mühendislik - Atılım Üniversitesi

Transkript

mühendislik - Atılım Üniversitesi
MÜHENDİSLİK
Hüseyin Tabak’ın 06.04.2010 tarihine ait konferans metnidir.
Tabak Mühendislik Kurucusu ve Genel Müdürü Hüseyin Tabak: Mühendis kimdir,
toplum kendisinden ne bekler, mühendisin beklentileri nelerdir diye bir başlık altında
değişik şekillerde ifade edilebilirdi bu başlık. Ama ben böyle düşündüm. Konuşmam
iki kısım birinci kısım 40 dakika genel prensipler, yasalar, standartlar daha çok böyle
bir yazı serisi dizi; ikinci kısımda ise çok çok ender rastlayabileceğimiz bir ona
beklemenizi gelmenizi tavsiye ederim. Türkiye‟de bir tane olan tek ya da dünyada bir
tane olan yapılar var bu herkese nasip olmaz onları da detaylarıyla size anlatmaya
çalışacağım. Buradaki amaç nedir? Biraz önce kıymetli bir genel müdürlük yapmış
eski TED Genel Müdürlerinden bir misafirim geldi o da gelmek istedi ama olmadı
acele oldu. Dedi aman niye anlatıyorsun mühendis kimdir nedir, çocuklar kendileri
mühendis olacaklar bilmiyorlar mı bunu? İşte bu noktada sorun başlıyor neden
başlıyor? Çünkü mühendis kimdir, nedir toplumdaki davranışı nedir, bu konuyu yavaş
yavaş göreceğiz hep birlikte. Bir alıntıyı yüksek sesle okuyorum ve burada bazı
kelimelerin altlarını ince olarak çizilmiş o konularda da görüşlerimi söyleyeceğim.
Bundan tam 4000 yıl önce herhalde hepiniz duymuş da olabilirsiniz birçok şeyleri de
zaten biliyorsunuz benim amacım burada bunları ufak toplu bir şekilde sizlere
aktarmak. 4000 yıl önce Mezopotamya‟da bir medeniyet kurulmuş. Bu medeniyet de
Hammurabi Yasaları diye bir yasalarla düzenlenmiş büyük inşaatlar büyük bir
medeniyet meydana getirilmiş o yasadan bir tane bir cümle okuyorum. “İnşaat işiyle
uğraşan kişi birisi için ev yaptığında işini sağlam ve yeterince eksiksiz yapmazsa inşa
edilen ev bu nedenle bir gün yıkılıp ev sahibinin ölümüne yol açarsa evi yapan kişi
ölüm cezasına çarptırılacaktır.” Bakın inşaat işiyle altını çizmişim ölüm cezasıyla
çarptırılacaktır. “Evin yıkılması ev sahibinin oğlunun ölümüne yol açarsa bu sefer de
evi yapan kişinin oğlu ölüm cezasına çarptırılacaktır.” Oğlunun diyeceksin ne günahı
var ama işte o zamanın yasası öyleymiş. “Ev sahibinin kölesi ölürse evi yapan kişi ev
sahibine köle vermekle yükümlüdür. Ev sahibinin herhangi bir eşyası hasara uğrarsa
evi yapan kişi bunu ödeyecek ayrıca hem işine özen göstermediğinden ve evi
yeterince sağlam inşa etmediğinden ötürü evin yıkılmasına yol açtığı için kendi
imkanlarıyla yeni bir ev inşa edecektir.” Ayrıca her işi özen göstermediğinden yani
kalite söz konusu oluyor. Şimdi birinci sayfaya dönelim. Ne görüyoruz? İnşaat işiyle
uğraşan kişi; tabii inşaat işiyle uğraşan kişi bugün mühendis dediğimiz en azından
hani bir diploması olan kişi inşaat işiyle uğraşan kişi hata yaparsa veya ölüme neden
olursa ölüm cezasına çarptırılıyor 4000 sene önce. Bu yasa milattan önce 2000
yılında Babil Yasaları diye geçen Hammurabi Yasası ben bunu The Babylonian
Laws (Babil Yasaları) (New York Oxford University Press 1955) oradan aynen
aldım aynen aynısını yaptım bir yerden aldım. Şimdi bunda neyi anlatmaya
çalışıyorum demek ki biz her şeyden önce sorumlu kişileriz. Yani faydalı işler
yapacağız hiç kimsenin de hayatını tehlikeye atamayız. Bir diğer tarif daha var bu da
Webster’s Third New International Dictionary, Springfield, MA 1981 baskısından
aldım. Bir mühendisin görevi ve yaptığı işler diye geçiyor. Özellikle motorları kullanma
sanatıdır. Şimdi bu konu üzerinde bir açıklama yapacağım. Maddenin özellikleri
malzemenin maddenin cinsleri tabii mesleğe göre değişiyor, bunlar ve doğadaki
enerji kaynaklarının yapılarda ve makinelerde ve ürünlerde insana faydalı
kılınmasıyla ilgili bilim. Bakın bu sayfada da motorları kullanma sanatı sanat olarak
çok çok enteresan mühendisliği sanat olarak gösteriyor.
1
Yani biliyorsunuz pek de sanattan saymazlar bizde sadece mimarlığı sanat sayarlar.
Bakın mühendislikte benim düşünceme göre onun da bir sanatı var ve insana faydalı
olmak şartıyla ilgili bilim diyor. Yalnız burada engineer kelimesi biliyorsunuz, engine
demek engine makine demek engineer makineyi kullanan kişi demek. Latincede bu
isim verilmiş bizde de mühendis hendeseden geliyor yani hendeseyle uğraşan kişi
demek hendese de matematik demek. Tabii bu isim böyle yerleşmiş ama mühendis
sadece matematikle uğraşmıyor Bir diğer söz mühendislik çalışma bakın bu da ciddi
bir şey bunun altını çizeyim sonra da anlatacağım. Çalışma tecrübe ve uygulama
yolu ile elde edilen matematik ve tabii bilimlerin doğal kaynak ve kuvvetlerin
ekonomik ve yasal olarak insanlığın istifadesi için gene insanlığın istifadesi için
kullanmak mesleğidir. Mühendisliğin uygulanması genellikle her bir üyesi
problemlerin çözümünde özel bir il yetiştirilmiş elemanlardan oluşan timler vasıtasıyla
yapılırdı. Bu da çok çok ciddi bir cümle şöyle ki her önüne gelen bizim memlekette
olduğu gibi müteahhit olamaz diğer bir ülkelerde. Eğer bir grubu varsa bu işi yapan
insanlar da var tecrübeli elemanlar varsa ve yeterli birikimi varsa ancak o işi yapabilir.
Şimdi aklıma birden şey geldi inşaat namesinin birinci maddesinde bu işler daha
önce bu işleri yapmış ehil kişiler vasıtasıyla uygulanır der. Yani o madde birinci
madde olarak koymuşlar. Herkes gelip de kaynak yapamaz, herkes gelip de çelik işi
yapamaz. Yani ben bunları sizlere niye anlatmaya çalışıyorum. İçinde bulunduğumuz
durumu aynen kabullenip böyle zannetmeyesiniz diye. Mesleğiniz çok çok güzel yani
bir kere seçim olarak fevkalade bir şey seçmişiniz. Ama bunu herkesin yapamaması
gerektiğini de yasalarla ne yapmamız lazım sınırlamamız lazım. Şimdi yeni İhale
Yasası çıktı. Yeni İhale Yasasında çok ciddi yani Avrupa Birliği‟ne girmeye
hazırlandığı için Türkiye yeni İhale Yasasında müteahhitlik, müşavirlik, teknik
müşavirlik konuları çok ciddi şekilde belirlendi. Ama yeterli mi, değil o ayrı bir fire.
Şöyle ki mesela bir ihaleye gelebilmeniz için en azından o işi ve yahut da o işin %50%40-%60 tabii o ihale komisyonu tarafından belli oluyor, benzerini yapmış olmanız
gerekiyor. Maddi gücünüz en az onun %60‟nı 70‟ni yapabilecek güce sahip olmalı
bankalar vasıtasıyla onu tenzih etmeniz gerekiyor. Teknik kadrolarınız diyelim ki
şimdi bazı ihalelerde bizden en az 5 tane 10 seneliği doldurmuş bu daha 10 senelik
olacak. 10 senede aynı konuda çalışacak. Mesela DSİ‟nin baraj ihaleleri çok ciddi
yani öyle kolay kolay ihaleye giremezsiniz bir kere 100 üzerinden puan alıyorsunuz.
O işte gösterdiğiniz işle 8–10 tane kademe var yani disiplini var. Mutlak surette 10
seneyi geçmiş mezuniyetten sonra 10 seneyi geçmiş ve 10 senede aynı konuda
çalışmış ve bunu da belgelerle tenzih etmiş kanıtlamış kişiler noter vasıtasıyla tabii
oluyor ancak ihaleye girebiliyor yani böyle bir elemana sahip olan şirketler girebiliyor.
Şimdi ben biraz konulara değindim. Yani genç arkadaşları hayatta neler bekliyor
onları biz onlardan neler bekliyoruz onları neler bekliyor esas konuşmamın sunumum
bu. Şimdi genç mühendislerimiz mühendisler tarafından icra edilen konuları biz şöyle
sıralayabiliriz diye yazdım. A- Araştırma Geliştirme bu işin başında çok önemli oluyor
ar-ge ve bu arkada da yani her konuda var başka bir tablo o tabloda da göreceğiz.
Dizayn daha çok bizim büronun yaptığı iş boyutlandırma statik hesaplar falan filan
ben İnşaat Mühendisi olduğum için konuşmaların çoğu hep o taraftan geçecek
içinizde Makine Elektronik Bölümleri varsa olay hep aynıdır yani prensipler hep
aynıdır. Test etme, planlama, üretim, işletme, satış bakım yani servis yönetimde belli
bir yaştan sonra mühendisin hayatında herkesin olmayabilir ama genelde beklenilen
bir olaydır. 35 yaşına 40 yaşına geldiğiniz zaman inşallah siz de artık bir firmanın
yönetici grubuna katılıyorsunuz. Şimdi bir tablo var o tabloda önce bunları
koymuşum. Mühendisle bilim adamlarının arasındaki fark mühendislik bilim
adamlarından farklı olarak uygulamaya yönelik özel problemlerinin çözümü için uğraş
2
verir. Şimdi bilim adamı eğer içinizde tabii akademik kariyeri seçen olursa o da bilim
adamına doğru gidiyor. Eğer işte şantiyeye ne bileyim başka meslekleri değil de yani
mühendis ama yöneticilikte olabilir, şantiyede olabilir, bürolar olabilir, memurlukta
olabilir. O zaman daha az bilimle uğraşmış oluyor. Bir konu var bilim adamıyla
mühendisin farkı mühendis bilim adamlarının yaptıkları uyguladığı yahut da yaptıkları
çalışmalardan elde edilen bulguları uygulamaya dönüştüren kişi. Yani bugün şu anda
kullandığımız ışık ses düzeni ne bileyim oturduğumuz mobilya, perde, ışık yani
çevrenize baktığınız zaman hepsi mühendislerin eseridir, hepsi ama bunu bilin.
Bizden önceki mühendis kişilerin buluş bulguları ben her zaman bunu yakınlarım beni
tanır. Biz geçmişe borçluyuz onlar bir şeyler bulmuşlar biz onlardan istifade ediyoruz.
