Eylül - Ekim 2010 Sayı:20

Transkript

Eylül - Ekim 2010 Sayı:20
MAKRO VİZYON l EYLÜL-EKİM 2010 SAYI 20
MAKRO | Editör
Mutlu bayramlar!
Yazın sıcak günlerini ardımızda bırakıyoruz. Sonbahar
mevsiminin ilk günleriyle beraber Ramazan ayı bitecek
ve ‘Ramazan Bayramı’na kavuşacağız. Makro Market
ailesi olarak, hepimizin bir çocuk sevinciyle beklediği
Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimizle
kutluyoruz. Ruhumuza huzur getiren Ramazan ayının
ardından bayramın da içimizi mutlulukla doldurmasını
ümit ediyoruz.
Makro Market’in başarıları
Makro Market, ulusal bazda yayınlanan iş ve ekonomi
dergilerinin yaptığı araştırmalar sonucu ne kadar büyük
bir ilerleme kaydettiğini gösterdi. Fortune Dergisinin
“Türkiye’nin En Büyük 500 Şirketi” araştırmasında
ilk 100’e girerek 95. sıraya yerleşmesi hepimizi çok
sevindirdi. Bu konuyla ilgili ayrıntılı bilgiyi dergimizin
sayfalarında bulacaksınız. Bunun yanı sıra Nielsen
tarafından yayınlanan Toplam Ticaret Raporu’na göre
de Makro Market her geçen hafta ciddi bir büyüme
kaydediyor. Ülkemizde gerçekleşen toplam perakende
harcamalarında Makro Market’in payı her geçen gün
büyüyor. Bizler de Makro Market çalışanları olarak bu
büyümede en büyük pay sahibi olan müşterilerimize
teşekkürlerimizi sunuyoruz. Müşterilerimizin bize karşı
duyduğu güven her şeyin üzerinde…
2 | Eylül-Ekim
2010
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!
Türk Milleti olarak, milli birlik ve beraberlik inancıyla
kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, bu yıl 87. yılını yine
büyük bir coşkuyla kutlayacağız. Mustafa Kemal
Atatürk, çok zorlu geçen savaş yıllarından sonra,
Türkiye Devleti’nin yönetim biçiminin “cumhuriyet”
olduğunu 29 Ekim 1923 günü, Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde ilan etti. Cumhuriyet Bayramı’nı, bugün
hala, ilk günkü mutlulukla ve sevinçle kutluyoruz.
Hepimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı şimdiden
kutlu olsun.
Makro Vizyon’un 20. sayısı
Elinizde tuttuğunuz dergi, ilk olarak Ocak 2007
tarihinde yayınlandı ve o günden bugüne, 20 sayıdır
sizlerle buluşuyor. Dergimizde, elimizden geldiğince en
dikkat çekici ve bilgilendirici konulara yer vermeye
çalıştık. Sizlerden gelen öneri ve
eleştirilerle dergimiz her yeni
sayısında daha başarılı ve beğenilen
bir hale geldi. Müşterilerimizle
kurduğumuz temasın en önemli
noktalarından biri olan Makro
Vizyon’u takip eden tüm
okurlarımıza teşekkür ediyorum.
Umarım nice 20 sayılara beraber
ulaşırız.
Bu sayımızda, sonbaharın gelişini
sayfalarımıza taşıdık. Yazdan çıkan
vücudumuzu sonbahara
hazırlamanın tüm yollarını
sayfalarımızda bulabileceksiniz.
Ayrıca Eylül ayının pek çok kişi için
en önemli tarafı, çocuklarının okula
başlayacak olması… Oldukça hassas
bir konu olan okul-çocuk ilişkisini ve
daha pek çok konuyu da
sayfalarımızda bulacaksınız.
Hepinize mutlu bayramlar ve
keyifli okumalar diliyorum.
MAKRO | İçindekiler
s
80
RÖPORTAJ 30
Mehmet Songör:
Her şey hayal kurmakla başlar
s
s
36 Kısaca...
GÜNCEL 38
l Bin aydan hayırlı gece
KADİR GECESİ
l Sağlıklı bir bayram için
beslenme önerileri
l Uluslararası
Dünya Çocuk Günü
s
GÜZELLİK 46
l Sonbaharda daha parlak,
s
KAPAK 80
HABERLER 6-28
SAĞLIK 54
l Makro Market’ten 1 ayda 4 mağaza
l Makro Market Türkiye’nin
en büyükleri arasında, ilk 100’de
l Makro Market yönetiminde nöbet değişimi
l Makro Market’te kampanya bereketi
l Ramazan’da yardımlaşmanın en güzel yolları
bu yıl da Makro Market’te
l Makro Market çalışanları, yazın
en eğlenceli anlarını beraber yaşadı
l Makro Market’te Ramazan Sokakları
l Makro Market iftardan hemen sonra
TV ekranlarında
l Konya Büyükşehir Belediyesi’nden
“Sosyal Kart” çalışması
l Okul ihtiyaçlarınız için önce Makro’ya, sonra okula!
l Makro Market nitelikli işgücünün
geliştirilmesini destekliyor
04 | E y l ü l - E k i m
2010
s
s
Okullar açılıyor!
pürüzsüz ve canlı
l Sonbahar-kış
makyaj trendleri
l 3 günde bedenine format at!
s
KONUK 60
Sedef Avcı
s
RÖPORTAJ 64
Halil İbrahim Türkoğlu
Ankara en modern “Kurban
Kesim Merkezi”ne kavuşuyor
60
s
BESLENME 68
Açlığı bastırmak için
10 kusursuz seçenek
68
s
SAĞLIK 72
Kulak-burun-boğaz
hastalıkları tatilden döndü
s
BEBEK SAĞLIĞI 76
Bebekler için en iyisi
Anne sütü
s
ÇOCUĞUM 80
l Çocuğum ilkokula
başlarken...
l Çocuğunuz okula alışamazsa
s
76
GEZİ 86
Yüz kuleli şehir
PRAG
86
s
ÇOCUK 88
Dino’nun
eğlence sayfaları
s
90 Lezzetli tarifler
s
94 Ödüllü bulmaca
MAKRO VİZYON
EYLÜL-EKİM 2010
SAYI: 20
Makro Market Adına Sahibi
Mustafa Songör
Genel Yayın Yönetmeni
Nuray Erdoğan
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)
Hünkar Sibel Görel
[email protected]
Yazı İşleri
Bikem Öğünç
Özlem Bayrak
[email protected]
Grafik Tasarım
Murat Çakır
Reklam Tasarım
Zafer Mert
Coşkun Işıkgül
Cenk Atarer
Mücahit Aktaş
Fotoğraf
Salih Yılar
Yayına Hazırlık
Tel: (0212) 503 88 08
[email protected]
Renkayrım/Baskı ve Cilt
Arkadaş Basım San. Ltd. Şti.
Yayın Türü
Yerel Süreli
Yönetim Yeri
Makro Market A.Ş.
Saray Mah. Gıdacılar Cad. No: 11
06980 Sarayköy - Kazan / Ankara
T: (0312) 815 47 05
www.makromarket.net
E y l ü l - E k i m 2 0 1 0 | 05
MAKRO | Haberler
Makro Market’ten 1 ayda 4 mağaza
Türkiye genelindeki
yatırımlarına Ankara’dan
başlayan ve büyük bir hızla
büyüyen; bugün itibariyle
Ankara ilinde 76 mağazaya
ulaşan Makro Market, bu yıl
hızla başlattığı yatırım ağını
Samsun ilinden sonra
Ankara ilinde de sürdürmeye
devam ediyor. Makro
Market, son 1 ay içinde 4
mağaza daha açtı.
23 Temmuz Cuma günü
Samsun’da hizmete giren Çarşamba
2 mağazası ile açılış maratonuna
başlayan Makro Market, Çarşamba
mağazasında toplam 560 metrekare
satış alanı üzerinde 3 kasasıyla
hizmet veriyor. Eğitimli ve
profesyonel 14 Makro Market
çalışanıyla faaliyetlerini sürdürecek
olan Çarşamba 2 mağazasında
müşteriler küçük ev aletlerinden
giyime, zücaciyeden gıda ve temizlik
ürünlerine kadar binlerce ürün
yelpazesinde alışveriş yapma imkânı
bulacaklar.
Ankara ili Pursaklar ilçesinde 31
Temmuz Cumartesi günü açılan yeni
mağaza ile Ankara’da mağaza
sayısını 75’e çıkartan Makro Market,
7 Ağustos Cumartesi günü de
Kuşcağız mağazası ile 76.
mağazasını açtı.
Ankara Pursaklar ilçesinde yeni
açılan Karacaören Alışveriş Merkezi
içerisinde faaliyetine başlayan
Karacaören mağazası, binlerce ürün
çeşidi ile 1600 metrekare satış alanı
üzerinde ilçe sakinlerine hizmet
vermeye başladı.
Pursaklar ilçesinde ilk
06 | E y l ü l -E k im
2010
Çarșamba
Çarșamba
Karacaören
Karacaören
MAKRO | Haberler
Kasalar
Kușcağız
Kușcağız
08 | E y l ü l -E k im
2010
Kasalar
mağazasını açan Makro Market, yeni
mağazasında toplam 48 eğitimli ve
güler yüzlü personeliyle, birbirinden
farklı ve özel kampanya, promosyon,
fiyat uygulamalarını ve kaliteli
hizmet anlayışını bölge halkına
taşıdı.
Pursaklar mağazasının
açılışından bir hafta sonra açılışı
yapılan Kuşcağız mağazası da
Ankara’nın önemli ilçelerinden
Keçiören’de Sanatoryumda açıldı.
600 metrekare satış alanı üzerinde
hizmet verecek olan Kuşcağız
mağazası, 4 kasası ve 16 profesyonel
personeliyle faaliyete başladı.
Son olarak 14 Ağustos Cumartesi
günü Etlik’teki Kasalar şubesini
faaliyete geçiren Makro Market,
yatırımlarının bu yılsonuna kadar
aralıksız süreceğinin sinyallerini verdi.
Kasalar şubesi, bölgeye 400
metrekare satış alanı ve 3 kasasıyla
hizmet veriyor.
2010 yılında Karadeniz
Bölgesi’nde başlayan yatırımlar, İç
Anadolu ve Akdeniz Bölgesi’nde yeni
açılacak olan Makro Market
mağazalarıyla devam ediyor.
Türkiye genelinde hızla büyüyen
Makro Market, 9 ilde 118 mağazası
ve binlerce çalışanıyla emin
adımlarla hizmet serüvenini
sürdürüyor.
MAKRO | Haberler
Makro Market Türkiye’nin en büyükleri arasında, ilk 100’de
Makro Market tüm dünyayı etkisi altına alan global krizden
büyüyerek çıkmayı başararak Türkiye’nin güçlü kurumlarından biri
olduğunu kanıtladı. Fortune dergisi tarafından her yıl hazırlanan
Türkiye’nin en büyük 500 şirketi arasına bu yıl da 95. sıradan giren
Makro Market, geçen yıla oranla hızlı bir yükseliş kaydetti. Makro
Market, hizmet ağını genişletmeye, istihdam sağlamaya ve
büyümeye devam ediyor.
Makro Market iş
dünyasının
önemli dergilerin
biri olan Fortune
Türkiye
Dergisi’nin
düzenlediği
“Türkiye’nin En
Büyük Şirketleri 500” araştırmasında bu yıl ilk 100’de,
95. sırada bulunuyor. Fortune Türkiye
tarafından her yıl düzenlenen ve
sonuçları yayınlanan araştırmaya göre
Makro Market, bu yıl da yükselişini
sürdürdü ve 95. sıraya yerleşti. Ayrıca
perakende sektöründe de Türkiye
genelinde 6. sıraya oturan
Makromarket, aynı sektörden
Ankara’da 1. sıraya gelmeyi başardı.
Derginin istihdamla ilgili olarak
Makro Market perakende sektöründe,
Türkiye’nin en büyük 6. firması…
yaptığı araştırmaya göre ise Makro
Market, 39. sırada bulunuyor.
Makro Market, artık Türkiye’nin
en büyük 100 şirketinden biri.
Makro Market Capital 500’de
Reklamcılar Derneği’nin 25. yıl
dönümü
dolayısıyla
düzenlenen “İZ
İletişimin
Zirvesindekiler
Ödülleri’’nde
Yılın Ulusal
Dergisi seçilen
Capital de
Ağustos 2010 sayısında “500 Büyük
Özel Şirket” adlı bir araştırmaya yer
verdi. Net satış, il ve sektörlere göre
Makro Market Ankara’nın en büyük 10. firması…
ası…
e’nin en büyük 95. firm
Makro Market Türkiy
sıralama yapılan dergide Makro
Market yine zirveyi zorluyor. 2009 yılı
verilerine göre ilk 500 şirket içerisinde
127. sırada bulunan Makro Market,
perakende sektörüne özel olarak
düzenlenen listede ise 9. sırada
bulunuyor. Bu büyük araştırmada
2009 yılında 38 il temsil ediliyor.
Ankara’dan 31 şirketin bulunduğu
listede Makro Market Ankara’nın 7.
büyük şirketi olarak yer alıyor.
10 | E y l ü l -E k im
2010
MAKRO | Haberler
Mehmet Songör
Șeref Songör
Mustafa Songör
Makro Market yönetiminde nöbet değişimi
Türkiye’nin en büyük perakende zincirlerinden biri olan Makro
Market’te, Temmuz ayı içerisinde yapılan bir yönetim kurulu
toplantısında, şirketteki görevlendirmelerle ilgili nöbet değişimi
gündeme geldi. Alınan kararlar sonucu genel müdürlük ve genel
müdür yardımcılığı pozisyonlarındaki isimler değişirken görev
tanımlamalarında da çeşitli değişiklikler oldu.
Dinamik şirket yapısıyla bugün
Türkiye’nin hem iş potansiyeli hem de
istihdam konusunda en büyük
perakende zincirlerinden biri olan
Makro Market, konumunu
sağlamlaştırmak, müşterilerine ve
çalışanlarına değer katmak ve Türk
ekonomisinin büyümesini
desteklemek amacıyla her dönemde
önemli çalışmalara imza atıyor. Bu
dinamizmi şirket yapısına da yaymak
amacıyla Makro Market’te bazı görev
değişiklikleri yapıldı.
8 Temmuz tarihinde
12 | E y l ü l -E k im
2010
gerçekleştirilen yönetim kurulu
toplantısında alınan kararla Makro
Market’in Genel Müdürlüğüne
Mehmet Songör atandı. Bugüne kadar
genel müdürlük görevini başarıyla
yerine getiren Mustafa Songör bayrağı
Mehmet Songör’e devrederek genel
müdür yardımcılığına atandı.
Makro Market’in yeni Genel
Müdürü Mehmet Songör konuyla ilgili
yaptığı açıklanmasında, “Makro
Market, sürekli büyüyen ve gelişen bir
kurum. Her yeni yılda hedeflerimizi
büyütüyoruz ve bu hedeflerin üzerine
çıkarak yeni başarılara imza
atıyoruz. Şahsıma tevdi edilen bu
görev benim için çok onur vericidir. 9
yıldır bu görevi başarıyla yürüten ve
Makro Market’in bugünlere
gelmesinde çok ciddi emekleri olan
Mustafa Bey’e çok teşekkür ederim.
Bundan sonra da kendisinin ve tüm
yönetim kurulunun destekleriyle en
iyisini birlikte başarmaya devam
edeceğiz. Performansı daima
hedeflerini aşan ve Türkiye’nin en
büyük 95. şirketi olma başarısını
göstermiş olan Makro Market’in
Genel Müdürü olmanın bana
yüklediği sorumluluğun farkındayım.
Makro Market’i çok daha üst sıralara
taşıma misyonuyla, verilen her
görevde olduğu gibi, var gücümüzle
çalışmaya devam edeceğiz. Yeni
dönemin, Makro Market’e, perakende
sektörüne ve ülkemize hayırlı
olmasını dilerim” dedi.
MAKRO | Haberler
Makro Market’te kampanya bereketi
Bütün bir yıl boyunca dört gözle beklediğimiz Ramazan
ayı soframıza bereket, evimize huzur getirdi. Biz de
Makro Market olarak müşterilerimizin Ramazan ayını
daha iyi geçirmeleri için pek çok kampanyaya imza attık.
Pek çok hediye ve Makro Çek’in yanı sıra indirimler de
Makro Market mağazalarındaydı.
Bizim Mutfak markalı
çorbalarda %50 indirim
Ramazanın vazgeçilmez
yemeklerinden biri şüphesiz ki
çorbadır. İftar ve sahur sofralarında
mutlaka yerini alan bu lezzet Makro
Market müşterilerine Ramazan
boyunca %50 indirimli olarak
sunuldu. Ramazan ayı boyunca her
gün, Bizim Mutfak’tan Günün Çorbası
seçilen çorba %50 indirimli olarak
raflardaki yerini aldı. Sadece Makro
Market müşterilerinin
faydalanabildiği kampanyada
ezogelinden domatese, kremalı
tavuktan yayla çorbasına kadar pek
çok çeşit müşterilere sunuldu.
Her kaşıkta Maggi lezzeti
Knorr’dan Makro Market
müşterilerine hurma
hediye
Ramazan ayı boyunca
mağazalarımızdan 5 TL ve üzeri
Knorr alışverişi yapan herkese,
Ramazan’a özel hurma hediye
ediyoruz. Makro Market müşterileri
bir kere değil, her zaman kazanıyor.
Fanta ile
Ramazan bereketi
1-31 Ağustos tarihleri arasında
Makro Kart Gold ile her 3 TL ve
katları tutarında Fanta ürünlerinden
alan tüm Makro Market müşterileri,
binlerce TL Para Puan kazanma şansı
elde etti. Kampanyada 1 kişi 2.500
TL, bir kişi 1.000 TL, 15 kişi 100 TL,
100 kişi 50 TL kazandı.
14 | E y l ü l -E k im
2010
11 Ağustos-10 Eylül tarihleri
arasında tüm Maggi ürünlerinden 3
TL alışveriş yapan müşterilerimiz,
anında 50 bin süper hediyeden birini
kazanma şansı elde ediyor. 50 adet
1.000 TL’lik çek, 100 adet 50 TL’lik
çek, 500 adet 10 TL’lik çek, 20.000
adet havlu, 14.350 adet tabak ve
15.000 Nestle Crunch Hindistan
Cevizli, Makro Market müşterilerinin
oluyor. Ramazan’da Maggi alan,
50.000 süper hediyeden birini
kazanma şansına sahip oluyor.
MAKRO | Haberler
Ramazan’da yardımlaşmanın en güzel yolları bu yıl da Makro Market’te
Yardımlaşma ve dayanışma
ayı olan Ramazan, Makro
Market’le ayrı bir anlam
kazanıyor. Bu Ramazan’da
