Proje sonuç raporu - Sporda Toplumsal Araştırmalar Grubu
Transkript
Proje sonuç raporu - Sporda Toplumsal Araştırmalar Grubu
Türkiye’de Kadınların Fiziksel Aktiviteye Katılımlarının Toplumsal Sınıf ve Toplumsal Cinsiyet Ekseninde Analizi: Fiziksel Aktiviteye Katılım Kadının Toplumsal Konumunu Güçlendirici Bir Etkiye Sahip Olabilir mi? Proje No: 106K345 MAYIS 2008 ANKARA ÖNSÖZ Fiziksel aktivite alanı, toplumsal yapı içinde kendine özgü söylemleri ve pratikleri olan, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyetten bağımsız düşünülemeyecek toplumsal bir pratiktir. Araştırmada, kadınların fiziksel aktiviteye katılımları ve fiziksel aktivite alanı ile kurdukları ilişki, toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıfı birbirinden ayrı kategoriler olarak görmeyen, iktidar analizini içeren bir ilişkisel yaklaşım çerçevesinde ele alınmıştır. Bu bağlamda, araştırma projesinde temel olarak kadınların fiziksel aktiviteye katılım düzeyleri, fiziksel aktivite alanından bekledikleri fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararlar (katılımlarını belirleyen faktörler), bu yararlara ulaşım derecesi ve hayatlarında ortaya çıkan değişimler toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıf ekseninde analiz edilmiştir. Ayrıca, bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanının direnme ve değişim için bir alan olup olamayacağı kadının güçlenmesi bağlamında sorgulanmıştır. Spor bilimleri alanında yürütülen bu proje, kadın çalışmalarının merkezinde yer alan, kadının toplumsal yapının her alanında eşit fırsatlardan yararlanmasına ve toplumsal konumunun güçlenmesine yönelik politik bir proje olarak düşünülmektedir. Kadınların toplumsal yaşamdaki konumunun iyileştirilmesine yönelik çabaların ayrılmaz bir parçası olan spor ve fiziksel aktivite alanı, bir çok Avrupa Birliği ülkesinin gündeminde yer almakta ve bu gündeme yönelik projeler yürütülmektedir. Ülkemizde ise bu tür projeler çok sık ele alınmamaktadır. Bu tür projelerin geliştirilememesinin önemli nedenlerinden birisi, kadınların spora ve fiziksel aktiviteye katılımlarının görünür olmaması olabilir. Bu nedenle, son yıllarda ülkemizde de gerekliliği gündemde olan kadınların spor ve fiziksel aktiviteye katılımını arttırmaya yönelik projelerin yapılabilmesi için, öncelikle kadınların spor ve fiziksel aktivite alanındaki konumunu, spora ve fiziksel aktiviteye katılım biçimlerini ve düzeylerini belirleyen temel araştırmalara ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, bu araştırma aracılığı ile kadınların spor ve fiziksel aktivite alanındaki görünürlüğünü kazandırmak hedeflenmekle birlikte, araştırma sonucunda elde edilen bulguların kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını arttırmaya yönelik eylem odaklı projelere de temel oluşturacağı düşünülmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkeğin kamusal ve özel alanın her alanında eşit fırsatlara, haklar ve sorumluluklara sahip olması, kadın ve erkeğin eşit oranda görünür, güçlü ve eşit katılımda olmasının sağlanmasıdır. Toplumsal cinsiyetin spor kurumu ile ilgili ana i plan ve politikalara yerleştirilmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitliği düzenlemelerinin yapılabilmesi için spor ve fiziksel aktivite alanında kadın ve erkeğin deneyimlerinin görünür kılınmasını sağlayan toplumsal cinsiyet çalışmaları önemlidir. Belki spor kurumunun şeffaflığından belki de beden/zihin ayrımının keskinliğinden olsa gerek sosyal bilimler alanında spor ve fiziksel aktivite alanının yeterince incelenmemiş olması bu görünmezliği katmerlendirmektedir. Bu noktadan hareketle, bu çalışmanın en temel amacı kadınların fiziksel aktivite alanındaki deneyimlerine görünürlük kazandırmaktır. Bu araştırma projesi Türkiye Bilimsel ve Akademik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenmiştir. ii İçindekiler Sayfa no Tablolar Listesi V Şekiller Listesi Vi Özet Vii Abstract Viii BÖLÜM I. GİRİŞ 1 BÖLÜM II. GENEL BİLGİLER 3 2.1. Temel kavramlar 3 2.2. Fiziksel aktivite ve katkıları 4 2.3. Spor, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite ve toplumsal 7 cinsiyet 2.4. Bourdieu, spor ve fiziksel aktivite 11 2.5. Serbest zaman kullanımı ve toplumsal cinsiyet 14 2.6. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite ve karşılaşılan zorluklar 15 2.7. Postyapısalcı feminizm ve serbest zaman 16 2.8. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılım kadınların 17 toplumdaki konumlarının güçlenmesinde bir araç olabilir mi? 2.9. Türkiye’de kadınların konumu 19 2.10. Türkiye’de kadınların spor ve serbest zaman etkinliği olarak fiziksel 21 aktiviteye katılımları BÖLÜM III. GEREÇ VE YÖNTEM 23 3.1. Katılımcılar 23 3.2. Veri toplama teknikleri 26 3.3. Veri analizi 31 3.4. Karşılaşılan yöntemsel güçlükler ve sınırlamalar 34 BÖLÜM IV. BULGULAR 36 4.1. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri 37 4.2. Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı 46 4.3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler 52 4.4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam 58 ettirebilmek için kullandıkları stratejiler iii 4.5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi 62 BÖLÜM V. TARTIŞMA 70 5.1. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri 70 5.2. Fiziksel aktiviteye katılımın katkıları 71 5.3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler 73 5.4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmekve katılımlarını devam 75 ettirebilmek için kullandıkları stratejiler 5.5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi 78 BÖLÜM VI. SONUÇ VE ÖNERİLER 82 6.1. Sonuç 82 6.2. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını arttırmaya yönelik öneriler 85 REFERANSLAR 86 EK 1. Katılımcıların sosyodemografik bilgileri 97 EK 2. Hanımlar lokali izin yazısı 98 EK 3. Bireysel görüşme listesi 99 EK 4. Hanımlar lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait 101 sosyodemografik bilgiler EK 5. Özel spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait 102 sosyodemografik bilgiler EK 6. Üniversite spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait 103 sosyodemografik bilgiler EK 7. Kişisel bilgi formu 104 EK 8. Bilgilendirme ve onay formu 106 EK 9. Odak grup görüşme listesi 107 EK 10. Odak grup görüşme formu 108 EK 11. Bireysel görüşme formu 110 EK 12. Görüşmeci raporu 111 EK 13. Katılımcıların fiziksel aktivite ve spora katılımı 112 EK 14. Odak grup görüşmesinden veri kesitler (Örnek 1) 121 EK 15. Odak grup görüşmesinden veri kesitler (Örnek 2) 124 EK 16. Derinlemesine bireysel görüşmelerden veri kesiti 126 iv Tablolar Listesi Sayfa no 46 Tablo 1. Kadınların Fiziksel aktiviteye katılım nedenleri Tablo 2. Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı 52 Tablo 3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler 58 Tablo 4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam 62 ettirebilmek için kullandıkları stratejiler Tablo 5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi v 69 Şekiller Listesi Sayfa no Şekil 1. Örnek veri analizi; açık kodlama ve tematik kodlama 33 Şekil 2. Spor ve fiziksel aktivite bağlamında toplumsal sınıf ve habitus ilişkisi 63 vi TÜRKİYE’DE KADINLARIN FİZİKSEL AKTİVİTEYE KATILIMLARININ TOPLUMSAL SINIF VE TOPLUMSAL CİNSİYET EKSENİNDE ANALİZİ: FİZİKSEL AKTİVİTEYE KATILIM KADININ TOPLUMSAL KONUMUNU GÜÇLENDİRİCİ BİR ETKİYE SAHİP OLABİLİR Mİ? Özet: Araştırmanın birinci amacı, kadınların fiziksel aktiviteye katılım düzeylerini, bu alandan bekledikleri fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararları, bu yararlara ulaşım derecesini ve hayatlarında ortaya çıkan değişimleri toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıf ekseninde analiz etmektir. Araştırmanın ikinci amacı, fiziksel aktivite alanının direnme ve değişim için bir alan olup olamayacağını kadının güçlenmesi bağlamında incelemektir. Bu amaç kapsamında, Ankara ilinde yer alan spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan 94 kadın ile derinlemesine bireysel görüşme yapılmıştır. Görüşmelerde elde edilen veriler içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. İçerik analizi sonucunda elde edilen veriler kadınların bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanını ev içi alanın dışında var olabilecekleri kendilerine ait bir alan olarak gördüklerini göstermektedir. Fiziksel aktivite alanında katılımcı olarak var olan kadınlar, katılımları sonucunda çeşitli psikolojik, sosyal ve fizyolojik katkılar elde etmişlerdir. Ayrıca, kadınlar serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılabilmek katılımlarını devam ettirebilmek için karşılaştıkları zorluklara yönelik çeşitli stratejiler kullanmaktadırlar. Kadınların karşılaştıkları zorluklar ve bu zorluklara karşı kullandıkları stratejiler ise toplumsal sınıfa göre farklılık göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Fiziksel Aktivite, Toplumsal Cinsiyet, Toplumsal Sınıf vii ANALYSIS OF WOMEN’S PARTICIPATION IN PHYSICAL ACTIVITY REGARDING THE INTERCONNECTION BETWEEN GENDER AND SOCIAL CLASS: CAN PHYSICAL ACTIVITY PARTICIPATION HAVE AN EFFECT ON THE EMPOWERMENT OF WOMEN IN SOCIETY? Abstract The primary purpose of this project is to analyse women’s physical activity participation level, their physical, social and economic expectation from participation and possible changes in their social life after participation. The second purpose is to discuss the importance of the field of physical activity as a field of resistance and social change regarding women empowerment. 94 individual interviews were conducted with women who were participating in physical activity in several sport centers in Ankara. Data were analysed by content analysis. The findings of the content analysis indicated that women perceived the field of leisure time physical activity as a private space. Women had psychological, social and physiological contribution from their leisure time physical activity participation. In addition, women used several negotiation strategies to participate in leisure time physical activity and continue their participation. Constraints to leisure time physical activity participation and negotiation strategies of women were differed according to social class. Keywords: Physical Activity, Gender, Social Class, viii BÖLÜM I GİRİŞ Son yıllarda, özellikle ülkemizde, kadınların serbest zaman etkinligi olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında bir artış gözlenmekle birlikte kadınların fiziksel aktivite düzeyleri erkeklerden çok daha düşük olmakta ve kadınlar fiziksel aktivitenin yararlarından yeterince faydalanamamaktadırlar. Bunun en önemli nedenlerinden birisi, kadınların toplumsal hayatlarını belirleyen toplumsal cinsiyet ilişkileri çerçevesinde fiziksel aktivitenin kadınların yaşamlarının bir parçası olmamasıdır. Kadınların fiziksel aktivite deneyimlerini görünür kılacak bilimsel araştırmalar, fiziksel aktiviteyi kadınların yaşamlarının bir parçası haline getirmenin ve daha fazla kadının fiziksel aktivitenin yararlarından faydalanmasını sağlamanın yollarından birisidir. Farklı toplumsal sınıflardan kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimlerini anlayabilmenın yollarından biri ise, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet ekseninde fiziksel aktivite pratiklerinden beklenen fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararların kadınlar tarafından nasıl algılandığını ve takdir edildiğini ortaya çıkarmaktır. Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarını konu edinen araştırmalar özellikle Batı ülkelerindeki orta sınıf kadınlar üzerine yoğunlaşmakla beraber, son yıllarda Avrupa ve Amerika merkezli yaklaşımların dışına çıkıldığı da gözlenmektedir (örn., AITCHISON, 2003; ARAB-MOGHADDAM, HENDERSON, VE SHEIKHOLESLAMI, 2007; DEMİR, 2004/2005; JUNUI, 2000; KAY, 2005; LIVENGOOD VE STODOLSKA, 2004; TAYLOR VE TOOHEY, 2001/2002; TIRONE VE PEDLAR, 2000). Bu araştırmaların bazılarında (örn, BARTKY, 1998; GREEN, HEBRON VE WOODWARD, 1990; HENDERSON VE BIALESHKI, 1991; MARKULA, 1995), kadınların serbest zaman etkinliklerine katılımları yoluyla toplumsal cinsiyet düzeninin yeniden üretildiği ve bu etkinliklere katılımın kadının geleneksel rollerinin dışına çıkmasına engel olabildiği ileri sürülmektedir. Diğer taraftan, kadınların fiziksel aktiviteye katılımı feminist aktivizm ile ilişkilendirilip serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanının kadınların güçlenmesi için önemli bir alan olup olamayacağı tartışılmaktadır (BIALESHKI, 1990; SHAW, 2001; THEBERGE, 1985, 1987). Bu tartışmaların ana ekseninde fiziksel aktivitenin kadınlara bedenleri dolayımıyla yaşattığı olumlu deneyimler ile serbest zaman etkinliklerinin kadınların geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri ile mücadele edebileceği bir alan olması yer almaktadır. Bu araştırmanın, aşağıda belirtilen amaçları doğrultusunda, Türk toplumunda yaşayan farklı toplumsal sınıflardan kadınların fiziksel aktivite deneyimlerini aktarması yoluyla bu tartışmalara bir katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Araştırmanın birinci amacı, kadınların fiziksel aktiviteye katılım düzeylerini, bu alandan bekledikleri fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararları, bu yararlara ulaşım derecesini ve hayatlarında ortaya çıkan değişimleri toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıf ekseninde analiz etmektir. Araştırmanın ikinci amacı ise, fiziksel aktivite alanına egemenlik ve tabiilik ilişkileri (toplumsal cinsiyet, toplumsal sınıf, cinsellik, vb.) içinde bir alan olarak ele alıp aynı zamanda direnme ve değişim için bir alan olup olamayacağını kadının güçlenmesi bağlamında incelemektir. 2 BÖLÜM II GENEL BİLGİLER Bu bölümde, öncelikle projede ele alınan temel kavramlar tanımlanmış ve daha sonra projenin oluşturulmasında temel alınan kuramsal bilgiler ve bu bilgiler ışığında yapılan bilimsel araştırmalara yer verilmiştir. 2.1. Temel kavramlar Bu araştırma projesi kapsamında, fiziksel aktivite ve toplumsal cinsiyet ile ilişkili olan ve proje açısından önem taşıyan beş temel kavram tanımlanmaktadır: Fiziksel Aktivite: Fiziksel aktivite iskelet kaslarının bazal düzeyin üzerinde kasılması sonucu üretilen ve bazal düzeyin üzerinde enerji harcamayı gerektiren bedensel hareketler olarak tanımlanır (CASPERSON, 1989). Egzersiz: Egzersiz ve fiziksel aktivite geçmişte benzer anlamlarda kullanılırken günümüzde egzersiz, fiziksel aktivitenin bir alt boyutu olarak ele alınmaktadır. Tanımı itibariyle egzersiz, literatürde, planlı, yapılandırılmış, tekrarlayıcı, fiziksel uygunluğun bir ya da birkaç unsurunu geliştirmeyi amaçlayan sürekli aktiviteler olarak yer almaktadır (ÖZER, 2001). Spor: Yenme ve muktedir olma gibi bireylerin tatminini amaç edinen, belirli kurallar içerisinde yapılan, rekabete dayalı, sosyalleştirici, bütünleştirici, fiziki, zihni ve ruhi faaliyetlerin bütünüdür (ŞAHİN, 2002). Spor önceden belirlenmiş kurallara göre, kişisel veya takım halinde yapılan yarışma ve rekabet amaçlı, kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak için yapılan fiziksel aktiviteler olarak da tanımlanır (MİRZEOĞLU, 2003) Toplumsal cinsiyet: Kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıklardan ziyade ruhsal, toplumsal ve kültürel (GIDDENS, 2000: 97). Bu farklılıklara dayalı olarak kadından ve erkekten beklenen toplumsal rol ve sorumluluklar ise toplumsal cinsiyet rolü kavramı ile tanımlanmaktadır. 3 Toplumsal cinsiyet ilişkileri: Kadın ve erkeğin toplumsal konumlarını biçimlendiren, kadın ve erkek arasında kurulan ilişki ve etkileşim biçimleridir (CONNELL, 1998). Kadın ve erkek arasındaki bu etkileşim, toplumsal cinsiyet içerikli egemen söylemler tarafından biçimlenmektedir. Söylemler, bireyin davranışlarını ve eylemlerini bicimlendiren güçlü görüşler, inançlar ve tutumlar olarak anlaşılmalıdır. 2.2. Fiziksel aktivite ve katkıları İnsan vücudu doğuştan gelen özelliklerinden ötürü sürekli hareket etme ihtiyacı içerisindedir. Ancak, günümüzdeki teknolojik gelişmeler çocukluk çağından itibaren insanları hareketsizliğe yönelterek insan organizmasının yapısına uygun olmayan bir yaşam tarzına sebep olmaktadır. Dolayısıyla, bu yaşam tarzı insanları fizyolojik, psikolojik ve toplumsal açıdan olumsuz etkileyerek onların çeşitli hastalıklara yakalanmalarına zemin oluşturmakta ve sağlık sorunlarını arttırmaktadır (ZORBA, 1999). Fiziksel aktivitenin, fizyolojik (düşük dinlenik kan basıncı), anatomik (daha güçlü kemikler), biokimyasal (yüksek HDL-kolesterol düzeyi), psikolojik (yüksek benlik saygısı) ve fiziksel (yüksek kuvvet, esneklik ve dayanıklılık) gibi bireyleri olumlu yönde etkileyen birçok yararı bulunmaktadır (ROWLAND, 1990). Özellikle, fiziksel aktivite, hareketsizliğin neden olduğu rahatsızlıkların artması ile birlikte büyük önem kazanmıştır ki düzenli yapılan fiziksel aktiviteler bireyin fiziksel özelliğini geliştirerek, hareketsizliğin neden olduğu koroner kalp hastalığı, hipertansiyon ve obezite gibi rahatsızlıkların gelişmesini ve ilerlemesini engellemektedir (HEYWARD, 1991; MCGLYNN, 1992; STOKES, MOORE VE SHULTZ, 1992). Düzenli yapılan egzersizin fiziksel sağlığa ve fiziksel uygunluğa yaptığı olumlu etki birçok araştırmacının ilgisini çekmiştir. Birçok çalışma, düzenli olarak yapılan egzersizlerin, fiziksel uygunluk öğelerinde olumlu gelişmelere neden olduğunu göstermiştir (BOBO VE YARBROUGH, 1999; GAESSER VE RICH, 1984; GARBER, MCKINNEY VE CARLETON, 1992; KİN, KOŞAR VE TUNCEL, 1996; KİN-İŞLER, KOŞAR VE AŞÇI, 2001; KOŞAR, KİN VE AŞÇI, 1998; KRAVITZ, CISAR VE SETTERLUND, 1993; WHITEHURST VE MENENDEZ, 1991). Ayrıca, düzenli yapılan fiziksel aktivitenin, aerobik kapasite, kas kuvveti, vücut dengesi, koordinasyon ve metabolik fonksiyonu geliştirdiği kanıtlanarak, kemik yoğunluğu, lipid profili, insülin seviyeleri ve bağışıklık fonksiyonlarında gelişme sağladığı belirtilmiştir (TASK FORCE ON COMMUNITY PREVENTIVE SERVICES, 2002). 4 Fiziksel aktivitenin giderek popüler olması ile birlikte, fiziksel aktivitenin meydana getirdiği fizyolojik değişimlerin ve bunun sonucu oluşan fizyolojik yararların yanısıra, fiziksel aktivite sonucu oluşan psikolojik değişimler ve yararlar da araştırmacılar tarafından ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Değişik disiplinlerden birçok araştırmacı; beden eğitimciler, spor psikologları, psikologlar, rehber ve psikolojik danışmanlar, doktorlar, fiziksel aktiviteye katılımın psikolojik yararlarını değişik psikolojik kavramlar üzerinde araştırmaktadırlar. Örneğin; FOLKINS VE SIME (1981), fiziksel uygunluk antrenmanlarının benlik kavramını, kişilik özelliklerini, davranışı ve kaygı düzeyini etkilediğini belirtmişlerdir. CARUSO VE GILL (1992)’ de fiziksel etkinliğin fizyolojik olarak aerobik kapasitede, kardiovaskular fonksiyonlarda, esneklikte, kuvvette ve vücut kompozisyonunda değişimlere yol açtığı gibi psikolojik olarak da kaygıyı azalttığını, kendine güveni, kendini kabulü etkilediğini ortaya koymuşlardır. Bunun yanısıra; değişik araştırmacılar tarafından yazılan derlemelerde de fiziksel aktivitenin benlik kavramı (SONSTROEM, 1984; SONSTROEM VE MORGAN, 1989); kaygı (BERGER, 1993; ROSTAD VE LONG, 1996); depresyon (MCDONALD VE HODGDON, 1991) üzerindeki etkinliği açıkça ortaya konmuştur. Benlik (self) ve benlik ile ilgili kavramlar, zihinsel sağlığın ve bireyin psikolojik fonksiyonlarının göstergesi olmasından; kişinin günlük yaşamındaki mutluluğu, yaşamın farklı boyutlarındaki başarısı, insanlarla etkili ve iyi bir ilişki kurmasındaki önemli rolünden dolayı egzersiz ile ilişkisi en çok araştırılan psikolojik kavramlar arasında yer almaktadır (FOLKINS VE SIME, 1981; HUGHES, 1984). Yazında yer alan çalışmalar incelendiğinde, fiziksel aktiviteye katılımın benlik algısı üzerinde olumlu etkilerinin yapılan kesitsel ve deneysel çalışmalarla ortaya konduğu (AŞÇI, GÖKMEN, TİRYAKİ VE AŞÇI; 1997; AŞÇI, 2004a; AŞÇI, 2004b; AŞÇI, 2004c) görülmektedir. Bunun yanı sıra, LEITH (1994), benlik algısına egzersizin etkisinin araştırıldığı 16 gerçek deneme (experimental), 21 yarı deneme (quasi experimental) ve 10 deney öncesi (pre-experimental) deneme modelleri ile gerçekleştirilen çalışmaları içeren bir derleme çalışması yapmış ve bu çalışmaların % 50’sinde benlik algısında artışın bulunduğunu belirtmiştir. Bu derleme çalışmalarına ek olarak, FOX (2000a, 2000b) 1971 yılından başlayarak benlik algısı ve egzersizin ele alındığı çalışmaları taramıştır. FOX (2000a) 1971 yılından itibaren, 37 deneysel çalışmanın yapıldığını bunlardan 9’unun yüksek lisans ve doktora tezi olduğunu, bunun haricinde 42 yarı deneysel çalışmanın da bulunduğunu belirtmiştir. FOX (2000a), 37 deneysel çalışmayı derlemesi kapsamına dahil 5 etmiş ve çalışmaların farklı örneklem grupları (çocuklar, yetişkinler, alkolikler, obezler, öğrenme güçlükleri olanlar, vb.) üzerinde yapıldığını genel benlik algısı ile birlikte benlik algısının alt boyutlarında olumlu değişimlerin olduğunu, egzersizin bireylerin kendilerini daha olumlu algılamalarına yardımcı olduğunu ifade etmiştir. Son yıllarda kişinin bedeninden duyduğu memnuniyet ya da dış görünümü hakkındaki endişeleri gibi bedene ilişkin psikolojik özellikler ve bu psikolojik özelliklerin fiziksel etkinliğe katılım ile olan ilişkisi de araştırmacılar tarafından sıklıkla ele alınmaktadır (DAVIS VE COWLES, 1991; FINKENBERG, DINUCCI, MCCUNE VE MCCUNE, 1993; HAUSENBLAS VE MACK, 1999). İnsanlar bedenlerini forma sokmak, daha zarif, daha kaslı ya da daha güzel görünebilmek için pek çok yola başvurmaktadırlar. Özellikle, medyanın da etkisiyle kadınlar daha ince bir beden yapısına sahip olma duygularını taşırken erkekler de daha kaslı bir bedene sahip olmayı arzulamaktadırlar. İnsanlar, beden şeklini korumak ya da ideal beden ölçülerine sahip olmak için akupunktur, cerrahi operasyon, ilaç tedavisi, diyet, fiziksel aktivite ve egzersiz gibi metotları kullanmaktadırlar. Kadınların bedenlerine yönelik algılarının erkeklerden daha fazla olması, daha zayıf görünme isteği ve sıkı bir beden yapısına sahip olma arzusu kadınların fiziksel aktiviteye katılımında önemli bir güdüleyici faktör olmaktadır. İdeal beden yapısı için başvurulan yollardan birisi olan fiziksel aktivite son zamanlarda pek çok insanın tercih ettiği bir yöntemdir. Fiziksel etkinlikler yolu ile bireyler yeni bir fiziki görünüme ulaşma şansı bulurken, bu yeni görünümle birlikte vücutlarının fiziksel zindelik özellikleri hakkında olumlu düşüncelere de sahip olurlar. ÇOK (1990)’un Türk ergen-sedenterler üzerinde yaptığı çalışma sonucunda fiziksel etkinliğe katılan ergenlerin katılmayan ergenlere göre vücutlarından daha mennun oldukları bulunurken, sporcu olan ve olmayanları karşılaştırarak yapılan bazı çalışmalarda da (HUDDY VE CASH, 1997; HUDDY, NIEMANN VE JOHNSON, 1993) sporla uğraşanların fiziksel görünümlerinden daha hoşnut oldukları ortaya konmuştur. Fiziksel aktivitenin psikolojik etkilerinin ele alındığı bir başka psikolojik kavram da depresyondur. Depresyon, duygusal, zihinsel, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle kendisini gösteren ve çökkün ruh hali ile ilgi ve zevk almada belirginleşen azalma olarak tanımlanır (CÜCELOĞLU, 1992). Depresyon tedavisinde kullanılan psikoterapi, ilaç, elektrokonvulsif tedavi yötemlerinin yansıra, fiziksel aktivite de bireyin depresif duygularının tedavisinde kullanılmaktadır (KORUÇ VE BAYAR, 2004). CAMACHO, 6 ROBERTS ve LAZARUS (1991) 9 yıl süren çalışma sonrasında spor yapmayan bireylerde depresyon geliştirme riski artarken, spor yapan bireylerde depresyon belirtilerinde azalma olduğunu ortaya koymuşlardır. MCCANN ve HOLMES (1984), depresyon tanısı konulmuş 43 bayan üzerinde yaptıkları deneysel çalışmada 10 hafta süresince düzenli olarak aerobik aktivitelerine katılan bayanların depresyon düzeylerinin plasebo ve hiçbir tedavi uygulamayan gruba oranla azaltıdığını tespit etmişlerdir. Bunun yanısıra, BYRNE ve BYRNE (1993), MARTINSEN (1993), KORUÇ ve BAYAR (2004), yaptıkları derleme çalışmalarında, yapılan düzenli fiziksel aktiviteninin antidepresan etkisinin yanı sıra klinik olarak depresif tanısı konulan bireylerin tedavisinde de etkin olduğunu belirtmişlerdir. Yazında yer alan meta analiz çalışmaları da (CRAFT VE LANDERS, 1998; NORTH, MCCULLAGH VE TRAN, 1990) düzenli fiziksel aktivitenin depresif bozuklukların her tipinde tedavi aracı olarak kullanılabileceğini ortaya koymuştur. Düzenli egzersizin psikolojik etkileri ile ilgili yapılan en fazla çalışma, özellikle aerobik aktivitelerin kaygı düzeyinin azaltılmasına yöneliktir (MCAULEY, MIHALKO, VE BANE, 1996; PETRUZZELLO, 1995). Düzenli fiziksel aktiviteninin normal populasyonda yani klinik olarak kaygı bozukluğu konulmamış bireylerin kaygı düzeylerinin azaltılmasındaki etkinliği ile tutarsız araştırma bulguları bulunmakla birlikte, birçok çalışma uzun süreli düzenli egzersizin sürekli kaygının azaltılmasında etken olduğunu ortaya koymuştur (LONG, 1984; LONG VE HANEY, 1988). Öte yandan, BROWN ve SIEGEL (1988) ve POLLATSCHEK ve O’HAGAN (1989), düzenli egzersizin stresle başa çıkma kapasitesini arttırdığını belirtmişlerdir. Sonuç olarak, düzenli fiziksel aktivite bireyin psikolojik ve fiziksel sağlığına olumlu katkılara sahiptir. 2.3. Spor, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite ve toplumsal cinsiyet Araştırma projesinde kadınların serbest zaman etkinliği olarak katıldıkları fiziksel aktivite biçimi araştırılmıştır. Fakat bu bölümde, öncelikle, genel olarak spor ve fiziksel aktivite alanı ile toplumsal cinsiyet ilişkisine dair bilgi verilmiştir. 7 Toplumsal cinsiyet kavramı, sporun ve fiziksel aktivitenin toplumsal analiziyle ilgili yapılan çalışmalarda yer alması gereken toplumsal/kültürel/tarihsel bir kavramdır (HALL, 1988). Spor ve fiziksel aktivite ortamındaki iktidar ilişkilerini anlayabilmek için spor ve fiziksel aktivite, toplumsal cinsiyete dayalı bir kültürel pratik olarak incelenmelidir. THEBERGE (1993)’e göre, spor deneyiminde bedenin ve fiziksel performansın üst düzeyde önemli olması, spor ortamını toplumsal cinsiyet ideolojilerinin üretilmesi ve yeniden üretilmesi için güçlü bir ortam haline getirmektedir. Spor ve fiziksel aktivite ortamında toplumsal cinsiyetin inşasına yönelik çalışmalar (COLE, 1993; HALL, 1996; MARKULA, 1995), sporun toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kuvvetlendirdiği ve bu yolla da CONNELL (1987)’ın tanımladığı toplumsal cinsiyet düzeninin yeniden üretilmesinde önemli bir kültürel pratik olduğunu göstermektedir. Toplumsal cinsiyet düzeni, kadınlık ve erkeklik tanımları yoluyla erkeğin kadın üzerindeki ayrıcalıklı konumunu sağlayan kadın ve erkek arasında tarihsel olarak kurgulanan iktidar ilişkilerini ifade etmektedir. Toplumsal cinsiyet düzeni içinde kadının spor deneyimini meşrulaştıran ideolojik süreç, kadın ve erkek arasındaki biyolojik fark ve bu farkın yarattığı erkek üstünlüğü düşüncesi ile başlar. Cinsiyetler arası biyolojik farklılık, kadının erkek üstünlüğü karşısında “öteki” olarak tanımlanan toplumsal aşağı olma (ikincillik) fikrine dönüşümüne hizmet etmektedir. Kadının spordaki toplumsal gerçekliği (ikincil konumu), biyolojik farklılığı besleyen sportif etkinliğin algılanma ve değerlendirilme biçimi ile de yakından ilişkilidir. Fiziksel aktivite ve spor, üst düzey performans, üstün fiziksel özellikler, yetenek, başarı, hırs ve rekorlarla tanımlandıkça ve spor ve fiziksel aktivite pratiği bu tanımların dışında kalanlara kısıtlamalar getirdikçe, biyolojik farklılıklar normalleştirilerek toplumsal ikincilleşmeye dönüşmektedir. Bu dönüşümde belirleyici olan, erkek bedeninin karşısında ötekileştirilen kadın bedenine cinsellik yoluyla vurgu yapılması, kadın sporunun cinselleştirilmesi ve erkek sporunun atletik deneyimin doğal formları olarak varsayılmasıdır. MCKINNON (1987) ve YOUNG (1979)’a göre erkeğin gücü ve kadının zayıflığına yönelik biyolojik farklılığa dayanan söylemler ve bu söylemlerin normalleştirilmesi, erkeklik ve kadınlık imgelerinin bedenselleşmesi (embodiment) ve kadının bedenini yaralanabilir, hassas bir varlık olarak yaşamayı tercih etmesi -dayanıklılık ve kuvvet gerektiren fiziksel aktiviteleri yapmaktan alıkonulması- yoluyla gerçekleşmektedir. 