Proje sonuç raporu - Sporda Toplumsal Araştırmalar Grubu

Transkript

Proje sonuç raporu - Sporda Toplumsal Araştırmalar Grubu
Türkiye’de Kadınların Fiziksel Aktiviteye Katılımlarının
Toplumsal Sınıf ve Toplumsal Cinsiyet Ekseninde Analizi:
Fiziksel Aktiviteye Katılım Kadının Toplumsal Konumunu
Güçlendirici Bir Etkiye Sahip Olabilir mi?
Proje No: 106K345
MAYIS 2008
ANKARA
ÖNSÖZ
Fiziksel aktivite alanı, toplumsal yapı içinde kendine özgü söylemleri ve pratikleri olan,
toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyetten bağımsız düşünülemeyecek toplumsal bir pratiktir.
Araştırmada, kadınların fiziksel aktiviteye katılımları ve fiziksel aktivite alanı ile kurdukları
ilişki, toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıfı birbirinden ayrı kategoriler olarak görmeyen,
iktidar analizini içeren bir ilişkisel yaklaşım çerçevesinde ele alınmıştır. Bu bağlamda,
araştırma projesinde temel olarak kadınların fiziksel aktiviteye katılım düzeyleri, fiziksel
aktivite alanından bekledikleri fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararlar (katılımlarını
belirleyen faktörler), bu yararlara ulaşım derecesi ve hayatlarında ortaya çıkan değişimler
toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıf ekseninde analiz edilmiştir. Ayrıca, bir serbest zaman
etkinliği olarak fiziksel aktivite alanının direnme ve değişim için bir alan olup olamayacağı
kadının güçlenmesi bağlamında sorgulanmıştır.
Spor bilimleri alanında yürütülen bu proje, kadın çalışmalarının merkezinde yer alan, kadının
toplumsal yapının her alanında eşit fırsatlardan yararlanmasına ve toplumsal konumunun
güçlenmesine yönelik politik bir proje olarak düşünülmektedir. Kadınların toplumsal
yaşamdaki konumunun iyileştirilmesine yönelik çabaların ayrılmaz bir parçası olan spor ve
fiziksel aktivite alanı, bir çok Avrupa Birliği ülkesinin gündeminde yer almakta ve bu
gündeme yönelik projeler yürütülmektedir. Ülkemizde ise bu tür projeler çok sık ele
alınmamaktadır. Bu tür projelerin geliştirilememesinin önemli nedenlerinden birisi, kadınların
spora ve fiziksel aktiviteye katılımlarının görünür olmaması olabilir. Bu nedenle, son yıllarda
ülkemizde de gerekliliği gündemde olan kadınların spor ve fiziksel aktiviteye katılımını
arttırmaya yönelik projelerin yapılabilmesi için, öncelikle kadınların spor ve fiziksel aktivite
alanındaki konumunu, spora ve fiziksel aktiviteye katılım biçimlerini ve düzeylerini
belirleyen temel araştırmalara ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, bu araştırma aracılığı ile
kadınların spor ve fiziksel aktivite alanındaki görünürlüğünü kazandırmak hedeflenmekle
birlikte, araştırma sonucunda elde edilen bulguların kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını
arttırmaya yönelik eylem odaklı projelere de temel oluşturacağı düşünülmektedir.
Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkeğin kamusal ve özel alanın her alanında eşit
fırsatlara, haklar ve sorumluluklara sahip olması, kadın ve erkeğin eşit oranda görünür, güçlü
ve eşit katılımda olmasının sağlanmasıdır. Toplumsal cinsiyetin spor kurumu ile ilgili ana
i
plan ve politikalara yerleştirilmesinin ve toplumsal cinsiyet eşitliği düzenlemelerinin
yapılabilmesi için spor ve fiziksel aktivite alanında kadın ve erkeğin deneyimlerinin görünür
kılınmasını sağlayan toplumsal cinsiyet çalışmaları önemlidir. Belki spor kurumunun
şeffaflığından belki de beden/zihin ayrımının keskinliğinden olsa gerek sosyal bilimler
alanında spor ve fiziksel aktivite alanının yeterince incelenmemiş olması bu görünmezliği
katmerlendirmektedir. Bu noktadan hareketle,
bu çalışmanın en temel amacı kadınların
fiziksel aktivite alanındaki deneyimlerine görünürlük kazandırmaktır.
Bu araştırma projesi Türkiye Bilimsel ve Akademik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK)
tarafından desteklenmiştir.
ii
İçindekiler
Sayfa no
Tablolar Listesi
V
Şekiller Listesi
Vi
Özet
Vii
Abstract
Viii
BÖLÜM I. GİRİŞ
1
BÖLÜM II. GENEL BİLGİLER
3
2.1. Temel kavramlar
3
2.2. Fiziksel aktivite ve katkıları
4
2.3. Spor, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite ve toplumsal
7
cinsiyet
2.4. Bourdieu, spor ve fiziksel aktivite
11
2.5. Serbest zaman kullanımı ve toplumsal cinsiyet
14
2.6. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite ve karşılaşılan zorluklar
15
2.7. Postyapısalcı feminizm ve serbest zaman
16
2.8. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılım kadınların
17
toplumdaki konumlarının güçlenmesinde bir araç olabilir mi?
2.9. Türkiye’de kadınların konumu
19
2.10. Türkiye’de kadınların spor ve serbest zaman etkinliği olarak fiziksel
21
aktiviteye katılımları
BÖLÜM III. GEREÇ VE YÖNTEM
23
3.1. Katılımcılar
23
3.2. Veri toplama teknikleri
26
3.3. Veri analizi
31
3.4. Karşılaşılan yöntemsel güçlükler ve sınırlamalar
34
BÖLÜM IV. BULGULAR
36
4.1. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri
37
4.2. Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı
46
4.3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler
52
4.4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam
58
ettirebilmek için kullandıkları stratejiler
iii
4.5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi
62
BÖLÜM V. TARTIŞMA
70
5.1. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri
70
5.2. Fiziksel aktiviteye katılımın katkıları
71
5.3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler
73
5.4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmekve katılımlarını devam
75
ettirebilmek için kullandıkları stratejiler
5.5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi
78
BÖLÜM VI. SONUÇ VE ÖNERİLER
82
6.1. Sonuç
82
6.2. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını arttırmaya yönelik öneriler
85
REFERANSLAR
86
EK 1. Katılımcıların sosyodemografik bilgileri
97
EK 2. Hanımlar lokali izin yazısı
98
EK 3. Bireysel görüşme listesi
99
EK 4. Hanımlar lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait
101
sosyodemografik bilgiler
EK 5. Özel spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait
102
sosyodemografik bilgiler
EK 6. Üniversite spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait
103
sosyodemografik bilgiler
EK 7. Kişisel bilgi formu
104
EK 8. Bilgilendirme ve onay formu
106
EK 9. Odak grup görüşme listesi
107
EK 10. Odak grup görüşme formu
108
EK 11. Bireysel görüşme formu
110
EK 12. Görüşmeci raporu
111
EK 13. Katılımcıların fiziksel aktivite ve spora katılımı
112
EK 14. Odak grup görüşmesinden veri kesitler (Örnek 1)
121
EK 15. Odak grup görüşmesinden veri kesitler (Örnek 2)
124
EK 16. Derinlemesine bireysel görüşmelerden veri kesiti
126
iv
Tablolar Listesi
Sayfa no
46
Tablo 1. Kadınların Fiziksel aktiviteye katılım nedenleri
Tablo 2. Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı
52
Tablo 3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler
58
Tablo 4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam
62
ettirebilmek için kullandıkları stratejiler
Tablo 5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi
v
69
Şekiller Listesi
Sayfa no
Şekil 1. Örnek veri analizi; açık kodlama ve tematik kodlama
33
Şekil 2. Spor ve fiziksel aktivite bağlamında toplumsal sınıf ve habitus ilişkisi
63
vi
TÜRKİYE’DE
KADINLARIN
FİZİKSEL
AKTİVİTEYE
KATILIMLARININ
TOPLUMSAL SINIF VE TOPLUMSAL CİNSİYET EKSENİNDE ANALİZİ: FİZİKSEL
AKTİVİTEYE KATILIM KADININ TOPLUMSAL KONUMUNU GÜÇLENDİRİCİ BİR
ETKİYE SAHİP OLABİLİR Mİ?
Özet:
Araştırmanın birinci amacı, kadınların fiziksel aktiviteye katılım düzeylerini, bu alandan
bekledikleri fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararları, bu yararlara ulaşım derecesini ve
hayatlarında ortaya çıkan değişimleri toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıf ekseninde analiz
etmektir. Araştırmanın ikinci amacı, fiziksel aktivite alanının direnme ve değişim için bir
alan olup olamayacağını kadının güçlenmesi bağlamında incelemektir. Bu amaç kapsamında,
Ankara ilinde yer alan spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan 94 kadın ile
derinlemesine bireysel görüşme yapılmıştır. Görüşmelerde elde edilen veriler içerik analizi
yöntemi ile analiz edilmiştir. İçerik analizi sonucunda elde edilen veriler kadınların bir serbest
zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanını ev içi alanın dışında var olabilecekleri
kendilerine ait bir alan olarak gördüklerini göstermektedir. Fiziksel aktivite alanında katılımcı
olarak var olan kadınlar, katılımları sonucunda çeşitli psikolojik, sosyal ve fizyolojik katkılar
elde etmişlerdir. Ayrıca, kadınlar serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılabilmek katılımlarını devam ettirebilmek için karşılaştıkları zorluklara yönelik çeşitli
stratejiler kullanmaktadırlar. Kadınların karşılaştıkları zorluklar ve bu zorluklara karşı
kullandıkları stratejiler ise toplumsal sınıfa göre farklılık göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Fiziksel Aktivite, Toplumsal Cinsiyet, Toplumsal Sınıf
vii
ANALYSIS OF WOMEN’S PARTICIPATION IN PHYSICAL ACTIVITY REGARDING
THE INTERCONNECTION BETWEEN GENDER AND SOCIAL CLASS: CAN
PHYSICAL
ACTIVITY
PARTICIPATION
HAVE
AN
EFFECT
ON
THE
EMPOWERMENT OF WOMEN IN SOCIETY?
Abstract
The primary purpose of this project is to analyse women’s physical activity participation
level, their physical, social and economic expectation from participation and possible changes
in their social life after participation. The second purpose is to discuss the importance of the
field of physical activity as a field of resistance and social change regarding women
empowerment. 94 individual interviews were conducted with women who were participating
in physical activity in several sport centers in Ankara. Data were analysed by content
analysis. The findings of the content analysis indicated that women perceived the field of
leisure time physical activity as a private space. Women had psychological, social and
physiological contribution from their leisure time physical activity participation. In addition,
women used several negotiation strategies to participate in leisure time physical activity and
continue their participation. Constraints to leisure time physical activity participation and
negotiation strategies of women were differed according to social class.
Keywords: Physical Activity, Gender, Social Class,
viii
BÖLÜM I
GİRİŞ
Son yıllarda, özellikle ülkemizde, kadınların serbest zaman etkinligi olarak fiziksel aktiviteye
katılımlarında bir artış gözlenmekle birlikte kadınların fiziksel aktivite düzeyleri erkeklerden
çok daha düşük olmakta ve kadınlar fiziksel aktivitenin yararlarından yeterince
faydalanamamaktadırlar. Bunun en önemli nedenlerinden birisi, kadınların toplumsal
hayatlarını belirleyen toplumsal cinsiyet ilişkileri çerçevesinde fiziksel aktivitenin kadınların
yaşamlarının bir parçası olmamasıdır. Kadınların fiziksel aktivite deneyimlerini görünür
kılacak bilimsel araştırmalar, fiziksel aktiviteyi kadınların yaşamlarının bir parçası haline
getirmenin ve daha fazla kadının fiziksel aktivitenin yararlarından faydalanmasını sağlamanın
yollarından birisidir. Farklı toplumsal sınıflardan kadınların serbest zaman etkinliği olarak
fiziksel aktivite deneyimlerini anlayabilmenın yollarından biri ise, toplumsal sınıf ve
toplumsal cinsiyet ekseninde fiziksel aktivite pratiklerinden beklenen fiziksel, toplumsal ve
ekonomik yararların kadınlar tarafından nasıl algılandığını ve takdir edildiğini ortaya
çıkarmaktır.
Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarını konu edinen
araştırmalar özellikle Batı ülkelerindeki orta sınıf kadınlar üzerine yoğunlaşmakla beraber,
son yıllarda Avrupa ve Amerika merkezli yaklaşımların dışına çıkıldığı da gözlenmektedir
(örn.,
AITCHISON,
2003;
ARAB-MOGHADDAM,
HENDERSON,
VE
SHEIKHOLESLAMI, 2007; DEMİR, 2004/2005; JUNUI, 2000; KAY, 2005; LIVENGOOD
VE STODOLSKA, 2004; TAYLOR VE TOOHEY, 2001/2002; TIRONE VE PEDLAR,
2000). Bu araştırmaların bazılarında (örn, BARTKY, 1998; GREEN, HEBRON VE
WOODWARD, 1990; HENDERSON VE BIALESHKI, 1991; MARKULA, 1995),
kadınların serbest zaman etkinliklerine katılımları yoluyla toplumsal cinsiyet düzeninin
yeniden üretildiği ve bu etkinliklere katılımın kadının geleneksel rollerinin dışına çıkmasına
engel olabildiği ileri sürülmektedir. Diğer taraftan, kadınların fiziksel aktiviteye katılımı
feminist aktivizm ile ilişkilendirilip serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanının
kadınların güçlenmesi için önemli bir alan olup olamayacağı tartışılmaktadır (BIALESHKI,
1990; SHAW, 2001; THEBERGE, 1985, 1987). Bu tartışmaların ana ekseninde fiziksel
aktivitenin kadınlara bedenleri dolayımıyla yaşattığı olumlu deneyimler ile serbest zaman
etkinliklerinin kadınların geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri ile mücadele edebileceği bir
alan olması yer almaktadır. Bu araştırmanın, aşağıda belirtilen amaçları doğrultusunda, Türk
toplumunda yaşayan farklı toplumsal sınıflardan kadınların fiziksel aktivite deneyimlerini
aktarması yoluyla bu tartışmalara bir katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
Araştırmanın birinci amacı, kadınların fiziksel aktiviteye katılım düzeylerini, bu alandan
bekledikleri fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararları, bu yararlara ulaşım derecesini ve
hayatlarında ortaya çıkan değişimleri toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıf ekseninde analiz
etmektir.
Araştırmanın ikinci amacı ise, fiziksel aktivite alanına egemenlik ve tabiilik ilişkileri
(toplumsal cinsiyet, toplumsal sınıf, cinsellik, vb.) içinde bir alan olarak ele alıp aynı zamanda
direnme ve değişim için bir alan olup olamayacağını kadının güçlenmesi bağlamında
incelemektir.
2
BÖLÜM II
GENEL BİLGİLER
Bu bölümde, öncelikle projede ele alınan temel kavramlar tanımlanmış ve daha sonra projenin
oluşturulmasında temel alınan kuramsal bilgiler ve bu bilgiler ışığında yapılan bilimsel
araştırmalara yer verilmiştir.
2.1. Temel kavramlar
Bu araştırma projesi kapsamında, fiziksel aktivite ve toplumsal cinsiyet ile ilişkili olan ve
proje açısından önem taşıyan beş temel kavram tanımlanmaktadır:
Fiziksel Aktivite: Fiziksel aktivite iskelet kaslarının bazal düzeyin üzerinde kasılması sonucu
üretilen ve bazal düzeyin üzerinde enerji harcamayı gerektiren bedensel hareketler olarak
tanımlanır (CASPERSON, 1989).
Egzersiz: Egzersiz ve fiziksel aktivite geçmişte benzer anlamlarda kullanılırken günümüzde
egzersiz, fiziksel aktivitenin bir alt boyutu olarak ele alınmaktadır. Tanımı itibariyle egzersiz,
literatürde, planlı, yapılandırılmış, tekrarlayıcı, fiziksel uygunluğun bir ya da birkaç unsurunu
geliştirmeyi amaçlayan sürekli aktiviteler olarak yer almaktadır (ÖZER, 2001).
Spor: Yenme ve muktedir olma gibi bireylerin tatminini amaç edinen, belirli kurallar
içerisinde yapılan, rekabete dayalı, sosyalleştirici, bütünleştirici, fiziki, zihni ve ruhi
faaliyetlerin bütünüdür (ŞAHİN, 2002). Spor önceden belirlenmiş kurallara göre, kişisel veya
takım halinde yapılan yarışma ve rekabet amaçlı, kişisel eğlence veya mükemmelliğe ulaşmak
için yapılan fiziksel aktiviteler olarak da tanımlanır (MİRZEOĞLU, 2003)
Toplumsal cinsiyet: Kadın ve erkek arasındaki biyolojik farklılıklardan ziyade ruhsal,
toplumsal ve kültürel (GIDDENS, 2000: 97). Bu farklılıklara dayalı olarak kadından ve
erkekten beklenen toplumsal rol ve sorumluluklar ise toplumsal cinsiyet rolü kavramı ile
tanımlanmaktadır.
3
Toplumsal cinsiyet ilişkileri: Kadın ve erkeğin toplumsal konumlarını biçimlendiren, kadın
ve erkek arasında kurulan ilişki ve etkileşim biçimleridir (CONNELL, 1998). Kadın ve erkek
arasındaki bu etkileşim, toplumsal cinsiyet içerikli egemen söylemler tarafından
biçimlenmektedir. Söylemler, bireyin davranışlarını ve eylemlerini bicimlendiren güçlü
görüşler, inançlar ve tutumlar olarak anlaşılmalıdır.
2.2. Fiziksel aktivite ve katkıları
İnsan vücudu doğuştan gelen özelliklerinden ötürü sürekli hareket etme ihtiyacı içerisindedir.
Ancak,
günümüzdeki
teknolojik
gelişmeler
çocukluk
çağından
itibaren
insanları
hareketsizliğe yönelterek insan organizmasının yapısına uygun olmayan bir yaşam tarzına
sebep olmaktadır. Dolayısıyla, bu yaşam tarzı insanları fizyolojik, psikolojik ve toplumsal
açıdan olumsuz etkileyerek onların çeşitli hastalıklara yakalanmalarına zemin oluşturmakta ve
sağlık sorunlarını arttırmaktadır (ZORBA, 1999). Fiziksel aktivitenin, fizyolojik (düşük
dinlenik kan basıncı), anatomik (daha güçlü kemikler), biokimyasal (yüksek HDL-kolesterol
düzeyi), psikolojik (yüksek benlik saygısı) ve fiziksel (yüksek kuvvet, esneklik ve
dayanıklılık) gibi bireyleri olumlu yönde etkileyen birçok yararı bulunmaktadır (ROWLAND,
1990). Özellikle, fiziksel aktivite, hareketsizliğin neden olduğu rahatsızlıkların artması ile
birlikte büyük önem kazanmıştır ki düzenli yapılan fiziksel aktiviteler bireyin fiziksel
özelliğini geliştirerek, hareketsizliğin neden olduğu koroner kalp hastalığı, hipertansiyon ve
obezite gibi rahatsızlıkların gelişmesini ve ilerlemesini engellemektedir (HEYWARD, 1991;
MCGLYNN, 1992; STOKES, MOORE VE SHULTZ, 1992). Düzenli yapılan egzersizin
fiziksel sağlığa ve fiziksel uygunluğa yaptığı olumlu etki birçok araştırmacının ilgisini
çekmiştir. Birçok çalışma, düzenli olarak yapılan egzersizlerin, fiziksel uygunluk öğelerinde
olumlu gelişmelere neden olduğunu göstermiştir (BOBO VE YARBROUGH, 1999;
GAESSER VE RICH, 1984; GARBER, MCKINNEY VE CARLETON, 1992; KİN, KOŞAR
VE TUNCEL, 1996; KİN-İŞLER, KOŞAR VE AŞÇI, 2001; KOŞAR, KİN VE AŞÇI, 1998;
KRAVITZ, CISAR VE SETTERLUND, 1993; WHITEHURST VE MENENDEZ, 1991).
Ayrıca, düzenli yapılan fiziksel aktivitenin, aerobik kapasite, kas kuvveti, vücut dengesi,
koordinasyon ve metabolik fonksiyonu geliştirdiği kanıtlanarak, kemik yoğunluğu, lipid
profili, insülin seviyeleri ve bağışıklık fonksiyonlarında gelişme sağladığı belirtilmiştir
(TASK FORCE ON COMMUNITY PREVENTIVE SERVICES, 2002).
4
Fiziksel aktivitenin giderek popüler olması ile birlikte, fiziksel aktivitenin meydana getirdiği
fizyolojik değişimlerin ve bunun sonucu oluşan fizyolojik yararların yanısıra, fiziksel aktivite
sonucu oluşan psikolojik değişimler ve yararlar da araştırmacılar tarafından ortaya konulmaya
çalışılmaktadır. Değişik disiplinlerden birçok araştırmacı;
beden
eğitimciler, spor
psikologları, psikologlar, rehber ve psikolojik danışmanlar, doktorlar, fiziksel aktiviteye
katılımın psikolojik yararlarını değişik psikolojik kavramlar üzerinde araştırmaktadırlar.
Örneğin; FOLKINS VE SIME (1981), fiziksel uygunluk antrenmanlarının benlik kavramını,
kişilik özelliklerini, davranışı ve kaygı düzeyini etkilediğini belirtmişlerdir. CARUSO VE
GILL (1992)’ de fiziksel etkinliğin fizyolojik olarak aerobik kapasitede, kardiovaskular
fonksiyonlarda, esneklikte, kuvvette ve vücut kompozisyonunda değişimlere yol açtığı gibi
psikolojik olarak da kaygıyı azalttığını, kendine güveni, kendini kabulü etkilediğini ortaya
koymuşlardır. Bunun yanısıra; değişik araştırmacılar tarafından yazılan derlemelerde de
fiziksel aktivitenin benlik kavramı (SONSTROEM, 1984; SONSTROEM VE MORGAN,
1989); kaygı (BERGER, 1993; ROSTAD VE LONG, 1996); depresyon (MCDONALD VE
HODGDON, 1991) üzerindeki etkinliği açıkça ortaya konmuştur.
Benlik (self) ve benlik ile ilgili kavramlar, zihinsel sağlığın ve bireyin psikolojik
fonksiyonlarının göstergesi olmasından; kişinin günlük yaşamındaki mutluluğu, yaşamın
farklı boyutlarındaki başarısı, insanlarla etkili ve iyi bir ilişki kurmasındaki önemli rolünden
dolayı egzersiz ile ilişkisi en çok araştırılan psikolojik kavramlar arasında yer almaktadır
(FOLKINS VE SIME, 1981; HUGHES, 1984). Yazında yer alan çalışmalar incelendiğinde,
fiziksel aktiviteye katılımın benlik algısı üzerinde olumlu etkilerinin yapılan kesitsel ve
deneysel çalışmalarla ortaya konduğu (AŞÇI, GÖKMEN, TİRYAKİ VE AŞÇI; 1997; AŞÇI,
2004a; AŞÇI, 2004b; AŞÇI, 2004c) görülmektedir. Bunun yanı sıra, LEITH (1994), benlik
algısına egzersizin etkisinin araştırıldığı 16 gerçek deneme (experimental), 21 yarı deneme
(quasi experimental) ve 10 deney öncesi (pre-experimental) deneme modelleri ile
gerçekleştirilen çalışmaları içeren bir derleme çalışması yapmış ve bu çalışmaların % 50’sinde
benlik algısında artışın bulunduğunu belirtmiştir. Bu derleme çalışmalarına ek olarak, FOX
(2000a, 2000b) 1971 yılından başlayarak benlik algısı ve egzersizin ele alındığı çalışmaları
taramıştır. FOX (2000a) 1971 yılından itibaren, 37 deneysel çalışmanın yapıldığını bunlardan
9’unun yüksek lisans ve doktora tezi olduğunu, bunun haricinde 42 yarı deneysel çalışmanın
da bulunduğunu belirtmiştir. FOX (2000a), 37 deneysel çalışmayı derlemesi kapsamına dahil
5
etmiş ve çalışmaların farklı örneklem grupları (çocuklar, yetişkinler, alkolikler, obezler,
öğrenme güçlükleri olanlar, vb.) üzerinde yapıldığını genel benlik algısı ile birlikte benlik
algısının alt boyutlarında olumlu değişimlerin olduğunu, egzersizin bireylerin kendilerini daha
olumlu algılamalarına yardımcı olduğunu ifade etmiştir.
Son yıllarda kişinin bedeninden duyduğu memnuniyet ya da dış görünümü hakkındaki
endişeleri gibi bedene ilişkin psikolojik özellikler ve bu psikolojik özelliklerin fiziksel
etkinliğe katılım ile olan ilişkisi de araştırmacılar tarafından sıklıkla ele alınmaktadır (DAVIS
VE COWLES, 1991; FINKENBERG, DINUCCI, MCCUNE VE MCCUNE, 1993;
HAUSENBLAS VE MACK, 1999). İnsanlar bedenlerini forma sokmak, daha zarif, daha kaslı
ya da daha güzel görünebilmek için pek çok yola başvurmaktadırlar. Özellikle, medyanın da
etkisiyle kadınlar daha ince bir beden yapısına sahip olma duygularını taşırken erkekler de
daha kaslı bir bedene sahip olmayı arzulamaktadırlar. İnsanlar, beden şeklini korumak ya da
ideal beden ölçülerine sahip olmak için akupunktur, cerrahi operasyon, ilaç tedavisi, diyet,
fiziksel aktivite ve egzersiz gibi metotları kullanmaktadırlar. Kadınların bedenlerine yönelik
algılarının erkeklerden daha fazla olması, daha zayıf görünme isteği ve sıkı bir beden yapısına
sahip olma arzusu kadınların fiziksel aktiviteye katılımında önemli bir güdüleyici faktör
olmaktadır. İdeal beden yapısı için başvurulan yollardan birisi olan fiziksel aktivite son
zamanlarda pek çok insanın tercih ettiği bir yöntemdir. Fiziksel etkinlikler yolu ile bireyler
yeni bir fiziki görünüme ulaşma şansı bulurken, bu yeni görünümle birlikte vücutlarının
fiziksel zindelik özellikleri hakkında olumlu düşüncelere de sahip olurlar. ÇOK (1990)’un
Türk ergen-sedenterler üzerinde yaptığı çalışma sonucunda fiziksel etkinliğe katılan
ergenlerin katılmayan ergenlere göre vücutlarından daha mennun oldukları bulunurken,
sporcu olan ve olmayanları karşılaştırarak yapılan bazı çalışmalarda da (HUDDY VE CASH,
1997;
HUDDY,
NIEMANN
VE
JOHNSON,
1993)
sporla
uğraşanların
fiziksel
görünümlerinden daha hoşnut oldukları ortaya konmuştur.
Fiziksel aktivitenin psikolojik etkilerinin ele alındığı bir başka psikolojik kavram da
depresyondur. Depresyon, duygusal, zihinsel, davranışsal ve bedensel bazı belirtilerle
kendisini gösteren ve çökkün ruh hali ile ilgi ve zevk almada belirginleşen azalma olarak
tanımlanır (CÜCELOĞLU, 1992). Depresyon tedavisinde kullanılan psikoterapi, ilaç,
elektrokonvulsif tedavi yötemlerinin yansıra,
fiziksel aktivite de bireyin depresif
duygularının tedavisinde kullanılmaktadır (KORUÇ VE BAYAR, 2004). CAMACHO,
6
ROBERTS ve LAZARUS (1991) 9 yıl süren çalışma sonrasında spor yapmayan bireylerde
depresyon geliştirme riski artarken, spor yapan bireylerde depresyon belirtilerinde azalma
olduğunu ortaya koymuşlardır. MCCANN ve HOLMES (1984), depresyon tanısı konulmuş
43 bayan üzerinde yaptıkları deneysel çalışmada 10 hafta süresince düzenli olarak aerobik
aktivitelerine katılan bayanların depresyon düzeylerinin plasebo ve hiçbir tedavi uygulamayan
gruba oranla azaltıdığını tespit etmişlerdir. Bunun yanısıra, BYRNE ve BYRNE (1993),
MARTINSEN (1993), KORUÇ ve BAYAR (2004), yaptıkları derleme çalışmalarında,
yapılan düzenli fiziksel aktiviteninin antidepresan etkisinin yanı sıra klinik olarak depresif
tanısı konulan bireylerin tedavisinde de etkin olduğunu belirtmişlerdir. Yazında yer alan meta
analiz çalışmaları da (CRAFT VE LANDERS, 1998; NORTH, MCCULLAGH VE TRAN,
1990) düzenli fiziksel aktivitenin depresif bozuklukların her tipinde tedavi aracı olarak
kullanılabileceğini ortaya koymuştur.
Düzenli egzersizin psikolojik etkileri ile ilgili yapılan en fazla çalışma, özellikle aerobik
aktivitelerin kaygı düzeyinin azaltılmasına yöneliktir (MCAULEY, MIHALKO, VE BANE,
1996; PETRUZZELLO, 1995). Düzenli fiziksel aktiviteninin normal populasyonda yani
klinik olarak kaygı bozukluğu konulmamış bireylerin kaygı düzeylerinin azaltılmasındaki
etkinliği ile tutarsız araştırma bulguları bulunmakla birlikte, birçok çalışma uzun süreli
düzenli egzersizin sürekli kaygının azaltılmasında etken olduğunu ortaya koymuştur (LONG,
1984; LONG VE
HANEY, 1988). Öte yandan, BROWN ve SIEGEL (1988)
ve
POLLATSCHEK ve O’HAGAN (1989), düzenli egzersizin stresle başa çıkma kapasitesini
arttırdığını belirtmişlerdir.
Sonuç olarak, düzenli fiziksel aktivite bireyin psikolojik ve fiziksel sağlığına olumlu katkılara
sahiptir.
2.3. Spor, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite ve toplumsal cinsiyet
Araştırma projesinde kadınların serbest zaman etkinliği olarak katıldıkları fiziksel aktivite
biçimi araştırılmıştır. Fakat bu bölümde, öncelikle, genel olarak spor ve fiziksel aktivite alanı
ile toplumsal cinsiyet ilişkisine dair bilgi verilmiştir.
7
Toplumsal cinsiyet kavramı, sporun ve fiziksel aktivitenin toplumsal analiziyle ilgili yapılan
çalışmalarda yer alması gereken toplumsal/kültürel/tarihsel bir kavramdır (HALL, 1988).
Spor ve fiziksel aktivite ortamındaki iktidar ilişkilerini anlayabilmek için spor ve fiziksel
aktivite, toplumsal cinsiyete dayalı bir kültürel pratik olarak incelenmelidir. THEBERGE
(1993)’e göre, spor deneyiminde bedenin ve fiziksel performansın üst düzeyde önemli olması,
spor ortamını toplumsal cinsiyet ideolojilerinin üretilmesi ve yeniden üretilmesi için güçlü bir
ortam haline getirmektedir.
Spor ve fiziksel aktivite ortamında toplumsal cinsiyetin inşasına yönelik çalışmalar (COLE,
1993;
HALL,
1996;
MARKULA,
1995),
sporun
toplumsal
cinsiyet
eşitsizliğini
kuvvetlendirdiği ve bu yolla da CONNELL (1987)’ın tanımladığı toplumsal cinsiyet
düzeninin yeniden üretilmesinde önemli bir kültürel pratik olduğunu göstermektedir.
Toplumsal cinsiyet düzeni, kadınlık ve erkeklik tanımları yoluyla erkeğin kadın üzerindeki
ayrıcalıklı konumunu sağlayan kadın ve erkek arasında tarihsel olarak kurgulanan iktidar
ilişkilerini ifade etmektedir. Toplumsal cinsiyet düzeni içinde kadının spor deneyimini
meşrulaştıran ideolojik süreç, kadın ve erkek arasındaki biyolojik fark ve bu farkın yarattığı
erkek üstünlüğü düşüncesi ile başlar. Cinsiyetler arası biyolojik farklılık, kadının erkek
üstünlüğü karşısında “öteki” olarak tanımlanan toplumsal aşağı olma (ikincillik) fikrine
dönüşümüne hizmet etmektedir. Kadının spordaki toplumsal gerçekliği (ikincil konumu),
biyolojik farklılığı besleyen sportif etkinliğin algılanma ve değerlendirilme biçimi ile de
yakından ilişkilidir. Fiziksel aktivite ve spor, üst düzey performans, üstün fiziksel özellikler,
yetenek, başarı, hırs ve rekorlarla tanımlandıkça ve spor ve fiziksel aktivite pratiği bu
tanımların dışında kalanlara kısıtlamalar getirdikçe, biyolojik farklılıklar normalleştirilerek
toplumsal ikincilleşmeye dönüşmektedir. Bu dönüşümde belirleyici olan, erkek bedeninin
karşısında ötekileştirilen kadın bedenine cinsellik yoluyla vurgu yapılması, kadın sporunun
cinselleştirilmesi ve erkek sporunun atletik deneyimin doğal formları olarak varsayılmasıdır.
MCKINNON (1987) ve YOUNG (1979)’a göre erkeğin gücü ve kadının zayıflığına yönelik
biyolojik farklılığa dayanan söylemler ve bu söylemlerin normalleştirilmesi, erkeklik ve
kadınlık imgelerinin bedenselleşmesi (embodiment) ve kadının bedenini yaralanabilir, hassas
bir varlık olarak yaşamayı tercih etmesi -dayanıklılık ve kuvvet gerektiren fiziksel aktiviteleri
yapmaktan alıkonulması- yoluyla gerçekleşmektedir.
8
Spor ve fiziksel aktivitenin değerlendirilme ve algılanma biçiminin yanı sıra spor kurumunun
bir toplumsal alan olarak nasıl algılandığı ve tanımlandığı da spor ve fiziksel aktivitenin
toplumsal cinsiyet analizinde önemlidir. WILLIS (1992)’e göre spor, görünür olma özelliği,
yaşamın diğer alanlarından (ekonomi, politika ve siyaset gibi) ayrı olduğu düşüncesi ve spor
ve fiziksel aktivitenin göreli gönüllülüğünden dolayı erkek üstünlüğü ideolojisinin yeniden
üretilmesinde önemli bir toplumsal alan olmaktadır. Ayrıca sportif performansta belirleyici
olabilen fiziksel kapasitenin önemi, sporun ideolojik sürece verdiği bir primdir. Toplumsal
cinsiyet yaklaşımından baktığımızda bu süreçte ideolojik olarak önemli olan, kadın ve erkek
arasındaki biyolojik farklılıkların toplumsal ayrışmaya ve eril üstünlüğe dönüşümü ve bu
yolla kadınların spor deneyimlerinin önemsizleştirilmesidir (KOCA VE BULGU, 2005).
Sporu erkeğin atletik yapısı ile bütünleştirerek erkeğe özgü bir etkinlik olarak görme, erkeği
toplumda egemen olarak kabul eden ataerkil anlayışın bir ürünüdür ve toplumda egemen olan
bu anlayışın kadına ve erkeğe biçtiği toplumsal cinsiyet rolleri ile kadın ve erkeğin spora
katılımları ve spor deneyimleri arasında yakın bir ilişki vardır. Bir çok toplumda olduğu gibi,
Türk toplumunda da kadın ve erkek toplumsal cinsiyet rollerinin öğrenilmesinde,
toplumsallaşma sürecinde büyük rollere sahip olan aile ve okul önemlidir (KAĞITÇIBAŞI,
1982). Örneğin, sporun toplumsallaşma sürecindeki önemine dair, erkek çocuklarının kendi
erkekliklerini geliştirebilmeleri için spora katılımları aileler tarafından teşvik edildiği, kız
çocuklarının ise vücutlarını korumaları ve kadınsı özelliklerini kaybetmemeleri için yarışma
sporlarından uzak tutulduğu söylenir. Fakat her ne kadar etkinlik tercihleri toplumsal cinsiyet
kalıp yargılarına göre belirleniyorsa da, son zamanlarda kızların spora yönlendirilmelerindeki
artışı gözardı etmek mümkün değildir. Son yıllarda dünya genelinde, kadınlar için yeni
olanakların oluşması, kadınlar için yeni yasal düzenlemelerin yapılması, kadın hareketinin
etkisi ve sağlık ve fiziksel uygunluk (fitness) hareketlerinin artmasıyla kadınların spora
katılımında bir artış olmakla birlikte, bu artışın her toplumda ve her kültürde aynı düzeyde
olduğunu, her zaman olumlu deneyimleri beraberinde getirdiğini ve bu artışın sürekliliğini
koruduğunu söylemek biraz zordur (KOCA VE BULGU, 2005). Örneğin, FASTING ve
PFISTER’in 1997 yılında Türkiye’de kadınların spora katılımlarının önündeki engelleri
araştırmak amacıyla kadın sporcularla yapmış oldukları görüşmelerin sonucunda, kadınların
sporu bırakma oranlarının diğer ülkelere göre yüksek olduğunu ve bunun nedeninin de
ülkemizdeki evlenme yaşının çok küçük olması, genç annelik, kadınların ev içi
9
sorumluluklarının fazlalığı ve kadınların sporda aktifleşmesiyle birlikte baba ve kocanın
hayatlarındaki kontrollerinin arttırması olduğunu belirtmişlerdir.
Türkiye’de federasyonlara bağlı lisanslı sporcu sayısı yaklaşık 645 bin iken faal sporcu sayısı
sadece 169.219 kişidir. Yaşam boyu spor ya da herkes için spor düzeyinde fiziksel aktivitelere
katılan kişi sayısına dair herhangi bir sağlıklı kayıt olmamakla birlikte bu sayının çok az
olduğunu tahmin etmek zor değildir. Bir çok batı ülkesinde spor ve fiziksel aktiviteye
katılanların oranı genel nüfusun yarısı kadar iken, ülkemizde bu oran %1-2 arasındadır. Hangi
düzeyde olursa olsun spor ve fiziksel aktiviteye katılımın az olması ülkede spor kültürünün
yarışma sporu yönelimli olduğunun, sporun ve fiziksel aktivitenin sağlıkla ilişkisinin
kurulmadığının ve ülkenin kitle sporu ile ilgili herhangi bir politikasının olmadığının bir
göstergesi olarak yorumlanabilir. Her ne kadar var olan politikalarda sporun kitlelere
yayılması hedefi öne çıksa da, sportif başarılara verilecek ödüllerin miktarı daha ön planda
olmaktadır. Ülkede spor kültürünün olmaması, yarışma sporlarına yapılan vurgunun fazla
olması, modern sporun tanımında yer alan performans, rekorlar ve başarının daha çok değer
kazanmasına ve dolayısıyla çok büyük bir popülasyonun bu alanın dışında kalmasına neden
olmaktadır. Bu alanın dışında kalan kesimin başında da genç kızlar ve kadınlar gelmektedir.
Bunun yanında, özellikle üst düzey sporlarda kadın sporcu sayısının az olması, kadının
toplumdaki ikincil konumuyla bağlantılı olarak toplumsal desteğin az olması ile de yakından
ilintilidir; eğitim kurumlarında genç kızlar ve kadınlar için spor etkinliklerinin az yer alması,
spor örgütlenmelerinde devlet desteğinin ve müsabakalarda ekonomik desteğin az olması ve
toplumsal cinsiyet rollerinin sınırlamaları gibi (KOCA, 2006).
Eşitsizliğin
önündeki
engeller, eşitsizliğin
tanımlanması
ya da
eşitsiz
koşulların
sorgulanmadan bir problem olarak anlaşılması yoluyla ortadan kaldırılamaz ve sonunda
iktidar ilişkilerinin analizine ihtiyaç duyulur. İlişkisel analiz olarak adlandırılan ve son
yıllarda sıklıkla kullanılmaya başlanan yaklaşım, spor pratiklerinin toplumdaki güçlü
konumda olan grupların ilgi ve ihtiyaçlarına hizmet etmek amacını taşıdığını, tarihsel olarak
üretilip, toplumsal ve kültürel olarak inşa edildiğini ileri sürmektedir. Bu yaklaşıma göre,
toplumsal cinsiyet, toplumsal sınıf ve ırk ilişkilerini içeren toplumsal ilişkilerin kültürel bir
sunumu olarak spor, toplumda egemen olan değerlerin yeniden üretildiği bir alan olmaktan
öte bir direnme alanıdır. Bu bağlamda, İngiliz spor sosyoloğu ve feminist araştırmacı
HARGREAVES’in (1990, 1994, 1997) çalışmalarıyla birlikte toplumdaki diğer kültürel
10
pratikler gibi spor içindeki toplumsal cinsiyet ilişkilerinin kapitalist toplumsal ilişkilerin bir
parçası olarak nasıl işlediği “hegemoni kuramı” çerçevesinde incelenmeye başlanmıştır.
Pierre Bourdieu’nun sosyolojik kuramı, sporun kültürel bir pratik olarak düşünülüp ilişkisel
bir yaklaşımla incelendiği kuramlardan birisidir.
2.4. Bourdieu, spor ve fiziksel aktivite
Bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanı, toplumsal yapı içinde kendine özgü
söylemleri ve pratikleri olan, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyetten bağımsız
düşünülemeyecek toplumsal pratik alanıdır. Araştırma projesinde, kadınların fiziksel
aktiviteye katılımları ve fiziksel aktivite alanı ile kurdukları ilişki, toplumsal sınıf ve
toplumsal cinsiyet ekseninde ele alınmıştır. Bu doğrultuda farklı toplumsal sınıflardan
kadınların fiziksel aktivite alanında nasıl bir konum benimsediklerini ve ne tür beğeni ve
tercihlere
sahip
olduklarını
anlayabilmek
için
Pierre
Bourdieu’nun
kuramından
faydalanılmıştır. Bourdieu, toplumsal sınıfların farklı spor ve fiziksel aktivite tercihlerini
anlayabilmelerinde en iyi yolun, gereken fiziksel, toplumsal, eğitimsel ve ekonomik
yatırımların ve farklı fiziksel aktivite pratiklerinden beklenen fiziksel, toplumsal ve ekonomik
yararların birey tarafından nasıl algılandığı ve takdir edildiğini anlamak olduğunu ileri
sürmektedir. Bu bağlamda, bu proje kapsamında görüşme yapılan kadınların fiziksel
aktiviteye katılımları, bu alandan bekledikleri fiziksel, toplumsal ve ekonomik yararlar
(katılımlarını belirleyen faktörler), bu yararlara ulaşım derecesi ve hayatlarında ortaya çıkan
değişimler kapsamında ele alınmaya çalışılmıştır.
Pierre Bourdieu’nun spor ve fiziksel aktivite ile ilgili bütünlüklü bir projesi olmamasına
rağmen, Distinction (1984) adlı çalışması spor ve fiziksel aktivite pratiklerine yönelik
düşüncelerini içermektedir. Ayrıca “Spor ve Toplumsal Sınıf” (1978) adlı makalesi spor
sosyolojisi alanında çalışanlar için önemlidir. Bourdieu’nun spor ve fiziksel aktivite analizi
iktidar ilişkilerini cisimleştiren kültürel pratikleri açığa çıkarmaya yönelik geniş çabasının bir
parçasıdır. Toplumsal hayatı anlamaya yönelik çalışmalarında kültüre merkezi önem veren
BOURDIEU’ye göre spor ve fiziksel aktivite de müzik dinlemek, okumak, giyinmek gibi bir
kültürel etkinliktir. 1970’lerin başında Fransız toplumunun kültürel tüketimini derinlemesine
11
analiz ettiği çalışmasında BOURDIEU (1984), farklı spor ve fiziksel aktivite pratiklerini
“yaşam tarzı” olarak adlandırdığı daha genel kültürel pratiklerin içinde görmektedir.
Bourdieu’ye göre insanlar gerçeği habitusları aracılığıyla algıladıkları için farklı toplumsal
grupların spor ve fiziksel aktiviteden beklentileri farklıdır. Bourdieu’ya göre habitus
insanların toplumsal dünya hakkında düşünmeleri yoluyla bir temel bilişsel kategori ve eylem
çatıları sağlamaktadır. Habitustan söz etmek, bireysel olanın, hatta kişisel, öznel olanın dahi
toplumsal, ortaklaşa olduğunu ortaya koymaktır (BOURDIEU VE WACQUANT, 2003). Bu
nedenle, habitus toplumsal sınıfların, toplumsal yapı tarafından belirlenen ve aynı zamanda
toplumsal yapıyı da belirleyen düşünme biçimlerini, yatkınlıklarını, dışavurumları ve
eylemleri ifade etmektedir. Örneğin, bazı gruplar bedenlerinde kaslı bir görünüm elde etmek
gibi daha dışsal güdülerle spora katılırlarken, bazıları da bedensel ve zihinsel sağlıklarını
korumak gibi içsel güdülerle spora katılırlar (BOURDIEU, 1984).
Bourdieu toplumsal
sınıflar ve spora katılım ile ilgili çalışmasında, kültürel sermayesi yüksek orta sınıfların
(profesyoneller, öğretmenler vb) spora katılımlarının sağlık amaçlı olduğunu açıklamıştır. Bir
anlamda, orta sınıftan olan kişilerin kendi sağlıkları üzerinde daha çok kontrolleri vardır; yani
uygun yaşam tarzını seçebilirler (CALNAN, 1987). Toplumsal yapıdaki konumlarından
dolayı bu gruplar, diğer toplumsal gruplardan ayrı bir etik anlayışı içselleştirmişlerdir ve bu
anlayış onları yürüyüş, koşu ve aerobik gibi sağlık-yönelimli etkinliklerde tatmin olmaya
