vickie rene güzel

Transkript

vickie rene güzel
Business Spotlight Mart-Nisan 2006
2
Iҫerik
1) Beş sene sonra
15,55 € (4)
2) Genҫ işadamı Martin Halstead
15,45 € (4)
3) Ҫicek gücü
18,75 € (5)
4) Üzümler´in meyvesi
14,95 € (6)
5) Finanse edilen gelirler
14,45 € (6)
6) E-mail hastalıǧı
13,20 € (7)
7) Ken Ward
28,50 € (8)
8) Ofis kazaları
30,80 € (9)
9) Dünya ekonomisi: Reklam
55,55 € (13)
10) Gary Ruskin
31,70 € (13)
11) Philip Hart
29,65 € (15)
12) Dr. Garry Felgate
29,40 € (17)
13) William O´Keefe
29,95 € (18)
14) Julian Earwaker
30,00 € ( 19)
15) Avrupa´nin ihtiyaci moral
24,10 € (20)
16) Enerji oyunları
17,45 € (21)
17) Gazete başlıkları
38,55 € (22)
18) Basma kalıplar
105,95€ (25)
19) Ülke profili: Fransa
9,50 € (31)
20) Un farklı, yumurtalar farklı
47,20 € (32)
21) Kelimelere bir bakış
13,90 € (34)
22) Geҫenlerde gördüm
15,05 € (35)
23) Ne şu, ne bu
11,00 € (35)
24) Halkla ilişkiler
27,20 € (36)
25) Iş hayatında kabiliyetler
46,00 € (37)
26) Orit Gadiesh profili
78,45 € (40)
27) Adrian Furnham
41,55 € (43)
3
28) Ne okuduǧum
12,20 € (46)
29) Mary Parker Follett
20,10 € (46)
30) Kore: Yeni Songdo
46,60 € (47)
31) Eamonn Fitzgerald
30,50 € (49)
32) Trafik Güvenliǧi
10,05 € (51)
33) Enerji
10,95 € (51)
34) Otomobiller
12,25 € (51)
35) Genetik: güzel kod
10,10 € (52)
36) Madencilik
17,40 € (52)
37) Yarım- gün is
32,75 € (53)
38) Kontrollü olmak
50,35 € (55)
39) Bulelwa Ndamas
44, 00 € (58)
40) Iş tayinleri
26,75 € (60)
41) Kariyer sorunlarını ortadan kaldırmak
10,65 € (61)
42) Amerikan Ingilizcesi
18,45 € (61)
43) Fonetik Alfabet
14,80 € (62)
Toplam
1201,70 €
4
Beş sene sonra
2001 yılının mart ayına geri dönüldüǧünde Business Spotlight dergi´sinin ilk kez yayınlandıǧı
ay´da dünya bir başkay`dı. 11 Eylül saldırıları henüz gerҫekleşmemişti ve bütün sonuҫlarıyla
terör savaşı başlamak üzereydi. Dünya ekonomisi
terör saldırıları ve enformasyon
teknolojisinin ani yükselişiyle ekonomi büyük bir belirsizliǧin hakim olduǧu bir döneme
girdi. Küresel büyümenin güҫlü göstergelerine raǧmen sadece enerji daǧıtımından ve ҫevresel
etkenlerden kaynaklanmayan bir belirsizlik söz konusuydu. Hayat´ın iki sabit olguları
belirsizlik ve deǧişim- tüm dünya´da profesyonel, ve kişisel anlamda geҫerli. Deǧişimlere
aҫık olmak ve iyimser bir şekilde belirsizlikle mücadele etmek hayat´ta kalmanın ve başarının
sırları.
Beş sene sonra biz nerede olacaǧız? Business Spotlight dergi´sinin
resmi satış
miktarları 2005 yılında yüzde dört civarında 62.500 baskı miktarında arttı. Sizin desteǧinizle
yeni ürünlere sahip olacaǧız, ya yazılı bir biҫimde, Internet aracılıgı ile veya medya sayesinde
bunu şimdiden kestiremiyoruz. Bunun haricinde var olan ürünlerin yeni versiyon´larına sahip
olacaǧız. Öǧretici “Sınıf´ta Business Spotlight ilavesini “ gerҫek anlamda yeni tasarladık. Üҫ
bin beş yüz Iktisadi Ingilizce ögretmeni Business Spotlight iҫin sınıf aktiviteleri amacı ile
fikirler ürettiler. 2006 yılı iҫin bunun haricinde genel aǧ´ da bir takım deǧişiklikler
planlıyoruz. Sizleri bu geleceǧe heyecanlı ve belirsiz
yolculuǧumuzda görmekten
memnuniyet duyarız.
Uҫma´ ya hazır : Genҫ işadamı Martin Halstead
Ingiltere
Kanatlarını kullanmaya ҫalışıyor. Martin Hallstead yükseklik meraklısı olan bir kimse olarak
adlandıralabilir. Kendi uҫaǧına sahip ve kendi uҫuş-simülasyon programı ile 300.000 pound
kazandı ve kayıt (albüm, arşivcilik) endüstrisine atılmayı planlıyor. Ve bu etkileyici durum
yetmiyormuş gibi kendisi henüz on dokuz yaşında.Virgin Airlines hissedarlarından
Sir
Richard Branson bu genҫ iş adamının en iyi arkadaşlarından bir tanesi. “Ismim baby Branson
ve bu mini Virgin.“ diye Halstead The Daily Telegraph´ a uҫaǧından söz etti, Alpha one
Airways. Southampton ve Isle of Man arasında göҫ ederken 2005 yılının aralık ayından beri iş
yapmakta. Ilk senesinde uҫaǧın 75.000 yolcu taşıması bekleniyor. Pilot olarak görev almak
iҫin okul´ u terk eden Halstead bir uҫuş kulübünün üyesi olarak ilk uҫuşunu 14 yaşında yaptı.
Bu ҫok masraflı olunca kendi uҫuş simülasyon programını ev´ de kullanmak üzere icaat etti.
Alpha One´ ı diǧer uҫak şirketlerinden farklı yapan neydi?” Başkalarından ҫok daha genciz.”
5
diyor . Halstead. “Ingiltere´ nin herhangi bir yerine uҫtuǧumuzda, yanınızda 45 yaşlarında
yaşlı, kötü görünen ve uҫanların moralinin düzelmesi iҫin ҫok az katkı´ da bulunan bir uҫuş
görevlisi bulunuyor. Şampanya ve ҫerez ikram edilince neşemiz yerine geliyor.”
Ҫiҫek Gücü
Yakın Dogu´ da kesilmiş ҫiҫekler mi? Dubai
Yakın Doǧu´ da yeni bir lojistik uҫuş merkezi şu an Hollanda´ nın en büyük ҫiҫek satıcılarına
ciddi bir şekilde rakip olacak durumda. Dubai´ in Uluslararası Havalimanında sene´de
180.000 ton bozulabilecek ürün hazırlama kapasitesi olan bir Dubai Ҫiҫek Merkezi (DFC)
bulunuyor. Ҫiҫek satıcıları DFC´nin bir sürü potansiyel avantajları var, Dubai´ in vergisiz
statüsü dahil. Afrika ve Asya´ da satıcılar yeni kesilmiş ҫiҫeklerle Asya ve Orta Dogu´daki
potansiyel müşterilerine olan yol ´u kısaltarak para biriktirebilirler. Ürünleri şu an artırma
yolu ile satılan ve Japonya gibi ülkeler´e götürülmeden paketlenen Amsterdam´dan geҫiyor.
Zürih´ deki ADI Consulting calışanı Ian Strachan soǧutma tesisatı olan DFC Financial Times
´e Doǧu Asya ´daki ҫiҫek toptancılarının Afrikan üreticileri ile olan kargo saatlerini kısaltmak
istediklerini söylüyorlar. Fakat soǧuklandırma sisteminin fonksiyonunu saǧlamadan bunu
yapamayacaklarına da deǧiniyor. Merkez´ in yönetimi Hollanda´ yı iş ortaǧı olarak
kaybetmek istemediklerini de söylüyor, fakat Asya ve Afrika arasındaki kargo yollarını
aҫmak istediklerine de deǧiniyor. Hollanda´ nın nakliye´cileri bu muhtemel rekabeti ciddi
aldıklarını söylüyorlar. Amsterdam´ ın Soǧutma Sistemi şirketinin genel müdürü Quint
Wilken „Ben bu Dubai ҫiҫek şirketi´ nin başarılı bir daǧıtım merkezi oldugunu düşünüyorum,
bu da Hollanda iҫin büyük bir darbedir.“ diyor. Internet arama şirketi Google 2004 yılının
Auǧustos ayında işҫi sayısını 2600 ҫalışandan 4989 işҫi sayısını on üҫ ay´da yüzde seksen
yedi oranında artırdı. Portekiz´ in 2006 yılında diǧer avro ülkeleri arasında 0,8 oranında en
düşük büyüme oranına sahip olacaǧı tahmin ediliyor.
„Direnҫli olma niteliǧi ҫizgili bir takım elbise giyerek oluşması gerekmiyor.“ Amerikan´ ın
Demokratik Parti´sinin senatörü Dianne Feinstein tarafından söyleniliyor.
6
Üzümlerin meyve´si
Ҫalışma Dünya´sı
Güney Afrika
Kısa zaman öncesine kadar siyahi ve renkli Güney Afrika`lılar iҫin ülke´ nin beyazlar
tarafından kontrol edilen şarap endüstrisinde lider rol üstlenmeleri fiilen imkansızdı. Bugün
bazılarının 2002 yılından beri üretilmiş olan yirmi´ ye yakın Güney Afrika´ da siyahiler´ in
elinde şarap ürünleri bulunuyor. Gelişim yavaş ve zor gerҫekleşiyor. Yüksek faiz oranları,
maddi kaynak yetersizlikleri ve 2004 yılında ki kuraklık sıkı bir rekabet nedeniyle ҫok sayıda
şarap üreticilerin zarar yapmasına neden oldu. Üzüm üreticilerinin ҫoǧu ҫalışan kesim´ den
oluşuyor ve bu şirketlerin ҫoǧu iş başı yapabilmek iҫin borҫlandılar. Elli sekiz yaşındaki Cecil
Jaap Stellenbosch hissedar´ ı elli sekiz yaşındaki ortak hissedarlarının ve ҫalışanlarının hayal
kırıklıǧına uǧradıklarını söylüyor. “Onlar büyük gözlerle size bakıp “Ne zaman bir şeyleri
geri alabilirim?” diye Newsweek´e anlatıyor. Ortaklıkta daha az hisse sahibi anlamına gelecek
olmasına raǧmen Jaap dışarıdan gelen yatırımcılar arayışı iҫerisinde. Kendi ҫalışanlarımızı
bulup ve eǧitmemiz, işimizi kurmamız gerekiyor,“ diyor. Ondan sonra olduǧumuzu iddia
ettiǧimiz kurum olabiliriz: baǧımsız davranmaya yeterli.
1974-1998 Uluslararası Futbol Kuruluşunun Brezilya´ lı başkanı Joao Havelange: „Aylık
almıyorum, sadece aylık masraflarımı karşılayacak kadar yeterli miktarı alıyorum.“ dedi
Hükümet ödenekleri ile finanse edilen tarım faaliyetlerin gelirlerinin
yüzdeleri:
Isviҫre: 71 %
Yeni Zelanda: 2 %
Amerika :
Iş´ e hazır mısınız? Işyerinde gün iҫerisinde kilo kaybedip form´ da kalabilir misiniz? Eǧer
ҫok yürür ve merdiven ҫıkarsanız bunu başarabilirsiniz. Amerika´ da mimarlıǧın yeni tarzının
arkasında gizlenen fikir bu. Geleneksel olarak şirketler ҫalışanlarının bir yer´den bir diǧer
7
yere hızlı ve kolay ulaşabilecekleri şirket binaları istiyorlar. Şu an bir ҫok kurum
ҫalışanlarının ҫalışma günleri iҫerisinde daha fazla hareket etmeleri iҫin ҫözüm arayışları
iҫerisindeler. Bu trent´ in bir örneǧi Virginia eyaletinde bulunan Virgina Commonwealth
Universitesinde planlanmış olan yeni bına. Merdivenler şirket bina`sının merkezinde, fakat
asansörler bina´nın arka bölümünde bulunacak ve özellikle yavaş ayar`da işleyecek. Söz
konusu olan bir diǧer örnek ise New Jersey, Princeton eyaletinin Robert Wood Johnson Vakfı.
En önemli toplantı salonları yeni bina´nın dış kesiminde bulunuyor. „Ҫalışanların“ ilk tepkisi
„Wow, bir toplantı´ ya varabilmem iҫin bu kadar uzun bir yol katetmem gerekiyor.“ Vakfın
genel başkanı Peter Goodwin “Şu an fazla yürümenin keyfini ҫıkartıyorlar.“ diye The Wall
Street Journal´ e anlatıyor.
E-mail hastalıǧı
Internet
Bir ҫok kuruluşta e-mail neredeyse tamamen mektup´ların, toplantı not´ların ve faks`ların
yerini almış durumda. Fakat ҫalışanlara daha verimli olmaları iҫin yardımcı olmaktansa, email yazmak bir ҫok iş saati gerektirebilir ve stres ´e neden olabilir. Bazı yöneticiler
ҫalışanları iҫin e-mail sistemi geliştirmekte amacı ile danışmanlar ҫalıştırıyorlar. David Strom
Amerikalı bir gazeteci ve uzmanlık alanı genel aǧ hakkında yazılar yazmak. „Bir e-mail´in
nasıl kullanılacaǧı konusu hakkında zeki olmak zorundasınız.“ diye Strom New York Times´ e
anlatıyor. „Aksi takdirde hayatınızı olumsuz etkilemesine izin verirsiniz.” Ofis işlerinin
yanısıra bir ҫok kişi`nin e-mail yönetimine ihtiyac´ ı olduǧunu görüyoruz. Yeni yapılmış bir
anket´te e-mail kullanıcıların yüzde kırkının e-mail`lerini gece yarısında kontrol ettikleri
tespit ediliyor.
Her yerde, her zaman
“E-mail`lerinizi nerede kontrol ediyorsunuz?”
Iş yerinde: 61 %
Yatakta, pijamalarımın iҫinde 23 %
Sınıf`ta: 12 %
Deniz kenarında veya havuz´ da: 6 %
Banyo´lukta: 4 %
Araba sürerken:: 4%
8
Ken Ward
Ҫalışma dünya`sı
Insan`larla iletişim elli dokuz yaşındaki Londra´ daki sürücü yardımcısının iş´i iҫin yerine
getirmesi gereken şartlar´ dan biriydi.
Şu an ki işi: Londra´ da Güney Kensington ilҫesinde müşteri yardım bölümünde assistanlık
yapmak.
Yaşı ve ailesi: elli dokuz yaşındayım. Eşim veya ҫoҫuklarım yok, fakat iki evli olan
arkadaşlarımla birlikte yaşıyorum. Bir aile gibi birlikte yemek yiyoruz ve tatil´e ҫıkıyoruz.
Ev: Doǧu Londra´ da Bow ilinde kiralanmış beş odalık Victorian evinde yirmi beş sene
yaşadık.
Aylık gelir: sene´ de yaklaşık 30.000 avro.
Tatil: sene´ de sekiz hafta.
Ҫalışma saatleri: iki vardiya´ nın birisini ҫalışıyorum: sabah sekiz´ den öǧlen dört buҫuǧa
kadar veya sabah on buҫuk´ tan akşam yedi´ ye kadar.
Bu işi seҫmemin nedenleri: en son yaptıǧım televizyon şirketinde bilgisayar´ a data vermek
işi gittikҫe yok olma tehlikesi ile karşı karşıyaydı.
Londra´nın metro´su elli yaş üstü insanlar arayıp onlara güvenli iş yerleri teklif ediyorlardı.
Bu işi bana faydası olabilecek iҫin seҫtim.
Iş´imin en ҫok sevdiǧim yönü: insanlar´ ın özellikle de zor olan sorunlarını ҫözmek bana
zevk veriyor. Bazı insanlar ҫok minnettarlar, böylece hızlı bir şekilde mükafat´ ımı alıyorum.
Iş´imin en az sevdiǧim tarafı: bilet sistemi cok pahalı ve saşırılacak bir şekilde karışık.
Insanlar´ ın yanlış biletlere sahip olduklarını anlatmak zorunda olduǧumu, yani yeterince para
ödemediklerini veya ҫok fazla ödediklerini söylemeyi sevmiyorum. En kötü tecrübem
Londra´ da gerҫekleşen bomba saldırıları günüydü. Ilk baş`ta trenler iptal edilmişti ve insanlar
cok sinirlenmişlerdi, ҫünkü olabilecekler ile ilgili hiҫ bir bilgileri yoktu.
Gerekli olan yetenekler: insanlar ile iyi anlaşmak. Yerel bölge´ yi ve ulaşım sistemini iyi
bilmek. Günde sekiz saat ayakta durabilmek.
Iş´ e başladıktan sonra ki önemli deǧisiklikler: Londra´ daki bomba saldırıları apaҫık bir
ҫok şeyi deǧiştirdi. Saldırılara bayaǧı sinirlenmiştim. Olay`ların sonrasında silahlı polis
güҫlerinin her yere yayılmış olması bayaǧı üzücüydü. Gözlemlemiş olduǧum bir başka
farklılık müşteri memnuniyetine verilen fazla önem. Her ne olursa olsun metro sistemi
insanları A yerinden B yerine götürmekte hala iyi bir hizmet sunmuyor.
9
Konuşulan diller: biraz Almanca, biraz Fransızca ve biraz Rusҫa.
Iş haricindeki en önemli ilgi alanları: klasik müzik, özellikle Anton Bruckner (Bruckner
Journal´ in editörü oldum) yüzmeyi seviyorum. Daǧlarda gezinmeyi, bisiklet sürmeyi,
bahҫe´de ҫalışmayı, sanat ile ilgilenmeyi ve okumayı ҫok seviyorum.
Hedefler ve hayaller: piyano sonat´ i bestelemek isterdim. Bruckner´ in bir heykelini yapmak
ve küҫük güzel bir resim ҫizmek. Altmış yaşında serbest tarzda bir mil yüzebilmeyi ҫok
umuyorum.
Pişmanlıklar: bazen bazı fakir seyahat`ҫilere yanlış bilgi veriyorum, ondan sonra gece kötü
bir his ile uyanıyorum. Daha iyi bir müzisyen olmak isterdim.
En büyük başarılar: Dünya´ nın daha da kötü´ ye gitmesine raǧmen, bir yere kadar nazik ve
mutlu olabilmem.
Hayattaki en önemli öncelikler: mutlu olmak, sakin kalmak ve insanlara iyi davranmak.
Idealimdeki iş: Iş`imin olmaması, fakat bunun yerine ilgi alanlarımı icra edebilmek iҫin
yeterli zamanımın olması.
Ofis kazaları
Ҫalışma Dünya`sı
En ünlü son sözler
Duyduǧumda tüm telefon ile arayanların korktuǧu „Sizi baǧlamaya ҫalışacaǧım.“ sözlerinin
geleceǧini biliyordum. Bir şey söyleyemeden, komik bir ses vardı ve baǧlantı kesildi. Hat`tın
diǧer ucundaki kişi, telefonlarının nasıl ҫalıştıǧını bilmeyen bir kimse. Şu an ҫok hoşgörülü
bir insanım. Insanların teknik alanda bir dahi olmalarını beklemiyorum. Fakat telefon
görüşmelerini baǧlamak Mars´ a bir misyon göndermek gibi deǧil. Bu işin basit bir beklentisi
ve bu durum bir sekreter, yönetici, makineci ve gün de veya senede 200 kere yapmaya baǧlı.
Bunu başarabilmemek bunu yeterince düşünmemek veya bununla yeterince ilgilenmemenin
bir göstergesi. Siz „Fakat şirketimin telefon sistemi bayaǧı karışık!“ Diyebilirsiniz. Lütfen
arayanların bunu bilmediklerini ve ilgilenmediklerini düşününüz. Bu onların sorunu deǧil ve
cezalandırılmayı hak etmiyorlar. Onlar sadece yardım bekliyor. Öyleyse telefonunuzu nasıl
ҫalıştırmanız gerektiǧini bilmiyorsanız, yapılması gerekenleri bir kaǧıda yazınız ve
görebileceǧiniz bir yere koyunuz (bilirsiniz, bilgisayar şifresinin üzerinde yazılan post- it´ in
hemen yanında.). Bir başka kişi ile denemeler yapınız ta ki Stradivarius gibi telefonunuzu
ҫalıştırabildiǧiniz kadar. Ve daha farklı özürler duymak istemiyorum. Eǧer „ Sizi baǧlamaya
ҫalışıyorum.“ diyorsanız, bu yeterince denemiyorsunuz demektir.
10
Yolumdan ҫekiliniz
Köşe`deki alışveriş merkezinden kısa bir süre önce geri döndüǧümde, sizler iҫin bir teşrifat
sorum olacak. Diyelim hizmet endüstrisinde ҫalışıyorsunuz- örneǧin bir alışveriş merkezinde
kartonları taşıyarak. Diyelim bir müşteri yolunuzun üzerinde. Ne yaparsınız?
A) kartonu kafasına geҫirmek
B) sesli bir şekilde „Dikkat! demek ve kenar´ a itmek, veya
C) „Özür dilerim.“ diyerek kendisinin yol´ dan ҫekilmesini mi beklemek ? Teorik olarak, tabii
ki c) cevabı. O zaman neden yüksek ses de her alışveriş yaptıǧımda „Dikkat! duyuyorum.
Müşteriler neden dikkatli olmak zorundalar diye şaşırıyorum. Satış elemanları aksiyon
filmlerindeki raydan ҫıkan trenler gibi kontrollerini mi kaybediyorlar. Bütün kartonlar TNT
veya ölümcül bakteri mi iҫeriyorlar? Aҫıklaması her ne olursa olsun bugün kendimi risk´ e
atmamaya karar verdim. Bir daha ki zaman da bu uyarıları duyuyorum. Alışveriş merkezini
terk etmekteyim. Satış yapmak´ tan endişe edecek daha önemli hususlar var.
Beklemek hiҫ bir zaman eǧlendirici deǧildir, fakat özellikle beklemenin bir türü ҫok tehlikeli:
telefon hattında beklemek.
Hat`ta beklemek Geneva anlaşmasının yasaklaması gereken
„müzik dinlemek“ demek. Hat müziǧi arayana hala hatta olduǧuna dair sinyal veriyor. Fakat,
bu acı vermek zorunda mı? Dün doktorumun ofisini aradım ve Madame Butterfly müziǧini o
kadar sesli bir şekilde dinledim ki telefon´ un ahizesini kulaǧımdan uzak tutmak
zorundaydım. Bu arada benim gibi aynı şekilde hat`ta olan meslektaşım, sürekli
„Memnuniyet´ in“ aynı bölümünü dinlemek zorundaydı.
Benim Puccini, kendisinin de Stones´ ı sevmesinden dolayı bu ikimizin de hoşuna gitmemişti.
Sorun neydi? Her şeyden önce ses kalitesi ҫok kötüydü. Eǧer müzik bu şekilde dinleniliyor ve
zevk veriyorsa, hiҫ kimse konser´ e gitmezdi. Ikincisi, şirketlerin arayanları hiҫ istemedikleri
bir müziǧi dinlemeleri iҫin zorlaması hiҫ adil deǧil. Üҫüncüsü ne opera ne rock arka fon
müzigi teşkil ediyor. Müziǧi dinlerken her hangi bir iş yapmak imkansız, fakat ikimiz de iş
yapmak zorundayız. Şirketlerin müşterilerini sinirlendirdiklerinin farkında olduklarını
düşünmüyorum. Bir gün doktorumla korkunҫ hat müziǧi ile ilgili konuşabilirim. Veya daha
iyisi kayıt ederim ve dinletirim. Her zaman kendisini kendi silahları ile yenilgi´ ye uǧratmak
istemişimdir.
11
Dünya ekonomisi: Reklam
Her eşya iҫin bir yer mi?
Bir gün de bir elma. Ürün sunumu film ve televizyonlar´ da ҫok alışılmış bir durum.
