Fulltext

Transkript

Fulltext
(
)
( )
( )
TURKCEDE ARGO
DOC.DR. SONAY HASAN TAHS N
KERKUK UN VERS TES
E T M FAKULTES
TURKCE B LUMU
NSZ
Dünyan n geni bir b lgesinde konu ulan türkçe oldukça
eski bir kültür zeminine sahiptir yeni sosyal ve siyasi
geli melerle birlikte nem kazanan Türk dili çok farkl
co rafyalarda ilgi ile kar lanmakta ve bunun sonucu olarak
Türkçe renme talepleri artmaktad r.
Türk dili bilindi i gibi tanzimat tan sonra büyük de i iklere
u ram t r. Eski divan ve medrese dili geni lçüde ay klanm
buna kar l k konu ma dilinden pek çok kelime yaz diline
geçmi tir. Büyük bir tercüme ve telif çal mas na sahne olan o
devrin dil bak m ndan bir zelli i de bat medeniyetine ait
kavramlara Arapça, Farsça ve Türkçe k klerden kar l klar
bulunma a çal lm olmas d r.
Sadele tirme, yenileme ve eksikleri tamamlama çal malar
me rutiyetten geçerek cumhuriyet devrinde günümüze kadar
devam etmi tir ve süre gidece e benzemektedir. Bu
çal malarda zaman zaman g rülen a r l klara ra men büyük
lçüde ay klanm Osmanl can n bin y ll k bir tarih ve
medeniyete ait unsurlar ndan bir k sm muhafaza edilmi , beride
baz lar teklif halinde kalsa da, zellikle terimler sahas nda ne
sürülen yeni kelimelerden pek ço u tutulur ve kullan l r hale
gelerek ya ayan dile girmi tir i te bu karma nitelikte Argo nun
(
)
( )
( )
hayat m z içinde olan s zcükleri kendimce Bilimsel ara t rmalar
nda haz rlad m Argo Dilinin tezini dil, kültür, konu ve
ekil bütünlü üne büyük nem vermi bulunuyorum. Geni
ara t rma ve tecrübelere dayan larak haz rlad m bu eserde
Türkçnin konu malar ndan Argo dilinin metodlar n size
anlatmaya çal t m.
Argo dili ya ant m zda belki fark nda olmadan büyük yer
kapsad n anlad m ve ara t rmamda de i ik konulara ve bütün
aç dan argo dilini ele ald m.
Bu eser farkl alg lama biçimlerine g re en ufak bir detay
atlamadan kinestetik zelliklere sahip üniversite retim üyeleri
kitlesinin çe itlili ine uygun yakla mla haz rlad m beyan
ederim.
Tez ara t rmamda Türk dilinin zenginili ini anlam ve ifade
derinli ini yans tan rnekler verilmi suretiyle okuyucunun
dikkatine sunulmu tur.
Argo dili tez ara t rmam Türkçenin en derin noktalar ndan
biri olan argo dili halk aras nda, edebiyatta, tiyatroda
konu ulmakta olan s zcükler detaylar yla renmek isteyen
herkese faydal olaca na inan yorum.
Günümüzde televizyon programlar nda, bas nda her an
kar m za ç kan adeta günlük hayat m z i gal eden ya am
biçimmizi, tercihlerimizi etkileyen argo üzerinde sosyolojik,
psikolojik, lengüistik aç lardan yap lacak ara t rmalar ilginç
sonuçlar verecektir. Zira Argo belli bir toplulu un ileti im arac ,
ifreli dili ama ayn zamanda da o toplulu un zekâ ve
yarat c l n n kültür zenginli inin de nemli bir g stergesidir.
An nda g zlemledi i "edebe mugayir"davran lar ve
bunlardan duydu u rahats zl günlük konu ma dili ile ifade
eder. Sanatl bir dil kullanmayan müellifi halk n kulland dili
(
)
( )
( )
zaman zaman da argo " ya müracaat ederek kullanmaktad r.
Yaz dili yerine konu ma dilinin kullan lmas ile realiteye
uygun toplumdaki bozulmay çirkinli e paralel bir dilin
kullan lm olmas dikkat çekicid r. Bunlar yaz mda
belirtmesemde ara t rma esnamda dikkatimden kaçmay p sonuç
olarak sizlerle payla mak istedim.
Argo, kübizm, sürrealizm, futurism gibi insan n duygu ve
dü üncelerini bir kontrola tabii olmaks z n otomatik olarak ifade
etmeyi amaçlayan avant garde ak mlarda da yararlan lan bir
kaynakt r.
Netice olarak; argonun edebiyatta ço u zaman bir popülizm
hareketi içinde, gerçe i ifade etmek ve realiteye uygunlu u
sa lamak
Can yücel'e g re ba l ba na bir argo airi olarak kendini
g sterir.
Hüseyin Rahmi Gürp nar'da eserlerinde s k s k argonun
s zcük da arc ndan yararlanm t r. Hüseyin Rahmi, yaratt
halk tiplerini onlara konu turdu u dil ve argo ile de
zenginle tirir gerçe e yakla t r r.
Ara t rmamda bana en ilginç gelen Türk edebiyat nda
realiteye kalma amac yla argonun kullan ld en ilginç
rneklerden biri hiç ku kusuz stanbul "da Nuruosmaniye
kütüphanesi nr. 4925" te kay tl olan bir mecmuan n 48b-76a
sayfalar aras nda yer alan bir risaledir. stinsah tarihi
H.1132(M.1720)olan risalenin müstensihi belli de ildir.
Müellifi ve ad kay tl olmayan bu risalede Osmanl devletinin
en güçlü oldu u devirde toplumun çükü ünü bozulmas n
izleyen müellifin sosyal tenkidi ile kar la r z. Evde, sokakta,
i te ya am n her yerinde.
Sonuc olark argo"nun kullan m na ili kin baz
belirlemeler yapm bulunuyorum. Dilimizde argo"ya
(
)
( )
( )
külhanbeyi dili de denmektedir. Külhan kelimes"hamam
ate li i" manas na gelen Farsca'dan gelmektedir.
Yabanc la m ve kendini toplumdan d lanm hissetmenin
hatta topluma kar duyulan fkenin g stergesi olarak da argo
20.yüzy lda dünya
edebiyat nda, Roman, hikaye, sinema ve ark larda yerini
alm tir. 20.yüz y l frans z iirinin tan nm isimlerinden Celine
iirlerinde argoyu topluma kar duydu u nefret ve fkenin
simgesi olarak kullan r.
Argo, kübizm, sürreal zm, fütürizm gibi insan n duygu ve
dü üncelerini bir kontrola tabii olmaks z n otomatik olarak ifade
etmeyi amaçlayan avantajlarda ak mlarda yararlan lan bir
kaynakm .
Argo edebiyat m z n çe itli d nemlerinde edebiyat
eserlerinde bir s z varl olarak kendini g stermi tir. air
E ref'in iirlerinde, Neyzen Tevfik'in rubailerinde bunun pek
çok rne ini g rmek mümkündür. Divan iirinde argo unsurlar
tespit edilmekle birlikte halk iirinde argonun yeri çok daha
geni tir. Bunun nedeni argonun zaten "ayaktak m n n, soka n"
tercihi olu udur. Modern Türk iirinde "sokak dili ayaktak m
s yleyi i" anlam nda argonun ilk rnekleri Mehmet Akif 'te
imi .
Yayg n kullan m Garip ak m nda kar m za ç kar. Orhan
Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat üçlüsü argoyu iirde
al lagelmi ifade tarz na kar ç kman n bir yolu olarak
kullanm lard r. Daha sonra argo hem bu ak m izleyen airlerin
eserlerinde hem de ba ka anlay larla iir yazan airlerin
iirlerinde daha s k g rülmeye ba lanm t r.
(
)
( )
( )
GR
Bir ülkede, bir a z n esas al narak konu uldu u ve yaz ld
kültür diline ortak dil ad n veriyoruz. Ortak dilin içinde, bir
gruba veya bir mesle e mensup olanlarca kullan lan dile ise,
zel dil denmektedir. Bu dil social ve dialecte kelimelerinin
k salt larak birle mesinden olu an sosyolekt (sociolecte,
sociolect) kelimesiyle de ifade edilmektedir. u halde zel dil
k saca"bir grubun dile varl ya da bir grubun dili" olarak
tan mlanabilir.(1) Bu dil, bir mesle e veya bir alana ait terim
ad n verdi imiz kelimeleri ihtiva edebilir: tip dili, hukuk dili,
denizcilik dili gibi. Bu dil, toplumda belli bir sosyal s n fa
mensup olanlar n, daha çok asosyal olarak damgalanm
gruplar n, toplumun geri kalan kesimlerinden ayr lmak veya
korunmak içgüdüsüyle kendilerine has kelime ve deyimlerle
olu turdu u konu ma sistemi olabir. te bu ikinci zel dile argo
(Fr. argot; ng. argo, slang; Alm, Argot, Gaunersprache)
denmektedir.
Ortak dil, dil biliminde üst düzey ve alt düzey olmak üzere
iki dil düzeyine ayr l r. Mesela, yaz dili, iir dili, tiyatro bilim
dili ve teknik dil gibi dil düzeyleri ortak dilin üst düzeyini te kil
eder; halk dili, teklifsiz konu ma, kaba dil, alay, aka ve hakaret
yolu ifadeler de ortak dilin alt düzeyini olu turur. te argo da
ortak dilin alt düzeyini olu turan bir dil bilimi terimidir.
Frans zca bir kelime olan argo, ilk kez 1628 y l nda"dilenci
esnaf n n jargonunda geçen "dilenci" manas ndaki argotier ile
"dilenmek" demek olan argoter kelimelerinde g rülmektedir.
Furetiere g re 1690 y l ndan itibaren "dilencilerin ve h rs zlar n
dili" anlam nda kullan lma a ba lanm t r. Argonun men ei belli
(
)
( )
( )
de ildir. Ancak bir g rü e g re kelime, muhtemelen Eski
Frans zcada azarlamak, paylamak anlam ndaki hargoter veya
"yarmak, parçalamak" manas na gelen harigoter fiillerinden
türetilmi bir i im olmal d r. Ba ka bir g rü e g re de kelimenin
Eski spanyolcada "kaba saba adam " demek olan arigote
kelimesinden gelmesi ihtimal dâhilindedir.(2)
Yine Bir kelime olan jargon ise, bozulmu dil anlam ndad r.
Frans z
lk defa12.yüzy lda marie de francein eserlerinde g rülen
kelime, nceleri "ku dili"manas nda kullan lm t r. 14.
yüzy ldan itibaren bugünkü anlam na d nü mü tür jargonun
Eski Frans zcadaki ekli gargondur. Bu kelimenin de men ei
üphelidir. Bir g rü e g re, muhtemelen "guruldamak"
anlam ndaki gargouiller fiilinden türetilmi olmal d r.(3)
Argo ile jargonu birbirine kar t rmamak gerekir. Argo
yukar da tan m n verdi imiz zel dile verilen add r. Jargon ise,
bu zel dil icinde, adac k halinde bir co rafi b lgede bulunan
gruplar n veya bir mesle e mensup olanlar n anla l rl k oran
çok dü ük kendine has konu ma biçimidir. Mesela, çerçilik,
kalayc l k ve tellall k gibi esnaf te kkülleri ile Abdal dili ya da
Geygel ad verilen y rüklerin kendi aralar nda konu tuklar gizli
diller birer jargondur. Bunun gibi gemici, of r, renci,
mahkûm, kumarbaz vs. gruplar n kendi aralar nda konu tuklar
gizli dilleri de ayr ayr birer jargon olarak de erlendirmek
gerekir. Bir jargona ait kelime ve deyimlerden baz lar daha
sonra argoya da geçebilir. Yani argonun içinde of r, renci,
mahkûm, kumarbaz gibi gruplardan kelime ve deyimler
bulunabilir. Bir ba ka deyi le argo, içinde bir kaç jargon
bar nd ran zel dil dir. u halde argo, jargon ile ortak dil
aras nda, daha kapsay c bir konuma sahiptir.
Argo, dil biliminde ortak dilin alt düzeyinde zel dil olarak
edilmesine ra men, halk aras nda umumiyetle kaba, küfürlü
(
)
( )
( )
kelime ve deyim manas nda kullan lmaktad r. Hatta argonun bu
anlam s zlüklerde de yer almaktad r. Hâlbuki kaba dil, s zlük
biliminde ayr dil düzeyini g steren bir terimdir. Halk aras nda
kaba ve küfürlü kelimelerin argo olarak de erlendirilmesinin
sebebi, bu dilin temelde toplumun a a tabakas nda
konu ulmas ndan ileri gelmektedir. Argo bir kelime kaba dil
kapsam na girebilir, ancak her kaba kelime ve ifadeyi argo
saymak yanl t r. Argo nun kaba dil olarak g rülmesi biraz da
men einden kaynaklanmaktad r. Frans zca'da ba lang çta "h rs z
ve dilencilerin dili demek olan argo, Türk toplumunda da bu
tan ma paralel olarak "lisan-erazil","lisan-hazele",külhanbeyi
dili ve "kay dili" gibi tab rlerle tan mlanm t r.
Mesela,
Ahmed Mithad Efendi argoyu "farns zca'n n esafil ve erazil
mahsus bulunan kelimat ve tabirat " eklinde tan mlamaktad r.
1.B LUM
ARGO D L NE B L MSEL ACIDAN B R BAKI
Argo, birçok insanda ça r t rd gibi, sadece alt
kültürün kulland ve al lm kullan lan lçülerinin d nda
kalan biri midir, yoksa belli gruplar n kendi aralar nda
anla malar n sa layan, gizlili i ve birçok sosyal fakt rü esas
alan bir dil midir?
Argonun s zlüklerdeki tan m na g re(Türk Dil Kurum
Türkçe S zlük, Z.Korkmaz, A.Topalo lu, B.Vardar):
1-Argo ortak dilden ayr lmaktad r.
2-Ayn meslek ve topluluktaki insanlar n kulland klar zel
dildir.
3-Herkesçe anla lmamaktad r.
4-Gizlili i esas almaktad r.
5-Ortak dildeki kelimelere yeni anlamlar vermek ve baz
kelimelerde de i iklik yapmak suretiyle elde edilen kelime ve
deyimlerden olu an s z da arc na sahiptir.
(
)
( )
( )
Türk Dil Kurumu Türkçe s zlük ve Z.korkmaz n
S zlü ünde argo için iki fark anlam verilmi tir. Birinci argo,
ayn meslek ve topluluktan olan insanlar n kulland
zel
dildir. Z.korkmaz'a g re, bu dil, farkl bir anla ma biçimi
sa lamak üzere kullan lmaktad r( rne in, arakla-mak: çalmak,
atmasyon: as ls z, anlams z, anafor: bedava, paras z, t rnakç :
h rs z, yankesici vb).
kinci anlam nda ise argo, Türk Dil Kurumu Türkçe S zlü e
g re serserilerin ve külhan beylerinin kulland mecazi s z
veya deyimlerdir. Z. Korkmaz'a g re de külhanbeylerin ve
tulumbac lar n kulland klar kaba dildir, asker argosu, renci
argosu, kalayc argosu, h rs z
Argosu gibi. Z.Korkmaz, argonun bu ikinci anlam nda gizli dile
g nderme yapmaktad r.(4)
Argoyu iki anlama ay r rken al nan temel lçüt nedir? Türk
Dil Kurumu Türkçe S zlü ün ald temel lçüt çok aç k
de ildir, serseriler ve külhanbeyleri de bir topluluk, bir grup
olarak de erlendirilebilir, ayr ca di er gruplar n argolar nda da
mecazi s z ve deyimler mevcuttur. Z.Korkmaz ise, argonun
birinci anlam nda farkl bir anla ma biçimi sa layan zel dil
olma lçütünü, ikinci anlam nda ise "kaba dil" veya "gizli dil"
olma lçütünü getirmektedir o halde zel dil, kaba dil veya gizli
dil aras ndaki temel fark nedir? Z. Korkmaz, zel dili,"bir
toplumda, bireyin içinde bulundu u s n fa, ya a, zellikle
mesle e g re belirlenen dil" olarak tan mlamakta, kaba dile hiç
yer vermemekte, gizli dili ise "toplumda s n rl baz kesimlerin
veya baz esnaf zümresinin ba kalar nca anla lmas na engel
olmak için kelimelere zel birtak m anlamlar vererek
konu tuklar dil" olarak aç klamaktad r. Bu tan mlara g re, zel
dil ve gizli dil aras ndaki temel fark, gizli dilin ba kalar nca
anla lmamay amaçlayan gruplar taraf ndan kullan lan bir dil
olmas d r. Peki, argonun birinci anlam nda esas olan sadece
farkl bir anla ma biçimi mi sa lamakt r? renci, asker ve
(
)
( )
( )
h rs z argosu ayn temel amac , gizlili i mi esas almaktad r veya
kaba dil olarak s n fland r lan bu argolarda kaba olma k stas
nedir? Argonun tan mlar ve zellikle iki anlama ayr ld nda
bu iki anlam aras ndaki temel fark ve lçütün ne oldu u fazla
aç k de ildir.
Türk literatüründeki s zlüklerde (Türkçe S zlük,
dilbilgisi ve dilbilim terimleri s zlükleri: Türk Dil Kurumu
Türkçe S zlük, Z.Korkmaz, A.Topalo lu, B. Vardar) argonun
anla lmas n zorla t ran en büyük neden, argonun yan nda
ba ka bir zel dil olan jargona yer verilmemesi ve zel dilin,
dilin sistemi içinde de erlendirilmemesidir(5).
Alman literatüründe genellikle b yle bir ayr ma
gidilmekte, argo ve jargon (6) birbirinden ayr lmaktad r. Her
ikisi de dil olarak de erlendirilmekte, argo, ayn zamanda bir
gizli dil olarak g rülmektedir. Argodaki temel lçüt ba kalar ,
yani s n rl sosyal grubun (ço unlukla asosoyal olarak
de erlendirilmektedir) d ndakiler taraf ndan anla lmamakt r
(Hbussmana, topluma kar bir kapal ve gizlilik esas
al nmaktad r) dilenci ve h rs zlar n dili (Th. Lewandowski,
Jargon ise geni ve dar anlamda olmak üzere ikiye
ayr lmaktad r. H.Bussmanne g re geni anlamda jargon,
herkesce anla lmayan, bir gruba veya uzmanl k dal na zgü
kelime hazinesidir. Dar anlamda ise, sosyal aç dan ihtiyaç
duyulan mecazi ifade biçimi, ortak dilin kelimelerinin duygusal
ve ince kullan m d r H.Bussmann) Th. Lewandowski de
jargonu, belli sosyal gruplar n d ar ya kar kapal olmas n ,
içeride ise bütünle mesini yani gruba ba lanmas n sa layan
zel dil olarak tarif etmektedir. Ayr ca jargonun, bilhassa alt
kültürün zel kelime hazinesini kapsad n , ancak bunun
yan nda belli meslek ve meslek gruplar n n da kelime hazinesini
içine ald n bildirmektedir (Th. Lewandowski).
Bütün bunlar g stermektedir ki, dilin bir parças olan ve
bir zel dil olarak s n fland r lan argoyu daha iyi anlayabilmek
(
)
( )
( )
için, ncelikle dilin sistemini bilmek ve argoyu bu sistem
içerisinde de erlendirilmesi gerekmektedir.
1.Dil ve Dilin Sistemi
Dil, g stergelerden olu an sistemdir. Ancak bu sistem,
bir(mono) tekli sistem de il, birçok alt sistemden meydana
gelen, bir(poli) çoklu sistemdir. Yani dil, belli fakt rlere ba l
olarak çe itlilik g stermektedir (G.Wolff) Ohalde bu fakt rler
nelerdir? Bunlar n belirlenmesi ve argonun bunlar n aras ndaki
yerinin tesbit edilmesi gerekmektedir.
1.1.Dilin Alt Sistemleri
Dilin kendi içinde çe itlilik g stermesine neden olan
fakt rler, K.H Bauscha g re b lge fakt rü, gruba zgü fakt r,
duruma zgü fakt r olmak üzere üç tanedir. Bunlar n sonucunda
diyalekt, grup dili ve dil üslubu gibi sistemler ortaya
ç kmaktad r(K.H.Bausch) .H.Pelz de b lgesel (diyalekt,
sosyal)-(idiyolekt, sosyolekt) ve i levesel dil de i kenli ine
(ailevi/resmi konu ma tarz , edebi üslup / günlük konu ma dili)
i aret etmektedir. (H.Pelz).G.Wolff, b lgesel de i kenlik (=
diyalekt, a z) ,sosyal de i kenlik (=sosyolekt, grup dili),
i levsel de i kenlik (=idiyolekt, bireysel dil) olmak üzere d rt
fakt r ortaya koymaktad r (G.Wolff) .H.Bussmann, co rafi
farkl l k (diyalekt), sosyal farkl l k (sosyolekt), i levesel
farkl l k (uzmanl k dili veya zel dil), duruma zgü farkl l k
(üslup) gibi etmenler belirlemektedir (H.Bussmann)
(Bkz.Tablo1).