da, Makro Market
müşterileri için
hazırladığımız birbirinden
farklı yollarda yardımlaşma
için birbirinden avantajlı
seçenekler sunduk.
Ramazan’ın en güzel ve
özel tarafı paylaşmaktır.
Sevdiklerimizle,
yakınlarımızla
ve en önemlisi
ihtiyaç sahipleriyle
paylaşarak insan ve
Allah sevgisiyle dolu
günler yaşadığımız
Ramazan ayında her şeyin
tadı bir başka olur, her
duygu daha yoğun ve huzur
verici bir şekilde yaşanır.
Ramazan’ın bu özel
tarafını gönlünde
hissetmek isteyenler, bu
yıl da Makro Market’in
Ramazan’a özel fırsatlarından
faydalandı. Çünkü
Ramazan’da sevdiklerinizi,
yakınlarınızı ve en önemlisi,
ihtiyaç sahiplerini
16 | E y l ü l -E k im
2010
sevindirmenin en güzel yolları Makro
Marketlerdeydi… Makro Market
müşterileri, Makro Market’in
Ramazan Paketleri, Makro Para ve
Çekleri ile yakınlarını en saf yollarla
sevindirdi. Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed’in (S.A.V.) de dediği gibi
“Ramazan orucu, gökle yer arasında
durur. Sadaka-i fıtr verilince yükselir.”
(Hadis-i Şerif)
2 farklı şekilde hazırladığımız
Ramazan paketlerimizde
müşterilerimiz en kaliteli ürünleri, en
hesaplı fiyatlarla aldı. Ayrıca,
seçtikleri Ramazan paketleri,
istedikleri adrese bizim
tarafımızdan teslim edildi. 19.90
TL ve 36.50 TL değerinde olan iki
Ramazan paketimizde, bakliyat
ürünlerinden, yağa, salçadan
makarnaya, çorbadan
çay ve şekere pek
çok farklı gıda
maddesi
bulunuyordu.
Üzerimize
basan bu yüce ve
mübarek ayda
yardımlaşmak bizim
yapabileceğimiz en güzel
işlerden biridir. Dinimizce yüce ve
kutsal kabul edilen Ramazan’da bir
kişiyi sevindirmek bile çok önemli. Bir
hadis-i şerifte Ramazan’ın Allah’ın
isimlerinden olduğu bile belirtilmiştir.
(İbn Kudâme) Bu, Ramazan’da
Allah’ın rahmeti ile günahların yok
olacağını ifade eder. Yardımlaşmanın
da bu rahmeti üzerimizde hissetmek
için en güzel yollardan biri olduğunu,
hiçbir Ramazan ayında unutmayalım.
MAKRO | Haberler
Makro Market çalışanları, yazın en eğlenceli anlarını beraber yaşadı
Ankara Pikniği
Ankara Pikniği
Makro Market’in yönetim kadrosu
ve çalışanları olarak, muhteşem bir
piknikte bir araya geldik. Birçok
yarışmanın yapıldığı piknikte, bir
metrelik çubukların ucuna
yerleştirilmiş kaşıklarla birbirlerine
yoğurt yedirmeye çalışan katılımcıların
o tatlı telaşları görmeye değerdi. Elma
yeme yarışmasını ise
çocukluğumuzdan beri biliriz. İplere
bağlanmış elmaları ellerimiz arkada
yemeye çalışırız. Ama biz bu oyunun
Kayseri Pikniği
18 | E y l ü l -E k im
2010
Makro Market ekibi olarak,
yazın keyfini çıkarmak için bir
piknikte bir araya geldik.
Keyifli ve eğlenceli anlar
yaşadığımız piknikte herkes
bol bol oynadı ve stres attı.
hem meyvesini hem de şeklini
değiştirdik. Su ile dolu kapların içine
koyduğumuz şeftalileri en hızlı kim yer
dedik ve Makro Market ailesini
yarıştırdık. Şeftalinin 3 parçada
bittiğine ilk defa şahit olduk. Bu da,
Makro Market ailesinin bir şeye
inandığında imkansızı nasıl başardığını
hepimize bir daha gösterdi.
Bir taraftan mangalda dumanı
üstünde ızgaralar değerli ustalarımız
tarafından hazırlanırken diğer
Kayseri Pikniği
taraftan yenilen pehlivan güreşe
doymaz misali yarışmalara devam
ettik. Tırtıl oyunu ile farklı gruplarda
yarışıp takım halinde hareket
etmemizin bizi nasıl zafere
ulaştırdığını görüp, çuval
yarışmasında da hedefe ulaşmak için
performansımızı sonuna kadar
kullanıp en yüksek adımları atarak
hediyeler kazanmanın tadına vardık.
Birçok ikramın yapıldığı ve türlü
yarışmaların sergilendiği piknikte
oluşan hoş sohbet ortamları, karşılıklı
ve keyifli bir sinerji oluşmasını
sağladı. Yüzümüzdeki tebessüm,
yüreğimizdeki iyi niyet ve
birbirimizden aldığımız güç, daha
birçok güzel ortamda birlikte
olmamızı sağlayacaktır.
Konya Pikniği
Konya Pikniği
Kayseri Pikniği
MAKRO | Haberler
Bir Ramazan geleneği...
Makro Market “Ramazan Sokakları”
Ramazan ayının bolluğunu ve
bereketini her yıl mağazalarımızdan
sofralarınıza taşımak için çalışıyoruz.
Bu sebeple bir araya getirdiğimiz en
kaliteli ürünleri de Makro Ramazan
Sokaklarında en uygun fiyatlarla sizlere
sunuyoruz. Artık bir Ramazan geleneği
haline gelen Ramazan Sokaklarımızı, bu
yıl da Ramazan ayının ruhuyla kurduk
ve sizlere Ramazan’ın en güzel
lezzetlerini sunduk.
“Anadolu’nun yerli markası Makro
Market” olarak bu yıl da Ramazan
ayında en çok tüketilen ürünleri
Ramazan Sokaklarımızda bir araya
getirerek müşterilerimize sunduk. Tel
kadayıf, ekmek kadayıfı, Kemalpaşa,
güllaç gibi tatlılardan pastırma ve
sucuğa, hurmadan yufkaya ve zeytine
kadar Ramazan sofralarından eksik
olmayan tatlar, Makro Ramazan
Sokaklarında bir araya geldi. Makro
Market müşterilerinin Ramazan
alışverişini kolaylaştırmak için
kurduğumuz Ramazan Sokaklarında,
modern ve ferah alışverişin keyfini
sürmelerini istedik. Ramazan Sokakları
hem geçmişten günümüze kadar ulaşan
geleneklerimizi yaşatmamızı hem de
müşterilerimizin daha rahat Ramazan
alışverişi yapmalarını sağlıyor.
Makro Market iftardan hemen sonra TV ekranlarında
Ramazan’da Makro Market olarak üzerimize düşen görevi
yerine getiriyoruz ve iftardan hemen sonra, TV ekranlarından
müşterilerimize ulaşıyoruz.
Makro Market olarak,
Ramazan ayında TV
ekranlarından da müşterilerimize
ulaşıyoruz. Samsun’un yerel
kanalları Kanal S ve Aks TV, Kanal
Malatya, Konya’da yayın yapan
KON TV ve Kayseri ilimizin
kanallarından Elif TV ve TV
Kayseri’den yapılan yayınlarla hem
kampanyalarımızı duyuruyoruz
hem de pek çok hediye
dağıtıyoruz. Kampanyalarımızı
Ramazan ayı boyunca televizyon
ekranlarına taşıyoruz. Her akşam
iftardan hemen sonra Kanal S, Aks
20 | E y l ü l -E k im
2010
TV, Kanal Malatya, KON TV, Elif
TV ve TV Kayseri ile
müşterilerimize ulaşıyor,
Ramazan’ın bereketini TV
ekranlarından sofralarınıza
taşıyoruz. Ramazan’a özel TV
kampanyalarımızla ekipler
evlerinize konuk oluyor. Makro
Market’in hediyelerine sahip
olmak içinse Makro Market’ten
yapılan alışverişin fişini göstermek
yeterli oluyor. Bu kampanyayla
Makro Market her gün pek çok
aileye sürpriz hediyeler
kazandırıyor.
MAKRO | Haberler
“Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek”
Konya Büyükşehir Belediyesi’nden
“Sosyal Kart” Çalışması
Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya insanının ruhuna ve
misyonuna çok uygun bir yardımlaşma projesine imza attı: “Sağ
Elin Verdiğini Sol El Görmeyecek.” Makro Market tarafından kart
temini sağlanacak olan proje, yardımlaşmanın ve dayanışmanın en
güzel örneklerinden birini gözler önüne seriyor.
Proje kapsamında Konya
Büyükşehir Belediyesi, sosyal
belediyecilikte Türkiye’ye ve dünyaya
örnek olabilecek yeni bir sosyal
çalışmaya imza attı. Makro Market de
proje kapsamında yer alarak bu sosyal
çalışmaya katkıda bulundu.
Konya Büyükşehir Belediyesi
sınırları dahilinde ihtiyaç sahiplerine
verilmek üzere kredi yükleme usulü ile
22 | E y l ü l -E k im
2010
uygulanacak olan “Sosyal Kart”
çalışması için açılan ihaleyi
Makro Market A.Ş. kazandı.
Sosyal kartların alt yapısı,
işletim sistemi ve kart temini
Makro Market tarafından sağlandı.
Kullanıma hazır olarak teslim
edilen sosyal kartlar, Konya
Büyükşehir Belediyesi tarafından
ihtiyaç sahiplerine teslim ediliyor.
Bu yıl Ramazan ayı ile birlikte
başlatılan Sosyal Kart uygulaması
kapsamında yardım paketleri yerine
ihtiyaç sahibi kişilere, maddi
durumuna ve nüfus sayısına
göre Konya Büyükşehir
Belediyesi tarafından
belirlenen krediler
yüklendi. Sosyal
kartlarını teslim alan ihtiyaç
sahibi kişiler, yüklenen kredilere
göre Makro Market’in
Konya il
merkezinde
bulunan
mağazalarından
alışveriş
yapabiliyorlar.
Makro Market
A.Ş. tarafından
hazırlanan “Sosyal
Kart”lar, tek kullanımlık ve
sürekli yardım kartı olmak
üzere 2 çeşit olarak bulunuyor.
MAKRO | Haberler
Okullar açılıyor!
Okul ihtiyaçlarınız için önce Makro’ya, sonra okula!
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Eylül ayı geldi çattı ve
çocuklarımızın okula başlayacak olmasının heyecanı hepimizi
sardı. Okulların açılma tarihinin yaklaşmasıyla beraber,
öğrencileri ve velileri tatlı bir telaş aldı. Okula dönüş
heyecanının başladığı bugünlerde Makro Market olarak bizler de
bu heyecana ortak oluyoruz. Birbirinden kaliteli ve uygun fiyatlı
kırtasiye ve okul araç-gereçleri, en avantajlı kampanyalarla
kırtasiye reyonlarımızda sizlere sunuluyor.
Yüzlerce çeşit ürünü bir arada
bulabileceğiniz kırtasiye
reyonlarımızda, okula başlayacak veya
devam edecek olan çocuğunuzun tüm
ihtiyaçlarını en kolay ve ucuz yolla
gidermeniz mümkün. Defterden
kaleme, silgiden cetvele, önlükten
çantaya kadar her türlü okul
ihtiyacının bulunabileceği Makro
Market, aynı zamanda en ucuz okul
alışverişinin de adresi. Okulların
açılmasına özel olarak hazırladığımız
kampanyalarımız da sizlere avantajlı
alışverişin kapılarını açıyor.
1 alana 1 bedava
Makro Market müşterilerine özel
olarak hazırladığımız en çarpıcı
kampanyalarımızdan biri, “1 Alana, 1
Bedava” kampanyası. Giyim ve
ayakkabı
24 | E y l ü l -E k im
2010
reyonlarımızda, okulların açılmasına
özel olarak 1 ürün alana, aldığı 2.
ürün bedavaya geliyor. Kampanyaya
dahil olan ayakkabı markaları,
Genesis, Polaris, Dockers, Flogart,
Kinetix, Lescon, Winx, Halley,
Carmen’s, Sende, Berenni ve Ben10.
Giyim markaları ise, Valenza, Rodi,
Yards, Sementa, Bebepan ve Lescon.
Makro Market’te okula başlayacak
çocuğunuz için en uygun fiyatlı
ayakkabı ve giyim eşyalarını
bulabilirsiniz. Makro Market, giyim ve
ayakkabıda da “Hep Ucuz, Hep
Kaliteli”.
Annelere Omo, çocuklara çanta
Anneler Makro Market’ten Omo
alıyor, çocuklar çantaları kapıyor.
Makro Market’in Omo ile işbirliği
yaparak
düzenlediği bu kampanya en çok
çocukları sevindirecek. 1-30 Eylül
tarihleri arasında, Makro Kart ile
1400 ml Omo Total Sıvı Deterjan veya
6 kg Omo toz deterjan alan Makro
market müşterileri, çocukları için bir
okul çantası kazanıyor. Stoklarla
sınırlı olan bu kampanyadan
yararlanmak için tüm ebeveynleri
mağazalarımıza bekliyoruz.
MAKRO | Haberler
Ülker Smartt ile okul heyecanı
Ülker Smartt ile okul döneminde
de eğlence devam ediyor. Okula giden
tüm çocukların süt içmesini teşvik
etmek için fiyatlarını düşüren İçim
Smartt ayrıca her 6’lı Smartt süt
paketinde Bugs, Taz ve Tweety’nin 2
adet karanlıkta parlayan çıkartmasını
hediye ediyor.
Makro Market’te, Eylül ayı
boyunca, Makro Kart Gold ile Ülker
Smartt 200 ml aromalı süt ve Ülker
İçim 200 ml aromalı ve sade sütlerden
en fazla alışveriş yapan 20 kişiye
netbook ve 1 yıllık TTNet Vitamin
aboneliği armağan ediliyor. En fazla
süt içen kazanıyor.
Kırtasiye alışverişiniz
Ülker’den
Makro Market’te Ülker ürünleri
kazandırıyor. 13 Eylül-10 Ekim
tarihleri arasında, Ülker ürünlerinden
en çok alışveriş yapan ilk 100 kişi, 50
TL değerinde Makro Kırtasiye Çeki
kazanma şansına sahip oluyor.
‘Nesquik’li olduk,
sınıfları doldurduk
Nestle Nesquik de
okulun açılmasına
özel kampanyalar
yapıyor ve okula
başlayacak çocuklara
okul çantası,
beslenme çantası ve
3’ü 1 arada hediye
ediyor. 10-30 Eylül
tarihleri arasında,
Makro Kart Gold ile
Nesquik’in belli ürün
gruplarından alışveriş
eden herkes, hediye
kazanma şansına sahip
oluyor. 20 TL’lik
alışverişe Nesquik okul
çantası, 10 TL’lik
alışverişe Nesquik
beslenme çantası ve 5
TL’lik alışverişe Nesquik
3’ü 1 arada hediye!
26 | E y l ü l -E k im
2010
MAKRO | Haberler
Makro Market nitelikli işgücünün geliştirilmesini destekliyor
Makro Market İnsan Kaynakları Müdürlüğü ile MEB Siteler
Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğü arasında, Ankara
Perakendeciler Derneği’nin (PERDER) de katkılarıyla bir
“Mesleki Eğitim Programı” düzenlendi.
Makro Market ve MEB Siteler
Mesleki Eğitim Merkezi, perakende
sektörü için çok faydalı bir eğitime
imza attı. PERDER’in de katkılarıyla
gerçekleştirilen eğitimin sertifika
töreni, geçtiğimiz günlerde
gerçekleştirildi. Siteler Mesleki
Eğitim Merkezi Konferans
Salonu’nda gerçekleştirilen sertifika
töreninde, Eğitim Merkezi Müdürü
Abdullah Baran bir konuşma yaptı.
28 | E y l ü l -E k im
2010
Baran, konuşmasında, endüstriyel
sanayi ve hizmet sektöründeki
çalışma kalitesini arttırma yönünde
eğitim faaliyetlerinin belirli
programlar çerçevesinde
yürütüldüğünü belirtti. Mesleki
eğitimin geliştirilmesiyle kaliteli
insan gücünün ülke ekonomisine
yapacağı katkıların altını çizen
Baran, eğitim programında başarılı
olan öğrencilere kalfalık belgelerinin
verildiğini ifade etti.
Sertifika töreninde sorularımızı
cevaplayan Makro Market İnsan
Kaynakları Müdürü Mete Kurt
ise, Makro Market’in gelişim
ve değişimi takip etmesi
amacıyla zaman zaman
üniversiteler ve farklı
kurumlarla işbirliği
içerisinde
olduklarını
söyledi.
Nitelikli insan
gücünün
bünyelerine
katılması
yönünde büyük
gayret gösterdiklerini
ifade eden Kurt, Siteler
Mesleki Eğitim Merkezi ile
yapılan çalışma neticesinde yaz
sınav döneminde mağaza içi değişik
meslek gruplarından 115 kişinin
sınava girdiğini 95 kişinin kalfalık
belgesi almaya hak kazandığını
belirtti. Mete Kurt, sertifikalarını
alan öğrencilere mesleki
hayatlarında başarılar dileyerek,
programın yürütülmesinde emeği
geçen Siteler Mesleki Eğitim
Merkezi Müdürü Abdullah Baran ve
Siteler Mesleki Eğitim Merkezi
öğretmenlerine, ayrıca Makro
Market İnsan Kaynakları
Müdürlüğü çalışlarına
teşekkürlerini sundu.
MAKRO | Röportaj
Makro Market’te
Temmuz ayı içerisindeki
Yönetim Kurulu
Toplantısı neticesinde 9
yıldır Genel Müdürlük
görevini yürüten Mustafa
Songör ile Genel Müdür
Yardımcılığı yapan
Mehmet Songör arasında
bir nöbet değişimi
gerçekleşti. Biz de Makro
Vizyon ekibi olarak,
Makro Market’in yeni
Genel Müdürü Sayın
Mehmet Songör’ü daha
yakından tanımak için
bir röportaj
gerçekleştirdik. Mehmet
Songör’le yönetim
anlayışı ve gelecek
hedeflerinin yanı sıra
Makro Market’in
başarıları hakkında
konuştuk.
Makro Market’te, geçtiğimiz
ay, alınan kararlar sonucu Makro
Market Genel Müdürlüğü’ne
getirildiniz. Bu konu hakkında
neler söyleyeceksiniz?
Makro Market bir aile şirketi ve
