Fulltext
Transkript
Fulltext
( ) ( ) ( ) TURKCEDE ARGO DOC.DR. SONAY HASAN TAHS N KERKUK UN VERS TES E T M FAKULTES TURKCE B LUMU NSZ Dünyan n geni bir b lgesinde konu ulan türkçe oldukça eski bir kültür zeminine sahiptir yeni sosyal ve siyasi geli melerle birlikte nem kazanan Türk dili çok farkl co rafyalarda ilgi ile kar lanmakta ve bunun sonucu olarak Türkçe renme talepleri artmaktad r. Türk dili bilindi i gibi tanzimat tan sonra büyük de i iklere u ram t r. Eski divan ve medrese dili geni lçüde ay klanm buna kar l k konu ma dilinden pek çok kelime yaz diline geçmi tir. Büyük bir tercüme ve telif çal mas na sahne olan o devrin dil bak m ndan bir zelli i de bat medeniyetine ait kavramlara Arapça, Farsça ve Türkçe k klerden kar l klar bulunma a çal lm olmas d r. Sadele tirme, yenileme ve eksikleri tamamlama çal malar me rutiyetten geçerek cumhuriyet devrinde günümüze kadar devam etmi tir ve süre gidece e benzemektedir. Bu çal malarda zaman zaman g rülen a r l klara ra men büyük lçüde ay klanm Osmanl can n bin y ll k bir tarih ve medeniyete ait unsurlar ndan bir k sm muhafaza edilmi , beride baz lar teklif halinde kalsa da, zellikle terimler sahas nda ne sürülen yeni kelimelerden pek ço u tutulur ve kullan l r hale gelerek ya ayan dile girmi tir i te bu karma nitelikte Argo nun ( ) ( ) ( ) hayat m z içinde olan s zcükleri kendimce Bilimsel ara t rmalar nda haz rlad m Argo Dilinin tezini dil, kültür, konu ve ekil bütünlü üne büyük nem vermi bulunuyorum. Geni ara t rma ve tecrübelere dayan larak haz rlad m bu eserde Türkçnin konu malar ndan Argo dilinin metodlar n size anlatmaya çal t m. Argo dili ya ant m zda belki fark nda olmadan büyük yer kapsad n anlad m ve ara t rmamda de i ik konulara ve bütün aç dan argo dilini ele ald m. Bu eser farkl alg lama biçimlerine g re en ufak bir detay atlamadan kinestetik zelliklere sahip üniversite retim üyeleri kitlesinin çe itlili ine uygun yakla mla haz rlad m beyan ederim. Tez ara t rmamda Türk dilinin zenginili ini anlam ve ifade derinli ini yans tan rnekler verilmi suretiyle okuyucunun dikkatine sunulmu tur. Argo dili tez ara t rmam Türkçenin en derin noktalar ndan biri olan argo dili halk aras nda, edebiyatta, tiyatroda konu ulmakta olan s zcükler detaylar yla renmek isteyen herkese faydal olaca na inan yorum. Günümüzde televizyon programlar nda, bas nda her an kar m za ç kan adeta günlük hayat m z i gal eden ya am biçimmizi, tercihlerimizi etkileyen argo üzerinde sosyolojik, psikolojik, lengüistik aç lardan yap lacak ara t rmalar ilginç sonuçlar verecektir. Zira Argo belli bir toplulu un ileti im arac , ifreli dili ama ayn zamanda da o toplulu un zekâ ve yarat c l n n kültür zenginli inin de nemli bir g stergesidir. An nda g zlemledi i "edebe mugayir"davran lar ve bunlardan duydu u rahats zl günlük konu ma dili ile ifade eder. Sanatl bir dil kullanmayan müellifi halk n kulland dili ( ) ( ) ( ) zaman zaman da argo " ya müracaat ederek kullanmaktad r. Yaz dili yerine konu ma dilinin kullan lmas ile realiteye uygun toplumdaki bozulmay çirkinli e paralel bir dilin kullan lm olmas dikkat çekicid r. Bunlar yaz mda belirtmesemde ara t rma esnamda dikkatimden kaçmay p sonuç olarak sizlerle payla mak istedim. Argo, kübizm, sürrealizm, futurism gibi insan n duygu ve dü üncelerini bir kontrola tabii olmaks z n otomatik olarak ifade etmeyi amaçlayan avant garde ak mlarda da yararlan lan bir kaynakt r. Netice olarak; argonun edebiyatta ço u zaman bir popülizm hareketi içinde, gerçe i ifade etmek ve realiteye uygunlu u sa lamak Can yücel'e g re ba l ba na bir argo airi olarak kendini g sterir. Hüseyin Rahmi Gürp nar'da eserlerinde s k s k argonun s zcük da arc ndan yararlanm t r. Hüseyin Rahmi, yaratt halk tiplerini onlara konu turdu u dil ve argo ile de zenginle tirir gerçe e yakla t r r. Ara t rmamda bana en ilginç gelen Türk edebiyat nda realiteye kalma amac yla argonun kullan ld en ilginç rneklerden biri hiç ku kusuz stanbul "da Nuruosmaniye kütüphanesi nr. 4925" te kay tl olan bir mecmuan n 48b-76a sayfalar aras nda yer alan bir risaledir. stinsah tarihi H.1132(M.1720)olan risalenin müstensihi belli de ildir. Müellifi ve ad kay tl olmayan bu risalede Osmanl devletinin en güçlü oldu u devirde toplumun çükü ünü bozulmas n izleyen müellifin sosyal tenkidi ile kar la r z. Evde, sokakta, i te ya am n her yerinde. Sonuc olark argo"nun kullan m na ili kin baz belirlemeler yapm bulunuyorum. Dilimizde argo"ya ( ) ( ) ( ) külhanbeyi dili de denmektedir. Külhan kelimes"hamam ate li i" manas na gelen Farsca'dan gelmektedir. Yabanc la m ve kendini toplumdan d lanm hissetmenin hatta topluma kar duyulan fkenin g stergesi olarak da argo 20.yüzy lda dünya edebiyat nda, Roman, hikaye, sinema ve ark larda yerini alm tir. 20.yüz y l frans z iirinin tan nm isimlerinden Celine iirlerinde argoyu topluma kar duydu u nefret ve fkenin simgesi olarak kullan r. Argo, kübizm, sürreal zm, fütürizm gibi insan n duygu ve dü üncelerini bir kontrola tabii olmaks z n otomatik olarak ifade etmeyi amaçlayan avantajlarda ak mlarda yararlan lan bir kaynakm . Argo edebiyat m z n çe itli d nemlerinde edebiyat eserlerinde bir s z varl olarak kendini g stermi tir. air E ref'in iirlerinde, Neyzen Tevfik'in rubailerinde bunun pek çok rne ini g rmek mümkündür. Divan iirinde argo unsurlar tespit edilmekle birlikte halk iirinde argonun yeri çok daha geni tir. Bunun nedeni argonun zaten "ayaktak m n n, soka n" tercihi olu udur. Modern Türk iirinde "sokak dili ayaktak m s yleyi i" anlam nda argonun ilk rnekleri Mehmet Akif 'te imi . Yayg n kullan m Garip ak m nda kar m za ç kar. Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat üçlüsü argoyu iirde al lagelmi ifade tarz na kar ç kman n bir yolu olarak kullanm lard r. Daha sonra argo hem bu ak m izleyen airlerin eserlerinde hem de ba ka anlay larla iir yazan airlerin iirlerinde daha s k g rülmeye ba lanm t r. ( ) ( ) ( ) GR Bir ülkede, bir a z n esas al narak konu uldu u ve yaz ld kültür diline ortak dil ad n veriyoruz. Ortak dilin içinde, bir gruba veya bir mesle e mensup olanlarca kullan lan dile ise, zel dil denmektedir. Bu dil social ve dialecte kelimelerinin k salt larak birle mesinden olu an sosyolekt (sociolecte, sociolect) kelimesiyle de ifade edilmektedir. u halde zel dil k saca"bir grubun dile varl ya da bir grubun dili" olarak tan mlanabilir.(1) Bu dil, bir mesle e veya bir alana ait terim ad n verdi imiz kelimeleri ihtiva edebilir: tip dili, hukuk dili, denizcilik dili gibi. Bu dil, toplumda belli bir sosyal s n fa mensup olanlar n, daha çok asosyal olarak damgalanm gruplar n, toplumun geri kalan kesimlerinden ayr lmak veya korunmak içgüdüsüyle kendilerine has kelime ve deyimlerle olu turdu u konu ma sistemi olabir. te bu ikinci zel dile argo (Fr. argot; ng. argo, slang; Alm, Argot, Gaunersprache) denmektedir. Ortak dil, dil biliminde üst düzey ve alt düzey olmak üzere iki dil düzeyine ayr l r. Mesela, yaz dili, iir dili, tiyatro bilim dili ve teknik dil gibi dil düzeyleri ortak dilin üst düzeyini te kil eder; halk dili, teklifsiz konu ma, kaba dil, alay, aka ve hakaret yolu ifadeler de ortak dilin alt düzeyini olu turur. te argo da ortak dilin alt düzeyini olu turan bir dil bilimi terimidir. Frans zca bir kelime olan argo, ilk kez 1628 y l nda"dilenci esnaf n n jargonunda geçen "dilenci" manas ndaki argotier ile "dilenmek" demek olan argoter kelimelerinde g rülmektedir. Furetiere g re 1690 y l ndan itibaren "dilencilerin ve h rs zlar n dili" anlam nda kullan lma a ba lanm t r. Argonun men ei belli ( ) ( ) ( ) de ildir. Ancak bir g rü e g re kelime, muhtemelen Eski Frans zcada azarlamak, paylamak anlam ndaki hargoter veya "yarmak, parçalamak" manas na gelen harigoter fiillerinden türetilmi bir i im olmal d r. Ba ka bir g rü e g re de kelimenin Eski spanyolcada "kaba saba adam " demek olan arigote kelimesinden gelmesi ihtimal dâhilindedir.(2) Yine Bir kelime olan jargon ise, bozulmu dil anlam ndad r. Frans z lk defa12.yüzy lda marie de francein eserlerinde g rülen kelime, nceleri "ku dili"manas nda kullan lm t r. 14. yüzy ldan itibaren bugünkü anlam na d nü mü tür jargonun Eski Frans zcadaki ekli gargondur. Bu kelimenin de men ei üphelidir. Bir g rü e g re, muhtemelen "guruldamak" anlam ndaki gargouiller fiilinden türetilmi olmal d r.(3) Argo ile jargonu birbirine kar t rmamak gerekir. Argo yukar da tan m n verdi imiz zel dile verilen add r. Jargon ise, bu zel dil icinde, adac k halinde bir co rafi b lgede bulunan gruplar n veya bir mesle e mensup olanlar n anla l rl k oran çok dü ük kendine has konu ma biçimidir. Mesela, çerçilik, kalayc l k ve tellall k gibi esnaf te kkülleri ile Abdal dili ya da Geygel ad verilen y rüklerin kendi aralar nda konu tuklar gizli diller birer jargondur. Bunun gibi gemici, of r, renci, mahkûm, kumarbaz vs. gruplar n kendi aralar nda konu tuklar gizli dilleri de ayr ayr birer jargon olarak de erlendirmek gerekir. Bir jargona ait kelime ve deyimlerden baz lar daha sonra argoya da geçebilir. Yani argonun içinde of r, renci, mahkûm, kumarbaz gibi gruplardan kelime ve deyimler bulunabilir. Bir ba ka deyi le argo, içinde bir kaç jargon bar nd ran zel dil dir. u halde argo, jargon ile ortak dil aras nda, daha kapsay c bir konuma sahiptir. Argo, dil biliminde ortak dilin alt düzeyinde zel dil olarak edilmesine ra men, halk aras nda umumiyetle kaba, küfürlü ( ) ( ) ( ) kelime ve deyim manas nda kullan lmaktad r. Hatta argonun bu anlam s zlüklerde de yer almaktad r. Hâlbuki kaba dil, s zlük biliminde ayr dil düzeyini g steren bir terimdir. Halk aras nda kaba ve küfürlü kelimelerin argo olarak de erlendirilmesinin sebebi, bu dilin temelde toplumun a a tabakas nda konu ulmas ndan ileri gelmektedir. Argo bir kelime kaba dil kapsam na girebilir, ancak her kaba kelime ve ifadeyi argo saymak yanl t r. Argo nun kaba dil olarak g rülmesi biraz da men einden kaynaklanmaktad r. Frans zca'da ba lang çta "h rs z ve dilencilerin dili demek olan argo, Türk toplumunda da bu tan ma paralel olarak "lisan-erazil","lisan-hazele",külhanbeyi dili ve "kay dili" gibi tab rlerle tan mlanm t r. Mesela, Ahmed Mithad Efendi argoyu "farns zca'n n esafil ve erazil mahsus bulunan kelimat ve tabirat " eklinde tan mlamaktad r. 1.B LUM ARGO D L NE B L MSEL ACIDAN B R BAKI Argo, birçok insanda ça r t rd gibi, sadece alt kültürün kulland ve al lm kullan lan lçülerinin d nda kalan biri midir, yoksa belli gruplar n kendi aralar nda anla malar n sa layan, gizlili i ve birçok sosyal fakt rü esas alan bir dil midir? Argonun s zlüklerdeki tan m na g re(Türk Dil Kurum Türkçe S zlük, Z.Korkmaz, A.Topalo lu, B.Vardar): 1-Argo ortak dilden ayr lmaktad r. 2-Ayn meslek ve topluluktaki insanlar n kulland klar zel dildir. 3-Herkesçe anla lmamaktad r. 4-Gizlili i esas almaktad r. 5-Ortak dildeki kelimelere yeni anlamlar vermek ve baz kelimelerde de i iklik yapmak suretiyle elde edilen kelime ve deyimlerden olu an s z da arc na sahiptir. ( ) ( ) ( ) Türk Dil Kurumu Türkçe s zlük ve Z.korkmaz n S zlü ünde argo için iki fark anlam verilmi tir. Birinci argo, ayn meslek ve topluluktan olan insanlar n kulland zel dildir. Z.korkmaz'a g re, bu dil, farkl bir anla ma biçimi sa lamak üzere kullan lmaktad r( rne in, arakla-mak: çalmak, atmasyon: as ls z, anlams z, anafor: bedava, paras z, t rnakç : h rs z, yankesici vb). kinci anlam nda ise argo, Türk Dil Kurumu Türkçe S zlü e g re serserilerin ve külhan beylerinin kulland mecazi s z veya deyimlerdir. Z. Korkmaz'a g re de külhanbeylerin ve tulumbac lar n kulland klar kaba dildir, asker argosu, renci argosu, kalayc argosu, h rs z Argosu gibi. Z.Korkmaz, argonun bu ikinci anlam nda gizli dile g nderme yapmaktad r.(4) Argoyu iki anlama ay r rken al nan temel lçüt nedir? Türk Dil Kurumu Türkçe S zlü ün ald temel lçüt çok aç k de ildir, serseriler ve külhanbeyleri de bir topluluk, bir grup olarak de erlendirilebilir, ayr ca di er gruplar n argolar nda da mecazi s z ve deyimler mevcuttur. Z.Korkmaz ise, argonun birinci anlam nda farkl bir anla ma biçimi sa layan zel dil olma lçütünü, ikinci anlam nda ise "kaba dil" veya "gizli dil" olma lçütünü getirmektedir o halde zel dil, kaba dil veya gizli dil aras ndaki temel fark nedir? Z. Korkmaz, zel dili,"bir toplumda, bireyin içinde bulundu u s n fa, ya a, zellikle mesle e g re belirlenen dil" olarak tan mlamakta, kaba dile hiç yer vermemekte, gizli dili ise "toplumda s n rl baz kesimlerin veya baz esnaf zümresinin ba kalar nca anla lmas na engel olmak için kelimelere zel birtak m anlamlar vererek konu tuklar dil" olarak aç klamaktad r. Bu tan mlara g re, zel dil ve gizli dil aras ndaki temel fark, gizli dilin ba kalar nca anla lmamay amaçlayan gruplar taraf ndan kullan lan bir dil olmas d r. Peki, argonun birinci anlam nda esas olan sadece farkl bir anla ma biçimi mi sa lamakt r? renci, asker ve ( ) ( ) ( ) h rs z argosu ayn temel amac , gizlili i mi esas almaktad r veya kaba dil olarak s n fland r lan bu argolarda kaba olma k stas nedir? Argonun tan mlar ve zellikle iki anlama ayr ld nda bu iki anlam aras ndaki temel fark ve lçütün ne oldu u fazla aç k de ildir. Türk literatüründeki s zlüklerde (Türkçe S zlük, dilbilgisi ve dilbilim terimleri s zlükleri: Türk Dil Kurumu Türkçe S zlük, Z.Korkmaz, A.Topalo lu, B. Vardar) argonun anla lmas n zorla t ran en büyük neden, argonun yan nda ba ka bir zel dil olan jargona yer verilmemesi ve zel dilin, dilin sistemi içinde de erlendirilmemesidir(5). Alman literatüründe genellikle b yle bir ayr ma gidilmekte, argo ve jargon (6) birbirinden ayr lmaktad r. Her ikisi de dil olarak de erlendirilmekte, argo, ayn zamanda bir gizli dil olarak g rülmektedir. Argodaki temel lçüt ba kalar , yani s n rl sosyal grubun (ço unlukla asosoyal olarak de erlendirilmektedir) d ndakiler taraf ndan anla lmamakt r (Hbussmana, topluma kar bir kapal ve gizlilik esas al nmaktad r) dilenci ve h rs zlar n dili (Th. Lewandowski, Jargon ise geni ve dar anlamda olmak üzere ikiye ayr lmaktad r. H.Bussmanne g re geni anlamda jargon, herkesce anla lmayan, bir gruba veya uzmanl k dal na zgü kelime hazinesidir. Dar anlamda ise, sosyal aç dan ihtiyaç duyulan mecazi ifade biçimi, ortak dilin kelimelerinin duygusal ve ince kullan m d r H.Bussmann) Th. Lewandowski de jargonu, belli sosyal gruplar n d ar ya kar kapal olmas n , içeride ise bütünle mesini yani gruba ba lanmas n sa layan zel dil olarak tarif etmektedir. Ayr ca jargonun, bilhassa alt kültürün zel kelime hazinesini kapsad n , ancak bunun yan nda belli meslek ve meslek gruplar n n da kelime hazinesini içine ald n bildirmektedir (Th. Lewandowski). Bütün bunlar g stermektedir ki, dilin bir parças olan ve bir zel dil olarak s n fland r lan argoyu daha iyi anlayabilmek ( ) ( ) ( ) için, ncelikle dilin sistemini bilmek ve argoyu bu sistem içerisinde de erlendirilmesi gerekmektedir. 1.Dil ve Dilin Sistemi Dil, g stergelerden olu an sistemdir. Ancak bu sistem, bir(mono) tekli sistem de il, birçok alt sistemden meydana gelen, bir(poli) çoklu sistemdir. Yani dil, belli fakt rlere ba l olarak çe itlilik g stermektedir (G.Wolff) Ohalde bu fakt rler nelerdir? Bunlar n belirlenmesi ve argonun bunlar n aras ndaki yerinin tesbit edilmesi gerekmektedir. 