Okul Dergimiz - 19 Mayıs Anadolu Lisesi

Transkript

Okul Dergimiz - 19 Mayıs Anadolu Lisesi
1
ĠÇĠNDEKĠLER
Önsöz
3
Zehir
4
GENÇ KALEM DERGĠSĠ
Kırk Yıl DolaĢsam Ne Çıkar?
5
Yıl : 2013
Röportaj
6-11
Okuduklarımızdan Aklımızda Kalanlar
12-13
Sahipsizlik,Serap ve Mehtap
14
SAYI : 14
SAHĠBĠ
19 MAYIS ANADOLU LĠSESĠ adına
Okul Müdürü
Matematik Felsefesi ya da Matematik Bir Uydurma Mıdır?15-16
Kelebeğin Rüyası
17-18
Gözlerin Vardı Eskiden
19
Ġstanbul Hatırası
20-21
Serkan ER
Okay Tiryakioğlu
22-23
Nilüfer BÜYÜKCAN
Röportaj
24-25
Yayın Kolu ve Dergi BaĢkanı
Vazgeçilmezimiz
26
Suzan BORAZAN
Lâ-lî
27
YAYIN KURULU
Spor KöĢesi
28
Suzan BORAZAN
Sporcu ArkadaĢlarımızdan Ġkisini Tanıyalım
29
Naat
30
Bunları Biliyor Muydun?
31
ġilan ONAT
Bir Sayısalcı ġiir Yazarsa
32
Ahmet Can SANDIKLI
Tarih Nedir?
33-36
Öğretmeniiiiiiiiiiiiim Size Mektup Var!
37-38
Seni YaĢamak
39
Karikatür
40
Fatma EROĞLU
Yalnızlık Hayalim,Rüya
41
Rabia VURAL
Kedilere Dair Bilinmeyenler
42
2012-2013 Üniversiteye YerleĢen Öğrencilerimiz
43-46
M. Naci DURMAZ
Rehber Öğretmenler
Fatma EROĞLU
Handan ASLAN
Sinem ÜNAL
Tamay UYGUN
Burçin SABAH
Özlem YILDIRIM
Yazı ve Ġnceleme Komisyonu
Onur KELEġ
Nesrin SÜMBÜL
2
Saygıdeğer okurlarımız, sevgili öğrencilerimiz;
Okulumuz Kültür Edebiyat ve Kütüphanecilik Kulübü Genç Kalem adlı okul dergimizin yeni
sayısını çıkarmıĢ bulunuyor bu vesileyle aramızda zaten var olan sevgi, saygı ve dayanıĢma
duygularımızın pekiĢeceğine inanıyorum. Zengin içeriği olan dergimizi beğeneceğinizi umarım.
Derginin hazırlanması, basımı ve dağıtımında emeği geçen herkese teĢekkür eder, baĢarılar
dilerim.
Saygılarımla
M. Naci DURMAZ
Okul Müdürü
3
ZEHĠR
Gazze'de savaĢan Türk askerlerinin
siperlerinin önünde bir Ġngiliz tankı infilak
etmiĢti. Ġnsan öldürmek için yapılan aracın ölüsü
bile insanın canını acıtıyordu. Bu ölü tank, Türk
siperlerindeki askerler için sorun oluyordu.
Çünkü düĢman askerinin tankı kalkan gibi
kullanarak Türk siperlerine saldırması söz
konusu olabilirdi. Bir sorunla karĢılaĢmamak
için, kıt'a komutanı ayaklarına keçe sarılan
askerlere gece nöbeti tutturmaya baĢlamıĢtı.
Bir gün gece nöbeti tutan Mehmetçiklerden biri,
bir Ġngiliz askerine tesadüf etti. Mehmetçik
hemen bu iĢi nasıl çözebilirim diye düĢündü:
Eğer Ġngiliz askeri silahla vurup öldürürsem,
silahın sesini duyan Türk ve Ġngiliz askerleri
üzerimize ateĢ açar, Ġngiliz'i süngü ile
öldürürsem sağ ve esire vaadedilen beĢ altından
olurum dedi. Askeri canlı ele geçirmek için
planladığı iĢe giriĢti. Ayakkabısına bağlı keçeyi
çözdü... Ayağına ne zaman nerede giydiğini tam
olarak bilmediği çorabını çıkararak sol eline aldı.
Usulca Ġngiliz'e yanaĢtı. Sağ elini yumruk yapıp
askerin boynuna indirdi. Asker sarsılır sarsılmaz
çorabı askerin ağzına soktu.
Esir Ġngiliz askeri Türk siperleri içinde
ayıldıktan sonra Ģöyle diyordu:
- Önce enseme bir yumruk indirdi, ardından
ağzıma ne olduğunu anlayamadığım bir zehir
tıktı. O an bayılmıĢtım.
Falih Rıfkı ATAY, Zeytindağı,
Pozitif Yayınları,s.192
4
Kırk Yıl DolaĢsam Ne Çıkar ?
Topyekün bir geleceğiz,
Harf harf iĢlenir kaderimiz.
AyaklanıĢlarım değil alıĢkanlık,yahut zorunluluk.
Bilirim ki; az bile ona, bu bayağı saygı gösterisi.
Daha dün…
Arka sokaklarda kaybolurdum.
Ne zaman sokağa döndü kelimeler?
Daha dün sorardım amcaya;
Evimize yakın Ģu caminin yerini.
Ne zaman amcaya döndü kalem?
Marifet değil bilmek.
Kolay öğrenmek.
Bir meziyet ki; öğretmek,
Doğar koca bir medeniyet…
Kırk yıl köleliğimin ilk günü,
Daha dün gibi aklımda.
Dün kadar uzak,
Ve kırk yıl kadar yakında…
O; insanı çıkaran, kendi karanlık çağından,
Ufkuna doğru denizin,yelken açtıran,dalga kıran,
Sıfırdan baĢlayıp da,
O sonsuz yokluğa,kendini katan…
GüneĢten dolma mürekkebiyle,
Aydınlattı önce;
Tüm karanlık sayfaları,özenle.
Cehaleti ki; düĢman bilip,
SavaĢa baĢladı bizimle
Senden öğrendiğim bu harflerle,
Senin için yazamamak…
Bir gün için değil de;
Bir ömür anamamak…
Dimdik durmak hayata karĢı,
Hayata rağmen.
Ve dimdik durmak sonsuza dek,
Mizacıydı iç görünüĢten.
Neye yarar lafla kalmak?
Benliğin sanki, öğrettiklerine mi sığar?
Pervane olup etrafında, öğretmenim;
Kırk yıl dolaĢsam ne çıkar?
Hafta içlerini severdim ben…
Yunus BALKANLI 12/G
O, içeri girer ve ayaklanırdık biz.
Önemli değil; biz kimiz, kimin nesiyiz
24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle okulumuzda
yapılan Ģiir yarıĢması birincisi.
5
6
Geçtiğimiz günlerde gazetede okuduğum bir haber dikkatimi çekmiĢti.Üniversiteli birkaç Rus genci cep
harçlıklarıyla birkaç günlüğüne Ġstanbul`a tatile gelmiĢ.Sahilde 3 liraya balık ekmek yiyerek Ġstanbul'u
gezmiĢler.
Gezi sırasında Ġstanbul`da ki sokak kedilerinin hayatlarından çok memnun olduklarını fark
etmiĢler.Ülkelerine döndüklerinde lüks olmasa da bu keyifli Ġstanbul gezisini fotoğraflarıyla birlikte
paylaĢmıĢlar.Rusya`da tıklanma rekorları kıran bu sayfaya çeĢitli yorumlarda gelmiĢ.Bu yorumlardan bir
tanesi " Bir daha dünyaya gelirsem Ġstanbul`da kedi olmak istiyorum.'' ĢeklindeymiĢ.
Ne yazık ki bütün kediler Rus gençlerinin gözlemledikleri kadar Ģanslı değiller. Bunu haberi okuduktan
sonra yolda yürürken çevremdeki kedilere dikkat ettiğimde acı duyarak fark ettim.Hepimizin kimi zaman
bir sokak köĢesinde ya da çöp konteynırının üstünde rastlamaya alıĢık olduğumuz zavallı kediciklerin bir
insanın dikkatinin kendilerine yöneldiğini hissettiklerinde korkulu bakıĢlarla her an kaçmaya hazır bir
Ģekilde teyakkuza geçmeleri yaĢadığımız Ģehirde sıradan bir durum değil mi?
Neyse ki hayvanlar hakkında duyarlılık sahibi insanlarında var olması yüreğimize biraz su
serpiyor.Bu insanlardan birisi Ģehrimizde hayvan hastanesi kurarak bu sevimli dostlarımızın dertlerine
derman olmak isteyen Orhan Özbaba.
Ne yazık ki iĢlerinin yoğunluğu nedeniyle bize zaman ayıramadığı için kendisine ulaĢamadık.Fakat
görevlerini yaparken hayvanlara olan içten sevgilerini fark ettiğimiz veterinerler Burçin Bey ve Eda
Hanım bizimle fazlasıyla ilgilendiler, sorularımızı içtenlikle cevapladılar. ġehrimizde böyle bir hastanenin
varlığından ve onları tanımaktan mutlu olduk.
7
Önce sizi biraz tanıyalım. Bize
kendinizden bahseder misiniz?
B.B.: Ben Burçin BĠÇER. 1994
Elazığ Fırat Üniversitesi
mezunuyum. Daha önceleri
Erdemli‟de kendi kliniğimde tek
baĢıma büyük baĢ üzerine
çalıĢıyordum. Koyun, keçi,sığır gibi
hayvanların veterinerliğini
yapıyordum, köylere gidiyordum.
Daha sonra koĢullar beni buraya
getirdi ve daha çok kedi, köpek, kuĢ
ve egzotik hayvanlar üzerinde
hizmet vermeye baĢladım. Burada 5.
senem ancak 1996‟dan beridir
veterinerim.
E.B.: Ben Eda BĠÇER. Ama Burçin
Bey ile bir akrabalığımız yok. 2010
Selçuk Üniversitesi mezunuyum
ancak hala yüksek lisansıma devam
etmekteyim. Hayalim hep bir
hayvan hastanesinde çalıĢmaktı.
Kendimi buna göre yetiĢtirdim,
büyük baĢa hiç yönelmedim.
Üniversitede Erasmus Programı ile
Ġtalya‟da 2 farklı hayvan
hastanesinde çalıĢtım. Orası çok
ayrıntılı ve çok güzel bir yerdi. O
zamanlar hayalimde çalıĢmak
istediğim hastane Mersin‟de yoktu.
2008‟de burada stajyer olarak iĢe
baĢladım, 2010‟da doktor olarak
devam ettim. Buradaki
imkanlarımız çok geliĢmiĢ durumda,
sevdiğim bir iĢi yapıyorum.
Ġtalya’ya gittiğinizi söylediniz.
Ġtalya ile Türkiye arasında
hayvanlara verilen değer ve
onların bakımı ile ilgili bir
kıyaslama yapabilir misiniz?
E.B.: Orası bir Avrupa ülkesi
olduğu için hayvan haklarına
gerçekten çok önem veriliyor. Bir
sokak hayvanı göremezsiniz. Evcil
hayvanlara çok bağlılar. Mesela
burada toplu taĢıma araçlarına
kesinlikle evcil hayvan alınmazken
orada insanlar rahatlıkla toplu
taĢıma araçlarına evcil hayvanları ile
binebiliyorlar, sadece çok vahĢi
ırklara ağızlık takılıyor. Evcil
hayvanlar insan gibi yaĢıyor, öyle
davranıyor.
Veterinerlik okumak hayaliniz
miydi? Hayaliniz ise; neden
veterinerliği istiyordunuz?
Hayaliniz değil ise; ne olmak
isterdiniz ve niçin buradasınız?
B.B.: Ben 1989‟da sınava girdim ve
18 tercih hakkım vardı. Tıp,
doktorluk, diĢ hekimliği, elektrik
elektronik mühendisliği, bilgisayar
mühendisliği, makina mühendisliği,
eczacılık... diye sıralamıĢtım ben
tercihlerimi. Veterinerliği de 14.
sıraya yazmıĢtım ve buradayım.
ĠĢimi seviyorum ama yine
veterinerlikle ilgili bir Ģey okuyacak
olsam bu iĢin tekniği, mekaniği ile
ilgilenirdim.
E.B.: Veteriner hekim olmaktan
daha çok hep sağlıkçı olmak istedim
ben. Eczacı, diĢ hekimi falan olmak
istediğim zamanlar oldu. Bakım ve
ilgi ile ilgili bir iĢ yapmayı çok
isterdim. Küçükken bir kaç hastalık
atlattım ve çoğu zaman
hastanedeydim sanırsam bunların da
bir etkisi olabilir ama hep yardım
edebileceğim muhtaçlarla ilgili bir
meslek istedim. Küçükken evde
bakılabilecek her türlü hayvanı
besledim. Sağlığı çok seviyorum,
emek verip harcadığım emeğin
karĢılığını almayı çok seviyorum.
Ve bunları birleĢtirince ortaya
veterinerlik ortaya çıkıyor.
8
Öğrencilik hayatınız nasıldı?
ÇalıĢmayı seven kiĢiler miydiniz
yoksa dersleri geçelim yeter mi
derdiniz?
B.B.: Biraz daha bilinçli olsaydım
çok daha farklı yerlerde olabilirdim.
Ġskenderun Demir-Çelik
Lojmanları‟nda büyüdüm ben.
Bolluk vardı o zamanlar,
imkanlarımız vardı. Dersleri
düĢünmezdik, ben basketbol
oynardım sürekli antrenman
yapardık. Ġdeallerimiz yoktu.
ġimdiki aklım olsa tabi ki de daha
farklı olurdu. ġimdi çocuğumu
böyle yetiĢtirmemeye çalıĢıyorum
ama tabi o da benimle aynı yolda
gidiyor. O da sporcu, futbolla
ilgileniyor.
Bugüne gelene kadar iĢ hayatınız
nasıldı? Mesleğinizin zor yanları
nelerdir?
B.B.: ġöyle örnek vereyim; ben
Ankara‟da evlendim, ertesi gün
Mersin‟e geldim ve o gün gece saat
2.30‟da ben sezeryandayken eĢim
arabada beni bekliyordu. ĠĢten
kaçamazsınız, olaya hakim olmak
zorundasınız. Veteriner hekim olup
resmi bir kurumda da
çalıĢabilirsiniz, il ve ilçe
müdürlüklerinde de çalıĢabilirsiniz.
Hafta sonu tatiliniz olur, keyif
yaparak da para kazanabilirsiniz.
Ama bir yere kadar kazanabilirsiniz.
Hepsinin kendisine göre artı ve
eksileri var. Ġnsanlarda bu mesleğin
zor yanlarından birisi. Hayvan
sahiplerini ikna etmek... Kedi ya da
köpek bir evcil hayvanın yaĢayacağı
süre 10-15 senedir. O hayvan zaten
dünyanın en Ģanslı hayvanı. Çünkü;
onu sahiplenen, evine alan, bakımını
yapan yemeğini veren birisi var. O
zaten mutlu.
Bizler o kadar çok o kadar sıkı
bağlanıyoruz ki bazen aĢırıya
kaçıyor. Bu konularda bilinçli
olmak gerekiyor. Mesela az önce bir
hasta vardı, sağ ayak dıĢ parmağı
kırılmıĢ. Biz bunu alçıya aldık ve
hareket etmemesi gerektiğini
söyledik. Alçıyı yalarsa ya da yerse
buna engel olmak için yakalık
takılması gerektiğini söyledik.
Bugün köpek geldi, alçıyı
parçalamıĢ, parmağını yara yapmıĢ.
Çok ağlamıĢ köpek,
dayanamamıĢlar. Ağlarsa ağlasın bu
onun sağlığı. ĠĢte bunlar bizi
yoruyor.
Eda Hanım‟ın zorluklarını da ben
anlatmak istiyorum çünkü o bunu
söylemeyebilir. Eda Hanım hayvan
sahiplerine bir açıklama yapıp onları
ikna ederken sanki kırılacaklarmıĢ,
üzüleceklermiĢ gibi rahat
konuĢamaz. Hayvan sahipleri de
Eda Hanım‟ı esir alır, baĢkalarının
evcil hayvanlarını da sorar, sorgular.
