Buluşma Dergisi, Sayı 32, 1,47 Mb

Transkript

Buluşma Dergisi, Sayı 32, 1,47 Mb
Alexander Ankel
AllianzTürkiye CEO’su
Sevgili okurlar,
doğrultusunda Allianz Grup, Türkiye’yi
yakından takip ediyor. Bizler de bu önem
Öncelikle hepinize “Merhaba” demek
istiyorum.
Kısa bir süredir Türkiye’de olmama
rağmen, güzel ülkenizde çalışmaktan
mutluluk duyuyorum. Allianz Türkiye
ailesine katılmak benim için gerçekten
büyük bir gurur kaynağı.
70’in üzerinde ülkede 150 bini aşkın
çalışanıyla faaliyet gösteren ve
uluslararası deneyimini yerel pazarlara
başarıyla uyarlayan Allianz Grup, Türkiye
operasyonuna büyük önem veriyor.
Türkiye’nin ekonomik gelişimi ve
potansiyeli açısından değerlendirildiğinde,
sigorta sektörü büyümeye son derece
açık. Türkiye ayrıca genç ve dinamik bir
nüfusa sahip. Tüm bu etkenler
doğrultusunda, dünyanın güçlü
ekonomileri arasına girmeye aday olan
Türkiye’deki çalışmalarımıza büyük bir
hızla ve heyecanla devam ediyoruz.
Ayrıca yasal düzenlemeler ile sektörün
temellerinin sağlamlaştırılması, sigorta
sektörünün ivme kazanarak büyümesini
sağlıyor. Biz de aynı zamanda
kamuoyunu sigortanın önemi
konusunda bilgilendirmek misyonuyla
çalışmalarımızı sürdürüyor, sigorta
bilincini artırmak amacıyla daha fazla
kişiye ulaşmayı planlıyoruz. Riskler
konusunda kamuoyunu bilgilendiriyor,
“başıma bir şey gelmez” algısını yıkmak
olan müşteri odaklı yaklaşımımızı
geliştirmeyi sürdürüyoruz. Allianz olarak
müşteri sadakati konusunda bu yıl da
sektör ortalamasının üzerinde bir skor
elde ettik ve en çok tavsiye edilen sigorta
şirketi olduk. Bu ve benzeri örnekler,
motivasyonumuzu daha da yükselterek,
“ilk tercih edilen sigorta şirketi olmak”
hedefimizi hızla yakalamamızı
sağlayacaktır.
Kalıcılık ve uzun vadede sürdürülebilirlik,
sigorta sektöründeki en önemli konuların
başında geliyor. Allianz Türkiye olarak
güçlü finansal yapımız ve müşteri
memnuniyetini merkeze alan
yaklaşımımızla her zaman
sigortalılarımızın yanında olacağız.
için ‘dünyanın 1001 türlü hali’ne dikkat
Yeni bir Buluşma’da görüşmek dileğiyle…
çekiyoruz. Bu süreçte, birincil önceliğimiz
Sevgilerimle,
3
Seyahat Rotam
Bereket Denizi:
Japonya
Geleneklerin üstüne kurulmuş modernite ve gökdelenlerin gölgesindeki
tapınakların ülkesi...
Yazı: Bihter Sabanoğlu
Altın Köşk, boydan boya altın kaplamalı
dış cephesiyle durgun suların içinden bir
Leviathan gibi yükselir.
4
Seyahat Rotam
ukio Mishima, 14 Ocak 1925’te,
Y
nesillerdir samuray yetiştiren bir
ailede dünyaya gelir. Babaerkil
sistemin bütün semptomlarını
barındıran, nevrotik bir babaannenin
hüküm sürdüğü, devlet mensubu
babanın yıllarca ortadan kaybolup geri
geldiğinde oğlunu fazlaca efemine
bularak “erkekleştirmeye” çalıştığı bu
aile düzeni içerisinde, Mishima yazar
olma isteğini gerçekleştirmeyi başarır.
Romanlarında, hayatı boyunca
pençesinde kıvrandığı, benliğinin en
derinlerine kadar nüfuz etmiş
homoseksüellik-heteroseksüellik,
milliyetçilik-evrensellik, modernizmgelenekçilik gibi Derrida’nın ikili
karşıtlıklarını, şiirsel güzellikte bir
Japon dekoru içine yerleştirir. Son
yıllarında kendini vücut geliştirme
sporuna adayan Mishima ölümünü de
bir sanat eseri olarak tasarlar. “Bereket
Denizi” isimli dörtlemesini tamamlar
tamamlamaz, bir Kasım günü, dört
takipçisinin eşliğinde başarısızlıkla
sonuçlanacağını bildiği teatral bir
darbe denemesi yapar. Hemen
ardından geleneksel Japon intihar
ritüeli seppuku’yu uygulayarak kendini
öldürür. Mishima, kırk beş yaşındadır.
Alice’in
Teknolojik Harikalar Diyarı
Mishima’yı çıkaran toprakların
Japonya olması tesadüf değildir.
İkilemler her ülkede bulunmakla
beraber, Japonya’nın her açıdan uçlara
temas eden durumu ülkenin tüm
şehirlerine yansımaktadır. Japonya’da
seyahat etmek, Alice’in Teknolojik
Harikalar Diyarı’ndan Shangri-La’nın
dumanlı tepelerine, Fritz Lang’ın
totaliter rejim distopyası Metropolis’ten
Campanella’nın Güneş Ülkesi’ne
sürüklenmek demektir.
Tokyo, tarihten derin izler taşımasa
da on üç milyon nüfusu, işlek limanı ve
Japonya ekonomisini neredeyse tek başına ayakta tutan pazarıyla bu çelişkilerin odağındadır. Puslu bir iş günü saat
yedide, cep telefonuyla konuşmanın
yasak olduğu metroda simetrik biçimde yan yana dizilmiş, ofislerine varmaya çalışan kalabalık çıt çıkarmazken,
aynı kalabalığın mensupları, iş çıkışı,
seksenlerin şarkılarını söylemek üzere
dönem kostümleri ve renkli peruklarıyla karaoke barlara gelir, içkinin dozunu
kaçırıp masaları devirir, sokaklarda
heykellere tırmanır, köşe başlarında
bağıra çağıra politik görüşlerini haykırır. Televizyonu açtığınızda, sadomazoşist aksesuarlara bürünmüş “Hardgay”
isimli bir aktörün, milletvekillerin mühim bir konuyu tartıştığı televizyon
stüdyosuna elinde dinamitle baskın
yaptığını görürsünüz. Tokyo’daki bu
durum, genelde Asya halklarına atfedilen, Batı medeniyeti yetişkinlerinin anlam veremediği o çocuksu çılgınlığı fersah fersah aşar.
Görsel Bir Şölen
Kinkaku-Ji (Altın Köşk)
Japon alfabesinin özünde simgelemeye dayanması, Japon kültürünün
yeniliklere şaşırtıcı derecede açık olması ve ülkede hakim olan, sadece insanlarda değil kayalarda bile bir ruh olduğunu öne süren animist inanç, bizlere
gülen otobüsler, hasta olmamıza üzüldüğünü pandomimvari mimiklerle belli eden doktorların süslediği hastane
reklam panoları ve milyonlarca logo
olarak geri döner. Mahalle berberinden
kasap dükkânına her işyerinin bir logosunun bulunmasının yanı sıra, koskoca
alışveriş merkezleri ve devlet binaları
bile dış cephelerine çizilmiş bir çift
gözle sizi seyreder, duruma göre sevinir
ya da üzülürler. Örneğin Tokyo’nun
merkezi Shibuya’da yaz indirimine giren dükkân gülerken, karşı caddedeki
köpek hastanesinin gözünden yaş gelmektedir. Yol çalışması yapılan asfaltın
önüne dikilmiş tabelada bir işçi, ellerini önünde kavuşturmuş, iç acıtan bir
kibarlıkla başını eğerek sizden özür dilemektedir.
Görsel bombardımana en uzun süreyle fakat en zevkle maruz kalınan yer
herhalde Tokyo’nun elektronik ve bilgisayar oyunları merkezi Akihabara’dır.
Reyonlar boyunca uzayıp giden raflarda çoğu insanın anımsamakta zorlanacağı Uzay Kobrası gibi çizgi filmlerin
oyuncakları He-man kılıçlarına, 50’li
yılların kült Japon plakları Karate Kid
posterlerine karışır.
Tapınaklarla Çevrili Kyoto
Tokyo’nun bu hiperaktif, manik-depresif halini rahatlatmaya İmparatorluk
Sarayı’nın pastoral bahçeleri bile yetmediğinde eski başkentlerden Kyoto’ya
doğru yola çıkmak kaçınılmaz olur.
Kyoto’nun merkezi Boston, Strasbourg
tarzı tipik bir öğrenci kenti dinginliğindedir. Japonya’nın tarihi ve kültürel mirasını, şehrin etrafındaki ormanlara
gizlenmiş binlerce tapınak çarpıcı biçimde yansıtır. Asya’nın en güzel sokağı olarak ün yapmış Shinbashi Dori’nin
pastel tonları, yakıcı güneş altında parlayan Shinto tapınak çatılarının kırmızı
renginde erirken, Kamo Nehri köprülerinin altından akan suların sesi, nehire
sarkan ağaçlara bağlanmış, rüzgârda
ayçiçeği tarlaları gibi dalgalanan adak
kâğıtlarının hışırtılarına karışır. Özellikle Budist tapınakların sadeliği ibadet
yerinin neyi temsil etmesi gerektiği sorusunu akla getirir.
