2013 Mayıs Ayı Platin Dergisi
Transkript
2013 Mayıs Ayı Platin Dergisi
mersin • YEŞİL KÖŞE / BANU AYDOĞAN BOLLUK ÇAĞI • ‘YEŞİL POLİTİKA’ ADINI VERDİĞİ YÖNERGELERİ UYGULAYARAK SÜRDÜRÜLEBİLİR GELİŞİME KATKIDA BULUNAN FUJIFILM, TÜRKİYE’DEKİ BÜYÜMESİNE AKTİF BİR BİÇİMDE DEVAM EDİYOR • ŞİRKETLERDEN HABERLER [ MERSİN ] ??????? Ekrem Kılınç TurkMedya Adana Bölge Reklam Müdürü DÜNYANIN GÖZÜ MERSİN’İN ÜZERİNDE Küçük bir balıkçı kasabası olarak öne çıkan Mersin, bugün başta ticaret olmak üzere tarım, tarıma dayalı sanayi, lojistik ve turizm alanındaki potansiyeli ile kendini öne çıkartıyor. Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılına denk gelen 2023 yılı için ortaya konulan hedeflerin tutturulmasında kritik bir öneme sahip olan kentte, yeni yatırımlar ardı ardına hayata geçirilirken, hazırlanan projeler ise Mersin’in kaderini değiştireceği gibi, Türkiye ve dünyada tüm dikkatleri Mersin’in üzerine çekecek gibi görünüyor. Mersin artan ticareti ve gelişen sanayisi yüksek tarımsal potansiyeli, turizm ve lojistik gücüyle Türkiye’nin lokomotif illeri arasında yer alıyor. Gelişen sektörleriyle gücüne güç katan kent, 2023 hedeflerinde belirleyici ilk 10 il arasına girip ticarette ve uluslararası ilişkilerde önemli bir merkez konumuna ulaşmayı hedefliyor. Şehir, Mersin Limanı’nın yanı sıra birde konteynır limanı yatırımı yapmayı planlıyor. Türkiye’nin en büyük havalimanı arasında gösterilen ‘Çukurova Bölgesel Havaalanı’nın inşaatı devam ediyor. Bölge üstün kara, deniz taşımacılığının yanı sıra hava taşımacılığının yanında da önemli bir noktaya ulaşacağı yorumu yapılıyor. Konteynır limanı tamamlanmasıyla 12 milyon TEU’luk kapasiteye ulaşılması, Türkiye’nin konteynır elleçleme kapasitesini de 210 kat artması planlanıyor. Taşımacılığın havayolu ayağı sağlayacak olan Çukurova Bölgesel Havaalanı’nın tamamlanması ile birlikte 30 milyon yolcu kapasitesine sahip bir havalimanına sahip olacak Mersin. Havalimanının bir de serbest bölgesi olacak. Havayolu kargosu ile gerek hedef pazarlara yakınlığı gerekse de uygun maliyetler ile Avrupa’nın taşıma üssü olması planlanıyor. Tüm bu yatırımlar tamamlandığında Mersin, Türkiye’nin 500 milyon dolar ihracat 163 www.platinonline.com yüklerinin büyük bir kısmını taşımaya talip gibi gözüküyor. Akkuyu Nükleer Santrali’nin çalışmaları da başladı. İlk reaktörün devreye gireceği tarih 2020 olarak belirlendi. Bir reaktör 200’er MW kurulu güce sahip olacak. Toplamda 4 reaktör olması ve rektörlerin birer yıl arayla devreye alınması planlanıyor. 20 milyar dolarlık yatırımın 15 bin kişiye de istihdam sağlanması hedefleniyor. Bu da kentteki işsizlikle mücadele çalışmalarına önemli bir katkı sunacağa benziyor. Mersin, Türkiye’nin ilk serbest bölgesine sahip. 2012 yılını 3.8 milyar dolarlık ticari hacim ile kapatan Mersin Serbest Bölgesi, bu rakama kurulduğu günden bu yana en yüksek ticari hacme ulaşmış oldu. Yani bir bakıma rekor kırdı. Kurulduğu günden bugüne ticari hacmi 43 milyar dolara ulaştı. 416 firma faaliyet gösteriyor Genel olarak bölgeye baktığımızda; 78’i yabancı toplam 416 firma faaliyet gösteriyor. Mersin Serbest Bölgesi’nde yaklaşık 8 bin kişi doğrudan istihdam ediliyor ve dünyanın 159 ülkesi ile 682 değişik ürün ticareti yapılıyor. Ekonomideki gelişmelerin yanında Mersin’de sportif anlamda da oldukça önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünyada olimpiyatlardan sonra en büyük spor organizasyonu olarak öne çıkan ‘Akdeniz Oyunları’nın 17. ayağı Haziran ayında Mersin’de gerçekleştirilecek. ‘2013 Akdeniz Oyunları’ ile ilgili olarak kentte hummalı bir çalışma yürütülüyor. Bir yandan yeni spor tesislerinin inşaatı hızla yükselirken diğer yandan da şehrin cadde ve sokakları tesislere bağlantı yolları devam ediyor. 24 ülkeden 32 spor branşında gerçekleştirilecek oyunlarda Mersin, yaklaşık 5 bin 500 kişi ağırlamayı planlıyor. [ MERSİN ] “500 milyon dolarlık bir ciro beklentisi içindeyiz” Mevcut üç projeden toplamda en az yüzde 10 pay beklediklerini kaydeden Ballı, “Bu da, yılda 350 bin tonluk boru üretimi yani 500 milyon Euro’luk bir ciro anlamına geliyor” ifadesini kullandı. Dünya üzerinde Türk boru üreticilerinin söz sahibi olduğunu vurgulayan Ballı, bu nedenle Türkiye’nin dünyadaki önemli projelerde büyük şansı olduğunu, önümüzdeki süreçte bu projeler için dünyadaki boru üreticilerine karşı Türk üreticilerin bir araya gelip konsorsiyum oluşturabileceğini tahmin ettiğini açıkladı. “2012 bizim için ‘mücadele yılı’ oldu” Zorlu bir yılı geride bıraktıkları yorumunda bulunan Tufan Ballı, 2012 yılının kendileri açısından, rekabetin fazla olması nedeniyle mücadele yılı olduğu yorumunda bulundu. Söz konusu dönemde düşük kapasiteli işler nedeniyle rekabetin çok üst noktalara taşındığını belirten Ballı, karlılıkların da azaldığının altını çizdi. Geçen yıl 60 bin tonluk üretim yaparak, önceki yıllara göre üretimi artırmalarına rağmen, karlılıklarının aynı ölçüde artmadığını dile getiren Ballı, 2013 ve 2014’ün hareketli geçeceğinin sinyallerini aldıklarını söyledi. Özbal Çelik Boru Yönetim Kurulu Başkanvekili Tufan Ballı “EN BÜYÜK RAKİBİMİZ ÇİN” Özbal Çelik Boru Yönetim Kurulu Başkanvekili Tufan Ballı, yıllık 350 bin tonluk üretim hacmine sahip olduklarını ifade ederek, dünya üzerindeki en büyük rakiplerinin de Çin olduğunu söyledi. Ballı, AP, TANAP ve Nabucco West boru hattı projelerinden toplam yüzde 10’luk pay beklediklerini vurguladı M ersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde (MTOSB) 4 bin 200 metrekarelik bir alanda petrol ve doğalgaz boru üretiminde bulunan Özbal Çelik Boru, bugün sektöründe halka açılan ilk şirket olarak öne çıkıyor. Yıllık 200 bin tonluk bir üretim kapasitesine sahip olan Özbal Çelik Boru bünyesinde üretilen spiral kaynaklı borular doğalgaz, petrol ve su borusu hatlarında, liman inşaatlarında kazık borusu ve genel amaçlı olarak kullanılıyor. Önemli bir lojistik avantajına sahip olan şirket, üretim tesisi konumu itibari ile de her türlü taşımacılık ağına da yakınlığı ile dikkat çekiyor. Üretimlerini MTOSB’deki üç fabrikada gerçekleştirdiklerini ve yıllık 350 bin ton üretim kapasitesine sahip olduklarını kaydeden Özbal Çelik Boru Yönetim Kurulu Başkanvekili Tufan Ballı, üretimlerini 240 kişi ile gerçekleştirdiklerini söyledi. Sektörde halka açılan ilk firma 167 www.platinonline.com olduklarını anlatan Ballı, dünya üzerindeki en büyük rakiplerinin Çin olduğunu, Çin’de üretilen gaz ve petrol borularına teşvik verildiğini ifade etti. Ballı, “Bu teşvikler yüzde 10-13 arasında olunca rekabet zorlaşıyor. Bu nedenle rekabet adına Türkiye’de de teşvik verilebilir diye düşünüyorum” dedi. “AP, TANAP ve Nabucco’dan yüzde 10 pay bekliyoruz” Tufan Ballı, sektörün gelecek 4-5 yıl boyunca hareketlenmesini sağlayacak Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı (DGBH) Projesi (TAP), Anadolu Geçişli DGBH Projesi (TALAB) ve Nabucco West Projesi’nden en az yüzde 10’luk pay beklediklerini açıkladı. Her üç projenin de henüz yeterlilik başvurusu aşamasında olduğunu kaydeden Ballı, ardından projelerin hazırlanacağını ve yılın son çeyreğinde de ihale aşamasına geçileceğini tahmin ettiklerini söyledi. “Sektör önümüzdeki 4-5 yılda ciddi ölçüde canlanacak” Mevcut üç projenin, sektörü önümüzdeki 4-5 yıl ciddi ölçüde canlandırmasını beklediklerini dile getiren Ballı, istihdam artışları yaşanacağını savundu. İstihdam artışının yalnızca boru sektöründeki üretim artışıyla değil, alt taşeronlarla da gerçekleşeceğini kaydeden Ballı, “Bu işin yalnızca bir ayağı üretim. Ancak lojistik, inşaat gibi ayakları da var. Burada da istihdam artışı yaşanacak” dedi. Sektörde hareketlenmenin şimdiden başladığını kaydeden Ballı, geçen yıl durgun olmasına karşın, bu yılın ilk 3 ayında kapasitelerini doldurduklarını vurguladı. “Suriye sonrasında alternatif pazarlara yöneldik” Üretimlerinin yüzde 60’ını 30 ülkeye ihraç ettikleri bilgisini de veren Tufan Ballı, pek çok ülkenin transit geçiş kapısı olan Suriye’de yaşanan iç savaş ve Kuzey Afrika pazarlarının yeni yeni canlanmaya başlaması nedeniyle, ihracatta Güney Amerika’ya yöneldiklerini dile getirdi. Ballı, “Hareketli pazarlar; Avrupa, Güney Amerika, Türkmenistan ve Kazakistan. Özellikle bu iki Türki Cumhuriyeti’nde ciddi gelişmeler var. Ayrıca Katar, 2023 Olimpiyatları’na hazırlandığı için oldukça hareketli. Haiti’ye ve Madagaskar’a da ürün gönderiyoruz” dedi. “2013 yılı yükselişin başlangıcı olacak” “Dünya belli zamanlarda belli krizler geçiriyor ama o kriz sonrasında ekonomi dibe vurup büyük bir ivmeyle yükseliyor” diyen Tufan Ballı, açıklamasının devamında da şu görüşü dile getirdi; “Ben 2013’ün bu yükselişin başlangıcı olacağını düşünüyorum.” www.platinonline.com 168 [ MERSİN ] mtso yönetim kurulu başkanı şerafettin aşut 3-D YAZICI İLE ÜRETİM MANTIĞINI DEĞİŞTİRİYOR Mersin ticaret ve sanayi odası (Mtso) yüksek teknolojili üretimde çığır açacak bir yeniliği mersin sanayicisinin ve lojistik sektörünün hizmetine sunuyor M TSO Tedarik Zinciri ve Ar-Ge Laboratuvarı’nda, ‘tersine mühendislik’ de denilen, var olan bir üründen yola çıkarak prototip elde etmeye yarayan 3-D, yani üç boyutlu yazıcılarla, artık üreticiler bir çok ürünün prototipini kolay, hızlı ve ucuza çıkarabilecek ve üzerinde istedikleri değişikliği ve yeni tasarımları yapabilecekler. Tersine mühendislikle, ithal edilen birçok ürün artık Mersin’de kolayca imal edilecek ve geliştirilebilecek. Çukurova Kalkınma Ajansı ve MTSO öz kaynakları ile yapılan laboratuvar Mersin Tırmıl Sanayi Sitesi’nde hizmete girdi. “Made ın Mersin dönemi başlıyor” Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, MTSO Tedarik Zinciri ve Ar-Ge Laboratuvarı’nın açılması ile ilgili yaptığı açıklamada, 169 www.platinonline.com Mersin ekonomisinin en önemli hedefinin katma değer üreten bir ekonomi haline gelmesi olduğunu, bunu yapmanın yolunun ise yüksek teknolojili bir üretim olduğunu vurguladı. Başkan Aşut açıklamasında: “MTSO Tedarik Zinciri ve Ar-Ge laboratuvarı öncelikle klasik bir laboratuvar değildir. Sadece sanayiciye hizmet veren bir yer de değildir. Öncelikle burası lojistik sektörünün tüm firmalarına önemli hizmetler verecek. Uygun paketlemeden, paketlemenin sağlamlığına, tasarımından taşımada meydana gelen zararların bilgisayar simulasyonlarında birebir değerlendirilmesine kadar önemli hizmetler verecek ve bu da firmaların sigorta ve risk maliyetlerini azaltacaktır. Yüksek teknolojiden mahrum olan küçük ve orta ölçekli firmalarımız hesap edemedikleri birçok maliyeti fiyatlara yansıttığı için rekabetçi olamıyorlar ve arzu ettikleri karları elde edemiyorlar. İşte bu laboratuvar lojistik firmalarımıza yüksek teknolojiyi kullanma imkanı verecektir” dedi. Mersin artık bire üretip ikiye satan ve işin hamallığını yapan Tersine mühendislik Mersin’i uçuracak kent olmamalıdır. Mersin artık aşırı enerji tüketen ve katma Şerafettin Aşut açıklamasında laboratuvarın lojistik sektödeğer yaratmayan düşük teknolojili bir üretim merkezi değil, rünün yanı sıra tüm sanayicilere hizmet vereceğini ve laboyüksek teknolojili üretim yapan, katma değer yaratan ve bunu ratuvarın en önemli özelliğinin 3-D yazıcısına sahip olması markalaştıran yenilikçi bir kent olmalıdır. İşte bu projeler bizi olduğunu ifade etti. Başkan Aşut, “3-D, yani üç boyutlu bu hedefe daha da yaklaştırmaktadır” dedi. yazıcı bugün Amerika’nın ekonomik sıkıntıdan çıkışının yolu olarak görülüyor. Değişen ekonomi dünyasındaki bu “Mersin montajcı olmayacak” yeniliği Mersin firmalarının ayağına getirdik. Şerafettin Aşut, ülkenin ekonomisine yöneArtık şuna karar vermeliyiz, ya her şeyi ithal “mtso tedarik lik hedeflerini şöyle anlattı: “Ülke olarak edecek ve zenginliğimizi yok edeceğiz, ya zinciri ve ar-ge ekonomik anlamda bir hedefimiz var; da ürünlerimizi kendimiz tasarlayıp, kendilaboratuvarı Dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmek… miz üreteceğiz. İşte bu laboratuvar Mersin Peki, bu 10 büyük ekonominin yapısal özellojistik firmalarına hayal ettikleri ürünleri kolayca liği nedir? İncelediğimizde, hepsinin yüktasarlama, prototipini çıkartma ve bunların sektörünün sek teknolojili üretim yapan, katma değer üzerinde oynama imkanı veriyor. Sadece 3-D yanı sıra tüm yaratan, markalaşmış ürünler oluşturan, yazıcı sitemi tüm aksamıyla 250-300 bin TL. sanayicilere inovasyona ve eğitime önem veren ülkeler Her firmamızın buna sahip olma lüksü yok. hizmet verecek. olduğunu görüyoruz. Türkiye’ye baktığıHer firmamızın Ar-Ge elemanı çalıştıracak, laboratuvarın en mızda, dünyanın 17’inci büyük ekonomisi böylesi pahalı ekipmanları alacak lüksü de olan ülkemiz, İtalya ve Çin arasında düşük önemli özelliğinin yok. Peki, küçük ve orta ölçekli firmalarımız ve orta teknoloji üretim yapan ve bunu gerbu ekonomik dönüşümü ve sıçramayı nasıl başında ise 3-d çekten en iyi yapan ülke konumundadır. Bu yapacaklar? İşte MTSO olarak bu imkanı yazıcısına sahip aksta sanayi üretimi en gelişmiş ülkeyiz ve firmalarımıza sunmanın gururunu ve heyeolması geliyor ” bölgemizde söz sahibiyiz. Ancak, düşük ve canını yaşıyoruz. Bu Mersin için çok önemli orta teknolojili bir üretimle dünyanın ilk 10 bir üretim devriminin başlangıcıdır. Tüm ekonomisi içine girme şansımız olamaz. Ülkemiz ekonomifirmalarımız bu laboratuvarı kullanmalı, buradaki teknik sinin bu orta gelir tuzağından kurtulması gerekiyor. Montaj personelden yararlanmalıdır. Artık, Mersin bir montaj şehri ekonomisiyle bir yere varamayız.” değil, orijinal ve yüksek teknolojili üretimin üssü olmalıdır. [ MERSİN ] 26 YILLIK İŞLETME TECRÜBESİNE SAHİP Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olarak 1987 yılında faaliyete başlayan Mersin Serbest Bölgesi, 26 yıllık işletme tecrübesi ve yarattığı ekonomik katkılar ile Türkiye’nin önemli merkezlerinden biri arasında yer alıyor mesbaş genel müdürü edvar mum 8 36 dönüm arazi üzerine kurulmuş bulunan Mersin Serbest Bölgesi’nde ‘Yap-İşlet-Devret’ esasında yatırım alanları bulunuyor. Üretim faaliyetleri için 45 yıl, diğer faaliyetler için 30 yıl süreli ruhsat veriliyor. Mersin Serbest Bölgesi’nde gösterilen faaliyet konuları arasında; üretim, alım-satım, montaj-demontaj, depolama, işyeri kiralama, bankacılık-sigortacılık yer alıyor. Hazır giyim üretiminin yanı sıra, çelik boru, ambalaj malzemeleri, gıda ürünleri, izolasyon malzemeleri, medikal ürünler, plastik malzemeler, steril pamuk ürünleri, sulama borusu ve yapı kimyasalları üretim faaliyetlerinin diğer branşlarını oluşturuyor. MESBAŞ Genel Müdürü Edvar Mum Bölge’deki ticaret ve lojistik ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Mersin Serbest Bölgesi ilgili yasa gereğince, bir serbest bölgenin doğal olarak sahip olduğu ‘gümrük hattı dışında’ olmanın getirdiği avantajın yanı sıra bir lojistik merkezin sahip olması gereken diğer özelliklerini de bünyesinde bulunduruyor. Lojistik sektörüne altyapı oluşturuyor Edvar Mum Bölge’yle ilgili şu önemli maddeleri sıralıyor; • Kendi sınırları içerisinde özel rıhtımlarının bulunması, bu rıhtımlarda süratli hizmet avantajının yanı sıra proje yükleri için özel tarife uygulayabilmesi, • Hemen yanında Doğu Akdeniz'in en büyük ve işlek limanlarından biri olan Mersin Limanı'nın bulunması, Mersin Limanı ile ortak kapısının yer alması ve mal manipülasyonlarının süratle yapılması, • Denizyolunun yanı sıra diğer ulaşım şebekelerine olan bağlantıları ve yakınlığı, • Orta Doğu ülkeleri ile transit ticaret işlemlerinde fonksiyonel kullanımı ve transit malların geçişine daha çok imkan veren konumda bulunması, • 125.000 m² kapalı depolama alanı, 15.000 m² soğuk mal depolama alanı, 5.000 m² açık stok sahası, 75.000 m³ sıvı mal depolama imkanları, • Karayolu taşımacılığı yönünden; Mersin’de önemli sayıda araç filosuna sahip taşımacılık firmalarının yer alması sayesinde, E-5 karayolu ile ülke içine ve Avrupa ülkelerine, diğer yönlerde Orta-Doğu ve Türk Cumhuriyetlerine sevkiyatlarda süreklilik sağlayan hizmet yapısına sahip olması, • Demiryolu taşımacılığı yönünden; TCDD’nin ve diğer özel demiryolu taşımacılık şirketlerinin imkanları ile tüm destinasyonlara bağlantının mümkün olması, Yenice mevkiinde TCDD tarafından yapılmakta olan ve 2014 yılında tamamlanacak yıllık 900.000 ton işlem kapasiteli Demiryolu Lojistik Köyü’nün oluşturacağı taşıma potansiyeli, • Hava taşımacılığı yönünden; Bölge’den 60 km uzaklıkta bulunan Adana Şakirpaşa Havalimanı vasıtasıyla tüm dünya ülkelerine havayolu ulaşımı sağlanması, bunun yanı sıra Yenice mevkiinde inşaatına başlanan ve ilk bölümü 2015 yılında tamamlanacak Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın oluşturacağı ilave potansiyel sayesinde gerek dünya üzerinde ve gerekse Türkiye’de gelişen lojistik sektörüne önemli altyapı kapasitesi oluşturuyor. 682 değişik malın ticareti yapılıyor Mersin Serbest Bölgesi’nden 158 değişik ülke ile 682 değişik malın ticareti yapılıyor. Bu rakamlar, Mersin Serbest Bölgesi’nin ticarette çok yönlü etkinliğini ortaya koyuyor. Bölgede 345 yerli ve 82 yabancı olmak üzere 427 ruhsatlı firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalar bünyesinde 7 bin 386 kişi doğrudan istihdam ediliyor. Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olarak faaliyete başladığı 1988 yılından 2010 yılı sonuna kadar gerçekleştirdiği en yüksek yıllık ticaret hacmi 2.7 milyar dolar olan Mersin Serbest Bölgesi’nde, 2011 yılında yapılan üretim ve ticaret işlemlerindeki önemli artış sayesinde ticaret hacmi 3.7 milyar dolar, 2012 yılında ise tarihi bir rekora imza atılarak 3.8 milyar dolara yükseldi. Bölgenin kuruluşundan 2012 yılı sonuna kadar gerçekleştirilen ticaret hacmi ise 43.3 milyar dolara ulaştı. Bölgede gerçekleşen ticaret hacminin sektörel dağılımı ise şöyle; yüzde 84 sanayi ürünleri, yüzde 15 tarım ürünleri ve yüzde 1 maden ürünleri. Bölge işletme tecrübelerine ışık tutuyor Mersin Serbest Bölgesi’nin tek başına yarattığı değerlerin, Mersin ve ülkemiz için büyük önem taşıdığını söyleyen Edvar Mum, Bölge’yle ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Mersin Serbest Bölgesi, kuruluşundan itiba- ren Türkiye’nin diğer yörelerinde kurulan serbest bölge uygulamalarına, ilgili bakanlığa, Türkiye’de serbest bölgelerin model oluşumu ve işletme tecrübelerine ışık tuttu. Diğer serbest bölge işletici ve kurucu-işletici şirketler için, işletme hizmetlerinin daha iyi şartlarda yerine getirilmesi hususunda zemin teşkil etti. Özellikle ilk yıllarda gümrük uygulamalarında da çok yönlü ticaret işlemleri sebebiyle, diğer serbest bölgelere gümrük uygulama örnekleri teşkil etti. Diğer kamu birimleri nezdinde mevzuat oluşumunda da yardımcı oldu.” Fonksiyonlar artırılacak Edvar Mum, gelecek ile ilgili hedeflerini şöyle anlattı: “Mersin’in lojistik öneminin artmakta olması sebebiyle, lojistiğin ‘gümrük hattı dışı’ işlemlerini realize etmek üzere Mersin Serbest Bölgesi’nin fonksiyonlarının artırılmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda mevcut kapalı alanların tam verimlilikle kullanılması amacıyla Bölge’de kiracı nitelikte faaliyet göstermek isteyen firmalarla görüşmeler yapıyoruz. İkinci olarak Mersin Serbest Bölgesi’nin mevcut yatırım alanlarının tamamı tahsis edilmiş olduğundan dolayı yeni yatırım alanlarının oluşturulması gelecek hedeflerimiz içerisinde yer alıyor. Bu kapsamda Mersin Serbest Bölgesi’nin doğusundaki 334 dönümlük alanın Serbest Bölge’nin sınırları içerisine alınması konusunda çalışmalar devam ediyor. Bu alanın ‘serbest bölge’ statüsüne kavuşturulması sonrasında 2 bin kişiye ilave istihdam sağlanması ve yıllık 1 milyar dolarlık ilave işlem hacmi gerçekleştirilmesi öngörülüyor.” Ticaret hacminin ülkelere göre dağılımı… OECD ÜLKELERİ...................................................... % 22 AB ÜLKELERİ .......................................................... % 14 DİĞER OECD ÜLKELERİ ........................................... % 8 DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ....................................... % 3 TÜRKİ CUMHURİYETLER.......................................... % 4 ESKİ S.S.C.B................................................................ % 4 İSLAM ÜLKELERİ..................................................... % 15 DİĞER ÜLKELER...................................................... % 13 TÜRKİYE.................................................................. % 37 www.platinonline.com 172 [ MERSİN ] BÖLGENİN DEĞERİNİ ARTIRACAK 1993 yılında üretim faaliyetine geçen Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi, Mersin’e 22 kilometre, Tarsus’a ise 10 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Bölge, karma OSB olup 380 hektar büyüklükten 2011 yılında gelişme alanının da devreye girmesiyle 658 hektarlık bir alanda faaliyet gösteriyor 173 www.platinonline.com M ersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Başkan Vekili Kasım Boro, Bölge ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “OSB’nin 1’inci bölge ve gelişme alanı parsel tahsislerinin tamamı bitti. Üretim ve inşaatta olan parsel adedine bakıldığında yüzde 91’lik bir doluluk oranı mevcut. 300 hektar olarak tasarlanan yeni gelişme alanı çalışmaları gerekçeli raporu bakanlığımıza gönderdik. Kurum görüşleri toparlandı ve yer seçimi için heyet bekleniyor. Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB) Türkiye'nin en işlek ve en büyük limanlarından biri olan Mersin Limanı’na 20 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Mersin Limanı’nın kapasitesi ve yakınlığı göz önüne alındığında bölgenin değeri konumu ile ön plana çıkıyor. Organize Sanayi Bölgesi’nin gelişme alanının güneyinde TCDD tarafından projesi onaylanmış tren yolu hattı hizmetinin de devreye girmesi ile bölgenin avantajı ve önemi daha da artacak. Bölgeye ulaşım D400 karayolu ile sağlanmakta olup, otoban bağlantısı ile ilgili gerekli müracaatlar yapıldı. Büyük önem arz eden bu bağlantının yapılması halinde ulaşım çok daha rahat sağlanacak olup, bölgenin değeri fazlasıyla artacak.” Mersin tarsus organize sanayi bölgesi'nde 2012 yılında yaklaşık 600 milyon tl ihracat yapıldı. 2013 yılı için bu rakamın 1 milyar tl'ye ulaşması bekleniyor 14 farklı sektör faaliyet gösteriyor Bölgenin en önemli avantajlarından birinin limana yakın olması olduğunu söyleyen Kasım Boro, sözlerini şöyle sürdürdü: “4. Bölge teşvik kapsamında olması, bürokrasinin azlığı, dışarıya göre daha uygun koşullarda elektrik ve doğalgaz temini, son teknoloji ve koşullarda oluşturulmuş altyapı, bölgemizin yer aldığı Tarsus ve Mersin’in stratejik konumu yanında işgücü ve nitelikli işçi bulma imkanı gibi avantajları da mevcut. MTOSB’ de 2012 yılında yaklaşık 600 milyon TL ihracat yapılmış olup 2013 yılı için 1 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Bölgede 14 farklı sektör faaliyet gösteriyor; gıda, plastik ve ambalaj, orman ve orman ürünleri, kimya, yapı malzemeleri, cam, demir-çelik, makine, kağıt, kozmetik ve otomotiv yan sanayi bunlardan bazıları olarak öne çıkıyor.” Kasım Boro, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bölgemizdeki kalifiye ara eleman sıkıntısı yaşanmaması için Türkiye’de ilk kez 2011 yılında Teknik Endüstri Meslek Lisesi kurularak; Gıda teknolojisi, Makine Teknolojisi, Metal Teknolojisi, Ahşap ve Mobilya Tasarım ve Elektrik-Elektronik bölümleri olmak üzere 5 programda eğitim ve öğretime başlandı. Öğrenciler Milli Eğitim Müdürlüğü’nce verilen derslere ek olarak haftanın 2 günü bölgemizde bulunan sanayi işletmelerinde pratik eğitim alıyorlar. Okulumuzdaki öğrenci sayısı 240 öğrenciye ulaşmış olup ‘üreten ve eğiten OSB’ sloganı ile çıkılan bu yolda sanayi tesislerine büyük fayda sağladı. Ayrıca yine bölgemizde Şişecam grubunun inşaatını yaptığı 24 derslik ve 2 atölyeli Teknik Endüstri Meslek Lisesi’nin de Bölgemizde inşaatına başlandı. Ayrıca OSB’miz de 300 kişilik konferans salonu ve sanayicilere özel 50 kişilik toplantı salonu, halı saha, tenis kortu, basketbol sahasından oluşan spor kompleksi, 12 dükkandan oluşan, içerisinde lokanta, fast- food, kargo, banka, hırdavat dükkanı, PTT, ve market olmak üzere AVM bulunmaktadır. Bölgemizde Ortak Sağlık Güvenlik Birimi ve 112 acil servisi 24 saat hizmet vermekte olup arıtma tesisleri de yapıldı. Ayrıca tam teşekküllü 2 itfaiye aracı, 20 tonluk arazöz, 12 kişilik itfaiye ekibi 7 gün 24 saat hizmet veriyor.” www.platinonline.com 174 [ MERSİN ] ????? Ö. Abdullah Özdemir Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı MERSİN TÜRK TURİZMİNE KAZANDIRILMALIDIR Mersin ve Antalya, coğrafi özellikleri, iklimi, doğal ve tarihsel zenginlikleri ile beşeri dokuları açısından birbirine çok benzeyen iki ilimizdir. 80’li yıllara kadar, turizm yönüyle de, bu iki ilimiz arasında anlamlı bir farklılık yoktu. Turistik tesis kapasitesi ve gelen turist sayısı itibarıyla fazlaca bir fark bulmak mümkün değildi. Ancak, aradan geçen yaklaşık 25-30 sene içerisinde, iki ilimiz arasında turizm sektörü açısından, kimsenin hayal bile edemeyeceği bir fark oluşmuştur. Bugün, dünya turizm çevrelerinde, bir ‘Antalya mucizesinden’ bahsedilmektedir. Ülkemize gelen yabancı turistlerin yaptıkları gecelemelerin yüzde 55’i Antalya il sınırları içerisinde gerçekleşmektedir. Antalya’ya bir günde gelen turist sayısı 50 bine yaklaşırken, Mersin’de bu sayı yılda sadece 190 bin olarak gerçekleşmektedir. Yabancı turistlerin yaptıkları geceleme sayısı açısından, iki il arasındaki fark tam 230 kata ulaşmıştır. 80’li yılların başında hemen hemen aynı olan, geceleme sayıları arasındaki oranın, nasıl olup da 230 kata ulaştığı ciddi olarak incelenmelidir. Türkiye haritasına bakan dikkatli bir gözlemci, Mersin ve Antalya’nın birbiri ile entegre olmaya çok uygun olduklarını fark edecektir. Antalya giderek turizm yatırımlarına doymaktadır. Dolayısı ile turizm yatırımlarının, Antalya sınırından başlamak üzere, Mersin’in batısını kaplayan sahil şeridine doğru kayacağını söylemek yanlış olmaz. Bu nedenle, henüz bu bölge turizm yatırımları açısından el değmemiş bir durumdayken, bu bölgenin planlaması çok iyi biçimde yapılmalıdır. Altyapı eksiklikleri süratle giderilmelidir. Antalya’da ve başka turistik bölgelerde yapılan hatalardan ders alınarak, aynı hataların burada da tekrar edilmesine fırsat verilmemelidir. Mersin’in batısının her türlü turizm teşvikinden yararlanacak şekilde turizm alanı olarak ilan edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu yapıldığı takdirde, aynen Antalya örneğinde olduğu gibi, 15-20 sene sonra bir Mersin mucizesinden bahsediyor olabiliriz. HUKUK FAKÜLTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU Psikoloji İngilizce Öğretmenliği Türk Dili ve Edebiyatı Matematik-Bilgisayar Tur güzergahlarına Mersin katılmalı Antalya ve Mersin entegrasyonunun sağlanması, ülkemiz turizm sektörüne de yeni bir ivme kazandıracaktır. Tur operatörlerini, tur güzergahlarına Mersin’i de katmaya çağırıyoruz. Hatta Kapodokya-Mersin-Hatay hattında yepyeni bir güzergahın oluşturulabileceğini düşünüyoruz. Bunun yapılması, Mersin turizmine bir hareket getirecektir. Turistik hareketin yoğunlaştığı bir bölgeye de, yatırımcılar ilgisiz kalmayacaklardır. Özetlemek gerekirse, tur operatörlerinin dikkatlerinin Mersin’e çekilmesi, Mersin’in batısının turizm alanı olarak ilan edilmesi ve AntalyaMersin arasındaki ulaşım sorunun çözülmesi halinde, dünyanın en gözde turizm merkezlerinden birisi ortaya çıkmış olacaktır. Mersin’in turizme, Türk turizminin de Mersin’e ihtiyacı vardır. İKTİSADİ ve İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Uluslararası İlişkiler Uluslararası İşletme Uluslararası Finans ve Bankacılık Uluslararası Ticaret Uluslararası Lojistik Turizm İşletmeciliği “Avrupa Komisyonu tarafından Onaylı Diploma” Adalet Bankacılık ve Sigortacılık Dış Ticaret Lojistik Halkla İlişkiler Uygulamalı İngilizce Çevirmenlik ası a larar n Ulus ditasyo Akre ptir Sahi Özel Hukuk Kamu Hukuku İngiliz Dili Eğitimi İşletme Yönetimi (MBA) 444 1 CAG [ MERSİN ] tesisleşme konusunda çok sıkıntı yaşadık. Sorunu çözebilme adına çaba ve girişimlerde bulunduk ancak sonuç alamadık ve kurumsallaşmada da sıkıntılar yaşadık” dedi. Ardı ardına alınan kötü sonuçlara bir de hakem hataları da eklenince sıkıntılı bir sürece girdiklerini belirten Işık, ligin son haftasına kadar mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi. “MERSİN DÜNYANIN EN ÖNEMLİ KENTLERİNDEN BİRİ OLACAK” Mersin’i farklı din, dil ve mezhepten insanların bir arada yaşadığı kültürel bir mozaik olarak nitelendiren Memoil Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Işık, Mersin’in 2020 yılında ticaret alanında dünyanın en önemli kentlerinden biri olacağını söyledi O ’nu yeşil sahalarda tanıdık... Kendinden emin duruşu, kararlı bakışı ile dikkat çekti… Kimi zaman açıklamaları ile gündem yarattı, kimi zaman da yaptığı başarılı işlerle... Mersin İdmanyurdu Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Işık’tan bahsediyoruz. 88 yıllık bir tarihi geçmişe sahip olan dev çınarı, 29 yıl aradan sonra yeniden ‘Süper Lig’e taşıyan isimlerden biri Mehmet Işık... Kırmızı-lacivertli takımda önemli görevler üstlenen Işık, aynı zamanda da başarılı bir işadamı... İnşaattan akaryakıt sektörüne kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren Işık, Mersin İdmanyurdu’nu, futbolu ve iş dünyasındaki gelecek beklentilerini anlattı. Futbolun bir yaşam biçimi olduğunu belirten Işık, “Mersin İdmanyurdu bizim için bir sevdaydı. Hem de karşılıksız bir aşk. Hiçbir çıkar ya da menfaat gözetmeksizin düştük bu sevdanın peşine. Şehir şehir, ülke ülke gezip durduk başarı için. Bu takım Mersin’in takımı ve biz Mersin İdmanyurdu’na sahip çıkarken Mersin’e de sahip çıktık” dedi. “Mersin İdmanyurdu’nu Süper Lig’e taşıdığımızda sadece takım değil, aynı zamanda kentin de bir üst lige çıkacağını biliyorduk” diyen Işık, açıklamasını da şöyle sür177 www.platinonline.com dürdü; “Mersin, farklı din, dil ve ırktan insanların yaşadığı kültürel bir mozaik. Bu kentte yaşayan insanları bir araya getiren, birbirine kenetleyen olgulardan biri de Mersin İdmanyurdu. Biz de yılların özlemine son verip, takımı hak ettiği yere taşırken bu kültürel mozaiğe sahip çıkıp, insanları kaynaştırdık.” “29 yıllık özleme son verdi” Kimi zaman haksız eleştirilere, zaman zaman eleştiri sınırlarını aşıp saldırıya dönüşen yaklaşımlara rağmen, doğru bildikleri yoldan asla şaşmadıklarını dile getiren Işık, “Biz Mersin İdmanyurdu’nun başarısı için gece gündüz demeden çalıştık. Elbette ki, zaman zaman hata ve yanlışlarımız oldu. Ancak bu süreçte çok yalnız bırakıldık ama yine de yılmadık. Çok zor şartlar altında kulübü yeniden Süper Lig’e taşıdık. 