E.B.: Bu anlattığımız sevgi dıĢında
olan bir bağ, bilinçsizce yapılıyor.
Mesela çıkıp geliyorlar, bize Eda
Hanım bakmıĢtı yine o baksın
diyorlar. Bunlar özel istek bunları
randevu ile belirtmesi gerekiyor
ama yapmıyor.
B.B.: Mesela burası geceleri de
açık. Saat 2.30‟da kedimin maması
bitti diye gelen hayvan sahipleri de
var. Evet biz hizmet veriyoruz ama
gecenin 2.30‟unda trafik kazası,
zehirlenme vb. olaylar için
beklersin. Gelene mama yok
demiyoruz ama gecenin 2.30‟una
kadar neden bekliyorsun sen? Birde
bu mamayı servis ile isteyenler var.
Mesela servis hizmeti veriyoruz
arıyorlar bir sürü markanın
mamasını istiyorlar, götürüyoruz,
seçiyorlar, mama bitiyor yine
arıyorlar, yine aynı markaları isteyip
yine aynı mamayı seçiyorlar.
Hayvan değil insan ile, insanın
doyumsuzluğu ile uğraĢmak zor bu
meslekte.
E.B.: Mesela birisinin kedisi
ameliyat oldu burada pansiyonda
kalıyor. Sahibi ziyaret saatinde
geldi, normalde en fazla 15 dakika
kalması gerek. O 15 dakika oluyor
yarım saat, bir saat... hayvanına
mama getirmiĢ yanında aslında
yasak ama bazen bir Ģey demiyoruz,
bir bakıyoruz odadaki diğer
hastalara da mama vermiĢ. Yemesi
gereken var, yememesi gereken var
bu yüzden bizde hastaların baĢında
beklemek durumunda kalıyoruz. Bu
da hastalara ayıracağımız zamandan
çalınmıĢ oluyor.
Bu meslekte unutamadığınız bir
anınız var mı? Bizimle paylaĢmak
ister misiniz?
E.B.: Bu meslekte eğlence çok
oluyor tabii yani keyifli bir iĢ
yapıyoruz sonuçta üzüldüğümüz de
oluyor ama mesela yavru bir köpek
görüyorsunuz onunla oynuyorsunuz
5 dakika onun sizinle oynaması
kuyruğunu sallaması gülümsemesi
vs çok mutlu ediyor sizi… BaĢımıza
çok ilginç olaylarda geliyor açıkçası
aĢı yaparken o iğneler bize
batıyor.AĢıyı kendimize enjekte
ediyoruz .Zaten köpek ısırmalarına
alıĢtık .
B.B.: Bugün 3 defa ısırıldım mesela.
Isıranı bir görseniz parmağım kadar
bir köpek…
E.B.: Zapt etmesi de zor yani
küçücük bir köpek ,sıkamıyorsun da
elinde kalacak diye korkuyorsun. Ne
oluyor ,emek harcadığımız ama
sonuç alamadıklarımıza üzülüyoruz.
9
Çok emek harcıyoruz ama hayvanın
direnci tükenmiĢ,çok geç kalınmıĢ
vakalar oluyor. Bekliyorlar, son
anda getiriyorlar ve bizden mucize
yaratmamızı bekliyorlar. Evet
uğraĢıyorsun, ediyorsun ama
yapacak bir Ģey olmuyor bazen
,sağlığın garantisi yok sonuçta.
Sokak hayvanlarıyla da elimizden
geldiği kadar ilgileniyoruz ücretsiz
bakmaya çalıĢıyoruz. Ama her Ģeyi
bizden bekliyorlar. Yani kediyi
getiriyorlar „Ben getirdim vicdani
sorumluluğumu yaptım gerisi sizin.‟
diyorlar. Tabi bu mesleğimiz
elimizden geleni yapacağız onlarla
ilgileneceğiz veterineriz ama
buranında bir gideri var
B.B.: Burası da bir ticarethane
sonuçta. Yani biz dıĢarıdan devlet
tarafından yardım almıyoruz. Evet
tamam bir tanesine bakalım 2
tanesine bakalım ama nereye kadar
bizim bakabileceğimizde sınırlı
yani. Hayır, tamam bakıyorsun ;
hastanın tedavisi bitti ,gelip almıyor.
„Ben 3 gün sonra gelicem.‟
Diyor.Tamam 3 gün sonra gel ;ama
pansiyon ücreti ödemeniz gerek.
„Yok ben pansiyon parası vermem.‟
diyor. Ben ne bakıcam o zaman
senin köpeğine kedine? Bedelini
öde kal. Ama tedavisi bitince götür
yani sen git ki yerine baĢka hasta
gelebilsin. AĢağı yukarı 45 kafes var
burada an geliyor hepsi dolmuĢ sen
hayvanını alacaksın ki yerine
baĢkasını alalım. Bana göre
Türkiye‟de ilk 5‟in içerisinde burası
kapasite olarak. Yani herkes buraya
geliyor. Çünkü çareler burada.
Bugün çıkın Pozcu‟da veya
Mezitli‟de bir veteriner kliniğine
gidin,bir masa ve ilaç dolabı
görürsünüz ;burada renkli
doblerden(ultrason) tutun EKG,
fizik tedavi ünitesine kadar her Ģey
var.
Siz evcil hayvan besliyor
musunuz? Besliyorsanız ailenizin
hayvanlarla arası nasıl?
B.B.: Ben besleyemiyorum eĢimden
dolayı. 3 tane oyumuz var o bir oyu
yenemiyoruz. Evde kedi köpek
bakılmasına izin vermiyor fazla
titizdir eĢim. Ama apartmanın
önünde baktığımız beslediğimiz bir
köpeğimiz var. O köpek bize eğitim
amaçlı getirilen bir köpekti. Sahibi
üniversiteyi kazandı. Üniversiteye
gidince bakamayacağını anladı. Çok
büyük paralar harcamıĢtı o köpeğe.
Sonra terk etti,bıraktı köpeği. Bunun
üzerine ben aldım o köpeği. Yeni bir
siteye taĢınmıĢtık. Bahçeye hemen
bir kulübe koyduk. EĢim hariç
herkesin köpekle arası iyi.
Çocuklarım ayıla bayıla köpek
severler. EĢimin korkusu
vardı,yendik o korkuyu, ama
titizliğinden dolayı eve alamıyoruz.
E.B.: Benim babamın köpeği var
aslında birlikte bakıyoruz. Ben
üniversitedeyken çok küçükken
geldi annesi sütten kesince 15
günlükken ayırmıĢlar annesinden.
Bir alman çoban köpeği. Ailemle
yaĢıyorum ben. Babam da biraz
yayla adamıdır. Köpek de yaylada
bağlı bir Ģekilde değil, doğal
ortamında rahat bir Ģekilde yaĢıyor.
4 yaĢında Ģimdi. Evet, onu
özlüyorum göremiyorum ama
mutluyum doğal ortamında
yetiĢtiğinden. O köpek de evde
bakılacak bir köpek değil.Evde
dolaĢırken sağa sola çarpıyor, bir
Ģeyleri deviriyor. Yayla en iyi
yetiĢeceği ortam. Babamla birlikte
mutlular orada. Annem de çok
seviyor. Yani biz ailece köpeğimizi
çok seviyoruz.
Sizce hayvanların kendi
aralarında veya insanlarla
arasında ne tür bir iliĢki var?
E.B.: Kokularıyla birbirlerini
tanıyorlar genellikle. Kalça
bölgelerinden koku yaydıkları için
yayılan kokuyla tanıyorlar
birbirlerini ama tehlikeli olup
olmadıklarını nasıl anlıyorlar
bilmiyorum. ÇözülmüĢ bir Ģey değil
o henüz. Erkekler birbirleriyle
genelde bölgeler yüzünden kavga
eder. Ġdrar bırakma da o yüzden.
Yani birbirlerinin bakıĢlarından,
kokusundan zarar gelip
gelmeyeceğini anlıyorlar. Gerçekten
bağırmadan ,sakin konuĢtuğunuzda
size zarar vermezler. Fakat
bağırdığınızda korkuyor ve bu
yüzden saldırıyorlar. Sakin
konuĢursanız sizi anlayacaklardır ve
ona göre davranacaklardır. Mesela
bir tane sokak kedimiz var. Kedi
saldırısına uğramıĢ, gece getirdiler.
Hamile bir kedi. Dün küvezin
kapağını açtığımda bana hemen
tısladı. Sonra baktım , bekledim.
SakinleĢti. Sonra bir iki kez baĢını
okĢadım, tıslamayı bıraktı. Aldım
masaya yatırdım. Yarasını
temizledim ,ilaçlarını yaptım. En
son canını yakan bir ilacı vardı,
onda da dönüp bir baktı bana
sadece.Onun iyiliği için olduğunu
anladı zaten. Yani evet en baĢta
tıslıyorlar hırlıyorlar ama sakin
yaklaĢırsanız onlar da sakin
davranır.
Bu hastanede çalıĢmaya nasıl
karar verdiniz?
E.B.:öncelikle stajyer olarak geldim
buraya hastane değildi o zaman bir
poliklinikti 2008‟de. Daha sonra
hastane oldu buraya geçtim. Birlikte
10
çalıĢmaktan mutluyduk Orhan beyle
2009‟da. ama poliklinik bu kadar
geliĢmiĢ değildi. Burada daha fazla
imkanımız var.
Burada bir gününüz nasıl
geçiyor? Neler yapıyorsunuz?
Sabah geliyoruz hayvanların
ihtiyaçlarını karĢılıyoruz burada.
Mamasını suyunu tuvaletini
yaptırıyoruz. Ne kadar nöbetçi de
kalsa burada hayvanların dıĢarı
çıkması dolaĢması gerekiyor, onları
dolaĢtırıyoruz. Daha sonra
tedavileri, pansumanları
,kontrollerini yapıyoruz. Saat 4 gibi
tekrar aynı iĢlemleri
uyguluyoruz.Yan tarafta bir
bahçemiz var, tuvaletlerini orada
yaptırıyoruz. Gerekenlerin banyoları
nı yaptırıyoruz, tırnak kesimlerini
yapıyoruz.
Bize biraz hastaneden ve
buradaki geliĢmelerden bahseder
misiniz?
Küçük bir kliniğin imkanları
sınırlıdır. Veteriner tek baĢına idare
etmeye çalıĢıyor. Her Ģeyi kendisi
yapmak zorunda kalıyor. Ve bu çok
zor. Burada asistanlar veterinerler
var. Herkesin yapacakları belli.
Teknolojiyi kendi açımızdan takip
ediyoruz ben dahiliyle ve
anesteziyle ilgileniyorum. Yüksek
lisansımda bunun üzerine.
Hastanemiz teknolojik yönden
geliĢmeleri takip ediyor sürekli
seminerlere konferanslara
katılıyoruz. Yeniliklere açığız.
Laboratuar cihazlarımız bizi çok
yönlendiriyor. Tahlillerimiz mesela
anemihimogram dediğimiz bir tam
gaz sayımı biyokimyasal analizde
organların enzimlerinin çalıĢma
kapasitelerine bakabiliyoruz. Onun
dıĢında idrar analizi,kan gazları vs.
laboratuarlardaki cihazlar bizim
teĢhis koymamızı kolaylaĢtırıyor ve
netleĢtiriyor.
Sokak hayvanları için hastanede
ya da bireysel olarak yaptığınız
çalıĢmalar var mı?
Tabi ki. Hastanemizde sokak
hayvanları için %30 indirim var.
Normalde aĢılarda indirim
uygulanmaz. Ġlk müdahalede tabi
acil durumlarda hiçbir hastayı geri
çeviremezsin. Ama getiren kiĢinin
de biraz yardımcı olması gerekiyor.
Daha öncede bahsettiğimiz gibi her
Ģey bizden olmaz. Tamamen bizim
karĢıladığımız hayvanlarda var.
Elimizden geldiği kadar
karĢılıyoruz. Ama bizimde
yapabileceklerimiz sınırlı maddi
yönden. Bireysel olarak haftada bir
gün iznimiz olduğu için sokak
hayvanlarına bir kap su bir kap kuru
mama koyuyoruz kapılarımızın
önüne. Evden artan yemeklerden
koyduğumuzda bozulmuĢ kokmuĢ
yemekler lezzetli geldiği için
ayıramayabiliyorlar ya da verdiğimi
yemek yememesi gereken bir Ģeyse
bir hastalığa sebep olabiliriz. Bu da
iyilik değil onlara kötülük olur. Bu
nedenle kuru mama koymaya özen
göstermeliyiz mümkün olduğu
ölçüde. Yazın su bulmaları çok
zorlaĢıyor.
çok ihtiyaçları var. Ve trafik
kazalarında çok zarar görüyorlar.
Sürücülerin çok dikkatli olması
gerekiyor. Yaralanan hayvanı kaza
yaptıktan sonra getirmiyorlar,
sorumluluktan kaçıyorlar, masraftan
kaçıyorlar. Bir yolu bulunur mutlaka
diyorlar; fakat o hayvan orda can
çekiĢirken dönüp gitmemeliler.
Burası halk içinde pek bilinen ve
alıĢık olunan bir yer değil. Burayı
tanıtmak için yapılan çalıĢmalar
var mı?
Hayvan hastanesi olarak 2011‟den
beri hizmet veriyoruz. Sağlıkla ilgili
bir kurum olduğu için belirli
kuralları var. Veteriner
yönetmeliğinde reklamlar yasaktır.
Çok abartılı tabelalar broĢürlerde
yasak. Buranın bir ticarethane gibi
tanıtımı yasak. Geçen sene
Forum‟un ortasında köpekler için
bir güzellik yarıĢması
düzenlemiĢtik. Ondan önce 2009‟da
Alman çoban köpekleri ırk güzellik
yarıĢması vardı Merada‟da
düzenlenmiĢti sanırım.
Etkinliklerimizde bu Ģekildeydi.
Sokak hayvanları için insanların
neler yapmalarını önerirsiniz?
Yazları bir kap su ,mümkün oldukça
mama; kıĢları ise yine mama
öncelikli olmak üzere mama ve suya
11
OKUDUKLARIMIZDAN AKLIMIZDA KALANLAR
“Bir silgi gibi tükendim ben
BaĢkalarının yaptıklarını silmeye çalıĢtım
Mürekkeple yazmıĢlar oysa..
Ben kurĢunkalem silgisiydim
Azaldığımla kaldım..”
Diğer insanların yaptıkları Ģeyler ancak biz izin
verirsek bizim ruhumuzu zedeler.
― Doğan Cüceloğlu, SavaĢçı
― Oğuz Atay, Tutunamayanlar
Ġnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaĢar.
Zeki insanların mutlu olmaları, hayatta görülen
nadir Ģeylerdendir.
― YaĢar Kemal
― Ernest Hemingway
Uzaktan sevmek daha güzeldir bazen. Ne
incitir, ne acıtır. Ne yaralar, ne kanatır.
Gözlerinle görmediğin ama sesini duyduğun,
varlığıyla huzur bulduğun bir denizin
yakınında yürümek gibidir böyle sevmek.
Uzaktan sevmek en güzelidir bazen...
Hayat bir koĢu değil, hedefi vurmaktır. Önemli
olan zamandan tasarruf değil, bir hedef
bulmaktır.
― Susanna Tamara
Ġçinizde olmayan Ģiiri hiçbir yerde
bulamazsınız.
― Elif ġafak,Firarperest
― Shelley
Ġnsanın belli baĢlı iki günahı vardır, öbürleri
bunlardan çıkar: sabırsızlık ve tembellik.
Sabırsız oldukları için Cennet‟ten kovuldular,
tembelliklerinden geri dönemiyorlar. Ama
belki de belli baĢlı sadece bir günahları var:
Sabırsızlık. Sabırsızlıklarından ötürü
kovulmuĢlardı, sabırsızlıklarından ötürü geri
dönemiyorlar.
Birbiriyle evlenmemeleri gereken
kiĢiler,aĢıklardır.
― A. HaĢim
Öndekiler baka baka, arkadakiler yata yata
uyur. (Öğretmenlik yaptığı sırada öğrenciler
için demiĢ.)
― Franz Kafka / aforizmalar
― F. Nafiz Çamlıbel
Her iyi kadın, erkek için kutsal bir kalkandır.
