ulaşım aracı Camiye koştular

Transkript

ulaşım aracı Camiye koştular
\\ www.212haber.com //
15 - 31 AĞUSTOS 2015
Gazze’ye İmam Hatip Okulu
Filistin Dayanışma Derneği (FİDDER) Başkanı Muhammed
Mişemiş ve beraberindeki heyet ÖNDER’e ziyarette bulundu. Mişemiş, ÖNDER ile birlikte Gazze’de İmam Hatip
okulları açmak istediklerini dile getirdi. “Filistin davası,
Filistinliler kadar bizim de davamızdır.” diyen ÖNDER
Genel Başkanı Halit Bekiroğlu ise, “Gazze’de İmam Hatip
Okulları açmak için elimizden geleni yapacağız.” dedi.  2
Fiyatı: 1
KIRLETEMEZ
YENİDEN HARİTALARLA OYNANIYOR
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Ortadoğu’da 100
yıllık mirasın harekete geçirildiğini belirterek,
“Bitmemiş bir savaş diyebileceğimiz 1. Dünya
Savaşı’nın tortuları hareketlendiriliyor, haritalarla oynanıyor. Türkiye ise 13 yıllık dönem içinde istikrarını sağlayarak, milli savunma sanayisine yatırımda bulunarak, mazlumların umudu
haline gelerek bu oyunu bozuyor.” diye konuştu.
yerli atağı
 8
İMAM HATIPLI BAŞKAN’IN KOLEKSIYON SEVDASI
7’DE
BUGÜNLERİ BARIŞLA SONLANDIRALIM
vazgeçilmez tutkusu
BAŞAKŞEHIR İmam Hatip Mezunları ve
Mensupları Derneği (BİHADER) Başkanı Kamber Çal tam bir kalem tutkunu.
1992’de annesinin doğum günü hediyesi olarak aldığı Parker
marka altın uçlu bir kalemle koleksiyona başlayan Çal’ın 68
ayrı markadan kalemi bulunuyor. Kamber Çal, prensip olarak
aynı marka kalemi koleksiyonuna koymuyor.  15
Karne hediyesi değil,
ulaşım aracı
İSTANBUL’UN her geçen gün
artan trafik sorununa alternatif çözüm olarak görülen
doğa dostu, ucuz ulaşım
aracı bisiklet, yeterli altyapının olmaması ve bilinçsizlik
sebebiyle yaygınlaşmıyor.
Sayı: 83
BARISI KIMSE
Otopark teknolojisinde
Kalem onun
Yıl:5
BARIŞI kirletmeye kimsenin hakkının olmadığının altını çizen Hacısalihoğlu, barış iradesini ortaya koymak
için de herkese bu konuda iş düştüğünü belirtti: “Bu
oyunu bozacak olan yine milletin kendisidir, onun
azim ve kararlılığıdır, onun sağduyusudur ve onun
ferasetidir. Barışı kimse kirletemez, barışın gerçek
kaynağı bu milletin ta kendisidir, Anadolu topraklarıdır. Bugünleri de inşallah barışla sonlandıracağız”.
Tehlikeye davetiye!
METRO, metrobüs ve otobüs
duraklarının kesişme noktasında bulunan Şirinevler
üst geçidi artık üzerindeki insan trafiği yükünü
kaldıramıyor. Eskidiği ve
ihtiyaca cevap veremediği
için yenilenmesi planlanan
Şirinevler üst geçidi projesi
hayata geçirilmedi.  9
Bisikletli Ulaşım Platformu
(BUP), trafikte bisikletlilerin
de var olduğunu anlatmak
için, “Sağ şerit yasal hakkımız, Trafikte biz de varız.”
sloganlarıyla her ay farkındalık turları düzenliyor.  13
URSU
KUR’AN K RI
LE
ÖĞRENCI DE
IĞI’N
YAZ ŞENL
BULUŞTU
Camiye koştular
Kur’an’la buluştular
Bu kampta
israfa yer yok
BAŞAKŞEHIR Müftülüğü’nün
düzenlediği 2015 Yılı Yaz
Kur’an Kursu Şenliği Mehmet Emin Saraç Kültür
Merkezi’nde gerçekleşti. Yak-
laşık 2 bin kişinin katıldığı
programda kurs öğrencileri
okudukları Kur’an-ı Kerim ve
ilahilerle katılımcılara adeta
görsel şölen yaşattı.  19
Sokak köpekleri tedirgin ediyor
 16
ZEYTINBURNU Gençlik Merkezi,
yaz kamplarında meydana gelen
israfı önlemek adına bu sene
Çanakkale’ye götürdüğü 120 öğrenciye yemek israfı hakkında
uygulamalı eğitim verdi.  14
Annlerden
çocuklarına
‘havalı rozet’
BAŞAKŞEHIR Belediyesi Living Lab ev
hanımları için Havalı Rozet Atölyesi
düzenlendi. Atölyede kadınlar, çocukları için hama boncuklarından rozet
tasarladı.  9
2
G Ü N DEM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
www.212haber.com
Suriyeli izciler
Başakşehir’de
F
ILISTIN Dayanışma Derneği
(FİDDER) Başkanı Muhammed
Mişemiş ve beraberindeki heyet
ÖNDER’e ziyarette bulundu.
Misafirleri ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu ve ÖNDER
Genel Sekreteri Yunus Tekgöçen karşıladı. Sıcak bir ortamda
geçen görüşmede karşılıklı fikir
alışverişinde bulunuldu.
ÖNDER ile birlikte Gazze’de
İmam Hatip okulları açmak istediklerini dile getiren Mişemiş,
“Filistin için yapılacak olan her
çalışmayı destekleyeceğiz.” dedi.
Uluslararası devletler haritasında Filistin’in adının yazması
için çalışma yaptıklarına da
değinen FİDDER Başkanı,
başta ÖNDER olmak üzere
Türkiye’deki herkesten destek
beklediklerini belirtti.
“Filistin davası, Filistinliler kadar bizim de davamızdır.” diyen
ÖNDER Genel Başkanı Halit
Bekiroğlu, “Gazze’de İmam Hatip Okulları açmak için elimizden geleni yapacağız. Oradaki
kardeşlerimizin de bu eğitimleri
alamaya hakları var, İsrail bunu
her ne kadar engellese de biz
orada İmam Hatip açmak için
var gücümüzle gayret göstereceğiz.” dedi. //
SURIYE'DEKI iç savaştan
kaçarak Türkiye’de Akçakale Süleymanşah Konaklama
Tesisleri’nde kalan 200 Suriyeli
İzci, Başakşehirli izciler ile bir
araya geldi. Suriyeli öğrenciler
Başakşehirli izciler ile birlikte
bir hafta boyunca aldıkları
eğitimler ile izciliğin inceliklerini öğrendi. Akçakale Kaymakamlığı ile ortaklaşa gerçekleştirilen proje çerçevesinde
Şanlıurfa'dan gelen izciler,
Başakşehirli izciler ile birlikte
Şamlar Tabiat Parkı’nda bulunan tesislerde eğitimler aldı.
Bir hafta boyunca Başakşehir’de
kalan olan Suriyeli izciler, Başakşehirli arkadaşları ile birlikte çadır da yaşam, terminoloji, teknik
iz işaretleri, yürüyüş teknikleri,
doğa da yaşam, telsiz kullanma, düğümler, mors alfabesi ve
fonotik alfabe gibi eğitimler aldı.
Kampa katılan izciler gün boyunca ayrıca tırmanma, fly fox,
bisiklet, voleybol, badminton,
bocce, izci parkuru, binicilik,
okçuluk gibi etkinliklere de
katılarak hem sosyalleşiyor hem
de bilgilerini artırıyor.
İlki geçtiğimiz sene gerçekleştirilen ve 100 öğrencinin
katıldığı organizasyona bu sene
200 Suriyeli kız ve erkek izci
katılıyor. 2011 yılından bu yana
10.000’inin üzerinde izcinin
katıldığı Başakşehir İzcilik
Kulübü’nün bu yıl ki hedefi ise
2500 izci ağırlamak. //
4
G Ü N DEM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
www.212haber.com
Yaz kampında tatilin
keyfini çıkardılar
Zeytinburnu Gençlik Merkezi tarafından düzenlenen Çanakkale Yaz Kampı’nda öğrenciler, 6 gün boyunca doyasıya tatil yaptı.
ŞEHİTLER VE SEYİT
ONBAŞI UNUTULMADI
G
ENÇLIK MERKEZI, başarılı öğrencileri
ödüllendirmek adına bu yıl başlattığı
yaz kampı etkinlikleri kapsamında
80 öğrenciyi Çanakkale- Assos’a götürdü. 6 günlük kampta bütün yılın
stresini atan öğrenciler, tatil yapmanın yanı sıra bölgeye birçok keşif
turları düzenleyerek tarihi mekanları
gezdi.
Çanakkale Şehitlik Anıtı, Milli Park,
Çanakkale Tabyaları, Gelibolu, Piri
Reis, Süleyman Gazi, Truva, Kaz
Dağları gibi tarihi ve manevi yerleri
gezen gençler; basketbol, tenis, yüzme, bilek güreşi gibi eğlendirici yarışmalarda oldukça hoş vakit geçirdi.
Gündüz sınırsız deniz ve kumun tadını çıkaran gençler, öğlen voleybol
ve futbol turnuvalarına katıldı. Tempolu ve yorucu bir günün ardından
gecenin sessizliğini gitar eşliğinde
verilen mini konserler bozdu. Tiyatral gösterilerin sahnelendiği kampta
öğrenciler, senaryo atölyelerine
katılıp, açık havada film ve belgesel
izlemenin keyfini çıkardı.
Çanakkale zaferinin 100. yılına denk
gelen kampta, şehitler ve Seyit Onbaşı
da unutulmadı. Şehitliği ziyaret eden
öğrenciler, burada dua okuyup şehitlerimizi bir kez daha rahmetle andı.
Kilitbahir ziyaretinde Seyit Onbaşı’nın
mermisine omuz veren gençler, “Yüzüncü yıldan mesajımızı aldık, geleceğe taşıyacağız!” diye konuştu.
6 günlük kamp serüvenlerini anlatacak
olan öğrencilerin yazıp yönetecekleri
“Kamp Hikayesi” adlı kısa filmler ise
Zeytinburnu Belediyesi tarafından sosyal medya mecralarınca paylaşılacak. //
www.212haber.com
G Ü N DEM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
5
Öğrencilerimize her ülkenin
kapısı açık
Son iki yıldır dershanelerin kapatılması yerine yeni
alternatif bir kurumun konulması ile ilgili birçok
görüş ortaya atıldı. Sürecin sonunda dönüşüm
okullarının adının Temel Lise olması kararlaştırıldı.
Temel Lise’nin ne olduğuna dair Başakşehir Uğur
Okulları Müdürü Mahsun Aksoy ile bir röportaj
gerçekleştirdik.
Öncelikle Temel Lise’nin ne olduğunu
tanımlar mısınız?
Temel Lise ifadesi yönetmeliğe göre dönüşüm
programına alınan ve dershaneden özel okula
(Liseye) dönüşecek kurumlar için kullanıldı. Temel Liselerde 30 saate kadar yüz yüze
eğitim verilebilir ve sabahçı-öğlenci olarak
öğrenci okutulabilir. Bu kurumlar Türkiye’de
özel okulların başarı çıtasını yukarı çekecek
olmasıyla beraber, devlet desteği ile orta gelirli
vatandaşlarında kaliteli bir eğitim almasını
kolaylaştırdı.
Kimler Temel Liselere kayıt yaptırabilir?
Temel Liselere, ortaokul veya İmam Hatip
Ortaokullarının yanı sıra örgün öğretim yapan
bütün lise türlerinin ara sınıflarında okuyan
öğrenciler kayıt yaptırabilir. Açıköğretim lisesi
ile Mesleki Açıköğretim lisesinin herhangi bir
sınıfında okuyup Temel Liselere geçiş yapmak
isteyen öğrenciler; öğretim yılının başlayacağı
tarih itibariyle 18 yaşını doldurmamış, daha
önce örgün orta öğretimde sınıf tekrarı veya
disiplin yönünden örgün öğretim dışına çıkarma cezası almamışlarsa Temel Liselere kayıtları
yapılabilirler.
Neden Uğur Okulları?
Uğur Eğitim Kurumları’nın 47 yıllık deneyim, vizyon başarısından güç alarak kurulan
Uğur Okulları “Başarıya hazırlar” mottosuyla
Türkiye’nin gençlerini başarılı bir geleceğe taşımaya hazır. Uğur Okulları toplam 165 okuluyla
ilköğretimden yükseköğretime uzanan geniş bir
ağa yayılarak dünya çapında bir eğitim kurumu olmayı hedefliyor. Uğur okullarında eğitim
alacak öğrenciler, sunduğumuz kariyer odaklı
eğitim modeliyle hayal ettikleri üniversitede
okuyabilecek, kendine güvenen başarılı bireyler
olarak yetişebilecekler.
Uğur Okulları’nda dil eğitimi için neler
yapıyorsunuz?
Uğur Okulları’nda okuyan öğrencilerimiz BAU
Global İletişim Ağı sayesinde dil eğitimlerini
yurt dışına taşıyarak Bahçeşehir üniversitesinin Washington D.C. ve Toronto’daki dil
okullarında bir ay ücretsiz dil eğitimi alacak.
Washington’dan Hong Kong’a, Berlin’den
Roma’ya, Batum’dan Japonya’ya kadar kurumun
faaliyet gösterdiği her ülkenin kapısı öğrencilerimize açık. Dünyaya açılan ve eğitim konusunda dünyanın en önemli kurumlarından biri
olan Bahçeşehir Eğitim Kurumları öğrencileri
için çağa uygun eğitim modelleri oluşturmaya
devam ediyor.
Bahçeşehir Üniversitesi’nin Uğur
Okulları’na sağladığı avantajlar nelerdir?
Bahçeşehir Üniversitesi ve Uğur Okulları,
Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları’nın çatısı
altındaki kurumlardır. Bahçeşehir Üniversitesi
Uğur okullarında okuyan öğrenciler için; 9.
sınıfta kayıt yaptırmış ise yüzde 25, 10. sınıfta
kayıt yaptırmış ise yüzde 20, 11. sınıfta kayıt
yaptırmış ise yüzde 15, 12. sınıfta kayıt yaptırmış ise yüzde 10 indirim avantajı sunuluyor.
Uğur Okulları’nda sınıflar bazında eğitim
sisteminiz nasıldır?
9. ve 10. sınıflar birinci grup öğrenciler olup, bu
öğrenciler ilköğretimden birçok eksikliklerle
liseye başlıyor. Bu gruplara temel derslerden altyapı kazandırmanın yanı sıra, sosyal faaliyetler,
kariyer belirleme çalışmaları ve kişisel yeteneklerini geliştirici çalışmalar yapılmaktadır. 11.
ve 12. sınıflar ise sınava hazırlık gruplarıdır. 47
yıllık dershanecilik deneyiminin verdiği hız ve
esneklikle çok verimli bir sınava hazırlık sürecine tabi tutulurlar. Dershanecilik döneminde
yapılan ders saatinin dört katı kadar geniş bir
süreye yayılan hazırlık süreci çok daha kaliteli
bir sonuç getirecektir.
Sınav gruplarına yaptığınız çalışmalar
nelerdir?
Uğur Okulları’nda sınav gruplarına esirimizsiniz diyoruz. Çünkü bu çocukları 08.30-17.40
saatleri arası kurumda tutup dersten sonra
ekstra çalışmalar yaptırıyoruz. Öğrencinin evde
yapması gereken çalışmanın haftalık 20 saatinin
bizim gözetimimizde sıkı bir disiplin altında
yaptırıyoruz. Dolayısıyla öğrencinin evde velisi
ile ‘çalış oğlum’, ‘çalış kızım’ tartışmalarını minimuma indirgemiş oluyoruz. Bu sayede evdeki
huzura da katkıda bulunmuş oluyoruz. //
9. ve 10. sınıf öğrencilerinin ilköğretimden birçok
eksikliklerle liseye başladığını belirten Aksoy, dershanecilik döneminde yapılan ders saatinin dört katı
kadar geniş bir süreye yayılan hazırlık sürecinin çok
daha kaliteli bir sonuç getireceğini ve kurumun faaliyet gösterdiği her ülkenin kapısının öğrencilerine açık
olduğunu söylüyor.
6
G Ü N DEM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
www.212haber.com
Yüz güldüren kıraathane
Esenler'de yaşayan 60 yaş ve üzeri yaşlılar, huzur ve mutluluk içinde
ikinci baharlarını yaşıyorlar. Mavi kapak
umudun
adı oldu
E
SENLER Belediyesi
Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nün
koordinesinde faaliyet
gösteren İkinci Bahar
Kıraathanesi, ilçedeki
60 yaş ve üzeri yaşlılara
ömürlerinin ikinci baharını huzurlu ve mutlu
bir şekilde yaşatmak
amacıyla hizmetlerini
aralıksız sürdürüyor.