1.1.Dilin Alt Sistemleri Dilin kendi içinde çe itlilik g stermesine neden olan fakt rler, K.H Bauscha g re b lge fakt rü, gruba zgü fakt r, duruma zgü fakt r olmak üzere üç tanedir. Bunlar n sonucunda diyalekt, grup dili ve dil üslubu gibi sistemler ortaya ç kmaktad r(K.H.Bausch) .H.Pelz de b lgesel (diyalekt, sosyal)-(idiyolekt, sosyolekt) ve i levesel dil de i kenli ine (ailevi/resmi konu ma tarz , edebi üslup / günlük konu ma dili) i aret etmektedir. (H.Pelz).G.Wolff, b lgesel de i kenlik (= diyalekt, a z) ,sosyal de i kenlik (=sosyolekt, grup dili), i levsel de i kenlik (=idiyolekt, bireysel dil) olmak üzere d rt fakt r ortaya koymaktad r (G.Wolff) .H.Bussmann, co rafi farkl l k (diyalekt), sosyal farkl l k (sosyolekt), i levesel farkl l k (uzmanl k dili veya zel dil), duruma zgü farkl l k (üslup) gibi etmenler belirlemektedir (H.Bussmann) (Bkz.Tablo1). ( ) ( ) ( ) Taplo 1 Dilci Dildeki de i kenli e neden olan fakt rler Alt Sistemler K.H.Bausch B lgesel fakt r / Diyalekt Gruba zgü fakt r / Grup dili H.pelz B lgesel fakt r / Diyalekt B lgesel fakt r / Diyalekt Sosyal fakt r levsel / fakt r diyolekt,Sosyolekt / Uslup Bireysel Sosyal fakt r levsel fakt r / fakt r / Sosyolekt,grup / dili Uzmanl k diyolekt, dili G.Wolff H.Bussmann Co rafi fakt r / Diyalekt Sosyal fakt r / Sosyolekt Duruma zgü Fakt r / Dil üslubu bireysel Duruma zgü fakt r levsel fakt r / Uzmanl k / dili veya zel dil Uslup ( ) ( ) ( ) Dildeki bu de i kenler, dilin homojenli ini bir derece bozmaktad r. Buna neden olan fakt rler, dilin alt sistemleri, dilcilerin de i ik tan m ve s n fland rmalar na g re de i ebilmektedir. Baz lar durum ve i leve ba l de i kenli i, bireye ve sosyal gruba ba l de i kenli i birbirinden ay rmazken, baz lar ay rmaktad r vb.Bütün bu s n fland rmalar esasen unu g stermektedir: Dil, b lge, birey ve sosyal grup, i levsel duruma ba l olarak de i kenlik g stermektedir.(7) Grup dilini bir kategorisi olan zel dil de, bak aç s na g re sosyal ya da i leve zgü fakt re ba l olan bir alt sistemdir. Bütün bunlardan anla lmaktad r ki, dil, tek bir bütünden olu maz, bu bütünü meydana getiren parçalardan olu ur. te argo da bu bütünü bir parças olan, sosyal de i kenlere, islevsel fakt rlere ba l olarak ortaya ç kan sosyolekt veya grup dilinin alt kategorisi olan bir zel dildir. Bu çal mada sosyolekt, grup dili ayr m na girilmeyecek, argo zel dil kategorisinde ele al nacakt r. 2. zel Dil D.M hn'e g re zel dilin de i ik tan mlar vard r. zel dil, geni kapsaml ya da dar kapsaml olabilir. Geni anlamda sosyal fark, meslek, cinsiyet ve ya fark ndan kaynaklanan bütün dil biçimlerini kapsamaktad r (meslek dili, uzmanl k dili, grup dili vb.) .Dar anlamda ise yaln z gruba zgü dili kapsamaktad r (bkz.D. M hn, Th. Lewandowski ) . zel dil, s n rl bir insan çevresi, zel bir kelime hazinesi,(esoterirk) gizlili i, kapal l esas alan bir s zlü ileti im amac ve zel kendini ifada etme ihtiyac içermektedir(bkz.D. M hn). ( ) ( ) ( ) 2.1 zel Dili Konu an Gruplar zel dil, bir grup dili oldu una g re, bu dilin olu mas için, birbiriyle etkile im içinde olan bir toplulu un, bir grubun mevcut olmas gerekmektedir ve bu dilin geli imi ile sosyal bütünle me aras nda s k bir ba vard r. Bu yolla di er gruplardan ve hatta toplumdan ayr lma s z konusu olmaktad r(kapal ve aç k grup); ayr l n derecesi dildeki beraberli i, bütünle meyi belirlemektdir(grup i areti olarak dil). nemli olan, konu mac ifade biçimini yaln z kendi grubu ile mi payla maktad r(belirli kriminel alt kültürler),yoksa ba ka gruplarla da payla makta m d r(meslek gruplar , renciler) sorular n cevaplamakt r(bkz.D. M hn). B ylece di er gruplara ve topluma aç k ve kapal olmak üzere iki grup kategorisi ortaya ç kmaktad r. 2.2 zel Dilin Ortak Dilden Ayr lmas na Neden Olan Fakt rler D.M hn, A.Schirmere dayanan u g rü ün zamanla bir derinlik kazand n bildirmektedir: zel diller, d dünyan n adland r lmas ndaki ruhsal durumu ayd nlatmaya katk da bulunabilmektedir. Bunda toplumsal ili kinin azalmas ve gruba zgü dünya g rü ü etkilidir. Dil, her iki durumda da gruba ba lanmada, biz ve teki zihniyete katk da bulunmaktad r. Dil kullan m n n bir grup normu olarak dikkate al nmas , ayn zamanda grup üyesi bireyin sosyal kimli ini de korumaktad r. Hayat artlar ndaki ortakl klar, grup aktivitesi ve toplumsal entegrasyona g re, bilgilerin gizlenmesi iste ini( rne in, kriminel alt kültürün, ba ka dil çevrelerinden olan çerçiler(bohçac kad nlar n?) dili veya bir çe it psikolojik mesafeyi ( rne in, bir bran taki meslek gruplar n n dili) meydana getirmektedir (D. M hn) ( ) ( ) ( ) D.M hn, asker dilinde iki fakt rün rol oynad na dikkat çekmektedir. lümün yak nl na kar kendini koruma mesafesi, yaln zl k hissi ve haber alamama duygusu. Ba ka g rü lerin yan nda, renci ve gençlere zgü dili, E. Rieselden aktararak yle aç klamaktad r: Bir yandan gençlerin do as nda olan kendini duygusal biçimde ifade etme ihtiyac (mecazi kullan mlar, mübala alar, abartmalar, akalar, alayl konu malar), di er yandan da ahlaki ve ideolojik tehlikelerin bask s (bkz. D. M hn.). zel dilde sosyal fakt rlerin yan s ra psikolojik fak rler de rol oynamaktad r. Bu dil, kaba kuvvet g sterme iste i (külhanbeyleri vd.), di er gruplardan ve toplumdan farkl olma iste i gibi etmenleri de içermektedir. Burada g rünmekted r ki, zel dilin ortaya ç kmas ndaki fakt rler, tamamen grubun yap s na ba l d r. Kriminel alt kültür, meslek gruplar , askerler ve rencilerin vb. zel dili sahip olmalar n n nedenleri genelde bir olsa da (grup birli i, kapal l k gibi), zde farkl d r. Her birinin ya am biçimleri dillerine yans m t r 2.3 Dil zellikeri zel diller, ortak dilden ay ran temel farkl l k kelime hazinesidir (bkz. Th. Lewandowski; H.Bussmann). zel dilin kelime hazinesi u esaslara dayanmaktad r: 1. zel diller, ortak dildeki kelimeler seslerini de i tirmek veya ses, hece ilave etmek suretiyle yeni kelimeler elde etmi lerdir (bkz. D.M hn, s.386). rne in, ben yerine bepçen, kutuben, parben, inciden, becen, beven, neb "hece metatezi yoluyla", behtebeten vb. (bkz.F. Devellio lu). 2. Ortak dildeki mevcut kelimelere yeni anlam yüklenmektedir. zellikle mecazla t rma yoluna gidilmektedir (bkz. D. M hn, ayr ca bkz. F. Develio lu, rne in, renci ( ) ( ) ( ) dilindeki inek kelimesi bir hayvan türünün ad olan inek kelimesi, renci dilinde çok çal kanlara verilen bir isimdir. 3.Bunun d nda ayn kelime de i ik zel dillerde de i ik anlamlara gelmektedir. rne in, lemek kelimesi,1. a rmak, çalmak, h rs zl k etmek anlam nda kullan ld gibi ba ka bir zel dilde 2.ara t rmak ve 3. of r dilinde ( of r argosu) alay etmek anlam n ta maktad r (bkz.F. Devellio lu). Kasap kelimesi 1. of r dilinde( of r argosu) otomobili çok hor kullanan, y pratan of r anlam n ,2. renci dilinde ise( r. Argosu) çok zay f not veren erkek retmen anlam n içermektedir(bkz.F. Devellio lu). Dede kelimesi 1. renci dilinde( r. Argosu) ya l ve b y kl büyük talebe, 2. ya l esrarke , serseri(bkz.F. Devellio lu)ve 3. asker dilinde de tezkeresine az bir zaman kalan, en üst tertip anlam n ta maktad r. Dede kelimesinde ortaya ç kan ey, kelimenin de i ik zel dildeki anlamlar n n belli bir noktada birle mesidir, o da "ya l olma, büyük olma" k stas d r. Demek ki, farkl gibi g rünse de baz kelimeler de i ik gruplara zgü dillerde temelde bir noktada, belli bir k stasta birle mektedir. 4. zel dil, ayr ca türetme yoluyla kelime hazinesini geli tirmektedir. nek kelimesinden ineklemek. ( le) isimden fiil yapma ekidir, ancak b yle bir fiil ortak dilde mevcut de ildir. Atmak fiilinden yabanc k kenli bir ekle atmasyon. 5. zel dildeki ayr l klar, kelime hazinesi ile birlikte dilin tüm sistemini etkilemektedir. Dildeki ekonomi prensibi neticesinde günlük dildeki basitle me, gruba zgü s n rl bir koda, yani zengin olmayan bir kelime hazinesine yol açmaktad r. Buna yukar da bahsedilen kelime türetmeleri bir rnek te ilk etmektedir(D.M hn). rne in, çok ders çal mak kavram yerine grup üyelerinin ortak ya ay ve deneyimleri sonucunda anla t klar , ayn içeri i verebilecek olan kavram ( ) ( ) ( ) ineklemek veya "s n fta kalmak, ba ar s zl k g stermek" manas nda çuvallamak. 6. D.M hne g re, ki ilere tak nlan isimler, lakaplar da zel dil kategorisindedir, bunlar da sosyolojik aç dan nem ta maktad r (bkz.D. M hn, s.387), rne in bo bo az vb. 7.Kavram bilimsel(semasiyolojik) aç dan bak ld nda, gruplara zgü kelime hazinesi ilgili grubun gerçek ya am kesidini içermektedir(bkz.D. M hn). rne in, renci dilinin kelimeleri, okul, retmen vb. le ilgili kavramlarda yo unla makt r. Asker dilinin kelimeleri de onun ya am kesidini yans tmaktad r. H rs zlar n, külhanbeylerinin ve di er gruplar n dilleri, ya ay ve dü ünü lerinin âdeta birer aynas d r. 2.6. zel Dilin Ortak Dile Etkisi zel dilden, yaz diline girmesi çok zor da olsa, günlük konu ma diline geçi ler olmaktad r. Zaten zel dil(argo ve de jargon) yaz l olmaktan ziyade (edebiyat hariç) s zlü dil kategorisindedir. Bunlardan baz lar : kaz k atmak(aldatmak),f rça atmak, f rça çekmek(kendinden alt düzeyde olan birini çok azarlamak), birini ayarlamak(kand rmak) (bkz.Türk Dil Kurumu Türkçe S zlük, Devellio lu: Türk Argosu). Burada geçen baz kelimeler Türk Dil Kurumu Türkçe S zlükte argo olarak geçmektedir. Ancak argo, bir zel ifre olarak kabul edilirse ve bu zel ifre genel ifreye geçmi ve de kullan l yor ise art k günlük konu ma dilinin bir parças olmu demektir. ( ) ( ) ( ) K NC B LUM PAZAR KONU MALARI: ARGOYA HALKB L MSEL B R YAKLA IM Bu çal mada pazarlarda yarat c ve sanatsal bir biçimde kullan lan argo tarz n n ki bunun içine akrabal k terimleri, pazarl k yapma, pazar ça r lar , beddua ve yeminler gibi yarat c sanatsal foamlar girmektedir. Bütünselli i, saha çal mas na dayal olarak halkbilimsel aç dan incelenecek, bu inceleme yap l rken de, karnaval ve tiyatro metaforlar ile "mekân yaratma" kavram na g ndermeler yap lacakt r. Argo kullan m , sadece dil oyunlar na ba l de ildir ve daha büyük bir bütün içinde ki ilerin hem metaforik, hem de gerçek anlamda mekan yaratmalar n n araçlar olarak ortaya ç kar. Argoya sadece tamamlanm bir tür olarak yap lan yakla mlar dilin, kimler taraf ndan, nas l, nerede ve ne ekilde kullan ld n tam olarak aç klayamamaktad r. Bu türlerin ara t rma ve analizi için en yetkin y ntemlerden biri, sanatsal ileti imi g sterimcilik (performance) ba lam nda incelemek, di er bir deyi le, ilk elden malzeme toplanmas n amaçlayan bir saha çal mas yapmakt r. Bu ekilde argonun sadece bir son formunu alm tür veya nesne olmad n , fakat g sterime ba l , metinlerars (intertextual)bir süreç oldu unu g rebilece iz. 1997-1999 y llar aras nda yapt m saha çal mas nda, stanbul'un çe itli semtlerinde kurulan pazardaki sat c lar n etkili bir sat için çe itil argo tarzlar n kulland n g rdüm. Cal mamda Kars'tan stanbul'a g çen ve geçimini pazarlarda sat c l k yaparak temin eden Cengiz Uyguntürk'ün g sterimlerinden yararland m. Bu verilerin nda, gerek Cengiz 'in gerekse çevresindeki di er sat c lar n kulland Pazar dili erkek orijinli, abartmal tasvirlerle süslü, figüratif, espritüel ve akac tonlamalarla yüklü bir dil olarak ( ) ( ) ( ) belirginle ti. te o dil, içinde dini bir s ylemi, anlam de i tirilen cinsel konu malar , argoyu ve iirselli i ayn içinde bar nd yor (18). Amerikal folklorcu Richard Baumana g re g sterimcilik perspektifi, s zlü ileti imi bir nesne"olarak g rmekten çok, yani metin ya da zihinsel e yalardan te-s zlü sanata dayal bir konu ma y ntemi olarak ele al r. Yine Bauman'a g re, di er bütün insan faaliyetleri gibi, s zlü g sterimin de yap s , anlam ve i levleri kültürel olarak belirlenen durumlara ve olaylara dayanmaktad r. S zlü edebiyat anlamak için dikkatlerin s zlü g sterimin gerçekle ti i sosyal hayata çevrilmesi gerekmektedir (Bauman1986).Bauman n ileri sürdü ü bu g rü ü destekleyen ba ka akademisyenler de vard r. Roger Abrahams, Dan dan Ben-Amos, Charles Briggs, Alessandro Duranti, Ruth Finnegan ve Robert St. Georges bunlardan sadece baz lar d r. Bütün bu akademisyenlerin ortak noktas ise, g sterimde izlenek olaylar , kendi içlerinde, ancak bulunduklar ortama ba l olaylar olarak g rmeyi amaçlamaktad r. Ben de bu anlay çerçevesinde pazarda kullan lan dili sizlere sunmaya çal aca m. Pazarda kullan lan ve iirselli e çok yakla an bu tarz, asl nda bahsetti im di er türlerle beraberakrabal k terimleri, pazarl k yapma, Pazar ça r lar , beddua ve yeminler ile-al veri için etkili bir zemin, zel bir mekân yarat yor. Bu mekân, Ortaça edebiyatç lar ndan François Rabelais'nin eserlerindeki metaforlar , dili, gülme kavram n ve festivali incelemi Rus edbi ele tirmeni Mikhail Bakhtin'i tabiriyle"oyunsal" bir mekând r (ludic space)(Bakhtin:1984). Pazarlarda bu oyunsal mekân n haz rlanmas , gerek g rsel, gerekse s zlü sanatlar yard m yla, daha geni bir ba lamda, hem fiziksel, hem de alegorik olarak"mekan yaratma" eylemi içinde incelenebilir. Pazarda çok canl bir al ortam vard r. Tiyatrovari bir ortam içinde sat c lar en canl konu ma dillerini kullan r. Bir ( ) ( ) ( ) aç dan Pazar, Rabelaisin"karnaval" kavram na benzer: ancak Rabelaisnin bahsetti i, ortak ileti imden kaynaklanan "euphoria",yani mutlul un had safhas , pazarda o kadar abart l de ildir. Bununla beraber, ben pazar oyunsal mekânlar olarak tan ml yorum. O, oyunsal mekân içinde, al c ve sat c lar, mü teri ve pazarc lar akac bir s ylem içindedirler. Nas l ki masal n kendine has bir dünya g rü ü varsa ve kahramanlar belirli kurallar içinde haraket ediyorsa, pazardaki ahsiyetler de oyunsal mekân n tarifi içinde hareket ederler. Rabelais eserlerinde, Pazar yeri ile karnavallar aras nda ba lant lar kurar: Pazar yerleri karnavallar and r r. Kelimelerle yeni ili kiler kurulur, ba kalar n n kulland kelimelerle oynan r ve d nü ümlü bir dil yarat l r. Bu dil, hiçbir zaman son formunu bulmayan, hem ak kan ve aç k bir metin, hem de içinde bulundu u performnsa dayal geli en bir dildir. Bakhtin in bize Rabelasinin eserlerinde hat rlatt "karnavallar"ortam anlayabilmek, hem de oradan yola ç karak pazardaki argoyu de erlendirebilmek için, belirli noktalara bakmam z gerekiyor. Bunlardan ilki, tatil günü kavram yla Pazar aras ndaki olas etimoljik ba lant d r. Fas'taki sokaklarda(Pazar) bir ara t rma yapan Amerikal folklorcu Deborah Kapchan yle diyor:"Ya am temposunu de i tirdi inde, sivil ya da dili bir bayram hat rlamak için Frans zca da jour ferie, s zcü ü kullan lm . Ferie s zcü ü latince deki ferioe, yani "dinlenme gününden geliyor ki, i te bu feria yani bazar s zcü ünden türemi ". Kapchan Avrupa daki dini jour ferie kavram n n slamiyet in dinlenme ve ibadet günü olan Cuma ile rtü medi ini ifade ediyor ve cuman n sadece"s n rl dinlenme, yemek yeme ve sivil tatil günü" oldu unu s ylüyor(Kapchan 1996:36). slâmi dünyada b yle bir dilsel ba lant zay f olmakla birlikte, Ortaça Avrupas nda bu ba oldukça kuvvetli imi . ( ) ( ) ( ) Pazar n karnaval and rmas nda bir ba ka etken de g rseldir. Sat c lar tez ahlar n sanki bir tiyatro sahnesi haz rlar gibi zenle düzenlerler. Mesela, bir keresinde Cengiz bu haz r l yle anlatm t :"Her gün saat üçte hale gidiyorum. Sabah erken gidince en iyi mallar al rs n. Bunlar almak iki üç saat sürer. Saat yedi gibi pazara gelirsin ve tezgâh n kurars n. Sebzelerini ve meyvalar n düzenlersin. nce mu ambay sersin tezgâha. Ustüne çuvallar rtersin. Sonra üzerini düzenlersin. Sonra da mü terilerini beklemeye ba lars n". Cengiz'in mallar n düzenlemesi, bana ünlü sosyolog Ferdiand T nnies'in fikirlerini hat rlat yor. T nnies k ylünün, zanaatkâr n ve sanatç n n çal mas n n bir amaç olmad n , ancak bunun bir hayat farz oldu unu s ylemi , satt nesnelerin birer sanat arac oldu unu ifade etmi ti. te, mimari aç dan Pazar, düzenleme sanatkâr ile sembolik bir ev haline getiriliyor. De i ik s z sanatlar kullan lmas ise, pazardaki mekân yaratma olay na bir ba ka boyut getiriyor. Pazarda mekân yaratma kavram n n etimolojik ve g rsel yanlar n k saca g zden geçirdikten sonra, mekân içinde çok nemli bir yer tutan, dilin sanatsal bir biçimde kullan lmas konusuna geçece im. Pazardaki dil oyunlar n n bir i areti sat c lar n kendi aralar nda birbirleriyle sürekli akala malar d r. Bunlar gündelik akalar oldu u gibi, gizli bir dil içinde, zab tan n gelmesini, ya da genç ve güzel bir bayan mü terinin geçmesini de anlatabilir. te bu oyunsal mekân sayesinde çal ma, çe itli s z sanatlar içinde ritualize olmu bir aktiviteye d nü ür. Akrabal k terimleri, pazarl k etme, Pazar ça r lar , birbirlerine tak lmalar, ark s ylemeler, argo tarz konu ma-ki bunlar n hepsi "Pazar s ylemine aittir. te bunlar yard m yla festivali and ran bir oyrtam yarat lmaktad r. Akrabal k terimleri gerek k yde, gerekse ehirde olsun, mekân yaratmada anahtar kavramlard r. te, o ter içinde "ev", ( ) ( ) ( ) fiziksel ortamdan ç k p, çok daha sembolik ortamlara yakla r. Sat c lar n birbirlerini akrabal k terimleriyle ça r malar n n yan s ra, mü teriler de o akrabal k a n n içine getirilir. Sat c lar n hem birbirlerine, hem de mü terilerine hitap ekilleri al c ve sat c aras nda s cak bir ortam yarat r. Hitap eden ve edilen aras ndaki hiyerar i asl nda bir düzenin ve sayg n n sembolüdür. Orta ya l bir kad na"ana"yada "anne",veya "teyze",denirken ayn ya taki bir erkek,"amca"veya "baba oluverir. Biraz daha k giyinmi bir kad n g rdüklerinde ise sat c lar,"han mefendi"diyorlar. Genç k zlara "küçükhan m" diye hitap ediyorlar. Bana "bac "ya da "abla" diyordu genç sat c lar. Daha ya l lar n n ise"k z "olup ç km t m. Genellikle mü terilerin ço u, bu hitap eklinden memnun g rünüyor. Bir keresinde, babaanne laf ndan rahats z olan ya l bir han ma sat c n n"Torunun yok mu, teyze?"demesi ve ard ndan da"Sayg dan yle dedik be, abla" diye eklemesi ilginç bir nokta olarak kafamda kalm t . te, sat c lar n, mü terilerine bu ekilde hitap etmeleri onlar yak nla t r r. K saca, al veri insanlar akraba yapar. Pazar konu malar ndan bir di eri de pazarl kt r. Pazarl k sosyal bir ortam yaratmakla kalmaz, al m sat m olay n n sanatsal bir ortamda geçmesini de sa lar. Pazarl k etmek, bir pazarlama stratejisidir ve bunun içine Deborah Kapchan n da s yledi i gibi, yeminler, dini s ylem, dualar ve oyunsal konu ma da girer(kapchan 1996: 40). Bir Keresinde Cengiz'in tezgâh ndaki bir mü teri dolmal k biberlerin fiyatlar n sormu tu. Cengiz de do rudan iki buçuk kilonun fiyat n s ylemi ti. Cünkü vakit geçti ve Cengiz, elindekileri satmak istiyordu. Cengiz mü terisine " ki buçuk kilo olabilir mi?"deyip tartmaya ba lad . Bunu uygun g ren mü teri biberleri sat n ald . Bir ba ka konu ma ise yle geli mi ti: ( ) ( ) ( ) -"Buyur Bey Amca!" -"Sivriler ac m ?" -Kar k baba, ne kadar olsun? Konu ma, mü teriyi tezgâha çekmekle ba l yor. Altm ya lar ndaki mü teri tezgâhta y l duran biberlerin tatl olup olmad n merak ediyor. Bunu sordu unuda sat c n n cevab kesin de ildir, çifte anlaml d r. Bunun hemen arkas n ise ne kadar istedi ini sormas bir sat tekni idir. Kelimelerle oynamak asl nda"kaz klamak"de ildir. Bu, hem anlat msal bir sanat, hem de biraz oyunsu bir tarzd r. Bütün bunlar sat c dan beklenen de erlerdir asl nda. Sat c gerekti inde matemati i e ecek, bükecek, de i tirecek ve mesela bir kilo yerine, yar m kilo fiyat n verecektir. -"Domates ne kadar?" Diye soran mü teriye pazarl k ba lang c olarak, -"Yüz....Yüz.... ki kilo olsun mu?" eklinde soruyla cevap vermesi nemli bir noktad r. Ard ndan da hemen iki kilo tartack r. Bunun üzerine mü teri: -" ki buçuk kilo olur mu iki yüze?" Diye sorup, pazarl a devam edecektir. -"Yapma be abla. Zaten ne kazan yoruz ki!" Cevab yla, sat c bu teklifi reddedip, kendini ac nd rmaya ba larken, dini s ylem, mü terinin imdad na yeti ir. -"Olsun,kiminin paras ,kiminin duas ....." Der mü teri. Ama sat c kararl d r. -" ki buçuk kilo iki yüz elliye...." C zümleme, mü teridedir: -" yi, iyi, hadi tart" ( ) ( ) ( ) ARGO S ZLUKLER Argonun tan m , ortak dilden ayr olarak daha çok kendini gizlemek isteyen belli topluluklar taraf ndan kullan lan, herke anla lmayan, genellikle kaba dil olarak kabul edilen, yabanc dillerden aynen veya bozularak al nm kelime ve deyimler yan nda ortak dildeki kelimelere farkl anlamlar yükleyen, mecazi anlamlar n nemli yer tuttu u zel dil olarak yap labilir. H rs z argosu, asker argosu, renci argosu, artist argosu gibi çe itleri vard r(Topalo lu:29).Osmanl ca'da"lisânerâz l" terimleriyle kar lanan, halk aras nda"külhanbeyi, tulumbac veya ayak tak m a z " denen ve yine eski lügatlarde"h rs z dili" anlam nda"kay dili" tabirleriyle kar lanan argoyu, halk dili, kaba dil, teklifsiz konu ma ve zaman zaman mesleki jargondan ay rmak oldukça zordur. zellikle de argo ile halk dili aras na kesin bir s n r çizmek imkâns z gibidir. Cünkü, bugünün argosu yar n n halk diline kar abilir. Argonun s z da arc , genel dildeki kelimelere zel anlamlar verilerek, baz kelimelerde bilinçli de i iklikler yap larak, ayn dilin lehçelerinden, a zlar ndan veya yabanc as ll unsurlardan yararlan larak, bazen de eskimi unsurlar diriltilerek meydana getirilir. Bu meydana getiri s ras nda zellikle de toplumda hüküm süren modalardan yararlan l r ki bundan dolay rahatl kla her devrin bir argosu vard r denilebilir. Argonun temelinde gizlilik vard r. Yaz ya geçirildi nde bu gizlilik ortadan kalkar, argo kelime anla l r olunca da argo olmaktan ç kar. Ama bir yandan hem de büyük bir hizla yeni argolar üretilir, kelimeler bir taraftan yok olurken, di er taraftan yeni kelimeler eklenir. Hulki Aktunçun da belirti i gibi asl nda hiçbir s zlük argoya yetinmez (Aktunç:377). Bugün art k araklamak, çakmak, kodes, zokay yutmak gibi kelimeler ( ) ( ) ( ) argodan silinmeye yüz tutarak genel dile, daha do ru bir ifadeyle halk diline girmi lerdir. Biz argonun ilk izlerini Türkçenin ilk s zlü ünde, Ka garl Mahmud'un Divânü Lugati't-Türk adl eserinde buluruz. Ka garl Mahmud, burada argo olarak nitelendirilebilecek kelimeleri, bu kelimelere kesin olarak argodur demek mümkün de ildir, bunlar için halk dili veya kaba dil denilmesi daha do ru olabilir, di er kelimelerden ay rma yoluna gitmeden verir. Biz Türkçenin argo malzemesini 1307/1889-90 tarihine kadar, müstakil argo s zlüklerinde de il de kimi Türkçe s zlüklerde bu ekilde veya"avam lisan " gibi ekillerde g rürüz. Bilinen ilk müstakil argo s zlü ü A.Fikri'nin 1307/1889-90 tarihli lügat-i Garibe adl kitab d r.28 sayfadan ibaret olan s zlükte oldukça az say da kelime yer almaktad r ki biz bunun sebebini kitab n 26 ubat 1305 tarihli "ifade-i muhsusa" k sm nda yazar n kendi a z ndan buluyoruz. Bu kelimelerin "hoppa, hafif mizaçl ki iler taraf ndan kullauldig n belirten A.fikri, s zlü üne sadece meshur olan kelimeler ile umumi âdâba ayk r olmayanlar ald n bizzat kendisi bize bildirmektedir. S z konusu s zlükte kelimeler yer yer cümlelerle rneklendirilmi tir, ama bu rnekler tan kl de ildir. Zaten yazar bu çal may bu kelimeleri kullanan ki ilere müracaat ederek olu turdu unu kendisi de belirtmektedir. S zlükte argo olarak de erlendirilemeyecek kelimelere de yer verilmi tir:"E lenmek, tahkir etmek" anlam nda alay kelimesi "seri, çabuk"anlam nda ar kelimesi(u aklar ar gibi: u aklar seridir)"baya , adi, edna" anlam nda a a kelimesi (A an n i i: pek âdi) "can n tehlikeden sak nmayan, can tez" anlam nda atak kelimesi,"kabaday , yi it" anlam nda efe kelimesi gibi Ayn anlamda kullan lan kelimelerin belirtilerek ( ) ( ) ( ) bu tür kelimelerin sadece bir yerde manaland r ld s zlükte andavullu (abullabut). Yard mc fiillerle kurulan birle keler için ayr maddeler yap lmad , bunlar n s z konusu fiilin alt nd da s raland g rülmektedir. Mesela, almak maddesinin içinde bununla te kil edilenler g sterilm tir: alaya almak"e lenmek", g zhapsine almak "g zünü birinde ay rmay p can n s kmak"gibi. Ustelik bunlar argo olarak de erlendirmek de asl nda mümkün de ildir. ARGO S ZLUKLER Bu s zlükte yer ald halde bugün unutulan veya genel dile giren kelimeler de bulunmaktad r: asma "deyn, borç. Asma dikmek: borç edip de vermemek" asma kelimesi Devellio lu' nun s zlü ünde asma dikmek "borcunun vermemek" eklinde yer almaktad r. Ama daha sonra asma ve asma dikmek unutularak günümüzde bu anlamda asmak kullan lmaktad r (Aktunç:45). Candan sevilenlere hitapta kullan ld belirtilen (anam babam) ifadesi ise, her ne kadar Türkçe s zlük' te argo olarak de erlendirilmi se de, (anam babam argo teklifsiz bir seslenme )bugün için art k argodan çok halk dili unsuru olarak bakabilec imizbu kullan m hulki Aktunç' un s zlü ünde yer almaktad r, Devellio lu' nun s zlü ünde ise vard r. Tarih itibar yla ikinci argo s zlü ü O.Cemal Kayg l 'n n Argo Lugati adl çal mas d r, bu çal ma, 24 Temmuz20A ustos 1932 tarihleri aras nda Haber gazetesinde tefrika edilmi ve imdiye kader kitap olarak bas lmam t r. 600 civar nda kelime kadrosuna sahip olan bu s zlükte kelimeler, cümlelerle rneklendirilmi tir. Uçüncü argo s zlü ü ilk bask s 1941'de,son bask s 1980'de olmak üzere toplam alt kere bas lan Türk Argosu adl s zlüktür. Ferit Devellio lu taraf ndan haz rlanan bu s zlükte ( ) ( ) ( ) bütün madde ba lar n n yan nda kelimenin k keni, türü (isim, s fat vb) ve biliniyorsa hangi grup taraf ndan kullan ld belirtilir ( renci argosu, of r argosu vb.)Genellikle kelimeler cümlelerle rneklendirilir, ama bu rnekler birkaç istisna d nda tan kl de ildir. ki b lüm halinde düzenlenen kitab n ikinci b lümü kavramlar indeksine ayr lm t r. Yer yer s ralama bozuklukar na rastlan lan kitapta (akrep) kelimesinin ard ndan (ahtapot)kelimesinin yer almas gibi, günümüzde ya amayan argo malzemeyi de buluruz: Mesela, "Yalana, dolana, hileye kanmak" anlam nda afi yutmak ifadesi, Türk Dil Kurumu taraf ndan haz rlanan Türkçe S zlük'te vard r ve di er deyimlerden fark g zetilmeksizin verilmi tir. Afi yutmak yalana dolana kanmak, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise yer almamktad r. Her ne kadar bugün için afi yutmak argo olarak nitelendirilmese de Türkçe s zlük'te genel dile ait bir kelime gibi verilmemesi daha iyi olurdu. Bunun d nda bildi imiz kadar yla bugünkü argoda bulunmayan"yan na ya l bir kad n dü mek" anlam nda amorti çarpmak, kad nl erkekli bir e lencen n d nü üde of r arabay y kamak veya y katmak" anlam nda abdest ald rmak arabaya. Yabanc f r, arabada bir kaç saat çal mak" anlam nda arabay sallamak, yalan dolan, palavra" anlam nda asma sakal-takma b y k, çalmak, habersiz almak, h rs zl k etmek" anlam nda a remento etmek, hafif me rep kad n, fahi e"anlam nda aynal pembe(s.61),"ufaktefek, çelimsiz kimse"anlam nda az geli mi ülke "soygunculuk"anlam nda bulgurculuk gibi kelimeleri ihtiva etmektedir ki bunlar genel dile de girmemi lerdir. Elimizdeki d rdüncü argo s zlü ü Seyfettin imsek'in haz rlad 1958 y l nda bas lan Argo Lügatçesi adl kitapt r. Seyfettin im ek, bu kitab Eylül 1954 tarihini ta yan ns zünde de belirtti i üzere umumi yerlerde duydu u argo tabirleri toplayarak olu turmu tur. ( ) ( ) ( ) Kitap 19 sayfadan olu maktad r ki zaten Seyfettin im ek kendisi de bu çal maya tamam g züyle bakmad n , tespit edemedi i daha pek çok argo tabirin bulunabilec ini belirtmektedir. Ayr ca kitapta yer yer argo olarak nitelendirilemeyecek kelimelerin de bulundu u g rülmektedir: anca "her zaman birlikte. Anca beraber kanca beraber",argo (ayn meslek ve ya ayn topluluk s n f aras nda kullan lan zel anlat m), çilingir sofras ("üzerine mezeler konmu derme, çatma içki sofras . O her ak am çilingir sofras na ç ker"),omuzda ("meslekda , arkada , hempa, hampa"), slang ( ngiliz argosuna verilen isim). Genellikle kelimelerin cümlelerle rneklendirildi i s zlükte, bazen rneklerin madde ba olarak ele al nan kelimelerden de il de onlar n türemi ekillerinden verildi i g rülmektedir: aval(Sersem, budala. Bu günlerde çok avalla t n). Makas(Yeter, kâfi, k sa, kes. Fazla konu ma biraz makasla), piyastos (Yakalanmak, ele gecmek. Pilakiyi dün piyastos edivermi ler (Burada ayr ca anlamlamada da hata var: piyastos etmek "yakalamak" anlam na gelmeli. Bk.piyastos, piyastos etmek, piyasto olmak, Aktunç: 242), s f r ( flas etmek. S f r tüketti; s f r lmek (Bu madde asl nda s f r tüketmek olarak verilmeliydi); tav (Oyunda kar s ndakini oyun oynamaya heveslendirme. Herifi bir tav'a ald k, papelleri s külüverdi),tav Bir kimsenin c mertlik mizac n ok yarak para koparan veya s zd ran doland r c ) toka(Vermek. Paralar toka etti), zar(Keyf, sarho . Herif art k zâr olmu ),z mb rt (Calg , saz, musiki aleti. unu bir z mb rdat bakal m!). S zlükte anlamland rmada da yer yer yanl l k yap ld g rülmektedir: yalan s ylemek(Cival zar hakk nda kullan l r) stenilen say n n gelmesi. küzleri ko tum. Dü e gelecekti yalan s yledi,(Mana"istenilen say gelmemek" ( ) ( ) ( ) eklinde verilmeliydi); sa d rmak Hile ile paras al nmak,( Kelimenin manas "hile ile paras n al(d r)mak" eklinde verilmeliydi).Ayr ca bu s zlükte bu günkü argo s zlüklerinde yer almayan maddeler de bulunmaktad r: aynac (Hileci, u aynac l art k b raksak iyi olacak, (Devellio lu'nun s zlü ünde de bulunmayan bu kelime, Türkçe s zlük'te mecaz aç klamas yla yer almaktad r: aynac 2. mec. Hileci, i ine hile kar t ran);caddeyi tutmak (Cekilip gitmek. Art k fazla oldun, caddeyi tut bakal m,(Devellio lu'nun s zlü ü ile Hulki Aktunç'un s zlü ünde yer almayan bu kelime, Türkçe s zlük'te mevcuttur: caddeyi tutmak2)argo(korkulu bir durumda) ba n al p gitmek, uzakla mak, s.375); can na okumak (Bozmak, berbat etmek. Dolu ekinlerin can na okudu, (can na okumak Bkz. Berbat ve peri an etmek, Türkçe S zlük:382) can na yand m n (Sevgi, hayranl k, fke gibi türlü duygular anlat r. Cavlakl k (Paras z ve eli bo olur. Bu kelime Türkçe S zlük'te "cavlak olma durumu, ç plakl k" anlam nda yer anlamaktad r) ;cevab dikmek (Ters ve kar s ndakinin beklemdi i bir cevab vermek. Ona bu gün cevab dikiverdim, Bu ifade a a yukar ayn anlamla ve"halk a z nda" aç klamas yla Türkçe S zlük'te yer almaktad r; ceviz (Kad n için. Cevizime s z yok; civa(Hiç kullan lmam , yepyeni); çak r pençe (Yolsuz ve ya zorla mal ve ya para elde etmeyi adet edinmi kimse). Bu kullan m Türkçe S zlük'te hiçbir aç klama yap lmaks z n "tuttu unu koparan, giri ti i veya ele ald her i i ba aran, becerikli(kimse)"anlam yla yer anlamaktadr, çek araban (Savu git kar mdan. Kavgaya m geldin? Cek araban bakal m, Bu kullan m Türkçe S zlük'te"hakaret youllu" aç klamas yla yer almaktad r), çekiver kuyru un(Art k ondan hay r bekleme. O i ten vazgeç. Bu kullan m Türkçe S zlük'te "argo" aç klamas yla yer almaktad r); ç ng rakl de irmen(Asma saat. Omuzda lar ç ng rakl de irmen kaç vurdu) do rulmak (Para ( ) ( ) ( ) hakk nda) Sa lanmak, temin edilmek. Bizim gündelik ancak bugün do rulabildi, Bu kelime Türkçe S zlük'te"halk a z nda" aç klamas yla yer almaktad r, efkâr(Tasa, kayg . Babal k bugün efkârl g rünüyorsun, Devellio lu'nun s zlü ünde de varolan bu kelime, bu anlam yla Türkçe S zlük'te "teklifsiz konu mada" aç klamas yla yer almaktad r) efkârlanmak(Tasalanmak, Devellio lu'nun s zlü ünde de bulunan bu kelime, Türkçe S zlük'te "teklifsiz konu mada" aç klamas yla yer almaktad r), efkârl (Tasal . Omuzda seni pek efkârl g rüyorm, Türkçe S zlük'te "teklifsiz konu mada" aç klamas yla yer almaktad r) ekmek kaybetmek (Ziyan etmek, israf etmek, dü ürmek] filinta (Güzel, yak kl ) Devellio u'nun s zlü ünde f inte eklinde yer alan kelim, Türkçe S zlük'te de "argo" aç klamas yla yer almaktad r, fi (Raz olmak. O bir liraya da fittir]. Devellio lu'nun s zlü ünde var olan kelime Türkçe S zlük'te ng. Fit "uygun" kelimesinin " de me, raz olma"anlam nda kullan ld , fit olmak " de mek, raz olmak" n ise argo oldu u belirtilmi tir, fiyaka( G steri , çal m. Kabaday l k. Fiyaka satmak, çal m satmak). Devellio lu'nun s zlü ünde de bulunan bu kelime, Türkçe S zlük'te fiyaka satmak "g steri yapmak, caka yapmak, çal m satmak" olarak "argo" aç klamas yla verilmi tir, galantor, kalantor (Zengin adam. Zenginli ini her vesile ile g steren kimse. u gelen çokgalantordur). Devellio lu'nun s zlü ünde kalantor eklinde yer alan kelime, Türkçe S zlük'te ise hiçbir aç klama yap lmadan verilmi tir, kapsalak (Sersem, h r, aptal), kimseye eyvallah olmamak (Minneti olmak, ihtiyac olmamak. Onun kimseye eyvallah yoktur ). Bu kullan m Türkçe S zlük'te hiçbir aç klama yap lmadan yer almaktad r, kolaçan ( Etraf dola ma). Gezinme ve g zden geçirme. yle bir kolaçan edeyim dedim), kolaçan etmek (bir yeri dola p g zden geçirmek).Bu madde Türkçe s zlük'te hiçbir aç klama yoluna gidilmeksizin ( ) ( ) ( ) verilmi tir, K ro lu (Nikâhl kar ). Bu kelime Türkçe S zlük'te"halk a z nda" aç klamas yla verilmi tir, lanet( Nikâh, akit. Lanet halkas bo az na geçmi , macun(Süzme afyon) Bu kelime Develio lu'nun s zlü ünde de mevcuttur, makina (Otomobil) makine maddesi Devellio lu'nun s zlü ünde"iyi tabanca"anlam nda ile Hulki Aktunç'un s zlü ünde "silah, zellikle tabanca; cinsel organ-( zellikle fahi e için) di ilik organ ; hile, düzen, oyun"anlam nda yer almaktad r, Türkçe S zlük'te ise kelime Seyfettin im ek'in verdi i anlam"halk a z nda" aç klamas yla bulunmaktad r, makinay bozmak (Barsaklar bozmak. Makineyi bozmak eklinde Devellio lu'nun s zlü ünde var olan kelime, Türkçe S zlük'te ise" aka" aç klamas yla yer almaktad r, s.1492);mal (Para, Devellio lu'nun s zlü ünde kelimenin bu anlam n n yan s ra ba ka anlamlar da var). Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise bu madde bulunmakla birlikte"güzel k z, kad n, o lan; zellikle cilveli, i veli, hafif me rep k z ya da kad n; orospu, fahi e; (insanda) bacak, kalça, g üs; cinsel organlar; kaçak madde niteli i ta yan eroin, silah, tabanca vb. mal n g zü (K tülükte e siz a a l k vezararl kimse. Bu kullan ma Devellio lu'nun s zlü ünde de yer verilmi tir. Mikrop (Polis, jandarma. Mikroplar etraf sard , oksi (alt n lira). Devellio lu'nun s zlü ünde. Oksi maddesi"yürü, bas, defol, çek araban ! "anlam nda yer alan kelime, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise okso..oksi..oksu ekillerinde a a yukar Devellio lu'nun s zlü ündeki anlamla bulunmaktad r, kçesiz (Korkak, tabans z kimse. Onu ben bilirim, kçesizin biridir. Bu kelime Devellio lu 'nun s zlü ünde de mevcuttur paçavra (Bula k, sulu, ars z; k tü kad n). Devellio lu'nun s zlü ünde de Seyfettin im ek'in verdi i ilk anlama yak n bir anlamla yer alan kelime, Türkçe S zlük'te ise"mecaz" aç klmas yla "de ersiz ve i renç ey veya kimse" anlam nda yer almaktad r, pnagados ( Budala, sersem kimse. Kelime) pangados veya ( ) ( ) ( ) pangodoz olarak düzeltilmeli, bk. Devellio lu'nun s zlü ü, Hulki Aktunç'un s zlü ünde, pardon (Alay makam nda) a kolsun, bravo. Bunu senden beklemezdim, pardon, patini ( Piyade, yayan. Oraya patini mi gidece iz), patiniyi tutmak (Yayan yola ç kmak,13); sar k z (Alt n lira, s.14) Devellio lu'nun s zlü ünde"alt n lira" anlam n n s ra"esrar"anlam na da gelen kelime, Hulki Aktunç'un s zlü ünde sadece"uyu turucu madde olarak kullan lan esrar; yüksek nitelikli esrar"anlam na gelmektedir, sark t z (Alt n lira), suyun ba (Bir i i yürütmek için en çok fayda g rülecek kimse veya makam), k rdatmak (Birine para verece ini, avucundaki maden paralar sallayarak anlatmak. Biraz k rdat da bak nas l g bek atar ).Kekime Türkçe S zlük'te "halk a z nda" aç klamas yla yer almaktad r p ni i (Hemen, derhal. Devellio lu'nun s zlü ünde de yer alan kelime, Türkçe S zlük'te"halk a z nda" aç klamas yla "kolayca ve çabuk yap lan" anlam nda bulunmaktad r, tav(tava almak) (Oyunda kar s ndakini oyun oynam ya heveslendirme. Herifi bir'yava ald k, papelleri s külüverdi. Bu madde bu günkü s zlüklerde tava getirmek, tav na getirmek eklindedir, Devellio lu: 145, Aktunç:276-277,Türkçe S zlük:2154; tinyoloz ( Miskin, çelimsiz, k l ks z, s.17);velet (Piç. Kelime Devellio lu'nun s zlü ünde "küçük çocuk"anlam ndad r, yabani h yar (Ahmak, avanaklara s ylenir(Kanser ilac mukabili s ylenilir.), Ayr ca bu s zlükle di er argo s zlükleri kar la t r ld nda argo unsurlar n zaman içinde u rad klar anlam de i ikleri de ortaya ç kmaktad r: makina (Otombil). Makina kelimesi Devellio lu'nun s zlü ünde"iyi tabanca" anlam nda, Hulki Aktunç'un s zlü üde ise"silah, zellikle tabanca; cinsel organ.( zellikle fahi e için) di ilik organ ; hile, düzen, oyun" anlam nda yer almaktad r mal (Para Devellio lu'nun s zlü ünde kelimenin bu anlam n n yan s ra ba ka anlamlar da ( ) ( ) ( ) vard r:1.Güzel, yak kl kad n veya k z.2.Para.3.(bk. Beyaz, Horain, Orain, Toz).4 .( r. arg.) C gara, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise bu madde bulunmakla birlikte ba ka anlamlar içermektedir: Güzel k z, kad n, o lan; zellikle cilveli, i veli, hafifme rep k z ya da kad n. Orospu, fahi e. ( nsanda). Bacak, kalça, g üs; cinsel organlar. Kaçak madde niteli i ta yan eroin, silah, tabanca vb. Para, Para, oksi (Alt n lira, Devellio lu'nun s zlü ünde oksi maddesi"yürü, bas, defol, çek araban !" anlam nda yer alan kelime, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise okso... oksi... Oksu ekillerinde a a yukar Devellio lu'nun s zlü ündeki anlamla bulunmaktad r. Perdahlamak (küfür etmek). Asl nda perdahlamak maddesi Devellio lu'nun s zlü ünde yer al yor ve kelime bu anlam n n yan s ra"birisini s zlerle kand rmaya çal mak"anlam na da geliyor, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise kelime sadece"(birisini) parlak s zlerle inand rmak; kand rmak; yalan s ylemek"anlam nda geçiyor, S zlük'te ise kelimenim "birini as ls z s zlerle kand rmaya çal mak"ve "s vmek, küfretmek"anlamlar "argo"açklamas yla yer almaktad r; piyiz kaymak (Birinin içki sofras na davetsiz olarak ç kmek Devellio lu'nun s zlü ünde de kelime bu anlamla geçmekle birlikte, Hulki Aktunç'un s zlü ünde ise "rak içmek, içki içmek" anlam nda yer almaktd r, rampa (Birinin içki sofras na davetsiz olarak ç kmek. Piyiz kaymak). Devellio lu'nun s zlü ünde de ayn anlamla yer alan bu kelime, rampa etmek ve rampalamak olarak Hulki Aktunç'un s zlü ünde de yer al yor, ama " yakla mak, yana mak" anlam ndad r. Türkçe S zlük'te ise, rampa etmek maddesinin birinci anlam "ta t bir yere, bir eye veya bir ba ka ta ta yana makt r, ikinci anlam ise, argo"aç klamas yla verilen"birinin içki masas na ça r lmad halde oturmakt r, sark tmak (Sa lama gitmek). Devellio lu'nun s zlü ünde" vurmak, indirmek"anlam nda yer alan kelime Hulki Aktunç'un s zçü ünde ise, etmek, eylemek" ( ) ( ) ( ) ve "vermek" anlamlar nda r, Türkçe S zlük'te ise"bir eyin sarkmas n sa lamak" anlam n n yan s ra mecazen"asmak, dara ac na çekmek"anlam verilmi tir, sipi (Abaza, otuzbir, meniyi elle getirmek). Bu kelime Hulki Aktunç'un s zlü ünde"sigara"anlam na gelmektedir, Devellio lu'nun s zlü ünde ise"sigara" anlam nda sipsi mevcuttur, suyolu. Bu kullan m Hulki Aktunç'un s zlü ünde" cadde, anayol"anlam ndad r, Devellio lu'nun s zlü ünde de a a yukar Hulki Aktunç'un s zlü ünde yer alan manayla. Bulunmaktad r, k rd m (Utan lacak zevklere kullan lan o lan kelime Hulki Aktunç'un sozlü ünde"o lan, yeni yetme erkek çocuk, genç erkek" anlam ndad r,a a yukar ayn anlamla Devellio lu'nun s zlü ünde de bulunmaktad r, temize havale etme (Bitirivermek.K sa yoldan halletmek). Bu kullan m Hulki Aktunç'un s zlü ünde " ldürmek;(birisini) kumarda yenerek bütün paras n almak"anlam na gelmektedir, Türkçe S zlük'te Seyfettin im ek'in verdi i birinci anlam hiçbir aç klama yap lmaks z n, ikinci anlam ise"argo"aç klamas yla verilmi tir, t rlamak(Savu mak). Bu kelime Hulki Aktunç'un s zlü ünde iki ayr madde olarak yer almakta ve Seyfettin im ek'in verdi i maddeye paralel olan birinci maddenin anlamlar unlard r: " Yellenmek.(kumarda) Bütün paras n yitirmek. ( renci) S n fta kalmak. lmek", yalak (O lan) Bu kelime Hulki Aktunç'un s zlü ünde u anlamlarda yer almaktad r(Di ilik organ ve anus için) Gev ek, gev emi .(ki i için)Fahi e. Müptezel. Di ilik organ , vajina. B n, aptal.(Oyunda)Sürekli yenilen kimse, kelime Türkçe S zlük'te di er anlamlar n n yan s ra "mecaz" aç klamas yla "bo bo , s z ta yan" anlam na gelmektedir, z mbalamak (Cima etmek. Geçenlerde onu z mbalamak. Bu kelime Hulki Aktunuç' un s zlü ünde"(birisini) b çaklam slar, zellikle tabancayla yaralamak, ldürmek; vurmak" anlamlar nda geçmektedir. Türkçe S zlük' te de kelime Hulki Aktunç' un verdi i anlamla ( ) ( ) ( ) a a yukar ayn anlamla ve "argo" aç klamas yla yer almaktad r. Devllioglu' nun s zlü ünde ise kelime hem seyfettin im ek' in verdi i anlamla, hem de Hulki Aktunç' un verdi i anlamla yer almaktad r zirman ( Z p r. Aman u zirmandan vaz geçiver. Bu kelime Hulki Aktunç ile Devellio lu' nun s zlü ünde "iri yar , iri k y m kimse" anlam ndad r, Aktunç: 317, Devellio lu:162); zula (H rs zl k). Zulaya al mamal d r. Bu madde Hulki Aktunç' un s zlü ünde "Hapishanede yasak nesnelerin sakland yer. Gizli sakl k e" anlam na gelmektedir. Türkçe S zlük'te ise "argo" aç klamas yla a a yukar Hulki Aktunç'un verdi i anlamla ayn anlamla yer almaktad r. Ayr ca bk. Devellio lu: 162); zula etmek (Calmak, a rmak, dün lokantada tuzluklar zula ederlerken yakaland lar. Bu madde Hulki Aktunç'un s zlü ünde "saklamak, gizlemek " ve "(b ça , kamay ) bat rmak, sokmak" anlamlar ndad r. Türkçe S zlük ile Devellio lu' nun s zlü ünde ise kelime Seyfettin im ek' in verdi i anlam n ayn s yla yer almaktad r, Türkçe s zlük: 2521, Devellio lu:162). Tarih itibar yla son yay nlanan müstakil argo s zlü ü Hulki Aktunç'un haz rlad Türkçenin Büyük Argo S zlü ü (Tan klar yla) d r. lk bask s 1990'de, ikinci bask s ise 1998' de yap lan s zlük imdiye kadar yay nlanan s zlüklerin içinde en kapsaml s d r. Bu s zlük haz rlan rken nceki argo s zlerinin yan s ra gazete, dergi, kitap taramas yap lm , ayr ca g zlem ve g rü meler neticesinde elde edilen malzeme de bunlara ilave edilmi tir. Maddelerin hemen hemen hepsi için tan k cümleler yer almaktad r. Aktunç'un da belirti i gibi s zlükte yer yer jargon, kaba dil, küfür de yer alm t r Bu s zlükte her madde için u yol izlenmi tir: Madde ba kelime, türü(isim, s fat, zarf vb.),biliniyorsa kayna , anlam , tan k cümlesi, varsa di er kullan m ekilleri. ki k s m halinde ( ) ( ) ( ) düzenlenen s zlü ün ikinci k sm "kavramsal Dizin"e ayr lm t r. S zlükte art k genel dile geçmi baz kullan mlara da yer verildi i g rülmektedir: kelek (Aptal, budala (kimes) ve ba ka anlamlar olan kelime Türkçe S zlük'te de argo oldu u belirtilerek yer almakta ( kelek 5.argo Aptal kereste)iri yap l , iri yar (kimse). G rgüsüz, kaba (kimse) ...) Ayn kelime Türkçe S zlük'te 2. mec. Kaba saba kimse, kalas .... Keriz. Ayn kelime Türkçe s zlük'te keriz 2.argo kumar. 3. argo kolayca kand r labilen oyuncu, aptal. 4. argo E lenti. S f r tüketmek, Türkçe s zlük'te hiçbir belirtme yoluna gidilmeksizin verilen bu madde Hulki Aktunç 'un s zlü ünde yer almayabilirdi); tava getirmek. Türkçe s zlükte "mecaz" aç klamas yla yer alan (tav3. mec. En uygun durum ve zaman. (i i) tav na getirmek i i en uygun duruma getirmek, bu madde Hulki Aktunç'un s zlü ünde yer almayabilirdi ). Bu s zlüklerin yan s ra bir de y resel argo malzemenin bulundu u çal malar vard r ki zdemir kaptan (Arkan)' n Beyo lu: K sa Geçmi i, Argosu adl kitab bunlardan biridir. Birinci bask s 1988' de yap lan ve 1998'e kadar be kere bas lan kitap üç b lüm halinde düzenlenmi tir:1. b lüm: Beyo lu, 2. b lüm: Beyo lu' nun k sa Geçmi i,3. b lüm: Beyo lu Argosu (Beyo lu Argosu' nda, K keni Bugünkü Avrupa Ulkeleri' nde konu ulan Birinci Anadillere Dayanan S zcüklerden Olu an Bir Derleme). 75 sayfal k üçüncü b lüm Beyo lu argosuna ayr lm t r. Derleme k sm ise toplam 52 sayfadan ibarettir. Beyo lu argosunda, k keni bugünkü Avrupa ülkelerinde konu ulan birinci anadillere dayanan kelimelerden olu an bir derleme niteli i ta yan bu b lümde zdemir kaptan, Beyo lu argosunda yer alan yabanc k kenli kelimeler içinde Grekçe Rumcay da kapsamaktad r ve talyanca k kenli kelimelerin ( ) ( ) ( ) ço unlukta oldu u, bunlar Frans zca k kenli s zcüklerin izledi i sonucuna ula m t r zdemir kaptan, kendisi de Beyo lu argosunda k keni Türkçe ve Almanca, Arnavutça, Bulgarca, Cekçe, Felemenkçe, Frans zca, Grekçe ngilizce, spanyolca, talyanca, Macarca, Norveççe, Portekizce, Romence, Rusça, S rpça d ndaki dillere dayanan kelimeler de bulundu unu belirlemekle birlikte o,bu çal may Beyo lu argosundaki yabanc k kenli kelimelerin zenginli inin bir b lümüne tan kl k etmek için haz rlanm t r. zdemir Arkan a g re art k Beyo lu argosunda ngilizce k kenli kelimeler bu kural n d nda tutuldu u takdirde yabanc k kenli kelimeler azalmaktad r. Arkan' n kitab ndaki derlme mekân y nünden s n rland r ld gibi, zaman y nünden de s n rland r larak, 1950' lerde ve izleyen y llarda, yani 20. Yüzy l n ikinci yar s nda konu ulan Beyo lu argosunda yer alan s zcükler derlenmi tir. Bu derlemeye giren s zcüklerin seçimi yap l rken Beyo lu argosuna zgü s zcüklerden olmalar gerekli g rülmeyerek Beyo lu argosunda yer almalar yeterli say ld için derleme kapsam ndaki kelimelerin bir k sm , sadece Beyo lu argosuna zgü olmakla birlikte, bir b lümü ülkemizde konu ulan ba ka argolarda ve genel argoda dyer almaktad r. Bu kitapta kural kural olarak, cinsel organ ve eylemlerle ilgili argo s zcükler derlemeye al nm , ancak b yle s zcükler için rnek verilmemi tir. Cok zel cinsel eylem, biçim ve durumlar anlatan s zcükler ise derlemeye al nmam lard r. Ayr ca a r küfür ifade eden s zcükler de derlemenin d na b rak lm lard r. Kitapta k keni bu derlemenin kapsam na giren yabanc diller olan argo s zcükler t rnak i areti içinde yaz lm t r, tak lar da ayn i aretin içine al nm t r. Ses de i ikli i ile ayn anlamda kullan lan kelimeler varsa bunlar (-) i areti ile birbirinden ayr l p ayn madde içinde de erlendirilmi ler. Argo kelimelerin k kenleri kelime ve deyi in ard nda () ayraç içinde belirtilmi , ( ) ( ) ( ) Türkçe bir ek alsalar da kelimeler yabanc olarak de erlendirilmi lerdir. S zlükte aç klamalar n ard ndan, kelimeler genellikle, cümlelerle rneklendirilmi lerdir, ama bu çal ma zellikle mü ahedeye dayand için rnekler tan kl de ildir. Argo kelime ve deyi lerin birden çok anlam oldu u hallerde her anlam için ayr bir cümle rne i yaz lm t r. rnek vermek amac n cümleler içinde bu derlemenin kapsam na giren ba ka argo s zcükler bulundu u takdirde, bunlar siyah harflerle yaz lm lard r. Bu s zcüklerin anlamlar , kendi maddelerinde aç klanm t r ("duziko" (Gr) Rak - Duziko içmenin bir raconu vard r) . rnek vermek amac n ta yan cümleler içinde, bu derlemenin kapsam na girenlerin d nda kalan argo s zcükler bulundu u takdirde, bunlar n anlamlar , hemen arkalar ndan t rnak içinde aç klanm t r("figüran" (Fr) nemli