Japonya’daki tapınaklar maneviyatı
yüksek tavanlar ve gösterişli süsleme5
Seyahat Rotam
Bahçe ibadet yerinin en önemli öğesidir; o
yapı, meditasyona izin verdiği, doğanın bir
parçası olduğu sürece anlam kazanır.
lerde değil, doğanın içinde bulur. Bahçe
ibadet yerinin en önemli öğesidir; o yapı, meditasyona izin verdiği, doğanın
bir parçası olduğu sürece anlam kazanır. Dağlardan tapınak bahçesine inen
suyun akışı değiştirilmez, Japonya doğasına aykırı bir öğe bahçede kendine
yer bulamaz. Tüm bunlara rağmen sadeliğe ara verildiği zamanlar da olmuştur; etrafı ormanlarla çevrili tapınak
Kinkaku-Ji, diğer adıyla “Altın Köşk”,
boydan boya altın kaplamalı dış cephesiyle durgun suların içinden bir Leviathan gibi yükselir.
Tapınağın inşası 14. yüzyıla dayanmakla beraber, tüm dünyanın ilgisini
1950 yılında 21 yaşındaki bir rahibin
intihar girişiminde başrol oynadığında
çekmiştir. Rahip, köşkü ateşe vererek
alevlerinde kül olmayı amaçlar ve kendisi kazadan sağ çıkmasına rağmen tapınağın yerle bir olmasına sebebiyet
verir. Bu büyüleciyi hikâyeyi yazının başında adı geçen Mishima ele alarak, Japon toplumunun ikilemlerini genç yaşta ölmeye karar veren Mizoguchi’nin
karakteri üzerinden bir kez daha yansıtır: Köşkün güzelliğine saplantıyla âşık
olan Mishima’nın kahramanı geleneklere olan bağlılığını ve nefretini, dine
duyduğu özlemi ve tiksintiyi, kendi
dürtülerinden gelen kirlenmişlik hissini ve pişmanlık halini kaldıramayarak
Kinkaku-Ji’yi ateşe verir.
Dağlar Arasına Kurulmuş Şehir
Koya-san
Budist felsefe ve yaşama şeklini iliklerine kadar hissetmek isteyenlerin asıl
6
gitmesi gereken yer ise 800 metre yükseklikte, dağlar arasına kurulmuş şehir
Koya-san’dır. 88 tapınağı tek tek ziyaret
etmeyi gerektiren Budist haç gezisinin
başlangıç ve bitiş noktası olan bu masalımsı kentte rahiplerle aynı çatı altında uyumak, onların meditasyonlarına
katılmak, günlük ritüellerine turistik kilişelere kurban olmadan eşlik etmek
mümkündür. Dört tren değiştirdikten
sonra baş döndürücü bir teleferikle varılan şehrin, kendisine Udon isimli şehriyeden modern Japon alfabesine kadar
her türlü yeniliğin icadı isnat edilen biraz fantastik fakat Japonlar için son derece önemli tarihi figür Kobo Daishi’nin
mozolesine de ev sahipliği yapmasından ötürü, yerel popülerliği son derece
fazladır. Teleferik yükseklere tırmandıkça, aşağıda beliren her daim sisli tepeler, vadilere akan dumanlı nehirler, şelalelerden duyulan sağır edici gürültüler, animizm inancındaki doğaya gizlenmiş ruhların, hatta her daim korku
faktörüne dayanan Japon kurgusal
eserlerin kaynağını size fiziksel olarak
gösterir.
Uzun bir Japonya seyahatinden akılda kalan ise, Hiroshima atom bombası
müzesinde tanık olunan canavarlıklarla Sony Center’da üç boyutlu gözlüklerle izlenen Dünya Kupası görüntülerinin
birbirine karıştığı bir film karesi; klostrofobik Tokyo evleriyle, durmaksızın
bahçelere ve onların ötesindeki sonsuzluğa açılan tapınak kapılarının içiçe
geçtiği bir rüya anı ve tüm bunlardan
doğan tarif edilemez bir histir.
Yüzölçümü
Başkent
Para birimi
Nüfusu
: 377.815 kilometrekare
: Tokyo
: Yen
: 128 milyon
İklim
: Muson bölgesi ile ılıman
bölgenin birleştiği noktada yer alır.
Genellikle dört mevsim de yaşanır.
Takımadalar içinde dört ana ada vardır:
Honşu, Hokkaido, Kyuşu ve Şikoku
Geleneksel kıyafet: "Giysi" anlamına
gelen kimono Japonya'ya özgü önemli
öğelerden biridir. Yukata ise hem
erkekler hem de bayanlar tarafından
yaz aylarında giyilen ince, pamuklu
kıyafetlerdir.
Sağlığım
Besin İntoleransı Nedir?
İntolerans Testi Ne İşe Yarar?
Siz seviyorsunuz ama bakalım metabolizmanız yediklerinizle
anlaşabiliyor mu?
Yazı: Dr. Murat Görgülü
İç hastalıkları uzmanı
Memorial Etiler Tıp Merkezi
İ
nsan beslemesini tanımlarsak; ağız
yoluyla alınan besinlerin sindirim
sistemi ile sindirilip parçalanması,
hormonal sistemin etkisi ile uygun
moleküller haline getirilmesi ve kalpdolaşım sistemi yardımıyla bu
moleküllerin tüm dokulara
gönderilerek onarıcı ve enerji verici
olarak kullanılmasıdır. Yani sindirim,
insan bedeninde sindirim sistemi
dışında bir çok sistemi de
etkilemektedir. İnsan sindirimine
uygun olmayan besinler ya da uygun
miktarda tüketilmeyen besinler de bu
nedenle yalnızca sindirim sistemini
değil, insan bedenindeki bir çok
sistemi de etkilemektedir.
besin sindirimine, katkı maddeleri
içeren ve çok fazla işlem görmüş
besinleri sindirmeye uygun değildir.
Gene bazı masum gözüken besinlerin
de fazla miktarda tüketilmesi
intoleransa yol açabilir. Bu intolerans
da gaz, şişkinlik, kabızlık, ishal gibi
sindirim bozukluklarına; şeker çıkması,
düşmesi, kilo verememe ya da az
miktarda besin alındığı halde kilo alma
gibi yakınmalarla metabolik
bozukluklara; peyer plakları ve lenf
kanallarını etkileyerek artmış solunum
yolu enfeksiyonlarına; alerjik
“Besin intoleransı gecikmeli
olarak ortaya çıkmış bir besin
alerjisidir”
İnsan bedeninde son
yıllarda yapılan
araştırmalar göstermiştir
ki, bağırsaklardaki besin
içeriği, kalış süresi ve
bağırsak bakterileri insan
sağlığı üzerinde çok önemli
roller oynamaktadır.
Unutulmamalıdır ki, insan
bağışıklık sisteminin önemli
bir komponenti olan lenf
kanalları ve bağışıklık hücresi
üreticisi olan PEYER plakları
bağırsaklar çevresindedir ve
bağırsakların lenflerini süzmektedir.
Bağırsaklardaki uygun olmayan besin
içeriği ve bozulmuş bağırsak florası bu
sistemde fonksiyon bozukluğuna
neden olabilir.
Bizim için çok lezzetli ve masum
gözüken birçok besin aslında bizim
daha sık hastalanmamıza neden
olabilir. İnsan sindirim sistemi rafine
rahatsızlıklara ve hatta artmış kanser
riskine neden olabilir. Ayrıca besin
intoleransı sonucu romatizmal
hastalıklarda, egzema gibi cilt
hastalıklarında, migrende ve ruhsal
bozukluklarda da artış gözlenebilir.
Besin İntoleransı Nedir?
Basit olarak tanımlarsak; besin
intoleransı gecikmeli olarak ortaya
çıkmış bir besin alerjisidir ve özellikle
sindirimin önemli bir parametresi olan
bağırsak endotel hücreleri düzeyinden
itibaren bu besinlere alerjik
reaksiyonlar başlar, yani bu besinler
daha bağırsağın içinde iyi
sindirilemezler. Bu bağırsaktan emilim
kusuru, bağırsak bakterilerinin oran ve
cinslerinin değişmesine bağlı olarak
gaz, şişkinlik, karın ağrısı, ishal, kabız
vb. bozukluklara yol açar. Ayrıca iyi ve
uygun sindirilmemiş besinlerin kana
geçmesiyle metabolik ve alerjik bir
takım rahatsızlıklar görülmeye
başlar.
Yukarıda anlattığımız olayların
nedeni, uygun olmayan
besinleri almamız ya da bazı
besinleri aşırı miktarda
tüketmemizdir. Normal besin
alerjisinden en önemli farkı
reaksiyonların ortaya çıkış
süresidir. Besin intoleransı
gelişmesi için o cins besinin bir
süre tüketilmiş olması gerekir,
böylece insan bedeni her sistemi
ile bu besine karşı reaksiyon
oluşturur. Ayrıca normal besin
alerjisinden bir diğer önemli ayrımı
bulguların hemen değil, bir süre sonra
ortaya çıkmasıdır. Örneğin, öğlen
yenilen kremalı bir pastaya bağlı
intolerans bulguları (şişkinlik,
yorgunluk, uyku hali gibi) akşam
saatlerinde hatta gece saatlerine yakın
bir zamanda ortaya çıkabilir. Ya da
akşam yenilen şekerli ve unlu bir
besine karşı oluşan reaksiyon, sabah
şişkinlik ve karın ağrısı ile kalkmak
olabilir.
7
Sağlığım
Çok lezzetli ve masum gözüken birçok
besin aslında bizim daha sık
hastalanmamıza neden olabilir.
İntolerans (York) Testi Ne
Amaçla Ve Nasıl Yapılır?
Tüm yukarıda anlattığımız olaylar
sonucunda insan bedeni yapısına
uygun olmayan besinler için antikor
dediğimiz savunma parçacıkları üretir.