(
)
( )
( )
Taplo 1
Dilci
Dildeki de i kenli e neden olan fakt rler
Alt Sistemler
K.H.Bausch
B lgesel
fakt r
/
Diyalekt
Gruba zgü fakt r
/
Grup dili
H.pelz
B lgesel
fakt r
/
Diyalekt
B lgesel
fakt r
/
Diyalekt
Sosyal fakt r
levsel
/
fakt r
diyolekt,Sosyolekt
/
Uslup
Bireysel
Sosyal fakt r
levsel
fakt r
/
fakt r
/
Sosyolekt,grup
/
dili
Uzmanl k
diyolekt,
dili
G.Wolff
H.Bussmann Co rafi
fakt r
/
Diyalekt
Sosyal fakt r
/
Sosyolekt
Duruma
zgü
Fakt r
/
Dil üslubu
bireysel
Duruma
zgü
fakt r
levsel
fakt r
/
Uzmanl k
/
dili veya
zel dil
Uslup
(
)
( )
( )
Dildeki bu de i kenler, dilin homojenli ini bir derece
bozmaktad r. Buna neden olan fakt rler, dilin alt sistemleri,
dilcilerin de i ik tan m ve s n fland rmalar na g re
de i ebilmektedir. Baz lar durum ve i leve ba l de i kenli i,
bireye ve sosyal gruba ba l de i kenli i birbirinden
ay rmazken, baz lar ay rmaktad r vb.Bütün bu s n fland rmalar
esasen unu g stermektedir: Dil, b lge, birey ve sosyal grup,
i levsel duruma ba l olarak de i kenlik g stermektedir.(7)
Grup dilini bir kategorisi olan zel dil de, bak aç s na g re
sosyal ya da i leve zgü fakt re ba l olan bir alt sistemdir.
Bütün bunlardan anla lmaktad r ki, dil, tek bir bütünden
olu maz, bu bütünü meydana getiren parçalardan olu ur. te
argo da bu bütünü bir parças olan, sosyal de i kenlere, islevsel
fakt rlere ba l olarak ortaya ç kan sosyolekt veya grup dilinin
alt kategorisi olan bir zel dildir.
Bu çal mada sosyolekt, grup dili ayr m na girilmeyecek,
argo zel dil kategorisinde ele al nacakt r.
2. zel Dil
D.M hn'e g re zel dilin de i ik tan mlar vard r. zel dil,
geni kapsaml ya da dar kapsaml olabilir. Geni anlamda
sosyal fark, meslek, cinsiyet ve ya fark ndan kaynaklanan
bütün dil biçimlerini kapsamaktad r (meslek dili, uzmanl k dili,
grup dili vb.) .Dar anlamda ise yaln z gruba zgü dili
kapsamaktad r (bkz.D. M hn, Th. Lewandowski ) . zel dil,
s n rl bir insan çevresi, zel bir kelime hazinesi,(esoterirk)
gizlili i, kapal l esas alan bir s zlü ileti im amac ve zel
kendini ifada etme ihtiyac içermektedir(bkz.D. M hn).
(
)
( )
( )
2.1 zel Dili Konu an Gruplar
zel dil, bir grup dili oldu una g re, bu dilin olu mas için,
birbiriyle etkile im içinde olan bir toplulu un, bir grubun
mevcut olmas gerekmektedir ve bu dilin geli imi ile sosyal
bütünle me aras nda s k bir ba vard r. Bu yolla di er
gruplardan ve hatta toplumdan ayr lma s z konusu
olmaktad r(kapal ve aç k grup); ayr l n derecesi dildeki
beraberli i, bütünle meyi belirlemektdir(grup i areti olarak dil).
nemli olan, konu mac ifade biçimini yaln z kendi grubu ile
mi payla maktad r(belirli kriminel alt kültürler),yoksa ba ka
gruplarla da payla makta m d r(meslek gruplar , renciler)
sorular n cevaplamakt r(bkz.D. M hn).
B ylece di er gruplara ve topluma aç k ve kapal olmak
üzere iki grup kategorisi ortaya ç kmaktad r.
2.2 zel Dilin Ortak Dilden Ayr lmas na Neden Olan
Fakt rler
D.M hn, A.Schirmere dayanan u g rü ün zamanla bir
derinlik kazand n bildirmektedir: zel diller, d dünyan n
adland r lmas ndaki ruhsal durumu ayd nlatmaya katk da
bulunabilmektedir. Bunda toplumsal ili kinin azalmas ve gruba
zgü dünya g rü ü etkilidir. Dil, her iki durumda da gruba
ba lanmada, biz ve teki zihniyete katk da bulunmaktad r. Dil
kullan m n n bir grup normu olarak dikkate al nmas , ayn
zamanda grup üyesi bireyin sosyal kimli ini de korumaktad r.
Hayat artlar ndaki ortakl klar, grup aktivitesi ve toplumsal
entegrasyona g re, bilgilerin gizlenmesi iste ini( rne in,
kriminel alt kültürün, ba ka dil çevrelerinden olan
çerçiler(bohçac kad nlar n?) dili veya bir çe it psikolojik
mesafeyi ( rne in, bir bran taki meslek gruplar n n dili)
meydana getirmektedir (D. M hn)
(
)
( )
( )
D.M hn, asker dilinde iki fakt rün rol oynad na dikkat
çekmektedir. lümün yak nl na kar kendini koruma
mesafesi, yaln zl k hissi ve haber alamama duygusu.
Ba ka g rü lerin yan nda, renci ve gençlere zgü dili,
E. Rieselden aktararak yle aç klamaktad r: Bir yandan
gençlerin do as nda olan kendini duygusal biçimde ifade etme
ihtiyac (mecazi kullan mlar, mübala alar, abartmalar, akalar,
alayl konu malar), di er yandan da ahlaki ve ideolojik
tehlikelerin bask s (bkz. D. M hn.).
zel dilde sosyal fakt rlerin yan s ra psikolojik fak rler
de rol oynamaktad r. Bu dil, kaba kuvvet g sterme iste i
(külhanbeyleri vd.), di er gruplardan ve toplumdan farkl olma
iste i gibi etmenleri de içermektedir.
Burada g rünmekted r ki, zel dilin ortaya ç kmas ndaki
fakt rler, tamamen grubun yap s na ba l d r. Kriminel alt
kültür, meslek gruplar , askerler ve rencilerin vb. zel dili
sahip olmalar n n nedenleri genelde bir olsa da (grup birli i,
kapal l k gibi), zde farkl d r. Her birinin ya am biçimleri
dillerine yans m t r
2.3 Dil zellikeri
zel diller, ortak dilden ay ran temel farkl l k kelime
hazinesidir (bkz. Th. Lewandowski; H.Bussmann). zel dilin
kelime hazinesi u esaslara dayanmaktad r:
1. zel diller, ortak dildeki kelimeler seslerini de i tirmek
veya ses, hece ilave etmek suretiyle yeni kelimeler elde
etmi lerdir (bkz. D.M hn, s.386). rne in, ben yerine bepçen,
kutuben, parben, inciden, becen, beven, neb "hece metatezi
yoluyla", behtebeten vb. (bkz.F. Devellio lu).
2. Ortak dildeki mevcut kelimelere yeni anlam
yüklenmektedir. zellikle mecazla t rma yoluna gidilmektedir
(bkz. D. M hn, ayr ca bkz. F. Develio lu, rne in, renci
(
)
( )
( )
dilindeki inek kelimesi bir hayvan türünün ad olan inek
kelimesi, renci dilinde çok çal kanlara verilen bir isimdir.
3.Bunun d nda ayn kelime de i ik zel dillerde de i ik
anlamlara gelmektedir. rne in,
lemek kelimesi,1. a rmak, çalmak, h rs zl k etmek
anlam nda kullan ld gibi ba ka bir zel dilde 2.ara t rmak ve
3. of r dilinde ( of r argosu) alay etmek anlam n ta maktad r
(bkz.F. Devellio lu).
Kasap kelimesi 1. of r dilinde( of r argosu) otomobili çok
hor kullanan, y pratan of r anlam n ,2. renci dilinde ise( r.
Argosu) çok zay f not veren erkek retmen anlam n
içermektedir(bkz.F. Devellio lu).
Dede kelimesi 1. renci dilinde( r. Argosu) ya l ve
b y kl büyük talebe, 2. ya l esrarke , serseri(bkz.F.
Devellio lu)ve 3. asker dilinde de tezkeresine az bir zaman
kalan, en üst tertip anlam n ta maktad r.
Dede kelimesinde ortaya ç kan ey, kelimenin de i ik zel
dildeki anlamlar n n belli bir noktada birle mesidir, o da "ya l
olma, büyük olma" k stas d r. Demek ki, farkl gibi g rünse de
baz kelimeler de i ik gruplara zgü dillerde temelde bir
noktada, belli bir k stasta birle mektedir.
4. zel dil, ayr ca türetme yoluyla kelime hazinesini
geli tirmektedir. nek kelimesinden ineklemek. ( le) isimden
fiil yapma ekidir, ancak b yle bir fiil ortak dilde mevcut
de ildir. Atmak fiilinden yabanc k kenli bir ekle atmasyon.
5. zel dildeki ayr l klar, kelime hazinesi ile birlikte dilin
tüm sistemini etkilemektedir. Dildeki ekonomi prensibi
neticesinde günlük dildeki basitle me, gruba zgü s n rl bir
koda, yani zengin olmayan bir kelime hazinesine yol
açmaktad r. Buna yukar da bahsedilen kelime türetmeleri bir
rnek te ilk etmektedir(D.M hn). rne in, çok ders çal mak
kavram yerine grup üyelerinin ortak ya ay ve deneyimleri
sonucunda anla t klar , ayn içeri i verebilecek olan kavram
(
)
( )
( )
ineklemek veya "s n fta kalmak, ba ar s zl k g stermek"
manas nda çuvallamak.
6. D.M hne g re, ki ilere tak nlan isimler, lakaplar da
zel dil kategorisindedir, bunlar da sosyolojik aç dan nem
ta maktad r (bkz.D. M hn, s.387), rne in bo bo az vb.
7.Kavram bilimsel(semasiyolojik) aç dan bak ld nda,
gruplara zgü kelime hazinesi ilgili grubun gerçek ya am
kesidini içermektedir(bkz.D. M hn). rne in, renci dilinin
kelimeleri, okul, retmen vb. le ilgili kavramlarda
yo unla makt r. Asker dilinin kelimeleri de onun ya am
kesidini yans tmaktad r. H rs zlar n, külhanbeylerinin ve di er
gruplar n dilleri, ya ay ve dü ünü lerinin âdeta birer aynas d r.
2.6. zel Dilin Ortak Dile Etkisi
zel dilden, yaz diline girmesi çok zor da olsa, günlük
konu ma diline geçi ler olmaktad r. Zaten zel dil(argo ve de
jargon) yaz l olmaktan ziyade (edebiyat hariç) s zlü dil
kategorisindedir.
Bunlardan baz lar : kaz k atmak(aldatmak),f rça atmak,
f rça çekmek(kendinden alt düzeyde olan birini çok azarlamak),
birini ayarlamak(kand rmak) (bkz.Türk Dil Kurumu Türkçe
S zlük, Devellio lu: Türk Argosu).
Burada geçen baz kelimeler Türk Dil Kurumu Türkçe
S zlükte argo olarak geçmektedir. Ancak argo, bir zel ifre
olarak kabul edilirse ve bu zel ifre genel ifreye geçmi ve de
kullan l yor ise art k günlük konu ma dilinin bir parças olmu
demektir.
(
)
( )
( )
K NC B LUM
PAZAR KONU MALARI:
ARGOYA HALKB L MSEL B R YAKLA IM
Bu çal mada pazarlarda yarat c ve sanatsal bir biçimde
kullan lan argo tarz n n ki bunun içine akrabal k terimleri,
pazarl k yapma, pazar ça r lar , beddua ve yeminler gibi
yarat c sanatsal foamlar girmektedir. Bütünselli i, saha
çal mas na dayal olarak halkbilimsel aç dan incelenecek, bu
inceleme yap l rken de, karnaval ve tiyatro metaforlar ile
"mekân yaratma" kavram na g ndermeler yap lacakt r.
Argo kullan m , sadece dil oyunlar na ba l de ildir ve daha
büyük bir bütün içinde ki ilerin hem metaforik, hem de gerçek
anlamda mekan yaratmalar n n araçlar olarak ortaya ç kar.
Argoya sadece tamamlanm bir tür olarak yap lan yakla mlar
dilin, kimler taraf ndan, nas l, nerede ve ne ekilde
kullan ld n tam olarak aç klayamamaktad r. Bu türlerin
ara t rma ve analizi için en yetkin y ntemlerden biri, sanatsal
ileti imi g sterimcilik (performance) ba lam nda incelemek,
di er bir deyi le, ilk elden malzeme toplanmas n amaçlayan bir
saha çal mas yapmakt r. Bu ekilde argonun sadece bir son
formunu alm tür veya nesne olmad n , fakat g sterime ba l ,
metinlerars (intertextual)bir süreç oldu unu g rebilece iz.
1997-1999 y llar aras nda yapt m saha çal mas nda,
stanbul'un çe itli semtlerinde kurulan pazardaki sat c lar n
etkili bir sat için çe itil argo tarzlar n kulland n g rdüm.
Cal mamda Kars'tan stanbul'a g çen ve geçimini pazarlarda
sat c l k yaparak temin eden Cengiz Uyguntürk'ün
g sterimlerinden yararland m. Bu verilerin
nda, gerek
Cengiz 'in gerekse çevresindeki di er sat c lar n kulland
Pazar dili erkek orijinli, abartmal tasvirlerle süslü, figüratif,
espritüel ve akac tonlamalarla yüklü bir dil olarak
(
)
( )
( )
belirginle ti. te o dil, içinde dini bir s ylemi, anlam
de i tirilen cinsel konu malar , argoyu ve iirselli i ayn içinde
bar nd yor (18).
Amerikal folklorcu Richard Baumana g re g sterimcilik
perspektifi, s zlü ileti imi bir nesne"olarak g rmekten çok, yani
metin ya da zihinsel e yalardan te-s zlü sanata dayal bir
konu ma y ntemi olarak ele al r. Yine Bauman'a g re, di er
bütün insan faaliyetleri gibi, s zlü g sterimin de yap s , anlam
ve i levleri kültürel olarak belirlenen durumlara ve olaylara
dayanmaktad r. S zlü edebiyat anlamak için dikkatlerin s zlü
g sterimin gerçekle ti i sosyal hayata çevrilmesi gerekmektedir
(Bauman1986).Bauman n ileri sürdü ü bu g rü ü destekleyen
ba ka akademisyenler de vard r. Roger Abrahams, Dan dan
Ben-Amos, Charles Briggs, Alessandro Duranti, Ruth Finnegan
ve Robert St. Georges bunlardan sadece baz lar d r. Bütün bu
akademisyenlerin ortak noktas ise, g sterimde izlenek olaylar ,
kendi içlerinde, ancak bulunduklar ortama ba l olaylar olarak
g rmeyi amaçlamaktad r.
Ben de bu anlay çerçevesinde pazarda kullan lan dili
sizlere sunmaya çal aca m. Pazarda kullan lan ve iirselli e
çok yakla an bu tarz, asl nda bahsetti im di er türlerle beraberakrabal k terimleri, pazarl k yapma, Pazar ça r lar , beddua ve
yeminler ile-al veri için etkili bir zemin, zel bir mekân
yarat yor. Bu mekân, Ortaça edebiyatç lar ndan François
Rabelais'nin eserlerindeki metaforlar , dili, gülme kavram n ve
festivali incelemi Rus edbi ele tirmeni Mikhail Bakhtin'i
tabiriyle"oyunsal" bir mekând r (ludic space)(Bakhtin:1984).
Pazarlarda bu oyunsal mekân n haz rlanmas , gerek g rsel,
gerekse s zlü sanatlar yard m yla, daha geni bir ba lamda,
hem fiziksel, hem de alegorik olarak"mekan yaratma" eylemi
içinde incelenebilir.
Pazarda çok canl bir al ortam vard r. Tiyatrovari bir
ortam içinde sat c lar en canl konu ma dillerini kullan r. Bir
(
)
( )
( )
aç dan Pazar, Rabelaisin"karnaval" kavram na benzer: ancak
Rabelaisnin bahsetti i, ortak ileti imden kaynaklanan
"euphoria",yani mutlul un had safhas , pazarda o kadar abart l
de ildir. Bununla beraber, ben pazar oyunsal mekânlar olarak
tan ml yorum. O, oyunsal mekân içinde, al c ve sat c lar,
mü teri ve pazarc lar akac bir s ylem içindedirler. Nas l ki
masal n kendine has bir dünya g rü ü varsa ve kahramanlar
belirli kurallar içinde haraket ediyorsa, pazardaki ahsiyetler de
oyunsal mekân n tarifi içinde hareket ederler.
Rabelais eserlerinde, Pazar yeri ile karnavallar aras nda
ba lant lar kurar: Pazar yerleri karnavallar and r r. Kelimelerle
yeni ili kiler kurulur, ba kalar n n kulland kelimelerle
oynan r ve d nü ümlü bir dil yarat l r. Bu dil, hiçbir zaman son
formunu bulmayan, hem ak kan ve aç k bir metin, hem de
içinde bulundu u performnsa dayal geli en bir dildir.
Bakhtin in bize Rabelasinin eserlerinde
hat rlatt "karnavallar"ortam anlayabilmek, hem de oradan
yola ç karak pazardaki argoyu de erlendirebilmek için, belirli
noktalara bakmam z gerekiyor. Bunlardan ilki, tatil günü
kavram yla Pazar aras ndaki olas etimoljik ba lant d r. Fas'taki
sokaklarda(Pazar) bir ara t rma yapan Amerikal folklorcu
Deborah Kapchan yle diyor:"Ya am temposunu
de i tirdi inde, sivil ya da dili bir bayram hat rlamak için
Frans zca da jour ferie, s zcü ü kullan lm . Ferie s zcü ü
latince deki ferioe, yani "dinlenme gününden geliyor ki, i te bu
feria yani bazar s zcü ünden türemi ". Kapchan Avrupa daki
dini jour ferie kavram n n slamiyet in dinlenme ve ibadet günü
olan Cuma ile rtü medi ini ifade ediyor ve cuman n
sadece"s n rl dinlenme, yemek yeme ve sivil tatil günü"
oldu unu s ylüyor(Kapchan 1996:36). slâmi dünyada b yle bir
dilsel ba lant zay f olmakla birlikte, Ortaça Avrupas nda bu
ba oldukça kuvvetli imi .
(
)
( )
( )
Pazar n karnaval and rmas nda bir ba ka etken de
g rseldir. Sat c lar tez ahlar n sanki bir tiyatro sahnesi haz rlar
gibi zenle düzenlerler. Mesela, bir keresinde Cengiz bu
haz r l
yle anlatm t :"Her gün saat üçte hale gidiyorum.
Sabah erken gidince en iyi mallar al rs n. Bunlar almak iki üç
saat sürer. Saat yedi gibi pazara gelirsin ve tezgâh n kurars n.
Sebzelerini ve meyvalar n düzenlersin. nce mu ambay sersin
tezgâha. Ustüne çuvallar rtersin. Sonra üzerini düzenlersin.
Sonra da mü terilerini beklemeye ba lars n".
Cengiz'in mallar n düzenlemesi, bana ünlü sosyolog
Ferdiand T nnies'in fikirlerini hat rlat yor. T nnies k ylünün,
zanaatkâr n ve sanatç n n çal mas n n bir amaç olmad n ,
ancak bunun bir hayat farz oldu unu s ylemi , satt
nesnelerin birer sanat arac oldu unu ifade etmi ti. te, mimari
aç dan Pazar, düzenleme sanatkâr ile sembolik bir ev haline
getiriliyor.
De i ik s z sanatlar kullan lmas ise, pazardaki mekân
yaratma olay na bir ba ka boyut getiriyor. Pazarda mekân
yaratma kavram n n etimolojik ve g rsel yanlar n k saca
g zden geçirdikten sonra, mekân içinde çok nemli bir yer
tutan, dilin sanatsal bir biçimde kullan lmas konusuna
geçece im. Pazardaki dil oyunlar n n bir i areti sat c lar n kendi
aralar nda birbirleriyle sürekli akala malar d r. Bunlar gündelik
akalar oldu u gibi, gizli bir dil içinde, zab tan n gelmesini, ya
da genç ve güzel bir bayan mü terinin geçmesini de anlatabilir.
te bu oyunsal mekân sayesinde çal ma, çe itli s z sanatlar
içinde ritualize olmu bir aktiviteye d nü ür. Akrabal k
terimleri, pazarl k etme, Pazar ça r lar , birbirlerine tak lmalar,
ark s ylemeler, argo tarz konu ma-ki bunlar n hepsi "Pazar
s ylemine aittir. te bunlar yard m yla festivali and ran bir
oyrtam yarat lmaktad r.
Akrabal k terimleri gerek k yde, gerekse ehirde olsun,
mekân yaratmada anahtar kavramlard r. te, o ter içinde "ev",
(
)
( )
( )
fiziksel ortamdan ç k p, çok daha sembolik ortamlara yakla r.