29 yıllık bir özleme son verdik. Sonrasında iyi bir sezon geçirdik, ancak bu yıl beklentilerin uzağında kaldık” diye konuştu. “son haftaya kadar mücadele edeceğiz” Bir takımın başarısının, sadece sahada aldığı sonuçlarla değerlendirilemeyeceğini, bunun yanında kurumsallaşma ve tesisleşmenin de önemli olduğunu kaydeden Mehmet Işık, “Özellikle “Mersin’in gelişimine katkı sunuyoruz” Mersin İdmanyurdu’nda görev ve sorumluluk üstlenmekten büyük bir onur duyduğunu ve her zaman da kulübün hizmetinde olacağını dile getiren Işık, bir Mersin profili çizip, iş hayatı ve beklentilerini de anlattı. Işıkpet ve Memoil adını verdiği şirketleri ile inşaat ve akaryakıt sektörlerinde faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Işık, “Mersin İdmanyurdu için çalışırken, Mersin’in ekonomik ve sosyal hayatının gelişimine de önemli katkılarda bulunuyoruz. Yeni istihdam sahaları açarken, yüzlerce insana da ekmek kapısı açıyoruz” ifadesini kullandı. de gereken önem verilip, tanıtım çalışmalarına hız verilmeli” dedi. “kentsel dönüşüm şart” Mersin’in Erdemli ile Silifke ilçeleri arasında yer alan bölgede ‘kentsel dönüşüm’ çalışmalarının yapılmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Mehmet Işık, “Turizmde yeni yatırımların önünün açılması ve mevcut yatak kapasitesinin artırılması noktasında bunu yapmak “mersin'de bu zorundayız. Mersin’in, Antalya’dan geri kalır yıl akdeniz yanı yok. Hatta Antalya’nın ötesinde de bir oyunları'nın potansiyele sahip. Bunun için sahilimize sahip çıkmamız, yeni turistik tesisleri kente 17'ncisi kazandırmamız gerekiyor” yorumunu yaptı. gerçekleşecek. mersin'in tanıtımı ve akdeniz ülkelerinin dikkatini üzerimize çekmek için bu oyunları önemli bir fırsat olarak görüyoruz” “Mersin eşsiz güzelliklere sahip bir kent” Gerek tarım, gerek ticaret, gerekse de turizm ve lojistik alanlarında oldukça önemli bir potansiyeli bünyesinde barındıran Mersin’in, eşsiz güzelliklere sahip olduğu yorumunda bulunan Işık, “Kentin bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirilmeli. Yatırımın önü açılmalı ve başta ‘Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi’ olmak üzere ‘TarsusKazanlı Turizm Projesi’, ‘Lojistik Köy’, ‘Mersin-Antalya Karayolu’, Mersin Limanı’nın genişletilmesi ve ikinci bir liman projesi gibi yatırımlar en kısa sürede tamamlanmalı” diye konuştu. Tüm bu yatırımların hayata geçirilip, projelerin en kısa sürede tamamlanması ile birlikte Mersin’in, 2020 yılında ticaret anlamında dünyanın en önemli kentlerinden biri olacağını savunan Işık, bu noktada da yerel yönetimler ile birlikte kentin tüm dinamiklerinin ortak hareket etmesi gerektiği uyarısında bulundu. Işık, sözlerine şöyle devam etti; “Mersin’e sahip çıkmak, kentin geleceğini hep birlikte şekillendirmek zorundayız. Bunun için herkes elini taşın altına koyup, daha fazla sorumluluk üstlenmeli. Çünkü daha yapacak çok iş var.” “turizm potansiyeli iyi değerlendirilmeli” Turizm konusuna da dikkat çeken Işık, deniz, güneş ve kum olarak nitelendirilen turizmden inanç turizmine kadar Mersin’in, çok önemli bir potansiyeli bünyesinde barındırdığının altını çizdi. Işık, “Bu potansiyel iyi değerlendirilmeli ve gerekli yatırımlar zaman kaybedilmeden hayata geçirilmeli. ‘Saint Paul Kilisesi’nin bir ‘ibadet merkezi’ne dönüştürülmesi, Aya Tekla Kilisesi’nin restore edilip, turizme kazandırılması şart. Bölgedeki tarihi ve turistik yerlere “Mersin spor organizasyonlarının en önemli adayı” Mersin’de bu yıl 17’ncisi gerçekleştirilecek olan ‘Akdeniz Oyunları’nın önemini vurgulayan Mehmet Işık, oyunlar kapsamında yaklaşık 450 milyon TL’lik bir yatırımın hayata geçirildiğini hatırlattı. Işık, “Mersin’in tanıtımı ve Akdeniz ülkelerinin dikkatinin kentimize çekilmesi anlamında oyunlar önemli bir fırsat. Bunun yanında kente kazandırılan tesisler de önemli. Mersin şimdiden ulusal ve uluslararası spor organizasyonlarının en büyük aday kentlerinden biri konumuna ulaştı. Oyunlar sonrası süreç iyi planlanmalı” dedi. Mersin İdmanyurdu Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Işık, Işıkpet ve Memoil adlı şirketleri ile de kent ekonomisine önemli katkılar sunuyor www.platinonline.com 178 [ MERSİN ] “MERSİN’İN GELECEĞİ PARLAK” MESİAD Yüksek İstişare Kurulu ve Aldo Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Doğan, başta turizm olmak üzere tarım ve ticaret alanında oldukça önemli bir potansiyele sahip olan Mersin’in geleceğinin parlak olduğunu söyledi 1 980 yılında kurulan Aldo Grup, bugün Mersin’de otomotivden akaryakıta, turizmden inşaat sektörüne kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor. Yatırımları ile kent ekonomisine önemli katkılarda bulunan grup, yüzlerce kişiyi de istihdam ediyor. 33 yıllık bir birikime sahip olan şirketin başında ise Ali Doğan yer alıyor. Mersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MESİAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı görevini de üstlenen Doğan, Mersin’deki yatırımları değerlendirdi ve gelecek adına umut verdi. Mersin’in geleceğinin oldukça parlak olduğu yorumunda bulunan Doğan, kentin başta turizm ve lojistik olmak üzere tarım ve ticaretteki potansiyeline dikkat çekiyor. Mersin’in gerek ekonomik, gerekse de sosyal anlamda çok güçlü bir il konumuna geleceği inancını taşıdığını dile getiren Doğan, ‘Çukurova Bölgesel Havaalanı’, ‘Tarsus-Kazanlı Turizm Projesi’, ‘Lojistik Köy Projesi’ gibi projelerin kentin kaderini değiştireceğini, bu konuda somut adımların da bir an önce atılması beklentisi içinde olduklarını anlattı. “Havaalanı ivme kazandıracak” Havaalanı konusunda yer tespitinin yapıldığını ve önümüzdeki günlerde temel atma safhasına geçileceğini hatırlatan Doğan, bölgesel ölçekte hizmet verecek havaalanının faaliyete girmesi ile birlikte Mersin’de turizmin ivme kazanacağı gibi, bölgede üretilen tarımsal ürünlerin daha geniş bir bölgeye ihraç edilerek, Mersin’de tarımın çok daha iyi bir noktaya ulaşacağını anlattı. Mersin’in turizmde Antalya’dan geri kalır yanı olmadığını vurgulayan Doğan, “Ancak yatırım alanı ve ulaşım sorunu nedeniyle yatırımcıları bölgeye çekmekte zorlanıyoruz” dedi. “SaInt Paul ibadet merkezi olmalı” Hz. İsa’nın havarilerinden biri olan ve Hıristiyanlık inancı içinde önemli bir yeri olan Saint Paul’un Mersin’in Tarsus ilçesinde doğup büyüdüğünü hatırlatan Doğan, Papa 16. Benedikt tarafından 2008 yılını ‘Saint Paul Yılı’ ilan edip, Tarsus’taki Saint Paul Kilisesi’ni de ‘haç merkezi’ ilan etmesinin, önemli bir avantaj olduğunu söyledi. Doğan, “Saint Paul Kilisesi, bir müze olmaktan çıkartılıp, ‘ibadet merkezi’ haline getirilmeli. Böylelikle Mersin, inanç turizminde de önemli bir çıkış yakalayabilir” ifadesini kullandı. 181 www.platinonline.com “Alata turizme kazandırılmalı” Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu’nun bulunduğu bölgenin turizme kazandırılması konusunu önemsediklerinin altını çizen Doğan, 4 bin dönümden oluşan arazinin turizm açısından eşsiz bir değere sahip olduğu yorumu yaptı. Doğan, “Buradaki tarımsal faaliyetler bir başka alana kaydırılabilir. Vali Hüseyin Aksoy döneminde konu tüm yönleri ile ele alınmıştı. Bölgeye gezen Fransız yatırımcılar, ‘Burayı bize tahsis edin, dünyanın 7 harikasından birini size kazandıralım’ yorumunu yapmıştı” dedi. “Mersin limanı dünya limanı olabilir” Mersin’in önemli bir ticari geçmişe ve tecrübeye sahip olduğunu kaydeden Ali Doğan, Mersin Limanı’nın da bu anlamda önemli bir misyon üstlendiğini dile getirdi. Doğan, Mersin Limanı’na ek olarak ikinci bir liman projesine olumlu baktıklarını belirterek, “Bu kapsamda liman sahası içerisinde yer alan askeri bölge başka bir yere nakledilebilir. Böylelikle de burası limana kazandırılabilir. Hayata geçirilecek bu yatırımla birlikte Mersin Limanı, dünya çapında bir liman haline gelecektir” şeklinde konuştu. MESİAD Yüksek İstişare Kurulu ve Aldo Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ali Doğan [ MERSİN ] “TARSUS’U YENİDEN İNŞA ETTİK Tarihi 10 bin yıl öncesine dayanan Mersin’in Tarsus ilçesini, hayata geçirilen proje ve yapılan çalışmalar ile adeta yeniden inşa ettiklerini kaydeden Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, bilimsel çalışıp ihtiyaçlara cevap vererek, modern bir kent yarattıklarını söyledi M ersin’in Tarsus İlçe Başkanı Burhanettin Kocamaz, başkanlık görevinde geçen 20 yılını değerlendirip, genel bir Tarsus tablosu çizdi ve önümüzdeki dönemde yapmayı planladıklarını anlattı. Çukurova Belediyeler Birliği Başkanı olmasının yanında Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP) Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adaylığını açıklayan Kocamaz, yoğun ilgi gösterilen toplantıda kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı. Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal’ın da katıldığı toplantıda Kocamaz, hizmetlerini fotoğraf kareleri ile tanıttı. 350 bine ulaşan nüfusu ile Tarsus’un, Mersin’in en büyük ilçesi olduğunu belirten Kocamaz, 1994 yılında hiç kimsenin kendisine şans tanımadığı bir dönemde halkın desteğini alarak ‘belediye başkanlığı’ görevine geldiğini dile getirdi. Kocamaz, “Devraldığımız belediye, Türkiye’nin en fazla borcu olan 10 belediyeden biriydi. 