empati

Transkript

empati
EMPATİK İLETİŞİM
Psk. Pınar AKYILDIZ YİĞİT
GÜZEL DÜNYAMIZ MUHTEŞEM
GÖRÜNMEKLE BİRLİKTE….
Ne Yazık ki,
• Tarih boyunca hep çatışma ve savaşlara sahne
olmuş
Ve Ne Yazık ki,
• Kavgalar, anlaşmazlıklar hiç eksik olmamış..
Öyle ki,
• Artık günümüzde mutlu bir yuva kurmak için söz
vermiş karı-kocaların bile anlaşmazlık, şiddet,
boşanma ve cinayet gibi büyük sorunlarla karşı
karşıya olduğu bir dünyada yaşıyoruz
Günümüzde dünyamız artık küçük
bir köy gibi, toplumlar ve bireyler
yaptıklarıyla veya yapmadıklarıyla
birbirini etkileyebilmektedirler.
Eğer güven ve huzur içinde
yaşamak istiyorsak birlikte
yaşamayı öğrenmek zorundayız.
Belki bütün dünyayı değiştiremeyiz ama
kendimizden başlayarak aile, arkadaş, okul,
kısacası içinde yaşadığımız tüm toplumsal
çevremizin olumlu yönde değişmesine katkıda
bulunabiliriz.
''Herkes kendi evinin önünü temizlerse her yer tertemiz olur‘
Atasözü'
PEKİ
NEYE
İHTİYACIMIZ
VAR?
CEVAP
İletişim+Empati= EMPATİK İLETİŞİM
Empatik iletişim: En derin ve etkili iletişim şeklidir. Birbirini
seven, birbirinin ne hissettiğini hemen anlayan iki kişinin
yaşadığı iletişim tarzıdır. Uykusu geldiğini hisseder, başının
altına hemen yastık koyar.
Öncelikle İLETİŞİMİ Tanımlarsak;
İki kişinin duygu, düşünce ve bilgilerini
paylaşarak birbirlerini anlama süreci olarak
iletişimi tanımlayabiliriz.
İletişim süreci; iki insanın birbirinin farkına
vardığı andan itibaren başlar ve söylediği /
söylemediği, yaptığı / yapmadığı her şey
anlam kazanır, YANİ,
İletişim Sürecinde; bu önemli noktanın altı
çizilmek için;
İletişimde;
• % 55 BEDEN DİLİNİN,
• % 38 SES TONU VE ŞEKLİNİN,
• % 7 SÖZCÜKLERİN
etkili olduğu ifade edilir.
Sen elinle en kaliteli balı satıyorsun, ama suratın
sirke satıyor.
10
Madem ki, kişiler karşılaştıklarında
iletişim kaçınılmaz olarak
gerçekleşiyor; o halde amacımız
iletişimin ETKİNLEŞTİRİLMESİ
olmalıdır.
• ETKİLİ İLETİŞİM: İletmek istediğimizi karşımızdaki
kişiye amaçladığımız biçimde iletebilmek, isteneni
elde etmek ve beklenen tepkiyi oluşturmaktır
Etkili İletişimde BEDEN DİLİ ile ilgili birkaç ipucu…
• Yüz ifadeniz canlı ve dinamik olmalı. Pek çok
düşünceyi başkalarından sözel anlamda
saklayabilir, ama yüzümüzde saklayamayız.
• Sıcak ve güven verir nitelikte tebessümü asla
unutmayın. Çünkü gülmek bütün insanlar için
mutluluk vericidir.
• Donuk ve anlamsız bir yüz ifadesinden kaçının.
Savunduğunuz fikri düşünce ve beden olarak
önce siz benimseyin.
12
SES TONU
• İletişimde; düşüncelerin, duyguların ve
bilgilerin ifade edilmesinde söyleyiş tarzı,
sesin tonu, vurgu ve susmalar çok önemlidir.
13
SÖZCÜKLER ve İFADE BİÇİMİ
• İletişimde verilen mesajlar ne kadar açık ve
amacı belli olarak verilir ise alıcı tarafından o
denli net ve rahat bir şekilde anlaşılır. Alıcının
cevabı da o ölçüde açık ve anlaşılır olur. Bu da
iletişimin yanlış anlamaya yönelmeden
sağlıklı devam etmesini sağlar.
