kamu görevlilerinin soruşturulması usulleri

Transkript

kamu görevlilerinin soruşturulması usulleri
R. Bülent TARHAN
Başbakanlık Başmüfettişi
MEMURLAR
ve DİĞER
KAMU GÖREVLİLERİNİN
SORUŞTURULMASI
USULLERİ
IV
V
R. Bülent TARHAN
Başbakanlık Başmüfettişi
MEMURLAR
ve DİĞER
KAMU GÖREVLİLERİNİN
SORUŞTURULMASI
USULLERİ
(İlgili Mevzuat, Kararlar, Belge Örnekleri)
ADALET YAYINEVİ
Ankara - 2011
VI
ADALET BASIM YAYIM DAĞITIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.
Memumrlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Soruşturulması Usulleri
R. Bülent Tarhan
Hukuk Yayınları Dizisi – 788
İkinci Baskı
: Mayıs, 2011
ISBN
: 978 – 605 – 5412 – 20 – 3
ADALET YAYINEVİ
Merkez
: Cihan Sokak No: 16/B
Sıhhiye / Ankara
Tel
: (0 312) 231 17 00 − 231 17 94
Fax
: (0 312) 231 77 04
Şube
: Bursa Adliye Sarayı Zemin Kat
Bursa
web
: adalet.com.tr – adaletyayinevi.com
e-mail
: [email protected]
Sayfa ve Kapak Tasarımı:
Adalet Yayınevi
Baskı:
Turhan Kitabevi Ofset Tesisleri
Tel: (0312) 341 18 13 - Ankara
VII
Halen Başbakanlık Başmüfettişi olarak görev yapan R.Bülent
TARHAN, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1974 yılında
mezun oldu. 1977 yılından bu yana müfettişlik görevini sürdürmektedir. Denetim sistemleri, yolsuzlukla mücadele ve ombudsman
kurumu ile ilgili olarak İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, Avusturya,
Avustralya, Tayland ve Pakistan’da araştırmalarda bulundu. TBMM
Yolsuzlukları Araştırma Komisyonunda uzman olarak görev aldı.
Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’nin hazırlık
toplantılarında yer aldı ve “Özel Sektörde Zimmet” konusunun
sözleşmeye ve dünya hukuk literatürüne girmesi hususunda önemli
katkılar sağladı. “Yolsuzlukla mücadele” başta olmak üzere çeşitli
konulardaki yazıları saygın gazete ve dergilerde yayımlanmaktadır.
Devlet Denetim Elemanları Derneği ve Toplumsal Saydamlık
Hareketi Derneği’nde yönetim kurulu üyesi olarak Bilirkişiler Derneği ve Başbakanlık Müfettişleri Derneği’nde Başkan sıfatıyla görev
yapmıştır.
VIII
IX
ÖNSÖZ
Benim dönemimde kamu görevlileriyle ilgili suçlara en çok
Yargıtay 4. Ceza Dairesi bakardı.
1990 yılında Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkanlığına seçildikten
sonra dikkatimi çeken çarpık düzenlemelerden ikisi bu yargılama ile
ilgiliydi.
Osmanlı kalıntısı “Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u
Muvakkat”ın gereklerine göre işlem yapılmadığı için Daire, en çok
biçimsel açıdan ilk mahkeme kararlarını bozuyor; ilk mahkemeler
de bu işlemi yaptıktan sonra aynı kararı veriyor, dosya yeniden
Daireye geliyordu.
Bu nedenle yargılama kimi zaman birkaç yıl sürüyor, davaların
bir kesimi zamanaşımına uğruyor; dolayısıyla “adil yargılama ilkesi”
çiğneniyordu.
“Adil yargılanma hakkı” demeyip “adil yargılanma ilkesi”nden
söz etmem nedensiz değil.
Bunun iki nedeni var.
İlkin, burada egemenlik yetkisinin yargılamaya yansıyan izdüşümü nedeniyle “yargılayamayan ve cezalandıramayan bir devlet”
söz konusudur. Böyle bir devlet, böyle bir yargı güçsüzdür, acınası
bir durumdadır. Gerçekten burada artık sanığın bir hakkından, yani
“adil yargılanma hakkı”ndan değil, devletin yargılama yetkisinden
söz etmek gerekir. Yitirilen bir hak değil, hukuka bağlı devletin
düpedüz yargılama yetkisidir.
İkinci olarak, “Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat”ın süzgecinden geçmemiş, ancak eylemi kanıtlanmış ve
hükümlülük kararı verilmiş kişiler hakkında bile, biçimsel açıdan
X
bozulmuş kararlar üzerine ilgili yönetsel merciler, yetkilerini çoğu
kez davanın açılmaması yönünde kullanıyordu. Bu hem bir sorumsuzluktu, hem de yargıya meydana okumak anlamına geliyordu.
Durum yürekler acısıydı, düşündürücüydü.
Bir yönetim düşünün ki, kendi kamu görevlilerini kendi yargısından kaçırmanın yollarını arasın ve buna gücü yetsin.
Acaba “Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat”‘ın
getirdiği dizgenin bir benzeri başka ülkelerde var mıydı?
Bu soru kafamı sürekli kurcalıyor, hatta beni çok yoruyordu.
Özellikle yargının verdiği hükümlülük kararından sonra yürütme erkeni bağlı merciin yargı erkinden suçluyu kaçırması, düpedüz
yine bir başka kamu görevlisinin “görevde yetkisini kötü kullanma”
ya da “görevde yetkisini kötü kullanarak başına buyruk davranma”
suçlarını oluşturmaz mıydı?
O dönemde bu davranışlardan birincisi, 1926/765 sayılı Türk
Ceza Yasası’nın 240’ıncı, ikincisi ise aynı Yasa’nın 228’inci maddesini çiğnemek değil miydi?
Duruma göre elbette öyleydi.
Ancak gelin görün ki, elden bir şey gelmiyordu. Suçu saptanan
birini koruyan görevliye karşı kim ve nasıl işlem yapabilirdi ki?
Derken TÜSİAD, bu konuda benden bir araştırma istedi.
Adli ara vermede Freiburg’daki Max Planck Enstitüsünden bir
ay boyunca bütün dünya ülkelerini yoğun biçimde inceledim.
Karşılaştırmalı hukuk incelemesinin sonuçları beni şaşırtmıştı.
“Memurîn Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat”‘ın getirdiği dizgenin bir örneği hiçbir dönemde hiçbir ülkede yaşanmamıştı.
Yargısına güvenmeyen bir devlet karşısındaydık.
Düş kırıklığıyla döndüm ülkeme.
Kitap yayımlandı.
XI
Bir süre sonra doksanlı yılların sonuna doğru bugün de yürürlükte bulunan 1999/4483 sayılı “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa” gündeme geldi.
Yasa’nın TBMM’de görüşülmesi sırasında iki kez çağrıldım.
Aralarında bilim insanlarının da bulunduğu çok değerli hukukçuların önünde incelememde ulaştığım sonuçları dile getirdim.
Ancak bu hukukçulardan hiçbirini, bırakın 20’nci yüzyılının sonuna getirebilmek, 19’uncu yüzyıla bile taşımak olanağını bulamadım.
Evet, gerçekler şöyleydi.
Hukuk tarihi boyunca kamu görevlisinin nasıl yargılanacağı
konusunda iki büyük dizge yaşanmıştı.
Birincisi, artık tarih olmuş yönetsel dizgeydi. Bu dizgenin ilk biçimine göre, yargılamanın her aşamasını yönetim yürütüyordu.
Osmanlı’daki 1872 tarihli “Nizamname” gibi.
İkinci biçimine göre, kamu görevlisi hakkında dava açma tekeli
yönetimindi. Son soruşturma yetkisi ise yargınındı. Memurîn
Muhakematı Hakkında Kanun-u Muvakkat bu yöntemi benimsemişti
(m. 46). Ama bu bizim, daha doğrusu Osmanlı’nın buluşuydu.
Birçok hukuk kurumunu kökten yenileyen Türkiye Cumhuriyeti
nedense buna el atmak gereğini duymamıştı.
Üçüncü biçim, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’ya göre şu anda bizde de geçerli olan
yöntemdi. Buna göre davaya savcılar el koyacak, soruşturma
açacaklar, ancak kovuşturmanın başlaması, iddianamenin düzenlenmesi için yetkili merciden izin isteyeceklerdi.
Her şeyden önce, şunu hemen belirtmek isterim: “Hukuk devleti ilkesi”ne değil, “hukukun üstünlüğü ilkesi”ne yaslanan, hukuk
karşısında birey ile devleti aynı düzeyde gören Anglo-Sakson
hukuk anlayışının egemen olduğu ülkelerde böyle bir yöntem hiçbir
zaman gündeme gelmemiştir. Gelemezdi de. Çünkü devlet de,
birey de o ülkelerde hukuka saygılı olmak durumundadır.
XII
Bizim de içinde bulunduğumuz Kara Avrupa’sı hukuk anlayışında ise bu yöntem, 18’inci ve 19’uncu yüzyıllarda birçok ülkede
benimsenmişti. Sözgelimi, 1791 (m. 3) ve 1799 (m. 75) Fransız
anayasaları, kamu görevlilerini, dolayısıyla devleti korumayı amaçlayan, hukuk önünde eşitlik ilkesine ters düşen bu yöntemi anayasal güvenceye bağlamıştı. Dönemin hukukçuları bu başına buyrukluğu şiddetle eleştirmişlerdi. Çünkü uygulamada merciler, izin
yetkisini aşırı derecede kamu görevlisini koruma ve onu ayrıcalıklı
kılma biçiminde kullanıyordu. Tıpkı bizde olduğu gibi. Hukuk
kamuoyu bundan çok rahatsız olmaktaydı. Sonuçta yönetimler, bu
eleştiriler gözetmek zorunda kaldı.
Fransa’da 19 Eylül 1870 tarihli Kararname’yle bu yönteme son
verildi.
Aynı yöntem Belçika’da da vardı. Ancak bu ülkede 1831 Anayasa’sıyla bu yöntem sadece kaldırılmadı, söz konusu yöntemin
geri getirilmesi de yasaklandı (m. 24). 1994 Anayasa’sında da aynı
yasağa yer verildi (m. 31).
Bu yöntem, Kara Avrupa’sında Almanya, İspanya, Portekiz,
Yunanistan, Çekoslavakya, Romanya, Rusya’da yoktur.
Sadece İsviçre’de sınırlı biçimde vardır. Devletin yapısı nedeniyle dar bir kadro için geçerli olan izin yetkisi dikkatli ve hukuka
uygun kullanıldığından bu ülkede bir sakınca yaşanmamıştır.
Kara Avrupa’sı hukuk dizgesinin içinde yer alan Latin Amerika’da Brezilya, Meksika, Arjantin, Şili, Peru, Kolombiya, Venezuela,
Kosta-Rika, Ekvator, Uruguay’da böyle bir yöntem hiç olmamıştır.
Bolivya’da olmuş, ama 1861’de kaldırılmıştır.
Afrika’da, Fas, Tunus, Gabon, Kongo, Senegal’de böyle bir
yöntem yoktur. Sadece dar bir kadro için Togo’da vardır.
Kısacası, bundan on iki yıl önce ve bir devrim olarak kamuoyuna sunulan 1999/4483 sayılı “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa”nın getirdiği yöntem, günümüzde
XIII
hemen hiçbir uygar ve demokratik ve de gelişmekte olan ülkede
yoktur. Olanlarda da, geçen yüzyıllarda tarihe karışmıştır.
Bu nedenle yukarıda geçmiş zaman kipi kullandım.
Bugün benimsenen, yargısal güvence dizgesidir.
Buna göre soruşturmayı da, kovuşturmayı da yargı yapacaktır.
Bu konuda kimseye ayrıcalık tanınmamaktadır.
Bu durumuyla Türkiye inceleme konumuzda da, dünyayı çok
geriden izlemektedir.
Belçika’yı örnek alırsak 180; Bolivya’yı örnek alırsak 150;
Fransa’yı örnek alırsak 141 yıl gerideyiz.
Üstelik Belçika, bu dizgeyi, yasama organını, yani ikincil kurucu iktidarı bağlayacak biçimde, yani anayasal boyutta yasaklıyor.
Peki, yürürlükteki bu Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Yasa’nın sonuçları neler olmuştur?
Neler olmamıştır ki!..
Sormaya bile gerek yok.
Durum yürekler acısıdır.
Savcı ivedilikle kanıtları toplar. Yetkili mercie dosyayı yollar.
Yetkili merci, yakınmayı/duyuruyu soyut, dayanaksız bulursa işleme
elbette koymaz. Yakınana durumu bildirir. Savcı da esasen koyamazdı. Buna karşılık merci, yakınmayı/duyuruyu ciddi bulursa, ön
incelemeye geçilir. Merci inceleme sonunda soruşturmaya izin verir
ya da vermezse bunlara karşı yasa yoluna gidilir. İzin verilirse
soruşturma sonucuna göre dava açılır ya da açılmaz.
Ancak uygulamada izin mercileri, bu yetkiyi hiç de özenli ve
başarılı biçimde kullanmamaktadır.
Sonuç bu.
Avrupa Birliğinin kapısında bekleyen 21’inci yüzyıl Türkiye’sine
yakışmıyor, bu Yasa.
XIV
Yönetimin saydamlığı, hesap verebilir olması, eşitlik, hukukun
üstünlüğü, erkler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ilkeleriyle çatışıyor, bu
yöntem.
Devleti de, yargıyı da, kamu görevlisini de küçük düşürüyor.
Yapılacak iş bellidir: Yeni bir Anayasa yapılmasını beklemeden, oylama biçimi yüzünden biçimsel meşruluğunu, Türk kamuoyunca artık dışlanmış bulunduğundan maddi meşruluğunu yitirmiş
bulunan 1982 Anayasa’sının 129’uncu maddenin son fıkrasıyla
birlikte Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Yasa’yı tez elden yürürlükten kaldırmak.
Kim ki bunu yapar, hasara uğramış yukarıdaki ilkeleri ayağa
kaldırır.
Rejimi daha da demokratikleştirir.
Bu ayrıcalıklı dizgenin bizdeki yansımaları elbette sadece bu
Yasa değildir.
O kadar çok ki!
Elinizdeki kitap bütün bunları derli toplu sunuyor.
Bunca olumsuz deneyimlerden sonra hepsini yeni baştan gözden geçirmenin artık zamanıdır.
Bunu yaptığımızda bir kazancımız daha olacak.
O da şu: Kimileri, “yasama dokunulmazlığı” ile kamu görevlileriyle ilgili “denetlenebilir izin” kavramlarını tasarlayarak çarpıtıp
aralarında özdeşlik kurmaya yelteniyorlar. Dikkatler başka yönlere
çekilerek, kişilerin kafaları karıştırılıyor.
Hiç ilgisi yok.
Ancak hepsi gözden geçirilmeli.
Yasama dokunulmazlığı kaldırılmamalı. Ama darlaştırılmalı.
Toplantılarla sınırlı olmalı, kimi suçlarda ve suçüstü yargılamalarında hiç olmamalı.
XV
Demek bu Yasayı kaldırdığımız zaman yasama dokunulmazlığını da gözden geçirmek zorunda kalacağız. Sonuçta hepimiz
kazançlı çıkacağız bu girişimlerden.
Ve hiç kimse de kamu görevlileriyle ilgili dizgeleri, yasama dokunulmazlığıyla ilgili tartışmalarda topal benzetmelere başvurarak
gerekçe yapmamalı. Herkes tartışmayı düzgün ve dürüst düzlemde
yürütmeli; kafaları karıştırarak, dikkatleri saptırarak akıl çelen rolünü
oynamamalı. Bunlar, görüş değil ki saygılı olalım. Tersine ahlakla
çatışan kınanası tutumlardır.
Elinizdeki kitap, bu konularda herkese yardımcı olacak niteliktedir. Bu sorunlarla ilgili düzenlemelerin bütününü içeriyor.
Dikkatli bir süzgeçten geçirmenin, yorucu bir çalışmanın ürünüdür.
Böyle bir kitaba kavuştuğumuz için, araştırma yaparken artık
biraz daha tembel olabiliriz.
Bize bu olanağı sağlaması nedeniyle Sayın R. Bülent Tarhan’a
şükran borçluyuz.
Kendisini kutlar, daha nice başarılı çalışmaları Türk hukukuna
kazandırmasını yürekten dilerim.
Ümitköy/Ankara
1 Nisan 2011
Prof. Dr. Sami SELÇUK
Eski Yargıtay Başkanı
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Öğretim Üyesi
XVI
XVII
İKİNCİ BASKI İÇİN SUNUŞ
Kitabın ilk baskısı kısa sayılabilecek bir sürede tükenmiştir.
İkinci baskıda kitap içeriğindeki tüm kanunlarla ilgili güncellemeler yapılmıştır.
Kitabın ikinci baskısına “4483 ve 3628 Sayılı Kanunlarla İlgili
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları Tablosu” eklenmiştir. Önemli
bir kısmının özetlerine kitap içeriğinde de yer verilen bu kararlar,
yeni TCK’nin yürürlüğe girdiği 1 Haziran 2005 ile 15 Haziran 2010
tarihleri arasındaki -4483 ve 3628 sayılı Kanunlara temas eden
suçlarla ilgili YCG kararlarının tarih, sayı ve konu başlıklarını
içermektedir.
Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca hazırlanan ve
ikinci baskıya eklenen “Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanunun Uygulamasında Maliye Bakanlığınca Yürütülecek İşlemlere İlişkin Yönerge”nin de uygulamacılar
için çok yararlı olacağını düşünmekteyim.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanmasına ilişkin
olarak oldukça geniş bir kaynakça kitaba eklenmiş; böylece uygulamacılar dışında akademisyenler ve konuyla ilgilenenlerin de
yararlanması amaçlanmıştır.
Kitaptaki bir başka yenilik “Memur suçlarının soruşturulmasında sıkça karşılaşılan muhtemel Türk Ceza Kanunu hükümleri”
başlıklı bölüm kapsamında yer alan hükümlerle ilgili ulusal mevzuat
ve uluslararası sözleşmelerdeki hükümlere dipnotlarla yer verilmesidir. Örneğin TCK madde 6/1/c’deki “kamu görevlisi” tanımının
dipnotunda Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesindeki “kamu görevlisi” tanımına gönderme yapılmış veya zimmet
başlıklı 247’nci maddenin, Bankacılık Kanunu 160’ncı madde ile
XVIII
bağlantısı vurgulanmış ya da “Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi”ni düzenleyen 279’ncu maddeye CMK’nin 161/5 maddesi ile
gönderme yapılarak bu suçun genel hükümlere tabi olduğuna dair
somut kanıt gösterilmiştir.
Kitapta çok sayıda yeni Danıştay 1. Dairesi ve Yargıtay Ceza
Genel Kurulu kararlarına da yer verilmiş ve bunlar ilgili bölümlere
işlenmiştir.
Saygılarımla…
Ankara, Nisan 2011
R. Bülent TARHAN
XIX
SUNUŞ
Anayasa’nın 129’uncu maddesinin beşinci fıkrasına göre; “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen
suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen
istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.”
Anayasa’dan kaynaklanan yargılama ayrıcalıkları en geniş biçimiyle 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun başta olmak üzere, çok sayıda kanun ve
kanun hükmünde kararnamede yer almaktadır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerine uygulanan söz konusu
ayrıcalıkların çok fazla sayıda ve türde kamu görevlisini ilgilendirmesi bir yana, uygulamanın kendi içinde de tam bir karmaşa söz
konusudur. Öyle ki; Anayasa’nın “Piyasaların Denetimi ve Dış
Ticaretin Düzenlenmesi” başlıklı 167’nci maddesine dayanılarak
kurulan ve temel işlevleri kendi alanlarındaki piyasaları düzenlemek
ve denetlemek olan bağımsız idari otoritelerin, temel işlev ve
statülerindeki -neredeyse birebir- benzerliklere karşın, hemen
hepsinin başkan, üye ve diğer personeli hakkında farklı yargılama
usulü söz konusudur. Örneğin 4054 sayılı Rekabetin Korunması
Hakkında Kanunun 60’ıncı ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası
Hakkında Kanunun 25/b maddelerindeki hükümlere göre Rekabet
Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu başkan ve üyeleri ile her türlü
personeli işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü genel hükümlere
tabi olurken; Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu çalışanları, 4646
sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanununun (Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Ve Doğal Gaz Piyasası Hakkında Kanun)
değişik 12/d maddesinde yazılı açık hüküm uyarınca 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında
Kanuna tabidirler. En ilginç ve yasa tekniği açısından Hukuk
XX
fakültelerinde “tersine örnek” olarak okutulabilecek düzenleme ise,
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 ve 127’nci maddelerinde yer
almaktadır. Anılan maddeler Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkan, üye ve personelinin işledikleri iddia edilen suçlarla ilgili yargılama usulünü
düzenlemektedir. Madde metinlerinde “Kurum personelinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar, Kurul Başkan ve üyeleri için ilişkili Bakanın, Kurum personeli
için ise Başkanın izin vermesi kaydıyla” ibarelerine yer verilmek
suretiyle “özel yargılama” usulü belirlenirken cümle “genel hükümlere göre yapılır” cümleciğiyle tamamlanmaktadır. Daha da ilginç
olanı; genel hükümlere yapılan göndermeye karşın maddenin ikinci
fıkrasında yeni istisnaların sıralanmış olmasıdır. Bankacılık Kanununun 104 ve 127’nci maddelerindeki bir başka garabet, soruşturma izninin “kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış olmaları
hususunda açık ve yeterli emarelerin olması” koşuluna bağlanmasıdır. Yani BDDK ve TMSF çalışanları, Devleti milyonlarca TL
zarara sokmuş olsalar yada -örneğin mahkeme kararlarını uygulamayarak- “keyfi muamele” suçunu işlemiş olsalar da kendilerine
veya üçüncü kişilere çıkar sağlamamışlarsa yargılanamayacaklardır. Çok ilginçtir; 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna Dair Kanunun 5’nci maddesi ve 4734 sayılı Kamu
İhale Kanununun 53/e maddesinde yapılan atıflarla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu çalışanları ile Kamu İhale Kurumu çalışanları
da 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104’ncü maddesinde yazılı
soruşturma ve yargılama ayrıcalıklarından aynen yararlandırılmaktadırlar.
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü çalışanları, yerleşmiş
Yargıtay kararlarına göre Türk Ceza Kanunu uygulamasında ‘kamu
görevlisi’ sayılmadıkları halde 320 sayılı Milli Piyango İdaresi Genel
Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamenin 44/1’nci maddesi uyarınca 4483 sayılı Memurlar ve
XXI
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerine tabidirler.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 28/6’ncı
maddesine göre; yönetim kurulu üyeleri ile kurum personeli, 4483
sayılı yasa hükümlerine tabi tutulurken, yine bir başka sosyal
güvenlik kurumu olan Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulu Başkan ve
üyeleri ile Kurum personeli, -4904 sayılı yasanın 14/2’nci maddesi
çerçevesinde- kamu görevlisi olmakla birlikte, haklarında 4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmayacaktır.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun Ek 3’üncü maddesi
“İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı
soruşturma ve kovuşturma, Devlet memurlarının tabi oldukları
Kanun hükümlerine göre yapılır” hükmünü içermekte; ancak örneğin EGO Genel Müdürü böyle bir ayrıcalıktan yararlanmamaktadır.
Yukarıdaki görüşlere koşut olarak genel ve evrensel soruşturma ve yargılama usullerinden sapan; izin veya tahkik sistemi gibi
ayrıcalıklı hükümler içeren düzenlemelerden yana olmadığımı
belirtmeliyim. Ancak; özel soruşturma hükümleri Türkiye’nin gerçeğidir. Dolayısıyla uygulamacıların, akademisyenlerin ve konuyla
ilgili diğer tarafların bu alandaki tüm mevzuata bir bütünsellik içinde
ulaşmasının da bir ihtiyaç olduğu kanısındayım.
Kitapta, -memur yargılaması alanındaki temel kanunlar olan4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun ile 3628 sayılı Kanunun yanısıra “görevlerinden
dolayı özel oruşturma usulüne tabi olanlar” a ilişkin yasa hükümleri
ve “suçun niteliğinden doğan özel soruşturma usulleri”ni içeren
hükümlere de yer verilmiştir. Milletvekilleri, bakanlar, hakim ve
savcılar, avukatlar, noterler, askerler gibi çok sayıdaki kamu görev-
XXII
lisinin tabi olduğu özel soruşturma ve yargılama usulüne ilişkin tüm
kanun hükümleri ve “suçun niteliğinden doğan özel soruşturma
usulleri” taranarak sistematik bir biçimde kitabımıza ilave edilmiştir.
Danıştay ilgili dairelerinin 4483 sayılı Kanunla ilgili olarak verdiği kimi örnek kararlar ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunca 4483 ve
3628 sayılı yasalara ilişkin olarak verilen karar özetlerini de kitabımızda bulacaksınız.
4483 sayılı yasaya göre yürütülen “ön inceleme”ler sırasında
kullanılan belge örnekleri kitaba eklenmiştir.
Kitapta; Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanununun
memurlar ve diğer kamu görevlileriyle ilgili yapılacak soruşturmalarda öncelikle bilinmesi gereken hükümleri, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunun ilgili hükümleri, 3071 sayılı Dilekçe Hakkının
Kullanılmasına Dair Kanun, Tebligat Kanunu, Kamu Görevlileri Etik
Kanunu, Bilgi Edinme Kanunu, Birden Fazla Kamu Kurum ve
Kuruluşlarını İlgilendiren Soruşturmalarda Görevlendirilecek Müfettişlerin Görevlendirme Biçimine İlişkin Yönetmelik, Yakalama,
Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği ve ilgili diğer ikincil
mevzuata yer verilmiş; böylece, özellikle, denetim elemanları,
“soruşturmacılar” ve memur suçlarına bakan Cumhuriyet savcılarımız için bir el kitabı olması amaçlanmıştır.
Saygılarımla…
Ankara, Ocak 2010
R. Bülent TARHAN
XXIII
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ................................................................................................ IX
İKİNCİ BASKI İÇİN SUNUŞ .............................................................XVII
SUNUŞ..............................................................................................XIX
1. ANAYASANIN İLGİLİ HÜKÜMLERİ .............................................1
1.1. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler......................................1
1.1.1. Genel ilkeler........................................................................1
1.1.2. Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturmasında
güvence ..............................................................................1
2.
MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN
YARGILANMASI HAKKINDA KANUN .........................................3
ƒ Amaç ........................................................................................3
ƒ Kapsam ....................................................................................3
ƒ İzin vermeye yetkili merciler......................................................3
ƒ Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar
ve şikayetler..............................................................................5
ƒ Ön inceleme .............................................................................6
ƒ Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor ...................................6
ƒ Süre..........................................................................................7
ƒ Soruşturma izninin kapsamı......................................................7
ƒ İtiraz..........................................................................................7
ƒ İştirak halinde işlenen suçlar.....................................................8
ƒ Soruşturma izninin gönderileceği merci ....................................8
ƒ Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler .................................8
ƒ Yetkili ve görevli mahkeme .......................................................9
ƒ Vekillerin durumu......................................................................9
XXIV
ƒ Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen dava açılacak haller ...........9
ƒ Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata
yapılan atıflar ..........................................................................10
ƒ Değiştirilen hükümler ..............................................................10
ƒ Yürürlükten kaldırılan hükümler ..............................................10
ƒ Yürürlük ..................................................................................10
ƒ Yürütme..................................................................................10
2.1. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının 07/02/2000 Tarihli,
166 Sayılı Genelgesi ve Eki “4483 Sayılı Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna İlişkin
Uygulama Esasları” .....................................................................11
2.2. Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanunun Uygulamasında Maliye Bakanlığınca
Yürütülecek İşlemlere İlişkin Yönerge .........................................27
2.3. Kararlar........................................................................................55
2.3.1. Danıştay Birinci Dairesinin 4483 sayılı Kanuna dair
istişari kararı ....................................................................55
2.3.2. Danıştay İkinci Dairesinin İlke Kararı................................67
2.3.3. 4483 Sayılı Kanunun Uygulaması İle İlgili Danıştay
Birinci ve İkinci Dairelerinin Örnek Kararları .....................69
2.3.3.1. İkinci Daire Kararları............................................69
2.3.3.2. Birinci Daire Kararları ........................................104
2.3.4. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 4483 sayılı Kanunun
Uygulamasına Dair ve Kanun Kapsamındaki Bazı
Suçlarla İlgili Örnek Kararları (Özet)...............................256
2.3.4.1. Soruşturma izni vermeye yetkili makam ve
zamanaşımı konusu ..........................................256
2.3.4.2. Evrak asılları ve ast memurun üst memurun
yargılama usulüne tabi olduğu kuralı.................258
2.3.4.3. 4483 sayılı Kanunla ilgili görev uyuşmazlığı
sorunu...............................................................259
2.3.4.4. “Görevinden dolayı” kavramı .............................260
XXV
2.3.4.5. Resmi belgeyi yok etmek ..................................261
2.3.4.6. Resmi belgede sahtecilik...................................261
2.3.4.7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan...264
2.3.4.8. Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama............264
2.3.4.9. Görevi kötüye kullanma.....................................265
2.4. 4483 Sayılı Kanuna Göre Yürütülen Ön İncelemede
Kullanılan Belge Örnekleri .........................................................286
2.4.1. Muhbir veya Şikayetçi İfade Tutanağı ............................286
2.4.2. Yeminli Tanık İfade Tutanağı .........................................287
2.4.3. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın Sözlü İfade Tutanağı .....289
2.4.4. Hakkında Ön İnceleme Yapılandan Yazılı Savunma
İstem Yazısı ...................................................................290
2.4.5. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın İfadesinin İstinabe
Suretiyle Alınması ..........................................................291
2.4.6. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın İstinabe İfade
Tutanağı.........................................................................292
2.4.7. Tanıktan Yeminli Olarak İstinabe Suretiyle İfade
Alınması.........................................................................293
2.4.8. Yeminli Tanık İstinabe İfade Tutanağı............................294
2.4.9. Yeminli Katip Atama ve Yemin Tutanağı ........................295
2.4.10. Cumhuriyet Başsavcılığı Aracılığı ile Bilirkişi Talep
Yazısı.............................................................................296
2.4.11. Komisyon Listesinde Yer Alan Bilirkişilerin Atanma
Tutanağı.........................................................................297
2.4.12. İdari Makamlardan veya meslek kuruluşlarından
Bilirkişilik İçin Talep Yazısı .............................................298
2.4.13. Komisyon Listesinde Yer Almayan Bilirkişilerin Atama
ve Yemin Tutanağı.........................................................299
2.4.14. Bilirkişi Ücret Tespit Kararı.............................................300
2.4.15. Bilirkişi Ücret Tespit Kararının Kuruma Gönderilmesi.....300
2.4.16. Ön İnceleme Raporu......................................................301
2.5. Memur Yargılaması İle İlgili Kaynakça.......................................303
XXVI
3. DİĞER KANUNLARDAKİ ÖZEL YARGILAMA USULLERİ......311
3.1. Görevlerinden Dolayı Özel Soruşturma Usulüne Tabi Olanlar ...311
3.1.1. Milletvekilleri ..................................................................311
3.1.2. Başbakan ve Bakanlar ...................................................311
3.1.3. Üniversite Görevlileri......................................................312
3.1.4. Kamu İktisadi Teşebbüsleri genel müdürleri ve
yönetim kurulu üyeleri ....................................................315
3.1.5. Hakimler ve Savcılar ......................................................315
3.1.6. Yüksek Mahkemelerin Başkan ve Üyeleri ......................316
3.1.6.1. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu .............................316
3.1.6.2. 2575 sayılı Danıştay Kanunu ............................317
3.1.6.3. 31.03.2011 tarihli 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun................................................318
3.1.6.4. 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanunu ..................320
3.1.6.5. 3/12/2010 tarih, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ...321
3.1.7. Sayıştay Meslek Mensupları ..........................................322
3.1.8. Avukatlar........................................................................323
3.1.9. Noterler..........................................................................324
3.1.10. Türk Silahlı Kuvvetleri Mensupları..................................324
3.1.11. Milli İstihbarat Teşkilatı Mensupları ................................326
3.1.12. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Mensupları ......327
3.1.13. T.C. Merkez Bankası......................................................327
3.1.14. Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları...............................328
3.1.15. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü
mensupları......................................................................328
3.1.16. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü personeli............328
3.1.17. İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri...............329
3.1.18. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (Üst Kurullar)
Personeline İlişkin Soruşturma ve Yargılama usulleri.....329
3.1.18.1. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu....................329
3.1.18.2. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu .............329
XXVII
3.1.18.3. Sermaye Piyasası Kurulu ..............................330
3.1.18.4. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu..........................................................330
3.1.18.5. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu.................331
3.1.18.6. Kamu İhale Kurumu.......................................332
3.1.18.7. Rekabet Kurumu............................................332
3.1.18.8. Tütün ve Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler
Piyasası Düzenleme Kurumu ........................333
3.1.18.9. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu .....................333
3.1.18.10. Şeker Kurumu ...............................................336
3.2. Suçun Niteliğinden Doğan Özel Soruşturma Usulleri.................336
3.2.1. Türk Ceza Kanundaki Bazı Suçlara İlişkin Soruşturma
Usulü .............................................................................336
3.2.2. Kamu görevlilerinin adliye ile ilgili görev veya işlerde
kötüye kullanma veya ihmal fiilleri ..................................339
3.2.3. Kamu görevlilerinin Cumhuriyet Savcısı, hakim veya
mahkemenin bilgi taleplerini yerine getirmemesi veya
geciktirmesi fiilleri...........................................................339
3.2.4. Bankacılık Kanununa Tabi Suçlar ..................................340
3.2.5. T.C. Merkez Bankası Kanununda yazılı bazı suçlar .......340
3.2.6. Sermaye Piyasası Suçları ..............................................342
3.2.7. Vergi Suçları ..................................................................342
3.2.8. Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar ...................................343
3.2.9. Seçim Suçları.................................................................343
4.
MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE
YOLSUZLUKLA MÜCADELE MEVZUATI VE KARAR
ÖRNEKLERİ .............................................................................345
4.1. Anayasal Düzenleme.................................................................345
4.2. Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla
Mücadele Kanunu......................................................................345
BİRİNCİ BÖLÜM - Genel Hükümler...........................................345
XXVIII
ƒ Amaç ....................................................................................345
ƒ Mal bildiriminde bulunacaklar................................................346
ƒ Hediye ..................................................................................347
ƒ Haksız mal edinme ..............................................................347
İKİNCİ BÖLÜM - Mal Bildirimleri ................................................347
ƒ Bildirimlerin konusu...............................................................347
ƒ Bildirimin zamanı ..................................................................348
ƒ Bildirimin yenilenmesi ...........................................................348
ƒ Bildirimlerin verileceği merciler .............................................348
ƒ Bildirimlerin gizliliği................................................................350
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM - Ceza Hükümleri.........................................350
ƒ Gerçeğe aykırı açıklama.......................................................350
ƒ Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma .......................................351
ƒ Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme ....................351
ƒ Zoralım .................................................................................351
ƒ Kamu hizmetlerinden yasaklanma ........................................351
ƒ Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı...........................351
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM - Bu Kanunda Yazılı Suçlar ile Bazı
Suçlardan Dolayı Soruşturma Usulü..........................................351
ƒ Soruşturma ...........................................................................351
ƒ Suçun ihbarı .........................................................................352
ƒ Soruşturma usulü..................................................................353
ƒ Bilgi verme zorunluluğu ........................................................353
ƒ Asker kişilerin soruşturması ..................................................354
BEŞİNCİ BÖLÜM - Çeşitli Hükümler..........................................354
ƒ Yönetmelik............................................................................354
ƒ Kaldırılan hükümler...............................................................354
ƒ Yürürlük ................................................................................355
ƒ Yürütme................................................................................355
4.3. Mal Bildiriminde Bulunulması Hakkında Yönetmelik ..................355
4.4. Bankacılık Kanununun Mal Bildirimi İle İlgili Hükmü...................367
XXIX
4.5. 3628 Sayılı Kanun Kapsamındaki Bazı Suçlara İlişkin
Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları........................................367
4.5.1. Zimmet...........................................................................367
4.5.2. İrtikap.............................................................................372
4.5.3. Rüşvet............................................................................375
4.6. 4483 ve 3628 Sayılı Kanunlarla İlgili Yargıtay Ceza Genel
Kurulu Kararları Tablosu............................................................377
5.
ESKİ VE YENİ TÜRK CEZA KANUNLARININ MADDELER
VE KENAR BAŞLIKLARI İTİBARİYLE KARŞILAŞTIRMA
TABLOSU .................................................................................381
5.1. Karşılaştırma Tablosu................................................................381
5.2. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu İle Getirilen Yeni Hükümler.......400
5.3. Türk Ceza Kanunu Alfabetik Dizin (Maddeler İtibariyle) .............402
6.
MEMUR SUÇLARININ SORUŞTURULMASINDA SIKÇA
KARŞILAŞILMASI MUHTEMEL TÜRK CEZA KANUNU
HÜKÜMLERİ.............................................................................433
ƒ Tanımlar ..............................................................................433
ƒ Görev suçları ........................................................................433
ƒ Ceza sorumluluğunun şahsîliği .............................................433
ƒ Kast ......................................................................................433
ƒ Taksir....................................................................................434
ƒ Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler..........434
ƒ Kanunun hükmü ve amirin emri ............................................434
ƒ Meşru savunma ve zorunluluk hâli........................................435
ƒ Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası.....................................435
ƒ Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit.......................................436
ƒ Haksız tahrik.........................................................................436
ƒ Hata......................................................................................436
ƒ Yaş küçüklüğü ......................................................................436
ƒ Akıl hastalığı.........................................................................437
XXX
ƒ Sağır ve dilsizlik....................................................................438
ƒ Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde
olma......................................................................................438
ƒ Suça Teşebbüs.....................................................................438
ƒ Gönüllü vazgeçme................................................................439
ƒ Suça İştirak...........................................................................439
ƒ Faillik ....................................................................................439
ƒ Azmettirme ...........................................................................439
ƒ Yardım etme .........................................................................440
ƒ Bağlılık kuralı ........................................................................440
ƒ İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme ...............441
ƒ Bileşik suç.............................................................................441
ƒ Zincirleme suç ......................................................................441
ƒ Fikri içtima ............................................................................441
ƒ Cezalar .................................................................................442
ƒ Hapis cezaları.......................................................................442
ƒ Dava ve Cezanın Düşürülmesi .............................................442
ƒ Sanığın veya hükümlünün ölümü..........................................442
ƒ Af..........................................................................................442
ƒ Dava zamanaşımı.................................................................443
ƒ Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi............444
ƒ Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar,
uzlaşma ................................................................................445
ƒ HÜRRİYETE KARŞI SUÇLAR..............................................447
ƒ Tehdit ...................................................................................447
ƒ Şantaj ...................................................................................448
ƒ Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi.............................448
ƒ Siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi........................448
ƒ İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını
engelleme.............................................................................449
XXXI
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Konut dokunulmazlığının ihlâli ..............................................449
İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli ..............................................450
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi....................450
Ortak hüküm .........................................................................451
Haksız arama .......................................................................451
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi.....................451
Ayırımcılık.............................................................................452
Kişilerin huzur ve sükununu bozma ......................................452
Haberleşmenin engellenmesi................................................452
Şerefe Karşı Suçlar...............................................................453
Hakaret.................................................................................453
Mağdurun belirlenmesi .........................................................454
İsnadın ispatı ........................................................................454
İddia ve savunma dokunulmazlığı.........................................454
Soruşturma ve kovuşturma koşulu........................................455
Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar...............455
Haberleşmenin gizliliğini ihlâl ................................................455
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda
alınması................................................................................455
Özel hayatın gizliliğini ihlâl....................................................456
Kişisel verilerin kaydedilmesi ................................................456
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ...........456
Malvarlığına Karşı Suçlar......................................................457
Kullanma hırsızlığı ................................................................457
Güveni kötüye kullanma .......................................................457
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi ................457
Kamu Güvenine Karşı Suçlar................................................458
Mühürde sahtecilik................................................................458
Mühür bozma........................................................................458
Resmî belgede sahtecilik......................................................458
Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek ................459
XXXII
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan....................459
Özel belgede sahtecilik.........................................................459
Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek...................459
Açığa imzanın kötüye kullanılması........................................460
Resmî belge hükmünde belgeler ..........................................460
Kamu Barışına Karşı Suçlar..................................................460
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma .......................................461
Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar ...........................462
İhaleye fesat karıştırma .......................................................462
Edimin ifasına fesat karıştırma..............................................463
Fiyatları etkileme ..................................................................464
Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma ...................465
Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki
bilgi veya belgelerin açıklanması ..........................................465
Mal veya hizmet satımından kaçınma...................................466
Tefecilik ................................................................................466
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması..............466
Bilişim Alanında Suçlar .........................................................466
Bilişim sistemine girme .........................................................466
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya
değiştirme.............................................................................466
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ..................467
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması..............468
Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar ....468
Zimmet ................................................................................468
Etkin pişmanlık .....................................................................469
Daha az cezayı gerektiren hâl ..............................................469
İrtikâp....................................................................................469
Denetim görevinin ihmali ......................................................470
Rüşvet .................................................................................470
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması..............471
XXXIII
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Etkin pişmanlık .....................................................................471
Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama ...............................472
Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması .......................472
Görevi kötüye kullanma ......................................................472
Göreve ilişkin sırrın açıklanması ...........................................473
Kamu görevlisinin ticareti......................................................473
Kamu görevinin terki veya yapılmaması................................473
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf.............................474
Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi..........................474
Kanuna aykırı eğitim kurumu ................................................474
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma ...........................474
Görevi yaptırmamak için direnme .........................................475
Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma .............475
Adliyeye Karşı Suçlar............................................................475
İftira ......................................................................................475
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması........477
Yalan tanıklık ........................................................................477
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık ...........................478
Suçu bildirmeme...................................................................478
Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi ...................................479
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama ..............479
Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs...................................480
Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk ............................480
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme......................481
Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri
açıklama ...............................................................................481
Gizli kalması gereken bilgileri açıklama ................................481
Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde
sadakatsizlik .........................................................................481
Yasaklanan bilgileri temin .....................................................482
Yasaklanan bilgileri açıklama................................................482
XXXIV
7. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU ...............................................483
7.1. CMK Alfabetik Fihrist .................................................................483
7.2. İlgili Hükümler............................................................................527
ƒ Tanımlar ...............................................................................527
ƒ Görev....................................................................................529
ƒ Re’sen görev kararı ve görevde uyuşmazlık .........................529
ƒ Görevsizlik kararı verilmesi gereken hâl ve sonucu ..............529
ƒ Görevsizlik kararı verilemeyecek hâl.....................................529
ƒ Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri..............529
ƒ Bağlantı kavramı...................................................................529
ƒ Yetkili mahkeme ...................................................................530
ƒ Özel yetki..............................................................................530
ƒ Yabancı ülkede işlenen suçlarda yetki ..................................530
ƒ Deniz, hava ve demiryolu taşıtlarında veya bu taşıtlarla
işlenen suçlarda yetki ...........................................................531
ƒ Bağlantılı suçlarda yetki........................................................531
ƒ Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık.............................532
ƒ Yetkisizlik iddiası ..................................................................532
ƒ Hâkimin davaya bakamayacağı hâller ..................................532
ƒ Hâkimin reddi sebepleri ve ret isteminde bulunabilecekler....533
ƒ Tanıklık, Bilirkişi İncelemesi ve Keşif ....................................533
ƒ Tanıklık.................................................................................533
ƒ Tanıkların çağrılması ............................................................533
ƒ Çağrıya uymayan tanıklar.....................................................534
ƒ Tanıklıktan çekinme..............................................................534
ƒ Meslek ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme ...535
ƒ Devlet sırrı niteliğindeki bilgilerle ilgili tanıklık........................535
ƒ Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme .............536
ƒ Tanıklıktan çekinme sebebinin bildirilmesi ............................536
ƒ Yemin verilmeyen tanıklar.....................................................536
ƒ Tanıklıktan çekinebilecek kimsenin çekinmemesi .................536
XXXV
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Tanıkların dinlenmesi............................................................536
Tanığa görevinin önemini anlatma........................................537
Tanıklara yemin verilmesi .....................................................537
Yeminin biçimi ......................................................................537
Yeminin yerine getirilmesi, sağır veya dilsizin yemini............538
Tanığın tekrar dinlenmesi .....................................................538
Tanığa ilk önce sorulacak hususlar ve tanığın korunması.....538
Tanığa söylenecek şeyler ve sorulacak sorular.....................539
Tanıklıktan ve yeminden sebepsiz çekinme..........................539
Tanığa verilecek tazminat ve giderler ...................................540
Bilirkişi İncelemesi ................................................................540
Bilirkişilere uygulanacak hükümler ........................................540
Bilirkişinin atanması..............................................................540
Bilirkişi olarak atanabilecekler...............................................540
Bilirkişiliği kabul yükümlülüğü................................................541
Atama kararı ve incelemelerin yürütülmesi ...........................542
Bilirkişi raporu, uzman mütalaası ..........................................543
Bilirkişilikten çekinme, bilirkişi olarak dinlenemeyenler..........544
Görevini yapmayan bilirkişi hakkındaki işlem ........................544
Bilirkişi gider ve ücreti ...........................................................544
Sahte para ve değerler üzerinde yapılacak incelemeler........544
Arama ve Elkoyma................................................................544
Şüpheli veya sanıkla ilgili arama...........................................544
Diğer kişilerle ilgili arama ......................................................545
Gece yapılacak arama..........................................................545
Arama kararı.........................................................................545
Aramada hazır bulunabilecekler ...........................................546
Arama sonunda verilecek belge............................................546
Belge veya kâğıtları inceleme yetkisi ....................................547
Eşya veya kazancın muhafaza altına alınması ve bunlara
elkonulması ..........................................................................547
XXXVI
ƒ İstenen eşyayı vermeyenler hakkında yapılacak işlem..........547
ƒ İçeriği Devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece
incelenmesi...........................................................................547
ƒ Elkonulamayacak mektuplar, belgeler ..................................548
ƒ Elkoyma kararını verme yetkisi .............................................548
ƒ Taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma ............................549
ƒ Postada elkoyma ..................................................................551
ƒ Avukat bürolarında arama, elkoyma ve postada elkoyma .....552
ƒ Elkonulan eşyanın iadesi ......................................................552
ƒ Elkonulan eşyanın muhafazası veya elden çıkarılması.........553
ƒ Şirket yönetimi için kayyım tayini ..........................................553
ƒ Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde
arama, kopyalama ve elkoyma .............................................555
ƒ İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması.....................555
ƒ Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi .....................................558
ƒ Teknik araçlarla izleme .........................................................559
ƒ İfade veya Sorgu İçin Çağrı ..................................................560
ƒ İfade veya sorgu için çağrı....................................................560
ƒ Şüpheli veya sanığın zorla getirilmesi...................................560
ƒ İfade ve Sorgu Usulü ............................................................561
ƒ İfade ve sorgunun tarzı .........................................................561
ƒ İfade alma ve sorguda yasak usuller.....................................562
ƒ Savunma ..............................................................................563
ƒ Müdafi Seçimi, Görevlendirilmesi, Görev ve Yetkileri............563
ƒ Şüphelinin veya sanığın müdafi seçimi .................................563
ƒ Müdafiin görevlendirilmesi ....................................................563
ƒ Müdafi görevini yerine getirmediğinde yapılacak işlem ve
müdafilik görevinden yasaklanma .........................................564
ƒ Şüpheli veya sanığın birden fazla olması hâlinde savunma ..565
ƒ Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi.........................................565
ƒ Müdafi ile görüşme ...............................................................566
XXXVII
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Kanunî temsilci veya eşin duruşmada hazır bulunması.........566
Müdafiin görevlendirilmesinde usul .......................................566
Soruşturma ...........................................................................566
Suçlara İlişkin İhbarlar ve Soruşturma ..................................566
Soruşturmanın Gizliliği, Suçların İhbarı.................................566
Soruşturmanın gizliliği...........................................................566
İhbar ve şikâyet ....................................................................567
Şüpheli ölümün ihbarı ...........................................................567
Soruşturma İşlemleri.............................................................567
Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi .567
Cumhuriyet savcısının görev ve yetkileri...............................568
Soruşturmada Cumhuriyet savcısının hâkim kararı istemi ....569
Soruşturmanın sulh ceza hâkimi tarafından yapılması..........569
Adlî kolluk ve görevi..............................................................569
Diğer kolluk birimlerinin adlî kolluk görevi .............................570
Değerlendirme raporu yetkisi ................................................570
Yönetmelik............................................................................570
Adlî kolluğun olay yerinde aldığı tedbirlere uyulmaması
halinde yetkisi .......................................................................570
Soruşturma evresinde yapılan işlemlerin tutanağa
bağlanması...........................................................................571
Tanık ve bilirkişinin naiple veya istinabe yoluyla
dinlenmeleri ..........................................................................571
Suçun Mağduru ile Şikâyetçinin Hakları................................572
Suçun mağduru ile şikâyetçinin çağırılması ..........................572
Mağdur ile şikâyetçinin hakları..............................................572
Mağdur ile şikâyetçinin davete uymamaları ..........................573
Mağdur ile şikâyetçinin dinlenmesi........................................574
Kamu Davasına Katılma .......................................................574
Kamu davasına katılma ........................................................574
Katılma usulü........................................................................574
XXXVIII
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
8.
Katılanın hakları....................................................................575
Katılmanın davaya etkisi.......................................................575
Katılmadan önceki kararlara itiraz.........................................575
Katılanın kanun yoluna başvurması ......................................575
Katılmanın hükümsüz kalması ..............................................575
Zorlama amaçlı elkoyma ve teminat belgesi .........................576
Bazı Suçlara İlişkin Mukakeme .............................................577
Görev ve yargı çevresinin belirlenmesi .................................577
Uzlaşma ...............................................................................578
Mahkeme tarafından uzlaştırma ...........................................582
Birden çok fail bulunması hâlinde uzlaşma ...........................583
Müsadere Usulü ...................................................................583
Başvuru ................................................................................583
Duruşma ve karar .................................................................583
Kanun yolu............................................................................583
Suç konusu olmayan eşyanın müsaderesi............................584
Çeşitli Hükümler ...................................................................584
Adlî tatil.................................................................................584
Bilgi isteme ...........................................................................584
657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNUN İLGİLİ
HÜKÜMLERİ.............................................................................585
ƒ Ödevler ve Sorumluluklar......................................................585
ƒ Sadakat ................................................................................585
ƒ Tarafsızlık ve devlete bağlılık................................................585
ƒ Davranış ve işbirliği...............................................................586
ƒ Yurt dışında davranış............................................................586
ƒ Amir durumda olan devlet memurlarının görev ve
sorumlulukları .......................................................................586
ƒ Devlet memurlarının görev ve sorumlulukları........................587
ƒ Kişisel sorumluluk ve zarar ...................................................587
XXXIX
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Kişilerin uğradıkları zararlar ..................................................588
Mal bildirimi...........................................................................588
Basına bilgi veya demeç verme ............................................588
Resmi belge, araç ve gereçlerin yetki verilen mahaller
dışına çıkarılmaması ve iadesi..............................................589
Genel Haklar.........................................................................589
Uygulamayı isteme hakkı......................................................589
Güvenlik ...............................................................................589
Emeklilik ...............................................................................589
Çekilme ................................................................................589
Müracaat, şikayet ve dava açma...........................................590
Sendika kurma......................................................................590
İzin........................................................................................590
Kovuşturma ve yargılama .....................................................590
İsnat ve iftiralara karşı koruma..............................................590
Yasaklar ...............................................................................591
Toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasağı.......................591
Grev yasağı ..........................................................................591
Ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunma
yasağı...................................................................................591
Hediye alma, menfaat sağlama yasağı .................................592
Denetimindeki teşebbüsten menfaat sağlama yasağı ...........592
Gizli bilgileri açıklama yasağı................................................592
Devlet Memurluğuna Alınma.................................................592
Genel ve özel şartlar.............................................................592
Memur bilgi sistemi, özlük dosyası........................................593
Disiplin..................................................................................594
Disiplin amiri ve disiplin cezaları ...........................................594
Disiplin cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve
haller.....................................................................................594
Disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar .....................599
XL
Zamanaşımı..........................................................................600
Karar süresi ..........................................................................600
Yüksek disiplin kurullarının karar usulü, memurun hakkı.......601
Savunma hakkı.....................................................................601
Cezai kovuşturma ile disiplin kovuşturmasının bir arada
yürütülmesi ...........................................................................601
ƒ Uygulama .............................................................................602
ƒ Disiplin cezalarının bir süre sonra sicilden silinmesi..............603
ƒ Disiplin kurulları ve disiplin amirleri .......................................603
ƒ İtiraz......................................................................................603
ƒ İtiraz süresi ve yapılacak işlem .............................................604
ƒ Görevden Uzaklaştırma ........................................................604
ƒ Yetkililer................................................................................605
ƒ Görevden uzaklaştıran amirin sorumluluğu...........................605
ƒ Ceza kovuşturması sırasında görevden uzaklaştırma...........605
ƒ Görevden uzaklaştırılan veya görevinden uzak kalan
memurların hak ve yükümlülüğü ...........................................605
ƒ Tedbirin kaldırılması .............................................................606
ƒ Memurun göreve tekrar başlatılması zorunlu olan haller.......606
ƒ Görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılmasında amirin
takdiri....................................................................................607
ƒ Süre......................................................................................607
ƒ Kamu personeli bilgi sistemi .................................................607
8.1. Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik ........608
8.2. Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında
Yönetmelik.................................................................................620
8.3. Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve
Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları,
Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik .........................626
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
XLI
9.
9.1.
9.2.
9.3.
9.4.
9.5.
MEMURLAR HAKKINDA YAPILACAK ADLİ VE İDARİ
SORUŞTURMALAR İLE UYGULANACAK YAPTIRIMLARA
DAİR DİĞER KANUNLARIN HÜKÜMLERİ...............................633
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu.....................................633
ƒ Ödenek üstü harcama ..........................................................633
ƒ Kamu zararı ..........................................................................633
ƒ Yetkisiz tahsil ve ödeme .......................................................634
ƒ Para cezaları ve yetkili merciler ............................................635
ƒ Zamanaşımı..........................................................................635
9.1.1. Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar
Hakkında Yönetmelik .....................................................635
Kamu İhale Kanunu ...................................................................651
ƒ Görevlilerin ceza sorumluluğu...............................................651
ƒ Bilgi ve belgeleri açıklama yasağı.........................................653
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu..............................................653
ƒ Görevlilerin ceza sorumluluğu...............................................653
ƒ Bilgi ve belgeleri açıklama yasağı.........................................654
ƒ Yapı denetim görevlilerinin sorumluluğu ...............................654
Harcırah Kanunu .......................................................................654
ƒ Hilafı hakikat beyanname verenler:.......................................654
Taşıt Kanunu .............................................................................655
ƒ Cezalar: ................................................................................655
10. KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KURULMASI VE
BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN .....................................................................................657
10.1. Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri İle Başvuru Usul ve
Esasları Hakkında Yönetmelik..................................................662
ƒ Kamu Görevlileri Etik Sözleşmesi .........................................679
XLII
11. BİLGİ EDİNME HAKKI KANUNU .............................................683
11.1. Bilgi Edinme Hakkı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Esas
ve Usuller Hakkında Yönetmelik...............................................693
ƒ EK-1– Bilgi Edinme Başvurusu Formu (Gerçek Kişiler İçin) ..717
ƒ EK-2– Bilgi Edinme Başvurusu Formu (Tüzel Kişiler İçin).....718
12. DİLEKÇE HAKKININ KULLANILMASINA DAİR KANUN ........719
13. KABAHATLER KANUNU .........................................................723
14. TEBLİGAT KANUNU ................................................................743
15. BİRDEN FAZLA KAMU KURUM VE KURULUŞLARINI
İLGİLENDİREN SORUŞTURMALARDA
GÖREVLENDİRİLECEK MÜFETTİŞLERİN
GÖREVLENDİRME BİÇİMİNE İLİŞKİN YÖNETMELİK ............765
16. YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA
YÖNETMELİĞİ..........................................................................767
1. ANAYASANIN İLGİLİ HÜKÜMLERİ
1.1. Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler
1.1.1. Genel ilkeler
Madde 128. – Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer
kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle
yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli
görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları,
görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve
diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.
Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.
1.1.2. Görev ve sorumlulukları, disiplin kovuşturmasında
güvence
Madde 129. – Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve
kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına
savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.
Uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz.
Silahlı Kuvvetler mensupları ile hâkimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu
edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun
olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen
istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idarî merciin iznine bağlıdır.
2. MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası
Kabul Tarihi
Yayımlandığı R.Gazete
Yayımlandığı Düstur
: 4483
: 2/12/1999
: Tarih : 4/12/1999 - Sayı : 23896
: Tertip : 5 Cilt : 39 Sayfa:
Amaç
Madde 1 – Bu Kanunun amacı, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikeri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek
usulü düzenlemektir.
Kapsam
Madde 2 – Bu Kanun,Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin
genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır.
Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma
usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği
yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali genel hükümlere tabidir.
Disiplin hükümleri saklıdır.
(Ek: 2/1/2003-4778/33 md.) 765 sayılı Türk Ceza Kanununun
243 ve 245 inci maddeleri ile 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununun 154 üncü maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında
açılacak soruşturma ve kovuşturmalarda bu Kanun hükümleri
uygulanmaz.
İzin vermeye yetkili merciler
Madde 3 – Soruşturma izni yetkisi
4
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
a) İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında
kaymakam,
b) İlde ve merkez ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında vali,
c) Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev
yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları
ilin valisi,
d) Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu görevlileri hakkında
o kuruluşun en üst idari amiri,
e) (Değişik : 17/7/2004-5232/1 md.) Bakanlar Kurulu kararı ile
veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez
teşkilâtında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer
kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakan,
f) Türkiye Büyük Millet Meclisinde görevli memurlar ve diğer
kamu görevlileri hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri ve yardımcıları hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,
g) Cumhurbaşkanlığında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri hakkında Cumhurbaşkanı,
h) Büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları; büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi
üyeleri hakkında İçişleri Bakanı,
i) İlçelerdeki belde belediye başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında kaymakam, merkez ilçelerdeki belde belediye
başkanları ve belde belediye meclisi üyeleri hakkında bulundukları
ilin valisi,
j) Köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında ilçelerde kaymakam,
merkez ilçede vali,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
5
Yokluklarında ise vekilleri tarafından bizzat kullanılır.
Yetkili mercilerin saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır.
Ast memur ile üst memurun aynı fiile iştiraki halinde izin, üst
memurun bağlı olduğu merciden istenir.
Olayın yetkili mercie iletilmesi, işleme konulmayacak ihbar
ve şikayetler
Madde 4 – Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi
bir ihbar veya şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan
delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar
veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin
ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.
Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de, bu Kanun
kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya
bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili
mercie iletirler.
(Değişik üçüncü fıkra: 17/7/2004-5232/2 md.) Bu Kanuna göre
memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve
şikâyetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddî bulgu ve belgelere
dayanması, ihbar veya şikâyet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru
ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması
zorunludur.
(Değişik dördüncü fıkra: 17/7/2004-5232/2 md.) Üçüncü fıkradaki şartları taşımayan ihbar ve şikâyetler Cumhuriyet başsavcıları
ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve
durum, ihbar veya şikâyette bulunana bildirilir. Ancak iddiaların,
sıhhati şüpheye mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş
6
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
olması halinde ad, soyad ve imza ile iş veya ikametgâh adresinin
doğruluğu şartı aranmaz. Başsavcılar ve yetkili merciler ihbarcı
veya şikâyetçinin kimlik bilgilerini gizli tutmak zorundadır.
Ön inceleme
Madde 5 – İzin vermeye yetkili merci, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde
öğrendiğinde bir ön inceleme başlatır.
(Ek fıkra: 17/7/2004-5232/3 md.) Cumhuriyet başsavcılıkları ile
izin vermeye yetkili merciler ihbar ve şikâyetler konusunda daha
önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme olması halinde müracaatı
işleme koymazlar. Ancak ihbar veya şikâyet eden kişilerin konu ile
ilgili olarak daha önceki ön incelemenin neticesini etkileyecek yeni
belge sunması halinde müracaatı işleme koyabilirler.
Ön inceleme, izin vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı
veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve
kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de yaptırılabilir. İnceleme yapacakların, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu
kurum veya kuruluşunun içerisinden belirlenmesi esastır. İşin
özelliğine göre bu merci, anılan incelemenin başka bir kamu kurum
veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını da ilgili kuruluştan
isteyebilir. Bu isteğin yerine getirilmesi, ilgili kuruluşun takdirine
bağlıdır.
Yargı mensupları ile yargı kuruluşlarında çalışanlar ve askerler, başka mercilerin ön incelemelerinde görevlendirilemez.
Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler birden fazla ise içlerinden biri başkan olarak belirlenir.
Ön inceleme yapanların yetkisi ve rapor
Madde 6 – Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
7
Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilirler; hakkında
inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini de
almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi ve belgeleri
toplayıp, görüşlerini içeren bir rapor düzenleyerek durumu izin
vermeye yetkili mercie sunarlar. Ön inceleme birden çok kişi
tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle ayrı
ayrı belirtilir.
Yetkili merci bu rapor üzerine soruşturma izni verilmesine veya
verilmemesine karar verir. Bu kararlarda gerekçe gösterilmesi
zorunludur.
Süre
Madde 7 – Yetkili merci, soruşturma izni konusundaki kararını
suçun 5 inci maddenin birinci fıkrasına göre öğrenilmesinden itibaren
ön inceleme dahil en geç otuz gün içinde verir. Bu süre,zorunlu
hallerde onbeş günü geçmemek üzere bir defa uzatılabilir.
Yetkili merci, herhalde yukarıdaki fıkrada belirtilen süreler içinde memur veya diğer kamu görevlisi hakkında soruşturma izni
verilmesi veya verilmemesi konusunda karar vermek zorundadır.
Soruşturma izninin kapsamı
Madde 8 – Soruşturma izni, şikayet, ihbar veya iddia konusu
olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya
çıkabilecek konuları kapsar.
Soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen
ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya
çıktığında, yeniden izin alınması zorunludur.
Suçun hukuki niteliğinin değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez.
İtiraz
Madde 9 – Yetkili merci, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında
8
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa
şikâyetçiye bildirir.
Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni
verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya
şikâyetçi itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi,yetkili merciin kararının
tebliğinden itibaren on gündür.
İtiraza, 3 üncü maddenin (e), (f), g (Cumhurbaşkanınca verilen
izin hariç) ve (h) bentlerinde sayılanlar için Danıştay İkinci Dairesi,
diğerleri için yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare
mahkemesi bakar.
İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır. Verilen kararlar kesindir.
İştirak halinde işlenen suçlar
Madde 10 –Bu Kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayan, memur olanla; ast memur,
üst memurla aynı mahkemede yargılanır.
Soruşturma izninin gönderileceği merci
Madde 11 – Soruşturma izninin itiraz edilmeden veya itirazın
reddi sonunda kesinleşmesi ya da soruşturma izni verilmemesine
ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine dosya, derhal
yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir. İzin üzerine
ilgili Cumhuriyet başsavcılığı, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve
diğer kanunlardaki yetkilerini kullanmak suretiyle hazırlık soruşturmasını yürütür ve sonuçlandırır.
Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler
Madde 12 – (Değişik: 17/7/2004-5232/4 md.)
Hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yetkili ve görevli
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılır. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
9
müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan hazırlık soruşturması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili,
kaymakamlar ile ilgili hazırlık soruşturması ise il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili tarafından yapılır.
Hazırlık soruşturması sırasında hâkim kararı alınmasını gerektiren hususlarda; Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar ve valiler için Yargıtayın
ilgili ceza dairesine, kaymakamlar için il asliye ceza mahkemesine,
diğerleri için ise genel hükümlere göre yetkili ve görevli sulh ceza
hâkimine başvurulur.
Yetkili ve görevli mahkeme
Madde 13 – (Değişik: 17/7/2004-5232/5 md.)
Davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere
göre yetkili ve görevli mahkemedir. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri, müsteşarlar
ve valiler için yetkili ve görevli mahkeme Yargıtayın ilgili ceza
dairesi, kaymakamlar için ise il ağır ceza mahkemesidir.
Vekillerin durumu
Madde 14 – Bu Kanunun uygulanmasında vekiller, asillerin tabi olduğu usule tabidir.
Cumhuriyet başsavcılığınca re’sen dava açılacak haller
Madde 15 – Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin ihbar veya şikayet edileni mağdur etmek amacıyla ve uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa
haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet
başsavcılığınca re’sen soruşturmaya geçilir.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır.
10
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata yapılan atıflar
Madde 16 – Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu Kanun hükümleri uygulanır.
Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkatın uygulanmayacağı belirtilen hallerde genel hükümler
uygulanır.
Değiştirilen hükümler
Madde 17 – (22.1.1990 tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 11 inci maddesi ile ilgili olup, yerine işlenmiştir.)
Yürürlükten kaldırılan hükümler
Madde 18 – 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce
Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine
göre başlatılmış bulunan işlemler, adı geçen Kanun hükümlerine
göre sonuçlandırılır.
Geçici Madde 2 – (Ek: 17/7/2004-5232/7 md.)
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre
Yargıtayın ilgili ceza dairesinde ve il ağır ceza mahkemesinde
açılmış davalar ile Danıştayca itirazen incelenen kararlar, bu
Kanunun yürürlüğe girmesini müteakip genel hükümlere göre yetkili
ve görevli mahkemelere devredilir.
Yürürlük
Madde 19 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 20 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
11
2.1. BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞININ
07/02/2000 TARİHLİ, 166 SAYILI GENELGESİ VE EKİ “4483
SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUNA İLİŞKİN UYGULAMA ESASLARI”
T.C.
BAŞBAKANLIK
Teftiş Kurulu Başkanlığı
Sayı : B.02.0.TKB.094/0166
DEVLET BAKANLIĞINA
(Sn. M.KEÇECİLER)
4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna ilişkin olarak Başkanlığımızca hazırlanan
“Uygulama Esasları” ilişiktedir.
Bilginizi ve Bakanlığınız Teftiş Kurulu ile bağlı Kuruluşlar denetim birimlerine dağıtımının yapılması hususunda ilgililere talimatlarını rica ederim.
Osman Nuri ODUNCU
Başbakan a.
Teftiş Kurulu Başkanı
DAĞITIM :
Gereği :
-Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yrd.larına
-Enerji ve Tabi Kay.Bak. ve Başb. Yrd.na
-Devlet Bakanlıklarına
(Bağlı Kuruluşlara Devlet Bakanlıklarınca)
-Bakanlıklara
12
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
4483 SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU
GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA
KANUNA DAİR UYGULAMA ESASLARI
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 Sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak Bakanlık
Teftiş Kurullarınca Başkanlığımıza iletilen tereddütler nedeniyle
uygulamaya esas Başkanlığımız görüşü aşağıda yer almıştır.
Tereddüde düşünülen hususlar, ağırlıklı olarak “Kapsam”ı belirleyen 2 nci madde, “İzin Vermeye Yetkili Mercileri” belirleyen 3
ncü madde ve “Süre”yi belirleyen 7 nci maddeyle ilgilidir.
Açıklığa kavuşturulması istenen diğer hükümler:
-”Ön İnceleme” başlıklı 5 nci madde,
-”Ön İnceleme Yapanların Yetkisi ve Rapor” başlıklı 6 ncı
madde,
-”Soruşturma İzninin Kapsamı” başlıklı 8 nci madde,
-”İtiraz” başlıklı 9 ncu madde,
-”İştirak Halinde İşlenen Suçlar” başlıklı 10 ncu madde,
-Geçici 1 nci maddedir.
1. “Kapsam” başlıklı 2 nci Maddeye Dair Görüşümüz
Bu maddenin; “Bu Kanun, devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin
gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır” içerikli 1 nci fıkrası hükmü, yoruma ihtiyaç göstermektedir.
1.1. Kanunun kapsamı İçindeki Teşkilat Yapısı
Anayasanın 128 nci maddesinde;
“Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları
kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve
diğer kamu görevlileri eliyle yürütülür” denilmektedir.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
13
4483 sayılı Kanunun “Kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin “kamu iktisadi teşebbüsleri” ibaresini içermemesi; Kanun Koyucunun, 17 nci maddeyle getirilen istisna hariç olmak üzere- KİT mensuplarının işledikleri suçlar nedeniyle yürütülecek soruşturma ve yargılamanın genel hükümlere göre yapılmasını amaçladığını göstermektedir. Anılan Kanun kapsamına 17 nci madde ile sadece KİT
Genel müdürlerinin ve Yönetim Kurulu üyelerinin alınması da, bu
görüşümüzü doğrulamaktadır.
4483 sayılı Kanunun 16. maddesi uyarınca, özel kanunlarında
Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı
belirtilen kurumlar da kapsam içinde değerlendirilmelidir. Birer KİT
olmamalarına rağmen kanunlarında personeli hakkında KİT personel rejiminin uygulanacağı belirtilen kuruluşların ise kapsam dışında
olduğu görüşündeyiz.
1.2. Genel İdare Esaslarına Göre Yürütülen Kamu Hizmetleri
Anayasa Mahkemesinin 25/07/1989 gün, 20232 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan 1988/55 sayılı kararında da belirtildiği üzere,
Kamu İktisadi Teşebbüslerinde de genel idare esaslarına göre
yürütülen kamu hizmetleri bulunmakla birlikte, kamu iktisadi teşebbüsleri yasanın kapsamı dışında değerlendirildiğinden “Genel İdare
Esasları” kavramı “Devlet” ve “diğer kamu tüzel kişileri” çerçevesinde tartışılmıştır.
“Genel idare esasları” kavramı, gerek Anayasa’da (m.128), gerekse yasalarımızda (örneğin 657 sayılı Kanun, m.4/A) yer almakla
birlikte, yasal metinlerde, bu kavramla ilgili herhangi bir tanıma yer
verilmemiştir.
“Genel idare esasları” idare hukukuna göre, “Devlet idaresi”
veya “merkez” idare’nin bağlı olduğu kural ve yöntemlerin yanısıra,
özel kesimde veya özel hukuk kurallarına göre uygulanan kural ve
usullerin karşısında bir kamusal yönetim biçimini anlatmaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 09/02/1993 gün, E.992/44, K.993/7
sayılı kararına göre “Genel İdare Esasları” kavramının “Memurlar
14
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ve Kamu Görevlileri tarafından yerine getirilecek görevlerin kadroya
bağlanması, merkezi idare ve statüer bir ilişki içinde olunması, yani
yönetimle görevlileri arasındaki ilişkinin idare hukuku kurallarıyla
düzenlenen bir kamu ilişkisi olması” gibi özellikleri bulunmaktadır.
Buna rağmen, gerek yargı kararlarında gerekse teoride anılan
kavrama ilişkin olarak yeterli açıklık söz konusu değilse de Anayasa
Mahkemesinin yakın tarihlerde verdiği kararlarında da gönderme
yapılan 28/11/1975 tarih, 15426 sayılı R.G.’de yayımlanan 7/10986
sayılı ve “Kurumlardan hangilerinin devlete verilmiş asli ve sürekli
bir kamu hizmetini genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü
olduklarının, hangilerinin bu nitelikte olmadıklarının tespitine dair”
Bakanlar Kurulu Kararının belirleyici olduğu düşünülmektedir.
Şüphesiz ki, bu karardan sonra kurulan Özelleştirme İdaresi,
Toplu Konut İdaresi gibi kuruluşlar da bu kapsamda dikkate alınmalıdır.
1.3.Asli ve Sürekli Görev Kavramı
Ceza Hukuku uygulamasında da idare hukukundaki genel kabul görmüş nazariyelere göre Devletin asli fonksiyonları “kamu
görevi” tali, tamamlayıcı ve yardımcı nitelikteki fonksiyonları “kamu
hizmeti”, “kamu görevi” yapanlar “memur” ve “diğer kamu görevlisi”
olarak; “kamu hizmeti” yapanlar “amme hizmetiyle muvazzaf
olanlar” ya da “müstahdem” olarak adlandırılmaktadır.
Dolayısıyla madde metninde geçen “asli ve sürekli görev” kavramının öncelikle, ceza hukuku ve idare hukuku terminolojisindeki
“kamu görevi” olarak anlaşılması gerekmektedir. Devlet Memurları
Kanununa da tabi olsalar, yardımcı ve tamamlayıcı nitelikte “kamu
hizmeti” görenler; örneğin, hizmetliler, araç sürücüleri, vb. bu Kanun
kapsamında değildir.
Ayrıca 1982 Anayasası ile yeni bir anlam kazanan kamu görevlileri deyimi kamu hukukuna göre çalıştırılan görevliler anlamına
geldiğinden, “kamu görevi”de kamu hukukuna göre verilen görevler
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
15
olup; kamu kesiminde de olsa, özel hukuk alanındaki İş Kanunu
veya özel hizmet akitleri uyarınca verilen görevler “kamu görevi”
sayılmayacaktır.
Bunların dışında, görevin “asli ve sürekli” niteliği o görevin bir
kadroya bağlı olması gereğini de ortaya çıkarmaktadır.
1.4.Diğer Kamu Görevlileri
Anayasanın 128 nci maddesinde yer alan “memurlar dışında
kalan kamu görevlileri”nin kimler olduklarını tam olarak belirleyen
bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Bu konudaki tek düzenleyici işlem, Devlet Memurlarının Şikayet ve Müracaatları Hakkında Yönetmeliktir. Anılan Yönetmeliğin 15
nci maddesinde, bu yönetmeliğin uygulama alanına ilişkin olarak
“diğer kamu görevlileri” listesi verilmektedir. Buna göre, 657 sayılı
Yasanın değişik 1 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılan kurumlarda çalışan sözleşmeli ve geçici personel, aynı Yasanın ek geçici
12, 13 ve 14 üncü maddeleri kapsamına giren personel ile ek geçici
9 uncu maddede sayılan kurumlarda çalışan memurlar, sözleşmeli
personel ve geçici personel diğer kamu görevlileridir.
Anayasa Mahkemesi kararlarına göre yargıçlar, subay ve astsubaylar ve KİT’lerdeki bir kısım personel de diğer kamu görevlileri
arasında sayılmaktaysa da bunlar 4483 sayılı Kanunun kapsamı
dışında olduklarından durumları ayrıca tartışılmamıştır.
Öte yandan, Anayasanın 127 nci maddesi ile düzenlenen mahalli idareler personelini de diğer kamu görevlileri olarak nitelendirmek gerekmektedir.
Ancak, diğer kamu görevlileri için de temel ölçüt; genel idare
esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli bir görevin bulunması, yani
yapılan görevin hem “kamu görevi” niteliğinde olması, hem de
kadroya bağlanmasıdır. Yapılan iş; TCK 279 bağlamında “amme
vazifesi” de olsa; “muvakkat” nitelikte ise bu kanun kapsamında
değerlendirilmeyecektir.
16
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Bu çerçevede; 657 sayılı Kanunun 4/B maddesine göre, sözleşmeli personel ve 4/C maddesine göre geçici personel sayılanlar,
bu kadroya bağlı olarak istihdam edilmediklerinden, “kamu görevi”
de yapsalar, bu Kanun kapsamında değerlendirilmeyeceklerdir.
1.5.Görev Sebebiyle İşlenen Suç Kavramı
4483 sayılı Kanun, Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanundan farklı olarak “görev esnasında” işlenen suçları kapsam dışında
bırakmış; sadece görev sebebiyle işlenen suçları kapsadığı, görevin ifası sırasında da olsa, memuriyet göreviyle ilgisi olmayan
suçların genel hükümlere tabi olacağı düşünülmektedir.
“Görev sebebiyle” ibaresinin; hem görevden doğan, hem de
görevi dolayısıyla işlenen suçları kapsadığı, görevin ifası sırasında
da olsa, memuriyet göreviyle ilgisi olmayan suçların genel hükümlere tabi olacağı düşünülmektedir.
“Görev sebebiyle” işlenen suçlar yönünden görevin ifası sırasında veya mesai saatleri ve/veya görev mahalli dışında işlenmesi
sonucu etkilemeyecektir.
2. “İzin Vermeye Yetkili Merciler” başlıklı 3 üncü maddeye İlişkin Görüşlerimiz
Bu maddeyle ilgili tereddütler;
-”en üst idari amir” kavramı,
-üst merciin, alt mercie ait izin yetkisini kullanıp kullanamayacağı,
-7 nci maddede belirtilen ek sürenin kimden talep edileceği,
-Müsteşarın “En üst idari amir” sıfatıyla bu kanundan doğan
yetkilerini kullanırken Bakanlık Teftiş Kurullarına talimat verip
veremeyecekleri,
hususlarında yoğunlaşmaktadır.
2.1.En Üst İdari Amir Kavramı
Yasalarımızda ve diğer düzenleyici işlemlerde en üst idari
amir” kavramına yer verilmemekle birlikte; Anayasal sistematiğe
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
17
göre, “yürütme” içinde Bakanlar Kuruluna ayrı, “idare”ye ayrı yer
verildiğine göre 4483 sayılı Kanundaki “En üst idari amir” kavramı
da idari teşkilat içinde Bakan dışındaki en üst disiplin amiri olarak
anlaşılmaktadır.
2.2.Üst Merciin Alt Mercie Ait İzin Yetkisini Kullanıp Kullanamayacağı Hususu
Hukuk metodolojisine göre, “kurallar hiyerarşisi bakımından
özel hüküm, genel hükümden önce gelir (...) hakkında özel hüküm
bulunan konularda özel hüküm genel hükümden önce uygulanır.
(...) Sonraki genel hüküm aksine açık hüküm olmadıkça önceki özel
hükmü değiştiremez.” (Prof. Dr. Yaşar KARAYALÇIN, Hukukta
Öğretim-Kaynaklar-Metot)
Kanımızca, teşkilat yasalarındaki hükümler, 4483 sayılı Yasaya göre özel niteliktedir. Dolayısıyla, teşkilat yasalarında her türlü
inceleme ve soruşturma emri veya izni vermeye olanak sağlayan
hükümler de yürürlükte olduğundan, bu yasalardaki ve İller İdaresi
Kanunundaki hükümler çerçevesinde, üst merciler de alt mercilere
ait izin yetkisini kullanabileceklerdir. Ayrıca, örneğin 3056 sayılı
yasaya göre Başbakanın, Başbakanlık Teşkilatının ve Bakanlıkların; Bakanların ise, Bakanlık teşkilatının en üst amiri olmalarının
doğal sonucu “soruşturma izni ve emri” de olmak üzere her konuda
emir verme yetkisini haiz olmalarıdır.
Nitekim; Danıştay 1 inci Dairesinin E.1995/207, 1995/200 sayılı, 01/10/1995 tarihli kararında da:
“Başbakanın tüm bakanlıkların en üst amiri olmasının da doğal
sonucu olarak, Kanunlara ayrık tutulan hususlar saklı kalmak kaydıyla, bütün kamu kurum ve kuruluşlarında Başbakanlık Teftiş Kurulunca her türlü inceleme, araştırma, soruşturma ve teftiş yaptırabileceğinde kuşku bulunmamaktadır. Sözü edilen 20 nci madde öngörülen
yetkinin, her türlü soruşturmayı kapsamaması nedeniyle, Memurin
Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat uyarınca yaptırılacak
soruşturmaları da içerdiği açıktır.” denilmektedir.
18
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Öte yandan, 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde: “...memur memurini
merkeziyeden ise, evvelemirde mensup olduğu nezaret veya daire
ve memurini vilayetten ise vali ve mutasarrıf ve kaymakam veya
merbut bulunduğu şubesi idare amiri” soruşturma emri vermeye
yetkililer olarak gösterildiği halde geçmiş uygulamada da örneğin bir
vilayet memuru olan defterdar hakkında bakanın, bölge müdürleri
hakkında genel müdürlerin soruşturma emri verdiği bilinmektedir.
Aksine bir düşünce, idari hiyerarşi kurallarıyla da bağdaşmayacağı gibi; defterdar, bölge müdürü, büyük ilçelerin mal müdürleri
gibi en azından bu kişilerin sıfatları nedeniyle müfettiş bilgi becerisini gerektiren ön incelemelerin-Valilik ve kaymakamlıkların denetim
birimi bulunmaması nedeniyle- uzman olmayan kişilerce yapılması
sonucunu doğuracaktır.
2.3.Ek Sürenin Kimden Talep Edileceği
Yasanın 5 inci maddesine göre, ön inceleme başlatma emri
vermeye yetkili merci, aynı zamanda soruşturma izni vermeye
yetkili mercidir.
Yukarıda da belirtilen hukuk metodolojisi kuralları çerçevesinde; teşkilat kanunları ve tüzük ve yönetmelik gibi diğer düzenleyici
işlemler uyarınca, Teftiş Kurullarına emir verme yetkisi kime aitse,
soruşturma izni ve ön inceleme başlatma emri yetkisi de ona ait
olacaktır. Yani Teftiş Kurullarına emir verme yetkisi bulunmayan
makam ve mercilerin; Yasanın 3 ve 5 nci maddelerinde yazılı izin
ve emirleri de verme yetkisi bulunmadığından ek süre de bu yetkileri haiz makam ve mercilerden talep edilecektir.
2.4.Müsteşarların Bakanlık Teftiş Kurulları Karşısında Bu Yasa
Çerçevesindeki Konumları
3046 Sayılı Kanunun 22 nci maddesine göre, Müsteşarların
Bakanlık Teftiş Kurullarına emir verme yetkisi yoktur. Bu sınırlama;
3046 sayılı Kanunun 4483 sayılı Kanuna göre özel nitelikte olması
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
19
nedeniyle 4483 sayılı Yasada yazılı olanları da içerir. Müsteşarların
4483 sayılı Yasadan doğan yetkilerini ya bizzat ya da Bakanlık
Müfettişleri dışındaki ön inceleme görevlileri aracılığıyla kullanmaları gerekir. Müsteşarın yetkisi olsa dahi, ön inceleme, mutlaka
Bakanlık müfettişinin bilgi ve deneyimini gerektiriyorsa bu durumda
“ön inceleme başlatma” emri veya onayı ile “soruşturma izni”
Bakandan alınmalıdır.
2.5.Memurun Yetkili Merciin Saptanmasında Esas Görevi
Kanunun 3 ncü maddesinin ikinci fıkrasında: “Yetkili mercilerin
saptanmasında, memur veya kamu görevlisinin suç tarihindeki
görevi esas alınır.” denilmektedir.
Buradaki “suç tarihindeki görev” kavramından kastedilen, memura veya diğer kamu görevlisine hukuken tevdi edilen ve suçun
ilişkilendirdiği kadro görevi olup, görevin memuriyet merkezinde
veya geçici görev mahallinde ifa edilmesinin, yetkili merciin saptanması yönünden bir etkisi yoktur.
3.Olayın Yetkili Mercie İletilmesi, İşleme Konulmayacak İhbar
ve Şikayetler Başlıklı 4 üncü Maddeye İlişkin Görüşümüz
Bu maddeyle ilgili olarak açıklığa kavuşturulması gereken hususlar: “diğer makam ve memurlarla kamu görevlilerinin bu Kanun
kapsamına giren bir suç işlendiğini (herhangi bir suretle) öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletme” yükümlülüğüne dair
ikinci fıkrası hükmü ve ihbar ve şikayetin şekline dair düzenlemedir.
3.1.Yetkili Mercie İletilme
Müfettişlerin, kendi görev ve yetki alanları içinde bu kanun
kapsamına giren bir suç işlediğini öğrenmeleri halinde yukarıda 2
nci maddede yazılı açıklamalar da dikkate alınarak, ön inceleme
başlatma emrini verme yetkisi olan Makamın ıttılaını teminen yazı
veya raporlarını Teftiş Kurulu Başkanlığına tevdi etmeleri gerekir.
Diğer kurum ve kuruluş görevlilerinin suçlarının öğrenilmesi
halinde, durum doğrudan yasada yazılı yetkili mercie bildirilebilece-
20
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ği gibi; tüzük ve yönetmelikler, yasaların uygulanmasını göstermek
üzere çıkartıldıklarına göre, Teftiş Kurulları Tüzük ve Yönetmeliklerinde yazı ve raporların yetkili mercie iletilme şeklinin düzenlenmesi
halinde Teftiş Kurulu Başkanlığı veya Makam aracılığıyla da
iletilebilecektir.
3.2.İhbar ve Şikayetlerin Şekli
CMUK’nun 151 nci maddesine göre, ihbarlar, anılan madde
içeriğinde belirtilen yetkililere yapılabilir. Bu yetkililer dışındaki idari
makam ve mercilere yapılan başvurular, 4483 sayılı Kanun kapsamındaki suçları da içerse, teknik anlamda”şikayet” ya da “müracaat”
olarak adlandırılırlar. İhbarlar herhangi bir şekle tabi olmamakla
birlikte; 3071 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı şartları
taşımayan şikayet ve müracaatlar 6 ncı madde uyarınca işleme
konulamazlar.
4483 sayılı yasanın 4 üncü maddesinde ihbar ve şikayetlerin
her ikisini de kapsayacak şekilde koşullar getirilmiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasında tadat edilen koşullar yönünden yoruma muhtaç bir durum sözkonusu değilse de son fıkrada yer alan;
“...durum ihbar veya şikayette bulanana bildirilir.” Cümlesi ile 15 inci
madde de yer alan “...haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve
görevli Cumhuriyet Başsavcılığı’nca re’sen soruşturmaya geçilir”
hükmünden, yasa koyucunun üçüncü fıkradaki koşullarla birlikte;
ihbar ve şikayetin açık ve doğru kimlikle yapılması koşullarının da
mevcudiyetini amaçladığı anlaşılmaktadır. Yani ilgili mercilerin
belirtilen koşulların tümünü birlikte taşımayan başvuruları işleme
koymak hususunda yasal bir yükümlülükleri bulunmamaktadır.
Ancak; yetkili amirin açık kimlik içermeyen dilekçelerdeki iddiaları ciddi bulması halinde, dilekçeyi esas almaksızın dilekçe içeriğindeki konunun idari incelemeye tabi tutulmasını istemesi ve bu
inceleme sonucunda saptanan bulgulara göre, 4483 sayılı Yasadaki süreci başlatması mümkündür.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
21
4.Kanunun “Ön İnceleme” başlıklı 5 inci maddesiyle ilgili görüşümüz
4.1.Ön İnceleme Emrinin Muhtevası ve Ön İncelemenin Yapılması
Maddenin ilk fıkrasında izin vermeye yetkili merciin bu Kanun
kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya 4 üncü madde de
belirtilen şekilde öğrenmesi durumunda bir ön inceleme başlatacağı
hükmü yer almaktadır. Fıkrada ön inceleme emrinin muhtevası
konusunda bir şekil şartı getirilmemiştir. Ancak ön inceleme emrinin
önceki uygulamalarda olduğu gibi kişileri ve konuları kapsaması
uygun olur.
5.Kanunun “Ön İnceleme Yapanların Yetkisi ve Rapor” başlıklı
6 ıncı maddesiyle ilgili görüşümüz.
5.1.Ön İnceleme ile Görevlendirilenlerin Yetkileri
Kanunun 6 ncı maddesinin ilk fıkrasında; ön inceleme ile görevlendirilen denetim elemanları veya diğer memurların, kendilerini
görevlendiren merciin bütün yetkilerinin yansıra, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda yazılı yetkileri de kullanabilecekleri hüküm
altına alınmıştır.
Maddenin düzenleniş biçimine göre, CMUK’daki yetkilerin kullanılması ön incelemeyi yapanların takdirine bırakılmıştır.
Ancak madde metninin yazılış şeklinden ön inceleme esnasında CMUK’a göre işlem yapmanın ihtiyari olduğu anlaşılmakla birlikte
hakkında inceleme yapılan kişilerin ifadesinin alınmasında zorunluluk olduğu görülmektedir. İfadenin mutlaka alınması gerektiği hususu, TBMM Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında kabul edilip, ona
göre değişiklik yapılan önergenin gerekçesinde de yer almaktadır.
Bu durumda, ön inceleme ile görevlendirilenler CMUK’un “hazırlık
soruşturması” ile ilgili bölümünde yer alan yetkileri isterlerse kullanabilecekler; ancak hakkında inceleme yapılan kamu görevlisinin
ifadesine başvurmaları ise zorunlu olacaktır. Ön inceleme sırasında
22
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
CMUK’daki bir kısım yetkilerin kullanılması, aslen veya niyabeten
hazırlık soruşturması yapılması anlamına gelmediğinden, ilgilinin
ifadesinin CMUK’un 135 inci maddesi ve 01/10//1998 gün, 23480
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Yakalama, Gözaltına Alma ve
ifade Alma Yönetmeliği”nin 22 nci maddesi çerçevesinde alınması
zorunluluğu bulunmamaktadır.
Her ne kadar, madde metninde ön incelemeyi yapanların
CMUK’un hangi hükümlerini uygulayacakları hususu net değilse de,
bundan önceki uygulamalarda olduğu gibi CMUK’un hazırlık
soruşturmasının yürütülmesi ile ilgili Cumhuriyet Savcılarına verdiği
yetkileri anlamak gerekir. Çünkü, CMUK’da yer alan diğer hususlar
Hakimin yetki alanına girdiğinden bu yetkilerin, ön incelemeyi
yapanlar tarafından kullanılması Anayasa’ya aykırılık oluşturacaktır.
Maddenin ilk fıkrasında, ön incelemede görevlendirilen kişilerin
bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin tüm
yetkilerine haiz olduktan hususu yer almaktadır. Bu fıkradan hareketle ön inceleme ile görevlendirilenlerin inceleme yaptıkları kişiler
hakkında “görevden uzaklaştırma” tedbirini uygulayabilecekleri
ortaya çıkmaktadır, örneğin Belediye Müfettişleri, ile Kontrolörlerin
657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre, görevden uzaklaştırma
tedbirini uygulama yetkisi bulunmadığı halde bunların da ön inceleme ile görevlendirilmeleri durumunda bu yetkiyi kullanabilecekleri
açıktır.
6. “Süre” Başlıklı 7 nci Maddeyle İlgili Görüşümüz
6.1. Ön inceleme Süresi
Ön inceleme süreci, yasaya göre, suçun 5 inci maddenin birinci
fıkrasına göre öğrenilmesi anından başlamakta ve yetkili merciin
soruşturma izni konusundaki kararını vermesiyle tamamlanmaktadır.
Yasanın 5 inci maddesinde; “İzin vermeye yetkili merci, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlediğini (...) öğrendiğinde” ibarelerine
yer verildiğinden ön inceleme süresi, ön inceleme başlatma emrini
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
23
vermeye yetkili makamın şikayet veya müracaatı öğrenme tarihinde
değil, bu şikayet ve müracaat üzerine yapılacak idari inceleme ve
gerekirse soruşturma sonucunda 4483 sayılı Kanun kapsamına
giren bir suç işlendiğinin öğrenilmesi anında başlayacaktır.
Ancak; evrakın Cumhuriyet Başsavcılıklarınca intikal ettirilmesi
halinde, konunun 4483 sayılı Kanun kapsamına girip girmediğine
dair değerlendirme C. Başsavcılığınca yapılacağından, bu durumda, 30 günlük süre, yetkili merciin C.Başsavcılığının yazısını öğrendiği tarihte başlayacaktır. Bu tarih ise, teftiş kurulları uygulamaları yönünden yetkili merciin emir veya onay tarihi olacaktır.
6.2.Süre Aşımı Hâlinde Yetkili Merciin veya Ön incelemeyi Yapanın Sorumluluğu
Yasada yazılı sürelerin aşılması halinde uygulanacak yaptırım
konusunda bir düzenleme bulunmamakla birlikte; maddi ve manevi
tüm unsurların varlığı halinde, duruma göre gerek yetkili merci,
gerekse ön incelemeyi yapanın TCK’nin 230 ncu maddesinde yazılı
görevi ihmal suçu çerçevesinde cezai sorumluluğu doğabilecektir.
Ancak; iş yükü, 4483 sayılı Yasaya göre yürütülen bir ön inceleme sırasında acil kaydıyla başka bir işin tevdii, ön inceleme
raporunun, yetkili mercie tevdi tarihi ile sürenin tamamlanma tarihi
arasında yetkili merciin tetkiki için makul ve yeterli bir sürenin
olmaması halleri “görevi ihmal suçu”nun tartışılması sırasında da
sorunlar yaratacaktır.
Bu itibarla;
- Ön inceleme emrinin, denetim elemanına tevdiinden itibaren
belirli sürede (Örneğin merkezde en geç emrin tebellüğ edildiği
tarihin ertesi günü, merkez dışında (3) gün içinde) işe başlanmasına,
- (3) günlük sürenin veya ön inceleme onayıyla birlikte ek süre
de verilmişse 45 günlük sürenin, özetle herhalde, 7 nci maddede
yazılı sürenin tamamlanmasından belirli bir süre önce raporun
Teftiş Kurulu Başkanlığına teslim edilmesine,
24
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
- 4483 sayılı kanun kapsamında yapılan ön inceleme tamamlanana kadar ilgili denetim elemanına, ivedi kayıtlı başka bir görev
verilmemesine.
Dair hususların denetim birimlerinin yönetmelikleri veya yönergeleriyle belirlenmesi uygun olacaktır.
7. “Soruşturma İzninin Kapsamı” başlıklı 8 inci Maddeyle İlgili
Görüşümüz
Bu maddeye ilişkin tereddüt; birinci fıkrada yeralan “ ..iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında
ortaya çıkabilecek konular” ibaresi ile “Suçun hukuki niteliğinin
değişmesi, yeniden izin alınmasını gerektirmez” içerikli üçüncü
fıkradan kaynaklanmaktadır.
4483 sayılı Kanun, idari makam ve mercilere sadece “ön inceleme” yaptırma yetkisi verdiğinden anılan maddenin birinci fıkrasında sözü edilen “soruşturma”dan kastedilenin hazırlık soruşturması
olduğu açıktır. Dolayısıyla fıkra hükmü, hazırlık soruşturması sırasında ortaya çıkacak soruşturma izni içeriğindeki olaylarla bağlantılı
konular için de önceden izin verildiğini ifade etmekte olup; “bağlantılı konuların” neler olduğunun takdir ve değerlendirilmesi de
Cumhuriyet Savcılıklarına ait olacaktır.
Maddenin son fıkrası da aynı şekilde, Cumhuriyet Savcılarının
ve mahkemelerin takdir ve değerlendirmesine dair bir hükümdür.
8. “İtiraz” başlıklı 9 uncu maddeyle ilgili görüşümüz
Kanunun 9 ncu maddesinin ilk fıkrasında, yetkili merciin soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararını, Cumhuriyet Başsavcılığı’na hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildireceği hükmü yer almaktadır. Buna
göre yetkili merciin süresi içinde, yani 30 veya 45 günün sonunda
bir karar vermesi ve kararı ilgili mercilere göndermesi gerekmektedir. Yetkili merciin süresi içinde bir karar vermemesi veya verememesi durumunda Türk Ceza Kanunun kapsamındaki sorumluluğu
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
25
saklı kalmak kaydıyla, Anayasanın 129 uncu maddesi ve idare hukukunun genel prensipleri çerçevesinde soruşturma izninin verilmediğinin anlaşılması gerekmektedir.
Öte yandan, yetkili merciin yasanın 7 nci maddesi uyarınca belirtilen sürelerde vermek zorunda olduğu kararını, 9 uncu maddenin
birinci fıkrasında yazılanlara, kararını vermesinin hemen akabinde
mi; yoksa ikinci fıkrada değinilen (10) günlük itiraz süresinin tamamlanmasından sonra mı bildireceği duraksamaya neden olmaktadır.
Başkanlığımıza göre; soruşturma izni verilmemesi durumunda
herhangi bir sorun yoktur. Bu durumda, yetkili mercii, kararını,
C.Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılana ve varsa şikayetçiye
aynı anda ve (10) günlük itiraz süresi tamamlanmadan bildirilebilir.
Ancak; soruşturma izni verilmesi halinde, hakkında inceleme
yapılanın itiraz süresi içinde C.Savcılığınca TAKİBAT kararı verilmesi ihtimal dahilinde bulunduğundan, itiraz üzerine verilecek idari
yargı kararı ile C.Savcılığı kararı arasında bir mübayenete sebebiyet verilmemesini teminen, önce hakkında inceleme yapılana
tebligatta bulunulması ve (10) günlük sürenin tamamlanmasından
sonra C.Başsavcılığına kararın bildirilmesi uygun olacaktır.
Bunun dışında, madde metninde, kararın ilgililere bildirileceği
belirtilmiş; ancak bunun usul ve esasları belirlenmemiştir. Kanunda
-6 ncı maddede belirtilenin dışında- Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanununa genel bir atıfta bulunulmamışsa da genişletici bir yorumla CMUK’nun 35 inci maddesi uyarınca 7201 sayılı Tebligat Yasası
ve Tebligat Tüzüğü hükümlerinin uygulanması mümkün görünmektedir.
9. “İştirak Halinde İşlenen Suçlar” başlıklı maddeyle ilgili görüşümüz
Maddede bu kanun kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur olmayanın, memur olanla, ast memurun üst memurla aynı mahkemede yargılanacağı hüküm altına
26
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
alınmıştır. Kanunun bu maddesinde diğer maddelerde olduğu gibi
memur tabiri ile birlikte “diğer kamu görevlileri” tabiri kullanılmamıştır. Ancak memur olmayan diğer kamu görevlileri ile özel kişilerin bu
kanun kapsamında iştirak halinde bir suç işlemesi durumunda da
bu maddenin işletilmesi ve özel kişilerin memur olmayan diğer
kamu görevlilerinin tabi olduğu yargılama usulüne göre yargılanmaları gerekir düşüncesindeyiz.
10.Geçici 1. madde ile ilgili görüşümüz
Kanunun geçici 1 inci maddesinde bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemlerin, adı geçen
kanun hükümlerine göre sonuçlandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce MMHK hükümlerine göre
başlatılmış, yani soruşturma onayı alınmış soruşturmaların MMHK
hükümlerine göre sonuçlandırılması gerekmektedir. Henüz onay
alınmamış ihbar ve şikayetler için bu Kanuna göre ön inceleme
onayı alınması gerekir.
Çünkü, Kanunun geçici maddesinde MMHK hükümleriyle herhangi bir şekilde ilişkilendirilebilecek işlemlerden değil, açıkça
MMHK hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemlerden söz
edilmektedir. MMHK’ye göre, memur yargılaması işlemlerinin anılan
yasanın 2 nci maddesi hükmü uyarınca başlayacağı açıktır. Nitekim, Danıştay İdari İşler Kurulunun 13/10/1994 gün, E: 1994/109
sayılı kararı da; MMHK’ye göre, memur yargılanmasının, yetkili
makamca yöntemine uygun olarak verilmiş soruşturma emri ile
başlayacağını amirdir.
SONUÇ
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun tereddüte düşülen hükümleriyle ilgili olarak Danıştay’dan istişari görüş talebinde bulunulacak ise de, gerek Danıştay’ın, gerekse adli yargı mercilerinin kanunla ilgili görüş ve içtihat-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
27
ları belirginleşinceye kadar geçecek sürede- bağlayıcı olmamak
koşuluyla yukarıda belirtilen uygulama esasları dikkate alınarak
işlem yapılması,
İleride bu Kanunla ilgili olarak-ortaya çıkabilecek sorunlara ilişkin olarak 15/6/1993 gün, 21608 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Başbakanlık Teftiş Kurulu Yönetmeliğinin 55 nci maddesi
uyarınca Başkanlığımızdan görüş istenmesi,
Hususlarında bilgi ve gereği rica olunur.
2.2. MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN
YARGILANMASI HAKKINDA KANUNUN UYGULAMASINDA
MALİYE BAKANLIĞINCA YÜRÜTÜLECEK İŞLEMLERE İLİŞKİN
YÖNERGE 1
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Esaslar
Amaç
Madde 1- (1) Bu Yönergenin amacı, 4483 sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun
uygulamasına ilişkin olarak Maliye Bakanlığınca yürütülecek
işlemlere açıklık getirmek ve ilgili birimlerde izlenecek usulde
birlik sağlamaktır.
Kapsam
Madde 2- (1) Bu Yönerge, Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatlarında 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 4/A maddesine göre istihdam edilen memurlar ve diğer
kamu görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri ve 4483 sayılı
Kanun kapsamına giren suçları hakkında izlenecek usul ve esaslar
ile yürütülecek iş ve işlemleri kapsar.
1
02.02.2011 tarihli, 14 sayılı Bakan oluruyla yürürlüğe girmiştir.
28
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
(2) Bakanlığın ilgili kuruluşlarının 4483 sayılı Kanun kapsamına giren memur ve diğer kamu görevlileri hakkında da bu Yönergedeki usul ve esaslar uygulanır.
Hukuki dayanak
Madde 3- (1) Bu Yönerge, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 39
uncu maddesi hükmü uyarınca hazırlanmıştır.
İKİNCİ BÖLÜM
Ön İncelemenin Tanımı, Yetkili Merciler,
Ön İnceleme Onayı, Görevlendirme
Ön inceleme
Madde 4- (1) Ön inceleme; Yönergenin 2 nci maddesinde belirtilen Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının merkez ve taşra
teşkilatında görevli memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, 4483
sayılı Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili işlem ve eylemlerinin
hukuki durumunun belirlenmesi amacıyla yetkili mercilerce bizzat
veya görevlendirecekleri personel vasıtasıyla yapılan inceleme,
değerlendirme ve raporlama çalışmalarıdır.
Ön inceleme yaptırmaya yetkili merciler
Madde 5- (1) Ön inceleme yaptırma yetkisi;
Bakanlığın ve bağlı kuruluşların ilçede görevli memurları ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakama,
Bakanlığın ve bağlı kuruluşların ilde ve merkez ilçede görevli
memurları ve diğer kamu görevlileri hakkında valiye,
Büyük şehir belediye sınırları içinde ayrıca ilçe teşkilatı bulunan il merkezlerindeki birimlerde (malmüdürlükleri hariç) görev
yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valiye,
Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev
yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları
ilin valisine,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
29
Bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görev yapan ortak kararla atanmayan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında o
kuruluşun en üst idari amirine,
Bakanlık merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanmayan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında müsteşara,
Bakanlık ve bağlı kuruluşların merkez ve taşra teşkilatında görevli tüm memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Bakana,
aittir.
(2) Ön inceleme yaptırma yetkisi bu merciler tarafından, yokluklarında ise vekillerince bizzat kullanılır.
(3) Bir kadroya vekaleten, tedviren veya geçici olarak görevlendirilen memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ön inceleme
yaptırma yetkisi, söz konusu kadroya asil olarak atananların tabi
olduğu mercie aittir.
İştirak halinde işlenen suçlarda yetkili merci
Madde 6- (1) Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarında görev
yapan üst ve ast memurların aynı fiile iştiraki halinde izin vermeye
yetkili merci, üst memurun bağlı olduğu merciidir.
(2) Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarında görev yapan memurun, aralarında ast-üst ilişkisi bulunan diğer kamu kurum ve
kuruluşu mensuplarıyla aynı fiile iştirak ettiğinin öğrenilmesi durumunda; yetkili merci mahallinde bir veya birkaç elemanı ön inceleme yapmakla görevlendirir. Ancak, vali ve kaymakamların, ön
incelemenin Bakanlık personelince yapılmasını talep etmesi veya
vali veya kaymakamın konusu suç teşkil eden fiile iştirak etmesi
hallerinde ön inceleme Maliye Bakanlığınca görevlendirilecek bir
elemanın da katılımıyla müştereken yürütülür ve bunlarla ilgili
soruşturma iznini üst memurun bağlı olduğu yetkili merci verir.
