3-4 YAŞ EYLÜL EĞİTİM BÜLTENİ

Transkript

3-4 YAŞ EYLÜL EĞİTİM BÜLTENİ
2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI
EYLÜL AYI BÜLTENİMİZ
Bu ay doğan öğrencilerimiz;
MERT KERİMOĞLUEYLÜL ÖZDEMİRÖYKÜ TEKİNSARPER ÇAĞAN AYDIN
DERİNSU ANAOKULU BİR YAŞINDAAAA!
28.09.2016 TARİHİNDE MÜTHİŞ PARTİMİZLE DOĞUM GÜNÜMÜZÜ KUTLAYACAĞIZ.
AYIN RENGİ
AYIN RAKAMI
AYIN KİŞİSİ
Sınıf öğretmeni
AYIN ÜLKESİ
AYIN SPORU
Kırmızı
Japonya
Hangi öğrencinin
hangi rakamı
tanıdığını
anlamak adına
çeşitli rakam
oyunları
oynuyoruz.
Rakamları
ilişkilendiriyoruz.
1rakamını çeşitli
aktivitelerle
öğreniyoruz.
Sınıf
öğretmenimizi
tanıyoruz.
Adını soyadını
Sevdiği
yemekleri
öğreniyoruz.
Çocukluk
fotoğraflarını
inceliyoruz.
Japon kültürünü besleyen ve
yücelten en önemli alanlardan
bir diğeri de hiç şüphesiz eğitim
sistemleri. Japon eğitim
sisteminin amacı geleneklerine
bağlı, toplumla zıt düşmeyip
aynı hedefe ulaşmak için
ilerlemeyi görev sayan bireyler
yetiştirmektir. Bu anlamda
bireyselliği küçümsemesiyle
Batı’nın tam zıttı. Japonya’da
okur yazarlık oranı %100’e
yakındır. Zorunlu eğitim 9 yıl
olup bunun ilk 6 yılı ilkokul
(Shogakko) son 3 yılı
ortaokul (Chugakko) düzeyinde
dir. Bunlar gibi daha birçok
bilgi ediniyoruz 
Sumo Güreşi
Japonya'da çok eski tarihe dayanan
ve birçok adete ve töreye dayanan
geleneksel bir güreş türüdür.
Japoncadaki sumō, sumafu sözcüğün
den gelmektedir ve bu "kendini
savunmak" anlamına gelir. Bir Sumo
güreşçisine sumōtori' veya "rikişi"
denir.
Bunlar gibi daha birçok bilgi
ediniyoruz 
AYIN EKOLOJİ KONUSU
AYIN MUTFAK
ETKİNLİĞİ
AYIN
DENEYLERİ
Kâğıttan Geri Dönüşüm
Projeleri
Plastikten Geri Dönüşüm
Projeleri
AYIN HAYVANI
AYIN BİTKİSİ
İkeabana Çiçeği
Japon Gülü Çiçeği
Japon Balığı
SUSHİ yapıyoruz.
Çim Adam Deneyi
Buharlaşma Deneyi
Camdan Geri Dönüşüm
Projeleri yapıyoruz.
Toprakta Hava
Deneyi
Projelerimizi okulumuzun
girişinde sergiliyoruz.
Çocuklarımızla farklı
tatlar deniyoruz.
Türk usulü çikolatalı
sushilerimiz harika
olacak.
Şimşek Deneyi
Deneyi yapıyoruz.
Atası sazan balığıdır, çeşitli
sazan balıklarının çaprazlaması
ve genlerinin oynanmasıyla
ortaya çıkmıştır.
Hafızaları 3 saniye değil 5-6
aydır.
Bunlar gibi daha birçok bilgi
ediniyoruz 
IKEBANA, kelime anlamıyla çiçekleri
canlı tutmak, onlara hayat vermek
demektir. Ikebana ya da diğer bir
deyişle kadou, geleneksel Japon
çiçek düzenleme sanatı olup, en çok
bilinen geleneksel Japon
sanatlarından biridir.
Bunlar gibi daha birçok bilgi ediniyoruz

AYIN PARTİSİ
AYIN ÇOCUKLARI
Okulumu Seviyorum
Partisi
AYIN MEYVESİ
AYIN ŞEKLİ
AYIN MESLEĞİ
Daire ve üçgen
GURME
Nedir? Öğreniyoruz.
Yemekler ve içecekler
konusunda uzmanlık
ölçüsünde bilgisi ve gelişmiş
beğenisi olan, ağzının tadını
bilen kişi, yiyecek içecek
uzmanı oluyor Tat deneyleri
yapıyoruz.