8 Spor ve fiziksel aktivitenin değerlendirilme ve algılanma biçiminin yanı sıra spor kurumunun bir toplumsal alan olarak nasıl algılandığı ve tanımlandığı da spor ve fiziksel aktivitenin toplumsal cinsiyet analizinde önemlidir. WILLIS (1992)’e göre spor, görünür olma özelliği, yaşamın diğer alanlarından (ekonomi, politika ve siyaset gibi) ayrı olduğu düşüncesi ve spor ve fiziksel aktivitenin göreli gönüllülüğünden dolayı erkek üstünlüğü ideolojisinin yeniden üretilmesinde önemli bir toplumsal alan olmaktadır. Ayrıca sportif performansta belirleyici olabilen fiziksel kapasitenin önemi, sporun ideolojik sürece verdiği bir primdir. Toplumsal cinsiyet yaklaşımından baktığımızda bu süreçte ideolojik olarak önemli olan, kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıkların toplumsal ayrışmaya ve eril üstünlüğe dönüşümü ve bu yolla kadınların spor deneyimlerinin önemsizleştirilmesidir (KOCA VE BULGU, 2005). Sporu erkeğin atletik yapısı ile bütünleştirerek erkeğe özgü bir etkinlik olarak görme, erkeği toplumda egemen olarak kabul eden ataerkil anlayışın bir ürünüdür ve toplumda egemen olan bu anlayışın kadına ve erkeğe biçtiği toplumsal cinsiyet rolleri ile kadın ve erkeğin spora katılımları ve spor deneyimleri arasında yakın bir ilişki vardır. Bir çok toplumda olduğu gibi, Türk toplumunda da kadın ve erkek toplumsal cinsiyet rollerinin öğrenilmesinde, toplumsallaşma sürecinde büyük rollere sahip olan aile ve okul önemlidir (KAĞITÇIBAŞI, 1982). Örneğin, sporun toplumsallaşma sürecindeki önemine dair, erkek çocuklarının kendi erkekliklerini geliştirebilmeleri için spora katılımları aileler tarafından teşvik edildiği, kız çocuklarının ise vücutlarını korumaları ve kadınsı özelliklerini kaybetmemeleri için yarışma sporlarından uzak tutulduğu söylenir. Fakat her ne kadar etkinlik tercihleri toplumsal cinsiyet kalıp yargılarına göre belirleniyorsa da, son zamanlarda kızların spora yönlendirilmelerindeki artışı gözardı etmek mümkün değildir. Son yıllarda dünya genelinde, kadınlar için yeni olanakların oluşması, kadınlar için yeni yasal düzenlemelerin yapılması, kadın hareketinin etkisi ve sağlık ve fiziksel uygunluk (fitness) hareketlerinin artmasıyla kadınların spora katılımında bir artış olmakla birlikte, bu artışın her toplumda ve her kültürde aynı düzeyde olduğunu, her zaman olumlu deneyimleri beraberinde getirdiğini ve bu artışın sürekliliğini koruduğunu söylemek biraz zordur (KOCA VE BULGU, 2005). Örneğin, FASTING ve PFISTER’in 1997 yılında Türkiye’de kadınların spora katılımlarının önündeki engelleri araştırmak amacıyla kadın sporcularla yapmış oldukları görüşmelerin sonucunda, kadınların sporu bırakma oranlarının diğer ülkelere göre yüksek olduğunu ve bunun nedeninin de ülkemizdeki evlenme yaşının çok küçük olması, genç annelik, kadınların ev içi 9 sorumluluklarının fazlalığı ve kadınların sporda aktifleşmesiyle birlikte baba ve kocanın hayatlarındaki kontrollerinin arttırması olduğunu belirtmişlerdir. Türkiye’de federasyonlara bağlı lisanslı sporcu sayısı yaklaşık 645 bin iken faal sporcu sayısı sadece 169.219 kişidir. Yaşam boyu spor ya da herkes için spor düzeyinde fiziksel aktivitelere katılan kişi sayısına dair herhangi bir sağlıklı kayıt olmamakla birlikte bu sayının çok az olduğunu tahmin etmek zor değildir. Bir çok batı ülkesinde spor ve fiziksel aktiviteye katılanların oranı genel nüfusun yarısı kadar iken, ülkemizde bu oran %1-2 arasındadır. Hangi düzeyde olursa olsun spor ve fiziksel aktiviteye katılımın az olması ülkede spor kültürünün yarışma sporu yönelimli olduğunun, sporun ve fiziksel aktivitenin sağlıkla ilişkisinin kurulmadığının ve ülkenin kitle sporu ile ilgili herhangi bir politikasının olmadığının bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Her ne kadar var olan politikalarda sporun kitlelere yayılması hedefi öne çıksa da, sportif başarılara verilecek ödüllerin miktarı daha ön planda olmaktadır. Ülkede spor kültürünün olmaması, yarışma sporlarına yapılan vurgunun fazla olması, modern sporun tanımında yer alan performans, rekorlar ve başarının daha çok değer kazanmasına ve dolayısıyla çok büyük bir popülasyonun bu alanın dışında kalmasına neden olmaktadır. Bu alanın dışında kalan kesimin başında da genç kızlar ve kadınlar gelmektedir. Bunun yanında, özellikle üst düzey sporlarda kadın sporcu sayısının az olması, kadının toplumdaki ikincil konumuyla bağlantılı olarak toplumsal desteğin az olması ile de yakından ilintilidir; eğitim kurumlarında genç kızlar ve kadınlar için spor etkinliklerinin az yer alması, spor örgütlenmelerinde devlet desteğinin ve müsabakalarda ekonomik desteğin az olması ve toplumsal cinsiyet rollerinin sınırlamaları gibi (KOCA, 2006). Eşitsizliğin önündeki engeller, eşitsizliğin tanımlanması ya da eşitsiz koşulların sorgulanmadan bir problem olarak anlaşılması yoluyla ortadan kaldırılamaz ve sonunda iktidar ilişkilerinin analizine ihtiyaç duyulur. İlişkisel analiz olarak adlandırılan ve son yıllarda sıklıkla kullanılmaya başlanan yaklaşım, spor pratiklerinin toplumdaki güçlü konumda olan grupların ilgi ve ihtiyaçlarına hizmet etmek amacını taşıdığını, tarihsel olarak üretilip, toplumsal ve kültürel olarak inşa edildiğini ileri sürmektedir. Bu yaklaşıma göre, toplumsal cinsiyet, toplumsal sınıf ve ırk ilişkilerini içeren toplumsal ilişkilerin kültürel bir sunumu olarak spor, toplumda egemen olan değerlerin yeniden üretildiği bir alan olmaktan öte bir direnme alanıdır. Bu bağlamda, İngiliz spor sosyoloğu ve feminist araştırmacı HARGREAVES’in (1990, 1994, 1997) çalışmalarıyla birlikte toplumdaki diğer kültürel 10 pratikler gibi spor içindeki toplumsal cinsiyet ilişkilerinin kapitalist toplumsal ilişkilerin bir parçası olarak nasıl işlediği “hegemoni kuramı” çerçevesinde incelenmeye başlanmıştır. Pierre Bourdieu’nun sosyolojik kuramı, sporun kültürel bir pratik olarak düşünülüp ilişkisel bir yaklaşımla incelendiği kuramlardan birisidir. 2.4. Bourdieu, spor ve fiziksel aktivite Bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanı, toplumsal yapı içinde kendine özgü söylemleri ve pratikleri olan, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyetten bağımsız düşünülemeyecek toplumsal pratik alanıdır. Araştırma projesinde, kadınların fiziksel aktiviteye katılımları ve fiziksel aktivite alanı ile kurdukları ilişki, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet ekseninde ele alınmıştır. Bu doğrultuda farklı toplumsal sınıflardan kadınların fiziksel aktivite alanında nasıl bir konum benimsediklerini ve ne tür beğeni ve tercihlere sahip olduklarını anlayabilmek için Pierre Bourdieu’nun kuramından faydalanılmıştır. Bourdieu, toplumsal sınıfların farklı spor ve fiziksel aktivite tercihlerini anlayabilmelerinde en iyi yolun, gereken fiziksel, toplumsal, eğitimsel ve ekonomik yatırımların ve farklı fiziksel aktivite pratiklerinden beklenen fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararların birey tarafından nasıl algılandığı ve takdir edildiğini anlamak olduğunu ileri sürmektedir. Bu bağlamda, bu proje kapsamında görüşme yapılan kadınların fiziksel aktiviteye katılımları, bu alandan bekledikleri fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararlar (katılımlarını belirleyen faktörler), bu yararlara ulaşım derecesi ve hayatlarında ortaya çıkan değişimler kapsamında ele alınmaya çalışılmıştır. Pierre Bourdieu’nun spor ve fiziksel aktivite ile ilgili bütünlüklü bir projesi olmamasına rağmen, Distinction (1984) adlı çalışması spor ve fiziksel aktivite pratiklerine yönelik düşüncelerini içermektedir. Ayrıca “Spor ve Toplumsal Sınıf” (1978) adlı makalesi spor sosyolojisi alanında çalışanlar için önemlidir. Bourdieu’nun spor ve fiziksel aktivite analizi iktidar ilişkilerini cisimleştiren kültürel pratikleri açığa çıkarmaya yönelik geniş çabasının bir parçasıdır. Toplumsal hayatı anlamaya yönelik çalışmalarında kültüre merkezi önem veren BOURDIEU’ye göre spor ve fiziksel aktivite de müzik dinlemek, okumak, giyinmek gibi bir kültürel etkinliktir. 1970’lerin başında Fransız toplumunun kültürel tüketimini derinlemesine 11 analiz ettiği çalışmasında BOURDIEU (1984), farklı spor ve fiziksel aktivite pratiklerini “yaşam tarzı” olarak adlandırdığı daha genel kültürel pratiklerin içinde görmektedir. Bourdieu’ye göre insanlar gerçeği habitusları aracılığıyla algıladıkları için farklı toplumsal grupların spor ve fiziksel aktiviteden beklentileri farklıdır. Bourdieu’ya göre habitus insanların toplumsal dünya hakkında düşünmeleri yoluyla bir temel bilişsel kategori ve eylem çatıları sağlamaktadır. Habitustan söz etmek, bireysel olanın, hatta kişisel, öznel olanın dahi toplumsal, ortaklaşa olduğunu ortaya koymaktır (BOURDIEU VE WACQUANT, 2003). Bu nedenle, habitus toplumsal sınıfların, toplumsal yapı tarafından belirlenen ve aynı zamanda toplumsal yapıyı da belirleyen düşünme biçimlerini, yatkınlıklarını, dışavurumları ve eylemleri ifade etmektedir. Örneğin, bazı gruplar bedenlerinde kaslı bir görünüm elde etmek gibi daha dışsal güdülerle spora katılırlarken, bazıları da bedensel ve zihinsel sağlıklarını korumak gibi içsel güdülerle spora katılırlar (BOURDIEU, 1984). Bourdieu toplumsal sınıflar ve spora katılım ile ilgili çalışmasında, kültürel sermayesi yüksek orta sınıfların (profesyoneller, öğretmenler vb) spora katılımlarının sağlık amaçlı olduğunu açıklamıştır. Bir anlamda, orta sınıftan olan kişilerin kendi sağlıkları üzerinde daha çok kontrolleri vardır; yani uygun yaşam tarzını seçebilirler (CALNAN, 1987). Toplumsal yapıdaki konumlarından dolayı bu gruplar, diğer toplumsal gruplardan ayrı bir etik anlayışı içselleştirmişlerdir ve bu anlayış onları yürüyüş, koşu ve aerobik gibi sağlık-yönelimli etkinliklerde tatmin olmaya yönlendirmektedir. Yani ayrıcalıklı sınıflar, sporu kişisel gelişim aracı olarak görmekte ve çalışan sınıfa nazaran kendi bedenlerini fiziksel olarak kullanmaya/sömürmeye daha az eğilimli olmaktadırlar. Bourdieu, toplumsal sınıfların kendi bedenleriyle açıkça tanımlanabilir ilişkiler geliştirdiğini ve bunun farklı beden biçimlerinin üretiminde sonuçlandığını ileri sürmektedir. Bu beden biçimlerine farklı şekilde değer verilir ve bireyler tarafında üretilen beden sermayesinin niteliği ve niceliği, toplumsal eşitsizliklerin formasyonunda merkezdedir. Örneğin, işçi sınıfı bedeniyle araçsal bir ilişki geliştirmeye eğilimlidir. Beden bir amaç için araçtır. Ağır iş ortamında bedenlerini kullanan işçilerin sağlık ve fiziksel uygunluk (fitness) merkezlerinde gösterişe çok az zamanları vardır. Çalışan sınıf doğrudan güç ile ilgili etkinliklere ve ağırlık kaldırma gibi etkinliklere çaba harcarlar (WILKES, 1999). BOURDIEU (1984)’ye göre işçi sınıfı ev kadınlarının bedenleriyle kurdukları ilişki de ev halkının ihtiyaçlarını karşılamak 12 görevinin belirlediği araçsal bir ilişki olmakta ve işçi sınıfı ev kadınları ve anneler, kocaları ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için kendi bedenlerini kurban etmektedirler. Buna karşın, egemen sınıfların bedenlerini bir proje olarak eğitmek için kaynakları vardır. LABERGE ve KAY (2002)’e göre Bourdieu’nun habitus kavramı, spor ve fiziksel aktivite pratikleri ile ilgili farklı beğenilerin kişinin bedeni ile kurduğu farklı ilişkiler ve pratiklerden beklenen farklı kazançlar tarafından yaratıldığının anlaşılmasına yardımcı olur. Spor ve fiziksel aktiviteye katılımdan beklenen toplumsal kazançlar da toplumsal sınıfların katılım tercihlerini belirlemekte etkilidir. Golf ve yatçılık gibi etkinliklere katılımda egemen toplumsal sınıflar için bir toplumsal kazanç söz konusudur. Bu bağlamda, spor ve fiziksel aktivite pratiklerine katılım aynı zamanda hiyerarşik toplumsal düzenin yeniden üretilmesine katkıda bulunan bir içerme ve dışlama sürecidir. BOURDIEU (1984)’ye göre yaşam tarzı farklılıkları belki de toplumsal sınıflar arasındaki en güçlü bariyerdir. Habitus ve beğeni ilişkisi, sporun günlük yaşam tarzına gömülü olmasını açıklayacak bir kuramsal formül sağlayabilir. Beğeni toplumsal sınıf ilişkilerinin sembolik boyutunun bir dışavurumu olarak görülür. Örneğin beğeni, performans sporlarından ziyade fiziksel uygunluk (fitnes) etkinliklerini tercih etmektir. Bireylerin kendi beğenilerine ya da başkalarının beğenilerine uyguladıkları yargılama bir sınıflandırma eylemidir. Toplumda bunun bir sınıflandırma ilkesi olarak işlemesi yoluyla insanlar, kendi beğenilerine uyan pratikleri ve iyileri seçerler. Dolayısıyla, Bourdieu’nun ilişkisel yaklaşımı, yaşam tarzları alanının, toplumsal sınıflandırılmış bir sembolik sistemin nesnel sunumu olarak anlaşılmasına izin vermektedir. Bu yüzden beğeni kavramı, spor ve fiziksel aktivite gibi pratiklerin tercihlerinin doğal bir yatkınlık ya da psikolojik bir davranış sonucu olarak değil de toplumsal gruplar arasındaki iktidar ilişkileri içinde, sembolik düzeyde daha iyi anlaşılmasına izin verir. Örneğin, SACK (1988) spor aktivitelerinin çocukluk ve adölesan dönemindeki gelişimini aile ve arkadaş grupları çerçevesinde araştırdığı çalışmasında, beğeni kavramının aynı sporda ya da farklı sporlarda yer alan bireyler arasındaki toplumsal farklılaşma ya da ayrışma için bir açıklama sağlayabileceğini ileri sürmüştür. Bourdieu’nun kuramsal yaklaşımının kullanıldığı toplumsal cinsiyet çalışmalarının ve genel olarak kadınların spor ve fiziksel aktiviteye katılımını toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet ekseninde ele alan çalışmaların sayısı çok az olmakla birlikte, var olanların çoğunluğu 13 profesyonel spor çerçevesinde yapılmıştır. Bu proje kapsamında ise, diğer çalışmalardan farklı olarak sadece serbest zaman etkinliği olarak spor/rekreatif spor (yaşam boyu spor yaklaşımı) bağlamında özel ve kamu kuruluşlarında sunulan fiziksel aktivitelere katılan kadınlar yer almaktadır. Dolayısıyla, fiziksel aktiviteye katılımın kadınların toplumsal konumunu güçlendirmede bir rolü olup olmadığı konusu bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanında ele alınmaya çalışılmıştır. 2.5. Serbest zaman kullanımı ve toplumsal cinsiyet Toplumsal cinsiyet ve serbest zaman konulu feminist çalışmalar, serbest zaman deneyimlerinin kadınların yaşamında onemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarını konu edinen araştırmalar özellikle Batı ülkelerindeki orta sınıf kadınlar üzerine yoğunlaşmakla beraber (örn., ABBAS, 2004; BROWN, BROWN, MILLER, VE HANSEN, 2001; CURRIE, 2004; LITTLE, 2002; MILLER VE BROWN, 2005; MILLER, TROST VE BROWN, 2002), son yıllarda bu araştırmalar Avrupa ve Amerika merkezli yaklaşımların dışına çıkmaya başlamıştır (örn., AITCHISON, 2003; ARAB-MOGHADDAM, HENDERSON, VE SHEIKHOLESLAMI, 2007; DEMİR, 2004/2005; JUNUI, 2000; KAY, 2005; LIVENGOOD VE STODOLSKA, 2004; TAYLOR VE TOOHEY, 2001/2002; TIRONE VE PEDLAR, 2000). Feminist araştırmacılar dünyanın farklı bölgelerinde, farklı kadınlık durumlarını deneyimleyen kadınları da araştırma gündemlerine almışlardır. HENDERSON ve SHAW (2006) farklılığın feminist gündemin bir parçası olması konusunda araştırmacıları teşvik etmektedirler; “feminist araştırmacılar Batılı kadının yaşamını görünürleştirmeye çalışmış olmalarına rağmen, farklı geçmişlerden, farklı maddi koşullardan, ve farklı iktidar ve kaynaklara ulaşım derecesine sahip kesimlerden kadın ve erkeklere yönelik bir anlayış geliştirmek için daha çok çalışmalıdırlar.” (sf. 223). Ayrıca, farklı kültürlerden kadınların serbest zaman deneyimlerini anlayabilmemizde yorumlayıcı çalışmaların da katkısı büyüktür (örn., ARAB-MOGHADDAM VE ARK., 2007; SHAW VE HENDERSON, 2005; TAYLOR VE TOOHEY, 2001/2002). Bu projenin de bu çalışmalara farklı bir kültürden bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. 14 Kadınların serbest zaman etkinliklerinde karşılaştıkları zorluklar ve bu zorluklara yönelik olarak kadınların serbest zaman alanlarında kendi konumlarını belirlemeleri, bu araştırma projesinin ikinci amacını oluşturan kadının konumunun güçlenmesi bağlamında sorgulanmıştır. Aşağıda bu bağlamda yapılan araştırmalar sunulurken bu amacın araştırma çerçevesinde nasıl araştırılacağı da belirtilmek istenmiştir. 2.6. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite ve karşılaşılan zorluklar GOODALE ve WITT (1989) serbest zaman ve kadın üzerine yapılmış çalışmaların neredeyse tamamının kadınların karşılaştıkları zorluklar ile ilgili olduğunu ileri sürmektedir. Bir çok araştırmacı, serbest zaman etkinliklerine katılımda kadınların karşılaştıkları zorlukların önemini vurgulamışlardır (örn., CRAWFORD, JACKSON VE GODBEY, 1991; JACKSON VE HENDERSON, 1995; SAMDAHL VE JEKUBOVICH, 1997). Para, tesisler, toplumsal sınıf, evlilik ve anne baba olma durumu, zaman yokluğu ve bakım etiği bu zorlukların önemlileridir. Bu zorluklar, kadınların serbest zaman olanaklarını değiştirebilmekte ya da engelleyebilmektedirler (BIALESCHKI VE MICHENER, 1994; HARRINGTON, DAWSON VE BOLLA, 1992; HENDERSON VE BIALESCHKI, 1991; NIES, VOLLMAN VE COOK, 1999; SAMUEL, 1996). Bir çok araştırmacı (örn., ARAB-MOGHADDAM VE ARK., 2007; SAMDAHL, 2005; SAMDAHL VE JEKUBOVICH, 1997; SHAW VE HENDERSON, 2005) serbest zaman literatürünü, özellikle zorluklarla ilgili araştırmaları kadın ve erkeğin kişisel deneyimlerine vurgu yaptığı ve insanların yaşam deneyimlerini belirleyen toplumsal ve kültürel yapılara yeterince vurgu yapılmadığı konusunda eleştirmişlerdir. Bu eleştirilerle birlikte farklı etnik ve kültürel geçmişten gelen kadınların serbest zaman deneyimleri araştırılmaya başlanmıştır (örn., LIVENGOOD VE STODOLSKA, 2004; STODOLSKA VE LIVENGOOD, 2006; TIRONE VE PEDLAR, 2000). Kadınların serbest zaman etkinliklerinde karşılaştıkları zorluklar konulu araştırmalara yönelik bir başka eleştiri, zorlukların bir engel olarak algılanmasıdır. JACKSON, CRAWFORD, ve GODBEY (1993)’e göre serbest zaman etkinliklerine katılım zorlukların yokluğu kadar bu zorluklarla yapılan pazarlığa da bağlıdır. JACKSON (2000) “zorlukların pazarlığı (constraints negotiations)” adlı kavramı ile insanlar etkinliğin katkılarını anladıkları ve güdülendikleri 15 takdirde, karşılaştıkları zorluklara rağmen etkinliklere katılmanın bir yolunu bulabileceklerine işaret etmektedir. Bu bağlamda bazı araştırmacılar insanların var olan zorluklarla nazıl pazarlık ettiklerini ve aktif kalmaya devam ettiklerini araştırmışlardır (örn., HENDERSON VE BIALESCHKI, 1993; LITTLE, 2002; JACKSON, 2000; SAMDAHL VE JEKUBOVICH, 1997). LITTLE (2002)’a göre “serbest zaman araştırmalarındaki bu gelişme zorlukların bir engel olarak görülmesinden zorluklarla yapılan çeşitli etkileşimlerin ve pazarlık stratejilerinin kavranmasına yönelik bir ilerlemeyi göstermektedir” (sf. 158). JACKSON ve arkadaşları (1993) zorluklara yönelik pazarlık stratejilerine örnek olarak zaman yönetimi, beceri kazanımı ve ekonomik durumun iyileştirilmesi gibi davranışsal stratejileri ve problemin önemsenmemesi ya da bireyin görünüşünü değiştirmesi gibi zihinsel stratejileri göstermektedir. Kadınların gündelik pratiklerde ya da bu çalışma özelinde serbest zaman alanında aktif olması ya da öznelliklerinin devam eden bir inşa sürecinde olması, ve kadınlık konumlarının önceden belirlenmiş bir kimlikten ziyade süreç olması bu araştırmanın ikinci amacının alt metnini oluşturmaktadır. Başka bir deyişle bu araştırmada, kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları zorlukları bir engel olarak algılamadıkları, pazarlık edebilecekleri zorluklar olarak algıladıkları ve bu zorlukları aşabilmek için çeşitli stratejiler geliştirdikleri varsayılmaktadır. Bu noktada, postyapısalcı feminist yaklaşımlar önemli görünmektedir. 2.7. Postyapısalcı feminizm ve serbest zaman Postyapısalcılığın feminizme en önemli katkılarından birisi özne ve öznellik algısı olmaktadır. Postyapısalcı kuramda “özne” ve öznellik” kavramları merkezde yer almaktadır. Öznellik insanı niyetli özneler (intentional subjects) olarak ele alır –dünyadaki aktörler- aynı zamanda da kendi bilinçli kontrolünün ötesindeki kuvvetlere maruz kalan özne olarak da düşünür (CROWLEY VE HIMMELWEIT, 1992). Postyapısalcı feminizmin vurguladığı öznellik, toplumsal cinsiyetin sabit olmadığını, benliğin farklı toplumsal cinsiyet söylemlerinde konumlandıklarını ifade etmektedir. Özcü feministlerin kadınlığın homojen bir grup olduğu söylemini reddetmekte ve farklı kadınlıklardan bahsetmektedir. Postyapısalcılığın bu farklı kadınlıklara vurgusu, araştırma 16 projesinin amaçları doğrultusunda farklı toplumsal sınıflardan gelen kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimlerini anlamada önemlidir. Kamusal serbest zaman olanaklarının kişisel olarak kullanımının kadınların yaşamındaki yerinin analizinde postyapısalcı feminist kuramlar önemli açılımlar sağlamaktadır. Serbest zaman literatüründeki genel olarak feminist kuramlar ve özelde de postyapısalcı feminist kuramlar, erkek egemen serbest zaman kuramlarında ihmal edilen kadınların deneyimlerinde kişisel ve kamusal alanların önemine ve serbest zamanın kadın için yeniden tanımlanması gerektiğine dikkat çekmektedirler (BIALESCHKI, 1990; WEARING, 1998). Bu yeni tanımlar, iş/serbest zaman ikiliğinden daha çok direnme ve göreli özerklik kavramlarına dayanmaktadır (WEARING, 1998:143). Direnme, projenin temel problem alanlarından birisi olmadığı için bu bölümde direnme ve serbest zaman alanına ilişkin çok kısa bir bilgi verilip kadının güçlenmesi ve fiziksel aktivite ilişkisine geçilmiştir. Postayapısalcı feminist yaklaşımın kadınların serbest zaman deneyimlerinde direnme kavramını araştıran WEARING (1998), serbest zaman alanının farklı kadınlar için (renkli, işçi sınıfı, orta sınıf kadın) kadınlığın ve kadın öznelliğinin yeniden tanımlanması ve “öznenin” yeniden yazılması için olanaklar sağladığını ileri sürmektedir. Bu konuda, FOUCAULT’un kuramından faydalanarak serbest zaman alanının bir direnme alanı olup olamayacağını tartışır. FOUCAULT’a göre birey, iktidarın normalleştirme pratikleri ve söylemleri yoluyla öznellikler ve normatif cinsellik tarafından engellenmiş olsalar da direnmeyi seçmede göreli özgürlüğe sahiptir (1974, 1978). 2.8. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılım kadınların toplumdaki konumlarının güçlenmesinde bir araç olabilir mi? Serbest zaman kavramının anlamına yönelik geniş bir bilginin oluşmasıyla birlikte, serbest zaman yoluyla kadınların güçlenmesi konusu da belirginleşmektedir. Kadınların serbest zaman deneyimlerinin bir direnme biçimi olarak kavranması için, belirli serbest zaman pratiklerinin, deneyimlerinin ve tercihlerinin toplumdaki iktidar ilişkileri bağlamında ele alınması gerekmektedir (SHAW, 2001). Bu bağlamda serbest zaman araştırmalarında direnme kavramı, toplumun ideolojik yapıları kapsamında tartışılmaktadır. 17 Toplumsal cinsiyet ve serbest zaman literatüründe, kadınların serbest zaman etkinliklerine katılımları yoluyla toplumsal cinsiyet düzeninin yeniden üretildiği ve bu etkinliklere katılımın kadının geleneksel rollerinin dışına çıkmasına engel olabildiğini ileri süren çalışmalar bulunmaktadır. Serbest zaman etkinlikleri gibi kültürel pratiklere katılım yoluyla egemen ataerkil ideolojinin yeniden üretildiği ileri sürülmektedir (GREEN, HEBRON VE WOODWARD, 1990; HENDERSON VE BIALESHKI, 1991). Bu bağlamda ele alınan serbest zaman etkinliklerinin başında spor gelmektedir (LENSKYJ, 1986). Kadınların spora – farklı sporlar (halter, güreş, boks)- katılımında önemli bir artış gözlenmekle birlikte, toplumda bazı sporların kadınlar için daha uygun olduğuna yönelik yaygın bir görüş vardır. Geleneksel olarak kadınsı kabul edilen özellikle kadınlığı güçlendirmeye yönelik söylemlerin yoğun olduğu spor ve fiziksel etkinlikler (voleybol, aerobik, ve step gibi) günümüz modern yaşamın bir parçası olmaktadır. Örneğin, bir çok batı ülkesinde ve Türkiye’de kadınların en fazla katıldığı fiziksel etkinlik olarak aerobik ve step, geleneksel kadınlık ile çelişmekten daha çok uyuşmaktadır. Toplumsal cinsiyetin yapılanmasında bedenin önemi konusunda yapılan araştırmalarda, aerobik ve step gibi egzersizlere katılımın özel bir yeri bulunmaktadır. Özellikle fitness endüstrisinin temel hedef kitlesini kadınların oluşturması ve bu endüstrinin küresel düzeyde etkilerinin hissedilmeye başlanmasıyla birlikte, 1990’ların başı itibariyle kadınların egzersiz deneyimleri ve bu alanın toplumsal cinsiyet düzenindeki yeri araştırılmaya başlanmıştır. Bu araştırmaların sonucunda, egzersiz sınıflarının, özellikle aerobik, geleneksel kadınsı kimliklerin ve bedenlerin yapılanmasında önemli bir rol oynadığı gözlenmiştir (BARTKY, 1998; MARKULA, 1995). Diğer taraftan, geleneksel olarak bir erkek alanı kabul edilen bir toplumsal alana kadınların girmesi, kadınların bir erkek alanında var olması kültürel olarak erkeğe tanımlı bir alana karşıt duruşta bulunmaları olarak da yorumlanabilir. Örnegin, BIALESHKI (1990)` ye göre, spor ve fiziksel aktiviteye katılım feminist aktivizm ile de ilişkilendirilebilir. BIALESHKI (1990), spor ortamında vurgulanan kadınlığa karşı güçlenmenin/mücadelenin spor ve fiziksel aktiviteye katılım ile gerçekleşebileceği konusunu tartışmaktadır. Fiziksel aktiviteye katılım, kadının hem fiziksel hem de psikolojik olarak güçlenmesine hizmet edebilir, kadınlar kendi fiziksel becerilerini test edebilir, kişisel bir başarı duygusu geliştirebilir ve kendi bedenlerini kendileri kontrol edebilirler. Kadınların spora ve fiziksel aktiviteye katılımının bu yönü 18 sporun “politik” potansiyeli (spor içindeki ve spor yoluyla egemen toplumsal ideolojilerle mücadelede kadının güçlenmesi) olarak da ifade edilebilir. Bu bağlamda, sporun ve fiziksel aktivitenin kadınların özgürlüğünde bir ajan olabilme potansiyeli, kadınların bu alandaki ezilme deneyimlerinden değil kendi bedenlerinin güçlü ve eril egemenlikten bağımsız/özgür olduğu deneyimlerinden kaynaklanmaktadır (THEBERGE, 1985,1987). Özellikle de toplumsal cinsiyet önyargılarının ve bu önyargılara dayalı cinsiyetçi davranışların çoğunlukla kadın bedeni (bedensel olarak zayıflığı, bedensel görünümü) üzerinden yürütüldüğü düşünüldüğünde, kadınların kendi bedenlerini tanımaları ve bedensel yeterliklerini fark etmeleri, onların kendilerini algılama biçimlerini ve öz-güvenlerini olumlu yönde etkileyebilir. Bu doğrultuda serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılan kadınlar bedenleri üzerinden kendi öznelliklerini yeniden inşa etme sürecine girme olasılığını yakalayabilirler. Serbest zaman etkinliğinin kadınlar için önemi, ev içi alandaki sorumluluklardan ve evin rutin pratiklerinden uzaklaşma olanağını sağlamasında aranmalıdır. Kadınlar bu etkinliklere katılmakta çeşitli zorluklarla karşılaşsalar da etkinliklerin yaşamları için önemli olması onların zorluklara yönelik stratejiler geliştirmelerine yol açmaktadır. SHAW (2001) kadınların serbest zaman etkinliklerini “toplumun kadından beklediği rol ve davranışlarla ilişkili toplumsal görüşlere ait tatminsizlikleri ya da güçten yoksun olmalarıyla mücadele etmek için kullandıklarını” belirtmektedir (sf.187). Fiziksel aktivitenin kadınlara bedenleri dolayımıyla yaşattığı olumlu deneyimler ile bir serbest zaman etkinliğinin kadınlar için geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri ile mücadele edebileceği bir alan olması birarada düşünüldüğünde, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanının kadınların güçlenmesi için önemli bir alan olup olamayacağı önemli bir araştırma konusudur. 2.9. Türkiye’de kadınların konumu Kadının Türk toplumundaki konumu ve bu konum ile bire bir ilişkili olan serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımları, Türkiyenin modernleşme süreci bağlamında ele alınabilir. Bu kapsamda bu bölümde, modernleşme süreci ve Türk kadınının toplumdaki konumuna kısaca değinilmiştir. Yeni ulus devletin kurulması modernleşme sürecinin ideolojik ve yasal dayanaklarını sağlamış ve İslami değerlerin yerine Batı değerlerini getirilmiştir. Cumhuriyetçi toplumsal cinsiyet ideolojisi genel olarak kadınlardan özel bir eğitim biçimini 19 takip etmelerini ve hem Türkiye’de hem dünyada var olan Müslüman kadın imgesi ile mücadele etmelerini beklemektedir (KANDİYOTİ, 1989). Bu beklenti kapsamında, beklentiyle çelişsin ya da onu doğrudan desteklesin, Türk kadınlarının ulusal görevi evlilik ve çocuk bakımı ile ilişkilendirildi ve bu durum kadına eşitliği getirmedi. MUFTULER-BAC (1999)’a göre “modernleşme çabalarına ve yasal değişikliklere rağmen, Türk kadınının ataerkil düzen tarafından baskılanması bir çelişki olarak görünmektedir” (sf.304). Modernleşme ve geleneksellik arasındaki çelişki Türk kadınının yaşamını derinden etkilemektedir. Bu doğrultuda, Türkiye’de halen içinde bulunduğumuz modernleşme sürecinde bütün değişimlere ve kırılmalara karşın bir süreklilikten, iki kadın stereotipinden söz edebiliriz: Modern kadın ile geleneksel kadın (BORA, 2005:78). MUFTULER-BAC (1999) da Türk toplumunda iki tip kadın arasında görünürde bir çelişki varmış gibi göründüğünü ifade etmektedir: başı açık, Batılı, kurtulmuş kadın ve başı kapalı, geleneksel ve özgürleşememiş kadın. Fakat bütün Türk kadınları için ortak olan temel görev iyi bir anne ve iyi bir ev kadını olmaktır. Örneğin, SALMAN ve BAYRAKTAR (1997) çalışmalarında, kentli kadının kırsal kesimde yaşayan kadına nazaran daha eğitimli ve kişisel gelişimlerine daha çok önem verdiklerini, fakat her iki kadın tipinin geleneksel ev içi rollerini çok daha değerli gördüklerini gözlemlemişlerdir. Yakın tarihli çalışmalarında KULAKAÇ, BULDUKOGLU, YILMAZ ve ALKAN (2006) Türkiye’nin güneyinde yaşayan orta sınıf çalışan kadınlarda annelik algısını araştırmışlardır. Çalışmalarının sonucunda, bazı kadınların çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamakta bir zorluk yaşamamak için kendi serbest zamanlarından ve özgürlüklerinden fedakarlıkta bulunduklarını ve kendi serbest zaman ve özgürlük ihtiyaçları konusunda da suçluluk duygusu içinde olduklarını bulmuşlardır. Yazarlar bu sonucu Türk kadınlarının hayatında bakım etiğinin önemine HENDERSON ve ALLEN (1991)’e göre bakım etiğindeki problem, bağlamışlardır. kadınların sadece başkalarının bakımına önem vermelerinde ve kendi bakımlarını düşünmenin bencillik olarak adlandırılmasındadır. Sonuç olarak, modernleşme sürecinde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmeye çalışılan bütün gelişmelere rağmen, Türk kadınları ataerkil sömürünün çeşitli biçimlerine maruz kalmaya devam etmektedirler. Bu süreçte de Türk toplumundaki kadının konumu geleneksellik ve Türk modernliği arasındaki çatışmanın/farkın bir nesnesi olmayı sürdürmektedir. 20 2.10. Türkiye’de kadınların spor ve serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımları Bir çok toplumda olduğu gibi, Türk toplumunda da kadına ve erkeğe uygun gorulen toplumsal cinsiyet rollerinin öğrenilmesinde, toplumsallaşma sürecinde büyük rollere sahip olan aile ve okul önemlidir (KAĞITÇIBAŞI, 1982). Örneğin, sporun toplumsallaşma sürecindeki önemine dair, erkek çocuklarının kendi erkekliklerini geliştirebilmeleri için spora katılımları aileler tarafından teşvik edildiği, kız çocuklarının ise vücutlarını korumaları ve kadınsı özelliklerini kaybetmemeleri için yarışma sporlarından uzak tutulduğu söylenir. Fakat her ne kadar etkinlik tercihleri toplumsal cinsiyet kalıp yargılara göre belirleniyorsa da, son yıllarda kızların spora yönlendirilmelerindeki artışı gözardı etmek mümkün değildir. Değişen beden kültürü aslında modern spor anlayışından daha farklı dinamiklerle beslenen yeni hareket kültürünün bir parçasıdır. Türkiye’de de son yıllarda bu yeni hareket kültürü altında değerlendirilebilecek yeni fiziksel uygunluk hareketleri (step, aerobik, yoga, pilates, fat-burner vb.) çok popüler olmaya başlamıştır. Özellikle orta ve yüksek sınıf kadını arasında popülerleşmeye başlayan bu yeni beden kültürü batıdan, özellikle de Amerika’dan ihraç edilmiştir. Türkiye’de spor kültürünün olmamasına ve sadece yarışma sporlarına vurgu yapılması, bu yeni beden kültürünün spor kültürü ya da spor alanı tarafından değil daha çok kozmetik endüstrisi tarafından şekillendiğini söylemek mümkündür (KOCA, 2006; KOCA VE BULGU, 2005). Son yıllarda dünya genelinde, kadınlar için yeni olanakların oluşması, kadınlar için yeni yasal düzenlemelerin yapılması, kadın hareketinin etkisi ve sağlık ve fiziksel uygunluk (fitness) hareketlerinin artmasıyla kadınların spora katılımında bir artış olmakla birlikte, bu artışın her toplumda ve her kültürde aynı düzeyde olduğunu, her zaman olumlu deneyimleri beraberinde getirdiğini ve bu artışın sürekliliğini koruduğunu söylemek biraz zordur. Örneğin, FASTING ve PFISTER’in 1997 yılında Türkiye’de kadınların spora katılımlarının önündeki engelleri araştırmak amacıyla kadın sporcularla yapmış oldukları görüşmelerin sonucunda, kadınların sporu bırakma oranlarının diğer ülkelere göre yüksek olduğunu ve bunun da temel olarak ülkemizdeki evlenme yaşının çok küçük olması, genç annelik, kadınların ev içi sorumluluklarının fazlalığı ve kadınların sporda aktifleşmesiyle birlikte baba ve kocanın hayatlarındaki kontrollerinin arttırmasından kaynaklandığını belirtmişlerdir. 