yönlendirmektedir. Yani ayrıcalıklı sınıflar, sporu kişisel gelişim aracı olarak görmekte ve
çalışan sınıfa nazaran kendi bedenlerini fiziksel olarak kullanmaya/sömürmeye daha az
eğilimli olmaktadırlar.
Bourdieu, toplumsal sınıfların kendi bedenleriyle açıkça tanımlanabilir ilişkiler geliştirdiğini
ve bunun farklı beden biçimlerinin üretiminde sonuçlandığını ileri sürmektedir. Bu beden
biçimlerine farklı şekilde değer verilir ve bireyler tarafında üretilen beden sermayesinin
niteliği ve niceliği, toplumsal eşitsizliklerin formasyonunda merkezdedir. Örneğin, işçi sınıfı
bedeniyle araçsal bir ilişki geliştirmeye eğilimlidir. Beden bir amaç için araçtır. Ağır iş
ortamında bedenlerini kullanan işçilerin sağlık ve fiziksel uygunluk (fitness) merkezlerinde
gösterişe çok az zamanları vardır. Çalışan sınıf doğrudan güç ile ilgili etkinliklere ve ağırlık
kaldırma gibi etkinliklere çaba harcarlar (WILKES, 1999). BOURDIEU (1984)’ye göre işçi
sınıfı ev kadınlarının bedenleriyle kurdukları ilişki de ev halkının ihtiyaçlarını karşılamak
12
görevinin belirlediği araçsal bir ilişki olmakta ve işçi sınıfı ev kadınları ve anneler, kocaları ve
çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için kendi bedenlerini kurban etmektedirler. Buna
karşın, egemen sınıfların bedenlerini bir proje olarak eğitmek için kaynakları vardır.
LABERGE ve KAY (2002)’e göre Bourdieu’nun habitus kavramı, spor ve fiziksel aktivite
pratikleri ile ilgili farklı beğenilerin kişinin bedeni ile kurduğu farklı ilişkiler ve pratiklerden
beklenen farklı kazançlar tarafından yaratıldığının anlaşılmasına yardımcı olur. Spor ve
fiziksel aktiviteye katılımdan beklenen toplumsal kazançlar da toplumsal sınıfların katılım
tercihlerini belirlemekte etkilidir. Golf ve yatçılık gibi etkinliklere katılımda egemen
toplumsal sınıflar için bir toplumsal kazanç söz konusudur. Bu bağlamda, spor ve fiziksel
aktivite pratiklerine katılım aynı zamanda hiyerarşik toplumsal düzenin yeniden üretilmesine
katkıda bulunan bir içerme ve dışlama sürecidir. BOURDIEU (1984)’ye göre yaşam tarzı
farklılıkları belki de toplumsal sınıflar arasındaki en güçlü bariyerdir. Habitus ve beğeni
ilişkisi, sporun günlük yaşam tarzına gömülü olmasını açıklayacak bir kuramsal formül
sağlayabilir. Beğeni toplumsal sınıf ilişkilerinin sembolik boyutunun bir dışavurumu olarak
görülür. Örneğin beğeni, performans sporlarından ziyade fiziksel uygunluk (fitnes)
etkinliklerini tercih etmektir. Bireylerin kendi beğenilerine ya da başkalarının beğenilerine
uyguladıkları yargılama bir sınıflandırma eylemidir. Toplumda bunun bir sınıflandırma ilkesi
olarak işlemesi yoluyla insanlar, kendi beğenilerine uyan pratikleri ve iyileri seçerler.
Dolayısıyla,
Bourdieu’nun
ilişkisel
yaklaşımı,
yaşam
tarzları
alanının,
toplumsal
sınıflandırılmış bir sembolik sistemin nesnel sunumu olarak anlaşılmasına izin vermektedir.
Bu yüzden beğeni kavramı, spor ve fiziksel aktivite gibi pratiklerin tercihlerinin doğal bir
yatkınlık ya da psikolojik bir davranış sonucu olarak değil de toplumsal gruplar arasındaki
iktidar ilişkileri içinde, sembolik düzeyde daha iyi anlaşılmasına izin verir. Örneğin, SACK
(1988) spor aktivitelerinin çocukluk ve adölesan dönemindeki gelişimini aile ve arkadaş
grupları çerçevesinde araştırdığı çalışmasında, beğeni kavramının aynı sporda ya da farklı
sporlarda yer alan bireyler arasındaki toplumsal farklılaşma ya da ayrışma için bir açıklama
sağlayabileceğini ileri sürmüştür.
Bourdieu’nun kuramsal yaklaşımının kullanıldığı toplumsal cinsiyet çalışmalarının ve genel
olarak kadınların spor ve fiziksel aktiviteye katılımını toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet
ekseninde ele alan çalışmaların sayısı çok az olmakla birlikte, var olanların çoğunluğu
13
profesyonel spor çerçevesinde yapılmıştır. Bu proje kapsamında ise, diğer çalışmalardan
farklı olarak sadece serbest zaman etkinliği olarak spor/rekreatif spor (yaşam boyu spor
yaklaşımı) bağlamında özel ve kamu kuruluşlarında sunulan fiziksel aktivitelere katılan
kadınlar yer almaktadır. Dolayısıyla, fiziksel aktiviteye katılımın kadınların toplumsal
konumunu güçlendirmede bir rolü olup olmadığı konusu bir serbest zaman etkinliği olarak
fiziksel aktivite alanında ele alınmaya çalışılmıştır.
2.5. Serbest zaman kullanımı ve toplumsal cinsiyet
Toplumsal cinsiyet ve serbest zaman konulu feminist çalışmalar, serbest zaman
deneyimlerinin kadınların yaşamında onemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.
Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarını konu edinen
araştırmalar özellikle Batı ülkelerindeki orta sınıf kadınlar üzerine yoğunlaşmakla beraber
(örn., ABBAS, 2004; BROWN, BROWN, MILLER, VE HANSEN, 2001; CURRIE, 2004;
LITTLE, 2002; MILLER VE BROWN, 2005; MILLER, TROST VE BROWN, 2002), son
yıllarda bu araştırmalar Avrupa ve Amerika merkezli yaklaşımların dışına çıkmaya
başlamıştır (örn., AITCHISON, 2003; ARAB-MOGHADDAM, HENDERSON, VE
SHEIKHOLESLAMI, 2007; DEMİR, 2004/2005; JUNUI, 2000; KAY, 2005; LIVENGOOD
VE STODOLSKA, 2004; TAYLOR VE TOOHEY, 2001/2002; TIRONE VE PEDLAR,
2000). Feminist araştırmacılar dünyanın farklı bölgelerinde, farklı kadınlık durumlarını
deneyimleyen kadınları da araştırma gündemlerine almışlardır. HENDERSON ve SHAW
(2006) farklılığın feminist gündemin bir parçası olması konusunda araştırmacıları teşvik
etmektedirler; “feminist araştırmacılar Batılı kadının yaşamını görünürleştirmeye çalışmış
olmalarına rağmen, farklı geçmişlerden, farklı maddi koşullardan, ve farklı iktidar ve
kaynaklara ulaşım derecesine sahip kesimlerden kadın ve erkeklere yönelik bir anlayış
geliştirmek için daha çok çalışmalıdırlar.” (sf. 223). Ayrıca, farklı kültürlerden kadınların
serbest zaman deneyimlerini anlayabilmemizde yorumlayıcı çalışmaların da katkısı büyüktür
(örn., ARAB-MOGHADDAM VE ARK., 2007; SHAW VE HENDERSON, 2005; TAYLOR
VE TOOHEY, 2001/2002). Bu projenin de bu çalışmalara farklı bir kültürden bir katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.
14
Kadınların serbest zaman etkinliklerinde karşılaştıkları zorluklar ve bu zorluklara yönelik
olarak kadınların serbest zaman alanlarında kendi konumlarını belirlemeleri, bu araştırma
projesinin
ikinci
amacını
oluşturan
kadının
konumunun
güçlenmesi
bağlamında
sorgulanmıştır. Aşağıda bu bağlamda yapılan araştırmalar sunulurken bu amacın araştırma
çerçevesinde nasıl araştırılacağı da belirtilmek istenmiştir.
2.6. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite ve karşılaşılan zorluklar
GOODALE ve WITT (1989) serbest zaman ve kadın üzerine yapılmış çalışmaların neredeyse
tamamının kadınların karşılaştıkları zorluklar ile ilgili olduğunu ileri sürmektedir. Bir çok
araştırmacı, serbest zaman etkinliklerine katılımda kadınların karşılaştıkları zorlukların
önemini vurgulamışlardır (örn., CRAWFORD, JACKSON VE GODBEY, 1991; JACKSON
VE HENDERSON, 1995; SAMDAHL VE JEKUBOVICH, 1997). Para, tesisler, toplumsal
sınıf, evlilik ve anne baba olma durumu, zaman yokluğu ve bakım etiği bu zorlukların
önemlileridir. Bu zorluklar, kadınların serbest zaman olanaklarını değiştirebilmekte ya da
engelleyebilmektedirler (BIALESCHKI VE MICHENER, 1994; HARRINGTON, DAWSON
VE BOLLA, 1992; HENDERSON VE BIALESCHKI, 1991; NIES, VOLLMAN VE COOK,
1999; SAMUEL, 1996).
Bir çok araştırmacı (örn., ARAB-MOGHADDAM VE ARK., 2007; SAMDAHL, 2005;
SAMDAHL VE JEKUBOVICH, 1997; SHAW VE HENDERSON, 2005) serbest zaman
literatürünü, özellikle zorluklarla ilgili araştırmaları kadın ve erkeğin kişisel deneyimlerine
vurgu yaptığı ve insanların yaşam deneyimlerini belirleyen toplumsal ve kültürel yapılara
yeterince vurgu yapılmadığı konusunda eleştirmişlerdir. Bu eleştirilerle birlikte farklı etnik ve
kültürel geçmişten gelen kadınların serbest zaman deneyimleri araştırılmaya başlanmıştır
(örn., LIVENGOOD VE STODOLSKA, 2004; STODOLSKA VE LIVENGOOD, 2006;
TIRONE VE PEDLAR, 2000).
Kadınların serbest zaman etkinliklerinde karşılaştıkları zorluklar konulu araştırmalara yönelik
bir başka eleştiri, zorlukların bir engel olarak algılanmasıdır. JACKSON, CRAWFORD, ve
GODBEY (1993)’e göre serbest zaman etkinliklerine katılım zorlukların yokluğu kadar bu
zorluklarla yapılan pazarlığa da bağlıdır. JACKSON (2000) “zorlukların pazarlığı (constraints
negotiations)” adlı kavramı ile insanlar etkinliğin katkılarını anladıkları ve güdülendikleri
15
takdirde, karşılaştıkları zorluklara rağmen etkinliklere katılmanın bir yolunu bulabileceklerine
işaret etmektedir. Bu bağlamda bazı araştırmacılar insanların var olan zorluklarla nazıl pazarlık
ettiklerini ve aktif kalmaya devam ettiklerini araştırmışlardır (örn., HENDERSON VE
BIALESCHKI, 1993; LITTLE, 2002; JACKSON, 2000; SAMDAHL VE JEKUBOVICH,
1997). LITTLE (2002)’a göre “serbest zaman araştırmalarındaki bu gelişme zorlukların bir
engel olarak görülmesinden zorluklarla yapılan çeşitli etkileşimlerin ve pazarlık stratejilerinin
kavranmasına yönelik bir ilerlemeyi göstermektedir” (sf. 158). JACKSON ve arkadaşları
(1993) zorluklara yönelik pazarlık stratejilerine örnek olarak zaman yönetimi, beceri kazanımı
ve ekonomik durumun iyileştirilmesi gibi davranışsal stratejileri ve problemin önemsenmemesi
ya da bireyin görünüşünü değiştirmesi gibi zihinsel stratejileri göstermektedir.
Kadınların gündelik pratiklerde ya da bu çalışma özelinde serbest zaman alanında aktif olması
ya da öznelliklerinin devam eden bir inşa sürecinde olması, ve kadınlık konumlarının önceden
belirlenmiş bir kimlikten ziyade süreç olması bu araştırmanın ikinci amacının alt metnini
oluşturmaktadır. Başka bir deyişle bu araştırmada, kadınların serbest zaman etkinliği olarak
fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları zorlukları bir engel olarak algılamadıkları, pazarlık
edebilecekleri zorluklar olarak algıladıkları ve bu zorlukları aşabilmek için çeşitli stratejiler
geliştirdikleri varsayılmaktadır. Bu noktada, postyapısalcı feminist yaklaşımlar önemli
görünmektedir.
2.7. Postyapısalcı feminizm ve serbest zaman
Postyapısalcılığın feminizme en önemli katkılarından birisi özne ve öznellik algısı olmaktadır.
Postyapısalcı kuramda “özne” ve öznellik” kavramları merkezde yer almaktadır. Öznellik
insanı niyetli özneler (intentional subjects) olarak ele alır –dünyadaki aktörler- aynı zamanda
da kendi bilinçli kontrolünün ötesindeki kuvvetlere maruz kalan özne olarak da düşünür
(CROWLEY VE HIMMELWEIT, 1992).
Postyapısalcı feminizmin vurguladığı öznellik, toplumsal cinsiyetin sabit olmadığını, benliğin
farklı toplumsal cinsiyet söylemlerinde konumlandıklarını ifade etmektedir. Özcü
feministlerin kadınlığın homojen bir grup olduğu söylemini reddetmekte ve farklı
kadınlıklardan bahsetmektedir. Postyapısalcılığın bu farklı kadınlıklara vurgusu, araştırma
16
projesinin amaçları doğrultusunda farklı toplumsal sınıflardan gelen kadınların serbest zaman
etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimlerini anlamada önemlidir.
Kamusal serbest zaman olanaklarının kişisel olarak kullanımının kadınların yaşamındaki
yerinin analizinde postyapısalcı feminist kuramlar önemli açılımlar sağlamaktadır. Serbest
zaman literatüründeki genel olarak feminist kuramlar ve özelde de postyapısalcı feminist
kuramlar, erkek egemen serbest zaman kuramlarında ihmal edilen kadınların deneyimlerinde
kişisel ve kamusal alanların önemine ve serbest zamanın kadın için yeniden tanımlanması
gerektiğine dikkat çekmektedirler (BIALESCHKI, 1990; WEARING, 1998). Bu yeni tanımlar, iş/serbest zaman ikiliğinden daha çok direnme ve göreli özerklik kavramlarına
dayanmaktadır (WEARING, 1998:143).
Direnme, projenin temel problem alanlarından birisi olmadığı için bu bölümde direnme ve
serbest zaman alanına ilişkin çok kısa bir bilgi verilip kadının güçlenmesi ve fiziksel aktivite
ilişkisine geçilmiştir. Postayapısalcı feminist yaklaşımın kadınların serbest zaman
deneyimlerinde direnme kavramını araştıran WEARING (1998), serbest zaman alanının farklı
kadınlar için (renkli, işçi sınıfı, orta sınıf kadın) kadınlığın ve kadın öznelliğinin yeniden
tanımlanması ve “öznenin” yeniden yazılması için olanaklar sağladığını ileri sürmektedir. Bu
konuda, FOUCAULT’un kuramından faydalanarak serbest zaman alanının bir direnme alanı
olup olamayacağını tartışır. FOUCAULT’a göre birey, iktidarın normalleştirme pratikleri ve
söylemleri yoluyla öznellikler ve normatif cinsellik tarafından engellenmiş olsalar da
direnmeyi seçmede göreli özgürlüğe sahiptir (1974, 1978).
2.8. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılım kadınların toplumdaki
konumlarının güçlenmesinde bir araç olabilir mi?
Serbest zaman kavramının anlamına yönelik geniş bir bilginin oluşmasıyla birlikte, serbest
zaman yoluyla kadınların güçlenmesi konusu da belirginleşmektedir. Kadınların serbest
zaman deneyimlerinin bir direnme biçimi olarak kavranması için, belirli serbest zaman
pratiklerinin, deneyimlerinin ve tercihlerinin toplumdaki iktidar ilişkileri bağlamında ele
alınması gerekmektedir (SHAW, 2001). Bu bağlamda serbest zaman araştırmalarında direnme
kavramı, toplumun ideolojik yapıları kapsamında tartışılmaktadır.
17
Toplumsal cinsiyet ve serbest zaman literatüründe, kadınların serbest zaman etkinliklerine
katılımları yoluyla toplumsal cinsiyet düzeninin yeniden üretildiği ve bu etkinliklere katılımın
kadının geleneksel rollerinin dışına çıkmasına engel olabildiğini ileri süren çalışmalar
bulunmaktadır. Serbest zaman etkinlikleri gibi kültürel pratiklere katılım yoluyla egemen
ataerkil ideolojinin yeniden üretildiği ileri sürülmektedir (GREEN, HEBRON VE
WOODWARD, 1990; HENDERSON VE BIALESHKI, 1991). Bu bağlamda ele alınan
serbest zaman etkinliklerinin başında spor gelmektedir (LENSKYJ, 1986). Kadınların spora –
farklı sporlar (halter, güreş, boks)- katılımında önemli bir artış gözlenmekle birlikte, toplumda
bazı sporların kadınlar için daha uygun olduğuna yönelik yaygın bir görüş vardır. Geleneksel
olarak kadınsı kabul edilen özellikle kadınlığı güçlendirmeye yönelik söylemlerin yoğun
olduğu spor ve fiziksel etkinlikler (voleybol, aerobik, ve step gibi) günümüz modern yaşamın
bir parçası olmaktadır. Örneğin, bir çok batı ülkesinde ve Türkiye’de kadınların en fazla
katıldığı fiziksel etkinlik olarak aerobik ve step, geleneksel kadınlık ile çelişmekten daha çok
uyuşmaktadır.
Toplumsal cinsiyetin yapılanmasında bedenin önemi konusunda yapılan araştırmalarda,
aerobik ve step gibi egzersizlere katılımın özel bir yeri bulunmaktadır. Özellikle fitness
endüstrisinin temel hedef kitlesini kadınların oluşturması ve bu endüstrinin küresel düzeyde
etkilerinin hissedilmeye başlanmasıyla birlikte, 1990’ların başı itibariyle kadınların egzersiz
deneyimleri ve bu alanın toplumsal cinsiyet düzenindeki yeri araştırılmaya başlanmıştır. Bu
araştırmaların sonucunda, egzersiz sınıflarının, özellikle aerobik, geleneksel kadınsı
kimliklerin ve bedenlerin yapılanmasında önemli bir rol oynadığı gözlenmiştir (BARTKY,
1998; MARKULA, 1995).
Diğer taraftan, geleneksel olarak bir erkek alanı kabul edilen bir toplumsal alana kadınların
girmesi, kadınların bir erkek alanında var olması kültürel olarak erkeğe tanımlı bir alana karşıt
duruşta bulunmaları olarak da yorumlanabilir. Örnegin, BIALESHKI (1990)` ye göre, spor ve
fiziksel aktiviteye katılım feminist aktivizm ile de ilişkilendirilebilir. BIALESHKI (1990),
spor ortamında vurgulanan kadınlığa karşı güçlenmenin/mücadelenin spor ve fiziksel
aktiviteye katılım ile gerçekleşebileceği konusunu tartışmaktadır. Fiziksel aktiviteye katılım,
kadının hem fiziksel hem de psikolojik olarak güçlenmesine hizmet edebilir, kadınlar kendi
fiziksel becerilerini test edebilir, kişisel bir başarı duygusu geliştirebilir ve kendi bedenlerini
kendileri kontrol edebilirler. Kadınların spora ve fiziksel aktiviteye katılımının bu yönü
18
sporun “politik” potansiyeli (spor içindeki ve spor yoluyla egemen toplumsal ideolojilerle
mücadelede kadının güçlenmesi) olarak da ifade edilebilir. Bu bağlamda, sporun ve fiziksel
aktivitenin kadınların özgürlüğünde bir ajan olabilme potansiyeli, kadınların bu alandaki
ezilme deneyimlerinden değil kendi bedenlerinin güçlü ve eril egemenlikten bağımsız/özgür
olduğu deneyimlerinden kaynaklanmaktadır (THEBERGE, 1985,1987). Özellikle de
toplumsal cinsiyet önyargılarının ve bu önyargılara dayalı cinsiyetçi davranışların çoğunlukla
kadın bedeni (bedensel olarak zayıflığı, bedensel görünümü) üzerinden yürütüldüğü
düşünüldüğünde, kadınların kendi bedenlerini tanımaları ve bedensel yeterliklerini fark
etmeleri, onların kendilerini algılama biçimlerini ve öz-güvenlerini olumlu yönde
etkileyebilir. Bu doğrultuda serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılan kadınlar
bedenleri üzerinden kendi öznelliklerini yeniden inşa etme sürecine girme olasılığını
yakalayabilirler.
Serbest zaman etkinliğinin kadınlar için önemi, ev içi alandaki sorumluluklardan ve evin rutin
pratiklerinden uzaklaşma olanağını sağlamasında aranmalıdır. Kadınlar bu etkinliklere
katılmakta çeşitli zorluklarla karşılaşsalar da etkinliklerin yaşamları için önemli olması
onların zorluklara yönelik stratejiler geliştirmelerine yol açmaktadır. SHAW (2001)
kadınların serbest zaman etkinliklerini “toplumun kadından beklediği rol ve davranışlarla
ilişkili toplumsal görüşlere ait tatminsizlikleri ya da güçten yoksun olmalarıyla mücadele
etmek için kullandıklarını” belirtmektedir (sf.187). Fiziksel aktivitenin kadınlara bedenleri
dolayımıyla yaşattığı olumlu deneyimler ile bir serbest zaman etkinliğinin kadınlar için
geleneksel toplumsal cinsiyet rolleri ile mücadele edebileceği bir alan olması birarada
düşünüldüğünde, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite alanının kadınların
güçlenmesi için önemli bir alan olup olamayacağı önemli bir araştırma konusudur.
2.9. Türkiye’de kadınların konumu
Kadının Türk toplumundaki konumu ve bu konum ile bire bir ilişkili olan serbest zaman
etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımları, Türkiyenin modernleşme süreci bağlamında ele
alınabilir. Bu kapsamda bu bölümde, modernleşme süreci ve Türk kadınının toplumdaki
konumuna kısaca değinilmiştir. Yeni ulus devletin kurulması modernleşme sürecinin ideolojik
ve yasal dayanaklarını sağlamış ve İslami değerlerin yerine Batı değerlerini getirilmiştir.
Cumhuriyetçi toplumsal cinsiyet ideolojisi genel olarak kadınlardan özel bir eğitim biçimini
19
takip etmelerini ve hem Türkiye’de hem dünyada var olan Müslüman kadın imgesi ile
mücadele etmelerini beklemektedir (KANDİYOTİ, 1989). Bu beklenti kapsamında,
beklentiyle çelişsin ya da onu doğrudan desteklesin, Türk kadınlarının ulusal görevi evlilik ve
çocuk bakımı ile ilişkilendirildi ve bu durum kadına eşitliği getirmedi. MUFTULER-BAC
(1999)’a göre “modernleşme çabalarına ve yasal değişikliklere rağmen, Türk kadınının
ataerkil düzen tarafından baskılanması bir çelişki olarak görünmektedir” (sf.304).
Modernleşme ve geleneksellik arasındaki çelişki Türk kadınının yaşamını derinden
etkilemektedir. Bu doğrultuda, Türkiye’de halen içinde bulunduğumuz modernleşme
sürecinde bütün değişimlere ve kırılmalara karşın bir süreklilikten, iki kadın stereotipinden
söz edebiliriz: Modern kadın ile geleneksel kadın (BORA, 2005:78). MUFTULER-BAC
(1999) da Türk toplumunda iki tip kadın arasında görünürde bir çelişki varmış gibi
göründüğünü ifade etmektedir: başı açık, Batılı, kurtulmuş kadın ve başı kapalı, geleneksel ve
özgürleşememiş kadın. Fakat bütün Türk kadınları için ortak olan temel görev iyi bir anne ve
iyi bir ev kadını olmaktır. Örneğin, SALMAN ve BAYRAKTAR (1997) çalışmalarında,
kentli kadının kırsal kesimde yaşayan kadına nazaran daha eğitimli ve kişisel gelişimlerine
daha çok önem verdiklerini, fakat her iki kadın tipinin geleneksel ev içi rollerini çok daha
değerli
gördüklerini
gözlemlemişlerdir.
Yakın
tarihli
çalışmalarında
KULAKAÇ,
BULDUKOGLU, YILMAZ ve ALKAN (2006) Türkiye’nin güneyinde yaşayan orta sınıf
çalışan kadınlarda annelik algısını araştırmışlardır. Çalışmalarının sonucunda, bazı kadınların
çocuklarının ihtiyaçlarını
karşılamakta bir zorluk
yaşamamak için
kendi
serbest
zamanlarından ve özgürlüklerinden fedakarlıkta bulunduklarını ve kendi serbest zaman ve
özgürlük ihtiyaçları konusunda da suçluluk duygusu içinde olduklarını bulmuşlardır. Yazarlar
bu
sonucu
Türk
kadınlarının
hayatında
bakım
etiğinin
önemine
HENDERSON ve ALLEN (1991)’e göre bakım etiğindeki problem,
bağlamışlardır.
kadınların sadece
başkalarının bakımına önem vermelerinde ve kendi bakımlarını düşünmenin bencillik olarak
adlandırılmasındadır.
Sonuç olarak, modernleşme sürecinde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmeye çalışılan bütün
gelişmelere rağmen, Türk kadınları ataerkil sömürünün çeşitli biçimlerine maruz kalmaya
devam etmektedirler. Bu süreçte de Türk toplumundaki kadının konumu geleneksellik ve
Türk modernliği arasındaki çatışmanın/farkın bir nesnesi olmayı sürdürmektedir.
20
2.10. Türkiye’de kadınların spor ve serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılımları
Bir çok toplumda olduğu gibi, Türk toplumunda da kadına ve erkeğe uygun gorulen toplumsal
cinsiyet rollerinin öğrenilmesinde, toplumsallaşma sürecinde büyük rollere sahip olan aile ve
okul önemlidir (KAĞITÇIBAŞI, 1982). Örneğin, sporun toplumsallaşma sürecindeki
önemine dair, erkek çocuklarının kendi erkekliklerini geliştirebilmeleri için spora katılımları
aileler tarafından teşvik edildiği, kız çocuklarının ise vücutlarını korumaları ve kadınsı
özelliklerini kaybetmemeleri için yarışma sporlarından uzak tutulduğu söylenir. Fakat her ne
kadar etkinlik tercihleri toplumsal cinsiyet kalıp yargılara göre belirleniyorsa da, son yıllarda
kızların spora yönlendirilmelerindeki artışı gözardı etmek mümkün değildir.
Değişen beden kültürü aslında modern spor anlayışından daha farklı dinamiklerle beslenen
yeni hareket kültürünün bir parçasıdır. Türkiye’de de son yıllarda bu yeni hareket kültürü
altında değerlendirilebilecek yeni fiziksel uygunluk hareketleri (step, aerobik, yoga, pilates,
fat-burner vb.) çok popüler olmaya başlamıştır. Özellikle orta ve yüksek sınıf kadını arasında
popülerleşmeye başlayan bu yeni beden kültürü batıdan, özellikle de Amerika’dan ihraç
edilmiştir. Türkiye’de spor kültürünün olmamasına ve sadece yarışma sporlarına vurgu
yapılması, bu yeni beden kültürünün spor kültürü ya da spor alanı tarafından değil daha çok
kozmetik endüstrisi tarafından şekillendiğini söylemek mümkündür (KOCA, 2006; KOCA
VE BULGU, 2005).
Son yıllarda dünya genelinde, kadınlar için yeni olanakların oluşması, kadınlar için yeni yasal
düzenlemelerin yapılması, kadın hareketinin etkisi ve sağlık ve fiziksel uygunluk (fitness)
hareketlerinin artmasıyla kadınların spora katılımında bir artış olmakla birlikte, bu artışın her
toplumda ve her kültürde aynı düzeyde olduğunu, her zaman olumlu deneyimleri beraberinde
getirdiğini ve bu artışın sürekliliğini koruduğunu söylemek biraz zordur. Örneğin, FASTING
ve PFISTER’in 1997 yılında Türkiye’de kadınların spora katılımlarının önündeki engelleri
araştırmak amacıyla kadın sporcularla yapmış oldukları görüşmelerin sonucunda, kadınların
sporu bırakma oranlarının diğer ülkelere göre yüksek olduğunu ve bunun da temel olarak
ülkemizdeki evlenme yaşının çok küçük olması, genç annelik, kadınların ev içi
sorumluluklarının fazlalığı ve kadınların sporda aktifleşmesiyle birlikte baba ve kocanın
hayatlarındaki kontrollerinin arttırmasından kaynaklandığını belirtmişlerdir.
21
Son 5 yıldır özellikle yerel belediyelerin serbest zaman etkinlik olanaklarının sunulduğu
merkezleri açması (Ankara Büyükşehir Belediyesine bağlı Hanımlar Lokalleri) ve bu
merkezlerde fiziksel aktivite olanaklarının ve egzersiz sınıflarının yer alması, açıkhava
alanlarının (yürüyüş parkurları, parklar vb.) kurulması ve özel spor merkezlerinin sayıca
artması sonucunda kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında
bir artış gözlenmektedir.
Fakat, Türkiye’de kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarına
ilişkin çok sınırlı bilgi bulunmaktadır. KOCA, HACISOFTAOĞLU ve BULGU (2007)’nun
Ankara ilinde spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlarla yaptıkları yakın tarihli
çalışmalarında, farklı sosyo ekonomik düzeylerde yer alan kadınların çevrelerinden aldıkları
(sosyal) desteklerde, fiziksel aktiviteye katılım sıklıklarında ve nedenlerinde farklılık olduğu
bulunmuştur. Alt sosyo ekonomik düzeyde yer alan ailelerden gelen kadınların daha üst sosyo
ekonomik düzeyde yer alan kadınlara kıyasla aile ve akrabalarından daha az destek aldıkları,
fiziksel aktivite düzeylerinin daha düşük olduğu ve fiziksel aktivite yapma sıklıklarının ise az
olduğu bulunmuştur. Ayrıca, orta ve üst sosyo ekonomik düzeyde yer alan kadınların
katıldıkları fiziksel aktivite çeşidi, alt sosyoekonomik düzeydeki kadınlara oranla daha
fazladır. Daha çok orta ve üst sınıfa ait olarak görülebilecek olan yüzme, yoga, pilates, tenis
ve squash gibi fiziksel aktivitelere katılan kadın sayısı fazladır. Bir diğer sonuç ise her üç
gruptan kadının fiziksel aktiviteye katılma nedenlerinin başında fiziksel ve psikolojik sağlık
gelmektedir. Fakat sadece orta ve üst sosyo ekonomik düzeyden kadınlara ait olan iki neden
bulunmaktadır: kendilerine ait özel bir alan ve iş stresinden uzaklaşmak.
Bir önceki bölümde sunulan modernlik ve geleneksellik arasındaki farklı kadın tipleriyle
ilişkili olarak, PFISTER (2000)’e göre de “Türk kadınlarının spor alanında karşılaştıkları
zorlukların analizinde, Türkiye’deki farklı eğilimlerin ve yaşam koşullarının dikkate alınması
gerekmektedir. Kadının sporda karşılaştığı zorluklar nerede yaşadığına ve hangi toplumsal
sınıfa ait olduğuna bağlıdır” (sf. 505). Bu nedenle, Türkiye’de kadınların serbest zaman
etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarını incelemeyi amaçlayan bu projede, farklı
toplumsal sınıftan kadınların deneyimlerine dair bilgi edinmek önemli görünmektedir.
22
BÖLÜM III
GEREÇ VE YÖNTEM
Araştırmanın amacı doğrultusunda nitel araştırma yönteminin kullanılması tercih edilmiştir.
Bunun nedeni, bireyin içinde yer aldığı koşullara, sosyal olguların bağlamsal özelliklerine,
tarihsel, sosyal, mekansal varoluşlara ve simgesel anlam dünyasına duyarlı, esnek bir yöntem
anlayışı ile oluşturulan nitel verinin, araştırılanların iç dünyasına girebilme olanağı sunmasıdır
(KÜMBETOĞLU, 2005:45). Özellikle kadınların fiziksel aktivite deneyimlerinin görüşmeler
yoluyla daha derinlikli olarak elde edilebileceği düşüncesi, verilerin nitel yöntem ile
toplanmasını gerekli kılmaktadır. Aşağıda çalışma kapsamında kullanılan nitel araştırma
yöntemleri ve çalışmaya katılan örneklem tanımlanmaktadır.
3.1. Katılımcılar
Araştırmada nitel araştırma yöntemi uygulanmıştır. Yapılan görüşmelerin
örneklemini
belirleyen en önemli parametre, Ankara ilinde yer alan özel ve kamuya ait spor merkezlerinde
sunulan fiziksel aktivitelere katılan kadınlar olmasıdır. Çalışmanın örneklemi, maksimum
çeşitlilik örneklemesine göre belirlenmiştir. Burada amaç, göreli olarak küçük bir örneklem
oluşturmak ve bu örneklemde çalışılan probleme taraf olabilecek bireylerin çeşitliliğini
maksimum derecede yansıtmaktır. PATTON (1990)'a göre, maksimum çeşitlilik gösteren
küçük örneklem; örnekleme dahil her durumun kendine özgü boyutlarını ayrıntılı şekilde
tanımlar ve büyük ölçüde heterojenlik gösteren durumlar arasında ortaya çıkabilecek ortak
temalar ve bunların değerlerini ortaya çıkarır (YILDIRIM VE ŞİMŞEK, 2003).
Bu çalışmanın problemine temel olan boyut, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyettir. Bu
araştırmada, genel bilgiler bölümünde bahsedildiği gibi, Pierre Bourdieu’nun toplumsal
kuramına dayalı olarak toplumsal sınıfı günlük toplumsal süreçler olarak ele alan bir anlayış
kullanılmıştır (REAY, 1995, 1997). Bu bağlamda toplumsal sınıf, aynı toplumsal varoluş
koşullarını, ilgileri, toplumsal deneyimleri ve değerler sistemini paylaşan ve kendisini diğer
eyleyici gruplarla ilişkili olarak tanımlama eğilimi gösteren bir toplumsal eyleyici grubudur.
Spor merkezlerinin kendi içinde toplumsal sınıf yapısının belirlenmesinin (özellikle bazı
23
Hanımlar Lokallerinin dinamik ve heterojen olması nedeniyle) zorluğu, aynı zamanda, kolay
ulaşılabilir durum örneklemesinin de kullanılmasını gerektirmiştir.
Çalışmanın yapıldığı spor merkezleri, araştırmacılar tarafından farklı çalışmaların (nitel ve
nicel) yapıldığı ve katılımcıların (üyelerin) geldikleri toplumsal yapılara ilişkin sınırlı da olsa
bazı bilgilerin var olduğu merkezlerdir. Ayrıca, Pierre Bourdieu’nun toplumsal sınıf yaklaşımı
doğrultusunda kullanılan kuramsal çerçeve (BOURDIEU, 1972, 1978, 1984) ve bu kapsamda
sorulan sorular katılımcıların toplumsal sınıflarına (özellikle Bourdieu’nun kavramı olan
habitusa) ilişkin bilgi verecek niteliktedir. Dolayısıyla, spor merkezlerinin belirli bir
toplumsal sınıfla tanımlanmasından ziyade, her bir katılımcının toplumsal sınıfına ilişkin
bilgilerin görüşmelerde elde edilmesi tercih edilmiştir. Araştırmanın amacı, Türkiye’de
kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet ekseninde
analiz edilmesidir. Bu amaç kapsamında toplumsal sınıf, bağımsız bir değişken olarak ele
alınmamakta ve kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarında toplumsal sınıfın etkisi
ölçülmemektedir.
Yukarıda bahsedilen gerekçeler doğrultusunda çalışmanın örneklemini Ankara ilinin farklı
ilçelerinde yer alan özel ve kamuya ait spor merkezleri ve fiziksel uygunluk (fitness)
salonlarında fiziksel aktiviteye katılan kadın egzersiz katılımcısı oluşturmuştur. Yaşları 19-64
arası değişen 94 kadınla (Xyaş = 40.75 ± 10.42) bireysel görüşme yapılmıştır. Özel Spor
Merkezlerinde 23, Hanımlar Lokallerinde 64, Üniversitelerde 7 bireysel görüşme
gerçekleştirilmiştir.
Araştırmaya katılan kadınların sosyodemografik bilgileri EK 1’de sunulmuştur. Araştırmaya
katılan kadın katılımcıların seçildiği merkezlere yönelik ayrıntılı açıklamalar ise aşağıda
sunulmuştur:
Hanımlar Lokali
Hanımlar Lokalleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan ve desteklenen toplum
merkezleridir. Bu lokaller sadece kadınlara hizmet vermekte olup, üyelerin büyük çoğunluğu
alt ve orta sınıf kadınlardan oluşmaktadır. Araştırmanın yapıldığı dönemde, Ankara ili
24
sınırları içinde toplam 12 Hanımlar Lokali bulunmakta ve bu lokallere üye kadın sayısı 35 bin
kadardır. Hanımlar Lokallerinin temel amacı, kadınlara serbest zamanlarını verimli
geçirmelerini sağlayacak etkinlikler sunmaktır: spor etkinlikleri (örn., fitness, egzersiz
sınıfları, masa tenisi ve yüzme), eğitime destek etkinlikleri (örn., bilgisayar ve yabancı dil
kursları), ve sosyal ve kültürel etkinlikler (örn., müzik ve drama kursları). Araştırmaya katılan
Hanımlar Lokallerine üye kadınların büyük çoğunluğu kırsal alandan kente göçmüş ailelere
üyedirler. 1960 ve 1970 ortası dönemde Orta ve Doğu Anadolu köylerinden Ankara’ya
göçmüşlerdir.
Hanımlar Lokallerinde araştırmanın
yapılması için gerekli
olan izin Büyükşehir
Belediyesinden alınmıştır (EK 2). Araştırmanın yapıldığı Hanımlar Lokalleri ve bu lokaller
üye kadınlar ile yapılan görüşme sayıları EK 3’de verilmiştir.
Hanımlar Lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait sosyodemografik bilgiler EK 4’
de sunulmuştur.
Özel Spor Merkezleri
Projeye katılan kadınların bir bölümü belediyeye ait olmayan özel spor merkezlerinde fiziksel
aktiviteye katılmaktadırlar. Hanımlar Lokallerinden farklı olarak bu spor merkezlerinde, kadın
ve erkek birlikte fiziksel aktiviteye katılmaktadırlar. Ayrıca bu spor merkezlerinde sunulan
fiziksel aktivite çeşitliliği Hanımlar Lokallerinden çok daha fazladır. Spor merkezlerinde
sunulan fiziksel aktivitelerin başında pilates, yoga, aerobik, step, spinning, aerosculp, fitness,
yoga, squash ve tenis gelmektedir.
Araştırmanın gerçekleştirildiği özel spor merkezleri: Renewaclub,
Taylife, Sports
International, Dynamic Sports Center, Fitness Court ve SporMED. Ayrıca Balgat Spor
Merkezinde bir odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Bu spor merkezlerinde yapılan
görüşme sayıları EK 3’de sunulmuştur.
Ayrıca, Ankara ilinde yer alan iki devlet üniversitesi (Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve
Hacettepe Üniversitesi) ve bir özel üniversite (Başkent Üniversitesi) kampüsünde yer alan
spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlar da projede yer almışlardır. Bunun
25
nedeni, Ankara ilinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların bir bölümünün üniversite spor
merkezlerinden yararlanmalarıdır.
Araştırmaya katılan özel spor merkezlerinde ve üniversitelerin spor merkezlerinde fiziksel
aktiviteye katılan kadınların sosyodemografik bilgileri EK 5 ve EK 6 da sunulmuştur.
3.2. Veri toplama teknikleri
Bu projede, nitel araştırma tekniklerinden odak grup ve derinlemesine bireysel görüşme
teknikleri kullanılmıştır. Katılımcıların soyodemografik bilgilerini elde etmek amacıyla
araştırmacılar tarafından hazırlanan bir Kişisel Bilgi Formu kullanılmıştır.
Kişisel Bilgi Formu
Araştırmada, grup ve bireysel görüşmelerin yapıldığı kadınlardan görüşmelerde,
sosyo-
demografik özelliklerini belirlemeye yönelik soruların yer aldığı Kişisel Bilgi Formu (EK 7)
doldurmaları istenmiştir. Kişisel Bilgi Formları görüşmeler esnasında görüşmecilerin
katılımcılara yönelttiği sorular doğrultusunda doldurulmuştur.
Nitel araştırmalarda görüşülene ait demografik sorular görüşme rehber formunda yer
alabileceği gibi, kişiyi ve içinde yaşadığı hanesini tanımaya yönelik olarak hazırlanmış sorular
ayrı bir formda da hazırlanabilir (KÜMBETOĞLU, 2005:84). Bu araştırmada ayrı bir Kişisel
Bilgi Formu kullanılması tercih edilmiştir.
Buğday, Şirin, Krizantem ve Mavi ile yapılan görüşmelerde Kişisel Bilgi Formu
doldurulamamıştır. Bunun nedeni, görüşmelerin fiziksel aktivite seansı öncesinde yapılması
ve görüşmeye ayrılan sürenin kısa olmasıdır. Fakat, Kişisel Bilgi Formu’nda yer alan
sorulardan bazılarının cevapları görüşmeler esnasında sorulan sorular kapsamında alınmıştır.
Bireysel görüşmelerin yapıldığı kadın katılımcılardan araştırmanın amacının açıklandığı
Bilgilendirme ve Onay Formunu (EK 8) imzalamaları istenmiştir.
26
Odak grup görüşmeleri
Bıreysel görüşmeler yapılmadan önce, spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan
kadınlarla odak grup görüşmesi yapılmıştır. Ankara Büyükşehir Belediyesine ait Şentepe,
Şafaktepe, Altındağ ve Çankaya Hanımlar Lokallerinde 4 odak grup görüşmesi, özel spor
merkezlerinde (Balgat ve SporMED) 2 odak grup görüşmesi ve Başkent Üniversitesi ve
Hacettepe Üniversitelerinde birer adet odak grup görüşmesi olmak üzere toplam 8 görüşme
yapılmış ve bu görüşmelere 45 kadın katılmıştır.
Odak grup görüşmelerinin bireysel görüşmeler öncesinde yapılmasının nedeni, her bir grubun
kendi iç dinamiklerini anlayabilmek ve bireysel görüşmelerde sorulacak sorulara ya da
konuşulacak konulara bir alt yapı sağlamaktır. Bunun nedeni nitel araştırmanın esnekliğinin
araştırma problemine yönelik sorulacak soruların araştırmanın yapılacağı toplumsal ortam
tarafından belirlenebilmesi imkanını sağlamasıdır.
Odak grup görüşmelerinin yapıldığı spor merkezleri ve katılımcı sayıları EK 9’da
sunulmuştur.
Odak grup görüşmelerinde kadınların genel olarak fiziksel aktivite ve spora yönelik
görüşlerini, fiziksel aktiviteye katılım nedenlerini, katılımdan elde ettikleri katkıları, ve
fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörleri anlamaya yönelik sorular sorulmuştur (EK
10). Ayrıca, herhangi bir görüşmede katılımcıların kendilerini tanıtması ve buna yönelik
soruların sorulması, odak grup tartışmalarının başlaması için anlamlıdır. Dolayısıyla odak
grup görüşmelerinde katılımcıların farklı deneyimleri ve görüşleri doğrultusunda ortaya
çıkabilecek karşılıklı etkileşimin daha sağlıklı olabilmesi nedeniyle, katılımcıların kendilerini
tanımlamalarına yönelik sorular da sorulmuştur.
Görüşmeler 25-50 dakika arasında sürmüştür. Görüşmelerde, katılımcılardan izin alınarak ses
kayıt cihazı kullanılmıştır.
27
Derinlemesine bireysel görüşmeler
Ankara’da bulunan 8 farklı spor merkezinde yapılan odak grup görüşmeleri sonrasında, spor
merkezleri ve Hanımlar Lokallerinin üyelerinin ait oldukları toplumsal sınıflara ilişkin de
bilgi edinilmiştir. Bu nedenle, araştırma projesi önerisinde belirtildiği gibi bireysel
görüşmelerin 8 farklı ilçede yapılmasından ziyade toplumsal sınıf bakımından zenginlik
sağlayacağı düşünülen merkezlerde yapılmasının yeterli olduğuna karar verilmiştir.
Dolayısıyla yapılan odak grup görüşmelerinin bir katkısı da spor merkezlerinde fiziksel
aktiviteye katılan kadınların toplumsal sınıflarına ve spor merkezlerinin bulunduğu bölgeye
ilişkin bilginin edinilmesi ve bu bilgi doğrultusunda bireysel görüşmelerin yapılacağı
merkezlerin belirlenmesi olmuştur.
Araştırmanın amacı ve kuramsal çerçevesi bağlamında derinlemesine bireysel görüşmelerde
sorulan sorular EK 11’de yer almaktadır.
Bireysel görüşmeler 22-55 dakika arasında sürmüştür. Ayrıca görüşmelerde, katılımcılardan
izin alınarak ses kayıt cihazı kullanılmıştır.
Görüşmelerde sorulan sorular
Grup ve bireysel görüşmelerde kullanılan soruların sırasının görüşmenin akışına bağlı
olmasına ve böylelikle de veri zenginliğinin ve akıcılığının sağlanmasına dikkat edilmiştir
(PATTON, 1990). Aynı zamanda soruların katılımcılar, katılımcıların toplumsal ve kültürel
bağlamları ve görüşme esnasında katılımcı ve araştırmacı arasındaki etkileşimden kaynaklı
olarak değişebilme olasılığı düşünülerek tam yapılandırılmamasına özen gösterilmiştir. Bu
esnekliği de göze alarak, araştırmanın amacı ve araştırmanın kuramsal çerçevesi
doğrultusunda görüşmelerde sorulacak sorular aşağıdaki genel konu başlıkları altında yer
almıştır:

Fiziksel aktiviteye katılım nedenleri/beklentileri

Fiziksel aktivite tercihleri

Fiziksel aktiviteye katıldıkları spor merkezi hakkındaki görüşleri

Fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler
28

Fiziksel aktiviteye katılımın katkıları

Fiziksel aktiviteye katılımda karşılaşılan zorluklar

Fiziksel aktiviteye katılmak ve katılımı devam ettirmek için zorluklara karşı geliştirilen
stratejiler
Derinlemesine bireysel görüşmelerde sorulan sorularla ilgili ayrıntılı bilgi
Aşağıda, derinlemesine bireysel görüşmelerde sorulan soruların araştırmanın amacı ve
kuramsal çerçecevi kapsamında içeriği ve önemi açıklanmıştır.
Projede toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıfı birbirinden ayrı kategoriler olarak görmeyen,
iktidar analizini içeren bir ilişkisel yaklaşım benimsenmiştir (HALL, 1996). Bu yaklaşım
çerçevesinde, kadınların fiziksel aktiviteye katılımları ve bir toplumsal alan olarak fiziksel
aktivite alanı ile kurdukları ilişki toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyet ekseninde ele
alınmaktadır. Araştırmanın kuramsal çerçevesinde yararlanılan Pierre Bourdieu’nun yaklaşımı
düşünüldüğünde, farklı toplumsal sınıflardan kadınların deneyimlerini anlayabilmek için
fiziksel aktivitenin, Pierre Bourdieu’nun temel kavramlarından biri olan “toplumsal alan”
olarak analizinin önemli olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, kadınların fiziksel aktiviteye
katıldıkları spor merkezlerindeki deneyimlerini, neden bu merkezleri tercih ettiklerini,
sunulan etkinlikleri ve kadınların “beğenilerini” belirlemeye yönelik sorular, bu toplumsal
alanın anlaşılmasını sağlayacak sorulardır. Bu ve benzeri sorularla aynı zamanda
Bourdieu’nun toplumsal sınıf anlayışında önemli olan “habitus” kavramının anlaşılması da
amaçlanmaktadır. LABERGE ve KAY (2002)’e göre Bourdieu’nun habitus kavramı, spor ve
fiziksel aktivite pratikleri ile ilgili farklı beğenilerin kişinin bedeni ile kurduğu farklı ilişkiler
ve pratiklerden beklenen farklı kazançlar tarafından yaratıldığının anlaşılmasına yardımcı
olmaktadır. Spor ve fiziksel aktiviteye katılımdan beklenen toplumsal kazançlar da toplumsal
sınıfların katılım tercihlerini belirlemekte etkilidir.
Yapılan odak grup görüşmeleri sonrasında, derinlemesine bireysel görüşmelerde sorulan
sorulara kadınların bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında
karşılaştıkları zorlukları ve bu zorlukları yenmek için kullandıkları stratejileri anlayabilmeye
yönelik sorular eklenmiştir. Bu konu araştırma problemiyle doğrudan ilişkilidir. Toplumsal
sınıf ve toplumsal cinsiyet ilişkisi, kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenlerini (bedene
29
ve sağlığa verilen önem, toplumsal bir etkinlik, estetik kaygılar, koca ve akraba baskısından
uzaklaşma vb.) ve karşılaştıkları zorlukları (koca ve aile baskısı, zaman, ekonomik nedenler,
geleneksel değerler vb.) farklılaştırmaktadır. Bu doğrultuda bireysel görüşmelere eklenen
sorular araştırmanın amacı ile doğrudan ilişkili olan sorulardır. Genel Bilgiler bölümünde
belirtildiği gibi, toplumsal sınıf ayrı bir kategori olarak değil, toplumsal cinsiyet ile ilişkili
olarak ele alınmaktadır. Bu doğrultuda, görüşmelerde sorulan sorular sadece toplumsal sınıf
bağlamında değil, toplumsal sınıf ve toplumsal cinsiyeti birbirinden bağımsız ele almayan
ilişkisel yaklaşım çerçevesinde değerlendirilmelidir. Kadınların gündelik hayatlarını anlamaya
(Soru 1,2 ve Soru 11,12), serbest zamanlarında yaptıkları etkinlikleri belirlemeye (Soru 2),
spor ve fiziksel aktivitenin kadınların hayatlarındaki yerini anlamaya (Soru 4,5), fiziksel
aktiviteye katılım amaçlarına ve ne tür etkinliklere katıldıklarına (Soru 3, 8, 9) ve katılımda
karşılaştıkları zorlukları anlamaya yönelik sorular (Soru 11,12) doğrudan toplumsal sınıf ve
toplumsal cinsiyeti ilişkisel olarak ele alan bir yaklaşımın ürünü sorulardır (EK 11).
Toplumsal cinsiyet ve serbest zaman (fiziksel aktivite önemli bir serbest zaman etkinliğidir
ve son yıllarda ülkemizde kadınların fiziksel aktiviteye katılımında bir artış gözlenmektedir)
konulu çalışmaların en önemli boyutu katılımda karşılaşılan zorluklar ve zorlukları
yenebilmek için kullanılan stratejilerdir (ARAB-MOGHADDAM VE ARK., 2007; BROWN,
BROWN, MILLER
VE HANSEN, 2001;
JACKSON, 2005; LIVENGOOD VE
STODOLSKA, 2004; WEARING, 1998). Bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel
aktiviteye katılımın kadınların yaşamlarındaki önemi, karşılaştıkları zorluklar ve bu zorlukları
aşmak ve katılımlarını devam ettirmek için geliştirdikleri stratejiler, kadınların toplumsal
konumlarının güçlenmesini anlamaya yönelik sorulardır.
Araştırma
ekibinde
yer
alan
araştırmacıların
görüşmelerin
gerçekleştirildiği
spor
merkezlerinde ve Hanımlar Lokallerinde araştırma deneyimlerinin olması ve toplumsal
cinsiyet, toplumsal sınıf (Bourdieu) ve spor konularında çalışmalarının bulunması (örn.,
ARSLAN VE KOCA, 2008; KOCA VE ARSLAN, BASKIDA; KOCA VE AŞÇI, 2005;
KOCA VE BULGU, 2005; KOCA VE DEMİRHAN, 2005; KOCA, AŞÇI VE KİRAZCI,
2005; KOCA, ATTENCIO VE DEMİRHAN, BASKIDA), odak gruplarda sorulan soruların
konuyla doğrudan ilişkili olması sonucunu doğurmaktadır. Bu bağlamda, odak grup
görüşmelerinde sorulan soruların araştırmanın problemi doğrultusunda yeterli olması, bireysel
görüşmelerde de aynı soruların daha ayrıntılandırılarak sorulmasını sağlamıştır.
30
3.3. Veri analizi
Nitel verilerin analizi
Görüşme metinlerinin veri analizi için hazırlanması
Bütün görüşmeler çözülürken bilgisayara yazılmış ve metin üzerinde rahat kodlama
yapılabilmesi için 3 cm kenar boşluğu ve 1.5 satır boşluklu hale getirilmiştir. Görüşme
metinlerine satır numaraları da verilmiştir. Ayrıca her katılımcıya bir kod adı verilerek
bulgular bölümünde kullanılan alıntılardaki katılımcı isimlerinde bu kodlar kullanılmıştır.
Metinlerdeki satır numaraları, özellikle veri analizinde farklı analizcilerin çalışmalarında,
verilerin / alıntıların metinlerindeki yerlerinin gösterilmesi yoluyla kolaylık sağlamaktadır.
Verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır (YILDIRIM VE ŞİMŞEK, 2003). Bu
analiz tekniği kapsamında, çalışmadan elde edilen veriler iki yardımcı araştırmacı tarafından
ayrı ayrı incelenerek kodlar bulunmuş ve bu kodlar belirli temalar altında sınıflandırılmıştır.
Elde edilen verilerin analizinde birden fazla araştırmacıların kullanılması ve elde edilen
sonuçların teyit edilmesi, verilerin güvenirliği konusunda uygulanan stratejilerden birisidir.
Yapılan bu sınıflandırmalar sonucu elde edilen kodlar ve temalar birbirleriyle karşılaştırılmış
ve bu kapsamda veriler üzerinde tekrar bir analiz yapılmıştır. Bu aşamalar aşağıda
sıralanmıştır.
Araştırmanın güvenirliği açısından özellikle yöntem ve bulgular bölümünde elde edilen
verilerin analizinde kullanılan kavramsal çerçevenin tanımlanmasına da dikkat edilmiştir.
Araştırmanın iç güvenirliğini zenginleştiren bir etken olarak da araştırmacının kavramsal
çerçeveyi nasıl oluşturduğunu ve bu çerçeveye bağlı olarak veri analizini nasıl yaptığını
okuyucuya açıklaması beklenmektedir (YILDIRIM VE ŞİMŞEK, 2003). Bu bağlamda,
araştırmada içerik analizinin nasıl yapıldığına dair bilginin ayrıntılı olarak sunulması
önemlidir.
31
1. Açık kodlama: Görüşme metinleri satır satır okunmuş ve araştırmacılar tarafından araştırma
problemi kapsamında önemli ve ilginç bulunan kodlar belirlenmiştir. Kodlama sürecinde
araştırmacının, araştırma sorularını ya da araştırmanın kavramsal çerçevesini dikkate alması
ve bu çerçevede verilerin içinde ne aradığının sürekli farkında olması gerekmektedir
(YILDIRIM VE ŞİMŞEK, 2003). Bu doğrultuda, veri analizinin ilk aşaması olarak
kodlamalar yapılırken, elde edilen verilerle beraber araştırmanın kuramsal çerçevesi ve bu
çerçeveye bağlamında sorulan sorular da dikkate alınarak bir kod listesi oluşturulmuştur.
Örneğin, araştırmanın probleminin ve kuramsal çerçevenin temel taşını oluşturan fiziksel
aktiviteye katılımdan elde edilen kazançların toplumsal cinsiyet ve toplumsal sınıf ekseninde
analiz edilebilmesinde kullanılacak belirli kodlar oluşturulmuştur (Şekil 1). Elde edilen
verilerde bu kodlardan farklı kodlar bulunduğunda bunlar da kod listesine eklenmiştir. Bu
kodlama biçimi genel bir çerçeve içinde yapılan kodlama biçimi olarak tanımlanmaktadır.
Önceden belirlenmiş bir kod listesi içerik analizini yönlendirirken, tümevarımcı bir anlayışla
verilerin incelenmesi sonucu ortaya çıkan veriler de, daha önceden oluşturulan kod listesine
eklenir ya da yeni kodlara göre eski kodlar değiştirilir.
Veriler elle kodlanmıştır. Kodlamalar hem görüşme metinleri üzerinde hem de ayrı bir
sayfada yapılmıştır. Ayrıca, veri toplama ve ilk veri analizleri eş zamanlı olarak yapılmıştır.
32
Kendine güven
Mutluluk
Cesaret
Psikolojik katkı
Mutluluk
Kendini keşfetme
Psikolojik hastalıklardan korunma
Psikolojik hastalıklarda iyileşme
Yeni
1. arkadaşlıklar
kas gelişimine katkısı
Eş ve çocuklarla diyalog
Fiziksel Aktiviteye
Sosyal Katkı
Katılım Nedenleri
Sosyal yaşama katılım
Yeni/farklı yaşamlar tanıma
Hastalıklarla ilişkili iyileşme
Hastalıklardan korunma
Fiziksel Katkı
Sağlık
Hareket
Kod
Kavram
Tema
Şekil 1. Örnek veri analizi; açık kodlama ve tematik kodlama
2. Tematik kodlama: Elde dilen verilerin kodlanmasından sonraki aşama, birbiriyle ilişkili
kodları bir araya getirebilecek temaların bulunmasıdır. Bu çalışmada, kodlanma sonucu ortaya
çıkan kavramlar anlamlı bir tema altında toplanmaya çalışılırken, aynı kodlama sürecinde
olduğu gibi hem çalışmanın kuramsal çerçevesi hem de veriler doğrultusunda temalar
belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen verilerin fazla olması ve bu verilerin daha anlamlı bir
biçimde sunulması için her bir tema içeriği alt temalar ile birlikte sunulmuştur. Alt temaların
belirlenmesinde temanın bütünlüğünün bozulmamasına dikkat edilmiştir.
33
Nicel verilerin analizi
Çalışmaya katılan kadınlardan doldurmaları istenen Kişisel Bilgi Formunda yer alan
sosyodemografik bilgiler ile ilgili veriler SPSS Paket programında betimleyici istatistik analiz
teknikleri (Ortalama, Standart Sapma, Frekans, Yüzde….) ile analiz edilmiştir..
3.4. Karşılaşılan yöntemsel güçlükler ve sınırlamalar
Araştırma kapsamında yapılan görüşmeler esnasında ve sonrasında görüşmeyi gerçekleştiren
burslu yüksek lisans öğrencilerinden Görüşmeci Raporu (EK 12) tutulması istenmiştir
Aşağıda sıralanan yöntemsel güçlükler ve sınırlamalar, görüşmelerde karşılaşılan kolaylıklar
ve zorluklar üzerinde odaklanan görüşme raporlarına ve genel olarak çalışmada
karşılaşılabilecek yöntemsel güçlüklere yönelik araştırmacılar tarafından alınan önlemlere
dayanmaktadır:

Araştırmacı-araştırılan hiyerarşisini kırmak çok kolay olmamıştır. Görüşmecilerin
toplumsal konum (yaş, evlilik vb.) olarak bazı katılımcılara uzak oluşu görüşmelerin
açıklığı ve akıcılığı sürecinde karşılaşılan bir yöntemsel güçlük olarak görülebilir.
Örneğin, yaşlı ve torun sahibi olan bir kaç katılımcı görüşmecilere kendi durumlarını
ancak kendileri gibi çocuk ve torun sahibi oldukları takdirde anlayabileceklerini ifade
ederek görüşmeci ve kendileri arasına bir sınır koymuşlardır. Bu sınır bazı sorulara
ayrıntılı cevap alınamaması tehlikesi yaratabileceği için görüşmeciler mümkün olduğunca
samimi ve anlayışlı bir tavır içine girmeye çalışmışlardır. Ayrıca bu yöntemsel güçlüğün
aşılması için, görüşmecilerin toplumsal konumlarını açığa çıkaracak sorulara ağırlık
verilmesine
ve
verilerin
analizi
sürecinde
bulguların
toplumsal
konumlarla
ilişkilendirilmesine dikkat edilmiştir.

Araştırmanın amacı ve dayandığı kuramsal temel kapsamında sosyal bağlam önemlidir.
Sosyal bağlam, katılımcıların toplumsal konumlarından başka fiziksel aktivite ortamını da
içermektedir. Görüşmelerin spor merkezlerinde ve Hanımlar Lokallerinde yapılması, ve
görüşmecilerin bu merkezlerde görüşmeler öncesinde, esnasında ve sonrasında vakit
geçirmeleri ve katılımcılarla iletişim halinde olması sosyal bağlamın anlaşılmasını
sağlayacak bilgilerin elde edilmesini sağlamaya katkıda bulunmuştur.
34