― Halide Edip
ġairin kullandığı sözcüklerde insanlar için
çeĢitli anlamlar vardır, herkes beğendiğini
seçer.‟
Haksızlığa sapıp bütün insanlar seni takip
edeceğine, adaletle hareket edip tek baĢına kal
daha iyi.
„Tafore‟
― Halide Edip
12
„YaĢlanarak değil yaĢayarak tecrübe kazanılır;
zaman insanları değil, armutları olgunlaĢtırır.‟
„Söz vermiĢtim kendi kendime, yazı bile
yazmayacaktım. Yazı yazmakta bir hırstan
baĢka neydi? Burada namuslu insanların
arasında sakin, ölümü bekleyecektim; hırs,
hiddet neme gerekti? Yapamadım. KoĢtum
tütüncüye kalem, kağıt aldım. Oturdum.
Adanın tenha yollarında gezerken canım
sıkılırsa küçük değnekler yontmak için
cebimde taĢıdığım çakımı çıkardım. Kalemi
yonttum,öptüm. Yazmasam deli olacaktım.‟
„P.SAFA‟
„Yeryüzünün bütün akan suları bulanır, geçtiği
yerlerin kiri, pası, çamuru suyun saydamlığını
bozar. KıĢ güçlüyse donar. Önemli olan
bulanmamak, donmak değil, akmaktır. Su
akabildiği sürece yeniden temizlenmek,
soğuğun donduruculuğundan kurtulmak
umudu vardır. Kimse saf, kimse masum
değildir. YaĢayan kirlenir, önemli olan safiyeti,
masumiyeti yaĢamın amacı haline getirmektir.
Aslolan yaĢamdır. YaĢam olduğu sürece saf
olmak, masum olmak umudu da vardır.‟
„Sait Faik‟
„Ahlaka dair ne biliyorsam futbola borçluyum.‟
„Albert CAMUS‟
„Hayatım süresince boyum kadar kitap yazdım
ama beni sevmeyenler buna da mazeret bulup,
onun zaten boyu kısaydı, diyebilirler.‟
Serenad- Zülfü LĠVANELĠ
„Aptallar bütün hayatları boyunca akıllı
kiĢilerle gezseler bile gerçekleri öğrenemezler.
Hiç, kaĢık çorbanın lezzetini alabilir mi?‟
„Erbain‟
„P.SAFA‟
„KonuĢma, insanın aklını kullanma sanatıdır.‟
„PLATON‟
Muhammet ERTUĞRUL 11/H
„Ġnsan, dilinin altında gizlidir.‟
Seray BĠHAN 11/H
„Hz. Muhammed‟
13
SAHĠPSĠZLĠK
Tüm anlamlarını içime çektim bu
gecenin
Gece de kendini belli etti
Dalgalarının sertliğiyle
Yine sahipsiz bir olta gördüm
Sahipsiz bir katil
Sahipsiz bir aĢkı yok eden bir aĢk
SERAP VE MEHTAP
Rüzgar esti o an
ġehrin kalabalığında dolanıyorum
ÜĢüttü beni
Beni mi, yoksa seni mi arıyorum
Ne hissediyorum, ne düĢünüyorum
Elif KOÇAK 12/A
Bilmem kim için çırpınıyorum
KavuĢmak bazen bir serap
Bazen umutsuzca bir merak
Biliyorum bu gidiĢin yok dönüĢü
Seni beklemekte bir mehtap
Mehmet Kılıç 11/F
14
MATEMATĠK FELSEFESĠ YA
DA MATEMATĠK BĠR
UYDURMA MIDIR?
yaratmamaktadır.Matematiksel kavramlar gerçek
de olsa kurgu da olsa matematik bizim
doğayı,toplumu ve insanı belli bir düzen
içerisinde anlamamızı, bu alanlarda gerçekleĢen
değiĢimleri ve bu değiĢimleri etkileyen faktörleri
düzenlilikleri içerisinde tespit etmemizi
kolaylaĢtırmaktadır. Yani matematik insan
aklının en üst düzeydeki faaliyetidir. Akıl kendi
dıĢındaki olay,olgu ve değiĢimleri anlamak için
kendine uygun bir araç üretmektedir bu da
matematiktir. Her türlü bilim aslında bir uzayı
ele alır. Fizik,fizik uzayını; kimya,kimya
uzayını;psikoloji,psikolojik uzayı…
Felsefenin temel sorunlarından biri
varlığın insan zihninden bağımsız olup
olmadığıdır. Yani bir nesne biz onu düĢünsek de
düĢünmesek de var mıdır sorusu belki de
felsefenin temelini oluĢturur. Çünkü bu soruya
verilecek yanıt doğaya,topluma ve insana
yönelimimizi belirleyecek, bu yönelim de
ürettiğimiz bilginin niteliğini belirleyecektir.
Matematiğin temel yapı taĢları olan
matematiksel kavramlar
(nokta,sayı,açı,türev,integral vb.) hakkında da
yukarıdaki soru anlam taĢımaktadır. Bu
kavramlar acaba bizim dıĢımızda bir nesnel
gerçekliğe sahipler mi? Yoksa bu kavramlar
insan zihninin bir ürünü mü? Bu soru matematik
felsefesinin temel sorusunu oluĢturmaktadır. Bu
kavramların insan zihninden bağımsız olarak var
olduklarını ileri sürenler realist olarak
adlandırılırken, matematiksel kavramların insan
zihninin ürünü olan kurgusal kavramlar
olduklarını ileri süren görüĢ inĢacı görüĢ olarak
adlandırılmaktadır. Bizim düĢüncemize göre bu
sorunun her iki cevabı da matematiğin iĢlevi ile
ilgili bir fark
Bu bilimler araĢtırmalarında ölçme
yaparlar.ĠĢte ölçme dediğimiz olay,bir uzayı
matematik uzay adını verdiğimiz sayılar uzayına
dönüĢtürmektir. Bu ölçme iĢlemleri sonucunda
hangi değiĢkenlerin hangi değiĢkenlerle iliĢkili
olduğu değiĢkendeki değiĢimin hangi değiĢkende
değiĢime yol açtığı anlaĢılır. Böylece göz kararı
deneme-yanılmaya dayanan bilimsel faaliyetten
teoriye,yasaya ulaĢmaya yaklaĢan bilimsel
faaliyete ulaĢılmıĢ olunur.
Matematiğin felsefesinden söz edilirken
matematik öğretiminin de felsefesinden söz
etmek gerekmektedir. Ülkemizde matematik
öğretiminin gerçek hayattan kopuk olduğu hep
söylenegelmiĢtir. Bazı komedyenler skeçlerinde
bu durumu ironik biçimde dile getirmeye
çalıĢmıĢlar ancak biraz düĢünüldüğünde eleĢtirel
15
zihinlerde kendileri komik duruma düĢmüĢlerdir.
Aslında Ģarlatanlıkla komedyenliğin karıĢtığı
çağımızda ĢaĢırtıcı olmayan bir durum söz
konusudur. Ünlü bir komedyen „ Ali‟nin
havuzundaki birinci musluk havuzu 3 saatte
dolduruyorken ikinci musluk 1 saatte havuzu
boĢaltıyorsa Ali‟nin yaĢı kaçtır? „ sorusunu sorup
matematik eğitiminin hayattan kopuk olduğunu
kendince dile getirmeye çalıĢmıĢtı. ġimdi bu
örneği psikoloji biliminden de yararlanarak
açıklamaya çalıĢalım. Psikoloji bilimine göre
mizahın temelinde tutarsızlık vardır. Örneğin bir
çocuğun ben kurabiye canavarıyım demesi
komik değilken bir yetiĢkinin bunu söylemesi
komiktir. Çünkü tutarsızlık vardır. Yukarıdaki
komedyenimizin matematik sorusuna dönecek
olursak tutarsızlık sorunun içinde midir yoksa
sorudaki problemin günlük hayatla ilgili
olamamasında mıdır? Bizim görüĢümüze göre
komedyen ikinci seçeneği düĢünüp mizahını
yapmakta böylece kendince ince bir mizaha imza
atmaktadır. Ancak komedyenimizin bilmediği
Ģey,bu tür soruların hipotetik düĢünce adını
verdiğimiz ve bir öncülü doğru kabul edip ondan
sonuç çıkarmak olarak tanımlanabilecek bir
düĢünme yeteneğine iliĢkin olduğudur. Bu
yetenek soyut iĢlemler döneminde ortaya
çıkmaktadır(12 yaĢ ve üstü). Bu dönemden önce
çocuklar bu düĢünce sistemine tam olarak sahip
değillerdir. Örneğin küçük bir çocuğa „ Bir
insanın dört kolu varsa ve burada beĢ insan varsa
kaç kol olur?‟ Ģeklinde bir soru sorulsa çocuk,
bir insanın dört kolu olmaz diyerek düĢünmeyi
reddeder. Kısaca söylemek gerekirse matematik
öğretiminde kullanılan havuz problemleri
havuzun kaç saatte dolacağını bulma becerisini
değil hipotetik düĢünme becerisini geliĢtirmeye
yöneliktir. Hipotetik düĢünme becerisi de
bilimlerin temelidir.
iĢlevsiz ve gereksiz olduğu sonucuna
ulaĢtırmamaktadır. Aksine yukarıda da
belirtildiği gibi matematiğin insan aklının en üst
düzey ürünü olduğunu ileri sürmektedir ve
Descartes‟in „Tanrı‟nın mükemmel bir Ģekilde
düzen verdiği evreni anlamak için analitik
geometriyi geliĢtirdim.‟ sözünü unutmamaktadır.
Mehmet TANYERĠ
Felsefe Öğretmeni
Yukarıdaki ilk soruya dönecek olursak
bu metnin yazarı matematiğin uydurma yani
kurgusal olduğunu düĢünmektedir. Ancak bu
düĢünce kendisini kesinlikle matematiğin
16
düĢünülmüĢtü. Tek kelimeyle kusursuzdu.
Sıcacık hikâyesi insanı içine çekiveriyordu…
‘Kelebeğin Rüyası’
Bugünlerde –henüz sınavlar üçer beĢer
gelmiyorken ve ben güzelim hafta sonumu ders
çalıĢarak geçirmiyorken- en büyük zevkim film
izlemek. Hafta sonu oldu mu kendimi sinemaya
atar oldum, artık hangi film çıkarsa bahtıma. 
Film 1940‟lı yıllarda yani 2. geçiyor.
Muzaffer ve RüĢtü‟nün yani iki Ģiir tutkununun
aĢklarını, hayallerini ve bir de hastalıklarını
anlatıyor. II. Dünya SavaĢı döneminde olay
Zonguldak‟ta geçiyor, maden iĢçilerinin arasında
bir kağıdın bile bulunamadığı açlığın ve sefaletin
kol gezdiği bir dönemde… Gencecik iki Ģair ikisi
de hasta, ikisi de aĢık…
ġanslıymıĢım ki bugünlerde vizyondaki
filmler bir harika. Her birinden memnun
ayrılıyorum. Türk sinemasının ne kadar
ilerlediğini de bugünlerde fark eder oldum.
Kabul etmeliyim ki yerli filmler de yabancı
yapımlardan hiçbir konuda aĢağı kalmıyor.
RüĢtü ve Muzaffer yine bir gün limanda derginin
gelmesini bekliyorlar yayınlamaları için
bıkmadan usanmadan Ģiirlerini yolladıkları
derginin… Limanda Suzan‟la tanıĢıyorlar. Suzan
Zonguldak‟ın en zengin ailesinin biricik kızı
ailesinin vermeyeceğini bildiğinden RüĢtü ve
Muzafferle gizlice görüĢüyor. Bu arada bir
tiyatro oyunu bile hazırlıyorlar. Durumu git gide
kötüleĢen RüĢtü‟nün ise bir an önce tedavi
olması gerekmektedir. Fakat bir türlü sıra ona
gelmemektedir. Uzun bekleyiĢlerden sonra RüĢtü
Heybeliada Sanatoryumu‟na kabul ediliyor ve
tedavi için oraya gidiyor. Bu arada Muzafferle
Suzan‟ın aĢkı devam ediyor ama bilmedikleri bir
Ģey var o da Suzan‟ın babasının biricik kızının
veremli bir gençle görüĢmesine izin
vermeyeceği…
Her neyse sanırım konumun dıĢına çıkmaya
baĢladım o zaman konuya hızlı bir giriĢ
yapıyorum. 
„Kelebeğin Rüyası‟ yani Yılmaz Erdoğan‟ın son
filmi 22 ġubat‟ta vizyona girdi. Aslına
bakarsanız film daha vizyona girmeden kalbimi
çalmıĢtı. Daha vizyona girmeden „Kesin
gitmeliyim.‟ demiĢtim. Çünkü böyle bir
kadrodan kötü bir iĢ çıkamaz.
Konuyu, çekimi, kostümü beğenmesen bile
oyunculuğu yeter demiĢtim; ancak bu kadar
iyisini ben de beklemiyordum. Konusundan
tutun kostümlerine kadar filmin her Ģeyi iyi
17
RüĢtü sanatoryum da kendisi gibi hasta olan
Bediha ile tanıĢır ve aĢık olur. Bu arada bizim
Muzaffer de uzun uğraĢlar sonucunda
sanatoryuma kabul edilir sevdiğini bırakıp
Heybeliada‟ya RüĢtü‟nün yanına gelir ne yazık
ki orada uzun kalmayacaktır çünkü Bediha‟nın
taburcu olmasıyla bizim iki Ģair de
sanatoryumdan kaçarlar. Her Ģey RüĢtü‟nün
Ģiirlerindeki kadar güzeldir. Bediha‟yla
evlenirler hep hayal ettiği gibi Ģiirleri dergide
yayınlandı çok ünlü olacaktır herkes Ģiirlerini
ezbere bilecektir kurtulacaklardır bu sefaletten
ama evdeki hesap çarĢıya uymaz. Bediha‟nın
ömrü kelebeğinki kadar kısa sürer. Önce Bediha
sonra RüĢtü kaybetti hayatını. Muzaffer ise
vazgeçmez sevgisinden. Sevgilisinin peĢinden
Ġstanbul‟a gelir; ama arkadaĢlarını kaybettikten
sonra umudunu da kaybetmiĢtir. Biliyordu sonu
yoktu o da ölecekti Suzan‟ daha fazla üzmek
istememektedir.
Derya COġKUN 11/G
18
GÖZLERĠN VARDI
ESKĠDEN
Gözlerin vardı eskiden...
Bir ağlayacak olsa,korkardım
öleceğimden...
Gözlerin vardı eskiden...
Gözlerin uykusuz bakardı
Kirpiklerinden öperdim seni
Uyu derdim,uyumazdın
Gözlerin huysuzdu eskiden
Huysuzluğuna razıydım ben
Bıraktığın şu yalnızlık...
Gelip alsan onu benden?
Gözyaşına saklayıp uzun uzun
ağlasan?
Gözlerin vardı eskiden...
Gözlerin,yağmur kokardı.
Soğuk bir çay olurdu yalnızlığım
Gözlerin vardı eskiden...
Rengini seçemedim bir türlü
Soluk bir renkti. Belki...
Belki de sonbahardı
Gözlerin vardı eskiden...
Gözlerin,yaşadığım sonbahardı
Gözlerin vardı eskiden...
Gözlerin Nisan iken,
Eylül olurdu yalnızlığım
Sarardıkça düşerdim dallarından...
Gözlerin vardı eskiden...
Sanki yüz yıl geçti üzerinden...
Uğur ALBAY 11/E
19
savunan Pierre Loti‟ye teĢekkür
amacıylabu tepeye Pierre Loti Tepesi adı
verilmiĢ.
ĠSTANBUL HATIRASI
Uzun bir zaman görüĢmeyecek gibi
ayrılmıĢtık ailelerimizden. Sabahın ilk
ıĢıklarıyla
dünyanın en eski Ģehirlerinden biri olan,
tarihi güzellikleri, rengarenk laleleri ve eĢsiz
mimarisiyle herkesin gönlüne taht kuran
Ġstanbul‟a varmıĢtık.
Eyüp‟te bir kahvehane de Pierre Loti
kahvesi adını taĢıyor.