O halde bizler de bu geleceğe bir şeyler vermek bir şeyler katmak bir şeyler bulmak
zorundayız yani benim hayat felsefem bu. Bilim adamları araştırma ile ilgilenir
birtakım bulguları olur. O bulguları işte onun için müteşebbisler var onu piyasaya
sürer gibi imkanları var. Mühendisler başlangıçta kendileri burada da şöyle bir olay
var. Tarihe baktığımız zaman geçmişe baktığımız zaman mühendislik nasıl gelişmiş
nasıl şey yapmış buraya gelinmiş. Görüyoruz ki tarihte başlangıçta mühendisler
kendileri ve gelecek nesilleri için sulama kanalları biliyorsunuz İstanbul‟daki büyük su
kanalları barajlar saraylar imparatorlar krallar firavunlar için demiyorum. Tapınaklar
her iki büyük dinde yaptığı diğer dört dinin hepsinde var ya çok büyük tapınaklar var
dünyada en büyük yapılar. Şimdi nasıl Türkiye‟de herhangi bir şehre gittiğiniz zaman
en büyük yapıyı cami olarak görüyorsanız. Avrupa‟da veya diğer Hıristiyan dinine tabi
ülkelerde hep büyük kiliseler görürsünüz çok büyük yapılar yani o şehrin en büyük
yapısı geçmişte mabetlerdir. Yollar inşaatçı daha sonraki zamanlarda mühendisler
askeri operasyonlar için kullanılmak üzere büyük kaleler burada kolaylık sağlamak
üzere aklıma gelen Anadolu Hisarıyla ile Rumeli Hisarı var İstanbul‟da tamamen
askeri amaçlı ve savaş için yapılmış büyük yapılar savaş silahlarının yapımında
sorumlu olmuşlar. Yani eğer bunlar inşaatla uğraşanlar mühendislerse kuleler kaleler
yani bina yapmışlar. Ama makineyle uğraşan kişilerse top tüfek yapmışlar
biliyorsunuz İstanbul‟daki bu toplarda bizim döktüklerimiz. Osmanlı‟da mühendisler
tarafından dökülen hatta hala şeyde var Topkapı Sarayının bahçesinde duruyor.
Şimdi efendim devam ediyoruz. Ben bu askeri olarak kullanılmış kelimesinden
birazda hem bilgi vereyim bilmeyen arkadaşlarımız olabilir. Ben İTÜ mezunuyum o
şeyin altında yazılıydı 1956. İTÜ İstanbul Teknik Üniversitesi 1773 yılında
Mühendishaneyi Bahri Hümayun olarak kurulmuş. Bahri Deniz biliyorsunuz Deniz
demek Bahri Hümayun işte Deniz Ordusu yani donanma için kurulmuş. Ne zaman?
1773‟te. 1795‟te bu Mühendishaney-i Devri Hümayun arkasından kurulmuş ve
Mühendishaney-i Devri Hümayun da topçu okulu demek. Daha sonra 1883 yılında
Hendese-i Mülkiye Mektebi olarak sivil mühendislik eğitimine başlamıştır. Bundan 4
sene önce yani ne oluyor 2006‟da bizim İstanbul‟da benim mezuniyetimin 50. yılı
törenleri yapılırken yani bütün 50 senesini doldurmuş mühendislerin törenleri
yapılırken birtakım kitaplar verdiler. Oradan aldım bu bilgileri yanlış olmasın diye.
Şimdi nasıl bir gelişme olmuş? Mühendislere sağlanmış olan yeni malzemeler yani
bu askeriye ve yahut da sivil veya yeni malzemeler sağlanmış mühendislere.
Mühendisler kendileri de yani malzeme bulmuş icat etmiş olabilir bilim adamları da
bulmuş olabilir. Ama yeni malzemeler ve yeni teknolojiler çok çok büyük imkanlar
sağlanmış mühendisliğin gelişmesinde. Mühendislikte 20. yüzyıl başında çok büyük
gelişmeler olmuş. O kadar ki biliyorsunuz 68‟deydi galiba bunlar hep mühendisler
sayesinde çok büyük denizaltılar, nükleer silahlar olmuştur.
3
Mühendisliğin çalışma alanı nedir hayatında
hangi süreçlerle karşı karşıya kalacaktır?
Soldaki tablo mühendislik, bilim, matematik
MÜHENDİ
HENDİSLİ
SLİK SÜ
SÜRECİ
RECİ
MÜHENDİ
N ORTAMI
HENDİSLİĞİ
SLİĞİN
ve iş dünyasıyla çok iç içe olan bir meslek
yani siz bilimi bir kenara atamazsınız
matematik de öyle iş dünyası da öyle. Şimdi
kişilere göre seçtiğiniz konuya göre o
oranlar değişik, kiminin hayatında bilim %5%10 ama akademik kariyer seçerse %100%80 ama kiminin hayatında iş dünyası
birincil planda tamamen işi mesela bina
Mühendislik, bilimle, matematikle ve iş dünyasıyla (ekonomi ve teknoloji) ile iç içedir.
yapmak, müteahhitlik, yol bunu seçtiği
zaman yahut birinin yanında çalıştırmak o
zaman iş dünyasında. Matematik ise her zaman karşınızda olan bir şey hele en basiti
bir para almanız hesap yapmanız için matematikte çok dört işlem ama biraz daha
derinliğe indiğiniz zaman daha derin matematik bilmeye ihtiyacımız var. Şimdi bu
mühendislik ortamı; mühendislik, matematik ve ekonomiyle iç içe özellikle teknoloji bu
teknoloji konusundaki ilişkilerin yani mühendisin mutlak suretle teknolojiye açık
olması lazım ki biz maalesef teknoloji üreten bir ülke değiliz. Çok basit birkaç şey
söyleyelim size. Aynı konularda biz teknoloji üretiyoruz. Ama teknoloji üreten ülkeler
mühendisleri çok kolay gelişiyorlar. Zaten kendi lisanlarını kullandılar birde biz lisan
öğrenmek zorundayız. Şimdi mühendislik sürecinde neler var? Şimdi mühendislik
süreci şöyle toplum mühendisten bir şey istiyor. Bir atılımcı diyor ki ben şöyle bir
yatırım yapmak istiyorum. Bu yatırım bir fabrika olabilir ne diyeyim bir kanal inşaatı
olabilir bir otel inşaatı olabilir ona benzer bir yatırım. Peki, bu yatırımı yapabilmesi için
ona yol göstermemiz lazım ne diyoruz. Diyoruz ki önce bakım ve fizibilitesi yapılıyor.
Fizibilite çalışmaları çok ince bir çalışma fizibilite yapabilmek için çok geniş bilgiye
ihtiyaç var. Piyasa bilgilerine ihtiyaç var ne bileyim yani yapılar hakkında o işin
teknolojisi hakkında çok bilgi olmadan onun fizibilitesini yapmak mümkün değil.
Fizibilite yaptığınızı düşünelim ve uygulanabilir olduğunu da kabul edelim. Yani
fizibilite çıkmazsa yaptığınız çalışmalar diyoruz ki bu yatırım yazık olur zarar
edersiniz vazgeçin. Ama fizibilite çıkarsa siz bunu 5 senede anons edersiniz bu da
çok büyük bir olay. Yani mesela bir İstanbul Köprüsü 3 senede 5 senede amorti
edebiliyor kendisi yani yatırdığınız parayı geri alamıyorsunuz. Ama ne bileyim bir otel
inşaatı belki 8–10 senede başka bir inşaat hele kamuya dönük bir yatırım ise 20–21
mesela metro inşaatı bugün hiç fizibilitesi olmayan bir yatırım. Ama bir hizmet olduğu
için ister istemez ona dönülüp gidiliyor başta endirekt etkenler nedeniyle ama mesela
elektrikle çalıştığımız halde kirli bir temiz bir ulaşım suretli bir ulaşım güvenli bir
ulaşım onun için metro tercih ediliyor. Ama hiçbir zaman fizibilite çıkmamış. O yüzden
zamanı gelince daha detaylı anlatırım. Çünkü o konuda epeyce tecrübelerimiz var.
Şimdi demek ki fizibilite olduğu zaman ne yapıyoruz? Karar veriyoruz. Karar verirken
ön çalışma yapıyoruz. Ön çalışma ön proje diye adlandırdığımız kısım bunlar resim
olarak düşünürsek mesela 15–20–25–30 işin büyüklüğüne göre bir resim çıkıyor
raporlar hazırlanıyor. Ayrıntılı tasarım ise yani ona karar verildiyse ön pazarda bazı
alternatifler özenle getiriliyor. Ön tasarıda mesela barajı ele alırsak işte kaya mı
yapılsın, alüvyon dolgu, baraj mı yapılsın, beton dolgu baraj mı yapılsın veya
betonarme baraj mı, kemer baraj mı yapılsın kararı verildikten sonra da uygulama
projeleri yapılıyor. Orada projenin 20–30–50 katı daha bir detay projesi oluyor. Sonra
olaylar kendi içinde gelişiyor.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ, 06 Nİ
NİSAN 2010
İSTEK
(FARKLI
SEÇENEKLER)
BİLİM
SEÇİLEN
MATEMATİK
(DETAY)
MÜHENDİSLİK
(SÜREKLİ)
İŞ DÜNYASI
(ÜRÜN-KALİTE)
(ŞEBEKE)
(SERVİSLER)
TEKNOLOJİ
(VE PAZARLAMA)
9
4
Üretime geçiliyor tabii bu dizi sadece inşaat mühendisliği için değil diğer makine
mühendisleri oto üretimi gibi düşünürsek üretime geçiyoruz. Üretimde ürünün kalite
kontrolleri var. Yaptığınız bir ürünün pazarlaması dağıtım şebekesi onların servisleri
bakımları satış ve sürekliliği sağlamak için de reklam. Reklam bizde son zamanlarda
son 15–20 senenin içinde belki geçti ama gelişmiş ülkelerde bir kez daha neredeyse
%20‟sini ücretini reklam masraflarına ayırıyor bizde maalesef bunlar yok. Araştırma
geliştirmede öyle biz araştırma geliştirme %2‟lerde 3‟lerde ama diğer gelişmiş
ülkelerde çok çok büyük rakamlar yani. Evet. Şimdi ben hani mühendisliği biraz şimdi
toplarsam hangi konularda mühendislik var?
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ, 06 Nİ
NİSAN 2010
GENEL MÜ
MÜHENDİ
HENDİSLİ
SLİK ALANLARI
•Bilgisayar
• Fizik
•Meteoroloji
•Nükleer
•Deniz ve Gemi
•Petrol
•Elektrik
•Tarı
Tarım
•Elektronik
•Uzay
•Endü
Endüstri
•Çevre
•İnşaat
•Harita ve Kadastro
•Kimya
•Elektronik ve Haberleş
Haberleşme
•Makine
•Tekstil
•Metalurji ve Malzeme
•Kimya
•Maden
•Havacı
Havacılık
1
0
Burada genel olarak isimler yazdım bir
sonraki sayfada o isimlerin detaylarını
göreceksiniz. Örneğin burada sadece inşaat
mühendisliği yazılı halbuki inşaatın çok
değişik konuları var makine mühendisliğinin
de öyle. İşte bilgisayar yazmışız fizik, kalite,
kadastro, elektronik, tekstil, kimya, havacılık
bunla ilgili 22 tane mühendislik konuları var.
Bunların
hangi
üniversitelerde
hangi
programdan olduğu da başka bir tablo biraz
sonra göreceğiz.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ, 06 Nİ
NİSAN 2010
Bu tabloda aşağı yukarı Türkiye‟de ne kadar
mühendis var şu anda onu amaçlayan bir tablo. Biz
odalarla temas ederek odalardaki mühendisliğin
kayıt sayısını yani tespit etmeye çalıştık. Doğrudan
da Türkiye‟deki mühendisliği geçmeye çalıştık fakat
herkes odaya kayıtlı değil Türkiye‟de biliyorsunuz.