Şeftali ve Üzüm
İYİ Kİ DOĞDUN
…………………….tarihinde
yapılacak olan partiye
öğrencimiz sevdiği bir
kostümle gelebilir.
Şiddet unsuru içermeyen
kostümlere yönlendirmeniz
rica olunur. Ör: Spider Man
vb..
DOĞUM GÜNÜ OLAN
ÖĞRENCİLERİN
BEBEKLİK
FOTOĞRAFLARI VE
EŞYALARINI OKULA
GÖNDERMENİZ RİCA
OLUNUR. ONA ÖZEL
BİR KÖŞE
OLUŞTURUYORUZ
Meyvelerinin
faydaları
öğreniyoruz sanat
etkinlikleri ile
pekiştiriyoruz.
SANAT ETKİNLİKLERİ
□ Kâğıt işleri teknikleriyle üzüm ve şeftali
yapıyoruz.
□ Okul çantası hazırlıyoruz.
□ ‘Hayalimdeki Okul’ maketi yapıyoruz.
□ ‘Okulumu Seviyorum Partisi’ için şapka
hazırlıyoruz.
□ Japonya bayrağı yapıyoruz.
□ Ayın mesleği GURME (tatbilir) olduğu için aşçı
şapkası yapmayı öğreniyoruz.
□ Öğretmenimizin resimlerinden oluşan Ayın
kişisi posteri hazırlıyoruz.
□ Kâğıttan Geri dönüşüm projesi hazırlıyoruz.
□
□
□
□
□
Plastikten geri dönüşüm projesi hazırlıyoruz.
Japon gülü yapıyoruz.
İkeabana çiçeği yapıyoruz.
Sonbahar ile ilgili mobil yapıyoruz.
Okulumu Seviyorum Partisi için şapka
hazırlıyoruz.
□ Camdan geri dönüşüm projesi hazırlıyoruz.
□ Atık materyallerle Sumo Güreşçisini
tamamlama çalışması yapıyoruz.
□ Japonya ile ilgili şeyleri dergilerden bulup
keserek ülke panosu oluşturuyoruz.
TÜRKÇE DİL ETKİNLİKLERİ VE MÜZİK ETKİNLİKLERİ
Okulumu Seviyorum Hikâyesi
CEREN O GÜN ÇOK HEYCANLIYDI. İLK KEZ AİLESİNDEN UZAKLAŞACAK, İLK KEZ
SEVGİLİ OYUNCAKLARINDAN AYRI KALACAKTI. HİÇ TANIMADIĞI İNSANLARLA
BİR ARADA OLACAKTI. BU YÜZDEN BİRAZDA ENDİŞELİYDİ. SABAH ERKENDEN
KALKIP ELİNİ YÜZÜNÜ YIKADI. DİŞLERİNİ FIRÇALADI. YENİDEN ODASINA DÖNÜP
YATAĞININ ÜZERİNE OTURDU. SEVGİLİ OYUNCAKLARINI TEK TEK KUCAĞINA
ALIP ONLARLA VEDALAŞTI."SEVGİLİ TAVŞANCIK, BİR SÜRE AYRI KALACAĞIZ
BİLİYORUM ,BENİ ÖZLİYECEKSİNİZ.BENDE SİZİ ÖZLEYECEĞİM AMA ANNEMLE
BABAM,OKULA GİTMEMİN YARARLI OLACAĞINI SÖYLÜYOR.BELKİDE
ÖYLEDİR".O SIRADA ANNESİNİN SESİNİ DUYDU.KAPISINI TIKLAYIP KENDİSİNİ
ÇAĞRIYORDU. CEREN UYANDIĞINI SÖYLEYİNCE , ANNESİ YÜZÜNDEKİ HER
ZAMANKİ GÜLÜMSEMEYLE İÇERİ GİRDİ.KIZINA SARILIP SEVGİYLE ÖPTÜ "NE
O?OYUNCAKLARINLA MI VEDALAŞIYORSUN?"."EVET ANNECİĞİM ONLARDAN
AYRILACAĞIM İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM ONLARDA ÇOK ÜZGÜNLER BAKSANA
TAVŞANCIK NASILDA YÜZÜNÜ ASMIŞ..." ANNESİ CEREN'İ ÜZGÜN GÖRÜNCE
DAYANAMADI. ONU NEŞELENDİRMEK İÇİN OYUNCAK TAVŞANI KUCAĞINA
ALDI."AA,ÖYLE Mİ?SEN ÜZÜLDÜN MÜ TAVŞANCIK?AMA BİLİYOR
MUSUN,CEREN OKULA GİDİP YENİ ARKADAŞLAR EDİNECEKYENİ OYUNCAKLAR