ÜCRETSİZ TRAŞ
İMKÂNI
Günün büyük bir
kısmını kıraathanede
geçiren yaşlılar, tüm
ihtiyaçlarını burada
karşılayabildikleri gibi,
kıraathane içerisinde
bulunan mescitte de
ibadetlerini huşu içinde
eda edebiliyorlar. Her
ESENLER Belediyesi’nin ‘Kapakları
Topla Gel, Kalmasın Artık Engel’
sloganıyla yürüttüğü kapak toplama
kampanyası 2015 yılında da tüm hızıyla
devam ediyor. 250 adet sandalyenin hedeflendiği ve bu hedefin kat kat aşıldığı
kampanyada bugüne kadar 400 tondan
fazla plastik kapak toplanarak, 24’ü
akülü olmak üzere toplam 2 bin 465 adet
tekerlekli sandalye ihtiyaç sahiplerine
ulaştırıldı.
ayın ilk haftası, müdavimlerin saç ve sakal
tıraşları, ücretsiz olarak
belediyenin başka bir
projesi olan Esberber
tarafından yapılıyor.
Sosyal Yardım İşleri
Müdürlüğü ikinci bahar
sakinlerine piknik, aşure, mevlit, öğrenci ziyaretleri, türkü ziyafetleri
gibi sosyal faaliyetler
düzenleyerek yaşlılarımıza farklı ayrıcalıklar
da sunuyor. Ayrıca
müdürlük personelleri
tarafından kurulan sohbet ekipleri, İkinci Bahar Kıraathanesi'ndeki
yaşlılara haftanın belli
günlerinde meyve veya
kurabiye ikramı gerçekleştirerek sohbet ediyor
ve onlara aile sıcaklığını
yaşatıyor.
YAŞLILAR MEMNUN
İkinci Bahar Kıraathanesi üyeleri, ''Eski
zamanlara baktığımız zaman böyle
yerler yoktu. Biz bu konuda çok şanslıyız. İkinci Bahar Kıraathanesi yokken
evlerimizden dışarı çıkamazdık, şimdi
ise her şey çok daha güzel. Bizlere böyle
bir imkan sağlayan Sayın Belediye Başkanımız Mehmet Tevfik Göksu beye çok
teşekkür ederiz '' diyerek memnuniyetlerini dile getiriyorlar. //
3 ENGELLİ SANDALYESİNE
KAVUŞTU
Son olarak kampanyaya katılan Serpil
Tolu, Ayşe Kansız ile Esenler Oruç Reis
İlkokulu öğretmen ve öğrencileri ikişer
ton kapak toplayarak akülü sandalye
almaya hak kazandılar. 3 adet akülü sandalye Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü yetkilileri tarafından katılımcılara
teslim edildi. Üç engellinin daha sosyal
yaşama dönecek olmasının mutluluğunu
yaşadıklarını dile getiren gönüllü çevreciler, “Kampanyaya desteğimizi sürdüreceğiz. Duyarlı her vatandaşı da bu
kampanyaya davet ediyoruz” dediler. //
www.212haber.com
G Ü N DEM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
7
Yeniden haritalarla
oynanıyor
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hacısalihoğlu
TÜRKİYE BU OYUNU BOZUYOR
Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Ortadoğu’da 100 yıllık mirasın harekete geçirildiğini belirterek, “Bitmemiş bir savaş diyebileceğimiz 1. Dünya Savaşı’nın tortuları hareketlendiriliyor, haritalarla oynanıyor. Türkiye ise 13 yıllık dönem içinde istikrarını sağlayarak, milli savunma sanayisine
yatırımda bulunarak, mazlumların umudu haline gelerek bu oyunu bozuyor.” diye konuştu.
C
ÖZÜM SÜRECININ, üzerine titrenen ve
hiç kimseyi ötekileştirmeyen, ayrıştırmayan bu topraklarda sonsuza
kadar birlikte yaşama iradesini geniş
bir mutabakatla ortaya koyma iradesi
olduğunu vurgulayan Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İktisadi
ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, süreç için
şöyle konuştu: “Yerli olmasına özen
gösterdiğimiz çözüm sürecinin bu
toprağın evlatlarının birlikte yaşayabileceklerinin sayısız nedeninin olduğu
ve bir ortamda bunun başarılabileceği
umudunu besleyen bir süreçti”.
BU ZAMANLAMANIN BİR
NEDENİ VAR
Terör olaylarının yaşandığı, barışı ve
güvenliği tehdit eden söylemlerin üretildiği zamana dikkat çeken Yaşar Hacısalihoğlu, bu yöntem ile Türkiye’nin
erişmek istediği konuma engel olunmaya çalışıldığını söyledi. Son gelişmeleri
değerlendiren Hacısalihoğlu, “Adeta
hükümet sıkıntısı, boşluğu yaşadığı
izlenimi verilmeye çalışılırken bir
yandan da zorlama koalisyon turları
işin içine katılmaya çalışılıyor. Ben her
bakımdan uzlaşılmış ve geniş mutabakatlı bir koalisyon kurulmasın demiyorum. Kurulmalı, ancak kör iyimserliğe
ve hayal kurmaya da gerek yok, bu
noktada yapay zorlamalar maksatlıdır.
Türkiye’nin saptadığı uzun dönemli
stratejik hedeflere erişim dinamiğini
köreltecek yapay koalisyon tuzağına
düşmemeli. Hatırlanmalıdır ki, geçmişin küresel sermayenin, sıcak paranın,
spekülatif paranın istikrar bozucu
niteliği son 13 yıl içinde etkisizleştirildi. Türkiye şu an kalkınma iktisadının
yani üretim ekonomisinin etkinleşeceği, ileri teknolojik uygulamaların öne
çıkacağı yeni bir faza geçti. Böyle bir
dönemde Türkiye’yi terörle sıkıştırmak,
Türkiye’nin geleceğinden ürkenlerin
medet umduğu atmosferi yansıtmaktadır.” dedi.
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu,
Ortadoğu’da 100 yıllık mirasın harekete geçirildiği bir evreyi yaşadığını
aktardı ve bu evrede yaşananlardan
söz etti: “100 yıllık dönem uluslar
arası ilişkilerde, siyasi tarihte uzun bir
dönem değildir. Bitmemiş bir savaş
diyebileceğimiz 1. Dünya Savaşı’nın
tortuları hareketlendiriliyor, haritalarla
oynanıyor. Türkiye 13 yıllık dönem
içinde istikrarını sağlayarak, IMF
vesayetinden koparak, milli savunma
sanayisine yatırımda bulunarak, dünyanın sadece Batı’dan ibaret olmadığını
ortaya koyarak, Çin, Rusya gibi Asyalı
güçlerle stratejik ilişkiler geliştirerek,
kendi medeniyet havzasında geniş halk
kitleleriyle gönül köprüleri kurarak,
çevirerek, medeniyet havzasıyla ilişki
kurmak istediğini ayrıca Türkiye’nin
Türkiye’den yönetilmesinin istendiğini
ifade etti. Eşitliğin güvensizlik ürettiğini vurgulayan Prof. Dr. Hacısalihoğlu,
Türkiye’nin belli ülkelerin, aktörlerin
bulunduğu konuma gelme eğilimi
gösterdiğini söyledi. Güçlerinin eşitleneceği kaygısıyla güvensizlik üretip
terör örgütlerini hareketlendirenlerin
yörüngesindeki IŞİD- PKK ve DHKPC’nin taşeron terör örgütleri olduğunu
ekledi.
mazlumların umudu haline gelerek bu
oyunu bozuyor”.
PKK, IŞİD TAŞERONDUR
NATO ülkesi olan Türkiye’nin NATO
savunma sistemi dışında Çin ile füze
savunma sistemi anlaşma zeminine
girmesini yorumlayan Prof. Dr. Hacısalihoğlu, teknolojiyi kendi üreten, teknoloji transferi gerçekleştirmek isteyen
bir ülke konumunda olarak Türkiye’nin
Çin’i tercih etmesinin nedenleri
olduğuna değindi. NATO ülkelerinin
Türkiye’nin silah pazarı olmasını ve
teknoloji üretememesi sonucunda
dışarıya bağımlı kalmasını istediklerini
belirten Hacısalihoğlu, Türkiye’nin
bunun karşılığında bu durumu tersine
BUGÜNLERİ BARIŞLA
SONLANDIRALIM
Barışı kirletmeye kimsenin hakkının
olmadığının altını çizen Hacısalihoğlu, barış iradesini ortaya koymak için
de herkese bu konuda iş düştüğünü
belirtti: “Bu oyunu bozacak olan yine
milletin kendisidir, onun azim ve
kararlılığıdır, onun sağduyusudur ve
onun ferasetidir. Burada esas olan, bu
zor dönemde hepimize görev düşmesidir. Barışı kimse kirletemez, barışın
gerçek kaynağı bu milletin ta kendisidir, Anadolu topraklarıdır. Anadolu
çok badire yaşamıştır, çok sıkıntı çok
ihanet görmüştür ama kazanan hep
Anadolu olmuştur, buna inancım
tamdır. Bugünleri de inşallah barışla
sonlandıracağız”. //
Bayrampaşaspor’da
imza şov
YENI SEZONDA Spor Toto 2. Lig Beyaz Grup’ta mücadele edecek olan
Bayrampaşaspor, Beşiktaş ile yaptığı
işbirliği çerçevesinde, teknik direktörlüğe getirilen eski Beşiktaş’ın oyuncusu
Halim Okta ile birlikte 11 Beşiktaşlı
futbolcu için imza töreni düzenledi.
Arda Turan Spor Tesisleri’ndeki Bayrampaşaspor kulübü binasında gerçekleştirilen imza törenine Bayrampaşaspor
Kulübü Başkanı İsmail Hocaoğlu,
Bayrampaşa Belediye Başkan Yardımcısı
İsmail Gemici, Teknik Direktör Halim
Okta ile birlikte futbolculardan Berat
Çetinkaya, Hasan Türk, Sinan Kurumuş, Recep Akkemik, Oğuz Aksoy,
Koray Yıldız, Muhammed Şahingöz,
Tugay Kaya, Burak Balaban ile birlikte
yine Beşiktaş’ın alt yapısından yetişen
Samet Bülbül ve Caner Turp kendilerini
kırmızı-yeşilli takıma bağlayan resmi
sözleşmeye imza attı.
Bayrampaşaspor Kulübü Başkanı İsmail Hocaoğlu, “Bu projenin gerçekleşmesinde emeği geçen Belediye Başkanımız Atila Aydıner’e, Belediye Başkan
Yardımcımız İsmail Gemici’ye, Beşiktaş
Kulübü Başkanı Fikret Orman’a, Beşiktaş İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi’ye,
Beşiktaş’ın altyapıdan sorumlu yöneticisi Berkan Gocay’a ve emeği geçenlere
çok teşekkür ederim. Türkiye’de bu
proje bir ilk. Bu projenin teknik tarafı
Beşiktaş, idari tarafı ise Bayrampaşaspor tarafından yönetilecek. Şu anda
ilk etapta 3 teknik adamımız ve 11
futbolcuyla sözleşme imzaladık. Teknik
heyetimiz ve futbolcularımıza güveniyoruz. Bayrampaşaspor’un gençlerini
kazanma adına, Arda Turan ve Necip
Uysal gibi yeni yıldızları kazandırma
adına çok önemli bir proje. Bayrampaşaspor olarak futbol dünyasına
birçok yıldız kazandırmak istiyoruz. Bu
projeyle gençlerin önü açılacak.” diye
konuştu. //
Önce çarptı sonra koca
direği yerinden söktü
Parlak hayat
danışmanlık
merkezi açıldı
BAŞAKŞEHIR’DE Parlak Hayat Psikolojik
Danışmanlık Merkezi
açıldı. Arterium 4. Kısım’da
hizmete giren Parlak Hayat
Psikolojik Danışmanlık
Merkezi’nin açılışına sinema
sanatçısı Mehmet Usta,
İstanbul Dernekler Müdürü
Eyüp Dursun Ergür ve Çağın Büro Mağazaları sahibi
Rıfat Sarı katıldı.
Açılışta konuşan Parlak
Hayat Psikolojik Danışmanlık Merkezi sahibi Uzman
Psikolog Sümeyye Arslan,
her insanı mutlu eden ve işi
ile tatmin olmasını sağlayan duygunun insanlığa
faydalı olduğunu belirterek,
“Başakşehir’e katma değerde
bulunmayı, sahibi olduğum
Parlak Hayat Psikolojik
Danışmanlık Merkezi vesilesi
ile yapabileceğime inanıyorum. Bunun başlangıcını da
insanın temeli olan ailenin
yapısının güçlendirilmesi
ve eğitimle yapmamın daha
doğru olacağına inanarak
Başakşehir bölgesindeki
anaokulları, ilköğretim
ve ortaokullarında anne,
babalara yönelik; liselerde ise
öğrencilere, anne, babalara ve
öğretmenlere yönelik ücretsiz
eğitimler vererek bilinçlilik
ve farkındalık yönünde kişilere katma değer sağlamaya
çalışmaktayım.” dedi.
Parlak Hayat Psikolojik
Danışmanlık Merkezinde şirketlere ve okullara
yönelik eğitimler verilmekle
beraber bireysel, çift, aile ve
cinsel terapiler ile kişilerin
hayatlarının daha mutlu ve
huzurlu olması yönünde
destek verildiğinin altını
çizen Arslan şunları kaydetti: “Bu dönem içerisinde
problemlemlerimiz karşısında çaresiz hissetmeye
gerek duymadan sorunları
beraber çözeceğiz ve daha
parlak bir hayata evet
diyerek Başakşehirde bunun
başlangıcını yapacağız.” //
SILIVRI’DE bir kamyonet, üzerinden 35
bin voltluk akım geçen elektrik direğini
yerinden söktü. Sürüklenen araç tarla
ortasında dururken, kazada 4 kişi çeşitli
yerlerinden yaralandı. Kaza; Silivri Seymen Mahallesi’nde meydana geldi. Yaşar
S. yönetimindeki kapalı kasa kamyonet,
virajı alamayarak önce elektrik direğine
çaptı. Çarpmanın şiddetiyle demir direği
yerinden sökerek sürüklenen kamyonet
tarla ortasında durabildi. Kaza sebebiyle
araç içerisinde bulunan 2’si hafif 4 kişi
yaralandı. //
www.212haber.com
İMTİYAZ SAHİBİ
Erne Gazetecilik ve Matbaacılık Ltd. Şti.
GENEL MÜDÜR
Halil Gölve
GENEL KOORDİNATÖR
Erol Çakır
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Abidin Koçoğlu
YAYIN DANIŞMANI
Necmettin Çakmak
Emre Ustaosmanoğlu
Metin Öztürk
HUKUK DANIŞMANLARI
Av. Adem Yıldırım
Av. Ömer Geyik
GÖRSEL YÖNETMEN
Ümit Atıcı
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN
Adres: Deposite AVM A-1 Blok Kat: 3 No: 304
Başakşehir/İstanbul • Telefon: (0 212) 486 39 36
Web: www.212haber.com • e-mail: [email protected]
Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah.
29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/A41
Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL Tel: (212) 454 30 00
Gazetemiz basın ve meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yayınlanan köşe yazılarından yazarları sorumludur.
Reklamların sorumluluğu reklam verene aittir.
GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR
8
G Ü N DEM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
www.212haber.com
Otopark teknolojisinde
yerli atağı
4.5 milyon aracın trafikte seyir ettiği İstanbul’da sektörün önde gelen şirketleri yatırım için düğmeye bastı. Türkiye’de otopark sektöründe faaliyet gösteren yerli şirketler, otopark alanında teknolojik
altyapıya çağ atlatmak için İSPARK öncülüğünde bir araya geldi.
I
STANBUL BÜYÜKŞEHIR Belediyesi kuruluşu
İSPARK 85 bin araçlık otopark kapasitesini artırmak amacıyla yeni projeleri hayata
geçirmeye hazırlanıyor. Otomatik ,yarı
otomatik ve dönme dolap park sistemlerini vatandaşların kullanımına sunarak
dar alanlarda birden fazla aracı parklandıran İSPARK Apart Parklarla cadde ve
kaldırımlara park eden araçlara da çözüm
üretecek. Ülkemizin alanında uzmanlaşan
ve uluslararası alanda da yatırımlara imza
atan yerli otopark şirketleri İSPARK’la
masaya oturdu. Kent genelinde Otopark
Master planı kapsamında belirlenen
yerlerde 20 bini Apart Park olmak üzere
50 bin kapasiteli otopark yapılması için
görüşmeler başladı.