Orada da bir kayıt vardır yani bu tüm odalardaki
mühendis sayısı 309 bin 310 bin civarında bir şey
gözüküyor bu rakam biraz daha mühendislik sayısı
odaya kayıt olmayıp da ama odaya kaydı olmayan
kişide faaliyetini devam ettiremiyor onu da söyleyeyim. Yani bu rakam gene faal olan
yani siz bir yere artık bir yere ihale teklifi verecekseniz odaya kayıt olmak
zorundasınız o belgeyi ihale dosyasına koymak zorundasınız. Dolayısıyla
otomatikman çalışan faal olan mühendisleri gösteriyor yahut o zaman herhangi
belgesi ya da yayından alabilmek için gelip kayıt
olmanız lazım.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ, 06 Nİ
NİSAN 2010
TÜRKİ
RKİYE’
YE’DE ODALARA KAYITLI MÜ
MÜHENDİ
HENDİSLERİ
SLERİN ÜYE SAYILARI
İnşaat Mü
Mühendisleri
76 015 Üye
Çevre Mü
Mühendisleri
4320 Üye
Elektrik Mü
Mühendisleri
41 301 Üye
Maden Mü
Mühendisleri
13 251 Üye
Gemi Makineleri İşletme
İşletme
Mühendisleri
1199 Üye
Gemi Mü
Mühendisleri
2700 Üye
Gıda Mü
Mühendisleri
11 000 Üye
Harita ve Kadastro
Mühendisleri
11 000 Üye
Fizik Mü
Mühendisleri
1858 Üye
Jeofizik Mü
Mühendisleri
Maden Mü
Mühendisleri
Tüm odalar toplam üye
4179 Üye
13 251 Üye
309 952 Üye
1
1
TÜRKİ
RKİYE’
YE’DE ÜNİVERSİ
VERSİTE, FAKÜ
FAKÜLTE VE PROGRAMLARLA İLGİ
LGİLİ BİLGİ
LGİLER
Burada başka bir tablo var bu tablo da toplam
üniversite sayısı 72 olarak gözüküyor. Bu tablo
2005 senesindeki bir sempozyumdan alınmış.
Televizyonda izlediğim bir konuşmada Türkiye‟de
biliyorsunuz her ile bir üniversite kurulma sözü
verildi ve o tamamlandı gibi geliyor bana. Ayrıca bir
ilde birkaç üniversite dikkate alırsak en az sivil 100
civarında üniversite var gene televizyonda
öğrendiğim askeri olarak da kurulu olan üniversiteyi dahil edersek 115–118–120
civarında üniversite var şuanda Türkiye‟de ve toplam öğrenci kontenjanı da aşağıya
(AKŞAM)
TMMOB Mü
Mühendislik Eğ
Eğitimi Sempozyumu 2005,
Mühendislik Lisans Eğ
Eğitimi ve Baş
Başarı
arı Ölçütleri,
çütleri,
Muhsin Tunay Genç
Gençoğlu,
lu, Eda Genç
Gençoğlu
1
2
5
çıkarmışız burada birinci öğretim kontenjanı ikinci öğretim kontenjanı bu gündüz
devam edenler akşam devam edenlerle ilgili bir sayı 30 bin 32 bin belki de kapasite o
civarda belki biraz daha artmış olabilir. Ama şunu görüyoruz ki toplam kapasitenin
%15‟i ikinci bir öğretime Türkiye‟de. Bu güzel bir şeydir. Yani bu 1900 şura bura 65
senesinde bugünkü Gazi Üniversitesi‟nin talebeleri burada yok benim bir
arkadaşlarım gitti. Gündüzleri bizim büroda çalışıyordu 60–65–70 akşamları da
Yükseliş Yüksekokuluna geliyordu çalışıyordu. O zaman sonra üniversite filan
olmamıştı sonra o gelişe gelişe Gazi Üniversitesi oldu şu anda. Yani o şekilde
yetişmiş çok da insan var yani gündüz çalışarak gece okuyanlar.
Bir diğer tablo Türkiye‟deki mühendis
programları var bunların üzerinde fazla vakit
kaybetmeyelim. Çünkü aşağı yukarı bir
toplama gideceğiz amacımız oydu. Hangi
bölümde kaç kapasite var. Toplamda 27 bin
400 ila 31 bin kapasite demin ki yukarı da
bir
önceki
tabloda
hemen
hemen
eşdeğerdir. Bunları ne için anlattım Türkiye
nerede, dünyada nerede bunun için
anlattım. Şimdi Türkiye‟nin nüfusu 72.9
milyon almışız Türkiye‟de ortalama her 235
kişiye bir mühendis düşmekte Avrupa
nüfusu 822 milyon bu Avrupa Birliği‟nin son 27 üyelik kısmı 3.5 milyon mühendis
yaşamakta Avrupa ortalama her 235 kişiye bir mühendis düşmekte. Hani bunu
disiplinlere bağlı olarak ayırdığın zaman karşınıza değişik rakamlar çıkıyor. İşte
bazıları da makine mühendisliği öne geçiyor bazen inşaat mühendisliği öne geçiyor.
Bir diğer bilgi de Amerika‟da 2002 yılında bir yazı bulabildim. 1 milyon üzerinde
mühendis var ve onu da 250–280 milyon kabul edersek yani 250–280 kişiye bir
mühendis düşüyor. Bu da şu oluyor ki demek ki bizim Türkiye‟deki mühendis sayısı
fena değil. Kalite çok çok önemli bir şey şimdi bir bu, ikincisi bu rakamlar Avrupa
ortalaması bizi yanıltmasın Almanya‟da 90 bine iner, Fransa‟da belki 90–95 olur.
İngiltere‟de de öyledir tabii Avrupa Birliği‟ne sonradan katılan hani bizi almıyorlar ama
Bulgaristan‟ı aldılar biliyorsunuz Arnavutluk‟u aldılar bilmem Macaristan‟ı onları
düşündüğünüz zaman ortalama onun için 230 bine çıkıyor. Yoksa biz yine iyi
durumdayız diyebilirim. Mühendisin sorumluluğu diye bir başlık atmışım ama burada
6 madde yazdım. Bu maddelerin üzerinde kısa kısa bunları mutlaka biliyorsunuz
arkadaşlar önemli olan bunları derli toplu bir kere daha dinlemek. Bakın mühendisten
istenilenler nedir? Mühendisten fonksiyonel çözümler istenir. Ne demek fonksiyonel
çözüm? Yani gelişi güzel bir tasarı bir taslak duvara asılan bir resim değildir.
Mühendisin yaptığı iş uygulanabilen bir iş olacak eğer bu mimari bir işse mimari bir
programı vardır. Diyelim ki bir yönetim binasıysa bu yönetim binası işte genel müdür
odası genel müdür yardımcıları odası servis hizmetleri diğer bir işçi grubu varsa 120–
150 işçi bunların giyinme soyunma yerleri, yemekhane bir programa göre bir iş yapar
yaptığı iş bu fonksiyona uymalıdır. Eğer teknolojik bir yeri ise verilen yani bir fabrika
ise bir çimento fabrikası ise amaç nedir? Çimento üretmektir. Eğer bir bakır fabrikası
ise bakır üretmek, çelik fabrikası çelik üretmek, şeker fabrikası şeker üretmektir.
Mühendis bunların içinde bir fiil rol oynayan bir kişidir. Buna dikkat edin böyle
herhangi bir insan değilsiniz yani bir iş bir şey üretiyorsunuz. Sizden sonrakilere bir
şey bırakıyorsunuz ve en direkt olarak topluma faydalı oluyorsunuz.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ, 06 Nİ
NİSAN 2010
1
3
6
Yani benim bu konuşmamın bütün amacı sizlere bunu anlatmak yani mühendisliğin
kıymetini bilin pozisyonunuzu bilin hakkınızı arayın. Çünkü biz birtakım sıkıntılar
çektik bunları siz çekmeyin esas olayı bu yani konuşmanın esas konusu bu. İkincisi
yaptığınız iş mutlaka güvenilir olmak durumunda ben statikerim. Statik olarak
depreme dayanıklı, mutlaka kendini taşıyan ayakta duran depreme dayanıklı bir yapı
yapmak zorundayım. Yani o Hammurabi Yasaları 4000 sene önce boşuna koymamış
adamlar. O yasalarla piramitleri inşa etmişler yani böyle şey değil ve bu ne derece
uygulanıyor nasıl denetleniyor o ayrı bir konu. Ekonomik çözüm gerekiyor. Yani
mühendis ekonomik çözüm getiremiyorsa o zaman uygulamazlar zaten. Yani yatırım
yapan kişi kardeşim sen yapamıyorsan ben arkadaşa yaptırdım o daha ekonomik
dediği zaman mühendis ne yapar çok müşkül durumda kalır. Mutlaka optimum
çözümler bulacağız. Bu demektir ki ekonomik yapıyı yok diye içinden demir
çalmayacağız. Demirleri doğru koyacağız yasalara uyacağız. Estetik çözümler basit
gibi görünüyor ama öyle değil yaptığımız iş mimar olsun, mühendis olsun mutlaka
göze hitap etmesi lazım bir sanat eseri olması lazım. Çevreye duyarlı projeler; bu da
çok önemli hele bu son zamanlarda biliyorsunuz bir yatırım yapabilmeniz için ÇET
Raporu almanız lazım. Çevreye Duyalı Proje şu demek örneğin bir turistik tesis
kuruyorsunuz. Turistik tesisin atık suyunu bir nehre atamazsınız ve yahut da denizin
herhangi bir kenarına veremezsiniz. Mutlaka ne yapmamız lazım onu arıtıp temizleyip
ondan sonra denize veya nehire vermemiz lazım örneğin. Bir bakır veya çelik
fabrikası kuruyorsunuz ve bunun tabii gazları çevreye çok çok zarar veriyor onu bilin.
Artvin‟de bir sülfürik asit tesisinin yıkılması için görevlendirilmiştim. İnanamadım
gözlerime Artvin‟e kadar yemyeşil yani o Karadeniz‟in yeşilliğini biliyorsunuz dünyada
sayılı yeşillerden rengarenk bir yeşil, Burdur‟a geliyorsunuz asit fabrikasına
yaklaşıyorsunuz bütün ağaçların dalları bakır rengindir aynı ondan sonra tabii eriyip
çürüyüp çöküntü demek ki çevre duyarlı projeler olacak. Efendim bir konu var bunu
ben ilave ettim. Diğer beş konuyla birlikte her birimde olan bir yaşamınız boyunca
karşılaşacağınız bir konu olduğu için ilave ettim. Tüm çalışmalarda tarafsız
davranacaksınız ve ulusal uluslararası etik kurallara uymak durumundasınız. Bakın
burada iki konu var bir tarafsız davranmak. Şimdi taraflı davrandığınız zaman siz
taraf oluyorsunuz bir karşı tarafa ya bir fayda sağlamış oluyorsunuz ya zarar vermiş
oluyorsunuz. Buna hakkınız yok. Mühendis objektif, tarafsız, ekonomik yatırım yapan
kişi olacak. Birde etik kurallara uymak burada çok büyük sıkıntılar çekeceksiniz
hayatınız boyunca bununla karşılaşacaksınız. Mühendisin şu alışkanlıkları elde
etmesi lazım araştırma geliştirme alışkanlığı, olaylara yaklaşım biçimi hep olumlu
olacak bu yazmıyor ama olayları hep çözebilirim diyerek yaklaşacaksınız yoksa ya bu
iş zaten olmaz yapmadan bu işte yokum dediğiniz zaman daha başında pes
ediyorsunuz. Analiz yapma yeteneği işi kısımlara bölümlere ayırarak analiz
yaparsanız çok daha kolay çekersiniz ve bu analizleri tabii iş yönettiğiniz zaman çok
lazım olacağını bileceksiniz. Çıkan sonuçları irdeleyeceksiniz irdelenmesi bu da şu
biliyorsunuz son dört beş sene içinde computer tabii Türkiye‟de belki 20 senedir tam
aktif durumda ama başlangıcı 50 senesi oldu artık computerin. Şimdi computerdan
çıkan sonuçları aynen kabul ederseniz ilerde datada bir hata varsa, sistemde bir hata
varsa, modelde bir hata varsa çok büyük yanılgılar içine bile düşebilirsiniz. Bu
sonuçları mutlaka doğru değerlendirebilmeniz için de daha önce bu işi bir iki defa
yapmış kişilerden ya temasınız olacak ya benzer araştırmalar projelere bakacaksınız
ve yahut da genel kontroller yapacaksınız. Yani burada sonuçların irdelenmesi
sadece bilgisayar için değil bütün aldığınız kararlarda ve araştırmalarda önemli.