GÖRECEK YENİ OYUNLAR ÖĞRENECEK.SONRADA GELİP SİZE ONLARI
ANLATACAK.BÖYLECE SİZDE YENİ ŞEYLER ÖĞRENMİŞ OLACAKSINIZ .HEP
BİRLİKTE DAHA ÇOK EĞLENECEKSİNİZ".SONRADA CERENE DÖNEREK
"BAK,TAVŞANCIK ÇOK SEVİNDİ .KEŞKE BENDE ONUN YERİNDE OLSAYDIMDA
OKULA GİTSEYDİM"DİYOR DEDİ. ANNESİNİN BU SÖZLERİ CERENİ
RAHATLATMIŞTI. HEMEN KALKIP GİYSİLERİNİ GİYDİ ODASINI TOPLAMAYA
ÇALIŞAN ANNESİ YARDIM ETTİ. BİRLİKTE AŞAĞI İNDİKLERİNDE, BABASI
KAHVALTI MASASINI HAZIRLAMIŞ ONLARI BEKLİYORDU.NEŞE İÇİNDE
KAHVALTILARINI YAPTILAR.SONRADA CERENİN
SONBAHAR DRAMASI
Amaç: Sonbahar kavramını verilen yönergelere uygun bir biçimde
bedenini kullanarak kavrayabilme ve gruplaşma sorununu ortadan
kaldırma
Öğretmen, çocuklara etkinliğe başlamadan önce ‘’ Sonbahar
Mevsiminde’’ doğada ve canlılarda ne gibi değişiklikler olduğuna dair
genel bilgiler verir çocuklarla konuşur ve etkinliğe geçer.
OKULUNA GİTMEK İÇİN YOLA ÇIKTILAR.OKULA GELDİKLERİNDE CERENİN
HEYCANI DAHADA ARTMIŞTI KENDİSİ GİBİ ONLARCAÇOCUK,ANNELERİNİN
BABALARININ ELLERİNİ TUTMUŞ ZİLİN ÇALMASINI,TÖRENİN BAŞLAMASINI
BEKLİYORDU. ONLARDA OKUL BAHÇESİNE GİRİP BİR KÖŞEDE BEKLEMEYE
BAŞLADILAR.CEREN,YAKINLARINDA DURAN BİRKAÇ ÇOCUKLA GÖZ GÖZE
GELDİ.ONLARINDA KENDİSİ GİBİ ÇEKİNGEN VE HEYECANLI OLDUĞUNU
GÖZLEDİ"DEMEK Kİ ONLARDA BENİM GİBİ BURAYA İLK KEZ GELİYORLAR"DİYE
DÜŞÜNDÜ.AZ SONRA TATLI BİR MELODİ YÜKSELDİ OKULUN BAŞLAMA SİZİ
ÇALIYORDU.BÜTÜN ANNE VE BABALAR ,ÇOCUKLARIYLA BİRLİKTE SIRAYA
GEÇTİLER. CEREN AZ ÖNCE GÖZ GÖZE GELDİĞİ ÇOCUKLARDAN BAZILARININ
KENSİ GRUBUNDA OLDUĞUNU GÖRÜNCE ÇOK SEVİNDİ.ONLARDAN BİRİYLE DE
HEMEN TANIŞTI "MERHABA,BENİM ADIM CEREN...""BENİM ADIM DA
ECEM.SENİ TANIDIĞIMA ÇOK SEVİNDİM,CEREN.BİRBİRİMİZDEN HİÇ
AYRILMAYALIM,OLUR MU?" "TAMAM,HİÇ AYRILMAYALIM ECEM" O SIRADA
YANLARINA GÜLER YÜZLÜ,GENÇ BİR BAYAN GELDİ.EĞİLİP İKİSİNİDE
OKŞADI:"AH NE GÜZEL !HEMEN KAYNAŞMIŞSINIZ.BENİM
ADIM,SEVİL...ÖĞRETMENİNİZİM".İKİSİDE SEVMİŞLERDİ BU GÜLER YÜZLÜ
ÖĞRETMENİ.ONLARDA KENDİLERİNİ TANITTILAR.ÖĞRETMENLERİNİN
ELLERİNDEN TUTUP SINIFA DOĞRU YÜRÜRKEN CEREN DAYANAMAYIP SORDU
"ÖĞRETMENİM TAVŞANCIK'IDA BURAYA GETİREBİLİR MİYİM?" "ELBETTE AMA
BURADADA ÇOK GÜZEL OYUNCAKLAR VAR"."OLSUN... BEN YİNE DE
TAVŞANCIĞIMI GETİRİP ONLARLA TANIŞTIRMAK İSTİYORUM"."ÇOK İYİ
DÜŞÜNMÜŞSÜN.İSTEDİĞİN ZAMAN GETİREBİLİRSİN".OKUL KAPISINDAN İÇERİ
GİRERKEN ,CEREN DÖNÜP ANNESİYLE BABASINA EL SALLADI"HOŞCAKAL ANNE
HOŞÇAKAL BABA!"SONRA DÖNÜP OKUL TABELASINA BAKTI "MERHABA
SEVGİLİ OKULUM!"