Sırada bu güzel tarihi Ģehrin gezilip
görülesi yerlerinden adalar vardı. Her karıĢı
tarih kokan muhteĢem bir boğaz turundan
sonra eski ama bir o kadar da Ģirin evleriyle
insanı rüyalar alemine götüren adalara
vardık. Burayı gezmenin en güzel yolu
nostaljik faytonlar ve adaya özgü
bisikletlerdi.
Uzun geçen yolcuğun ardından ilk
olarak Yeditepe Üniversitesini gezip ,
üniversitedeki öğretim görevlilerinden
üniversite ile ilgili bilgiler aldık.Herkes
kendi alanı ile ilgili bölümlere ayrıldı ve
üniversitede okuyan öğrenciler tarafından
bilgi verildi.
Nedim bu Ģehir için boĢuna dememiĢ:
„Bu Ģehr-i Stanbul ki bi misl-ü bahadır
Tarihe tanıklık eden mimari eserlerin
yer aldığı Miniatürk yada Minyatür Türkiye
Park
Mimari eserlerin küçültülmesiyle dünyanın
en büyük alanına kurulmuĢtur. Burada
gezerken tarihi eserlerin güzelliğinden
etkilenmemek elde değildi. Sesli rehberlik
sistemiyle bilgi alıp hoĢ bir vakit geçirdik.
Burayı gezmenin yanı sıra kumanda ile tekne
sürmek de oldukça zevkli idi.
Bir sengine yekpare Acem mülkü
fedadır.‟diye.
Ġstanbul gitmeden önce hayallerimi
süslüyordu bundan sonra ise rüyalarımı
süslemeye devam edecek.
ġeyma SÖNMEZ 11/F
Kullanılan efektlerle ve yarım küreye
çizilen panoramik resimle, içeri girdiğinizde
kendinizi adeta savaĢın içindeymiĢsiniz gibi
hissettik. Büyüleyici bir yer olan Türkiye‟nin
ilk panoromik müzesi, Panorama 1453 Tarih
Müzesi, içeri girdiğiniz dakika sizi etkisi
altına almayı baĢarıyor.
Bu Ģehre gelen herkesin gelip
görmesi gereken Pierre Loti Tepesine kısa
mesafeli bir teleferik yolcuğu ile
ulaĢtık.Tepeden bakıldığında uçsuz bucaksız
deniz manzarası insana huzur veriyordu. I.
Dünya SavaĢı'nda ve sonrasında Anadolu
iĢgalinde Avrupa'ya karĢı hep Türkler'i
20
21
OKAY
TĠRYAKĠOĞLU
Kitap bir tutkudur.Nasıl bir
bakır ustası bakırı ustalıkla
iĢliyorsa,nasıl bir bakırın
belirli bir erime noktası varsa
ve nasıl ki her çekiç darbesi
ayrı bir emeği ,marifeti
taĢıyorsa yazarlık da
öyledir.Kolay gibi görünür
gerçekte ise çok
zordur.Doğru kelimeyi
bulmak edebiyatla
uğraĢanların
müĢküllerindendir.Ama
zorluk bundan ibaret değildir.
Bir de yazdıklarını
beğendirmek var
tabii.Edebiyatçı olarak adını
tarihe kazımak var ya da
rüzgarın savurduğu yaprak
gibi bir görünüp sonra
kaybolmak var.Konu tarihi
roman yazarlığı olunca iĢ
daha da zorlaĢıyor Bana göre
tarihi roman yazarlığı,ustalık
kadar sorumluluk da yazarı,
iĢleyeceği konuyla ilgili titiz
bir araĢtırma yapmalı,detaylı
bilgiye sahip olmalı ayrıca
bunu usta bir kurgu ve çekici
bir uslupla
iĢleyebilmelidir.Bu
söylediğim özelliklere sahip
yazarlar var tabiki de.Kemal
Tahir,Devlet Ana romanıyla
bu söylediklerimin baĢarılı bir
örneğini vermiĢtir.Tolstoy‟un
SavaĢ ve BarıĢ‟ı yazmadan
önce günlerce Rus-Fransız
SavaĢı‟nın yapıldığı alanı
dolaĢıp romanı ile ilgili
malzeme topladığı bilinir.
Günümüz yazarlarından Okay
Tiryakioğlu da tarihi roman
tutkunlarının beğenilerine
cevap verecek eserler
vermekte.Birçoğunuzun adını
ilk defa duyduğu yazar
1972‟de Mersin‟de
doğdu.Çocukluğunu Ġstanbul
Erenköy‟de geçirdi.
Annesinin armağan ettiği
gizemli ve
kara mizah yüklü öykü
kitaplarıyla edebiyata dair ilk
heyecanlar uyanmaya
baĢladı.Bilkent
Üniversitesi‟ndeki eğitimini
1994 yılında yarıda bırakarak
tamamen edebiyata
yöneldi.YurtdıĢındaki uzak ve
gizemli ülkelerde yaĢamayı
daima sevdi.Halen yaĢamakta
olduğu bu ülkelerde kitaplarla
örülü yalnızlığını kabullenip
okumanın hayatındaki tek
belirleyici renk olduğunu
anlamıĢ,ömrünü kitaplara
vakfetmiĢtir.Edebiyat
çalıĢmalarının roman
alanındaki ilk ürünü olan
„‟Karanlığın Çağrısı‟‟ isimli
eseriyle Ġlk Romanlar
Ödülü‟nü
kazandı(2002).Ġkinci romanı
„‟Gölgeler‟‟ 2004 yılında
basıldı.Üçüncü romanı „‟Bin
Yılların Gecesi‟‟de 2005
yılında çıktı.
Tarih alanında ise:
-Kumandan(2008)
-KuĢatma 1453(2009)
22
-Yavuz(2009)
-Kanuni(2010)
Kitaplarından alıntılar:
Yavuz(Kasım 1479)
...
Saraydan kaçarak
Koca Yakup Efendi‟nin Oğlu
Kenan‟ın(ileride Yavuz
Sultan Selim‟in en yakın
arkadaĢı)sünnet düğününe
gitmiĢlerdi dört kardeĢ.En
büyükleri Ahmet,Selim‟i
fazla sevmezdi.Onu hep
mağlup etmeye,küçük
düĢürmeye çalıĢırdı.Selim
satranç oynamayı iyi bilirdi
ona dedesi(Fatih Sultan
Mehmed) öğretmiĢti.Abisi
Ahmet bileği bükülmeyen
birisinin eline para
tutuĢturarak ondan küçük
kardeĢini yenmesini
istemiĢti.Oyuna
oturdular,oyun devam
ederken Selim bir anda
ĢaĢırtıcı hamlelerle öne
geçtikten sonra ilk defa
konuĢtu ve ağzından Ģu sözler
döküldü:
Anadolu‟yu Türk yurdu kılan
Alpler‟in dokuz hasleti
vardı:Bir ,muhkem bir
yürek;iki,kol
kuvveti;üç,gayret;dört,sağlam
bir zırh;beĢ,kemikle
berkitilmiĢ katı yay;altı,çifte
su verilmiĢ kılıç;yedi,zırh
delen bir mızrak;sekiz,iyi bir
yoldaĢ ve dokuz,iyi bir at.Ġyi
bir atı olmayan
bahadır,asaletini kaybetmiĢ
demektir arkadaĢ.
-"Sanma ġah'ım, herkesi sen,
sadıkane, yar olur,
Herkesi sen, dost mu sandın, belki
ol, ağyar olur,
Sadıkane, belki ol, alemde bir,
dildar olur,
Yar olur, ağyar olur, dildar olur,
serdar olur."
Selimi ( Yavuz Sultan Selim)
Bu Ģiiri soldan sağa, ve
yukardan aĢağı okuduğunuz
zaman aynı oluyor, bu Ģiir bu
özellikte ilk ve tek olarak
biliniyor.
Kanuni
sorar "ġu yaĢında
uykunun gafletinden baĢını
kaldıramazsın da, evin
soyulduğu için gelir bizden
hesap sorarsın ha? Neden bu
kadar derin uyursun anacım?"
Kadın hiç beklemeden "Kusura
bakmayın PadiĢahım, biz seni
uyanık bilirdik,
onun için evimizde rahat
uyurduk" Bu cevap karĢısında
Ģoka uğrayan Kanuni "Haklısın
tebaamdan
sorumluyum, Mallarının
zararının tüm bedelini Ģahsi
malımdan karĢılayacağım ana."
der.
Adalet ve merhamet
Sultan'ı Kanuni Sultan
Süleyman…
...
Kanuni'nin annesi
hastalanmıĢ ve
buna Ġstanbul'daki doktorlar çare
bulamayınca,Muslihiddin
Merkez Efendi 41 çeĢit
baharattan yapılan bir macun
göndermiĢ ve annesiHafsa
Sultan kısa bir sürede
iyileĢmiĢ. Manisa'da yapılan bu
macunun adı mesir macunu.
Kenar semtlerinden birinde
oturan yaĢlı bir kadın
bir Kanuni'nin huzuruna çıkmak
ister. Bu talep geri çevrilir, ama
kadın çok fazla ısrar edince bu
olay Kanuni'nin kulağına gider.
Ve Kanuni kadının talebini
kabul eder, kadını huzura
çıkarırlar. Kadın yeniçeri
isyanının sebep olduğu
baĢıboĢluk ortamında bir gece
uyurken evinin soyulduğunu ve
bu olaydan Kanuni'nin sorumlu
olduğunu iddia eder. Kanuni'de
23
Eyüp TÜRKAY 9/C
Okulumuzun en kıdemlilerinden, azmiyle engel tanımayan hocaların hocası Gülseren Hocamızı
bu röportaj vesilesiyle daha yakından tanıma fırsatı bulduk.(Okulumuzda matematik öğretmeni olan
Harun Hoca‟mızın Gülseren Hoca‟nın öğrencisi olduğunu öğrendik. Harun Hoca‟mız Süper Lise‟nin ilk
mezunlarındanmıĢ.) Zaman zaman bir roman kahramanıyla konuĢtuğumuzu hissettik. Hocamızın
özgüveni ve çok yönlülüğüne gıpta ettik.
1. Uzun süredir bu okulda çalıĢtığınızı
biliyoruz. Kaç yıldır bu okulda
çalıĢıyorsunuz?
18
2. BaĢladığınız bu güne kadar
okulumuzda neler geliĢti? Bunları
değerlendirebilir misiniz?
3. Öğretmenlik mesleğini seçmenizin
nedeni nedir? Mesleğinizden
memnun musunuz?
Üniversiteye 1987 yılında girdim. O
zamanlar eğitim fakültesi puanı fen
edebiyat fakültesinden daha düşüktü. 1987
yılındaki sistemle şimdiki arasında çok
büyük fark var. 2 yıl boyunca iş aradım.
Fakat bulamadım. Öğretmenliğe başladım.
Konya’nın Karacadağ köyü ilk görev
yerimdi. Buradaki insanların safiyeti,
temizliği öğretmenliği sevmeye başlamamı
sağladı. Tek sıkıntım okula ulaşmakta
çektiğim zorluktu. Çünkü değneklerim
yarım metre karın içine batıyor ve bu
şekilde yürümek beni çok zorluyordu.Bir
dönem sonunda rapor yoluyla Mersin’e
geldim. Önceki yıllarda engelli
öğretmenlerin ataması yapılmıyordu.O yıl
engellilerin ataması yapıldı. Milli Eğitim
Bakanı’nın engelli bir çocuğunun olması
biz engellilerin önünü açtı sanıyorum.
Benim atandığım yıl psikoterapist,
psikolog ve çeşitli sağlık uzmanlarından
oluşan bir heyet oluşturuldu. Biz engelli
öğretmenler bu kurulun onayından
geçerek atanabildik. Bize çeşitli sorular
soruyorlardı: ‘’Sen bir engellisin,
öğretmen olabilir misin, çocukların
psikolojisini bozabilir misin ?’’ sınav
sonunda branş öğretmenliğine istersem
geçebileceğimi söylediler. Fakat çocukları
çok sevdiğim için sınıf öğretmeni olarak
kalmak istedim. Bize ayrıca istediğimiz
okula atanma hakkı tanınmıştı, 19 Mayıs
İlköğretim Okulunu istedim. Sonra da
branşıma geçip 19 Mayıs Anadolu
Lisesi’nde göreve devam ettim.
Öğretmenliğimin ilk yılları 19 Mayıs
İlköğretim’de geçti. Stajyerliğim orada
kalktı. Stajyerliğim kalktıktan sonra
burada süper lisede başlamak benim için
çok büyük bir avantajdı. Eğer düz lisede
başlamış olsaydım kendimi bu kadar
geliştiremeyecektim. Okulumuz Mersin’in
en başarılı okullarından biriydi.
Öğrencilerin başarısı öğretmenleri,
öğretmenlerin başarısı öğrencilerin
başarısını kamçıladı. O yıllarda
öğrencilerime daha faydalı olabilmek için
hafta sonlarını ders çalışarak
geçiriyordum. Onlara nasıl daha faydalı
olabilirim diye düşünüyordum. Ve bu da
beni seneler içerisinde daha iyi bir
öğretmen yaptı. Bana göre iyi öğretmeni
iyi öğrenciler yetiştirir. Stajyerliğim
kalktıktan sonra böyle bir yerde eğitim
vermek benim için bir şanstı. İlk yıllardaki
zorlu çalışmalarımın semeresini sonraki
yıllarda tabii ki aldım. İlk yıllarda süper
liseye çok başarılı öğrenciler gelirken
sonraki yıllarda bu başarı düşmeye
başladı. Süper liseye not ortalamasıyla
gelindiği için şişirilmiş notlarla gelen
öğrenciler arttı. Daha sonra okulumuza
düz lise öğrencileri de alınmaya başlandı.
Süper lise öğrencileriyle aynı binada
olmak aynı öğretmenlerden ders almak
onlar için de motive edici oldu. Onlardan
da güzel sonuçlar aldık.
4. 4. Bu meslekte sizi en çok mutlu eden
nedir?
24
Mersin’e ilk geldiğimde hiç tanıdığım
yokken uzun yıllar burada çalıştıktan
sonra çarşıya çıktığımda, hastaneye,
alışverişe gittiğimde eski öğrencilerimle
karşılaşmak beni mutlu ediyor.
olur. Evde bir hafta yalnız kalmıştım
benim psikolojim bozulmuştu.
12. Son olarak biz öğrencilere gerek
eğitim hayatında gerekse özel hayatta
yol gösterecek tavsiyeleriniz var mı?
Nelerdir?
5. 5. Mesleğinizde sizi üzen, olumsuz
etkileyen durumlar yaĢadınız mı?
Her zaman öğrencilerimin tek bir yolda
değil birçok yolda ilerlemelerini istedim.
Bir mesleğin yanı sıra başka bir mesleği
öğrenip ellerinde mutlaka bir altın bilezik
bulundurmaları gerekli. Ve bunun yanında
ruhlarını besleyecek sosyal aktivitelerle de
uğraşsınlar. Ve her karanlığın sonunda
mutlaka bir ışık olduğunu unutmasınlar,
asla ümitsizliğe düşmesinler.
Evet.
6. 6. Tekrar dünyaya gelseydiniz baĢka
bir meslek düĢünür müydünüz?
Hayır, düşünmezdim.
7. 7. Sizi, hayatta etkileyen hayatınıza
yön veren biri oldu mu?
Tabi ki, öğretmenlerim. Biri değil birden
fazla.
8. Biz öğrenciler sizi daima çalıĢkan en
olumsuz Ģartlarda bile yılmayan,
sanatçı ruhlu, hayata hep pozitif
bakabilen nadir insanlardan biri
olarak gördük, tanıdık. Bunu nasıl
baĢarıyorsunuz?
Sürekli önüme hedefler koyarak, bir hedef
bitmeden başka bir hedefi yerleştirerek.
Yaşama amacım hiç bitmez, bu yüzden
boşluğa hiç düşmem. Hep alternatiflerim
olmuştur. Mutlu olmanın yollarını
aramaya çalışırım.
9. Mesleğiniz dıĢında meĢgul olduğunuz
uğraĢlar var mı, neler?
Evet. Yıllarca moda sektöründe çalıştım,
hala dikerim bir şeyler. Yıllarca Türk
sanat müziği korosunda çalıştım, keman
çalıyorum. Yüzüyorum, yüzücülükte
Türkiye derecesi aldım. Dalıyorum.