Reklam endüstrisinde ürün pazarlaması büyük bir slogan. Dolaylı yoldan hiҫ farkında
olmadan tüketici mesajları ile bombalanıyor muyuz? Bu tartışmaya aҫık konu ile Margaret
Davis ilgilenmeye başladı.
James Bond bir BMW sürüyor. X-Men filminde kahramanı oynayan Hugh Jackman Moson
Kanada birasını iҫiyor. The King of Queens televizyon komedisinde bir satış elemanı iPod´ un
fiyatını hesaplamadıǧı iҫin kendisini suҫlu hissediyor. Reklam dünyasında buna “Ürün
sunumu” adı verilir ve bununla ilgili yeni bir şey yok. 1896 yılında Lever Brothers (şu an
Unilever) güneş işıǧı operasını ilk sessiz sinemada sundu. The Kraft Music Hall gibi eski
radyo eǧlence programları reklam sponsorlarının isimlerini iҫeriyordu. Bu arada orjinal radyo
sabun operaları “sabun” şirketleri tarafından sponsor edilmişlerdi- ismi bundan dolayı
kaynaklanıyor. Bugün, dijital ve video teknolojisinde ki gelişmeler reklam spotlarını
televizyon programlarından ҫıkartmayı mümkün kılıyorlar, hem televizyon şirketlerini hem de
reklamcıların karlarını tehlike´ ye atan bir gelişme. Özellikle Kuzey Amerika´ da “Ürün
sunumu” gittikҫe reklam´ ın geleneksel türlerine alternatif olarak görülüyor. „Ürün sunumu´
nun “ Avrupa´ da sıkı bir şekilde kontrol edilmesine raǧmen, Kuzey Amerika´ dan gelen
büyük sayı da film ve televizyon programları uygulananları kontrol etmeyi zorlaştırıyor.
Sonuҫ olarak Avrupa Komisyonu geҫen sene „Ürün sunumu sınırlamaları gevşetme konusu
ile ilgili önerilerde bulundu. Gelecekte Avrupa Komisyonu uydurulmuş program iҫeriklerinde
ürün sunumuna izin verecek, fakat ҫocuk programlarında, haberler veya gerҫekleri yansıtan
programlarda deǧil. Televizyon kanallarının bunun haricinde ürün sunumu`nunu daha aҫık bir
şekilde ortaya ҫıkartmaları gerekecek. Avrupa Birliǧinin enformasyon toplumu ve medya
komiseri, Viviane Reding, “Ürün sunumu medya denetim kurumları iҫin uygulama ve hukuk
ile ilgili zor sorunları beraberinde getiriyor.“ diyor. 2005 yılının eylül ayında Reding bir
konuşmasında Alman gazeteci yayıncılarına „Örneǧin medya hukukuna ilişkin James Bond
filmlerinde o kadar sık ve aҫık bir şekilde tanınabilecek BMW´ yi nasıl deǧerlendirebiliriz?“
diye soruyor.
Avrupa Birliǧinin komiseri ürün sunumu ve ürünlerin veya kuruluşların programlarda tam
olarak reklam olarak belirtilmeyen, gizlice araya giren reklam arasında bir farklılıǧı ortaya
ҫıkartıyor.“1989 yılından beri gizlice araya giren reklamlar bütün Avrupa Birliǧi ülkelerinde
Avrupa Birliǧi Televizyon yönergesi ile yasaklandı ve geleceǧe kadar da deǧiştirilmiş
12
televizyon yönergesi ile de böyle kalacak,“ diye Reding dinleyicilerine anlatıyor. Her ne
olursa olsun Reding´ in itiraf ettiǧi gibi durum tam olarak belli deǧil. “Ürün sunumu bugün
hukuksal aҫıdan gri bir alanda gerҫekleşiyor.” diye söylüyor. “Her ürün sunumu Avrupa
Birliǧinin gizlice araya giren reklam tanımına dahil deǧil.”Her Avrupa Birliǧi bölgesindeki
şirket´in bu AB yönergesine uymadıǧını geҫen senenin Marienhof skandalı gösteriyor. Alman
gazeteci Volker Lilienthal ARD televizyon dizileri senaryolarının en az on sene boyunca
gizlice araya giren reklam iҫerdiklerini keşfetti. Bu reklamları yaymayı amaҫlayan gruplar
reklam üreticilerine sabun opera senaryolarında ürünlerini ve hizmetlerini bu referanslar ile
ilgili sunmaları iҫin para ödediler. Reding AB yürütmeliklerin gevşetilmesinin Avrupa
medyasını, özellikle de film endüstrisini rahatlatacaǧını söylüyor. “Avrupalı film yapımcıları
amerikalı rakiplerine nazaran tam net olmayan Avrupa´ daki hukuki durumdan dolayı ciddi
bir dezavantaj yaşadıklarından şikayetҫiler.“ diye Reding yorum´ da bulundu. Avrupa´ da film
endüstrisi amerikan rakiplerine karşı zorlu bir mücadele vermek zorunda iken Amerikan
filmleri ürün sunumu ile finanse oluyor olabilirler ve yasalar (hukuksal düzen) ülkeden ülkeye
farklı olabilir ve bu tür finansmanın yasal olup olmadıǧı ҫoǧu kez belirsiz.” Her ne olursa
olsun Alman yayıncıları bu duruma yüzde yüz inanmıyorlar. Yayıncılar birliǧinin başkanı
Hubert Burda komisyonu`nun planının genel anlamda medya´ nın güvenilirliǧini tehlike`ye
attıǧını söylüyor. Hem Alman Gazeteciler Birliǧi hem de AB bu önerisine karşı temkinli, ürün
sunumunun medya´ nın sadece televizyon´a deǧil bütün türlerine siҫrayacaǧından endişeli.
Kuzey Amerika´ da ürün sunumunun cok yaygın olmasına raǧmen, orada da bu konu ҫok
tartışmalı. 2005 yılının kasım ayında Hollywood yazar ve oyuncuları televizyon
programlarının
yayınlarının
kontrollerine
ilişkin
yasaların
hazırlanması
talebinde
bulunuyorlar. Bunun haricinde 550 $ milyon kar elde eden endüstrinin karlarına ortak olmak
istiyorlar. Reklam filmlerinde ürün sunumunu ciddi bir şekilde redd eden bir grup. Tüketici
kuruluşu ҫocukların ürün sunumlarında özellikle güven´ e ihtiyacları olduǧunu söylüyor. 2005
yılının şubat ayında Federal Ticaret Komisyonu (FTC) reklam filmi alarmlarını redd ederek
televizyon´ da ürün sunumlarının daha sıkı düzenlenmesi ricasında bulundu. Reklam filmi
alarmı ajansdan ürün sunumunu reklam olarak göstermeleri iҫin reklam yapım şirketlerini
bunu istemeleri iҫin rica da bulundu. FTC ürün sunumunun ürünler ile ilgili hiҫ bir iddia da
bulunmadıklarından dolayı tüketicileri yanıltmadıǧını söylüyor. Mary K. Engle, FTC reklam
pratikleri bölümünün direktörlerinden biri reklam filmi alarmına ürün sunumu`nun ҫocukların
izlediǧi programlarında hiҫ bir sakıncası olmadıǧını söylüyor, ҫocuklar anne babalarından bir
takım ürünleri almaları iҫin yalvarsalar bile. Reklam filmi Alarmı´ nın yöneticisi Gary Ruskin
bu görüşe katılmıyor. “Iddiasız bir aldatmanın olamayacaǧını söylemenin temelinde reklamın
13
sadece etkiler ile degil de iddialar ile ikna etmesi günümüzde savunulamayan fikri yatiyor. 70
sene önce bu gerҫek olabilirdi, fakat bugünümüzde bu inanҫ kesinlikle yanlıştır.” Ulusal
Reklam Yapımcıların Birliǧi´ nin başkanı Daniel L. Jaffe her ne olursa olsun reklam filmi
önerisinin gerҫekҫi olmadıǧını söylüyor. “Bir ürün ne zaman tanıtıldıysa, kendiliǧinden aҫılan
bir reklam penceresinin reklam olması gerekiyor. Bu ҫok rahatsız verici ve radikal bir öneri.”
diye Jaffe The New York Times´ a anlatıyor. Reklam sektörünü temsil eden başka örnekler
ürün sunumunun film ve televizyon programlarının daha gerҫekҫi görünmesini saǧlıyor. “Bir
adam bir bar´ a girdiǧinde, “Bana bir bira ver.” demiyor,” diyor Toronto´ daki MMI ürün
sunumu`nun başkanı Philip Hart. “Bunun istisnai durumu yabancı bir ülke´ de bulunması, ve
sevdiǧi bira´ yı istemesi ve ismi ile ısmarlaması.” MMI´ yın reklam uzmanları ürünlerinin
film ve televizyon programlarında tanıtılması iҫin şirket´ e para ödüyorlar. MMI ürünleri My
Big Fat Greek Wedding,
The shipping news ve X-Men gibi kapsamlı bir film yelpazesinde
sundu. MMI´ yi 1985 yılında hayata geҫiren Hart tüketici grupların insanların abartılmış
reklamlara karşı gelecekleri iddiasına ilişkin temkinli. “ Eǧer insanlara reklam lehine veya
alehine seҫme imkanı verirseniz, insanların ҫoǧu reklam istemediklerini söyleyecekler“
görüşünü paylaşıyor, fakat “Batı dünyasında seҫme özgürlüǧü ve fikir beyanı özgürlüǧü
oldugunu ve bunun reklam ile el ele.” olduǧunu ekliyor. Bu arada Avrupa Birliǧinin son
önerileri yakın zamanda yasal olmayacak. Ilk önce bütün yirmi beş üye ülkeleri tarafından
kabul edilmesi gerekiyor, bu prosedürünün büyük ihtimal en az 2009 yılına kadar sürmesi
bekleniliyor.
Röportaj Gary Ruskin
“Reklam endüstrisi gittikҫe cazibesini yitiriyor.”
Tüketici grubu Commercial Alert´ in başkanı Gary Ruskin ürün sunum`unun tehlikeleri ile
ilgili Margaret Davis ile konuşuyor.
Ürün sunumu artmakta mı?
Son dört veya beş senede ürün sunumu ciddi bir artış gösterdi, ҫünkü reklam yapımcıları
bunun başarı getireceǧi düsüncesine vardılar. Eleştirel düşünme tarzımızdan sıyrılıp ve bu
konu`ya ilişkin daha az ilgi gösterdiǧimizde beyinlerimize mesajları yerleştiriyoruz. Bu ҫok
etkili bir reklam aracı- ve reklam endüstrisinin gittikҫe cazibesini kaybettiǧi bu dönemde—
reklam yapımcıların bizleri reklamları izlemeye zorlayacak ҫözümler bulmaları ҫok önemli.
14
Ürün sunumu hangi şekillerde karşımıza ҫıkıyor?
Ürün sunumları şekilleri ҫok fazla. Ürünün bir televizyon programına, film`e veya başka bir
medya aracına entegre olduǧu ürün entegrasyonu var. Ürünün bir olayın parҫası olduǧu olay
sunumu mevcut. Ürünün bir programın başlıǧı olarak entegre olduǧu başlık sunumu var.
Bunun haricinde haber programlarında ürün iҫin reklam yapan satın alınmış tüketiciler var,
örneǧin tibbi bir ürünün kullanımı iҫin, fakat para karşılıǧında bu reklamı yaptıkları
aҫıklanmıyor. Fakat ürün sunumu bunun dışında video, video oyunları, kitaplar ve hatta
şarkılarda gerҫekleşiyor.
Ürün sunumu`nun ne gibi dezavantajları var?
Bir ҫok olumsuz yönleri var. Bir ҫok insanlar reklamların reklam olduǧunu anlayamıyorlar,
bu nedenden dolayı bu bir yanılgıdır. Bir başka sorun ise “ad creep” olması- hayatımızın ve
kültürümüzün bir ҫok alanına yayılan reklamlar.
Insanlar reklamlarla bombalanmaktan
bıkmış durumdalar. Televizyonu ve filmleri sürekli reklam yapan medya aracı haline
getiriyor. Ürün sunumuyla ilgili bir başka sorun ise ҫocuklara tütün, alkol veya ayak üstü
yemekler gibi tehlikeli veya saǧlıksız ürünleri sunması. En sonunda 1927 radyo yasasından
beri sponsor bulmayı hedefleyen amerikan yasasının bir parҫası. Hem Federal
Communications Commission hem de mahkemeler kimler tarafından etkilendiǧimizi bilme
hakkımızı desteklediler. Demokratik bir ülke´ de bu ҫok önemli bir hak. Televizyon
endüstrisinin yaptiǧi iş gizli reklam propagandası.
Ҫocukların ürün sunum`una karşı özel bir korumaya ihtiyaҫları var mı?
Evet. Ingiliz tıp dergisi Lancet ´de genҫlerin yarısının televizyonda ve filmlerde yayınlanan
tütün reklamlarından dolayı sigara iҫtiklerini tespit eden bir araştırma yayınlanmıştı. Bu ürün
sunumunun daha az etkileyici bir metod olarak limonata veya başka ayak üstü yiyecekleri
desteklediǧine inanmak iҫin bir neden yok. Ürün sunumu özellikle ҫocuklar ile başarılı, ҫünkü
onlar reklamın reklam olduǧunu algılamıyorlar. Ҫocuklar ҫoǧu zaman yaşıtları tarafından
grup baskısına maruz kalıyor, hayal tablolarından etkileniyor ve bir başkası Cola veya sigara
iҫen bir başkasının hayran kaldıǧını gördükleri zaman, bu hayranlıǧı dikkatle izliyorlar.
Commercial Alert ürün sunumu`nun yasaklanmasını mı yoksa sadece kontrol edilmesini mi
istiyor?
15
Yasaların bu alanda etkisini o kadar göstermesini saǧlamaya ҫalışıyoruz ki, ürün sunumu
bütün medya organlarında aҫıklamasını yapsın. Örneǧin televizyon ve filmlerin başında „ Bu
film …ürün icin ürün sunumu iҫeriyor.“ Ondan sonra şirketlerin ve ürünlerin bir listesi
gelmesi gerekiyor. Ondan sonra ürün sunumu yayınlandıktan sonra „reklam“ kelimesi ekranın
alt yazısında bir aҫıklama olarak gelmesi gerekir.
Hangi ihtimal ile bunun gerҫekleşeceǧine inaniyorsunuz?
Uzun vade´ de bunun mümkün olabileceǧine inanıyorum, ҫünkü reklam endüstrisi gittikҫe
cazibesini yitiriyor. Örneǧin geҫen sene`nin bir anketi Amerikalıların yüzde 65´ inin reklam
endüstrisi daha agresif ve usandırıcı olduǧu iҫin reklam ve pazarlama alanına daha fazla
kısıtlamalar istediklerini gösteriyor. Bu rakamların gittikҫe arttıǧını düşünüyorum ve bu
nedenden dolayı hem Kongre´ de hem de devlet´in yasama organlarında isteklerimiz daha
fazla kayde´ ye alınıyor.
Philip Hart- Röportaj
Küresel Ekonomi
„Tüketicileri aşaǧılayamazsınız. Ticari bir Dünya ´ da yaşıyoruz.
Toronto ` daki ürün sunumu`nun MMI şirketinin genel başkanı Philip Hart Margaret Davis
ile kendi şirketinin diǧer şirketlere ürünlerini film ve televizyon programlarında sunmalarında
nasıl yardımcı olabileceǧini anlatıyor. Ürün sunumu şirketleri işinizi nasıl buluyor?
1960´lı ve 70´ lı yılların başında başlayarak üretim şirketleri ürün sunumu`nu gerҫekliǧin bir
ҫeşidi olarak kullanmaya başladılar. Film ve televizyon prodüksiyonlarının sayısının dünyaca
artmasıyla birlikte, insanlar ürün sunumu şirketlerini kurmanın mümkün olduǧunu anladılar.
Aynı zamanda yapımcılar ve yönetmenlerle direkt iletişim kurmaya başladılar. „Eǧer ҫaǧdaş
bir proje üzerinde ҫalışıyorsanız, şirketimiz BMW, FedEx Pepsi, Sony, Molson´ s birasını
temsil ediyor. Bana senaryonuzu gönderiniz, ben okuyım ve ben müşterilerimizden biri iҫin
bir imkan görürsem, ürünlerimizi size ücretsiz sunabilir veya ücretsiz bir şekilde ödünҫ
verebiliriz. Daha önemlisi size bu marka´ yı üretiminizde kullanmanız iҫin izin veriyoruz,
ҫünkü bir ürünü izinsiz tanıtamazsınız.“ Ürün sunumu şirketleri ҫoǧu zaman benim gibi ücret
bazında ҫalışıyorlar. Burada stüdyo´ ya giden başka şirket söz konusu ve şöyle söylüyor:
„Sizin filminizde veya televizyon dizinizde yer almak iҫin para ödeyen bir şirket bulabiliriz.“
Sizin ve ҫalışanlarınızın gözden geҫirdiǧi bu senaryo`yu nasıl buluyorsunuz?
16
Stüdyo ve üretim şirketleri bunları bize gönderiyorlar. Ayşe ve Metin´ in bar´ a gitmesi iҫin
senaryo öyle yazılmış. Böylece karakterlerin sosyo-ekonomik profillerine göre biz bunu
tartışacaǧız- Metin 29 ve 36 yaşları arasında olabilir ve Ayşe´ de aynı yaş grubunda olabilir ve
A, B, C, D ürünleri iҫmelerinin şansının ne kadar olduǧunu belirleyeceǧiz. Karakterlerin
demografik yönlerini kullandıkları marka´ nın kişiliklerine uygun olup olmadıǧından emin
olmak iҫin bilmek ҫok önemli, bu ürünler tahıl, bira, araba, veya bilgisayar olabilir. Bu
ürünler senaryo´da da yazıyor. Tahıl tüketen ҫocuk da senaryo´ da yazıyor. Annesi bulaşık
yıkıyor, babası traş ve koltuk altı spray´ yi kullanıyor veya paket taşıma şirketi tarafından
alınıyor olabilir. Böylece bu senaryo´ yu okumak ve “ Bizim iҫin senaryo´ yu deǧiştirecekler
mi, bekleyelim ve görelim“ söylemeye benzemez. Bu olay gerҫekleşmeyecek. Tüketici
grupları ürün sunumu`nun kontrol dışında olduklarını söylüyorlar. Bununla ilgili ne
söyleyebilirsiniz? Bir kişi “Bana bir bira ver.” dediǧinde ve bu bira bir cam bardaǧında servis
edildiǧinde, tüketici grupları eski zamanlarda neler yanlıştı diye soruyorlar. Kahvaltı
masasında kırmızı bir kutu olurdu ve bunun üzerinde “Tahıl” yazardı. Bu zamanda tüketici´
yi öyle kolay kandıramazsınız. Ürün gerҫek ürün olması lazım.Ticari bir Dünya´ da yaşıyoruz.
Kuzey Amerika´ nın her hangi bir televizyon kanalını aҫınız, her hangi bir dergi´ yi elinize
alınız etrafta gezinip pankartlara bakınız ve radyo´ yu aҫınız. Reklam´ ı her yerde görüyor ve
duyuyorsunuz. Insanlara “Bu televizyon kanallarını reklam filmleri olmadan satın alabilirsiniz
ve bu size ayda 500 $ ´a mal olacaktır veya bu saat başı on dört dakikalık reklam yayınlanan
bir hizmet´ i aylık 29,95 $ `a televizyon ücreti dahil satın alabilirsiniz.” söyleyebilirsiniz.
Bunlar´ dan biri reklam filmlerinden noksan, size sene´de 6.000 $`a ve diǧer hizmet size
reklam filmleri dahil ayda 360 $´ a mal olacaktır. Hangisini seҫmek istersiniz?
Dr Garry Felgate
Küresel Ekonomi
Firmalar karbon diyoksit ҫıkıntılarını azaltmak iҫin daha fazla önlem almak zorundalar mı?
Evet! Karbon diyoksit ҫıkıntılarını azaltmak hem şirket´ in hem ҫevre´ nin amaҫladıǧı bir
hedef. Bu iklim deǧişimi bu gezege´ nin mücadele ettiǧi tek büyük tehlike. Ve karbon
diyoksit bu gezege´nin ürettiǧi en önemli sera gazı. Bu durum Kyoto- Tutanaǧının Avrupa
Birliǧinden sera gazı´nı yüzde sekiz oranında 1990 seviyesinden 2012 seviyesine kadar
indirmesini istemesinin nedeni. Bazı insanlar Avrupa´ daki şirketlerin Amerika ve Avustralya
gibi ülkelerin bu sözleşmeyi tasdik etmedikleri halde bu önlemleri neden almaları gerektiǧini
merak ediyorlar. Ilk başta liderliǧinizi göstermek zorunda olduǧunuzu söylerdim. Ikincisi
17
yüksek petrol fiyatları döneminde enerji talebinizi maddi nedenlerden dolayı azaltmak anlam
veriyor. Ve üҫüncüsü, er geҫ şirketler sorunlar ile mücadele etmek zorundalar ve bu alanda
öncü olmanın avantajları olabilir. Bu görevi erteleyen ise hem iş´ lerine hem ünlerine zarar
verebilirler. Carbon Trust tarafından yeni yapılan bir anket´ e göre eǧer uҫuş endüstrisi iklim
deǧişikliǧine bir katkı´ da bulunmazsa marka deǧerinin yüzde ellisini kaybedebileceǧini
söylüyor. Petrol ve gaz, banka ve iletişim sektörlerinin sonuҫları ҫok daha düşük´ tü, piyasa
deǧerinin en az yüzde iki veya üҫ oranında. Her ne olursa olsun bu durum sadece Ingiltere
piyasasında bir kaҫ milyar sterling´ e mal olabilir. Bilim adamlarının büyük ҫokluǧu
Amerika´ dakiler dahil, iklim´ in deǧiştiǧinden ve insan aktivitelerinin önemli bir etken
olduklarından eminler. Bunu ya bir tehlike ya da bir imkan olarak görebilirsiniz.
Araştırmalarımızın sonuҫlarına göre bu mevzu´ yu ciddi almamız iҫin bir olanak var. 2001 ve
2005 yılları arasında Ingiltere´ nin en büyük alışveriş merkez zinciri olan Sainsbury´s karbon
diyoksit ҫıkıntılarını yüzde yirmi indirdi. Bu miktar Ingiltere´ de her iş yerinin ve evlerin bir
günde enerji ve ulaşım iҫin tükettikleri karbon diyoksit miktarı. Bu durum şirket`lerin sene´
de 8 milyon sterling´ den (yaklaşık 11,6 milyon avro´dan) fazla para tasarruf etmelerini
saǧladı. Karbon diyoksit indirme kararlarının gayri safi milli hasıla´ yi olumsuz etkilediǧi
görüşüne katılmıyorum. Birlikte ҫalıştıǧımız 200 şirket`lerden hiҫ biri büyüme oranlarının
kısıtlandıǧını yaşamadılar – ҫoǧu durumlarda kendilerine yeni imkanlar sunuldu. Bazıları asıl
aktivitelerin iҫinden ek ürün olarak yenilenebilir enerji ҫeşitleri geliştirdiler ve bunu enerji
daǧıtım sistemine geri verdiler.
Iklim deǧişikliǧi bunun haricinde bir risk oluşturuyor.
Kapınıza gelip tıklamasını bekleyemezsiniz, ҫünkü kendinizi bu deǧişikliǧe hazırlayabilmeniz
iҫin zamana ihtiyacınız var. Ve eǧer bir yatırımcıysanız, bu göz ardı edilemez bir risk teşkil
ediyor. Geҫen sene Meksika´ nın golfünde o kadar ҫok rüzgar fırtınaların olması bir tesadüf´
tü, fakat bir yatırımcı olarak o bölge´ deki yatırım kararlarınız ile ilgili ne düşüneceksiniz?
Iklim deǧişikliǧinin etkilerini önlemenin en iyi yolu enerji talebini azaltmak. Ihtiyacınız
olmadıǧı işıǧı söndürünüz. Kullandıǧınız enerjinin düşük enerji ayarında olmasına dikkat
ediniz. Ondan sonra ҫevre´ ye en yararlı olan enerji türünü seҫiniz. Bazı insanlar
ışıklandırmanın şirket´ lerin enerji faturasının küҫük bir bölümünü oluşturduklarına
inanıyorlar. Bu konu´ da yanılıyorlar. Havalandırma tesisatı olmayan bir bina´ da ışıklandırma
ve ısıtma enerji masraflarının en büyük kısmını oluşturuyorlar.