koyarak çamuru alma hareketi yapıp üzerine sürme hareketi yaparlar ve
sonra zıplayarak yağmur damlalarını tutma hareketi yaparlar)
_Çocuklar şimdi hepimiz ağacın dallarındaki yapraklarız ama hepimiz
sıkı tutunalım her an düşebiliriz. Rüzgar çıktı savruluyoruz
huuuuuuuuuuuu, ağaçtan ayrıldık etrafa her yere dağıldık rüzgar çok
şiddetli esiyor.(çocuklar birleşerek el ele tutuşur ağacın yaprakları olur
Öğretmenin yönergesiyle çocuklar el ele tutuşarak halka olurlar.
Öğretmen çocuklara: ‘Şimdi Sonbaharın Resmini çizeceğiz hep beraber’
’der ve etkinliğe başlar. Öğretmen ortaya geçerek söz ve hareketlerle
gerekli yönergeleri veriri ve çocuklar onu takip ederek canlandırmaya
başlarlar. Öğretmen:
_Evet, çocuklar hepimiz bulut olup gökyüzünde gezinelim ve el ele
tutuşarak birbirimizi bulalım ve gökyüzünden aşağıya inelim
der.(çocuklar kollarını açarak serbest bir şekilde dolaşırlar ve el ele
tutuşup daire olarak birleşip yere çökerler)
_Hadi şimdi şimşek olup yanıp sönelim ve gök gürültüsü olup güm güm
diye gürleyelim ve yağmur yağdıralım. Her birimimiz yağmur damlası
olduk şimdi yeryüzüne akıyoruz şıp şıp ve dolu olduk daha hızlı
yağıyoruz.(çocuklar çömelik vaziyetten ayağa kalkarak şıp şıp diyerek
zıplamaya başlarlar dolu olduğunda ise daha hızlı zıplayarak ayaklarını
çok ses çıkartacak şekilde yere vurular)
_Şuan topraktayız toprağın mis gibi kokusu geliyor burnumuza hadi
koklayalım hep beraber ve yerden çamur alıp üzerimize her yerimize
sürelim. Üstümüz kirlendi şimdi napıcaz? O zaman yağmur yağmaya
devam etsin üzerimize ve yağmurda yıkanalım şırıl şırıl. Ve damlaları
tutmaya çalışalım(her çocuk yere uzanma hareketi yapar ellerini yana
Canları candan tatlı
-okul, öğrencilerBaşlatır o heceden
Çıkarır hep yüceden
Çok oğlu kızı var
Nede tatlı sözü var
-öğretmen'yaz' derim yazar,
'çiz' derim çizer
Resim yapmayı
Çok çok sever
ve birbirinden ayrılırlar)Kimimiz çamura battı, kimimiz ezildi kimimizi de
rüzgar çok uzaklara götürdü.(her çocuk çeşitli öykünmeler yapar)
_ Evet, çocuklar şimdi hepimiz birer kuşuz cik cik cik ve uzaklara göç
edeceğiz takip edin beni.(tüm çocuklar öğretmenin yönergesiyle
öğretmeni takip ederek arkasında tek sıra olurlar ve uçma hareketi
yapılarak uzaklaşılır)Etkinlik sonunda öğretmen çocuklarla etkinlik
hakkında konuşur ve etkinlik sırasında neler hissettiklerine dair her
birinin fikirlerini alır.
Bulutlar kucaklaştı,
Şıpır şıpır damladı,
Yeryüzü ıslandı.
(Yağmur)
Ben giderim, o gider
Başımda gölge eder.