İSPARK kısa zamanda otopark kapasitesini 150 bine çıkarmayı hedefliyor. Kurulduğu günden bu yana faaliyet alanında
ilklere ve yeniliklere imza atan İSPARK,
modern park sistemlerini İstanbul’da daha
yaygın ve etkin bir biçimde kullanabilmek
için teknoloji üreticilerini buluşturdu.
Car Lift, Combi Lift, ve Dönme Dolap
Park gibi teknolojik sistemler ile otopark
kapasitesini artıran ve mahalle aralarındaki parklanma sorununa çözüm üretecek
Apart Parklar projesini hızlandıran İSPARK, 11 yerli firma ile teknoloji zirvesi
gerçekleştirdi.
İSPARK Genel Müdürlük binasında yapılan görüşmeye; Akomachinery, Altınay
Robot, MİMSAN, Otomatik Otopark
Sistemleri, ÖZİSMAK, Özkanlar Metal,
POLİPARK, ROBATS, SANMAK, Sider
Park ve Skyline Parking firmaları katıldı.
Genel Müdür Mehmet Çevik, Genel Müdür Yardımcısı Nurettin Korkut ve birim
müdürleri tarafından karşılanan firma
yetkilileri yapılan görüşmeler sonunda
güç birliği yapılması gerektiği görüşünde
birliğe vardı.
TEKNOLOJI ŞIRKETLERI
OİD’LI OLUYOR
Türkiye genelinde otopark sektöründe faaliyet gösteren kamu ve özel sektör kuruluşlarının bir araya gelerek kurduğu OİD(
Otopark İşletmecileri Derneği) daha geniş
kapsamlı hizmet ve projeler üretmek amacıyla Otopark teknolojisi üreten firmaları
da kendi çatısı altında topluyor. İSPARK
Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen
teknoloji zirvesinde bir araya gelen firma
yetkilileri OİD çatısı altında toplanma
konusunda görüş birliğine vardılar.
Dernek Başkanı ve İSPARK Genel Müdürü Mehmet Çevik firma yetkilileri ile
yaptığı görüşmede geliştirilen sistemlerin
Türkiye genelinde yaygınlaşması için
dernek bünyesinde yapılacak çalışmaların çok daha faydalı ve etkili olacağını
vurguladı. //
Alman devi yatırım için geldi
İstanbul sokaklarındaki yol üstü
parklanmanın önüne geçilerek otopark
sorununa çözüm sağlayacak Apart Park
projesin en kısa sürede hayata geçirmeyi hedeflediklerini belirten İSPARK
Genel Müdürü Mehmet Çevik; Proje
kapsamında teknoljik altyapı firmaları
ile görüşüyoruz. Dünya genelinde uluslararası başarılara imza atmış Weeka
şirketinin projemize olan ilgisinden
memnuniyet duydum. Karşılıklı görüşmeler neticesinde projeyi birlikte hayata
geçirme imkânı bulabiliriz. Önemli
olan İstanbul’a ve İstanbulluya hizmet
etmektir. Dedi.
MAHALLE ARALARINA
ÇÖZÜM APART PARKLAR
İSPARK, kurulduğu günden bu yana
geliştirdiği teknolojik çözümler ile
otopark alanında ilklerin ve yeniliklerin İstanbul’a kazandırılmasını sağladı.
650 araçlık
modern otopark
ALMAN DEVI Wolkswagen’in lojistik firması olan Weeka şirketi,
İstanbul’da yapılması planlananı Apart
Parklar için iş ortaklığı ve yatırım teklifiyle İSPARK’ın kapısını çaldı. Almanya,
Avusturya, İsviçre, Çin, İspanya, İtalya
ve Amerika Birleşik Devletleri’nde bir
çok metropolde teknolojik ve modüler
kapalı otoparkları hizmete sunan ve
yıllık cirosu 1.2 milyar euro’yu bulan
Weeka, İSPARK ile birlikte İstanbul’un
otopark sorununa teknolojik çözümler
sunmayı hedefliyor.
İSPARK Genel Müdürlük binasında
gerçekleşen toplantıya Weeka şirket
ortaklarından Michael Kastel, Michael Frangenberg, Dieter Kastel, Ulrich
Gleissner’inyanı sıra iş adamları Ben
Benz, Klaus Albert Unger ve Hasan
Hilmi Öksüz katıldı. İSPARK Genel
Müdürü Mehmet Çevik, Genel Müdür
Yardımcısı Nurettin Korkut ve birim
müdürleri tarafından karşılanan heyete
yapılan toplantı ve karşılıklı sunumlar
sonrasında departmanlar gezdirilerek
İSPARK’ı daha yakından tanımaları için
teknik bilgiler aktarıldı.
Bayrampaşa’ya
Dar alanlarda çok sayıda aracın parklanmasına imkan sağlayan teknolojik
otopark çözümleri ile var olan kapasitesini her geçen gün artıran İSPARK,
şimdi de Apart Park projesi ile otopark
sorununa çözüm üretmeyi hedefliyor.
APART PARK NEDIR
Ulaşım master planı verilerine göre yeterli park alanı olmayan semtlerde, şehrin dokusuna uygun mekanik sistemler
kullanılarak imal edilmiş, 50 metrekarelik bir alanda 20 aracın park etmesine
imkan sağlayan teknolojik otoparklar
Apart Park olarak adlandırılıyor.
Proje ile yol üstüne park etmiş araçlar
Apart Parklara çekilerek sokaklar temiz
ve düzenli bir görünüme kavuşacak
ve trafik probleminin çözümüne katkı
sağlanacak. Kısıtlı alanlarda maksimum
aracın parklanmasını sağlayan, teknolojik imkanlardan faydalanarak personel
ihtiyacını da minimize eden sistem ile
araçlar asansöre bırakıldıktan sonra otomatik olarak boş raflara yerleştirilecek.
İSPARK kaliteli ve modern otoparklarına bir yenisini daha ekledi. İstanbul
Büyükşehir Belediyesi tarafından modern
teknolojiler kullanılarak inşa edilen
650 araç kapasiteli zemin altı otoparkı
Bayrampaşa’da hizmete açıldı. Bayrampaşa şehir parkı Adapark, Hidayet Türkoğlu
spor kompleksi ve Bayrampaşa Şehir
Stadı’nın bulunduğu alanda hizmete açılan otopark maç izlemeye gelen taraftarlara spor yapmaya gelen vatandaşlara ve
şehir parkına dinlenmeye gelen Bayrampaşalılara hizmet verecek.
Kentin farklı yerlerinde çevreyle uyumlu modern otoparkları hizmete açmaya
devam edeceklerini belirten İSPARK
Genel Müdürü Mehmet Çevik, “Vatandaşların hizmetin sunduğumuz katlı
otoparklarda yeni bir hizmet anlayışıyla
hareket ediyoruz. Katlı otoparkları zemin
altına yaparak modern teknolojiler ile
donatıyoruz. İstanbul’a kazandıracağımız
otoparkların çok fonksiyonlu olması için
sistemli bir çalışma yürütüyoruz ” dedi.
Bayrampaşa’da hizmet veren 650 araçlık
katlı otoparkta, modern güvenlik ve donanım sistemlerinin yanı sıra engelli araç
alanları da bulunuyor. 3 saatlik ücreti 3
TL, gün boyu ücreti ise 10 TL olan otoparkta 120 TL karşılığında aylık abonelik
hizmeti de veriliyor. //
ELEMAN İLANI
VANKAHVALTI SALONU'na
Karson ve Komi Alınacaktır
0212 485 65 21
www.212haber.com
G Ü N DEM
T
ÜST GEÇI
YIKILMA
IYLE
TEHLIKES
KARŞI
KARŞIYA
15 - 31 AĞUSTOS 2015
SELAMİ
GÜDER
Başakşehirli
annlerden çocuklarına
‘havalı rozet’
BAŞAKŞEHIR Belediyesi Living Lab ev
hanımları için Havalı Rozet Atölyesi
düzenlendi. Atölyede kadınlar, çocukları
için hama boncuklarından rozet tasarladı.
Tehlikeye davetiye!
Metro, metrobüs ve otobüs duraklarının kesişme noktasında bulunan
Şirinevler üst geçidi artık üzerindeki insan trafiği yükünü kaldıramıyor.
Eskidiği ve ihtiyaca cevap veremediği için yenilenmesi planlanan Şirinevler üst geçidi projesi hayata geçirilmedi.
H
MERVE KALAYCI
ER GÜN binlerce kişinin ulaşım için
kullandığı, metro, metrobüs ve
otobüs duraklarını birbirine bağlayan, Şirinevler üstgeçidi, yenileme
projesinin hayata geçirilmesini
bekliyor. İşlevsel yapılmayan, asansörsüz, engelli, bisikletli kullanımına uygun olmayan üst geçit,
aşırı yoğunluk sebebiyle yıkılma
tehlikesiyle karşı karşıya. Yıpranan
basamakları kullanan vatandaş
düşme tehlikesi geçiriyor. Dik
merdivenler her gün evden işe işten
eve giden binlerce insanın ulaşımını eziyet haline getiriyor. Zamanla
aşınan, eskiyen üst geçit artık üzerindeki ağırlığın altından kalkamıyor. Kalabalık saatlerde üzerindeki
insan yükünün etkisiyle sallanan
üst geçit vatandaşı tedirgin ediyor.
Satıcıların işgal ettiği dar, kullanışsız üstgeçidin yenilenme projesinin
hazırlandığı duyurulmuştu. Ancak
geçen zamana rağmen herhangi
bir çalışma başlatılmadı. Yetkililere
projenin uygulamaya geçmesi konusuyla ilgili sorduğumuz sorular
cevapsız bırakıldı. Basında sıkça
gündeme getirilen, yetkililere hatırlatılan sorunun ne zaman çözüme
kavuşacağı vatandaş tarafından da
merak konusu. Yıkılması durumunda kaybın büyük olacağından tedirgin olan esnaf, “ Ertelenen mesele
büyük bir mesele, trafik burada çok
yoğun, üst geçidin yoğun olduğu
saatlerde bir sorun yaşanırsa bunun
hesabını kimse veremez. Kayıp
büyük olur. Yetkililerin öncelikli
çözüm bulması gereken bir sorun
bu. Üst geçit daha fazla yükü
kaldıramaz.”şeklinde konuştu. //
Başakşehir Belediyesi Living Lab’da ev
hanımları için düzenlenen Havalı Rozet
Atölyesi renkli görüntüler oluşturdu. Çocukları Living Lab Coderdojo Atölyesine
devam eden Başakşehirli 10 kadının katıldığı Havalı Rozetler Atölyesi bir gün sürdü.
Endüstriyel Tasarımcı Gülbahar Coşkun’un
önderliğinde gerçekleşen atölyede katılımcılar önce çocuklarının sevdiği karakterleri
kağıt üzerine çizdi. Çizimler boncuklarla
çizim plakalarına aktarıldı. Dört farklı
çizim plakasının kullanıldığı etkinlikte en
son aşamada ütü, aydınger yardımı ile tasarımlara son şekli verildi. Anneler tamamladıkları rozetleri çocuklarına hediye etti.
Yaklaşık iki saat süren etkinliğe katılan
anneler düşüncelerini şu cümlelerle ifade
etti. Etkinlikte ilginç bir tecrübe yaşadıklarını ifade eden Hülya Özdemir,"Çok farklı
bir tecrübe oldu benim için. Nakış işler gibi
özenli bir çalışma gerektiriyor. Çocuğum
için kar tanesi ve sevdiği bir çizgi film
karakteri çalıştım. Çok güzel bir etkinlik
oldu"dedi.
Atölyeye katılan Şermin Kapu ise umduğundan daha farklı bir ortamla karşılaştığını ifade ederek, " Katılmadan önce çocuk
işi gibi gelmişti, o yüzden önyargılıydım.
Başlayınca hoşuma gitti, çok dinlendirici,
sıkıntılardan uzaklaştırıcı bir çalışma oldu"
diye konuştu.
[email protected]
Bilen beri gelsin!
Siyasetin mantığı
olur mu arkadaşlar!
İnsan, mantık yetisine sahip üstün bir varlıktır.
Bu yüzden her şeyde bir mantık ararız; ki, esasen doğrusu da budur.
Gel gör ki, bu her şeyde mantık arayışı bazen
beyhude bir çabaya dönüşür. Çünkü tuhaf ve
ilginç bir biçimde, mantık yetisine sahip insanın
yapıp etmeleri mantığa dayanmayabilmektedir.
Belki bunun da bir mantığı var; bilmiyorum.
Ama bazı şeylerin mantığı olmadığını artık biliyorum. Bu nedenle, her şeyde mantık arama gayreti
en büyük mantıksızlık gibi gelmeye başladı.
Arkadaşlar, bazı şeylerin mantığı yok; boş yere
mantığı zorlamanın alemi yok; contaları yakarsınız! Mafazanallah!
Bu yaşın tecrübesi bana şunu gösterdi ki, mesela terörün mantığı yoktur. Masum canları almanın ne mantığı olabilir! Bir masumu öldürmek,
âlemi öldürmek gibidir; bunun bir mantığı olabilir mi?
Terör maşadır; maşanın iradesi olmaz ki, mantığı olsun!
Bu tür caniliklerin aslında basit bir açıklaması
vardır: Nasipsizlik! Bunu yapanların, adamlıktan
nasipleri yoktur, insanlıktan nasipleri yoktur, İslamlıktan nasipleri yoktur.
Ben, terörün mantığının olmadığını bilirdim de,
siyasetin mantığının olmayabileceğini hiç düşünmezdim; yanılmışım. Siyasetin de mantığı
olmayabilirmiş ya da şöyle söylemeli: Siyaset de
bazen mantığını yitirebilirmiş!
Aslında soğukkanlılığı yitirmek, aklı yitirmek değil midir?
Bu lafım, seçim sonrası terör olaylarının tırmanışa geçmesinden siyaseten kârlı çıkabilecekleri
hesabı içinde olanlaradır.
7 Haziran seçimlerinden tek başına iktidar çıkmadı; fakat öyle anlaşılıyor ki, bir koalisyon da
çıkmayacak. Siyasetin bütün aktörleri, erken
seçim olasılığını dışlamayan / uzakta görmeyen
tahmin ve beklentiler üzerine hesaplarını yapıyor. Elbette bu göz ardı edilecek bir olasılık değildir. (Kim bilir belki de bu yazı yayımlandığında
bir koalisyon kurulmuş olur.)
Koalisyonları sevmediğini söyleyen AK Partili
Burhan Kuzu’nun kulaklarını çınlatalım: Koalisyonlar sevildiği için tercih edilmez, mecburiyetlerden kaynaklanır. Hoş, ben de “Koalisyonlar
Türkiye’yi uçurur” gibi iddialar içinde değilim.
Ancak koalisyon hükümeti istemeyen sadece
Burhan Kuzu değil. Bakmayın, herkes Kuzu kadar açık sözlü değil; çoğu karnından konuşuyor,
bazısı durumu idare ediyor, zevahiri kurtarıyor.
E-5’te evlenme
teklifi karakolda bitti
M. K. (23) isimli bir şahıs, kız arkadaşına
evlenme teklifi etmek için, Şirinevler E-5
Karayolu’nu 6 dakika boyunca trafiğe kapattı. Trafiği adeta felç eden 7 araçlı konvoy, yolu kapatarak havai fişek patlattı, E-5
Karayolu üzerinde spin attı.
İSTANBUL’DA M. K. (23) isimli bir şahıs, kız arkadaşına evlenme teklifi etmek için, Şirinevler E-5
Karayolu’nu 6 dakika boyunca trafiğe kapattı. Trafiği
adeta felç eden 7 araçlı konvoy, yolu kapatarak havai
fişek patlattı, E-5 Karayolu üzerinde spin attı. Olayla
ilgili gözaltına alınan 7 kişi, ifadelerinin alınmasının
ardından adliyeye sevk edildi.
Olay, 11 Ağustos gecesi, Şirinevler E-5 Karayolu
üzerinde gerçekleşti. Edinilen bilgiye göre, M.K
yönetimindeki 7 araçlı konvoy yolu kapattı. Daha
sonra konvoyda bulunan bir otomobil yol üzerinde
spin atmaya başladı. Konvoyda bulunan otomobil spin
atarken, aracından inen M.K. başka bir araç içerisinde bulunan kız arkadaşına, elinde bulunan yüzükle
evlenme teklifi etti. Trafikte bulunan diğer sürücüleri
adeta çileden çıkaran grup, evlenme teklifi esnasında
havai fişek gösterisi yaptı.
