Rüyalar üzerine - Atlantis

Transkript

Rüyalar üzerine - Atlantis
RÜYALAR ÜZERİNDE DENEME
Yazan: Haydar Aksakal
Rüya bir iletişim şeklidir. Bu iletişim teknolojisinin, insan vücudunda nasıl çalıştığının
bilinmesi zaman alacak. Onu, bir tek cümle ile tarif etmek oldukça zor. Tüm insanlığın bildiği
bir şeyi de tarif etmeğe gerek yoktur. İnsanlar rüya konusunda ikiye ayrılmışlardır. Rüyalar
üzerine, henüz son söz de söylenmiş değildir.
Evrendeki tüm varlıklar birbiriyle bilgi alış verişindedir. Beynimiz bu bilgileri, uykumuzda
görüntüler halinde yansıtır. Rüya, insanın kendi iç dünyası ve çevresi ile bir iletişim halidir.
İçimizdeki ve çevremizdeki gizler, rüyamızda doğrudan doğruya veya semboller olarak ortaya
çıkar. Rüyalar, bilim adamlarından çocuğa kadar, tüm insanların ilgisini çeken bir sorun
olarak çözüm beklemektedir. İnsanlar, bilimsel olarak rüya sorununu çözmek yerine, onları
tabir etme metodunu tercih etmişlerdir.
Geceler rüyalarla doludur. Her biri 20–30 dakika sürer. Sofi düşünceye göre rüya, ruhun
eseridir. Daha sonra aklın ve beynin ürettiği bir hellogram oldu. Ruh uykuda bedeni terk eder.
Bu süre içinde oluşan görüntüler ve bilgiler rüya görene yansır.
İnsanın fiziksel bedeni, ruhsal bedeni, aurası ve ruhu vardır. İnsanın fiziksel bedeni,
anatomisini bilim bugün çözmeye çalışmaktadır. Ruhsal beden, araştırma konusudur. Aura,
fiziksel bedenden çıkan enerjinin görüntüsüdür. Kliring fotoğrafçılığıyla auranın fotoğrafları
çekilmektedir.
Ruh, bir sır olarak kalmıştır. Peygamberlere dahi o konuda çok az bilgi verilmiştir. Ruh evreni
yaratan gücün insanda önoluşumudur. İnsan bedenindeki kalıba uyar. Evrende, kendisine
verilen görevi kusursuz olarak yerine getirir. Tüm galaksiyi kucakladığı gibi, fiziksel bedenin
içinde kaybolur. Yapısını ve niteliğini bilmediğimiz bir plazma şeklinde gözükür. Kozmik bir
güç halinde, tüm yaşamamın içindedir.
Rüya konusunun daha ciddi, daha bilimsel, teknolojinin tüm olanaklarından faydalanarak, her
boyutta incelenmesi insanlık için önemlidir. Rüyayı inkâr etmekle, rüya gerçeğini yok
edemezsiniz.
Bu Dünyaya isteyerek gelmedik. Ana rahminde misafir edildikten sonra çocukluk çağımız
başladı. Olgunluk çağına gelinceye kadar başıboş bırakıldığımızı zannettik. Oysa içimizde
bulunan varlık, daima bizi kontrol altında tuttu. İstek ve arzularımızın çoğaldığı dönemlerde
doğru olanı bize rüyalarımızda gösterdi. Karar vermeyi aklımıza bıraktı. Aklımızın ürettiği,
hayallerin oluşturduğu atıkları yok edemezsek rahat uyuyamayız. Rüya uyku ile uyanıklık
arasında bir ara devredir.
İnsanların kendi beden dilini anlamadan rüyayı anlamaları oldukça zordur. Rüya önemlidir.
Önemsiz olan sizin istek ve arzularınızdaki çelişkidir. Bu çelişki size rüyanızda gösterilir.