yönetim kurulumuz da kurucu aile
fertlerinden oluşuyor. Yönetim
Kurulu üyeleri, aynı zamanda ‘İcra
Kurulu’nun da mensupları
durumunda. Dolayısıyla yönetimde
bulunan ekibin tamamı icraatın da
içinde olan isimler. Mevcut yönetim
ekibi içinde, sadece görev dağılımında
bir değişiklik söz konusu oldu.
Dolayısıyla, bu tip değişiklikler
kurumun yönetsel stratejilerinde çok
büyük farklılaşmaya neden olmaz.
Ben daha önce Genel Müdür
Yardımcısı olarak görev yapıyordum
30 | E y l ü l -E k im
2010
Her şey
hayal kurmakla
başlar!
MAKRO | Röportaj
ve şirketin pek çok departmanının
sorumluluğunu yürütüyordum. Şimdi
bunların yanı sıra Genel Müdürlük
görevini de üstlenmiş oldum. Genel
Müdürlük görevini 9 yıldır başarıyla
yürüten Mustafa Bey de, Genel Müdür
Yardımcısı olarak, çok önemli
sorumluluklar alıp kuruma hizmet
etmeye devam edecek. Yani temelde
çok fazla bir şeyin değişmediğini
söyleyebiliriz. Benim yeni görevim,
mevcut sorumluluklarımın üzerine ek
olarak aldığım bir görev oldu. Bu
çerçevede, temelde Yönetim Kurulu
kararları ışığında İcra Kurulu olarak
ekibimle beraber çalışmaya devam
edeceğiz. Elbette biraz da kendi
yoğurt yiyişimizi yansıtarak, Makro
Market’in bugüne kadar olduğu gibi
bundan sonra da çok başarılı bir
çizgide hedeflerine ulaşmasını
sağlayacağız. Kendimize böyle bir
vizyon edindik.
Peki, bu nöbet değişiminin
sebebi nedir?
Aslında bu değişimin net bir
sebebi olduğunu söyleyemeyiz; biraz
keyfi bir değişiklik oldu. Bununla
birlikte kurumsal açıdan gecikmiş bir
değişmeydi. Bu, benimle ya da
Mustafa Bey’le alakalı değil. 9 yıllık
bir Genel Müdürlük süreci, çok uzun,
yorucu ve yıpratıcı… Ayrıca kurumsal
körlüğe de neden olabilecek uzun bir
süre. Yönetim konuyu
değerlendirirken bu açıdan ele aldı. Bu
sürecin fazla uzadığını, böyle bir
değişikliğe gerek olduğunu düşündük.
Açık söylemek gerekirse, Yönetim
Kurulu Üyeleri olarak, bu tip görev
tanımlarına takılan ya da makam
hırsları olan insanlar değiliz. O
yüzden bir anda gelişti. Benim
kanaatim, bir Genel Müdürün kendi
anlayışını, yoğurt yiyişini, hedeflerini,
plan ve projelerini yansıtabilmesi için
en az 3 yıl gibi bir zamana ihtiyacı
vardır. Ama bu sürenin 5 yılı
geçmemesi gerektiğini de
düşünüyorum.
Sadece yönetici
pozisyonlarında değil, görev
paylaşımında da değişiklikler
oldu. Bu değişiklikler hangi
durumlar göz önüne alınarak
yapıldı?
Genel Müdür Yardımcılığı
görevindeyken bana bağlı olan belli
departmanlar, insan kaynakları, bilgiişlem, idari işler, reklam ve halkla
ilişkiler, pazarlama, muhasebe ve
fatura ve stok-kontrol
departmanlarıydı. Yeni dönemde, bu
departmanlardan idari işler,
pazarlama ve reklam ve halkla ilişkiler
departmanlarını direkt bana bağlı
olmaktan çıkardık. Kalan
departmanlar bana direkt bağlı olarak
çalışmaya devam ediyor. Bunlara ek
olarak ise, finans departmanı direkt
bana bağlı hale geldi. Mustafa Bey’in
Genel Müdürlüğü döneminde
satınalma ve finans departmanları
kendisine direkt bağlı departmanlardı.
Yeni dönemde ise satınalma, dış
bölgeler sorumluluğu, pazarlama,
reklam ve halkla ilişkiler
departmanları Mustafa Bey’in
yönetimine geçti. İdari işler ise
Osman Songör’ün sorumluluğuna
verildi.
Makro Market son birkaç yılda
çok ciddi bir büyüme ivmesi
yakaladı. Fortune Dergisi’nin ilk
500 şirket araştırmasında da 95.
olarak ilk 100 şirket arasına
girmeyi başardınız. Bu konu
hakkındaki yorumlarınızı alabilir
miyiz?
Fortune, ekonomi ve iş
piyasasında çok önemli yeri olan,
uluslararası bir dergi. Dünyada her yıl
en büyük 500 şirketi açıklıyor. Aynı
şekilde Türkiye’de de ilk 500 şirket
araştırması yapıyor. Biz de kurum
olarak, bu değerlendirmeleri
önemsiyor ve takip ediyoruz. Objektif
olarak yapılan bir araştırma olduğu
için de farklı bir önem arz ediyor.
Geçtiğimiz yıl yine bu araştırmada
111. sırada yer almıştık. Bu sıra, daha
önceki yıllara göre önemli bir başarı
olarak ortaya çıkmıştı. Tabi, 1 yıl
aradan sonra, 2009 yılı verilerini
yansıtan bu çalışmada ise 95. sıraya
yükselmiş olduk. Bu son derece gurur
ve mutluluk verici bir durum. Bizi son
derece sevindirdi ve motive etti ama
beraberinde de biraz telaşlandırdı.
Çünkü hızlı büyüdükçe geleceğe
dönük beklentiler de, hedefler de
büyüyor. Bunun kaygısını da
duymadık değil.
Bu sırada şunu da belirtmek lazım;
2010’un ilk 8 ayı verilerine göre
kabaca baktığımızda, gelecek yıl 75-80
aralığına yükseleceğimizi şimdiden
söyleyebiliriz.
Bu araştırmada, farklı
alanlarda da Makro Market
büyüklüğünü ispatlıyor. Örneğin
istihdam… İstihdam konusunun
Makro Market için çok önemli
olduğunu biliyoruz. Bu konudaki
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Sizin de belirttiğiniz gibi, aynı
araştırmada, istihdam bakımından en
büyük 39. sıraya yükseldik. Bu da yine
bizim yüklendiğimiz sorumluluğun
büyüklüğünü gösteriyor. çünkü
perakende sektörü istihdam yönü en
güçlü sektörlerden biri. 4000’e yakın
personelimiz var. Bu sayıyla 39. sırada
olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Belki
de işimizin en sevdiğimiz
taraflarından biri bu. Bu araştırmada,
en çok bu sonuca sevindim.
Ayrıca perakende sektöründe de
Türkiye’nin en büyük şirketlerinden
biri konumundayız; ulusal bazda
baktığımızda 6. sırada yer alıyoruz.
Yerli sermaye sahibi perakende zinciri
olarak baktığımızda ise Makro Market
2. sırada bulunuyor.
Tabi bu rakamlar belki çok önemli
değil; önemli olan üretmektir,
başarmaktır, ama rakamlar da
yaptığınız işin ölçeği; yapacaklarınız
adına da son derece motive edici bir
unsur.
E y l ül - E k i m 2010 | 31
MAKRO | Röportaj
Makro Market bugünlere
gelene kadar nasıl günler geçirdi?
Makro Market 20 yıllık geçmişi
olan bir kurum. Her yıl çok önemli
başarılarla bugünlere kadar geldik.
Ticari geçmişi ve ticaret kültürü olan
bir aileyiz. Perakende mağazacılık
olarak baktığımızda 20 yıl geçmişe
sahibiz ama bunun öncesi de var.
Bu 20 yıl içerisinde her yıl
hedeflerimizin üzerinde başarılar elde
ettik. Hep daha iyisini, daha güzelini
başarmak zorunda olduğumuzu
düşündük. Çünkü bu ülkenin başarıya
ihtiyacı var. Bizim ülkemiz
başarısızlıklarla zaman geçirecek,
değerleri, kaynakları boşa harcayacak
lükse sahip olan bir ülke değil. Biz çok
büyük ve köklü bir ülkeyiz ama zor bir
coğrafyada mücadele veriyoruz. Bu
coğrafya, ekonomik anlamda da zor
bir coğrafya. Dolayısıyla da
ekonominin önemli bir dişlisi olarak
32 | E y l ü l -E k im
2010
Bence her şey hayal kurmakla
başlar. Benim çok söylediğim bir
söz var: “Hayalperest olmamak
lazım ama hayal kurmasını da
bilmek lazım.” Çok büyük,
dünyaya şekil veren, dünyanın
geleceğini etkileyen birçok proje,
en başında mutlaka
hayal edilmiştir.
da biz kendi üzerimize düşeni en iyi
şekilde yerine getirmeliyiz ki ülkemize
karşı görevimizi yerine getirmiş
olalım.
Makro Market’in yeni Genel
Müdürü olarak gelecek
hedeflerinizden bahsedebilir
misiniz?
Bizim kurum olarak her zaman,
kısa, orta ve uzun vadeli, süreklilik arz
eden hedeflerimiz var. Ancak bunların
yanı sıra idealizmi de korumak lazım.
Bence her şey hayal kurmakla başlar.
Benim çok söylediğim bir söz var:
“Hayalperest olmamak lazım ama
hayal kurmasını da bilmek lazım.” Çok
büyük, dünyaya şekil veren, dünyanın
geleceğini etkileyen birçok proje, en
başında mutlaka hayal edilmiştir. Biz
de yapmak istediğimiz şeyleri önce
hayal ediyoruz sonra onu
gerçekleştirecek adımlar atmaya
başlıyoruz. Bugün geldiğimiz
noktanın çok önemli bir nokta
olduğunu biliyoruz, gücümüzün
farkındayız ama kendimizi dev
aynasında görmememiz gerektiğinin
de farkındayız. Bu çerçevede hedefler
çiziyoruz. Nihai hedefimiz, açıklıkla
belirtebilirim ki, Türkiye’de faaliyet
gösteren en büyük perakende zinciri
olmak. Bu bir hedeften çok, bir
mecburiyet. Bu hedefe ulaşmayı
kaçınılmaz olarak görüyoruz. Daha
sonra, bir Türk şirketi olarak, dünya
MAKRO | Röportaj
arenasında da büyük başarılar
göstermek, herhalde hem bizim
açımızdan hem de ülkemiz açısından
çok gurur verici bir durum olur.
Bugün, Türkiye’de faaliyet gösteren ilk
5 büyük perakendecinin yabancı
sermayeli olması, beni yaralayan bir
durum. Bir Türk vatandaşı olarak, bu
ülkede faaliyet gösteren bir iş adamı
olarak, bir perakendeci olarak,
gerçekten son derece üzülüyorum ve
vebal taşıdığımızı düşünüyorum.
Tabi ki, kısa ve uzun vadeli, daha
rakamsal bazlı somut hedeflerimiz
var. Bugün için, 9 ayrı ilde faaliyet
gösteren 118 mağazayla hizmet
veriyoruz. En son Samsun bölgesini ve
Antalya bölgesini oluşturduk. Bu
oluşumlar önümüzdeki dönemde de
devam edecek. Makro’ya öncelikli
olarak ihtiyaç duyulan bölgelerde
büyüme trendimizi devam ettireceğiz.
Makro’dan alışveriş etmek, Tüm
Türkiye’nin hakkıdır. Neden
İstanbul’daki, Van’daki bir tüketici
Makro Market’in hizmet ve kalite
ayrıcalığını yaşamasın? İnsanları bu
haktan mahrum etmemek adına, şube
34 | E y l ü l -E k im
2010
sayımızı arttırmayı planlıyoruz.
Önümüzdeki yıllar içerisinde de bölge
sayımızı 10’un üzerine çıkaracağız.
Mağaza sayısı da bu paralelde
artacaktır. Tabi içinde bulunduğumuz
ekonomik yapı, bu büyümenin çok
dengeli ve belirli bir mantık
çerçevesinde olması gerektiğini
gösteriyor. Bu yüzden büyük ölçüde
organik büyüme ile rutin büyümemizi
devam ettiriyoruz. Ama inorganik
büyümelere de kapalı değiliz. Doğru
projelere, her zaman sıcak bakıyoruz.
Mehmet Songör çalışanlarıyla
yakın ilişkiler kuran bir yönetici.
Bu yakınlık, yönetim biçiminize
nasıl yansıyor?
Her ne kadar ana stratejiler
kurullar tarafından belirlense de
kişilerin de bir tarzı, iş kültürü, hayata
bakış açısı, insan ilişkileriyle ilgili
anlayışı gibi kendine özgü birçok
özelliği vardır. İnsanı birey yapan,
karakteristik özellikleri ve kendini
diğerlerinden farklılaştıran
unsurlardır.
Sizin de belirttiğiniz gibi hayata
pozitif bakmaya çabalarım ve insan
ilişkilerimi de her zaman iyi seviyede
tutmaya çalışırım. Bugüne kadar, her
ne iş yaparsam yapayım insanları
kırmamaya gayret ettim. Tabi ki
işimin gereğini yaparım ama
kırmadan, dökmeden yapmaya özen
gösteririm. İnsanların yaptığı
yanlışlar eğer çok ağır karşılıkları hak
ediyorsa, bu karşılıkları bulurlar. Ama
bunların hiçbiri, o insanları rencide
etmek, insanlık dışı muamelelerle
karşı karşıya bırakmak anlamına
gelmemeli. Profesyonelliğin ve
kurumsallığın gereğince
davranmaktan imtina etmem. Benim
yönetim anlayışımda esneklik vardır
ama kırma ve kırılma yoktur. Victor
Hugo’nun dediği gibi “Sert olma
kırılırsın, yumuşak olma ezilirsin.” Hak
ettiğini düşündüğüm her insana
esnek davranırım. Ben eşitliğin
adaletsizlik olduğunu düşünüyorum.
O yüzden benim hedefim, adaleti
temin etmektir; eşitliği değil. Hiçbir
insan eşit değil ki. Herkesin hak ettiği
karşılığı bulması gerekir. Ama temel
bir ortak noktamız var ki, o da insan
olmak. Biz de insanız, çalışanımız da
insan, hizmet verdiğimiz tüketicimiz
de insan. Bu yüzden her yaptığımız
insana yakışır olmalıdır.
Benim gibi insanlar, sakin ve
sabırlıdırlar. Nadir sinirlenirler, ama
sinirlendiklerinde yanında, yakınında
bulunmamak lazım. Çünkü biz,
duygularını bastırıp daha ziyade içe
atarız. Ancak bu durum, insanın iç
dünyasında sıkışmalara neden olur ve
yanardağ tarzı patlamalar gelebilir.
Ziya Paşa ne demiş:
“Allah’a sığın şahs-ı halimin
gazabından
Zira yumuşak huylu atın çiftesi
pektir.”
Ayrıca, insanlarla iyi ilişkiler
kurabilmemde, eğitimci kimliğimin de
önemli katkısı olduğunu belirtmem
gerekir. İşin sırrı empatide gizli.
Empati kurmayı başarırsanız her
zaman insanlarla iyi geçinirsiniz.
Kısaca Sağlık
Beyni beslemek için
Sıcak-baş ağrısı
ilişkisi
arla yapılan
insanl
l Baş ağrısı çeken
, sıcak havalarda
re
gö
bir araştırmaya
in bir nedeni de
serinlemek istemen
ı ve migreni
sıcakların baş ağrıs
tan ısı, hormon
tetikliyor olması. Ar
dolaşımını
aktivitesini ve kan
ına neden
etkileyerek baş ağrıs
üzerinde 7 yıl
oluyor. 7.504 hasta
lışmada,
süren bilimsel bir ça
5 derecelik
hava sıcaklığındaki
uşumunu,
artışın, baş ağrısı ol
içerisinde
takip eden 24 saat
steriyor.
gö
% 7.5 arttırdığını
l Beyin, kanla beyne götürülen besin maddeleriyle beslenir. Normal
koşullarda beynin tek enerji kaynağı glukoz yani şekerdir. Şeker düzeyinin
beyinde azalmasına bağlı olarak, şuur kaybından komaya kadar birçok belirti
oluşabilir. Bunun yanında beyinde şeker düzeyinin artması da tahribata yol
açar. Beyin yaşlanmasını yavaşlatmak için, arı poleni, üzüm çekirdeği, A, E, C
ve B vitamini, balık, yeşil çay, baharatlardan, biberiye, zencefil, dereotu,
fesleğen ve bir tür bitki türü olan gingo biloba faydalıdır.
Doğal yetişmiş yeşil yapraklı sebzeler ve
taze, mevsiminde yetişmiş
meyvelere ağırlık
verilmelidir.
Her gün
egzersiz yapan
kadınların oranı
%35
D Vitamini
l D vitamini hakkında en önemli şey,
birçok sağlık konusuyla ilgili olması.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, D
vitamini eksikliği, depresyon, kalp
hastalıkları, hamilelikte sıkıntılar,
doğum hasarları, deri ve diğer kanser
türleri ve MS hastalığı gibi sorunların
nedenleri arasında bulunuyor. Ayrıca
unutmamalısınız ki, yeterince D
vitamini almadığında bedeninizin
performansı potansiyelinin çok altına
düşer.
36 | E y l ü l -E k im
2010
Ateşe yağlı
çözüm
l Bir gün güzel kokuları
için tercih ettiğimiz
esansiyel yağlar banyoda
mis gibi kokular vermenin
ötesine geçecek. Japon
araştırmacılar, kekik,
karanfil, gül, rezene ve
bergamotun ateşlenmeyi
önlediğini bulmuş.
Çalışmada, doğal yağ
bileşiği olan karvakrolun,
ateşlenmeye neden olan en
rahatsız edici COX-2
enziminin değerlerini en az
yüzde 40 oranında
düşürdüğü görülmüş.
MAKRO | Güncel
Bin aydan
hayırlı gece
KADİR
GECESİ
Dinimize göre, Kur’an-ı
Kerim’in vahiy yoluyla
Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed’e (S.A.V.)
gönderilmeye başlandığı gece,
Kadir Gecesi’dir. Kuran-ı
Kerim’de methedilen en
kıymetli gece olan Kadir
Gecesi’nin bin aydan daha
değerli olduğu açıkça
belirtilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hak, bu
mübarek gecenin kıymet ve faziletini