‘FACEBOOK’TAN ORGANİZE ETTİLER’
E-5 Karayolu’nda trafiği durduran M.K’nın evlenme
teklifi etkinliğini Facebook’tan organize ettiği öğrenildi. Facebook sosyal paylaşım sitesi üzerinden etkinlik
oluşturan M.K. arkadaşlarına, bu şekilde bir evlenme
teklifi edeceği üzere davet gönderdi. Daha sonra M.K.
evlenme teklifi esnasında çekilen videoları Facebook
sayfasında paylaştı. 32 kişinin katıldığı yol kapatma
olayında, 7 sürücü gözaltına alındı. Tümünün ehliyetlerine el konuldu. Bazı sürücüler yolu kapatmadıklarını ve aracı kendilerinin kullanmadığını ileri sürdü.
Ehliyetlerini kaptıran sürücüler, doktordan ’Akli
dengesi yerinde’ raporu aldıktan sonra ehliyetlerine
kavuşabilecek. //
Bir koalisyon hükümeti kurulsa bile, bunun öncelikle istenen, arzulanan bir şey olmadığı belli.
Bu durumda koalisyon ihtimali zayıf, ama velev
ki kurulsa bile, bize “Gönülsüz pişen aş, ya karın
ağrıtır ya baş” demek düşüyor.
Diyeceğim şudur: Millet, tek başına iktidar vizesi vermedi. Maharet eldeki malzemeden iyi bir
şeyler yapmaktır.
“Efendim, koalisyon ihtimali belirdi, terör olayları
tırmandı, istikrar kayboldu. Hemen bir seçim yaparsak, millet hatasını telafi eder.”
Doğrusunu söylemek gerekirse, bir erken seçimde milletin bu duygu ile hareket edebileceği,
AK Parti’nin bu yüzden oylarını bir miktar artırabileceği ihtimali yok değildir. Ancak hem milletin
7 Haziran’da hata yaptığını düşünmek, hem de
erken seçimde bu hatasını telafi edeceğini ummak doğru bir yaklaşım olmasa gerektir.
(Siyasette, millette hata aranmaz.)
Kaldı ki, bu iki ihtimalden biridir ama kesin değildir; milletin hatasını telafi edeceğini umanlar
hayal kırıklığı da yaşayabilirler. Seçime kadarki
süreçte her gün üçer beşer şehit cenazesi gelmesi, kamuoyu algısını, milletin hissiyatını değiştirebilir.
A Parti’nin, B Parti’nin erken seçim hesabı tutsa
bile, ülkenin istikrarsız bir sürecin içinde debelenmesi arzu edilen bir husus olmasa gerektir.
Özellikle milliyetçi olduğu iddiasında olanlardan
ve bu söylemi dillerinden düşürmeyenlerden,
Türkiye’nin menfaatini önceleyen sorumlu siyaset beklemenin hakkımız olduğunu söylemek
gerek. Eğer bu milleti kandırmıyorlarsa…
Veya bu siyaset denen illetin her şeye rağmen
bir mantığı varsa…
Ve her şeye rağmen hâlâ sağduyu kaybedilmemişse…
Belki klasik kaçacak ama yine de söyleyelim:
Kimse ellerini ovuşturmasın, terörün kazançlısı
olmaz.
Merak ettiğim için başlıktaki soruyu sormak istiyorum:
Siyasetin mantığı olur mu arkadaşlar!
Benim mantığım şunu diyor:
Siyasetin mantığı olmalı; mantığı ve vicdanı…
9
12
YA ZI
15 - 31 AĞUSTOS 2015
www.212haber.com
Petrol ve doğalgazın
Dönüş yolunda Türkiye
‘Hürmüz Boğazı Ural Dağları Türkiye ve
PKK’ adlı yazımda, ülkemizin doğusunda
yer alan Enerji kaynaklarının Avrupa’ya
ulaşması için en uygun yolun Türkiye olduğunu yazmıştım.
Ural Dağlarını aşarak veya Hürmüz Boğazını kullanarak, yapılacak taşımanın veya
geçirilecek petrol ve doğalgaz boru hatlarının hem maliyeti yüksek hem de siyasi risk
taşıdığını, en uygun geçiş yolunun ülkemizin olduğunu,
Binaenaleyh
Türkiye’nin rahat bırakılmayacağını… Terör
örgütleri ile terbiye edileceğini…
Ancak
Ülkemizin artık eskisi gibi güçsüz olmadığını… Acı çeksek de terörün üstesinden
gelebileceğini,
Arz etmiştim.
Konunun dağılmaması için örneklere
girmiyorum.
Saygı yok.
Saygı, sadece tramvayda yaşlılara yer
vermek değildir. Yaşlı Anne-Babaları huzurevlerinde, bakım hanelerde ölümü bekliyor.
Ziyaret eden yok, arayan soran yok.
Ülke için gayret eden, bir şeyler yapmaya
çalışan mühendisler, doktorlar, bilim adamları tehdit edilir kaçırılır veya öldürülür.
Kansere çare bulan zakkumcu doktorun
başına neler geldiğini biliyoruz.
Aselsan mühendisleri teker teker şehit
edilip ‘İntihar ettiler’ iddiasıyla dosyanın
nasıl kapatıldığı yine malumdur.
PETROL ORTADOĞU’DAN
DOĞALGAZ ASYA’DAN
HAMMADDE AFRİKA’DAN
DÖNÜŞ YOLU
Şimdi Enerji Batıya gitti ama
Mamul olarak çıktığı ülkelere ve diğer Asya
ülkelerine geri dönmesi gerekecek.
Dönüş yolunda
Türkiye’nin önemi daha büyük bir önem arz
ediyor.
Neden?
Nedenine geçmeden önce bir durum tespiti
yapmamız gerekiyor.
AVRUPA’NIN DÜŞTÜĞÜ
DURUM
Bugün Avrupa eski parlak şaşaalı günlerini
çoktan geride bırakmış bulunuyor.
Ama diyeceksiniz ki:
Para var
Teknoloji var
Güçlü medya organları var
Cin gibi istihbaratları var
Bilgi Bankaları var
Stratejik üstünlükleri var. Yani iyi plan
kurarlar. Kalleşlikte üstlerine yoktur. Yüzüne
güler arkadan yine bildiğini okur, teröre
destek verir vs.
Evet, bunların hepsi doğru!
OLMAYAN NE?
Aile yok. Dağılmış.
Moral değerleri sıfır…
Gençlik yok.
Gençliğin bir kısmı uyuşturucu batağında
debeleniyor.
Fuhuş artık hayatın normal bir parçası
gibi…
Zaten gayri meşru kadın-erkek ilişkilerine
modern(!) kelimeler bulunduğu için bu
meseleyi kafasına takan da yok.
Ancak istatistikler nal gibi ortada.
GAYRİ MEŞRU ÇOCUKLAR
2 Yıl önce Fransa tarihinde ilk defa olarak
gayri meşru çocuk sayısı, evlilik yolu ile
doğan çocuk sayısını geçti.
Yani Avrupa yaşlılar için Huzurevi’ne dönerken çocuklar için de gayri meşru çocuk
yuvalarına doğru hızla ilerliyor.
Devam edelim.
Din yok.
Biraz konuşun, göreceksiniz ki, Avrupalıların inançları, düşünceleri koyu bir Ateizme
çıkacaktır. Din ve Ahiret, öldükten sonra
hesap verme inancı olmayınca Batı insanı
tam bir Terminatör’e dönüşüyor.
Binaenaleyh
Merhamet de yok.
Kendilerinden başka tüm insanların eza
cefa açlık yoksulluk çekmeleri umurlarında
değil.
Tam aksine.
Konforları bozulmasın diye dünyanın
değişik bölgelerinde savaş çıkarmaktan
çekinmezler.
EMIN BATUR
[email protected]
MÜLTECİLER
Batı, insanlık namına tüm değerlerini
yitirmiş durumda.
Mültecilere nasıl davrandıklarını görüyoruz.
Biçare insanların Akdeniz’in sularına gömülmesini SADİSTÇE seyrediyorlar.
İmkânları olduğu halde kurtarmaya yanaşmayıp, başka göçmenlere ders olsun diye
yani ‘ibreti alem’ için kurtarmayıp seyrediyorlar
Avrupalı kendinden başka kimseyle beraber yaşamayı bilmiyor.
Kendinden başka diğer insanları köle gibi
hatta böcek gibi görüyor.
Bundan dolayı bir Alman yetkili şöyle
diyordu:
‘Biz çalıştırmak için işçi getirdik, onlar
insan çıktı...’
E bu kadar zulüm yanlarına kalır mı?
Hayır!
Dünyanın önemli bir kısmını sömürdükleri
halde, eskisi gibi yarınları garantide değil.
İşlerini kaybetmekten ve gelecekten büyük
bir endişe duyarlar.
Bizdeki gibi akraba komşu falan dayanışması da yok...
Ferdiyetçidir.
Hammaddenin önemli bir kısmını
Afrika’dan temin eden Avrupa, bu kıtadaki
ülkelerin kendilerine bağlı, çürük idareciler
tarafından yönetilmesi için elinden gelen
gayreti göstermektedir.
Bunu kabul etmeyen ülkeler kanlı bir şekilde bastırılarak cezalandırılmıştır.
Bunun en son örneğini MISIR da gördük.
Afrika’nın içlerine gidildikçe Avrupalı emperyalistlerin işi biraz daha kolaylaşır.
Bu kıtada yaşayan zavallılar silahlandırılarak, kabile savaşları körüklenir.
Bu kabile savaşları neticesinde ölenlerin
sayısı milyonlarla ifade edilmektedir.
GİDERKEN PKK VE IŞİD
DÖNERKEN DHKP-C
Şimdi mamul hale gelen maddenin geri
dönüşü sağlam olmalı.
Mümkünse rakip olmamalı ve çok uygun
fiyata satılmalı.
•Peki, o maddelerin gideceği ülkede yerli
imalat varsa ne olacak?
•Olmayacak.
•Nasıl yani?
PEKİ, BU KONFOR NASIL
DEVAM EDECEK?
Üçüncüsü ise;
Geri bıraktırılmış veya kalkınmakta olan
ülkelerin sanayi, altyapı ve teknolojik yatırımlarını engellemek.
‘Sizin kafanız bu işe çalışmaz. Bırakın biz
yapalım’ telkinleri, kendilerine bağlı medya
organları tarafından devamlı işlenir.
Devrim Arabası yapıldığı halde seri üretime
geçirilmemesi bu operasyonun bir parçasıdır.
Avrupalılar baktılar ki, iş kötüye gidiyor.
Kısa süre sonra rekabet gücü kalmayacak.
Bu sefer terör örgütlerini devreye soktu.
Özdemir Sabancı Avrupa menşeli arabaların tekelini kırmak için Japon TOYOTA nın
ülkemizde fabrika kurmasına ön ayak oldu.
Ve bu onun sonu oldu.
Kendini en güvenli gördüğü ‘İkiz Kule’ lerde
infaz edildi.
İstense dışarda da infaz edilebilirdi.
Ancak
Geridekilere mesaj vermek için böyle bir
infaz şekli seçildi.
‘Akıllı olun! Hiçbir yerde güvende değilsiniz’
demek istendi.
Zaten ondan sonraki gelişmelerde, katillere
Avrupa tarafından nasıl kol kanat gerildiği,
iade edilmemeleri için, nasıl komik bahaneler ürettikleri hatıralardadır.
Halen o dosya kapanmış değil ve halen Ö.
Sabancı’nın katili Türkiye’ye teslim edilmiş
değil.
Bu vesileyle Avrupa’nın gerçek yüzünü bir
daha görmüş olduk.
Petrol ve doğalgazın ucuz bir şekilde
Avrupa’ya ulaşması için terör örgütlerine
ihtiyaç duyulduğunu daha önceki yazıda
belirtmiştim.
Nüfus hızla düşüyor.
Bütün teşviklere rağmen aileler çocuk
sahibi olmak istemiyor. Yaşlı nüfusa nasıl
bakacakları hakkında kara kara düşünüyorlar.
Ancak
Konforlarından bir milim vaz geçmek de
istemiyorlar.
Avrupa yer altı zenginliklerini dibine kadar
sıyırmış olduğundan, hammaddenin önemli
bir kısmını dışardan almak zorunda...
Aynı şekilde petrol ve doğalgazın da önemli
bir kısmı dışardan ithal ediliyor. Bu iki ana
kalemin ucuz bir şekilde temin edilmesi,
konforun devamı için birinci şarttır. İkincisi
ise mamul maddelerin aynı ülkelere en
pahalı şekilde ve mümkünse rakipsiz olarak
pazara girmesidir.
70’li yıllara geldiğimizde hükumet ortağı
olan Erbakan Hoca bu sefer Ağır sanayi
hamlesini başlatmak için canla başla büyük
bir gayrete girişti.
Bu sefer Hürriyet gibi birkaç gazete öyle bir
salvoya girişti ki, önünde durmak mümkün
değil.
Buna rağmen 200 tesisin 130 u başarıyla tamamlanarak, ülkemizin hizmetine
sunulmuştur.
DEVRİM ARABASI VE
ÖZDEMİR SABANCI
Devrim arabası malum 1961 yılında 2 adet
üretilerek zamanın Cumhurbaşkanına arz
edilmişti.
Ancak ne olduysa oldu, gizli bir el devreye
girip Türkiye’nin otomobil üretimine mani
oldu.
O zamanlar suikastlara, terör örgütlerine
falan ihtiyaç yoktu.
Hürriyet çapında bir gazeteniz varsa bu iş
için yeterliydi.
ABD ve Avrupa’nın Çin’e yaptığı tüm çağrılar yanıtsız kaldı.
•ABD ve Avrupa Çin’e nasıl bir çağrı
yapıyordu?
•Çin’in Komünizm den vaz geçmesini
istemiyordu.
Aslında Rusya’nın da Komünizm ’den vaz
geçmesini istemiyor ama tabir caizse ‘Maymun gözünü açtı’
Her iki ülke Komünizmin kendilerine büyük
bir pranga vurduğunu, kalkınmaya mani
olduğunu gördü.
Uygun bir şekilde Komünizm den sıyrılmaya
baktılar.
Çin bu işi dağılmadan başardı.
Rusya başaramadı.
Neyse.
1978 yılında başlayan ekonomik reformlar,
10 yılda Çin’e büyük bir mesafe aldırdı.
1989 yılına gelindiğinde Batı, Çin’e dur
demenin zamanı geldiğine karar verdi.
CÜCE DENG
Ancak hesap etmedikleri bir şeyle karşılaştılar.
Çin güçlüydü.
Nükleer silahı ve büyük insan gücü vardı.
Elindeki konvansiyonel silahlar da fena
değildi. Batı ile rekabet edecek güçteydi.
En önemlisi,
Batı ne der?
Demokrasi zarar görür mü? Diye bir derdi
yoktu.
Gösteri yapanlar iyi niyetli olsa da Batının
oyununa geliyordu.
Büyük bir kalkınma hızı yakalayan Çin
durdurulmak isteniyordu.
Cüce Deng bunu gördü.
Gösterilerin kanlı bir şekilde de olsa ‘Ezin
geçin’ dedi.
Çok trajik olaylar oldu.
Çok kan aktı. Yazık oldu.
Ancak Çin bugün dünyanın ikinci büyük
ekonomik gücü…
Eli kulağında.
Yakında dünyanın bir numaralı gücü Çin’dir.
TİANANMEN’DEN GEZİ’YE
ÇİN
Peki, ABD ve AVRUPA ülkelerin kalkınmaması için bir sürü kumpas kuruyor.
Çin’e nasıl müsaade ettiler?
Etmediler.
•ÇİN bu deli gömleğini nasıl yırtıp attı o
zaman?
•Çin’in nükleer gücü var. İnsan gücü var.
Silah gücü var. Kimseye eyvallahı yok.
Demokrasi falan gibi bir derdi de yok.
•Batı Çin’i sıkıştırmadı mı?
•Sıkıştırmaz mı?
Tiananmen Meydanındaki gösterileri
hatırlayın.
•Evet, bizim ‘Gezi’ olaylarının Çin versiyonu.
•Ne oldu orada?
•Öğrenci ve aydınlar gösteri yaptı. Çin
Komünist Partisi de demir yumrukla ezdi
•2.000 civarında kişi ölmüştü.
•Evet
Neden diye hiç düşündün mü?
•Halk biraz daha hürriyet istiyordu.
•Evet, ama bu işin kılıfı...
•Peki, asıl sebep neydi?
Dikkat ederseniz Çin’le ilgili anlattıklarım
biz ne kadar benziyor.
Hatırlarsanız hükumet kavga gürültüye
meydan vermeden Gezi Parkı olaylarını
görüşerek çözmek istedi.
Ancak
Dertleri ‘Ağaçlar kesilmesin!’ olan Gezi
sözcüleri birden ağız değiştirerek işi ‘3.
Havalimanı yapılmasın, 3. Köprü yapılmasın’ a getirdiler.
Aynı şekilde PKK da ‘Bölgeye neden baraj
yapıyorsunuz’ diye savaşı başlatmıştı.