21 Son 5 yıldır özellikle yerel belediyelerin serbest zaman etkinlik olanaklarının sunulduğu merkezleri açması (Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı Hanımlar Lokalleri) ve bu merkezlerde fiziksel aktivite olanaklarının ve egzersiz sınıflarının yer alması, açıkhava alanlarının (yürüyüş parkurları, parklar vb.) kurulması ve özel spor merkezlerinin sayıca artması sonucunda kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında bir artış gözlenmektedir. Fakat, Türkiye’de kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarına ilişkin çok sınırlı bilgi bulunmaktadır. KOCA, HACISOFTAOĞLU ve BULGU (2007)’nun Ankara ilinde spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlarla yaptıkları yakın tarihli çalışmalarında, farklı sosyo ekonomik düzeylerde yer alan kadınların çevrelerinden aldıkları (sosyal) desteklerde, fiziksel aktiviteye katılım sıklıklarında ve nedenlerinde farklılık olduğu bulunmuştur. Alt sosyo ekonomik düzeyde yer alan ailelerden gelen kadınların daha üst sosyo ekonomik düzeyde yer alan kadınlara kıyasla aile ve akrabalarından daha az destek aldıkları, fiziksel aktivite düzeylerinin daha düşük olduğu ve fiziksel aktivite yapma sıklıklarının ise az olduğu bulunmuştur. Ayrıca, orta ve üst sosyo ekonomik düzeyde yer alan kadınların katıldıkları fiziksel aktivite çeşidi, alt sosyoekonomik düzeydeki kadınlara oranla daha fazladır. Daha çok orta ve üst sınıfa ait olarak görülebilecek olan yüzme, yoga, pilates, tenis ve squash gibi fiziksel aktivitelere katılan kadın sayısı fazladır. Bir diğer sonuç ise her üç gruptan kadının fiziksel aktiviteye katılma nedenlerinin başında fiziksel ve psikolojik sağlık gelmektedir. Fakat sadece orta ve üst sosyo ekonomik düzeyden kadınlara ait olan iki neden bulunmaktadır: kendilerine ait özel bir alan ve iş stresinden uzaklaşmak. Bir önceki bölümde sunulan modernlik ve geleneksellik arasındaki farklı kadın tipleriyle ilişkili olarak, PFISTER (2000)’e göre de “Türk kadınlarının spor alanında karşılaştıkları zorlukların analizinde, Türkiye’deki farklı eğilimlerin ve yaşam koşullarının dikkate alınması gerekmektedir. Kadının sporda karşılaştığı zorluklar nerede yaşadığına ve hangi toplumsal sınıfa ait olduğuna bağlıdır” (sf. 505). Bu nedenle, Türkiye’de kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarını incelemeyi amaçlayan bu projede, farklı toplumsal sınıftan kadınların deneyimlerine dair bilgi edinmek önemli görünmektedir. 22 BÖLÜM III GEREÇ VE YÖNTEM Araştırmanın amacı doğrultusunda nitel araştırma yönteminin kullanılması tercih edilmiştir. Bunun nedeni, bireyin içinde yer aldığı koşullara, sosyal olguların bağlamsal özelliklerine, tarihsel, sosyal, mekansal varoluşlara ve simgesel anlam dünyasına duyarlı, esnek bir yöntem anlayışı ile oluşturulan nitel verinin, araştırılanların iç dünyasına girebilme olanağı sunmasıdır (KÜMBETOĞLU, 2005:45). Özellikle kadınların fiziksel aktivite deneyimlerinin görüşmeler yoluyla daha derinlikli olarak elde edilebileceği düşüncesi, verilerin nitel yöntem ile toplanmasını gerekli kılmaktadır. Aşağıda çalışma kapsamında kullanılan nitel araştırma yöntemleri ve çalışmaya katılan örneklem tanımlanmaktadır. 3.1. Katılımcılar Araştırmada nitel araştırma yöntemi uygulanmıştır. Yapılan görüşmelerin örneklemini belirleyen en önemli parametre, Ankara ilinde yer alan özel ve kamuya ait spor merkezlerinde sunulan fiziksel aktivitelere katılan kadınlar olmasıdır. Çalışmanın örneklemi, maksimum çeşitlilik örneklemesine göre belirlenmiştir. Burada amaç, göreli olarak küçük bir örneklem oluşturmak ve bu örneklemde çalışılan probleme taraf olabilecek bireylerin çeşitliliğini maksimum derecede yansıtmaktır. PATTON (1990)'a göre, maksimum çeşitlilik gösteren küçük örneklem; örnekleme dahil her durumun kendine özgü boyutlarını ayrıntılı şekilde tanımlar ve büyük ölçüde heterojenlik gösteren durumlar arasında ortaya çıkabilecek ortak temalar ve bunların değerlerini ortaya çıkarır (YILDIRIM VE ŞİMŞEK, 2003). Bu çalışmanın problemine temel olan boyut, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyettir. Bu araştırmada, genel bilgiler bölümünde bahsedildiği gibi, Pierre Bourdieu’nun toplumsal kuramına dayalı olarak toplumsal sınıfı günlük toplumsal süreçler olarak ele alan bir anlayış kullanılmıştır (REAY, 1995, 1997). Bu bağlamda toplumsal sınıf, aynı toplumsal varoluş koşullarını, ilgileri, toplumsal deneyimleri ve değerler sistemini paylaşan ve kendisini diğer eyleyici gruplarla ilişkili olarak tanımlama eğilimi gösteren bir toplumsal eyleyici grubudur. Spor merkezlerinin kendi içinde toplumsal sınıf yapısının belirlenmesinin (özellikle bazı 23 Hanımlar Lokallerinin dinamik ve heterojen olması nedeniyle) zorluğu, aynı zamanda, kolay ulaşılabilir durum örneklemesinin de kullanılmasını gerektirmiştir. Çalışmanın yapıldığı spor merkezleri, araştırmacılar tarafından farklı çalışmaların (nitel ve nicel) yapıldığı ve katılımcıların (üyelerin) geldikleri toplumsal yapılara ilişkin sınırlı da olsa bazı bilgilerin var olduğu merkezlerdir. Ayrıca, Pierre Bourdieu’nun toplumsal sınıf yaklaşımı doğrultusunda kullanılan kuramsal çerçeve (BOURDIEU, 1972, 1978, 1984) ve bu kapsamda sorulan sorular katılımcıların toplumsal sınıflarına (özellikle Bourdieu’nun kavramı olan habitusa) ilişkin bilgi verecek niteliktedir. Dolayısıyla, spor merkezlerinin belirli bir toplumsal sınıfla tanımlanmasından ziyade, her bir katılımcının toplumsal sınıfına ilişkin bilgilerin görüşmelerde elde edilmesi tercih edilmiştir. Araştırmanın amacı, Türkiye’de kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet ekseninde analiz edilmesidir. Bu amaç kapsamında toplumsal sınıf, bağımsız bir değişken olarak ele alınmamakta ve kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarında toplumsal sınıfın etkisi ölçülmemektedir. Yukarıda bahsedilen gerekçeler doğrultusunda çalışmanın örneklemini Ankara ilinin farklı ilçelerinde yer alan özel ve kamuya ait spor merkezleri ve fiziksel uygunluk (fitness) salonlarında fiziksel aktiviteye katılan kadın egzersiz katılımcısı oluşturmuştur. Yaşları 19-64 arası değişen 94 kadınla (Xyaş = 40.75 ± 10.42) bireysel görüşme yapılmıştır. Özel Spor Merkezlerinde 23, Hanımlar Lokallerinde 64, Üniversitelerde 7 bireysel görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya katılan kadınların sosyodemografik bilgileri EK 1’de sunulmuştur. Araştırmaya katılan kadın katılımcıların seçildiği merkezlere yönelik ayrıntılı açıklamalar ise aşağıda sunulmuştur: Hanımlar Lokali Hanımlar Lokalleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan ve desteklenen toplum merkezleridir. Bu lokaller sadece kadınlara hizmet vermekte olup, üyelerin büyük çoğunluğu alt ve orta sınıf kadınlardan oluşmaktadır. Araştırmanın yapıldığı dönemde, Ankara ili 24 sınırları içinde toplam 12 Hanımlar Lokali bulunmakta ve bu lokallere üye kadın sayısı 35 bin kadardır. Hanımlar Lokallerinin temel amacı, kadınlara serbest zamanlarını verimli geçirmelerini sağlayacak etkinlikler sunmaktır: spor etkinlikleri (örn., fitness, egzersiz sınıfları, masa tenisi ve yüzme), eğitime destek etkinlikleri (örn., bilgisayar ve yabancı dil kursları), ve sosyal ve kültürel etkinlikler (örn., müzik ve drama kursları). Araştırmaya katılan Hanımlar Lokallerine üye kadınların büyük çoğunluğu kırsal alandan kente göçmüş ailelere üyedirler. 1960 ve 1970 ortası dönemde Orta ve Doğu Anadolu köylerinden Ankara’ya göçmüşlerdir. Hanımlar Lokallerinde araştırmanın yapılması için gerekli olan izin Büyükşehir Belediyesinden alınmıştır (EK 2). Araştırmanın yapıldığı Hanımlar Lokalleri ve bu lokaller üye kadınlar ile yapılan görüşme sayıları EK 3’de verilmiştir. Hanımlar Lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait sosyodemografik bilgiler EK 4’ de sunulmuştur. Özel Spor Merkezleri Projeye katılan kadınların bir bölümü belediyeye ait olmayan özel spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılmaktadırlar. Hanımlar Lokallerinden farklı olarak bu spor merkezlerinde, kadın ve erkek birlikte fiziksel aktiviteye katılmaktadırlar. Ayrıca bu spor merkezlerinde sunulan fiziksel aktivite çeşitliliği Hanımlar Lokallerinden çok daha fazladır. Spor merkezlerinde sunulan fiziksel aktivitelerin başında pilates, yoga, aerobik, step, spinning, aerosculp, fitness, yoga, squash ve tenis gelmektedir. Araştırmanın gerçekleştirildiği özel spor merkezleri: Renewaclub, Taylife, Sports International, Dynamic Sports Center, Fitness Court ve SporMED. Ayrıca Balgat Spor Merkezinde bir odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Bu spor merkezlerinde yapılan görüşme sayıları EK 3’de sunulmuştur. Ayrıca, Ankara ilinde yer alan iki devlet üniversitesi (Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi) ve bir özel üniversite (Başkent Üniversitesi) kampüsünde yer alan spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlar da projede yer almışlardır. Bunun 25 nedeni, Ankara ilinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların bir bölümünün üniversite spor merkezlerinden yararlanmalarıdır. Araştırmaya katılan özel spor merkezlerinde ve üniversitelerin spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların sosyodemografik bilgileri EK 5 ve EK 6 da sunulmuştur. 3.2. Veri toplama teknikleri Bu projede, nitel araştırma tekniklerinden odak grup ve derinlemesine bireysel görüşme teknikleri kullanılmıştır. Katılımcıların soyodemografik bilgilerini elde etmek amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan bir Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır. Kişisel Bilgi Formu Araştırmada, grup ve bireysel görüşmelerin yapıldığı kadınlardan görüşmelerde, sosyo- demografik özelliklerini belirlemeye yönelik soruların yer aldığı Kişisel Bilgi Formu (EK 7) doldurmaları istenmiştir. Kişisel Bilgi Formları görüşmeler esnasında görüşmecilerin katılımcılara yönelttiği sorular doğrultusunda doldurulmuştur. Nitel araştırmalarda görüşülene ait demografik sorular görüşme rehber formunda yer alabileceği gibi, kişiyi ve içinde yaşadığı hanesini tanımaya yönelik olarak hazırlanmış sorular ayrı bir formda da hazırlanabilir (KÜMBETOĞLU, 2005:84). Bu araştırmada ayrı bir Kişisel Bilgi Formu kullanılması tercih edilmiştir. Buğday, Şirin, Krizantem ve Mavi ile yapılan görüşmelerde Kişisel Bilgi Formu doldurulamamıştır. Bunun nedeni, görüşmelerin fiziksel aktivite seansı öncesinde yapılması ve görüşmeye ayrılan sürenin kısa olmasıdır. Fakat, Kişisel Bilgi Formu’nda yer alan sorulardan bazılarının cevapları görüşmeler esnasında sorulan sorular kapsamında alınmıştır. Bireysel görüşmelerin yapıldığı kadın katılımcılardan araştırmanın amacının açıklandığı Bilgilendirme ve Onay Formunu (EK 8) imzalamaları istenmiştir. 26 Odak grup görüşmeleri Bıreysel görüşmeler yapılmadan önce, spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlarla odak grup görüşmesi yapılmıştır. Ankara Büyükşehir Belediyesine ait Şentepe, Şafaktepe, Altındağ ve Çankaya Hanımlar Lokallerinde 4 odak grup görüşmesi, özel spor merkezlerinde (Balgat ve SporMED) 2 odak grup görüşmesi ve Başkent Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitelerinde birer adet odak grup görüşmesi olmak üzere toplam 8 görüşme yapılmış ve bu görüşmelere 45 kadın katılmıştır. Odak grup görüşmelerinin bireysel görüşmeler öncesinde yapılmasının nedeni, her bir grubun kendi iç dinamiklerini anlayabilmek ve bireysel görüşmelerde sorulacak sorulara ya da konuşulacak konulara bir alt yapı sağlamaktır. Bunun nedeni nitel araştırmanın esnekliğinin araştırma problemine yönelik sorulacak soruların araştırmanın yapılacağı toplumsal ortam tarafından belirlenebilmesi imkanını sağlamasıdır. Odak grup görüşmelerinin yapıldığı spor merkezleri ve katılımcı sayıları EK 9’da sunulmuştur. Odak grup görüşmelerinde kadınların genel olarak fiziksel aktivite ve spora yönelik görüşlerini, fiziksel aktiviteye katılım nedenlerini, katılımdan elde ettikleri katkıları, ve fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörleri anlamaya yönelik sorular sorulmuştur (EK 10). Ayrıca, herhangi bir görüşmede katılımcıların kendilerini tanıtması ve buna yönelik soruların sorulması, odak grup tartışmalarının başlaması için anlamlıdır. Dolayısıyla odak grup görüşmelerinde katılımcıların farklı deneyimleri ve görüşleri doğrultusunda ortaya çıkabilecek karşılıklı etkileşimin daha sağlıklı olabilmesi nedeniyle, katılımcıların kendilerini tanımlamalarına yönelik sorular da sorulmuştur. Görüşmeler 25-50 dakika arasında sürmüştür. Görüşmelerde, katılımcılardan izin alınarak ses kayıt cihazı kullanılmıştır. 27 Derinlemesine bireysel görüşmeler Ankara’da bulunan 8 farklı spor merkezinde yapılan odak grup görüşmeleri sonrasında, spor merkezleri ve Hanımlar Lokallerinin üyelerinin ait oldukları toplumsal sınıflara ilişkin de bilgi edinilmiştir. Bu nedenle, araştırma projesi önerisinde belirtildiği gibi bireysel görüşmelerin 8 farklı ilçede yapılmasından ziyade toplumsal sınıf bakımından zenginlik sağlayacağı düşünülen merkezlerde yapılmasının yeterli olduğuna karar verilmiştir. Dolayısıyla yapılan odak grup görüşmelerinin bir katkısı da spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların toplumsal sınıflarına ve spor merkezlerinin bulunduğu bölgeye ilişkin bilginin edinilmesi ve bu bilgi doğrultusunda bireysel görüşmelerin yapılacağı merkezlerin belirlenmesi olmuştur. Araştırmanın amacı ve kuramsal çerçevesi bağlamında derinlemesine bireysel görüşmelerde sorulan sorular EK 11’de yer almaktadır. Bireysel görüşmeler 22-55 dakika arasında sürmüştür. Ayrıca görüşmelerde, katılımcılardan izin alınarak ses kayıt cihazı kullanılmıştır. Görüşmelerde sorulan sorular Grup ve bireysel görüşmelerde kullanılan soruların sırasının görüşmenin akışına bağlı olmasına ve böylelikle de veri zenginliğinin ve akıcılığının sağlanmasına dikkat edilmiştir (PATTON, 1990). Aynı zamanda soruların katılımcılar, katılımcıların toplumsal ve kültürel bağlamları ve görüşme esnasında katılımcı ve araştırmacı arasındaki etkileşimden kaynaklı olarak değişebilme olasılığı düşünülerek tam yapılandırılmamasına özen gösterilmiştir. Bu esnekliği de göze alarak, araştırmanın amacı ve araştırmanın kuramsal çerçevesi doğrultusunda görüşmelerde sorulacak sorular aşağıdaki genel konu başlıkları altında yer almıştır: Fiziksel aktiviteye katılım nedenleri/beklentileri Fiziksel aktivite tercihleri Fiziksel aktiviteye katıldıkları spor merkezi hakkındaki görüşleri Fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler 28 Fiziksel aktiviteye katılımın katkıları Fiziksel aktiviteye katılımda karşılaşılan zorluklar Fiziksel aktiviteye katılmak ve katılımı devam ettirmek için zorluklara karşı geliştirilen stratejiler Derinlemesine bireysel görüşmelerde sorulan sorularla ilgili ayrıntılı bilgi Aşağıda, derinlemesine bireysel görüşmelerde sorulan soruların araştırmanın amacı ve kuramsal çerçecevi kapsamında içeriği ve önemi açıklanmıştır. Projede toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıfı birbirinden ayrı kategoriler olarak görmeyen, iktidar analizini içeren bir ilişkisel yaklaşım benimsenmiştir (HALL, 1996). Bu yaklaşım çerçevesinde, kadınların fiziksel aktiviteye katılımları ve bir toplumsal alan olarak fiziksel aktivite alanı ile kurdukları ilişki toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet ekseninde ele alınmaktadır. Araştırmanın kuramsal çerçevesinde yararlanılan Pierre Bourdieu’nun yaklaşımı düşünüldüğünde, farklı toplumsal sınıflardan kadınların deneyimlerini anlayabilmek için fiziksel aktivitenin, Pierre Bourdieu’nun temel kavramlarından biri olan “toplumsal alan” olarak analizinin önemli olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, kadınların fiziksel aktiviteye katıldıkları spor merkezlerindeki deneyimlerini, neden bu merkezleri tercih ettiklerini, sunulan etkinlikleri ve kadınların “beğenilerini” belirlemeye yönelik sorular, bu toplumsal alanın anlaşılmasını sağlayacak sorulardır. Bu ve benzeri sorularla aynı zamanda Bourdieu’nun toplumsal sınıf anlayışında önemli olan “habitus” kavramının anlaşılması da amaçlanmaktadır. LABERGE ve KAY (2002)’e göre Bourdieu’nun habitus kavramı, spor ve fiziksel aktivite pratikleri ile ilgili farklı beğenilerin kişinin bedeni ile kurduğu farklı ilişkiler ve pratiklerden beklenen farklı kazançlar tarafından yaratıldığının anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Spor ve fiziksel aktiviteye katılımdan beklenen toplumsal kazançlar da toplumsal sınıfların katılım tercihlerini belirlemekte etkilidir. Yapılan odak grup görüşmeleri sonrasında, derinlemesine bireysel görüşmelerde sorulan sorulara kadınların bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında karşılaştıkları zorlukları ve bu zorlukları yenmek için kullandıkları stratejileri anlayabilmeye yönelik sorular eklenmiştir. Bu konu araştırma problemiyle doğrudan ilişkilidir. Toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet ilişkisi, kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenlerini (bedene 29 ve sağlığa verilen önem, toplumsal bir etkinlik, estetik kaygılar, koca ve akraba baskısından uzaklaşma vb.) ve karşılaştıkları zorlukları (koca ve aile baskısı, zaman, ekonomik nedenler, geleneksel değerler vb.) farklılaştırmaktadır. Bu doğrultuda bireysel görüşmelere eklenen sorular araştırmanın amacı ile doğrudan ilişkili olan sorulardır. Genel Bilgiler bölümünde belirtildiği gibi, toplumsal sınıf ayrı bir kategori olarak değil, toplumsal cinsiyet ile ilişkili olarak ele alınmaktadır. Bu doğrultuda, görüşmelerde sorulan sorular sadece toplumsal sınıf bağlamında değil, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyeti birbirinden bağımsız ele almayan ilişkisel yaklaşım çerçevesinde değerlendirilmelidir. Kadınların gündelik hayatlarını anlamaya (Soru 1,2 ve Soru 11,12), serbest zamanlarında yaptıkları etkinlikleri belirlemeye (Soru 2), spor ve fiziksel aktivitenin kadınların hayatlarındaki yerini anlamaya (Soru 4,5), fiziksel aktiviteye katılım amaçlarına ve ne tür etkinliklere katıldıklarına (Soru 3, 8, 9) ve katılımda karşılaştıkları zorlukları anlamaya yönelik sorular (Soru 11,12) doğrudan toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyeti ilişkisel olarak ele alan bir yaklaşımın ürünü sorulardır (EK 11). Toplumsal cinsiyet ve serbest zaman (fiziksel aktivite önemli bir serbest zaman etkinliğidir ve son yıllarda ülkemizde kadınların fiziksel aktiviteye katılımında bir artış gözlenmektedir) konulu çalışmaların en önemli boyutu katılımda karşılaşılan zorluklar ve zorlukları yenebilmek için kullanılan stratejilerdir (ARAB-MOGHADDAM VE ARK., 2007; BROWN, BROWN, MILLER VE HANSEN, 2001; JACKSON, 2005; LIVENGOOD VE STODOLSKA, 2004; WEARING, 1998). Bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamlarındaki önemi, karşılaştıkları zorluklar ve bu zorlukları aşmak ve katılımlarını devam ettirmek için geliştirdikleri stratejiler, kadınların toplumsal konumlarının güçlenmesini anlamaya yönelik sorulardır. Araştırma ekibinde yer alan araştırmacıların görüşmelerin gerçekleştirildiği spor merkezlerinde ve Hanımlar Lokallerinde araştırma deneyimlerinin olması ve toplumsal cinsiyet, toplumsal sınıf (Bourdieu) ve spor konularında çalışmalarının bulunması (örn., ARSLAN VE KOCA, 2008; KOCA VE ARSLAN, BASKIDA; KOCA VE AŞÇI, 2005; KOCA VE BULGU, 2005; KOCA VE DEMİRHAN, 2005; KOCA, AŞÇI VE KİRAZCI, 2005; KOCA, ATTENCIO VE DEMİRHAN, BASKIDA), odak gruplarda sorulan soruların konuyla doğrudan ilişkili olması sonucunu doğurmaktadır. Bu bağlamda, odak grup görüşmelerinde sorulan soruların araştırmanın problemi doğrultusunda yeterli olması, bireysel görüşmelerde de aynı soruların daha ayrıntılandırılarak sorulmasını sağlamıştır. 30 3.3. Veri analizi Nitel verilerin analizi Görüşme metinlerinin veri analizi için hazırlanması Bütün görüşmeler çözülürken bilgisayara yazılmış ve metin üzerinde rahat kodlama yapılabilmesi için 3 cm kenar boşluğu ve 1.5 satır boşluklu hale getirilmiştir. Görüşme metinlerine satır numaraları da verilmiştir. Ayrıca her katılımcıya bir kod adı verilerek bulgular bölümünde kullanılan alıntılardaki katılımcı isimlerinde bu kodlar kullanılmıştır. Metinlerdeki satır numaraları, özellikle veri analizinde farklı analizcilerin çalışmalarında, verilerin / alıntıların metinlerindeki yerlerinin gösterilmesi yoluyla kolaylık sağlamaktadır. Verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır (YILDIRIM VE ŞİMŞEK, 2003). Bu analiz tekniği kapsamında, çalışmadan elde edilen veriler iki yardımcı araştırmacı tarafından ayrı ayrı incelenerek kodlar bulunmuş ve bu kodlar belirli temalar altında sınıflandırılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde birden fazla araştırmacıların kullanılması ve elde edilen sonuçların teyit edilmesi, verilerin güvenirliği konusunda uygulanan stratejilerden birisidir. Yapılan bu sınıflandırmalar sonucu elde edilen kodlar ve temalar birbirleriyle karşılaştırılmış ve bu kapsamda veriler üzerinde tekrar bir analiz yapılmıştır. Bu aşamalar aşağıda sıralanmıştır. Araştırmanın güvenirliği açısından özellikle yöntem ve bulgular bölümünde elde edilen verilerin analizinde kullanılan kavramsal çerçevenin tanımlanmasına da dikkat edilmiştir. Araştırmanın iç güvenirliğini zenginleştiren bir etken olarak da araştırmacının kavramsal çerçeveyi nasıl oluşturduğunu ve bu çerçeveye bağlı olarak veri analizini nasıl yaptığını okuyucuya açıklaması beklenmektedir (YILDIRIM VE ŞİMŞEK, 2003). Bu bağlamda, araştırmada içerik analizinin nasıl yapıldığına dair bilginin ayrıntılı olarak sunulması önemlidir. 31 1. Açık kodlama: Görüşme metinleri satır satır okunmuş ve araştırmacılar tarafından araştırma problemi kapsamında önemli ve ilginç bulunan kodlar belirlenmiştir. Kodlama sürecinde araştırmacının, araştırma sorularını ya da araştırmanın kavramsal çerçevesini dikkate alması ve bu çerçevede verilerin içinde ne aradığının sürekli farkında olması gerekmektedir (YILDIRIM VE ŞİMŞEK, 2003). Bu doğrultuda, veri analizinin ilk aşaması olarak kodlamalar yapılırken, elde edilen verilerle beraber araştırmanın kuramsal çerçevesi ve bu çerçeveye bağlamında sorulan sorular da dikkate alınarak bir kod listesi oluşturulmuştur. Örneğin, araştırmanın probleminin ve kuramsal çerçevenin temel taşını oluşturan fiziksel aktiviteye katılımdan elde edilen kazançların toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıf ekseninde analiz edilebilmesinde kullanılacak belirli kodlar oluşturulmuştur (Şekil 1). Elde edilen verilerde bu kodlardan farklı kodlar bulunduğunda bunlar da kod listesine eklenmiştir. Bu kodlama biçimi genel bir çerçeve içinde yapılan kodlama biçimi olarak tanımlanmaktadır. Önceden belirlenmiş bir kod listesi içerik analizini yönlendirirken, tümevarımcı bir anlayışla verilerin incelenmesi sonucu ortaya çıkan veriler de, daha önceden oluşturulan kod listesine eklenir ya da yeni kodlara göre eski kodlar değiştirilir. Veriler elle kodlanmıştır. Kodlamalar hem görüşme metinleri üzerinde hem de ayrı bir sayfada yapılmıştır. Ayrıca, veri toplama ve ilk veri analizleri eş zamanlı olarak yapılmıştır. 32 Kendine güven Mutluluk Cesaret Psikolojik katkı Mutluluk Kendini keşfetme Psikolojik hastalıklardan korunma Psikolojik hastalıklarda iyileşme Yeni 1. arkadaşlıklar kas gelişimine katkısı Eş ve çocuklarla diyalog Fiziksel Aktiviteye Sosyal Katkı Katılım Nedenleri Sosyal yaşama katılım Yeni/farklı yaşamlar tanıma Hastalıklarla ilişkili iyileşme Hastalıklardan korunma Fiziksel Katkı Sağlık Hareket Kod Kavram Tema Şekil 1. Örnek veri analizi; açık kodlama ve tematik kodlama 2. Tematik kodlama: Elde dilen verilerin kodlanmasından sonraki aşama, birbiriyle ilişkili kodları bir araya getirebilecek temaların bulunmasıdır. Bu çalışmada, kodlanma sonucu ortaya çıkan kavramlar anlamlı bir tema altında toplanmaya çalışılırken, aynı kodlama sürecinde olduğu gibi hem çalışmanın kuramsal çerçevesi hem de veriler doğrultusunda temalar belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen verilerin fazla olması ve bu verilerin daha anlamlı bir biçimde sunulması için her bir tema içeriği alt temalar ile birlikte sunulmuştur. Alt temaların belirlenmesinde temanın bütünlüğünün bozulmamasına dikkat edilmiştir. 33 Nicel verilerin analizi Çalışmaya katılan kadınlardan doldurmaları istenen Kişisel Bilgi Formunda yer alan sosyodemografik bilgiler ile ilgili veriler SPSS Paket programında betimleyici istatistik analiz teknikleri (Ortalama, Standart Sapma, Frekans, Yüzde….) ile analiz edilmiştir.. 3.4. Karşılaşılan yöntemsel güçlükler ve sınırlamalar Araştırma kapsamında yapılan görüşmeler esnasında ve sonrasında görüşmeyi gerçekleştiren burslu yüksek lisans öğrencilerinden Görüşmeci Raporu (EK 12) tutulması istenmiştir Aşağıda sıralanan yöntemsel güçlükler ve sınırlamalar, görüşmelerde karşılaşılan kolaylıklar ve zorluklar üzerinde odaklanan görüşme raporlarına ve genel olarak çalışmada karşılaşılabilecek yöntemsel güçlüklere yönelik araştırmacılar tarafından alınan önlemlere dayanmaktadır: Araştırmacı-araştırılan hiyerarşisini kırmak çok kolay olmamıştır. Görüşmecilerin toplumsal konum (yaş, evlilik vb.) olarak bazı katılımcılara uzak oluşu görüşmelerin açıklığı ve akıcılığı sürecinde karşılaşılan bir yöntemsel güçlük olarak görülebilir. Örneğin, yaşlı ve torun sahibi olan bir kaç katılımcı görüşmecilere kendi durumlarını ancak kendileri gibi çocuk ve torun sahibi oldukları takdirde anlayabileceklerini ifade ederek görüşmeci ve kendileri arasına bir sınır koymuşlardır. Bu sınır bazı sorulara ayrıntılı cevap alınamaması tehlikesi yaratabileceği için görüşmeciler mümkün olduğunca samimi ve anlayışlı bir tavır içine girmeye çalışmışlardır. Ayrıca bu yöntemsel güçlüğün aşılması için, görüşmecilerin toplumsal konumlarını açığa çıkaracak sorulara ağırlık verilmesine ve verilerin analizi sürecinde bulguların toplumsal konumlarla ilişkilendirilmesine dikkat edilmiştir. Araştırmanın amacı ve dayandığı kuramsal temel kapsamında sosyal bağlam önemlidir. Sosyal bağlam, katılımcıların toplumsal konumlarından başka fiziksel aktivite ortamını da içermektedir. Görüşmelerin spor merkezlerinde ve Hanımlar Lokallerinde yapılması, ve görüşmecilerin bu merkezlerde görüşmeler öncesinde, esnasında ve sonrasında vakit geçirmeleri ve katılımcılarla iletişim halinde olması sosyal bağlamın anlaşılmasını sağlayacak bilgilerin elde edilmesini sağlamaya katkıda bulunmuştur. 34 Kadınlarla yapılacak görüşmelerin en büyük zorluğu zaman kısıtlamasının olmasıdır. Özellikle ev dışında ücretli bir işte çalışan bazı katılımcıların fiziksel aktivite öncesinde ve sonrasında yeterli zamanları olmadığı için, görüşme yapmak istememeleri yöntemsel güçlüklerden birisi sayılabilir. Fakat bu konuda görüşmeciler esnek davranmaya özen gösterip, zaman kısıtlaması olmayan kadınlarla görüşme yapmışlardır. 35 BÖLÜM VI BULGULAR Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşme verilerinin analizi sonucunda elde edilen bulgular, çalışmanın amaçları kapsamında beş temel kategoride sunulmaktadır: (1) Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri (2) Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı (3) Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler (4) Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam ettirebilmek için kullandıkları stratejiler (5) Kadınların fiziksel aktivite beğenileri Beş ayrı kategoride sunulan bulgular, araştırmanın iki amacı doğrultusunda sunulmuştur. Elde edilen her bir bulgunun birbiri ile ilişkili ve bu bağlamda her iki amaca da cevap verecek nitelikte olduğu unutulmamalıdır. Fakat bulguların sistematik bir biçimde sunulması ve anlaşılır olmasının sağlanması amacıyla özellikle 1., 2., 3. ve 5. kategoride sunulan bulguların araştırmanın birinci amacına, 4. kategori altında sunulan bulguların da araştırmanın ikinci amacına karşılık geldiğini belirtmek önemlidir. Bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiveteye katılımın kadınların yaşamındaki yerini ve önemini anlayabilmek için kadınların yaşamını dikkate almak gerekmektedir. Her ne kadar toplumsal sınıfa ve toplumsal konuma (anne, evli, bekar çalışan, çalışmayan, yaşlı, genç, vb.) bağlı olarak kadınların yaşamları, gündelik hayatları farklılaşsa da bu araştırmaya katılan kadınların da belirttikleri gibi genel olarak kadınlar az çok benzer yaşamlara sahiptirler. Aşağıda örnek olarak sunulan kadınların yaşamını anlatan alıntıların da gösterdiği gibi, kadınların –çalışan, çalışmayan, emekli, anne, genç, yaşlı vb.- temel sorumlulukları ev içi alana aittir; ev işi, çocuk, eş ve aile bakımı gibi. Dolayısıyla, kadınların fiziksel aktiviteye katılma nedenleri, katılımlarından elde ettikleri katkılar, katılımlarını etkileyen faktörler/zorluklar ve katılımlarını devam ettirmek için kullandıkları stratejiler içinde bulundukları sosyal bağlam çerçevesinde ele alınmalıdır. 36 Türkiye`de kadınların durumunu biliyorsunuz. Çocuğuna ve eşine bakmak zorundasın. Yemeklerini yap, evi temizle, çocuğunu okula, kocanı işe gönder. Bazen kendimi tükenmiş hissediyorum ama kadınız işte...(Fatma, Şentepe Hanımlar Lokali ). 25 yıllık ev hanımıyım. Buraya yazılmadan önce monoton geçiyordu günlerim. Kurulmuş gibi böyle sabah aynı saatte kalk, çocukları gönder, eşini gönder. Kahvaltı. Çok dakik 12’de yemek. Yemek pişir, akşam yemeğini hazırla, işte ütü yap, çamaşır, evin temizliği, ziyaretlere git, misafir kabul et (Serpil, Aile Yaşam Merkezi). Sabah kalkıyorum, kızımı yedirip içiriyoruz. Evden çıkma ve işe yetişme telaşı var. Onu yuvaya bırakıp işe gidiyoruz. Akşam onu yuvadan alıyorum ama işim bitmiş olmuyor. Mesaiden sonra da çalışıyorum. İşten çıkınca eve geliyorum, yemeği ısıtıyorum. Ertesi günün yemeğini yapıyorum. Çocuk yatana kadar onunla oynuyorum. Bir yandan çamaşır yıkanacaksa yıkıyorum, yemek yapmamışsam ütü yapıyorum muhakkak (Kuzey, ODTÜ). 4.1. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri Araştırmada kadınların fiziksel aktiviteye katılmalarının çeşitli nedenlere bağlandığı; fiziksel sağlıklıklarından psikolojik sağlıklarını korumaya; sosyal yaşama katılma isteğinden serbest zamanlarını değerlendirmeye geniş bir yelpaze izlediği anlaşılmıştır. Kadınlarla yapılan görüşmelerde fiziksel aktiviteye katılım nedenlerini anlamaya yönelik sorulan sorulara verilen cevaplar dört tema altında sınıflandırılmıştır: (1a) Kendime ait bir alan, (1b) Stres/yalnızlık/ev yaşamından kaçıyorum, (1c) Emekli oldum/Yaşlandım/Menopozdayım: Hiç bir işe yaramıyorum, (1d) Fiziksel olarak sağlıklı bir yaşam. Bu kategori altında toplanan veriler bu dört tema ışığında aşağıda sunulmaktadır. 37 4.1a: Kendime ait bir alan Spor kendim için yaptığım tek ve en güzel şey. Yani kendi mutluluğum için yaptığım bir şey. (Papatya, Çankaya Hanımlar Lokali) Toplumsal sınıf, toplumsal konum farketmeksizin kadınların fiziksel aktiviteye katılmalarının en önemli nedeni, kendileri için bir şey yapmak istemeleri. İster çocuğu olsun ister olmasın, ister ücretli bir işte çalışıyor olsun ister ev içinde çalışıyor olsun, kadınlar zamanlarının bir bölümünü kendileri için yararlı olacak bir etkinlik yaparak geçirmek istiyorlar. Özellikle bazı kadınlar, kendilerinin temel sorumluluk alanının ev (ev bakımı, eş ve çocuk bakımı vb.) ile ilişkili olarak kabul edilmesinden rahatsızlık duyuyorlar, ve bu rahatsızlıklarını ifade etmek için ev dışı alanda yer almanın, farklı etkinliklere katılmanın yollarını arıyorlar. Bu noktada, yapılan etkinliğin fiziksel aktivite olmasından daha çok, kadınların evin dışına çıkmalarını, kendileri için bir şey yapmalarını sağlayacak bir etkinlik olması önemli görünmektedir. Fakat fiziksel aktivite olmasının önemi de kadınların kendi bedenleri için bir şey yapmak istemelerinde ve kendi bedenlerini keşfetmekten aldıkları zevkin altında yatmaktadır. Aşağıda sunulan alıntılar, kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmanın kendileri için neden önemli olduğuna işaret etmektedir. Aşağıda yorumları sunulan kadınlar farklı toplumsal sınıflardan kadınlardır. Özel bir üniversitede çalışan Kuzey’in de fiziksel aktiviteye katılmasının en önemli nedeni Şafaktepe Hanımlar Lokalinden Kırmızı ile aynıdır: Kadın ve anne olmanın getirdiği sorumlulukları yerine getirmenin dışında kendisini mutlu edecek bir şey yaparak kendisine zaman ayırmaktır. […] Çocuğumdan kendim için yapacak bir şey bulamadığım için, bu yaptığım bana çok özel geliyor. Kendim için yapıyorum. Kendim için yapıyorum deyip mutlu oluyorum. Psikolojik olarak da çok rahatlıyorum. Bir sürü kişinin sorumluluğu var üzerimde. Bu sadece benim için oluyor. (Kuzey, Başkent Üniversitesi) Bir yerde kendimi şey gibi hissediyorum … hani annelikten hariç, kadınlıktan hariç bir şeylerle uğraşıyorum. Hoşuma gidiyor. (Kırmızı, Şafaktepe Hanımlar Lokali) 38 Bu çevrede yaşayan kadınlar genellikle çocuktu, yemekti derken pek bir şey yapamadıkları için spor (onlar için) bir aktivite oluyor. Biraz kendi kendilerine rahatlama oluyor aslında. Çünkü 24 saat ya çocukla ya eşinle, ya eşinin ailesi ya kendi ailen bir şekilde başkalarıyla ilgilenerek geçiyor. 