şöyle beyan buyurmaktadır: “Biz onu (Kur’an’ı) Kadir
Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin
ne olduğunu sen bilir misin? Kadir
Gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede,
Rablerinin izniyle melekler ve Ruh
(Cebrail), her iş için iner dururlar. O
gece, esenlik doludur. Tâ fecrin
doğuşuna kadar.”
Hz. Muhammed de (S.A.V)
Kadir Gecesi’yle ilgili şöyle
buyurmuştur:
“Kim Kadir Gecesi’nde
inanarak, ihlas ile o geceyi
ibadetle geçirirse, geçmiş
günahları bağışlanır.”
“Kadir Gecesi yatsı
namazında cemaatte hazır
bulunan, ondan nasibini
almıştır.”
38 | E y l ü l -E k im
2010
fırsatıdır.
Genel olarak Kadir Gecesi’nin
Ramazan ayının 27. gecesi olduğu
görüşü yaygındır. Fakat bununla ilgili
de kesin bir delil yoktur. Kadir Gecesi
ile ilgili hadislere bakıldığında
Peygamberimizin (S.A.V.) inananlara
tavsiyesi, Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın
son 10 gününün tek gecelerinde
aramaları şeklinde olmuştur. Buna
göre Kadir gecesi Ramazanın yirmi
bir, yirmi üç, yirmi beş, yirmi yedi ve
yirmi dokuzuncu gecelerinden
herhangi biri olabilir. Yani Kadir
Gecesi, zamanımızda Müslümanlarca
ihya edilmeye çalışıldığı gibi herkesçe
bilinen bir gece olmayıp, aksine
gizlenmiştir. Peygamber Efendimiz
(S.A.V.) bile Kadir Gecesi’nin
Ramazanın kaçıncı gecesi olduğunu
bilmiyordu.
Kadir Gecesi’nin özellikleri
Kur’ân’da adı geçen tek ay
Ramazan ayı, tek gece de “bin aydan
hayırlı gece” olarak adlandırılan Kadir
Gecesi’dir. Bu gecenin en önemli
özelliği, Kur’ân-ı Kerim’in ilk ayetinin
indiği gece olmasıdır. Ramazan ayının
son 10 gününe denk gelen Kadir
Gecesi’nin ilk yıldönümünde Kur’ân-ı
Kerim’in ilk bütünü tamamlanır.
Yine bu mübarek gecede,
insanlığın sonsuz refahına
neden olacak, ona
bereketli bir ömür
kazandıracak fırsatlar
verilir. “Bin ay” 83 sene 4
aylık bir süreye tekabül
eder. Bu, geçmişteki Salih
kimselerin bir ömür boyu
kazandıkları manevi
mertebeyi bir gece
içinde elde etme
Mübarek geceleri nasıl
değerlendirmeliyiz?
Kur’an-ı Kerim okuyarak,
Peygamberimiz’in (S.A.V) mübarek
duası olan Cevşen-ül Kebir’i okuyarak,
aile bireyleriyle birlikte günün mana
ve ehemmiyeti hakkında sohbet
ederek, Allah rızası için namaz
kılarak, hayatımızın geçmiş günleri ve
yılları hakkında muhasebe yaparak,
günahlarımızın bağışlanması için
Allah’tan af dileyerek,
Peygamberimize (S.A.V) bol bol salât
ve selâm okuyarak, dünya ve ahirete
ait dileklerimiz için dua ederek,
hastaları, yaşlıları ziyaret ederek;
yoksulları, öksüz ve yetimleri
sevindirerek, eş, dost ve
yakınlarımızla tebrikleşerek, dargın ve
küskünleri barıştırarak...
MAKRO | Güncel
Ramazan boyunca oruç tutma
nedeniyle günlük öğün sayısı
azaltıldığı ve beslenme
alışkanlıklarında değişiklikler
meydana geldiği için bayramda
normal yeme düzenine geçişte
psikolojik olarak daha fazla yemek
yeme eğilimi ortaya çıkıyor. Bayramda
birdenbire aşırı yemek yemek, şeker,
çikolata, ağır hamur işleri ve diğer
tatlıları aşırı tüketmek mide ve
bağırsak sisteminde çeşitli
rahatsızlıklara ve kilo alımına yol
açıyor.
Bir aylık orucun ardından
bayramda aşırı yemek yemenin
sonucunda hazımsızlık, mide
yanması, gaz şikayetleri, kusma, ishal,
kabızlık, mide-barsak hastalıkları,
reflü gibi şikayetler ortaya çıkıyor.
Bayramlarda yanlış beslenme
sonucunda hastanelerin
gastroenteroloji bölümlerine
müracaatlar artıyor. Sema Hastanesi
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Hayrettin Mutlu, bayramı mide
rahatsızlıkları ile geçirmemeniz için
tavsiyelerde bulundu.
Sağlıklı bir bayram için
beslenme önerileri
Ramazan’da bir ay
dinlenmeye çekilen
midenin, bayramda tatlı
ve hamur işi gibi
yiyeceklerle yorulmaması
gerekiyor. Bu yiyeceklerin
fazla tüketilmesi, hiper
tansiyon, kalp ve damar
hastalıkları ile diyabete
zemin hazırlıyor.
40 | E y l ü l -E k im
2010
“Öğün atlamayın”
Bayramda sağlıklı beslenme
ilkelerine uyulmalı, öğün
atlanmamalıdır. Mutlaka üç öğün
yemek yenmeli, ara öğünlerden
kaçınılmalıdır. Bir gün boyunca bir
porsiyondan fazla tatlı
tüketilmemelidir. Diğer tatlı ikramları
geri çevrilip, meyve, bol süt ve az
kahve içeren sütlü kahve, bitki çayları
tercih edilebilir. Kafeinin fazla
tüketilmemesi için günlük çay ve
kahve tüketimi 3 fincanı
geçmemelidir. Porsiyonlar azaltılmalı,
davette sunulan yiyeceklerin yarısı
yenilmelidir. Günde 8 bardak su
içilmeli, yemekler yavaş yenmelidir.
Kızartmalardan, hazır meyve
sularından, börek ve hamur
tatlılarından uzak durulmalıdır. Ağır,
yağlı yiyecekler içermeyen öğünler
planlanmalıdır.
MAKRO | Güncel
Ağır hamur
tatlıları, şekerler,
aşırı yağlı, çok
tuzlu, kalori
açısından yoğun
yiyecekler yerine
sebze ve meyve
tüketimine ağırlık
verin.
l Kahvaltıda, peynir, zeytin, kepekli
ekmek, domates, salatalık.
l Öğlen yemeğinde, ızgara veya
fırında et yemekleri, salata, çorba,
kepekli ekmek, yoğurt.
l Akşam yemeğinde, etli sebze
yemekleri, salata, yoğurt, kepekli
ekmek seçilebilir.
l
l
l
Öneriler
l Güne hafif bir kahvaltı ile başlayın.
Bir öğünde aşırı miktarda
yemekten kaçının. Az
ve sık yemek yiyin.
l Kızartmalar yerine
haşlama yemekleri
tercih edin.
l Ağır hamur tatlıları,
şekerler, aşırı
yağlı, çok
tuzlu, kalori
açısından
yoğun
yiyecekler
42 | E y l ü l -E k im
2010
l
l
l
yerine sebze ve meyve tüketimine
ağırlık verin.
Bayram ziyaretlerinde ikram
edilen hamur tatlılarını az
miktarda yiyin.
Çay, kahve gibi kafeinli içecekleri
fazla tüketmeyin.
Ramazan aylarında su tüketiminin
az olmasından dolayı vücutta
oluşabilen su kaybının yerine
konulabilmesi için su ve sulu
gıdaların tüketimine önem verin.
Diyabetliler, kalp hastaları, yüksek
tansiyonu bulunanlar; diyetinizi
kesinlikle bozmayın.
Bayram
sofralarında
sebze, meyve
ve yoğurt
ağırlıklı
mönüler
hazırlayın.
Salatayı unutmayın, marul,
kıvırcık, havuç, yeşil biber ve
limondan oluşan salatalar yapın.
l Şerbetli tatlılar yerine, sütlü
tatlıları ya da meyveleri tercih
edin.
l Ayrıca, sağlıklı yaşamın en temel
kurallarından biri olan fiziksel
aktivitenin arttırılması anlamında
günlük yürüyüşler yapılmalıdır.
Fiziksel aktivitenin bağırsak
hareketlerini arttırıcı, kan şekeri
ve kolesterolünü azaltıcı, kilo
kaybetmeye yardımcı olduğu
unutulmamalıdır.
MAKRO | Güncel
ULUSLARARASI
DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ
Uluslararası Çocuk Günü fikri, 1925 yılında
Cenevre’de yapılan Çocukların Refahı İçin Dünya
Konferansı’ndan sonra ortaya çıktı. Küçüklüğünde ve
büyüme çağında, sağlıklı, mutlu, kendinden emin ve
güven içinde bulunma olanağına sahip olmak, her
çocuğun hakkıdır. Çocukların ilk yıllarda edindikleri
deneyimlerin yaşamlarının gelecekteki kalitesini
gerçekten etkileyeceği konusu oldukça önemlidir.
Dünya Çocuk Günü, çocuklar arasında ortak duygular
oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama gibi
duygularının pekişmesini amaçlar.
44 | E y l ü l -E k im
2010
Birleşmiş Milletler Örgütü, 1954
yılında oybirliğiyle, her Ekim ayının
ilk pazartesi gününü Dünya Çocuk
Günü olarak kabul etti. Ayrıca 20
Kasım tarihinde de Çocuk Hakları
Günü kutlanır. Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu, 1959 yılında Çocuk
Hakları Bildirisi’ni yayımladı. Bildiride
esas olarak, yoksulluk, çocuk işçiliği,
eğitim gibi dünya çocuklarının
refahını ilgilendiren konulara
odaklanılıyor. Bu bildirideki en önemli
ifadeler şöyle sıralanabilir:
l Hiçbir çocuk, ırk, renk, cinsiyet,
din, dil, siyasi inanç nedeniyle
ayrıma tabi tutulamaz.
l Her çocuk, korunacak ve özel
bakım görecektir.
l Her çocuk, doğduğu andan
başlayarak bir isme ve yurttaşlığa
hak kazanmalıdır.
l Her çocuk, sosyal güvenlikten
yararlanmalıdır. Sağlıklı büyüyüp
gelişmesi için gereken her çaba
gösterilmelidir.
l Sakat çocuklar için özel bakım ve
eğitim uygulanmalıdır.
l Hiçbir çocuktan sevgi
esirgenmemelidir. Ailesi olmayan
ve yoksul çocuklara özel ilgi
gösterilmelidir.
l İlköğretim, zorunlu ve parasız
olarak her çocuğa sağlanmalıdır.
MAKRO | Güncel
l Çocuk, oyun oynamak ve
dinlenmek gibi imkanlara sahip
olmalıdır.
l Sosyal yardım ve koruma
denildiğinde, ilk akla gelen
çocuklar olmalıdır. Çocuk, her
türlü kötülük ve sömürüden
korunmalıdır.
l Çocuk, insanlar arasında ayrılık
sebebi olan nedenlerden titizlikle
korunmalıdır.
l Çocuğun kişiliğini geliştirmesi için
anlayış ve sevgiye gereksinimi
vardır. Anne ve babasının bakımı
ve sorumluluğu altında, her
durumda bir sevgi ve güvenlik
ortamında yetiştirilmelidir. Küçük
yaşlarda çocuğu annesinden
ayırmamak için bütün olanaklar
kullanılmalıdır. Ailesi ve yeterli
maddi desteği olmayan çocuklara
özel bakım sağlamak toplumun ve
kurumların görevidir.
l Çocuk sayısı fazla olan ailelere
devlet yardımı yapılmalıdır.
göstermeli, onları sevmeli, korumalı
ve eğitmeliyiz. Sağlıklı toplumlar,
ancak bu çalışmalarla oluşacaktır.
Dünyada her yıl 275 milyon çocuk,
aile içi şiddet görüyor. Dünya Sağlık
Örgütü tarafından yapılan çok ülkeli
bir araştırmaya göre, çocukluk
döneminde şiddete maruz kalanların,
tüm çocuklara göre oranı %21 olarak
karşımıza çıkıyor. Kız çocuklarının
istismara maruz kalma olasılıkları
erkek çocuklara göre daha fazla.
Okullarda da yaygın olan şiddet, çoğu
kez kızları hedef alıyor.
Çocukları sevmeli,
korumalı ve eğitmeliyiz
Türkiye’de çocuk sorunları
Dünyanın neresinde bulunursa
bulunsun, bütün çocukların mutlu ve
sağlıklı olması tüm ulusların ortak
isteği olmalı. Geleceğin büyüğü olan
çocuklarımıza gereken özeni
Yoksulluk, Türkiye’deki çocuk
sorunlarında en büyük etken. Her
dört çocuktan biri yoksul. Her beş
çocuktan biri çalışıyor. Ülkemizde
çocuklara sağlık hizmeti götürmek
amacıyla çocuk hastaneleri hizmet
veriyor. Çocuk yaşta suç işleyenlerin
iyiye yöneltilmesi için çocuk
ıslahevleri devreye giriyor. Büyük
yerleşim merkezlerinde çocukların
keyifli vakit geçirmesi için oyun
bahçeleri bulunuyor. Çocukların
yararlandığı çocuk kitaplıkları
kuruluyor. Öte yandan annesiz,
babasız çocukların korunması,
bakımı, barındırılması için Çocuk
Esirgeme Kurumu ve Yetiştirme
Yurtları hizmet veriyor. Dünya Çocuk
Günü’nde, okullarda, sınıflarda günün
anlam ve önemi üzerinde duruluyor,
çocukların bilinçlenmesi amaçlanıyor.
Dünya Çocuk Hakları ve Türk Çocuk
Hakları Bildirileri okunuyor.
Bildirilerde belirlenen belli başlı
haklar konusunda açıklamalar
yapılıyor.
E y l ül - E k i m 2010 | 45
MAKRO | Güzellik
Sonbaharda daha parlak
pürüzsüz ve canlı...
Sonbaharın gelişini hissetmemizle beraber güneş, deniz
ve kumun yıprattığı cildinize bakım yapmanın zamanı da
geldi. Sonbahar kendinize dönmenin ve yenilenmenin en
güzel zamanı. En pratik ve doğru ürünlerle yaz sonrası
yenilenme rehberi elinizde…
Bu yaz hepimiz için çok sıcak ve
zor geçti. Yazın en güzel tarafı olan
güneş aslında vücudumuzun en büyük
düşmanlarından biri. İşte bu nedenle
sonbahar aylarında, yazdan geriye
kuru bir cilt, yıpranmış saçlar ve
sapsarı tırnaklar kalıyor. Bu
sorunlardan kurtulmak ve kışa daha
sağlıklı görünen bir tenle girmek
istiyorsanız, bizi takip edin. Sizi bu
kabustan kurtaracak önerilerimiz var!
Cilde acil bakım
Uzmanların araştırmalarına göre
insan cildinin yazın gördüğü hasarlar
ancak sonbahar aylarında gün yüzüne
çıkıyor. Güneşin ve sıcağın yıprattığı
cilt, kuruma, lekelenme, gerginlik,
matlık ve sivilcelenme gibi pek çok
sorunla karşı karşıya kalıyor. Bunlar
tabi ki nemini kaybetmiş bir cildin en
büyük sorunları. Güneşin tüm yaz
boyunca bıraktığı tüm bu negatif izleri
silmek tabi ki kolay bir süreç değil.
Güneşten yayılan ultraviyole ışınları,
cildi kurutup yağ üretimini azaltır
fakat iklimin değişmesiyle beraber bu
durum tam tersi bir hal alabilir. Aşırı
kurumanın ardından görülen aşırı
yağlanma çok ciddi sorunlara neden
olabilir. Bu yüzden her mevsim olduğu
gibi sonbaharda da cilt temizliğine
büyük önem vermek gerekiyor. Çünkü
ne yaparsanız yapın eğer cildiniz
46 | E y l ü l -E k im
2010
MAKRO | Güzellik
temiz değilse, bir işe yaraması
mümkün olmuyor. Bunun için
cildinizi her sabah ve akşam güzelce
yıkadıktan sonra mutlaka bir tonikle
(örneğin gül suyunun çok iyi bir tonik
olduğunu aklınızdan çıkarmayın)
silmelisiniz. Sakın, “Ben makyaj
yapmıyorum, cildimi sabah-akşam
temizlememe gerek yok” diye
düşünmeyin. Hava kirliliğinin
artmasıyla beraber cildimizin sürekli
bir tehdit altında olduğunu
bilmelisiniz. Hava kirliliğinden dolayı
tüm gözenekleriniz gün boyunca
doluyor ve bu da sivilcelere ve
yağlanmaya neden oluyor.
Bu sebepler göz önüne alındığında,
cildinize uygun temizleme ürünlerinin
ve düzenli temizliğin sadece kuruluk,
yağlılık ya da sivilceler için değil,
yaşlanma etkilerini azaltmak için de
çok önemli olduğunu bilmelisiniz.
Yazdan çıkan cildinizin daha çabuk
kendine gelmesi için çeşitli ekstra
bakımlara da ihtiyacı olabilir. Haftada
birkaç kez yapacağınız bir nem
maskesi ve haftada bir yapacağınız
peeling, sonbaharda yenilenmek için
çok iyi bir çözüm. Cildin kendini 28
günde bir yenilendiğini düşünürsek,
yeni hücrelerin yüzeye doğru
hareketiyle beraber cilt kuru ve pul
pul dökülmeye başlar. Cildi bu ölü
hücrelerden arındırmak için peeling
kusursuz bir çözüm olacak. Böylece
cildiniz yenilendiği gibi siyah
noktalarınız da günden güne azalacak
ve yenilerin oluşumu önlenecek.
Vücudunuzun da
bakıma ihtiyacı var
Sonbahar ikliminin iniş ve çıkışları
sadece bağışıklık sistemimizi değil,
bizi tüm dış etkenlere karşı koruyan
tenimizi de etkiliyor. Özellikle yazın
savunmasız düşmüş olan vücudumuz
sonbaharla beraber ekstra bakımlara
ihtiyaç duyuyor. Nemini kaybetmiş ve
yaşlanmaya daha yatkın hale gelmiş
bu cilt sonbaharla beraber
hassaslaşıyor ve sıkıntı oluşturuyor.
Ancak bunun üstesinden gelmenin de
çok kolay yolları var.
Öncelikle güne güzel bir duşla
başlamanızı öneriyoruz. Böylece uyku
boyunca teninizde biriken yağ ve tuz
gibi artıklardan kolayca arınıp
kendinizi yeni güne daha kolay
hazırlayabilirsiniz. Ayrıca sabahları
alacağınız ılık bir duşun sizi tüm gün
zinde tutacağını ve rahatlatacağını da