Resimle uğraşıyordum, yağlı boya tablolar
yapıyordum önceden.
10. Aynadaki görüntünüzle konuĢur
musunuz? Size benzeyen o Ģey;
tanıdık mı gelir her zaman, yoksa bir
yabancı mıdır yansıyan?
Saç rengimi değiştirdiğim zaman yabancı
oluyorum, alışamıyorum hemen.
(Gülüyor.)
11. Bir sabah kalktınız, dünya boĢalmıĢ
altı milyar insan kaybolmuĢ yalnız siz
varsınız. Ne yaparsınız?
Çok kötü bir durum psikolojim bozulur
herhalde çünkü yalnızlıktan nefret ederim.
Canlı olmayan bir şey olmadıkça
yaşayamam. Beni asıl öldüren yalnızlık
25
Kararı yok dünyada pervazı kuĢa benzer
VAZGEÇĠLMEZĠMĠZ
AĢk,dünyadaki en güzel,en temiz,en asil
duygu.Ġnsanı insan
yapan,iyiliğe,dürüstlüğe,vefaya,merhamete ve
mutluluğa yaklaĢtıran en doğru yol. Hayattaki
güzellikleri,güneĢi,yıldızları,doğadaki bitki ve
böcekleri baĢka bir gözle görmemizi sağlayan bir
bakıĢ...
Münkir sözünü bilmez sözü ileri varmaz
Neye teĢbih edersin anlanmaz düĢe benzer
Geç Yunus endiĢeden ne gerek bu piĢeden
Kimine göre Ġlah'a karĢı duyulan sonsuz
sevgi ve saygı. Kimine göre evlat sevgisi, ana
sevgisi, doğa sevgisi. Bazılarına göre de yare,
yarene duyulan hasret. AĢıklar için aĢkın tarifi türlü
türlüdür. Yunus‟a göre aĢk bir güneĢe benzer:
Ere aĢk gerek önden ondan derviĢe benzer
AĢk güneĢe benzer. Ruhumuza verdiği
mutlulukla içimizi ısıtır. Yüreğimiz huzur dolar.
Gözlerimiz öylesine ıĢıl ıĢıl bakar ki sanırsın güneĢ
ıĢıkları gözbebeklerimizde parıl parıl parlıyor.
ĠĢitin ey yarenler aĢk bir güneĢe benzer
AĢk, yürekten gidip bizi terk ettiğinde
içimiz buz keser, ruhumuz üĢür.GüneĢ akĢam olup
ıĢıklarını alıp götürdüğünde,gelen gece karanlığı
gibi yüreğimize hüzün çöker.Verdiği acı o kadar
büyüktür ki yakar kör eder.En sonunda külleri
kalplerimize bir hatıra olarak kalır.
AĢkı olmayan gönül mesel-i taĢa benzer
TaĢ gönülde ne biter dilinde ağu tüter
Nice yumuĢak söylese sözü savaĢa benzer
Nihayetinde en büyük duygu aĢk değil
midir ki insanı mutlu eden sebep, hayata bağlayan,
hayatı anlamlandıran, hayata karĢı mücade etmek
için içimizde hissettiğimiz yaĢama gücünü veren? O
halde nefes alıyorken bu meydan sevgiliye sadakati
gösterme yeridir.
AĢkı var gönül yanar yumĢanır muma döner
TaĢ gönüller kararmıĢ Ģarp-katı kıĢa benzer
Gerçek aĢık yaĢarken de sevdiği iledir.
Ġkrarında sadık ise son nefesinde de...
Ol sultan kapısında ol hazret tapusunda
AĢıkların yıldızı her dem çavuĢa benzer
Buket Taşdelen 9/C
Aynı his ol olmuĢtur nefsine ol kalmıĢtır
Kendine düĢman olmuĢ yavuz yoldaĢa benzer
Aynı his ol olmuĢtur nefsine ol kalmıĢtır
Kendine düĢman olmuĢ yavuz yoldaĢa benze
AĢktır kudret körüğünü kaynadır
Nice kapdan geçirir ondan gümüĢe benzer
AĢık gönlü dölenmez maĢukunu bulmayınca
26
LÂ-LÎ
Seni sordu düĢman
Adını değil, güzelliğini
Sustu diller önce
Ancak bıçakla açıldı ağızlar
Hep birden Lali dendi, bizde en güzeli
Sen güzeldin Lali,
Serez güzeli
Kıskandırırdın hilali
Soldururdun güneĢi
Yıldızlar kıskançlığından bir bir düĢerdi,
Kara toprağa
ġamdan olurdun gecelere
Gün ağlardı hasretinden,
Savururdu geceleri ardı ardına
Rüzgâr kesintisiz dokunurdu gül yanağına,
Çiçekler kokusunu senden alırdı
Gördüğün her yer, vurulmuĢtu gözlerine
Bir gün Bulgar haini sarmak istedi belini
Anında diledin Allah'tan Azrail meleğini
Not: Ömer Seyfettin'in Beyaz Lale
hikayesinden esinlenilmiĢtir.
Ebubekir ÇINAR
Tarih Öğretmeni
27
SPOR KÖġESĠ
Merhaba arkadaĢlar;
Bu gazete bu yıl ki ilk sayımız. Bu köĢede
sporla ilgili konuları ele alıp, değerlendirip
sizlerle paylaĢacağım. Bu ilk sayımız
olduğu için, öncelikle nelerle
ilgileneceğimizi konuĢalım. Biraz kliĢe
olacak ama futbol demek spor demek
değildir. Son yıllarda ülke olarak spor
kalitemiz arttı. Londra Olimpiyatlarına en
çok kadın sporcu gönderen ülke olduk ve
birkaç madalya kazandık. Futbolda ise
Avrupa‟da ülkemizi iki takım temsil
ediyor. Basketbol dalında da yine birkaç
takım ülkemizi temsil etmektedir. Pek
gündeme gelmese de motor sporunda
Kenan Sofuoğlu çok baĢarılı olmuĢtur. ġu
günlerde Türk Hava Yolları‟nın sponsoru
olduğu basketbol Avrupa ligi devam
etmektedir. Ġlerleyen günlerde Spor Toto
Süper Lig baĢlayacak. Bu haberlere paralel
olarak okulumuzda da hareketli günler
yaĢanıyor. Okulumuz, Toroslar ilçesinde
bulunan liselerin aralarında yaptığı
voleybol müsabakalarına ev sahipliği yaptı.
Kız voleybol takımımız ilde üçüncü, ilçede
birinci olarak okulumuzu gururlandırdı.
Erkek voleybol takımımız ise birkaç maç
kazanabildi. Futsal takımımızda hazırlık
maçlarında pek iyi sonuçlar alamasa da il
genelinde yapılan turnuvada ilk maçını
kazanarak iddialı olduğunu kanıtladı.
Bireysel olarak atletizm ve okçulukta
kazanılan baĢarılar nedeniyle okulumuzun
ismi sıkça duyulmaktadır. Sonuç olarak
okulumuz sosyal bir okuldur. Ġlerleyen
sayılarımızda renkli zevkli ve bir o kadarda
heyecanlı haberler sizleri bekliyor.
28
SPORCU ARKADAġLARIMIZDAN ĠKĠSĠNĠ TANIYALIM
Okçuluğa 7 ay önce arkadaĢımın
önerisiyle baĢladım. BaĢladığım ilk gün
hedefimi koyduğum için kısa sürede baĢarıyı
yakaladım. Her gün çift antrenman ve
disiplinde bunda etkili oldu. Ekimde
Antalya‟da Türkiye 2.si oldum. Ġki ay daha
çalıĢtım ve bir sonraki yarıĢmaya katıldım.
Takımımla 2.oldum ve ferdi olarak 5. oldum.
Okçuluğun bana çok faydası var. Öncelikle
spor yapıyorum boĢ zamanımı
değerlendiriyorum, baĢarılar elde etmeye
çalıĢıyorum. ġu an önümde üç yarıĢma var ve
hedefim milli takıma girmek. Bunun için çok
çalıĢıyorum.
2008-2013 yılları arasında yapılan
koĢu yarıĢlarında yaptığım dereceler:
14 kere birincilik 7 kere ikincilik ,2 kere
üçüncülük madalyası aldım.
Kadir EĢref KARAASLAN 10/E
BaĢarılar: Türkiye 2.liği (3-5 Ekim 2012)
Takım 2.liği (21-22 Aralık 2012)
Betül DEMĠR 9/A
29
KASĠDE-Ġ DER NAAT-I FAHR-Ġ KAĠNAT MUHAMMED MUSTAFA(S.A.V)
Acz-ı beĢeri vü acz-ı külli idü ademler sen
yokken
Adavet vü adem-i müsavat var idü sen yokken
Elhân-ı tayyibe idem ey Fâhr-i Kainat
Fıtrat-ı muhamediye aĢuk olam Resulun
Sen ki gâfur vü gamguĢâr
Garam iderüm sana ey Ģah-ı Resulun
Adet-i cahilliye var idi bir adil ise yok idü
Afâktan âfât geldiğün vaküt iman idelerdü sen
yokken
GâĢık vaktü gark iderüm aĢkunla
GülĢen u gülzar gönlüne girem ey Resulun
Ağrâz-ı fâside vü ağraz-ı nefsaniye
Vü ağraz-ı Ģahsiye ve de ağraz-ı dünyeviye var
idi sen yokken
Ey Habib-i Hüdâ Ey Habib-i Kibirya
Haber-i sâdıkın hakikat bilem ey Resulun
Ahd u eman vü aheng isterler idü insanlar
Akl-ı selim olanlar anladular bir haberci gelmeli
sen yokken
Hamd ü Ģükran ki hâmidi gönderdü
Ey Hatemü`l enbiya hayat-ı fanide mubarek
yüzün görem Resulun
Âsim çok idi vü atalet var idi
Asnam insanları biat ittürmüĢti sen yokken
Ey Hayrü’l BeĢer ey sahibi haysiyyet
Huddam gibi etrafın gezem huld azabı
görmeyem ey Resulum
ĠĢte o vaküt ba’s ittü Rabbül’alemün Resulu
Basar oln basirete nail oldu sen yokken
Bir iĢrak idün yüregim istiâl eyledin
Kemalat oldun mubarek kelamın ey Resulum
Behçet`e büründü gökler
BeĢaret ey ademler ye Muhammed sen yokken
Lebbeyk diyem Leylü Nehâr daim
Leyle-i Mir`âcda yanam aĢkunla ey Resulum
Bi`set-i Muhammadiye beĢer ümit oldu
Bühtar vü buğz bitti beĢer yok imiĢ meğer sen
yokken
Livâü`l hamde kabul eyler mi aceb meni
Makam-ı Mahmud a alur mu meni ey Resulum
Dalâlet içre olanlar barbe-i azâb olur didin
Denânet karĢı ders-i intibah eyledin, meğer ders
yokmuĢ sen yokken
Nabigat-üz zübyani gibi men de olam
Nadire-perdaz dudağın dinleyem ol hazreti Ģahri
Resulum
Din-i hakka davet ittün Allah deyyândur didin
Sen ki dil-i âviz vü dil-niĢin ,din u diyânet
yokmuĢ sen yokken
Men bir garip nakâm vü na-kamı
Çünki nakdire-i hayat vü nakd-i cân görmedim
ey Resulum
Hayra ecru mesubât vü ecru savâb varur
Edyân-ı bâtıla itimad itmeyün, didin, iderler idü
sen yokken
Nola gönlüm gibi götürsem her yere daim
Ey Veli,Mubarek nakĢ-ı kademi ol hazret-i Ģah-ı
Resulun
Etlâdis-i Ģerife uyam inĢallah her daim
Ehl-i sünnet yolunda gidem Resulun
ABDULLAH KAAN YALÇIN 9/C
Kutlu Doğum Haftası nedeniyle
okulumuzda yapılan ‘Naat YarıĢması’
birincisi.
30
BUNLARI BILIYOR
MUYDUN?
Tevfik Fikret, istifalarıyla
meĢhurmuĢ, girdiği hiçbir iĢte devamlı
olamamıĢ. Kavga edip küsmediği bir
arkadaĢı yokmuĢ. Yürürken sol tarafında
kimseyi bulundurmazmıĢ,orası eĢine
aitmiĢ. ( Kalbine yakın diye. )
Guiness Rekorlar kitabına göre,
devlet kütüphanelerinden en çok çalınan
kitap Guiness Rekorlar kitabıymıĢ.
Dostoyevski, kitaplarını mum
ıĢığında yazar ve çalıĢırken koyu demli çay
içermiĢ.
Tolstoy zaman kaybı oluyor diye
üniversite tahsilini terk etmiĢ.
SavaĢta iki gözünü yitiren bir
arkadaĢı Neyzen Tevfik'e:
"Neyzen, nedir bu memleketin hali; nasıl
görüyorsun bu durumu?" diye sorar.
Neyzen, arkadaĢında bir alınganlık
yaratmamak için "karanlık" diyemez:
"Vallahi efendim, sizin gördüğünüz gibi..."
der.
Ünlü Fransız Ģairi Rimbaud, birlikte
oturduğu yine ünlü bir Ģair olan Verlain'ı
bastonla evire çevire dövmüĢ, sonra da ona
uzun uzun özür mektupları yazmıĢ.
Nazım Hikmet'in annesi Celile
Hanım, Yahya Kemal'in sevgilisiymiĢ.
EvlenmemiĢler, fakat beraberlikleri uzun
süre devam etmiĢ.
Dürüstlüğü ile tanınan Mehmet
Akif,sağlam karakterli olmayan ikiyüzlü
kiĢilere çok kızardı.Bir gün dostu Mithat
Cemal'e Ģöyle dedi:''Ġkiyüzlüleri sever
oldum;çünkü yaĢadıkça yirmi yüzlü
insanlar görmeye baĢladım.''
Hüseyin Rahmi Gürpınar, kadınları
kendine yakın bulur ve onlarla birlikte
oturup sohbetler eder,danteller,örgüler
örermiĢ. Otururken dizlerini birleĢtirerek
otururmuĢ ve gülerken eliyle ağzını
kaparmıĢ.
Gustave Flaubert yazdığı bir
sayfada aynı kelime iki kere geçerse
sayfayı baĢtan sonra yeniden yazarmıĢ.
Bir genç yazar, meĢhur eleĢtirmen
Lessing'e, incelemesi için verdiği bir eseri
hakkındaki fikrini sormuĢ. MeĢhur
eleĢtirmen Ģu cevabı vermiĢ: "Kitabınızda
yeni ve hakikat olan Ģeyler var. Yalnız yeni
olanlar hakikat değil, hakikat olanlar da
yeni değil."
Cervantes, Osmanlı'ya esir düĢtüğü
dönemde Kılıç Ali PaĢa camiinin
yapımında çalıĢmıĢ.
Özlem YILDIRIM 11/F
ġilan ONAT 11/F
31
Bir sayısalcı Ģiir yazarsa
Yar dediğin periyodik cetveldeki soygaz gibi olacak
Ne é verecek ne é alacak
Kararlı olacak diğer elementlere örnek olacak
Yani diğer kızlar da ona benzemeye çalıĢacak
Momenti dengeli olacak
Öyle bir pisagor uygulamayla elde edilmeyecek
Trigonometri gibi uğraĢ, türev gibi düĢünme gerektirecek
Öyle limitteki gibi alicengiz oyunlara gelmeyecek
Ha bir de öyle ortamdan ortama kırılma yapmayacak
Odak noktası sen olacaksın, baĢka bir tarafa kaymayacak
Velhasıl organik gibi olacak uzun bir çalıĢma gerektirecek
Ama sonunda senin olacak.
Mehmet Burak Köker
12-A
32
daha da aydınlatır. ġu da unutulmamalıdır: Her
doğan güneĢ mutlaka batar.
TARĠH NEDĠR?
Tarih bir neslin özü,geçmiĢidir. Tarih
gelecek denizine akan nehirdir. Tarih doğan
güneĢe benzer. GüneĢ doğdukça etrafı aydınlatır
ya,iĢte tarih de aynen böyledir. Ġnsanın zihnini
aydınlatır. Tarih ıssız,karanlık sokaklarda
yürürken aydınlık bir köĢe bulmaktır. Soğukta
üĢürken ısınmaktır. GeçmiĢ ile gelecek
arasındaki köprüden yürüyebilmek için
köprünün temellerini sağlam yapmak gerekir.