olmayan etkinli i az ki i- Deli e "hapishaneye" girenlerin tümü figüran, bunu b yle bil Türkçenin argo malzemesi, müstakil s zlüklerin yan s ra, baz Türkçe s zlüklerde bir aç klamayla veya aç klamas z olarak yer alm t r: Mesela emseddin Sami' nin kamus- Türkî'si (1900) ile Mehmed Bahaeddin (Toven )' in yeni Türkçe Lügat' inde (1. bask , 1912;2bask 1924)"avam lisan " aç klamas yla, Ebuzziya Tevfik'in Lügat- Ebuzziya' s nda ( stanbul, 1306) " st ahatavam" olarak, kamüs- Türkî'nin sadele tirilmi ve geni letilmi bask s olan Temel Türkçe S zlük,1-3'te ( stanbul, 1985) "argo s zü" aç klamas ile Server lskit ile Sadun Gailp'in katk lar yla haz rlanan Alâeddin G vsa' n n Resimli yeni Lugat ve Ansiklopedisinde ( stanbul,1947-54), "argo" aç klamas yla verilmi tir. Türk Dil Kurumu taraf ndan haz rlanan Türkçe S zlük'te ise biz art k genel dile geçmi , hemen herkes taraf ndan bilinir hale gelmi malzemenin argo aç klamas yla veya argo olmaktan ç karak, halk dili, teklifsiz konu ma veya mecazi kullan m ( ) ( ) ( ) olarak de erlendirildi ini g rmekteyiz. Ayr ca bu malzemenin edebi olmamakla birlikte hiçbir belirtme yoluna gidilmeden de verildi ine rastlamaktay z: araklama (argo Araklamak i i, çalma, a rma) Araklamak (argo Calmak, a rmak). Kelime Hulki Aktunç'un s zlü ünde de yer almaktad r, aynac (2) mec. Hileci, i ine hile kar st ran. im ek:4,Aktunç:-,Devellio lu) caddeyi tutmak (2)argo(korkulu bir durumda) ba n al p gitmek, uzakla mak: im ek: 5,Aktunç: Devellio lu); can na okumak (tkz. berbat ve peri an etmek.. im ek:-5,Devellio lu:-Aktunç); can na yand m (veya yand m n)(argo sevgi, hayranl k veya fke gibi türlü duygular anlat r... im ek:5); çak r pençe ( tuttu unu koparan, giri ti i veya ele ald her i i ba aran, becerikli (kimse). im ek:5);çekiver kuyru unu (argo artik ondan hayir bekleme. im ek:6);filinta(2.argo Güzel, yak kl . Filinta gibi genç, ince uzun boylu, çevik, yak kl (kimse).BK. Devellio lu, Türk Argosu, fit olmak (argo de mek, raz olmak. Devellio lu: 85,Aktunç:-, Kaptan: 255);fiyaka satmak (argo g steri yapmak, caka yapmak, çal m satmak. Devellio lu:85 , Aktunç.:-,Kaptan : 255);fos (argo Cürük, temelsiz, bo , kof. Fos ç kmak bir i in sonu gelmemek, bo ç kmak. Aktunç:116, Develli lu:85); hapç (Afyon vb. uyu turuculara al m olan (kimse) (s.942). Devellio lu: 93, Aktunç:133); harbi (2. s. Mec. Do ru, hilesiz, temiz, mert (945). Devellio lu:93, Aktunç: 133); harbilik (1.Do ruluk, temizlik, mertlik (945).Aktunç: 134, Devellio lu: 134,Devellio lu:93);kalantor ( t. galantuomo C steri i seven, varl kl (kimse) .kaptan:260, Develio lu: 101, Aktunç ; kelek(5.argo Aptal. Devellio lu:107,Aktunç:173-174. Buna mukabil"kaba saba kimse, kalas"anlam ndaki kereste kelimesi Türkçe S zlük'te mecazi kullan m olarak g sterilmi tir: kereste 2.mec. Kaba saba Kimse, kalas... Aktunç: 175,Devellio lu:107); ( ) ( ) ( ) keriz[2.argo Kumar. 3. argo Kolayca kand r labilen oyuncu, aptal.4. argo E lenti. Aktunç:175-176,Devellio lu:107); külyutmaz (Aldanmaz, kolay inanmaz. Aktunç:195kül yutmak Yan lmak, hileye aldanmak, oyuna kanmak); makineyi bozmak aka ba rsaklar bozulmak, ishal olmak im ek:10 makinay bozmak, Devellio lu:117, okutmak (4. argo Satarak elinden ç karmak. Aktunç: 225, Devellio lu:126); s f r tüketmek (1güçü kalmamak; 2) yoksul duruma gelmek, yoksulla mak; 3 lmek (s. 1961) Aktunç:256,Devellio lu:139); tav(3)mec. En uygun durum ve zaman.( i i ) tav na getirmek i i en uygun duruma getirmek. Aktunç: 276 tava getirmek, Develio lu:145 tav na getirmek];toka etmek4)argo vermek. Aktunç:284,Devellio lu:148); torpillemek (2.argo S n fta kalmak. im ek:17,Devellio lu:149); v z ldamak (2. mec. Hafif sesle ve bezdirici biçimde yak nmak, s zlanmak. im ek: 18, Devellio lu:155). Deyim s zlüklerinde de argo malzemeye rastlanmakta, bunlar bazen argo olduklar belirtilerek verilmekte, bazen hiçbir belirtme yoluna gidilmeden ele al nmaktad rlar. Mesela: Yusuf Cotuks ken'in haz rlad Deyimlerimiz kitab nda argo deyimler bir ay r m g zetilmeden verilmi tir: fos ç kmak 1(Birinin)Bir i e yaramad anla lmak.-2.Bir i , beklenen sonucu vermemek (Türkçe S zlük'te de bulunun fos kelimesi argo olarak verilmi tir) fos ç kmak deyimi de ayn madde içinde yer almaktad r: fos argo Cürük, temelsiz, bo , kof. fos ç kmak bir i in sonu gelmemek, bo ç kmak(Türkçe S zlük:799), yandan çarkl -1.kollar n ok sallayarak ya da bir omzu dü ük olarak yürüyen (kimse).-2 ekeri yan na koymu (kahve).-3.Cok a r giden ta t (Bu deyim Türkçe S zlük'te argo olarak verilmi tir: yandan çarkl argo1.Her iki yan nda birer çark bulunan ve bu ( ) ( ) ( ) çarklarla a r hareket eden vapur.2. ekeri yan na kuymu olan kahve veya çay(s.2382),zokay yutmak Aldat lmak(Bu deyim Türkçe s zlükte argo oldu u belirtilerek verilmi : zokay yutmak argo aldat l p zarara sokulmak Zom olmak çok sarho olmak(Türkçe S zlük'te. Zom argo 1. Olgun (kimse).2.Cok sarho olan. Zom olmak çok sarho olmak gibi. Ali püsküllüo lu'nun haz rlad Türkçe Deyimler S zlü ü'nde deyimler alay yollu(al.),argo(arg),eski(esk.),halk a z (ha.), hakaret olarak (hkr.),kaba(ka.),mecaz(mec.), aka yollu( aka),senlibenli konu mada (tkz.)Kullan ld klar belirtilerek verilmi tir. Kitapta mes. balgam atmak mec.(kaba) bir konuda ya da yap lmakta olan bir i le ilgili olarak ku ku uyand r c bir dü ünce ileri sürmek kelimesi kaba olarak verilmi , ama bunun yan s ra harc n vermek argo, a z n n pay n vermek, azarlamak argo olarak de erlendirilmi tir, içine s çmak (bir eyin) arg.1(bir i i, durumu)çok k tü biçime sokmak, düzelmez durum getirmek. 2(bir e yay vb.)kullan lamaz duruma getirmek, parçalamak, bozmak argo olarak de erlendirilmi tir. Türk Dil Kurumu taraf ndan haz rlanan B lge A zlar nda Atas zler ve Deyimler adl kitapta da argo olarak de erlendirilebilecek deyimlere rastlanmaktad r ki bunlar da hiçbir belirtme yoluna gidilmeksizin ele al nm lard r: yal n ka mak Birine pohpohlay c s zler s ylemek (Yavuzk y av at-Ar.)zurna slanmak 1.Küçük çocuk sürekli a lamak.2.Kad n yaygara yapmak. H.Fethi C zler'in Büyük Deyimler S zlü ü ile Ertu rul Saraçba ' n Türkçe Deyimler S zlü ü'nde ise argo malzeme, argo olduklar belirtilerek sunulmu tur. Ayr ca a z s zlüklerinde de argo kullan lara yer verildi i g rülmektedir, ama genellikle bunlar argo olduklar ( ) ( ) ( ) belirtilmeden ele al nm lard r. Mesela, Urfal Kemal Edip'in Urfa A z adl kitab n n s zlük k sm nda biz argo malzemeye yer verildi ini g rürüz: z rr k Z rzop, zingilli ziya paramparça elbiseli(adam)(Argomsu) Ayn durum Selahattin Olcay, A. Bican Ercilasun ve Ensar Aslan taraf ndan haz rlanan Arpaçay K ylerinden Derlemeler adl kitapta da mevcuttur. Burada da argo malzemenin bulundu u, ama argo olduklar belirtilmeksizin verildikleri g rülmektedir: ayah Kad n, bk. Kanayak, çoluh çocuh ayah, cahil Cenç, delikanl (Bu kelimenin bu manas Türkçe S zlük'te halk a z nda kullan ld belirtilerek verilmi tir cahil 3. hlk. Deneysiz, genç, toy(delikanl veya k z)...ganahl kan ayakl kad n, k z vb.lotu Bo bo az,çok konu an Ayn durum Selahattin Olcay taraf ndan haz rlanan Erzurum A z : nceleme-Derleme-S zlük adl kitapta da g rülmektedir, burada da s zlük k sm nda argo kullan lar, argo olduklar belirtilmeksizin verilir: a na fi neol Sevi mek(a na fi ne argo 1. Gizli dost.2.Gizli dostluk (Türkçe S zlük:153) (Aktunç, Devellio lu:-);bizim ga h orta i, bizim gonci ya li, bizim k ro li, bizim mür t rpüsü Koca kar s için s yler(ka k dü man aka kad n, e (Türkçe S zlük:1233);k ro lu hlk. Kocan n kar s na verdi i ad ....(Türkçe S zlük:1383); mür t rpüsü Uzun üzücü i (Türkçe S zlük:1729); ç ltih sürtük, orospu ferik piliç Genç k z fittoz Oynak, cilveli. Bu s zlüklerin d nda biz çe itli kitaplarda da argo malzemeyle kar la r z ki Gelibolulu Mustafa Ali 'nin Mevaidü'n-Nefais fi kavaidi l Mecalis adl kitab bunlardan biridir. Kitab iki cilt halinda yay nlayan Orhan aik G kyay, ikinci cildine "S z ve Terim Dizisi" ad alt nda bir s zlük ilâve etmi tir ki bu s zlükte argo malzeme argo olduklar belirtilmeksizin s ralanm t r. Mesela, adam mezelemek Alaya almak, alay etmek, e lenmek, iki zevkliler Hem fail, hem meful ( ) ( ) ( ) olanlar, meleme Beceriksiz, çapaçul, kenar beylerbeyleri nemsiz beylerbeyleri, tuttuklar mevki bak m ndan pek iktidarl olmayan beylerbeyleri, derneksiz Derme- çatma, yolyordam bilmeyen, g rgüsüz beze Fakir, nasipsiz, umutsuz, yoksul. Bu kitab n yan s ra biz daha s n rl argo malzemeyi Tahir Alangu'nun 1943 tarihli Calg l kahvelerdeki külhanbeyi Edediyat ve Numuneleri adl kitab nda, Mehmet Halit (Bayr )'n n 1934 tarihli stanbul Argosu Halk Tabir nda, O. Cemal kayg l 'n n stanbul da Semai kahveleri ve Meydan airleri adl kitab nda, Ergun Hiçy lmaz' n Eski stanbul Hayat : Yosmalar Kabaday lar Kitab nda ( ki b lüm hâlinde düzenlenen kitab n birinci b lümünde"yosmalar",ikinci b lümünde ise "kabaday lar"anlat lmaktad r. Bu b lümlerin ard ndan 91-97 sayfalar aras nda argo malzemenin verildi i küçük bir s zlük yer almaktad r) . Arslan Kaynarda ' n1984 tarihli"Tarihi, De i en Y nleri ve Gizli Diliyle stanbul Bitpazar /Bitpazar 'n n Gizli Dili ve Argosu"adl makalesinde, Hulusi Kodaman' n Zar-Kâ t Oyunlar ve Hileleri adl kitab nda, Re ad Ekrem Koçu'nun Patrona Halil: Devlet Gücünü Zedelemi Bir Serserinin Romanla t r lm Hayat (Bu kitab n 60-62) sayfalar aras nda "Lehçe-i Külhani"risalesi yer almaktad r. Koçu, külhanbeylerinin kendilerine mahsus dillerini g stermek üzere seksen kelimelik bu risaleyi kitab na al rken müsteheen kelimelerin kar l n vermemi ve kelimleri bugünkü Türk alfabesine g re tasnif etmi tir) . Mikhail Mikhailov'un argo malzeme ve Osmanl Türkçesi halk tabirlerini ele ald 1930 tarihli makalesinde buluruz. Asl nda bir mecaz s zlü ü olmakla birlikte yer yer argo s zlü ü hüviyeti ta yan bir eser olan Lehçetü'l-Hakay k'tan da istemiyorum. Tam bir s zlükten çok, ince s z etmeden geçmek ve zarif bir mizah çal mas olark de erlendirmekle birlikte argo unsurlar da bar nd ran bu eserin yazar Düyun-1 Umumiye'nin ( ) ( ) ( ) direkt rlü ünü yürütmesi sebebiyle Direkt r Ali Bey olarak tan nan tiyatro yazar ve gazeteci Mehmet Ali Bey'dir(18441899).4 lk bask s 1896'da yap lan bu kitapta toplumun kusur ve zaaflar hicedilir. Türkçede kelimelere ters ve mizahi anlam verme sistemi edebiyat m za ilk defa Lehçetü'l-Hakay k ile girmi tir.5 Ali Bey, kitab n zeki ve ince bir nükte anlay yla kaleme alm t r. Hiçbir kaba ve çirkin ifadenin bulunmad bu kitab n ikinci bask s n n yap lmas na izin verilmemi tir. Bu sebeple ikinci bask s M s r'da, üçüncü bask s ise ancak ll. Me rutiyetten sonra 1908' de stanbul'da yap lm t r. Bas n sansürünün yo unla t d nemlerde bask s n n yap lmas na izin verilmeyen Lehçetü'l-Hakay k'ta Ali Bey, zellikle kad nlara zarif esprilerle tak lm t r. S z konusu kitap, di er birkaç eseriyle bir arada emsettin kutlu taraf ndan Tercüman 1001 Temel Eserleri aras nda ne redilmi tir. Ali Bey'in bu gazetedeki yaz lar devlet hizmetinde bulunan bir ki inin bir mizah organ nda yazmas ho kar lanmad için imzas z olarak yay nl yordu ve Ali Bey'in Lehçetü 'l-Hakay k' taki maddelerinin bir k sm ilk olarak yine bu gazetede yay nlanm t . Ahlak, Ak l polisi, akça (para) Milyon tohumu, alt n Anahtar, atlas Güzel kad n derisi (teni) badana Saykal- der U divar ve cilla-y rüy-i dildar "kap ya, duvara ve sevgilinini çehresine par lt veren araç, cila ". Daha çok fazla all k, düzgün kullanan kad nlara ta at l yor Bakir Beyaz sahife balkon A k tüne i balo fistan (elbisesi) ncir yapra balon Uçucu, geçici hret bat l inanç (bo inan) Zihin kanseri cephane arabas Top kileri çorap ba Bacak bilezi i dard- mesel (atalar s zü) kira arabas "kira arabas n herkesin kiralay p kullanmas gibi darbimeselleri de herkesin s k s k kullan birbirine benziyor"diken Gülün bekçisi ( ) ( ) ( ) Dul kiral k bo ev don (külot) S r yolda gamze(g z k rpma, g z ucuyla bakma, nazl nazl i aret etme) Mirtraly z, telgraf Hatar-azim(büyük tehlike)Güzel kad n hay r-dua Ucuz hizmet hissedar Koca iskelet nsan kanaviçesi korse (burada sütyen) Turunç mengenesi kur un tanesi Muharebe ekerlemesi; mücellit(kitap ciltleyen kimse) kitap terzisi mezar Son yatak mukaddeme( ns z, i e ba lama) El pmek mumya nsan çirozn nedamet(pi manl k) Vicdan haz ms zl Nikâh Bo anman n ns zü, ba lang c peder kitab n üstüne yaz lan yazar ad pire akac air S z kantarc s eytan Kad nlar n vefakâr dostu tarih kurt masal . Zü ürtledikçe eski defter kar t rmak türbe Aile dolab tokat Tesirli delil, belge bunlar n yan s ra bir de Frans zca-Türkçe, ngilizce-Türkçe gibi iki dilli argo lügatlar bulunmaktad r. Seyahat Jurnl adl ese inin bir k sm n n da yer ald bu kitapta Lehçetü'l Hakay k,23-50 sayfalar aras ndad r). ( ) ( ) ( ) UCUNCU B LUM III EDEB YATTA ARGO EDEB YAT -ARGO L K S Argo her ülkede, her dilde g rülen toplum içinde bir kesimin ya da beklerin Farkl bir biçimde anla may sa lamak amac yla olu turdu u zel bir dildir ( 9). Ki ilerin kendi aralar nda gizlice anla malar n sa layan bir "s zcükler toplulu u " olmas argoyu "kapal dünyalar n dili" haline getirir. Kumarhaneler; okul, hapishane, k a gibi kapal dünyalarda belli s n rlar içinde ya amak zorunda kalan ki ilerin; çevrelerine kendilerini yabanc hisseden insanlar n, e cinseller, uyu turucu kullananlar vb- çocuklar ndan gizli cinsellik, anne- baban n ba ba a kalmay planlad klar bir gezi vb. konularda- konu mak isteyen ebeveynlerin; retmenler taraf ndan anla lmas n istemedikleri bir konuda konu an rencilerin s k s k ba vurduklar bir araç, adeta bir s nakt r argo bu s nak ba kalar taraf ndan ke fedildi i an tüm zelli ini yitirir. Argo " dilin gizli rgütüdür(10). Bir toplulu un kültür zenginli ini g steren ve de i ken bir ze sahip s zcük da arc olarak da niteleyebilece imiz argo dilin yarat c l n g stermesi bak m ndan da nemlidir. Geli mi nükteli yap s ile de dikkati çeker. Bir toplulu un dünya ile ili kisi ne kadar geni ise, olu turaca argo da o denli zengin olacakt r. Amerikan argosu ( zellikle New York argosu) hemen hemen dünyan n bütün dillerinden dünç alan bir argodur. Büyük bir mparatorluk co rafyas na dayal olan Türk argosu da ayn zelli e sahiptir. Osmanl -Türk argosuna dünç veren diller aras nda Almanca, Arapça, uygurca, ngilizce, Romence, Romence, Rusça, Sanscritçe Slav dilleri gibi birçok ( ) ( ) ( ) dil say labilir.(12)Dünya ile ili kisi s n rlanan toplulu un, argosunu olu turan kelime da arc da zay flar. Edebiyat ile argo ili kisine gelince; edebiyat n malzemesi dildir. Argo da Victor Hugo'nun tan m yla "dilin içinde bir dil; bir çe it habis ur (excroissance maladive)"oldu una g re ister istemez edebi eserde yerini alacakt r. Edebi eserde argonun yüklendi i g revler k saca u ba l klar alt nda zetlenebilir: 1.Komik durum yaratma, yergi ve gülmece için ba vurulan bir kaynak (Karag z, ortaoyunu, halk tiyatrosu) 2.Günlük hayat yak ndan tan tmak, tespit ve tahlillerde realiteye uygunluk sa lamak amac yla gerçekçili in bir unsuru, otantik olman n bir g stergesi 3.Dilde yeni aray lar n bir simgesi, bir ba kald r , ya ayan iir diline ve kli elerine kar ç kma sekma ekli, bir kar anlam yaratma arac 4.Yabanc la man n, toplumdan d lanm l n g stergesi. Komik durum yaratma, yergi ve gülmece için ba vurulan bir kaynak olarak argoya Karag z ve ortaoyununda rastlar z. Tiryaki-Selamünaleyküm(Uyur) H h! Karag z-Aleykümselam uykucu baba.Hey bana bak,hem ehri uyuma be!.. T-(Kalkarak)sen sal ncakç m s n? K-Evet sal ncakç y m. T-Beni sallar m s n? K-Sallar m. Paran var m ? K- Gel bakal m (Bindirir) Bindin mi? T- Bindim. Haydi, salla bakal m. K- Yand ! T-(Heyecanla) Aman neresi yand ?