Okul Dergimiz - 19 Mayıs Anadolu Lisesi
Transkript
Okul Dergimiz - 19 Mayıs Anadolu Lisesi
1 ĠÇĠNDEKĠLER Önsöz 3 Zehir 4 GENÇ KALEM DERGĠSĠ Kırk Yıl DolaĢsam Ne Çıkar? 5 Yıl : 2013 Röportaj 6-11 Okuduklarımızdan Aklımızda Kalanlar 12-13 Sahipsizlik,Serap ve Mehtap 14 SAYI : 14 SAHĠBĠ 19 MAYIS ANADOLU LĠSESĠ adına Okul Müdürü Matematik Felsefesi ya da Matematik Bir Uydurma Mıdır?15-16 Kelebeğin Rüyası 17-18 Gözlerin Vardı Eskiden 19 Ġstanbul Hatırası 20-21 Serkan ER Okay Tiryakioğlu 22-23 Nilüfer BÜYÜKCAN Röportaj 24-25 Yayın Kolu ve Dergi BaĢkanı Vazgeçilmezimiz 26 Suzan BORAZAN Lâ-lî 27 YAYIN KURULU Spor KöĢesi 28 Suzan BORAZAN Sporcu ArkadaĢlarımızdan Ġkisini Tanıyalım 29 Naat 30 Bunları Biliyor Muydun? 31 ġilan ONAT Bir Sayısalcı ġiir Yazarsa 32 Ahmet Can SANDIKLI Tarih Nedir? 33-36 Öğretmeniiiiiiiiiiiiim Size Mektup Var! 37-38 Seni YaĢamak 39 Karikatür 40 Fatma EROĞLU Yalnızlık Hayalim,Rüya 41 Rabia VURAL Kedilere Dair Bilinmeyenler 42 2012-2013 Üniversiteye YerleĢen Öğrencilerimiz 43-46 M. Naci DURMAZ Rehber Öğretmenler Fatma EROĞLU Handan ASLAN Sinem ÜNAL Tamay UYGUN Burçin SABAH Özlem YILDIRIM Yazı ve Ġnceleme Komisyonu Onur KELEġ Nesrin SÜMBÜL 2 Saygıdeğer okurlarımız, sevgili öğrencilerimiz; Okulumuz Kültür Edebiyat ve Kütüphanecilik Kulübü Genç Kalem adlı okul dergimizin yeni sayısını çıkarmıĢ bulunuyor bu vesileyle aramızda zaten var olan sevgi, saygı ve dayanıĢma duygularımızın pekiĢeceğine inanıyorum. Zengin içeriği olan dergimizi beğeneceğinizi umarım. Derginin hazırlanması, basımı ve dağıtımında emeği geçen herkese teĢekkür eder, baĢarılar dilerim. Saygılarımla M. Naci DURMAZ Okul Müdürü 3 ZEHĠR Gazze'de savaĢan Türk askerlerinin siperlerinin önünde bir Ġngiliz tankı infilak etmiĢti. Ġnsan öldürmek için yapılan aracın ölüsü bile insanın canını acıtıyordu. Bu ölü tank, Türk siperlerindeki askerler için sorun oluyordu. Çünkü düĢman askerinin tankı kalkan gibi kullanarak Türk siperlerine saldırması söz konusu olabilirdi. Bir sorunla karĢılaĢmamak için, kıt'a komutanı ayaklarına keçe sarılan askerlere gece nöbeti tutturmaya baĢlamıĢtı. Bir gün gece nöbeti tutan Mehmetçiklerden biri, bir Ġngiliz askerine tesadüf etti. Mehmetçik hemen bu iĢi nasıl çözebilirim diye düĢündü: Eğer Ġngiliz askeri silahla vurup öldürürsem, silahın sesini duyan Türk ve Ġngiliz askerleri üzerimize ateĢ açar, Ġngiliz'i süngü ile öldürürsem sağ ve esire vaadedilen beĢ altından olurum dedi. Askeri canlı ele geçirmek için planladığı iĢe giriĢti. Ayakkabısına bağlı keçeyi çözdü... Ayağına ne zaman nerede giydiğini tam olarak bilmediği çorabını çıkararak sol eline aldı. Usulca Ġngiliz'e yanaĢtı. Sağ elini yumruk yapıp askerin boynuna indirdi. Asker sarsılır sarsılmaz çorabı askerin ağzına soktu. Esir Ġngiliz askeri Türk siperleri içinde ayıldıktan sonra Ģöyle diyordu: - Önce enseme bir yumruk indirdi, ardından ağzıma ne olduğunu anlayamadığım bir zehir tıktı. O an bayılmıĢtım. Falih Rıfkı ATAY, Zeytindağı, Pozitif Yayınları,s.192 4 Kırk Yıl DolaĢsam Ne Çıkar ? Topyekün bir geleceğiz, Harf harf iĢlenir kaderimiz. AyaklanıĢlarım değil alıĢkanlık,yahut zorunluluk. Bilirim ki; az bile ona, bu bayağı saygı gösterisi. Daha dün… Arka sokaklarda kaybolurdum. Ne zaman sokağa döndü kelimeler? Daha dün sorardım amcaya; Evimize yakın Ģu caminin yerini. Ne zaman amcaya döndü kalem? Marifet değil bilmek. Kolay öğrenmek. Bir meziyet ki; öğretmek, Doğar koca bir medeniyet… Kırk yıl köleliğimin ilk günü, Daha dün gibi aklımda. Dün kadar uzak, Ve kırk yıl kadar yakında… O; insanı çıkaran, kendi karanlık çağından, Ufkuna doğru denizin,yelken açtıran,dalga kıran, Sıfırdan baĢlayıp da, O sonsuz yokluğa,kendini katan… GüneĢten dolma mürekkebiyle, Aydınlattı önce; Tüm karanlık sayfaları,özenle. Cehaleti ki; düĢman bilip, SavaĢa baĢladı bizimle Senden öğrendiğim bu harflerle, Senin için yazamamak… Bir gün için değil de; Bir ömür anamamak… Dimdik durmak hayata karĢı, Hayata rağmen. Ve dimdik durmak sonsuza dek, Mizacıydı iç görünüĢten. Neye yarar lafla kalmak? Benliğin sanki, öğrettiklerine mi sığar? Pervane olup etrafında, öğretmenim; Kırk yıl dolaĢsam ne çıkar? Hafta içlerini severdim ben… Yunus BALKANLI 12/G O, içeri girer ve ayaklanırdık biz. Önemli değil; biz kimiz, kimin nesiyiz 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle okulumuzda yapılan Ģiir yarıĢması birincisi. 5 6 Geçtiğimiz günlerde gazetede okuduğum bir haber dikkatimi çekmiĢti.Üniversiteli birkaç Rus genci cep harçlıklarıyla birkaç günlüğüne Ġstanbul`a tatile gelmiĢ.Sahilde 3 liraya balık ekmek yiyerek Ġstanbul'u gezmiĢler. Gezi sırasında Ġstanbul`da ki sokak kedilerinin hayatlarından çok memnun olduklarını fark etmiĢler.Ülkelerine döndüklerinde lüks olmasa da bu keyifli Ġstanbul gezisini fotoğraflarıyla birlikte paylaĢmıĢlar.Rusya`da tıklanma rekorları kıran bu sayfaya çeĢitli yorumlarda gelmiĢ.Bu yorumlardan bir tanesi " Bir daha dünyaya gelirsem Ġstanbul`da kedi olmak istiyorum.'' ĢeklindeymiĢ. Ne yazık ki bütün kediler Rus gençlerinin gözlemledikleri kadar Ģanslı değiller. Bunu haberi okuduktan sonra yolda yürürken çevremdeki kedilere dikkat ettiğimde acı duyarak fark ettim.Hepimizin kimi zaman bir sokak köĢesinde ya da çöp konteynırının üstünde rastlamaya alıĢık olduğumuz zavallı kediciklerin bir insanın dikkatinin kendilerine yöneldiğini hissettiklerinde korkulu bakıĢlarla her an kaçmaya hazır bir Ģekilde teyakkuza geçmeleri yaĢadığımız Ģehirde sıradan bir durum değil mi? Neyse ki hayvanlar hakkında duyarlılık sahibi insanlarında var olması yüreğimize biraz su serpiyor.Bu insanlardan birisi Ģehrimizde hayvan hastanesi kurarak bu sevimli dostlarımızın dertlerine derman olmak isteyen Orhan Özbaba. Ne yazık ki iĢlerinin yoğunluğu nedeniyle bize zaman ayıramadığı için kendisine ulaĢamadık.Fakat görevlerini yaparken hayvanlara olan içten sevgilerini fark ettiğimiz veterinerler Burçin Bey ve Eda Hanım bizimle fazlasıyla ilgilendiler, sorularımızı içtenlikle cevapladılar. ġehrimizde böyle bir hastanenin varlığından ve onları tanımaktan mutlu olduk. 7 Önce sizi biraz tanıyalım. Bize kendinizden bahseder misiniz? B.B.: Ben Burçin BĠÇER. 1994 Elazığ Fırat Üniversitesi mezunuyum. Daha önceleri Erdemli‟de kendi kliniğimde tek baĢıma büyük baĢ üzerine çalıĢıyordum. Koyun, keçi,sığır gibi hayvanların veterinerliğini yapıyordum, köylere gidiyordum. Daha sonra koĢullar beni buraya getirdi ve daha çok kedi, köpek, kuĢ ve egzotik hayvanlar üzerinde hizmet vermeye baĢladım. Burada 5. senem ancak 1996‟dan beridir veterinerim. E.B.: Ben Eda BĠÇER. Ama Burçin Bey ile bir akrabalığımız yok. 2010 Selçuk Üniversitesi mezunuyum ancak hala yüksek lisansıma devam etmekteyim. Hayalim hep bir hayvan hastanesinde çalıĢmaktı. Kendimi buna göre yetiĢtirdim, büyük baĢa hiç yönelmedim. Üniversitede Erasmus Programı ile Ġtalya‟da 2 farklı hayvan hastanesinde çalıĢtım. Orası çok ayrıntılı ve çok güzel bir yerdi. O zamanlar hayalimde çalıĢmak istediğim hastane Mersin‟de yoktu. 2008‟de burada stajyer olarak iĢe baĢladım, 2010‟da doktor olarak devam ettim. Buradaki imkanlarımız çok geliĢmiĢ durumda, sevdiğim bir iĢi yapıyorum. Ġtalya’ya gittiğinizi söylediniz. Ġtalya ile Türkiye arasında hayvanlara verilen değer ve onların bakımı ile ilgili bir kıyaslama yapabilir misiniz? E.B.: Orası bir Avrupa ülkesi olduğu için hayvan haklarına gerçekten çok önem veriliyor. Bir sokak hayvanı göremezsiniz. Evcil hayvanlara çok bağlılar. Mesela burada toplu taĢıma araçlarına kesinlikle evcil hayvan alınmazken orada insanlar rahatlıkla toplu taĢıma araçlarına evcil hayvanları ile binebiliyorlar, sadece çok vahĢi ırklara ağızlık takılıyor. Evcil hayvanlar insan gibi yaĢıyor, öyle davranıyor. Veterinerlik okumak hayaliniz miydi? Hayaliniz ise; neden veterinerliği istiyordunuz? Hayaliniz değil ise; ne olmak isterdiniz ve niçin buradasınız? B.B.: Ben 1989‟da sınava girdim ve 18 tercih hakkım vardı. Tıp, doktorluk, diĢ hekimliği, elektrik elektronik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, makina mühendisliği, eczacılık... diye sıralamıĢtım ben tercihlerimi. Veterinerliği de 14. sıraya yazmıĢtım ve buradayım. ĠĢimi seviyorum ama yine veterinerlikle ilgili bir Ģey okuyacak olsam bu iĢin tekniği, mekaniği ile ilgilenirdim. E.B.: Veteriner hekim olmaktan daha çok hep sağlıkçı olmak istedim ben. Eczacı, diĢ hekimi falan olmak istediğim zamanlar oldu. Bakım ve ilgi ile ilgili bir iĢ yapmayı çok isterdim. Küçükken bir kaç hastalık atlattım ve çoğu zaman hastanedeydim sanırsam bunların da bir etkisi olabilir ama hep yardım edebileceğim muhtaçlarla ilgili bir meslek istedim. Küçükken evde bakılabilecek her türlü hayvanı besledim. Sağlığı çok seviyorum, emek verip harcadığım emeğin karĢılığını almayı çok seviyorum. Ve bunları birleĢtirince ortaya veterinerlik ortaya çıkıyor. 8 Öğrencilik hayatınız nasıldı? ÇalıĢmayı seven kiĢiler miydiniz yoksa dersleri geçelim yeter mi derdiniz? B.B.: Biraz daha bilinçli olsaydım çok daha farklı yerlerde olabilirdim. Ġskenderun Demir-Çelik Lojmanları‟nda büyüdüm ben. Bolluk vardı o zamanlar, imkanlarımız vardı. Dersleri düĢünmezdik, ben basketbol oynardım sürekli antrenman yapardık. Ġdeallerimiz yoktu. ġimdiki aklım olsa tabi ki de daha farklı olurdu. ġimdi çocuğumu böyle yetiĢtirmemeye çalıĢıyorum ama tabi o da benimle aynı yolda gidiyor. O da sporcu, futbolla ilgileniyor. Bugüne gelene kadar iĢ hayatınız nasıldı? Mesleğinizin zor yanları nelerdir? B.B.: ġöyle örnek vereyim; ben Ankara‟da evlendim, ertesi gün Mersin‟e geldim ve o gün gece saat 2.30‟da ben sezeryandayken eĢim arabada beni bekliyordu. ĠĢten kaçamazsınız, olaya hakim olmak zorundasınız. Veteriner hekim olup resmi bir kurumda da çalıĢabilirsiniz, il ve ilçe müdürlüklerinde de çalıĢabilirsiniz. Hafta sonu tatiliniz olur, keyif yaparak da para kazanabilirsiniz. Ama bir yere kadar kazanabilirsiniz. Hepsinin kendisine göre artı ve eksileri var. Ġnsanlarda bu mesleğin zor yanlarından birisi. Hayvan sahiplerini ikna etmek... Kedi ya da köpek bir evcil hayvanın yaĢayacağı süre 10-15 senedir. O hayvan zaten dünyanın en Ģanslı hayvanı. Çünkü; onu sahiplenen, evine alan, bakımını yapan yemeğini veren birisi var. O zaten mutlu. Bizler o kadar çok o kadar sıkı bağlanıyoruz ki bazen aĢırıya kaçıyor. Bu konularda bilinçli olmak gerekiyor. Mesela az önce bir hasta vardı, sağ ayak dıĢ parmağı kırılmıĢ. Biz bunu alçıya aldık ve hareket etmemesi gerektiğini söyledik. Alçıyı yalarsa ya da yerse buna engel olmak için yakalık takılması gerektiğini söyledik. Bugün köpek geldi, alçıyı parçalamıĢ, parmağını yara yapmıĢ. Çok ağlamıĢ köpek, dayanamamıĢlar. Ağlarsa ağlasın bu onun sağlığı. ĠĢte bunlar bizi yoruyor. Eda Hanım‟ın zorluklarını da ben anlatmak istiyorum çünkü o bunu söylemeyebilir. Eda Hanım hayvan sahiplerine bir açıklama yapıp onları ikna ederken sanki kırılacaklarmıĢ, üzüleceklermiĢ gibi rahat konuĢamaz. Hayvan sahipleri de Eda Hanım‟ı esir alır, baĢkalarının evcil hayvanlarını da sorar, sorgular. E.B.: Bu anlattığımız sevgi dıĢında olan bir bağ, bilinçsizce yapılıyor. Mesela çıkıp geliyorlar, bize Eda Hanım bakmıĢtı yine o baksın diyorlar. Bunlar özel istek