006 2997 18 nolu İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti. hesabı
İş Bankası Koşuyolu Şubesi (1170) - TR21 0006 4000 0011 1700 4684 13 nolu İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti. hesabı
Kredi kartı ile ödeme yapmak istiyorum
(Kredi kartı talimat formu e-posta adresinize veya faksınıza gönderilecektir)
Tarih: ..................................................... İmza: .....................................................
Kaynaklarımız yok olmasın...
www.ksb.com.tr