unutmayın. Vücudunuza haftada bir
defa, duş esnasında yapacağınız hafif
bir peeling de vücudunuzdaki ölü
derilerden kurtulmanızı sağlar.
Unutmayın ki, vücut için uygun kıl
yapısına sahip bir fırça ya da yumuşak
bir kese de, kan dolaşımınızı
hızlandırarak peeling etkisi yapar.
Banyodan sonra cilt tipinize uygun
bir nemlendirici kullanmanızda fayda
var. Ayrıca zaman zaman, özellikle de
yazdan sonra, vücudunuzdaki benleri
kontrol etmeyi ihmal etmemelisiniz.
Kenarları girintili çıkıntılı olan,
tüylenmiş ve büyümüş olan benleriniz
varsa mutlaka bir hekime
başvurmalısınız.
Vücudunuzun güzelliğinin içeriden
geldiğini sakın unutmayın. Yediğiniz
ve içtiğiniz her şey cildinizin
güzelliğini etkileyen önemli bir
faktördür. Taze havuç, kayısı ve
domates gibi beta karoten değeri
yüksek gıdaları tüketmeyi ihmal
E y l ül - E k i m 2010 | 47
MAKRO | Güzellik
etmeyin. Taze sebze ve meyve
tüketmek hem sağlık hem de cilt
güzelliği için çok önemli.
Rüzgara bırak!
Vücudumuzun yazın güneşle en
fazla temas halinde olan
bölgelerinden biri de saçlarımız. Bu
dönemde sıkça görülen kuruluk,
dökülme ve parlaklık kaybı sizi ciddi
sıkıntılara sokabilir.
Saçlarınızın yaz aylarında çok
yıprandığını görüyorsanız, mutlaka
besleyici bir ürün kullanın. Saç
türünüze uygun olarak seçeceğiniz bu
ürünü saçlarınızı iyice yıkayıp
arındırdıktan sonra uygulamanız
gerekiyor. Ayrıca saçınızı bu durumda
sıcak bir havluya sararsanız ürünün
daha hızlı ve etkin bir şekilde nüfuz
etmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca
48 | E y l ü l -E k im
2010
banyodan çıkarken saçlarınıza bir süre
soğuk su tutun. Böylece parlaklık
kazanması daha kolay olacak ve
saçlarınız güçlenecek.
Saçlarınızı tararken metal ya da
plastik tarak ve fırçalar yerine ahşap
ve doğal kıllı olanları seçin. Böylece
elektriklenme problemi daha az
olacaktır. Boyalı veya permalı saçlara
sahipseniz saçlarınıza daha çok dikkat
etmelisiniz. Bu saçlar yazdan sonra
daha iyi bir bakıma ihtiyaç duyar.
Ayrıca bu saç tiplerine uygun temizlik
ve bakım ürünlerini tercih etmelisiniz.
Sorunsuz eller ve ayaklar
Ellerimiz dış dünyayla en çok
iletişim halinde olan uzuvlarımız.
Özellikle güneş ellerimizi en çok
yıpratan unsurlardan biri. Sürekli
nemlendirilmesi gereken ellerimizin
yaz güneşi altında daha çok bakıma
ihtiyacı oluyor. Ayrıca tırnaklarda da
sararma, çatlama gibi sorunlar
oluşabiliyor. Nemsizlikten hem
ellerimiz hem de tırnaklarımız zarar
görüyor. Ayaklar da sıcaklardan
nasibini alıyor ve bütün gün ayakkabı
içinde kalınca koku, mantar, egzama
gibi problemler artıyor.
Elleriniz ve ayaklarınız için her
sabah banyoda biraz zaman ayırmanız
bu sorunların üstesinden gelebilir.
Parmaklarınızı ve tırnaklarınızı günde
bir kere fırçalayın. Bu sert derileri
yumuşatır ve ellerinizin ve
ayaklarınızın yenilenmesine yardımcı
olur. Ayrıca haftada bir defa
ayaklarınızı ponza taşıyla ovun; ölü
derilerden kolayca kurtulduğunuzu
göreceksiniz.
Gün içinde ellerinizi sürekli
nemlendirmeniz çok önemli. Gün
içinde ellerimiz sürekli suyla haşır
neşir olduğu için kuruması ve
yaşlanma etkilerinin görülmesi
kolaylaşır. Bu açıdan el kremi, sürekli
olarak ellerin bakımını sağlar. Eğer
elleriniz yeterince nemliyse
tırnaklarınız da sağlıklı olacaktır.
Tırnaklar nemini tırnak etinden aldığı
için nemli el, nemli ve sağlıklı
tırnaklar anlamına gelir.
Ellerinize ve ayaklarınıza haftada
bir defa, geceleyin bolca vazelin sürün
ve üzerine pamuklu bir eldiven giyin
veya pamuklu bir bezle sarın. Sabah
uyandığınızda vazelinin yaptığı
bakımı görünce inanamayacaksınız.
MAKRO | Güzellik
Soğuk ayların
sıcak makyajları
l Öncelikle cazibeli mi, frapan mı,
güzel mi, yoksa doğal mı
görünmek istediğinize karar verin.
Sonbahar-kış
makyaj trendleri
Sonbahar ve kış mevsimlerinin hüzünlü algılanmasının
sebebi olarak soğuk ve kapalı havanın oluşturduğu
isteksizlik duygusu görülebilir. Bu noktada en önemlisi,
her zamankinden fazla itina isteyen cildimizi sabahları
temizlemek için bile üşenmek… Ancak unutmayın ki,
insanlar her zaman güzel görünmek ister, özellikle de
kadınlar. Bir kadını kendi içinde en önemli hissettiren
şey, temiz ve bakımlı cildi ve güzelliğini ortaya çıkaran
makyajıdır. Bu durumu aşabilmek için öncelikle her
zamanki cilt bakımınızı ertelemememiz gerekiyor, sonra
da güzelliğinize güzellik katmak için bu sezonun makyaj
tarzını yakalamalısınız. Güzelliğinizi ortaya çıkarmak
istiyorsanız, öncelikle işe, kışın uygulayabileceğiniz cilt
bakımıyla başlayın. Ardından sonbahar-kış makyaj
trendleriyle kendinizi daha özel hissedin.
50 | E y l ü l -E k im
2010
l Kullanacağınız fondötenin kışa
uyumlu olması için açık bir ton
olmasına dikkat edin.
l Parlak renkte bir allık seçin.
Mercan ya da uçuk pembe bir allığı
hafifçe uyguladığınızda, sağlıklı,
doğal ve canlı bir görünüme
kavuşacaksınız.
l Yazın sadece rimel ve far yeterli
olsa da sonbaharda ifade dolu
gözlerin ortaya çıkması gerekiyor.
Bu nedenle göz kalemi kullanarak
gözlerinizi belirginleştirmeyi
unutmayın.
l Orta tonlarda bir far yardımıyla
gözlerinizi dıştan içe doğru
gölgelendirin.
l Renkli maskara deneyin. Lacivert,
kestane rengi ya da mor maskara,
gözlerinize renk ve derinlik katar.
Kusursuz bir makyaj için…
Makyajda baz çok önemlidir.
Kusursuz bir baz hazırlamak için
cildin temiz ve nemlendirilmiş olması
gerekiyor. Nemli cildin üzerine
uygulanan
MAKRO | Güzellik
fondöten ile ortaya harika bir sonuç
çıkıyor. Yapılan hatalardan biri de
fazla pudra kullanmak. Cilde
fondötenin fazla uygulanması,
kırışıkların daha belirginleşmesine ve
yapay bir görünümün oluşmasına
neden olur. Bunun için az miktarda,
parmak uçlarınızla cildinize
uygulayacağınız fondöten, doğal bir
görünüme kavuşmanızın yanı sıra,
çekici bir pürüzsüzlüğü yakalamanızı
sağlayacak.
Doğallığınız renklerle
vurgulanıyor
Bu yıl, sonbahar ve kış aylarına
damgasını vuran makyaj stili
asilliğinizi ve doğallığınızı ortaya
çıkarıyor. Canlı renklerden oluşan
yeni makyaj stili, alımlılığını ve
bakışlarını ön plana çıkaran göz
makyajlarıyla destekleniyor.
Renklerin ifadeleri yansıttığı bu
trendde, mor ve pembe, favori renkler
arasında gösteriliyor. Asillik ve
cazibenin ortaya çıktığı, doğallık ve
abartının harmanlandığı kış
makyajına, renklerin özgür dokunuşu
damgasını vuruyor. Cildimizin en
güzel görünümünü destekleyen bir
makyaj için, makyaj
malzemelerini tene
hafif dokunuşlarla
uygulamak gerekiyor.
52 | E y l ü l -E k im
2010
Güzel bir makyaja giden yol…
İnsanların en önemli güzellik
göstergesi cildidir. Siz ne kadar
makyaj yaparsanız yapın eğer kusurlu
bir cildiniz varsa, makyajınız o kadar
başarısızdır. Işıl ışıl parlayan bir cilt
herkesin hayalini süslerken böyle bir
yüze kavuşmak biraz özen ve zaman
istiyor. Bununla beraber soğuk
havaların etkisiyle daha da yıpranan
cilt için çok özel bir bakım gerekiyor.
Eğer makyajınızın hedefinize
ulaşmasını istiyorsanız, cildinizin
nem oranını dengede tutmanız
gerekiyor. İşte sonbahar ve kış
aylarında cildiniz için yapmanız
gerekenler:
l Öncelikle güzel ve zinde bir
uykuyla bakımınıza
başlayabilirsiniz. İnsandaki
güzelliğin ortaya
çıkması için 7- 8 saat
uyuması gerekiyor.
l Güne duş alarak başlayın. 15
dakikasını soğuk su ile
geçireceğiniz duşun sonraki
zamanlarında sıcaklık oranını
arttırıp azaltarak 2 dakika
uygulayın. Bu yöntemle kan
dolaşımınızı hızlandırırken
zamanla cildinizdeki canlılığı da
hissedeceksiniz.
l İyi bir nemlendirici kullanın.
Yüksek koruma faktörlü ve çinko
oksit içeren bir kremle ışıltınıza
ışıltı katacaksınız.
l Kışın en büyük sorunlarından biri
de çatlamış dudaklar. Özellikle
kadınların en büyük sorunu olan
bu durumu, yoğun E vitamini
içeren koruyucu dudak
bakımıyla
giderebilirsiniz.
MAKRO | Sağlık
3 günde bedenine
format at!
Sağlıklı bir yaşam tarzı
benimsemek isteyenlerin
ilk olarak uyguladıkları
basamaklardan biri olan
detoks, çok farklı tarzlarda
uygulanabilecek bir
yöntem. Birçok uzmanın
birbirinden farklı detoks
önerilerini biraz araştırma
yaptığınızda bulabilirsiniz.
Ancak hepsinin belli başlı
ortak özellikleri bulunuyor.
Sizin için detoksun temel
yasalarını araştırdık.
54 | E y l ü l -E k im
2010
Detoks bedeni tanımak
bakımından oldukça faydalı bir
yöntem. Ancak detoksu bir zayıflama
diyetinden ziyade böyle bir diyete
başlamadan önce bedeni arındırmak
olarak tanımlamak daha doğru.
Çünkü detoks, hücresel bir
temizlenmeyi sağlıyor. Böylece, direkt
diyete başlayanların yaşadığı sadece
üst katmanlardaki ve geri dönüşü çok
hızlı olan zayıflamayı daha sağlam bir
hale getiriyor. Bu sebeple, diyete
başlamadan önce yapılacak 3 gün ile 1
hafta arasında değişen bir detoks
programı, gerçek arınma anlamına
geliyor. Detoksla kendinizi, tüm
hücrelerinizde bir temizlik
yapıyormuş gibi hissedebilirsiniz.
Vücudunuzun doğal ortamı!
Günümüz beslenme alışkanlıkları
ve dünyada yaşanan hızlı kirlilik
bedenimize çok ağır yükler bindiriyor.
Ayrıca hormonlu gıdalar, egzersiz
yapılmaması, düzensiz ve kalitesiz
uyku, sigara ve alkol kullanımı ve stres
vücudun toksinlerle dolmasına neden
oluyor. Bu kötü koşullardan, bebekler
bile anne karnındayken etkileniyor.
Bu durumda detoks, dokularda
biriken toksinleri sistematik bir
şekilde atmanıza yardımcı oluyor. Bu
süreçte, doğal yollarla, vücudunuzda
kusursuz bir ortam meydana
getirebilirsiniz.
MAKRO | Sağlık
Toksinler hastalıklara
davetiye çıkarıyor
Nedeni ne olursa olsun,
günümüzdeki sağlıksız yaşam ve
beslenme koşulları, pek çok ciddi
sağlık problemini beraberinde
getirdiği gibi, vücutta biriken
toksinlerin oluştuğu kadar hızlı
atılamadığı bir gerçek. Böylece sadece
kilo almakla ya da cilt sorunlarıyla
karşılaşmıyor aynı zamanda, vücudun
hastalıklara karşı olan direnci de
düşüyor, bağışıklık sistemi zayıflıyor.
Aşırı yorgunluk, stres, huzursuz bir
ortam da vücudun toksin üretimini
arttırıyor. Tüm bu unsurların bir
araya gelmesiyle, bağ dokusu
zayıflıyor ve sinir sistemi sağlığını
kaybediyor. Bu sorunlardan
kurtulmanın yolu da detoks gibi
bilinçli beslenme alışkanlıklarını
hayatın içine yaymaktan geçiyor.
Aşırı yorgunluk,
stres ve
huzursuzluk,
vücutta daha çok
toksin oluşmasına
davetiye çıkarıyor.
Bu yüzden daha
rahat bir yaşam
tarzı
benimsemelisiniz.
Amacı ne olursa olsun…
Detoks, başlangıçta çok zor gibi
görünse de, ilk günün ardından gelen
hafifleme hissi ve bedeninize iyi
baktığınıza dair oluşan hazla yıllarca
bedeninizde biriken toksinlerin
atılmasında motivasyon sağlıyor.
Fazla kilolardan kurtulmak ya da
bedeni arındırmak için detoks
yapılabilir. Detoks programından
sonra da abur cubur ve aşırı yağlı
yemekleri kesip egzersizi eksik
etmeyerek vücut dengenizi kolayca
koruyabilirsiniz. Sürekli bir arada
olduğunuz arkadaşlarınızı da ikna
edip senede bir kere detoks
yapabilirsiniz.
Detoks programı
size uygun olmalı
Çok hızlı detoks programlarını
uygulamak, beraberinde baş ağrısı ve
zor nefes alma gibi yan etkileri de
getiriyor. Detoksta doğru olan, daha
yavaş ve uzun süreli, sağlıklı
alışkanlıklar kazanabileceğiniz
süreçleri seçmektir. Ayrıca detoksu
doktor kontrolünde yapmak, en doğru
olanı. Herhangi bir hastalık nedeniyle
tedavi görüyorsanız, diyabetikseniz,
yeme bozukluklarınız varsa,
hamileyseniz ya da emziriyorsanız,
asla detoks uygulamayın. Doğru bir
dönemde sağlıklı detoks uygulamak
için doktorunuza başvurun.
3 günlük detoks programı
En başta da söylediğimiz gibi,
birçok farklı beslenme uzmanının
birbirinden farklı detoks programları
E y l ül - E k i m 2010 | 55
MAKRO | Sağlık
Gün içinde
içtiğiniz
içeceklerin tadını
beğenmezseniz,
bir dilim portakalı
yanınızda
bekletin. Her
yudumdan sonra
portakalı
emebilirsiniz.
detoks programı çıkardık. Amacımız,
vücudunuzda biriken toksinleri
atmakta görevli olan organlarınızı
birkaç günlüğüne dinlendirmek.
Böylece sağlığınızın yanı sıra
formunuz ve cildiniz için de çok iyi bir
şey yapmış olacaksınız. Ancak ciddi
sağlık sorunlarınız ve metabolik
rahatsızlıklarınız varsa, detoksa
başlamadan önce bir uzman
doktordan bilgi almalısınız.
Detoks yaparken dikkat
edilecek noktalar
bulunuyor. Bazı programlar sadece
sebze ve meyve sularını beslenme
programına alırken, diğerleri detoks
boyunca çiğ sebze ve meyve yenmesini
öneriyor. Bunları sizler için derledik
ve 3 günlük, uygulaması daha basit bir
56 | E y l ü l -E k im
2010
l Detoks boyunca bolca su tüketin.
Günde en az 3 litre…
l Çay, kahve ve sigaradan kesinlikle
uzak durmalısınız. Bitkisel çaylara
yönelebilirsiniz.
l Her türlü hayvansal üründen uzak
durmalısınız. (Et, balık, yumurta,
süt ürünleri…)
l Detoks süresince şeker
kullanmamalısınız.
l Tuzu azaltın.
l Öğünlerinizi düzenli olarak alın.
l Her gün, bol oksijenli havada
yürüyüşler yapın. Terlediğinizde,
ağır metaller de dahil tüm
toksinler vücuttan atılır.
l İlkbahar ve sonbahar
başlangıçlarının detoks için en
uygun zamanlar olduğunu
unutmayın.
l Toksinleri atmak için bir yöntem
de deniz tuzudur. Banyo suyunuza
deniz tuzu atın ve yarım saat
dinlenin.
l Ara öğünlerde meyve ve sebze ya
da bunların sularını tüketin.
MAKRO | Sağlık
1.gün
3.gün
Bağırsaklar için
Detoksla bağırsaklarınızdaki yükü
birkaç günlüğüne de olsa
hafifletebilirsiniz. Bu sayede kendinizi
daha dinç ve hafif hissedeceksiniz.
Yiyecek: Kahvaltı için,
yiyebileceğiniz kadar ananas. Öğle
yemeği için yağsız pişirilmiş, sebzeli
bulgur. Akşamleyin, 3 havuç, 1 meyve
ve 2 kerevizden oluşan salata.
İçecek: öğleden sonra ve
akşamüzeri, bir bardak anason çayı
içmelisiniz. (250 ml kaynamış suyun
içine bir çay bardağı anason çayı atın
ve ağzını kapatarak 5 dakika
demlendirin.)
Diğer öneriler: Küveti 36 derece
sıcak suyla doldurun. Bir parça deniz
tuzu ekleyin ve içinde rahatlayın. Bu
banyo, üzerinizdeki negatif elektriği
alacak ve bağırsaklarınızı
rahatlatacak. Bol oksijenli bir yerde
tempolu yürüyün. Böylece kan
dolaşımınız hızlanacak ve toksinlerin
atılmasına yardımcı olacak.
58 | E y l ü l -E k im
2010
Cildiniz için
2.gün
Karaciğer ve böbrekler için