bunları randevu ile belirtmesi gerekiyor ama yapmıyor. B.B.: Mesela burası geceleri de açık. Saat 2.30‟da kedimin maması bitti diye gelen hayvan sahipleri de var. Evet biz hizmet veriyoruz ama gecenin 2.30‟unda trafik kazası, zehirlenme vb. olaylar için beklersin. Gelene mama yok demiyoruz ama gecenin 2.30‟una kadar neden bekliyorsun sen? Birde bu mamayı servis ile isteyenler var. Mesela servis hizmeti veriyoruz arıyorlar bir sürü markanın mamasını istiyorlar, götürüyoruz, seçiyorlar, mama bitiyor yine arıyorlar, yine aynı markaları isteyip yine aynı mamayı seçiyorlar. Hayvan değil insan ile, insanın doyumsuzluğu ile uğraĢmak zor bu meslekte. E.B.: Mesela birisinin kedisi ameliyat oldu burada pansiyonda kalıyor. Sahibi ziyaret saatinde geldi, normalde en fazla 15 dakika kalması gerek. O 15 dakika oluyor yarım saat, bir saat... hayvanına mama getirmiĢ yanında aslında yasak ama bazen bir Ģey demiyoruz, bir bakıyoruz odadaki diğer hastalara da mama vermiĢ. Yemesi gereken var, yememesi gereken var bu yüzden bizde hastaların baĢında beklemek durumunda kalıyoruz. Bu da hastalara ayıracağımız zamandan çalınmıĢ oluyor. Bu meslekte unutamadığınız bir anınız var mı? Bizimle paylaĢmak ister misiniz? E.B.: Bu meslekte eğlence çok oluyor tabii yani keyifli bir iĢ yapıyoruz sonuçta üzüldüğümüz de oluyor ama mesela yavru bir köpek görüyorsunuz onunla oynuyorsunuz 5 dakika onun sizinle oynaması kuyruğunu sallaması gülümsemesi vs çok mutlu ediyor sizi… BaĢımıza çok ilginç olaylarda geliyor açıkçası aĢı yaparken o iğneler bize batıyor.AĢıyı kendimize enjekte ediyoruz .Zaten köpek ısırmalarına alıĢtık . B.B.: Bugün 3 defa ısırıldım mesela. Isıranı bir görseniz parmağım kadar bir köpek… E.B.: Zapt etmesi de zor yani küçücük bir köpek ,sıkamıyorsun da elinde kalacak diye korkuyorsun. Ne oluyor ,emek harcadığımız ama sonuç alamadıklarımıza üzülüyoruz. 9 Çok emek harcıyoruz ama hayvanın direnci tükenmiĢ,çok geç kalınmıĢ vakalar oluyor. Bekliyorlar, son anda getiriyorlar ve bizden mucize yaratmamızı bekliyorlar. Evet uğraĢıyorsun, ediyorsun ama yapacak bir Ģey olmuyor bazen ,sağlığın garantisi yok sonuçta. Sokak hayvanlarıyla da elimizden geldiği kadar ilgileniyoruz ücretsiz bakmaya çalıĢıyoruz. Ama her Ģeyi bizden bekliyorlar. Yani kediyi getiriyorlar „Ben getirdim vicdani sorumluluğumu yaptım gerisi sizin.‟ diyorlar. Tabi bu mesleğimiz elimizden geleni yapacağız onlarla ilgileneceğiz veterineriz ama buranında bir gideri var B.B.: Burası da bir ticarethane sonuçta. Yani biz dıĢarıdan devlet tarafından yardım almıyoruz. Evet tamam bir tanesine bakalım 2 tanesine bakalım ama nereye kadar bizim bakabileceğimizde sınırlı yani. Hayır, tamam bakıyorsun ; hastanın tedavisi bitti ,gelip almıyor. „Ben 3 gün sonra gelicem.‟ Diyor.Tamam 3 gün sonra gel ;ama pansiyon ücreti ödemeniz gerek. „Yok ben pansiyon parası vermem.‟ diyor. Ben ne bakıcam o zaman senin köpeğine kedine? Bedelini öde kal. Ama tedavisi bitince götür yani sen git ki yerine baĢka hasta gelebilsin. AĢağı yukarı 45 kafes var burada an geliyor hepsi dolmuĢ sen hayvanını alacaksın ki yerine baĢkasını alalım. Bana göre Türkiye‟de ilk 5‟in içerisinde burası kapasite olarak. Yani herkes buraya geliyor. Çünkü çareler burada. Bugün çıkın Pozcu‟da veya Mezitli‟de bir veteriner kliniğine gidin,bir masa ve ilaç dolabı görürsünüz ;burada renkli doblerden(ultrason) tutun EKG, fizik tedavi ünitesine kadar her Ģey var. Siz evcil hayvan besliyor musunuz? Besliyorsanız ailenizin hayvanlarla arası nasıl? B.B.: Ben besleyemiyorum eĢimden dolayı. 3 tane oyumuz var o bir oyu yenemiyoruz. Evde kedi köpek bakılmasına izin vermiyor fazla titizdir eĢim. Ama apartmanın önünde baktığımız beslediğimiz bir köpeğimiz var. O köpek bize eğitim amaçlı getirilen bir köpekti. Sahibi üniversiteyi kazandı. Üniversiteye gidince bakamayacağını anladı. Çok büyük paralar harcamıĢtı o köpeğe. Sonra terk etti,bıraktı köpeği. Bunun üzerine ben aldım o köpeği. Yeni bir siteye taĢınmıĢtık. Bahçeye hemen bir kulübe koyduk. EĢim hariç herkesin köpekle arası iyi. Çocuklarım ayıla bayıla köpek severler. EĢimin korkusu vardı,yendik o korkuyu, ama titizliğinden dolayı eve alamıyoruz. E.B.: Benim babamın köpeği var aslında birlikte bakıyoruz. Ben üniversitedeyken çok küçükken geldi annesi sütten kesince 15 günlükken ayırmıĢlar annesinden. Bir alman çoban köpeği. Ailemle yaĢıyorum ben. Babam da biraz yayla adamıdır. Köpek de yaylada bağlı bir Ģekilde değil, doğal ortamında rahat bir Ģekilde yaĢıyor. 4 yaĢında Ģimdi. Evet, onu özlüyorum göremiyorum ama mutluyum doğal ortamında yetiĢtiğinden. O köpek de evde bakılacak bir köpek değil.Evde dolaĢırken sağa sola çarpıyor, bir Ģeyleri deviriyor. Yayla en iyi yetiĢeceği ortam. Babamla birlikte mutlular orada. Annem de çok seviyor. Yani biz ailece köpeğimizi çok seviyoruz. Sizce hayvanların kendi aralarında veya insanlarla arasında ne tür bir iliĢki var? E.B.: Kokularıyla birbirlerini tanıyorlar genellikle. Kalça bölgelerinden koku yaydıkları için yayılan kokuyla tanıyorlar birbirlerini ama tehlikeli olup olmadıklarını nasıl anlıyorlar bilmiyorum. ÇözülmüĢ bir Ģey değil o henüz. Erkekler birbirleriyle genelde bölgeler yüzünden kavga eder. Ġdrar bırakma da o yüzden. Yani birbirlerinin bakıĢlarından, kokusundan zarar gelip gelmeyeceğini anlıyorlar. Gerçekten bağırmadan ,sakin konuĢtuğunuzda size zarar vermezler. Fakat bağırdığınızda korkuyor ve bu yüzden saldırıyorlar. Sakin konuĢursanız sizi anlayacaklardır ve ona göre davranacaklardır. Mesela bir tane sokak kedimiz var. Kedi saldırısına uğramıĢ, gece getirdiler. Hamile bir kedi. Dün küvezin kapağını açtığımda bana hemen tısladı. Sonra baktım , bekledim. SakinleĢti. Sonra bir iki kez baĢını okĢadım, tıslamayı bıraktı. Aldım masaya yatırdım. Yarasını temizledim ,ilaçlarını yaptım. En son canını yakan bir ilacı vardı, onda da dönüp bir baktı bana sadece.Onun iyiliği için olduğunu anladı zaten. Yani evet en baĢta tıslıyorlar hırlıyorlar ama sakin yaklaĢırsanız onlar da sakin davranır. Bu hastanede çalıĢmaya nasıl karar verdiniz? E.B.:öncelikle stajyer olarak geldim buraya hastane değildi o zaman bir poliklinikti 2008‟de. Daha sonra hastane oldu buraya geçtim. Birlikte 10 çalıĢmaktan mutluyduk Orhan beyle 2009‟da. ama poliklinik bu kadar geliĢmiĢ değildi. Burada daha fazla imkanımız var. Burada bir gününüz nasıl geçiyor? Neler yapıyorsunuz? Sabah geliyoruz hayvanların ihtiyaçlarını karĢılıyoruz burada. Mamasını suyunu tuvaletini yaptırıyoruz. Ne kadar nöbetçi de kalsa burada hayvanların dıĢarı çıkması dolaĢması gerekiyor, onları dolaĢtırıyoruz. Daha sonra tedavileri, pansumanları ,kontrollerini yapıyoruz. Saat 4 gibi tekrar aynı iĢlemleri uyguluyoruz.Yan tarafta bir bahçemiz var, tuvaletlerini orada yaptırıyoruz. Gerekenlerin banyoları nı yaptırıyoruz, tırnak kesimlerini yapıyoruz. Bize biraz hastaneden ve buradaki geliĢmelerden bahseder misiniz? Küçük bir kliniğin imkanları sınırlıdır. Veteriner tek baĢına idare etmeye çalıĢıyor. Her Ģeyi kendisi yapmak zorunda kalıyor. Ve bu çok zor. Burada asistanlar veterinerler var. Herkesin yapacakları belli. Teknolojiyi kendi açımızdan takip ediyoruz ben dahiliyle ve anesteziyle ilgileniyorum. Yüksek lisansımda bunun üzerine. Hastanemiz teknolojik yönden geliĢmeleri takip ediyor sürekli seminerlere konferanslara katılıyoruz. Yeniliklere açığız. Laboratuar cihazlarımız bizi çok yönlendiriyor. Tahlillerimiz mesela anemihimogram dediğimiz bir tam gaz sayımı biyokimyasal analizde organların enzimlerinin çalıĢma kapasitelerine bakabiliyoruz. Onun dıĢında idrar analizi,kan gazları vs. laboratuarlardaki cihazlar bizim teĢhis koymamızı kolaylaĢtırıyor ve netleĢtiriyor. Sokak hayvanları için hastanede ya da bireysel olarak yaptığınız çalıĢmalar var mı? Tabi ki. Hastanemizde sokak hayvanları için %30 indirim var. Normalde aĢılarda indirim uygulanmaz. Ġlk müdahalede tabi acil durumlarda hiçbir hastayı geri çeviremezsin. Ama getiren kiĢinin de biraz yardımcı olması gerekiyor. Daha öncede bahsettiğimiz gibi her Ģey bizden olmaz. Tamamen bizim karĢıladığımız hayvanlarda var. Elimizden geldiği kadar karĢılıyoruz. Ama bizimde yapabileceklerimiz sınırlı maddi yönden. Bireysel olarak haftada bir gün iznimiz olduğu için sokak hayvanlarına bir kap su bir kap kuru mama koyuyoruz kapılarımızın önüne. Evden artan yemeklerden koyduğumuzda bozulmuĢ kokmuĢ yemekler lezzetli geldiği için ayıramayabiliyorlar ya da verdiğimi yemek yememesi gereken bir Ģeyse bir hastalığa sebep olabiliriz. Bu da iyilik değil onlara kötülük olur. Bu nedenle kuru mama koymaya özen göstermeliyiz mümkün olduğu ölçüde. Yazın su bulmaları çok zorlaĢıyor. çok ihtiyaçları var. Ve trafik kazalarında çok zarar görüyorlar. Sürücülerin çok dikkatli olması gerekiyor. Yaralanan hayvanı kaza yaptıktan sonra getirmiyorlar, sorumluluktan kaçıyorlar, masraftan kaçıyorlar. Bir yolu bulunur mutlaka diyorlar; fakat o hayvan orda can çekiĢirken dönüp gitmemeliler. Burası halk içinde pek bilinen ve alıĢık olunan bir yer değil. Burayı tanıtmak için yapılan çalıĢmalar var mı? Hayvan hastanesi olarak 2011‟den beri hizmet veriyoruz. Sağlıkla ilgili bir kurum olduğu için belirli kuralları var. Veteriner yönetmeliğinde reklamlar yasaktır. Çok abartılı tabelalar broĢürlerde yasak. Buranın bir ticarethane gibi tanıtımı yasak. Geçen sene Forum‟un ortasında köpekler için bir güzellik yarıĢması düzenlemiĢtik. Ondan önce 2009‟da Alman çoban köpekleri ırk güzellik yarıĢması vardı Merada‟da düzenlenmiĢti sanırım. Etkinliklerimizde bu Ģekildeydi. Sokak hayvanları için insanların neler yapmalarını önerirsiniz? Yazları bir kap su ,mümkün oldukça mama; kıĢları ise yine mama öncelikli olmak üzere mama ve suya 11 OKUDUKLARIMIZDAN AKLIMIZDA KALANLAR “Bir silgi gibi tükendim ben BaĢkalarının yaptıklarını silmeye çalıĢtım Mürekkeple yazmıĢlar oysa.. Ben kurĢunkalem silgisiydim Azaldığımla kaldım..” Diğer insanların yaptıkları Ģeyler ancak biz izin verirsek bizim ruhumuzu zedeler. ― Doğan Cüceloğlu, SavaĢçı ― Oğuz Atay, Tutunamayanlar Ġnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaĢar. Zeki insanların mutlu olmaları, hayatta görülen nadir Ģeylerdendir. ― YaĢar Kemal ― Ernest Hemingway Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne incitir, ne acıtır. Ne yaralar, ne kanatır. Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun, varlığıyla huzur bulduğun bir denizin yakınında yürümek gibidir böyle sevmek. Uzaktan sevmek en güzelidir bazen... Hayat bir koĢu değil, hedefi vurmaktır. Önemli olan zamandan tasarruf değil, bir hedef bulmaktır. ― Susanna Tamara Ġçinizde olmayan Ģiiri hiçbir yerde bulamazsınız. ― Elif ġafak,Firarperest ― Shelley Ġnsanın belli baĢlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet‟ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama belki de belli baĢlı sadece bir günahları var: Sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü kovulmuĢlardı, sabırsızlıklarından ötürü geri dönemiyorlar. Birbiriyle evlenmemeleri gereken kiĢiler,aĢıklardır. ― A. HaĢim Öndekiler baka baka, arkadakiler yata yata uyur. (Öğretmenlik yaptığı sırada öğrenciler için demiĢ.) ― Franz Kafka / aforizmalar ― F. Nafiz Çamlıbel Her iyi kadın, erkek için kutsal bir kalkandır. ― Halide Edip ġairin kullandığı sözcüklerde insanlar için çeĢitli anlamlar vardır, herkes beğendiğini seçer.