(3) Aralarında ast-üst ilişkisi bulunmadan, söz konusu memurun diğer kamu kurum ve kuruluşu mensuplarıyla aynı fiile iştiraki
halinde, bunlar hakkında tabi olduğu usule göre işlem tesis edilir.
30
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Yetkili mercilere konunun intikali, işleme konulmayacak
ihbar ve şikayetler
Madde 7- (1) İlçe, il, bölge ve merkez teşkilatı yöneticileri, kanun kapsamında değerlendirilebilecek bir fiilin varlığını, ihbar,
şikayet, bilgi, belge ve bulgulara dayanarak öğrendiklerinde; ihbar
ve şikayetin somut ve özel nitelikte olup olmadığını, kişi ve/veya
olay belirtilip belirtilmediğini, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere
dayanıp dayanmadığını, ihbar veya şikayet dilekçesinde dilekçe
sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin
bulunup bulunmadığını ve fiilin kanun kapsamına girip girmediğine
dair bir araştırmayı bizzat yapar veya görevlendirecekleri personel
vasıtasıyla yaptırırlar. Bu araştırmalar sonunda en kısa sürede bir
Rapor düzenlenerek ilçede doğrudan, ilde Defterdarlık Personel
Müdürlükleri, merkezde Personel Genel Müdürlüğü/bağlı kuruluşlarda ise personel işlemleriyle görevli birimler vasıtasıyla yetkili
mercie iletilir.
(2) 4483 sayılı Kanun kapsamına giren bir fiilin işlendiğini öğrenen her düzeydeki personel durumu yukarıda belirtilen yöneticilere bildirmek zorundadırlar.
(3) Yetkili mercilerin, doğrudan veya yukarıdaki şekilde intikal
ettirilen hususlar hakkında verecekleri ön inceleme başlatıp başlatmama kararına göre işlem tesis edilir. Yetkili merci, kararını verirken doğruluğu şüphe götürmeyen belgelerle desteklenmiş iddiaları
içeren dilekçelerde doğru kimlik ve adres şartının bulunup bulunmadığını aramaz.
(4) Cumhuriyet Başsavcılıklarından gelen soruşturma izin talepleri üzerine, yetkili merciin ön inceleme yaptırması esastır.
Ancak, talep ekini oluşturan ihbar ve şikayet, somut ve özel nitelikte
değilse, ciddi bilgi ve belgeye dayanmıyorsa, kişi ve/veya olay
belirtilmemiş ise yetkili merci ön inceleme başlatmadan önce bu
hususların varlığının tespiti amacıyla araştırma yaptırabilir.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
31
(5) Ön incelemeye tabi tutulmayan ihbar ve şikayetin işleme
konulmadığına dair bilgi, yetkili merciin imzasıyla ihbar ve şikayet
dilekçesini gönderen kişi veya mercie bildirilir.
(6) İhbar veya şikayet dilekçelerinin konusuyla ilgisi olmayan
bir idari makama verilmesi durumunda bu makam tarafından yetkili
idari birime gönderilir ve ayrıca dilekçe sahibine de bilgi verilir.
Teftiş ve denetim sırasında suç tespiti
Madde 8- (1) Maliye Müfettişleri, Başkanlık ve Genel Müdürlük
Kontrolörleri ve Denetmenler, teftiş, denetim, inceleme ve soruşturma esnasında doğrudan veya ihbar ve şikayet üzerine 4483
sayılı Kanun kapsamına giren fiili tespit ederlerse, gerekli bilgi ve
belgeleri toplayarak düzenleyecekleri raporu ivedilikle yetkili mercie
iletilmek üzere bağlı oldukları birime gönderirler.
(2) 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 64
üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, iç denetim
sırasında veya iç denetim sonuçlarına göre soruşturma açılmasını
gerektirecek bir duruma rastlanıldığında, durum başkaca bir işlem
yapılmaksızın iç denetçi tarafından ilgili idarenin en üst amirine
bildirilir. 5018 sayılı Kanunun 64 üncü maddesinin üçüncü fıkrası
hükmü uyarınca iç denetçiye disiplin soruşturması dâhil herhangi
bir soruşturma veya ön inceleme görevi verilemez.
(3) Tespite konu fiilin 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması
Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu kapsamına girmesi
halinde denetim elemanları, kendi yönetmelikleri uyarınca işlem
tesis ederler.
Ön inceleme onayının kapsamı
Madde 9- (1) Yetkili mercilere gönderilecek ön inceleme onay
talep yazılarında aşağıdaki hususlara yer verilir:
İhbar, şikayet, bilgi ve bulguya dayalı ön incelemeye konu fiil
ve/veya kişiler,
Varsa konu hakkında düzenlenmiş “Rapor” sonuçları,
32
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Bunlara bağlı olarak ön inceleme sırasında ortaya çıkabilecek
konular,
Ön incelemeyle görevlendirilecek kişinin unvanı ve/veya adı,
soyadı,
Ön inceleme için verilen süre.
(2) Şayet onay aşamasında, ön incelemeye konu olayın niteliği
ve hacmi itibariyle verilecek 30 günlük sürenin yetmeyeceği anlaşılır ise gerekçelendirilerek 15 günlük ek süre talebine de onay
yazısında yer verilebilir.
(3) Ön inceleme sırasında, onaya konu fiilin hukuki niteliğinin
değişmesi veya onayda belirtilmeyen memur ve diğer kamu görevlilerin fiili işlediklerinin veya fiile katıldıklarının anlaşılması halinde
bunların aynı mercii yetkisinde olmaları kaydıyla yeniden onay
alınması gerekmez. Ancak, bu kişilerin, ön incelemeyle görevlendirilenin üstü olması durumunda bunlar hakkında işlem yapılmaksızın
keyfiyet görevlendirme merciine yazılı olarak derhal bildirilir ve
alınacak talimata göre hareket edilir.
(4) Ön inceleme esnasında, onayda yer alan olay ve konudan
tamamen ayrı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil belirlendiğinde, bu konuda da ön inceleme yapılması için durum usulü dairesince yetkili mercie derhal bildirilir.
Görevlendirme
Madde 10- (1) Yetkili merci, Kanun kapsamına giren fiil nedeniyle ön inceleme yapılmasına karar verir ise ön incelemeyi, bizzat
yapabileceği gibi görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı
veya hakkında ön inceleme yapılan memurun üstü konumundaki bir
veya birden fazla memur eliyle yaptırabilir.
(2) Ön incelemeyle görevlendirilenlerin, Maliye teşkilatının içinden mahallinde belirlenmesi esastır. Yetkili merci, işin özelliğine göre
başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanının ön inceleme
yapmasını isteyebilir. Ancak, ön incelemeyle görevlendirileceklerin;
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
33
a) Ön incelemeye konu suçtan zarar görmemiş olması,
b) Kalkmış olsa bile, hakkında ön inceleme yapılan veya mağdur ile aralarında; evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmaması, üçüncü derece dahil kan veya ikinci derece dahil kayın
hısımlığı ya da kan veya kayın alt veya üst soy ilişkisi olmaması,
evlât edinme bağlantısı bulunmaması,
c) Ön incelemeye konu olayda tanık olma ihtimalinin bulunmaması,
gerekmektedir.
(3) Yetkili merci, hakkında ön inceleme yapılacak olanın üstü
konumunda personel bulunmaması veya incelemenin uzmanlık
gerektirmesi gibi durumlarda ön incelemenin üst yetkili merci
tarafından görevlendirecek personelce yapılmasını talep edebilir.
Ortak kararla atananlar hakkında ön inceleme
Madde 11- (1) Bakan, Bakanlık merkez teşkilatı ile bağlı kuruluşlarda ve taşra teşkilatında ortak kararla atananlarla ilgili ön
incelemelerin Maliye Müfettişlerince yapılmasına karar verebileceği
gibi gerek görmesi halinde farklı görevlendirme de yapabilir.
(2) Bakan, diğer memurlar hakkındaki ön incelemelerde de
Maliye Müfettişi görevlendirebilir.
Aynı konuda farklı mercilerce ön inceleme yaptırılması
Madde 12- (1) Vali veya kaymakamlar tarafından görevlendirilmiş ön inceleme elemanı, ön incelemesini tamamlayıp raporunu
yetkili mercie tevdi etmiş ve usul yönünden bir eksiklik söz konusu
değilse bakanlık/bağlı kuruluş tarafından görevlendirilen denetim
elemanınca yeni bir ön inceleme yapılmaksızın keyfiyet, görevlendirme merciine usulü dairesince bildirilir.
(2) Ancak, henüz ön inceleme bitirilmemiş ise, o ana kadar
gerçekleştirilen işlemleri havi dosyanın tamamı bakanlıkça/bağlı
kuruluşça görevlendirilmiş denetim elemanına tevdi edilir. Bu
durumda ön inceleme bu elemanca tamamlanır.
34
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Ön incelemede başkan tayini
Madde 13- (1) Yetkili merci, birden fazla kişiyi ön incelemede
görevlendirmesi durumunda içlerinden birini Başkan olarak belirler.
Denetim elemanları ise kendi usullerine tabidir.
(2) Farklı bakanlık mensupları hakkındaki müşterek ön incelemelerde birden fazla kurumun eşit statüdeki personeli görevlendirilmiş ise hakkında ön inceleme yapılan üst memurun bağlı olduğu
birimin elemanı, başkan olur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ön İnceleme İle Görevlendirilenlerin Yetkileri ve
Yetkilerin Kullanım Usulleri
Genel olarak yetkiler
Madde 14- (1) Ön inceleme ile görevlendirilenler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz
olup 4483 sayılı Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) na göre işlem yapabilirler.
(2) Bu esastan hareketle ön inceleme ile görevlendirilenler,
CMK’nın Soruşturma İşlemlerine ilişkin hükümleri çerçevesinde,
hakkında ön inceleme yürüttükleri kişinin leh ve aleyhindeki bütün
delilleri toplarlar. Bu maksatla varsa muhbir ve müşteki ile tanıkların
ve hakkında ön inceleme yapılan memurların ifadelerini alırlar,
gerekirse, kolluk gücüyle ihzaren getirtebilirler, bilirkişi atayıp, keşif
yapabilirler, el koyma ve arama yollarına başvurabilir, istinabe
usulünden faydalanabilirler.
Hakkında ön inceleme yapılanın sıfatı
Madde 15- (1) Ön inceleme evresinde suç şüphesi altında bulunan memur veya diğer kamu görevlisi şüpheli 2 sıfatıyla adlandırı2
Bu sıfata iştirak edilmemektedir. Şüpheli sıfatı CMK’nin 2’nci maddesinin 1’nci
fıkrasının (a) bendine göre “Soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiyi” ifade eder. Ön inceleme evresinde ise, 4483 sayılı Kanunun 6’ncı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
35
lır. Ön incelemenin hiçbir aşamasında, hakkında ön inceleme
yürütülen memur veya diğer kamu görevlisi hakkında sanık sıfatı
kullanılamaz.
Tutanak düzenlenmesi
Madde 16- (1) CMK’nın 169 uncu maddesine göre ön inceleme esnasında şüphelinin ifadesinin alınması, tanığın ve bilirkişinin
dinlenmesi, keşif ve arama yapılması gibi işlemlerde tutanak
düzenlenir. Bu tutanaklarda işlemin yeri, zamanı, işlemlerde kanunun öngördüğü usullere uyulduğu, işleme katılanların ad-soyadları
ve tutanağın okunarak imzalandığı belirtilir. İmzadan imtina halinde
sebepleri yazılır.
(2) Keşif ve arama tutanakları hariç olmak üzere ifadeye ilişkin
tutanakların birer örnekleri ilgilisine verilmez.
Yeminli zabıt kâtibi atama
Madde 17- (1) CMK’nın 169 uncu maddesi uyarınca, şüphelinin
ifadesinin alınması, tanığın ve bilirkişinin dinlenmesi, keşif ve arama
yapılmasında yemin verdirilmek şartıyla bir zabıt kâtibi bulundurulabilir. Yemin “Hiç kimseden korkmayarak, hiçbir tesir altında kalmadan
zaptı gereken hususları doğru ve eksiksiz biçimde kaydedeceğime ve
bunları hiçbir zaman, üçüncü kişilere açıklamayacağıma namusum ve
vicdanım üzerine yemin ederim.” şeklinde olur.
(2) Yemin verdirildikten sonra bir tutanak düzenlenir (Örnek no 1).
Delillerin toplanması
Madde 18- (1) Delillerin toplanmasında aşağıda belirtilen şekilde hareket edilir.
a-) Muhbir ve müştekinin çağrılması ve dinlenmesi
Muhbir ve müşteki, belirttiği adresten sözlü veya yazı ile çağrılır. Yazılı çağrı; Maliye Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatı ile bağlı
maddesinde de belirtildiği üzere, “hakkında inceleme yapılan memur veya
kamu görevlisi” sıfatı kullanılabilir.
36
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
kuruluşlarda görevli memura doğrudan; diğer kurumların mensubuna kurum amiri; bunların dışında kalanlara ise o yerin mülki veya
zabıta amir ve memurları vasıtasıyla tebliğ edilir. Çağrıya icabet
ettiğinde, kimliği ve adresine ilişkin bilgiler tespit edildikten sonra
mevcut dilekçe üzerindeki imzanın kendisine ait olup, olmadığı,
ihbar ve şikayetinin ayrıntıları, konuya ilişkin elinde bilgi, belge
bulunup bulunmadığı, başka diyeceğinin olup olmadığı ve işin
niteliğine göre gerek görülen diğer sorular sorulur ve alınacak
cevaplar tutanağa kaydedilir (Örnek no 2).
b-) Resmi dairelerden dosya istenmesi ve belge alımı
Ön incelemeye konu olayla ilgili resmi dairelerde mevcut kayıt
ve dosyalar bir yazı ile istenir (Örnek no 3).
Dosya ve defter kayıtlarının incelenmesi neticesinde gerekli
görülen belgelerin asıl ve/veya tasdikli suretleri yazı ile alınır (Örnek
no 4). Şayet aslı alınır ise tasdikli suretler imzalanarak daireye
bırakılır. Alınacak suretlerde ise ilgili kurum yetkililerinin imzalarının
ve aslı gibidir şerhinin bulunması sağlanır.
c-) Mahkemelerdeki dosyaların incelenmesi
Ön incelemeye konu olayla bağlantılı bilgi ve belgelerin mahkemede olduğunun tespiti durumunda bunların incelenmesi için Cumhuriyet Başsavcılığından bir yazı ile talepte bulunulur (Örnek no 5).
d-) Noterden belge alımı
Ön incelemeye konu olayla ilgili belgelerin noterde olması durumunda bunların temini Cumhuriyet Başsavcılığına yazılacak yazı
ile olur (Örnek no 6).
Tanıkların çağrılması
Madde 19- (1) Tanıkların çağrı kâğıdı ile çağrılması esas olmakla birlikte sözlü olarak da çağrılabilir.
(2) Çağrı kâğıtlarına, gelmediği takdirde tanık hakkında
CMK’nın 44 üncü maddesine göre işlem yapılacağının belirtilmesi
gerekir (Örnek no 7).
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
37
(3) Tanık belirtilen gün, yer ve saatte hazır bulunmaz ise ön
incelemeyi yürütence durumu gösteren bir tutanak düzenlenir
(Örnek no 8), ayrıca konuyu belirten bir müteferrik karar alınır
(Örnek no 9). Bu tutanak ve kararın asılları ile davetiyenin 2 nci
nüshasını ve varsa tebellüğ belgesini, bir üst yazı ekinde Cumhuriyet Başsavcılığına göndererek hakkında kanuni işlemlerin başlatılmasını talep eder (Örnek no 10).
(4) Öte yandan, ilk çağrıya mazeret belirtmeksizin gelmeyen
tanığın zorla getirilmesini temin için yeniden belirlenen gün ve saati
gösterir ihzar müzekkeresi düzenlenir (Örnek no 11) ve bu müzekkere, gereğinin ifası için Cumhuriyet Başsavcılığına bir yazı ekinde
gönderilir (Örnek no 12).
(5) Asker tanıklarla ilgili davetiye tebliği ve ihzaren getirtilme işlemleri, bağlı olduğu askeri makamlar aracılığı ile yerine getirilir.
(6) Tutuklu ve hükümlü tanıklar ifade için çağrılmaz. Bunların
ifadeleri, ceza evinden sorumlu Cumhuriyet Savcılığından alınacak
izinle bulundukları yerde alınır.
Tanıkların konumunun belirlenmesi
Madde 20- (1) Tanıklar dinlenmeden önce tanıklıktan çekinme
halinin mevcudiyeti belirlenir.
(2) Bu maksatla tanığın; hakkında ön inceleme yapılan şüphelinin;
Nişanlısı,
Evlilik bağı kalmasa bile eşi,
Kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu, üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan hısmı veya ikinci dereceye kadar
(bu derece dahil) kayın hısımlığı (ana, baba, dede, nine ve bunların
ana, babaları, çocuklar, torunlar, üvey ana ve baba, üvey çocuklar,
üvey torunlar, kardeşler, amca, hala, dayı, teyze, yenge, yeğen,
enişte, kayınvalide, kayınpeder, kayınbirader, baldız, görümce)
Evlatlık bağı
38
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
olup, olmadığı öğrenilir.
(3) Bu gibi kimselere dinlenmeden evvel tanıklıktan çekinme
hakları olduğu söylenir. Buna rağmen tanıklık yapmak isterlerse
durum tutanağa kaydedilerek dinlenirler ancak dinlenme esnasında
her an çekinme haklarını kullanabilirler.
(4) Keza, tanık kendisine sorulan soruya vereceği cevap ile
kendisini veya yukarda sayılanları ceza takibatına uğratabilecek ise
cevap vermekten çekinebilir.
(5) Avukatlar, hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ile bunların yardımcıları, mali müşavirler ve noterler, bu sıfatları dolayısıyla
öğrendikleri bilgiler sebebiyle tanıklıktan çekinebilirler. Ancak,
avukatlar, stajyerleri ve yardımcıları dışında kalan kişiler, ilgilinin
onay vermesi halinde tanıklıktan çekinemezler.
(6) Yukarıda belirtilen haller nedeniyle tanık, tanıklıktan çekinir
ise sebebini bildirir ve bu husus yeminiyle onaylanır.
(7) Devlet sırları ile ilgili tanıklıkta CMK’nın 47 nci maddesindeki hükümlere göre işlem tesis edilir.
Tanığın yemini
Madde 21- (1) Tanıklığa başlamadan önce tanığa “Bildiğimi
dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin
ederim.” şeklinde yemin verdirilir.
(2) Ancak, gerektiğinde veya o kişinin tanık sıfatıyla dinlenmesinde tereddüt hasıl olduğunda yemin, tanıklıktan sonraya bırakılabilir. Bu durumda yemin; “Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum
ve vicdanım üzerine yemin ederim.” şeklinde olur.
(3) Yemin yüksek sesle tekrar ederek veya okuyarak yapılır.
Yemin verilirken herkes ayağa kalkar.
(4) Dilsizlerden okuma, yazma bilmeyenler; işaretlerinden anlayan bir kimse vasıtasıyla ve işaretle, okuma yazma bilenler ise
yazarak ve imzalarını koyarak yemin ederler.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
39
(5) Ön inceleme safahatında, yemin etmiş tanığın yeniden dinlenmesi gerektiğinde yemin tekrarına gitmeden önceki yemini
hatırlatılır.
(6) Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir:
Dinlenme sırasında 15 yaşını bitirmemiş olanlar,
Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin nitelik
ve önemini kavrayamayanlar,
Ön incelemeye konu olaylara iştirakten veya bu suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme, gizleme
veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar.
Tanığın dinlenmesi
Madde 22- (1) Tanıklara ilk olarak adı, soyadı, yaşı, işi ve yerleşim yerinin adresi, telefon numarası sorulur. Kimlik bilgilerini
gösterir muteber bir vesikanın fotokopisi alınır.
(2) Tanıklığa başlamadan önce görevinin önemi anlatılmalıdır.
Bu amaçla dinlenmeden önce gerçeği söylemesinin önemi, aksi
halde yalan tanıklık suçundan ceza alacağı, söyleyeceklerinin
doğruluğu hakkında yemin edeceği anlatılır. Ayrıca, kendisine
tanıklık edeceği husus belirtilerek konuya ilişkin bildiklerini anlatması istenir. Gerektiğinde inandırıcılığına yönelik aydınlatıcı bilgiler
istenebileceği gibi hakkında ön inceleme yapılan memur veya
mağdurlarla ilişkisi sorulur.
(3) Her tanık, ayrı ayrı ve sonradan dinlenecek tanıklar yanında bulunmaksızın dinlenir.
(4) Tanık, tanıklık ederken sözü kesilmez ancak tanıklık ettiği
hususun aydınlatılması, tamamlanması ve bilgisinin dayanaklarının
gereğince takdiri için sorular sorulabilir.
(5) Tanık dinlenirken söyledikleri tutanağa kaydedilir ve bitiminde tutanak okunarak, hazır bulunanlarca imzalanır (Örnek no
13).
40
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
İstinabe yoluyla tanığın dinlenmesi
Madde 23- (1) Hastalık, maluliyet veya elde olmayan zorunlu
sebeplerden dolayı bir tanığın, uzun veya belirsiz bir zaman için ön
inceleme yapanın davetine gelemeyeceği anlaşılır ise ifadesi
istinabe suretiyle alınır.
(2) İstinabe talimatı, duruma göre tanığın bulunduğu yerdeki
denetim elemanına, bakanlığa bağlı daire amirine veya mülki amire
gönderilerek bizzat veya görevlendirecekleri kimseler tarafından
tanığın ifadesinin alınması talep edilir (Örnek no 14).
(3) Bu talimatlara ekli soru listesinde tanığın;
Adı, soyadı, baba adı, doğduğu tarih ve yeri, medeni durumu,
işi ve ikametgah adresini,
Hakkında öninceleme yapılanı tanıyıp, tanımadığı, akrabalık
derecesi, husumeti olup, olmadığını,
Tanıklık edeceği hususlar ile bu konudaki açıklamalarını dosdoğru söyleyeceğine/söylediğine dair yemin edip, etmeyeceğini,
Konuya ilişkin başka söylemek istediklerini,
gösterir soruların bulunması sağlanır (Örnek no 15).
(4) İstinabe suretiyle görevlendirilen naip, tanığın ifadesini bu
yönergede belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde alır ve ön inceleme yapana gönderir.
Tanığa yapılacak ödemeler
Madde 24- (1) Tanık olarak çağrılan kişinin talebi halinde yol
masrafları ile ikamet ve beslenme bedellerinin tazmini gerektiğinden ön incelemeyle görevlendirilenler, Adalet Bakanlığınca hazırlanan tazminat tarifesini de dikkate alarak belirledikleri bedeli gösterir
bir müteferrik karar alırlar (Örnek no 16).
(2) Belirlenen bu tutarın ilgilisine ödenmesini temin için belgeleri
ekli bu karar, bir yazı ile ilgili saymanlığa gönderilir (Örnek no 17).
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
41
Bilirkişinin tayini
Madde 25- (1) Ön incelemeyi yürütenler, çözümü uzmanlığı,
özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde sayısı üçü geçmemek
üzere bilirkişi istihdam edebilirler.
(2) Bilirkişi belirlenirken il adli yargı adalet komisyonları tarafından her yıl düzenlenen liste esas alınır. Ancak, belli konularda
görüş ve kanaatlerini beyanla görevli resmi bilirkişi (polis kriminoloji
laboratuarları, adli tıp kurumu, Darphane ve Damga Matbaası
Genel Müdürlüğü gibi) var ise özel sebepler olmadıkça başkaları
görevlendirilemez.
(3) Belli konularda görüş ve kanaatlerini beyanla görevli olup
önceden umumi yemin etmiş bulunan resmi bilirkişiler hariç olmak
üzere ön incelemeyi yürütenlerce belirlenen bilirkişilere göreve
başlamadan önce “Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne
uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” şeklinde yemin verdirilir ve bu hususu
gösterir tutanak düzenlenir (Örnek no 18).
(4) Çağrıldığı halde mazeret belirtmeksizin gelmeyen veya gelip de yeminden, rey ve görüş beyanından çekinen bilirkişiler için
tanıklara ilişkin hükümlerin uygulanması gerektiğinden önce durumu gösterir tutanak düzenlenir (Örnek no 19) ve müteferrik karar
alınır(Örnek no 20). Bu tutanak ve kararın asılları ile bilirkişi olarak
görevlendirildiğine dair yazışma evrakları, bir üst yazı ekinde
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilerek hakkında kanuni işlemlerin
başlatılması talep edilir (Örnek no 21).
(5) Ayrıca yeni bir bilirkişi belirlenir. Ancak, mahallinde aynı işi
yapabilecek başka kişinin bulunmaması nedeniyle sadece ilk
belirlenenlerin bilirkişilik yapması mecburiyeti hasıl olmuş ise
bunların zorla getirilmesini temin için yeniden belirlenen gün ve
saati gösterir ihzar müzekkeresi düzenlenir (Örnek no 22) ve bu
42
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
müzekkere gereğinin ifası amacıyla Cumhuriyet Başsavcılığına bir
yazı ekinde gönderilir (Örnek no 23).
(6) Bilirkişiye inceleyeceği şeyler mühür altında verilmeden
önce bunların listesi ve sayımı yapılır. Bu hususlar bir tutanakla
belirlenir. Bilirkişi, mühürlerin açılmasını ve yeniden konulmasını
yine tutanakla belirtmek ve bir liste düzenlemekle yükümlüdür.
Bilirkişi, hakkında ön inceleme yapılana, kendisini görevlendiren
mercii aracılığıyla, bunun dışındakilere ise doğrudan soru sorabilir.
Aynı amaçla, dosyayı kısmen veya tamamen incelemesine izin
verilebilir.
(7) Bilirkişi, görüşünü tayin edilen süre içerisinde yazı veya rapor ile bildirir. Ancak, hemen görüş vermenin mümkün olduğu
işlerde tutanağa geçirilip imza ettirilmek kaydıyla sözlü görüşü de
alınabilir.
(8) Bilirkişi raporu yeterli görülmez ise aynı veya farklı bilirkişilere yeni bir rapor düzenlettirilir.
Bilirkişiye yapılacak ödemeler
Madde 26- (1) Bilirkişi olarak görevlendirilenlerin sarfettiği
emek ve mesainin karşılanması gerektiğinden ön incelemeyle
görevlendirilenler bunun için belirledikleri bedeli gösterir bir müteferrik karar düzenlerler (Örnek no 24).
(2) Bilirkişiye ödenecek tutarın belirlenmesinde yapılan işin
mali ve hukuki açıdan önemi, incelenen olaydaki Hazine menfaatinin parasal büyüklüğü, bilirkişinin o iş için ayırdığı zaman ve belgelendirilmesi kaydıyla o iş için yaptığı giderler dikkate alınır.
(3) Belirlenen bu tutarın ilgilisine ödenmesini temin için belgeleri
ekli bu karar, bir yazı ile ilgili saymanlığa gönderilir (Örnek no 25).
İstiktap
Madde 27- (1) Ön incelemeye konu bir belgenin doğruluğu veya sahteliğinin ya da düzenleyicisinin kim olduğunun belirlenebilmesi amacıyla bilirkişiden faydalanılır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
43
(2) Ön incelemeyi yürüten, bu maksatla önce mevcut dosyalardan, aynı türden belge, yazı, mühür veya imzayı havi evrakın
bulunup, bulunmadığını tespit eder. Bulunması halinde, araştırmaya konu evrakla birlikte karşılaştırılmanın yapılması maksadıyla
bilirkişiye gönderir.
(3) Şayet, evraktaki yazının failinin tespiti gerekiyor ise ilgisi
görülenlere evrakta mevcut kelimelerin de yer aldığı yazılar yazdırılarak imzalattırılır (Örnek no 26). Araştırılan yazı daktilo veya
bilgisayar ile yazılmış ise kullanılma ihtimali olan daktilolarla,
bilgisayarlara benzeri yazılar yazdırılır.
(4) Bütün bu belgelerin asılları, araştırmaya konu evrak asılları
ile birlikte karşılaştırmanın yapılması maksadıyla ilgisine göre en
yakın Polis Kriminoloji Laboratuarlarına veya Darphane ve Damga
Matbaası Genel Müdürlüğüne gönderilir (Örnek no 27).
Keşif
Madde 28- (1) Ön incelemeyle görevlendirilenler gerektiğinde
suç delillerinin yok edilmesini, değiştirilmesini engellemek veya fiilin
nasıl gerçekleştiğini tespit etmek için keşif yapabilirler. Keşif esnasında yeminli zabıt kâtibi bulundurulur. Ayrıca önceden haber
verilerek hakkında ön inceleme yapılanla varsa avukatı da hazır
bulunabilir.
(2) Ön incelemenin her aşamasında yapılabilecek olan keşif
sonucunda düzenlenecek tutanakta; mevcut olan hal ve durumla,
olayın özelliğine göre bulunması gerekip de bulunmayan hususlara
yer verilir.
Arama ve elkoyma
Madde 29- (1) Ön inceleme ile görevlendirilenler, ön incelemeye konu olayda ispat vasıtası olabilecek her türlü resmi belge ve
eşyayı, resmi daire sınırları içinde olmak kaydıyla muhafaza altına
alabilirler.
44
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
(2) Resmi dairede bulunmakla birlikte söz konusu evrakın kapsamının açıklanması memleketin selametine zarar vereceği o
dairenin en büyük amiri tarafından beyan edilirse bunların gösterilmesi ve teslimi istenmez. Şu kadar ki bu açıklama yeterli görülmez
ise Bakanlık kanalıyla o dairenin bağlı olduğu Bakanlıktan izin
istenebilir.
(3) İspat vasıtası olabilecek her türlü belge veya eşyanın, hakkında ön inceleme yapılanın, üstünde, şahsi çantası veya bilgisayarında, konutunda veya sair mahallerde bulunduğuna dair kuvvetli
şüphe var ise ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla (Örnek no 28)
yetkili mahkemeden karar almak kaydıyla belirtilen yerlerde arama
yapılarak, bunlara da elkonulabilir.
(4) Hakkında ön inceleme yapılan ile tanıklıktan çekinmeye
hakkı bulunan kimseler arasında teati olunan mektuplar, bu kimselerin yanında ise elkonulamaz.
Hakim kararının alınması
Madde 30- (1) Elkoyma ve arama kararının alınması gerektiğinde,
a)Müsteşarlar ve valiler için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
veya Başsavcı vekili kanalıyla Yargıtay’ın ilgili Ceza Dairesine,
b)Kaymakamlar hakkında İl Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcı vekili kanalıyla İl Asliye Ceza Mahkemesine,
c)Bunlar dışında kalanlar hakkında genel hükümlere göre yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığı kanalıyla Sulh Ceza Hakimliğine
başvurulur.
Aramanın zamanı
Madde 31- (1) Konut, işyeri gibi kapalı yerlerde arama gündüz
vakti yapılır. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan haller ile suçüstü halinde ve yakalanmış veya gözaltına alınmış olup firar eden
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
45
kişinin tekrar yakalanması amacıyla kapalı yerlerde de gece vakti
arama yapılabilir.
(2) Gündüz başlayan aramaya gece vakti de devam edilir.
Arama yarıda bırakılamaz. Gündüz vaktinden kasıt, güneşin
doğmasından bir saat önce başlayıp, güneşin batmasından bir saat
sonra biten zaman dilimidir.
Aramanın yapılması
Madde 32- (1) Ön inceleme ile görevlendirilen aramayı bizzat
yapabileceği gibi kendisi hazır bulunarak zabıta marifetiyle de
yaptırabilir. Bunun için mahalli karakolla temasa geçilerek gerekli
elemanın hazır bulundurulması istenir. Görevlendirilen emniyet
mensuplarına arama süresince ön incelemeyi yapanın emri altında
oldukları ve sadece güvenlikten mesul bulundukları hatırlatılır.
(2) Aramada yeminli zabıt katibi hazır bulundurulur.
(3) Arama işlemine tabi yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi
aramada hazır bulunabilir. Kendileri bulunamaz ise temsilcileri veya
mümeyyiz hısımlarından biri yahut kendisiyle birlikte oturan bir
kimse veya komşusu bulundurulur.
(4) Aramanın hitamında, kendiliğinden tevdi edilen veya
zaptolunan eşyanın tam bir listesi yapılır ve karışmasını veya
değişmesini önlemek için bu eşya resmi mühürle mühürlenir veya
bir işaret konulur. Liste muhteviyatı evrak ve eşyalar, sağlam ve
güvenli bir kaba veya torbaya konularak mühürlenir ve liste arama
sonucunda düzenlenip aramada hazır bulunanların imzaladığı
tutanağa ek yapılır (Örnek no 29).
(5) Aramaya tabi kimsenin kağıtlarını inceleme yetkisi hakime
ait olduğundan bu nevi kağıtlar listeye dahil edilmekle birlikte
mümkünse zilyedin huzurunda ayrı bir zarfa konularak resmi
mühürle ve varsa zilyedin de mührüyle mühürlenerek hakime
gönderilir.
46
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
(6) Ancak, elkoyma ve arama kararı alınırken bu kabil kağıtlarının tetkikine de izin verilmesinin talep edilmesine istinaden hakimce izin verilmiş veya böyle bir hakim izni olmamakla beraber arama
sonucunda düzenlenen tutanağa, zilyedin kendiliğinden rıza gösterdiği kayıtlanmış ise ön inceleme ile görevlendirilenler de kağıtları
inceleyebilirler (Örnek no 29).
(7) Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerde
arama, kopyalama ve el koyma işlemi sırasında sistemdeki bütün
verilerin yedeklemesi yapılmalı, istenmesi halinde bu yedekten bir
kopya çıkarılarak nezdinde arama yapılana verilmeli ve bu husus
tutanağa kayıtlanmalıdır. CMK’nın 134 üncü maddesinin bu amir
hükmü uyarınca yapılacak yedekleme işleminin bilgisayarların da
listede belirtilip mühürlenerek daireye getirilip, burada şüphelinin
veya getireceği teknik elemanın önünde yapılması da mümkündür.
(8) Arama esnasında ön incelemeye konu olayla veya 4483
sayılı Kanun kapsamında bir suçla ilgisi bulunmamakla birlikte bir
başka suçun işlendiği şüphesini uyandırabilecek olan eşya, kağıt ve
belgeler bulunur ise bunlar da geçici olarak zapt edilerek keyfiyet
yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir.
Hakkında ön inceleme yapılanı ifadeye çağırma
Madde 33- (1) Hakkında ön inceleme yapılan memur ve diğer
kamu görevlilerinin yazılı davetiye ile çağrılması esas olmakla
birlikte sözlü olarak da çağrılabilirler. Davetiye düzenlenmiş ise ön
incelemeyle görevlendirilenler tarafından tebliğ edilir.
(2) Davetiyelerde çağrılma nedeni ile gelmediği takdirde zorla
getirileceğinin belirtilmesi gerekir (Örnek no 30).
(3) Hakkında ön inceleme yapılan, davetiyede belirtilen gün, yer
ve saatte hazır bulunmaz ise zorla getirilmesini temin için yeniden
belirlenen gün ve saati gösterir ihzar müzekkeresi düzenlenir (Örnek
no 31). Bu müzekkere, imzalı davetiye sureti ile birlikte üst yazıya
eklenerek Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir (Örnek no 32).
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
47
(4) Hakkında ön inceleme yapılan askerlik görevini yapmakta
ise davetiye tebliği ve ihzaren getirilme işlemleri, bağlı olduğu
askeri makamlar aracılığı ile yerine getirilir. Şayet tutuklu veya
hükümlü ise ifadeleri, ceza evinden sorumlu Cumhuriyet Savcılığından alınacak izinle bulundukları yerde alınır.
Hakkında ön inceleme yapılanın ifadesinin alınması
Madde 34- (1) Hakkında ön inceleme yapılanın ifadesi alınırken aşağıdaki hususlara uyulur.
Önce adı, soyadı, ana-baba adı, doğum tarihi ve yeri, medeni
hali, mesleği, iş ve ikamet adresi sorularak kimliği tespit edilir. Kişi,
kimlik bilgilerine dair soruları doğru cevaplamak zorundadır. (Bunun
için kimlik bilgilerini gösterir muteber bir vesikanın fotokopisi alınır.)
Sonra kendisine yüklenen suç anlatılır ve bu konuda açıklamada bulunup, bulunmamasının kanuni hakkı olduğu bildirilir.
Ayrıca dilerse avukat bulundurabileceği, buna imkanı yoksa baro
tarafından tayin edilecek bir avukat isteyebileceği söylenir. Ancak
isnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmak istemez ise
zorlanamaz.
İfade alınırken kendi lehine olan delilleri söylemesine engel
olunmaz, bilakis yeterli imkan ve zaman verilir.
Ayrıca, ön incelemeye konu olayın aydınlatılması için sorular
sorulabilir, keza beyanları ile eldeki belge ve bilgiler arasında çelişki
var ise bunun izahatı istenir.
İfade sahibinin beyanı özgür iradesine dayanmalıdır. Bunu engelleyici nitelikte kötü davranma, yorma, aldatma, cebir veya
tehditte bulunma gibi bedensel veya ruhsal müdahaleler yapılamaz.
Kanuna aykırı bir yarar vaat edilemez.
İfade tutanağı
Madde 35- (1) İfade alma işleminde yapılanlar ve açıklamalar
düzenlenen bir tutanağa kaydedilir ve bitiminde okunarak, hazır
bulunanlarca imzalanır(Örnek no33).
48
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
(2) Bu tutanakta;
İfade verme işlemimin yapıldığı yer ve tarih,
İfade verenin açık kimliği,
İfade alma işleminde yukarıda belirtilen işlemlerin yerine getirilip, getirilmediği yerine getirilmemiş ise sebepleri,
İfade verenin açıklamaları ile sorulan sorular ve alınan cevaplar,
İfade verenin varsa son olarak söylemek istedikleri,
Tutanak içeriğinin ifade veren ve varsa avukatı tarafından
okunup, imzalandığı, imzadan imtina edilmişse bunun nedenleri,
yer alır.
Yazılı ifade alma
Madde 36- (1) Hakkında ön inceleme yapılanların ifadeleri, inceleme mahallinde vicahen alınarak tutanağa bağlanmalıdır.
(2) Ancak, zorunluluk gösteren durumlarda ifadelerin yazılı olarak verilmesi istenebilir. Bu halde 4483 sayılı Kanun ile getirilen
süre sınırlaması dikkate alınarak makul bir süre verilir.
Yüzleştirme
Madde 37- (1) Ön inceleme safhasında, hakkında ön inceleme
yapılanlar, tanıklarla yüzleştirilmez. Ancak, gecikmesinde sakınca
bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hallerde yüzleştirme
yapılabilir (Örnek no 34).
Görevden uzaklaştırma
Madde 38- (1) Maliye Bakanı, atamaya yetkili amirler, Maliye
Müfettişleri ve Valiler ile ilçe idare şube başkanları için valinin
onayını almak kaydıyla Kaymakamlar, görevi başında kalmasında
sakınca gördükleri hakkında ön inceleme yürütmeye yetkili oldukları
her düzeydeki Bakanlık memurunu ve diğer kamu görevlisini, ön
incelemenin her aşamasında 657 sayılı Kanunun 137 nci maddesi
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
49
uyarınca doğrudan görevlerinden uzaklaştırabilirler. Bu karar,
görevden uzaklaştırılana (Örnek no 35), birinci derecedeki amiri ile
atamaya yetkili amirine (Örnek no 36) ve memurun maaşının
ödendiği saymanlığa (Örnek no 37) bildirilir.
(2) Ön incelemeyle görevlendirilen diğer personel, hakkında ön
incelemeye yürüttükleri memur ve diğer kamu görevlileri hakkında
görevden uzaklaştırılması kararının alınmasını, bu görevlilerin bağlı
oldukları mercilere yazılı başvuruyla teklif edebilirler (Örnek no 38).
(3) Ön inceleme sonucunda soruşturma izninin verilmemesi
kararlaştırılır ise görevden uzaklaştırılan memur yetkili amirce
derhal göreve iade edilir.
Ek süre talebi
Madde 39- (1) Ön inceleme sürdürülürken 30 günlük sürenin
yetmeyeceği anlaşılır ise ön inceleme ile görevlendirilenler, kendilerini görevlendiren yetkili merciden bu sürenin bitimine en çok 7 gün
kala en seri haberleşme yoluyla 15 günü geçmeyecek ek süre
talebinde bulunabilirler.
(2) Bu talebe 2 gün içinde cevap verilir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Ön İnceleme Raporu, Muhtevası ve Tevdii
Ön inceleme raporu
Madde 40- (1) Ön incelemeyle görevlendirilenler, yürüttükleri
ön incelemenin özünü ve görüşlerini içeren bir ön inceleme raporu
düzenlerler.
(2) Birden fazla kişi tarafından yapılan ön incelemelerde farklı
görüşler var ise raporda gerekçeleriyle ayrı, ayrı yer alır.
(3) Ön incelemeye konu fiil aynı zamanda disiplin cezası verilmesini veya tazmini gerektirir nitelikte ise ayrı bir rapor düzenlenir. Ancak, ön inceleme raporuna bağlanan konu, disiplin cezasını
gerektiren konudan ayırt edilemeyecek nitelikte ise ön inceleme
50
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
raporunun bir nüshası, gerekli idari işlemlerin uygulanması için
disiplin cezası vermeye yetkili amire gönderilir.
Ön inceleme raporunun muhtevası
Madde 41- (1) Ön inceleme raporları aşağıda gösterilen bölümlere uygun olarak toplam dört nüsha düzenlenir.
Giriş : Bu bölümde yetkili merciin ön inceleme iznine ilişkin
onayı ile görevlendirme yazısının tarih ve sayısı, bu izne mesnet
teşkil eden ihbar, şikayet, savcılık talebi veya teftişte tespit edilmesi
gibi hususlar yer alır.
Konu : Bu bölümde, varsa muhbir veya müştekinin kimlik ve
adresleri belirtilerek ihbar veya şikayetlerine, Cumhuriyet Başsavcılığından gelen talepte belirtilen iddialara veya teftiş ve denetimlerde
tespit edilen hususlara ayrıntılı olarak yer verilir.
Ayrıca bu fiillerin yetkili mercilerce öğrenilme tarihleri, fiillerin
işlendiği yer ve tarih, fiili işlediği iddia olunanların açık kimlikleri ile
fiilin işlendiği tarihteki görev unvanları belirtilir.
Yapılan İnceleme : Bu bölümde incelenen konular sırasıyla ele
alınarak; muhbir, müşteki, tanık ve hakkında ön inceleme yapılanın
ifadeleri, konuyla ilgili bilgi ve belgeler, varsa bilirkişi raporu,
elkoyma ve arama sonuçları, keşif tutanağı gibi ispat vasıtaları
silsile içinde belirtilerek fiilin ne zaman, nasıl ve kimler tarafından
gerçekleştirildiği ortaya konulur. Bu amaçla gerektiğinde Raporda
alt bölümler açılır.
Değerlendirme : Bu bölümde, III. Bölümde yapılan inceleme
sonucunda belirlenen fiillerin ve faillerin durumu, ilgili mevzuat
hükümleri ile Türk Ceza Kanunu yönünden suçun unsurları da
dikkate alınmak suretiyle suçun işlenip, işlenmediğine dair tahlil ve
değerlendirmede bulunulur.
Sonuç : Bu bölümde, değerlendirme bölümünde yapılan tahlil
neticesinde oluşan görüş ve kanaat, soruşturma izni vermeye yetkili
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
51
merciin gerekçeli kararına dayanak teşkil edecek nitelikte ve
açıklıkta yazılmak, fiiller ve failleri ayrı, ayrı gösterilmek, fiilin
aykırılık teşkil ettiği mevzuat ile bunun cezai yaptırımı belirtilmek,
zamanaşımı, af veya ölüm gibi hallerin varlığında bu durumlar da
ayrıca ifade edilmek suretiyle “Soruşturma izni verilmesi / verilmemesi uygun olacaktır.” cümlesiyle tamamlanır.
(2) “Soruşturma izni verilmesi uygun olacaktır” görüş ve kanaatine varılmış ise fiilin Türk Ceza Kanununun hangi maddesine
göre suç teşkil ettiği belirtilir.
(3) Ayrıca, raporun muhtevasında yer verilen belgelerin aslı
veya tasdikli örnekleri dizi pusulasına bağlanarak rapora eklenir.
Ön inceleme raporunun tevdii ve süresi
Madde 42- (1) Ön inceleme raporu, yetkili mercilerce verilen
ön inceleme onay tarihinden başlayan 30 günün (ek süre alınmışsa
bu sürenin de ilavesiyle oluşan sürenin) bitimine en geç 5 gün kala
aşağıda belirtilen şekilde sunulur.
(2) Ön incelemeyle görevlendirilenler Bakanlık ve bağlı kuruluş
merkez memurları hakkında düzenlenen ön inceleme raporlarının
aslı ve iki nüshasını soruşturma iznini verecek makama iletmekle
görevli Personel Genel Müdürlüğüne/bağlı kuruluşlarda personel
işlemleriyle görevli birime gönderilmek üzere bağlı oldukları birime
sunarlar.
(3) Bakanlık Makamınca yapılan görevlendirmeye istinaden il
ve ilçede görevli personel hakkında yapılan ön inceleme sonucunda
düzenlenen raporların aslı ve iki nüshası da soruşturma iznini
vermeye yetkili mercilere iletilmek üzere Personel Genel Müdürlüğüne/bağlı kuruluşlarda personel işlemleriyle görevli birime bağlı
oldukları birim kanalıyla gönderilir.
(4) Vali ve kaymakamlarca ön inceleme yapmakla görevlendirilenler raporlarının tamamını yetkili mercie sunulmak üzere bağlı
oldukları birime verirler.
52
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
BEŞİNCİ BÖLÜM
Soruşturma İzni Kararı ve Kararların Tebliği
Soruşturma izni vermeye yetkili merciler
Madde 43- (1) Soruşturma izni verme yetkisi;
İlçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında
kaymakama,
İlde ve merkez ilçede görev yapan memurlar ve diğer kamu
görevlileri hakkında valiye,
Büyük şehir belediye sınırları içinde ayrıca ilçe teşkilatı bulunan il merkezlerindeki birimlerde (malmüdürlükleri hariç) görev
yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valiye,
Bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev
yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları
ilin valisine,
Bağlı kuruluşların merkez teşkilatında ortak kararla atananların
dışında kalan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında o
kuruluşun en üst idari amirine,
Bakanlık merkez teşkilatında ortak kararla atananların dışında
kalan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında Müsteşara,
Bakanlık ve bağlı kuruluşların merkez teşkilatında ortak kararla
atananlar hakkında Bakana,
aittir.
(2) Yokluklarında bu yetki vekillerince bizzat kullanılır.
(3) Vekaleten, tedviren veya geçici görevlendirilen memurlar
ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verme yetkisi,
asillerin tabi olduğu mercie aittir.
(4) Yetkili merciin saptanmasında memur veya diğer kamu görevlisinin suç tarihindeki görevi esas alınır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
53
Yetkili merciin kararı
Madde 44- (1) Bakanlık merkez memurları ve bağlı kuruluşların ortak kararla atanmış memurları ile ilgili ön inceleme raporları,
Personel Genel Müdürlüğüne, bağlı kuruluşların ortak kararla
atananlar dışında kalan memurları ile ilgili ön inceleme raporları ise
personel işlemleri ile ilgili birimine intikal edince üç gün içinde
soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi hususunu gerekçeleriyle gösteren karar metni 39 nolu örneğe uygun olarak hazırlanarak,
raporla birlikte soruşturma iznini vermeye yetkili mercie sunulur.
(2) Yetkili merci, ön inceleme raporunu inceleyerek Kanunun 7
nci maddesinde belirtilen süreyi aşmayacak bir sürede karar
metnini imzalayarak “soruşturma izni verilmesi” veya “soruşturma
izni verilmemesi” konusunda kararını verir.
(3) Vali ve kaymakamlar, soruşturma izni vermeye yetkili oldukları görevlilerle ilgili doğrudan gelen veya belirledikleri usullerle
ilgili birimlerce kendilerine getirilen raporlar hakkında “soruşturma
izni verilmesi” veya “soruşturma izni verilmemesi” yönünde kararını
gerekçeli olarak verir.
Kararların tebliği
Madde 45- (1) Yetkili merciin verdiği karar, Bakanlık merkezinde Personel Genel Müdürlüğünce, bağlı kuruluşların merkezinde personel işlemleri ile görevli birimce, il ve ilçelerde ise yetkili
merciin görevlendirdiği birim tarafından yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında karar verilen memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye tebliğ tarihi belirlenerek bildirilir. Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen karara, ön inceleme raporunun bir
nüshası eklenir.
(2) Verilen kararların birer örneği ayrıca, ilgilinin özlük dosyasına konulmak ve gerekli takipler yapılmak üzere dairesi amirine de
gönderilir.
54
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Karara itiraz ve süresi
Madde 46- (1) Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı
hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi,
soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçi, kararın tebliğinden itibaren on gün
içinde itiraz edebilirler.
(2) İtiraz merci, Bakanın verdiği kararlara karşı Danıştay, diğer
yetkili mercilerin verdiği kararlara karşı ise ilgili Bölge İdare Mahkemesidir.
(3) Bu mercilerce öncelikle incelenerek en geç üç ay içinde verilecek kararlar kesindir.
Kesinleşen kararlar üzerine yapılacak işlem
Madde 47- (1) Soruşturma izninin itiraz edilmeden veya itirazın
reddi sonunda kesinleşmesi ya da soruşturma izni verilmemesine
ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine dosya derhal
yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığına; merkez teşkilatında
görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri için Personel Genel
Müdürlüğünce/bağlı kuruluşların merkezinde personel işlemleri ile
görevli birimce, il ve ilçe teşkilatına mensup memurlar ve diğer
kamu görevlileri için ise Vali ve Kaymakamlıkların görevlendirdikleri
birimce gönderilir.
(2) Soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın kesinleşmesi
veya soruşturma izni verilmesine dair karara karşı yapılan itirazın
idari yargı merciince kabulü üzerine dosya, hakkında ön inceleme
yapılan memur ve diğer kamu görevlisinin özlük işlemlerinin yürütüldüğü dairesince saklanır ve kararın bir örneği ilgilisine verilir.
Geçici Madde 1- (1) Bu Yönergenin yürürlüğe girdiği tarihten
önce işlenmekle birlikte yürürlüğe girdikten sonra öğrenilen fiiller bu
Yönergedeki usul ve esaslara göre işleme tabi tutulur. Ancak halen
4483 sayılı Kanun hükümlerine göre ön incelemesi sürmekte olan
işlemler kendi usul ve esaslarına göre tamamlanır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
55
Yürürlük
Madde 48- (1) Bu Yönerge Maliye Bakanının Onayı ile yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 49- Bu Yönerge düzenlemelerini Maliye Bakanı yürütür.
2.3. KARARLAR
2.3.1. Danıştay Birinci Dairesinin 4483 sayılı Kanuna dair
istişari kararı
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un bazı maddelerinin uygulanmasında
düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin Başbakanlığın
11.2.2000 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 802 sayılı
yazısına ekli Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığının 7.2.2000
günlü ve 013/0165 sayılı yazısında aynen : “Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 sayılı Kanunun
uygulanmasına ilişkin olarak Bakanlık Teftiş Kurullarından Başkanlığımıza intikal eden yazılara göre,
Kanunun;
-”Kapsam” başlıklı 2 nci maddesi,
-”İzin Vermeye Yetkili Merciler” başlıklı, 3 üncü maddesi,
-”Ön İnceleme” başlıklı 5 inci maddesi,
-”Süre” başlıklı 7 nci maddesi,
-”Ön İnceleme Yapanların Yetkisi ve Rapor” başlıklı 6 ncı
maddesi,
-”Soruşturma İzninin Kapsamı” başlıklı 8 inci maddesi,
-”İtiraz” başlıklı 9 uncu maddesi,
56
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
-”İştirak Halinde İşlenen Suçlar” başlıklı 10 uncu maddesi ile
geçici 1 inci maddesi üzerinde tereddütler bildirilmiştir.
Tereddüte düşülen hükümlerle ilgili Başkanlığımız görüşü;
“4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanuna Dair Uygulama Esasları” başlıklı ilişikteki metinde yer almış olup; Bakanlık Teftiş Kurullarından Başkanlığımıza
intikal eden yazılar ve SHÇEK Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu
Başkanlığının yazısı da yazımıza eklenmiştir. 4483 sayılı Kanunun
uygulanmasıyla ilgili olarak tereddüte düşülen hususlarda Danıştay
1 inci Dairesinden görüş alınması hususunda bilginizi ve gereğini
rica ederim.” denilmektedir.
Dairemizce yapılan çağrı üzerine gelen Başbakanlık Başmüfettişleri Bülent Tarhan, Ahmet Mutlu, Muttalip Ünal,Adalet Başmüfettişi Mustafa Behiç Kılıçaslan, Maliye Bakanlığı Başmüfettişleri
Mahmut Gürses, A.Veysel Özer, Nazif Yılmaz, Cemal Boyalı,
İçişleri Bakanlığı Başmüfettişleri Mustafa Karan, Mehmet Çetin,
Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Bütçe
Uzmanı Kemal Çelik, Devlet Personel Başkanlığı Daire Başkanı
İsmail Faruk Aksu ve Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü
Öğretim Üyesi Prof.Dr.Doğan Canman’ın açıklamaları dinlendikten
ve Başbakanlığın 29.2.2000 günlü, 1200 sayılı yazısı ve gönderilen
diğer yazılarla dosyadaki belgeler incelendikten sonra, Gereği
Görüşülüp Düşünüldü:
Konu, istem yazısı ve eklerinde, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun duraksamaya
neden olan maddeleri ve bunlarla ilgili açıklama ve görüşler çerçevesinde incelenmiş ve varılan sonuçlar aşağıda açıklanmıştır.
Madde 1 ve 2- 4483 sayılı Yasanın bu maddeleri amacı ve
kapsamı belirlemektedir.
Bu maddeler Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat kapsamında yer alan “görev sebebiyle” ve “görev sırasında”
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
57
işlenen suçlardan yalnızca “görev sebebiyle” işlenen suçları Yasa
kapsamına almış, “görev sırasında” işlenen suçlar ise kapsam
dışına çıkartılmıştır. Böylece görev sırasında görev sebebi dışında
bir nedenle işlenen suçların genel hükümlere tabi olması sağlanmıştır.
Görev sebebiyle işlenen suçlar memuriyet görevinin ifası nedeniyle işlenen suçları içermektedir. Suçun memuriyet görevinden
doğmuş sayılması için memuriyet işleriyle ilgili olması, diğer bir
anlatımla suçu doğuran fiil ile kişinin görevi arasında illiyet bağı
bulunması gerekmektedir. Yasanın 2 nci maddesine göre, bu Yasa
Devlet ile Anayasanın 123 üncü maddesine uygun olarak kanunla
veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan diğer kamu tüzel
kişilerinde çalışanlar hakkında uygulanacak, Devlet tüzelkişiliği
içinde yer almayan, kamu tüzelkişiliği niteliği taşımayan kuruluşlarda çalışanlar hakkında uygulanmayacaktır.
Anayasanın 128 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “
Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin
genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer
kamu görevlileri eliyle görülür” hükmü, 4483 sayılı Yasanın 2 nci
maddesine “kamu iktisadi teşebbüsleri” deyimi çıkarılarak aynen
alınmak suretiyle kamu iktisadi teşebbüsleri personeli yasa kapsamı dışında tutulmuş, 17 nci maddesi ile de teşebbüs genel müdürleri ve yönetim kurulu üyelerinin yargılanmaları ilgili bakanın iznine
bağlı kılınarak yalnızca bunlar hakkında 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür.
Diğer taraftan, kamu iktisadi teşebbüsleri genel müdürleri 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (1) sayılı cetvelde diğer
personel yanında yer almak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununa tabi tutulmuştur. Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin (1)
sayılı cetvelinde yer alan personelden yalnız genel müdürlerin 4483
sayılı Yasa kapsamına alınması suretiyle genel müdür dışında
58
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
kalan (1) ve (2) sayılı cetvelde gösterilen diğer kamu iktisadi
teşebbüsleri personeline genel hükümlerin uygulanmasının öngörüldüğü sonucuna ulaşılmaktadır. Kuruluş kanunlarında, personeline Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanmayacağı veya özel hukuk hükümlerine tabi olduğu belirtilen kamu
tüzelkişilerinin 4483 sayılı Yasa kapsamına girmeyeceği, buna
karşın kuruluş kanunlarında Memurin Muhakematı Hakkında
Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen kamu tüzelkişileri
personeli hakkında ise 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı
tabii bulunmaktadır.
Bilindiği üzere, kamu hizmeti, umuma arzedilen, sürekli ve kesintisiz bir biçimde işlemesi zorunlu, toplumun genel ve ortak
gereksinimlerini karşılamak amacıyla kanunla kurulan idarenin,
doğrudan ya da yakın gözetim ve sorumluluğu altında kamusal
yetki ve usuller kullanarak yürüttüğü faaliyetlerdir. Bu faaliyetler,
Anayasanın 128 inci maddesinde de belirtildiği gibi genel idare
esaslarına göre yürütülür. Asli ve sürekli görevler, genel idare
esaslarına göre, kamu gücü kullanılarak yürütülen görevlerdir. Bu
görevlerde kamu gücünü kullanarak çalışanlar ise, kamu görevlileridir. Kamu görevlileri, kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli
görevlerde yönetime kamu hukuku ilişkisi ile bağlı olarak çalışan,
kendilerine kadro tahsis edilen, bütçeden ödeme yapılan ve haklarında yasalarda belirlenen özel kurallar uygulanan memurlar ile
diğer kamu görevlileridir. Bu durumda, genel idare esaslarına göre
asli ve sürekli görevlerde çalışmayan, kamu gücünü kullanma
yetkisi olmayan personel 4483 sayılı Yasa kapsamına girmemektedir. Nitekim bunlar, yaptıkları hizmet kamu görevi olarak kabul
edilmediğinden Türk Ceza Kanununun uygulamasında memur
sayılmamaktadırlar. Maddi ceza hukuku yönünden memur sayılmayan ve memur suçlarıyla cezalandırılmayan bu kişileri usul hukuku
yönünden ayrıcalıklı bir duruma getirip memurlar gibi soruşturmaya
tabi tutmak düşünülemez.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
59
Madde 3- Anayasanın 129 uncu maddesinin son fıkrasında,
memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen
suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılmasının, kanunla belirlenen
istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlı
olduğu belirtildiğinden, 4483 sayılı Yasa, Anayasanın bu hükmüne
paralel olarak, bir memurun ya da diğer kamu görevlisinin görev
sebebiyle işlediği iddia edilen suçlardan dolayı yargılanabilmesi için
3 üncü maddede sayılan idari mercilerin iznini aramıştır. 4483 sayılı
Yasanın 3 üncü maddesinde, hangi memur ya da kamu görevlisi
için hangi merciin soruşturma izni vereceği ayrıntılı olarak belirtilmiş, ayrıca bunların yokluklarında izin yetkisinin vekilleri tarafından
kullanılacağı öngörülmüştür. Maddede izin mercileri sıralanırken,
yetkiyi kullanacak belli unvanlara sahip kişilerden söz edildiğinden,
yetkinin kişilere bağlı münhasır yetki olduğu kuşkusuzdur. Kişiye
bağlı bu yetkinin de bizzat kullanılması zorunludur.
4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinde, yetkili merciin saptanmasında, memur veya diğer kamu görevlisinin suç tarihindeki
görevinin esas alınacağı belirtilerek, memur ya da diğer kamu
görevlisinin suçun işlendiği tarihte fiilen görevli olduğu yerin yetkili
merciinin soruşturma izni vermesi sağlanmış, böylece işlendiği iddia
edilen bir suçtan sonra yer veya görev değişikliği nedeniyle izin
mercii konusunda çıkması olası sorunların önlenmesi yoluna
gidilmiştir. İstem yazısı eklerinde, izin vermeye yetkili merciler
başlıklı 3 üncü maddeyle ilgili duraksama konusunda öncelikle “en
üst idari amir” kavramından ne anlaşılması gerektiği, üst merciin alt
mercie ait izin yetkisini kullanıp kullanamayacağı hususlarına
değinilmiş, bu konuda özellikle başbakanın ve bakanların teşkilatlarının en üst amiri olmaları nedeniyle Yasa kapsamına giren tüm
görevlileri hakkında izin vermeye yetkili merci olmaları gerektiği
görüşüne yer verilmiştir. Anayasaya göre, idari makamlar kullandıkları yetkiyi kanundan alırlar. Kanuni idare ilkesi uyarınca, idarenin
yetkileri ve bu yetkiyi kullanacak makamlar kanunla belirlenir. İdari
60
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
işlemlerin hukuken geçerli sayılması için kararların kanunla yetkili
kılınan makam ve kişilerce alınması gerektiğinden idari makamların
işlemin yetki unsuru üzerinde takdir yetkisi olamaz. Yasanın 3 üncü
maddesinde izin vermeye yetkili merciler bu ilkelere uygun olarak
sıralanmış, maddenin (e) bendinde, ilgili bakan ve başbakanın
hangi memur ve diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma izni
vermeye yetkili oldukları açıkça düzenlenmiştir. Diğer yandan,
Yasanın 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, soruşturma izni
verilmesine ya da verilmemesine ilişkin kararlara karşı yapılacak
itiraza bakacak idari yargı mercilerinin belirlenmesinde de 3 üncü
maddedeki sıralama esas alındığından, üst mercilerin alt mercilere
ait izin yetkisini kullanmaları halinde,aynı görevliler hakkında
soruşturma izni verecek merciler ile itirazları inceleyecek merciler
değişecek, bu da Yasaya aykırılık oluşturacaktır. Bu nedenle 3046
ve 3056 sayılı yasaların ilgili hükümlerinden hareketle başbakanın
ve bakanların, teşkilatlarının en üst amiri oldukları ve teftiş kurullarının başbakan ve bakan emri veya onayı üzerine teftiş, inceleme
ve soruşturma yapma görevleri bulunduğu gerekçesiyle üst mercilerin alt mercilere ait izin yetkisini kullanabileceklerini kabul etmek
olanaklı değildir.
3 üncü maddenin diğer bir duraksama konusunu da (d) bendinde yer alan “en üst idari amir” deyimi oluşturmaktadır. Yasalarımızda ve diğer düzenleyici metinlerde “en üst idari amir” tanımlanmamıştır. 3046 sayılı Yasanın 21 inci maddesine göre bakan,
bakanlık kuruluşunun en üst amiridir. 4483 sayılı Yasanın 3 üncü
maddesinin (d) bendinde “en üst idari amir” deyimi kullanıldığına
göre, bu deyimin siyasi otoriteyi temsil eden bakandan sonra gelen
ve idari otoritenin en üst noktasında bulunan, Başbakanlıkta Başbakanlık Müsteşarını, bakanlıklarda bakanlık müsteşarlarını ifade
ettiği anlaşılmaktadır. İlgili ve bağlı kuruluşlarda ise müsteşarlar,
genel müdürler ve kurum başkanlarının en üst idari amir oldukları
kuşkusuzdur.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
61
Maddenin son fıkrasına göre ast memur ile üst memurun aynı
fiile iştiraki halinde üst memurun izin mercii ast memurun da izin
mercii olacak, haklarındaki ön inceleme de üst memurun izin mercii
tarafından başlatılacaktır.
Madde 4- Yasanın 4 üncü maddesi, olayın yetkili mercie iletilmesi ve işleme konulmayacak ihbar ve şikayetleri düzenlemektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasında, bu Kanuna göre memurlar ve diğer
kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve
genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayetlerde kişi ve/veya olay
belirtilmesi zorunluluğu getirilmiş, son fıkrasında da bu fıkraya
aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet başsavcıları ve izin
vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmayacağı, durumun
ihbar ve şikayette bulunana bildirileceği belirtilmiştir. Maddede,
ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesi zorunlu sayılmış,
ancak ihbar ve şikayette kişi belirtilmesi halinde bu kişinin eyleminin
de somut olarak gösterilmesi amaçlanmıştır.
Yasada açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte, 4 üncü
maddenin son fıkrası hükmünde öngörülen “işleme koymama”
sonucuna ulaşılabilmesi için, ihbar ve şikayetlerin somut ve özel
nitelikte olup olmadığının, kişi ve/veya olay belirtilip belirtilmediğinin, ön inceleme başlatılmadan yapılacak bir araştırma ile tesbiti
uygun olacaktır.
Aynı maddenin ikinci fıkrası hükmüne göre, bakanlığının veya
kurumunun merkezi dışında bir birimin denetimi sırasında ihbar
alan ya da bu Yasa kapsamına giren suç işlendiğine ilişkin delillere
rastlayan müfettişin, bakanlığının veya kurumunun onayını almaksızın durumu izin vermeye yetkili mercie iletmesi zorunludur. Bu
halde müfettişlerin suç işlendiğine ilişkin delilleri toplayıp değerlendirmelerini de içeren bir tevdi raporu ile olayı izin vermeye yetkili
mercie iletmelerinde yasal bir sakınca olmadığı gibi, Yasanın
hükümlerinin uygulanmasına katkı sağlayacağında da kuşku
bulunmamaktadır.
62
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Madde 5- Yasanın 5 inci maddesine göre izin vermeye yetkili
merci, Yasa kapsamına giren bir suçun işlendiğini bizzat veya 4
üncü maddede yazılı şekilde öğrendiğinde ön inceleme başlatacaktır. Ön inceleme yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi,
görevlendirilen bir veya birkaç denetim elemanına, hakkında
inceleme yapılanın üstü konumundaki memur veya kamu görevlilerinden biri veya birkaçına yaptırılabilecektir.
Ön incelemenin, izin vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu
kurum veya kuruluşu içindeki kişilere yaptırılması esastır. Ancak
işin özelliğine göre inceleme mercii, incelemenin başka kurum ya
da kuruluş elemanlarınca yapılmasını isteyebilecektir. Bu isteğin
yerine getirilmesi ilgili kuruluşun takdirine bırakılmıştır.
Ayrıca, izin vermeye yetkili vali ve kaymakamlar Yasa kapsamına giren bir suçun ön incelemesinin, memurun bağlı olduğu
bakanlık müfettişlerince yapılmasını ilgili bakanlıktan isteyebilecekler, ilgili bakanın görevlendirmesi halinde, ön inceleme bakanlık
müfettişlerince yapılacak ve müfettişler raporlarını doğrudan, izin
vermeye yetkili merci olan vali veya kaymakama sunacaklardır.
Madde 6- Maddede, ön inceleme ile görevlendirilenlerin yetkileri düzenlenmiştir.
Ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişiler, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerine sahip
olacaklar, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre de işlem
yapabileceklerdir.
Buna göre, ön incelemeyle görevli kişi, Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun kamu davasının hazırlanmasına ilişkin hükümleri
çerçevesinde Cumhuriyet başsavcısının yapmakla yetkili olduğu
işleri yapabilecek, sanığın lehine olanlar da dahil, olayı aydınlatabilecek delilleri, bilgi ve belgeleri toplayacak, tanık ve sanık ifadelerini
alacak, gerektiğinde keşif yapacak ve bilirkişi incelemesi yaptıracaktır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
63
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 135 inci maddesinde
yazılı susma hakkı saklı kalmak kaydıyla hakkında inceleme
yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin alınması
zorunludur. İfadenin inceleme mahallinde vicahen alınması asıl
olmakla birlikte, gerektiğinde ifade, Yasa ile getirilen ön inceleme
süresi dikkate alınarak,makul bir süre verilmek suretiyle yazıyla da
istenebilecektir.
Burada, ön inceleme ile görevli kişilerin “görevden uzaklaştırma” kararı verme yetkilerinin bulunup bulunmadığı konusu duraksamaya neden olabilmektedir.
Görevi başında kalmasında sakınca görülen memurlar hakkında uygulanacak olan görevden uzaklaştırma tedbirine ilişkin hükümler, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 137 ve devamı
maddelerinde düzenlenmiş ve bu kararı almaya yetkili olanlar
gösterilmiştir. Görevden uzaklaştırma kararı idari bir işlemdir. Ön
inceleme ile görevli kişilerin 657 sayılı Kanunun 138 inci maddesinde sayılan kişilerden olması durumunda görevden uzaklaştırma
kararını verebilmeleri doğaldır. Ancak, ön inceleme ile görevli
kişilerin 138 inci maddede gösterilen kimselerden olmamaları
durumunda, bu kişilerin, münhasıran 4483 sayılı Yasa kapsamında
bir suçun açığa çıkarılması amacına yönelik işleri yapmaya yetkili
olmaları nedeniyle idari bir işlem olan görevden uzaklaştırma
kararını vermeye yetkilerinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
Ön inceleme ile görevlendirilen kişiler, incelemelerinin sonucunu bir raporla izin vermeye yetkili mercie sunacaklardır. Yetkili
merci, raporu inceleyip soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verecektir. İzin vermeye yetkili merciin soruşturma izni
verilmesi veya verilmemesi konusunda bir takdir yetkisi yoktur.
Yetkili merci, memurun veya diğer kamu görevlisinin üzerine atılan
suçu işlediğine ilişkin yeterli delil olması halinde izin verecek, aksi
halde izin vermeyecektir. Ölüm, af, zamanaşımı ve benzeri olaylar
gerekçesiyle de izin verilmemesine karar verecektir. Bu kararların,
64
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Anayasanın 41 ve Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 32 nci
maddelerine paralel olarak, itiraz edildiklerinde denetimlerini
sağlamak yönünden gerekçeli olmalarında yarar bulunmaktadır.
İzin verilmeme kararından sonra aynı olay hakkında yeni delillerin elde edilmesi halinde, yetkili merciin, yeniden ön inceleme
yaptırarak sonucuna göre karar vermesi uygun olacaktır.
Madde 7- Madde, soruşturma izni kararının verilme süresine
ilişkindir. Süre 30 gündür, zorunlu hallerde süre 15 günü geçmemek
üzere bir defa uzatılabilecektir. Maddenin ilk fıkrasına göre bu süre,
yetkili merciin suçun işlendiğini 5 inci maddenin birinci fıkrasına göre
öğrenmesinden itibaren başlamaktadır. Buna göre izin vermeye
yetkili merci, suçun işlendiğini bizzat veya soruşturma iznini isteyen
Cumhuriyet başsavcısının talebinden veya herhangi bir ihbar veya
şikayet aldığında öğrenebilecektir. Basın-yayın organlarında çıkan
Yasa kapsamına giren bir suça ilişkin haber de ihbar kabul edilmelidir. Maddenin açık hükmü izin merciinin suçun işlendiğini yukarıda
belirtilen biçimlerde öğrendiğinde süreyi başlattığına göre, sürenin
başlangıcının, ön inceleme emrinin verildiği tarih olarak kabul
edilmesi gerekmektedir. Ön incelemenin 30 gün içerisinde bitirilememesi durumunda, 15 günlük ek süre de izin vermeye yetkili
merciden istenmeli ve ek süre bu merci tarafından verilmelidir.
Bu hükümlere göre yasa koyucu, konunun sürüncemede kalmasını önlemek amacıyla ön incelemenin kısa sürede sonuçlandırılmasını öngörmüştür. Bu nedenle izin mercii 30+15 günlük süre
içerisinde soruşturma iznini verme veya vermeme kararını almak
zorundadır.
Maddede öngörülen süreler içerisinde izin konusunda bir karar
verilememiş ise ne olacaktır? Kanun Tasarısında yer alan, “maddede öngörülen sürelerde izin verilmediği takdirde izin verilmiş sayılır.”
yolundaki hüküm Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda
Tasarıdan çıkarılmıştır. Bu durumda, gösterilen süre içerisinde izin
verilmediği takdirde izin verilmiş veya verilmemiş sayılır biçiminde
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
65
bir yorum yapma olanağı kalmamıştır. İşin sonuçlanabilmesi için,
izin vermeye yetkili merciin zorunlu olarak olumlu veya olumsuz bir
kararının aranması gerekecektir. Bu nedenle izin vermeye yetkili
merci sürenin aşılması halinde dahi olumlu veya olumsuz bir karar
vermek zorundadır. Öngörülen sürelerde işi sonuçlandırmayarak
kasten sürüncemede bırakan izin vermeye yetkili mercilerin de
cezai sorumluluklarının bulunduğu açıktır.
Madde 8- Bilindiği üzere ceza yargılamasında kişi ve fiil olmak
üzere iki temel unsur sözkonusudur. Öncelikle suç oluşturduğu
iddia olunan olayın kimler tarafından gerçekleştirildiği, ikinci olarak
da bu kişilerin hangi fiili işledikleri belirlenmelidir. Yasanın 8 inci
maddesinin birinci fıkrası bu ilkeleri gözönünde bulundurarak
soruşturma izninin kapsamını düzenlemektedir. Buna göre, soruşturma izni, şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı
olarak soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsayacaktır. Verilen izin üzerine Cumhuriyet başsavcısının yapacağı
hazırlık soruşturmasında, işi geciktirecek sorunlarla karşılaşılmaması için yetkili merciin soruşturma izninde, olayı gerçekleştirdiği
ileri sürülen kişilerin kimler olduğu ve bunların işledikleri iddia
olunan fiillerinin neler olduğu açıkça yazılmalıdır.
Maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları Cumhuriyet başsavcılıkları
ile yargı mercileri tarafından uygulanacak hükümleri içermektedir.
Madde 9- Madde, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine
veya verilmemesine ilişkin kararına karşı itiraz yolunu düzenlemektedir.
Maddeye göre soruşturma izni verildiğinde, bu karara karşı
hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi itiraz
edebilecektir. Soruşturma izni verilmediğinde ise Cumhuriyet
başsavcılığı veya varsa şikayetçi itiraz yoluna gidebilecektir. İtiraz
hakkı 10 günlük süre içerisinde kullanılacaktır. Süre, bildirimden
itibaren başlayacaktır. İtiraza konu kararlar ilgililere Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tebliğ edilmelidir.
66
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
İzin verilmemesine ilişkin tüm kararlar Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Cumhuriyet başsavcılığının ön inceleme evrakını
görmeden yalnızca izin verilmeme kararını inceleyerek itiraz
hakkını kullanması mümkün olamayacağından, kararların ön
inceleme evrakı ile birlikte Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi
gerekmektedir.
Maddenin üçüncü fıkrasına göre itirazlar, Kanunun 3 üncü
maddesinin (e), (f), (h) ve Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç (g)
bentlerinde sayılanlar Danıştay İkinci Dairesince, diğerleri ilgili
bölge idare mahkemesince incelenecektir.
Madde 10- Bu madde, Yasa kapsamındaki bir suçun, memur
olanlar ile memur olmayanlar ya da üst memurla ast memur tarafından iştirak halinde işlenmesi durumunda, yargılamanın hangi
mahkemede yapılacağına ilişkin hükümler getirmektedir. Buna
göre, memur olmayan sanıklar memurun, ast memur ise üst memurun tabi olduğu mahkemede yargılanacaktır.
Madde 11- Madde hükmüne göre, soruşturma izninin itiraz
edilmeden veya itirazın reddi sonucu kesinleşmesi ya da soruşturma
izni verilmemesine ilişkin karara karşı yapılan itirazın kabulü üzerine,
dosya derhal ilgisine göre Yasanın 12 nci maddesinde gösterilen
hazırlık soruşturmasını yapacak mercilere gönderilecektir.
Madde 12-13-14-15- Bu maddeler, Cumhuriyet başsavcılıkları
ve yargı mercileri tarafından uygulanacak hükümleri içermektedir.
Geçici Madde 1- Maddede, Yasanın yürürlüğe girmesinden
önce Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış bulunan işlemlerin adı geçen Kanun hükümlerine göre sonuçlandırılması öngörülmektedir.
4483 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce Memurin
Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre başlatılmış işlemlerde, adı geçen Kanunun uygulanmasına devam
olunacaktır. Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkata
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
67
göre, bir suç hakkında inceleme veya soruşturma emrinin verilmiş
olması, işlemlerin başlaması anlamına gelmektedir. Buna göre
4483 sayılı Yasanın yayımından önce Memurin Muhakematı
Hakkında Kanunu Muvakkat kapsamına giren bir suç hakkında
inceleme veya soruşturma emri verilmiş ise bu suç için 4483 sayılı
Yasa uygulanmayacaktır. Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkat kapsamına giren bir suçtan dolayı inceleme ve soruşturma emri verilmiş olaylarda, soruşturmaların Memurin Muhakematı
Hakkında Kanunu Muvakkat hükümleri uygulanmak suretiyle
sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen görüşlerin yanı sıra, 4483 sayılı Yasanın
uygulanmasında ortaya çıkabilecek duraksama konuları hakkında
yargı organlarınca verilecek kararlar doğrultusunda işlem yapılması
gerekeceği sonucuna varılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına
sunulmasına 17.4.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
2.3.2. Danıştay İkinci Dairesinin İlke Kararı
24 Ocak 2000 tarihinde Danıştay 2 nci Dairesi Heyetince aşağıdaki ilke kararları oy birliğiyle alınmıştır.
Madde 9- 4483 sayılı Yasanın 3. ve 9. maddelerinde soruşturma izni vermeye yetkili merciler ile itiraz mercileri dengeli bir
biçimde ve açıkça tespit edilmiştir Buna göre soruşturma izni
vermeye yetkili merciin değişmesi halinde, itiraz merci de değişmektedir. Örneğin vali veya kaymakamın yerine bakanın izin
vermesi, itiraz merciini de değiştirmektedir; bölge idare mahkemesi
yerine Dairemize itiraz edilmesine sebep olmaktadır. Şayet bu yetki
ve denge iyi kurulamaz ise Yasanın açık ve amir hükümlerinin
uygulanması sıkı bir şekilde denetlenemez ise ilçe memurları, il
memurları, bölgesel kuruluş memurları, kısaca muhtar-bekçi-polisdoktor-köy hizmetleri müdürleri gibi tüm memurların, sırf Bakanın
izin vermiş olması nedeniyle Dairemize gelmeleri yolu açılmış olur.
Bu sebeple aşağıdaki hususlara itina gösterilecektir.
68
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
A- Hiyerarşik amir olan bakan, merkez, il ve ilçe memurlarının
tamamı hakkında 4483 sayılı Kanuna göre, ön inceleme yaptırmaya; müfettiş-denetçi görevlendirmeye, her türlü idari ve hukuki
tedbiri almaya, disiplin cezası uygulamaya yetkilidir.
B- Ancak, 4483 sayılı Yasa uyarınca, bu Yasanın 3 ncü maddesinde kendi yetkisinde olduğu belirlenmiş olanlar dışındaki
personel hakkında, örneğin ilçe-il ve bölgesel memurlar hakkında
soruşturma izni veremez.
C- Şu halde, bakan, Yasanın 3 ncü maddesinde kendi yetkisinde görülenlerin dışındaki memurlar hakkında müfettiş gönderip
ön inceleme yaptırmış ise:
a- Bu rapor bir ilçe memuru hakkında ise, bir üst yazı ile ilgili
kaymakama,
b- Rapor, bir il memuru hakkında ise, bir üst yazı ekinde ilgili
valiye gönderilmelidir.
Vali veya kaymakamın, bakanın yazacağı üst yazının etkisinde
kalarak veya özgür iradesi ile o memur hakkında soruşturma izni
vermesi veya vermemesi, Yasanın mekanizmasını başlatacaktır.
Sonuç olarak, il-ilçe-bölgesel kuruluş memurları hakkında
kaymakam veya vali yerine ön incelemeyi yaptırmış olan bakan
tarafından soruşturma izni verilmiş ise Dairemizin Heyet Kararı ile,
bakanın bu kararının kaldırılmasına (bozulmasına), dosyanın izin
vermeye yetkili mercie gönderilmek üzere ilgili C. Başsavcılığına
iadesine karar verilecektir.
Madde 10- 4483 sayılı Yasanın 3 ncü ve 9 ncu maddelerinde,
itirazen Dairemize gelecek olayların tespitinde iki unsurun birlikte
aranması, yani hakkında soruşturma izni istenen memurun veya
diğer kamu görevlisinin hem çalıştığı teşkilata, hem de atanma
şekline bakılacağı hükme bağlanmıştır. Bu iki unsurun birlikte var
olmaması halinde Dairemizin yetkili olup olmadığı nasıl tespit
edilecektir? Örneğin, Başbakanlık Merkez Teşkilatında sözleşmeli
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
69
olarak çalışan Müsteşar, Devlet Personel Başkanı, Hazine ya da
Planlama Müsteşarı veya Başbakanlık Kanunlar Kararlar Genel
Müdürü veya bir KİT Genel Müdürü, herhangi bir atanma işlemine
tabi olmayıp Başbakanın ya da ilgili bakanın imzaladığı bir sözleşme ile göreve getirilmişler ise yetki unsurunun tespitinde 2451 sayılı
Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne ilişkin Kanuna
bakılacaktır. Bu Yasanın ekindeki 1 sayılı Cetvelde Bakanlar Kurulu
kararı ile 2 sayılı Cetvelde ise müşterek kararla atanacak görevliler
sayılmıştır. Ayrıca KİT’lerin genel müdürleri ve yönetim kurulu
üyeleri hakkında ilgili bakan tarafından soruşturma izni verileceği
4483 sayılı Yasanın 17 nci maddesinde hükme bağlanmış olduğuna göre 9 ncu madde hükmü gereğince de yapılacak itirazların
Dairemize gelmesi tabiidir.
2.3.3. 4483 Sayılı Kanunun Uygulaması İle İlgili Danıştay
Birinci ve İkinci Dairelerinin Örnek Kararları
2.3.3.1. İkinci Daire Kararları
4483 SAYILI KANUNA GÖRE İTİRAZ EDİLMEKLE VEYA İTİRAZ EDİLMEKSİZİN KESİNLEŞEN YETKİLİ MERCİ KARARLARINA KONU EDİLEN EYLEMLERİN, YENİ BİR DELİL ELDE EDİLMEKLE TEKRAR ÖN İNCELEMEYE KONU EDİLEMEYECİĞİ HK.
Adalet Bakanlığından 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca 9.6.2003 gün
ve 27577 sayılı yazı ile gönderilen dosya ve Adalet Bakanı tarafından verilen 20.3.2003 gün ve 2003/2 sayılı karar incelenerek gereği
görüşüldü: Şikayetçi’? ın ?’ın ? Kurumu Başkanlığına atandıktan
sonra hakkında yapmış olduğu olumsuz iş ve işlemlerle ilgili olarak
müteaddit defalar Adalet Bakanlığına şikayette bulunduğu ve
şikayet dilekçelerinde ileri sürmüş olduğu konular yönünden
adıgeçen hakkında ön inceleme yapılarak 21.2.2001 günlü, 2001/1
sayılı ve 14.8.2002 günlü, 2002/5 sayılı kararlar ile zamanın Bakan-
70
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
larınca soruşturma izni verilmemesine karar verildiği ve bu kararların itiraz edilmemekle kesinleştiği görülmekle birlikte, kesinleşen bu
kararlara esas suçlar yönünden yeni deliller elde edildiği yolunda bir
bulgunun varlığının da ortaya konulmadığı dikkate alındığında,
kesinleşen kararların konusunu oluşturan suçlar yönünden yeniden
ön inceleme yapılıp karar verilmesinin hukuka uygun bulunmadığı;
dolayısıyla anılan kararlara esas teşkil eden ve bu dosyaya konu
edilen suçun evveliyatını oluşturan olayları inceleme olanağının
ortadan kalktığı, sözkonusu kararlarda bahsi geçen iş ve işlemlerin
dışında şikayetçi hakkında 1/30 oranında aylıktan kesme cezası
verilmiş ve bu işleme karşı açılan dava da iptalle sonuçlanmış ise
de; bu uygulamanın da tek başına şikayetçi hakkında yapılmış bir
keyfi işlem olarak değerlendirilemeyeceği, bu bağlamda da ön
inceleme raporu ve eki belgelerin isnat edilen suç yönünden
hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı
anlaşıldığından ? vekili Av. ? tarafından yapılan itirazın kabulü ile
hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin Adalet Bakanının
20.3.2003 gün ve 2003/2 sayılı kararının kaldırılmasına 22.3.2004
gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 22.3.2004, 2003/717 - 2004/264)
AVUKATLARIN İŞLEMİŞ OLDUKLARI SUÇLARDAN DOLAYI
4483 SAYILI YASAYA TABİ OLMADIKLARINDAN YAPILAN
İTİRAZIN İNCELENMEKSİZİN REDDİ GEREKECEĞİ HK
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58 inci maddesinde, “Avukatların avukatlık veya ? Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan
dolayı haklarında Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun
işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturma yapılacağı”,
59 uncu maddesinde, “58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya
ait dosyanın Adalet Bakanlığı ? İşleri ? Müdürlüğüne tevdi olunacağı, inceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
71
takdirde dosyanın, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en
yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına
gönderileceği, Cumhuriyet Savcısının beş gün içinde, iddianamesini
düzenleyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmamasına yer olmadığına kararı verilebilmesi için ağır ceza mahkemesine vereceği, iddianamenin bir örneğinin, CMUK’nun hükümleri
uyarınca hakkında kovuşturma yapılan avukata tebliğ olunacağı, bu
tebliğ üzerene avukatın, kanunda yazılı süre içinde bazı delillerin
toplanmasını isteyebileceği veya kabule değer bir istemde bulunursa bu durumun nazara alınacağı, gerekirse soruşturmanın başkan
tarafından derinleştirilebileceği, haklarında son soruşturmanın
açılmasına karar verilen avukatların duruşmalarının, suçun işlendiği
yer ağır ceza mahkemesinde yapılacağı durumun avukatın kayıtlı
olduğu baroya bildirileceği”, 60 ıncı maddesinde, “59 uncu maddede yazılı mahkemelerin tutuklama veya salıverilmeye yahut son
soruşturmanın açılmasına yer olmadığına dair kararlarına karşı
Cumhuriyet Savcısı veya sanık tarafından genel hükümler uyarınca
itiraz olunabileceği, bu itirazın suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesi hariç olmak üzere, itiraz edilen kararı veren mahkemeye en
yakın ağır ceza mahkemesinde inceleneceği”, 61 inci maddesinde
ise, “Ağır cezayı gerektiren suçüstü halinde hazırlık soruşturmasının bizzat Cumhuriyet Savcısı tarafından genel hükümlere göre
yapılacağı” hükme bağlanmıştır.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 43 üncü maddesinde “İkinci
Dairenin, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatı
hükümlerine göre Danıştay’ca görülecek işleri karara bağlayacağı”,
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci
fıkrasında, “Bu Kanun’un Devletin ve Diğer Kamu tüzel kişilerinin
genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikileri suçlar hakkında uygula-
72
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
nacağı”, 2 nci fıkrasında, “Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel
soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin hükümlerin
saklı tutulacağı”, 16/1 inci maddesinde “Kanunlarda Memurin
Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen
hallerde bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı”, 9/3 üncü maddesinde de, “Danıştay İkinci Dairesinin, bu Kanunun 3 üncü maddesinin (e), (f), (g) (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve (h) bentleri
uyarınca verilen kararlara karşı yapılacak itirazlara bakacağı”
hükmü yer almıştır. İtiraz dilekçesi ve belgelerin incelenmesinden,
yakınıcı ?’nun ? Barosu Avukatlarından ? ile ? haklarında şikayette
bulunup soruşturma izni istediği, 17.12.2003 günlü olurla soruşturma izni verilmesi gerekli görülmediği kararının verildiğini bildiren
Adalet Bakanlığı ? İşleri ? Müdürlüğünün 24.12.2003 gün ve 57375
sayılı kararının kaldırılması ve soruşturma izni verilmesine karar
verilmesinin adı geçen yakınıcı tarafından talep edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere, Avukatların görevleri ve sıfatları sebebiyle
özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi oldukları; 1136 sayılı
Avukatlık Kanunu’nun 59 uncu maddesi hükmü uyarınca Avukatlar
hakkında Adalet Bakanlığı tarafından verilen kararlara karşı 4483
sayılı kanun uyarınca itiraz edilebileceğine ve bu itirazlara Danıştay
İkinci Dairesinde bakılabileceğine ilişkin bir hüküm de bulunmadığı,
dolayısıyla 4483 sayılı Kanunun Avukatlara uygulanmadığı açıktır.
Açıklanan nedenlerle, 4483 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan
ve özel yasalarında belirtilen usule göre işlem yapılması gereken
Avukatlar ? ile ? haklarında Adalet Bakanlığınınca verilen karara
karşı yakınıcı ?’nun yaptığı itirazın incelenmeksizin reddine ve
belgelerin adı geçene iadesine 11.2.2004 gününde oybirliği ile karar
verildi.
(2. Daire, 11.2.2004, 2004/72-119)
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
73
HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILAN MEMUR VEYA DİĞER
KAMU GÖREVLİLERİNE İSNAT EDİLEN SUÇLARIN NİTELİK
DURUMU GÖZÖNÜNDE BULUNDURULARAK 4483 SAYILI
KANUNUN 6 NCI MADDESİNE GÖRE İFADELERİNİN ALINMASI
SIRASINDA MAKUL VE YETERLİ BİR SÜRE VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
4483 sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinde, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkilerini haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem
yapabilecekleri; hakkında inceleme yapılan memur veya diğer
kamu görevlisinin ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde
bulunan gerekli bilgi ve belgeleri toplayıp, görüşlerini içeren bir
rapor düzenleyerek durumu izin vermeye yetkili mercie sunacakları
kuralına yer verilmiştir.
4483 sayılı Kanunla memurların işlemiş oldukları suçlarla ilgili
olarak il ve ilçe idare kurulları ile Danıştay 2. Dairesine mülga
Memurin Muhakematı Hakkında Kanun uyarınca verilen hazırlık
soruşturması yapma yetkisinin alındığı ve bu yetkinin artık Cumhuriyet başsavcılıklarına devredildiği, dolayısıyla da yukarıda açık
hükmüne yer verilen maddeye de, ön inceleme ile görevlendirilenlerin yapmış oldukları iş ve işlemlerin hazırlık soruşturması olmayıp,
hazırlık soruşturmasına esas bilgi ve belgeleri toplamaktan ibaret
olduğu kuşkusuzdur. Ancak ön inceleme ile görevlendirilenlerin, bu
iş ve işlemleri yaparken hakkında inceleme yapılan memur veya
diğer kamu görevlisinin ifadesini alması gerektiği de yine anılan
Yasanın amir hükmüdür. Bu hükmün; hakkında ön inceleme
yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin vereceği ifade ile
suçsuzluğunu ortaya koyması halinde, yargı yerlerinin gereksiz
yere meşgul edilmesinin önüne geçilmesi yanında, hakkında suç
isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin de yargı
74
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
yerleri önünde gereksiz yere zaman kaybederek kamu hizmetinin
aksamasının engellenmesini amaçladığında şüphe bulunmamaktadır. Öte yandan, ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en
az diğer deliller kadar önemli yer tuttuğunda şüphe bulunmayan
hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin alınması aşamasında ise, ön inceleme elemanınca,
hakkında ön inceleme yapılana isnat edilen suç veya suçların neler
olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi ve verilecek sürenin de isnat
edilen suç veya suçların nitelik ve niceliğine göre makul ve yeterli
olması gerekmektedir. Başka bir anlatımla; anılan Kanunda hakkında ön inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesini ne kadar süre içerisinde vereceği konusunda açık bir hüküm
bulunmamakla birlikte, Yasa Koyucunun ön inceleme müessesesinden beklediği amacın gerçekleşebilmesi için, bu sürenin hazırlık
soruşturması açılıp açılmayacağına ilişkin sağlıklı bir kanaatin
oluşmasına katkı yapacak yeterlikte olması kaçınılmazdır.
Dosyanın incelenmesinden, hakkında ön inceleme yapılanların, 1 inci madde 2 alt başlık, 2 nci madde 3 alt başlık, 3 üncü
madde 57 adet encümen kararı, 4 üncü madde 8 adet meclis
kararı, 5 inci madde 39 adet encümen kararı, 6 ncı madde 15 adet
meclis kararı ve 7 nci madde şeklinde 1997-2002 yılları arasını
kapsayan toplam 125 ayrı suç konusu belgeden dolayı ön inceleme
elemanı tarafından ifadeleri istenirken bu hususlarla ilgili cevap
verme süresinin 2 gün ile sınırlandırıldığı görülmekte olup, yukarıda
ayrıntısına yer verilen ve nitelik ve nicelik yönünden oldukça ağır
bulunan bu suç konusu belgelerle ilgili 2 günlük cevap verme
süresinin makul ve yeterli bir süre olarak kabul edilmesi mümkün
değildir. Açıklanan nedenlerle, hakkında suç isnadında bulunulan
memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesinin ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en az diğer deliller kadar önemli yer
tuttuğu dikkate alındığında, ön inceleme elemanınca kendilerine
isnat edilen eylemlerin nitelik ve niceliği esas alınmadan 2 günlük
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
75
cevap verme süresi tanınması adalet ilkeleriyle bağdaşmadığından,
İçişleri Bakanı tarafından verilen kısmen soruşturma izni verilmesine, kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin 7.4.2003 gün ve
Kont.Bşk.2003/113 sayılı kararın, itiraz etmeyen ve hakkında
verilen karara itiraz edilmeyen ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ?, ? ile ?’e
ilişkin kısmı kamu düzeni yönünden olmak üzere, diğer görevlilerin
itirazlarının kabulü ile kaldırılmasına ve haklarında ön inceleme
yapılan tüm görevlilerin, isnat edilen suçların nitelik ve niceliği de
dikkate alınmak suretiyle ön inceleme elemanınca makul ve yeterli
bir süre verilerek yeniden ifadeleri alındıktan sonra ön inceleme
raporu düzenlenmesi ve Yetkili Merci tarafından yeniden karar
verilmesi, verilecek kararın sonucuna göre gerekli tebligatın yapılarak buna ilişkin belgelerle itiraz edilmesi halinde dilekçelerin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine 12.3.2004
gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Hakkında suç isnadında bulunulan memur veya diğer kamu
görevlisinin ifadesinin ön inceleme elemanının kanaatinin oluşmasında en az diğer deliller kadar önemli yer tuttuğu tartışmasız kabul
edilmekle birlikte, dosyanın incelenmesinden, ön inceleme elemanı
tarafından haklarında ön inceleme yapılanlara isnad edilen suçlar
açık olarak yazılıp bu konularda bilgilerine başvurularak ifadelerinin
istenildiği gibi ön inceleme elemanınca verilen cevap süresinin
yeterli bulunmaması halinde de haklarında soruşturma izni verilenlerin bu karara karşı 10 günlük itiraz sürelerinin olduğu ve bu
aşamada dahi kendilerine isnad edilen suç veya suçlarla ilgili bilgi
ve belgeleri sunma imkanlarının bulunduğu; nitekim, yaptıkları
itirazlarında da usul ve esasa ait iddialarını belirttikleri anlaşıldığından, işin esasına girilerek dosyanın incelenmesi gerektiği görüşüyle, itirazların usul yönünden kabulü ile Yetkili Merci kararının
kaldırılması yolunda oluşan çoğunluk kararına katılmıyorum.
(2. Daire, 12.03.2004, 2004/137-240)
76
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
İDDİA EDİLEN SUÇLAR SOMUT OLAYLARA DAYANIYORSA YETKİLİ MAKAMCA SORUŞTURMA YAPTIRARAK İZİN
VERMESİ VEYA İZİN VERMEMESİ İÇİN DOSYANIN GERİ ÇEVRİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde; “Cumhuriyet Başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar ve şikayet aldıklarında
veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli
ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tesbitten başka hiçbir işlem
yapmayarak ve hakkında ihbar ve şikayette bulunulan memur veya
diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir
örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.
Diğer makam ve memurlarla, kamu görevlileri de bu Kanun
kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya
bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili
mercie iletirler.
Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında
yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması,
ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesi zorunludur.
Yukarıdaki fıkraya aykırı bulunan ihbar ve şikayetler, Cumhuriyet Başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme
konulmaz ve durumu ihbar ve şikayette bulunana bildirilir, hükmü
yer almıştır.
Aynı Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili merciin,
bu kanun kapsamına giren suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki
maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı
düzenlenmiştir.
Olayda ise, yakınıcı ?’ı tehdit etmek ve adı geçene hakaret
etmek iddiaları ile verilen şikayet dilekçesi üzerine İçişleri Bakanınca 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden bahisle ihbar ve
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
77
şikayetin işleme konulmadığı ve Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına
bildirildiği anlaşılmıştır. Sözkonusu şikayet dilekçesindeki iddialar
açık olup, şikayet dilekçesinin Kanunun 4 üncü maddesinde aranılan nitelikleri taşıdığı, şikayetin somut olduğu, olay ve yer belirtildiği
anlaşıldığından, İçişleri Bakanı tarafından ihbar ve şikayetin işleme
konulmamasına ilişkin olarak verilen 28.2.2004 gün ve
B050MAH0071003/İNS.03.20.3010 sayılı karara karşı ? Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yapılan itirazın kabulüne, sözkonusu
kararın kaldırılmasına 4483 sayılı Kanun uyarınca yetkili merci
tarafından ön inceleme emri verilmesi, ön inceleme raporu düzenlenmesi ve yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesi veya
verilmemesine ilişkin bir karar verilmesi ve gerekli tebligatın yapılması için dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin bilgi
için Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine 7.5.2004
tarihinde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 07.05.2004, 2004/309/408)
ŞİKAYET DİLEKÇESİNDE; İDDİALARIN SOMUT OLMASI,
OLAY, YER VE KİŞİ BELİRTİLMESİ DURUMUNDA, 4483 SAYILI
KANUNUN 4 ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE YETKİLİ MERCİ TARAFINDAN “İŞLEME KOYMAMA” KARARI VERİLEMEYECEĞİ HK
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde; “Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına
giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında
veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli
ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem
yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur
veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir
örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.
Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de bu kanun
kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya
78
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili
mercie iletirler.
Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında
yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması,
ihbar veya şikayetlerde kişi ve / veya olay belirtilmesi zorunludur.
Yukarıdaki fıkraya aykırı bulunan ihbar ve şikayetler, “Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme
konulmaz ve durumu ihbar veya şikayette bulunana bildirilir” hükmü
yer almıştır. Aynı Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili
merciin, bu kanun kapsamına giren suç işlendiğini bizzat veya
yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatacağı düzenlenmiştir.
Olayda ise “yakınıcı İl İdare Kurulu Müdürü ... hakkında verilen
İdare Mahkemesi kararını fiilen uygulamamaya yönelik görevlendirmeler yapmak” iddiası ile verilen şikayet dilekçesi üzerine İçişleri
Bakanınca 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden bahisle
şikayetin işleme konulmadığı ve kararın şikayette bulunana ve
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği anlaşılmıştır.
Sözkonusu şikayet dilekçesindeki iddialar açık olup, şikayet dilekçesinin Kanunun 4 üncü maddesinde aranılan nitelikleri taşıdığı,
şikayetin somut olduğu, olay ve yer belirtildiği anlaşıldığından,
İçişleri Bakanınca verilen işleme koymama kararına Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazın kabulüne, 4483 sayılı
yasa uyarınca yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesi,
ön inceleme raporu düzenlenmesi ve yetkili merci tarafından
soruşturma izni verilmesi veya verilmemesine ilişkin bir karar
verilmesi ve gerekli tebligatların yapılması için dosyanın İçişleri
Bakanlığına, kararın bir örneğinin bilgi için Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderilmesine 26.6.2003 gününde oybirliği ile karar
verildi.
(2. Daire, 26.06.2003, 2003/647-1618)
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
79
YARGITAY BAŞSAVCISININ 4483 SAYILI KANUNUN 4.
MADDESİNE GÖRE VERDİĞİ “İŞLEME KOYMAMA” KARARLARINA KARŞI DANIŞTAY’A İTİRAZ EDİLEMEYECEĞİ HK
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde; yetkili merciin,
soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını
Cumhuriyet Başsavcılığı’na, hakkında inceleme yapılan memur
veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildireceği ve
kararın türüne göre ilgilileri tarafından kararın tebliğinden itibaren
10 gün içerisinde itiraz edilebileceği; itirazlara ise, 3 üncü maddenin
e, f, g (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve h bentlerinde
sayılanlar için Danıştay İkinci Dairesinin, diğerleri için yetkili merciin
yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesinin bakacağı
belirtilmiştir. Dolayısıyla anılan Kanuna göre Danıştay İkinci Dairesine itiraz edilebilmesi için; ortada, 4483 sayılı Kanun uyarınca
memur veya diğer kamu görevlileri hakkında Yetkili Merci tarfından
verilmiş bir karar bulunması gerekmektedir. Cumhuriyet Başsavcılıklarınca anılan Kanunun 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasına
aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin işleme konulmaması sonrasında ise; durumun, sadece ihbar ve şikayette bulunana bildirilmesi ile
yetinileceği kural olarak belirlenirken, bu şekildeki Cumhuriyet
Başsavcılığı kararlarına karşı itiraz yoluda öngörülmemiştir.
Dosyanın incelenmesinden; yakınıcı ? Belediye Başkanlığı Vekili
Avukat ?’nın ? Valisi ? hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına
yaptığı şikayetle ilgili olarak 4483 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin
3 üncü fıkrası gerekçe gösterilmek suretiyle Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı tarafından şikayetin işleme konulmamasına karar verildiği
ve adı geçenin de bu karara itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; ortada 4483 sayılı Kanun uyarınca Yetkili Merci tarafından verilmiş bir karar bulunmadığı ve bu
Kanunun 4 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasına göre Cumhuriyet
Başsavcılıklarınca verilen kararlara karşı itiraz edilebileceğine ilişkin
80
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
bir düzenlemeye de yer verilmediğinden, Yakınıcı Vekilinin şikayeti
ile ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilen
12.11.2003 gün ve Hz.2003/258(Z.E) K:2003/84 sayılı karara karşı
yapmış olduğu itirazın incelenmeksizin reddine, belgelerin ve
kararın bir örneğinin yakınıcıya gönderilmesine 16.1.2004 gününde
oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 16.01.2004, 2003/1270 – 2004/56)
YETKİLİ MAKAMIN 4483 SAYILI YASAYA GÖRE BİR YAKINMA OLDUĞU ZAMAN YASA GEREĞİ İNCELEME YAPTIRMASI VE BUNUN SONUCUNDA İZİN VERMESİ VEYA VERMEMESİ ŞEKLİNDE BİR KARAR VERMESİ GEREKECEĞİ HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında,
Cumhuriyet başsavcılarının, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya
şikayet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle
toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten
başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette
bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma
izni isteyecekleri; 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında da, izin vermeye yetkili merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini
bizzat veya yukarıda yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatacağı hükümlerine yer verilmiştir. Anılan mevzuat hükümleri
birlikte değerlendirildiğinde, yetkili merciin, memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren bir suç işlediklerini herhangi bir şekilde öğrendiklerinde hemen ön inceleme başlatmaları
gerektiği Kanunun amir hükmü olup, takdir yetkilerinin bulunmadığı
görülmektedir. Olayda ise, yakınıcılar ?, ? ile ?’ün görevlerinden
alınması ve başka yerlere atanmaları yolunda tesis edilen işlemlerin
iptali yolunda verilen yargı kararlarının uygulanmadığı belirtilerek
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
81
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı ve Personel Genel Müdürlüğü
görevlileri hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yapmış
oldukları başvurularının anılan Başsavcılık tarafından işleme
konularak Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmesi sonrasında Milli
Eğitim Bakanınca adıgeçenler hakkında ön inceleme yaptırılması
gerekirken ön inceleme yaptırılmama ve soruşturma izni vermeme
kararı verildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanı,
sözkonusu kararında ön inceleme yaptırılmama ifadesinin yanına
soruşturma izni vermeme ibaresini de eklemiş ise de, buradaki asıl
iradenin ön inceleme yaptırmama yani 4483 sayılı Kanunun uygulamasını başlatmama olduğu muhakkaktır. Bu durumda, Milli Eğitim
Bakanının yukarıda açık hükümlerine yer verilen Kanun maddeleri
gereğince adı geçen görevliler hakkında Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığınca işleme konulan şikayet dilekçesi üzerine bir ön
inceleme başlatması ve sonucunda soruşturma izni verilmesi veya
verilmemesi yolunda bir karara varması gerektiği halde ön inceleme
yaptırılmama şeklinde vermiş olduğu kararlarda hukuka uyarlılık
bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, adı geçen yakınıcıların itirazlarının kabulü ile Müsteşar ?, Personel Genel Müdürü ? ile Genel Müdür
Yardımcısı Vekili ? haklarında ön inceleme yaptırılmamasına ilişkin
Milli Eğitim Bakanının 7.8.2003 gün ve 451.05/941 ve 942 sayılı
kararlarının kaldırılmasına ve adıgeçenler hakkında şikayet dilekçelerinde belirtilen iddia konuları ile ilgili olarak ön inceleme başlatılarak soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi yolunda bir karar
verilmesi, kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması
ve itiraz edilmesi halinde dilekçelerin eklenerek gönderilmesi için
dosyanın yerine çevrilmesine 11.3.2004 gününde oybirliği ile karar
verildi.