Tarafsız veya objektif olacaksınız onu daha önce söylemiştim. Taraf tuttuğunuz
zaman siz taraf olursunuz.
7
Verilen kararından emin olacaksınız verilen kararın arkasında duracaksınız bu da çok
önemli hem sizin kişiliğinizde önemli hem mesleğinizde önemli. Ben burada bir şey
ilave etmişim bilgi en güçlü silahtır diye. Ben bunu şöyle düzeltmek istiyorum aynı
zamanda silahtır silah kelimesini sevmiyor. Bilgi en güçlü araçtır yani bundan daha
güzel bir söz olamaz diye düşünüyorum. Şimdi efendim konu hemen hemen bitiyor.
Şimdi bu konuda deneme geliştirme yanılma diye bir başlık atmışım. Burada bütün
bu sözlerinin içinde olayı irdeliyorsunuz yani araştırma geliştirme noktasını. Araştırma
olsun geliştirme onun tekrarlanması falan yeni modeller ilave edilmesi ve yanılma
demişim. Araştırma geliştirme şunu nasıl demişim deneme deneyim denetim şöyle bir
yazım var. 3 Dev diye bir yazı yazmışım 2002 senesinde Türk Müşavirler Birliği
Dergisidir inşallah sizde bu dönemlere geleceksiniz. Bakın Teknik Müşaviri diye bir
yayınımız var her ay çıkan çok çok güzel teknik yazılar vardır. Oraya girebilmek için
en az 12 sene veya 13–15 sene belirli bir mühendislik konusunda bakın bir diploma
almışsınız 15 sene efendim hiç mühendislikle uğraşmamışsınız bu derneğe üye
olamazsınız. Mutlak surette kendi mesleğinizde mühendislik dalında mimarlık dalında
15 sene veya 12 sene çok iyi bir tecrübe sahibi olduğunuz kişi iki kişi tarafından
önerilerek derneğe alınabilirsiniz böyle de bir yayınımız var. O yazının içinde çok da
güzel bu araştırmadır onun için onu getirdim bıraktım. Şöyle demişiz bu konuda çok
şey söylenebilir ancak özet aşağıda kısaca açıklanan bilgiler ortalama değer şeklinde
verilmiş. Deneme her sorunun çözümünde kullanılabilir sloganımız Ama Zaman Bizi
Sınırlar Çünkü Ekonomi ve Zaman çalışma sırasında belirli hatalarla karşılaşılması
doğaldır. Bakın buradan bir şey okuyorum. İnsanların hata yapması onların doğal
zayıflığıdır, yani her insan hata yapar normaldir. Ama bunları bir daha yapmamak için
tecrübe edin. Yani hata yapılmaz diye şey yapmayacağız. Hata yapan kişilerde
davranışımız bu zihniyet içinde olacak yani bir daha hata yapmamasını sağlamak
lazım deneyim usulsüz bir öğretmen bu da güzel bir söz. Evet, bana sizin elinizde var
artık onu fazla okumayalım. Birde şöyle güzel bir söz var unutmayalım ki fırsatlar
sınırsız değildir fırsatlar zemin ve zamana göre değerlendirilmelidir. İşte mühendislik
burada başlıyor diyelim. Yani elinizdeki yasal bilgiler standartlar hocalarınızdan
aldığınız bilgiler kitaplardaki diğer bilgiler ve işte hayatta edindiğiniz bilgilerle siz bir
karar veriyorsunuz o fırsatı değerlendiriyorsunuz. O fırsat doğru karar verilir ise ilerde
onun faydasını göreceksiniz.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ, 06 Nİ
NİSAN 2010
Bu resim slayt Suudi Arabistan Yamama
Çimento
Fabrikasında
homojenizasyon
ünitesidir. Ne demek homojenizasyon;
homojen haline getirmek demek. Şimdi
çimento sanayi bizim en az 6 tane
semptomun
çimento
fabrikası
yaptık
Türkiye‟de bu Yamama yedincisi oluyor öbürü
Uranik Mekke civarında o da sekizincisi,
demek ki 8 tane çimento fabrikası projesini
topraktan tümünü kurmuşuz. Yani burada
inşaat mühendisliği de var, makine mühendisliği de var, elektrik mühendisliği var,
mimari var alt yapısı var ne bileyim yani yolları var, peyzajı var. Onun için oraya o
gözle bakmak lazım sadece bunu bir çelik projesi sadece ne bileyim 2000‟le
hesaplanmış yahut da ikisiyle de çizilmiş bir proje olarak görürseniz o zaman olay çok
basitleşir. Onu yapan arkadaşlarımız var yapıyorlar. Sizler de öğreneceksiniz eğer
bilmiyorsanız o da bir problem değil.
UYGULAMALARDAN BAZI ÖRNEKLER
SUUDİ
SUUDİ ARABİ
ARABİSTAN YAMAMA ÇİMENTO FABRİ
FABRİKASI
HOMOJENİ
HOMOJENİZASYON ÜNİTESİ
TESİ
Çap : 107,8 m. Yü
Yükseklik : 34,5 m. Depo Kapasitesi : 85 000 Ton Çelik
tonajı
tonajı : 620 Ton
20
8
Bir programı iyi öğrenmek yani bunun programını iyi öğrenmek onun için çözüyor
ama öyle değil. Bir çimento fabrikası yapmak demek bir diğer çimento fabrikası bütün
mühendislik sorumluluğunu üzerine almak demek çok ciddi bir olay çünkü içinde
çimento fabrikasının içinde nasıl anlatayım birtakım önce statiği ilgilendiren, ulaşımı
ilgilendiren iletişimi ilgilendiren olaylar var. Şöyle ki bir hammaddeyi araziden
alıyoruz. Onu belirli oranlarda karıştırıyoruz tabii o kimya mühendislerinin
araştırmacıların görevi işte şu oranlarda şöyle karıştırıyoruz şu nerede unu
öğütüyoruz. O bölümlerden belirli noktalara taşıyoruz onlar da korunuyor dediğimiz
biliyorsunuz yatay eğik taşıyıcılar konvör şeyine göre tipine göre 17–18 derece
eğimle malzeme taşıyan lastik konvörler zincirli konvörler daha dik eğimle malzeme
taşıyabiliyor kovalı konvörler var elevatörler var bunlarla hepsini biliyorsunuz.
Havalandırma gerekiyor hava ihtiyacı var, sıcak su ihtiyacı var, soğuk su ihtiyacı var,
çimento çok karışık yani şeyin içinde sanayi tesisleri içinde zor bir bölümdür. Şimdi
bizim projelendirdiğimiz şöyle kabaca anlatayım çimento fabrikaları, şeker fabrikaları
Türkiye‟de 13 vilayette kuruldu. Sonra onları başlıklarını kesip artık ne telif hakkımız
var ne bir şey başka şehirlerde başka ülkelerde bunlardan bir tanesi de Türki
ülkelerden kuruldu. Tekstil fabrikaları tekstil fabrikaları en az 13–15 tane değişik gıda
fabrikaları yani onların fazla önemsemiyorum onların yapıları küçük oluyor. Ama ağır
olan gerçekten zor olanlar çelik fabrikaları ve maden fabrikalarıdır. Karadeniz‟in
Samsun ilinde bakır fabrikası vardır Karadeniz Bakır İşletmelerinin Anonim Şirketinin.
Bu tesis 1972–73 yıllarında başladı kurulmaya. İlk defa 13.500 ton yıllık kapasiteyle
kuruldu. Daha sonra aradan 15–20 sene geçtikten sonra ne oluyor 80‟lerde bu
fabrika 35 bin ton yıllık blister bakır üretiyor şu anda Türkiye‟nin tek fabrikası blister
bakır da şu demek %99.99 saflıkta bakır üretiyor. Biliyorsunuz computer sanayinde,
elektrik sanayinde, elektronik sanayinde bakır kullanılıyor çok hassas bir malzeme
yani altından sonra en iyi en güvenli şey maden tabii bu topraktan çıkıyor. Toprağı
alıyorsunuz tenör dediğimiz bir olay var içindeki maden miktarının toprağa hacme
oranına tenör diyoruz. Mesela 1 m3‟te 1 gramsa 10 binde 1‟i olur diyelim mesela
tenörün olayı bu. Bir insanlar için tesisi kuruyoruz. Yani insanların barınması gerekli
büro ofis gibi yapılar var, birde makinelerin barınması için siz makineyi o kadar
kıymetli o kadar yüksek fiyatlı ki o makineler onları açıkta bırakırsanız beş on sene
sonra iyi çalışamaz hale gelir paslanır şu olur. Yani onlarda mutlaka örtülüyor yapılar
var. Birde bunların temelleri var. Çünkü bunlar dinamik etkilere sahip ağır yapılar yani
yatay düşey kuvvetler veriyor. Birde kendilerinin belirli kodlarda olması lazım diyelim
mesela 20 metre yukarıda 25 metre yukarıda ne olur o zaman deprem kuvvetleri gelir
yapıyı etkileyen makineden dolayı. Çapı 107.8 metre, yüksekliği 34.5 metre olan bu
çelik konstrüksiyonun alttan görünüyor resimde. 11–10.5 metre kadar galiba kısmı
betonarmedir. Bu iş alındığı zaman bu yapı yere kadar çelikti toprağa kadar çelikti ve
birden bire Çin‟i düşünün dünyaya etkisini ilerde çok daha etkili olacak. Şanghay
Şehrine ben gittim gördüm. Şanghay şehrine on senede Manhattan bilirsiniz şeyden
New York‟un bir parçasıdır o hale getirdiler. Hep yüksek yapılar hep yüksek yapılar
ve dünyada ne kadar çelik varsa Çinliler toplayınca çelik fiyatları birden bire iki üç
katını buldu. Dediler ki bunun hiç olmasa bir kısmını betonarme yapalım.
Yapabileceğimiz kısmı alttan 10 metresini betonarmeye çevirdik. 620 ton çelikle şey
yaptık bitirdik bunu. Bunun 800 ile 900 tondan aşağı yapılamayacağına dair başka
firmada yani yurtdışından bazı hazır şeyler aldık Meksika‟dan mesela bize geldi
örneğin. Çok değişik bir sistemle ama üçgenlerden itibaren çubuklar çok çok güzel
çok birer metre çubuklar bu çubukları ekliyorsunuz hop bu kubbe meydana geliyor.