‟ Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip edeceğine, adaletle hareket edip tek baĢına kal daha iyi. „Tafore‟ ― Halide Edip 12 „YaĢlanarak değil yaĢayarak tecrübe kazanılır; zaman insanları değil, armutları olgunlaĢtırır.‟ „Söz vermiĢtim kendi kendime, yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmakta bir hırstan baĢka neydi? Burada namuslu insanların arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. KoĢtum tütüncüye kalem, kağıt aldım. Oturdum. Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taĢıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum,öptüm. Yazmasam deli olacaktım.‟ „P.SAFA‟ „Yeryüzünün bütün akan suları bulanır, geçtiği yerlerin kiri, pası, çamuru suyun saydamlığını bozar. KıĢ güçlüyse donar. Önemli olan bulanmamak, donmak değil, akmaktır. Su akabildiği sürece yeniden temizlenmek, soğuğun donduruculuğundan kurtulmak umudu vardır. Kimse saf, kimse masum değildir. YaĢayan kirlenir, önemli olan safiyeti, masumiyeti yaĢamın amacı haline getirmektir. Aslolan yaĢamdır. YaĢam olduğu sürece saf olmak, masum olmak umudu da vardır.‟ „Sait Faik‟ „Ahlaka dair ne biliyorsam futbola borçluyum.‟ „Albert CAMUS‟ „Hayatım süresince boyum kadar kitap yazdım ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup, onun zaten boyu kısaydı, diyebilirler.‟ Serenad- Zülfü LĠVANELĠ „Aptallar bütün hayatları boyunca akıllı kiĢilerle gezseler bile gerçekleri öğrenemezler. Hiç, kaĢık çorbanın lezzetini alabilir mi?‟ „Erbain‟ „P.SAFA‟ „KonuĢma, insanın aklını kullanma sanatıdır.‟ „PLATON‟ Muhammet ERTUĞRUL 11/H „Ġnsan, dilinin altında gizlidir.‟ Seray BĠHAN 11/H „Hz. Muhammed‟ 13 SAHĠPSĠZLĠK Tüm anlamlarını içime çektim bu gecenin Gece de kendini belli etti Dalgalarının sertliğiyle Yine sahipsiz bir olta gördüm Sahipsiz bir katil Sahipsiz bir aĢkı yok eden bir aĢk SERAP VE MEHTAP Rüzgar esti o an ġehrin kalabalığında dolanıyorum ÜĢüttü beni Beni mi, yoksa seni mi arıyorum Ne hissediyorum, ne düĢünüyorum Elif KOÇAK 12/A Bilmem kim için çırpınıyorum KavuĢmak bazen bir serap Bazen umutsuzca bir merak Biliyorum bu gidiĢin yok dönüĢü Seni beklemekte bir mehtap Mehmet Kılıç 11/F 14 MATEMATĠK FELSEFESĠ YA DA MATEMATĠK BĠR UYDURMA MIDIR? yaratmamaktadır.Matematiksel kavramlar gerçek de olsa kurgu da olsa matematik bizim doğayı,toplumu ve insanı belli bir düzen içerisinde anlamamızı, bu alanlarda gerçekleĢen değiĢimleri ve bu değiĢimleri etkileyen faktörleri düzenlilikleri içerisinde tespit etmemizi kolaylaĢtırmaktadır. Yani matematik insan aklının en üst düzeydeki faaliyetidir. Akıl kendi dıĢındaki olay,olgu ve değiĢimleri anlamak için kendine uygun bir araç üretmektedir bu da matematiktir. Her türlü bilim aslında bir uzayı ele alır. Fizik,fizik uzayını; kimya,kimya uzayını;psikoloji,psikolojik uzayı… Felsefenin temel sorunlarından biri varlığın insan zihninden bağımsız olup olmadığıdır. Yani bir nesne biz onu düĢünsek de düĢünmesek de var mıdır sorusu belki de felsefenin temelini oluĢturur. Çünkü bu soruya verilecek yanıt doğaya,topluma ve insana yönelimimizi belirleyecek, bu yönelim de ürettiğimiz bilginin niteliğini belirleyecektir. Matematiğin temel yapı taĢları olan matematiksel kavramlar (nokta,sayı,açı,türev,integral vb.) hakkında da yukarıdaki soru anlam taĢımaktadır. Bu kavramlar acaba bizim dıĢımızda bir nesnel gerçekliğe sahipler mi? Yoksa bu kavramlar insan zihninin bir ürünü mü? Bu soru matematik felsefesinin temel sorusunu oluĢturmaktadır. Bu kavramların insan zihninden bağımsız olarak var olduklarını ileri sürenler realist olarak adlandırılırken, matematiksel kavramların insan zihninin ürünü olan kurgusal kavramlar olduklarını ileri süren görüĢ inĢacı görüĢ olarak adlandırılmaktadır. Bizim düĢüncemize göre bu sorunun her iki cevabı da matematiğin iĢlevi ile ilgili bir fark Bu bilimler araĢtırmalarında ölçme yaparlar.ĠĢte ölçme dediğimiz olay,bir uzayı matematik uzay adını verdiğimiz sayılar uzayına dönüĢtürmektir. Bu ölçme iĢlemleri sonucunda hangi değiĢkenlerin hangi değiĢkenlerle iliĢkili olduğu değiĢkendeki değiĢimin hangi değiĢkende değiĢime yol açtığı anlaĢılır. Böylece göz kararı deneme-yanılmaya dayanan bilimsel faaliyetten teoriye,yasaya ulaĢmaya yaklaĢan bilimsel faaliyete ulaĢılmıĢ olunur. Matematiğin felsefesinden söz edilirken matematik öğretiminin de felsefesinden söz etmek gerekmektedir. Ülkemizde matematik öğretiminin gerçek hayattan kopuk olduğu hep söylenegelmiĢtir. Bazı komedyenler skeçlerinde bu durumu ironik biçimde dile getirmeye çalıĢmıĢlar ancak biraz düĢünüldüğünde eleĢtirel 15 zihinlerde kendileri komik duruma düĢmüĢlerdir. Aslında Ģarlatanlıkla komedyenliğin karıĢtığı çağımızda ĢaĢırtıcı olmayan bir durum söz konusudur. Ünlü bir komedyen „ Ali‟nin havuzundaki birinci musluk havuzu 3 saatte dolduruyorken ikinci musluk 1 saatte havuzu boĢaltıyorsa Ali‟nin yaĢı kaçtır? „ sorusunu sorup matematik eğitiminin hayattan kopuk olduğunu kendince dile getirmeye çalıĢmıĢtı. ġimdi bu örneği psikoloji biliminden de yararlanarak açıklamaya çalıĢalım. Psikoloji bilimine göre mizahın temelinde tutarsızlık vardır. Örneğin bir çocuğun ben kurabiye canavarıyım demesi komik değilken bir yetiĢkinin bunu söylemesi komiktir. Çünkü tutarsızlık vardır. Yukarıdaki komedyenimizin matematik sorusuna dönecek olursak tutarsızlık sorunun içinde midir yoksa sorudaki problemin günlük hayatla ilgili olamamasında mıdır? Bizim görüĢümüze göre komedyen ikinci seçeneği düĢünüp mizahını yapmakta böylece kendince ince bir mizaha imza atmaktadır. Ancak komedyenimizin bilmediği Ģey,bu tür soruların hipotetik düĢünce adını verdiğimiz ve bir öncülü doğru kabul edip ondan sonuç çıkarmak olarak tanımlanabilecek bir düĢünme yeteneğine iliĢkin olduğudur. Bu yetenek soyut iĢlemler döneminde ortaya çıkmaktadır(12 yaĢ ve üstü). Bu dönemden önce çocuklar bu düĢünce sistemine tam olarak sahip değillerdir. Örneğin küçük bir çocuğa „ Bir insanın dört kolu varsa ve burada beĢ insan varsa kaç kol olur?‟ Ģeklinde bir soru sorulsa çocuk, bir insanın dört kolu olmaz diyerek düĢünmeyi reddeder. Kısaca söylemek gerekirse matematik öğretiminde kullanılan havuz problemleri havuzun kaç saatte dolacağını bulma becerisini değil hipotetik düĢünme becerisini geliĢtirmeye yöneliktir. Hipotetik düĢünme becerisi de bilimlerin temelidir. iĢlevsiz ve gereksiz olduğu sonucuna ulaĢtırmamaktadır. Aksine yukarıda da belirtildiği gibi matematiğin insan aklının en üst düzey ürünü olduğunu ileri sürmektedir ve Descartes‟in „Tanrı‟nın mükemmel bir Ģekilde düzen verdiği evreni anlamak için analitik geometriyi geliĢtirdim.‟ sözünü unutmamaktadır. Mehmet TANYERĠ Felsefe Öğretmeni Yukarıdaki ilk soruya dönecek olursak bu metnin yazarı matematiğin uydurma yani kurgusal olduğunu düĢünmektedir. Ancak bu düĢünce kendisini kesinlikle matematiğin 16 düĢünülmüĢtü. Tek kelimeyle kusursuzdu. Sıcacık hikâyesi insanı içine çekiveriyordu… ‘Kelebeğin Rüyası’ Bugünlerde –henüz sınavlar üçer beĢer gelmiyorken ve ben güzelim hafta sonumu ders çalıĢarak geçirmiyorken- en büyük zevkim film izlemek. Hafta sonu oldu mu kendimi sinemaya atar oldum, artık hangi film çıkarsa bahtıma. Film 1940‟lı yıllarda yani 2. geçiyor. Muzaffer ve RüĢtü‟nün yani iki Ģiir tutkununun aĢklarını, hayallerini ve bir de hastalıklarını anlatıyor. II. Dünya SavaĢı döneminde olay Zonguldak‟ta geçiyor, maden iĢçilerinin arasında bir kağıdın bile bulunamadığı açlığın ve sefaletin kol gezdiği bir dönemde… Gencecik iki Ģair ikisi de hasta, ikisi de aĢık… ġanslıymıĢım ki bugünlerde vizyondaki filmler bir harika. Her birinden memnun ayrılıyorum. Türk sinemasının ne kadar ilerlediğini de bugünlerde fark eder oldum. Kabul etmeliyim ki yerli filmler de yabancı yapımlardan hiçbir konuda aĢağı kalmıyor. RüĢtü ve Muzaffer yine bir gün limanda derginin gelmesini bekliyorlar yayınlamaları için bıkmadan usanmadan Ģiirlerini yolladıkları derginin… Limanda Suzan‟la tanıĢıyorlar. Suzan Zonguldak‟ın en zengin ailesinin biricik kızı ailesinin vermeyeceğini bildiğinden RüĢtü ve Muzafferle gizlice görüĢüyor. Bu arada bir tiyatro oyunu bile hazırlıyorlar. Durumu git gide kötüleĢen RüĢtü‟nün ise bir an önce tedavi olması gerekmektedir. Fakat bir türlü sıra ona gelmemektedir. Uzun bekleyiĢlerden sonra RüĢtü Heybeliada Sanatoryumu‟na kabul ediliyor ve tedavi için oraya gidiyor. Bu arada Muzafferle Suzan‟ın aĢkı devam ediyor ama bilmedikleri bir Ģey var o da Suzan‟ın babasının biricik kızının veremli bir gençle görüĢmesine izin vermeyeceği… Her neyse sanırım konumun dıĢına çıkmaya baĢladım o zaman konuya hızlı bir giriĢ yapıyorum. „Kelebeğin Rüyası‟ yani Yılmaz Erdoğan‟ın son filmi 22 ġubat‟ta vizyona girdi. Aslına bakarsanız film daha vizyona girmeden kalbimi çalmıĢtı. Daha vizyona girmeden „Kesin gitmeliyim.‟ demiĢtim. Çünkü böyle bir kadrodan kötü bir iĢ çıkamaz. Konuyu, çekimi, kostümü beğenmesen bile oyunculuğu yeter demiĢtim; ancak bu kadar iyisini ben de beklemiyordum. Konusundan tutun kostümlerine kadar filmin her Ģeyi iyi 17 RüĢtü sanatoryum da kendisi gibi hasta olan Bediha ile tanıĢır ve aĢık olur. Bu arada bizim Muzaffer de uzun uğraĢlar sonucunda sanatoryuma kabul edilir sevdiğini bırakıp Heybeliada‟ya RüĢtü‟nün yanına gelir ne yazık ki orada uzun kalmayacaktır çünkü Bediha‟nın taburcu olmasıyla bizim iki Ģair de sanatoryumdan kaçarlar. Her Ģey RüĢtü‟nün Ģiirlerindeki kadar güzeldir. Bediha‟yla evlenirler hep hayal ettiği gibi Ģiirleri dergide yayınlandı çok ünlü olacaktır herkes Ģiirlerini ezbere bilecektir kurtulacaklardır bu sefaletten ama evdeki hesap çarĢıya uymaz. Bediha‟nın ömrü kelebeğinki kadar kısa sürer. Önce Bediha sonra RüĢtü kaybetti hayatını. Muzaffer ise vazgeçmez sevgisinden. Sevgilisinin peĢinden Ġstanbul‟a gelir; ama arkadaĢlarını kaybettikten sonra umudunu da kaybetmiĢtir. Biliyordu sonu yoktu o da ölecekti Suzan‟ daha fazla üzmek istememektedir. Derya COġKUN 11/G 18 GÖZLERĠN VARDI ESKĠDEN Gözlerin vardı eskiden... Bir ağlayacak olsa,korkardım öleceğimden... Gözlerin vardı eskiden... Gözlerin uykusuz bakardı Kirpiklerinden öperdim seni Uyu derdim,uyumazdın Gözlerin huysuzdu eskiden Huysuzluğuna razıydım ben Bıraktığın şu yalnızlık... Gelip alsan onu benden? Gözyaşına saklayıp uzun uzun ağlasan? Gözlerin vardı eskiden... Gözlerin,yağmur kokardı. Soğuk bir çay olurdu yalnızlığım Gözlerin vardı eskiden... Rengini seçemedim bir türlü Soluk bir renkti. Belki... Belki de sonbahardı Gözlerin vardı eskiden... Gözlerin,yaşadığım sonbahardı Gözlerin vardı eskiden... Gözlerin Nisan iken, Eylül olurdu yalnızlığım Sarardıkça düşerdim dallarından... Gözlerin vardı eskiden... Sanki yüz yıl geçti üzerinden... Uğur ALBAY 11/E 19 savunan Pierre Loti‟ye teĢekkür amacıylabu tepeye Pierre Loti Tepesi adı verilmiĢ. ĠSTANBUL HATIRASI Uzun bir zaman görüĢmeyecek gibi ayrılmıĢtık ailelerimizden. Sabahın ilk ıĢıklarıyla dünyanın en eski Ģehirlerinden biri olan, tarihi güzellikleri, rengarenk laleleri ve eĢsiz mimarisiyle herkesin gönlüne taht kuran Ġstanbul‟a varmıĢtık. Eyüp‟te bir kahvehane de Pierre Loti kahvesi adını taĢıyor. Sırada bu güzel tarihi Ģehrin gezilip görülesi yerlerinden adalar vardı. Her karıĢı tarih kokan muhteĢem bir boğaz turundan sonra eski ama bir o kadar da Ģirin evleriyle insanı rüyalar alemine götüren adalara vardık. Burayı gezmenin en güzel yolu nostaljik faytonlar ve adaya özgü bisikletlerdi. Uzun geçen yolcuğun ardından ilk olarak Yeditepe Üniversitesini gezip , üniversitedeki öğretim görevlilerinden üniversite ile ilgili bilgiler aldık.Herkes kendi alanı ile ilgili bölümlere ayrıldı ve üniversitede okuyan öğrenciler tarafından bilgi verildi. Nedim bu Ģehir için boĢuna dememiĢ: „Bu Ģehr-i Stanbul ki bi misl-ü bahadır Tarihe tanıklık eden mimari eserlerin yer aldığı Miniatürk yada Minyatür Türkiye Park Mimari eserlerin küçültülmesiyle dünyanın en büyük alanına kurulmuĢtur. Burada gezerken tarihi eserlerin güzelliğinden etkilenmemek elde değildi. Sesli rehberlik sistemiyle bilgi alıp hoĢ bir vakit geçirdik. Burayı gezmenin yanı sıra kumanda ile tekne sürmek de oldukça zevkli idi. Bir sengine yekpare Acem mülkü fedadır.