(2. Daire, 11.03.2004, 2004/182-230)
82
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
4758 SAYILI ... BANKASI KANUNU’NUN 20 NCİ MADDESİ VE
4483 SAYILI KANUN’UN 16 NCI MADDESİNİN 2 NCİ FIKRASI
GEREĞİNCE ... BANKASI GENEL MÜDÜRÜ VE YÖNETİM KURULU
ÜYELERİNİN 4483 SAYILI KANUN KAPSAMINDA OLMADIĞI HK.
T.C. Anayasasının kamu hizmeti görevlileriyle ilgili 128 inci
maddesinin 1 inci fıkrasında, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve
diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle
yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli
görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği
hükmüne yer verilmiştir. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2
nci maddesinin 1 inci fıkrasında ise, bu Kanunun, devletin ve diğer
kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar
ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar
hakkında uygulanacağı kural altına alınırken; 2 nci fıkrasında da,
görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma
usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği
yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğuna işaret edilmiştir. Bu
bağlamda, 4483 sayılı Kanun’un uygulanabilmesi için hakkında suç
isnadında bulunulan kişi ve/veya kişilerin Devlette ya da diğer kamu
tüzel kişilerinde görev yapan memur veya kamu görevlisi ve genel
idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği
asli ve sürekli görevi ifa ediyor olmaları ve görevleri sebebiyle
işlemeleri gerekmektedir.. Olayda ise, yukarıda belirtilen suç
nedeniyle haklarında 4483 sayılı Kanun uyarınca ön inceleme
yapılan ..., ... ile ...’ın ... Bankası Genel Müdürü...’ın da aynı yerde
İkrazlar ve Bankacılık Daire Başkanı olarak görev yaptıkları görülmekte olduğundan, ... Bankası’nın hukuki yapısının incelenerek
personelinin 4483 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığının
saptanması bir zorunluluk arzetmektedir. 4759 sayılı ... Bankası
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
83
Kanunu’nun 1 inci maddesine göre, ... Bankasının; tüzel kişiliği haiz
bir banka olup, İl Özel İdareleriyle belediye ve köy idarelerinin ve bu
idarelerin kuracakları birliklerle adı geçen idarelere bağlı, tüzel
kişiliği haiz olan veya olmayan ve katma bütçeli idare ve kurumların
imar işleriyle ilgili konularla uğraşmak amacıyla ve bütün işlemlerinde özel hukuk hükümleriyle bu kanuna bağlı olmak üzere kurulduğu; nitekim anılan Kanunun 20 nci maddesinde de, Bankanın para
ve para hükmündeki kağıt ve senetleri ile her türlü mallarına karşı
veya bilanço, rapor gibi her türlü kağıt, defter ve belgeleri üzerinde
suç işleyen banka memur ve hizmetlilerinin bu suçlarından dolayı,
Devlet mallarına karşı veya Devlete ait kağıt ve belgeler üzerinde
suç işleyen memurlara mahsus cezalarla cezalandırılacakları, bu
memur ve hizmetliler hakkında Memurin Muhakematı Kanunu
hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiş olup, son cümleden suç
yönünden bir ayırıma gidilmeksizin Bankanın tüm memur ve
hizmetlilerine Memurin Muhakematı Kanununun uygulanmayacağının anlaşılması gerektiği tartışmasızdır.
Öte yandan anılan 4483 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin 2
nci fıkrasında da, kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında
Kanunu Muvakkatın uygulanmayacağı belirtilen hallerde genel
hükümlerin uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Açıklanan nedenlerle, ..., ..., ... ile ... hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca
karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığından soruşturma izni
verilmeyen ... yönünden ... Cumhuriyet Başsavcısı ve haklarında
soruşturma izni verilen ... ile vekili Av. ...tarafından yapılan itirazların kabulü ile Bayındırlık ve İskan Bakanı tarafından soruşturma izni
verilmesine ve soruşturma izni verilmemesine ilişkin ... gün ve ...
sayılı kararın kaldırılmasına, dosyanın adıgeçenler hakkında genel
hükümlere göre gerekli yasal işlemlerin yapılabilmesi amacıyla ...
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere yerine çevrilmesine
11.3.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 11.03.2003; 2003/166-451)
84
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
BAĞLI ORTAKLIK GENEL MÜDÜRÜ VE YÖNETİM KURULU
ÜYELERİNİN 395 SAYILI KHK’NIN 4483 SAYILI KANUNUN 17
NCİ MADDESİYLE DEĞİŞİK 11/D MADDESİ KAPSAMINDA
OLMADIKLARI GİBİ 4046 SAYILI ÖZELLEŞTİRME UYGULAMALARININ DÜZENLENMESİNE VE BAZI KANUN VE KHK’ LERİDE
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN’UN 7 NCİ MADDESİNİN 3 ÜNCÜ FIKRASI GEREĞİNCEDE 4483 SAYILI KANUN
KAPSAMINDA SAYILAMAYACAKLARI HK.
T.C. Anayasasının kamu hizmeti görevlileriyle ilgili 128 inci
maddesinin 1 inci fıkrasında, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve
diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle
yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli
görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği
hükmüne yer verilmiştir. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2
nci maddesinin 1 inci fıkrasında ise, “Bu Kanunun, Devletin ve diğer
kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar
ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar
hakkında uygulanacağına işaret edilmiştir. Her iki hükmün birlikte
incelenmesinden anlaşılacağı üzere; Anayasanın 128 inci maddesi,
madde metninde yer alan “kamu iktisadi teşebbüsleri” deyimi
çıkarılmak suretiyle aynen 4483 sayılı Kanun’un 2 nci maddesine
alınmış ve böylece kamu iktisadi teşebbüsleri personeli genel
anlamda 4483 sayılı Kanun kapsamı dışında bırakılmıştır. 4483
sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile de, 399 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin 11 inci maddesinin (d) bendi, “Teşebbüs genel
müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini icra sırasında
işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları, ilgili bakanın iznine bağlı
olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.” şeklinde değiştirilmek
suretiyle, sadece teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyeleri
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
85
hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülürken, anılan düzenlemede bağlı ortaklığın genel müdürü ve yönetim
kurulu üyelerine yer verilmediği görülmektedir. Dosyanın incelenmesinden, hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin karara itiraz
eden K. Hasan Cankorur’un genel müdürlüğünü ve yönetim kurulu
başkanlığını yaptığı ... A.Ş. her ne kadar 233 ve 399 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamelere tabi ise de; bir “bağlı ortaklık” statüsünde olup, 4483 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile değiştirilen 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesinin (d)
bendinde “bağlı ortaklık” ifadesine yer verilmediğinden, adıgeçen
hakkında 4483 sayılı Kanuna göre işlem yapılması mümkün değildir. Olayın, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un “Yasaklar ve Cezai Hükümler”
başlıklı 7 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında yer alan, “Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı ile Özelleştirme programına alınan kuruluşlarda
çalışan personel ile sözleşmeli olarak çalıştırılan personel Türk
Ceza Kanununun 279 uncu maddesinde yazılı memurlardan
sayılırlar ve bu personelin özelleştirmenin paralarına ve para
hükmündeki evrak ve senetlerine ve mevcutlarına karşı işledikleri
suçlar ile bilanço, tutanak, rapor ve benzeri her türlü belge ve
defterleri üzerinde işledikleri suçlar ile ifa ettikleri görevlerden dolayı
haklarında Türk Ceza Kanununun ikinci kitap üçüncü ve altıncı
baplarındaki hükümler uygulanır.” hükmü yönünden incelenmesine
geçilecek olursa; anılan düzenlemede soruşturma usulüne ilişkin bir
hükme yer verilmeyerek sadece ceza uygulamasının nasıl yapılacağına işaret edildiği görülmekte olup, özelleştirme kapsamında
olan bağlı ortaklığın genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerini bu
madde hükmünden hareketle 4483 sayılı Kanun kapsamında kabul
etmek de mümkün bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, bayilerle yapılan sözleşme hükümlerine
aykırı uygulamalar yapmak suretiyle şirketin zararına neden olmak
86
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
eylemi ile ilgili olarak ... hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri
uyarınca karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığından,
adıgeçenin itirazının kabulü ile Devlet Bakanı ... tarafından verilen
... gün ve ... sayılı kararın kaldırılmasına, dosyanın itiraz eden ... ile
itiraz etmeyenler yönünden genel hükümlere göre gerekli yasal
işlemlerin yapılması amacıyla ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi için yerine çevrilmesine 18.3.2003 gününde oybirliği ile karar
verildi.
(2. Daire, 18.03.2003, 2002/840 – 2003-532)
ARA KARARI
Dairemizin 26.9.2002 gün ve E:2002-840 sayılı kararı ile Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığından ... gün ve ... sayılı
yazı ile gönderilen dosyada; 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca ... A.Ş.
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü ile Yönetim Kurulu
Üyeleri hakkında Devlet Bakanı ...’nun ... tarihli derkenar Olur’u ile
verilen soruşturma iznine esas ... gün ve ... sayılı Ön İnceleme
Raporunda bahsi geçen, aynı zamanda ek listesinde de yer alan
belgeler bulunmadığından, Ön İnceleme Raporunda bahsi geçen,
aynı zamanda ek listesinde de yer alan belgelerin tamamı ile
itirazın karara bağlanmasına esas teşkil edecek varsa diğer bilgi ve
belgelerin Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığından istenildiği ancak, anılan idarece gönderilen ... gün ve ... sayılı yazıda
sözü edilen belgelerin kendilerinde bulunmadığı, bunların Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığında ve ... A.Ş.’nde bulunabileceği
belirtildiğinden Ön inceleme Raporunda bahsi geçen ve aynı
zamanda ek listesinde de yer alan belgelerin Başbakanlık Teftiş
Kurulu Başkanlığı ile ...A.Ş.’nden istenilmesine, karar gereğinin
yerine getirilmesi için adıgeçen idarelere 10 (on) gün süre verilmesine 26.11.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
87
HAKSIZ MAL EDİNMEKTEN DOLAYI HAKLARINDA SORUŞTURMA YAPILAN KAMU GÖREVLİLERİNİN 4483 SAYILI
YASAYA GÖRE DEĞİL, 3628 SAYILI YASAYA GÖRE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINCA DOĞRUDAN SORUŞTURULMALARI
GEREKTİĞİ HK.
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun 17 nci maddesinde; “Bu Kanunda
yazılı suçlarla, irtikap, rüşvet, ihtilas ve zimmete para geçirme,
görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve
alım ve satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanmasına
sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten
sanık olanlar hakkında Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkat hükümlerinin uygulanmayacağı, yukarıdaki fıkra hükmünün müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hakkında uygulanamayacağı” hükme bağlanmıştır.
Bununla birlikte 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde; “Bu
Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare
esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve
sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı,
görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma
usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği
yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu”, 16 ncı maddesinin 2 nci
fıkrasında da;” Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkatın uygulanmayacağı belirtilen hallerde genel hükümlerin
uygulanacağı” belirtilmiştir.
Açıklanan nedenlerle hakkında soruşturma izni verilmeyen
...’ın üstüne atılan eylemin, 3628 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi
hükmüne aykırılık oluşturması ve anılan Kanunun 17 nci maddesi
ile 4483 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin 2 nci fıkrası hükümlerine
88
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
göre yasal takibat yapabilme yetkisinin doğrudan doğruya Cumhuriyet Savcılıklarına ait olması, ayrıca 4483 sayılı Kanunun kapsam
başlıklı 2 nci maddesinin 2 nci fıkrası hükmü uyarınca da suçun
niteliği açısından 3628 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinde belirtilen soruşturma usulünün uygulanmasının gerektiği, dolayısıyla adı
geçen hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca karar
verilmiş olmasında hukuka uyarlık bulunmadığı anlaşıldığından,
itirazın kabulü ile İçişleri Bakanınca soruşturma izni verilmemesine
ilişkin 10.6.2002 gün ve 2002/246 sayılı kararın kaldırılmasına,
dosyanın 3628 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi hükmü uyarınca
gerekli yasal işlemlerin yapılabilmesi amacıyla Mersin Cumhuriyet
Başsavcılığı’na; bilgi için kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığı’na
gönderilmesine 25.9.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
AYRIŞIK OY
4483 sayılı Yasanın 9. maddesinde, soruşturma izni verilmesine ilişkin kararlara karşı hakkında inceleme yapılan kişilere, soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararlara karşı Cumhuriyet başsavcılıkları ile şikayetçilere itiraz hakkı tanınmış ve itiraz süresinin,
yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gün olduğu düzenlenmiştir. Bu hüküm dışında, itiraz prosedürüne ilişkin Yasada
başka bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Özel bir düzenleme
olmadığı sürece, herhangi bir mercie yapılacak bir başvuruda,
başvuru tarihi olarak, başvurulan kurumun kayıt tarihi esas alınması
gereklidir.4483 sayılı Yasada da itiraz merciileri olarak belirlenen
Danıştay 2. Dairesi ile Bölge İdare Mahkemelerine itiraz dilekçelerini iletmeye yetkili herhangi bir kurum belirlenmemesi nedeniyle,
Dairemizin görevinde olan bir itiraza ait dilekçenin başka bir kuruma
verilmesi, işlemeye başlayan itiraz süresini kesmeyeceği tabiidir. ...
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, ... İli ... İlçesi Belediye Başkanı ...
hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin yetkili mercii kararını
9.7.2002 tarihinde tebellüğ ettiği halde 4483 sayılı Kanunun 9 uncu
maddesinde belirtilen 10 günlük yasal itiraz süresi geçtikten sonra
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
89
22.7.2002 tarihinde kayda geçen dilekçe ile itirazda bulunduğu
anlaşıldığından, itirazın süre yönünden reddedilmesine karar
verilmesi gerektiği görüşüyle aksi yönde verilen çoğunluk kararına
katılmıyorum.
(2. Daire, 25.09.2002, 2002/810-3157)
BAKANLIK TEFTİŞ KURULU BAŞKANI HAKKINDA YENİ TEFTİŞ KURULU BAŞKANI’NIN ÖN İNCELEME YAPAMAYACAĞI HK
4483 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde; ön incelemenin, izin
vermeye yetkili mercii tarafından bizzat yapılabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri
veya birkaçı eliyle de yaptırılabileceği, inceleme yapacakların, izin
vermeye yetkili merciin bulunduğu kamu kurum veya kuruluşunun
içerisinden belirlenmesinin esas olduğu, işin özelliğine göre bu
merciin, anılan incelemenin başka bir kamu kurum veya kuruluşunun elemanlarıyla yaptırılmasını da ilgili kuruluştan isteyebileceği,
bu isteğin yerine getirilmesinin ilgili kuruluşun takdirine bağlı olduğu
belirtilmektedir.
Madde hükmünden anlaşılacağı üzere, ön inceleme yapmakla
görevlendirilen memur ya da kamu görevlisinin, hakkında ön
inceleme yapılacak olanın üstü konumunda olma zorunluluğu
bulunmaktadır. Bu husus, hakkında ön inceleme yapılanın denetim
elemanı olması durumunda da dikkate alınacaktır
Diğer taraftan ön inceleme yapmak üzere görevlendirileceklerin; incelemeye konu olayla ilgisi bulunmayan, suç konusu eylemden zarar görmemiş, sanığın veya olayın mağduru durumunda olan
kişilerle akrabalık bağı bulunmayan, ön inceleme yapılan memur
veya kamu görevlisi ile halef-selef ilişkisi olmayan, maiyetinde
görev yapmamış ve tamamen tarafsız kişilerden olması gerekir. Bu
hususların, ön incelemenin etkilerden uzak ve objektif yapılması
için, ön inceleme yapacaklarda bulunması zorunludur
90
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Öte yandan kurum içinde aranılan nitelikte ön inceleme yapacak bir görevlinin bulunamaması durumunda, 4483 sayılı Kanun’un
5 inci maddesi uyarınca olayın niteliğine göre, incelemenin başka
bir kamu kurum veya kuruluşu elemanlarıyla yaptırılmasının, ilgili
kuruluştan da istenebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, 5.4.1991 gün ve 20836 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Teftiş
Kurulu Tüzüğünün 4 üncü maddesi uyarınca Bakan’a doğrudan
bağlı, Bakan adına inceleme ve soruşturma yapmak ve anılan
tüzüğün 7 nci maddesi uyarınca Teftiş Kurulunu yönetmekle görevli
olan Teftiş Kurulu Başkanı; idari görevleri de bulunan bir denetim
elemanı, yani memurdur.
4483 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi ile yukarıda açıklandığı
üzere ön incelemenin; bir denetim elemanı veya hakkında ön
inceleme yapılan memur ya da kamu görevlisinin üstü konumunda
bulunan bir görevli tarafından yapılması zorunlu kılınmıştır. Hakkında ön inceleme yapılanın denetim elemanı olması durumunda da,
ön incelemeyi yapan denetim elemanı veya kamu görevlisinin,
hakkında ön inceleme yapılan denetim elemanının üstü konumunda
olması gerekir.
Olayda ise, Bayındırlık ve İskan Bakanlığında Teftiş Kurulu
Başkanı olarak görevli ... hakkında, üstü konumunda olmayan ve
yerine atanmakla halef-selef konumunda bulunan, Bakanlık Teftiş
Kurulu yeni Başkanı ...’in, yukarıda belirtilen koşullara aykırı olarak
yetkili merci tarafından ön inceleme yapmakla görevlendirildiği ve
ön incelemenin adı geçen tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle itirazın kabulüne, yetkili merci kararının
kaldırılmasına, yetkili merci tarafından bizzat veya yanında kurum
içinden görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı ile birlikte,
ya da Başbakanlık Teftiş Kurulundan talep edeceği bir veya birkaç
denetim elemanı marifetiyle, yeniden adı geçenler hakkında ön
inceleme yaptırılması, haklarında soruşturma izni verilmesi ya da
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
91
soruşturma izni verilmemesi yolunda bir karar verilmesi, gerekli
tebligatların yapılması ve itiraz edilmesi halinde dilekçenin eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine 20.2.2003
gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 20.02.2003, 2003/56-269)
İDARİ YARGI KARARINI UYGULAMAMAK EYLEMİNDEN
DOLAYI DAHA ÖNCE HAKKINDA KARAR VERİLMİŞ VE YARGILANMIŞ OLMAKLA BİRLİKTE SANIK KARARI UYGULAMAMAKTA DİRENİRSE, EYLEMİN İKİNCİ KEZ SUÇ OLUŞTURACAĞI HK.
Esas hakkında daha sonra karar verilmek üzere önce; dosyadaki belgelerin incelenmesinden, Belediye Başkanı ... hakkında
yıkım işlemini yapmamak (1992-1996 yılları arası) suçundan dolayı
1996 yılında soruşturma yapıldığı, ... İl İdare Kurulunun ...gün ve ...
sayılı kararı ile meni muhakemesine karar verildiği, sözkonusu
kararın ... gün ve ... sayılı Danıştay İkinci Dairesince bozularak adı
geçen hakkında lüzumu muhakemesine karar verildiği, yargılamasının ... Asliye Ceza Mahkemesinde yapıldığı ve Mahkemenin ...
gün ve ... sayılı kararıyla 4616 sayılı 23 Nisan 1999 Tarihine Kadar
İşlenen Suçlardan Dolayı Şartla Salıverilmeye, Dava ve Cezaların
Ertelenmesine Dair Kanun uyarınca davanın ertelenmesine karar
verildiği, yakınıcı ...’ın sözkonusu yerin yargı kararlarına rağmen
hala yıkılmadığı yolunda yakınma dilekçelerini yinelediği, buna
rağmen yıkım işleminin yapılmadığı, bunun üzerine her üç görevli
hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca hakkında ön inceleme izni
verildiği, muhakkik tarafından ön inceleme yapıldığı ve görüş
getirildiği halde, İçişleri Bakanı tarafından Belediye Başkanı ...
hakkında aynı eyleminden dolayı daha önce karar verildiği, yargılamasının yapıldığı, dolayısıyla aynı kişi ve aynı eylemden dolayı
tekrar karar verilmesi ve yargılama yapılmasının mümkün olmadığından bahisle, karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar
verildiği anlaşılmaktadır.
92
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Her ne kadar İçişleri Bakanı, Belediye Başkanı ...’ın idari yargı
kararına rağmen yıkım işlemini gerçekleştirmemek eyleminin tek
suçu oluşturduğunu kabul ederek adı geçen hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar vermişse de, idari yargı kararını
uygulamamak eylemi nedeniyle adı geçen hakkında verilen, Dairemizin ... gün ve ... sayılı lüzumu muhakeme kararıyla sanığın eylemi
hukuki kesintiye uğramıştır. Bundan sonraki aşamada hukuken
geçerli olan idari yargı kararının yakınıcının isteğine rağmen uygulanmaması biçiminde tezahür eden adı geçenin eylemi, ikinci bir
suçu oluşturur. İdari yargı kararının uygulanmaması nedeniyle bir
kez mahkumiyet kararı verilmesi ya da davanın ertelenmesi kararın
ilelebed uygulanmaması sonucunu doğuramaz. Nitekim Yargıtay
Ceza Genel Kurulu’nun ... gün ve ... sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle hukuki kesintiden sonra süre gelen ve
yinelenen adı geçenin eylemi, suçu ikinci kez ve yeniden oluşturduğundan, ... hakkında verilen yetkili merci kararının kaldırılmasına,
adı geçen hakkında soruşturma izni verilmesi ya da soruşturma izni
verilmemesi yolunda bir karar verilmesi, gerekli tebligatların yapılması ve dosyanın tekemmül ettirilerek Dairemize gönderilmesi için
yerine çevrilmesine 6.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 06.02.2003, 2002/1161 - 2003/226)
HASTALIĞI NEDENİYLE İFADESİ ALINMADAN HAKKINDA
SORUŞTURMA İZNİ VERİLEN KİŞİNİN EŞİNİN İTİRAZININ
KABULÜ İLE YETKİLİ MERCİ KARARININ KAMU DÜZENI AÇISINDAN KALDIRILMASI HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde; yetkili merciin,
soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını
Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur
veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildireceği ve bu
kararın türüne göre ilgilileri tarafından 10 gün içerisinde itiraz
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
93
edilebileceği; 6 ncı maddesinde ise hakkında inceleme yapılan
memurun ifadesinin alınması gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan
yasa hükmüne göre hakkında soruşturma izni verilen ...’in yerine
eşi ...’in itiraz hakkı bulunmamakta ise de; dosyanın incelenmesinden ... ‘in trafik kazası geçirerek ... tarihinde ... Üniversitesi Tıp
Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalında tedavi altına alındığı, ...
günlü ve ... sayılı raporda ağır kafa travması nedeniyle bilincinin
kapalı olduğu ve bu nedenle sözlü ya da yazılı ifade verebilmesinin
tıbben mümkün bulunmadığının belirtilmesine karşın, ifadesine
başvurulmadan soruşturmacı tarafından soruşturmanın tamamlandığı ve Yetkili Merci tarafından soruşturma izni verildiği, ancak bu
kararın da adıgeçene hastalığı nedeniyle tebliğ edilemeyerek eşine
tebliğ edildiği ve eşi tarafından da süresi içerisinde Dairemize
itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Ağır kafa travması nedeniyle bilincinin kapalı olduğuna ilişkin
hakkında rapor bulunan adıgeçenin fiil ehliyetinin de bulunmadığı
açıktır. Bu nedenle anılan hakkında soruşturma yapılabilmesi
Medeni Kanun uyarınca fiil ehliyetini kaybedenler hakkında yapılması gerekli işlemlerin tamamlanmasına bağlıdır.
Açıklanan nedenlerle 4483 sayılı Yasanın 6 ncı maddesine
uygun olarak hakkında soruşturma yapılan kişinin ifadesi alınmadan hazırlanan rapora göre verilen Yetkili Mercii kararına karşı
yapılan itirazın kabulüyle anılan kararın kamu düzeni açısından
kaldırılmasına, dosyanın gerekli işlemlerin yapılması için yerine
çevrilmesine 27.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 27.02.2003, 2003/17-326)
İDDİA KONUSU SOMUT OLAYLARA DAYANIYORSA VE
YER BELİRTİLİYORSA SORUŞTURMA AÇILMASI GEREKTİĞİ,
BU NEDENLE İTİRAZIN KABULÜ GEREKTİĞİ HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde; “Cumhuriyet başsav-
94
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
cıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına
giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında
veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli
ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem
yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur
veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir
örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.
Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de bu kanun
kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikayet, bilgi, belge veya
bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili
mercie iletirler.
Bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında
yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması,
ihbar veya şikayetlerde kişi ve / veya olay belirtilmesi zorunludur.
Yukarıdaki fıkraya aykırı bulunan ihbar ve şikayetler, Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme
konulmaz ve durumu ihbar veya şikayette bulunana bildirilir” hükmü
yer almıştır. Aynı Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili
merciin, bu kanun kapsamına giren suç işlendiğini bizzat veya
yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatacağı düzenlenmiştir.
Olayda ise “Yakınıcı ... hakkında gerçeğe aykırı inceleme raporu düzenlemek, 4455 sayılı Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki
Kanun hükümleri uyarınca adı geçen hakkında verilen cezayı
dosyasından silmemek ve hakkında yanlı sicil raporu düzenleyerek
iftira atmak” iddiası ile verilen şikayet dilekçesi üzerine Maliye
Bakanınca 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden bahisle
şikayetin işleme konulmadığı ve kararın şikayette bulunana ve
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiği anlaşılmıştır.
Sözkonusu şikayet dilekçesindeki iddialar açık olup, şikayet dilekçesinin Kanunun 4 üncü maddesinde aranılan nitelikleri taşıdığı,
şikayetin somut olduğu, olay ve yer belirtildiği anlaşıldığından,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
95
Maliye Bakanınca verilen işleme koymama kararına yakınıcı
tarafından yapılan itirazın kabulüne,
4483 sayılı yasa uyarınca yetkili merci tarafından ön inceleme
emri verilmesi, ön inceleme raporu düzenlenmesi ve yetkili merci
tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesine ilişkin bir
karar verilmesi ve gerekli tebligatların yapılması için dosyanın
Maliye Bakanlığına, kararın bir örneğinin bilgi için yakınıcıya
gönderilmesine 30.9.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 30.09.2003, 2003/750-1936)
KANUNLARDAKİ ÖZEL DÜZENLEME NEDENİYLE BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURULU PERSONELİNİN
4883 SAYILI KANUN’A TABİ OLMADIKLARI HK.
4883 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci
fıkrasında, “Bu Kanun’un Devletin ve Diğer Kamu tüzel kişilerinin
genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı”, 2 nci fıkrasında, “Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel
soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin Kanun
hükümleri ile suçun niteliği yönünden Kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı tutulacağı”
hükmü yer almıştır.
4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 3/8 inci maddesinde “... Kurul Üyeleri ve Kurum personelinin, görevleri esnasında veya görevleri nedeniyle işledikleri ve kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Devlet Memuru sayılacakları”, aynı fıkranın 17.12.1999 gün,
4491/1 sayılı Kanunla değişik 4483 sayılı Kanundan sonra yürürlüğe giren son iki cümlesinde ise, “buna ilişkin soruşturmaların, Kurul
Üyeleri için ilgili Bakanın, Kurum personeli için Kurulun izin vermesi
kaydıyla genel hükümlere göre yapılacağı” hükme bağlanmıştır.
96
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, yakınıcı ...’ün Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Personeli hakkında şikayet
dilekçesi verdiği, şikayet üzerine Kurul tarafından ilgili personel
hakkında “soruşturma izni verilmemesi” kararı verildiği ve yakınıcının bu karara karşı Dairemize itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen Yasal Mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere, Kurul Üyeleri ve diğer personel hakkında
işledikleri iddia edilen suçlarına ilişkin olarak soruşturma izni
verilmesi kaydıyla yapılacak soruşturmaların, Ceza Muhakemeleri
Usul Kanunu uyarınca genel hükümlere göre yapılacağı ve 4483
sayılı Kanun’un sözkonusu personele uygulanmayacağı açıktır.
Açıklanan nedenlerle 4483 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı ve haklarında genel hükümlere göre işlem yapılacağı
anlaşılan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu personeli
hakkında verilen “soruşturma izni verilmemesine” ilişkin karara
yakınıcının yaptığı itirazın görev nedeniyle incelenmeksizin reddine,
kararın bir örneğinin bilgi için yakınıcıya, dosyanın Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kuruluna gönderilmesine 8.11.2001
gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 08.11.2001, 2001/1640-2562)
1- SAĞLIK RAPORUNUN İTİRAZ SÜRESİNİ KESMEYECEĞİ,
2- 2547 SAYILI YÖK KANUNUNDA HÜKÜM BULUNMAYAN
DURUMLARDA, 4483 SAYILI KANUNUN UYGULANACAĞI YÖK
KANUNUNA TABİ PERSONELİN, HAKLARINDA VERİLEN KARARLARA İTİRAZ SÜRELERİNİN 10 GÜN OLDUĞU HK.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 2653 sayılı Kanun ile
değişik 53 üncü maddesinin “c” bendinde; Yükseköğretim üst
kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve
kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurları-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
97
nın görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri
ileri sürülen suçlar ile ilgili olarak uygulanacak ceza soruşturması
usulü düzenlenmiştir.Buna göre anılan bendin 2 sayılı alt bendinde;
yukarıda belirtilen kamu görevlileri hakkında son soruşturmanın
açılıp açılmamasına karar verecek kurullar, 4 sayılı alt bendinde;
son soruşturmanın açılıp açılmamasına ilişkin kararları ikinci
derecede inceleme yetkisine sahip olan kurullar sayılmış ve anılan
bendin 8 sayılı alt bendinde de; “Bu Kanunda yer almamış hususlarda 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanun
hükümlerinin uygulanacağı” belirtilmiştir. Öte yandan 4483 sayılı
Kanunun 16 ncı maddesinde; “Kanunlarda Memurin Muhakematı
Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu
Kanun hükümlerinin uygulanacağı”, 9 uncu maddesinde de, “itiraz
süresinin kararın tebliğinden itibaren 10 gün olduğu” hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla 2547 sayılı Kanunun 2653 sayılı Kanunla
değişik 53 üncü maddesinin “c” bendinde sayılan kamu görevlileri
ile ilgili olarak yapılacak ceza soruşturmalarında; 2547 sayılı
Kanunda yer almamış olan hususlarda 4483 sayılı Kanun hükümleri
uygulanacak, itirazlar da 4483 sayılı Kanun’un 9 uncu maddesinde
belirtilen 10 günlük sürede yapılacaktır. Diğer taraftan 2547 sayılı
Kanun ve 4483 sayılı Kanunda alınan sağlık raporlarının itiraz
süresini keseceğine ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, sanığın lüzumu muhakemesine ilişkin olarak verilen karar 31.10.2000 tarihinde kendisine
tebliğ edilmesine rağmen, 4483 sayılı Kanunda öngörülen 10
günlük itiraz süresini geçirdikten sonra, 13.11.2000 tarihinde kayda
geçen dilekçesi ile itiraz ettiği, her ne kadar sanığın 30.10.2000
tarihinden itibaren 15 günlük sağlık raporu bulunsa da, raporun
itiraz süresini kesmeyeceği anlaşıldığından kararın kesinleştiğine,
yargılamasının Van Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmasına
8.6.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 08.06.2001; 2001/754-1585)
98
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FON KURULU BAŞKAN
VE ÜYELERİ HAKKINDA İŞLEDİKLERİ İDDİA EDİLEN SUÇLARA
İLİŞKİN OLARAK, İLGİLİ BAKANIN SORUŞTURMA İZNİ VERMESİ KAYDIYLA, YAPILACAK SORUŞTURMALARIN CEZA MUHAKEMELERİ USUL KANUNU UYARINCA GENEL HÜKÜMLERE
GÖRE YÜRÜTÜLECEĞİ VE BUNLAR HAKKINDA 4483 SAYILI
KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMAYACAĞI HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanmaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel
idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği
asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı,
görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma
usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği
yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu hükme bağlanmıştır.
4389 sayılı Bankalar Kanununun “Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu” başlıklı 15 inci maddesinin dördüncü fıkrasında ise, Fon
Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personelinin görevleri esnasında
veya görevleri nedeniyle işledikleri ve kendilerine karşı işlenen
suçlar bakımından Devlet memuru sayılacakları, buna ilişkin
soruşturmaların Fon Kurulu başkanı ve üyeleri için ilgili bakanın,
Fon personeli için de Fon Kurulunun izin vermesi kaydıyla genel
hükümlere göre yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Yukarıda
belirtilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fon Kurulu başkan ve üyeleri hakkında işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin olarak ilgili bakanın soruşturma izni
vermesi kaydıyla yapılacak soruşturmaların Ceza Muhakemeleri
Usul Kanunu uyarınca genel hükümlere göre yürütüleceği ve
bunlar hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı
açıktır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
99
Olayda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon Kurulu Başkanı ? ile Fon
Kurulu üyeleri hakkında görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla ?
tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon Kurulu ile ilgili Devlet
Bakanlığına yapılan şikayetin, ilgili Devlet Bakanının 14.5.2004 günlü
ve 12-5242 sayılı işlemiyle işleme konulmamasına karar verildiği ve
Yakınıcının bu karara itiraz ettiği anlaşıldığından, 4483 sayılı Kanun
kapsamında bulunmayan ve haklarında genel hükümlere göre işlem
yapılması gereken Tasarruf Mevduatı Sigorta Fon Kurulu Başkanı ve
üyeleri hakkında ilgili Devlet Bakanınca verilen 14.5.2004 günlü, 125242 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin karara yakınıcının
yaptığı itirazın incelenmesine olanak bulunmadığından reddine,
kararın bir örneğinin yakınıcıya, dosyanın ilgili Devlet Bakanlığına
gönderilmesine 17.9.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(1. Daire, 17.09.2004, 2004/159-179)
ZİRAAT BANKASI GENEL MÜDÜR VE YÖNETİM KURULU
ÜYELERİNİN 4483 SAYILI KANUNA TABİ OLMADIKLARI HK.
Anayasanın kamu hizmeti görevlileriyle ilgili 128 inci maddesinin birinci fıkrasında “Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer
kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle
yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli
görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür” hükmü
yer almaktadır.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin 1 inci
fıkrasında ise, “Bu kanun, Devletin ve Diğer kamu tüzel kişilerinin
genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Her iki hükmün bir arada incelenmesinden anlaşılacağı üzere;
Anayasanın 128 inci maddesi, madde metninde yer alan “kamu
100
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
iktisadi teşebbüsleri” deyimi çıkarılmak suretiyle aynen 4483 sayılı
Kanun’un 2 nci maddesine alınmış ve böylece kamu iktisadi teşebbüsleri personeli genel anlamda 4483 sayılı Kanun kapsamı dışında bırakılmıştır. 4483 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi ile de, 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesinin (d)
bendi, “Teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin
görevlerini icra sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları,
ilgili bakanın iznine bağlı olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Hükümleri uygulanır”
şeklinde değiştirilmek suretiyle, sadece teşebbüs genel müdürü ve
yönetim kurulu üyeleri hakkında 4483 sayılı kanun hükümlerinin
uygulanması öngörülmüştür. Bu yasal düzenleme karşısında, 233
ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelere tabi bir kamu
iktisadi teşebbüsü olan T.C.Ziraat Bankası’nın genel müdür ve
yönetim kurulu üyeleri dışında kalan personelinin, 4483 sayılı
Kanun kapsamında olmadığı ve haklarında genel hükümlere göre
kovuşturma yapılması gerektiği açıktır. Ziraat Bankası Genel
Müdürü, Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerine gelince; 25.11.2000
gün ve 24241 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk
Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası Anonim Şirketi
Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin 2 nci bendinde “bankaların,
anonim şirket statüsünde oldukları ve bu Kanunda yer alan hükümler dışında 4389 sayılı Bankalar Kanunu ile genel hükümlere tabi
oldukları”, anılan maddenin 5 inci bendinde, “233 sayılı Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 399
sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi
ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin
Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname’ nin
bu bankalar hakkında uygulanmayacağı”, 4743 sayılı Mali Sektöre
Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 1 inci maddesinin 3
üncü fıkrasında, “Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
101
Şirketi, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak
Bankası Anonim Şirketi Yönetim, Denetim ve Tasfiye Kurulu
Üyelerinin ceza ve idare hukuku bakımından memur sayılamayacakları hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla yukarıda belirtilen mevzuatın yürürlüğe girmesinden sonra Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası
Anonim Şirketi hakkında 399 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmayacağı ve personelinin de Yönetim Kurulu Başkan ve Üyeleri dahil
ceza ve idare hukuku bakımından memur sayılmayacakları anlaşıldığından, anılan banka yönetim kurulu başkan ve üyeleri hakkında
da 4483 sayılı Kanunun uygulanma olanağı kalmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı,
Üyeleri ve diğer personelinin 4483 sayılı Kanun kapsamında
bulunmadığı ve haklarında genel hükümlere göre işlem yapılacağı
anlaşıldığından, yukarıda adıgeçen görevliler hakkında verilen
“soruşturma izni verilmemesine” ilişkin karara Ankara Cumhuriyet
Başsavcısınca yapılan itirazın kabulüne, yetkili merci kararının
kaldırılmasına, dosyanın adı geçenler hakkında genel hükümlere
göre işlem yapılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına,
kararın bir örneğinin bilgi için Devlet Bakanlığı’na gönderilmesine
14.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 14.03.2002, 2002/139-587)
1. GÜMRÜK MÜSTEŞARI İLE BİRLİKTE SUÇ İŞLEDİKLERİ
İLERİ SÜRÜLEN KİŞİLERİN YARGILANMALARI YARGITAYDA
YAPILACAĞINDAN, YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINCA YAPILAN İTİRAZIN, HAKLARINDA ÖN İNCELEME YAPILANLARIN TAMAMI İÇİN YAPILMIŞ SAYILARAK VERİLEN
KARARIN KAMU DÜZENİ AÇISINDAN KALDIRILACAĞI HK.
2. MÜSTEŞAR HAKKINDA MAİYETİNDE GÖREV YAPMIŞ
MÜFETTİŞLERİN ÖN İNCELEME YAPAMAYACAKLARI HK.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, 4483 sayılı Kanunun
9, 10 ve 11 inci maddeleri uyarınca yukarıda belirtilen tüm görevliler
102
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
hakkında yetkili merci tarafından verilen soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın, ast üste tabi olarak Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı’na tebliğ edilmesi ve tüm görevliler hakkında anılan
Başsavcılığın itiraz etmesi mümkünken, dosya ve kararın idare
tarafından yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı olarak
Müsteşar ...’e ilişkin kısmının tefrik edilip Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı’na, diğer görevliler hakkında ise Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı’na tebliğ edildiği, söz konusu karara Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraz edildiği, tüm görevliler hakkında itiraz
yetkisi bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca yapılan bu
itirazın Dairemizce kamu düzeni açısından tüm görevliler hakkında
yapıldığı kabul edilerek işin esasına geçildi.
4483 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde; Ön İncelemenin, izin
vermeye yetkili merci tarafından bizzat yapılabileceği gibi görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı veya hakkında inceleme
yapılanın üstü konumundaki memur ve kamu görevlilerinden biri
veya birkaçı eliyle de yaptırabileceği belirtilmektedir. Dosyanın
incelenmesinden; Başbakanlık Gümrük Müsteşarı ... ve diğerleri
hakkındaki Ön İncelemenin Müsteşarın üstü konumunda olmayan
ve maiyetinde görevli Gümrük Müsteşarlığı Müfettişlerince yapıldığı
anlaşıldığından, yukarıda belirtilen madde hükmüne aykırılık teşkil
etmektedir. Açıklanan nedenle yetkili merci kararının kaldırılmasına,
tüm görevliler hakkında yetkili merci tarafından bizzat veya yanında
kurum içinden görevlendireceği bir veya birkaç denetim elemanı ile
birlikte yada Başbakanlık Teftiş Kurulundan talep edeceği bir veya
birkaç denetim elemanı marifetiyle yeniden ön inceleme yapılması
veya yaptırılması, haklarında yeniden bir karar verilmesi, verilecek
kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması, alınacak
günlü ve imzalı alındı belgeleri ile itiraz edilmesi halinde dilekçelerin
eklenerek gönderilmesi için dosyanın yerine çevrilmesine 12.6.2003
gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 12.06.2003, 2003/370-1439)
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
103
1-İZSU GENEL MÜDÜRÜ VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
DIŞINDAKİ PERSONELİN 4483 SAYILI KANUNA TABİ OLMADIKLARI HK.
2-MİLLETVEKİLİ SEÇİLEN BELEDİYE BAŞKANININ DOKUNULMAZLIĞI KALKMADAN 4483 SAYILI KANUNA GÖRE KARAR
VERİLEMEYECEĞİ HK.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasanın 1 inci maddesinde,
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile koordineli olarak hizmetlerini yürüten bağımsız bütçeli ve
kamu tüzel kişiliğini haiz bir kuruluş olduğu, personel statüsü
bakımından 657 sayılı Devlet Memurları Yasasının ek geçici 9 uncu
maddesi hükümlerine, diğer işlemlerinde ise özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, aynı Yasanın 3009 sayılı Yasa ile değişik ek 3 üncü
maddesinde, İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri
suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturmanın Devlet Memurlarının tabi oldukları yasa hükümlerine göre yapılacağı, ek 5 inci
maddesinde de bu Yasanın diğer Büyükşehir Belediyelerinde de
uygulanacağı hususu hükme bağlanmıştır.
Açıklanan durum karşısında Yönetim Kurulu Üyesi olmayan
Personel ve Eğitim Dairesi Başkanı ...’ın hakkında 4483 sayılı
Kanun hükümlerinin uygulanması olanaksızdır.
Nitekim, İSKİ’de görevli bir şoför hakkında İstanbul Bakırköy 3.
Asliye Ceza Mahkemesi ile İstanbul İl İdare Kurulu arasında çıkan
görev uyuşmazlığı nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulu
17.12.1990 gün ve E:1990/351, K:1990/353 sayılı kararı ile Genel
Müdür ve Yönetim Kurulu üyeleri dışında kalan personelin görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı
haklarındaki kovuşturmanın genel hükümlere göre yapılmasına
hükmetmiştir.
104
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Belirtilen nedenlerle ...’ın itirazının kabulü ile Yetkili Merci kararının adı geçene ilişkin bölümünün kaldırılmasına, hakkında genel
hükümlere göre işlem yapılmasına, ..., ..., ... ve ...’ın üstlerine atılan
eylemlerine ilişkin olarak dosyadaki bilgi ve belgelerin haklarında
soruşturma izni verilmesini gerektirecek yeterlikte bulunduğu
anlaşıldığından, itirazlarının reddine, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında; “seçimden
önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, meclisin
kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve
yargılanamaz” hükmü uyarınca Milletvekili olan ...’in yasama
dokunulmazlığı bulunduğu ve bu aşamada hakkında ceza kovuşturması yapılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, hakkında
soruşturma izni verilen ...’in dokunulmazlığının kaldırılıp, kaldırılamayacağı konusunda gereğinin yapılması amacıyla dosyanın
adıgeçene ilişkin kısmının tefrik edilip Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi, diğer görevliler hakkında 4483 sayılı Kanun’un 10, 11, 12
ve 13 üncü maddeleri uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca gereğinin yapılması için dosyanın yerine çevrilmesine 7.11.2002
gününde oybirliği ile karar verildi.
(2. Daire, 07.11.2002, 2002/809-3740)
2.3.3.2. Birinci Daire Kararları
BARAJ GÖLÜNE HAFRİYAT DÖKTÜĞÜ TESBİT EDİLENLERE PARA CEZASI KESİLEREK TAHSİLİ İÇİN YASAL TAKİBE
BAŞLAYAN BELEDİYE YETKİLİLERİ HAKKINDA HAZIRLIK
SORUŞTURMASI YAPILMASINA GEREK BULUNMADIĞI,
İNŞAATDAN ÇIKAN HAFRİYATIN, BARAJ GÖLÜNE DÖKÜLMESİ
KONUSUNDA YÜKLENİCİ FİRMAYA TALİMAT VEREREK BARAJ
GÖLÜNÜN KİRLETİLMESİNE NEDEN OLDUKLARI ANLAŞILAN
VE SORUMLULUKLARI BULUNAN DSİ GÖREVLİLERİ HAKKINDA GEREĞİ YAPILMAK ÜZERE 4483 SAYILI KANUNUN 4’ÜNCÜ
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
105
MADDESİNİN İKİNCİ FIKRASI UYARINCA YETKİLİ MERCİE SUÇ
DUYURUSUNDA BULUNULMASI HK.
Dosyanın incelenmesinden, DSİ 71 inci Şube Müdürlüğü tarafından yüklenici firmaya yaptırılan Ayvacık Çatak Deresi Tersip
Bendi inşaatından çıkan hafriyatın, yüklenici ? A.Ş. tarafından Suat
Uğurlu Baraj gölüne döküldüğünün Ayvacık Belediyesi tarafından
tutanaklarla tesbit edildiği ve toplam 313.702.400.00 lira para
cezası uygulandığı, ancak, DSİ yetkililerinin ifadelerinde hafriyatın
döküldüğü alanların kendilerince saptandığı ve yüklenicinin kendilerinin talimatları doğrultusunda hareket ettiğini belirttikleri, yüklenici
firma çalışanlarının ifadelerinde de DSİ 71 inci Şube Müdürlüğünün
talimatlarına göre hafriyatın göle döküldüğünün belirtildiği, ön
inceleme raporunda da yüklenicinin olayda kusuru bulunmadığı,
işin sahibinin DSİ 71 inci Şube Müdürlüğü olduğu, cezaların muhatabının da bu Müdürlük olması gerekirken yüklenici firmaya para
cezaları kesilmek suretiyle Kıyı Kanununun yanlış uygulandığı
sonucuna varıldığı ve İçişleri Bakanı tarafından bu nedenle soruşturma izni verildiği anlaşılmaktadır.
3621 sayılı Kıyı Kanununun 15 inci maddesinde, kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde, moloz, toprak, curuf,
çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıkları
dökenlere belediye ve mücavir alanlarda belediye başkanı tarafından para cezası verileceği hükmü yer almıştır.
Olayda, İlçenin çeşitli mevkilerinden Suat Uğurlu Baraj gölüne
hafriyat döktüğü tutanaklarla tesbit edilen ? A.Ş.ne her eylem için
Belediye Başkanı tarafından para cezası kesilerek bu cezaların
tahsili için yasal takibin başlatıldığı, Belediye yetkililerinin yasalarla
verilen görevlerini yerine getirdikleri, bu nedenle ilgililere isnat edilen
eylemin, haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek
nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından itirazların kabulüyle, İçişleri
Bakanının 19.10.2004 günlü, Tef.Ku.Bşk. 2004/228 sayılı kararının
soruşturma izni verilmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına,
106
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
DSİ tarafından yaptırılan Ayvacık İlçesi, Çatak Deresi Tersip
Bendi inşaatından çıkan hafriyatın, Suat Uğurlu Baraj Gölüne
dökülmesi konusunda yüklenici firmaya talimat vererek baraj gölünün kirletilmesine neden oldukları anlaşılan Samsun İli, Ayvacık
İlçesi, DSİ 71 inci Şube Müdürü ?, Kontrol Mühendisi ?, İnşaat
Formeni ? ile sorumlulukları bulunan diğer görevliler hakkında gereği
yapılmak üzere 4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası
uyarınca yetkili merci olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne suç
duyurusunda bulunulmasına, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın
birer örneğinin Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile itiraz edenlere
gönderilmesine 16.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(1. Daire, 16.03.2005, 2004/821 - 2005/368)
233 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN EKİ
CETVELLERDEN; ÇAY İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN, TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞININ İLGİLİ KURULUŞU
OLDUĞU ANLAŞILDIĞINDAN, HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ
VERİLENLER TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN, 4483 SAYILI
KANUNUN 3/D VE 9 UNCU MADDELERİ UYARINCA GÖREV
YÖNÜNDEN REDDEDİLMESİ HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun izin vermeye yetkili merciler başlığını
taşıyan 3 üncü maddesinin (d) bendinde, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer
memur ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari
amirinin, aynı kanunun 5232 sayılı Kanunla değiştirilen 3 üncü
maddesinin (e) bendinde de Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında
görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakanın soruşturma izni vermeye
yetkili olduğu, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında ise, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararlara karşı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
107
yapılan itirazlara 3 üncü maddenin (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde
sayılanlar için Danıştay’ın idari dairesince, diğerleri için yetkili
merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesince
bakılacağı hükme bağlanmıştır. 233 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki cetvellerden Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili kuruluşu olduğu anlaşıldığından Çay İşletmeleri (Çaykur) Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu
Başkanı ile yönetim kurulu üyeleri ve bunlara bağlı olarak diğer
görevliler hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanının 13.11.2003 günlü, 2003.000 sayılı kararına,
hakkında soruşturma izni verilenler tarafından yapılan itirazın 4483
sayılı Kanunun 3/d ve 9 uncu maddeleri uyarınca görev yönünden
reddine, dosyanın itiraza bakmakla görevli ve yetkili Ankara Bölge
İdare Mahkemesine, kararın birer örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 13.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(1. Daire, 13.10.2004, 2004/114-270)
KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİNİN ÖZELLEŞTİRME
PROGRAMINA ALINMASI DURUMUNDA, BUNLAR HAKKINDA
233 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME HÜKÜMLERİNİN
UYGULANMAYACAK OLMASI DOLAYISIYLA, 399 SAYILI KANUN
HÜKMÜNDE KARARNAMENİN 11/D MADDESİNİN DE UYGULANMASINA OLANAK BULUNMADIĞINDAN, 4483 SAYILI KANUN
HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI HK.
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/d maddesinde,
teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini icra
sırasında işledikleri suçlarından dolayı yargılanmaları, ilgili bakanın
iznine bağlı olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlemesine ve
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 37/a maddesinde ise bu kanun hüküm-
108
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
leri gereğince özelleştirme programına alınan kuruluşların özel
hukuk hükümlerine tabi olduğu, bunlar hakkında varsa kendi
kuruluş kanunları ile diğer kanunlarda yer alan bu kanuna aykırı
hükümlerin ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre kamu iktisadi teşebbüslerinin özelleştirme
programına alınması durumunda, bunlar hakkında 233 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname hükümlerinin uygulanmayacak olması
dolayısıyla 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11/d maddesinin de uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. Bu durumda
kamu iktisadi kuruluşu olan Tekel Genel Müdürlüğü, 6.2.2001 günlü
ve 24310 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özelleştirme Yüksek
Kurulu kararıyla özelleştirme kapsam ve programına alındığından bu
Kuruluşun genel müdürü ile yönetim kurulu üyeleri hakkında 2002
yılındaki eylemleri nedeniyle 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından yetkili merci kararının TEKEL Genel
Müdürü ?’a ilişkin kısmının bu nedenle kaldırılmasına, dosyanın
gereği için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ve
kararın birer örneğinin Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
ile itiraz edene tebliğine 11.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi
(1. Daire, 11.10.2004, 2004/273-262)
MÜSTEŞAR YARDIMCILARININ TEFTİŞ KURULU BAŞKANININ ÜSTÜ KONUMUNDA OLMADIĞI, BAKANLIK TEFTİŞ
KURULU BAŞKANI VE İKİ BAŞMÜFETTİŞ HAKKINDAKİ ÖN
İNCELEMEYİ 4483 SAYILI KANUNUN 5’İNCİ MADDESİNDE
ÖNGÖRÜLEN, ÜSTÜ KONUMUNDA BULUNMAYAN MÜSTEŞAR
YARDIMCISININ YAPTIĞI VE DÜZENLENEN RAPOR ÜZERİNE
BAKANIN SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN KARARININ KALDIRILMASI HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde “Yetkili merci, soruş-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
109
turma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer
kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirir.
Soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı haklarında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi, soruşturma izni
verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya
şikayetçi itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi, yetkili merciin kararının
tebliğinden itibaren on gündür, hükmü yer almıştır.
İtiraza konu Sağlık Bakanının 9.12.2004 günlü, 19 sayılı kararının 10.12.2004 gününde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ
edildiği, Ankara Cumhuriyet Savcısının itirazının ise 21.12.2004
tarihinde, 10 günlük yasal süreyi geçirdikten sonra yapıldığı anlaşıldığından, Cumhuriyet Savcısı itirazının süre yönünden reddi
gerekmektedir.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin suç işlediklerinin ihbar
ya da şikayet konusu yapılması veya yetkili merci tarafından bizzat
öğrenilmesi halinde 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesine göre izin
vermeye yetkili merciin bir ön inceleme başlatacağı, bu incelemeyi
kendisi bizzat yapabileceği gibi, görevlendireceği bir veya birkaç
denetim elemanı veya hakkında inceleme yapılanın üstü konumundaki memur ve diğer kamu görevlilerinden biri veya birkaçı eliyle de
yaptırabileceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; 181 sayılı Sağlık Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin
Teftiş Kurulu Başkanlığı başlıklı 19 uncu maddesinde, Teftiş Kurulu
Başkanlığının Bakanın emir ve onayı üzerine Bakan adına maddede belirtilen görevleri yapacağının hükme bağlandığı, bu durumda,
müsteşar yardımcılarının Teftiş Kurulu Başkanının üstü konumunda
olmadığı, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı ve iki Başmüfettiş
hakkındaki ön incelemeyi 4483 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde
öngörülen üstü konumunda bulunmayan Müsteşar Yardımcısının
110
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
yaptığı ve düzenlenen rapor üzerine Bakan tarafından soruşturma
izni verilmemesine karar verildiği anlaşıldığından, ilgililer hakkında
bizzat Bakan tarafından ön inceleme yapılması ya da usulüne
uygun olarak görevlendirilecek Başbakanlık Başmüfettişlerine ön
inceleme emri verilmesi, bu emre dayalı olarak ön inceleme raporu
düzenlenmesi ve yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin bir kararın tesis edilmesi, verilecek
kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması, tesis edilen
karara karşı itirazda bulunulması durumunda yazılı bildirimlere
ilişkin günlü ve imzalı bildirim alındıları ile itiraz dilekçelerinin de
eklenerek dosyanın Dairemize gönderilmesi gerekli görüldüğünden,
şikayetçi itirazının kabulü ile Sağlık Bakanının soruşturma izni
verilmemesine ilişkin 9.12.2004 günlü ve 19 sayılı kararının kaldırılmasına, gereği yapılmak üzere dosyanın Sağlık Bakanlığına,
kararın birer örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 8.2.2005
gününde oybirliğiyle karar verildi.
(1. Daire, 08.02.2005, 2005/13-135)
SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANININ 26.4.2004 GÜNLÜ VE 17 SAYILI
KARARINDA ADI GEÇENLERİN ? DOĞUMEVİ VE KADIN HASTALIKLARI EĞİTİM HASTANESİNDE ÇALIŞAN KAMU GÖREVLİLERİ OLDUĞU, BUNLAR HAKKINDA 4483 SAYILI KANUN UYARINCA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ VEYA VERİLMEMESİ
YOLUNDA KARAR VERMEYE ? VALİSİNİN YETKİLİ BULUNDUĞU HK
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun izin vermeye yetkili merciler başlığını
taşıyan 3 üncü maddesinin (b) bendinde, ilde ve merkez ilçede
görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valinin; (c)
bendinde, bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda
görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
111
yaptıkları il valisinin; 5232 sayılı Kanunla değişik (e) bendinde,
Bakanlar Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı
kuruluşların merkez teşkilatında görevli olup, ortak kararla atanan
memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya
Başbakanın soruşturma izni vermeye yetkili olduğu, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında ise, soruşturma izni verilmesine veya
verilmemesine ilişkin kararlara karşı yapılan itirazlara 3 üncü
maddenin (e), (f), (g) (Cumhurbaşkanınca verilen izin hariç) ve (h)
bentlerinde sayılanlar için Danıştay idari dairesince, diğerleri için
yetkili merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesince bakılacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, soruşturma izni verilmemesine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının 26.4.2004 günlü ve
17 sayılı kararında adı geçenlerin ? Doğumevi ve Kadın Hastalıkları
Eğitim Hastanesinde çalışan kamu görevlileri olduğu, bunlar
hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni verilmesi
veya verilmemesi yolunda karar vermeye ? Valisinin yetkili bulunduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle soruşturma izni verme yetkisi
Kanunda belirtilen makamlara bizzat kullanılmak üzere verilmiş
münhasır yetkilerden olup, bu yetkinin başka bir makamca kullanılması mümkün bulunmadığından Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanının sözü edilen görevliler hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin 24.6.2004 günlü, 17 sayılı kararının kaldırılmasına,
bu konuda karar vermeye yetkili merci olan İzmir Valiliğine gönderilmek üzere dosyanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına
iadesine, kararın birer örneğinin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ile
itiraz edene gönderilmesine 9.11.2004 tarihinde oybirliği ile karar
verildi.
(1. Daire, 09.11.2004, 2004/416-398)
112
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
SORUŞTURMA İZNİ VERME YA DA VERMEME, İHBAR VE
ŞİKAYETLERİ İŞLEME KOYUP KOYMAMA VE ÖN İNCELEME
BAŞLATIP BAŞLATMAMA YETKİLERİ, KANUNDA BELİRTİLEN
MAKAMLARA BİZZAT KULLANILMAK ÜZERE VERİLMİŞ MÜNHASIR YETKİLERDEN OLUP, BU YETKİNİN BAŞKA BİR MAKAMCA KULLANILMASININ MÜMKÜN BULUNMADIĞI HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (h) bendinde;
büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları;
büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi
üyeleri hakkında soruşturma izni verme yetkisinin İçişleri Bakanına
ait olduğu, 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkralarında; bu
Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması gerektiği, ihbar veya şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin zorunlu
olduğu, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet
başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme
konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise izin vermeye yetkili
merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya
yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıdaki hükümler uyarınca, soruşturma izni verme ya da
vermeme, ihbar ve şikayetleri işleme koyup koymama ve ön inceleme başlatıp başlatmama yetkileri, Kanunda belirtilen makamlara
bizzat kullanılmak üzere verilmiş münhasır yetkilerden olup, bu
yetkinin başka bir makamca kullanılması mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılacak
ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya somut olay belirtilmesi halinde izin
vermeye yetkili merciin ön inceleme başlatması da zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden, Belediye Başkanı ? hakkında yapılan şikayet üzerine, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının soruştur-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
113
ma izni verilmesi istemine, Yasada izin vermeye yetkili merciler
arasında sayılmayan İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel
Müdürlüğünce, herhangi bir işlem yapılmadığı şeklinde yanıt
verildiği, şikayet dilekçesinde şikayetçinin belli, şikayet konusu
eylemin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği de anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itirazın kabulü ile şikayet hakkında, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü tarafından
15.6.2004 günlü, 27521 sayılı “herhangi bir işlem yapılmamıştır”
şeklinde verilen kararın kaldırılmasına, 4483 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri uyarınca; yetkili merci tarafından ön inceleme emri verilmesi, bu emre dayalı olarak ön inceleme raporu
düzenlenmesi ve ön inceleme raporu da gözönünde bulundurulmak
suretiyle yetkili merci tarafından soruşturma izni verilmesine veya
verilmemesine ilişkin bir karar tesis edilmesi, verilecek kararın
türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin yapılması, karara karşı
itirazda bulunulması durumunda yazılı bildirimlere ilişkin günlü ve
imzalı bildirim alındıları ile itiraz dilekçelerinin de eklenerek Dairemize gönderilmesi için dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir
örneğinin Denizli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine
11.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(1. Daire, 11.10.2004, 2004/238-256)
1. MÜFETTİŞLERİN 4483 SAYILI KANUN UYARINCA YAPTIKLARI TEKLİFLERDEN SORUMLU TUTULAMAYACAKLARI,
2. CİDDİ BİLGİ VE BULGULARA DAYANMADIĞI ANLAŞILAN
ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI KARARINA KARŞI YAPILAN İTİRAZIN REDDİ HK.
Başbakanlığın 12.08.2005 günlü ve 8054 sayılı yazısı ile gönderilen dosya Başbakan tarafından verilen 1.7.2005 günlü, 097
sayılı şikayetin işleme konulmaması kararı ve eki dosya ile bu
karara yapılan şikayetçi itirazı, Tetkik Hakimi ....... açıklamaları
114
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü
fıkralarında; bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte
olmamasının, ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin
zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması
gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet başşavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme
konulmayacağı ve durumun ihbar ve şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise, izin vermeye yetkili merciin, bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, hakkında soruşturma izni istenenin Başbakanlık Başmüfettişi olduğu, soruşturmacı sıfatıyla müşteki
hakkında yargı kararlarını uygulamama iddiasıyla ilgili olarak ön
inceleme raporu düzenlendiği, raporun sonu kısmında soruşturma
izni verilmesi yönünde teklif getirdiği, yetkili merciin de bu rapora
dayalı olarak müşteki hakkında soruşturma izni verdiği anlaşılmıştır.
Soruşturmacı olarak görevlendirilenler, ön inceleme raporu
düzenlemekle yükümlü bulunduklarından, bulguların saptırılması ve
karartılması halleri hariç olmak üzere, düzenledikleri raporlarda
getirdikleri tekliflerden, karar verme konumunda olmamaları nedeniyle sorumlu tutulmalarına hukuken olanak yoktur.
Açıklanan nedenlerle, görevin kötüye kullanıldığı, iddiasıyla
Başbakanlık Başmüfettişi hakkında yapılan şikayetin, anılan 4 üncü
madde hükmü uyarınca ciddi bulgu ve belgelere dayanmadığı
anlaşıldığından, Başbakanca, verilen 1.7.2005 günlü, 097 sayılı
şikayetin işleme konulmaması kararına yapılan itirazın reddine,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
115
dosyanın Başbakanlığa, kararın bir örneğinin dilekçe ve eklerinin
şikayetçiye gönderilmesine 16.09.2005 gününde oyçokluğuyla
karar verildi.
KARŞI OY
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde; Cumhuriyet
başşavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun
kapsamına giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında
veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut
ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay
belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını
taşıdığını belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni
isteyecekleri; ihbar ve şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığı saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme
koymayacakları hükme bağlanmıştır.
Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni
istenmesi durumunda izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri
4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka
anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir
karar vermeleri zorunludur. İzin vermeye yetkili mercilerce bu tür
talepleri sonuçsuz bırakacak şekilde “işleme konulmama kararı”
verilmesi mümkün değildir. Şayet şikayet hakkında işleme konulmama kararı verilecek idiyse Cumhuriyet başsavcılarına kanunla
şikayeti işleme koymama yetkisi verilmiş olması nedeniyle, zaten
Cumhuriyet başsavcılıklarınca işleme konulmama kararı” verilirdi.
4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son
cümlesinde yeralan “...evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek
soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılıklarının soruşturma izni
isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme
116
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili
merciin cezai sorumluluğunun sözkonusu olacağı kanaatindeyim.
4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili
merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği
yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette
bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir.
Yetkili merciilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar
ve şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda
işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler belirtilen
şartları taşımamaları durumunda işleme koymama kararlarına karşı
Danıştay veya bölge idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği
yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme
koymama kararları, suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini
gündeme getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren
5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanununun “ihbar ve şikayet” başlıklı
158 inci maddesinin 4 ncü fıkrası ile; “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili
kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön
inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu
ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarına göndermek
zorundadırlar, Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde;
“kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz
kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak”
olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da
bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı
Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır.
Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
117
itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına
katılmıyorum.
(1. Daire, 16.09.2004, 2005/803-1018)
BELEDİYE BAŞKANI VE BELEDİYE FEN MEMURU OLAN İLGİLİLERİN, AYNI ZAMANDA BELEDİYENİN HAKİM ORTAĞI
OLDUĞU TİCARET A.Ş’NİN YÖNETİM KURULU BAŞKAN VE
ÜYELERİ OLDUKLARI, EYLEMLERİ ŞİRKET YÖNETİM KURULU
BAŞKAN VE ÜYELERİ SIFATIYLA GERÇEKLEŞTİRDİKLERİ,
ŞİRKETİN İSE TÜRK TİCARET KANUNU HÜKÜMLERİNE TABİ
OLARAK YÖNETİLDİĞİ 4483 SAYILI KANUNUN KAPSAM BAŞLIKLI 2 NCİ MADDESİNİN İKİNCİ FIKRASINDA BELİRTİLEN “DEVLET
VE DİĞER KAMU TÜZEL KİŞİLERİNİN GENEL İDARE ESASLARINA GÖRE YÜRÜTTÜKLERİ KAMU HİZMETLERİNİN GEREKTİRDİĞİ ASLİ VE SÜREKLİ GÖREVLERİ İFA EDEN MEMURLAR VE
DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN GÖREVLERİ SEBEBİYLE İŞLEDİKLERİ SUÇLAR” KAPSAMINDA OLMADIĞI HK.
Soruşturulacak Eylem: Jeotermal Isıtma Termal Turizm San.
ve Tic. A.Ş.’ne ait parayı Belediye hizmetlerinde kullanmak suretiyle
kendilerine tevdi olunan şirket mal varlığını zarara uğratmak
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, Kanunun amacının
memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri
suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri
belirtmek ve düzenlemek olduğu hükme bağlanmış, 2 nci maddesinin birinci fıkrasında ise, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin
genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar, bu Kanunun
kapsamına alınmıştır.
118
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Dosyanın incelenmesinden belediye başkanı ve belediye fen
memuru olan ilgililerin, aynı zamanda Belediyenin hakim ortağı
olduğu ? Jeotermal Isıtma Termal Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin
yönetim kurulu başkan ve üyeleri oldukları, bu şirkete ait kaynakları
? Belediyesinin muhtelif işlerinde kullanarak şirket mal varlığını
zarara uğrattıkları ve bu eylemleri şirket yönetim kurulu başkan ve
üyeleri sıfatıyla gerçekleştirdikleri, Şirketin ise Türk Ticaret Kanunu
hükümlerine tabi olarak yönetildiği anlaşıldığından Şirket mal
varlığını zarara uğratmak eyleminin, 4483 sayılı Kanunun kapsam
başlıklı 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen “Devlet ve diğer
kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar
ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar”
kapsamında olmadığı görülmekle 23.1.2006 günlü 2006/35 sayılı
Yetkili Merci kararının kaldırılmasına, genel hükümlere göre işlem
yapılmak üzere dosyanın Sandıklı Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderilmesine 28.3.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(1. Daire, 28.03.2006, 2006/191-336)
2547 SAYILI YÜKSEKÖĞRETİM KANUNUNA GÖRE YETKİLİ
MERCİİN SORUŞTURMA İZNİ VERMEMESİ, SORUŞTURMA
AÇILMAMASI VEYA ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI YOLUNDAKİ KARARLARI KANUNUN ÖNGÖRDÜĞÜ MEN-İ MUHAKEME YA DA LÜZUM-U MUHAKEME KARARI NİTELİĞİNDE BİR
KARAR OLMAYIP İPTAL DAVASINA KONU OLABİLECEK İDARİ
İŞLEM NİTELİĞİ TAŞIDIĞINDAN BU TÜR İŞLEMLERE KARŞI
İTİRAZ YOLUNA GİDİLMESİ YERİNE İPTAL DAVASI AÇILMASININ MÜMKÜN OLDUĞU HK.
Anayasanın 129 uncu maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılmasının kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun
gösterdiği idari merciin iznine bağlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
119
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin
ceza soruşturması usulüne ilişkin (c) fıkrasında, yükseköğretim üst
kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve
kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri
ileri sürülen suçlarla ilgili olarak soruşturmanın şüphelilerin konumuna göre belirlenecek soruşturmacı tarafından yapılacağı, son
soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar ve
kurulların oluşumuna ilişkin usul ve esaslar ile kurulların almış
olduğu lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı üzerine,
men-i muhakeme kararlarının ise kendiliğinden Danıştayca incelenerek karara bağlanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Buna göre yetkili merciin soruşturma izni vermemesi, soruşturma açılmaması veya şikayetin işleme konulmaması yolundaki
kararları Kanunun öngördüğü men-i muhakeme ya da lüzum-u
muhakeme kararı niteliğinde bir karar olmayıp iptal davasına konu
olabilecek idari işlem niteliği taşıdığından bu tür işlemlere karşı
itiraz yoluna gidilmesi yerine iptal davası açılması mümkündür.
Nitekim, Danıştay 8 inci Dairesinin 9.12.2005 günlü, E:
2005/1425, K: 2005/5059 sayılı kararında da, “ancak yetkili kurulca
verilmiş lüzum-u muhakeme veya men-i muhakeme kararlarına itiraz
edilebileceği, soruşturma açılmamasına ilişkin işlemlere karşı herhangi bir başvuru yolu öngörülmediği, bu nedenle bu kararların kesin,
doğrudan uygulanabilir ve hukuki sonuç doğuran nitelikleri itibariyle
idari davaya konu olabilecek işlemler olduğu” vurgulanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; şikayetçi ?’un, göreve gelmediği
yönünde gerçeğe aykırı tutanaklar düzenlenerek hakkında soruşturma açıldığı ve “görevden çekilmiş” sayılarak cezalandırıldığı
iddiasıyla ilgililer hakkında Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığına
şikayet dilekçesi verdiği, anılan Başsavcılığın 28.10.2005 günlü,
2005/30 sayılı görevsizlik kararı üzerine dilekçe ve eklerinin Yükse-
120
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
köğretim Kurulu Başkanlığına, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca
da Kırıkkale Üniversitesi Rektörlüğüne gönderildiği, Rektörlükçe
yapılan inceleme üzerine yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle soruşturma açılmamasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, Kırıkkale Üniversitesi Rektörünün, iddialar hakkında yapılacak işlem bulunmadığına ilişkin
12.12.2005 günlü, 6990 sayılı yazısı, 2547 sayılı Kanunun 53 üncü
maddesinde öngörülen lüzum-u muhakeme veya men-i muhakeme
kararı niteliğinde olmadığından itirazın incelenmeksizin reddine,
dosyanın Kırıkkale Üniversitesine, kararın bir örneğinin şikayetçiye
gönderilmesine 21.2.2006 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin
ceza soruşturması usulü başlıklı (c) fıkrasında, “Yükseköğretim üst
kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve
kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır.”
denildikten sonra devamındaki hükümlerde, Yükseköğretim Kurulu
Başkanı için kendisinin katılmadığı Milli Eğitim Bakanının Başkanlığındaki bir toplantıda Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil
edilecek en az üç kişilik bir kurulca, diğerleri için, Yükseköğretim
Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya
görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı tarafından ceza
soruşturmasının yapılacağı son soruşturmanın açılıp açılmamasına
ise, YÖK başkan ve üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu
başkan ve üyeleri hakkında Danıştay 2 nci Dairesinin (5183 sayılı
Kanunun 12. maddesi ile bu görev 1 inci Daireye verilmiştir.)
üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel sekreterleri hakkında Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil edilecek
üç kişilik kurul tarafından karar verileceği, böylece ceza soruştur-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
121
masının görev statülerine göre nasıl ve kimler tarafından yapılacağı, bu soruşturma sonucunda elde edilen kanıtlara ve ulaşılacak
sonuçlara göre düzenlenmesi zorunluluk arzeden soruşturma
fezlekesi de değerlendirilmek suretiyle son soruşturmanın açılıp
açılmamasına yani şüpheli kişiler hakkında isnad edilen eylemden
dolayı men-i muhakemelerine ya da lüzum-u muhakemelerine karar
alınmasının yasal zorunluluk olduğu ve bu kararları almaya hangi
kurulların yetkili olduğu açık bir şekilde hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, 2547 sayılı Kanundan sonra yürürlüğe girmiş bulunan Anayasanın 129 uncu maddesinin son fıkrasında, memurlar
ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan
ötürü ceza kovuşturması açılmasının, kanunla belirlenen istisnalar
dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlı olacağı
hükmüne yer verilmiştir.
Anayasanın sözünü ettiği “idari merciin izni” ne ilişkin usul ve
esaslar ise, Memurlar ve diğer kamu görevlileri bakımından genel
olarak 4483 sayılı Kanunda düzenlenmiş olup, YÖK personeli
bakımından ise 2547 sayılı Kanunun 53/c maddesinde, bu madde
kapsamındaki kamu görevlilerinin görevleri dolayısıyla ya da
görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında,
öncelikle soruşturma başlatılması, görevlendirilen soruşturmacının
bir fezleke düzenlemesi ve sonuçta men-i muhakeme yani yargılamaya gerek bulunmadığı, ya da lüzum-u muhakeme yani yargılamanın gerekli olduğu kararlarından birisinin yetkili kılınan kurullar
tarafından verilmesi zorunluluğu öngörülerek, ceza soruşturması
konusundaki yasal prosedürün üniversite personeli açısından nasıl
işleyeceği belirtilmiş bulunmaktadır.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 18 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmış
bulunan 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında
Kanunu Muvakkat hükümlerinde ve buna paralel düzenleme içeren
2547 sayılı Yasanın 53/c maddesinde geçen “ilk soruşturma”,
122
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
terimi, mülga 1412 sayılı CMUK’nda 21.5.1985 tarih ve 3206 sayılı
Kanunla yapılan değişiklikler sonucunda “hazırlık soruşturması”
olarak değiştirilmiş, son soruşturmanın açılması (lüzum-u muhakeme) kararı da hazırlık soruşturması sonunda Cumhuriyet Savcılarınca verilen karar (iddianame) niteliğinde olup bu husus, Yargıtay
Ceza Dairelerince verilen kararlarla da teyid edilmiş bulunmaktadır.
2547 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinin (c) fıkrasında düzenlenen ceza soruşturması ve kovuşturmasına ilişkin hükümler, mülga
Memurin Muhakematı Hakkında Kanundan aynı hukuksal yapı
içerisinde aktarılmış olduğundan, bu hükümlerin uygulanmasında, 1
Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun soruşturmaya ilişkin, yani, yetkili mercilerce suç
şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen
evredeki hükümlerine göre işlem yapılması gerekir. Bu evredeki
hükümler nedeniyle alınan kararların ceza soruşturmasına ilişkin
kararlar olduğunda kuşku yoktur. Diğer bir deyişle lüzum-u muhakeme ya da men-i muhakeme yolundaki yetkili merci kararları,
iddianame ya da kovuşturma açılmaması niteliğinde olduğundan,
bu kararların itiraz üzerine ya da yasa gereği incelenmesi, iddianameye yapılan itirazın incelenmesi anlamındadır.
Ayrıca, 4483 sayılı Yasanın 2 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki “Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma
usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği
yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklıdır.” şeklindeki hüküm nedeniyle yükseköğretim üst kuruluşları ve yükseköğretim kurumlarında çalışan
personelin ceza soruşturması ve kovuşturması işlerinde 4483 sayılı
Yasa hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmadığında, 2547
sayılı Yasanın 53/c maddesinin uygulanmasının zorunlu olduğunda
da kuşku bulunmamaktadır. Böyle olunca, 2547 sayılı Yasanın 53/c
maddesi uygulamasında, yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesi üzerine, 4483 sayılı Yasada izin müessesesi evresinde
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
123
öngörülen ön inceleme, şikayetin işleme konulmaması, soruşturma
izni verilmesi ya da verilmemesi gibi, üniversite personeline uygulanması mümkün olmayan prosedürlerin, uygulamaya konulması
söz konusu olamaz.
Öte yandan, 4483 sayılı Yasada, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili merciler ve izlenecek usul
düzenlenmiş, 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, üçüncü
fıkradaki şartları taşımayan ihbar ve şikayetlerin izin vermeye yetkili
merciler tarafından işleme konulmayacağı ve durumun ihbar ve
şikayette bulunana bildirileceği, ancak iddiaların, sıhhati şüpheye
mahal vermeyecek belgelerle ortaya konulmuş olması halinde, ad,
soyad ve imza ile iş veya ikametgah adresinin doğrulduğu şartının
aranmayacağı yani bu gibi durumlarda da ön inceleme başlatılmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. 4483 sayılı Yasanın 4
üncü maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre soruşturma izni
vermeye yetkili merciler tarafından şikayetin işleme konulmamasına
ilişkin olarak alınan kararların, şikayette bulunanlara ve Cumhuriyet
başsavcılıklarına tebliğ edilmesi üzerine, bu kararlara itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiş olmakla birlikte, bu
uygulamaya karşı C.savcılıklarınca ve şikayetçileri tarafından
yapılan itirazlar, önceleri Danıştay 2 nci Dairesinin ve daha sonra,
Dairemizin verdiği ve istikrara kavuşmuş kararları ile incelenerek
sonuçlandırılmış ve sonuçlandırılmaya devam edilmektedir.
Zira, 4483 sayılı Yasanın uygulanmasında, şikayetin işleme
konulmaması yönündeki kararlarda, isnad edilen bir suçtan dolayı
ilgililer hakkında yapılacak ön inceleme sonucunda, soruşturma izni
verilmesi ya da verilmemesi şeklinde tecelli etmesi gereken izin
müessesesinin; yasada öngörülen işleme koymama koşullarının
ötesinde bir uygulama ile önünün kesilmesi durumunun bulunup
bulunmadığının denetlenmesi görevinin, soruşturma izni verilmesi
ya da verilmemesi kararlarına itirazları incelemekle görevli yargı
124
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
yerlerine ait bulunduğunda ve bu tür kararların, idare hukuku alanı
dışında kalan ceza soruşturmasına ilişkin kararlar olduğunda kuşku
bulunmamaktadır.
Nitekim, gerek 4483 sayılı Yasanın 1 inci maddesindeki, “... işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili
merciler” şeklindeki anlatımdan, gerekse 2547 sayılı Yasanın 53
üncü maddesinin (c) fıkrasının ve bu fıkranın 1 inci ve 2 nci bentlerinin başlıklarının sırasıyla “ceza soruşturması usulü”, “ilk soruşturma”, “son soruşturmanın açılıp açılmamasına” şeklindeki ifadelerinden, her iki Yasa kapsamında başlatılan iş ve işlemlerin ceza
soruşturmasına ve sonucu itibariyle ceza yargılamasına ilişkin
olduğu açıkça ortada olduğundan, 4483 sayılı Yasa uygulamasında
olduğu gibi bugüne kadar 2547 sayılı Yasa uygulamasında da,
örnek olmak üzere belirtilen Dairemizin 1.11.2004 günlü,
E: 2004/347, K: 2004/334; 25.11.2004 günlü, E: 2004/342, K:
2004/405; 4.2.2005 günlü,
E: 2004/663, K: 2005/119; 16.3.2005 günlü, E: 2004/857; K:
2005/375; 6.4.2005 günlü,
E: 2005/105, K: 2005/479; 13.4.2005 günlü, E:: 2005/178,
K:2005/513; 24.2.2005 günlü,
E: 2005/184, K: 2005/655; 12.5.2005 günlü, E: 2005/184,
K:2005/655; 6.10.2005 günlü,
E: 2005/821, K: 2005/1129; 6.10.2005 günlü, E: 2005/749, K:
2005/1152 sayılı kararlarıyla YÖK başkanlığının ve çeşitli üniversite
rektörlüklerinin, ciddi suç iddialarıyla ilgili olarak hiçbir soruşturma
yapılmadan, yetkili kurullarca men-i muhakeme ya da lüzum-u
muhakeme kararları alınmadan, kimi olaylarda da şikayet edilenin
kendisi hakkındaki suç isnadları konusunda hiçbir yasal soruşturmaya dayanmadan, soruşturma açılmaması ya da şikayetin işleme
konulmaması yolunda aldıkları kararlara yapılan itirazlar incelenmiş
ve bu kararların kaldırılarak yasada öngörülen prosedürün işletil-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
125
mesi için dosyalar ilgili mercilere gönderilmiş, Dairemizin bu tür
kararlarının bir kısmına YÖK başkanlığı tarafından yapılan düzeltme talepleri de yine Dairemizce incelenmeksizin reddedilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; şikayetçinin hakkında göreve
gelmediği yönünde gerçeğe aykırı tutanaklar düzenleyen görevlilerden, bu tutanaklar uyarınca işlem yapan, Bölüm Başkanı, Fakülte
Yönetimi, soruşturmacı, Üniversite Disiplin Kurulu ve Rektör’den
şikayetçi olduğunun anlaşıldığı bu durumda, içeriği itibariyle şikayetçisi belli, şikayet konusu ve isnat edilen suç somut olan, kişi ve
olay belirtilen, iddiaları ciddi bulgu ve belgelere dayanan söz
konusu şikayet dilekçesi ve ekleri üzerine dilekçede ilgililer için
soruşturma açıp açmama konusunda yetkili merciin takdir yetkisinin
mutlak olduğundan söz etmek mümkün olmadığından, 2547 sayılı
Kanunun 53 üncü maddesine göre Kırıkkale Üniversitesi Rektörü
ve diğer görevliler için verilecek soruşturma emri üzerine düzenlenecek fezlekede esas alınarak yetkili kurulca lüzum-u muhakeme
veya men-i muhakeme kararı verilmesi gerekirken, şikayet edilen
Rektörün, soruşturma açılmaması yönünde verdiği 12.12.2005
günlü ve 6990 sayılı kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Kırıkkale Üniversitesi görevlileri için,
2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin (c) fıkrası uyarınca,
Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin amirlerince
doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda soruşturmacı
tarafından soruşturma yaptırılıp, yetkili kurul oluşturulup hazırlanan
fezleke ve ekleri de gözönüne alınarak bir karar verilmesi gerektiğinden, itirazın kabulüyle Kırıkkale Üniversitesi Rektörünün 12.12.2005
günlü 6990 sayılı soruşturma açılmaması kararının kaldırılması
düşüncesiyle aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.
(1. Daire, 21.02.2006, 2006/7-217)
126
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
... İLİ, ... İLÇESİ,... KÖYLERİ MEVKİİNDEKİ ALANDA ? TİCARET ANONİM ŞİRKETİNİN ? FABRİKASI KURMASINA OLANAK TANIYAN BAKANLAR KURULU KARARININ, BAŞBAKANLIK
VE ÇEVRE BAKANLIĞI YAZILARININ KANUNSUZ EMİR OLDUKLARI ANLAŞILDIĞINDAN BUNLARA DAYANILARAK YARGI
KARARLARININ YERİNE GETİRİLMEMESİNDE İLGİLİNİN SORUMLULUĞUNUN BULUNDUĞU HK.
Soruşturulacak Eylem: ? İli, ? İlçesi, ? ve ? Köyleri mevkiinde
bulunan alanda ? Tarım Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin
nişasta fabrikası kurmasına olanak tanıyan işlemler hakkında
verilen yargı kararlarını uygulamamak
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
Dosyanın incelenmesinden, ? İli, ? İlçesi, ? ve ? Köyleri mevkiinde bulunan taşınmaz üzerine ? Tarım, Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketinin nişasta fabrikası kurmasına imkan tanıyan Başbakanlık
Yüksek Planlama Kurulunun 9.12.1997 günlü, 97T-89 sayılı kararı
ve ? Valiliğinin bu karara göre 1/1000 ölçekli mevzi imar planı
yapılmasına ilişkin 30.4.1998 günlü, 1998/4.118 sayılı kararı ile
17.8.1998 günlü, 12/79 sayılı inşaat ruhsatı verilmesine ilişkin
kararının iptali istemiyle açılan davada, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 8.11.2004 günlü, E:2004/990, K:2004/1560 sayılı kararı ile
işlemlerin iptal edildiği, anılan davaya konu olan mevzi imar planı
değişikliğinin 1/25000 ölçekli plana aykırılığın görülmesi üzerine,
Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından İznik Gölü Çevre Düzeni
İmar Planında tarımsal niteliği korunacak alan, sulama alanı ve
uzun mesafeli koruma alanında kalan taşınmazların tarımsal sanayi
amaçlı nişasta fabrikası alanına dönüştürülmesi yolunda 1/25000
ölçekli Planda değişiklik yapılmasına ilişkin 14.8.1998 günlü işlemin
iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin
26.11.2002 günlü, E: 2002/4839, K: 2002/5652 sayılı kararı ile
işlemin iptal edildiği, anılan Firmanın nişasta fabrikası kurmasına
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
127
olanak veren 1/1000 ölçekli mevzi imar planının onaylanmasına
ilişkin Bursa İl İdare Kurulunun 28.12.1999 günlü, 1999/4-471 sayılı
kararı ile bu plana dayanarak verilen 25.2.2000 günlü, 16-06 sayılı
yapı ruhsatının iptali için açılan davada, Bursa 2. İdare Mahkemesinin 8.11.2004 günlü, E: 2004/1127, K: 2004/1561 sayılı kararı ile
işlemlerin iptal edildiği, bu tesise bir yıl süreyle deşarj ve emisyon
izin belgesi verilmesine ilişkin Bursa İl Mahalli Çevre Kurulunun
10.8.2000 günlü, 10 sayılı kararının iptali için açılan davada, Bursa
2. İdare Mahkemesinin 30.11.2004 günlü, E: 2004/1105, K:
2004/1633 sayılı kararı ile işlemin iptaline kararı verildiği, nişasta
fabrikası kurulmasına olanak sağlayan işlemler hakkında yargılama
süreci devam ederken Bakanlar Kurulunun 24.7.2002 günlü, 2002/7
sayılı prensip kararıyla, istihdam imkanı sağlayan, kullanacağı
mısırın büyük kısmını iç piyasadan temin eden ve su kirliliği yaratmayan tesisin faaliyetine devam etmesinin uygun görüldüğü, yargı
yerlerince verilen kararların uygulanmasında Bursa Valiliğince
düşülen duraksama üzerine görüş istenildiği, Başbakanlık Kanunlar
ve Kararlar Genel Müdürlüğünün 6.6.2003 günlü, 2504 sayılı
yazısıyla, bahsi geçen Bakanlar Kurulu Prensip Kararına uyulması
gerektiğinin hatırlatıldığı, bu yazı gereği olarak da Çevre ve Orman
Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünün 12.6.2003 günlü,
227 sayılı yazısı ile Prensip Kararına göre uygulama yapılmasının
Bursa Valiliğinden istenildiği, anılan yazılar esas alınarak mahkeme
kararlarının halen uygulanamadığı anlaşılmaktadır.
Anayasanın 138 inci maddesinde yasama ve yürütme organı
ile idarenin, mahkeme kararına uymak zorunda olduğu, bu organlar
ile idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve
bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinde, idarenin, mahkemenin esas ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararının
icaplarına göre, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde
bulunmaya mecbur olduğu, uygulama süresinin hiç bir şekilde
128
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçmeyeceği, 52
nci maddesinde ise, temyiz veya itiraz yoluna başvurulmuş olmasının mahkeme kararının yürütülmesini durdurmayacağı hükme
bağlanmıştır.
Öte yandan, Anayasanın 137 nci maddesinde, kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimsenin, üstünden aldığı emri yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görmesi halinde yerine getirmeyeceği ve bu aykırılığı o
emri verene bildireceği, üstün emrinde ısrar etmesi ve bu emrini
yazı ile yenilemesi halinde emri yerine getireceği, bu halde emri
yerine getirenin sorumlu olmayacağı, ancak konusu suç teşkil eden
emrin hiç bir suretle yerine getirilemeyeceği, yerine getiren kimsenin sorumluluktan kurtulamayacağı hükmü yer almakta olup, 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 11 inci maddesinde de bu
hükme paralel bir düzenleme yer almaktadır.
Buna göre, ? İli, ? İlçesi, ? ve ? Köyleri mevkiindeki alanda ?
Tarım, Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin nişasta fabrikası kurmasına olanak tanıyan Bakanlar Kurulu Kararının, Başbakanlık ve
Çevre Bakanlığı yazılarının kanunsuz emir oldukları anlaşıldığından
bunlara dayanılarak yargı kararlarının yerine getirilmemesinde
ilgilinin sorumluluğunun bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, ilgiliye isnat edilen eylemin, hakkında
hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte olduğu
anlaşıldığından, itirazın kabulüyle İçişleri Bakanının 7.11.2005
günlü, 2005/220 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına,
kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığına gönderilmesine 24.1.2006
gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 112)
(1. Daire, 24.01.2006, 2005/1377, 2006/83)
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
129
... BELEDİYESİ BAŞKANI VE DİĞER BELEDİYE GÖREVLİLERİ
HAKKINDA YAPILAN ŞİKAYETİN, 4483 SAYILI KANUNUN 5 İNCİ
MADDESİ HÜKMÜ UYARINCA AYNI KONUDA DAHA ÖNCE SONUÇLANDIRILMIŞ BİR ÖN İNCELEME BULUNMASI, BU ÖN İNCELEMENİN SONUCUNU ETKİLEYECEK YENİ BELGE DE SUNULMAMASI NEDENİYLE ?. BAKANINCA VERİLEN İŞLEME KONULMAMA KARARINA YAPILAN ŞİKAYETÇİ İTİRAZININ REDDİ HK.
KARAR
Hakkında Soruşturma
İzni İstenenler :
1- ? - ? İli, ? Belediyesi Başkanı
2- Diğer Belediye görevlileri
İtiraz Edilen Karar : Hakkında soruşturma izni istenenler için
şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 28.7.2005
günlü, 4154 sayılı kararı
Karara İtiraz Eden : Şikayetçi ?
Soruşturulacak Eylem : ? İlçesi ? Mahallesi, ? Sokak ile ? Sokak arasında ve ? Camii arkasında imar planında öngörülen yolu
açmamak, buradaki taşınmazları kamulaştırmamak ve yıkılması
gereken otoparkı yıkmamak
Eylem Tarihi : 2000 - 2004 Yılları
İçişleri Bakanlığının 31.1.2006 günlü, 782 sayılı yazısı ile gönderilen dosya İçişleri Bakanı tarafından verilen 28.7.2005 günlü,
4154 sayılı şikayetin işleme konulmaması kararı ile bu karara
yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Sebahattin Ünal’ın açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında; Cum-
130
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
huriyet başsavcılıkları ile izin vermeye yetkili merciler ihbar ve
şikayetler konusunda daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme
olması halinde müracaatı işleme koymazlar. Ancak ihbar ve şikayet
eden kişilerin konu ile ilgili olarak daha önceki ön incelemenin
neticesini etkileyecek yeni belge sunması halinde müracaatı işleme
koyabilirler, hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, ? Mahallesi ? Sokak 36 pafta, 29
ada, 50 parsel sayılı yerde bulunan ve otopark olarak kullanılan
taşınmazın yıkımını gerçekleştirmemek ve binanın üzerinde bulunan
yolun açılmasını sağlamamak iddiasını da içeren şikayetçi başvurusu üzerine düzenlenen 25.5.2001 günlü, 143/26 sayılı ön inceleme
raporuna göre bu iddia konusu ile ilgili olarak İçişleri Bakanı tarafından 28.5.2001 günlü, 2001/358 sayılı soruşturma izni verilmemesine
ilişkin karar verildiği, aynı Yetkili Merci kararının soruşturma izni
verilmesine ilişkin kısmına itiraz edilmemesi sonucunda dosyanın ?
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, anılan Savcılığın 11.4.2002
günlü, Hz.No: 2002/1098, K: 2002/11 sayılı kararında hakkında
soruşturma izni verilen ? Belediyesi eski Başkanı ? hakkında 4616
sayılı Kanunun 1/4 maddesine göre kamu davasının açılmasının
ertelenmesine, soruşturma izni verilmeyen ? Belediyesi Başkanı ? ve
Belediyenin diğer görevlileri hakkında hazırlık soruşturması yapılmasına mahal olmadığına karar verildiği, soruşturma izni verilmemesine
ilişkin Yetkili Merci kararına şikayetçi ve yetkili Cumhuriyet Başsavcılığınca itirazda bulunulmaması üzerine şikayetçi iddiasının bu şekilde
sonuçlandırıldığı,
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinin 20.12.2000 günlü,
8411 sayılı yazısı ekindeki şikayet dilekçesinde, ? Mahallesi, ?
Sokakta bulunan taşınmazların kamulaştırılmadığı, yıktırılmadığı ve
yolun açılmadığının iddia edildiği, İçişleri Bakanlığınca görevlendirilen Mülkiye Müfettişi tarafından düzenlenen 16.4.2001 günlü
raporda, emlak değerlerinin yüksek olduğu İlçede kamulaştırmaların parasal açıdan güçlük arzettiği, mali imkansızlık nedeniyle imar
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
131
planındaki yolların açılamadığının belirtildiği, İçişleri Bakanı tarafından da ? Belediyesi Başkanları ?, ? ve ? haklarındaki şikayetin
işleme konulmamasına ilişkin 9.2.2002 günlü, İNS:00.34.498 sayılı
karar verildiği,
Şikayetçinin aynı konudaki iddialarını içeren 4.8.2004 günlü dilekçesi üzerinde İçişleri Bakanı tarafından ? Belediyesi Başkanı ?
ve Belediyenin diğer görevlileri hakkında şikayetin işleme konulmamasına ilişkin 28.7.2005 günlü, 4154 sayılı karar verildiği,
kararın kaldırılması ve ön inceleme yaptırılması gerektiği belirtilerek
anılan Yetkili Merci kararına şikayetçi tarafından itiraz edilmesi
üzerine dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Şikayetçinin aynı konudaki ilk başvurusu üzerine ön inceleme
yapılarak Yetkili Merci tarafından soruşturma izni verilmemesine
karar verildiği, ikinci başvurusu üzerine Yetkili Merci tarafından
şikayetin işleme konulmamasına karar verildiği, son başvurusu
üzerine de itiraza konu edilen şikayetin işleme konulmamasına
ilişkin kararın tesis edildiği görülmüştür.
Bu durumda görevin kötüye kullanıldığı ve ihmal edildiği iddiasıyla Şişli Belediyesi Başkanı ve diğer Belediye görevlileri hakkında
yapılan şikayetin, anılan 5 inci madde hükmü uyarınca aynı konuda
daha önce sonuçlandırılmış bir ön inceleme bulunması, bu ön
incelemenin sonucunu etkileyecek yeni belge de sunulmaması
nedeniyle İçişleri Bakanınca verilen 28.7.2005 günlü, 4154 sayılı
işleme konulmama kararına yapılan şikayetçi itirazının reddine,
dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin şikayetçiye
gönderilmesine 9.2.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde, Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına
giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle
bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut ve genel
132
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay belirtilmesi,
iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını taşıdığını
belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni isteyecekleri; ihbar veya şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığını
saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme koymayacakları hükme bağlanmıştır.
Cumhuriyet başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni
istenmesi durumunda, izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri
4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka
anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir
karar vermeleri zorunludur.
4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son
cümlesinde yer alan “?..evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek
soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması
gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla
görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılarının soruşturma izni
isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme
konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili
merciin cezai sorumluluğunun söz konusu olacağı kanaatindeyim.
4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili
merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği
yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette
bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir.
Yetkili mercilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar
veya şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda
işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler tarafından
verilen işleme koymama kararlarına karşı Danıştay veya bölge
idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme koymama kararları,
suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup
kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini gündeme
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
133
getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İhbar ve şikayet” başlıklı 158
inci maddesinin 4 üncü fıkrası ile; “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili
kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön
inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu
ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarına göndermek
zorundadırlar. Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde;
“ kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz
kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak”
olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da
bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı
Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır.
Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan
itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına
katılmıyorum.
(DAN-DER; SAYI: 112)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 28.07.2005, 2006/52-166)
ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI KARARINA ANCAK
CUMHURİYET BAŞSAVCISI VEYA ŞİKAYETÇİNİN İTİRAZ EDEBİLECEĞİ, ŞİKAYETÇİ SIFATI BULUNMADIĞI GÖRÜLEN ... VALİLİĞİ
İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ MÜZE MÜDÜRÜ TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN İNCELENMEKSİZİN REDDİ HK.
Soruşturulacak Eylem : Şikayetçi ?’ın, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nca tescilli taşınmazının kamulaştırılması
134
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
isteminin Belediyece reddedilmesi suretiyle mağduriyetine sebebiyet vermek
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
4483 sayılı Memur ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanunun itiraz hakkını düzenleyen 9 uncu maddesinde,
yetkili merciin soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına karşı
hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin;
soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararına karşı ise Cumhuriyet
başsavcısı veya şikayetçinin tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde
itiraz edebilecekleri hükme bağlanmıştır.
Bu hükmün sonucu olarak, şikayetin işleme konulmaması kararına da ancak Cumhuriyet başsavcısı veya şikayetçinin itiraz
edebileceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, ?’ın şikayeti üzerine İçişleri Bakanının 7.6.2005 günlü, İNS:04.56.2997 sayılı kararıyla şikayetin
işleme konulmamasına karar verildiği, bu karara dosya içeriğinden
şikayetçi sıfatı bulunmadığı görülen ? Valiliği İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü Müze Müdürü ?’ın itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, 4483 sayılı Kanunun 9 uncu maddesine göre Yetkili Merciin şikayetin işleme konulmaması kararına ? tarafından
yapılan itirazın incelenmeksizin reddine, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin istem sahibine gönderilmesine 6.4.2006
gününde esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde, Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına
giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle
bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut ve genel
nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay belirtilmesi,
iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını taşıdığını
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
135
belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni isteyecekleri; ihbar veya şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığını
saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme koymayacakları hükme bağlanmıştır.
Cumhuriyet başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni
istenmesi durumunda, izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri
4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka
anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir
karar vermeleri zorunludur.
4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son
cümlesinde yer alan “?..evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek
soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması
gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla
görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılarının soruşturma izni
isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme
konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili
merciin cezai sorumluluğunun söz konusu olacağı kanaatindeyim.
4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili
merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği
yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette
bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir.
Yetkili mercilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar
veya şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda
işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler tarafından
verilen işleme koymama kararlarına karşı Danıştay veya bölge
idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme koymama kararları,
suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup
kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini gündeme
getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İhbar ve şikayet” başlıklı 158
136
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
inci maddesinin 4 üncü fıkrası ile, “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili
kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön
inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu
ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarına göndermek
zorundadırlar. Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde,
“kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz
kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak”
olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da
bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı
Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır.
Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan
itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına
katılmıyorum.
(DAN-DER; SAYI: 113)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 06.04.2006, 2006/218-389)
CUMHURİYET BAŞSAVCILARINA YAPILAN ŞİKAYET VE
İHBARLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ SONUCUNDA İŞLEME
KONULMAMAYI GEREKTİREN NİTELİKTE OLANLARI HAKKINDA YİNE BU MAKAMLARCA ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASI KARARI VERİLEBİLMESİ YETKİSİ TANINDIĞINA GÖRE,
CUMHURİYET BAŞSAVCILARINA İNTİKAL EDEN ŞİKAYET VE
İHBARLAR ÜZERİNE YAPILAN İNCELEME VE SORUŞTURMA
SONUCUNDA ŞİKAYETİN SOMUT OLDUĞU, KİŞİ VE OLAY
BELİRTİLDİĞİ, İDDİALARIN CİDDİ BULGU VE BELGELERE
DAYANDIĞI GÖRÜLEREK İŞLEME KONULMAMA KARARI
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
137
VERİLMEYİP DOSYANIN ÖN İNCELEME YAPILARAK SORUŞTURMA İZNİ VERİLİP VERİLMEMESİ YÖNÜNDEN YETKİLİ
MERCİE İNTİKAL ETTİRİLMESİNDEN SONRA, YETKİLİ MERCİİN
AYNI DOSYA İÇERİĞİNE GÖRE ŞİKAYETİN İŞLEME KONULMAMASINA KARAR VERMEMESİ, BİR ÖN İNCELEME YAPTIRARAK, CİDDİ BULGU VE BELGELERE DAYANAN KİŞİ VE
SOMUT OLAY BELİRTİLEN ŞİKAYET HAKKINDA SORUŞTURMA
İZNİ VERİLMESİ YA DA VERİLMEMESİ YÖNÜNDE BİR KARAR
TESİS ETMESİ GEREKTİĞİ HK.
Soruşturulacak Eylem : Şikayetçiye verilen 10.8.2001 günlü,
72/31 sayılı inşaat ruhsatını 3.8.2004 günlü, 100 sayılı Belediye
Encümeni kararıyla iptal etmek suretiyle görevi kötüye kullanmak.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü
fıkralarında; bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte
olmamasının, ihbar veya şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme
konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise izin vermeye yetkili
merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya
yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatacağı hükme bağlanmıştır.
Anılan hükümlerin değerlendirilmesinden, Cumhuriyet başsavcılarına yapılan şikayet ve ihbarların değerlendirilmesi sonucunda
işleme konulmamayı gerektiren nitelikte olanları hakkında yine bu
makamlarca şikayetin işleme konulmaması kararı verilebilmesi
yetkisi tanındığına göre, Cumhuriyet başsavcılarına intikal eden
138
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
şikayet ve ihbarlar üzerine yapılan inceleme ve soruşturma sonucunda şikayetin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği, iddiaların
ciddi bulgu ve belgelere dayandığı görülerek işleme konulmama
kararı verilmeyip dosyanın ön inceleme yapılarak soruşturma izni
verilip verilmemesi yönünden yetkili mercie intikal ettirilmesinden
sonra, yetkili merciin aynı dosya içeriğine göre şikayetin işleme
konulmamasına karar vermemesi, bir ön inceleme yaptırarak, ciddi
bulgu ve belgelere dayanan, kişi ve somut olay belirtilen şikayet
hakkında soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi yönünde bir
karar tesis etmesi gerekmektedir.
