T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL

Transkript

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Tarih : 19/08/2011
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-1358
Konu : İşletme aktifine kayıtlı binaların değerlemesi, Yeniden Değerleme ve Değer Artış
Fonu.
İlgide kayıtlı dilekçenizde, şirket bilançonuzun gerçek durumu yansıtması amacıyla
envantere kayıtlı fabrika binasını piyasa değeri ile değerleyip kayıtlarınıza almayı
düşündüğünüz, yapılacak değerleme sonucu ortaya çıkacak değer artışını bilançoda
özsermaye hesapları altında açılacak özel fon hesabına kaydetmeyi planladığınız belirtilerek,
gerçekleştirmiş olduğunuz bu değer artırımı işlemi sonucu ortaya çıkan ve bilançonun öz
kaynakları içerisinde yer alacak olan özel fon tutarının kurumlar vergisine tabi olup olmadığı
hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 269'uncu maddesinde gayrimenkullerin maliyet
bedeli ile değerleneceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanunun 5024 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen 298'inci maddesinde ise
enflasyon düzeltmesi müessesesi ihdas edilerek yeniden değerleme uygulaması kaldırılmıştır.
Söz konusu mükerrer 298'inci maddenin A fıkrasında; mali tablolarda yer alan parasal
olmayan kıymetlerin bu madde hükümlerine göre enflasyon düzeltmesine tabi tutulacağı;
enflasyon düzeltmelerinin, ilgili kıymetlere ait fark hesaplarına ve enflasyon düzeltme
hesabına kaydedileceği; pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarının herhangi bir suretle
başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, bu işlemlerin yapıldığı
dönemlerin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin, bu dönemde vergiye tâbi tutulacağı, ancak öz
sermaye kalemlerine ait enflasyon farklarının düzeltme sonucu oluşan geçmiş yıl zararlarına
mahsup edilebileceği veya kurumlar vergisi mükelleflerince sermayeye ilave edilebileceği; bu
işlemler kâr dağıtımı sayılmayacağı ile enflasyon düzeltmesine tâbi tutulan değerlerin elden
çıkarılması halinde, bunlara ilişkin enflasyon düzeltme farkları maliyet addolunacağı,
matrahın tespitinde, kanunen kabul edilmeyen giderler, istisnalar ve geçmiş yıl malî zararları
enflasyon düzeltmesine tâbi tutulmuş tutarları ile dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, 5024 sayılı Kanunla getirilen ve Vergi Usul
Kanunu'nun mükerrer 298'inci maddesinde yer alan enflasyon düzeltmesi işlemi ile yeniden
değerleme müessesesi kaldırılmış olup, kanun maddesinde yer alan şartları haiz mükellefler
enflasyon düzeltmesi haricinde başka bir değerleme işlemi yapamayacaklardır. Bu nedenle,
işletmenize ait fabrika binasının bilanço değerine herhangi bir şekilde yeniden değerleme
yaptırılması halinde bu işlemin vergi usul mevzuatı açısından değerleme işlemi olarak kabul
edilmesi mümkün değildir.
Öte yandan, şirketinizin aktifinde yer alan fabrika binasının değerinin Asliye Ticaret
Mahkemesi veya gayrimenkul değerleme şirketlerince vb. şekilde yeniden tespit edilmesi
halinde ortaya çıkan farkların bilançonun dipnotlarında sadece bilgi amaçlı gösterilmesi
mümkün bulunmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalara göre, iktisadi işletmelere dahil gayrimenkullerin maliyet bedeli
ile değerlenmesi esas olup, piyasa fiyatıyla değerleme yapılamayacağından, değerleme sonucu
sermayeye ilavesi gereken bir fonun ortaya çıkması da söz konusu olamayacaktır. Ancak
sonraki yıllarda enflasyon düzeltmesi şartlarının tekrar oluşması durumunda parasal olmayan
kıymetlerden olan söz konusu fabrika binası enflasyon düzeltmesine tabi tutulabilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü
Sayı: B.07.1.GİB.4.34.18.01-175.01[30-2012/6-1.4.3490]-2134
16/07/2012
Konu: Veraset yoluyla intikal eden kısıtlı gayrimenkulün mirasçılara intikalinde tecil edilen
emlak vergisinin ödenip ödenmeyeceği hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, babanız ... adına kayıtlı olup veraset yoluyla mirasçılara
intikal eden ... ilçesi, ... Mahallesi, ... Sokak, 63 numarada bulunan ve tapunun ... ada, ...
parsel numarasında kayıtlı tasarrufu kısıtlı gayrimenkul ile ilgili olarak ... Belediye Başkanlığı
tarafından varislerden geriye dönük istenen emlak vergisinin tecil edilen 9/10'unun ödenip
ödenmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesinde, kanunlar veya diğer kamu düzeni
koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin, kısıtlamanın devam
ettiği sürece 1/10 oranında tahsil olunacağı, kısıtlamanın devam ettiği sürede tecil edilen
verginin 9/10'unun, bina, arsa veya arazinin satılması, istimlakı veya hibe yoluyla başka
şahıslara devir ve temliki halinde tahsilat zamanaşımına uğramamış olanlarının muaccel hale
geleceği hükme bağlanmıştır.