Bu parçacıklar, aldığımız uygun
olmayan besinlerin protein yapısındaki
bölümlerini bedene yabancı bir doku
ya da dışarıdan saldırı için gelmiş bir
mikroorganizma olarak algılar ve bu
parçalara yapışarak bir reaksiyon
oluşturur. Bu reaksiyonlarda alerjik
hastalıklar ve sindirim hastalıkları
başta olmak üzere bir çok rahatsızlığı
başlatır. York Testi, Özel ELİSA metodu
ile kandaki intolerans olan besinlere
karşı gelişmiş antikorların hangileri
olduğunu tespit ederek kişinin ne tür
besinler tüketmemesi gerektiği
hakkında bilgi verir, dokunan besinleri
ve gruplarını bildirir.
York Testi’nin değerlendirilmesi de
özel bir incelik ve tecrübe
gerektirdiğinden, testi yaptıran
kişilerin sonuçları bir doktor ya da
diyetisyen ile değerlendirip bu
doğrultuda bir beslenme programı
oluşturması gereklidir.
Allianz ile Dinamik Sağlık Sigortası
Sağlığınızı bol teminat ve uygun fiyata güvence altına alabileceğiniz bir ürün; Dinamik Sağlık Sigortası.
Yatarak Tedavi Limitsiz;
Geniş anlaşmalı kurum ağımız
çerçevesinde sağlık harcamalarınızı
sizin adınıza herhangi bir limit
olmadan %100 oranında öder.
Üstelik yatarak tedavi teminatı
ameliyat, ortalama günlük, yoğun
bakım teminatlarının yanı sıra
yatarak tedavi gerektirmeyen
Kemoterapi – Radyoterapi – Dializ,
küçük cerrahi teminatlarını da içerir.
Limitsiz
Doğum Teminatı da var;
Başvurduktan 18 ay sonra başlayan
hamileliklerde, 54 yaşına kadar
8
doğum teminatına limitsiz olarak
sahip olabilirsiniz.
Allianz poliçesiyle hayata merhaba
diyen bebeklerimize, ömür boyu
yenileme güvencesi olanağı sunarak
“Ailemize hoşgeldin” diyoruz.
Çocuklar da Sigortalanabilir;
6-17 yaş arası çocuklar da ebeveynler
olmaksızın tek başlarına
sigortalanabilir. Buna ek olarak
kardeşler 25 yaşına kadar bir arada
sigortalanabilir. Poliçeye ilk giriş yaşı
6 ile 44 arasındadır.
Üstelik aile poliçesi yaptırmak isteyen
sigortalılarımıza %10’a varan
indirimler, anlaşmalı sağlık
kurumlarında poliçenizin teminatı
dışında kalan durumlarda indirimler,
anlaşmalı spor merkezleri, güzellik
merkezleri, optik mağazaları, diş
klinikleri gibi kurumlarda %50’ye
varan indirimler ve daha birçok
teminatlardan faydalanabilirsiniz.
Hobim
Tepelere ilk kar düştüğünde...
Kar sporları, snowboard ve kayak hakkında genel bilgiler, ipuçları ve
Türkiye’deki kayak merkezleri
Yazı: Günhan Pikdöken
010’un bunaltıcı sıcağının yerini
aniden montlara ve uzun kollulara
bırakmasıyla birlikte hepimizin
içindeki kar adamı Yeti de yavaş yavaş
kıpırdanmaya başladı. Küresel ısınma
söylemlerine rağmen, iyimser bir
tahminle, geçen seneki kar kıtlığının
yeniden yaşanmayacağını varsayarsak,
kelimenin tam anlamıyla “kara
doymak” için önümüzde sadece birkaç
ay var. Eskimiş/demode kar
donanımlarımızı yenilemek ve her
zamanki mağrur edamızdan bir şey
kaybetmeden pistlerdeki yerimizi
almak için sanırız yeterli bir zaman bu.
İstanbul ve Ankara kış turizmi
açısından Türkiye’nin en şanslı
2
büyükşehirleri çünkü Türkiye’nin en
gelişmiş kayak merkezlerine sahip
Kartalkaya ve Uludağ her ikisine de
karayolu ile makul sürelerde
ulaşabilecek mesafede bulunuyor.
Ülkemizde kış sporları denince akla
iki spor dalı geliyor: Kayak ve
Snowboard. Kayak ve Alp Disiplini artık
neredeyse birbirinin yerine kullanılan
kavramlar olsa da, kayak aslında Alp
Disiplini ve Kuzey Disiplini’ni içeren bir
spor türü; aynı zamanda bu disiplinleri
icra etmeye yarayan aracın ismi. İniş,
Super G, Büyük Slalom, Slalom ve
Kombine olarak beş farklı dala ayrılan
Alp Disiplini’nde refleks ve sürat ön
planda iken, Kayaklı Koşu, Kayakla
Atlama, Biatlon ve Kuzey Kombine’den
oluşan Kuzey Disiplini dayanıklılık ve
gücü esas almakta.
Kim Demiş
Kış Sporları Tehlikeli Diye?
Satranç kadar olmasa da, kayak ve
snowboard, yeni ve bakımlı donanım
kullanıldığı, hız limitlerine uyulduğu ve
en önemlisi deneyimli hocalardan ders
alınarak öğrenildiği takdirde, yaygın
inanışın aksine güvenle icra edilebilen
spor dalları arasında. İki spor türü için
de aşağı yukarı aynı koruma ekipmanı
Beyaz bir hayal dünyasının ortasında
yapılan, dünyanın en zevkli sporu
9
Hobim
önerilse de, kask, demir korumalı
bileklik, sırt koruması ve kalça ve
baldıra gelen darbeleri engelleyebilen
koruyucu padler, düşme anında
snowboard’un ayağınıza sıkıca olması
nedeniyle özellikle snowboard’çulara
tavsiye ediliyor. Kayak veya snowboard
öğrenmenin bisiklet öğrenmekten pek
bir farkı yok denebilir. Hepsinin ortak
noktası olan düşme korkusu, en az bir
kere ve tam gün alınması gereken
dersler sonrasında yerini özgüven ve
adrenalin bağımlılığına bırakıyor. Bu
sporlara küçük yaşlarda başlamak
kişiye avantaj sağlamakla birlikte,
herhangi bir sakatlığınız ya da efor
harcamayla ilgili sağlık probleminiz
olmadığı sürece kayak ve snowboard
her yaşta kolaylıkla öğrenilebilir.
Binlerce sene tahta parçaları ve ağaç
kabuklarından yapılan kayak,
teknolojideki gelişmeler sonucu
günümüzde poliüretan, fiberglas ve
titanyum benzeri maddeler
kullanılarak üretilmekte. Yumuşak ve
hafif yapısı sayesinde düşük hızlarda
dengeli kaymanıza ve kolay adım
atmanıza imkân veren bir kayak tipi
olan “easy carver” yeni başlayanlara
tavsiye ediliyor. Orta ve üst
seviyedekilere hitap eden “allround
carver” tipi kayaklar yüksek hızlarda
dönüş imkânı vermekte iken, “race
carver” profesyonel ya da çok iyi
amatör kayakçılar tarafından tercih
edilen bir model. Kolay kontrol
edilebilmesi ve rahat dönüş imkanı
sağlaması nedeniyle yumuşak
ayakkabılar yeni başlayanların mecburi
tercihi olsa da ustalık arttıkça
ayakkabılarda kullanılan malzemenin
sertliği de o oranda artıyor.
10
Kayak Tekniği
Kayak tekniğinden kısaca bahsetmek
gerekirse, denge kaybettirecek ani
hareketlerden ve dönüş çabalarından
kaçınmak, vücudu fazla gevşetmeden
esnek tutmak, dengeli ve kontrollü
olmak, hız konusundaki sağduyumuza
arada sırada kulak vermek ve sıcak
şarabı fazla kaçırmamak kayağa yeni
başlayanların altın kuralları arasında
olmalı. Snowboard’da da olduğu gibi,
kayaklarınızdan gelen tuhaf sürtünme
sesi etrafınızdaki beyaz hayal dünyası
ile birleşince, insan kendini hiçliğin
ortasında dünyanın en zevkli sporunu
yaparken buluyor, ancak bu da her
daim temkinli olma zorunluluğunu
beraberinde getiriyor. Bu nedenle, bu
sporu icra ederken diğer
kayakçıların güvenliğini en
az kendinizinki kadar
düşünmek ve piste
sorumluluk hissi ile
çıkmak çok
önemli.
Asi
Çocuk
Snowboard
Snowboard kayaktan çok daha yeni
bir spor dalı. Hikayesine gelince;
bundan 40 sene önce ancak kayağın
icadından yaklaşık 5.000 sene sonra,
Sherman Poppen isimli bir Amerikalı,
iki kayağı birbirine enlemesine monte
ederek, kızına bugün snowboard olarak
anılan oyuncağı hediye eder. Mühendis
kökenli Sherman Poppen, aynı
yaratıcılığı ne yazık ki isim bulmakta
sergileyemeyecek, “surf(sörf)” ve
“snow(kar)” kelimelerinden
esinlenerek bu icadına “Snurfer” ismini
koyacaktır. Kabul görene kadar uzun
süre “deli tahtası” olarak anılan ve
ancak Jake Burton ve Tom Sims gibi
kayak gurularının elinde bugünkü
halini alan snowboard, özgür ve cool
kavramları ile eşdeğer anlama sahip
olmasından mı bilinmez, icra
edenlerini emsal spor meraklıları
arasında farklı bir yere konumlar.