18
William O´Keefe
Hayır!
Şirketler karbon diyoksit ҫıkıntılarını azaltmak iҫin daha fazla önlem almalılar mı? Bu konu´
ya ilişkin Elisabeth Ribbans karşıt görüş savunan iki uzmanına sorular sordu. Enerji
ekonomik büyümenin motoru.
Artan nüfüs ile saǧlıklı ekonomik büyüme ile enerji tüketimini kesin bir şekilde azaltmak
mümkün deǧil. Kyoto tutanaǧın asıl hata´ sı bu düşünce tarzı. Bunun aksini düşünen herkes
ne enerji kullanımını ne de ekonomik gerҫekleri anlayabilir. Enerji verimliliǧinin ne kadar iyi´
ye gittiginin hiҫ bir önemi yok, ısıtmak, ışıklandırma, ulaşım ve şirket´ lerin faaliyetlerini
yerine getirebilmeleri iҫin daha fazla enerji´ ye ihtiyaҫ var. Dünya enerji´sinin yüzde
seksen`inin fazlası fosil yakıtlardan gelmekte. Amerika´ da su enerjisi dışında enerji`nin
sadece birisi yenilenebilir. Bu rakamın hızlı bir artış göstermesine raǧmen yenilenebilir
enerji`nin fosil yakıt maddelerinin tüketilen miktarını ciddi bir oran´ da azaltmak bir kaҫ on
yıl zaman alacak. Uluslararası enerji ajansı dünya´ nın 2025 yılına kadar yüzde elli oranında
daha fazla enerji´ ye ihtiyacı olduǧunu tahmin ediyor, ve bu enerji´ nin büyük oranının kömür,
petrol, ve gaz´ dan geldiǧini ekliyor. Daha düşük ve karbonsuz enerji sistemleri söz konusu
deǧil. Böylece emisyonlar yükselecek. Insanlıǧın küresel ısınmadan sorumlu olduǧunu
ıspatladıǧımız doǧru deǧil. Gelecek ile ilgili bize anlatılanlar bilimsel aҫıdan kanıtlanmamış
iklim modellerinden geliyor. Modeller gerҫekte söz konusu olan ҫok daha büyük bir ısınmayı
tahmin ediyor. Endüstri öncesi karbon diyoksit miktarını katlamak yolunun henüz üҫ de
ikisini katettik, ve son birkaҫ on yılda ısı sadece bir derece Fahrenheit
(0,56 derece Celsius)
yükseliyor. Bu nedenden dolayı ekonomik aҫıdan zararlı olan faaliyetleri bu modellerle
aҫıklamak pek zeki deǧil. Diyelim gayri milli hasılanın yüzde birini zarar oluşturuyor, bu
kulaǧa az gelebilir.
Fakat Amerikan olayında 10 $ bilyon (8,5 bilyon avro ) deǧerinde bir ekonomi söz konusu.
100 milyar dolarlık bir azaltma bir ҫok yok edilen iş yeri demek. Bunun haricinde 2030 yılına
kadar eǧer bütün gereken önlemler alınırsa beklenilen ısı farkı düşük olacak. Böylece
endüstrinin rastgele belirlenmiş hedeflerini yerine getirmesi iҫin baskı yapmak, ҫevre´ yi ҫok
büyük bir derece´ de etkilemeyecek, sadece işҫiler´ in maaşlarını etkiler. Amerika´ nın Kyoto
tutanaǧındaki hedefleri yerine getirmesini saǧlamak arabaları yoldan ҫekmek gibi önlemler
gerektirir. Bu tür faaliyetler hayata geҫirilemez. Avrupa Birliǧinin 15 üye ülkesinin hiҫ biri bu
hedefleri yerine getiremeyecek. Ingiltere ile Almanya bunu başarabilirler, fakat bu da tarih`in
bir tesadüfü. 1994 yılı baz alınan yıl ise- 1990 yılı yerine-- ?. 1990 yılından sonra Doǧu ve
19
Batı Almanya birleşiyor ve emisyonları ciddi bir oran´ da azaltıldı. Ve Margaret Thatcher
iklim ile ilgili olmayan nedenlerden dolayı kömür tüketiminden gaz tüketimine geҫti.
Sevindirici boyuttaki iklim deǧişikliǧinin etkileri bu on yılın sonrasında bekleniliyor, bu da
acele etmek iҫin bir neden olmadıǧını gösteriyor. Zeki bir şekilde davranmak iҫin, bilgimizi
artırmak ve teknolojilerimizi geliştirmek iҫin zamanımız var. Gerҫek anlamda büyümenin
gerҫekleştiǧi
bir gerҫek var-
bunların bir örneǧi de Ingiltere´ deki Blair hükümetinin
deǧişmiş pozisyonunda kendisini gösteriyor ve küresel ısınma sorunu ҫözümü enerji
azaltılışıyla deǧil teknoloji ile ҫözülecek. Bu tür teknolojileri geliştirmemiz iҫin daha fazla
zamana ihtiyacımız var.
Julian Earwaker
Ingiltere´ nin deǧişen yüzü
Küҫükler gidiyor, büyükler geliyor: Ingiltere´ de bir alısveris bulvarı yakın zamanda bir diǧeri
gibi mi görünecek, diye Julian Earwaker soruyor.
Renkli logolar, tanınmıs markalar- Ingiltere´ nin en işlek caddesi son elli yılda deǧişti. Büyük
perakendiciler ve maǧaza zincirleri baǧımsız, aile yönetiminde bulunan ve belli bir alan´ a
odaklanmış olan dükkanların yerini aldı. Böylece ortaya yeni bir fenomen ҫıkıyor: klonlaşmış
şehirler. Dorchester´ den Dumfries´ e kadar, Ingiltere´ nin şehir merkezleri aynı olmaya
başlıyorlar. Yeni Ekonomi Vakfı´ nın son araştırması Ingiltere´ nin güney-batısında bulunan
Exeter şehrin işlek caddesinde sadece bir baǧımsız dükkanı bulunan „Ingiltere´ nin en kötü
klonlanmış şehri „olduǧunu aҫıklıyor. Ҫok az işlek caddelerin bir kasabı, fırıncısı veya gıda
ürünü dükkanı var. Bütün ülke ҫapında her sene 2000 baǧımsız aile dükkanları dükkanlarını
kapatmak zorunda kalıyorlar. Ingiltere´ nin gıda ürünü endüstri`sinin yaklaşık yüzde sekseni
şu an „Dört büyük süpermarket zinciri tarafından kontrol edilmektedirler: Tesco, Sainsbury´s,
Morrisons ve Asda. Gıda ürünü dışındaki işleri- giysi, elektronik eşyalar, kitaplar, CD´ler,
ilaҫlar aynı şekilde büyüyor. Aynı zamanda kitap piyasa`sının yüzde onuna sahipler. Talebe
uygun dükkanlar bir sonraki hedefleri. Serbest-piyasa esnekliǧi hedefleriyle hükümet fiilen
monopollaşan perakendicileri göz ardı etti. 2002 yılında Tesco talebe uygun satış yapan T&S
zincirini satın aldıǧında bunun rekabet´ e aykırı olmadıǧına dair talebe uygun bu dükkanların
ve süpermarket´ lerin farklı endüstriler simgelemeleri nedeniyle kartel dairesini ikna etti. 2005
yılının başlarında süpermarket dev´ i bir başka talebe uygun satış yapan dükkan zincirini satın
20
aldı ve şu an Ingiltere´ nin gıda ürünü piyasasının yüzde otuzundan fazlasını kontrol ediyor.
Maǧaza zincirlerinin rekabete aykırı eylemleri – ürünleri masrafların altında satmak ve belli
coǧrafi bölgelerde “Esnek fiyat biҫimlendirmesi“
uygulamak.-
kücük perakendecileri
yaralıyor. Mal teslimcileri daha az karları kabul etmek zorunda bırakılıyorlar. Ingiltere´ nin
ҫiftҫileri tüketicilerin paralarını harcamış oldukları gıda ürünlerinin yüzde altmışını elde
ettiler, bugün sadece yüzde yedi kazanıyorlar. Fransa´ daki yüzde 18 oranından ҫok daha
düşük. Süpermarket´ ler hisse sahiplerinin hisselerinin deǧer kazanması iҫin katkıda
bulunuyorlar ve hükümete ciddi miktarda vergi geliri saǧlıyorlar. Bunun dışında düşük gıda
ürünleri fiyatları enflasyonu düşük bir seviye`de tutmaya yarıyor. Fakat bu süpermarket
zincirleri Ingiltere´ nin toplumunu ҫevresel veya sosyal aҫıdan bir katkı´ da bulunuyor mu?
Tesco Ingiltere´ nin en büyük özel sektörünün işvereni olabilir. The Grocer dergisinde
yayınlanan rakamlara göre küҫük dükkanlar işyeri yaratmak konusunda daha başarılılar.
Bunun haricinde perakendeci dev´ lerin planlama süreci üzerinde ҫok adil olmayan bir etkileri
var. Ingiltere planlama yasaların inşaat şirketlerine başarısız planlama faaliyet`lerine itiraz
etmeye izin veren Avrupa´ nın tek ülkesi. Fakat yerlilere izini ҫıkmış bir plan´ ı redd etmeye
izin vermiyor. Şu an küҫük şirketler, gösteri grupları ve endişeli siyasetҫiler süpermarket`ler
tarafından satın alınmış küҫük zincirler ve talebe uygun dükkanlar ile ilgili bir mühlet
(ödemeyi
erteleme)
istiyor.
Bunun
haricinde
perakendeci`lerin
piyasa
hislerinin
sınırlanmasını, perakendecilik sektöründe baǧımsızlık imkanları, ve süpermarket´leri
denetleyecek bir kurum istiyorlar. Her ne olursa olsun hızlı bir şekilde hedeflenmiş olan
kararlar verilmeden Ingiltere´ nin klonlanmış şehirleri tüketicilerin hak ettiklerinden daha
fazla maddi yarar elde etmelerine neden olacak.
Avrupa´ nın en ҫok ihtiyacı olan şey yeni moral
Küresel Ekonomi
Almanya´ nın işsizlerini daha iyi günler bekliyor mu?
Almanya´ da bir moral deǧişimi hissediliyor. Bu deǧişim bütün Avrupa´ ya sıҫrayacak mı?
Avrupa´ nın morali ҫok korkunҫ iken, her şey bir an da kötü´ ye gidiyor gibi görünüyor.
Yavaş büyüme ile ilgili karamsarlık, yüksek işsizlik, stagnasyon´un daha da kuvvetlenmesi
son on iki ay´ da yaşanılan durumu yansıtıyor, özellikle de Almanya, Fransa ve Italya gibi en
güҫlü ekonomilerinde. Iyi haber büyük koalisyon´ un başındaki Angela Merkel´ in seҫilmesi
Almanlar tarafından
uzun süren depresyon döneminden kurtulmak istediklerini gösteren
21
işaret şeklinde olumlu karşılandı. Bu tabii ki sadece kısa bir balayı gibi. Hiristiyan
Demokratların ve Sosyal Demokratların ittifaǧı ekonomi kalkınmasını olumsuz bir şekilde
etkilemeden ürkütücü devlet bütҫe`sinin aҫıǧını kapatmak görevini üstleniyor. Kolay bir
şekilde uzun vadeli bir ekonomik büyüme iҫin gerekli olan iş piyasa`sının aҫılması konusu
yerine fiscal consolidation konusu üzerinde anlaşmaya varmaları bir tehlike oluşturuyor.
Alman ekonomisi avro bölgesinin önemli bir motoru olarak kalıyor ve AB´ nin diǧer ülkeleri
bu gerҫeǧin dışında kalıyorlar. Şu an Avrupa liderlerinin oturup Berlin´den en iyi kararların
ҫıkması iҫin umut etmenin zamanı deǧil. En büyük zorluk kendi inatҫı kararsızlıklarını
yenmek ve Avrupa´ nın bütününe yeni bir yön vermek. ….
2006 yılına ilişkin olumlu düşünmenin nedenleri
Bu sene Güney Afrika´ nın durumu Mart ayının belediye seҫimlerinden sonra daha iyi´ ye
gidecek mi? 2005 yılının siyasi ve ekonomik olayların doǧru deǧerlendirilmesi Thabo Mbeki
ve hükümet´ in oradaki bir takım olayları doǧru anlamasıyla başlıyor. O bölgede her zaman
olduǧu gibi sorunlar var. Her ne olursa olsun orada liderliǧin üzücü bir düşüşü söz konusu.
Kolay kazanılan kar´ lar kabul edilmedi, böylece büyüyen bir ekonominin temeli atıldı, bu
yüzden işyerleri yeterince hızlı yaratılamıyor. ANC´ nin toplum´ un fakir kesimini yansıtıyor
olmasına raǧmen …Mbeki bu sorunun ҫözümü iҫin para harcamaktan kaҫındı ve kendisini
sorunlardan uzak tuttu. Bu davranışın kısa süreli geҫiҫi ҫözüm olması yerine kaynakların
daǧıtımında oldukҫa dikkatliydi: sadece hayallerde var olan bir ekonomi´ nin yüzünden acı
ҫekmiyoruz. 2005 yılından bu yana yaklaşık 200.000 işyerleri yaratıldı. Bunun demokrasi
yıllarının ilk dokuz senesinde bir milyon işyerinin yok edilmesini ve tarım alanındaki
istihdamın aynı zaman aralıklarla gerҫekleşen düşüşünü dengeleyemedi. Buna raǧmen bir ҫok
insan gittikҫe zenginleşti, fakirleşmedi. …
Enerji Oyunları
Rusya-Ukrayna, Venezuela-Amerika: Petrol yine bir siyasi silah olarak kullanılıyor mu?
20. yüzyılın en büyük siyasi felaket`lerinden biri olarak nefret edilen Sowjetler Birliǧinin
ҫöküşüne neden olan Vladimir Putin gibi bir adam Rusya´ nın enerji rezervlerini kullanarak
keyfine göre eski bir görevlisini şımarttı veya cezalandırdı. Bu davranışı yapılması gereken
normal bir iş `miş gibi görünüyor. Fakat Ukrayna´ya satılan gaz´ in bir fiyat tartışmasından
22
sonra Rusya başbakanı tarafından kararlaştırılıyor ve buna raǧmen G 8 en zenginler ülke
grubunun başkanı seҫilmesi insanları şok ediyor. Ve Rusya´ nın iki gün sonra gaz ´teslim
etmesine raǧmen Dünya buna isyan etti ve Doǧu Avrupa´ da eleştirilere neden oldu. 1970
´lerin „Petrol silahı“-siyasi amaҫlar iҫin geri ҫekilen gaz rezervleri—yeni bir şekilde geri mi
geliyor? Yüksek fiyatlar ve rezervlerin olmayışı küresel ekonominin Katrina
Kasırgası doǧa felaketleri veya Rusya´ nın Ukrayna ile yaşadıǧı siyasi patlaklıklar gibi
olumsuz etkenlerine yenik düşmesine neden oluyor. Bunun üzerine iҫ husursuzluk ekleniyor
ve bazı üreticilerin fikrine göre controlling ulusal büyüme iҫin yol aҫıyor. Anlaşılan Sayın
Putin buna inanıyor. Böylece Venezuela´ nin başkanı Hugo Chavez petrolü Amerika´ya karşı
bir silah olarak kullanmayı ve „Bolivarian“ revolosyonunu yaymayı düşünüyor. Petrol
piyasası gergin, fakat fiyat harika bir mekanizma ve yükselen fiyatlar yatırımı büyük ölҫüde
destekledi. 2006 yılında petrol üretimi artıyor olabilir. …Enerji silah olarak kullanıldıǧı iҫin,
bu Ukrayna davası eskiden verilmiş olan bir dersin anısı: Nasıl satıcılar alıcılara baǧlı, alıcılar
da aynı şekilde satıcılara baǧlı…..
Gazete Başlıkları
Başlıkların arkası: Ingiliz medyasındaki başlıklar zor olabilirler. Ҫoǧu zaman deyimler ile
dolu ve konuşma dili ile kelime oyunları ile süslü. Başlıklar ҫoǧu zaman kısa olduǧu iҫin ve
kelimeler eksiksiz bir şekilde yazılmadıǧı iҫin metin`in gramer yapısını anlamak zor oluyor.
Burada son günlerde yazılan bazı başlıkların anlamlarına bakıyoruz.
Static in Rupert´s Satellite Dreams
Static: Static (hışırdamak) anlamına geliyor ve ҫıtırdayan veya ҫızırdayan bir sesdir. Bu ses
radyo sesini veya diǧer iletişim sistemini yarıda bölen bir sesdir. Burada static mecazi
anlamda kullanılıyor ve bir arıza anlamına geliyor (bu durumda yeni teknolojilerin rekabeti).
Rupert´s: Rupert Murdoch Dünya´nın en güҫlü medya organı sahiplerinden biri.
Satellite dreams: Burada Murdoch´ un planlamış olduǧu Direc TV aracılıǧı ile güҫlü bir uydu
televizyonu kurma hedefinden bahsediliyor.
Basit Ingilizce´ de: Rupert Murdoch´ un güҫlü bir uydu televizyonunu kurma planının
bozulmasına yönelik bir şeyler oldu.
23
Smells like brand spirit
Bu söylem Nirvana´ nin 1991 yılında ҫıkmış olan tek şarkısına deǧinen bir söylem.”Aynı
Teen Spirit gibi kokuyor.” (Teen Spirit genҫleri hedef kitlesi olarak alan bir koltuk altı
sprayı). Bu başlık şirketlerin satışlarını artırmak iҫin maǧazalarında kokular kullandıkları
gerҫeǧine deǧiniyor. ”Brand“
kelimesi hem marka anlamına geliyor hem de ürünlerin
arkasında bulunan şirketlere dayanıyor. Bir şahsa dayanarak, “spirit” atılım anlamına geliyor.
“Spirit” ayrıca güҫlü alkollü bir iҫecek, aynı rum gibi.
Basit Ingilizce´ de: Şirketlerin markalarını kokular vasıtasıyla aktif bir şekilde satmak
istediklerini gösteriyor.
Learning to make shorter work of career changes
Learning: Başlıkları fillerin “ing” ekiyle başlatmak ҫok alışılmış bir durum. Burada
“learning” bir kelime oyununun bir örneǧi, ҫünkü makale Üniversite´ nin MBA kurslarını
konu alıyor.
To make shorter work: “Bir işi kısa sürede halletmek” bu işi hızlı ve kolay sona erdirmek
anlamına geliyor. Bu durumda Amerika´ daki ve Avrupa´ daki bazı MBA kursları iki seneden
bir sene`ye indirildiǧi belirtiliyor.
Career changes: Bununla insanların MBA kurslarına gidip kariyer´ lerini deǧiştirmek
istedikleri dile getiriliyor.
Basit Ingilizce: Kısaltılmış MBA kursları insanların kariyer`lerini daha hızlı deǧiştirmelerine
yardımcı oluyor.
Fidelity´s fee shift roils brokers
Fidelity: Fidelity Investment´ in kısaltılışı, aҫık bir yatırım fonu.
Fee shift: Shift bir deǧişim.”fee shift” kavram Fidelity şirketinin komisyon ödeme tarzındaki
deǧişikliǧe deǧiniyor. Bu tür birleşik isimler başlıklarda yer biriktirmek iҫin kullanılıyor.
Roils: “rile” fiilinin Amerikan-Ingilizce versiyonudur ve “bir kimse` yi sinirlendirmek”
anlamına geliyor. Kullanılan şimdiki zaman formuna dikkat ediniz, başlıklarda da ҫok sık
kullanılır.
24
Brokers: Bir komisyon`cu ürün satın alan ve satan bir kimse. Burada borsa`da satış yapan bir
kimse kastediliyor.
Basit Ingilizce´ de: Fidelity´ nin komisyon ile ilgili yapmış olduǧu deǧişiklikler borsacıları
kızdırdı.
Sharon´ den sonra
Beş senelik başbakanlık görevi süresinde Ariel Sharon ülkesine daha önce hiҫ kimsenin
saǧlamamış olduǧu katkılarda bulundu.
Israil´in başbakanı Ariel Sharon´in görev süresi sona erdi. Ariel Sharon´ un elde etmiş olduǧu
başarıları simgelemek amacıyla daha iyi bir karne ҫıkartılamaz. Ariel Sharon´in gidişi Israil
devleti iҫin bir trajedi gibi görülüyor ve Israil´in iҫ politikasını kasteden barış umutlarına
yönelik bir ters gelişme. Beş sene önce başbakanlık makamına seҫilişi bir trajedi ve ters
gelişim olarak görülüyor. Bu başarıları saymaya deǧer, ҫünkü hem Israil hem de Amerika iҫin
önemli siyasi dersler iҫeriyorlar. Ilk başta: Sayın Sharon filistin güҫlerinin direniş
hareketlerini askeri yönden savunuyor, sayısız bir şekilde mantra´ dan ve „terörün “ bir askeri
ҫözümü olmadıǧından söz edilmesine raǧmen….Bunun haricinde Sayın Sharon emeklilik
reformu, banka deregulation´u, devlet mülkü´ nün satışı, sabit para birimi ve vergi kesintileri
iҫeren ҫok hırslı bir ekonomik ajanda´ya onayını veriyor: Emeǧin ҫoǧu kısmının sahibi bir
zamanlar Sayın Sharon´ un siyasi rakibi olan eski finans bakanı Benjamin Netanjahu. Fakat
bu durum Sayın Sharon´ un devlet adamı olarak niteliklerini ortaya koyuyor, örneǧin ne her
küҫük bir olayın bir reform iҫin acil ihtiyaҫ teşkil etmediǧini biliyor ne de Israil´ in ekonomik
gidişatın Filistinliler ile bir barış anlaşmasına baǧlı olduǧu modern görüşüne yenik düşüyor.
Şu an yerine geҫebilecek adaylar az sayıda gibi görünüyor. Buna raǧmen Israil direnişli bir
demokratik devlet ve zor anlarda güclü kalmayı başardıǧını ve ihtiyacı olan siyasi liderleri
bulabildiǧini gösteren bir ülke. Askeri, ekonomik, ve diplomatik alanlarda iz bırakıci işleri
kendisine fayda saǧliyor olsa gerek.
Uluslararası iletişim
25
Basma kalıplar
Doǧru işi yapmak
Kültürlerarası anlaşmayı kaҫ tane davranış kuralları kolaylaştırır? Mantıklı tavsiye nerede
sona eriyor ve klişe nerede başlıyor? Robert Gibson bu sorularla ayrıntılı bir şekilde ilgilendi.
Ilk izlenimler: Japon müşterileri iҫin vizite kartlarını vermek ҫok önemli. Yapılması gereken
ve yapılmaması gereken listesi hiҫ bir zaman tamamlanamaz.
Telefon ҫalıyor. „Gelecek hafta iҫin ortaklarımız ile bir sözleşme yapmak üzere Shanghai´ ya
gidiyorum. Diye bir alman müşterisi diyor. „Bir ҫok yeri gezdim, fakat şimdiye kadar Cin´ e
hiҫ gitmemiştim. Orada durumun ҫok daha farklı olduǧuna inanıyorum. Kitap okumaya veya
bir kursa gitmeye zamanım yok. Bana yardımcı olabilir misiniz? Ihtiyacım olan tek şey Ҫin işi
iҫin bir görgü kuralları kitabı. Benim ne demek istediǧimi biliyor musunuz? En önemli
yapılması gereken ve yasak olan hususların listesini gönderebilirseniz ҫok iyi olur. Asya´ daki
işimizin başarısı bu anlaşmalara baǧlı.“ Uluslararası boyutta ҫalışan şirket danışmanları iҫin
bu tür telefon görüşmeleri bilindik görüşmeler ve ҫoǧu kez karışık sorunlara hızlı sonuҫlar
verilmesi beklenilen görüşmeler. Havayolu şirketleri ile ilgili dergiler ve havalimanı kitap
satan dükkanlar deǧişik kültürleri konu alan rehberler ile dolu. Ikinci Dünya savaşında
Ingiltere´de görev alan amerikan askerlerine bir broşür verildi, ve bu broşür en ҫok satan kitap
oldu. Modern günümüzün görgü kuralları kitabına talep hiҫ bir zaman bitmeyecekmiş gibi
görünüyor. Okumaya devam etmeden önce bundan sonra verilecek olan yapılması gereken ve
yasak olan hususlar ile ilgili denemeler ile basma kalıplara bakınız. Makale´ de bu konuların
ayrıntılarıyla ilgileneceǧiz.