Adam öyle bir şey almış sistem yapmış. Hani uzay çatı diyoruz ya böyle bir şeyin
kürenin sekiz dokuz noktasından çubuklar ekliyorsunuz.
9
Böyle bir kubbe gelmiş ama adam 9 bin ton vermiyor Meksika‟dan gelecek şu bu
falan diye bunu biz böyle kendimiz bildiğimiz sistemle 620 tonla bitirdik. Çok çok zayıf
çok hafif bir sistemdir eleman yüksekliği 65 cm‟dir burada. Yani korkarsınız altına
girseniz ben açılışına gittim. Malzeme ilk malzeme dökülürken fotoğrafları çekildiği
şeyler çok şükür Allah‟a şu anda burada
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ 06 Nİ
NİSAN 2010
ayakta duruyor kaç senedir böyle bir yapı.
Şu gördüğünüz karede içeriye konvör
VARONEJ / RUSSIA ALIŞ
ALIŞ VERİŞ
VERİŞ MERKEZİ
MERKEZİ (2008)
giriyor. Konvörden malzemeyi içeriye depo
ediyor. 85 bin ton malzeme, malzeme
dediğimiz clickler yani hammadde burada
kapalı kalıyor. Malzemenin fırına girerken
yani fırında kavruluyor ya çimento öyle bir
madde
değil
yakılıyor
kavruluyor
kavrulduktan sonra değirmenlerden belirli
bir incelikli geçiriliyor onun da çok özel
standartları
var.
Bu
fırına
giren
malzemenin ıslak olmaması gerekiyor
bakın dikkat edin. Islak olduğu zaman birde fırında bunu kurutmak için zaman
kaybediyorsunuz ve yahut da enerji kaybediyorsunuz. Onun için mutlaka üzeri
örtülüyor. Yani bu kadar masrafa ne gerek var hatta sen kalkmışın suyla ilave ıslatıp
bunu yapmışsın camii yapsaydın filan diyenler de oldu. Yani şimdi onlar kubbeyi
seviyorlar. Burada bilgiler var Suudi Arabistan‟da Riyad Şehrinde. Riyad Şehri
deyince hatırladım. 70 dereceye kadar sıcaklık burada oluyor çelikte olduğu için
burada o sıkıntımız oldu çok özel bir detaya girersek bitiremedim bunlardan 12–13
tane var. 70 derece ısıyı benim statik hesaplarını almam gerekiyor. Çünkü şey çölün
ortasındasın 70 derecelik ısı oluyor. Burada C3-C4-C5-C6 diye şeyler görülüyor
üniteler onlar geçmeden önce bizim şeyimiz homojenizasyon ünitesi C11 ünitesi yani
bu ciddi büyük bir şeydir tesistir ve bundan yalnız şehirde Yamama‟da 10 tane var
yan yana. Yani 10 tane fırın var fırınların kapasitesi genellikle yılda 1 milyon tondur.
Bu tesis 10 milyon ton yıla göre şey yapıyor üretim yapıyor. Tabii şimdi Irak mahvoldu
biliyorsunuz çimentoya ihtiyaç var. Şimdi bizde de yeni çimento fabrikaları kurulabilir
ve yahut da şu kriz nedeniyle biraz duraklama oldu Afganistan bir taraftan öyle. Yani
yeniden dünya kadar çimento ihtiyacı doğacaktır. Efendim bu tesis Voronej Şehrinde
Rusya‟da Voronej Şehri Moskova‟yı gözünüzün önünde canlandırırsanız haritada
onun battığı güneyde rastlayan bir yer 300 km civarında Moskova‟ya. Bu şehirde biz
bir alışveriş merkezi projesi yaptık. Bunun mimarisi de bize ait şu anda onları bitirmek
üzereyiz onun detayını biraz göreceğiz. Sol taraftaki yapı 26 metre kat yüksekliğinde
26 katlı bir yapı diğer basit olan yapı 11 katlı olması lazım evet yazmamışız alışveriş
merkezi 11 katlı toplam inşaat alanı da 150 bin metre kare. Bunu niye koyduk şu
açıdan koyduk. Rusya‟da iş yapabilmeniz için Rusya‟ya proje kabul ettirmeniz pek
kolay değil. Yani mesela Avrupa Birliği‟nde bundan sonra proje kabul ettirmeniz kolay
değil fakat hiç olmazsa karşınızda İngilizce bilen ve yahut İngilizce yazılmış
standartlar da kullanabileceğin şeyler var Rusya‟da öyle değil. Rusya‟da Rusya
standartlarına göre iş yapacaksınız projelerde Rusça. Buna girdiğimiz zaman çok
zorlanıyoruz. Bizler projeyi İngilizceyi yapıyoruz Rusçasını çok iyi Rusça bilen
mühendis ya Türkiye‟den ya Rusya‟dan bulup onlara yazdırıyoruz oldukça
zorlanıyoruz. Bir de standartlar çok farklı yani bizde örneğin 50 kg/m2‟de rüzgar yüklü
şeyde ilk 800 metrede bizim şartnameye bakarsanız orada 27 kg. Bizde kar yükü
biliyorsunuz yüksekliğe tabiidir ne bileyim yani Ankara 75 işte deniz kenarları 0‟dır
ama bunu başka konuşmalarımda söyledim aman arkadaşlar 75 kilogramın altında
23
10
kar yükü almayın siz. Adana‟da proje yaptığınız zaman gene 75 kg alın çünkü bu
hataya düşüp çok çatılar çöktü. Bunlardan bir tanesi de Artvin‟de bir çatı çöktü biraz
önce konuştuk arkadaşlarla o konuya gelince ondan bahsederiz. Yani Artvin
Karadeniz‟in en çok o civar kar yükü alan bir bölgesidir. İçinizde o civarda yaşayanlar
varsa bilir. Bu Doğu Karadeniz‟de yoğuşma var nedense ciddi kar yağıyor. Yani 150–
180 kg neyse tabii meteoroloji kayıtları ona göre hacmini almak zorundayız.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ 06 Nİ
NİSAN 2010
Şimdi burada enteresan bir yapı size
göstereceğim. Bu yapı bu otel The Marmara Otel
Antalya Otelin tümü ama bizim yani Tabak‟ın
projesini yaptığı sadece bu yapı öbür yapının
projesini başka bürolar yaptı, bunun özelliği de su
içinde yüzmesi ve dönmesi yani otel bu blokla şu
blok bir sonraki slaytta detayı var. Otelin kendisi
238 oda, 692 yataklı, 212 lüks oda ranza, 36.500
m2 fakat bizim yaptığımız kısım oteli dünyadaki
diğer otellerden ayıran tarafı ise 24 süit bunlar 3
katlı olsa dedik 8‟er tane 4 kattan olsa 6‟şar tane bir katta çok lüks odalar yani gecelik
500 dolar bu yapı dönüyor. Bizden döner otel istendi hizmete girecek. Yani döner
otelin şimdi sabahleyin yahut akşam yatarken denize bakıyorsunuz sabahleyin
uyanmışsınız sizin oda Toros Dağlarına karlara bakıyor bütün lüksü bu. Alttan
okuyoruz döner otel bölümü dört kat betonarme yapı sistemi betonarme karkas
çelikle dört kat yani sekiz katlı bir otel bu dört katı toprak üstünde dört katı toprak
altında olan kısmı şöyle dönüyor arkadaşlar bakın. Ben şöyle bir havuz yaptım daire
şeklinde şu da otelin üst katı şunun dört katı otelin içine giriyor. Bu da bunun içinde
dönüyor. Yani şöyle bir şey ve bu şunun dış kısmıyla bunun iç kısmı arasında topu
topu 80 cm su var, şunun dibinde de 30 cm su var. Yani şunun tabanıyla bunun
tabanı arasında topu topu 30 cm su var. Bileşik kapları hatırlayın şurada Bileşik kapta
incecik boru gösterilir biliyorsunuz öbür tarafta büyük bir kazan altında da bir şeye
bağlarlar. 1 cm2 kesimdeki bir boruyla bağlanır. Tabii bu aşağıdan o alan kadar alan
çarpı o suyun basıncı kadar su hazneye kadar çıkar. Yani sahada su seviyesi ne ise
belki sürtünme kaybı olabilir çok düşük bir kayıp ama ikisi aynı seviyeye gelir. İşte bu
özelliğinden istifade ederek bunun bir taşma seviyesi var. Öyle ayarlıyoruz ki
yukarıda tabii ağırlık artınca tabii su taşıyor. Ağırlık azalınca su ilavesi var otomatik
olarak sensörler onu dolduruyor. Dönme nasıl yapılıyor? Dönme şöyle oluyor şimdi
şunun kenarında buna sürtünen bir olay var. Bunu çevirmek için dışarıda bir elektrik
motoru o tabii hızımız ayarlanmış yani böyle tabii 15 cm‟lik şimdi burada. 15 cm
dakika dönüyor. 15 cm dakika 23 metrelik çapı bu kendisi işte tam gördüğünüz kısım
sekiz katlı bir yapı bunun içinde böyle dönüyor.
THE MARMARA OTEL ANTALYA (2002(2002-2005)
25
Şimdi bunun otel sahibi KİSKA büyük bir inşaat
firması The Marmara İstanbul var Taksim‟de
hani büyük mitinglerin yapıldığı yerde onun
sahibi kendisi benim devre arkadaşım
dolayısıyla yani beni yakından tanıyan bir insan
İstanbul‟da bir çelik fuarı vardı biz çelik fuarına
katılmıştık. Stantlarımızı koyduk birde baktım
Oğuz Bey karşımda.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ 06 Nİ
NİSAN 2010
THE MARMARA OTEL ANTALYA (2002(2002-2005)
Su iç
içinde yü
yüzer ve Dö
Döner Otel
3,5 Devir / 24 Saat
27
15 cm / dakika, Çap : 23 m. (8 Kat)
11
Ben bir şey konuşmak istiyorum dedi. Şöyle bir otel istiyorum senden dedi. Peki
dedik. Ama bu biraz küllü cahili cesur bunun manasını biliyor musunuz? Küllü bütün
demek küllü cahil cesur „bütün cahiller cesur‟ olur anlamında bir şey ben peki demem
birazda cahil nasıl olur döner mi ya peki dedim. Ama neden peki dedim biliyor
musunuz? Oğuz Bey‟e o kadar güvenim var ki kendisi de çelikçidir. Babası da onun
Türkiye Şeker Fabrikalarında Çelik Mühendisidir. Yani onun verdiği bir şeyle güvenle
ben tamam dedik yaptık. Şimdi otel dönüyor arkadaşlar eğer Antalya‟ya giderseniz.
Dedeman Otelinden sonra şeye doğru doğuya doğru 500 metre ileride bu otel var bu
otelin döndüğünü göreceksiniz. Ben bizzat gittim gördüm bastım. Hani o ayağınız bir
yere bastığınız zaman böyle dönüyor bir süre sonra ayağınızı çekmek zorunda
kalıyorsunuz enteresan bir olay. Olay bundan ibaret yani döner otel dediğimiz zaman.