BU İŞ BURADA BİTMEZ
Türkiye Çin’in 1978 de başlattığı kalkınmayı 2003 te başlattı.
Avrupa bütün gücüyle bu kalkınmayı
durdurmak için harekete geçmiş bulunmaktadır.
Bunu mertçe yapacak gücü yok.
Nedenini yukarda anlatmaya çalıştım.
Terörle bu işi başaracağını zannediyor.
Bizi birbirimize kırdırma yoluna girmiş,
Türkiye’yi eski Türkiye zannediyor
Hâlbuki
Ne Türkiye eski Türkiye,
Ne de Avrupa eski Avrupa’dır.
Acı çekeceğiz ama biraz sabredersek
Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını onlara
göstereceğiz.
KOMÜNİZM’İ KORUYUP
KOLLAYAN ABD VE
AVRUPA’DIR
ÇİN 1978 yılından itibaren dışa açılarak
Komünizm ’in dayattığı ekonomik sistemden vazgeçti.
O günden sonra büyük bir kalkınma hızı
yakalayan Çin, batı ülkelerinin korkulu
rüyası olmaya başladı.
NOT:
Mevcut yatırımlarımızın bitmesiyle
Ülkemizin ne kadar büyük bir mamul
geçiş üstünlüğü yakalayacağını başka
bir yazıda arz etmeye çalışacağım.
Yani, 3. Havalimanı, 3. Köprü, Avrasya
Geçidi, kanal İstanbul vs. Ülkemize
büyük avantajlar sağlayacaktır.
Sadece MARMARAY ilgili pek bahsedilmeyen bir ayrıntıyı arz edeceğim.
Marmaray, Londra’yı demiryolu ile
Pekin’e bağlıyor.
Bunun ne demek olduğunu, önemini
bilen bilir.
G Ü N DEM
www.212haber.com
15 - 31 AĞUSTOS 2015
13
Karne hediyesi değil,
ulaşım aracı
İstanbul’un her geçen gün artan hava kirliliğine ve trafiğine alternatif çözüm olarak görülen doğa dostu, ucuz ulaşım
aracı bisiklet, yeterli altyapının olmaması ve bilinçsizlik
sebebiyle yaygınlaşmıyor.
Bisikletli Ulaşım Platformu
(BUP), trafikte bisikletlilerinde var olduğunu anlatmak
için, “Sağ şerit yasal hakkımız,
Trafikte bizde varız.” sloganlarıyla her ay farkındalık turları
düzenliyor.
B
MERVE KALAYCI
ISIKLETLI Ulaşım Platformu (BUP),
trafikte bisikletlilerinde var olduğunu
anlatmak için, “ Sağ şerit yasal hakkımız, Trafikte bizde varız.” sloganlarıyla
her ay farkındalık turları düzenliyor.
Fosil yakıtların azaldığı günümüzde araç sayısı her geçen gün artıyor.
Doğaya zarar veren, ulaşımı çekilmez
bir trafik haline dönüştüren araçlara,
alternatif ulaşım yolları aranmaya
başlandı. Fakat yeterli alt yapının ve
çevre bilincinin olmadığı ortamda
vatandaşları yeni yollar aramaya ikna
etmek oldukça zor görünüyor. Bisiklet
gelişmiş, gelişmekte olan ve geri kalmış
ülkelerde farklı nedenlerle oldukça
yaygın kullanıma sahip alternatif
ulaşım aracı olarak karşımıza çıkıyor.
Türkiye’de bazı illerde tam anlamıyla
kabul görmüşken İstanbul gibi trafiği
her geçen gün bir çileye dönen, kirlilik
oranı günden güne artan, tarihi şehirde
yeterli düzenlemenin yapılmaması ve
bisikletin ulaşım aracı olarak görülmemesi sebebiyle yeterli kullanıma
sahip değil. Bisikletin ulaşım aracı
olarak görülmesini sağlamak amacıyla
faaliyetler düzenleyen BUP’ un kurucu
üyelerinden Göksel Özyazanlar, bisiklet ile ulaşımın kısa mesafeler için çok
uygun bireysel ulaşım aracı olduğunu,
toplu taşıma araçlarına entegre edildiği
taktirde ucuz, çevreci ve trafiği rahatlatıcı bir etki yaratacağını söylüyor.
olduğunu söylüyor. Giderek daha hareketsiz bir hayat yaşamaya başlandığını
söyleyen Çetin,” Bisiklet aynı zamanda
spor amaçlı da kullanılabiliyor. İnsanlar giderek daha da hareketsiz bir hayat
sürdürmektedir ki bu da sağlık açısından büyük tehdit oluşturmaktadır. Kısacası insanlar ulaşımını bisikletle sağladığında; spor yapabilmekte, çevreye
verdiği zarar neredeyse sıfıra inmekte,
trafik yoğunluğunu ve fosil yakıtlara
bağlılığı azaltmaktadır. Kısacası tek bir
eylemle birden fazla yarar sağlamaktadır. İstanbul trafiği giderek daha da
keşmekeş hale bürünmekte, insanlar
ulaşım için daha fazla vakit ayırmaktadır. Araç sayısının azalması için de
insanların bisiklet kullanımına yönelmesi gerekmektedir. Bugün özellikle de
sabah ve akşam saatlerinde 10 kilometrelik yol, arabayla veya toplu taşımayla
yeri geldiğinde 1 saat vakit almaktadır.
Bu mesafe de bisikletle ortalama 30
dakikada gidilebilmektedir.”dedi.
‘SAĞ ŞERIT YASAL
HAKKIMIZ’
Bisikletin bir ulaşım aracı olarak kabul
görmeyişinden kaynaklı sorunlarla
sık sık karşılaştıklarını söyleyen Fatih
Çetin, “Zaruri haller dışında hemen
hemen her gün Kadıköy-Maltepe arası
işe bisikletle gidip gelmekteyim. Bisikletli için en büyük sorun araç sürücülerinin bilgisizliği ve bilinçsizliğidir. 2618
TRAFIĞE EN HIZLI VE
ETKILI ÇÖZÜM
Bisikletli Ulaşım Platformu sözcüsü
Fatih Çetin(33), İstanbul trafiğinin
giderek daha keşmekeş hale büründüğünü, insanların ulaşım için daha fazla
zaman ayırdığını ve bu sorunu çözmenin en hızlı, kolay yolunun bisiklet
otopark olarak kullanmasına da göz
yumulmaktadır.”şeklinde konuştu.
‘TÜRKIYE’DE BISIKLET
KARNE HEDIYESI’
Birçok yönden kullanıcısına ve
çevresine avantaj sağlayan bisikletin
yeterince yaygınlaşmamasının altındaki sebeplere değinen Çetin, şunları
söyledi: “Başta toplum ön yargısı bunu
engellemektedir. Bisiklet sadece karne
hediyesi veya hafta sonları keyif amaçlı
sürülen bir araç olarak görülmektedir.
Gerçi bu ön yargı son zamanlarda
aşılmaya başlandı. sayılı trafik kanunu 66. maddesi biz
bisikletlilere, bisiklet yolunun olmadığı her yolda (Paralı yol dediğimiz
otobanlar, köprüler ve otoban bağlantıları hariç) sağ şeridi kullanma hakkı
tanımaktadır. Fakat bu durum birçok
araç sürücüsü tarafından bilinmemekte, bizi tehlikeye atmaktadır. Bisikletlinin geldiğini gördüğü halde ana yola
bağlanmaya çalışan sürücüler mevcuttur. Sanıyorlar ki fren yaptığımızda
anında durabiliriz. Ama öyle olmuyor
maalesef. Yine araç sürücülerinin sağasola dönüşlerde sinyal kullanmamaları
da kazaya sebebiyet vermektedir. Diğer büyük sıkıntı ise mevcut bisiklet
yollarının yayalar ve araç sürücüleri
tarafından işgal edilmesi, belediyelerin
ve trafik ekibinin bu işgalleri önlemek
için yeterli, caydırıcı önlemler almamasıdır. Özellikle de yaz aylarında
İstanbul'un Anadolu ve Avrupa yakasındaki sahil şeridinde bulunan bisiklet
yollarını kullanmak zaman zaman
imkânsız hale gelmektedir. Belediyelere, emniyet güçlerine yaptığımız
şikâyetler ise cevapsız kalmaktadır.
Hatta bazı işletmelerin bisiklet yolunu
Diğer bir sebep ise şehir yapılanmasında bisikletin, bisiklet yolu varlığının
en arka planda tutulması veya gözardı
edilmesidir. Tamamen motorlu araç ve
insanların toplu olarak bulundukları
yapılara öncelik verilerek yapılaşmaya
gidilmektedir. Kısacası A noktası ile B
noktası arasında yol yapılırken projede
bisiklet yolu için yer ayrılmamaktadır.”
‘Toplu taşıma araçları
için mücadele verdik’
Bisiklet İstanbul’da hiç düşünülmemiş
Bisikletli ulaşım değerlendirmesinde İstanbul’un ayrı tutulması
gerektiğini söyleyen BUP Kurucu
Üyesi Göksel Özyazanlar, “Bisiklet
konusunda İstanbul’u ayrı, diğer
şehirleri ayrı tutmak gerekiyor.
Örneğin; Konya, Eskişehir, Düzce
gibi şehirler topoğrafik özelliklerinden dolayı bisiklet kullanımı
yaygınlaşmış ve bu kültür o şehir
vatandaşlarında oluşmuş. Bir
diğer özelliği de ucuz ve pratik bir
ulaşım aracı olması. Gelir durumu
İstanbul’a göre daha küçük olan
bu gibi şehirlerde daha bir kullanılır hale gelmiştir. İstanbul'un ise
durumu biraz daha farklı. Bisiklet
ile ulaşım İstanbul'da hiç düşünülmemiş gibi bir durumu var.
Şehrin çok büyük olması, iki bölgeli bir şehir olması, köprülerden
bisiklet ile geçişe izin verilmemesi
gibi sebeplerden dolayı bu şehirde
yaşayan insanların gündeminde
olmamıştır. İstanbul da bisiklet
algısı sadece sahilde gezi amaçlı
kullanma şeklinde olmuştur.
Ancak son yıllarda trafik olgusunun işin içinden çıkılmaz hale
gelmesi ( Motorlu araç endüstrisinin tıkanma yaşadığı son günler )
insanların daha fazla bilinçlenmesine neden olmuştur. Bunun akabinde ulaşım için yeni alternatif
arayışına girmişler ve bisikletin bu
aşamada bir ulaşım aracı olması
rolü ortaya çıkmıştır.”şeklinde
konuştu.
BISIKLET KULLANIMI
TEŞVIK EDILMELI
Her gün evden işe, işten eve bisikletiyle giden, 10 kilometrelik mesafeyi
bisikletiyle aşan Özyazanlar, bisiklet
kullananlarında dikkatli ve kurallara
bağlı hareket etmeleri gerektiğinin
altını çiziyor. Özyazanlar, “İnsanlar
elbette araçları ile ulaşımını yapacaklardır bunun onların en doğal hakkı
olduğuna inanıyoruz. Ancak bizim
önerimiz bu haklarını yerli yersiz kullanmamaları yönünde olacaktır. Çok
yakın mesafeleri veya havaların uygun
olduğu zamanlarda özel araçlarını almadan bisikletleri ile bu ulaşımlarını
sağlamalarını öneriyoruz.”dedi.
Yeni başlatılan uygulama bisiklet
kullanıcılarına toplu taşıma araçlarını
belirlenen saatler içerisinde kullanma
hakkı tanıdı. Bu uygulama için mücadele eden BUP, eksikliklerinin giderilerek daha işlevsel hale getirilebileceğini
düşünüyor. BUP üyeleri şunları ekledi:
“Bisikletin toplu taşıma araçlarına
alınabilmesi konusu üzerine yaklaşık 1
senedir yetkililerle görüşmeler yapıyoruz. Bu konuda da önemli gelişmelere
imza attık diyebiliriz. Aşağı yukarı tüm
toplu taşıma araçlarını yoğun saatler
dışında bisikletiniz ile kullanabiliyorsunuz. Bununla ilgili WEB sayfamızda
bir çizelge de mevcuttur. Metrolarda
bisikletliler için küçük bir alan ayrılabilse bu entegrasyon daha da hızlı hale gelebilir. Bisiklet kullanıcısı ulaşım aracını
kullanmak durumunda kaldığında ve
bu durum görevli veya yolcu tarafından
engellenmeye çalışıldığında şikayet
hakkını kullanmalı ve bunun takipçisi
olmalıdır. İmkânı varsa bu tip durumları
kayıt altına (video, fotoğraf vb) almalı.
Bir olumsuzlukla karşılaştı diye vazgeçmemelidir. Aslında bu durumun çözümü
kolaydır. Toplu taşıma araçlarının bağlı
olduğu kurumlar (İBB, İstanbul Ulaşım
A.Ş vb) personellerine bu konuda gerekli
uyarıyı yapabilir, bu konuyla ilgili toplu
taşıma araçlarında bilgilendirme panoları yerleştirebilir.” //
14
S AĞ LI K
15 - 31 AĞUSTOS 2015
www.212haber.com
Bebek hayalini gerçeğe
dönüştüren mucize
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Tüp
Bebek Merkezi ve Kadın Doğum Bölümü
Direktörü Kadın Hastalıkları ve Doğum
Uzmanı Doç. Dr. Kadir Savan; bebek hayali
kuran ailelere ‘Tüp Bebek’ yöntemini ve
kısırlığın nedenlerini anlattı:
Kısırlık; haftada 2-3 kere korunmasız
olarak yapılan düzenli ilişkiye rağmen 1
yıllık süre içinde gebelik elde edilememesidir. Evliliğin ilk altı ayı içerisinde gebelik
oluşmaz ise çiftlerin panik olmaması ve
hemen hekime müracaat etmesi gerekmez. Kısırlık tedavisi yönünden tedaviye
başlamadan önce en az bir yıllık bekleme
süresi gerekmektedir. Çünkü hiçbir sorunu
olmayan çiftlerde bile aylık gebelik oranı
yaklaşık olarak yüzde 25’tir. 1 yıllık süre
sonunda gebe kalma oranı yüzde 80
kadardır. Bu nedenle çiftlerin 1 yıl kadar
beklemesi uygundur. Ancak gebelikte
kadının yaşı önemli rol oynadığından; 35
yaş üzeri kadınlarda bekleme süresi 6 ay
olmalı, 40 yaş üzerindeki kadınlarda ise
gebelik isteği durumunda, hiç beklemeden
bir merkeze başvurmalıdırlar.
Kısırlıkta; kadına ve erkeğe ait nedenleri
ayrı tutmak gerekir. Erkeklerde sperm
yapım sorunları en başta gelir. Spermlerin sayısının az veya yetersiz olması,
spermlerin hareket ve şekil bozuklukları
gebeliği önemli derecede engelleyebilir.
Bunun yanında cinsel fonksiyon bozuklukları, erkek üreme yollarının iltihapları
ve sistemik hastalıklar gibi nedenler de
kısırlığa yol açabilir. Kadınlarda ise; yumurtlama sorunlarının olması, tüplerde iltihap
veya tıkanıklık olması, tüplerde anatomik
bozukluklar, rahim içerisinde miyomlar ve
poliplerin olması ve ayrıca endomeriosis,
guatr hastalıkları ve şeker hastalığı gibi
sorunlar gebeliği engelleyebilir.
NEDENE GÖRE TEDAVİ
Kısırlık sorunlarında tedavi, nedene göre
yapılır. Erkek kısırlıklarında hastalar ürologlar tarafından değerlendirilir. Var olan
problemler, ilaçlarla ya da cerrahi metotlarla tedavi edilebilir. Erkek kısırlıklarında
tedaviye cevap alınamadığında, aşılama ya
da tüp bebek gibi üremeye yardımcı metotlarla gebelik elde edilebilir. Kadınlarda ise
aynı şekilde ilaç ya da cerrahi yöntemlerle
birçok vakada gebelik elde edilebilir.
Bir gebeliğin oluşması için; erkeğe ait
sperm hücresinin, kadına ait yumurta
hücresi ile buluşup onun içine girerek
döllenmeyi gerçekleştirmesi ve döllendiğinde ‘embriyo’ adını alan gebelik ürününün
annenin rahminin iç tabakasına tutunarak
oraya yerleşmesi gereklidir. Çocuk sahibi
olmada güçlük çeken çiftlerde bireyler ayrı
ayrı incelenerek gebelik oluşmasını engelleyen nedenler ortaya konulmaya çalışılır.
Bu amaçla erkeğe yapılan ‘spermiyogram
testi’ ile erkeğe ait problemler büyük ölçüde aydınlatılabiliyor. Kadınlara uygulanan
testler de kadınlara ait problemlerin daha
ayrıntılı olarak değerlendirilmesini sağlıyor.