Sözkonusu maddenin tetkikinden de anlaşılacağı üzere, tasarrufu kısıtlı gayrimenkulün
veraset yoluyla mirasçılara intikali, gayrimenkulün satılması, istimlakı veya hibe yoluyla
başka şahıslara devir ve temliki hallerinden sayılamayacağından, varislerden geriye dönük
olarak emlak vergisinin tecil edilen 9/10'unun tahsiline imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, babanız ... adına kayıtlı olup veraset yoluyla mirasçılara intikal eden ... ilçesi, ...
Mahallesi, ... Sokak 63 numarada bulunan ve tapunun ... ada, ... parsel numarasında kayıtlı
tasarrufu kısıtlı gayrimenkulün veraset yoluyla intikalinde mirasçılardan geriye dönük olarak
emlak vergisinin tecil edilen 9/10'unun tahsil edilmemesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
Sayı: B.07.1.GİB.4.35.17.02-032-201
21/02/2012
Konu: Kısıtlı Emlak Vergisi
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, İlimiz ... İlçesinde bulunan ... ada, ... parsel no'lu
taşınmazın, 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planı içerisinde
kaldığı, ayrıca söz konusu taşınmazın bir kısmının 21-L-IV, 20-K-1 imar planlarında kısmen
konut, kısmen de yol, yeşil alan, otopark, yaya yolu ve taşıt yolu olarak belirlendiği, bu
parselin 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci maddesine tabi olduğu ve parselasyon planı
yapılana kadar inşaat izni ve yapı ruhsatı verilmediği belirtilerek kısmen konut kısmen de
yeşil alan içerisinde bulunan taşınmazınız için 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30 uncu
maddesine göre kısıtlılık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Başkanlığımız
görüşü sorulmaktadır.
Konu ile ilgili olarak ... Belediye Başkanlığından alınan ... .2011 tarih ve ... sayılı yazı ve
ekinin incelenmesinden, ... İli, ... İlçesinde yer alan .. ada ve .. parselin 1/1000 ve 1/5000
ölçekli imar planları içerisinde olup taşınmazın 1800 m2'lik kısmının ayrık nizam iki kat
konut alanı içerisinde kaldığı, bu alana ilişkin vergilerin tamamının tahakkuk ettirilerek tahsil
edildiği; 2561 m2'lik kısmının ise kısıtlılığı gerektiren mahalle oyun alanı, park ve taşıt yolu
olarak ayrılması nedeniyle vergilerinin 1/10'luk kısmının tahakkuk ettirldiği, 9/10'luk
kısmının tecil edildiği anlaşılmıştır.
1319 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinde, kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla
tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10
oranında tahsil olunacağı, 9/10 unun tecil edileceği, kısıtlamanın kaldırılması halinde,
kaldırılma tarihini takip eden bütçe yılından itibaren emlakın vergisinin, tüm vergi değeri
üzerinden ödeneceği, kısıtlamanın devam ettiği sürede tecil edilen verginin 9/10 unun bina,
arsa veya arazinin satılması, istimlaki veya hibe yoluyla başkasına devir ve temliki halinde,
tahsilat zamanaşımına uğramamış olanlarının muaccel hale geleceği hükme bağlanmıştır.
Bu hükme istinaden hazırlanan "Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında
Yönetmelik"in 2 nci maddesinde; "İmar planlarında, resmi yapılara tesislere ve okul, cami,
yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi
hizmetlere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar ile
esaslı değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyen binaların tasarrufu kısıtlanmış
sayılır.
Bu hallerde kısıtlı olarak vergileme, imar planının kesinleştiği tarihi izleyen yıl başından
itibaren yapılır. Kısıtlama, ilgili arsa veya binanın bulunduğu alan imar programına
alınıncaya (imar programının kesinleştiği tarihe) kadar devam eder.
Arsanın imar planında kısıtlılığı gerektiren amaçlara tahsis edildiğinin bu yönetmeliğin 5 inci
maddesindeki bildirim mecburiyeti hükümlerine göre tespit edilmemiş olması halinde, arsa
veya bina sahibi tarafından yazılı müracaatta bulunularak kısıtlamayı koyan idareden
alınacak kısıtlılık durumunu gösteren belge verginin tarhına yetkili daireye ibraz edildiğinde
kısıtlılık aynı esaslar dahilinde uygulanır." denilmektedir.
Buna göre, bir arsanın 1319 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi gereğince, kısıtlı olarak
vergilendirilebilmesi için, imar planlarında resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol,
meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi
hizmetlere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmemesi
gerekmektedir.