Yapılması gereken ve yasak olan hususlar.
Bu öneriler bütün dünya ülkelerinde iş yapmak iҫin ne kadar yararlı?
Avrupa ´lılar ile bir iş yemeǧinde yemek yerken, ҫatalı sol elinizde tutunuz ve biҫaǧı saǧ
elinizde. Ilk ismi kullanmayınız, bunu yapmanız istenmediǧi sürece.
Almanya: Hitap´ ta ünvanları kullanmaya dikkat ediniz. Iş ortaklarınızla buluştuǧunuz zaman
ҫok fazla nazik olmayınız veya şaka yapmayınız.
Ingiltere: Iş toplantıları iҫin mütevazi giyininiz. Saǧlıǧınızla ilgili ayrıntılı bir şekilde
konuşmayınız.
Japonya: Iş ortaǧınızın isminin önüne bir saygı gösterisi olarak „san“ diye ekleyin. Hiҫ bir
zaman bir olayı sabırsızlıkla anlatmayınız.
26
Hindistan: „Evet“ diyebilmek iҫin başınızı her iki tarafa eǧiniz. Hiҫ bir zaman bir ҫocuǧun
kafasına dokunmayınız.
1. Basma kalıplar
Aşaǧıdaki aktivitelerin en ҫok hangilerini avrupalı ülkelerle baǧdaşlaştırıyorsunuz?
Yapılması gerekenler ve yasak olanlar
Farklı kültürler hakkında genelleme yapmak ҫok basit, fakat söz konusu insanın kendi kültürü
olduǧunda, biraz daha fazla farklılıkları ortaya ҫıkartmayı seviyoruz. Ҫoǧu kez yapılması
gerekenler ve yasak olanlar bilgi edinmek istediǧimiz kültür´ den daha fazla bu liste´ yi yazan
kişi hakkında bilgi veriyor. Örneǧin hangi el ile biҫaǧı ve ҫatalı kullanmamız gerektiǧini
söyleyen öneri amerikan kaynaǧından gelmekte. Yazar farklı bir tarzda biҫaǧı ve ҫatalı
kullanmaya alışmış ve bu yüzden bunun bilinmesinin önemli olduǧunu düşünmüş. Avrupa ve
Asya ile ilgili yapılan genellemeler ne kadar yararlı?
„Hiyerarşi´ nin olmadıǧı, ünvanların olmadıǧı, „bir şirkette sürekli ünvan kullanmak nasıl
olur? Iş hayatına yeni atılmış bir Ingiliz IT şirketi´nin marketing yöneticisi mütevazi bir giyim
tarzı sergiler mi? Almanya´ daki iş adamları buzları eritmek iҫin ilk toplantılarında neden hiҫ
bir zaman şaka yapmazlar? Eǧer Japonya´ da bir inşaat´ te olmuş olsanız ve bir işҫi´ nin
üzerine bir şeylerin düştüǧünü görmüş olsanız, direkt iletişim kurmamak ҫok tehlikeli olurdu.
Diǧer kültürlerin insanlarının beden dilini kopyalamak tavsiye edilebilir mi? Yapılması
gerekenler ve yasak olanların listesi bir filmi durdurup, sonra bu zamanı hikaye`yi anlamak
iҫin kullanmak. Doǧru olsalar bile, olayların hangi baǧlamda ortaya ҫıktıǧı ve insanların
motivasyonları göz önünde bulundurulmuyor. Bu liste hiҫ bir zaman tamamlanamayacak.
2. Basma kalıplar
Davranış biҫimleri durumlar, şahısların kişilikleri ve ҫok boyutlu kültürler arasındaki karışık
etkileşimlere baǧlı. Bir ulusun kültürü önemli olabilir, fakat bazen yerel, şirket veya
profesyonel kültürler daha önemliler. En kötüsü, yapılması gerekenler ve yasak olanlar
kolayca basmakalıpları güҫlendirebilirler. Ikinci ҫalışmayı yaptıǧınızda, belki Avrupalılar ile
ilgili olan bir kaҫ klişe hakkında düşünmüşsünüzdür,. örneǧin Almanlar`ın mizah
yeteneklerinin olmaması veya Ingilizlerin zavallı aşҫılar olmaları. Tabii ki, bu basmakalıplar
ile ҫelişki de olan bir ҫok örnekler biliyoruz. Ulusal basmakalıplar hala bir ҫok şakaların
27
temelini oluşturuyorlar. Avrupa´nın cenneti ve cehennemi dahil. Avrupa´ nın cennetine göre,
şaka yapılıyor, polisler Ingiliz, aşҫılar Fransız, mühendisler Alman, ortak dil Italyan`ca, ve
kamu hizmetleri Hollanda dilinde gerҫekleşiyor. Diǧer tarafta Avrupa´nın cehennemine göre,
polis Alman, aşҫılar Ingiliz, mühendisler Fransız, ortak dil Hollandaca ve kamu hizmetleri
Italyanca dilinde gerҫekleşiyor. Ulusal karakterleri tanımlamaya ҫalışmak yeni bir mevzu
deǧil. On sekizinci yüzyılın başlarında anonim Avusturya`lı sanatҫı Die Völkertafel adında bir
eser ortaya ҫıkarttı, tam olarak Fransız`ların, Ispanyol`ların, Ingiliz`lerin ve diǧer ulusların
tipik özelliklerini gösteren bir yaǧlı boya ҫalışması. Bunların ҫoǧunun olumsuz olması bir
sürpriz deǧil. Örneǧin Fransızlar ahmak, ҫocuksu ve dövüşҫü olarak anlatılıyorlar. Bu tür
basmakalıplar eǧlenceli olabilecekleri gibi, aynı zamanda verimli bir iletişim iҫin de yararlı
olabiliyorlar. Basmakalıplar bir kişi`nin kişiliǧini yansıtan belirlenmiş izlenimler. Tabii ki
anlamını
kavrayabilmemiz
iҫin
bilgi´
yi
kategorize
etmemiz
gerekiyor,
fakat
basmakalıplar`daki sorun belirlenmiş olmaları gerҫeǧi. Yeni yapılmış bir araştırma bu tür
ulusal basmakalıplar`ın ne kadar az gerҫekҫi olduklarını gösteriyor. Amerikan Ulusal Saǧlık
Kurumunda uluslararası bir grup 49 ülkenin 40.000´ den fazla yetişkin insanlarını inceledi.
New Scientist dergi`sinin 2005 yılının ekim ayında „Ulusal karakterlere ilişkin basmakalıplar
büyük ölҫüde kültürel yapılardan oluşuyorlar, medya organları tarafından yayılıyor, eǧitim,
tarih, duymakulak ve şakalar sayesinde biҫim alıyorlar.“ diye bildirdiler. Bunun üzerine
araştırmacı Antonio Terracciano „Insanlar ulusal karakterlere ilişkin kendi inanışlarına daha
az güvenmeleri gerekir. Bu ҫok tehlikeli ve ayrımcılıǧın temelini oluşturabilir.“
3. Ilgi uyandırmak
Diǧer kültürlerin ve basmakalıp` ların rehberi olgulara odaklanıyor. Belli bir davranışın uygun
olduǧu baǧlamı göz önünde bulunduruluyor. Bir rehber`in adı Gwyneth Olofsson´s When in
Rome or Rio or Riyadh. Her ne olursa olsun kitap okumak geliştirilen kültürlerarası ҫalışma
yeteneǧinin yedeǧi deǧil. Ömür boyu süren tecrübe, eǧitim ve öz bilince dayalı bir öǧrenme
süreci. Belki de diǧer kültür`lerin insanları ile iletişime ilişkin Adolph Freiherr tarafından
ünlü kitabında Über den Umgang mit Menschen, ilk 1788 yılında tavsiye edildi. „Başkalarına
ilgi duyunuz eǧer başkaların size ilgi duymasını istiyorsanız.“ Bu beklenilen basmakalıp`ların
farkına varmak ve birey`yi belirleyen bir sürü karışık etkenlere saygı duymak anlamına
geliyor.
Doǧru masa görgü kuralları: bir ҫok iş ilişkileri sosyal durumlarda gerҫekleşiyor.
Ulusal basmakalıplar bir ҫok şaka´ nın temelini oluşturuyorlar.
28
“Genellemeler tehlikeli olabilirler.”
Uluslararası
Culture Waves Intercultural
Consulting and Training ´in yöneticisi Christine Wirths. Kendisi uluslararası bir uzman,
Wirths Sietar Deutschland´ in genel başkanı. Uluslararası alanda birlikte ҫalışan insanların
birliǧi´nin bir üyesi.
Yapılması gerekenler ve yasak olanların listesi ne kadar yararlı?
Insanlar` ın nelerin yapılması gerektiǧi ve nelerin yapılması yasak olduǧu liste´ ye ilgi
duymalarına saygı duyuyorum. Yanlışlardan kaҫınmak istiyorlar ve bir şeyi yanlış
yapabilecekleri belirsizliǧi ile yaşıyorlar. Her ne olursa olsun, basit kontrol edilebilecek
soruların olduǧu bir liste´ yi sunmaya karşıyım. Danışmanlık esnasında pratik tavsiyeler`de
bulunmak iҫin bir takım deǧerleri okuyup bu önerileri geliştiriyoruz. “Neyi okuduǧunuzu
bilmek“ konusunu „Neden“ `nini anlamadan önce konuşmanın tehlikeli olduǧunu
düşünüyorum. En önemli olay Hindistan`lılar ve Kore`lilerle iletişimde bir „tarif“ uygulamak
yerine uluslararası iletişimin temelini anlamak. Kültürlerarası öǧrenimin önemli bir kısmı bir
kimsenin kendisi hakkında düşünmesidir. Müşterilerimin ҫoǧu farklı kültürlerden gelen
insanlarla iletişim halindeler. Bu kontrol listesinin iletişim iҫin yeterli olacaǧına inanmak ҫok
saf bir düşünce. Uluslararası Yönetici Kabiliyetleri bayaǧı karışık ve sadece bir veya iki
kültüre dayanmıyor. Başlangıҫ noktamız kültürler, kurumlar, durum ve kişilikler arası
etkileşimin analizinde kullandıǧımız pratik sorular.
Uluslararası eǧitim basmakalıp`ları güҫlendirebilir mi?
Evet, bu büyük bir tehlike. Kalite kontrolü yapılmadan uluslararası eǧitim gerҫekleştirilmekte.
Bazı eǧitmenler müşterilerin taleplerini bunların etkilerini düşünmeden yerine getiriyorlar.
Genellemelerin tehlikeli olabileceǧini anlamak önemli. Ҫin, Rusya ve Hindistan gibi
ülkelerde deǧerler dramatik bir şekilde deǧismekte. Kültürlerarası eǧitmenlerin insanların
seminere katıldıktan sonra düşünce tarzı ve davranış biҫimlerine önemli derecede etkileri var.
Bu konu´ ya etik bir yaklaşım bu alanda ҫalışan insanlar iҫin ҫok önemli.
29
Kültürlerarası bir iş´ e nasıl atıldınız?
Bu alan`a ilgim Ingiltere´de, Fransa´ da, Belҫika´ da, ve Amerika´da ҫalıştıǧımda yapmış
olduǧum araştırmalarım esnasında gelişti. En önemli an benim 1993 yılında Chicago´da
ҫalıştıǧım sene, ve kendisi iҫin ҫalışmış olduǧum uluslararası marketing yöneticisi bana
Edward Hall´´ ın kitabını Understanding Cultural Differences`önerdi. Bunu ҫok mükemmel
bulmuştum ve benim tecrübemle bir baǧlantı kurabiliyordum. Ondan sonra kültürel
farklılıklar üzerine tezimi yazdım ve Ingolstadt´taki ilk SIETAR Deutschland toplantısında
ilgimi mesleǧime yönlendirmek istediǧimi anladım. Yetişkinler eǧitiminde pratik tecrübe
edindim ve hava güvenliǧi ile ilgili iki sene kendimi geliştirdim. 1999 yılında kendi şirketimi
kurdum. Yalnız ҫalışamayacaǧımı fark ettim ve böylece eǧitmen ve danışmanlardan oluşan
bir ekip kurdum. Culture Waves kültürlerarası danışmanlık sunuyor, şirket iҫi belli bir kültüre
odaklı seminer ve genel kültür semineri teklif ediyor ve bunun haricinde uluslararası ekipler
ve kişisel eǧitim alanında facilitation hizmeti verdim. Bu iş sayesinde farklı kültürlerin
insanlarıyla temas kurmaya başladım. Insanın kendisinin ne yapabileceǧini ve sınırlarının
nerede olduǧunu bilmesi önemli. Kültürlerarası danışmanların tavsiye ettikleri olayları
yaşamaları gerektiǧine inanıyorum. Bu benim iҫin ҫok önemli, ҫünkü sadece insanlara iş
hayatlarında başarılı olmaları iҫin yardımcı olmuyorum, bunun haricinde aynı zamanda kendi
şirketimi ҫok kültürden oluşan bir ekip ile yönetiyorum.
Sietar ne iş yapıyor?
Sietar kültürlerarası eǧitim ve araştırma alanında uzmanlaşmış bir şirket. Dünya´ nın her bir
yerinde faaliyet gösteriyor. Sietar Deutschland 450´den fazla üyesi olan en büyük yerel grup.
Kar hedefi olmayan ve workshop ile seminerleri hizmet olarak sunan ve kültürlerarası konular
ile ilgili konuları newsletter ve dergiler sayesinde bilgileri yayan bir kurum. Bir ҫok disiplini
iҫinde barındıran ve siyasi, ekonomik, sosyal, üniversite, eǧitim ve danışmanlık alanında
hizmet veren bir network. Diyaloǧu desteklemeye ve bu alanı daha da profesyonelleştirmeye
ҫalışıyoruz.
Fransız olmanın sorusu
2005 yılının sonlarındaki ayaklanmalardan sonra daha fazla Fransız etnik azınlıkların
istatistiki kaydını istiyorlar, diye Sarah Nassauer bildiriyor.
New York, Londra, Paris orta sınıf semtinin bir köşesinde durunuz, oradan geҫen bir sürü
insan göreceksiniz. Fakat bu durum Paris ve Fransa´ nin diǧer yerlerinde söz konusu deǧil.
Amerika, Ingiltere veya Hollanda Fransız hükümeti bir takım gerҫekleri göremiyor. Fransa´da
30
resmi amaҫlara kullanmak üzere etnik veya dini veriler toplamak yasadışı bir olay. Bu kural
bazındaki düzenlemeler ülkenin eşitlik idealine dayalı. Bunun haricinde Vichy hükümeti
altında insanların Jahudi olarak nasıl acı ҫekme kamplarına gönderildiklerinin resmi devlet
kayıtları bulunuyor. Ve bu kayıtlar Fransızların bilincinde olarak bu tür listeleri muhafaz
etmenin bir uyarısı olarak geҫıyor. Resmi anlamda insanlar ya Fransız ya da yabancı. Fakat
etnik istatistikleri toplamanın tartışması 1990 yıllarının başlarında demografcılar tarafından
başlatıldı-ve bu tartışmalar arap ve siyah genҫler tarafından geҫen sene kasım ayında
ateşlendi. Bu şiddet bir ҫok Fransız insanın varlıklı beyaz ҫoǧunluk ve ҫoǧu araplardan ve
siyahiler´ den oluşan azınlık arasındaki ekonomik aҫıǧın nedenlerini bulmakla meşguller. Bu
ekonomik aҫık büyük ölҫüde ayaklanmaların nedeni olarak görülüyor. Azınlıkta bulunan
genҫlerin işsizlik oranı Fransa´da bulunan genҫlerin yüzde yirmi´ lik işsizlik oranına karşın
yaklaşık yüzde kırk tahmin ediliyor. Bir ҫok insan bu aҫıǧı kapatmaya ҫalışıyor ve ayrımcılıǧa
karşı mücadele veriyor. Ayaklanmalardan sonra Fransız hükümeti bir sürü yeni önlemler
öneriyor. Aralık ayında Başbakan Dominique de Villepin tesadüf eseri yapılan örneklerle
ayrımcılıǧın kontrol edilmesini ve 25.000 avro´ ya kadar varan daha yüksek para cezalar
istedi. Ve güvenli olmayan semtlerde ofisler aҫan ve kiralayan şirketler iҫin vergi avanatajları
önerdi. Aynı zamanda ebeveynlik sorumluluǧuna ilişkin haddini bildirdi ve cocukları okula
gitmeyen ebeveynlerin daha fazla sosyal yardım almamalarını önerdi. Her ne olursa olsun
hükümet etnik istatistikleri toplamasına karşı. Bu hükümet ayrımcılıǧın nerede uygulandıǧını
tespit etmek aҫısından ve ayrımcılık önlem ilkelerinin başarısı aҫısından böyle bir yaklaşımı
uygun görüyor. „Istatistikler olmadan ilkelerin ne kadar başarılı olup olmadıǧını tespit
edeceksiniz?“ diye Morgan Stanley´ nin Avrupa Bölgesinin iktisatҫısı diyor. Bu istatistiǧi
hazırlayanlar istatistiǧin ҫeşitlilik ilkelerinin şirketlerde ve üniversiteler de başarısı aҫısından
önemli buluyorlar. Rakamlar bir şirket´ in veya üniversitenin ne kadar ҫesitli olduǧunu ve bu
yüzden hangi işin yapılması gerektiǧini gösteriyor. Bu tartışma telaşlı verilen aҫıklamalara
neden oldu. Ayaklanmalardan bir hafta sonra, Eşit Imkanlar Bakanı Azouz Begag Le Figaro ´
ya etnik istatistikleri desteklediǧini söyledi „Fransa´ nın gerҫek yüzünü görünüz.“Böyle bir
görüş şimdiye kadar hiҫ bir Franız bakanı tarafından savunulmadı. Etnik istatistiklere karşı
görüşler hala ciddi bir sayı´ da mevcut. Irkҫılıǧa aykırı kurum SOS Irkҫılıǧın liderleri, Insan
hakları Ligi (The Human Rights League) ve ırkҫılıǧa karşı savaşta yüksek otorite şu anki
durumu müdafaa etti. Ve etnik istatistikler toplamanın ҫok sakıncalı olduǧunu söyledi.
Toplumun fikrini araştırmak niyetiyle işlek Paris Street köşesinde durarak kendi hızlı
araştırmamı yaptım. Beyaz on sekiz yaşında bir genҫ etnik istatistikler toplandıǧını duyunca
şok oldu. „Hepimiz aynıyız.“ diyor. Diǧer yandan Elvire Beleoken, etnik istatistiklerin güҫlü
31
bir taraftarıydı. „Etnik olaylar toplumda cinsel ilişkiler gibi önemli rol oynuyor, nasıl erkekler
ve bayanlar ile ilgili istatistiki bilgiler ediniyorsak. „Fransa Fransa olarak kendi etnik diyalog
biҫimini uygulamaya hazır. Her ne olursa olsun hükümet tarafından gerҫekleştirilen bir daha
ki etnik araştırma´ da oyumu vermeyi düşünmüyorum.
Ülke profili: Fransa
Genelde:
Resmi ad: Fransa Cumhuriyeti
Milliyet: Fransa
Baş kent: Paris
En önemli sehirler: Paris 2,1 milyon, Marseille 795600; Lyon 468300, Toulouse 426700, Nice
339000, Strasbourg 273100 (2004)
Resmi dil: Fransızca
Ülke kodu: +33
Zaman ?: Avrupa saati
Para birimi: avro
Internet ?: fr
Siyaset
Hükümet şekli: Demokrasi, Cumhuriyet
Cumhurbaşkan: Jacques Rene Chirac
Başbakan: Dominique de Villepin
Hükümet´in resmi websitei
Cumhurbaşkanının ofisi: www. Elysee.fr: Başbakanın ofisi: www. Premierminister..
32
Un farklı, yumurtalar farklı
Diyalog
Kültürlerarası
“Un deǧişik, yumurtalar deǧişik.” Ikisi de yemeǧin ustaları, ve işlerinde farklı tecrübeler
ediniyorlar. Shanghai´daki yildiz amerikan asҫı ve Londra´ daki restoran´ daki Avustralyalı.
Osborne: Merhaba, Eric. Sen şu an Ҫin deymişsin! Jean-Geoges Shanghai´da restoranını
aҫtıǧında, büyük bir kalabalık oluşmuş olması lazım.
Johnson: Merhaba Shane. Evet, öyleydi. Shanghai da her tarzdan bir sürü restoran var. Fakat
yıldız bir aşҫı tarafindan yürütülen bir restoran daha var. Sanırım bu tarzdan fazlası var. Ve
Ҫin´de daha fazla uluslararası restoran aҫıldıkҫa, sanırım daha fazla mobil olan ҫalışanlar
göreceǧiz. Bu yüzden yerel maaşların önümüzdeki beş sene´ de artacaǧını düşünüyorum.
Osborne: Jean-Geoges neden Shanghai da bir restoran aҫtı?
Johnson: Bu ҫok mükemmel bir iş imkanı ve bir restoran işletmek iҫin de ҫok uygun bir yer.
Burada ekonomi gerҫekten canlı ve insanlar bu durumun keyfini ҫıkartmak istiyorlar.
Osborne: Shanghai´ya gidip bu restoran´ ı aҫmak iҫin fazla ikna´ ya ihtiyacınız var mıydı?
Johnson: Hayır, Avrupa ve Asya´da ҫalışmak iҫin sadece hedeflerim vardı ve Jean-Georges
ile bu işi yapmaktan ҫok memnunum.
Bu imkan oluştuǧunda, Paris´ te kendisi iҫin
calışmıştım. Ҫin´ ı tanımaya ҫok meraklıydım. Ve yeni malzemelerle ҫalışmaya.
Osborne: Bu malzemeler ne kadar farklı?
Johnson: Her şey farklı. Un farklı, yumurtalar farklı. En büyük olaylardan bir tanesi de taze
baharatlar ile ҫalışmak. Batı´da kuru şekilde alışmış olduǧumuz baharatlar. Fakat en iyi olay
bölgesel balık. Isimlerinin ne olduǧunu size anlatamam. Bunların ҫoǧu iҫin bir Ingilizce
ismin var olduǧunu düşünmüyorum.
Bunun haricinde benim alışık olmadıǧım bir kaҫ
meyveler var, mangostine. Bunlardan bir kaҫını New York´a gittiǧimde götürmeyi
düşünüyorum. Konusu aҫılmışken, geҫen sene restoranınızda yangın ҫıktıǧını duymuştum.
Şu an her şey iyi mi?
Osborne: Evet, iyi. – On bir aylıǧına kapatmak zorunda kaldık, fakat on iki ҫalışan´ dan 8´ini
bu süre iҫerisinde tutmaya karar verdik, böylece dükkan`I geri aҫtıǧımızda elimizi ҫabuk
tuttuk. Bu sanki bir geceliǧine kapatmışız gibi bir durumdu.
Johnson: Londra´da iyi mutfak elemanı bulmak zor mu?
33
Osborne: Bu ҫok zor. Bir kere 2003 yılında ikinci Michelin Star´ a vardıǧımızda, işler bizim
iҫin deǧişmeye başladı. Fakat Ingiltere´ de o kadar mükemmel restoranlar var ki, sıkı bir
rekabet söz konusu. 1991 yılında Ingiltere´ ye ilk geldiǧimde, üzerinde ҫalışılması beklenilen
Michelin-yıldızlı listeler vardi. Ҫin ne durumda? Tecrübeli aşҫı bulmakla her hangi bir
sorununuz oldu mu?
Johnson: Küҫük bir ihtimal ile Ҫin´ de sizin aradıǧınız tecrübe´ ye sahip olan bir kimse´ yi
bulacaksınız. Fakat bu tecrübe`yi edinmek iҫin ҫaba gösteren birini bulmak daha büyük bir
ihtimal -ve bu iyi, ҫünkü ҫalışanlarımı istediǧim gibi eǧitebilirim.