Sat c lar n birbirlerini akrabal k terimleriyle ça r malar n n
yan s ra, mü teriler de o akrabal k a n n içine getirilir.
Sat c lar n hem birbirlerine, hem de mü terilerine hitap ekilleri
al c ve sat c aras nda s cak bir ortam yarat r. Hitap eden ve
edilen aras ndaki hiyerar i asl nda bir düzenin ve sayg n n
sembolüdür. Orta ya l bir kad na"ana"yada "anne",veya
"teyze",denirken ayn ya taki bir erkek,"amca"veya "baba
oluverir. Biraz daha k giyinmi bir kad n g rdüklerinde ise
sat c lar,"han mefendi"diyorlar. Genç k zlara "küçükhan m"
diye hitap ediyorlar. Bana "bac "ya da "abla" diyordu genç
sat c lar. Daha ya l lar n n ise"k z "olup ç km t m.
Genellikle mü terilerin ço u, bu hitap eklinden memnun
g rünüyor. Bir keresinde, babaanne laf ndan rahats z olan ya l
bir han ma sat c n n"Torunun yok mu, teyze?"demesi ve
ard ndan da"Sayg dan yle dedik be, abla" diye eklemesi ilginç
bir nokta olarak kafamda kalm t . te, sat c lar n, mü terilerine
bu ekilde hitap etmeleri onlar yak nla t r r. K saca, al veri
insanlar akraba yapar.
Pazar konu malar ndan bir di eri de pazarl kt r. Pazarl k
sosyal bir ortam yaratmakla kalmaz, al m sat m olay n n
sanatsal bir ortamda geçmesini de sa lar. Pazarl k etmek, bir
pazarlama stratejisidir ve bunun içine Deborah Kapchan n da
s yledi i gibi, yeminler, dini s ylem, dualar ve oyunsal
konu ma da girer(kapchan 1996: 40).
Bir Keresinde Cengiz'in tezgâh ndaki bir mü teri
dolmal k biberlerin fiyatlar n sormu tu. Cengiz de do rudan iki
buçuk kilonun fiyat n s ylemi ti. Cünkü vakit geçti ve Cengiz,
elindekileri satmak istiyordu. Cengiz mü terisine " ki buçuk
kilo olabilir mi?"deyip tartmaya ba lad . Bunu uygun g ren
mü teri biberleri sat n ald .
Bir ba ka konu ma ise yle geli mi ti:
(
)
( )
( )
-"Buyur Bey Amca!"
-"Sivriler ac m ?"
-Kar k baba, ne kadar olsun?
Konu ma, mü teriyi tezgâha çekmekle ba l yor. Altm
ya lar ndaki mü teri tezgâhta y l duran biberlerin tatl olup
olmad n merak ediyor. Bunu sordu unuda sat c n n cevab
kesin de ildir, çifte anlaml d r. Bunun hemen arkas n ise ne
kadar istedi ini sormas bir sat tekni idir. Kelimelerle
oynamak asl nda"kaz klamak"de ildir. Bu, hem anlat msal bir
sanat, hem de biraz oyunsu bir tarzd r. Bütün bunlar sat c dan
beklenen de erlerdir asl nda. Sat c gerekti inde matemati i
e ecek, bükecek, de i tirecek ve mesela bir kilo yerine, yar m
kilo fiyat n verecektir.
-"Domates ne kadar?"
Diye soran mü teriye pazarl k ba lang c olarak,
-"Yüz....Yüz.... ki kilo olsun mu?"
eklinde soruyla cevap vermesi nemli bir noktad r. Ard ndan
da hemen iki kilo tartack r.
Bunun üzerine mü teri:
-" ki buçuk kilo olur mu iki yüze?"
Diye sorup, pazarl a devam edecektir.
-"Yapma be abla. Zaten ne kazan yoruz ki!"
Cevab yla, sat c bu teklifi reddedip, kendini ac nd rmaya
ba larken, dini s ylem, mü terinin imdad na yeti ir.
-"Olsun,kiminin paras ,kiminin duas ....."
Der mü teri. Ama sat c kararl d r.
-" ki buçuk kilo iki yüz elliye...."
C zümleme, mü teridedir:
-" yi, iyi, hadi tart"
(
)
( )
( )
ARGO S ZLUKLER
Argonun tan m , ortak dilden ayr olarak daha çok
kendini gizlemek isteyen belli topluluklar taraf ndan kullan lan,
herke anla lmayan, genellikle kaba dil olarak kabul edilen,
yabanc dillerden aynen veya bozularak al nm kelime ve
deyimler yan nda ortak dildeki kelimelere farkl anlamlar
yükleyen, mecazi anlamlar n nemli yer tuttu u zel dil olarak
yap labilir. H rs z argosu, asker argosu, renci argosu, artist
argosu gibi çe itleri vard r(Topalo lu:29).Osmanl ca'da"lisânerâz l" terimleriyle kar lanan, halk aras nda"külhanbeyi,
tulumbac veya ayak tak m a z " denen ve yine eski
lügatlarde"h rs z dili" anlam nda"kay dili" tabirleriyle
kar lanan argoyu, halk dili, kaba dil, teklifsiz konu ma ve
zaman zaman mesleki jargondan ay rmak oldukça zordur.
zellikle de argo ile halk dili aras na kesin bir s n r çizmek
imkâns z gibidir. Cünkü, bugünün argosu yar n n halk diline
kar abilir.
Argonun s z da arc , genel dildeki kelimelere zel
anlamlar verilerek, baz kelimelerde bilinçli de i iklikler
yap larak, ayn dilin lehçelerinden, a zlar ndan veya yabanc
as ll unsurlardan yararlan larak, bazen de eskimi unsurlar
diriltilerek meydana getirilir. Bu meydana getiri s ras nda
zellikle de toplumda hüküm süren modalardan yararlan l r ki
bundan dolay rahatl kla her devrin bir argosu vard r denilebilir.
Argonun temelinde gizlilik vard r. Yaz ya geçirildi nde bu
gizlilik ortadan kalkar, argo kelime anla l r olunca da argo
olmaktan ç kar. Ama bir yandan hem de büyük bir hizla yeni
argolar üretilir, kelimeler bir taraftan yok olurken, di er taraftan
yeni kelimeler eklenir. Hulki Aktunçun da belirti i gibi asl nda
hiçbir s zlük argoya yetinmez (Aktunç:377). Bugün art k
araklamak, çakmak, kodes, zokay yutmak gibi kelimeler
(
)
( )
( )
argodan silinmeye yüz tutarak genel dile, daha do ru bir
ifadeyle halk diline girmi lerdir.
Biz argonun ilk izlerini Türkçenin ilk s zlü ünde, Ka garl
Mahmud'un Divânü Lugati't-Türk adl eserinde buluruz.
Ka garl Mahmud, burada argo olarak nitelendirilebilecek
kelimeleri, bu kelimelere kesin olarak argodur demek mümkün
de ildir, bunlar için halk dili veya kaba dil denilmesi daha
do ru olabilir, di er kelimelerden ay rma yoluna gitmeden
verir. Biz Türkçenin argo malzemesini 1307/1889-90 tarihine
kadar, müstakil argo s zlüklerinde de il de kimi Türkçe
s zlüklerde bu ekilde veya"avam lisan " gibi ekillerde
g rürüz.
Bilinen ilk müstakil argo s zlü ü A.Fikri'nin 1307/1889-90
tarihli lügat-i Garibe adl kitab d r.28 sayfadan ibaret olan
s zlükte oldukça az say da kelime yer almaktad r ki biz bunun
sebebini kitab n 26 ubat 1305 tarihli "ifade-i muhsusa"
k sm nda yazar n kendi a z ndan buluyoruz.
Bu kelimelerin "hoppa, hafif mizaçl ki iler taraf ndan
kullauldig n belirten A.fikri, s zlü üne sadece meshur olan
kelimeler ile umumi âdâba ayk r olmayanlar ald n bizzat
kendisi bize bildirmektedir.
S z konusu s zlükte kelimeler yer yer cümlelerle
rneklendirilmi tir, ama bu rnekler tan kl de ildir. Zaten
yazar bu çal may bu kelimeleri kullanan ki ilere müracaat
ederek olu turdu unu kendisi de belirtmektedir.
S zlükte argo olarak de erlendirilemeyecek kelimelere de
yer verilmi tir:"E lenmek, tahkir etmek" anlam nda alay
kelimesi "seri, çabuk"anlam nda ar kelimesi(u aklar ar gibi:
u aklar seridir)"baya , adi, edna" anlam nda a a kelimesi
(A an n i i: pek âdi) "can n tehlikeden sak nmayan, can tez"
anlam nda atak kelimesi,"kabaday , yi it" anlam nda efe
kelimesi gibi Ayn anlamda kullan lan kelimelerin belirtilerek
(
)
( )
( )
bu tür kelimelerin sadece bir yerde manaland r ld s zlükte
andavullu (abullabut).
Yard mc fiillerle kurulan birle keler için ayr maddeler
yap lmad , bunlar n s z konusu fiilin alt nd da s raland
g rülmektedir. Mesela, almak maddesinin içinde bununla te kil
edilenler g sterilm tir: alaya almak"e lenmek", g zhapsine
almak "g zünü birinde ay rmay p can n s kmak"gibi. Ustelik
bunlar argo olarak de erlendirmek de asl nda mümkün
de ildir.
ARGO S ZLUKLER
Bu s zlükte yer ald halde bugün unutulan veya genel
dile giren kelimeler de bulunmaktad r: asma "deyn, borç. Asma
dikmek: borç edip de vermemek" asma kelimesi Devellio lu'
nun s zlü ünde asma dikmek "borcunun vermemek" eklinde
yer almaktad r. Ama daha sonra asma ve asma dikmek
unutularak günümüzde bu anlamda asmak kullan lmaktad r
(Aktunç:45). Candan sevilenlere hitapta kullan ld belirtilen
(anam babam) ifadesi ise, her ne kadar Türkçe s zlük' te argo
olarak de erlendirilmi se de, (anam babam argo teklifsiz bir
seslenme )bugün için art k argodan çok halk dili unsuru olarak
bakabilec imizbu kullan m hulki Aktunç' un s zlü ünde yer
almaktad r, Devellio lu' nun s zlü ünde ise vard r.
Tarih itibar yla ikinci argo s zlü ü O.Cemal Kayg l 'n n
Argo Lugati adl çal mas d r, bu çal ma, 24 Temmuz20A ustos 1932 tarihleri aras nda Haber gazetesinde tefrika
edilmi ve imdiye kader kitap olarak bas lmam t r. 600
civar nda kelime kadrosuna sahip olan bu s zlükte kelimeler,
cümlelerle rneklendirilmi tir.
Uçüncü argo s zlü ü ilk bask s 1941'de,son bask s 1980'de
olmak üzere toplam alt kere bas lan Türk Argosu adl
s zlüktür. Ferit Devellio lu taraf ndan haz rlanan bu s zlükte
(
)
( )
( )
bütün madde ba lar n n yan nda kelimenin k keni, türü (isim,
s fat vb) ve biliniyorsa hangi grup taraf ndan kullan ld
belirtilir ( renci argosu, of r argosu vb.)Genellikle kelimeler
cümlelerle rneklendirilir, ama bu rnekler birkaç istisna
d nda tan kl de ildir. ki b lüm halinde düzenlenen kitab n
ikinci b lümü kavramlar indeksine ayr lm t r.
Yer yer s ralama bozuklukar na rastlan lan kitapta (akrep)
kelimesinin ard ndan (ahtapot)kelimesinin yer almas gibi,
günümüzde ya amayan argo malzemeyi de buluruz: Mesela,
"Yalana, dolana, hileye kanmak" anlam nda afi yutmak ifadesi,
Türk Dil Kurumu taraf ndan haz rlanan Türkçe S zlük'te vard r
ve di er deyimlerden fark g zetilmeksizin verilmi tir. Afi
yutmak yalana dolana kanmak, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise
yer almamktad r. Her ne kadar bugün için afi yutmak argo
olarak nitelendirilmese de Türkçe s zlük'te genel dile ait bir
kelime gibi verilmemesi daha iyi olurdu. Bunun d nda
bildi imiz kadar yla bugünkü argoda bulunmayan"yan na ya l
bir kad n dü mek" anlam nda amorti çarpmak, kad nl erkekli
bir e lencen n d nü üde of r arabay y kamak veya y katmak"
anlam nda abdest ald rmak arabaya. Yabanc f r, arabada bir
kaç saat çal mak" anlam nda arabay sallamak, yalan dolan,
palavra" anlam nda asma sakal-takma b y k, çalmak, habersiz
almak, h rs zl k etmek" anlam nda a remento etmek, hafif
me rep kad n, fahi e"anlam nda aynal pembe(s.61),"ufaktefek,
çelimsiz kimse"anlam nda az geli mi ülke
"soygunculuk"anlam nda bulgurculuk gibi kelimeleri ihtiva
etmektedir ki bunlar genel dile de girmemi lerdir.
Elimizdeki d rdüncü argo s zlü ü Seyfettin imsek'in
haz rlad 1958 y l nda bas lan Argo Lügatçesi adl kitapt r.
Seyfettin im ek, bu kitab Eylül 1954 tarihini ta yan
ns zünde de belirtti i üzere umumi yerlerde duydu u argo
tabirleri toplayarak olu turmu tur.
(
)
( )
( )
Kitap 19 sayfadan olu maktad r ki zaten Seyfettin im ek
kendisi de bu çal maya tamam g züyle bakmad n , tespit
edemedi i daha pek çok argo tabirin bulunabilec ini
belirtmektedir. Ayr ca kitapta yer yer argo olarak
nitelendirilemeyecek kelimelerin de bulundu u g rülmektedir:
anca "her zaman birlikte. Anca beraber kanca beraber",argo
(ayn meslek ve ya ayn topluluk s n f aras nda kullan lan zel
anlat m), çilingir sofras ("üzerine mezeler konmu derme, çatma
içki sofras . O her ak am çilingir sofras na ç ker"),omuzda
("meslekda , arkada , hempa, hampa"), slang ( ngiliz argosuna
verilen isim).
Genellikle kelimelerin cümlelerle rneklendirildi i
s zlükte, bazen rneklerin madde ba olarak ele al nan
kelimelerden de il de onlar n türemi ekillerinden verildi i
g rülmektedir: aval(Sersem, budala. Bu günlerde çok
avalla t n).
Makas(Yeter, kâfi, k sa, kes. Fazla konu ma biraz makasla),
piyastos (Yakalanmak, ele gecmek. Pilakiyi dün piyastos
edivermi ler (Burada ayr ca anlamlamada da hata var: piyastos
etmek "yakalamak" anlam na gelmeli. Bk.piyastos, piyastos
etmek, piyasto olmak, Aktunç: 242), s f r ( flas etmek. S f r
tüketti; s f r lmek (Bu madde asl nda s f r tüketmek olarak
verilmeliydi); tav (Oyunda kar s ndakini oyun oynamaya
heveslendirme. Herifi bir tav'a ald k, papelleri s külüverdi),tav
Bir kimsenin c mertlik mizac n ok yarak para koparan veya
s zd ran doland r c ) toka(Vermek. Paralar toka etti), zar(Keyf,
sarho . Herif art k zâr olmu ),z mb rt (Calg , saz, musiki aleti.
unu bir z mb rdat bakal m!).
S zlükte anlamland rmada da yer yer yanl l k yap ld
g rülmektedir: yalan s ylemek(Cival zar hakk nda
kullan l r) stenilen say n n gelmesi. küzleri ko tum. Dü e
gelecekti yalan s yledi,(Mana"istenilen say gelmemek"
(
)
( )
( )
eklinde verilmeliydi); sa d rmak Hile ile paras al nmak,(
Kelimenin manas "hile ile paras n al(d r)mak" eklinde verilmeliydi).Ayr ca bu s zlükte bu günkü argo s zlüklerinde yer
almayan maddeler de bulunmaktad r: aynac (Hileci, u
aynac l art k b raksak iyi olacak, (Devellio lu'nun
s zlü ünde de bulunmayan bu kelime, Türkçe s zlük'te mecaz
aç klamas yla yer almaktad r: aynac 2. mec. Hileci, i ine hile
kar t ran);caddeyi tutmak (Cekilip gitmek. Art k fazla oldun,
caddeyi tut bakal m,(Devellio lu'nun s zlü ü ile Hulki
Aktunç'un s zlü ünde yer almayan bu kelime, Türkçe s zlük'te
mevcuttur: caddeyi tutmak2)argo(korkulu bir durumda) ba n
al p gitmek, uzakla mak, s.375); can na okumak (Bozmak,
berbat etmek. Dolu ekinlerin can na okudu, (can na okumak
Bkz. Berbat ve peri an etmek, Türkçe S zlük:382) can na
yand m n (Sevgi, hayranl k, fke gibi türlü duygular anlat r.
Cavlakl k (Paras z ve eli bo olur. Bu kelime Türkçe S zlük'te
"cavlak olma durumu, ç plakl k" anlam nda yer anlamaktad r)
;cevab dikmek (Ters ve kar s ndakinin beklemdi i bir cevab
vermek. Ona bu gün cevab dikiverdim, Bu ifade a a yukar
ayn anlamla ve"halk a z nda" aç klamas yla Türkçe S zlük'te
yer almaktad r; ceviz (Kad n için. Cevizime s z yok; civa(Hiç
kullan lmam , yepyeni); çak r pençe (Yolsuz ve ya zorla mal
ve ya para elde etmeyi adet edinmi kimse).
Bu kullan m Türkçe S zlük'te hiçbir aç klama yap lmaks z n
"tuttu unu koparan, giri ti i veya ele ald
her i i ba aran,
becerikli(kimse)"anlam yla yer anlamaktadr, çek araban (Savu
git kar mdan. Kavgaya m geldin? Cek araban bakal m, Bu
kullan m Türkçe S zlük'te"hakaret youllu" aç klamas yla yer
almaktad r), çekiver kuyru un(Art k ondan hay r bekleme. O
i ten vazgeç. Bu kullan m Türkçe S zlük'te "argo"
aç klamas yla yer almaktad r); ç ng rakl de irmen(Asma saat.
Omuzda lar ç ng rakl de irmen kaç vurdu) do rulmak (Para
(
)
( )
( )
hakk nda) Sa lanmak, temin edilmek. Bizim gündelik ancak
bugün do rulabildi, Bu kelime Türkçe S zlük'te"halk a z nda"
aç klamas yla yer almaktad r, efkâr(Tasa, kayg . Babal k bugün
efkârl g rünüyorsun, Devellio lu'nun s zlü ünde de varolan bu
kelime, bu anlam yla Türkçe S zlük'te "teklifsiz konu mada"
aç klamas yla yer almaktad r) efkârlanmak(Tasalanmak,
Devellio lu'nun s zlü ünde de bulunan bu kelime, Türkçe
S zlük'te "teklifsiz konu mada" aç klamas yla yer almaktad r),
efkârl (Tasal . Omuzda seni pek efkârl g rüyorm, Türkçe
S zlük'te "teklifsiz konu mada" aç klamas yla yer almaktad r)
ekmek kaybetmek (Ziyan etmek, israf etmek, dü ürmek] filinta
(Güzel, yak kl ) Devellio u'nun s zlü ünde f inte eklinde yer
alan kelim, Türkçe S zlük'te de "argo" aç klamas yla yer
almaktad r, fi (Raz olmak. O bir liraya da fittir].
Devellio lu'nun s zlü ünde var olan kelime Türkçe S zlük'te
ng. Fit "uygun" kelimesinin " de me, raz olma"anlam nda
kullan ld , fit olmak " de mek, raz olmak" n ise argo oldu u
belirtilmi tir, fiyaka( G steri , çal m. Kabaday l k. Fiyaka
satmak, çal m satmak). Devellio lu'nun s zlü ünde de bulunan
bu kelime, Türkçe S zlük'te fiyaka satmak "g steri yapmak,
caka yapmak, çal m satmak" olarak "argo" aç klamas yla
verilmi tir, galantor, kalantor (Zengin adam. Zenginli ini her
vesile ile g steren kimse. u gelen çokgalantordur).
Devellio lu'nun s zlü ünde kalantor eklinde yer alan
kelime, Türkçe S zlük'te ise hiçbir aç klama yap lmadan
verilmi tir, kapsalak (Sersem, h r, aptal), kimseye eyvallah
olmamak (Minneti olmak, ihtiyac olmamak. Onun kimseye
eyvallah yoktur ). Bu kullan m Türkçe S zlük'te hiçbir
aç klama yap lmadan yer almaktad r, kolaçan ( Etraf dola ma).