Bu itibarla, anılan taşınmazınızın 1/1000 ve 1/5000 ölçekli imar planlarında mahalle oyun
alanı, park ve taşıt yolunda kalması nedeniyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen
2561 m2'lik kısmı için anılan Yönetmelik'in 2 nci maddesine göre kısıtlı vergi (verginin 1/10
unun tahsili, 9/10 unun tecili) uygulanması mümkün bulunmaktadır.
Ancak söz konusu Yönetmelik'te, parselasyon planı bulunmadığı için inşaat izni verilmemesi
kısıtlılık uygulanacak bir durum olarak belirlenmediğinden, imar planında konut alanında
kalan 1800 m2'lik bölümün tam olarak vergiye tabi tutulması gerekmekte olup bu kısmın
kısıtlı olarak vergilendirilmesi söz konusu değildir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
İSTANBUL DEFTERDARLIĞI
Vasıtalı Vergiler Gelir Müdürlüğü
TARİH : 18.10.2002
SAYI : B.07.4.DEF.0.34.12/2.50-11996-5906
Konu: Boğaziçi İmar Müdürlüğünün Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planında
bulunan gayrimenkule kısıtlı vergileme yapılıp yapılmayacağı hakkında
İLGİ : .......................... tarihli dilekçeniz.
Yazınız eki İstanbul Büyükşehir Belediyesi Boğaziçi İmar Müdürlüğünün .......... tarih ve
sayılı yazısında, .......... pafta, ......... ada, ... parsel sayılı gayrimenkulün Boğaziçi Öngörünüm
Bölgesi Uygulama İmar Planında, “Boğaziçi Kıyı, Sahil Şeridi ve öngörünüm Bölgesinde
konut yapılamaz, tevhid ve ifraz işlemleri yapılmasına izin verilmez “denilmektedir.
“Bilindiği gibi, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde, kanunlar veya
diğer kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin,
kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 unun tahsil olunacağı, 9/10 unun tecil edileceği hükme
bağlanmıştır.
Öte yandan, anılan madde hükmüne göre hazırlanan ve 17.11.1986 tarih ve 19284 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan, “Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında
Yönetmelik’in 2 nci maddesinde, “İmar planlarında resmi yapılara, tesislere ve okul, cami,
yol, meydan, otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi
hizmetlere ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar ile
esaslı değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyen binaların tasarrufu kısıtlanmış
sayılır.
Bu hallerde kısıtlı olarak vergileme, imar planının kesinleştiği tarihi izleyen yıl başından
itibaren yapılır. Kısıtlama, ilgili arsa veya binanın bulunduğu alan imar programına
alınıncaya (imar programının kesinleştiği tarihe) kadar devam eder.
Arsanın imar planında kısıtlığı gerektiren amaçlara tahsis edildiğinin bu yönetmeliğin 5 inci
maddesindeki bildirim mecburiyeti hükümlerine göre tespit edilmemiş olması halinde, arsa
veya bina sahibi tarafından yazılı müracaatta bulunarak kısıtlamayı koyan idareden alınacak
kısıtlılık durumunu gösteren belge verginin tarhına yetkili daireye ibraz edildiğinde kısıtlılık
aynı esaslar dahilinde uygulanır.” denilmektedir.
Ayrıca, “Tasarrufu Kısıtlanan Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelik”in 5 inci
maddesinde, “Belediyeler bu yönetmeliğin yayımı ve Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları
Yüksek Kurulu veya Bölge Kurullarının sonradan aldığı kararların kendilerine tebliği
tarihinden itibaren iki ay içinde belediye ve mücavir alan sınırları dahilinde bulunan 2 ila 4
üncü maddelerde sözü edilen yerlerin kadastro ve imar, pafta, ada ve parsel numaralarını,
biliniyorsa sahiplerinin adı ve soyadı ve adresleriyle birlikte Emlak Vergisini tarha yetkili
olan daireye bildirmeye mecburdurlar.
Belediye ve mücavir alan sınırları dışındaki yerlerde bu görev aynı süre, usul ve esaslar
dahilinde Valilikler tarafından yerine getirilir.” denilmektedir.