14
İletişimde açık olun
İzmir'den trene binen yaşlı teyze kondüktöre Ege şivesiyle
"Menimen'e gelence beni haber et yavrıım, unutma" der.
Gecenin ilerleyen saatlerinde kondüktör Menemen'i geçtiğini
farkeder etmez, yaşlı teyzenin Menemen'de ineceği aklına gelir ve
hemen makiniste gidip haber verir.
Makinist de, “gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda indiremiyeceğimize göre geri geri gideceğiz soran olursa ‘tren makas değiştiriyor’
deriz” diyor.
Yarım saat geri geri giderek Meneme'e geliniyor ve kondüktör teyzeye
gidip haber veriyor "hadi teyze Menemen'e geldik" diye.
Teyzem "sağol yavrıım "deyip çantasından hapını çıkarıp içiyor.
İletişimde açık ve net olun.
KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ VE DİĞER
UNSURLAR
KENDİNİ KABUL
• Kendini kabul; kişinin olumlu ve
olumsuz özelliklerinin her birini
objektif olarak tanıması ve kişiliğinin
bir parçası saymasıdır. Kendini kabul
eden kişi karşısındaki diğer bireylerle
başarılı iletişim kurabilir .
16
Saygı Duymama ve Anlayışla
Karşılamama
• Karşısındakine saygı duymama, onu
ve söylediklerini anlayışla
karşılamama durumu; onu bir kişi
olarak önemsememe, kabul etmeme
anlamını doğuracağından, karşıdaki
kişiyi savunma haline geçirir ve doğal
olarak iletişim bozulur.
17
Dolayısıyla, Önyargılarla Hareket Edilmezse ve
Olumlu Beklentiler İçinde Olunursa,
• İletişim sürecinin başlangıcında bireyler,
yargılayıcı, eleştirel ve imalı ifadelerden
kaçındıklarında, daha net ve anlaşılır
olduklarında ve özellikle de pozitif beklentilerle
hareket ettiklerinde yanlış anlama ihtimali
azalacaktır. Böyle bir iletişim sürecinde taraflar
kendilerini daha rahat ve güvenli
hissedeceklerdir.
18
Etkili İletişim Sürecinde İyi DİNLEYİCi
Olabilmek!
•
•
•
•
Duymak için susunuz
Dış etkilerden kurtulunuz
Konuştuğunuz kişiye bakınız
Ana noktayı arayınız(Acaba bana
ne söylemeye çalışıyor?)
• Diğer kişileri dinlerken onlara yönelip, baş
hareketleriyle dinlediğinizi belli edin, bu size
daha fazla saygı gösterilmesini sağlayacaktır.
• Dış görünüşünüze her zaman dikkat edin.
19
“Anlaşılma arzusu
sevilme arzusu
kadar şiddetlidir.”
John POWYS
“… milletlerin aynı biçimde
düşünmeleri gerektiğinden
söz edilemez; yalnız onlar birbirinden
haberdar olmalı, anlamalı…”
Goethe
“Doğuştan iyi dinleyici olanların sayısı azdır. İyi bir dinleyici
olabilmek için; bilinçli bir çaba ve yeni beceriler öğrenmek
gereklidir.”
Doğan Cüceloğlu
O HALDE; ÖNCE DİNLEYİN
VE ANLAYIN, SONRA
ANLAŞILMAYI BEKLEYİN!
• Her dağın kendine göre bir karı var derler. Evet, Ahmet Ağabey
selamımızı almamıştır. Çünkü üç gün önce düşüp kolunu kıran ve
olayın vahametinden dolayı hala hastanede gözetim altında
tutulan sekiz yaşındaki kızındadır aklı.
• Kardeşimiz lambayı kapatmaz. Bir gün sonra onun da başka önemli
bir sınavı vardır ve hala ders çalışmaktadır.
• Dostumuzu bizimle aynı doğrultuda düşünmeye ikna edemeyiz.
Bize fayda getiren, katma değer sağlayan gelişme onun için son
derece olumsuz bir durumdur ve maalesef sıkıntılı sonuçlara
gebedir.