Kadın faktörü değerlendirilirken; yumurtalıklar ve yumurtlamanın olup olmaması,
tüplerin durumu ve rahim ile ilgili problemler araştırılıyor. Teşhis için yapılan incelemeler tamamlandığında, çiftlerin büyük
çoğunluğunda tanı konulur ve nedene
yönelik tedavi seçenekleri tercih edilir.
BEKLEMEYİN DOKTORA GİDİN
Fakat tüm kısır çiftlerin yaklaşık yüzde 1015’inde kadına ya da erkeğe ait herhangi
bir problem bulunamamakta ve bu duruma
‘sebebi bilinmeyen’ ya da ‘açıklanamayan
kısırlık’ deniyor. Açıklanamayan kısırlık tanısı konulmuş bir çiftin bu teşhisi kabullenmesi bazen hayli güç oluyor. Temelde soru
ve beklenti hep aynıdır: Her şey normalse
neden çocuk sahibi olamıyoruz, keşke neden gebelik elde edemediğimizi bilseydik...
‘Açıklanamayan kısırlık’ tanısı alan çiftler
için kademeli olarak üç tedavi seçeneği
vardır. Bunlardan birincisi ‘bekle gör’ seçeneğidir. Hastalara herhangi bir tıbbi tedavi
uygulamadan önce 3 yıl süre ile beklemek,
çiftlerin bir kısmında gebelik oluşmasıyla
sonuçlanabilir. Bu süre sonunda gebelik
oluşmayan çiftlerde 3 denemeye kadar
‘kontrollü yumurtlama uyarılması’nı takiben
aşılama yapılmalı. Bu şekilde de gebelik
elde edilmediğinde hastanın vakit kaybettirilmeden tüp bebek uygulamalarına yönlendirilmesi en uygun seçenektir. Kendilerinde
gebeliği engelleyecek herhangi bir problem
Doç. Dr. Kadir SAVAN
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Tüp Bebek
Merkezi ve Kadın Doğum Bölümü Direktörü
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Yıllarca bebek hayali
kuran çiftlerin ‘Tüp
Bebek’ yöntemiyle
bebeklerini kucaklarına
aldıklarını belirten
Doç. Dr. Kadir Savan:
Tüm araştırmalara
rağmen kısırlığın
nedeni anlaşılamıyorsa,
gebelik için bir yıldır
beklemişseniz, anne
adayının yaşı 35’i
geçmişse bir an önce bir
merkeze başvurun!
saptanmamış ama bir türlü gebelik elde
edememiş çiftlerin, vakit kaybetmeden bu
konuda uzman merkezlere başvurmaları ve
destek almaları uygun olur.
TÜPLER TIKALIYSA VE HİÇ SPERM
YOKSA DİREKT TÜP BEBEĞE!
Bazı hastalar direkt olarak tüp bebek adayı
olarak değerlendirilirler. Bunlar; her iki tüpü
de tıkalı olan kadınlar ile sperm sayısı çok
düşük ya da menide hiç spermi olmayan
erkeklerdir. Bunun yanında belirli tedavi
basamaklarını geçirmiş olmalarına rağmen,
gebelik elde edilemeyen çiftler ya da yaş
faktörü nedeniyle vakit kaybettirilmek
istenmeyen hastalar da tüp bebek tedavilerine yönlendirilirler.
Tüp bebek tedavileri ilk olarak geliştirildiğinde, bu tedaviyle, ciddi erkek kısırlığı
hastaları dışındaki hastalar tedavi edilmekteydi. Tüp bebek tedavisinde, özellikle
sperm sayısı ve hareketleri belli değerlerin üstünde olmalıdır. Kadından alınan
yumurtalara belirli sayıda sperm bırakılarak
yumurtanın döllenmesi beklenir. Ancak
sperm sayısı çok düşük ve hareket kusuru
ileri düzeyde olan kişilerde, klasik tüp bebek yöntemi ile döllenme oranı çok düşük
oluyor ya da döllenme olmuyor. Ancak
1992 yılında mikroenjeksiyon yönteminin
geliştirilmesi ile ciddi erkek kısırlığı vakalarında da gebelik edilmesi mümkün olmaya
başladı. Bu teknikte her bir yumurtanın
içine özel bir mikroenjeksiyon iğnesi ile
tek bir sperm enjekte edilerek döllenme
sağlanabiliyor.
Tedaviye rağmen gebelik elde edilmediğinde, eğer herhangi bir anatomik bozukluk
da bulunmadıysa, hastalarda birtakım
alternatifler düşünülebilir. Bu tekniklerin
etkisi yüzde 100 kanıtlanmadıysa da, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı vakalarında
alternatif olarak kullanılabiliyor. Bu tekniklerin en önemlileri; PGT adı verilen Preimplantasyon Genetik Tanı Metodu (Gebelik
Öncesi Genetik Tanı), Endometrial Kokültür
denilen rahim içi doku kültürü tekniği ve
transfer sonrası kanı sulandıran iğnelerin
kullanılması teknikleridir.
GENETİK TANIYLA SAĞLIKLI
BEBEKLER DOĞUYOR
Gebelik Öncesi Genetik Tanı (Preimplantasyon Genetik Tanı Metodu-PGT); kalıtsal bir
hastalık taşıyan veya taşıma riski bulunan
kişiler için gereklidir. Bunların yanı sıra,
akraba evliliği yapıp sakat doğum yapan
çiftlere, zararlı etken teratojen ile karşılaşanlara, tekrarlayan gebelik kayıpları
ve düşükler yaşayanlara, tekrarlayan tüp
bebek başarısızlığı vakalarında, ileri anne
yaşı (37’den büyük olan) veya ileri yaşta
gebe kalmak isteyenlere ve bazı infertilite
(erkek ve kadın kısırlığında) vakalarına da
genetik tanı gerekir.
Genetik Tanı sayesinde, gebe kalmadan
genetik tanı yapılması ve sağlıklı bebek
elde etmek artık mümkün. Son yıllarda
genetik bilimindeki gelişmeler; henüz ge-
belik oluşmadan, tüp bebek yöntemleriyle
laboratuvar ortamında geliştirilen embriyolar üzerinde genetik inceleme yapılmasına
ve seçilmiş olan sağlıklı embriyoların anne
adayının rahmine yerleştirilmesine imkan
tanımaktadır.
Günümüzde riskli gebeliklerde PGT işlemi,
kişi daha gebe kalmadan yapılıyor ve ileride oluşabilecek ciddi psikolojik, sosyal ve
tıbbi sorunların önüne geçilebiliyor. Genetik
Tanı Yöntemi, tüp bebek tedavisi uygulanan
çiftlerde yapılır. Tedavi sonucu yumurtalar
büyütülür ve toplanır. Spermler ile döllenen
her yumurta laboratuvarda 3 gün bekletilir.
Bunlardan alınan hücreler, ileri moleküler
ve sitogenetik laboratuvarında incelenir.
Hızlı sonuç veren analizler (FISH) yapılır.
Ertesi gün anne adayına sadece sağlıklı
sonuç çıkmış embriyolar nakledilir. Böylece
anne adayı daha gebeliğin başında genetik
olarak sağlıklı embriyoları almış olur.
Gebelik Öncesi Genetik Tanı; gebelik
şansını artırmakta, düşük şansını azaltmaktadır. Ailelerin sağlıklı çocuk sahibi olmaları
sağlanmaktadır. Aile, gebelik sonlandırılmasına bağlı tıbbi ve psikolojik travmalardan korunmaktadır. Gebelikte yapılması
gerekecek olan kordosentez, amniyosentez
gibi müdahalelere gerek kalmamakta ve
gebenin stresi ortadan kalkmaktadır. Talasemi gibi hastalıklarda doku tiplemesi ile
doğacak olan bebek ailenin hasta çocukları
için tedavi imkanı sağlamaktadır.
Bu hastalarda, cerrahi yollarla testislerden
(erkeğe ait yumurtalıklardan) sperm elde
edilebiliyor. Mikrodiseksiyon TESE yöntemi
ile hastaların ortalama yüzde 55-60’ından
sperm elde edilebiliyor. Hastadan çok az
sayıda sperm elde edilse bile gebelik şansı
mevcuttur.
Bu kampta israfa yer yok
Zeytinburnu Gençlik
Merkezi, yaz
kamplarında meydana
gelen israfı
önlemek adına bu sene
Çanakkale’ye
götürdüğü
120 öğrenciye
yemek israfı
hakkında uygulamalı eğitim verdi.
UZUN ve yorucu bir
eğitim yılını ardında
bırakan öğrencilere karne
hediyesi vermek adına
Zeytinburnulu gençleri
Çanakkale-Assos’a götüren
Gençlik Merkezi, öğrencileri eğlendirirken eğitmeyi
de es geçmedi.
Tatil beldelerinde sunulan
açık büfe sebebiyle israfın
üst seviyeye çıktığı kamplarda oluşan israfı önlemek adına harekete geçen
yetkililer, konuyla ilgili
eğitici çalışmalar yapıp,
çeşitli programlar düzenledi. Çanakkale Savaşları’nın
100. yılına denk gelen
yaz kampında şehitlerin;
üzüm hoşafı, yağlı buğday
çorbası ve yarım ekmekten
oluşan yemek listesi de eğitim konusuna dahil edildi.
AÇIK BÜFE
İSRAFINA SON
Eğitici çalışmaların yanı
sıra uygulamaya da hassasiyet gösteren yetkililer,
gün sonunda öğrencilerin
yemek alırken tabaklarına yiyebilecekleri kadar
yemek aldıklarını ve bu
sebeple yemek artıklarının yüksek bir oranda
azaldığını gözlemlediklerini ifade etti.
Toplam 160 öğrenciyi
Çanakkale’ye götürecek
olan Gençlik Merkezi, yemek israfı dışında öğrencilere; deniz ve ormanları
kirletmeme, kalıcı felçlere
neden olan sığ sularda
balıklama atlayışı hakkında da eğitim verecek.
G Ü N DEM
www.212haber.com
15 - 31 AĞUSTOS 2015
15
Kalem onun
İmam
Hatipli
Başkan’ın
koleksiyon
sevdası
vazgeçilmez
tutkusu
Başakşehir İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHADER) Başkanı Kamber
Çal tam bir kalem tutkunu. 1992’de annesinin doğum günü hediyesi olarak aldığı Parker
marka altın uçlu bir kalemle koleksiyona başlayan Çal’ın 68 ayrı markadan kalemi bulunuyor. Kamber Çal, prensip olarak aynı marka kalemi koleksiyonuna koymuyor.
B
HACER TÜRKEL
AŞAKŞEHIR İmam Hatip Mezunları ve
Mensupları Derneği (BİHADER) Başkanı
Kamber Çal tam bir kalem tutkunu. 1992’de
annesinin doğum günü hediyesi olarak aldığı
Parker marka altın uçlu bir kalemle koleksiyona başlayan Çal, o gün bu gündür gittiği
her ülkede ilk işi bir kırtasiye bulup kalem
almak. 68 ayrı markadan kalemi bulunan
Kamber Çal, prensip olarak aynı marka
kalemi koleksiyonuna koymuyor. Mercedes,
Ferrari, Herlitz, Harley Davidson, Parker,
Porche, Regal, Schneider, Cerruti gibi birçok
marka kalemlerin yer aldığı koleksiyona katkıda bulunmak isteyenlerin öncelikle Çal’dan
listeyi almaları gerekiyor…
İlkokul yıllarında Avusturya’da bir yıl ilkokul
okumuş Kamber Çal. O yıllarda Türkiye’de
düz yazı yazıldığı için, Avusturya’da el yazısına çevirmişler yazısını. Üçüncü sınıfı okuduktan sonra tekrar Türkiye’ye dönünce de
el yazısıyla devam etmiş. Türkiye’de düz yazı
hakim olduğu için, Çal’ın el yazısı ilgi çekmiş
o zamanlar. Yazmayı çok sevdiğini söyleyen
Kamber Çal, “Ailem yurtdışında yaşadığı
için, üniversite yıllarımda tatillerde yurt dışına giderdim. 1992’de yine bir gün sömestr
tatiline gittiğimde annem bana doğum günü
hediyesi olarak Parker marka altın uçlu bir
kalem hediye etti. Tabi bu hediye çok ilgimi
çekti ve çok da hoşuma gitti. 1992’den sonra
dolma kaleme merak sardım ve sürekli dolma kalemlerle haşır neşir olmaya başladım.
Hatta üniversite yıllarımda cebimde en az
5-6 tane kalem olduğu için arkadaşlarım
bana ‘Kalem tüccarı’ gibi isimler takarak
dalga geçerlerdi. Bir arkadaşım da ‘kalemleriyle ünlü adam’ olarak beni tanıtan bir şiir
yazmıştı o dönemde. Bu merakım devam
etti. Şu anda iyi bir koleksiyonum olduğunu
düşünüyorum.” sözlerine yer veriyor.
KALEM DÜNYASI BAMBAŞKA
BIR DÜNYA
Her markadan sadece bir kalem koleksiyonu yapan Çal’ın şu anda 68 ayrı markadan
kalemi bulunuyor. Prensip olarak aynı marka
kalem koleksiyonu yapmadığını vurgulayan
Kamber Çal, “Bu durum tabi benim için
zor oluyor. Sürekli dünyanın her tarafından
kalem markası araştırıyorum. İşim gereği
çok seyahat ettiğim için her yerde öncelikli
olarak kalem arıyorum. Gittiğim ülkede
ilk işim bir kırtasiye bulmak ve oradan
kalem sormak oluyor. Yeni marka bulmaya
çalışmak keyifli. Kalem dünyası bambaşka
bir dünya. Hakikaten çok özel koleksiyon
kalemler var dünyada. Tabi çok pahalı kalemlerden koleksiyon yapamıyorum şimdilik ama marka çeşitliliği açısından birçok
markam var.” diyor.
İlgisini çeken özel markaların olduğunu
belirten Çal, “Mesela Herlitz gibi motor
markasının, Mercedes’in, Porsche’nin kalemi
var. Kalem markası olarak bazı ünlü marka
kalemler de var. En son geçtiğimiz günlerde
İngiltere’ye gittiğimde WHSmith diye bir
marka buldum ve farklı stilde iki tane kalem
aldım. Keyif aldığım bir iş kalem koleksiyonu. Bazen kalemlerimi alıp suya batırıyorum
ve içindeki mürekkeple oynuyorum. Elime
mürekkebin bulaşması bile benim için gerçekten büyük bir haz.” diye konuşuyor.
Kalem
medeniyetin
timsali
Kalemin, medeniyetin
timsali, okuma-yazmanın
bir gereği olduğuna değinen
Kamber Çal, “Kalem koleksiyonu bu manada okumayı
yazmayı teşvik eden bir algı
da oluşturuyor. O açıdan da
benim çok hoşuma gidiyor.
Kalem toplumlardaki sanatı,
özel çalışmayı da yansıtıyor.
Mesela bir Fransız veya
İtalyan kültüründe kalemin
yeri çok önemli.” ifadelerine
yer veriyor.
OTEL ŞAMPUANLARI KOLEKSİYONU DA VAR
Eczacı ve kozmetikçi olan Çal’ın
bir de disposable otel şampuanları
koleksiyonu var. Güney Kore’de bir
otelde ilgisini çekmiş disposable
şampuanlar. Çok hoş ambalajlarının olması dolayısıyla görünce çok
beğendiğini söyleyen Kamber Çal
sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bunun
farklı ambalajlardaki ürünlerin koleksiyonunu yapsam diye düşündüm
ve yaklaşık 7-8 yıl önce koleksiyona
başladım. Çok seyahat ettiğim için
her gittiğim otelden alıyorum. Bu
koleksiyonun yüzde 90’ı ziyaret ettiğim otellerin ürünü. Mesleğim gereği de ilgi alanıma girdiği için çok da
keyif aldığım bir koleksiyon. Otellere
gittiğim zaman ilk önce aldığım şeydir bu ürünler. Bunlar küçük de olsa
insanı mutlu eden ayrıntılar.” //
Kalem koleksiyonunun pahalı bir koleksiyon olmadığının altını çizen Çal, “Ben
en abarttığım kalemi 100
euroya alıyorum. Çok pahalı
kalemler de var. Kalemlerin
kendi kültürlerini yansıtan bir algıları var. Bu çok
güzel bir şey. Mesela bizim
yerli üretim Scrikss’imiz
var. Toplum olarak buna
da eğilinebilir. Kalem, bir
marka algısı, toplumun ilgi
duyacağı bir hale çevrilebilir; çünkü ihtiyaç sonuçta.
Örneğin Fatih markası özel
bir dala da yoğunlaşabilir.
Bu insanların toplumsal
kimlik de kazanmasını sağlıyor. Basit ama özellikli bir
hale dönüşebilir.” şeklinde
konuşuyor.