Bu itibarla, maliki olduğunuz ............ mahallesi .... pafta, ...... ada, ....... parsel sayılı
gayrimenkulün arsa için kısıtlı vergileme yapılması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü
Sayı: B.07.1.GİB.4.34.18.01-006.01-1575
12/09/2011
Konu: Boğaziçi Öngörünüm Bölgesinde bulunan ve belediyece kısıtlı emlak vergisi
uygulaması yapılan taşınmazın mevcut haliyle kullanılmak şartıyla kiraya verilmesi halinde
emlak vergisi ödenip ödenmeyeceği
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ..., ... İlçesinde bulunan ve tapunun 700 ada, 4
numaralı parselinde kayıtlı gayrimenkulün, Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulunun
14/12/1974 tarihli ve 8172 sayılı kararı ile belirlenen Boğaziçi Sit Alanı ve aynı Kurulun
24/06/1983 tarihli ve 15175 sayılı kararında "Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi 1/1000 Ölçekli
Uygulama İmar Planı" kapsamında kaldığı ve bu Planda "Ağaçsız Mesire Alanı" olarak yer
aldığı; söz konusu gayrimenkul için ... Belediyesi'nce kısıtlı emlak vergisi uygulandığı, ancak
söz konusu gayrimenkulün hiçbir ilave tesis yapmamak ve mevcut haliyle kullanmak şartıyla
kiraya vermeniz nedeniyle anılan Belediye'ce, gelir elde ettiğiniz gerekçesiyle, kısıtlılık
uygulamasının kaldırıldığı belirtilerek Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
Özelge talep formu eki ....Büyükşehir Belediye Başkanlığı Boğaziçi İmar
Müdürlüğünün 28/1/2008 tarihli ve 168 sayılı yazısında, ..., ... İlçesinde bulunan ve tapunun
...pafta, ... ada, ... numaralı parselinde kayıtlı gayrimenkul üzerinde TAKS 0.01 ile inşaat
sahası toplam 40 m2 olan ve H.max. 4.50 metre irtifada kafe, büfe ve WC tesisleri
yapılabileceği belirtilmektedir.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde, kanunlar veya diğer
kamu düzeni koyan mevzuatla tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin,
kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10 unun tahsil olunacağı, 9/10 unun tecil edileceği
belirtilmiştir.
Bu madde hükmüne göre hazırlanan "Bina, Arsa ve Arazi Hakkında Yönetmelik" in 2
nci maddesinde, "İmar planlarında, resmi yapılara, tesislere ve okul, cami, yol, meydan,
otopark, yeşil saha, çocuk bahçesi, pazar yeri, hal, mezbaha ve benzeri umumi hizmetlere
ayrılmış olması sebebiyle üzerinde inşaat yapılmasına izin verilmeyen arsalar ile esaslı
değişiklik ve ilaveler yapılmasına izin verilmeyen binaların tasarrufu kısıtlanmış sayılır.
Bu hallerde kısıtlı olarak vergileme, imar planının kesinleştiği tarihi izleyen yıl
başından itibaren yapılır. Kısıtlama, ilgili arsa veya binanın bulunduğu alan imar
programına alınıncaya (imar programının kesinleştiği tarihe) kadar devam eder.
Arsanın imar planında kısıtlılığı gerektiren amaçlara tahsis edildiğinin bu
yönetmeliğin 5 inci maddesindeki bildirim mecburiyeti hükümlerine göre tespit edilmemiş
olması halinde, arsa veya bina sahibi tarafından yazılı müracaatta bulunularak kısıtlamayı
koyan idareden alınacak kısıtlılık durumunu gösteren belge verginin tarhına yetkili daireye
ibraz edildiğinde kısıtlılık aynı esaslar dairesinde uygulanır." hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 17 nci maddesinde; "Bu Kanun
hükümlerine göre, yapı hakkı verilmeyip ticari geliri de olmayan arsalar ile üzerinde kültür
ve tabiat varlığı bulunan arsalar Emlak Vergisinden muaftır."hükmü, 2863 sayılı Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Tapu
kütüğüne "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır"kaydı konulmuş olan ve I inci ve II
nci grup olarak gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve
doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz
kültür ve tabiat varlıkları olan parseller her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır." hükmü yer
almaktadır.
Bu itibarla, ...., .... İlçesinde bulunan ve tapunun ... ada, .. numaralı parselinde kayıtlı
gayrimenkulün; 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 17 nci maddesi hükmü gereğince emlak
vergisinden muaf olabilmesi için, niteliğinin arsa olması, yapı hakkı verilmemesi ve ticari
gelirinin olmaması; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21 inci
maddesinin üçüncü fıkrası hükmü gereğince emlak vergisinden muaf tutulabilmesi için de,
üzerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş kültür ve tabiat varlığı olması gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre, üzerinde kesin yapılanma yasağı olmayan söz
konusu gayrimenkul için, 2960 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 21
inci maddesinin üçüncü fıkrasına istinaden emlak vergisi muafiyeti ve 1319 sayılı Kanunun
30 uncu maddesine istinaden de kısıtlı emlak vergisinin uygulanması mümkün
bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü
Tarih : 21.04.2010
Sayı: B.07.1.GİB.4.34.18.01-005.01-36
Konu: Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıkları Hk.