‟diye. Ġstanbul gitmeden önce hayallerimi süslüyordu bundan sonra ise rüyalarımı süslemeye devam edecek. ġeyma SÖNMEZ 11/F Kullanılan efektlerle ve yarım küreye çizilen panoramik resimle, içeri girdiğinizde kendinizi adeta savaĢın içindeymiĢsiniz gibi hissettik. Büyüleyici bir yer olan Türkiye‟nin ilk panoromik müzesi, Panorama 1453 Tarih Müzesi, içeri girdiğiniz dakika sizi etkisi altına almayı baĢarıyor. Bu Ģehre gelen herkesin gelip görmesi gereken Pierre Loti Tepesine kısa mesafeli bir teleferik yolcuğu ile ulaĢtık.Tepeden bakıldığında uçsuz bucaksız deniz manzarası insana huzur veriyordu. I. Dünya SavaĢı'nda ve sonrasında Anadolu iĢgalinde Avrupa'ya karĢı hep Türkler'i 20 21 OKAY TĠRYAKĠOĞLU Kitap bir tutkudur.Nasıl bir bakır ustası bakırı ustalıkla iĢliyorsa,nasıl bir bakırın belirli bir erime noktası varsa ve nasıl ki her çekiç darbesi ayrı bir emeği ,marifeti taĢıyorsa yazarlık da öyledir.Kolay gibi görünür gerçekte ise çok zordur.Doğru kelimeyi bulmak edebiyatla uğraĢanların müĢküllerindendir.Ama zorluk bundan ibaret değildir. Bir de yazdıklarını beğendirmek var tabii.Edebiyatçı olarak adını tarihe kazımak var ya da rüzgarın savurduğu yaprak gibi bir görünüp sonra kaybolmak var.Konu tarihi roman yazarlığı olunca iĢ daha da zorlaĢıyor Bana göre tarihi roman yazarlığı,ustalık kadar sorumluluk da yazarı, iĢleyeceği konuyla ilgili titiz bir araĢtırma yapmalı,detaylı bilgiye sahip olmalı ayrıca bunu usta bir kurgu ve çekici bir uslupla iĢleyebilmelidir.Bu söylediğim özelliklere sahip yazarlar var tabiki de.Kemal Tahir,Devlet Ana romanıyla bu söylediklerimin baĢarılı bir örneğini vermiĢtir.Tolstoy‟un SavaĢ ve BarıĢ‟ı yazmadan önce günlerce Rus-Fransız SavaĢı‟nın yapıldığı alanı dolaĢıp romanı ile ilgili malzeme topladığı bilinir. Günümüz yazarlarından Okay Tiryakioğlu da tarihi roman tutkunlarının beğenilerine cevap verecek eserler vermekte.Birçoğunuzun adını ilk defa duyduğu yazar 1972‟de Mersin‟de doğdu.Çocukluğunu Ġstanbul Erenköy‟de geçirdi. Annesinin armağan ettiği gizemli ve kara mizah yüklü öykü kitaplarıyla edebiyata dair ilk heyecanlar uyanmaya baĢladı.Bilkent Üniversitesi‟ndeki eğitimini 1994 yılında yarıda bırakarak tamamen edebiyata yöneldi.YurtdıĢındaki uzak ve gizemli ülkelerde yaĢamayı daima sevdi.Halen yaĢamakta olduğu bu ülkelerde kitaplarla örülü yalnızlığını kabullenip okumanın hayatındaki tek belirleyici renk olduğunu anlamıĢ,ömrünü kitaplara vakfetmiĢtir.Edebiyat çalıĢmalarının roman alanındaki ilk ürünü olan „‟Karanlığın Çağrısı‟‟ isimli eseriyle Ġlk Romanlar Ödülü‟nü kazandı(2002).Ġkinci romanı „‟Gölgeler‟‟ 2004 yılında basıldı.Üçüncü romanı „‟Bin Yılların Gecesi‟‟de 2005 yılında çıktı. Tarih alanında ise: -Kumandan(2008) -KuĢatma 1453(2009) 22 -Yavuz(2009) -Kanuni(2010) Kitaplarından alıntılar: Yavuz(Kasım 1479) ... Saraydan kaçarak Koca Yakup Efendi‟nin Oğlu Kenan‟ın(ileride Yavuz Sultan Selim‟in en yakın arkadaĢı)sünnet düğününe gitmiĢlerdi dört kardeĢ.En büyükleri Ahmet,Selim‟i fazla sevmezdi.Onu hep mağlup etmeye,küçük düĢürmeye çalıĢırdı.Selim satranç oynamayı iyi bilirdi ona dedesi(Fatih Sultan Mehmed) öğretmiĢti.Abisi Ahmet bileği bükülmeyen birisinin eline para tutuĢturarak ondan küçük kardeĢini yenmesini istemiĢti.Oyuna oturdular,oyun devam ederken Selim bir anda ĢaĢırtıcı hamlelerle öne geçtikten sonra ilk defa konuĢtu ve ağzından Ģu sözler döküldü: Anadolu‟yu Türk yurdu kılan Alpler‟in dokuz hasleti vardı:Bir ,muhkem bir yürek;iki,kol kuvveti;üç,gayret;dört,sağlam bir zırh;beĢ,kemikle berkitilmiĢ katı yay;altı,çifte su verilmiĢ kılıç;yedi,zırh delen bir mızrak;sekiz,iyi bir yoldaĢ ve dokuz,iyi bir at.Ġyi bir atı olmayan bahadır,asaletini kaybetmiĢ demektir arkadaĢ. -"Sanma ġah'ım, herkesi sen, sadıkane, yar olur, Herkesi sen, dost mu sandın, belki ol, ağyar olur, Sadıkane, belki ol, alemde bir, dildar olur, Yar olur, ağyar olur, dildar olur, serdar olur." Selimi ( Yavuz Sultan Selim) Bu Ģiiri soldan sağa, ve yukardan aĢağı okuduğunuz zaman aynı oluyor, bu Ģiir bu özellikte ilk ve tek olarak biliniyor. Kanuni sorar "ġu yaĢında uykunun gafletinden baĢını kaldıramazsın da, evin soyulduğu için gelir bizden hesap sorarsın ha? Neden bu kadar derin uyursun anacım?" Kadın hiç beklemeden "Kusura bakmayın PadiĢahım, biz seni uyanık bilirdik, onun için evimizde rahat uyurduk" Bu cevap karĢısında Ģoka uğrayan Kanuni "Haklısın tebaamdan sorumluyum, Mallarının zararının tüm bedelini Ģahsi malımdan karĢılayacağım ana." der. Adalet ve merhamet Sultan'ı Kanuni Sultan Süleyman… ... Kanuni'nin annesi hastalanmıĢ ve buna Ġstanbul'daki doktorlar çare bulamayınca,Muslihiddin Merkez Efendi 41 çeĢit baharattan yapılan bir macun göndermiĢ ve annesiHafsa Sultan kısa bir sürede iyileĢmiĢ. Manisa'da yapılan bu macunun adı mesir macunu. Kenar semtlerinden birinde oturan yaĢlı bir kadın bir Kanuni'nin huzuruna çıkmak ister. Bu talep geri çevrilir, ama kadın çok fazla ısrar edince bu olay Kanuni'nin kulağına gider. Ve Kanuni kadının talebini kabul eder, kadını huzura çıkarırlar. Kadın yeniçeri isyanının sebep olduğu baĢıboĢluk ortamında bir gece uyurken evinin soyulduğunu ve bu olaydan Kanuni'nin sorumlu olduğunu iddia eder. Kanuni'de 23 Eyüp TÜRKAY 9/C Okulumuzun en kıdemlilerinden, azmiyle engel tanımayan hocaların hocası Gülseren Hocamızı bu röportaj vesilesiyle daha yakından tanıma fırsatı bulduk.(Okulumuzda matematik öğretmeni olan Harun Hoca‟mızın Gülseren Hoca‟nın öğrencisi olduğunu öğrendik. Harun Hoca‟mız Süper Lise‟nin ilk mezunlarındanmıĢ.) Zaman zaman bir roman kahramanıyla konuĢtuğumuzu hissettik. Hocamızın özgüveni ve çok yönlülüğüne gıpta ettik. 1. Uzun süredir bu okulda çalıĢtığınızı biliyoruz. Kaç yıldır bu okulda çalıĢıyorsunuz? 18 2. BaĢladığınız bu güne kadar okulumuzda neler geliĢti? Bunları değerlendirebilir misiniz? 3. Öğretmenlik mesleğini seçmenizin nedeni nedir? Mesleğinizden memnun musunuz? Üniversiteye 1987 yılında girdim. O zamanlar eğitim fakültesi puanı fen edebiyat fakültesinden daha düşüktü. 1987 yılındaki sistemle şimdiki arasında çok büyük fark var. 2 yıl boyunca iş aradım. Fakat bulamadım. Öğretmenliğe başladım. Konya’nın Karacadağ köyü ilk görev yerimdi. Buradaki insanların safiyeti, temizliği öğretmenliği sevmeye başlamamı sağladı. Tek sıkıntım okula ulaşmakta çektiğim zorluktu. Çünkü değneklerim yarım metre karın içine batıyor ve bu şekilde yürümek beni çok zorluyordu.Bir dönem sonunda rapor yoluyla Mersin’e geldim. Önceki yıllarda engelli öğretmenlerin ataması yapılmıyordu.O yıl engellilerin ataması yapıldı. Milli Eğitim Bakanı’nın engelli bir çocuğunun olması biz engellilerin önünü açtı sanıyorum. Benim atandığım yıl psikoterapist, psikolog ve çeşitli sağlık uzmanlarından oluşan bir heyet oluşturuldu. Biz engelli öğretmenler bu kurulun onayından geçerek atanabildik. Bize çeşitli sorular soruyorlardı: ‘’Sen bir engellisin, öğretmen olabilir misin, çocukların psikolojisini bozabilir misin ?’’ sınav sonunda branş öğretmenliğine istersem geçebileceğimi söylediler. Fakat çocukları çok sevdiğim için sınıf öğretmeni olarak kalmak istedim. Bize ayrıca istediğimiz okula atanma hakkı tanınmıştı, 19 Mayıs İlköğretim Okulunu istedim. Sonra da branşıma geçip 19 Mayıs Anadolu Lisesi’nde göreve devam ettim. Öğretmenliğimin ilk yılları 19 Mayıs İlköğretim’de geçti. Stajyerliğim orada kalktı. Stajyerliğim kalktıktan sonra burada süper lisede başlamak benim için çok büyük bir avantajdı. Eğer düz lisede başlamış olsaydım kendimi bu kadar geliştiremeyecektim. Okulumuz Mersin’in en başarılı okullarından biriydi. Öğrencilerin başarısı öğretmenleri, öğretmenlerin başarısı öğrencilerin başarısını kamçıladı. O yıllarda öğrencilerime daha faydalı olabilmek için hafta sonlarını ders çalışarak geçiriyordum. Onlara nasıl daha faydalı olabilirim diye düşünüyordum. Ve bu da beni seneler içerisinde daha iyi bir öğretmen yaptı. Bana göre iyi öğretmeni iyi öğrenciler yetiştirir. Stajyerliğim kalktıktan sonra böyle bir yerde eğitim vermek benim için bir şanstı. İlk yıllardaki zorlu çalışmalarımın semeresini sonraki yıllarda tabii ki aldım. İlk yıllarda süper liseye çok başarılı öğrenciler gelirken sonraki yıllarda bu başarı düşmeye başladı. Süper liseye not ortalamasıyla gelindiği için şişirilmiş notlarla gelen öğrenciler arttı. Daha sonra okulumuza düz lise öğrencileri de alınmaya başlandı. Süper lise öğrencileriyle aynı binada olmak aynı öğretmenlerden ders almak onlar için de motive edici oldu. Onlardan da güzel sonuçlar aldık. 4. 4. Bu meslekte sizi en çok mutlu eden nedir? 24 Mersin’e ilk geldiğimde hiç tanıdığım yokken uzun yıllar burada çalıştıktan sonra çarşıya çıktığımda, hastaneye, alışverişe gittiğimde eski öğrencilerimle karşılaşmak beni mutlu ediyor. olur. Evde bir hafta yalnız kalmıştım benim psikolojim bozulmuştu. 12. Son olarak biz öğrencilere gerek eğitim hayatında gerekse özel hayatta yol gösterecek tavsiyeleriniz var mı? Nelerdir? 5. 5. Mesleğinizde sizi üzen, olumsuz etkileyen durumlar yaĢadınız mı? Her zaman öğrencilerimin tek bir yolda değil birçok yolda ilerlemelerini istedim. Bir mesleğin yanı sıra başka bir mesleği öğrenip ellerinde mutlaka bir altın bilezik bulundurmaları gerekli. Ve bunun yanında ruhlarını besleyecek sosyal aktivitelerle de uğraşsınlar. Ve her karanlığın sonunda mutlaka bir ışık olduğunu unutmasınlar, asla ümitsizliğe düşmesinler. Evet. 6. 6. Tekrar dünyaya gelseydiniz baĢka bir meslek düĢünür müydünüz? Hayır, düşünmezdim. 7. 7. Sizi, hayatta etkileyen hayatınıza yön veren biri oldu mu? Tabi ki, öğretmenlerim. Biri değil birden fazla. 8. Biz öğrenciler sizi daima çalıĢkan en olumsuz Ģartlarda bile yılmayan, sanatçı ruhlu, hayata hep pozitif bakabilen nadir insanlardan biri olarak gördük, tanıdık. Bunu nasıl baĢarıyorsunuz? Sürekli önüme hedefler koyarak, bir hedef bitmeden başka bir hedefi yerleştirerek. Yaşama amacım hiç bitmez, bu yüzden boşluğa hiç düşmem. Hep alternatiflerim olmuştur. Mutlu olmanın yollarını aramaya çalışırım. 