(Şemsiye)
Binyaprak bin çiçek
-kitapBir kovanda bin arı
Bini çalışkan arı
Balları baldan tatlı
Sapından tutarsın
İçini doldurursun
Renk renk ellerde
Okula taşırsın
(okul çantası)
Hem arkadaştır
Tatlıdır sesi
-kalemAğaç değil yaprağı var
Güneş değil ışık saçar
-kitapBen yazarım o siler
-silgiBiz ayrılmaz ikiliyiz
Ben açarım sen yazarsın
-kalemtıraş, kalem-
OKUL YOLU ŞARKISI
Okul yolu düz gider
Çocuklar bayram eder
Öğretmenler olmasa
Emekler boşa gider
Okul yolu taş olur
Çalışanlar baş olur
Tembel tembel gezme hiç
İki gözün yaş olur
Hem anne-babadır
İçimizden en bilgilisi
(öğretmen
Kutu kutu odalar
İçinde ne güzel
Oyuncaklar kitaplar
Oyun oynar
Şarkı söylerler
Öğretmenler çocuklar
(okul)
ANAOKULU ÇOCUKLARI ŞARKISI
Biz anaokulu çocuklarıyız
Hem çalışır hem oynarız
Öğretmeni candan dinler
Neler öğretir, o bize neler
Kâğıt, kalem silgi, defter
Bizi ancak onlar adam eder
Öğretmeni candan dinler
Neler öğretir o bize neler
OYUN ETKİNLİKLERİ
UYUM HAFTASI GÜNAYDIN OYUNUMUZ
Saatim çaldı bip bip bip
Yüzümü yıkadım şap şup şup
Dişimi fırçaladım faş fuş fuş
Kahvaltı yaptım ham hum hum
La-la-la-la-la-la
Servisim geldi düt düt düt
Okula gidiyoruz hop hop hop
Arkadaşımla kih kih kih
Hostes dedi ki şşşt şşşt şşşt
La-la-la-la-la-la
Okula geldik hey hey hey
Servisten indik rap rap rap
Sınıfın kapısı tak tak tak
Herkese birden günaydın
La-la-la-la-la-la
ÖĞRETMEN SEVGİSİ – TANIŞMA
Oyun: Öğretmen çocukların dolabına önceden şeker, çikolata vs. sürpriz hediyeler koyar sınıfa
gelen çocuk ismini söyleyip dolabındaki hediyeyi alıp yerine oturur. Bütün çocuklar aynı şekilde
devam eder.
Örnek: sınıfa çocuk sayısı kadar balon asılır. İçerisine v.s. konulur. Her gelen çocuk adını söyleyip 1
balon patlatır. Şekerini alıp yerine oturur.
Okulun ilk günü hediyeleşme: okulun ilk günü her çocuk bir hediye ile gelir. Öğretmenin belirlediği
bir arkadaşına verir. Ve çocuklar arasında kaynaşma sağlanır. (çocuk ve veli okul açılmadan önceki
hafta öğretmen ile tanışmak için toplantı yapılabilir.)
* Veli ve çocuk öğretmen ile tanışmaya geldiğinde öğretmen veliye gizlice çocuk için küçük hediye
verir. Veli eve gittiğinde çocuğun yastığının altına koyar. Veli bu hediyeyi öğretmenin gönderdi
diyerek çocuğun öğretmene ısınması sağlanabilir.
* Veli çocuğa sende öğretmenin için bir resim yapabilirsin diyebilir. Çocuk resmi okulun ilk günü
getirip öğretmene hediye edebilir. Resimler panoda sergilenebilir.
Öğretmenin Kendini Tanıtması ve Çocuğa sınıfının İsminin Öğretilmesi
Şiir:
Yüzün güzel kalbin sıcak
Açtın bana hemen kucak
Bir annemde sensin benim
Benim canım öğretmenim
Şiir:
Benim adım Ayşe,
Ayşe Çokbilmiş (Çocuk adını ve soyadını söyler)
6 Yaşındayım
Tomurcuklar sınıfındayım.
ARTIK
YAŞINDAYIM
3 yaş benmerkezcilik ve inatçılık özelliklerinin görüldüğü zorlu bir dönemdir.
3 yaştaki çocukların en sevdikleri kelimelerin "hayır", "ben", "ben yapacağım" olduğu görülebilir. İnatçı ve kararlı tutumları, isteklerine "hayır" dendiğinde
geçirilen öfke nöbetleri ve ağlama krizleri hep bu dönemin karakteristik özellikleridir. Genelde 2,5–3 yaş civarındaki tüm çocuklarda bu davranışların zaman
zaman gözlenmesi çok doğaldır. Yine bu yaş grubundaki çocuklar, okula başlayarak birey olma yolunda çok ciddi bir adım atmış olurlar. Artık onlarında
kendilerine ait bir dünyaları vardır. Buna paralel olarak gittikçe daha çok sosyalleşir, zihinsel olarak gelişir ve kelime hazineleri hızla gelişir.