İlgide kayıtlı dilekçenizde, 1 inci derece, I inci grup kültür varlığı olan ve tarafınıza
veraset yoluyla intikal eden gayrimenkulün, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanununun 21 inci maddesi gereğince veraset ve intikal vergisine tabi olup olmadığı
hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde; Türkiye
Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset
yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa
intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu hükmü bulunmaktadır. Bununla birlikte
anılan Kanunun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasına 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 27/7/2004
tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, "2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kanunu kapsamındaki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının veraset ve intikal yoluyla devir ve
iktisabına ilişkin işlemler" hükmü eklenerek söz konusu taşınmazların intikali veraset ve
intikal vergisinden istisna edilmiştir.
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21 inci maddesinde
de "Tapu kütüğüne korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır kaydı konulmuş olan ve I nci
ve II nci grup olarak gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit
alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş
taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan parseller her türlü vergi, resim ve harçtan
muaftır." hükmü bulunmaktadır.
Ayrıca, 1997/2 Seri No.lu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu İç Genelgesinde, 2863
sayılı Kanunun 21 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince tapu kütüğünde "korunması
gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı konulmuş ve I nci ve II nci grup olarak
gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı
olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat
varlıkları olan parsellerin veraset ve intikal vergisinden müstesna tutulacağı açıklanmıştır.
Yukarıdaki Kanun hükümleri ile iç genelge hükmünün incelenmesinden de
anlaşılacağı üzere, tapu kütüğünde korunması gerekli kültür varlığı kaydı bulunan ve I nci ve
II nci grup yapılanma yasağı getirilen taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının veraset yoluyla
intikalinde veraset ve intikal vergisinden müstesna tutulması gerekir.
Bu itibarla, tapuda "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı" olarak tescil edilmiş ve
II nci grup olarak gruplandırılmış gayrimenkul; 27/7/2004 tarihinden önce intikal etmiş ise
2863 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 27/7/2004 tarihinden sonra intikal
etmiş ise 7338 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (m) bendi gereğince
veraset ve intikal vergisi aranılmaması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler Genel Müdürlüğü
SAYI : B.07.0.GEL.0.60/6000-2287
KONU : Kişinin vefatı üzerine, sahibi olduğu gayrimenkulün intifa hakkının eşine intikali
sebebiyle, veraset ve intikal vergisinin tahakkuk ettirilip tahsil edilmesi, intifa hakkı devam
ettiği sürece kuru mülkiyete isabet eden verginin ise tahakkuk ettirilip tecil edilmesi gerektiği;
ayrıca intifa hakkı sahibinin ölümü nedeniyle kuru mülkiyetle birleşmesi halinde ise kuru
mülkiyet sahibinin bu tarihte ve malın ilk ölüm tarihindeki değeri üzerinden vergilendirilmesi
gerektiği hakkında.
İLGİ: ................ gün ve ........................... sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazınız ve eklerinde, ....................'in 27/08/1990 tarihinde vefatı üzerine veraset
yoluyla intikal eden İliniz ...........İlçesi, ... ada, ... parselde kayıtlı bulunan gayrimenkul için
sağ kalan eş ............'in intifa hakkını seçtiği ve intifa hakkından dolayı hissesine isabet eden
tutar istisna haddi altında kaldığından vergi tahakkuk ettirilmediği, diğer mirasçı torun
.....................'e intikal eden kuru mülkiyet payı dolayısıyla tahakkuk ettirilen verginin ise
tahsil edildiği belirtilmektedir. Yazınızda ayrıca, ................'in 05/02/2002 tarihinde vefatı
üzerine sahibi bulunduğu intifa hakkının, ..................'ün sahibi olduğu kuru mülkiyetle
birleşip tam mülkiyete dönüşmesi nedeniyle vergi matrahının tespitinde, intikale konu
gayrimenkulün vergiye tabi değerinin, intifa hakkının tam mülkiyete dönüştüğü 05/02/2002
tarihindeki emlak vergisi değerinin mi yoksa kuru mülkiyet sahibine intikal ettiği 27/08/1990
tarihindeki emlak vergisi değerinin mi dikkate alınacağı hususunda tereddüte düşüldüğü
belirtilerek, konu hakkında Bakanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.
Bilindiği gibi, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 11'inci maddesinde, veraset
ve intikal vergisine konu olacak malların değerleme gününün, miras yoluyla meydana gelen
intikallerde mirasın açıldığı, diğer suretteki intikallerde ise malların hukuken iktisap edildiği
gün olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, ayın Kanun'un 2353 sayılı Kanunla değişik 4'üncü maddesinin (j) fıkrasında,
sağlar arasında ivazsız bir tarzda vukubulan intikaller hariç olmak üzere kuru mülkiyet
halinde intikal eden malların (Kuru mülkiyet halinde kaldığı müddetçe) vergiden istisna
tutulacağı belirlenmiştir.