9. Mesleğiniz dıĢında meĢgul olduğunuz uğraĢlar var mı, neler? Evet. Yıllarca moda sektöründe çalıştım, hala dikerim bir şeyler. Yıllarca Türk sanat müziği korosunda çalıştım, keman çalıyorum. Yüzüyorum, yüzücülükte Türkiye derecesi aldım. Dalıyorum. Resimle uğraşıyordum, yağlı boya tablolar yapıyordum önceden. 10. Aynadaki görüntünüzle konuĢur musunuz? Size benzeyen o Ģey; tanıdık mı gelir her zaman, yoksa bir yabancı mıdır yansıyan? Saç rengimi değiştirdiğim zaman yabancı oluyorum, alışamıyorum hemen. (Gülüyor.) 11. Bir sabah kalktınız, dünya boĢalmıĢ altı milyar insan kaybolmuĢ yalnız siz varsınız. Ne yaparsınız? Çok kötü bir durum psikolojim bozulur herhalde çünkü yalnızlıktan nefret ederim. Canlı olmayan bir şey olmadıkça yaşayamam. Beni asıl öldüren yalnızlık 25 Kararı yok dünyada pervazı kuĢa benzer VAZGEÇĠLMEZĠMĠZ AĢk,dünyadaki en güzel,en temiz,en asil duygu.Ġnsanı insan yapan,iyiliğe,dürüstlüğe,vefaya,merhamete ve mutluluğa yaklaĢtıran en doğru yol. Hayattaki güzellikleri,güneĢi,yıldızları,doğadaki bitki ve böcekleri baĢka bir gözle görmemizi sağlayan bir bakıĢ... Münkir sözünü bilmez sözü ileri varmaz Neye teĢbih edersin anlanmaz düĢe benzer Geç Yunus endiĢeden ne gerek bu piĢeden Kimine göre Ġlah'a karĢı duyulan sonsuz sevgi ve saygı. Kimine göre evlat sevgisi, ana sevgisi, doğa sevgisi. Bazılarına göre de yare, yarene duyulan hasret. AĢıklar için aĢkın tarifi türlü türlüdür. Yunus‟a göre aĢk bir güneĢe benzer: Ere aĢk gerek önden ondan derviĢe benzer AĢk güneĢe benzer. Ruhumuza verdiği mutlulukla içimizi ısıtır. Yüreğimiz huzur dolar. Gözlerimiz öylesine ıĢıl ıĢıl bakar ki sanırsın güneĢ ıĢıkları gözbebeklerimizde parıl parıl parlıyor. ĠĢitin ey yarenler aĢk bir güneĢe benzer AĢk, yürekten gidip bizi terk ettiğinde içimiz buz keser, ruhumuz üĢür.GüneĢ akĢam olup ıĢıklarını alıp götürdüğünde,gelen gece karanlığı gibi yüreğimize hüzün çöker.Verdiği acı o kadar büyüktür ki yakar kör eder.En sonunda külleri kalplerimize bir hatıra olarak kalır. AĢkı olmayan gönül mesel-i taĢa benzer TaĢ gönülde ne biter dilinde ağu tüter Nice yumuĢak söylese sözü savaĢa benzer Nihayetinde en büyük duygu aĢk değil midir ki insanı mutlu eden sebep, hayata bağlayan, hayatı anlamlandıran, hayata karĢı mücade etmek için içimizde hissettiğimiz yaĢama gücünü veren? O halde nefes alıyorken bu meydan sevgiliye sadakati gösterme yeridir. AĢkı var gönül yanar yumĢanır muma döner TaĢ gönüller kararmıĢ Ģarp-katı kıĢa benzer Gerçek aĢık yaĢarken de sevdiği iledir. Ġkrarında sadık ise son nefesinde de... Ol sultan kapısında ol hazret tapusunda AĢıkların yıldızı her dem çavuĢa benzer Buket Taşdelen 9/C Aynı his ol olmuĢtur nefsine ol kalmıĢtır Kendine düĢman olmuĢ yavuz yoldaĢa benzer Aynı his ol olmuĢtur nefsine ol kalmıĢtır Kendine düĢman olmuĢ yavuz yoldaĢa benze AĢktır kudret körüğünü kaynadır Nice kapdan geçirir ondan gümüĢe benzer AĢık gönlü dölenmez maĢukunu bulmayınca 26 LÂ-LÎ Seni sordu düĢman Adını değil, güzelliğini Sustu diller önce Ancak bıçakla açıldı ağızlar Hep birden Lali dendi, bizde en güzeli Sen güzeldin Lali, Serez güzeli Kıskandırırdın hilali Soldururdun güneĢi Yıldızlar kıskançlığından bir bir düĢerdi, Kara toprağa ġamdan olurdun gecelere Gün ağlardı hasretinden, Savururdu geceleri ardı ardına Rüzgâr kesintisiz dokunurdu gül yanağına, Çiçekler kokusunu senden alırdı Gördüğün her yer, vurulmuĢtu gözlerine Bir gün Bulgar haini sarmak istedi belini Anında diledin Allah'tan Azrail meleğini Not: Ömer Seyfettin'in Beyaz Lale hikayesinden esinlenilmiĢtir. Ebubekir ÇINAR Tarih Öğretmeni 27 SPOR KÖġESĠ Merhaba arkadaĢlar; Bu gazete bu yıl ki ilk sayımız. Bu köĢede sporla ilgili konuları ele alıp, değerlendirip sizlerle paylaĢacağım. Bu ilk sayımız olduğu için, öncelikle nelerle ilgileneceğimizi konuĢalım. Biraz kliĢe olacak ama futbol demek spor demek değildir. Son yıllarda ülke olarak spor kalitemiz arttı. Londra Olimpiyatlarına en çok kadın sporcu gönderen ülke olduk ve birkaç madalya kazandık. Futbolda ise Avrupa‟da ülkemizi iki takım temsil ediyor. Basketbol dalında da yine birkaç takım ülkemizi temsil etmektedir. Pek gündeme gelmese de motor sporunda Kenan Sofuoğlu çok baĢarılı olmuĢtur. ġu günlerde Türk Hava Yolları‟nın sponsoru olduğu basketbol Avrupa ligi devam etmektedir. Ġlerleyen günlerde Spor Toto Süper Lig baĢlayacak. Bu haberlere paralel olarak okulumuzda da hareketli günler yaĢanıyor. Okulumuz, Toroslar ilçesinde bulunan liselerin aralarında yaptığı voleybol müsabakalarına ev sahipliği yaptı. Kız voleybol takımımız ilde üçüncü, ilçede birinci olarak okulumuzu gururlandırdı. Erkek voleybol takımımız ise birkaç maç kazanabildi. Futsal takımımızda hazırlık maçlarında pek iyi sonuçlar alamasa da il genelinde yapılan turnuvada ilk maçını kazanarak iddialı olduğunu kanıtladı. Bireysel olarak atletizm ve okçulukta kazanılan baĢarılar nedeniyle okulumuzun ismi sıkça duyulmaktadır. Sonuç olarak okulumuz sosyal bir okuldur. Ġlerleyen sayılarımızda renkli zevkli ve bir o kadarda heyecanlı haberler sizleri bekliyor. 28 SPORCU ARKADAġLARIMIZDAN ĠKĠSĠNĠ TANIYALIM Okçuluğa 7 ay önce arkadaĢımın önerisiyle baĢladım. BaĢladığım ilk gün hedefimi koyduğum için kısa sürede baĢarıyı yakaladım. Her gün çift antrenman ve disiplinde bunda etkili oldu. Ekimde Antalya‟da Türkiye 2.si oldum. Ġki ay daha çalıĢtım ve bir sonraki yarıĢmaya katıldım. Takımımla 2.oldum ve ferdi olarak 5. oldum. Okçuluğun bana çok faydası var. Öncelikle spor yapıyorum boĢ zamanımı değerlendiriyorum, baĢarılar elde etmeye çalıĢıyorum. ġu an önümde üç yarıĢma var ve hedefim milli takıma girmek. Bunun için çok çalıĢıyorum. 2008-2013 yılları arasında yapılan koĢu yarıĢlarında yaptığım dereceler: 14 kere birincilik 7 kere ikincilik ,2 kere üçüncülük madalyası aldım. Kadir EĢref KARAASLAN 10/E BaĢarılar: Türkiye 2.liği (3-5 Ekim 2012) Takım 2.liği (21-22 Aralık 2012) Betül DEMĠR 9/A 29 KASĠDE-Ġ DER NAAT-I FAHR-Ġ KAĠNAT MUHAMMED MUSTAFA(S.A.V) Acz-ı beĢeri vü acz-ı külli idü ademler sen yokken Adavet vü adem-i müsavat var idü sen yokken Elhân-ı tayyibe idem ey Fâhr-i Kainat Fıtrat-ı muhamediye aĢuk olam Resulun Sen ki gâfur vü gamguĢâr Garam iderüm sana ey Ģah-ı Resulun Adet-i cahilliye var idi bir adil ise yok idü Afâktan âfât geldiğün vaküt iman idelerdü sen yokken GâĢık vaktü gark iderüm aĢkunla GülĢen u gülzar gönlüne girem ey Resulun Ağrâz-ı fâside vü ağraz-ı nefsaniye Vü ağraz-ı Ģahsiye ve de ağraz-ı dünyeviye var idi sen yokken Ey Habib-i Hüdâ Ey Habib-i Kibirya Haber-i sâdıkın hakikat bilem ey Resulun Ahd u eman vü aheng isterler idü insanlar Akl-ı selim olanlar anladular bir haberci gelmeli sen yokken Hamd ü Ģükran ki hâmidi gönderdü Ey Hatemü`l enbiya hayat-ı fanide mubarek yüzün görem Resulun Âsim çok idi vü atalet var idi Asnam insanları biat ittürmüĢti sen yokken Ey Hayrü’l BeĢer ey sahibi haysiyyet Huddam gibi etrafın gezem huld azabı görmeyem ey Resulum ĠĢte o vaküt ba’s ittü Rabbül’alemün Resulu Basar oln basirete nail oldu sen yokken Bir iĢrak idün yüregim istiâl eyledin Kemalat oldun mubarek kelamın ey Resulum Behçet`e büründü gökler BeĢaret ey ademler ye Muhammed sen yokken Lebbeyk diyem Leylü Nehâr daim Leyle-i Mir`âcda yanam aĢkunla ey Resulum Bi`set-i Muhammadiye beĢer ümit oldu Bühtar vü buğz bitti beĢer yok imiĢ meğer sen yokken Livâü`l hamde kabul eyler mi aceb meni Makam-ı Mahmud a alur mu meni ey Resulum Dalâlet içre olanlar barbe-i azâb olur didin Denânet karĢı ders-i intibah eyledin, meğer ders yokmuĢ sen yokken Nabigat-üz zübyani gibi men de olam Nadire-perdaz dudağın dinleyem ol hazreti Ģahri Resulum Din-i hakka davet ittün Allah deyyândur didin Sen ki dil-i âviz vü dil-niĢin ,din u diyânet yokmuĢ sen yokken Men bir garip nakâm vü na-kamı Çünki nakdire-i hayat vü nakd-i cân görmedim ey Resulum Hayra ecru mesubât vü ecru savâb varur Edyân-ı bâtıla itimad itmeyün, didin, iderler idü sen yokken Nola gönlüm gibi götürsem her yere daim Ey Veli,Mubarek nakĢ-ı kademi ol hazret-i Ģah-ı Resulun Etlâdis-i Ģerife uyam inĢallah her daim Ehl-i sünnet yolunda gidem Resulun ABDULLAH KAAN YALÇIN 9/C Kutlu Doğum Haftası nedeniyle okulumuzda yapılan ‘Naat YarıĢması’ birincisi. 30 BUNLARI BILIYOR MUYDUN? Tevfik Fikret, istifalarıyla meĢhurmuĢ, girdiği hiçbir iĢte devamlı olamamıĢ. Kavga edip küsmediği bir arkadaĢı yokmuĢ. Yürürken sol tarafında kimseyi bulundurmazmıĢ,orası eĢine aitmiĢ. ( Kalbine yakın diye. ) Guiness Rekorlar kitabına göre, devlet kütüphanelerinden en çok çalınan kitap Guiness Rekorlar kitabıymıĢ. Dostoyevski, kitaplarını mum ıĢığında yazar ve çalıĢırken koyu demli çay içermiĢ. Tolstoy zaman kaybı oluyor diye üniversite tahsilini terk etmiĢ. SavaĢta iki gözünü yitiren bir arkadaĢı Neyzen Tevfik'e: "Neyzen, nedir bu memleketin hali; nasıl görüyorsun bu durumu?" diye sorar. Neyzen, arkadaĢında bir alınganlık yaratmamak için "karanlık" diyemez: "Vallahi efendim, sizin gördüğünüz gibi..." der. Ünlü Fransız Ģairi Rimbaud, birlikte oturduğu yine ünlü bir Ģair olan Verlain'ı bastonla evire çevire dövmüĢ, sonra da ona uzun uzun özür mektupları yazmıĢ. Nazım Hikmet'in annesi Celile Hanım, Yahya Kemal'in sevgilisiymiĢ. EvlenmemiĢler, fakat beraberlikleri uzun süre devam etmiĢ. Dürüstlüğü ile tanınan Mehmet Akif,sağlam karakterli olmayan ikiyüzlü kiĢilere çok kızardı.Bir gün dostu Mithat Cemal'e Ģöyle dedi:''Ġkiyüzlüleri sever oldum;çünkü yaĢadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye baĢladım.'' Hüseyin Rahmi Gürpınar, kadınları kendine yakın bulur ve onlarla birlikte oturup sohbetler eder,danteller,örgüler örermiĢ. Otururken dizlerini birleĢtirerek otururmuĢ ve gülerken eliyle ağzını kaparmıĢ. Gustave Flaubert yazdığı bir sayfada aynı kelime iki kere geçerse sayfayı baĢtan sonra yeniden yazarmıĢ. Bir genç yazar, meĢhur eleĢtirmen Lessing'e, incelemesi için verdiği bir eseri hakkındaki fikrini sormuĢ. MeĢhur eleĢtirmen Ģu cevabı vermiĢ: "Kitabınızda yeni ve hakikat olan Ģeyler var. Yalnız yeni olanlar hakikat değil, hakikat olanlar da yeni değil." Cervantes, Osmanlı'ya esir düĢtüğü dönemde Kılıç Ali PaĢa camiinin yapımında çalıĢmıĢ. Özlem YILDIRIM 11/F ġilan ONAT 11/F 31 Bir sayısalcı Ģiir yazarsa Yar dediğin periyodik cetveldeki soygaz gibi olacak Ne é verecek ne é alacak Kararlı olacak diğer elementlere örnek olacak Yani diğer kızlar da ona benzemeye çalıĢacak Momenti dengeli olacak Öyle bir pisagor uygulamayla elde edilmeyecek Trigonometri gibi uğraĢ, türev gibi düĢünme gerektirecek Öyle limitteki gibi alicengiz oyunlara gelmeyecek Ha bir de öyle ortamdan ortama kırılma yapmayacak Odak noktası sen olacaksın, baĢka bir tarafa kaymayacak Velhasıl organik gibi olacak uzun bir çalıĢma gerektirecek Ama sonunda senin olacak. Mehmet Burak Köker 12-A 32 daha da aydınlatır. ġu da unutulmamalıdır: Her doğan güneĢ mutlaka batar. TARĠH NEDĠR? Tarih bir neslin özü,geçmiĢidir. Tarih gelecek denizine akan nehirdir. Tarih doğan güneĢe benzer. GüneĢ doğdukça etrafı aydınlatır ya,iĢte tarih de aynen böyledir. Ġnsanın zihnini aydınlatır. Tarih ıssız,karanlık sokaklarda yürürken aydınlık bir köĢe bulmaktır. Soğukta üĢürken ısınmaktır. GeçmiĢ ile gelecek arasındaki köprüden yürüyebilmek için köprünün temellerini sağlam yapmak gerekir. Bu da Ģöyle mümkündür: GeçmiĢi bilmek ve gelecek hakkında fikir sahibi olmak. Tarih insanın bir parçasıdır. Ġnsan tarihte kendini bulur. GeçmiĢte yaptığı hatalarını bilir ve gelecekte yapmamaya çalıĢır. Aynı zamanda tarih insana kültür kazandırır. Ġnsana özünü gösterir. Tarih kaybolmuĢ birine yolunu gösterir. Tarih geçmiĢin aynasıdır. Tarih bilmek çok okumaya da bağlıdır. „ ĠĢleyen demir ıĢıldar.