5 yıllık bir zaman diliminde gece gündüz demeden çalıştık ve borcu kapattık. Bugün Tarsus, altyapı konusunda Türkiye’nin bir numaralı kenti haline geldi. Bu bir onur ve övünç kaynağıdır” ifadesini kullandı. sumuz 246 bin olsa da biz 400 bin kişiye hitap ettik. Bizden 8 yıl sonra Mersin bunu hayata geçirebildi. Göreve geldiğimizde Tarsus’un üçte biri MESKİ Arıtma Tesisi’nden bedelini ödemeden su kullanıyordu ve borç da bize devredilmişti. Bunu da ödedik.” “Yerin altına çalışıp projemizle ödül aldık” Göreve geldiklerinde Tarsus’ta hiç altyapı olmadığını dile getiren Kocamaz, “Biz 750 kilometre altyapı şebekesi döşeyip, 300 kilometre kanalizasyon, 250 kilometre yağmur suyu dre- Tarsus, ulusal kalite başarı ödülünün sahibi oldu Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından bu yıl 20’ncisi düzenlenen ‘Ulusal Kalite Ödülü Töreni’nde Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, ‘Ulusal Kalite Başarı Ödülü’nü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’den aldı. Tarsus ile ne kadar övünseler az olduğunu dile getiren Başkan Kocamaz, "Arkadaşlarımızın gayretlerinin neticesidir. Yoğun bir çalışma içerisine girdik. Bugüne kadar hep Tarsus halkını mutlu edecek hizmetleri sunduk. Bundan sonra da sunmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. Tarsus Belediyesi’nin 21. Kalite Kongresi’nde Ulusal Kalite Başarı Ödülü almasından dolayı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı başarısından dolayı kutladı. Tarsus’un son yıllarda büyük gelişme kaydettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, Tarsus’un ‘Ulusal Kalite Başarı Ödülü’nü hakettiğini vurguladı. naj ve içme suyu hattını yeniledik. ‘Bizim görevimiz değil’ demedik ve şehir içindeki tüm dereleri ıslah ettik. Oysaki bu, DSİ’nin göreviydi. 42 kilometre dere ıslahı yapıp, etrafını da ağaçlandırıp parklara dönüştürerek, halkın hizmetine sunduk. Bu çalışmalarımız sonucunda Avrupa’da ‘Derelerimi İstiyorum Projesi’ kapsamında da ödül aldık” ifadesini kullandı. “Tarsus’u modern bir kent yaptık” Modernleşme adına Tarsus’ta devasa hizmetler yaptıklarını anlatan Burhanettin Kocamaz, “Tarsus’ta hizmet Mersin’den daha zor, çünkü şehrin doğusundan Berdan Nehri geçiyor. 10 bin yıllık geçmişe sahip Tarsus’ta istediğinizi yapamıyorsunuz, bölgedeki tarihi değerlerin korunması gerekiyor. Kırkkaşık Bedesteni adeta çürümüştü ancak restorasyon ile cazibe merkezi oldu. Danyal Peygamber’in kabrinin varlığını teyit ettik ve restorasyon yaptık. Çalışmalar tamamlanma aşamasında kısa sürede halkın hizmetine sunacağız” dedi. “Tarsus şelalesi cazibe merkezi oldu” Kocamaz, “Şelalemiz de restorasyon ile cazibe merkezi haline geldi. Belediye olarak da burada her yıl çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Saint Paul Kuyusu 30 metrekare bir alan içindeydi, çevresini tamamen istimlak ettik ve burayı peyzaj düzenlemesi ile bahçe haline getirip, gün ışığına çıkardık. “ihtiyaçlara cevap veriyoruz” 4 dönemden bu yana Tarsus Belediyesi’ni ekip arkadaşları ve tüm çalışanlar ile birlikte başarı ile yönettiklerini kaydeden Kocamaz, belediye olarak bilimsel bir çalışma stratejisi izlediklerini, halkın talep ve beklentilerini de yapılan anketlerle tespit ederek, söz konusu ihtiyaçlara cevap verebilecek çalışmalar ortaya koyduklarını vurguladı. Yılda ortalama 3 anket yaptıkları bilgisini veren Kocamaz, “Planlama yaparken ya da bir proje hazırlarken, söz konusu anketleri göz önüne alıp, halkın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz” diye konuştu. Etrafındaki tarihi evler de restore edildi. Daha önceleri üzeri asfalt ile kaplanan Arnavut kaldırımları yeniden yaptık. Bir tarihi Tarsus evini Sungurlar Konağı’nı da satın alıp, butik otele dönüştürüyoruz. Bu yılsonuna kadar otel hayata geçecek” diye konuştu. “Ekmek ihtiyacının yüzde 40’ını karşılıyoruz” “Tarsus’ta 1994’te sadece bir Atatürk Anıtı varken, bugün Tarsus anıtlar şehri oldu” diyen Kocamaz, sözlerine şöyle devam etti; “Sosyal belediyecilik anlayışı ile insanların yaşam alanlarını rahatlatmaya da büyük önem verdik. Hal başta olmak üzere şehrin ana caddesini araç trafiğine kapatarak Yarenlik Alanı’nı yaptık. Şehirlerarası otogarımız da bölgenin en modern otogarı. 50 yıllık ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte yapıldı. İlk projemiz olan ekmek fabrikamız da Tarsus’un ekmek ihtiyacının yüzde 40’ını karşılıyor.” “Çöp aktarma istasyonu aralıksız çalışıyor” Kocamaz, çöp depolama alanı ile ilgili çalışmalar hakkında da şu bilgileri verdi: “Çöp aktarma istasyonumuz aralıksız çalışıyor. Mersin’de bugün hala kurulamamış olan çöp aktarma istasyonu önemli bir tesis. Mersin’in 4 alt belediyesi çöp araçlarını tek tek çöp alanına taşıyor. Bu çöplerin en büyük sıkıntısı da çöpün ıslak olmasından dolayı suların yollara sızması ve kazalara mahal vermesi.” “Türkiye’de altyapıda bir numaralı kentiz” Altyapı çalışmalarını değerlendiren Kocamaz, açıklamasını da şöyle sürdürdü; “Altyapı çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bugün Türkiye’de altyapı konusunda bir numaralı kent haline geldik. Güney’in ilk atık su arıtma tesisini 2005 yılında Tarsus’ta kurduk. Her ne kadar o dönemde nüfuTarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz 183 www.platinonline.com www.platinonline.com 184 [ MERSİN ] ????? Numan Olcar Mersin Turizm Platformu Başkanı TURİZM İNSANOĞLUNUN KENDİSİNİ TANIMASIDIR İnsanoğlunu harekete geçiren merak duygusu aynı zamanda gelişmenin ve uygarlığın da çıkış noktasıdır. Binlerce yıl boyunca kendini, dünyayı ve değişik kültürleri tanımak için gezgin ve kaşiflerine güvenen insan, gelişen teknoloji ve ekonomik refahın etkisiyle bizzat kendisi bu işlevi gerçekleştirmeye başladı. Özellikle 2. Dünya Savaşı’ndan sonra giderek artan turizm hareketleri sadece deniz, güneş ve kumla sınırlı kalmamış, tarih, kültür, eko-turizm olarak yan dallara ayrıldı. Fakat turizm sektörü bütün bu değişimlere rağmen insanoğluna aradığı temel özellik olan kendini tanımak için geçmişi araştırmayı sunmaktan vazgeçmedi ve vazgeçemeyecek. Bir zamanlar, hacılar, tüccarlar, maceracılar ve sanatçılar tarafından gezilen merkezlerde bugün, merak duygusuyla hareket ederek dünyanın dört bir köşesinden gelen ve sıradan yaşamlarını hareketli hale getirmek için atalarının izinden giden insanlar vardır. Bugünün geçmişten bir farkı var. Daha önce uzun ve zorlu yolculukları göze alan maceracılar, günümüzde bütçesine göre her türlü konforun ve rahatlığın sunulduğu yolculuklar yapıyor. Bu noktada ise mekanlar önem kazanıyor. Bugün de dahil olmak üzere tarih boyunca önemli merkez kabul edilen yerler, insanoğlunun uğrak yeri haline gelir. Ve ne kadar şanslıyız ki Mersin bu konuda büyük bir potansiyele sahip. Önemli bir dini merkez olan bölge Müslüman, Hıristiyan ve Musevilik için önemli kişilerin yaşadığı ve dinler tarihinde önemli olayların geçtiği yerleri içinde barındırıyor. Sadece bu kadarla kalmıyor, tarih boyunca Perslerden, Büyük İskender’e, Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar ev sahipliği yaptığı pek çok uygarlıktan kalan izler taşıyor. Uygarlığın antik dönemden, bugüne kadar olan yolculuğunu bölgede görmeniz mümkündür. Çağımızın modern gezginleri diyebileceğimiz turistler için önemli olanaklar sunan Mersin ne yazık ki hak ettiği ilgiyi göremiyor. Oysa insanoğlunun belleğinde yer etmiş, birçok efsanenin izi bu kentten sürülebilecekken, kültürlerin buluşma noktası olan kent adeta kaderine terk edilmiş bir görüntü sergilemektedir. Bu noktada Mersin Turizm Platformu olarak Mersin turizmini bir bütün olarak ele alıyor ve Mersin değerlerini tanıtma yönünde ciddi çabalar gösteriyoruz. Bu çalışmalar ise bir dizi strateji çerçevesinde yapılıyor. Bir bölgenin ‘turizm’ ile anılmasında temel konulardan biri olan mesleki eğitim konusunda araştırma yapmak için Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi ile ortak çalışmalar düzenliyoruz. Çalışmalarımızı sadece bir gruba veya hedef kitleye yönelik olarak değil, kentin tüm envanterini kucaklayacak şekilde ele alıyoruz. Mersin Turizm Platformu’nun yapısı bu konuda en büyük avantajımızdır. Kentteki bütün kurumların bir araya gelmesi Mersin’de turizmi bir bütün olarak ele almamızı sağladı. Bu sayede turizmde resmin tamamını görme şansına sahip oluyoruz. Mersin önümüzdeki birkaç sene içerisinde havalimanından, kruvaziyer turizmine, konaklama tesislerinden spor turizmine kadar pek çok konuda bu zamana kadar süregelmekte olan çalışmaların neticesini alacaktır. [ MERSİN ] Lastik Tekerlekli Yükleyici AVES BİTKİSEL YAĞLARDAKİ ETKİNLİĞİNİ ARTIRIYOR Bitkisel yağlar ve petrol ürünleri tedariki yapan Aves İç ve Dış Ticaret, Mersin’deki yatırımı ile bu alandaki etkinliğini artırıyor. 45 milyon Euro’luk tesis yatırımı gerçekleştiren firma, bitkisel ham yağ tedarikinin yanı sıra kendi üretimine de başlayacak 1 992’den bu yana faaliyet gösterdiklerini, Aves kırma kapasitesine sahip olup 400 ton da rafine ve paketleme İç ve Dış Ticaret’in ise 2004’te kurulduğunu kapasitesi bulunacağını söyledi. anlatan Aves Genel Müdürü Onat Angı, gelecek yıldan itibaren holdingleşerek faaliyetlerini “Ham ayçiçeğinde Türkiye ithalatının yüzde sürdüreceklerini belirtti. Karadeniz ve Arjantin’den ham 20’sini yapıyoruz” ayçiçeği yağı ile dünyanın çeşitli ülkeleMevcut durumda grup bünyesinde toprinden petrol ürünleri tedariki yaparak lamda 130 kişinin çalıştığını bildiren ham yağı rafinerilere, petrol ürünlerini Onat Angı, “Yeni tesisimizde şu anda ise Türkiye’deki EPDK lisanslı dağıtım 65 kişi görev alıyor. Tamamlandığında ve ihrakiye firmalarına sattıklarını açıkbu rakam 100’ün üzerine çıkacak” layan Angı, “Bu firmalara satışımız gemi diye konuştu. Mevcut durumda yılda üzerinde ya da antrepoda gerçekleşiyor. 