Diğer taraftan, 7 Seri No.lu Veraset ve İntikal Vergisi İç Genelgesinde, sağ kalan eşin intifa
hakkını seçmesi halinde tam mülkiyete tekabül eden miras hissesinin vergilendirileceği ve
intifa hakkı devam ettiği müddetçe kuru mülkiyete tekabül eden ve miras hissesine isabet
eden verginin ise tahakkuk ettirilip tecil edilmesinin esas olduğu belirtilmiştir.
Bu hükümlere göre, ...................'in 27/08/1990 tarihinde vefatı üzerine, sahibi olduğu
gayrimenkulün intifa hakkının eşi ................'e intikalinden dolayı veraset ve intikal vergisinin
tahakkuk ettirilip tahsil edilmesi, intifa hakkı devam ettiği sürece kuru mülkiyete isabet eden
verginin ise tahakkuk ettirilip tecil edilmesi gerekir.
İntifa hakkı, intifa hakkı sahibinin ölümü nedeniyle kuru mülkiyetle birleşmesi halinde ise
kuru mülkiyet sahibinin bu tarihte ve malın ilk ölüm tarihindeki değeri üzerinden
vergilendirilmesi gerekir.
............'e intikal eden intifa hakkından dolayı hissesine isabet eden tutar istisna haddi altında
kaldığından adına vergi tahakkuk ettirilmediği, kuru mülkiyet sahibi .............. adına tahakkuk
ettirilerek tecil edilmesi gereken vergi ise daha önce tahsil edildiğine göre, intifa hakkı
sahibinin 05/02/2002 tarihinde vefatı üzerine, intifa hakkı ile kuru mülkiyetin birleşmesinde,
yeni bir ivazsız intikalden söz edilerek vergi istenmesi, vergide mükerrerlik doğuracaktır.
Bu nedenle, intifa hakkı sahibinin ölümü üzerine, intifa hakkının kuru mülkiyetle birleşerek
tam mülkiyete dönüşmesinden dolayı, intifa hakkından yeniden vergi alınmaması
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini, gereğinin buna göre yapılarak sonucundan Bakanlığımıza bilgi verilmesini
rica ederim.
T.C.
Maliye Bakanlığı
Gelir İdaresi Başkanlığı
Sayı: B. 97895701-160.01.03[4-2013/5-1.12.4419]-1323
23.8.2013
ÖZET: Kuru Mülkiyetin Veraseten İntikalinin Veraset Ve İntikal Vergisine Tabi Olup
Olmadığı Hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunun incelenmesinden, İstanbul, ... İlçesi, ... Mahallesinde
bulunan ve tapunun ... pafta, ... ada, ... ve ... parsellerde kayıtlı gayrimenkullerin kuru
mülkiyetinin 1/2 hissesine sahip olan ... ... 'in ... tarihinde vefat ettiği belirtilerek, adı
geçenden mirasçılarına veraset yoluyla intikal eden 1/2 hisseli kuru mülkiyetli
gayrimenkuller için veraset ve intikal vergisi ödenip ödenmeyeceği hususundaki
Başkanlığımız görüşünün sorulduğu anlaşılmaktadır.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 1 inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti
uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset yoluyla veya
herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset
ve intikal vergisine tabi olduğu, 2 nci maddesinin (b) bendinde de, "Mal" tabirinin, mülkiyete
konu olabilen menkul ve gayrimenkul şeylerle mameleke girebilen diğer bütün hakları ve
alacakları ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 4/j maddesinde ise sağlar arasında ivazsız bir tarzda vuku bulan intikaller hariç
olmak üzere kuru mülkiyet halinde intikal eden malların (kuru mülkiyet halinde kaldığı
müddetçe) veraset ve intikal vergisinden müstesna olacağı belirlenmiştir.
Bu hükme göre, kuru mülkiyetin veraset yolu ile intikalinin vergiden istisna edilebilmesi için
intikalden sonra kuru mülkiyet halinin devam etmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, İstanbul, ... İlçesi, ... Mahallesinde bulunan ve tapunun ... pafta, ... ada, ... ve ...
parsellerde kayıtlı gayrimenkullerin kuru mülkiyetinin 1/2 hissesine sahip olan muris ... ...
'den tarafınıza veraset yoluyla intikal eden gayrimenkullerin kuru mülkiyet hisselerinin
veraset ve intikal vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Maliye Bakanlığı
Gelir İdaresi Başkanlığı
Sayı: B.07 .0.GEL.0.60/6000-2l96/33872
17.7.2000
Konu: KURU MÜLKİYETİN İNTİFA HAKKI SAHİBİNE İNTİKALİ
Özet:KURU MÜLKİYETİN İNTİFA HAKKI SAHİBİNE VERASET YOLUYLA
İNTİKALİNDE İSTİSNA UYGULANIP UYGULANMAYACAĞI HK.