Gezinme ve g zden geçirme. yle bir kolaçan edeyim dedim),
kolaçan etmek (bir yeri dola p g zden geçirmek).Bu madde
Türkçe s zlük'te hiçbir aç klama yoluna gidilmeksizin
(
)
( )
( )
verilmi tir, K ro lu (Nikâhl kar ). Bu kelime Türkçe
S zlük'te"halk a z nda" aç klamas yla verilmi tir, lanet( Nikâh,
akit. Lanet halkas bo az na geçmi , macun(Süzme afyon)
Bu kelime Develio lu'nun s zlü ünde de mevcuttur, makina
(Otomobil) makine maddesi Devellio lu'nun s zlü ünde"iyi
tabanca"anlam nda ile Hulki Aktunç'un s zlü ünde "silah,
zellikle tabanca; cinsel organ-( zellikle fahi e için) di ilik
organ ; hile, düzen, oyun"anlam nda yer almaktad r, Türkçe
S zlük'te ise kelime Seyfettin im ek'in verdi i anlam"halk
a z nda" aç klamas yla bulunmaktad r, makinay bozmak
(Barsaklar bozmak. Makineyi bozmak eklinde
Devellio lu'nun s zlü ünde var olan kelime, Türkçe S zlük'te
ise" aka" aç klamas yla yer almaktad r, s.1492);mal (Para,
Devellio lu'nun s zlü ünde kelimenin bu anlam n n yan s ra
ba ka anlamlar da var). Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise bu
madde bulunmakla birlikte"güzel k z, kad n, o lan; zellikle
cilveli, i veli, hafif me rep k z ya da kad n; orospu, fahi e;
(insanda) bacak, kalça, g üs; cinsel organlar; kaçak madde
niteli i ta yan eroin, silah, tabanca vb. mal n g zü (K tülükte
e siz a a l k vezararl kimse. Bu kullan ma Devellio lu'nun
s zlü ünde de yer verilmi tir. Mikrop (Polis, jandarma.
Mikroplar etraf sard , oksi (alt n lira). Devellio lu'nun
s zlü ünde. Oksi maddesi"yürü, bas, defol, çek araban !
"anlam nda yer alan kelime, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise
okso..oksi..oksu ekillerinde a a yukar Devellio lu'nun
s zlü ündeki anlamla bulunmaktad r, kçesiz (Korkak, tabans z
kimse. Onu ben bilirim, kçesizin biridir. Bu kelime
Devellio lu 'nun s zlü ünde de mevcuttur paçavra (Bula k,
sulu, ars z; k tü kad n). Devellio lu'nun s zlü ünde de
Seyfettin im ek'in verdi i ilk anlama yak n bir anlamla yer
alan kelime, Türkçe S zlük'te ise"mecaz" aç klmas yla
"de ersiz ve i renç ey veya kimse" anlam nda yer almaktad r,
pnagados ( Budala, sersem kimse. Kelime) pangados veya
(
)
( )
( )
pangodoz olarak düzeltilmeli, bk. Devellio lu'nun s zlü ü,
Hulki Aktunç'un s zlü ünde, pardon (Alay makam nda)
a kolsun, bravo. Bunu senden beklemezdim, pardon, patini (
Piyade, yayan. Oraya patini mi gidece iz), patiniyi tutmak
(Yayan yola ç kmak,13); sar k z (Alt n lira, s.14)
Devellio lu'nun s zlü ünde"alt n lira" anlam n n
s ra"esrar"anlam na da gelen kelime, Hulki Aktunç'un
s zlü ünde sadece"uyu turucu madde olarak kullan lan esrar;
yüksek nitelikli esrar"anlam na gelmektedir, sark t z (Alt n
lira), suyun ba (Bir i i yürütmek için en çok fayda g rülecek
kimse veya makam), k rdatmak (Birine para verece ini,
avucundaki maden paralar sallayarak anlatmak. Biraz k rdat
da bak nas l g bek atar ).Kekime Türkçe S zlük'te "halk
a z nda" aç klamas yla yer almaktad r p ni i (Hemen, derhal.
Devellio lu'nun s zlü ünde de yer alan kelime,
Türkçe S zlük'te"halk a z nda" aç klamas yla "kolayca ve
çabuk yap lan" anlam nda bulunmaktad r, tav(tava almak)
(Oyunda kar s ndakini oyun oynam ya heveslendirme. Herifi
bir'yava ald k, papelleri s külüverdi. Bu madde bu günkü
s zlüklerde tava getirmek, tav na getirmek eklindedir,
Devellio lu: 145, Aktunç:276-277,Türkçe S zlük:2154;
tinyoloz ( Miskin, çelimsiz, k l ks z, s.17);velet (Piç. Kelime
Devellio lu'nun s zlü ünde "küçük çocuk"anlam ndad r,
yabani h yar (Ahmak, avanaklara s ylenir(Kanser ilac
mukabili s ylenilir.),
Ayr ca bu s zlükle di er argo s zlükleri kar la t r ld nda
argo unsurlar n zaman içinde u rad klar anlam de i ikleri de
ortaya ç kmaktad r: makina (Otombil). Makina kelimesi
Devellio lu'nun s zlü ünde"iyi tabanca" anlam nda, Hulki
Aktunç'un s zlü üde ise"silah, zellikle tabanca; cinsel
organ.( zellikle fahi e için) di ilik organ ; hile, düzen, oyun"
anlam nda yer almaktad r mal (Para Devellio lu'nun
s zlü ünde kelimenin bu anlam n n yan s ra ba ka anlamlar da
(
)
( )
( )
vard r:1.Güzel, yak kl kad n veya k z.2.Para.3.(bk. Beyaz,
Horain, Orain, Toz).4 .( r. arg.) C gara, Hulki Aktunç'un
s zlü ünde ise bu madde bulunmakla birlikte ba ka anlamlar
içermektedir: Güzel k z, kad n, o lan; zellikle cilveli, i veli,
hafifme rep k z ya da kad n. Orospu, fahi e. ( nsanda). Bacak,
kalça, g üs; cinsel organlar. Kaçak madde niteli i ta yan
eroin, silah, tabanca vb. Para, Para, oksi (Alt n lira,
Devellio lu'nun s zlü ünde oksi maddesi"yürü, bas, defol, çek
araban !" anlam nda yer alan kelime, Hulki Aktunç'un
s zlü ünde ise okso... oksi... Oksu ekillerinde a a yukar
Devellio lu'nun s zlü ündeki anlamla bulunmaktad r.
Perdahlamak (küfür etmek). Asl nda perdahlamak maddesi
Devellio lu'nun s zlü ünde yer al yor ve kelime bu anlam n n
yan s ra"birisini s zlerle kand rmaya çal mak"anlam na da
geliyor, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise kelime
sadece"(birisini) parlak s zlerle inand rmak; kand rmak; yalan
s ylemek"anlam nda geçiyor, S zlük'te ise kelimenim "birini
as ls z s zlerle kand rmaya çal mak"ve "s vmek,
küfretmek"anlamlar "argo"açklamas yla yer almaktad r; piyiz
kaymak (Birinin içki sofras na davetsiz olarak ç kmek
Devellio lu'nun s zlü ünde de kelime bu anlamla geçmekle
birlikte, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise "rak içmek, içki
içmek" anlam nda yer almaktd r, rampa (Birinin içki sofras na
davetsiz olarak ç kmek. Piyiz kaymak). Devellio lu'nun
s zlü ünde de ayn anlamla yer alan bu kelime, rampa etmek
ve rampalamak olarak Hulki Aktunç'un s zlü ünde de yer
al yor, ama " yakla mak, yana mak" anlam ndad r. Türkçe
S zlük'te ise, rampa etmek maddesinin birinci anlam "ta t bir
yere, bir eye veya bir ba ka ta ta yana makt r, ikinci anlam
ise, argo"aç klamas yla verilen"birinin içki masas na
ça r lmad halde oturmakt r, sark tmak (Sa lama gitmek).
Devellio lu'nun s zlü ünde" vurmak, indirmek"anlam nda yer
alan kelime Hulki Aktunç'un s zçü ünde ise, etmek, eylemek"
(
)
( )
( )
ve "vermek" anlamlar nda r, Türkçe S zlük'te ise"bir eyin
sarkmas n sa lamak" anlam n n yan s ra mecazen"asmak,
dara ac na çekmek"anlam verilmi tir, sipi (Abaza, otuzbir,
meniyi elle getirmek). Bu kelime Hulki Aktunç'un
s zlü ünde"sigara"anlam na gelmektedir, Devellio lu'nun
s zlü ünde ise"sigara" anlam nda sipsi mevcuttur, suyolu. Bu
kullan m Hulki Aktunç'un s zlü ünde" cadde,
anayol"anlam ndad r, Devellio lu'nun s zlü ünde de a a
yukar Hulki Aktunç'un s zlü ünde yer alan manayla.
Bulunmaktad r, k rd m (Utan lacak zevklere kullan lan o lan
kelime Hulki Aktunç'un sozlü ünde"o lan, yeni yetme erkek
çocuk, genç erkek" anlam ndad r,a a yukar ayn anlamla
Devellio lu'nun s zlü ünde de bulunmaktad r, temize havale
etme (Bitirivermek.K sa yoldan halletmek). Bu kullan m Hulki
Aktunç'un s zlü ünde " ldürmek;(birisini) kumarda yenerek
bütün paras n almak"anlam na gelmektedir, Türkçe S zlük'te
Seyfettin im ek'in verdi i birinci anlam hiçbir aç klama
yap lmaks z n, ikinci anlam ise"argo"aç klamas yla verilmi tir,
t rlamak(Savu mak). Bu kelime Hulki Aktunç'un s zlü ünde
iki ayr madde olarak yer almakta ve Seyfettin im ek'in verdi i
maddeye paralel olan birinci maddenin anlamlar unlard r: "
Yellenmek.(kumarda) Bütün paras n yitirmek. ( renci)
S n fta kalmak. lmek", yalak (O lan) Bu kelime Hulki
Aktunç'un s zlü ünde u anlamlarda yer almaktad r(Di ilik
organ ve anus için) Gev ek, gev emi .(ki i için)Fahi e.
Müptezel. Di ilik organ , vajina. B n, aptal.(Oyunda)Sürekli
yenilen kimse, kelime Türkçe
S zlük'te di er anlamlar n n yan s ra "mecaz" aç klamas yla
"bo bo , s z ta yan" anlam na gelmektedir, z mbalamak (Cima
etmek. Geçenlerde onu z mbalamak. Bu kelime Hulki Aktunuç'
un s zlü ünde"(birisini) b çaklam slar, zellikle tabancayla
yaralamak, ldürmek; vurmak" anlamlar nda geçmektedir.
Türkçe S zlük' te de kelime Hulki Aktunç' un verdi i anlamla
(
)
( )
( )
a a yukar ayn anlamla ve "argo" aç klamas yla yer
almaktad r. Devllioglu' nun s zlü ünde ise kelime hem seyfettin
im ek' in verdi i anlamla, hem de Hulki Aktunç' un verdi i
anlamla yer almaktad r zirman ( Z p r. Aman u zirmandan vaz
geçiver. Bu kelime Hulki Aktunç ile Devellio lu' nun
s zlü ünde "iri yar , iri k y m kimse" anlam ndad r, Aktunç:
317, Devellio lu:162); zula (H rs zl k). Zulaya al mamal d r.
Bu madde Hulki Aktunç' un s zlü ünde "Hapishanede yasak
nesnelerin sakland yer. Gizli sakl k e" anlam na
gelmektedir. Türkçe S zlük'te ise "argo" aç klamas yla a a
yukar Hulki Aktunç'un verdi i anlamla ayn anlamla yer
almaktad r.
Ayr ca bk. Devellio lu: 162); zula etmek (Calmak, a rmak,
dün lokantada tuzluklar zula ederlerken yakaland lar. Bu
madde Hulki Aktunç'un s zlü ünde "saklamak, gizlemek " ve
"(b ça , kamay ) bat rmak, sokmak" anlamlar ndad r. Türkçe
S zlük ile Devellio lu' nun s zlü ünde ise kelime Seyfettin
im ek' in verdi i anlam n ayn s yla yer almaktad r, Türkçe
s zlük: 2521, Devellio lu:162).
Tarih itibar yla son yay nlanan müstakil argo s zlü ü
Hulki Aktunç'un haz rlad Türkçenin Büyük Argo S zlü ü
(Tan klar yla) d r. lk bask s 1990'de, ikinci bask s ise 1998' de
yap lan s zlük imdiye kadar yay nlanan s zlüklerin içinde en
kapsaml s d r.
Bu s zlük haz rlan rken nceki argo s zlerinin yan s ra
gazete, dergi, kitap taramas yap lm , ayr ca g zlem ve
g rü meler neticesinde elde edilen malzeme de bunlara ilave
edilmi tir. Maddelerin hemen hemen hepsi için tan k cümleler
yer almaktad r. Aktunç'un da belirti i gibi s zlükte yer yer
jargon, kaba dil, küfür de yer alm t r
Bu s zlükte her madde için u yol izlenmi tir: Madde ba
kelime, türü(isim, s fat, zarf vb.),biliniyorsa kayna , anlam ,
tan k cümlesi, varsa di er kullan m ekilleri. ki k s m halinde
(
)
( )
( )
düzenlenen s zlü ün ikinci k sm "kavramsal Dizin"e
ayr lm t r.
S zlükte art k genel dile geçmi baz kullan mlara da yer
verildi i g rülmektedir: kelek (Aptal, budala (kimes) ve ba ka
anlamlar olan kelime
Türkçe S zlük'te de argo oldu u belirtilerek yer almakta (
kelek 5.argo Aptal kereste)iri yap l , iri yar (kimse). G rgüsüz,
kaba (kimse) ...) Ayn kelime Türkçe S zlük'te 2. mec. Kaba
saba kimse, kalas .... Keriz. Ayn kelime Türkçe s zlük'te keriz
2.argo kumar. 3. argo kolayca kand r labilen oyuncu, aptal. 4.
argo E lenti.
S f r tüketmek, Türkçe s zlük'te hiçbir belirtme yoluna
gidilmeksizin verilen bu madde Hulki Aktunç 'un s zlü ünde
yer almayabilirdi); tava getirmek. Türkçe s zlükte "mecaz"
aç klamas yla yer alan (tav3. mec. En uygun durum ve zaman.
(i i) tav na getirmek i i en uygun duruma getirmek, bu madde
Hulki Aktunç'un s zlü ünde yer almayabilirdi ).
Bu s zlüklerin yan s ra bir de y resel argo malzemenin
bulundu u çal malar vard r ki zdemir kaptan (Arkan)' n
Beyo lu: K sa Geçmi i, Argosu adl kitab bunlardan biridir.
Birinci bask s 1988' de yap lan ve 1998'e kadar be kere bas lan
kitap üç b lüm halinde düzenlenmi tir:1. b lüm: Beyo lu, 2.
b lüm: Beyo lu' nun k sa Geçmi i,3. b lüm: Beyo lu Argosu
(Beyo lu Argosu' nda, K keni Bugünkü Avrupa Ulkeleri' nde
konu ulan Birinci Anadillere Dayanan S zcüklerden Olu an Bir
Derleme). 75 sayfal k üçüncü b lüm Beyo lu argosuna
ayr lm t r. Derleme k sm ise toplam 52 sayfadan ibarettir.
Beyo lu argosunda, k keni bugünkü Avrupa ülkelerinde
konu ulan birinci anadillere dayanan kelimelerden olu an bir
derleme niteli i ta yan bu b lümde zdemir kaptan, Beyo lu
argosunda yer alan yabanc k kenli kelimeler içinde Grekçe
Rumcay da kapsamaktad r ve talyanca k kenli kelimelerin
(
)
( )
( )
ço unlukta oldu u, bunlar Frans zca k kenli s zcüklerin
izledi i sonucuna ula m t r
zdemir kaptan, kendisi de Beyo lu argosunda k keni
Türkçe ve Almanca, Arnavutça, Bulgarca, Cekçe, Felemenkçe,
Frans zca, Grekçe ngilizce, spanyolca, talyanca, Macarca,
Norveççe, Portekizce, Romence, Rusça, S rpça d ndaki dillere
dayanan kelimeler de bulundu unu belirlemekle birlikte o,bu
çal may Beyo lu argosundaki yabanc k kenli kelimelerin
zenginli inin bir b lümüne tan kl k etmek için haz rlanm t r.
zdemir Arkan a g re art k Beyo lu argosunda ngilizce
k kenli kelimeler bu kural n d nda tutuldu u takdirde yabanc
k kenli kelimeler azalmaktad r. Arkan' n kitab ndaki derlme
mekân y nünden s n rland r ld gibi, zaman y nünden de
s n rland r larak, 1950' lerde ve izleyen y llarda, yani 20.
Yüzy l n ikinci yar s nda konu ulan Beyo lu argosunda yer alan
s zcükler derlenmi tir. Bu derlemeye giren s zcüklerin seçimi
yap l rken Beyo lu argosuna zgü s zcüklerden olmalar
gerekli g rülmeyerek Beyo lu argosunda yer almalar yeterli
say ld için derleme kapsam ndaki kelimelerin bir k sm ,
sadece Beyo lu argosuna zgü olmakla birlikte, bir b lümü
ülkemizde konu ulan ba ka argolarda ve genel argoda dyer
almaktad r. Bu kitapta kural kural olarak, cinsel organ ve
eylemlerle ilgili argo s zcükler derlemeye al nm , ancak b yle
s zcükler için rnek verilmemi tir. Cok zel cinsel eylem,
biçim ve durumlar anlatan s zcükler ise derlemeye
al nmam lard r. Ayr ca a r küfür ifade eden s zcükler de
derlemenin d na b rak lm lard r.
Kitapta k keni bu derlemenin kapsam na giren yabanc
diller olan argo s zcükler t rnak i areti içinde yaz lm t r, tak lar
da ayn i aretin içine al nm t r. Ses de i ikli i ile ayn anlamda
kullan lan kelimeler varsa bunlar (-) i areti ile birbirinden
ayr l p ayn madde içinde de erlendirilmi ler. Argo kelimelerin
k kenleri kelime ve deyi in ard nda () ayraç içinde belirtilmi ,
(
)
( )
( )
Türkçe bir ek alsalar da kelimeler yabanc olarak
de erlendirilmi lerdir.
S zlükte aç klamalar n ard ndan, kelimeler genellikle,
cümlelerle rneklendirilmi lerdir, ama bu çal ma zellikle
mü ahedeye dayand için rnekler tan kl de ildir. Argo
kelime ve deyi lerin birden çok anlam oldu u hallerde her
anlam için ayr bir cümle rne i yaz lm t r.
rnek vermek amac n cümleler içinde bu derlemenin
kapsam na giren ba ka argo s zcükler bulundu u takdirde,
bunlar siyah harflerle yaz lm lard r. Bu s zcüklerin anlamlar ,
kendi maddelerinde aç klanm t r ("duziko" (Gr) Rak - Duziko
içmenin bir raconu vard r) . rnek vermek amac n ta yan
cümleler içinde, bu derlemenin kapsam na girenlerin d nda
kalan argo s zcükler bulundu u takdirde, bunlar n anlamlar ,
hemen arkalar ndan t rnak içinde aç klanm t r("figüran" (Fr)
nemli olmayan etkinli i az ki i- Deli e "hapishaneye"
girenlerin tümü figüran, bunu b yle bil Türkçenin argo
malzemesi, müstakil s zlüklerin yan s ra, baz Türkçe
s zlüklerde bir aç klamayla veya aç klamas z olarak yer
alm t r: Mesela emseddin Sami' nin kamus- Türkî'si (1900)
ile Mehmed Bahaeddin (Toven )' in yeni Türkçe Lügat' inde (1.
bask , 1912;2bask 1924)"avam lisan " aç klamas yla, Ebuzziya
Tevfik'in Lügat- Ebuzziya' s nda ( stanbul, 1306) " st ahatavam" olarak, kamüs- Türkî'nin sadele tirilmi ve geni letilmi
bask s olan Temel Türkçe S zlük,1-3'te ( stanbul, 1985) "argo
s zü" aç klamas ile Server lskit ile Sadun Gailp'in katk lar yla
haz rlanan Alâeddin G vsa' n n Resimli yeni Lugat ve
Ansiklopedisinde ( stanbul,1947-54), "argo" aç klamas yla
verilmi tir.
Türk Dil Kurumu taraf ndan haz rlanan Türkçe S zlük'te
ise biz art k genel dile geçmi , hemen herkes taraf ndan bilinir
hale gelmi malzemenin argo aç klamas yla veya argo olmaktan
ç karak, halk dili, teklifsiz konu ma veya mecazi kullan m
(
)
( )
( )
olarak de erlendirildi ini g rmekteyiz. Ayr ca bu malzemenin
edebi olmamakla birlikte hiçbir belirtme yoluna gidilmeden de
verildi ine rastlamaktay z: araklama (argo Araklamak i i,
çalma, a rma)
Araklamak (argo Calmak, a rmak). Kelime Hulki
Aktunç'un s zlü ünde de yer almaktad r, aynac (2) mec.
Hileci, i ine hile kar st ran. im ek:4,Aktunç:-,Devellio lu)
caddeyi tutmak (2)argo(korkulu bir durumda) ba n al p
gitmek, uzakla mak:
im ek: 5,Aktunç: Devellio lu); can na okumak (tkz.
berbat ve peri an etmek.. im ek:-5,Devellio lu:-Aktunç);
can na yand m (veya yand m n)(argo sevgi, hayranl k
veya fke gibi türlü duygular anlat r... im ek:5); çak r pençe (
tuttu unu koparan, giri ti i veya ele ald her i i ba aran,
becerikli (kimse). im ek:5);çekiver kuyru unu (argo artik
ondan hayir bekleme. im ek:6);filinta(2.argo Güzel, yak kl .