100 bin tonun üzerinde ham ayçiçeği yağı tedariki yaptıklarını açıklayan İthalatı müşterilerimiz yapıyor biz ağırlıkla tedarik ayağında çalışıyoruz” dedi. Angı, bunun da Türkiye ithalatının Uluslararası ticaretlerini İsviçre’deki Aves yaklaşık yüzde 20’sine denk geldiğini Trade (Suisse) SA isimli şirketleri üzerinsöyledi. Yeni yatırımlarındaki hedefleden sürdürdüklerine işaret eden Onat rini de anlatan Angı, “Öncelikle mevcut müşterilerimize rafine ve onların Angı, yurtiçinde ise bitkisel yağ ve biodizel markasıyla paketlenmiş ‘private label’ üretimi ve ticareti için Aves Enerji ve Yağ üretim yapacağız. Ardından da liman Sanayi A.Ş isimli bir şirketleri bulunduğunu söyledi. Bu şirketleri adına önemli bir kentinde bulunmamız nedeniyle dünyanın tüm ülkeleriyle ticaret yapmak yatırıma imza attıklarını kaydeden Angı, istiyoruz. Üretimimizin yüzde 80’i 45milyon Euro’luk yatırımla yağlı tohum doğrudan veya ‘private label’ müşkırma, rafine ve paketleme tesisi kurduklarını ifade etti. Tesisin 100 dönüm alan terilerimiz vasıtasıyla ihracata dönük aves genel müdürü onat angı üzerine kurulu olacağını bildiren Angı, olacak” dedi. Ayçiçeği yağında satışlarının geçen yıla göre yaklaşık yüzde 45 artış gösterdiğine dikkat tamamlandığında 84 bin metreküp silo kapasitesine sahip çeken Onat Angı, 2013’te fabrikanın da devreye girmesiyle olacaklarını, 28 bin metreküp ham yağ tankı ile 10-12 bin birlikte yüzde 40 daha artış beklediklerini söyledi. İsteyene metrekare de kapalı alanları bulunacağını anlattı. Yatırımın bitmiş, isteyene ham ürün verebileceklerini vurgulayan Angı, yüzde 90’ının tamamlandığını ve 2013 yılının yaz aylarında yeni yatırımın esnekliklerini artıracaklarını ifade etti. devreye alacaklarını ifade eden Onat Angı, günlük 500 ton 187 www.platinonline.com Türkiye’de Üretilmektedir. 3.5 m³ Kova Kapasitesi ÇUKUROVA MAKİNA İMALAT ve TİCARET A.Ş. Şahin Mah. Sait Polat Blv. No: 322 / A Tarsus-MERSİN Tel : +90 324 616 26 78 Fax : +90 324 616 32 20 www.cumitas.com [email protected] 19 – 20 Ton Çalışma Ağırlığı [ MERSİN ] PAZARDAKİ YERİNİ SAĞLAMLAŞTIRIYOR T çağ koleji yönetim kurulu başkanı gökhan bayboğan ÇAĞ KOLEJİ’NİN DÜNYA BAŞARISI Ç ağ Üniversitesi’nin kurucusu Yaşar Bayboğan tarafından 27 yıl önce kurulan ve kurulduğu günden bugüne ilklere imza atan Çağ Koleji, dünyanın en prestijli kolejlerinin üyesi olduğu ancak bir kısmının akredite olabildiği ‘Council of International Schools’ tarafından belirlenen kalite ve başarı kriterlerini tamamlayıp, tüm okullarıyla (Anaokulu, İlkokul, Ortaokul, Anadolu Lisesi, Fen Lisesi) Türkiye’deki sadece 17 okuldan biri olma ayrıcalığına sahip olarak, uluslararası akreditasyonu aldı. Çağ Koleji, Adana, Tarsus ve Mersin’den az öğrenci alıp, seçkin bireyler yetiştirerek başarılı çalışmalarıyla bölgede lider ve örnek olmayı başarmış, uluslararası akreditasyonu alarak da dünya okulu olma hedefinin en önemli halkalarından birini böylelikle tamamlamış oldu. Çağ Koleji Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Bayboğan, “Türkiye’deki sadece 17 okuldan biri olma ayrıcalığına sahip olarak, uluslararası akreditasyonu almış olmaktan dolayı büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Globalleşen dünyada uluslararası donanımlara sahip öğrenciler yetiştirerek bölgemizde kaliteli eğitimin her zaman öncüsü olmayı misyon edinmiş, tescilli bir dünya okulu olan kolejimizin bu başarısında emeği geçen; yöneticilerimizi, öğretim kadromuzu ve sevgili öğrencilerimizi kutluyor ve bizlere daima güvenen velilerimize teşekkür ediyorum” dedi. 189 www.platinonline.com ürkiye’nin ilk ve tek yerli lastik tekerlekli yükleyici seri üretimini yapan Çukurova Makine, 14 ton çalışma kapasitesinde 2,5 metreküp kovalı Çukurova 940 model ve 19 ton çalışma ağırlığında 3,5 metreküp kovalı Çukurova 980 model ile pazardaki yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor. Türkiye’nin ilk yerli forklift üreticisi olduklarını belirten Çukurova Makina Yurtiçi Satış Yöneticisi Volkan Barçın, 3 tondan 8 tona kadar kaldırma kapasitesine sahip dizel forkliftleri, Çukurova markası ile farklı mast ve ataşman seçenekleri ile müşterilerin hizmetine sunduklarını söyledi. Barçın, Kazıcı yükleyici (Beko Loder) grubunda pazarda 4 ayrı model ve müşterilerin farklı taleplerine cevap verebilen yerli üretici olarak yer aldıklarını açıkladı. Paletli ekskavatörde de 23 ton kapasiteli, 1 metre küp kova hacimli CMİ723 modelin üretimine devam ettiklerini bildiren Barçın, modern tezgahlarda üretilen ürünlerinin bugün Türkiye ve dünyanın çeşitli bölgelerine gönderildiğini aktardı. İşletmenin 1968 yılında kurulduğunu söyleyen Volkan Barçın, John Deere lisansı ile biçerdöver, 1981 yılında da traktör imalatına başladıklarını belirtti. Değişen ekonomik koşullar ve piyasa şartları göz önüne alınarak 1986 yılından itibaren de endüstriyel ve iş makinaları üretimi yaptıklarını kaydeden Barçın, şöyle devam etti; “Çukurova Makina olarak biri Tarsus fabrika merkez servisimiz olmak üzere, yurtiçinde 39 farklı servis noktamız ile konusunda uzmanlaşmış teknik personellerimiz bulunmaktadır. Personellerimiz ile servislerimize ve servislerimiz sayesinde müşterilerimize satış sonrası hizmeti veriyoruz.” Şirketin en önemli ilkesinin müşteri memnuniyetini sağlamak olduğunu söyleyen Volkan Barçın, bu bağlamda şirket çalışanlarına bu bilincin aşılanmasını sağladıklarını aktardı. Barçın, üretim yapan firma olmanın verdiği zorlukla ilk önce içeriden bu işe başlamaları gerektiğini söyledi. Barçın, şu bilgileri verdi; “Üretim bölümünün ilk önce satış birimini müşterisi olarak görmesini aşılamaya başladık. Bunun gibi önce şirket içerisindeki müşterileri yani satıcıları memnun etmeyi sağladık. Daha sonra dış sahada görev yapan ekiplerimize bu bilinci aşıladık.” DÜNYANIN GÖZÜ IRAK’TA Türkiye-Irak Sanayici ve İşadamları Derneği (TISİAD) Başkanı Nevaf Kılıç, dünyanın gözünün Ortadoğu’ya açılan kapı olan Irak’ta olduğunu, Türkiye’nin ise bu pazardaki gücünü Mersin ile artırdığını söyledi O rtadoğu coğrafyasında Arap Baharı sonrası şekillenmeler sürerken, yeniden yapılanma sürecini ilk ve en sancılı yaşayan ülke olan Irak’ın, bugün tüm dünyanın gözünün çevrildiği stratejik bir ülke olduğunu belirten Türkiye-Irak Sanayici ve İşadamları Derneği (TISİAD) Başkanı Nevaf Kılıç, “Irak’a müdahalenin 10 yılı geride kaldı. Bu süreci yaptığı reformlarla yeniden yapılanma adına verimli bir tısiad BAŞKANI NEVAF KILIÇ şekilde yaşayan Irak, güçlenmeye devam ediyor. Irak'ın yeniden yapılanma sürecinde ihale savaşından galip çıkan ülke ise Türkiye oldu. Türkiye'nin Irak'a ihracatı 2003'ten bu yana her yıl ortalama yüzde 25 artış gösterdi. 2012'de Türkiye'nin Irak'a ihracatı 10.8 milyar doları buldu. Böylece Irak, Almanya'dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük ihracat pazarı oldu. Irak'ın petrol gelirleri arttıkça, Türk mallarına talebin her yıl yaklaşık 2 milyar dolar artması bekleniyor. Türkiye'nin Irak'a ihracatının yaklaşık yüzde 70'i Kürt bölgesine yapılıyor. Türk inşaat şirketleri, geçen yıl 3.5 milyar dolarlık inşaat projeleri üzerinde çalışmaktaydı. Çalık grubu, Musul ve Kerbela'daki gaz türbini tesisi ihalelerini alarak 800 milyon dolar kazandı. Türkiye'nin en bilinen banka, perakendeci ve otel markalarının da olduğu bin civarında işletme, kuzeydeki Kürt yönetimi sınırları içinde faaliyet gösteriyor. Bugün Irak'taki en etkili dış güç olarak İran görülse de, alışveriş merkezlerinden mobilya mağazalarına ve kaldırım taşlarına kadar her şeyin üzerinde Türk markaları var. Bağdat'ın sokaklarında, hiçbir ülkenin varlığı Türkiye'ninki kadar göze çarpmıyor” dedi. Türkiye Irak pazarında şanslı Türkiye'nin sanayisi, geniş tarım alanları ve gözü pek ticaret adamlarıyla, Irak pazarında birçok ülkeye göre şanslı olduğuna da dikkat çeken Başkan Nevaf Kılıç, “ Kuruluşunun 100’üncü yıldönümünü kutlayacağı 2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefleyen Türkiye’de öne çıkan il ise Mersin’dir. Gerek Ortadoğu pazarına coğrafi yakınlığı, gerek çağımızın en önemli sektörü olan lojistik sektöründeki gücü ve tarımsal üretimdeki yüksek ve verimli kapasitesi ile öne çıkan Mersin, limanı ve geçmişten gelen güçlü dış ticaret tecrübesiyle Türkiye’nin, Irak’taki, Ortadoğu’daki elini güçlendirmektedir. Tüm bu gelişmelere TISİAD da, önemli katkılar vermektedir. Bugün yıllık 12 milyar dolarlık işlem hacmi ile Almanya’dan sonra ikinci en büyük ticari partnerimiz olan Irak ile ticaretin gelişmesi, transit ticaretin de geliştirilerek Türk işadamlarının Irak’tan bölgeye açılmasına katkı sunmak amacıyla zirveler, buluşmalar düzenleyerek köprü vazifesi görmektedir. Aynı zamanda iş dünyasının sesi olan TISİAD sorunların çözümünde de etkin rol almayı sürdürecektir. Irak başta olmak üzere hedef pazarlara yönelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü kuruluş yıldönümünün kutlanacağı 2023’te 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için daha çok çalışmak gerekiyor” diye konuştu. www.platinonline.com 190 [ MERSİN ] TÜYAP ADANA MAYIS’TA 2 FUARLA KAPILARINI AÇIYOR “HERKES ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMALI” Selen İnternasyonal Gümrük Müşavirliği Şirket Ortağı Nazlı Sözen 2 003 yılında gümrük müşaviri olarak sektöre giriş yapan Nazlı Sözen, 2005 yılında Gaziantep merkezli ‘Selen İnternasyonal Gümrük Müşavirliği’ne ortak oldu. Şirketi 2008 yılında Mersin’e taşıyan Sözen, yaklaşık 5 yıldan bu yana da hem kent ekonomisine, hem de istihdama katkı sunmaya çalışıyor. Bir dönem Girişimci İş Kadınları Derneği’nde (GİŞKAD) yönetici olarak görev yapan Sözen, TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler Kurulu üyeliği görevinde de bulunurken, birçok sivil toplum kuruluşunda da gönüllü olarak görev üstlendi. “Liman Mersin ekonomisinin dayanak noktası” Tarih boyunca birçok medeniyet ve uygarlığa ev sahipliği yapan Mersin’in, geçmişte olduğu gibi bugün de önemli bir ‘ticaret merkezi’ olarak öne çıktığını vurgulayan Nazlı Sözen, kentin başta tarım ve ticaret olmak üzere turizm