‟ çok okumalıyız ki tarih bilgimiz de geliĢsin. ġimdiki nesil tarihe ilgi duymuyor. Ceddini bilmeyen kendini bilemez. Tarih hakkında bilgi edinmek aslında insanın kendisi hakkında bilgi edinmesidir. Osmanlıyla ilgili bilmediklerimizin bildiklerimizden fazla olduğunu düĢünüyorum. BĠLĠYOR MUSUNUZ? Ġki defa tahta çıkan padiĢahlar II. Murad, Fatih Sultan Mehmed ve I.Mustafa Hem halife hem padiĢah olanlar Yavuz Sultan Selim dahil olmak üzere ondan sonra tahta çıkan bütün Osmanlı padiĢahları aynı zamanda halife idi. Fakat son halife Abdülmecid Efendi ise padiĢah değildi. Osmanlı padiĢahlarının kabirleri Osman Gazi‟den II.Murad‟a kadar olan ilk altı hükümdar Bursa‟da,ondan sonrakiler Ġstanbul‟da türbelerinde gömülüdür. Son padiĢah Vahdeddin‟in kabri ise ġam‟dadır. KardeĢ Katli BĠR CĠHAN MEDENĠYETĠ: OSMANLI Kanunname-i Ali Osman‟ın günümüze kadar bir çok tarihçiyi ihtilafa düĢürdüğü en mühim maddedir belki de Fatih‟in kardeĢ katli yasası… Kimi tarihçilere göre bir vahĢet olarak görünse de o dönemin Ģartları göz önüne alınarak düĢünüldüğünde devletin bekâsı için caiz görülmüĢtür. Fatih de kendinden önceki Osmanlı hükümdarları gibi ġeyhülislam fetvasına binaen bu yasayı çıkarmıĢtır. Burada dikkatleri celp etmesi gereken bir baĢka husus ise 600 küsür yıl hüküm süren, 72 buçuk milleti bünyesinde barındıran ve bu milletlerin kültürlerini asimile etme yoluna gitmeyen muazzam büyüklükteki Osmanlı Ġmparatorluğunun sağlamayı baĢardığı huzur ve güven ortamıdır. Nitekim padiĢahlar ve kanunları sayesinde bir keĢmekeĢ ortamı oluĢmamıĢ ve Osmanlı Ġmparatorluğu uzun yıllar bu topraklarda hüküm sürmeyi Daha bir asır öncesine kadar bu topraklara hükmeden bir devletimiz vardı: Osmanlı… Üstelik sınırları bugünkü Anadolu‟ya sığmayıp, Orta Avrupa‟dan bütün Akdeniz kıyılarına ve Asya içlerine kadar uzanan bir imparatorluktu Osmanlı. Ve Osmanlı ulvi bir idealin,yüce bir misyonun,ihtiĢamlı bir medeniyetin sahibi olarak tarihin derinliklerine kök salmıĢ bir çınar gibi altı asır süren bereketli bir ömür yaĢamıĢtı. Osmanlı pislik içinde yüzen Avrupa‟ya temizlik,medeniyet,kültür,huzur,insanlık getirmiĢtir. Osmanlı tepeden yuvarlanan kartopu gibi büyümüĢ ve cihana hükmetmiĢtir. Osmanlı doğan güneĢtir. Vakit ilerledikçe etrafı 33 baĢarmıĢtır. Taht kavgalarının vuku bulmaması için veraset sisteminde Ekber-i ErĢad ve Kafes Usulü gibi farklı çözümlere gidilmiĢ olsa da sanırım en etkili olan bu yasadır. Nitekim kafes usulü ile Ģehzadelerin sancaklara gönderilmemesi ve lalalar tarafından saraylarda eğitilmesi deneyimsiz padiĢahlar yetiĢmesine neden olmuĢtur. Ayrıca kardeĢ katlinin nedenlerinden biri de elbette Ģehzadelerin isyan edip padiĢah olmak istemeleridir. KardeĢ katli meselesi ile alakalı Ģu maddedir : „ Ve her kimesneye evladımdan saltanat müyesser ola karındaĢların nizam-ı alem içün katletmek münasibdir. Ekseri ulemâ dahi tecviz etmiĢtir. Anınla amil olalar.‟ ġair padiĢahlar KardeĢ katlini Sultan I. Ahmet kaldırmıĢtır. Bu kanunla birlikte Ģehzadeler sancağa çıkamamıĢ ve tecrübesiz olmuĢlardır. III. Mustafa „Cihangir‟ II. Murad „Muradi‟ Fatih „Avni‟ II. Bayezid „Adni‟ I.Ahmet „Bahti‟ Genç Osman „Farisi‟ IV. Murad „Muradi‟ II. Mustafa „Ġkbali‟ III. Ahmed „Necip‟ I.Mahmud „Sebkati‟ III.Selim „Ġlhami‟ II. Mahmud „Adli‟ En çok yaĢayan padiĢahlar Ordunun baĢında savaĢa gidenler Osman‟ın neslinden en çok yaĢayan Orhan Gazi‟dir. Orhan Gazi 78 yaĢında vefat etmiĢtir. Daha sonra ise II. Abdülhamit‟tir; 76 yaĢında vefat etmiĢtir. Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murad, Yıldırım Bayezid , I.Mehmed, II.Murad, Fatih Sultan Mehmed, II.Bayezid, Yavuz Sultan Selim, Kanuni Sultan Süleyman, III.Mehmed, II. Osman, IV. Murad, II.Mustafa En genç ölen padiĢahlar Sultan Genç Osman‟dır. 18 yaĢında vefat etmiĢtir. Esir olanlar Yıldırım Bayezid En kısa saltanat sürenler Pehlivan olanlar I.Mustafa 1 sene 7 ay saltanat sürmüĢtür. IV.Murad, Abdülaziz IV. Mustafa 1 sene 2 ay saltanat sürmüĢtür. En genç ve yaĢlı olarak tahta çıkanlar V. Murad 193 gün saltanat sürmüĢtür. En genç IV.Mehmed 7 yaĢında, en yaĢlı ise V.Mehmed ReĢad 65 yaĢında tahta çıkmıĢtır. Tahttan indirilenler II. Bayezid, I.Mustafa,II. Osman, Ġbrahim, IV.Mehmed, II.Mustafa, III. Ahmed, III. Selim, IV. Mustafa, Abdülaziz, V.Murad, II.Abdülhamid Zaferden Sonra 1- Fethedilen kalenin burçlarına bayrağımız dikilir dikilmez güzel sesli hafızlar ezan okumaya baĢlar, asker tekbir getirirdi. Böylece asıl maksadın „Ġslam dinini yaymak‟ olduğu duyurulurdu. 34 2- Mehter zafer marĢları çalar, krallara ve imparatorlara fetihnameler gönderilirdi. 3- Kalede bulunan kiliselerin en güzeli ve en büyüğü derhal camiye çevirilip cemaatle namaz kılınırdı. Hemen ardından camiler inĢa edilirdi. 4- Ġlk Cuma namazı,kiliseden çevrilen bu camilerde padıĢahın yahut ordu komutanının katılmasıyla kılınırdı. 5- Cuma hutbesi padiĢah adına okunur, zaferi veren Allah‟a Ģükredilirdi. Turhan Sultan ile tartıĢtı. Bu tartıĢma Turhan Sultan‟ı padiĢaha karĢı kinlendirdi. Oğlunu padiĢah yapamayacağından kendisi valide sultan olamayacağından korktu. Bazı vezirler ve paĢalarla iĢbirliği yaptı ve padiĢahın deli olduğu söylentisini yaydı. Fakat Sultan Ġbrahim deli değildi. Deli olsaydı halkla bütünleĢmeyi baĢarabilir miydi? Onları dinlemeyi gerek görür müydü? EĢkıyayı cezalandırmaya kalkıĢır mıydı? En önemlisi de Girit‟i fethetmeyi düĢünebilir miydi? IV. Murad ve DerviĢ Sefere çıkan son Osmanlı padiĢahı Sultan II.Mustafa‟dır. Habib Baba, IV. Murad devrinin gizli Allah dostlarındandır. YaĢlıdır,fakirdir,gariptir. Fakat Rabbinin katında da alemlere denk biridir. YaĢlı Habib Baba uzun bir yolculuktan sonra Ġstanbul‟a gelir. Yolculuğun tozunu atmak için hamama gider. Fakat hamamcı Habib Baba‟yı içeri sokmak istemez. „Bugün Sultan Murad‟ın vezirleri hamamı kapattılar dıĢarıdan müĢteri alamıyoruz.‟ der. Habib Baba üzülür. Rica,minnet eder,yalvarır. „Ne olursun.‟ der. „Kimseye varlığımı belli etmem,aceleyle yıkanır çıkarım.‟ der. Bin bir dil döker. Hamamcı ehl-i insaftır... Dayanamaz kabul eder. Hamamın en sonundaki odayı göstererek : „ Baba Ģu odada hızla yıkanıp çık. Para da istemem,yeter ki vezirler senin farkına varmasınlar.‟ Habib Baba sevinerek kendine gösterilen yere girer. Yıkanmaya baĢlar. Sonradan IV.Murad kılık değiĢtirmiĢ bir Ģekilde hamama gelip yıkanmak ister. Amacı vezirleri kontrol etmektir. Hamamcı IV.Murad‟ı almak istemez, aynı Ģeyler yaĢanır sonunda padiĢah galip gelir ve yaĢlı adamın yanına gidip yıkanmaya baĢlar. Bu arada hamamın büyük salonundan gelen tef,dümbelek,Ģarkı,türkü sesleri ortalığı çınlatmaktadır. Habib Baba‟nın gözü genç hamam arkadaĢına takılır. Sırtının kirli olduğunu düĢünür elbette ama onun IV.Murad olduğunu bilmez. Habib Baba yumuĢak bir sesle konuĢur: „Evladım,sırtın fazlaca kirlenmiĢ müsaade edersen bir keseleyivereyim.‟ der. IV. Murad çok sevinir çünkü ilk defa biri padiĢah olmadığını bildiği halde iyilik yapmak ister. IV. Murad memnuniyetle Habib Baba‟nın önünde diz çöker ve „Buyur baba ellerin dert görmesin.‟ der. Habib Baba IV. Murad‟ın sırtını keseler. Bunun üzerine de padiĢah da Habib Baba‟nın sırtını keselemek ister. „Baba, gel ben de senin sırtını keseleyeyim de ödeĢmiĢ olalım.‟ der. Sefere çıkmayan ilk Osmanlı padiĢahı Sultan II.Selim‟dir. IV.MURAD IV. Murad 27 Temmuz 1612 yılında Cuma günü dünyaya geldi. IV. Murad sancağa çıkmadığı halde muhteĢem bilgiye sahip olduğu, hiç ata binip gezmediği dövüĢmediği halde büyük bir komutan olduğu tarihçilerimiz tarafından belirtilmiĢtir. IV. Murad 8 Haziran 1632 yılında devlet yönetimini ele almıĢ ve devleti düzenlemiĢtir. Yeniçeri ve sipahileri itaati altına almıĢ,bozulan hukuku ve düzeni yeniden tesis etmiĢtir. Kahvehaneleri kapatmıĢ,tütün ve içkiyi yasaklamıĢ, iki büyük sefer yaparak Revan,Tebriz ve Bağdat‟ı fethetmiĢtir. Ġlber Ortaylı‟ya göre IV. Murad 17.yılın en büyük mareĢalidir. IV. Murad‟ın içki içtiği söylenmektedir. Bence bu doğru değildir. Çünkü Batı kaynaklarında sirozdan(aĢırı içkiden) öldüğü söylenmektedir. Fakat Doğu kaynakları IV. Murad‟ın Damla,Nikris‟ten öldüğünü söylemiĢlerdir. IV. Murad dindar bir padiĢahtır. Eğer içki içtiyse bile IV. Murad‟ın bir insan olduğunu ve her insanın hata yapabileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Büyük padiĢah 8/9 ġubat 1640 gecesi vefat etti. Sultan Ġbrahim’e Niçin Deli Dendi? Yirmi beĢ yılını bir odada kapalı geçiren herkesin sinirleri bozulur. Sultan Ġbrahim‟in de sinirleri bozuktu. Bir gün hanımı 35 taĢlarını elinde çalkalayıp atan sandalcı:“Efendi, sorunu sor bakalım” demiĢ.PadiĢah: “Hünkar Ģu anda nerededir?” diye sormuĢ.Sandalcı taĢlara bakıp “Hünkar Ģu an denizdedir.” demiĢ. IV. Murat güya endiĢelenmiĢ havalarına girip, “Sakın yakınımızda bir yerde olmasın” diye sormuĢ sandalcıya ve tekrar iyice bakmasını söylemiĢ. Sandalcı taĢlara tekrar bakmıĢ ve birden, IV. Murat‟ın ayaklarına kapanıp, “Affet beni hünkarım” diye yalvarmaya baĢlamıĢ. Kıyıya dönene kadar yalvarmaya devam etmiĢ. PadiĢah dayanamayıp, “Sana bir soru soracağım. Eğer bilirsen seni affederim. Bilemezsen boynunu anında vurduracağım.” demiĢ. Sandalcı sevinçle, “PadiĢahım çok yaĢa.” demiĢ, ve merakla soruyu beklemeye baĢlamıĢ. IV. Murat, sandalcıya,“DönüĢte Ġstanbul‟a hangi kapıdan gireceğim?” diye sormuĢ.Tabi sandalcı hemen itiraz etmiĢ, “Hünkarım, Ģimdi ben hangi kapıyı söylesem, siz baĢka kapıdan girersiniz. Affınıza sığınarak, gireceğiniz kapıyı bir kağıda yazsam ve size versem kapıdan geçtikten sonra okusanız olur mu?” demiĢ.Hünkar baĢını “Olur” anlamında sallayınca, sandalcı tahminini yazıp kağıdı vermiĢ. PadiĢah kağıdı alır almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisine: “Hemen boynunu vur Ģu kafirin” emrini vermiĢ. Sonra da, “Surlara yeni bir kapı açıla! Ġstanbul‟a oradan gireceğim.” demiĢ çevresindekilere. Kapı 5-10 dakikada açılıp, padiĢah ve erkanı Ģehre girmiĢ. IV. Murat bir ara, sandalcının kağıda hangi kapıyı yazdığını merak etmiĢ. Kendinden çok eminmiĢ, laf olsun diye cebindeki kağıda bakmıĢ. Ama okuyunca hayretler içinde kalmıĢ.Sandalcı kağıda Ģunları yazmıĢ: “Hünkarım, yeni kapınız vatana millete hayırlı uğurlu olsun.” O gün bugündür de iĢte o kapı, “Yenikapı” olarak anılıyormuĢ. Habib Baba da „Olur evlat‟ deyip sultanın önünde diz çöker ve sohbete dalarlar. IV. Murad „Baba‟ der „Görüyor musun Ģu dünyayı… Sultan Murad‟a vezir olmak varmıĢ… Bak adamlar içerde tef,dümbelek hamamı inletiyorlar. Sen ve ben ise burada iki hırsız gibi…‟ Habib Baba Sultan Murad‟ın cümlesini tamamlamasına fırsat bile bırakmadan kendi hükmünü söyler. Sultan Murad‟ın Habib Baba‟dan duydukları ağzı açık bırakıp,keseyi elden düĢürten cinstendir. „Be evladım‟ der. „Sultan Murad dediğin kimdir? Sen asıl alemlerin sultanına kendini sevdirmeye bak ki o seni sevince sırtını Sultan Murad‟a bile keselettirir.