(A a atlar) Neresi yand ? Neresi Yand ? K- Yani sallanmak bitti, ver bakal m paralar . T- düm koptu, yle yang n var gibi ba r rlar m ? ( ) ( ) ( ) (Karag z, Sal ncak Sefas Oyunu)(11) Bu rnekte sal ncakç lar aras nda farkl bir anlam yüklenerek kullan lan (yand ) kelimesi burada komikli i sa lamak için yararlan lan bir unsurdur. Realiteye sad k kalma maksad ile gerçekçili in bir unsuru olarak argodan yararlanma ise Türk yazarlar nda oldu u gibi tüm dünya edebiyat yazarlar aras nda da çok yayg nd r. XVI. Yüzy l deneme yazarlar ndan Montaigne denemelerini argo s zcüklerle süslemekten zel bir zevk duyar. "O lum Konu may okulda renece ine meyhanede rense daha çok ho uma gidecek" (J'aimerois mieulx que mon fils apprinst aux tavernes aparler qu'aux echoles de la parlerie) diyen Montaigne de halk için yazan ve denemeleri ile halk n felsefi e itimini üstlenen ve halka serbest dü ünmeyi reten bir dü ünürdür. Frans z edebiyat nda Victor Hugo Sefiller (Les Miserables), Notre Dame' n Kamburu(Notre Dame de Paris), Balzac Goriot Baba (Pere Gorit) ve Kaybolan Hayaller'(Les IIusions Perdues) isimli eserlerinde argoyu sokaktaki ya am n gerçek yüzünü yans tabilmek amac yla kullan rlar. 19. yüzy l n gerçekçi edebiyat nda argo kelimeler eserlerde genellikle italik olarak yaz l r ve dipnotlarda aç klan r, bir ba ka deyi le tercüme edilir. Victor Hugo sosyal gerçekçilik ak m içinde yer alan eserlerinde s k s k ba vurdu u argoyu "sefaletin, açl n, ç plakl n, ikiyüzlülü ün aras nda dola an korkunç bir dil (langue epouvantable)" olarak tan mlar. Ahmet Rasim'in Muharrir, air, Edip ve ehir Mektuplar adl eserleri de argo rnekleri bak m ndan zengindir. Halka hitap eden ve halk n ya am ndan kesitler veren bu eserlerde argo, halk n ya am na yak ndan tan k olma ve gerçekçi bir yakla m sergilemek amac yla kullan l r. Ay ca argonun daha ( ) ( ) ( ) çok toplumun alt tabakalar taraf ndan kullan ld dü ünülürse halk dili ile aras ndaki yak nl k ta dikkat çekicidir. -Makine nedir? Tabanca, blçak.... Bizim beylerin st lahlar n-dan..." (Ahmet Rasim, Fuh - At k) (13) -" yle olur olmaz makineleri yutmam." (Ahemt Rasim, ehir Mektuplar ) -Bereket versin ki soyunmad k! Birkaç tane daha parlad k parlatmad k, sokak taraf ndan kuvvetlie bir ksürük geldi......" - G rüyorsunuz ya.... ben st lah parlatmaya yalteniyordum." (Ahmet Rasim, Fuh - Atlk) (14). Gibi rneklerde "makine" silâh ve yalan olmak üzere iki ayr anlamda; "parlatmak" ise içmek anlam nda kullan l r. Türk Edebiyat nda Mehmed Akif, tasvirlerinde argoya veren argoya edebi de er kazand ran yazarlar m zdan birisidir. -Baba Arif -Sakall , gel bakal m.....Yana -Selâmün aleyküm -Otur biraz çakal m...... -Dimitri, hey, paras z geldi sanma, i te para! -Ey anlad k a kuzum..... - Sar be yolda m cigara. -Aman bizim baba Arif susuz mu içiyor! -Onun bi dalgas olmak gerek: Tünel geçiyor. Moruk kaç nc kedeh? imdi çek s zars n ha! (Meyhane, s. 32) (15) Onun için bo ad m. Sen i itmedin mi Halim? -Kad n Lak rd s girmez kula ma zati benim. Senin kar m dedi in adeta pabuç gibidir. Biraz vakit ta n r, sonradan de i tirilir. ( ) ( ) ( ) Kad n bu s zleri duymaz, tazallüm eylerdi; Herif mezar ta tavr yle sade dinlerdi. Aç ld a z nihayet, aç lmaz olsa idi! Ta p d küldü, içinden u lanet-i ebebi: -Cehennem ol seni h nz r orospu, git: Bo sun! -Ben anlad m i i: sen kom u, iyice sarho sun; Ay lt n z unu yahu! - li meyin! -B rak n! Herif ay ld m , bilmem, dü üp bay ld kad n! Mehmed Akif, bu sat rlarda meyhaneyi, bir batakhaneyi tasvir ederken bu mekânda bulunan ki ilerin mensup olduklar sosyal s n f n dilini kullanmaya-otantik olmaya/asl na uygun olmayazen g sterir Ayn tav r di er eserlerinde de g rülür. Akif, bu tavr n edebi musahabelerinde u s zlerle aç klar: "Avam aras nda muhaverder yürütmek mi istiyorsunuz? Halk n aras na kar n z; bir taraftan çenesi dü ük adamlar bilhassa Kocakar lar dinleyiniz. Bir taraftan da s ylenen s zleri edas yla, telaffuzuyla beraber zabtediniz. Vak'ay da siz malum, hakiki bir muhite naklediniz"(16). Bu anlay dünya edebiyat nda natüralizmin temsilcisi olarak nitelenen Emile Zola'n n eserlerine de hâkimdir. Realiteyi bir bilim adam tarafs zl ile i lemeyi amaçlayan yazarlarda kahramanlar n mensup olduklar sosyal s n f n dili ile konu turmak yayg n bir temayüldür. Zola'n n Meyhane (L'Assommoir) adl eserindeki bu tav r ile Mehmed Akif'in ayn ad ta yan iirindeki tavr paralellik g sterir. ( ) ( ) ( ) D RDUNCU B LUM HALK EDEB YATINDA ARGO T YATRO VE ARGO Geleneksel Tiyatromuzda Argo Ay cal kl bir s yleyi e ula maktad r. Ben argo s zcüklerin daha ziyade avam n da arc ndaki halini ha bulurum. Sayg s n rlar n zedelemeyen, asl nda küfürle de akrabal olmayan bu kelimeler, bir ekilde s k nt l . Ba ariyla devam eden sempozyumda "argo" üzerine çe itli konu malar dinledik. Argonun ne olup ne olmad n , kullan m alanlar , kullan m biçimlerini rendik. Kanaatim odur ki: argo kelimeler, kullan m yerine ve biçimine g re, kimi zaman küfre yakla makta, kimi zaman da ayr cal kl bir s yleyi e ula maktad r. Ben argo s zcüklerin daha ziyade avam n da arc ndaki hâlini haz bulurum sayg s n rlar n zedelemeyen ay nda küfürle de akrabal g olmayan bu kelimeler, bir ekilde s k nt l hayatlar n gülümsemeye ve ho lu a aç lan pencereleridir. Argo ayn zamanda, kullananlar aras ndaki gizli dayan man n ve kolay anla man n da bir yoludur. Kendine has esteti iyle edebiyat n içinde yerini alan argonun, hayat n aynas olan tiyatroda olmamas elbette dü ünülemez. Nitekim, biz Türk tiyatro metinlerini argo kelimeler bak m ndan tararken; iki ayr mecrada yürümek durumunda kald k. Birincisi; gelenekten gelen, halk n zekâ ve anlay n çarp c biçimde aksettiren yerli tiyatromuz Karag z ve Ortaoyunu kulvar ; di eri ise Bat tarz yla, yani 19. asr n ikinci yar s ndan sonra ülkemizde serpilen ve geli en asri, Avrupai tiyatro, Her ne kadar elinizdeki programda konu mam z,"Tiyatroda Argo" eklinde takdim edilmi se de ben konuyu "Gelenekli Tiyatromuzda Argo" eklinde s n rlamak istiyorum. Bu ekilde hem bana tan nan ( ) ( ) ( ) süreyi a mayaca m, hem de argonun en çarp c kullan m biçiminin rneklerini sizlere takdim edebilece im. Avrupa tiyatromuz konusunda s yleyece im eyler de var elbet. Bat tiyatrosu, kayna n n tesirini, üzerinde inad na ta yan, kendine has yaz l m ve sahneleme tekni i olan tiyatrodur. Avrupai tiyatroda argonun yeni daha ziyade realist ve realist tesi oyunlarda g rülür. Epik, Soyut ve ncü tiyatro türlerinin ülkemizdeki uygulamalar nda argo, ço u zaman duvarlar zorlayan küfürlü s yleyi lerle yan yana g rülür, yani argo ikinci plana itilerek küfür ne ç kart l r. Tiyatro uygulay c lar taraf ndan, hayat n tabii çehresini yans tt iddias yla seyirci nüne getirilen bu tarz, bizim seyredenimiz taraf ndan, hayat edepli ya ama dü üncesinden olsa gerekdo rusu ho kar lanmam t r. Gazete ve dergi sayfalar nda yer alan tenkit yaz lar da bunu g sterir. Bu yaz lardan birinde; dilin ve ahlak n s n rlar n zorlayan bir oyundan bahsedildikten sonra sahnelenen piyesin halk n protestosuna sebep oldu unu, makalenin yazar u f kra ile güncelle tirir: "Rahmetli Neyzen Tevfik Beyefendi bir tiyatroya gitmi ler..... Oyun berbat, bizimkilerin oyunu gibi felaket bir ey... Herkes ba lam protesto etmeye, sl klamaya. Fakat Neyzen Tevfik beyefendi alk l yormu ...... G renlerden bir tanesi a m ve sormu : Ustad herkes sl kl yor, yuhal yor, sen ise alk l yorsun, anlamad m bu i i? -Ben oyuncular alk lam yorum.... -Ya kimi alk l yorsun? -Isl k çalanlar , yuhalayanlar .(19). Tarz n uygulama a amas nda, kurallar n n d na ç k larak edepsiz hale getirilmesine ironik bir tepki olan bu f kra; günümüz tiyatro adamlar na da çarp c bir ele tiri rne idir. Zira argo ad na " rastgele ve hergele" küfrü n plana ç karan tiyatrolar n, bilhassa genç neslin dilini çok çabuk bozdu u, güzel Türkçemizin gençlerin a z nda sanki biraz da ( ) ( ) ( ) bilginli in gururu ve hakl l n duygusuyla-postmodernist anlay n kurban oldu u g rülmektedir. Hayat n gerçeklerinin tiyatroda akis buldu u do rudur; fakat gerçek zann yla takdim edilen"korkunç güzel, manyak iyi, acayip güzel" gibi tiyatro s ylemlerinin hayata tesirini nas l g z ard edebiliriz. Etik ve estetik aç dan oldu u gibi sosyolojik aç dan da tiyatronunbilhassa stand-up ad yla sergilenen ve gençlerin a z nda sanki bilhassa yayg nla t r lmak istenen-argo konu ma merak na olumsuz ve bozguncu tarzda katk da bulunmaya hakk olmad n dü ünüyorum. Argo kelimesinin, Türk Dil Kurumunun ne retti i iki ciltlik Türkçe S zlük'te iki anlam vard r. Birincisi(13):Kullan lan ortak dilden ayr olarak ayn meslek veya topluluktaki insanlar n kulland zel dil veya s z da arc ; di eri ise serserilerin, külhanbeylerin kulland s z veya deyim, eklinde. te bu ikinci tan m, bizim gelenekli tiyatromuzda, argonun en çarp c s z ve deyimlerini hayat n içinden çekip al r. Sosyal statülerin belirgin zelli ini ta yan tipler vas tas yla ilgili katmanlar n kültür ve hayat tarzlar içinde dil, ihtiyac olan kelime ve deyimleri kendili inden bulur. Ortaoyunu ve Karag z'deki de i ik kültür mensuplar n n konu malar içinde argoya en yatk n olan stanbul'da de i ik kültürlerin ortas nda ya ayan kas mpa al külhanbeyi tipidir. Sert bir mizaca sahip olan bu tip, arkada lar ile beraber yerel kültürün s z da arc na da sahiptirler. Ben bu s z da arc ndan-bilinen argo lügatlerine hiç bakmadan-Ortaoyunu ve karag z metinlerini tarayarak argo kelimelere ula maya çal t m. Bu kelimelerin nemli ve s k kullan lanlar n size takdim etmek için haz rl k yapt m. Fakat, kitap sayfalar nda gelenekli tiyatromuzun metinlerini okurken garip bir ey oldu. Tiplerin birer birer canland na ahit oldum. Hepsi de kanl canl yd . çlerinden, bu güne en Laz m olan tipi, külhanbeyini hemen yakalad m. kulland enteresan s z da arc n yetkili a zdan ( ) ( ) ( ) duyabilmeniz için onu huzurunuza getirmek istedim. Fakat, ne yapt ysam ikna edemedim onu. Bana;"sizin dünyan z sevgiyi ve ho g rüyü unutmu . Birbirlerinizi iyi dinlemedi iniz gibi istedi iniz gibi anlama keyfiyetini de zgürlük ad na ha ince kullan yorsunuz, bu da karga an z n as l sebebi" dedi ve ekledi:" imdi ben gelip bir iki laf ederim, beni de yanl anlars n z, sinirlenirim. Sonra salondakilere yaz k olur. Sayg s zl k etmek istemem".Bizim huzzar n dü ündü ü gibi olmad n anlat nca biraz insafa geldi, kendisinin i i oldu u için gecikece ini; haz rlad konu ma metnini benim nden okumam rice etti. Ben verdi i metni sizlere okurken, metni iyi dinleyen ve anlamaya çal anlar n muhayyilelerinde kendisinin çok çabuk vücut bulaca müjdesini de vererek h zla yan mdan uzakla t . imdi müsaadenizle külhanbeyimizin sizlere yaz lm bu mektubunu okumaya gayret edeyim. Sürçülisan edersem affola! Selamünaleyküm, iman m! Kitap sayfalar nda keyfimce dola rken siparlar dedi ki bir grup delif insan yavrusu brahim Uzümcü Salonunda toplanm seni bekliyor, âlemin raconunu anlatman için... Güya toplant Celal Bayar Vakf ve Dr. Metin Eri Bey a abeyimizin aynal himayelerinde yap l yormu . Sa olsunlar, rahmetlerolsun, eyvallah deriz, fes ç kart r z bu i e. Gerçi biz yle cafcafl konu may , aynal tmeyi beceremeyiz ama yine bir iki tek parlatal m bakal m. Olunra âleme piyastos edenler olursa, keyif duyar z. Zira biz, uçar lar severiz. Gerçi sizleri g züm bir yerlerden s r yor ama nereden imdi ç kartamad m. Sanki sizinle tarihi ve can s bir yak nl m z var gibi geliyor bana iman m. Ha ba tan s yleyeyim bizim âlemin g türüsü kul hakk de ildir. yle Baro'lar gibi bele e atlamay z. Yani biz yamuk i i sevmeyiz. Anafora tenezzül etmeyiz. Hele araklamak gibi ( ) ( ) ( ) huyumuz hiç yoktur. Haaa... Hakk m z olan verirlerse de yok demeyiz. Biz uçar delikanl y z. Delikanl dedi in s zünün eri olacak. yle gaco gibi k v rtmayacak. Arbede ç kt m aynas z n hakk ndan gelecek, tüymeyecek. C zlam çekmek yahut cavlay p mort olmak da yook. lye C ngal m ngal da dinlemeyiz. Bizim ç ngarda ç ngala yer olmaz zaten. Coriyi çektik mi mazaallah, ne kadar daldall s z eden Dasnik varsa, ya c zlam çekerler, ya da cicosur yavrular iman m. Yani mort olurlar. Mesela, geçen ak am kumkap 'da Birol'un piyizhanesinde balalarla oturduk, piyizleniyorduk. Bilmem neden bizim t rlil Ali'ye, yürük G ksel aynas z bir peniz att . Oradan bir ç ngar ba lad . Morto sirkaplar meydan ald . Birbirimize i ledik durduk. Bakt m i aynas z gidiyor, patburunlar uçland lar, enselenmemek için c zlam k rd k. Do ru peçize geldik. man m matiz pi ara girdi; Sipar o lan Baki, pusat odas na dald . Bu s rada t r l elil Ali, "arkam zdan keriz eden biri var" dedi. Bakt k d zgall denyonun biri bizi izliyor. Duvar n dibine yatm , iman m dikizde. Yaygarac , mar k, küstah, ars z, küfürbaz, yüzsüz, s rna k bu kazda l y , bir el pe revi ile ortam za al verdik. Maksad m z keçilerle koyunlar ay rmak. Enayi neye u rad n anlayamad iyi mi iman m?. Hele o d zgall surat na da iki mariz ekleyince, maydanozsuz kart pilaki, meseleye hasbi geçmedi imizi iyice anlad . Ba lad miyavlamaya, yalvarmaya: Ben ettim siz etmeyin a alar diye. Kar nda m mastor Matiz'le, d ngel Moruk, bana d nüp marizine uçlanal m m a abey dediler. Ben bi Kesik att m. Buras palanga de il ulan dedim. Aferin çocuklara iplediler beni, boyunlar n büktüler, sen bilirsin a abey,dediler.Oturduk kafa ütülemeye,bu arada kapaks z dünyam z da iyi olmu tu hani.Bir bakt m abi hayat m z nanay.Cepte mangiz de nanay.Mangiz uçlanacak kimse de yok aram zda. nan n bir an üzüldüm,hiç kokoz,t r l t r l,külhanbeyi olur mu diye.Yeni bir ( ) ( ) ( ) maraza ç karmak yerine biraz piyavlad m.Hemen akl ma bir manevra geldi. Mahalle bakkal m z suyabatmaz tirit Harun'a bir ano düzenlemeliydik. yi bir tuluat patlatabilirsek istediklerimiz toka edebilirdik. Adam tiran, elinden gelse bütün mahallelinin tiyizini tufalayacak. Asl nda bu adama ne yapsak yeridir. Bakmay n ak ll geçindi ine zostikin tekidir. Zulas nda her eyin en iyisi vard r. Velhas l laf urgan etmeyeyim, arkada lar çevreme toplad m. Sipsiyi dudaklar m n aras na al p dilimin ucuyla kâsesini hafif s k t rarak emerken; bir iki poz kestim ve t r s bir volta att ktan sonra racona uyup, yatak odas sesiyle, komer üyelerine arzbara geçtim: Arkada lar, iman m dedim; hagaragot bir ano düzenlemeliyiz suyabatmaz tirit Harun'a. Bu h rbo herif her ne kadar h mb l g rünüyorsa da durumu gargara etmemek laz m. Kalk gidelim i i de yapmayaca z. Katakoftiye de gerek yok, mantar üretmeyec iz, yani anlayaca n z ona mandepsi yapaca z. Benim bu di i gag m kar s nda keriz-ke tayfalar m n dikizleri aynala t . Oskilerin k rt s n duydular ya. Plan i lerse parsay toplay p nce hâbe edecekler; arkas ndan gi e i letmi de sipali patakozu kazanm lar gibi, do ruca piyizhaneye gidip; hatem ve panola e li inde kurulan tanyerde, kâseyüz orolo ve gacolarla piyizle ecekler. Oh gel geyfim gel. Bize gelince; girizde basarsak, tak l rsak, teklersek e er; teneke yuvarlam hay kolu gibi grand komik durumuna girip; kopan furilerin e li inde, kodesin kuyuntusunde filizlenece iz. Tatolarda çene yar t ran tenih Balamalar, Cudlar gibi ya anahtar verip kaynak yapaca m yahut da ergan edip gidinin pi bobu olaca z. Ama beni tan yanlar damdan korkmad m bilirler. Ben arkada lar ma lâf s yletmem, adam t lar m haa. Hem yle kar mdakinin vaziyetine g re t lar m ki (b ça n ucunu g stererek) bu kadar zula edersem üç