Dosyada yer alan şikayet dilekçesinde şikayetçinin belli, şikayet konusu eylemin somut olduğu, kişi ve olay belirtildiği, iddiaların
da ciddi bulgu ve belgelere dayandığı ve şikayet hakkında ön
inceleme yaptırılmak üzere Cumhuriyet savcısı tarafından yetkili
mercie gönderildiği anlaşıldığından, 4483 sayılı Kanunun yukarıda
belirtilen hükümleri uyarınca; yetkili merci tarafından ön inceleme
emri verilmesi, bu emre dayalı olarak ön inceleme raporu düzenlenmesi, ön inceleme raporunda isnat edilen eylemle illiyet bağı
görülenlerin diğer belediye görevlileri şeklinde değil, kişiler ve görev
yerleri itibariyle belirlenmesi ve yetkili merci tarafından söz konusu
ön inceleme raporu da gözönünde bulundurulmak suretiyle soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin bir kararın tesis
edilmesi, verilecek kararın türüne göre gerekli yazılı bildirimlerin
yapılması, tesis edilen karara karşı itirazda bulunulması durumunda
yazılı bildirimlere ilişkin günlü ve imzalı bildirim alındıları ile itiraz
dilekçelerinin de eklenerek dosyanın Dairemize gönderilmesi
gerektiğinden, itirazın kabulü ile İçişleri Bakanı tarafından ihbar ve
şikayetin işleme konulmamasına ilişkin olarak verilen 8.6.2005
günlü, İNS:05.20.08 sayılı kararın kaldırılmasına, dosyanın İçişleri
Bakanlığına, kararın bir örneğinin Tavas Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderilmesine 25.4.2006 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
139
KARŞI OY
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde, Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu kanun kapsamına
giren suçlarına ilişkin bir ihbar veya şikayet aldıklarında veya böyle
bir durumu öğrendiklerinde ihbar veya şikayetin, soyut ve genel
nitelikte olmaması, ihbar veya şikayette kişi veya olay belirtilmesi,
iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması şartlarını taşıdığını
belirlemeleri durumunda, yetkili merciden soruşturma izni isteyecekleri; ihbar veya şikayetin, Kanunla belirtilen şartları taşımadığını
saptamaları durumunda ise, bu ihbar veya şikayeti işleme koymayacakları hükme bağlanmıştır.
Cumhuriyet başsavcılıklarınca yetkili merciden soruşturma izni
istenmesi durumunda, izin vermeye yetkili mercilerin, bu istemleri
4483 sayılı Kanun çerçevesinde yerine getirmeleri, bir başka
anlatımla ön inceleme raporu düzenlenerek sonucuna göre soruşturma izni verilmesi veya soruşturma izni verilmemesi şeklinde bir
karar vermeleri zorunludur.
4483 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son
cümlesinde yer alan “?..evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek
soruşturma izni isterler.” emredici hükmünden de bunun anlaşılması
gerektiği, ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmamasını sağlamakla
görevli ve sorumlu Cumhuriyet başsavcılarının soruşturma izni
isteme taleplerini sonuçsuz bırakacak şekilde “şikayetin işleme
konulmaması” kararı verilmesi durumunda da izin vermeye yetkili
merciin cezai sorumluluğunun söz konusu olacağı kanaatindeyim.
4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili
merciin “işleme koymama” kararlarına karşı itiraz edilebileceği
yönünde bir hükme yer verilmemiş, sadece ihbar ve şikayette
bulunana bildirilmesi kural olarak belirlenmiştir.
Yetkili mercilerin de, doğrudan kendilerine intikal eden ihbar
veya şikayetleri, yukarıda belirtilen şartları taşımamaları durumunda
140
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
işleme koymama yetkileri bulunmaktadır. Yetkili merciler tarafından
verilen işleme koymama kararlarına karşı Danıştay veya bölge
idare mahkemeleri nezdinde itiraz edilebileceği yönünde bir düzenlemeye Kanunda yer verilmediğinden işleme koymama kararları,
suç işleyen memurlar veya diğer kamu görevlilerinin korunup
kollanması amacıyla kullanılan bir yol olması endişesini gündeme
getirmekte ise de, 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271
sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İhbar ve şikayet” başlıklı 158
inci maddesinin 4 üncü fıkrası ile; “Bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı olarak işlendiği iddia edilen bir suç nedeniyle, ilgili
kurum veya kuruluş idaresine yapılan ihbar veya şikayet, gecikmeksizin ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre yetkili merciler, bir kamu görevinin yürütülmesiyle bağlantılı suçlarla ilgili ihbar ve şikayetler üzerine ön
inceleme başlatsalar da, başlatmayıp işleme koymasalar da bu
ihbar veya şikayetleri, ilgili Cumhuriyet başsavcılıklarına göndermek
zorundadırlar. Hükmün getiriliş amacının da, madde gerekçesinde,
“kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan ihbar ve şikayetlerin, takipsiz
kalmaması için Cumhuriyet başsavcılığına intikalini sağlamak”
olduğu açıklamasına yer verilmiştir. Cumhuriyet Başsavcılarının da
bu ihbar veya şikayetlerin takipsiz kalmaması için 4483 sayılı
Kanundan kaynaklanan yetkilerini kullanacakları açıktır.
Bu nedenlerle, Kanunda itiraz yolu öngörülmeyen yetkili mercilerce verilen “şikayetin işleme konulmaması” kararlarına yapılan
itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına
katılmıyorum.
(DAN-DER; SAYI: 113)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 25.04.2006, 2006/244-454)
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
141
5345 SAYILI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞININ TEŞKİLAT VE
GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN UYARINCA KURULAN GELİR
İDARESİ BAŞKANLIĞININ, TAŞRA TEŞKİLATINDA GÖREV
YAPAN MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ İÇİN, 4483
SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUNUN 3 ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE
SORUŞTURMA İZNİ VERMEYE YETKİLİ MERCİİN İL VALİLERİ
Mİ YOKSA GELİR İDARESİ BAŞKANI MI OLDUĞU KONUSUNDA
DÜŞÜLEN DURAKSAMANIN GİDERİLMESİ HK.
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra
teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlileri için 4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre soruşturma izni vermeye
yetkili merciin il valileri mi yoksa Gelir İdaresi Başkanı mı olduğu
konusunda düşülen duraksamanın giderilmesi istenilmektedir.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu
Kanunun amacının memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri
sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin
vermeye yetkili mercileri belirlemek ve izlenecek usulü düzenlemek
olduğu, “İzin vermeye yetkili merciler” başlıklı 3 üncü maddesinin
(a) bendinde, ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında kaymakamın, (b) bendinde, ilde ve merkez ilçede görevli
memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valinin, (c) bendinde,
bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan
memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları il
valisinin, (d) bendinde ise, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve
bağlı ve ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu
görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin soruşturma
izni vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
142
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Öte yandan, 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında 174 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 174
Sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Kaldırılması ve Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında 202 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun “Amaç”
başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının kamu hizmetlerinin düzenli, süratli, etkin, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülebilmesi için bakanlıkların kurulmasına, teşkilat, görev ve yetkilerine
ilişkin esas ve usullerin düzenlenmesi olduğu, “Bakanlık bağlı
kuruluşları” başlıklı 10 uncu maddesinin (3) üncü fıkrasında, bağlı
kuruluşların taşra teşkilatının bölge, il ve ilçe kuruluşları veya
doğrudan kendine (merkeze) bağlı olarak kurulabileceği, 5345
sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun Maliye
Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığının kurulması, teşkilat,
görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin esasları düzenlemesi olduğu, “Teşkilat” başlıklı 3 üncü maddesinin (1) inci fıkrasında, Başkanlığın merkez ve taşra teşkilatından meydana geldiği, “Taşra
teşkilatı” başlıklı 23 üncü maddesinin (1) inci fıkrasında ise, Başkanlığın taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi
başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi
dairesi müdürlüklerinden oluştuğu hükmüne yer verilmiştir.
4483 sayılı Yasa; etkin, verimli ve süratli bir şekilde kamu hizmetinin sunulması ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmemesi amacıyla bu hizmeti sunan memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, bu görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı doğrudan
doğruya ceza soruşturmasına tabi tutulmamasını, haklarında adli
makamlarca soruşturma yapılmasından önce idarenin inceleme
yapmasını ve bu incelemenin sonucuna göre olayın yetkili ve
görevli cumhuriyet başsavcılığına intikal etmesini öngören bir izin
sistemi getirmektedir. Yasa ile ceza soruşturması açılmadan önce
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
143
idare tarafından yapılan ön incelemeye göre karar verilmesi esasının getirilmesi suretiyle Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkat uygulamasından farklı olarak soruşturmanın kurullar
elinde sürüncemede kalmasının önlenmesi, başka bir ifade ile
soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarının etkin ve
hızlı bir şekilde karara bağlanması amaçlanmaktadır.
Bu genel amaca uygun olarak 4483 sayılı Yasanın 3 üncü
maddesinin (a) ve (b) bentleri, yetkili merciin belirlenmesinde memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev yaptığı yeri temel kıstas
olarak kabul etmiştir. Buna göre, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev yaptıkları yer mülki idare amirini yetkili merci olarak belirlemesi nedeniyle ilçede görev yapan tüm memur ve diğer kamu
görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görev yapan
tüm memur ve diğer kamu görevlileri hakkında ise vali soruşturma
izni vermeye yetkili makamdır. Anılan maddenin (c) bendinde, (a) ve
(b) bentlerinde yer alan genel kuralın uzantısı olarak hizmet bakımından doğrudan merkeze bağlı olmak ve il idaresi içerisinde yer
almamakla birlikte bölge düzeyinde teşkilatlanan kamu kurum ve
kuruluşlarında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında da görev yapılan il valisinin yetkili merci olduğu açıkça
düzenlemiştir. İdari izin sisteminin hızlı ve etkin bir şekilde yürümesini hedefleyen 4483 sayılı Yasa, ilçede ve ilde görevli memurlar ve
diğer kamu görevlilerinin idari hiyerarşi içinde bağlı bulunduğu
makamından bağımsız olarak yetkili mercii belirleme yoluna gitmiştir.
Bu bağlamda, Yasanın 3 üncü maddesinde yer alan istisnalar hariç
olmak üzere ilde veya ilçede görev yapan memur ve diğer kamu
görevlilerinin disiplin, sicil ve atamaya yetkili amirlerinin mülki idare
amirleri olup olmadıklarına bakılmaksızın haklarında soruşturma izni
vermeye yetkili merciin vali ve kaymakam olduğu kabul edilmiştir.
Bunun yanında, Yasanın 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer
alan, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı kuruluşlarında
görev yapan diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında o kurulu-
144
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
şun en üst idari amirinin yetkili merci olduğuna ilişkin hüküm,
bakanlıkların merkez kuruluşlarında ve bağlı kuruluşlarında görev
yapan diğer memurlar ve kamu görevlilerini kapsamaktadır. Diğer
sözcüğü ile ifade edilmek istenilen personelin, ilçede ve ilde görevli
olan memur ve kamu görevlilerinin dışında kalanlar olduğu açıktır.
Bu bakımdan 3 üncü maddenin (d) bendinde yer alan hükmün,
Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşların il ve ilçede
görevli olmayan, merkez teşkilatında yer almakla birlikte ortak
kararla veya Bakanlar Kurulu kararıyla atanmayan memurlar ve
diğer kamu görevlilerini kapsadığı açık bir biçimde anlaşılmaktadır.
En üst idari amirin, Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı ve ilgili
kuruluşların kendi kuruluş yasalarında merkez teşkilatı olarak
düzenlenen idari birimlerinde görev yapan memurlar ve diğer kamu
görevlileri hakkında yetkili merci olması nedeniyle Gelir İdaresi
Başkanlığının merkez teşkilatında görev yapan diğer mermurlar ve
kamu görevlileri hakkında Gelir İdaresi Başkanının ön inceleme
yaptırmaya ve soruşturma izni vermeye yetkili merci olacağı tabiidir.
Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı
bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürlüklerinden oluştuğuna
ilişkin hükmü içeren 5345 sayılı Yasanın 23 üncü maddesi ile vergi
ve benzeri mali yükümlülüklerin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerini
yürütmekle görevli Başkanlığa bağlı etkin bir taşra teşkilatının
oluşturulması ve bu teşkilatın yönetsel anlamda doğrudan merkeze
bağlı olması yoluyla daha verimli ve merkezle eşgüdüm içinde
hizmet sunulmasını amaçladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, taşra
teşkilatının hizmetin işleyişi bakımından doğrudan merkeze bağlı
olarak kurulmasına imkan veren bu hükmün, memurların ve diğer
kamu görevlilerinin yargılanmasında izin vermeye yetkili mercileri
açık bir biçimde belirleyen 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin
(a) ve (b) bentlerinde yer alan düzenlemeyi berteraf edecek şeklinde yorumlanamayacağı açıktır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
145
Bu nedenlerle 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu
görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön
inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye
yetkili merciin, 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin (a) ve (b)
bentleri uyarınca ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve
diğer kamu görevlileri hakkında ise vali olduğu sonucuna ulaşılarak
dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 16.10.2006 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 114)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 16.10.2006, 2006/958-885)
5345 SAYILI GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI’NIN, TEŞKİLAT
VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN UYARINCA KURULAN
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞININ, TAŞRA TEŞKİLATINDA GÖREV
YAPAN MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİ İÇİN 4483
SAYILI MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN’UN 3 ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE
SORUŞTURMA İZNİ VERMEYE, İL VALİLERİ İLE GELİR İDARESİ
BAŞKANINDAN HANGİSİNİN YETKİLİ VE GÖREVLİ OLDUĞU
KONUSUNDA ÇIKAN UYUŞMAZLIĞIN ÇÖZÜMÜ HK.
5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra
teşkilatında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri için
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre soruşturma izni vermeye, il valileri ile Gelir İdaresi Başkanından hangisinin yetkili ve
görevli olduğu konusunda çıkan uyuşmazlığın çözümü hakkında
karar verilmesi istemine ilişkin Başbakanlığın 28.5.2007 günlü,
146
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 2290 sayılı yazısına ekli
İçişleri Bakanlığının 30.4.2007 günlü, 5083 sayılı yazısında aynen;
“İlgi: a) 29.08.2006 tarih ve B050HUK0000002.81-188/8575
sayılı yazımız.
b) 11.01.2007 tarih ve B.02.0.KKG/174-190/145 sayılı yazınız.
İlgi (a) yazımızla, 5345 sayılı Kanunla Maliye Bakanlığına bağlı
Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmasından sonra, bu birimin taşra
teşkilatında çalışan memurlar ve diğer görevlileri bakımından 4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre “ön inceleme yaptırma ve soruşturma izni verilmesi/verilmemesi” yetkisinin hangi mercide olduğu konusunda Maliye
Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında ortaya çıkan görüş ayrılığı
Makamlarınıza arzedilmişti.
Bu görüş ayrılığının giderilmesi için konu Danıştay Başkanlığına iletilmiş ve bunun üzerine İlgi (b) yazınız ekinde Bakanlığımıza
gönderilen Danıştay Birinci Dairesinin 16.01.2006 günlü ve Esas :
2006/958, Karar 2006/885 sayılı kararında;
“Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi dairesi başkanlığı
bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürlüklerinden oluştuğuna
ilişkin hükmü içeren 5345 sayılı Yasanın 23 üncü maddesi ile vergi
ve benzeri mali yükümlülüklerin tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerini
yürütmekle görevli Başkanlığa bağlı etkin bir taşra teşkilatının
oluşturulması ve bu teşkilatın yönetsel anlamda doğrudan merkeze
bağlı olması yoluyla daha verimli ve merkezle eşgüdüm içinde
hizmet sunulmasını amaçladığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, taşra
teşkilatının hizmetin işleyişi bakımından doğrudan merkeze bağlı
olarak kurulmasına imkan veren bu hükmün, memurların ve diğer
kamu görevlilerinin yargılanmasında izin vermeye yetkili mercileri
açık bir biçimde belirleyen 4483 sayılı Yasanın 3 üncü maddesinin
(a) ve (b) bentlerinde yer alan düzenlemeyi bertaraf edecek şekilde
yorumlanamayacağı açıktır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
147
Bu nedenlerle 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu
görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön
inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye
yetkili merciin, 4483 sayılı Yasanın 3’üncü maddesinin (a) ve (b)
bentleri uyarınca ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede görevli memurlar ve
diğer kamu görevlileri hakkında ise vali olduğu sonucuna ulaşılarak
dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 16.10.2006 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.”
şeklinde görüş belirtilmiştir.
Bu durum karşısında, 4483 sayılı Yasa uygulamasının söz konusu karar doğrultusunda yürütülmesi için Bakanlığımızın
24.01.2007 gün ve B050HUK0000002.81-188/918 sayılı Genelgesi
yayımlanmıştır.(EK:1)
Ancak,
İstanbul
Valiliğinin
29.03.2007
gün
ve
B054VLK43403/090.05.01/6374 sayılı, yine Hatay Valiliğinin
13.03.2007 gün ve BO54VLK4310600-648.99-243-955 sayılı yazıları
ekinde gönderilen Maliye Bakanlığının 01.03.2007 gün ve
B.07.1.GİB.0.13.95/9500- GY sayılı ve 2007/1 Nolu Genelgesiyle,
Danıştay Birinci Dairesinin görüşüne rağmen, “Danıştay’ın istişari
kararları, görüş, düşünce, mütalaa niteliğindedir ve bu özelliklerinden
dolayı idareyi bağlamaz. İdare ister mecburen, ister kendi isteğiyle
görüş istemiş olsun Danıştay kararı doğrultusunda işlem yapmak
zorunda değildir...” gerekçesiyle, “4483 sayılı Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca Vergi
Dairesi Başkanlıklarında görev yapan memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön
inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye
yetkili merciin, 4483 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin (d) bendinde
yer alan “Başbakanlık ve Bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili
148
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
kuruluşlarında görev yapan diğer kamu görevlileri hakkında o
kuruluşun en üst idari amiri” hükmüne göre Gelir İdaresi Başkanı
olduğu sonucuna ulaşılmaktadır...” denilerek, kendi görüşleri doğrultusunda uygulama yapmak istedikleri anlaşılmaktadır. (EK:2,3,4)
Bilindiği gibi, 2575 sayılı Danıştay Kanununun 46 ncı maddesinin 2 nci fıkrasında “İdari dairelerin birinden çıkıp, (e) bendi
uyarınca Danıştay Başkanı tarafından Danıştay İdari İşler Kuruluna
havale edilmemiş olan işler ve verilen kararlar ilgili bakanlığın
görüşüne uygun olmadığı takdirde, bakanın isteği üzerine, Danıştay
İdari İşler Kurulunda görüşülür.” hükmü yer almaktadır. Bu yasa
hükmüne göre, Danıştay Birinci Dairesinin mezkur istişari kararının
Maliye Bakanlığının görüşüne uygun olmaması halinde, Maliye
Bakanı tarafından bu kararın Danıştay İdari İşler Kurulunda görüşülmesinin istenmesi gerekmektedir. Ancak anılan Bakanlığın bu
yasal yola başvurmak yerine, çıkardığı bir genelgeyle Danıştay
Birinci Dairesinin bahse konu kararı aleyhine uygulama yapılmasını
istediği görülmektedir.
Bakanlığımız ise Danıştay Birinci Dairesinin 16.10.2006 tarihli
ve 2006/885 sayılı istişari kararının isabetli olduğu ve uygulamanın
bu karar doğrultusunda yapılması gerektiği görüşünü muhafaza
etmektedir.
Bu itibarla, Maliye Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı
taşra teşkilatında çalışan memur ve diğer görevlileri hakkında 4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre “ön inceleme yaptırma ve soruşturma izni verilmesi
veya verilmemesi” yetkisinin hangi mercide olduğu hususunda
Maliye Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında görev ve yetki uyuşmazlığı ortaya çıkmış bulunmaktadır.
2575 sayılı Danıştay Kanununun 42/d maddesi hükmüyle “İdari makamlar arasında görev ve yetkiden doğan ve Başbakanlıktan
gönderilen uyuşmazlıkları” inceleyerek karara bağlamak görevi
Danıştay Birinci Dairesine verilmiştir.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
149
Konunun Danıştay Başkanlığına intikal ettirilerek anılan Dairece söz konusu uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin karar istihsalinin
sağlanmasını takdirlerinize arz ederim.” denilmekte olduğundan
konu incelenerek;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü :
5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra
teşkilatında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri için
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre soruşturma izni vermeye, il valileri ile Gelir İdaresi Başkanından hangisinin yetkili ve
görevli olduğu konusunda çıkan uyuşmazlığın çözümü hakkında
karar verilmesi istenilmektedir.
2575 sayılı Danıştay Kanununun 42 nci maddesinin (d) bendinde, idari makamlar arasında görev ve yetkiden doğan ve Başbakanlıktan gönderilen uyuşmazlıkları inceleyerek karara bağlamanın
Birinci Dairenin kesin karara bağlayacağı görevlerinden birisi
olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca Maliye
Bakanlığına bağlı Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmasından sonra
Başkanlığın taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu
görevlileri için 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanuna göre ön inceleme yaptırmaya ve
soruşturma izni vermeye yetkili merciin il valileri mi yoksa Gelir
İdaresi Başkanı mı olduğu konusunda İçişleri Bakanlığı ile Maliye
Bakanlığı arasında görüş ayrılığı çıkması üzerine Başbakanlığın
22.9.2006 günlü, Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğü 4480 sayılı
yazısına ekli İçişleri Bakanlığının 29.8.2006 günlü, 8575 sayılı
yazısıyla bu konuda düşülen duraksamanın giderilmesinin Danıştay
Başkanlığından istendiği, bu istem üzerine idarelerden gelen
temsilcilerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra Dairemizce
150
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
verilen 16.10.2006 günlü, E:2006/958, K:2006/885 sayılı kararla
Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur
ve diğer kamu görevlilerinin görevlerine ilişkin olarak işledikleri
suçlar için ön inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye
veya vermemeye yetkili merciin, 4483 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca ilçede görevli memurlar ve
diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede
görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ise vali olduğu
sonucuna ulaşıldığı, İçişleri Bakanlığının 24.1.2007 günlü, 2007/13
sayılı genelgesiyle yukarıda anılan istişari karar uyarınca işlem
yapılmasının istenildiği, buna karşılık Maliye Bakanlığının 1.3.2007
günlü, 2007/1 sayılı genelgesiyle 5345 sayılı Kanunun Gelir İdaresi
Başkanlığı taşra teşkilatını doğrudan merkeze bağlı olarak düzenlediği ve Danıştay tarafından verilen istişari düşüncelerin idareler
bakımından uygulanması zorunluluğu bulunmadığı gerekçesiyle
taşra teşkilatında görev yapan memurlar ve diğer kamu görevlileri
için ön inceleme başlatmaya ve soruşturma izni vermeye yetkili
merciin Gelir İdaresi Başkanı olduğundan bahisle bu doğrultuda
işlem yapılmasının istenildiği, aynı konudaki bu iki farklı genelge
üzerine Hatay Valiliğinin 13.3.2007 günlü, 243-955 sayılı ve İstanbul Valiliğinin 29.3.2007 günlü, 6374 sayılı yazılarıyla iki genelge
arasındaki çelişki dolayısıyla uygulamanın hangi doğrultuda yapılması gerektiği konusunda meydana gelen duraksamanın giderilmesinin İçişleri Bakanlığından istenildiği, öte yandan, Gelir İdaresi
Başkanlığı kurulmasından sonra Başkanlığın taşra teşkilatında
görev yapan memur ve diğer kamu görevlileri için 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında
Kanuna göre ön inceleme yaptırmaya ve soruşturma izni vermeye
yetkili merciin kim olduğu konusunda bir uygulama birliği olmadığı,
bazen bu yetkinin il valileri veya ilçe kaymakamları tarafından
kullanıldığı bazen de yetkinin Gelir İdaresi Başkanı tarafından
kullanıldığı, verilen kararları itirazen incelemeye görevli bölge idare
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
151
mahkemelerince de konunun farklı şekillerde yorumlandığı, bu
nedenle anılan konuda idari makamlar arasında görev ve yetkiden
kaynaklanan bir uyuşmazlığın bulunduğu anlaşılmaktadır.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci maddesinde, bu
Kanunun amacının memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri
sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin
vermeye yetkili mercileri belirlemek ve izlenecek usulü düzenlemek
olduğu, “İzin vermeye yetkili merciler” başlıklı 3 üncü maddesinin
(a) bendinde, ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında kaymakamın, (b) bendinde, ilde ve merkez ilçede görevli
memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında valinin, (c) bendinde,
bölge düzeyinde teşkilatlanan kurum ve kuruluşlarda görev yapan
memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında görev yaptıkları il
valisinin, (d) bendinde ise, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve
bağlı ve ilgili kuruluşlarında görev yapan diğer memur ve kamu
görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin soruşturma
izni vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında
174 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 174 Sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Kaldırılması ve Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesi Hakkında 202 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1 inci
maddesinde, bu Kanunun amacının kamu hizmetlerinin düzenli,
süratli, etkin, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülebilmesi için
bakanlıkların kurulmasına, teşkilat, görev ve yetkilerine ilişkin esas
ve usullerin düzenlenmesi olduğu, “Bakanlık bağlı kuruluşları”
başlıklı 10 uncu maddesinin (3) üncü fıkrasında, bağlı kuruluşların
taşra teşkilatının bölge, il ve ilçe kuruluşları veya doğrudan kendine
(merkeze) bağlı olarak kurulabileceği, 5345 sayılı Gelir İdaresi
Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun “Amaç”
152
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
başlıklı 1 inci maddesinde, bu Kanunun Maliye Bakanlığına bağlı
Gelir İdaresi Başkanlığının kurulması, teşkilat, görev, yetki ve
sorumluluklarına ilişkin esasları düzenlemesi olduğu, “Teşkilat”
başlıklı 3 üncü maddesinin (1) inci fıkrasında, Başkanlığın merkez
ve taşra teşkilatından meydana geldiği, “Taşra teşkilatı” başlıklı 23
üncü maddesinin (1) inci fıkrasında ise, Başkanlığın taşra teşkilatının doğrudan merkeze bağlı vergi dairesi başkanlıkları ile vergi
dairesi başkanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürlüklerinden oluştuğu hükmüne yer verilmiştir.
4483 sayılı Yasa; etkin, verimli ve süratli bir şekilde kamu hizmetinin sunulması ve kamu otoritesinin saygınlığının zedelenmemesi amacıyla bu hizmeti sunan memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, bu görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı doğrudan
doğruya ceza soruşturmasına tabi tutulmamasını, haklarında adli
makamlarca soruşturma yapılmasından önce idarenin inceleme
yapmasını ve bu incelemenin sonucuna göre olayın yetkili ve
görevli Cumhuriyet başsavcılığına intikal etmesini öngören bir izin
sistemi getirmektedir. Yasa ile ceza soruşturması açılmadan önce
idare tarafından yapılan ön incelemeye göre karar verilmesi esasının getirilmesi suretiyle Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkat uygulamasından farklı olarak soruşturmanın kurullar
elinde sürüncemede kalmasının önlenmesi, başka bir ifade ile
soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarının etkin ve
hızlı bir şekilde karara bağlanması amaçlanmaktadır.
Bu genel amaca uygun olarak 4483 sayılı Yasanın 3 üncü
maddesinin (a) ve (b) bentleri, yetkili merciin belirlenmesinde
memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görev yaptığı yeri temel
kıstas olarak kabul etmiştir. Buna göre, memurlar ve diğer kamu
görevlilerinin görev yaptıkları yer mülki idare amirini yetkili merci
olarak belirlemesi nedeniyle ilçede görev yapan tüm memur ve
diğer kamu görevlileri hakkında kaymakam, ilde ve merkez ilçede
görev yapan tüm memur ve diğer kamu görevlileri hakkında ise vali
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
153
soruşturma izni vermeye yetkili makamdır. Anılan maddenin (c)
bendinde, (a) ve (b) bentlerinde yer alan genel kuralın uzantısı
olarak hizmet bakımından doğrudan merkeze bağlı olmak ve il
idaresi içerisinde yer almamakla birlikte bölge düzeyinde teşkilatlanan kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan memurlar ve diğer
kamu görevlileri hakkında da görev yapılan il valisinin yetkili merci
olduğu açıkça düzenlemiştir. İdari izin sisteminin hızlı ve etkin bir
şekilde yürümesini hedefleyen 4483 sayılı Yasa, ilçede ve ilde
görevli memurlar ve diğer kamu görevlilerinin idari hiyerarşi içinde
bağlı bulunduğu makamından bağımsız olarak yetkili mercii belirleme yoluna gitmiştir. Bu bağlamda, Yasanın 3 üncü maddesinde
yer alan istisnalar hariç olmak üzere ilde veya ilçede görev yapan
memur ve diğer kamu görevlilerinin disiplin, sicil ve atamaya yetkili
amirlerinin mülki idare amirleri olup olmadıklarına bakılmaksızın
haklarında soruşturma izni vermeye yetkili merciin vali ve kaymakam olduğu kabul edilmiştir.
Bunun yanında, Yasanın 3 üncü maddesinin (d) bendinde yer
alan, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı kuruluşlarında
görev yapan diğer memurlar ve kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin yetkili merci olduğuna ilişkin hüküm,
bakanlıkların merkez kuruluşlarında ve bağlı kuruluşlarında görev
yapan diğer memurlar ve kamu görevlilerini kapsamaktadır. Diğer
sözcüğü ile ifade edilmek istenilen personelin, ilçede ve ilde görevli
olan memur ve kamu görevlilerinin dışında kalanlar olduğu açıktır.
Bu bakımdan 3 üncü maddenin (d) bendinde yer alan hükmün,
Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı ve ilgili kuruluşların il ve ilçede
görevli olmayan, merkez teşkilatında yer almakla birlikte ortak
kararla veya Bakanlar Kurulu kararıyla atanmayan memurlar ve
diğer kamu görevlilerini kapsadığı açık bir biçimde anlaşılmaktadır.
En üst idari amirin, Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı ve ilgili
kuruluşların kendi kuruluş yasalarında merkez teşkilatı olarak
düzenlenen idari birimlerinde görev yapan memurlar ve diğer kamu
154
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
görevlileri hakkında yetkili merci olması nedeniyle Gelir İdaresi
Başkanlığının merkez teşkilatında görev yapan memurlar ve diğer
kamu görevlileri hakkında Gelir İdaresi Başkanının ön inceleme
yaptırmaya ve soruşturma izni vermeye yetkili merci olacağı tabiidir.
Bu nedenlerle 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun uyarınca kurulan Gelir İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatında görev yapan memur ve diğer kamu görevlilerinin
görevlerine ilişkin olarak işledikleri suçlar için ön inceleme başlatmaya
ve soruşturma izni vermeye veya vermemeye; 4483 sayılı Yasanın 3
üncü maddesinin (a) ve (b) bentleri uyarınca ilçede görevli memurlar
ve diğer kamu görevlileri hakkında kaymakamın, ilde ve merkez ilçede
görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ise valinin görevli
ve yetkili olduğuna, dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına
12.6.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 116)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 12.06.2007, 2007/628-735)
İTİRAZ EDİLDİĞİNE İLİŞKİN DİLEKÇE OLMAKSIZIN DAİREMİZCE İNCELENME OLANAĞI BULUNMAYAN SÖZ KONUSU
YETKİLİ MERCİ KARARI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE
OLANAK BULUNMADIĞI HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde, yetkili merciin
soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararının,
Cumhuriyet başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya
diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirileceği, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara Cumhuriyet başsavcılığı veya
şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği, itiraz süresinin yetkili merciin
kararının tebliğinden itibaren on gün olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ?
için soruşturma izni verilmemesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanı-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
155
nın tarihsiz ve sayısız kararının, 3.4.2006 tarihinde şikayetçi ? vekili
Av?.’e tebliğ edildiği, bu kararın, Bakanlığın 10.6.2005 günlü, 80235
sayılı yazısıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21.6.2005 günlü, Soruşturma
No: 32578, Karar No:2005/36015 sayılı kararıyla, söz konusu yetkili
merci kararına itiraz edilmeyeceği belirtilerek şikayetle ilgili evrakın
işlemden kaldırılmasına karar verdiği, yetkili merci kararına Başsavcılığın itiraz etmediği, şikayetçinin itiraz ettiğine ilişkin dilekçesi
bulunmadığı halde Bakanlıkça, karar ile eki soruşturma dosyasının
Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
İtiraz edildiğine ilişkin dilekçe olmaksızın Dairemizce incelenme olanağı bulunmayan söz konusu yetkili merci kararı hakkında
karar verilmesine olanak bulunmadığından esas kaydının kapatılarak dosyanın Kültür ve Turizm Bakanlığına iadesine 24.5.2006
gününde oybirliğiyle karar verildi.
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 24.05.2006, 2006/365-521)
ŞİKAYETE KONU FİİLİN 2000 YILI AĞUSTOS AYINDA İŞLENMİŞ OLMASI NEDENİYLE 5237 SAYILI YASANIN 7/2 NCİ
MADDESİ VE 765 SAYILI MÜLGA YASANIN 102/4 ÜNCÜ MADDESİ UYARINCA İTİRAZA KONU KARARIN VERİLDİĞİ TARİH
İTİBARİYLE ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ OLDUĞU GÖRÜLDÜĞÜNDEN, ? BAKANI TARAFINDAN İHBAR VE ŞİKAYETİN
İŞLEME KONULMAMASINA İLİŞKİN OLARAK VERİLEN KARARA
YAPILAN ŞİKAYETÇİ İTİRAZININ İNCELENMEKSİZİN REDDİ HK.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 71 inci maddesinde,
Bu Kanunun hükümlerine aykırı olarak kasten;
1. Alenileşmiş olsun veya olmasın, eser sahibi veya halefinin
yazılı izni olmadan bir eseri umuma arz eden veya yayımlayan,
156
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2. Sahip veya halefinin yazılı izni olmadan, bir esere veya çoğaltılmış nüshalarına ad koyan,
3. Başkasının eserini kendi eseri veya kendisinin eserini başkasının eseri olarak gösteren veya 15 inci maddenin ikinci fıkrası
hükmüne aykırı hareket eden,
4. 32,33,34,35,36,37,39 ve 40 ıncı maddelerindeki hallerde
kaynak göstermeyen veya yanlış yahut kifayetsiz veya aldatıcı
kaynak gösteren,
5. Eser sahibinin yazılı izni olmaksızın bir eseri değiştiren,
Kişiler hakkında, iki yıldan dört yıla kadar hapis ve ellimilyar liradan yüzellimilyar liraya kadar ağır para cezasına veya zararın
ağırlığı dikkate alınarak her ikisine birden hükmolunacağı belirtilmiştir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 nci maddesinin 2 nci fıkrasında suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan
kanunun uygulanacağı hükme bağlanmış, 765 sayılı mülga Türk
Ceza Kanununun 102’nci maddesinin 4 üncü fıkrasında beş yıldan
fazla olmayan ağır hapis ve hapis cezalarını ve ağır para cezasını
gerektiren cürümlerde beş yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden; ? İlçesi antik ? kentinin arkeolojik
kazı çalışmalarına başkanlık eden ?’in yayın hakkı kendisine ait
çalışmaların ? tarafından 2000 yılı Ağustos ayında basılan broşürde
izinsiz olarak yayınlandığından bahisle, yayıncı ve yayınlatan
hakkında 3.11.2003 günlü dilekçeyle suç duyurusunda bulunması
üzerine, yayıncı ? hakkında İzmir Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2004/573 sayılı dosyasında dava açıldığı, görülen
davanın duruşmaları sırasında broşür basılması siparişinin, ?
Belediye Başkanı ? tarafından verildiğinin öğrenildiğinden bahisle,
şikayetçinin 11.5.2005 günlü dilekçesiyle ? hakkında suç duyurusunda bulunduğu, Cumhuriyet Başsavcılığının 1.6.2005 günlü
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
157
yazısıyla 4483 sayılı Yasanın 3/h maddesi gereğince İçişleri Bakanlığından soruşturma izni verilmesi talebinde bulunulduğu,
26.12.2005 günlü İNS:5.35.2372 sayılı İçişleri Bakanı oluruyla ? ve
diğer belediye görevlileri hakkındaki iddiaların işleme konulmamasına karar verildiği, şikayetçinin Bodrum Asliye 2 nci Hukuk Mahkemesine 22.2.2006 tarihinde verdiği ve 2.3.2006 tarihinde Dairemiz kaydına giren dilekçeyle itirazda bulunduğu, 8.3.2006 günlü, 1.
D. Muh-92 sayılı yazımızla istenen dosyanın 25.5.2006 gününde
Dairemize ulaştığı anlaşılmıştır.
Bu durumda şikayete konu fiilin 2000 yılı Ağustos ayında işlenmiş olması nedeniyle 5237 sayılı Yasanın 7/2 nci maddesi ve 765
sayılı mülga Yasanın 102/4 üncü maddesi uyarınca itiraza konu
kararın verildiği tarih itibariyle zamanaşımına uğramış olduğu görüldüğünden, İçişleri Bakanı tarafından ihbar ve şikayetin işleme konulmamasına ilişkin olarak verilen 26.12.2005 günlü İNS:5.35.2372 sayılı
karara yapılan şikayetçi itirazının incelenmeksizin reddine, dosyanın
İçişleri Bakanlığına, kararın bir örneğinin şikayetçi vekiline gönderilmesine 6.6.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 113)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 06.06.2006, 2006/464-578)
ŞİKAYET DİLEKÇESİ ÜZERİNE, 2547 SAYILI YASANIN 53/C
MADDESİ HÜKMÜ GEREĞİNCE SORUŞTURMA EMRİ VERİLMESİYLE BAŞLAYAN VE HAZIRLANAN SORUŞTURMA RAPORUNA DAYALI OLARAK YETKİLİ KURULUN KARARI İLE TAMAMLANAN CEZA SORUŞTURMASI EVRESİ SONUNDA VERİLEN MEN-İ MUHAKEME VEYA LÜZUM-U MUHAKEME KARARLARININ, HAKKINDA KARAR VERİLENLERE VE ŞİKAYETÇİ
OLDUĞUNU İLERİ SÜREREK İSTEMİNİ YETKİLİ MERCİLERE
İLETENLERE DE TEBLİĞİNİN ZORUNLU OLDUĞU HK.
158
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 53 üncü maddesinin
(c) bendinde, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile
yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli
öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da
görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında
uygulanacak ceza soruşturması usulü düzenlenmiş, aynı bendin 8
inci alt bendinde, bu Kanunda yer almamış hususlarda Memurin
Muhakematı Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinde, Kanunlarda Memurin Muhakematı
Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu
Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 9 uncu maddesinin 1 inci
fıkrasında ise, yetkili merciin soruşturma izni verilmesine veya
verilmemesine ilişkin kararının hakkında ön inceleme yapılan
memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirileceği hükme bağlanmıştır.
Belirtilen yasal düzenlemelere göre, şikayet dilekçesi üzerine,
2547 sayılı Yasanın 53/c maddesi hükmü gereğince soruşturma
emri verilmesiyle başlayan ve hazırlanan soruşturma raporuna
dayalı olarak yetkili kurulun kararı ile tamamlanan ceza soruşturması evresi sonunda verilen men-i muhakeme veya lüzum-u
muhakeme kararlarının, hakkında karar verilenlere ve şikayetçi
olduğunu ileri sürerek istemini yetkili mercilere iletenlere de tebliği
zorunludur.
Olayda, incelemeye konu Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi
Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ... ve İç Hastalıkları
Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Hekimleri ?
ile ? hakkındaki 28.7.2006 günlü men-i muhakeme kararının
şikayetçi Mualla Senan’a tebliğ edilmediği anlaşıldığından, yukarıda
yapılan açıklamalar uyarınca tebliğ işlemlerinin usulüne uygun
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
159
olarak tamamlanması, tebliğ alındılarının ve şikayetçinin itiraz
etmesi halinde itiraz dilekçesinin de eklenmesi, itiraz edilmediği
takdirde Yasa gereği kendiliğinden incelenmek üzere Dairemize
gönderilmesi için dosyanın Celal Bayar Üniversitesi Rektörlüğüne
iadesine 20.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 114)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 20.10.2006, 2006/783-938)
ŞİKAYETÇİNİN AVUKATI OLDUĞU MEVSİMLİK İŞÇİLERİN
HAK VE ALACAKLARININ TAHSİLİ AMACI İLE BELEDİYEYE
VERMEK İSTEDİĞİ DİLEKÇELERİN, BELEDİYE BAŞKANI VE
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ TARAFINDAN ALINMAMAK SURETİYLE
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMALARI HK.
Soruşturulacak Eylem : Şikayetçinin Avukatı olduğu mevsimlik
işçilerin hak ve alacaklarının tahsili amacı ile Belediyeye vermek
istediği dilekçelerin, Belediye Başkanı ve Yazı İşleri Müdürü tarafından alınmamak suretiyle görevi kötüye kullanmak
3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 7
nci maddesinde, yapılmakta olan işlemin safahatı veya sonucu
hakkında, yetkili makamlarca dilekçe sahiplerine en geç otuz gün
içinde gerekçeli olarak cevap verileceği ve sonucunun ayrıca
bildirileceği hükme bağlanmış, 24.01.2004 tarih ve 25356 sayılı
Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2004/12 sayılı
Başbakanlık genelgesinin 1/a maddesinde de, dilekçelerde bulunması gereken hususlar tek tek sayılarak usulüne uygun yapılan
başvurunun en kısa sürede cevaplandırılacağı hususu zorunluluk
olarak belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi Avukat tarafından
23.1.2004 tarihinde ? Belediyesine gidilerek verilmek istenilen
dilekçenin üzerinde, “ yazıları tebellüğ etmiyorum kendileri Beledi-
160
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
yemizden işten çıkarılmamıştır.” yazısının bulunduğu, Yazı İşleri
Müdürünün vermiş olduğu ifadede söz konusu yazının kendisi
tarafından yazıldığının kabul edildiği, ancak dilekçenin şikayetçi
tarafından işlem tamamlanmadan çekilip alındığının, dilekçe kabul
etmeme gibi bir amacının olmadığının belirtildiği, Belediye Başkanının ifadesinde de aynı hususların tekrar edildiği, bu belirlemelere
ek olarak olay günü avukata vekaletnamesinin sorulduğu ve vekaletnamenin dosyada olduğunun öğrenildiğinin ifade edildiği, itiraz
dilekçesinde söz konusu dilekçelerin kabul edilmeme gerekçesi
olarak, dilekçelerin 2004/12 sayılı Başbakanlık Genelgesinin 1/a
maddesinde belirtilen hususları ihtiva etmemesinin gösterildiği,
ancak dosyada bunu doğrulayacak bilgi ve belge bulunmadığı, bu
durumda ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, soruşturma izni verilmesine ilişkin yetkili merci kararına
yapılan itirazların reddine, dosyanın ... Cumhuriyet Başsavcılığına,
kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine 29.9.2006 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dosyanın incelenmesinden, 23.01.2004 tarihli dilekçelerin Belediye Başkanlığına yapılan müracaat sırasında şikayetçi Avukat
tarafından dilekçeler üzerine işlem yapılmadan Belediyeden geri
alındığı, söz konusu dilekçelerin Belediye Başkanlığına başka
yollarla da iletilmesinin mümkün olduğu anlaşıldığından iddia edilen
eylemin, cezai yönü itibariyle soruşturma açılmasını gerektirecek
nitelikte olmadığı görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
(DAN-DER; SAYI: 114)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 29.09.2006, 2006/553-820)
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
161
YAPTIĞI İNCELEME VE SORUŞTURMADA, ŞİKAYET DİLEKÇESİNDEKİ İDDİALARLA İLGİLİ SEKİZ AYRI ÖN İNCELEME
RAPORU DÜZENLEYEREK, ADI GEÇEN HAKKINDA ÇOK
SAYIDA SORUŞTURMA OLDUĞU KANAATİNİ UYANDIRMAYA
ÇALIŞMAK, ŞİKAYETÇİYİ UZUN SÜRE SORUŞTURMA TEHDİDİ
ALTINDA BIRAKMAK, YANLI RAPOR DÜZENLEMEK SURETİYLE, GÖREVİ KÖTÜYE KULLANAN İLGİLİYE İSNAT EDİLEN
EYLEMİN; HAKKINDA HAZIRLIK SORUŞTURMASI YAPILMASINI
GEREKTİRECEK NİTELİKTE BULUNDUĞU HAKKINDA.
Soruşturulacak Eylem : Şikayetçinin Siirt İli, Kurtalan İlçesi
Kaymakamı olarak görevli olduğu döneme ilişkin yaptığı inceleme ve
soruşturmada, şikayet dilekçesindeki iddialarla ilgili sekiz ayrı ön
inceleme raporu düzenleyerek adı geçen hakkında çok sayıda
soruşturma olduğu kanaatini uyandırmaya çalışmak, şikayetçiyi uzun
süre soruşturma tehdidi altında bırakmak, yanlı rapor düzenlemek
Dosyanın incelenmesinden, şikayetçinin Siirt İli, Kurtalan İlçesi
Kaymakamı olarak görevli olduğu döneme ilişkin biri sahte isimle
diğeri isimsiz iki adet şikayet dilekçesinde ileri sürülen iddiaların
araştırılması gerekiyorsa 4483 sayılı Yasaya göre ön inceleme
yapılması görevinin Bakanlık makamının 18.10.2002 günlü ve
PGM-159 sayılı emriyle ilgiliye verildiği, anılan emir uyarınca
benzer nitelikteki iki şikayet dilekçesindeki iddialarla ilgili olarak
şikayetçi kaymakam hakkında 8 ayrı ön inceleme yapıldığı, bu 8 ön
inceleme raporunda getirilen soruşturma izni verilmesi yönündeki
öneriler doğrultusunda Siirt Valisi tarafından 8 adet soruşturma izni
verildiği, Siirt Valisince soruşturma izni verilmesi kararlarının
kaldırılması istemiyle şikayetçi tarafından Gaziantep Bölge İdare
Mahkemesine itiraz edildiği, bu itirazlar üzerine Valiliğin 7 adet
kararının adı geçen Mahkemece kaldırıldığı, 3.2.2003 günlü,
2003/19 sayılı soruşturma izni verilmesi kararına ise süresinde
itiraz edilmediği için dosyanın Cumhuriyet Savcılığına gönderildiği
ve Siirt Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, bu davaya daya-
162
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
nak olan ve ilgili tarafından düzenlenen 29.1.2003 günlü ön inceleme raporunda “Kurtalan İlçesi ve Köylerine Hizmet Götürme Birliğinin Devlet Demir Yollarından işyeri yapmak üzere kiralanan taşınmazın bir bölümünü bir vatandaşa ihale yapılmadan Birlik Yönetim
Kurulu kararıyla verildiği, ayrıca Kurtalan Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı tarafından üretilen ürünlerin tanıtımı amacıyla
İspanya’nın Barcelona kentinde gerçekleştirilen 1.Türk İhraç
Ürünleri fuarına katılan şikayetçi kaymakam ve ailesinin özel
harcamalarının Birlik bütçesinden karşılandığı” görüşüyle soruşturma izni verilmesi önerisinde bulunulduğu ancak, Siirt Ağır Ceza
Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda “Birliğin 2886 sayılı
Devlet İhale Kanunu ile 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununa tabi olmadığından Birlik Yönetim Kurulu kararıyla Birliğin yararı
düşünülerek yapılan kiralama işleminde ve Barcelona kentinde
gerçekleştirilen fuarda şikayetçinin ve ailesinin özel harcamalarının
Birlik bütçesinden karşılandığını gösteren hiç bir delilin bulunmadığı
gerekçesiyle görevin kötüye kullanıldığı suçunun unsurları itibariyle
oluşmadığından sanıkların beraatlerine” karar verildiği, ilgili tarafından Barcelona kentinde yapılan fuarda şikayetçinin ve ailesinin
kişisel harcamalarının Birlik bütçesinden karşılandığı belirtilmesine
rağmen Siirt Ağır Ceza Mahkemesinin kararında bu konuya ilişkin
hiç bir delilin olmadığının saptandığı, Kurtalan İlçesi ve Köylerine
Hizmet Götürme Birliği 2886 sayılı Yasaya tabi olmamasına rağmen Birlikçe yapılan bazı kiralama ve yapım işlerinde salt ihale
yapılmadığı beliritilerek kamu zararı oluşup oluşmadığı tespit
edilmeden üçüncü kişilere çıkar sağlandığı kanaatine ulaşıldığı,
şikayetçi hakkında ön inceleme raporu düzenlemekle yükümlü
bulunan ilgilinin düzenlediği raporlarda bazı bulguları ve gerçekleri
saptırdığı, benzer nitelikteki iki şikayet dilekçesindeki iddialarla ilgili
olarak şikayetçi hakkında 8 ayrı ön inceleme yaparak hakkında çok
sayıda soruşturma olduğu kanaatini uyandırmaya çalıştığı, şikayetçiyi ilk ön inceleme raporunun düzenlendiği 17.12.2002 tarihi ile son
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
163
ön inceleme raporunun düzenlendiği 7.5.2003 tarihleri arasında
uzun bir süre soruşturma tehdidi altında bıraktığı, bu nedenle,
ilgiliye isnat edilen eylemin, hakkında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın
kabulüyle İçişleri Bakanının 20.3.2006 günlü, 2006/39 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin İçişleri
Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 10.10.2006 gününde
oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dosyanın incelenmesinden, ilgilinin Bakanlık Makamının emriyle ön inceleme yapmakla görevlendirildiği, şikayet dilekçelerindeki iddiaları 8 ayrı ön inceleme raporu çerçevesinde değerlendirmenin ilgilinin takdirinde olduğu, düzenlenen ön inceleme raporlarında
bulguların saptırılması ve karartılması hallerinin bulunmadığı,
düzenlenen raporlarda getirilen tekliflerden, karar verme konumunda olmaması nedeniyle ilgilinin sorumlu tutulmasına hukuken
olanak olmadığı, bu nedenle, aldıkları ifadelere ve belgelere dayalı
olarak ön inceleme raporu düzenleyen ilgiliye isnat edilen eylemin,
hakkında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte
bulunmadığı anlaşıldığından, soruşturma izni verilmemesine ilişkin
yetkili merci kararına yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
(1. Daire, 10.10.2006, 2006/797-870)
İLGİLİLER HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ GEREKTİĞİ ÖNERİLMESİNE RAĞMEN, YETKİLİ MERCİ TARAFINDAN İLGİLİLERİN SUÇ İŞLEME KASDI OLMADIĞI BELİRTİLEREK, SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE KARAR VERİLMİŞ
İSE DE; ŞÜPHELİLERİN SUÇ İŞLEME KASITLARININ BULUNUP
BULUNMADIĞININ TESPİTİNİN YARGI MERCİLERİNE AİT
OLMASI GEREKTİĞİ HK.
164
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Soruşturulacak Eylem: Air Anatolia A.Ş. nin teminat mektubu
ve mali yapısındaki sorunlar konusunda firmaya tanınması gereken
sürelerin bitiminde herhangi bir yaptırım uygulamamak, firmanın
ruhsatının hemen iptal edilmesi gerekirken uzunca bir süre faaliyette bulunmasına göz yummak ve ruhsat iptalinden sonra firmanın
teminat mektubunun nakde dönüştürülmesine engel olmak suretiyle
adı geçen firma lehine davranmak
Dosyanın incelenmesinden, Ulaştırma Bakanlığı Müfettişi tarafından düzenlenen 22.6.2006 günlü, 2006/19-1 sayılı ön inceleme
raporunda yer alan Bakanlık çalışanlarının ifadeleri ve rapor eki
belgelere göre ilgililer hakkında soruşturma izni verilmesi gerektiği
önerilmesine rağmen yetkili merci tarafından ilgililerin suç işleme
kastı olmadığı belirtilerek soruşturma izni verilmemesine karar
verilmiş ise de, şüphelilerin suç işleme kasıtlarının bulunup bulunmadığının tespitinin yargı mercilerine ait olması nedeniyle ilgililere
isnat edilen eylemin, haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını
gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından itirazın kabulüyle,
Ulaştırma Bakanının 5.7.2006 günlü, B.11.0.TKB.0.06/535 sayılı
soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına,
dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin
Ulaştırma Bakanlığına gönderilmesine 2.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 114)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 02.11.2006, 2006/834-975)
SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKAN, ÜYE VE ÇALIŞANLARININ 4483 SAYILI KANUNA TABİ OLMADIKLARI HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun’un “kapsam” başlıklı 2 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanun’un Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel
idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektiği asli ve
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
165
sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı”, ikinci
fıkrasında ise, “Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve
kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin Kanun hükümleri ile suçun
niteliği yönünden Kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma
usullerine ilişkin hükümlerin saklı tutulacağı” hükmü yer almıştır.
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 17 nci maddesinde,
bu Kanunla verilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak üzere
kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip Sermaye
Piyasası Kurulunun kurulduğu, 18 inci maddesinde, Kurulun kamu
kurum ve kuruluşlarınca gösterilecek adaylar arasından Bakanlar
Kurulunca atanacak yedi üyeden oluştuğu ve Bakanlar Kurulunun
üyeler arasından birini başkan olarak belirleneceği, 3 üncü maddesinin (j) bendinde, Kurulun Başbakan tarafından görevlendirilen
Devlet Bakanlığı ile ilgilendirildiği, “Sır saklama ve kurulun para,
evrak ve malları hakkında işlenen suçlar” başlıklı 25 inci maddesinin (b) bendinde, Kurulun para, evrak ve her çeşit mallarının Devlet
Malı hükmünde olduğu, bunlara karşı suç işleyen, görevini kötüye
kullanan yahut ihmal eden Kurul başkan ve üyeleri ile personelinin
Devlet memurları gibi cezalandırılacağı ve bu konudaki kovuşturmaların da genel hükümlere göre yürütüleceği hükme bağlanmıştır.
Kanunlarımızda, görev ve unvanları belirtilen yöneticiler, kurul
başkan ve üyeleri ile yönetim kurulu üyeleri hakkında, bunların Türk
Ceza Kanunu uygulaması bakımından Devlet memuru sayılacağı
ya da Devlet memurları gibi cezalandırılacakları şeklinde yer alan
hükümler, sadece Türk Ceza Kanunu hükümlerinin uygulanmasına
ilişkin bir gönderme olup, bu hükümlerden hareketle anılan kişilerin
4483 sayılı Yasa hükümlerine tabi oldukları sonucu çıkarılması
hukuken mümkün değildir.
Kurulun Devlet malı hükmünde olan para, evrak ve her çeşit
mallarına karşı suç işleyen, görevini kötüye kullanan yahut ihmal
eden Kurul başkanı ve üyelerinin genel hükümlere göre kovuşturu-
166
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
lacağına ilişkin hükümden, Kurul başkanı ve üyeleri hakkında
soruşturma yapılabilmesi için 4433 sayılı Yasada öngörülen yetkili
merci iznine gerek olmadığı, bu nedenle de ceza yargılaması usulü
açısından genel hükümlerin uygulanmasının gerekli olduğu sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, 4483 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin
ikinci fıkrası hükmü uyarınca bu Kanun kapsamı dışında kalan ilgili
hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin Başbakanın 7.9.2006
günlü, 108 sayılı kararına karşı yapılan itirazın usul yönünden
kabulüne, anılan kararın kaldırılmasına, genel hükümlere göre
gereğinin yapılmasını temin için dosyanın Başbakanlığa iadesine,
kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine 6.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(1. Daire, 06.10.2006, 2006/983-864)
TEBLİĞ ALINDISININ ÜZERİNE ŞİKAYETÇİNİN KENDİ EL
YAZISIYLA YAZDIĞI “HUKUKA AYKIRI VERİLEN KARARA
İTİRAZ EDİYORUM.” YAZISININ USULÜNE UYGUN YAPILMIŞ
İTİRAZ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Hakkında soruşturma izni istenenler için şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 7.12.2006 günlü,
İNS:06.35.2041 sayılı kararının şikayetçi ?’e tebliğine ilişkin alındının üzerine, şikayetçinin kendi el yazısıyla yazdığı “Hukuka aykırı
verilen karara itiraz ediyorum.” yazısı anılan karara karşı usulüne
uygun yapılmış bir itiraz olarak değerlendirilmek suretiyle işin
esasına geçildi:
4483 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü
fıkralarında, bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte
olmamasının, ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin
zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması
gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, Cumhuri-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
167
yet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme
konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise, izin vermeye yetkili
merciin, bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya
yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, ? İlçesi, ? Mahallesi, ?
ada, ? parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen 19.9.1990 günlü, 486
sayılı inşaat ruhsatı ve aynı ada, ? parsel sayılı taşınmaz için
düzenlenen 12.10.1992 günlü, 2500 sayılı inşaat ruhsatı ile 4 kat,
yükseklik 12.80 ve toplam 420 m2 alanlı yapı izni verildiği, Şehir
Plancısı ? ve Harita Mühendisi ? tarafından 18.9.2006 gününden
düzenlenen bilirkişi raporuyla, ? ada, ? ve ? parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların imar planı, plan notları, imar durumu,
inşaat ruhsatı ve eklerine uygun olarak yapıldığının ortaya konulduğu, bu durumda, anılan 4 üncü madde kapsamında şikayetin ciddi
bulgu ve belgelere dayanmadığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının
7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararına yapılan itirazın reddine, dosyanın İçişleri
Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine
10.4.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili
merciin işleme koymama kararlarına karşı itiraz edilebileceği
yönünde bir hükme yer verilmemesi nedeniyle, İçişleri Bakanınca
verilen 7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı şikayetin işleme
konulmaması kararına yapılan itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
(DAN-DER; SAYI: 116)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 10.04.2007, 2007/333-460)
168
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
BAŞBAKANLIĞA BAĞLI BULUNAN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NIN İLGİLİ DEVLET BAKANININ DA İMZASINI TAŞIYAN
MÜŞTEREK KARARNAME İLE YURTDIŞI KADROSUNA ATAMASI YAPILMIŞ BİR ÖĞRETİM ÜYESİNİN, DÜZENLEYİCİ İŞLEM
OLAN YÖNETMELİK HAKKINDA VERİLMİŞ YÜRÜTMENİN
DURDURULMASI KARARININ GEREĞİ OLARAK ATAMASININ
İPTALİ CİHETİNE GİDİLMESİ USULDE PARALELLİK İLKESİ
GEREĞİ YİNE MÜŞTEREK KARARNAME İLE GERÇEKLEŞEBİLECEĞİNDEN, İLGİLİ DEVLET BAKANLIĞININ VE BAŞBAKANLIĞIN HAZIRLAMASI GEREKEN MÜŞTEREK KARARNAME
NEDENİYLE DİYANET İŞLERİ BAŞKANININ BU FERDİ İŞLEMİN
GERÇEKLEŞTİRİLMEMESİNDEKİ SORUMLULUĞU BAKIMINDAN UYGUN İLLİYET BAĞININ BULUNMADIĞI HK.
Soruşturulacak Eylem: Danıştay Beşinci Dairesinin 1.5.2006
günlü E: 2005/940 sayılı yürütmenin durdurulması kararını yerine
getirmemek suretiyle görevi kötüye kullanmak
Dosyanın incelenmesinden; 26.6.1997 günlü, 23031 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Yurt Dışı
Teşkilatına Atanacak Personelin Seçim Esaslarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair, 13.1.2005 günlü, 25699 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik hükümlerine dayanılarak
9.8.2005 tarihinde Paris Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliğine
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi ?’ın müşterek
kararla atandığı, adı geçen yönetmeliğin, yurtdışı teşkilatına 2547
sayılı yasaya tabi öğretim üyelerinin atanabilmesine imkan sağlayan hükümlerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle
Danıştay Beşinci Dairesine açılan davada 1.5.2006 tarihinde
yürütmenin durdurulması kararı verildiği, şikayetçi tarafından bu
kararın yerine getirilmediği gerekçesi ile şüpheli hakkında şikayette
bulunulduğu, bizzat kendisi tarafından yapılan ön incelemeye dayalı
olarak Diyanet İşleri Başkanlığından sorumlu Devlet Bakanlığı
tarafından soruşturma izni verilmediği anlaşılmıştır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
169
Uygulanmadığı ya da gereklerinin yerine getirilmediği ileri sürülen yürütmenin durdurulmasına ilişkin yargı kararı, düzenleyici bir
işlem olan Yönetmelik değişikliğine karşı Başbakanlık ve Diyanet
İşleri Başkanlığı hasım (davalı) gösterilerek açılmış bir iptal davası
nedeniyle verilmiştir. Danıştay Beşinci Dairesince verilen 1.5.2006
günlü, E: 2005/940 sayılı yürütmenin durdurulması kararında;
Diyanet İşleri Başkanlığının yurt dışı teşkilatının yasal dayanağının
bulunmadığı, buna karşın 189 sayılı KHK. yürürlüğe girdikten sonra
bu KHK’nin 3 üncü maddesine aykırı biçimde çeşitli tarihlerde
çıkarılan Bakanlar Kurulu kararları ile bu Başkanlığın yurtdışı
teşkilatının oluşturulduğu, böylece yasal dayanağı olmayan bir
yurtdışı teşkilatının, yine aynı Bakanlar Kurulu kararlarıyla kendisine verilen görevleri yerine getirmeyi sürdürdüğü, başka bir anlatımla fiilen var olduğu tespit edilmiş, ayrıca 2547 sayılı Yüksek Öğretim
Kurumu Kanununun 38 inci maddesinde, açıkça üniversite öğretim
elemanlarının bu maddede sayılan yerlerde “görevlendirilmelerinin”
amaçlanmasına karşın, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile
Diyanet İşleri Başkanlığının yurtdışı teşkilatı kadrolarına öğretim
üyelerinin atanması olanağı getirilerek geçici nitelikli görevlendirmenin kalıcı niteliğe büründürüldüğü vurgulanarak Yönetmeliğin
ilgili maddelerinin hukuka aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu Yönetmelik uyarınca, Diyanet İşleri Başkanlığı yurtdışı teşkilatında açık bulunan Paris Büyükelçiliği din hizmetleri müşavirliği
kadrosuna Marmara üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi
?’ın atanması, 9.8.2005 günlü ve 2005/7357 sayılı müşterek
kararname ile yapılmış olup, bu atama işlemine karşı açılmış bir
iptal davası bulunmamaktadır.
Soruşturma izni verilmemesine ilişkin yetkili merci kararında,
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, yürütmenin durdurulması
kararının tebliği tarihinden sonra ferdi idari işlem tesis edilmesine
yönelik bir hazırlık çalışması yapılmadığı belirtilmekle beraber,
düzenleyici işlem olan Yönetmelik hakkında verilen yargı kararının,
170
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
bu Yönetmeliği yayımlayan ve yürütme makamı olan Devlet Bakanlığının başlatacağı işlemlerle gereğinin yerine getirilmesi gerekmektedir. Nitekim, sözü edilen Yönetmelik, Devlet Bakanlığı tarafından
25.1.2007 günlü ve 26414 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
Yönetmelik ile yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır.
Başbakanlığa bağlı bulunan Diyanet İşleri Başkanlığının ilgili
Devlet Bakanının da imzasını taşıyan müşterek kararname ile
yurtdışı kadrosuna ataması yapılmış bir öğretim üyesinin, düzenleyici işlem olan Yönetmelik hakkında verilmiş yürütmenin durdurulması kararının gereği olarak atamasının iptali cihetine gidilmesi
usulde paralellik ilkesi gereği yine müşterek kararname ile gerçekleşebileceğinden, ilgili Devlet Bakanlığının ve Başbakanlığın
hazırlaması gereken müşterek kararname nedeniyle Diyanet İşleri
Başkanının bu ferdi işlemin gerçekleştirilmemesindeki sorumluluğu
bakımından uygun illiyet bağının bulunmadığı, bu durumda ilgiliye
isnad edilen eylemin hakkında hazırlık soruşturmasını gerektirecek
nitelik arzetmediği anlaşıldığından, Devlet Bakanının 4.12.2006
günlü, B.02.0.004/030033 sayılı soruşturma izni verilmemesine
ilişkin kararına yapılan itirazın reddine, dosyanın Diyanetten sorumlu Devlet Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz eden vekiline
gönderilmesine 16.2.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
2451 sayılı Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne
İlişkin Kanunun 2 nci maddesinde, Diyanet İşleri Başkanının
Bakanlar Kurulu Kararı ile atanacağı düzenlenmiş, 633 sayılı
Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda
da Diyanet İşleri Başkanlığının Başbakanlığa bağlı olduğu belirtilmiştir.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendinde, Bakanlar Kurulu kararı ile atananlar yönünden Başbakanın soruşturma
izni vermeye yetkili olduğunu hükme bağladığından, hakkında ön
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
171
inceleme yapılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu için Başbakanın soruşturma izni vermesi veya vermemesi gerekmektedir.
Bu nedenle Devlet Bakanının bu konuda karar alma yetkisi bulunmadığından, Devlet Bakanı tarafından verilen 4.12.2006 günlü,
B.02.0.004/03033 sayılı kararın açıklanan sebeplerle kaldırılması
gerektiği görüşüyle aksi yönde verilen çoğunluk kararına karşıyım.
(DAN-DER; SAYI:115)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 16.02.2007, 2006/1303-2007/163)
ÇEVRE VE ORMAN BAKANININ DERKENAR NOTUNUN,
SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİ KARARI OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİNE OLANAK BULUNMADIĞI HK.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının
memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri
suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili
merciileri belirlemek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, 3 üncü
maddesinin (e) bendinde, Bakanlar Kurulu kararıyla veya bakanlıkların merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanan memurlar
ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakanın soruşturma izni
vermeye yetkili olduğu, 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili
merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya 4
üncü maddede belirtilen şekilde (ihbar, bildirim ve şikayet) öğrendiğinde bir ön inceleme başlatacağı, 7 nci maddesinde, yetkili merciin
belirtilen süreler içinde soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi
konusunda karar vermek zorunda olduğu,
9 uncu maddesinde yapılan ön inceleme sonucunda verilen
kararın Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan
memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye bildirileceği; soruşturma izni verilmesine ilişkin karara hakkında inceleme
172
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin, soruşturma izni
verilmemesine ilişkin karara ise Cumhuriyet başsavcılığı veya
şikayetçinin, kararının kendilerine tebliğinden itibaren on gün içinde
itiraz edebilecekleri, itirazın 3 üncü maddenin (e), (f) (g) (Cumhurbaşkanınca verilen hariç) ve (h) bentlerinde belirtilen yetkili merci
kararına karşı Danıştay İdari Dairesine, diğerleri için yetkili merciin
yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesine yapılacağı ve
itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hüküme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğünde mühendis olarak görev yapan ...’in 25.5.2006 günlü dilekçesiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa aykırı olarak kendisine
maaş ödemesi yapmadığı gerekçesiyle Çevre Yönetimi Genel
Müdürü ... ve diğer kamu görevlilerini şikayet ettiği, şikayet üzerine
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşarınca imzalı 23.6.2006 günlü,
M.Ö.K./59 sayılı yazıyla şikayet hakkında soruşturma izni vermeye
yetkili merci olan Bakanca bir karar verildiğine dair bir açıklama
olmaksızın Bakanlıkça yapılan iş ve işlemlerde şikayetçinin mağduriyetine yol açacak bir hususa rastlanmadığının anlaşıldığından
bahisle Bakanlık Makamınca 4483 sayılı Yasaya göre işlem yapılmasına gerek bulunmadığının belirtildiği, bu kararın işleme koymama niteliğinde bir karar olduğu gerekçesiyle şikayetçinin Dairemize
yaptığı başvuru üzerine Dairemizin 29.9.2006 günlü, E:2006/641,
K:2006/827 sayılı kararıyla hakkında soruşturma izni istenenlerden
...’ın Çevre Yönetimi Genel Müdürü olması nedeniyle 4483 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendinde sayılan ortak kararla
atanan memurlardan olduğu, hakkında soruşturma izni verilmesi
veya verilmemesi konusunda karar vermeye yetkili merciin Bakan
olması gerektiği, kanunda belirtilen makamlara bizzat kullanılmak
üzere verilmiş münhasır yetkinin başka bir makamca kullanılması
mümkün bulunmadığı gerekçesiyle 23.6.2006 günlü, M.Ö.K./59
sayılı kararın kaldırılmasına karar verildiği, Dairemiz kararının Çevre
ve Orman Bakanlığına tebliği üzerine kendisine sunulan kararın
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
173
altına Bakan tarafından düşülen 28.11.2006 günlü derkenar notunda, “22.06.2006 tarihli yazıda da görüldüğü gibi soruşturma izni
verilmemiştir. Yeni bir tutum ve görüş söz konusu değildir.” ibaresinin
yazıldığı, derkenar notu ihtiva eden Dairemiz kararının son sayfasının 30.11.2006 günlü, M.Ö.K./123 sayılı üst yazıyla şikayetçiye tebliğ
edildiği, ancak derkenar notunda bahsi geçen 22.6.2006 günlü
yazının mahiyeti bilinmediği gibi bu yazının şikayetçiye tebliğ edilmediği, Müsteşar imzalı 23.6.2006 günlü, M.Ö.K./59 sayılı yazıda
şikayet hakkında işlem yapılmasına gerek bulunmadığından söz
edildiği halde, 28.11.2006 günlü Bakanın derkenar notunda soruşturma izni verilmediğinden bahsedildiği, anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 4483 sayılı Yasanın öngördüğü usule uyulmak
suretiyle Çevre Yönetimi Genel Müdürü ... ve diğer kamu görevliler
hakkında yapılan şikayet üzerine yetkili merci tarafından ön inceleme yaptırılıp yaptırılmadığı, ön inceleme raporuna dayalı olarak ilgili
hakkında soruşturma izni verilip verilmediği anlaşılamadığından ve
şikayetçiye bu nitelikte bir kararın tebliğ edilmemiş bulunması
karşısında, Bakan tarafından kararımızın altına yazılan derkenar
notunda sözü edilen 22.6.2006 günlü kararın şikayetçiye ve Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına tebliğ edilmesinden sonra bu kararın
mahiyetinin anlaşılacağı ve yapılacak itiraz üzerine incelenmesinin
mümkün olacağı, bu nedenle Çevre ve Orman Bakanının
28.11.2006 günlü derkenar notunun soruşturma izni verilmemesi
kararı olarak değerlendirilmesine olanak bulunmadığı görüldüğünden yapılan itirazın incelenmeksizin reddine, kararın bir örneğinin
Çevre ve Orman Bakanlığına, bir örneğinin dilekçe ve ekleriyle
birlikte şikayetçi vekiline gönderilmesine 29.12.2006 gününde
oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
28.11.2006 günlü derkenar notunda bahsi geçen 22.6.2006
günlü kararın dosyada mevcut bulunmaması nedeniyle söz konusu
kararın hukuki nitelilği tespit edilememiş, kararın soruşturma iznine
174
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
mi yoksa şikayetin işleme konulmamasına mı ait olduğu ve bu
kararın verilmesine dayanak oluşturan bir ön inceleme raporunun
bulunup bulunmadığı anlaşılamamış olmakla, ara kararı ile tüm bu
hususlar aydınlatıldıktan sonra esas hakkında bir karar verilmesi
gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
(DAN-DER; SAYI:115)
(1. Daire, 29.12.2006, 2006/1222-1333)
İDARENİN RESEN TESİS ETTİĞİ ATAMA İŞLEMİNE KARŞI
DAVA AÇTIKTAN SONRA, KENDİ İSTEMİ ÜZERİNE BAŞKA BİR
GÖREVE ATANAN DAVACI LEHİNE, İLK İŞLEMİN İPTALİNE
İLİŞKİN MAHKEME KARARININ BAĞLI YETKİ İÇİNDE OLAN
İDARECE UYGULANMASI GEREKTİĞİNDEN; MAHKEME KARARININ UYGULANMADIĞI YOLUNDA İSNAT EDİLEN EYLEMİN,
HAKLARINDA SORUŞTURMA YAPILMASINI GEREKTİRECEK
NİTELİKTE BULUNDUĞU HK.
Soruşturulacak Eylem: Ankara 4.İdare Mahkemesinin 22.3.2006
gün ve E:2005/1205, K:2006/563 sayılı kararını uygulamamak
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyanın incelenmesinden, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
19 uncu Bölge Müdürü olarak görev yapan şikayetçinin 11.3.2005
tarihli işlem ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığına APK uzmanı olarak
atandığı, anılan işleme karşı Ankara 4 üncü İdare Mahkemesinde
açmış olduğu dava devam ederken 7.4.2005 tarihinde Tarım
Reformu Genel Müdürlüğünde durumuna uygun bir kadroya atanma talebinde bulunması üzerine 30.5.2005 tarihinde Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne APK uzmanı olarak atamasının yapıldığı,
Ankara 4 üncü İdare Mahkemesinin 22.3.2006 günlü ve
E:2005/1205, K:2006/563 sayılı kararı ile Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğü 19 uncu Bölge Müdürlüğü görevinden alınması işleminin
iptali isteminin reddine, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına APK uzmanı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
175
olarak atanmasına ilişkin işleminin iptaline karar verildiği, anılan
Mahkeme kararının Bakanlığa 23.8.2006 tarihinde tebliğ edildiği,
ancak soruşturma konusu 19.9.2006 gün ve 254 sayılı işlem ile
şikayetçinin 7.4.2005 tarihli dilekçesi üzerine kendi isteğiyle Tarım
Reformu Genel Müdürlüğüne atanmasının yapıldığı, idarece bu
şekilde yeni bir işlem tesis edilmesi nedeniyle hukuki bakımdan
uygulanması zorunlu bir Mahkeme kararı kalmadığının belirtildiği,
şikayetçinin yargı kararının uygulanmadığını belirterek, Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı şikayet üzerine başlatılan ön
inceleme sonucunda hazırlanan raporda, Ankara 4 üncü İdare
Mahkemesinin 22.3.2006 günlü ve E:2005/1205, K:2006/563 sayılı
kararının uygulanması konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
Personel Genel Müdürlüğünde oluşan duraksama üzerine Bakanlık
Hukuk Müşavirliğinden görüş alındığı ve bu görüş doğrultusunda
işlem tesis edildiği belirtilerek soruşturma izni verilmemesinin önerildiği, Yetkili Merci tarafından da aynı yönde karar verildiği anlaşılmıştır.
Anayasanın 138 inci maddesinde yasama ve yürütme organı
ile idarenin, mahkeme kararına uymak zorunda olduğu, bu organlar
ile idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve
bunların yerine getirilmesi geciktiremeyeceği, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesinde, idarenin mahkemenin esas ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararının icaplarına göre gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, uygulama süresinin hiç bir şekilde kararın
idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçmeyeceği hükme
bağlanmıştır.
Bu durumda, mahkeme kararlarının uygulanma zorunluluğuna
ilişkin yukarıda belirtilen Anayasa’nın amir hükmü ve yasal düzenlemeler karşısında idare bağlı yetki içinde bulunduğundan ve
idarelere yargı kararlarının uygulanması noktasında yorum ve
değerlendirme yoluyla takdir yetkisi tanımadığından, ilgililere anılan
mahkeme kararının uygulanmadığı yolunda isnat edilen eylemin
176
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
haklarında hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte
bulunduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle itirazın kabulüyle, Tarım ve Köyişleri Bakanının 29.1.2007 günlü, TEF.2007.000 sayılı soruşturma izni
verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı ile itiraz eden vekiline gönderilmesine 5.4.2007
gününde oyçokluğuyla karar verildi.
AYRIŞIK OY
Şikayetçinin açmış olduğu iptal davası sonuçlanmadan,
30.5.2005 tarihinde kendi isteği doğrultusunda Tarım Reformu
Genel Müdürlüğüne atamasının yapıldığı, yargı kararlarına uyulması yasal bir zorunluluk ise de şikayetçinin kendi isteği ile idareye
yeni bir işlem tesis ettirdiği, bu durumda hukuki bakımdan ortada
yerine getirilmesi gerekli bir yargı kararının kalmadığı, bu nedenle
ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında hazırlık soruşturması
yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı ve şikayetçi itirazının
reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım.
(DAN-DER; SAYI: 116)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 05.04.2007, 2007/317-441)
TEBLİĞ ALINDISININ ÜZERİNE ŞİKAYETÇİNİN KENDİ EL
YAZISIYLA YAZDIĞI “HUKUKA AYKIRI VERİLEN KARARA
İTİRAZ EDİYORUM.” YAZISININ USULÜNE UYGUN YAPILMIŞ
İTİRAZ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ HK. KARAR
Soruşturulacak Eylem: İmar planına aykırı inşaat ruhsatı vermek
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hakkında soruşturma izni istenenler için şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının 7.12.2006 günlü,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
177
İNS:06.35.2041 sayılı kararının şikayetçi ?’e tebliğine ilişkin alındının üzerine, şikayetçinin kendi el yazısıyla yazdığı ““Hukuka aykırı
verilen karara itiraz ediyorum.” yazısı anılan karara karşı usulüne
uygun yapılmış bir itiraz olarak değerlendirilmek suretiyle işin
esasına geçildi:
4483 sayılı Yasanın 4 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü
fıkralarında, bu Kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri
hakkında yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte
olmamasının, ihbar ve şikayetlerde kişi ve/veya olay belirtilmesinin
zorunlu olduğu, iddiaların da ciddi bulgu ve belgelere dayanması
gerektiği, bu hükme aykırı bulunan ihbar ve şikayetlerin, cumhuriyet
başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme
konulmayacağı ve durumun ihbar veya şikayette bulunana bildirileceği, aynı Kanunun 5 inci maddesinde ise, izin vermeye yetkili
merciin, bu kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini bizzat veya
yukarıdaki maddede yazılı şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatacağı hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, İzmir İli, ? İlçesi, ? Mahallesi, ?
ada, ? parsel sayılı taşınmaz için düzenlenen 19.9.1990 günlü, 486
sayılı inşaat ruhsatı ve aynı ada, ? parsel sayılı taşınmaz için
düzenlenen 12.10.1992 günlü, 2500 sayılı inşaat ruhsatı ile 4 kat,
yükseklik 12.80 ve toplam 420 m2 alanlı yapı izni verildiği, Şehir
Plancısı ? ve Harita Mühendisi ? tarafından 18.9.2006 gününden
düzenlenen bilirkişi raporuyla, ? ada, ? ve ? parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların imar planı, plan notları, imar durumu,
inşaat ruhsatı ve eklerine uygun olarak yapıldığının ortaya konulduğu, bu durumda, anılan 4 üncü madde kapsamında şikayetin ciddi
bulgu ve belgelere dayanmadığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının
7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı şikayetin işleme konulmamasına ilişkin kararına yapılan itirazın reddine, dosyanın İçişleri
Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edene gönderilmesine
10.4.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
178
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
KARŞI OY
4483 sayılı Kanunda, Cumhuriyet başsavcılarının veya yetkili
merciin işleme koymama kararlarına karşı itiraz edilebileceği
yönünde bir hükme yer verilmemesi nedeniyle, İçişleri Bakanınca
verilen 7.12.2006 günlü, İNS:06.35.2041 sayılı şikayetin işleme
konulmaması kararına yapılan itirazın incelenmeksizin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
(DAN-DER; SAYI: 116)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 10.04.2007, 2007/333-460)
BELEDİYELERE İBADET YERİ AÇMA KONUSUNDA HERHANGİ BİR GÖREV VERİLMEMESİ NEDENİYLE; BELEDİYEYE
AİT BİR OTOBÜSÜN SEYYAR MESCİT HALİNE GETİRİLMESİ
EYLEMİNİN, DOĞRUDAN GENEL HÜKÜMLERE GÖRE SORUŞTURULMASI GEREKTİĞİ HK.KARAR
Soruşturulacak Eylem: Semt pazarlarında isteyen şahısların
ibadet yapabilmeleri amacıyla belediye başkanlığına ait bir belediye
otobüsünü seyyar mescit haline getirmek
Gereği görüşülüp düşünüldü:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasında, “bu
Kanunun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare
esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve
sürekli görevleri ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin
görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanacağı hükmü
yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, belediyeye ait 1981 model otobüsün koltukları sökülmek ve camları perde ile kapatılmak suretiyle
semt pazarlarındaki esnafın ibadet edebilmesi amacıyla 2004
yılının Kasım ve Aralık aylarında mescit olarak kullanıldığı, talep
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
179
olmaması üzerine uygulamaya son verildiği, daha sonra herhangi
bir hizmette kullanılmayan otobüsün Gerede Belediyesine satıldığı,
bu arada şikayetçi tarafından Bolu Cumhuriyet Başsavcılığına
verilen 27.12.2004 tarihli şikayet dilekçesinde belediye otobüsünün
yetkisiz ve izinsiz olarak mescide dönüştürüldüğü ve Belediye
Kanununda belediyelerin mescit açmak gibi bir görevinin bulunmadığı belirtilerek suç dururusunda bulunulduğu, Bolu Cumhuriyet
Başsavcılığının 29.12.2004 tarih ve Hz. No: 2004/4838 sayılı
yazısıyla Belediye Başkanı hakkında İçişleri Bakanlığından soruşturma izni istenildiği, bu istem ve Dairemizce verilen 25.4.2006
günlü, E: 2006/246, K: 2006/546 sayılı karar üzerine İçişleri Bakanlığının Mülkiye Müfettişine iddialar hakkında ön inceleme yaptırdığı,
hazırlanan ön inceleme raporunda belediyelerin mescit açmak gibi
bir görevinin bulunmamasına rağmen belediye otobüsünün mescite
dönüştürülmesinde herhangi bir kamu zararının doğmadığı, herhangi bir kişinin mağduriyetine veya haksız kazanç sağlanmasına
sebep olunmadığı belirtilerek soruşturma izni verilmemesi gerektiği
kanaatine varıldığı, yetkili merciin de bu rapora dayalı olarak
soruşturma izni verilmemesi yönünde karar verdiği anlaşılmaktadır.
633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanunun “Camilerin ibadete açılması ve yönetimi”
başlıklı 35 inci maddesinde, cami ve mescitlerin Diyanet İşleri
Başkanlığının izni ile ibadete açılacağı ve Başkanlıkça yönetileceği, hakiki ve hükmi şahıslar tarafından yapıldığı halde izinli veya
izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve mescitlerin yönetiminin üç ay içinde Diyanet İşleri Başkanlığına devredileceği,
Diyanet İşleri Başkanlığınca buralara imkanlar nispetinde kadro
tahsis edileceği, kadro tahsis edilinceye kadar buralarda görev
yapanların mesleki ehliyetleri ile ilgili esas ve usullerin yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verildiği, diğer taraftan eylem
tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1580 sayılı ve 5272 sayılı
Belediye Kanununlarında belediyenin ve belediye başkanının
180
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
görevlerine ilişkin hükümlerde, belediyelere ibadet yeri açma
konusunda herhangi bir görev verilmediği, 633 sayılı Kanunun 35
inci maddesinde yer alan hüküm uyarınca bu görevin Diyanet İşleri
Başkanlığına ait olduğu açıktır.
Yukarıdaki kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden,
adı geçene isnat edilen eylemin, 4483 sayılı Kanun kapsamında
görevi sebebiyle işlenmiş bir suç olarak nitelendirilemeyeceği, bu
nedenle genel hükümlere göre işlem yapılması gerektiği anlaşıldığından, ilgili hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin İçişleri
Bakanının 7.12.2006 tarih ve Tef.Kur.Bşk. 2006/187 sayılı kararına
karşı yapılan itirazın bu yönden kabulüne, anılan kararın kaldırılmasına, genel hükümlere göre gereğinin yapılması için dosyanın Bolu
Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin İçişleri Bakanlığına ve itiraz edene gönderilmesine 26.4.2007 gününde oyçokluğuyla
karar verildi.
KARŞI OY
Mülkiyeti belediyeye ait atıl durumdaki eski model bir belediye
otobüsünün seyyar mescit hale getirilmesinin Belediye Başkanının
bilgisi ve talimatı dahilinde yapıldığı, olay tarihinde yürürlükte
bulunan 1580 sayılı Belediye Kanununun 19/1. maddesinde belde
sakinlerinin müşterek ve medeni ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
her türlü faaliyette bulunma yetkisinin belediyelere verildiği,
24.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5272 sayılı Belediye Kanununun 15/a maddesinde de benzer hükümlerin yer aldığı dikkate
alındığında suç olarak isnat edilen eylemin görev sebebiyle işlendiği kabul edilerek olaya 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması
gerektiği, söz konusu otobüsün belediye bütçesinden herhangi bir
harcama yapılmaksızın koltuklarının sökülerek toplanan bağışlarla
seyyar mescit haline dönüştürüldüğü, kısa bir süre sonra da bu
uygulamadan vazgeçilerek eski haline getirilen bu otobüsün başka
bir belediyeye satıldığı, bu aşamada taşımacılıkla ilgili kamu
hizmetinin yürütülmesinde aksama olmadığı, kişilerin mağduriyeti-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
181
ne, herhangi bir haksız kazanca veya kamunun zararına sebebiyet
verilmediği anlaşıldığından, ortada konusu suç teşkil edecek bir
eylem bulunmadığından şikayetçi itirazının reddi gerekeceği
görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.
(DAN-DER; SAYI: 116)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 26.04.2007, 2007/327-508)
1- ÜNİVERSİTE PERSONELİ OLAN VE 2547 SAYILI YASA’NIN 53 ÜNCÜ MADDESİNE GÖRE, DEKANLARLA İŞTİRAK
HALİNDE SUÇ İŞLEDİKLERİ ANLAŞILANLAR HAKKINDA, VALİ
TARAFINDAN 4483 SAYILI YASA HÜKÜMLERİNE GÖRE ÖN
İNCELEME YAPTIRILARAK KARAR VERİLMESİNE HUKUKEN
OLANAK BULUNMADIĞI HAKKINDA.
2- DEĞİŞİK STATÜDEKİ KİŞİLERİN BİRLİKTE SUÇ İŞLEMELERİ HALİNDE, SORUŞTURMA USULÜ VE YETKİLİ YARGILAMA MERCİİNİN, GÖREV İTİBARİYLE ÜST DERECELİYE
GÖRE TAYİN EDİLECEĞİ HK. KARAR
Suçlar: ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in
3.1.-Bazı firmalara ödemelerde öncelik tanımak
..., ..., ..., ..., ... ve ...’in
3.2.-2003 yılında yapılan satınalma ve harcamalarda 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun doğrudan alım ve pazarlık usulü ile
yapılan harcamaların yıllık toplamının, idarelerin bütçelerine bu
amaçla konulacak ödeneklerin % 10’unu geçemeyeceği yolundaki
62 nci maddesine aykırı davranmak
... ve ...’nin
3.3.-15.10.2003 tarihinde pazarlık usulüyle yapılan 5000 kg.
sıvı el sabunu alımı ihalesinde 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa
aykırı davranmak
182
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
3.4.-Doğrudan temin usulüyle yapılan elektrik malzemesi alımlarında yeterli fiyat araştırması yapmamak suretiyle piyasa fiyatının
üzerinde malzeme alımına sebebiyet vermek
...’in
3.5.-Doğrudan temin usulüyle 17.3.2003 ve 23.10.2003 tarihlerinde yapılan tansiyon aleti alımlarında muayene komisyonu üyesi
sıfatıyla düzenlediği raporlarla pahalı alet alımına sebebiyet vermek
suretiyle kurumu zarara uğratmak
..., ... ve ...’nin
3.6.-Doğrudan temin usulüyle 14.3.2003-23.5.2003 tarihlerinde
yapılan heparin lak alımlarında yeterli fiyat araştırması yapmamak
suretiyle fahiş alımlara sebebiyet vermek
..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in
3.7.-Bakteri virüs filtresi, dezenfektan ve battaniye alımlarında
usulsüzlük yapmak
...’in
4.1.-Hastanenin 2002 yılı ilk beş aylık temizlik işini ihalesiz olarak ... Sosyal Hizmetler İnşaat, Yatırım, Taşıma, Dağıtım San.ve
Tic.Ltd.Şirketine vermek
4.2.-Hastanenin 2001 yılı temizlik ihalesini alan ... Sosyal Hizmetler İnşaat, Yatırım, Taşıma, Dağıtım San. ve Tic.Ltd. şirketinin
yöneticisi ...’a sözleşmeye aykırı olarak ayrıca işçi ücreti ödemek
suretiyle kurumu zarara uğratmak
4.3.-Hastanenin 2002 yılı son yedi aylık temizlik ihalesine yapılan itirazlara cevap vermemek
...’ın
5-Hastaneye fahiş fiyatlarla malzeme satınalmak suretiyle kurumu zarara uğratmak, satınalmalarda ve temizlik ihalelerinde
usulsüzlük yapmak, ödemelerde firmalar arasında ayrım yapmak
Suç Tarihi: 2001-2004 Yılları
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
183
İncelenen Karar:
1- ... Üniversitesi Rektörlüğünce Rektör başkanlığında rektör
yardımcılarından oluşturulan Kurulun 6.12.2006 günlü, 1764 sayılı
3.1, 3.2, 4.1, 4.2 ve 4.3 maddelerdeki suçlardan ..., ..., ..., ..., ..., ...
ve ... hakkında men-i muhakeme kararı verilmesine ilişkin kararı
2-... Üniversitesi Rektörlüğünce Üniversite yönetim kurulu üyelerinden oluşturulan Kurulun 26.1.2007 günlü, sayısız, 3.3 ve 3.4
üncü maddelerdeki suçlardan ... ve ..., 3.6 maddedeki suçtan ..., ...
ve ... hakkında lüzum-u muhakeme, 3.7 nci maddedeki suçtan ...,
..., ..., ..., ..., ...ve ... hakkında men-i muhakeme kararı verilmesine
ilişkin kararı
3-Sivas Valisinin, 4483 sayılı Kanun uyarınca 3.5 maddedeki
suçtan ... hakkında soruşturma izni verilmesine, 5. maddeyle ilgili
olarak da ... hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin
25.12.2006 günlü, 2006/38 sayılı kararı
Karara İtiraz Edenler: Rektörlükçe oluşturulan Yetkili Kurulun
26.1.2007 günlü, sayısız kararıyla haklarında lüzum-u muhakeme
kararı verilen ..., ..., ... ve ...
İncelenme Nedeni: İtirazlar üzerine ve yasa gereği kendiliğinden
... Üniversitesi Rektörlüğünün 24.4.2007 günlü, 558-1534 sayılı yazısı ile gönderilen soruşturma dosyası ile yukarıda belirtilen iki
yetkili kurul kararı ile Sivas Valisinin kararı ile Dairemizin 26.1.2006
günlü, E: 2006/1368, K: 2006/110 sayılı kararı, Tetkik Hakimi Tanju
Kızılkuş’un açıklamaları dinlendikten sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesi ve 4483 sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlileri Hakkında Kanun uyarınca incelendi,
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin (c)
fıkrasının (2) numaralı bendinin (c) alt bendinde, fakülte dekanları
hakkında rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör
yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurul tarafından, (e) alt bendin-
184
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
de, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlar hakkında,
mahal itibarıyla yetkili il idare kurulunca son soruşturmanın açılıp
açılmayacağına karar verileceği, aynı fıkranın (5) numaralı bendinde de, değişik statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde
soruşturma usulünün ve yetkili yargılama merciinin görev itibariyle
üst dereceliye göre tayin olunacağı hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, ... Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Döner Sermaye İşletmesine fahiş fiyatla malzeme
alınarak kurumun zarara uğratıldığı, satınalmalarda usulsüzlük
yapıldığı, temizlik hizmetlerinin ihalesiz yaptırıldığı, ihale ile yapılan
temizlik hizmetlerinin ihalesinde ise usulsüzlük yapıldığı, ödemelerde firmalar arasında ayrım yapıldığı ve bu konuların araştırılması
için verilen şikayet dilekçesiyle ilgili olarak işlem yapılmadığı
iddialarının Dairemizin 26.1.2006 günlü ve E:2006/1368,
K:2006/110 sayılı kararı üzerine yeniden soruşturulması sonucu
hazırlanan fezlekede, ..., ..., ..., ... ile ...’ın şüpheliler arasında
gösterilmesine rağmen şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınmadığı,
2002 ve 2003 yıllarına ait suç konusu eylemlerin döner sermaye
işletmesindeki ihalelere ve satın almalara ilişkin olması sebebiyle
bu eylemlerin tamamından görev tarihleri itibariyle ita amiri sıfatıyla
fakülte dekanlarının da sorumlu olduğu, bu nedenle tüm eylemlerin,
diğer şüphelilerle dekanların birlikte gerçekleştirdiği eylemler olduğu
hususu gözardı edilerek 3.3. 3.4, 3.5, 3.6 ve 3.7 maddelerdeki
suçlar için dekanlarla illiyet bağı kurulmadan sadece diğer şüpheliler hakkında soruşturma yapıldığı, fezlekenin 5 inci maddesinde ise
...’ın herhangi bir eylemle ilişkisi kurulamadığı belirtilerek bu kişi için
men-i muhakeme kararı verilmesinin önerildiği, bu fezleke üzerine
Rektörlükçe diğer şüphelilerden bazılarıyla birlikte dekanlara isnat
edilen 3.1, 3.2, 4.1 4.2 ve 4.3 maddelerdeki suçlardan şüpheliler ...,
..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında Rektör başkanlığında rektör yardımcılarından oluşturulan Kurulun 6.12.2006 günlü, 1764 sayılı kararıyla men-i muhakeme kararı verildiği, 3.3, 3.4, 3.6 ve 3.7 maddeler-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
185
deki suçlar yönünden üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından
oluşturulan yetkili kurulun 26.1.2007 günlü, sayısız kararıyla 3.3 ve
3.4 üncü maddelerdeki suçlardan ... ve ..., 3.6 ncı maddedeki
suçtan ..., ... ve ... hakkında lüzum-u muhakeme, 3.7 maddedeki
suçtan ..., ...; ...,..., ..., ... ve ... hakkında men-i muhakeme kararı
verildiği, 3.5 ve 5 numaralı maddelerden ise bu maddelerde adı
geçen ...’in ve ...’ın Üniversitenin idari personeli olduğu ve 2547
sayılı Yasaya tabi olan bir şüpheli ile de iştirak halinin bulunmadığından bahisle İl İdare Kurulunca karar verilmek üzere soruşturma
dosyasının Sivas İl İdare Kurulu’na gönderildiği, İl İdare Kurulunca
karar verilmek üzere gönderilen dosyada Valilikçe bu kişilerin 4483
sayılı yasaya tabi oldukları yolunda yasaya aykırı bir değerlendirme
yapılması sonucunda ön incelemeci tayin edilerek ön inceleme
raporu hazırlattırıldığı ve Sivas Valisinin 25.12.2006 günlü, 2006/38
sayılı kararıyla 4483 sayılı Yasa uyarınca ... hakkında soruşturma
izni verildiği, ... hakkında ise soruşturma izni verilmediği, Rektörlüğün 24.4.2007 günlü, 558-1534 sayılı yazısıyla sözü edilen üç
kararın da incelenmek ve karar verilmek üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, tüm şüphelilere isnat edilen suçların ihale ve
satınalmalarda ita amiri sıfatıyla sorumluluğu bulunan dekanlarla
birlikte işlenmiş suç olduğu ve Dairemizin 26.1.2006 günlü, E:
2005/1368, K: 2006/110 sayılı kararında da bu husus gözetilerek
yeni bir soruşturma yapılması gerektiği belirtildiği halde, soruşturmada Dairemiz kararının gereğinin yerine getirilmediği, yukarıda
adlarına yer verilen şüphelilerin şüpheli sıfatıyla ifadelerinin alınmadığı, dolayısıyla soruşturmanın eksik incelemeye dayandığı ve
dekanlara göre oluşturulacak yetkili kurulca tüm şüpheliler hakkında
karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, ayrı ayrı oluşturulan yetkili
kurulların, 6.12.2006 günlü, 1764 sayılı men-i muhakeme kararı ile
26.1.2007 günlü, sayısız kısmen men-i muhakeme, kısmen lüzum-u
muhakeme kararının bozulmasına, Üniversite personeli olan ve
186
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2547 sayılı Yasanın 53 üncü maddesinin anılan hükmüne göre
dekanlarla iştirak halinde suç işledikleri anlaşılan ... ve ... hakkında
Sivas Valisince 4483 sayılı Yasa hükümlerine göre ön inceleme
yaptırılarak karar verilmesine hukuken olanak bulunmadığından,
Sivas Valisinin 25.12.2006 günlü, 2006/38 sayılı kısmen soruşturma izni verilmesine kısmen soruşturma izni verilmemesine ilişkin
kararının yetki gasbı nedeniyle yok hükmünde olduğuna, açıklanan
bu gerekçeler karşısında sözü edilen eksiklikler giderilerek değişik
statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde soruşturma usulü ve
yetkili yargılama merciinin görev itibariyle üst dereceliye göre tayin
edileceği hükmüne uygun olarak hazırlanacak fezlekeye göre tüm
şüpheliler hakkında Rektör başkanlığında rektör yardımcılarından
oluşturulacak Yetkili Kurulca karar verilmesi, verilecek kararın
şikayetçilere ve şüphelilere tebligatları yapıldıktan sonra Yasa gereği
veya itiraz edilmesi halinde itiraz dilekçeleri de eklenerek incelenmek
üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın ... Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine, kararın bir örneğinin itiraz edenlere ve Sivas Valiliğine gönderilmesine 31.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:117)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 31.05.2007, 2007/493-662)
SAVCILIK MAKAMININ RESEN SORUŞTURULACAK EYLEM
KAPSAMINDA GÖRDÜĞÜ BİR HUSUSU, İTİRAZA KONU ETMEDEN DOĞRUDAN SORUŞTURABİLECEĞİ HK. KARAR
Soruşturulacak Eylem: Gali Çayı’nın yatağını değiştirerek çevre kirliliğine neden olmak, yetkisi olmadığı halde gölet oluşturarak
şikayetçiye ait araziye zarar vermek.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyanın
incelenmesinden,
şikayetçi
tarafından
Afyonkarahisar Valiliğine ve ? Kaymakamlığına verilen 17.7.2006
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
187
günlü dilekçede, belediyeye ait araçlarla Gali Çayı’nın yatağı
değiştirilerek çevre kirliliğine neden olunduğu ve gölet oluşturarak
arazisine zarar verildiğinin belirtilmesi üzerine yapılan inceleme
sonucunda düzenlenen durum tespit tutanağı ile yapılan yazışmalardan, belediyenin bu nitelikte bir çalışmasının bulunmadığı gibi
şikayetçinin arazisi ile çevre kirliliği yarattığı ileri sürülen alan
arasından yol geçmesi nedeniyle gölet suyunun arazisine çarparak
zarar verdiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle soruşturma izni verilmediği ve bu karara şikayetçinin ve Şuhut Cumhuriyet Başsavcılığının itirazda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şuhut Cumhuriyet Savcısı ? itiraz dilekçesinde, çevre kirliliğine
yol açma suçunun memurlar ya da kamu görevlilerine özgü suç
olmadığı ve adli açıdan resen soruşturmasının yapılması gerektiğinden bahisle İçişleri Bakanının soruşturma izni verilmemesine
ilişkin kararında bu yönden hukuka uyarlık bulunmadığını ileri
sürmekte ise de, savcılık makamının resen soruşturulacak eylem
kapsamında gördüğü bir hususu Dairemiz nezdinde itiraza konu
etmeden doğrudan soruşturabileceği, ancak, ilgiliye isnad edilen
eylemin 4483 sayılı Yasa kapsamında ön incelemeye konu olacak
nitelikte bir eylem olduğu, bu durumda, dosyadaki bilgi ve belgelere
göre ilgiliye isnat edilen eylemin hakkında hazırlık soruşturması
yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, soruşturma izni verilmemesine ilişkin yetkili merci kararına
şikayetçi ve Savcılıkça yapılan itirazların reddine, dosyanın İçişleri
Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine
12.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:117)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 12.06.2007, 2007/551-738)
188
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
YARGI KARARININ GEREĞİNE GÖRE İŞLEM TESİS ETMEK
ZORUNDA OLAN İDARENİN; BU YARGI KARARININ GEREĞİNİ
SÜRESİ İÇİNDE YERİNE GETİRMESİ GEREKİRKEN, MAHKEME
KARARINDAN SONRA, RUHSAT İSTEMİNE KONU OLAN BİNA
HAKKINDA ALDIĞI YIKIM VE PARA CEZASI KARARLARINDAN
BAHİSLE, YARGI KARARINI UYGULAMAMA YOLUNA GİDİLEMEYECEĞİ HK. KARAR
Soruşturulacak Eylem: Bursa 2 nci İdare Mahkemesinin
20.4.2006 günlü, E:2005/1522, K:2006/683 sayılı kararını yerine
getirmemek.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Anayasanın 138 inci maddesinin son fıkrası, “Yasama ve Yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır;
bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”şeklinde olup bu
hükme paralel olarak düzenlenen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulu
Kanunu’nun 28 inci maddesinin birinci fıkrasında, idareyi mahkeme
kararlarını uygulama noktasında gecikmeksizin işlem tesis etmeye
veya eylemde bulunmaya mecbur tutarak bu sürenin hiçbir şekilde
otuz günü geçemeyeceği ifade edilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Bursa ... İlçesi, ... Mahallesi, ...
Bulvarı No:33 adresinde bulunan işyerine ilişkin ‘‘işyeri açma ve
çalıştırma ruhsatı verilmesi’’ yönündeki şikayetçi talebinin, Belediye
Başkanlığınca reddedilmesi üzerine açılan davada Bursa 2 nci
İdare Mahkemesinin 20.4.2006 günlü, E:2005/1522, K:2006/683
sayılı kararıyla ruhsat vermeme işleminin iptal edildiği, şikayetçinin
Belediye Başkanlığına hitaben yazdığı 3.5.2006 günlü dilekçeyle
iptal kararı doğrultusunda kendisine işyeri açma ve çalıştırma
ruhsatının verilmesinin istendiği, şüphelinin imzasını taşıyan cevabi
yazıda ise, iptal kararının tebliğinden sonra söz konusu binada
yapılan inceleme sonucunda, binaya ruhsat ve ekine aykırı inşaat
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
189
yapıldığının tespit edilmesi nedeniyle İmar Kanununun 32 nci
maddesi gereğince 18.5.2006 günlü, 04/0161 sayılı yapı tatil zaptı
düzenlendiği, tanınan süre içinde ruhsata uygun hale getirilmeyen
bina hakkında 25.5.2006 günlü, 1796 sayılı Belediye Encümeni
kararıyla 3194 sayılı kanunun 42 nci maddesi uyarınca para cezası
verilmesine ve yıkımına karar verildiği belirtilerek, yıkımına karar
verilen binaya işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı veremeyeceğinden
bahisle istemin reddedilmesi üzerine şikayetçinin savcılığa başvurarak suç duyurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.
İşyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verilmesi yönündeki şikayetçi
talebinin reddine ilişkin işlem, mahkeme kararı ile iptal edildiğine
göre, yargı kararının gereğine göre işlem tesis etmek zorunda olan
idarenin; bu yargı kararının gereğini süresi içinde yerine getirmesi
gerekirken, mahkeme kararından sonra ruhsat istemine konu olan
bina hakkında aldığı yıkım ve para cezası kararlarından bahisle
yargı kararını uygulamama yoluna gitmesi hukuken tasvip edilemez. Zira, idarenin uygulamama gerekçesi olarak değerlendirdiği
ve sonradan tesis ettiği yıkım ve para cezaları, idarenin tek taraflı
ve yürütülmesi zorunlu nitelikte işlemleri ise de, henüz yargısal
denetimden geçmemiş bu idari işlemlerin yargı kararlarının hukuki
sonuçlarını ve uygulamasını engelleyecek nitelikte ve güçte kabul
edilmesi söz konusu olamaz. Aksi takdirde, işlemi yargı yerlerince
iptal edilen idarelere, yeni hukuki sebeplerle yeni işlemler tesis
etmek suretiyle yargı kararlarını sonuçsuz bırakma keyfiyeti tanınmış olur ki, yargı kararlarına ve hukuka duyulması gereken güveni
sarsan bu davranışın açık ve emredici Anayasa ve Yasa kurallarıyla bağdaştırılması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle ilgililere isnat edilen eylemin haklarında
hazırlık soruşturması yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu
anlaşıldığından, itirazın kabulü ile İçişleri Bakanının soruşturma izni
verilmemesine ilişkin 27.2.2007 günlü, 2007/35 sayılı kararının
kaldırılmasına, dosyanın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın
190
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
bir örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine
3.7.2007 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dosyanın incelenmesinden, Bursa Osmangazi İlçesi, Santral
Mahallesi, Ulubatlı Hasan Bulvarı No:33 adresinde bulunan işyeri ile
ilgili ‘‘işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı verilmesi’’ yönündeki şikayetçi
talebinin Belediye Başkanlığınca reddedilmesi üzerine Bursa 2 nci
İdare Mahkemesinin E:2005/1522, K:2006/683 sayılı kararıyla ruhsat
vermeme işleminin iptal edildiği, ancak söz konusu bina ile ilgili
olarak Belediye Başkanlığınca yapılan incelemede ruhsata aykırılıklar tespit edilerek yıkımına karar verilmesi nedeniyle yıkılacak binaya
işyeri açma ve çalıştırma ruhsatının verilmemesi eyleminde mahkeme kararınının uygulamamasından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, İçişleri Bakanının soruşturma izni verilmemesine ilişkin
27.2.2007 günlü, 2007/35 sayılı kararına yapılan itirazın reddedilmesi gerektiği düşüncesiyle çoğunluk kararına katılmıyorum.