15 dakika bile ayırabilse mutlu oluyor, sırf bana ait diyor çünkü. (Karanfil, Şentepe Hanımlar Lokali) Her şeyi başkaları için yapıyorum. Özellikle çocuklarım için çok vakit harcıyorum. Okulda çalışırken, okuldan geldikten sonra tüm vaktimi çocuklarıma harcıyorum. Spor kendim için yaptığım tek ve en güzel şey… Yani kendi mutluluğum için yaptığım bir şey. (Gül, Çankaya Hanımlar Lokali) […] Çocuklar büyüdü. Oğlum sınava hazırlanacak. Şimdi kendim için bir şey yapıyorum. Spora sadece iki saat geliyorsam, üç saat kimse benden ne çay istiyor, ne onu soruyor, ne bunu soruyor. (Ahsen, Dynamic Spor Merkezi) Bizim kadınımızın adı yok ya! Hep baskı görüyor. Bir durun artık ben de varım diyorum!... Benim de bir hayatım var. Spor yaptığımdan beri kendimi iyi hissediyorum. Psikolojinin düzgün olması için kendin için bir şeyler yapman gerekiyor. Kendim için ne yapabilirim? En güzeli, en masrafsızı, en kolayı spor. Hani bilgisayara, ingilizce kurslarına gittim ama insanın kafası almıyor. Ben aptal mıyım niye başaramıyorum diye strese girdim. En güzeli, en ucuzu spor. Spor kendini ifade etme imkanı sağlıyor. (Serpil, Aile Yaşam Merkezi) Zamanımı faydalı, kendime faydalı bir şey yaparak değerlendirmenin verdiği mutluluğu yaşıyorum. (Hayat, Aile Yaşam Merkezi) […] Kendime zaman ayırmaya karar verdim. Sadece kendi kendime kalabileceğim, kendi vücudum, kendim. Kendi kolum bacağım için bir şeyler yapmak fikri çok hoş. (Taba, ODTÜ) Yukarıda sunulan görüşme alıntılarından anlaşıldığı gibi kadınlar kendilerine ait bir zamanı planlayıp fiziksel aktiviteye katılmayı farklı nedenlerden yapmış olsalar da, hepsi günü kendileri için planlamaya başlamışlardır. Bu zamanın sadece onlara ait ve onların istediği 39 biçimde geçirecekleri bir zaman dilimi olması bunun önemini arttırmaktadır. Bağımsız bir zaman dilimine sahip olma adına, kadınlar daha planlı zaman kullanımına yönelmişlerdir. Kadınların bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımı ise, gündelik yaşamda kendine ait bir zaman dilimi yaratması gerekliliğini farkettirmiş ve bir bakıma zaman kullanımında oldukça rasyonel, programlı hareket etmeyi öğrenmelerine neden olmuştur. Zaman kullanımı bireylerin tercihlerine bağlı bir etkinlik olarak görünmesine karşılık, özellikle toplumsal cinsiyet boyutunda, kadınların zaman tasarrufunu etkileyen, sınırlayan etmenler, bunun toplumsal bir önemi vurguladığını gösterir (SAYER, 2005). Kadınların ataerkil rol kalıplarının dışında kendileri için harcayabilecekleri bir zaman dilimi olması, sosyal yaşama katılabilme şansını fiziksel aktiviteyle yakalayabileceklerini keşfetmelerine yol açmıştır. Sonuç olarak, serbest zaman kullanımında, kadınların erkeklere oranla ev-dışındaki aktivitelere daha çok katılma isteklerini (SHELTON, 1992; GREEN VE ARK., 1990) genelde, ev ortamının rutinliğinden kurtulmaya, yaşadığı çevreden uzaklaşmaya bağlayabiliriz. Araştırmadan elde edilen veriler, daha çok alt ve orta kesim kadınların, serbest zamanlarını ev dışında geçirebilecekleri alanların sınırlılığı nedeniyle Hanımlar Lokallerindeki aktivitelere katılmaya yönlendiklerini göstermektedir. Özellikle Hanımlar Lokallerindeki etkinlikler fiziksel aktivite dışında da kadınları buraya bağlamaktadır. Alt ve orta kesim kadınların devam ettiği bu Hanımlar Lokalleri, kadınların bir anlamda ev dışında kendi başlarına topluma girebildiği bağımsız alanlardır. 4.1b: Stres / yalnızlık /ev yaşamından kaçıyorum Ben biraz da kaçtım evden. Kayınbabamlar, görümceler, evde çocuklar var sorunlu. Burada rahatlıyorum. (Siyam, Şafaktepe Hanımlar Lokali) Görüşmeye katılan bazı kadınlar –genç yaşta evlenen, farklı illerden ya da kırsal alandan Ankara’ya göçen ve ücretli bir işte çalışmayan- hayatlarının kapalı bir alanda geçmesinden, yalnızlıktan, cocuk, eş ve yakınlarının bakımından (bakım etiği) sorumlu tek kişi olmaktan ve 40 bunun sonucunda yaşadıkları stresten (ciddi psikolojik rahatsızlık yaşayanlar da var) şikayet etmektedirler. Başka bir ifadeyle, kadınların büyük bir çoğunluğu yaşadıkları zor durumun, ev içi alana hapsedilen ve aile üyelerinin bakımından sorumlu “bakıcı” kadın olmaktan kaynaklandığını düşünmektedirler. Altındağ Hanımlar Lokalinden Çam bunu şu şekilde ifade ediyor: “Evde bedava hizmetliyiz işte. Evimizin hizmetlisi açıkcası. Yataktı, bulaşıktı, çamaşırdı...” (Çam, Altındağ Hanımlar Lokali). Aşağıda sunulan görüşme alıntıları, kadınların fiziksel aktiviteye neden katıldıkları sorusuna verdikleri yanıtlardan oluşmaktadır. Aşağıda ifadeleri sunulan kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri, ev yaşamının getirdiği sıkıntılar, stres ve yalnızlık ile ilişkilidir. Bu bağlamda fiziksel aktivite, bu kadınların ev içi alanın dışına çıkıp başka hayatları ve bu hayatlarla kendilerinin olası ilişkilerini keşfedebilecekleri bir fırsat olmaktadır. Boş zamanımda bu yaşıma geldim kendim için bir şey yapmadım. Anne olmak, ev hanımı olmak…bütün hayatımı şöyle bir düşünüyorum hep birbirinin aynı. Sabah kalk, kahvaltı yap, öğle yemeğini hazırla, ütü yap, çamaşır, evin temizliği, ziyaretlere git, misafir kabul et. Simdi buraya zaman ayırıyorum. Mutluyum burada. (Serpil, Aile Yaşam Merkezi) Evden çıkmak bir amaç. Spor ya da başka bir faaliyet. Spor bir araç. Evden çıkmak lazım. (Aylin, Aile Yaşam Merkezi) Evinizde sürekli bir kısır döngü içindesiniz. Aynı şeyleri yapıp duruyorsunuz. Çalışmıyorsanız eğer, sürekli aynı şeyler, temizlik, yemek... Hantallaştığımı hissettim. Ama spora başlayınca değişti. (Fındık, Aile Yaşam Merkezi) Adana’dan geldim buraya. İlk başta evde kalmaktan çok sıkıldım. Kendimi koltuk gibi hissediyordum. Kızım okula gidiyor eşim işine gidiyor. Ben? Tek başıma. Hayatım buraya başlayınca değişti. Sporu çok seviyorum. Buraya alışınca Ankara’ya da alıştım. (Susam, SporMED) Ben evde yalnızım. Biraz dışarıda birileriyle birlikte bir şey yapmak istiyorum. (Sevgi, Aile Yaşam Merkezi) 41 Önceden bedensel olarak ihtiyacım vardı spor yapmaya. Simdi daha çok ruhsal açıdan ihtiyaç hissediyorum. Çalışma yaşamı çok stresli […]. (Yaşam, Renewaclub) Yapılan bireysel görüşmelerde, kadınların ev içi alanda yaşadıkları stresin fiziksel aktiviteye katılmalarında önemli bir faktör olduğu vurgulanmıştır. Örneğin, Siyam için fiziksel aktiviteye katılmak evin sıkıcı stresli ortamından belli zaman diliminde de olsa kaçmayı sağlarken, Duygu için eşinden ve çevresinden kaçmanın bir yolu olmaktadır: Kadınlar genelde evden uzaklaşmak için yapıyorlar. Stresten uzaklaşmak için. Evde dursan iş bitmiyor, sıkıntı bitmiyor. Kaçıyoruz, resmen evden kaçıyoruz. (Siyam, Şafaktepe Hanımlar Lokali) […] Sürekli aynı yerdeyim. Aynı mahalledeyim. Evlendim yine aynı mahalledeyim. Eşim sürekli gözümün onünde. Yani buraya genelde 45 yaş üstü bayanlar geliyor, eşi emekli olmuş. Eşinden kaçan bayanlar geliyor. Ben 25 yaşındayım. Ben de eşimden kaçıyorum. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali) Evde yaşanan stresin kadınların psikolojik sağlıklarına olumsuz etkileri bazı kadınlarla yapılan görüşmelerde sıklıkla vurgulanmıştır: Biraz ben bunalıma girdim çocuklar doğduktan sonra. Çocuklar, oturmalar, günler beni açmadığı için evde depresyona girdim. Ev işleri de beni tatmin etmiyordu. Tabii ki vakit geçirebilirim evde, televizyon seyredersin, dergi alıp okudum ama yetmiyordu bana. Depresyona girdim. Hem değişiklik olsun, yeni bir ortam olsun hem de sağlığım için başladım spora. (Yasemen, Aile Yaşam Merkezi) Evden uzaklaşmak ve biraz da kendime vakit ayırmak için başladım spora. Benim sinirlerim bozuluyor, sürekli depresyonda oluyoruz. (Siyam, Şafaktepe Hanımlar Lokali) Sonuçta, kadınların egzersize katılım için ev dışına çıkmaları, geleneksel toplumsal cinsiyet ilişkileri bağlamında önemli bir değişim niteliği taşımaktadır. Bir anlamda alt ve orta 42 kesimden kadın, fiziksel aktiviteyi kullanarak yaşamın rutininden, sıkıntısından ve yalnızlığından çıkmaya çözüm üretmiştir diyebiliriz. Kültürel/ekonomik sermayeleri yeterli üst kesim kadınların, fiziksel aktiviteyi/spor merkezlerini yaşamlarının rutininden/sıkıntısından kurtulma amaçlı kullanmadıkları bu araştırmada en azından belirlenmiştir. 4.1c: Emekli oldum/Yaşlandım/Menopozdayım: Hiç bir işe yaramıyorum Araştırmaya katılan kadınların bir kısmı emekli olmuş ama evde oturmak istemeyen, emekli ya da değil yaşlandığını düşünen ve kendini genç hissetmek isteyen, menopoza girdiği için hayatın elinden kaçıp gitmesine izin vermek istemeyen kadınlardan oluşmaktadır. Bu kadınlar, içinde bulundukları durum nedeniyle hiç bir işe yaramadıklarını düşünmekteler ve bir işe yaramanın ve yaşamlarını eskisi gibi devam ettirmenin bir yolu olarak fiziksel aktiviteye katılmayı tercih etmektedirler. Örneğin, Lacivert emekliliğin getirdiği hareketsiz yaşamdan şikayet etmekte ve eski yaşamındaki hareketi ve işe yarama duygusunu yakalamanın bir yolu olarak fiziksel aktiviteye katılmaktadır: Emekliyim ben. Evde oturduğum zaman olmuyor. Çok hareketsiz kalıyorum. Hareketli bir yaşamdan sonra birden evde oturmak çok kötü geldi. Yani bunu hissediyorum… Sırf hareket olsun diye buraya geliyorum. (Lacivert, Şafaktepe Hanımlar Lokali) İşten ayrıldıktan sonra ben işe yaramıyorum hissine kapılıyorsun. Artık ekonomik açıdan hiç bir katkım yok diye düşünüyorsun. Eşinden para istiyorsun. Ama kendi kazandığın para gibi harcayamıyorsun. Spor işte ben bu işi başarabilirim duygusunu aşılıyor. (Sümbül, Çankaya Hanımlar Lokali) Araştırmaya katılan diğer kadınlara kıyasla yaşları daha büyük olan bu kadınlar için fiziksel aktiviteye katılmanın bir amacı da fiziksel ve ruhsal olarak bedenlerindeki değişime rahat uyum sağlamak ve yaşlılığın getirdiği/getireceği problemlerden kurtulmak. Kadınlar için yaşlılığın başlangıcı sayılabilecek menapoz dönemi, bazı kadınlar için sıkıntılı geçmekte ve fiziksel aktivite bu sıkıntıdan kurtulmanın bir yolu olmaktadır: 43 Ben çok faal bir insandım. Belirli bir yaşa gelince, menopoza girince her şeyi yapamıyorsun. Menopoza girdiğim için benim tükendiğimi düşünüyor insanlar. Bir yerde hayat elimden kaçıyormuş gibi hissettim ve bir yerde hayatı yeniden yakaladım. (Yaprak, Şentepe Hanımlar Lokali) Haftada iki gün buraya geliyorum. Gelmez isem kafayı yiyeceğim. Çünkü menopozdayım. Menopozda olunca etrafımdakilere çok huzursuzluk veriyorum. Menopoza girdiğim için insanlar benim tükendiğimi düşünüyorlar. Kızım da beni buraya yazdırdı. Burası bana çok iyi geldi. (Papatya, Şentepe Hanımlar Lokali) Bu alt tema altında toplanan veriler bazı kadınlar için, özellikle emekli olanlar, fiziksel aktiviteye katılımın fizyolojik ve sosyal gelişmeler sonucunda ortaya çıkabilecek sorunlara karşı durulabilecek çok yararlı bir etkinlik olarak görüldüğünü göstermektedir. Yaşamlarında emeklilik gibi sosyal konumlarında bir çeşit geri adım sayılan değişimlerin etkisiyle kadınlar, yeni uğraş alanı olarak fiziksel aktiviteyi keşfetmişlerdir. Çünkü yaşamlarında daha önce olmayan bu yeni etkinlikle, emeklilik gibi sosyal yaşamdaki hareketliliği kısıtlayan bir statünün getirdiği sosyal ve ruhsal gerilemeleri engellemeyi hedeflemişlerdir. 4.1d: Fiziksel olarak sağlıklı bir yaşam Kadınların büyük çoğunluğunun serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmalarının nedenlerinden birisi fizyolojik sağlıklarını korumak ya da bazı fizyolojik hastalıkların iyileşmesini sağlamak. Bu kadınların görüşmelerde en fazla belirttikleri hastalıklar, kemik erimesi, menisküs, kolesterol, kiloya bağlı fizyolojik rahatsızlıklardır. Aşağıda bu hastalıkların iyileşmesinde ya da korunmasında serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteyi tercih eden kadınlara ilişkin alıntılar sunulmuştur: Diş hekimlerinde görülen karpel tünel sendromu vardı bende. Onun akut devrini atlattıktan sonra yani fizik tedavi olduktan sonra spor tavsiye etti doktor. O hastalığa bağlı olarak sırtımda fibrozitler oluştu. Bunun için de sporu tavsiye etti doktor. (Ay, Altındağ Hanımlar Lokali) 44 Ben de kemik erimesi var. Kemiklerimin güçlenmesi için, kilo almamak için spor yapıyorum. (Rukiye, Çankaya Hanımlar Lokali) En başta söyleyeyim zayıflamak için gelmedim. Baştan onu söyleyeyim. Hareket için yani egzersiz için geldim. Zayıflamayı istemiyor da değilim. Onun için gelmedim ama versem de iyi olur tabii. (Çiğdem, Altındağ Hanımlar Lokali) […] Kolesterolüm için doktora gittiğimde o önerdi sporu. (Serpil, Aile Yaşam Merkezi) Kadın hastalıklarından ameliyat oldum. Egzersiz yap dediler. Şimdi de dizimde yırtık varmış, menisküs ameliyatı olacağım. İki sene önce de ameliyat olmuştum. İyileştirmek için bir yıldır buraya geliyorum. (Çiğdem, Altındağ Hanımlar Lokali) Daha sağlıklı olmak için spor yapıyorum. İleride şişmanlığın getirdiği rahatsızlıklar var. Kalp krizi gibi. O tip rahatsızlıklardan korunmak için. (Elmas, Taylife) Kadınların bazıları için sağlıklı olmak kilo vermekle eşdeğer sayılmıştır. Egzersizin sağladığı yararların daha çok beden sağlığı ve kilo olarak dile getirilmesinin ardında kadınların bedenlerini tanıyıp önemsemeleri dikkat çekmektedir: Ben biraz hem kilo vermek istiyorum, hem biraz daha kaslı bir vücudum olsun istiyorum, hem sağlık için. Daha genç görünmek için istiyorsunuz. (Ege, Dynamic Spor Merkezi) Hem sağlığım için hem de kilo vermek için. Çünkü yaşım çok küçük. 26 yaşındayım ben. İleride veremeyeceğimi düşünüyorum. (Petunya, Altındağ Hanımlar Lokali) Ben zaten sürekli yürüyorum. Sevdiğim bir şey. Bedenimle ilgili. Ondan sonra hem kilolarımla ilgili. (Sarı, Şafaktepe Hanımlar Lokali) 45 Özellikle menapoz dönemine giren ya da girmemiş olup menapoz dönemini rahat yaşamak isteyen kadınlar için fiziksel aktiviteye katılımın temel amacı fizyolojik sağlık olmakla birlikte, menapozun hem fizyolojik hem de psikolojik belirtileri içermesi nedeniyle ilişkili alıntılar bir önceki alt temaya dahil edilmiştir. Ozet Aşağıdaki tabloda araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılma nedenleri sunulmuştur. Bu nedenlerin seçilmesinde sadece bulgular bölümünde sunulan alıntılardan değil araştırmaya katılan bütün kadınların görüşmelerinde en fazla öne çıkanlardan oluşmasına ve kadınların kullandıkları ifadelerden uzaklaşmamaya dikkat edilmiştir. Tablo 1. Kadınlar fiziksel aktiviteye katılım nedenleri 1. Kendilerine özel bir alan/zaman yaratmak 2. Psikolojik sağlıklarını korumak 3. Sosyal bir çevre edinmek 4. Boş zamanlarını değerlendirmek 5. Daha planlı, daha programlı bir yaşam yaşamak 6. Formda kalmak 7. Zayıflamak 8. Fiziksel sağlıklarını korumak 4.2. Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı Araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının katkısı üç alt başlık altında sunulmuştur: (a) Psikolojik katkılar, (b) Sosyal katkılar, ve (c) Fizyolojik katkılar. Aşağıda bu alt temalara ait bulgular sunulmaktadır: 4.2a: Psikolojik katkılar Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde en fazla öne çıkan tema fiziksel aktiviteye katılmanın psikolojik katkıları ve ev yaşamının rutinliğinden kurtulmanın ve 46 fiziksel bir etkinlikte bulunmanın sağladığı mutluluk duygusudur. Bu katkının toplumsal sınıf değişkeninden daha çok toplumsal cinsiyet ya da kadınlık durumu ile ilişkili olduğu söylenebilir. Alt sınıftan gelen Fesleğen de orta sınıf kadını olan Kiraz da fiziksel aktivitenin yaşamlarına getirdiği mutluluğu ifade etmektedirler: Çok mutluyum, vücudumu çok mutlu hissediyorum. Kabıma sığamıyorum. (Kiraz, Fıtnesscourt) Burada zıplıyorsun, çığlık atıyorsun… O bile insana mutluluk veriyor. (Fesleğen, Aile Yaşam Merkezi) Fındığın söyledikleri fiziksel aktiviteye katılmanın ve evin rutinliğinin dışında bir etkinlikte bulunmanın kendisini daha dinamik yaptığına yöneliktir: Daha farklı, daha dinamik oluyorsunuz. Hayata daha pozitif bakıyorsunuz. Evinizde surekli bir kısır döngü içinde aynı şeyleri yapıyorsunuz. Calışmıyorsanız eğer, sürekli aynı şeyler; temizlik, yemek. Ama spora geldiğinizde farklı oluyor. (Fındık, Aile Yaşam Merkezi) Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımanın bir diğer katkısı kadınların kendilerine güvenlerinin artmasıdır. Bu katkı daha çok ücretli bir işte çalışmayan ev kadınları ile yapılan görüşmelerde ortaya çıkan bir temadır. Bu kadınlar için fiziksel aktiviteye katılım ev dışında yapılan herhangi bir serbest zaman etkinliği niteliğindedir. Ev dışında bir etkinliğe katılmak kadınların kendilerine olan güvenlerinin artmasına ve evin dışında kendi başlarına var olabilemelerine katkıda bulunmaktadır : Kendime güvenim arttı. Mesela ben otobüsle, dolmuşla bir yere gidemezdim. Bir arkadaşım olmayınca veya eşim olmayınca gidemezdim. Ama şimdi gidebiliyorum. Yani gezebiliyorum, istediğim yere gidebiliyorum. (Gonca, Şentepe Hanımlar Lokali) Ben çok kiloluydum. Dışarıya çıkmak, gezmeye gitmek gelmiyordu içimden. Arkadaşlarımın yanında kendimi ezik hissediyordum. Şimdi öyle değil. Spordan geliyorum, arkadaşlarımla gezmeye gidiyorum. İnsanın hayatında faaliyetler olunca 47 başka şeylere daha da hevesleniyor. Kendinize guveniniz geldiği için kendinizi daha da ilerletiyorsunuz, aşıyorsunuz. (Neşe, Şentepe Hanımlar Lokali) Özellikle Reyhan’ın (Şentepe Hanımlar Lokali) “Spordan sonra çok böyle … nasıl diyim, her şeyi yapabilirim hırsındayım, yani her şey benimmiş gibi... İyiyim yani çok. Gayet pozitif bakıyorum” sözleri fiziksel aktivitenin kadınlara kendini güçlü hissetme, hayata daha olumlu yaklaşma direnci kazandırdığını düşündürtmektedir. Kadınların gerginliklerinden kurtulması ise gündelik yaşamdaki sorunlarıyla başa çıkmada güçlenmelerine, yaşamlarını kolaylaştırıcı çözüm üretmelerine fırsat tanımaktadır: Psikolojik olarak da sağlıklı olmaya çok büyük etkisi oluyor. Beni çok rahatlatıyor. Problemlerimi daha kolay çözüyorum ve daha rahat oluyorum. Gerginliğimi alıyor. (Beyhan, Altındağ Hanımlar Lokali) Psikolojik olarak iyi hissediyorum. Artık eşimle kavga etmiyorum. İyi, yorgun hissediyorum ama güzel hissediyorum. Yani daha pozitif, daha iyi hissediyorum. (Duygu, Hanımlar Lokali) Çalışmanın önemli bir bulgusu az sayılamayacak sayıda kadının (n=22) depresyon yaşamış ya da yaşamakta olduğudur. Bazıları evde yaşanan stresten bazıları hem ev hem iş yaşamının getirdiği stresten dolayı psikolojik rahatsızlık yaşamış/yaşamaktadırlar. Bu kadınlar için fiziksel aktivite psikolojik sağlıklarına katkıda bulunan önemli bir etkinliktir: Ben bir sene depresyon tedavisi gördüm. İlaç kullandım. Bu ilaçları kesip eve kapansaydım belki tekrarlayabilirdi. Şimdi daha farklı düşünuyorum. Depresyona tekrar girecekmiş korkusu taşımıyorum artık. Kendime daha güvenli bir şekilde hareket ediyorum. (Derya, SporMED) Ben burada hayat buldum diyebilirim. Hem sağlığım açısından hem de psikolojik açıdan. Avuç avuç 10 tane hap içiyordum. Bir tane hapla geliyorum ben buraya düşünebiliyor musun? (Sardunya, Aile Yaşam Merkezi) 48 4.2b: Sosyal katkılar Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde sosyal katkılar, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımın katkılarının önemli bir boyutu olarak belirmiştir. Kadınların, özellikle alt-ekonomik kesimden kadınların, sürekli yaşadıkları çevrenin dışında farklı bir ortamda bulunmaları, yeni insanlarla tanışmaları araştırmada fiziksel aktivitenin sosyal katkısı olarak alınmıştır. Çünkü kendi rutin ortamının dışına çıkma, kadınların farklı bir dünyayla karşılaşmasına, dolayısıyla yeni deneyimler edinmesine aracılık etmektedir. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımın sosyal katkılarını yaşayan kadınların büyük çoğunluğu evin dışında ücretli bir işte çalışmayan kadınlardır. Bu kadınlar için bu etkinlik alanı, evin dışında yeni ilişkiler kazanabilecekleri, bir çevre edinebilecekleri bir alan olmaktadır. Bu tema kapsamında, fiziksel aktivitenin fiziksellik özelliğinden daha çok farklı kadınlarla birlikte yapılabilen, sosyal etkileşim alanı olabilecek bir serbest zaman etkinliği olması öne çıkmıştır. Örneğin Sümbül, Reyhan, Susam, Çankaya, Duygu ve Papatya için fiziksel aktivite ev ve evin çevresi dışında yer alarak farklı insanları tanıyabildikleri bir alan olmaktadır: Hayata bakış açım değişiyor. Farklı hissediyorsunuz en azından. Belki çok sıkı bir şekilde spor yapmıyorsunuz ama bu bile bir değişiklik oluyor. Rahatlıyorsunuz en azından. Ev ortamından çıkmış oluyorsunuz. Burada farklı bir iletişim, farklı insanlar var. (Sümbül, Çankaya Hanımlar Lokali) […] Yani çevre tanıyorsunuz. Arkadaşınız oluyor, bir çevreniz oluyor. (Reyhan, Şentepe Hanımlar Lokali) Buraya gelmek amacım hem vakit geçirmek hem spor yapmak. Burada çok güzel arkadaşlıklar oldu. Simdi gün filan yapıyoruz evlerimizde. 6-7 kişilik grubumuz oldu. (Susam, SporMED) Bir kere hayatım doldu. Bir mana kazandı. Bir şeyler yapabildiğimi gordüm. Öbür türlü devamlı evdeydim. Komşuya git, komşu gelsin. Burada yeni arkadaşlıklar edindim. (Papatya, Cankaya Hanımlar Lokali) 49 Evden uzaklaşmış oluyorsun. Çevre görüyorsun, insan görüyorsun, bir çok insanla tanışıyorsun. Her insan bir hayat demek. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali) Burada değişik arkadaşlıklar ediniyoruz. Hiç tanımadığım bir arkadaşla merhabalaşıp, o benle konuşmak istiyor bir yerde ben onla. Güzel şeyler alıyoruz birbirimizden, muhabbet ediyoruz. (Papatya, Çankaya Hanımlar Lokali) Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımın yeni arkadaşlıklar kazandırmanın yanı sıra bir diğer sosyal katkısı, özellikle ev kadınları için, kadınların kocalarıyla olan ilişkilerindeki olumlu gelişmelerdir. Bazı kadınlar evin dışında bir aktivite ile ilgilenmenin kocalarıyla olan ilişkilerini olumlu yönde etkilediğini ifade etmişlerdir: Hayata daha olumlu bakıyorsun. Önceden farklıydı. Örneğin, hep evdesin ve çocuğu azarlıyorsun, onunla uğraşıyorsun. Ama şimdi uğraşacak başka şey var. En azından aktiviteniz var. Eşimle de diyaloğum iyi oldu. (Fatma, Şentepe Hanımlar Lokali). 4.2c: Fizyolojik katkılar Araştırmaya katılan kadınların belirttikleri fiziksel aktiviteye katılma nedenleriyle paralel olarak, katılımın sağladığı en önemli katkılardan birisi fizyolojik katkılardır. Yaşam kalitesini arttırmanın önemini keşfeden kadınlar, sağlıklı bir bedenin fiziksel aktiviteyle kazanıldığını belirtmişlerdir. Kadınlarla yapılan görüşmelerden çeşitli fiziksel rahatsızlıkların önlenmesinde ya da tedavisinde fiziksel aktivitenin önemli bir katkı sağladığı anlaşılmıştır: Sigara falan kullanmadığım halde asansör bozuk olduğunda 9 katı çıkamıyordum. Böyle yollarda dinleniyordum, çarpıntım ve kolesterolum vardı. Şimdi atlet gibi çıkabiliyorum. (Serpil, Aile Yaşam Merkezi) Daha önceden hiç yürüyemezdim. Bir yokuş çıkınca belim ağrıyordu. Nefes nefese kalıyordum. Şimdi daha rahat hareket edebiliyorum. Çünkü (evde) otur otur vücut hantallaşmıştı. (Fatma, Şentepe Hanımlar Lokali) 50 Daha kuvvetli bir beden yapısına sahip olmak istiyorum. Spor yapınca kendimi daha dayanıklı, daha kuvvetli hissediyorum. (Zümrüt, Başkent Universitesi) […] Yani resmen kasık taraflarım, böbreklerim böyle ağrılar oldu. Kalp grafikleri çektirdim. Akciğerlerimde biraz pus çıktı. Bronşitim vardı, onun da pek üstünde durmadı doktor. Çok az bir şey dedi. Spora başladım ağrım, sızım kesildi. Burada rahatım demek ki. (Fidan, Çankaya Hanımlar Lokali) 4-5 yıldan beri (spor) yapıyorum. Son çocuğumu doğurduktan sonra çok kilo almıştım. Ellerimde falan uyuşma başladı. Bunun sporla olacağını düşündük ve spora başladım. Spora başladıktan sonra ellerimdeki kasılmalar geçti, kramplar geçti. Diyet yapınca düzenli kilo verdim ... Yani bu şeyde başladım, ondan sonra da bırakmadım. (Nergis, Etlik Hanımlar Lokali) […] Yani başım ağrırdı çok. Bütün o boyun damarlarım falan bir rahatladım gibi geldi. İyi ki gelmişim. Sanki bu bütün beynimin damarları da çalışıyor gibi geldi. Çok iyi geldi yani. (Selma Şafaktepe Hanımlar Lokali) Sonuç olarak, fiziksel aktivitenin önemli katkılarından birinin kadınların kendi bedenlerini tanıması, onun kontrol altına nasıl alınabileceğini öğrenmiş olması olduğunu söyleyebiliriz. Fitness Court’dan Balım bunu şöyle ifade etmektedir: “Bedensel anlamda tabii vücudumu daha yakından tanımama yol açtı. vücudumun hangi hareketler karşısında nasıl bir şekil aldığı … onu tanımama neden oldu. Bazı şeyler vücuduma daha yarayışlı, yüzme, platesteki bazı hareketler onu öğrendim keşfettim”. Özet Kadınların büyük bir çoğunluğunun fiziksel aktiviteye katılmalarının nedenlerinin psikolojik nedenler olması, katılımdan elde ettikleri katkının daha çok bu alanda yoğunlaşması sonucunu doğurmaktadır. Psikolojik katkılar kendine güvenin kazanılması, bazı psikolojik rahatsızlıklarının (depresyon, kaygı vb.) azalması ya da yok olması, hayata daha olumlu bakılmasıdır. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımdan elde ettikleri sosyal katkılar, yeni arkadaşlıkların elde edilmesi ve sosyal bir çevrenin kazanılmasıdır. Fizyolojik katkılar ise - 51 sahip oldukları fizyolojik rahatsızlıklara bağlı olarak degişebilse de ortak olan ya da daha sık olarak ifade edilen- diyabet, kalp-dolaşım, kemik erimesi ve harekette kolaylıktır. Aşağıdaki tabloda araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılım sonucunda elde ettikleri kazanımlar sunulmuştur. Bu kazanımların seçilmesinde, sadece bulgular bölümünde sunulan alıntılardan değil araştırmaya katılan bütün kadınların görüşmelerinde en fazla öne çıkanlardan oluşmasına ve kadınların doğrudan kendi ifadeleri olmasına dikkat edilmiştir. Tablo 2. Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı 1. Kendine güvenleri artıyor 2. Fiziksel sağlıklarını koruyorlar 3. Psikolojik sağlıklarını koruyorlar 4. Sosyal bir çevre ediniyorlar 5. Sosyal ilişkilerinde olumlu gelişmeler yaşıyorlar 6. Formda kalıyorlar 7. Hayata daha olumlu bakıyorlar 8. Hayatları anlam kazanıyor 9. Bedenlerini tanıyorlar 10. Kilolarını kontrol ediyorlar (dengede tutuyorlar, zayıflıyorlar, şişmanlıyorlar) 11. Kendilerine önem vermeleri gerektiğini düşünüyorlar 4.3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler Araştırmanın önemli boyutlarından birisi olan kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler, yapılan görüşmelerde de öne çıkan temalardan birisi olmuştur. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmeleri ve katılımlarını devam ettirebilmeleri özellikle aile ve çevreyle ilişkili çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Bu faktörler; (a) Çocuk, eş ve akraba bakımı, (b) Koca, akraba ve sosyal çevre onayı, ve (c) Ekonomik koşullardır. 52 4. 3a: Çocuk, eş ve akraba bakımı (Bakım Etiği) Çocukların bakımı birincil olarak kadınların sorumluluğu görüldüğü için kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarında önemli bir belirleyendir. Bu nedenle, kadınların gerek fiziksel aktivite yapacakları tesisi belirlemelerinde gerekse de fiziksel aktivite yapacak serbestliği bulabilmelerinde çocuk bakımı en fazla üzerinde durulan faktör olmaktadır. Şentepe Hanımlar Lokalinden Karanfil bu durumu şöyle ifade etmektedir: Bizim ülkemizde kadınlar erken yaşta evleniyorlar. Erken yaşta çocuk sahibi oluyorlar. Çocukların sorumluluğu onlarda. Çocukları bırakacak kimse olmuyor. Kaynanası olsun, yakın akrabası olsun yakın oturan yok. Yani çocuğu şu saatte kaynanama bırakayım spor yapayım diyemiyor. Çünkü uzak oturmayı tercih ediyorlar. Ama burada kreş olduğu için en basiti kreşe bırakabiliyorlar çocuklarını. Örneğin Neşe’nin ablası, çocuğu kreşe bırakılabilecek yaşta olunca fiziksel aktiviteye katılabilmek olanağını elde etmiştir: Çocuğun olunca dışarı bırakamıyorsun. Bırakacak yer bulamıyorsun. Yeğenim 2 yaşındaydı kreşe almadılar. Ablam o yüzden spora gidememişti. Şimdi 4 yaşında. Buranın kreşine verdik. (Neşe, Şentepe Hanımlar Lokali) Fiziksel aktivite yapılacak tesiste çocukların bırakılabileceği bir kreşin ya da çocuk bakım odasının bulunması kadınlar için çok önemli. Bu bağlamda, Hanımlar Lokali kadınlar için çok ayrıcalıklı bir tesis. Örneğin, Duygu ve Nevin Hanımlar Lokalinde kreş olmasının Selen de özel spor merkezinde bir oyun odasının olmasının kendileri için ne kadar iyi olacağını ifade etmektedir: Bu lokalde kendimi evimde gibi hissediyorum. Çok memnunum. Çocuğumun güvende olduğunu biliyorum. Aklım onda kalmıyor. Severek koşa koşa geliyorum. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali) […] Kreş olunca çok daha hoşuma gitti. Oğlum 4.5 yaşında … Burada kreşin olması işi kolaylaştırıyor. Herkesin anne babası yanında değil ya da yakını yanında değil. Yani çocuk için … Kreş olunca büyük avantaj oldu benim için. (Nevin, Şafaktepe Hanımlar Lokali) 53 […] Oğlumu ayarlamak. Okuldan çıkıp onu anneanneye ya da babaanneye ya da kim varsa ya da babayı arayıp işe bırakıp gelmek falan. Burada mesela çocuklar için bir şey olsa çok çok iyi olurdu. Bir oyun odası gibi onu bırakabileceğim. (Selen, Fitness Court) Yukarıdaki alıntıda Selen’in işaret ettiği bir konu da kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve bakım sorumluluklarını aksatmamak için plan yapmak zorunda kalmalarıdır. Aşağıda Zümrüt’ün de belirttiği gibi istedikleri zaman spor yapma imkanına sahip değillerdir: Sürekli plan yapmak zorundasınız. Hani şimdi canım istiyor, şöyle bir gideyim spor yapayım yok. Orada rahatlamanızı da bir yandan zorlaştırıyor. Cünkü çıkar çıkmaz da hemen aklınızda gideyim de oğlumu alayım, yemek yapayım günlük işler böyle ... Yani öyle bir sıkıntısı var. (Zümrüt, Başkent Üniversitesi) Bakım etiğinin bir diğer boyutunda anne ve babalar da yer almaktadır. Siyam, bu bakım sorumluluğunun fiziksel aktiviteye katılımını nasıl etkileyebildiğini ifade etmektedir: Ben evde misafir gibiyim. Anneme gidip geliyorum. Babam şeker hastası ona gidip geliyorum. Buraya geliyorum mesela hop diye beni çağırıyorlar. Annem artık “dayanamıyorum çık gel” diyor, çıkıp gitmek zorundayım. (Siyam, Şafaktepe Hanımlar Lokali) 4. 