Karları kazıması ve pistlerde
bombeler oluşturması nedeniyle
kayakçıların pek sevmediği snowboard
sporunda, özellikle yeni başlayanlar
için, en dikkat edilmesi
gereken konu
ekipman
seçimidir.
Çene ile burun
arasındaki mesafeye
denk gelen board tipleri
çok amaçlı olmaları nedeniyle
en çok rağbet görenlerden. Daha kısa
board’lar manevra yapma kabiliyetini
arttırdıkları için freestyle, half-pipe ve
snowpark gibi stillerde tercih edilirken,
daha uzun olanları yüksek sürat
kabiliyetleri ve stabiliteleri nedeniyle
dağ iniş ve “carving” meraklıları
tarafından kullanılmakta. Ayakkabı ve
board uyumu da en az board’un
kendisi kadar önemli olup, board
üzerinde kısa kalan ayakkabı
snowboard’a dönüş için yeterli baskıyı
yapamamanıza, board’dan dışarı taşan
ayakkabı ise kara takılıp düşmenize
Hobim
neden olacaktır. Bu kadar farklı
bileşenin bir arada bulunması, sizi
uygun ekipmanı satın almanız
doğrultusunda yönlendirebilecek
birinin varlığını zorunlu kılmakta.
Snowboard Yaparken Dikkat
Edilmesi Gerekenler:
Snowboard yaparken en önemli
kural, ön bacağı hafifçe kırmak
suretiyle ağırlığı her zaman öne
vermek ve arka bacağı dik tutmak.
Hangisi ön, hangisi arka bacak diye
merak edenler için basit bir test
bulunuyor. Biri sizi arkanızdan sertçe
ittiğinde hangi bacağınızı öne
atıyorsanız, snowboard’da da o bacağın
önde olması uygun olacaktır.
Snowboard ülkemizde yeni yeni gelişen
bir spor olduğundan hakkında çok
fazla şehir efsanesi ve kulaktan dolma
bilgi var. Bunlardan biri de board’u
belden yukarınızı kullanarak
döndürmeniz gerektiği yönündeki
inanış. Tamamen yanlış kabul edilen
bu uygulamanın doğrusu ayaklarınızı
otomobil pedalı olarak kullanmak ve
esas yapmanız gereken ise dönerken
elinizle dizlerinizi tutarak bu
alışkanlıktan bir an önce kurtulmak.
Diğer bir şehir efsanesi de kayakla
haşır neşir olanların kolaylıkla
snowboard yapabileceği yönünde.
Tamamen farklı bir denge ve
pozisyonda kaymak söz konusu
olduğundan, snowboard meraklısı
kayakçıların gövde değil omuz
doğrultusunda icra edilen bir spora
geçmesi hiç de kolay olmayacaktır.
için gelenlerin tercihi ve son
Palandöken’deki pistlerin uzunluğu,
dönemdeki iyileştirmelerle birlikte
Sarıkamış’ın kar kalitesi ve bunların her
(tesis görevlileri nadiren pistleri
ikisine de sahip Kartalkaya’nın daha da
ezmeyi unutsa da) Avrupa’daki
gelişmesi ile birlikte, kayak ve snow-
değinmişken, bu sporları
muadillerini aratmıyor. Her iki tesiste
board kalitesinden ziyade partileri,
yapabileceğiniz merkezlerden kısaca
de snowpark, tam teşekküllü donanım
konserleri ve gece hayatı ile anılan bir
bahsetmekte fayda var. Kayak ve
kiralama merkezi, kabul edilebilir
mekân haline gelmekte. Ancak, yine de
snowboard konusunda en gelişmiş
sayıda telesiyej ve teleski mevcut olup,
kar keyfi ve gece hayatını birlikte
tesisler Kartalkaya ve Uludağ’da yer
snowboard-kayakçı ayrımı yapmadan
yaşamak isteyenler için Uludağ,
alıyor. Kartalkaya, eğlenceden ziyade
her yaştan kış sporu meraklısına
Türkiye’nin hâlen en popüler kış turizmi
sadece kayak ve snowboard yapmak
hizmet veriliyor. Uludağ ise,
merkezi.
Kar Tutkunları İçin
Gidilecek Yerler
Ülkemizdeki popüler kış sporlarına
11
Evim
Yılbaşı Partinizi Planlarken...
Yeni yılı evinize davet etmek sanıldığı kadar zahmetli değil.
Küçük ipuçlarlarıyla günbegün 31 Aralık'a...
Evinizde verdiğiniz partiler tematik
oldukları zaman çok daha neşeli
olabiliyorlar
Yazı: Fulya Ulusoy
Fotoğraflar: Cenk Sönmezsoy
Bu konuyla ilgili yazılar hep şöyle başlamaz mı?: “Yeni bir yıl daha geliyor. Bu
yılbaşında ne yapacağınıza karar verdiniz mi?” Evet, karar verdiniz mi? Vermediyseniz acele edin, çünkü yılbaşını
dışarıda geçirmek istiyorsanız bir an
önce rezervasyon yaptırmak zorundasınız. Yok, “evde bir parti planlıyoruz…”
diyenlerdenseniz, iş yükünüz oldukça
ağır.
Ev partileri son yıllarda çok moda olsa da hakkını verenlerin sayısı oldukça
az. Siz siz olun, parti kararını aldıktan
hemen sonra kendinize bir “YAPILACAKLAR” listesi oluşturun ve adım
adım listenizi izleyerek hareket edin.
Başlangıçta biraz sıkıcı gelse de o
önemli gün gelip çattığında kendinizle
gurur duyacaksınız.
Üç Hafta Önce
1. Davetli listesini oluşturun. Davetlilerin kimler olacağını belirlemek parti
planındaki ilk adım. Neden? Çünkü çoğu hazırlığı kimleri davet ettiğinize ba12
karak planlayacaksınız: Tema, müzik,
oturma planı, davet şekli, hediyeler, ikramlar… Davet listesini oluşturun ve
birkaç defa üzerinden geçin, gözden
kaçırdığınız kişileri ekleyip gelmeyeceğine veya partiyi tatsız kılacağına inandığınız kişileri liste dışı bırakın.
2. Bir tema bulun. Partiler tematik oldukları zaman çok daha neşeli olabiliyorlar. Temanızı renklerle ve ikramlarınızla oluşturabileceğiniz gibi müzik ve
dekorasyonla da tamamlayabilirsiniz.
Temanızı bulduktan sonra, uygun müzik ile ikram seçimlerini ve de dekorasyon malzemelerini araştırıp bulmaya
başlayabilirsiniz.
3. Davetiyelerinizi gönderin. Artık davetiye konusu eskiden olduğundan çok
daha kolay halledilebiliyor. E-posta da
en kolay davet yöntemi, ama davetlilerinize tek tek telefon açmak tabii çok
daha hoş bir davranış olur. Davete mutlaka bir onay almalısınız ki ikram ve
oturma planlarınız da rahatça şekillenebilsin.
4. Menüyü oluşturun. İster kendiniz
hazırlayacak olun ister dışardan hizmet
alın, birkaç hafta öncesinden menü
oluşturmak işinizi çok kolaylaştıracak.
Böylece gerekli malzemeleri alabilecek
ve aklınıza gelen bazı değişiklikleri yapabileceksiniz. Menüyle birlikte bir de
alışveriş listesi yapmayı ihmal etmeyin.
5. Yardım çağırın. Sık sık gittiğiniz
Café’deki garson da olabilir bu, bir catering şirketinden de yardım alabilirsiniz. Özellikle kalabalık bir parti düşünüyorsanız, hem servis hem de temizlik için mutlaka yardıma başvurun.
İki Hafta Önce
1. Çatal bıçağınızı, gümüşlerinizi,
kristallerinizi, porselenlerinizi temizleyin, parlatın. Yemek örtülerinizi,
peçetelerinizi yıkayın, kolalayın.
Eksiklerinizi tamamlayın.
2. Müziğinizi ayarlayın, bir Playlist
oluşturmak sizi çok rahatlatacaktır.
3. Alışverişlerinize başlayın.
Bozulmayacak malzemeler alınıp dondurulabilecek ikramlar şimdiden
hazırlanmaya başlanabilir.
Evim
Bir Hafta Önce
1. Evinizi güzelce, dip bucak temizleyin veya temizletin. Banyonuzun,
mutfağınızın son dokunuşlarını
gerçekleştirin.
2. Mobilyalarınızı parti için uygun
olacak şekilde ayarlayın. Böylece hem
konukların rahatça bir noktadan
diğerine akmasını sağlayacaksınız hem
de eşyalarınıza zarar gelmesini önleyebileceksiniz. Kalabalıkta kırılıp dökülecek kıymetli eşyalarınızı ortadan
kaldırın ki tatsız bir sürprizle
karşılaşmayın. Işıkları hoş bir hava
sağlayacak şekilde organize edin, bol
bol mum serpiştirin.
3. Servis tabaklarınızı kontrol edin.
Daha fazlasına ihtiyacınız olabilir.
4. Barınızı organize edin ve stoklayın.
Eğer “herkes ne içiyorsa onu getirsin”
sizin tarzınız değilse, her dört kişiye üç
şişe şarap gibi bir planlama yapabilirsiniz. Tabii arkadaşlarınızı en iyi siz
tanıyorsunuz.
Üç Gün Önce
1. Komşularınıza partiniz olacağını
haber verin, özellikle de parti kalabalık
ve gürültülü olacaksa. Hatta belki
bazılarını davet bile edebilirsiniz.
2. Dekorasyona başlayabilirsiniz.
Detaylar son gün.
3. Etrafta, özellikle banyoda konuklarınızın görmesini istemediğiniz
şeyler varsa ortadan kaldırmak iyi olacaktır.