Kadınlarla yapılacak görüşmelerin en büyük zorluğu zaman kısıtlamasının olmasıdır.
Özellikle ev dışında ücretli bir işte çalışan bazı katılımcıların fiziksel aktivite öncesinde ve
sonrasında yeterli zamanları olmadığı için, görüşme yapmak istememeleri yöntemsel
güçlüklerden birisi sayılabilir. Fakat bu konuda görüşmeciler esnek davranmaya özen
gösterip, zaman kısıtlaması olmayan kadınlarla görüşme yapmışlardır.
35
BÖLÜM VI
BULGULAR
Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşme verilerinin analizi sonucunda elde edilen
bulgular, çalışmanın amaçları kapsamında beş temel kategoride sunulmaktadır:
(1) Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri
(2) Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı
(3) Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler
(4) Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam ettirebilmek için
kullandıkları stratejiler
(5) Kadınların fiziksel aktivite beğenileri
Beş ayrı kategoride sunulan bulgular, araştırmanın iki amacı doğrultusunda sunulmuştur. Elde
edilen her bir bulgunun birbiri ile ilişkili ve bu bağlamda her iki amaca da cevap verecek
nitelikte olduğu unutulmamalıdır. Fakat bulguların sistematik bir biçimde sunulması ve
anlaşılır olmasının sağlanması amacıyla
özellikle 1., 2., 3. ve 5. kategoride sunulan
bulguların araştırmanın birinci amacına, 4. kategori altında sunulan bulguların da araştırmanın
ikinci amacına karşılık geldiğini belirtmek önemlidir.
Bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiveteye katılımın kadınların yaşamındaki yerini
ve önemini anlayabilmek için kadınların yaşamını dikkate almak gerekmektedir. Her ne kadar
toplumsal sınıfa ve toplumsal konuma (anne, evli, bekar çalışan, çalışmayan, yaşlı, genç, vb.)
bağlı olarak kadınların yaşamları, gündelik hayatları farklılaşsa da bu araştırmaya katılan
kadınların da belirttikleri gibi genel olarak kadınlar az çok benzer yaşamlara sahiptirler.
Aşağıda örnek olarak sunulan kadınların yaşamını anlatan alıntıların da gösterdiği gibi,
kadınların –çalışan, çalışmayan, emekli, anne, genç, yaşlı vb.- temel sorumlulukları ev içi
alana aittir; ev işi, çocuk, eş ve aile bakımı gibi. Dolayısıyla, kadınların fiziksel aktiviteye
katılma
nedenleri,
katılımlarından
elde
ettikleri
katkılar,
katılımlarını
etkileyen
faktörler/zorluklar ve katılımlarını devam ettirmek için kullandıkları stratejiler içinde
bulundukları sosyal bağlam çerçevesinde ele alınmalıdır.
36
Türkiye`de kadınların durumunu biliyorsunuz. Çocuğuna ve eşine bakmak
zorundasın. Yemeklerini yap, evi temizle, çocuğunu okula, kocanı işe gönder.
Bazen kendimi tükenmiş hissediyorum ama kadınız işte...(Fatma, Şentepe Hanımlar
Lokali ).
25 yıllık ev hanımıyım. Buraya yazılmadan önce monoton geçiyordu günlerim.
Kurulmuş gibi böyle sabah aynı saatte kalk, çocukları gönder, eşini gönder.
Kahvaltı. Çok dakik 12’de yemek. Yemek pişir, akşam yemeğini hazırla, işte ütü
yap, çamaşır, evin temizliği, ziyaretlere git, misafir kabul et (Serpil, Aile Yaşam
Merkezi).
Sabah kalkıyorum, kızımı yedirip içiriyoruz. Evden çıkma ve işe yetişme telaşı var.
Onu yuvaya bırakıp işe gidiyoruz. Akşam onu yuvadan alıyorum ama işim bitmiş
olmuyor. Mesaiden sonra da çalışıyorum. İşten çıkınca eve geliyorum, yemeği
ısıtıyorum. Ertesi günün yemeğini yapıyorum. Çocuk yatana kadar onunla
oynuyorum. Bir yandan çamaşır yıkanacaksa yıkıyorum, yemek yapmamışsam ütü
yapıyorum muhakkak (Kuzey, ODTÜ).
4.1. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri
Araştırmada kadınların fiziksel aktiviteye katılmalarının çeşitli nedenlere bağlandığı; fiziksel
sağlıklıklarından psikolojik sağlıklarını korumaya; sosyal yaşama katılma isteğinden serbest
zamanlarını değerlendirmeye geniş bir yelpaze izlediği anlaşılmıştır. Kadınlarla yapılan
görüşmelerde fiziksel aktiviteye katılım nedenlerini anlamaya yönelik sorulan sorulara verilen
cevaplar dört tema altında sınıflandırılmıştır: (1a) Kendime ait bir alan, (1b) Stres/yalnızlık/ev
yaşamından kaçıyorum, (1c) Emekli oldum/Yaşlandım/Menopozdayım: Hiç bir işe
yaramıyorum, (1d) Fiziksel olarak sağlıklı bir yaşam. Bu kategori altında toplanan veriler bu
dört tema ışığında aşağıda sunulmaktadır.
37
4.1a: Kendime ait bir alan
Spor kendim için yaptığım tek ve en güzel şey. Yani kendi mutluluğum için
yaptığım bir şey. (Papatya, Çankaya Hanımlar Lokali)
Toplumsal sınıf, toplumsal konum farketmeksizin kadınların fiziksel aktiviteye katılmalarının
en önemli nedeni, kendileri için bir şey yapmak istemeleri. İster çocuğu olsun ister olmasın,
ister ücretli bir işte çalışıyor olsun ister ev içinde çalışıyor olsun, kadınlar zamanlarının bir
bölümünü kendileri için yararlı olacak bir etkinlik yaparak geçirmek istiyorlar. Özellikle bazı
kadınlar, kendilerinin temel sorumluluk alanının ev (ev bakımı, eş ve çocuk bakımı vb.) ile
ilişkili olarak kabul edilmesinden rahatsızlık duyuyorlar, ve bu rahatsızlıklarını ifade etmek
için ev dışı alanda yer almanın, farklı etkinliklere katılmanın yollarını arıyorlar. Bu noktada,
yapılan etkinliğin fiziksel aktivite olmasından daha çok, kadınların evin dışına çıkmalarını,
kendileri için bir şey yapmalarını sağlayacak bir etkinlik olması önemli görünmektedir. Fakat
fiziksel aktivite olmasının önemi de kadınların kendi bedenleri için bir şey yapmak
istemelerinde ve kendi bedenlerini keşfetmekten aldıkları zevkin altında yatmaktadır.
Aşağıda sunulan alıntılar, kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılmanın kendileri için neden önemli olduğuna işaret etmektedir. Aşağıda yorumları sunulan
kadınlar farklı toplumsal sınıflardan kadınlardır. Özel bir üniversitede çalışan Kuzey’in de
fiziksel aktiviteye katılmasının en önemli nedeni Şafaktepe Hanımlar Lokalinden Kırmızı ile
aynıdır: Kadın ve anne olmanın getirdiği sorumlulukları yerine getirmenin dışında kendisini
mutlu edecek bir şey yaparak kendisine zaman ayırmaktır.
[…] Çocuğumdan kendim için yapacak bir şey bulamadığım için, bu yaptığım bana
çok özel geliyor. Kendim için yapıyorum. Kendim için yapıyorum deyip mutlu
oluyorum. Psikolojik olarak da çok rahatlıyorum. Bir sürü kişinin sorumluluğu var
üzerimde. Bu sadece benim için oluyor. (Kuzey, Başkent Üniversitesi)
Bir yerde kendimi şey gibi hissediyorum … hani annelikten hariç, kadınlıktan hariç
bir şeylerle uğraşıyorum. Hoşuma gidiyor. (Kırmızı, Şafaktepe Hanımlar Lokali)
38
Bu çevrede yaşayan kadınlar genellikle çocuktu, yemekti derken pek bir şey
yapamadıkları için spor (onlar için) bir aktivite oluyor. Biraz kendi kendilerine
rahatlama oluyor aslında. Çünkü 24 saat ya çocukla ya eşinle, ya eşinin ailesi ya
kendi ailen bir şekilde başkalarıyla ilgilenerek geçiyor. 15 dakika bile ayırabilse
mutlu oluyor, sırf bana ait diyor çünkü. (Karanfil, Şentepe Hanımlar Lokali)
Her şeyi başkaları için yapıyorum. Özellikle çocuklarım için çok vakit harcıyorum.
Okulda çalışırken, okuldan geldikten sonra tüm vaktimi çocuklarıma harcıyorum.
Spor kendim için yaptığım tek ve en güzel şey… Yani kendi mutluluğum için
yaptığım bir şey. (Gül, Çankaya Hanımlar Lokali)
[…] Çocuklar büyüdü. Oğlum sınava hazırlanacak. Şimdi kendim için bir şey
yapıyorum. Spora sadece iki saat geliyorsam, üç saat kimse benden ne çay istiyor,
ne onu soruyor, ne bunu soruyor. (Ahsen, Dynamic Spor Merkezi)
Bizim kadınımızın adı yok ya! Hep baskı görüyor. Bir durun artık ben de varım
diyorum!... Benim de bir hayatım var. Spor yaptığımdan beri kendimi iyi
hissediyorum. Psikolojinin düzgün olması için kendin için bir şeyler yapman
gerekiyor. Kendim için ne yapabilirim? En güzeli, en masrafsızı, en kolayı spor.
Hani bilgisayara, ingilizce kurslarına gittim ama insanın kafası almıyor. Ben aptal
mıyım niye başaramıyorum diye strese girdim. En güzeli, en ucuzu spor. Spor
kendini ifade etme imkanı sağlıyor. (Serpil, Aile Yaşam Merkezi)
Zamanımı faydalı, kendime faydalı bir şey yaparak değerlendirmenin verdiği
mutluluğu yaşıyorum. (Hayat, Aile Yaşam Merkezi)
[…] Kendime zaman ayırmaya karar verdim. Sadece kendi kendime kalabileceğim,
kendi vücudum, kendim. Kendi kolum bacağım için bir şeyler yapmak fikri çok
hoş. (Taba, ODTÜ)
Yukarıda sunulan görüşme alıntılarından anlaşıldığı gibi kadınlar kendilerine ait bir zamanı
planlayıp fiziksel aktiviteye katılmayı farklı nedenlerden yapmış olsalar da, hepsi günü
kendileri için planlamaya başlamışlardır. Bu zamanın sadece onlara ait ve onların istediği
39
biçimde geçirecekleri bir zaman dilimi olması bunun önemini arttırmaktadır. Bağımsız bir
zaman dilimine sahip olma adına, kadınlar daha planlı zaman kullanımına yönelmişlerdir.
Kadınların bir serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımı ise,
gündelik
yaşamda kendine ait bir zaman dilimi yaratması gerekliliğini farkettirmiş ve bir bakıma
zaman kullanımında oldukça rasyonel, programlı hareket etmeyi öğrenmelerine neden
olmuştur.
Zaman kullanımı bireylerin tercihlerine bağlı bir etkinlik olarak görünmesine karşılık,
özellikle toplumsal cinsiyet boyutunda, kadınların zaman tasarrufunu etkileyen, sınırlayan
etmenler, bunun toplumsal bir önemi vurguladığını gösterir (SAYER, 2005). Kadınların
ataerkil rol kalıplarının dışında kendileri için harcayabilecekleri bir zaman dilimi olması,
sosyal yaşama katılabilme şansını fiziksel aktiviteyle yakalayabileceklerini keşfetmelerine yol
açmıştır.
Sonuç olarak, serbest zaman kullanımında, kadınların erkeklere oranla ev-dışındaki
aktivitelere daha çok katılma isteklerini (SHELTON, 1992; GREEN VE ARK., 1990)
genelde,
ev
ortamının
rutinliğinden
kurtulmaya,
yaşadığı
çevreden
uzaklaşmaya
bağlayabiliriz. Araştırmadan elde edilen veriler, daha çok alt ve orta kesim kadınların, serbest
zamanlarını
ev
dışında
geçirebilecekleri
alanların
sınırlılığı
nedeniyle
Hanımlar
Lokallerindeki aktivitelere katılmaya yönlendiklerini göstermektedir. Özellikle Hanımlar
Lokallerindeki etkinlikler fiziksel aktivite dışında da kadınları buraya bağlamaktadır. Alt ve
orta kesim kadınların devam ettiği bu Hanımlar Lokalleri, kadınların bir anlamda ev dışında
kendi başlarına topluma girebildiği bağımsız alanlardır.
4.1b: Stres / yalnızlık /ev yaşamından kaçıyorum
Ben biraz da kaçtım evden. Kayınbabamlar, görümceler, evde çocuklar var
sorunlu. Burada rahatlıyorum. (Siyam, Şafaktepe Hanımlar Lokali)
Görüşmeye katılan bazı kadınlar –genç yaşta evlenen, farklı illerden ya da kırsal alandan
Ankara’ya göçen ve ücretli bir işte çalışmayan- hayatlarının kapalı bir alanda geçmesinden,
yalnızlıktan, cocuk, eş ve yakınlarının bakımından (bakım etiği) sorumlu tek kişi olmaktan ve
40
bunun sonucunda yaşadıkları stresten (ciddi psikolojik rahatsızlık yaşayanlar da var) şikayet
etmektedirler. Başka bir ifadeyle, kadınların büyük bir çoğunluğu yaşadıkları zor durumun, ev
içi alana hapsedilen ve aile üyelerinin bakımından sorumlu “bakıcı” kadın olmaktan
kaynaklandığını düşünmektedirler. Altındağ Hanımlar Lokalinden Çam bunu şu şekilde ifade
ediyor: “Evde bedava hizmetliyiz işte. Evimizin hizmetlisi açıkcası. Yataktı, bulaşıktı,
çamaşırdı...” (Çam, Altındağ Hanımlar Lokali).
Aşağıda sunulan görüşme alıntıları, kadınların fiziksel aktiviteye neden katıldıkları sorusuna
verdikleri yanıtlardan oluşmaktadır. Aşağıda ifadeleri sunulan kadınların fiziksel aktiviteye
katılım nedenleri, ev yaşamının getirdiği sıkıntılar, stres ve yalnızlık ile ilişkilidir. Bu
bağlamda fiziksel aktivite, bu kadınların ev içi alanın dışına çıkıp başka hayatları ve bu
hayatlarla kendilerinin olası ilişkilerini keşfedebilecekleri bir fırsat olmaktadır.
Boş zamanımda bu yaşıma geldim kendim için bir şey yapmadım. Anne olmak, ev
hanımı olmak…bütün hayatımı şöyle bir düşünüyorum hep birbirinin aynı. Sabah
kalk, kahvaltı yap, öğle yemeğini hazırla, ütü yap, çamaşır, evin temizliği,
ziyaretlere git, misafir kabul et. Simdi buraya zaman ayırıyorum. Mutluyum burada.
(Serpil, Aile Yaşam Merkezi)
Evden çıkmak bir amaç. Spor ya da başka bir faaliyet. Spor bir araç. Evden çıkmak
lazım. (Aylin, Aile Yaşam Merkezi)
Evinizde sürekli bir kısır döngü içindesiniz. Aynı şeyleri yapıp duruyorsunuz.
Çalışmıyorsanız eğer, sürekli aynı şeyler, temizlik, yemek... Hantallaştığımı
hissettim. Ama spora başlayınca değişti. (Fındık, Aile Yaşam Merkezi)
Adana’dan geldim buraya. İlk başta evde kalmaktan çok sıkıldım. Kendimi koltuk
gibi hissediyordum. Kızım okula gidiyor eşim işine gidiyor. Ben? Tek başıma.
Hayatım buraya başlayınca değişti. Sporu çok seviyorum. Buraya alışınca
Ankara’ya da alıştım. (Susam, SporMED)
Ben evde yalnızım. Biraz dışarıda birileriyle birlikte bir şey yapmak istiyorum.
(Sevgi, Aile Yaşam Merkezi)
41
Önceden bedensel olarak ihtiyacım vardı spor yapmaya. Simdi daha çok ruhsal
açıdan ihtiyaç hissediyorum. Çalışma yaşamı çok stresli […]. (Yaşam, Renewaclub)
Yapılan bireysel görüşmelerde, kadınların ev içi alanda yaşadıkları stresin fiziksel aktiviteye
katılmalarında önemli bir faktör olduğu vurgulanmıştır. Örneğin, Siyam için fiziksel
aktiviteye katılmak evin sıkıcı stresli ortamından belli zaman diliminde de olsa kaçmayı
sağlarken, Duygu için eşinden ve çevresinden kaçmanın bir yolu olmaktadır:
Kadınlar genelde evden uzaklaşmak için yapıyorlar. Stresten uzaklaşmak için. Evde
dursan iş bitmiyor, sıkıntı bitmiyor. Kaçıyoruz, resmen evden kaçıyoruz. (Siyam,
Şafaktepe Hanımlar Lokali)
[…] Sürekli aynı yerdeyim. Aynı mahalledeyim. Evlendim yine aynı mahalledeyim.
Eşim sürekli gözümün onünde. Yani buraya genelde 45 yaş üstü bayanlar geliyor,
eşi emekli olmuş. Eşinden kaçan bayanlar geliyor. Ben 25 yaşındayım. Ben de
eşimden kaçıyorum. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali)
Evde yaşanan stresin kadınların psikolojik sağlıklarına olumsuz etkileri bazı kadınlarla
yapılan görüşmelerde sıklıkla vurgulanmıştır:
Biraz ben bunalıma girdim çocuklar doğduktan sonra. Çocuklar, oturmalar, günler
beni açmadığı için evde depresyona girdim. Ev işleri de beni tatmin etmiyordu.
Tabii ki vakit geçirebilirim evde, televizyon seyredersin, dergi alıp okudum ama
yetmiyordu bana. Depresyona girdim. Hem değişiklik olsun, yeni bir ortam olsun
hem de sağlığım için başladım spora. (Yasemen, Aile Yaşam Merkezi)
Evden uzaklaşmak ve biraz da kendime vakit ayırmak için başladım spora. Benim
sinirlerim bozuluyor, sürekli depresyonda oluyoruz. (Siyam, Şafaktepe Hanımlar
Lokali)
Sonuçta, kadınların egzersize katılım için ev dışına çıkmaları, geleneksel toplumsal cinsiyet
ilişkileri bağlamında önemli bir değişim niteliği taşımaktadır. Bir anlamda alt ve orta
42
kesimden kadın, fiziksel aktiviteyi kullanarak yaşamın rutininden, sıkıntısından ve
yalnızlığından çıkmaya çözüm üretmiştir diyebiliriz. Kültürel/ekonomik sermayeleri yeterli
üst
kesim
kadınların,
fiziksel
aktiviteyi/spor
merkezlerini
yaşamlarının
rutininden/sıkıntısından kurtulma amaçlı kullanmadıkları bu araştırmada en azından
belirlenmiştir.
4.1c: Emekli oldum/Yaşlandım/Menopozdayım: Hiç bir işe yaramıyorum
Araştırmaya katılan kadınların bir kısmı emekli olmuş ama evde oturmak istemeyen, emekli
ya da değil yaşlandığını düşünen ve kendini genç hissetmek isteyen, menopoza girdiği için
hayatın elinden kaçıp gitmesine izin vermek istemeyen kadınlardan oluşmaktadır. Bu
kadınlar, içinde bulundukları durum nedeniyle hiç bir işe yaramadıklarını düşünmekteler ve
bir işe yaramanın ve yaşamlarını eskisi gibi devam ettirmenin bir yolu olarak fiziksel
aktiviteye katılmayı tercih etmektedirler. Örneğin, Lacivert emekliliğin getirdiği hareketsiz
yaşamdan şikayet etmekte ve eski yaşamındaki hareketi ve işe yarama duygusunu
yakalamanın bir yolu olarak fiziksel aktiviteye katılmaktadır:
Emekliyim ben. Evde oturduğum zaman olmuyor. Çok hareketsiz kalıyorum.
Hareketli bir yaşamdan sonra birden evde oturmak çok kötü geldi. Yani bunu
hissediyorum… Sırf hareket olsun diye buraya geliyorum. (Lacivert, Şafaktepe
Hanımlar Lokali)
İşten ayrıldıktan sonra ben işe yaramıyorum hissine kapılıyorsun. Artık ekonomik
açıdan hiç bir katkım yok diye düşünüyorsun. Eşinden para istiyorsun. Ama kendi
kazandığın para gibi harcayamıyorsun. Spor işte ben bu işi başarabilirim duygusunu
aşılıyor. (Sümbül, Çankaya Hanımlar Lokali)
Araştırmaya katılan diğer kadınlara kıyasla yaşları daha büyük olan bu kadınlar için fiziksel
aktiviteye katılmanın bir amacı da fiziksel ve ruhsal olarak bedenlerindeki değişime rahat
uyum sağlamak ve yaşlılığın getirdiği/getireceği problemlerden kurtulmak. Kadınlar için
yaşlılığın başlangıcı sayılabilecek menapoz dönemi, bazı kadınlar için sıkıntılı geçmekte ve
fiziksel aktivite bu sıkıntıdan kurtulmanın bir yolu olmaktadır:
43
Ben çok faal bir insandım. Belirli bir yaşa gelince, menopoza girince her şeyi
yapamıyorsun. Menopoza girdiğim için benim tükendiğimi düşünüyor insanlar. Bir
yerde hayat elimden kaçıyormuş gibi hissettim ve bir yerde hayatı yeniden
yakaladım. (Yaprak, Şentepe Hanımlar Lokali)
Haftada iki gün buraya geliyorum. Gelmez isem kafayı yiyeceğim. Çünkü
menopozdayım. Menopozda olunca etrafımdakilere çok huzursuzluk veriyorum.
Menopoza girdiğim için insanlar benim tükendiğimi düşünüyorlar. Kızım da beni
buraya yazdırdı. Burası bana çok iyi geldi. (Papatya, Şentepe Hanımlar Lokali)
Bu alt tema altında toplanan veriler bazı kadınlar için, özellikle emekli olanlar, fiziksel
aktiviteye katılımın fizyolojik ve sosyal gelişmeler sonucunda ortaya çıkabilecek sorunlara
karşı durulabilecek çok yararlı bir etkinlik olarak görüldüğünü göstermektedir. Yaşamlarında
emeklilik gibi sosyal konumlarında bir çeşit geri adım sayılan değişimlerin etkisiyle kadınlar,
yeni uğraş alanı olarak fiziksel aktiviteyi keşfetmişlerdir. Çünkü yaşamlarında daha önce
olmayan bu yeni etkinlikle, emeklilik gibi sosyal yaşamdaki hareketliliği kısıtlayan bir
statünün getirdiği sosyal ve ruhsal gerilemeleri engellemeyi hedeflemişlerdir.
4.1d: Fiziksel olarak sağlıklı bir yaşam
Kadınların büyük çoğunluğunun serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılmalarının nedenlerinden birisi fizyolojik sağlıklarını korumak ya da bazı fizyolojik
hastalıkların iyileşmesini sağlamak. Bu kadınların görüşmelerde en fazla belirttikleri
hastalıklar, kemik erimesi, menisküs, kolesterol, kiloya bağlı fizyolojik rahatsızlıklardır.
Aşağıda bu hastalıkların iyileşmesinde ya da korunmasında serbest zaman etkinliği olarak
fiziksel aktiviteyi tercih eden kadınlara ilişkin alıntılar sunulmuştur:
Diş hekimlerinde görülen karpel tünel sendromu vardı bende. Onun akut devrini
atlattıktan sonra yani fizik tedavi olduktan sonra spor tavsiye etti doktor. O
hastalığa bağlı olarak sırtımda fibrozitler oluştu. Bunun için de sporu tavsiye etti
doktor. (Ay, Altındağ Hanımlar Lokali)
44
Ben de kemik erimesi var. Kemiklerimin güçlenmesi için, kilo almamak için spor
yapıyorum. (Rukiye, Çankaya Hanımlar Lokali)
En başta söyleyeyim zayıflamak için gelmedim. Baştan onu söyleyeyim. Hareket
için yani egzersiz için geldim. Zayıflamayı istemiyor da değilim. Onun için
gelmedim ama versem de iyi olur tabii. (Çiğdem, Altındağ Hanımlar Lokali)
[…] Kolesterolüm için doktora gittiğimde o önerdi sporu. (Serpil, Aile Yaşam
Merkezi)
Kadın hastalıklarından ameliyat oldum. Egzersiz yap dediler. Şimdi de dizimde
yırtık varmış, menisküs ameliyatı olacağım. İki sene önce de ameliyat olmuştum.
İyileştirmek için bir yıldır buraya geliyorum. (Çiğdem, Altındağ Hanımlar Lokali)
Daha sağlıklı olmak için spor yapıyorum. İleride şişmanlığın getirdiği rahatsızlıklar
var. Kalp krizi gibi. O tip rahatsızlıklardan korunmak için. (Elmas, Taylife)
Kadınların bazıları için sağlıklı olmak kilo vermekle eşdeğer sayılmıştır. Egzersizin sağladığı
yararların daha çok beden sağlığı ve kilo olarak dile getirilmesinin ardında kadınların
bedenlerini tanıyıp önemsemeleri dikkat çekmektedir:
Ben biraz hem kilo vermek istiyorum, hem biraz daha kaslı bir vücudum olsun
istiyorum, hem sağlık için. Daha genç görünmek için istiyorsunuz. (Ege, Dynamic
Spor Merkezi)
Hem sağlığım için hem de kilo vermek için. Çünkü yaşım çok küçük. 26
yaşındayım ben. İleride veremeyeceğimi düşünüyorum. (Petunya, Altındağ
Hanımlar Lokali)
Ben zaten sürekli yürüyorum. Sevdiğim bir şey. Bedenimle ilgili. Ondan sonra hem
kilolarımla ilgili. (Sarı, Şafaktepe Hanımlar Lokali)
45
Özellikle menapoz dönemine giren ya da girmemiş olup menapoz dönemini rahat yaşamak
isteyen kadınlar için fiziksel aktiviteye katılımın temel amacı fizyolojik sağlık olmakla
birlikte, menapozun hem fizyolojik hem de psikolojik belirtileri içermesi nedeniyle ilişkili
alıntılar bir önceki alt temaya dahil edilmiştir.
Ozet
Aşağıdaki tabloda araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılma nedenleri
sunulmuştur. Bu nedenlerin seçilmesinde sadece bulgular bölümünde sunulan alıntılardan değil
araştırmaya katılan bütün kadınların görüşmelerinde en fazla öne çıkanlardan oluşmasına ve
kadınların kullandıkları ifadelerden uzaklaşmamaya dikkat edilmiştir.
Tablo 1. Kadınlar fiziksel aktiviteye katılım nedenleri
1.
Kendilerine özel bir alan/zaman yaratmak
2.
Psikolojik sağlıklarını korumak
3.
Sosyal bir çevre edinmek
4.
Boş zamanlarını değerlendirmek
5.
Daha planlı, daha programlı bir yaşam yaşamak
6.
Formda kalmak
7.
Zayıflamak
8.
Fiziksel sağlıklarını korumak
4.2. Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı
Araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının katkısı üç alt başlık altında
sunulmuştur: (a) Psikolojik katkılar, (b) Sosyal katkılar, ve (c) Fizyolojik katkılar. Aşağıda
bu alt temalara ait bulgular sunulmaktadır:
4.2a: Psikolojik katkılar
Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde en fazla öne çıkan tema fiziksel
aktiviteye katılmanın psikolojik katkıları ve ev yaşamının rutinliğinden kurtulmanın ve
46
fiziksel bir etkinlikte bulunmanın sağladığı mutluluk duygusudur. Bu katkının toplumsal sınıf
değişkeninden daha çok toplumsal cinsiyet ya da kadınlık durumu ile ilişkili olduğu
söylenebilir. Alt sınıftan gelen Fesleğen de orta sınıf kadını olan Kiraz da fiziksel aktivitenin
yaşamlarına getirdiği mutluluğu ifade etmektedirler:
Çok mutluyum, vücudumu çok mutlu hissediyorum. Kabıma sığamıyorum. (Kiraz,
Fıtnesscourt)
Burada zıplıyorsun, çığlık atıyorsun… O bile insana mutluluk veriyor. (Fesleğen,
Aile Yaşam Merkezi)
Fındığın söyledikleri fiziksel aktiviteye katılmanın ve evin rutinliğinin dışında bir etkinlikte
bulunmanın kendisini daha dinamik yaptığına yöneliktir: Daha farklı, daha dinamik
oluyorsunuz. Hayata daha pozitif bakıyorsunuz. Evinizde surekli bir kısır döngü içinde aynı
şeyleri yapıyorsunuz. Calışmıyorsanız eğer, sürekli aynı şeyler; temizlik, yemek. Ama spora
geldiğinizde farklı oluyor. (Fındık, Aile Yaşam Merkezi)
Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımanın bir diğer katkısı kadınların
kendilerine güvenlerinin artmasıdır. Bu katkı daha çok ücretli bir işte çalışmayan ev kadınları
ile yapılan görüşmelerde ortaya çıkan bir temadır. Bu kadınlar için fiziksel aktiviteye katılım
ev dışında yapılan herhangi bir serbest zaman etkinliği niteliğindedir. Ev dışında bir etkinliğe
katılmak kadınların kendilerine olan güvenlerinin artmasına ve evin dışında kendi başlarına var
olabilemelerine katkıda bulunmaktadır :
Kendime güvenim arttı. Mesela ben otobüsle, dolmuşla bir yere gidemezdim. Bir
arkadaşım olmayınca veya eşim olmayınca gidemezdim. Ama şimdi gidebiliyorum.
Yani gezebiliyorum, istediğim yere gidebiliyorum. (Gonca, Şentepe Hanımlar
Lokali)
Ben çok kiloluydum. Dışarıya çıkmak, gezmeye gitmek gelmiyordu içimden.
Arkadaşlarımın yanında kendimi ezik hissediyordum. Şimdi öyle değil. Spordan
geliyorum, arkadaşlarımla gezmeye gidiyorum. İnsanın hayatında faaliyetler olunca
47
başka şeylere daha da hevesleniyor. Kendinize guveniniz geldiği için kendinizi daha
da ilerletiyorsunuz, aşıyorsunuz. (Neşe, Şentepe Hanımlar Lokali)
Özellikle Reyhan’ın (Şentepe Hanımlar Lokali) “Spordan sonra çok böyle … nasıl diyim, her
şeyi yapabilirim hırsındayım, yani her şey benimmiş gibi... İyiyim yani çok. Gayet pozitif
bakıyorum” sözleri fiziksel aktivitenin kadınlara kendini güçlü hissetme, hayata daha olumlu
yaklaşma direnci kazandırdığını düşündürtmektedir. Kadınların gerginliklerinden kurtulması
ise gündelik yaşamdaki sorunlarıyla başa çıkmada güçlenmelerine, yaşamlarını kolaylaştırıcı
çözüm üretmelerine fırsat tanımaktadır:
Psikolojik olarak da sağlıklı olmaya çok büyük etkisi oluyor. Beni çok rahatlatıyor.
Problemlerimi daha kolay çözüyorum ve daha rahat oluyorum. Gerginliğimi alıyor.
(Beyhan, Altındağ Hanımlar Lokali)
Psikolojik olarak iyi hissediyorum. Artık eşimle kavga etmiyorum. İyi, yorgun
hissediyorum ama güzel hissediyorum. Yani daha pozitif, daha iyi hissediyorum.
(Duygu, Hanımlar Lokali)
Çalışmanın önemli bir bulgusu az sayılamayacak sayıda kadının (n=22) depresyon yaşamış
ya da yaşamakta olduğudur. Bazıları evde yaşanan stresten bazıları hem ev hem iş yaşamının
getirdiği stresten dolayı psikolojik rahatsızlık yaşamış/yaşamaktadırlar. Bu kadınlar için
fiziksel aktivite psikolojik sağlıklarına katkıda bulunan önemli bir etkinliktir:
Ben bir sene depresyon tedavisi gördüm. İlaç kullandım. Bu ilaçları kesip eve
kapansaydım belki tekrarlayabilirdi. Şimdi daha farklı düşünuyorum. Depresyona
tekrar girecekmiş korkusu taşımıyorum artık. Kendime daha güvenli bir şekilde
hareket ediyorum. (Derya, SporMED)
Ben burada hayat buldum diyebilirim. Hem sağlığım açısından hem de psikolojik
açıdan. Avuç avuç 10 tane hap içiyordum. Bir tane hapla geliyorum ben buraya
düşünebiliyor musun? (Sardunya, Aile Yaşam Merkezi)
48
4.2b: Sosyal katkılar
Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde sosyal katkılar, serbest zaman etkinliği
olarak fiziksel aktiviteye katılımın katkılarının önemli bir boyutu olarak belirmiştir.
Kadınların, özellikle alt-ekonomik kesimden kadınların, sürekli yaşadıkları çevrenin dışında
farklı bir ortamda bulunmaları, yeni insanlarla tanışmaları araştırmada fiziksel aktivitenin
sosyal katkısı olarak alınmıştır. Çünkü kendi rutin ortamının dışına çıkma, kadınların farklı
bir dünyayla karşılaşmasına, dolayısıyla yeni deneyimler edinmesine aracılık etmektedir.
Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımın sosyal katkılarını yaşayan
kadınların büyük çoğunluğu evin dışında ücretli bir işte çalışmayan kadınlardır. Bu kadınlar
için bu etkinlik alanı, evin dışında yeni ilişkiler kazanabilecekleri, bir çevre edinebilecekleri
bir alan olmaktadır. Bu tema kapsamında, fiziksel aktivitenin fiziksellik özelliğinden daha
çok farklı kadınlarla birlikte yapılabilen, sosyal etkileşim alanı olabilecek bir serbest zaman
etkinliği olması öne çıkmıştır. Örneğin Sümbül, Reyhan, Susam, Çankaya, Duygu ve Papatya
için fiziksel aktivite ev ve evin çevresi dışında yer alarak farklı insanları tanıyabildikleri bir
alan olmaktadır:
Hayata bakış açım değişiyor. Farklı hissediyorsunuz en azından. Belki çok sıkı bir
şekilde spor yapmıyorsunuz ama bu bile bir değişiklik oluyor. Rahatlıyorsunuz en
azından. Ev ortamından çıkmış oluyorsunuz. Burada farklı bir iletişim, farklı
insanlar var. (Sümbül, Çankaya Hanımlar Lokali)
[…] Yani çevre tanıyorsunuz. Arkadaşınız oluyor, bir çevreniz oluyor. (Reyhan,
Şentepe Hanımlar Lokali)
Buraya gelmek amacım hem vakit geçirmek hem spor yapmak. Burada çok güzel
arkadaşlıklar oldu. Simdi gün filan yapıyoruz evlerimizde. 6-7 kişilik grubumuz
oldu. (Susam, SporMED)
Bir kere hayatım doldu. Bir mana kazandı. Bir şeyler yapabildiğimi gordüm. Öbür
türlü devamlı evdeydim. Komşuya git, komşu gelsin. Burada yeni arkadaşlıklar
edindim. (Papatya, Cankaya Hanımlar Lokali)
49
Evden uzaklaşmış oluyorsun. Çevre görüyorsun, insan görüyorsun, bir çok insanla
tanışıyorsun. Her insan bir hayat demek. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali)
Burada değişik arkadaşlıklar ediniyoruz. Hiç tanımadığım bir arkadaşla
merhabalaşıp, o benle konuşmak istiyor bir yerde ben onla. Güzel şeyler alıyoruz
birbirimizden, muhabbet ediyoruz. (Papatya, Çankaya Hanımlar Lokali)
Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımın yeni arkadaşlıklar kazandırmanın
yanı sıra bir diğer sosyal katkısı, özellikle ev kadınları için, kadınların kocalarıyla olan
ilişkilerindeki olumlu gelişmelerdir. Bazı kadınlar evin dışında bir aktivite ile ilgilenmenin
kocalarıyla olan ilişkilerini olumlu yönde etkilediğini ifade etmişlerdir: Hayata daha olumlu
bakıyorsun. Önceden farklıydı. Örneğin, hep evdesin ve çocuğu azarlıyorsun, onunla
uğraşıyorsun. Ama şimdi uğraşacak başka şey var. En azından aktiviteniz var. Eşimle de
diyaloğum iyi oldu. (Fatma, Şentepe Hanımlar Lokali).
4.2c: Fizyolojik katkılar
Araştırmaya katılan kadınların belirttikleri fiziksel aktiviteye katılma nedenleriyle paralel
olarak, katılımın sağladığı en önemli katkılardan birisi fizyolojik katkılardır. Yaşam
kalitesini arttırmanın önemini keşfeden kadınlar, sağlıklı bir bedenin fiziksel aktiviteyle
kazanıldığını
belirtmişlerdir.
Kadınlarla
yapılan
görüşmelerden
çeşitli
fiziksel
rahatsızlıkların önlenmesinde ya da tedavisinde fiziksel aktivitenin önemli bir katkı
sağladığı anlaşılmıştır:
Sigara falan kullanmadığım halde asansör bozuk olduğunda 9 katı çıkamıyordum.
Böyle yollarda dinleniyordum, çarpıntım ve kolesterolum vardı. Şimdi atlet gibi
çıkabiliyorum. (Serpil, Aile Yaşam Merkezi)
Daha önceden hiç yürüyemezdim. Bir yokuş çıkınca belim ağrıyordu. Nefes nefese
kalıyordum. Şimdi daha rahat hareket edebiliyorum. Çünkü (evde) otur otur vücut
hantallaşmıştı. (Fatma, Şentepe Hanımlar Lokali)
50
Daha kuvvetli bir beden yapısına sahip olmak istiyorum. Spor yapınca kendimi
daha dayanıklı, daha kuvvetli hissediyorum. (Zümrüt, Başkent Universitesi)
[…] Yani resmen kasık taraflarım, böbreklerim böyle ağrılar oldu. Kalp grafikleri
çektirdim. Akciğerlerimde biraz pus çıktı. Bronşitim vardı, onun da pek üstünde
durmadı doktor. Çok az bir şey dedi. Spora başladım ağrım, sızım kesildi. Burada
rahatım demek ki. (Fidan, Çankaya Hanımlar Lokali)
4-5 yıldan beri (spor) yapıyorum. Son çocuğumu doğurduktan sonra çok kilo
almıştım. Ellerimde falan uyuşma başladı. Bunun sporla olacağını düşündük ve
spora başladım. Spora başladıktan sonra ellerimdeki kasılmalar geçti, kramplar
geçti. Diyet yapınca düzenli kilo verdim ... Yani bu şeyde başladım, ondan sonra da
bırakmadım. (Nergis, Etlik Hanımlar Lokali)
[…] Yani başım ağrırdı çok. Bütün o boyun damarlarım falan bir rahatladım gibi
geldi. İyi ki gelmişim. Sanki bu bütün beynimin damarları da çalışıyor gibi geldi.
Çok iyi geldi yani. (Selma Şafaktepe Hanımlar Lokali)
Sonuç olarak, fiziksel aktivitenin önemli katkılarından birinin kadınların kendi bedenlerini
tanıması, onun kontrol altına nasıl alınabileceğini öğrenmiş olması olduğunu söyleyebiliriz.
Fitness Court’dan Balım bunu şöyle ifade etmektedir: “Bedensel anlamda tabii vücudumu
daha yakından tanımama yol açtı. vücudumun hangi hareketler karşısında nasıl bir şekil
aldığı … onu tanımama neden oldu. Bazı şeyler vücuduma daha yarayışlı, yüzme, platesteki
bazı hareketler onu öğrendim keşfettim”.
Özet
Kadınların büyük bir çoğunluğunun fiziksel aktiviteye katılmalarının nedenlerinin psikolojik
nedenler olması, katılımdan elde ettikleri katkının daha çok bu alanda yoğunlaşması
sonucunu doğurmaktadır. Psikolojik katkılar kendine güvenin kazanılması, bazı psikolojik
rahatsızlıklarının (depresyon, kaygı vb.) azalması ya da yok olması, hayata daha olumlu
bakılmasıdır. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımdan elde ettikleri sosyal katkılar, yeni
arkadaşlıkların elde edilmesi ve sosyal bir çevrenin kazanılmasıdır. Fizyolojik katkılar ise -
51
sahip oldukları fizyolojik rahatsızlıklara bağlı olarak degişebilse de ortak olan ya da daha sık
olarak ifade edilen- diyabet, kalp-dolaşım, kemik erimesi ve harekette kolaylıktır.
Aşağıdaki tabloda araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılım sonucunda elde
ettikleri kazanımlar sunulmuştur. Bu kazanımların seçilmesinde, sadece bulgular bölümünde
sunulan alıntılardan değil araştırmaya katılan bütün kadınların görüşmelerinde en fazla öne
çıkanlardan oluşmasına ve kadınların doğrudan kendi ifadeleri olmasına dikkat edilmiştir.
Tablo 2. Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların yaşamına katkısı
1.
Kendine güvenleri artıyor
2.
Fiziksel sağlıklarını koruyorlar
3.
Psikolojik sağlıklarını koruyorlar
4.
Sosyal bir çevre ediniyorlar
5.
Sosyal ilişkilerinde olumlu gelişmeler yaşıyorlar
6.
Formda kalıyorlar
7.
Hayata daha olumlu bakıyorlar
8.
Hayatları anlam kazanıyor
9.
Bedenlerini tanıyorlar
10.
Kilolarını kontrol ediyorlar (dengede tutuyorlar, zayıflıyorlar, şişmanlıyorlar)
11.
Kendilerine önem vermeleri gerektiğini düşünüyorlar
4.3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler
Araştırmanın önemli boyutlarından birisi olan kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını
etkileyen faktörler, yapılan görüşmelerde de öne çıkan temalardan birisi olmuştur. Kadınların
fiziksel aktiviteye katılabilmeleri ve katılımlarını devam ettirebilmeleri özellikle aile ve
çevreyle ilişkili çeşitli faktörlerden etkilenmektedir. Bu faktörler; (a) Çocuk, eş ve akraba
bakımı, (b) Koca, akraba ve sosyal çevre onayı, ve (c) Ekonomik koşullardır.
52
4. 3a: Çocuk, eş ve akraba bakımı (Bakım Etiği)
Çocukların bakımı birincil olarak kadınların sorumluluğu görüldüğü için kadınların fiziksel
aktiviteye katılımlarında önemli bir belirleyendir. Bu nedenle, kadınların gerek fiziksel
aktivite yapacakları tesisi belirlemelerinde gerekse de fiziksel aktivite yapacak serbestliği
bulabilmelerinde çocuk bakımı en fazla üzerinde durulan faktör olmaktadır. Şentepe
Hanımlar Lokalinden Karanfil bu durumu şöyle ifade etmektedir: Bizim ülkemizde kadınlar
erken yaşta evleniyorlar. Erken yaşta çocuk sahibi oluyorlar. Çocukların sorumluluğu
onlarda. Çocukları bırakacak kimse olmuyor. Kaynanası olsun, yakın akrabası olsun yakın
oturan yok. Yani çocuğu şu saatte kaynanama bırakayım spor yapayım diyemiyor. Çünkü
uzak oturmayı tercih ediyorlar. Ama burada kreş olduğu için en basiti kreşe bırakabiliyorlar
çocuklarını. Örneğin Neşe’nin ablası, çocuğu kreşe bırakılabilecek yaşta olunca fiziksel
aktiviteye katılabilmek olanağını elde etmiştir:
Çocuğun olunca dışarı bırakamıyorsun. Bırakacak yer bulamıyorsun. Yeğenim 2
yaşındaydı kreşe almadılar. Ablam o yüzden spora gidememişti. Şimdi 4 yaşında.
Buranın kreşine verdik. (Neşe, Şentepe Hanımlar Lokali)
Fiziksel aktivite yapılacak tesiste çocukların bırakılabileceği bir kreşin ya da çocuk bakım
odasının bulunması kadınlar için çok önemli. Bu bağlamda, Hanımlar Lokali kadınlar için
çok ayrıcalıklı bir tesis. Örneğin, Duygu ve Nevin Hanımlar Lokalinde kreş olmasının Selen
de özel spor merkezinde bir oyun odasının olmasının kendileri için ne kadar iyi olacağını
ifade etmektedir:
Bu lokalde kendimi evimde gibi hissediyorum. Çok memnunum. Çocuğumun
güvende olduğunu biliyorum. Aklım onda kalmıyor. Severek koşa koşa geliyorum.
(Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali)
[…] Kreş olunca çok daha hoşuma gitti. Oğlum 4.5 yaşında … Burada kreşin
olması işi kolaylaştırıyor. Herkesin anne babası yanında değil ya da yakını yanında
değil. Yani çocuk için … Kreş olunca büyük avantaj oldu benim için. (Nevin,
Şafaktepe Hanımlar Lokali)
53
[…] Oğlumu ayarlamak. Okuldan çıkıp onu anneanneye ya da babaanneye ya da
kim varsa ya da babayı arayıp işe bırakıp gelmek falan. Burada mesela çocuklar
için bir şey olsa çok çok iyi olurdu. Bir oyun odası gibi onu bırakabileceğim.
(Selen, Fitness Court)
Yukarıdaki alıntıda Selen’in işaret ettiği bir konu da kadınların fiziksel aktiviteye
katılabilmek ve bakım sorumluluklarını aksatmamak için plan yapmak zorunda kalmalarıdır.
Aşağıda Zümrüt’ün de belirttiği gibi istedikleri zaman spor yapma imkanına sahip
değillerdir:
Sürekli plan yapmak zorundasınız. Hani şimdi canım istiyor, şöyle bir gideyim spor
yapayım yok. Orada rahatlamanızı da bir yandan zorlaştırıyor. Cünkü çıkar çıkmaz
da hemen aklınızda gideyim de oğlumu alayım, yemek yapayım günlük işler böyle
... Yani öyle bir sıkıntısı var. (Zümrüt, Başkent Üniversitesi)
Bakım etiğinin bir diğer boyutunda anne ve babalar da yer almaktadır. Siyam, bu bakım
sorumluluğunun fiziksel aktiviteye katılımını nasıl etkileyebildiğini ifade etmektedir:
Ben evde misafir gibiyim. Anneme gidip geliyorum. Babam şeker hastası ona gidip
geliyorum. Buraya geliyorum mesela hop diye beni çağırıyorlar. Annem artık
“dayanamıyorum çık gel” diyor, çıkıp gitmek zorundayım. (Siyam, Şafaktepe
Hanımlar Lokali)
4. 3b: Koca / akraba / sosyal çevre onayı
Özellikle alt toplumsal sınıf ailelerden kadınların fiziksel aktiviteye katılımları koca ve
akraba onayına bağlı olmaktadır. Özellikle koca, kadınların geleneksel kadınlık rolleri
doğrultusunda ev dışında yer almalarını onaylamıyorlar. Şafaktepe Hanımlar Lokalinden Sarı
bu durumu çok net belirtmektedir: Eşim gelmemi istemedi. Kadının evinde oturması lazım
ona göre. Sonradan sadece kadınların olduğunu görünce rahatladı. (Sarı, Şafaktepe
Hanımlar Lokali). Çankaya Hanımlar Lokalinden Gül’e göre kocaların kadınların fiziksel
aktiviteye katılmalarına izin vermemelerinin bir nedeni de kadının ekonomik olarak kocasına
54
bağlı olmasıdır: Kadın kendisi para kazanmadığı için zor. Eşinin de biraz hoşgörüsüne bağlı.
Erkek hayır para verme ne gerek var diyebilir. (Gül, Çankaya Hanımlar Lokali).
Aşağıdaki birinci alıntıda, eşi vefat eden Aile Yaşam Merkezi’nden Sardunya da eşi
yaşasaydı Lokale gelemeyeceğini ifade etmektedir. Aynı şekilde ikinci alıntıda da Duygu,
kızıyla birlikte Lokale gelebildiği müddetçe kocasının izin verdiğini söylemektedir:
Eşim vefat etti. Zaten eşim olsa buralara gelemezdim. Göndermiyordu. Bir yere
çıkartmıyordu. Gençliğimizden beri böyleydi pek göndermiyordu bir yere. Kendi
giderse gönderiyordu. Kıskanç bir yapısı vardı. Bırakmıyordu yalnız dışarı.
(Sardunya, Aile Yaşam Merkezi)
Eşim gözünün önünden çok fazla uzatmıyor, göndermiyor beni. Bir yere gideceğim
zaman kızını da al götür diyor. Kızımla geldiğim için müsade etti. (Duygu, Altındağ
Hanımlar Lokali)
Koca onayının olmamasının, fiziksel aktiviteye katılmasına izin vermemenin bir başka
göstergesi, olumlu bir desteğin gösterilmemesi ve yapılan etkinliği ciddiye almamak:
Podyuma mı çıkacaksın diyor eşim. Olumlu destek olmuyor. Hiç bir şey yapmıyor.
Olumlu olarak destek verse bana, daha mutlu olacağım. Daha ciddiye alacağım.
(Serpil, Aile Yaşam Merkezi)
Şentepe Hanımlar Lokalinden Gonca’ya serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılabilmek için kocası izin vermesine rağmen, kayınvalidesi izin vermemektedir. Yine aynı
lokalden Didem’e de kayınbabası izin vermemektedir:
Eşim izin veriyor onun haberi var ama kayınvalidem karşı. Biraz tutucu onlar yani.
Buralar (Hanımlar Lokali) sanki kötü bir yola gidiyormuşum gibi geliyor onlara.
Ortamı bilmedikleri için de olabilir. (Gonca, Şentepe Hanımlar Lokali)
55
Bana spor yaptığım için tepki geliyor. Evin işi ne olacak diyorlar. Geçen
kayınbabayla tartıştık. Gelin sahibi oldun diyor. Onlar eski kafa. (Yonca, Şentepe
Hanımlar Lokali)
Bu alıntılar, kadınların evin dışında bir etkinliğe katılabilmesinde kocanın ve evin diğer
büyüklerinin onayının belirleyici olabildiğine işaret etmektedir. Etlik Hanımlar Lokali’nden
Nergis fiziksel aktiviteye katılmasının komşuları tarafından hoş karşılanmadığını belirtirken,
aşağıdaki alıntıda söyledikleri, çevresindeki kişilerin de kadınların fiziksel aktiviteye
katılımlarına yönelik olumlu görüşlerinin olmadığını göstermektedir. Komşuların görüşü –ev
işleri bağlamında yapılan hareketin fiziksel aktiviteye eşdeğer görülmesi- kadınların evin
dışında
fiziksel
argümanlarından
aktiviteye
birisidir.
katılımlarını
Yaprak’ın
onaylamayan
fiziksel
aktiviteye
genel
bir
görüşün
katılmalarını
temel
komşusunun
onaylamamasının nedeni ise daha çok din ile ilişkili görünmektedir:
Spor çok lüks diye düşünülüyor. Yani spora gideceksin de manken mi olacaksın?
Zayıflayacak mısın? Orada geçirdiğin iki saatte evin işlerini yapsan, iki saatte
camları silsen yine zayıflarsın. (Nergis, Etlik Hanımlar Lokali)
Benim kişisel olarak komşuyla sorunum oldu. Niye kuran kursuna gitmiyorsun,
yani ne fayda verebilir diyor. Tabii bana göre ben bunları aştım. İbadet de gizlidir
üç kabahat de gizlidir. Ya benim moralim bir aydır üst seviyelere vurdu. Kuran
okusam anlamadığım şeyi ne yapabilirim ki … Ben spora gideceğim kimse engel
olamaz. (Yaprak, Şentepe Hanımlar Lokali)
4. 3c: Ekonomik koşullar
Özellikle alt toplumsal sınıftan kadınların fiziksel aktiviteye katılmak için Hanımlar
Lokallerini tercih etmelerinin birinci nedeni lokallerin ekonomik olarak uygun olmalarıdır.
Görüşmelerin yapıldığı dönemde yıllık üyelik ücreti 70 milyondur. Bu ücret karşılığında
üyeler, Lokallerde sunulan kültürel ve sosyal etkinliklerden yararlanabiliyorlar ve haftanın üç
günü fiziksel aktiviteye katılabiliyorlar. Ayrıca Lokallerin bir çok semtte bulunması kadınlar
için de daha ulaşılabilir olmasını sağlamıştır. Ekonomik açıdan da bazıları herhangi bir
ulaşım ücreti olmadan yürüyerek gelebiliyor bazıları da bir araçla (Belediye otobüslerinden
56
ringler var) gelebiliyorlar. Aşağıda sunulan alıntılarda, katılımcıların Lokalleri tercih
etmelerinin nedenlerinden birinin ekonomik koşullar olması ifade edilmektedir:
Burayı tercih etmemin birinci nedeni evime yakın olması. İkincisi ücretsiz olması.
70 milyon ücretsiz sayılır. Onu da veremeyenler var aslında. (Lale, Şentepe
Hanımlar Lokali)
[…] İlk önce ekonomik bunu söyleyeyim. Evimize yakın. Ulaşımı rahat benim
için. (Sümbül, Çankaya Hanımlar Lokali)
Fiyatı çok uygun. Senelik bazda ödüyorsunuz. (Beyaz, Etlik Hanımlar Lokali)
Özeller çok pahalı. Lokalin hem maddi olarak biraz ucuz olması hem de bayan
olarak çok güvenli olduğunu öğrendik. (Nergis, Etlik Hanımlar Lokali)
Lokallerde fiziksel aktivite olarak yüzmenin ayrı bir ücreti var. Araştırmaya katılan
kadınların bir kısmı, yüzmeye katılmak istediklerini fakat pahalı olması nedeniyle
katılamadıklarını belirtmişlerdir:
Ben burada sadece fitness’a gelebiliyorum. Yüzmeye falan gelmek istiyorum ama
işte gelemiyorum. Hem pahalı hem zamanım yok … Bir saatini şimdi yedi buçuğa
çıkartmışlar. Haftada bir gün gelmek bile bizi etkiler yani. Ev ekonomisini
düşündüğümüz zaman bizi çok etkiliyor. Yapamıyoruz yani çoğunu. (Siyam,
Şafaktepe Hanımlar Lokali)
Haftada üç gün sporum var. Hafta sonu da bir gün yüzmeye geliyorum ama biraz
pahalı. Yedi milyon biraz pahalı. Yüzmeye geliyorum da pahalı olmasa daha çok
geleceğim. (Papatya, Çankaya Hanımlar Lokali)
Özet
Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde, özellikle alt toplumsal sınıf kadınların
fiziksel aktiviteye katılabilmeleri ve katılımlarını devam ettirebilmelerinin özellikle aile ve
çevreyle ilişkili çeşitli faktörlerden etkilendiği ortaya çıkmıştır. Bu faktörler arasında en fazla
57
önce çıkanlar, çocuk, eş ve akraba bakımı, koca, akraba ve sosyal çevre onayı, zaman
problemi ve ekonomik koşullardır. Orta sınıf kadınları için de bakım etiği özellikle çocuk
bakımı önemli bir faktör olmakla birlikte daha çok zaman ile ilişkisi bağlamında öne
çıkmaktadır.
Aşağıdaki tabloda araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen
faktörler/karşılaşılan zorluklar sunulmuştur. Bu kazanımların seçilmesinde, sadece bulgular
bölümünde sunulan alıntılardan değil araştırmaya katılan bütün kadınların görüşmelerinde en
fazla öne çıkanlardan oluşmasına dikkat edilmiştir.
Tablo 3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler
1.
Aile sorumlulukları
2.
Bakım etiği
3.
Evlilik durumu
4.
Koca/Akraba onayı
5.
Ekonomik nedenler
6.
Tesislerin yetersizliği
7.
Fiziksel aktivitenin kültürlerindeki yeri
8.
Çalışma yaşamı
9.
Zaman yetersizliği
4.4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam ettirebilmek için
kullandıkları stratejiler
Bu kategori altında sunulan veriler temelde araştırmanın ikinci amacına cevap verecek
niteliktedir. Araştırmanın ikinci amacı doğrultusunda, kadınların içinde bulundukları sosyal
bağlam çerçevesinde fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları zorluklara yönelik
geliştirdikleri
stratejiler
kadınların
koşullarını
değiştirmeye/iyileştirmeye
çalışması
bağlamında ele alınmıştır.
Bir önceki bölümde sunulduğu gibi araştırmaya katılan kadınlar, fiziksel aktiviteye katılırken
bazı zorluklarla karşılaştıklarını belirtmişlerdir. Bu zorluklar, kadınların fiziksel aktiviteye
58
katılımlarını güçleştirse de onlar zorluklara rağmen katılımı tercih etmiştirler. Fiziksel
aktiviteye katılmak ve katılımlarını devam ettirebilmek için de bu zorlukları aşacak bazı
stratejiler geliştirmişlerdir. Kadınların geliştirdikleri stratejiler, yukarıda sıralanan fiziksel
aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler/zorluklar bağlamında geliştirildiği için aşağıda da
bu şekilde sunulmuştur.
Örneğin, Gonca’nın fiziksel aktiviteye katılması kayınvalidesi ve kayınpederi tarafından
onaylanmamaktadır. Bunun nedeni, Gonca’nın gideceği Hanımlar Lokalinde kadın ve erkeğin
birarada bulunduğunu düşünmeleri ve böyle bir yere gelinlerinin gitmesini istememeleridir.
Bu durumda Gonca, fiziksel aktiviteye katılabilmek için Lokale sadece kadınların
gidebildiğini göstermek amacıyla eltisinin kızını yanında götürmüştür:
Kayınvalidemler karşı spor yapmama. Eltimin kızını getirdim buraya. Gelin görün
dedim sadece kadınların olduğu bir yer. Ondan sonra kayınvalidemin haberi oldu. O
bir şey demedi. Ama kayınpederimin haberi yok daha. O duysa kızar. (Gonca,
Şentepe Hanımlar Lokali)
Farklı bir örnek verelim; fiziksel aktiviteye katılmasına kayınbabası izin vermeyen Şentepe
Hanımlar Lokalinden Yonca ise kayınbabasının düşüncelerini önemsememeyi tercih
etmektedir:
[…] Onlar eski kafa. Müdahala edemez ki bana. Onun dedikleri bana doğru
gelmiyor. Onun tersleri bana doğru geliyor. (Yonca, Şentepe Hanımlar Lokali)
Ücretli bir işte çalışan, üniversite öğretim elemanı, ….hacettepe, fiziksel aktiviteye katılmak
için en uygun zamanın öğle tatili olduğunu belirtmekte, fakat yine de egzersiz seanslarına
yetişebilmek için dersinden erken çıkmak, toplantılarını ertelemek zorunda kaldığını da
eklemektedir: Dersimden erken çıkıyorum. Toplantıları erteliyorum. (Şirin, Hacettepe
Universitesi). Kuzey de öğle tatilinin spor yapabileceği en uygun zaman olması nedeniyle
yemeğini yanında getirdiğini belirtmektedir:
Öğle saatinde yapabiliyorum sadece spor. Yemek yemiyorum spora gidiyorum.
Yanıma yemek getiriyorum. (Kuzey, ODTÜ)
59
Kocaları tarafından evin dışında bir yerde fiziksel aktiviteye katılması onaylanmayan/izin
verilmeyen bazı kadınlar, bu zorluğa boyun eğmemeyi ve mücadele etmeyi tercih etmişlerdir.
Bu kadınlar için zorluklarla pazarlık etmede geliştirdikleri strateji kocalarını ikna etmek ve
kararlı olmaktır. Şafaktepe Hanımlar Lokalinden Sarı ve SporMED’den Nehir’in söyledikleri
bu duruma örnektir:
Eşim buraya gelmemi istemedi. Ben kararlı olduğum için razı olmak zorunda kaldı.
Ben dedim gideceğim, istediğin kadar söylen. Şimdi o götürüyor getiriyor. Görüş
olarak biraz tutucu. Baktı ki kadınlar var rahatladı herhalde. (Sarı, Şafaktepe
Hanımlar Lokali)
Evde spor yaptığım sürece bir sorun yok onun (koca) için. Ben bir sene mücadele
ettim. Dışarıya gitmek istedim. Sonra kabul etti. Yani istemedi değil de ... Şimdi
burası karışık (kadın ve erkek). Keçiörendeki yer tek bayanlar içindi ama orası da
bana uygun değildi başka açılardan. Zor kabul ettirdim gerçekten. Son bir yıl böyle
çok diretince büyük tartışmalar sonucu kazandım. (Nehir, SporMED)
Bakım etiğinin de kadınların fiziksel aktiviteye katılımda önemli bir faktör olması, bazı
kadınların bir zorluk olarak bakım etiği ile de pazarlık etmelerini gerektirmiştir. Örneğin,
Şentepe Hanımlar Lokalinden Rüya, lokalde fiziksel aktiviteye katılabilmek için kızının
kreşe gönderecek yaşa gelmesini beklemiştir: Önceden kayıt olmuştum buraya ama
gelemedim. Kızımın yaşı küçük olduğu için kreşe almadılar. Ben de onun yaşını doldurmasını
bekledim. (Rüya, Şentepe Hanımlar Lokali).
Bakım etiği ile ilişkili olan bir diğer boyut kadınların ev işleri sorumluluklarıdır. Kadınlar bu
sorumluluklarını
aksatmadan
fiziksel
aktiviteye
katılabilmek
için
bazı
stratejiler
kullanmaktadırlar. Aşağıda Hanımlar Lokallerinden Hayriye ve Duygu bu startajilere örnek
vermektedirler:
Sabah erken kalkarım sırf spora gidebilmek icin. Yemeğimi yaparım. Her şeyimi
yaparım. Çocuğumun ütüsünü, hiç bir şeyi aksatmam. (Hayriye, Çankaya Hanımlar
Lokali)
60
Mesela yarın kursum (spor) var erken gideceğim. Akşamdan hemen evi
toparlıyorum. Mutfağım daha derli toplu oluyor buraya geleceğim için. Yani
işlerimi daha güzel ayarlıyorum. Hani çalışan bayanların genelde hep evleri derli
topludur ya onun gibi bir şey. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali)
Özet
Sonuç olarak, araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen
bulgular, kadınların fiziksel aktiviteye katılımında eş ve çocuk bakımı, eş, aile ve akraba onayı,
zaman ve ekonomik zorlukların belirleyici olabildiğini göstermektedir. Kadınlar bu zorluklarla
pazarlık ederek bazı stratejiler kullanmayı ve bu yolla fiziksel aktiviteye katılmayı ve
katılımlarını devam ettirmeyi tercih etmişlerdir. Karşılaşılan zorluklar ve bu zorluklara karşı
geliştirilen
stratejiler
kadınların
toplumsal
sınıfına
ve
toplumsal
konumuna
göre
farklılaşmaktadır. Örneğin, çalışan kadınlar için zaman çok daha belirleyici bir faktör ya da
kısıtlayıcı bir faktör olabildiği için, bu kadınlar zamanla ilişkili stratejiler kullanmaktadırlar:
derslerini erken bitirme, toplantıları erteleme ve öğle saatlerinde fiziksel aktiviteye katılma
gibi. Alt sınıf ve geleneksel ailelerde yaşayan kadınlar için koca ve aile onayı daha belirleyici
olabildiği için, kullanılan stratejiler daha çok kocayı ve aileyi ikna etme, önemsememe ve
direnme içerikli olmaktadır.
61
Tablo 4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam ettirebilmek için
kullandıkları stratejiler
1.
İleri yaşlarda (emekli olduktan sonra) fiziksel aktiviteye katılıyorlar.
2.
Küçük çocukların kreş yaşına gelmesini bekliyorlar.
3.
Kreşi olan tesisleri seçiyorlar
4.
Fiziksel aktivite saatlerinde çocuklarını bırakacak ilişkiler/kişiler buluyorlar.
5.
Ev işlerini fiziksel aktivite yaptıkları saate göre ayarlıyorlar.
6.
Koca/Akrabalarından onay alabilmek için onları ikna etmeye çalışıyorlar.
7.
Koca/Akrabalarından onay alabilmek için sadece kadınların var olduğu
tesislerde fiziksel aktiviteye katılıyorlar.
8.
Derslerden erken çıkıyorlar.
9.
Toplantıları erteliyorlar.
10.
Öğle tatilinde fiziksel aktiviteye katılıyorlar.
4.5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi
Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde belirgin olarak ortaya çıkan temalardan
birisi de ait oldukları toplumsal sınıfı yansıtan kültürel pratik farklılıklarıdır. Görüşmelerde,
gerek spora katılımları ve spora ilişkin düşünceleri gerekse de gündelik yaşam etkinliklerine
ilişkin görüşleri olsun içinde yaşadıkları toplumsal ve fiziksel ortamın yansıdığı gözlenmiştir.
Bu genel ifade görüşmelerden elde edilen veriler ve araştırmanın kuramsal alt yapısı ile
birlikte ele alındığında, tema daha çok “Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi” olarak
belirginleşmiştir.
Temada geçen toplumsal sınıf kavramı çalışmanın kuramsal arka planında yer alan
Bourdieu’nun yaklaşımı düşünülerek ele alınmıştır. Bourdieu’ye göre toplumsal sınıf, aynı
ilgileri, toplumsal deneyimleri, gelenekleri ve değer sistemini paylaşan, bir sınıf gibi hareket
eden ve kendini diğer toplumsal eyleyici gruplarına göre tanımlayan bir grup toplumsal
eyleyicidir (CLEMENT, 1995). Dolayısıyla çalışmada özellikle bulgular ve tartışma
bölümlerinde sözü edilen toplumsal sınıf kavramı ekonomik bir göstergeden daha çok
ekonomik boyutla beraber, toplumsal, kültürel ve simgesel boyutlarda düşünülmektedir.
62
Yapılan görüşmelerden elde edilen verilerde ortaya çıkan anahtar temalardan birisi, spor ve
fiziksel aktiviteye verilen önemdir. Hemen her kadın için sporun ve fiziksel aktivitenin
hayatlarındaki önemi tartışmasız kabul edilen bir olgu olarak görünmektedir. Araştırmanın
amacı için önemli olan nokta, böyle bir kabule rağmen kadınların katıldıkları fiziksel aktivite
çeşitliliği, tercihi ve katılım yoğunluklarının toplumsal sınıfa göre farklılaşmasıdır.
BOURDIEU (1984)’ye göre toplumsal ve kültürel bağlam, bireylerin kültürel pratiklerden
biri olan spor ve fiziksel aktiviteye yönelik tercih ve beğenilerinde belirleyicidir.
Bourdieu'nun toplumsal kuramı, toplumsal hayatta kültürün merkezi yerini vurgular. Spor ve
fiziksel aktiviteyi de müzik dinlemek, yemek yemek ve giyinmek gibi bir kültürel pratik
olarak görür ve farklı spor ve fiziksel aktivite pratiklerinin “yaşam tarzı” olarak adlandırdığı
daha genel kültürel pratiklere nasıl dahil olduğunu gösterir. Bu bağlamda Bourdieu’nun
analizi yaşam tarzı ve beğeniler üzerine odaklanmaktadır. Görüşmelerinden elde edilen
veriler, Bourdieu’nun bu yaklaşımı doğrultusunda oluşturulan aşağıdaki model ile ele
alınmaya çalışılmıştır (Şekil 2).
Toplumsallaşma süreci yaşantıları
Aile ve topluluk koşulları
Değer
Beğeni
Yatkınlık
Toplumsal ve kültürel bağlam
(toplumsal sınıf)
Spor ve Fiziksel
Aktiviteye Yönelik
Habitus
Şekil 2. Spor ve fiziksel aktivite bağlamında toplumsal sınıf ve habitus ilişkisi.
Katılımcıların bireysel tarihlerinin habituslarının belirlenebilmesindeki öneminden yola
çıkılarak, kadınlara görüşmelerin başlangıcında kendi yaşam öykülerinin yanında, spor ve
fiziksel aktivite geçmişlerine ve yaşantılarına yönelik sorular sorulmuştur. Bu sorular
doğrultusunda elde edilen veriler EK 13 de yer alan tabloda “Fiziksel aktivite yılı” ve
“Düzenli fiziksel aktivite spor geçmişi” olarak sunulmaktadır.
Özellikle alt toplumsal sınıftan gelen ve yoğunlukla Hanımlar Lokallerinde fiziksel aktiviteye
katılan kadınların ortalama bir yıldır fiziksel aktiviteye katıldıkları ortaya çıkarken, daha üst
63
toplumsal sınıfta yer alan ve yoğunluklu olarak özel spor merkezlerine üye olan kadınların
bir kısmının çocukluktan beri spor ve fiziksel aktiviteye katıldıkları gözlenmiştir. Hanımlar
Lokallerine üye olan kadınların büyük bir çoğunluğunun lokallerde fiziksel aktiviteye
katılmadan önce düzenli olarak herhangi bir fiziksel aktiviteye katılımları söz konusu
olmamıştır. Bazıları ise düzenli olmasa da yürüyüş yaptıkları dönemlerin olduğunu
belirtmişlerdir.
Doğumdan sonra parka gidiyordum. Koşu yapıyordum, yürüyordum. Koşu, yürüyüş
orada aletler falan var onlarla yapıyordum. Ondan sonra düzenli olsun dedim ve
buraya (Hanımlar Lokali) geldim. (Duygu, Altındağ Hanımlar Lokali)
5 aydır buraya geliyorum ben. Yürüyüş parkları var artık. Önceden parklarda
yürüyüş yapıyordum ama düzenli olmuyordu yani. (Ayşe, Şentepe Hanımlar
Lokali)
Alt toplumsal sınıftan kadınların her ne kadar geçmişte düzenli olarak spor ve fiziksel
aktiviteye katılma düzeyleri yok denecek kadar az olsa da, son yıllarda bir artış olduğu
yapılan görüşmelerde ortaya çıkmıştır. Belediyeye bağlı lokallerin ve yaşam merkezlerinin
açılması ve yürüyüş parklarının yapılması, özel spor merkezinde düzenli olarak fiziksel
aktiviteye
katılma
olanağı
olmayan
bireylerin
de
fiziksel
aktivite
yapmalarını
kolaylaştırmıştır:
Ailem de artık yürümeye, spor yapmaya başladı. Batıkentte lokaller var, yürüyüş
parkları var. Oralara gidiyorlar. (Lacivert, Şafaktepe Hanımlar Lokali)
Artık pek çok yerde pek çok alan var ve insanlar yürüyorlar. Yürüyüşler için saat
kavramı yok. Atıyorum akşam atıyorum sabah kalkınca, ev hanımıysa öğlen, akşam
yemekten sonra eşini alıp çıkabiliyor. Her saatte yürüyebiliyor. Artık yaşlı, genç,
açık kapalı kalmadı. (Beyaz, Etlik Hanımlar Lokali)
Ya aslında bu belediyelerin çalışmaları son yıllarda takdire değer gerçekten. Çünkü
hiç ummadığınız bir ev hanımı, mesela bizim binada kıştan beri düşünün yani yaz
falan beklemediler. Kıştan beri her gün yürüyüşe giden üç bayan var. 12 kişilik
64
daireden üç tanesi kesinlikle gidiyor. Ben de başlayacağım mesela buraya
geleceğim haftada üç veya dört gün. Ama akşamları yürümeye gideceğim. Bizim
orada stad var. (Deniz, SporMED)
Bütün parklara alet konmuş, kondisyon aletleri. Teyzeler 60 yaşında, örtülü, kilolu,
pardesülü insanlar spor ayakkabı giymiş oralarda kondisyon yapıyorlar. (Serpil,
Aile Yaşam Merkezi)
Ailede ve sosyal çevrede spor ve fiziksel aktivite ile ilgilenen bireylerin varlığı, katılımcıların
toplumsallaşma sürecinde sporun ve fiziksel aktivitenin varlığının bir göstergesi olarak
düşünülebilir. Yine orta ve üst toplumsal sınıftan kadınların çoğunluğunun ailesinde ve
çevresinde spor ve fiziksel aktivite ile ilgilenen bireylerin bulunduğu görüşmelerde
belirtilmiştir:
Annem yetmiş küsür yaşında ama yürüyor ve yüzüyor. (Elmas, Taylife)
Arkadaşlarım spor yapıyorlar. Genelde tenis oynayanlar ve kayak yapanlar var.
(Elmas, Taylife)
Eşim düzenli olarak spor yapıyordu eskiden. Şimdi birlikte yüzüyoruz. Ailem de
zaten spor yapar. Babam ve biz kayak yaparız. Kardeşlerim de düzenli kayak yapar,
tenis oynar, yüzer. Çocuğum da biraz tenis oynar, yüzer. (Kuzey, ODTÜ)
Biz buraya özellikle hafta sonları ailecek geliyoruz. Yüzme ve sauna ağırlıklı.
Kardeşlerim de farklı spor kulüplerine üyedirler. (Derya, SporMED)
Toplumsallaşma sürecinde sporun bir yaşam tarzı olarak kabul edildiği bir sosyal çevrede
yaşamanın yaşamboyu fiziksel aktiviteye katılımda önemli olduğu ileri sürülebilir. Örneğin,
özel spor merkezinde düzenli olarak fiziksel aktiviteye katılan Yağmur, çocukluğundan beri
yüzme, tenis, bale ve folklor ile ilgilendiğini ve ailesinde bir spor disiplini olduğunu
belirtmiştir: Annem, babam ve kızkardeşim düzenli olarak spor yapan insanlardır. Yüzme,
yürüyüş, fitness. Bu bir alışkanlık. Böyle bir disipline sahip olunca, çocukluktan, genç
kızlıktan gelme bir şey olunca o disiplin devam ediyor. (Yağmur, Taylife). Aynı şekilde
65
Ayçiçeği de çocukluktan beri çeşitli sporlarla ilgilenme fırsatı bulabilmiş ve çalışmanın
yapıldığı dönemde de geniş bir spor repertuarına sahip olabilmiştir: Ben küçük yaşımdan beri
spor yapıyorum. Her türlü sporla ilgilendim. Küçüklüğümde yüzmeyle başladım. Daha sonra
voleybol oynadım, tenis oynadım, kısa bir buz pateni var. Üniversite yıllarımda Latin
danslarıyla uğraştım. Ve genellikle Gym’e gittim; step-aerobik, fitness, pilates, yoga hepsiyle
uğraştım. Outdoor turlara katılıyorum. Rafting olabiliyor. Şimdilik Nisandan beri yoğunlukla
rafting yapıyorum. Yarın da gideceğim. Dalaman’a ve Sapanca’ya gittim. Kışın da eğer
imkanım olursa kayağa gidiyorum. (Ayçiçeği, Sports International).
Alt ve bazı orta sınıf kadınların çevrelerinde ve ailelerinde son yıllarda spor ve fiziksel
aktiviteye katılan kişilerin sayısında bir artış olmakla birlikte bu katılım yaşamın bir
parçası/yaşam tarzı olmaktan biraz uzaktır. Örneğin, Aile Yaşam Merkezinden Hayat son
yıllarda spor yapmaya başlamış ve geçmişinde spor yapmamış olmasını yetişme tarzı ile
ilişkilendirerek açıklamaktadır: Ben bu merkez (Aile Yaşam Merkezi) açıldığında buraya
gelmeye başladım. Bu biraz da yetişme tarzı. Örneğin benden sonra çocuklarım beni örnek
alacaklar. Geçmişe baktığımızda ne annemiz ne anneannemiz spor yapmış. Daha doğrusu biz
karşılaşmadık öyle şeylerle…(Hayat, Aile Yaşam Merkezi). Ayrıca, bu toplumsal sınıftan
kadınların bir çoğu için spor bir amaç olmaktan daha çok evden dışarı çıkabilmek için bir
araç olmaktadır: Evden çıkmak bir amaç. Spor ya da başka bir faaliyet. Spor bir araç. Evden
çıkmak lazım. (Aylin, Aile Yaşam Merkezi)
Fiziksel aktivite ve sporun bir yaşam tarzı olarak alt ve bazı orta sınıf ailelerin kültürel
pratiklerinin içinde çok fazla yer almamasının dışında bazı profesyonel spor branşları (halter,
teakwando ve güreş gibi) bu kesimde yaygın olarak görülmektedir (KOCA, 2006). Bu
araştırmaya katılan kadınların herhangi bir profesyonel spor geçmişi olmasa da ailelerinde
profesyonel sporcuların yer aldığı 4 kadın tarafından belirtilmiştir. Örneğin Şafaktepe
Hanımlar Lokalinden Nermin: Benim kız kardeşim var sporcu. O teakwando dünya birincisi.
Hem de şeyde judoda falan birincilikleri var dünya, avrupa. Yurt dışına çıktı çok kez. O var.
Gazi Üniversitesi’nden mezun. Beden Eğitimi bölümünden. Sporcu yani. O var sporcu
çevremizde. Komşularımızda da o da var bir tane bayan arkadaş o da dünya birincisi.
Kardeşimin arkadaşı falan tanıdık var. (Nermin, Şafaktepe Hanımlar Lokali)
66
Özel spor merkezlerine üye kadınların bir çoğu için spor ve fiziksel aktiviteye katılım yaşam
tarzlarının önemli bir göstergesi olan kültürel bir pratiktir. Aşağıda sunulan alıntılar bunu
belirten görüşlere örnektir:
Sporsuz bir hayat düşünemiyorum. Spor bir yaşam tarzı. (Ahsen, Dynamic Spor
Merkezi)
Spor yapmak özel bir şey değil de yapmak normal yapmamak anormalmiş gibi
geliyor bana. (Organze, Taylife)
Biz aile olarak spor yaptığımız için spor yaşantımızın her zaman önemli bir parçası
olmuştur. (Yağmur, Taylife)
Para ya da zaman kaybı değil kesinlikle. Spor şart. Kadınların özellikle spor
yapmaları şart. Erkekler gibi aktif olmadığımız için bizim düzenli olarak spor
yapmamız şart. (Şirin, Hacettepe Üniversitesi)
Yine orta ve üst sınıf kadınların bazılarında aile ile birlikte bir kulübe üye olma söz
konusudur. Ankara Tenis Kulübü, Eskrim Kulübü, Atlı Spor Kulübü ve ODTÜ Mezunlar
Derneği gibi kulüplere üye olan kadınlar bulunmaktadır. Ailenin çocukları ile birlikte spora
katılımı kültürel sermayesi ve ekonomik sermayesi fazla olan kişilerin özelliğidir (SACK,
1988). BOURDIEU (1978) toplumsal sınıfların farklı spor ve fiziksel aktivite tercihlerini
anlayabilmede en iyi yolun, gereken bedensel, toplumsal, eğitimsel ve ekonomik yatırımların
ve farklı spor ve fiziksel aktivite pratiklerinden beklenen bedensel, toplumsal, ekonomik ve
simgesel yararların birey tarafından nasıl algılandığı ve takdir edildiğini anlamak olduğunu
ileri sürmektedir. Kulüplerin bu noktada önemi, fiziksel aktivitenin sadece bedensel değil
toplumsal ve simgesel yararları da içerdiğidir. Taylife’dan Yağmur’un söyledikleri bu yararı
işaret etmektedir:
[…] Çok eski bir kulüp. 80 yıllık. Sosyal ortamı çok düzgün. Misafirinizi
ağırlayacağınız, oturup sohbet edebileceğiniz, yakın kültür seviyesindeki insanlarla
birlikte olabilmenin bir rahatlığı var. En önemlisi o. Spor yapabiliyorsunuz, yani her
şey bir arada olabiliyor. (Yağmur, Taylife)
67
Annemler, kardeşlerim biz ailecek Ankara Yüzme İhtisas Kulübüne üyeyiz. Ailecek
yüzeriz. Ben yüzmeyi orada öğrenmişim …Yani çocukluğumdan beri hep sporlar
ve spor yapan insanlarla içiçe bir yaşantım oldu. O çevrenin içinde yer
alabiliyorsunuz böylelikle. (Seyyare, Renewaclub)
Araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktivite beğenilerinde de bir farklılık söz konusudur.
Hanımlar Lokallerinde sunulan fiziksel aktiviteler fitness, step, aerobik ve yüzmedir ve
kadınlar haftada üç gün bu aktivitelere katılabilmektedirler. Yüzmenin Lokallerin üyelik
ücretine dahil olmadığı düşünüldüğünde kadınların katıldıkları fiziksel aktivite çeşidinin çok
sınırlı olduğu ileri sürülebilir. Ayrıca ekonomik nedenlerden dolayı Hanımlar Lokallerine
üye olan alt toplumsal sınıf kadınlarının bu aktiviteler dışında başka fiziksel aktivitelere
katılma imkanları bulunmamaktadır. Özel spor merkezlerinde ve üniversite spor
merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların beğenileri daha fazla çeşitlilik
göstermektedir. Bu kadınların fiziksel aktivite beğenileri, pilates, aerobik, yoga, spinning,
BLT, sörf, binicilik, kayak, squash, tenis ve yüzme gibi aktivitelerdir. Bu etkinliklerin
bazıları (yüzme, binicilik, tenis, kayak gibi) çocukluk ve gençlik döneminde yapılmaya
başlanıp çalışmanın yapıldığı dönemde de yapılan aktiviteler olmakla beraber, bu aktiviteler
ve yukarıda sıralanan diğerleri, özel spor merkezlerin üyelere sunduğu etkinliklerdir. Aşağıda
bu aktiviteleri ve tercih nedenlerini belirten alıntılar sunulmuştur:
Kilo vermek için kardiyo. Ama tabii çok fazla kardiyo da yapınca kasları biraz
esnetmek ve direnç kazanmak için de pilates. (Zümrüt, Başkent Üniversitesi)
Kayak yapıyorum. Kayak özgürlük demek. (Elmas, Taylife)
Ben özgür sporları seviyorum. Çocukluğumdan beri tenis oynarım, ata binerim.
Squash, kayak … Bir ara sörf yapmıştım. (Organze, Taylife)
Özet
Projede görüşülen kadınların fiziksel aktivite beğenileri, fiziksel aktivite ve spor geçmişleri
farklılık göstermektedir. Alt toplumsal sınıftan kadınların her ne kadar geçmişte düzenli
68
olarak spor ve fiziksel aktiviteye katılma düzeyleri yok denecek kadar az olsa da, son yıllarda
bir artış olduğu yapılan görüşmelerde ortaya çıkmıştır. Fakat orta ve üst toplumsal sınıftan
kadınların çoğunluğunun ailesinde ve çevresinde spor ve fiziksel aktivite ile ilgilenen
bireylerin bulunduğu görüşmelerde belirtilmiştir. Ayrıca, özel spor merkezlerine üye
kadınların bir çoğu için spor ve fiziksel aktiviteye katılım yaşam tarzlarının önemli bir
göstergesi olan bir kültürel pratiktir. Alt ve bazı orta sınıf kadınların çevrelerinde ve
ailelerinde son yıllarda spor ve fiziksel aktiviteye katılan kişilerin sayısında bir artış olmakla
birlikte bu katılım yaşamın bir parçası/yaşam tarzı olmaktan biraz uzaktır. Araştırmaya katılan
kadınların fiziksel aktivite beğenilerinde de bir farklılık söz konusudur. Hanımlar
Lokallerinde sunulan fiziksel aktiviteler fitness, step, aerobik ve yüzmedir ve kadınlar haftada
üç gün bu aktivitelere katılabilmektedirler. Özel spor merkezlerinde ve üniversite spor
merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınların beğenileri daha fazla çeşitlilik
göstermektedir.
Tablo 5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi
1.
Farklı toplumsal sınıftan kadınların fiziksel aktivite beğenileri farklıdır.
2.
Orta sınıf kadınların fiziksel aktivite beğenileri çok çeşitlilik göstermektedir.
3.
Farklı toplumsal sınıftan kadınların fiziksel aktivite ve spor geçmişleri
farklıdır.
4.
Alt toplumsal sınıftan kadınların fiziksel aktivite ve spor geçmişleri yok
denecek kadar azdır.
5.
Fiziksel aktiviteye katılım orta sınıf kadınların yaşam tarzlarının bir parçasıdır.
69
BÖLÜM V
TARTIŞMA
Bu bölümde, araştırma projesinden elde edilen bulguların bir tartışması sunulmaktadır.
Tartışma çalışmanın temaları doğrultusunda yapılmıştır.
Projeye katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde de ortaya çıktığı gibi, kadınlar ataerkil yapı
ve ilişkilerin belirlediği Türk toplumunda ev içi alanda tanımlanmaktadırlar. Ev içi alanda
kadına uygun görülen toplumsal cinsiyet rollerinin başında annelik ve karılık gelmektedir.
Araştırmaya katılan kadınların hemen hepsinin belirttiği gibi, ev dışı alanda yer alıp almama
ya da yer alma biçimleri ev içi alandaki toplumsal cinsiyet ilişkileri tarafından
belirlenmektedir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri, katılımlarını etkileyen
faktörler/zorluklar ve katılımlarını sağlamak için geliştirdikleri stratejiler de toplumsal
cinsiyet ilişkileri tarafından belirlenmektedir. Dolayısıyla, araştırmada elde edilen bulgular,
Türk toplumunda hakim olan toplumsal cinisyet ilişkileri çerçevesinde değerlendirilmelidir.
5.1. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenleri
Araştırmaya katılan kadınların fiziksel aktiviteye katılım nedenlerinin başında “kendine ait bir
zaman/alan yaratmak” istemeleri gelmektedir. Kadınların içinde bulundukları koşullar göz
önüne alındığında, bu nedenin fiziksel aktiviteye katılım kadar ev dışı alanda yer alma isteği
ile ilişkili olduğu görünmektedir.
Psikolojik sağlık fiziksel aktiviteye katılımın en önemli nedenlerinden biri olarak
görünmektedir. Bu neden, kendine ait bir alan yaratmak amacı ile ilişkili bir nedendir.
Araştırmaya katılan kadınların büyük bir çoğunluğu, ev yaşamının getirdiği stresten şikayet
etmekte ve bu stresten az da olsa uzaklaşmak amacıyla ev dışı alanda kendileriyle ya da
kendileri gibi kadınlarla birlikte olmayı istemektedirler. Bir çok kadın için bu stresli yaşam
ciddi psikolojik rahatsızlıklara neden olmaktadır.
Dikkat çeken bir nokta, psikolojik rahatsızlıklarından fiziksel aktiviteye katılarak
kurtulduklarını
belirten
kadınların
bu
durumun
70
aile
yaşamına
olumlu
etkisini
vurgulamalarıdır. Aile yaşamı kadınlar için birincil alandır. Fiziksel aktiviteye katılımın