3b: Koca / akraba / sosyal çevre onayı Özellikle alt toplumsal sınıf ailelerden kadınların fiziksel aktiviteye katılımları koca ve akraba onayına bağlı olmaktadır. Özellikle koca, kadınların geleneksel kadınlık rolleri doğrultusunda ev dışında yer almalarını onaylamıyorlar. Şafaktepe Hanımlar Lokalinden Sarı bu durumu çok net belirtmektedir: Eşim gelmemi istemedi. Kadının evinde oturması lazım ona göre. Sonradan sadece kadınların olduğunu görünce rahatladı. (Sarı, Şafaktepe Hanımlar Lokali). Çankaya Hanımlar Lokalinden Gül’e göre kocaların kadınların fiziksel aktiviteye katılmalarına izin vermemelerinin bir nedeni de kadının ekonomik olarak kocasına 54 bağlı olmasıdır: Kadın kendisi para kazanmadığı için zor. Eşinin de biraz hoşgörüsüne bağlı. Erkek hayır para verme ne gerek var diyebilir. (Gül, Çankaya Hanımlar Lokali). Aşağıdaki birinci alıntıda, eşi vefat eden Aile Yaşam Merkezi’nden Sardunya da eşi yaşasaydı Lokale gelemeyeceğini ifade etmektedir. Aynı şekilde ikinci alıntıda da Duygu, kızıyla birlikte Lokale gelebildiği müddetçe kocasının izin verdiğini söylemektedir: Eşim vefat etti. Zaten eşim olsa buralara gelemezdim. Göndermiyordu. Bir yere çıkartmıyordu. Gençliğimizden beri böyleydi pek göndermiyordu bir yere. Kendi giderse gönderiyordu. Kıskanç bir yapısı vardı. Bırakmıyordu yalnız dışarı. (Sardunya, Aile Yaşam Merkezi) Eşim gözünün önünden çok fazla uzatmıyor, göndermiyor beni. Bir yere gideceğim zaman kızını da al götür diyor. Kızımla geldiğim için müsade etti. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali) Koca onayının olmamasının, fiziksel aktiviteye katılmasına izin vermemenin bir başka göstergesi, olumlu bir desteğin gösterilmemesi ve yapılan etkinliği ciddiye almamak: Podyuma mı çıkacaksın diyor eşim. Olumlu destek olmuyor. Hiç bir şey yapmıyor. Olumlu olarak destek verse bana, daha mutlu olacağım. Daha ciddiye alacağım. (Serpil, Aile Yaşam Merkezi) Şentepe Hanımlar Lokalinden Gonca’ya serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılabilmek için kocası izin vermesine rağmen, kayınvalidesi izin vermemektedir. Yine aynı lokalden Didem’e de kayınbabası izin vermemektedir: Eşim izin veriyor onun haberi var ama kayınvalidem karşı. Biraz tutucu onlar yani. Buralar (Hanımlar Lokali) sanki kötü bir yola gidiyormuşum gibi geliyor onlara. Ortamı bilmedikleri için de olabilir. (Gonca, Şentepe Hanımlar Lokali) 55 Bana spor yaptığım için tepki geliyor. Evin işi ne olacak diyorlar. Geçen kayınbabayla tartıştık. Gelin sahibi oldun diyor. Onlar eski kafa. (Yonca, Şentepe Hanımlar Lokali) Bu alıntılar, kadınların evin dışında bir etkinliğe katılabilmesinde kocanın ve evin diğer büyüklerinin onayının belirleyici olabildiğine işaret etmektedir. Etlik Hanımlar Lokali’nden Nergis fiziksel aktiviteye katılmasının komşuları tarafından hoş karşılanmadığını belirtirken, aşağıdaki alıntıda söyledikleri, çevresindeki kişilerin de kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarına yönelik olumlu görüşlerinin olmadığını göstermektedir. Komşuların görüşü –ev işleri bağlamında yapılan hareketin fiziksel aktiviteye eşdeğer görülmesi- kadınların evin dışında fiziksel argümanlarından aktiviteye birisidir. katılımlarını Yaprak’ın onaylamayan fiziksel aktiviteye genel bir görüşün katılmalarını temel komşusunun onaylamamasının nedeni ise daha çok din ile ilişkili görünmektedir: Spor çok lüks diye düşünülüyor. Yani spora gideceksin de manken mi olacaksın? Zayıflayacak mısın? Orada geçirdiğin iki saatte evin işlerini yapsan, iki saatte camları silsen yine zayıflarsın. (Nergis, Etlik Hanımlar Lokali) Benim kişisel olarak komşuyla sorunum oldu. Niye kuran kursuna gitmiyorsun, yani ne fayda verebilir diyor. Tabii bana göre ben bunları aştım. İbadet de gizlidir üç kabahat de gizlidir. Ya benim moralim bir aydır üst seviyelere vurdu. Kuran okusam anlamadığım şeyi ne yapabilirim ki … Ben spora gideceğim kimse engel olamaz. (Yaprak, Şentepe Hanımlar Lokali) 4. 3c: Ekonomik koşullar Özellikle alt toplumsal sınıftan kadınların fiziksel aktiviteye katılmak için Hanımlar Lokallerini tercih etmelerinin birinci nedeni lokallerin ekonomik olarak uygun olmalarıdır. Görüşmelerin yapıldığı dönemde yıllık üyelik ücreti 70 milyondur. Bu ücret karşılığında üyeler, Lokallerde sunulan kültürel ve sosyal etkinliklerden yararlanabiliyorlar ve haftanın üç günü fiziksel aktiviteye katılabiliyorlar. Ayrıca Lokallerin bir çok semtte bulunması kadınlar için de daha ulaşılabilir olmasını sağlamıştır. Ekonomik açıdan da bazıları herhangi bir ulaşım ücreti olmadan yürüyerek gelebiliyor bazıları da bir araçla (Belediye otobüslerinden 56 ringler var) gelebiliyorlar. Aşağıda sunulan alıntılarda, katılımcıların Lokalleri tercih etmelerinin nedenlerinden birinin ekonomik koşullar olması ifade edilmektedir: Burayı tercih etmemin birinci nedeni evime yakın olması. İkincisi ücretsiz olması. 70 milyon ücretsiz sayılır. Onu da veremeyenler var aslında. (Lale, Şentepe Hanımlar Lokali) […] İlk önce ekonomik bunu söyleyeyim. Evimize yakın. Ulaşımı rahat benim için. (Sümbül, Çankaya Hanımlar Lokali) Fiyatı çok uygun. Senelik bazda ödüyorsunuz. (Beyaz, Etlik Hanımlar Lokali) Özeller çok pahalı. Lokalin hem maddi olarak biraz ucuz olması hem de bayan olarak çok güvenli olduğunu öğrendik. (Nergis, Etlik Hanımlar Lokali) Lokallerde fiziksel aktivite olarak yüzmenin ayrı bir ücreti var. Araştırmaya katılan kadınların bir kısmı, yüzmeye katılmak istediklerini fakat pahalı olması nedeniyle katılamadıklarını belirtmişlerdir: Ben burada sadece fitness’a gelebiliyorum. Yüzmeye falan gelmek istiyorum ama işte gelemiyorum. Hem pahalı hem zamanım yok … Bir saatini şimdi yedi buçuğa çıkartmışlar. Haftada bir gün gelmek bile bizi etkiler yani. Ev ekonomisini düşündüğümüz zaman bizi çok etkiliyor. Yapamıyoruz yani çoğunu. (Siyam, Şafaktepe Hanımlar Lokali) Haftada üç gün sporum var. Hafta sonu da bir gün yüzmeye geliyorum ama biraz pahalı. Yedi milyon biraz pahalı. Yüzmeye geliyorum da pahalı olmasa daha çok geleceğim. (Papatya, Çankaya Hanımlar Lokali) Özet Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde, özellikle alt toplumsal sınıf kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmeleri ve katılımlarını devam ettirebilmelerinin özellikle aile ve çevreyle ilişkili çeşitli faktörlerden etkilendiği ortaya çıkmıştır. Bu faktörler arasında en fazla 57 önce çıkanlar, çocuk, eş ve akraba bakımı, koca, akraba ve sosyal çevre onayı, zaman problemi ve ekonomik koşullardır. Orta sınıf kadınları için de bakım etiği özellikle çocuk bakımı önemli bir faktör olmakla birlikte daha çok zaman ile ilişkisi bağlamında öne çıkmaktadır. Aşağıdaki tabloda araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler/karşılaşılan zorluklar sunulmuştur. Bu kazanımların seçilmesinde, sadece bulgular bölümünde sunulan alıntılardan değil araştırmaya katılan bütün kadınların görüşmelerinde en fazla öne çıkanlardan oluşmasına dikkat edilmiştir. Tablo 3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler 1. Aile sorumlulukları 2. Bakım etiği 3. Evlilik durumu 4. Koca/Akraba onayı 5. Ekonomik nedenler 6. Tesislerin yetersizliği 7. Fiziksel aktivitenin kültürlerindeki yeri 8. Çalışma yaşamı 9. Zaman yetersizliği 4.4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam ettirebilmek için kullandıkları stratejiler Bu kategori altında sunulan veriler temelde araştırmanın ikinci amacına cevap verecek niteliktedir. Araştırmanın ikinci amacı doğrultusunda, kadınların içinde bulundukları sosyal bağlam çerçevesinde fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları zorluklara yönelik geliştirdikleri stratejiler kadınların koşullarını değiştirmeye/iyileştirmeye çalışması bağlamında ele alınmıştır. Bir önceki bölümde sunulduğu gibi araştırmaya katılan kadınlar, fiziksel aktiviteye katılırken bazı zorluklarla karşılaştıklarını belirtmişlerdir. Bu zorluklar, kadınların fiziksel aktiviteye 58 katılımlarını güçleştirse de onlar zorluklara rağmen katılımı tercih etmiştirler. Fiziksel aktiviteye katılmak ve katılımlarını devam ettirebilmek için de bu zorlukları aşacak bazı stratejiler geliştirmişlerdir. Kadınların geliştirdikleri stratejiler, yukarıda sıralanan fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler/zorluklar bağlamında geliştirildiği için aşağıda da bu şekilde sunulmuştur. Örneğin, Gonca’nın fiziksel aktiviteye katılması kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından onaylanmamaktadır. Bunun nedeni, Gonca’nın gideceği Hanımlar Lokalinde kadın ve erkeğin birarada bulunduğunu düşünmeleri ve böyle bir yere gelinlerinin gitmesini istememeleridir. Bu durumda Gonca, fiziksel aktiviteye katılabilmek için Lokale sadece kadınların gidebildiğini göstermek amacıyla eltisinin kızını yanında götürmüştür: Kayınvalidemler karşı spor yapmama. Eltimin kızını getirdim buraya. Gelin görün dedim sadece kadınların olduğu bir yer. Ondan sonra kayınvalidemin haberi oldu. O bir şey demedi. Ama kayınpederimin haberi yok daha. O duysa kızar. (Gonca, Şentepe Hanımlar Lokali) Farklı bir örnek verelim; fiziksel aktiviteye katılmasına kayınbabası izin vermeyen Şentepe Hanımlar Lokalinden Yonca ise kayınbabasının düşüncelerini önemsememeyi tercih etmektedir: […] Onlar eski kafa. Müdahala edemez ki bana. Onun dedikleri bana doğru gelmiyor. Onun tersleri bana doğru geliyor. (Yonca, Şentepe Hanımlar Lokali) Ücretli bir işte çalışan, üniversite öğretim elemanı, ….hacettepe, fiziksel aktiviteye katılmak için en uygun zamanın öğle tatili olduğunu belirtmekte, fakat yine de egzersiz seanslarına yetişebilmek için dersinden erken çıkmak, toplantılarını ertelemek zorunda kaldığını da eklemektedir: Dersimden erken çıkıyorum. Toplantıları erteliyorum. (Şirin, Hacettepe Universitesi). Kuzey de öğle tatilinin spor yapabileceği en uygun zaman olması nedeniyle yemeğini yanında getirdiğini belirtmektedir: Öğle saatinde yapabiliyorum sadece spor. Yemek yemiyorum spora gidiyorum. Yanıma yemek getiriyorum. (Kuzey, ODTÜ) 59 Kocaları tarafından evin dışında bir yerde fiziksel aktiviteye katılması onaylanmayan/izin verilmeyen bazı kadınlar, bu zorluğa boyun eğmemeyi ve mücadele etmeyi tercih etmişlerdir. Bu kadınlar için zorluklarla pazarlık etmede geliştirdikleri strateji kocalarını ikna etmek ve kararlı olmaktır. Şafaktepe Hanımlar Lokalinden Sarı ve SporMED’den Nehir’in söyledikleri bu duruma örnektir: Eşim buraya gelmemi istemedi. Ben kararlı olduğum için razı olmak zorunda kaldı. Ben dedim gideceğim, istediğin kadar söylen. Şimdi o götürüyor getiriyor. Görüş olarak biraz tutucu. Baktı ki kadınlar var rahatladı herhalde. (Sarı, Şafaktepe Hanımlar Lokali) Evde spor yaptığım sürece bir sorun yok onun (koca) için. Ben bir sene mücadele ettim. Dışarıya gitmek istedim. Sonra kabul etti. Yani istemedi değil de ... Şimdi burası karışık (kadın ve erkek). Keçiörendeki yer tek bayanlar içindi ama orası da bana uygun değildi başka açılardan. Zor kabul ettirdim gerçekten. Son bir yıl böyle çok diretince büyük tartışmalar sonucu kazandım. (Nehir, SporMED) Bakım etiğinin de kadınların fiziksel aktiviteye katılımda önemli bir faktör olması, bazı kadınların bir zorluk olarak bakım etiği ile de pazarlık etmelerini gerektirmiştir. Örneğin, Şentepe Hanımlar Lokalinden Rüya, lokalde fiziksel aktiviteye katılabilmek için kızının kreşe gönderecek yaşa gelmesini beklemiştir: Önceden kayıt olmuştum buraya ama gelemedim. Kızımın yaşı küçük olduğu için kreşe almadılar. Ben de onun yaşını doldurmasını bekledim. (Rüya, Şentepe Hanımlar Lokali). Bakım etiği ile ilişkili olan bir diğer boyut kadınların ev işleri sorumluluklarıdır. Kadınlar bu sorumluluklarını aksatmadan fiziksel aktiviteye katılabilmek için bazı stratejiler kullanmaktadırlar. Aşağıda Hanımlar Lokallerinden Hayriye ve Duygu bu startajilere örnek vermektedirler: Sabah erken kalkarım sırf spora gidebilmek icin. Yemeğimi yaparım. Her şeyimi yaparım. Çocuğumun ütüsünü, hiç bir şeyi aksatmam. (Hayriye, Çankaya Hanımlar Lokali) 60 Mesela yarın kursum (spor) var erken gideceğim. Akşamdan hemen evi toparlıyorum. Mutfağım daha derli toplu oluyor buraya geleceğim için. Yani işlerimi daha güzel ayarlıyorum. Hani çalışan bayanların genelde hep evleri derli topludur ya onun gibi bir şey. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali) Özet Sonuç olarak, araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bulgular, kadınların fiziksel aktiviteye katılımında eş ve çocuk bakımı, eş, aile ve akraba onayı, zaman ve ekonomik zorlukların belirleyici olabildiğini göstermektedir. Kadınlar bu zorluklarla pazarlık ederek bazı stratejiler kullanmayı ve bu yolla fiziksel aktiviteye katılmayı ve katılımlarını devam ettirmeyi tercih etmişlerdir. Karşılaşılan zorluklar ve bu zorluklara karşı geliştirilen stratejiler kadınların toplumsal sınıfına ve toplumsal konumuna göre farklılaşmaktadır. Örneğin, çalışan kadınlar için zaman çok daha belirleyici bir faktör ya da kısıtlayıcı bir faktör olabildiği için, bu kadınlar zamanla ilişkili stratejiler kullanmaktadırlar: derslerini erken bitirme, toplantıları erteleme ve öğle saatlerinde fiziksel aktiviteye katılma gibi. Alt sınıf ve geleneksel ailelerde yaşayan kadınlar için koca ve aile onayı daha belirleyici olabildiği için, kullanılan stratejiler daha çok kocayı ve aileyi ikna etme, önemsememe ve direnme içerikli olmaktadır. 61 Tablo 4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam ettirebilmek için kullandıkları stratejiler 1. İleri yaşlarda (emekli olduktan sonra) fiziksel aktiviteye katılıyorlar. 2. Küçük çocukların kreş yaşına gelmesini bekliyorlar. 3. Kreşi olan tesisleri seçiyorlar 4. Fiziksel aktivite saatlerinde çocuklarını bırakacak ilişkiler/kişiler buluyorlar. 5. Ev işlerini fiziksel aktivite yaptıkları saate göre ayarlıyorlar. 6. Koca/Akrabalarından onay alabilmek için onları ikna etmeye çalışıyorlar. 7. Koca/Akrabalarından onay alabilmek için sadece kadınların var olduğu tesislerde fiziksel aktiviteye katılıyorlar. 8. Derslerden erken çıkıyorlar. 9. Toplantıları erteliyorlar. 10. Öğle tatilinde fiziksel aktiviteye katılıyorlar. 4.5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde belirgin olarak ortaya çıkan temalardan birisi de ait oldukları toplumsal sınıfı yansıtan kültürel pratik farklılıklarıdır. Görüşmelerde, gerek spora katılımları ve spora ilişkin düşünceleri gerekse de gündelik yaşam etkinliklerine ilişkin görüşleri olsun içinde yaşadıkları toplumsal ve fiziksel ortamın yansıdığı gözlenmiştir. Bu genel ifade görüşmelerden elde edilen veriler ve araştırmanın kuramsal alt yapısı ile birlikte ele alındığında, tema daha çok “Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi” olarak belirginleşmiştir. Temada geçen toplumsal sınıf kavramı çalışmanın kuramsal arka planında yer alan Bourdieu’nun yaklaşımı düşünülerek ele alınmıştır. Bourdieu’ye göre toplumsal sınıf, aynı ilgileri, toplumsal deneyimleri, gelenekleri ve değer sistemini paylaşan, bir sınıf gibi hareket eden ve kendini diğer toplumsal eyleyici gruplarına göre tanımlayan bir grup toplumsal eyleyicidir (CLEMENT, 1995). Dolayısıyla çalışmada özellikle bulgular ve tartışma bölümlerinde sözü edilen toplumsal sınıf kavramı ekonomik bir göstergeden daha çok ekonomik boyutla beraber, toplumsal, kültürel ve simgesel boyutlarda düşünülmektedir. 62 Yapılan görüşmelerden elde edilen verilerde ortaya çıkan anahtar temalardan birisi, spor ve fiziksel aktiviteye verilen önemdir. Hemen her kadın için sporun ve fiziksel aktivitenin hayatlarındaki önemi tartışmasız kabul edilen bir olgu olarak görünmektedir. Araştırmanın amacı için önemli olan nokta, böyle bir kabule rağmen kadınların katıldıkları fiziksel aktivite çeşitliliği, tercihi ve katılım yoğunluklarının toplumsal sınıfa göre farklılaşmasıdır. BOURDIEU (1984)’ye göre toplumsal ve kültürel bağlam, bireylerin kültürel pratiklerden biri olan spor ve fiziksel aktiviteye yönelik tercih ve beğenilerinde belirleyicidir. Bourdieu'nun toplumsal kuramı, toplumsal hayatta kültürün merkezi yerini vurgular. Spor ve fiziksel aktiviteyi de müzik dinlemek, yemek yemek ve giyinmek gibi bir kültürel pratik olarak görür ve farklı spor ve fiziksel aktivite pratiklerinin “yaşam tarzı” olarak adlandırdığı daha genel kültürel pratiklere nasıl dahil olduğunu gösterir. Bu bağlamda Bourdieu’nun analizi yaşam tarzı ve beğeniler üzerine odaklanmaktadır. Görüşmelerinden elde edilen veriler, Bourdieu’nun bu yaklaşımı doğrultusunda oluşturulan aşağıdaki model ile ele alınmaya çalışılmıştır (Şekil 2). Toplumsallaşma süreci yaşantıları Aile ve topluluk koşulları Değer Beğeni Yatkınlık Toplumsal ve kültürel bağlam (toplumsal sınıf) Spor ve Fiziksel Aktiviteye Yönelik Habitus Şekil 2. Spor ve fiziksel aktivite bağlamında toplumsal sınıf ve habitus ilişkisi. Katılımcıların bireysel tarihlerinin habituslarının belirlenebilmesindeki öneminden yola çıkılarak, kadınlara görüşmelerin başlangıcında kendi yaşam öykülerinin yanında, spor ve fiziksel aktivite geçmişlerine ve yaşantılarına yönelik sorular sorulmuştur. Bu sorular doğrultusunda elde edilen veriler EK 13 de yer alan tabloda “Fiziksel aktivite yılı” ve “Düzenli fiziksel aktivite spor geçmişi” olarak sunulmaktadır. Özellikle alt toplumsal sınıftan gelen ve yoğunlukla Hanımlar Lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların ortalama bir yıldır fiziksel aktiviteye katıldıkları ortaya çıkarken, daha üst 63 toplumsal sınıfta yer alan ve yoğunluklu olarak özel spor merkezlerine üye olan kadınların bir kısmının çocukluktan beri spor ve fiziksel aktiviteye katıldıkları gözlenmiştir. Hanımlar Lokallerine üye olan kadınların büyük bir çoğunluğunun lokallerde fiziksel aktiviteye katılmadan önce düzenli olarak herhangi bir fiziksel aktiviteye katılımları söz konusu olmamıştır. Bazıları ise düzenli olmasa da yürüyüş yaptıkları dönemlerin olduğunu belirtmişlerdir. Doğumdan sonra parka gidiyordum. Koşu yapıyordum, yürüyordum. Koşu, yürüyüş orada aletler falan var onlarla yapıyordum. Ondan sonra düzenli olsun dedim ve buraya (Hanımlar Lokali) geldim. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali) 5 aydır buraya geliyorum ben. Yürüyüş parkları var artık. Önceden parklarda yürüyüş yapıyordum ama düzenli olmuyordu yani. (Ayşe, Şentepe Hanımlar Lokali) Alt toplumsal sınıftan kadınların her ne kadar geçmişte düzenli olarak spor ve fiziksel aktiviteye katılma düzeyleri yok denecek kadar az olsa da, son yıllarda bir artış olduğu yapılan görüşmelerde ortaya çıkmıştır. Belediyeye bağlı lokallerin ve yaşam merkezlerinin açılması ve yürüyüş parklarının yapılması, özel spor merkezinde düzenli olarak fiziksel aktiviteye katılma olanağı olmayan bireylerin de fiziksel aktivite yapmalarını kolaylaştırmıştır: Ailem de artık yürümeye, spor yapmaya başladı. Batıkentte lokaller var, yürüyüş parkları var. Oralara gidiyorlar. (Lacivert, Şafaktepe Hanımlar Lokali) Artık pek çok yerde pek çok alan var ve insanlar yürüyorlar. Yürüyüşler için saat kavramı yok. Atıyorum akşam atıyorum sabah kalkınca, ev hanımıysa öğlen, akşam yemekten sonra eşini alıp çıkabiliyor. Her saatte yürüyebiliyor. Artık yaşlı, genç, açık kapalı kalmadı. (Beyaz, Etlik Hanımlar Lokali) Ya aslında bu belediyelerin çalışmaları son yıllarda takdire değer gerçekten. Çünkü hiç ummadığınız bir ev hanımı, mesela bizim binada kıştan beri düşünün yani yaz falan beklemediler. Kıştan beri her gün yürüyüşe giden üç bayan var. 12 kişilik 64 daireden üç tanesi kesinlikle gidiyor. Ben de başlayacağım mesela buraya geleceğim haftada üç veya dört gün. Ama akşamları yürümeye gideceğim. Bizim orada stad var. (Deniz, SporMED) Bütün parklara alet konmuş, kondisyon aletleri. Teyzeler 60 yaşında, örtülü, kilolu, pardesülü insanlar spor ayakkabı giymiş oralarda kondisyon yapıyorlar. (Serpil, Aile Yaşam Merkezi) Ailede ve sosyal çevrede spor ve fiziksel aktivite ile ilgilenen bireylerin varlığı, katılımcıların toplumsallaşma sürecinde sporun ve fiziksel aktivitenin varlığının bir göstergesi olarak düşünülebilir. Yine orta ve üst toplumsal sınıftan kadınların çoğunluğunun ailesinde ve çevresinde spor ve fiziksel aktivite ile ilgilenen bireylerin bulunduğu görüşmelerde belirtilmiştir: Annem yetmiş küsür yaşında ama yürüyor ve yüzüyor. (Elmas, Taylife) Arkadaşlarım spor yapıyorlar. Genelde tenis oynayanlar ve kayak yapanlar var. (Elmas, Taylife) Eşim düzenli olarak spor yapıyordu eskiden. Şimdi birlikte yüzüyoruz. Ailem de zaten spor yapar. Babam ve biz kayak yaparız. Kardeşlerim de düzenli kayak yapar, tenis oynar, yüzer. Çocuğum da biraz tenis oynar, yüzer. (Kuzey, ODTÜ) Biz buraya özellikle hafta sonları ailecek geliyoruz. Yüzme ve sauna ağırlıklı. Kardeşlerim de farklı spor kulüplerine üyedirler. (Derya, SporMED) Toplumsallaşma sürecinde sporun bir yaşam tarzı olarak kabul edildiği bir sosyal çevrede yaşamanın yaşamboyu fiziksel aktiviteye katılımda önemli olduğu ileri sürülebilir. Örneğin, özel spor merkezinde düzenli olarak fiziksel aktiviteye katılan Yağmur, çocukluğundan beri yüzme, tenis, bale ve folklor ile ilgilendiğini ve ailesinde bir spor disiplini olduğunu belirtmiştir: Annem, babam ve kızkardeşim düzenli olarak spor yapan insanlardır. Yüzme, yürüyüş, fitness. Bu bir alışkanlık. Böyle bir disipline sahip olunca, çocukluktan, genç kızlıktan gelme bir şey olunca o disiplin devam ediyor. (Yağmur, Taylife). Aynı şekilde 65 Ayçiçeği de çocukluktan beri çeşitli sporlarla ilgilenme fırsatı bulabilmiş ve çalışmanın yapıldığı dönemde de geniş bir spor repertuarına sahip olabilmiştir: Ben küçük yaşımdan beri spor yapıyorum. Her türlü sporla ilgilendim. Küçüklüğümde yüzmeyle başladım. Daha sonra voleybol oynadım, tenis oynadım, kısa bir buz pateni var. Üniversite yıllarımda Latin danslarıyla uğraştım. Ve genellikle Gym’e gittim; step-aerobik, fitness, pilates, yoga hepsiyle uğraştım. Outdoor turlara katılıyorum. Rafting olabiliyor. Şimdilik Nisandan beri yoğunlukla rafting yapıyorum. Yarın da gideceğim. Dalaman’a ve Sapanca’ya gittim. Kışın da eğer imkanım olursa kayağa gidiyorum. (Ayçiçeği, Sports International). Alt ve bazı orta sınıf kadınların çevrelerinde ve ailelerinde son yıllarda spor ve fiziksel aktiviteye katılan kişilerin sayısında bir artış olmakla birlikte bu katılım yaşamın bir parçası/yaşam tarzı olmaktan biraz uzaktır. Örneğin, Aile Yaşam Merkezinden Hayat son yıllarda spor yapmaya başlamış ve geçmişinde spor yapmamış olmasını yetişme tarzı ile ilişkilendirerek açıklamaktadır: Ben bu merkez (Aile Yaşam Merkezi) açıldığında buraya gelmeye başladım. Bu biraz da yetişme tarzı. Örneğin benden sonra çocuklarım beni örnek alacaklar. Geçmişe baktığımızda ne annemiz ne anneannemiz spor yapmış. Daha doğrusu biz karşılaşmadık öyle şeylerle…(Hayat, Aile Yaşam Merkezi). Ayrıca, bu toplumsal sınıftan kadınların bir çoğu için spor bir amaç olmaktan daha çok evden dışarı çıkabilmek için bir araç olmaktadır: Evden çıkmak bir amaç. Spor ya da başka bir faaliyet. Spor bir araç. Evden çıkmak lazım. (Aylin, Aile Yaşam Merkezi) Fiziksel aktivite ve sporun bir yaşam tarzı olarak alt ve bazı orta sınıf ailelerin kültürel pratiklerinin içinde çok fazla yer almamasının dışında bazı profesyonel spor branşları (halter, teakwando ve güreş gibi) bu kesimde yaygın olarak görülmektedir (KOCA, 2006). Bu araştırmaya katılan kadınların herhangi bir profesyonel spor geçmişi olmasa da ailelerinde profesyonel sporcuların yer aldığı 4 kadın tarafından belirtilmiştir. Örneğin Şafaktepe Hanımlar Lokalinden Nermin: Benim kız kardeşim var sporcu. O teakwando dünya birincisi. Hem de şeyde judoda falan birincilikleri var dünya, avrupa. Yurt dışına çıktı çok kez. O var. Gazi Üniversitesi’nden mezun. Beden Eğitimi bölümünden. Sporcu yani. O var sporcu çevremizde. Komşularımızda da o da var bir tane bayan arkadaş o da dünya birincisi. Kardeşimin arkadaşı falan tanıdık var. (Nermin, Şafaktepe Hanımlar Lokali) 66 Özel spor merkezlerine üye kadınların bir çoğu için spor ve fiziksel aktiviteye katılım yaşam tarzlarının önemli bir göstergesi olan kültürel bir pratiktir. Aşağıda sunulan alıntılar bunu belirten görüşlere örnektir: Sporsuz bir hayat düşünemiyorum. Spor bir yaşam tarzı. (Ahsen, Dynamic Spor Merkezi) Spor yapmak özel bir şey değil de yapmak normal yapmamak anormalmiş gibi geliyor bana. (Organze, Taylife) Biz aile olarak spor yaptığımız için spor yaşantımızın her zaman önemli bir parçası olmuştur. (Yağmur, Taylife) Para ya da zaman kaybı değil kesinlikle. Spor şart. Kadınların özellikle spor yapmaları şart. Erkekler gibi aktif olmadığımız için bizim düzenli olarak spor yapmamız şart. (Şirin, Hacettepe Üniversitesi) Yine orta ve üst sınıf kadınların bazılarında aile ile birlikte bir kulübe üye olma söz konusudur. Ankara Tenis Kulübü, Eskrim Kulübü, Atlı Spor Kulübü ve ODTÜ Mezunlar Derneği gibi kulüplere üye olan kadınlar bulunmaktadır. Ailenin çocukları ile birlikte spora katılımı kültürel sermayesi ve ekonomik sermayesi fazla olan kişilerin özelliğidir (SACK, 1988). BOURDIEU (1978) toplumsal sınıfların farklı spor ve fiziksel aktivite tercihlerini anlayabilmede en iyi yolun, gereken bedensel, toplumsal, eğitimsel ve ekonomik yatırımların ve farklı spor ve fiziksel aktivite pratiklerinden beklenen bedensel, toplumsal, ekonomik ve simgesel yararların birey tarafından nasıl algılandığı ve takdir edildiğini anlamak olduğunu ileri sürmektedir. Kulüplerin bu noktada önemi, fiziksel aktivitenin sadece bedensel değil toplumsal ve simgesel yararları da içerdiğidir. Taylife’dan Yağmur’un söyledikleri bu yararı işaret etmektedir: […] Çok eski bir kulüp. 80 yıllık. Sosyal ortamı çok düzgün. Misafirinizi ağırlayacağınız, oturup sohbet edebileceğiniz, yakın kültür seviyesindeki insanlarla birlikte olabilmenin bir rahatlığı var. En önemlisi o. Spor yapabiliyorsunuz, yani her şey bir arada olabiliyor. (Yağmur, Taylife) 67 Annemler, kardeşlerim biz ailecek Ankara Yüzme İhtisas Kulübüne üyeyiz. Ailecek yüzeriz. Ben yüzmeyi orada öğrenmişim …Yani çocukluğumdan beri hep sporlar ve spor yapan insanlarla içiçe bir yaşantım oldu. O çevrenin içinde yer alabiliyorsunuz böylelikle. (Seyyare, Renewaclub) Araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktivite beğenilerinde de bir farklılık söz konusudur. Hanımlar Lokallerinde sunulan fiziksel aktiviteler fitness, step, aerobik ve yüzmedir ve kadınlar haftada üç gün bu aktivitelere katılabilmektedirler. Yüzmenin Lokallerin üyelik ücretine dahil olmadığı düşünüldüğünde kadınların katıldıkları fiziksel aktivite çeşidinin çok sınırlı olduğu ileri sürülebilir. Ayrıca ekonomik nedenlerden dolayı Hanımlar Lokallerine üye olan alt toplumsal sınıf kadınlarının bu aktiviteler dışında başka fiziksel aktivitelere katılma imkanları bulunmamaktadır. Özel spor merkezlerinde ve üniversite spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların beğenileri daha fazla çeşitlilik göstermektedir. Bu kadınların fiziksel aktivite beğenileri, pilates, aerobik, yoga, spinning, BLT, sörf, binicilik, kayak, squash, tenis ve yüzme gibi aktivitelerdir. Bu etkinliklerin bazıları (yüzme, binicilik, tenis, kayak gibi) çocukluk ve gençlik döneminde yapılmaya başlanıp çalışmanın yapıldığı dönemde de yapılan aktiviteler olmakla beraber, bu aktiviteler ve yukarıda sıralanan diğerleri, özel spor merkezlerin üyelere sunduğu etkinliklerdir. Aşağıda bu aktiviteleri ve tercih nedenlerini belirten alıntılar sunulmuştur: Kilo vermek için kardiyo. Ama tabii çok fazla kardiyo da yapınca kasları biraz esnetmek ve direnç kazanmak için de pilates. (Zümrüt, Başkent Üniversitesi) Kayak yapıyorum. Kayak özgürlük demek. (Elmas, Taylife) Ben özgür sporları seviyorum. Çocukluğumdan beri tenis oynarım, ata binerim. Squash, kayak … Bir ara sörf yapmıştım. (Organze, Taylife) Özet Projede görüşülen kadınların fiziksel aktivite beğenileri, fiziksel aktivite ve spor geçmişleri farklılık göstermektedir. Alt toplumsal sınıftan kadınların her ne kadar geçmişte düzenli 68 olarak spor ve fiziksel aktiviteye katılma düzeyleri yok denecek kadar az olsa da, son yıllarda bir artış olduğu yapılan görüşmelerde ortaya çıkmıştır. Fakat orta ve üst toplumsal sınıftan kadınların çoğunluğunun ailesinde ve çevresinde spor ve fiziksel aktivite ile ilgilenen bireylerin bulunduğu görüşmelerde belirtilmiştir. Ayrıca, özel spor merkezlerine üye kadınların bir çoğu için spor ve fiziksel aktiviteye katılım yaşam tarzlarının önemli bir göstergesi olan bir kültürel pratiktir. Alt ve bazı orta sınıf kadınların çevrelerinde ve ailelerinde son yıllarda spor ve fiziksel aktiviteye katılan kişilerin sayısında bir artış olmakla birlikte bu katılım yaşamın bir parçası/yaşam tarzı olmaktan biraz uzaktır. Araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktivite beğenilerinde de bir farklılık söz konusudur. Hanımlar Lokallerinde sunulan fiziksel aktiviteler fitness, step, aerobik ve yüzmedir ve kadınlar haftada üç gün bu aktivitelere katılabilmektedirler. Özel spor merkezlerinde ve üniversite spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların beğenileri daha fazla çeşitlilik göstermektedir. Tablo 5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi 1. Farklı toplumsal sınıftan kadınların fiziksel aktivite beğenileri farklıdır. 2. Orta sınıf kadınların fiziksel aktivite beğenileri çok çeşitlilik göstermektedir. 3. Farklı toplumsal sınıftan kadınların fiziksel aktivite ve spor geçmişleri farklıdır. 4. Alt toplumsal sınıftan kadınların fiziksel aktivite ve spor geçmişleri yok denecek kadar azdır. 5. Fiziksel aktiviteye katılım orta sınıf kadınların yaşam tarzlarının bir parçasıdır. 69 BÖLÜM V TARTIŞMA Bu bölümde, araştırma projesinden elde edilen bulguların bir tartışması sunulmaktadır. Tartışma çalışmanın temaları doğrultusunda yapılmıştır. Projeye katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde de ortaya çıktığı gibi, kadınlar ataerkil yapı ve ilişkilerin belirlediği Türk toplumunda ev içi alanda tanımlanmaktadırlar. Ev içi alanda kadına uygun görülen toplumsal cinsiyet rollerinin başında annelik ve karılık gelmektedir. Araştırmaya katılan kadınların hemen hepsinin belirttiği gibi, ev dışı alanda yer alıp almama ya da yer alma biçimleri ev içi alandaki toplumsal cinsiyet ilişkileri tarafından belirlenmektedir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri, katılımlarını etkileyen faktörler/zorluklar ve katılımlarını sağlamak için geliştirdikleri stratejiler de toplumsal cinsiyet ilişkileri tarafından belirlenmektedir. Dolayısıyla, araştırmada elde edilen bulgular, Türk toplumunda hakim olan toplumsal cinisyet ilişkileri çerçevesinde değerlendirilmelidir. 5.1. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri Araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenlerinin başında “kendine ait bir zaman/alan yaratmak” istemeleri gelmektedir. Kadınların içinde bulundukları koşullar göz önüne alındığında, bu nedenin fiziksel aktiviteye katılım kadar ev dışı alanda yer alma isteği ile ilişkili olduğu görünmektedir. Psikolojik sağlık fiziksel aktiviteye katılımın en önemli nedenlerinden biri olarak görünmektedir. Bu neden, kendine ait bir alan yaratmak amacı ile ilişkili bir nedendir. Araştırmaya katılan kadınların büyük bir çoğunluğu, ev yaşamının getirdiği stresten şikayet etmekte ve bu stresten az da olsa uzaklaşmak amacıyla ev dışı alanda kendileriyle ya da kendileri gibi kadınlarla birlikte olmayı istemektedirler. Bir çok kadın için bu stresli yaşam ciddi psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır. Dikkat çeken bir nokta, psikolojik rahatsızlıklarından fiziksel aktiviteye katılarak kurtulduklarını belirten kadınların bu durumun 70 aile yaşamına olumlu etkisini vurgulamalarıdır. Aile yaşamı kadınlar için birincil alandır. Fiziksel aktiviteye katılımın olumlu katkıları belirtilirken aile yaşamına katkıları ile ilişkilendirilerek sunulması önemlidir. Kadınlar psikolojik sağlıklarının iyi olmasının aile yaşamının daha huzurlu olması ile ilişkilendirmektedirler; ev işlerini daha rahat yapabilmekte, eşi ve çocukları ile daha iyi bir iletişimde bulunabilmekte, daha mutlu oldukları için çocuklarına ve eşlerine bu mutluluklarını yansıtabilmektedirler. Bir anlamda daha iyi eş ve daha iyi anne olabilmektedirler. Kadınların bazıları, aile yaşamına yansıyan bu olumlu katkılardan dolayı eşlerinin fiziksel aktiviteye katılımlarını desteklediklerini belirtmektedirler. Bu durumun, aile içinde ve genel olarak toplumda var olan toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yeniden üretilmesine neden olduğu yönünde eleştirilmesi mümkündür. Fakat araştırma bulguları bir bütün olarak ele alındığında fiziksel aktiviteye katılımın kadınların fizyolojik ve psikolojik sağlıklarında meydana gelen olumlu gelişimler bağlamında, fiziksel aktiviteye katlımın kadınlar için evin dışında yer alabilecekleri önemli bir alan olduğu da açıktır. Etlik Hanımlar Lokalinden Nergis’in söyledikleri önemlidir: Kadınlar “çocuklarına saçımı süpürge ettim” diye değil de yani “ben de kendime vakit ayırabiliyorum” diye mutlu olabilirler. Fiziksel sağlık, fiziksel aktiviteye katılımın önemli nedenlerinden birisi olmakla beraber, bu neden daha çok ileri yaştaki kadınlar için ya da fiziksel sağlık ile ilişkili problemi olan kadınlar için geçerli görünmektedir. Menapoz döneminde olan ve yaşı ileri olan kadınlar kemik erimesi, kalp dolaşım hastalıkları ve diyabet gibi hastalıklardan korunmak ya da bu hastalıkların etkisini hafifletmek amacıyla fiziksel aktiviteye katılmaktadırlar. 5.2. Fiziksel aktiviteye katılımın katkıları Araştırma projesine katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde en fazla vurgulanan tema fiziksel aktiviteye katılımın yaşamlarına katkıları olmuştur. Kadınların evin dışında serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmaları, bir toplumsal alan olarak fiziksel aktivitenin ev içi alanda yaşanan olumsuzlukların ve stresin azalmasını sağlayacak bir alan olma işlevini görmektedir. Serbest zaman etkinliklerine katılım stresin azalmasında önemli bir rol oynamaktadır (COLEMAN, 1993; ISO-AHOLA VE PARK, 1996). Baskı yaratan durum ve şartlara bireysel ve kişisel bir tepki şeklinde tanımlanan stres, psikolojik ve fizyolojik koşullara bağlı olarak ortaya çıkan, kontrol 71 edilmediği zaman hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bir durumdur (ZORBA, 2001). Yazında yer alan çalışmalar fiziksel aktiviteye katılan bireylerin aktif olmayan bireylere göre stresle başa çıkmada daha başarılı oldukları yönünde sonuçlar ortaya koymuştur (BROWN VE SIEGEL,1988; POLLATSCHEK VE O’HAGAN, 1989). Öte yandan, LONG (1984), LONG VE HANEY (1988) VE LEITH (1994) düzenli egzersizin kaygıyı azalttığını bulmuşlardır. Yazın da da çalışmamızda katılımcılar tarafından ifade edilen psikolojik katkıların ortaya konulduğu çalışmalara rastlamak mümkündür. Herhangi bir serbest zaman etkinliğinden farklı olarak fiziksel aktivitenin depresyon ve psikolojik iyilik üzerine olumlu katkıları bir çok araştırmada bulgulanmıştır Örneğin; FOLKINS ve SIME (1981), fiziksel uygunluk antrenmanlarının benlik kavramını, kişilik özelliklerini, davranışı ve kaygı düzeyini etkilediğini belirtmişlerdir. CARUSO ve GILL (1992) de fiziksel aktivitenin fizyolojik olarak aerobik kapasitede, kardiovaskular fonksiyonlarda, esneklikte, kuvvette ve vücut kompozisyonunda değişimler meydana getirdiği gibi psikolojik olarak da kaygıyı azalttığını, kendine güveni, kendini kabulü etkilediğini ortaya koymuşlardır. Bunun yanı sıra; değişik araştırmacılar tarafından yazılan derlemelerde de fiziksel aktivitenin benlik kavramı (SONSTROEM, 1984; SONSTROEM VE MORGAN, 1989); kaygı (BERGER, 1993; ROSTAD VE LONG, 1996) ve depresyon (MCDONALD VE HODGDON, 1991) üzerindeki etkinliği açıkça ortaya konmuştur. Örneğin psikologlar, yürüyen veya koşan insanların depresyon yönünden hem psikolojik hem de fizyolojik faydalar elde ettiğini ifade etmektedirler. Bunun yanı sıra, düzenli fiziksel aktivite psikoterapi, ilaç tedavisi gibi yöntemler depresyonun tedavisinde bir araç olarak kullanılmaktadır (KORUÇ VE BAYAR, 2004). Kadınların büyük çoğunluğunun serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmalarının nedenlerinden biri fizyolojik sağlıklarını korumak olduğu için, katılımın katkılarından birisi de fizyolojik sağlık ile ilişkili olmaktadır. Araştırmaya katılan kadınlar fiziksel aktiviteye katılmanın diyabet, kolesterol ve kemik erimesi gibi bazı rahatsızlıkların düzelmesine katkıda bulunduğunu belirtmişlerdir. Düzenli fiziksel aktiviteye katılımın kadın sağlığına olumlu etkileri, genel iyilik hali, fiziksel kondisyon, diyabet, kalp dolaşım hastalıkları ve kemik erimesi, bir çok bilimsel araştırmada bulgulanmıştır (örn., CARNETHON, GIDDING, NEHGME, SIDNEY, JACOBS VE LIU, 2003; KEMMLER, 72 ENGELKE, LAUBER, WEINECK, HENSEN VE KALENDER, 2002). Ülkemizde düzenli egzersiz programına katılan kadınların fiziksel uygunluklarında meydana gelen olumlu değişimlerin bulgulandığı çalışmalar da bu çalışmadaki katılımcıların ifade ettikleri fiziksel yararları desteklemektedir (KİN, KOŞAR VE TUNCEL, 1996; KİN-İŞLER, KOŞAR VE AŞÇI, 2001; KOŞAR, KİN VE AŞÇI, 1998) Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların fizyolojik sağlıklarına katkısını araştıran bu çalışmalarda belirtilen önemli bir nokta, kadınların büyük çoğunluğunun fiziksel aktivitenin bu olumlu katkılarından faydalanacak kadar fiziksel olarak aktif olmamalarıdır (örn., BROWN, MISHRA, LEE VE BAUMAN, 2000; NIES VE KERSHAW, 2002; PLOTNİKOFF, MAYHEW, BIRKETT, LOUCAIDES VE FODOR, 2004; YANG, LAFFREY, STUIFBERGEN, IM, MAY VE KOUZEKANANI, 2007). Bu çalışmada kadınların fiziksel aktivite düzeyleri belirlenmemekle birlikte, kadınların fiziksel aktivitenin fizyolojik katkılarından ne kadar yararlanabildiklerinin araştırılmasında kadınların katılım düzeylerinin belirlenmesi önemlidir. Dolayısıyla ileride yapılacak çalışmalarda bu konu araştırılmalıdır. 5.3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bulgular, kadınların fiziksel aktiviteye katılımında koca ve çocuk bakımı, koca, aile ve akraba onayı, zaman ve ekonomik faktörlerin belirleyici olabildiğini göstermektedir. Batıda yapılan bir çok çalışmada da bu faktörlerin kadınların genel olarak serbest zaman deneyimlerinde önemli olduğu ortaya çıkarılmıştır (BIALESCHKI VE MICHENER, 1994; CRAWFORD, JACKSON, VE GODBEY, 1991; HARRINGTON, DAWSON VE BOLLA, 1992; HENDERSON VE BIALESCHKI, 1991; JACKSON VE HENDERSON, 1995; NIES VE ARK., 1999; SAMDAHL VE JEKUBOVICH, 1997; SAMUEL, 1996). Bu faktörler ve bu faktörlerin yoğunluğu, kadınların toplumsal sınıf ve toplumsal konumuna göre farklılaşabilmektedir. Örneğin, ücretli bir işte çalışan kadınlar için zaman çok daha belirleyici bir faktör olabilirken, geleneksel ailelerde yaşayan ve ücretli bir işte çalışmayan kadınlar için koca ve aile onayı daha belirleyici olabilmektedir. Fakat ortak nokta temel belirleyenin aile içi toplumsal cinsiyet işbölümünün olmasıdır. Yani ücretli bir işte çalışan kadınlar, ev içi alana dair sorumluluklarını aksatmamak için zamanlarını bu alana göre ayarlamak durumunda 73 kalmaktadırlar. Ya da geleneksel ailelerde yaşayan kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının koca ve diğer aile bireyleri tarafından onaylanmamasının en önemli nedeni, kadının birincil görevinin annelik ve karılık olarak görülmesidir. Bu çalışmadaki bazı yaşlı kadınlar, çocuklarının ve ailesinin ihtiyaçları için kendi serbest zamanlarından fedakarlık ettiklerini ve fiziksel aktiviteye çocuklarını büyüttükten sonra katılmayı tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımdaki en önemli zorluklardan birisi olarak bakım etiği, bir çok araştırmada da kadınların serbest zaman kullanımlarında önemli bir kavram olmuştur (örn, HARRINGTON VE ARK., 1992; HENDERSON VE ALLEN, 1991; SHAW, 2001). Bu çalışmalarda bakım etiğinin her toplumsal sınıftan kadının hayatında önemli bir belirleyen olduğu belirtilmiştir. Aile sorumluluğu ve bakım etiği ile ilgili kaygılar, KULAKAÇ ve arkadaşlarının (2006) çalışmalarında da belirttikleri gibi, projede görüşülen kadınların büyük bir çoğunluğu için serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında karşılaştıkları zorluklar olmakla birlikte, onlar için kabul edilebilir ve normal bir kaygıdır. Türk kültüründe bulunan toplumsal cinsiyet ideolojisi kadınların yorumlarında gömülüdür. Projede görüşülen kadınların büyük çoğunluğu, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında karşılaştıkları zorlukları ve bu zorluklarla ilişkili deneyimlerini anlatırlarken, anne ve kadın olarak sahip oldukları sorumlulukların önemini vurgulamışlardır. Örneğin, ev içindeki geleneksel cinsiyete dayalı işbölümü ve çocuk bakımına yönelik sorumluluk her toplumsal sınıftan kadının kullanılabilir zamanını doğrudan etkilemektedir. Orta sınıf ailelerde de çiftler ev içi sorumluluğun cinsiyete göre paylaşılması ve kadının ev işleri ve çocuk bakımından birinci derecede sorumlu olması gerektiğine inanmaktadırlar. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını belirleyen en önemli faktör, cinsiyete dayalı işbölümüdür. Ücretli bir işte çalışsın ya da çalışmasın, toplumda ve aile içinde kadınların birincil görevi “eş” ve “anne” olmaktır. Kadınların temel sorumluluk alanı ev içi alan olduğu için, kadınlar ev dışında herhangi bir etkinliğe katılmak istediklerinde katılım biçimlerini ev içi sorumlulukları belirlemektedir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımları, kadınların ev dışı alanda yer almasını onaylamayan toplumsal çevre (aile bireyleri, komşular) tarafından baskılanmaktadır. Başka bir deyişle, kadınların bazılarının ev dışı alanda hareket özgürlüğü bulunmamakta, bazı toplumsal ve kültürel faktörler tarafından hareketlerinin sınırları 74 çizilmektedir. Bu nedenlerden ötürü bazı kadınlar evin dışında herhangi bir etkinliğe katılamamakta, bazı kadınlar ise araştırmanın da gösterdiği gibi fiziksel aktiviteye katılmak için zorluklarla pazarlık edebilmek için çeşitli stratejiler geliştirmektedirler. 5.4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam ettirebilmek için kullandıkları stratejiler Kadınların fiziksel aktiviteye katılmak ve katılımlarının devamını sağlamak amacıyla geliştirdikleri stratejiler, araştırma projesinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının içinde bulundukları toplumsal, kültürel ve ekonomik koşullar tarafından ne şekilde belirlendiğini gösteren bulgular, kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını ve katılımdan elde edecekleri kazançları arttırmak için bu koşulların da dikkate alınması gerektiğine işaret etmektedir. Kadınların bir çoğu doğrudan kendi istekleri doğrultusunda ve kolay olarak ev dışında herhangi bir aktiviteye katılamamaktadırlar. Fakat araştırmaya katılan kadınların bazıları bu koşullar ile ellerinden geldiğince mücadele ettiklerini belirtmektedirler. Fiziksel aktiviteye katılım bağlamında, kadınlar fiziksel aktivitenin kendi psikolojik ve fizyolojik sağlıklarına katkılarını önemsemektedirler ve bu katkıları elde etmek için stratejiler geliştirmektedirler. Alt toplumsal sınıftan gelen kadınların büyük çoğunluğu, ev içi işbölümü ile ilgili herhangi bir pazarlık stratejisinden bahsetmemişlerdir. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımları birincil olarak kocanın onayına dayalı olduğu için, aile sorumluluklarına yönelik bir uzlaşma ya da pazarlık söz konusu olmamaktadır. Özellikle geleneksel Türk ailelerinde kadın için toplumsal onay çok kuvvetlidir. KARAKİTAPOGLU ve İMAMOGLU (2002) Türk toplumunun geleneksel kesimlerindeki kadınların bağımlı ve ikincil konumda olduklarını belirtmektedirler. Bu nedenle, ev sorumlulukları ve çocuk bakımı koca ile pazarlık edilebilecek konular değildir. Alt toplumsal sınıf kadınlarının serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları en önemli zorluklar geleneksel toplumsal cinsiyet değerleri ve kadının ailedeki rolü ile ilişkili toplumsal onaydır. Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları zorluklardan biri olarak toplumsal desteğin yokluğu bazı çalışmalarda da bulgulanmıştır (örn., BROWN VE ARK., 2001; HENDERSON VE AINSWORTH, 2001; 75 NIES VE ARK., 1999). Fakat, toplumsal desteğin yokluğu ve toplumsal onayın yokluğu birbiriyle ilişkili ama farklı konulardır. Toplumsal onayın yokluğu ve toplumsal kontrolün kadınların serbest zamanlarını nasıl etkilediği konusu önceki çalışmalarda çok fazla tartışılan bir konu olmamıştır (SHAW VE HENDERSON, 2005). Bu araştırmada elde edilen bulgular, toplumsal onay yokluğunun geleneksel ailelerden ve alt toplumsal sınıftan gelen kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında nasıl etkili olabildiğini göstermektedir. Çalışmaya katılan kadınlardan bazıları bu zorluğa yönelik bazı stratejiler geliştirmiş olmakla beraber, bu zorluktan dolayı Türk toplumunda bir çok kadın serbest zaman etkinliğine, özellikle fiziksel aktiviteye, katılamamaktadır. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılıma verilen önem, kadınların karşılaştıkları zorluklarla pazarlık etmelerine neden olmaktadır. Bir çok kadın bu müzakerelerde başarılı olmakta fakat, bu kolay olmamaktadır. Kullanılan stratejiler öncelikle kadınların çevrelerindeki geleneksel toplumsal cinsiyet rollerine direnmelerini gerektirmektedir. Bazı kadınlar, kendi iyilikleri için fiziksel aktivite ihtiyaçları dolayımıyla çevrelerini ikna etmeye çalışarak zorluklarla pazarlık etmektedirler. JACKSON ve arkadaşları (1993) tarafından önerilen yaklaşım doğrultusunda bu kadınlar, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivitenin değeri konusunda başkalarını ikna etmek ve başkalarının görüşlerini önemsememek gibi zihinsel stratejileri kullanmaktadırlar. Örneğin, aile ve akraba onayından yoksun olan alt sınıf kadınları, fiziksel aktiviteye katılımın onların iyi anne ve ev kadını olmalarına katkı sağlayacağı konusunda kocalarını ve akrabalarını ikna etme stratejisini kullanmaktadırlar. Bu kadınlar fiziksel aktiviteye katılımın katkılarını “iyi” anne ve ev kadını rolleri ile birleştirmektedirler. Bu sonuç, MILLER ve BROWN (2005)’nın sonuçları ile benzerdir. MILLER ve BROWN’nın görüştüğü kadınlar da serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarının bir bütün olarak aileleri için önemli olduğunu belirtmişlerdir. Ailenin birinci derecede önemli olduğu geleneksel annelik ideolojisinin içine serbest zaman etkinliğine katılımı dahil etmişlerdir. Projede kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının önündeki zorluklardan biri olarak zaman ile ilişkili stratejilerin de varlığı gözlenmiştir. Batıda yapılan çalışmalarda da kadınların fiziksel olarak aktif olmalarının önündeki en önemli zorluklardan birisinin aile ve iş sorumluluklarının yarattığı zaman kısıtlılığı olduğu ortaya çıkmıştır (örn., HEESCH, 76 BROWN VE BLANTON, 2000; ZHU, TIMM VE AINSWORTH, 2001). Özellikle orta sınıf kadınları iş ve aile sorumluluklarına sahip oldukları için zamanlarını daha verimli kullanmak istemektedirler. Bu nedenle, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmada ve katılımlarını devam ettirmede kullandıkları en önemli stratejiler –toplantı ve ders saatlerini düzenleme, fiziksel aktiviteye öğle tatili zamanlarında katılma gibi- zaman ile ilişkili olmaktadır. Bu araştırmaya katılan kadınların (özellikle alt sınıf) kullandıkları bu stratejiler düşünüldüğünde, bu kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmamayı tercih etmemek yerine serbest zaman kullanımlarını engelleyen toplumsal cinsiyet ile ilişkili zorluklarla pazarlık yaptıkları ileri sürülebilir (LITTLE, 2002). WEARING (1990) bu pazarlıkların kadının kendi gelişimi ve zevki için zaman ve alan kullanma hakkını vurgulayan geliştirilmiş bir annelik söyleminin yaratılması için bir olanak sağladığını ileri sürmektedir. Bu nedenle, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımın Türk kadınlarının kendilerine değer vermelerinin ve bazıları için de aile yaşamının kısıtlılığı ile mücadele etmenin bir yolu olduğunun vurgulanması önemli görünmektedir. Kadınların toplumsal konumları itibariyle karşılaştıkları zorluklara karşı stratejiler kullanmaları, postyapısalcı feminizmin kadınlığın ve öznelliğin inşasına yönelik öne sürdüğü temel yaklaşım bağlamında da tartışılabilir. Genel bilgiler bölümünde de bahsedildiği gibi postyapısalcı feminist yaklaşıma göre kadınlık, sosyalleşme sonrasında tamamlanan bir kimlik değildir; kadının çevresiyle kurduğu iletişim yoluyla sürekli yeniden inşa edilir. Bu öznelliğin yeniden inşa sürecine kadın aktif olarak katılır ve bu süreçte bir takım stratejiler kullanır. Dolayısıyla, kadınlar çeşitli toplumsal pratik alanlarında stratejiler geliştirerek kendilerine hareket alanı açabilmektedirler. Bu çalışmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde de ortaya çıkyığı gibi kadınların hayatında önemli bir toplumsal pratik alanı olarak ortaya çıkan fiziksel aktivite bazı kadınlar için kendilerine ait bir alan olarak görülmekte ve kadınlar bu alanda var olabilmek için çeşitli stratejiler kullanmaktadırlar. Ayrıca bazı kadınların görüşmelerinde de belirtildiği gibi, geleneksel kadınlığa yönelik eleştiriler bağlamında kadınlar kendi konumlarını da eleştirip yaşamlarında farklılık yaratacak ya da en azından nefes alabilecekleri alanlarda yer almaya çalışmaktadırlar. 77 Bireysel görüşmelerde elde edilen bulgular, fiziksel aktivite deneyiminin bir çok kadın için düşünümsel bir süreç olduğuna işaret etmektedir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri, katılımda karşılaştıkları zorluklar ve bu zorluklara yönelik geliştirdikleri stratejiler bütüncül olarak düşünüldüğünde, fiziksel aktiviteye katılmaya karar verme ile başlayıp katılımı devam ettirme ile devam eden sürecin kadınlar için önemli bir düşünümsel süreç olduğu görülmektedir. Genel olarak, ev içi alanın dışına çıkabilmek ve özel olarak fiziksel aktiviteye katılabilmek bazı kadınlar için sorunlu bir süreç olabiliyor. Fakat kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteyi önemli bir ihtiyaç olarak görmeleri bu sorunlu süreci karşılaştıkları zorluklarla mücadele ederek yaşamalarını gerektirmektedir. Bir kadın olarak kendilerinin de ev dışı alanda bir yaşamlarının olabileceğini keşfettiğini belirten kadınların özellikle kendilerine özel bir alanın varlığına ilişkin söyledikleri, bu alanın kendilerini bir birey olarak algılamalarında önemli olduğuna yönelik bulgulardır. 5.5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi Yapılan görüşmelerden elde edilen verilerde ortaya çıkan anahtar temalardan birisi, spor ve fiziksel aktiviteye verilen önemdir. Hemen her kadın için sporun ve fiziksel aktivitenin hayatlarındaki önemi tartışmasız kabul edilen bir olgu olarak görünmektedir. Araştırmanın amacı için önemli olan nokta, böyle bir kabule rağmen kadınların katıldıkları fiziksel aktivite çeşitliliği, tercihi ve katılım yoğunluklarının toplumsal sınıfa göre farklılaşmasıdır. Bu farklılığın anlaşılmasında projenin kuramsal çerçevesinin bir boyutunu oluşturan Bourdieu’nun yaklaşımından yararlanılmıştır. BOURDIEU (1984)’ye göre toplumsal ve kültürel bağlam, bireylerin kültürel pratiklerden biri olan spor ve fiziksel aktiviteye yönelik tercih ve beğenilerinde belirleyicidir. Bourdieu farklı spor ve fiziksel aktivite pratiklerinin “yaşam tarzı” olarak adlandırdığı daha genel kültürel pratiklere dahil olduğunu gösterir. Türkiye’de özellikle medyanın etkisi ile son yıllarda fiziksel aktivitenin kadınların yaşamına daha fazla girmesi, Ankara ilinde belediyelerin açık alan ve kapalı alan fiziksel aktivite tesislerine yatırım yapması sonucunda kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarında bir artışın söz konusu olduğu bu projeye katılan kadınların görüşmelerinde de ortaya çıkmıştır. Bu artışın ülkenin kültüründe gömülü olmayan bir spor ve fiziksel aktivite kültürünün bir parçası olmaması, bu alanın daha çok 78 genel kabul görmüş doğrularla tanımlanmasına ve deneyimlenmesine neden olmaktadır. Farklı toplumsal sınıflardan gelen ve farklı spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların hemen hepsi için yapılma sıklığı ve çeşidi farklılaşsa da fiziksel aktivite yaşamlarının önemli bir parçası durumuna gelmiştir. Belediyeye bağlı Hanımlar Lokallerin ve yaşam merkezlerinin açılması ve yürüyüş parklarının yapılması, özel spor merkezinde düzenli olarak fiziksel aktiviteye katılma olanağı olmayan bireylerin de fiziksel aktivite yapmalarını kolaylaştırmıştır. Daha önceki temalarda da sunulduğu ve tartışıldığı gibi kadınların toplumsal yapıdaki konumlarıyla da ilişkili olarak fiziksel aktiviteye katılımları yaşamlarında önemli değişimlere neden olmuştur. Kadınlar katılımları sonucu elde ettikleri katkılar bağlamında karşılaştıkları zorlukları aşmak için çeşitli stratejiler geliştirmişlerdir. Dolayısıyla, Bourdieu’nun habitus ve beğeni kavramları doğrultusunda, fiziksel aktiviteye katılımın özellikle alt ve orta sınıf kadınlarının her birinin habituslarının önemli bir bileşeni olduğunu söylemek ve beğenilerinin de habitusları doğrultusunda oluştuğunu söylemek çok mümkün değildir. Fakat kadınların fiziksel aktivite katılım biçimlerinde toplumsal sınıf habitusları bağlamında (çeşidi ve geçmiş) farklılıklar da bulunmaktadır. Kadınların fiziksel aktivitite beğenilerinin ve tercihlerinin önemi, habitus kavramının kolektif temellerinde yatmaktadır. Başka bir deyişle, bireysel gibi görünen beğeni ve tercihler kadınların içinde yaşadığı toplumsal ilişkiler ağı ile yakından ilişkilidir. Bourdieu’ye göre insanlar gerçeği habitusları aracılığıyla algıladıkları için farklı toplumsal grupların spor ve fiziksel aktiviteden beklentileri farklıdır. Çalışmadan elde edilen bulgular, farklı toplumsal sınıflardan kadınların fiziksel aktivite beğenilerinde farklılık olduğunu göstermekle beraber, fiziksel aktiviteden beklenen yararlarda benzerliklerin de var olduğunu göstermektedir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım amaçları ve elde ettikleri katkılar düşünüldüğünde, Bourdieu’nun bu yaklaşımının kadınların deneyimlerinin toplumsal cinsiyet ideolojisi tarafından belirlendiği ve bu bağlamda Bourdieu’nun bu yaklaşımının bir ölçüde yetersiz kaldığı ileri sürülebilir. Sosyal ve kültürel sermayenin belirleyici olduğu kulüplere üyelikler çerçevesinde fiziksel aktiviteye katılan üst sınıfların katılımlarından bekledikleri yararlar (toplumsal ve kültürel sermaye) daha alt sınıf kadınların beklentileriyle benzer olmamaktadır. Fakat projede görüşülen kadınların daha çok alt ve orta sınıftan olmaları ve daha üst sınıflardan kadınların deneyimlerine ait verinin yetersiz olması bu sonucun ileride yapılacak araştırmalarda ayrıntılı olarak çalışılmasını gerekli kılmaktadır. 79 Özel spor merkezlerine üye kadınların bazıları için spor ve fiziksel aktiviteye katılım toplumsallaşma süreciyle şekillenmeye başlanan yaşam tarzlarının önemli bir göstergesi olan kültürel bir pratiktir. Ailede ve sosyal çevrede spor ve fiziksel aktivite ile ilgilenen bireylerin varlığı, katılımcıların toplumsallaşma sürecinde sporun ve fiziksel aktivitenin varlığının bir göstergesi olarak düşünülebilir. Toplumsallaşma sürecinde sporun bir yaşam tarzı olarak kabul edildiği bir sosyal çevrede yaşamak yaşamboyu fiziksel aktiviteye katılımda önemli bir belirleyendir. Özel spor merkezinde düzenli olarak fiziksel aktiviteye katılan kadınların büyük bir bölümü çocukluğundan beri yüzme, tenis, bale, çeşitli takım sporları ve kayak ile ilgilenmişlerdir ve çalışmanın yapıldığı dönemde de geniş bir spor repertuarına sahip olabilmişlerdir. Alt ve bazı orta sınıf kadınların çevrelerinde ve ailelerinde son yıllarda spor ve fiziksel aktiviteye katılan kişilerin sayısında bir artış olmakla birlikte bu katılım yaşamın bir parçası/yaşam tarzı olmaktan biraz uzaktır. KOCA, HACISOFTAOĞLU ve BULGU (2007)’nun yakın tarihli çalışmalarında da benzer sonuç elde edilmiştir. KOCA ve arkadaşları çalışmalarında orta ve üst sosyo ekonomik düzeyde yer alan kadınların katıldıkları fiziksel aktivite çeşidinin alt sosyoekonomik düzeydeki kadınlara oranla daha fazla olduğunu ve özel spor merkezlerine üye kadınların daha çok orta ve üst sınıfa ait olarak görülebilecek olan yüzme, yoga, pilates, tenis ve squash gibi fiziksel aktivitelere katılmayı tercih ettiklerini bulgulamışlardır. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarında yaşadıkları toplumsal ve fiziksel ortamın da belirleyici olduğu belirtilmişti. Araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktivite beğenilerindeki farklılık kadınların üye oldukları spor merkezlerinde sunulan fiziksel aktivite olanakları ile de ilişkilidir. Projeye katılan özel spor merkezlerinden kadınların fiziksel aktivite ve spor repertuarlarının daha geniş olması ve merkezlerin sundukları fiziksel aktivite çeşitlerinin fazlalığı bu kadınların fiziksel aktivite tercihlerinin var olduğunu göstermektedir. Fakat özellikle Hanımlar Lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlar için fiziksel aktivite çeşidi ve yapılma sıklığı Lokal yönetimleri tarafından belirlenmiştir. Farklı toplumsal sınıflardan kadınların fiziksel aktivite beğenilerinin ve geçmişlerinin farklılaşmasını Bourdieu’nun toplumsal sınıfların kendi bedenleriyle olan ilişkilerine yönelik söyledikleri bağlamında tartışılabilir. BOURDIEU (1984)’ye göre işçi sınıfı bedeniyle araçsal 80 bir ilişki geliştirmeye eğilimlidir. İşçi sınıfı ev kadınlarının bedenleriyle kurdukları ilişki, ev halkının ihtiyaçlarını karşılamak görevinin belirlediği araçsal bir ilişki olmakta ve işçi sınıfı ev kadınları ve anneler, kocaları ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için kendi bedenlerini kurban etmektedirler. Buna karşın, egemen sınıfların bedenlerini bir proje olarak eğitmek için kaynakları vardır. Bu proje kapsamında aileler, çocuklarını bale, tenis ve binicilik gibi okul dışı etkinliklere gönderebilmektedirler. Çalışmaya katılan orta ve üst orta sınıf kadınların fiziksel aktivite ve spor geçmişleri bedenleriyle kurdukları ilişkinin daha çok bir amaca yönelik olduğunu göstermektedir. Ek olarak Bourdieu, toplumsal sınıflar ve spora katılım ile ilgili çalışmasında, kültürel sermayesi yüksek orta sınıfların spora katılımlarının sağlık amaçlı olduğunu da açıklamıştır. Bir anlamda, orta sınıftan olan kişilerin kendi sağlıkları üzerinde daha çok kontrolleri vardır yani uygun yaşam tarzını seçebilirler (CALNAN, 1987). Çalışmaya katılan yüksek orta sınıf olarak tanımlayabileceğimiz kadınların en azından fiziksel aktivite tercihlerinin bulunması yaşamlarında kontrollerinin var olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanabilir. 81 BÖLÜM VI SONUÇ VE ÖNERİLER 6.1. Sonuç HENDERSON ve SHAW (2006) farklılığın feminist gündemin bir parçası olmaya devam etmesi konusunda araştırmacıları teşvik etmektedirler; “Feminist araştırmacılar Batılı kadının yaşamını görünürleştirmeye çalışmış olmalarına rağmen, farklı geçmişlerden, farklı maddi koşullardan, ve farklı iktidar ve kaynaklara ulaşım derecesine sahip kesimlerden kadın ve erkeklere yönelik bir anlayış geliştirmek için daha çok çalışma gereklidir” (sf. 223). Bu yaklaşım doğrultusunda bu araştırma projesi, farklı toplumsal sınıflardan Türk kadınlarını araştırarak kadın ve serbest zaman literatürüne bir katkıda bulunmaktadır. Son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik bazı yasal değişikliklerin yapılıyor olmasına rağmen, kadınların yerinin temel olarak ev içi alan olduğuna yönelik önemli bir vurgu vardır. Projeye katılan kadınların bir çoğu geleneksel toplumsal cinsiyet kalıp yargıları tarafından kısıtlanmaktadırlar. Çalışmada elde edilen bulguların ana ekseni, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyiminin kadınlar tarafından ev ve ev içi ekseninde anlamlandırılmasıdır. Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimlerini belirleyen onların ev içi yaşantılarıdır. Örneğin, ev içi alana hapsedilen ya da birincil sorumluluğu ev içi alan olarak tanımlanan kadınlar fiziksel aktiviteye evin dışına çıkma aracı olarak görmektedirler. Bu nedenle fiziksel aktiviteye katılım nedenleri daha çok evden kısa süreli de olsa bir kaçış olabilmektedir. Aynı şekilde, kadınların büyük çoğunluğunun fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları zorlukların büyük bölümü ev içi alana ilişkindir. Bu noktada kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimlerini anlayabilmek için, kadınlığın ve kadın cinsinin ev ve ev içi ile özdeşleştirilmesinin açıklığa kavuşturulması önemli görünmektedir. “Klasik ataerkil” modelde erkek evin geçiminden sorumlu iken kadın erkek ve çocuğun bakımından ve ev işlerinden sorumludur. Türkiye’de hakim olduğunu söyleyebileceğimiz bu geleneksel modelde kadının yeri ev (özel) alan iken erkeğin yeri ev dışı (kamusal) alandır. 82 “Kadınlık, içinde yaşadığımız kültürde, yaş, eğitim, sınıf gibi değişkenlerden bağımsız olarak, esasen “ev” üzerinden tanımlanır ve yeniden üretilir.” (BORA, 2005:21). Farklı sınıf ve kültürlerden gelen kadınların ortak noktası bir takım çeşitlemeler içermekle birlikte ev deneyimidir. Bu araştırma projesi kapsamında görüşülen, farklı toplumsal sınıf, yaş ve eğitime sahip kadınların söyledikleri bu durumu destekler niteliktedir. Toplumsal cinsiyet belli bir toplumsal ilişkiler bütünlüğü içinde kadınların miras aldıkları, kültür ve ihtiyaçlarla, cinsiyet ilişkilerini yaşadıkça ve kadınlar kendi belirlenmiş durumlarında onu deneyimledikçe ve bunları kültür içinde yoğurdukça gelişip, yeniden üretilir (AKGÖKÇE, 2001: 64). Dolayısıyla kadınlar, günlük pratiklerin yaşandığı bir toplumsal alanda kendi yaşamını yönlendiren bir özne olabilirken başka bir toplumsal alanda bir nesne olarak konumlanabilir. Bu bağlamda, örneğin belirli bir kadınlık durumuna tekabül eden egemen sermaye biçimlerinin ve söylemlerin hakim olduğu serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanında kadın kendini keşfetme, kendinin farkına varma ve bu farklılığı deneyimleme fırsatına sahip olabilirken, geleneksel kadınlığın hakim olduğu ev içi alanda ezici-sömürücü bir cinsiyet ilişkileri ağı içinde konumlanabilir. Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimleri, özellikle katılımlarını sağlamak ve devam ettirmek için geliştirdikleri stratejiler, öznelliklerinin inşasına yönelik önemli ipuçları vermektedir. Öznelliğin inşası güçlenmenin nasıl gerçekleştiğine yönelik bilgiyi sunmaktadır. Kadınlarla yapılan görüşmelerde elde edilen bulgular, kadınların fiziksel aktiviteye katılım sürecinde ve sonrasında kendilerine güvenlerinin arttığını ve bu güvenin onların aile yaşamlarında olumlu etkileri olduğunu, çeşitli toplumsal etkileşimlere girdiklerini ve bu yollar kültürel sermayelerini geliştirdiklerini göstermektedir. Kadınların kendi yaşamlarının (kadınlık) farkına varmaları, bu farkındalığı kendine ait alanda var olarak yaşamlarına yansıtmaları kadınların kendi öznelliklerini yeniden üretmelerine işaret etmektedir. Fakat iktidar ilişkileri bakımından baktığımızda, bu sürecin aile içi cinsiyete dayalı işbölümünde herhangi bir değişikliğe neden olduğunu söyleyemeyiz. Dolayısıyla, eğer kadının güçlenmesi/özgürleşmesi evin cinsiyetçi bağlamından koparılması dolayımında düşünülürse, güçlenmenin kolektif bir boyut taşıdığı da söylenemez. Güçlenme bireysel bir süreci ifade etse de bireyin dışındaki gerçeklik ile ilişkisi bağlamında biçimlenen bir süreçtir. Bu bağlamda, kadınlardan bazılarının serbest zaman etkinliği olarak 83 fiziksel aktiviteye katılımlarını sağlamak ve devam ettirmek için karşılaştıkları zorluklarla ilişkili geliştirdikleri pazarlık stratejilerin onların yaşamlarını belirleyen gerçeklik ile kurdukları ilişkiye işaret ettiği ileri sürülebilir. Fakat kadınlarla yapılan görüşmelerde daha çok belirgin olan nokta güçlenmenin bireysel sürecine yönelik olmaktadır. Bu bağlamda, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılım, kadınların içinde bulundukları cinsiyet ilişkilerinde bir kırılmaya neden olduğunu söylemek çok zordur. Bu deneyim kadınların kendilerini bir birey olarak algılamalarında bir dönüşüme yol açmış gibi görünmektedir. Fiziksel aktiviteye katılım, kadının hem fiziksel hem de psikolojik olarak güçlenmesine hizmet edebilir, kadınlar kendi fiziksel becerilerini test edebilir, kişisel bir başarı duygusu geliştirebilir ve kendi bedenlerini kendileri kontrol edebilirler. Kadınların fiziksel aktivite ve spora katılımının bu yönü fiziksel aktivite ve sporun “politik” potansiyeli (spor içindeki ve spor yoluyla egemen toplumsal ideolojilerle mücadelede kadının güçlenmesi) olarak da ifade edilebilir. Bu bağlamda, fiziksel aktivite ve sporun kadınların özgürlüğünde bir ajan olabilme potansiyeli, kadınların bu alandaki ezilme deneyimlerinden değil, kendi bedenlerini güçlü ve eril egemenlikten bağımsız/özgür olduğu deneyimlerinden kaynaklanmaktadır (THEBERGE, 1985;1987). Özellikle de toplumsal cinsiyet önyargılarının ve bu önyargılara dayalı cinsiyetçi davranışların çoğunlukla kadın bedeni (bedensel olarak zayıflığı, bedensel görünümü) üzerinden yürütüldüğü düşünüldüğünde, kadınların kendi bedenlerini tanımaları ve bedensel yeterliklerini fark etmelerinin, onların kendilerini algılama biçimlerini ve öz-güvenlerini olumlu yönde etkileyebilir. Bu araştırma projesinde bireysel görüşme yapılan kadınların yoğun olarak vurguladıkları nokta da fiziksel aktiviteye katılımın kendi bedenlerinin tanıyarak ve onu kontrol altına alarak yaşamlarında önemli değişikliklerin meydana geldiğidir. 84 6.2. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını arttırmaya yönelik öneriler Kadınların ev içi sorumlulukları onların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarını belirleyen en önemli faktördür. Kadınlar için sunulan fiziksel aktivite olanakları kadınların bu yönlerini dikkate alacak şekilde düzenlenmelidir. Çocuk oyun alanı ya da kreş kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılacakları tesisleri belirlemede önemlidir. Dolayısıyla, kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını arttırmanın bir yolu spor ve fiziksel aktivite tesislerinde çocukların bakımının karşılanacağı alanlar bulunmalıdır. Fiziksel aktivite beğenisi toplumsal sınıf habitus tarafından bir ölçüde belirleniyor olsa da spor merkezlerinde sunulan fiziksel aktivite çeşilerinin arttırılması kadınların fiziksel aktivite repertuarlarını geliştirmelerinde ve bu alanda bir tercihlerinin oluşmasında önemlidir. Bu nedenle özellikle Hanımlar Lokallerinde sunulan fiziksel aktivite çeşitlerinin arttırılmalı ve kadınlara seçenekler sunulmalıdır. Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları zorluklar her kadın için pazarlık edilebilecek koşullarda var olmayabilir. Bu nedenle kadınların fiziksel aktiviteye katılımın kadınların hayatlarındaki önemi çeşitli toplumsal duyarlılık projelerinin kapsamında ele alınmalı ve toplumun her kesiminde bu konuda bir farkındalık ve duyarlılık geliştirilmelidir. Toplumsallaşma sürecinde fiziksel aktiviteye katılım kadınların yaşamboyu fiziksel aktiviteye katılımlarında önemli bir belirleyendir. Araştırmaya katılan alt toplumsal sınıf kadınlarının fiziksel aktivite geçmişleri çok sınırlı olmakla beraber fiziksel aktivite deneyimleri de çok kısa sürelidir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını arrttırmanın önemli bir basamağı genç kızlar için fiziksel aktivite olanaklarının arttırılmasıdır. 85 REFERANSLAR ABBAS A., The Embodiment of Class, Gender and Age Through Leisure: A Realist Analysis of Long Distance Running, Leisure Studies, 23, 159-75, (2004). AITCHISON, C. C., Gender and Leisure. London: Routledge. (2003). AKGÖKÇE, N, Kültürel Prizmanın Işığında Farklılıklar. Bir Feminizme Doğru, ed: Ilyasoğlu A., Akgökçe N. Yerli Sel Yayıncılık, İstanbul, (2001). Pp: 53-76. Ankara Government. Retrieved August 22, (2007), from http://www.ankara-bel.gov.tr. ARAB-MOGHADDAM N., Henderson K. A., Sheikholeslami, R., Women’s Leisure and Constraints to Participation: Iranian Perspectives, Journal of Leisure Research, 39, 109-26, (2007). ARSLAN B., Koca C., An Examination of Female Athletes-related Articles in Turkish Daily Newspapers Regarding Gender Stereotypes, Annuals of Leisure Research, 3/4, 10, (2008). AŞÇI F. H., Physical Self-Perception of Elite Athletes and Non-Athletes: A Turkish Sample, Perceptual and Motor Skills, 99, 1047-1052, (2004a). AŞÇI F. H., Fiziksel Benlik Algısının Cinsiyete ve Fiziksel Aktivite Düzeyine Göre Karşılaştırılması, Spor Bilimleri Dergisi, 15, 39-48, (2004b). AŞÇI F. H., Benlik Algısı ve Egzersiz, Spor Bilimleri Dergisi, 15, 233-266 (2004c). AŞÇI F. H., Gökmen H., Tiryaki G., Aşçı A., Self-concept and Body Image of Turkish High School Male Athletes and Non-athletes, Adolescence, 32, 128, 959-968, (1997). BARTKY, S. (1988). Foucault, femininity and the modernization of patriarchal power. Feminism and Foucault: Rejections on Resistance, ed:. Diamond, I, Quinby, L., Northeastern University Press, (1988). Pp:61-86. BERGER B. G., Introduction. International Journal of Sport Psychology, 24, 87-93, (1993). BIALESCHKI M. D., The Feminist Movement and Women`s Participation in Physical Recreation, Journal of Physical Education, Recreation and Dance, 61, 44-7, (1990). BIALESHKI M. D., Michener S., Re-entering Leisure: Transition The Role of Motherhood, Journal of Leisure Research, 26, 57-74, (1994). BOBO M., Yarbrough M., The Effects of Long-Term Aerobic Dance on Agility and Flexibility, Journal of Sports Medicine and Physical Fitness, 39, 165-168, (1999). BORA, A., Kadınların Sınıfı, İletişim Yayınları, İstanbul, (2005). 86 BOURDIEU, P., Outline of a Theory of Practice, Cambridge University Press, Cambridge, (1972). BOURDIEU P., Sport and Social Class, Social Science Information, 17, 819-40, (1978). BOURDIEU, P., Distinction: A Social Critique of the Judgement of Taste, Cambridge: MA, Harvard University Press, (1984). BOURDIEU, P., Wacquant L. J. D., Düşünümsel Bir Antropoloji İçin Cevaplar, İletişim Yayıncılık, İstanbul, (2003). BROWN P. R., Brown W. J., Miller Y. D., Hansen V., Perceived Constraints and Social Support for Active Leisure Among Mothers with Young Children, Leisure Sciences, 23, 131-44, (2001). BROWN W. J., Mishra G., Lee C., Bauman, A., Leisure Time Physical Activity in Australian Women: Relationship with Wellbeing and Symptoms, Research Quarterly for Exercise and Sport, 71, 206 –16, (2000). BROWN J. D., Siegel J. M., Exercise as a Buffer of Life Stress: A Multimodel Comparison of Aerobic Fitness, Psychophysiology, 24, 173-180, (1988). BYRNE A., Byrne D.G., The Effect of Exercise on Depression, Anxiety, and Other Mood States: A Review, Journal of Psychosomatic Research, 17, 565-574, (1993). CALNAN M., Health and Illness: The Lay Perspective. London: Routledge and Kegan Paul, (1987). CAMACHO T. C., Roberts R. E., Lazarus N. B., Physical Activity and Depression: Evidence from Alermeda Country Study, American Journal of Epidemelogy, 134, 220-231, (1991). CARNETHON M. R., Gidding S. S., Nehgme R., Sidney S., Jacobs D. R., Liu K., Cardiorespiratory Fitness in Young Adulthood and the Development of Cardiovascular Disease Risk Factors, Journal of the American Medical Association, 290, 3092–3100, (2003). CARUSO C. M., Gill D. L., Strengthening Physical Self-Perceptions through Exercise. Journal of Sports Medicine and Physical Fitness, 32, 416-427, (1992). CASPERSON C. J., Physical Activity Epidemiology: Concepts, Methods and Applications to Exercise Science, Exercise and Sport Science Reviews, 27, 423-473, (1989). 87 CLEMENT J. P., Contributions of the Sociology of Pierre Bourdieu to the Sociology of Sport. Sociology of Sport Journal, 12, 2, 147-57, (1995). COLE C. L., Resisting The Canon: Feminist Cultural Studies, Sport, and Technologies of The Body, Journal of Sport & Social Issues, 17, 77-97, (1993). COLEMAN D., Leisure Based Social Support, Leisure Dispositions and Health, Journal of Leisure Research, 25, 350–361, (1993). CONNELL, R. W., Gender and Power, California: Stanford University Press, (1987). CONNELL, R. W., Toplumsal Cinsiyet ve İktidar, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, (1998). CRAFT L. L., Landers D. M., The Effects of Exercise on Clinical Depression and Depression Resulting from Mental Illness: A Meta Analysis, Journal of Sport and Exercise Psychology, 20, 339-357, (1998). CRAWFORD D. W., Jackson E. L., Godbey G., A., Hierarchical Model of Leisure Constraints, Leisure Sciences, 13, 309-20, (1991). CROWLEY, H., Himmelweit, S., Knowing Women: Feminism and Knowledge, Polity Press and The Open University, Cambridge, (1992). CURRIE J., Motherhood, Stress and the Exercise Experience: Freedom or Constraint?, Leisure Studies, 23, 225-42, (2004). CÜCELOĞLU, D., İnsan ve Davranışı, İstanbul: Remzi Kitabevi, (1992), Pp: 453-454. ÇOK F., Body Image Satisfaction in Turkish Adolescents, Adolescence, 25, 409-414, (1990). DAVIS C., Cowles M., Body Image and Exercise: A Study of Relationships and Comparisons Between Physically Active Men and Women, Sex Roles, 25, 33-44, (1991). DEMIR C., Perceived Significance of Factors Influencing Leisure Participation by Gender: Implications for Turkey, Leisure/Loisir, 29, 121-42, (2004/2005). FASTING, K., Pfister, G., Opportunities and Barriers for Women and Sport in Turkey, Las Vegas: Women of Diversity, (1997). FINKENBERG M. E., DiNucci J. M., McCune S. L., McCune E. D., Body Esteem and Enrollment in Classes with Different Levels of Physical Activity, Perceptual and Motor Skill, 76, 783-792, (1993). FOLKINS C. H., Sime W. E., Physical Fitness Training and Mental Health, American Psychologist, 36, 373-389, (1981). FOUCAULT, M., The Archaeology of Knowledge, Tavistock, London, (1974). FOUCAULT M., The History of Sexuality, translated by R. Hurley, Penguin Books, (1978). 88 FOX, K. R., The Effects of Exercise on Self-Perceptions and Self-Esteem, Physical Activity and Psychological Well-being, ed: Biddle, S. J. H, Fox, K. R., Boutcher, S. H., Routledge and Kegan Paul, New York, (2000a). Pp: 81-118. FOX K. R., Self-esteem, Self-perceptions and Exercise, International Journal of Sport Psychology, 31, 228-240, (2000b). GAESSER G. A., Rich R. G., Effects of High and Low-Intensity Exercise Training On Aerobic Capacity and Blood Lipids, Medicine and Science in Sports and Exercise, 16, 269-274, (1984). GARBER E. C., McKinney S. J., Carleton R. A., Is Aerobic Dance an Effective Alternative to Walk-Jog Exercise Training?, Journal of Sports Medicine and Physical Fitness, 32, 136-141, (1992). GIDDENS, A., Sosyoloji, Ankara: Ayraç Yayınevi, (2000). GOODALE, T., Witt, P. Recreation Nonparticipation and Barriers to Leisure. Understanding Leisure and Recreation: Mapping the Past, Charting the Future, ed: Jackson, E. L., Burton, T. L., Stage College, PA: Venture Publishing, (1989). Pp: 421-449 GREEN, E., Hebron S., Woodward D., Women`s Leisure, What Leisure?, Basingstoke, Hampshire: Macmillan, (1990). HALL M. A., The Discourse of Gender And Sport: From Femininity to Feminism, Sociology of Sport Journal, 5, 330-40, (1988). HALL, M. A., Feminism and Sporting Bodies: Essays on Theory and Practice, Champaign, IL: Human Kinetics, (1996). HARGREAVES J., Gender on the Sports Agenda, International Review for the Sociology of Sport, 25, 287-305, (1990). HARGREAVES, J., Sporting Females: Critical Issues in the History and Sociology of Women’s Sports, London: Routledge, (1994). HARGREAVES J., Women’s Sport, Development, and Cultural Diversity: The South African Experience, Women’s Studies International Forum, 20, 191-209, (1997). HARRINGTON M., Dawson P., Bolla P., Objective and Subjective Constraints on Women’s Enjoyment of Leisure, Society and Leisure, 15, 203-21, (1992). HAUSENBLAS H. A., Mack D. E., Social Physique Anxiety and Eating Disorder Correlates Among Female Athletic and No Athletic Populations, Journal of Sport Behaviour, 22, 502-513, (1999). 89 HEESCH K. C., Brown D. R., Blanton C. J., Perceived Barriers to Exercise and Stage of Exercise Adoption in Older Minority and Caucasian Women, Women and Health, 30, 61-76, (2000). HENDERSON K. A., Ainsworth B. Researching Leisure and Physical Activity with Women of Color: Issues and Emerging Questions, Leisure Sciences, 23, 21-34, (2001). HENDERSON K. A., Allen K. R., The Ethic of Care: Leisure Possibilities and Constraints for Women, Society & Leisure, 14, 97-113, (1991). HENDERSON K. A., Bialeschki M. D., A Sense of Entitlement to Leisure as Constraint and Empowerment for Women, Leisure Sciences, 13, 51-66, (1991). HENDERSON K. A., Bialeschki M. D., Negotiating Constraints to Women’s Physical Recreation, Society and Leisure, 16, 389-412, (1993). HENDERSON, K. A., Shaw S. M., Leisure and Gender: Challenges and Opportunities for Feminist Research, A Handbook of Leisure Studies, ed: Rojek, C, Shaw, S. M, Veal, A. J., Palgrave Macmillan Ltd, (2006). Pp: 216-230. HEYWARD, V., Advance Fitness Assessment and Exercise Prescription, Champaign, Illinois, Human Kinetics, (1991). HUDDY D. C., Cash T. F., Body Image Attitudes Among Male Marathon Runners: A Controlled Comparative Study, International Journal of Sport Psychology, 28, 227236, (1997). HUDDY D. C., Niemann D. C., Johnson R. L., Relationship Between Body Image and Percent Body Fat Among College Male Varsity Athletes and Non-Athletes, Perceptual and Motor Skills, 77, 851-857, (1993). HUGHES J. R., Psychological Effects of Habitual Aerobic Exercise: A Critical Review, Preventive Medicine, 13, 66-78, (1984). ISO-AHOLA S. E., Park C. J., Leisure-Related Social Support and Self-Determination as Buffers of Stress-Illness Relationship, Journal of Leisure Research, 28, 169–187, (1996). JACKSON E. L., Will Research on Leisure Constraints Still be Relevant in the Twenty-first Century? Journal of Leisure Research, 32, 62-8, (2000). JACKSON, E. L. (Eds.), Constraints to Leisure. State College, PA: Venture Publishing, (2005). JACKSON E. L., Henderson K. A., Gender-Based Analysis of Leisure Constraints, Leisure Sciences, 17, 31-51, (1995). 90 JACKSON E. L., Crawford D. W., Godbey G., Negotiation of Leisure Constraints, Leisure Sciences, 15, 1–11, (1993). JUNUI S., The Impact of Immigration: Leisure Experiences in the Lives of South American Immigrants, Journal of Leisure Research, 32, 358-81, (2000). KAĞITÇIBAŞI, Ç., Sex Roles, Family and Community in Turkey, Indiana: Indiana University Turkish Studies 3, (1982). KANDİYOTİ, D., Women and the Turkish State: Political Actors or Symbolic Pawns?, ed: Women-Nation-State Yuval-Davis, N, Anthias, F.,. London: Macmillan, (1989). KARAKİTAPOĞLU Z. A., Imamoglu, O. E., Value domains of Turkish adults and university students. Journal of Social Psychology, 142, 333–351, (2002). KAY T., The Voice of the Family: Influences on Muslim Girls’ Responses to Sport, LSA Newsletter, 71, 62-71, (2005). KEMMLER W., Engelke K., Lauber D., Weineck J., Hensen J., &Kalender W. A., Exercise Effects on Fitness and Bone Mineral Density in Early Postmenopausal Women: 1-year EFOPS Results, Medicine and Science in Sports and Exercise, 34, 2115–2123, (2002). KİN A., Koşar Ş. N., Tuncel F., 8 Haftalık Step ve Aerobik Dansın Üniversiteli Bayanların Fiziksel Uygunluğuna Etkisinin Karşılaştırılması, Spor Bilimleri Dergisi, 7, 3, 21-31, (1996). KİN İŞLER A., Koşar Ş. N., Aşçı F. H., 10 Haftalık Step Programına Katılımın Kız ve Erkek Öğrencilerin Fiziksel Uygunluğuna Etkisi, Spor Bilimleri Dergisi, 12, 18-25, (2001). KOCA, C., Beden Eğitimi ve Spor Alanında Toplumsal Cinsiyet İlişkileri. Hacettepe Spor Bilimleri Dergisi, 17, 81-99, (2006). KOCA, C., Arslan B., Media coverage of Turkish female athletes in 2004 Olympics. Media Coverage of Women at the 2004 Olympic Games: Missing in Action. Ed: Bruce, T., Hovden, J., Markula, P.,. Wilf Malcolm Institute of Educational Research-New Zealand and SENSE-Netherlands Publishers. (Baskıda). KOCA C., Aşçı F. H., Gender Role Orientation in Turkish Female Athletes From Different Types of Sport and Female Non-Athletes, Women in Sport and Physical Activity Journal, 14, 86-94, (2005). KOCA C., Bulgu N., Spor ve Toplumsal Cinsiyet: Genel Bir Bakış, Toplum ve Bilim, 103, 163-84, (2005). KOCA C., Demirhan G., Beden Eğitimi ve Spor Alanında Toplumsal Cinsiyetin Yeniden Üretimi, Hacettepe Spor Bilimleri Dergisi, 16, 200-228, (2005). 91 KOCA C., Aşçı F. H., Kirazcı S., Gender Role Orientation in Athletes and Non-Athletes in a Patriarchal Society: A Case of Turkey, Sex Roles, 52, 217-25, (2005). KOCA C., Attencio M., Demirhan G., The Place and Meaning of the Field of PE in Turkish Young People’s Lives: A Study Using Bourdieu’s Conceptual Tools. Sport, Education &ve Society, (Baskıda ). KOCA C., Hacısoftaoglu I., Bulgu N., Physical activity participation among Turkish women from different socioeconomic status, 4th World Congress of ISSA in conjunction with the 10th World Congress of ISHPES, 31st July - 5th August, Copenhagen, Denmark, (2007). KORUÇ Z., Bayar P., Egzersizin Depresyon Tedavisindeki Yeri ve Etkileri, Spor Bilimleri Dergisi, 15, 49-64, (2004). KOŞAR Ş. N., Kin A., Aşçı F. H., 10 Haftalık Fiziksel Uygunluk Programına Katılımın Fiziksel Uygunluğa Etkisi, Spor Bilimleri Dergisi, 9, 3-11, (1998). KRAVITZ L., Cisar J. C., Setterlund S. J., The Physiological Effects of Step Training With and Without Hand Weights, Journal Sports Medicine and Physical Fitness, 33, 348358, (1993). KULAKAÇ O., Buldukoglu K., Yılmaz M., Alkan S., An Analysis of the Motherhood Concept in Employed Women in South Turkey, Social Behaviour and Personality, 34, 837-52, (2006). KÜMBETOĞLU, B., Sosyolojide ve Antropolojide Niteliksel Yöntem ve Araştırma, Ankara: Bağlam Yayıncılık, (2005). LABERGE, S., Kay J., Bourdieu's Sociocultural Theory and Sport Practice, Theory, Sport and Society, ed: Maguire, J., K. Young, J., London: Elsevier, (2002), Pp: 239-266 LEITH, L. M., Foundations of Exercise And Mental Health. Morgantown, WV: Fitness Information Technology, (1994). LENSKYJ, H., Out of Bounds: Women, Sport and Sexuality. Toronto, Ontario: The Women`s Press, (1986). LIGHT R., Kirk D., High School Rugby, The Body and The Reproduction of Masculinity, Sport, Education and Society, 5, 163-76, (2000). LINCOLN, Y. S., Guba E. G. ,Naturalistic Inquiry, Beverly Hills, CA: Sage, (1985). LITTLE D. E., Women and Adventure Recreation: Reconstructing Leisure Constraints and Adventure Experiences to Negotiate Continuing Participation, Journal of Leisure Research, 34, 157-77, (2002). 92 LIVENGOOD J. S., Stodolska M., The Effects of Discrimination and Constraints Negotiation on Leisure Behaviour of American Muslims in the Post-September 11 America. Journal of Leisure Research, 36, 183-208, (2004). LONG B., Aerobic Conditioning and Stress Inoculation: A Comparison of Stress Management Interventions, Cognitive Therapy and Research, 8, 517-542, (1984). LONG B. C., Haney C. J., Long Term Follow-Up of Stressed Working Women: A Comparison of Aerobic Exercise and Progressive Relaxation, Journal of Sport and Exercise Psychology, 10, 461-470, (1988). MARKULA P., Firm But Shapely, Fit But Sexy, Strong But Thin: The Postmodern Aerobicizing Female Bodies, Sociology of Sport Journal, 12, 424-53, (1995). MARTINSEN E. W., Therapeutic Implications of Exercise for Clinically Anxious and Depressed Patients, International Journal of Sport Psychology, 24, 185-199, (1993). MCAULEY E., Mihalko S. L., Bane S. M., Acute Exercise and Anxiety Reduction: Does The Environment Matter?, Journal of Sport and Exercise Psychology, 18, 408-419, (1996). MCCANN L. I., Holmes D. S., Influence of Aerobic Exercise on Depression, Journal of Personality and Social Psychology, 46, 1142-1147, (1984). MCDONALD, D. G., Hodgdon J. A., The Psychological Effects of Aerobic Fitness Training: Research And Theory, NewYork: Springer-Verlag, (1991). MCGLYNN, G., Dynamics of Fitness: A Practical Approach, Wm. C Brown, (1992). MCKINNON, C., Feminism Unmodified: Discourses on Life and Law, Cambridge: Harvard University Press, (1987). MILLER Y. D., Brown W. J., Determinants of Active Leisure for Women with Young Children-an “Ethic of Care” Prevails, Leisure Studies, 27, 405-20, (2005). MILLER Y. D., Trost S. G., Brown W. J., Mediators of Physical Activity Behaviour Change Among Women with Young Children, American Journal of Preventive Medicine, 23, 98-103, (2002). MİRZEOĞLU, N., Sporun Bilimsel Temelleri, Spor Bilimlerine Giriş, ed: Mirzeoğlu, N, Bağırgan Yayınevi, (2003), Pp: 85. MUFTULER-BAC M., Turkish Women’s Predicament, Women’s Studies International Forum, 22, 303–15, (1999). 93 NIES M. A., Kershaw T. C., Psychosocial and Environmental Influences on Physical Activity and Health Outcomes in Sedentary Women, Journal of Nursing Scholarship, 34, 243– 249, (2002). NIES M. A., Vollman M., Cook T., African American Women’s Experiences with Physical Activity in Their Daily Lives, Public Health Nursing, 16, 23-31, (1999). NORTH T. C., McCullagh P., Tran Z., Effect of Exercise on Depression, Exercise and Sport Science Reviews, 18, 379-415, (1990). ÖZER, K., Fiziksel Uygunluk, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, (2001), Pp. 11. PATTON, M. Qualitative Evaluation and Research Methods, Beverly Hills, CA: Sage, (1990). PETRUZZELLO S. J., Anxiety Reduction Following Exercise: Methodological Artifact or Real Phenomenon, Journal of Sport and Exercise Psychology, 17, 105-11, (1995). PFISTER G., Doing Sport in Headscarf?, German Sport and Turkish Females. Journal Sport History, 27, 597-24, (2000). PLOTNIKOFF R. C, Mayhew A., Birkett N., Loucaides C. A., Fodor G., Age, Gender, and Urban-Rural Differences in the Correlates of Physical Activity, Preventive Medicine, 39, 1115-1125, (2004). POLLATSCHEK, J. L., O’Hagan F. J., An Investigation Of The Psycho-Physical Influences Of Quality Daily Physical Education Programme, Health Education Research: Theory and Practice, 4, (1989), Pp: 341-350. REAY D. The Employ Cleaners To Do That: Habitus in The Primary Classroom. British Journal of Sociology of Education, 16, 353-371, (1995). REAY D. Feminist Theory, Habitus and Social Class: Disrupting Notions of Classlessness, Women’s Studies International Forum, 20, 225-233, (1997). ROSTAD F. G., Long, B. C., Exercise as a Coping Strategy for Stress, International Journal of Sport Psychology, 27, 197-222, (1996). ROWLAND T. W., Exercise and Children’s Health, Champaign, IL:Human Kinetics, (1990). SACK H. G., The Relationship Between Sport Involvement and Life-style in Youth Culture. International Review for the Sociology of Sport, 23, 213-31, (1988). SALMAN M., Bayraktar M., The Use of Human Resources of Women in Turkey, Journal of Consumer Studies and Home Economics, 21, 387-99, (1997). 94 SAMDAHL, D. M., Making Room for “Silly” Debate: Critical Reflections on Leisure Constraints Research. Constraints to Leisure, ed: Jackson, E. L., State College, PA: Venture Publishing, (2005), Pp: 337-349. SAMDAHL D., Jekubovich N. A., Critique of Leisure Constraints: Comparative Analyses and Understandings, Journal of Leisure Research, 29, 430-52, (1997). SAMUEL, N., Women, Leisure and the Family in Contemporary Society: A Multinational Perspective, Wallingford: CAB International, (1996). SAYER L., C. Gender, Time and Inequality: Trends in Women's and Men's Paid Work, Unpaid Work and Free Time, Social Forces, 84, 285-303, (2005). SHAW S. M., Conceptualising Resistance: Women’s Leisure As Political Practice. Journal of Leisure Research, 33, 186-201, (2001). SHAW, S. M., Henderson K. A. Gender Analysis and Leisure: An Uneasy Alliance, Constraints to Leisure, ed: Jackson, E. L., State College, PA: Venture Publishing. (2005), Pp:. 23-34. SHELTON, B. A. Women, Men and Time, Gender Differences in Paid Work, Housework and Leisure. New York: Greenwood Press, (1992). SONSTROEM R. J., Exercise and Self-Esteem, Exercise and Sport Science Reviews, 12, 123-155, (1984). SONSTROEM R. J., Morgan, W. P., Exercise and Self-Esteem: Rationale and Model. Medicine and Science in Sports and Exercise, 21, 329-337, (1989). STODOLSKA M., Livengood J. S., The Influence of Religion on the Leisure Behavior of Immigrant Muslims in the United States, Journal of Leisure Research, 38, 293-320, (2006). STOKES, R., Moore, C., Shultz S. L., Fitness. North Carolina, Hunter Text Books Inc., (1992). ŞAHİN, H. M., Beden Eğitimi ve Sporda Temel Kavramlar, Nobel Yayın Dağıtım, Gaziantep, (2002), Pp: 370. TASK FORCE ON COMMUNITY PREVENTIVE SERVICES., Recommendations to Increase Physical Activity on Communities. American Journal of Preventive Medicine, 22, 67-72, (2002). TAYLOR T., Toohey K., Behind the Veil: Exploring the Recreation Needs of Muslim Women, Leisure/Loisir, 26, 85-106, (2001/2002). 95 THEBERGE N., Toward a Feminist Alternative to Sport As a Male Preserve, Quest, 37, 193202, (1985). THEBERGE N., Sport and Women’s Empowerment, Women’s Studies International Forum, 10, 387-93, (1987). THEBERGE N., The Construction of Gender in Sport: Women, Coaching, and The Naturalization of Difference, Social Problems, 40, 301-13, (1993). TIRONE S. C., Pedlar C. A., Understanding the Leisure Experiences of A Minority Ethnic Group: South Asian Teens and Young Adults in Canada, Loisir et Societe, 23, 145-69, (2000). WEARING B. M., Beyond the Ideology of Motherhood: Leisure As Resistance, Australian New Zealand Journal of Sociology, 14, 575-86, (1990). WEARING, B., Leisure and Feminist Theory, London: Sage Publications, (1998). WHITEHURST M., Menendez E., Endurance Training in Older Women, Physician & Sportmedicine, 19, 6, 95-103, (1991). WILKES, C., Bourdieu's class, In An Introduction To The Work of Pierre Bourdieu, The Practice of Theory, ed: Harker, R., Wilkes, C., Mahar, C., London: Macmillan, (1999). WILLIS, P., Women in Sport in Ideology, Sport, Culture and Ideology, ed: Hargreaves, J., London: Routledge &, Kegan Paul, (1992). YANG K, Laffrey, S. C., Stuifbergen, A., Im, E., May, K., Kouzekanani, K., Leisure-time Physical Activity among Midlife Korean Immigrant Women in the US, Journal of Immigrant Minority Health, 9, 291–298, (2007). YILDIRIM, A., Şimşek H., Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemler, Tıpkı Basım, Ankara, Seçkin, (2003). YOUNG, I., The Exclusion of Women From Sport: Conceptual and Existential Dimensions, Philosophy in Context, 9, 44-53, (1979). ZHU W, Timm G, Ainsworth B., Rasch Calibration and Optimal Categorization of An Instrument Measuring Women’s Exercise Perseverance and Barriers, Research Quarterly for Exercise and Sport, 72, 104–16, (2001). ZORBA, E., Herkes İçin Spor ve Fiziksel Uygunluk, GSGM Eğitim Dairesi, Ankara, (1999), Pp: 45-50. ZORBA, E., Fiziksel Uygunluk, Gazi Kitabevi, Ankara, (2001), Pp: 35-40 96 EK 1 Katılımcıların Sosyodemografık Bilgileri Değişkenler Eğitim Düzeyi Medeni Durum Meslek/Görevi Çalışma Durumu Çalışılan sektör f % İlkokul 15 16.1 Ortaokul 7 7.5 Lise 27 29.0 Üniversite 29 31.2 Lisanüstü (Y. Lisans, Doktora) 11 11.8 İlköğretim 1 1.1 Üniversite öğrencisi 3 3.2 Evli 67 72 Bekar 22 23.7 Dul 4 4.3 Memur 8 8.5 Akademik personel 6 6.4 Öğretmen 4 4.3 Satış temsilcisi 2 2.1 Doktor 1 1.1 Müdür/Yönetici 3 3.2 Sekreter 2 2.1 Uzman 3 3.2 Mühendis 1 1.1 Muhasebeci 2 2.1 Ev Hanımı 37 39.4 Emekli 18 19.1 Öğrenci 1 1.1 Diğer (işletmeci, turizm, çocuk bakıcısı….) 5 5.3 Çalışan 37 40.2 Çalışmayan 55 59.8 Kamu 18 19.1 Özel 19 20.2 97 EK 2 98 EK 3 Bireysel Görüşme Listesi A. Hanımlar Lokallerinde gerçekleştirilen bireysel görüşme sayısı Görüşme Sayısı Spor Merkezi Yenimahalle İlçe Şentepe Hanımlar Lokali 11 Sincan İlçe Aile Yaşam Merkezi 14 Altındağ İlçe Altındağ Hanımlar Lokali 9 Çankaya İlçe Çankaya Hanımlar Lokali 8 Keçiören İlçe Etlik Hanımlar Lokali 10 Mamak İlçe Şafaktepe Hanımlar Lokali 11 TOPLAM 99 64 B. Özel spor merkezlerinde gerçekleştirilen bireysel görüşme sayısı Spor Merkezi Görüşme Sayısı SporMED 7 Fitness Court 6 Sports International 2 Renewaclub 2 Dynamic Spor Merkezi 3 Taylife 3 TOPLAM 23 C. Üniversite spor merkezlerinde gerçekleştirilen bireysel görüşme sayısı Spor Merkezi Görüşme Sayısı ODTÜ 3 Hacettepe Üniversitesi 1 Başkent Üniversitesi 3 TOPLAM 100 7 EK 4 Hanımlar lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait sosyodemografik bilgiler Değişkenler Eğitim Durumu Medeni Durum Meslek Çalışma Durumu Çalışılan sektör f % İlkokul 15 23.8 Ortaokul 7 11.1 Lise 21 33.3 Üniversite 18 28.1 Lisanüstü (Y. Lisans, Doktora) 2 3.1 Evli 52 82.5 Bekar 7 11.1 Dul 4 6.3 Memur 3 4.7 Öğretmen 2 3.1 Satış temsilcisi 1 1.6 Doktor 1 1.6 Müdür/Yönetici 1 1.6 Sekreter 1 1.6 Muhasebeci 2 3.1 Ev Hanımı 33 51.6 Emekli 15 23.4 Diğer (işletmeci, turizm, çocuk bakıcısı….) 4 6.3 Çalışan 15 23.8 Çalışmayan 48 76.2 Kamu 6 9.4 Özel 9 14.1 101 EK 5 Özel spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait sosyodemografik bilgiler Değişkenler Eğitim Düzeyi Medeni Durum Meslek/Görevi Çalışma Durumu Çalışılan sektör f % Lise 6 26.1 Üniversite 10 43.5 Lisanüstü (Y. Lisans, Doktora) 5 21.7 İlköğretim 1 4.3 Üniversite Öğrencisi 1 4.3 Evli 11 47.8 Bekar 12 52.2 Memur 5 21.7 Öğretmen 2 8.7 Satış temsilcisi 1 4.3 Akademik Personel 3 13 Müdür/Yönetici 2 8.7 Mühendis 1 4.3 Ev Hanımı 4 17.4 Emekli 3 13 Öğrenci 1 4.3 Diğer (işletmeci, turizm, çocuk bakıcısı….) 1 4.3 Çalışan 15 68.2 Çalışmayan 7 31.8 Kamu 8 34.8 Özel 7 30.4 102 EK 6 Üniversite Spor Merkezlerinde Fiziksel Aktiviteye Katılan Kadınlara ait Sosyodemografik Bilgiler Değişkenler Eğitim Düzeyi Medeni Durum Meslek/Görev Çalışma Durumu Çalışılan sektör f % Üniversite 1 14.3 Lisanüstü (Y. Lisans, Doktora) 4 57.1 Üniversite Öğrencisi 2 28.6 Evli 4 57.1 Bekar 3 42.9 Akademik Personel 3 42.9 Sekreter 1 14.3 Uzman 3 42.9 Çalışan 7 100 Çalışmayan - - Kamu 4 57.1 Özel 3 42.9 103 EK 7 Kişisel Bilgi Formu 1. Doğum Tarihi ve Yeriniz :.......................... …………………………. 2. Boyunuz:……………………… 3. Kilonuz:…………………………… 4. Mesleğiniz :...............................................………….................... 5. Eğitim Durumunuz:………………………………………..……….. 6. Hangi semtte oturuyorsunuz?:…………………………………… 7. Medeni Haliniz: ……………………………………………………… 8. Eşinizin Mesleği:........................................................................ 