Rüyayı gören, rüyalarını kendi çözmeli ve analiz etmelidir. Uykuyu rahatsız eden bedensel
uyaranlar olduğu gibi, ruhsal uyaranlarda vardır.
Arzu tatmini rüyanın ana konusudur. Sıkılan fizyolojik bedeni rahatlatır. Arzunun az olduğu
hallerde tatmin rüyaları gayeye cevap verir. Rüyalar bize anlamsız, karışık ve saçma gelir,
anlamlı, makul ve doğru olanları vardır. Rüya gören kişiyi tanıyorsanız mükemmel bir yorum
yapabilirsiniz. Rüyadaki görüntüleri unutmadan, atlamadan çok iyi sıraya koyarak yorumcuya
aktarmak gerekir.
İnsanların arzuları, hayalleri, düşünceleri ve projeleri belleğimizde, ön incelemede kayıt altına
alınır. İçimizdeki benliğimiz ve ruhsal enerjimiz, bu isteklerimizi başka bir formatta görüntü
haline getirir. Bu görüntüler rüyalarımızdır.
“Her rüya iki türlü yoruma tabi tutulabilir: Bir çeşidi psikanalitik yorum, diğeri de ‘anagogic’
denen içgüdüsel eğilimleri ve amaçları bir tarafa bırakarak sadece yüksek ruhi görevlerin
temsil edildiğini ileri süren yorum.” (A)
Rüyayı yorumlarken, biz buna rüyanın manevi ve maddi yorumu diyoruz.
“Rüya tabirnamelerinde yazıldığı gibi rüyada görülen her şeyin bir anlamı vardır. Semboller
bize, bazen rüya göreni hiç sorgu sual etmeden, bir rüyayı yorumlamak imkânı yaratır.
Rüyalarda sık rastlanan semboller bilinirse, rüya görenin şahsiyeti içinde yaşadığı şartlar,
rüyanın kendisinde bıraktığı izlenimler tanınırsa, rüyayı derhal yorumlamak imkânına sahip
oluruz. Rüyalar, her şey için değil sadece rüya düşüncelerinin özel elemanları için sembolizmi
kullanır. Rüyalarda sembollerin büyük bir çoğunluğu cinsel sembollerdir. Sembolizm dünyası
son derece geniştir. Rüya sembolizmi, bunun ancak küçük bir kısmıdır. Sembolizm rüyanın
şekil değiştirmesinde ikinci ve müstakil bir faktördür. Sansür ile yan ana bulunur. İnsan
kişiliğinin en gizemli kısımları bu yorumlarda ortaya çıkar.” (A)
Rüyada, gözümüzün hareketlerini kâğıt üzerine geçirmeyi 1920 yılında Hans Berger buldu.
Buna kısaca E.E.G ismi verildi. E.E.G, beyin kabuğundaki hücrelerin elektrik yüklerini
binlerce defa büyüttü, kayda aldı.
Rüyalar konusunda pek çok eser yazılmıştır. En eski eser, İÖ. 2000–1790 yılları arasında
yaşamış 12’nci sülaleye ait bir Mısır Papirüsüdür. İçinde 200 çeşit rüya tabiri vardır.
Ninova’da İÖ.669–626 yılları arasında yaşamış Asur İmparatoru Assur Banipal’ın
kütüphanesinde, rüyalara ait taş tabletler bulundu.
Yunanlılar, Romalılar ve Yahudiler, Asur ve Mısırlıların rüya tabirlerini kullandılar.
İlk Museviler rüya tabirlerine önem verdi. Kudüs Kenti’nde 24 rüya yorumcusu vardı.
Hıristiyanlığın başlangıcına kadar gecen sürede 26 rüya kitabı yazılmış, hepsi kaybolmuştur.
Yalnız, Roma İmparatoru Antonius Pius zamanında yaşamış olan Antimedorus’un kitabı
kalmıştır.
1888 yılında Prof. Joseph Jastrow, doğuştan sağır ve kör bir kadının rüyalarını tetkik etti.