Osborne: Bu bütün mutfak ҫalışanlarımızın yerel oldukları anlamına mi geliyor? Pied a
Terre´ de, sadece üҫü Ingiliz.
Johnson: Mutfaǧımda sadece iki yabancı var. Diǧerlerinin hepsi Shanghai´ dan.
Osborne: O zaman siz ҫin`ce konuşuyor musunuz?
Johnson: Ҫin ҫalışanlarımın kafalarının biraz karışık olduǧunu itiraf etmem gerekir. Paris´te
iki sene ҫalıştım ve biraz Fransız`ca konuşmayı öǧrendim. Fakat Shanghai´ daki mutfak ekibi
Fransız ekibinden cok daha iyi Ingilizce konuşuyor. Her ne olursa olsun, mutfaǧın ana dili
Ҫin`ce.
Osborne: Bu biraz tuhaf olsa gerek.
Johnson: Buna alışıyorsunuz. Gerҫek anlamda. Belki benim duymamamın daha iyi olacaǧı
şeyler var.
Osborne: Fakat bu ҫok farklı bir kültür. Ҫalışanların deǧişik bir mentalite´ ye sahip olduǧunu
mu düşünüyorsunuz?
Johnson: Ҫin`liler öǧrenmeye ҫok meraklı. Onlara düzgün bir şekilde bir işin nasıl yapılması
gerektiǧini gösterdiyseniz, bu işi yapmaktan ҫok mutlu oluyorlar. Batı´ da ҫalıştıǧım iş
yerlerine nazaran bir daha ki zaman işin mükemmel bir şekilde yapılması büyük bir olasılık.
Osborne: Orada ihtiyacınız olan bütün malzemeleri alabileceǧinizden emin misiniz? Evet,
örneǧin, burada domates ekiyorlar, fakat kalitesi iyi deǧil. Bazı yeşillikler, „Estragon“,
nane´nin farklı tadları var. Hala bir ҫok malzemeyi satın alabiliyorsunuz, ihracat edilen
ürünlerden ise ҫok az kullanıyoruz. Bunun haricinde ҫiftҫilikle ҫok yoǧun bir şekilde
ihtiyacımız olan ürünleri üretmek iҫin ҫalışıyoruz. Ürünleri …şeklinde Amerika ve
Avustralya´ dan satın aldık.
Osborne: Alışveriş bizim iҫin büyük bir sorun, fakat deǧişik bir nedenden dolayı. Insanlar
biraz taze doǧa ürünleri istiyorlar ve bunların nereden geldiklerini bilmek istiyorlar.
Johnson: Böylece bu sizin iҫin ne demek?
34
Osborne: Biz yeni tutulmuş balık tercih ediyoruz. Iceland´ den biraz balık temin ediyoruz,
ҫünkü onlar tutuş oranları`na büyük önem veriyorlar. Elimize geҫen midye dalışҫılar
tarafından ekildi ve genetik yapısı deǧiştirilmiş ürünler nedeniyle ҫok endişeliyim, böylece
GM`siz sebzeleri olduǧunca ҫok kullanıyoruz. Müşterileriniz bu tür soruları soruyorlar mı?
Johnson: Hayır. Insanlar et´ in ve balıǧın nereden geldiǧini soruyorlar, fakat kaynaklarını
veya nasıl yetiştirildiklerini sormuyorlar. Balık üretimi burada ҫok büyük bir sorun teşkil
etmiyor. Ve organik ürünlerin üretimi ile henüz yeni başlandı.
Osborne: Hiҫ Londra da ҫalıştın mı, Eric?
Johnson: Şimdiye kadar, deǧil. Fakat Londra gıda ürünlerinin sıkҫa konuşulduǧu bir şehir,
öyle degil mi?
Osborne: Evet, Ingiliz restoranları inanilmaz. Burada gerҫekleşenlerin bir parҫası olmaktan
gururluyum. Avustralya´nın iyi restoranları var, fakat Ingiltere´de gördüǧüm kaliteden ҫok
uzak. New York´a geri döneceǧini düşünüyor musun? Johnson: Hayır. Burada başarmak
istediǧim daha bir ҫok şey var.
Osborne: Iyi, o zaman, bol şanslar ve bana bu sohbet iҫin zaman ayırdıǧın iҫin teşekkürler.
Ҫalışma hafta´nın benim ki kadar uzun olmasını bekliyorum.
Johnson: Evet, yaklaşık 80 saat.
Osborne: Iyi o zaman, o zaman biz en iyisi mutfaǧa geri dönelim. Hoşҫakal, Eric.
Johnson: Hoşҫakal, Shane.
Kelimelere bir bakış
Fikirler ve yeni gelişmeler hakkında konuşurken, Ingilizce konuşanlar ҫoǧu zaman uҫus´a
veya uҫmaya deǧinen deyimler kullanıyorlar. Bir fikrin direkt olarak anlaşılamamasına neden
oluyorsanız, dolaylı bir yoldan „Bu fikri yarın konuşalım.“ Diyorsunuz. Eǧer bir mevzu
hakkında karar verilmediyse, o zaman bu mevzu`nun sonucu aҫıktır. „Bu toplantı´yı
gerҫekleştirelim veya gerҫekleştirmeyelim, bu mevzu belli deǧildir.“Özellikle yeni fikirler ve
projeler hakkında konuşulduǧunda, „Get off the ground“ deyimini : başarılı olmak deyimini
kullanırız. „Kampanyası hiҫ bir zaman başarılı olmayacak. “Bir şeyin başarı oranı düşük ise, o
zaman başarı ihtimali düşüktür. “Kablosuz data ulaştırma planı, fakat tahminen not going to
fly. “ Ҫok fazla ilgi uyandırmayan bir ürün veya fikir. “Bu isveҫ filmi radar altındaydı ta ki bir
Oscar kazanana kadar.”Ҫabuk büyüyen bir şey, yükseldiǧi söyleniliyor. “Temmuz ayında
satışlar arttı.” Başarılarının tadını ҫıkartan bir kimse yükseklerde uҫuyor. “Buna benzer,
35
yetenekli ve başarılı bir kişi “Senkrechtstarter” Diǧer taraftan pek tanınmış olmayan fikirler
“Şef´in saat beş de toplantı yapmadıǧımız fikri, bir balon gibi?
Geҫenlerde gördüm
Bu Nokia cep telefonu reklamı kelime oyunu iҫeriyor. Genel anlamda bilinen deyim
“technically speaking”, doǧru`yu söylemek gerekirse, bir iddia da bulunduǧunuz veya bir
gerҫeǧe deyindiǧinizin bir sinyali. Ҫoǧu kez bu tür verilere bir başka aҫıklama veya ҫelişki
daha ekleniyor. “Dogru´ yu söylemek gerekirse, ürünleri bizim ürünlerimizden daha önce
piyasa´ ya ҫıkmıştı, fakat bunun yerine daha az taşıma sorunumuz vardı. ”Burada deyim
kelimesi kelimesine kullanılıyor. Reklam bunu bu şekilde okuyunuz diyor. ” Bu telefon teknik
aҫıdan güzel bir telefon.” “Güzel” kelimesinin burada birden fazla anlamı var. Alışılmış
anlamının dışında ҫok yüksek düzeyde bir olayı ima ediyor. “Ne kadar güzel bir ҫözüm.”
“It
is “ `in “it´s” ´ in bir kısaltması olduǧunu göz önünde bulundurunuz. Burada vurgu “iş”
üzerine yapılıyor ve ifadenin bir gerҫek gibi görünmesine neden oluyor. Nokia şöyle de
yazabilirdi: Gerҫek şu ki cep telefonumuz cazip ve harika bir teknoloji´ yi iҫinde
barındırıyor.” Reklam şu sözlerle sona eriyor: “Nokia 8801 cep telefonu güzelliǧin ve beynin
mükemmel bir birleşimi. Blend bir karışım demek, ve “brains” zeka ile yetenek demek.
“Güzellik ve Zeka” sözleri ҫelişkili olan “cazibeli ve teknoloji” kelimelerine deǧiniyor.
Ne şu, ne bu
Ne Michael´in ne Jackie´ nin bilgisi var. Ya Ҫarşamba günü ya da Cuma günü buluşabiliriz.
Şu an ne Peter ne Jane burada. Ben ne Italyanca ne de Ispanyol`ca konuşabiliyorum.
Ne Peter ne de Jane Pazartesi günü geliyorlar. Henüz ikisiyle de konuşamadım. Odaların hiҫ
biri yeterince büyük deǧil.
Ikinizden biri bana yardımcı olabilir mi? Iҫimizden hic biri bu durum ile memnun degil.
Topantı´ ya gitmedim Ben de deǧil. Bugün şefi görmedim. Ben de görmedim.
Cuma günü gelemiyorum Ben de. Alman mısınız, isviҫreli misiniz?
Avustralya`lıyım.
Şarap mı bira mı tercih edersiniz? Her ikisi de.
Her ikisi de deǧil,
36
Halkla ilişkiler
Halkla ilişkiler işinin görevi şirketi dış dünya´ ya karşı olumlu yönde temsil etmek.
Şirket´ in yüzü
Patlayan hava yastıkları, dataları yok eden bilgisayar programları, cereyan kesintisi, - bütün
bu durumlar bir şirket´ in halkla ilişkiler görevlisinin hizlı bir şekilde önlem alması gereken
bir durum. Bu tür bir kriz yönetimi bir sorunu hızlı ve verimli bir şekilde ҫözmek, bir hata iҫin
özür dilemek ve sorunun ҫözümünü bulmaya ҫalışmak demek. Bir kriz tüketici güveninin
kaybına neden olabilir ve seneler süren şirket´ in namını zedeleyebilir. Böylece PR
bölümünün görevi hasar kontrolünü de iҫeriyor ve bir olayın olumsuz etkilerini
sınırlandırmaya yönelik bir ҫaba. Halkla ilişkiler halk ile iletişimi iҫeriyor, her ikisinin görevi
hem medya hem direkt yol ile bir şirket´ in olumlu imajını yaratmak. Reklam´ın amacı bir
ürün´ ün veya hizmeti´ in satışını desteklemek, halkla ilişkiler bir şirket´ in yüzünü temsil
ediyor. Geleneksel olarak, basın aҫıklaması ve basın toplantısı PR görevli`lerin kullandıkları
standart enstrümanlardan biri. Basın aҫıklamaları gazeticiler´e direkt olarak fakslanıyor veya
e-mail ile gönderiliyor. Bu basın aҫıklamaları gazeteci`lerin şirket´in bir olayı ile ilgili bir
rapor yapmaları iҫin moral vermeyi amaҫlıyor. Ҫogu kez gazeteci`leri önce`den bir olay ile
ilgili bilgi veriyorlar ve bazen bir aҫıklama tarihi iҫeriyor. Yani haberlerin bu günden sonra
topluma aktarılabileceǧi gün. Bunun haricinde basın toplantıları gazetecilerin şirket
yöneticileri ile konuşabilmeleri iҫin bir imkan teşkil ediyor. Bir PR görevlisi veya bir
kurumun üst-düzey üyesi bir aҫıklamada bulunuyor ve bundan sonra gazeteciler sorular
sorabiliyorlar. Elektronik medya PR görevlilerinin ҫalışma tarzlarını dramatik bir şekilde
deǧiştiriyor. Bugün, şirketlerin ҫoǧu´ nun şirketin yüzü olarak fonksiyonu olan bir websitesi
var. Ve bu basın aҫıklamaları gittikҫe posta ile gönderilmektense e-mail ile gönderiliyorlar, ve
tek sorun bu degil, bir dizin yeni teknolojiler söz konusu, - indirilebilir video kliplerinden
RSS haber bloglarına kadar. – PR görevlisinin kullanabileceǧi bir şekilde. Bir şirket´ in
tanınmışlık derecesini yükseltmek iҫin PR
görevlileri sürekli yeni arayışlar iҫerisinde.
Sponsorluk bir şirket´ in ismini bir olay ile baǧdaşlastırmak iҫin ҫok yaygın bir yöntem. Hedef
kitlesi genҫler olan bir iҫecek üreticisi bir “reggae” festivalini desteklemeye ҫalışabilir, ve
potansiyel müşteri olarak zengin bir grubu hedef kitlesi olarak gören bir mülk şirketi bir
klassik müzik konserini destekleyebilir. Bu tür aktiviteler resim ҫekmek icin iyi bir imkan
sunuyor ve bu resimler gelecekte PR materyali olarak kullanılabilir. PR görevli`leri hangi
durum ile karşı karşıya kalırlarsa kalsınlar, ve hangi enstrümanları kullanırlarsa kullansınlar
37
şirket´ in mesajini piyasa beklentilerine uydurmak ҫok önemli. Dünya´ ca faaliyet gösteren bir
şirket her yerde aynı PR strateji`sini kullanamaz, ҫünkü her ülke´ nin şirket iletişimi iҫin kendi
kuralları vardır. Bunun bilincinde olan bir PR bölümü kendisini toplumda olduǧunca olumlu
bir şekilde gösterebilir.
Iş hayatında kabiliyetler
Iletişim
Iş hayatında gerekli olan yetenekler: Iletişim
Mesaj`ı doǧru bir şekilde iletmek iş hayatının sohbet etme kurallarını bilen ve büyük bir
titizlikle uygulayan bir kimse, uluslararası platform´ da başarılı olabilir. Başarılı bir iletişim
iҫin Bob Dignen dört aşamadan bahsediyor.
Iş hayatı Ingilizcesi eǧitmenleri ve yazarları geleneksel olarak uluslararası ticaret iletişiminin
başarılı geҫmesi iҫin özel bir dil´e ihtiyacı olan bir görev´e ayırdı. Örneǧin bu bölüm´ deki
geҫmiş makaleler telefonlaşmak, sosyalleşmek, toplantılar, pazarlıklar, e-mail ve sunumlar
gibi ayrı konuları el´ e aldı. Bu makale de farklı bir yaklaşım izliyoruz. Burada uluslararası
iletişimi temel alan bir takım genel prensip`lere ve prosedür`lere ne gibi özel görevleri yerine
getirmek zorunda olursanız olun bakıyoruz. Bu “bir cinsten” yaklaşım hem genel hem özel.
Genel, ҫünkü bir sürü görev üzerinde uygulanıyor. Iletişim strateji`lerinin belli bir uluslararası
durum iҫin uygun olması gerektiǧini vurguladıǧından aynı zamanda da özel bir yaklaşım.
1 Iletişim aҫıǧı
“Bir cinsten” yaklaşımın temelinde “sender receiver” modeli yatıyor. Bütün iktisat iletişim
türleri mesaji alıcılara ( dinleyenlere veya okuyanlara) ileten bir gönderici iҫeriyor (konuşan
veya yazan). Ondan sonra alıcılar mesaj`ı ve cevabını anlamak zorundalar. Alıcılar iҫin sorun
mesaj`larının nasıl algılandıǧından emin olamamaları, ҫünkü alıcılar sürekli duyduklarını
süzgeҫ´ den geҫiriyorlar ve anlamaya ҫalışıyorlar. Buna “kritik iletişim aҫıǧı” denilir. Yanlış
anlaşılmaların nedeni bu denli sık olmasının nedeni, özellikle de kültürel farklılıkların (hem
gerҫek hem uydurulmuş) mesaj`ın anlamını etkileyen uluslararası iletişimde.
38
2. Netlik ve Etki
Söylenenlerin net ve anlaşılabilir olmasını saǧlayabilmek iҫin göndericiler iki ana amac ´a
hedeflenmeliler: mesaj`ları net olmalı ve doǧru etki´yi yaratmalı.
a) Netlik
Karışık bir ticari durumda kültürlerarası yabancı dil´ de iletişim kurunca, neyi neden
söylediǧinizi bildirmek ҫok önemli.Ҫoǧu kez dil, konuşma yeteneǧi burada ikinci plan´
da. Ingilizce bilgileri ҫok iyi olmayan kişiler bir ҫok Ingilizce`si olan kimselerden ҫok
daha iyi uluslararası platform´ da iletişimciler. Bir ҫok anadili Ingilizce olan kimseler
uluslararası platform´da iletişimci olarak başarısız kalıyorlar, ҫünkü konuştukları
Ingilizce´ nin hızı ve karışıklıǧı anadili Ingilizce olmayan kimseler iҫin anlama
zorluklarına sebep oluyor. Uluslararası platform´ daki bütün iletişimciler, anadil
konuşanlar veya konuşmayanlara bakmaksızın, verdikleri mesaj`ları net ve basit bir
şekilde sunmak zorundalar. Mesaj`ın ardında saklı olan motivasyonu´ da anlatmak ayrıca
önemli. Dolaylı bir şekilde dil´e getirilen mesaj`lara güvenen insanlar büyük ihtimal ile
(“Ne söylemek istediǧim net´ti, böylece bunu direkt bir daha izah etmeme gerek yok.”)
uluslararası platform´ da ҫalışan ortaklarının kafalarını karıştıracaklar. Örneǧin bir alman
müşterisi bana kendisinin erkek bir amerikan kişi ile amerikan üst düzey yönetici ile
konuştukları sorunu iҫeren bir e-mail´ i fotokopi ettikten sonra ”direkt” bir tartışması
olduǧunu anlattı. Amerikan iҫin herkesi bilgilendirmek amaci güden bu standart bir
prosedürdü. Alman´a göre bu sorunun gittikce gereksiz bir şekilde büyümesi demek.
Amerikan meslektaşı ise üst-düzey yöneticilerine göndermiş oldugu e-mail´ in nedenlerini
aҫıkҫa aҫıklaması lazımdı.
b) Doǧru Etki
Iletişim esnasında bizim ne planladıǧımız ne de fark ettiǧimiz farklı etkiler oluşuyor.
Uluslararası platform´da söylediklerimiz hem bilgilendirebilir hem de kafa karıştırabilir;
ilişkileri ya oluşturur ya da yok eder; bir engel olduǧuna ikna eder veya engeli yaratır,
motive edebilir ya da demotive edebilir. Hedefsiz etkiler ҫoǧu kez iş hayatlarında
gerҫekleşir. Örneǧin bir kere bir isveҫ müsteri ile bir kısa sohbet´ im olmuştu ve bu
sohbet´ te bir ҫok Ingilizce soruları sormuştum. Fakat ҫok fazla yanıt alamamıştım.
Böylece, „Bugün biraz sessiz görünüyorsunuz.“ dedim. Bunun üzerine cevabı basit`ti:
„Evet ve siz biraz sesli duruyorsunuz.“ Isviҫre´ de suskunluk diǧer insanların yerlerine ve
39
zamanlarına saygı duymak demek ve ben ҫok soru sorarak asıl niyetimin saygılı olmak
olmasına raǧmen usandırıcı olmuştum. Böylece başkaları üzerinde bırakacaǧınız etki
konusunda dikkatli olunuz. Uluslararası platform´ da başarılı iletişimciler bir takım
ilişkiler kurmak, ikna etmek, motive etmek veya sorunlar yönetmek iҫin arzu edilen
etkileri yaratabiliyor durumdalar.
3. Başarı iҫin dört aşama
Netlik elde edebilmek iҫin ve arzu edilen etkilere ulaşmak iҫin mesajınızı
hazırlayabilmeniz iҫin dört ana aşama hakkında düşünmekte yarar var: hedef, bilgi, süreҫ
ve tarz. Kısaca tavsiyeler: Bu konu´ ya yaklaşmanın bir diǧer yol´ u bahsedilen dört soru
hakkında düşünmek, bunu yaparken de sürekli sizin bulunduǧunuz özel iş hayatınızın`daki
durumunuzu düşünerek:
Neden? Hedef veya amaҫ doǧru mu?
Ne? Bilgi doǧru mu?
Nasil? Iletişim süreci doǧru mu?
Hangisi?
Benim iletişim tarzım doǧru mu?
1. Aşama:
Iletişim hedefleri seҫmek
Uluslararası platform´da iş hayatında sorunlar insanlar farklı hedefler ile iletişim kurmaya
ҫalıştıkları zaman ortaya ҫıkıyor. Bir kere bir ҫalışan´ ın amerikan CEO´ sundan gelen bir
e-mail´ in amacını nasıl yanlış anladıǧını duymuştum. Bütün ҫalışanlara güncellenmiş ve
bir feedback ricası ile sona eren bir standart e-mail gönderildi. Bu gerҫek bir feedback
ricası deǧildi, fakat tipik amerikan iş hayatı kültürüne göre basit ve saygılı bir şekilde sona
eren bir e-mail. Bu e-mail`i alan kişi, her nasıl olduysa, gerҫek bir rica olarak yanlış
algılandı ve CEO´ ya kurumun sayısız sorunlarını bildirerek cevap verdi. Şefine şirket´ in
merkez şubesinden gelen „pek fazla nazik deǧil“ mesaji üzerine ҫalışan isveren`inden bir
azar işitti. Iletişim amaҫlarını doǧru anlamak bir deǧişim süreci yaşayan kurumlar iҫin de
ҫok önemli. Örneǧin bir bilgisayar programı talimat üzerine şube şirketlerine tanıtılacak.
40
Orit Gadiesh profili
Gerҫek Kuzey´ yi bulmak
Bir şirket efsanesi: Orit Gadiesh
Bain şirketi´ nin başkanı
Planlanmış` tan daha ҫok tesadüf eseri Orit Gadiesh israil askeriye´ sinin merkez şube´
sinden amerikan danışmanlık şirket`lerinin tanınmış şirket´lerinin yönetim kuruluna girmeyi
başardı. Vicki Sussens-Messerer bilgilendiriyor.
Genel görüş`ün alehine bir karar vermek ҫok zor bir iş. Bain & Company şirket danışmanlık
şirket` inin yönetici konumunda ki Orit Gadiesh bu zorlukların bilincinde. 1980 ` li yılların
sonunda Bain şirket` i iflas etti. Bir yatırım bankası şirket ortaklarına şirket` in bu durumdan
kurtulayamayacaǧını ve uzun zamandan beri calişmakta olan personel´ in iş´ ten cıkartılması
gerektiǧini söyledi. Bain şirketinde kariyeri 1977 yılında başlayan ve kriz döneminde yönetim
kurulu üyesi olan Gadiesh panik iҫin bir neden görmüyordu. Şirket´ in motive edici bir şirket
politikası vardı ve sabit bir müşteri topluluǧu. Rekabet`i gittikҫe artan bir endüstri´ de
zamanla kendi politikasını geliştirdi. 1985 yılında şirket kurucuları şirket´ i 200 milyon
dolar´a satana kadar Bain gerҫek anlamda başarılı iş´ lere imzasını attı. Şimdiye kadar fiyat
ҫok yüksekti ve yeni şirket sahipleri bu fiyat` ı ödemekte zorluk ҫektiler. 1988 yılında Bain
şirket` i personel` in yüzde onunu iş´ ten ҫıkartarak masrafları azaltmaya başladı. Ilk defa
böyle bir karar vermişti ve bundan dolayı ҫalışanlar` ın morali aşaǧı indi. Haifa´ da doǧan
Gadiesh 1970 yılların esnasında askerliǧini Israil` in askeri merkezinde yaptı. Bu durum
kendisine kriz döneminde bir karar verilmeden önce belli bir kararın verilmesi`nin
beklenemeyeceǧini öǧretti. Bunun haricinde gereǧinden fazla tepki verilmemesini öǧrendi.
Bain şirketinde herkesin „headhunter“ (yönetici personel arayan ve şirket´ lere yerleştiren
kimseler) ile görüşmeleri sürerken, Gadiesh tanımış olduǧu her headhunter´ ı arayıp „Beni
aramayın.“ dedi. „Bu aynı zamanda risk üstlenmek anlamına da geliyordu.“ diye Harvard
Business School websitesinde yayınlanan bir röportaj`ında söyledi. „Fakat bir sonra ki zaman
birileri ofisime gelip „Herkes headhunter´lar ile konuşuyor“ dedi, ve ben de „Iyi, fakat ben
deǧil“ diyebildim. Gadiesh ve diǧer on bir ortaklar Bain şirketi`nin eski müdürünü şirket´in
maddi sorunlarını ҫözmek amacıyla geri dönmeye ikna etti. Bu durum ortaklar`ın Bain
şirketinin geri kalan mülk´ üne odaklanmaları iҫin fırsat yarattı, yani müşterileri, ünleri ve
41
personeli iҫin. Bu kriz 1973 yılında psikolog olarak mezun olduǧu The Hebrew University´ye
öncesinde MBA´ yini yapmak üzere Harvard Business School `a gitmeden önce Gadiesh´ in
bünyesinde barındırdǧı liderliǧin ön plana ҫıkmasına neden oldu. Iş hayatındaki diǧer
meslektaş`larına nazaran bu durum kendisini HBS olayında olduǧu gibi bir efsane haline
getiriyor. HBS website röportaj`ında anlatmış olduǧu olay liderlik tarzının tipik bir örneǧi.