• Velhasıl, iletişim kurma çabamız başarılı olamamıştır, çünkü
karşımızdakiyle aynı duygu ve düşünce düzleminde buluşamamış,
içinde bulunduğu durumu gözeterek, mesajlarımızı ona anlayacağı
ve kabul edebileceği bir ifade tarzıyla aktaramamışızdır. İşte bu
noktada algılama farklılıklarının iletişimi nasıl etkilediği ortaya
çıkmaktadır.
Etkili İletişim Sürecinde İYİ DİNLEYİCİ
Olabilmenin Yanı Sıra Dinleyicinin ALGI ve BİLGİ
KAPASİTESİ de Önemlidir!
Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır.
MEVLANA
•Duymak istediği
•Düşündüğünüz
•Duyduğu
•Söylemek istediğiniz
•Anladığını sandığı
•Söylediğinizi sandığınız
•Anladığı
•Söylediğiniz
Açık ve net olmayan,
Bir ülkede insanlar arasındaki
Zamanlaması yanlış,
iletişimin nasıl olduğunu
Muhatabı yanlış,
öğrenmek istiyorsanız o
Mekanı ve biçimi yanlış, ülkenin trafiğine bakacaksınız
diyor Doğan CÜCELOĞLU
İletme aracı ve tarzı
Bizim ülkemizde sanırım
yanlış olan
durum açık.
her iletişimin sonu
DRAMLA biter…
23
Özetle Etkili İletişim için;
• Uygun dil seçmek
• Açık ve doğru mesaj vermek
• Saygı duymak, güven vermek
• Göz teması sağlamak
• Beden diline dikkat etmek
• İki yönlü iletişim kurmak
• Geri bildirimde bulunmak
• Dinlemeyi öğrenmek
• Empati kurmak
EMPATİ KURMAYI BAŞARABİLMEK!
• Bizim sosyo-kültürel hayatımızda empatinin karşılığı olarak “diğergamlık”
kelimesi kullanılır. Halk arasında “beni anla, anlayışlı ol” vurgusunun
yapıldığı “anlayışlı olmak” ifadesiyle karşılık bulur.
“Bir anlaşmazlık olduğunda, muhatabınızın
ayakkabılarını giyerek soruna bakın!”
Kızılderili atasözü
Nasrettin Hoca bir gün eşeğinden düşer ve acıyla
kıvranır. Başına toplananlar “Hemen bir doktor
çağırın…” diye bağrışırken, Hoca, “Bana doktor
değil, eşekten düşmüş birini bulun...” diye bağırır.
Karşındakinin Yerinde Olmak
• Judie Paxton isimli Amerikalı bir öğrenci ortaokul sıralarındayken bir
arkadaşı ile tartışmaya başlar; kısa bir süre sonra bu tartışma büyür
ve kavgaya dönüşür; "ben haklıyım, sen haksızsın" derken
dövüşmeye başlarlar ve sınıf öğretmeni olaya el koyar. Tüm sınıf
arkadaşlarının gözü önünde Judie'yi bir sıraya, diğer arkadaşını da
tam karşısındaki diğer bir sıraya oturtur öğretmen. Aralarına bir
masa ve masanın üzerine de bir nesne koyar ve sorar "bu nesne ne
renk ?" Judie, siyah diye bağırır, karşısındaki çocuk beyaz
diye...Tekrar bir tartışma başlar çocukların arasında; öğretmen sınıfa
sessiz olmalarını işaret eder ve bir müddet Judie ile arkadaşının
tartışmasını izler. Tartışma büyümeye başlayınca, Judie ve
arkadaşının yerlerini birbirleriyle değişmesini isteyen öğretmen
"şimdi söyleyin ne renk" diye tekrar sorar. Her iki çocuk da ağızları
açık, şaşkınlıktan bir müddet konuşamazlar. Çünkü nesnenin bu
sefer Judie'ye bakan kısmı beyaz; diğer tarafı siyahtır"
Serçe masalında empati
• Göğsü kınalı serçe, gök
gürlemesinden çok korkar,
“gök gürlediğinde kırk
kantar yağım eriyor”
dermiş.