‟ IV. Murad ve Yenikapı Efsanesi IV. Murad bir gece tebdil-i kıyafet Ġstanbul‟a indiğinde,karĢıya geçmeye karar verip bir sandal kiralamıĢ. Sandalcı müĢterisinin sultan olduğunu bilmiyormuĢ tabi. Bir ara, sandalın yanından sarkan bir ipi çekmiĢ. Ġpin ucunda bir testi. Sultan: “Ne var o testinin içinde?” diye sormuĢ. Sandalcı: “Ne olacak, mey iĢte” diye gülerek müĢterilerine de ikram etmiĢ, Her ne kadar yasaklanmıĢ olsa da. Sultan: “Mey yasak. Hünkarımız görse kafanı vurdurtur diye korkmuyor musun?” diye sormaktan da geri kalmamıĢ.Sandalcıda haliyle, “Yahu hünkar nerden görecek bizi denizin ortasında” demiĢ. Aradan biraz zaman geçmiĢ. Sandalcı bu kez de, teknenin tahtalarından birini kaldırıp aradan afyon çıkarmıĢ ve nargilesine atarak körüklemeye baĢlamıĢ. Gönlü zengin adam, hemen müĢterisine de ikram etmiĢ. Sultan yine kabul etmiĢ ama yasağı gene hatırlatmıĢ. Sandalcı aynı Ģekilde,“Kim görecek`ki bizi denizin ortasında” demiĢ.Biraz daha vakit geçmiĢ. Bizim sandalcı cebinden fal taĢlarını çıkarmıĢ. Hünkara,“Ver 5 akçe de falına bakayım” demiĢ. Fal IV.Murat‟ın en kızdığı ĢeymiĢ, ama “Hadi biraz daha sabredeyim” diye düĢünüp, “Bak bari” demiĢ. Fal Abdullah Kaan YALÇIN 9/C 36 ÖĞRETMENĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠM, SĠZE MEKTUP VAR !!! Ġlkokulda beden derslerini alıp matematik iĢleyen sınıf öğretmenlerine benziyor Gülseren Hoca. Tepkilerimizden çekinmese matematik derslerini alıp proje iĢleyebilir. Edebiyatçı (Bilal Tunur) daha ilk dersten „size yımın ediyorum sizi sınıfta bırakacağım‟ dediğinde ciddiymiĢ. Bunu ilk yazılıda anladık. Hasan Basri Hocam, iĢlemler bazen biraz uzuyor ama akıllı tahtayla harikalar yaratıyorsunuz. Tahta lunaparka dönüyor çoğu zaman. BarıĢ Hocam, Ģu tebeĢiri biraz sakin kullansanız. TebeĢir tahtayı delip yan sınıfa geçecek diye korkuyoruz. Yaradılanı severiz Yaradan‟dan ötürü Felsefeyi severiz Tanyeri‟den ötürü Ġhya hocanın bilimsel tespiti: 10 sayfa ödev veriyorum 10 kiĢi yapıyor, 5 sayfa ödev veriyorum 5 kiĢi yapıyor, demek ki hiç ödev vermesem hiç kimse yapmayacak!!! Mustafa Önder Tan disipline giden öğrenciye, -ġimdi senin hiç arkadaĢın yoktur. Öğrenci: -Hocam var da ne alaka? -DüĢenin dostu olmaz ya ondan. Sevgili Fatma Hocam, Lütfen test sorularını derslerde tek tek çözmeyin artık. BarıĢ Hocam, HANĠ‟leri sevmemenize rağmen neden bu kadar çok HANĠ diyorsunuz HANĠ ? Erkan Hocam, eve akıllı tahta aldınız mı ? Çocuklarınız oynuyor mu ? ġükrü Mazlum Hocamız ne güzel söylemiĢti: Müzik ruhun gıdası, Fizik Allah‟ın belası ! AYNEN Nazlı Hocam AYNEN ya AYNISI değil mi hocam? AYNISIIIIIIII !! Dünya‟nın manevi baĢkenti olan Arslanköy‟ün medarı iftiharı Mustafa Önder Tan. Okulumuzda var bir zenci Öğretir bize Ġngilizceyi Cevap beĢ Ģıktan biri Acaba hangisi? Mustafa Önder Hocam, yakın arkadaĢların arasından su sızmadığını göstermek için aralarına su ĢiĢesi koymaya çalıĢmaktan vazgeçin artık. Cahillik ve de küstahlık değildir niyetimiz Sürç-i lisan ettiysek affediniz. 37 SENĠ YAġAMAK Dağlarında gezinmek yavaĢ yavaĢ Karlarını sevmek,lekesiz,günahsız karlarını Pınarlarından içmek kana kana suyunu ÜĢümek kaygısızca Ah demek,gülümseyerek Varlığını hissetmek içimde,bin yıllarca Varlığınla tokuĢmak koç gibi, Varlığına yaslanmak --- yastık gibi Varlığınla ısınmak --- ocak gibi Varlığınla var olmak --- toprak gibi Bağırmak gökyüzüne Hey! Hey! Hey! Ġyi ki varsın vatanım Çağırmak derelere,taĢlara,böceklere,kuĢlara Hey! Hey! Hey! Ġyi ki sensin,benim vatanım. Ruhunun varlığını bir ben değil Her fert bilir dünyada Fısıldarsın kulaklara haykırarak Ben Anadoluyum Ben Müslüman Türk'ün vatanıyım diye. Ebubekir ÇINAR Tarih Öğretmeni 38 39 YALNIZLIK HAYALĠM RÜYA Bir yalnızlık var hayalimde Korkarım bir yaprağın intiharından, Yalnızlık da yalnızlık ha! Vakitsiz sonbaharlardan, ġöyle en afilisinden… Faili meçhul sevdalardan, Çayım,sigaram olsun diyorum Korkarım. Bir de denizim olsun Bir düĢ kurarım teninin sıcağına. Sırtımda bin ton yük… Demir atarım ulaĢılmaz limanlara. Limanlar benim olsun mesela. Sonra yine sana gelirim. Limanlar yalnızlığım olsun. Kaybolurum yağmur kokan bir sokağında. Limanlar ölümüm olsun! Birkaç kez evinin önünden geçtim belki. Yalnızlık dediğin böyle olur ey aĢk ! Kaç kez uyudum kaldırımlarında kim bilir? Yalnızlık dediğin,bir damladan okyanus olur. Belki biraz üĢüdüm. Belki biraz yalnızdım. ġöyle sen afillisinden ! Belki biraz hayalperest… Kaç düĢ kurdum teninin sıcağına..! Sen benim uyanılmayan rüyalarımdın. Uğur ALBAY 11/E 40 KEDİLERE DAİR BİLİNMEYENLER -Kediler normalde sudan nefret eder.Nedeni kürklerinin suyu ıslak iken yalıtamamasıdır.Sadece bir çeĢit kedi suyu sever.O da kürk yapısından kaynaklanır.Orta Asya‟da bir kedi cinsidir.Kürkü suya dayanıklıdır. -Kedi kısa mesafeyi 49 km/saatte alabilir. -Kediler köpeklerden daha iyi duyarlar.Kediler yüksek frekanslı 2 oktava kadar olan sesleri insanoğlundan daha iyi duyarlar. -Kedilerin beyni biyolojik olarak insan beynine daha çok benzer.Köpek beyninden daha farklıdır.Ġnsanın ve kedinin duygusal durumlarda verdiği tepkilerin beynin ayni merkezlerinin uyarıldığı saptanmıĢtır. -Kedi tek bir sıĢrayıĢta kendi boyunun 5 katı kadar sıçrayabilir. -Kediler 100 çeĢit vokal ses çıkarabilirken bu sayı köpeklerde sadece 10‟dur. -Kediler mutlu ve memnun olduklarında gözleri sıkar ve kısarlar. -Ġnsandaki parmak izi gibi tüm kedilerin burun izi farklıdır. -Kedinin insanın ayağına sürünme sebebi dikkat çekmekten çok kokusunu etrafindaki Ģeye sürmesi ve yüzünü de bu koku ile bezeme isteğidir.Kedinin kendi kokusu aynı Ģekilde patileri ve kuyruğunda da yoğundur. -Kediler normalde 1 ila 9 yavru yapar.Bilinen en fazla yavrulayan kedi 19 tane yavrulamıĢtır ve 15 yavru hayatta kalmıĢtır. -Kediler günde 16-18 saat uyur.Bu uyku durumuna karĢılık etrafa karĢı alarm durumundadırlar.Kuyruğa en ufak bir temas tepki vermelerine sebep olur. - Kediler Ģeker tadını ayırt edemezler. - Kediler ultrason seslerini duyarlar. -Kediniz geceleri görebilir. Kediler, insanlar için gerekli olan ıĢık seviyesinin altıda birinde dahi görebilir. -Kediniz bir aralıktan geçip geçemediğini anlayabilmek için bıyıklarını kullanır. Ayrıca köprücük kemiği baĢka hiçbir kemiğe bağlı değildir; yalnızca bir kasın üzerine oturur. Böylece dar alanlardan daha kolay bir biçimde geçebilir. Kediler yüksek tansiyon hastalarına iyi gelmekte ve kan basıncını azaltmaktadır. 41 2012-2013 YILI ÜNĠVERSĠTEYE YERLEġEN ÖĞRENCĠLERĠMĠZ ERGĠN DOĞAN AHMET BURAK DURMUġ YAĞMUR GÜNGÖRDÜ ELĠF SILA REFĠKA ÖZGE KAYMAK SÖNMEZCAN FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ GÖKHAN (ELAZIĞ)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği (ĠÖ) YASEMĠN ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ (BURSA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/ĠĢletme SENA MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği (Ġngilizce) EGE ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠZMĠR)/Edebiyat Fakültesi/Psikoloji MUSTAFA MERT ARISOY MERVE ġAHĠN ÇAĞLA ÖZDEMĠR SILA ÖZDEMĠR ĠSMET KARABÖCEK EMĠNE BOLAT ZEYNEP BOZKURT AYġEGÜL MEHMET BURAK ÖRDEKÇĠ YILDIRIM KÜLTĠGĠN KAĞAN KAYMAK NAZLICAN DEMĠR GAMZE ÖZÇELĠK EREN GERÇEK ONUR ALMIġ HANIM EBRU HORUZ CEYLA ASKER BURAK ÖZDĠL MERYEM DUROĞLU CEM KAHRAMAN MEHTAP CEREN TOPAL AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANTALYA)/Hukuk Fakültesi HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Ġktisat (Ġngilizce) ÖZYEĞĠN ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Mühendislik Fakültesi/Endüstri Mühendisliği (Ġngilizce) (%25 Burslu) GÜNGÖR SÖZER URGANOĞLU RECEP ÇAKMAKCI BERAT BĠLĠR MURAT TUTUġ RÜMEYSA BARITLI BURCU KARAKURT GÜLPERĠ BURAK BERHAN YILDIRIM YAġAR TUĞÇE ZENGEL YAġAR SEZĠN KARADENĠZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ OSMAN (TRABZON)/Fatih Eğitim Fakültesi/Ġlköğretim Matematik Öğretmenliği Ġ. D. BĠLKENT ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA) /Fen Fakültesi/KimyaAYLĠN (Tam Burslu) MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu KADER Yönetimi UĞUR TÜRK HAVA KURUMU ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Ġzmir Havacılık Meslek Yüksekokulu/Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri 42 ASLANTÜRK AYGEN BURGUT ALAN ALTINOK ABALI BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ/Bandırma Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi MALTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Eğitim Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık (%25 Burslu) HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Edebiyat Fakültesi/Ġngiliz Dil Bilimi GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği (Ġngilizce) BEYKENT ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Mütercim-Tercümanlık (Ġngilizce) (%50 Burslu) ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Eğitim Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği YILDIRIM MUSTAFA DEMĠR YUNUS EMRE ÇELĠK RABĠA HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Ġktisat DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠZMĠR)/Hukuk Fakültesi TOBB EKONOMĠ VE TEKNOLOJĠ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Uluslararası ĠliĢkiler (%50 Burslu) ERSOY MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Eğitim Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği TESLĠM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik Fakültesi/Endüstri Mühendisliği GÜLAY (Ġngilizce) (ĠÖ) DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠZMĠR)/Buca Eğitim Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Eğitim Fakültesi/Okul Öncesi Öğretmenliği ANADOLU ÜNĠVERSĠTESĠ (ESKĠġEHĠR)/Eğitim Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği KURT EMRE HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ (ÇORUM)/Sağlık Yüksekokulu/HemĢirelik ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ/SağlıkYĠĞĠT Bilimleri Fakültesi/Ebelik HASAN GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Ġktisat MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Eğitim Fakültesi/Ġlköğretim Matematik Öğretmenliği ġAHĠN HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ (ÇORUM)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği CELÂL BAYAR ÜNĠVERSĠTESĠ (MANĠSA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi CEM HASAN DOĞAN SÜMEYYA TOROS ÜNĠVERSĠTESĠ VĠLDAN (MERSĠN)/Mühendislik Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği YILMAZ (Ġngilizce) (%50 Burslu) BURAK MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu HASRETGÜL ÖZTÜRK Yönetimi ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Eğitim Fakültesi/Okul HÜSEYĠN ARAPASLAN Öncesi Öğretmenliği (ĠÖ) ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Mühendislik-MimarlıkOZAN AYDINALP Fakültesi/Mimarlık KARADENĠZ TEKNĠK ĠREM ÜNĠVERSĠTESĠ (TRABZON)/Fatih Eğitim ĠDRĠS Fakültesi/Ġlköğretim Matematik MEHMET GEDĠKÇE Öğretmenliği ANDAÇ DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠZMĠR)/ĠĢletme Fakültesi/Ġktisat ERSEL EVRĠN (Ġngilizce) YALOVA NEġE ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik KÜÇÜKAKÇALI Fakültesi/Polimer Mühendisliği VOLKAN ÖZKÖK EMRE SENEM BUġRA ANIL SAĠT ġERĠFE MEHMET BETÜL AYGÜN BURAK BAYIK RÜVEYDA ġEN ER MELĠKE ÖZDEMĠR SABAHATTĠN ETĠLER NURĠYE ÖZER MAHMUT MERT MUSTAFA KAAN SEMA TATAR ULUDAĞ AYDIN ÜMMÜHAN ÖZBEK SUNA DĠNÇ SERPĠL ÇAVUġ ONUR TURUNÇ ÖYKÜ EĞĠN AHĠ EVRAN ÜNĠVERSĠTESĠ (KIRġEHĠR)/Sağlık Yüksekokulu/HemĢirelik ATATÜRK ÜNĠVERSĠTESĠ (ERZURUM)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği KARADENĠZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ (TRABZON)/Orman Fakültesi/Orman Endüstrisi Mühendisliği SAYLAM TEMĠZ YILDIZ AġKAR AKKAN OKUR ZĠYLAN ALPASLAN TÜRKEKUL OKAN GÜNGÖREN HATĠCE AKYOL KADRĠYE ANADOLU ÜNĠVERSĠTESĠ (ESKĠġEHĠR)/Eğitim Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği ÜMĠT CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ (SĠVAS)/Edebiyat Fakültesi/Psikoloji ZAHĠDE ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Mühendislik-MimarlıkÖMER Fakültesi/Endüstri Mühendisliği MERVE MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/FenĠBRAHĠM Edebiyat Fakültesi/MütercimTercümanlık (Almanca) AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANTALYA)/Fen Fakültesi/Uzay Bilimleri ve Teknolojileri ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Eğitim Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi AKSOY MERVE MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġçel RUKĠYE Sağlık Yüksekokulu/HemĢirelik ELĠFNUR ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ (KAYSERĠ)/Ġlahiyat FATMA Fakültesi/Ġlahiyat (ĠÖ) MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/EğitimHÜSEYĠN Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği GÜZĠN DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ BARIġ (ĠZMĠR)/Edebiyat Fakültesi/Amerikan Kültürü ve Edebiyatı KTO KARATAY ÜNĠVERSĠTESĠ SEZER (KONYA)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği EVROJ (Tam Burslu) ÇANAKKALE ONSEKĠZ MARTALĠ ÜNĠVERSĠTESĠ/Çanakkale Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu/Tıbbi Görüntüleme ÖZGE KADRĠYE Teknikleri (ĠÖ) 43 OLUĞ ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Adana Sağlık Yüksekokulu/HemĢirelik (ĠÖ) MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik Fakültesi/Gıda Mühendisliği YILMAZ ÖZMEN TATAR FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ (ELAZIĞ)/Tıp Fakültesi MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/FenEdebiyat Fakültesi/Sosyoloji ÇAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ (MERSĠN)/Hukuk Fakültesi (%50 Burslu) RECEP TAYYĠP ERDOĞAN (RĠZE) ÜNĠVERSĠTESĠ (RĠZE)/Turgut Kıran Denizcilik Yüksekokulu/Deniz UlaĢtırma ĠĢletme Mühendisliği ORTA DOĞU TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/FenEdebiyat Fakültesi/Psikoloji ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Eğitim Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Fen Fakültesi/Matematik ÇOLAK ABI GÜÇLÜ BOLAT DOĞU AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ (KKTCGAZĠMAĞUSA)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Fizyoterapi ve Rehabilitasyon BĠLEK TURGUT ÖZTÜRK EDĠS KANTAR YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Kimya-Metalurji Fakültesi/Kimya Mühendisliği ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ/Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi/Ġngiliz Dili ve Edebiyatı ANADOLU ÜNĠVERSĠTESĠ (ESKĠġEHĠR)/Eğitim Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık GÜNDÜZ ÇAPAR KORKMAZ NĠĞDE ÜNĠVERSĠTESĠ/Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu/HemĢirelik SERAP SAF DĠLA ERDURAK SERAP CEYHAN HACI BURAK TEKAY MUHĠTTĠN CAN SATICI MEHMET AKÇAKOCA TÜRKAN BÜġRA GÜR ZAHĠDE TÜRKOĞLU ARZU ATASOY ġEYMA YURTSEVEN AYSEL KANAR OĞUZCAN DAMAR GÜLÇĠN TÜRK ġEVKET BURAK ĠLBAY HALĠL ĠBRAHĠM ġĠMġEK DORUK ÖZKAYA ÜNAL BURAK TÜRKMEN BERKAY EMĠR KAYHAN AYġE GÜN BÜġRA AY BEHSET ELMAS SELMAN ÇOLAK MEHMET TAYYAR GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Hukuk Fakültesi ÇAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ (MERSĠN)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/ĠĢletme (Ġngilizce) (Tam Burslu) GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Gazi Eğitim Fakültesi/Kimya Öğretmenliği ESRA DURMUġ GÜLENDAM YER HASAN EMRE EROĞLU BAVER KIZARTICI HANDE USTA HÜSNE HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Fen DĠLAN Fakültesi/Ġstatistik ORTA DOĞU TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ ÇAĞKAN (ANKARA)/Mühendislik KENAN Fakültesi/Jeoloji Mühendisliği DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠZMĠR)/Ġktisadi ve Ġdari BilimlerYAĞMUR Fakültesi/ĠĢletme DĠCLE ÜNĠVERSĠTESĠ (DĠYARBAKIR)/Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi/Matematik Öğretmenliği ĠREM KARADENĠZ TEKNĠK ONUR ÜNĠVERSĠTESĠ (TRABZON)/Edebiyat MAZLUM Fakültesi/Ġngiliz Dili ve Edebiyatı (ĠÖ) DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠOKAN (ĠZMĠR)/Hukuk Fakültesi DENĠZ MERVE MUSTAFA KEMAL ÜNĠVERSĠTESĠ (HATAY)/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ (KAYSERĠ)/Mühendislik Fakültesi/Biyomedikal Mühendisliği ALMIġ BĠÇEN GEMĠCĠOĞLU NAFĠLE YALÇIN UYLAġ GELĠCĠ METĠN HATĠCE GÜRBÜZ SUAT EROĞLU ĠBRAHĠM ĠNAL BORA KAPLANCIK 44 BĠLECĠK ġEYH EDEBALĠ ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi BĠLGĠN KĠRAZ DEMĠRCAN ALĠ ARPA MELĠKE ÇUHADAR ZÜLEYHA TOR DENĠZALTI UMUTCAN YILDIZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Kimya-Metalurji Fakültesi/Gıda Mühendisliği DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠZMĠR)/Hukuk Fakültesi KARADENĠZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ (TRABZON)/Mühendislik Fakültesi/Makine Mühendisliği ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği ÖZYEĞĠN ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Uluslararası ĠĢletmecilik ve Ticaret (Ġngilizce) (%50 Burslu) BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ/Balıkesir Sağlık Yüksekokulu/HemĢirelik ÇAVGUN ALĠ ALPER CELÂL BAYAR ÜNĠVERSĠTESĠ RAMAZAN (MANĠSA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu YönetimiONUR ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ/Hukuk Fakültesi ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Mühendislik-MimarlıkRENGĠN Fakültesi/Otomotiv Mühendisliği (Ġngilizce) ESRA SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ (KONYA)/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendisliği OĞUZHAN YEDĠTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Hukuk Fakültesi (%50 Burslu) ALĠ YÜZÜNCÜ YIL ÜNĠVERSĠTESĠ (VAN)/Eğitim Fakültesi/Okul Öncesi Öğretmenliği EGE ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠZMĠR)/HemĢirelik Fakültesi/HemĢirelik HAYTOĞLU AZĠZOĞLU EKĠNCĠ ÖZHAN ĠZGĠ ĠSTANBUL AYDIN ÜNĠVERSĠTESĠ/Yabancı Diller Yüksekokulu/MütercimTercümanlık (Ġngilizce) (Tam Burslu) KAFKAS ÜNĠVERSĠTESĠ (KARS)/Eğitim Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık ĠSTANBUL AYDIN ÜNĠVERSĠTESĠ/Yabancı Diller Yüksekokulu/MütercimTercümanlık (Ġngilizce) (Tam Burslu) ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ (ADANA)/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Makine Mühendisliği (Ġngilizce) ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ/Edebiyat Fakültesi/ÇağdaĢ Yunan Dili ve Edebiyatı NĠĞDE ÜNĠVERSĠTESĠ/Niğde Zübeyde Hanım Sağlık Yüksekokulu/Ebelik ÇAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ (MERSĠN)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği (%75 Burslu) ONDOKUZ MAYIS ÜNĠVERSĠTESĠ (SAMSUN)/Eğitim Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık MERT BAHADIR KIYMET TAN EKREM FURKAN GÜLER ĠMRAN AKÇAY AYġE GÖKÇEN AKBAġLI ĠBRAHĠM FULĠN MERT ÇALIġKAN ASENA AKSAY ÇĠSEL ÇELĠK SABAHAT OFLAS ġEYHMUS YÜKSEL NURHAYAT TÜTÜNCÜ BENGÜ ALIPSATICI BURÇAK KÜÇÜKDAĞ GĠZEM ÖZMALKOÇ MEHMET DARICI ĠSMAĠL ÖZDEN HĠLAL KILIÇ CEMRE SU YILMAZ KUBĠLAY YORULMAZ MAHĠR YÜKSEL AYġEGÜL GÖKLER MEHMET ÇULHA ÖZTÜRK ARARAT GÜLHANE ASKERĠ TIP AKADEMĠSĠ CEMRE CAN (ANKARA)/HemĢirelik FATĠH BURAK Yüksekokulu ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ (BURSA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler DUYGU Fakültesi/Kamu Yönetimi ÖZGÜL BORAN MEVLANA ÜNĠVERSĠTESĠ (KONYA)/Mühendislik Fakültesi/Mekatronik Mühendisliği (Ġngilizce) (%50 Burslu) MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Biyoloji (ĠÖ) GÜLHANE ASKERĠ TIP AKADEMĠSĠ (ANKARA)/HemĢirelik Yüksekokulu 45 LAV ÖZSAYGI KOSKA TUĞÇE PEKTAġ CELĠL ALPER BODUR ÇATOĞLU GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ/Gaziantep Eğitim Fakültesi/Sınıf Öğretmenliği BEYKENT ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/Fen-Edebiyat Fakültesi/Ġngiliz Dili ve Edebiyatı (Tam Burslu) DOĞU AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ (KKTCGAZĠMAĞUSA)/Sağlık Bilimleri Fakültesi/Fizyoterapi ve Rehabilitasyon GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği (Ġngilizce) (ĠÖ) AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANTALYA)/Alanya ĠĢletme Fakültesi/Turizm ĠĢletmeciliği DOĞU AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ (KKTCGAZĠMAĞUSA)/Mühendislik Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendisliği (%50 Burslu) KÜÇÜKSERT AYGÜL TURHAN TUĞÇE ALAN FATMA BEYZA SOLAK ERHAN ġEN ELĠF NUR ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ (KAYSERĠ)/Mühendislik Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği (ĠÖ) HAVA NUR AFYON KOCATEPE ÜNĠVERSĠTESĠ MERT SURHAY (AFYONKARAHĠSAR)/Eğitim Fakültesi/Ġlköğretim Matematik Öğretmenliği ERDĠ ERZĠNCAN ÜNĠVERSĠTESĠ/Hukuk FakültesiSEMA ÇAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ (MERSĠN)/Fen-Edebiyat SEÇĠL Fakültesi/Psikoloji (Ġngilizce) (%50 Burslu) ĠSMAĠL ÖZYEĞĠN ÜNĠVERSĠTESĠ UMUT (ĠSTANBUL)/Mühendislik Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği (Ġngilizce) (%50 Burslu) GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ/Sağlık Bilimleri Fakültesi/HemĢirelik BAY CANSU ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ/Eğitim Bilimleri Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik MERT CAN DanıĢmanlık HAKAN ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisat Fakültesi/ĠĢletme MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠSTANBUL)/ĠĢletme Fakültesi/ĠĢletme (Ġngilizce) AVCI BĠTLĠS EREN ÜNĠVERSĠTESĠ/Sağlık Yüksekokulu/Sosyal Hizmet KARADENĠZ TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ (TRABZON)/Mühendislik Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği (ĠÖ) BOZKURT TAġANLIGĠL AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANTALYA)/Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma KARABÜK ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik Fakültesi/Bilgisayar Mühendisliği (ĠÖ) SAYDAM AYGAR DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ (ĠZMĠR)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/ĠĢletme (ĠÖ) AYGAR BERK GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Ekonometri ORAL TEKĠN BERNA ÖZBOZDAĞLI ĠLHAN KAYA ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ/Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi/Amerikan Kültürü ve Edebiyatı DUMLUPINAR ÜNĠVERSĠTESĠ (KÜTAHYA)/Mühendislik Fakültesi/Bilgisayar Mühendisliği (ĠÖ)