olumlu katkıları belirtilirken aile yaşamına katkıları ile ilişkilendirilerek sunulması önemlidir.
Kadınlar psikolojik sağlıklarının iyi olmasının aile yaşamının daha huzurlu olması ile
ilişkilendirmektedirler; ev işlerini daha rahat yapabilmekte, eşi ve çocukları ile daha iyi bir
iletişimde bulunabilmekte, daha mutlu oldukları için çocuklarına ve eşlerine bu mutluluklarını
yansıtabilmektedirler. Bir anlamda daha iyi eş ve daha iyi anne olabilmektedirler. Kadınların
bazıları, aile yaşamına yansıyan bu olumlu katkılardan dolayı eşlerinin fiziksel aktiviteye
katılımlarını desteklediklerini belirtmektedirler. Bu durumun, aile içinde ve genel olarak
toplumda var olan toplumsal cinsiyet ilişkilerinin yeniden üretilmesine neden olduğu yönünde
eleştirilmesi mümkündür. Fakat araştırma bulguları bir bütün olarak ele alındığında fiziksel
aktiviteye katılımın kadınların fizyolojik ve psikolojik sağlıklarında meydana gelen olumlu
gelişimler bağlamında, fiziksel aktiviteye katlımın kadınlar için evin dışında yer alabilecekleri
önemli bir alan olduğu da açıktır. Etlik Hanımlar Lokalinden Nergis’in söyledikleri önemlidir:
Kadınlar “çocuklarına saçımı süpürge ettim” diye değil de yani “ben de kendime vakit
ayırabiliyorum” diye mutlu olabilirler.
Fiziksel sağlık, fiziksel aktiviteye katılımın önemli nedenlerinden birisi olmakla beraber, bu
neden daha çok ileri yaştaki kadınlar için ya da fiziksel sağlık ile ilişkili problemi olan
kadınlar için geçerli görünmektedir. Menapoz döneminde olan ve yaşı ileri olan kadınlar
kemik erimesi, kalp dolaşım hastalıkları ve diyabet gibi hastalıklardan korunmak ya da bu
hastalıkların etkisini hafifletmek amacıyla fiziksel aktiviteye katılmaktadırlar.
5.2. Fiziksel aktiviteye katılımın katkıları
Araştırma projesine katılan kadınlarla yapılan görüşmelerde en fazla vurgulanan tema fiziksel
aktiviteye katılımın yaşamlarına katkıları olmuştur.
Kadınların evin dışında serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmaları, bir
toplumsal alan olarak fiziksel aktivitenin ev içi alanda yaşanan olumsuzlukların ve stresin
azalmasını sağlayacak bir alan olma işlevini görmektedir. Serbest zaman etkinliklerine katılım
stresin azalmasında önemli bir rol oynamaktadır (COLEMAN, 1993; ISO-AHOLA VE
PARK, 1996). Baskı yaratan durum ve şartlara bireysel ve kişisel bir tepki şeklinde
tanımlanan stres, psikolojik ve fizyolojik koşullara bağlı olarak ortaya çıkan, kontrol
71
edilmediği zaman hipertansiyon, şeker hastalığı, obezite gibi ciddi sağlık sorunlarına yol
açabilecek bir durumdur (ZORBA, 2001). Yazında yer alan çalışmalar fiziksel aktiviteye
katılan bireylerin aktif olmayan bireylere göre stresle başa çıkmada daha başarılı oldukları
yönünde sonuçlar ortaya koymuştur (BROWN VE SIEGEL,1988; POLLATSCHEK VE
O’HAGAN, 1989). Öte yandan, LONG (1984), LONG VE HANEY (1988) VE LEITH
(1994) düzenli egzersizin kaygıyı azalttığını bulmuşlardır.
Yazın da da çalışmamızda katılımcılar tarafından ifade edilen psikolojik katkıların ortaya
konulduğu çalışmalara rastlamak mümkündür. Herhangi bir serbest zaman etkinliğinden farklı
olarak fiziksel aktivitenin depresyon ve psikolojik iyilik üzerine olumlu katkıları bir çok
araştırmada bulgulanmıştır Örneğin; FOLKINS ve SIME (1981), fiziksel uygunluk
antrenmanlarının benlik kavramını, kişilik özelliklerini, davranışı ve kaygı düzeyini
etkilediğini belirtmişlerdir. CARUSO ve GILL (1992) de fiziksel aktivitenin fizyolojik olarak
aerobik
kapasitede,
kardiovaskular
fonksiyonlarda,
esneklikte,
kuvvette
ve
vücut
kompozisyonunda değişimler meydana getirdiği gibi psikolojik olarak da kaygıyı azalttığını,
kendine güveni, kendini kabulü etkilediğini ortaya koymuşlardır. Bunun yanı sıra; değişik
araştırmacılar tarafından yazılan derlemelerde de fiziksel aktivitenin benlik kavramı
(SONSTROEM, 1984; SONSTROEM VE MORGAN, 1989); kaygı (BERGER, 1993;
ROSTAD VE LONG, 1996) ve depresyon (MCDONALD VE HODGDON, 1991) üzerindeki
etkinliği açıkça ortaya konmuştur. Örneğin psikologlar, yürüyen veya koşan insanların
depresyon yönünden hem psikolojik hem de fizyolojik faydalar elde ettiğini ifade
etmektedirler. Bunun yanı sıra, düzenli fiziksel aktivite psikoterapi, ilaç tedavisi gibi
yöntemler depresyonun tedavisinde bir araç olarak kullanılmaktadır (KORUÇ VE BAYAR,
2004).
Kadınların büyük çoğunluğunun serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılmalarının nedenlerinden biri fizyolojik sağlıklarını korumak olduğu için, katılımın
katkılarından birisi de fizyolojik sağlık ile ilişkili olmaktadır. Araştırmaya katılan kadınlar
fiziksel aktiviteye katılmanın diyabet, kolesterol ve kemik erimesi gibi bazı rahatsızlıkların
düzelmesine katkıda bulunduğunu belirtmişlerdir. Düzenli fiziksel aktiviteye katılımın kadın
sağlığına olumlu etkileri, genel iyilik hali, fiziksel kondisyon, diyabet, kalp dolaşım
hastalıkları ve kemik erimesi, bir çok bilimsel araştırmada bulgulanmıştır (örn.,
CARNETHON, GIDDING, NEHGME, SIDNEY, JACOBS VE LIU, 2003; KEMMLER,
72
ENGELKE, LAUBER, WEINECK, HENSEN VE KALENDER, 2002). Ülkemizde düzenli
egzersiz programına katılan kadınların fiziksel uygunluklarında meydana gelen olumlu
değişimlerin bulgulandığı çalışmalar da bu çalışmadaki katılımcıların ifade ettikleri fiziksel
yararları desteklemektedir (KİN, KOŞAR VE TUNCEL, 1996; KİN-İŞLER, KOŞAR VE
AŞÇI, 2001; KOŞAR, KİN VE AŞÇI, 1998)
Fiziksel aktiviteye katılımın kadınların fizyolojik sağlıklarına katkısını araştıran bu
çalışmalarda belirtilen önemli bir nokta, kadınların büyük çoğunluğunun fiziksel aktivitenin
bu olumlu katkılarından faydalanacak kadar fiziksel olarak aktif olmamalarıdır (örn.,
BROWN, MISHRA, LEE VE BAUMAN, 2000; NIES VE KERSHAW, 2002;
PLOTNİKOFF, MAYHEW, BIRKETT, LOUCAIDES VE FODOR, 2004; YANG,
LAFFREY, STUIFBERGEN, IM, MAY VE KOUZEKANANI, 2007). Bu çalışmada
kadınların fiziksel aktivite düzeyleri belirlenmemekle birlikte, kadınların fiziksel aktivitenin
fizyolojik katkılarından ne kadar yararlanabildiklerinin araştırılmasında kadınların katılım
düzeylerinin belirlenmesi önemlidir. Dolayısıyla ileride yapılacak çalışmalarda bu konu
araştırılmalıdır.
5.3. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını etkileyen faktörler
Araştırmaya katılan kadınlarla yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen bulgular, kadınların
fiziksel aktiviteye katılımında koca ve çocuk bakımı, koca, aile ve akraba onayı, zaman ve
ekonomik faktörlerin belirleyici olabildiğini göstermektedir. Batıda yapılan bir çok çalışmada
da bu faktörlerin kadınların genel olarak serbest zaman deneyimlerinde önemli olduğu ortaya
çıkarılmıştır (BIALESCHKI VE MICHENER, 1994; CRAWFORD, JACKSON, VE
GODBEY, 1991; HARRINGTON, DAWSON VE BOLLA, 1992; HENDERSON VE
BIALESCHKI, 1991; JACKSON VE HENDERSON, 1995; NIES VE ARK., 1999;
SAMDAHL VE JEKUBOVICH, 1997; SAMUEL, 1996). Bu faktörler ve bu faktörlerin
yoğunluğu, kadınların toplumsal sınıf ve toplumsal konumuna göre farklılaşabilmektedir.
Örneğin, ücretli bir işte çalışan kadınlar için zaman çok daha belirleyici bir faktör olabilirken,
geleneksel ailelerde yaşayan ve ücretli bir işte çalışmayan kadınlar için koca ve aile onayı
daha belirleyici olabilmektedir. Fakat ortak nokta temel belirleyenin aile içi toplumsal cinsiyet
işbölümünün olmasıdır. Yani ücretli bir işte çalışan kadınlar, ev içi alana dair
sorumluluklarını aksatmamak için zamanlarını bu alana göre ayarlamak durumunda
73
kalmaktadırlar. Ya da geleneksel ailelerde yaşayan kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının
koca ve diğer aile bireyleri tarafından onaylanmamasının en önemli nedeni, kadının birincil
görevinin annelik ve karılık olarak görülmesidir.
Bu çalışmadaki bazı yaşlı kadınlar, çocuklarının ve ailesinin ihtiyaçları için kendi serbest
zamanlarından fedakarlık ettiklerini ve fiziksel aktiviteye çocuklarını büyüttükten sonra
katılmayı tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılımdaki en önemli zorluklardan birisi olarak bakım etiği, bir çok araştırmada da kadınların
serbest zaman kullanımlarında önemli bir kavram olmuştur (örn, HARRINGTON VE ARK.,
1992; HENDERSON VE ALLEN, 1991; SHAW, 2001). Bu çalışmalarda bakım etiğinin her
toplumsal sınıftan kadının hayatında önemli bir belirleyen olduğu belirtilmiştir.
Aile sorumluluğu ve bakım etiği ile ilgili kaygılar, KULAKAÇ ve arkadaşlarının (2006)
çalışmalarında da belirttikleri gibi, projede görüşülen kadınların büyük bir çoğunluğu için
serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında karşılaştıkları zorluklar
olmakla birlikte, onlar için kabul edilebilir ve normal bir kaygıdır. Türk kültüründe bulunan
toplumsal cinsiyet ideolojisi kadınların yorumlarında gömülüdür. Projede görüşülen
kadınların büyük çoğunluğu, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında
karşılaştıkları zorlukları ve bu zorluklarla ilişkili deneyimlerini anlatırlarken, anne ve kadın
olarak sahip oldukları sorumlulukların önemini vurgulamışlardır. Örneğin, ev içindeki
geleneksel cinsiyete dayalı işbölümü ve çocuk bakımına yönelik sorumluluk her toplumsal
sınıftan kadının kullanılabilir zamanını doğrudan etkilemektedir. Orta sınıf ailelerde de çiftler
ev içi sorumluluğun cinsiyete göre paylaşılması ve kadının ev işleri ve çocuk bakımından
birinci derecede sorumlu olması gerektiğine inanmaktadırlar.
Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını belirleyen en önemli faktör, cinsiyete dayalı
işbölümüdür. Ücretli bir işte çalışsın ya da çalışmasın, toplumda ve aile içinde kadınların
birincil görevi “eş” ve “anne” olmaktır. Kadınların temel sorumluluk alanı ev içi alan olduğu
için, kadınlar ev dışında herhangi bir etkinliğe katılmak istediklerinde katılım biçimlerini ev
içi sorumlulukları belirlemektedir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımları, kadınların ev dışı
alanda yer almasını onaylamayan toplumsal çevre (aile bireyleri, komşular) tarafından
baskılanmaktadır. Başka bir deyişle, kadınların bazılarının ev dışı alanda hareket özgürlüğü
bulunmamakta, bazı toplumsal ve kültürel faktörler tarafından hareketlerinin sınırları
74
çizilmektedir. Bu nedenlerden ötürü bazı kadınlar evin dışında herhangi bir etkinliğe
katılamamakta, bazı kadınlar ise araştırmanın da gösterdiği gibi fiziksel aktiviteye katılmak
için zorluklarla pazarlık edebilmek için çeşitli stratejiler geliştirmektedirler.
5.4. Kadınların fiziksel aktiviteye katılabilmek ve katılımlarını devam ettirebilmek için
kullandıkları stratejiler
Kadınların fiziksel aktiviteye katılmak ve katılımlarının devamını sağlamak amacıyla
geliştirdikleri stratejiler, araştırma projesinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır. Kadınların
fiziksel aktiviteye katılımlarının içinde bulundukları toplumsal, kültürel ve ekonomik koşullar
tarafından ne şekilde belirlendiğini gösteren bulgular, kadınların fiziksel aktiviteye
katılımlarını ve katılımdan elde edecekleri kazançları arttırmak için bu koşulların da dikkate
alınması gerektiğine işaret etmektedir. Kadınların bir çoğu doğrudan kendi istekleri
doğrultusunda ve kolay olarak ev dışında herhangi bir aktiviteye katılamamaktadırlar. Fakat
araştırmaya katılan kadınların bazıları bu koşullar ile ellerinden geldiğince mücadele
ettiklerini belirtmektedirler. Fiziksel aktiviteye katılım bağlamında, kadınlar fiziksel
aktivitenin kendi psikolojik ve fizyolojik sağlıklarına katkılarını önemsemektedirler ve bu
katkıları elde etmek için stratejiler geliştirmektedirler.
Alt toplumsal sınıftan gelen kadınların büyük çoğunluğu, ev içi işbölümü ile ilgili herhangi
bir pazarlık stratejisinden bahsetmemişlerdir. Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel
aktiviteye katılımları birincil olarak kocanın onayına dayalı olduğu için, aile sorumluluklarına
yönelik bir uzlaşma ya da pazarlık söz konusu olmamaktadır. Özellikle geleneksel Türk
ailelerinde kadın için toplumsal onay çok kuvvetlidir. KARAKİTAPOGLU ve İMAMOGLU
(2002) Türk toplumunun geleneksel kesimlerindeki kadınların bağımlı ve ikincil konumda
olduklarını belirtmektedirler. Bu nedenle, ev sorumlulukları ve çocuk bakımı koca ile pazarlık
edilebilecek konular değildir.
Alt toplumsal sınıf kadınlarının serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımda
karşılaştıkları en önemli zorluklar geleneksel toplumsal cinsiyet değerleri ve kadının ailedeki
rolü ile ilişkili toplumsal onaydır. Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılımda karşılaştıkları zorluklardan biri olarak toplumsal desteğin yokluğu bazı çalışmalarda
da bulgulanmıştır (örn., BROWN VE ARK., 2001; HENDERSON VE AINSWORTH, 2001;
75
NIES VE ARK., 1999). Fakat, toplumsal desteğin yokluğu ve toplumsal onayın yokluğu
birbiriyle ilişkili ama farklı konulardır. Toplumsal onayın yokluğu ve toplumsal kontrolün
kadınların serbest zamanlarını nasıl etkilediği konusu önceki çalışmalarda çok fazla tartışılan
bir konu olmamıştır (SHAW VE HENDERSON, 2005). Bu araştırmada elde edilen bulgular,
toplumsal onay yokluğunun geleneksel ailelerden ve alt toplumsal sınıftan gelen kadınların
serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarında nasıl etkili olabildiğini
göstermektedir. Çalışmaya katılan kadınlardan bazıları bu zorluğa yönelik bazı stratejiler
geliştirmiş olmakla beraber, bu zorluktan dolayı Türk toplumunda bir çok kadın serbest
zaman etkinliğine, özellikle fiziksel aktiviteye, katılamamaktadır.
Serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılıma verilen önem, kadınların
karşılaştıkları zorluklarla pazarlık etmelerine neden olmaktadır. Bir çok kadın bu
müzakerelerde başarılı olmakta fakat, bu kolay olmamaktadır. Kullanılan stratejiler öncelikle
kadınların
çevrelerindeki
geleneksel
toplumsal
cinsiyet
rollerine
direnmelerini
gerektirmektedir. Bazı kadınlar, kendi iyilikleri için fiziksel aktivite ihtiyaçları dolayımıyla
çevrelerini ikna etmeye çalışarak zorluklarla pazarlık etmektedirler. JACKSON ve arkadaşları
(1993) tarafından önerilen yaklaşım doğrultusunda bu kadınlar, serbest zaman etkinliği olarak
fiziksel aktivitenin değeri konusunda başkalarını ikna etmek ve başkalarının görüşlerini
önemsememek gibi zihinsel stratejileri kullanmaktadırlar.
Örneğin, aile ve akraba onayından yoksun olan alt sınıf kadınları, fiziksel aktiviteye katılımın
onların iyi anne ve ev kadını olmalarına katkı sağlayacağı konusunda kocalarını ve
akrabalarını ikna etme stratejisini kullanmaktadırlar. Bu kadınlar fiziksel aktiviteye katılımın
katkılarını “iyi” anne ve ev kadını rolleri ile birleştirmektedirler. Bu sonuç, MILLER ve
BROWN (2005)’nın sonuçları ile benzerdir. MILLER ve BROWN’nın görüştüğü kadınlar da
serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımlarının bir bütün olarak aileleri için
önemli olduğunu belirtmişlerdir. Ailenin birinci derecede önemli olduğu geleneksel annelik
ideolojisinin içine serbest zaman etkinliğine katılımı dahil etmişlerdir.
Projede kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarının önündeki zorluklardan biri olarak zaman
ile ilişkili stratejilerin de varlığı gözlenmiştir. Batıda yapılan çalışmalarda da kadınların
fiziksel olarak aktif olmalarının önündeki en önemli zorluklardan birisinin aile ve iş
sorumluluklarının yarattığı zaman kısıtlılığı olduğu ortaya çıkmıştır (örn., HEESCH,
76
BROWN VE BLANTON, 2000; ZHU, TIMM VE AINSWORTH, 2001). Özellikle orta sınıf
kadınları iş ve aile sorumluluklarına sahip oldukları için zamanlarını daha verimli kullanmak
istemektedirler. Bu nedenle, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmada ve
katılımlarını devam ettirmede kullandıkları en önemli stratejiler –toplantı ve ders saatlerini
düzenleme, fiziksel aktiviteye öğle tatili zamanlarında katılma gibi- zaman ile ilişkili
olmaktadır.
Bu araştırmaya katılan kadınların (özellikle alt sınıf) kullandıkları bu stratejiler
düşünüldüğünde, bu kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılmamayı
tercih etmemek yerine serbest zaman kullanımlarını engelleyen toplumsal cinsiyet ile ilişkili
zorluklarla pazarlık yaptıkları ileri sürülebilir (LITTLE, 2002). WEARING (1990) bu
pazarlıkların kadının kendi gelişimi ve zevki için zaman ve alan kullanma hakkını vurgulayan
geliştirilmiş bir annelik söyleminin yaratılması için bir olanak sağladığını ileri sürmektedir.
Bu nedenle, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımın Türk kadınlarının
kendilerine değer vermelerinin ve bazıları için de aile yaşamının kısıtlılığı ile mücadele
etmenin bir yolu olduğunun vurgulanması önemli görünmektedir.
Kadınların toplumsal konumları itibariyle karşılaştıkları zorluklara karşı stratejiler
kullanmaları, postyapısalcı feminizmin kadınlığın ve öznelliğin inşasına yönelik öne sürdüğü
temel yaklaşım bağlamında da tartışılabilir. Genel bilgiler bölümünde de bahsedildiği gibi
postyapısalcı feminist yaklaşıma göre kadınlık, sosyalleşme sonrasında tamamlanan bir
kimlik değildir; kadının çevresiyle kurduğu iletişim yoluyla sürekli yeniden inşa edilir. Bu
öznelliğin yeniden inşa sürecine kadın aktif olarak katılır ve bu süreçte bir takım stratejiler
kullanır. Dolayısıyla, kadınlar çeşitli toplumsal pratik alanlarında stratejiler geliştirerek
kendilerine hareket alanı açabilmektedirler. Bu çalışmaya katılan kadınlarla yapılan
görüşmelerde de ortaya çıkyığı gibi kadınların hayatında önemli bir toplumsal pratik alanı
olarak ortaya çıkan fiziksel aktivite bazı kadınlar için kendilerine ait bir alan olarak
görülmekte ve kadınlar bu alanda var olabilmek için çeşitli stratejiler kullanmaktadırlar.
Ayrıca bazı kadınların görüşmelerinde de belirtildiği gibi, geleneksel kadınlığa yönelik
eleştiriler bağlamında kadınlar kendi konumlarını da eleştirip yaşamlarında farklılık yaratacak
ya da en azından nefes alabilecekleri alanlarda yer almaya çalışmaktadırlar.
77
Bireysel görüşmelerde elde edilen bulgular, fiziksel aktivite deneyiminin bir çok kadın için
düşünümsel bir süreç olduğuna işaret etmektedir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılım
nedenleri, katılımda karşılaştıkları zorluklar ve bu zorluklara yönelik geliştirdikleri stratejiler
bütüncül olarak düşünüldüğünde, fiziksel aktiviteye katılmaya karar verme ile başlayıp
katılımı devam ettirme ile devam eden sürecin kadınlar için önemli bir düşünümsel süreç
olduğu görülmektedir. Genel olarak, ev içi alanın dışına çıkabilmek ve özel olarak fiziksel
aktiviteye katılabilmek bazı kadınlar için sorunlu bir süreç olabiliyor. Fakat kadınların serbest
zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteyi önemli bir ihtiyaç olarak görmeleri bu sorunlu süreci
karşılaştıkları zorluklarla mücadele ederek yaşamalarını gerektirmektedir. Bir kadın olarak
kendilerinin de ev dışı alanda bir yaşamlarının olabileceğini keşfettiğini belirten kadınların
özellikle kendilerine özel bir alanın varlığına ilişkin söyledikleri, bu alanın kendilerini bir
birey olarak algılamalarında önemli olduğuna yönelik bulgulardır.
5.5. Toplumsal sınıf ve fiziksel aktivite beğenisi
Yapılan görüşmelerden elde edilen verilerde ortaya çıkan anahtar temalardan birisi, spor ve
fiziksel aktiviteye verilen önemdir. Hemen her kadın için sporun ve fiziksel aktivitenin
hayatlarındaki önemi tartışmasız kabul edilen bir olgu olarak görünmektedir. Araştırmanın
amacı için önemli olan nokta, böyle bir kabule rağmen kadınların katıldıkları fiziksel aktivite
çeşitliliği, tercihi ve katılım yoğunluklarının toplumsal sınıfa göre farklılaşmasıdır. Bu
farklılığın
anlaşılmasında
projenin
kuramsal
çerçevesinin
bir
boyutunu
oluşturan
Bourdieu’nun yaklaşımından yararlanılmıştır.
BOURDIEU (1984)’ye göre toplumsal ve kültürel bağlam, bireylerin kültürel pratiklerden
biri olan spor ve fiziksel aktiviteye yönelik tercih ve beğenilerinde belirleyicidir. Bourdieu
farklı spor ve fiziksel aktivite pratiklerinin “yaşam tarzı” olarak adlandırdığı daha genel
kültürel pratiklere dahil olduğunu gösterir. Türkiye’de özellikle medyanın etkisi ile son
yıllarda fiziksel aktivitenin kadınların yaşamına daha fazla girmesi, Ankara ilinde
belediyelerin açık alan ve kapalı alan fiziksel aktivite tesislerine yatırım yapması sonucunda
kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarında bir artışın söz konusu olduğu bu projeye katılan
kadınların görüşmelerinde de ortaya çıkmıştır. Bu artışın ülkenin kültüründe gömülü
olmayan bir spor ve fiziksel aktivite kültürünün bir parçası olmaması, bu alanın daha çok
78
genel kabul görmüş doğrularla tanımlanmasına ve deneyimlenmesine neden olmaktadır.
Farklı toplumsal sınıflardan gelen ve farklı spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan
kadınların hemen hepsi için yapılma sıklığı ve çeşidi farklılaşsa da fiziksel aktivite
yaşamlarının önemli bir parçası durumuna gelmiştir. Belediyeye bağlı Hanımlar Lokallerin
ve yaşam merkezlerinin açılması ve yürüyüş parklarının yapılması, özel spor merkezinde
düzenli olarak fiziksel aktiviteye katılma olanağı olmayan bireylerin de fiziksel aktivite
yapmalarını kolaylaştırmıştır. Daha önceki temalarda da sunulduğu ve tartışıldığı gibi
kadınların toplumsal yapıdaki konumlarıyla da ilişkili olarak fiziksel aktiviteye katılımları
yaşamlarında önemli değişimlere neden olmuştur. Kadınlar katılımları sonucu elde ettikleri
katkılar bağlamında karşılaştıkları zorlukları aşmak için çeşitli stratejiler geliştirmişlerdir.
Dolayısıyla, Bourdieu’nun habitus ve beğeni kavramları doğrultusunda, fiziksel aktiviteye
katılımın özellikle alt ve orta sınıf kadınlarının her birinin habituslarının önemli bir bileşeni
olduğunu söylemek ve beğenilerinin de habitusları doğrultusunda oluştuğunu söylemek çok
mümkün değildir. Fakat kadınların fiziksel aktivite katılım biçimlerinde toplumsal sınıf
habitusları bağlamında (çeşidi ve geçmiş) farklılıklar da bulunmaktadır.
Kadınların fiziksel aktivitite beğenilerinin ve tercihlerinin önemi, habitus kavramının kolektif
temellerinde yatmaktadır. Başka bir deyişle, bireysel gibi görünen beğeni ve tercihler
kadınların içinde yaşadığı toplumsal ilişkiler ağı ile yakından ilişkilidir. Bourdieu’ye göre
insanlar gerçeği habitusları aracılığıyla algıladıkları için farklı toplumsal grupların spor ve
fiziksel aktiviteden beklentileri farklıdır. Çalışmadan elde edilen bulgular, farklı toplumsal
sınıflardan kadınların fiziksel aktivite beğenilerinde farklılık olduğunu göstermekle beraber,
fiziksel aktiviteden beklenen yararlarda benzerliklerin de var olduğunu göstermektedir.
Kadınların fiziksel aktiviteye katılım amaçları ve elde ettikleri katkılar düşünüldüğünde,
Bourdieu’nun bu yaklaşımının kadınların deneyimlerinin toplumsal cinsiyet ideolojisi
tarafından belirlendiği ve bu bağlamda Bourdieu’nun bu yaklaşımının bir ölçüde yetersiz
kaldığı ileri sürülebilir. Sosyal ve kültürel sermayenin belirleyici olduğu kulüplere üyelikler
çerçevesinde fiziksel aktiviteye katılan üst sınıfların katılımlarından bekledikleri yararlar
(toplumsal ve kültürel sermaye) daha alt sınıf kadınların beklentileriyle benzer olmamaktadır.
Fakat projede görüşülen kadınların daha çok alt ve orta sınıftan olmaları ve daha üst
sınıflardan kadınların deneyimlerine ait verinin yetersiz olması bu sonucun ileride yapılacak
araştırmalarda ayrıntılı olarak çalışılmasını gerekli kılmaktadır.
79
Özel spor merkezlerine üye kadınların bazıları için spor ve fiziksel aktiviteye katılım
toplumsallaşma süreciyle şekillenmeye başlanan yaşam tarzlarının önemli bir göstergesi olan
kültürel bir pratiktir. Ailede ve sosyal çevrede spor ve fiziksel aktivite ile ilgilenen bireylerin
varlığı, katılımcıların toplumsallaşma sürecinde sporun ve fiziksel aktivitenin varlığının bir
göstergesi olarak düşünülebilir. Toplumsallaşma sürecinde sporun bir yaşam tarzı olarak
kabul edildiği bir sosyal çevrede yaşamak yaşamboyu fiziksel aktiviteye katılımda önemli bir
belirleyendir. Özel spor merkezinde düzenli olarak fiziksel aktiviteye katılan kadınların
büyük bir bölümü çocukluğundan beri yüzme, tenis, bale, çeşitli takım sporları ve kayak ile
ilgilenmişlerdir ve çalışmanın yapıldığı dönemde de geniş bir spor repertuarına sahip
olabilmişlerdir. Alt ve bazı orta sınıf kadınların çevrelerinde ve ailelerinde son yıllarda spor
ve fiziksel aktiviteye katılan kişilerin sayısında bir artış olmakla birlikte bu katılım yaşamın
bir parçası/yaşam tarzı olmaktan biraz uzaktır. KOCA, HACISOFTAOĞLU ve BULGU
(2007)’nun yakın tarihli çalışmalarında da benzer sonuç elde edilmiştir. KOCA ve
arkadaşları çalışmalarında orta ve üst sosyo ekonomik düzeyde yer alan kadınların
katıldıkları fiziksel aktivite çeşidinin alt sosyoekonomik düzeydeki kadınlara oranla daha
fazla olduğunu ve özel spor merkezlerine üye kadınların daha çok orta ve üst sınıfa ait olarak
görülebilecek olan yüzme, yoga, pilates, tenis ve squash gibi fiziksel aktivitelere katılmayı
tercih ettiklerini bulgulamışlardır.
Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarında yaşadıkları toplumsal ve fiziksel ortamın da
belirleyici
olduğu
belirtilmişti.
Araştırmaya
katılan
kadınların
fiziksel
aktivite
beğenilerindeki farklılık kadınların üye oldukları spor merkezlerinde sunulan fiziksel aktivite
olanakları ile de ilişkilidir. Projeye katılan özel spor merkezlerinden kadınların fiziksel
aktivite ve spor repertuarlarının daha geniş olması ve merkezlerin sundukları fiziksel aktivite
çeşitlerinin fazlalığı bu kadınların fiziksel aktivite tercihlerinin var olduğunu göstermektedir.
Fakat özellikle Hanımlar Lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlar için fiziksel aktivite
çeşidi ve yapılma sıklığı Lokal yönetimleri tarafından belirlenmiştir.
Farklı toplumsal sınıflardan kadınların fiziksel aktivite beğenilerinin ve geçmişlerinin
farklılaşmasını Bourdieu’nun toplumsal sınıfların kendi bedenleriyle olan ilişkilerine yönelik
söyledikleri bağlamında tartışılabilir. BOURDIEU (1984)’ye göre işçi sınıfı bedeniyle araçsal
80
bir ilişki geliştirmeye eğilimlidir. İşçi sınıfı ev kadınlarının bedenleriyle kurdukları ilişki, ev
halkının ihtiyaçlarını karşılamak görevinin belirlediği araçsal bir ilişki olmakta ve işçi sınıfı
ev kadınları ve anneler, kocaları ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamak için kendi
bedenlerini kurban etmektedirler. Buna karşın, egemen sınıfların bedenlerini bir proje olarak
eğitmek için kaynakları vardır. Bu proje kapsamında aileler, çocuklarını bale, tenis ve
binicilik gibi okul dışı etkinliklere gönderebilmektedirler. Çalışmaya katılan orta ve üst orta
sınıf kadınların fiziksel aktivite ve spor geçmişleri bedenleriyle kurdukları ilişkinin daha çok
bir amaca yönelik olduğunu göstermektedir. Ek olarak Bourdieu, toplumsal sınıflar ve spora
katılım ile ilgili çalışmasında, kültürel sermayesi yüksek orta sınıfların spora katılımlarının
sağlık amaçlı olduğunu da açıklamıştır. Bir anlamda, orta sınıftan olan kişilerin kendi
sağlıkları üzerinde daha çok kontrolleri vardır yani uygun yaşam tarzını seçebilirler
(CALNAN, 1987). Çalışmaya katılan yüksek orta sınıf olarak tanımlayabileceğimiz
kadınların en azından fiziksel aktivite tercihlerinin bulunması yaşamlarında kontrollerinin var
olduğunun bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
81
BÖLÜM VI
SONUÇ VE ÖNERİLER
6.1. Sonuç
HENDERSON ve SHAW (2006) farklılığın feminist gündemin bir parçası olmaya devam
etmesi konusunda araştırmacıları teşvik etmektedirler; “Feminist araştırmacılar Batılı kadının
yaşamını görünürleştirmeye çalışmış olmalarına rağmen, farklı geçmişlerden, farklı maddi
koşullardan, ve farklı iktidar ve kaynaklara ulaşım derecesine sahip kesimlerden kadın ve
erkeklere yönelik bir anlayış geliştirmek için daha çok çalışma gereklidir” (sf. 223). Bu
yaklaşım doğrultusunda bu araştırma projesi, farklı toplumsal sınıflardan Türk kadınlarını
araştırarak kadın ve serbest zaman literatürüne bir katkıda bulunmaktadır. Son yıllarda
toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik bazı yasal değişikliklerin yapılıyor olmasına rağmen,
kadınların yerinin temel olarak ev içi alan olduğuna yönelik önemli bir vurgu vardır. Projeye
katılan kadınların bir çoğu geleneksel toplumsal cinsiyet kalıp yargıları tarafından
kısıtlanmaktadırlar.
Çalışmada elde edilen bulguların ana ekseni, serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite
deneyiminin kadınlar tarafından ev ve ev içi ekseninde anlamlandırılmasıdır. Kadınların
serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimlerini belirleyen onların ev içi
yaşantılarıdır. Örneğin, ev içi alana hapsedilen ya da birincil sorumluluğu ev içi alan olarak
tanımlanan kadınlar fiziksel aktiviteye evin dışına çıkma aracı olarak görmektedirler. Bu
nedenle fiziksel aktiviteye katılım nedenleri daha çok evden kısa süreli de olsa bir kaçış
olabilmektedir. Aynı şekilde, kadınların büyük çoğunluğunun fiziksel aktiviteye katılımda
karşılaştıkları zorlukların büyük bölümü ev içi alana ilişkindir. Bu noktada kadınların serbest
zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimlerini anlayabilmek için, kadınlığın ve kadın
cinsinin ev ve ev içi ile özdeşleştirilmesinin açıklığa kavuşturulması önemli görünmektedir.
“Klasik ataerkil” modelde erkek evin geçiminden sorumlu iken kadın erkek ve çocuğun
bakımından ve ev işlerinden sorumludur. Türkiye’de hakim olduğunu söyleyebileceğimiz bu
geleneksel modelde kadının yeri ev (özel) alan iken erkeğin yeri ev dışı (kamusal) alandır.
82
“Kadınlık,
içinde yaşadığımız kültürde, yaş, eğitim, sınıf gibi değişkenlerden bağımsız
olarak, esasen “ev” üzerinden tanımlanır ve yeniden üretilir.” (BORA, 2005:21). Farklı sınıf
ve kültürlerden gelen kadınların ortak noktası bir takım çeşitlemeler içermekle birlikte ev
deneyimidir. Bu araştırma projesi kapsamında görüşülen, farklı toplumsal sınıf, yaş ve
eğitime sahip kadınların söyledikleri bu durumu destekler niteliktedir.
Toplumsal cinsiyet belli bir toplumsal ilişkiler bütünlüğü içinde kadınların miras aldıkları,
kültür ve ihtiyaçlarla, cinsiyet ilişkilerini yaşadıkça ve kadınlar kendi belirlenmiş
durumlarında onu deneyimledikçe ve bunları kültür içinde yoğurdukça gelişip, yeniden
üretilir (AKGÖKÇE, 2001: 64). Dolayısıyla kadınlar, günlük pratiklerin yaşandığı bir
toplumsal alanda kendi yaşamını yönlendiren bir özne olabilirken başka bir toplumsal alanda
bir nesne olarak konumlanabilir. Bu bağlamda, örneğin belirli bir kadınlık durumuna tekabül
eden egemen sermaye biçimlerinin ve söylemlerin hakim olduğu serbest zaman etkinliği
olarak fiziksel aktivite alanında kadın kendini keşfetme, kendinin farkına varma ve bu
farklılığı deneyimleme fırsatına sahip olabilirken, geleneksel kadınlığın hakim olduğu ev içi
alanda ezici-sömürücü bir cinsiyet ilişkileri ağı içinde konumlanabilir.
Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktivite deneyimleri, özellikle katılımlarını
sağlamak ve devam ettirmek için geliştirdikleri stratejiler, öznelliklerinin inşasına yönelik
önemli ipuçları vermektedir. Öznelliğin inşası güçlenmenin nasıl gerçekleştiğine yönelik
bilgiyi sunmaktadır. Kadınlarla yapılan görüşmelerde elde edilen bulgular, kadınların fiziksel
aktiviteye katılım sürecinde ve sonrasında kendilerine güvenlerinin arttığını ve bu güvenin
onların aile yaşamlarında olumlu etkileri olduğunu, çeşitli toplumsal etkileşimlere girdiklerini
ve bu yollar kültürel sermayelerini geliştirdiklerini göstermektedir. Kadınların kendi
yaşamlarının (kadınlık) farkına varmaları, bu farkındalığı kendine ait alanda var olarak
yaşamlarına yansıtmaları kadınların kendi öznelliklerini yeniden üretmelerine işaret
etmektedir. Fakat iktidar ilişkileri bakımından baktığımızda, bu sürecin aile içi cinsiyete
dayalı işbölümünde herhangi bir değişikliğe neden olduğunu söyleyemeyiz. Dolayısıyla, eğer
kadının güçlenmesi/özgürleşmesi evin cinsiyetçi bağlamından koparılması dolayımında
düşünülürse, güçlenmenin kolektif bir boyut taşıdığı da söylenemez.
Güçlenme bireysel bir süreci ifade etse de bireyin dışındaki gerçeklik ile ilişkisi bağlamında
biçimlenen bir süreçtir. Bu bağlamda, kadınlardan bazılarının serbest zaman etkinliği olarak
83
fiziksel aktiviteye katılımlarını sağlamak ve devam ettirmek için karşılaştıkları zorluklarla
ilişkili geliştirdikleri pazarlık stratejilerin onların yaşamlarını belirleyen gerçeklik ile
kurdukları ilişkiye işaret ettiği ileri sürülebilir. Fakat kadınlarla yapılan görüşmelerde daha
çok belirgin olan nokta güçlenmenin bireysel sürecine yönelik olmaktadır. Bu bağlamda,
serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılım, kadınların içinde bulundukları
cinsiyet ilişkilerinde bir kırılmaya neden olduğunu söylemek çok zordur. Bu deneyim
kadınların kendilerini bir birey olarak algılamalarında bir dönüşüme yol açmış gibi
görünmektedir.
Fiziksel aktiviteye katılım, kadının hem fiziksel hem de psikolojik olarak güçlenmesine
hizmet edebilir, kadınlar kendi fiziksel becerilerini test edebilir, kişisel bir başarı duygusu
geliştirebilir ve kendi bedenlerini kendileri kontrol edebilirler. Kadınların fiziksel aktivite ve
spora katılımının bu yönü fiziksel aktivite ve sporun “politik” potansiyeli (spor içindeki ve
spor yoluyla egemen toplumsal ideolojilerle mücadelede kadının güçlenmesi) olarak da ifade
edilebilir. Bu bağlamda, fiziksel aktivite ve sporun kadınların özgürlüğünde bir ajan olabilme
potansiyeli, kadınların bu alandaki ezilme deneyimlerinden değil, kendi bedenlerini güçlü ve
eril egemenlikten bağımsız/özgür olduğu deneyimlerinden kaynaklanmaktadır (THEBERGE,
1985;1987). Özellikle de toplumsal cinsiyet önyargılarının ve bu önyargılara dayalı cinsiyetçi
davranışların çoğunlukla kadın bedeni (bedensel olarak zayıflığı, bedensel görünümü)
üzerinden yürütüldüğü düşünüldüğünde, kadınların kendi bedenlerini tanımaları ve bedensel
yeterliklerini fark etmelerinin, onların kendilerini algılama biçimlerini ve öz-güvenlerini
olumlu yönde etkileyebilir. Bu araştırma projesinde bireysel görüşme yapılan kadınların
yoğun olarak vurguladıkları nokta da fiziksel aktiviteye katılımın kendi bedenlerinin tanıyarak
ve onu kontrol altına alarak yaşamlarında önemli değişikliklerin meydana geldiğidir.
84
6.2. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını arttırmaya yönelik öneriler