• Bir gün birisi demiş ki; “Sen
kendin beş dirhem
gelmezken nasıl oluyor da
kırk kantar yağın eriyor?”
• Bunun üzerine serçe şöyle
karşılık vermiş: “Herkesin
dirhemi de kantarı da
kendine göre”
Ana Fikir:
Her insanın, hatta her canlının
olaylara kendine özgü bir bakış açısı
vardır. Dışarıdan bakarak bunu
göremeyiz. Kendimizi
karşımızdakinin yerine koyup
olaylara onun gözüyle bakabilirsek
onun duygularını, düşüncelerini
anlayabiliriz.
EMPATİYE NEDEN
İHTİYACIMIZ VAR?
Çünkü,
Günlük hayatımızda birbirimize
ve çevremizdeki insanlara
karşı duyarlılık, hoşgörü ve
yardımlaşma gibi değerlerden
gittikçe uzaklaşmış olmamız
önemli bir sorun!
Çünkü,
Egoist ve narsist eğilimlerimizi azaltarak,
iletişim ve düşünme becerilerimizi,
duyarlılıklarımızı geliştirmeyi istiyoruz.
• Çünkü, okulda,
işyerinde, sokakta
bilerek veya
bilmeyerek,
arkadaşımıza,
kardeşimize,
çalışanımıza, eşimize
ve diğer insanlara
karşı acımasız,
alaycı, kırıcı söz ve
davranışlarda
bulunabiliyoruz.
• Çünkü, aslında insan
yaratılışı gereği
merhamet,
yardımseverlik,
hoşgörü, diğer
insanları düşünme,
sevgi gibi pozitif
özelliklere yatkındır.
Bu nedenle zayıflayan
veya silikleşen bu
özellikleri bulup
çıkarmak hayati
öneme sahiptir
Hedef…
Empati kurmayı öğrenmekle, başkalarının
acı, sıkıntı ya da mutluluklarını fark edebilen,
durumu daha iyi yorumlayarak sözel ya da
bedensel yardım ile karşılık verebilen
bireyler yetiştirmektir.
EMPATİ NE DEMEKTİR?
• Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin
yerine koyarak olaylara onun bakış
açısıyla bakması, o kişinin duygularını
ve
düşüncelerini
doğru
olarak
anlaması, hissetmesi ve bu durumu
ona iletmesi sürecine "empati" adı
verilir.
• Empatinin en önemli basamakları
sevmek, değer vermek ve paylaşmaktır.
Diğer Bir İfadeyle EMPATİ…
• Başkalarının inanç, arzu ve özellikle
duygularını, onlara kendi
inançlarımızı telkin etmeden
anlayabilmek, başkalarının iç
dünyalarını okuyabilmek, ötekini
duymak, ötekinin acısını ruhunda
hissetmek, hemhal olmak demektir.
• Empati sadece duygu değil, anlama, düşünme,
hissetme ve iletme biçimi olarak da kabul edilir.
Empati insanlar arasındaki psikolojik köprüdür ve
psikolojik bağ oluşturur.
• Bu nedenle örneğin, duygusal sağırlık ve körlük
anlamına gelen otistiklerde empati yoksunluğu
vardır. Otistiğin yanında birine işkence yapılsa, ne
acı çeker ne de umursar. Çünkü onun çektiği acıyı
fark etmez, hissetmez.
• Yukarıdaki empati tanımı üç temel öğeden
oluşmaktadır. Bir insanın karşısındaki kişi ile
empati kurabilmesi için gerekli olan bu öğeleri
şöyle sıralayabiliriz:
HERKES HAYATI KENDİ GÖZLÜKLERİNDEN GÖRÜR
• 1) Empati kuracak kişi kendisini
karşısındakinin yerine koymalı,
olaylara bakış açısıyla bakmalıdır.
Her insan gerek kendisini gerek
çevresini, kendisine özgü bir biçimde
algılar; bu algısal yaşantı özneldir
(subjektiftir); kişiye özgüdür. Yani her
insan dünyaya, kendine özgü bir bakış
tarzıyla bakar. Eğer bir insanı
anlamak istiyorsak, dünyaya onun
bakış tarzıyla bakmalı,
gerçekleştirmek için de empati
kurmak istediğimiz kişinin rolüne
girmeli, onun yerine geçerek adeta
olaylara onun gözlüklerinin
gerisinden bakmalıyız.