(DAN-DER; SAYI:117)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 03.07.2007, 2007/674-862)
YAPININ YIKILMASI YÖNÜNDE VERİLEN BELEDİYE ENCÜMENİ KARARLARINI UYGULAMAYANLAR İÇİN, SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.KARAR
Soruşturulacak Eylem: Büyükçekmece İlçesi, Alkent 2000 Mahallesinde ruhsata aykırı olarak yapılan on yedi yapının yıkılması
yönünde verilen Belediye Encümeni kararlarını uygulamamak
Gereği görüşülüp düşünüldü:
3194 sayılı İmar Kanununun 32 nci maddesinde, bu Kanun
hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç;
ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı
yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce tespiti ve ihbarı
veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
191
belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumunun tespit edileceği, yapının mühürlenerek inşaatın derhal durdurulacağı, durdurmanın yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ
edilmiş sayılacağı, bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı
sahibinin, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak,
belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını isteyeceği,
ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya
ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda
anlaşılırsa, mühürün, belediye veya valilikçe kaldırılacağı ve
inşaatın devamına izin verileceği, aksi takdirde ruhsatın iptal
edileceği, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan binanın, belediye
encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya
valilikçe yıktırılarak masrafının yapı sahibinden tahsil edileceğinin
hükme bağlandığı, olayda Büyükçekmece Baraj Gölü koruma
havzasında kalan Büyükçekmece İlçesi, Alkent 2000 Mahallesinde
bulunan on yedi yapı hakkında ruhsat ve eklerine aykırı olduklarından bahisle yapı tatil tutanağı düzenlendiği, 3194 sayılı İmar Kanununun 32 nci maddesi uyarınca Belediye Encümenince 2002, 2004
ve 2005 yıllarında her bir yapı için ayrı ayrı yıkım kararı verildiği, bu
yapılardan yedisi için ilave ve tadilat yapı ruhsatları düzenlendiği,
birisi için ise verilen yıkım kararının uygulanması suretiyle imara
aykırılığın giderildiği, diğer yapılar için verilen yıkım kararlarının ise
henüz uygulanmadığı, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin,
haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu
anlaşıldığından, itirazın kabulüyle, İçişleri Bakanının 23.5.2007
günlü, 2007/108 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının
kaldırılmasına, dosyanın Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına,
kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 24.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:117)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 24.10.2007, 2007/1217-1221)
192
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ÖN İNCELEMECİ TARAFINDAN İDDİA KONUSU EYLEME
İLİŞKİN BELEDİYE MECLİSİ KARARLARINDA İMZASI BULUNAN
BELEDİYE MECLİSİ ÜYESİ ... İSTANBUL İLİNDE KALP AMELİYATI OLDUĞUNDAN BAHİSLE İFADESİNİN ALINMADIĞI VE BU
YÖNÜYLE EKSİK İNCELEME RAPORU DÜZENLENDİĞİ ANLAŞILDIĞINDAN, BELEDİYE MECLİS ÜYESİ ... USULÜNE UYGUN
OLARAK İFADESİNİN ALINMASI VE DÜZENLENECEK EK ÖN
İNCELEME RAPORUNDA BU İFADENİN DE DEĞERLENDİRİLMESİNDEN SONRA, YENİDEN BU KİŞİ HAKKINDA BİR KARAR
VERİLMESİ, SÖZ KONUSU KARARIN İLGİLİYE BİLDİRİLDİĞİNE
İLİŞKİN ALINDI BELGESİ İLE İTİRAZ EDİLMESİ HALİNDE, BUNA
İLİŞKİN DİLEKÇENİN EKLENMESİ, İTİRAZ EDİLMEMESİ HALİNDE, MEVCUT İTİRAZLARIN İNCELENMESİ İÇİN YETKİLİ MERCİ
KARARININ ... İLİŞKİN KISMININ KALDIRILARAK, DOSYANIN
İÇİŞLERİ BAKANLIĞINA İADESİ HK. KARAR
Soruşturulacak Eylem: Belediye Meclisince imar mevzuatına
aykırı olarak plan tadilatına ilişkin kararlar almak
İçişleri Bakanlığının 4.9.2007 günlü 6759-10733 sayılı yazısı
ile gönderilen dosya, İçişleri Bakanlığının 20.2.2007 günlü,
2007/5459 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı ve bu
karara yapılan itirazlar, Tetkik Hakimi Hamza Eyidemir’in açıklamaları dinlendikten sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği Görüşülüp Düşünüldü:
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin suç işlediklerinin ihbar
ya da şikayet konusu yapılması halinde 4483 sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci
maddesine göre izin vermeye yetkili merciin bir ön inceleme
başlatacağı, bu incelemeyi kendisi bizzat yapabileceği gibi,
yasada belirtilen görevlilere de yaptırabileceği, 6 ncı maddeye
göre, ön inceleme ile görevlendirilen kişi veya kişilerin, bakanlık
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
193
müfettişleri ile kendilerini görevlendiren merciin bütün yetkililerine
haiz olup, bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununa göre işlem yapabilecekleri, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin
ifadesini de almak suretiyle yetkileri dahilinde bulunan gerekli bilgi
ve belgeleri toplayıp görüşlerini içeren bir rapor düzenleyecekleri,
hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi ...’ın İçişleri Bakanlığına
21.6.2006 günlü şikayet dilekçesi verdiği, İçişleri Bakanlığının
Trabzon Valiliğine yazdığı 17.7.2006 günlü, 33/54573 sayılı yazı ile
araştırma raporu düzenlenmesinin istenildiği, hazırlanan araştırma
raporu üzerine İçişleri Bakanlığınca ilgililer hakkında ön inceleme
başlatıldığı, ancak ön incelemeci tarafından iddia konusu eyleme
ilişkin Belediye Meclisi kararlarında imzası bulunan Belediye Meclisi
Üyesi ...’in İstanbul İlinde kalp ameliyatı olduğundan bahisle ifadesinin alınmadığı ve bu yönüyle eksik inceleme raporu düzenlendiği
anlaşıldığından, Belediye Meclis Üyesi ...’in usulüne uygun olarak
ifadesinin alınması ve düzenlenecek ek ön inceleme raporunda bu
ifadenin de değerlendirilmesinden sonra yeniden bu kişi hakkında
bir karar verilmesi, söz konusu kararın ilgiliye bildirildiğine ilişkin
alındı belgesi ile itiraz edilmesi halinde buna ilişkin dilekçenin
eklenmesi, itiraz edilmemesi halinde, mevcut itirazların incelenmesi
için 20.2.2007 günlü, 2007/5459 sayılı yetkili merci kararının ...’e
ilişkin kısmının kaldırılarak dosyanın İçişleri Bakanlığına iadesine,
kararın bir örneğinin itiraz edenlere gönderilmesine 2.11.2007
gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:118)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 02.11.2007, 2007/1041-1312)
194
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARINDA 657 SAYILI KANUN’A
TABİ OLARAK GÖREV YAPAN MEMURLAR HAKKINDA, GÖREVLERİ DOLAYISIYLA YA DA GÖREVLERİNİ YAPTIKLARI
SIRADA İŞLEDİKLERİ İLERİ SÜRÜLEN SUÇLARDAN DOLAYI,
HAKLARINDA YAPILACAK CEZA SORUŞTURMASI VE KOVUŞTURMASI YÖNÜNDEN, 4483 SAYILI KANUN’UN 3 ÜNCÜ MADDESİNİN 1 İNCİ FIKRASININ (B) BENDİ HÜKMÜNÜN, MEVZUATA AYKIRI BİR ŞEKİLDE İŞLETİLMESİ SONUCUNDA, DÜZENLETTİRİLEN ÖN İNCELEME RAPORU ÜZERİNE, VALİ TARAFINDAN SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİ VEYA VERİLMEMESİ
YÖNÜNDE BİR KARAR VERİLMESİ HALİNDE; BU KARARA
YAPILAN İTİRAZIN, 4483 SAYILI KANUN’UN 9 UNCU MADDESİ
UYARINCA, YETKİLİ BÖLGE İDARE MAHKEMESİNCE KARARA
BAĞLANMASI GEREKTİĞİ HK.KARAR
Gereği görüşülüp düşünüldü:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının, bu kuruluş ve
kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında uygulanacak ceza soruşturması
usulünü gösteren 53 üncü maddesinin (c) bendinin 1 numaralı
altbendinde, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi
memurlar için soruşturmanın, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca
veya diğer disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri
soruşturmacı tarafından yapılacağı, aynı bendinin (2-e) altbendinde
de 657 sayılı Kanuna tabi memurlar hakkında son soruşturmanın
açılıp açılmamasına yer itibariyle yetkili il idare kurulunca karar
verileceği, verilen lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı
halinde, men-i muhakeme kararlarının ise yasa gereği kendiliğinden
Danıştay ilgili Dairesince incelenerek karara bağlanacağı öngörülmüştür.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
195
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye
yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek amacıyla
4.12.1999 tarihinde yürürlüğe konulan 4483 sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci
maddesinin 2 nci fıkrasında, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel
soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun
hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen
soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı
olduğu hükme bağlanmış olduğundan, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan memurlar hakkında,
görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri
ileri sürülen suçlardan dolayı haklarında yapılacak ceza soruşturması ve kovuşturması bakımından 2547 sayılı Kanunun 53 üncü
maddesinin (c) bendi hükmünün uygulanmasının Yasa gereği
olduğu açıktır.
Bu bakımdan, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna
tabi olarak görev yapan memurlar hakkında, görevleri dolayısıyla ya
da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlardan
dolayı haklarında yapılacak ceza soruşturması ve kovuşturması
yönünden 2547 sayılı Kanunun 53 üncü maddesinin (c) bendi
hükmü uyarınca disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı tarafından yapılacak soruşturma sonucunda
aynı bendin (2-e) numaralı altbendi hükmüne göre son soruşturmanın açılıp açılmamasına yer itibariyle yetkili il idare kurulunca karar
verileceği açık olmakla birlikte, 4483 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendi hükmünün mevzuata aykırı bir
şekilde işletilmesi sonucunda düzenlettirilen ön inceleme raporu
üzerine vali tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi
yönünde bir karar verilmesi halinde, bu karara yapılan itirazın, 4483
sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca yetkili bölge idare mahkemesince karara bağlanması gerekmektedir.
196
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Öte yandan, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri
ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli
öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununa tabi memurlarının ceza soruşturmasına ilişkin
özel hüküm niteliğinde bulunan 2547 sayılı Kanunun 53 üncü
maddesindeki usule uyularak soruşturma yapılıp fezleke düzenlenmesi ve bu maddede yer alan yetkili kurullardan biri tarafından
(bu olayda Kocaeli Valiliği İl İdare Kurulu) men-i muhakeme ya da
lüzum-u muhakeme kararı verilmesi halinde, yasa gereği kendiliğinden veya bu karara yapılacak itiraz üzerine dosyanın Danıştay
Birinci Dairesince incelenerek karara bağlanacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, Sosyal Güvenlik Kurumunun
(Bağ-Kur Genel Müdürlüğü) 30.11.2006 günlü dilekçesiyle, Kocaeli
Üniversitesi Mediko Sosyal Merkezi Doktorları ..., ... ve ...’ın BağKur sağlık hizmetlerinden yararlanan hastaları görmeden ve muayene etmeden reçete düzenlemek ve Eczacı ...’e vermek suretiyle
kamuyu zarara uğrattıklarından bahisle Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu, Başsavcılığın 2.2.2007
günlü, Soruşturma No:2007/1941, Karar No:2007/9 sayılı kararıyla
657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan şüpheliler hakkında
2547 sayılı Kanuna göre soruşturma yapmaya yetkili olan Kocaeli
Üniversitesi Rektörlüğüne dosyanın gönderildiği, Rektörlük tarafından görevlendirilen soruşturmacı tarafından düzenlenen fezlekenin
karar verilmek üzere 20.3.2007 günlü, 220 sayılı yazıyla Kocaeli
Valiliği İl İdare Kuruluna gönderildiği, ancak düzenlenen bu fezleke
Valiliğe ulaşmadan önce konu hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca ön inceleme yapılmasına Kocaeli Valisinin 16.3.2007 günlü
oluruyla karar verildiği, bu görevlendirme üzerine ifadeleri alınan
şüphelilerin ön incelemeciye ayrıca sundukları 28.3.2007 günlü
yazılı savunmalarında, haklarında Üniversite tarafından yapılan
soruşturma sonucunda düzenlenen fezlekenin 20.3.2007 günlü,
220 sayılı üst yazıyla karar verilmek üzere İl İdare Kuruluna gönde-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
197
rildiğini belirtmelerine karşın, 27.4.2007 gününde düzenlenen ön
inceleme raporu uyarınca Kocaeli Valisince 30.4.2007 günlü, 42
sayılı soruşturma izni verilmesi kararı verildiği, bu karara hakkında
soruşturma izni verilenlerden ... tarafından SakaryaBölge İdare
Mahkemesine itiraz edildiği, Bölge İdare Mahkemesinin 10.10.2007
günlü, E:2007/149, K:2007/178 sayılı kararında ise, Kocaeli Valisince 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca verilmiş bu karara karşı
yapılan itiraz hakkında 4483 sayılı Kanunun 3 üncü ve 9 uncu
maddeleri uyarınca yetkili bölge idare mahkemesince karar verilmesi gerektiği, verilecek bu kararda üniversite personeli hakkında
4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı hususları
irdelenerek bir hükme varılması gerekirken, üniversite personeli
hakkında Vali tarafından verilen soruşturma izni kararlarına karşı
yapılan itirazlara bakmakla görevli yerin Danıştay olduğu gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle Kocaeli Valisince 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca üniversite personeli hakkında mevzuata aykırı
olarak verilen 30.4.2007 günlü, 42 sayılı soruşturma izni kararına
karşı yapılan itiraz hakkında, 4483 sayılı Kanunun 3 üncü ve 9 uncu
maddeleri uyarınca yetkili bölgeidare mahkemesince, yukarıda
belirtilen hükümler irdelenmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiği
sonucuna varıldığından, 657 sayılı Kanuna tabi personel olarak
Üniversitede çalışan ..., ... ve ... hakkında Kocaeli Valisinin
30.4.2007 günlü, 42 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına
karşı yapılan itiraz hakkında Dairemizce yapılabilecek herhangi bir
işlem bulunmadığına, dosyanın karar verilmek üzere Sakarya Bölge
İdare Mahkemesine iadesine, kararın bir örneğinin itiraz edene
gönderilmesine 4.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:118)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 04.01.2008, 2007/1383-2008/18)
198
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ÜNİVERSİTEDE ŞÜPHELİLERİN 657 SAYILI KANUN’A TABİ
MEMUR OLARAK GÖREV YAPMALARI NEDENİYLE, 2547
SAYILI KANUN’UN 53/2-E MADDESİ UYARINCA, HAKLARINDA
ELAZIĞ VALİLİĞİ İL İDARE KURULUNCA MEN-İ MUHAKEME
VEYA LÜZUM-U MUHAKEME YÖNÜNDE BİR KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.KARAR
Gereği görüşülüp düşünüldü:
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun, yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının, bu kuruluş ve
kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında uygulanacak ceza soruşturması
usulünü gösteren, 53 üncü maddesinin (c) bendinde, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi memurlar için ilk soruşturmanın, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin
amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri soruşturmacı
tarafından yapılacağı, bunlar yönünden son soruşturmanın açılıp
açılmamasına, yer itibariyle yetkili il idare kurulunca karar verileceği, verilen lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı halinde,
men-i muhakeme kararlarının ise kendiliğinden Danıştay ilgili
Dairesince incelenerek karara bağlanacağı hükmü yeralmıştır.
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili
mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek amacıyla
4.12.1999 tarihinde yürürlüğe konulan 4483 sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci
maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanunun, Devletin ve diğer kamu
tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar
ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar
hakkında uygulanacağı belirtildikten sonra, ikinci fıkrasında, görev-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
199
leri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine
tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden
kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin
hükümlerin saklı olduğu, 16 ncı maddesinde, kanunlarda Memurin
Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen
hallerde bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 18 inci maddesinde
de, 4 Şubat 1329 tarihli Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkatın yürürlükten kaldırıldığı hükme bağlanmıştır.
Görüldüğü üzere, genel olarak memur ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirten ve izlenecek yöntemi
gösteren 4483 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki,
görevleri ve sıfatları sebebiyle haklarında özel soruşturma ve
kovuşturma yöntemleri uygulanacağına ilişkin kanun hükümleri
bulunanlar ile haklarında, suçun niteliği yönünden diğer kanunlarda
öngörülen farklı soruşturma ve kovuşturma yöntemleri uygulanması
gerekenler için ilgili kanunlardaki hükümlerin uygulanacağını
belirten hüküm, 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı
kişi ve durumları açıkça belirtilmektedir.
4483 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrası hükmü karşısında, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi olarak
görev yapan personelin, görevleri dolayısıyla ya da görevlerini
yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar nedeniyle yargılanabilmeleri için, 4483 sayılı Kanunun kapsamı dışında farklı ve özel bir
ceza soruşturması usulü öngörülen 2547 sayılı Kanunda, anılan
memurlar hakkında soruşturmanın, yükseköğretim kurulu başkanınca veya disiplin amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri
soruşturmacı tarafından yapılacağı, son soruşturmanın açılıp açılmamasına yetkili il idare kurulunca karar verileceği, bu kurulca
verilen lüzum-u muhakeme kararlarının ilgililerin itirazı üzerine, men-i
muhakeme kararlarının ise kanun gereği kendiliğinden Danıştay ilgili
Dairesince incelenerek karara bağlanacağı hususlarına açık ve
200
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
anlaşılabilir bir şekilde yer verildiğinden, diğer illerin İl İdare Kurullarınca 657 sayılı Kanuna tabi olarak görev yapan üniversite personeli
hakkında verilmekte olan kararlar, niteliğine göre yasa gereği ya da
itiraz üzerine Dairemizce incelenerek sonuçlandırılmaktadır.
Nitekim, Yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı Kanuna tabi
olarak görev yapan memurlar hakkında, görevleri dolayısıyla ya da
görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlardan dolayı
4483 sayılı Kanun ile 2547 sayılı Kanun hükümlerinden hangisine
göre işlem yapılacağı konusunda düşülen duraksamanın giderilmesine ilişkin Dairemizce verilen 7.12.2002 günlü, E: 2002/168, K:
2002/178 sayılı kararda da, yükseköğretim kurumlarında 657 sayılı
Kanuna tabi olarak görev yapan personelin görevleri dolayısıyla ya
da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri suçlardan dolayı haklarında 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesi hükmüne göre ceza soruşturması yapılması gerektiği belirtilmiş olup,
diğer illerin uygulamalarında bu hususta herhangi bir soruna ve
farklı bir görüşe rastlanmamıştır.
Dosyanın incelenmesinden, polis memuru olarak görev yapan
şikayetçinin, rahatsızlanması nedeniyle 28.6.2006 tarihinde saat
20:30 sıralarında şüphelilerin görev yaptığı Hastanenin acil servisine sevk kağıdı olmadan gittiğini, burada gerekli tedavisinin yapıldıktan sonra sevk kağıdı getirmesini sağlamak amacıyla boş senede
imza attırılarak nüfus cüzdanının rehin alındığını, şüphelilerin bu
konuda yetkilerinin bulunmadığını ve kendisini hastanede alıkoymakla tehdit ettiklerini iddia ederek şikayette bulunması üzerine
başlatılan soruşturma sonucunda, şüpheliler hakkında Fırat Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan kurul tarafından 30.10.2006 günlü,
2006/11 sayılı men-i muhakeme kararının verildiği, bu kararın yasa
gereği incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi üzerine Dairemizin 6.4.2007 günlü E:2007/277, K:2007/444 sayılı kararı ile şüphelilerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur olarak
çalışıyor olmaları nedeniyle 2547 sayılı Yüksek öğretim Kanununun
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
201
53 üncü maddesinin 2 nci bendinin (e) fıkrası uyarınca haklarında
Elazığ Valiliği İl İdare Kurulunca karar verilmesi gerektiği belirtilerek
Fırat Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan kurul tarafından verilen
30.10.2006 günlü, 2006/11 sayılı men-i muhakeme kararının
bozulduğu ve dosyanın Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne iade edildiği, Fırat Üniversitesi Rektörlüğünün 1.5.2007 günlü ve 3796 sayılı
yazısı ile Elazığ Valiliği İl İdare Kurulundan Dairemiz kararı doğrultusunda gerekli kararın verilmesi için dosyanın Valiliğe gönderildiği,
Elazığ Valisinin 10.5.2006 günlü oluru ile şüpheliler hakkında 4483
sayılı Kanunun 5 inci maddesi gereğince ön inceleme yapılmasına
ve bu ön incelemeyi yapmak üzere Fırat Üniversitesi Fırat Tıp
Merkezi Saymanı ...’un görevlendirilmesine karar verildiği, ön
incelemeci tarafından hazırlanan raporda şüpheliler hakkında
soruşturma izni verilmemesi önerisinin getirildiği ve Elazığ Valisinin
4.6.2007 günlü 2007/40 sayılı kararı ile şüpheliler hakkında 4483
sayılı Kanunun 6 ncı maddesi gereğince soruşturma izni verilmediği, bu kararın men-i muhakeme kararı gibi kabul edilmesi suretiyle
Yasa gereği incelenmek üzere Rektörlükçe Dairemize gönderildiği,
Dairemizin 16.10.2007 günlü, E: 2007/812, K: 2007/1161 sayılı
kararı ile; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin (c) fıkrasının 1 inci bendi hükmü gereğince şikayetçi tarafından
iddia edilen hususlara ilişkin olarak 657 sayılı Yasaya tabi
üniversitepersoneli hakkında Rektörlük makamınca verilen soruşturma emrine istinaden Prof. Dr. ... tarafından düzenlenmiş
2.10.2006 tarihli soruşturma raporu (Fezleke) mevcut iken, 4483
sayılı Yasa hükümlerine tabi olmayan üniversite personeli hakkındaki şikayetle ilgili olarak yeni bir ön incelemecinin Vali tarafından
görevlendirildiği, aynı fıkranın 2 numaralı bendinin (e) alt bendi
gereğince son soruşturmanın açılıp açılmamasına il idare kurulunca
karar verilmesi gerektiği halde, 4483 sayılı Yasanın 2 nci maddenin
ikinci fıkrasındaki “görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma
ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümlerinin
saklı olduğu” yolundaki açık hükme rağmen vali tarafından 4483
202
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
sayılı Yasa hükümlerine göre karar verilmesinde isabet bulunmadığı
gerekçesiyle Elazığ Valisinin 4.6.2007 günlü, 2007/40 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına ve dosyanın
Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine karar verildiği, bu kararımız
üzerine Fırat Üniversitesi Rektörlüğünün Elazığ Valiliği İl İdare
Kuruluna yazdığı, 12.12.2007 günlü 6364-11815 sayılı yazısıyla,
Dairemiz kararı doğrultusunda gerekli işlemlerin yapılmasının
istenildiği, Elazığ Valiliğinin Vali Yardımcısı ... imzalı 13.12.2007
günlü 40-3887 sayılı yazısında, Dairemizin yukarıda belirtilen kararından bir bölümü alındıktan sonra, “Ancak,...” denilmek suretiyle dosyanın Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne iade edildiği, bu yazı üzerine Fırat
Üniversitesi Rektörlüğünün 24.12.2007 günlü, 6440-11704 sayılı
yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmıştır.
Valiliğin 13.12.2007 günlü yazısında, dosyanın Fırat Üniversitesi Rektörlüğüne iadesi için öne sürülen gerekçelerinin, yukarıda
belirtilen açık yasa hükümleri karşısında dayanağının bulunmadığı,
4483 sayılı Yasa hükümleri ile 2547 sayılı Yasa hükümlerinin
kapsamları ile farklı soruşturma usullerini öngördüğü konusunda
doğru değerlendirmelerin yapılamadığı görülmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 4483sayılı Yasanın 3 üncü
maddesinde izin vermeye yetkili merciler sayılmış olup, bu merciler
arasında il idare kurulları bulunmadığından, bu kurulların “soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi” şeklinde bir karar verme
yetkileri bulunmamaktadır. Dolayısıyla yukarıda sözü edilen valilik
yazısında yer alan “İl idare kurulları, 4483 sayılı Yasa uyarınca
soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi şeklinde karar vermektedirler” ifadesinin, Vali’nin, makamdan kaynaklı olarak münhasıran
şahsına 4483 sayılı Kanunla verilmiş bir yetkinin, il idare kurulunca
kullanıldığı ya da kullanılabileceği gibi yetki saptırması niteliğindeki
anlayış ve kavram kargaşasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
İkinci olarak, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat’ın 4483 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırıldığı hususunun, aynı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
203
Kanunun Geçici Birinci Maddesi hükmünün de dikkate alınarak
değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca 4483 sayılı Kanunun 2 nci
maddesinin ikinci fıkrasındaki, “görevleri ve sıfatları sebebiyle özel
soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun
hükümlerinin saklı olduğu” şeklindeki hüküm nedeniyle 2547 sayılı
Kanunun 53/c maddesi hükmünün halen üniversite personeli
hakkında uygulanmakta olduğu ve 657 sayılı Kanuna tabi üniversite
personeli hakkında, il idare kurullarının men-i muhakeme ya da
lüzum-u muhakeme kararı verme görev ve yetkilerinin devam
etmekte olduğu açıktır.
Bu durumda, şüpheliler için, Dairemizin 16.10.2007 günlü kararı ile Vali tarafından verilen soruşturma izni verilmemesi kararının
kaldırılmış olması karşısında, şüphelilere isnat edilen suç hakkında
yetkili kurulca verilmiş bir karar da bulunmadığından, Dairemizin bu
kararı doğrultusunda, Elazığ Valiliği İl İdare Kurulunca bir karar
verilmesi yasal zorunluluk iken, Elazığ Valiliğinin Fırat Üniversitesi
Rektörlüğüne yazdığı 13.12.2007 günlü 40-3887 sayılı yazısıyla,
daha önce 4483 sayılı Kanun uyarınca karar verildiği, Elazığ Valiliği
İl İdare Kurulunca ikinci defa karar verilemeyeceğinden bahisle
dosyanın aynen iade edildiği görüldüğünden, şüphelilerin 657 sayılı
Kanuna tabi memur olarak görev yapmaları nedeniyle 2547 sayılı
Kanunun 53/2-e maddesi uyarınca haklarında Elazığ Valiliği İl İdare
Kurulunca men-i muhakeme veya lüzum-u muhakeme yönünde bir
karar verilmesi, ilgililere gerekli bildirimler yapıldıktan sonra kararın
türüne göre Yasa gereği kendiliğinden veya itiraz edilmesi halinde
itiraz dilekçesi de eklenerek incelenmek üzere Dairemize sunulması
için dosyanın yer itibariyle yetkili Elazığ İl İdare Kuruluna gönderilmesine 25.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:118)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 25.01.2008, 2007/1500-2008/129)
204
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ŞÜPHELİNİN ARKEOLOJİ ALANINDAKİ BİLİMSEL YETERLİLİĞİ NEDENİYLE, KAZI HEYETİ BAŞKANI OLARAK 2863
SAYILI YASA’NIN 35 İNCİ MADDESİ UYARINCA, KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANLIĞINCA GÖREVLENDİRİLDİĞİ, 2547 SAYILI
KANUN’UN ANILAN MADDESİNDE YER ALAN ÖĞRETİM ELEMANI OLMASI SIFATINDAN DOĞAN VE ÜNİVERSİTEDEKİ
GÖREVİ DOLAYISIYLA YA DA GÖREVİNİ YAPTIĞI SIRADA
İŞLENEN SUÇLARDAN OLMADIĞI, BU İTİBARLA, ŞÜPHELİNİN
BAŞKANLIĞINI YAPTIĞI KAZI HEYETİNDE, ŞÜPHELİNİN YANINDA BAKANLIK TEMSİLCİLERİNİN DE GÖREV YAPTIĞI
DİKKATE ALINDIĞINDA; ŞİKAYETE KONU EYLEME İŞTİRAK
EDENLERİN İSİM VE GÖREV YERİ İTİBARİYLE BELİRLENEREK,
İLGİLİLERİN TÜMÜ HAKKINDA KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞINCA 4483 SAYILI YASA KAPSAMINDA ÖN İNCELEME YAPTIRILARAK KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.KARAR
Suç: 2004-2006 yılları arasında Muğla İli, Datça İlçesi, Knidos
Antik Kentinde yapılan kazı çalışmalarında eski eserlere geri
dönüşümsüz olarak zarar vermek ve müzeye teslimi gereken
eserleri teslim etmemek
Gereği görüşülüp düşünüldü:
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 35
inci maddesinde, “bu kanun hükümlerine tabi, taşınır ve taşınmaz
kültür ve tabiat varlıklarını meydana çıkarmak üzere, araştırma,
sondaj ve kazı yapma hakkı, sadece Kültür ve Turizm Bakanlığına
aittir. Bilimsel ve mali yeterliği Kültür ve Turizm Bakanlığınca takdir
ve kabul olunan Türk ve yabancı heyet ve kurumlara araştırma izni,
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından; sondaj ve kazı yapma izni
Kültür ve Turizm Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar Kurulu kararı
ile verilir, Kültür ve Turizm Bakanlığı elemanları veya bu Bakanlıkça
görevlendirilecek Türk bilim adamları tarafından yapılacak araştırma, sondaj ve kazılar, Kültür ve Turizm Bakanlığının iznine bağlıdır.
Askeri yasak bölgelerde yapılacak araştırma, sondaj ve kazı için
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
205
gerekli ruhsatname, Genelkurmay Başkanlığının iznini müteakip,
sözü geçen heyet ve kurumların göstereceği uzmanlar adına
düzenlenir. Kültür ve Turizm Bakanlığınca haklı görülebilecek
sebep olmadıkça heyet ve kurumlar ruhsatnamedeki üyelerini
değiştiremezler. Su altında korunması gerekli kültür ve tabiat
varlıklarının bulunduğu bölgeler, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği
yapılarak Kültür ve Turizm Bakanlığınca tespit edilir ve Bakanlar
Kurulu kararı ile yayımlanır. Bu bölgelerde, sportif amaçlı dalış
yapmak yasaktır, ikinci fıkra hükümlerine göre izin almak şartıyla
araştırma ve kazı yapılabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Yasanın
48 inci maddesinde, “Yabancı heyet ve kurumlar tarafından yapılan
araştırma, kazı ve sondajlarda Kültür ve Turizm Bakanlığı Eski
Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü uzmanlarından bir veya birkaç
temsilci bulunur. Türk heyet ve kurumlarınca yapılan araştırma,
kazı ve sondajlara Kültür ve Turizm Bakanlığı adına yetkili bir
uzman katılır. Temsilci ve uzmanların seçimi ve görevleri, yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Olarak Yapılacak Araştırma,
Sondaj ve Kazılar Hakkında Yönetmeliğin, temsilcilerin veya
uzmanların kazıdaki görev ve yetkilerinin gösterildiği, 20 inci
maddesinin (b) bendinde, “temsilci ya da uzman kazının başlangıcında ve ondan sonra gelen her onbeş günde bir hazırlayacağı
raporu Bakanlığa gönderir. Kazı başlangıç raporunda kazı yerinin
bağlı olduğu il, ilçe, bucak ve köy, kazı yerinin açık posta adresi,
kazı yerine en kolay hangi yol ve vasıta ile gidilebileceği, kazının
başlama tarihi, heyet üyeleri ve işçi sayısı belirtilir. 15 günlük
raporlarda kazıda elde edilen bilimsel sonuçlar kazı heyetine
yeniden katılan veya heyetten ayrılan üyeler, değişen işçi sayıları
bildirilir.”, aynı maddenin (c) bendinde ise, “son raporlarda, o
mevsim yapılan kazının sonuçları, envantere geçen eserlerle
etütlük eserlerin sayısı, kazının kapanış tarihi, kazı yerinde çıkan ve
korunması gerekli mimari kalıntılar hakkında etraflı bilgi verilir ve
206
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
hazırlanan rapora eserlerin ilgili müzelere teslim tutanağının bir
örneği ile bir nüsha eski eser envanteri ve etütlük eser listesi
eklenir.” kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, şüphelinin başkanlığını yaptığı
kazı heyetine kazı yapma izni, 2863 sayılı Yasanın 35 inci maddesi
uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığının teklifi üzerine, Bakanlar
Kurulu kararı ile verildiği, yapılan kazı çalışmaları sırasında, DatçaKnidos Antik Kentinde bulunan eski eserlere geri dönüşümsüz
olarak zarar verildiği ve müzeye teslimi gereken eserleri teslim
edilmediği iddiasıyla Marmaris Kaymakamlığı Müze Müdürlüğünce,
Datça Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet dilekçesi verildiği, adı
geçen Başsavcılığın, şüphelinin Selçuk Üniversitesinde görevli
olduğu, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesi
uyarınca soruşturmanın Selçuk Üniversitesi Rektörlüğünce yaptırılacağı gerekçesiyle 22.10.2007 günlü, 2007/4 sayılı görevsizlik
kararıyla evrakın Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne gönderildiği,
Rektörlükçe 2547 sayılı Yasa kapsamında görevlendirilen soruşturmacı tarafından hazırlanan fezlekeye dayanılarak Yetkili Kurul
tarafından şüphelinin men-i muhakemesine ilişkin 21.1.2008 günlü
kararın verildiği, bu kararın, Yasa gereği kendiliğinden ve yapılan
itiraz üzerine incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderildiği
anlaşılmaktadır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 53 üncü maddesinin (c)
fıkrasında, ceza soruşturmasının, yükseköğretim üst kuruluşları
başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin,
kadrolu ve sözleşmeli öğretim elemanlarının ve bu kuruluş ve
kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da görevlerini yaptıkları sırada işledikleri
ileri sürülen suçlar hakkında yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Şüphelinin arkeoloji alanındaki bilimsel yeterliliği nedeniyle kazı heyeti başkanı olarak 2863 sayılı Yasanın 35 inci maddesi
uyarınca Kültür ve Turizm Bakanlığınca görevlendirildiği ve kazı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
207
heyetinde yine Bakanlıkça, anılan Yönetmelik hükümlerine göre
hareket etmek zorunda olan temsilcilerin görevlendirildiği, şüpheliye
isnat edilen suçun, yürüttüğü kazı çalışmalarıyla ilgili olduğu, 2547
sayılı Kanunun anılan maddesinde yer alan öğretim elemanı olması
sıfatından doğan ve üniversitedeki görevi dolayısıyla ya da görevini
yaptığı sırada işlenen suçlardan olmadığı anlaşılmaktadır. Bu
nedenle, Kültür ve Turizm Bakanlığınca görevlendirilmesi yapılan
ve kazı başkanı olarak görev yapan şüpheli hakkında 2547 sayılı
Kanunun 53/c maddesine göre Üniversite tarafından ceza soruşturması yapılması ve Rektörlükçe oluşturulan Yetkili Kurulca karar
verilmesi olanağı bulunmamaktadır.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle
işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye
yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu,
aynı Kanunun 2 nci maddesinde ise, bu Kanunun, Devletin ve diğer
kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri ifa eden memurlar
ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar
hakkında uygulanacağı, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri
ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve
kovuşturma usullerine ilişkin hükümlerin saklı olduğu hükme
bağlanmıştır.
Bu itibarla, şüphelinin başkanlığını yaptığı kazı heyetinde şüphelinin yanında Bakanlık temsilcilerinin de görev yaptığı dikkate
alındığında, şikayete konu eyleme iştirak edenlerin isim ve görev
yeri itibariyle belirlenerek ilgililerin tümü hakkında Kültür ve Turizm
Bakanlığınca 4483 sayılı Yasa kapsamında ön inceleme yaptırılarak karar verilmesi gerektiğinden Selçuk Üniversitesi Rektörlüğünce
oluşturulan Yetkili Kurulun 21.1.2008 günlü men-i muhakeme
208
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
kararının bozulmasına, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne
alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığınca yeniden yaptırılacak ön
inceleme sonucunda yetkili merci tarafından bir karar verilmesi,
kararın türüne göre gerekli bildirimlerin yapılması, itiraz edilmesi
halinde itiraz dilekçeleri de eklendikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın Kültür ve Turizm Bakanlığına gönderilmek üzere
Selçuk Üniversitesi Rektörlüğüne iadesine, kararın birer örneğinin
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile itiraz edene tebliğine 6.6.2008
gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 119)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 06.06.2008, 2008/311-670)
HAKİMLER VE SAVCILARIN ÖZEL SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜNE TABİ OLMALARI NEDENİYLE HAKLARINDA 4483 SAYILI KANUN HÜKÜMLERİNİN UYGULANMA
OLANAĞI BULUNMADIĞI HK. K A R A R
Gereği görüşülüp düşünüldü:
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 82 inci maddesinde, hakim ve savcıların görevden doğan ve görev sırasında
işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve
davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığının iznine bağlı olduğu, Adalet Bakanının
inceleme ve soruşturmayı, adalet müfettişleri veya hakkında
soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle
yaptırabileceği, soruşturma ile görevlendirilen hakim veya savcıların, adalet müfettişlerinin 101 inci maddedeki yetkilerine haiz
oldukları, 87 nci maddesinde, hakim ve savcılar hakkında tamamlanan soruşturma evrakının Bakanlık Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne gönderileceği, bu genel müdürlük tarafından yapılacak inceleme
sonunda düzenlenecek düşünce yazısı üzerine kovuşturma yapıl-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
209
masına veya disiplin cezası uygulanmasına gerek olup olmadığının
Bakanlıkça takdir edilerek evrakın ilgili mercilere tevdi olunacağı
veya işlemden kaldırılacağı, 89 uncu maddesinde, hakim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar
nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrakın,
Adalet Bakanlığınca ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza
mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına, Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli
hakim ve savcılar hakkındaki evrak ise Ankara Cumhuriyet Savcılığına gönderileceği, Cumhuriyet savcısının beş gün içinde iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya
son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere
ağır ceza mahkemesine vereceği, iddianamenin bir örneğinin Ceza
Muhakemesi Kanunu gereğince, hakkında kovuşturma yapılana
tebliğ olunucağı, bu tebliğ üzerine ilgili, Kanunda yazılı süre içinde
delil toplanmasını ister veya kabul edilebilir istekte bulunursa bu
hususun göz önünde tutulacağı ve gerekirse soruşturmanın derinleştirilebileceği, ilk soruşturmada itiraz usulünü düzenleyen aynı
Kanunun 92 inci maddesinde ise, 89 uncu maddede yazılı mercilerin tutuklamaya ve salıvermeye veya son soruşturmanın açılmasına
yer olmadığına ilişkin kararlarına Cumhuriyet savcısı veya hakkında
soruşturma yapılan tarafından genel hükümlere göre itiraz olunabileceği, bu itirazın, ilgilinin yargı cevresi içinde bulunduğu ağır ceza
mahkemesi hariç olmak üzere, kararı veren mahkemeye en yakın
ağır ceza mahkemesinde inceleneceği, hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan Anayasanın 144 üncü maddesinde, hakim ve
savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere
(Hakimler için idari nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp
yapmadıklarını denetlemenin; görevlerinden dolayı veya görevleri
sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve
görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırmanın ve gerektiğinde
haklarında inceleme ve soruşturmanın, Adalet Bakanlığının izni ile
210
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
adalet müfettişleri tarafından yapılacağı, Adalet Bakanının soruşturma ve inceleme işlemlerini, hakkında soruşturma ve inceleme
yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle de yaptırabileceği hükmü yer almıştır.
Bu hükümlere göre, hakim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetlemenin; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında
suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri
icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında
inceleme ve soruşturma yapmanın, Adalet Bakanlığının iznine bağlı
olduğu, Adalet Bakanlığının izni üzerine yapılan araştırmada
kovuşturma yapılmasına veya disiplin cezası uygulanmasına gerek
olup olmadığı sonucuna varıldığında, bu hususun Bakanlıkça takdir
edilerek evrakın ilgili mercilere tevdi olunacağı veya işlemden
kaldırılacağı, ayrıca Adalet Bakanınca işlem yapılmasına yer
olmadığına dair verilen kararlara karşı herhangi bir itiraz yolu
öngörülmediği açıktır.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında, görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine
tabi olanlara ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğu kuralına yer
verilmiş bulunduğundan, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununa tabi olanlar hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanma olanağı da bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi ?’ın, Diyarbakır 4 Nolu
Devlet Güvenlik Mahkemesi Başkanı ?, Üyeler ? ve ? ile Cumhuriyet Savcısı ?’in görevi kötüye kullanmak eylemini gerçekleştirdikleri
iddiasıyla haklarında soruşturma açılmasına ilişkin yaptığı başvurusu üzerine, Adalet Bakanınca işlem yapılmasına yer olmadığına
dair 8.1.2003 günlü 30.8.2002 sayılı olur verildiği, şikayetçinin bu
olura 31.3.2008 günlü dilekçe ile Dairemize itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Adı geçen Diyarbakır 4 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
211
Başkanı, Üyeler ile Cumhuriyet Savcısının yukarıda anılan hükümler uyarınca özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olmaları
nedeniyle, haklarında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanma
olanağı bulunmadığından, bu nedenle, ilgilinin bu yasada geçen
itiraz müessesesine dayanarak Dairemize yaptığı itirazın incelenmesine de olanak bulunmadığından istemin incelenmeksizin
reddine, dosyanın Adalet Bakanlığına, kararın bir örneğinin şikayetçiye gönderilmesine 6.6.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 06.06.2008, 2008/542-678)
İLGİLİLER HAKKINDA (TMSF) SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN DEVLET BAKANLIĞI VE BAŞBAKAN YARDIMCISININ KARARINA KARŞI DAİREMİZE YAPTIĞI İTİRAZINDAN, ŞİKAYETÇİ VEKİLİNİN DAİREMİZ KAYDINA GİREN DİLEKÇESİYLE VAZGEÇMESİ NEDENİYLE, İTİRAZ HAKKINDA
KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI HK.KARAR
Soruşturulacak Eylem: Şikayetçinin hissedarı olduğu ? Bölgesi
Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne Egebank’tan doğan TMSF
alacağının usulsüz olarak tahsilini sağlamak suretiyle görevi kötüye
kullanmak
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının,
memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri
suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri
belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemek olduğu, aynı Yasanın 9
uncu maddesinde, yetkili merciin, soruşturma izni verilmesine veya
verilmemesine ilişkin kararının Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa
şikayetçiye bildirileceği, soruşturma izni verilmesine ilişkin karara
212
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisinin, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği, 5411
sayılı Bankacılık Kanununun 127 nci maddesinde, ‘‘Fon Kurulu
Başkanı ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleriyle bağlantılı
olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalar, Fon
Kurulu üyeleri için ilişkili Bakanın, Fon personeli için ise Fon Kurulu
Başkanının izin vermesi kaydıyla genel hükümlere göre yapılacağı,
Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin iştirak halinde işledikleri
iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalarda Fon personeli hakkında
soruşturma izni verme yetkisinin ilişkili Bakana ait olacağı, Fon
Kurulu üyeleri ve Fon personeli hakkında görevleriyle bağlantılı
olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma izni
verilmesi için, bu kişilerin kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar
sağlamak veya Fona ya da üçüncü kişilere zarar vermek kastıyla
hareket ederek bu işlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü
kişilere çıkar sağlamış olmaları hususunda açık ve yeterli emarelerin olması gerekeceği, soruşturma izni verilmesi halinde, bu durumun ilgililere tebliğ olunacağı, soruşturmaya izin verilmesine ya da
verilmemesine dair kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden itibaren on
beş gün içerisinde Danıştay nezdinde itiraz yoluna başvurulabileceği hükümlerine yer verilmiştir.
5411 sayılı Yasada belirtilen ilgili kamu görevlilerinin, 4483 sayılı Yasada öngörülen usul ve esaslar çerçevesinde bir uygulamaya
tabi tutulacağına dair açık bir ifade yer almamakla birlikte Yasanın
yukarıda hükmü belirtilen 127 nci maddesinde, verilecek kararlara
karşı Danıştay’a itiraz edilebileceği esası karşısında, şikayetçinin
soruşturma izni verilmemesine dair yetkili merci kararına vaki itiraz
üzerine dosyanın Dairemize intikal ettiği anlaşılmıştır.
Gerek 4483, gerekse 5411 sayılı Yasalarda memur veya kamu
görevlilerinin görevleri nedeniyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için haklarında kamu davası açılmadan önce hangi
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
213
usüle tabi olacakları ortaya konulmuş, bu bağlamda ön inceleme
sonunda verilecek kararlara karşı ilgililere (hakkında soruşturma
izni verilen kişi veya şikayetçi ya da Cumhuriyet Başsavcılığı) itiraz
hakkı tanınmıştır. İtiraz yolundaki iradesini ortaya koyan şikayetçinin, bu itirazından vazgeçebilmesi de mümkün olup, vazgeçilmiş bir
itiraz hakkının yok sayılarak olayın esasının irdelenmesine geçilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, ilgililerin şikayetçinin hissedarı olduğu Göltaş Göller Bölgesi Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne
Egebank’tan doğan TMSF alacağının usulsüz olarak tahsilini sağlamak suretiyle görevi kötüye kullanmak eyleminden haklarında
soruşturma izni verilmemesine ilişkin Devlet Bakanlığı ve Başbakan
Yardımcısının 28.3.2008 günlü, 1240 sayılı kararının şikayetçi vekiline
tebliği üzerine şikayetçinin, Ankara 41 inci Noteri tarafından düzenlenen 10.12.2007 günlü, 52327 sayılı vekaletname ile vekil tayin ettiği
Av. ? ile Av. ? tarafından 18.4.2008 tarihinde Dairemiz kaydına giren
16.4.2008 tarihli dilekçe ile anılan karara itiraz edildiği, ancak daha
sonra şikayetçi vekilinin 30.4.2008 tarihinde Dairemiz kaydına giren
29.4.2008 günlü dilekçesiyle ilgililer için soruşturma izni verilmemesine ilişkin Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcısının kararına karşı
Dairemize yaptığı itirazından vazgeçtiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, şikayetçi vekilince ilgililer hakkında Cumhuriyet
Başsavcılığına şikayet dilekçesi verilmesi üzerine ilgili Cumhuriyet
Başsavcılığınca soruşturma dosyası oluşturularak Devlet Bakanlığı
ve Başbakan Yardımcılığından 5411 sayılı Kanun uyarınca ön
inceleme yapılması istenilmiştir. Görevlendirilen soruşturmacı
tarafından hazırlanan rapor sonrasında Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcısınca verilen ‘‘soruşturma izni verilmemesine ilişkin
karar’’ Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığının 28.3.2008
günlü yazısıyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmiştir. Ancak
kamu davasını açmakla görevli Cumhuriyet Başsavcılığınca da
Danıştay nezdinde karara itiraz edilmemiştir.
214
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Bu durumda, 29.4.2008 günlü dilekçe ile itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
dosyanın Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığına ?, kararın
bir örneğinin şikayetçi vekillerine gönderilmesine 19.6.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dava ve ceza ilişkisini düşüren sebeplerden birisi, takibi şikayete bağlı suçlarda, suçtan zarar görenin şikayetçi olmaması ya da
şikayetinden vazgeçmesidir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73 üncü maddesinin 1 numaralı fıkrasında, soruşturması ve kovuşturulması şikayete bağlı
olan suçlar hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz denilmiş, 4 numaralı fıkrasında, kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda,
Kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesinin davayı düşüreceği ve hükmün kesinleşmesinden sonraki
vazgeçmenin cezanın infazına engel olmayacağı hükme bağlanmış,
6 numaralı fıkrasında da, Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçmenin onu kabul etmeyen sanığı etkilemeyeceği belirtilmiştir.
Kamu davasının düşmesi sonucunu doğuran vazgeçme, Ceza
Hukukumuzda sadece takibi şikayete bağlı suçlar yönünden kabul
edilmiş bulunmaktadır. Şikayet ve şikayetten vazgeçme müessesesinin, ancak kanunun tayin ettiği istisnai hallerde cezayı ya da kamu
davasını düşüren sebeplerden sayılmış olması karşısında, takibi
şikayete bağlı olmayan suçlarda, şikayetçi olunmuş olsa bile,
şikayetten vazgeçme yoluyla cezayı ya da kamu davasını düşürmek gibi Cumhuriyet Savcılarına dahi tanınmamış bir yetkinin bir
kişiye tanınması asla mümkün değildir. Aksi taktirde böyle bir
yetkinin tanınması, ADALET’ in kişi iradesine terkedilmesinden
başka bir anlam taşımaz.
Türk Ceza Kanununun 73 üncü maddesinde yer alan hükümlerin bu anlayış içerisinde, kamu davasından önceki safhalarda da
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
215
uygulanması iddia ve savunma hak ve dengelerinin doğru kurulması yönünden gereklidir. Kamu davası açılmasından önce, Cumhuriyet Savcılarınca yapılan soruşturma aşamasında, ya da bunun da
öncesinde özel kanunlarda öngörülen ceza soruşturması ya da
4483 sayılı Yasa uyarınca idarelerce yaptırılan ön inceleme ve
bunun sonucunda verilen yetkili merci kararları ile bu kararlara karşı
yapılan itirazın Danıştayca incelemesi aşamasında da şikayet ve
şikayetten vezgeçme müessesesinin, sadece kanunda öngörülen
takibi şikayete bağlı suçlar yönünden ve yine kanunda belirtilen
koşullara bağlı olarak dikkate alınması söz konusu olabilir.
Olayımızda ise, hakkında soruşturma izni istenenlere isnad
edilen ve soruşturmaya konu olan eylem, “şikayetçinin hissedarı
olduğu ? Bölgesi Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne Egebank’tan
doğan TMSF alacağının usulsüz olarak tahsilini sağlamak suretiyle
görevi kötüye kullanmak” şeklinde şikayete, ön incelemeye ve
yetkili merci kararına konu olmuştur. Yetkili merciin, ilgililer hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının tebligat işlemlerinin tamamlanması üzerine, şikayetçi vekillerinin bu kararın kaldırılması ve soruşturma izni verilmesi talebiyle yaptıkları itiraz üzerine
dosya Dairemize intikal etmiş bulunmaktadır.
Dosya, bu itiraz üzerine Dairemize intikal ettikten sonra verilen
29.4.2008 günlü dilekçede şikayetçi vekili, müvekkilinin şüpheliler
hakkında yaptığı suç duyurusundan vazgeçtiğini ve Dairemiz
nezdinde yaptığı itirazı geri aldığını belirterek, itirazdan vazgeçme
nedeniyle bu konu hakkında karar verilmesine mahal olmadığına
karar verilmesini talep etmiştir.
Yukarıda özetle belirtilen ve literatürde de çok geniş bir şekilde
yer alan açıklamalar karşısında, takibi şikayete bağlı olmayan,
TCK’nun “Görevi Kötüye Kullanma” başlıklı 257 nci maddesine
değinen bir eylemin, resen soruşturulması ve kovuşturulması
gereken bir eylem olması nedeniyle gerek soruşturma ve onun
öncesindeki 4483 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması, gerekse
216
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ceza kovuşturması aşamasında, şikayetçinin şikayetinden vazgeçtiği gerekçesiyle soruşturma dışına çıkarılması hukuken mümkün
olmadığı gibi Kanunla Dairemize verilmiş bulunan itiraz hakkında
karar verme görevinin yerine getirilmesine engel sayılması hukuka
açık aykırılık teşkil eder.
Şikayetten vazgeçmenin tekemmülü için, vazgeçmenin şüpheli
tarafından kabul edilmiş olması gerekir. Yalnız başına vazgeçme,
davanın düşmesine yeterli olmadığı gibi, soruşturma işlemlerinin
herhangi bir aşamada sona erdirilmesine de neden olamaz. Bir suç
isnadına dayanan ihbar ve şikayet sonucunda diğer tarafa leke
sürülmüş, hakkında suçluluk karinesi yaratılmış olur. Bu leke ya da
karinenin aksi, ancak kesinleşmiş beraat hükmü ile giderilebilir.
Kötü niyetli şikayetlere karşı verilmiş bir teminat ve savunma
vasıtası olan kabulün işletilmemesi halinde, haksız şikayetlerin
müeyyidesi olan TCK’nun 267 nci maddesindeki “iftira” hükmünün
işlerliği de ortadan kaldırılmış olur.
Öte yandan, 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 127 nci maddesinde belirtilen kamu görevlilerinin, 4483 sayılı Yasada öngörülen
usuller çerçevesinde bir uygulamaya tabi olacağına dair bir hüküm
bulunmadığından ve madde hükmünde verilecek kararlara karşı
Danıştay’a itiraz edilebileceği belirtildiğinden, itiraz hakkının soruşturma izni verilmemesi kararlarına karşı şikayetçilere, soruşturma
izni verilmesi kararına karşı ise hakkında izin verilen kamu görevlilerine ait olacağı tabiidir. Cumhuriyet Başsavcılarına tanınmış bir
itiraz yolu madde hükmünde bulunmadığından, Başsavcılıkça bu
karara itiraz edilmemiş olmasının, şikayetten vazgeçme müessesesinin takibi şikayete bağlı olmayan suçlarda uygulanıp uygulanamayacağı konusunda bir sonuç ve etki yaratmayacağı ortadadır.
Açıklanan nedenlerle ilgililer hakkında şikayette bulunan müvekkilin yaptığı suç duyurusundan vazgeçtiğinden bahisle şikayetçi
vekili tarafından itirazın geri alındığı belirtilerek itirazdan vazgeçilmesinin, takibi şikayete bağlı olmayan ve TCK’nun 257 nci maddesi
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
217
kapsamındaki bir suç bakımından, 73’üncü maddesinde belirtilen
koşullar da oluşmadığı halde Dairemizce resen kabulü mümkün
görülmediğinden, dosyanın esastan incelenmesi ve sonucuna göre
karara bağlanması gerektiği oyu ile aksi yönde verilen karara
katılmıyoruz.
(DAN-DER; SAYI: 119)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 19.06.2008, 2008/597-740)
ÖZEL GÜVENLİK ELEMANLARINA, ZABITA HİZMETLERİNİN GÖRDÜRÜLEMEYECEĞİ HK.KARAR
Soruşturulacak Eylem: Özel güvenlik adı altında çalıştırılan işçileri memurlar eliyle görülmesi gereken işlerde çalıştırmak
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Anayasamızın 128 nci maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına
göre yürütmekte yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği
asli ve sürekli görevlerin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle
görüleceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, özel güvenlik adı altında istihdam
edilen işçilerin memurlar eliyle görülmesi gereken hizmetlerde
çalıştırıldığı iddiasıyla ilgili olarak yapılan soruşturma sonucu
düzenlenen 15.12.2007 günlü 62/58 sayılı ön inceleme raporunda
belediye sınırları içerisinde, belediyeye ait su pompaları, yağmur
suyu ve kanalizasyon yükseltme istasyonları gibi tesisler ile belediyenin ihtiyaç duyulan diğer tesislerinin fiziki korunmasını sağlamak
ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 14/a ve 15/m maddelerinde
belirtilen görev ve hizmetleri yerine getirebilmek amacıyla, Belediye
ve Bağlı Kuruluşlar İle Mahalli İdareler Birlikleri Norm Kadro İlke ve
Standartları Yönetmeliğinin 18. maddesinde belirtilen, memurlar ve
diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetle-
218
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
rin satın alma yoluyla karşılanması ilkesi doğrultusunda, belediye
başkanlığınca özel güvenlik elemanı çalıştırılması için 22.9.2005
tarih ve 1629 sayılı yazı ile Hatay Valiliğinden özel güvenlik şirketlerinden hizmet satın alma izni talebinde bulunulduğu ve Hatay
Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün 10.10.2005 tarih ve 19457 sayılı
yazısı ile 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun ve
Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un Uygulanmasına İlişkin
yönetmelik hükümleri doğrultusunda 100 adet personel izninin
alındığı, 25.11.2005 tarihinde yapılan ihalenin 4734 sayılı Kamu
İhale Kanunu hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiği, özel
güvenlik elemanlarının hizmet alımı sözleşmesinde belirtilen
şartlara uygun olarak kendi görev alanlarına giren belediye sınırları
içerisinde belediyeye ait su pompaları, yağmur suyu ve kanalizasyon yükseltme istasyonları gibi tesisler ile çocuk bahçesi, park,
bulvar ve spor kompleksleri gibi fiziki alanların korunması görevini
yerine getirdikleri, zabıta memuru ya da diğer memurların yürütmesi
gereken görevlerde çalıştırılmadıkları gerekçesiyle soruşturma izni
verilmemesi önerilmiş, yetkili merci tarafından da aynı yönde karar
verilmiş ise de, şikayetçi tarafından Dairemize gönderilmek üzere
İskenderun Kaymakamlığı’na verilen itiraz dilekçesi eki belgelere
göre özel güvenlik elemanlarının trafik denetleme, kaldırım ve yol
işgallerinin önlenmesi, seyyar satıcı ve dilencilerin engellenmesi
gibi kamu gücünün kullanılmasını gerektiren ve memur eliyle
görülmesi gereken zabıta kontrol ve denetim hizmetlerinde görevlendirildikleri, 26.9.2006 günlü, 1484 sayılı işlemle Zabıta Memuru
olarak görevli 24 kişinin İtfaiye Eri kadrosuna atanmasının da anılan
zabıta memurları tarafından yürütülmekte olan hizmetlerin özel
güvenlikçiler tarafından yürütüldüğü şüphesini uyandırdığı, trafik
zabıta hizmetlerinin yürütülmesi sırasında yaşanan bir adli olay
nedeniyle Yenişehir Polis Merkezinde ifade veren vatandaşların
zabıta memuru gibi görev yapan sivil giyimli özel güvenlik görevlilerinden şikayetçi olduklarının da görüldüğü, Belediye Başkanının
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
219
ifadesinde de özel güvenlik elemanlarının zabıta hizmetlerine yardımcı olduklarının belirtildiği bu itibarla memur eliyle görülmesi gereken
hizmetlerin özel güvenlik elemanlarınca yerine getirildiği konusunda
yeterli şüphe oluştuğu nedeniyle ilgiliye isnat edilen eylemin, hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle, İçişleri Bakanının 9.1.2008 günlü,
2008/1901 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının
kaldırılmasına, dosyanın İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığına,
kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 20.6.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Özel güvenlik hizmetlerinin hizmet satın alınarak yürütülmesine olanak tanıyan mevzuat uyarınca gerekli izinler alınarak ve
usulüne uygun olarak yapılan ihale sonucu istihdam edilen özel
güvenlik elemanlarının belirtilen alanlarda görev yaptıkları, zabıta
memuru olarak çalıştırıldıklarına dair tesbit bulunmadığı, zabıta
hizmetlerini yürüten memurlara yardımcı olmalarında da yasal
engel bulunmadığı bu itibarla ilgiliye isnat edilen eylemin hakkında
soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte olmadığı şikayetçi
itirazının reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım.
(DAN-DER; SAYI: 120)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 20.06.2008, 2008/502-742)
SORUŞTURMA RAPORUYLA, HAKKINDA DEVLET MEMURLUĞUNDAN ÇIKARILMA CEZASI ÖNERİSİ GETİRİLEN VE
BU ÖNERİ UYARINCA SAVUNMASI İSTENEN KAMU GÖREVLİSİNE VE VEKİLİNE YAPILACAK SAVUNMAYA ESAS OLMAK
ÜZERE, SORUŞTURMA RAPORU VE EKLERİNDEN İSTENEN
BELGELERİN BİR ÖRNEĞİNİN VERİLMEMESİNİN, SAVUNMA
HAKKININ HUKUKA AYKIRI OLARAK KISITLANMASI SONUCUNU DOĞURDUĞU HK.KARAR
220
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Hakkında Soruşturma İzni İstenenler:
1- ...- Maliye Bakanlığı Müsteşarı
2- ...- “ Teftiş Kurulu Başkanı
3- ...- “ Personel Genel Müdürü
Soruşturulacak Eylem: Maliye Müfettişi olarak görev yapan ...
hakkında yapılan disiplin soruşturması üzerine düzenlenen soruşturma raporuyla Devlet memurluğundan çıkarılma cezasıyla cezalandırılması istemiyle sevk edildiği Yüksek Disiplin Kurulunca
istenen savunmasına esas olmak üzere talep edilen disiplin soruşturması ve eklerinden bir örneğini, savunma hakkını kısıtlayacak
şekilde adı geçen vekili Av. ...’ya vermemek suretiyle görevlerini
kötüye kullanmak,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Anayasanın 139 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında, memurlar
ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı
tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği hükmüne yer verilmek
suretiyle savunma hakkı güvenceye bağlanmıştır.
Öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 2 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında; yargı organları, emniyet makamları, diğer
kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüsleri, özel ve
kamuya ait bankalar, noterler, sigorta şirketleri ve vakıfların avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorunda
oldukları, kanunlarındaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu
kurumların avukatın gerek duyduğu bilgi ve belgeleri incelemesine
sunmakla yükümlü oldukları, bu belgelerden örnek alınması vekaletname ibrazına bağlı olduğu ve derdest davalarda müzekkerelerin
duruşma günü beklenmeksizin mahkemeden alınabileceği hükme
bağlanmak suretiyle de avukatlık görevinin yerine getirilmesi
bakımından gereken bilgi ve belgelerin avukatlara verilmesinin bir
zorunluluk olduğu kuralına ver verilmiştir.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
221
Dosyanın incelenmesinden, amirleri hakkında yersiz iddialarda
bulunmak ve iftira etmek iddiasıyla Hamza Kaçar hakkında yapılan
disiplin soruşturması sonrasında düzenlenen 28.8.2007 günlü
raporda, adı geçen hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125 inci maddesinin (E-g) bendi uyarınca ve memurluk sıfatıyla
bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici
hareketlerde bulunduğundan bahisle Devlet memurluğundan
çıkarılma cezası ile cezalandırılmasının önerildiği, bu öneri hakkında karar verilmek üzere dosyanın Yüksek Disiplin Kuruluna sevk
edildiği, Kurulun 17.9.2007 günlü, 025374 sayılı yazısıyla adı
geçenden savunmasını yedi gün içinde Kurula gönderilmesinin
istendiği, bunun üzerine ... vekili Av. ...’nın 25.9.2007 günlü, 28699
sayılı dilekçesiyle savunma yapılabilmesi için yazılı belge ve diğer
delillerin incelenmesi, inceleme sonrasında belgeye ihtiyaç duyulması halinde belge örneklerinin kendilerine verilmesinin Kuruldan
talep edildiği, Kurulun 26.9.2007 günlü, 026018 sayılı yazısıyla
belirlenen tarih ve saatte idarelerinde olmaları halinde soruşturma
evrakının incelenebileceğini şikayetçi vekiline bildirildiği, belirlenen
günde soruşturma raporu ve eklerinin inceleyen şikayetçi vekilinin
28.9.2007 günlü dilekçesiyle soruşturma raporu ve 3500-4000
sayfaya yakın rapor eki belgenin taranmış örneklerinin yüklü olduğu
CD’nin incelendiği, ancak belgelerin sayısal çokluğu ve konuların
farklılığı nedeniyle anılan soruşturma raporu ve CD’nin örneği
olmadan savunma yapılmasının mümkün olmadığından bahisle,
28.8.2007 günlü, 6 sayılı soruşturma raporu ve ekli belgeleri içeren
CD ve raporun işleme konulmasına ilişkin 28.8.2007 günlü, 115
sayılı onayın bir örneğinin kendilerine verilmesinin Kuruldan istendiği, bu istem üzerine Personel Genel Müdürlüğünün Teftiş Kurulu
Başkanlığı ile Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğünden görüş istendiği, her iki birim tarafından Personel Genel
Müdürlüğüne verilen görüş yazılarında, inceleme dışında belge
örneklerinin verilmesinin zorunlu olmadığı hukuki görüşüne yer
222
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
verildiği, bunun üzerine Yüksek Disiplin Kurulunun 31.10.2007
günlü, 028448 sayılı yazısıyla belgelerin verilmesinin mümkün
olmadığının şikayetçi vekiline bildirildiği görülmekte olup, soruşturma raporuyla hakkında Devlet memurluğundan çıkarılma cezası
önerisi getirilen ve bu öneri uyarınca savunması istenen kamu
görevlisine ve vekiline yapılacak savunmaya esas olmak üzere
soruşturma raporu ve eklerinden istenen belgelerin bir örneğinin
verilmemesinin savunma hakkının hukuka aykırı olarak kısıtlanması
sonucunu doğurduğu, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin,
haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu
anlaşıldığından, itirazın kabulüyle, Maliye Bakanının 28.4.2008
günlü, 2170 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının
kaldırılmasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına,
kararın birer örneğinin Maliye Bakanlığı ile itiraz eden vekiline
gönderilmesine 27.6.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 120)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 27.06.2008, 2008/721-800)
İLGİLİLER HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
TARAFINDAN VERİLEN KARARDA, ADI GEÇEN KİŞİLERİN
MÜSTEŞAR İLE MÜSTEŞARLA BİRLİKTE SUÇ İŞLEDİKLERİ
İDDİA OLUNAN GENEL MÜDÜR, TEFTİŞ KURULU BAŞKANI VE
BAŞMÜFETTİŞ OLDUĞU, BAŞBAKANLIK VE BAĞLI KURULUŞLARIN MERKEZ TEŞKİLATINDA GÖREVLİ OLANLAR HAKKINDA, 4483 SAYILI KANUN UYARINCA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİNE VEYA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN OLARAK VERİLECEK KARARIN, BİZZAT BAŞBAKAN TARAFINDAN VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK. KARAR
Başbakanlık Gümrük Müsteşarı ?, Gümrükler Genel Müdürü ?
Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanı ? ve Gümrük Başmüfet-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
223
tişi ? hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı ?nın 7.4.2008 günlü, 2008/1 sayılı kararı
ve bu karara şikayetçi ? vekili Av. ? tarafından yapılan 20.5.2008
günlü itiraz, Tetkik Hakimi Sebahattin Ünal’ın açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun izin vermeye yetkili merciler başlığını taşıyan 3
üncü maddesinin 5232 sayılı Kanunla değişik (e) bendinde, Bakanlar
Kurulu kararı ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olup, ortak kararla atanan memurlar
ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakanın
soruşturma izni vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, ilgililer hakkında soruşturma izni
verilmemesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı ? nın
7.4.2008 günlü, 2008/1 sayılı kararında adı geçen kişilerin Başbakanlık Gümrük Müsteşarı ile Müsteşarla birlikte suç işledikleri iddia
olunan Gümrükler Genel Müdürü, Teftiş Kurulu Başkanı ve Gümrük
Başmüfettişi olduğu, Başbakanlık ve bağlı kuruluşlarının merkez
teşkilatında görevli olanlar hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca
soruşturma izni verilmesine veya soruşturma izni verilmemesine
ilişkin olarak verilecek kararın bizzat Başbakan tarafından verilmesi
gerektiği, 4483 sayılı Kanunda belirtilen makamlara bizzat kullanılmak üzere verilmiş münhasır yetkinin başka bir makamca kullanılmasının mümkün bulunmadığı, başka bir ifadeyle bizzat Başbakana
ait bu yetkinin Devlet Bakanlarına devri mümkün olmadığından, bu
husus gözetilmeden Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
tarafından adı geçen kişiler hakkında tesis edilen soruşturma izni
verilmemesine ilişkin 7.4.2008 günlü, 2008/1 sayılı kararın bu
nedenle kaldırılmasına, yetkili merci tarafından bir karar verilmesi,
verilecek kararın türüne göre (soruşturma izni verilmemesine ilişkin
224
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
karar verilmesi halinde müsteşar hakkında soruşturma yapmaya
yetkili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ve şikayetçiye) gerekli
yazılı bildirimlerin yapılarak günlü ve imzalı bildirim alındıları ile
itiraz edilmesi halinde itiraz dilekçelerinin de eklenerek Dairemize
gönderilmesi için dosyanın bu konuda karar vermeye yetkili Başbakanlığa iadesine, kararın bir örneğinin itiraz eden vekiline gönderilmesine 2.7.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 119)
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 02.07.2008, 2008/759-813)
2821 SAYILI KANUN’UN 62 NCİ MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN İŞÇİ BİLDİRİMLERİNDE BULUNULMAMASININ, YAPTIRIMININ ADLİ PARA CEZASI OLMASI NEDENİYLE, BU EYLEMDE
BULUNAN İLGİLİYE İSNAT EDİLEN EYLEMİN, HAKKINDA
SORUŞTURMA YAPILMASINI GEREKTİRECEK NİTELİKTE
BULUNDUĞU HK.KARAR
Soruşturulacak Eylem: Belediyeden emekli olan sekiz işçinin
işten ayrılış bildirgelerini 15 gün içerisinde Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına bildirmeyerek 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62 nci maddesine aykırı davranmak
Eylem Tarihi: 2006 yılı ve sonrası
İçişleri Bakanlığının 22.7.2008 günlü, 10330 sayılı yazısı ile
gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 26.3.2008 günlü, 2008/9903
sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan
itiraz, Tetkik Hakimi Hamza Eyidemir’in açıklamaları dinlendikten
sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyanın incelenmesinden, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince Belediyede yapılan teftiş sonucu düzenle-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
225
nen 26.7.2007 günlü ve AC(88) MK (84) inceleme raporuyla, 2821
sayılı Yasanın 62 nci maddesine göre emekli olan sekiz işçinin
ayrılış bildirimlerinin yapılmadığının tespit edildiği, bu tespitin doğru
olmadığı yolunda dosyada herhangi bir iddia, bilgi ve belgenin
bulunmadığı, bu durumda Ergani Belediyesinden emekli olan sekiz
işçinin ayrılış bildirimlerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Diyarbakır Bölge Müdürlüğüne gönderilmediğinin sabit olduğu
anlaşılmıştır.
2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62 nci maddesinde, işveren, işe aldığı veya herhangi bir nedenle iş sözleşmesi sona eren
işçileri, izleyen ayın 15’ine kadar aylık bildirimde Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına bildirmek zorunda olduğu, 59 uncu maddenin
1 inci fıkrasında da, 62 nci maddede belirtilen bildirim yükümlülüğüne uymayan işverenler hakkında bildirilmeyen her işçi için sanayi
kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen asgari
ücretin aylık brüt tutarının beşte biri kadar ağır para cezasına
hükmedileceği öngörülmüştür.
Diğer yandan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 45 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak
cezaların, hapis ve adli para cezası olduğu, Türk Ceza Kanununun
Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında 5252 sayılı Kanunun 5 inci
maddesinin 1 inci fıkrasında, kanunlarda öngörülen ağır para
cezalarının adli para cezasına dönüştürüldüğü, 3 üncü fıkrasında,
ağır para cezasından dönüştürülen adli para cezasının ödenmemesi halinde 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi hükümlerine göre hapis süresinin
belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak yüzmilyon Türk Lirasının
esas alınacağı hükme bağlanmış olup, maddenin 3 üncü fıkrasında
ise, hükümlülerin tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde
adli para cezasını ödememesi durumunda, Cumhuriyet Savcısının
kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedileceği öngörülmüştür.
226
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Bu durumda, 2821 sayılı Kanunun 62 nci maddesinde öngörülen işçi bildirimlerinde bulunulmamasının yaptırımının adli para
cezası olduğu ve bu nedenle ilgiliye isnat edilen eylemin hakkında
soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, soruşturma izni verilmesine ilişkin İçişleri Bakanının
26.3.2008 günlü, 2008/9903 sayılı kararına yapılan itirazın reddine
dosyanın Ergani Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin
İçişleri Bakanlığı ile itiraz edene gönderilmesine 16.9.2008 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 120)
BŞ/BUK
(1. Daire, 16.09.2008, 2008/948-876)
TRAFİK AKIŞINA UYGUN OLMAYAN YÜKSEKLİKTE BULUNAN LOGAR KAPAĞINA ÇARPAN ARAÇ SÜRÜCÜSÜNÜN
ÖLÜMÜNDEN, BELEDİYE BAŞKANI VE FEN İŞLERİ MÜDÜRÜNÜN SORUMLU OLDUĞU HK. KARAR
Soruşturulacak Eylem: Trafik akışına uygun olmayan yükseklikte bulunan logar kapağına çarpan araç sürücüsü ...’ın ölümüne
neden olmak.
Eylem Tarihi: ...
İçişleri Bakanlığının 15.5.2008 günlü, 7055 sayılı yazısı ile
gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 4.3.2008 günlü, Kont. Bşk.
2008/7093 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ve bu
karara yapılan itiraz, Tetkik Hakimi Bihter Akdaş’ın açıklamaları
dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyanın incelenmesinden, Akçakale İlçesi İ.H. Olcay Ünver
Bulvarında ... isimli şahsın aşırı süratle kullandığı aracıyla, yoldan
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
227
10 cm. yüksek olduğu belirlenen logar kapağına çarpıp fren yaptıktan sonra aracın kontrolünü kaybederek yol orta refüjünü aşıp
devrilmesi sonucunda hayatını kaybettiği, olaydan Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığının haberdar olması üzerine Başsavcılıkça
yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporun sonuç
kısmında, sürücü ...’ın süratli araç kullanmasından dolayı sekizde
üç oranında, olaya sebebiyet veren yol seviyesinden yüksekte olan
logar kapağının yapımından ve bakımından sorumlu yetkili kuruluşun (Akçakale Belediye Başkanlığı) ise sekizde beş oranında
kusurlu olduğu kanaatine varıldığının belirtildiği dikkate alındığında
ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını
gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, itirazın kabulüyle,
İçişleri Bakanının 4.3.2008 günlü Kont.Bşk.2008/7093 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın
Akçakale Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri
Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine 18.9.2008 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 120)
BŞ/BUK
(1. Daire, 18.09.2008, 2008/653-917)
İLGİLİSİNE, YETKİLİ MERCİ KARARININ METNİ YERİNE,
SADECE KARARIN SONUCUNUN TEBLİĞ EDİLMESİNİN, USULÜNE UYGUN OLMAYAN TEBLİGAT OLDUĞU HK.KARAR
Soruşturulacak Eylem: Görevi kötüye kullanmak, rüşvet istemek, şikayetçinin sahibi olduğu Firmaya ait gizli bilgileri açıklamak
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyanın incelenmesinden, şikayetçi tarafından, işletme ruhsatı karşılığında Genel Müdür Vekili tarafından kendilerinden ...
Amerikan Doları rüşvet istenildiği, Firmasının kurulduğu ... tarihinden itibaren sürekli yıpratıldığı, ruhsat verilmesi için gerekli sürele-
228
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
rin kasıtlı olarak uzatıldığı, diğer firmalardan farklı muamelelere
maruz bırakıldığı, sonuçta işletme ruhsatının askıya alındığı,
Genel Müdür Vekilinin düzenlediği basın toplantısında şirkete ait
gizli kalması gereken bilgilerin ifşa edildiğinin iddia edilmesi
üzerine yapılan ön incelemede, Firmaya ayrıcalıklı davranılmadığı,
yapılan uygulamaların yerinde olduğu ve sonuçta da işletme
ruhsatının iptal edildiği, tüm bu işlemler sırasında mevzuata uygun
davranıldığı, rüşvet istenildiği iddiasının subuta ermediği, Genel
Müdür Vekilinin basın toplantısında, Firma hakkında uçuş emniyetini ve uçuş güvenliğini birinci dereceden etkileyen çok önemli bilgi
ve belgelerin Genel Müdürlükte olduğu yolundaki açıklamasının,
yapılan denetimlerde nelerin eksik olduğu hususunda ayrıntılı bir
açıklama ve sırların ifşası anlamına gelmeyeceği sonucuna
varılarak soruşturma izni verilmemesinin teklif edildiği, yetkili
merciin 13.6.2008 günlü, 318 sayılı kararıyla ilgili hakkında soruşturma izni verilmediği, şikayetçi tarafından verilen itiraz dilekçesinde ise, kendisine tebliğ edilen yazının ekinde yetkili merci kararının bulunmadığı, ancak konunun Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdikleri dilekçeye istinaden yapılan bir soruşturmayla ilgili
olduğu tahmininden yola çıkılarak itiraz yoluna başvurulduğunun
belirtildiği anlaşılmıştır.
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinde, yetkili merciin,
soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararını
Cumhuriyet Başsavcılığına, haklarında inceleme yapılan memur
veya diğer kamu görevlilerine ve varsa şikayetçisine bildireceği,
soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı haklarında inceleme
yapılan memur veya diğer kamu görevlisi, soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet Başsavcılığı veya
şikayetçinin itiraz yoluna gidebileceği hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümdeki ilgililere tebliğ edilmesi öngörülen karar ibaresinden anlaşılması gereken, kararın sonucu değil, karar metninin
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
229
kendisidir. Dolayısıyla karara karşı itiraz hakkı bulunan ilgiliye karar
metninin tebliğ edilmemesi halinde, bu tebligatın usulüne uygun bir
tebligat olarak kabul edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Dosyada bulunan, Ulaştırma Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı başlıklı 26.6.2006 günlü, B-II.0.TKB.0.06/664-01/383 sayılı
şikayetçi ...’a hitaben yazılı, “Avukatınız ... kanalıyla Kadıköy
Cumhuriyet Başsavcılığına verilen dilekçede yer alan, Sivil Havacılık Genel Müdürü ... ile ilgili iddiaların tetkiki sonucunda, adıgeçenin
üzerine atılı suçları işlediğine dair herhangi bir bilgi veya belge elde
edilemediğinden hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına
soruşturma izni verilmemesi kararı alındığı, bu itibarla, 4483 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca mezkür karara karşı şahsınıza
ait itiraz hakkının takdir ve ifası amacıyla bilgi edinilmesini rica
ederim” şeklindeki Teftiş Kurulu Başkanı imzalı belgenin adı geçen
şikayetçiye tebliğ edildiği ve alındı belgesinde de bu yazıya ait 383
sayılı numaranın bulunduğu görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda metnine yer verilen Kanun maddesi
hükmü karşısında, ilgilisine yetkili merci kararının metni yerine,
sadece kararın sonucunun tebliğ edildiği, usulüne uygun olmayan
bu tebligatla ilgilinin itiraz hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından,
yetkili merci kararının metninin şikayetçisine tebliğ edilmesi, karara
itiraz edilmesi halinde günlü ve imzalı bildirim alındıları ile itiraz
dilekçesinin de eklenerek incelenmek üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Ulaştırma Bakanlığına iadesine kararın bir örneğinin şikayetçi vekili Av. ...’ya tebliğine 10.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 120)
BŞ/BUK
(1. Daire, 10.10.2008, 2008/960-951)
230
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
KURUM İÇİNDEKİ BÜTÜN İŞ VE İŞLEMLERİN, MEVZUATA
VE USULÜNE UYGUN OLARAK YÜRÜTÜLMESİNDEN, ÖNCELİKLE BU GÖREVLERDE BULUNANLARIN SORUMLU OLDUKLARI HK.
Soruşturulacak Eylem: Adana’dan Irak’a Türk işçisi taşıyan ve
9.1.2007 tarihinde Irak’ta düşen Moldova tescilli uçağın mali mesuliyet sigortası bulunmadığı halde, Türk havaalanını kullanmasına,
iniş ve kalkışına izin vermek suretiyle görevi kötüye kullanmak
Eylem Tarihi: 2007 Yılı
Ulaştırma Bakanlığının 5.9.2008 günlü, 518 sayılı yazısı ile
gönderilen dosya, Ulaştırma Bakanının 7.8.2008 günlü, 433 sayılı
soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ve bu karara yapılan
itiraz, Tetkik Hakimi Tanju Kızılkuş’un açıklamaları dinlendikten
sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyanın incelenmesinden, şikayetçiler vekili tarafından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına verilen 13.6.2007 günlü dilekçede,
murisleri ...’in Irak’ta faaliyet gösteren bir inşaat firmasında işçi
olarak çalıştığı ve Adana’dan Irak’a uçmakta olan Moldova tescilli
uçağın 9.1.2007 tarihinde düşmesi üzerine vefat ettiği, ancak
uçağın mali mesuliyet sigortasının olmadığı halde Türk hava
sahasını kullanmasına izin verilerek düşen uçak nedeniyle adı
geçenin ölümüne neden olunduğu belirtilerek sorumluluğu bulunanlar hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine sadece Sivil
Havacılık Genel Müdür Vekili hakkında yapılan ön inceleme sonucunda Ulaştırma Bakanının 16.11.2007 günlü, 06/664 sayılı kararıyla adı geçen için soruşturma izni verilmemesi üzerine bu karara
itiraz edildiği, Dairemizin 11.1.2008 günlü ve E: 2007/1420, K:
2008/55 sayılı kararıyla isnat edilen eylemle uygun illiyet bağı
bulunanların tam ve doğru olarak ismen ve görev yerleri itibariyle
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
231
tespit edilmediği, ön incelemede, Firmanın uçuş izni için sunduğu
belgeler arasında 150.000.000 teminatlı bir sigorta poliçesinin
bulunduğunun belirtilmesine karşın poliçenin okunaklı olmaması
nedeniyle ne kadar bir bedele ilişkin olduğu ve mahiyetinin saptanmasının olanaksız olduğundan, poliçenin tüm unsurlarıyla okunabilen bir örneğinin temin edilmeden ciddi anlamda incelenmediği
gerekçesiyle belirtilen eksikliklerin giderildiği yeni bir ön inceleme
raporu düzenlenerek yetkili merci tarafından yeniden bir karar
verilmek üzere sözü edilen kararın kaldırıldığı, bu kararımızdan
sonra yapılan ön incelemede, Sivil Havacılık Genel Müdür Vekilinin
yanısıra yukarıda adı geçen ilgililerin de ön inceleme kapsamına
dahil edildiği ve sözü edilen poliçenin onaylı bir örneğinin Moldova
yetkili makamlarından istenildiği, başlangıçta uçuş izni verilmesi
sırasında 2.6.2004/2006 seri numaralı ilk sigorta poliçesinin
150.000.000 USD teminatlı olmasına rağmen, Sivil Havacılık Genel
Müdürlüğünce Moldova Sivil Havacılık Otoritesinden temin edilen
aynı uçağa ait ve aynı seri numaralı sigorta poliçesindeki teminat
tutarının ise 1.000.000 USD olduğu, ayrıca her iki sigorta poliçesi
üzerinde karşılaştırmalı olarak yapılan incelemede, Moldova Sivil
Havacılık Otoritesinden sonradan temin edilen sigorta poliçesinde
sigortanın geçerli olduğu coğrafi bölgelere yer verilmiş iken, uçuş
izni talebi esnasında tevdi edilen sigorta poliçesinde böyle bir
ibareye yer verilmediği, her iki sigorta poliçesi arasında basılı kağıt
antenti başta olmak üzere yazı karekterinde açıklık-koyuluk, dolgulu-boş gibi bir takım farklılıklar bulunduğu ve poliçeler üzerindeki
imza ve mühür yerlerinin birbirinden farklılık gösterdiğinin tespit
edildiği, dolayısıyla uçuş izni ile ilgili işlemlerin gerçeği yansıtmayan
sahte bir sigorta poliçesine istinaden verilmiş olduğunun ortaya
çıktığı tespitine yer verildikten sonra, sahte poliçeye istinaden
verilen uçuş izni ile ilgili işlemlerin hiçbirisinde Sivil Havacılık Genel
Müdür Vekili ... ve Genel Müdür Yardımcısı ...’ın imza ve paraflarının bulunmadığı gerekçesiyle adı geçenler hakkında soruşturma
232
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
izni verilmemesi, uçuş izninde onayı ve parafları bulunan Hava
Ulaştırma Daire Başkanı ... ve aynı yerde Müdür ... ve Memur
...’nun ise poliçenin aslının ibraz edilmemesi nedeniyle uçuş izni
için verilen poliçe suretine göre işlem yaptıkları ve bu poliçenin
sahte olduğunu bilecek durumda olmadıkları gerekçesiyle haklarında soruşturma izni verilmemesinin önerildiği, yetkili merciin
7.8.2008 günlü, 433 sayılı kararıyla ilgililerin tümü hakkında soruşturma izni verilmediği anlaşılmıştır.
Dosyada bulunan uçuş iznine esas sigorta poliçesinin numarasının ve belli belirsiz “150.000.000” ibaresinin dışında okunaklı
hiçbir yazısının bulunmadığı, dolayısıyla mahiyeti ve diğer unsurlarıyla uçuş izninin verilmesi için yeterli bir belge olmadığı ilk bakışta
anlaşılmaktadır.
5431 sayılı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4 üncü maddesinde, Genel Müdürlüğün
görev ve yetkileri arasında sivil havacılık faaliyetlerine yönelik
mevzuata aykırı eylemlerin önlenmesi amacıyla gerekli tedbirleri
almak olduğu, 5 inci maddesinde, Genel Müdürün, Genel Müdürlüğün faaliyetlerini ve işlemlerini denetleyeceği hükümlerine yer
verilmiştir.
Bu hükümler karşısında, uçuş izni verilmesi işlemlerinde paraflarının ve onaylarının bulunmadığı gerekçesiyle Genel Müdür
Vekili ve Genel Müdür Yardımcısı hakkında soruşturma izni
verilmemesinin dayanağı bulunmamaktadır. Çünkü, kurum içindeki
bütün iş ve işlemlerin mevzuata ve usulüne uygun olarak yürütülmesinden öncelikle bu görevlerde bulunanların sorumlu oldukları
tartışmasızdır.
Bu durumda, ilgililerce, okunması olanağı bulunmadığı halde
gerçekliği teyit ettirilmeyen sahte sigorta poliçesine istinaden uçuş
izni verildiği anlaşıldığından, itirazın kabulüyle yetkili merciin
7.8.2008 günlü, 433 sayılı soruşturma izni verilmemesine ilişkin
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
233
kararının kaldırılmasına, dosyanın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin Ulaştırma Bakanlığı ile itiraz edenler
vekiline gönderilmesine 10.10.2008 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
(DAN-DER; SAYI: 120)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 10.10.2008, 2008/1069-954)
4483 SAYILI KANUN UYGULAMASINDA, ZIMNİ RET İŞLEMİNİN BULUNMADIĞI HK. KARAR
Ankara Bölge İdare Mahkemesince 12.6.2008 günlü
E:2008/171, K.2008/182 sayılı görev ret kararı verilerek Dairemize
gönderilen şikayetçi Ramazan Kamanlıoğlu’na ait itiraz dilekçesi ve
ekleri, Tetkik Hakimi Ayşe Bilge Çapraz’ın açıklamaları dinlendikten
sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 5 inci maddesinde, izin vermeye yetkili
merciin, bu Kanun kapsamına giren bir suç işlediğini bizzat veya 4
üncü maddede belirtilen şekilde öğrendiğinde bir ön inceleme
başlatacağı, 9 uncu maddesinde, yapılan ön inceleme sonucunda
verilen kararın Cumhuriyet Başsavcılığına, hakkında inceleme
yapılan memur veya diğer kamu görevlisine ve varsa şikayetçiye
bildirileceği, soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi, soruşturma
izni verilmemesine ilişkin karara ise, Cumhuriyet Başsavcılığı veya
şikayetçi tarafından, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 10
gün içinde itiraz edebilecekleri, aynı Kanunun 4 üncü maddesinde,
bu kanuna göre memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında
yapılacak ihbar ve şikayetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması,
234
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ihbar ve şikayetlerde kişi ve olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu
ve belgelere dayanması, ihbar veya şikayet dilekçesinde dilekçe
sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgah adresinin
bulunmasının zorunlu olduğu, bu şartları taşımayan ihbar ve
şikayetlerin Cumhuriyet başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler
tarafında işleme konulmayacağı ve durumun ihbar ve şikayette
bulunana bildirileceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyada yer alan belgelere göre, Kırşehir İli, Kaman İlçesi, ...
ada, ... parsel sayılı 11/16 hissesi şikayetçi ...’na ait taşınmaz
üzerinde bulunan tarihi binayı mevzuata aykırı olarak yıktırmak,
gerçeğe aykırı tutanak düzenlemek, sahte imza atmak suretiyle
görevi kötüye kullanmak eylemlerinden Kaman Belediyesi Başkanı
... hakkında 13.3.2008 gün ve 17235 sayı ile İçişleri Bakanlığı
kaydına alınan dilekçeyle şikayet başvurusunda bulunulduğu,
şikayetçinin İçişleri Bakanlığınca şikayet başvurusuna herhangi bir
cevap verilmemesini zımni ret işlemi olarak kabul edip iptali istemiyle Ankara Bölge İdare Mahkemesine yaptığı başvuru üzerine
Ankara Bölge İdare Mahkemesince, inceleme konusu şikayet
dilekçesinin işleme konulmaması kararı olarak kabul edilip, buna
karşı yapılan itirazın Danıştay Birinci Dairesince incelenmesi
gerektiği gerekçesiyle dosyanın Dairemize gönderilmesine karar
verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, 4483 sayılı Kanun kapsamında verilmiş ve dolayısıyla anılan Kanun uyarınca itiraz üzerine Dairemizce incelenebilecek nitelikte bir karar olmadığından şikayetçi isteminin incelenmeksizin reddine, dilekçe ve eklerinin itiraz edene gönderilmesine
24.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI: 120)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 24.10.2008, 2008/905-1077)
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
235
PROMOSYONUN BİR KAMU GELİRİ OLDUĞU VE İLGİLİ
KAMU İDARESİNİN BÜTÇESİNE GELİR OLARAK KAYDEDİLMESİ GEREKTİĞİ HK. K A R A R
Soruşturulacak Eylem: ? Bankasınca ? İl Özel İdaresine verilen 140.000,00YTL banka promosyonunun harcanmasında usulsüzlük yapmak
Eylem Tarihi: 2005 yılı
İçişleri Bakanlığının 15.10.2008 günlü, 13995 sayılı yazısı ile
gönderilen dosya, İçişleri Bakanının 14.7.2008 günlü,
Tef.Ku.Bşk.2008/136 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararı
ve bu karara yapılan itirazlar, Tetkik Hakimi Bekir Özçelik’in açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 1 inci
maddesinde, bu Kanunun amacının, kalkınma planları ve programlarında yer alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir şekilde elde edilmesini ve
kullanılmasını, hesap verilebilirliği ve mali saydamlığı sağlamak
üzere, kamu mali yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını, tüm mali işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve mali kontrolünü düzenlemek
olduğu, 2 nci maddesinde, bu Kanunun merkezi yönetim kapsamındaki kamu idarelerini, sosyal güvenlik kurumlarını ve mahalli
idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin
mali yönetimini ve kontrolünü kapsadığı, 3 üncü maddesinin (e)
bendinde, mahalli idarenin, yetkileri belirli bir coğrafya olan ve
hizmetlerle sınırlı olarak kamusal faaliyet gösteren belediye, il özel
idaresi ile bunlara bağlı veya bunların kurdukları veya üye oldukları
birlik ve idareler olduğu, (g) bendinde, kamu kaynaklarının, borçlanma suretiyle elde edilen imkanlar dahil kamuya ait gelirler,
236
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
taşınır ve taşınmazlar, hesaplarda bulunan para, alacak ve haklar
ile her türlü değerler olduğu, (i) bendinde, kamu gelirinin, kanunlarına dayanılarak toplanan vergi, resim, harç, fon kesintisi, pay veya
benzeri gelirler, faiz, zam ve ceza gelirleri, taşınır ve taşınmazlardan elde edilen her türlü gelirler ile hizmet karşılığı elde edilen
gelirler, borçlanma araçlarının primli satışı suretiyle elde edilen
gelirler, sosyal güvenlik primi kesintileri, alınan bağış ve yardımlar
ile diğer gelirler olduğu, 11 inci maddesinde, bakanlıklarda müsteşarın, diğer kamu idarelerinde en üst yöneticinin, il özel idarelerinde
valinin ve belediyelerde belediye başkanının üst yönetici olduğu,
üst yöneticilerin, idarelerinin stratejik planlarının ve bütçelerinin
kalkınma planına, yıllık programlara, kurumun stratejik plan ve
performans hedefleri ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlanması ve uygulanmasından, sorumlulukları altındaki kaynakların
etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanımını
sağlamaktan, kayıp ve kötüye kullanımının önlenmesinden, mali
yönetim ve kontrol sisteminin işleyişinin gözetilmesini, izlenmesini
ve bu Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden Bakana, mahalli idarelerde ise meclislerine karşı sorumlu
oldukları, 40 ıncı maddesinde, kamu idarelerine yapılan her türlü
bağış ve yardımın bütçelerine gelir kaydedileceği, 77 nci maddesinde de, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idare bütçelerinin
hazırlanması ve uygulanması ile diğer mali işlemlerin, bu Kanun
hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ilgili kanunlarındaki hükümlere tabi
olduğu, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 44 üncü maddesinde, ilin stratejik planına uygun olarak hazırlanan bütçenin, il özel
idaresinin mali yıl ve izleyen iki yıl içindeki gelir ve gider tahminlerini
göstereceği, gelirlerin toplanmasına ve harcamaların yapılmasına
izin vereceği, bütçeye ayrıntılı harcama programları ile finansman
programlarının ekleneceği, bütçe dışı harcama yapılamayacağı,
Vali ve harcama yetkisi verilen diğer görevlilerin bütçe ödeneklerinin verimli, tutumlu ve yerinde harcanmasından sorumlu olduğu, 48
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
237
inci maddesinde, il özel İdaresi bütçesi ile muhasebe işlemlerine
ilişkin esas ve usullerin Maliye Bakanlığının görüşü alınarak İçişleri
Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği, İl Özel
İdare Bütçe ve Muhasebe Usulü Yönetmeliğinin 83 üncü maddesinde, il özel idaresince bağış ve yardım olarak tahsil olunan
paraların bütçe gelirleri hesabına alacak olarak kaydedileceği, 13
üncü maddesinde, gelir bütçesinin vergi gelirleri, vergi dışı gelirler,
yardım ve fonlardan oluştuğu hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden ? İl Özel İdaresi ile ? Bankası arasında imzalanan 6.4.2005 tarihli maaş ödeme protokolü uyarınca İl
Özel İdaresi personelinin maaşlarının ? Bankasına yatırılması
karşılığında anılan banka tarafından 140.000,00YTL tutarında
promosyonun İl Özel İdaresine verilmesinin kararlaştırıldığı,
20.4.2005 tarihinde promosyon parasının İl Özel İdaresi hesabına
yıllık maaş protokolü için ödenen bağış olarak yatırıldığı, ? Valisi ?
tarafından beğenilen ve pazarlığı yapılan 2001 model S 320 L
mercedes marka aracın alınması amacıyla 20.4.2005 tarihinde İl
Özel İdare Müdürü ?’ ın yazılı talimatıyla promosyondan
122.500,00YTL’nin aracın satıcısına gönderildiği, aracın ? Bankasınca alınmadığı sadece banka üzerinden para transferi yapıldığı,
promosyon parasından geriye kalan 17.500,00YTL’nin ise plazma
televizyon, bilgisayar gibi İl Özel İdaresinin diğer ihtiyaçları için
kullanıldığı, ön incelemeci tarafından anılan promosyon hesabından
?’un eşinin uçak biletlerinin ödendiği bu şekilde kişisel harcamalarda
kullanıldığı iddia edilmekte ise de uçak biletlerinin ? ‘un şahsına ait
kredi kartı ile ödendiği, promosyondan kişisel bir harcamasının
bulunmadığı, ancak yukarıda anılan hükümlere göre, ? Bankası
tarafından İl Özel İdaresine promosyon adı altında bağış olarak
verilen 140.000,00YTL’ nin bir kamu geliri olduğu, bu nedenle
öncelikle İl Özel İdaresi bütçesinin alacak hesabına gelir olarak
kaydedilerek, etkili, ekonomik ve verimli şekilde kullanılması gerektiği
dikkate alındığında ilgililer tarafından yapılan harcamaların mevzuata
238
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
uygun olarak yapılmadığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının soruşturma izni verilmesine ilişkin 14.7.2008 günlü, Tef.Ku.Bşk.2008/136
sayılı kararına yapılan itirazların reddine, dosyanın gereği yapılmak
üzere karar ekli olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın
birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine
3.12.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
X-KARŞIOY
Dosyanın incelenmesinden, ... İl Özel İdaresi ile ... Bankası
arasında yapılan antlaşma uyarınca 6.4.2005 tarihinde ... Bankasınca 140.000.00 YTL’nin banka promosyonu olarak İl Özel İdaresine verildiği, promosyon parasının 122.500 YTL’si ile İl Özel
İdaresine hizmet aracının alındığı, alınan bu araç ile aynı model bir
aracın piyasa değerinin Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri
Birliğince 147.218 YTL olduğunun belirtildiği, ön incelemeci tarafından anılan promosyon hesabından ?’un eşinin uçak biletlerinin
ödendiği bu şekilde kişisel harcamalarda kullanıldığı belirtilmekte
ise de uçak biletlerinin incelenmesinden uçak biletlerinin ? un
şahsına ait kredi kartı ile ödendiğinin anlaşıldığı, ... Bankası maaş
promosyonu hesabından yapılan ödemelere ait cari hesap ekstresinde yeralan ödemelerden de yapılan tüm harcamaların kamu
yararına yapıldığı şahsi olarak herhangi bir harcamanın bulunmadığı, kaldı ki niteliği itibariyle 5018 sayılı Kanun kapsamında olmayan
ve anılan banka promosyonlarının harcandığı dönem itibariyle nasıl
değerlendirileceği konusunda herhangi bir düzenlemenin bulunmadığından usulsüz harcanmasından söz edilemeyeceği, eylem tarihi
itibariyle bu fiilin suç olarak belirleyen herhangi bir kanuni düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin
haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından yetkili merciin soruşturma izni verilmesine ilişkin
14.7.2008 günlü, Tef.Ku.Bşk.2008/136 sayılı kararına yapılan
itirazların kabul edilerek kararın kaldırılması gerektiği görüşü ile
çoğunluk kararına katılmıyorum.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
239
XX - K A R Ş I O Y
... eski valisi ? ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri ? hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin dosya ve eklerinin incelenmesinde;
Vali hakkında ileri sürülen iddiaların açık ve somut kanıtlarının
tam olarak ortaya konulmadığı, adı geçen tarafından savunmasına
eklenen bilgi ve belgelerin ön inceleme ve karar aşamasında
değerlendirilmediği, aracın hasarlı olduğu iddiasının aracın tesliminden sonra meydana geldiğine ilişkin savunmada yer ve zaman
gösterilip tanık ifadesine başvurulması istenilmesine rağmen bu
talebin dikkate alınmadığı; benzer şekilde valinin eşi için alındığı
iddia edilen biletlerin ödemesinin şüpheli tarafından ödendiğini
gösterir belgelerin değerlendirmeye alınmadığı, araç alımının
promosyonu veren banka tarafından alınmasına ve araç bedelinin
uluslararası standartlara göre fiyat belirleyen Türkiye Sigorta ve
Reasürens Şirketler Birliğinin belirttiği kasko değerinin altında
olmasına rağmen verilen kararda bu hususun gözardı edilerek
valinin kamu çıkarına aykırı davrandığı iddiasının yenilendiği; il
ölçeğinde alınması ve kullanılması doğal olan televizyon, bilgisayar
gibi malzemelerin hangi kaynakla alınırsa alınsın suç oluşturmayan
uygulama olduğu açıktır.
İddialar arasında valiye yöneltilen en somut iddiaların
mercedes araç alımında izlenen yol ve yöntem olduğu görülmektedir. Yapılan ön inceleme ve verilen kararda idari düzenlemelere ve
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun hükümlerine
sıkça yer verilmekte ve oluşturulan kararın dayanakları burada
aranmaktadır.
Öncelikle idarenin düzenleyici metinleri ile ceza kuralı ihdas
etmek mümkün değildir. Bu kuralların yaptırımı, şartları, varsa
disiplin veya tanzimine ilişkin düzenlemelerde aranabilir.
Rapor ve kararda yer alan 5018 sayılı Kanuna yapılan atıflar
bu Yasanın 71. maddesinde yaptırıma bağlanmada ancak somut
240
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
olayda bu maddenin uygulama şartları mevcut değildir. Ayrıca
anılan yasaya göre ortaya çıkmış bir kamu zararı da söz konusu
değildir.
Kamu Mali Kontrol Yasası ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Yasası
ile valilere verilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmediğinin
somut kanıtı ortaya konulmadan kıyas, yorum yapılarak suç kanıtları yaratılmaya çalışmıştır. 20.7.2007 gün ve 26588 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan ve Kamu Kuruluşlarındaki promosyon
Uygulamasına Standartlar ve ilkeler getirilen Başbakanlık Tebliği’nden önce bankalar promosyanlarının nasıl kullanılacağı konusunda herhangi bir ölçü mevcut değilken, iddiaların bu genelgeye
göre yorumlanmasının ve değerlendirilmesinin mümkün olmayacağı
açıktır. Kaldı ki bu genelge daha önce yapılmış sözleşmeleri geçerli
saymıştır.
Valiler, 5302 Sayılı Yasanın 30. maddesinin (2) bendi uyarınca
şartsız bağışları kabul etme yetkisine sahip yürütme organıdır.
Promosyon ise bağış değildir. Çünkü bağışlar karşılıksız yapılan
yardımlardır. Burada bankanın bağışta bulunma iradesi mevcut
değildir.Şayet bu durum söz konusu olsaydı promosyon ihalesine
gerek olmazdı. Dolayısıyla Başbakanlık Genelgesinde de belirtildiği
üzere bankalar bir karşılık olarak bu parayı vermektedirler. İdareye
verilen paralar ise 2007 yılının Temmuz ayına göre ilgililerin
insiyatifi ile kullanılmıştır. Dolayısıyla ... Valiliği ile bu ildeki ...
Bankası yetkilileri arasında düzenlenen protokol çerçevesinde,
personelin maaşlarının bankada bulunacağı sürede elde etmeyi
umduğu gelir beklentisine karşılık verilen paranın bir bölümünün
valiliğe araç alımında kullanılması 2005 yılı promosyon uygulamalarındaki serbestlik çerçevesinde suç oluşturmamaktadır.
Alınan aracın köy muhtarlığı adına tescil ettirilmesinin ise çıkar
sağlamakla ilgisi bulunmamaktadır. Hukuken ve fiilen il özel idarelerince bu köylere araç dahil her türlü yardımın yapılmasına engel bir
durum yoktur.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
241
İl Özel İdaresi bütçesine girmemiş bir paranın, bütçeleştirilerek
yetkili organlarının onayından sonra harcanabilir hale gelen ödenekle de bir benzerliği bulunmamaktadır. Bankadan alınan promosyon bedelleri ne bağış, ne de yardımdır, bu nedenle 5018 sayılı
Yasa kapsamında değerlendirilebilecek bir harcama da değildir.