‘Kalemlerin varisi kim olacak?’ sorumuza, “İnancımız
gereği bizim için önemli
olan anı yaşamak. Geçmişi
geçirdik, geleceğe de kaygı
duyacak bir şeyimiz yok
elhamdülillah.” diye cevap
veren Kamber Çal şunları
kaydediyor: “Anı yaşıyoruz
ve bu andan keyif almaya
çalışıyoruz. Mirası kim alır
bilmiyorum ama ben bu
koleksiyondan keyif almaya
çalışıyorum. Çocuklarda benim gibi bir merak
yok ama hediye alacakları
zaman babama kalem alalım
düşünceleri var. Ailemizde
genelde kalem algısı var.
İnşallah onlarda da kalem
koleksiyonu tutkusu oluşur.
Çok isterim bunu.”
16
G Ü N DEM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
www.212haber.com
‘Erdoğan bu millet için
baldıran zehri içti’
Esenyurt Belediyesi tarafından düzenlenen Siyaset Akademisi’ne katılan gazeteciler
medyayı ve gündemi ele aldı. “Barışın adı Recep Tayyip Erdoğan’’ diyen Aktüel Dergisi yazarı Meryem Gayberi, bu süreçte, ’’Erdoğan, bu millet için baldıran zehri içti.
Milletimizin de onun arkasında korkusuz ve dik durması gerek. “ ifadelerini kullandı.
E
SENYURT BELEDIYESI Sürekli Eğitim Merkezi Siyaset Akademisi ikinci haftasında
eğitim programına gazeteci ve yazarlar
konuk oldu. Moderatörlüğünü Gazeteci-Yazar Süleyman Özışık’ın yaptığı
programa ANAR Araştırma Merkezi
Başkanı İbrahim Uslu, Sabah Gazetesi ve
Aktüel Dergisi Yazarı Meryem Gayberi,
Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hikmet Genç,
Gazeteci Nevzat Çiçek, Esenyurt Belediye Başkan Yardımcısı Gazanfer Karakaş
katıldı.
Esenkent Havana Park Sosyal
Tesisleri’nde gerçekleşen Siyaset Akademi’sine ANAR Araştırma Merkezi Başkanı İbrahim Uslu ’’Değişen Seçmenler ve
Yeni Siyaset’’ konu başlığı ile katılımcılara slayt gösterimi eşliğinde sunumunu
yaptı. İbrahim Uslu, siyaset analizinin
ihmal edilmesinin nedeni, verimsizlik olmuştur” dedi. Uslu, “Siyasette, dış faktörlerden değil, artık seçmene odaklanmak
gerekir. Yorum, analiz yetersiz kalacaktır.
Bunları maddeler halinde sıralayacak
olursak bugüne kadar bildiklerinizi
unutun. Maddelerden biri; ’’Çok iş, çok
seçmen kazandırmaz idi. Yeni seçmen
eski yargıyı yıkmıştır, bunun sonucunda
doğan sonuç ise, ’’Çalışkan siyasetçi, hep
siyasetçi’’ diyebiliriz. Geçmiş Türkiye
politikasına göre, ’’Yaptıklarını iyi duyur,
gerisi gelir” dedi. Siyaset bir iletişim
sanatıdır diyen Uslu, yeni seçmenler hakkında bilgi vererek, eğitime katılanlara
mikrofonu vererek soruları cevapladı.
Ortadoğu’ya direkt müdahale organlarını bırakarak, dolaylı yoldan müdahale
yaptı” dedi.
ERDOĞAN BU MİLLET İÇİN
BALDIRAN ZEHRİ İÇTİ
Çiçek, “Hakkari’nin, Şemdinli ilçesinde
olan biriyle, İstanbul’un merkezinde olan
bir insan aynı olanaklara sahip olmaya
başladı. Batının Ortadoğu’da yaptıklarını şöyle belirtirsek daha doğru olur.
Ortadoğu’yu karıştırmak için mezhep ayrılığını amaçlıyorlar. Ilımlı İslam dinine
karşı radikal İslam’ı geliştiriyorlar. Sınır
siyaseti yapıyorlar, bunun da dünya İslam
birliğini bozmaya yönelik olduğunu iyi
anlamalıyız. Bizim ülkemiz üzerinde de
bu oyunların hepsi oynandı. Türk mü
üstün, Kürt mü? Alevi mi, Sünni mi?’’
diye, bizleri birbirimize kırdırmaya çalıştılar. Türkiye’yi, Süveyş kanalından uzak
tutmaya çalışıyorlar” dedi.
ANAR Başkanı İbrahim Uslu ardından
Siyaset Akademisi’nin ikinci oturumunda Sabah Gazetesi ve Aktüel Dergisi yazarı Meryem Gayberi söz aldı. Gayberi,
“Milletin iradesi ve yaşanan süreç’’ konu
başlığı ile sözlerine devam etti. Meryem
Gayberi, “Milletin iradesi 17-25 Aralık
sürecini nasıl püskürtüyse bugün ki
süreci de yine milletin iradesinin püskürteceğini düşünüyorum” dedi. “Barışın adı
Recep Tayyip Erdoğan’’ diyen Gayberi,
’’Erdoğan, bu millet için baldıran zehri
içti. Milletimizin de onun arkasında korkusuz ve dik durması gerek. “ ifadelerini
kullandı. Gayberi, “Ahbap-çavuş ilişkilerine son verip, artık ehli kişilere yer
verilmelidir” dedi.
İKTİSADİ BAĞIMSIZLIĞI
OLMAZSA, O ÜLKENİN SİYASİ
BAĞIMSIZLIĞI OLMAZ
Ortadoğu’nun şekillenmesi hakkında
bilgi veren ve tarihsel özelliklerini belirten, gazeteci yazar Nevzat Çiçek, “Batı
Çiçek, “Bunun en büyük sebebi ise
Ortadoğu ile bir bağlantısının kalmaması
ve tamamen Türkiye’yi saha dışı ve ticari
gelirlerini kısmaya yönelik olduğunu”
diye konuştu. Konuşması ardından soru
cevap kısmına vakit ayıran Çiçek, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu ülkenin
istihbarat başkanı 2007 yılında konuşma
yaptı, Güçlü bir lider, güçlü bir dış politika, güçlü bir asker olması gerekir. Devlet
kendi paradigmasını oluşturdu. ’’Önce
güven sağlanmalı, güven normalleşmeyi,
Sokak köpekleri
tedirgin ediyor
MERVE KALAYCI
VATANDAŞIN yoğun olarak kullandığı,
metrobüs ve otobüs duraklarının
bulunduğu Yenibosna’da, gruplar halinde
gezen sokak köpekleri ulaşım hattını kullanan, parklarda çocuklarıyla zaman geçiren sakinleri korkutuyor. Yenibosna’da
okulun, parkın, metrobüs ve otobüs
duraklarının bulunduğu, yoğun insan
trafiğinin yaşandığı bölgede gezen sokak
köpekleri, ilçe sakinlerini tedirgin ediyor.
Park içine bırakılan yiyeceklerin, gruplar
halinde dolaşan başıboş köpekleri parka
çektiğini söyleyen vatandaşlar, çocuklarını parka götürdüklerinde köpeklerin
saldırısına uğramasından korktuklarını
belirtiyor. Özellikle çocukların oyun alanı olan parklardaki sokak köpeklerinin
belediye tarafından toplanarak barınaklara yerleştirilmesini isteyen vatandaş,
sabah erken saatlerde başıboş köpeklerle
daha sık karşılaştıklarını ifade ediyor.
normalleşme yasallaşmayı, yasallaşma
da silahsızlanmayı getirecektir. Bir şeyi
değiştirmek için var mısınız? Bu ülkede
en büyük sevginin, eleştirmeyip değiştirmek gerek olduğunu” belirterek sözlerini
tamamladı. //
Şampiyonluk mücadelesinde
Yenibosna’da
gruplar halinde gezen sokak köpekleri
vatandaşı tedirgin ediyor.
YETKİLİLER
MÜDAHALE ETSİN
Yetkililerin bu duruma müdahale etmesi
gerektiğini söyleyen
Elif Kaya, “ Hayvanları seviyoruz ancak
bir arada bulunduklarında tehdit olma,
saldırma ihtimalleri
artıyor. Hastalık
taşıyıp taşımadıklarını bilemiyoruz.
Haberler de görüyoruz. Köpekler insanlara saldırıyor, ciddi
yaralanmalara sebep
oluyorlar. Zarar
verilsin istemiyoruz
ama yetkililerden
ricamız barınaklara yerleştirilsin bu
hayvanlar. Korku ve
tedirginlikle parkta
oturmak istemiyoruz.” şeklinde konuştu. //
dostluk kazandı
Zeytinburnu Belediyesi Bilgi Evleri’nin yaz etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen Bilgi Evleri 6. Futbol Turnuvası’nda kazanan dostluk oldu.
BILGI Evleri 6. Futbol
Turnuvası’nda her yıl
olduğu gibi bu yılda, sahaya
damgasını vuran Fair play
ruhu oldu. Turnuvanın ilk
karşılaşmaları çekilen kura
sonucu, Sümer - Yenidoğan, Beştelsiz- Seyitnizam
ve Merkezefendi – Yeşiltepe Bilgi Evleri arasında
oynandı. Veliefendi Bilgi Evi
ise bay geçerek direk yarı
finalden turnuvaya dahil
oldu. Tüm maçların Zeytinburnu Belediyesi Hasan
Doğan Spor Tesisleri’nde
yapıldığı turnuvada, Sümer
Bilgi Evi, Yenidoğan Bilgi
Evi’ni 10’a 3’lük skorla
mağlup ederken, Seyitnizam
Bilgi Evi Beştelsiz Bilgi Evini
3-1 lik skorla geçerek adını
yarı finale yazdırdı. Turnuvanın ikinci gününde karşı
karşıya gelen Merkezefendi
ve Yeşiltepe Bilgi Evleri’nden
ise 2-1’lik skorla galip gelen
Merkezefendi Bilgi Evi adını
yarı finale yazdırdı.
Yarı final mücadelelerinde
turnuvanın favori ekibi
Seyitnizam Bilgi Evi Sümer
Bilgi Evi’ni 6-2 lik skorla
mağlup ederken, Merkezefendi Bilgi Evi Veliefendi Bilgi Evi’ni 8-0 lık skorla farklı
bir şekilde mağlup ederek
finale adını yazdırdı.
Finale çıkan Merkezefendi
ve Seyitnizam Bilgi Evleri
maçında kıyasıya bir mücadele yaşandı. Üyelerin yoğun
ilgi gösterdiği, karşılaşmada
Merkezefendi Bilgi Evi,
Seyitnizam Bilgi Evi’ni 3-0
yenerek, şampiyonluk kupasını kaldırdı.
Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, Başkan Yardımcısı Erdem İskenderoğlu,
Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Veli Koç ve Bilgi Evleri
Koordinatörü Necmettin
Işık’ın izlediği karşılaşmada,
üyeler tribünlerde her iki
takıma tam destek ve moral
verdi. Bilgi Evleri üyeleri,
hazırladıkları birbirinden
gösterişli pankartlarla final
maçına ayrı bir renk kattı. //
www.212haber.com
EĞİTİM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
17
MUSTAFA
SABRİ BEŞER
[email protected]
facebook.com/msbeser
twitter.com/msbeser
Ateşten anlayan
itfaiyeciler aranıyor!
Adil ve şeffaf olacağız
birlikte yöneteceğiz
Başakşehir 4. Etap 3. Bölge Site Yönetimi seçimleri tamamlandı. Yönetim Kurulu için iki
grubun yarıştığı seçimi Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Akça, Yönetim Kurulu Üyeleri
Erol Çakır, Abdullah Beyrek, Seyfettin Telli ve Ali Uslu’nun içinde yer aldığı grup kazandı.
B
BAŞAKŞEHIR 4. Etap 3. Bölge Site
Yönetimi seçimleri tamamlandı.
Yönetim Kurulu için iki grup
yarıştı. Yönetim Kurulu Başkanı
Şerafettin Akça, Yönetim Kurulu Üyeleri Erol Çakır, Abdullah
Beyrek, Seyfettin Telli ve Ali
Uslu’nun içinde yer aldığı grup
seçimi kazanırken, Yönetim
Kurulu Başkanlığına aday olan
Hikmet Sırma, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Necati
Erdem, Mehmet Zeki Eren,
Gökhan Atalay ve Fatih Ekrem
Genç’in içinde bulunduğu grup
seçimi kaybetti.
Seçimin Divan Başkanlığına Av.
Muhammet Ali Erdem, Mehmet
Erdal Öksüz ve Onur Yesir seçildi. Yönetim Kurulu devir teslimi
ise 19 Ağustos’ta gerçekleşecek.
na alınacak yatırım kararlarını
da ortak aklı harekete geçirerek
alacağız.” diye konuştu.
Samimi bir atmosferde gerçekleşen seçimin ardından kısa
bir konuşma yapan 4. Etap 3.
Bölge Yönetim Kurulu Başkanı
Şerafettin Akça, yeni yönetim
olarak her konuda şeffaf olacakları belirterek, “İnşallah yeni
dönemde adil bir yönetim sergileme ve istişareye önem verme
sözü veriyoruz. Amacımız blok
temsilcilerimiz ve kat sakinlerimizi de yönetimin bir parçası
yapmaktır. Sorunlarımızı her
zaman kendi aramızda tartışarak çözeceğiz. Sitemizin daha
yaşanabilir bir hale gelmesi adı-
Akça, seçimlerde kendilerine
destek veren blok temsilcilerine
ve kat sakinlerine teşekkür ederek, şunları söyledi: “Seçimleri
geride bıraktık. Artık birlikte
hareket etme, sitemize hizmet
etme zamanı. Bizim sakinlerimizden tek ricamız bizlere doğru yaptığımız her konuda destek
olmaları, yanlışımızda bizleri
uyarmaları, hesap sormaları ve
yeni proje teklifleriyle bizlere
katkı vermeleridir. Böyle olduğu
takdirde hep birlikte yaşadığımız sitemizi daha yaşanabilir ve
güvenli bir hale getirebiliriz.” //
SEÇİLMİŞ YÖNETİM KURULU
YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Şerafettin AKÇA
YÖNETİM KURULU ÜYESİ
Erol ÇAKIR
YÖNETİM KURULU ÜYESİ
Abdullah BEYREK
Seyfettin TELLİ
YÖNETİM KURULU ÜYESİ
ALİ USUL
OKULLARIN kapalı olduğu şu
günlerde akranları, tatildeyken bilim sevdalısı öğrenciler
kendilerini Bilim Parkı’na kapattı.
Esenler Belediyesi'nin Birlik
Mahallesi'nde kurduğu
Hacı Lütfiye Gürses
Bilim Parkı, geleceğin bilim adamlarını yetiştiriyor.
Esenler Belediyesi, öğrencileri
bilime daha çok
özendirme ve
geleceğin bilim
adamlarını yetiştirmek amacıyla
9-15 yaş aralığındaki
öğrencilere eğitim
veriyor. Yapılan deneyler,
sportif ve kültürel etkinliklerle
bir yandan eğlenen öğrenciler, bir
yandan da bilimsel çalışmalara imza
atıyorlar. Öğrenciler aynı zamanda
okulda gördükleri dersleri de alanında uzman eğitmenler tarafından
tekrar edebiliyorlar.
EĞLENCELİ DENEYSEL
ÇALIŞMALAR
Satranç, tekvando, ebru gibi sportif
ve sanatsal eğitimler de alan öğren-
ciler, çeşitli gezi ve kültürel gezilerle
de kendilerini sosyal alanlarda geliştirebiliyorlar. Öğrencilere ayrıca,
ulusal ve uluslararası yarışmalara
katılarak kendilerini deneme
imkanları da sağlıyorlar. Lav lambası,
oyun hamuru,
gümüş nitrat, insan pili, jelibon
patlatma gibi
birbirinden
ilginç deneyler
yapan öğrenciler, hem hoşça
vakit geçiriyor,
hem de bilgilerine yeni bilgiler
katıyorlar.
ARKADAŞLARIMA
TAVSİYE EDİYORUM
12 yaşındaki altıncı sınıf öğrencisi
Furkan Yorulmaz, "Bilim Parkı'na
geldikten sonra bilime daha çok
yöneldim. Örneğin burada lav
lambası deneyini öğrendim. Lav
lambası, geceleri başınızın ucuna
koyduğunuzda ortamı aydınlatabiliyor. Arkadaşlarıma da buraya
gelmelerini tavsiye ediyorum"
şeklinde konuştu. //
Heva ve heves uğruna, ahlâkî kuralların olmadığı bir hayat her zaman daha caziptir. Cazip
hayat; dava sahibi olması gereken gençlerimizin hayat tarzlarını değiştirmektedir.