Uzun süre ҫalışmış olan bir personel`in ҫalışanına „headhunter“ tarafından bir iş teklifi
yapıldı, fakat bu iş teklifine olumlu cevap vermek veya vermemek konusuna ilişkin bir
belirsizlik söz konusuydu. Gadiesh kendisini sadece kalması iҫin ikna etmedi, diǧer ҫalışanlar
gibi bir iş teklifi aldıǧına dair ve bunu ciddi bir şekilde kabul etmeyi ve böylece şirkette
kalmayı düşündüǧünü söylemesi iҫin ikna etti. Gadiesh kendisine bunun „Ҫok güzel ve
etkileyici bir hikaye olduǧunu söyledi.“ Ve bu başkalarına kalmaları yönünde cesaret vererek
iş´ e yaradı. Her ne olursa olsun Gadiesh´in en önemli anı 1992 yılında auǧustos ayında
gerҫekleşen şirket`in senelik toplantısıydı. Maddi aҫıdan Bain şirket`i gücüne güҫ kattı ve son
altı ayda almış olduǧu sipariş`lerin yüzde yetmişini kazanmış oldu. Her ne olursa olsun
Gadiesh personel´in kriz öncesi zamanında Bain şirketine kuvvet veren gurur ve özgüven
seviye`sine ulaşmadıǧını hissetti. Baǧımsız hareket eden personeli`nin bu tür duygusal bir
sohbet´e girmeyeceǧini biliyordu. Diǧer yandan finans haberleri`nin moralleri yükseltmek
iҫin yeterli olmayacaǧını biliyordu. Böylece tanınmış “hiҫ bir rakam konuşmasında“ kurum
iҫerisinde geҫerli olan gurur hususuna odaklanıyordu. Eşinden esinlenerek, yelken sporunu
gönülden icra eden bir kullanıcı ile ilgili mecazi anlamda bir deyim kullandı ve personel`in
her sene
coǧrafi mıknatıs kuzey kutbu
etrafında gezinen yelkenci tarafından
yönlendirilmemesi gerektiǧini söyledi. Bunun yerine Bain şirket´inin üzerinde kurulmuş
olduǧu „Gerҫek Kuzey“ ilkesine yönlenmeleri gerektiǧini söyledi. „Herkes bir korku
iҫerisinde kaҫmaya başladı.“ Diye bir tanık The Economist dergisine anlattı.
1993 yılında Gadiesh´ in genel müdür yapıldıǧı yıldan sonra. Ve „Gerҫek Kuzey“ ilkesi şirket
diline entegre olmuş oldu. Doǧrusunu söylemek gerekirse Paris ofisinin erkekler tuvaletinde
„Lütfen düz gidiniz. Gerҫek kuzey direkt karşınızda.“ Yazan bir levha asılı. Şirket krizinden
yaklaşık yirmi sene sonra Bain önde gelen bir danışmanlık şirketi olarak kalmayı başarıyor.
„Gerҫek Kuzey“ ilkesine uymaya ҫalışan yönetim kalkınmada olan sektörlere yönelmek
yerine geniş yelpaze´ de sundukları hizmetleri sunmaya devam etmek iҫin kendilerini
şartlandırıyorlar. Bu duruma özel bir bilgi teknolojisi bölümü kurdular, diǧer büyük
danışmanlık şirket´lerinin borsa` ya adım atma politikalarını redd ettiler. Ve henüz bu hızlı
büyüyen özel sektör alanında ҫok fazla iş yapma fırsatları olmadı. Bu nedenden dolayı
eleştirildiler. Geҫenlerde The Economist dergisi eǧer „Gerҫek Kuzey“ ilkesini uygulamaya
42
devam edecek olurlarsa, yakın bir süre iҫerisinde bir buz parҫasına ҫarpacaklarını söyledi.
Her ne olursa olsun Bain şirketi ortak`lık sektöründe önde gelen bir danışmanlık şirketi olarak
görülüyor. Bain şirketi´ nin websitesinde verilen bilgilere göre son bir kaҫ sene´ de
müşteri`lerinin hisselerinin S&P 500 Indeks` inin deǧerinden ҫok daha iyi bir sonuҫ elde etti.
Ve Gadiesh bir olaǧanüstü etkileyici bir ün`e sahip olmaya devam ediyor. Danışmanlık
dergisi bir kere hakkında „Başından beri Bain şirketi´ nin genel müdürü danışmanlık
sektöründe ayrıcalıklı bir konuma sahipti.“ Gadiesh´in
eflatun renkli saҫları, kaba
mücevherleri ve müşteriler ile aҫık bir diyaloǧa girme isteǧi „keyiflerine göre hareket eden
kimseler ile“ dolu olan bu meslek alanında kendisini
diǧerlerinden farklı kılan „eşsiz“
özelliklere sahip.“ Zeytin renkli yüzlü Gadiesh artık uzun eflatun renkli saҫlar taşımıyor.
Buna raǧmen The Economist dergisi 54 – yaşındaki „avrupalı şık bayanı“ ve Forbes dergisi
ise kendisini „en güҫlü yüz bayan ´dan bir tanesi“ olarak adlandırıyor. HBS` in „Orit Gadiesh:
Bain & Company şirketinde ҫalişmaktan gururlu“ adlı durum incelemesi hala MBA
öǧrenci`lerine okumaları iҫin ellerine veriliyor, ve Gadiesh „Davos Dünya Ekonomi
Zirvesinde“ düzenli bir şekilde konuşmalar yapıyor. Kendisi ne henüz bir medya star´ı, ne de
en büyük danışmanlık şirket´ lerinin birini yöneten tek bayan olmasını önemsiyor. „Mizah
yönümü kullanarak iş yapabilmemiz iҫin insanlara benim bir bayan olduǧumu unutturmaya
ҫalışıyorum.“ diye bir kere anlattı. Iş yapma becerisini Gadiesh erken yaşlarda öǧrendi. On
yedi yaşında ilk başta 1993 yılında Israil`in başbakanı olan Ezer Weizmann` in asistanı oldu,
ondan sonra Israil ordusunun temsilci müdürü olarak askeri bir birlik kurdu. Bu kurum´ da şu
an Bain şirketi´nin önemli bir parҫası olan „80-100 kuralını“ Gadiesh öǧrendi. Bu kural bir
kurumun tarihinde bazı zamanlarda mükemmel sonuҫlar bulmanın imkansız olduǧunu
söylüyor ve bu yüzde iş´ e yarayan 80%` lik bir ҫözümün daha iyi olacaǧını belirtiyor. Belki
de bu genҫ bayan` ın öǧrenmiş olduǧu en önemli ders liderlerin görünür bir şekilde ön plana
ҫıkmaları gerekliliǧi. Ne kadar üst düzey yöneticiler olduklarına bakmaksızın bu bütün
„Bain`ilerin“ müşteri işi yaptıklarını ısrar etmesinin nedenlerinden bir tanesi. Bu ayrıca
Gadiesh´in zamanının yüzde yetmişini bütün dünya´daki şirketlerin ofisini ziyaret etmesinin
nedeni. „Orit bir danışman`ın danışmanı. Büyük bir sorun ҫözücüsü ve müşterileri bir
mıknatıs gibi ҫekiyor.“ diyor HBS profesörü Joseph L. Bower.
Askeri birliǧin merkezin`den en büyük amerikan şirketlerin yönetim kuruluna girişi
planlanmıştan daha ҫok bir tesadüf´ dü. Musevi Üniversitesinden mezun olduktan sonra
Gadiesh Harvard Business School´un bir profesör`ünün kendisini okumaya ikna ettigi New
York´ u ziyaret etti.
43
Harvard Israil ´den cok farklı olan bir dünya´ya, yani Amerika ülkesine giriş biletiydi.
Gadiesh hiҫ bir zaman televizyon reklamı izlemedi, hiҫ bir zaman büyük bir alışveriş
merkezine gitmedi, ve ҫoǧu kez sınıfta kendisinin kişisel olarak hiҫ yaşamadıǧı konuları
öǧrendi. Herşey`den önce Gadiesh Ingilizce ile mücadele etti. Hala sözlük yardımı ile altı saat
okuduǧu ilk on bir sayfalık
„durum incelemesinini “ hatırlıyor. Zorluk ҫektiǧini gören bir
profesör „Neden sınıf´ta kalmayı denemiyorsun?“ diye sorana kadar. Bunu yapmaya niyetli
deǧildi. Buna raǧmen sınıfın`in ilk 5% ´leri arasında mezun oldu ve en iyi marketing öǧrencisi
olma ödülünü kazandı. Bain bu MBA star mezununu kazanmakta hızlı davrandı. Kendisi Bill
Bain´e sonuҫlara olan ilgisinden dolayı yönlendirildi, Gadiesh ve diǧer Bain´iler tarafından
hala kullanılan özetlenmiş bir kiatp`ҫıkta aҫıklanan „sonuҫların“ önemi. „Pazartesi sabah´in
sekiz`inde ne yapıyorsun?“ Gadiesh kendisine yüksek hedefler belirliyor. Her zaman insan´ın
kendisinin komfor alanından ҫıkabilmesi iҫin kendini zorlaması gerektiǧine inaniyor. Ve bu
arada nasıl dinleniyor? Forbes dergisine geҫenlerde anlattık`larına göre yoǧunlukla yaptıǧı
egzersiz havaliman`ların arasında koşmak. Fakat en ҫok tercih ettiǧi dinlenme türü kitap
okumak, sene´de yaklaşık yüz kitap okuyor. „Almanya´da Israil´li olmama raǧmen başarı ile
ҫalışmamın nedenlerinden bir tanesi alman edebiyat´ını, filozof`larını ve tarihini ҫok
okumamdır.“ diye söylüyor. „Aynı şekilde Fransa´da, Japonya´da, Ingiltere´de ve Israil´de de
ҫalışabilirdim, ҫünkü onların da yazarlarını okudum.“ Okuma`nın ayrı bir avantajı daha varher yerde uygulanabiliyor – hem ev ortamında hem de seyahat´te. ”Golf kursuna gitmek
amacı ile iki saat harcamama gerek yok“ diyor kendisi. Gadiesh´in memleketi daha ҫok
Ingiliz eşi, Grenville Byford (eski bir Bainie ҫalişanı) ve Guzel adındaki köpeǧi ile birlikte
yaşadıǧı Paris. Fakat kalbi hala üye olduǧu Peres Peace Vakfında.“ Bölge´ye barış getirmek
amacı ile siyaset`in dışındaki konuları düşünebilen özel insanlar`dan oluşan bir grup.“ diye
yanıt veriyor. Israil askeri birlikten buraya kadar uzun, fakat bir o kadar da tuhaf bir yol, fakat
askeri birlik kendisinin buraya kadar gelmesine vesile oldu. Bu ve „Gerҫek Kuzey´yi “
bulabilme kabiliyeti.
Adrian Furnham : Yönetim psikolojisi hakkında
Yönetim
Bir Yöneticinin gözünden
Bazı insanlar psikolog, psikoanaliz, psikiatrist ve psikolojik iş danışmanı arasındaki farkları
bilmiyorlar. Fakat bu ҫok kolay: bir psikolog sadece dinleyici ve izleyicileri karşısında
44
görünür. Bir psikoanaliz insanları seneler boyunca koltuǧa yatırarak kendi ayakları üzerinde
nasıl durmaları gerektiǧini öǧretiyor. Bir psikiyatrist kan basıncı ile ilgili endişelenen bir
doktor. Sonuҫ`ta, psikolojik iş danısmanı bir insan`ın kendisini iyi hissetmesini saǧlıyor, fakat
sizi sorunlarınızın suҫlusu olarak anne-babaları sorumlu görmenizi saǧlıyor. Şu an bu meslek
alanında yeni bir meslek oluşmakta: kurumsal psikologlar. Şirket yönetimi alanında
ҫalışıyorlar, fakat ortalama danışman´ dan ne farkları var? Kurumsal bir psikolog olabilmek
iҫin bir Master derecesi aldıktan sonra iki üҫ sene süren bir olay. Bunun haricinde bir kimse iş
hayatı`nın farklı alanlarında uzman olması gerekiyor. Personel seҫimi, performans
deǧerlendirmesi, kariyer gelişim, danışmanlık, kişisel gelişim, eǧitim, motivasyon, kurumsal
deǧişiklik. Psikoljik alanda kendilerini eǧitmiş olmaları psikologlar`ın saǧgörülü, duygusal,
zeki veya diǧer insanlarla iyi ҫalışabilen insanlar oldukları
anlamına gelmiyor. Bazıları
işlerinde ҫok iyi, fakat hepsi deǧil.
Öyleyse bu insanların hangi özellikleri özel?
Davranış biҫimlerini ölҫmek, test ve röportaj yapmak alanında iyiler. Fakat insanların neden
davrandıkları gibi davranmalarını da anlamaları gerekir. Davranış biҫimlerini kategorize
etmek ҫok basit, fakat ҫok daha zor ve önemli bu davranış biҫimlerin ardındaki mekanizm ve
prosedürler. Psikologlar ayrıca hastalık tespitlerde de iyi olmak zorundalar ve bu görev bir
hastalıǧın ilacını bulmaktan daha zor. Herkes bir ҫok – hastalanmalarla, motivasyon eksikliǧi
ile veya mobbing gibi davranış sorunlarının daha derin sorunların semptonları olduǧunu
biliyor. Kurumsal psikoloǧun görevi bu hastalıǧın nedenlerini ve etkilerini araştırmak.
Bunun haricinde psikologlar eǧitim ile ilgili bir veya iki hususu bilmeleri gerekir. Sonuҫta
eǧitim odaklı psikologlar yüz seneden beri bizim en iyi eǧitim metodları bilgimizi
yenileştirdiler. Örneǧin özetlenmiş (condensed) veya distributed öǧrenme şeklinin konusu.
Eǧer bir üҫ günlük kursunuz var ise, bunu pazartesi günü, sali günü veya ҫarsamba günü veya
birbirini izleyen üҫ pazartesi gününde mi gerҫekleştirmeniz gerekir? En son seҫenek bu
soru`nun cevabı. Bazı kurumsal psikologlar bazı alanlarda uzman oluyorlar. Bazıları yeni
teknoloji`lerle ilgileniyorlar veya yeni iş alan keşifleri ile ilgileniyorlar. Başkaları ise eşit
şanslar, saǧlık veya güvenlik alanında uzmanlaşıyorlar. Hala, bazıları danışmanlık rollerini
stres yönetimi ve kariyer gelişimi ile birlikte tercih ediyorlar. Bundan dolayı uzmanlar ve
danısmanlar, yani iyiler, bir kurumun yapısını verimlilik ve üretim konularını anlamakta katkı
da bulunabilirler ve az yetenekli insanlar sadece ayırt edilemeyen masrafları etkilerler.
45
Daha iyi bir denge
Bir ҫok bayan`ın daha iyi bir iş hayatı dengesi istedikleri bir sır deǧil. Fakat, Fortune
dergisinin bildirmelerine göre bir ҫok erkek yöneticiler bu denge´ yi saǧlayabiliyorlar.
Fortune dergisi Fortune 500 şirketlerinde ҫalışan 100 üst-düzey erkek yöneticilere bu konu
hakkında`ki görüslerini sordular. Yöneticilerin yüzde sekseninden
fazlası işin dışındaki
yaşam iҫin daha fazla zaman istediklerini söylediler ve yüzde elli beşi gelir´ in bir kısmını
fazla zamana sahip olabilmek iҫin redd edebileceklerini söyledi. Aynı zamanda yöneticilerin
yarısı kariyer iҫin fedakarlık ettikleri hususların kariyer iҫin deǧip deǧmediklerinden fazla
emin olmadıklarını da söylediler. Bu alanda bir örnek Gregg Slager, Ernst & Young´ de 45yaşlarında bir üst-düzey yöneticisi. Slager tatillerin “iş yerinin sadece deǧişmesidir” diyor.
Bazi gecelerde eşi kücük ҫocukları uyumadan önce babalarını görebilmeleri iҫin ofise
getiriyorlar. Her ne olursa olsun, araştırma`daki yöneticilerin yarısı daha iyi bir iş-yaşam
dengesi iҫin kariyer`lerinden taviz verebileceklerini söylüyorlar. Eǧer bir şeyler yapılmazsa,
“üst-düzey yeteneklerinin büyük bir nesli ya eriyip gidecek ya da evlerde kalacaklar.” Diye
Fortune dergisi yazıyor.
Kısaca:
Geҫen sene 95 yaşlarında vefat eden Peter Drucker şirket yönetiminin babası olarak biliniyor.
Kendisi ile ilgili aҫık ve net fikirlere sahip. Son röportaj`larının birinde Business Week´ e „
Ben tamamen sıkıcı bir insanım. Bir yazarım ve yazarların ilginҫ hayatları yoktur. Kitaplarım,
işim-evet. Bunlar farklı.“
New York Times´ in columnist´ i Thomas Friedman 2005 yılında Dünya dar, 21. yüzyılın
tarihi`nin özeti adlı eseri ile FT/ Goldman Sachs´ in iktisadi kitabı alanında senelik ödülünü
kazandı. Yorumlar ´a göre bu kitap „modern iktisadi konulara en keyifli ve zevkli bir bakış´ ı
imkan ettiǧini „söylüyor”.
Eǧer sizi başka bir ülke´ ye götürebilecek harika bir atanma olanaǧı ile karşı karşıya kalsanız,
siz ise yaşamıs olduǧunuz ülke´ yi terk etmek istemiyorsanız, ne yaparsınız? Harvard
Business Review dergi`sinin kasım ayının 2005 yılı baskısı bu ҫıkmazı olmayan, zor soru´ ile
beş uzman ilgilendi. “Bu kararı beyni`nizin ve kalbinizin bir uyum iҫerisinde olduǧu bir
46
durum da yanıtlayınız.” diye Raj Kondur öǧüt veriyor, Nirvana Business Solutions´ in
müdürü. “Bu durum bundan önce hiҫ olmamış kadar mümkün.“
Ne okuduǧum
Nigel Nicholson London Business School kurumsal davranma şekillerinin profesörü.
„Bu kitab`a bayılıyorum. Bir dizi sorulara ilişkin düşünce tarzınızı deǧiştiren nadir
ҫalışma`lardan bir tanesi. Leary´inin görüşüne göre bir birey modern toplumda yarattıǧı
sorunlara nazaran ҫevresinde daha az sorun yaratan ve evolüsyon sürecinde ortaya ҫıkmış bir
varlık. Bir ҫok kafa karıştıran muhtemel gelecekler ile karsı karşıya kalan bir kimse, ve biz
kendimiz ve ilişkilerimiz hakkında o kadar ҫok düşünüyoruz ki, kendimize sonsuz acılar
ҫektiriyoruz. Leary bu durum`un yanlış yargılara, davranış bozukluklarına ve sonuҫta kendini
yıkıcı eylem`lere nasıl sebebiyet verdiǧini analiz ediyor. Kötü olan bu öz gözlem deǧil, sadece
bir dinlenme süresine ihtiyacımız olması gerҫeǧi. Leary bunun düzenlenmiş bir din`in bir
fonksiyonu olduǧunu söylüyor. Daha iyi bir öz yönetim iҫin pratik ve yararlı stratejiler
veriyor.
Mary Parker Follett kim di?
Mary Parker Follett (1868-1933)
19. yüzyılın başlarında yaşayan sosyal bilimler alanında ҫıǧır aҫıcı bir düşünürüydü. Bir
bilgin, toplumu var eden bütün etkenlerin birbirleri ile bir baǧ oluşturduklarına ve tek başına
anlaşılamaz olduǧuna inaniyordu. Onun görüşleri bugünümüzde gittikҫe büyük önem arz
ediyor. Günümüzün en güclü ekonomi düşünürlerinden biri olan ve kısa bir süre önce vefat
eden Peter Drucker (sayfa 82 ´ ye bakınız) kendisini bir guru (öǧretmenlere verilen dini bir
ünvan) olarak görüyor. Follett´ in fikirleri bir bütün tarafların faydalandıǧı bir ҫözüm ihtiyacı,
toplum´ a dayalı ҫözümler ve ҫeşitlilik sayesinde bir süreklilik iҫeriyor. Iyi bir liderliǧin
gelişim ve fikirlerin entegrasyonu (birleşimi) başkalarını kontrol etme yerine kendi gücünü
kullanma fikri
ayrıca modern bir düşünce. Follett Massachusetts, Quincy ilinin varlıklı
Quaker ailesi`nin iҫine doǧdu. Boston´ daki Redcliffe Kolejinde iktisat, siyasi bilimler, hukuk
ve filozofi okudu. Orada amerikan başkanı Theodore Roosevelt tarafından siyasi makamın en
iyi ҫalışması olan ilk kitabı
47
“Temsilciler evi´nin konuşanı “ ödüllendirildi. Mezun olduktan sonra Follett Boston´ un
deǧişik etik kültürlerinden gelen sosyal kesim`lerin iҫerisinde sosyal ve eǧitim kurumlarını
düzenlemek görevi ile sosyal işҫi olarak ҫalıştı. Tecrübesi toplumların demokrasi`yi etkilediǧi
yöntem`lere ilişkin ҫok kapsamlı bir anlayış geliştirilmesini saǧladı ve bir sonra ki kitabı
“Yeni devlet (1918)” iҫin ilham kaynaǧı oldu. 1924 yılında Follett en ҫok yankı uyandıran
kitabını “Yaratıcı tecrübe” ҫalışmasını
yayınladı ve insan davranışları ile ilgili
spekülasyonlarda bulunmak yerine bu konuyu inceleme ihtiyacı`nın önemi`nin altını ҫizdi.
Bu kitap ile şirket yöneticilerini hedef almadı, fakat ekonomi okuyan insanlar bu kitabı ilgi ile
okudular. Ilk başta yazıları yönetim kurallarının daha teknik olduǧu Amerika´ya nazaran
Ingiltere´ de daha ҫok biliniyordu. 1932 yılında Follett Londra´ ya taşındı. Bir sene sonra
Boston´a ziyaret amaҫlı geri döndüǧünde kendisini hasta hissetti ve vefat etti.
Kore: Yeni Songdo
Teknoloji: Şehir planlaması
Kore´ nin yeni cesur dünya´ sı
Bütün bir şehrin hayatını tek bir, her yerde ve her zaman geҫerli olan bilgisayar aǧ´ ı
üzerinden yönetmek bir ütopi gibi geliyor. Seoul´ dan ҫok fazla uzak olmayan bir yerde böyle
bir şehrin inşaat`i iҫin ҫalışmalar başladı. Pamela Licalzi O ´Connell bilgi veriyor.
Gelecek´ teki vizyon mu? Kore´ liler yakın zamanda yeni bir yaşam tarzı`nın testini
deneyecekler.