Filinta gibi genç, ince uzun boylu, çevik, yak kl (kimse).BK.
Devellio lu, Türk Argosu, fit olmak (argo de mek, raz
olmak. Devellio lu: 85,Aktunç:-, Kaptan: 255);fiyaka satmak
(argo g steri yapmak, caka yapmak, çal m satmak.
Devellio lu:85 , Aktunç.:-,Kaptan : 255);fos (argo Cürük,
temelsiz, bo , kof. Fos ç kmak bir i in sonu gelmemek, bo
ç kmak. Aktunç:116, Develli lu:85); hapç (Afyon vb.
uyu turuculara al m olan (kimse) (s.942). Devellio lu: 93,
Aktunç:133); harbi (2. s. Mec. Do ru, hilesiz, temiz, mert
(945). Devellio lu:93, Aktunç: 133); harbilik (1.Do ruluk,
temizlik, mertlik (945).Aktunç: 134, Devellio lu:
134,Devellio lu:93);kalantor ( t. galantuomo C steri i seven,
varl kl (kimse) .kaptan:260, Develio lu: 101, Aktunç ;
kelek(5.argo Aptal. Devellio lu:107,Aktunç:173-174. Buna
mukabil"kaba saba kimse, kalas"anlam ndaki kereste kelimesi
Türkçe S zlük'te mecazi kullan m olarak g sterilmi tir: kereste
2.mec. Kaba saba Kimse, kalas... Aktunç: 175,Devellio lu:107);
(
)
( )
( )
keriz[2.argo Kumar. 3. argo Kolayca kand r labilen oyuncu,
aptal.4. argo E lenti.
Aktunç:175-176,Devellio lu:107); külyutmaz (Aldanmaz,
kolay inanmaz. Aktunç:195kül yutmak Yan lmak, hileye
aldanmak, oyuna kanmak); makineyi bozmak aka ba rsaklar
bozulmak, ishal olmak
im ek:10 makinay bozmak, Devellio lu:117, okutmak
(4. argo Satarak elinden ç karmak. Aktunç: 225,
Devellio lu:126); s f r tüketmek (1güçü kalmamak; 2) yoksul
duruma gelmek, yoksulla mak; 3 lmek (s. 1961)
Aktunç:256,Devellio lu:139); tav(3)mec. En uygun durum ve
zaman.( i i ) tav na getirmek i i en uygun duruma getirmek.
Aktunç: 276 tava getirmek, Develio lu:145 tav na
getirmek];toka etmek4)argo vermek.
Aktunç:284,Devellio lu:148); torpillemek (2.argo S n fta
kalmak. im ek:17,Devellio lu:149); v z ldamak (2. mec.
Hafif sesle ve bezdirici biçimde yak nmak, s zlanmak. im ek:
18, Devellio lu:155).
Deyim s zlüklerinde de argo malzemeye rastlanmakta,
bunlar bazen argo olduklar belirtilerek verilmekte, bazen hiçbir
belirtme yoluna gidilmeden ele al nmaktad rlar. Mesela: Yusuf
Cotuks ken'in haz rlad Deyimlerimiz kitab nda argo
deyimler bir ay r m g zetilmeden verilmi tir: fos ç kmak 1(Birinin)Bir i e yaramad anla lmak.-2.Bir i , beklenen
sonucu vermemek
(Türkçe S zlük'te de bulunun fos kelimesi argo olarak
verilmi tir) fos ç kmak deyimi de ayn madde içinde yer
almaktad r: fos argo Cürük, temelsiz, bo , kof. fos ç kmak bir
i in sonu gelmemek, bo ç kmak(Türkçe S zlük:799), yandan
çarkl -1.kollar n ok sallayarak ya da bir omzu dü ük olarak
yürüyen (kimse).-2 ekeri yan na koymu (kahve).-3.Cok a r
giden ta t (Bu deyim Türkçe S zlük'te argo olarak verilmi tir:
yandan çarkl argo1.Her iki yan nda birer çark bulunan ve bu
(
)
( )
( )
çarklarla a r hareket eden vapur.2. ekeri yan na kuymu olan
kahve veya çay(s.2382),zokay yutmak Aldat lmak(Bu deyim
Türkçe s zlükte argo oldu u belirtilerek verilmi : zokay
yutmak argo aldat l p zarara sokulmak
Zom olmak çok sarho olmak(Türkçe S zlük'te. Zom argo
1. Olgun (kimse).2.Cok sarho olan. Zom olmak çok sarho
olmak gibi.
Ali püsküllüo lu'nun haz rlad Türkçe Deyimler
S zlü ü'nde deyimler alay yollu(al.),argo(arg),eski(esk.),halk
a z (ha.), hakaret olarak (hkr.),kaba(ka.),mecaz(mec.), aka
yollu( aka),senlibenli konu mada
(tkz.)Kullan ld klar belirtilerek verilmi tir. Kitapta mes.
balgam atmak mec.(kaba) bir konuda ya da yap lmakta olan bir
i le ilgili olarak ku ku uyand r c bir dü ünce ileri sürmek
kelimesi kaba olarak verilmi , ama bunun yan s ra harc n
vermek argo, a z n n pay n vermek, azarlamak argo olarak
de erlendirilmi tir, içine s çmak (bir eyin) arg.1(bir i i,
durumu)çok k tü biçime sokmak, düzelmez durum getirmek.
2(bir e yay vb.)kullan lamaz duruma getirmek, parçalamak,
bozmak argo olarak de erlendirilmi tir. Türk Dil Kurumu
taraf ndan haz rlanan B lge A zlar nda Atas zler ve Deyimler
adl kitapta da argo olarak de erlendirilebilecek deyimlere
rastlanmaktad r ki bunlar da hiçbir belirtme yoluna
gidilmeksizin ele al nm lard r: yal n ka mak Birine
pohpohlay c s zler s ylemek (Yavuzk y av at-Ar.)zurna
slanmak 1.Küçük çocuk sürekli a lamak.2.Kad n yaygara
yapmak. H.Fethi C zler'in Büyük Deyimler S zlü ü ile
Ertu rul Saraçba ' n Türkçe Deyimler S zlü ü'nde ise argo
malzeme, argo olduklar belirtilerek sunulmu tur.
Ayr ca a z s zlüklerinde de argo kullan lara yer verildi i
g rülmektedir, ama genellikle bunlar argo olduklar
(
)
( )
( )
belirtilmeden ele al nm lard r. Mesela, Urfal Kemal Edip'in
Urfa A z adl kitab n n s zlük k sm nda biz argo malzemeye
yer verildi ini g rürüz: z rr k Z rzop, zingilli ziya paramparça
elbiseli(adam)(Argomsu)
Ayn durum Selahattin Olcay, A. Bican Ercilasun ve Ensar
Aslan taraf ndan haz rlanan Arpaçay K ylerinden Derlemeler
adl kitapta da mevcuttur. Burada da argo malzemenin
bulundu u, ama argo olduklar belirtilmeksizin verildikleri
g rülmektedir: ayah Kad n, bk. Kanayak, çoluh çocuh ayah,
cahil Cenç, delikanl (Bu kelimenin bu manas Türkçe S zlük'te
halk a z nda kullan ld belirtilerek verilmi tir cahil 3. hlk.
Deneysiz, genç, toy(delikanl veya k z)...ganahl kan ayakl
kad n, k z vb.lotu Bo bo az,çok konu an
Ayn durum Selahattin Olcay taraf ndan haz rlanan
Erzurum A z : nceleme-Derleme-S zlük adl kitapta da
g rülmektedir, burada da s zlük k sm nda argo kullan lar, argo
olduklar belirtilmeksizin verilir: a na fi neol Sevi mek(a na
fi ne argo 1. Gizli dost.2.Gizli dostluk (Türkçe S zlük:153)
(Aktunç, Devellio lu:-);bizim ga h orta i, bizim gonci ya li,
bizim k ro li, bizim mür t rpüsü Koca kar s için
s yler(ka k dü man aka kad n, e (Türkçe
S zlük:1233);k ro lu hlk. Kocan n kar s na verdi i ad
....(Türkçe S zlük:1383); mür t rpüsü Uzun üzücü i (Türkçe
S zlük:1729); ç ltih sürtük, orospu ferik piliç Genç k z fittoz
Oynak, cilveli.
Bu s zlüklerin d nda biz çe itli kitaplarda da argo
malzemeyle kar la r z ki Gelibolulu Mustafa Ali 'nin
Mevaidü'n-Nefais fi kavaidi l Mecalis adl kitab bunlardan
biridir. Kitab iki cilt halinda yay nlayan Orhan aik G kyay,
ikinci cildine "S z ve Terim Dizisi" ad alt nda bir s zlük ilâve
etmi tir ki bu s zlükte argo malzeme argo olduklar
belirtilmeksizin s ralanm t r. Mesela, adam mezelemek Alaya
almak, alay etmek, e lenmek, iki zevkliler Hem fail, hem meful
(
)
( )
( )
olanlar, meleme Beceriksiz, çapaçul, kenar beylerbeyleri
nemsiz beylerbeyleri, tuttuklar mevki bak m ndan pek
iktidarl olmayan beylerbeyleri, derneksiz Derme- çatma, yolyordam bilmeyen, g rgüsüz beze Fakir, nasipsiz, umutsuz,
yoksul.
Bu kitab n yan s ra biz daha s n rl argo malzemeyi Tahir
Alangu'nun 1943 tarihli Calg l kahvelerdeki külhanbeyi
Edediyat ve Numuneleri adl kitab nda, Mehmet Halit
(Bayr )'n n 1934 tarihli stanbul Argosu Halk Tabir nda, O.
Cemal kayg l 'n n stanbul da Semai kahveleri ve Meydan
airleri adl kitab nda, Ergun Hiçy lmaz' n Eski stanbul Hayat :
Yosmalar Kabaday lar Kitab nda ( ki b lüm hâlinde
düzenlenen kitab n birinci b lümünde"yosmalar",ikinci
b lümünde ise "kabaday lar"anlat lmaktad r. Bu b lümlerin
ard ndan 91-97 sayfalar aras nda argo malzemenin verildi i
küçük bir s zlük yer almaktad r) . Arslan Kaynarda ' n1984
tarihli"Tarihi, De i en Y nleri ve Gizli Diliyle stanbul
Bitpazar /Bitpazar 'n n Gizli Dili ve Argosu"adl makalesinde,
Hulusi Kodaman' n Zar-Kâ t Oyunlar ve Hileleri adl
kitab nda, Re ad Ekrem Koçu'nun Patrona Halil: Devlet
Gücünü Zedelemi Bir Serserinin Romanla t r lm Hayat (Bu
kitab n 60-62) sayfalar aras nda "Lehçe-i Külhani"risalesi yer
almaktad r. Koçu, külhanbeylerinin kendilerine mahsus dillerini
g stermek üzere seksen kelimelik bu risaleyi kitab na al rken
müsteheen kelimelerin kar l n vermemi ve kelimleri
bugünkü Türk alfabesine g re tasnif etmi tir) . Mikhail
Mikhailov'un argo malzeme ve Osmanl Türkçesi halk
tabirlerini ele ald 1930 tarihli makalesinde buluruz.
Asl nda bir mecaz s zlü ü olmakla birlikte yer yer argo
s zlü ü hüviyeti ta yan bir eser olan Lehçetü'l-Hakay k'tan da
istemiyorum. Tam bir s zlükten çok, ince s z etmeden geçmek
ve zarif bir mizah çal mas olark de erlendirmekle birlikte argo
unsurlar da bar nd ran bu eserin yazar Düyun-1 Umumiye'nin
(
)
( )
( )
direkt rlü ünü yürütmesi sebebiyle Direkt r Ali Bey olarak
tan nan tiyatro yazar ve gazeteci Mehmet Ali Bey'dir(18441899).4 lk bask s 1896'da yap lan bu kitapta toplumun kusur
ve zaaflar hicedilir. Türkçede kelimelere ters ve mizahi anlam
verme sistemi edebiyat m za ilk defa Lehçetü'l-Hakay k ile
girmi tir.5 Ali Bey, kitab n zeki ve ince bir nükte anlay yla
kaleme alm t r. Hiçbir kaba ve çirkin ifadenin bulunmad bu
kitab n ikinci bask s n n yap lmas na izin verilmemi tir. Bu
sebeple ikinci bask s M s r'da, üçüncü bask s ise ancak ll.
Me rutiyetten sonra 1908' de stanbul'da yap lm t r. Bas n
sansürünün yo unla t d nemlerde bask s n n yap lmas na
izin verilmeyen Lehçetü'l-Hakay k'ta Ali Bey, zellikle
kad nlara zarif esprilerle tak lm t r. S z konusu kitap, di er
birkaç eseriyle bir arada emsettin kutlu taraf ndan Tercüman
1001 Temel Eserleri aras nda ne redilmi tir.
Ali Bey'in bu gazetedeki yaz lar devlet hizmetinde
bulunan bir ki inin bir mizah organ nda yazmas ho
kar lanmad için imzas z olarak yay nl yordu ve Ali Bey'in
Lehçetü 'l-Hakay k' taki maddelerinin bir k sm ilk olarak yine
bu gazetede yay nlanm t .
Ahlak, Ak l polisi, akça (para) Milyon tohumu, alt n
Anahtar, atlas Güzel kad n derisi (teni) badana Saykal- der U
divar ve cilla-y rüy-i dildar "kap ya, duvara ve sevgilinini
çehresine par lt veren araç, cila ". Daha çok fazla all k, düzgün
kullanan kad nlara ta at l yor
Bakir Beyaz sahife balkon A k tüne i balo fistan
(elbisesi) ncir yapra balon Uçucu, geçici hret bat l inanç
(bo inan) Zihin kanseri cephane arabas Top kileri çorap
ba Bacak bilezi i dard- mesel (atalar s zü) kira arabas
"kira arabas n herkesin kiralay p kullanmas gibi
darbimeselleri de herkesin s k s k kullan birbirine
benziyor"diken Gülün bekçisi
(
)
( )
( )
Dul kiral k bo ev don (külot) S r yolda gamze(g z
k rpma, g z ucuyla bakma, nazl nazl i aret etme)
Mirtraly z, telgraf
Hatar-azim(büyük tehlike)Güzel kad n hay r-dua Ucuz
hizmet hissedar Koca iskelet nsan kanaviçesi korse (burada
sütyen) Turunç mengenesi kur un tanesi Muharebe
ekerlemesi; mücellit(kitap ciltleyen kimse) kitap terzisi
mezar Son yatak mukaddeme( ns z, i e ba lama) El pmek
mumya nsan çirozn nedamet(pi manl k) Vicdan haz ms zl
Nikâh Bo anman n ns zü, ba lang c peder kitab n üstüne
yaz lan yazar ad pire akac air S z kantarc s eytan
Kad nlar n vefakâr dostu tarih kurt masal . Zü ürtledikçe eski
defter kar t rmak türbe Aile dolab tokat Tesirli delil, belge
bunlar n yan s ra bir de Frans zca-Türkçe, ngilizce-Türkçe gibi
iki dilli argo lügatlar bulunmaktad r.
Seyahat Jurnl adl ese inin bir k sm n n da yer ald
bu kitapta Lehçetü'l Hakay k,23-50 sayfalar aras ndad r).
(
)
( )
( )
UCUNCU B LUM
III
EDEB YATTA ARGO
EDEB YAT -ARGO L K S
Argo her ülkede, her dilde g rülen toplum içinde bir
kesimin ya da beklerin Farkl bir biçimde anla may sa lamak
amac yla olu turdu u zel bir dildir ( 9).
Ki ilerin kendi aralar nda gizlice anla malar n sa layan
bir "s zcükler toplulu u " olmas argoyu "kapal dünyalar n
dili" haline getirir. Kumarhaneler; okul, hapishane, k a gibi
kapal dünyalarda belli s n rlar içinde ya amak zorunda kalan
ki ilerin; çevrelerine kendilerini yabanc hisseden insanlar n,
e cinseller, uyu turucu kullananlar vb- çocuklar ndan gizli
cinsellik, anne- baban n ba ba a kalmay planlad klar bir gezi
vb. konularda- konu mak isteyen ebeveynlerin; retmenler
taraf ndan anla lmas n istemedikleri bir konuda konu an
rencilerin s k s k ba vurduklar bir araç, adeta bir s nakt r
argo bu s nak ba kalar taraf ndan ke fedildi i an tüm
zelli ini yitirir. Argo " dilin gizli rgütüdür(10).
Bir toplulu un kültür zenginli ini g steren ve de i ken bir
ze sahip s zcük da arc olarak da niteleyebilece imiz argo
dilin yarat c l n g stermesi bak m ndan da nemlidir.
Geli mi nükteli yap s ile de dikkati çeker. Bir toplulu un
dünya ile ili kisi ne kadar geni ise, olu turaca argo da o denli
zengin olacakt r. Amerikan argosu ( zellikle New York argosu)
hemen hemen dünyan n bütün dillerinden dünç alan bir
argodur. Büyük bir mparatorluk co rafyas na dayal olan Türk
argosu da ayn zelli e sahiptir. Osmanl -Türk argosuna dünç
veren diller aras nda Almanca, Arapça, uygurca, ngilizce,
Romence, Romence, Rusça, Sanscritçe Slav dilleri gibi birçok
(
)
( )
( )
dil say labilir.(12)Dünya ile ili kisi s n rlanan toplulu un,
argosunu olu turan kelime da arc da zay flar.
Edebiyat ile argo ili kisine gelince; edebiyat n malzemesi
dildir. Argo da Victor Hugo'nun tan m yla "dilin içinde bir dil;
bir çe it habis ur (excroissance maladive)"oldu una g re ister
istemez edebi eserde yerini alacakt r.
Edebi eserde argonun yüklendi i g revler k saca u
ba l klar alt nda zetlenebilir:
1.Komik durum yaratma, yergi ve gülmece için ba vurulan
bir kaynak (Karag z, ortaoyunu, halk tiyatrosu)
2.Günlük hayat yak ndan tan tmak, tespit ve tahlillerde
realiteye uygunluk sa lamak amac yla gerçekçili in bir unsuru,
otantik olman n bir g stergesi
3.Dilde yeni aray lar n bir simgesi, bir ba kald r , ya ayan
iir diline ve kli elerine kar ç kma sekma ekli, bir kar anlam yaratma arac
4.Yabanc la man n, toplumdan d lanm l n g stergesi.
Komik durum yaratma, yergi ve gülmece için ba vurulan
bir kaynak olarak argoya Karag z ve ortaoyununda rastlar z.
Tiryaki-Selamünaleyküm(Uyur) H h!
Karag z-Aleykümselam uykucu baba.Hey bana
bak,hem ehri uyuma be!..
T-(Kalkarak)sen sal ncakç m s n?
K-Evet sal ncakç y m.
T-Beni sallar m s n?
K-Sallar m. Paran var m ?
K- Gel bakal m (Bindirir) Bindin mi?
T- Bindim. Haydi, salla bakal m.
K- Yand !
T-(Heyecanla) Aman neresi yand ?(A a atlar) Neresi yand ?
Neresi Yand ?
K- Yani sallanmak bitti, ver bakal m paralar .
T- düm koptu, yle yang n var gibi ba r rlar m ?
(
)
( )
( )
(Karag z, Sal ncak Sefas Oyunu)(11)
Bu rnekte sal ncakç lar aras nda farkl bir anlam yüklenerek
kullan lan (yand ) kelimesi burada komikli i sa lamak için
yararlan lan bir unsurdur.
Realiteye sad k kalma maksad ile gerçekçili in bir unsuru
olarak argodan yararlanma ise Türk yazarlar nda oldu u gibi
tüm dünya edebiyat yazarlar aras nda da çok yayg nd r. XVI.
Yüzy l deneme yazarlar ndan Montaigne denemelerini argo
s zcüklerle süslemekten zel bir zevk duyar.
"O lum Konu may okulda renece ine meyhanede
rense daha çok ho uma gidecek" (J'aimerois mieulx que mon
fils apprinst aux tavernes aparler qu'aux echoles de la parlerie)
diyen Montaigne de halk için yazan ve denemeleri ile halk n
felsefi e itimini üstlenen ve halka serbest dü ünmeyi reten
bir dü ünürdür.
Frans z edebiyat nda Victor Hugo Sefiller (Les Miserables),
Notre Dame' n Kamburu(Notre Dame de Paris), Balzac Goriot
Baba (Pere Gorit) ve Kaybolan Hayaller'(Les IIusions Perdues)
isimli eserlerinde argoyu sokaktaki ya am n gerçek yüzünü
yans tabilmek amac yla kullan rlar. 19. yüzy l n gerçekçi
edebiyat nda argo kelimeler eserlerde genellikle italik olarak
yaz l r ve dipnotlarda aç klan r, bir ba ka deyi le tercüme edilir.