9. Eşinizin Eğitim Durumu:…………………………………………… 10. Çocuklarınızın yaşları ve eğitim durumları? 11. Evinize giren aylık gelir ne kadardır? :………………………………. 12. Düzenli ve sürekli olmasa da evde aile bütçesine kaç kişi çalışarak katkıda bulunuyor? ...……....... 13. Babanız ne iş yapar(dı)? (Baba vefat etmiş olsa da yazınız. Emekli olmuş ise ne emeklisi olduğunu yazınız): ………………………………………………………………………………………………… 14. Anneniz ne iş yapar(dı)? (Baba vefat etmiş olsa da yazınız. Emekli olmuş ise ne emeklisi olduğunu yazınız): …………………………………………………………………………………………………………… 104 15. Babanızın eğitim durumu nedir? :……………………………………… 16. Annenizin eğitim durumu nedir?:………………………………………. 17. Nasıl bir evde oturuyorsunuz?: ( ) Gecekondu ( ) Apartman ( ) Dubleks ( ) Tripleks 18. Oturduğunuz ev size mi ait? : ( ) Evet, evsahibi ( ) Hayır, kira ( ) Akraba evi, kira yok 19. Şu anda gelir getirici herhangi bir işte çalışıyor musunuz?: …………………………. a. Çalıştığınız sektör: ……………………………………………………………. b. İşiniz/göreviniz:……………………………………………………………….. c. Ne kadar süredir çalışıyorsunuz?:………………….………………………… d. Sigortalı mısınız?:……………………………………...………………………. e. Aylık kazancınız?:…………………………………………….………………. 105 EK 8 Bilgilendirme ve Onay formu 1. Bu araştırma, Başkent Üniversitesi Spor Bilimleri Bölümü ve Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu öğretim elemanları tarafından yürütülmektedir. Araştırma, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK) tarafından desteklenmektedir. 2. Bu araştırma, Ankara ilinde yer alan kamu ve özel spor merkezlerinde spor ve fiziksel aktiviteye katılan kadınların katılım nedenlerini ve bu katılımın kadınların yaşamlarında ne gibi değişikliklere yol açtığını araştırmak amacıyla yapılmaktadır. 3. Bu amaç kapsamında spor ve fiziksel aktiviteye katılan kadınların katılım biçimlerine yönelik görüşleri alınmaktadır. Araştırmacının, Adı ve Soyadı : --------------------- -------------------İmza : --------------------- Yukarıdaki araştırma hakkında yazılı ve sözel olarak bilgilendirildim. Bu koşullarda söz konusu araştırmaya hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın, kendi rızam ile katılmayı kabul ediyorum. Katılımcının İmzası Tarih : -- /-- / 2007 ------------------------------- 106 EK 9 Odak grup görüşme listesi Spor Merkezleri Görüşme Sayısı Kamu/Özel Görüşmeye Katılan Kadın Sayısı Yenimahalle İlçe Şentepe Hanımlar Lokali Kamu 1 6 Safaktepe Hanimlar Lokali Kamu 1 6 Kamu 1 6 Çankaya Hanımlar Lokali Kamu 1 6 Balgat Özel 1 6 SporMED Özel 1 5 Hacettepe Üniversitesi Kamu 1 5 Başkent Üniversitesi Özel 1 5 Mamak İlçe Altındağ İlçe Altındağ Hanımlar Lokali Çankaya İlçe Üniversiteler Toplam 107 45 EK 10 Odak grup görüşme formu ODAK GRUP İLE İLGİLİ BİLGİ Odak Grup Tarihi Odak Grup Yeri Katılımcı Sayısı Uygulayıcı Adı Gorusme Suresi SORULAR ve YANITLAR 1. Spor ya da fiziksel aktivite hakkında ne düşünüyorsunuz? Kısa Özet/Anahtar Kelimeler Not 2. Spor yapma nedenleriniz nedir? Kısa Özet/Anahtar Kelimeler Not 3. Ailenizde ya da yakın çevrenizde spor yapan var mı? Kısa Özet/Anahtar Kelimeler Not 108 4. Aileniz ya da yakın çevreniz spor yapmanız hakkında ne düşünüyor ? Kısa Özet/Anahtar Kelimeler Not 5. Bu spor merkezini tercih etme nedeniniz nedir? Kısa Özet/Anahtar Kelimeler Not 6. Bu spor merkezinde hangi sporları yapıyorsunuz? Neden? Kısa Özet/Anahtar Kelimeler Not 7. Spor yapmak ya da spor merkezine gitmek hayatınızda değişikliklere yol açtı mi? Sosyal, fiziksel, psikolojik? Kısa Özet/Anahtar Kelimeler Not 109 EK 11 Bireysel görüşme formu BİREYSEL GÖRÜŞME İLE İLGİLİ BİLGİ Bireysel görüşme tarihi Bireysel görüşme yeri Uygulayıcı Adı Gorusme suresi SORULAR 1. Hafta içi bir gününüz ve hafta sonu bir gününüz nasıl geçer? 2. Boş zamanınız var mi? Boş zamanınız var ise neler yaparsınız? 3. Spor yapma nedenleriniz nelerdir? 4. Ailenizde ya da yakın çevrenizde spor yapan var mı (eşiniz, çocuklarınız, yakın arkadaşlarınız, komşularınız, akrabalarınız)? Spor yapma nedenleri neler? 5. Aileniz ya da yakın çevreniz spor yapmanız hakkında ne düşünüyor ? 6. Bu spor merkezini/lokali tercih etme nedeniniz nedir? 7. Spor merkezinden/lokalden memnun musunuz? Cevap evet ya da hayır ise neden? 8. Bu spor merkezinde hangi sporları yapıyorsunuz? Haftada kaç gün? Neden? 9. Peki genel olarak hangi sporları yapmayı tercih edersiniz? Neden? 10. Spor yapmak ya da spor merkezine gitmek hayatınızda ne gibi değişikliklere yol açtı (sosyal, fiziksel, psikolojik)? 11. Spor yaparken karşılaştığınız zorluklar var mı? 12. Var ise bu zorlukları aşmak için neler yaptınız ya da yapıyorsunuz? 110 EK 12 Görüşmeci Raporu Görüşmecinin adı soyadı Görüşme yapılan yerler Görüşmeler ile ilgili görüşler 1.Görüşmelerde karşılaştığınız zorlukları yazar mısınız? 2.Görüşmelerde karşılaştığınız kolaylıkları yazar mısınız? 3.Görüşme yapılacak kadınlara ulaşmanızda ve görüşmeleri verimli bir şekilde gerçekleştirmenizde etkili olan faktörleri yazar mısınız? Eklemek istedikleriniz: 111 EK 13 Katılımcıların fiziksel aktivite ve spor katılımları İsim Yaş 1. Kuzey 36 ODTÜ Tenis Kayak Yüzme Pilates Haftada 4-5 gün Çocukluktan beri 2. Taba 29 ODTÜ Pilates Haftada 3 gün 15 yaşından beri 3. Seda 34 ODTÜ Haftada 4-5 gün Çocukluktan beri 4. Güzin 37 Başkent Üniversitesi Haftdada 4 gün Lise Üniversite 5. Zümrüt 36 Başkent Üniversitesi Haftada 3 gün Çocukluktan beri Lisanslı Basketbol 6. Hercai 35 Başkent Üniversitesi Koşu Yüzme Tenis Kondisyon Yüzme Yürüyüş Basketbol Fitness BLT Step-Aerobik Tenis BLT Kondisyon Tai-Bo Düzenli fiziksel aktivite ve spor geçmişi Tenis Kayak Yüzme Yüzme Koşu Lisanslı basketbol (Lise) Yüzme Voleybol Basketbol Tenis Haftada 3-4 gün Çocukluktan beri Lisanslı Voleybol Lisanslı Tenis Merkez Fiziksel aktivite 112 Yapılma sıklığı Fiziksel aktivite yılı 7. Şirin Hacettepe Üniversitesi 8. Nehir 29 SporMED 9. Derya 44 SporMED 10. Susam 43 SporMED 11. Doğa 31 SporMED 12. Çimen 43 SporMED 13. Zakkum 55 SporMED 14. Deniz 32 SporMED 15. Ege 23 Dynamic Spor Merkezi 16. Ahsen 47 Dynamic Spor Merkezi Step Aerobik Pilates Fitness Kardiyo Yüzme Aerobik Yüzme Sauna Yürüyüş Pilates Aerobik Yürüyüş Fitness Kayak Yüzme Rafting Fitness Pilates Aerobik Yüzme Fitness Pilates Yüzme Fitness Haftada 3 gün Çocukluktan beri Koşu Yüzme Haftada 5 gün Çocukluktan beri Lisanslı Voleybol (Ortaokul-Lise) Haftada 5 gün 2 yıl Yok Haftada 3 gün 4 yıl Yok Haftada 4 gün Çocukluktan beri Lisanslı Kayak Haftda 3-4 gün Yaşa göre yılı hesapla Yüzme Haftada 4 gün Çocukluktan beri Lisanslı Voleybol Haftda 3 gün 3 yıl Yok Yoga Step Pilates Kondisyon Aerobik Haftada 3 gün 1 yıl Yok Haftada 5 gün 4-5 yıl Yok 113 17. Yakamoz 21 Dynamic Spor Merkezi 18. Yağmur 52 Tay Life 19. Organze 42 Tay Life 20. Elmas 37 Tay Life 21. Selen 35 Fitness Court 22. Nisan 19 Fitness Court 23. Kiraz 56 Fitness Court Pilates Yüzme Step Yoga Pilates Yüzme Aero Dans Tenis Yüzme Pilates Koşu Yüzme Tenis Step Aerobik Pilates Kayak Tenis Pilates Yüzme Croos training Fitness Pilates Aerosculp Yüzme Fitness Yüzme 114 Haftada 4 gün 4-5 yıl Yok Haftada 4-5 gün Çocukluktan beri Haftada 4-5 gün Çocukluktan beri Haftada 3 gün Gençliğinden beri Bale Folklor Tenis (Kulüp) Koşu Yüzme Tenis Squash Ata Binme Sörf Kayak Kayak Tenis Haftada 3 gün 12 yaşından beri Lisanslı Basketbol Lisanslı Kayak Haftada 3-4 gün Çocukluktan beri Haftda 3-4 gün 7 yıl Lisanslı Kayak Lisanslı Atletizm Lisanslı Yüzme Lisanslı Çim Hokeyi Yok 24. Harika 46 Fitness Court 25. Viyole 38 Fitness Court 26. Balım 44 Fitness Court 27. Yaşam 26 Renewa 28. Seyyare 28 Renewa 29. Ayçiçeği 30 Sports International 30. Galeba 39 Sports International 31. Güneş 41 Çankaya Hanımlar Lokali 32. Rukiye 37 Çankaya Hanımlar Lokali Sauna Yüzme Pilates Yürüyüş Yoga Pilates Yüzme Yüzme Pilates Spinning Sculpture Yüzme Yüzme Spinning Tenis Step-aerobik Fitness Pilates Yoga Rafting Kayak Tenis Aerobik BLT Step-Aerobik Kondisyon Yüzme Step-Aerobik Yüzme Bilardo Masa Tenisi 115 Her gün Gençlikten beri Cimnastik Kondisyon Haftada 5 gün Çocukluktan beri Lisanslı Hentbol Haftada 4 gün Gençilkten beri Haftada 4 gün Gençlikten beri Yüzme Koşu Yok Haftada 4-5 gün Çocukluktan beri Yüzme Tenis Haftada 5 gün Çocukluktan beri Yüzme Voleybol Tenis Buz pateni Latin dansları Haftada 3-4 gün Çocukluktan beri Lisanslı Tenis Lisanslı Basketbol Haftada 3 gün 2 yıl Yok Haftada 3-4 gün 3 yıl Yok 33. Papatya 63 Çankaya Hanımlar Lokali Step-Aerobik Kondisyon Yüzme Kondisyon Haftada 3 gün 2 yıl Yok 34. Sümbül 53 35. Menekşe 51 36. Gül 43 37. Hayriye 46 38. Fidan 48 39. Serpil 44 Çankaya Hanımlar Lokali Çankaya Hanımlar Lokali Çankaya Hanımlar Lokali Çankaya Hanımlar Lokali Çankaya Hanımlar Lokali Aile Yaşam Merkezi Haftada 2-3 gün 3 yıl Yok Step Yüzme Step Haftada 3 gün 3 ay Yok Haftada 2 gün 1 yıl Yok Step-Aerobik Yüzme Step-Aerobik Haftada 4 gün 1 yıl Yok Haftada 3 gün 1 yıl Yok Step-Aerobik Haftada 3 gün 4 yıl Yok 40. Hayat 51 Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Kondisyon Haftada 3 gün 3 yıl Yok 41. Sevgi 41 Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Haftada 2 gün 1 ay Yok 42. Ayla 29 Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Haftada 3 gün 1 ay Yok 43. Yasemen 42 Aile Yaşam Merkezi Kondisyon Haftada 3 gün 5 ay Yok 44. Fesleğen 40 Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Haftada 2-3 gün 3 ay Yok 45. Sardunya 55 Aile Yaşam Merkezi Kondisyon Haftada 3 gün 1 yıl Yok 46. Fındık 39 Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Haftada 3 gün 5 ay Yok 47. Gümüş 44 Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Haftada 3 gün 5 ay Yok 116 48. Hatice 41 Aile Yaşam Merkezi Haftda 4 gün 5 yıl Yok Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Masa Tenisi Step-Aerobik 49. Erguvan 46 Haftada 3 gün 5 yıl Yok 50. Emine 53 Aile Yaşam Merkezi Bölgesel Haftada 3 gün 3 ay Yok 51. Aylin 47 Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Haftada 3 gün 5 ay Yok 52. Sarmaşık 54 Aile Yaşam Merkezi Step-Aerobik Haftada 3 ggün 8 ay Yok 53. Karanfil 34 4 ay Yok Ayşe 27 Haftada 3 gün 5 ay Yok 55. Fatma 27 Step Kondisyon Step-Aerobik Kondisyon Step-Aerobik Haftada 2 gün 54. Haftda 3 gün 2 ay Yok 56. Reyhan 25 3 ay Yok Neşe 21 Haftada 3 gün 3 yıl Yok 58. Rüya 38 Kondisyon Step Kondisyon Step Step Haftada 3 gün 57. Şentepe Hanımlar Lokali Şentepe Hanımlar Lokali Şentepe Hanımlar Lokali Şentepe Hanımlar Lokali Şentepe Hanımlar Lokali Şentepe Hanımlar Lokali Haftada 3 gün 7 ay Atletizm (Lise) 59. Yaprak 51 Kondisyon Haftada 2 gün 1 yıl Yok 60. Lale 40 8 ay Yonca 37 Haftada 2-3 gün 1 ay İlk-Orta-Lise Atletizm Yok 62. Gonca 36 Step Kondisyon Kondisyon Step Step Haftada 3 gün 61. Şentepe Hanımlar Lokali Şentepe Hanımlar Lokali Şentepe Hanımlar Lokali Şentepe Hanımlar Haftada 3 gün 2 yıl Yok 117 63. Sıla 24 Lokali Şentepe Hanımlar Lokali 64. Nevin 31 Şafaktepe Hanımlar Lokali 65. Lacivert 43 66. Sarı 51 67. Siyam 51 68. Selma 53 69. Figen 63 70. Demet 48 71. Nermin 28 72. Ağaç 42 73. Kırmızı - 74. Mor 53 75. Ay 48 76. Gülseren 64 Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Şafaktepe Hanımlar Lokali Altındağ Hanımlar Lokali Altındağ Hanımlar Lokali Step-Aerobik Kondisyon Haftada 3 gün 2 ay Yok Step Kondisyon Yüzme Step-Aerobik Haftada 3 gün 1 ay Yok İki gün 1 yıl Yok Step-Aerobik Haftada 2 gün 1 yıl Yok Kondisyon Haftada 3 gün 5 yıl Yok Step-Aerobik Haftada 2 gün 2 ay Yok Kondisyon Haftada 2 gün 1 yıl Yok Step-Aerobik Haftada 2 gün 1 ay Yok Step-Aerobik Haftada 3 gün 3 ay Yok Kondisyon Haftada 3 gün 4 yıl Yok Step-Aerobik Haftada 2 gün 5 ay Yok Yüzme Haftada 2 gün 1 yıl Yok Step-Aerobik Yürüyüş Step-Aerobik Haftada 2 gün 5 yıl Yok Haftada 2 gün 5 yıl Yok 118 77. Duygu 25 78. Krizantem 54 79. Çiğdem 50 80. Beyhan 37 81. Petunya 26 82. Begonya 30 83. Çam 38 84. Nergis 38 Altındağ Hanımlar Lokali Altındağ Hanımlar Lokali Altındağ Hanımlar Lokali Altındağ Hanımlar Lokali Altındağ Hanımlar Lokali Altındağ Hanımlar Lokali Altındağ Hanımlar Lokali Etlik Hanımlar Lokali Step-Aerobik Haftada 2 gün 3 ay Yok Aerobik Haftada iki gün 5 yıl Yok Kondisyon Haftada 2 gün 1 yıl Yok Step-Aerobik Haftada 4 gün 4 yıl Yok Step-Aerobik Haftada 2 gün 2 ay Yok Step-Aerobik Haftada 2-3 gün 1 yıl Yok Step-Aerobik Haftada 3 gün 2 ay Yok Haftada 3 gün 4 ay Yok Haftada 2 gün 5-6 yıl Yok Etlik Hanımlar Lokali Step-Aerobik Kondisyon Step-Aerobik Kayak Tenis Aerobik 85. Yıldız 52 Etlik Hanımlar Lokali 86. Beyaz 41 Haftada iki gün 7 yıl Yok 87. Neriman 40 Etlik Hanımlar Lokali Step-Aerobik Haftada 2 gün 1 yıl Yok 88. Buğday - Etlik Hanımlar Lokali Kondisyon Haftada 3 gün 1 ay Yok 89. Etlik Hanımlar Lokali Kondisyon Haftada 2 gün 1 ay Yok 90. Kahvereng 49 i Siyah 45 Etlik Hanımlar Lokali Step-Aerobik Haftada 2 gün 1 ay Yok 91. Turuncu Etlik Hanımlar Lokali Step-Aerobik Haftada 2 gün 1 yıl Yok 53 119 92. Yeşil 44 Etlik Hanımlar Lokali Haftada 2 gün 4 yıl Yok Etlik Hanımlar Lokali Step-Aerobik Kondisyon Step-Aerobik 93. Oya 32 Haftada 3 gün 3 hafta Yok 94. Mavi 38 Etlik Hanımlar Lokali Kondisyon Haftada 2 gün 1 ay Yok 120 EK 14 Odak grup görüşmesinden veri kesitler (Örnek 1) Odak Grup Tarihi: 15 Mart 2007 Odak Grup Zamanı: 12:00 – 12:55 Odak Grup Yapılan Kişiler: Başkent Üniversitesi Odak Grup Katılımcı Sayısı: 5 Odak Grup süresi: 55 dakika […] Görüşmeci: Spora katılım sebepleriniz nedir? C. Benim sıkılaşmak gibi bir kaygım yok. Koruma anlamında tabii devam edeceğim. Ama sarkıklarımla ilgileneyim gibi su anda öyle bir düşüncem yok. Fakat kilodan nefret ediyorum. B. Ben C`ye katılıyorum. Ben küçüklüğümde biraz topluydum. Ve nefret ediyorum kilodan gerçekten. Tabii ki diş görünüşe de verdiğim önem var benim içinde. Bu benim kafamda hep bir soru işaretidir. Hep lise yıllarına kadar kilom olduğundan dolayı simdi de biraz kurtulunca mesela su yanlarımda biraz yağlanma başlayınca eyvah diyorum. Yani kaslaşma isteğim yok. Kaslı görünmek istemiyorum ama düz görünmek istiyorum. Hatta otururken şuradaki katmanımın bana batmaması lazım. O zaman ben kendimi kotu hissediyorum ve daha çok yüklenmem lazım spora diye düşünüyorum. Ama şuradaki katmanım bana batmıyorsa, dış görünüşten daha çok, otururken, yasarken kendimi hissetme acısından. O zaman kendimi rahat hissediyorum ve normale devam ediyorum. Ama ben de dış görünüşe psikolojik olduğunu düşünmüyorum ama ..tabii ki kafamda da psikojik olarak vardır varsa da vardır. Yani öyle bir saplantım yok değil hani var tabii de önem verdiğim. A. Benim diş görünüş ile ilgili bir saplantım yok. Ben de göbek çıkma saplantısı var. Mesela fit olma olayında ben kendi adıma onu algılıyorum. Diyelim bir kıyafet giydiğinizde göbek önden çıkıyorsa yan durduğunuzda o beni rahatsız ediyor mesela. Mesela fit olmak benim için dik durmak, düzgün nefes almak bunlar. Yani böyle manken gibi bir vücudum olmasından çok, hani manken gibi derken de sıfır beden anlamında değil de E. Ben tam olarak sıfır beden (Gülüşmeler) D. Yani benim için de böyle çok keskin değil ama bu spor yapma isteğinin içinde böyle bir arzu var. Yani bütün bu söylenenlere katılıyorum ama beni ek olarak beni ee yönlendiren bir şey de benim annem demans hastası, başlangıç aşamasında, tedavi görüyor. Ve aşırı kilolu. Ve bu hastalığı tetikleyen unsurlardan biri olduğunu doktoru söylüyor iste bu bir şekilde kanda biriken yağ veya kolsterolun yüksek olması buna sebep olan bir madde var. Ve hani gözümün önünde kademe kademe hasta olan bir insan var ve bunun hani kilonun ve yağ oranının aşırı yüksek olması belki birebir tek nedeni değil ama tetikleyen unsurlardan biri. Yani beni etkileyen önemli sebeplerden biri de bu. Bütün bu sizlerin dediklerinize ek olarak. Tabii ki sağlıklı görünmek, güzel görünmek iste neyse yaşımın ilerlemesine rağmen iste kırk yaşımın üstünde olmama rağmen iste oram buram sarkmasın filan..tabii ki bunlar beni etkiliyor. Öyle olmasını istiyorum. Ama böyle bir kişisel öyküm de var yani. […] 121 Görüşmeci: Çalıştığınız kurum içinde spor yapmanın bir avantajı var mi bu durumda? A. Kesinlikle. Kesinlikle burası benim için bir avantaj. Ben 2001 den bu yana yapıyorum. Yani beş yıldır yapıyorum. B. Ya ben eskiden de yapıyordum. Ama yapma sıklığım değişebiliyor. Tabii öğlenleri burada yapmış olman haftada spor yaptığın sıklığı arttırıyor. burada bir spor salonunun olmuş olması en azından mesai saatleri içindeki yemek vaktinizi buna kaydırarak atlama olasılığınızı azaltıyor. Bazen atlayabiliyorsunuz islerin yoğunluğundan dolayı. A. Evet özellikle derslerin yoğun olduğu dönemlerde.. C. Burası daha kolay tabii. Aslında ben başka bir spor salonuna da üyeyim bir senedir. Ama toplam gittiğim 10 filandır. b hanımın dediği gibi spor yapma sıklığınız artıyor kurum içinde de olunca. D. Benim hayatımda da hani siklik düzeyi değişse de her zaman spor oldu. Dolayısıyla burada da düzenli katılıyorum. Kurum içinde olması avantaj tabii ki E. Benim hayatımda spor hep oldu 10 yasımdan beri. Burada böyle bir kompleksin olması zamanlama acısından çok iyi oluyor. Sizin de dediğiniz gibi öğle saatlerinizi oraya faks ettiğinizde geriye kalan zaman eve gittiğinizde ...Gerçi benim es ve çocuk gibi problemlerim yok ama yani öyle sorumluluklarım yok ama yine de insan kendine başka şeyler için vakit ayırıyor. B. Tabii evli hanımların ev, eş ve çocuk sorumlulukları da oluyor. Bu sorumluluklarınıza zaman ayırabilmek için gün içinde yapmak daha avantajlı bizim için. C. Akşam eşin gelir, çocuğun gelir ve zamanını onlara ayırman gerekir. […] Görüşmeci: Peki sizce kadınlar yeterince spor yapabiliyorlar mı? E. Bence hayır. Üşeniyorlar. Tek gerekçe o. Yani eee ben sporun çok küçük yaslardan beri yapılması gerekli. Hanımların zayıflama fit görünme isteklerinden başka motive edici hani sağlıklı yaşamalıyız ve fit olmak çok güzel bir şey ama iste zamanla beslenmeyle ilgili sporla ilgili bilgiler daha da gelişiyor. Sadece vücudumuzun görünen değil iç organlarında bulunan bölgelerdeki yağlanma da çok tehlikeli. Sadece zayıf olmak değil yani. Ama bunu da bir çok sporla asabilir insanlar. Ama hayır hani kilosu normale yakın ise aa benim spora ihtiyacım yok. Spor bir gereklilik yani ihtiyaç. Kriterleri farklı olsa da bir gereklilik. Üşeniyorlar. Yumurta kapıya dayandığı zaman ancak doktorla ilgili bir risk gördükleri zaman. Ama o zaman olunca da bir yere kadar oluyor. Ben kişilere ilkokuldan başlayıp mutlaka bir spor disiplini verilmesi taraftarıyım. Bir çocuk iste genelde anneler bilmiyorum öyle mi düşünüyorsunuz (diğer kadınlara soruyor) çocuğum spora gidiyor, terliyor hasta oluyor. Bir hasta olur iki hasta olur üçüncüsünde vücut direnç kazanır zaten. Eğitim sistemlerimizde de spora yeterince destek verilmiyor. Büyüdüğünde de insan ancak. Rakam vermek ne kadar doğru ama çok küçük bir oran. B. Ben hemen bir şey tamamlayacağım. Eee okullar mesela benim belli bir yasa kadar spor yapmamamın en büyük nedeni okuldaki beden eğitimi hocalarımdır. Yani hani okulda disipline edilmeliler diyoruz ya onlar biraz tuhaf disipline ediyorlar. Onlar gerçekten sağa çark yaparken bile yumrukla sağa sola çark ettiriyorlar. E. E tabii onlar hala askeri bir mantıkla B. Hala ben çevremdeki çocuklarla ya da gençlerle konuştuğum zaman hala ayni sistemin beden eğitimi öğretmenlerinde böyle bir disiplinize sisteminin var olduğunu görüyorum. O yüzden benim hayatıma spor daha sonra arkadaşlarımın sayesinde girdi gerçekten. Çok yakınımdaki ablayla beraber biz tatillerde bile çok ciddi spor yaptık. Yürüyüşler mahiyetinde daha çok 122 oluyordu bu. İste çok yakın bir arkadaşım Hacettepe’de çok güzel tenis oynuyordu. Onun sayesinde tenise yatkın oldum. Yani bir spor dalıyla ilgilenmem hep çevremdeki arkadaşlarımla `a spor çok güzel bir şeymiş` seklinde başladı. İste sonra belki de biraz daha sağlık alanında çalışmış olmamdan dolayı ee dediğiniz gibi onun sadece diş görünüş için değil sağlığım için olmuş olması beni daha fazla motive etti. O yüzden de çevremde iste oda arkadaşımın spor yapması iste spor bilimleri bolumu ile komşu olmamız daha da keyifli. Yani çevremde o tur insanların olması benim daha motive olmamı ve mutlu olarak yapmamı sağlıyor. Ama okullarda o eğitimin daha güzel verilmesi.. D. önemli olan motive edilmesi galiba? B. Evet onu vurgulamaya çalıştım. Motive edilmeli, soğutulmamalı çocuklar. Benim ailemde babam biraz daha yürüyüşlere meraklıdır ama açıkçası çok ciddi anlamda yapan yok. Sadece sağlık acısından ciddi yaslarda aman yapmalıyım diye yapılan davranışlar. C. Benim esim yapıyor çok düzenli olarak. Bir de kız kardeşim yapıyor yaklaşık 2 senedir. Onu da ben çok böyle zorlayarak.. simdi o düzenli olarak yapıyor iki senedir. Benim hayatıma spor biraz sağlık sorunuyla girdi aslında. Benim de belimde problem var ve bunun tek tedavisinin spor olduğunu söylediler yaklaşık dört sene evvel filan. Öyle başladım. Yani sağlık için. D. Yani yakın aile çevresinde bizde de bir duyarlılık var. Herkes iste aşağı yukarı 40 50 yaslarına yavaş yavaş geliyor ya da geçiyor. İste büyükleri görüyoruz, onlarda çıkan sağlık sorunlarını ve nedenlerini. Yani bu konudaki bilgilenme arttıkça esasında onun gerekliliğine sporun gerekliliğine olan inanç da artıyor. Ya benim mesela kardeşlerim, esim ben kendim çocuğumu muhakkak düzenli olarak yapmasını sağlıyorum. Zevk alıyor. Belki okullarda o anlamda sıkıntılar var ama esasında bizim çocukluğumuza kıyasla dışarıda alternatifler çok çeşitli. B. Ama ailenin yönlendirmesi var orada D. Evet. İste o anlamda biz belki daha duyarlı olmaya başladığımız için çocukları bu alanda mutlaka bir alana yönlendirmeye çalışıyoruz. Yani ben belki eskiden çevremde birilerinin yapıyor olması beni motive edebilirdi ama simdi o noktadayım ki simdi çok da kimsenin motivasyonuna ihtiyacım yok. Ben yaptıkça mutluluk duyuyorum dolayısıyla motive olmak için başkalarının yakın çevremde yapıyor olması beni çok fazla etkilemiyor. Ama genel anlamda baktığımda benim yasımda olan akrabalarım arkadaşlarım ya da aile içindekiler bu anlamda genel bir uyanış bir duyarlılık var ve bir özen gösteriyor herkes. Aslında bu o bilgilerle oluyor. Yani sunu fark ediyorum bunun hakikaten başka bir yolu yok. Hani iste kısa yoldan var olan reçetelerin hepsi eninde sonunda iflas etmeye mahkum. Onu algıladığınızda fark ettiğinizde doğru yolu görüyorsunuz. Ama o azim her zaman herkeste olmuyor. Bende niye oldu? O noktada belki de gerçekten zevk de alıyorum yani. Yani çok rahatlıyorum, kendimi mutlu hissediyorum. Belki bu tur bir haz olayı olmasa o azmi de gösteremeyebilirsiniz ne kadar bilseniz de yararlarını. Belki o haz duygusu hani daha kuvvetlendiriyor daha kolaylaştırıyor. 123 EK 15 Odak grup görüşmesinden veri kesitleri (Örnek 2) Odak Grup Tarihi: 7 Şubat 2007 Odak Grup Zamanı: 13:10 – 13:52 Odak Grup Yapılan Kişiler: Unifitness Spor Merkezi (Balgat) Odak Grup Katılımcı Sayısı: 6 Odak Grup süresi: 41 dakika Görüşmeci: Spora katılım sebepleriniz nelerdir? Y: Tabii ki de sağlık açısından hikaye. Görünüş daha önemli. Çünkü bizim sağlığımızı tehdit edecek bir sorun yok ki daha. Sağlığı ileride düşünür herkes. Hiç kimse öyle yaklaşmıyor emin olun. E: Ben de yani tabii şu anda çok da samimi olarak söylemek gerekiyorsa çok da sağlığımı düşünerek yapmıyorum ben. Ama ben çok iyi biliyorum ki benim eşim tamamen sağlığım açısından bakıyor. Bu fizik ileride benim sağlığım açısından da çok iyi olacak diye. K: Ama siz şu anda doğum filan yapmadınız. E: Belki de. Yani yok senin kilon şöyle böyle diye bir eleştirisini almıyorum hiç bir zaman. Hatta bunun için gidiyorsan gitmene bile gerek yok diyor. Ama diyor sağlık için çok önemli. Yani onun için birinci sağlık ama benim için estetik. T: Çoğunlukla çevreden hep şey yani diyorlar ki hani zayıflamak için spor yapılıyor. Senin ihtiyacın yok sen zaten zayıfsın diyor. Ama ben sağlığım için gidiyorum diyorum. Aslında eşler manken gibi istiyorlar. Biraz göbek çıktı mı a hemen göbeğin çıktı diyorlar. Eleştiriyorlar hemen. Yok diyorum sen kendine bak önce. Yok diyor erkeğin çirkini olmaz diyor. (Gülüşmeler) […] K: Benim eşim de spor yapıyor. Malatyasporda futbol oynuyordu eskiden. Üçgen vücutlu zaten. Şimdi onun da fiziği düzgün olunca eşinden de öyle şeyler bekliyor ama işte kullandığım ilaçlar, doğumlar hepsi bir etken yani. E: Doğru. K: Ama yani inanıyorum ki spor yaparsam hemen eriyeceğim. Çünkü iki haftada filan hemen 2.5 kilo vermişim. T: Evet düzenli spor yapınca veriliyor değil mi? S: Ama diyet de yapmak gerekiyor. T: Sen diyet de yapıyor musun? K: Çok fazla yapmıyorum açıkcası. 124 T: O zaman iyi vermişsiniz. K: Ben şimdi balık etli olduğum için. Kendimi de tanıyorum, çok çabuk kilo veriyorum çok çabuk. Ama çok çabuk da alıyorum. Dikkat etmem gerekiyor. E: Evet çok dikkat etmek gerekiyor. En azından uzun bir süre sporu bırakmamak gerekiyor. C: Yasemin hocam dedi ki spor yapın ama yemenize de dikkat edin. En azından mesela sulu gıdalar, bitki çayları filan içebilirsiniz. Gerçekten yani onlar çok etkili oldu. Çünkü altıya kadar bayağı bir yiyorum yani. Diyet yapmıyorum kesinlikle diyet yapmıyorum. 125 EK 16 Derinlemesine bireysel görüşme veri kesiti (Örnek) Görüşme Tarihi: 18. 06. 2007 Görüşme Yapılan Kişi: Ahsen Görüşme Yapılan Yer: Dynamic Spor Merkezi Görüşmecinin Adı Soyadı: İlknur Hacısoftaoğlu Görüşme Süresi: 28.57 […] Görüşmeci: Hafta içi bir gününüz nasıl geçer, neler yaparsınız? Ahsen: Ben çalışıyorum. şimdi tatildeyim, gündüz geldim de çalışıyorum. Öğretmenim. İşten çıktıktan sonra geliyorum. önce dinlendikten sonra yedi buçuktaki aerobik hareketlere geliyorum sonra arkasından duşumu alıyorum. Öğretmenlik yaptıktan sonra çarşı Pazar alış verişimi yapıyorum. Görüşmeci: Akşamları genelde ne yapıyorsunuz? Ahsen: Akşamları işte spora geliyorum. boş günüm hariç her gün. Geldiğimde zaten 10 oluyor, yatıyoruz, televizyona bakıyoruz, eşyalarımı toparlayıp, bizim hayatımız öyle artık,10 buçuk yatış, sekiz buçuk kalkış zorlanmayalım diye. Bizim hayatımız artık öyle. Daha erken saat altıda kalkılıyor. Şimdi tam .. yaşında oğlum. Yatmak istiyor da hayır dedim, köpek de almış. Gezdiriyor, yatacak ondan sonra, bir şeyler okuyacak çalışacaktı. Yap ondan sonra lise ikiye gidecek. Görüşmeci: Peki hafta sonu ne yapıyorsunuz? Ahsen: Eşim yoğun çalışıyor Pazarlar hariç her gün. Buraya gelmeye çalışıyorum. Oğlum da üniversite sınavlarına çalıştığı için hiçbir ev gezmemiz olmadı. Sosyal hayatımız pek olmadı. Ders çalışırken oğlumun başında duruyorum öyle oldu, öyle alıştırdık. OKS’ye hazırlanırken, mutfakta gözümün önünde olsun diye, her işi onun yanında yapardım. Çalışırken ben bir şeylerle oyalanmazsam, çalışmıyordu. Bu sene dershane öğretmeni kendin çalış demiş, odasında çalıştı öyle. […] Görüşmeci: Peki neden spor yapıyorsunuz? Ahsen: İlk önce arkadaşla başladık, bizim … daki arkadaşlar yazdırıyorlarmış, grup indirimi yapalım dedi öyle başladık, sonra hepsi döküldü, beraber buraya yazıldığım arkadaş iki defa geldi gelemedi, gruptaki arkadaşlarım da ara ara geliyorlar ama benim hayatıma bayağı girdi. Bayağı rahatlıyorum, çok iyi geliyor bana, mesela bir hafta sonu iki gün gelmek istemedim. Bulmaca çözdüm, evde iş de yapmadım, çok nadir oluyor böyle, sevmedim, pide de yaptırıldı, boğaza düşkün bir eş olunca o koşturma telaşı içerisinde ve ……. bulmaca aldım yaptım, akşam kabus oldu. Psikolojik belki, kabus oldu. O kadar gelmişim ki, her gün suya girip yıkanmaktan …dermatolojik bir rahatsızlık var herhalde. Şimdi duş aldım. Yıkandım ama sabunlanmadım. Her gün her aman gelmek istiyorum. Görüşmeci: Haftada kaç gün geliyorsunuz? Ahsen: Beş gün geliyorum. ama şu günlerde gelmedim. İşte hafta sonu gelmedim. Şeyden dolayı. Her zaman her vakit gelmek istiyorum. Okul vakti, tatil her zaman. O öyle şey oluyor. 126 7 yaşından beri her zaman kalkıyorsunuz, sabah okula gidiyorsunuz. öğrenci gibi sabah kalk. evde kalkınca, her gün kapı silme cam silme o da olmuyor. Buraya bir görev gelip yaparak, şimdi her şeyi yapabilirim, iş de yapabilirim. Gezebilirim de her şeyi yapabilirim. Çok iyi hissediyorum. Bizim kültürümüzde yokmuş da demek ki daha önceden, neden yapmamışım diye düşünüyorum. Görüşmeci: Nasıl hissediyorsunuz buraya geldiğinizde? Ahsen: Çok iyi hissediyorum. Zaten bir şey söyleyeyim mi, çocuk büyüdü, biraz kilo aldım, eşim özel şirkete çalıştığından tembelliğe girmiştik, ben kilo almışım, kabul ediyosunuz kiloyu sonra bir gün otobüse, arabasız adım atmadım, çocuk büyürken araba bende kaldı, sonra bir gün otobüse binerken tutunmadan çıkamadım, ama bu 40 yaşındayken daha genç yaşımda ilk önce bir yaşlandım dedim, işte o zaman 20 kilo verdim, sigarayı bıraktım ardından. Ama kolay kilo verdim hayaımda ilk defa rejim yapıyordum. İşte kilo verdim. Yürüyüş yaptım o zaman başladım, yürüyüşten sonra kendimi çok rahat hafif hissedince, arkadaş da gidelim grup kuralım dendi, dedim ki bir iki kişi kaldık ben devam ediyorum. Sporsuz bir hayat düşünemiyorum tatile bile gitmek istemiyorum. Şeyde 19 Mayıs’ta şey yaptım rapor aldım, devre mülkümüz var Ilgaz’da oraya gittik, onun da yüzme havuzu var, şeyleri var, yürüyüş yaptım, hem açık havada. Görüşmeci: Spor yapmak hayatınızda ne gibi değişikliklere yol açtı? Ahsen: Biraz daha sıkılaşma biraz daha kilo vermem hızlanır olurdu da hadi gidelim dediler geldim, aerobikte bir saat müzikle oynuyorum ben. Mutlu oluyorum hakikaten mutlu oluyorum. Bir de spor yaparken hormon salgılanıyor, onun getirdiği çok büyük rahatlama çok büyük şey, iyi geldi çok iyi geldi. Sanıyorum şey açısından da ihtiyaç duydum, çocuk yüzünden sosyal hayat yoktu. Güzel dolu bir hayattan sonra hep her şeyi saatinde yapayım diye çocuğa göre ayarladık, kimseyle görüşmedik. Sonra aile görüşmelerimiz olduysa da az. Oğlum sınava hazırlanacak, şimdi kendim için bir şey yapıyorum, spor sadece iki saat geliyorsam, üç saat hiç kimse benden ne çay istiyor, ne onu soruyor, ne bunu soruyor, evin beyni oluyorsunuz ister istemez, kim yaparsa iş ona kalıyor ya buraya geliyorum, kendim için, uzandım 15 dakika yetiyor. […] Görüşmeci: Peki sizce Türkiye’de yeterince spor yapıyor mu kadınlar ? Ahsen: Katılmıyorlar da. Fakat son zamanlarda çok farklı bir uyanış var, okulun olduğu yer gecekondudur. Spor şeyleri yapılmış, hani Melih Gökçek parklarda. Eşarplı kadınlar bile yürüyor, şey yapıyor, ama doktor söylemiş, doktor dedikten sonra başlıyor. Buradaki hanımların da çoğu öyle zaten. Mesela yürüyüşe geldi niye? Yağ yakıyor, çünkü yağ yaktığı için damarlar açılıyor, kireçlenme için. Hanımlar dambıl almışlar bir iki yaptım, hiçbir işe yaramadı, bir iki değil, sen onu hayatına sokacaksın. Sürekli yapacaksın,ü tak çözüm istiyorlar. Buradaki hanımların çoğu yaşlı. Emekli olunca çalışma hayatının getirdiği boşluk, öyle gelen çok var gündüz gelen grupta. Akşamkiler biraz daha bilinçli ama spor yapıyorlar, düzenli gelmiyorlar. Görüşmeci: Peki neler yapılmalı spora katılımı arttırmak için? Ahsen: En etkili doktor oluyor demek ki, çoğu oradan başlıyor. şu durumda o. Anneler çocuklarına söylemeli. Ben mesela okula söylerim, artık söylemiyorum, şey deniyor bana, öğretmen kesiminde hepsi genç olmasına rağmen diyorlar ki ben spor yapıyorum ama niye zayıflamıyorsun, zayıflamak değil ki sporun amacı. Spor sadece zayıflamak için değil hayatın bir parçası. Artık bunu demiyorum. Çok yiyorum diyorum. Halbuki rahatlatıyor. 127