Amerika’da, 1892’de Mary Calhius, rüyaların aslını aramaya başladı. Psikanalist Dr. Ancel
Key, Minesota Üniversitesinde aç bırakılan 36 insanın rüyalarını topladı. 1939 yılında ise
İllionis’te 3394 çocuğun rüyaları yazılmış ve incelemeye alınmıştır.
Anthropologist Derothy Egan, “yeryüzünü kapsayan müşterek semboller bulmanın mümkün
olmadığını, rüyaları tefsir ederken basit kurallar kullanmanın hata olduğunu belirtiyor.” (A)
Kanımca D.Egan bu konuda yanılıyor. Yeryüzünü değil, tüm evreni kapsayan semboller
bulmamız mümkündür. Yeni semboller atasözlerinde ve evrensel bilgide saklıdır.
“Rüyaların gelecek hakkında bilgi verdiğini, Mısır, Asur, Yahudi ve Yunan yazmalarında
buluyoruz. Bu yazmalara göre rüya, görenin geleceğini tam bir sadakatle gösterdi.
Peygamberlerin kitapları hep kehanet taşıyan rüyalarla doludur. Hele bu rüyaların tefsiri
hususunda İncil ile Tevrat birbirine çok yaklaşır.” (A)
Mayaların ülkesinde yapılan kazılarda yazılı tabletler bulundu. Bunlarda, Mayaların bazı işleri
rüyalarında öğrendikleri kayda alınmış.
Woltaire der ki: “Doğru çıkan bir rüyanın tesiri, çıkmayan 100 rüyanınkinden fazladır.” (A)
Antik dönemlerde, insanlar rüyalara çok önem verdi. Aradan binlerce yıl geçti. Rüya tabir
sanatı kötüye gitti. Bu günün ilmi, fizyolojik teoriler için rüya ile ilgilenmiştir. Uyku,
fizyolojik ve biyolojik bir sorun olarak ortada kaldı.
Rüyaları derinlemesine inceleyen ilk insan Dr. Freud olmuştur. Freud’un vardığı sonuç şudur:
“Rüya, beynin; parçalanmış, manasız, saçma faaliyeti değildir. Bilakis, biraz karışık, fakat bir
gayesi olan ruhi bir faaliyettir.
Freud, her insanın ruhi hayatında şuur ve şuur ötesi kavramını ortaya koymuştur. Ona göre,
şuur ötesinde, içgüdülerimiz, cinsi arzularımız, egoist hislerimiz yatmaktadır.” (A)
Freud’un öğrencisi Cark Jung, psikoloji teorilerinde Freud’den ayrı bir yol tutmuştur. Jung’a
göre: “rüya, kollektif bir şuurun eseriydi. Daha doğrusu rüyalar, bireyin tecrübelerinden
doğmuyordu. İnsanlığın ilk gününden beri gecen her olay, her adet, her korku, her anane
toplulukların kültürlerine, yaşayışlarına, eserlerine işleniyor, yıllar sonunda bir maşeri yahut
kolektif şuur teşekkül ediyordu. İnsanın rüyasında gördükleri ise, bu kolektif şuurun dikte
ettiği fakat kişinin bilinci dışında bulunan olaylardı. Bu eski düşünceler, rüya yahut efsane
şeklinde ortaya çıkıyordu.” (B)
Kaynakça: (A B) Dr. Sigmund Freud-Dr. İbrakim Türek, Rüyalar üzerine iki deneme, Varlık
Yayınları, sayı:1151, İstanbul, 1965

Benzer belgeler

Rüya ve Din

Rüya ve Din buluyoruz. Bu yazmalara göre rüya, görenin geleceğini tam bir sadakatle gösterdi. Peygamberlerin kitapları hep kehanet taşıyan rüyalarla doludur. Hele bu rüyaların tefsiri hususunda İncil ile Tevra...

Detaylı