Bugün tüm toksinleri
vücudunuzdan atan iki organ
üzerinde çalışacağız. Asitli
yiyeceklerden kesinlikle uzak durun.
Yiyecek: Sabah doyana kadar
kavun ya da karpuz yiyebilirsiniz.
Öğlen yemeği için, orta büyüklükte 2
enginar haşlayın, orta büyüklükte 1
patatesi fırınlayın ve ikisinin üzerine
zeytinyağı ve limon ekleyerek yiyin.
Akşam ise, domates, kıvırcık ve biber
ile yapacağınız bir salata ve tatlı
niyetine çilek yiyebilirsiniz.
İçecek: Böbreklerin yıkanması çok
önemli. 1 ya da 2 bardak yeşil çay için.
Bunun dışında gün içinde, çok
abartmamak şartıyla bitki çayı
içebilirsiniz.
Diğer öneriler: Ciğerlerinize bir
çeşit pansuman yapacağız. Sıcak suyla
doldurduğunuz su torbasını ılık ve
nemli bir havluya sararak
karaciğerinizin üzerine yerleştirin.
(Karaciğeriniz sağ tarafta, göğüs
kafesinizin bittiği yerdedir.) Daha
sonra bunun üzerine de kuru bir havlu
örtün ve yarım saat uzanın.
Kürünüzün son günü artık dış
görünümünüzle ilgileneceksiniz. Bu
sayede, cildiniz daha parlak ve sıkı
görünecek.
Yiyecek: Sabah kahvaltısı olarak
dilediğiniz
kadar elma
yiyebilirsiniz.
Öğlen ise 500
gram
kuşkonmaz
yiyin. Bunun
yanına orta büyüklükte 2 patates ve
bol maydanoz ekleyebilirsiniz. Akşam
ise bol dereotlu bir salata. Eğer
canınız karbonhidrat tüketmek
isterse, 70 gram haşlanmış esmer
pirinç ekleyebilirsiniz.
İçecek: Karahindiba çayı,
cildinizin bağ dokusunun sıkılaşması
için gerekli. Bu yüzden 30 gram
karahindiba, 30 gram kayın yaprağı,
10 gram mürver ağacı yaprağı ve 10
gram mürver ağacı tohumunu
demleyip için. Sabah, öğlen ve akşam
birer bardak…
Diğer öneriler: Terlemek, cilt için
en iyi temizlenme şekli. Bunun için,
bu günü terleme günü ilan edin ve
sabah 20 dakika ip atlayın, 30 dakika
koşun ve 45 dakika da bisiklete binin.
Öğleden sonra, 3 kez aralıklarla
saunaya girin. Daha sonra duşta
cildinizi keseleyin. Çıktıktan sonra
vücut yağıyla masaj yapın.
MAKRO | Konuk
Sizi 1997 yılında Elite Model
Look birincisi olarak tanıdık. Çok
başarılı bir modelken şimdi
oyuncu olarak da izleyicinin
takdirini kazanıyorsunuz. Çok iyi
yapımlarda rol alıyorsunuz.
Hayaliniz miydi bu?
Oyuncu olmak gibi bir hayalim
yoktu. Küçükken mimar olmak
isterdim. Ama onunla ilgili de eğitim
almadım, çalışma ekonomisi okudum.
O sırada zaten mankenlik yapıyordum.
Daha sonra reklam filmlerinde
oynamaya başladım.
Küçükken balerin olma
hayaliniz varmış, neden devam
etmediniz?
Sekiz sene bale yaptım. Dört
yaşında başlamıştım. Ayağımın kemik
yapısı uygun olmadığı için devam
edemedim. İçime oturan şeylerden
biridir bu. Ama o yılların benim için
büyük önemi var, çünkü karakterime,
oturuşuma, kalkışıma, her şeyime
büyük etki eden, hatta temelini
oluşturan bale ve bale hocamdır.
Hayatımdaki disiplin anlayışımı
oradan aldığımı düşünüyorum.
Disiplin anlayışımı
bale sayesinde kazandım
Yeni yayın döneminin en çarpıcı dizilerinden biri olan Umut
Yolcuları’nın Komiser Yardımcısı Aslı’yı canlandıran Sedef
Avcı ile bir söyleşi gerçekleştirdik. 1997 yılında Elit Model
Look birincisi olarak tanıdığımız Sedef Avcı, bugün
kariyerine oyuncu olarak devam ediyor. Ekranların en çok
izlenen dizilerinde görmeye alışık olduğumuz Sedef Avcı,
kariyerini ve özel hayatını anlattı.
60 | E y l ü l -E k im
2010
Sizi ilk “Böyle mi Olacaktı”
dizisinde gördük bir oyuncu
olarak, değil mi?
Evet, ilk o diziyle, 2002 yılında
başladım profesyonel anlamda
oyunculuğa. Bir sezon oynadım, daha
sonra okulumu bitirmek için bir sene
ara verdim. Okul bittikten sonra
bölümümle ilgili bir şey yapmak
istemedim açıkçası. Oyunculuğun
tadını almış ve çok sevmiştim, onunla
ilgili eğitim almak istedim. Tam o
MAKRO | Konuk
sırada “Yanık Koza”dan teklif geldi. O
bittikten sonra oyunculuk dersi alma
isteğimi gerçekleştirebildim, üç ay
boyunca Mahşer-i Cümbüş
topluluğundan Dilek Çelebi ile
çalıştım. İnanılmaz keyifliydi. Çok
faydasını gördüm, çok rahatlattı beni.
Biraz da eşiniz Kıvanç Kasabalı
hakkında konuşalım. Nasıl bir
hikayeniz var?
2001’de Miss Turkey’e katılmıştım.
Orada tanıştık Kıvanç Kasabalı’yla.
Aynı ajanstaydık, ama hiç karşı karşıya
gelmemiştik. Tanıştığımızda şimşekler
çaktı, diyebilirim! Miss Turkey’de
ikinci oldum, sonra hemen Miss
Universe yarışmasına gittim. Ben
yarışmaya gidince bana sürpriz
yaparak Miami’ye geldi! Yarışma Porto
Riko’daydı, dönüşte aktarmalı olarak
Miami’den uçacaktık. Kıvanç
da beni karşılamak için oraya
geldi. Birlikte Türkiye’ye
döndük. Böyle bir durum
karşısında büyülenmemek
elde değil...
Ne zaman evlendiniz,
evlenme kararını nasıl
aldınız?
Beş senelik ilişkimizden
62 | E y l ü l -E k im
2010
sonra 2005’te evlendik. Acele bir karar
değildi. Ben okulumu bitirdim, düzenli
bir hayatımız vardı, ben ailemle
yaşıyordum, o da öyle. Sonra Kıvanç
askerliğini yaptı. Evliliğimiz doğal bir
sürecin sonuydu aslında. Evlenmek
bizim için bir tabu değildi. Beraber
yaşamak istedik, “Madem istiyoruz,
evlenelim” dedik! Kalıpçı bir evlilik
anlayışı değil yani bizimki. İnsanlar
bazen bizim evli olduğumuzu
anlamıyorlar. İnanmıyorlar, kardeş
filan sananlar var! Fazla beraber
olmaktan birbirimize benzedik
herhalde! Rahat bir evliliğimiz var,
birbirimizi sıkmıyoruz. Bir evlenme
teklifi de yok aslında! Her şey doğallık
içinde gelişti.
Menekşe ve Halil, Yaprak
Dökümü, Ezel… Şimdi de kimsesiz
çocukların yaşamlarından
yola çıkarak gerçek
olayları ekrana taşıyacak olan
“Umut Yolcuları” adlı dizide Aslı
karakterini canlandırıyorsunuz.
Bize biraz Aslı’dan bahseder
misiniz?
Aslı, Çocuk Şube’de komiser
yardımcısı... Yeri geldiğinde
sertleşebilen, genelde sakin biri.
Aslı, sizi daha önce izlediğimiz
karakterlerden biraz daha farklı
bir karakter...
Açıkçası hep aynı tarzda
karakterleri oynamayı hiçbir oyuncu
tercih etmez. Benim istediğim de bu
çeşitlilikti. Bugüne kadarki tüm
rollerim naifti, burada da naifim ama
dediğim gibi gerektiğinde sertliğini,
tavrını ortaya koyan bir kadın Aslı...
Bir polisi oynamak oldukça
zor olmalı. Role hazırlanmak
içine tür çalışmalar yaptınız?
Tutuklamanın nasıl
yapılacağını, kelepçenin nasıl
takılacağını öğrenmek için dersler
aldık. Çekimlerde hata
yapmayalım, yanlış hareketler göze
batmasın diye bu eğitimleri
almamız gerekiyordu.
MAKRO | Röportaj
Ankara en modern
‘Kurban Kesim Merkezi’ne
kavuşuyor
Dinimiz için en kutsal günlerden biri olan Kurban Bayramı
yaklaşıyor. Her sene olduğu gibi içimizi “Kurbanı nereden
alacağız?” endişesi sardı bile. Ama bu sene Ankara halkı,
modern bir Kurban Kesim Merkezi’ne kavuşuyor. Makro
Market İnşaat-Yatırım biriminin aylardır süren çalışmaları
tamamlandı ve Makro Market Kurban Kesim Merkezi bu yılki
Kurban Bayramı’nda hizmet vermeye başlıyor. En modern ve
hijyenik koşulların sağlandığı merkezde
çile çekmeden kurbanlıklarınız hazır
olacak. Siz, ayrılan özel alanda kesim
randevunuzun olduğu saate kadar çayınızı
içip Makro Market’in ikramlarının tadını
çıkaracaksınız. Kurban Kesim Merkezi
hakkında ayrıntılı bilgiyi Makromarket
İnşaat-Yatırım Müdürü Halil İbrahim
Türkoğlu’ndan aldık.
HALİL İBRAHİM TÜRKOĞLU
64 | E y l ü l -E k im
2010
Makro Market’in Kurban
Bayramı için çok özel çalışmaları
var. Ankara halkının her zaman
özlem duyduğu modern bir
Kurban Kesim Merkezi
kuruyorsunuz. Bu proje hakkında
bilgi verebilir misiniz?
Makro Market olarak bir süredir
fizibilite çalışmalarını yaptığımız bu
projeyi hayata geçirmenin
mutluluğunu yaşadığımızı öncelikle
belirtmek isterim.
Çünkü Makro Market’in kurban
toplama, satış, kesim merkeziyle
beraber müşterilerimiz Kurban
Bayramları’nı çok daha rahat bir
şekilde geçirecekler.
Kesim Merkezimiz, 20 dönümlük
bir arazi üzerinde kurulu, yüzlerce
büyükbaş ve yüzlerce küçükbaş
hayvan kapasiteli olarak organize
edildi.
Ayrıca küçükbaş kurbanlıklar için
1500 adet/gün kapasiteli, büyükbaş
kurbanlıklar için ise 500 adet/gün
kapasiteli ayrı ayrı iki adet kesimevi
bulunmaktadır.
Kurban Bayramı’ndan önce
insanların gelip kurbanlık hayvanları
görmesi için padoklar oluşturduk.
Müşterilerimiz, konuklarımız bu
padoklarda kurbanlıklarını seçecekler,
işaretleyecekler, bayram günü
belirlenen randevu sisteminde buraya
gelip kesimlerini yaptıracaklar.
Kurban toplama, satış, kesim
merkezimizin, Ankara’da bulunan özel
kesim ve toplama merkezleri
içerisinde modern ve hijyenik
yapısıyla müşterilerimizin beğenisini
kazanacağına inanıyorum.
Kurban kesiminin hijyenik
koşullarda ve İslami şartlara
uygun olarak yapılması çok
önemli. Bu konuda yaptığınız
çalışmalar ve aldığınız önlemler
nelerdir?
Öncelikle, hayvanların kesimi
kesinlikle dini vecibelere uygun helal
ritüeller ile yapılacak.
MAKRO | Röportaj
Hayvanların kesimi
kesinlikle dini vecibelere
uygun helal ritüeller ile
yapılacak.
Ayrıca sadece kesimde
değil, hayvanların başka
diğer özellikler olarak da
İslami şartlara uygun
olmalarına çok dikkat
ettik; yaşı, sağlığı,
cinsiyeti…
Müşterilerimiz
unutmamalıdır ki satışa
sunulan her kurbanlık
hayvan Kurban değildir.
Bundan sonraki
bakımlarını da o yolda
devam ettiriyoruz.
‘Kurban Kesim Merkezi’yle ilgili ayrıntılı bilgiyi Makro Market
mağazalarından ve www.makromarket.net adresinden edinebilirsiniz.
Ayrıca sadece kesimde değil,
hayvanların başka diğer özellikler
olarak da İslami şartlara uygun
olmalarına çok dikkat ettik; yaşı,
sağlığı, cinsiyeti… Müşterilerimiz
unutmamalıdır ki satışa sunulan her
kurbanlık hayvan Kurban değildir.
Bundan sonraki bakımlarını da o
yolda devam ettiriyoruz.
Böyle bir alan kurma fikri
nereden çıktı?
Et konusunda müşterilerimizin
Makro Market ismine duyduğu bir
güven söz konusu. Yıllardır Kurban
Bayramı döneminde,
müşterilerimizden bu tip bir merkez
kurmamız konusunda talepler
alıyorduk. Kurbanlıklarını Makro
Market’ten almak istediklerini
söylüyorlardı.
Biz de bu yıl müşterilerimizin
taleplerini en iyi şekilde anlayıp doğru
bir yapılanma ile yerine getirmeye
çalıştık. Bu çabalarımızın sonucunda
modern bir Kurban toplama, satış,
kesim merkezini oluşturduk. Bu yıl ve
bundan sonraki yıllarda tesislerimizde
66 | E y l ü l -E k im
2010
hizmet vermeye devam edeceğiz.
Müşterilerimize hijyenik ve kaliteli bir
tesiste kurban kesmenin keyfini
yaşatacağız.
Müşterilerin vakit geçireceği
alandan daha ayrıntılı olarak
bahsedebilir misiniz?
Müşterilerimiz yanı başımızda
bulunan yaklaşık 1200 kişi kapasiteli
nezih camimizde bayram namazlarını
eda ettikten sonra Kurban toplama,
satış, kesim merkezimiz içerisinde
hazırladığımız alanda sabah çaylarını
içebilecekler. Bunların yanı sıra başka
ikramlarımız da olacak.
MAKRO | Beslenme
Açlığı bastırmak için
kusursuz seçenek
Gün içinde ne kadar çok
atıştırdığınızı hiç
düşündünüz mü? Evde
sıkılırken, yolda yürürken ya
da işyerinde çalışırken…
Açlığı bastırmak için
yediğimiz bu gıdaların
kilonuzu etkileyebileceğini
de unutmayın. Bir atıştırmalık hem sizi doyurmalı hem de
besleyici olmalı. Ancak bunun yanında kilo kaybetmek de
fena olmazdı, değil mi? İşte size açlığınızı bastıracak 10
kusursuz seçenek…
Tabi ki yoğurt
Şeker değeri yüksek, içinde meyve
bulunan ve tadı da çok mükemmel
olmayan yoğurtlardan bahsetmiyoruz.
Bu tip yoğurtlar yerine süzme yoğurt
yemek daha mantıklı bir seçenek.
Süzme yoğurt yoğun kıvamıyla hem
daha çabuk doygunluk hissi verir hem
de etiketinde de göreceğiniz gibi yağ
içermez. Porsiyonunun 80 kalori
olduğunu düşünürsek, oldukça iyi bir
seçenek. Üstelik içine dilediğiniz
kadar meyve koyarak lezzetine lezzet
katabilirsiniz. Ayrıca süt ürünlerinde
bulunan kalsiyumun zayıflattığı da
pek çok araştırmayla kanıtlanmış
durumda. İçeriğindeki lif ve protein
de cabası…
Kayısı
A, B ve C vitamini açısından
zengin bir meyve olan kayısı aynı
zamanda bol miktarda demir içerir.
Bu bakımından vücudun ihtiyacı olan
pek çok maddeyi barındıran kayısının
1 tanesi sadece 18 kalori içeriyor.
Ayrıca, kansızlığa iyi gelmesi ve
bağırsakları çalıştırması da cabası.
Çantanızda bulunduracağınız birkaç
tane kayısı, tadıyla favori
atıştırmalığınız olabilir.
68 | E y l ü l -E k im
2010
MAKRO | Beslenme
Bitter çikolata
Çikolata bizlere en yüksek hazzı
veren yiyeceklerden biri.
Ancak aynı zamanda en
çok kiloyu aldıran da o.
Ancak 5 adet küçük dilim
bitter çikolatada sadece
100 kalori bulunuyor.
Ayrıca bol miktarda kakao
içeren bitter çikolatanın
zengin bir antioksidan
kaynağı olduğunu
unutmayın. Yüksek
tansiyona da iyi geldiği
araştırmalarla kanıtlanan çikolata,
aynı zamanda enerji veriyor ve
kendinizi çok daha iyi hissetmenizi
sağlıyor.
Sakız
Sakız aslında
bir atıştırmalıktan
ziyade sizi zararlı
atıştırmalıklardan
koruyacak bir
kalkan olarak
düşünülebilir. Herhangi
bir şey yemeden önce aç olup
olmadığınızı düşünün. Eğer aç
olduğunuzdan emin değilseniz,
canınız sadece ağzınıza bir şey atmak
istiyorsa, sakız en iyi seçenek. Ayrıca
Mayo Clinic’ten Doktor James Levine,
sakız çiğneyerek yakılan kalori
miktarını hesaplamış: 11 kalori.
Mısır ve pirinç patlağı
Karnınızın olmadık bir zamanda
acıktığını hissettiğinizde, patlamış
mısır ve pirinç tanelerinden oluşan
ürünleri yiyebilirsiniz. Bu ürünler,
cips ve kuruyemişlere alternatif olacak
lezzette ve çok daha az kalorili. Yani
oldukça sağlıklı bir abur cubur. İçinde
yağ ve şeker yok. 100 gramında da
340 kalori bulunuyor. Böylece
istediğin zaman atıştırıp doyabilirsin.
Elma
Elma tam bir
mucize meyve.
Üzerinde
yapılan pek çok
araştırma da
bunu gösteriyor.
2003 yılında
Brezilya’da
yapılan bir araştırmaya göre günde 3
elma yemek kiloyu sabit tutacağı gibi,
vermeye de yardımcı oluyor. Bir elma
ve biraz cevizle harika bir lezzet elde
edebilisiniz. Elmayı dilimleyin,
üzerine bir miktar ceviz serpin.
İşte size mükemmel bir
atıştırmalık. Ayrıca elmayı fıstık
ezmesiyle de yemek lezzetli bir
seçenek. Oldukça sağlam bir
doyuruculuğa sahip olan fıstık
ezmesinin bir çorba kaşığı, 100 kalori.
Yulaf
Patlamış mısıra alternatif olarak
tüketilebilecek olan
yulaf ezmesi, az
kalorili ve
doyurucu bir ara
öğün. Yapılan
çalışmalara göre
yulaf ezmesi,
herhangi bir tahıla