Victor Hugo sosyal gerçekçilik ak m içinde yer alan
eserlerinde s k s k ba vurdu u argoyu "sefaletin, açl n,
ç plakl n, ikiyüzlülü ün aras nda dola an korkunç bir dil
(langue epouvantable)" olarak tan mlar.
Ahmet Rasim'in Muharrir, air, Edip ve ehir Mektuplar
adl eserleri de argo rnekleri bak m ndan zengindir. Halka
hitap eden ve halk n ya am ndan kesitler veren bu eserlerde
argo, halk n ya am na yak ndan tan k olma ve gerçekçi bir
yakla m sergilemek amac yla kullan l r. Ay ca argonun daha
(
)
( )
( )
çok toplumun alt tabakalar taraf ndan kullan ld dü ünülürse
halk dili ile aras ndaki yak nl k ta dikkat çekicidir.
-Makine nedir? Tabanca, blçak.... Bizim beylerin
st lahlar n-dan..."
(Ahmet Rasim, Fuh - At k) (13)
-" yle olur olmaz makineleri yutmam."
(Ahemt Rasim, ehir Mektuplar )
-Bereket versin ki soyunmad k! Birkaç tane daha parlad k
parlatmad k, sokak taraf ndan kuvvetlie bir ksürük geldi......"
- G rüyorsunuz ya.... ben st lah parlatmaya
yalteniyordum."
(Ahmet Rasim, Fuh - Atlk) (14).
Gibi rneklerde "makine" silâh ve yalan olmak üzere iki ayr
anlamda; "parlatmak" ise içmek anlam nda kullan l r.
Türk Edebiyat nda Mehmed Akif, tasvirlerinde argoya
veren argoya edebi de er kazand ran yazarlar m zdan birisidir.
-Baba Arif
-Sakall , gel bakal m.....Yana
-Selâmün aleyküm
-Otur biraz çakal m......
-Dimitri, hey, paras z geldi sanma, i te para!
-Ey anlad k a kuzum.....
- Sar be yolda m cigara.
-Aman bizim baba Arif susuz mu içiyor!
-Onun bi dalgas olmak gerek: Tünel geçiyor.
Moruk kaç nc kedeh? imdi çek s zars n ha!
(Meyhane, s. 32) (15)
Onun için bo ad m. Sen i itmedin mi Halim?
-Kad n Lak rd s girmez kula ma zati benim.
Senin kar m dedi in adeta pabuç gibidir.
Biraz vakit ta n r, sonradan de i tirilir.
(
)
( )
( )
Kad n bu s zleri duymaz, tazallüm eylerdi;
Herif mezar ta tavr yle sade dinlerdi.
Aç ld a z nihayet, aç lmaz olsa idi!
Ta p d küldü, içinden u lanet-i ebebi:
-Cehennem ol seni h nz r orospu, git: Bo sun!
-Ben anlad m i i: sen kom u, iyice sarho sun;
Ay lt n z unu yahu!
- li meyin!
-B rak n!
Herif ay ld m , bilmem, dü üp bay ld kad n!
Mehmed Akif, bu sat rlarda meyhaneyi, bir batakhaneyi tasvir
ederken bu mekânda bulunan ki ilerin mensup olduklar sosyal
s n f n dilini kullanmaya-otantik olmaya/asl na uygun olmayazen g sterir Ayn tav r di er eserlerinde de g rülür. Akif, bu
tavr n edebi musahabelerinde u s zlerle aç klar:
"Avam aras nda muhaverder yürütmek mi
istiyorsunuz?
Halk n aras na kar n z; bir taraftan çenesi dü ük adamlar
bilhassa
Kocakar lar dinleyiniz. Bir taraftan da s ylenen s zleri
edas yla,
telaffuzuyla beraber zabtediniz. Vak'ay da siz
malum, hakiki bir muhite naklediniz"(16).
Bu anlay dünya edebiyat nda natüralizmin temsilcisi
olarak nitelenen Emile Zola'n n eserlerine de hâkimdir.
Realiteyi bir bilim adam tarafs zl ile i lemeyi amaçlayan
yazarlarda kahramanlar n mensup olduklar sosyal s n f n dili
ile konu turmak yayg n bir temayüldür. Zola'n n Meyhane
(L'Assommoir) adl eserindeki bu tav r ile Mehmed Akif'in ayn
ad ta yan iirindeki tavr paralellik g sterir.
(
)
( )
( )
D RDUNCU B LUM
HALK EDEB YATINDA ARGO
T YATRO VE ARGO
Geleneksel Tiyatromuzda Argo
Ay cal kl bir s yleyi e ula maktad r. Ben argo
s zcüklerin daha ziyade avam n da arc ndaki halini ha
bulurum. Sayg s n rlar n zedelemeyen, asl nda küfürle de
akrabal olmayan bu kelimeler, bir ekilde s k nt l . Ba ariyla
devam eden sempozyumda "argo" üzerine çe itli konu malar
dinledik. Argonun ne olup ne olmad n , kullan m alanlar ,
kullan m biçimlerini rendik. Kanaatim odur ki: argo
kelimeler, kullan m yerine ve biçimine g re, kimi zaman küfre
yakla makta, kimi zaman da ayr cal kl bir s yleyi e
ula maktad r. Ben argo s zcüklerin daha ziyade avam n
da arc ndaki hâlini haz bulurum sayg s n rlar n zedelemeyen
ay nda küfürle de akrabal g olmayan bu kelimeler, bir ekilde
s k nt l hayatlar n gülümsemeye ve ho lu a aç lan
pencereleridir. Argo ayn zamanda, kullananlar aras ndaki gizli
dayan man n ve kolay anla man n da bir yoludur. Kendine has
esteti iyle edebiyat n içinde yerini alan argonun, hayat n aynas
olan tiyatroda olmamas elbette dü ünülemez. Nitekim, biz Türk
tiyatro metinlerini argo kelimeler bak m ndan tararken; iki ayr
mecrada yürümek durumunda kald k. Birincisi; gelenekten
gelen, halk n zekâ ve anlay n çarp c biçimde aksettiren yerli
tiyatromuz Karag z ve Ortaoyunu kulvar ; di eri ise Bat
tarz yla, yani 19. asr n ikinci yar s ndan sonra ülkemizde
serpilen ve geli en asri, Avrupai tiyatro, Her ne kadar elinizdeki
programda konu mam z,"Tiyatroda Argo" eklinde takdim
edilmi se de ben konuyu "Gelenekli Tiyatromuzda Argo"
eklinde s n rlamak istiyorum. Bu ekilde hem bana tan nan
(
)
( )
( )
süreyi a mayaca m, hem de argonun en çarp c kullan m
biçiminin rneklerini sizlere takdim edebilece im. Avrupa
tiyatromuz konusunda s yleyece im eyler de var elbet.
Bat tiyatrosu, kayna n n tesirini, üzerinde inad na
ta yan, kendine has yaz l m ve sahneleme tekni i olan
tiyatrodur. Avrupai tiyatroda argonun yeni daha ziyade realist
ve realist tesi oyunlarda g rülür. Epik, Soyut ve ncü tiyatro
türlerinin ülkemizdeki uygulamalar nda argo, ço u zaman
duvarlar zorlayan küfürlü s yleyi lerle yan yana g rülür, yani
argo ikinci plana itilerek küfür ne ç kart l r. Tiyatro
uygulay c lar taraf ndan, hayat n tabii çehresini yans tt
iddias yla seyirci nüne getirilen bu tarz, bizim seyredenimiz
taraf ndan, hayat edepli ya ama dü üncesinden olsa gerekdo rusu ho kar lanmam t r. Gazete ve dergi sayfalar nda yer
alan tenkit yaz lar da bunu g sterir. Bu yaz lardan birinde; dilin
ve ahlak n s n rlar n zorlayan bir oyundan bahsedildikten sonra
sahnelenen piyesin halk n protestosuna sebep oldu unu,
makalenin yazar u f kra ile güncelle tirir:
"Rahmetli Neyzen Tevfik Beyefendi bir tiyatroya
gitmi ler..... Oyun berbat, bizimkilerin oyunu gibi felaket bir
ey... Herkes ba lam protesto etmeye, sl klamaya. Fakat
Neyzen Tevfik beyefendi alk l yormu ...... G renlerden bir
tanesi a m ve sormu : Ustad herkes sl kl yor, yuhal yor, sen
ise alk l yorsun, anlamad m bu i i?
-Ben oyuncular alk lam yorum....
-Ya kimi alk l yorsun?
-Isl k çalanlar , yuhalayanlar .(19).
Tarz n uygulama a amas nda, kurallar n n d na
ç k larak edepsiz hale getirilmesine ironik bir tepki olan bu
f kra; günümüz tiyatro adamlar na da çarp c bir ele tiri
rne idir. Zira argo ad na " rastgele ve hergele" küfrü n plana
ç karan tiyatrolar n, bilhassa genç neslin dilini çok çabuk
bozdu u, güzel Türkçemizin gençlerin a z nda sanki biraz da
(
)
( )
( )
bilginli in gururu ve hakl l n duygusuyla-postmodernist
anlay n kurban oldu u g rülmektedir. Hayat n gerçeklerinin
tiyatroda akis buldu u do rudur; fakat gerçek zann yla takdim
edilen"korkunç güzel, manyak iyi, acayip güzel" gibi tiyatro
s ylemlerinin hayata tesirini nas l g z ard edebiliriz. Etik ve
estetik aç dan oldu u gibi sosyolojik aç dan da tiyatronunbilhassa stand-up ad yla sergilenen ve gençlerin a z nda sanki
bilhassa yayg nla t r lmak istenen-argo konu ma merak na
olumsuz ve bozguncu tarzda katk da bulunmaya hakk
olmad n dü ünüyorum.
Argo kelimesinin, Türk Dil Kurumunun ne retti i iki ciltlik
Türkçe S zlük'te iki anlam vard r. Birincisi(13):Kullan lan
ortak dilden ayr olarak ayn meslek veya topluluktaki
insanlar n kulland
zel dil veya s z da arc ; di eri ise
serserilerin, külhanbeylerin kulland s z veya deyim, eklinde.
te bu ikinci tan m, bizim gelenekli tiyatromuzda, argonun en
çarp c s z ve deyimlerini hayat n içinden çekip al r. Sosyal
statülerin belirgin zelli ini ta yan tipler vas tas yla ilgili
katmanlar n kültür ve hayat tarzlar içinde dil, ihtiyac olan
kelime ve deyimleri kendili inden bulur. Ortaoyunu ve
Karag z'deki de i ik kültür mensuplar n n konu malar içinde
argoya en yatk n olan stanbul'da de i ik kültürlerin ortas nda
ya ayan kas mpa al külhanbeyi tipidir. Sert bir mizaca sahip
olan bu tip, arkada lar ile beraber yerel kültürün s z
da arc na da sahiptirler. Ben bu s z da arc ndan-bilinen
argo lügatlerine hiç bakmadan-Ortaoyunu ve karag z
metinlerini tarayarak argo kelimelere ula maya çal t m. Bu
kelimelerin nemli ve s k kullan lanlar n size takdim etmek
için haz rl k yapt m. Fakat, kitap sayfalar nda gelenekli
tiyatromuzun metinlerini okurken garip bir ey oldu. Tiplerin
birer birer canland na ahit oldum. Hepsi de kanl canl yd .
çlerinden, bu güne en Laz m olan tipi, külhanbeyini hemen
yakalad m. kulland enteresan s z da arc n yetkili a zdan
(
)
( )
( )
duyabilmeniz için onu huzurunuza getirmek istedim. Fakat, ne
yapt ysam ikna edemedim onu. Bana;"sizin dünyan z sevgiyi ve
ho g rüyü unutmu . Birbirlerinizi iyi dinlemedi iniz gibi
istedi iniz gibi anlama keyfiyetini de zgürlük ad na ha ince
kullan yorsunuz, bu da karga an z n as l sebebi" dedi ve
ekledi:" imdi ben gelip bir iki laf ederim, beni de yanl
anlars n z, sinirlenirim. Sonra salondakilere yaz k olur.
Sayg s zl k etmek istemem".Bizim huzzar n dü ündü ü gibi
olmad n anlat nca biraz insafa geldi, kendisinin i i oldu u
için gecikece ini; haz rlad konu ma metnini benim nden
okumam rice etti. Ben verdi i metni sizlere okurken, metni iyi
dinleyen ve anlamaya çal anlar n muhayyilelerinde kendisinin
çok çabuk vücut bulaca müjdesini de vererek h zla yan mdan
uzakla t .
imdi müsaadenizle külhanbeyimizin sizlere yaz lm bu
mektubunu okumaya gayret edeyim. Sürçülisan edersem affola!
Selamünaleyküm, iman m!
Kitap sayfalar nda keyfimce dola rken siparlar dedi ki bir
grup delif insan yavrusu brahim Uzümcü Salonunda toplanm
seni bekliyor, âlemin raconunu anlatman için... Güya toplant
Celal Bayar Vakf ve Dr. Metin Eri Bey a abeyimizin aynal
himayelerinde yap l yormu . Sa olsunlar, rahmetlerolsun,
eyvallah deriz, fes ç kart r z bu i e. Gerçi biz yle cafcafl
konu may , aynal tmeyi beceremeyiz ama yine bir iki tek
parlatal m bakal m. Olunra âleme piyastos edenler olursa, keyif
duyar z. Zira biz, uçar lar severiz. Gerçi sizleri g züm bir
yerlerden s r yor ama nereden imdi ç kartamad m. Sanki
sizinle tarihi ve can s bir yak nl m z var gibi geliyor bana
iman m.
Ha ba tan s yleyeyim bizim âlemin g türüsü kul hakk
de ildir. yle Baro'lar gibi bele e atlamay z. Yani biz yamuk i i
sevmeyiz. Anafora tenezzül etmeyiz. Hele araklamak gibi
(
)
( )
( )
huyumuz hiç yoktur. Haaa... Hakk m z olan verirlerse de yok
demeyiz. Biz uçar delikanl y z. Delikanl dedi in s zünün eri
olacak. yle gaco gibi k v rtmayacak. Arbede ç kt m aynas z n
hakk ndan gelecek, tüymeyecek. C zlam çekmek yahut
cavlay p mort olmak da yook. lye C ngal m ngal da
dinlemeyiz. Bizim ç ngarda ç ngala yer olmaz zaten. Coriyi
çektik mi mazaallah, ne kadar daldall s z eden Dasnik varsa,
ya c zlam çekerler, ya da cicosur yavrular iman m. Yani mort
olurlar.
Mesela, geçen ak am kumkap 'da Birol'un piyizhanesinde
balalarla oturduk, piyizleniyorduk. Bilmem neden bizim t rlil
Ali'ye, yürük G ksel aynas z bir peniz att . Oradan bir ç ngar
ba lad . Morto sirkaplar meydan ald . Birbirimize i ledik
durduk. Bakt m i aynas z gidiyor, patburunlar uçland lar,
enselenmemek için c zlam k rd k. Do ru peçize geldik. man m
matiz pi ara girdi; Sipar o lan Baki, pusat odas na dald . Bu
s rada t r l elil Ali, "arkam zdan keriz eden biri var" dedi.
Bakt k d zgall denyonun biri bizi izliyor. Duvar n dibine
yatm , iman m dikizde. Yaygarac , mar k, küstah, ars z,
küfürbaz, yüzsüz, s rna k bu kazda l y , bir el pe revi ile
ortam za al verdik. Maksad m z keçilerle koyunlar ay rmak.
Enayi neye u rad n anlayamad iyi mi iman m?. Hele o
d zgall surat na da iki mariz ekleyince, maydanozsuz kart
pilaki, meseleye hasbi geçmedi imizi iyice anlad . Ba lad
miyavlamaya, yalvarmaya: Ben ettim siz etmeyin a alar diye.
Kar nda m mastor Matiz'le, d ngel Moruk, bana d nüp
marizine uçlanal m m a abey dediler. Ben bi Kesik att m.
Buras palanga de il ulan dedim. Aferin çocuklara iplediler
beni, boyunlar n büktüler, sen bilirsin a abey,dediler.Oturduk
kafa ütülemeye,bu arada kapaks z dünyam z da iyi olmu tu
hani.Bir bakt m abi hayat m z nanay.Cepte mangiz de
nanay.Mangiz uçlanacak kimse de yok aram zda. nan n bir an
üzüldüm,hiç kokoz,t r l t r l,külhanbeyi olur mu diye.Yeni bir
(
)
( )
( )
maraza ç karmak yerine biraz piyavlad m.Hemen akl ma bir
manevra geldi. Mahalle bakkal m z suyabatmaz tirit Harun'a bir
ano düzenlemeliydik. yi bir tuluat patlatabilirsek
istediklerimiz toka edebilirdik. Adam tiran, elinden gelse bütün
mahallelinin tiyizini tufalayacak. Asl nda bu adama ne yapsak
yeridir. Bakmay n ak ll geçindi ine zostikin tekidir. Zulas nda
her eyin en iyisi vard r. Velhas l laf urgan etmeyeyim,
arkada lar çevreme toplad m. Sipsiyi dudaklar m n aras na al p
dilimin ucuyla kâsesini hafif s k t rarak emerken; bir iki poz
kestim ve t r s bir volta att ktan sonra racona uyup, yatak odas
sesiyle, komer üyelerine arzbara geçtim: Arkada lar, iman m
dedim; hagaragot bir ano düzenlemeliyiz suyabatmaz tirit
Harun'a. Bu h rbo herif her ne kadar h mb l g rünüyorsa da
durumu gargara etmemek laz m. Kalk gidelim i i de
yapmayaca z. Katakoftiye de gerek yok, mantar üretmeyec iz,
yani anlayaca n z ona mandepsi yapaca z. Benim bu di i
gag m kar s nda keriz-ke tayfalar m n dikizleri aynala t .
Oskilerin k rt s n duydular ya. Plan i lerse parsay toplay p
nce hâbe edecekler; arkas ndan gi e i letmi de sipali patakozu
kazanm lar gibi, do ruca piyizhaneye gidip; hatem ve panola
e li inde kurulan tanyerde, kâseyüz orolo ve gacolarla
piyizle ecekler. Oh gel geyfim gel. Bize gelince; girizde
basarsak, tak l rsak, teklersek e er; teneke yuvarlam hay kolu
gibi grand komik durumuna girip; kopan furilerin e li inde,
kodesin kuyuntusunde filizlenece iz. Tatolarda çene yar t ran
tenih Balamalar, Cudlar gibi ya anahtar verip kaynak yapaca m
yahut da ergan edip gidinin pi bobu olaca z. Ama beni
tan yanlar damdan korkmad m bilirler. Ben arkada lar ma lâf
s yletmem, adam t lar m haa. Hem yle kar mdakinin
vaziyetine g re t lar m ki (b ça n ucunu g stererek) bu kadar
zula edersem üç ayd r cezas , yar s na kadar zula edersem üç
senelik i , kabzaya kadar oturttum muydu dekapendidir.
Anla ld m ? Neyse ki Samamiko imdad m za yeti ti de bizi
(
)
( )
( )
ç züverdi. Kayarto soyguncudan uçland r papelleri
yenidünyam za getirdi de biz de huzura erdik. Suyabatmaz tirit
Harun'a bula mad k. Do ruca piyizhaneye gidip piyizi ufak
do ray p yuvarlad k. Gerçi bu Todi delifi Samamiko'ya elbet bir
gün biz de bir eyler toslayaca z. Bu dü üncelerle tam
zamkinos yapacakken siz a abeylerimin ablalar m n daveti
geldi. cabet etmezsek ay p olurdu. Bu karde iniz de aynen bu
sempozyuma kendisi gelmese debele bir vekille icabet etti. Haa
her ne kadar bele se de vekilim k yak adamd r, güvenirim ona.
Hani bak yorum da içinizde bizim âleme dayan kl z rzop da
pek yok gibi. Bir dakika... Bir dakika... Aha mesela urada
oturan, yok anam sen de il arkandaki b y ks z, g zlüklü kel var
ya, soskiroz iman m, i te orada oturan, tamam. Var yar o biraz
bizden gibi duruyor. B y klar n yiyip, g zlük takmas na ra men
tan d m galiba. Allah... Allah... Suyabatmaz tirit Harun'ne kadar
da benziyor. Yaln z biraz yumu am m ne?
Neyse ben daha fazla sat s yapmadan u arka kap dan
zamkinos yapay m. man m benim. Hepinizi tekrar patalar ve
soskirozlar m. Allah'a emanet olun.
Nâm-1di er Kas mpa al Külhanbeyi
Tuzsuz Deli Bekir
(
)
( )
( )
Ba ka s ze gerek var m ? Hepinize beni dinledi iniz için
te ekkür ederim.
Metnin Lügatçesi
Anahtar vermek Gelenekli
tiyatroda Kullan lan deyim.
Anafor Aç ktan al nan ey,
Komi e nükte yapmas için
bele . C zlanmak Bir yere
s z Cicos Yok, hiç yok
gitmek anlam nda
yahut gidici yolcu.
Basmak Yürümek,
çekilmek, tehlikeye Cori
B çak.
Dü mek, aldanmak.
C zülmek para
vermek.
Bele Zahmetsizce elde
edilen para, e ya vs. Daldall
Argo s z.