Geri-kazanım sistemimizin telsiz belirleme teknoloji`sini geri kazanımcıların şişeleri geri
verdiklerinde hesabına para yazmak amacıyla kullandıklarını düşünün. Yaşlı insan`ların
evlerinde basınca dayanıklı insanların yere düşüşünü tespit eden ve otomatik olarak yardım
ҫaǧıran koridorları düşünün. Saǧlık raporlarını kayıt eden ve ilaҫ alımı iҫin kullanılabilen cep
telefonlarını düşünün. Bu hizmet Kaliforniya, Long Beach eyaletinde endüstri-tasarımı
öǧrencileri tarafından icaat edilen hizmetlerin arasında bulunuyor. Fikirleri güney Kore´ nin
büyük “her daim mevcut olan şehrinde kurulan yeni Songdo şehrinde gerҫek olabilir. Her
daim var olan bir şehir, U-şehri, bilgisayarların evler`e, cadde`lere, ofis binalarına kurulmuş
olan ve verilerin en önemli bilgi sistemleri- personel, tıbbi, ekonomik ve siyasi sistemleri
üzerinden daǧıtılan bir şehir. Güney Kore´ de başka U-şehir ҫalışmaları`nın olmasına raǧmen
yetkililer insanlar tarafından kurulmuş olan bir ada´ da Seoul ´ dan 40 mil uzaklıktaki bir
sahili ile Yeni Songdo´ yu özel bir olay olarak görüyorlar. “Yeni Songdo sadece Kore´ de
48
deǧil, bütün dünya´ da U-şehir konsepti`nin
tamamiyle hayata geҫirileceǧi ilk projesi
olacak.” diye bu proje´ den sorumlu olan bir devlet kurumu olan serbest ticari alanı`nın proje
müdürü Mike An diyor. Batı´ da her daim gerҫekleştirilecek olan hesaplamalar bir “Denetim
toplumu” ´ na ilişkin gizlilik ve korkularına yönelik endişelere neden oluyor ( “Cola şişemi
geri verip vermediǧimi bilecekler.”). Fakat Asya´ da bu konsept teknolojik gücü sergilemek
ve yabancı yatırımları teşvik etmek iҫin bir imkan olarak görülüyor. Bu proje´ nin
başarısından en ҫok sorumlu olan 35- yaşındaki Koreli-Amerikan Yeni Songdo U şehrinin
planlama müdürü John Kim. Kim Yeni Songdo şehir gelişimi`nin strateji genel başkanı Gale
şirketi, amerikan gayrimenkul yatırım şirketi, mühendislik ve inşa sirketi olan ve güney
Kore´ nin en büyük ҫelik şirketine ait olan Posco E & C şirketi`nin bir birleşimi. Eskiden
yahoo´ nun tasarım müdürü olan Kim şehrin yüksek teknoloji altyapısı`nın yeni teknolojiler
iҫin büyük bir deneme süreci olduǧunu söylüyor ve bu şehir kendisinin U-şehir olarak
adlandırdıǧı dijital yaşam tarzı`nın bir göstergesi olarak fonksiyon görecek.“ “U-şehri kendi
markasını oluşturacak, yani kendi yaşam tarzını.” diyor Kim. Herşey bir ev sahibi`nin chip
kart ile başlayacak.” Aynı chip kartı yeraltı trenlerin kullanımı, park saatinde ödeme imkanı,
film izlemek, ücretsiz kamu bisikleti kiralama gibi hizmetler iҫin de kullanılabilecek. Anonim
olacak ve kaybolduǧunda hızlı bir şekilde kart kilitlenebilecek ve kapı kilitleme sistemi
yeniden ayarlanabilecek. “Semt sakinleri bunun haricinde “ komşular arası video toplantıları,
talep üzerine video ve Yeni Songdo´ nun herhangi bir yerinden dijital dünya´ ya ve
konut´larına kablosuz erişim
saǧlayacak.”
Diyor Kim. Bu konsept`in destekleyicileri
Brezilya´ nin başkenti Brasilia ´da gerҫekleştirilemeyen şehir planlaması projesine artan
eleştiriler döneminde New Songdo´ yu geleceǧ`in şirketleri iҫin uygulanabilecek bir konsept
olarak görüyorlar. Batı toplumlar bu hesaplama dalgalar`ın gerisinde kalacaǧı dönemde büyük
ihtimal New Songdo chip-kartlar`ın ve sensörlü cihazlar`ın geniş kullanım yelpaze`sini
inceleme olanaǧı sunacak. Aǧırlıklı Ingilizce dilinin konuşulacaǧı New Songdo´ da dünya´ nın
kamu sektöründe en büyük gayrimenkul yatırımı olabilir. 2014 yılında tamamlandıǧı zaman
bu 25 milyar $ deǧerindeki proje´ nin 65.000 ve 300.000 ҫalışanına ev sahipliǧi yapabilecek
bir şehir olarak görülüyor. Bunun haricinde şehir bir akvaryum´ a, golf sahasına, amerikan
yönetimli bir hastane´ ye ve uluslararası bir okul´a sahip olacak. Ayriyet`ten diǧer şehir`lerin
yapıtlarını kopyalayan öǧelere sahip olacak, örneǧin New York´ taki Central Park, Venice´
deki kanal sistemi, ve Georgia, Savannah´ taki bir ҫok küҫük parklar gibi. Seoul´ dan ve
Güney Kore´ nin diǧer nüfusu ҫok olan şehirlerinden insane`lar daire iҫin başvurularda
bulunuyorlar ve plan yapanlar cazip iş mekanları elde edebilmek iҫin umut ediyorlar.
Teknoloji altyapı kurulacak ve
New Sondo Şehir Gelişimi ile Güney Kore ´ nin aǧ
49
entegrasyon şirketi LG CNS arasında gerҫekleşen iş ortaklıǧı olan Songdo-U-şehri tarafından
yönetilecek. Bu aǧ yabancı bilgi-teknolojisi şirket ortakları arayışı iҫerisinde. “Bu model
diǧer U-şehir projelerine benzemeyen kar-geliri saǧlayan bir model.“ Diyor Kim. „Songdo Uşehri bina sahiplerinden bina yönetimi iҫin ücret talep edecek ve hizmetlerin sunum`unda ve
satışında yardımcı görevi üstlenecek. Ortaklarımız her yerde kablosuz data erişimi veya eşsiz
bir ID sistemi şart koşan piyasa ürünlerini (hizmetlerinni) test edecek. Kalifornia´ daki
Stanford Üniversite´ sinin ikna edici teknoloji laboratuvar`ın direktörü B. J. Fogg
„New Songdo insanlar`ın teknoloji´ yi nasıl kullanacaklarına dair bir fikir geliştirecek.“ diyor.
Kim U-yaşamının „ҫöplüǧü“ test etmek amacıyla kullanılmayacaǧını ve dijital hizmetlerin
insanlar`ın istek ve arzuları doǧrultusunda şekilleneceǧi konusunda ısrar ediyor. „Biz
marketing ve etnografik araştırma yapacaǧız.“ diyor. Bu araştırma´ nın bir parҫası olarak
Kim Kaliforniya Devleti Üniversitesi öǧrencilerinden U-yaşam` a ilişkin fikirlerini iletmeleri
ricasında bulunuyor. „Bütün piyasayı kapsayan bu tür bir deneme olanaǧı büyük önem
taşıyor.“ diyor Fogg. „Bu Kore´ liler iҫin bir rekabet avantajı. Diǧer insanlardan önce ilk
kendileri bu olaydan haberdar olacaklar. Fakat ben bazı hizmet`lerin başarısız olacaǧını
önceden görebiliyorum. Bu deneme sürecinin doǧasından kaynaklanıyor.“
Eamonn Fitzgerald en yeni gelişimler ile ilgili
Teknoloji:
Işinizden memnun deǧil misiniz?
Kış havasın`dan nefret mi ediyorsunuz? Peki, neden iyi satan bir hayal kurgu bir gerilim
romanı yazmıyorsunuz ve hayatınızın geri kalan zamanında Bahama sahilinde neden yelken
kullanmıyorsunuz? Fakat ilk önce bu parlak fikir aklınıza gelmeli, öyle deǧil mi? Peki o
zaman, burada sizin başlayabilmeniz iҫin bir takım öneriler var. Şöyle söyleyelim, son
yüzyılda bir virüs 50 milyon insanı öldürdü ve bu maǧdurlar`ın vücut dokusu Washington
D.C yakınlarında bir laboratuvar´ da muhafaza ediliyor. Bizim gerilim romanımızda Osama
Bin Ladin bu ölümcül virüsü eline geҫirmek istiyor, böylece ortakları laboratuvar´a dalıp bir
kaҫ örnek ҫalıyorlar. Ondan sonra hikaye´ yi daha dramatik bir hale getirebilmek iҫin bayan
virüs maǧduru buz tutmuş tundra´da gömülüyor. Sonra ölü bedeni topraktan cıkartılıp vücut
dokusundan bir kaҫ örnekler alıyorlar. Bunun ҫok şok edici olduǧunu biliyorum, hikayemiz
şok edici olmasına raǧmen bir başarı öyküsü olacaǧını umut edemeyiz. Ondan sonra
teröristler virüs´ ü yapı`sının aynısını taklit ediyorlar ve Beyaz ev´den kaҫırdıkları Barney
50
isimli başkan Bush´ un köpeǧinde deniyorlar, Barney ölüyor. En sonunda Harrison Ford
yönetimindeki FBI ekibi Bin Ladin´in yandaşlarının etrafını sarıyorlar, fakat Ford terör lideri,
Uma Thurman´ ni, öldürmeden önce, taşımalı bilgisayar´ ın girme tuşuna basıyor. Dünya´nın
şimdiki ve gelecek terörist`lerinin bulabileceǧi ayrıntılı virüs ile ilgili genetik bilgi Internet´ te
veriliyor. Ne düşünüyorsunuz? Holywood iҫin yeterince mükemmel mi? Yoksa biraz fazla mı
uҫuk kaҫık? Ister inanın , ister inanmayın bu hikaye`nin ҫoǧu kısmı, Osama Bin Laden,
Harrison Ford, Uma Thurman ve köpek Barney ´nin dışında hepsi geҫen sene gerҫekleşti.
Washington Amerikan Askeri güҫlerinin patolojik enstitüsünün yakınlarında Maryland ilinde
böyle bir laboratuvar var. Ve bu laboratuvar 1918 yılında ispanyol gribi esnasında ölen
amerikan askerlerin akciǧer`lerinden alınan doku örneklerine sahip. „Bu virüs altı ayda birinci
dünya savaşında verilen kayıplardan daha fazla şehit verdi, dünya´ nin tarihinde herhangi
başka bir gripten ҫok daha fazla ölümlere neden oldular.“ diyor pandemi`nin tarihini yazan
Alfred W. Crosby. Geҫen ekim ayında Jeff Taubenberger yönetiminde olan bir grup amerikan
bilim adamları Maryland laboratuvarın`dan bir kaҫ örnek alıp Alaskalı bir kimse´ye enjekte
edip ve bu kişi´nin de ölümünden sonra uzun bir süre buz´un iҫinde muhafaza edildiǧini
söyledi. Iki doku örneklerini de kullanarak, bilim adamları virüs´ ün DNA´ sını yeniden
oluşturdular ve sonuҫlarını ayrıntılı genetik bilgi ile birlikte Nature dergisinde yayınladılar.
Bu arada, Atlanta´ daki Hastalık kontrol ve önlem merkezi, yani bir başka ekip,
laboratuvarlar`ın bir tanesinde bu genetik bilgi´ yi
virüs´ ü yeniden oluşturmak iҫin
kullandılar. New Scientist dergisi`nin raporuna göre bu virüs farelere verildiǧinde onları
şimdiye kadar öldüren gripler`den daha hızlı bir şekilde öldürdüler. Bütün bunların ilginҫ
yönü 1918 gribinin bir kuş gribi türü olmasıdır.
Bu denli öldürücü bir hastalıǧı yeniden oluşturmak doǧru muydu? Grip örnekleri yitirilmiş
veya ҫalınmış olabilirdi. Teröristlerin bir gün biyolojik bir silah üretebileceklerinden
endişelenenler Taubenberger´in neredeyse genetik yapı´ yı aǧzından kaҫırdıǧını söylüyorlar.
Bu belki de bilgi´ ye olan ihtiyacımıza raǧmen, halen bazı kapıların aҫık tutulması gerektiǧini
söylüyor.
Veya, en azından, nasıl teknolojik alanda ki gelişim ahlaki alanda da bu
gerҫekleşene kadar bu kapılar aҫılmaması gerekiyor.
51
Trafik güvenliǧi
Arka´ da bulunan yol
Ingiltere´ nin ulaşım departmanı`nın istatistiki bilgilerine göre motorbisiklet sürücü`lerinin bir
kaza´ da ölümcül bir şekilde yaralanmalar`ının ihtimali araba sürücülerine nazaran yüzde otuz
daha fazla. Ingiliz şirketi Reevu motor bisiklet güvenliǧini arka ayna sistemi olan bir miǧfer
ile artırmayı düşünüyor. Ayna sistem sayesinde miǧfer kullanıcıları arkalarındaki yolu direkt
görebiliyorlar. Bu ürün on senelik bir araştırma´ nın sonucu ve 2 milyon sterling deǧerinde bir
yatırım. Bu geleceǧi yansıtan miǧfer Italya´da yapılacak ve 350 € deǧerinde satışa sunulacak.
Enerji
Amerika`lıların yüzde 56 ´sı giysi kurutucusuna sahip ve tipik bir kurutucu senede yaklaşık
300 kurutma gerҫekleştiriyor. Bir kurutma üҫ kilo watt saat`lik elektrik (cereyan) kullanıyor,
böylece Amerika´da senelik kurutma masrafları yaklaşık 2,6 miyar $ tutarında. Florida
Merkezi´nin üniversite´ sinden yüzeyler bilimi ve mühendislik bölümünden mezun Dinesh
Shah ve Daniel Carter
ҫamaşır makinesinde ҫalışan bir cihaz geliştirdiler, döndürme
sürecinde giysilerden yüzde 20 daha fazla su ҫıkartan bir cihaz. Sonuc: giysiler daha hızlı bir
şekilde kuruyor. Florida Üniversitesi aǧırlıkla sabun ve temizlik ürünü üreticisi
Procter &
Gamble şirketi tarafından 200.000 $ ile finanse edilen teknoloji`nin patenti iҫin başvuru da
bulundu.
Otomobiller
Ses´ den daha fazla
Banka´ dan ödünҫ almıs olduǧu 10.000 $ para miktarı ile Amar Bose akustik teknolojiler iҫin
ticari kullanım alanı keşfetmek iҫin kendi işyerini kurdu. Bugün, 76 yaşında olan Bose Boston
yakınlarında konuşanları ve audio cihazları ile tanınan 1,7 milyar $ deǧerinde 8000 işҫisi olan
bir şirket sahibi. Bir ҫok audio hayran`larının bilmediǧi şey Bose´nin son 25 yıl´ da arabalar
iҫin devrimsel bir yay sistemi geliştirmiş olması. Geleneksel sistemlerin kullandıkları
yaylardan cok farklı olarak Bose´in yay sistemi dört elektromanyetik motor´ a dayalı bir
52
elektrik makara ve mıknatıs kullanıyor. Bunların görevi “Agresif manevralarda arabanın
karoseri`sini yatay tutabilmek ”ve daha rahat bir sürüş ve daha fazla kontrol saǧlamak. Bu
fonksiyon bir lüks araba´ ya standart donanım olarak entegre edilecek. 2010 yılında piyasa`ya
sunulması bekleniliyor.
Genetik: Güzel kod
Siz bir DNA´ ya sahipsiniz! Ҫok güzel, fakat bu DNA nasıl görünüyor? Eǧer salyanızı
(tükürüǧnüzü) 390 $´a Kanadali şirket DNA 11 ´e gönderirseniz, oradaki insanlar size yüksek
kaliteli kişisel genetik kodunuzu iҫeren bir yazıcı ҫıkışını gönderecektir. Nazim Ahmed ve
Adrian Salamunovic, DNA 11´in kurucularından biri, geliştirmiş oldukları üҫ milyar baz
ҫiftlerinin güzelliǧini gösteren özel bir bilgisayar programı kullanıyor. Bu baz ҫiftleri insan
DNA´ sını oluşturuyor ve her bir genetik parҫa´nın sizin kadar özel olduǧunu temin ediyor.
Teknoloji: Dil´e bakış:
Madencilik
Madencilikte kendine özgü bir dil konuşuluyor. Yer altında doǧru kavramları kullanabilmeniz
iҫin, Nick Brieger bu meslek alanına özel kavramları bir araya topladı.
Madencilik topraǧın iҫinden mineralleri ve coǧrafi materyalleri ҫıkartmanın prosedürü.
Materyalleri elde etmek amacıyla bu yer altı ve kayalık taşların yok edilmesi gerek. Bunlar
bakır, altın ve ҫinko gibi maden filizi iҫeriyor, maden filizi olmayan ürünler ise kömür veya
elmas, ve bina yapımında kullanılan granit veya kireҫtaşı (kalker) gibi kullanılan materyaller.
Eǧer bir maden filizi yer yüzeyinin ҫok aşaǧı kısımlarında bulunuyorsa yer altında bu
maddeler elde ediliyor. Aҫık ocak madenciliǧi ҫok fazla derinlere kazılmamış olan
material`lerin kazanımında kullanılıyor. Aҫık ocak madenciliǧin üҫ tanınmış türleri aҫık ocak
kazılışı, ekskavatör kazanımı ve quarrying. Kayalık taşların veya minerallerin aҫık ocak´tan
ҫıkartılmasına open-pit mining denilir. Ekstravatör kazanımı yönteminde ise kayalık taşlar
maden filizlerinin üzerinde bulunuyor ve bir tepe´nin bir parcası kesilerek elde ediliyor.
Quarring aҫık ocak madenciliǧin bir türü ve genelde bina yapımında kullanılan material`lerin
kazanılmasında kullanılıyor.
Tipik olarak madenciliǧin dört aşaması vardır:
53
Prospecting: maden ürünleri`nin yerini arama aşaması
Araştırma: maden ürünlerinin büyüklüǧü, şekli, yeri ve ekonomik deǧerleri hakkında daha
fazla bilgi edinmeye ҫalışmak
Developing:
Exploiting: yeryüzü veya yer altı minerallerin kazanımı.
Madencilik ҫok tehlikeli bir faaliyet. Her sene yaklaşık 7500 insan patlamalar, yangınlar ve
toprak kayması nedeniyle ölüyorlar. En ölümcül kömür madenleri dünya genelinde kömür
maden ölümler`inin yüzde sekseni`nin gerҫekleştiǧi Ҫin´ de bulunuyor. Düzenli güvenlik
kontrolleri (denetimleri) ҫok önemli.
Yarım-gün iş
Kariyer
daha az daha ҫok demek: bir ҫok meslek´te yarım gün ҫalışmak bir seҫenek.
Saatleri saymak
Yarım gün iş, kariyer merdiven`inde bir adım geriye mi? Hayır! Şimdiye kadar geҫerli olan
yarım gün işҫi`nin rolü deǧişmekte, ҫünkü gittikҫe fazla işveren yarım gün ҫalışan işҫileri`nin
angajmanlarını kabul ediyorlar. Carol Scheunemann bildiriyor.
DeDe Paul, Florham park New Jersey´ de AT&T laboratuvarında teknik danışman, insanlara
yarım gün calıştıǧını anlattıǧında ҫoǧu kez aynı tepki ile karşılaşıyor: “ Oh, ben de yarım gün
ҫalışmayı ҫok isterdim.!” Paula´ nin vermiş olduǧu cevap ҫok basit. “ Peki, o zaman bunu
neden yapmıyorsun?” “Bir ҫok insan`ın yarım gün calışmak istediklerini, fakat kariyer`lerinin
bir kısmından ödünҫ verdiklerini de düşünüyorlar veya bunun başarı getirmeyeceǧi görüşünü
savunuyorlar.” Diye anlatıyor. Bazı endüstrileşmis ülkelerde yedi işҫi`nin birisi yarım gün
ҫalışıyor. Almanya´da bazı şirket´lerde bazı işҫilerin tam gün iş´ ten yarım gün iş´ e geҫmeleri
iҫin imkan saǧlanıyor. OECD üye ülkeleri`nin yarım gün işin standart tanımı hafta´ da “otuz
saat`ten daha az”. Her ne olursa olsun bir ҫok meslek alanlarında tam gün işҫi`nin ҫalıştıǧı
normal saatinden daha az anlamına geliyor „yarım gün „ kavramı. Geleneksel olarak yarım
gün iş daha az yeteneǧin gerektiǧi, düşük ücretli işler demek, işveren hizmet`lerinin az
olduǧu veya mesleki alandaki yükseliş imkan`larının sınırlı olduǧu. Fakat yarım gün iş
54
dünyası deǧişmeye başlıyor. Bir ҫok şirketlerde deǧişik saat miktarlarında ҫalışma
seҫeneklerin kabulü ҫok sevindirici bir durum, yarım- gün statüsü neredeyse her meslek
alanında kabul ediliyor. Doktorlar, mühendisler, satış elemanları, idari birimlerin ҫalışanları,
ögretmenler ve hatta yöneticiler ҫalışma saatlerini deǧiştiriyorlar. Bu makale´ de yarım-gün
işini başarılı yapan en önemli etkenlere bakıyoruz. Hazırlık, kurum, ve meslektaşlar ile iyi
iletişim.
Yarım-gün iҫin hazırlık
Yarım gün işyerleri`nin pazarlıǧında başarılı olan insanlar bir şirket yöneticisi gibi düşünmeye
eǧilim gösteriyorlar, diyor yarım-gün iş konusuyla ilgili bir ҫok araştırma yapan Mary Dean
Lee, Montreal´ daki MCGill Üniversitesi`nin yönetim profesörü. “Bir plan hazırladılar,
neredeyse bir ekonomi planı.” diyor Lee. „Ne yapmak istediklerini anlatıyorlar ҫalışma
bölümüne neden olumsuz etki etmediǧi ve lojistiǧin nasıl ҫalıştıǧı.“ Böylece eǧer yarım-gün
iş aramayı düşünüyorsanız, ilk önce bir plan hazırlamak en iyisi olur. Önce
sorumluluk`larınızı yazınız ve hangi görevleri daha ҫok sevdiǧinizi veya işiniz iҫin neyin
önemli olduǧunu not ediniz. Işveren`inizin siz hasta iken veya tatildeyken görevleri
meslektaşlarınız arasında nasıl daǧıttıǧını düşününüz. Ondan sonra önerinizi hazırlayınız:
Işinizin nasıl yeniden düzenlenebileceǧine dair özel önerilerde bulununuz.
Neden yarım gün ҫalışmak istediǧinizin nedenlerini (ailevi nedenler, kişisel nedenler, veya
stres azaltması) böylece işvereniniz motivasyon`unuzu daha iyi anlayacaktır. Ileride tam gün
iş´ e geri dönmeyi düşünüp düşünmediǧinizi iş vereninize bildiriniz.
Eǧer işinizi başka kişiler ile paylaşmak istiyorsanız- o zaman kendinizi iş´i paylaşacaǧınız kişi
ile birlikte „bir fiyat´a iki iş´ ҫi „olarak tanıtınız. Eǧer ricanız geri ҫevrilecek olursa
uygulayabileceǧiniz bir alternatif planınız olsun. 2002 yılında Krysty Ginader, IBM´ de finans
analisti, önerisiyle işveren`inin yanına gitti. “Neden yarım gün ҫalışmak istediǧimi anlattım,
ondan sonra görevlerimin yeniden düzenlemesine ilişkin önerilerde bulundum. Ginader
“Görüşmemizden sonra, bana bu bölümde yarım gün işin mümkün olmadıǧını söyledi.
“Kendisi ise bundan daha önce birlikte ҫalışmış olduǧu işverenler ile temas kurdu ve şirket´ in
kayıt tekniǧi bölümünde bir iş teklifi aldı. Ve şu an o bölümde ҫalışıyor. Eǧer sizin şu an ki
bölümünüz sizin ricanızı yerine getiremiyorsa, o zaman bu rica´ yı yerine getirebilecek bir
bölümün arayışı iҫerisine giriniz.” diye Ginader tavsiye´ de bulunuyor.
55
Kontrollü olmak
Anlaşma`nın kısa veya uzun süre önce yapılmış olmasına bakılmaksızın yarım gün ҫalışanlar
bu ҫalışma saatler`inin iyi gidip gitmediǧini düzenli bir şekilde kontrol etsinler ve eǧer
saatler`inin arttıǧını fark ederlerse işverenleri ile konuşsunlar. Başarılı yarım gün ҫalışanları
sınırlar koymanın ne kadar önemli olduǧunu biliyorlar. “ Eǧer bir kimse tam gün iş saati
ҫalışıyorsa, yarım gün aylık almaktan daha saҫma bir durum olamaz. “ IBM´ de yarım gün
ҫalışan üst düzey program mühendisi bir takım stratejiler`i yarım gün ҫalışanların iş saatlerini
ve iş yükünü kontrol altında tutuyor: Ne kadar ҫalışacaǧınız ve hangi günlerde ofis´ de
olacaǧınıza dair sabit bir rakam belirleyiniz. Bu ritme alışmak herkes iҫin daha kolay
olacaktır. “Ben pazartesinden ҫarşamba gününe kadar ofis´ de kalmayı önerdim ve diǧer kalan
günlerde ev´de olmama raǧmen iş soruları iҫin yine de hazır bulunacaǧımı bildirdim.” diyor
DeDe Paul. Ofis dışındaysanız telefon ve
e-mail irtibatini en az seviye´ de tutmaya ҫalışınız. Eǧer Paul gibi işinizin bir kısmını ev´ den
yapmayı düşünüyorsanız, o zaman bu duruma uygun özel ҫalışma saatleri belirlemek en iyisi
olur.