Ben Antalya Havaalanına bir iş için gitmiştim. Oradan çıkarken bu altta bir resim var
bu resim üzerinde dünyanın tek döner yüzer oteli yazılı büyük harflerle o resmi çektim
benim büromda asılıdır o resim onun üzerinde öyle yazar enteresan bir şeydir. Şimdi
bizi diyor biraz az rastlanan yani Türkiye‟de örneği belki bir elin parmakları kadar
beşten fazla değildir. Yani İnşaat Mühendisliği ve yanında Makine Mühendisliği
Elektrik Mühendisliği ve İnşaat Mühendisliği ve bütün dalları yani birde inşaat
mühendisi olursan sadece betonarme bilirsin, sadece çelik bilirsin, sadece su bilirsin
bizim büroda gayretle tabii geçmişinde bir şeyi var. Yalnız Avrupa‟daki büyük bürolar
hep bu şekilde yani mesela Bursa İçme Suyu Projelerinde çalıştık. Adam 3000 kişi
çalıştırıyor. 3000 kişiye ne iş verecek? Yani 3000 kişide altyapıları verecek mimar
verilecek, elektrik de verilecek o şekilde Avrupa büroları böyle. Onlarla başa
çıkmamız için onlarla ihale girebilmemiz için ne yapmamız lazım bizim gibi büroların
biraz daha güçlenmesi lazım. Birazda değil de o kelime biraz yanlış oldu çok çok
güçlenmesi lazım. Şimdi adam 3000–5000 kişi çalıştırıyor. Avrupa Birliği‟ne girdiğimiz
zaman ne olacak? Şimdi ihalelerde eşit haklara sahipsiniz mümkün değil ki sizin işi
almanız yani böyle. Şimdi bu lafları niye söyledim. Biz şu anda sekizinci dokuzuncu
barajımızı yapıyoruz. Aynı zamanda baraj projesi yapıyoruz ve bu cesareti nereden
alıyoruz onu da söyleyeyim. Tabii bir proje losyonu var projeyi anlama projeyi
değerlendirme gelen teknolojik projeyi okuma ister mimarı olsun, ister fabrika yapısı
olsun, dışarıdan gelen her türlü projeyi okuyabiliyorsun. Bu bir yetenek nasıl
kazanılıyor bu çalışmakla kazanılıyor ve zamanla. Yani çalışma ve zaman her şeyi
çözüyor. Şimdi Ayşe Hatun Barajı bu baraj açı o kadar dar ki toplamı 30 derece yok.
Allahın insanı orada yarattığını düşünün. Önünde 7–8 metre derinliğinde tabii
sondajlarla bulunmuş alüvyon tabaka var. Allah demiş ki insana gel arkadaş sen şu
alüvyonu al şu dağı ört yani doldur ardından su toplanır tabii dolmuş bir enerji siz
hem sulama suyu elde ediyorsunuz hem de ileride kısmen elektrik üretiyorsunuz
baraj projesi yapıyorsunuz. Ondan sonra burada uzunlukları varmış bakın tepe
uzunluğu 190 metreymiş temelden 181.5 metre başka ne var? Kapak özelliği 96
uzunluğu falan filan.
Bu konuyla iki ilgili iki resim göreceğiz. Ankara Metro
Sistemi Kızılay Metrosu tabii içinizde herhalde
Kızılay‟da metroya binmeyen ve yahut da Kızılay
İstasyonunu görmeyen yoktur. Kızılay Metrosu topdown dediğimiz bir metotla inşa edilmiştir. Bu şu
demek önce diyagram duvarı dediğimiz duvarları yani
taşıyıcı kolon ve duvarları dış duvarları toprağa
gömüyorsunuz top-down metot.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ 06 Nİ
NİSAN 2010
ANKARA METRO Sİ
SİSTEMİ
STEMİ - KIZILAY ÷BATIKENT HATTI İSTASYONLARI
30
12
Ondan sonra toprağın üzerine biraz belki düzeltip hafif bir beton attıktan sonra hiç
kalıp ve iskele olmadan döşeme atıyorsunuz. Kolonlar iç kolonlarla dış çevre duvarlar
yapıyı döşemede tutuyor. Bu döşemelerin altını sonra makinelerle boşaltıyorsunuz.
Ondan sonra alt kat seviyesine geldiğiniz zaman o katın döşemesinin betonu
atabilmek için tabii döşemenin alt kotunu düzeltip naylon veya bir şey serip onun
üzerine döşemeyi koyuyorsunuz. Şimdi problem nerede? En önemli problem bu
döşemeyle yani yeni döktüğünüz döşemeyle bu duvarı şurada bağlamak. Bakın şöyle
bir kat olsun bu bir kat bu da bir kat şu seviyede ne yapacağız döşemeyi
bağlayacağız en büyük sorun bu. Bunun için duvarların içine manşonlu ekler
koyuyoruz. Yani manşon biliyorsunuz soğursa manşonu çevrelediğiniz zaman hem o
taraftaki dişe giriyor hem de benim yeni koyacağım inşaat demirine. 100 binlerce
manşon yapıldı. Düşünün 40 bin metre karelik inşaat ve binlerce, on binlerce şey
inşaat demiri ve bunların manşonları yapıldı yerine kondu duvarla birlikte manşonlar
üzerlerine strafor konarak indirildi. Sonra onlar tabii tam istediğimiz seviyelerde
çıkmadı kimisi aşağıda çıktı, kimisi yukarıda çıktı. Ama şimdi İstanbul‟da biraz sonra
anlatacağım başka bir inşaat var orada değişik bir metot uyguluyoruz çok daha
hassas her şey yerli yerinde oluyor. Yani Kızılay İstasyonu bu şekilde yukarıdan
aşağıya yapılan bir inşaattır. Bunun özelliği biliyorsunuz Kızılay protokol yolunun
havaalanına bağlantısı üzerinde. Dolayısıyla eğer biz normal cut and cover dediğimiz
yani kesiyoruz ve sonra kapatıyoruz. Yani kesip toprağı boşaltıyoruz. İnşaatı
yapıyoruz ondan sonra tamam üzerini örtüyoruz. Bu metodu kullansaydık inşaat
süresi 32 ay diye hatırlıyorum şurada belki yazar. 32 ay sürecekti. Eğer bu bizim topdown metot bize 11 ay kazandırmış olması lazım. Bu şekilde top-down Ankara‟da ilk
defa uygulandı. Bu tabii çok özel bir yapı sistemi olduğu için sizin programınızda
eğitim programınızda olmayabilir bu. Yani onun için bu özel bir şey hayatta
karşılaşırsanız böyle şeyler yapılıyor diye bilesiniz. Ne diyor bunlar? İnşaat top-down
olarak adlandırılan metot yukarıdan aşağıya uyguladı. Bu yöntem kısa süre kapalı
tutuldu üstüne askeriyeye indirildi. En azından bir sene kazancımız oldu diyebilirim.
Diğer dokuz istasyon iki tanesi iki katlı o kadar önemli değil. Yani bizim yaptığımız hat
şu Batıkent-Kızılay hattı on iki tane istasyon vardır. Hepsi bizim tarafımızdan
yapılmıştır ve en önemlisi Kızılay İstasyonu tabii. Biliyorsunuz Cebeci‟den gelen hat
Ankaray da onun altından geçiyor.
ATILIM ÜNİVERSİ
VERSİTESİ
TESİ 06 Nİ
NİSAN 2010
Şimdi başka bir inşaat yapılıyor İstanbul‟da
Verdi Otel‟i bu otel 7 yıldızlı İstanbul‟un en
gözde otellerinden biri olacak. Çünkü yeri
Dolmabahçe‟den
Beşiktaş‟ta
daha
doğrusu çok yakın birbirine. Bakın şimdi
bunun özelliği şu bu da 35 bin metre kare
civarında sadece toprak altında gelecek
toprak üstüyle beraber 50 bin metre karelik
bir alan temel üst kotu 23 metre toplam
6 Katı
Katı zemin iç
içinde, Denize 1515-16 m. Temel üst kotu -23,0 m. Toplam Alan
alan seyirlik içi 35 bin metre kare yani üstü
Zemin iç
içi 35.000 m . Hafriyat kazı
kazı öncesi 105.000 m . Kazı
Kazı sonu 140.000 m
de 50 bin metre kare kazı öncesi hafriyat
25 bin metre küp kazı sonrası biliyorsunuz kazı kazmayınca genişliyor büyüyor 140
bin metre küp. Şimdi burada şunu anlatmaya çalışacağım. Bir tarafta Başbakanlık
Çalışma Ofisi var şurası ileride görüyorsunuz biliyorsunuz ama yerini hiç görmeden
bilmiyor olabilirsiniz son olaylar hani adli soruşturma filan yapıldığı yer bir tarafı.
VERDİ
KTAŞ
Ş
VERDİ OTEL (7 YILDIZ) İSTANBUL - BEŞİ
BEŞİKTA
2
3
3
32
13
Devamlı böyle trafik yani biz kendimiz gidip kendi şantiye dahil girmek için üstümüz
başımız aranıyor kapıdan hani geçirilmiyor ondan sonra öbür tarafı deniz müzesi
oraya yeni bir inşaat yapılıyor. Çelik olarak yapılıyor yalnız. Belki dünyanın sayılı
deniz müzelerinden biri olacak deniliyor çok çok güzel. Bir tarafı deniz öbür tarafı
deniz 15 metre sonra arka tarafı da Beşiktaş diyelim Karaköy yolu dolayısıyla bunun
içinde sizin dışardan hafriyat yapacağınız arabaları bırakacağınız yahut da bunları
nakledeceğiniz yerler yok. Şuna karar verildi inşaatı yukarıdan aşağıya döşemede
bırakılacak boşluklar, döşemede bırakılacak kuleler, vinçler, iki tane kule vinci
kurulacak biri bu blok için diğeri bu blok için şuralarda ulaşılacak. Buraya vinçlerden
şuralarda bir çıkıntılar görülüyor desteklerde. Şu aralarda yukarıdan aşağıya kule
vinçlik toprak aşağıya doğru hep alınacaktır. Kenarda sıraya giren artık gece
herhalde saat 22:00‟den sonra arabalara yüklenecek ve bu hafriyat bittikten sonrası
mesela şu bölümün hafriyatını bitirdiğinizi kabul edelim. Bu bölümün hafriyatı önce bu
tarafta topraktaki yapıldı. Kolonlar çakıldı, duvarlar çakıldı, onun üzerine şu katı şöyle
bitiriyoruz. Ondan sonra bu alt kat boydan boya hafri ediliyor. Çünkü öbürü üst kat şu
arada koyduğumuz daha önce çakılmış çelik kolonlara çelik esneği 52 kullanılıyor
burada çok özel çelik biliyorsunuz esneği 37 esneği 52 neredeyse iki kata yakın
taşıma gücü var. Hafri edildikten sonra şu kat bu kat dökülüyor gene nasıl yapılıyor?
Toprağın üzerine dökülüyor bakın. Hiç kalıp ve iskele yapmadan şu kat dökülüyor.