Cafcafl konu ma ddial
konu ma.
Dasnik(Ermenice)
Pezevenk.
Cavla çekmek lmek.
Dekapendi(Rumca)Onbe .
C zlam çekmek kaçmak,
savu mak. Delif Güzei.
Denyo Ortaoyunu'nun al k,
aptal, b n, Kayarto Zenci,
cariye, halay k, Arap bac .
Açmak.
Cud Yahudi.
Araklamak H rs zl k,
yankesicilik. Cakmak
çmek.
Arbede Kavga.
Cene yar t ma
kavuklu va pi ekar' n
Arzbar Konu ma.
Konu my yar ma
haline getirmesi
Aynal Güzel, güzellik.
Ya da alt duda
buruna de dirme
Aynas z K tü çirkin
ka l nda. C ngal kavgada
arabuluculuk etmek, eden
Balama Rum.
Kimse.
Baro sahibi, patron,
efendi.
C ngar Maraza,
kavga, gürültü etmek.
(
)
( )
El pe revi G lge oyununda
tasvirleri Komer komisyor.
De nekle oynatma
anlam nda. Kurnaz
Hilekâr.
Enayi Aptal.
Kuyuntu Kulis aral na
verilen ad.
Ergan etmek s rr meydana
vurmak, if a Mandepsi Bir
sihir maddesi, tuzak, oyun,
Etmek.
Dalavere.
Filiz sal vermek
Boynuzlanmak. Manevra
Hile.
Furi Alk .
Mangiz bay lmak para
vermek.
Gaco kad n, dost, metres.
Mangiz uçlanmak
para vermek.
Gag Bir nükteyi kapsayan
s zlerin ya Mantar Yalan.
Da durumlar n tamam .
Maraza kavga,gürültü.
( )
h mb ltipi Denilo da denir.
Kaynak yapmak s zü
birbirine eklemek.
D zgall Sakall .
Kazda l Aptal.
Dikizlemek Bakmak,
seyretmek, Keçileri
koyunlardan ay rma
Beceriklileri
G zetlemek.
Beceriksizlerden
ay rma.
Dikizlerin aynala t g zlerin
parlad . Keriz etmek
Cirkefle mek, edepsizlik
Di i konu mak veya di i s z
etmek, hileli oynamak.
Ortaoyu'nunda kavuklu'ya
nükte Keriz havas k çekçe.
Yapmas için laf açmak.,s z
Keriz E lence,oyun.
S ylemek.
Ke Aptal, avanak,
ahmak
Dükkân Ortaoyununda
70cm.
Kodes Cezaevi.
Yüksekli inde iki alçak
kanad bulunan Kofti yalan.
yeri dekoru.
Kokoz Paras z.
Eklemek amar atmak.
Kol Oyuncu toplulu u,
trup.
(
)
( )
Hasbi geçmek nem
vermemek. Panola Def.
Hatem Zil.
Papara para
Hay Ermeni.
Parsa Oyun aras nda
oyuncudan toplanan
H mb l Budala
Para.
H rbo Ahmak, budala,
sersem, iri
K y m adam
Mek amar atmak.
Pata ç karmak Selam
vermek.
N m Can m, kuzum,
karde im.
Patakoz
Mecidiye.
plemek Saymak, itibar
g stermek. Patburun Zab ta,
polis
Kalk gidelim H rs zl k.
Peçiz makat
Ortaoyunu'nda ev anlam nda
kullan l r.
Kâse Güzel delikanl
endam , k ç, Peniz etmek
Haber vermek, bir s rr
meydana
( )
Gargara etmek Yutmamak.
Mariz Dayak atmak.
Gidi pezevenk
Giriz Oyun.
Marizine uçlanmak
Cullan p d vmek.
Gi e i letmek G steri
yoluyla sa lanan Matiz
Sarho .
Kazanç.
Grand Komik Oyunda en
komik olana Mastor Esrar
sarho u.
Verilen ad.
Mortoyu çekmek,
mortlamak lmek.
Habe etmek kar n
doyurmak.
Moruk
Sakall ihtiyar.
Habe Ekmek.
Nanay Yok, paras z,
meteliksiz.
Hagaragort Tanzimat
tiyatrosunda Oski Alt n,
ng liz liras .
Ac kl oyunlar, tragedyalar
için Palanga Oyun yeri, kale,
tabya.
Kullan lan s z.
Pandili Def.
(
)
( )
Racon âdet, usul, nizam.
Tiran K tü adam.
Rol çalma Oyun ve konu ma
s ras Tirit Bitkin, ya l
adam.
di er Oyuncudayken
seyircinin Tiyiz, tiz
Arka,k ç.
Dikkatini Kendi üzerine
çekme. Todi Cingene,
k pti.
Rol kesme Bir rolü
gerekti inden daha Toka
etmek Vermek.
Büyük lçüde, abartarak,
yapay bir Toslamak
Vermek, demek.
Konu ma ve a r
hareketlerle oynama.
Tufalamak Calmak, sirkat.
Samamiko karag z'ün
argodaki ad . Tulüat
patlatmak Do maca
oynamak.
Satmak oyun unsurlar ndan
birini Tüymek Kaçmak,
savu up gitmek.
Vurgulayarak
belirginle tirmek. Uçar
S f r numara külhanbeyi.
Sipali Haketti i ücret.
Uçlanmak Vermek,
geri vermek.
( )
Katakofti Yalan, uydurma
s z. C karmak.
Pilaki Aptal, sersem, enayi.
Pi ar Helâ.
Pi bop Beberuhi.
Tayfa Oyuncular.
Piyastos etmek Yakalamak,
enselemek. Teklemek
Rolünü a r p duraksamak.
Piyav Dü ün, dü ünce(?).
Teneke yuvarlama
Ucuz araçlarla seyirciyi
Piyiz kaymak Rak içmek.
Güldürmeye kalkanlar n
tavr n
Piyiz ret, rak .
Belirlemede kullan lan
argo deyim.
Piyizhane Meyhane.
Tenih Ermenice'den,
yüzü boyal , yüz
Piyizlenmek Rak içmek.
Boyama.
Poz kesme Oyuncunun
g rüntüsünün T lamak
B çaklamak.
lçü D na ç karak n
plana almas . T r l Paras z,
zü ürt.
Pusat odas Elbise dolab .
gardrop. T r s K sa ad mlarla
h zl yürümek.
(
)
( )
Tanyer Calg , ça anak,
e lence. Zostik Geri
zekâl .
Tato G lge oyununun
oynat ld Zula etmek
Bat rmak, saplamak.
Kahvehaneler. Pi bop
Beberuhi. Tayfa
Oyuncular.
Piyastos eymek Yakalamak.
Teklemek R lünü
a r p duraksamak.
Piyav Dü ün, dü ünce (?).
Teneke yuvarlama
Ucuz araçlarla seyirciyi
Piyiz kaymak Rak içmek.
Güldürmeye kalkanlar n
tavr n piyiz ret, rak .
Belirlemede kullan lan
argo deyim.
Piyizhane Methane
Tenih Ermenice'den,
yüzü boyal ,
Piyizlenmek Rak içmek.
Poz kesme Oyuncunun
g rüntüsünün
lçü d na ç karak n plana
almas
Pusat odas Elbis dolab .
Gardrop.
Racon Adet, usul, nizam..
( )
Sipar Genç â k.
Ufak Do ra çkiyi az
koy.
Sipar Sigara.
Urgan etmek Uzatmak.
Soskiros Selâm.
Volta etmek
Gezelemek, gidip gelmek,
Soyguncu Cengileri soyup
giydirene uzakla mak.
Verilen ad.
Yatak odas sesi k s k,
tutkulu, nazl ve Suyabatmaz
Kayserili f s lt l kad n sesi.
ak ak Pastav.
Yenidünya Dekor
parças , ev dekoru.1,5
ano Sahne.
Metre yüksekli inde,
iki, üç yahut d rt
elil Fena, kavgac adam.
Kanattan olu an
paravana.
orolo Genç, genç çocuk,
tüysüz delikanl .
Yuvarlamak çki içmek.
Tak lmak Rolünü a rmak,
unutmak Zamkinos kaçmak,
savu mak, atmak,
ve ya ata mak, s z atmak.
Defetmek.
(
)
( )
( )
3.Kurumlar konu edinen tehziller: Yanl i leyen
bürokrasinin ve devlet düzenindeki aksakl klar n s z konusu
edildi i iirlerdir (meselâ bk. H. Suat Yalç n' n "üstüne" redifli
tehzili).
4. Sosyal olaylar hakk nda düzenlenen tehziller: ç ve d
siyaset, y neticilerin icraatlar , fakirlik, pahal l k, zamlar vs. bu
grupta ele al n r (mesela bk. Orhan Seyfi'nin "su" redifli tehzili).
5.Kar k konulu tehziller: airin fazla serbest davrand
ve akl na gelen her türlü aksakl konu edinerek yazd
tehzillerdir ( msl. bk. Osman Cemal'in "gider" redifli tehzili).
Türk edebiyat n n bütün zamanlar içinde en fazla tehzil
Cumhuriyet d neminde yaz lm t r. Bu devir, divan iirinin
tamam yle reddedilip yeni tarz iirlerin denendi i ve daha çok
hece vezninin revaç g rdü ü yenilesme ça d r. Ancak yine de
tehzil yazan airlerin hemen hiçbirinde divan iiriyle alay eden
bir tav r yorktur. Bilakis fikirlerinin yay lmas nda bir araça
olarak kulland klar için, klasik edebiyata sempatik ve optimist
bir g zle bakarlar. En az ndan bunlar, divan iiri ve kültürünü
çok iyi bilen, birço u aruza hâkimiyet sa lam usta
mizahç lard r. Oysa gerçek divan airlerinden pek az bu vadide
yürümü tür. Bunun en büyük nedenlerinden biri air Nabi'nin
( . 1712).
Eyleme hezl ü mizah p e
Dü ürür dostlar n end e
Dostunu etme lat feyle fedâ
Hakk- nan u neme i k lma hebâ
Abdar olsa lat fe ho tur
Lik bir semti yanar ate tir
Hiç lat f deme ol s z okuna
Ki ucu hatir- dokuna
Beyitlerinde ne sürdü ü anlay t r. Mutlakiyet idaresinin ve
sa lam inanç sisteminin hâkim oldu u o d nemler için tehzil bir
(
)
( )
( )
fantezi say l yor, belki tehzil yazmaya gerek duyulacak da
radikal dü ünceler belirmiyordu. Buna ra men klasik
edebiyat m zda Heva mahlas n Kullanan iki air vard r ki
ikisinin de say s z tehzilleri hezeliyat mecmualar nda kay tl d r.
Bunlardan biri Kuburizade Abdurrahman ( .1715),di eri ise
Sürui'dir( .1817). Yer yer iirdeki edep s n rlar n a an
s yleyi lerin de g rüldü ü bu iki airin tehzilleri. D nda
Güfti'nin ( .1677)Te rifatu' - uarâ adl manzum teziresi de
nemli bir tehzil eseri say labilir. Eser, seksen alt airin birer
iki er beyit ile tehzilinden ibarettir.
Divan edebiyat nda tehziller iftiras z, garezsiz ve terbiyeli
birer hiciv edas na bürünmü se de okuyucuda kesin kanaatler
olu mas n sa layan edeb d s ylyi lere s k rastlan r.
Sabit'in( .1712)Derenâme ve Berbername'si olsun, Vas f n
( .1824) Hubannâme ve Zenannâme'si olsun tehzil türüne yak n
eserler olup gerçekten bir edebiyat anlay n n uza nda kal rlar.
(tehzillerdeki bu dil mevzuuna daha sonra tekrar d nülecek ve
argo üzerinde durulacakt r).
nceleri ço unlukla gazeller tehzil edildi i halde
Cumhuriyetten sonar halk edebiyat ürünlerinin veya hece ile
yaz lm modern iirlerin de tehzil edildikleri g rülür. Buna
ilaveten bir iirin içine m sralar katmak yoluyla da orijinal
ekiller denenmi ancak klasik tehzil yan nda fazla k klü
olamam t r.
Cumhuriyet d neminde tehziller alt n ça n ya ar. Cok
partili d neme geçi sürecinde, birçok air kar l kl tehzil
yar na girmi tir. Bu tutum edebiyat n sosyal hayata her
bak mdan aç lmas demektir. Ancak bu ortam haz rlayan artlar
aras nda ülkenin çok sorunlu bir d nem ya yor olu unun etkisi
oldukça fazlad r. ekil bak m ndan de ils bile fikir bak m ndan
zgürce hareket eden tehzil airi, ortaya koydu u ele tirel
manzume ile devrinin negatif bir aynas n seyirciye sunar. Bu
aynada nice gizli profiller kolayca seyredilebilir. Toplum,
(
)
( )
( )
kurum veya ki ilere y nelik suçlamalar n bulundu u tehzillerin
bir k sm nda mahlas bulunmayabilir. Nitekim daha Osmanl lar
d neminde de bu tür iirler yaz l rd . S z gelimi Keçecizade
Ferik zzet Pa a hakk nda Nefinin ( .1635),
Sanmam ki felek devr ile am u seher eyler
Her vakian n ak betinden haber eyler
Matlal me hur kasidesini tehzil yoluyla on üç beyit halinde
kaleme alan air ad n zikretmez. iirin ilk beyti udur:
Bir küp mesela bir semer üstünde yer sefer eyler
Ya bir f ç ki çifte s r kla eyler
Cumhuriyet d neminde fevkalade güzel tehziller yazan ünlü
simalar aras nda Yusuf Ziya Ortaç(Cimdik) (1895-1967),Faz l
Ahmet Aykaç(1884-1967),
Hüseyin Kami(1878-1912),Halil Nihad Boztepe(18821949),Osman Cemal Kayg l (Balta) (1890-1945),Hüseyin Suat
Yalç n(Gave)(1868-1924),Orhan Seyfi Orhon(Fiske)(18901972),Faruk Nafiz Caml bel(Camdeviren)(1898-1973),Necdet
Rü tü Efe(C mb z)(1900-1969)gibi isimler say lbilir. O d nem
kroniklerinde daha birçok airin ustaca yaz lm tehzillerine
rastlan r.
Tehzil sanat nda argo kelimelerin kullan l na geçmeden,
argo üzerinde k saca dural m:
"Toplumda belli bir gruba veya sosyal bir s n fa mahsus
olan ve genel dilin koynunda asalak bir kelime hazinesi bulunan
konu ma sistemlerine argo ad verilir. renci argosu, bal kç
argosu, asker argosu, h rs z argosu gibi zel adlarla bilinen bu
zel dillere biz yenisini eklemek istiyoruz: air argosu. Bu argo
eb a r biçimde hiciyelerde g rülür. Tehzillerde ise asla pespaye
külhanbeyi a z na sastlanmaz. Yani bu argo, edebiyat
kelimesindeki pespaye külhanbeyi a z n rastlanmaz. Yani bu
argo, edebiyat kelimerindeki edep s n r n a maz.
Türk argosu büyük lçüde stanbul'da geli mi tir. Eskiden
kas mpa a Galata, Be ikta , Usküdar, Kumkap , Karagümrük,
(
)
( )
( )
Silivrikap gibi tulumbac l n bir te kilat olarak kendini
g sterdi i semtlerde çalg l tulumbac kahvehaneleri
bulunurmu . Devrin say l f rt nalar n n ve birçok air ile iir
heveskâr n n u rak yeri olan bu mahfeller edebiyata fazla uzak
de ildir. Semai kahvehaneleri ise ayr bir iir dünyas d r. Hele
XIX. yüzy lda Tavukpa-zar 'ndaki tulumbac meyhanesi,
argonun ihyas nda bir numaral mahfel olarak bilinirmi . Bu
gibi yerler için baz ara t rmac lar "Buralara devam eden ehli
keyiflerin gazelleri ve kasidelerinin i itildi ini" Dertli, Emrah,
Gevheri, Bayburtlu Zihni, A k mer ve ara s ra Enderunlu
Vas f'tan okunup çal nd n yazarlar.
Argo, edebiyat n her devrinde kullan lm sa da eski
d nemlerin s k takip ve kurallar , bu tür kelimelerin yaz ya
fazlaca geçirilmesini engellemi tir. Buna ra men eski
d nemlerden beri çe itli edebi eserlerde argo kelimelere
rastlan r. S z gelimi Divanu Lugati't-Türk'te "oyuncak"
anlam na gelen "oh agu" Kelimesi "kad n" (c.I,s.65); "çanak"
kelimesi de "pu t"(c.I,s.503) anlam yla argola m olarak
g rülür. Osmanl lar d nemine ait yaz l belge niteli inde bir
argo s zcük risalesi olan Lehçe-i Külhani, yüz kadar argo
kelimeyi içerir.
Argo, iirde ifadenin zenginli ini, renklili in ve
bütünlü ünü sa lamak için ba vurulan çarelerden biridir.
Argoyu nazma d kmek, belki edeb sanat g stermek kadar
maharet, airanelik ve ince zekâ ister. Argo, insan ruhunun
derinli ini anlatmada ba vurulan etkili yollardan biridir.
Nitekim air E ref gibi bir k s m ustalar, argo kullanmaktan
zevk duyarak onu edebiyata mal etmek istemi lerdir. Ancak
edebi argo, iire çe ni verecek dozdan teye geçmez. Bunun
yan nda edebiyatlar n n geli mesi tamamlanm milletlerin air
ve yazarlar n n, argo kullanmaktan daim kaç nd klar n
g rüyoruz. Herhalde onlar bu dili kullanmak yerine bilmeyi
(
)
( )
( )
tercih ediyorlar ve argoya, tam anlam yla ta gedi ine koymak
için ba vuruyorlard .
A a daki tehzil rnekleri. Konu veya ekil y nünden
karakteristik zellikleri olan iirlerdir. iir Nabinindir:
Derd-i serden nice âzâd olur ol tâife kim
Bade nü eyleyecek yerde ho âb isterler
Sen heman dildeki nak - hevesi mahv eyle
Senden ey hace ne defter ne kitab isterler
Hevâi'nin tahzili yledir:
.Sanc dan k ta nice kurtulur ol taife kim
Corba nü eyleyecek yerde ho ab isterler
Sen hemân k ta çar ks z koma akirdleri
Senden ey usta ne kalç n ne çorab isterler
Hevâi'nin eyhülislam Bahâi'ye ( . 1654) ait,
Da tt n hab- naz- yâri ey feryad neylersin
Edip seyran-gehim yekser harâb- abad neylersin
Beytiy ba layan ünlü gazele yazm oldu u tehzil de en az
gazelin asl kadar me hur olmu ve okunmu tur. u beyitle
ba lar:
Da tt n arpa ve bu day m ey bad neylersin
Edip harman-gehim yekser harâb-abad neylersin
Küfri Bahâi ( . 1630), Nefi'nin,
Bu küçük risale alfabetik tertip üzere bas lm t r. BK. R. Ekrem
koçu. Patrona Halil ( stanbul, 1967), s. 60-62.