4. Palto, ceket vs. için bir oda belirleyin ve buradan kıymetli eşyalarınızı
kaldırın. Odanın iyice aydınlanması
için de yüksek voltlu bir ampul takın.
Ayrıca kalabalık yapacak her şeyden
kurtulun ki herkes aradığını hemen
bulabilsin.
5. Buzluğunuza bol bol buz stoklamayı unutmayın.
6. Alışverişinizi tamamlayın!
Bir Gün Önce
1. Çiçeklerinizi alıp düzenleyin.
2. Eğer yemekleri siz yapıyorsanız,
bir gün önce pişirilebilecek her şeyi
pişirin ve ertesi gün için hazırlanması
gerekenleri hazırlayın. Catering şirketi
ile çalışıyorsanız, son konuşmalarınızı
yapın ve saatler konusunda anlaşın.
3. Masanızı düzenleyin (en yakın
görüntüyü yakalamak için akşam saatlerini seçin).
4. Evinizin son temizliğini yapın,
şöyle bir dolaşarak eksikleri tamamlayın.
Parti Günü
1. Pişirilecek ne varsa bir an önce
aradan çıkarın.
2. Kendinize vakit ayırın. Banyo,
giyim, makyaj, belki kuaför… En önemli
konuğun siz olduğunu unutmayın.
3. Yiyecekleri masaya yerleştirin.
4. Müziği başlatın.
5. Mumlarınızı yakın.
6. Elinize içkinizi alıp ilk
konuklarınızı karşılamaya hazırlanın.
7. Her şeyden önce, gülümseyin.
Mutlu yıllar…
Sizin ve Ailenizin
Huzurlu Bir Hayat
Sürebilmesi İçin...
Allianz, özellikle büyük şehirlerde
karşılaşabileceğiniz birçok riske
karşı hem sizi hem de ailenizin
tüm fertlerini maddi zararlara
karşı güvence altına almak için
Kişisel Güvence Sigortası’nı
geliştirdi.
Kişisel Güvence Sigortası hem sizi
hem de ailenizin tüm fertlerini,
gasp, kapkaç ve yankesicilik olaylarında başınıza gelebilecek maddi
zararlara karşı koruyor.
Kişisel Güvence Sigortası ile
sadece kapkaç değil, evinizin
dışında karşılaşabileceğiniz daha
birçok riske karşı da güvence
altındasınız. Başınıza bir kaza
geldi, kolunuzu kırdınız, Kişisel
Güvence Sigortası ile içiniz rahat.
Kişisel Güvence Sigortası ile sizin
ve birlikte yaşadığınız aile fertlerinizin, üçüncü şahıslara ve mallarına verebilecekleri zararları da
bu poliçemizle teminat altına
alıyoruz. Evinizin balkonundan bir
saksı düşüp komşularınıza, yoldan
geçenlere veya park halindeki bir
araca zarar verdi, Kişisel Güvence
Sigortası’nı hemen yanınızda bulacaksınız.
13
Röportaj
Hande Altaylı:
“Hayatın günlük telaşları içinde
sigortalı olmak güven hissi veriyor.”
Fotoğraflar: Zeynel Abidin Ağgül
Ağustos ayında Time dergisinin kapak
konusu olan yazar Jonathan Franzen
her gün bilgisayarından başka hiçbir
şey olmayan bomboş ofisinde sabah
7’de yazmaya başladığını ve akşama
kadar da aralıksız devam ettiğini söylemiş. Sizin için yazma süreci nasıl ilerliyor?
Benimki maalesef karmakarışık. Bazı
dönemleri tek bir kelime yazamadan
geçiriyorum, bazı dönemlerde ise yirmi
dört saat boyunca kafamda başka
hiçbir şey olmuyor. Jonathan Franzen
gibi disiplinli insanları çok
kıskanıyorum, çünkü ilham diye bir şey
olmadığını, aslolanın çalışmak
olduğunu biliyorum.
karar verir. Bir yazarı sevdiğim zaman
onun yazdıkları bana ayrı ayrı kitaplar
gibi değil de tek bir metin gibi gelir.
Bilecik ya da Tokyo fark etmiyor, her
yerdeki hayatı merak ediyorum ve bir
parçası olmak istiyorum.
Edremit doğumlusunuz ve İstanbul’a
Galatasaray Lisesi’ni kazanınca
gelmişsiniz. Arada tekrar şehir
hayatından uzaklaşmak, küçük bir yere
taşınmak, doğayla iç içe yaşamak gibi
bir isteğiniz oluyor mu?
Doğum günü, yıl dönümü, yılbaşı gibi
özel günleri kutlamaktan keyif alır
mısınız? Bu günleri yurt içi veya yurt
dışında tatil kaçamakları yapmak için
bir bahane olarak mı görürsünüz,
yoksa evde dostlarınızla geçirmeyi mi
tercih edersiniz?
Özel günlerin hepsinden nefret ederim.
Günler öncesinden içimi bir sıkıntı
kaplar. Doğum günümü unutan arkadaşlarıma asla alınmam, hatta içimi
ferahlattıklarını söyleyebilirim, çünkü
ben bütün doğum günlerini unuturum.
Bana kalsa bugünler hiç yokmuş gibi
davranmayı tercih ederim ama her
zaman olmuyor işte. Sebepsiz partilere
ve sebepsiz seyahatlere bayılırım.
İlk kitabınız “Aşka Şeytan Karışır” ve
ardından üç sene sonra çıkardığınız
“Maraz” çok okundular ve çok sevildiler. Kafanızda konusu şekillenen yeni
bir kitap projesi var mı?
Bu aralar çokça konuşulan “Gıda
Intoleransı Testi” üzerinde biz de
dergimizde bir makale yayınlayacağız.
Bu test sizin hiç ilginizi çekti mi veya
yaptıran ve sonuçlarından memnun
kalan tanıdıklarınız oldu mu? Siz
sağlığınız ve formunuzu korumak için
nasıl bir yöntem izliyorsunuz?
Bir kaç proje var. Hepsine aynı anda
başladım ve hangisinin ilerleyeceğini
görmeyi merakla bekliyorum.
Yerli ve yabancı takip ettiğiniz yazarlar
kimler? Sizde büyük etki bırakmış,
dönüp dönüp okuduğunuz bir başucu
kitabınız var mı?
Türklerden Sabahattin Ali, İhsan Oktay
Anar ve Murat Uyurkulak’ı sayabilim.
Fante, Fowles, Kosinski, Saramago,
Tolstoy... Aslında başka bir sürü
sevdiğim yazar var ama bunların yeri
ayrı. En sevdiğiniz yazarların dünyanın
en iyi yazarları olması gerekmiyor.
Bazen kimsenin umurunda olmayan
biri çıkıp kalbinizi kazanabiliyor.
Herkes kendi kütüphanesinin
müdürüdür ve en kıymetli raflarına
hangi kitapları koyacağına kendisi
14
Herkesin içinden bazen böyle şeyler
gelir, ama ben kolaylıkla uyum sağlayabilen biriyim. Sanırım bu, yatılı okulun
kazandırdığı bir özellik. Bulunduğum
yerin bir parçası olabiliyorum. En tuhaf
insanlar ya da en tuhaf yerlerde bile
yabancılık hissetmiyorum. Neredeysem
oralıyım ve gittiğim bütün kentlerde en
azından bir süre yaşamak istiyorum.
Bir arkadaşım yaptırdı ve faydasını
gördü. Anladığım kadarıyla insanların
bu konuda epey bir sıkıntıları var.
Doğrusunu isterseniz, ben pek ilgilenmedim çünkü teneke bile yesem
dokunmaz bana. Sağlığım için
yaptığım en önemli şey sağlık
takıntısından uzak durmak. Kuzey Egeli
olduğum için zaten sebze ve otlarla
aram iyi. “Giritli’nin geçtiği yerde ot bitmez” derler ya, benim durumum da
öyle işte. Spor yapmayı seviyorum ve
hayatımın bir parçası haline getirdim.
Ama asla ve asla tofu-brokoli insanı
Röportaj
olmayacağım, sigara içenleri kovalamayacağım ve arkadaşlarımla birlikteyken kadehlerimi saymayacağım.
Kızınız ile ilgili hayaller kuruyor
musunuz? Ebeveynlerin genelde
yaptığı gibi eğitimi, mesleği ile ilgili
düşleriniz var mı? Ya da isteyip de
gerçekleştiremediğiniz şeyleri onun
yapmasını gizliden gizliye dilediğiniz
oluyor mu?
Çocukları ebeveynlerinden ve onların
hayallerinden korumak gerektiğine
inanıyorum. Bazen kendimi onunla
ilgili hayaller kurarken yakalıyorum ve
bence bu ayıplanacak bir şey. Onun
hayalleri gerçek olsun, önemli olan bu.
Hayallerinin peşine düşebilecek kadar
cesur, aldığı kararların bedellerini
ödeyebilecek kadar güçlü olmasını
dilerim. Herkesin çocuğu için dilerim
bunu.
Çoğu insan için sigorta yaptırmak
huzurlu bir hayat için öncelik. Örneğin
Allianz, geleceğiniz için tam ve kesintisiz güvence sunan çeşitli Hayat
Sigortaları sunuyor. “Maraz”ın tanıtım
metninde de dediği gibi, “Bazen
hayatın sigortası atar; ışıklar söner ve
her yer karanlığa gömülür.” Siz beklenmedik durumlara karşı sigortayı gerekli
bir önlem olarak görüyor musunuz?
Mutlaka gerekli, hele de bizimki gibi
inişli çıkışlı bir ülkede. Sonuçta
içgüdüsel olarak hepimiz güvende
olmak istiyoruz. Sigorta yaptırınca kendinizi bir tik atmış gibi hissediyorsunuz.