“Aynı şeyi neden farklı gördüğünüzü anlamaya çalışmazsanız, bu kez birbirinizi yargılamaya başlarsınız.”
Zig ZIGLAR
• 2) Empati kurmuş sayılmamız
için, karşımızdakinin yalnızca
duygularını veya yalnızca
düşüncelerini anlamış olmak
yeterli değildir. Önemli olan,
karşımızdaki kişinin duygularını
ve düşüncelerini doğru olarak
anlamamızdır.
3) Empati tanımındaki son öğe ise, empati kuran
kişinin zihninde oluşan empatik anlayışın, karşıdaki
kişiye iletilmesi davranışıdır. Karşımızdaki kişinin
duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak
bile eğer anladığımızı ifade etmezsek empati kurma
sürecini tamamlamış sayılmayız.
Karşımızdaki insanlara empatik
tepki vermenin iki yolu vardır:
Yüzümüz ve BedenimizYüzümüzü/bedenimizi
kullanarak onu anladığımızı
ifade etmek. Empatik tepki
vermenin en etkili yolu
herhalde bu ikisini birlikte
kullanmaktır.
EMPATİ NE DEĞİLDİR?
• Karşımızdaki kişinin rolüne girerek
empati kurduğumuzda, o kişinin
rolünde kısa bir süre kalmalı, daha
sonra da bu rolden çıkarak kendi
rolümüze geçebilmeliyiz. Aksi halde
empati kurmuş sayılmayız.
Karşımızdaki ile özdeşim kurmak
(ona benzemek) sempati kurmak
anlamına gelir ki, empatiden farklı
şeylerdir.
Empati karşımızdaki ile özdeşleşmek,
ona benzemek, sempati duymak değildir
EMPATİNİN SEMPATİDEN FARKLILIĞI…
• Empati kurduğumuzda
karşımızdakinin duygu ve
düşüncelerini doğru anlamak
esastır, ama aynı duygu ve
düşüncede olmamız anlamına
gelmez.
• Bir kişinin kendisini
karşısındaki kişinin yerine
koyarak olaylara onun bakış
açısıyla bakmasıdır.
• Bu durumun karşı tarafa
iletilmesi sürecidir
•İnsanın sahip olduğu duygu ve
düşüncelerin aynısına sahip
olmak demektir. Karşımızdaki
kişiye sempati duyuyorsak,
onunla birlikte acı çekeriz ya da
seviniriz.
• Kendimizi sempati
kurduğumuz kişinin yerine
koymamız ve onu anlamamız
şart değildir; sempatide
"yandaş" olmak esastır.
•Anlamış olalım ya da
olmayalım, karşımızdakine hak
vermek söz konusudur.
EMPATİ, BU AĞLAYAN İNSANLARI GÖRDÜĞÜNDE
AĞLAMAYA BAŞLAMAK DEĞİLDİR. ONLARIN NİÇİN
AĞLADIKLARINI ANLAMAYA ÇALIŞMAK VE ARDINDANDA
UYGUN TEPKİYİ VERMEKTİR.
• Örneğin, ders çalışmaya karşı sıkılmış ve isteksiz
görünen resimdeki öğrencinin yerine kendinizi koyup,
siz de aynı duygular içine girebilirsiniz ki, buna sempati
diyoruz.
• Empati, o öğrencinin içinde bulunduğu duyguları
hissetmekle birlikte onun bu psikolojide olmasının
nedenini de doğru anlama ve anladığımızı da eğer aynı
ortamdaysak ona bunu aktarma sürecidir.
Örneğin; sağlık personelinin, her hasta ve hasta yakınının
duygularını aynı şekilde yaşaması her zaman mümkün
değildir, zaten ruh ve beden sağlıkları açısından
düşündüğümüzde şart da değildir; fakat bununla birlikte,
muhatabının acı, üzüntü, sıkıntı içinde olduğunu anladığını
karşısındakine sözlü ve beden diliyle aktarabilmesi beklenir
ki, eğer bu yapılırsa empati süreci gerçekleşmiş olur.