Bu yaş grubu "paralel oyun" denilen dönemdedir. Yani birbirleriyle oyun kurmaktan çok, oyuncağa yönelik oyunlar oynarlar. Diğer arkadaşları ile ancak
elindeki oyuncak alındığında ilişki kurarlar. Zaman zaman paylaşma konusunda yaşadıkları zorlukları arkadaşlarına fiziksel zarar verme boyutuna da
taşıyabilirler (vurma, bağırma, ısırma vb.). Aslında 2,5–3 yaş grubunda, bu tür durumlarda yaşanan doğal tepkilerdir.
Bu döneme, "Özgürlüğe karşı birinci atılım", "Birinci kaprisler çağı", "Egosantrik dönem", "3 yaş bunalım dönemi" gibi isimlerde verilmektedir. Çocuk,
ego´sunu, yani benliğini bu dönemde keşfeder. Bu keşfin iyi olmadığı, başarılı atlatılamadığı durumlarda halkın egoist dediği, bencil bir tip ortaya çıkması çok
doğaldır. Ortaya çıkan daha sonra giderilebilmesi ancak uzman yardımlarıyla o devrede veya daha sonraki ay ve yıllarda derinlemesine çalışılarak mümkün
olabilmektedir.
3 yaş civarındaki çocuklar artık kendi öz bakımlarını karşılayabilecek birçok beceriye sahiptirler. Eğer fırsat verilirse yemek yemek, giyinmek soyunmak,
temizlik gibi birçok ihtiyaçlarını kendileri karşılayabilirler. Başkalarına isteklerini belirtecek ve sosyal ilişki kurabilecek dil gelişimi düzeyine sahiptirler.
Kendilerine söylenenleri, yönergeleri dinleyebilecek ve anlayabilecek yeterliliktedirler. Diğer çocuklarla oynayabilecek sabrı ve işbirliğini gösterebilecek
olgunluktadırlar. Yani bu yaş çocuğun sosyal bir grubun parçası olmaya en hazır olduğu yaştır. Çocuklar genellikle 3 yaşlarında yuvaya gidebilecek olgunluğa
erişirler. Anneye olan bağımlılığın yerini kendine güven almaya başlar.
Henüz tam anlamıyla anneden ayrışmamış da olsa verilecek desteğe bağlı olarak çocuk ilk kez anneden kopup uzunca bir süre başka bir sosyal ortamda
kalabilecek olgunluğa erişmiştir. 3 yaş önemli bir geçiş sürecidir. Bu dönemde “ben ve başkaları” kavramı gelişir. İhtiyaçlarını geciktirmeyi öğrenir. Paylaşmayı
ve grupla oynamayı ve basit kurallara uymayı bu yaşta başarabilir.
Bu dönemde ailenin tavrı çok önemlidir. Bu birey olmaya geçiş sürecinde çocuğun bazı taleplerini karşılarken bir parça geciktirmek, paylaşabildiğinde ve
kurala uyduğunda ödüllendirmek çocuğun ben merkezcilikten kurtulmasında etkili olacaktır. Birçok oyunu ve aktiviteyi sürdürebilecek sabrı olan 3 yaş
çocuğu yine de hala bir sorumluluğu uyarısız sonuna kadar sürdüremeyebilir.
3 yaşını dolduran çocuklar hem fiziksel hem de zihinsel özellikleri bakımından oldukça gelişmiş durumdadır. Hareket koordinasyonları çok artmıştır.
Bedenlerini yetişkinlerin yapabildikleri birçok için rahatlıkla kullanabilirler. El becerileri oldukça gelişmiştir. Kalem kullanmaya, çizgiler çizmeye başlarlar. Dış
dünyaya ve olgulara ilişkin sorular sorarlar ve çok meraklıdırlar. Sosyal anlamda çok gelişmiştirler. Başka çocuklarla bir arada olmaktan keyif duyarlar. Kendi
isteklerinin yerine getirilmesi konusunda ısrarcı olduğunda grup tarafından kabul görmediğini fark etmeye başlar. Onlarla birlikte olmak için zaman zaman
onların isteklerine de cevap vermesi gerektiğini öğrenir.