Geri yukarıdan aşağıya hafriyat ile bu kat boşaltılıyor. Bu şekilde şuradan itibaren bir
iki üç dört beş altı kat toprağın içinde bir iki üç dört beş altı kat da toprağın üzerinden
Tanrıverdi diye bir şirket onu yüklenmiş üstlenmiş. Tekstil şirketi galiba Tanrıverdi
biliyor musunuz onu bilmiyorum. Ben şirketi tanımıyorum. Özelliği otelin 7 yıldızlı
olmasıydı Antalya‟da yapıldı 7 yıldızlı otel çok güzel bir otel. Böyle bir inşaat tarzı da
Türkiye‟de bir Ankara Kızılay İstasyonun da uygulandı şimdi de İstanbul Beşiktaş‟ta
otel inşaatı için uygulanıyor. Şimdi bu ikisinin arasındaki fark şu ikisi de benzerlik şu
fark şu benzerlik işlemin top-down metodu ile yapılması tek benzerlik bu bir kere
ayrılıklar şu Ankara Kızılay‟da kamp yüksekliği 7 metre olduğu için buldozerler rahat
rahat şeyin içine girip bir kat aşağısına girip 7 metreye çünkü 5.5 metreye kadar onlar
zaten kullanıyorlar. Kamyonlar giriyor çok rahat bir gece trafiğine hafriyat vardı
burada hiç o yok. Bir Ankara‟da hem 7 metreydi hem de bizim aralıkları 14 metreydi
en az kolonların arası çok yakın değil rahat bir hafriyat söz konusu oldu. İstanbul‟da
ise şeylerin arası 8.5 metre kolonlarımızın arası kat yükseklikleri alt katlarda zaten
resimde görülüyor. Bakın şurada 3–3.20 burası da 3.20 şu belki 4.34–54–50 şunlar
4.80 olabilir falan evet şu katlarda hafriyat çok zor. Burada ancak yukarıdan yani
kazılmış halde alıyorsunuz çok basit makineler sipariş edildi. Bunlar henüz Türkiye‟de
yapılmıyor. Onlara dolup üç ona kadar kepçesini bulmuş ona göre ayarlanmış. Bir
taşıma- sistemini ben önerdim kabul edildi ben fazla detaya girmeyeyim. Yani değişik
şeyler arzu ettikten sonra çözüm bulunuyor.
Soru: Siz mühendislerin sorumluluklarından bahsettiniz. Bunların içinde çevreye
duyarlı projeler yer alıyordu. Mesela ülkemizde yapılmakta olan yapılmış olan bazı
projeler var Karadeniz Sahil Yolu var mesela 3. Köprü var, Ankara‟da sık sık
rastlanan köprü kavşaklar var. Bunlar sözde ulaşıma çözüm arayışı için yapılmış
projeler ama bir yandan da çevreyi katleden bir yanı var acaba bunlar çevreye duyarlı
projeler midir ya da bu sorunların hallolması için, ulaşım sorununun hallolması için
başka ne gibi alternatifler olabilir? Bir diğeri de HESDEM mesela Hidroelektrik
Santralleri Artvin‟de yapılan var yine Karadeniz‟de yapılan var. Aynı şekilde bunlar da
çevreye duyarlı mıdır ya da enerji için başka hangi kaynaklar kullanılabilir?
14
Hüseyin Tabak: Şimdi isterseniz madde madde analiz edelim. Çünkü birbirine
karışan hatta girişen kısımlar var lehte aleyhte olanlar var. Onun için isterseniz
önce Karadeniz Sahil Yolundan bahsedelim. Şimdi Karadeniz Sahil Yolunu
ben gittim gördüm. Onu görmek için gitmedim de Artvin‟e gittim, Burdur‟a gittim
başka nedenle, gördüm. Karadeniz Sahil Yolunun Anadolu‟ya bağlantısı
şehirlerin en kıymetli en güzel yerlerinde rampa var dışarıya şehirden gelen bir
yolu bağlamışlar. Görünüm olarak gerçekten o saydığımız 6 maddeden biri
estetik olarak hiç ama hiç uymuyor ve yahut ne ekonomisini bilirim. Hani
araştırmak lazım ekonomik midir değil midir, fizibilite midir nedir ve yahut
başka neler vardır, fonksiyonel midir onlara karışmayacağım. Çok daha
pahalıya mal olurdu ama o güzelim sahilleri o hale getirmezdik. Sahil Yolu
böyle Boğaz Köprüsüne gelince üçüncü diyorsunuz dördüncü diyorsunuz.
Daha o üçle bitmeyecek bizden sonrakiler görecek dördüncü beşinci de varsa
yapacaklar. Bu kaçınılmaz bir olaydır. İlk Boğaz Köprüsü yapıldığı zaman biraz
önce söylemiştim bir arkadaşa. Çok tartışma oldu televizyonda 1968 galiba ilk
yayınlar değil mi? İstanbul 68–70 demek ki 70–71 falan yani bundan 40 sene
önce ve Boğaz Köprüsünü yapılırken şöyle programlar yapıldı; Bütün
Türkiye‟nin serveti Boğaza akıyor İstanbul‟a akıyor ve bütün emekler İstanbul
için çalışıyor diye ve benim sınıf arkadaşım televizyonda çalışıyordu. Yani sınıf
arkadaşım derken çocukluk arkadaşım ilkokuldan beri arkadaşım. Kendisi
İstanbul İktisadi Bilimler Fakültesinden mezun çok kıymetli bir insandı ve son
derece karşı çıkan bir tipti. Aynı zamanda işletmeci bilgili TRT‟de de çalışıyor.
Şimdi bizim aramızda çok tatsız konuşmalar olurdu ben fazla ses
çıkarmazdım. O zaman İstanbul Köprüsü 110 bin araç gün olarak hesaplanmış
dizayn edilmiştir. Şu anda sanıyorum 140 bin geçiriyor. Bekliyorsunuz
saatlerce bekliyor şu filan ikinci yapıldığı halde. Şimdi bunlar kaçınılmaz bir
olaydır yani zaruri olaylardır. İstanbul Köprüsü de İstanbul‟un bence bir
incisidir yani ben bu yılbaşını İstanbul‟da Sirkeci‟de bir otelde geçirdim ve
büyük bir tesadüf beklemiyordum yani bana bir sürpriz oldu. Otelin terasından
o İstanbul yılbaşındaki İstanbul Köprüsünün ışıklarla o saat 24:00‟de böyle
sinyal verdiler ve mor renkli, yeşil renkli, kırmızı renklerde değiştirerek çok
güzel bir görünümü vardır ve İstanbul Köprüsü olmasa acaba ne yapardık o
ayrı mesele. Yani burada dengeyi kurmak çok önemli hani çevrede dengeyi
sağlamak çok çok önemli tabii çevreye zarar veriyorsunuz kaçınılmaz bir
durumda. Ama İstanbul Köprüsü tabii hem Türk Ekonomisine İstanbul
Ekonomisine son derece katkıda bulunmuştur. Biliyorsunuz inşaat sektörü
zaten arkasında 200 tane diğer sektörleri çeker. İnşaatın en büyük özelliği
odur diğer sanayiler çeker 30 taneyi, öyledir. Kendi arkasını düşünün başka
sanayileri de vardır. İkincisi yapıldı, şimdi üçüncüsü yapılıyor. Tabii
üçüncüsünün yapılmasında arsa fiyatları artar bilmem şu olur bu olur çevreye
de zarar verir. Dikili ağaçları bozar. Hidroelektrik santralleri şu anda biz en
temiz enerjidir hidroelektrik santralleri. Tükenmez enerji bir kere yapıyorsunuz.
Ondan sonra yağmur yağdığı sürece hayatı boyunca diyelim ki 40 ile 50
senedir bu araçların ömrü. Mesela Malatya Medik Barajı‟nın tabanı şimdi 10
metre daha yükseltiliyor. Çünkü tam baraj kret kadar kum çakıl dolmuş bitmiş
tekrar ediyorum Malatya Medik barajı. 10 metre yükseltiyoruz şimdi 10 metrelik
suyu da kullanarak hem soba basıyorlar onu kullanmaya çalışıyoruz. Meraklı
olan arkadaşlar önceden haber vermek kaydıyla çünkü ben her an büroda
bulunan bir insan değilim. Size hem bu Medik Barajını hem de başka şeyleri
gösterebiliriz.
15
Hidroelektrik santralleri güneş enerjisi kadar aynen faydalı enerji kaynağıdır. Şu anda
Türkiye enerjisinin %30 yani kendi ürettiği enerjinin %35–38 galiba sudan temin
edebiliyor. Bunun %100‟e çıkarmak amaçtır. Şu anda 1500‟e yakın bir proje var
DSİ‟de. Mesela önümüzdeki ay yani önümüzdeki ay olmadı nisan ayındayız ben
geçen ay öğrenmiştim. 25 baraj projesi ihalesi çıkacaktır bir ay içinde. Çünkü çok çok
kıymetli Allah‟ın bize verdiği bir nimettir çünkü biraz gerilere gidin güneye gidin Irak‟a
daha güneye gidin çok kuraklık içindedir. Afrika‟nın bir kısmı öyledir. Onun için yani
hidroelektrik santrallerinden biz söz etmeyelim.
Soru: Birde köprü kavşaklar vardı Ankara‟daki.
Hüseyin Tabak: Ona ben girmeyeyim yani ben sevmiyorum çünkü. Ama bir kısmı
faydalı bir kısmı çünkü çok çirkin ama en rahatsız olduklarımdan bir tanesi bu
Maltepe‟deki köprü ve yahut da Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü‟nün önünde bir
geçit var, çok rahatsız eden bir şeydir yani açıkçası kullanıyorum bende kullanıyorum
ama acaba başka türlü çözülemez miydi? Anlatabiliyor muyum? Yani bunlar
çözümsüz değildir. Mühendisler bunlar evet yinede bizim meslektaşlarımız yalnız
yani değil mi bir yerde? Öyle konuşalım köprülü kavşaklarda hataları var Akay Geçidi
ben her akşam o yolu kullanıyorum. Nasıl kullanıyorum biliyor musunuz? 40–45
dakika beklediğim oluyor benim bürom Meşrutiyet‟te nereye gideceğim MESA‟ya
gideceğim. Hadi gidin bakalım nereden gideceksiniz? Mecburen yukarı çıkıyorum İş
Bankasının önüne varıncaya kadar 30 ila 40 dakika kadar beklediğim saatler oluyor.
Bu saatler şey 06:00 ila 08:00 arasında evden çıkarsanız. Şimdi siz evde misafir
gelmiş 08:00‟de orada olmak durumundasınız. Ama 08:00‟de çıkarsam o bekleme 20
dakika eder 15 dakikayı eder. Ama o saatte geçerseniz biz bu Kızılay metrosunu
yaparken Yüksel Caddesi‟nde makas koyduk ve batı bizim Çayyolu‟na uzanan bir hat
yapılacak onu yapmaya çalışıyorlar maalesef biz orada oturduğumuz için. O siyasi
tarafı söylemiyorum onun için yapılmıyor. Şimdi Çayyolu‟na biz ne zaman bıraktık
Ankara metrosunu? 92 ret projelerden 92 yazında 8 sene oradan 10 senede buradan
18 sene olmuş. Bizim o projeyi yaparken şeye gelinecek Kızılay‟dan Dikmen‟e bir hat
verilecek orada kavşak yapılacak AŞTİ‟de gerçi var ama jeolog oradan geçeceğiz
Çayyolu‟na gidecektik 18 sene. Bende bu projeyi hevesle yapmışım arkasında bir iş
daha bitmek üzere değil mi? 18 senede bekledik hala yok ve Akay projesine ben
teklif verdim tabii yapmadım o ayrı mesele. Tabii Akay projesi hatalı bir projedir
teklifleri yani onlar da vermediler herhalde. Çıkışlarda eğilme çok yüksektir şeydeki
eğim Meşrutiyet‟e çıkarken çok kötü bir şekilde çıkarsanız gene Meşrutiyet‟e
dönerken 6 metrelik yol beş ona iner. İnanın ben bu teklifi burada yapıyorum madem
internette de yayımlanıyor. O beş on ben kıstırıldım otobüs tarafından fena halde
jantı vurdum kaldırıma. O 6 metre olması mümkün iken yapılmamış atlanmış öyle
olmuş böyle olmuş diyorum ki onu biran evvel ben projesini yapan uygulaması
kontrolünü yaparak o kısım 6 metreye çıkarabilir. Geliyorsunuz birden bire beş on
oluyor. Önünüzde arabalar gidiyor eğer dikkatli davranmazsanız sağdan sizi otobüs
sıkıştırıyorsa yapacağınız bir şey yok ben ne yapayım kendimi kaldırıma attım jantı
ve lastiği parçaladı. Şimdi bu vesileyle şunu da söyleyeyim: Orada benim hatam oldu
şeylerden bu tip kavşaklardan çıkarken Karayolları kaidesi uluslararası hep tek
şeritliymiş. Yani tek arabaya müsaade edilmiş. Orada tabii ortadan beyaz çizgiyle
bölüp de iki şerit verilince bende geçiliyor zannettim. Ama otobüs bir taraftan
aynadan bakıyorsunuz üzerinize geliyor kendinizi orada bir sıkışma var. Şeyden
gelirken Eskişehir Yolundan gelip de Meşrutiyet‟e dönmek isteyen arkadaşlar lütfen
araba kullananlar buna dikkat etsin.