göre daha fazla karın doyuruyor ve
aynı miktarda kalori ve lif içeriyor.
Hemen yiyebileceğin, zahmetsiz bir
atıştırmalık…
Diyet dondurma
Dondurma her zaman yemesi
zevkli bir gıda. Ayrıca oldukça tatlı ve
lezzetli. İstanbul Üniversitesi İç
Hastalıkları Anabilim Dalı Beslenme
Uzmanı Diyetisyen Doktor Zeynep
Koç da dondurmanın kalsiyum, fosfor,
protein, A, E ve B grubu vitaminler
70 | E y l ü l -E k im
2010
içeren son derece
besleyici bir gıda
olduğunu
belirtiyor. Ayrıca
dondurulmuş
herhangi bir şey
yemek
normalden daha uzun zaman aldığı
için bir atıştırmalık olarak çok iyi bir
seçenek.
Kepekli bisküvi
Lifin kilo kaybına yardımcı olduğu
artık hepimiz tarafından biliniyor. Bu
bakımdan lif bakımından zengin olan
kepekli bisküviler, tokluk hissi
verirken, kolesterolün yükselmesini
de engelliyor. Ayrıca bilinen tatlı
bisküvilere göre %30
daha az kalori
içeriyor ve yağ oranı
%75 daha az.
Bağırsaklar için
faydası ise, kanser
oluşumu riskini azaltması.
Muz
Kendiliğinden paketlenmiş bir
meyve olan muz, çantada kolay
taşınmasıyla ideal bir atıştırmalık. 1
tanesinde 100 kalori olan muz
lezzetiyle de cezbedici. İçeriğinde pek
çok yararlı madde bulunan muz
özellikle sinirleri güçlendirmesiyle
oldukça farklı bir işleve sahip. Zihnen
çalışanlar için çok iyi bir seçenek olan
muz mideyi de güçlendirir ve korur.
MAKRO | Sağlık
Sinüzite merhaba
Yazın bitmesiyle birlikte sinüzit
rahatsızlıklarında artış görülüyor.
Peki, kimler sinüs problemleriyle
karşılaşır? Herkesin sinüs enfeksiyonu
geçirebildiğini ancak bazı grupların
daha hassas olduğunu belirten, Dr.
Sağun risk gruplarını şöyle
tanımlıyor:
Kulak-burun-boğaz hastalıkları
tatilden döndü!
Yazın bitmesi ve okulların açılmasıyla birlikte çocuklarda
bademcik problemlerinde artış görülüyor. Havalardaki ısı
değişimi ve okullardaki toplu yaşam, çocukları
enfeksiyonlara yatkın hale getiriyor. Sınıftaki bir çocuğun
enfeksiyona yakalanması sonucu solunum vasıtasıyla
hastalık diğer çocuklara da kolaylıkla geçebiliyor. KBB
Uzmanı Dr. Ömer Faik Sağun, “Önceki yıllarda bademcik
ve geniz eti problemi olan çocuklar KBB hekimlerince
değerlendirilmeli, gerekli önlemler alınmalı ve böylece
çocukların hastalıklar dolayısıyla okulu aksatmaları
önlenmeli” diyor.
72 | E y l ü l -E k im
2010
l Alerjisi olanlar: Bir alerji atağı,
soğuk algınlığı gibi mukozanın
şişmesine, sinüs kanallarının
kapanmasına, mukus akımının
engellenmesine ve bakteri
enfeksiyonuna neden olur.
l İyi nefes almayı ve mukus
akışını engelleyecek yapısal
burun bozuklukları olanlar:
Örnek olarak kırık bir burun veya
septum deviasyonu olanlar risk
grubuna giriyor. (Septum, burun
delikleri arasında burnu sağ ve sol
olmak üzere ikiye bölen kıkırdak
bir yapıdır. Bunun bir tarafa doğru
eğilmesine deviasyon denir.)
MAKRO | Sağlık
l Sık sık enfeksiyona maruz
kalanlar: Okul öğretmenleri ve
sağlık personeli hassastır.
l Sigara içenler: Tütün dumanı ve
nikotin doğal direnç
mekanizmasını bozar.
Grip ve nezlenin
en tehlikeli dönemi
Nezle, hapşırık ve öksürükle
havaya yayılan virüslerin başka bir
insan tarafından solunmasıyla
bulaşıyor ve virüs, alındığından birkaç
saat sonra, nezle belirtileri
başlayabiliyor. Halsizlik, hafif baş
ağrısı, hafif bir ateş, öksürük, gözlerde
kızarma, yaşarma, üst solunum
yollarında yanma hissi ve burun
akması en önemli belirtiler olarak
biliniyor. Normal şartlarda bir haftaon gün içinde geçen hastalık, sinüzit,
orta kulak iltihabı, zatürre gibi
komplikasyonlara neden olursa
iyileşmesi zorlaşıyor ve uzuyor.
Grip de, nezle gibi bulaşıcı bir
virüs enfeksiyonu olmakla birlikte,
nezleye nazaran çok daha ağır
seyreden bir hastalıktır. İnfluenza
virüsleri, insandan insana tükürük
damlacıkları yoluyla bulaşıyor. Bütün
dünyada fakat daha çok ılıman iklim
74 | E y l ü l -E k im
2010
kuşağında görülüyor. Genellikle
sonbaharın soğuk aylarında başlıyor
ve küçük çocuklar, vücut direnci
düşmüş yaşlı ve hasta kişiler hastalığa
daha çok yakalanıyor. Okul, kreş,
kışla, fabrika, hapishane, bakım evi
gibi toplu yaşanılan yerlerde bulaşma
kolay olduğundan hızlı bir şekilde
yayılıyor. Sonbahar ve kış
mevsimlerinde toplu ulaşım
araçlarının, sinema, tiyatro gibi
yerlerin hastalığın bulaşmasını
kolaylaştırdığı biliniyor.
Hastalıktan korunmak için
l Bu dönemde el temizliğinize özen
gösterin, elinizi sık sık yıkayın.
l Hapşırma ve öksürme durumunda
temastan kaçının.
l Odalarınızı sık sık havalandırın,
klimalardan kaçının.
l Bağışıklık sistemini olumsuz
etkilediği için stresten uzak durun
l Grip aşısı yaptırmayı ihmal
etmeyin. Aşının, Eylül-Kasım gibi
sonbahar aylarında uygulanması
tavsiye ediliyor. Her yıl dolaşan
virüs türleri farklı olduğu
için aşı olduktan sonra da
grip hastalığına
yakalama riski var
ancak hastalığa
yakalanılsa bile aşının
etkisiyle o dönem daha
hafif ve kolay
geçiriliyor. İnfluenza
türleri değiştiği için buna
bağlı olarak aşıların içeriği
de salgın yapma olasılığı en
yüksek olan virüslere göre
değiştiriliyor. Sonuç olarak her yıl
grip aşısı yaptırmak gerekiyor.
MAKRO | Bebek Sağlığı
Tüm uzmanların hemfikir olduğu
bir konu var ki, o da bebeğin ruh ve
vücut sağlığı için anne sütünün en ideal
besin olduğu… Bir bebek için yaşama en
iyi başlangıç olan anne sütünün
önemini sizler için, Sema Hastanesi
Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Betül
Akçin’den öğrendik.
Bebek için en faydalı gıda
Bebekler için en iyisi
ANNE SÜTÜ
Anne sütünün bebek için ne kadar önemli bir besin
olduğunu artık sürekli duyar olduk. Annenin,
mümkün olduğu sürece bebeğini emzirmesi, bebeğin
sağlığı ve gelişimi açısından çok önemli ve gerekli.
Anneler genellikle altıncı aya kadar bebeğin normal
büyüme ve gelişimini sağlayacak kadar süt üretir ancak
bu süt altıncı aydan sonra doğum ağırlığının 2 katı
olan bebeğe yetmez. Peki, ilk altı ay bebeğin gelişimi
için en önemli ve hatta tek gıda olan anne sütünün
sırrı nedir?
76 | E y l ü l -E k im
2010
l Anne sütü, en doğal ve taze
besindir.
l Her zaman temiz ve mikropsuzdur
l En uygun sıcaklık olan vücut
sıcaklığındadır
l Bebek tarafından tamamıyla ve
kolaylıkla sindirilir
l Anne sütü, ilk altı ay, bebeğin tüm
ihtiyaçlarını karşılar. Bebeğin
bağışıklık sistemini güçlendirir, onu
hastalıklardan korur.
l Annenin ilk 4–5 günlük sütü olan
“ağız sütü”nün (kolostrum adıyla da
bilinir) bebeğe verilmesi çok
önemlidir.
l Anne sütü alan bebeklerde karın
ağrısı ve kabızlık daha az görülür.
l Yeni doğan bebeğin sarılığının
düzelmesini kolaylaştırır.
l Anne sütü alan bebekler, diğer
besinlerle beslenen bebeklerden
daha zeki olurlar.
l Anne sütü, doğal bir sakinleştirici
olarak görev yapar. Bu sayede bebek
daha az ağlar.
l Emzirme, bebeğin duygusal
gereksinimlerini karşılar. Bebeğin
MAKRO | Bebek Sağlığı
emzirme esnasındaki
pozisyonundan daha rahat bir duruş
şekli yoktur. Bu rahat duruş anne ve
bebek arasındaki duygusal bağın
artmasını sağlar. Bebeğin ruhsal
gelişimi için çok önemlidir.
Anne sütü, anne için de faydalı
l Annenin sağlığını korur.
l Emziren annenin doğum sonrası
kanamaları daha az olur, kansızlık
riski azalır.
l Emzirmenin, meme ve rahim
kanseri riskini azalttığı, yapılan
araştırmalar sonucu görülmüştür.
l Emzirme, annenin doğum sonrası
kilo vermesini kolaylaştırır.
l Yeni bir gebeliğin oluşmasını
geciktirir.
l Daima hazırdır, anne uykuya ve
dinlenmeye daha çok vakit
ayırabilir.
l Kullanımı kolaydır ve ekonomiktir.
l Emzirme, anne ile bebeğin sağlıklı
yakın temas kurmasını
sağladığından, anne ve bebeğin
arasındaki o özel sevgi bağının
kurulmasına yardımcı olur.
Bebeğinizi emzirmeye
ne zaman bașlamalısınız?
l Bebeğinizi doğumdan sonra, ilk
yarım saat içerisinde, kendinize
gelir gelmez emzirmeye
78 | E y l ü l -E k im
2010
başlamalısınız.
l Doğumdan sonra ilk birkaç gün
içerisinde gelen koyu ağız sütü,
bebeğe mutlaka verilmelidir. Bu süt,
bebeğinizi hastalıklardan korur.
l Doğumdan hemen sonra emzirmeye
başlayan annenin önceleri az
miktarda gelen sütü, bebeğin
emmesiyle beraber kısa sürede
artacaktır. Doğumdan sonra 1–2
gün süt gelmese bile ek bir gıda
verilmemeli, bebek sık sık
emzirilmelidir.
Bebeğinizi ne sıklıkla
ve nasıl emzirmelisiniz?
l Bebeğinizi her
ağladığında ve her
istediğinde
emzirebilirsiniz.
Emzirmeye zaman sınırı
konulmadan, bebeğinizi
gündüz ve gece her
istediğinde emziriniz.
Özellikle geceleri emzirme, süt
üretiminizi arttıracaktır Yeni doğan
bebekler genellikle günde 8–10
öğün emmek isterler. Öğün sayısı
daha sonra giderek azalır.
l Bebeğin vücudu anneye yakın
olmalı, baş ve vücudu düz bir şekilde
tutulmalı, gerekirse omuzla birlikte
poposundan desteklenmeli ve
burnu anne memesiyle aynı hizada
olmalıdır. Emzirme esnasında
meme çevresindeki koyu renkli
bölgeyi çocuk ağzına almalıdır.
l Doğumdan sonra emzirmeye
başlayan annenin sık ve doğru
emzirmesi, bol sütün gelmesini
sağladığı gibi göğüslerin şişmesini
ve acımasını da önler.
Bebeğinize anne sütünü
kaç aya kadar vermelisiniz?
l Bebeğinize ilk 6 ay sadece anne sütü
vermelisiniz.
l 6. aydan sonra 2 yaşına gelene kadar
uygun ek gıdalarla birlikte anne
sütü vermeye devam etmelisiniz.
l Bebeği ilk 6 ay sadece anne sütüyle
beslemek ne kadar önemliyse,
zamanında uygun ek gıdalara
başlamak da bebeğinizin sağlıklı
gelişimi için çok önemlidir.
MAKRO | Çocuğum
Çocuk okula ilk başladığında,
eğitimi, ya çok güzel bir şey olarak ya
da tatsız, sıkıntı veren ve zorluklarla
dolu bir şey olarak görecektir. Bu
düşünce çocuğun kendine güvenini
olumsuz yönde etkileyebilir. Bu gibi
tatsızlıklarla karşılaşmamak için
çocuğu zorlamak, ona kızmak, baskı
yapmak hiçbir işe yaramaz. Bu tür
davranışlar yerine çocuğu anlayışla
dinlemek ve bu konuda hem size hem
de çocuğa yardımcı olabilecek bir
çocuk psikoloğuna gitmek yararlı olur.
Psikolog, çocuğun sorununu bulup
ona yardımcı olacağı için çocuk
okuldan soğumadan sorun
çözülecektir. Bazen aile “Hadi çocuğun
dediği olsun, bu sene okula gitmesin”
diyebilir. Fakat sorun çözülmediği için
bir sonraki sene aile yine aynı sorunla
karşı karşıya gelir ve çocuğun bir
senesi boşu boşuna geçmiş olur.
Alanur Özalp
Uzman Psikolog
Anne ve baba arasında
fikir birliği
İnsan psikolojisi çok karmaşık,
sürekli değişen ve gelişen bir olgu.
İnsan pek çok şeyi sonradan
öğreniyor. Biz, bize gelen uyaranları
değerlendirerek, öğrenmemiz gereken
davranışları seçer ve öğreniriz. Bu
çocuk psikolojisinde de böyle. Çocuk
hem büyüklerini gözlemleyerek, hem
Çocuk ilkokula başlarken...
İlkokul, çocuğun okulla tanıştığı, geleceğinin
temellerinin atıldığı bir dönem. Bu dönemde çocuğun
aile dışına çıkması ve okula alışması süreci çok zor
olabilir. Çocuk okula gitmek istemiyorsa, giderken zorluk
çıkarıyorsa, ağlıyor, türlü bahaneler uyduruyor ya da bir
süre devam etmesine rağmen şimdi gitmek istemiyorsa,
bu noktada çok dikkatli davranılmalıdır. Bu zor süreçte
ona gösterilecek olumlu ya da olumsuz her tepki, eğitim
hayatının bütününü etkileyecektir.
80 | E y l ü l -E k im
2010
MAKRO | Çocuğum
de onların kendisinden yapmasını
istedikleri davranışlara uyarak
öğrenme sürecine devam eder.
Öncelikle anne-baba, ne konuda
olursa olsun, eş tutumlar sergileme
yoluna gitmelidirler. Annenin bir
tutumunu veya olmasını istediği bir
uygulamayı, ne baba ne de ailenin
diğer fertleri engellememelidir.
Uygulanacak davranış uygulamaya
konmadan önce anne-baba aralarında
konuşup fikir birliğine varmalıdırlar.
Örneğin anne, “Çocuk saat 9.30’da
yatmalı” diyorsa, baba ya buna
uygun davranmalı ya da anneyle
konuşup bir başka saatte fikir
birliğine varmalıdır. Yani
uygulamada ve karar verildikten
sonra yapılacak tutum
değişiklikleri çocuğun kafasını
karıştırabileceği gibi çocuğun
ebeveynlere olan
güvenini de sarsar. Bu
durumu fark eden çocuk,
anne-babayı kullanmaya
başlayabilir. Bu gibi durumlar,
çocukların genel
davranışlarında hırçınlık,
huysuzluk, söz dinlememe ve
huzursuzluğa neden olabilir.
Çocukla ilişkilerimizde tutarlı
olmak, alınan kararlar
konusunda anne-babanın
birbirlerini desteklemeleri,
çocuklara örnek bir davranış
olacağı gibi, hoşlarına da gider.
Ruhsal bir huzur ve rahatlama
duymalarını sağlar. Onları
rahat, hoşgörülü, esnek ve
kendileriyle barışık çocuklar
haline getirir.
82 | E y l ü l -E k im
2010
Çocuğun erken yașta okula
bașlaması sakıncalı mı?
Okula yeni başlayan çocuğu olan
her anne-baba heyecanlanır. Çünkü
ilkler önemlidir. Okula başlama da
insan hayatındaki önemli
olaylardan biridir.
Çocuğun
ilkokula
başlaması
ve o
andaki
ruh
durumu
hayati
önem
taşır.
Herkes bu ilk anıyı iyi ya da kötü
hatırlar. Bu ilk anının olabildiğince
güzel olmasına dikkat etmekte yarar
var. Avrupa ve Amerika’da eğitim 6
yaşında başlıyor. Eğitim sistemi 6 yaş
çocuğunun hem gelişim hem de
psikolojisine göre düzenleniyor.
Uygulamada ilk yıl, çocuk oyunla
eğitime bir ön giriş yapıyor. Tüm
eğitim tamamıyla oyunla veriliyor.
Öğretmenler bu konuda çok iyi eğitim
alıyorlar. Türkiye’de eğitim yaşının
6’ya indirilme kararı alındı ancak alt
yapı yetersizliği nedeniyle sistem
sağlıklı bir şekilde uygulanamadı. Şu
anda Türkiye’de uygulanan tüm
sistem, 7 yaşa göre düzenlenmiştir.
Daha çok eğitim ve öğretime
yöneliktir. Sistem ağır, hatta
disiplin kuralları daha
ağırdır. Türkiye’deki
eğitim alt yapısının tam
olmaması nedeniyle
psikologlar çocukların
okula yaşından erken
gönderilmesini
onaylamıyorlar.
Çünkü çocuğun ruh
sağlığı her şeyin
üstünde tutulmalıdır.
MAKRO | Çocuğum
Okulu reddetmenin
sonuçları ne olur?
Araştırmalara göre okul fobisi
müdahale edilmediği taktirde kronik
okulu reddetme sorununa
dönüşebiliyor. Kronik okulu reddetme
sorunu ise, aile içinde huzursuzluğun
yanı sıra akademik başarısızlığa, okula
uyumsuzluğa, yetersiz akran
ilişkilerinin ortaya çıkmasına neden
oluyor. Yetişkin dönemde de yüksek
okul ya da iş ortamına uyum
sağlayamama, panik atak, psikolojik
ve psikiyatrik sorunlara yol açabiliyor.
Anne-babalar ve öğretmenler
neler yapmalı?
Çocuğunuz okula alışamazsa...