İlgi (b) de kayıtlı yazınız ve eklerinin incelenmesinden, ....' nun 17/06/1999 tarihinde ölümü
üzerine mirasçıları annesi ve babasına intikal eden kuru mülkiyetin, söz konusu
gayrimenkulün intifa hakkının annesine ait olması nedeniyle anneye intikal eden kısmının
kuru mülkiyet halinde kalmadığı diğer bir ifadeyle tam mülkiyete dönüştüğü anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (j)
bendinde, Sağlar arasında ivazsız bir tarzda meydana gelen intikaller hariç olmak üzere kuru
mülkiyet halinde intikal eden malların (kuru mülkiyet halinde kaldığı sürece) veraset ve
intikal vergisinden istisna tutulacağı belirlenmiştir.
Söz konusu hükmün incelenmesinden de görüleceği üzere, kuru mülkiyetin veraset yolu ile
intikalinin vergiden istisna edilebilmesi için intikalden sonra kuru mülkiyet halinin devam
etmesi gerekmektedir.
Oysa, yazınızda sözü edilen olayda kuru mülkiyetin murisin annesine intikal eden kısmı
intikal tarihinde intifa hakkı ile birleşerek tam mülkiyete dönüşmektedir.
Bu nedenle, söz konusu olayda kuru mülkiyetin murisin annesine intikal eden kısmı için artık
istisnanın uygulanması mümkün değildir. Ancak, kuru mülkiyetin murisin babasına intikal
eden kısmının bu halde kaldığı sürece vergiden istisna tutulacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre yapılmasını rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü
Sayı:97895701-160[14-2013/5-1.3.1368]-1278
19/08/2013
Konu: Yeşil alan, yol ve idari alan olarak belirlenen taşınmazların veraset ve intikal vergisi
İlgi'de kayıtlı özelge talep formunuzda, taşınmazınızın bir kısmının Belediye tarafından yeşil
alan, yol ve idari alan olarak belirlendiği belirtilerek, veraset ve intikal vergisi tarhiyatının
gayrimenkulün emlak vergisi beyannamesinde belirtilen vergi değeri üzerinden mi yoksa
emlak vergisi muafiyeti düşüldükten sonraki vergi değeri üzerinden mi yapılması gerektiği
hususunda bilgi verilmesi istenilmiştir.
7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu'nun 14'üncü maddesinde, verginin mükellef
tarafından verilen beyanname üzerinden tarh olunacağı, aynı Kanun'un 10'uncu maddesinin
2'nci fıkrasında ilk tarhiyatta mükelleflerce bu maddede yazılı değerleme ölçülerine göre
beyan edilecek değerlerin dikkate alınacağı, aynı fıkranın (b) bendinde de gayrimenkullerin
ticari işletmeye dahil olsun veya olmasın emlak vergisine esas olan değerle değerleneceği
hükme bağlanmıştır.
Ayrıca, 22 Seri No.lu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde, intikal edecek
gayrimenkuller için beyan edilecek değerin emlak vergisi tarhına esas olacak değer kadar
olması gerektiği, beyan edilen değerin emlak vergisine esas olan değerden düşük olması
halinde, veraset ve intikal vergisinin tarhında bu değerin yerine emlak vergisi değerinin esas
alınacağı açıklanmıştır.
Diğer taraftan, emlak vergisi değeri 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 01.01.2002
tarihinden itibaren yürürlüğe giren 4751 sayılı Kanun'la değişik 29 uncu maddesi hükümleri
çerçevesinde hesaplanmaktadır.
Aynı Kanun'un 30'uncu maddesindeki, "kanunlar veya diğer kamu düzeni koyan mevzuatla
tasarrufu kısıtlanan bina, arsa ve arazinin vergisinin kısıtlamanın devam ettiği sürece 1/10
oranında tahsil olunacağı, kısıtlamanın devam ettiği sürece tecil edilen verginin 9/10 unun,
bina, arsa veya arazinin satılması, istimlaki veya hibe yoluyla başka şahıslara devir ve
temliki halinde tahsilat zamanaşımına uğramamış olanların muaccel hale geleceği" hükmü ise
emlak vergisi uygulamalarında dikkate alınmaktadır. Bu hüküm gereğince emlak vergisi
değerinde herhangi bir indirim söz konusu olmayıp yalnızca tahakkuk eden emlak vergisi
1/10 oranında tahsil edilmektedir. Söz konusu madde veraset ve intikal vergisi
beyannamesinde beyan edilecek gayrimenkulün vergi değerinin tespitinde herhangi bir hüküm
ifade etmemektedir.