Siz de Twitter, Facebook gibi sosyal
medya ağlarının takipçilerindensiniz.
Artık politikacılardan büyük şirketlere
kadar herkes bu sitelerin öneminin
farkında. Reklamcılıktan gelen biri
olarak günümüz medyasındaki etkileri
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çok önemliler çünkü yeni dünya
düzeninin temsilcisi niteliğindeler.
Artık değişimin yüzyıllarla değil yıllarla
ölçüldüğü bir zamanda yaşıyoruz ve
ucundan tutmadığımız zaman çağın
dışına itilmemiz an meselesi. Henüz
taşlar tam olarak yerine oturmadı ama
Digital divide’ın emekli dünyalılar kısmında yerimizi almak istemiyorsak sanal alemi kolaçan etmemiz gerekiyor.
Ürkütücü bir değişim ve yenilenme hali
var ve bazen ayak uydurmak çok yorucu oluyor.
Herkes kendi kütüphanesinin müdürüdür
ve en kıymetli raflarına hangi kitapları
koyacağına kendisi karar verir.
Birbiri ardına çıkan Kindle, iPad gibi
yenilikleri takip ediyor musunuz?
Bunların basılı malzemenin yerini
alacağını düşünüyor musunuz?
Son olarak, ileride yaşamayı
düşlediğiniz hayatı bize biraz tarif edebilir misiniz?
Bilmiyorum çünkü olmaz dediğimiz
pek çok şeyin olduğunu gördük. Herkes
bildiğine tanıdığına tutunmak istiyor
ve aslında muhafazakârlık dediğimiz
şey tam olarak bu bence. Mesela
bazıları roman öldü diyor çünkü
akıllarındaki şey 18. ya da 19. Yüzyıl
romanı. Aslında ölen şey onların
kafasındaki roman tanımı. Artık yeni
bir zaman, yeni bir dünya ve yeni bir
roman var. Tamamen anlaşılabilir bir
şekilde, alıştıkları tanımdan vazgeçmek
istemiyorlar ama Amerikalılar’ın şarap
yapabildiğini kabul ettiğimiz gibi bunları da kabul etmek zorundayız. Sen sev
ya da sevme bir şeyler değişiyor.
Son günlerde beni en mutlu eden şey
kitaplarımın yabancı dillere çevrilmesi
ve dünyanın çeşitli yerlerindeki edebiyat festivallerinden davet almak. Bunun artmasını isterim, daha çok ülkede
kitaplarım basılsın, yazar-çizer dostlarım olsun, bilmediğim alfabelerde kendi cümlelerimi göreyim isterim. Daha
iyi yazmak, yazdıklarımla daha mutlu
olmak. Bunların hiçbiri olmazsa da
mutlu ve sağlıklı bir aileye sahip olmak
yeter de artar bile zaten. Hayatın çok
büyütülecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Sigortalar attığında şalteri
kaldıracak gücümüz olması kâfi.
15
Gurme
Türk kahvesi, yapanın yeteneği ölçüsünde
lezzetli olur.
Kahve Molası
Bir fincan kahvenin ne çok bahanesi var...
Yazı: Zeynep Uzun
F
al bakmak, kitap okumak, uyanmak,
çalışmak, çalışamamak, mola
vermek, yemek öncesi, yemek sonrası...
Bir fincan kahvenin ne çok bahanesi
vardır. Şimdilerde sayıları gittikçe artan
“kahve kafeler” sayesinde çeşit çeşit
kahveler içerek uzun vakitler
geçirebildiğimiz farklı alanlara sahip
olduk. Espresso, french press,
frapuccino, americano, dondurmalı
latte vb. kahvenin değişik tadlarda
şekilden şekile girdiği renkli
içeceklerimiz ve yeni alışkanlıklarımız
var artık. Sokaklarda ellerimizde kahve
bardaklarıyla dolaşabiliyor; sinema
salonlarında filmin ilk yarısını mısır
patlağı ve frigo ile geçiriyorsak, ikinci
yarısını kahveye ayırıyoruz. Kısacası
farklı hazırlama, pişirme ve sunum
teknikleriyle birbirinden ayrışan kahve,
kokusu ve lezzetiyle her zaman
cezbedici ve onunla yapılan her şey
16
daha keyifli. En iyisi bir kahve alalım
yanımıza ve günlük hayatımızda daha
fazla yer tutmaya başlayan bu içeceğin
tarihine ve özelliklerine bir göz atalım.
Kökeni, türleri, yetişme alanları
1699’da Antoine de Gaillard
tarafından tercüme edilen, Mekke’li
Abu-Bek isimli bilgenin “Kahvenin
Bahçesi” isimli yazılarında kahvenin ilk
kez Arabistanlı bir çoban tarafından
bulunduğu söylenir (M.S. 575). Khaldi
adındaki bu çoban bir çalıya ait kırmızı
meyveleri yiyen hayvanlarının daha
hareketli olduklarını görmüş, kendisi
de bu meyveyi denemiş ve verdiği his
hoşuna gidince de diğerlerine haber
vermiştir. Keşişlerce “şeytan meyvesi”
adı verilen bu bitki daha sonra uyanık
tutucu özelliğinden dolayı duaya ve
ibadete yardımcı bir aracı olarak da
görülür. Bir başka efsaneye göre ise
Ömer isimli bir Arap genci çölde ölmek
üzereyken arkadaşının sunduğu bir
bitkiyi yemiş ve böylece hayatta
kalmayı başarmıştır. Yakın kasaba
Moka’da zamanla dini bir inanç haline
gelen bu söylence kahve bitkisinin
Moka adını almasına neden olmuştur.
Kahve bitkisiyle yapılan ilk içecek bir
tür şaraptır. Kahve, bal ve su karışımı
ile elde edilmiştir. Arapça “kahva”
şarap anlamına gelmektedir. İslamın
etkisiyle alkole karşı yaygınlaştırılan bir
içecek olmuştur.
“Kahve bitkisinin yetişme ortamı
özgün tadını belirler.”
Kahve bitkisi “Rubiaceae” ailesinin bir
cinsidir. Kahve ağacının belli başlı üç
türünü biliyoruz:
Gurme
Robusta (Coffea canephora): %2
oranında kafein içerir. Suda
eritilerek hazırlanan kahve
yapımında kullanılan bu tür seçkin
kahve satıcılarında pek bulunmaz,
daha çok karışımlar şeklinde
süpermarketlerde satılır.
Arabika (Coffea arabica): Yavaş
büyüme özelliğinden dolayı daha
lezzetli ve tatlı bir aromaya
sahiptir. Yeşilimsi sarı renkteki oval
Arabica çekirdeklerinden üretilen
kahve, Robusta’ya göre daha az
kafein içerir.
Liberika (Coffea liberica): Türü
robustaya benzerlik göstermekle
birlikte %1 oranında kafein içerir.
Kötü iklim koşullarına dayanıklıdır.
Kahve satılan yerlerden bu türleri
ayrı ayrı alabileceğiniz gibi karışık
oranlarda (blend) alıp yeni tatlar da
yaratabilirsiniz. Örneğin, Orta
Amerika’nın asiditesi yüksek kahvesi
ile Endonezya’nın yumuşak kahve
karışımı veya İtalya’nın koyu
kavrulmuş kahvesi değişik bir tat
oluşturabilir. Eğer gerçekten iyi bir
kahve içicisiyseniz, satın alacağınız
kahvenin ne zaman kavrulduğunu ve
ne zaman çekildiğini öğrenmelisiniz.
Örneğin, üzerinde “roast” yazan hazır
paketlerin kavurma derecesi,
lezzetlerin korunmuş olması açısından
en iyisidir.
Kahve bitkisinin yetişme ortamı
özgün tadını belirler. Hatta aynı türün
aynı ülkede değişik rakım, yağış
miktarı, toprak cinsi, işleniş
metodlarına maruz kalması bile farklı
tat karakterlerinin ortaya çıkmasına
neden olur. Farklı çeşit ve karışımlarda
satın aldığımız kahve aslında yukarıda
bahsettiğimiz üç ana familyadan
gelmektedir. Kahvenin anavatanı kimi
kaynaklara göre Afrika ve Arabistan,
kimi kaynaklara göreyse Etiyopya’nın
Kaffa bölgesidir.
Kahvenin bizim topraklarımıza
girmesi ise Kanuni Sultan Süleyman
dönemine denk gelir. 1543 yılında
Yemen valiliği yapan Özdemir Paşa
orada içtiği ve beğendiği kahveyi
İstanbul’a getirdi. Kahve kısa zamanda
saray mutfağında yerini aldı. Saraydan
konaklara ardından da evlere giren
kahve, İstanbul halkının kısa sürede
tutkunu olduğu bir lezzet haline geldi.
Çiğ kahve çekirdekleri tavalarda
kavrulup, dibeklerde dövüldükten
sonra cezvelerde pişiriliyordu.
İstanbul’a gelen Venedikli tacirler, çok
sevdikleri bu içeceği Venedik’e taşıdılar.
Böylece Avrupalılar da kahveyle ilk kez
1615’te tanışmış oldu. Önceleri
limonata satıcıları tarafından
sokaklarda satılan kahve, İtalya’nın
1645’te açılan ilk kahvehanesinde
yerini aldı.
Kahve nasıl öğütülmelidir?