Bu da Ģöyle mümkündür: GeçmiĢi bilmek ve
gelecek hakkında fikir sahibi olmak. Tarih
insanın bir parçasıdır. Ġnsan tarihte kendini
bulur. GeçmiĢte yaptığı hatalarını bilir ve
gelecekte yapmamaya çalıĢır. Aynı zamanda
tarih insana kültür kazandırır. Ġnsana özünü
gösterir. Tarih kaybolmuĢ birine yolunu
gösterir. Tarih geçmiĢin aynasıdır. Tarih bilmek
çok okumaya da bağlıdır. „ ĠĢleyen demir
ıĢıldar.‟ çok okumalıyız ki tarih bilgimiz de
geliĢsin. ġimdiki nesil tarihe ilgi duymuyor.
Ceddini bilmeyen kendini bilemez. Tarih
hakkında bilgi edinmek aslında insanın kendisi
hakkında bilgi edinmesidir.
Osmanlıyla ilgili bilmediklerimizin
bildiklerimizden fazla olduğunu düĢünüyorum.
BĠLĠYOR MUSUNUZ?
Ġki defa tahta çıkan padiĢahlar
II. Murad, Fatih Sultan Mehmed ve I.Mustafa
Hem halife hem padiĢah olanlar
Yavuz Sultan Selim dahil olmak üzere
ondan sonra tahta çıkan bütün Osmanlı
padiĢahları aynı zamanda halife idi. Fakat son
halife Abdülmecid Efendi ise padiĢah değildi.
Osmanlı padiĢahlarının kabirleri
Osman Gazi‟den II.Murad‟a kadar olan
ilk altı hükümdar Bursa‟da,ondan sonrakiler
Ġstanbul‟da türbelerinde gömülüdür. Son
padiĢah Vahdeddin‟in kabri ise ġam‟dadır.
KardeĢ Katli
BĠR CĠHAN MEDENĠYETĠ:
OSMANLI
Kanunname-i Ali Osman‟ın günümüze
kadar bir çok tarihçiyi ihtilafa düĢürdüğü en
mühim maddedir belki de Fatih‟in kardeĢ katli
yasası… Kimi tarihçilere göre bir vahĢet olarak
görünse de o dönemin Ģartları göz önüne
alınarak düĢünüldüğünde devletin bekâsı için
caiz görülmüĢtür. Fatih de kendinden önceki
Osmanlı hükümdarları gibi ġeyhülislam
fetvasına binaen bu yasayı çıkarmıĢtır. Burada
dikkatleri celp etmesi gereken bir baĢka husus
ise 600 küsür yıl hüküm süren, 72 buçuk milleti
bünyesinde barındıran ve bu milletlerin
kültürlerini asimile etme yoluna gitmeyen
muazzam büyüklükteki Osmanlı
Ġmparatorluğunun sağlamayı baĢardığı huzur ve
güven ortamıdır. Nitekim padiĢahlar ve
kanunları sayesinde bir keĢmekeĢ ortamı
oluĢmamıĢ ve Osmanlı Ġmparatorluğu uzun
yıllar bu topraklarda hüküm sürmeyi
Daha bir asır öncesine kadar bu
topraklara hükmeden bir devletimiz vardı:
Osmanlı… Üstelik sınırları bugünkü
Anadolu‟ya sığmayıp, Orta Avrupa‟dan bütün
Akdeniz kıyılarına ve Asya içlerine kadar
uzanan bir imparatorluktu Osmanlı. Ve
Osmanlı ulvi bir idealin,yüce bir
misyonun,ihtiĢamlı bir medeniyetin sahibi
olarak tarihin derinliklerine kök salmıĢ bir çınar
gibi altı asır süren bereketli bir ömür yaĢamıĢtı.
Osmanlı pislik içinde yüzen Avrupa‟ya
temizlik,medeniyet,kültür,huzur,insanlık
getirmiĢtir. Osmanlı tepeden yuvarlanan
kartopu gibi büyümüĢ ve cihana hükmetmiĢtir.
Osmanlı doğan güneĢtir. Vakit ilerledikçe etrafı
33
baĢarmıĢtır. Taht kavgalarının vuku bulmaması
için veraset sisteminde Ekber-i ErĢad ve Kafes
Usulü gibi farklı çözümlere gidilmiĢ olsa da
sanırım en etkili olan bu yasadır. Nitekim kafes
usulü ile Ģehzadelerin sancaklara
gönderilmemesi ve lalalar tarafından saraylarda
eğitilmesi deneyimsiz padiĢahlar yetiĢmesine
neden olmuĢtur. Ayrıca kardeĢ katlinin
nedenlerinden biri de elbette Ģehzadelerin isyan
edip padiĢah olmak istemeleridir. KardeĢ katli
meselesi ile alakalı Ģu maddedir : „ Ve her
kimesneye evladımdan saltanat müyesser ola
karındaĢların nizam-ı alem içün katletmek
münasibdir. Ekseri ulemâ dahi tecviz etmiĢtir.
Anınla amil olalar.‟
ġair padiĢahlar
KardeĢ katlini Sultan I. Ahmet
kaldırmıĢtır. Bu kanunla birlikte Ģehzadeler
sancağa çıkamamıĢ ve tecrübesiz olmuĢlardır.
III. Mustafa „Cihangir‟
II. Murad „Muradi‟
Fatih „Avni‟
II. Bayezid „Adni‟
I.Ahmet „Bahti‟
Genç Osman „Farisi‟
IV. Murad „Muradi‟
II. Mustafa „Ġkbali‟
III. Ahmed „Necip‟
I.Mahmud „Sebkati‟
III.Selim „Ġlhami‟
II. Mahmud „Adli‟
En çok yaĢayan padiĢahlar
Ordunun baĢında savaĢa gidenler
Osman‟ın neslinden en çok yaĢayan
Orhan Gazi‟dir. Orhan Gazi 78 yaĢında vefat
etmiĢtir. Daha sonra ise II. Abdülhamit‟tir; 76
yaĢında vefat etmiĢtir.
Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murad,
Yıldırım Bayezid , I.Mehmed, II.Murad, Fatih
Sultan Mehmed, II.Bayezid, Yavuz Sultan
Selim, Kanuni Sultan Süleyman, III.Mehmed,
II. Osman, IV. Murad, II.Mustafa
En genç ölen padiĢahlar
Sultan Genç Osman‟dır. 18 yaĢında
vefat etmiĢtir.
Esir olanlar
Yıldırım Bayezid
En kısa saltanat sürenler
Pehlivan olanlar
I.Mustafa 1 sene 7 ay saltanat sürmüĢtür.
IV.Murad, Abdülaziz
IV. Mustafa 1 sene 2 ay saltanat sürmüĢtür.
En genç ve yaĢlı olarak tahta çıkanlar
V. Murad 193 gün saltanat sürmüĢtür.
En genç IV.Mehmed 7 yaĢında, en yaĢlı
ise V.Mehmed ReĢad 65 yaĢında tahta
çıkmıĢtır.
Tahttan indirilenler
II. Bayezid, I.Mustafa,II. Osman, Ġbrahim,
IV.Mehmed, II.Mustafa, III. Ahmed, III. Selim,
IV. Mustafa, Abdülaziz, V.Murad,
II.Abdülhamid
Zaferden Sonra
1- Fethedilen kalenin burçlarına
bayrağımız dikilir dikilmez güzel sesli
hafızlar ezan okumaya baĢlar, asker
tekbir getirirdi. Böylece asıl maksadın
„Ġslam dinini yaymak‟ olduğu
duyurulurdu.
34
2- Mehter zafer marĢları çalar, krallara ve
imparatorlara fetihnameler gönderilirdi.
3- Kalede bulunan kiliselerin en güzeli ve
en büyüğü derhal camiye çevirilip
cemaatle namaz kılınırdı. Hemen
ardından camiler inĢa edilirdi.
4- Ġlk Cuma namazı,kiliseden çevrilen bu
camilerde padıĢahın yahut ordu
komutanının katılmasıyla kılınırdı.
5- Cuma hutbesi padiĢah adına okunur,
zaferi veren Allah‟a Ģükredilirdi.
Turhan Sultan ile tartıĢtı. Bu tartıĢma Turhan
Sultan‟ı padiĢaha karĢı kinlendirdi. Oğlunu
padiĢah yapamayacağından kendisi valide
sultan olamayacağından korktu. Bazı vezirler ve
paĢalarla iĢbirliği yaptı ve padiĢahın deli olduğu
söylentisini yaydı. Fakat Sultan Ġbrahim deli
değildi. Deli olsaydı halkla bütünleĢmeyi
baĢarabilir miydi? Onları dinlemeyi gerek görür
müydü? EĢkıyayı cezalandırmaya kalkıĢır
mıydı? En önemlisi de Girit‟i fethetmeyi
düĢünebilir miydi?
IV. Murad ve DerviĢ
Sefere çıkan son Osmanlı padiĢahı Sultan
II.Mustafa‟dır.
Habib Baba, IV. Murad devrinin gizli
Allah dostlarındandır. YaĢlıdır,fakirdir,gariptir.
Fakat Rabbinin katında da alemlere denk
biridir. YaĢlı Habib Baba uzun bir yolculuktan
sonra Ġstanbul‟a gelir. Yolculuğun tozunu
atmak için hamama gider. Fakat hamamcı
Habib Baba‟yı içeri sokmak istemez. „Bugün
Sultan Murad‟ın vezirleri hamamı kapattılar
dıĢarıdan müĢteri alamıyoruz.‟ der. Habib Baba
üzülür. Rica,minnet eder,yalvarır. „Ne olursun.‟
der. „Kimseye varlığımı belli etmem,aceleyle
yıkanır çıkarım.‟ der. Bin bir dil döker.
Hamamcı ehl-i insaftır... Dayanamaz kabul
eder. Hamamın en sonundaki odayı göstererek :
„ Baba Ģu odada hızla yıkanıp çık. Para da
istemem,yeter ki vezirler senin farkına
varmasınlar.‟ Habib Baba sevinerek kendine
gösterilen yere girer. Yıkanmaya baĢlar.
Sonradan IV.Murad kılık değiĢtirmiĢ bir Ģekilde
hamama gelip yıkanmak ister. Amacı vezirleri
kontrol etmektir. Hamamcı IV.Murad‟ı almak
istemez, aynı Ģeyler yaĢanır sonunda padiĢah
galip gelir ve yaĢlı adamın yanına gidip
yıkanmaya baĢlar. Bu arada hamamın büyük
salonundan gelen tef,dümbelek,Ģarkı,türkü
sesleri ortalığı çınlatmaktadır. Habib Baba‟nın
gözü genç hamam arkadaĢına takılır. Sırtının
kirli olduğunu düĢünür elbette ama onun
IV.Murad olduğunu bilmez. Habib Baba
yumuĢak bir sesle konuĢur: „Evladım,sırtın
fazlaca kirlenmiĢ müsaade edersen bir
keseleyivereyim.‟ der. IV. Murad çok sevinir
çünkü ilk defa biri padiĢah olmadığını bildiği
halde iyilik yapmak ister. IV. Murad
memnuniyetle Habib Baba‟nın önünde diz
çöker ve „Buyur baba ellerin dert görmesin.‟
der. Habib Baba IV. Murad‟ın sırtını keseler.
Bunun üzerine de padiĢah da Habib Baba‟nın
sırtını keselemek ister. „Baba, gel ben de senin
sırtını keseleyeyim de ödeĢmiĢ olalım.‟ der.
Sefere çıkmayan ilk Osmanlı padiĢahı
Sultan II.Selim‟dir.
IV.MURAD
IV. Murad 27 Temmuz 1612 yılında
Cuma günü dünyaya geldi. IV. Murad sancağa
çıkmadığı halde muhteĢem bilgiye sahip
olduğu, hiç ata binip gezmediği dövüĢmediği
halde büyük bir komutan olduğu tarihçilerimiz
tarafından belirtilmiĢtir. IV. Murad 8 Haziran
1632 yılında devlet yönetimini ele almıĢ ve
devleti düzenlemiĢtir. Yeniçeri ve sipahileri
itaati altına almıĢ,bozulan hukuku ve düzeni
yeniden tesis etmiĢtir. Kahvehaneleri
kapatmıĢ,tütün ve içkiyi yasaklamıĢ, iki büyük
sefer yaparak Revan,Tebriz ve Bağdat‟ı
fethetmiĢtir. Ġlber Ortaylı‟ya göre IV. Murad
17.yılın en büyük mareĢalidir. IV. Murad‟ın
içki içtiği söylenmektedir. Bence bu doğru
değildir. Çünkü Batı kaynaklarında
sirozdan(aĢırı içkiden) öldüğü söylenmektedir.
Fakat Doğu kaynakları IV. Murad‟ın
Damla,Nikris‟ten öldüğünü söylemiĢlerdir. IV.
Murad dindar bir padiĢahtır. Eğer içki içtiyse
bile IV. Murad‟ın bir insan olduğunu ve her
insanın hata yapabileceğini göz önünde
bulundurmak gerekir. Büyük padiĢah 8/9 ġubat
1640 gecesi vefat etti.
Sultan Ġbrahim’e Niçin Deli Dendi?
Yirmi beĢ yılını bir odada kapalı
geçiren herkesin sinirleri bozulur. Sultan
Ġbrahim‟in de sinirleri bozuktu. Bir gün hanımı
35
taĢlarını elinde çalkalayıp atan
sandalcı:“Efendi, sorunu sor bakalım”
demiĢ.PadiĢah: “Hünkar Ģu anda
nerededir?” diye sormuĢ.Sandalcı taĢlara
bakıp “Hünkar Ģu an denizdedir.”
demiĢ. IV. Murat güya endiĢelenmiĢ
havalarına girip, “Sakın yakınımızda bir
yerde olmasın” diye sormuĢ sandalcıya ve
tekrar iyice bakmasını söylemiĢ. Sandalcı
taĢlara tekrar bakmıĢ ve birden, IV.
Murat‟ın ayaklarına kapanıp, “Affet beni
hünkarım” diye yalvarmaya baĢlamıĢ.
Kıyıya dönene kadar yalvarmaya devam
etmiĢ. PadiĢah dayanamayıp, “Sana bir soru
soracağım. Eğer bilirsen seni affederim.
Bilemezsen boynunu anında
vurduracağım.” demiĢ. Sandalcı sevinçle,
“PadiĢahım çok yaĢa.” demiĢ, ve merakla
soruyu beklemeye baĢlamıĢ. IV. Murat,
sandalcıya,“DönüĢte Ġstanbul‟a hangi
kapıdan gireceğim?” diye sormuĢ.Tabi
sandalcı hemen itiraz etmiĢ, “Hünkarım,
Ģimdi ben hangi kapıyı söylesem, siz baĢka
kapıdan girersiniz. Affınıza sığınarak,
gireceğiniz kapıyı bir kağıda yazsam ve size
versem kapıdan geçtikten sonra okusanız
olur mu?” demiĢ.Hünkar baĢını “Olur”
anlamında sallayınca, sandalcı tahminini
yazıp kağıdı vermiĢ. PadiĢah kağıdı alır
almaz, daha bakmadan, yanındaki fedaisine:
“Hemen boynunu vur Ģu kafirin” emrini
vermiĢ. Sonra da, “Surlara yeni bir kapı
açıla! Ġstanbul‟a oradan gireceğim.” demiĢ
çevresindekilere. Kapı 5-10 dakikada açılıp,
padiĢah ve erkanı Ģehre girmiĢ. IV. Murat
bir ara, sandalcının kağıda hangi kapıyı
yazdığını merak etmiĢ. Kendinden çok
eminmiĢ, laf olsun diye cebindeki kağıda
bakmıĢ. Ama okuyunca hayretler içinde
kalmıĢ.Sandalcı kağıda Ģunları yazmıĢ:
“Hünkarım, yeni kapınız vatana millete
hayırlı uğurlu olsun.” O gün bugündür de
iĢte o kapı, “Yenikapı” olarak anılıyormuĢ.
Habib Baba da „Olur evlat‟ deyip sultanın
önünde diz çöker ve sohbete dalarlar. IV.