Özellikle bu dönemde çocuk çevresindeki yetişkinlerin sorun çözme biçimlerini taklit eder. Yani bir problem çıktığında anne ve babası saldırgan davranıyorsa
çocuk da benzer durumlarda saldırgan davranmayı öğrenir. Saldırganlık çok küçük yaşlardan beri öğrenilen bir tutum olmakla birlikte özellikle bu yaşlarda
taklit çok fazla görülür. Anne-babaların özellikle bu dönemde çocuğun sosyal yönünü geliştirecek bir tavır içinde olmaları önemlidir. Ayrıca zihinsel gelişimi
için çocukların sorularına uygun ve doğru yanıtlar bulmaları, öğrenme isteklerinin kırılmaması açısından önem taşımaktadır. Ayrıca bu dönemde çocukların
çok hareketlenirler ve tehlikelere maruz kalma olasılıkları da artar. Kazaların en fazla rastlandığı yaş 4 yaş civarıdır. Bu nedenle de anne babaların çok dikkatli
olmaları gerekmektedir. Burada çocuğu hem korumak hem de birçok şeyi denemesine fırsat vermek oldukça zor bir ayaradır. Genellikle çocuğun güvenliği ön
planda tutulmaktadır. Oysa çocuğun yaşam deneyimiyle öğreneceği şeylerin de hem zihinsel, hem fiziksel hem de duygusal gelişim açısından önemi çok
büyüktür.
3 Yaş Çocuğuna Yaklaşım Nasıl Olmalı?
3 yaşındaki çocuk elinden gelse dünyayı keşfetmeye çalışır. Kırılabilecek şeyleri kırmaya, kalemlerle bir yerleri çizmeye ihtiyacı vardır. Buna göre bir oda veya
köşe hazırlanması evde çocuk için faydalı olur. Çocuğu bütün bunlarda tecrübe sahibi olmasında kontrolümüz dahilinde serbest bırakmalıyız.
Çocuk bu çağda (2,5–4 yaş) çevreden ve aileden çözülerek daha özgürlükçü bir tavır benimser. Amaç ileride tek başına hayatını yaşayabilecek hale
gelmesidir. Bunun ilk sınavı bu dönemde verilmektedir.
Bu dönemin bir diğer adı da "ilk karşı koyma bunalım dönemi"dir. Bu nedenle çocuk kendisine vasilik edenlere karşı koymadan rahat edemez. Bunun da
sebebi şudur: O kendi kuvvetini tanıyacaktır. Kendi öz kuvvetini deneyecektir. Kendini kabul ettirmeye çalışacaktır. Daha ileriki yıllarda geçireceği, ikinci
bunalım dönemi için güç toplayacaktır. Sosyal benliği keşfetme buhranı, bunun için daha şimdiden kendisine cemiyette bir yer temin etme sancılarını
halledebilmek için zeminler hazırlamakla meşguldür.
Anne ve babanın çocuğun eğitiminde aynı paralelde olmaları ciddi bir sorundur. Yani aynı bilgileri birlikte bilmeli ve uygulamalıdırlar. Görüş ayrılıkları varsa
bunlar uygun şekillerde biran önce ortaya konulup giderilmelidir yoksa bundan sadece anne baba değil çocuk da çok örselenecektir. Çocuğun psiko-sosyal
özellikleri ve başarılı bir uyumun esasları konusunda anne ve babanın fikir birliği içerisinde olmaları, aile ve çocuk mutluluğu açısından aşılması gereken ilk
aşamadır.
Çocuğun normal gelişimi açısından gürültü etmesi bir gereksinimdir. Fazla sessiz çocuklar, çok hareketli çocuklardan daha çok endişe uyandırmalıdır.
Rehberlik her şeyden önce sevgi, tolerans, otorite, sabır ve inanma işidir. Çocuğa anne ve babasından istediği psiko-sosyal hakları sevgi vb. verildiği zaman,
ondan da bazı şeyler istemek ve almak daha kolaylaşır. Örneğin otoritemize itaati gibi. Nitekim gerçek sevgi ve tolerans görmüş çocuklar anne ve babalarının
otoritelerini daha rahatlıkla kabul ederler ve onlara itaat ederler. Çocuk üzülüyor, ağlıyor diye onun iyiliği için ondan beklediğimiz işleri yapmıyorsa, söz
tutmuyorsa, bu istediklerimden vazgeçmek, çocuğun işlerini ağlayarak yaptırabileceğine dair onda bir kanı oluşmasına sebep olur.
Bu nedenle çocuktan bir şeyler isterken bunların istenebilecek şeyler olup olmadığı konusunda önce iyi karar verip ondan sonra kararlı olarak onu
uygulamamızda büyük yararlar vardır. Örneğin bu dönem bunalımı içerisinde olan çocuğun televizyon seyredip seyretmemesi konusunda verilmiş ciddi ve
tutarlı karar alınmalı ve istikrarlı bir şekilde uygulanmalıdır. Birbirini çelişkiye düşüren davranışlar çocuğu da, aileyi de mutsuzluğa götürür. Çocuğu
eğitenlerin bir süre sonra çocuk karşısında etkisiz hale gelmeleri bundandır.