Kadınların ev içi sorumlulukları onların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılımlarını belirleyen en önemli faktördür. Kadınlar için sunulan fiziksel aktivite
olanakları kadınların bu yönlerini dikkate alacak şekilde düzenlenmelidir.

Çocuk oyun alanı ya da kreş kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye
katılacakları tesisleri belirlemede önemlidir. Dolayısıyla, kadınların fiziksel aktiviteye
katılımlarını arttırmanın bir yolu spor ve fiziksel aktivite tesislerinde çocukların bakımının
karşılanacağı alanlar bulunmalıdır.

Fiziksel aktivite beğenisi toplumsal sınıf habitus tarafından bir ölçüde belirleniyor olsa da
spor merkezlerinde sunulan fiziksel aktivite çeşilerinin arttırılması kadınların fiziksel
aktivite repertuarlarını geliştirmelerinde ve bu alanda bir tercihlerinin oluşmasında
önemlidir. Bu nedenle özellikle Hanımlar Lokallerinde sunulan fiziksel aktivite
çeşitlerinin arttırılmalı ve kadınlara seçenekler sunulmalıdır.

Kadınların serbest zaman etkinliği olarak fiziksel aktiviteye katılımda karşılaştıkları
zorluklar her kadın için pazarlık edilebilecek koşullarda var olmayabilir. Bu nedenle
kadınların fiziksel aktiviteye katılımın kadınların hayatlarındaki önemi çeşitli toplumsal
duyarlılık projelerinin kapsamında ele alınmalı ve toplumun her kesiminde bu konuda bir
farkındalık ve duyarlılık geliştirilmelidir.