Araştırmalar, okul çağındaki her 10 çocuktan 3’ünün
okula giderken huzursuzlandığını, sorun yaşadığını ve
gitmek istemediğini gösteriyor. Okulu reddeden ve
gitmek istemeyen çocukların genellikle anne ve babayla
yakın ilişkiler içerisinde olan, endişe ve korku yaşayan
çocuklar olduğunu belirten uzmanlar, okulun ilk
günlerinde alınacak küçük önlemler ile bu sorunların
giderilebileceğini söylüyor.
Memorial Hastanesi’nden Pedagog
Dr. Melda Alantar, çocukların neden
okul fobisi yaşadığını anlattı:
“Genellikle okulu reddeden öğrenciler
anne ve babalarıyla yakın ilişki içinde
olan, endişe ve korku yaşayan
çocuklardır. Okul başarısı veya sosyal
ilişkiler konusunda sorunlar yaşayan
çocuklar da okula gitmeyi
reddedebilirler. Pek çok çocuk, okul
ortamında aşağılanma, dışlanma,
84 | E y l ü l -E k im
2010
zorbalık gibi durumlarla karşılaşıyor.
Bazı çocuklar ise televizyon izleyerek,
oyun oynayarak eğlenceli zaman
geçirdikleri için evde kalmayı tercih
ederler. Eğitim kademeleri arasında
geçiş yapan çocuk ve ergenler (örneğin
ilköğretimden liseye geçiş yapan
öğrenciler) de yoğun stres
yaşayabilirler. Tüm bu etmenler okulu
reddetmenin ortaya çıkmasında etkili
olur.”
‘Okul olgunluğu’nun çocuğun
bedensel, duygusal, zihinsel ve sosyal
anlamda okula hazır olması anlamına
geldiğini belirten Pedagog Melda
Alantar, anne, baba ve öğretmenlere
düşen görevleri sıraladı:
l Yetişkinler çocuğun güçlü yönlerini
fark etmeli ve ona bu özelliklerini
kullanması için destek olmalıdırlar.
Anne-babanın en önemli
görevlerinden biri de çocuklarına
bağımsızlığa ulaşmalarında
yardımcı ve yol gösterici olmaktır .
l Anaokuluna ilk kez giden çocuğun
ailesi ayrılık sahnesini kısa tutmalı,
onu sevdiğini söyleyip okulda
mutlu ve güvende olduğunu
belirtmeli ve gün sonunda onu
gelip alacaklarını söylemelidir.
l Özellikle lise döneminde okul
seçiminde çocuğun görüşü
alınmalı, ilgi ve yetenekleri göz
önünde bulundurulmalıdır.
l Okul açılmadan önce yapılan
alışverişlerde çocuğun da
bulunması ve seçim yapma
hakkının olması, onun süreç içinde
etkin olarak yer almasını sağlar.
l Aile, öğrenmenin ve okulun önemli
olduğunu çocuğa belirtmelidir.
Okulun açılış törenine aile
bireylerinin de katılması çocuğu
rahatlatır.
MAKRO | Gezi
pek çok sanatçıya da ilham vermiş
olağanüstü güzelliklere sahip küçük
bir Avrupa kenti. Attığınız her adımda
kendinizi tarihle iç içe
hissedebileceğiniz bir kültürel ve
sosyal yaşam merkezi. Düzenli trafiği
ve her yere ulaşımı sağlayan
demiryolu sistemi, işinizi oldukça
kolaylaştıracak ama siz bu araçlara
rağmen yürümeyi tercih edeceksiniz.
Çünkü Prag yürüyerek keşfedilecek bir
şehir. Şehrin sokaklarında kaybolup
aynı yerden 5. defa geçerken bile
başka bir ayrıntıyla karşılaşabilirsiniz.
Her sokakta, her meydanda, kendinizi
alamayacağınız bir manzara sizi içine
çekiyor.
Yüz Kuleli Şehir
Prag
Bu sayımızda sizleri Çek
Cumhuriyeti’nin romantik,
nefes kesici ve hüzünlü şehri
Prag’a götürüyoruz. Yaklaşık 10
milyon nüfusa sahip Çek
Cumhuriyeti’nin 2 milyon
nüfuslu başkenti, “Altın Şehir”
ve “Yüz Kuleli Şehir” olarak da
adlandırılan Prag, yılda
yaklaşık 10 milyon turisti
ağırlıyor.
86 | E y l ü l -E k im
2010
Doğu bloğunun yıkılmasıyla
birlikte turistleri ağırlamaya başlayan
Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri arasında
Çek Cumhuriyeti’nin başkenti
Prag’dan dolayı ayrı bir yeri var.
Turistlerin çok ilgisini çeken Prag,
tarihi dokunun büyük bir özenle
korunduğu, her karışıyla hafızanıza
kazınacak bir kent.
Yürüyerek keșfedin!
Ünlü yazarlardan Kafka’nın ve
Milan Kundera’nın şehri Prag, ayrıca
Olmazsa olmaz…
Prag’ı gezmeye kentin göbeği
olarak Kabul edilen “Eski Şehir
Meydanı”ndan başlayın. Günün her
saatinde kalabalık olan bu meydanda
pek çok kafe bulunuyor. Kafelerde yer
bulmak zor olsa da şansınızı
denemenizde fayda var. Eski Şehir
Belediye Sarayı, mimarisiyle hemen
dikkat çeken bir yapı. Ayrıca yine bu
meydanda bulunan Astronomik Saat
Kulesi, dünyaca ünlü bir bina.
Söylentiye göre 1490 yılında yapılan
bu saat kulesi, şehrin ileri gelenleri
tarafından o kadar beğenilmiş ki, bu
eserin bir benzerini yapmasın diye
saati yapan ustanın gözlerine mil
çekilmiş.
Antonin Dvorak ve Mucha
Müzeleri, Prag Şatosu, Schwarzenberg
Sarayı, Veba Heykeli ve seramik ve
porselen oyuncak ve hediyelik eşya
alabileceğiniz Stare Mesto açık hava
pazarı, Prag’da mutlaka görmeniz
MAKRO | Gezi
Prag’ın kalbinin attığı yer olan Charles
Köprüsü günün her saatinde hareketli.
gereken yerler. Ayrıca kuklalarıyla
ünlü şehirde Kukla Müzesi’ni gezmeyi
ve tiyatro gösterilerini izlemeyi de
unutmayın.
Charles Köprüsü
Vltava Nehri üzerinde bulunan
Charles Köprüsü, Prag’ın en ilgi gören
yerlerinden biri. 13. yüzyıl yapımı
olan 520 metrelik bu köprü,
turistlerin ve yöre halkının en çok
gittiği yerlerden biri. Kral 4. Karl’ın
baş mimarı olan Peter Parler
tarafından yapılan köprü, daha ziyade
şövalye turnuvaları için işlevsel bir
yapı oluşturma amacıyla inşa edilmiş.
Köprü üzerinde şu anda 75 adet
heykel bulunuyor. Yapıldığı yıldan
itibaren Prag’ın büyümesine ve
gelişmesine büyük katkı sağlayan
köprünün sonunda yer alan müzesi de
oldukça etkileyici.
Prag’ın en güzel göründüğü yer
olan Charles Köprüsü, araç trafiğine
kapalı ve üzerinde hediyelik eşya
satıcılarından, müzisyenlere ve sokak
ressamlarına kadar pek çok insana
rastlayabilirsiniz. Ayrıca gece ve
gündüz nehir turu yapan teknelerle
Prag’ı nehir üzerinden de
izleyebilirsiniz.
Prag’ı adeta ortadan ikiye bölen
Vltava Nehri’nde düzenlenen tekne
turları, sizi tarihin içine sürükleyecek.
Üzerinde 18 köprü bulunan nehirde
yapılan gezi, özel olarak tasarlanan
gezi tekneleriyle yaklaşık bir saat
sürüyor.
Karlovy Vary’yi görmeden
dönmeyin!
Prag’ın 13 km batısında yer alan
bu kent, 18. ve 19. yıllar boyunca
dünyanın en çok ziyaret edilen
yerlerinden biriymiş. Bir kaplıcalar
kenti olarak bilinen Karlovy Vary,
şifalı sularının iyileştirici etkisiyle
ünlü. Pek çok ünlü sanatçı ve devlet
adamının gelip tedavi olduğu bu
küçük kenti Atatürk de ziyaret etmiş.
Karlovy Vary aynı zamanda
porselen ve cam üretiminin de
merkezi konumunda. Ünlü Bohemya
kristallerini bu kasabadaki
mağazalardan satın alabilirsiniz.
Prag’a gidince, Ulusal Müze, Mozart Müzesi,
Dekoratif Sanatlar Müzesi ve Kafka’nın Evi’ni
görmeden dönmemenizi tavsiye ederiz.
E y l ül - E k i m 2010 | 87
MAKRO | Çocuk
S I RADAK ‹
Sevde, belli bir s›raya göre boncuklar› ipe diziyor.
Ayn› rengi takip ederek ipin kalan k›sm›na boncuklar›
çizer misin?
Haz›rlayan: Orhan Akcan
B‹LMECE
Adam›n biri, avucuna bir yumurta alarak Hoca’ya sormufl.
— Bil bakal›m Hoca’m, avucumda ne var?
Hoca:
— fiunu biraz tarif et, ne oldu¤unu söyleyeyim, demifl.
— Peki, demifl adam. D›fl› beyaz, içi sar›!
— Bildim, bildim! diye ba¤›rm›fl Hoca. fialgam›
soymufllar, içini oymufllar, ortas›na da havuç
koymufllar!
Noktal› yerleri kahverengi boya ile boyayal›m. Bakal›m ne ç›kaçak?
Resimde gördü¤ün hayvanlar›n isimlerini söyler misin?
‹ki resim aras›nda on tane fark var. Resimdeki farklar› bularak iflaretler misin?
88 | E y l ü l -E k im
2010
MAKRO | Çocuk
E y l ül - E k i m 2010 | 89
MAKRO | Tarif
Kuzu Etli
Ispanak Kökü
(4 kişilik)
Malzemeler
1 kilo ıspanak kökü, 1 yemek kaşığı
tereyağı, 1 yemek kaşığı un, 400
gram kuşbaşı kuzu eti, 2 adet orta
boy kuru soğan, 1 adet yumurta, 1
yemek kaşığı yoğurt, 30 gram
margarin, tuz ve su.
Hazırlanışı
Ispanak kökleri iyice temizlenip
sıcak suda haşlanır ve bir tepsiye
ortası boş kalacak şekilde dizilir.
Ayrı bir kapta yağ eritilip ince
kıyılmış soğan ve kuzu eti kavrulur.
Pişen etler ıspanağın ortasındaki
boşluğa konur. 180 dereceye
getirilmiş fırında 15 dakika pişirilir.
Ayrı bir kapta yumurtanın sarısı, un,
limon suyu ve yoğurt karıştırılıp
etin üzerine dökülür ve 180 derece
fırında 5 dakika daha pişirilir.
Brokoli Çorbası
Malzemeler
500 gr brokoli, 1 havuç, 1 patates, 1 soğan, 2 su bardağı süt, 1 çorba
kaşığı tereyağı, 1 çorba kaşığı un, 2 çorba kaşığı krema, tuz ve karabiber
Hazırlanışı
Brokoliyi yıkayıp temizleyip bir tencereye koyun. Ardından kabukları
soyulmuş ve doğranmış patates ile temizlenmiş havuç ve soğanı atıp,
üstlerini aşacak kadar su koyun ve haşlayın. Başka bir tencerede yağı
eritip unu kavurun, unun rengi hafif değişmeye başlayınca azar azar
sütü ilave ederek muhallebi kıvamında pişirin. Hazırladığınız bu
beşamel sosa brokoliyi, diğer sebzeleri ve haşlama suyunun yarısı
kadarını, tuzu ve karabiberini ekleyip blenderden geçirin. Yoğunluğu
çok oldu ise artan haşlama suyundan ilave ederek çorbanızın
yoğunluğunu damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz. Çorbayı kısık
ateşte 5 dakika kadar pişirin. Her şey tamamlanınca çorbaya kremayı
ekleyip 1-2 taşım kaynatın.
90 | E y l ü l -E k im
2010
MAKRO | Tarif
Kazandibi
Malzemeler
1 litre süt, 1 Türk kahvesi fincanı pirinç unu, 1 Türk kahvesi
fincanı nişasta, 1 su bardağı şeker, yarım tavuk göğsü; üzeri için, 4 yemek
kaşığı pudra şekeri
Hazırlanışı
Tavuk etini haşlayın ve çok ince olacak şekilde didikleyin, didiklenmiş
etleri, kevgirde bol su ile yıkayın. Büyük bir kaseye koyun ve üzerini
geçecek kadar su ekleyip, 1 saat bekletin. Tavukları yıkayıp tekrar suda
bekletin. Bu işlemi 4-5 kez tekrarlayın. Derin bir tencereye sütü koyun ve
kaynatın. Süt kaynayınca, sudan çıkarıp iyice suyunu sıktığınız tavukları
ekleyip kısık ateşte eze eze 10-15 dakika pişirin. Ocağın altını kapatıp,
tencereyi tezgahın üstüne alın. Pirinç unu ve nişastayı 1-2 yemek kaşığı
ılık su ile bulamaç haline getirin. Nişastalı karışımı, sütlü karışıma ekleyin
ve tekrar orta ateşteki ocağın üstüne alın. Karışıma şekeri ekleyip sürekli
karıştırarak 15-20 dakika pişirin. Pudra şekerini bir tepsiye döküp bütün
tabanına yayın. Pişirilen muhallebiyi şekerin üzerine döküp düzeltin.
Tepsiyi ateşe koyup 15 dakika kadar her yeri ateşe değecek şekilde çevire
çevire pişirin. Şekerin tamamı yandığında tepsiyi soğuk su dolu kaba
oturtup soğumasını bekleyin. İyice soğuduktan sonra buzdolabında en az
4 saat dinlendirin. Servis yapacağınız zaman ucundan spatula ile kaldırıp
rulo yapın.
Şekerpare
Malzemeler
1 paket margarin (oda sıcaklığında), 1 su bardağı pudra şekeri, 4 yemek
kaşığı irmik, 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi, 2 yumurta, 4 su bardağı un,
1 paket vanilya, 1 paket kabartma tozu; üzeri için, fındık.
Şerbeti için: 3 su bardağı şeker, 4 su bardağı su, yarım limonun suyu
Hazırlanışı
1 paket yumuşak margarin, 1 su bardağı pudra şekeri, 4 yemek kaşığı
irmik, 2 yemek kaşığı Hindistan cevizi, 2 yumurta, 4 su bardağı un, 1
paket vanilya ve 1 paket kabartma tozunu karıştırarak yumuşak bir hamur
elde edin. Hamurdan kurabiye yapar gibi küçük parçalar alıp hafif düzleyin.
Hepsini tepsiye dizip üzerlerine birer fındık yerleştirin. Önceden ısıtılmış
fırında pişirin.
Şerbetin hazırlanması:
3 su bardağı şekeri ve 4 su bardağı suyu küçük bir tencerede kaynatın.
Kaynadıktan 5 dakika sonra yarım limonun suyunu ekleyip kısa bir süre
daha kaynatın. Ateşten alıp ılıtın. Şekerpareler piştiği zaman fırından
çıkarıp 3 dakika bekletin. 3 dakika sonunda ılık olan şerbeti şekerparelerin
üzerine gezdirin. Tepsinin üzerine başka bir tepsi kapatıp servis
yapacağınız zamana kadar bekletin.
92 | E y l ü l -E k im
2010
MAKRO | Bulmaca
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Soldan sağa:
1. Ebegümecigillerden bir bitki. Duvar lambası. - Büyük erkek
kardeş. 2. Tanrıtanımaz kimse. Birbiri ardınca gelen yedi günlük
dönem. - Sayıları gösteren
işaretler. 3. Ucuzluk, indirim. Kısaltması CR olan element. - Bir
nota. 4. Camdan su kabı. - Açık,
apaçık 5. Kullanma süresi. - İri,
kart. - Erler. 6. Sezyum´un
simgesi. - İngiliz uzunluk ölçüsü. Uyanık. - Halkın aşağı
tabakası. 7. Altın kökü. - Kuru
fasulye. 8. Perde ayaklılardan bir
kuş türü. - Üstüne öteberi koymak
için duvara ya da dolabın içine
birbirine paralel olarak tutturulmuş
tahta ya da metal levha. - Çıplak. Makam, mevki. 9. Oruç tutulan ay.
- Kül rengi, boz. - Holmiyum´un
simgesi. 10. Makro Market’in
sevimli maskotunun adı. - Bir
pamuk türü. - Takım oyunlarının
oynandığı yer. 94 | E y l ü l -E k im
2010
Yukarıdan aşağıya:
1. Boğazdaki organımız 2. Baba, cet. - Kurşun renginde bir
balık. 3. Kaynak, pınar. Müezzin çağrısı.
4. Altı yumuşak deriden çocuk
ayakkabısı. - Molibden´in simgesi. 5. Son, sonraki. - Sarhoş
bağırması. 6. Anılar, hatırat. Organ. 7. Afganistan halkı. Ufuklar. 8. Platin´in simgesi. Sağlam başlık. – Sodyum’un
simgesi. 9. Amerika elmasından
çıkan zamk. - Gayret.
10. Radyum’un simgesi. - Tarla
zararlısı bir kuş.
11. Boksta bir vuruş şekli. Bir şeyin üzerindeki pislik. 12. Rütbesi general ile aynı olan
deniz subayı. - Duman
lekesi. 13. Beyaz. - Bir ağaç
türü. 14. Otomobillerde fren
parçası. - İşte, burada.
15. Geliştirme. - Yöntem.
Bulmacay› do€ru çözüp gönderen
30 flansl› okuyucumuza Nestle’den
bayram çikolatası ve Eyüp Sabri
Tuncer’den 500
ml limon
kolonyası
armağan
ediyoruz.
Ad, Soyad
Doğum Tarihi
Meslek
Adres
:
:
:
:
Telefon (cep) :
(iş)
(ev)
E-mail
:
POSTA ADRESİ:
Şeref Makromarket San. ve Tic. A.Ş.
Saray Mah. Gıdacılar Cad. No:11 PK: 06980
Kazan-Ankara / Tel: (0312) 815 47 05
MAKRO VİZYON l EYLÜL-EKİM 2010 SAYI 20

Benzer belgeler

Kasım - Aralık 2010 Sayı:21

Kasım - Aralık 2010 Sayı:21 ÇOCUK 88 Dino’nun eğlence sayfaları

Detaylı

Mayıs - Haziran 2010 Sayı:18

Mayıs - Haziran 2010 Sayı:18 l Makromarket ve Doğuş Çay’dan huzurevi ziyaretleri l Malatya’da 3. yılımızı kutladık l Caner Cindoruk ve Necip Memilli Makro AVM müşterileriyle buluştu l Makromarket’i mis gibi simit kokusu sardı!...

Detaylı

Temmuz - Ağustos 2010 Sayı:19

Temmuz - Ağustos 2010 Sayı:19 ÇOCUK 88 Dino’nun eğlence sayfaları

Detaylı

Mayıs - Haziran 2011 Sayı:24

Mayıs - Haziran 2011 Sayı:24 ÇOCUK 88 Dino’nun eğlence sayfaları

Detaylı

Ocak - Şubat 2012 Sayı:28

Ocak - Şubat 2012 Sayı:28 ÇOCUK 88 Dino’nun eğlence sayfaları

Detaylı