Yetişkinler, çocuğun akrabaları ve diğer sosyal çevre bireyleri, çocuğu yola getirmek veya ona karşı yeterince etkili olabilmek için ne kadar araya girerlerse,
çocuğun karşı koyma tepkileri de o nispette çok şiddetli olur. Çocuğun kaprisleri giderek artar. Anne-baba burada esastır. Diğer sosyal çevre bireyleri annebabanın otoritesini çocuk üzerinde sarsacak davranışlardan sakınmalıdırlar.
Çocuğun kaprisleri karşısında yapılabilecek en iyi hareket tarzı, çocuğun tehlikesizce yapabileceği şeyleri yapmasına izin vermek, öte yandan da kaprislerini
görmezlikten gelmektir. Suçları karşısında veya yapması lazım gelen işlerinde sarsılmaz bir sesle ve sakinlikle onu eğitmek gerekir.
ARTIK
YAŞINDAYIM
3 yaş dolana kadar ay ay aktardık ancak artık bebeğiniz bebek olmaktan çıkmaya hazır ve 4 yaşına girdi bile. Bu yüzden onu artık çocuk olarak
çağırmanın vakti geldi de geçiyor diyebiliriz. 4 yaş çocuk gelişimi hakkında bilmeniz gereken her şeyi sizler için araştırdık ve değerlendirdik.
3 yaş öncesi dönemin aksine 4 yaşına giren ve bilhassa onu doldurmak üzere olan çocuklar, eskisi gibi her şeyin kendi istedikleri gibi olması talebine bir
son verirler ve başkalarının da kendi istedikleri şeyler olduğunu idrak etmeye başlarlar. Dolayısıyla bir şeyi yapamayacağını ve ona sahip olamayacağını
belirtecek olursanız bu konuda biraz daha anlayışlı olması muhtemel diyebiliriz.
Artık sosyal hayatta da biraz daha hareketli olacaktır. Her ne kadar bu yaşlarda kızlı erkekli bir arkadaş grubundan hoşlansa da, okul dönemine girdiği
zaman genel anlamda sadece kendi cinsini arkadaş olarak belleyecektir. Henüz cinsiyetler konusunda yeni yeni bilinç kazanan çocuklar, bu dönemde
kendi cinslerini daha tanıdık geldiği için tercih edebiliyorlar.
Merdivenlere ve ağaçlara çıkabilen, bisiklet sürebilen, koşabilen ve kolayca yürüyebilen çocuğunuz, bu dönemde biraz da enerjik bir yapı
sergileyecektir. Dolayısıyla fazla hareketli olması nedeniyle siz de biraz yorulabilirsiniz. Top oynama, tek ayaküstünde durma, yerden bir şeyler alma gibi
motor becerilerde ise giderek daha da kusursuz hale gelecektir. Ancak bunların hepsinin olmasının 4. yaşın dolmasına yakın olabileceğini de unutmamalı
ve ona biraz zaman tanımalısınız.
Ana motor becerilerin yanında ince motor becerileri konusunda da gelişim gösteren çocuğunuz, gözlerini ayrı ayrı kapatıp açabilir, ufak oyuncaklarla
başarılı bir şekilde oynayabilir, boyama kitabını yardım almadan boyayabilir, hatta harfleri bile taklit ederek kâğıda çizebilir. Soyut kavramlar konusunda
da gelişim gösteren çocuğunuz, bir resim yapmadan önce resimde neyi çizeceğini de hayal edip söyleyebilir.
Konuşma becerisinin de bu dönemde artması, artık yetişkinler gibi cümleler kurmasını sağlayabilir ve dilbilgisi olarak doğru tümcelerle karşınıza çıkar.
Ancak bu dönemde çok fazla soru sorması ve meraklı olması biraz başınızı ağrıtabilir.
DERİNSU AİLESİ MUTLU
BAYRAMLAR DİLER 

Benzer belgeler

1.Sınıfta karşılaşılabilecek problemler

1.Sınıfta karşılaşılabilecek problemler dünyaya ve olgulara ilişkin sorular sorarlar ve çok meraklıdırlar. Sosyal anlamda çok gelişmiştirler. Başka çocuklarla bir arada olmaktan keyif duyarlar. Kendi isteklerinin yerine getirilmesi konus...

Detaylı