Ahlâkî anlamda yozlaşmalar, bozulmalar başlamış durumda. Bu durum gelecek neslimiz,
çocuklarımız, torunlarımız için endişe vericidir.
Ahlâkî dejenerasyona sebep yapılar; yıllardır
bu milletin hocasına, siyasetçisine, örfüne,
medeniyet ve geçmişine öfke ve nefretle yaklaştılar. Gençlerimizin büyük bir kısmı ise lüks
mekânlarda vatan kurtarmakta, rahatlık ortamında gününü gün etmekteler. Fikri donanım
eksikliğinin farkına varamayan gençliğimiz,
hamasetle yaşamlarına devam ederek bu yapılara hizmet etmiş oluyorlar.
Kendisini ifade etmekten yoksun, alt yapısı
zayıf, okumayan bir genç nesil…
Cazibe merkezine döndürülen abartılı süslenme, kocaman topuzlar, daracık elbiseler şeklinde amacından saptırılmış, anlamsız, içi boş
tesettür...
Bu süreçte playboy kimliğine bürünen Müslüman genç erkekler…
Gençliğimiz kafası boş, cebi dolu ve amaçsız
şekilde, ideolojik arzunun hayal etmiş olduğu,
kontrol edilebilir ılımlı İslam modelini yansıtıyor.
Annesi mütedeyyin ama kızının altında tayt,
başında kocaman topuz, gerdanı ve kolları
açık….
Babası davayı görmüş ama oğlunun aklı, fikri,
boş bir damacana sesinden öte gürültü çıkarmayan, haytalık peşinde…
Mü’min vakarından, izzetinden, görüntüsünden, yaşayışından esame yok. Dava sahibi
olmaktan çok uzak, tarz sahibi olmaya çalışan
bir nesil…
Bilimin fendi
Esenler Belediyesi Hacı Lütfiye Gürses Bilim Parkı, öğrencilere eğlence ve bilimi bir arada sunarak geleceğin bilim adamlarını yetiştirmeyi amaçlıyor. Bilim sevdalısı öğrenciler, tatillerini burada değerlendiriyor.
Kalplerimize kadar sirayet etmiş, sistemli çalışan yapı; sosyal medyasıyla, sinemasıyla,
modasıyla, dizisiyle, teknolojisiyle albenili bir
hayat oluşturdu.
Camiamızın milyonlarca genci başıboş şekilde enerjilerini telef etmekteler. Telef olan birikimler, gençlik enerjisi, zaman…
YÖNETİM KURULU ÜYESİ
tatili yendi
1920’lerden beri işlenen ideolojinin uzantıları,
gençliğimizi kuşatmış durumda. Sol cenahın
ve sahil kentlerinin çoğunluğunda var olan;
kadim kültürümüzün değer ve dokusuna
uzak, inanç noktasında zayıflamış, Anadolu
geleneğinden kopuk bir ideolojik yapının varlığı söz konusu.
Modayı, ikoncanları ilah edinmiş bir nesil dolaşıyor aramızda!.
İki kuşak arasındaki bu derin uçurum nasıl,
ne ara oluştu?
Bizim gençlerimiz bunlar...
Yıldız güreşçiden
büyük başarı
KÜÇÜKÇEKMECE Belediyesi Spor Okulları
ve Belediye Spor Kulübünden yetişen
Kerim Yılmaz, Avrupa Yıldızlar Güreş Şampiyonası’nda gümüş madalya
kazanarak Avrupa ikincisi oldu. Dünya Güreş Birliği (UWW) tarafından
Sırbistan’da düzenlenen Avrupa Yıldızlar
Güreş Şampiyonası’nın beşinci gününde,
grekoromen stilde mindere çıkan VE
Türkiye’yi temsil eden Kerim Yılmaz, gümüş madalyanın sahibi oldu. Sırbistan’ın
Subotica şehrinde devam eden organizasyonda ay yıldızlı mayo giyen milli
güreşçimiz, beşinci günde de kürsüde
yer almayı başardı. 69 kiloda mindere
çıkan yıldız güreşçi Kerim Yılmaz, ilk tur
maçında Ukraynalı Vladyslav Bokatov’u
5-1, ikinci tur maçında ise İsviçreli rakibi
Ramon Betschart’ı 9-2 mağlup ederek
çeyrek finale yükseldi. Romen sporcu
Samuel Ojog Niju’yu 3-1 ile geçerek yarı
finale yükselen Yılmaz, Ermeni güreşçi
Voskan Hakhoyan’ı da 9-1 mağlup ederek
finale adını yazdırdı. Finalde Rus rakibi
Aleksandr Komarov’a 9-0 mağlup olan
Kerim Yılmaz, gümüş madalya kazanarak
Avrupa ikincisi oldu. //
Dünden bugüne yansıyan kayıp yılların bundan sonraki gelecekte kaybedilmemesi gerekiyor.
Gençlik yanarsa gelecek yanar.
Kur’an, Sünnet, İlim ve İrfan çizgisi içerisinde
genci ilgilendiren her türlü öğreti, faaliyet ve
çalışmaların prensiplerini ortaya koymalıyız.
Ve bir an önce aile eliyle, dernekler, vakıflar
ve devlet eliyle bu prensiplerin, hayat bulmasını sağlamalıyız.
Olası bir sallantıda genç nesil ne davasını hatırlar ne de dinini!
Şu var ki bu tür hiçbir çalışma mecbur bırakılıp baskı neticesinde yapılarak başarılı olmamıştır. Bunun için gönüllere hitap edilmesi asıl
olandır. Durumumuzu ve gidişatımızı değerlendirmek
için asırlar öncesine gidip kendimize örnekler
bulmamıza gerek yok. Kendi evimizin önünü
süpürmekle işe başlayabiliriz.
Herkes kendi çocuğuyla iletişim kurarak biraz
bilinçlense eminim çok şey değişecek. Sonrasında yangını söndürecek, ateşin dilinden anlayan, gençlerin dilinden konuşabilen, onların
örnek alacağı rol modeller üzerine çalışmalar
yapmalıyız.
Babalar, anneler, ablalar, ağabeyler!.
Kendi çocukluk ve gençliğimizi düşünelim.
Gençlik sorunlarını neler teşkil ediyordu, günümüz sorunlarıyla kıyaslayalım. Bonzailer,
uyuşturucular, teknoloji ve internet…
Gençlerimiz ulaşamadığımız her gün bizden
daha da uzaklaşacak.
Mü’min tavrının örnekliğini sadece dedelerimiz de görmeyi istemiyorsak, bu ahlâkî çözülmeye elimizle, dilimizle, kalbimizle müdahale
etmek durumundayız. //
18
EMLAK
15 - 31 AĞUSTOS 2015
www.212haber.com
HUZURLU İNŞAAT 500 KONUTLA BEYLİKDÜZÜ’NÜN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİRECEK
90 milyon TL’lik yatırım
2009 yılından bu yana yaptığı yatırımlar ve hayata geçirdiği projelerle yatırımcısına daima kazandıran Huzurlu İnşaat, Beylikdüzü’nde konumlandırdığı 90 milyon Tl’lik yatırımla gerçekleşecek 500 konut ve ticari ünitelerden oluşan projesini Eylül ayında lanse etmeye hazırlanıyor.
AİLE ÖNCELİKLİ YAŞAM
ALANLARI İNŞA EDİYOR
B
UGÜNE kadar Türkiye’nin bir çok noktasında yüzlerce
konut inşa eden Huzurlu İnşaat, dar ve orta gelirli
yüzlerce aileyi konut sahibi yapmasıyla tanınıyor. 90
milyon TL’lik yatırımla Beylikdüzü’nün en değerli
noktasında yükselecek proje ile 500 konut ve ticari
üniteler hayata geçirecek. Teslim ettiği tüm projeleriyle konut alıcılarından tam not alan ve müşterisine
daima kazançlı bir yatırım fırsatı sunan Huzurlu İnşaat, Beylikdüzü’ndeki yeni projesiyle de markalı konut
projeleri arasında yatırım potansiyeliyle ayrışacak.
MARKALI KONUT PROJELERİ ARASINDA
YATIRIMIN ADRESİ OLACAĞIZ
Faaliyet gösterdikleri her ilde kaliteli yaşam alanlarını
ekonomik fiyatlarla satışa sunduklarını ve tüketicilerine daima kazançlı bir yatırım fırsatı oluşturduklarını belirten Huzurlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
Bayram Bıyıklı; “Bugüne kadar 15 ilde 38 proje hayata
geçirdik. Tüm projelerimizle konut alıcılarımızın
Eminevim
Fikirtepe’de!
Elbirliği işletme modeliyle on binlerce aileyi ev sahibi yapan Emin Grup şirketlerinden olan Eminevim, Fikirtepe'de kentsel dönüşüm projesiyle yeni yaşam alanları oluşturmaya devam ediyor.
EMIN şirketler Grubu bünyesinde bulunan Eminevim, Türkiye
genelinde markalı konut projesi
üreten 20’nin üzerindeki firmanın
şantiye kurduğu kentsel dönüşümün üssü Fikirtepe’de ‘Bende
varım’ dedi ve 3. Ada hak sahiplerinden gelen yoğun talep üzerine
proje üretmeye karar verdi. Özbey
Caddesi, 3 Nolu adada yükselcek.
Kadıköy evlendirme dairesine 500600 metre uzaklıkta olacak proje de
ticari+rezidans daire –konutlardan
oluşacak. Toplam arsa alanı ise
11.100 metrekare.
3. ada hak sahipleriyle bir araya
gelen Emin Şirketler grubu Başkanı
Emin Üstün, “Bu zamana kadar
70 binin üzerinde teslimat yaptık
ve halkımızın güvenini kazandık.
3. Ada sakinleri de bize güvenerek
adalarında bizim proje üretmemizi
istediler, bize geldiler. Bizde halkın
bu güveniyle, Fikirtepe’ de güzel bir
çalışma başlattık.
ÖRNEK BIR PROJE GELIŞTIRECEĞIZ
Eminevim, Türkiye’nin çeşitli
bölgelerinde vatandaşlarımızın ev
sahibi olabilmeleri için çalışmalar
ve inşaatlar yapıyor. Fikirtepe’de de
kentsel dönüşümle ilgili bir proje
düşünüyoruz. Buradaki vatandaşlarla bir araya gelip ciddi bir hazırlık yapıldı. Şimdi imzalar atılıyor.
Güzel bir çalışma başlatacağız.
Şirketimiz Fikirtepe’de de inşaatları
ile topluma kendisini göstermiş
olacak. Önceliğimiz ön çalışmaları
hızlı bir şekilde bitirip, kazmayı
vurabilmektir.
FIKIRTEPE PROJESININ
KONUMU
Özbey Caddesi, 3 Nolu adada
yükselcek.Kadıköy evlendirme
dairesine 500-600 metre uzaklıkta
olacak projemiz ticari+rezidans da-
ire –konutlardan oluşacak. Toplam
arsa alanı ise 11.100 metrekaredir.
Kentsel dönüşüm projesinde artık
bizde varız. 3 ada sakinleri evlerinin yapılmaları için aralarında
demokratik bir seçim yaparak,
kararlarını Eminevim'den yana
kullandılar ve bize geldiler. Buda
Eminevim'in halkın güvenini kazandığını ve bu projelerin
devamının geleceğini gösteriyor.
Bu güven ve talep karşısında bizde
kayıtsız kalmadık. Fikirtepe’de
başka adalardan da gelen talepler
var. Bu talepleri değerlendiriyoruz. Daha önce büyük ilgi gören (
Ahenk İstanbul – Kurtköy 5Yüz60)
projelerimizi referans olarak alıyoruz. O projelerde ilgi gören akıllı
bina teknolojisi bay ve bayan ayrı
sosyal tesisleri (yüzme, spa v.b) ve
her daireye özellikler deposu gibi
farklılıklar Eminevim imzasıyla
bütünleşerek, Fikirtepe projesinde
de sunulacaktır.” diye konuştu. //
memnuniyetini kazanmayı başardık. Şimdi inşaat
sektöründeki deneyimimizi İstanbul’un en hızlı değer
kazanan bölgelerinden Beylikdüzü’ne taşıyoruz.
Beylikdüzü’nde konumlandırdığımız 500 konutluk
yeni projemizle, markalı konut projeleri arasında
son derece kaliteli ve yüksek yatırım potansiyeli
taşıyan bir projeye imzamızı atacağız. Yeni projemizin çalışmalarını tamamlamak üzereyiz. Planlarımız
doğrultusunda projemizi Eylül ayında satışa sunmayı
hedefliyoruz.” dedi.
Bugüne dek hayata geçirdiği tüm
projelerinde aile öncelikli yaşam
alanları oluşturan Huzurlu İnşaat,
Beylikdüzü projesinde de çocuklu
ailelerin tüm ihtiyaçlarına yanıt verecek donatılarla benzersiz bir proje
geliştiriyor. 27.000 metrekare arsa
üzerinde yükselecek projede çalışmalar sona gelirken, projenin Eylül
ayında lanse etmesi planlanıyor. //
www.212haber.com
SU
R
U
K
N
A
’
KUR
RI
E
L
I
C
N
E
R
ÖĞ
’NDE
I
Ğ
I
L
N
E
Ş
YAZ
BULUŞTU
G Ü N DEM
15 - 31 AĞUSTOS 2015
19
Camiye koştular
Kur’an’la buluştular
Başakşehir Müftülüğü’nün düzenlediği 2015 Yılı Yaz Kur'an Kursu Şenliği Mehmet Emin Saraç Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı programda kurs öğrencileri okudukları Kur’an-ı Kerim ve ilahilerle katılımcılara adeta görsel şölen yaşattı.
B
AŞAKŞEHIR Müftülüğü’nün
düzenlediği 2015 Yılı Yaz Kur'an
Kursu Şenliği Mehmet Emin
Saraç Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Yaklaşık 2 bin kişinin
katıldığı programda Başakşehir
İlçe Kaymakamı Kazım Tekin,
Başakşehir Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Dikbaş, Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürü
Ramazan Yılmaz, Başakşehir
İlçe Müftüsü Remzi Pehlivan,
ilçe vaizleri ve vaizeleri, müftülük görevlileri, Altınşehir Tepe
Mahallesi Kız Kur'an Kursu,
Hoca Ahmet Yesevi Kız Kur'an
Kursu, 4. Etap Tunahan Camii
Kız ve Erkek Kur'an Kursları,
İmamı Azam Camii Kız Kur'an
Kursu, Mevlana Camii Kız
Kur'an Kursu, Mahmut Esat
Coşan Camii Kız Kur'an Kursu,
Haseyat Camii Kur'an Kursu,
Şahintepe Merkez Hacı Ahmet
Camii Kız Kur'an Kursu, Ensar
Camii Kız Kur'an Kursu ve
müftülüğe bağlı diğer Kur’an
kursu öğreticileri ve öğrencileri
de yer aldı.
Çocukların yaz aylarını faydalı
bir şekilde değerlendirmek
üzere kurslara geldiğini ve bu
süreyi güzel bir şekilde değerlendirdiğini belirten Başakşehir
İlçe Müftüsü Remzi Pehlivan,
“Kurslar vesilesiyle çocuklarımız
faydalı bilgiler öğrendiler. Bugün burada bir şenlik içerisinde
bulunuyoruz. Onların burada
cıvıl cıvıl bir şekilde bulunması,
gösterdikleri etkinlikler, yaz
kurslarında faydalı ve güzel şeyler öğrendiklerini gözler önüne
seriyor. İnşallah bundan sonraki
programlarda daha geniş salonlarda daha fazla etkinliklerle
birlikte oluruz.” dedi.
ÇOCUKLARIMIZ MANEVI HAVAYI
KOKLADILAR
Kurslarda görev yapan öğreticiler aracılığıyla
çocukların heyecanla kursa gelişlerine ve çok
verimli şeyler öğrendiklerine değinen Başakşehir
İlçe Kaymakamı Kazım Tekin ise şunları kaydetti:
“Bu manzarayı gördükten sonra çocuklarımızın
ne kadar güzel şeyler öğrendiğine şahit oldum.
Bu kurslarda görev alan arkadaşlara çok teşekkür
ediyorum. Allah hepsinden razı olsun. Çocuklarımıza ve ailelerine de fedakârlıkları için ayrıca
teşekkür ediyorum. Çocuklarımız yaz boyu manevi havayı kokladılar. Güzel bilgilerle donanarak
yaz sezonunun sonunda okullarına kavuşacaklar.
Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimizin
hem çağdaş bilgilerle hem de milli ve manevi değerlerle yetiştirildiğini görmek mutluluk verici.”
20 Haziran.2015 tarihinde başlayan Yaz Kuran
Kursları 21 Ağustos 2015 tarihinde son bulacak.
Bu yıl 256 öğretici tarafından 96 kursta 10 bin
öğrenciye Kur’an hizmeti verildi. //