ayd r cezas , yar s na kadar zula edersem üç senelik i , kabzaya kadar oturttum muydu dekapendidir. Anla ld m ? Neyse ki Samamiko imdad m za yeti ti de bizi ( ) ( ) ( ) ç züverdi. Kayarto soyguncudan uçland r papelleri yenidünyam za getirdi de biz de huzura erdik. Suyabatmaz tirit Harun'a bula mad k. Do ruca piyizhaneye gidip piyizi ufak do ray p yuvarlad k. Gerçi bu Todi delifi Samamiko'ya elbet bir gün biz de bir eyler toslayaca z. Bu dü üncelerle tam zamkinos yapacakken siz a abeylerimin ablalar m n daveti geldi. cabet etmezsek ay p olurdu. Bu karde iniz de aynen bu sempozyuma kendisi gelmese debele bir vekille icabet etti. Haa her ne kadar bele se de vekilim k yak adamd r, güvenirim ona. Hani bak yorum da içinizde bizim âleme dayan kl z rzop da pek yok gibi. Bir dakika... Bir dakika... Aha mesela urada oturan, yok anam sen de il arkandaki b y ks z, g zlüklü kel var ya, soskiroz iman m, i te orada oturan, tamam. Var yar o biraz bizden gibi duruyor. B y klar n yiyip, g zlük takmas na ra men tan d m galiba. Allah... Allah... Suyabatmaz tirit Harun'ne kadar da benziyor. Yaln z biraz yumu am m ne? Neyse ben daha fazla sat s yapmadan u arka kap dan zamkinos yapay m. man m benim. Hepinizi tekrar patalar ve soskirozlar m. Allah'a emanet olun. Nâm-1di er Kas mpa al Külhanbeyi Tuzsuz Deli Bekir ( ) ( ) ( ) Ba ka s ze gerek var m ? Hepinize beni dinledi iniz için te ekkür ederim. Metnin Lügatçesi Anahtar vermek Gelenekli tiyatroda Kullan lan deyim. Anafor Aç ktan al nan ey, Komi e nükte yapmas için bele . C zlanmak Bir yere s z Cicos Yok, hiç yok gitmek anlam nda yahut gidici yolcu. Basmak Yürümek, çekilmek, tehlikeye Cori B çak. Dü mek, aldanmak. C zülmek para vermek. Bele Zahmetsizce elde edilen para, e ya vs. Daldall Argo s z. Cafcafl konu ma ddial konu ma. Dasnik(Ermenice) Pezevenk. Cavla çekmek lmek. Dekapendi(Rumca)Onbe . C zlam çekmek kaçmak, savu mak. Delif Güzei. Denyo Ortaoyunu'nun al k, aptal, b n, Kayarto Zenci, cariye, halay k, Arap bac . Açmak. Cud Yahudi. Araklamak H rs zl k, yankesicilik. Cakmak çmek. Arbede Kavga. Cene yar t ma kavuklu va pi ekar' n Arzbar Konu ma. Konu my yar ma haline getirmesi Aynal Güzel, güzellik. Ya da alt duda buruna de dirme Aynas z K tü çirkin ka l nda. C ngal kavgada arabuluculuk etmek, eden Balama Rum. Kimse. Baro sahibi, patron, efendi. C ngar Maraza, kavga, gürültü etmek. ( ) ( ) El pe revi G lge oyununda tasvirleri Komer komisyor. De nekle oynatma anlam nda. Kurnaz Hilekâr. Enayi Aptal. Kuyuntu Kulis aral na verilen ad. Ergan etmek s rr meydana vurmak, if a Mandepsi Bir sihir maddesi, tuzak, oyun, Etmek. Dalavere. Filiz sal vermek Boynuzlanmak. Manevra Hile. Furi Alk . Mangiz bay lmak para vermek. Gaco kad n, dost, metres. Mangiz uçlanmak para vermek. Gag Bir nükteyi kapsayan s zlerin ya Mantar Yalan. Da durumlar n tamam . Maraza kavga,gürültü. ( ) h mb ltipi Denilo da denir. Kaynak yapmak s zü birbirine eklemek. D zgall Sakall . Kazda l Aptal. Dikizlemek Bakmak, seyretmek, Keçileri koyunlardan ay rma Beceriklileri G zetlemek. Beceriksizlerden ay rma. Dikizlerin aynala t g zlerin parlad . Keriz etmek Cirkefle mek, edepsizlik Di i konu mak veya di i s z etmek, hileli oynamak. Ortaoyu'nunda kavuklu'ya nükte Keriz havas k çekçe. Yapmas için laf açmak.,s z Keriz E lence,oyun. S ylemek. Ke Aptal, avanak, ahmak Dükkân Ortaoyununda 70cm. Kodes Cezaevi. Yüksekli inde iki alçak kanad bulunan Kofti yalan. yeri dekoru. Kokoz Paras z. Eklemek amar atmak. Kol Oyuncu toplulu u, trup. ( ) ( ) Hasbi geçmek nem vermemek. Panola Def. Hatem Zil. Papara para Hay Ermeni. Parsa Oyun aras nda oyuncudan toplanan H mb l Budala Para. H rbo Ahmak, budala, sersem, iri K y m adam Mek amar atmak. Pata ç karmak Selam vermek. N m Can m, kuzum, karde im. Patakoz Mecidiye. plemek Saymak, itibar g stermek. Patburun Zab ta, polis Kalk gidelim H rs zl k. Peçiz makat Ortaoyunu'nda ev anlam nda kullan l r. Kâse Güzel delikanl endam , k ç, Peniz etmek Haber vermek, bir s rr meydana ( ) Gargara etmek Yutmamak. Mariz Dayak atmak. Gidi pezevenk Giriz Oyun. Marizine uçlanmak Cullan p d vmek. Gi e i letmek G steri yoluyla sa lanan Matiz Sarho . Kazanç. Grand Komik Oyunda en komik olana Mastor Esrar sarho u. Verilen ad. Mortoyu çekmek, mortlamak lmek. Habe etmek kar n doyurmak. Moruk Sakall ihtiyar. Habe Ekmek. Nanay Yok, paras z, meteliksiz. Hagaragort Tanzimat tiyatrosunda Oski Alt n, ng liz liras . Ac kl oyunlar, tragedyalar için Palanga Oyun yeri, kale, tabya. Kullan lan s z. Pandili Def. ( ) ( ) Racon âdet, usul, nizam. Tiran K tü adam. Rol çalma Oyun ve konu ma s ras Tirit Bitkin, ya l adam. di er Oyuncudayken seyircinin Tiyiz, tiz Arka,k ç. Dikkatini Kendi üzerine çekme. Todi Cingene, k pti. Rol kesme Bir rolü gerekti inden daha Toka etmek Vermek. Büyük lçüde, abartarak, yapay bir Toslamak Vermek, demek. Konu ma ve a r hareketlerle oynama. Tufalamak Calmak, sirkat. Samamiko karag z'ün argodaki ad . Tulüat patlatmak Do maca oynamak. Satmak oyun unsurlar ndan birini Tüymek Kaçmak, savu up gitmek. Vurgulayarak belirginle tirmek. Uçar S f r numara külhanbeyi. Sipali Haketti i ücret. Uçlanmak Vermek, geri vermek. ( ) Katakofti Yalan, uydurma s z. C karmak. Pilaki Aptal, sersem, enayi. Pi ar Helâ. Pi bop Beberuhi. Tayfa Oyuncular. Piyastos etmek Yakalamak, enselemek. Teklemek Rolünü a r p duraksamak. Piyav Dü ün, dü ünce(?). Teneke yuvarlama Ucuz araçlarla seyirciyi Piyiz kaymak Rak içmek. Güldürmeye kalkanlar n tavr n Piyiz ret, rak . Belirlemede kullan lan argo deyim. Piyizhane Meyhane. Tenih Ermenice'den, yüzü boyal , yüz Piyizlenmek Rak içmek. Boyama. Poz kesme Oyuncunun g rüntüsünün T lamak B çaklamak. lçü D na ç karak n plana almas . T r l Paras z, zü ürt. Pusat odas Elbise dolab . gardrop. T r s K sa ad mlarla h zl yürümek. ( ) ( ) Tanyer Calg , ça anak, e lence. Zostik Geri zekâl . Tato G lge oyununun oynat ld Zula etmek Bat rmak, saplamak. Kahvehaneler. Pi bop Beberuhi. Tayfa Oyuncular. Piyastos eymek Yakalamak. Teklemek R lünü a r p duraksamak. Piyav Dü ün, dü ünce (?). Teneke yuvarlama Ucuz araçlarla seyirciyi Piyiz kaymak Rak içmek. Güldürmeye kalkanlar n tavr n piyiz ret, rak . Belirlemede kullan lan argo deyim. Piyizhane Methane Tenih Ermenice'den, yüzü boyal , Piyizlenmek Rak içmek. Poz kesme Oyuncunun g rüntüsünün lçü d na ç karak n plana almas Pusat odas Elbis dolab . Gardrop. Racon Adet, usul, nizam.. ( ) Sipar Genç â k. Ufak Do ra çkiyi az koy. Sipar Sigara. Urgan etmek Uzatmak. Soskiros Selâm. Volta etmek Gezelemek, gidip gelmek, Soyguncu Cengileri soyup giydirene uzakla mak. Verilen ad. Yatak odas sesi k s k, tutkulu, nazl ve Suyabatmaz Kayserili f s lt l kad n sesi. ak ak Pastav. Yenidünya Dekor parças , ev dekoru.1,5 ano Sahne. Metre yüksekli inde, iki, üç yahut d rt elil Fena, kavgac adam. Kanattan olu an paravana. orolo Genç, genç çocuk, tüysüz delikanl . Yuvarlamak çki içmek. Tak lmak Rolünü a rmak, unutmak Zamkinos kaçmak, savu mak, atmak, ve ya ata mak, s z atmak. Defetmek. ( ) ( ) ( ) 3.Kurumlar konu edinen tehziller: Yanl i leyen bürokrasinin ve devlet düzenindeki aksakl klar n s z konusu edildi i iirlerdir (meselâ bk. H. Suat Yalç n' n "üstüne" redifli tehzili). 4. Sosyal olaylar hakk nda düzenlenen tehziller: ç ve d siyaset, y neticilerin icraatlar , fakirlik, pahal l k, zamlar vs. bu grupta ele al n r (mesela bk. Orhan Seyfi'nin "su" redifli tehzili). 5.Kar k konulu tehziller: airin fazla serbest davrand ve akl na gelen her türlü aksakl konu edinerek yazd tehzillerdir ( msl. bk. Osman Cemal'in "gider" redifli tehzili). Türk edebiyat n n bütün zamanlar içinde en fazla tehzil Cumhuriyet d neminde yaz lm t r. Bu devir, divan iirinin tamam yle reddedilip yeni tarz iirlerin denendi i ve daha çok hece vezninin revaç g rdü ü yenilesme ça d r. Ancak yine de tehzil yazan airlerin hemen hiçbirinde divan iiriyle alay eden bir tav r yorktur. Bilakis fikirlerinin yay lmas nda bir araça olarak kulland klar için, klasik edebiyata sempatik ve optimist bir g zle bakarlar. En az ndan bunlar, divan iiri ve kültürünü çok iyi bilen, birço u aruza hâkimiyet sa lam usta mizahç lard r. Oysa gerçek divan airlerinden pek az bu vadide yürümü tür. Bunun en büyük nedenlerinden biri air Nabi'nin ( . 1712). Eyleme hezl ü mizah p e Dü ürür dostlar n end e Dostunu etme lat feyle fedâ Hakk- nan u neme i k lma hebâ Abdar olsa lat fe ho tur Lik bir semti yanar ate tir Hiç lat f deme ol s z okuna Ki ucu hatir- dokuna Beyitlerinde ne sürdü ü anlay t r. Mutlakiyet idaresinin ve sa lam inanç sisteminin hâkim oldu u o d nemler için tehzil bir ( ) ( ) ( ) fantezi say l yor, belki tehzil yazmaya gerek duyulacak da radikal dü ünceler belirmiyordu. Buna ra men klasik edebiyat m zda Heva mahlas n Kullanan iki air vard r ki ikisinin de say s z tehzilleri hezeliyat mecmualar nda kay tl d r. Bunlardan biri Kuburizade Abdurrahman ( .1715),di eri ise Sürui'dir( .1817). Yer yer iirdeki edep s n rlar n a an s yleyi lerin de g rüldü ü bu iki airin tehzilleri. D nda Güfti'nin ( .1677)Te rifatu' - uarâ adl manzum teziresi de nemli bir tehzil eseri say labilir. Eser, seksen alt airin birer iki er beyit ile tehzilinden ibarettir. Divan edebiyat nda tehziller iftiras z, garezsiz ve terbiyeli birer hiciv edas na bürünmü se de okuyucuda kesin kanaatler olu mas n sa layan edeb d s ylyi lere s k rastlan r. Sabit'in( .1712)Derenâme ve Berbername'si olsun, Vas f n ( .1824) Hubannâme ve Zenannâme'si olsun tehzil türüne yak n eserler olup gerçekten bir edebiyat anlay n n uza nda kal rlar. (tehzillerdeki bu dil mevzuuna daha sonra tekrar d nülecek ve argo üzerinde durulacakt r). nceleri ço unlukla gazeller tehzil edildi i halde Cumhuriyetten sonar halk edebiyat ürünlerinin veya hece ile yaz lm modern iirlerin de tehzil edildikleri g rülür. Buna ilaveten bir iirin içine m sralar katmak yoluyla da orijinal ekiller denenmi ancak klasik tehzil yan nda fazla k klü olamam t r. Cumhuriyet d neminde tehziller alt n ça n ya ar. Cok partili d neme geçi sürecinde, birçok air kar l kl tehzil yar na girmi tir. Bu tutum edebiyat n sosyal hayata her bak mdan aç lmas demektir. Ancak bu ortam haz rlayan artlar aras nda ülkenin çok sorunlu bir d nem ya yor olu unun etkisi oldukça fazlad r. ekil bak m ndan de ils bile fikir bak m ndan zgürce hareket eden tehzil airi, ortaya koydu u ele tirel manzume ile devrinin negatif bir aynas n seyirciye sunar. Bu aynada nice gizli profiller kolayca seyredilebilir. Toplum, ( ) ( ) ( ) kurum veya ki ilere y nelik suçlamalar n bulundu u tehzillerin bir k sm nda mahlas bulunmayabilir. Nitekim daha Osmanl lar d neminde de bu tür iirler yaz l rd . S z gelimi Keçecizade Ferik zzet Pa a hakk nda Nefinin ( .1635), Sanmam ki felek devr ile am u seher eyler Her vakian n ak betinden haber eyler Matlal me hur kasidesini tehzil yoluyla on üç beyit halinde kaleme alan air ad n zikretmez. iirin ilk beyti udur: Bir küp mesela bir semer üstünde yer sefer eyler Ya bir f ç ki çifte s r kla eyler Cumhuriyet d neminde fevkalade güzel tehziller yazan ünlü simalar aras nda Yusuf Ziya Ortaç(Cimdik) (1895-1967),Faz l Ahmet Aykaç(1884-1967), Hüseyin Kami(1878-1912),Halil Nihad Boztepe(18821949),Osman Cemal Kayg l (Balta) (1890-1945),Hüseyin Suat Yalç n(Gave)(1868-1924),Orhan Seyfi Orhon(Fiske)(18901972),Faruk Nafiz Caml bel(Camdeviren)(1898-1973),Necdet Rü tü Efe(C mb z)(1900-1969)gibi isimler say lbilir. O d nem kroniklerinde daha birçok airin ustaca yaz lm tehzillerine rastlan r. Tehzil sanat nda argo kelimelerin kullan l na geçmeden, argo üzerinde k saca dural m: "Toplumda belli bir gruba veya sosyal bir s n fa mahsus olan ve genel dilin koynunda asalak bir kelime hazinesi bulunan konu ma sistemlerine argo ad verilir. renci argosu, bal kç argosu, asker argosu, h rs z argosu gibi zel adlarla bilinen bu zel dillere biz yenisini eklemek istiyoruz: air argosu. Bu argo eb a r biçimde hiciyelerde g rülür. Tehzillerde ise asla pespaye külhanbeyi a z na sastlanmaz. Yani bu argo, edebiyat kelimesindeki pespaye külhanbeyi a z n rastlanmaz. Yani bu argo, edebiyat kelimerindeki edep s n r n a maz. Türk argosu büyük lçüde stanbul'da geli mi tir. Eskiden kas mpa a Galata, Be ikta , Usküdar, Kumkap , Karagümrük, ( ) ( ) ( ) Silivrikap gibi tulumbac l n bir te kilat olarak kendini g sterdi i semtlerde çalg l tulumbac kahvehaneleri bulunurmu . Devrin say l f rt nalar n n ve birçok air ile iir heveskâr n n u rak yeri olan bu mahfeller edebiyata fazla uzak de ildir. Semai kahvehaneleri ise ayr bir iir dünyas d r. Hele XIX. yüzy lda Tavukpa-zar 'ndaki tulumbac meyhanesi, argonun ihyas nda bir numaral mahfel olarak bilinirmi . Bu gibi yerler için baz ara t rmac lar "Buralara devam eden ehli keyiflerin gazelleri ve kasidelerinin i itildi ini" Dertli, Emrah, Gevheri, Bayburtlu Zihni, A k mer ve ara s ra Enderunlu Vas f'tan okunup çal nd n yazarlar. Argo, edebiyat n her devrinde kullan lm sa da eski d nemlerin s k takip ve kurallar , bu tür kelimelerin yaz ya fazlaca geçirilmesini engellemi tir. Buna ra men eski d nemlerden beri çe itli edebi eserlerde argo kelimelere rastlan r. S z gelimi Divanu Lugati't-Türk'te "oyuncak" anlam na gelen "oh agu" Kelimesi "kad n" (c.I,s.65); "çanak" kelimesi de "pu t"(c.I,s.503) anlam yla argola m olarak g rülür. Osmanl lar d nemine ait yaz l belge niteli inde bir argo s zcük risalesi olan Lehçe-i Külhani, yüz kadar argo kelimeyi içerir. Argo, iirde ifadenin zenginli ini, renklili in ve bütünlü ünü sa lamak için ba vurulan çarelerden biridir. Argoyu nazma d kmek, belki edeb sanat g stermek kadar maharet, airanelik ve ince zekâ ister. Argo, insan ruhunun derinli ini anlatmada ba vurulan etkili yollardan biridir. Nitekim air E ref gibi bir k s m ustalar, argo kullanmaktan zevk duyarak onu edebiyata mal etmek istemi lerdir. Ancak edebi argo, iire çe ni verecek dozdan teye geçmez. Bunun yan nda edebiyatlar n n geli mesi tamamlanm milletlerin air ve yazarlar n n, argo kullanmaktan daim kaç nd klar n g rüyoruz. Herhalde onlar bu dili kullanmak yerine bilmeyi ( ) ( ) ( ) tercih ediyorlar ve argoya, tam anlam yla ta gedi ine koymak için ba vuruyorlard . A a daki tehzil rnekleri. Konu veya ekil y nünden karakteristik zellikleri olan iirlerdir. iir Nabinindir: Derd-i serden nice âzâd olur ol tâife kim Bade nü eyleyecek yerde ho âb isterler Sen heman dildeki nak - hevesi mahv eyle Senden ey hace ne defter ne kitab isterler Hevâi'nin tahzili yledir: .Sanc dan k ta nice kurtulur ol taife kim Corba nü eyleyecek yerde ho ab isterler Sen hemân k ta çar ks z koma akirdleri Senden ey usta ne kalç n ne çorab isterler Hevâi'nin eyhülislam Bahâi'ye ( . 1654) ait, Da tt n hab- naz- yâri ey feryad neylersin Edip seyran-gehim yekser harâb- abad neylersin Beytiy ba layan ünlü gazele yazm oldu u tehzil de en az gazelin asl kadar me hur olmu ve okunmu tur. u beyitle ba lar: Da tt n arpa ve bu day m ey bad neylersin Edip harman-gehim yekser harâb-abad neylersin Küfri Bahâi ( . 