Kamu Mali Kontrol Yasasının 11. maddesinde Valilikçe ve diğer üst yöneticilerin de sorumluluğunu irdeleyen Sayıştay Genel
Kurulu’nun 14.6.2007 gün ve 5189/1 sayılı kararında;... genelleme
yaparak üst yöneticilerin, işlemlerin hukuka uygun olarak yürütülmesinden sorumlu olacakları ya da olmayacakları yönünde görüş
belirtmesi uygun bulunmamaktadır.” denilmek suretiyle bu yöneticilerin her şeyden sorumlu olmayacağı ifade edilmiştir.
237 Sayılı Taşıt Kanununun 21.4.2005 gün ve 5335 sayılı Yasa ile getirilen imkanlar valilikçe il özel idaresi bütçesinden araç
alma imkanı sağlanmaktadır. Buna ek olarak hizmet alımı yoluyla
araç gereksinimlerini karşılama imkanı da tanımıştır. 4734 sayılı
Kamu İhale Kanununa tabi olmayan köylerle, köylerin oluşturduğu
birliklerin mevcut mevzuat çerçevesinde her türlü aracı almaya
müsait oldukları da gözardı edilemez.
Promosyon karşılığı araç alınması yoluyla ortaya çıkmış kamu
zararının varlığını gösteren hiçbir kanıt bulunmaması, görevde
yetkiyi kötüye kullanma suçunun oluşması için yasada aranan
şartların oluşmadığı göstermektedir.
Banka promosyonu ile valinin eşine uçak bileti alınması ile ilgisi iddiada yer alan hususların, dosyada belgeler ışığında tutanağı
değerlendirildiğinde bir dayanağının bulunmadığı, böyle bir ödemenin olması halinde bile il özel idare bütçesinden yapılacak Temsil,
Ağırlama ve Tören Giderleri Yönetmeliğinin (Sayıştay Başkanlığının
5.1.1988 gün ve 233933/2 sayılı görüşü ile yürürlüğe konulmuştur.)
3. maddesinde yer alan; “Temsil, ağırlama ve törenlere ait giderlerin, konu, kapsam ve miktarı ile davet edileceklerin tayini valinin
taktirindedir. Bu giderlerin yapılmasını gerektiren tören ve toplantıya
242
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
valinin katılması şartı aranmaz. Bu törene toplantılar Valinin tensibi
ile eşi veya valinin vereceği yetki içerisinde vali yardımcıları ve ilçe
kaymakamları tarafından da düzenlenir” şeklinde yeralan düzenleme karşısında uygulamanın suç olarak nitelendirilemeyeceği
açıktır. Bu uygulamayı yapanların eylemleri, töresel değerler ve
tazmin hukukuna uyulmamasından dolayı işleme tabi tutulması
gerektiği düşünülebilse de ceza yasasına göre soruşturma şartlarının bulunmadığı açıktır. Oysa ki dosyadaki belgelere göre vali eşi
için alınan uçak biletinin kredi kartıyla ve promosyon hesabının
kapatılmasından sonra alındığı görülmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında ... eski valisi ? ile ... İl Özel
İdare Genel Sekreteri ?’nın yaptığı iş ve işlemlerde kamu zararı
oluşmadığı gibi özel harcama yapıldığına ilişkin herhangi bir somut
kanıt bulunmadığı bu nedenle yetkili merciin soruşturma izni
verilmesine ilişkin 14.7.2008 günlü, Tef.Ku.Bşk.2008/136 sayılı
kararına yapılan itirazların kabul edilerek kararın kaldırılması
gerektiği görüşü ile çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 03.12.2008, 2008/1222-1319)
TEFTİŞ KURULUNUN İLETİŞİM TESPİTİ AMACIYLA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA BAŞVURMASI ÜZERİNE VERİLEN
MAHKEME KARARI UYARINCA İLETİŞİMİN TESPİTİNİN SORUŞTURMA İZNİ VERİLMESİNİ GEREKTİRMEDİĞİ HK. KARAR
Hakkında Ön İnceleme Yapılanlar:
1- ?- Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı
2- ?- Maliye Müfettişi
3- ?- Maliye Müfettişi
Soruşturulacak Eylem: Şikayetçi ? adına olmakla birlikte Vergi
Denetmeni olarak görev yapan eşi ? tarafından kullanılan mobil
telefonu hukuka aykırı olarak dinlemek,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
243
Eylem Tarihi: 2007 Yılı
Maliye Bakanlığının 16.12.2008 gün ve 31459 sayılı yazısı
ekinde gönderilen dosya, Maliye Bakanının 6.11.2008 gün ve
2008/7 soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı ve bu karara
yapılan itiraz, Tetkik Hakimi ?’in açıklamaları dinlendikten sonra,
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun uyarınca incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Gelir İdaresi
Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezine girilerek üst düzey makamlarda
görev alanlar, bazı siyasi parti liderleri, üst düzey bürokratlar, bazı
medya mensupları ile bunların aile fertlerinin de aralarında bulunduğu pek çok mükellefe ait kişisel verilerin sorgulanması ve alınan
bilgilerin üçüncü kişilere aktarılması iddiasıyla ilgili olarak Maliye
Bakanının 11.1.2007 gün ve 9 sayılı onayla ?, ? ve ? tarafından
yürütülen bir tahkikat açıldığı, tahkikat kapsamında Teftiş Kurulu
Başkan Vekili sıfatıyla ? tarafından imzalanan 7.2.2007 gün ve 352
sayılı yazıyla Gelir İdaresi Başkanlığı Bilişim Sistemine dışarıdan
fiziksel ya da elektronik ortamda bir girişin söz konusu olamayacağı, sorgulamaların Bakanlık personelinin kendilerine tanınan yetkiler
kötüye kullanarak usulsüz sorgulama yaptıkları, bu kapsamda
konunun aydınlatılması için aralarında Vergi Denetmeni olarak
görev yapan ? tarafından kullanılan mobil telefonun da bulunduğu
ekli listedeki telefon numaralarının 2006 yılı kayıtlarının tespitinin
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından talep edildiği, Cumhuriyet
Başsavcılığının aynı konuyla ilgili olarak yürüttüğü ceza soruşturması kapsamında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 134
üncü maddesi uyarınca Gelir İdaresi Başkanlığı Bilgi İşlem Merkezi
Vergi Daireleri Otomasyon Projesi (VEDOP) kapsamında bilgisayar
programlarında ve kütüklerinde inceleme ve araştırmaya yönelik
olarak manyetik kopya çıkarılarak gönderilmesi ve yedekleme
yapılması ile aynı Kanunun 135 inci maddesi uyarınca aralarında
244
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
şikayetçiye ait olanın da bulunduğu bazı telefon numaralarının 2006
yılı içerisinde kimlerle, ne zaman, nerede ve ne şekilde görüşüldüğünün tespitinin Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinden istenildiği,
Ankara 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 14.2.2007 gün ve 2007/202 D.
İş. sayılı kararıyla istemin reddedildiği, bu karara Cumhuriyet
Başsavcılığı tarafından bir üst mahkemeye itiraz edilmesi üzerine
Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.2.2007 gün ve 2007/24
Müt. sayılı kararıyla itirazın kabulü ile Cumhuriyet Başsavcılığı
istemi doğrultusunda 5271 sayılı Kanunun 134 ve 135 inci maddeleri uyarınca Gelir İdaresi Başkanlığına ait dijital verilerin kopyasının
alınmasına ve bazı telefonların 2006 yılı kayıtlarının tespitine karar
verildiği; bu karar uyarınca ilgili operatörlerden kayıtları temin eden
Telekomünikasyon Kurumunun 13.3.2007 gün ve 48191 sayılı
yazısıyla iletişim tespitlerinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına
gönderildiği; tahkikat kapsamında değerlendirilmesi için iletişim
tespitlerinin bir örneğinin Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığına gönderildiği, Kurulun hazırladığı 16.5.2007 gün ve 3-3-2 sayılı
tahkikat raporunun 18.5.2007 gün ve 1216 sayılı üst yazı ekinde
Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği görülmektedir.
Olayda, şikayetçi ? adına olmakla birlikte Vergi Denetmeni olarak görev yapan eşi ? tarafından kullanılan mobil telefon iletişiminin
dinlenmesinin söz konusu olmadığı, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan bir ceza soruşturması kapsamında
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 135 inci maddesi
uyarınca verilen mahkeme kararı üzerine geçmişe dönük olarak
anılan telefon numarasının da içinde bulunduğu bazı telefonların
iletişimi kayıtlarının tespit edildiği, tespit mahkeme kararı uyarınca
yapıldığı gibi haklarında ön inceleme yapılanların şikayetçiye ait
telefonu dinlemeleri ve tespitlerinin söz konusu olmadığı, bu nedenle ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını
gerektirecek nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından Maliye Bakanının
6.11.2008 gün ve 2008/7 sayılı kararına yapılan itirazın reddine,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
245
dosyanın Maliye Bakanlığına, kararın bir örneğinin itiraz edene
gönderilmesine 23.1.2009 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
AZLIK OYU
Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Vekili ? ile Maliye Müfettişleri ? ve ?’nun 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna göre yaptıkları soruşturmada
yetkilerinin dışına çıkarak şikayetçinin mağduriyetine yol açtıkları
iddiasıyla ilgili olarak; yapılan ön inceleme dosyasındaki bilgi ve
belgelerden ?’nın görevin gereklerine göre davranmadığı anlaşılmaktadır.
Öncelikle 4483 sayılı Yasanın uygulanması çerçevesinde “iletişimin tespitini” istenmesi ve bu tip kanıtların ön inceleme raporunda kullanılması mümkün değildir. Bu Yasanın yürürlükte bulunduğu
tarihte uygulamada olan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu, 5271 sayılı yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile yürürlükten
kaldırılmıştır. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük
ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda, diğer kanunlarda yürürlükten kaldırılan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununa
yapılan atıfların 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla 4483 sayılı Yasaya göre
yapılacak ön incelemelerde bundan böyle 5271 sayılı Yasa anlaşılacaktır. Bu Yasanın 2 nci maddesinin (e) fıkrasında soruşturmanın
tanımı, “...Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evre...” olarak yapılmıştır. Aynı maddenin (f) fıkrasında ise kovuşturma “iddianamenin
kabulü ile başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre...”
biçiminde tanımlanmıştır.
Yeni düzenleme, Memurin Muhakematı Hakkında Kanundan
farklı olarak adli aşamadan (soruşturma ve kovuşturma) farklı bir
süreci içermektedir. Ön inceleme yapılmasının amacı, kamu
görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri iddia olunan suçlarda
yargılamanın soruşturma aşamasına geçmeden önce yapılacak
246
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
işlemlerin basit, etkili ve süratli biçimde işlemesini sağlamak ve
suçların cezasız kalmasını önlemektir.
Bütün bu açıklamalardan sonra ortaya çıkan somut gerçek,
özel hayatın gizliliğinin korunması ve haberleşme özgürlüğünün
kısıtlanmasının ancak yargısal aşamadaki işlemler ve kararlarla
mümkün olmasıdır. Ceza Muhakemesi Yasasının 135 inci maddesi,
aynı maddenin 6 ncı fıkrasında sayılan katalog suçlarının dışındaki
suçlara uygulansa da bu konudaki kararın adli yargı aşamasında
(soruşturma - kovuşturma) hakim tarafından alınacağı açıktır.
Nitekim Yasanın 135 inci maddesinin 1 inci fıkrasındaki hükümde
de bu hususa özellikle yer verilmiş, 160 ve 161 inci maddelerden
farklı bir düzenleme getirilmiştir.
Sözü edilen maddedeki, “Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan
hallerde Cumhuriyet savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın
telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir...” düzenlemenin
adli soruşturma aşamasında dahi son derece özel durumlarda
başvurulabilecek bir yöntem olduğu açıktır.
Ceza Muhakemesi Kanununun 2 nci maddesindeki şüphelinin,
soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiyi ifade ettiği
ortada iken, ön inceleme safhasının bu kapsamda nitelendirilmesi
mümkün değildir.
Somut olayda, ? Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı sıfatıyla Bakan adına Cumhuriyet Savcılığına 7.2.2007 gün ve 352
sayılı yazıyı yazarak var olan bir soruşturma kapsamından söz
etmek suretiyle “iletişimin tespitini” istemiştir. Oysa ön inceleme
Ceza Muhakemesi Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanan ve
aynı Yasanın 135 inci maddesinin 1 inci fıkrasında yer alan bir
soruşturma değildir. Cumhuriyet Savcılığına yazılan yazıya esas
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
247
olan Maliye Bakanlığı onayındaki anlatımlardan ?’nın incelenen
olaylarla ilgisinin olduğu, bu bağlamda mağdur olarak gözüktüğü
anlaşılmaktadır. Bir anlamda, taraf olduğu bir iddianın ön incelemesinin yapılması için işlem yürütmesi, görev alması ve Teftiş Kurulu
Başkanı sıfatıyla Bakan adına Cumhuriyet Başsavcılığına yazı
yazıp iletişimin tespitini istemesi 4483 sayılı Yasanın ruhu ile
bağdaşmamaktadır.
Soruşturma ve kovuşturma aşamasında elde edilebilecek olan
kanıtların ön inceleme aşamasında elde edilmesi, haklarında özel
soruşturma yöntemi uygulanacak olan kamu görevlileri bakımından
geçerli bir hukuki yöntem değildir. Çünkü bu sistemde önce soruşturma izni alınması ancak bundan sonra soruşturmaya ve kovuşturmaya başlanması gerekir. Hakim kararıyla iletişimin tespit
edilmiş olması ön incelemeciyi yasal sorumluluktan kurtaramayacağı gibi bu durumda tarafsızlıktan da bahsedilemez.
Mevcut hukuki çerçevede, şüphelilerden ? hakkında ön inceleme izni verilmesi gerektiğinden çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 23.01.2009, 2008/1508-2009/156)
KÖYLERE HİZMET GÖTÜRME BİRLİĞİYLE İLGİLİ EYLEMLERDEN DOLAYI; KARAR VERMEYE YETKİLİ MERCİİN İL
MERKEZİNDE VALİ, İLÇELERDE KAYMAKAM OLDUĞU, VERİLEN KARARLARA KARŞI DA YETKİLİ BÖLGE İDARE MAHKEMESİNE İTİRAZ EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK. KARAR
Gereği görüşülüp düşünüldü:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun 3 üncü maddesinin (h), (i) ve (j) bentlerinde mahalli idarelerdeki memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında
izin vermeye yetkili makamlar düzenlenmiş olup (h) bendinde,
248
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları,
büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi
üyeleri hakkında İçişleri Bakanının; (i) bendinde, belde belediye
başkanları ile belde belediye meclisi üyeleri hakkında ilçede kaymakam, merkez ilçede valinin; (j) bendinde, köy ve mahalle muhtarları ile bu Kanun kapsamına giren memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilçede kaymakam, merkez ilçede valinin soruşturma
izni vermeye yetkili olduğu; aynı Kanunun 9 uncu maddesinin
üçüncü fıkrasında ise, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararlara karşı yapılan itirazlara 3 üncü maddenin (e),
(f), (g) ve (h) bentlerinde sayılanlar için Danıştay’ın idari dairesince,
diğerleri için yetkili merciin yargı çerçevesinde bulunduğu bölge
idare mahkemesince bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemelerden, (j) bendindeki memurlar ve diğer kamu görevlileri
ibaresi ile (h) ve (i) bentlerinde sayılanların dışında kalan mahalli
idarelerdeki memur ve diğer kamu görevlilerinin ifade edildiği
anlaşılmaktadır.
Öte yandan, aynı Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında, yetkili mercilerin saptanmasında memur ve diğer kamu
görevlisinin suç tarihindeki görevinin esas alınacağı hükmüne yer
verilmiştir. Böylece hem birden fazla kamu görevini eşzamanlı
olarak ifa eden memurlar ve diğer kamu görevlileri, hem de görev
yeri ve unvanı değişen memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında
suçun işlendiği tarihteki görevin esas alınması suretiyle izin vermeye yetkili mercinin saptanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, Korgan Köylere Hizmet Götürme
Birliği tarafından yapılan ihalelerin hukuka aykırı olduğu ve bu
ihaleler nedeniyle firmalara haksız menfaat sağlandığı iddiasıyla
Ordu Valisinin istemi ve İçişleri Bakanlığının görevlendirmesi
üzerine Mülkiye Müfettişi ? tarafında yapılan ön inceleme sonrasında düzenlenen 10.10.2008 tarihli rapor üzerine Korgan Köylere
Hizmet Götürme Birliği Başkanı, Birlik Encümen üyeleri ile Birlik
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
249
görevlileri hakkında Ordu Valisinin 20.10.2008 gün ve 51 sayılı
kararıyla soruşturma izni verildiği; haklarında soruşturma izni
verilenlerin Ordu Bölge İdare Mahkemesi nezdinde bu karara itiraz
ettikleri, Bölge İdare Mahkemesinin 31.12.2008 gün ve E:2008/129,
K:2008/141 sayılı görevsizlik kararıyla; haklarında soruşturma izni
verilenler arasında Ordu İl Genel Meclisi üyeleri bulunması nedeniyle itirazların Danıştay’ca karara bağlaması gerektiği gerekçesiyle
dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Haklarında soruşturma izni istenen Korgan Köylere Hizmet
Götürme Birliği yetkilileri aynı zamanda Korgan Kaymakamı, Ordu İl
Genel Meclisi üyesi, köy muhtarları ve Korgan İlçesi memurları
oldukları ve üzerlerine atılı eylemlerin Korgan Köylere Hizmet
Götürme Birliğindeki görevlerinden kaynaklandığı; 4483 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca memur ve
diğer kamu görevlilerine isnat edilen eylem tarihindeki görevin esas
alınması nedeniyle Birliğin her kademe personelinin 4483 sayılı
Kanunun 3 üncü maddesinin (j) bendi kapsamında değerlendirilmesi ve haklarında yetkili merci tarafından verilen kararlara karşı
yapılan itirazları Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca yetkili bölge
idare mahkemesi tarafından bakılması gerektiğinden, Korgan
Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanı, Birlik Encümen üyeleri ile
Birlik diğer görevlileri hakkında soruşturma izni verilmesine ilişkin
Ordu Valisinin 20.10.2008 gün ve 51 sayılı kararına, haklarında
soruşturma izni verilenler tarafından yapılan itirazın görev yönünden reddine, dosyanın itiraza bakmakla görevli ve yetkili Ordu
Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesine 6.3.2009 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:121)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 06.03.2009, 2009/66-434)
250
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
SPOR KULÜPLERİNE YARDIM ETMENİN, 5018 SAYILI KAMU MALİ YÖNETİMİ VE KONTROL KANUNU’NUN 29 UNCU
MADDESİ İLE 5393 SAYILI BELEDİYE KANUNU’NUN 14/B
MADDESİ HÜKÜMLERİNE AYKIRI OLACAĞI HK. KARAR
Soruşturulacak Eylem: Belediye Encümeninin muhtelif kararları ile 2005 yılında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanununun 29 uncu maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanununun
14/b maddesi hükümlerine aykırı olarak ? Belediyesi Spor Kulübü
Derneğine 490.000 TL nakdi yardım yapmak
Eylem Tarihi: 2005 yılı
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyanın incelenmesinden, ? Belediyesince 2005 yılında Belediye Encümeni kararları ile ? Belediyesi Spor Kulübü Derneğine
her ay nakdi ödeme yapılarak toplam 490.000 TL para yardımı
yapıldığı, 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin (b)
bendinde, “..Gerektiğinde öğrencilere, amatör spor kulüplerine
malzeme verir ve gerekli desteği sağlar.” hükmünün yer aldığı,
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 29 uncu
maddesinde de, “Gerçek veya tüzel kişilere kanuni dayanağı
olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz
veya menfaat sağlanamaz, ancak, genel yönetim kapsamındaki
kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüş olmak kaydıyla; kamu
yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluş, sandık ve
benzeri teşekküllere yardım yapılabilir.” hükmüne yer verildiği,
anılan mevzuat hükümleri karşısında belediyelerin amatör spor
kulüplerine malzeme desteği şeklinde yardımda bulunabilecekleri,
ancak Belediye Kanununda açıkça belirtilmemesi nedeniyle nakdi
yardım yapamayacakları, ? Belediyesince Spor Kulübü Derneğine
yapılan 490.000 TL parasal yardımın mevzuata aykırı olduğu,
dolayısıyla ilgililere isnat edilen eylemin, haklarında soruşturma
yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu anlaşıldığından, İçişleri
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
251
Bakanının 4.12.2008 gün ve Tef.Ku.Bşk. 2008/264 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararına yapılan itirazların reddine,
dosyanın Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın birer örneğinin İçişleri Bakanlığı ile itiraz edenlere gönderilmesine 10.3.2009
tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
X- 5393 sayılı Belediye Kanununun 14 üncü maddesinin (b)
bendinde, “..Gerektiğinde öğrencilere, amatör spor kulüplerine
malzeme verir ve gerekli desteği sağlar..” hükmünün yer aldığı, ?
Belediyesince, ? Belediye Spor Kulübü Derneğine 2005 yılında
yapılan 490.000 TL nakdi yardımın anılan yasa hükmüne göre
yapıldığı, Kanunda amatör spor kulüplerine nakdi yardım yapılamayacağı yönünde yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığı, öte yandan, ?
Belediyesinin 2005 yılı hesaplarını inceleyen Sayıştay 8.Dairesinin
17.4.2008 tarihli kararında, Saymanlığın 2005 yılı idare hesabının
yargılanması sonucunda işlemlerin mevzuata uygun olduğuna ve
sorumluların beraatlarına hükmolunduğu, bu nedenle ilgililere isnat
edilen eylemin, haklarında soruşturma yapılmasını gerektirecek
nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, itirazların kabulüyle İçişleri
Bakanının 4.12.2008 gün ve Tef.Ku.Bşk. 2008/264 sayılı soruşturma izni verilmesine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği görüşüyle
çoğunluk kararına katılmıyorum.
DAN-DER; SAYI:121)
BŞ/Aİ
(1. Daire, 10.03.2009, 2009/238-439)
TÜRKİYE ELEKTRİK İLETİM A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN, ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞININ İLGİLİ
KURULUŞU OLDUĞU ANLAŞILDIĞINDAN TÜRKİYE ELEKTRİK
İLETİM A.Ş. GENEL MÜDÜRÜ VE GENEL MÜDÜR VEKİLİ HAKKINDA SORUŞTURMA İZNİ VERİLMEMESİNE İLİŞKİN ENERJİ
252
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI KARARINA ŞİKAYETÇİ TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN, 4483 SAYILI KANUNUN 3/E VE 9
UNCU MADDELERİ UYARINCA YETKİLİ BÖLGE İDARE MAHKEMESİNCE KARARA BAĞLANMASI GEREKTİĞİ HK.KARAR
Soruşturulacak Eylem: Yargı kararını uygulamamak suretiyle
görevi kötüye kullanmak
Gereği görüşülüp düşünüldü:
4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanunun izin vermeye yetkili merciler başlığını
taşıyan 3 üncü maddesinin (d) bendinde, Başbakanlık ve bakanlıkların merkez ve bağlı veya ilgili kuruluşlarında görev yapan memur
ve diğer kamu görevlileri hakkında o kuruluşun en üst idari amirinin,
3 üncü maddesinin (e) bendinde de Bakanlar Kurulu kararı ile veya
Başbakanlık ve bakanlıklar ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında
görevli olup, ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan veya Başbakanın soruşturma izni vermeye
yetkili olduğu, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında ise, soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararlara karşı
yapılan itirazlara 3 üncü maddenin (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde
sayılanlar için Danıştay’ın idari dairesince, diğerleri için yetkili
merciin yargı çevresinde bulunduğu bölge idare mahkemesince
bakılacağı hükme bağlanmıştır.
233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki cetvellerden
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğünün, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığının ilgili kuruluşu olduğu anlaşıldığından,
Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürü ve Genel Müdür Vekili
hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanının 20.11.2008 gün ve 133 sayılı kararına
şikayetçi tarafından yapılan itirazın, 4483 sayılı Kanunun 3/e ve 9
uncu maddeleri uyarınca görev yönünden reddine, dosyanın
itiraza bakmakla görevli ve yetkili Ankara Bölge İdare Mahkemesi-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
253
ne, kararın birer örneğinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile
itiraz eden ?’ye gönderilmesine 21.4.2009 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 21.04.2009, 2009/372-667)
AYNI YETKİLİ MERCİ KARARINA DAHA ÖNCE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZIN, DAİREMİZ KARARIYLA SONUÇLANDIRILMIŞ OLMASI NEDENİYLE
AYNI GÜN VE SAYILI YETKİLİ MERCİ KARARINA, BU KEZ
ŞİKAYETÇİLER VEKİLİ TARAFINDAN YAPILAN İTİRAZ HAKKINDA AYRICA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞI HK.KARAR
İçişleri Bakanlığının 2.3.2009 gün ve 3474 sayılı yazısı ekinde
gönderilen dosya, Gümüşhane İli, Köse Belediye Başkanı ? hakkında şikayetin işleme konulmamasına ilişkin İçişleri Bakanının
7.1.2009 gün ve İNS:2008.29.2150 sayılı kararı, bu karara şikayetçiler ?, ? ve ? vekili Av. ? tarafından yapılan itiraz ve Dairemizin
10.3.2009 gün ve E:2009/263, K:2009/450 sayılı kararı, Tetkik
Hakimi Bihter Akdaş’ın açıklamaları dinlendikten sonra, 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında
Kanun uyarınca incelendi;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyanın incelenmesinden, bu dosyada itiraz edilen İçişleri
Bakanının 7.1.2009 gün ve İNS:2008.29.2150 sayılı şikayetin
işleme konulmamasına ilişkin kararına, daha önce Kelkit Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edilmesi üzerine Dairemizin
10.3.2009 gün ve E:2009/263, K:2009/450 sayılı kararı ile itirazın
kabulü ile söz konusu yetkili merci kararının kaldırılmasına karar
verildiği görülmektedir.
Bu dosyada ise, şikayetçiler ?, ? ve ? vekili Av. ? tarafından
Dairemize gönderilmek üzere Gümüşhane Valiliğine verilen dilek-
254
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
çeyle aynı yetkili merci kararına itiraz edildiği, İçişleri Bakanlığının
2.3.2009 gün ve 3474 sayılı yazısı ile dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklandığı üzere, aynı yetkili merci kararına daha
önce Kelkit Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan itirazın,
Dairemizin 10.3.2009 gün ve E:2009/263, K:2009/450 sayılı kararıyla sonuçlandırılmış olması nedeniyle aynı gün ve sayılı yetkili
merci kararına, bu kez şikayetçiler vekili tarafından Gümüşhane
Valiliğine verilen dilekçeyle yapılan itiraz hakkında ayrıca karar
verilmesine yer olmadığına, dosyanın İçişleri Bakanlığına, kararın
bir örneğinin itiraz eden şikayetçiler vekiline gönderilmesine
16.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
BŞ/ÖEK
(1. Daire, 16.04.2009, 2009/363-658)
GÜMRÜK MÜSTEŞARI HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPTIRMA VE SORUŞTURMA İZNİ VERİP VERMEME HUSUSUNDA
BİZZAT BAŞBAKANA AİT OLAN YETKİNİN DEVLET BAKANLARINA DEVRİNİN MÜMKÜN OLMADIĞI HK.
Bakanlıkların kuruluş ve görev esaslarını düzenleyen 3046 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde, Başbakana yardım etmek ve
Başbakan tarafından verilecek görevleri yerine getirmek, Bakanlar
Kurulunda koordinasyonu sağlamak, özel önem ve öncelik taşıyan
konularda tecrübe ve bilgilerinden istifade edilmek amacıyla Başbakanın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayıyla sayılan yirmiyi
geçmemek kaydıyla Devlet Bakanları görevlendirilebileceği düzenlenmiştir.
Gümrük Müsteşarlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin 1 inci maddesinde, Gümrük Müsteşarlığının Başbakanlığa bağlı olduğu, ‘Başbakanın; bu teşkilatın yönetimi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü takdirde Devlet Bakanı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
255
“vasıtasıyla kullanabileceği hüküm altına alınmıştır. 31.8.2007 tarih
ve 26629 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2007/22 sayılı Başbakanlık Genelgesinde ise. Gümrük Müsteşarlığının yönetimi ile ilgili
Başbakana alt yetkilerin Devlet Bakanı’na devredildiği belirtilmiştir.
4483 sayılı Kanunun 3. maddesinin (e) bendinde, Başbakanlık
ile bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla
atanan memur ve diğer kamu görevlileri hakkındaki soruşturma
izninin Başbakan tarafından verileceği hüküm altına alınmıştır.
Yukarıdaki hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, Başbakanlığa bağlı Gümrük Müsteşarlığının yönetimi ile ilgili Başbakana
ait yetkilerin Devlet Bakanına devredildiği, yönetimle ilgili genel
yetki devrinin, 4483 sayılı Kanundan kaynaklanan ve bizzat Başbakanca kullanılması gereken yetkinin devredilmesi anlamına gelmediği, kaldı ki, Gümrük Müsteşarlığının teşkilat yapısını düzenleyen
kanun hükmünde kararnamede yer alan yetki devri ile ilgili hükümlerin, bu mevzuattan kaynaklanan yetkilerin devrini kapsadığı, 4483
sayılı Kanunda yetki devri ile ilgili bir hükme de yer verilmediği,
böylece yetkinin bizzat yetkilisi tarafından kullanılmasının amaçlandığı, dolayısıyla Gümrük Müsteşarı hakkında ön inceleme yaptırma
ve soruşturma izni verip vermeme hususunda bizzat Başbakana ait
olan yetkinin Devlet Bakanlarına devrinin mümkün olmadığı,
sonucuna varılmaktadır.
Bu bağlamda, Başbakanlık ve bağlı kuruluşların merkez teşkilatında görevli olanlar hakkında 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine ilişkin kararların bizzat
Başbakan tarafından alınması gerekmekte olup 4483 sayılı Kanun
uyarınca Başbakana verilmiş münhasır yetkinin, Devlet Bakanınca
kullanılması mümkün bulunmamaktadır.
(1. Daire, 27.10.2010, 2010/1172-1642)
256
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.3.4. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 4483 sayılı Kanunun
Uygulamasına Dair ve Kanun Kapsamındaki Bazı Suçlarla İlgili
Örnek Kararları (Özet)
2.3.4.1. Soruşturma izni vermeye yetkili makam ve zamanaşımı konusu
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 sayılı Yasanın soruşturma izninin kim tarafından verileceğini düzenleyen 3. maddesinin (e) bendinde:
“Bakanlar Kurulu kararıyla veya bakanlıkların merkez teşkilatında görevli olup ortak kararla atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan, Başbakanlık merkez teşkilatının aynı
durumdaki personeli hakkında Başbakan” hükmü yer almakta iken
bu bent, 17.07.2004 tarihinde 5232 sayılı yasa ile değiştirilerek;
“Bakanlar Kurulu karan ile veya Başbakanlık ve bakanlıklar ile
bağlı kuruluşların merkez teşkilâtında görevli olup, ortak kararla
atanan memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında ilgili bakan
veya Başbakan” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Aynı Yasanın “Hazırlık soruşturmasını yapacak merciler” başlığını taşıyan 12. maddesinin 1. fıkrasında ise;
“Hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yetkili ve görevli
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, yapılır. Ancak Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreteri,
müsteşarlar ve valiler ile ilgili olarak yapılacak olan hazırlık soruşturması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı veya Başsavcıvekili,
kaymakamlar ile ilgili hazırlık soruşturması ise il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcıvekili tarafından yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenlemelere göre, Hazine Müsteşarı olan sanık
hakkındaki soruşturmanın Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından
yapılacağı ve soruşturma izninin ise, gerek önceki düzenleme
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
257
gerekse değişiklikten sonraki düzenlemeye göre Başbakan tarafından verileceği açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle Yargıtay 4. Ceza
Dairesince, Devlet Bakanı tarafından verilen soruşturma izninin
yasaya aykırı görülerek yargılamanın durdurulmasına karar verilmesi ve daha sonra Başbakan tarafından sanık hakkında soruşturma izni verilmesi açıklanan yasal düzenlemelere uygundur.
(…)
Suçun işlenmesi ile başlayan dava zamanaşımı süresi, izin
veya karar alınması için yetkili mercie başvurulduğu ya da bir
bekletici sorunun ortaya çıktığı günde duracak, izin veya kararın
alındığı tarihte ya da bekletici sorun çözümlendiğinde, kaldığı
yerden işlemeye devam edecektir. Bu nedenle, durma süresinden
önce geçmiş olan süre, durma süresinden sonra işleyen zamanaşımı süresine eklenecektir.
4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni istenmesi de, dava
zamanaşımını durduran nedenlerden “izin” hali ile ilgilidir. Bir
memurun işlediği görev suçu nedeniyle C.savcısının yetkili makama
soruşturma izni almak için başvurmasıyla dava zamanaşımı duracak, 4483 sayılı Yasada belirtilen “yetkili makamın” soruşturma izni
vermesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır.
4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni istenmesi de, dava
zamanaşımını durduran nedenlerden “izin” hali ile ilgilidir. Bir
memurun işlediği görev suçu nedeniyle C.savcısının yetkili makama
soruşturma izni almak için başvurmasıyla dava zamanaşımı duracak, 4483 sayılı Yasada belirtilen “yetkili makamın” soruşturma izni
vermesiyle süre kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır.
(…)
Sanık Hazine Müsteşarı hakkında 4483 sayılı Yasa uyarınca
soruşturmayı yürütmekle görevli makam, Yasanın 12. maddesi
uyarınca Yargıtay C.Başsavcılığıdır. Ankara C.Başsavcılığınca
sanık hakkındaki soruşturma evrakının bu nedenle tefrik edilerek
258
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Yargıtay C.Başsavcılığına gönderildiği de 04.12.2003 tarihli yazı
içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır. Diğer sanıklar hakkında aynı
yazı ile 4483 sayılı Yasa uyarınca soruşturma izni istenmiş olması,
görevsiz olduğunu bildiren Ankara C.Başsavcılığınca sanık Hazine
Müsteşarı hakkında da soruşturma izni istendiği şeklinde yorumlanamaz. Devlet Bakanınca yaptırılan ön inceleme sonucunda sanık
hakkında da soruşturma izni verilerek Yargıtay C.Başsavcılığına
ulaştırılmış ise de, 4483 sayılı Yasanın 3. maddesinin (e) bendi
uyarınca, sanık hakkında soruşturma izni vermeye yetkili makam
Başbakandır. Hal böyle olunca, sanık hakkında Yargıtay C. Başsavcılığınca herhangi bir soruşturma izni istenmediği de nazara
alındığında, yetkili olmayan bir makam tarafından (somut olayda
Devlet Bakanı tarafından) verilen soruşturma izni yasal dayanaktan
yoksun olduğundan hukuki sonuç doğurmaya elverişli değildir.
Dava zamanaşımını durdurmaya elverişli işlem ise, Yargıtay 4.
Ceza Dairesinin 17.03.2005 tarihinde verdiği durma kararıdır.
(CGK. 28.3.2006-2006/94)
2.3.4.2. Evrak asılları ve ast memurun üst memurun yargılama usulüne tabi olduğu kuralı
Keyfi davranış suretiyle zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçuna ilişkin mahkûmiyet kararında hükme dayanak
alınmış bulunan, katılan hakkındaki atama kararlan, idare mahkemelerince verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarının fotokopileri ile soruşturmaya ilişkin hemen tüm belgelerin onaysız oldukları
anlatılmaktadır.
Ceza Yargılamasının amacı, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bunun için başvurulan kanıtlama araçlarından biri de belgelerdir. Yargılama makamları, suç isnadı nedeniyle oluşan uyuşmazlığı çözümlerken, kendiliklerinden getirttikleri, ya da iddia ve savunma doğrultusunda sunulan belgelerin güvenilirliğini de denetle-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
259
mek durumundadır. Güvenilirliğin denetlenebilmesi için, belgenin
aslının, mümkün olmadığı takdirde de aslına uygunluğu yetkili
makam veya kişilerce onanmış örnek ya da kopyalarının dosyaya
konulması gereklidir
Diğer yönden; 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasa’nın 10. maddesinde; “Bu Kanun
kapsamındaki suçların iştirak halinde işlenmesi durumunda memur
olmayan, memur olanla; ast memur, üst memurla aynı mahkemede
yargılanır.” hükmü mevcuttur. Bu hükmün amacı, eylemler arasındaki bağlantı nedeniyle işlemlerin mükerreren yapılmasını engellemek, aynı olaya ilişkin yargılamalardan birinde ortaya konulan
kanıtın diğerinde sunulmaması nedeniyle maddi olayın saptanması
sırasında ortaya çıkabilecek muhtemel bir yanılgıyı ve ayrı yargı
mercilerinin aynı olayın failleri hakkında birbiriyle çelişen kararlar
vermelerini önlemektir.
Yasanın bu emredici hükmü doğrultusunda, Milli Eğitim Bakanlığında, Personel Genel Müdürü, Personel Genel Müdür yardımcısı
ve daire başkanı olarak görevli olup, haklarındaki soruşturma evrakı
Yargıtay C.Başsavcılığınca tefrik edilerek, gönderilen R.K, B. E. ve
C.T. haklarındaki soruşturmanın akıbeti araştırılarak, haklarında
kamu davası açılıp, açılmadığı saptanarak, sanıkların aynı eylemden dolayı aynı mahkemede yargılanmalarını ve toplanacak kanıtların birlikte değerlendirilmesini temin bakımından birleştirme karan
verilmesi zorunludur
(CGK. 12.06.2007-2007/146)
2.3.4.3. 4483 sayılı Kanunla ilgili görev uyuşmazlığı sorunu
02.12.1999 tarihinde kabul edilip, 04.12.1999 tarihli Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4483 sayılı Yasanın 18.
maddesi ile Memurin Muhakematı Hakkındaki Kanunu Muvakkat
yürürlükten kaldırılmış, “izin” sistemine geçilmiştir.
260
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
4483 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesinde “Bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce MMHKM. hükümlerine göre başlatılmış
bulunan işlemler, MMHKM. hükümlerine göre sonuçlandırılır”
düzenlemesi yer almakta ise de somut olayda isnat edilen suçların
29.12.2003 tarihinde işlendiği ileri sürülmüş olup, 04.12.1999
tarihinde yürürlükten kaldırılmış olan MMHKM. hükümlerinin uygulanması olanağı bulunmamaktadır.
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 8.10.2002 gün ve
249/344 sayılı kararında da belirtildiği üzere; 4483 sayılı Yasanın
3. maddesinin (a) bendinde, ilçede görevli memurlar ve diğer
kamu görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri suçlarda kaymakam tarafından izin verileceği, 9. maddesinde ise, kaymakam
tarafından “soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine” ilişkin
karara karşı yargı çevresindeki Bölge idare Mahkemesine itiraz
edilebileceği öngörülmüş, Ceza Genel Kuruluna her hangi bir
görev ve yetki verilmemiştir. Ceza Genel Kurulunun görevi 1684
sayılı Yasanın 1 nci maddesinden doğduğundan ve kaymakamlık
yargı yetkisine haiz bir merci olmadığından, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken bir görev çekişmesinden söz etmeye
olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla Kaymakamlığın 02.07.2007 gün ve 736 sayılı yazısının yasada öngörülen izin niteliğinde bulunduğu ve itiraz edilmeksizin kesinleştiği kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi ve
4483 sayılı Yasa hükümleri uyarınca sonuçlandırılması gerekmekle,
dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesine karar verilmelidir
(CGK. 03.02.2009-2009/16)
2.3.4.4. “Görevinden dolayı” kavramı
5237 sayılı Yasada, memur kavramına göre daha geniş bir
kapsama sahip “kamu görevlisi” esası kabul edilmiş ve yalnızca
kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret edilmesi nitelikli hal
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
261
olarak kabul edilmiştir. Görev sırasında görevinden dolayı olmayan
hakaretler ise 125. maddenin 1. fıkrasında düzenlenen basit
hakaret suçunu oluşturacak ve soruşturulması ve kovuşturulması
da mağdurun şikayetine bağlı olacaktır.
“Görevinden dolayı” kavramından ne anlaşılması gerektiğine
gelince; yapılan kamu görevi ile hakaret eylemi arasında nedensellik bağının bulunması gerekmektedir. Hakim bu nedensellik bağının
bulunup bulunmadığını saptayarak, eylemin, suçun basit haline mi
yoksa nitelikli haline mi uyduğunu belirleyecektir.
(CGK. 23.09.2008-2008/205)
2.3.4.5. Resmi belgeyi yok etmek (TCK md.205)
Devrekani Noteri olarak görev yapan sanığın düzenlediği
21.11.1994 tarihli satış vaadi sözleşmesinin, hatalı olduğunun
farkına vararak, 01.06.1995 tarihli yeni bir sözleşme hazırlayıp, eski
sözleşmenin tarih ve yevmiye numarasını vererek, yapılan ilk
sözleşmenin bulunduğu cilbende takıp, eski sözleşmeyi yok etmesi
şeklinde gerçekleşen eylem (…) kamu görevlisinin gerçek bir resmi
belgeyi yok etmesidir. Anılan suç 5237 sayılı TCY’nın 205. maddesinin 1. cümlesi uyarınca 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasını
gerektirmektir.
(CGK. 24.06.2008-2008/178)
2.3.4.6. Resmi belgede sahtecilik (TCK md. 204, eski TCK
md. 339-342)
Memurun, kandırma yeteneği bulunmayan tutanak düzenlemesi sahtecilik suçunu oluşturmayıp görevde yetkili kötüye kullanma suçu oluşmuştur.
(CGK-10.02.1992-347/13)
262
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Keşfe gitmiş gibi tutanak düzenleyerek bu tutanağa dayanıp karar veren yargıç, resmi belgenin aslında sahtekarlık suçunu işlemiştir
ve olayda TCY’nın 347. maddesinin unsurları gerçekleşmemiştir.
(CGK-15.03.1993-45/65)
Resmi belgede sahtekarlık suçu, sahte belgenin düzenlenmesiyle oluşmakta ve ayrıca sahte belgenin kullanılması gerekmemektedir. İcra müdür yardımcısının sahte haciz tutanağı düzenlemesiyle
suç oluşmuştur.
(CGK-28.02.1994-38/67)
TCY’nın 339.maddesinde yazısı suçun oluşabilmesi için failin
memur olması, görevi ile düzenlenen belge arasında nedensellik
bağının bulunması, memurun suça konu belgeyi düzenleme görev
ve yetkisinin olması gerekir.
Memur olmayanlar veya memur olmakla beraber görevi dışında resmi belgede sahtekarlık suçunu işleyenler hakkında TCY’nın
342. maddesi uygulanmalıdır.
(CGK-02.05.1994-93/132)
Sanıkların sahte olarak düzenledikleri harç tahsiline ilişkin
makbuzların dayanak alınarak kullanılması suretiyle yine gerçeğe
aykırı olarak sahte inşaat ruhsatı, ön izin belgesi düzenleyip kamu
kurumlarına bildirilerek bazı işlemlerin yapılması sağlanmıştır.
Nesnel ölçülere göre bir çok kimseyi aldatabilecek nitelikte olduğu belirlenen belgelerin sahte olarak memur sıfatını taşıyan sanıklarca düzenlenmesiyle TCY’nın 339/1. maddesindeki suç oluşmaktadır.
(CGK-03.07.2001-144/147)
Resmi evrakta sahtekarlık suçunda, evrakın sahte olarak düzenlenmesi yeterli olup kullanılması suçun oluşması için gerekli
değildir. Bu nedenle zarar olasılığının bulunması için yapılan
sahtekarlığın çok sayıda kişiyi aldatacak nitelikte olması, bir başka
anlatımla belgenin nesnel olarak aldatma gücü bulunup bulunmadı-
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
263
ğının belirlenmesi gerekir. Mahkemece resmi belgede bulunması
gereken başlık, sayı, tarih, imza, mühür vs. gibi zorunlu öğeler
incelenmeli, nesnel olarak aldatma gücü olup olmadığı saptanmalıdır. Ancak aldatma gücü kavramının değişken ve göreceli olması
nazara alındığında açıklanan yöntemle sonuca ulaşılamazsa
mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından konusunda
uzman bilirkişinin görüşüne de başvurulmalıdır.
Sanığın kız kardeşi adına satın aldığı traktöre ait faturadaki adres ve rehinli olduğuna ilişkin şerhi silerek fotokopisini çektirip, fotokopide silinti-kazıntı yapmadan diğer belgelerin asılları ile birlikte trafik
tescil bürosuna sunarak tescilini, bilahare rehinsiz olarak satışını
sağlamaktan ibaret eylemi TCY’nın 342/1. maddesine uygundur.
(CGK-12.02.2002-24/162)
Nesnel ölçülere göre bir çok kimseyi aldatabilecek nitelikteki,
içeriği itibariyle sahte olan ve resmi belge niteliğinde bulunun geçici
hakediş raporlarının memur olan sanık Engin tarafından, bir çoğunun inşaat mahalline dahi gidilmeden düzenlemiş olması, sanık
Ejder’in ortağı olduğu şirket adına da bu nitelikleri bilinerek imzalanması ve haksız yarar sağlanması hususları bir bütün halinde
nazara alındığında artık, sanıkların irade birliği içinde gerçekleştirdikleri bu eylemlerinde TCY’nın 340. maddesinin yollamasıyla 339.
maddesindeki suçu unsurları oluşmuştur.
(CGK-01.04.2003-2003/6-12-2003/76)
İncelenen olayda eylem, TCY’nın 355. maddesi yollaması ile
356. maddesindeki belgelerden sayılan “Motorlu Taşıtların Satış veya
Devrine Ait İlişik Kesme Belgesi”nin sahte biçimde düzenlenip kullanılması ile kalmamış, sözü edilen belgenin tevdii suretiyle özü itibariyle sahte “Noter satış sözleşmesi”nin düzenlenmesi ve trafik kayıtlarında tescili sağlanmış, böylelikle sahtecilik fiili TCY’nın 342. maddesi
kapsamında değerlendirilmesi gereken bir nitelik kazanmıştır.
(CGK-28.06.2005-255/11-82-2005/84)
264
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.3.4.7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
(TCK md 206, eski TCK md. 343)
TCY’nın 343. maddesine yazılı suçun oluşması için failin, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında hüviyet, sıfat veya sair hallere
ilişkin olarak memura yalan beyanda bulunuması ve bundan genel
ya da özel bir zararın doğması veya doğma olasılığının bulunması
gerekir.
Bilirkişi seçilen yazı işleri müdürünün farklı sıfatlar kullanması
halinde, onu bilirkişi kuruluna seçen yargıç tarafından gerçek
ünvanı bilindiğinden suç kastı bulunmamaktadır.
(CGK-17.10.1994-155/224)
TCY’nın 343 ve 528. maddelerindeki suçların, beyanın resmi
bir belge ile ilgili ve zarar öğesi ile tefriki mümkündür. Resmi bir
belge düzenlenirken beyanda bulunulmuş ve zarar doğmuşsa 343.
maddedeki suç oluşur.
Asliye hukuk mahkemesindeki duruşmaya, başkasının yerine
girerek oymuş gibi davranılması 343/2. maddeye uygundur.
(CGK-25.11.1997-162/257)
2.3.4.8. Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama, (md. 255,
eski TCK md. 218)
Mahkeme mübaşiri olan sanığın yaş düzeltme davasında duruşma gününün öne alınması, kararın bir an önce yazılarak nüfuza
işletileceği inancını sağlayarak çıkar sağlaması, işi bir başkasına
yaptıracağını söylememesi ve görevli olmaması nedeniyle TCY’nın
218. maddesine uygundur.
(CGK-26.06.2001-116/141)
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
265
2.3.4.9. Görevi kötüye kullanma (md. 257, eski TCK md.
212/1, 228, 230, 240)
5237 sayılı TCY’nın, “İkinci Kitap”, “Dördüncü Kısım”, “Kamu
İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı “Birinci
Bölüm”ünün 257. maddesinde düzenlenen “Görevi kötüye kullanma” suçu; 765 sayılı Yasanın 240. maddesinde yer alan “görevde
yetkiyi kötüye kullanma”, 230. maddesindeki “görevi ihmal”, 228.
maddesinde düzenlenen “görevde keyfi davranış” ve 212/1. maddesindeki basit rüşvet alma suçlarının karşılığını oluşturmaktadır.
(CGK-2005/4.MD-96 E, 2005/118 K.)
KİT personeli olan sanık, İş ve İşçi Bulma Kurumundan alınması
gereken iş istek kartını istemeden, sınav yapmadan ve grup müdürünün onayı olmadan, geçici işçi olarak kızını işe almış ve çalıştırmıştır.
KİT personeli ceza uygulamasında memur olmayıp suç 233 sayılı
KHK’nin 47, 2929 sayılı Yasanın 48. maddelerindeki kurumun parası,
para hükmündeki belgeleri ve mevcutları aleyhine veya maddede
sayılan belge ve delilleri üzerinde işlenmediğinden görevi kötüye
kullanma suçu oluşmamıştır. Yönetmeliklere aykırı davranarak işçi
alınması, disiplin kovuşturmasını gerektiren idari bir tasarruftur.
(CGK-27.02.1989-1989/4-10-1989/69)
Teknik şartnameye aykırı olarak daha düşük kalite ve ucuz
malzeme kullanılarak imal edilen cihazları, şartnameye uygun
olduğunu onaylayarak teslim alınmasını sağlayan sanıklar, görevde
yetkilerini kötüye kullanmışlardır.
(CGK-21.04.1998-37/168)
1)Belediye başkanı ve belediye meclis üyesi olan sanıkların,
bölgenin imara açılması talepleri daha önce ret olunduğu halde, fiili
veya yasal bir değişiklik olmaksızın olağanüstü toplantıyla yasa ve
yönetmeliklere aykırı olarak bölgenin inşaat alanına açılmasına
ilişkin karar almaları görevde yetkiyi kötüye kullanmaktır.
266
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2)Mühürlenerek ruhsatları iptal edilen inşaatların yıkımı yapılmayarak, revizyon imar planı ile yapılaşmaya imkan tanınması
görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-12.05.1998-56/209)
OHAL bölgesinde başlatılan “Acil Destek Programı” için gönderilen ve sarf yeri gösterilen ödenekleri, amacı dışında profesyonel
bir futbol kulübüne aktaran vali, vali yardımcısı ve özel idare müdürü zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçlarını
işlemişlerdir.
(CGK-14.11.2000-214/222)
(CGK-30.01.2001-2/4)
TCY’nın 228. maddesindeki düzenleme ile kişi haklarının, kamu gücünü elinde bulunduranlara karşı korunması ve kamu idaresinin işlevini yerine getirirken disiplin sağlanması amaçlanmıştır.
Failin görevini kötüye kullanmasının yanında bu kötüye kullanmanın
doğrudan doğruya bir kişinin hakkını ihlal edici nitelikte “keyfi bir
muamele” olması gerekir.
Belediye Disiplin Kurulu başkan ve üyesi olan sanıkların, 657
sayılı Yasaya aykırı olarak katılanın işine son vermeleri, bunu
öğrenen katılanın ise emekliliğini istemek zorunda kaldığı olayda,
sanıkların eylemleri TCY’nın 228. maddesine uymaktadır.
(CGK-08.05.2001-86/92)
Görevi ihmal suçu öğretide; yapılması gereken bir işin yapılmaması, yargısal kararlarda ise kamu ödev veya görevini yapmaya
memur olan kişinin, yapmaya zorunlu bulunduğu bir işi yapmaması
yahut yasa ve tüzüklerde yapılması öngörüldüğü biçimde yerine
getirmemesi veya belirli ve uygun bir süre içerisinde yapılması
zorunlu bulunan bir hizmet veya hareketi geciktirmesi biçimde
tanımlanmıştır.
Sanık olan C.Savcısının, icrai bir davranışı bulunduğu kesin
olarak saptanamadığı, iş yoğunluğu nedeniyle C.Savcısı tarafından
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
267
yapılması gereken bir takım işlemlerin zabıt katibi tarafından
yapılmasının C.Savcısının ihmalinden kaynaklandığı anlaşılmakla,
eylemi görevi ihmal suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-26.06.2001-131/144)
TCY’nın 240. maddesinde öngörülen görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçunun madde öğesi, memura bir hukuki düzenlemeyle
verilen görevlerin karşılığı olan ve salt görevin yerine getirilebilmesi
için tanınmış kamusal yetkilerin amacından saptırılarak kendisinin
veya başkasının yararına veya ilgili kamu idaresinin zararına olacak
şekilde kullanılmasıdır. Uygulamada maddi öğe kapsamında,
memurun yasal yetkisini aşması, yasal biçim ve yönteme uymaması, takdir yetkisini amacı dışında kullanması, ön koşullara uymaması hallerinde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun diğer unsurlar da bulunduğu takdirde oluştuğu kabul edilmektedir.
Takdir yetkisini yasada belirlenen sınırlar içinde kullanan ve
başkanı olduğu belediyenin zarara uğramasına yol açtığı belirlenemeyen sanığa yükletilen bu suçun maddi ve manevi öğelerinin
oluşmadığı anlaşılmaktadır.
(CGK-24.09.2002-146/325)
Vali olan sanığın, Başbakanlık Tanıtma Kurul Başkanlığınca ...
müzesinin restorasyon ve çevre düzenlemesi hizmetlerinde kullanılması için özgülenen ve sarf yeri gösterilen ödenek parasının
vadeli hesaba yatırılmasından elde edilen faiz gelirlerinin, anılan
kurul ile bizzat kendisi tarafından yapılan protokol hükümlerine
aykırı olarak ve amacı dışına çıkarak takdir yetkisini kötüye kullanmak suretiyle 1999 yılı içerisinde profesyonel bir spor kulübüne,
çeşitli dernek ve vakıflara, kamulaştırma kararına aykırı olarak ve
herhangi bir yargı kararı olmaksızın ek kamulaştırma bedeli adı
altında bir kişiye ve yurt dışında okumak üzere burs kazanmış bir
öğrencinin ulaşım ve sigorta bedellerinin ödenmesinde kullanılmak
üzere yazılı talimat vererek ödenmesini sağladığı anlaşılmaktadır.
Sanık, bu ödemelerin harcama mevzuatına aykırı olduğu hususun-
268
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
da harcama belgelerinde imzası bulunan diğer görevlilerce uyarılmasına rağmen ödenmesi için emir vermiş, kamu yararı amacıyla
olsa da ödemelerin yasaya aykırı olarak yapılmasına neden olmuştur. Sanığın bu eylemleri, Devlet harcama mevzuatına ve bizzat
kendisi tarafından imzalanan protokol hükümlerine aykırı olup, bir
suç işleme kararının icrası cümlesinden olarak Yasanın aynı
hükmünü birden fazla ihlal etmekte ve görevde yetkiyi kötüye
kullanmak suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-01.10.2002-160/335)
Görevi ihmal suçu, ceza uygulamasında memur sayılan kimsenin, yapmaya zorunlu olduğu bir işi yapmaması yahut yasa ve
tüzüklerde yapılması öngörüldüğü biçimde yerine getirmemesi veya
belirli veya uygun bir sürede yapılması zorunlu bulunun bir hizmet
veya hareketi geciktirmesi ile oluşur, görevi ihmal suçunda etkin
olmayan (pasif) bir davranış söz konusudur.
(CGK-15.10.2002-191/362)
Vali olan sanığın, ormana konuk evi yaptırması, görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-04.02.2003-2003/4-MD-27-2003/10)
Sınır ticareti yapılırken fazla miktarda motorin ithali ile vergi
kaybına neden olunduğu iddia olunmuşsa da, sağlanan gelirle
kamu yararına yatırımlar yapıldığından, vali olan sanığa yüklenen
görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunun yasal öğeleri oluşmamıştır.
(CGK-11.04.2006-2006/4-MD-36-2006/119)
Sanık vali, İdare Mahkemesi kararına dayanarak göreve başlatılan katılanı, yine aynı gün geçici görevle bir başka ilçede süresiz
olarak görevlendirmek suretiyle, Anayasanın 138/son maddesi ve
2577 sayılı İdari Yargılama Usul Yasasının 28/1. maddesine aykırı
olarak idare mahkemesi kararın uygulamış gibi görünüp, sonuçlarını etkisiz hale getirmiş, yarattığı sonuç itibariyle de, katılanın
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
269
mağduriyetine neden olmuş, Eylem 5237 sayılı Yasanın 257/1.
maddesindeki suç tipine tüm unsurları itibariyle uymaktadır. Katılana geçici görevli bulunduğu süre içerisinde harcırah ödenmiş
olması veya görevin önceki göreve denk olması, ekonomik kazançtan daha geniş bir anlama sahip olan “mağduriyet”i gidermeye
yetmeyeceği gibi, suçun oluşumunu da engelleyemeyecektir.
Gözardı edilemeyecek bir diğer husus, anılan suçun “mahkeme
kararlarını yerine getirmeme, geciktirme ya da şeklen uygulandığı
izlenimi yaratılarak etkisiz hale dönüştürme” suretiyle işlendiği
hallerde “memurun amaç veya saikinin” önem taşımayacağı keyfiyetidir. Unutulmamalıdır ki, mahkeme kararları, yasal yöntemi ile
ortadan kalkmadıkça hukukun gerçeği belgeleyen hükümler olarak
uygulanması zorunlu yaptırım gücüne sahip belgelerdir. Bu yaptırım
gücünün, herhangi bir saike dayanılarak ve dayanılan saikin
haklılığı ileri sürülerek etkisiz hale sokulması ya da zafiyete uğratılması asla kabul görmemelidir.
Sanığın eylemi 765 sayılı TCY’nın 228/1, 59 ve 35, 647 sayılı
Yasanın 4, 5 ve 6, 5237 sayılı Yasanın 257/1, 62, 50, 51 ve53.
maddelerine uygun bulunmaktadır.
(CGK-03.10.2006-2006/4-MD-196-2006/204)
132 adet soruşturma evrakının 6 ila 20 ay işlemsiz kalmasına
neden olduğu, iş bölümü gereği kendisine düşen soruşturma
evrakının akıbetini izleyip gereğini yapıp kısa sürede sonuçlandırmakla yükümlü bulunan sanık Cumhuriyet Savcısının, görevini yasa
ve yönetmeliğin öngördüğü biçimde yapmayıp, evrakın işlemsiz
kalmasına ve sonuçlanmasına pasif eylemleriyle neden olduğundan, sabit olan eylemi, suç tarihine göre 765 sayılı TCY’nın 230 ve
80., işlemsiz bırakılan soruşturma evrakı nedeniyle “kişilerin mağduriyetine” neden olma öğesi de, gerek olayın mağdurları gerekse
sanıkları yönünde somut olayda gerçekleştiğinden 5237 sayılı
TCY’nın 257. maddesine uygun bulunmaktadır.
(CGK-20.03.2007-2006/4-MD-257-2007/72)
270
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Ceza Genel Kurulunun 18.10.2005 gün ve 4-MD-96-118 sayılı
kararında da belirtildiği üzere; mağduriyet kavramı; sadece ekonomik
bakımdan uğranılan zararla sınırlı olmayıp, bireysel hakların ihlali
sonucunu doğuran her türlü davranışı ifade eder, kamunun zarara
uğraması ise; madde gerekçesinde açıkça belirtildiği gibi “ekonomik
bir zararı” ifade etmektedir. Kamu zararı kavramı, 5018 sayılı “Kamu
Mali Yönetimi ve Kontrol Yasasının” 71. maddesinde de; mevzuata
aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucunda kamu kaynağında
artıya engel veya eksilmeye neden olunması şeklinde tanımlanmaktadır. Bu durumda kamu zararının bulunup bulunmadığı, her somut
olayda hakim tarafından, iş, mal veya hizmetin rayiç bedelinden daha
yüksek bir fiyatla alınıp alınmadığı veya aynı şekilde yaptırılıp yaptırılmadığı, somut olayın kendine özgü özellikleri de dikkate alınarak
belirlenmelidir. Bu belirleme; uğranılan kamu zararının miktarının
kesin bir biçimde saptanması anlamında olmayıp, miktarı saptanamasa dahi, işin veya hizmetin niteliği nazara alındığında, rayiç bedelden
daha yüksek bir bedelle alım veya yapımın gerçekleştirildiğinin
anlaşılması halinde de kamu zararının varlığı kabul edilmelidir. Ancak
kamu zararının bulunup bulunmadığı bu şekilde belirlenirken; norma
aykırı her davranışın, kamuya duyulan güveni sarstığı, dolayısıyla,
kamu zararına yol açtığı veya zarara uğrama ihtimalini ortaya çıkardığı şeklindeki bir varsayımla da hareket edilmemelidir.
Somut olayda; “mağduriyet” ve “kamu zararı” hususunda şimdiye kadar yapılmış bir araştırma bulunmadığına göre; olayda
tarihinde Belediye Encümen üyesi olan sanığın katıldığı işlemlere
dayanılarak yapılan ihaleler sonucunda;
1-Kahramanmaraş Belediyesinin ya da diğer devlet organlarının ekonomik bir zarar görüp görmediklerinin,
2-İhalelerin yasalara uygun şekilde yapılıp yapılmadığının, değilse yapılan usulsüzlüklerin nelerden ibaret olduğunun ve sözü
edilen usulsüz işlemler sonucunda kişilerin mağduriyetlerinin doğup
doğmadığının,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
271
Yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit ettirilmesi ile sanığın
hukuki durumunun buna göre belirlenmesi gerekir.
(CGK-17.04.2007-2007/4-88-2007/94)
Vali olan sanığın, silah taşıma ruhsatı alma olanağı bulunmayan kişilere görevinin gereklerine aykırı davranmak suretiyle silah
taşıma ruhsatı vermesi suretiyle bu kişilere haksız kazanç sağlama
koşulu gerçekleştiğinden sanığın eylemleri zincirleme biçimde
görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-06.11.2007-2007/4-MD-202-2007/230)
5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesindeki “görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçunun oluşması için ise tek başına “görevin
gereklerine aykırı davranış” yetmemekte, ayrıca bu davranış
sebebiyle kişilerin mağduriyetinin, kamunun zararının ya da kişilere
haksız bir kazanç sağlanmış olması gerekmektedir. Somut olayda,
görevinin gereklerine aykırı hareket eden sanık Semih, aynı zamanda zaten Av.Nizar tarafından savunulmakta olan Arif’i yeni bir
avukat tutmak zorunda bırakmış ve Derya tarafından bu avukata
avukatlık ücreti ödenmesi nedeniyle de Arif ve Derya’nın ekonomik
açıdan mağdur olmalarına neden olmuştur. Belirtilen nedenle, sanık
açısından 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesinde yer alan görevde
yetkiyi kötüye kullanma suçunun unsurları da oluşmuştur.
(CGK-20.11.2007-2007/5-MD-83-2007/244)
765 sayılı TCY’nın 240. maddesinde düzenlenen görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu, ceza uygulamasında memur sayılan
kimsenin kasten yasada yazılı hallerden başka her ne suretle
olursa olsun, görevini yasanın gösterdiği usul ve esaslardan başka
surette yapması veya yasanın koyduğu usul ve şekle uymadan
yapması ile oluşur.
5237 sayılı TCY’nın 257. maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçu ise, 765 sayılı TCY’nın 240. maddesinde yer
alan “görevde yetkiyi kötüye kullanma”, 230. maddesindeki “görevi
272
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ihmal”, 228. maddesinde düzenlenen “görevde keyfi davranış” ve
212/1. maddesinde düzenlenmiş olan “basit rüşvet alma” suçlarının
karşılığını oluşturmaktadır.
5237 sayılı Yasanın 257.maddesinin 1.fıkrasındaki görevde
yetkiyi kötüye kullanma suçu, kamu görevlisinin yasada ayrıca suç
olarak tanımlanan haller dışında görevinin gereklerine aykırı
hareket etmesi ve bu aykırı davranış nedeniyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız
bir kazanç sağlanması ile oluşur.
Görüldüğü gibi, 765 sayılı TCY’nın 240. maddesindeki suçun
oluşumu için norma aykırı davranış yeterli iken, 5237 sayılı TCY’nın
257/1. maddesindeki suçun oluşabilmesi için, norma aykırı davranış
yetmemekte, bu davranış nedeniyle, kişilerin mağduriyetine veya
kamunun zararına neden olunması ya da kişilere haksız bir kazanç
sağlanması gerekmektedir. Başka bir anlatımla 765 sayılı Yasanın
240. maddesinde tehlike suçu olarak düzenlenen bu suç, 5237
sayılı Yasada zarar suçu haline getirilmiş bulunmaktadır.
5237 sayılı Yasanın 257/1. maddesinde bahsedilen mağduriyet kavramı,sadece ekonomik bakımdan uğranılan zararla sınırlı
olmayıp, bireysel hakların ihlali sonucunu doğuran her türlü davranışı ifade eder. Kişilere haksız kazanç sağlanması, herhangi bir
kişiye sağlanmış bulunan “ekonomik anlamdaki” kazanç olarak
anlaşılmalıdır. Kamunun zarara uğraması ise, madde gerekçesinde
açıkça belirtildiği ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Yasasının 71. maddesinde tarif edildiği şekilde “kamunun ekonomik
anlamda bir zarara uğraması” demektir.
Sanığın Cumhuriyet savcısı olarak soruşturmasını yürütüp dava açarak sonuçlandırdığı bir olayın tutuklu sanığı olan katılan
Yusuf’u bu suçtan tahliye olduktan sonra adliyedeki makamına
çağırarak şahsi ilişki kurması, sıfatını kullanarak Zeynep’i katılanın
şirketinde işe yerleştirmesi, katılanın gıyabı tutuklu olarak arandığı
bir suçtan yakalandığında kendisine ayrıcalıklı davranılmasını
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
273
sağlamak amacıyla Cumhuriyet savcısı olarak karakola gitmesi,
kendisinin yürüttüğü ve katılan Yusuf’u sanık konumunda bulunduğu soruşturmanın mağduru olan Hanifi’nin alacaklı olarak elinde
bulundurduğu 100.000 Amerikan Doları bedelli senedi katılan
lehine geri almak için işyerine gidip “bu borç Muharremin borcu,
Yusuf’un senedini geri ver yoksa senin için iyi olmaz” biçiminde
konuşarak senedi Hanifi’den alıp katılana vermesi, katılanın tutuklanıp cezaevine girmesi üzerine kendisiyle savcı odasında görüşerek hakkındaki şikayeti geri almasını istemesi şeklindeki eylemin
suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY’nın 240. maddesinde öngörülen “görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu” oluşturmaktadır. Sanığın, görevi gereği kendisine tanınan yetkileri amaç
dışında kullanarak kişilerin mağduriyetine neden olması ve ayrıca
kişinin haksız kazanç sağlaması biçimindeki eylemleri suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın 257. maddesinin
birinci fıkrası uyarınca da görevde yetkiyi kötüye kullanmak suçunu
oluşturmaktadır. Sanığın aynı suç işleme kararı kapsamında
“zincirleme biçimde görevde yetkiyi kötüye kullanmak” suçu sabit
olduğu halde anılan eylemlerin suç oluşturmadığından bahisle
sanığın beraatına karar verilmesi isabetsizdir.
(CGK-11.12.2007-2007/4-MD-227-2007/274)
(Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı olan) sanık,
Döner Sermayeli Kuruluşlar İhale Yönetmeliği çerçevesinde eğitim
hizmeti verecek kuruluşlardan yöntemince teklif alınmadan, önceden
Bakanlıkta yapılan planlama çalışmaları sırasında eğitim konuları,
süresi ve muhtemel maliyetin tespiti aşamasında fikir vermesi
bakımından kendilerinden istenen bilgiye cevaben bir kısım eğitim
kuruluşlarının gönderdikleri yazılarda belirttikleri rakamlar esas
alınmak suretiyle usulsüz ihale yapılması isteğine uygun görüş
bildirerek onay verilmesini sağlamış. Ardından da eğitim işinin
ihalesiz biçimde KAL-DER’e verilmesini amaçlayan 11.10.2001
tarihli yazıyı imzalayıp birden çok kamu kurumunun zarara uğrama-
274
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
sına neden olmuştur. Bu itibarla, sanık müdafilinin temyiz itirazının
reddiyle hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
(CGK-22.01.2008-2007/4-MD-94-2008/2)
Hakimlerin görevlerini hangi esaslara göre yapmaları gerektiği
konusunda mevzuatımızda açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, bu konudaki en önemli uluslar arası metin Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları Komisyonunun 23 Nisan 2003 tarihli oturumunda kabul edilmiş olan Bangalor Yargı Etiği İlkeleridir. Nitekim
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 27.06.2006 gün ve 315
sayılı kararı ile de Bangalor Yargı Etiği ilkelerinin benimsenmesine
karar verilmiş ve bu husus Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce tüm hakim ve savcılara genelge şeklinde duyurulmuştur. Adı
geçen belgede korunan değerler; bağımsızlık, tarafsızlık, doğruluk
ve tutarlılık, dürüstlük, eşitlik niyet ve liyakat olarak sayılmıştır.
(Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi olan) Sanığın, mesleğine uygun
davranışlar içerisinde olmayan ve çevresinde muteber bir kişi
olarak tanınmayan polis memuru Ahmedi ile Bakırköy 6. Ağır Ceza
Mahkemesinin 2004/111 esas sayılı dosyasındaki tutuklu Tarık’ın
tahliyesi konusunda duruşma öncesi ve sonrasında hakimlik
mesleğinin uyulmasını gerekli tanıdığı kural ve yükümlülüklere
uygun olamayan şekilde odasında ve telefonla konuşup bilgi ve
görüş beyan ettiği, bunun yanında da gerek yeğenine iş bulacağı
için ve gerekse kendisinden borç para almak ümidiyle bu kişiyle
olan ilişkisini geliştirip, tahliye ettiği kişinin yakınlarından alınacağını
bildiği halde borç para temin etme konusunda bu kişiden istekte
bulunduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde; sanığın eyleminin hakimlerin görev ve yetkilerini düzenleyen mevzuatla, hakimlerin tabi oldukları etik kurallarını ihlal
etmesi nedeniyle 765 sayılı TCY’nın 240. maddesindeki “görevde
yetkiyi kötüye kullanma suçunu” oluşturduğu açıkça ortadadır.
5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesindeki “görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçunun oluşması için ise tek başına “görevin
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
275
gereklerine aykırı davranış” yetmemekte, ayrıca bu davranış için
sebebiyle kişilerin mağduriyetinin veya kamu zararının meydana
gelmesi ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanmış olması gerekmektedir. Mahkemece de kabul edildiği gibi; somut olayda kamu
zararı ve kişilere haksız yarar sağlanması koşulları oluşmuştur.
Şöyle ki; görevinin gereklerine aykırı hareket eden sanık Abbas,
aynı zamanda yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar vermiş ve yargı
erkinde kuşkulu ve güvensiz bir ortamın oluşmasına zemin hazırlayarak kamunun zarar görmesine neden olmuştur. Ayrıca da,
bankadan kredi alarak faiz ödemek yerine Ahmedi’den faizsiz borç
para almak suretiyle kendisine, tahliye olan Tarık’ın babasından
alacağını tahsil edemeyen Hüseyin’e hakim adını kullandırarak
alacağını tahsil etme zemini hazırlamak suretiyle de Hüseyin ve
alacağı tahsil etmeye çalışan Ahmedi’ye haksız yarar sağlamıştır.
Belirtilen sebeplerle, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nun
257/1. maddesindeki “görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçunu
oluşturduğunu kabul etmek gerekir.
(CGK-22.01.2008-2007/5-MD-101-2008/3)
Mağdurun gerek alındığı gerekse atandığı görevler, 2451 sayılı
Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlarda Atama Usulüne İlişkin Yasanın
2.maddesi uyarınca müşterek kararnamede atanmayı gerektiren
görevlerdendir. Üçlü imzayı gerektiren müşterek kararnamelerin ilgili
Bakan, Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından önce incelenerek ve
yapılan denetim sonucu hukuka uygunluğu saptanarak imzalandığı
ve ardından Resmi Gazetede yayınlanması ile yürürlüğe girdiği
nazara alındığında, sanık Müsteşarın bu kararnamenin hazırlamasında icrai bir görevi bulunmadığı, Bakanın yazılı emrine uyarak
yaptırdığı işlemlerin “hazırlık” niteliğini taşıdığı ortaya çıkmaktadır.
Kaldı ki; Bakanın, atanılacak yeri ve görevi yazılı olarak bildirmesi ve emri doğrultusunda hazırlık hareketlerinin icrasını istemesi
karşısında, bu emrin, Anayasanın 137. maddesinin 1. fıkrasında
zikri geçen ve üstün ısrarı halinde emri yerine getirenin sorumlulu-
276
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ğunu gerektirmeyen türden mi olduğu yoksa aynı maddenin 2.
fıkrasında tarif edilip konusu suç teşkil eden bir emir niteliğini mi
taşıdığı konusunda iyi niyetli yorum farklılıkları oluşması olanaklı
hale gelebilmiştir. Bakanlıkların birleştirilmesi ve bazı kadroların
iptali ile yeni kadroların ihdas edilmesi hali hangi kadroların denk
kadro olduğunun saptanmasında olağanüstü bir karmaşa yaratmış,
emri uygulayan kişinin, verilen emrin konusunun suç teşkil edip
etmediğini belirlemesi de zorluk arzeder hale dönüşmüştür. Kişinin
atanması sırasında bazı üst kadrolarda boşluk bulunmasının, denk
göreve atamada açık bir kusur olarak değerlendirilmesi de isabetli
değildir. Gözardı edilmemelidir ki; iki Bakanlığın birleştirilmesi
olağandışı karmaşa doğurmuş, toplam 719 adetten ibaret geniş
kadro 296 gibi dar bir sayıya çekilmiştir. Böyle bir evrede kadro
yerleşiminden sorumlu kişilerin öncelikle ve sadece müştekiyi
yerleştirme sorumluluğu taşımadığı, çok sayıda başka görevliye de
denk sıfat ve makam bularak yeni idari davalara neden olmama
mesuliyetini üstlendikleri gözetilmelidir. Bu durumda da sanığın,
Bakan tarafından verilen atama emrinin konusunun suç teşkil edip
etmediğini belirlemekte hataya düşmesi olanaklı bulunduğundan,
ortaya çıkan bu şüphenin sanık lehine değerlendirilmesi ve eyleminde görevde yetkiyi kötüye kullanma kastı ile hareket etmediğinin
kabulü gerekmektedir.
(CGK-11.03.2008-2007/4-MD-197-2008/46)
Yalova Atatürk Stadının B1 tribünü yapımı işini 2886 sayılı Yasanın 81/a maddesi uyarınca 29001 Mali Yılı Bütçe Yasasına ekli
(İ) cetvelinde öngörülen 36 milyar liralık üst sınıra uygun hale
getirmek amacıyla kapalı teklif yerine iki defa emanet yöntemiyle
yaptırılmasına ilişkin il özel idare müdürlüğünün 05.07.2001 ve
10.10.2001 tarihli önerilerini uygun görerek daimi encümene havale
eden ve oluşturulan emanet komisyonlarının işin isteklilerden birine
verilmesine dair 24.07.2001 ve 27.11.2001 tarihli kararları onaylayan sanığın eylemlerinin, 2886 sayılı yasanın 2. ve 36. maddeleri
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
277
hükümlerine aykırılık oluşturduğu açıktır. Sanık, olay tarihinde
yürürlükte bulunan 3360 sayılı Yasa ile değişik Özel İdare Yasasının 87, 90 ve 141. maddeleri uyarınca sorumludur.
Somut olayda sanık valinin etkin davranışları ile 2886 sayılı
Yasanın 2 ve 36. maddelerini ihlal ettiği saptandığından, eylemi 765
sayılı TCY’nın 240. madde kapsamında değerlendirilmelidir.
Sanığa isnat edilen eylemde, sonradan yürürlüğe giren 5237
sayılı Yasanın 257. maddesinde yer alan, “Kişilerin mağduriyeti,
kamunun zararına neden olunması veya kişilere haksız kazanç
sağlama” öğelerinden hiç biri gerçekleşmediğinden, Özel Dairece,
bu hususlar tartışılmak suretiyle verilen ve 5271 sayılı CYY’nın
223/2 a ve c maddelerine uygun bulunun beraat kararı isabetlidir.
(CGK-18.10.2005-2005/4-MD-96 2005/118)
(CGK-01.04.2008-2007/4-MD-61-2008/63)
Sanığın, Şeker Yasası hükümleri uyarınca ancak Şeker Kurulu
Kararıyla iç piyasada satışı mümkün olabilen (C) kotası şeker
hakkında, Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/683 ve
2005/742 esas sayılı dava dosyalarında, idari yargıda dava konusu
edilmiş bulunan bir konuda, görev ve yetkisi olmaksızın, Anayasa
ve Yasa hükümlerine aykırı olarak ve gerektirici yasal koşullar
oluşmadan, teminat alınmaksızın ihtiyati tedbir kararları vermek
suretiyle yasayla düzenlenen Türkiye Şeker Rejimine müdahalede
bulunduğu
ve
...
Şeker
fabrikalarının
toplamda
108.110.000.000.000 lira haksız kazanç elde etmelerine, diğer
şeker fabrikalarının da haksız rekabet sonucu zarara uğramalarına
sebebiyet verdiği ve yine idarenin para cezası gerektiren eylem
nedeniyle, ceza verme olanağını ortadan kaldırarak kamu zararına
neden olduğu, görevini yasalara uygun doğru ve tarafsız bir biçimde yapmadığı, bu şekilde görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu
işlediği, oluşan kamu zararı ve haksız kazanç miktarının fazlalığı
gözetildiğinde eylemin gerek 765 sayılı TCY’nın 240/1. maddesi ve
278
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
gerekse 5237 sayılı TCY’nın 257/1. maddesini ihlal eder nitelikte
olduğu, sanığın aynı karar altında 04.04.2005 ve 19.04.2005
tarihlerinde olmak üzere kısa aralıklarla aynı suçu iki defa işlemesinin 765 sayılı Yasanın 80 ve 5237 sayılı Yasanın 43. maddelerine
uygun bulunduğu sabittir.
(CGK-06.05.2008-2007/4-MD-76-2008/97)
Somut olayda kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verme yetkisinin bulunmadığı yasadan açıkça anlaşıldığı gibi, idare
mahkemesince de belirlenmiş ve karara bağlanmış olan sanık
Vali’nin, yetkisini aşar tarzda 21.10.2004 gün ve 2004/1391 sayı ile
“kademe ilerlemesinin durdurulmasına” karar vermiş olması hukuka
aykırı bir eylemdir.
Olayımızda; kamunun ekonomik anlamda bir zararının bulunmadığı açıktır. Bu suretle sanık tarafından kimseye doğrudan
haksız kazanç sağlandığı da söylenemez. Ancak, sanık tarafından
yapılan uygulama ile katılan mağdur edilmiştir. Zira, idare mahkemesi kararı ile yitirilmiş bir takım haklar 5 ay sonra tekrar elde
edilmiş olsa da; en azından bu haklardan bir süre mahrum kalınmıştır. Bu hususun da katılan açısından mağduriyet olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla; olayda hem 765 sayılı Yasanın 228 ila 240. maddelerindeki, hem de 5237 sayılı Yasanın 257. maddesinin 1.
fıkrasındaki suçların maddi unsurlarının oluştuğu söylenebilirse de;
manevi unsurların oluşup oluşmadığı ya da hangi suçun manevi
unsurunun oluştuğu hususu tartışılmalıdır.
Bu suçların manevi unsuru kasttır. Kast ise suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
Somut olayımızda katılanla şahsi bir husumeti vs. ortaya konulamayan sanık Vali’nin yaptığı hukuka aykırı uygulama, mevzuatı
bilmemekten, Milli Eğitim Disiplin Kurulu tarafından yanıltılmış
olmaktan veya yeterince dikkatli davranmamaktan kaynaklanan,
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
279
taksirle işlenmiş bir eylemdir. Bu durumda, sanığın belirtilen suçları
işlemek kastıyla hareket ettiğine ilişkin yeterli delil bulunmadığı gibi,
“kastın” bulunmadığı olayda, atılı eylemlerin taksirle işlenmesinin de
yasada suç olarak düzenlenmemesi nedeniyle, sanığa 765 sayılı
Yasanın 228 ila 240 ve 5237 sayılı Yasanın 257. maddelerinde
yazılı suçlardan ceza verilemez.
Yetkisinde olmayan disiplin cezasına karar vererek, icrai bir
davranışta bulunmuş olan sanık Valinin bu eyleminin 5237 sayılı
Yasanın 257. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen görevin ihmali
davranışla kötüye kullanılması suçunu oluşturma olasılığı da
bulunmamaktadır.
(CGK-16.12.2008-2008/4-MD-215-2008/230)
Sanığın 2004/374 Hz. sayılı evrakta hakkında soruşturma yürütülen İ. Ç’yi evrakı inceledikten sonra serbest bıraktıığı, bu
işlemden 4-7 gün sonra F. B’nin, İbrahim’in ağabeyi M. Ç’ye telefon
ederek, sanığın aracına benzin doldurmasını istediği, M. Ç’nin de
kredi kartını vererek isteğini yerine getirdiği, taraflar arasında rüşvet
anlaşması yapıldığına dair delil elde olunamadığı, toplanan delillerden eylemin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı.düşünülmelidir.
(CGK-03.02.2006- 2007/145)
Her ne kadar rüşvet almak suçundan kamu davası açılmış ise
de, sanıkla borçlu arasında bir rüşvet anlaşmasının olmadığı,
dolayısıyla rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı açıktır. Bu
nedenle, rüşvet suçundan açılan kamu davası sonunda, rüşvet
suçunun unsurlarının oluşmaması, buna karşılık görevi ihmal
suçunun unsurlarının oluşması durumunda, yeni bir davaya gerek
kalmaksızın davanın görevi ihmal suçuna dönüştürülebileceği
konusunda Genel Kurulda tam bir görüş birliği oluşmuştur.
Yukarıda açıklandığı şekilde; İcra Müdürü olan sanığın 1. İcra
Müdürlüğü tarafından borçlunun eline verilerek kendisine gönderi-
280
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
len talimat üzerine hiçbir araştırma yapmadan ve İcra İflas Yasasının 106. maddesinde gayrimenkullar için öngörülen 2 yıllık sürenin
henüz geçmediğini de göz önünde bulundurmayarak, Tapu Sicil
Müdürlüğüne yazı yazmak suretiyle borçlunun taşınmazları üzerindeki haczin kaldırılmasını sağladığı ve bu suretle alacağın bir
kısmının tahsil edilemez hale gelmesi nedeniyle, alacaklının zarar
etmesine neden olduğu anlaşıldığından, görevi ihmal suçunu
işlediği kabul edilmelidir
(CGK-12.06.2007-2007/154)
Sanık, Döner Sermayeli Kuruluşlar İhale Yönetmeliği çerçevesinde eğitim hizmeti verecek kuruluşlardan yöntemince teklif
alınmadan, önceden Bakanlıkta yapılan planlama çalışmaları
sırasında eğitim konulan, süresi ve muhtemel maliyetin tespiti
aşamasında fikir vermesi bakımından kendilerinden istenen bilgiye
cevaben bir kısım eğitim kuruluşlarının gönderdikleri yazılarda
belirttikleri rakamlar esas alınmak suretiyle usulsüz ihale yapılması
isteğine uygun görüş bildirerek onay verilmesini sağlamış, ardından
da eğitim işinin ihalesiz biçimde KAL-DER’e verilmesini amaçlayan
11.10.2001 tarihli yazıyı imzalayıp birden çok kamu kurumunun
zarara uğramasına neden olmuştur.
(CGK-22.01.2008-2008/2)
Görevi kötüye kullanma suçunda, kötüye kullanılan bizzat görev değil kamu görevlisinin sahip olduğu yetkidir.
Kamu görevlisinin kendi görev alanına giren yetkilerini kötüye
kullanmak suretiyle mevzuat ve etik kuralların öngördüğü usul ve
esaslardan farklı bir biçimde yapması görevde yetkinin kötüye
kullanılmasıdır.
Görevin gereklerine aykırı olarak gerçekleştirilen her davranışın kamu idaresine karşı duyulan güveni zedelediği ve böylece bir
kamu zararına yol açtığı veya zararın oluşmasına yönelik elverişli
hareketin yapılmasının yeterli olduğu biçimindeki genişletici görüş
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
281
ve yorumlar yasa koyucunun kamu zararının ekonomik ve somut
olması gerektiği yolundaki tercihi ile bağdaşmamaktadır. “Haksız
kazanç”ın görevin gereklerine aykırı davranılarak kişilere hak
etmediği bir yararın sağlanmasıyla oluşacağı, soyut olarak haksız
kazanç sağlanması olasılığının bulunması halinin aynı anlama
gelmeyeceği ve Yasanın 257. maddesinde öngörülen suçun
oluşumu için yeterli olmayacağı ortadadır.
Bu nedenlerle; 765 sayılı TCY.nın 240. maddesindeki suçun
şartları oluşmakla birlikte, 5237 sayılı TCY.nın 257/1. maddesindeki
koşullar oluşmamıştır.
(CGK-22.01.2008-2008/3)
Sanığın, adli ölüm olayında baş, göğüs ve karnın açılması suretiyle otopsi işlemi yapmadığı, bu suretle olay tarihinde yürürlükte
bulunan 1412 sayılı CYUY.nın 81. maddesine aykırı davrandığı
açıktır.
Ancak, yasaya aykırı bu davranışın, cezai sorumluluğu gerektirip gerektirmediği öncelikle suç tarihinde yürürlükte bulunan 765
sayılı Yasa hükümleri, bu yasaya göre suçun sabit olduğunun
saptanması halinde ise, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren ve
Anayasanın 38. maddesinin yansımasını oluşturan, 5237 sayılı
Yasanın 7/1. maddesindeki “İşlendikten sonra yürürlüğe giren
kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanmaz.” Yine aynı maddenin 2. fıkrasındaki, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan
kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise,
failin lehinde olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” hükümleri ve
Anayasanın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu haline gelen,
AİHS.nin 7. maddeleri ışığında değerlendirilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır.
Somut olayda sanık C.savcısının etkin olmayan (pasif) davranışları ile 1412 sayılı Yasanın 81. maddesini ihlal ettiği saptandı-
282
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ğından, eylemi 765 sayılı TCY.nın 230. maddesi kapsamında
değerlendirilmelidir.
Sanığın yukarıda anılan normlar ışığında 5237 sayılı Yasa hükümleri karşısında hukuki durumunun değerlendirilmesine gelince,
5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesinde, “lehe olan hüküm, önceki ve
sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya
çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.”
hükmü yer aldığından öncelikle 765 sayılı Yasaya göre sabit kabul
edilen eylemin, 5237 sayılı Yasaya göre suç oluşturup, oluşturmadığının belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır.
5237 sayılı Yasanın 257. maddesinin 1. fıkrasında görevde
yetkiyi kötüye kullanma suçu; kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi ve bu aykırı davranış nedeniyle, kişilerin
mağduriyeti, kamunun zararına neden olunması ya da kişilere
haksız kazanç sağlanması ile oluşur.
Somut olayda; sanık tarafından yapılan soruşturma işleminde,
trafik kazası olarak bildirilen olayın, cinayet olduğunun saptanması,
sanıkları belirlenerek haklarında kamu davasının açılmış bulunması
ve yapılan yargılama sonucunda bu sanıklardan birisinin cezalandırılmasına karar verildiği nazara alındığında, kişilerin mağduriyeti,
kişilere haksız kazanç sağlama veya kamunun zarara uğramasından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır.
(CGK-01.04.2008-2008/64)
Çalışkan ve bilgili bir hukukçu olarak tanınan, mesai saatleri
dışına taşan bir çalışma gayreti göstermesine rağmen, görevli
sayısının azlığı, iş yoğunluğu ve olağan görev bölümünün dışında üstlendiği diğer ek görevleri nedeniyle mevcut işleri makul
süre içinde sonuçlandıramadığı belirlenen, dönemsel olarak
Cumhuriyet savcıları arasında yapılan toplantılar sırasında bu
hususları anlatıp/bazı görevlerin üzerinden alınması yolundaki
isteğinin de yerine getirilmediği saptanan/sanığın yürüttüğü is ve
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
283
işlemlerde görevi savsama kastı ile hareket etmediği sonucuna
varılmıştır.
(CGK-01.04.2008-2008/67)
Sanığın Maliye Bakanlığına ait tesislerin 3621 sayılı Kıyı Yasasına göre yapılaşmanın mümkün bulunmadığı “kıyı kenar çizgisi”nin deniz yönünde kaldığını, 383 sayılı Yasa Gücünde Kararname’ye göre Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi kapsamında
bulunduğunu, İmar Yasası hükümlerine göre inşaat ve yapı kullanma izninin mevcut olmadığını, dolayısıyla bu yerle ilgili işletme izni
alınamayacağını bildiği halde, suç tarihinde yürürlükte bulunan
2886 sayılı Yasanın 2. maddesinin 5. fıkrasının “...... Arsası temin
edilmemiş, mülkiyet ve kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış
olan ve gerekli olduğu halde imar durumu, tip yapılarda tatbikat,
diğerlerinde avan projesi ve bunlara dayalı keşifleri bulunmayan
yapım işlerinde ihaleye çıkılamaz......” hükmüne aykırı biçimde,
ihaleye çıkılması olanaksız bulunan tesisin ihalesini onaylayarak
görev gereklerine aykırı hareket ettiği, ihaleyi alan firmanın inşaatının tamamlanmasına ve işletme izni alınmasına olanak bulunmadığı için söz konusu tesisleri işletmeye açamaması nedeniyle idareye
karşı sorumluluklarını yerine getiremediği, bu nedenle teminat
mektuplarının nakde çevrilerek mağduriyetine neden olunduğu da
dikkate alındığında, gerek 765 sayılı TCY’nın 240. gerekse 5237
sayılı TCY’nın 257. maddesinde yazılı görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçunun oluştuğu saptanmıştır.
(CGK-06.05.2008-2008/95)
Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlüğüne göre ihmal; yapmama,
savsama anlamına gelmektedir.
Gecikme ise; işin, yapılması gereken zaman geçtikten sonra
yapılmasıdır.
Madde metninden de anlaşılacağı üzere kamu görevlisinin,
yapmakla görevli olduğu işi yapmaması veya yasaya göre yapılma-
284
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
sı gereken biçimde yerine getirmemesi ya da geciktirmesi suç
sayılmıştır. Bu suç kasten işlenebilen suçlardan olup oluşması için
kamu görevlisinin görevini bilerek ve isteyerek ihmal etmesi veya
geciktirmesi gerekir.
Somut olayda sanık A.A’nın 261 adet soruşturma evrakını 3
aydan 2 yıl 1 aya varan sürelerde, sanık M.Ç’nin ise 155 adet
soruşturma evrakını 1 yıl 10 aya varan sürelerde, 44 adet infaz
evrakını 3 aydan 1 yıl 9 ay 15 güne varan sürelerde işlemsiz
bıraktığı, infaz evrakının 38 adedinin savcılık kaleminde herhangi
bir işlem yapılmadan bekletilmesine ve 7 adedinin ise zamanaşımına uğramasına neden olduğu hususları tartışmasızdır. Cumhuriyet
Savcısı olarak sanıklar, işbölümü gereği kendisine düşen soruşturma ve ilam evrakının akıbetini takip etmek, gereğini yapmak,
olanaklı olan en kısa sürede sonuçlandırmak ve bu işlemler şıramsında kalem personelini denetlemekle görevli ve yükümlüdür.
Ancak, sanıkların görev yaptıklan … İlçesinin deniz kenarında ve
turizm açısından hareketli bir yer olması nedeniyle özellikle yaz
aylarında oldukça artan iş yükü, yeterli sayıda kalem personelinin
bulunmaması ve 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni ceza
mevzuatının uygulanmasında yaşanan zorluklar ile uyum süreci
göz önüne alındığında, soruşturma ve ilam evrakının bir kısmının
işlemsiz bırakılması, bir kısmının ise zamanaşımına uğramasında
5237 sayılı TCY’nm 257. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen
suçun manevi unsuru oluşmamıştır.
(CGK-17.03.2009-2009/59)
765 ve 5237 sayılı Yasalar açısından görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçunun unsurları Ceza Genel Kurulu’nun 18.10.2005
gün 96-118 ve 20.11.2007 gün 83-244 sayılı kararlarında ayrıntılı
olarak irdelenmiştir. Buna göre; suç tarihinin 765 sayılı TCY’nın
yürürlükte bulunduğu döneme rastlaması nedeniyle, sanığın
davranışının cezai sorumluluğu gerektirip gerektirmediği öncelikle
suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa hükümleri, bu
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
285
Yasaya göre suçun sabit olduğunun saptanması halinde ise,
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasa hükümleri
nazara alınarak belirlenmelidir.
(CGK-20.10.2009-2009/237)
Somut olayda; bilirkişi raporları ile belirlendiği üzere, sanığın
vali olarak, II Özel idaresine ait kaplıcanın kiraya verilmesi, onarımlarının ve yeni tesislerin yapılması hususlarında İl Genel
Meclisi ve İl Daimi Encümeni tarafından alınan kararları uygun
bulmak eylemlerinde, kişilerin mağduriyeti, kişilere haksız kazanç
sağlama veya kamunun zarara uğramasından söz edilmesine
olanak bulunmamaktadır. Kaldı ki, her bir işlem yönünden, karar
verilmeden önce gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar
verildiği ve Özel İdarenin en lehine sonucun alınmaya çalışıldığı
nazara alındığında, sanık valinin suç işleme kastının bulunmadığı
anlaşılmaktadır.
Sanığa isnat edilen eylemlerde, 5237 sayılı Yasanın 257.
maddesinde yer alan, “kişilerin mağduriyeti, kamunun zararına
neden olunması veya kişilere haksız kazanç sağlama” öğelerinden
hiç biri gerçekleşmediğinden, Özel Dairece, bu hususlar tartışılmak
suretiyle verilen beraat karan isabetlidir.
(CGK-22.12.2009-2009/299)
765 sayılı TCY’nın 240. maddesindeki görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçu, memur sayılan kişinin kasten görevinin gereklerine
aykırı hareket etmesi ile oluşurken; 5237 sayılı TCY’nın 257/1.
maddesindeki suçun oluşabilmesi için, kamu görevlisinin kasten
görevinin gereklerine aykırı davranması yanında bu davranış
nedeniyle kişilerin mağduriyetinin, kamunun zararının ya da kişilere
sağlanmış haksız bir kazancın bulunması zorunludur.
Somut olayda; bölgenin ve iş yoğunluğunun özelliklerini gözeten ve uzak olan bir yerde keşif icra eden sanık hakimin, keşif günü
gelmemiş ve bir başka mahkemeye ait dosyalarda, re’sen keşif
286
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
yapması, görevinin gereklerine aykırı ise de keşif ücretlerinin sanık
tarafından iade edilmiş olması ve bu aykırılıkların temyiz davasına
konu olacağı da nazara alındığında, kişilerin mağduriyetine, kamunun zararına ya da kişilere haksız bir kazanç sağlanmasına yol
açmadığı gibi, sanığın görevi kötüye kullanma kastı ile hareket
ettiğinden söz edilemez.
Bu itibarla, sanık hakkında hukuka aykırı eylemi nedeniyle disiplin soruşturması yapılmasına bir engel bulunmamakla birlikte,
manevi unsur yokluğu nedeniyle oluşmayan görevi kötüye kullanma
suçuyla ilgili olarak, temyiz itirazlarının reddiyle beraat hükmünün
onanmasına karar verilmelidir.
(CGK-25.05.2010-2010/117)
2.4. 4483 SAYILI KANUNA GÖRE YÜRÜTÜLEN ÖN İNCELEMEDE KULLANILAN BELGE ÖRNEKLERİ
2.4.1. Muhbir veya Şikayetçi İfade Tutanağı
İFADE TUTANAĞI
ADI SOYADI
:
BABA ADI
:
DOĞUM YERİ VE TARİHİ :
MEDENİ HALİ
:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER:
TAHSİLİ
:
İŞİ
:
İKAMET ADRESİ
:
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
287
Yukarıda açık kimliği yazılı....., ...’nde Müfettişliğime tahsis edilen çalışma odasına davet edilerek şikayetçi/ihbarcı sıfatıyla ifadesine başvurulacağı kendisine açıklandı, konu anlatıldı ve soruldu.
Alınan ifadesinde;
…..
Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan ifadesini
okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine bu tutanak topluca imza altına alındı. /../2...
İfadeyi Alan
İfade Sahibi
Yeminli Katip
Not 1: İfadenin iki ve daha fazla sayfa sürmesi halinde, takip eden
sayfaların da hazır bulunanlarca imzalanması gerekir.
Not 2: İfade sahibinin imzadan kaçınması halinde, nedeni ifade
tutanağına yazılır ve ön inceleme görevlisi ile yeminli katip tarafından
imzalanır. İfade sahibinin bir veya birden fazla avukat bulundurması
halinde, ifade tutanağının isim ve imza bölümünde “İfadede Hazır
Bulunanlar” başlığı açılarak isim ve imzalarının alınması gerekir.
2.4.2. Yeminli Tanık İfade Tutanağı
İFADE TUTANAĞI
ADI SOYADI
:
BABA ADI
:
DOĞUM YERİ VE TARİHİ :
MEDENİ HALİ
:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER :
TAHSİLİ
:
288
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
İŞİ/GÖREVİ
:
İKAMET ADRESİ
:
Yukarıda açık kimliği yazılı ... , ... ‘nde Müfettişliğime tahsis
edilen çalışma odasına davet edilerek tanık sıfatıyla ifadesine
başvurulacağı kendisine açıklandı, tanıklık yapmasına engel bir
halin bulunmadığını beyan etmesi üzerine usulüne uygun yemini
yaptırıldı, konu anlatıldı ve soruldu.
Alınan ifadesinde;
……
Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan yeminli
ifadesini okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine
bu tutanak topluca imza altına alındı. ..I..12...
İfadeyi Alan
Tanık
Yeminli Katip
Not 1 : 4483 sayılı Kanunun 6’ncı maddesi ön inceleme yapanlar
için sadece hakkında ön inceleme yapılanın ifadesini alma zorunluluğu getirmiş; diğer hususlarda CMK hükümlerinin uygulanmasını
ön inceleme yapanın takdirine bırakmıştır. Bu nedenle; yemin
verdirme zorunluluğunun bulunmadığı ancak yemin verdirilmesine
de bir engel bulunmadığı düşünülmektedir. Ancak şahsın ifadesinin
“tanık” sıfatıyla alınması halinde usulüne uygun yemin verdirilmesinin gerekli olduğuna dair görüşler de mevcuttur.
Not 2: CMK’nin 55 inci maddesi uyarınca, tanıklara ifade alınmasından önce “...Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve
vicdanım üzerine yemin ederim...” şeklinde yemin yaptırılır.
CMK’nin 54 üncü maddesi uyarınca gerektiğinde veya tanık sıfatıyla dinlenilmesinin uygun olup olmadığında tereddüt varsa tanığa
ifadesinden sonra, “...Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve
vicdanım üzerine yemin ederim...” şeklinde yemin yaptırılır.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
289
Not 3: CMK’nun 50 nci maddesi uyarınca, dinlenme sırasında
onbeş yaşını doldurmamış olanlar, ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar ve
soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu
suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan yada suç delillerini yok etme,
gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar,
yeminsiz tanık olarak dinlenirler.
2.4.3. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın Sözlü İfade Tutanağı
İFADE TUTANAĞI
ADI SOYADI
:
BABA ADI
:
DOĞUM YERİ VE TARİHİ :
MEDENİ HALİ
:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER :
TAHSİLİ
:
İŞİ/GÖREVİ
:
İKAMET ADRESİ
:
Yukarıda açık kimliği yazılı ... , ...’nde Müfettişliğime tahsis edilen
çalışma odasına davet edilerek hakkında ön inceleme yapılan sıfatıyla
ifadesine başvurulacağı kendisine açıklandı, 5271 sayılı CMK’nun 147
nci maddesinde yazılı hak ve yükümlülükleri ile ifadesi sırasında
müdafi bulundurabileceği hatırlatıldı, konu anlatıldı ve soruldu.
Alınan ifadesinde;
……..
290
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan ifadesini
okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine bu tutanak topluca imza altına alındı. ..I..I2...
İfadeyi Alan
İfade Sahibi
Yeminli Katip
2.4.4. Hakkında Ön İnceleme Yapılandan Yazılı Savunma
İstem Yazısı
T.C
BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU
Müfettişliği
Sayı :
Konu : Savunma istemi
Tarih
Sayın:
Başbakanlık Makamının ...I...II... günlü “OLUR”u ve Teftiş Kurulu Başkanlığının …/.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca
tarafımdan yürütülmekte olan ön inceleme nedeniyle;
1-…
2- ...
3-...
İddialarına ilişkin olarak yazılı savunmanızı -5271 sayılı
CMK’nun 147 nci maddesinde yazılı hak ve yükümlülükler ile bir
avukatın hukuki yardımından yararlanabileceğiniz göz önünde
tutularak- en geç .../.../2... tarihine kadar aşağıdaki adrese göndermenizi, aksi halde savunma hakkından vazgeçmiş sayılacağınızın
bilinmesini rica ederim.
Ön İnceleme Görevlisi
Adı ve Soyadı
İmzası
291
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.4.5. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın İfadesinin İstinabe
Suretiyle Alınması
T.C
BAŞBAKANLIK
Müfettişliği
Sayı
Konu
:
: İfade
...I...I2.
… MAKAMINA/MÜFETTİŞLİĞİNE
Başbakanlık Makamının ...I...12... günlü “OLUR”u ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca,
tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle;
…’nde görev yapan ... ‘nin, görevlendireceğiniz müfettiş veya
üstü konumunda bir personel tarafından ekli istinabe tutanağına
uygun olarak CMK’nun 147 nci maddesindeki yazılı hak ve yükümlülükleri ile ifadesi sırasında müdafi bulundurabileceği hatırlatılmak
suretiyle ifadesinin alınarak Müfettişliğimin aşağıdaki adresine en
geç ... tarihine kadar gönderilmesini arz/rica ederim.
Ön İnceleme Görevlisi
Adı ve Soyadı
İmzası
EKİ: İstinabe tutanağı.
ADRES:
292
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.4.6. Hakkında Ön İnceleme Yapılanın İstinabe İfade Tutanağı
İFADE TUTANAĞI
ADI SOYADI
:
BABA ADI
:
DOĞUM YERİ VE TARİHİ :
MEDENİ HALİ
:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER :
TAHSİLİ
:
İŞİ/GÖREVİ
:
İKAMET ADRESİ
:
Yukarıda açık kimliği yazılı ....., ... nde tarafıma tahsis edilen
çalışma odasına davet edilerek istinabe suretiyle hakkında ön
inceleme yapılan sıfatıyla ifadesine başvurulacağı kendisine
açıklandı ve CMK’nun 147 nci maddesindeki yazılı hak ve yükümlülükleri ile ifadesi sırasında müdafi bulundurabileceği hatırlatılmak
suretiyle konu anlatıldı ve soruldu.
Soru 1.
Alınan İfadesinde;
….
Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan ifadesini
okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine bu tutanak topluca imza altına alındı. ../../2...
İstinabe suretiyle
İfadeyi Alan
İfade Sahibi
İfadeyi Yazan
293
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.4.7. Tanıktan Yeminli Olarak İstinabe Suretiyle İfade
Alınması
T.C
BAŞBAKANLIK
Müfettişliği
Sayı :
Konu : İfade
...I.../2...
… MAKAMINA/MÜFETTİŞLİĞİNE
Başbakanlık Makamının ...I.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu
Başkanlığının ...I../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca,
tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle;
Tarafınızdan/görevlendirilecek bir müfettiş/bir personel aracılığı ile ... görevli ... ‘in/... adresinde ikamet eden ... isimli kişinin
yemini yaptırılmak suretiyle ekli istinabe tutanağına göre tanık
sıfatıyla ifadesinin alınarak en geç ... tarihine kadar Müfettişliğimin
aşağıdaki adresine gönderilmesini arz/rica ederim. .../.../2...