ve lojistik alanında da önemli bir potansiyele sahip olduğunu dile getirdi. Sözen, bugün Türkiye’nin Akdeniz’deki en büyük limanı olmasının yanında Avrupa’nın da 10 büyük limanından biri olarak öne çıkan Mersin Limanı’nın, kent ekonomisinin de dayanak noktası olduğunu anlattı. “Mersin hızlı bir değişim süreci içinde” 2012 yılı ihracat rakamlarına dikkat çeken Sözen, 2012 yılında Mersin il merkezinde kayıtlı firmalarca gerçekleştirilen ihracatın, bir önceki 2011 yılına göre yüzde 8’lik artış göstererek, 7.6 milyar dolara ulaştığını hatırlattı. Sözen, 191 www.platinonline.com Selen İnternasyonal Gümrük Müşavirliği Şirket Ortağı Nazlı Sözen, sanayisi gelişmiş, ticarette söz sahibi olan ve her şeyden de önemlisi kentleşme sürecini tamamlamış, ‘dünya kenti Mersin’ için herkesin elini taşın altına koyup, sorumluluk üstlenmesi gerektiğini söyledi limanın özelleştirildiği 2005 yılındaki ihracatın 617 milyon 152 bin dolar olduğuna işaret ederek, “Tüm bu veriler bile Mersin’in dış ticaret hacminin gelişen bir eğilim gösterdiğini ortaya koyuyor. Gelişen Mersin, aynı zamanda da hızlı bir değişim süreci içinde” ifadesini kullandı. “Herkes üzerine düşeni yerine getirmeli” Sözen, “Bu hızlı değişim ve gelişim sürecine biz gümrük müşavirleri olarak da gereken katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 2023 yılına denk gelen 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin tutturulmasında Mersin’in önemli bir misyon üstleneceğine inanıyorum. Ancak bu hedeflere, sadece ihracatla ulaşılması mümkün değil. Tarım, ticaret, lojistik, turizm ve diğer sektörler bir bütün olarak ele alınmalı. Her şeyden önemlisi kent birlikte hareket etmeli ve herkes sorumluluğunu yerine getirmeli” diye konuştu. “Artık ‘oda’laşmanın vakti geldi” Gümrük müşavirliğinin, kanunla kurulan ilk meslek olduğunu belirten Sözen, 1909 yılından bugüne Türk ticaret hayatında gümrük müşavirlik mesleğinin olduğunu dile getirdi. Sözen, “Geniş bir mevzuat bilgisini, sınav ve mesleki birikimle ispatlayan gümrük müşavirlerinin artık ‘Gümrük Müşavirleri Odası’ olarak sektörde yer almasının vaktinin geldiğini düşünüyorum. Çünkü sorumluluklarımız sadece belge almakla bitmiyor, yasal olarak da devam ediyor. Bu sorumluluğumuzu en iyi şekilde yerine getirebilmek için sorun ve sıkıntıların da aşılması gerekiyor. Bunun için de odalaşma şart” dedi. T üyap Adana 2-5 Mayıs 2013 tarihleri arasında Gıda, Ambalaj, Reklamcılık Fuarlarını ve 13-19 Mayıs 2013 tarihleri arasında Otoshow Fuarı’nı düzenleyerek ilk yarı fuarlarını tamamlayacak. Ocak ve Şubat aylarında düzenlenen, kitap ve inşaat konulu fuarların, yurtiçi ve yurtdışından 200 bine yakın profesyonel ziyaretçi tarafından ziyaret edildiğini söyleyen TÜYAP Adana Genel Müdürü Bülent Yamaç, fuarların ilgili oldukları sektörlere canlılık kazandırarak bölge ekonomisi başta olmak üzere ülke ekonomisine de olumlu katkılar sağladığını ifade ediyor. Bülent Yamaç sözlerine şöyle devam ediyor: “2- 5 Mayıs 2013 tarihleri arasında 7’nci kez düzenlenecek, gıda/ambalaj ve reklamcılık fuarları, başlangıcından bu yana 200 binin üzerinde profesyonel ziyaretçiyi Tüyap çatısı altında buluşturarak, gıda sektörü başta olmak üzere ambalaj endüstrisi ve reklamcılık alanında bölge ve ülke ekonomisine olumlu katkılar sağlamıştır. 13 – 19 Mayıs 2013 tarihleri arasında 5. kez düzenlenecek, sektörün üretici ve ithalatçı firmalarının katılımıyla hazırlanan, birbirinden güzel stand tasarımları ile firmaların son model araçlarını sergileyeceği, Çukurova Otoshow Fuarı otomotiv sektörünün üretici ve tüketicileri için ortak bir platform oluşturacak. 2011 yılında, 94 bin 200 kişinin ziyaret ettiği Çukurova Otoshow Fuarı, bu yıl da sektörün lider markalarını topluca görme imkânı sunarken, fuar süresince, gelecek on binlerce ziyaretçiye festival havasında bir fuar yaşatacak. Tüyap Adana, yılın ikinci yarısında Üretim Teknolojileri, Otomasyon, Mobilya ve Tarım konularında yine bölgenin en etkili ve kapsamlı fuarlarını gerçekleştirecek. Adana Ticaret Odası 24. Meslek Komitesi, Adana Mobilyacılar ve Marangozlar Odası tarafından desteklenen Mobilya Fuarı bu yıl yedinci kez düzenlenecek. Hemen ardından yapılacak, Adana Tarım İl Müdürlüğü tarafından desteklenen Tarım Fuarı’nın ise Çukurova çiftçisi başta olmak üzere tüm yurttan çiftçilerimiz ve tarım sektöründe faaliyet gösteren, tohumdan gübreye, ilaçtan alet ekipmana, traktörden tarım makinelerine, birçok konuda firma katılımı ve 100 binden fazla kişinin ziyareti ile gerçekleşmesini bekliyoruz. Tüyap Adana düzenlediği fuarlar ile bölge ve ülke ekonomisine olumlu katkılar sağlamaya devam edecek. 2013 yılında biten fuarların hemen ardından, 2014 yılının hazırlıkları da tüm hızıyla başlayacak.” TOROS ÜNİVERSİTESİ’NE ‘GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLÜ’ ‘ Mersin’de bir dünya üniversitesi’ sloganı ile yola çıkan ve 3’üncü yılını dolduran Toros Üniversitesi ödüle doymuyor. Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren’e, ‘2013 Yılı Altın Kale Ödülleri’ kapsamında ‘Girişimcilik Ödülü’ verildi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da katılımıyla HiltonSA Mersin Oteli’nde gerçekleştirilen ödül törenine yoğun ilgi gösterildi. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Faik Burakgazi ve Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. D. Tayyar Şen’in de katıldığı gecenin sunuculuğunu ise ünlü manken Nefise Karatay üstlendi. Mersin’in kültürel, ekonomik ve sosyal açıdan gelişimine katkıda bulunan kamu ve özel sektör yöneticilerini de buluşturan etkinlikte Bakan Zafer Çağlayan, Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren’e ‘Girişimcilik Ödülü’nü takdim etti. Söz konusu ödülün kendisini mutlu ettiğini kaydeden Özveren, “Bu ödül bizi daha da başarılı olma noktasında teşvik edecek” dedi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ‘2013 Yılı Altın Kale Ödülleri’ kapsamında Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren’e ‘Girişimcilik Ödülü’nü sundu www.platinonline.com 192 02 ARAP b“TÜRKİYE nın ılıÜLKELERİNİN Y AVRUPA’SI OLACAK” eli ireleyü an as ,r accüt a zımı kl ah v kulultum mriteg relid [ MERSİN ] Türk-Arap İş Adamları Derneği Başkanı Emin Ucuz: “Özel sektöre ve kurumsal yapılara sahip Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Körfez ülkelerinde, Türkiye’nin ve Türk şirketlerin önünde inanılmaz fırsatların çıkması da söz konusu. Türkiye Arap ülkelerinin Avrupa’sı olacak” 1 7 Eylül 2003 tarihinde Mersin’de bir grup işadamı tarafından kurulan Türk-Arap İş Adamları Derneği, Türkiye Cumhuriyeti ve Arap ülkeleri arasındaki ticari, kültürel, sosyal yakınlaşmayı sağlamayı ve derin kardeşlik bağlarını güçlendirmeye katkıda bulunacak çalışmaları, kişiler, kamu ve özel kuruluşlarla birlikte ya da tek başına yürütmeyi amaçlıyor. Özellikle Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Körfez ülkeleri ekonomilerinin önemli bir partneri haline gelmeye başlayan Türkiye’nin, Arap ülkelerinin Avrupa’sı olacağını söyleyen Türk-Arap İş Adamları Derneği (TURAB) Başkanı Emin Ucuz sorularımızı yanıtladı. 2013'te ihracatın gelişmesi hangi faktörlere bağlı olacak? Kuzey ve Ortadoğu’da yaşanan siyasi depremin yaraları sarılarak yeniden tesis edilmiş olacak ve bu ülkelere ihracatımızın gelişmesine neden olacaktır. Devletimiz tasarrufu teşvik etmek amacıyla TL’yi hala çok değerli kılıyor. Dövizin biraz daha yukarıda olmasının ithalatı kısıp, ihracatı destekleyeceğine inanıyoruz. ABD bile ihracatı artırmak adına dolar değerini ayarlıyor ve tüm dünya artık dışa satarak ekonomisini düze çıkarmak niyetinde. Türk-Arap ülkelerinin Türkiye’den daha fazla ithalat yapmalarını sağlamak adına neler öneriyorsunuz? Bu ülkelere daha fazla ihracat yapılması ile ilgili olarak ilk başta ürün ve hizmet kalitemizin iyileştirilmesi, bu konularda çağdaş teknolojik gelişmelerden yararlanılması, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına daha fazla önem verilmesinin yanı sıra ihraç konusu sanayi ürünlerimizin artırılması, ürün ve hizmet maliyetlerinin rakip ülkelerle yarışacak boyuta gelmesi bağlamında teşvik önlemlerinin artırılması büyük önem taşıyor. Ülkemiz ekonomisinde enflasyon ve faizler ışığında hükümetin ekonomideki yaklaşımı iş dünyasına cesaret ve moral veriyor. Özellikle bankacılık sisteminin iş dünyasına daha uzun vadeli ve ucuz finansal destek sağlaması bu olumlu gelişmenin dinamiği olacaktır. Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri ve Türk-Arap dünyasındaki durumu nedir? 