16
Orada 6 metrelik şerit birden bire beşe düşüyor fena halde sıkışıyorsunuz. Diğer bir
olayda ARMADA‟nın karşısında bir çelik konstrüksiyonlar var sorabilirsiniz. Oraya
geliyorsunuz dört şeritli yol birden bire üç şeritte düşüyor torbanın ağzı gibidir.
Arkadan geliyorsunuz birden bire yığılma ve bekliyorsunuz orada üç şerit, üç şerit
depoyu boşaltıncaya kadar ya bunlar hata bunlar mühendislik hatalar yani. Kesinlikle
ben bir teklif yaptım ama kabul edilmedi. O binanın projesini yıkıp yani düzeltmesini
bilahare ben yapacağım. Onu da kimse sahip çıkmadı tabii. Ne dersiniz yani bir
çevrenin yıkılma imza filan toplamak lazım uğraşmak lazım ama karşınıza bir şeyler
çıkacak. Yani ben çevreye duyarlı diye bu genç arkadaşları yazdım. Bunlara
müsaade edenlerde bizim arkadaşımız meslektaşlarımız. Birde ben o birinci bölümü
belki bazı arkadaşlarımız hoşuna gitmeyebilir bazı kişilerin hoşuna gitmeyebilir hiç
beni ilgilendirmez. Bir madde ilave ettim. Ne diyorum orada tarafsız objektif ve ulusal
ve uluslararası etik kurallara lütfen uyalım diyorum. Dikkat ediyor musunuz? Onun
anlamı çok çok geniş yani bir menfaat için herhangi bir şey için yasaları
çiğnemeyeceğiz.
Soru: Son otelin ben şeyini anlamadım da. Onun önce betonu dökülüp sonra mı kazı
yapılıyor?
Hüseyin Tabak: Hep öyle zaten top-down metodunun özelliği o. İskele ve kalıp
kullanmıyorsunuz. Katı dökebilmek için şunun altını toprağın üstüne döküyorsunuz.
Şu katı döktünüz bakın iskelesi yok bunun toprak var bunun altında. Toprağı iskeleye
kalıp olarak kullanılıyorsunuz. Sonra şu katı boşaltıyorsunuz makinelerle tabii
Ankara‟da bunu boşaltmak kolay oldu. Niye çünkü geceleri bize sabah 06:00‟ya
kadar tarafın müsaade ettiği arabalar sıyrıldı bu yüksekliği 7 metre buldozerler girdi
rahat rahat boşaltıldı. Şu seviyeye geldiği zaman bunu döküyorsunuz. Yalnız o
betonlar apartman betonları gibi 20 cm filan değil bunlar 80 cm‟e 140 cm‟ye kadar
betonlar var. Yani en az 80 yani 80‟ten küçük hiçbir yerde yoktur. Yani yakın mesafe
80 ya yükü az yerlerde 80 cm ama en üst kısımda 140 cm‟dir. Yani sunup
döküyorsunuz ondan sonra altını boşaltıyorsun. Şimdi İstanbul‟daki otelde zorluk
buradaki kat seviyesinin 3.20 olması tabii İstanbul çok kıymetli çok çok kıymetli yani
düşünün oraya 7 yıldızlı otel yapıyorsunuz. Alttan üç katında yani altta altı kat var ya
onun üç katı şey garaj çok kıymetli. İkincisi diğer üç katı da üst kattaki servisleri
hazırlayan mutfak şu bu filan yani tamamen kıymetli yerler onun için altı kat
yapmışlar.
Soru: Temel sistemi nasıl çözülüyor?
Hüseyin Tabak: Evet. Temel sistemi de çok zor şimdi ben tabii kısa sürede birçok
şeyi anlatayım diye uğraşıyorum. Şimdi alt temel sistemi içinde 20 metre su
basıncımız var 23 metredir oranın kotu. 3 metresi denizle bizim toprak arasında vs
tam 20 metre ton/m2 su basıncı bu oteli şöyle anlatırsak şunun altından 20 metre
ton/m2 çarpı bu alan etrafta kapalı bunu kaldırıyor. Onun için 40 metre daha derinliğe
inen aşağıda şey var kazıklar var o kazıklarla temel bağlanıyor. Hani tutuyoruz şeyi
aman kaldırmasın diye.
Soru: O zaman kazıkları normalde önce çakılır.
Hüseyin Tabak: Kazıklar önce çakılıyor onlar temele bağlanıyor evet. Size bir şey
daha söyleyeceğim bu çevreyle ilgili bir kere Hasankeyf ile ilgili geçen sene çok çok
17
büyük bir proje yaptık iptal edildi. İzmir‟deki Efem Çukuru yılda 8 ton altın elde
edecektik tesis toprağın içindeydi 300 metre aşağıda ben hayatımda ilk defa toprağın
içinde bir fabrika yapacaktım. Yani bir 30 derece açıyla 500 metre ileriden gelerek
300 metre aşağıyı düşüyorsunuz. O 300 metre aşağıdaki tesisi toprağın içinde
kuruyorsunuz ve atıklarını bir yere atıyorsunuz. İşte onun atık barajları şusu busu
oluyor. 14 bin imza toplandı İzmir‟de sonuçta iptal edildi Kanada firması. Böyle bir şey
duydunuz mu Efem Çukuru İzmir Altın Madeni Bergama‟yı duymuşsunuzdur da bunu
duymadınız. O proje bizim olacaktı ama olmadı işte.
Soru: Bu yaptığınız projeler bittikten sonra şöyle koltuğunuza yaslandığınız zaman
almış olduğunuz hazzı biraz anlatır mısınız? Birde ikincisi firmanıza eleman alırken
üniversite tercihi yapıyor musunuz?
Hüseyin Tabak: Şimdi birincisi kolay da kincisini söylemek biraz zor. Şimdi birincisi
neydi? Şimdi koltuğuma pek uzanma fırsatı bulamıyorum bir kere o. Ama ben demin
söylediğim gibi okumayı dinlenmeyi gezmeyi görmeyi çok seven bir insanım. Yani
biraz özel olacak ama 38 ülke görmüş durumdayım. Bunlardan 10 tanesi aşağı yukarı
mensup olduğum Türkiye Müşavir ve Mühendisler Birliği veya Derneğinin üyesiyim ya
onun 6 sene o size dağıttıklarında 2 sene yazıldı ama 6 sene Yönetim Kurulunda
bulundum. Şimdi 6. sene oluyor Denetim Kurulundayım bu sene gene seçtiler. Ben
gitmedim neden seçiyorlar. Teşekkür ederim ama görev geldiği zaman bakıyoruz
yani kontrol ediyoruz toplanıyoruz. Bir şey daha söyleyeceğim. Bunun 10 tanesi 38
ülkeden, 10 tanesi en azından bu FİDİK Uluslararası Müşavirler Mühendisler Birliği
var 54 ülke buraya üye. Türkiye‟de buna üye yani hem etkin üyelerden biri ama
maalesef arkadaşlarımız katılamıyor. Ben burada bunu duyurmuş olayım ve mezun
olduğunuz zaman lütfen eğer mühendis olarak çalışacaksanız mutlaka ve mutlaka
belirli bir konuda 10–12 sene çalıştıktan sonra Türkiye Müşavirler Mühendisler
Birliği‟ne müracaat ediniz. Birde bu sene ilk defa Türkiye Mimarlar ve Mühendisler
Birliği Derneği esasında dernek yasasına göre dernek dememiz gerekiyor yani öyle
kurulduğu için. Yeni bir atılım yaptı. Genç arkadaşlarımızın yani yaşları 22 ile 35 de
genç sayılıyor. 35 yolun yarısı eder 35‟ten yukarısını almıyor. 35 yaşına kadar olan
arkadaşlarımızı GEMM Genç Mühendisler Mimarlar Derneği diye bir şey kuruldu,
bizim bürodan da iki arkadaşımız burada Aykut var ortada oturan o da üye bu
faaliyetleri yürütüyorlar. O şu demek genç mühendisler ileride müşavir mühendis diye
yavaş yavaş kendisini hazırlıyor. Birde mühendisliği kurulması biraz önce bir şeyler
anlatmaya çalıştım. Biz ezildik siz ezilmeyin diyorum. Yani o sıkıntıları çekmeyin diye
bu konuşmaları seve seve yapıyorum. Onun için lütfen kendinizi yetiştirin haklarınızı
savunun ve mühendisliği de ayakta tutun. Yoksa AB ülkelerinden benim
beğenmediğim büromda bile çalıştırmayacağım arkadaşlar gelecek. Sizin aldığınız
ücretlerin üç beş katını en az beş katıdır alarak Türkiye‟den proje alacaklar bunu bilin
yani çok önemli bir kural. Evet, şeye de cevap vereyim. Bulabilsem kendim İTÜ‟lü
olduğum için İTÜ mezununu büroma alırım ama yok gelmez. İlan verirsiniz bir tane
bulamazsınız çok kıymetli. Orta Doğu Teknik Üniversitesi elemanlarını alırım. Yani
bunları eşit tutarım en azından ayırmam birbirinden. Ama o da gelmez bir veya iki
sene çalışır gider. Neden? Çünkü o ücretleri veremiyoruz. Değeri yok Türkiye‟de
mühendisliğin. Yurtdışındaki meslektaşlarımız bizim Türkiye‟de aldığımız ücretleri en
az dört veya beş katını alıyor bunu biliyor muydunuz? Yani aynı işi yapıyoruz dört
veya beş katını alıyor. O zaman ne oluyor yurtdışına kaçıyor. Benim üç kızım var ikisi
yurtdışında şu anda bir damadım Elektronik Mühendisi doktor ve o ITT var dünya
şirketi. Motorola dünya şirketi onlar da çalışıyor.
18
Dört beş tane buluşları var her birine dolar verip susturuyorlar. Orada çalışıyor işte.
Onun için gelmezler. Nereden? İTÜ ve Orta Doğu‟yu tercih ederim ama inşallah sizin
üniversiteniz de ileride o seviyelere ulaşırsa gayet tabii kimseyi kırmadım değil mi?
Doğruları söyledim şimdi ben doğru söz söyleyen etik kurallarına uyup yapalım diye
yazılar yazarken doğruyu söylemeden yapamam. Boğaziçi‟yse hiç gelmez. Ankara‟ya
gelmez yani Boğaziçi‟nden mezun olanının yolu tıkalıdır yani boğazdan geçemez.
19

Benzer belgeler