Murad „Baba‟ der „Görüyor musun Ģu
dünyayı… Sultan Murad‟a vezir olmak
varmıĢ… Bak adamlar içerde tef,dümbelek
hamamı inletiyorlar. Sen ve ben ise burada iki
hırsız gibi…‟ Habib Baba Sultan Murad‟ın
cümlesini tamamlamasına fırsat bile
bırakmadan kendi hükmünü söyler. Sultan
Murad‟ın Habib Baba‟dan duydukları ağzı açık
bırakıp,keseyi elden düĢürten cinstendir. „Be
evladım‟ der. „Sultan Murad dediğin kimdir?
Sen asıl alemlerin sultanına kendini sevdirmeye
bak ki o seni sevince sırtını Sultan Murad‟a bile
keselettirir.‟
IV. Murad ve Yenikapı Efsanesi
IV. Murad bir gece tebdil-i kıyafet
Ġstanbul‟a indiğinde,karĢıya geçmeye karar
verip bir sandal kiralamıĢ. Sandalcı
müĢterisinin sultan olduğunu bilmiyormuĢ
tabi. Bir ara, sandalın yanından sarkan bir
ipi çekmiĢ. Ġpin ucunda bir testi. Sultan:
“Ne var o testinin içinde?” diye sormuĢ.
Sandalcı: “Ne olacak, mey iĢte” diye
gülerek müĢterilerine de ikram etmiĢ, Her
ne kadar yasaklanmıĢ olsa da. Sultan: “Mey
yasak. Hünkarımız görse kafanı vurdurtur
diye korkmuyor musun?” diye sormaktan
da geri kalmamıĢ.Sandalcıda haliyle, “Yahu
hünkar nerden görecek bizi denizin
ortasında” demiĢ.
Aradan biraz zaman geçmiĢ.
Sandalcı bu kez de, teknenin tahtalarından
birini kaldırıp aradan afyon çıkarmıĢ ve
nargilesine atarak körüklemeye baĢlamıĢ.
Gönlü zengin adam, hemen müĢterisine de
ikram etmiĢ. Sultan yine kabul etmiĢ ama
yasağı gene hatırlatmıĢ. Sandalcı aynı
Ģekilde,“Kim görecek`ki bizi denizin
ortasında” demiĢ.Biraz daha vakit geçmiĢ.
Bizim sandalcı cebinden fal taĢlarını
çıkarmıĢ. Hünkara,“Ver 5 akçe de falına
bakayım” demiĢ. Fal IV.Murat‟ın en kızdığı
ĢeymiĢ, ama “Hadi biraz daha sabredeyim”
diye düĢünüp, “Bak bari” demiĢ. Fal
Abdullah Kaan YALÇIN 9/C
36
ÖĞRETMENĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠĠM, SĠZE MEKTUP VAR !!!
Ġlkokulda beden derslerini alıp matematik iĢleyen sınıf öğretmenlerine benziyor Gülseren
Hoca. Tepkilerimizden çekinmese matematik derslerini alıp proje iĢleyebilir.
Edebiyatçı (Bilal Tunur) daha ilk dersten „size yımın ediyorum sizi sınıfta bırakacağım‟
dediğinde ciddiymiĢ. Bunu ilk yazılıda anladık.
Hasan Basri Hocam, iĢlemler bazen biraz uzuyor ama akıllı tahtayla harikalar yaratıyorsunuz.
Tahta lunaparka dönüyor çoğu zaman.
BarıĢ Hocam, Ģu tebeĢiri biraz sakin kullansanız. TebeĢir tahtayı delip yan sınıfa geçecek diye
korkuyoruz.
Yaradılanı severiz Yaradan‟dan ötürü
Felsefeyi severiz Tanyeri‟den ötürü
Ġhya hocanın bilimsel tespiti:
10 sayfa ödev veriyorum 10 kiĢi yapıyor, 5 sayfa ödev veriyorum 5 kiĢi yapıyor, demek ki hiç
ödev vermesem hiç kimse yapmayacak!!!
Mustafa Önder Tan disipline giden öğrenciye,
-ġimdi senin hiç arkadaĢın yoktur.
Öğrenci:
-Hocam var da ne alaka?
-DüĢenin dostu olmaz ya ondan.
Sevgili Fatma Hocam,
Lütfen test sorularını derslerde tek tek çözmeyin artık.
BarıĢ Hocam, HANĠ‟leri sevmemenize rağmen neden bu kadar çok HANĠ diyorsunuz HANĠ ?
Erkan Hocam, eve akıllı tahta aldınız mı ? Çocuklarınız oynuyor mu ?
ġükrü Mazlum Hocamız ne güzel söylemiĢti:
Müzik ruhun gıdası, Fizik Allah‟ın belası !
AYNEN Nazlı Hocam AYNEN ya AYNISI değil mi hocam? AYNISIIIIIIII !!
Dünya‟nın manevi baĢkenti olan Arslanköy‟ün medarı iftiharı Mustafa Önder Tan.
Okulumuzda var bir zenci
Öğretir bize Ġngilizceyi
Cevap beĢ Ģıktan biri
Acaba hangisi?
Mustafa Önder Hocam, yakın arkadaĢların arasından su sızmadığını göstermek için aralarına
su ĢiĢesi koymaya çalıĢmaktan vazgeçin artık.
Cahillik ve de küstahlık değildir niyetimiz
Sürç-i lisan ettiysek affediniz.
37
SENĠ YAġAMAK
Dağlarında gezinmek yavaĢ yavaĢ
Karlarını sevmek,lekesiz,günahsız karlarını
Pınarlarından içmek kana kana suyunu
ÜĢümek kaygısızca
Ah demek,gülümseyerek
Varlığını hissetmek içimde,bin yıllarca
Varlığınla tokuĢmak koç gibi,
Varlığına yaslanmak --- yastık gibi
Varlığınla ısınmak --- ocak gibi
Varlığınla var olmak --- toprak gibi
Bağırmak gökyüzüne
Hey! Hey! Hey!
Ġyi ki varsın vatanım
Çağırmak derelere,taĢlara,böceklere,kuĢlara
Hey! Hey! Hey!
Ġyi ki sensin,benim vatanım.
Ruhunun varlığını bir ben değil
Her fert bilir dünyada
Fısıldarsın kulaklara haykırarak
Ben Anadoluyum
Ben Müslüman Türk'ün vatanıyım diye.
Ebubekir ÇINAR
Tarih Öğretmeni
38
39
YALNIZLIK HAYALĠM
RÜYA
Bir yalnızlık var hayalimde
Korkarım bir yaprağın intiharından,
Yalnızlık da yalnızlık ha!
Vakitsiz sonbaharlardan,
ġöyle en afilisinden…
Faili meçhul sevdalardan,
Çayım,sigaram olsun diyorum
Korkarım.
Bir de denizim olsun
Bir düĢ kurarım teninin sıcağına.
Sırtımda bin ton yük…
Demir atarım ulaĢılmaz limanlara.
Limanlar benim olsun mesela.
Sonra yine sana gelirim.
Limanlar yalnızlığım olsun.
Kaybolurum yağmur kokan bir sokağında.
Limanlar ölümüm olsun!
Birkaç kez evinin önünden geçtim belki.
Yalnızlık dediğin böyle olur ey aĢk !
Kaç kez uyudum kaldırımlarında kim bilir?
Yalnızlık dediğin,bir damladan okyanus
olur.
Belki biraz üĢüdüm.
Belki biraz yalnızdım.
ġöyle sen afillisinden !
Belki biraz hayalperest…
Kaç düĢ kurdum teninin sıcağına..!
Sen benim uyanılmayan rüyalarımdın.
Uğur ALBAY 11/E
40
KEDİLERE DAİR BİLİNMEYENLER
-Kediler normalde sudan nefret eder.Nedeni kürklerinin suyu ıslak iken yalıtamamasıdır.Sadece bir çeĢit kedi
suyu sever.O da kürk yapısından kaynaklanır.Orta Asya‟da bir kedi cinsidir.Kürkü suya dayanıklıdır.
-Kedi kısa mesafeyi 49 km/saatte alabilir.
-Kediler köpeklerden daha iyi duyarlar.Kediler yüksek frekanslı 2 oktava kadar olan sesleri insanoğlundan daha
iyi duyarlar.
-Kedilerin beyni biyolojik olarak insan beynine daha çok benzer.Köpek beyninden daha farklıdır.Ġnsanın ve
kedinin duygusal durumlarda verdiği tepkilerin beynin ayni merkezlerinin uyarıldığı saptanmıĢtır.
-Kedi tek bir sıĢrayıĢta kendi boyunun 5 katı kadar sıçrayabilir.
-Kediler 100 çeĢit vokal ses çıkarabilirken bu sayı köpeklerde sadece 10‟dur.
-Kediler mutlu ve memnun olduklarında gözleri sıkar ve kısarlar.
-Ġnsandaki parmak izi gibi tüm kedilerin burun izi farklıdır.
-Kedinin insanın ayağına sürünme sebebi dikkat çekmekten çok kokusunu etrafindaki Ģeye sürmesi ve yüzünü de
bu koku ile bezeme isteğidir.Kedinin kendi kokusu aynı Ģekilde patileri ve kuyruğunda da yoğundur.
-Kediler normalde 1 ila 9 yavru yapar.Bilinen en fazla yavrulayan kedi 19 tane yavrulamıĢtır ve 15 yavru hayatta
kalmıĢtır.
-Kediler günde 16-18 saat uyur.Bu uyku durumuna karĢılık etrafa karĢı alarm durumundadırlar.Kuyruğa en ufak
bir temas tepki vermelerine sebep olur.
- Kediler Ģeker tadını ayırt edemezler.
- Kediler ultrason seslerini duyarlar.
-Kediniz geceleri görebilir. Kediler, insanlar için gerekli olan ıĢık seviyesinin altıda birinde dahi görebilir.
-Kediniz bir aralıktan geçip geçemediğini anlayabilmek için bıyıklarını kullanır. Ayrıca köprücük kemiği baĢka
hiçbir kemiğe bağlı değildir; yalnızca bir kasın üzerine oturur. Böylece dar alanlardan daha kolay bir biçimde
geçebilir.
Kediler yüksek tansiyon hastalarına iyi gelmekte ve kan basıncını azaltmaktadır.
41
2012-2013 YILI ÜNĠVERSĠTEYE YERLEġEN ÖĞRENCĠLERĠMĠZ
ERGĠN
DOĞAN
AHMET BURAK
DURMUġ
YAĞMUR
GÜNGÖRDÜ
ELĠF SILA
REFĠKA ÖZGE
KAYMAK
SÖNMEZCAN
FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ
GÖKHAN
(ELAZIĞ)/Mühendislik
Fakültesi/Makine Mühendisliği
(ĠÖ)
YASEMĠN
ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ
(BURSA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler
Fakültesi/ĠĢletme
SENA
MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Mühendislik
Fakültesi/Çevre Mühendisliği
(Ġngilizce)
EGE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠZMĠR)/Edebiyat
Fakültesi/Psikoloji
MUSTAFA MERT ARISOY
MERVE
ġAHĠN
ÇAĞLA
ÖZDEMĠR
SILA
ÖZDEMĠR
ĠSMET
KARABÖCEK
EMĠNE
BOLAT
ZEYNEP
BOZKURT
AYġEGÜL
MEHMET
BURAK
ÖRDEKÇĠ
YILDIRIM
KÜLTĠGĠN
KAĞAN
KAYMAK
NAZLICAN
DEMĠR
GAMZE
ÖZÇELĠK
EREN
GERÇEK
ONUR
ALMIġ
HANIM EBRU
HORUZ
CEYLA
ASKER
BURAK
ÖZDĠL
MERYEM
DUROĞLU
CEM
KAHRAMAN
MEHTAP CEREN
TOPAL
AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANTALYA)/Hukuk Fakültesi
HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Ġktisat
(Ġngilizce)
ÖZYEĞĠN ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Mühendislik
Fakültesi/Endüstri Mühendisliği
(Ġngilizce) (%25 Burslu)
GÜNGÖR
SÖZER
URGANOĞLU
RECEP
ÇAKMAKCI
BERAT
BĠLĠR
MURAT
TUTUġ
RÜMEYSA
BARITLI
BURCU
KARAKURT
GÜLPERĠ
BURAK
BERHAN
YILDIRIM
YAġAR
TUĞÇE
ZENGEL
YAġAR
SEZĠN
KARADENĠZ TEKNĠK
ÜNĠVERSĠTESĠ
OSMAN
(TRABZON)/Fatih Eğitim
Fakültesi/Ġlköğretim Matematik
Öğretmenliği
Ġ. D. BĠLKENT ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA) /Fen Fakültesi/KimyaAYLĠN
(Tam Burslu)
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisadi
ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu KADER
Yönetimi
UĞUR
TÜRK HAVA KURUMU
ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Ġzmir Havacılık
Meslek Yüksekokulu/Sivil
Havacılık Kabin Hizmetleri
42
ASLANTÜRK
AYGEN
BURGUT
ALAN
ALTINOK
ABALI
BALIKESĠR
ÜNĠVERSĠTESĠ/Bandırma
Ġktisadi ve Ġdari Bilimler
Fakültesi/Siyaset Bilimi ve Kamu
Yönetimi
MALTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Eğitim
Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik
DanıĢmanlık (%25 Burslu)
HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Edebiyat
Fakültesi/Ġngiliz Dil Bilimi
GAZĠANTEP
ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik
Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği
(Ġngilizce)
BEYKENT ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Fen-Edebiyat
Fakültesi/Mütercim-Tercümanlık
(Ġngilizce) (%50 Burslu)
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Eğitim
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği
YILDIRIM
MUSTAFA
DEMĠR
YUNUS EMRE
ÇELĠK
RABĠA
HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Ġktisat
DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠZMĠR)/Hukuk Fakültesi
TOBB EKONOMĠ VE
TEKNOLOJĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Uluslararası
ĠliĢkiler (%50 Burslu)
ERSOY
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Eğitim
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği
TESLĠM
GAZĠANTEP
ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik
Fakültesi/Endüstri Mühendisliği
GÜLAY
(Ġngilizce) (ĠÖ)
DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠZMĠR)/Buca Eğitim
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Eğitim
Fakültesi/Okul Öncesi
Öğretmenliği
ANADOLU ÜNĠVERSĠTESĠ
(ESKĠġEHĠR)/Eğitim
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği
KURT
EMRE
HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ
(ÇORUM)/Sağlık
Yüksekokulu/HemĢirelik
ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ/SağlıkYĠĞĠT
Bilimleri Fakültesi/Ebelik
HASAN
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Ġktisat
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Eğitim
Fakültesi/Ġlköğretim Matematik
Öğretmenliği
ġAHĠN
HĠTĠT ÜNĠVERSĠTESĠ
(ÇORUM)/Mühendislik
Fakültesi/Makine Mühendisliği
CELÂL BAYAR ÜNĠVERSĠTESĠ
(MANĠSA)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi
CEM HASAN
DOĞAN
SÜMEYYA
TOROS ÜNĠVERSĠTESĠ
VĠLDAN
(MERSĠN)/Mühendislik
Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği
YILMAZ
(Ġngilizce) (%50 Burslu)
BURAK
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisadi
ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu HASRETGÜL
ÖZTÜRK
Yönetimi