Tuti-i mucize-güyem ne desem lâf de il
m srayla ba layan ünlü gazelini Nefi'yi hedef alarak yle tehzil
eder:
Yâvegu za - siyâh m der isen lâf de il
(
)
( )
( )
Tütiyem deme ki mir'ât- dilin saf de il
Ulemâ dü meni bir hain-i bi-dinsin sen
Ehl- dildir denilirse sana insaf de il
Dehr tutmazsa nola yâve kelam n makbül
Beli harmühre pesendide-i sarraf de il
Girdi miftah- der-i genc-i hala çün eline
Aleme herzeni bez eylesen itlaf de il
Doludur nüsha- hicv ile derun- Nef
"Tab'- yârân gibi dükkânçe-i sahhaf de il"
Havai'nin Nabi'ye ait,
Gülsitân- dehre geldik renk yok bü kalmam
aye-endaz- kerem bir nahl-i dil-cü kalmam
beytiyle ba layan bir dazelinin Edirne ehri hakk ndaki tahzili
udur:
Edrine ehrin geldik hay yok hü kalmam
Gece çorbas ç kar bir belli kapu kalmam
Câderin basm yine attarba orduda
Tabla-i sad-hücre-i eczada darü kalmam
Hep yayan n çatlam yolda hararetten dili
Me k-i sakkâ-y yabanda içim su kalmam
Kullan r yok imd besler çok küheylan atlar
Hâne-i fariste zeyn ile teyeltu kalmam
(
)
( )
( )
Pullu un satm bu gün etrâk olmu çift bozan
Tarlalar battala çekmi resm-i tapu kalmam
imdi kang izbeye etsin Hevâi ilticâ
Hep y k lm k hne dükkân nda yapu kalmam
Nedim'in,
Haddeden geçmi nezaket yal u bal olmu sana
Mey süzülmü i eden ruhsar- al olmu sana
Matla yla ba layan gazeline Enderunlu Vas f, Musâhib Hatif
Efendi için u tehzili kaleme alm t r:
K rm z a boyas ruy-âl olmu sana
Ek iyip bakkalda pekmez sonra bal olmu sana
Nezle indikçe k n tahlil için dendan n n
Bir saçak buzu k r lm som hilal olmu sana
Pirpirilikten bak yye evde kakm bir yelek
Eskiyip kirli astar destmal olmu sana
A ar p kab d külmü za ra sanma Hatifâ
Sen bir uncu beygiri kürkün çuval olmu sana
Fuzuli'nin
Hâs l m yok ser-i kuyunda belâdan gayr
Garaz m yok reh-i a k nda fenâdan gayr
matlali gazelini Hüseyin Suat Yalç n, "Gave Destan " ad
alt nda tehzil etmi ir:
Neduyarsan kalemim s yle riyâdan gayr
(
)
( )
( )
Mesnedim kalmad dünyada asadan gay r
Cald lar paltomu bir handa gelirken yolda
Kalmad giyecek bir k hne abadan gayr
Kimse âvâz- fak ranemi gu eylemedi
Kald her yer kapal bab- r zâdan gayr
O büyük meclise bir gün girelim biz orada
"Ne ararsan bulunur derde devadan gayr
âir Ualim Ufaz l mütebahhir doktor
Ummetin hepsi o yerde cühelâdan gayr
Ne kadar varsa bahad r ba kalpakl yi it
Korku bilmez gibidir havf- Hudâ'dan gayr
Hele ankâ-y maârif için Adnan Bey'den
Kimse bir s z alamaz medh ü senadan gayr
Ne maârif ki onun girdi i yerlerde hüner
Renkten renge girer veznü-i hecadan gayr
Atalay Bey ne zaman kürüye ç ksa duyar m
Cümle elhan u makâmât nevadan gayr
C nlat r kubbeyi lakin bulamazs n bir ey
Gocuk alt ndaki etvâr u edâdan gayr
Ba ka kimse hedef olmaz huteba s zlerine
Zuafadan fukaradan uaradan gayr
Bir Emin Bey var imi Eski ehir mebusu
(
)
( )
S z bulup s yleyemezmi meseladan gayr
Dil uzatma one ey Gâve kilar ndan onun
Ne gelir sonra bizim yurda hevadan gayr
Bir gazel s yle bu mir-i keremin a k yla
Titresin arz u sema ah- belâdan gayr
Vatan n bo yeri yok kabr-i kazadan gayr
Kazma bir ey bulamazs n ühedadan gayr
Her k yün her kad n b ylece feryad ediyor
"Kimse açmaz kap m bad- sabadan gayr
Sana ey nazl vatan s yle ne yapt k bizler
Bunca y l kahr u bela cevr ü cefadan gayr
Yurdu kurtar da lâhi bizi sen ate e yak
Ne gelir ba ka elimden bu duâdan gayr .
( )
(
)
( )
( )
D PNOTLAR
1-Ahmet Rasim Muharir eserleri. Birinci kitap. 12 yay nlar
" ehir Mektuplar " stanbul 1989.5.11.
2-Ahmet Rasim. Muhbarir air Eserleri. kinci k ta. b1.12
yay nlar ."Fuh i atik" stanbul 1989. 5.17.
3- Ara t rmac Dr. zkul Cobano lu. Hacettepe Universitesi
Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat B lümü. Ankara
"Argoya
4- Do an Aksan, her y nüyle Dil kurumu.
c1.2.bask "Ankara1979".S.89 90
5-Dauzat 1938.Argot mad.S.12
6-Dauzat 1938. jargon mad.s.22
7- Doç Dr. zkul Coban o lu Hacettepe Univeritesi Edebiyat
Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat B lümü. Ankara "Argo
Uzerine Ara t rma"1999.5.67-69.
8-Doç Dr.Nevzat zkan. Erciyes Universitesi Fen-Edebiyat
Fakültesi Türk dili ve Edebiyat
9- Do an Aksan. Her y nüyle Dil Ana çizgilriyle dilbilim Türk
tarih kurumu Bas mevi Ankara (1990) (5.80-93).
10-Ferit Devellio lu. Türk Argosu.6.bask . Aydin
kitabevi."Ankara 1980" S.50-51.
11- Hulki Aktunç "De inmek 2" Türkçenin Büyük Argo
s zlü ü yky stanbul 1998,5. 377. 378
12- Hulki Aktunç "De inmeler 2" Türkçenin Büyük Argo
s zlü ü yky stanbul 1998.5.382
13-Muhittin Sevilen karag z stanbul 1969. 5.293-308.
14-Mehmet Akif Ersoy safahat Eski ve haifli Metinler Tenkidi
Ne ir Birinci kitap haz Ertu rul Düzda 12 yay nc l k
"meyhane" stanbul 1991.5.32
(
)
( )
( )
15-Mehmet Gür "Mehmet Akif Ersoyun Edebiyat Anlay "
vefat n n 60. y l nda Mehmet Akif Sempozyumu Bildirileri.
Israryay nlar
stanbul 1979.5.79-101.
16- Ergün G ze "Gerçekçili e Evet Edebsizli e Hay r"
Tercüman 17 Haziran 1970.5.495.
17-Zeynep korkmaz. Türkçe S zlük. Türk dil kurumu yay nlar
"Ankara 1992" 13-17
18-Zeynep Korkmaz. Türkçe S zlük, Dildilgisi ve dilbilim
terimleri s zlükleri."Ankara" S.29
Kaynaklar
1. Abdülaziz Bey. O smanl Adet, Merasim ve Tabirleri l-ll.
Cev. Kaz m Ar san, DuyguAr san Günay, Tarih Vakf yay nlar .
stanbul,1995.
2. Ahmed Vefil Osmanî. Tab- cedid, Dersaadet:
Matbaas ,1306.
3. Aktunç, Hulki. Türkçenin Büyük
ArgoS zlü ü(Tan klar yla). Afa
yay nlar :133.Afa
S zlük: l, stanbul,1990;2. bask , YKY,
stanbul,1998.
4. Alangu, Tahir. Calg l Kahvelerdeki Külhanbeyi
Edebiyat ve Numuneleri. stanbul,1943.
5. Ali Bey. Lehçetü'l-Hakay k: Hakikatlerin Dili. Haz
: emsettin Kutlu,Tercüman 1001 Temel Eser:32,
stanbul:Tarihsiz.(Lehçetü'l- Hakay k' n yan s ra Ali Bey'in
Kokona Yat yor, Misafiri stiskal,Ayyar Hamza adl eserleri
ile.
6.Akaslan, Talat. Türk dili incelemelerinde s zcelemsel bir
yakla ma do ru, dil dergisi, say 64,1998.
7. Aygün, Mehmet. Yabanc dil dersinde s zcük retimi ve
s zcük da arc n geli tirme teknikleri, say 178,1999.
(
)
( )
( )
8. Akal n, ükrü Haluk, Prof.Dr. yüksek retimde Türkçenin
retimi ve e itimi sempozyumu, A.U. T MER. Gaziantep
ubesi.1998.
9. Aydo an, Bedri. Yüksek retimde türk dili dersi çevresinde
Türkçe retimi üzerinde dü ünceler, Türkçenin retimi ve
e itimi sempozyumu, A.U. T MER Gaziantep ubesi.1998.
10. Ak n, N. Yabanc dil retiminde kar la lan ba l ca
sorunlar m z
Nelerdir? Orta retim Kurumlar nda
Yabanc Dil retimi ve
Sorunlar içinde (Haz:
.Demirel). TED. Yay nlar , Ankara.
11. Adal , Oya. Bilgilendirici metinlerin okunmas içinde
yarat c toplum Ca da e itim. stanbul: C.Y.D.D.Yay nlar /
cem yay nevi, 1993.
12. Bayr , Mehmet Halit. stanbul Argosu ve Halk Tabirleri.
stanbul, 1934.
13. Bayr , Mehmet Halit. stanbu Folkloru. 2. bask , A. Eser
yay nlar, stanbul, 1972.
14. Büreksi, Muhsin, Türk dilinin en büyük sorunlar ndan biri:
dilbilimini retiminde yans mam olmas , dil dergisi, say :55
1997
15. Budek, Yusuf. E itimin programlar aç s ndan Avrupa ve
türkiye'de yabanc dil retimi 1dil dergisi say :32,1995.
16. Cafero lu, Ahmet. "Erkilet Cerçilerinin Argosu." Türk Dili
ve Edebiyat Dergisi, IV (1952),s, 334-344.
17. Cafero lu, Ahmet "Kalayc Argosu."VI. blm. Anadolu
A zlar ndan Toplamalar. Atatürk kültür, Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu Türk Dil kurumu yay nlar : 82, ankara, 1994,s, 187195.
18. Cafero lu, Ahmed. "Geygelli Y rüklerinin Kulland klar
Gizli Dil."VII. blm. Anadolu A zlar ndan Toplamalar. Atatürk
kültür, Dil ve Tarih Yüksek kurumu Türk Dil kurumu
yay nlar :82, Ankara,1994,s, 196- 198.
(
)
( )
( )
19. Cotuks ken, Yusuf. Deyimlerimiz. 3ç bask , zgül
yay nlar E itim ve
retimde kaynak Kitaplar Sizisi: 2,
stanbul, 1994.
20. Devrli, Hayati. 18. Yüz l stanbul Hayat na Dair Risale-i
Garibe. Kitabevi, stanbul, 1998.
21. Devellio lu, Ferit. Türk Argosu: nceleme ve S zlük.
Geni letilmi 6. bask , Ayd n Kitabevi yay nlar S zlük Dizisi:
l, Ankara: Bozak Matbaas , 1980.(Di er bask lar : 1941,1945,
1955, 1959, Türk Argo S zlü ü ad yla 1970, 1980).
22. Demircan, mer. S zcük retimi ve Türkçe- ngilizce
S zcük yap m Türleri Uzerine Bir Kar la t rma "Türk Dili
Dergisi Dil retimi zel say s 379 Ankara, Türk Tarih
Kurumu Bs mevi,1983.
23. Demirel, zcan. Yabanc Dil retimi, lkeler, Y ntemler,
Teknikler. Ankara, usem yay nlar , 1990.
24. Do an, Temel. Yabanc dil retiminde s n fta Anadil
kullan m . Say , 74,1998.
25. Demirel, . Türkçe program ve retimi. Ankara: usem
yay nlar .1995.
26. Durak, M. Dilde Yans tma ve Türkçe'de Yüklemsel Eklerin
Türk Dili Dergisi, N. 28. stanbul. 1992.
27. Diladar, A. "Dil diller ve dilcilik" internation Edition,
Ankara, 1968.
28. Demirel, . Türkçe program ve retimi. Usem yay nlar 12 Ankara. 1995.
29. Demirel, zcan. Yabanc Dil retimi ve Sorunlar ( TDE
Bilimsel toplant s , toplant bildirileri), 20-21 Haziran. TED
Yay nlar , Ankara, 1983.
30. E mekaya, Demet. Toplum dilini, Namusunu korur gibi
koruyor. Say , 76. 1999.
31. Eyübo lu, E. Kemal. On üçüncü yüzy ldan günümüze kadar
üiirde ve Halk Dilinde Atas zleri ve Deyimler: Deyimler(Tabirler). kinci kitap, stanbu , 1975.
(
)
( )
( )
32. Freire, Paulo, Donaldo Macedo, okuryazarl k, s zcükleri ve
dünyay okuma, çev: Serap Ayhan, Ankara. mge
kitabevi,1998.
33. Güzel, Abdurrahman. Prof. Dr. E itim fakültesinde Türk
Dili ve Edebiyat e itimi b lümü Anabilim dallar , Canakkale,
1997.
34. Gelibolulu Mustafa Ali. G rgü ve Toplum Kurallar
Uzerine-Ziyafet Sofralar / Mevaidü'n- Nefais fi kavaidi'lMecalis. Haz. Orhan aik G kyay, Tercüman 100l Temel
Eser, stanbul, 1978.
35. G kyay, Orhan aik, haz. Gelibolulu Mustafa Ali, G rgü ve
Toplum kurallar Uzerinde Ziyafet Sofralar : Mevaidü'n-Nefais
fi kavaidi'l- Mecalis. l: Metin, 2: S zlük ve Aç klamalar,
Tercüman 100l Temel Eser, sanbul, 1978.
36. Gülensoy, Tuncer. "Darende' de Konu ulan Gizli Dil
Uzerine Notlar. " n nü üniversitesi ll. Battal Gazi ve Malatya
Cevresi Halk Kültürü Sempozyumu Tebli ler Malatya 19-21
Ekim 1987. sanbul, 1988, 136-139.
37. Goblot, Edmund. limler sistemi. çev. Fethi yücel. Ankara:
Milli E itim Bas mevi,1965.
38. Güvenç. Bozkurt. nsan ve kültür. stanbul, Remzi kitapevi.
6.bask . 1994.
39. Güvenç. Bozkurt. Kültür Kuram nda Bütüncülük Sorunu
Uzerine Bir Denem; Hacettepe Bas mevi,1970.
40. Hatibo lu, Vecihe. Dilbilgisi Terimleri S zlü ü. Türk Dil
Kurumu yay nlar , Ankara, 1972.
41. Hiçy lmaz, Ergun. Eski stanbul Hayat : Yosmalarkabaday lar. Pera Orient yay nlar Eski stanbul Hayat Serisi:
2. stanbul, 1996.
42. Hüseyin kaz m kadri, Türk Lugat , marif matbaas .
stanbul,1943.
43. Hengirmen, Mehmet. Türkçe'nin s z varl , say . 76.1999.
(
)
( )
( )
44. nan, Afet. Makaleler ve ncelemeler, Ankara Türk Tarihi
Kurumu Yay nlar , 1968.
45. Kaptan Arkan, zdemir. Bryo lu: k sa Geçmi i, Argosu. 3.
bask , leti im yay nlar 74, stanbul Dizisi 4, stanbul, 1993,
262+18s. (Kitab n di er bask lar : l. bask , Aybay
yay nlar ,[ stanbul], 1988 2.
bask leti im yay nlar ,
stanbul, 1989; 4. bask , leti im yay nlar ,
stanbul,
1994;5. bask , leti im yay n ar , stanbul, 1998).
46. Kaygili, Osman Cemal. Argo Lugat . ( Bu çal ma, 24
Temmuz-20 A ustos 1932 tarihleri aras t r Haber gazetesinde
tefrika edilmi ve imdiye kadar bas lmam t r.)
47. Kay l , Osman Cemal. stanbulda Sema kahveler ve
Meydan arirler . stanbul- Emin n Halkevi Dil, Tarih ve
Edebiyat ubesi Ne riyat ll, stanbul, 1937.
48. Koçu, Re ad Ekrem. Patrona Halil: Devlet Gücünü
Zedelemi Bir Serserinin Romanla - t r lm Hayat . Koçu
yay nlar , stanbul, 1967.
49. Kutal, Gülay. Biz Duvar Yaz s y z. stanbul, 1993.
50. Karasar, Niyazi. Bilimsel Ara t rma Y ntemi: Kavramlar,
ilkeler, teknikler. 6. Bas. Ankara.
51. Kavcar, C. Anadili E itimi Anabilim Dergis, say 1,1996.
52.K ran, Zeynel. Dilbilim Ak nlar , Erol Matbaas , Ankara,
1986.
53.Labov, W. (çev: Veysel k l ç) "dilin toplumsal ba lam
içinde incelenmesi" Aksan, D. ( yay. haz) dilbilim seçkisi:
günümüz dilbilimiyle ilgili yaz lardan çevirileri
içinde,1982.Ankara.
54. Mikhailov, Mikhail. "Materiaux sur l' Argot et ler Locutions
populaires Turc- Ottomans." Verlag von Edouard pfeiffer,
Leipzig, 1930.(Morgenlandische Texte und Forschungen
içinde, Herausgegben von A. Fischer.)
(
)
( )
( )
55. Olcay, Selahattin. Erzurum A z : nceleme- DerlemeS zlük. 2. bask , Atatük Kültür, Dil ve Tarih Yüksek kurumu
Türk Dil kurumu yay nlar :581, Ankara, 1995.
56. Olcay, Selahattin, A. Bican Ercilasun ve Ensar Aslan.
Arpaçay K ylerinden Derlemeler. 2. bask , Atatürk külyür, Dil
ve Tarih Tüksek Kurumu yay nlar : 419, Ankara, 1988.
57. Oralis, Meral. Kültürleraras bir gezgin : "Aras ren"
g steri, Almanya'da yazan Türkler" eki 144, stanbul.1992.
58. zdo an, Erdem. ngilizce-Türkçe Argo S zlü ü. nk lâp
kitabevi, stanbul, 1986.
59. z n, Mustafa Nihat. Türkçe Yabanc Kelimeler S zlü ü.
stanbul,1962.
60. zdemir, Emin. S zcük Cal malar . zlem-i
Eski ehir.1978.
61. zarslan, Ersin. Yüksek retimde Türk Dili retiminde
baz meseleleri, Türk dilinin retimi toplant s . Ankara
Universitesi. E t. Bil. Yay:160,Ankara.1988.
62. zünlü, Unsel. Edebiyatta Dil Kullan mlar , Doruk Yay.
Ankara 1997.
63. zdemir, Emir. Okuma sanat, nas l okumal , neler okumal .
istanbul, ink lâp kitabevi 1983.
64. Püsküllüo lu, Ali. Türkçe Deyümler S zlü ü. Arkada
yay nlar .Ankara, 1995,847 s. Saraç, Tahsin. Frans zca-Türkçe
Argo S zlü ü. Ankara,1966.
65. Polat, Tülin. tekiler anlat yor", g steri, "Almanya'dan
yazan Türkler" eki 144, stanbul 1992 makale.
66. Ruska, J.-T.G kmen, slam Ansiklopedisi, Milli E itim
Gençlik ve Spor Bakanl Yay nlar ,10.cilt. stanbul.
67. Senemo lu, Nuray. Geli im renme ve retim. (
kuramdan uygulamaya) Spor Matbaac l k, Ankara1978.
68. Sebüktekin, H. Yüksek retim Kurumlar m zda Yabanc
Dil zlenceleri. Bo aziçi Universitesi Yay nlar . 273, stanbul
1981.
(
)
( )
( )
69. Sezer, A. Türkçe retiminde dilbiliminin yeri: Dilbilim
yaz lar 1990,39-50.
70. Sezer, A. Anadili retiminde dilbilgisinin yeri. Uygulamal
dilbilim aç s ndan Türkçenin g rünümü. Ankara. Dil derne i
yay nlar : 113-28,1994.
71. Sunel, Hamit. Yabanc Dil retimi ve yabanc dille retim
" e itim fakültesi dergisi, say : 10,Ankara, Hacettepe
üniversitesi yay nlar , T.D.K-1983"Dil retimi zel say s ,
Türk dili dergisi, say :379- 380.
72. im ek, Seyfettin, der. Argo Lügatçesi. Okay Yay nevi
Ne riyat : 3, stanbul, 1958,19s. iraliyev, M. ." Azerbaycan'da
islnen Argolar." Türk Dili Ara t rmalar Y l Belleten
1966(1967), s. 127-141.
73. emsettin, Sami, Kamus-i Turk-i, Ca r Yay nlar : 2
LugatlarDizgisi:1,3 Bask , stanbul 1989.
74. Topalo lu, Ahmet. Dil Bilgüsü Terimleri S zlü ü. tüken:
207, stanbul, 1989.
75. Türk Dil Kurumu. B lge A zlar nda Atas zleri ve
Deyimler. l-ll, Atatürk kültür, Dil ve Tarih Yüksek kurumu
Türk Dil kurumu yay nlar :331, Ankara,1996.
76. Türk Dil Kurumu. Türkçe S zlük: 1-2. 9. bask , Atatürk
kültür, Dil ve Tarih Yüksek lurumu Tüak Dil kurumu
yay nlar : 549, S zlük Bilim ve Uygulama Kolu yay nlar
Türkçe S zlükler Dizisi: 1, Ankara, 1998.
77. Tezcan, Nuran. Yüksek retimde Anadili retimi. Türk
Dili, Dil retimi zel say s , S:379-380.Temmuz -A ustos
1983.
78. Tokdemir, A.Dil Edinimi ve Yabanc Dil, Ankara, 1997.
79.Türk ne, Mualla. Eski Türk T oplumun Cinsiyet Kültürü,
Ankara 1995.
80. T.D.K Türkçe S zlü ü, 2. Cilt, Türk Tarihi Kurumu
Bas mevi, Ankara.
(
)
( )
( )
81. Türkay, Osman. Dünya Edebiyat da En Yeni Ak m, Somut
iir. Cep Dergisi.20,1968.
83. Türk Dili Dergisi, Türk Dili ve Yaz m zel say s "Ankara.
1973.
84. Ta er, Suat. "Konu ma e itimi " ileri verleg. zmir 1992.
85. Urfal kemal Edip. Urfa A z . Atatürk kültür, Dil ve Tarih
Yüksek kurumu Türk Dil kurumu yay nlar : 25, Ankara, 1991.
86. Yücel, Tahsin. S ylemeler çinden. Yap Kredi, stanbul,
1998.
This document was created with Win2PDF available at http://www.win2pdf.com.
The unregistered version of Win2PDF is for evaluation or non-commercial use only.
This page will not be added after purchasing Win2PDF.

Benzer belgeler