Koyduğunuz tanıyı
söylerken, sesiniz ve
yüz ifadenizle benim
için üzüldüğünüzü
gösterdiğiniz için size
teşekkür ederim.
Lösemili bir hasta
17.5.2003
EMPATİNİN BASAMAKLARI
Birinci Basamak: Empati yapacak olan kimsenin nötr olması gerekir. Yani dinsel,
ırksal, bölgesel, cinsiyet gibi konularda önyargısız olmalıdır. Bir doktor,
Hipokrat yeminine göre ayrımcılık yapmadan tüm hastalarıyla aynı düzeyde
ilgilenmesi gerekmektedir.
İkinci Basamak: Aktif dinleyici ve soru soran olabilmek vardır. Bunu gösteren
başını sallamak, gözlerinin içine bakmak, “şunu anladım, böyle mi demek
istiyorsun” gibi sorularla göstermesi gerekiyor.
Üçüncü Basamak: Karşıdaki kişiyle yer değiştirilir. Empati de bu aşamadan
sonra başlar. “Ben onun yerinde olsam ne hissederdim, nasıl acı çekerdim,
ne yapardım” sorularıyla o kişinin yerine geçici olarak kendisini koymaya
çalışmaktır.
Dördüncü Basamak: Kabullenici olmaktır. Artı ve eksileriyle, olumlu-olumsuz
yönleriyle karşı taraf, her şeyiyle kabullenir.
Beşinci Basamak: Çözüm üretici olmak gerekir. Empati kurulacak kişinin sorunu
için çözüm üretilir. Kişiye davranışlarıyla ilgili açıklama yapılır.
Altıncı Basamak: Karşıdaki kişiye rehber olunur. Yani yol gösterici olur, fikir
verilir, seçenekler sunulur.
EMPATİNİN DÜZEYLERİ
Onlar Basamağı
Bu basamakta tepki veren kişi karşısındaki kişinin
kendisine anlattığı sorun üzerine düşünmez, sorun
sahibinin duygu ve düşüncelerine dikkat etmez, bu soruna
ilişkin kendi duygu ve düşüncelerinden söz etmez. Sorunu
dinleyen kişi, sorun sahibine öyle bir geri bildirim verir ki,
bu geri bildirim, o ortamda bulunmayan üçüncü şahısların
(toplumun) görüşlerini dile getirmektedir. Bu basamakta
tepki veren kişi, birtakım genellemeler yapar, atasözleri
kullanır.
ÖRNEĞİN; Haksızlığa uğradığından dolayı kendini kötü
hisseden kişiye, “üzülme, ‘ne demişler; alma mazlumun
ahını çıkar aheste aheste” diyerek teselli etmesi..
• Ben Basamağı
Bu basamakta empatik tepki veren kişi,
benmerkezcidir; kendisine sorununu anlatan kişinin
duygu ve düşüncelerine eğilmek yerine, sorunun
sahibini eleştirir, ona akıl verir; bazen de kişiyi kendi
sorunlarıyla başbaşa bırakıp kendinden söz etmeye
başlar. Örneğin "ben" basamağına uygun empatik
tepki veren bir kişi, dinlediği sorun karşısında
"üzüldüm, aynı dert bende de var" der ve böylece
sorun sahibini sorunuyla yüzüstü bırakıp kendi
sorunlarını anlatmaya başlar. Ben basamağında
empatik tepki veren kişi, karşısındaki insanı bir
ölçüde rahatlatabilir.
• Sen Basamağı
Bu basamakta empatik tepki veren bir kişi, kendisine
sorununu ileten kişinin rolüne girer, olaylara o kişinin
bakış açısıyla bakar. Yani kendisine iletilen sorun
karsısında, toplumun ya da kendisinin düşüncelerini dile
getirmez, doğrudan doğruya karsısındaki kişinin duyguları
ve düşünceleri üzerinde odaklaşarak, o kişinin ne
düşündüğünü ve hissettiğini anlamaya çalışır.