2011 yılında yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde üstlenilen taahhütler 18,5 milyar dolar ve 2012 yılında 18 milyar doları buldu. Dünyanın en büyük 225 uluslararası müteahhidi sıralamasında Türkiye 2012 yılında 33 firma ile Çin’den sonra ikinci sırayı alıyor. Türk müteahhitleri yurtdışında 5 kıtada 6 bin 500’ün üzerinde proje üstlenen ve 220 milyar dolarını aşan bir iş hacmine ulaşan bir yapı içerisinde. Türk Arap ülkeleri bu yapı içerisinde en büyük paya sahip. ACİT NİSREM TURAB proje ve çalışma programı ve hedefleri nelerdir? TURAB olarak önce hükümetimizin Türk-Arap dünyası ile mevcut ticari ilişkilerin geliştirilmesine bağlı çalışmalarına yardımcı olacağız. Bilindiği üzere, TURAB, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) kurucu üyeleri arasında. TURABDEİK işbirliği ile oluşacak etkinlik ve programlara üyelerimizle beraber daha fazla katılacağız. Gaziantep ve İzmir şubelerimizin yanı sıra Ankara, İstanbul ve Bursa’da TURAB şubelerinin açılarak, ülke sathında daha fazla işadamı ile bir araya gelmeyi düşünüyoruz. TURAB, DEİK’in yanı sıra Mersin’de kurulu Mersin Ekonomi Platformu’nun, Çukurova Kalkınma Ajansı’nın üyesidir. Bu kurum ve kuruluşlarla geliştirilecek ortak çalışmalarla TURAB amaçlarının gerçekleştirilmesine katkıda bulunacağız. TURAB, Ankara’da kurulu Türk Kültür ve Ortak Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY)’la bugüne dek çeşitli ortak çalışmalar yaptı ve sponsorluklar gerçekleştirdi. nalsrA niyesüH ınakşaB silceM turab başkanı emin ucuz 193 www.platinonline.com 2013 Yılının borsamız üyeleri ile üretici, tüccar, sanayici ve tüm halkımıza sağlık, mutluluk ve bereket getirmesini dileriz. MERSİN TİCARET BORSASI Hüseyin Arslan Meclis Başkanı Ö.Abdullah Özdemir Yönetim Kurulu Başkanı [ MERSİN ] BİR MERSİN MARKASI: CAROBELLA Ecotech firması Türkiye krema pazarına Carobella markasını verdiği keçiboynuzu kreması ile hızlı bir giriş yapmaya hazırlanıyor. Üretim izinlerini Ekim ayında alan firma önümüzdeki süreçte seri üretime başlayarak yurtiçi ve yurtdışındaki etkinliğini artırmayı hedefliyor T ürkiye’de 3-4 milyar dolarlık krema pazarı bulunduğunu ve 500-600 milyon dolar civarında da krema ihracatı yapıldığını anlatan Ecotech Genel Müdürü Halil Öztoprak, “Türkiye’de 80 milyon insan var. Özellikle de çocuklar kremaya büyük ilgi gösteriyor. Biz keçiboynuzu kreması üreterek insanların ilgisini keçiboynuzunun faydalarıyla birleştirmek istedik” dedi. Alternatif bir ürün elde ettiklerini kaydeden Öztoprak, mevcut kremalarda yüzde 30-40 oranında yağ, yüzde 50’lere varan şeker olduğunu söyledi. “Aslında rafine şekerle yağ karıştırılıp renklendirici, tatlandırıcı, koruyucu madde eklenen ürünleri çocuklarımıza yediriyoruz” diyen Öztoprak, Carobella’da ise yalnızca keçiboynuzu bulunduğunu ve ürünün ekstra farklı bir madde ihtiva etmediğini bildirdi. Önümüzdeki yıl gerçekleştirecekleri fabrika yatırımlarıyla üretim kapasitelerini ve yurt genelindeki ağırlıklarını artırmak istediklerini dile getiren Halil Öztoprak sorularımızı yanıtladı… Keçiboynuzu ile ilgili çalışmanız nasıl başladı? Keçiboynuzu, Akdeniz yöresinde yaşayan insanların iyi tanıdığı, faydalı olmasına rağmen gerekli değeri bulamamış bir meyve. Birçok faydası olan bu meyve sert olması nedeniyle çok fazla tüketilemiyor. Veya keçiboynuzu pekmezi olarak tüketiliyor. Bu da çok keskin bir tadı olması nedeniyle çok fazla tercih edilmiyor. Hâlbuki keçiboynuzundan, meyvesinden, sıvısından, çekirdeğinden ve liflerinden 40’ın üzerinde değişik ürün üretilebilir. Örneğin, dünyanın en lezzetli kayısıları Türkiye’de yetiştiriliyor ancak, bizler kuru ya da yaş meyve olarak tüketiyoruz. Bu meyveye Amerika el attı ve şu anda 39 çeşit ürün geliştirdiler. Biz de aynı uygulamayı keçiboynuzu için geliştirmek istedik. Keçiboynuzu üzerine Ar-Ge çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Kahvesinden, keçiboynuzu ununa, keklerine, şurubundan atıştırmalıklarına kadar yaklaşık 10 çeşit tüketim yöntemi geliştirdik. Bunların içinde en çok ilgi duyulan da tamamen keçiboynuzunu kullanarak farklı bir ürün karıştırmadan ürettiğimiz Carobella marka keçiboynuzu kreması oldu. Firmanız hakkında bilgi verir misiniz? Ben endüstri mühendisiyim. Okulu bitirmemin ardından inşaat sektöründe çalışmaya başladım. 15 sene inşaat sektöründe çalıştıktan sonra 2008’de kendi Ar-Ge şirketimi kurdum. Hedefim piyasanın ihtiyacı olan, kaliteli ve uygun fiyatlı ürünler geliştirmekti. İlk olarak alternatif kompozit ahşap ürünleri üzerine bir Ar-Ge’miz oldu. Hedefimiz suya karşı dayanıksız olan sunta, suntalam, MDF lam’a alternatif bir ürün üretmekti. Geliştirdiğimiz bu ürünle ilgili olarak Teknopark’a başvurduk. Teknopark uygunluk verdi ve bu ürün çerçevesinde bir şirket kurmamıza izin verildi. Teknoparkta yer tahsis edildi ancak bu ürünü piyasaya sürmedik. Şirketimizi kurmuş olduk ve farklı alanlarda Ar-Ge’ler geliştirdik. Bugüne kadar hangi alanlarda Ar-Ge çalışmaları yürüttünüz? Alternatif kompozit ahşap ürünleri ile yola çıksak da onun yerine tarımda su tasarrufu sağlayan ve Ecosorb adını verdiğimiz bir ürün geliştirip üretmeye başladık. Bu ürünü iç pazarın yanı sıra yurtdışına da gönderdik. Tarımda yüzde 90 su tasarrufu sağlayan bir ürün. BM’nin bir yan kurulu195 www.platinonline.com şu olan ve merkezi Şam’da bulunan ICARDA, sulamayla ilgili 2009’da bir ihale açtı. Amerika, İsrail, Rusya ve Alman firmalarının girdiği ihaleyi bir Türk firması olarak bu ürünümüzle biz kazandık. Çalışmalarımız bununla sınırlı kalmadı. Ardından 2 önemli ürünün daha Ar-Ge çalışmasını sonlandırdık. Bunlardan biri günümüzde küçük yaşlardaki bayanlarda dahi karşılaşılan selüloit sorununu yüzde 100 ortadan kaldıran bir formül. Çeşitli yaş gruplarındaki denekler üzerinde uyguladık ve çok iyi sonuçlar elde ettik. Yılsonuna kadar bu ürünümüzle ilgili izinleri alıp, altyapısını oluşturarak pazara çıkmayı hedefliyoruz. Tamamen doğal, bitkisel bir ürün. Bunun dışında yine doğal bir ürün olan yüz maskesi geliştirdik. Yüzünüzde beton gibi katılaşan bir madde olmasına rağmen sadece suyla yıkayarak temizleniyor. Sonrasında da yüzün gerginleşmesini sağlıyor. Ayrıca 2013 yılı içerisinde Mersin’de Malzeme Bilimleri ve Nanoteknoloji Merkezi açmayı planlıyoruz. ecotech genel müdürü halil öztoprak Kremanızın özellikleri nedir? En önemli özelliği yüzde 100 keçiboynuzu olması. Tadı, şekeri ve kıvamı keçiboynuzu ile sağlanıyor. Diğer kremalar gibi rafine şeker ya da yağ, koruyucu madde, renklendirici ihtiva etmiyor. Mevcut kremalarda yüzde 30-40 yağ, yüzde 50’lere varan rafine şeker bulunuyor. Çocukların krema tüketimleri çok fazla. Biz de keçiboynuzu faydalarını çocukların sevdiği bir gıda maddesi ile birleştirip sağlıklı bir ürün sunmak istedik. Hem lezzeti hem de keyifli yeme imkanı sayesinde bu ürünün tüketimini artırmak istedik. Yakın çevremizdeki insanlara ürünümüzü denettik. Deneme amacıyla verdiğimiz ürünleri deneklerimiz yanlarında taşıyarak işyerlerindeki kahvaltı sorunlarını da besleyici ve pratik bir yöntemle çözdüklerini söylüyorlar. Mersin Üniversitesi Gıda Mühendisliği danışmanlığında yürüttüğümüz ürün çalışmalarında yapılan ankette 800’ün üzerinde deneğe ürünün rengi, kokusu, tadı, ağızda dağılabilirliği, ekmeğe sürülebilirliği ve bir bütün olarak bu ürün hakkındaki düşüncelerini sorduk. Deneklerden yüzde 90 oranında çok iyi tepkiler aldık. Bu da bizi umutlandırdı ve üretime yöneltti. Üretim kapasiteniz nedir? Henüz 400 metrekarelik bir alanda deneme üretimleri yapıyoruz. 7 kişi ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üretim iznimizi Ekim ayında aldık. Yılsonuna kadar personel sayımızı 15 kişiye, önümüzdeki yıl ise yapacağımız fabrika yatırımıyla 100’e çıkarmayı hedefliyoruz. Yıllık ilk etapta 600 ton civarında üretim planlıyoruz. Öncelikle marketleri ve ihracatı hedefliyoruz. Organik ürün satan pazarlara girmeyi düşünüyoruz. Yurtdışında da önceliğimiz Türkiye’den yapılan yardım paketlerinin içinde yer almak. Bunun sebebi yardımlar kapsamında Afrika ya da ihtiyaç duyulan ülkelerde ailelere günde 1-2 kez sadece çorba verilebiliyor. Maliyeti 3-4 dolar civarında. Oysa bizim ürünün bir kavanozu (450 gr) içerdiği vitamin ve minerallerle Afrikalı 4 kişilik bir ailenin bir haftalık ihtiyacını karşılayabiliyor. Hedeflerinizden bahseder misiniz? Türkiye’de yüz binlerce ton keçiboynuzu üretiliyor. Bunların 3-5 bin tonu ekonomiye kazandırılıyor. Kalan kısmı ya ağaçlarda kuruyor ya da yere düşerek çürüyor. Birincisi biz yüz binlerce ton keçiboynuzunu ekonomiye kazandırmak istiyoruz. İkincisi orman köylüsüne bir geçim kaynağı sağlamak istiyoruz. Üçüncüsü de özellikle çocukların sağlıklı bir ürün tüketmesini arzuluyoruz. Bu yıl yeni ürünümüzle Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB) proje yarışmasında binlerce ürün arasından ihracata yönelik inovatif ürün olarak birincilik kazandık. AKİB de ürünümüzü inovatif bir ürün olarak değerlendirip ihracatının mümkün olduğunu tescilledi. Bu yılın sonuna kadar 1 milyon doları ihracat olmak üzere toplam 3 milyon dolarlık satış gerçekleştirmek istiyoruz. Gelecek yıl ise hedefimiz bu rakamı 15 milyon dolara çıkarmak. Satışları nasıl gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz? Şimdiden bayilerimiz oluşmaya başladı. Türkiye genelinde 50’ye yakın bayimiz var. Yılsonuna kadar tüm illere en az birer bayilik vermeyi hedefliyoruz. Gelecek yıl yapacağımız üretim tesisi yatırımıyla yıllık 3-5 bin ton işleme kapasitesine ulaşmak istiyoruz. Pazardan aldığımız olumlu tepkiler hedefimizi aşacağımızın sinyallerini veriyor. www.platinonline.com 196 [ MERSİN ] TÜRKİYE’NİN GÜNEY UCU ANAMUR Toros dağları'nın eteklerinde çam ağaçlarıyla Akdeniz’in mavi sularının buluştuğu nokta olan Anamur, turizmde adını duyurmanın çabası içerisinde… T urizmde iddialı olan Anamur son zamanlarda önemli bir ivme yakaladı. Çoğu yerde olmayan 15 km’lik tertemiz bir kumsalı ve denizi bulunan Anamur’da oteller ve tesisler çoğalmaya başladı. Gelen turistlerin Anamur’dan mutlu ayrıldığını görmek de ilçe halkını oldukça mutlu ediyor. Anamur aynı zamanda bir tarih kenti olarak dikkat çekiyor. Mersin yönünden gelirken Anamur kalesi tüm ihtişamıyla sizleri karşılıyor. Denizin tüm dalgalarına karşın kale ilk günkü gibi sizleri selamlıyor. Anamur ilçesi adını ‘rüzgarlı burun’ anlamına gelen Anemurium antik kentinden alıyor. Anemurium antik kenti de turistler tarafından yoğun bir şekilde ziyaret ediliyor. Anamur yazları çok sıcak olduğu için yerli halk genellikle yaylalara çıkıyor. Belli başlı yaylaları ise Kaş, Abanoz, Akpınar, Halkalı olarak sıralanıyor. Türkiye’de caretta caretta türü kaplumbağaların en çok uğrayıp yumurtlama yaptıkları alan da yine Anamur sahilleridir. İlçede caretta’lara karşı yoğun koruma çalışmaları yapılıyor. İlçenin en önemli gelir kaynaklarını ise muz ve çilek oluşturuyor. Sadece bu iki meyve değil, diğer tüm sebze ve meyveler de bölgede üretiliyor. Yani bir tarım kenti denilebilir Anamur için. Özetle Anamur yeşille mavinin buluştuğu sakin bir sahil kentidir. 197 www.platinonline.com
Benzer belgeler
4 - Mersin Tercüman
İşin bu yönünden daha çok, iletişim sorunlarının ve yönetim kademelerinde ortaya çıkan farklı görüş ve tutumların ortaya konulması ve ele alınış biçimleri üzerinde durulması gerektiği kanaatindeyim...
Detaylı