Iş seyahatleri, toplantılar veya eǧitim saatlerinin “normal“ iş saatleri anlaşmanızın dışında
kalması gerektiǧini düşününüz. Ve beklenmedik bir ortaǧın ziyareti veya bir meslektaşın
hastalanması gibi iş yerinde kaҫınılmaz bir krize hazırlıklı olunuz. Eǧer bu iş saati kaybını ek
iş saati ekleyerek dengeliyorsanız, bu „iş fazlalıǧı“ daha az ҫalışmanız gerektiǧi zamanlarda
bir “puffer“ görevini görür.
Ofis`deki iş saatlerinizi zeki bir şekilde kullanınız. „Benim görüşüme göre yarım gün zaman
planı başarısı iҫin gerekli ve önemli olan ön şart yönetim desteǧi ve verimli ҫalışabilme
kabiliyeti. Amaҫ maksimum performansın belirlenmiş olan iş saati ҫerҫevesinde
gerҫekleşmesi“ diyor. IBM görevlisi Krysty Ginader.”Bazen otuz saat`in üzerinde ҫalıştıǧım
günler oluyor, fakat bu bir istisnai durum.“
Meslektaşlar ile iletişim
her ne olursa olsun işyerinde mümkün olabildiǧince verimli ҫalışmak iş yerinde diǧer
insanları göz ardı etmek iҫin bir özür deǧil. Bir yarım gün ҫalışanı olarak eǧer ofis
dışındaysanız bir takım resmi ve resmi dışı toplantıları kaҫırıyor olabilirsiniz. Bu nedenden
dolayı meslektaşlar ile iyi iletişim ҫok önemli. Bir öǧle yemegi veya bir fincan kahve iҫin
diǧer ekip ҫalışanları ile zaman ayırınız, onların projeleri ile ilgili ve ofis`in en son yapılan
dedikodu`suna ilişkin en güncel bilgi seviyesinde olmanızı saǧlayınız. Aynı zamanda büyük
56
ihtimal meslektaşlar`ınızın yarım-gün statünüz ile ilgili kendi fikirleri olacaktır. Sizin işinizin
bir kısmını yapmak zorunda olduklarını hissedebilirler ve kendileri gibi aranjmanlı
olmadıǧınızı düşünebilirler. Sizin bu ayrıcalıklı durumunuzu veya cok zamanınızın olmasını
kıskanabilirler. Az iş yükü ile ilgili bir araştırma´ da meslektaşların sadece yarısı yarım gün
ҫalışanlarını destekliyorlardı, diye Mary Dean Lee MC Gill´ den bildiriyor. Fakat yarım gün
ҫalışanlarının iş gücünün suistimal edildiǧinden meslektaşlarının endişe duyduǧunu da
ekliyor. Nedeni ise yarım gün statüsü ve gelirlerine raǧmen hala uzun saatler ҫalışıyor
olmaları. Yarım gün ҫalışanların bazı durumlarda meslektaşlarının aktif destek ve motive
edici sözler sunduklarını bildiriyorlar. AT &T şirketinden DeDe Paul meslektaşlarının
kendisinin bir yarım gün işinde ҫalışabileceǧini şefine bildiren tek kurum olduklarını
söylüyor. Yardım etmeyi ve bu yarım gün anlaşmasının her taraf iҫin avantajlı olması iҫin
gerekli olan neyse yapacaklarını söylüyorlar. „Şirketiniz ve meslektaşlarınız iҫin en iyisini
yapmaya ҫalışınız.“ diye konuşuyor. “Ve onlar büyük ihtimal sizin iҫin uygun olan en iyisini
yapmaya ҫalışacaklardır.”
Yarım gün işin dört yanılgıları:
Yarım-gün ҫalışmak gerҫekten kariyeri öldürüyor mu? Ҫok yaygın inanışları en son araştırma
sonuҫları ile karşılaştırıyoruz.
1. yanılgı:
Yarım-gün ҫalışanlar`ının ҫoǧu tam gün ҫalışmayı tercih ederlerdi.
Avrupa Birliǧinde ҫalışma koşullarına ilişkin 2005 yılının raporuna göre yarım gün
ҫalışanlar`ının yüzde on beşinden az´ ı tam gün iş bulamadıkları iҫin yarım-gün
ҫalıştıklarını söylüyorlar. Rakamlar Amerika ve Avustralya´ daki rakamlar ile aynı.
2. Yanılgı:
Yarım-gün işler düşük ücret ve az avantaj sunuyorlar. Ҫalışanların yaklaşık yüzde doksanı
şirketlerinin yarım gün ҫalışanlara aynı avantajı ve eǧitimi verdikleri görüşünde ve yüzde
altmış´ ı yarım gün ҫalışanlar`ının tam gün ҫalışanları gibi kariyer şansları olduǧunu
söylüyorlar. Bu bilgiler Ingiltere´ deki şirketlerin Human Resources 2005 yılı dergi
baskısına göre verilen bilgiler.
57
3. Yanılgı:
Yarım gün iş sizin mesleki alanda yükselmenize engel oluyor.
McGill University ve Michigan State University´ de yapılan son araştırma´ da üst-düzey
ҫalışanlar`ının kariyerlerini Kanada ve Amerika ´daki 67 şirket`te son altı senede takip etti.
“Öne ҫıkan gerҫek ҫalışanların üҫ de birinin iş yüklerinin azaltılmadıǧı dönemde atanmış
olmaları.” Diyor bu araştırmayı yöneten professor Mary Dean Lee.”Sanırım bu durumların ne
kadar başarılı olduklarına şaşırıyoruz.”
4. Yanılgı
Benim şirketim yarım iş günü yerleri sunmak iҫin ҫok küҫük şirketler.
2005 yılında New York´ taki aile ve ҫalışma Enstitüsü tarafından yapılan Ulusal Işverenlerin
Araştırmasına göre küҫük şirketler orta veya büyük boy şirketlerine nazaran daha büyük bir
ihtimal ile ҫalışanlar`ının hepsine veya ҫoǧuna esnek ҫalışma saatleri sunuyor. Bir ҫok
uluslararası şirket yarım gün iş anlaşmalarını sadece bir kaҫ kişiye sunuyorlar.
Yönetici´ nin görüşü:
Yöneticiler şirketlerinde yarım gün iş hakkında ne düşünüyorlar? Işverenler gittikҫe yarım
gün işini zeki şirket politikası olarak görüyorlar. Michigan State Üniversitesinden “ Bazı
yöneticiler yarım gün ҫalışma riza`sını görev bölmesi iҫin firsat olarak görüyorlar.” Diyor
Ellen Ernst Kossek. Kendisi yöneticilerin yarım gün işini kabul etmeye odaklanan “Iş´ i esnek
yapmak”
araştırmasını yönetti. Kossek on işveren`den yedi`sinin bu tür ҫalışmayı
şirket`lerinin geҫmişe göre daha fazla kabul ettiklerini söylüyor. Geniş kapsamlı desteǧin asıl
nedeni yarım gün işin işverenler iҫin tam gün ҫalışmak istemeyen yetenekli ҫalışanları iş´ten
ҫıkartmak veya iş´e almak gibi seҫenekler sunuyor olması. “Azaltılmış iş yükü farklı bir iş
düzenleme şeklini sunuyor.” diyor Kossek. Bir ҫok işveren bunu ҫalışanlar iҫin büyük bir
avantaj olarak görüyor ve bizim fark ettiǧimiz husus ise bu ҫalışma şeklinin hem şirket hem
ҫalışanlar iҫin fayda getirebilecegi.”
58
Bulelwa Ndamas
Kariyer:
Benim yolum
Finans bölümüne hayran kalmış: Güney Afrika`li Bulelwa Ndamas
Başarı temin eden bankacılık sektörü
Fizyoterapi´ den bankacılık sektörüne:
ҫalıştıǧı banka`sında ilk siyahi kadın olarak 32- yaşındaki Güney Afrika`lı Bulelwa
NDAMASE kariyer merdiven`inin üst basamak`larına tırmanmayı başardı. Jennifer Crocker
başarılı müşteri danışmanıyla konuştu. Ülkesi gibi bankacı Bulelwa Ndamase büyük
başarılara imza attı. Ndamase, 32, Transkei´ de yetişti. Kendisi doǧduǧunda ülkesi Güney
Afrika hükümet`inin isteǧine göre baǧımsız anavatan diye adlandırıldı. Ndamase okulunu
„petrol pompası“, iki dükkanı ve daha fazla bir şeyi olmayan küҫük şehir Mount Frere´ de
okudu. Finans piyasa`larının ve vergi vahaların hareketliliǧinden ve heyecanından
etkilenmemiş bir yer olduǧu kesindi. Okul´ da matematik dersinde ҫok iyi olmasına raǧmen,
hiҫ bir zaman iş hayatında bir kariyer düşünmemişti. Bunun yerine, aile deǧerleri kendisinin
tıbbi bir meslek seҫmesine neden olduǧunu söylüyor. Anlamı, biz sadece başkalarının
sayesinde kendimiz olabiliyoruz.“ Anlamına gelen Afrikan sözcüǧü ubuntu´ dan esinlenerek,
Mount Frere ´yi terk edip Cape Town´ da fizyoterapi okumaya karar veriyor. Küҫük bir şehir´
den gelen genҫ bir bayan iҫin bunun büyük bir kültür şoku olduǧunu söylüyor Ndamase. 1995
yılında Cape Town Üniversitesinden fizyoterapi bölümünden Bachelor of science derecesi ile
mezun olduktan sonra. Ndamase Güney Afrika´ nin en büyük bel kemiǧi rehabilitasyon
ünitelerinden biri olan Conradie hastanesinde rehabilitasyon ünitesinde fizyoterapist olarak iş
hayatına atıldı. Devlet hastanesi sisteminde ҫalıştıǧı dönemde, kendine ait bir fizyoterapi
muayenehane´ si aҫtı ve hem hafta sonları hem de akşamları ҫalıştı. Ndamase muhasebe, mali
konular ve işletme ile ilgili daha fazla bilgi edinmesi gerektiǧine karar verdi ve böylece bir
özel kolej´de altı aylık iktisat eǧitimine başladı. Ilk başta “ muhasebe ve mali bilgilerini kendi
işletmemde nasıl kullanabileceǧim” konusunu işledi, fakat ondan sonra kendisinin şirket iҫi
muhasebe, şirket yönetimi ve bütҫe planlaması konulara hayranlık duyduǧunu fark etti.
Ekonomi dünyasına adım atmaya karar verdi ve Güney Afrika´ nin Investec Private Bank
şirketinde başvuru´ da bulundu. Investec geliri yüksek olan banka hizmetlerinden
59
faydalanmak isteyen kişilere hizmetini sunuyor. Ve bu banka Ndamase´ yi 2001 yılında
müşteri danışmanı olarak iş´ e aldı. Banka´ nın müşterilere tıbbi alanda hizmet veren tıbbi
bölümünde idari işleri yapmakla iş´e başladı. „Tıp alanındaki bilgimden dolayı bu işe yarım
gün işҫi olarak başladım.“ diyor kendisi. Ndamase´ ye kredi başvurularına bakmak
sorumluluǧu verilmişti ve müşterilerin günlük banka ihtiyaclarını karşılamak ile
görevlendirilmişti. Fakat bütҫe ´ yi kontrol edemiyordu ve kısa sürede kariyer merdivenini
yukarıya doǧru tırmanmak istediǧini anlıyordu. „ Her iki alanda da ҫok zor bir şekilde
ҫalışmak zorundaydım: Banka´ da bu pozisyonda görev alan ilk siyahi bayan ben`dim ve
şirketlerin finans dünyası ile ilgili bir ҫok konu´ yu öǧrenmem gerekiyordu,“ diye aҫıklıyor.
Investec bankasının özel bankacıları müşterileri ile ҫok yakın bir temas iҫerisindeydiler, ve
ellerinde imzalattıkları evrakları ofis`ten ҫıkarken görünürdüler. „Bu banka´da ilk „başlayan“
pozisyonunda olmak benim iҫin büyük bir adımdı. Müşteri teması olmayan sadece ҫalışma
masasında görev alan, zekice giyinen ve özel bankacılar gibi görünmek zorunda olan
insanların arasında ҫok zeki bir finans ҫevresine alışmak zorundaydım.“ diyor kendisi. Fakat
ondan sonra tıbbi alanda müşterilere hizmet verdikten sonra kendimi daraltılmış hissettim. Bu
sadece mevcut olan müşterilere hizmet vermekti ve bir bankacılık bakış aҫısından tıp dünyası
ҫok tutucu bir sektör.“ Sıkı bir ҫalışma ile ve daha tecrübeli olan bir meslektaşın yaptıǧı işten
öǧrenerek, Ndamase 2004 yılında iktisadi alanda „business developer“ ve
üst düzey
danışman olarak atandı. Bu pozisyon´ da müşterilere kredi başvurularından ta yatırım
olanaklarına kadar yardımcı oldu. Ve daha da önemli olan bütҫe`yi kendi belirliyordu ve bu
bütҫe´yi yerine getirmek ve aşmak konularına ilişkin kararlar veriyordu. “Bütҫe hedeflerini
belirlemenin heyecanı ve müşteri ilişkilerini muhafaza etme ҫabaları ile birlikte adrenalin
dozu yüksek ve oldukҫa dinamik bir iş alanını beraberinde getiriyor.“ şeklinde konuşuyor.
Ndamase´ nin görüşüne göre Investec „hiyerarşi olmayan bir ҫalışma ortamı sunuyor, bu
danışmanların kendi işlerini kurmak istedikleri anlamına geliyor.
„Bir kere hedefimi belirlediǧim zaman, yaptıǧım bütün telefon görüşmelerime, şirket ´in
masraflarına ve benim şirket´in karına ne kadar katkıda bulunduǧuma dair kitap tutuyorum.
Durum böyleyken benim kişisel hedeflerim kendim iҫin belirlediǧim hedefleri aşmak ve ҫıta´
yı yükseltmek. Fakat kendilerini iyi tanıyabilmem ve iyi iş ilişkileri koruyabilmem iҫin
müşteri sayısının mümkün olduǧunca az olmasına dikkat ediyorum. Internet bankacılıǧından
kredi başvurularına kadar her türlü alanı kapsayan sorulara ilişkin müşterilerim iҫin hazır
bulunmam ve sorumlu olduǧum bütün iş bölümünün işinin yürümesini saǧlamam gerekir.“
Ndamase´ nin idari ve belgeleme işlerin ҫoǧunu halleden bir assistanı var, fakat bunun
haricinde kendisinin daha büyük işler üstlenmesi iҫin bir „mentor“ gibi de davranıyor. Genҫ,
60
iş´e yeni başlamış personele mentorluk yapmak günlük ҫalışma temposunun bir parҫası.
“Belki ben bu pozisyon´ da ilk siyahi bayan olduǧum iҫin, genҫ ve iş´e yeni başlayanların bir
ҫoǧu yanıma gelip tavsiye ve yardım iҫin bana rica da bulunuyorlar. Gülerek “Onlar
karşısında biraz da bir anne gibiyim.” diyor.
Başka bir işe tayin etmek
Kariyer, Haberler
Iş tayinlerinde gittikҫe artan bir trent ҫalışanları bir kaҫ seneler iҫin deǧil bir kaҫ hafta veya
aylar iҫin yurt dışına göndermek. Bu durum aile´nin taşınmasından dolayı oluşan masrafları
ve sorunları azaltıyor.
Fakat kısa süreli bir yurt dışı görevi ayrı kalan partner iҫin stresli olabilir. Bu kişi ҫocuǧun
bakımı ile ilgili bütün görevleri, ev ve araba tamiratları ve diǧer günlük işleri kendi üstlenmesi
gerekiyor. Ani oluşan uzun mesafeli bir ilişki sürdürmek sorunlar yaratabilir. Taşınma
uzmanları yer deǧiştirebilen ҫalışanlara düzenli bir şekilde kendilerinin ve aile fertlerinin ev
ziyaretleri yapabilmeleri iҫin rica da bulunmaları tavsiyesini veriyor. Bunun haricinde
taşınmıs olan ҫalışan´ a ev´e dönüş iҫin kesin bir tarih verilmesi gerekir. „Eǧer aile mutlu
deǧil ise, o zaman yurt dışı görevi bir risk teşkil ediyor.“ Brookline, Massachusetts
Interchange Enstitüsünün direktörü Dr. Anne Copeland The Wall Street Journal Europe´a „Bu
durumun kısa süreli yurt dışı görevlerinde gerҫeklik payı az deǧildir.“ Diye anlattı.
Faaliyet (olay)
Mart´ ın 9- 15 ´ne kadar Hannover´ da gerҫekleşecek olan Cebit ticari fuarı bilgi teknolojisi
alanında ҫalışmak isteyen insanların yeri. Iş & kariyer
piyasasında (6. koridor), şirket
temsilcileri, personel şirketleri, ve iş bulma merkezleri bütün iş arayanlar iҫin hazır
bulunmaktadırlar. Farklı ülkelerden meslek okulları, üniversiteleri, uygulamalı bilimler
üniversitesi hazır bulunmakta. Geҫen senenin Cebit fuarı`nın yaklaşık 6300 ekspozanı var dı
ve yarısından fazlası yurt dışından gelmekteydi.
Ҫalışma yeri
Ne kadar mutlu bir gün
61
Şefinizin fikirlerinizi övmesini ister miydiniz? O zaman bu fikirleri perşembe günü
aҫıklamanız gerekir. Ingiltere´ de 1500 yöneticinin katıldıǧı Office Angels personel şirketi
tarafından son yapılan bir anket´ e göre işverenler bir takım durumlara hafta`nın farklı
günlerinde olumlu cevap verme ihtimal`lerinin daha büyük olduǧunu söylüyor.
Pazartesi: iş anlaşmaları yapmak isteyen ve izin almak isteyenler iҫin. Işverenlerin yüzde
yetmişinden fazlası pazartesi sabahı iş anlaşmaları imzalıyorlar. Büyük ihtimal ile iş
verenlerin üҫ de ikisi tatil ricalarını kabul ediyorlar.
Salı: kötü veya iyi haberler iҫin. Iş verenlerin yarısı hafta`nın başında sorunları öǧrenmeyi
tercih ediyorlar ve o günde yüzde elli yedisi büyük ihtimal iyi yapılmış bir işe saygı
duyuyorlar.
Dört işverenden üҫü maaş yükseltmeleri ve atanmalar ile ilgili düşünmeye hazır oldukları
zaman ҫarşamba para` nın ve atanmalar` ın konuşulduǧu veya tayinlerin yapıldıǧı bir gün.
Perşembe fikirler ve röportajlar`ın günü: Yöneticilerin yüzde yetmişi yeni fikirleri daha ҫok
perşembe günlerinde önemli bulduklarını söylüyorlar. Bunların üҫ de biri yeni insan görmeye
meraklı olduklarını söylüyorlar.
Cuma: hatır iҫin iyilikler yapılır ve ev´ e erken dönülür. Işveren`lerin yarısından fazlası cuma
günleri bayaǧı rahatlamış olduklarını söylüyorlar. Ve ҫalışanları paydos saatinden (iş bitimi
saatinden) işi daha erken bırakma egilimindeler.
Kitap : Kariyer sorunlarını ortadan kaldırmak
Bu kitap da yazar Sherrie Gong Taguchi işyeri sorunlarının ҫözümü ile ilgili tavsiyelerde
bulunuyor. Bu konular kötü bir işveren iҫin ҫalışmak, bir gelir artışı ricasında bulunmak,
şirketlerin birleştiǧi an´ da iş`i muhafaza etmek gibi konular iҫeriyor. Bunun haricinde
Taguchi is hayatı`nın ҫoǧu alanlarını da inceliyor, örneǧin bir ortaǧı yeni bir mekana kadar
takip etmek veya meslek hayatından kısa bir süre iҫin geri ҫekilmek. Ҫalışma hayatlarını
deǧiştirmeye ҫalışan insanlar ve özellikle yeni bir iş´i denemeyi düşünen ve kariyerlerin orta
safhasında bulunan işҫiler tarafından bu tavsiye olumlu karşılanacak.
Feedback
Amerikan Ingilizcesi
Editör´ e yazılmış olan son mektupların birinde bir okuyucu derginin dilini Amerikan
Ingilizce`sine ҫevirme önerisinde bulundu. Ben sizden Ingiltere Ingilizce`sini standart dil
62
olarak bırakmamanızı rica ediyorum. Bu kişisel bir görüş, ҫünkü Ingilizce dilinin
programlama işim iҫin oldukҫa yararlı olduǧunu düşünüyorum. Iş yerinde ҫok fazla ihtiyacım
yok. Ticari Ingilizce´ yi mesleki amaҫlar iҫin kullandıǧım iҫin günlük ihtiyacımın ne kadar
olduǧunu bilmiyorum. Buna raǧmen iletişim ve sosyal beceriler ile ilgili ve iki sene önce
Cambridge University ticari Ingilizce sınavlarını vererek Ingilizce yazım ve konuşma dili ile
ilgili bir ҫok seyi öǧrendiǧimi düşünüyorum ve umuyorum. Dil kelimeler öǧrenmek ve
gramer bilmekten ҫok daha fazla bir şey ve bence bir şeyi Ingiltere Ingilizce`sinde anlatmak
Amerikan Ingilizce`sine ve Almanca`ya nazaran ҫok daha kolay. Bu anlatım kolay
olmamasına raǧmen Almanca dilinde de gerҫekleştirmeye ҫalışıyorum. Ingiltere Ingilizcesiyle
ilgilenerek ne kadar tipik bir Alman olduǧumu öǧrendim ve bir şey`yi anlatmakta direkt yolu
seҫtiǧimi fark ettim. Öyleyse hiҫ bir zaman Ingiltere Ingilizce` sini kullanmayı bırakmayın,
uluslararası platform´ da ҫalışmak iҫin bunun önemli bir rol oynadıǧından eminim.
I can only hope that US English won´t be the basis. The origin of the English language
consists of United Kingdom and all US changes shouldn´t be the guide for correct way of
learning a language. We live in “old Europe”.
Feedback Fortsetzung
Amerikan Ingilizce`sini Business Spotlight´ ın standart dili haline getirmek gibi bir panimiǧiz
yok. Her ne olursa olsun, bir ҫok okuyucularımızın amerikali iş ortaklarıyla birlikte
ҫalıştıklarını ve bu yüzden bu iki Ingilizce türünde metinler sunmamın önemli olduǧunu
biliyoruz.
Fonetik Alfabet
Business Spotlight dergisinin abone´
siyim ve bu durum bana mesleǧimde ҫok yarar saǧlıyor. Kelime liste`lerinde ve denemelerde
fonetik alfabe`yi kullanıyorsunuz. Bu alfabe`yi anlamamda bir kaҫ sorun yaşıyorum. Bunu bir
sonra ki dergi`lerde aҫıklayabilirseniz ҫok iyi olur. Kelimelerin seslendirilişini en iyi öǧrenme
metod´ unun iyi örnekler dinlemenin olduǧunu düşünüyorum. Bu nedenden dolayı CD´ ye bir
kaҫ örnekler ekleyebilir misiniz?
63
Öneriniz iҫin ҫok teşekkür ederim. Business Spotlight (3/2006) dergi`sinin bir sonra ki
baskısında fonetik yazı sisteminine ilişkin bir öneri kılavuzumuz olacak. Bunun haricinde
hem dergi`de hem CD´de bir seslendirme calışması olacak.
Yazıcı ҫıkışı ile testler
Thank you very much for the useful tests which I can do online. I would like to print it as a
whole for practising purposes. Please set a categorie in which one can download this texts as
pdf- or doc file as the vocabulary. Especially this tests where the process of a discussion or
talk and the correct answer is essential, it would be very great to read them often as possible
or to use them as a printed exercise sheet.

Benzer belgeler