Ön İnceleme Görevlisi
Adı ve Soyadı
İmzası
EKİ: İstinabe tutanağı
ADRES:
294
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.4.8. Yeminli Tanık İstinabe İfade Tutanağı
İFADE TUTANAĞI
ADI SOYADI
:
BABA ADI
:
DOĞUM YERİ VE TARİHİ :
MEDENİ HALİ
:
NÜFUSA KAYITLI OLDUĞU YER :
TAHSİLİ
:
İŞİ/GÖREVİ
:
İKAMET ADRESİ
:
Yukarıda açık kimliği yazılı ....., ... Valiliğinde tarafıma tahsis
edilen çalışma odasına davet edilerek istinabe suretiyle tanık
sıfatıyla ifadesine başvurulacağı kendisine açıklandı, usulüne
uygun yemini yaptırıldı, konu anlatıldı ve soruldu;
Soru 1.
Alınan İfadesinde;
Başka bir diyeceği olmadığını beyan ederek, alınan yeminli
ifadesini okudu, tam ve doğru olarak yazıldığını belirtmesi üzerine
bu tutanak topluca imza altına alındı. ..I../2...
İstinabe suretiyle
İfadeyi Alan
İfade Sahibi
İfadeyi Yazan
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
295
2.4.9. Yeminli Katip Atama ve Yemin Tutanağı
YEMİNLİ KATİP ATAMA VE
YEMİN TUTANAĞI
Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu
Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca,
tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle;
Yeminli katip olarak görevlendirilmek üzere bilgisayar kullanımını bilen, güvenilirliği ve ketumiyeti denenmiş bir personelin …
Makamından talep edilmesi üzerine gönderilen ... isimli memur, ...
..nde Müfettişliğimize tahsis edilen çalışma odasına alınarak Ceza
Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre yeminli katip olarak görevlendirileceği kendisine ifade edilmiş, yeminli katip özellikleri anlatılmış, engel bir halinin bulunmadığını beyan etmesi üzerine,
“...Yeminli katip olarak tarafıma yazmak üzere söylenenleri hiçbir
şey katmadan ve çıkarmadan aynen yazacağıma ve görevle ilgili
hiç kimseye bilgi vermeyeceğime namusum ve vicdanım üzerine
yemin ederim...” şeklinde yemini yaptırılmak suretiyle yeminli katip
olarak atanmış ve bu tutanak topluca imza altına alınmıştır.
.../.../2...
Ön İnceleme Görevlisi
Yeminli Katip
Adı ve Soyadı
Adı ve Soyadı
İmza
296
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.4.10. Cumhuriyet Başsavcılığı Aracılığı ile Bilirkişi Talep
Yazısı
T.C
BAŞBAKANLIK
Müfettişliği
Sayı :
Konu : Bilirkişi
.../.../2...
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü “OLUR”u ve Teftiş Kurulu Başkanlığının .../.. /2.. .gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca,
tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle;
1-…
2- ...
3-...
Hususlarında özel ve teknik bilgi sahibi uzmanların bilirkişi olarak görevlendirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Bu nedenle, CMK’nun 64 üncü maddesine göre İl Adli Yargı
Adalet Komisyonunca hazırlanan listede yer alan iki bilirkişi isminin
Müfettişliğime en geç ... tarihine kadar bildirilmesini arz ederim.
Ön İnceleme Görevlisi
Adı ve Soyadı
İmzası
ADRES:
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
297
2.4.11. Komisyon Listesinde Yer Alan Bilirkişilerin Atanma
Tutanağı
BİLİRKİŞİ ATAMA TUTANAĞI
Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu
Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca,
tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; Müfettişliğimin talebi üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığınca, İl Adli Yargı
Adalet Komisyonu tarafından düzenlenen listelerde yer alan bilirkişilerden isimleri bildirilen; …isimli bilirkişiler, ...’inde Müfettişliğime
tahsisli çalışma odasına davet edilerek yürütecekleri görev kendilerine anlatılmış, bilirkişi olarak görev yapmalarına engel bir halin
bulunmadığının ifade edilmesi üzerine bilirkişi olarak atamaları
yapılmıştır.
1-…
2- ...
3-...
Hususlarında hazırlayacakları bilirkişi raporlarını yazılı olarak
en geç ... tarihine kadar Müfettişliğime teslim edeceklerini beyan
etmeleri üzerine bu tutanak topluca imza altına alınmıştır. .../.../2...
298
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.4.12. İdari Makamlardan veya meslek kuruluşlarından Bilirkişilik İçin Talep Yazısı
T.C
BAŞBAKANLIK
Müfettişliği
Sayı :
Konu :
… MAKAMINA
Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu
Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca,
tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle;
1- ...
2-...
3-...
Hususlarında özel ve teknik bilgi sahibi uzmanların bilirkişi olarak görevlendirilmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Bu nedenle, anılan konuların uzmanı olan iki personelin bilirkişi olarak görevlendirilmek üzere isimlerinin Müfettişliğime en geç ...
tarihine kadar bildirilmesini arz/rica ederim.
Ön İnceleme Görevlisi
Adı ve Soyadı
İmzası
ADRES:
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
299
2.4.13. Komisyon Listesinde Yer Almayan Bilirkişilerin
Atama ve Yemin Tutanağı
BİLİRKİŞİ ATAMA VE YEMİN TUTANAĞI
Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu
Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca,
tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; .... gerekçesine bağlı olarak İl Adli Yargı Adalet Komisyonu tarafından
hazırlanan listeler dışından bilirkişi görevlendirmesi yapılması
ihtiyacının ortaya çıkması üzerine Müfettişliğimin talebi üzerine
…Makamının ... gün ve ... sayılı yazısı ile bildirilen;
….
….
İsimli görevliler, ... …nde Müfettişliğime tahsisli çalışma odasına davet edilerek yürütecekleri görev kendilerine anlatılmış, bilirkişi
olarak görev yapmalarına engel bir halin bulunmadığının ifade
edilmesi üzerine Ceza Muhakemesi Kanununun 64/5 maddesi
uyarınca, “...Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun
olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım
üzerine yemin ederim... “ şeklinde yeminleri yaptırılmak suretiyle
bilirkişi olarak atamaları yapılmıştır.
1-…
2- ...
3-...
Hususlarında hazırlayacakları bilirkişi raporlarını yazılı olarak
en geç ... tarihine kadar Müfettişliğime teslim edeceklerini beyan
etmeleri üzerine bu tutanak topluca imza altına alınmıştır. .../.../2...
300
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
2.4.14. Bilirkişi Ücret Tespit Kararı
BİLİRKİŞİ ÜCRET TESPİT KARARI
Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu
Başkanlığının .../.../2... gün ve .. sayılı görev emirleri uyarınca, tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; Müfettişliğimce ...
tarihinde bilirkişi olarak görevlendirilen;…isimli kişiler görevlerini
tamamlayarak bilirkişi raporlarını Müfettişliğime teslim etmişlerdir.
Adı geçenlere yürüttükleri görev nedeniyle Ceza Muhakemesi
Kanununun 72 nci maddesi uyarınca, ...TL bilirkişi ücreti ödenmesi
kararlaştırılmıştır. .../.../2...
Ön İnceleme Görevlisi
Adı ve Soyadı
İmzası
Not 1: Bilirkişi ücret tespit kararının bir örneği bilirkişilere verilir ve
bir örneği ise ödemeyi yapacak kuruma gönderilir.
2.4.15. Bilirkişi Ücret Tespit Kararının Kuruma Gönderilmesi
T.C
BAŞBAKANLIK
Müfettişliği
Sayı :
Konu :
Başbakanlık Makamının .../.../2... günlü onayı ve Teftiş Kurulu
Başkanlığının .../.../2... gün ve ... sayılı görev emirleri uyarınca,
tarafımdan yürütülmekte olan bir ön inceleme nedeniyle; Müfettişliğimce ... tarihinde bilirkişi olarak görevlendirilen;…görevlerini
tamamlayarak bilirkişi raporlarını Müfettişliğime teslim etmişlerdir.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
301
Adı geçenlere yürüttükleri görev nedeniyle Ceza Muhakemesi
Kanununun 72 nci maddesi uyarınca, ... TL bilirkişi ücreti ödenmesi
kararlaştırılmıştır.
Belirlenen söz konusu bilirkişi ücretinin, bütçenin ilgili bölümünden kendilerine ödenmesini arz ederim. .../.../2...
Ön İnceleme Görevlisi
Adı ve Soyadı
İmzası
EKİ: Bilirkişi Ücret Tespit Kararı Tutanağı
2.4.16. Ön İnceleme Raporu
ÖN İNCELEME RAPORU
BAŞLANGIÇ: (Ön incelemeyi başlatan makam veya merci tarafından verilen onay ve buna bağlı görev emirlerinin tarih ve
numaraları yazılır)
MUHBİR/MÜŞTEKİ: (Varsa muhbir yada müştekinin adı, soyadı, adresi yazılır. Muhbir yada müşteki yoksa bu bölüme “Kamu
Hukuku” ibaresi yazılması uygun olur.)
İDDİALAR: (Ön inceleme konusu olan iddialar maddeler halinde yazılır.)
ÖĞRENME TARİHİ: (Hakkında ön inceleme yapılanların ön
incelemeye esas eylemlerinin yetkili merciler tarafından öğrenildiği
tarih yazılır.)
SUÇ YERİ VE TARİHİ:(Ön inceleme konusu eylemlerin işlendiği yer, tarih yazılır.)
HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILAN: (Hakkında ön inceleme
yapılan yada yapılanların açık kimlikleri ve görev unvanları yazılır.)
302
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
ÖN İNCELEME KONULARI: (İddialar ve ön inceleme onayına
bağlı kalmak kaydıyla yapılan ön inceleme sonucunda ortaya çıkan
eylemin hukuksal kavramlarla anlatımı yazılır.)
1- ÖN İNCELEME KONUSU: (Ön inceleme konularından birincisi yazılır.)
1- HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILAN: (Bu ön inceleme konusu ile ilgili olarak hakkında ön inceleme yapılan yada yapılanların
açık kimlikleri ve görev unvanları yazılır.)
1- HAKKINDA ÖN İNCELEME YAPILANIN İFADESİ: (Bu ön
inceleme konusu ile ilgili olarak hakkında ön inceleme yapılan yada
yapılanların ifadeleri yazılır.)
1- DİĞER İFADELER: (Bu ön inceleme konusu ile ilgili olarak
öncelikle varsa şikayetçi ve ihbarcının ifadeleri ile tanıkların ifadeleri
yazılır.)
1-İNCELEME VE TAHLİL: (Bu ön inceleme konusu ile ilgili olarak ön inceleme sırasında elde edilen bilgi, belge ve tüm ifadeler
karşısında eylemin suç teşkil edip etmediğinin mevcut yasal düzenlemelerle karşılaştırmak suretiyle tahlili yapılır.)
SONUÇ: (Bu bölüme, her ön inceleme konusu ile ilgili kanaatler maddeler halinde yazılır. Yapılan özetleme sonucunda, ön
inceleme konusu her eylemle ilgili olarak ayrı ayrı soruşturma izni
verilmesi yada verilmemesi şeklinde kanaat belirtilir. 4483 sayılı
Kanunun 6’ncı maddesinin son fıkrasına göre “Ön inceleme birden
çok kişi tarafından yapılmışsa, farklı görüşler raporda gerekçeleriyle
ayrı ayrı belirtilir.”) .../.../2...
Ön İnceleme Görevlisi
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
303
2.5. MEMUR YARGILAMASI İLE İLGİLİ KAYNAKÇA
•
•
•
•
•
•
•
•
•
AKKAN Tahir Murat: 4483 Sayılı Kanuna Göre Memur Yargılanmasında İdari Süreç Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2009.
ARICA, M. Nadir: “Memur Suçlarının Soruşturulmasında
Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatten 4483
Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun Uygulamasına Geçiş”, Maliye ve Sigorta Yorumları Dergisi, S: 314, Ankara, (15 Şubat 2000).
ASLAN Onur Ender: “Memurların Yargılanması Hakkındaki
Yeni Yasa Üzerine Düşünceler”, Amme İdare Dergisi, C:33,
S:l, (Mart 2000).
AYDIN M. Sabir: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanun ve
Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Memurları”, Türk Kamu-Sen
Dergisi, C:l, S:8, (Haziran 1989).
BİLGİCİ, Bedriye: “Avrupa Birliği İle Uyum Sürecinde Memur
Yargılamasının Tarihsel Gelişimi”, Mali Kılavuz, Y: 2, S: 9,
(Yaz 2000).
CANDAN, Turgut: “İdari Yargı Kararlarının Uygulanması
Bağlamında Memurin Muhakematı Hakkında Kanuna Bakış”,
Yeni Türkiye Dergisi, Siyasette Yozlaşma Özel Sayısı II, Y:3,
S: 14, Ankara, (Mart, Nisan 1997).
ÇAĞATAY, Özcan: “Memurların Yargılanmasına İlişkin
Sistemde Yapılması Gereken Değişiklikler (I)”, Belediye Dergisi, C:4, S:7, (Ocak 1998).
ÇAĞATAY, Özcan: “Memurların Yargılanmasına İlişkin
Sistemde Yapılması Gereken Değişiklikler (II)”, Belediye Dergisi, C:4, S:8, (Şubat 1998).
ÇETİN, Erol: “Memurların Yargılanmasına İlişkin Yasa Yürürlükten Kaldırılmalıdır”, Mali Hukuk Dergisi, S:49, (Ocak-Şubat 1994).
304
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
•
Çetin, EROL: “4483 Sayılı Yasaya Tabi olan ve Olmayan
Suçlar”, İdarecinin Sesi, sayı 86 ( Mayıs-Haziran 2001), s.50-54.
•
ÇETİN, Erol: Ceza Hukukunda Memur ve Memur Suçları,
Ankara, 2000.
•
ÇİFÇİ, Osman: “Memur Soruşturmaları Hakkında Bir Anket ve
Düşündürdükleri”, Mali Hukuk Dergisi, S:35, (Eylül-Ekim
1991).
•
ÇİFÇİ, Osman: “Memurların Yargılanması”, Mali Hukuk
Dergisi, S:22, (Temmuz-Ağustos 1989).
•
ÇİFTÇİ, Osman: Soruşturma Yöntemleriyle Birlikte Memur
Suçları, Ankara, 1990.
•
DEVLET DENETİM ELEMANLARI DERNEĞİ: “4483 Sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanuna İlişkin DENETDE’nin Görüşü”, DENETİM, Y: 14, S:
103, (Ekim-Kasım-Aralık 1999).
•
DİNÇEL, Ejder: Memurların Yargılanması, Yüksek Lisans
Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul,
1986 (Milli Kütüphane’de tetkik edilmiştir).
•
ERDEHA, Kamil: “Anayasa Açısından Memurin Muhakematı
Kanunu”, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, S:12,1968.
•
ERDOĞDU, Ahmet: “Memur Muhakematı Hakkındaki Kanununun Kaldırılması Özleminde Olanlar”, Türk İdare Dergisi,
Y:34, S:281, (Mart-Nisan 1963).
•
ERDOĞDU, Ahmet: “Memur Yargılamaları”, Danıştay’ın 100.
Yıl Özel Sayısı, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, S:11, (Temmuz
1968).
•
ERDOĞDU, Ahmet: Danıştay’ın Memurların Yargılanması ile
ilgili Görevleri, Yüzyıl Boyunca Danıştay 1868-1968, 2. Baskı,
Ankara, 1986.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
305
ERGUT, Eşref: Anayasa Mahkemesi Kararları Işığı Altında
Memurin Muhakematı Hakkında Kanun Tatbikatının Eleştirilmesi, Danıştay Tasnif ve Yayın Bürosu Yayınları, No: l0, Ankara, 1971.
ERGÜN Ali Namık, SELAM Ülgen Şekercioğlu: Kamu
Görevlisi ve Yargılanma Yöntemi, Bayındırlık Bakanlığı Yayınları, Ankara, 2005.
EROĞLU, İsmet: “MMHKM Anayasa’ya Aykırı Değil midir?”,
İstanbul Barosu Dergisi, C:72, 8:4-5-6, 1998.
ERTUĞRUL, Taylan: “Memurin Muhakemat Kanunu Üzerine
Son Tirad”, İller ve Belediyeler Dergisi, S:651, (Ocak 2000).
EVLİYAOĞLU, Erkal: “Örneklerle Açıklamalı Karşılaştırmalı
ve İçtihatlı Memurlarla İlgili Suçlar”, Adalet Yayınevi, Ankara,
2001.
GEREK, Şahnaz: Türk Hukuk Sisteminde Memurların Yargılanma Usulü, Master Tezi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara, 2000 (Milli Kütüphanede tetkik edilmiştir).
GÖÇER, Haydar: “4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun”, Gümrük Dünyası, Ankara, (Ocak 2000).
GÖKCAN Hasan Tahsin, ARTUÇ Mustafa: Kamu Görevlisi
ve Özel Soruşturma Usulleri, Seçkin Yayınları, Ankara, 2008.
GÜLTEKİN, Mahmut: “Memurların Yargılanması Kanununun
Anayasaya Aykırılığı ve Gereğinin Kalmadığı Sorunu”, Adalet
Dergisi, Y:55, S: 9-12, (Eylül-Aralık 1964).
HOCAOĞLU, Şeref – KEPEKÇİ, İhsan, Memurin Muhakematı
Hakkında Kanun, Gürsoy Basımevi, Ankara, 1962.
İĞDELER, Serdar: 4483 Sayılı Diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanun, Türk İdareciler Derneği Yayınları, Ankara, 2006.
306
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
•
KARACA, Süleyman: “Memurlar ve diğer Kamu Görevlilerinin
Yargılanması Hakkında Kanuna Genel bir Bakış”, Kamu Yönetimi Dünyası Dergisi, Sayı 5, Ocak 2001
•
KELEŞ, Mihrigül: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanun
Kaldırılmalıdır”, İzmir Barosu Dergisi, Y:61, S:l, (Ocak 1996).
•
KEYMAN, Selahattin: “Memurin Muhakematı Kanunu”,
AÜHFM, 1962, C:19, S:l-4.
•
KIRMIZIGÜL, Hüsamettin: “Memurların Yargılanması Sistemine İlişkin Görüşler ve Öneriler”, Türk İdare Dergisi, C:69,
S:417, Ankara, 1997.
•
KIRMIZIGÜL, Hüsamettin: Memurlar Hakkında Tahkikat ve
Muhakematı Usulü, 2. Baskı, İstanbul, 1995.
•
KUBAT Ahmet Adil: “Memurin Muhakematı Kanunu ve
Cumhuriyet Savcıları”, Ankara Barosu Dergisi, Y:54, 8:1997/1.
•
KUNTMAN, Osman: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Yürürlükte midir?”, İstanbul Barosu Dergisi, C:72,
8:4-5- 6,1998.
•
KUNTMAN, Osman: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Yürürlükte midir?”, İstanbul Barosu Dergisi, C:72,
8:4-5-6, 1998.
•
MALKOÇ, İsmail: “Açıklamalı Gerekçeli Memur Yargılaması”
Malkoç Kitabevi, Ankara, 2006
•
MALKOÇ, İsmail: Açıklamalı - Gerekçeli Memur Yargılaması,
Ankara, 2000.
•
MALKOÇ, İsmail: GÜLER Mahmut, “Memurlar ve Suçlar” Adil
Kitabevi, Ankara, 1998
•
MUMCU, Uğur: “Türk Hukukunda Memurların Yargılanması”,
Ankara Hukuk Fakültesi Dergisi, C:28, 8:1-4,1971.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
307
OKAN H. Hüsnü: “Memurin Muhakematı Hakkında Muvakkat
Kanununun Anayasa Karşısındaki Durumu”, Adalet Dergisi,
Y:69, S:5-6,1978.
ÖZEK, Çetin: Türk Hukukunda Memurların Muhakemesi,
İÜHFM’in, C: XXV, S:l-4, 1960 Sayısından Ayrı Bası, İsmail
Akgün Matbaası, İstanbul, 1961.
ÖZENSOY Talat Rasim: “Son Anayasa Mahkemesi Karan
Karşısında Kamu Görevlilerinin Yargılanması ve Buna İlişkin
Öneriler”, Türk İdare Dergisi, Y:65, S:400, (Eylül 1993).
ÖZENSOY Talat Rasim: “Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Usulü ve Yeni Türk Ceza Kanunu Endeksi (gerekçeli, açıklamalı, uygulamalı)” Genişletilmiş ikinci baskı, İzden Yayıncılık,
İzmir, 2006)
ÖZTÜRK, Bahri: “Ceza Muhakemeleri Kanununu Değiştiren
3206 Sayılı Kanunun Memurların Muhakemesine Etkileri”,
C:12, S:3, (Temmuz 1986).
ÖZTÜRK, Bahri: “Görev Suçlarında Özel Soruşturma ve
Yargılama Kurulları” Yeni Türkiye Dergisi, Siyasette Yozlaşma
Özel Sayısı II, Y:3, S:14, (Mart-Nisan 1997).
PINAR, İbrahim: 4483 Sayılı Kanuna göre Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlileri Hakkında Ceza Kovuşturması, Seçkin Yayınları, Ankara, 2009.
PINAR, İbrahim: Açıklamalı 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer
Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, Seçkin
Yayınevi, Ankara, 2000.
SELÇUK, Sami: “Memur Yargılaması Bütünüyle Adli Yargıya
Verilmeli”, Yeni Türkiye Dergisi, Siyasette Yozlaşma Özel Sayısı II, Y:3, S: 14, (Mart-Nisan 1997).
SELÇUK, Sami: Memur Yargılaması Hakkında, TÜSİAD,
Yayın No: TÜSİAD-T/97-209, İstanbul, Ocak 1997.
308
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
•
SORGUÇ, Bahir: Memur Yargılama Yasası Açıklamalı ve
Uygulamalı Adli Soruşturma, MEB Yayınlan, Öğretmen Kitapları Dizisi: 195, İstanbul, 1992.
•
ŞAHİN Faruk: “Memur Yargılama Sistemi Kaldırılıyor Mu?”
Sayıştay Dergisi Sayı:48, Ocak-Mart 2003
•
ŞAHİN, Faruk:” 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Yasaya Göre Kim Memurdur Kim
Değildir?”, Mali Kılavuz Dergisi, Yıl:6, Sayı:21, Ankara, 2003
•
Şahin, FARUK: “4483 Sayılı Kanunun Boşlukları ve Yöneltilen
Eleştiriler”,Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi, Ağustos
2001,cilt 6,sayı 8,s 18
•
ŞAN Abdullah Ayhan: “Özel Soruşturma Usulleri”, Adalet
Bakanlığı Yayın İşleri Daire Başkanlığı, Nisan 2008,
•
TARHAN R. Bülent: “4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, İlgili Mevzuat ve
Kararlar”, Başbakanlık Müfettişleri Derneği Yayınları, No.1,
Ankara, Ocak, 2006
•
TARHAN R. Bülent: “Memur Yargılaması Üzerine” Güncel
Hukuk Dergisi, Mart 2005
•
TOPUZ, İbrahim: “Devlet Memurları ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun ve Uygulaması”, Yerel
Yönetim ve Denetim Dergisi, C:5, S:6, (Haziran 2000).
•
TOPUZ, İbrahim: Açıklamalı-İçtihatlı Memur Yargılama
Hukuku, Mahalli İdareler Derneği Yayını, Ankara, 2001.
•
TURAN, Yıldırım: “Memurin Muhakematı -Anayasa’ya Aykırılığın Mahkemelerce İleri Sürülmesi”, Argumentum, C:2, (Ağustos 1991).
•
TUTUM, Cahit: Türkiye’de Memur Güvenliği, TODAİE, Yayın
No: 132, Ankara, 1972.
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
•
•
•
•
•
•
•
•
•
309
ÜNLÜ Ahmet Hamdi: “Memurların Yargılanmasına İlişkin
Yasa Üzerine”, Yeni Türkiye Dergisi, Siyasette Yozlaşma Özel
Sayısı II, Y:3, S:14, (Mart-Nisan 1997).
ÜNLÜER, Yener: “Memurin Muhakematı Rejimimizin Özellikle
Memurin Muhakematı Kanununun Anayasa Karşısındaki Durumu”, Türk İdare Dergisi, Y:36, S:299, (Mart-Nisan 1966).
ÜRÜN, Hüseyin: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanununun Gerekliliği ve Anayasa Mahkemesinin Bir Tümcesinin İptal
Kararı, Türk İdare Dergisi, Y:66, S:403, (Haziran 1994,).
VARDAR, Ahmet: “Memurin Muhakematı Kanunu Değişsin
mi?”, İdarecinin Sesi Dergisi, C:XIII, S:73, Ankara, (Mart-Nisan
1999).
YÜCE Turhan Tufan: “Memurin Muhakematı Kanunun
Anayasaya Aykırılığı ve Anayasa Mahkemesi’nin Bu Konudaki
Kararı Üzerine” Ankara Barosu Dergisi, Y: 1968, S:5.
YÜCE Turhan Tufan: “Memurin Muhakematı Kanununun
Anayasaya Aykırılığı ve Anayasa Mahkemesinin Bu Konudaki
Kararı Üzerine”, Ankara Barosu Dergisi, C:25, S:5,1968.
ZAFER, Hamide: “Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu
Muvakkat’ın Son Gelişmeler Işığında Değerlendirilmesi”, İstanbul Barosu Dergisi, C:72, S:4-5-6, 1998.
ZEREN, Yıldırım: “Memurların Soruşturulması Anayasaya
Aykırı Kanunlarla Yapılamaz” İstanbul Barosu Dergisi, C:72; S:
4-5-6. 1998.
ZEYNELOĞLU Ahmet: “Memurin Muhakematı Hakkında
Kanunun Anayasa’ya Aykırılık Derecesi”, Adalet Dergisi, Y:53,
S:7-8, (Haziran-Temmuz 1962).
310
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hk. Kanun
WEB SAYFALARI
İĞDELER Serdar - SUNTAY Yusuf: 4483 Sayılı Memurlar ve
Diğer Kamu Görevlilerin Yargılanması Hakkında İnceleme, Araştırma Raporu (27.12.1999) Erişim: http://www.mulkiyeteftis.gov.tr/
default_B0.aspx?content=165
“Savcılığın işleme koymama kararı 4483’e göre itiraza tabi“, Erişim:
http://www.aydinbim.adalet.gov.tr/4483_kararları.htm
ERDOĞAN, Meriç: 4483 Sayılı Yasanın Bazı Aksayan Yönleri,
Erişim: http://www.aydinbim.adalet.gov.tr/MAKALELER/MER%C4
%B0%C3%87%20ERDO%C4%9EAN-4483%20say%C4%B1l%C4
%B1%20yasan%C4%B1n%20baz%C4%B1%20aksayan%20y%C3
%B6nleri-sunum%20metni.html
Memurların Yargılanmasına İlişkin Yasada Değişiklik Öngören
Yasaya Veto, (5 Temmuz 2001), Erişim: http://www.belgenet.com/
2001/k4696_veto.html
4483 sayılı memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yargılanması
hakkındaki kanunda soruşturmaya izin vermeye yetkili merciler
sisteminin tartışılması,
Erişim: http://www.belgeler.com/blg/pt5/4483-sayili-memurlar-vediger-kamu-gorevlilerinin-yargilanmasi-hakkindaki-kanundasorusturmaya-izin-vermeye-yetkili-merciler-sisteminin-tartisilmasithe-discussion-of-official-competent-system-that-is-authoritative-topermit-the-investigation-in-the-law-about-trials-of-officials-andother-civil-ser
3. DİĞER KANUNLARDAKİ ÖZEL YARGILAMA
USULLERİ
3.1. GÖREVLERİNDEN DOLAYI ÖZEL SORUŞTURMA
USULÜNE TABİ OLANLAR
3.1.1. Milletvekilleri
T.C.Anayasası, Madde 83
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy
ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar
alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan
sorumlu tutulamazlar.
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez,
tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali
ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla
Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan
doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının
sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez.
Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma,
Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasî parti gruplarınca, yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
3.1.2. Başbakan ve Bakanlar
T.C. Anayasası, Madde 100. – (Değişik: 3.10.2001-4709/31 md.)
Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruş-
312
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
turma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde
görüşür ve gizli oyla karara bağlar.
Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının
üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı
ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından
soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir. (Ek
cümle: 3.10.2001-4709/31 md.) Bu süre içinde raporun Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur.
(Değişik: 3.10.2001-4709/31 md.) Rapor Başkanlığa verildiği
tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on
gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce
Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye
tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır.
Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili
görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.
3.1.3. Üniversite Görevlileri
2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu, Madde 53/c- Ceza soruşturması usulü:
Yükseköğretim üst kuruluşları başkan ve üyeleri ile yükseköğretim kurumları yöneticilerinin, kadrolu ve sözleşmeli öğretim
elemanlarının ve bu kuruluş ve kurumların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memurlarının görevleri dolayısıyla ya da
görevlerini yaptıkları sırada işledikleri ileri sürülen suçlar hakkında
aşağıdaki hükümler uygulanır:
(1) ilk soruşturma
Yükseköğretim Kurulu Başkanı için kendisinin katılmadığı, Milli
Eğitim Bakanının başkanlığındaki bir toplantıda, Yükseköğretim
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
313
Kurulu üyelerinden teşkil edilecek en az üç kişilik bir kurulca,
diğerleri için, Yükseköğretim Kurulu Başkanınca veya diğer disiplin
amirlerince doğrudan veya görevlendirecekleri uygun sayıda
soruşturmacı tarafından yapılır.
Öğretim elemanlarından soruşturmacı tayin edilmesi halinde,
bunların, hakkında soruşturma yapılacak öğretim elemanının
akademik ünvanına veya daha üst akademik ünvana sahip olmaları şarttır.
(2) Son soruşturmanın açılıp açılmamasına;
a-Yükseköğretim Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Yükseköğretim
Denetleme Kurulu Başkanı ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci
Dairesi,
b-Üniversite rektörleri, rektör yardımcıları ile üst kuruluş genel
sekreterleri hakkında, Yükseköğretim Kurulu üyelerinden teşkil
edilecek üç kişilik kurul,
c-Üniversite, fakülte, enstitü ve yüksekokul yönetim kurulu
üyeleri, fakülte dekanları ve dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdürleri ve yardımcıları ile üniversite genel sekreterleri hakkında, rektörün başkanlığında rektörce görevlendirilen rektör
yardımcılarından oluşacak üç kişilik kurul,
d-Öğretim elemanları, fakülte, enstitü ve yüksekokul sekreterleri hakkında üniversite yönetim kurulu üyeleri arasından oluşturulacak üç kişilik kurul,
e-657 sayılı Devlet memurları Kanununa tabi memurlar hakkında, mahal itibariyle yetkili il idare kurulu, karar verir.
f-Yükseköğretim Kurulu ile üniversite yönetim kurullarınca oluşturulacak kurullarda görevlendirilecek asıl ve yedek üyeler bir yıl için
seçilirler-Süresi sona erenlerin tekrar seçilmeleri mümkündür.
(3) Son soruşturmanın açılıp açılmamasına karar verecek kurullar üye tamsayısı ile toplanır. Kurullara ilk soruşturmayı yapmış
olan üyeler ile haklarında karar verilecek üyeler katılamazlar.
314
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
Noksanlar yedek üyelere tamamlanır. Diğer hususlarda bu Kanunun 61 nci maddesi hükümleri uygulanır.
(4) Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu
Başkan ve üyeleri hakkında Danıştayın 2 nci Dairesinde verilen
lüzum-u muhakeme kararına itiraz ile men-i muhakeme kararlarının
kendiliğinden incelenmesi Danıştayın İdari İşler Kuruluna aittir.
Diğer kurullarca verilen lüzum-u muhakeme kararına ilgililerce
yapılacak itiraz ile men-i muhakeme kararları kendiliğinden Danıştay 2 nci Dairesince incelenerek karara bağlanır. Lüzum-u muhakemesi kesinleşen Yükseköğretim Kurulu ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkan ve üyelerinin yargılanması Yargıtay ilgili ceza
dairesine, temyiz incelemesi Ceza Genel Kuruluna, diğer görevlilerin yargılanmaları suçun işlendiği yer adliye mahkemelerine aittir.
(5) Değişik statüdeki kişilerin birlikte suç işlemeleri halinde soruşturma usulü ve yetkili yargılama mercii görev itibariyle üst
dereceliye göre tayin olunur.
(6) Yükseköğretim Kurulu Başkanı ve rektörlerin 1609 sayılı
Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve
Muhakeme Usulüne Dair Kanun kapsamına giren suçlarından
dolayı yapılacak ceza soruşturmasında yukarıda belirtilen ceza
kovuşturması usulü tatbik edilir. Bunlar dışında kalan tüm görevliler
için 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri
Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun hükümleri
uygulanır.
1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri
Hakkında Takip ve Muhakeme Usulüne Dair Kanun kapsamına
giren suçlarından dolayı kanuni kovuşturma için gereken izin,
Yükseköğretim Kurulu üyeleri ile Yükseköğretim Denetleme Kurulu
Başkan ve üyeleri ve bu kuruluşların memurları (Üniversitelerarası
Kurul memurları dahil) hakkında Yükseköğretim Kurulu Başkanından, üniversite yöneticileri ve öğretim elemanları ile memurlar
hakkında üniversite rektörlerinden alınır.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
315
(7) İdeolojik amaçlarda Anayasada yer alan temel hak ve hürriyetleri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil,
ırk, sınıf, din ve mezhep ayrılığına dayanılarak nitelikleri Anayasada
belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak maksadıyla işlenen suçlarla bunlara irtibatlı suçlar öğrenme ve öğretme hürriyetini doğrudan
veya dolaylı olarak kısıtlayan, kurumların sükûn, huzur ve çalışma
düzenini bozan, boykot, işgal, engelleme, bunları teşvik ve tahrik,
anarşik ve ideolojik olaylara ilişkin suçlar ile ağır cezayı gerektiren
suçüstü hallerinde, yukarıda yazılı usuller uygulanmaz; bu hallerde
kovuşturmayı Cumhuriyet Savcısı doğrudan yapar.
(8) Bu kanunda yer almamış hususlarda 4 Şubat 1329 tarihli
Memurin Muhakematı Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
3.1.4. Kamu İktisadi Teşebbüsleri genel müdürleri ve yönetim kurulu üyeleri
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Madde 11/d- (Değişik: 2/12/1999 - 4483/17 md.)
Teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerini icra sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılanmaları, ilgili
bakanın iznine bağlı olup; bu konuda Memurlar ve Diğer Kamu
Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
3.1.5. Hakimler ve Savcılar
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu, Madde 82
Hakim ve savcıların görevden doğan veya görev sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle, haklarında inceleme ve soruşturma yapılması
Adalet Bakanlığının iznine bağlıdır. Adalet Bakanı inceleme ve
soruşturmayı, adalet müfettişleri veya hakkında soruşturma yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle yaptırılabilir.
Soruşturma ile görevlendirilen hakim ve savcılar, adalet müfettişlerinin 101 inci maddedeki yetkilerini haizdirler.
316
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
3.1.6. Yüksek Mahkemelerin Başkan ve Üyeleri
T.C. Anayasası Madde 148/3
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay,
Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan
dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
3.1.6.1. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu
Madde 46 - Yargıtay Birinci Başkanı, birinci başkanvekilleri, daire başkanları, üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcıvekilinin görevleriyle ilgili veya kişisel suçlarından dolayı haklarında soruşturma yapılabilmesi Birinci Başkanlık
Kurulunun kararına bağlıdır. Ancak, ağır cezayı gerektiren suçüstü
hallerinin hazırlık ve ilk soruşturması genel hükümlere tabidir.
Birinci Başkanlık Kurulu kendisine intikal eden veya ettirilen
ihbar ve şikayetleri inceleyerek soruşturma açılmasını gerektirir
nitelikte gördüğü takdirde, ilk soruşturma yapılması için ceza dairesi
başkanlarından birini görevlendirir. Aksi takdirde dosyanın işlemden
kaldırılmasına karar verir. Bu karar kesindir.
Soruşturma ile görevlendirilen başkan, soruşturmayı ikmal ettikten sonra evrakı Birinci Başkanlık Kuruluna gönderir.
Soruşturmayı yapan ceza dairesi başkanı sorgu hakiminin yetkisini haiz olup Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun ilk soruşturmaya ait hükümlerini uygular. Vereceği tutuklama ve tutuklamanın
kaldırılması veya kefaletle salıvermeye ait kararları Birinci Başkanlık Kurulunun onaması ile tekemmül eder.
Birinci Başkanlık Kurulu, incelediği evrakı eksik bulursa soruşturmayı yapan başkana tamamlattırır. Son soruşturmanın açılmasına gerek görmediği takdirde evrakın işlemden kaldırılmasına, aksi
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
317
halde son soruşturmanın açılmasına karar verir ve görevle ilgili
suçlarda Anayasa Mahkemesine, kişisel suçlarda Yargıtay Ceza
Genel Kuruluna tevdi olunmak üzere dosyayı Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına gönderir. Evrakın işlemden kaldırılmasına dair
verilen kararlar kesindir.
Sanık, Ceza Genel Kurulunca verilen kararın tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde yeniden incelenmesini
isteyebilir.
Haklarında inceleme ve soruşturma yapılacakların, inceleme
ve soruşturma mercilerinin tayininde son görev ve sıfatları esas
alınır. Sıkıyönetim Kanununda sözü edilen yetkili izin mercii,
Yargıtay Büyük Genel Kuruludur.
3.1.6.2. 2575 sayılı Danıştay Kanunu
Madde 76 - 1. Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri,
daire başkanları ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri
sırasında işlemiş bulundukları suçlardan dolayı, Danıştay Başkanının seçeceği bir daire başkanı ile iki üyeden oluşan bir kurul tarafından ilk soruşturma yapılır.
2. Danıştay Başkanı hakkında soruşturma, kendisinin katılmayacağı Başkanlık Kurulunca seçilecek bir daire başkanı ile iki
üyeden oluşan bir kurul tarafından yürütülür.
3. Kurul, soruşturma sonunda düzenleyeceği fezlekeyi ve buna
ilişkin evrakı Danıştay Başkanına, soruşturma Danıştay Başkanı
hakkında ise fezlekeyi ve evrakı başkanvekiline verir. Bu husustaki
dosya Danıştay Başkanı veya vekili tarafından gerekli karar verilmek üzere İdari İşler Kurulu Başkanlığına tevdi edilir. Bu kurulun
vereceği kararlar sanığa ve varsa şikayetçiye tebliğ olunur.
4. Yargılamanın men’i kararı kendiliğinden ve son soruşturmanın açılmasına dair kararlar itiraz üzerine İdari İşler Kurulu Başkan
ve üyelerinin katılmayacağı Danıştay Genel Kurulunda incelenir.
318
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
5. Danıştay Genel Kurulunun bu toplantılarında yeter sayı en
az otuzbirdir. Toplantıda hazır bulunanlar çift sayıda ise en kıdemsiz üye toplantıya katılmaz.
3.1.6.3. 31.03.2011 tarihli 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun
Başkan ve üyeler hakkında inceleme ve soruşturma
Madde 16 - (1) Başkan ve üyelerin görevlerinden doğan veya
görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçları, kişisel suçları ve
disiplin eylemleri için soruşturma açılması Genel Kurulun kararına
bağlıdır. Ancak, ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçüstü
hâllerinde, soruşturma genel hükümlere göre yürütülür.
(2) Başkan, müstear adla yapılan veya yapıldığı anlaşılan imzasız, adressiz yahut belli bir olayı ve nedeni içermeyen, delilleri ve
dayanakları gösterilmeyen ihbar ve şikâyetleri işleme koymaz.
Ancak, bu ihbar ve şikâyetlerin somut delillere dayanması durumunda konu hakkında gerekli inceleme ve araştırma yapılır.
(3) Başkan gereken hâllerde, işi Genel Kurula götürmeden önce üyelerden birine ön inceleme yaptırabilir. Soruşturma açılmasına
yer olup olmadığının belirlenmesi için gerekli incelemeyi yapmak
üzere görevlendirilen üye, incelemesini tamamladıktan sonra,
durumu bir raporla Başkana bildirir.
(4) Konu, Başkan tarafından gündeme alınarak Genel Kurulda
görüşülür. Hakkında işlem yapılan üye görüşmeye katılamaz. Genel
Kurulca, soruşturma açılmasına yer olmadığına karar verildiği
takdirde, karar ilgili üye ile ihbar ve şikâyette bulunanlara tebliğ edilir.
(5) Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde, Genel Kurul, üyeler arasından üç kişiyi Soruşturma Kurulunu oluşturmak
üzere seçer. Kıdemli üye Soruşturma Kuruluna başkanlık eder.
Soruşturma Kurulu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Cumhuriyet savcısına tanıdığı bütün yetkilere
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
319
sahiptir. Kurulun soruşturma ile ilgili yapılmasını istediği işlemler,
mahallinde yetkili adli makamlar tarafından derhâl yerine getirilir.
(6) Ön inceleme yaptırılmasına, Soruşturma Kurulu üyelerinin
seçilmesine, soruşturmanın yapılmasına ve gereken diğer kararların verilmesine dair esaslar İçtüzükle düzenlenir.
(7) Başkanın yukarıda yazılı hâl ve hareketlerinin görülmesi
veya öğrenilmesi hâlinde, Başkan tarafından yapılması gereken
işlemler kıdemli başkanvekilince yürütülür.
Adli soruşturma ve kovuşturma
Madde 17 - (1) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel
suçlarla ilgili suçüstü hâli istisna olmak üzere, görevlerinden doğan
veya görevleri sırasında işledikleri iddia edilen suçları ve kişisel
suçları nedeniyle Başkan ve üyeler hakkında koruma tedbirlerine
ancak bu madde hükümlerine göre karar verilebilir.
(2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili
suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yürütülür.
İddianame hazırlanması hâlinde kovuşturma Yargıtay Ceza Genel
Kurulunca yapılır.
(3) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren kişisel suçlarla ilgili
suçüstü hâli dışındaki görevden doğan veya görev sırasında
işlendiği iddia edilen suçlar ile kişisel suçlarda Soruşturma Kurulu,
soruşturma sırasında 5271 sayılı Kanunda ve diğer kanunlarda yer
alan koruma tedbirlerinin alınması talebinde bulunursa, Genel
Kurulca bu konuda karar verilir.
(4) Soruşturma Kurulu soruşturmayı tamamladıktan sonra kamu davasının açılmasına gerek görmezse kovuşturma yapılmasına
yer olmadığına karar verir. Kurul, kamu davası açılmasını gerekli
görürse düzenleyeceği iddianameyi ve dosyayı görevleriyle ilgili
suçlarda Yüce Divan sıfatıyla yargılama yapmak üzere Anayasa
Mahkemesine, kişisel suçlarda ise Yargıtay Ceza Genel Kuruluna
tevdi olunmak üzere Başkanlığa gönderir. Soruşturma Kurulunun
vereceği kararlar şüpheliye ve varsa şikâyetçiye tebliğ olunur.
320
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
3.1.6.4. 1600 sayılı Askeri Yargıtay Kanunu
Madde 37- Askeri Yargıtay Başsavcısı, İkinci Başkanı, daire
başkanları ve üyelerinin görevle ilgili suçlarını her ne suretle olursa
olsun haber alan Başkan, ilgililer hakkında soruşturma açılmasına
lüzum olup olmadığına karar vermek üzere konuyu Genel Kurula
intikal ettirir.
Askeri Yargıtay Başkanının görevle ilgili suçlarına ait ihbar ve
şikayetler Milli Savunma Bakanı tarafından Genel Kurula intikal
ettirilir.
Genel Kurul önce soruşturma açılmasına yer olup olmadığının
belli edilmesi için bir veya üç kişiyi görevlendirir. Bu üye veya üyeler
incelemelerini yaptıktan sonra kanaatlerini belirtmeksizin durumu
bir raporla Başkanlığa bildirirler.
Bu rapor üzerine Genel Kurulda yapılacak görüşme sonunda
kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği takdirde, kararın bir
örneği ilgiliye, bir örneği de varsa şikayette bulunana tebliğ olunmak
üzere Başkanlığa sunulur.
Bu karar kesindir.
Soruşturma açılmasına karar verildiği takdirde Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununa göre gerekli soruşturmayı yapmak üzere gizli oyla üç üye görevlendirilir. Bu kurula,
üyelerden en kıdemlisi başkanlık eder. Kurul, askeri savcıların
soruşturma yetkisine sahiptir.
Soruşturma Kurulu, yaptığı soruşturma sonucunu bir raporla
tespit ederek Genel Kurul Başkanına arz eder.
Genel Kurul son soruşturmanın açılmasına karar verdiği takdirde soruşturma dosyası Askeri Yargıtay Başkanlığı tarafından
Yüce Divana sunulmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir.
İmzasız, adressiz veya takma adla yapılan ihbar ve şikayetler
işleme konulmaz.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
321
3.1.6.5. 3/12/2010 tarih, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu
Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler hakkında ceza
kovuşturması
Madde 66 - (1) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyelerden birinin görevleri sebebiyle işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı
Sayıştay Genel Kurulunca seçilecek üç daire başkanı ve iki üyeden
kurulu bir heyet tarafından ön inceleme yapılarak hazırlanacak
rapor ile sair evrak soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine
esas alınmak üzere Daireler Kuruluna verilir. Bu Kurulun soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararı kendiliğinden ve soruşturma izni
verilmesine ilişkin katılanların üçte iki çoğunluğu ile verilen karar,
itiraz üzerine Genel Kurulca incelenir. İtiraz süresi kararın tebliği
tarihinden itibaren onbeş gündür. Genel Kurulun soruşturma izni
verilmemesine ilişkin kararı kesindir. Soruşturma izni verilmesine
ilişkin karar katılanların üçte iki çoğunluğu ile alınır.
(2) Soruşturma kurulunun seçimine ilgililer katılamaz. Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararına ilişkin görüşmelere
soruşturma kurulu üyeleri ile ilgililer katılamaz.
(3) Yukarıdaki fıkrada yazılı olanların görev sırasında, ancak
ilgilinin görevi ile ilgisi bulunmayan şahsi bir suç işlemeleri halinde
soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verilmesi
işlemi bu maddede yazılı usuller dairesinde yürütülür.
(4) Daireler Kurulu kararları şahsi davacılar varsa onlara da
tebliğ olunur.
(5) Soruşturma izni verilmesine ilişkin verilen kesin karar üzerine dosya Anayasa Mahkemesine tevdi olunur.
(6) Bunların görevleri ile ilgisi bulunmayan şahsi bir suç işlemeleri halinde yapılacak kovuşturmada Yargıtay üyelerinin şahsi
suçlarının kovuşturmasına ilişkin hükümler uygulanır.
322
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
3.1.7. Sayıştay Meslek Mensupları
3/12/2010 tarih 6085 sayılı Sayıştay Kanunu
Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek
mensupları hakkında ceza kovuşturması
Madde 69 - (1) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler
dışındaki meslek mensuplarının görevleri sebebiyle bir suç işlediklerinin iddia edilmesi halinde Sayıştay Başkanı tarafından görevlendirilecek bir üyenin başkanlığında bir uzman denetçi ile bir
başdenetçiden teşekkül eden bir kurul ön incelemeyi yaparak
düzenleyeceği raporu Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin
Kuruluna verir. Bu Kurul soruşturma izni verilmesine veya verilmemesine karar verir.
(2) Karar şüpheliye3 varsa şikayetçiye tebliğ edilir. İlgililerin,
tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde karara itirazları halinde
dosya bir defa da Yüksek Disiplin Kurulunda incelenir. Bu Kurulca
da soruşturma izni verilmesine karar verilirse dosya Yargıtaya tevdi
olunur. Kurulca verilen kararlar ilgililere tebliğ edilir. Yargılama
Yargıtayın görevli ceza dairesinde yapılır.
(3) Bunların kişisel suçları hakkında, soruşturma ve kovuşturma yetkisi Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve Ağır Ceza Mahkemesine, grup başkanlığı kurulan illerde ise; grup başkanlığının kurulduğu ilin Cumhuriyet başsavcısı ve ağır ceza mahkemesine aittir.
Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki meslek
mensuplarının görevden uzaklaştırılması
Madde 71 - (1) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler
dışındaki meslek mensuplarının görevlerine, bu Kanunda yazılı
3
CMK 2/1/a’ya göre; şüpheli sıfatı ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütülen
soruşturma sırasında söz konusu olabilir. Bu nedenle, kanaatimce, madde
metninde kullanılan ‘şüpheli’ sıfatı yanlıştır.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
323
haller dışında son verilemez, aylık ve diğer hakları ellerinden
alınamaz. Bunlar, meslek mensupları için tesis edilmiş sınıflardan
başka bir sınıftaki görevde çalıştırılamazlar.
(2) Ancak memuriyetten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı kesin hüküm giymiş olanların görevleri kendiliğinden sona erer.
Sağlık bakımından görevlerini yerine getiremeyecek durumda
oldukları tam teşekküllü resmi hastane sağlık kurulu raporuyla
anlaşılanların da görevine Meslek Mensupları Yükseltme ve Disiplin
Kurulu kararı ve Sayıştay Başkanının onayıyla son verilir.
(3) Sayıştay Başkanı, daire başkanları ve üyeler dışındaki
meslek mensuplarından haklarında disiplin veya ceza kovuşturması
yapılmasına karar verilen ve görevi başında kalmasında soruşturmanın veya hizmetin gereği bakımından sakınca görülenler, Meslek
Mensupları Yükseltme ve Disiplin Kurulu kararıyla geçici bir süre
için Sayıştay Başkanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir.
(4) Görevden uzaklaştırma ile tekrar işe başlatma ve bunlarla
ilgili diğer hususlar hakkında 657 sayılı Kanunun görevden uzaklaştırma ile ilgili hükümleri uygulanır.
3.1.8. Avukatlar
1136 sayılı Avukatlık Kanunu, Madde 58- (Değişik :23/1/20085728/331 md.)
Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında
işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı
tarafından yapılır. Avukat yazıhaneleri ve konutları ancak mahkeme
kararı ile ve kararda belirtilen olayla ilgili olarak Cumhuriyet savcısı
denetiminde ve baro temsilcisinin katılımı ile aranabilir. Ağır ceza
mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali
dışında avukatın üzeri aranamaz.
324
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi
Kanununun duruşmanın inzibatına ilişkin hükümleri saklıdır. Şu
kadar ki, bu hükümlere göre avukatlar tutuklanamayacağı gibi,
haklarında disiplin hapsi veya para cezası da verilemez.
3.1.9. Noterler
1512 sayılı Noterlik Kanunu, Madde 124
Adalet Bakanlığı, bir noter hakkında soruşturma yapılmasını
gerektiren hallerde, soruşturmayı adalet müfettişlerine veya Cumhuriyet savcılarına yaptırır.
Adalet müfettişliği ve Cumhuriyet savcılıklarına herhangi bir şikayet yapılır veya bu merciler, noterin yolsuz bir işleminden haberdar olurlarsa, derhal gerekli soruşturmayı yaparak düzenliyecekleri
evrakı Bakanlığa gönderirler.
122 nci maddenin 3 üncü fıkrası soruşturma halinde de uygulanır.
Adalet Bakanlığı, yukarıki fıkralar gereğince düzenlenen soruşturma evrakının suç niteliğinde olmayıp disiplin kovuşturmasını
gerektiren eylemlerle ilgili kısımlarının bir örneği, Türkiye Noterler
Birliği Disiplin Kuruluna intikal ettirir.
3.1.10. Türk Silahlı Kuvvetleri Mensupları
T.C. Anayasası madde 145 – (Değişik: 7/5/2010-5982/15 md.)
Askerî yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen
askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet
ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla
görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin
işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde
görülür.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
325
Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askerî mahkemelerde yargılanamaz.
Askerî mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları; kuruluşları ve gerektiğinde bu
mahkemelerde adlî yargı hâkim ve savcılarının görevlendirilmeleri
kanunla düzenlenir.
Askerî yargı organlarının kuruluşu, işleyişi, askerî hâkimlerin
özlük işleri, askerî savcılık görevlerini yapan askerî hâkimlerin
görevli bulundukları komutanlıkla ilişkileri, mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
Madde 148- (Ek fıkra: 7/5/2010-5982/18 md.) Genelkurmay
Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma
Genel Komutanı da görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlar.
353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun, Madde 10 – (Değişik: 8/6/1972 - 1596/1 md.)
Bu Kanunun uygulanmasında aşağıda yazılı olanlar asker kişi
sayılırlar:
A) (Değişik: 29/6/2006 – 5530/2 md.) Muvazzaf askerler; subaylar, astsubaylar, askerî öğrenciler, uzman jandarmalar, uzman
erbaşlar, erbaş ve erler,
B) Yedek askerler (Askeri hizmette bulundukları sürece),
C) Milli Savunma Bakanlığı veya Türk Silahlı Kuvvetleri kadro
ve kuruluşlarında çalışan sivil personel,
D) Askeri işyerlerinde çalışan ve İş Kanununa tabi bulunan işçiler,
E) Rızası ile Türk Silahlı Kuvvetlerine katılanlar,
Madde 15 – General ve amirallerin askeri mahkemelere tabi
suçlarından dolayı yargılanmaları Genelkurmay Başkanlığı nezdinde kurulan askeri mahkemede yapılır.
326
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
Madde 95- (Değişik: 29/6/2006-5530/29 md.)
Cumhuriyet savcılıklarına veya zabıta makam ve memurlarına
yapılacak askerî yargıya tâbi suç ihbar ve şikâyetleri şüphelinin
amiri olan makama gönderilir.
Askerî birlik komutanı veya askerî kurum amiri maiyetinden birinin kendisine ihbar veya şikâyet olunan veyahut diğer suretle
öğrendiği, askerî mahkemelerin görev alanına giren suçları hakkında şüphelinin kimliğini, isnat olunan suçu ve bu suçun delillerini
gösterir bir vak’a raporu düzenler ve adlî yönden bağlı bulunduğu
askerî mahkemenin teşkilâtında kurulduğu kıt’a komutanı veya
askerî kurum amirine gönderir.
Teşkilâtında askerî mahkeme kurulan kıt’a komutanı veya askerî kurum amiri, suç evrakını inceledikten sonra askerî savcıya
gönderir ve şüphelinin tutuklanmasını isterse bu husustaki istemini
de bildirir.
Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlar veya gecikmesinde sakınca umulan hallerde askerî savcılar derhal soruşturmaya
başlarlar. Zorunluluk halinde bu soruşturma bir disiplin subayı
tarafından da yapılabilir. Bu hallerde durum derhal yetkili askerî
mahkemenin teşkilâtında kurulduğu komutan veya askerî kurum
amirine bildirilir.
Cumhuriyet savcıları, zabıta makam ve memurları ve askerî
amirler askerî savcının işe el koymasına kadar eylemin sübut
vasıtalarının ve delillerinin kaybolmasını önleyecek, gecikmesinde
sakınca umulan tedbirleri alırlar.
3.1.11. Milli İstihbarat Teşkilatı Mensupları
2937 Sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri Ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu
Madde 26 – MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken,
görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
327
iddia olunan suçlardan ötürü haklarında cezai takibat yapılması
Başbakanın iznine bağlıdır.
3.1.12. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Mensupları 4
72 sayılı Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname, Madde 381. Başkan ve üyelerin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlemiş bulundukları suçlardan dolayı ilk soruşturma Başbakanın görevlendireceği bir soruşturmacı veya soruşturmacılar
tarafından yapılır. Düzenlenen fezleke Danıştay’a gönderilir.
2. Birinci fıkra dışında kalan Denetleme Kurul personelinin görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlemiş bulundukları
suçlardan dolayı ilk soruşturma Kurul Başkanının görevlendireceği
soruşturmacı tarafından yapılır.
3.1.13. T.C. Merkez Bankası
1211 sayılı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanunu,
Madde 68/II-b/altıncı alt bent (Değişik: 23/1/2008-5728/341 md.)
Bu fıkrada tanımlanan suçlar ve Kanunda belirtilen görevlerin
yerine getirilmesi sırasındaki fiilleri dolayısıyla Banka personeli
hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması Banka Meclisinin;
atama ve seçim suretiyle görev yapan diğer mensuplar hakkında
soruşturma ve kovuşturma yapılması ise Başbakanın Cumhuriyet
başsavcılığına yazılı başvuruda bulunmasına bağlıdır.
4
6085 sayılı Sayıştay Kanununun geçici 4. maddesi uyarınca BYDK’nin personeli, araç, gereç ve her türlü taşınır ve taşınmaz malları ve bütçesi Sayıştaya
devredildiğinden BYDK başkan, üye ve denetçileri hakkında da Sayıştay meslek
mensuplarına uygulanan hükümler uygulanacaktır.
328
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
3.1.14. Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanları
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu, Madde 28/6Yönetim Kurulu üyeleri ile Kurum personeli, 5237 sayılı Türk
Ceza Kanununun uygulanmasında kamu görevlisi sayılır ve 4483
sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu
hükümlerine tâbidir.
3.1.15. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü mensupları
7163 sayılı Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Teşkilat Kanunu, Madde 27
Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitü mensuplarının
Enstitüdeki görevleri dolayısıyla veya görevlerini yapma sırasında
işledikleri suçlar üzerine, Memurin Muhakemat Kanununun gerektirdiği ilk tahkikat, Umum Müdürün gereğine göre tayin edeceği bir
veya iki muhakkik tarafından yapılır. Umum Müdür hakkında
yapılacak tahkikat muhakkiklerini Başvekil tayin eder.
Tahkikat evrakı ve fezleke, Başvekil tarafından Devlet Şurasına gönderilir. Maznun hakkında muhakemenin lüzumuna, Devlet
Şurasının ilgili dairesince karar verilir. Bu kararlara karşı, ilgililer
veya Başvekil tarafından yapılacak itirazlar Devlet Şurası Umumi
Heyetinde incelenerek nihai karara bağlanır.
3.1.16. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü personeli
320 sayılı Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve
Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Madde 44/1
İdare personeli hakkında bu Kanun Hükmünde Kararname ve
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile Memurin Muhakematı
Hakkında Kanunu Muvakkat hükümleri uygulanır.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
329
3.1.17. İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyeleri
2560 Sayılı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun, Ek Madde 3- (Ek:
7/2/1983 - KHK 56/12 md.; Aynen kabul: 23/5/1984-3009/13 md.)
İSKİ Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu üyeleri hakkında görevlerinden doğan ve görevlerini yaparken işledikleri suçlardan dolayı
soruşturma ve kovuşturma, Devlet memurlarının tabi oldukları
Kanun hükümlerine göre yapılır.
3.1.18. Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar (Üst Kurullar)
Personeline İlişkin Soruşturma ve Yargılama usulleri
3.1.18.1. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu
15/2/2011 tarihli 6112 sayılı Radyo Ve Televizyonların Kuruluş
ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun madde 39/6
Üst Kurul üyelerinin görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia
edilen suçlara ilişkin soruşturmalar 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında
Kanuna göre yapılır ve bunlar hakkında soruşturma izni Başbakan
veya görevlendireceği bakan tarafından verilir. 19/10/2005 tarihli ve
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesinin üçüncü ve
dördüncü fıkraları Üst Kurul üyeleri hakkında da uygulanır.
3.1.18.2. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu
2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna Dair Kanun, Madde 5- (Değişik onuncu fıkra: 5/11/2008-5809/67
md.) (Ek hüküm: 5/11/2008-5809/67 md.)
Soruşturma izni, Başkan ve üyeler için ilişkili bakan, personel
için Başkan tarafından verilir. Kurul üyeleri ile Kurum personelinin
cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak, 19/10/2005 tarihli ve
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesi hükümleri
uygulanır.
330
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
3.1.18.3. Sermaye Piyasası Kurulu
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, madde 25/1/b- (Değişik; 13/2/2011-6111/153 md.)
Bu konudaki soruşturma izni, Kurul Başkanı ve üyeleri için ilgili
Bakan, personeli için Başkan tarafından verilir. Kurul Başkan ve
üyeleri ile Kurul personelinin cezai ve hukuki sorumluluğuna ilişkin
olarak, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 104
üncü maddesi hükümleri uygulanır.
(Maddenin ikinci fıkrası, 13/2/2011 tarihli, 6111 sayılı Kanunun
153’ncü maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.)
3.1.18.4. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
5411 Sayılı Bankacılık Kanunu,
Madde 104- Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personelinin
görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin
soruşturmalar, Kurul Başkan ve üyeleri için ilişkili Bakanın, Kurum
personeli için ise Başkanın izin vermesi kaydıyla genel hükümlere
göre yapılır. Kurul üyeleri ile Kurum personelinin iştirak hâlinde
işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalarda Kurum personeli hakkında soruşturma izni verme yetkisi ilişkili Bakana aittir.
Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma izni verilmesi için, bu kişilerin kendilerine veya üçüncü
kişilere çıkar sağlamak veya Kuruma ya da üçüncü kişilere zarar
vermek kastıyla hareket ederek bu işlemler sonucunda kendilerine
veya üçüncü kişilere çıkar sağlamış olmaları hususunda açık ve
yeterli emarelerin olması gerekir. Soruşturma izni verilmesi hâlinde
bu durum ilgililere tebliğ olunur. Soruşturmaya izin verilmesine ya
da verilmemesine dair kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden itibaren
onbeş gün içerisinde Danıştay nezdinde itiraz yoluna başvurulabilir.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
331
İzin verilmiş olsa dahi, itiraz süresi geçene kadar veya Danıştaya
yapılan itiraz sonucunda hüküm tesis olunana kadar soruşturma
başlatılamaz.
Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personelinin, görevden ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia
edilen suçlardan dolayı başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar,
ilgili üye veya personelin talebi hâlinde, bunlarla vekâlet akdi
yapmak suretiyle görevlendirilecek bir avukat tarafından takip edilir.
Söz konusu davalara ilişkin dava giderleri ve Türkiye Barolar
Birliğince açıklanan asgarî ücret tarifesinde belirlenen avukatlık
ücretinin onbeş katını aşmamak üzere avukatlık ücreti, Kurum
bütçesinden karşılanır.
Kurul Başkan ve üyeleri ile Kurum personeli aleyhine, Kurulun
veya Kurumun bu Kanunda yazılı görevlere ilişkin karar, eylem ve
işlemleri sebebiyle, gerek görevlerinin ifası sırasında gerek görevden ayrılmalarından sonra, açılmış veya açılacak her türlü tazminat
ve alacak davası, Kurum aleyhine açılmış sayılır. Bu davalarda
husumet Kuruma yöneltilir. Avukatlık ücreti ve dava giderine ilişkin
bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü bu hukuk davaları için de aynen
geçerlidir. Yargılama sonucunda Kurum aleyhine karar verilmesi ve
kararın kesinleşmesi nedeniyle Kurumun ödeme yapması hâlinde,
Kurum bu meblağı, ilgililerinden talep eder. Kurumun, yaptığı
ödemeleri ilgililerinden talep edebilmesi için, bu kişiler hakkında
kusurlu olduklarına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir.
3.1.18.5. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu
4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu (Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Ve Doğal Gaz Piyasası Hakkında
Kanun)
Madde 3- Bu Kanunun uygulanmasında;
4) Kurum : Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunu,
332
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
Madde 12/d- (Değişik: 9/7/2008-5784/19 md.) Kurumun para,
evrak ve her çeşit malları Devlet malı hükmündedir. Görevleri ile
ilgili olarak suç işleyen Kurul Başkanı ve üyeleri ile Kurum personeli
kamu görevlileri gibi cezalandırılır. Kurul üyeleri ve personeline
karşı işlenen suçlar kamu görevlilerine karşı işlenmiş sayılır.
Görevleri ile ilgili olarak suç işleyen Kurul Başkanı ve üyeleri ile
Kurum personeli hakkında soruşturma ve kovuşturmalar 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında
Kanuna göre yapılır.
3.1.18.6. Kamu İhale Kurumu
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu,
Madde 53/e- (Değişik üçüncü ve dördüncü cümle: 20/11/20085812/20 md.) Kurul üyeleri ve Kurum personeli, görevleri nedeniyle
işledikleri ve kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Devlet
memuru sayılırlar. Kurul üyeleri ile Kurum personelinin cezai ve
hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı
Bankacılık Kanununun 104 üncü maddesi hükümleri uygulanır.
3.1.18.7. Rekabet Kurumu
4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun
Madde 60- (Değişik: 23/1/2008-5728/475 md.)
Kurumun para, evrak ve her çeşit malları Devlet malı hükmündedir. Görevleri ile ilgili olarak suç işleyen Kurul başkan ve üyeleri
ile personeli ceza sorumluluğu bakımından kamu görevlisi sayılır.
Kurul başkan ve üyeleri ile personeline karşı görevlerinden dolayı
işlenen suçlar kamu görevlisine karşı işlenmiş sayılır.
Bu kişiler hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri suçlardan dolayı 2/12/1999 tarihli ve 4483 sayılı Kanun hükümleri
uygulanmaz.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
333
3.1.18.8. Tütün ve Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu5
4733 sayılı Tütün Ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun
Madde 3/Son- Kurul üyeleri, Kurulun para, para hükmündeki
evrak, senet ve diğer mevcutlarına karşı işledikleri suçlar ile bilanço, tutanak, rapor ve benzeri her türlü belge ve defterler üzerinde
işledikleri suçlardan dolayı memur sayılırlar. Kurul üyelerinin,
görevlerini yaptıkları sırada öğrendikleri gizli bilgileri açıklamaları
halinde, haklarında 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 229 uncu
maddesi hükmü uygulanır ve Kuruldaki görevlerine son verilir. Bu
kişiler Kurul üyeliğine tekrar seçilemezler.
3.1.18.9. Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu
5411 sayılı Bankacılık Kanunu
Madde 127- Fon Kurulu Başkanı ve üyeleri ile Fon personelinin, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlara
ilişkin soruşturmalar, Fon Kurulu üyeleri için ilişkili Bakanın, Fon
personeli için ise Fon Kurulu Başkanının izin vermesi kaydıyla
genel hükümlere göre yapılır. Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin iştirak hâlinde işledikleri iddia edilen suçlara ilişkin soruşturmalarda Fon personeli hakkında soruşturma izni verme yetkisi ilişkili
Bakana aittir.
Fon Kurulu üyeleri ve Fon personeli hakkında görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı soruşturma izni
verilmesi için, bu kişilerin kendilerine veya üçüncü kişilere çıkar
sağlamak veya Fona ya da üçüncü kişilere zarar vermek kastıyla
5
4733 sayılı Kanunda Kurum personelinin suçlarıyla ilgili soruşturma ve yargılama usulünü düzenleyen açık bir hüküm bulunmadığından CMK’nin genel hükümlerine tabi oldukları kabul edilmektedir.
334
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
hareket ederek bu işlemler sonucunda kendilerine veya üçüncü
kişilere çıkar sağlamış olmaları hususunda açık ve yeterli emarelerin
olması gerekir. Soruşturma izni verilmesi hâlinde bu durum ilgililere
tebliğ olunur. Soruşturmaya izin verilmesine ya da verilmemesine
dair kararlar aleyhine, tebliğ tarihinden itibaren on beş gün içerisinde
Danıştay nezdinde itiraz yoluna başvurulabilir. İzin verilmiş olsa dahi,
itiraz süresi geçene kadar veya Danıştaya yapılan itiraz sonucunda
hüküm tesis olunana kadar soruşturma başlatılamaz.
Fon Kurulu üyeleri ile Fon personelinin, görevden ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar, ilgili üye veya
personelin talebi hâlinde, bunlarla vekâlet akdi yapmak suretiyle
görevlendirilecek bir avukat tarafından takip edilir. Söz konusu
davalara ilişkin dava giderleri ve Türkiye Barolar Birliğince açıklanan
asgarî ücret tarifesinde belirlenen avukatlık ücretinin on beş katını
aşmamak üzere avukatlık ücreti, Fon bütçesinden karşılanır.
Fon Kurulu üyeleri ile Fon personeli aleyhine, Fon Kurulunun
veya Fonun bu Kanunda yazılı görevlere ilişkin karar, eylem ve
işlemleri sebebiyle, gerek görevlerinin ifası sırasında gerek görevden ayrılmalarından sonra, açılmış veya açılacak her türlü tazminat
ve alacak davası, Fon aleyhine açılmış sayılır ve bu davalarda
husumet Fona yöneltilir. Avukatlık ücreti ve dava masraflarına
ilişkin yukarıdaki fıkra hükmü işbu hukuk davaları için de aynen
geçerlidir. Yargılama sonucunda Fon aleyhine karar verilmesi ve
kararın kesinleşmesi nedeniyle Fonun ödeme yapması hâlinde, Fon
bu meblağı, ilgililerinden talep eder. Fonun, yaptığı ödemeleri
ilgililerinden talep edebilmesi için, bu kişiler hakkında kusurlu
olduklarına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir.
Mülga 3182 sayılı Bankalar Kanununun 64 ve 65 inci maddeleri ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanununun 14 üncü maddesi ve bu Kanunun 71 inci maddesi uyarınca
işlem yapılan bankalarla ilgili olarak Bakan, Kurul veya Fon Kurulu
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
335
tarafından atanan yönetim kurulu ve denetleme kurulu üyeleri
aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılmış bulunan davalar da
atamayı yapan ilgili mercii olan Kurum veya Fon aleyhine açılmış
sayılır ve bu davalarda da husumet ilgili kuruma yöneltilir. Yargılama sonucunda ilgili kurum aleyhine karar verilmesi ve kararın
kesinleşmesi nedeniyle, ödeme yapılması hâlinde, ilgili kurum bu
meblağı, ilgililerinden talep eder. İlgili kurumun, yaptığı ödemeleri
ilgililerinden talep edebilmesi için, bu kişiler hakkında kusurlu
olduklarına ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi gerekir.
Fon tarafından bu Kanunun 134 üncü maddesi hükümlerine
ve/veya bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar
Kanununun 15 inci maddesinin (7) numaralı fıkrasının (a) bendine
istinaden atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler
kurulu üyeleri ve tasfiye memurları ve/veya yönetim ve denetimi
veya hisseleri Fona intikal eden bankaların iştiraklerinde bu bankaları temsilen görev yapan yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
müdürler kurulu üyeleri ve/veya hisseleri Fona devredilen iştiraklerde Fonu temsilen görev yapan yönetim, denetim kurulu üyeleri,
müdürler kurulu üyeleri, iflas ve tasfiye memurları aleyhine görevlerinin ifası sebebiyle açılan ve açılacak her türlü tazminat ve alacak
davaları ile şahsi sorumluluk davaları Fon aleyhine açılır. Fonun
ödeyeceği tazminatı ilgililere rücu işlemlerinde bu maddenin dördüncü fıkrasındaki usûl ve esaslar uygulanır. Bu şekilde atanan ve/veya
görev yapan yöneticilere, atandıkları ve/veya görev yaptıkları şirketlerin doğmuş veya doğacak kamu borçları ile Sosyal Sigortalar
Kurumu borçlarının ve her türlü işçi alacakları ile söz konusu şirketlerin tâbi olduğu ilgili diğer mevzuattan kaynaklanan borçlarının
ödenmemiş olması nedeniyle şahsi sorumluluk yüklenemez.
Fon Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon tarafından atanan ve/veya
görev yapan yukarıdaki fıkrada sayılan yöneticilerin, şirketlerin
sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık olmasından dolayı
mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur. Bildirimde
336
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
bulunmamaktan dolayı bu şahıslar hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanununun 179, 277 ve devamı maddeleri ile 345/a maddeleri
hükümleri uygulanmaz; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 341 inci
maddesi uyarınca şahsi sorumluluk davası açılamaz.
Yönetim ve denetimi Fon tarafından devir alınmamış şirketlere
Fon tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler, ortaklar genel kurulunca görevden alınamayacağı gibi, ibra
edilmeyerek haklarında görev yaptıkları dönem veya dönemler
dışında şahsi sorumluluk davası açılamaz.
3.1.18.10. Şeker Kurumu6
4634 sayılı Şeker Kanunu
Madde 9/2- (Değişik ikinci fıkra: 23/1/2008 – 5728/489 md.)
Kurulun para, evrak ve her çeşit malları devlet malı hükmündedir.
Kurulun başkan ve üyeleri ile diğer personeli görevleriyle bağlantılı
olarak işledikleri suçlar ile bunlara karşı işlenen suçlardan dolayı
sorumluluk bağlamında Türk Ceza Kanununun uygulamasında
kamu görevlisi sayılırlar.
3.2. SUÇUN NİTELİĞİNDEN DOĞAN ÖZEL SORUŞTURMA
USULLERİ7
3.2.1. Türk Ceza Kanundaki Bazı Suçlara İlişkin Soruşturma Usulü (CMK Madde 250, 251)
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu
Madde 250 – (1) Türk Ceza Kanununda yer alan;
6
7
4634 sayılı Kanunda soruşturma ve yargılama yöntemine ilişkin özel bir
düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla faaliyetlerini genel idare esaslarına göre
yürütmeyen kurum personelinin CMK’nin genel hükümlerine tabi olduğu açıktır.
Fail, memur veya kamu görevlisi ve işlenen suç görevle bağlantılı da olsa
aşağıdaki kanun hükümlerinin ihlali halinde anılan kanunlardaki soruşturma ve
yargılama usulleri uygulanır.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
337
a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu veya uyarıcı
madde imal ve ticareti suçu,
b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen
suçlar,
c) İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar (305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332
nci maddeler hariç),
Dolayısıyla açılan davalar; Adalet Bakanlığının teklifi üzerine
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca yargı çevresi birden çok ili
kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza
mahkemelerinde görülür.
(2) Gelen iş durumu göz önünde bulundurularak birinci fıkrada
belirtilen suçlara bakmakla görevli olmak üzere, aynı yerde birden
fazla ağır ceza mahkemesi kurulmasına, Adalet Bakanlığının teklifi
üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir. Bu
hâlde, mahkemeler numaralandırılır. Bu mahkemelerin başkan ve
üyeleri adlî yargı adalet komisyonunca, bu mahkemelerden başka
mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.
(3) Birinci fıkrada belirtilen suçları işleyenler sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun bu Kanunla görevlendirilmiş ağır ceza
mahkemelerinde yargılanır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın
yargılayacağı kişilere ilişkin hükümler ile savaş ve sıkıyönetim hâli
dahil askerî mahkemelerin görevlerine ilişkin hükümler saklıdır.
Soruşturma
Madde 251 – (1) 250 nci madde kapsamına giren suçlarda soruşturma, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca bu suçların
soruşturma ve kovuşturmasında görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat yapılır. Bu suçlar görev sırasında veya görevden
dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır. Cumhuriyet savcıları, Cumhuriyet Başsavcılığınca
338
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
250 nci madde kapsamındaki suçlarla ilgili davalara bakan ağır
ceza mahkemelerinden başka mahkemelerde veya işlerde görevlendirilemez.
(2) 250 nci madde kapsamına giren suçların soruşturması ve
kovuşturması sırasında Cumhuriyet savcıları, hâkim tarafından
verilmesi gerekli kararları, varsa Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunca bu işlerle görevlendirilen ağır ceza mahkemesi üyesinden, aksi halde yetkili adlî yargı hâkimlerinden isteyebilirler.
(3) Soruşturmanın gerekli kıldığı hâllerde suç mahalli ile delillerin bulunduğu yerlere gidilerek soruşturma yapılabilir. Suç, ağır
ceza mahkemesinin bulunduğu yer dışında işlenmiş ise Cumhuriyet
savcısı, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısından soruşturmanın
yapılmasını isteyebilir.
(4) Suç askerî bir mahalde işlenmiş ise, Cumhuriyet savcısı ilgili askerî savcılıktan soruşturmanın yapılmasını isteyebilir. Üçüncü
fıkraya göre soruşturma yapmak üzere görevlendirilen Cumhuriyet
savcıları ile askerî savcılıklar, bu soruşturmayı öncelikle ve ivedilikle yaparlar.
(5) 250 nci madde kapsamına giren suçlarda, yakalananlar için
91 inci maddenin birinci fıkrasındaki yirmidört saatlik süre kırksekiz
saat olarak uygulanır. Anayasanın 120 nci maddesi gereğince
olağanüstü hâl ilân edilen bölgelerde yakalanan kişiler hakkında 91
inci maddenin üçüncü fıkrasında dört gün olarak belirlenen süre,
Cumhuriyet savcısının talebi ve hâkim kararıyla yedi güne kadar
uzatılabilir. Hâkim, karar vermeden önce yakalanan veya tutuklanan kişiyi dinler.
(6) 250 nci madde kapsamına giren suçlarla ilgili soruşturma
ve kovuşturmalarda kolluk; soruşturma ve kovuşturma sebebiyle
şüpheli veya sanığı, tanığı, bilirkişiyi ve suçtan zarar gören şahsı,
ağır ceza mahkemesi veya başkanının, Cumhuriyet savcısının,
mahkeme naibinin veya istinabe olunan hâkimin emirleriyle belirtilen gün, saat ve yerde hazır bulundurmaya mecburdur.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
339
(7) 250 nci maddede belirtilen suçlar nedeniyle Cumhuriyet
savcıları, soruşturmanın gerekli kılması halinde geçici olarak, bu
mahkemelerin yargı çevresi içindeki genel ve özel bütçeli idarelere,
kamu iktisadi teşebbüslerine, il özel idarelerine ve belediyelere ait
bina, araç, gereç ve personelden yararlanmak için istemde bulunabilirler.
(8) Türk Silahlı Kuvvetleri kıt’a, karargâh ve kurumlarından istemde bulunulması hâlinde istem, yetkili amirlikçe değerlendirilerek
yerine getirilebilir.
3.2.2. Kamu görevlilerinin adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmal fiilleri
Ceza Muhakemesi Kanunu
Madde 161/5- Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya
işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile
Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve
memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya
soruşturma yapılır. Vali ve kaymakamlar hakkında 2.12.1999 tarihli
ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması
Hakkında Kanun hükümleri, en üst dereceli kolluk amirleri hakkında
ise, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü
uygulanır.
3.2.3. Kamu görevlilerinin Cumhuriyet Savcısı, hakim veya
mahkemenin bilgi taleplerini yerine getirmemesi veya geciktirmesi fiilleri
Ceza Muhakemesi Kanunu
Madde 332- (1) Suçların soruşturma ve kovuşturması sırasında
Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından yazılı olarak
340
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
istenilen bilgilere on gün içinde cevap verilmesi zorunludur. Eğer bu
süre içinde istenen bilgilerin verilmesi imkânsız ise, sebebi ve en geç
hangi tarihte cevap verilebileceği aynı süre içinde bildirilir.
(2) Bilgi istenen yazıda yukarıdaki fıkra hükmü ile buna aykırı
hareket etmenin Türk Ceza Kanununun 257 nci maddesine aykırılık
oluşturabileceği yazılır. Bu durumda haklarında kamu davasının
açılması, izin veya karar alınmasına bağlı bulunan kişiler hakkında,
yasama dokunulmazlığı saklı kalmak üzere, doğrudan soruşturma
yapılır.
3.2.4. Bankacılık Kanununa Tabi Suçlar
5411 sayılı Bankacılık Kanunu
Madde 162- Bu Kanunda belirtilen suçlara ilişkin soruşturma
ve kovuşturma yapılması, Kurum veya Fon tarafından Cumhuriyet
başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru
muhakeme şartı niteliğindedir. Ancak, 160 ıncı maddenin üçüncü
fıkrasında belirtilen suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturmalar
Kurumun veya Fonun yazılı bildirimi üzerine veya gecikilmesinde
sakınca görülen hallerde re’sen Cumhuriyet savcılarınca yapılır ve
Kurum ve Fon haberdar edilir. Bu fıkra uyarınca yapılan soruşturmalar neticesinde açılan kamu davalarında, Kurumun veya Fonun
başvuruda bulunması hâlinde, bunlar başvuru tarihinde müdahil
sıfatını kazanırlar.
İtibarın zedelenmesi, sırların açıklanması ve zimmet suçlarından dolayı ilgililerin dava hakkı ile 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri saklıdır.
3.2.5. T.C. Merkez Bankası Kanununda yazılı bazı suçlar
T.C. Merkez Bankası Kanunu
Madde 68 – (Değişik: 23/1/2008-5728/341 md.)
I- Bu Kanunun;
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
341
a) 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında ve açık piyasa işlemleri ile ilgili 52 nci maddesinde verilen yetkiler çerçevesinde
Banka tarafından yapılan düzenlemelere uymayan; 40 ıncı maddesinin (II) numaralı fıkrası uyarınca zorunlu karşılık ve umumi disponibilite için tespit edilen oranları süresi içinde tesis etmeyen veya
eksik tesis eden bankaların ve diğer malî kurum ve kuruluşların
görevli ve ilgilileri hakkında ikiyüz günden dörtyüz güne kadar adlî
para cezasına,
b) (Değişik ibare: 13/2/2011-6111/161 md.) “43 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen bilgi ve belgeleri
vermeyen veya gerçeğe aykırı bilgi ve belge veren” ya da 4 üncü
maddesinin dördüncü fıkrasında öngörülen denetimin yapılmasını
engelleyen bankaların ve diğer malî kurum ve kuruluşların görevli
ve ilgilileri hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis ve dörtyüz
günden sekizyüz güne kadar adlî para cezasına,
hükmolunur.
Bu fıkrada tanımlanan suçlar dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma yapılması, Bankanın başvurusu üzerine ya da görüşü alınarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından
Cumhuriyet başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu durumda Bankacılık Kanununun 162 nci maddesi hükümleri
uygulanır.
(…)
III- a) Bankanın itibarını kırabilecek veya şöhretine ya da servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olan ya da bu
yolda asılsız haber yayanlar ve yayınlayanlar için bir yıldan iki yıla
kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adlî para cezasına
hükmolunur.
b) Bu Kanunun 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasındaki bilgi
ve belgeleri belirlenen usul ve esaslar içerisinde doğru olarak
vermeyen gerçek kişiler ve tüzel kişilerin sorumluları hakkında otuz
günden altmış güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
342
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
Bu fıkrada tanımlanan suçlar dolayısıyla soruşturma ve kovuşturma yapılması, Başkanlığın Cumhuriyet başsavcılığına yazılı
başvuruda bulunmasına bağlıdır.
3.2.6. Sermaye Piyasası Suçları
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu
Madde 49- (Değişik: 23/1/2008-5728/374 md.) 47 nci madde
kapsamına giren suçlardan dolayı soruşturma yapılması, Kurul
tarafından Cumhuriyet savcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına
bağlıdır. Bu başvuru ile Kurul aynı zamanda katılan sıfatını kazanır.
Bu Kanuna aykırı fiillerin işlendiğine dair bilgi edinen Cumhuriyet savcıları, Kurulu haberdar ederek durumun incelenmesini
isteyebilirler.
Cumhuriyet savcıları kovuşturmaya yer olmadığına karar verirlerse, Kurul kendisine tebliğ edilecek bu kararlara karşı Ceza
Muhakemesi Kanununa göre itiraza yetkilidir.
3.2.7. Vergi Suçları
213 sayılı Vergi Usul Kanunu
Madde 367- (Değişik : 23/1/2008-5728/280 md.) Yaptıkları inceleme sırasında 359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğini
tespit eden maliye müfettişleri, hesap uzmanları ile bunların yardımcıları ve gelirler kontrolörleri ile stajyer gelirler kontrolörleri
tarafından doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan
diğer memurlar tarafından ilgili vergi dairesinin bağlı bulunduğu
vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın mütalaasıyla, keyfiyetin Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi mecburidir.
359 uncu maddede yazılı suçların işlendiğine sair suretlerle ıttıla hasıl eden Cumhuriyet başsavcılığı hemen ilgili vergi dairesini
haberdar ederek inceleme yapılmasını talep eder.
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
343
Kamu davasının açılması, inceleme neticesinin Cumhuriyet
başsavcılığına bildirilmesine talik olunur.
359 uncu maddede yazılı suçlardan dolayı cezaya hükmedilmesi, vergi ziyaı cezası veya usulsüzlük cezalarının ayrıca uygulanmasına engel teşkil etmez.
Ceza mahkemesi kararları, bu Kanunun dördüncü kitabının
ikinci kısmında yazılı vergi cezalarını uygulayacak makam ve
mercilerin işlem ve kararlarına etkili olmadığı gibi, bu makam ve
mercilerce verilecek kararlar da ceza hâkimini bağlamaz.
3.2.8. Atatürk Aleyhinde İşlenen Suçlar
5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun
Madde 3- Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re’sen takibat yapılır.
3.2.9. Seçim Suçları
298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri
Hakkında Kanun
Madde 174- (Değişik: 23/1/2008-5728/314 md.) Bu Kanunda
yazılı suçlardan birini işleyenler veya bu Kanunun uygulanmasına
taalluk edip de genel hükümlere göre cezalandırılmaları gerekenlerin sıfat ve memuriyetleri ne olursa olsun haklarında umumi hükümler dairesinde soruşturma ve kovuşturma yapılır.
Valiler hakkındaki soruşturma Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
veya Cumhuriyet Başsavcıvekili; kovuşturma ise Yargıtayın ilgili
ceza dairesi tarafından umumi hükümlere göre yapılır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı soruşturmayı Yargıtay Cumhuriyet savcılarına da yaptırabilir. Ancak, kamu davasını açmak
veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermek yetkisi
Cumhuriyet Başsavcısına aittir.
344
Diğer Kanunlardaki Özel Yargılama Usulleri
Soruşturma sırasında Başsavcı tarafından istenilen yakalama
emri, tutuklama, tahliye, elkoyma ve aramaya Yargıtay ilgili ceza
dairesi başkanı tarafından karar verilir. Bu kararlara karşı yapılan
itirazları ise, numara itibariyle izleyen ceza dairesi inceler. Son
numaralı daire başkanının kararı söz konusu ise, itirazları inceleme
yetkisi Birinci Ceza Dairesine aittir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itirazı, soruşturma konusu
suçun en ağırına bakmakla görevli ceza dairesini numara itibariyle
izleyen ceza dairesi başkanı inceler. Soruşturma konusu suç, son
numaralı ceza dairesinin görevine giriyorsa, itirazı inceleme yetkisi
Birinci Ceza Dairesi Başkanına aittir.
Kaymakamlar hakkında soruşturma yapmaya ve kamu davası
açmaya il Cumhuriyet başsavcısı veya başsavcı vekili ve kovuşturma yapmaya il ağır ceza mahkemesi yetkilidir.
Hâkimler ve Savcılar Kanunu hükümleri mahfuzdur.
İlgili kimseler ve siyasi partiler, Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince kamu davasına katılabilirler.
4. MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET
VE YOLSUZLUKLA MÜCADELE MEVZUATI VE
KARAR ÖRNEKLERİ
4.1. ANAYASAL DÜZENLEME
Mal bildirimi
Madde 71. – Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları ve bu bildirimlerin tekrarlanma süreleri kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar, bundan istisna
edilemez.
4.2. MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU 8
Kanun Numarası
Kabul Tarihi
Yayımlandığı R.Gazete
Yayımlandığı Düstur
: 3628
: 19.4.1990
: Tarih : 4.5.1990 Sayı: 20508
: Tertip : 5 Cilt : 29 Sayfa : 95
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç
Madde 1 – Bu Kanunun amacı, rüşvet ve yolsuzluklarla mücadele cümlesinden olarak; bu Kanunda sayılanların mal bildiriminde
bulunmalarını, bildirimlerin yenilenmesini, mal edilmelerin denetimiyle, haksız mal edinme veya gerçeğe aykırı bildirimde bulunma
halinde uygulanacak hükümleri, bu Kanunda belirlenen suçlarla
8
3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması ve Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele
Kanunu da suçun niteliğinden doğan özel soruşturma usulü içermekteyse de,
önemi ve mal bildirim sistemiyle ilgili hükümler içermesi nedeniyle ayrı bir bölüm
altına alınmıştır.
346
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
bazı suçlardan dolayı kamu görevlileri ve suç ortakları hakkında
takip ve muhakeme usulünü düzenlemektir.
Mal bildiriminde bulunacaklar
Madde 2 – a) Her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri
ve dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri, (Muhtarlar ve ihtiyar
heyeti üyeleri hariç)
b) Noterler,
c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel
Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler
ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile
bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve
kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu
görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
e) (Mülga: 24/6/1995 - KHK - 557/21 md.)
f) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında
görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim
kurulun üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu
yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri,
g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve
fıkra yazarları,
Mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar.
Özel Kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda
olanlar da bu Kanun hükümlerine tabidir.
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
347
Hediye
Madde 3 – Yukarıdaki maddede sayılan kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücadele veya nezaket kaideleri uyarınca veya
diğer herhangi bir sebeple, yabancı devletlerden, milletlerarası
kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzelkişiliklerinden, Türk
uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzelkişi veya kuruluştan; aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını
aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı aldıkları tarihten itibaren
bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar. Ancak,
yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu madde
hükümlerine dahil değildir.
Hediyelerin bedellerinin tespiti çıkarılacak yönetmeliğe göre
Maliye ve Gümrük Bakanlığınca yapılır.
Haksız mal edinme 9
Madde 4 – Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı
ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından
geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde
ortaya çıkan artışlar, bu Kanunun uygulanmasında haksız mal
edinme sayılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Mal Bildirimleri
Bildirimlerin konusu
Madde 5 – Bu Kanun kapsamına giren görevlilerin kendilerine,
eşlerine ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan taşınmaz
malları ile görevliye yapılan aylık net ödemenin, ödeme yapılmayan
görevlilerin ise, 1 inci derece Devlet Memurlarına yapılan aylık net
ödemenin beş katından fazla tutarındaki her biri için ayrı olmak
üzere, para, hisse senetleri ve tahviller ile altın, mücevher ve diğer
9
Bkz. BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi md.20
348
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
taşınır malları, hakları, alacakları ve gelirleriyle bunların kaynakları,
borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder.
Bildirimin zamanı
Madde 6 – Mal Bildirimlerinin;
a) Bu Kanun kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için
gerekli belgelerle,
b) Bakanlar Kurulu üyeliğine atanmalarda, atamayı izleyen bir
ay içinde,
c) Seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde,
d) Mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde,
e) Yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine
seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde,
f) Görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay
içinde,
g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu
müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bu işe veya görevlerine
başlama tarihini izleyen bir ay içinde,
verilmesi zorunludur.
(a) Bendinde yazılı bildirim verilmedikçe göreve atama yapılamaz.
Bildirimin yenilenmesi
Madde 7 – Bu Kanun kapsamındaki görevlere devam edenler,
sonu (0) ve (5) ile biten yılların en geç şubat ayı sonuna kadar
bildirimlerini yenilerler.Yeni bildirimler yetkili merci tarafından daha
önceki bildirimler ile karşılaştırılırlar.
Bildirimlerin verileceği merciler
Madde 8 – Bildirimlerin verileceği merciler şunlardır:
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu Üyeleri için
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
349
b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için özlük işleriyle ilgili sicil ve belge raporlarının bulunduğu makam veya merci,
c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların Genel Müdürleri,
yönetim ve denetim kurulu için ilgili Bakanlık,
d) Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için mahkemenin başkanı,
e) Noterler için Adalet Bakanlığı,
f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için atamaya yetkili makam veya merci,
g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev
alanlar için kurum ve dernek genel başkanlığı,
h) (Mülga: 24/6/1995 - KHK - 557/21 md.)
i) Görevlerinden ayrılanlar için bu görevlerinde iken bildirimlerinin vermeleri gereken makam veya merci,
j) Siyasi parti genel başkanları için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
k) Kooperatifler ve birliklerin başkanları, yönetim kurulu üyeleri
ve genel müdürleri için kooperatiflerin ve birliklerin denetimlerinin
yapıldığı kuruluşlar,
l) Yeminli mali müşavirler için Maliye ve Gümrük Bakanlığı,
m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve Kamu yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri için İçişleri Bakanlığı, bunların şube başkanları
için bulundukları İl Valilikleri,
n) İl Genel Meclisi Üyeleri için Valiler, Belediye Meclis Üyeleri
için Belediye Başkanları, Belediye Başkanları için İçişleri Bakanlığı,
o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının
özlük işleri ile ilgili makam veya merci,
p) Gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve
fıkra yazarları bulundukları yer en büyük mülki amirliği,
350
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için Vakıflar Genel Müdürlüğü,
Görevleri sebebiyle birden fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler asli görevlerinden dolayı bir tek mal bildiriminde bulunurlar.
Bildirimlerin gizliliği
Madde 9 – Mal bildirimleri, özel kanunlardaki hükümler saklı
kalmak kaydıyla bildirimde bulunanın özel dosyasında saklanır.
Bildirimlerin içeriği hakkında, 20 nci madde hükmü dışında hiçbir
şekilde açıklama yapılamaz ve bilgi verilemez. Ayrıca mal bildirimlerindeki bilgiler ve kayıtlar esas alınarak içeriği hakkında yayında
bulunulamaz.
(Ek fıkra: 25/5/2004-5176/8 md.) Ancak, Kamu Görevlileri Etik
Kurulu mal bildirimlerini gerektiğinde inceleme yetkisine sahiptir. Mal
bildirimlerindeki bilgilerin doğruluğunun kontrolü amacıyla ilgili kişi ve
kuruluşlar (bankalar ve özel finans kurumları dahil) talep edilen
bilgileri en geç otuz gün içinde Kurula vermekle yükümlüdürler.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ceza Hükümleri
Madde 10 – 6 ncı maddede belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur. İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz
olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilir.
Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayana üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Gerçeğe aykırı açıklama
Madde 11 – Mal bildiriminin muhtevası hakkında 9 uncu maddeye aykırı davranan üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Bu fiilin basın yoluyla işlenmesi halinde verilecek ceza yarı
oranında artırılır.
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
351
Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma
Madde 12 – Kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde gerçeğe aykırı bildirimde bulunana altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası verilir.
Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme
Madde 13 – Kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş
milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir.
Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilir.
Zoralım
Madde 14 – Haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunur. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız
mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün
olmadığı hallerde haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye
ödenmesine karar verilir. Bu bedel, Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur.
Kamu hizmetlerinden yasaklanma
Madde 15 – Bu Kanunun 11 ve 12 nci maddeler hükümleri ile
cezalandırılanlara ceza süresi kadar; 13 üncü madde hükmüne
göre cezalandırılanlara müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunur.
Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı
Madde 16 – Bu bölümde yazılı olan cezalar 10 uncu maddenin
birinci fıkrası hariç tesil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar
para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanamaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Bu Kanunda Yazılı Suçlar ile
Bazı Suçlardan Dolayı Soruşturma Usulü
Soruşturma
Madde 17 – (Değişik birinci fıkra: 12/12/2003-5020/12 md.) Bu
Kanunda ve 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda
352
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
yazılı suçlarla, irtikâp, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmî ihale ve alım ve
satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya
açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak
etmekten sanık olanlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı
Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında
Kanun hükümleri uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkra hükmü müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar
hakkında uygulanamaz.
Görevleri veya sıfatları sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanıklarla ilgili kanun hükümleri saklıdır.
Suçun ihbarı
Madde 18 – Yukarıdaki maddede yazılı suçlara ilişkin ihbarlar
doğrudan Cumhuriyet Başsavcılıklarına yapılır. İhbar üzerine derhal
bir ihbar tutanağı düzenlenir ve bir örneği muhbire verilir. Acele ve
gecikmesinde sakınca umulan hallerde tutanak düzenlenmesi
sonraya bırakılabilir. Muhbirlerin kimlikleri, rızaları olmadıkça
açıklanmaz. İhbar asılsız çıktığında aleyhine takibat yapılanın
istemi üzerine muhbirin kimliği açıklanır.
(Ek fıkra: 12/12/2003-5020/13 md.) Yukarıdaki fıkraya göre yapılan ihbar veya takipsizlik kararı ve iddianame Cumhuriyet başsavcılığınca, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat
Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum veya kuruluşlarına
bildirilir. Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması hâlinde
Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.
Bu suçlardan dolayı müfettiş ve muhakkikler de soruşturma
neticesinde delil veya emare elde ettikleri takdirde, işi yetkili ve
görevli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi ederler.
Cumhuriyet Başsavcılığı müfettiş ve muhakkikler tarafından kendisine tevdiine lüzum görülmediği halde dahi evrakın taalluk ettiği iş
hakkında soruşturma yapmak üzere gerekçe göstererek evrakı ait
olduğu merciden isteyebilir.
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
353
17 nci maddede yazılı suçlardan dolayı delil veya emare elde
eden müfettiş ve muhakkikler durumu yetkili ve görevli Cumhuriyet
Başsavcılığına ihbar ve evrakı tevdi etmedikleri takdirde bunlar
hakkında da yapılacak takibattan dolayı Memurin Muhakematı
Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümleri uygulanmaz.
İhbar konusu müsnet suç hakkında dava açılıncaya kadar bilgi
vermek ve yayın yapmak yasaktır.
Soruşturma usulü
Madde 19 – Cumhuriyet Savcısı 17 nci maddede yazılı suçların işlendiğini öğrendiğinde sanıklar hakkında doğrudan doğruya ve
bizzat soruşturmaya başlamakla beraber durumu atamaya yetkili
amirine veya 8 inci maddede sayılan mercilere bildirir.
Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya başladığında ihbarı doğrulayan emareler bulduğu takdirde sanıktan, haksız edinilen malın
kaçırıldığı yolunda delil ve emare elde edildiği takdirde sanığın
ikinci dereceye kadar kan ve sıhri hısımları ile gelini ve damadından
mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu istemin sanığa ve diğer
ilgililere ulaştığı tarihten itibaren yedi gün içinde Cumhuriyet Savcısına mal bildiriminin verilmesi zorunludur. Soruşturmanın müfettiş
veya muhakkik tarafından yapılması halinde müfettiş veya muhakkik de sanıktan ve yukarıda sayılan ilgililerden mal bildirimi isteminde bulunurlar. Bu istemin sanık ve ilgililere ulaştığı tarihten itibaren
yedi gün içinde müfettiş veya muhakkike mal bildiriminin verilmesi
keza zorunludur.
Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açılmadan önce haksız edinildiği yolunda delil veya emare elde edilen para veya mal ile ilgili
tedbirin alınmasını görevli mahkemeden veya para veya malın
bulunduğu yer hukuk mahkemesinden isteyebilir.
Bilgi verme zorunluluğu
Madde 20 – (Değişik: 12/12/2003-5020/14 md.)
Özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek
veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları; bu Kanuna göre
354
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişi, Maliye Bakanlığı Baş
Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisi
ve bu Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgileri gecikmeksizin
makul sürede eksiksiz vermek zorundadır. Aksine davranan kişiler
hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Bu ceza, para
cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez.
Asker kişilerin soruşturması
Madde 21 – Bu Kanunda yazılı suçların asker kişiler tarafından
işlenmesi halinde soruşturmaları askeri savcılar tarafından bu
Kanun hükümlerine göre yürütülür.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Yönetmelik
Madde 22 – Mal bildiriminin şekli, düzenleniş biçimi, sayısı, neleri kapsayacağı ve merciine nasıl ulaştırılacağı hususları ile
Kanunun uygulanması bakımından gerekli görülecek diğer konular,
Kanunun yayımını izleyen altı ay içinde Bakanlar Kurulu tarafından
çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir ve bu yönetmelik Resmi
Gazete’de yayımlanır.
Kaldırılan hükümler
Madde 23 – 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kamu Görevlileri ile ilgili Mal Bildirimi Kanunu ile bu Kanunun yürürlükten
kaldırdığı Kanunlar ve 15.5.1930 tarih ve 1609 sayılı Bazı Cürümlerden Dolayı Memurlar ve Şerikleri Hakkında Takip ve Muhakeme
Usulüne Dair Kanun yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici Madde 1 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden
bir ay içinde 2 nci maddede sayılanlar mal bildiriminde bulunurlar.
Mal bildiriminde bulunmayan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar hakkında üçüncü bölümdeki ceza hükümleri uygulanır.
Geçici Madde 2 – Bu Kanunun 2 nci maddesinde sayılanlardan 22 nci maddeye müsteniden çıkartılacak yönetmeliğin yürürlü-
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
355
ğe girdiği tarihe kadar 9 Ağustos 1983 tarih ve 2871 sayılı Kanuna
göre hazırlanan beyannamenin alınmasına devam olunur.
Geçici Madde 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce
bu Kanunla kapsama yeni alınan suçlardan dolayı, Memurin
Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat Hükümlerine göre,kesinleşmiş lüzumu muhakeme veya meni muhakeme kararları
hariç, yapılan tahkikat evrakı derhal ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına gereği için tevdi olunur.
Yürürlük
Madde 24 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 25 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
4.3. MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 10.8.1990, No : 90/748
Dayandığı Kanunun Tarihi
: 19.4.1990, No : 3628
Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi : 15.11.1990, No : 20696
Yayımlandığı Düsturun Tertibi : 5 Cildi : 30, S. 1396
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç
Madde 1 – Bu Yönetmeliğin amacı; 3628 sayılı Kanun gereğince
verilecek olan mal bildiriminin şeklini, düzenleniş biçimini, sayısını,
neleri kapsayacağını, merciine nasıl ulaştırılacağını ve bu Kanunun
uygulanmasına ilişkin diğer esas ve usulleri düzenlemektir.
Haksız mal edinme
Madde 2 – Mevzuata veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilemeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımın-
356
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
dan geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde
ortaya çıkan artışlar, bu Yönetmeliğin uygulanmasında haksız mal
edinme sayılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Mal Bildiriminde Bulunacaklar
ve Verileceği Merciler
Mal bildiriminde bulunacaklar
Madde 3 – Aşağıda sayılanlar mal bildiriminde bulunmak zorundadırlar:
a) Her türlü seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ve dışardan atanan Bakanlar Kurulu üyeleri (muhtarlar ve ihtiyar heyeti
üyeleri hariç),
b) Noterler,
c) Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel
Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları,
d) Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler
ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile
bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan ve
kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle
kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu
görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri,
e) Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarında görevli
olanlar ile bunların yönetim ve denetim kurulu üyeleri (5590 sayılı
Kanuna göre kurulan oda ve borsaların oda ve borsa meclisi ile
yönetim kurulu üyeleri dahil),
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
357
f) Siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında
görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim
kurulu üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamuya
yararlı dernek yönetici ve denetçileri,
g) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve
fıkra yazarları,
h) Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunmak zorunda
olanlar (konfederasyon, sendika ve sendika şubesi başkan ve
yöneticileri dahil).
Eşlerin mal bildirimi
Madde 4 – Her ikisi de 3 üncü madde kapsamında bulunan eşlerin herbiri ayrı ayrı mal bildiriminde bulunmak zorundadır. Bu
takdirde, eşlerden herbiri, eşi ile velayeti altındaki çocuklarının da
mallarını bildirirler.
Birden fazla mal bildirimi
Madde 5 – Kamu görevlilerinden asli görevleri uhdelerinde
kalmak kaydıyla ikinci bir görevi yürütenler (yönetim kurulu veya
danışma kurulu üyeliği gibi) ya da vekaleten tedvir edenler, sadece
asli görevlerinden dolayı tek mal bildiriminde bulunurlar.
Kamu görevlisi olmayıp da 3628 sayılı Kanuna göre birden
fazla mal bildiriminde bulunması gerekenler, bu mercilerden yalnız
birine mal bildiriminde bulunurlar. Ancak, mal bildiriminde bulunulan
mercii, diğer kuruma da bilgi vermekle yükümlüdür.