ÖRNEĞİN; Haksızlığa uğradığından dolayı kendini kötü
hisseden kişiye, “kendini kötü hissetmen normal, senin
gibi, başkalarının hakkına, hukukuna hassasiyetle yaklaşan
birinin bu tür olumsuz duygular yaşaması doğal. Bununla
birlikte, uğradığın bu haksızlığı giderme konusunda sana
yardım etmek isterim. Nasıl yardım edebilirim? Bunun
üstesinden nasıl gelebiliriz?
Empatiyi Gerektiren Meslekler
Empatik kişiler, insanlara yardım etmenin
önemli olduğu alanlarda daha başarılı olurlar.
İletişim bilimci, sosyal bilimci, halkla ilişkiler,
sosyal hizmet alanları ve öğretmenlik,
hekimlik, hemşirelik, gibi meslekler
empatinin ve iletişimin öne çıktığı
mesleklerdir. Empati yoksunu kişiler bu
alanlarda başarılı olma ihtimalleri çok
düşüktür.
Empatiyi Azaltan Meslekler
İstihbaratın, savaşmanın, askerliğin,
savcılığın, avukatlık, mücadelenin olduğu
mesleklerde empati zarar görür. Bu
mesleklerin doğasında şüphe, zarar verme
ve görme gibi özellikler olduğundan bunlar
empatiyi azaltır, bazen de yok eder.
Savaşlarda merhametsizleşen, acıma
duygusunu kaybeden, sadistleşen kişilerin
olduğu bilinen bir durumdur.
ÇEVREYLE EMPATİ
HAYVANLARLA EMPATİ
63
SONUÇ
Empatinin temelinde karşısındaki kişiyi
dinleme vardır. Dinlemek sanıldığı kadar
kolay bir iş değildir. Eleştirmeden,
yargılamadan, nasihat etmeden dinlemek
karşıdaki kişiyi rahatlatır. Çünkü anlaşıldığını
hissetmek karşımızdaki kişinin bizi dinlediğini
hissetmemize bağlıdır. Günlük yaşamda
empatiyi tutum haline getirmeliyiz.
Gerçek Erdem, senden olana değil senden
olmayana gösterdiğin anlayış ve empatide
yatar.
Empati kurmanın faydaları şunlardır:
1.Bize yapılmasını istemediğimiz tutum ve davranışları başkalarına
yapmamızı engeller. Örneğin, bir arkadaşımıza kötü lakaplar takarak
alay etmeyiz, çünkü kendimizin o şekilde çağrıldığımızda nasıl
olumsuz duygular içine girebileceğimizi düşünebiliriz. Böylece
karşımızdakine karşı saygılı olur ve ona değer verdiğimizi göstermiş
oluruz.
2.Karşımızdaki kişiyle ilgilendiğimizi ve onu anladığımızı gösterir,
böylece bizimle konuşmaktan hoşlanır ve bize daha çok açılırlar. O
kişi ile olan samimiyeti, duygusal açıdan daha önemli noktalara
çekebiliriz
3.Yanlış anladığımız bir durumda, kişiye yanlış edindiğimiz bilgileri
düzeltme hakkını vermiş oluruz ve böylece muhtemel iletişim
kazalarından korunmuş oluruz.
4.Yardımseverlik davranışını ve toplumsal duyarlılığı artırır.
5. Dinlerken, konuşan kişinin, olduğu gibi kabul
edildiğini hissettirerek, güvenini kazanır ve
kendini bize daha yakın hissetmesini sağlamış
oluruz.
6. Önyargılarımız azalır, herkesin anlaşılabilir
olduğunu fark ederiz.
7. Bütün bunların sonucunda anlamlı ve daha
samimi dostluklar kurarız.
8. Toplumsal empati, hukuka güven ve saygıyı
güçlendirir, böylece adaletsizlik ve kaostan
uzak bir toplum içinde yaşama fırsatı doğar.
Empati kurabilen bireylerin çoğalması
dileğiyle…
Teşekkür eder, saygıyla selamlarım.

Benzer belgeler

EMPATİ ve İLETİŞİM

EMPATİ ve İLETİŞİM İstihbaratın, savaşmanın, askerliğin, savcılığın, avukatlık, mücadelenin olduğu mesleklerde empati zarar görür. Bu mesleklerin doğasında şüphe, zarar verme ve görme gibi özellikler olduğundan bunla...

Detaylı