Kahve çekirdeklerinin tane yüzeyleri
ne kadar küçükse kahve o kadar fazla
ekstrakte olur. Bu da kahvenize daha
sert, acımsı bir tat kazandırır. Bunun
aksine iri tanelerden elde edilecek bir
ekstrakt kahvenize daha yumuşak,
zayıf bir tat verir. Kahve çeşidine göre
seçilmesi gereken granül
büyüklüklerinden bazıları şunlardır;
Büyük granül: French Press kahve
için
Orta granül: Filtre kahve ve
damlatma ile pişirilen kahve için
Çok ince granül: Espresso kahve için
Toz granül: Türk kahvesi için
Kahve pişirme yöntemleri
Damlatma: Bu yöntem kaynamaya
yakın sıcaklıktaki suyun orta kalınlıkta
çekilmiş kahve tanelerinin üzerine bir
filtre yardımıyla damlatılmasıdır. Buna
filtre kahve adı verilir. Filtreye her 160
ml su için iki tatlı kaşığı kahve
doldurduktan sonra çalıştırılan
makinada ısınan su yavaşca kahve
üzerinden akmaya başlar. Bu işlemde
iki tip filtre kullanılabilir. Bir
kullanımlık kâğıt filtre ya da kalıcı,
plastik veya metal filtre. Kâğıt filtrelerin
sıcak su etkisiyle kahveden bazı
esansları emmesi nedeniyle metal veya
plastik filtreler daha fazla tercih edilir.
Presleme: Fransız yöntemi olup yaylı
bir süzgecin bir sap ile -30 +5300C’ye
dayanıklı, borosilikat silindirik bir kap
içindeki hareketi sonucu
gerçekleştirilir. Bu tarz kahve yapılırken
su önce ısıtılır. Biraz soğuttuktan sonra
cam pres kabının içine boşaltılır. Kabın
kahve koymadan önce ısıtılması camın
sıcaklığı emmesine engel olur. Ölçü bir
tas kahve için iki tatlı kaşığı kahvedir.
Pres için kullanılacak kahve iri çekilmiş
olmalıdır. Yaklaşık 4 dakika sonra pres
kolu bastırılarak kahvenin cam kabın
altına inmesi ve süzülmesi sağlanır.
Kahve ve su arasında esans yağlarını
emecek bir filtre olmadığından oldukça
doğal lezzette bir kahve elde edilir.
Espresso: İtalyan “cafe espresso” için
kullandığımız terimdir. Latincede
“expresere” sıkıştırılmış demektir.
İngilizcede yazılımı “expresso” olup
“hızlı” anlamına gelir. İtalyancada “x”
harfi bulunmadığı için “ espresso”
olarak yaygınlaşmıştır. Espresso, sıcak
su ile çok hızlı bir şekilde ince kahve
tanelerinin ekstraksiyonu yöntemiyle
elde edilen sert kahve türü olarak
tanımlanmaktadır. Gerçek italyan
espresso kahve yoğun şurup tadındadır
ve üzeri bir kaymak tabakasıyla
taçlanır. Bir kerede 50gr.’dan fazla
kahve kullanılmaması gerekir çünkü
ideal olan suyun bir an evvel derine
inmesi ve dipte uzun bir süre
geçirmesidir.
Türk kahvesi hazırlama yöntemi ise
kahvenin su kaynarken mümkün
olduğunca yavaş biçimde kaynatılması
esasına dayanır. Bir tatlı kaşığı çok ince
çekilmiş kahve bir fincan soğuk suya
ilave edilip cezvede ısıtılır. Kabarıp
kahve su içine alınınca oluşan köpük
fincana dökülür. Sonra ısıtılmaya
devam edilir ve ikinci kabarmadan
sonra kalan kahve fincana boşaltılır.
Köpüklü bir kahvede sert tadı
hissetmek gerekir. Türk kahvesi,
yapanın yeteneği ölçüsünde lezzetli
olur. Telvesiyle içilen tek kahve özelliği
taşıyan vakur Türk kahvesi geleceğe
ilişkin birkaç kelam etmenin, derin!
sohbetlerin ve kız isteme merasiminin
vazgeçilmezi olarak yeri doldurulamaz
niteliktedir.
17
Şirket Haberleri
BES : Emeklilik döneminiz için yapabileceğiniz en kârlı
yatırım aracı
Müşteri odaklı hizmet anlayışımızla sektörde sadakat liderliğini üstlenmekte ve Türk halkının “İlk Tercihi”
olmak sloganıyla çalışmalarımızı devam ettirmekteyiz.
A
llianz olarak daima uzun vadeli
hedeflere yönelmekteyiz.
Önümüzdeki dönemde de teknik
disipline odaklanmayı, satış
kanallarımıza verdiğimiz desteği
sürdürmeyi ve pazar payımızı
arttırarak sektörde daha üst sıralarda
yer almayı hedeflemekteyiz.
Bireysel Emeklilik Sisteminin
yürürlüğe girdiği 2003 yılından bu yana
gün geçtikçe sistemin bilinirliliği arttı
ve halkın bireysel emeklilik sistemine
olan güveni sağlamlaştı.
Emeklilik ürünlerine karşı duyarlı
olan kadınlarımız da ekonomik
yeterliliğe sahip oldukları anda Bireysel
Emeklilik Sistemi’ne dahil olmaya
önem verdiklerini gösterdiler.
Bireysel emeklilik yatırım fonlarının
18
müşteri beklenti ve ihtiyaçları
doğrultusunda çeşitlendirilmesi ve
sistemin ülkemiz çapında
yaygınlaştırılması sistemde büyümeyi
destekleyecek önemli bir ihtiyaçtır.
Bireysel Emeklilik Sisteminin en
önemli ayaklarından birini oluşturan
kurumsal sözleşmelerde vesting
konusundaki soru işaretlerinin ortadan
kaldırılması önemli bir adım olmuştur.
İşveren destekli ve kurum katkılı
sözleşmeler ile katılımın arttırılması
hedelenmektedir.
Yarının belirsizlik perdesini
aralamanın en akılcı yolu,
Bireysel Emeklilik Sistemi
Bireysel emeklilik sistemine yapılan
katkılar kişilerin elde ettikleri gelirin
%10’u ve yıllık asgari brüt ücret tutarı
ile sınırlandırılmak suretiyle vergiden
indirilmekte ve bu tutarı yatırma
aşamasında diğer tasarruf araçları ile
önemli bir fark yaratmaktadır. Ancak
şu anda sistemde katılımcıların
yalnızca %33’ü sunulan bu avantajdan
faydalanabilmektedirler. Hazine ve
emeklilik şirketlerinin oluşturduğu
komisyon tarafından düzenlenen
bireysel emeklilik üyelerinin vergi
avantajı için ayrı bir hesap
oluşturulmasına ve vergi avantajından
gelen paraların oluşturulacak ikinci
hesapta değerlenmesine ilişkin
çalışma Maliye Bakanlığı’na
sunulmuştur. Vergi avantajı dahilinde
oluşan birikimlerin hak edilmesi için
katılımcının 5 yıl boyunca sistemde
kalma şartı aranacaktır.
Şirket Haberleri
“Markalı Kaskolar” ile Araçlara Eksiksiz Güvence
Allianz, otomotiv şirketleri ile yaptığı anlaşmalar ile araçlara geniş
kapsamlı bir kasko hizmeti sunuyor:
F
iat, Renault, Ford, Volkswagen,
Nissan ve Hyundai markalı araçlara
özel yapılan kaskolar, her türlü hasar
onarımının aracın kendi yetkili servisi
çatısı altında, orijinal parça
kullanılarak ve uzman teknisyenler
tarafından yapılmasına imkân veriyor.
Böylelikle Markalı Kaskolar, araçların 2.
el değerinin korunmasına da katkı
sağlıyor.
Markalı Kaskoların sigortalılara sunduğu avantajlar:
Markalı Kasko sahiplerine, kendi yetkili servislerinde öncelikli hizmet veriliyor.
Markalı Kasko poliçesi, içeriğindeki Kasko Sigortası, Ferdi Kaza Sigortası, İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası, Hukuksal
Koruma Sigortası ve Kasko Yardım Paketi Hizmeti’yle her türlü risklerin teminat altına alındığı komple bir paket olarak
sunuluyor.
Kasko poliçesinin geçerlilik süresi boyunca cam kırılmalarında bir defaya mahsus olmak üzere, orijinal parça
kullanılarak ve hasarsızlık indirimi bozulmaksızın değişim imkânı tanınıyor.
Aracın trafikte seyredemez derecede hasar görmesi ve hasarının, yetkili servise teslimini takip eden 24 saat içerisinde
giderilememesi durumunda, sigortalıya tamir süresince ikame araç veriliyor.
Araç anahtarının kaybı durumunda 1.000.TL’ye kadar olan anahtarların ücretsiz olarak yenilemesi yapılıyor.
Deprem, sel ve su baskını, grevi, lokavt, kötü niyetli hareketler, halk hareketleri ve terör teminatları da muafiyetsiz
olarak poliçede teminat altına alınıyor.
Markalı Kaskolarda, trafiğe ilk çıkış tarihinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde, araçta meydana gelebilecek ciddi
hasarlar ya da çalınma durumunda, poliçe sahibine 0 km araç veya aracının peşin anahtar teslim bedeli ile ödeme
yapılıyor. Uygulama çerçevesinde, Markalı Kasko anlaşması olan yetkili servislerde hasarın tamamı ödeniyor.
19
Şirket Haberleri
Her Eve Lazım: Konut Sigortası
Müşteri odaklı hizmet anlayışıyla sektörde sadakat liderliğini
üstleniyor ve finansal gücüyle, olası bir hasar sonrasında ödeme
süreçlerini minimuma indiriyor.
ünyanın en büyük sigorta şirketi
olan Allianz, konut sigortası
yaptırmak isteyenlere, evlerini tehdit
eden risklere karşı, tamamen kendi
ihtiyaçlarına ve bütçelerine göre
şekillendirilebildikleri ürünler sunuyor.