Bu itibarla, bir kısmı Belediye tarafından yeşil alan, yol ve idari alan olarak belirlenen
taşınmazınız nedeniyle verilecek veraset ve intikal vergisi beyannamesinde beyan edilmesi
gereken emlak vergisi değerinin, söz konusu gayrimenkulün intikal ettiği yıla ilişkin olarak
Emlak Vergisi Kanunu'nun 29'uncu maddesi hükümlerine göre hesaplanan emlak vergi değeri
olması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
Maliye Bakanlığı
Gelir İdaresi Başkanlığı
Sayı: B.07.0.GEL.0.60/6000-2335/002910
24.1.2005
Konu: KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARININ İNTİKALİ
31/08/2003 tarihinde vefat eden ........................'in mirasçısı ................................'e vekaleten
tarafınızdan ...................... Vergi Mahkemesine açtığınız idari dava ile ilgili olarak adı geçen
Vergi Mahkemesince verilen .................... gün ve E.No:............., K.No:............ sayılı kararı
ile davaya ait dilekçe 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-e maddesi uyarınca
Bakanlığımıza intikal ettirilmiş bulunmaktadır.
Dava dilekçesinde sözü edilen konu ile ilgili olarak ..............Valiliği ile yapılan yazışmadan,
vekili bulunduğunuz mirasçı tarafından verilen veraset ve intikal vergisi beyannamesinde
beyan edilen, ............... İli ............... İlçesi ......... Mahallesi ...........ada, ......... numaralı
parselde kayıtlı bulunan gayrimenkulün tapu kütüğünde "korunması gerekli taşınmaz kültür
varlığıdır" kaydı bulunmaması nedeniyle ilgili vergi dairesince veraset ve intikal vergisinin
tarh ve tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, Veraset ve İntikal Vergisi Kanununun 1'inci maddesinde, Türkiye
Cumhuriyeti uyruğunda bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset
yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa
intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 21'inci
maddesinde, tapu kütüğüne "korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı konulmuş
olan ve yüksek kurulca tescil edilerek I veya II nci grup olarak gruplandırılmış bulunan
taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı olmaları nedeniyle
üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları olan
parsellerin her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu belirlenmiştir.
Ayrıca, 1997/2 Seri Nolu Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu İç Genelgesinde, 2863 sayılı
Kanunun değişik 21'inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince tapu kütüğünde "korunması
gerekli taşınmaz kültür varlığıdır" kaydı konulmuş ve I'inci ve II'inci grup olarak
gruplandırılmış bulunan taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanı ve doğal sit alanı
olmaları nedeniyle üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilmiş taşınmaz kültür ve tabiat
varlıkları olan parsellerin veraset ve intikal vergisinden müstesna tutulacağı açıklanmıştır.
Yukarıdaki Kanun hükümleri ile İç Genelge hükmünün incelenmesinden de anlaşılacağı
üzere, tapu kütüğüne korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı kaydı bulunan ve I ve II
nci grup olarak gruplandırılmış gayrimenkuller ile arkeolojik sit ve doğal sit alanı olan
ve üzerlerine kesin yapılanma yasağı getirilen taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının
veraset yoluyla intikalinde veraset ve intikal vergisinden müstesna tutulması gerekir.
Olayda, ............... III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğünün
................... tarih ve .................. sayılı yazısında, söz konusu gayrimenkulün bulunduğu yerin
Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 14/12/1974 tarih ve 8172 sayılı kararı ile tespit ve
ilan edilen, 24/06/1983 gün ve 15175 sayılı kararı ile sınırları belirlenen "Boğaziçi Sit Alanı
Öngörünüm Bölgesinde" kaldığı ayrıca Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Yüksek Kurulu'nun 14/12/1973 tarih ve 7518 sayılı kararı ile tescilli olan Vaniköy Korusu
içinde yer aldığı, yapılaşma yasağının ise 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu ve 22/07/1983
tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Boğaziçi Nazım Planı ile getirildiği anlaşılmıştır.
Diğer taraftan, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 17'inci maddesinde, "Bu Kanun hükümlerine
göre yapı hakkı verilmeyip ticari geliri de olmayan arsalar ile üzerinde kültür ve tabiat varlığı
bulunan arsalar emlak vergisinden muaftır." hükmü yer almaktadır. Bu hüküm sadece emlak
vergisi için uygulanacağından, söz konusu muafiyet hükmünün, veraset yoluyla veya ivazsız
suretle intikal eden gayrimenkul mallar için uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
Bu itibarla, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu
Müdürlüğünün 21/01/2002 tarih ve 153 sayılı yazısında, söz konusu gayrimenkulün 2863
sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa göre, arkeolojik sit alanı veya
doğal sit alanı olduğuna dair herhangi bir bilgiye yer verilmediği ve yapılaşma yasağının
ise 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre değil, 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu ve
22/07/1983 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Boğaziçi Nazım Planı ile getirildiği
belirtildiğinden, söz konusu gayrimenkulün ......................'den mirasçısı .....................'e
veraset yoluyla intikalinde veraset ve intikal vergisinin aranılması gerekmektedir.
Bu durumda, vekili bulunduğunuz adı geçen mükellef hakkında ilgili vergi dairesince yapılan
işlemler, 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu hükümlerine uygun bulunmuştur.
Bilgi edinilmesini rica ederim.