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Eğitim Fakültesi/Okul HÜSEYĠN
ARAPASLAN
Öncesi Öğretmenliği (ĠÖ)
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Mühendislik-MimarlıkOZAN
AYDINALP
Fakültesi/Mimarlık
KARADENĠZ TEKNĠK
ĠREM
ÜNĠVERSĠTESĠ
(TRABZON)/Fatih Eğitim
ĠDRĠS
Fakültesi/Ġlköğretim Matematik MEHMET
GEDĠKÇE
Öğretmenliği
ANDAÇ
DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠZMĠR)/ĠĢletme Fakültesi/Ġktisat ERSEL
EVRĠN
(Ġngilizce)
YALOVA
NEġE
ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik
KÜÇÜKAKÇALI Fakültesi/Polimer Mühendisliği
VOLKAN
ÖZKÖK
EMRE
SENEM BUġRA
ANIL
SAĠT
ġERĠFE
MEHMET
BETÜL
AYGÜN
BURAK
BAYIK
RÜVEYDA
ġEN ER
MELĠKE
ÖZDEMĠR
SABAHATTĠN
ETĠLER
NURĠYE
ÖZER
MAHMUT MERT
MUSTAFA
KAAN
SEMA
TATAR
ULUDAĞ
AYDIN
ÜMMÜHAN
ÖZBEK
SUNA
DĠNÇ
SERPĠL
ÇAVUġ
ONUR
TURUNÇ
ÖYKÜ
EĞĠN
AHĠ EVRAN ÜNĠVERSĠTESĠ
(KIRġEHĠR)/Sağlık
Yüksekokulu/HemĢirelik
ATATÜRK ÜNĠVERSĠTESĠ
(ERZURUM)/Mühendislik
Fakültesi/Makine Mühendisliği
KARADENĠZ TEKNĠK
ÜNĠVERSĠTESĠ
(TRABZON)/Orman
Fakültesi/Orman Endüstrisi
Mühendisliği
SAYLAM
TEMĠZ
YILDIZ
AġKAR
AKKAN
OKUR
ZĠYLAN
ALPASLAN
TÜRKEKUL
OKAN
GÜNGÖREN
HATĠCE
AKYOL
KADRĠYE
ANADOLU ÜNĠVERSĠTESĠ
(ESKĠġEHĠR)/Eğitim
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği ÜMĠT
CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ
(SĠVAS)/Edebiyat
Fakültesi/Psikoloji
ZAHĠDE
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Mühendislik-MimarlıkÖMER
Fakültesi/Endüstri Mühendisliği
MERVE
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/FenĠBRAHĠM
Edebiyat Fakültesi/MütercimTercümanlık (Almanca)
AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANTALYA)/Fen Fakültesi/Uzay
Bilimleri ve Teknolojileri
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Eğitim
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisadi
ve Ġdari Bilimler Fakültesi/Kamu
Yönetimi
AKSOY
MERVE
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġçel RUKĠYE
Sağlık Yüksekokulu/HemĢirelik ELĠFNUR
ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ
(KAYSERĠ)/Ġlahiyat
FATMA
Fakültesi/Ġlahiyat (ĠÖ)
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/EğitimHÜSEYĠN
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği
GÜZĠN
DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ
BARIġ
(ĠZMĠR)/Edebiyat
Fakültesi/Amerikan Kültürü ve
Edebiyatı
KTO KARATAY
ÜNĠVERSĠTESĠ
SEZER
(KONYA)/Mühendislik
Fakültesi/Makine Mühendisliği EVROJ
(Tam Burslu)
ÇANAKKALE ONSEKĠZ MARTALĠ
ÜNĠVERSĠTESĠ/Çanakkale Sağlık
Hizmetleri Meslek
Yüksekokulu/Tıbbi Görüntüleme
ÖZGE KADRĠYE
Teknikleri (ĠÖ)
43
OLUĞ
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Adana Sağlık
Yüksekokulu/HemĢirelik (ĠÖ)
MERSĠN
ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik
Fakültesi/Gıda Mühendisliği
YILMAZ
ÖZMEN
TATAR
FIRAT ÜNĠVERSĠTESĠ
(ELAZIĞ)/Tıp Fakültesi
MERSĠN ÜNĠVERSĠTESĠ/FenEdebiyat Fakültesi/Sosyoloji
ÇAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ
(MERSĠN)/Hukuk Fakültesi (%50
Burslu)
RECEP TAYYĠP ERDOĞAN
(RĠZE) ÜNĠVERSĠTESĠ
(RĠZE)/Turgut Kıran Denizcilik
Yüksekokulu/Deniz UlaĢtırma
ĠĢletme Mühendisliği
ORTA DOĞU TEKNĠK
ÜNĠVERSĠTESĠ (ANKARA)/FenEdebiyat Fakültesi/Psikoloji
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Eğitim
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği
HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Fen
Fakültesi/Matematik
ÇOLAK
ABI
GÜÇLÜ
BOLAT
DOĞU AKDENĠZ
ÜNĠVERSĠTESĠ (KKTCGAZĠMAĞUSA)/Sağlık Bilimleri
Fakültesi/Fizyoterapi ve
Rehabilitasyon
BĠLEK
TURGUT
ÖZTÜRK
EDĠS
KANTAR
YILDIZ TEKNĠK
ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Kimya-Metalurji
Fakültesi/Kimya Mühendisliği
ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ/Dil ve
Tarih Coğrafya Fakültesi/Ġngiliz
Dili ve Edebiyatı
ANADOLU ÜNĠVERSĠTESĠ
(ESKĠġEHĠR)/Eğitim
Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik
DanıĢmanlık
GÜNDÜZ
ÇAPAR
KORKMAZ
NĠĞDE ÜNĠVERSĠTESĠ/Niğde
Zübeyde Hanım Sağlık
Yüksekokulu/HemĢirelik
SERAP
SAF
DĠLA
ERDURAK
SERAP
CEYHAN
HACI BURAK
TEKAY
MUHĠTTĠN CAN
SATICI
MEHMET
AKÇAKOCA
TÜRKAN BÜġRA GÜR
ZAHĠDE
TÜRKOĞLU
ARZU
ATASOY
ġEYMA
YURTSEVEN
AYSEL
KANAR
OĞUZCAN
DAMAR
GÜLÇĠN
TÜRK
ġEVKET BURAK
ĠLBAY
HALĠL ĠBRAHĠM
ġĠMġEK
DORUK
ÖZKAYA
ÜNAL BURAK
TÜRKMEN
BERKAY EMĠR
KAYHAN
AYġE
GÜN
BÜġRA
AY
BEHSET
ELMAS
SELMAN
ÇOLAK
MEHMET
TAYYAR
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Hukuk Fakültesi
ÇAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ
(MERSĠN)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/ĠĢletme
(Ġngilizce) (Tam Burslu)
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Gazi Eğitim
Fakültesi/Kimya Öğretmenliği
ESRA
DURMUġ
GÜLENDAM
YER
HASAN EMRE
EROĞLU
BAVER
KIZARTICI
HANDE
USTA
HÜSNE
HACETTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Fen
DĠLAN
Fakültesi/Ġstatistik
ORTA DOĞU TEKNĠK
ÜNĠVERSĠTESĠ
ÇAĞKAN
(ANKARA)/Mühendislik
KENAN
Fakültesi/Jeoloji Mühendisliği
DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠZMĠR)/Ġktisadi ve Ġdari BilimlerYAĞMUR
Fakültesi/ĠĢletme
DĠCLE ÜNĠVERSĠTESĠ
(DĠYARBAKIR)/Ziya Gökalp
Eğitim Fakültesi/Matematik
Öğretmenliği
ĠREM
KARADENĠZ TEKNĠK
ONUR
ÜNĠVERSĠTESĠ
(TRABZON)/Edebiyat
MAZLUM
Fakültesi/Ġngiliz Dili ve Edebiyatı
(ĠÖ)
DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠOKAN
(ĠZMĠR)/Hukuk Fakültesi
DENĠZ
MERVE
MUSTAFA KEMAL
ÜNĠVERSĠTESĠ
(HATAY)/Mimarlık
Fakültesi/Mimarlık
ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ
(KAYSERĠ)/Mühendislik
Fakültesi/Biyomedikal
Mühendisliği
ALMIġ
BĠÇEN
GEMĠCĠOĞLU
NAFĠLE
YALÇIN
UYLAġ
GELĠCĠ
METĠN
HATĠCE
GÜRBÜZ
SUAT
EROĞLU
ĠBRAHĠM
ĠNAL
BORA
KAPLANCIK
44
BĠLECĠK ġEYH EDEBALĠ
ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Kamu Yönetimi
BĠLGĠN
KĠRAZ
DEMĠRCAN
ALĠ
ARPA
MELĠKE
ÇUHADAR
ZÜLEYHA
TOR
DENĠZALTI
UMUTCAN
YILDIZ TEKNĠK
ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Kimya-Metalurji
Fakültesi/Gıda Mühendisliği
DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠZMĠR)/Hukuk Fakültesi
KARADENĠZ TEKNĠK
ÜNĠVERSĠTESĠ
(TRABZON)/Mühendislik
Fakültesi/Makine Mühendisliği
ĠSTANBUL
ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik
Fakültesi/Çevre Mühendisliği
ÖZYEĞĠN ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Uluslararası
ĠĢletmecilik ve Ticaret (Ġngilizce)
(%50 Burslu)
BALIKESĠR
ÜNĠVERSĠTESĠ/Balıkesir Sağlık
Yüksekokulu/HemĢirelik
ÇAVGUN
ALĠ ALPER
CELÂL BAYAR ÜNĠVERSĠTESĠ
RAMAZAN
(MANĠSA)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Kamu YönetimiONUR
ANKARA
ÜNĠVERSĠTESĠ/Hukuk Fakültesi
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Mühendislik-MimarlıkRENGĠN
Fakültesi/Otomotiv Mühendisliği
(Ġngilizce)
ESRA
SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ
(KONYA)/Mühendislik-Mimarlık
Fakültesi/Elektrik-Elektronik
Mühendisliği
OĞUZHAN
YEDĠTEPE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Hukuk Fakültesi
(%50 Burslu)
ALĠ
YÜZÜNCÜ YIL ÜNĠVERSĠTESĠ
(VAN)/Eğitim Fakültesi/Okul
Öncesi Öğretmenliği
EGE ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠZMĠR)/HemĢirelik
Fakültesi/HemĢirelik
HAYTOĞLU
AZĠZOĞLU
EKĠNCĠ
ÖZHAN
ĠZGĠ
ĠSTANBUL AYDIN
ÜNĠVERSĠTESĠ/Yabancı Diller
Yüksekokulu/MütercimTercümanlık (Ġngilizce) (Tam
Burslu)
KAFKAS ÜNĠVERSĠTESĠ
(KARS)/Eğitim
Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik
DanıĢmanlık
ĠSTANBUL AYDIN
ÜNĠVERSĠTESĠ/Yabancı Diller
Yüksekokulu/MütercimTercümanlık (Ġngilizce) (Tam
Burslu)
ÇUKUROVA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ADANA)/Mühendislik-Mimarlık
Fakültesi/Makine Mühendisliği
(Ġngilizce)
ĠSTANBUL
ÜNĠVERSĠTESĠ/Edebiyat
Fakültesi/ÇağdaĢ Yunan Dili ve
Edebiyatı
NĠĞDE ÜNĠVERSĠTESĠ/Niğde
Zübeyde Hanım Sağlık
Yüksekokulu/Ebelik
ÇAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ
(MERSĠN)/Fen-Edebiyat
Fakültesi/Ġngilizce Öğretmenliği
(%75 Burslu)
ONDOKUZ MAYIS
ÜNĠVERSĠTESĠ
(SAMSUN)/Eğitim
Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik
DanıĢmanlık
MERT
BAHADIR
KIYMET
TAN
EKREM
FURKAN
GÜLER
ĠMRAN
AKÇAY
AYġE GÖKÇEN
AKBAġLI
ĠBRAHĠM
FULĠN
MERT
ÇALIġKAN
ASENA
AKSAY
ÇĠSEL
ÇELĠK
SABAHAT
OFLAS
ġEYHMUS
YÜKSEL
NURHAYAT
TÜTÜNCÜ
BENGÜ
ALIPSATICI
BURÇAK
KÜÇÜKDAĞ
GĠZEM
ÖZMALKOÇ
MEHMET
DARICI
ĠSMAĠL
ÖZDEN
HĠLAL
KILIÇ
CEMRE SU
YILMAZ
KUBĠLAY
YORULMAZ
MAHĠR
YÜKSEL
AYġEGÜL
GÖKLER
MEHMET
ÇULHA
ÖZTÜRK
ARARAT
GÜLHANE ASKERĠ TIP
AKADEMĠSĠ
CEMRE CAN
(ANKARA)/HemĢirelik
FATĠH BURAK
Yüksekokulu
ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ
(BURSA)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler
DUYGU
Fakültesi/Kamu Yönetimi
ÖZGÜL BORAN
MEVLANA ÜNĠVERSĠTESĠ
(KONYA)/Mühendislik
Fakültesi/Mekatronik Mühendisliği
(Ġngilizce) (%50 Burslu)
MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Fen-Edebiyat
Fakültesi/Biyoloji (ĠÖ)
GÜLHANE ASKERĠ TIP
AKADEMĠSĠ
(ANKARA)/HemĢirelik
Yüksekokulu
45
LAV
ÖZSAYGI
KOSKA
TUĞÇE
PEKTAġ
CELĠL ALPER
BODUR
ÇATOĞLU
GAZĠANTEP
ÜNĠVERSĠTESĠ/Gaziantep Eğitim
Fakültesi/Sınıf Öğretmenliği
BEYKENT ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/Fen-Edebiyat
Fakültesi/Ġngiliz Dili ve Edebiyatı
(Tam Burslu)
DOĞU AKDENĠZ
ÜNĠVERSĠTESĠ (KKTCGAZĠMAĞUSA)/Sağlık Bilimleri
Fakültesi/Fizyoterapi ve
Rehabilitasyon
GAZĠANTEP
ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik
Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği
(Ġngilizce) (ĠÖ)
AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANTALYA)/Alanya ĠĢletme
Fakültesi/Turizm ĠĢletmeciliği
DOĞU AKDENĠZ
ÜNĠVERSĠTESĠ (KKTCGAZĠMAĞUSA)/Mühendislik
Fakültesi/Elektrik-Elektronik
Mühendisliği (%50 Burslu)
KÜÇÜKSERT
AYGÜL
TURHAN
TUĞÇE
ALAN
FATMA BEYZA
SOLAK
ERHAN
ġEN
ELĠF NUR
ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ
(KAYSERĠ)/Mühendislik
Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği (ĠÖ)
HAVA NUR
AFYON KOCATEPE
ÜNĠVERSĠTESĠ
MERT SURHAY
(AFYONKARAHĠSAR)/Eğitim
Fakültesi/Ġlköğretim Matematik
Öğretmenliği
ERDĠ
ERZĠNCAN
ÜNĠVERSĠTESĠ/Hukuk FakültesiSEMA
ÇAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ
(MERSĠN)/Fen-Edebiyat
SEÇĠL
Fakültesi/Psikoloji (Ġngilizce)
(%50 Burslu)
ĠSMAĠL
ÖZYEĞĠN ÜNĠVERSĠTESĠ
UMUT
(ĠSTANBUL)/Mühendislik
Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği
(Ġngilizce) (%50 Burslu)
GAZĠANTEP
ÜNĠVERSĠTESĠ/Sağlık Bilimleri
Fakültesi/HemĢirelik
BAY
CANSU
ANKARA
ÜNĠVERSĠTESĠ/Eğitim Bilimleri
Fakültesi/Rehberlik ve Psikolojik MERT CAN
DanıĢmanlık
HAKAN
ĠSTANBUL
ÜNĠVERSĠTESĠ/Ġktisat
Fakültesi/ĠĢletme
MARMARA ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠSTANBUL)/ĠĢletme
Fakültesi/ĠĢletme (Ġngilizce)
AVCI
BĠTLĠS EREN
ÜNĠVERSĠTESĠ/Sağlık
Yüksekokulu/Sosyal Hizmet
KARADENĠZ TEKNĠK
ÜNĠVERSĠTESĠ
(TRABZON)/Mühendislik
Fakültesi/ĠnĢaat Mühendisliği (ĠÖ)
BOZKURT
TAġANLIGĠL
AKDENĠZ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANTALYA)/Ziraat
Fakültesi/Bitki Koruma
KARABÜK
ÜNĠVERSĠTESĠ/Mühendislik
Fakültesi/Bilgisayar Mühendisliği
(ĠÖ)
SAYDAM
AYGAR
DOKUZ EYLÜL ÜNĠVERSĠTESĠ
(ĠZMĠR)/Ġktisadi ve Ġdari Bilimler
Fakültesi/ĠĢletme (ĠÖ)
AYGAR
BERK
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
(ANKARA)/Ġktisadi ve Ġdari
Bilimler Fakültesi/Ekonometri
ORAL
TEKĠN
BERNA
ÖZBOZDAĞLI
ĠLHAN
KAYA
ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ/Dil ve
Tarih Coğrafya
Fakültesi/Amerikan Kültürü ve
Edebiyatı
DUMLUPINAR ÜNĠVERSĠTESĠ
(KÜTAHYA)/Mühendislik
Fakültesi/Bilgisayar Mühendisliği
(ĠÖ)

Benzer belgeler