D
Tüm Ev Sigortası’nın teminatlarında,
konut poliçelerinde genel olarak
sağlanan yangın, hırsızlık, sel, dahili su
teminatlarının yanı sıra, izolasyondan
kaynaklı hasarlar, elektrik hasarları,
evde bulunan kişiler için ferdi kaza,
hukuksal koruma ve 7/24 hizmet veren
asistans hizmetleri bulunuyor. Ayrıca
sigortalıların ihtiyaçlarına göre
deprem, cam kırılması hasarlarını ya
da fırtına sonucu uydu anteni ve klima
cihazı gibi dış ünitelerde oluşabilecek
zararlar da kapsam dahilinde
tutuluyor.
Üstelik, Allianz Tüm Ev Sigortası’nı ilk
kez yaptıranlara % 10, hasarsız poliçe
yenilemelerinde ise % 30’a varan
indirim imkânı bulunuyor.
Konut sigortası yaptırırken dikkat edilmesi gereken konular:
Tüketiciler konut sigortası yaptırırken öncelikle fiyattan çok poliçenin kapsamına dikkat etmeli. Sigortalı, poliçenin
kapsamını kendi ihtiyaçlarına göre belirlemeli ve mutlaka teminatları incelemelidir.
Evinizi sigorta ettirirken, sigortacılıkta kullanılan ‘bina değeri’ terimi, evinizin tamamıyla yeniden inşası halinde
oluşacak maliyeti kasteder. Yapı tipine göre bu maliyetler yaklaşık olarak hesaplanmıştır. Bina maliyetini beyan ederken
bu hususu göz önünde bulundurmak gereklidir.
Konut sigortası alırken arsanın değeri düşünülerek sigorta yaptırılmamalı, olası risklere karşı doğru teminatları seçme
yoluna gidilmelidir. ‘3. şahıs mali mesuliyet’ teminatının poliçede olup olmadığına ve limit tutarına dikkat edilmelidir.
Tüketicilere önerimiz, yazlık evlerinin ve kışlık evlerinin sigortalarını yaptırırken poliçe kapsamlarının ihtiyaçlarına
yönelik olmasına dikkat etmeleridir. Daimi ikamet olmayan konutlarda olası hasarlara daha geç müdahale edilmesi
ihtimalinden dolayı hasarın büyümesi söz konusu olabilir.
Teminatlar dışında dikkat edilmesi gereken diğer bir konu ise poliçenin enflasyona karşı endeksli olup olmadığıdır.
20
Şirket Haberleri
Her Şey Çocuklarımız İçin:
Eğitim Sigortaları
E
ğitim Sigortaları, çocuğun eğitim
masraflarını karşılayan bireyin
vefat, maluliyet, tehlikeli hastalıklar
gibi beklenmedik risklere maruz
kalması durumunda çocuğun eğitimini
sürdürebilmesi amacıyla gerekli olan
tazminatı ödeyen sigorta ürünleridir.
Eğitim sigortalarını çocuğun eğitim
masraflarını güvence altına almayı
amaçlayan her anne/baba yaptırabilir.
Allianz Hayat ve Emeklilik A.Ş
bünyesinde müşterilerimizin eğitim
sigortası ihtiyaçlarına cevap verecek iki
farklı ürün bulunmaktadır: “Best Life”
ve “Büyüyen Çocuk”.
Büyüyen Çocuk sigortası, sigorta
süresi içerisinde sigorta ettiren
ebeveynin vefatı halinde sigortalı
çocuğa maaş ödemesi sağlayan, sigorta
süresi sonunda ise kâr paylı birikimler
üzerinden toplu ödeme veya maaş
seçeneği sunan uzun süreli bir
sigortadır. Bu sigortadan 0-17 yaş arası
çocuklar yararlanabilir ve sigorta süresi
en az 10 yıl olarak belirlenebilir. Sigorta
en geç sigortalı çocuk 25 yaşına gelene
kadar devam eder.
gelebilecek risklere karşı uzun süreli
maddi güvence sağlar. Bu sigorta
kapsamında sigortalının sigorta süresi
içinde vefatı halinde poliçede belirtilen
lehdarlara vefat tazminatı veya poliçe
süresi sonuna kadar maaş ödemesi
yapılır.
Best Life Sigortası, vefat ana
teminatının yanında, tam ve daimi
maluliyet ek teminatı vererek, poliçe
süresi boyunca sigortalının başına
Eğitim sigortaları, en değerli
varlıklarımız çocuklarımızın eğitim ve
öğretim hayatlarının çeşitli riskler
Neden Eğitim Sigortası Yapılması
Gerekiyor?
nedeniyle yarım kalmasını ya da
kesintiye uğramasını engelleyerek
öğrenim görmekte oldukları eğitim
kurumlarında aynı şartlar ile
eğitimlerini sürdürmelerine olanak
sağlayan temel güvencelerden biridir.
Ayrıca bu sigortayı aracımızı ve evimizi
sigortalarken ödediğimiz primlere göre
çok daha ekonomik primlerle
yaptırmak mümkündür.
Allianz Risk Mühendisleri Sizin Hizmetinizde!
Artık evinizdeki riskleri değerlendirmek çocuk oyuncağı:
www.allianzrisk.com
A
llianz Riziko Kontrol ve Yönetim Departmanı tarafından geçtiğimiz yıl hayata
geçirilen www.allianzrisk.com sitesi uzman risk mühendislerinin bilgi
birikimini ve deneyimini bir araya getiriyor. Siteye eklenen son modül “Ev
Risklerinizi Değerlendirin” de tüm tüketicileri evlerindeki olası risklere dair
bilgilendiriyor.
Ev Risklerinizi Değerlendirin modülünde 18 soruluk bir test yer alıyor. Testte
evin içinde gaz, duman ya da ısı algılama dedektörlerinin, yangın merdiveninin,
balkon korkuluğunun bulunması, priz ve kabloların güvenliği, sigara içilmesi
gibi kriterler değerlendiriliyor ve Risk Değerlendirme Raporu yayınlanıyor. Raporda Risk Analiz Tablosu ile öncelik
verilmesi gereken risk dereceleri ve öneriler yer alıyor.
Rapordaki Risk matrisinde 3 ayrı risk alanı bulunuyor. Kırmızı Alan acil olarak iyileştirilmesi gereken yüksek öncelikli
kritik riskleri; Sarı Alan iyileştirmeye açık olan orta öncelikli riskleri; Mavi Alan uzun zaman periyodunda tehlike
yaratabilecek hafif riskleri temsil ediyor. Testi yapanlar, arzu ederlerse Risk Değerlendirme Raporu’nunu bilgisayarına
indirebiliyor, çıkış alabiliyor.
21
Eğlence
Soldan sağa
1. Milletin egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için
seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi
2. Kraliçe... Çingene çocuğu... Utanma,
utanç duyma
3. Sevgiliye kavuşma... Devletin öngördüğü
yöntemlere uygun olarak yapılan
4. Bataklık... Ciltli kitapların sol cilt
kapağında bulunan ve okunmakta olan yeri
belli eden, ucu üçgenimsi katlanabilir parça
5. Açık saman rengi... Iridyumun simgesi
6. Köpek... Köpek ve ineklere yedirilmek için
un ve kepekle hazırlanan yiyecek...
Faransa’da ve Avrupa’da yayılmış olan yapı,
mobilya, giyim usulü
7. Herhangi bir işte, bir yarışta, birbirini
geçmeye çalışan, aynı şeyi elde etmeye
uğraşan kimse... Deniz veya göl suları ile
çevrilmiş küçük kara parçası...
Kurçatovyumun simgesi
8. Ad veya numara çekilerek oynanan şans
oyunlarının genel adı... Kök, sap ve yaprak
şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama
ve büyüme organı
9. İngiliz sömürgelerinde ve başka bazı
ülkelerde para birimi... Koyun, köpek, at vb.
hayvanların veya insanların derisinde asalak
olarak yaşayan, bulaşıcı hastalıklara sebep
olan böceklerin genel adı
10. Uzun ve yorucu, özenli çalışma... Havadaki yüksek ısı
11. Elde bulunan her şey... Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği
12. Mecazen üstün, çok iyi... Telefonların bağlı olduğu merkez
22
Yukarıdan aşağıya
1. Elmas, yakut vb. değerli taşlar, mücevher... Istek, heves
2. Fiyatı yüksek olmayan, pahası az... Baş bodoslamasından omurgaya
kadar uzanan, cıvadra donanımına
desteklik etmek amacıyla konulan ekleme
3. Işitilmiş, duyulmuş olan... şiddetli ishal ve
kusmalarla kendini gösteren, çok bulaşıcı,
salgın ve öldürücü bir hastalık
4. Bir nota... Kayıp olan şey
5. Bebekleri kaldırdığı söylenen bir cins
akbaba
6. Motorlu taşıtlarda direksiyon ile tekerlek
arasındaki bağlantıyı sağlayan demir
çubuk... Lübnan plaka işareti... Atmosferin
alt tabakalarındaki küçük su taneleri veya
buhardan oluşan bulutların çok alçalarak
yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman
7. Iplik... Kuzu sesi... Bundan başka
8. Yalnız bir yanından ana karaya bağlı,
öbür yanları denizle çevrili kara parçası...
Yaşam, hayat
9. Amaç, gaye, maksat... Eski dilde su...
Gençliği ve körpeliği kalmamış
10. Paçasız, kasıklara oturacak biçimde
dikilmiş külot... Tekerlek
11. Pamuktan düz dokuma, kaput bezi...
Tantalın simgesi
12. Paçavra hastalığı... Pastacı, terzi vb. nin
kullandığı dişli, küçük demir çark