1630), Nefi'nin, Bu küçük risale alfabetik tertip üzere bas lm t r. BK. R. Ekrem koçu. Patrona Halil ( stanbul, 1967), s. 60-62. Tuti-i mucize-güyem ne desem lâf de il m srayla ba layan ünlü gazelini Nefi'yi hedef alarak yle tehzil eder: Yâvegu za - siyâh m der isen lâf de il ( ) ( ) ( ) Tütiyem deme ki mir'ât- dilin saf de il Ulemâ dü meni bir hain-i bi-dinsin sen Ehl- dildir denilirse sana insaf de il Dehr tutmazsa nola yâve kelam n makbül Beli harmühre pesendide-i sarraf de il Girdi miftah- der-i genc-i hala çün eline Aleme herzeni bez eylesen itlaf de il Doludur nüsha- hicv ile derun- Nef "Tab'- yârân gibi dükkânçe-i sahhaf de il" Havai'nin Nabi'ye ait, Gülsitân- dehre geldik renk yok bü kalmam aye-endaz- kerem bir nahl-i dil-cü kalmam beytiyle ba layan bir dazelinin Edirne ehri hakk ndaki tahzili udur: Edrine ehrin geldik hay yok hü kalmam Gece çorbas ç kar bir belli kapu kalmam Câderin basm yine attarba orduda Tabla-i sad-hücre-i eczada darü kalmam Hep yayan n çatlam yolda hararetten dili Me k-i sakkâ-y yabanda içim su kalmam Kullan r yok imd besler çok küheylan atlar Hâne-i fariste zeyn ile teyeltu kalmam ( ) ( ) ( ) Pullu un satm bu gün etrâk olmu çift bozan Tarlalar battala çekmi resm-i tapu kalmam imdi kang izbeye etsin Hevâi ilticâ Hep y k lm k hne dükkân nda yapu kalmam Nedim'in, Haddeden geçmi nezaket yal u bal olmu sana Mey süzülmü i eden ruhsar- al olmu sana Matla yla ba layan gazeline Enderunlu Vas f, Musâhib Hatif Efendi için u tehzili kaleme alm t r: K rm z a boyas ruy-âl olmu sana Ek iyip bakkalda pekmez sonra bal olmu sana Nezle indikçe k n tahlil için dendan n n Bir saçak buzu k r lm som hilal olmu sana Pirpirilikten bak yye evde kakm bir yelek Eskiyip kirli astar destmal olmu sana A ar p kab d külmü za ra sanma Hatifâ Sen bir uncu beygiri kürkün çuval olmu sana Fuzuli'nin Hâs l m yok ser-i kuyunda belâdan gayr Garaz m yok reh-i a k nda fenâdan gayr matlali gazelini Hüseyin Suat Yalç n, "Gave Destan " ad alt nda tehzil etmi ir: Neduyarsan kalemim s yle riyâdan gayr ( ) ( ) ( ) Mesnedim kalmad dünyada asadan gay r Cald lar paltomu bir handa gelirken yolda Kalmad giyecek bir k hne abadan gayr Kimse âvâz- fak ranemi gu eylemedi Kald her yer kapal bab- r zâdan gayr O büyük meclise bir gün girelim biz orada "Ne ararsan bulunur derde devadan gayr âir Ualim Ufaz l mütebahhir doktor Ummetin hepsi o yerde cühelâdan gayr Ne kadar varsa bahad r ba kalpakl yi it Korku bilmez gibidir havf- Hudâ'dan gayr Hele ankâ-y maârif için Adnan Bey'den Kimse bir s z alamaz medh ü senadan gayr Ne maârif ki onun girdi i yerlerde hüner Renkten renge girer veznü-i hecadan gayr Atalay Bey ne zaman kürüye ç ksa duyar m Cümle elhan u makâmât nevadan gayr C nlat r kubbeyi lakin bulamazs n bir ey Gocuk alt ndaki etvâr u edâdan gayr Ba ka kimse hedef olmaz huteba s zlerine Zuafadan fukaradan uaradan gayr Bir Emin Bey var imi Eski ehir mebusu ( ) ( ) S z bulup s yleyemezmi meseladan gayr Dil uzatma one ey Gâve kilar ndan onun Ne gelir sonra bizim yurda hevadan gayr Bir gazel s yle bu mir-i keremin a k yla Titresin arz u sema ah- belâdan gayr Vatan n bo yeri yok kabr-i kazadan gayr Kazma bir ey bulamazs n ühedadan gayr Her k yün her kad n b ylece feryad ediyor "Kimse açmaz kap m bad- sabadan gayr Sana ey nazl vatan s yle ne yapt k bizler Bunca y l kahr u bela cevr ü cefadan gayr Yurdu kurtar da lâhi bizi sen ate e yak Ne gelir ba ka elimden bu duâdan gayr . ( ) ( ) ( ) ( ) D PNOTLAR 1-Ahmet Rasim Muharir eserleri. Birinci kitap. 12 yay nlar " ehir Mektuplar " stanbul 1989.5.11. 2-Ahmet Rasim. Muhbarir air Eserleri. kinci k ta. b1.12 yay nlar ."Fuh i atik" stanbul 1989. 5.17. 3- Ara t rmac Dr. zkul Cobano lu. Hacettepe Universitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat B lümü. Ankara "Argoya 4- Do an Aksan, her y nüyle Dil kurumu. c1.2.bask "Ankara1979".S.89 90 5-Dauzat 1938.Argot mad.S.12 6-Dauzat 1938. jargon mad.s.22 7- Doç Dr. zkul Coban o lu Hacettepe Univeritesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat B lümü. Ankara "Argo Uzerine Ara t rma"1999.5.67-69. 8-Doç Dr.Nevzat zkan. Erciyes Universitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk dili ve Edebiyat 9- Do an Aksan. Her y nüyle Dil Ana çizgilriyle dilbilim Türk tarih kurumu Bas mevi Ankara (1990) (5.80-93). 10-Ferit Devellio lu. Türk Argosu.6.bask . Aydin kitabevi."Ankara 1980" S.50-51. 11- Hulki Aktunç "De inmek 2" Türkçenin Büyük Argo s zlü ü yky stanbul 1998,5. 377. 378 12- Hulki Aktunç "De inmeler 2" Türkçenin Büyük Argo s zlü ü yky stanbul 1998.5.382 13-Muhittin Sevilen karag z stanbul 1969. 5.293-308. 14-Mehmet Akif Ersoy safahat Eski ve haifli Metinler Tenkidi Ne ir Birinci kitap haz Ertu rul Düzda 12 yay nc l k "meyhane" stanbul 1991.5.32 ( ) ( ) ( ) 15-Mehmet Gür "Mehmet Akif Ersoyun Edebiyat Anlay " vefat n n 60. y l nda Mehmet Akif Sempozyumu Bildirileri. Israryay nlar stanbul 1979.5.79-101. 16- Ergün G ze "Gerçekçili e Evet Edebsizli e Hay r" Tercüman 17 Haziran 1970.5.495. 17-Zeynep korkmaz. Türkçe S zlük. Türk dil kurumu yay nlar "Ankara 1992" 13-17 18-Zeynep Korkmaz. Türkçe S zlük, Dildilgisi ve dilbilim terimleri s zlükleri."Ankara" S.29 Kaynaklar 1. Abdülaziz Bey. O smanl Adet, Merasim ve Tabirleri l-ll. Cev. Kaz m Ar san, DuyguAr san Günay, Tarih Vakf yay nlar . stanbul,1995. 2. Ahmed Vefil Osmanî. Tab- cedid, Dersaadet: Matbaas ,1306. 3. Aktunç, Hulki. Türkçenin Büyük ArgoS zlü ü(Tan klar yla). Afa yay nlar :133.Afa S zlük: l, stanbul,1990;2. bask , YKY, stanbul,1998. 4. Alangu, Tahir. Calg l Kahvelerdeki Külhanbeyi Edebiyat ve Numuneleri. stanbul,1943. 5. Ali Bey. Lehçetü'l-Hakay k: Hakikatlerin Dili. Haz : emsettin Kutlu,Tercüman 1001 Temel Eser:32, stanbul:Tarihsiz.(Lehçetü'l- Hakay k' n yan s ra Ali Bey'in Kokona Yat yor, Misafiri stiskal,Ayyar Hamza adl eserleri ile. 6.Akaslan, Talat. Türk dili incelemelerinde s zcelemsel bir yakla ma do ru, dil dergisi, say 64,1998. 7. Aygün, Mehmet. Yabanc dil dersinde s zcük retimi ve s zcük da arc n geli tirme teknikleri, say 178,1999. ( ) ( ) ( ) 8. Akal n, ükrü Haluk, Prof.Dr. yüksek retimde Türkçenin retimi ve e itimi sempozyumu, A.U. T MER. Gaziantep ubesi.1998. 9. Aydo an, Bedri. Yüksek retimde türk dili dersi çevresinde Türkçe retimi üzerinde dü ünceler, Türkçenin retimi ve e itimi sempozyumu, A.U. T MER Gaziantep ubesi.1998. 10. Ak n, N. Yabanc dil retiminde kar la lan ba l ca sorunlar m z Nelerdir? Orta retim Kurumlar nda Yabanc Dil retimi ve Sorunlar içinde (Haz: .Demirel). TED. Yay nlar , Ankara. 11. Adal , Oya. Bilgilendirici metinlerin okunmas içinde yarat c toplum Ca da e itim. stanbul: C.Y.D.D.Yay nlar / cem yay nevi, 1993. 12. Bayr , Mehmet Halit. stanbul Argosu ve Halk Tabirleri. stanbul, 1934. 13. Bayr , Mehmet Halit. stanbu Folkloru. 2. bask , A. Eser yay nlar, stanbul, 1972. 14. Büreksi, Muhsin, Türk dilinin en büyük sorunlar ndan biri: dilbilimini retiminde yans mam olmas , dil dergisi, say :55 1997 15. Budek, Yusuf. E itimin programlar aç s ndan Avrupa ve türkiye'de yabanc dil retimi 1dil dergisi say :32,1995. 16. Cafero lu, Ahmet. "Erkilet Cerçilerinin Argosu." Türk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV (1952),s, 334-344. 17. Cafero lu, Ahmet "Kalayc Argosu."VI. blm. Anadolu A zlar ndan Toplamalar. Atatürk kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Dil kurumu yay nlar : 82, ankara, 1994,s, 187195. 18. Cafero lu, Ahmed. "Geygelli Y rüklerinin Kulland klar Gizli Dil."VII. blm. Anadolu A zlar ndan Toplamalar. Atatürk kültür, Dil ve Tarih Yüksek kurumu Türk Dil kurumu yay nlar :82, Ankara,1994,s, 196- 198. ( ) ( ) ( ) 19. Cotuks ken, Yusuf. Deyimlerimiz. 3ç bask , zgül yay nlar E itim ve retimde kaynak Kitaplar Sizisi: 2, stanbul, 1994. 20. Devrli, Hayati. 18. Yüz l stanbul Hayat na Dair Risale-i Garibe. Kitabevi, stanbul, 1998. 21. Devellio lu, Ferit. Türk Argosu: nceleme ve S zlük. Geni letilmi 6. bask , Ayd n Kitabevi yay nlar S zlük Dizisi: l, Ankara: Bozak Matbaas , 1980.(Di er bask lar : 1941,1945, 1955, 1959, Türk Argo S zlü ü ad yla 1970, 1980). 22. Demircan, mer. S zcük retimi ve Türkçe- ngilizce S zcük yap m Türleri Uzerine Bir Kar la t rma "Türk Dili Dergisi Dil retimi zel say s 379 Ankara, Türk Tarih Kurumu Bs mevi,1983. 23. Demirel, zcan. Yabanc Dil retimi, lkeler, Y ntemler, Teknikler. Ankara, usem yay nlar , 1990. 24. Do an, Temel. Yabanc dil retiminde s n fta Anadil kullan m . Say , 74,1998. 25. Demirel, . Türkçe program ve retimi. Ankara: usem yay nlar .1995. 26. Durak, M. Dilde Yans tma ve Türkçe'de Yüklemsel Eklerin Türk Dili Dergisi, N. 28. stanbul. 1992. 27. Diladar, A. "Dil diller ve dilcilik" internation Edition, Ankara, 1968. 28. Demirel, . Türkçe program ve retimi. Usem yay nlar 12 Ankara. 1995. 29. Demirel, zcan. Yabanc Dil retimi ve Sorunlar ( TDE Bilimsel toplant s , toplant bildirileri), 20-21 Haziran. TED Yay nlar , Ankara, 1983. 30. E mekaya, Demet. Toplum dilini, Namusunu korur gibi koruyor. Say , 76. 1999. 31. Eyübo lu, E. Kemal. On üçüncü yüzy ldan günümüze kadar üiirde ve Halk Dilinde Atas zleri ve Deyimler: Deyimler(Tabirler). kinci kitap, stanbu , 1975. ( ) ( ) ( ) 32. Freire, Paulo, Donaldo Macedo, okuryazarl k, s zcükleri ve dünyay okuma, çev: Serap Ayhan, Ankara. mge kitabevi,1998. 33. Güzel, Abdurrahman. Prof. Dr. E itim fakültesinde Türk Dili ve Edebiyat e itimi b lümü Anabilim dallar , Canakkale, 1997. 34. Gelibolulu Mustafa Ali. G rgü ve Toplum Kurallar Uzerine-Ziyafet Sofralar / Mevaidü'n- Nefais fi kavaidi'lMecalis. Haz. Orhan aik G kyay, Tercüman 100l Temel Eser, stanbul, 1978. 35. G kyay, Orhan aik, haz. Gelibolulu Mustafa Ali, G rgü ve Toplum kurallar Uzerinde Ziyafet Sofralar : Mevaidü'n-Nefais fi kavaidi'l- Mecalis. l: Metin, 2: S zlük ve Aç klamalar, Tercüman 100l Temel Eser, sanbul, 1978. 36. Gülensoy, Tuncer. "Darende' de Konu ulan Gizli Dil Uzerine Notlar. " n nü üniversitesi ll. Battal Gazi ve Malatya Cevresi Halk Kültürü Sempozyumu Tebli ler Malatya 19-21 Ekim 1987. sanbul, 1988, 136-139. 37. Goblot, Edmund. limler sistemi. çev. Fethi yücel. Ankara: Milli E itim Bas mevi,1965. 38. Güvenç. Bozkurt. nsan ve kültür. stanbul, Remzi kitapevi. 6.bask . 1994. 39. Güvenç. Bozkurt. Kültür Kuram nda Bütüncülük Sorunu Uzerine Bir Denem; Hacettepe Bas mevi,1970. 40. Hatibo lu, Vecihe. Dilbilgisi Terimleri S zlü ü. Türk Dil Kurumu yay nlar , Ankara, 1972. 41. Hiçy lmaz, Ergun. Eski stanbul Hayat : Yosmalarkabaday lar. Pera Orient yay nlar Eski stanbul Hayat Serisi: 2. stanbul, 1996. 42. Hüseyin kaz m kadri, Türk Lugat , marif matbaas . stanbul,1943. 43. Hengirmen, Mehmet. Türkçe'nin s z varl , say . 76.1999. ( ) ( ) ( ) 44. nan, Afet. Makaleler ve ncelemeler, Ankara Türk Tarihi Kurumu Yay nlar , 1968. 45. Kaptan Arkan, zdemir. Bryo lu: k sa Geçmi i, Argosu. 3. bask , leti im yay nlar 74, stanbul Dizisi 4, stanbul, 1993, 262+18s. (Kitab n di er bask lar : l. bask , Aybay yay nlar ,[ stanbul], 1988 2. bask leti im yay nlar , stanbul, 1989; 4. bask , leti im yay nlar , stanbul, 1994;5. bask , leti im yay n ar , stanbul, 1998). 46. Kaygili, Osman Cemal. Argo Lugat . ( Bu çal ma, 24 Temmuz-20 A ustos 1932 tarihleri aras t r Haber gazetesinde tefrika edilmi ve imdiye kadar bas lmam t r.) 47. Kay l , Osman Cemal. stanbulda Sema kahveler ve Meydan arirler . stanbul- Emin n Halkevi Dil, Tarih ve Edebiyat ubesi Ne riyat ll, stanbul, 1937. 48. Koçu, Re ad Ekrem. Patrona Halil: Devlet Gücünü Zedelemi Bir Serserinin Romanla - t r lm Hayat . Koçu yay nlar , stanbul, 1967. 49. Kutal, Gülay. Biz Duvar Yaz s y z. stanbul, 1993. 50. Karasar, Niyazi. Bilimsel Ara t rma Y ntemi: Kavramlar, ilkeler, teknikler. 6. Bas. Ankara. 51. Kavcar, C. Anadili E itimi Anabilim Dergis, say 1,1996. 52.K ran, Zeynel. Dilbilim Ak nlar , Erol Matbaas , Ankara, 1986. 53.Labov, W. (çev: Veysel k l ç) "dilin toplumsal ba lam içinde incelenmesi" Aksan, D. ( yay. haz) dilbilim seçkisi: günümüz dilbilimiyle ilgili yaz lardan çevirileri içinde,1982.Ankara. 54. Mikhailov, Mikhail. "Materiaux sur l' Argot et ler Locutions populaires Turc- Ottomans." Verlag von Edouard pfeiffer, Leipzig, 1930.(Morgenlandische Texte und Forschungen içinde, Herausgegben von A. Fischer.) ( ) ( ) ( ) 55. Olcay, Selahattin. Erzurum A z : nceleme- DerlemeS zlük. 2. bask , Atatük Kültür, Dil ve Tarih Yüksek kurumu Türk Dil kurumu yay nlar :581, Ankara, 1995. 56. Olcay, Selahattin, A. Bican Ercilasun ve Ensar Aslan. Arpaçay K ylerinden Derlemeler. 2. bask , Atatürk külyür, Dil ve Tarih Tüksek Kurumu yay nlar : 419, Ankara, 1988. 57. Oralis, Meral. Kültürleraras bir gezgin : "Aras ren" g steri, Almanya'da yazan Türkler" eki 144, stanbul.1992. 58. zdo an, Erdem. ngilizce-Türkçe Argo S zlü ü. nk lâp kitabevi, stanbul, 1986. 59. z n, Mustafa Nihat. Türkçe Yabanc Kelimeler S zlü ü. stanbul,1962. 60. zdemir, Emin. S zcük Cal malar . zlem-i Eski ehir.1978. 61. zarslan, Ersin. Yüksek retimde Türk Dili retiminde baz meseleleri, Türk dilinin retimi toplant s . Ankara Universitesi. E t. Bil. Yay:160,Ankara.1988. 62. zünlü, Unsel. Edebiyatta Dil Kullan mlar , Doruk Yay. Ankara 1997. 63. zdemir, Emir. Okuma sanat, nas l okumal , neler okumal . istanbul, ink lâp kitabevi 1983. 64. Püsküllüo lu, Ali. Türkçe Deyümler S zlü ü. Arkada yay nlar .Ankara, 1995,847 s. Saraç, Tahsin. Frans zca-Türkçe Argo S zlü ü. Ankara,1966. 65. Polat, Tülin. tekiler anlat yor", g steri, "Almanya'dan yazan Türkler" eki 144, stanbul 1992 makale. 66. Ruska, J.-T.G kmen, slam Ansiklopedisi, Milli E itim Gençlik ve Spor Bakanl Yay nlar ,10.cilt. stanbul. 67. Senemo lu, Nuray. Geli im renme ve retim. ( kuramdan uygulamaya) Spor Matbaac l k, Ankara1978. 68. Sebüktekin, H. Yüksek retim Kurumlar m zda Yabanc Dil zlenceleri. Bo aziçi Universitesi Yay nlar . 273, stanbul 1981. ( ) ( ) ( ) 69. Sezer, A. Türkçe retiminde dilbiliminin yeri: Dilbilim yaz lar 1990,39-50. 70. Sezer, A. Anadili retiminde dilbilgisinin yeri. Uygulamal dilbilim aç s ndan Türkçenin g rünümü. Ankara. Dil derne i yay nlar : 113-28,1994. 71. Sunel, Hamit. Yabanc Dil retimi ve yabanc dille retim " e itim fakültesi dergisi, say : 10,Ankara, Hacettepe üniversitesi yay nlar , T.D.K-1983"Dil retimi zel say s , Türk dili dergisi, say :379- 380. 72. im ek, Seyfettin, der. Argo Lügatçesi. Okay Yay nevi Ne riyat : 3, stanbul, 1958,19s. iraliyev, M. ." Azerbaycan'da islnen Argolar." Türk Dili Ara t rmalar Y l Belleten 1966(1967), s. 127-141. 73. emsettin, Sami, Kamus-i Turk-i, Ca r Yay nlar : 2 LugatlarDizgisi:1,3 Bask , stanbul 1989. 74. Topalo lu, Ahmet. Dil Bilgüsü Terimleri S zlü ü. tüken: 207, stanbul, 1989. 75. Türk Dil Kurumu. B lge A zlar nda Atas zleri ve Deyimler. l-ll, Atatürk kültür, Dil ve Tarih Yüksek kurumu Türk Dil kurumu yay nlar :331, Ankara,1996. 76. Türk Dil Kurumu. Türkçe S zlük: 1-2. 9. bask , Atatürk kültür, Dil ve Tarih Yüksek lurumu Tüak Dil kurumu yay nlar : 549, S zlük Bilim ve Uygulama Kolu yay nlar Türkçe S zlükler Dizisi: 1, Ankara, 1998. 77. Tezcan, Nuran. Yüksek retimde Anadili retimi. Türk Dili, Dil retimi zel say s , S:379-380.Temmuz -A ustos 1983. 78. Tokdemir, A.Dil Edinimi ve Yabanc Dil, Ankara, 1997. 79.Türk ne, Mualla. Eski Türk T oplumun Cinsiyet Kültürü, Ankara 1995. 80. T.D.K Türkçe S zlü ü, 2. Cilt, Türk Tarihi Kurumu Bas mevi, Ankara. ( ) ( ) ( ) 81. Türkay, Osman. Dünya Edebiyat da En Yeni Ak m, Somut iir. Cep Dergisi.20,1968. 83. Türk Dili Dergisi, Türk Dili ve Yaz m zel say s "Ankara. 1973. 84. Ta er, Suat. "Konu ma e itimi " ileri verleg. zmir 1992. 85. Urfal kemal Edip. Urfa A z . Atatürk kültür, Dil ve Tarih Yüksek kurumu Türk Dil kurumu yay nlar : 25, Ankara, 1991. 86. Yücel, Tahsin. S ylemeler çinden. Yap Kredi, stanbul, 1998. This document was created with Win2PDF available at http://www.win2pdf.com. The unregistered version of Win2PDF is for evaluation or non-commercial use only. This page will not be added after purchasing Win2PDF.