Toplumsallaşma sürecinde fiziksel aktiviteye katılım kadınların yaşamboyu fiziksel
aktiviteye katılımlarında önemli bir belirleyendir. Araştırmaya katılan alt toplumsal sınıf
kadınlarının fiziksel aktivite geçmişleri çok sınırlı olmakla beraber fiziksel aktivite
deneyimleri de çok kısa sürelidir. Kadınların fiziksel aktiviteye katılımlarını arrttırmanın
önemli bir basamağı genç kızlar için fiziksel aktivite olanaklarının arttırılmasıdır.
85
REFERANSLAR
ABBAS A., The Embodiment of Class, Gender and Age Through Leisure: A Realist Analysis
of Long Distance Running, Leisure Studies, 23, 159-75, (2004).
AITCHISON, C. C., Gender and Leisure. London: Routledge. (2003).
AKGÖKÇE, N, Kültürel Prizmanın Işığında Farklılıklar. Bir Feminizme Doğru, ed: Ilyasoğlu
A., Akgökçe N. Yerli Sel Yayıncılık, İstanbul, (2001). Pp: 53-76.
Ankara Government. Retrieved August 22, (2007), from http://www.ankara-bel.gov.tr.
ARAB-MOGHADDAM N., Henderson K. A., Sheikholeslami, R., Women’s Leisure and
Constraints to Participation: Iranian Perspectives, Journal of Leisure Research, 39,
109-26, (2007).
ARSLAN B., Koca C., An Examination of Female Athletes-related Articles in Turkish Daily
Newspapers Regarding Gender Stereotypes, Annuals of Leisure Research, 3/4, 10,
(2008).
AŞÇI F. H., Physical Self-Perception of Elite Athletes and Non-Athletes: A Turkish Sample,
Perceptual and Motor Skills, 99, 1047-1052, (2004a).
AŞÇI F. H., Fiziksel
Benlik Algısının Cinsiyete ve Fiziksel Aktivite Düzeyine Göre
Karşılaştırılması, Spor Bilimleri Dergisi, 15, 39-48, (2004b).
AŞÇI F. H., Benlik Algısı ve Egzersiz, Spor Bilimleri Dergisi, 15, 233-266 (2004c).
AŞÇI F. H., Gökmen H., Tiryaki G., Aşçı A., Self-concept and Body Image of Turkish High
School Male Athletes and Non-athletes, Adolescence, 32, 128, 959-968, (1997).
BARTKY, S. (1988). Foucault, femininity and the modernization of patriarchal power.
Feminism and Foucault: Rejections on Resistance, ed:. Diamond, I, Quinby, L.,
Northeastern University Press, (1988). Pp:61-86.
BERGER B. G., Introduction. International Journal of Sport Psychology, 24, 87-93, (1993).
BIALESCHKI M. D., The Feminist Movement and Women`s Participation in Physical
Recreation, Journal of Physical Education, Recreation and Dance, 61, 44-7, (1990).
BIALESHKI M. D., Michener S., Re-entering Leisure: Transition The Role of Motherhood,
Journal of Leisure Research, 26, 57-74, (1994).
BOBO M., Yarbrough M., The Effects of Long-Term Aerobic Dance on Agility and
Flexibility, Journal of Sports Medicine and Physical Fitness, 39, 165-168, (1999).
BORA, A., Kadınların Sınıfı, İletişim Yayınları, İstanbul, (2005).
86
BOURDIEU, P., Outline of a Theory of Practice, Cambridge University Press, Cambridge,
(1972).
BOURDIEU P., Sport and Social Class, Social Science Information, 17, 819-40, (1978).
BOURDIEU, P., Distinction: A Social Critique of the Judgement of Taste, Cambridge: MA,
Harvard University Press, (1984).
BOURDIEU, P., Wacquant L. J. D., Düşünümsel Bir Antropoloji İçin Cevaplar, İletişim
Yayıncılık, İstanbul, (2003).
BROWN P. R., Brown W. J., Miller Y. D., Hansen V., Perceived Constraints and Social
Support for Active Leisure Among Mothers with Young Children, Leisure Sciences,
23, 131-44, (2001).
BROWN W. J., Mishra G., Lee C., Bauman, A., Leisure Time Physical Activity in Australian
Women: Relationship with Wellbeing and Symptoms, Research Quarterly for
Exercise and Sport, 71, 206 –16, (2000).
BROWN J. D., Siegel J. M., Exercise as a Buffer of Life Stress: A Multimodel Comparison of
Aerobic Fitness, Psychophysiology, 24, 173-180, (1988).
BYRNE A., Byrne D.G., The Effect of Exercise on Depression, Anxiety, and Other Mood
States: A Review, Journal of Psychosomatic Research, 17, 565-574, (1993).
CALNAN M., Health and Illness: The Lay Perspective. London: Routledge and Kegan Paul,
(1987).
CAMACHO T. C., Roberts R. E., Lazarus N. B., Physical Activity and Depression: Evidence
from Alermeda Country Study, American Journal of Epidemelogy, 134, 220-231,
(1991).
CARNETHON M. R., Gidding S. S., Nehgme R., Sidney S., Jacobs D. R., Liu K.,
Cardiorespiratory
Fitness
in
Young
Adulthood
and
the
Development
of
Cardiovascular Disease Risk Factors, Journal of the American Medical Association,
290, 3092–3100, (2003).
CARUSO C. M., Gill D. L., Strengthening Physical Self-Perceptions through Exercise.
Journal of Sports Medicine and Physical Fitness, 32, 416-427, (1992).
CASPERSON C. J., Physical Activity Epidemiology: Concepts, Methods and Applications to
Exercise Science, Exercise and Sport Science Reviews, 27, 423-473, (1989).
87
CLEMENT J. P., Contributions of the Sociology of Pierre Bourdieu to the Sociology of Sport.
Sociology of Sport Journal, 12, 2, 147-57, (1995).
COLE C. L., Resisting The Canon: Feminist Cultural Studies, Sport, and Technologies of The
Body, Journal of Sport & Social Issues, 17, 77-97, (1993).
COLEMAN D., Leisure Based Social Support, Leisure Dispositions and Health, Journal of
Leisure Research, 25, 350–361, (1993).
CONNELL, R. W., Gender and Power, California: Stanford University Press, (1987).
CONNELL, R. W., Toplumsal Cinsiyet ve İktidar, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, (1998).
CRAFT L. L., Landers D. M., The Effects of Exercise on Clinical Depression and Depression
Resulting from Mental Illness: A Meta Analysis, Journal of Sport and Exercise
Psychology, 20, 339-357, (1998).
CRAWFORD D. W., Jackson E. L., Godbey G., A., Hierarchical Model of Leisure
Constraints, Leisure Sciences, 13, 309-20, (1991).
CROWLEY, H., Himmelweit, S., Knowing Women: Feminism and Knowledge, Polity Press
and The Open University, Cambridge, (1992).
CURRIE J., Motherhood, Stress and the Exercise Experience: Freedom or Constraint?,
Leisure Studies, 23, 225-42, (2004).
CÜCELOĞLU, D., İnsan ve Davranışı, İstanbul: Remzi Kitabevi, (1992), Pp: 453-454.
ÇOK F., Body Image Satisfaction in Turkish Adolescents, Adolescence, 25, 409-414, (1990).
DAVIS C., Cowles M., Body Image and Exercise: A Study of Relationships and Comparisons
Between Physically Active Men and Women, Sex Roles, 25, 33-44, (1991).
DEMIR C., Perceived Significance of Factors Influencing Leisure Participation by Gender:
Implications for Turkey, Leisure/Loisir, 29, 121-42, (2004/2005).
FASTING, K., Pfister, G., Opportunities and Barriers for Women and Sport in Turkey, Las
Vegas: Women of Diversity, (1997).
FINKENBERG M. E., DiNucci J. M., McCune S. L., McCune E. D., Body Esteem and
Enrollment in Classes with Different Levels of Physical Activity, Perceptual and
Motor Skill, 76, 783-792, (1993).
FOLKINS C. H., Sime W. E., Physical Fitness Training and Mental Health, American
Psychologist, 36, 373-389, (1981).
FOUCAULT, M., The Archaeology of Knowledge, Tavistock, London, (1974).
FOUCAULT M., The History of Sexuality, translated by R. Hurley, Penguin Books, (1978).
88
FOX, K. R., The Effects of Exercise on Self-Perceptions and Self-Esteem, Physical Activity
and Psychological Well-being, ed: Biddle, S. J. H, Fox, K. R., Boutcher, S. H.,
Routledge and Kegan Paul, New York, (2000a). Pp: 81-118.
FOX K. R., Self-esteem, Self-perceptions and Exercise, International Journal of Sport
Psychology, 31, 228-240, (2000b).
GAESSER G. A., Rich R. G., Effects of High and Low-Intensity Exercise Training On
Aerobic Capacity and Blood Lipids, Medicine and Science in Sports and Exercise, 16,
269-274, (1984).
GARBER E. C., McKinney S. J., Carleton R. A., Is Aerobic Dance an Effective Alternative to
Walk-Jog Exercise Training?, Journal of Sports Medicine and Physical Fitness, 32,
136-141, (1992).
GIDDENS, A., Sosyoloji, Ankara: Ayraç Yayınevi, (2000).
GOODALE, T., Witt, P. Recreation Nonparticipation and Barriers to Leisure. Understanding
Leisure and Recreation: Mapping the Past, Charting the Future, ed: Jackson, E. L.,
Burton, T. L., Stage College, PA: Venture Publishing, (1989). Pp: 421-449
GREEN, E., Hebron S., Woodward D., Women`s Leisure, What Leisure?, Basingstoke,
Hampshire: Macmillan, (1990).
HALL M. A., The Discourse of Gender And Sport: From Femininity to Feminism, Sociology
of Sport Journal, 5, 330-40, (1988).
HALL, M. A., Feminism and Sporting Bodies: Essays on Theory and Practice, Champaign,
IL: Human Kinetics, (1996).
HARGREAVES J., Gender on the Sports Agenda, International Review for the Sociology of
Sport, 25, 287-305, (1990).
HARGREAVES, J., Sporting Females: Critical Issues in the History and Sociology of
Women’s Sports, London: Routledge, (1994).
HARGREAVES J., Women’s Sport, Development, and Cultural Diversity: The South African
Experience, Women’s Studies International Forum, 20, 191-209, (1997).
HARRINGTON M., Dawson P., Bolla P., Objective and Subjective Constraints on Women’s
Enjoyment of Leisure, Society and Leisure, 15, 203-21, (1992).
HAUSENBLAS H. A., Mack D. E., Social Physique Anxiety and Eating Disorder Correlates
Among Female Athletic and No Athletic Populations, Journal of Sport Behaviour, 22,
502-513, (1999).
89
HEESCH K. C., Brown D. R., Blanton C. J., Perceived Barriers to Exercise and Stage of
Exercise Adoption in Older Minority and Caucasian Women, Women and Health, 30,
61-76, (2000).
HENDERSON K. A., Ainsworth B. Researching Leisure and Physical Activity with Women
of Color: Issues and Emerging Questions, Leisure Sciences, 23, 21-34, (2001).
HENDERSON K. A., Allen K. R., The Ethic of Care: Leisure Possibilities and Constraints for
Women, Society & Leisure, 14, 97-113, (1991).
HENDERSON K. A., Bialeschki M. D., A Sense of Entitlement to Leisure as Constraint and
Empowerment for Women, Leisure Sciences, 13, 51-66, (1991).
HENDERSON K. A., Bialeschki M. D., Negotiating Constraints to Women’s Physical
Recreation, Society and Leisure, 16, 389-412, (1993).
HENDERSON, K. A., Shaw S. M., Leisure and Gender: Challenges and Opportunities for
Feminist Research, A Handbook of Leisure Studies, ed: Rojek, C, Shaw, S. M, Veal,
A. J., Palgrave Macmillan Ltd, (2006). Pp: 216-230.
HEYWARD, V., Advance Fitness Assessment and Exercise Prescription, Champaign,
Illinois, Human Kinetics, (1991).
HUDDY D. C., Cash T. F., Body Image Attitudes Among Male Marathon Runners: A
Controlled Comparative Study, International Journal of Sport Psychology, 28, 227236, (1997).
HUDDY D. C., Niemann D. C., Johnson R. L., Relationship Between Body Image and
Percent Body Fat Among College Male Varsity Athletes and Non-Athletes,
Perceptual and Motor Skills, 77, 851-857, (1993).
HUGHES J. R., Psychological Effects of Habitual Aerobic Exercise: A Critical Review,
Preventive Medicine, 13, 66-78, (1984).
ISO-AHOLA S. E., Park C. J., Leisure-Related Social Support and Self-Determination as
Buffers of Stress-Illness Relationship, Journal of Leisure Research, 28, 169–187,
(1996).
JACKSON E. L., Will Research on Leisure Constraints Still be Relevant in the Twenty-first
Century? Journal of Leisure Research, 32, 62-8, (2000).
JACKSON, E. L. (Eds.), Constraints to Leisure. State College, PA: Venture Publishing, (2005).
JACKSON E. L., Henderson K. A., Gender-Based Analysis of Leisure Constraints, Leisure
Sciences, 17, 31-51, (1995).
90
JACKSON E. L., Crawford D. W., Godbey G., Negotiation of Leisure Constraints, Leisure
Sciences, 15, 1–11, (1993).
JUNUI S., The Impact of Immigration: Leisure Experiences in the Lives of South American
Immigrants, Journal of Leisure Research, 32, 358-81, (2000).
KAĞITÇIBAŞI, Ç., Sex Roles, Family and Community in Turkey, Indiana: Indiana University
Turkish Studies 3, (1982).
KANDİYOTİ, D., Women and the Turkish State: Political Actors or Symbolic Pawns?, ed:
Women-Nation-State Yuval-Davis, N, Anthias, F.,. London: Macmillan, (1989).
KARAKİTAPOĞLU Z. A., Imamoglu, O. E., Value domains of Turkish adults and university
students. Journal of Social Psychology, 142, 333–351, (2002).
KAY T., The Voice of the Family: Influences on Muslim Girls’ Responses to Sport, LSA
Newsletter, 71, 62-71, (2005).
KEMMLER W., Engelke K., Lauber D., Weineck J., Hensen J., &Kalender W. A., Exercise
Effects on Fitness and Bone Mineral Density in Early Postmenopausal Women: 1-year
EFOPS Results, Medicine and Science in Sports and Exercise, 34, 2115–2123, (2002).
KİN A., Koşar Ş. N., Tuncel F., 8 Haftalık Step ve Aerobik Dansın Üniversiteli Bayanların
Fiziksel Uygunluğuna Etkisinin Karşılaştırılması, Spor Bilimleri Dergisi, 7, 3, 21-31,
(1996).
KİN İŞLER A., Koşar Ş. N., Aşçı F. H., 10 Haftalık Step Programına Katılımın Kız ve Erkek
Öğrencilerin Fiziksel Uygunluğuna Etkisi, Spor Bilimleri Dergisi, 12, 18-25, (2001).
KOCA, C., Beden Eğitimi ve Spor Alanında Toplumsal Cinsiyet İlişkileri. Hacettepe Spor
Bilimleri Dergisi, 17, 81-99, (2006).
KOCA, C., Arslan B., Media coverage of Turkish female athletes in 2004 Olympics. Media
Coverage of Women at the 2004 Olympic Games: Missing in Action. Ed: Bruce, T.,
Hovden, J., Markula, P.,. Wilf Malcolm Institute of Educational Research-New
Zealand and SENSE-Netherlands Publishers. (Baskıda).
KOCA C., Aşçı F. H., Gender Role Orientation in Turkish Female Athletes From Different
Types of Sport and Female Non-Athletes, Women in Sport and Physical Activity
Journal, 14, 86-94, (2005).
KOCA C., Bulgu N., Spor ve Toplumsal Cinsiyet: Genel Bir Bakış, Toplum ve Bilim, 103,
163-84, (2005).
KOCA C., Demirhan G., Beden Eğitimi ve Spor Alanında Toplumsal Cinsiyetin Yeniden
Üretimi, Hacettepe Spor Bilimleri Dergisi, 16, 200-228, (2005).
91
KOCA C., Aşçı F. H., Kirazcı S., Gender Role Orientation in Athletes and Non-Athletes in a
Patriarchal Society: A Case of Turkey, Sex Roles, 52, 217-25, (2005).
KOCA C., Attencio M., Demirhan G., The Place and Meaning of the Field of PE in Turkish
Young People’s Lives: A Study Using Bourdieu’s Conceptual Tools. Sport, Education
&ve Society, (Baskıda ).
KOCA C., Hacısoftaoglu I., Bulgu N., Physical activity participation among Turkish women
from different socioeconomic status, 4th World Congress of ISSA in conjunction with
the 10th World Congress of ISHPES, 31st July - 5th August, Copenhagen, Denmark,
(2007).
KORUÇ Z., Bayar P., Egzersizin Depresyon Tedavisindeki Yeri ve Etkileri, Spor Bilimleri
Dergisi, 15, 49-64, (2004).
KOŞAR Ş. N., Kin A., Aşçı F. H., 10 Haftalık Fiziksel Uygunluk Programına Katılımın
Fiziksel Uygunluğa Etkisi, Spor Bilimleri Dergisi, 9, 3-11, (1998).
KRAVITZ L., Cisar J. C., Setterlund S. J., The Physiological Effects of Step Training With
and Without Hand Weights, Journal Sports Medicine and Physical Fitness, 33, 348358, (1993).
KULAKAÇ O., Buldukoglu K., Yılmaz M., Alkan S., An Analysis of the Motherhood
Concept in Employed Women in South Turkey, Social Behaviour and Personality, 34,
837-52, (2006).
KÜMBETOĞLU, B., Sosyolojide ve Antropolojide Niteliksel Yöntem ve Araştırma, Ankara:
Bağlam Yayıncılık, (2005).
LABERGE, S., Kay J., Bourdieu's Sociocultural Theory and Sport Practice, Theory, Sport
and Society, ed: Maguire, J., K. Young, J., London: Elsevier, (2002), Pp: 239-266
LEITH, L. M., Foundations of Exercise And Mental Health. Morgantown, WV: Fitness
Information Technology, (1994).
LENSKYJ, H., Out of Bounds: Women, Sport and Sexuality. Toronto, Ontario: The Women`s
Press, (1986).
LIGHT R., Kirk D., High School Rugby, The Body and The Reproduction of Masculinity,
Sport, Education and Society, 5, 163-76, (2000).
LINCOLN, Y. S., Guba E. G. ,Naturalistic Inquiry, Beverly Hills, CA: Sage, (1985).
LITTLE D. E., Women and Adventure Recreation: Reconstructing Leisure Constraints and
Adventure Experiences to Negotiate Continuing Participation, Journal of Leisure
Research, 34, 157-77, (2002).
92
LIVENGOOD J. S., Stodolska M., The Effects of Discrimination and Constraints Negotiation
on Leisure Behaviour of American Muslims in the Post-September 11 America.
Journal of Leisure Research, 36, 183-208, (2004).
LONG B., Aerobic Conditioning and Stress Inoculation: A Comparison of Stress
Management Interventions, Cognitive Therapy and Research, 8, 517-542, (1984).
LONG B. C., Haney C. J., Long Term Follow-Up of Stressed Working Women: A
Comparison of Aerobic Exercise and Progressive Relaxation, Journal of Sport and
Exercise Psychology, 10, 461-470, (1988).
MARKULA P., Firm But Shapely, Fit But Sexy, Strong But Thin: The Postmodern
Aerobicizing Female Bodies, Sociology of Sport Journal, 12, 424-53, (1995).
MARTINSEN E. W., Therapeutic Implications of Exercise for Clinically Anxious and
Depressed Patients, International Journal of Sport Psychology, 24, 185-199, (1993).
MCAULEY E., Mihalko S. L., Bane S. M., Acute Exercise and Anxiety Reduction: Does The
Environment Matter?, Journal of Sport and Exercise Psychology, 18, 408-419, (1996).
MCCANN L. I., Holmes D. S., Influence of Aerobic Exercise on Depression, Journal of
Personality and Social Psychology, 46, 1142-1147, (1984).
MCDONALD, D. G., Hodgdon J. A., The Psychological Effects of Aerobic Fitness Training:
Research And Theory, NewYork: Springer-Verlag, (1991).
MCGLYNN, G., Dynamics of Fitness: A Practical Approach, Wm. C Brown, (1992).
MCKINNON, C., Feminism Unmodified: Discourses on Life and Law, Cambridge: Harvard
University Press, (1987).
MILLER Y. D., Brown W. J., Determinants of Active Leisure for Women with Young
Children-an “Ethic of Care” Prevails, Leisure Studies, 27, 405-20, (2005).
MILLER Y. D., Trost S. G., Brown W. J., Mediators of Physical Activity Behaviour Change
Among Women with Young Children, American Journal of Preventive Medicine, 23,
98-103, (2002).
MİRZEOĞLU, N.,
Sporun Bilimsel Temelleri, Spor Bilimlerine Giriş, ed: Mirzeoğlu, N,
Bağırgan Yayınevi, (2003), Pp: 85.
MUFTULER-BAC M., Turkish Women’s Predicament, Women’s Studies International
Forum, 22, 303–15, (1999).
93
NIES M. A., Kershaw T. C., Psychosocial and Environmental Influences on Physical Activity
and Health Outcomes in Sedentary Women, Journal of Nursing Scholarship, 34, 243–
249, (2002).
NIES M. A., Vollman M., Cook T., African American Women’s Experiences with Physical
Activity in Their Daily Lives, Public Health Nursing, 16, 23-31, (1999).
NORTH T. C., McCullagh P., Tran Z., Effect of Exercise on Depression, Exercise and Sport
Science Reviews, 18, 379-415, (1990).
ÖZER, K., Fiziksel Uygunluk, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, (2001), Pp. 11.
PATTON, M. Qualitative Evaluation and Research Methods, Beverly Hills, CA: Sage,
(1990).
PETRUZZELLO S. J., Anxiety Reduction Following Exercise: Methodological Artifact or
Real Phenomenon, Journal of Sport and Exercise Psychology, 17, 105-11, (1995).
PFISTER G., Doing Sport in Headscarf?, German Sport and Turkish Females. Journal Sport
History, 27, 597-24, (2000).
PLOTNIKOFF R. C, Mayhew A., Birkett N., Loucaides C. A., Fodor G., Age, Gender, and
Urban-Rural Differences in the Correlates of Physical Activity, Preventive Medicine,
39, 1115-1125, (2004).
POLLATSCHEK, J. L., O’Hagan F. J., An Investigation Of The Psycho-Physical Influences
Of Quality Daily Physical Education Programme, Health Education Research: Theory
and Practice, 4, (1989), Pp: 341-350.
REAY D. The Employ Cleaners To Do That: Habitus in The Primary Classroom. British
Journal of Sociology of Education, 16, 353-371, (1995).
REAY D. Feminist Theory, Habitus and Social Class: Disrupting Notions of Classlessness,
Women’s Studies International Forum, 20, 225-233, (1997).
ROSTAD F. G., Long, B. C., Exercise as a Coping Strategy for Stress, International Journal
of Sport Psychology, 27, 197-222, (1996).
ROWLAND T. W., Exercise and Children’s Health, Champaign, IL:Human Kinetics, (1990).
SACK H. G., The Relationship Between Sport Involvement and Life-style in Youth Culture.
International Review for the Sociology of Sport, 23, 213-31, (1988).
SALMAN M., Bayraktar M., The Use of Human Resources of Women in Turkey, Journal of
Consumer Studies and Home Economics, 21, 387-99, (1997).
94
SAMDAHL, D. M., Making Room for “Silly” Debate: Critical Reflections on Leisure
Constraints Research. Constraints to Leisure, ed: Jackson, E. L., State College, PA:
Venture Publishing, (2005), Pp: 337-349.
SAMDAHL D., Jekubovich N. A., Critique of Leisure Constraints: Comparative Analyses and
Understandings, Journal of Leisure Research, 29, 430-52, (1997).
SAMUEL, N., Women, Leisure and the Family in Contemporary Society: A Multinational
Perspective, Wallingford: CAB International, (1996).
SAYER L., C. Gender, Time and Inequality: Trends in Women's and Men's Paid Work,
Unpaid Work and Free Time, Social Forces, 84, 285-303, (2005).
SHAW S. M., Conceptualising Resistance: Women’s Leisure As Political Practice. Journal of
Leisure Research, 33, 186-201, (2001).
SHAW, S. M., Henderson K. A. Gender Analysis and Leisure: An Uneasy Alliance,
Constraints to Leisure, ed: Jackson, E. L., State College, PA: Venture Publishing.
(2005), Pp:. 23-34.
SHELTON, B. A. Women, Men and Time, Gender Differences in Paid Work, Housework and
Leisure. New York: Greenwood Press, (1992).
SONSTROEM R. J., Exercise and Self-Esteem, Exercise and Sport Science Reviews, 12,
123-155, (1984).
SONSTROEM R. J., Morgan, W. P., Exercise and Self-Esteem: Rationale and Model.
Medicine and Science in Sports and Exercise, 21, 329-337, (1989).
STODOLSKA M., Livengood J. S., The Influence of Religion on the Leisure Behavior of
Immigrant Muslims in the United States, Journal of Leisure Research, 38, 293-320,
(2006).
STOKES, R., Moore, C., Shultz S. L., Fitness. North Carolina, Hunter Text Books Inc.,
(1992).
ŞAHİN, H. M., Beden Eğitimi ve Sporda Temel Kavramlar, Nobel Yayın Dağıtım,
Gaziantep, (2002), Pp: 370.
TASK FORCE ON COMMUNITY PREVENTIVE SERVICES., Recommendations to
Increase Physical Activity on Communities. American Journal of Preventive
Medicine, 22, 67-72, (2002).
TAYLOR T., Toohey K., Behind the Veil: Exploring the Recreation Needs of Muslim Women,
Leisure/Loisir, 26, 85-106, (2001/2002).
95
THEBERGE N., Toward a Feminist Alternative to Sport As a Male Preserve, Quest, 37, 193202, (1985).
THEBERGE N., Sport and Women’s Empowerment, Women’s Studies International Forum,
10, 387-93, (1987).
THEBERGE N., The Construction of Gender in Sport: Women, Coaching, and The
Naturalization of Difference, Social Problems, 40, 301-13, (1993).
TIRONE S. C., Pedlar C. A., Understanding the Leisure Experiences of A Minority Ethnic
Group: South Asian Teens and Young Adults in Canada, Loisir et Societe, 23, 145-69,
(2000).
WEARING B. M., Beyond the Ideology of Motherhood: Leisure As Resistance, Australian
New Zealand Journal of Sociology, 14, 575-86, (1990).
WEARING, B., Leisure and Feminist Theory, London: Sage Publications, (1998).
WHITEHURST M., Menendez E., Endurance Training in Older Women, Physician &
Sportmedicine, 19, 6, 95-103, (1991).
WILKES, C., Bourdieu's class, In An Introduction To The Work of Pierre Bourdieu, The
Practice of Theory, ed: Harker, R., Wilkes, C., Mahar, C., London: Macmillan,
(1999).
WILLIS, P., Women in Sport in Ideology, Sport, Culture and Ideology, ed: Hargreaves, J.,
London: Routledge &, Kegan Paul, (1992).
YANG K, Laffrey, S. C., Stuifbergen, A., Im, E., May, K., Kouzekanani, K., Leisure-time
Physical Activity among Midlife Korean Immigrant Women in the US,
Journal of Immigrant Minority Health, 9, 291–298, (2007).
YILDIRIM, A., Şimşek H., Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemler, Tıpkı Basım,
Ankara, Seçkin, (2003).
YOUNG, I., The Exclusion of Women From Sport: Conceptual and Existential Dimensions,
Philosophy in Context, 9, 44-53, (1979).
ZHU W, Timm G, Ainsworth B., Rasch Calibration and Optimal Categorization of An
Instrument Measuring Women’s Exercise Perseverance and Barriers, Research
Quarterly for Exercise and Sport, 72, 104–16, (2001).
ZORBA, E., Herkes İçin Spor ve Fiziksel Uygunluk, GSGM Eğitim Dairesi, Ankara, (1999),
Pp: 45-50.
ZORBA, E., Fiziksel Uygunluk, Gazi Kitabevi, Ankara, (2001), Pp: 35-40
96
EK 1
Katılımcıların Sosyodemografık Bilgileri
Değişkenler
Eğitim Düzeyi
Medeni Durum
Meslek/Görevi
Çalışma Durumu
Çalışılan sektör
f
%
İlkokul
15
16.1
Ortaokul
7
7.5
Lise
27
29.0
Üniversite
29
31.2
Lisanüstü (Y. Lisans, Doktora)
11
11.8
İlköğretim
1
1.1
Üniversite öğrencisi
3
3.2
Evli
67
72
Bekar
22
23.7
Dul
4
4.3
Memur
8
8.5
Akademik personel
6
6.4
Öğretmen
4
4.3
Satış temsilcisi
2
2.1
Doktor
1
1.1
Müdür/Yönetici
3
3.2
Sekreter
2
2.1
Uzman
3
3.2
Mühendis
1
1.1
Muhasebeci
2
2.1
Ev Hanımı
37
39.4
Emekli
18
19.1
Öğrenci
1
1.1
Diğer (işletmeci, turizm, çocuk bakıcısı….)
5
5.3
Çalışan
37
40.2
Çalışmayan
55
59.8
Kamu
18
19.1
Özel
19
20.2
97
EK 2
98
EK 3
Bireysel Görüşme Listesi
A. Hanımlar Lokallerinde gerçekleştirilen bireysel görüşme sayısı
Görüşme Sayısı
Spor Merkezi
Yenimahalle İlçe
Şentepe Hanımlar Lokali
11
Sincan İlçe
Aile Yaşam Merkezi
14
Altındağ İlçe
Altındağ Hanımlar Lokali
9
Çankaya İlçe
Çankaya Hanımlar Lokali
8
Keçiören İlçe
Etlik Hanımlar Lokali
10
Mamak İlçe
Şafaktepe Hanımlar Lokali
11
TOPLAM
99
64
B. Özel spor merkezlerinde gerçekleştirilen bireysel görüşme sayısı
Spor Merkezi
Görüşme Sayısı
SporMED
7
Fitness Court
6
Sports International
2
Renewaclub
2
Dynamic Spor Merkezi
3
Taylife
3
TOPLAM
23
C. Üniversite spor merkezlerinde gerçekleştirilen bireysel görüşme sayısı
Spor Merkezi
Görüşme Sayısı
ODTÜ
3
Hacettepe Üniversitesi
1
Başkent Üniversitesi
3
TOPLAM
100
7
EK 4
Hanımlar lokallerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait sosyodemografik bilgiler
Değişkenler
Eğitim Durumu
Medeni Durum
Meslek
Çalışma Durumu
Çalışılan sektör
f
%
İlkokul
15
23.8
Ortaokul
7
11.1
Lise
21
33.3
Üniversite
18
28.1
Lisanüstü (Y. Lisans, Doktora)
2
3.1
Evli
52
82.5
Bekar
7
11.1
Dul
4
6.3
Memur
3
4.7
Öğretmen
2
3.1
Satış temsilcisi
1
1.6
Doktor
1
1.6
Müdür/Yönetici
1
1.6
Sekreter
1
1.6
Muhasebeci
2
3.1
Ev Hanımı
33
51.6
Emekli
15
23.4
Diğer (işletmeci, turizm, çocuk bakıcısı….)
4
6.3
Çalışan
15
23.8
Çalışmayan
48
76.2
Kamu
6
9.4
Özel
9
14.1
101
EK 5
Özel spor merkezlerinde fiziksel aktiviteye katılan kadınlara ait sosyodemografik
bilgiler
Değişkenler
Eğitim Düzeyi
Medeni Durum
Meslek/Görevi
Çalışma Durumu
Çalışılan sektör
f
%
Lise
6
26.1
Üniversite
10
43.5
Lisanüstü (Y. Lisans, Doktora)
5
21.7
İlköğretim
1
4.3
Üniversite Öğrencisi
1
4.3
Evli
11
47.8
Bekar
12
52.2
Memur
5
21.7
Öğretmen
2
8.7
Satış temsilcisi
1
4.3
Akademik Personel
3
13
Müdür/Yönetici
2
8.7
Mühendis
1
4.3
Ev Hanımı
4
17.4
Emekli
3
13
Öğrenci
1
4.3
Diğer (işletmeci, turizm, çocuk bakıcısı….)
1
4.3
Çalışan
15
68.2
Çalışmayan
7
31.8
Kamu
8
34.8
Özel
7
30.4
102
EK 6
Üniversite Spor Merkezlerinde Fiziksel Aktiviteye Katılan Kadınlara ait
Sosyodemografik Bilgiler
Değişkenler
Eğitim Düzeyi
Medeni Durum
Meslek/Görev
Çalışma Durumu
Çalışılan sektör
f
%
Üniversite
1
14.3
Lisanüstü (Y. Lisans, Doktora)
4
57.1
Üniversite Öğrencisi
2
28.6
Evli
4
57.1
Bekar
3
42.9
Akademik Personel
3
42.9
Sekreter
1
14.3
Uzman
3
42.9
Çalışan
7
100
Çalışmayan
-
-
Kamu
4
57.1
Özel
3
42.9
103
EK 7
Kişisel Bilgi Formu
1. Doğum Tarihi ve Yeriniz :.......................... ………………………….
2. Boyunuz:………………………
3. Kilonuz:……………………………
4. Mesleğiniz :...............................................…………....................
5. Eğitim Durumunuz:………………………………………..………..
6. Hangi semtte oturuyorsunuz?:……………………………………
7. Medeni Haliniz: ………………………………………………………
8. Eşinizin Mesleği:........................................................................
9. Eşinizin Eğitim Durumu:……………………………………………
10. Çocuklarınızın yaşları ve eğitim durumları?
11. Evinize giren aylık gelir ne kadardır? :……………………………….
12. Düzenli ve sürekli olmasa da evde aile bütçesine kaç kişi çalışarak katkıda
bulunuyor? ...…….......
13. Babanız ne iş yapar(dı)? (Baba vefat etmiş olsa da yazınız. Emekli olmuş ise ne
emeklisi olduğunu yazınız):
…………………………………………………………………………………………………
14. Anneniz ne iş yapar(dı)? (Baba vefat etmiş olsa da yazınız. Emekli olmuş ise ne
emeklisi olduğunu yazınız):
……………………………………………………………………………………………………………
104
15. Babanızın eğitim durumu nedir? :………………………………………
16. Annenizin eğitim durumu nedir?:……………………………………….
17. Nasıl bir evde oturuyorsunuz?:
( ) Gecekondu
( ) Apartman
( ) Dubleks
( ) Tripleks
18. Oturduğunuz ev size mi ait? :
( ) Evet, evsahibi
( ) Hayır, kira ( ) Akraba evi, kira yok
19. Şu anda gelir getirici herhangi bir işte çalışıyor musunuz?: ………………………….
a. Çalıştığınız sektör: …………………………………………………………….
b. İşiniz/göreviniz:………………………………………………………………..
c. Ne kadar süredir çalışıyorsunuz?:………………….…………………………
d. Sigortalı mısınız?:……………………………………...……………………….
e. Aylık kazancınız?:…………………………………………….……………….
105
EK 8
Bilgilendirme ve Onay formu
1. Bu araştırma, Başkent Üniversitesi Spor Bilimleri Bölümü ve Hacettepe Üniversitesi Spor
Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu öğretim elemanları tarafından yürütülmektedir.
Araştırma, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBITAK) tarafından
desteklenmektedir.
2. Bu araştırma, Ankara ilinde yer alan kamu ve özel spor merkezlerinde spor ve fiziksel
aktiviteye katılan kadınların katılım nedenlerini ve bu katılımın kadınların yaşamlarında
ne gibi değişikliklere yol açtığını araştırmak amacıyla yapılmaktadır.
3. Bu amaç kapsamında spor ve fiziksel aktiviteye katılan kadınların katılım biçimlerine
yönelik görüşleri alınmaktadır.
Araştırmacının,
Adı ve Soyadı : --------------------- -------------------İmza
: ---------------------
Yukarıdaki araştırma hakkında yazılı ve sözel olarak bilgilendirildim. Bu koşullarda
söz konusu araştırmaya hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın, kendi rızam ile katılmayı kabul
ediyorum.
Katılımcının İmzası
Tarih : -- /-- / 2007
-------------------------------
106
EK 9
Odak grup görüşme listesi
Spor Merkezleri
Görüşme Sayısı
Kamu/Özel
Görüşmeye Katılan
Kadın Sayısı
Yenimahalle İlçe
Şentepe Hanımlar Lokali
Kamu
1
6
Safaktepe Hanimlar Lokali Kamu
1
6
Kamu
1
6
Çankaya Hanımlar Lokali
Kamu
1
6
Balgat
Özel
1
6
SporMED
Özel
1
5
Hacettepe Üniversitesi
Kamu
1
5
Başkent Üniversitesi
Özel
1
5
Mamak İlçe
Altındağ İlçe
Altındağ Hanımlar Lokali
Çankaya İlçe
Üniversiteler
Toplam
107
45
EK 10
Odak grup görüşme formu
ODAK GRUP İLE İLGİLİ BİLGİ
Odak Grup Tarihi
Odak Grup Yeri
Katılımcı Sayısı
Uygulayıcı Adı
Gorusme Suresi
SORULAR ve YANITLAR
1. Spor ya da fiziksel aktivite hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kısa Özet/Anahtar Kelimeler
Not
2. Spor yapma nedenleriniz nedir?
Kısa Özet/Anahtar Kelimeler
Not
3. Ailenizde ya da yakın çevrenizde spor yapan var mı?
Kısa Özet/Anahtar Kelimeler
Not
108
4. Aileniz ya da yakın çevreniz spor yapmanız hakkında ne düşünüyor ?
Kısa Özet/Anahtar Kelimeler
Not
5. Bu spor merkezini tercih etme nedeniniz nedir?
Kısa Özet/Anahtar Kelimeler
Not
6. Bu spor merkezinde hangi sporları yapıyorsunuz? Neden?
Kısa Özet/Anahtar Kelimeler
Not
7. Spor yapmak ya da spor merkezine gitmek hayatınızda değişikliklere yol açtı mi?
Sosyal, fiziksel, psikolojik?
Kısa Özet/Anahtar Kelimeler
Not
109
EK 11
Bireysel görüşme formu
BİREYSEL GÖRÜŞME İLE İLGİLİ BİLGİ
Bireysel görüşme tarihi
Bireysel görüşme yeri
Uygulayıcı Adı
Gorusme suresi
SORULAR
1. Hafta içi bir gününüz ve hafta sonu bir gününüz nasıl geçer?
2. Boş zamanınız var mi? Boş zamanınız var ise neler yaparsınız?
3. Spor yapma nedenleriniz nelerdir?
4. Ailenizde ya da yakın çevrenizde spor yapan var mı (eşiniz, çocuklarınız, yakın
arkadaşlarınız, komşularınız, akrabalarınız)? Spor yapma nedenleri neler?
5. Aileniz ya da yakın çevreniz spor yapmanız hakkında ne düşünüyor ?
6. Bu spor merkezini/lokali tercih etme nedeniniz nedir?
7. Spor merkezinden/lokalden memnun musunuz? Cevap evet ya da hayır ise neden?
8. Bu spor merkezinde hangi sporları yapıyorsunuz? Haftada kaç gün? Neden?
9. Peki genel olarak hangi sporları yapmayı tercih edersiniz? Neden?
10. Spor yapmak ya da spor merkezine gitmek hayatınızda ne gibi değişikliklere yol açtı
(sosyal, fiziksel, psikolojik)?
11. Spor yaparken karşılaştığınız zorluklar var mı?
12. Var ise bu zorlukları aşmak için neler yaptınız ya da yapıyorsunuz?
110
EK 12
Görüşmeci Raporu
Görüşmecinin adı soyadı
Görüşme yapılan yerler
Görüşmeler ile ilgili görüşler
1.Görüşmelerde karşılaştığınız zorlukları yazar mısınız?
2.Görüşmelerde karşılaştığınız kolaylıkları yazar mısınız?
3.Görüşme yapılacak kadınlara ulaşmanızda ve görüşmeleri verimli bir şekilde
gerçekleştirmenizde etkili olan faktörleri yazar mısınız?
Eklemek istedikleriniz:
111
EK 13
Katılımcıların fiziksel aktivite ve spor katılımları
İsim
Yaş
1.
Kuzey
36
ODTÜ
Tenis
Kayak
Yüzme
Pilates
Haftada 4-5 gün
Çocukluktan beri
2.
Taba
29
ODTÜ
Pilates
Haftada 3 gün
15 yaşından beri
3.
Seda
34
ODTÜ
Haftada 4-5 gün
Çocukluktan beri
4.
Güzin
37
Başkent Üniversitesi
Haftdada 4 gün
Lise
Üniversite
5.
Zümrüt
36
Başkent Üniversitesi
Haftada 3 gün
Çocukluktan beri
Lisanslı Basketbol
6.
Hercai
35
Başkent Üniversitesi
Koşu
Yüzme
Tenis
Kondisyon
Yüzme
Yürüyüş
Basketbol
Fitness
BLT
Step-Aerobik
Tenis
BLT
Kondisyon
Tai-Bo
Düzenli fiziksel
aktivite ve spor
geçmişi
Tenis
Kayak
Yüzme
Yüzme
Koşu
Lisanslı basketbol
(Lise)
Yüzme
Voleybol
Basketbol
Tenis
Haftada 3-4 gün
Çocukluktan beri
Lisanslı Voleybol
Lisanslı Tenis
Merkez
Fiziksel aktivite
112
Yapılma sıklığı
Fiziksel aktivite yılı
7.
Şirin
Hacettepe Üniversitesi
8.
Nehir
29
SporMED
9.
Derya
44
SporMED
10.
Susam
43
SporMED
11.
Doğa
31
SporMED
12.
Çimen
43
SporMED
13.
Zakkum
55
SporMED
14.
Deniz
32
SporMED
15.
Ege
23
Dynamic Spor Merkezi
16.
Ahsen
47
Dynamic Spor Merkezi
Step
Aerobik
Pilates
Fitness
Kardiyo
Yüzme
Aerobik
Yüzme
Sauna
Yürüyüş
Pilates
Aerobik
Yürüyüş
Fitness
Kayak
Yüzme
Rafting
Fitness
Pilates
Aerobik
Yüzme
Fitness
Pilates
Yüzme
Fitness
Haftada 3 gün
Çocukluktan beri
Koşu
Yüzme
Haftada 5 gün
Çocukluktan beri
Lisanslı Voleybol
(Ortaokul-Lise)
Haftada 5 gün
2 yıl
Yok
Haftada 3 gün
4 yıl
Yok
Haftada 4 gün
Çocukluktan beri
Lisanslı Kayak
Haftda 3-4 gün
Yaşa göre yılı hesapla
Yüzme
Haftada 4 gün
Çocukluktan beri
Lisanslı Voleybol
Haftda 3 gün
3 yıl
Yok
Yoga
Step
Pilates
Kondisyon
Aerobik
Haftada 3 gün
1 yıl
Yok
Haftada 5 gün
4-5 yıl
Yok
113
17.
Yakamoz
21
Dynamic Spor Merkezi
18.
Yağmur
52
Tay Life
19.
Organze
42
Tay Life
20.
Elmas
37
Tay Life
21.
Selen
35
Fitness Court
22.
Nisan
19
Fitness Court
23.
Kiraz
56
Fitness Court
Pilates
Yüzme
Step
Yoga
Pilates
Yüzme
Aero Dans
Tenis
Yüzme
Pilates
Koşu
Yüzme
Tenis
Step
Aerobik
Pilates
Kayak
Tenis
Pilates
Yüzme
Croos training
Fitness
Pilates
Aerosculp
Yüzme
Fitness
Yüzme
114
Haftada 4 gün
4-5 yıl
Yok
Haftada 4-5 gün
Çocukluktan beri
Haftada 4-5 gün
Çocukluktan beri
Haftada 3 gün
Gençliğinden beri
Bale
Folklor
Tenis (Kulüp)
Koşu
Yüzme
Tenis
Squash
Ata Binme
Sörf
Kayak
Kayak
Tenis
Haftada 3 gün
12 yaşından beri
Lisanslı Basketbol
Lisanslı Kayak
Haftada 3-4 gün
Çocukluktan beri
Haftda 3-4 gün
7 yıl
Lisanslı Kayak
Lisanslı Atletizm
Lisanslı Yüzme
Lisanslı Çim Hokeyi
Yok
24.
Harika
46
Fitness Court
25.
Viyole
38
Fitness Court
26.
Balım
44
Fitness Court
27.
Yaşam
26
Renewa
28.
Seyyare
28
Renewa
29.
Ayçiçeği
30
Sports International
30.
Galeba
39
Sports International
31.
Güneş
41
Çankaya Hanımlar
Lokali
32.
Rukiye
37
Çankaya Hanımlar
Lokali
Sauna
Yüzme
Pilates
Yürüyüş
Yoga
Pilates
Yüzme
Yüzme
Pilates
Spinning
Sculpture
Yüzme
Yüzme
Spinning
Tenis
Step-aerobik
Fitness
Pilates
Yoga
Rafting
Kayak
Tenis
Aerobik
BLT
Step-Aerobik
Kondisyon
Yüzme
Step-Aerobik
Yüzme
Bilardo
Masa Tenisi
115
Her gün
Gençlikten beri
Cimnastik
Kondisyon
Haftada 5 gün
Çocukluktan beri
Lisanslı Hentbol
Haftada 4 gün
Gençilkten beri
Haftada 4 gün
Gençlikten beri
Yüzme
Koşu
Yok
Haftada 4-5 gün
Çocukluktan beri
Yüzme
Tenis
Haftada 5 gün
Çocukluktan beri
Yüzme
Voleybol
Tenis
Buz pateni
Latin dansları
Haftada 3-4 gün
Çocukluktan beri
Lisanslı Tenis
Lisanslı Basketbol
Haftada 3 gün
2 yıl
Yok
Haftada 3-4 gün
3 yıl
Yok
33.
Papatya
63
Çankaya Hanımlar
Lokali
Step-Aerobik
Kondisyon
Yüzme
Kondisyon
Haftada 3 gün
2 yıl
Yok
34.
Sümbül
53
35.
Menekşe
51
36.
Gül
43
37.
Hayriye
46
38.
Fidan
48
39.
Serpil
44
Çankaya Hanımlar
Lokali
Çankaya Hanımlar
Lokali
Çankaya Hanımlar
Lokali
Çankaya Hanımlar
Lokali
Çankaya Hanımlar
Lokali
Aile Yaşam Merkezi
Haftada 2-3 gün
3 yıl
Yok
Step
Yüzme
Step
Haftada 3 gün
3 ay
Yok
Haftada 2 gün
1 yıl
Yok
Step-Aerobik
Yüzme
Step-Aerobik
Haftada 4 gün
1 yıl
Yok
Haftada 3 gün
1 yıl
Yok
Step-Aerobik
Haftada 3 gün
4 yıl
Yok
40.
Hayat
51
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Kondisyon
Haftada 3 gün
3 yıl
Yok
41.
Sevgi
41
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
1 ay
Yok
42.
Ayla
29
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Haftada 3 gün
1 ay
Yok
43.
Yasemen
42
Aile Yaşam Merkezi
Kondisyon
Haftada 3 gün
5 ay
Yok
44.
Fesleğen
40
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Haftada 2-3 gün
3 ay
Yok
45.
Sardunya
55
Aile Yaşam Merkezi
Kondisyon
Haftada 3 gün
1 yıl
Yok
46.
Fındık
39
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Haftada 3 gün
5 ay
Yok
47.
Gümüş
44
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Haftada 3 gün
5 ay
Yok
116
48.
Hatice
41
Aile Yaşam Merkezi
Haftda 4 gün
5 yıl
Yok
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Masa Tenisi
Step-Aerobik
49.
Erguvan
46
Haftada 3 gün
5 yıl
Yok
50.
Emine
53
Aile Yaşam Merkezi
Bölgesel
Haftada 3 gün
3 ay
Yok
51.
Aylin
47
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Haftada 3 gün
5 ay
Yok
52.
Sarmaşık
54
Aile Yaşam Merkezi
Step-Aerobik
Haftada 3 ggün
8 ay
Yok
53.
Karanfil
34
4 ay
Yok
Ayşe
27
Haftada 3 gün
5 ay
Yok
55.
Fatma
27
Step
Kondisyon
Step-Aerobik
Kondisyon
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
54.
Haftda 3 gün
2 ay
Yok
56.
Reyhan
25
3 ay
Yok
Neşe
21
Haftada 3 gün
3 yıl
Yok
58.
Rüya
38
Kondisyon
Step
Kondisyon
Step
Step
Haftada 3 gün
57.
Şentepe Hanımlar
Lokali
Şentepe Hanımlar
Lokali
Şentepe Hanımlar
Lokali
Şentepe Hanımlar
Lokali
Şentepe Hanımlar
Lokali
Şentepe Hanımlar
Lokali
Haftada 3 gün
7 ay
Atletizm (Lise)
59.
Yaprak
51
Kondisyon
Haftada 2 gün
1 yıl
Yok
60.
Lale
40
8 ay
Yonca
37
Haftada 2-3 gün
1 ay
İlk-Orta-Lise
Atletizm
Yok
62.
Gonca
36
Step
Kondisyon
Kondisyon
Step
Step
Haftada 3 gün
61.
Şentepe Hanımlar
Lokali
Şentepe Hanımlar
Lokali
Şentepe Hanımlar
Lokali
Şentepe Hanımlar
Haftada 3 gün
2 yıl
Yok
117
63.
Sıla
24
Lokali
Şentepe Hanımlar
Lokali
64.
Nevin
31
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
65.
Lacivert
43
66.
Sarı
51
67.
Siyam
51
68.
Selma
53
69.
Figen
63
70.
Demet
48
71.
Nermin
28
72.
Ağaç
42
73.
Kırmızı
-
74.
Mor
53
75.
Ay
48
76.
Gülseren
64
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Şafaktepe Hanımlar
Lokali
Altındağ Hanımlar
Lokali
Altındağ Hanımlar
Lokali
Step-Aerobik
Kondisyon
Haftada 3 gün
2 ay
Yok
Step
Kondisyon
Yüzme
Step-Aerobik
Haftada 3 gün
1 ay
Yok
İki gün
1 yıl
Yok
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
1 yıl
Yok
Kondisyon
Haftada 3 gün
5 yıl
Yok
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
2 ay
Yok
Kondisyon
Haftada 2 gün
1 yıl
Yok
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
1 ay
Yok
Step-Aerobik
Haftada 3 gün
3 ay
Yok
Kondisyon
Haftada 3 gün
4 yıl
Yok
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
5 ay
Yok
Yüzme
Haftada 2 gün
1 yıl
Yok
Step-Aerobik
Yürüyüş
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
5 yıl
Yok
Haftada 2 gün
5 yıl
Yok
118
77.
Duygu
25
78.
Krizantem
54
79.
Çiğdem
50
80.
Beyhan
37
81.
Petunya
26
82.
Begonya
30
83.
Çam
38
84.
Nergis
38
Altındağ Hanımlar
Lokali
Altındağ Hanımlar
Lokali
Altındağ Hanımlar
Lokali
Altındağ Hanımlar
Lokali
Altındağ Hanımlar
Lokali
Altındağ Hanımlar
Lokali
Altındağ Hanımlar
Lokali
Etlik Hanımlar Lokali
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
3 ay
Yok
Aerobik
Haftada iki gün
5 yıl
Yok
Kondisyon
Haftada 2 gün
1 yıl
Yok
Step-Aerobik
Haftada 4 gün
4 yıl
Yok
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
2 ay
Yok
Step-Aerobik
Haftada 2-3 gün
1 yıl
Yok
Step-Aerobik
Haftada 3 gün
2 ay
Yok
Haftada 3 gün
4 ay
Yok
Haftada 2 gün
5-6 yıl
Yok
Etlik Hanımlar Lokali
Step-Aerobik
Kondisyon
Step-Aerobik
Kayak
Tenis
Aerobik
85.
Yıldız
52
Etlik Hanımlar Lokali
86.
Beyaz
41
Haftada iki gün
7 yıl
Yok
87.
Neriman
40
Etlik Hanımlar Lokali
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
1 yıl
Yok
88.
Buğday
-
Etlik Hanımlar Lokali
Kondisyon
Haftada 3 gün
1 ay
Yok
89.
Etlik Hanımlar Lokali
Kondisyon
Haftada 2 gün
1 ay
Yok
90.
Kahvereng 49
i
Siyah
45
Etlik Hanımlar Lokali
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
1 ay
Yok
91.
Turuncu
Etlik Hanımlar Lokali
Step-Aerobik
Haftada 2 gün
1 yıl
Yok
53
119
92.
Yeşil
44
Etlik Hanımlar Lokali
Haftada 2 gün
4 yıl
Yok
Etlik Hanımlar Lokali
Step-Aerobik
Kondisyon
Step-Aerobik
93.
Oya
32
Haftada 3 gün
3 hafta
Yok
94.
Mavi
38
Etlik Hanımlar Lokali
Kondisyon
Haftada 2 gün
1 ay
Yok
120
EK 14
Odak grup görüşmesinden veri kesitler (Örnek 1)
Odak Grup Tarihi: 15 Mart 2007
Odak Grup Zamanı: 12:00 – 12:55
Odak Grup Yapılan Kişiler: Başkent Üniversitesi
Odak Grup Katılımcı Sayısı: 5
Odak Grup süresi: 55 dakika
[…]
Görüşmeci: Spora katılım sebepleriniz nedir?
C. Benim sıkılaşmak gibi bir kaygım yok. Koruma anlamında tabii devam edeceğim. Ama
sarkıklarımla ilgileneyim gibi su anda öyle bir düşüncem yok. Fakat kilodan nefret ediyorum.
B. Ben C`ye katılıyorum. Ben küçüklüğümde biraz topluydum. Ve nefret ediyorum kilodan
gerçekten. Tabii ki diş görünüşe de verdiğim önem var benim içinde. Bu benim kafamda hep bir
soru işaretidir. Hep lise yıllarına kadar kilom olduğundan dolayı simdi de biraz kurtulunca
mesela su yanlarımda biraz yağlanma başlayınca eyvah diyorum. Yani kaslaşma isteğim yok.
Kaslı görünmek istemiyorum ama düz görünmek istiyorum. Hatta otururken şuradaki
katmanımın bana batmaması lazım. O zaman ben kendimi kotu hissediyorum ve daha çok
yüklenmem lazım spora diye düşünüyorum. Ama şuradaki katmanım bana batmıyorsa, dış
görünüşten daha çok, otururken, yasarken kendimi hissetme acısından. O zaman kendimi rahat
hissediyorum ve normale devam ediyorum. Ama ben de dış görünüşe psikolojik olduğunu
düşünmüyorum ama ..tabii ki kafamda da psikojik olarak vardır varsa da vardır. Yani öyle bir
saplantım yok değil hani var tabii de önem verdiğim.
A. Benim diş görünüş ile ilgili bir saplantım yok. Ben de göbek çıkma saplantısı var. Mesela fit
olma olayında ben kendi adıma onu algılıyorum. Diyelim bir kıyafet giydiğinizde göbek önden
çıkıyorsa yan durduğunuzda o beni rahatsız ediyor mesela. Mesela fit olmak benim için dik
durmak, düzgün nefes almak bunlar. Yani böyle manken gibi bir vücudum olmasından çok,
hani manken gibi derken de sıfır beden anlamında değil de
E. Ben tam olarak sıfır beden
(Gülüşmeler)
D. Yani benim için de böyle çok keskin değil ama bu spor yapma isteğinin içinde böyle bir arzu
var. Yani bütün bu söylenenlere katılıyorum ama beni ek olarak beni ee yönlendiren bir şey de
benim annem demans hastası, başlangıç aşamasında, tedavi görüyor. Ve aşırı kilolu. Ve bu
hastalığı tetikleyen unsurlardan biri olduğunu doktoru söylüyor iste bu bir şekilde kanda biriken
yağ veya kolsterolun yüksek olması buna sebep olan bir madde var. Ve hani gözümün önünde
kademe kademe hasta olan bir insan var ve bunun hani kilonun ve yağ oranının aşırı yüksek
olması belki birebir tek nedeni değil ama tetikleyen unsurlardan biri. Yani beni etkileyen önemli
sebeplerden biri de bu. Bütün bu sizlerin dediklerinize ek olarak. Tabii ki sağlıklı görünmek,
güzel görünmek iste neyse yaşımın ilerlemesine rağmen iste kırk yaşımın üstünde olmama
rağmen iste oram buram sarkmasın filan..tabii ki bunlar beni etkiliyor. Öyle olmasını istiyorum.
Ama böyle bir kişisel öyküm de var yani.
[…]
121
Görüşmeci: Çalıştığınız kurum içinde spor yapmanın bir avantajı var mi bu durumda?
A. Kesinlikle. Kesinlikle burası benim için bir avantaj. Ben 2001 den bu yana yapıyorum. Yani
beş yıldır yapıyorum.
B. Ya ben eskiden de yapıyordum. Ama yapma sıklığım değişebiliyor. Tabii öğlenleri burada
yapmış olman haftada spor yaptığın sıklığı arttırıyor. burada bir spor salonunun olmuş olması
en azından mesai saatleri içindeki yemek vaktinizi buna kaydırarak atlama olasılığınızı
azaltıyor. Bazen atlayabiliyorsunuz islerin yoğunluğundan dolayı.
A. Evet özellikle derslerin yoğun olduğu dönemlerde..
C. Burası daha kolay tabii. Aslında ben başka bir spor salonuna da üyeyim bir senedir. Ama
toplam gittiğim 10 filandır. b hanımın dediği gibi spor yapma sıklığınız artıyor kurum içinde de
olunca.
D. Benim hayatımda da hani siklik düzeyi değişse de her zaman spor oldu. Dolayısıyla burada
da düzenli katılıyorum. Kurum içinde olması avantaj tabii ki
E. Benim hayatımda spor hep oldu 10 yasımdan beri. Burada böyle bir kompleksin olması
zamanlama acısından çok iyi oluyor. Sizin de dediğiniz gibi öğle saatlerinizi oraya faks
ettiğinizde geriye kalan zaman eve gittiğinizde ...Gerçi benim es ve çocuk gibi problemlerim
yok ama yani öyle sorumluluklarım yok ama yine de insan kendine başka şeyler için vakit
ayırıyor.
B. Tabii evli hanımların ev, eş ve çocuk sorumlulukları da oluyor. Bu sorumluluklarınıza zaman
ayırabilmek için gün içinde yapmak daha avantajlı bizim için.
C. Akşam eşin gelir, çocuğun gelir ve zamanını onlara ayırman gerekir.
[…]
Görüşmeci: Peki sizce kadınlar yeterince spor yapabiliyorlar mı?
E. Bence hayır. Üşeniyorlar. Tek gerekçe o. Yani eee ben sporun çok küçük yaslardan beri
yapılması gerekli. Hanımların zayıflama fit görünme isteklerinden başka motive edici hani
sağlıklı yaşamalıyız ve fit olmak çok güzel bir şey ama iste zamanla beslenmeyle ilgili sporla
ilgili bilgiler daha da gelişiyor. Sadece vücudumuzun görünen değil iç organlarında bulunan
bölgelerdeki yağlanma da çok tehlikeli. Sadece zayıf olmak değil yani. Ama bunu da bir çok
sporla asabilir insanlar. Ama hayır hani kilosu normale yakın ise aa benim spora ihtiyacım yok.
Spor bir gereklilik yani ihtiyaç. Kriterleri farklı olsa da bir gereklilik. Üşeniyorlar. Yumurta
kapıya dayandığı zaman ancak doktorla ilgili bir risk gördükleri zaman. Ama o zaman olunca
da bir yere kadar oluyor. Ben kişilere ilkokuldan başlayıp mutlaka bir spor disiplini verilmesi
taraftarıyım. Bir çocuk iste genelde anneler bilmiyorum öyle mi düşünüyorsunuz (diğer
kadınlara soruyor) çocuğum spora gidiyor, terliyor hasta oluyor. Bir hasta olur iki hasta olur
üçüncüsünde vücut direnç kazanır zaten. Eğitim sistemlerimizde de spora yeterince destek
verilmiyor. Büyüdüğünde de insan ancak. Rakam vermek ne kadar doğru ama çok küçük bir
oran.
B. Ben hemen bir şey tamamlayacağım. Eee okullar mesela benim belli bir yasa kadar spor
yapmamamın en büyük nedeni okuldaki beden eğitimi hocalarımdır. Yani hani okulda disipline
edilmeliler diyoruz ya onlar biraz tuhaf disipline ediyorlar. Onlar gerçekten sağa çark yaparken
bile yumrukla sağa sola çark ettiriyorlar.
E. E tabii onlar hala askeri bir mantıkla
B. Hala ben çevremdeki çocuklarla ya da gençlerle konuştuğum zaman hala ayni sistemin beden
eğitimi öğretmenlerinde böyle bir disiplinize sisteminin var olduğunu görüyorum. O yüzden
benim hayatıma spor daha sonra arkadaşlarımın sayesinde girdi gerçekten. Çok yakınımdaki
ablayla beraber biz tatillerde bile çok ciddi spor yaptık. Yürüyüşler mahiyetinde daha çok
122
oluyordu bu. İste çok yakın bir arkadaşım Hacettepe’de çok güzel tenis oynuyordu. Onun
sayesinde tenise yatkın oldum. Yani bir spor dalıyla ilgilenmem hep çevremdeki arkadaşlarımla
`a spor çok güzel bir şeymiş` seklinde başladı. İste sonra belki de biraz daha sağlık alanında
çalışmış olmamdan dolayı ee dediğiniz gibi onun sadece diş görünüş için değil sağlığım için
olmuş olması beni daha fazla motive etti. O yüzden de çevremde iste oda arkadaşımın spor
yapması iste spor bilimleri bolumu ile komşu olmamız daha da keyifli. Yani çevremde o tur
insanların olması benim daha motive olmamı ve mutlu olarak yapmamı sağlıyor. Ama okullarda
o eğitimin daha güzel verilmesi..
D. önemli olan motive edilmesi galiba?
B. Evet onu vurgulamaya çalıştım. Motive edilmeli, soğutulmamalı çocuklar. Benim ailemde
babam biraz daha yürüyüşlere meraklıdır ama açıkçası çok ciddi anlamda yapan yok. Sadece
sağlık acısından ciddi yaslarda aman yapmalıyım diye yapılan davranışlar.
C. Benim esim yapıyor çok düzenli olarak. Bir de kız kardeşim yapıyor yaklaşık 2 senedir. Onu
da ben çok böyle zorlayarak.. simdi o düzenli olarak yapıyor iki senedir. Benim hayatıma spor
biraz sağlık sorunuyla girdi aslında. Benim de belimde problem var ve bunun tek tedavisinin
spor olduğunu söylediler yaklaşık dört sene evvel filan. Öyle başladım. Yani sağlık için.
D. Yani yakın aile çevresinde bizde de bir duyarlılık var. Herkes iste aşağı yukarı 40 50
yaslarına yavaş yavaş geliyor ya da geçiyor. İste büyükleri görüyoruz, onlarda çıkan sağlık
sorunlarını ve nedenlerini. Yani bu konudaki bilgilenme arttıkça esasında onun gerekliliğine
sporun gerekliliğine olan inanç da artıyor. Ya benim mesela kardeşlerim, esim ben kendim
çocuğumu muhakkak düzenli olarak yapmasını sağlıyorum. Zevk alıyor. Belki okullarda o
anlamda sıkıntılar var ama esasında bizim çocukluğumuza kıyasla dışarıda alternatifler çok
çeşitli.
B. Ama ailenin yönlendirmesi var orada
D. Evet. İste o anlamda biz belki daha duyarlı olmaya başladığımız için çocukları bu alanda
mutlaka bir alana yönlendirmeye çalışıyoruz. Yani ben belki eskiden çevremde birilerinin
yapıyor olması beni motive edebilirdi ama simdi o noktadayım ki simdi çok da kimsenin
motivasyonuna ihtiyacım yok. Ben yaptıkça mutluluk duyuyorum dolayısıyla motive olmak için
başkalarının yakın çevremde yapıyor olması beni çok fazla etkilemiyor. Ama genel anlamda
baktığımda benim yasımda olan akrabalarım arkadaşlarım ya da aile içindekiler bu anlamda
genel bir uyanış bir duyarlılık var ve bir özen gösteriyor herkes. Aslında bu o bilgilerle oluyor.
Yani sunu fark ediyorum bunun hakikaten başka bir yolu yok. Hani iste kısa yoldan var olan
reçetelerin hepsi eninde sonunda iflas etmeye mahkum. Onu algıladığınızda fark ettiğinizde
doğru yolu görüyorsunuz. Ama o azim her zaman herkeste olmuyor. Bende niye oldu? O
noktada belki de gerçekten zevk de alıyorum yani. Yani çok rahatlıyorum, kendimi mutlu
hissediyorum. Belki bu tur bir haz olayı olmasa o azmi de gösteremeyebilirsiniz ne kadar
bilseniz de yararlarını. Belki o haz duygusu hani daha kuvvetlendiriyor daha kolaylaştırıyor.
123
EK 15
Odak grup görüşmesinden veri kesitleri (Örnek 2)
Odak Grup Tarihi: 7 Şubat 2007
Odak Grup Zamanı: 13:10 – 13:52
Odak Grup Yapılan Kişiler: Unifitness Spor Merkezi (Balgat)
Odak Grup Katılımcı Sayısı: 6
Odak Grup süresi: 41 dakika
Görüşmeci: Spora katılım sebepleriniz nelerdir?
Y: Tabii ki de sağlık açısından hikaye. Görünüş daha önemli. Çünkü bizim sağlığımızı tehdit
edecek bir sorun yok ki daha. Sağlığı ileride düşünür herkes. Hiç kimse öyle yaklaşmıyor
emin olun.
E: Ben de yani tabii şu anda çok da samimi olarak söylemek gerekiyorsa çok da sağlığımı
düşünerek yapmıyorum ben. Ama ben çok iyi biliyorum ki benim eşim tamamen sağlığım
açısından bakıyor. Bu fizik ileride benim sağlığım açısından da çok iyi olacak diye.
K: Ama siz şu anda doğum filan yapmadınız.
E: Belki de. Yani yok senin kilon şöyle böyle diye bir eleştirisini almıyorum hiç bir zaman.
Hatta bunun için gidiyorsan gitmene bile gerek yok diyor. Ama diyor sağlık için çok önemli.
Yani onun için birinci sağlık ama benim için estetik.
T: Çoğunlukla çevreden hep şey yani diyorlar ki hani zayıflamak için spor yapılıyor. Senin
ihtiyacın yok sen zaten zayıfsın diyor. Ama ben sağlığım için gidiyorum diyorum. Aslında
eşler manken gibi istiyorlar. Biraz göbek çıktı mı a hemen göbeğin çıktı diyorlar.
Eleştiriyorlar hemen. Yok diyorum sen kendine bak önce. Yok diyor erkeğin çirkini olmaz
diyor.
(Gülüşmeler)
[…]
K: Benim eşim de spor yapıyor. Malatyasporda futbol oynuyordu eskiden. Üçgen vücutlu
zaten. Şimdi onun da fiziği düzgün olunca eşinden de öyle şeyler bekliyor ama işte
kullandığım ilaçlar, doğumlar hepsi bir etken yani.
E: Doğru.
K: Ama yani inanıyorum ki spor yaparsam hemen eriyeceğim. Çünkü iki haftada filan hemen
2.5 kilo vermişim.
T: Evet düzenli spor yapınca veriliyor değil mi?
S: Ama diyet de yapmak gerekiyor.
T: Sen diyet de yapıyor musun?
K: Çok fazla yapmıyorum açıkcası.
124
T: O zaman iyi vermişsiniz.
K: Ben şimdi balık etli olduğum için. Kendimi de tanıyorum, çok çabuk kilo veriyorum çok
çabuk. Ama çok çabuk da alıyorum. Dikkat etmem gerekiyor.
E: Evet çok dikkat etmek gerekiyor. En azından uzun bir süre sporu bırakmamak gerekiyor.
C: Yasemin hocam dedi ki spor yapın ama yemenize de dikkat edin. En azından mesela sulu
gıdalar, bitki çayları filan içebilirsiniz. Gerçekten yani onlar çok etkili oldu. Çünkü altıya
kadar bayağı bir yiyorum yani. Diyet yapmıyorum kesinlikle diyet yapmıyorum.
125
EK 16
Derinlemesine bireysel görüşme veri kesiti (Örnek)
Görüşme Tarihi: 18. 06. 2007
Görüşme Yapılan Kişi: Ahsen
Görüşme Yapılan Yer: Dynamic Spor Merkezi
Görüşmecinin Adı Soyadı: İlknur Hacısoftaoğlu
Görüşme Süresi: 28.57
[…]
Görüşmeci: Hafta içi bir gününüz nasıl geçer, neler yaparsınız?
Ahsen: Ben çalışıyorum. şimdi tatildeyim, gündüz geldim de çalışıyorum. Öğretmenim. İşten
çıktıktan sonra geliyorum. önce dinlendikten sonra yedi buçuktaki aerobik hareketlere
geliyorum sonra arkasından duşumu alıyorum. Öğretmenlik yaptıktan sonra çarşı Pazar alış
verişimi yapıyorum.
Görüşmeci: Akşamları genelde ne yapıyorsunuz?
Ahsen: Akşamları işte spora geliyorum. boş günüm hariç her gün. Geldiğimde zaten 10
oluyor, yatıyoruz, televizyona bakıyoruz, eşyalarımı toparlayıp, bizim hayatımız öyle artık,10
buçuk yatış, sekiz buçuk kalkış zorlanmayalım diye. Bizim hayatımız artık öyle. Daha erken
saat altıda kalkılıyor. Şimdi tam .. yaşında oğlum. Yatmak istiyor da hayır dedim, köpek de
almış. Gezdiriyor, yatacak ondan sonra, bir şeyler okuyacak çalışacaktı. Yap ondan sonra lise
ikiye gidecek.
Görüşmeci: Peki hafta sonu ne yapıyorsunuz?
Ahsen: Eşim yoğun çalışıyor Pazarlar hariç her gün. Buraya gelmeye çalışıyorum. Oğlum da
üniversite sınavlarına çalıştığı için hiçbir ev gezmemiz olmadı. Sosyal hayatımız pek olmadı.
Ders çalışırken oğlumun başında duruyorum öyle oldu, öyle alıştırdık. OKS’ye hazırlanırken,
mutfakta gözümün önünde olsun diye, her işi onun yanında yapardım. Çalışırken ben bir
şeylerle oyalanmazsam, çalışmıyordu. Bu sene dershane öğretmeni kendin çalış demiş,
odasında çalıştı öyle.
[…]
Görüşmeci: Peki neden spor yapıyorsunuz?
Ahsen: İlk önce arkadaşla başladık, bizim … daki arkadaşlar yazdırıyorlarmış, grup indirimi
yapalım dedi öyle başladık, sonra hepsi döküldü, beraber buraya yazıldığım arkadaş iki defa
geldi gelemedi, gruptaki arkadaşlarım da ara ara geliyorlar ama benim hayatıma bayağı girdi.
Bayağı rahatlıyorum, çok iyi geliyor bana, mesela bir hafta sonu iki gün gelmek istemedim.
Bulmaca çözdüm, evde iş de yapmadım, çok nadir oluyor böyle, sevmedim, pide de yaptırıldı,
boğaza düşkün bir eş olunca o koşturma telaşı içerisinde ve ……. bulmaca aldım yaptım,
akşam kabus oldu. Psikolojik belki, kabus oldu. O kadar gelmişim ki, her gün suya girip
yıkanmaktan …dermatolojik bir rahatsızlık var herhalde. Şimdi duş aldım. Yıkandım ama
sabunlanmadım. Her gün her aman gelmek istiyorum.
Görüşmeci: Haftada kaç gün geliyorsunuz?
Ahsen: Beş gün geliyorum. ama şu günlerde gelmedim. İşte hafta sonu gelmedim. Şeyden
dolayı. Her zaman her vakit gelmek istiyorum. Okul vakti, tatil her zaman. O öyle şey oluyor.
126
7 yaşından beri her zaman kalkıyorsunuz, sabah okula gidiyorsunuz. öğrenci gibi sabah kalk.
evde kalkınca, her gün kapı silme cam silme o da olmuyor. Buraya bir görev gelip yaparak,
şimdi her şeyi yapabilirim, iş de yapabilirim. Gezebilirim de her şeyi yapabilirim. Çok iyi
hissediyorum. Bizim kültürümüzde yokmuş da demek ki daha önceden, neden yapmamışım
diye düşünüyorum.
Görüşmeci: Nasıl hissediyorsunuz buraya geldiğinizde?
Ahsen: Çok iyi hissediyorum. Zaten bir şey söyleyeyim mi, çocuk büyüdü, biraz kilo aldım,
eşim özel şirkete çalıştığından tembelliğe girmiştik, ben kilo almışım, kabul ediyosunuz
kiloyu sonra bir gün otobüse, arabasız adım atmadım, çocuk büyürken araba bende kaldı,
sonra bir gün otobüse binerken tutunmadan çıkamadım, ama bu 40 yaşındayken daha genç
yaşımda ilk önce bir yaşlandım dedim, işte o zaman 20 kilo verdim, sigarayı bıraktım
ardından. Ama kolay kilo verdim hayaımda ilk defa rejim yapıyordum. İşte kilo verdim.
Yürüyüş yaptım o zaman başladım, yürüyüşten sonra kendimi çok rahat hafif hissedince,
arkadaş da gidelim grup kuralım dendi, dedim ki bir iki kişi kaldık ben devam ediyorum.
Sporsuz bir hayat düşünemiyorum tatile bile gitmek istemiyorum. Şeyde 19 Mayıs’ta şey
yaptım rapor aldım, devre mülkümüz var Ilgaz’da oraya gittik, onun da yüzme havuzu var,
şeyleri var, yürüyüş yaptım, hem açık havada.
Görüşmeci: Spor yapmak hayatınızda ne gibi değişikliklere yol açtı?
Ahsen: Biraz daha sıkılaşma biraz daha kilo vermem hızlanır olurdu da hadi gidelim dediler
geldim, aerobikte bir saat müzikle oynuyorum ben. Mutlu oluyorum hakikaten mutlu
oluyorum. Bir de spor yaparken hormon salgılanıyor, onun getirdiği çok büyük rahatlama çok
büyük şey, iyi geldi çok iyi geldi. Sanıyorum şey açısından da ihtiyaç duydum, çocuk
yüzünden sosyal hayat yoktu. Güzel dolu bir hayattan sonra hep her şeyi saatinde yapayım
diye çocuğa göre ayarladık, kimseyle görüşmedik. Sonra aile görüşmelerimiz olduysa da az.
Oğlum sınava hazırlanacak, şimdi kendim için bir şey yapıyorum, spor sadece iki saat
geliyorsam, üç saat hiç kimse benden ne çay istiyor, ne onu soruyor, ne bunu soruyor, evin
beyni oluyorsunuz ister istemez, kim yaparsa iş ona kalıyor ya buraya geliyorum, kendim için,
uzandım 15 dakika yetiyor.
[…]
Görüşmeci: Peki sizce Türkiye’de yeterince spor yapıyor mu kadınlar ?
Ahsen: Katılmıyorlar da. Fakat son zamanlarda çok farklı bir uyanış var, okulun olduğu yer
gecekondudur. Spor şeyleri yapılmış, hani Melih Gökçek parklarda. Eşarplı kadınlar bile
yürüyor, şey yapıyor, ama doktor söylemiş, doktor dedikten sonra başlıyor. Buradaki
hanımların da çoğu öyle zaten. Mesela yürüyüşe geldi niye? Yağ yakıyor, çünkü yağ yaktığı
için damarlar açılıyor, kireçlenme için. Hanımlar dambıl almışlar bir iki yaptım, hiçbir işe
yaramadı, bir iki değil, sen onu hayatına sokacaksın. Sürekli yapacaksın,ü tak çözüm
istiyorlar. Buradaki hanımların çoğu yaşlı. Emekli olunca çalışma hayatının getirdiği boşluk,
öyle gelen çok var gündüz gelen grupta. Akşamkiler biraz daha bilinçli ama spor yapıyorlar,
düzenli gelmiyorlar.
Görüşmeci: Peki neler yapılmalı spora katılımı arttırmak için?
Ahsen: En etkili doktor oluyor demek ki, çoğu oradan başlıyor. şu durumda o. Anneler
çocuklarına söylemeli. Ben mesela okula söylerim, artık söylemiyorum, şey deniyor bana,
öğretmen kesiminde hepsi genç olmasına rağmen diyorlar ki ben spor yapıyorum ama niye
zayıflamıyorsun, zayıflamak değil ki sporun amacı. Spor sadece zayıflamak için değil hayatın
bir parçası. Artık bunu demiyorum. Çok yiyorum diyorum. Halbuki rahatlatıyor.
127

Benzer belgeler