Mal bildiriminin verileceği merciler
Madde 6 – Mal bildiriminin verileceği merciler şunlardır:
a) Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Bakanlar Kurulu üyeleri için,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı,
b) Kamu kurum ve kuruluşlarında görevli personel için, özlük
işleri ile ilgili birimler,
358
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
c) Kurum, teşebbüs, teşekkül ve kuruluşların genel müdürleri
ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, ilgili bakanlıklar,
d) Yüksek mahkemelerin daire başkan ve üyeleri için, ilgili
mahkemenin başkanı,
e) Noterler için Adalet Bakanlığı,
f) Diğer kurum ve kuruluşların memur ve hizmetlileri için, atamaya yetkili makamları,
g) Türk Hava Kurumu ile Türkiye Kızılay Derneğinde görev
alanlar için, kurum ve dernek genel başkanlığı,
h) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında görevli
olanlar için, kurum başkanlığı; bunların yönetim ve denetim kurulu
üyeleri için, ilgili bulundukları bakanlıklar,
i) Görevlerinden ayrılanlar için, bu görevlerinde iken bildirimlerini vermeleri gereken makam veya merci,
j) Siyasi parti genel başkanları için, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
k) Kooperatifler ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürleri için, kooperatiflerin ve birliklerinin denetimlerinin yapıldığı kuruluşlar,
l) Yeminli mali müşavirler için, Maliye ve Gümrük Bakanlığı,
m) Türk Hava Kurumunun, Türkiye Kızılay Derneğinin ve kamu
yararına sayılan derneklerin genel yönetim ve merkez denetleme
kurulu üyeleri için, İçişleri Bakanlığı; bunların şube başkanları için,
bulundukları il valilikleri,
n) İl genel meclisi üyeleri için, ilgili valilikler; belediye meclisi
üyeleri için, ilgili belediye başkanlıkları; belediye başkanları için,
İçişleri Bakanlığı,
o) Mal bildirimi verecek son merciler için, kendi kuruluşlarının
özlük işleri ile ilgili makam veya merci,
p) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve
fıkra yazarları için, bulundukları yer en büyük mülki amirliği,
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
359
r) Vakıfların idare organlarında görev alanlar için, Vakıflar Genel Müdürlüğü.
Sorumluluk
Madde 7 – 6 ncı maddede belirtilen merciler, mal bildirimlerinin
süresi içinde verilmesini sağlamakla sorumludurlar. Bu merciler mal
bildirimlerinin verilmesini izlemek için birim veya personel görevlendirirler.
(Ek : 25/4/2000 - 2000/660 K.) Ayrıca, müsteşarlar, merkez
teşkilatları ile varsa bağlı ve ilgili kuruluşlarında görevli her düzeydeki kamu personelinin mal bildirimlerinin verilmesi, verilen mal
bildirimlerine ilişkin olarak 18 nci madde uyarınca gerekli inceleme
ve karşılaştırmaların yapılmasını sağlamak ve bu çerçevede
yapılacak çalışmalar sonucunda, gerekli görülen hallerde personelin mal bildirimleri hakkında ilgili denetim birimlerince inceleme
yapılması için girişimde bulunmak veya konuyu Cumhuriyet başsavcılıklarına bildirmekle görevli ve sorumludur.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Mal Bildirimleri
Mal bildiriminin konusu
Madde 8 – 3 üncü maddede sayılanların kendilerine, eşlerine
ve velayetleri altındaki çocuklarına ait bulunan;
a) Taşınmaz malları (arsa ve yapı kooperatif hisseleri dahil),
b) Kendilerine aylık ödenenler, net aylık tutarının beş katından;
aylık ödenmeyenler ise Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci
derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen net aylığın
beş katından fazla değer ve tutarındaki;
1) Para ve para hükmündeki kıymetli kağıtları,
2) Hisse senedi ve tahvilleri,
3) Altın ve mücevheratı,
4) Her türlü kara, deniz ve hava taşıt araçları, traktör, biçerdöver, harman makinası ve diğer ziraat makinaları, inşaat ve iş
360
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
makinaları, hayvanlar, koleksiyon ve ev eşyaları ile diğer taşınır
malları,
5) Hakları,
6) Alacakları,
7) Borçları,
8) Gelirleri,
mal bildirimine konu teşkil eder. (b) bendinde belirtilen mal,
hak, alacak, borç ve gelirlerin ayrı ayrı toplam değerleri tek kalem
halinde gösterilir.
Mallar, mal bildirimi tarihindeki değerleri esas alınmak suretiyle
beyan olunur.
Genel İdare Hizmetleri sınıfında birinci derecenin birinci kademesindeki şube müdürüne ödenen her türlü zam ve tazminatlar
dahil net aylık miktarı, aylıklara uygulanan katsayının belirlenmesini
müteakip Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tesbit ve ilan olunur.
Mal bildiriminin verilme zamanı
Madde 9 – Mal bildirimlerinin;
a) 3 üncü maddede sayılan görevlere atanmada, göreve giriş
için gerekli olan belgelerle birlikte,
b) Bakanlar Kurulu üyeleri için, atamayı izleyen bir ay içinde,
c) Seçimle gelinen görevlerle, seçimi
d) Yönetim ve denetim kurulları ile komisyon üyeliklerine seçilen
veya atananlar için, göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde,
e) Görevi sona erenler ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde,
f) Gazete sahibi gerçek kişiler ile gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri için, faaliyete geçme tarihini;
sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları için, bu işe veya
görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde,
g) Özel kanunlarına göre mal bildiriminde bulunması gerekenler için, kanunlarında öngörülen süre içinde,
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
361
verilmesi zorunludur.
(a) bendinde yazılı durumlarda mal bildirimi verilmedikçe atama işlemi yapılamaz.
Ek mal bildirimi
Madde 10 – 3 üncü maddede sayılan görevlerde bulunanlar, eşleri velayeti altındaki çocukları ve kendilerinin şahsi mal varlıklarında
önemli bir değişiklik olduğunda, değişikliği izleyen bir ay içinde yeni
edindikleri mal, hak, gelir, alacak ve borçlara münhasır olmak üzere
ek mal bildirimi vermek zorundadırlar. 8 inci maddede gösterilen
mahiyet ve miktardaki malın iktisabı ile hak, alacak veya gelir sağlanması veya borçlanılması, mal varlığında önemli değişiklik sayılır.
Mal bildiriminin yenilenmesi
Madde 11 – 3 üncü maddede belirtilen görevlere devam edenler, sonu (0) ve (5) ile biten yıların en geç Şubat ayı sonuna kadar
bildirimlerini yenilemek zorundadırlar.
Mal bildirim formunun doldurulması
Madde 12 – (Değişik : 17/1/2000 - 2000/K.)
Ekli “Mal Bildirimi Formu” tek nüsha olarak doldurulur ve tarih
belirtilmek suretiyle imzalanır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Hediye ve Hibeler
Hediye ve hibe
Madde 13 – 3 üncü maddede belirtilen kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya
diğer herhangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası
kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel kişiliklerinden, Türk
uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi veya kuruluştan, aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşan
her hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı, aldıkları tarihten itibaren bir
ay içinde kendi kurumlarına teslim etmek zorundadırlar.
362
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
Ancak, yabancı devlet adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeveleri bu
madde hükümlerine dahil değildir.
Hediye ve hibe eşyalarda yapılacak işlem
Madde 14 – 3 üncü maddede belirtilen kamu görevlileri ve
bunların eşlerine, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket
kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel
kişiliklerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir gerçek veya
tüzel kişi veya kuruluş tarafından verilen hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı alan ilgilisi, bu eşya değerinin on aylık net asgari ücret
toplamını aşan değerde olduğunu belirlemesi halinde, yurtiçinde
aldıkları tarihten, yurtdışında yurda dönüşleri tarihinden itibaren
ongün içinde bulundukları il defterdarlığına (takdir komisyonu
başkanlığına) değer takdiri için kurumları vasıtasıyla gönderir.
Hediye veya hibe niteliğindeki bu eşyanın (yabancı devlet
adamları ve milletlerarası kuruluş temsilcileri tarafından verilen
imzalı hatıra fotoğraflarının çerçeve hariç) gerçek değerinin takdiri
ile net asgari ücretin on aylık toplamını aşıp aşmadığı, 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun değişik 72 nci maddesine göre kurulan
takdir komisyonunca en geç on gün içinde tesbit olunarak ilgiliye ve
bağlı bulunduğu kuruma bildirilir.
Kıymet takdirini müteakip, takdir komisyonu tarafından ilgilisine
geri verilen hediye veya hibe niteliğindeki eşyadan değeri net asgari
ücretin on aylık toplamını aşanlar, ilgilisi tarafından en geç on gün
içinde kendi kurumlarına verilir.
Bu eşyalar, kurumca sergilenmek veya başka bir şekilde muhafaza edilmek suretiyle değerlendirilir veya ilgisi sebebiyle diğer
bir kuruma tevdi edilebilir.
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
363
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Mal bildirimlerinin gizliliği
Madde 15 – Mal bildirimleri, 6 ncı maddede belirtilen makam
veya mercilerin ilgili birimlerinde, ilgililerin varsa sicil yoksa özel
dosyalarında saklanır. Mal bildirimlerinin içeriği hakkında soruşturma ve kovuşturmaya yetkili merciler dışındakilere açıklama yapılamaz, bilgi verilemez.
Bilgi verme zorunluluğu
Madde 16 – Özel kanunlarında aksine bir hüküm mevcut olsa
dahi, ilgili kişiler ile özel ve kamu kuruluşları, 3628 sayılı Kanunla
soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kılınan kişi ve mercilerce
istenen bilgileri eksiksiz vermek zorundadır.
Süresinde mal bildiriminde bulunmama
Madde 17 – Bu Yönetmelikte belirtilen süreler içinde mal bildiriminde bulunmayanlara, bildirimin verileceği mercilerce yazılı
olarak ihtarda bulunulur. Bu ihtar, ilgilisine Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ olunur.
İhtarın kendisine tebliğinden itibaren bir ay içinde bildirimde
bulunmayanlar hakkında gerekli işlem yapılmak üzere yetkili
Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.
Müfettiş ve muhakkikler de, soruşturma ile ilgili olarak verdikleri süre zarfında mal bildiriminde bulunmayan hakkında yetkili
Cumhuriyet başsavcısına suç duyurusunda bulunurlar.
Mal bildirimlerinin karşılaştırılması
Madde 18 – Yeni ve ek bildirimler, 6 ncı maddede belirtilen
yetkili merciler tarafından daha önceki bildirimler ile karşılaştırılır.
(Ek : 7/12/1999 – 99/13770 K.) 6 ncı maddenin (b) ve (c)
bendlerinde belirtilen mercilerde toplanan mal bildirimlerinde yer
alan bilgiler, Başbakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde,
364
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
kamu kurumları bilgisayarlarında mevcut bilgilerle bilgisayar ortamında ve gizliliği sağlanacak şekilde karşılaştırılır.
Yapılan karşılaştırma sonucunda gerçeğe aykırı bildirimde bulundukları veya haksız mal edindikleri, kaçırdıkları veya gizledikleri
anlaşılanlar hakkında yetkili mercilerce Cumhuriyet başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunulur.
Hukuki dayanak
Madde 19 – Bu Yönetmelik, 19/4/1990 tarihli ve 3628 sayılı
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele
Kanununun 22 nci maddesi uyarınca düzenlenmiştir.
Yürürlük
Madde 20 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 21 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
MAL BİLDİRİMİ (Değişik : 7/12/1999 - 99/13770 K.)
365
366
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
367
4.4. BANKACILIK KANUNUNUN MAL BİLDİRİMİ İLE İLGİLİ
HÜKMÜ
5411 sayılı Kanun
Madde 27- Bankaların yönetim kurulu üyeleri ile müdürler kurulu başkan ve üyeleri, seçilmeleri veya atanmalarından sonra yerel
ticaret mahkemesi huzurunda yemin etmedikçe göreve başlayamazlar. Bu kişiler ile genel müdür ve yardımcıları ve imza yetkisine
sahip mensuplarından bölge müdürleri, şube müdürleri ve genel
müdürlük merkez teşkilatında yer alan bölüm, kısım, grup ve
bunlara eşdeğer isimler altında faaliyet gösteren birimlerin yöneticileri 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu hükümlerine tâbidirler.
Yemin ve mal beyanına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.
4.5. 3628 SAYILI KANUN KAPSAMINDAKİ BAZI SUÇLARA
İLİŞKİN YARGITAY CEZA GENEL KURULU KARARLARI
4.5.1. Zimmet (TCK md. 247, eski TCK md. 202)
Şikayetçi borcunu yatırmak için Vergi Dairesine gelmiş, kalabalık olması nedeniyle önceden tanıdığı vezneye para tahsil eden
sanığa parayı bırakmış ve sora makbuzunu almıştır. Vergi borcu
çıkması üzerine, şikayetçinin elindeki makbuzla, dairede kalan
suretlerin farklı olduğu anlaşılmıştır.
Sanık, makbuzun dairede kalan ikinci ve üçüncü kopyalarında ve
kayıtlarda bir tahrifat yapmamıştır. Yaptığı hile, bu haliyle vergi
dairesini aldatıcı nitelikte değildir. Vergi dairesi mükelleften alacaklı
olduğunu kayıtlara göre kesinlikle bilip, tahsile yönelip istemektedir.
Bu oluşa göre sanığın eylemi adiyen zimmet suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-24.10.1988-274/382)
Mutemet olan sanık, hastane personelinin aylık ücret, yan
ödeme, zam ve tazminatları ile sosyal hakları ile kesintileri tam ve
doğru olarak hesaplamış, maaş bordroları sayfalarının dikey
368
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
toplamlarını alırken fazla göstermiş, son sayfanın yatay toplamını
alırken aylık genel tahakkuk toplamlarını da aynı miktarda fazla
göstermiş, saymanlık görevlilerinin itimat ederek gerekli incelemeleri yapmayıp verile emirlerini imzalamaları sonucu, aradaki farkları
dört yıl boyunca mal edinmiştir.
Sanığın, bu paraları mal edinmesi, düzenlediği belgelerin aldatıcı nitelikte olmalarından ileri gelmeyip, saymanlık görevlilerinin
görevlerini savsaklamalarından kaynaklanıp, yapılacak basit bir
inceleme ile meydana çıkacağından, suça konu maaş bordrolarının
aldatıcılık yeteneği olmayıp oluşan eylem, zincirleme biçimde
görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-12.06.1989-161/226)
Elektrik bedelini yatırmış gibi tediyat fişi düzenleyerek 23 gün
kullandıktan sonra idarenin hiçbir resmi yazısı, tespiti ve ihtarı
olmadan, eylem idarece tespit edilmeden önce, yatıran sanığın
amacı, parayı mal edinmek olmayıp bu parayı kullanma olduğundan olayda kullanma zimmeti suçu oluşmuştur.
(CGK-27.05.1991-135/170)
Mutemet, harcadığı avansa ilişkin belgeleri 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Yasasının 86 ve 88. maddeleri uyarınca bir ay
içinde saymana vermekle yükümlüdür. Avans harcamadığı halde
mal edinmesi halinde 1050 sayılı Yasa uygulanamaz ve eylem
zimmet suçunu oluşturur.
(CGK-07.11.1994-232/276)
Zimmet suçu ve miktarı dairesince yapılan denetimde ortaya
çıkarılmayıp daire dışında araştırmaya, bilgi ve belgeler ihtiyaç
varsa eylem nitelikli zimmettir.
(CGK-02.02.1999-342/7)
Talimatlara aykırı şekilde depodan sevkiyat yapan, çeki pusulaları ile ambar çıkış bordrolarını sonradan imzalayan sanıkların
eylemleri, -fındık açığının çalınma veya sevkiyat sırasında oluşması
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
369
mümkün bulunduğundan- zimmet olmayıp TCY’nın 240. maddesine
(görevi kötüye kullanma) uygundur.
(CGK-09.02.1999-5/15)
TC. Ziraat Bankasının bir Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) olduğu ve sermayesinin tamamının Devlete ait olduğu açıktır. 399
sayılı KHK’nin 11/b maddesi uyarınca personelinin memur sayıldığı
ve memur gibi cezalandırılabileceklerinde de kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, yerleşmiş yargısal kararlarda da bu esas nazara
alınarak, TC Ziraat Bankası personeli, görevleriyle ilgili suçları
nedeniyle memur gibi cezalandırılmıştır. Ancak, 25.11.2000 tarihinde 4603 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte, bu Yasanın 1.
maddesinin 2. ve 5. bendlerinin açık hükmü gereğince, TC. Ziraat
Bankası, Türkiye Halk Bankası ve Türkiye Emlak Bankası özel
hukuk statüsüne tabi bir anonim şirket haline dönüştürülerek,
personeli hakkında 233 ve 399 sayılı KHK’lerin uygulanması
olanağı ortadan kaldırılmış, hatta Devlet kurumu olmanın doğal
uzantıları olan Harcırah Yasası gibi yasaların hükümlerinin de artık
bu bankalar için uygulanmayacağı esası getirilmiştir. Bir başka
anlatımla, TC.Ziraat Bankası personelinin memur gibi cezalandırılabilmelerinin yasal dayanağı, yasa koyucu tarafından ortadan
kaldırılmıştır. Bu nedenle, TC.Ziraat Bankası personeli hakkında,
25.11.2000 tarihinden sonra gerçekleştirdiği zimmet eyleminden
dolayı TCY’nın 202. maddesinin uygulanması yasal olarak olanaksız hale gelmiştir. Bunun yanında banka personelinin eylemleri suç
olmaktan çıkartılmamış ve 4603 sayılı Yasa ile anılan bankalar,
4389 sayılı Bankalar Yasasına tabi kılınmıştır ki, personelin görevleri ile ilgili olarak banka aleyhine gerçekleştirdikleri eylemler anılan
Yasanın 22. maddesinde suç olarak düzenlenmiştir. Anılan maddede düzenlenen zimmet suçu ise, unsurları ve öngörülen özgürlüğü
bağlayıcı ceza yönünden TCY’nın 202. maddesinde düzenlenen
zimmet suçundan bir farklılık taşımamaktadır. Her iki madde
arasındaki farklılık, 4389 sayılı Yasanın 22. maddesinde (5411
370
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
sayılı Bankacılık Kanununun 160. maddesinde) zimmetin basit
halinde birlikte para cezası öngörülmemiş olması ve suçun kamu
bankalarına karşı işlenmesi halinde cezanın artırıma tabi tutulmamış bulunmasıdır.
Somut olayda TC.Ziraat Bankası personeli olan sanık, zimmet
eylemini, 4603 sayılı Yasanın 25.11.2000 tarihinde yürürlüğe
girmesinden sonra, 04.04.2001 tarihinde gerçekleştirmiştir. O
halde, suç tarihi itibariyle memur gibi cezalandırılması olanağı
bulunmayan sanık hakkında TCY’nın 202. maddesinin uygulanması
da olanaksızdır. 4603 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. bendi uyarınca TC.Ziraat Bankası, 4389 sayılı Bankalar Yasasına tabi
kılındığından, sanık, sabit olan zimmet eylemi nedeniyle Bankalar
Yasasının 22. maddesini 3. fıkrası uyarınca cezalandırılmalıdır.
(CGK-08.02.2005-2004/5-146-2005/7)
Belediye Başkanı olan sanığın, belediye adına tahsil etmesi gereken kira gelirlerini, hayali bir şahıs adına tahsil etmek suretiyle mal
edindiği, belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmekle
görevli ve yetkili bulunan sanığın, kira geliri olarak tahsil ettiği parayı,
herhangi bir belgeye bağlamaksızın ve belediye kayıtlarına intikal
ettirmeksizin mal edinmesinin, yürürlükten kaldırılmış bulunan 1580
sayılı Belediye Yasasının 15 ve 110. maddeleri ile 5393 sayılı
Belediye Yasasının 15, 37 ve 59. maddeleri uyarınca güveni kötüye
kullanma veya dolandırıcılık olarak değerlendirilmesine yasal olanak
bulunmadığı, atılı zimmet suçunun gerek 765 sayılı TCY’nın gerekse
5237 sayılı TCY hükümleri kapsamında oluştuğu anlaşıldığından,
Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
(CGK-06.03.2007-2006/5-334-2007/58)
İhtilasen zimmet suçundan, 1609 sayılı Yasaya göre izin alınarak açılan davada, yargılama aşamasında suç vasfının değiştiğini
düşünen mahkemece ek savunma hakkı tanınarak 765 sayılı
TCK’nun 204, 80. maddeleriyle hüküm kurulması isabetli olup,
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
371
değişen suç niteliğine göre MMHK. Hükümlerine göre işlem yapılması düşünülemez.
(CGK-29.05.1989-150/212)
Geniş çapta inşaat-taahhüt isleri yapan ve tecrübeli bir ticaret
adamı olduğu anlaşılan sanık G. Y’nin; piyasa şartlarında eşinin 1
trilyon liranın üzerindeki parayı başkalarından borç alacağına
inanması beklenemez
Bankadan para çekilmesi ve havale yapılması gibi tüm işlemleri sanık G’nin bizzat yapması, 03.12.2004- 28.12.2004 tarihleri
arasında, tamamı 25 gün içinde olmak üzere muhtelif tarihlerde 8
adet dekontla, toplam 1.002.830.000.000 lirayı çeşitli hesaplara
aktarması, bankadan çekilen paranın sanık G. Y’nin piyasaya olan
borcundan çok fazla olması, dahası G. Y’nin bu parayı yaptığı
işlerde kullandığının anlaşılması gibi hususlar tüm dosya kapsamı
ile birlikte değerlendirildiğinde; sanık G. Y’nin, eşi olan ve hakkındaki hüküm kesinleşen E. Y2nin zimmet suçuna iştirak ettiği kesin
sonucuna varılmak gerekmektedir.
(CGK-20.02.2007-2007/42)
Ceza Genel Kurulunun 25.06.1990 gün ve 174-193 sayılı ve
Özel Dairenin bu karan esas alan yerleşmiş kararlarında da vurgulandığı üzere; borç olarak muhasebe kayıtlarında görünen bir para
yönünden, mal edinme kastının bulunduğundan ve bu suretle
zimmet suçunun oluştuğundan söz etmeye olanak yoktur. Bu
nedenle somut olayda zimmet suçunun unsurları oluşmadığından,
yerel mahkemece sanık Haydar’ın zimmet suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Ancak sanığın, basında çıkan haberler üzerine borç tahsil
edilmediği halde geçmiş tarihli olarak tahsil edilmiş gibi 4 adet
tahsilat fişi düzenletmesi ve borcu yoktur şeklinde resmi belge
hazırlatmasının, resmi evrakta sahtecilik suçuna uyduğu da açıktır.
(CGK-14.07.2009-2009/203)
372
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
S. Z. adlı mudiye ait 51672 nolu hesaptaki 1.680.067.179
(1.680 TL.) Liranın çekilip, hesabın 28.05.2002 tarihinde kapatıldığı
sabit ise de, sanık savunması, sanığın olay sonrası davranışları,
yanlışlığın bir işlemle sınırlı olması, fark edilir edilmez mudi adına
yeni bir hesap açılarak, çekilen paranın bu hesaba yatırılması,
birlikte değerlendirildiğinde, eylemin sanığın dalgınlığında kaynaklandığı, mal edinme bilinç ve iradesiyle hareket ettiğine ilişkin kanıt
bulunmadığı gibi, mal edindiğinin de kesin olarak saptanamadığı,
bu nedenlerle mevcut kuşkuyu sanık lehine yorumlayarak, beraat
karan veren yerel mahkeme takdir ve değerlendirmesi ile bu hükmü
onayan özel daire kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, sanığın eyleminin zimmet suçunu oluşturduğuna
ilişkin Yargıtay C.Başsavcılığı itirazı yerinde olmayıp, reddine karar
vermek gerekmektedir.
(CGK-15.06.2010-2010/148)
4.5.2. İrtikap, (TCK md. 250, eski TCK md. 209)
Cebri irtikap (açık-icbar yoluyla irtikap); memurun memurluk sıfatını veya görevini kötüye kullanarak bir kimseyi kendisine veya
başkasına haksız olarak para vermeye veya sair menfaatler temin
veya vaadine zorlamasıdır. (A.Pulat Gözübüyük, Türk Ceza Kanunu Açılaması, c.3, sh.78, Sedat Bakıcı, Açıklamalı Zimmet-İrtikapRüşvet Suçları, sh.181 ve v)
Maddede yer alan cebir, manevi cebirdir. Manevi icbarın belirli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun, baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmaması gereklidir. Sanığın istediklerinin yasa dışı olduğu mağdur tarafından bilinmekte
ancak zorlama nedeniyle faile çıkar sağlamaktadır. (Sedat Bakıcı,
a.g.e sh 187, Nejat Öztürk, Türk Ceza Kanunu Şerhi ve Tatbikatı,
sh.784)
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
373
Olayımızda sanık, iki istihkak için elli bin liradan yüz bin lira istemiş, verilmediği takdirde istihkakı hemen alamayacağını Cuma
günü, yani iki gün sonra gelmesini, daha sonra ise parayı temin
ederek saat 14’de gelmesini şikayetçiye söylemiştir. Şikayetçinin
ikinci gelişinde ise “gönlünden ne koparsa ver” demiştir. Paranın hiç
ödenmeyeceği veya uzun süre ödemenin geciktirilerek sürüncemede bırakılacağı veya haksız bir muameleye maruz kalacağı şeklinde
belirli bir şiddete ulaşmış manevi cebrin etkisiyle ve hakkını elde
etmek zorunluluğu karşısında haksız olarak istendiği bilinen paranın, sanığa verildiğinden söz edilemez. İcbar, belirli bir boyuta
ulaşıp muhatabı olan şikayetçiyi etkilememiştir. Ağır bir zarara
uğramadığı düşüncesiyle ve gururunun incindiğinden bahisle aynı
gün şikayette bulunulmuştur. Sanığın “gönlünden ne koparsa ver”
demesi de, manevi cebrin belli bir şiddete ulaşmadığının göstergesidir. Şikayetçi ne verirsen ver denmesi üzerine kendiliğinden elli
bin lira vermiştir. Sanığın eylemi, görevi kötüye kullanmak suçunu
oluşturmaktadır.
(CGK-06.11.1989-265/335)
İkna suretiyle irtikap (yiyicilik) suçu memurun; sıfat veya görevini kötüye kullanarak bir kimseyi kendisine veya başkalarına
haksız olarak para vermeye ya da sair menfaatler sağlamaya veya
vaadine ikna ederek çıkar sağlaması ile oluşmaktadır. Mağdur
memura sağladığı çıkarın yasal olduğunu zannetmektedir. Yasa
dışı çıkar sağladığını bilmemektedir. Memur, yalan beyanlarıyla
mağduru kandırmaktadır. Mağdur, yaptığı ödemenin yasa ve
yönetmelikler gereğince yapılması gerektiğine inanmakta failin
iknası ile bireyin rızası fesada uğramaktadır. İkna, bireye ödemeye
mecbur olmadığı bir parayı ödemek zorunda olduğunu bildirmektedir. (Sedat Bakıcı, Açıklamalı Zimmet-İrtikap-Rüşvet Suçları, sh.
232 ve dv.)
Sanık, adliyeye çağırdığı şikayetçilerden ödenmesi gerekmeyen para cezaları ile posta ve keşif masrafı olarak bir miktar para-
374
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
nın ödenmesi icabettiğini söyleyerek haksız menfaat temin etmiştir.
Bu suretle para alınması, sanığın (zabıt katibi) bu paranın ödenmesi gerektiği hususunda şikayetçileri inandırmasından doğduğu
cihetle olayda, zincirleme biçimde ikna yoluyla yiyicilik suçu oluşmuştur.
(CGK 17.12.1996-269/286)
İrtikap (yiyicilik) suçundan, Devletin fonksiyonlarına karşı bireylerin de kurumlara duyması gereken güven sarsılmakta, memur
haksız çıkar sağlamak amacıyla kendi konumundan yararlanmaktadır. Devlet idaresi aleyhine işlenen suçlardan olduğundan, suçun
mağduru Devlettir. Buna karşılık failin hedefi olan gerçek veya tüzel
kişiler ise zarar gören konumundadır. (Sedat Bakıcı Açıklamalı
Zimmet-İrtikap-Rüşvet Suçları, sh.182)
Cebri irtikap suçundaki icbar, manevi cebir anlamındadır.
Maddi cebir kullanılmasında yağma suçu oluşur. Manevi cebrin belli
bir şiddete ulaşması, ciddi olması, baskının etkisinden kolaylıkla
kurtulma olanağının bulunmaması gerekir. (Bakıcı, age, sh.181.
Ankara 1988 ve CGK’nun 06.11.1989 gün ve 265/335 sayılı kararı)
Kontrol sırasında, arkadaşının kimlik ve pasaportunun otelde
olması nedeniyle ibraz edilemeyince, on milyon lira verildiğinde
bırakılacağının söylenmesi üzerine parası olmadığından adresini
verdiğinde serbest bırakılan şikayetçinin ihbarı üzerine numaraları
saptanan paralar verildiğinde sanıkların yakalandığı olayda; icbar
boyutuna varan bir hareket olmadığından cebri irtikap suçu, rüşvet
anlaşması olmayıp serbest bırakılmayı temin için rıza gösterilmiş
gibi görüldüğünden (görünüşte rıza, dış rıza) rüşvet suçu veya
teşebbüs olmayıp sanıkların eylemleri görevi kötüye kullanma
suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-18.05.1999-119/121)
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
375
4.5.3. Rüşvet (TCK md. 252, eski TCK md. 211-214)
Rüşvet alma suçu iki taraflı suç olup taraflar arasında iştirak
hükümleri uygulanamaz. Rüşvet anlaşması yapılmakla suç oluşturmuştur. Vaadin, işin tamamlanmasından sonra yerine getirilmesi
suçun niteliği yönünden etkili değildir.
(CGK-18.04.1994-55/103)
Basit ve nitelikli rüşvet alma suçları, rüşvet anlaşmasının yapıldığı veya rüşvetin alındığı anda tamamlanır. Anlaşma yapıldıktan
sonra vaat, taahhüt veya işin yerine getirilip getirilmemesi, sonradan anlaşmadan vazgeçilmesi ve TCY’nın 215. maddesine göre
merciine duyurulması karşı taraf yönünden suça etkili değildir.
Sanık usulsüz olması nedeniyle iptale zorunlu olduğu enerji
müsaadesi işlemlerini iptal etmemek için rüşvet istediğine göre
eylemi TCY’nın 212/2. maddesine uyan nitelikli rüşvet alma suçunu,
anlaşma sırasında hazır bulunan ve birkaç gün sonra çeki şikayetçiden alıp sanığa götüren diğer sanığın eylemi ise nitelikli rüşvet
almaya fer’an katılma suretiyle aracılık suçunu oluşturmaktadır.
(CGK-13.11.2001-242/245)
Gerek 765 sayılı Türk ceza Yasasının 213. maddesinde, gerekse suçtan dolayı 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237
sayılı Türk ceza Yasasının 252. maddesindeki düzenlemelerde;
rüşvete konu nesnenin, verenin egemenlik alanından çıkarılıp, failin
veya onun öngördüğü üçüncü kişinin egemenlik ve nüfuz alanına
sokulması ile rüşvet suçunun tamamlanmış olacağı kabul edilmekle
birlikte, öngörülen suç siyasetinin bir gereği olarak kamu görevlisi
ile iş sahibi arasında belli bir işin yapılması veya yapılmaması
amacına yönelik yarar temini öngören bir anlaşmanın gerçekleşmiş
olması da, suçun oluşumu bakımından yeterli görülmektedir. Ancak
rüşvet anlaşmasından söz edilebilmesi için, belirli bir işin yapılması
veya yapılmaması karşılığında, kamu görevlisi ile ferdin rızaları
arasında, bu iş karşılığında yarar sağlanması hususunda karşılıklı
376
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
bir mutabakat bulunmalıdır. O nedenle, memur (kamu görevlisi)
tarafından ferde veya fert tarafından memura (kamu görevlisine)
doğrudan veya dolaylı bir istek yahut önerinin yapılması ve muhatabın bunu kabul etmesi gerekmektedir.
(CGK-27.11.2007-2007/5-MD-70-2007/254)
Sanığın 2004/374 Hz. sayılı evrakta hakkında soruşturma yürütülen İ. Ç’yi evrakı inceledikten sonra serbest bıraktıığı, bu işlemden
4-7 gün sonra F. B’nin, İbrahim’in ağabeyi M. Ç’ye telefon ederek,
sanığın aracına benzin doldurmasını istediği, M. Ç’nin de kredi kartını
vererek isteğini yerine getirdiği, taraflar arasında rüşvet anlaşması
yapıldığına dair delil elde olunamadığı, toplanan delillerden eylemin
görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı düşünülmelidir.
(CGK-03.02.2006-2007/145)
Her ne kadar rüşvet almak suçundan kamu davası açılmış ise
de, sanıkla borçlu arasında bir rüşvet anlaşmasının olmadığı,
dolayısıyla rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı açıktır. Bu
nedenle, rüşvet suçundan açılan kamu davası sonunda, rüşvet
suçunun unsurlarının oluşmaması, buna karşılık görevi ihmal
suçunun unsurlarının oluşması durumunda, yeni bir davaya gerek
kalmaksızın davanın görevi ihmal suçuna dönüştürülebileceği
konusunda Genel Kurulda tam bir görüş birliği oluşmuştur.
Yukarıda açıklandığı şekilde; İcra Müdürü olan sanığın 1. İcra
Müdürlüğü tarafından borçlunun eline verilerek kendisine gönderilen
talimat üzerine hiçbir araştırma yapmadan ve İcra İflas Yasasının 106.
maddesinde gayrimenkullar için öngörülen 2 yıllık sürenin henüz
geçmediğini de göz önünde bulundurmayarak, Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazmak suretiyle borçlunun taşınmazları üzerindeki haczin
kaldırılmasını sağladığı ve bu suretle alacağın bir kısmının tahsil
edilemez hale gelmesi nedeniyle, alacaklının zarar etmesine neden
olduğu anlaşıldığından, görevi ihmal suçunu işlediği kabul edilmelidir
(CGK-12.06.2007-2007/154)
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
377
4.6. 4483 ve 3628 SAYILI KANUNLARLA İLGİLİ YARGITAY
CEZA GENEL KURULU KARARLARI TABLOSU 10
Y CGK
2010/7-106
2010/148 15.06.2010 Zimmet suçu
Y CGK
2010/4-61
2010/117 25.05.2010 Görevi kötüye kullanma
suçu
Y CGK
2009/4-204
2010/39
Y CGK
2006/7779
2009/4153 02.03.2010 Görevi kötüye kullanma
suçu
Y CGK
2009/4-137
2009/299 22.12.2009 Rüşvet suçu
Y CGK
2009/4-175
2009/237 20.10.2009 Rüşvet suçu
Y CGK
2008/5-275
2009/211 29.09.2009 Rüşvet suçu
Y CGK
2008/5-96
2009/203 14.07.2009 Resmi belgede sahtecilik
Y CGK
2009/4-3
2009/201 14.07.2009 Görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçu
Y CGK
2009/8-72
2009/198 07.07.2009 Resmi belgede sahtecilik
Y CGK
2008/5-213
2009/96
14.04.2009 Zimmet suçu
Y CGK
2008/4-267
2009/59
17.03.2009 Görevi kötüye kullanma
suçu
Y CGK
2008/YYB-277 2009/16
Y CGK
2008/4-180
10
02.03.2010 Rüşvet suçu
03.02.2009 Memurlar ve diğer kamu
görevlileri hakkında
soruşturma izni vermeye
yetkili merciler
2008/205 23.09.2008 Kamu görevlisine
görevinden dolayı
hakaret suçu
15.06.2010 tarihinden geriye doğru -5237 sayılı TCK’nin yürürlüğe girdiği1/6/2005 tarihine kadar olan 4483 ve 3628 sayılı yasalarla ilgili YCGK kararları
tabloda yer almış; bu kararlardan bazılarına kitap içeriğinde ilgili bölümlerde yer
verilmiştir.
378
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
Y CGK
2008/11-164
2008/178 24.06.2008 Kamu görevlisinin resmi
belgeyi yok etmesi
Y CGK
2008/4.MD-159 2008/175 24.06.2008 Keyfi davranmak
suretiyle görevde yetkiyi
kötüye kullanmak
Y CGK
2008/5-155
2008/173 17.06.2008 Nitelikli zimmet suçu
Y CGK
2008/11-139
2008/148 27.05.2008 Sahte evrak düzenlemek
ve kullanmak
Y CGK
2007/4.MD-220 2008/145 27.05.2008 Görevde yetkiyi kötüye
kullanmak
Y CGK
2008/6-20
Y CGK
2007/4.MD-228 2008/96
06.05.2008 Görevde yetkiyi kötüye
kullanmak
Y CGK
2007/4.MD-27 2008/95
06.05.2008 Görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçu
Y CGK
2007/4-42
01.04.2008 Görevi savsama kastı ile
hareket etmemek
Y CGK
2007/4.MD-229 2008/64
01.04.2008 Görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçu
Y CGK
2007/4.MD-61 2008/63
01.04.2008 Görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçu
Y CGK
2007/4.MD-229 2008/229 01.04.2008 Görevde yetkiyi kötüye
kullanma suçu
2008/110 13.05.2008 Resmi evrakta sahtecilik
suçu
2008/67
Y CGK
2007/4.MD-89 2008/54
18.03.2008 Görevi kötüye kullanmak
Y CGK
2008/7-14
11.03.2008 Gerçeğe aykırı mal
beyanında bulunmak
Y CGK
2007/4.MD-259 2008/47
11.03.2008 Görevi ihmal suçu
Y CGK
2007/4.MD-197 2008/46
11.03.2008 Görevde keyfi davranmak
Y CGK
2007/4MD-258 2008/24
12.02.2008 Görevi savsama kastı ile
hareket etmemek
2008/50
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
379
Y CGK
2007/4.MD-201 2008/12
29.01.2008 Kamu görevlisinin
görevinin gereklerine
aykırı davranması
Y CGK
2007/4.MD-94 2008/2
22.01.2008 Görevde yetkiyi zincirleme biçimde kötüye
kullanmak
Y CGK
2007/5-97
2007/154 19.06.2007 Rüşvet suçu
Y CGK
2006/4-297
2007/146 12.06.2007 Görevde yetkiyi kötüye
kullanma
Y CGK
2007/5-33
2007/43
20.02.2007 Zimmet suçu
Y CGK
2007/7-17
2007/42
20.02.2007 Zimmet suçu
Y CGK
2006/4-250
2007/25
06.02.2007 Görevi savsama suçu
Y CGK
2006/11-146
2007/21
06.02.2007 Güveni kötüye kullanma
suçu
Y CGK
2006/11-301
2006/296 12.12.2006 Sahtecilik suçu
Y CGK
2006/4-217
2006/294 12.12.2006 Memura müessir fiil
Y CGK
2006/17-293
2006/285 05.12.2006 Mal beyanında bulunmamak
Y CGK
2006/YYB-280 2006/277 05.12.2006 Hizmet nedeniyle güveni
kötüye kullanmak
Y CGK
2006/4-129
2006/230 07.11.2006 Görevde yetkisini kötüye
kullanmak suçu
Y CGK
2006/11-183
2006/216 17.10.2006 Resmi belgede sahtecilik
suçu
Y CGK
2006/5-165
2006/213 17.10.2006 Nitelikli zimmet suçu
Y CGK
2006/4-164
2006/201 26.09.2006 Görevde keyfi işlemde
bulunmak
Y CGK
2006/4-157
2006/200 26.09.2006 Görevde yetkiyi kötüye
kullanmak
Y CGK
2006/5-182
2006/182 11.07.2006 Resmi belgede sahtecilik
380
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yol. Müc. Mev. ve Karar Örnekleri
Y CGK
2006/5-127
2006/180 04.07.2006 Rüşvet alma ve verme
suçu
Y CGK
2006/4-122
Y CGK
2006/4-121
2006/162 13.06.2006 Görevde yetkiyi kötüye
kullanmak
2006/156 06.06.2006 Görevi kötüye kullanmak
Y CGK
2006/4-116
2006/138 09.05.2006 Görevde keyfi davranmak
Y CGK
Y CGK
2005/4-169
2006/111 04.04.2006 Görevi kötüye kullanmak
2006/5-MD-98 2006/110 04.04.2006 Görevi kötüye kullanmak
Y CGK
2006/4.MD-38 2006/94
28.03.2006 Başbakanın soruşturma
izni vermesi
Y CGK
2005/4-165
2006/31
21.02.2006 Görevi savsamak suçu
Y CGK
2005/110
2005/159 26.12.2005 Görevi ihmal suçunu
işleyen memur
Y CGK
2005/5-39
2005/96
12.07.2005 Rüşvet alma suçu
5. ESKİ VE YENİ TÜRK CEZA KANUNLARININ
MADDELER VE KENAR BAŞLIKLARI İTİBARİYLE KARŞILAŞTIRMA TABLOSU
5.1. KARŞILAŞTIRMA TABLOSU
765 s.K. 5237 s.K.
5237 s.K. Kenar Başlıkları
Madde No Madde No
1
2
Suçta ve cezada kanunilik ilkesi
2
7
Zaman bakımından uygulama
3
8,9
Yer bakımından uygulama, Yabancı ülkede hüküm
verilmesi
4
10,13 Görev suçları, Diğer suçlar
5
11
Vatandaş tarafından işlenen suç
6
12
Yabancı tarafından işlenen suç
7
12
Yabancı tarafından işlenen suç
8
17
Hak yoksunlukları
9
18
Geri verme
10
5
Özel kanunlarla ilişki
10/a
19
Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması
11
45,46 Cezalar, hapis cezaları
12
13
47,48 Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Müebbet
hapis cezası
14
15
49
Süreli hapis cezası
16
17
18
19
52
Adli para cezası
20
53
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
21
-
382
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
52
53
61
61
53
53
53
54,55
16,63
53
4
21
32,34,57
Adli para cezası
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
Cezaların belirlenmesi
Cezaların belirlenmesi
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma
Eşya müsaderesi, Kazanç müsaderesi
Cezadan mahsup, Mahsup
Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma
Kanunun bağlayıcılığı
Kast
Akıl hastalığı, Geçici nedenler, alkol ve uyuşturucu
madde etkisinde olma, Akıl hastalarına özgü
güvenlik tedbirleri
32,34,57 Akıl hastalığı, Geçici nedenler, alkol ve uyuşturucu
madde etkisinde olma, Akıl hastalarına özgü
güvenlik tedbirleri
32,34,57 Akıl hastalığı, Geçici nedenler, alkol ve uyuşturucu
madde etkisinde olma, Akıl hastalarına özgü
güvenlik tedbirleri
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
49
24,25
50
27
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66-77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
29
30
31
31
31
33
33
62
35,36
35
37,38
39
42
44
43
58
58
58
58
58
58
58
383
Kanunun hükmü ve amirin emri, meşru savunma ve
zorunluluk hali
Sınırın aşılması
Haksız tahrik
Hata
Yaş küçüklüğü
Yaş küçüklüğü
Yaş küçüklüğü
Sağır ve dilsizlik
Sağır ve dilsizlik
Takdiri indirim nedenleri
Suça Teşebbüs, Gönüllü vazgeçme,
Suça Teşebbüs
Faillik Azmettirme
Yardım etme
Bileşik suç
Fikri içtima
Zincirleme suç
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
384
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
51
51
51
51
64
65
65
73
100
101
102
103
104
105
106
107
108
74
66
66
67
67
67
67
73
109
110
111
66
74
73
112
113
114
115
116
117
68
68
71
69
72
72
Hapis cezasının ertelenmesi
Hapis cezasının ertelenmesi
Hapis cezasının ertelenmesi
Hapis cezasının ertelenmesi
Sanığın veya hükümlünün ölümü
Af
Af
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı
suçlar, uzlaşma
Dava veya cezanın düşmesinin etkisi
Dava zamanaşımı
Dava zamanaşımı
Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi
Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi
Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi
Dava zamanaşımının durması veya kesilmesi
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı
suçlar, uzlaşma
Dava zamanaşımı
Dava veya cezanın düşmesinin etkisi
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı
suçlar, uzlaşma
Ceza zamanaşımı
Ceza zamanaşımı
Ceza zamanaşımının kesilmesi
Ceza zamanaşımı ve hak yoksunlukları
Zamanaşımının hesabı ve uygulanması
Zamanaşımının hesabı ve uygulanması
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
68
75
74
302
303
304,305
385
Ceza zamanaşımı
Ön ödeme
Dava veya cezanın düşmesinin etkisi
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak
Düşmanla işbirliği yapmak
Devlete karşı savaşa tahrik, Temel milli yararlara
karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama
306
Yabana devlet aleyhine asker toplama
307,308 Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri
yararına anlaşma, Düşman devlete maddi ve mali
yardım
322
Savaş zamanında yükümlülükler
307
Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri hareketleri
yararına anlaşma
326,327,33 Devletin güvenliğine ilişkin belgeler, Devletin
4
güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, Yasaklanan
bilgileri temin
328,331,33 Siyasal ve askeri casusluk, Uluslar arası casusluk,
5
Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini
338
Taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi
322,339 Askeri yasak bölgelere girme,
Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma
329,330 Devletin güvenliğine ve siyasal, Gizli kalması
gereken bilgileri açıklama yararlarına ilişkin bilgileri
açıklama
336,337 Yasaklanan bilgileri açıklama,
Yasaklanan bilgileri siyasal ve askeri casusluk
maksadıyla açıklama
333
Devletin sırlarından yararlanma,
Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik
386
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
139
140
141
142
143
144
145
146
321
325
300
309,311
147
148
149
312
320
214,313
150
151
152
153
315
278
317
265,319
154
155
156
157
158
159
318
310
310
299
301
160
161
162
163
164
165
166
299
323
340
341
342
Savaş zamanında emirlere uymama
Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
Anayasayı ihlal,
Yasama organlarına karşı suç
Hükümete karşı suç
Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma
Suç işlemeye tahrik, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı silahlı isyan
Silah sağlama
Suçu bildirmeme
Askeri komutanlıkların gaspı
Görevi yaptırmamak için direnme, Askerleri
itaatsizliğe teşvik
Halkı askerlikten soğutma
Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı
Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı
Cumhurbaşkanına hakaret
Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama
Cumhurbaşkanına hakaret
Savaşta yalan haber yayma
Yabancı devlet başkanına karşı suç
Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret
Yabancı devlet temsilcilerine karşı suç
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
167
168
169
170
171
172
173
174
175
343
314
220,314,31
5
314
316
114
115,216
176
130, 153
177
130, 153
178
179
180
181
182
130
109,110
109,110
109
109, 234
183
188
120
106,108,
112,113
115,119
189
190
191
192
193
194
6/f
106
107
116
116,119
387
Karşılıklılık koşulu
Silahlı örgüt
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, Silahlı örgüt,
Silah sağlama
Silahlı örgüt
Suç için anlaşma
Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi
İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını
engelleme, Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve
aşağılama
Kişinin hatırasına hakaret, ibadethanelere ve
mezarlıklara zarar verme
Kişinin hatırasına hakaret, ibadethanelere ve
mezarlıklara zarar verme
Kişinin hatırasına hakaret,
Kişiyi hürriyetten yoksun kılma, Etkin pişmanlık
Kişiyi hürriyetten yoksun kılma, Etkin pişmanlık
Kişiyi hürriyetten yoksun kılma,
Kişiyi hürriyetten yoksun kılma, Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması
Haksız arama
Tehdit, cebir, Eğitim ve öğretim engellenmesi,
Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi,
inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını
engelleme, Ortak hüküm
Tanımlar
Tehdit
Şantaj
Konut dokunulmazlığının ihlali,
Konut dokunulmazlığının ihlali, Ortak hüküm
388
195
196
197
198
199
200
201
201/a
201/b
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
213
215
216
217
218
219
220-227
228
229
230
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
132
132
139
137
117,119
79
80
247, 248
251
252
259
250
252
252
252
252
254
255
249
257
258
257
Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Haberleşmenin gizliliğini ihlal
Şikayetler
Nitelikli haller
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali , ortak hüküm
Göçmen kaçakçılığı
İnsan ticareti
Zimmet, Etkin pişmanlık
Denetim görevinin ihmali
Rüşvet
Kamu görevlisinin ticareti
İrtikap
Rüşvet
Rüşvet
Rüşvet
Rüşvet
Etkin pişmanlık
Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama
Daha az cezayı gerektiren hal
Görevi kötüye kullanma
Göreve ilişkin sırrın açıklanması
Görevi kötüye kullanma
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
277
279
260
230
259
257
257
219
219
94, 95
256
261
261
262
264
265
265
265
265
265
6
265
263
389
Yargı görevi yapanı etkileme
Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi
Kamu görevinin terki veya yapılmaması
Birden çok evlilik, hileli evlenme, dinsel tören
Kamu görevlisinin ticareti
Görevi kötüye kullanma
Görevi kötüye kullanma
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma
İşkence, Neticesi sebebiyle ağırlaşmış işkence
Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf
Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma
Görevi yaptırmamak için direnme
Görevi yaptırmamak için direnme
Görevi yaptırmamak için direnme
Görevi yaptırmamak için direnme
Görevi yaptırmamak için direnme
Tanımlar
Görevi yaptırmamak için direnme
Kanuna aykırı eğitim
390
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
262
263
196
195
264
170,174
265
266
267
268
269
270
271
272
273
274
275
276
125
125
127
265
129
203
281
289,290
277
278
279
280
281
282
283
284
158
6/c
266
270,271
291
285
286
287
Usulsüz ölü gömülmesi
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirlere aykırı davranma
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması,
Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması
veya el değiştirilmesi
Hakaret
Hakaret
İsnadın ispatı
Görevi yaptırmamak için direnme
Haksız fiil nedeniyle karşılıklı hakaret
Mühür bozma
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme
Muhafaza görevini kötüye kullanma,
Resmen teslim olan mala el konulması ve bozulması
Nitelikli dolandırıcılık
Tanımlar
Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçtan kullanma
Suç üstlenme, suç uydurma
Başkası yerine ceza infaz kurumuna veya tutukevine girme
267,269 İftira, Etkin pişmanlık
272, 276 Yalan tanıklık, Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya
tercümanlık
275
Yalan yere yemin
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
288
273
289
290
291
292
293
294
295
296
274
276
281,
283,284
297
298
299
300
301
302
303
304
305
306
307
307/a
307/b
308
281
292
292
293
294
294
295
296
295
295
297
298
144,150,15
9
290
290
214,218
215,216,
217,218
309
310
311
312
391
Şahsi cezasızlık veya cezanın azaltılmasını
gerektiren sebepler
Etkin pişmanlık
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme,
Suçluyu kayırma, Tutuklu, hükümlü veya suç
delillerini bildirmeme
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme
Hükümlü veya tutuklunun kaçması
Hükümlü veya tutuklunun kaçması
Etkin pişmanlık
Kaçmaya imkan sağlama
Kaçmaya imkan sağlama
Muhafızın görevini kötüye kullanması
Hükümlü veya tutuklunun ayaklanması
Muhafızın görevini kötüye kullanması
Muhafızın görevini kötüye kullanması
İnfaz kurumu veya tutukevine yasak eşya sokmak
Hak kullanımın ve beslenmeyi engelleme
Daha az cezayı gerektiren haller
Resmen teslim olan mala el konulması ve bozulması
Resmen teslim olan mala el konulması ve bozulması
Suç işlemeye tahrik, Ortak hüküm
Suçu ve suçluyu övme, Halkı kin ve düşmanlığa
tahrik ve aşağılama, Kanunlara uymaya tahrik,
Ortak hüküm
392
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
312/a
213
313
314
315
316
317
318
319
320
321
322
323
220
220
197
197
197
199
200
324
200
325
326
327
328
329
330
331
332
333
334
335
336
337
338
339
201
199
198
202
202
204
Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla
tehdit
Suç işlemek amacıyla örgü kurma
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Parada sahtecilik
Parada sahtecilik
Parada sahtecilik
Kıymetli dalgada sahtecilik
Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan
araçlar
Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan
araçlar
Etkin pişmanlık
Kıymetli damgada sahtecilik
Paraya eşit sayılan değerler
Mühürde sahtecilik
Mühürde sahtecilik
Resmi belgede sahtecilik
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
340
341
342
343
344
345
204
204
204
206
207,208
346
347
348
207
207,211
205,208
349
350
351
352
353
354
355
356
357
358
359
360
361
362
363
364
210
210
237
237
238
236
239
365
239
366
367
235
235
393
Resmi belgede sahtecilik
Resmi belgede sahtecilik
Resmi belgede sahtecilik
Resmi belgelerin düzenlenmesinde yalan beyan
Özel belgede sahtecilik, Özel belgeyi bozmak, yok
etmek veya gizlemek
Özel belgede sahtecilik
Özel belgede sahtecilik
Resmi belgeyi bozmak, yok etmek, gizlemek, Özel
belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
Resmi belge hükmünde belgeler
Resmi belge hükmünde belgeler
Fiyatları etkileme
Fiyatları etkileme
Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma
Edinim ifasına fesat karıştırma
Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması
Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması
İhaleye fesat karıştırma
İhaleye fesat karıştırma
394
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
368
369
370
371
372
373
374
375
376
377
378
379
380
381
382
383
384
235
170
170
172
170
170
170
171
223
385
179,223
386
387
388
389
390
391
392
393
394
395
179
180
124
179
185
186
396
-
İhaleye fesat karıştırma
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Radyasyon yayma
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
Etkin pişmanlık, Ulaşım araçlarının kaçırılması veya
alıkonulması
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma
Haberleşmenin engellenmesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Zehirli madde katma
Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaçların
ticareti
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
397
187
398
399
400
401
402
403
185
240
188,191
404
405
406
407
408
409
410-413
414
415
416
417
418
419
420
421
395
Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak
biçimde ilaç yapma veya satma
Zehirli madde katma
Mal veya hizmet satımından kaçınma
Uyuşturucu veya uyarıcı madde, Kullanmak için
uyuşturucu madde satın almak, kabul etmek veya
bulundurmak imal ve ticareti
190,191,19 Uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma,
4
Kullanmak için uyuşturucu madde satın almak,
kabul etmek veya bulundurmak, Sağlık için tehlikeli
madde temini
192
Etkin pişmanlık
188, 190 Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını
kolaylaştırma
193
Zehirli madde imal veya ticareti
103,104 Çocukların cinsel istismarı, Reşit olmayanla cinsel
ilişki
103
Çocukların cinsel istismarı
102,103,10 Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, Reşit
4
olmayanla cinsel ilişki
102,103 Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı,
102,103 Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı,
225
Hayasızca hareketler
102,103,10 Cinsel saldırı, Çocukların cinsel istismarı, Cinsel
5
taciz
396
422-425
426
427
428
429
430
431
432
433-434
435
436
437-444
445
446
447
448
449
450
451
452
453
454
455
456
457
458
459
460-467
468
469
470
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
226
226
226
199
199
199
110
227
227
231
231
81
82
82
86
84
85
86
86
87
89
99
100
-
Müstehcenlik
Müstehcenlik
Müstehcenlik
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Etkin pişmanlık
Fuhuş
Fuhuş
Çocuğun soybağını değiştirme
Çocuğun soybağını değiştirme
Kasten öldürme
Nitelikli haller (adam öldürme)
Nitelikli haller (adam öldürme)
Kasten yaralama
İntihara yönlendirme
Taksirle öldürme
Kasten yaralama
Kasten yaralama
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Taksirle yaralama
Çocuk düşürtme
Çocuk düşürme
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
471
472
473
474-475
476
101
97
98
477
478
479
480
481
482
483
484
485
486
487
488
489
490
491
492
493
494
232
96,232
125
127
125
125
126
129
128
131
141,142
142,143
142
144,146,14
7
148
148
149
148
6/e
495
496
497
498
499
500
501
502
Kısırlaştırma
Terk
Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine
getirilmemesi
Kötü muamele
Eziyet, Kötü muamele
Hakaret
İsnadın ispatı
Hakaret
Hakaret
Mağdurun belirlenmesi
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
İdari ve savunma dokunulmazlığı
Soruşturma ve kovuşturma koşulu
Hırsızlık
Suçun gece vakti işlenmesi
Nitelikli hırsızlık
Daha az cezayı gerektiren haller
Yağma
Yağma
Nitelikli yağma
Yağma
Tanımlar
397
398
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
503
504
505
506
507
508
509
157
158
158
161
162
155
156,209
510
511
155
160
512
513
514
515
516
517
518
519
520
521-a
521-b
521
522
523
524
165
154
151,152
163
151
145
168
167
525
525/a
525/b
243
244
525/c
244
Dolandırıcılık
Nitelikli dolandırıcılık
Nitelikli dolandırıcılık
Hileli iflas
Taksirli iflas
Güveni kötüye kullanma
Bedelsiz senedi kullanma,Açığa imzanın kötüye
kullanılması
Güveni kötüye kullanma
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya
üzerinde tasarruf
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
Hakkı olmayan yere tecavüz
Mala zarar vermenin nitelikli halleri
Karşılıksız yararlanma
Mala zarar verme
Malın değerinin az olması
Etkin pişmanlık
Şahsi cezasızlık sebebi ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep
Bilişim sistemine girme
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya
değiştirme
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya
değiştirme
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
526
527-529
530
531-544
545
546
547
548
549
550
551
552
553
554
555
556
557
558
559
560
222
Etkin pişmanlık
280
229
123
123
170
176
176
176
178
175
Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi
561
175
562
563
177
564
177
565
566
567
568
179
228
-
399
Dilencilik
Kişilerin huzur ve sükununu bozma
Kişilerin huzur ve sükununu bozma
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması
İnşaat ve yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama
İnşaat ve yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama
İnşaat ve yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama
İşaret ve engel koymama
Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali
Akıl hastası üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğünün ihlali
Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest
bırakılması
Hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest
bırakılması
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Kumar oynamaması için yer ve imkan sağlama
400
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
569
228
570-573
574
575-590
591
592
194
344
345
Tanımlar, kumar oynaması için yer ve imkan
sağlama
Sağlık için tehlikeli madde temini
Yürürlük
Yürütme
5.2. 5237 SAYILI TÜRK CEZA KANUNU İLE GETİRİLEN
YENİ HÜKÜMLER
Madde No
1
3
14
15
20
23
26
28
40
41
55
56
59
60
70
76
77
78
83
Madde Başlıkları
Ceza Kanunun amacı
Suçta ve cezada kanunilik ilkesi
Seçimlik cezalarda soruşturma
Soruşturma koşulu olan cezanın hesaplanması
Ceza sorumluluğunun şahsiliği
Netice sebebiyle ağırlaşmış suç
Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit
Bağlılık kuralı
İştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme
Kazanç müsaderesi
Çocuklara özgü güvenlik tedbiri
Sınır dışı edilme
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri
Müsadere zamanaşımı
Soykırım
İnsanlığa karşı suçlar
Örgüt
Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
90
91
92
93
118
121
122
133
134
135
136
137
139
140
172
181
182
183
184
224
233
241
245
282
285
286
287
288
324
401
İnsan üzerinde deney
Organ veya doku ticareti
Zorunluluk hali
Etkin pişmanlık
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi
Ayrımcılık
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
Özel hayatın gizliliğini ihlal
Kişisel verilerin kaydedilmesi
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Nitelikli haller
Şikayet
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Radyasyon yayma
Çevrenin kasten kirletilmesi
Çevrenin taksirle kirletilmesi
Gürültüye neden olma
İmar kirliliğine neden olma
Kıt’a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgedeki sabit
platformların işgali
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
Tefecilik
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama
Gizliliğin ihlali
Ses veya görüntülerin kayda alınması
Genital muayene
Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs
Seferberlikle ilgili görevin ihmali
402
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
5.3. TÜRK CEZA KANUNU ALFABETİK DİZİN (MADDELER
İTİBARİYLE)
A
Açığa imzanın kötüye kullanılması.............................................209/1
- hukuka aykırı olarak ele geçirip
doldurmak...........................................................................209/2
Adalet Bakanının istemi................................................ 12/3,4, 13/2,3
Adli para cezası............................................................ 50/1-7, 52/1-4
Af .....................................................................................................65
- genel af...............................................................................65/1
- özel af .................................................................................65/2
- cezaya bağlı hak yoksunluğunda
özel af ...................................................................................65/3
- müsadere veya ödenen adli para
cezasına etkisi ......................................................................74/1
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ...........................................47/1
Aile hukukundan doğan yükümlülüğün
ihlali.............................................................................................233/1
- hamile eşini veya yaşadığı kadını
terk etmek...........................................................................233/2
- çocuklarının ahlak, güvenlik ve
sağlığını tehlikeye sokmak .................................................233/3
Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri .........................................57
Akıl hastalığı ..............................................................................32/1,2
Akıl hastası üzerindeki bakım ve
gözetim yükümlülüğünün ihlali ...................................................175/1
Alenen cinsel ilişkide bulunmak .................................................225/1
Alkol veya uyuşturucu madde etkisinde
suç işleme..................................................................................34/1,2
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
403
Altsoy üzerindeki velayet, vesayet, kayyımlık
hakkından yoksunluk....................................................................53/3
Amirin emrini yerine getirme .....................................................24/2,3
Anayasayı ihlal ............................................... 309/1-3, 314, 315, 316
Askeri tesisleri tahrip ve düşman askeri
hareketleri yararına anlaşma.......................... 307/1-7, 314, 315, 316
Askeri komutanlıkların gasbı ...................................................317/1,2
Askeri teşkilatı alenen aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü,
Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama
Askeri yasak bölgelere girme ......................................... 332/1-2, 338
Askerleri itaatsizliğe teşvik ..................................................... 319/1-3
Atom enerjisi ile patlamaya neden olma .................................173/1,2
Aynı konutta birlikte yaşadıklarına kötü
muamele.....................................................................................232/1
- disiplin yetkisini kötüye kullanma .....................................232/2
Aynı neviden fikri içtima................................................................43/2
Ayrımcılık....................................................................................122/1
Azmettireni ortaya çıkarma ..........................................................38/3
Azmettirme .......................................................................... 38, 214/3
B
Bağlılık kuralı ................................................................................40/1
Banka ve kredi kartlarının kötüye
kullanılması....................................................................................245
- başkasına ait kredi veya banka
kartını kullanma ..................................................................245/1
- sahte kart üretmek, satmak,
devretmek vs. .....................................................................245/2
- sahte kartla çıkar sağlamak .............................................245/3
- cezasızlık hali ...................................................................245/4
404
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
- etkin pişmanlık..................................................................245/5
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri..................................246
Basın ve yayın............................................................................ 6/1-g
Başkası yerine ceza infaz kurumuna
veya tutukevine girme ................................................................291/1
Başkasına ait kimlik veya kimlik
bilgilerinin kullanılması ...............................................................268/1
Başkasının suçunu üstlenme ⇒ Bkz. Suç üstlenme
Bayrağa hakaret ⇒ Bkz. Devletin egemenlik
alametlerini aşağılama
Bedelsiz senedi kullanma...........................................................156/1
- şahsi cezasızlık nedeni, cezada
indirim ..............................................................................167/1,2
Belli haklardan yoksunluk.............................................................53/1
- süresi ...............................................................................53/2,3
- ertelenmiş kısa süreli hapiste.............................................53/4
- küçükler hakkında ..............................................................53/4
- hak ve yetkilerin kötüye
kullanılarak işlenen suçlarda ................................................53/5
- taksirli suçlarda...................................................................53/6
- cezaya bağlı hak yoksunluğunda
özel af ...................................................................................65/3
Bildirim yükümlülüğünün yerine
getirilmemesi .............................................................................98/1,2
Bileşik suç.....................................................................................42/1
Bilgi vermeme.............................................................................166/1
- şahsi cezasızlık ve cezada indirim................................167/1,2
Bilinçli taksir..................................................................................22/3
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
405
Bilişim sistemine girme...............................................................243/1
- suçun bedelli sistemler hakkında işlenmesi.....................243/2
- verilerin yok olması veya değişmesi ................................243/3
- sistemin işleyişini engelleme veya bozma .......................244/1
- verileri bozma, yok etme, değiştirme vs...........................244/2
- nitelikli haller.....................................................................244/3
- haksız çıkar sağlama .......................................................244/4
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri..................................246
Birden fazla evlilik....................................................................230/1,2
- hileli evlenme....................................................................230/3
- zamanaşımının başlangıcı ...............................................230/4
- evlenme olmaksızın dinsel tören yaptırmak.....................230/5
- evlenme olmaksızın dinsel tören yapmak........................230/6
Bozulmuş veya değiştirilmiş gıda veya ilaç ticareti ....................186/1
- nitelikli haller.....................................................................186/2
Bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbire uymama ..............................195/1
C
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit sonucu suç işleme..................28
Cebir ..............................................................................................108
- güvenlik tedbiri ....................................................................111
Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hak kullanımını
ve beslenmeyi engelleyenler.................................................. 298/1-3
Ceza Kanunu
- amaç........................................................................................1
- bilmeme ...................................................................................4
406
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
- özel kanunlarla ilişki ................................................................5
- tanımlar....................................................................................6
Ceza sorumluluğu ........................................................................20/1
Ceza zamanaşımı ...........................................................................68
- ‘nın süresi ........................................................................68/1,2
- ‘nın uygulanmayacağı suçlar .............................................68/3
- türleri başka cezaları içeren hükümlerde ...........................68/4
- başlangıç tarihi ...................................................................68/5
- hak yoksunluklarında ............................................................69
- müsaderede ..........................................................................70
- kesilmesi..........................................................................71/1,2
- ‘nın hesabı ve uygulanması ............................................72/1,2
Cezadan mahsup ............................................................................16
Cezalar .........................................................................................45/1
Cezanın belirlenmesi.............................................................. 61/1-10
Cezanın düşmesinin etkileri .........................................................74/3
Cinsel saldırı..................................................................................102
- vücuda organ veya sair cisim sokulması .........................102/2
- nitelikli haller.....................................................................102/3
- ‘da cebir kullanılması........................................................102/4
- sonucu mağdurun beden veya ruh sağlığının
bozulması ...........................................................................102/5
- sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya
ölümü ..................................................................................102/6
Cinsel taciz .................................................................................105/1
- nitelikli haller.....................................................................105/2
Cumhurbaşkanına hakaret..................................................... 299/1-3
- suikast ve fiili saldırı ............................. 310/1-2, 314, 315, 316
Cumhuriyeti aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü, Cumhuriyeti,
Devletin kurum ve organlarını aşağılama
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
407
Ç
Çevrenin kasten kirletilmesi .......................................................181/1
- atıkları izinsiz olarak ülkeye sokma..................................181/2
- nitelikli haller..................................................................181/3,4
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................181/5
Çevrenin taksirle kirletilmesi....................................................182/1,2
Çocuk ......................................................................................... 6/1-b
- düşürtme ........................................................................ 99/1-6
- düşürme...............................................................................100
- ‘ların cinsel istismarı............................................................103
- vücuda organ veya sair cisim sokulması .........................103/2
- nitelikli haller..................................................................103/3,4
- ayrıca kasten yaralama ....................................................103/5
- mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması.............102/6
- mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü.................102/7
- 15 yaşını bitirmiş çocukla cinsel ilişki...............................104/1
- soybağını değiştirme ........................................................231/1
- sağlık kurumunda çocukları karıştırma ............................231/2
- çocukların ahlak, güvenlik ve sağlığını tehlikeye
sokmak ...............................................................................233/3
- velayet yetkisi elinden alınanın çocuk kaçırması..........234/1,2
- evini terk eden çocuğu yanında tutma .............................234/3
D
Dava zamanaşımı ...........................................................................66
- süresi ...............................................................................66/1,2
- suçun nitelikli hallerinde .....................................................66/3
- süresinin belirlenmesi.........................................................66/4
408
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
- tekrar yargılamayı gerektiren haller ...................................66/5
- başlangıç tarihi ............................................ 66/6, 230/4, 267/8
- ‘nın uygulanmayacağı suçlar ................. 66/7, 76/4, 77/4, 78/3
- ‘nın durması........................................................................67/1
- ‘nın kesilmesi.................................................................. 67/2-4
- ‘nın hesaplanması ..............................................................72/1
- ‘nın uygulanması ................................................................72/2
- ‘nın düşmesinin etkileri.......................................................74/2
Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma..............339/1,2
Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde
sadakatsizlik ................................................................... 333/1-4, 338
Devlete karşı savaşa tahrik ............................ 304/1-3, 314, 315, 316
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma.............................302/1
- ayrıca başka suçun işlenmesi ..........................................302/2
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................302/3
- silahlı örgüt ................................................................... 314/1-3
- silah sağlama ...................................................................315/1
- suç için anlaşma........................................................... 316/1-2
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama...................................300
- Türk bayrağını aşağılama ................................................300/1
- İstiklal Marşını aşağılama.................................................300/2
- suçun yabancı ülkede Türk vatandaşı tarafından
işlenmesi.............................................................................300/3
Devletin güvenliği ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri
açıklama ......................................................................... 329/1-3, 338
Devletin güvenliğine ilişkin belgeler üzerindeki suçlar... 326/1-2, 338
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme.............. 327/1-2, 338
Devrim kanunları ........................................................................222/1
Dilekçe hakkının kullanılmasını engelleme................................121/1
Din hizmetlerini kötüye kullanma............................................ 219/1-5
Dini ibadet ve ayinlerin toplu yapılmasını engelleme.................115/2
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
409
Disiplin yetkisinin kötüye kullanılması ........................................232/2
Dolandırıcılık...............................................................................157/1
- nitelikli haller.....................................................................158/1
- kamu görevlilerince hatırı sayıldığından bahisle..............158/2
- alacağın tahsili amacıyla ..................................................159/1
- şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim......................167/1,2
- etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................169/1
Düşman devlete maddi ve mali yardım.......... 308/1-4, 314, 315, 316
Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü...........................325/1
Düşmanla işbirliği yapmak ............................. 303/1-4, 314, 315, 316
E
Edimin ifasına fesat karıştırma.................................... 236/1-3, 242/1
Eğitim ve öğretimin engellenmesi ..............................................112/1
- nitelikli haller..................................................................119/1,2
Emniyet teşkilatını alenen aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü,
Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama
Eşitlik ilkesi .....................................................................................3/2
Eşyanın müsaderesi.....................................................................54/1
- eşdeğer müsaderesi...........................................................54/2
- ‘nin ağır sonuçlar doğurması..............................................54/3
- suç oluşturan eşyalar .........................................................54/4
- kısmi müsadere ..................................................................54/5
- paydaş olunan eşyada payın müsaderesi .........................54/6
- kazanç müsaderesi .........................................................55/1,2
- müsadere kararının infazında zamanaşımı ..........................70
Efrada kötü muamele .................................................................232/1
Eziyet............................................................................................96/1
- nitelikli haller.......................................................................96/2
410
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
F
Fail................................................................................................37/1
Farklı neviden fikri içtima........................................... 44/1, 90/5, 91/8
Fiyatları etkileme ......................................................... 237/1-3, 242/1
Fuhuş...................................................................................... 227/1-8
G
Gece ........................................................................................... 6/1-e
Geçici bir nedenle irade kaybı üzerine suç işleme.......................34/1
Geçici kanunlar...............................................................................7/4
Gelip geçilen yerlerdeki işlerden dolayı işaret koymama
veya kaldırma .............................................................................178/1
Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması ...............................170
- korku, panik yaratabilecek tarzda yangın, bina
çökmesi, toprak kayması, çığ düşmesi, sel, taşkın,
silahla ateş, patlayıcı madde...........................................170/1,2
Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması ...........................171/1
- yangın, bina çökmesi, toprak kayması, çığ
düşmesi, sel, taşkına neden olma......................................171/1
Genital muayene .....................................................................287/1,2
Gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık................................ 276/1-2
Gerçek içtima............77/2, 106/3, 109/6, 119/2, 149/2, 265/5, 292/4,
302/2, 303/3, 309/2, 311/2, 312/2, 313/4
Geri verme.......................................................................................18
Gizli bilgilerin açıklanması.............................................. 330/1,2, 338
Gizliliğin ihlali .................................................................................285
- soruşturmanın gizliliğini ihlal ............................................285/1
- kapalı duruşmanın gizliliğini ihlal......................................285/2
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
411
- suçun basın yayın yoluyla işlenmesi................................285/3
- kişilerin suçlu oldukları izlenimini vermek ........................285/4
Göçmen kaçakçılığı.................................................................. 79/1-3
Gönüllü vazgeçme........................................................... 36/1, 41/1,2
Görev suçları ...................................................................................10
Göreve ilişkin sırrın açıklanması .............................................258/1,2
Görevi ihmal ...............................................................................257/2
Görevi kötüye kullanma...........................................................257/1,3
Görevi yaptırmamak için direnme ..............................................265/1
- suçun yargı görevini yapanlara karşı işlenmesi...............265/2
- nitelikli haller..................................................................265/3,4
- ayrıca kasten yaralama suçunun işlenmesi .....................265/5
Gürültüye neden olma ................................................................183/1
Güveni kötüye kullanma.............................................................155/1
- nitelikli haller.....................................................................155/2
- şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim......................167/1,2
- etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................169/1
Güvenlik tedbiri.............................................................................20/2
Güvenlik tedbirleri...................................................................... 53-60
- hak yoksunlukları...................................................................53
- müsadere ........................................................................54, 55
- çocuklara özgü ......................................................................56
- akıl hastalarına özgü .............................................................57
- suçta tekerrür ........................................................................58
- sınırdışı edilme ......................................................................59
- tüzel kişiler hakkında.....60, 76/3, 77/3, 78/2, 79/3, 80/4, 90/6,
91/7, 111/1, 140/1, 181/5, 189/1, 226/6, 227/7, 228/3, 242/1,
246, 253/1, 282/4, 302/3, 304/3, 309/3
412
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
H
Haberleşmenin engellenmesi.....................................................124/1
- nitelikli haller................................................................. 124/2-3
Haberleşmenin gizliliğini ihlal .....................................................132/1
- içeriğini açıklama...........................................................132/2,3
- içeriğini basın yayın yoluyla açıklama..............................132/4
- şikayet ..............................................................................139/1
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1
Hak yoksunlukları ⇒ Bkz. Belli haklardan yoksunluk
Hakaret .......................................................................................125/1
- iletiyle işlenmesi ...............................................................125/2
- nitelikli haller.....................................................................125/3
- alenen işlenmesi...............................................................125/4
- kurul halindeki kamu görevlilerine karşı...........................125/5
- mağdurun belirlenmesi.....................................................126/1
- isnadın ispatı ................................................................ 127/1-2
- iddia ve savunma dokunulmazlığı....................................128/1
- haksız fiil nedeniyle hakaret.............................................129/1
- kasten yaralamaya karşılık hakaret .................................129/2
- karşılıklı hakaret ...............................................................129/3
- ölünün hatırasına hakaret ................................................130/1
- ölünün ceset ve kemiklerini almak, tahkir etmek .............130/2
- soruşturma ve kovuşturma koşulu ...................................131/1
- mağdurun şikayet etmeden ölümü...................................131/2
Hakkı olmayan yere tecavüz .........................................................154
- taşınmaz veya eklentilerini işgal, sınır bozma .................154/1
- köy tüzel kişiliğine ait yerler..............................................154/2
- suların mecrasını değiştirme............................................154/3
- şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim......................167/1,2
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
413
Hakkın kullanılması ......................................................................26/1
Haklı savunma..............................................................................25/1
Haksız arama .............................................................................120/1
Haksız tahrik.................................................................................29/1
Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit 213/1,2, 218
Halkı askerlikten soğutma .......................................................318/1,2
Halkı kanunlara uymamaya tahrik.................................. 217/1, 218/1
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama.......... 216/1-3, 218/1
Hamile eşini veya yaşadığı kadını terk etmek ...........................233/2
Hapis cezaları...............................................................................46/1
- seçenek yaptırıma çevirme ............................................ 50/1-7
- erteleme.......................................................................... 51/1-8
Hata .................................................................................................30
- suçun maddi unsurlarında..................................................30/1
- suçun nitelikli unsurlarında.................................................30/2
- hukuka uygunluk sebeplerinin maddi
unsurlarında..........................................................................30/3
- kusurluluğu ortadan kaldıran veya azaltan bir
nedenin maddi unsurlarında.................................................30/3
- işlenen bir fiilin esasında haksızlık oluşturduğu
hususunda kaçınılmaz hata..................................................30/4
Hayasız hareketler .....................................................................225/1
Hayvanın tehlikeli olabilecek şekilde bırakılması.......................177/1
Hırsızlık.................................................................................. 141-147
- enerji.................................................................................141/2
- kamu kurum ve kuruluşlarında..................................... 142/1-a
- ibadete ayrılmış yerlerde.............................................. 142/1-a
- kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya ....... 142/1-a
- kilitli eşya hakkında ...................................................... 142/1-b
- bina ve eklentileri içinde korunan eşya ........................ 142/1-b
414
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
- ulaşım aracı içinde, kalkış veya varış yerindeki eşya ...142/1-c
- afet veya felaketin getireceği zararları önlemek için
hazırlanan eşya .............................................................. 142/1-d
- adet, tahsis, kullanım gereği açıkta bırakılan eşya...... 142/1-e
- elektrik enerjisi hakkında............................................... 142/1-f
- kişinin durumu veya ölmesinden yararlanma............... 142/2-a
- kapkaç veya yankesicilik .............................................. 142/2-b
- afet veya olayların korku ve kargaşasından
yararlanma.......................................................................142/2-c
- haksız veya taklit anahtar yahut bir aletle.................... 142/2-d
- bilişim sistemlerinin kullanılması .................................. 142/2-e
- tanınmamak için tedbir alarak veya resmi sıfat
takınarak.......................................................................... 142/2-f
- büyük ve küçük baş hayvanlar hakkında ..................... 142/2-g
- sıvı veya gaz halindeki enerji hakkında ...........................142/3
- enerji nakline, işlenmesine, depolanmasına ait
tesislerde ............................................................................142/3
- suçunun işlenmesinde konut dokunulmazlığının
ihlali ve mala zarar vermede şikayet..................................142/4
- geceleyin işlenmesi .............................................................143
- paydaş veya elbirliği ile malik olunan eşyada .............. 144/1-a
- hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili için................. 144/1-b
- malın değerinin az olması ................................................145/1
- kullanma hırsızlığı ...............................................................146
- zorunluluk hali .....................................................................147
- şahsi cezasızlık nedeni, cezada indirim........................167/1,2
- etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................169/1
Hileli iflas ....................................................................................161/1
- şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim......................167/1,2
- etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
415
Hukuka aykırı emir ....................................................................24/3,4
Huzur ve sükunu bozma ⇒ Bkz. Kişilerin huzur ve
sükununu bozma
Hükümete karşı suçlar.................................... 312/1-2, 314, 315, 316
- silahlı isyan........................................... 313/1-4, 314, 315, 316
Hükümeti aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü, Cumhuriyeti,
Devletin kurum ve organlarını aşağılama
Hükümlü veya tutukluların ayaklanması .................................296/1,2
Hükümlü veya tutuklunun kaçması ............................................292/1
- cebir, tehdit kullanılması...................................................292/2
- silahlı olarak veya birden çok kişi tarafından
işlenmesi.............................................................................292/3
- ayrıca yaralama, öldürme, mala zarar verme ..................292/4
- maddenin uygulama alanı................................................292/5
- etkin pişmanlık..................................................................293/1
- kaçmaya imkan sağlama.............................................. 294/1-8
- muhafızın görevini kötüye kullanması.......................... 295/1-3
Hükümlünün ölümü ......................................................................64/2
Hürriyetten yoksun kılma............................................................109/1
- nitelikli haller................................................................. 109/2-6
- etkin pişmanlık.....................................................................110
- güvenlik tedbiri ....................................................................111
İ
İbadethanelere zarar verme ................................................... 153/1-3
İdari işlemler ...................................................................................2/2
İflas ⇒ Bkz. Hileli iflas ⇒ Bkz. Taksirli iflas
İftira......................................................................................... 267/1-9
- etkin pişmanlık.............................................................. 269/1-5
416
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
İhaleye fesat karıştırma.................................................. 235/1-5, 242
İlgilinin rızası.................................................................................26/2
İmar kirliliğine neden olma ............................................................184
- yapı ruhsatı almadan veya ruhsata aykırı bina yapma ....184/1
- ruhsatsız inşaata elektrik, su, telefon bağlama................184/2
- yapı kullanma izni olmayan binada sınai faaliyete
izin vermek .........................................................................184/3
- uygulama alanı .................................................................184/4
- dava veya cezanın düşmesi.............................................184/5
- maddenin uygulanma alanı..............................................184/6
İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını
engelleme ...................................................................................115/1
- nitelikli haller................................................................. 119/1-2
İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak............ 297/1-4
İnfaz rejimi ......................................................................................7/3
İnsan ticareti ............................................................................. 80/1-4
İnsan üzerinde deney ............................................................... 90/1-6
İnsanlığa karşı suçlar ............................................................... 77/1-4
- ‘ı işlemek için örgüt kurmak............................................ 78/1-3
İnşaat veya yıkımda gerekli tedbirleri almama...........................176/1
İntihara yönlendirme................................................................. 84/1-4
İrtikap.............................................................................................250
- cebri irtikap .......................................................................250/1
- ikna suretiyle irtikap..........................................................250/2
- hatadan yararlanarak irtikap ............................................250/3
- denetim görevlisinin suça göz yumması ..........................251/1
- denetim görevini ihmalle suçun işlenmesine
imkan verme .......................................................................251/2
İstiklal Marşını aşağılama ⇒ Bkz. Devletin egemenlik
alametlerini aşağılama
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
417
İş ve çalışma hürriyetinin ihlali ......................................................117
- düşük ücretle veya kötü koşullarda çalıştırma .................117/2
- çalıştırmak için başka yere nakletme...............................117/3
- zorla ücreti değiştiren veya işe engel olanlar...................117/4
- nitelikli haller................................................................. 119/1-2
İşaret ve engel koymama ...........................................................178/1
İşkence ......................................................................................94, 95
- nitelikli haller.......................................................................94/2
- cinsel taciz şeklinde ...........................................................94/3
- iştirak ..................................................................................94/4
- ihmali davranışla suçun işlenmesi .....................................94/5
- netice sebebiyle ağırlaşmış işkence .............................. 95/1-4
İştirak ⇒ Bkz. Suça İştirak ⇒ Bkz. Fail ⇒ Bkz. Azmettirme
⇒ Bkz. Yardım Etme ⇒ Bkz. Bağlılık Kuralı
İtiyadi suçlu................................................................................. 6/1-h
İzinsiz zehirli madde üretimi ⇒ Bkz. Zehirli maddenin izinsiz
üretimi, bulundurulması, satılması veya nakli
K
Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma .................266/1
Kamu görevinin terkedilmesi veya yapılmaması.................... 260/1-2
Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi ..............................262/1
Kamu görevlisi.............................................................................6/1-c
Kamu görevlisine direnme ⇒ Bkz. Görevi yaptırmamak
için direnme
Kamu görevlisinin ticareti ...........................................................259/1
Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek
kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi ....................................113
- nitelikli haller................................................................. 119/1-2
418
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
Kamuya gerekli eşya ve besinlerin yokluğuna neden
olma................................................................................ 238/1, 242/1
Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını
değiştirme ...................................................................................154/3
Kanun hükmünü yerine getirme ...................................................24/1
Kanuna aykırı eğitim kurumu açmak veya işletmek...................263/1
Kanunilik ilkesi.............................................................................2/1,7
Kapalı duruşmada gizliliğin ihlali ⇒ Bkz. Gizliliğin ihlali
Karşılıksız yararlanma............................................................ 163/1-2
- şahsi cezasızlık, cezada indirim....................................167/1,2
- etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4
Kast...............................................................................................21/1
Kasten öldürme ............................................................................81/1
- nitelikli haller.......................................................................82/1
- ihmali davranışla ............................................................ 83/1-3
Kasten yaralama ...................................................................... 86/1-3
- netice sebebiyle ağırlaşmış yaralama............................ 87/1-4
- ihmali davranışla işlenmesi ................................................88/1
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşyada
tasarruf .......................................................................................160/1
Kazanç müsaderesi.................................................................. 55/1-2
Kısa süreli hapis cezası................................................................49/2
Kısırlaştırma ............................................................................101/1,2
Kıt’a sahanlığı veya ekonomik bölgede sabit
platformların işgali .................................................................. 224/1-3
Kıyas...............................................................................................2/3
Kıymetli damgada sahtecilik..........................................................199
- sahte olarak üretme, ülkeye sokma, nakletme vs............199/1
- bilerek kabul etme ............................................................199/2
- bilmeden aldığı kıymetli damgayı sahte olduğunu
bilerek tedavüle koyma.......................................................199/3
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
419
- kıymetli damga sayılan kağıtlar........................................199/4
- etkin pişmanlık..................................................................201/1
Kişiler arası konuşmaların dinlenmesi veya
kaydedilmesi............................................................................133/1,2
- nitelikli haller.....................................................................133/3
- şikayet .................................................................................139
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1
Kişilerin hayatı ve sağlığını tehlikeye sokacak biçimde
ilaç yapım ve satımı.................................................................187/1,2
Kişilerin huzur ve sükununu bozma ...........................................123/1
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf .................................261/1
Kişisel verilerin kaydedilmesi ..................................................135/1,2
- şikayet .................................................................................139
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ⇒ Bkz. Hürriyetten
yoksun kılma
Konusu suç teşkil eden emir .....................................................24/3,4
Konut dokunulmazlığını bozma..................................................116/1
- işyerleri ve eklentileri........................................................116/2
- evlilikte aile bireylerinin rızası ..........................................116/3
- suçun zorla veya gece işlenmesi .....................................116/4
- nitelikli haller................................................................. 119/1-2
Korku panik yaratıcı hareketler ⇒ Bkz. Genel
güvenliğin kasten/taksirle ve tehlikeye sokulması
Koruma tedbiri ...........................................................................18/6,7
Köy tüzel kişiliğine ait yerlere tecavüz .......................................154/2
Kumar oynanmasını sağlamak...................................................228/1
- çocuklara oynatmak .........................................................228/2
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................228/3
- kumarın tanımı .................................................................228/4
Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç
olarak kullanma ............................................................................37/2
420
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
L
Lehe kanun.....................................................................................7/2
M
Mahsup............................................................................................63
Mal veya hizmet satımından kaçınma............................ 240/1, 242/1
Mala zarar verme .......................................................................151/1
- hayvan öldürme, zarar verme ..........................................151/2
- nitelikli haller................................................................. 152/1-2
- ibadethane ve mezarlıklara zarar verme ..................... 153/1-3
- şahsi cezasızlık nedeni, cezadan indirim..................... 167/1-2
- etkin pişmanlık........................................................... 168/1,2,4
Meşru savunma............................................................................25/1
Muhafaza görevini kötüye kullanmak..................................... 289/1-4
Müebbet hapis cezası ..................................................................48/1
Mühür bozma..............................................................................203/1
Mühürde sahtecilik ..................................................................202/1,2
Müsadere ⇒ Bkz. Eşyanın müsaderesi
Müstehcenlik........................................................................... 226/1-7
N
Nedensiz yere hayvan öldürme, zarar verme ............................151/2
Netice sebebiyle ağırlaşmış suç......................................................23
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
421
O
Olası kast......................................................................................21/2
Onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişki ..........................104/1
Orantılılık ilkesi ...............................................................................3/1
Organ ve doku ticareti .............................................................. 91/1-8
- zorunluluk hali ....................................................................92/1
- etkin pişmanlık.................................................................93/1,2
Ö
Ölenin hatırasına hakaret...........................................................130/1
- ceset veya kemiklerini alma, tahkir etme .........................130/2
- şikayet ..............................................................................131/2
Ölü gömmek ⇒ Bkz. Usulsüz ölü gömülmesi
Önödeme.................................................................................. 75/1-5
Örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işleme... 227/6, 229/3, 282/3, 304/2
Örgüt mensubu suçlu ...................................................................6/1-j
Özel belgede sahtecilik ..............................................................207/1
- sahte özel belgeyi bilerek kullanmak ...............................207/2
- özel belgeyi bozmak, yok etmek, gizlemek.........................208
- hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya
gerçek bir durumun belgelenmesi için sahtecilik...................211
- içtima ...................................................................................212
Özel hayatın gizliliğini ihlal .........................................................134/1
- görüntü veya sesleri ifşa ..................................................134/2
- şikayet .................................................................................139
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1
422
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma ................................264/1
- resmi elbiseden yararlanarak suç işleme.........................264/2
Özel kanun, ceza kanunu ilişkisi .......................................................5
Özel tehlikeli suçlular....................................................................58/9
Özgü suçlara iştirak......................................................................40/2
Özgürlüğü kısıtlama ⇒ Bkz. Hürriyetten yoksun kılma
P
Para ve kıymetli damgaları yapmaya yarayan araçları
izinsiz üretme, ülkeye sokma, satma vs.....................................200/1
- etkin pişmanlık..................................................................201/2
Parada sahtecilik ........................................................................197/1
- sahte parayı kabul etmek .................................................197/2
- bilmeden kabul ettiği parayı, sahte olduğunu
bilerek tedavüle koymak.....................................................197/3
- paraya eşit sayılan değerler.............................................198/1
- etkin pişmanlık..................................................................201/1
R
Radyasyon yayma.................................................................. 172/1-4
Resmen teslim olunan mala el konulması ve bozulması....... 290/1-2
Resmi belgede sahtecilik............................................................204/1
- kamu görevlisinin görevi gereği yetkili olduğu
belgeyi sahte düzenlemesi.................................................204/2
- sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerde
sahtecilik.............................................................................204/3
- resmi belgeyi bozmak, yok etmek, gizlemek ...................205/1
- resmi belge hükmünde belgeler.......................................210/1
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
423
- sağlık personelinin sahte belge düzenlemesi ..................210/2
- alacağın ispatı, bir durumun belgelenmesi için
sahtecilik................................................................................211
- içtima ...................................................................................212
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ...........................206
Resmi elbiseyi yetkisiz giymek ⇒ Bkz. Özel işaret ve
kıyafetleri usulsüz kullanma
Reşit olmayanla cinsel ilişki........................................................104/1
Rıza .................................................................................... 26/2, 80/2
Ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina yapma............................ 184/1-6
Rüşvet ........................................................................................252/1
- nitelikli haller.....................................................................252/2
- tanım.......................................................................... 252/3,4,5
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................253/1
- etkin pişmanlık.............................................................. 254/1-3
S
Sağır ve dilsizlik............................................................................33/1
Sağlık için tehlikeli madde temini ...............................................194/1
Sağlık mesleği mensupları ..................................................................
- tanım.................................................................................280/2
- suçu bildirmemeleri ..........................................................280/1
- gerçeğe aykırı belge düzenlemeleri.................................210/2
Sanığın ölümü ..............................................................................64/1
Savaş zamanı emirlere uymama................................................321/1
Savaş zamanında yükümlülükler ........................................... 322/1-4
Savaşta yalan haber yayma................................................... 323/1-5
Seçenek yaptırımlar .....................................................................50/1
Seçenek yaptırımların infazı......................................................50/6,7
424
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
Seçimlik cezalarda soruşturma .......................................................14
Seferberlikle ilgili görevin ihmali .................................................324/1
Sendikal hakların engellenmesi ..............................................118/1,2
Sınır dışı edilme ..............................................................................59
Sınırın aşılması .........................................................................27/1,2
Sırları açıklama ........................................................... 239/1-4, 242/1
Silah............................................................................................. 6/1-f
Siyasal ve askeri casusluk ............................................. 328/1-2, 338
Siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi .........................114/1,2
- nitelikli haller................................................................. 119/1-2
Soruşturma koşulu olan cezanın hesaplanması .............................15
Soruşturma ve kovuşturmada yetkisiz olarak ses ve
görüntüleri kayda almak veya nakletmek...................................286/1
Soruşturmanın gizliliğinin ihlali ⇒ Bkz. Gizliliğin ihlali
Soykırım suçu........................................................................... 76/1-4
- ‘nu işlemek için örgüt kurma........................................... 78/1-3
Suç delillerini bildirmeme ⇒ Bkz. Tutuklu, hükümlü veya
suç delillerini bildirmeme
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme ................. 281/1-3
Suç eşyasının alınması, kabulü .................................................165/1
- şahsi cezasızlık, cezadan indirim.....................................167/1
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma ............................................220/1
- örgüte üye olma................................................................220/2
- örgütün silahlı olması .......................................................220/3
- örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi...................220/4
- örgüt yöneticilerinin sorumluluğu .....................................220/5
- örgüt adına suç işleme .....................................................220/6
- örgüte yardım etme ..........................................................220/7
- örgütün propagandasını yapmak .....................................220/8
- etkin pişmanlık.............................................................. 221/1-6
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
425
Suç işlemek için alenen tahrik....................................................214/1
- nitelikli haller.....................................................................214/2
- tahrik konusu suçun işlenmesi ................................ 214/3, 218
Suç uydurma ..............................................................................271/1
Suç üstlenme..............................................................................270/1
Suça iştirakte sorumluluk .......................................................40/1,2,3
Suça teşebbüs...........................................................................35/1,2
Suçluların iadesi (geri verme) .........................................................18
Suçluyu kayırma.........................................................................283/1
- suçu kamu görevlisinin gizlemesi.....................................283/2
- cezasızlık hali ...................................................................283/3
Suçta tekerrür...............................................................................58/1
- süre koşulu .........................................................................58/2
- seçimlik cezalarda..............................................................58/3
- tekerrüre esas suçlar..........................................................58/4
- küçüklerin işlediği suçlarda ................................................58/5
- sonuçları.......................................................................58/6,7,8
Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama ..................282/1
- nitelikli haller.....................................................................282/2
- suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi...................282/3
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................282/4
- etkin pişmanlık..................................................................282/5
Suçu bildirmeme..................................................................... 278/1-3
- kamu görevlisinin suçu bildirmemesi ............................279/1,2
- sağlık mesleği mensupları............................................ 280/1-2
Suçu meslek edinen .....................................................................6/1-i
Suçu ve suçluyu övme ...................................................... 215/1, 218
Suların mecrasını değiştirme .....................................................154/3
Süreli hapis cezası .......................................................................49/1
Süreli kanunlar................................................................................7/4
426
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
Ş
Şantaj ......................................................................................107/1,2
- güvenlik tedbiri ....................................................................111
Şapka ve Türk harfleri ................................................................222/1
Şikayet.................................................................................................
- şikayete tabi suçlar....... 11/2,12/2,73/1,86/2,89/5,102/1-2,104/1,
105/1, 106/1, 116, 117, 123, 131, 139, 144, 146, 151, 155, 156,
159, 160, 167, 209, 233, 239, 340/2, 341/2, 342/2
- süresi ..................................................................................73/1
- süresinin başlangıcı ...........................................................73/2
- şikayetçilerden birinin süreyi geçirmesi..............................73/3
- ‘ten vazgeçme ....................................................................73/4
- iştirak halinde işlenen suçlarda sanıklardan biri
hakkında vazgeçme .............................................................73/5
- vazgeçmenin kabulü ..........................................................73/6
- vazgeçmenin şahsi haklara etkisi ......................................73/7
- vazgeçmenin müsadere veya ödenen adli para
cezasına etkisi ......................................................................74/1
- suça ilişkin şikayet ve makamı............................ CMK 158/1-6
Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi...........................164/1
- şahsi cezasızlık, cezadan indirim..................................167/1,2
T
Takdiri indirim nedenleri ........................................................... 62/1-2
Taksir...............................................................................................22
Taksirle öldürme....................................................................... 85/1-2
Taksirle yangın, bina çökmesi vs. neden olma ⇒ Bkz. Genel
güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
427
Taksirle yaralama ..................................................................... 89/1-5
Taksirli iflas.................................................................................162/1
- şahsi cezasızlık nedeni, cezada indirim........................167/1,2
- etkin pişmanlık.....................................................................168
Taksirli suçta hapsin paraya çevrilmesi .......................................50/4
TBMM’nin görev yapmasını engelleme ⇒ Bkz. Yasama
organına karşı suç
Tefecilik .......................................................................... 241/1, 242/1
Tehdit..........................................................................................106/1
- nitelikli haller.....................................................................106/2
- amacıyla öldürme, yaralama, mala zarar verme .............106/3
- güvenlik tedbiri ....................................................................111
Tehlikeli ilaç yapımı ⇒ Bkz. Kişilerin hayatı ve sağlığını
tehlikeye sokacak biçimde ilaç yapımı ve satımı
Tehlikeli madde bulundurulması veya el değiştirmesi ........... 174/1-3
Tekerrür ⇒ Bkz. Suçta tekerrür
Temel cezanın tayini ⇒ Bkz. Cezanın belirlenmesi
Temel milli yararlara karşı faaliyet için çıkar
sağlama .......................................................... 305/1-4, 314, 315, 316
Temyiz ..........................................................................................18/4
Terk........................................................................................... 97/1-2
Teşebbüs...................................................................................35/1,2
Teşhircilik....................................................................................225/1
Trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma.................................180/1
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ......................................... 179/1-3
Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme..........................284
- tutuklu ve hükümlünün bulunduğu yeri bildirmeme .........284/1
- suç delil ve eserlerinin bulunduğu yeri bildirmeme ..........284/2
- suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ......................284/3
- cezasızlık hali ...................................................................284/4
428
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
Tutuklunun kaçması ⇒ Bkz. Hükümlü veya tutuklunun kaçması
Türk’ün yabancı ülkede suç işlemesi ..............................................11
Türkiye’de işlenen suçlar................................................................8/1
Türkiye’de işlenmiş suçlar ..............................................................8/2
Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını
alenen aşağılama ..........................................................................301
- Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve
organlarını alenen aşağılama.............................................301/1
- TC Hükümetini, yargı organlarını, askeri veya
emniyet teşkilatını alenen aşağılama.................................301/2
- suçun yabancı ülkede Türk vatandaşı tarafından
işlenmesi.............................................................................301/3
- eleştiri ...............................................................................301/4
Tüzel kişiler...................................................................................20/2
U
Ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması ................. 223/1-5
Uluslararası casusluk ........................................................ 331/1, 338
Usulsüz ölü gömülmesi ..............................................................196/1
Uygulamada asıl mahkumiyet ......................................................50/5
Uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları................................ 188-192
- imal, ithal, ihraç ................................................................188/1
- ihraç ve ithalde mahsup ...................................................188/2
- satma, satışa arzetme, verme, sevk etme, nakletme,
depolama, satın alma, kabul etme, bulundurma................188/3
- eroin, kokain, morfin, bazmorfin.......................................188/4
- suçun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi...................188/5
- reçeteye bağlı uyuşturucu ve uyarıcı etki doğuran
maddeler.............................................................................188/6
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
429
- üretimde kullanılan maddenin ithal, imal, satış, alış,
nakil, depolama veya ihracı................................................188/7
- suçun sağlık görevlilerince işlenmesi...............................188/8
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................189/1
- kullanılmasını kolaylaştırma .............................................190/1
- kullanılmasını özendirme, yayın yapma...........................190/2
- suçun sağlık görevlilerince işlenmesi...............................190/3
- kullanmak için satın alma, kabul etme, bulundurma........191/1
- tedavi ve denetim serbestisi.............................................191/2
- rehberlik edecek uzman görevlendirilmesi.......................191/3
- denetimli serbestlik tedbir süresi......................................191/4
- tedbirin sonuçları..............................................................191/5
- cezadan sonra tedbir........................................................191/6
- cezanın infazı ...................................................................191/7
- etkin pişmanlık.............................................................. 192/1-4
Ü
Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılarak
azmettirme....................................................................................38/2
V
Vatandaş .................................................................................... 6/1-a
- yabancı ülkeye verilmesi ....................................................18/2
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ...............136/1
- nitelikli haller........................................................................137
- yok etmeme......................................................................138/1
- şikayet .................................................................................139
- tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri...............................140/1
430
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
Y
Yabancı devlet aleyhine asker toplama ......... 306/1-6, 314, 315, 316
Yabancı devlet başkanına karşı suç .............................. 340/1-2, 343
- bayrağına karşı hakaret ....................................... 341/1-2, 343
- temsilcilerine karşı suç ......................................... 342/1-2, 343
- karşılıklılık koşulu ................................................................343
Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma.............................. 320/1-3
Yabancı ülke kanunundaki ceza miktarı .........................................19
Yabancı ülkede hüküm verilmesi ................................................9, 17
Yabancı ülkede işlenen suçlar ........................................................13
Yabancı ülkede Türkiye namına görev yapanların suçları..............10
Yabancı ülkede yabancının suç işlemesi .....................................12/1
Yağma ........................................................................................148/1
- senedin yağması ..............................................................148/2
- yağma suçunda cebir .......................................................148/3
- nitelikli yağma...................................................................149/1
- yağma suçunda yaralama ................................................149/2
- alacağın tahsili için yağma ...............................................150/1
- malın değerinin az olması ................................................150/2
- etkin pişmanlık..................................................................168/3
Yalan tanıklık .......................................................................... 272/1-8
- şahsi cezasızlık halleri .....................................................273/1
- cezanın azaltılmasını gerektiren sebepler .......................273/1
- uygulanamayacak haller ..................................................273/3
- etkin pişmanlık.............................................................. 274/1-3
Yalan yere yemin.................................................................... 275/1-3
Yardım etme ..............................................................................39/1,2
Yardım veya bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme ...........98/1,2
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
431
Yargı görevi yapanı etkileme......................................................277/1
Yargı görevi ................................................................................ 6/1-d
Yargı organlarını alenen aşağılama ⇒ Bkz. Türklüğü,
Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını alenen aşağılama
Yargılamayı etkilemeye teşebbüs ..............................................288/1
Yasaklanan bilgileri temin ...................................................... 334/1-2
- bilgilerin casusluk amacıyla temini....................... 335/1-2, 338
- bilgileri açıklama................................................... 336/1-3, 338
- bilgileri siyasal veya askeri casusluk
maksadıyla açıklama.............................................. 337/1-2, 338
Yasama organına karşı suç ........................... 311/1-2, 314, 315, 316
Yaş küçüklüğü ................................................................. 31/1-3, 66/2
Yer bakımından uygulama ................................................................8
Yetkili merciin emrini uygulama.................................................24/2,3
Yetkili olmadığı bir iş için çıkar sağlama ....................................255/1
Yiyecek ve içeceklere zehirli madde katma ............................185/1,2
Yorum .............................................................................................2/3
Z
Zaman bakımından uygulama...........................................................7
Zamanaşımı ⇒ Bkz. Dava zamanaşımı ⇒ Bkz. Ceza
zamanaşımı
Zehirli madde katma ⇒ Bkz. Yiyecek ve içeceklere zehirli
madde katma
Zehirli maddenin izinsiz üretimi, bulundurulması, satılması
veya nakli....................................................................................193/1
Zimmet........................................................................................247/1
- nitelikli zimmet ..................................................................247/2
- kullanma zimmeti..............................................................247/3
432
Eski ve Yeni Türk Ceza Kanunlarının Karşılaştırma Tablosu
- etkin pişmanlık...............................................................248/1,2
- malın değerinin azlığı .......................................................249/1
- denetim görevlisinin suça göz yumması ..........................251/1
- denetim görevini ihmalle suçun işlenmesine imkan
verme..................................................................................251/2
Zincirleme suç ........................................................................43/1,2,3
Zor kullanma yetkisinde sınırın aşılması....................................256/1
Zorunlu olarak seçenek yaptırımına çevirme...............................50/3
Zorunluluk hali ..............................................................................25/2
6. MEMUR SUÇLARININ SORUŞTURULMASINDA
SIKÇA KARŞILAŞILMASI MUHTEMEL TÜRK
CEZA KANUNU HÜKÜMLERİ
Tanımlar 11
Madde 6. - (1) Ceza kanunlarının uygulanmasında;
c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli,
süreli veya geçici olarak katılan kişi,
anlaşılır.
(eski TCK md. 79)
Görev suçları
Madde 10. - (1) Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet
veya görev üstlenmiş olup da bundan dolayı bir suç işleyen kimse,
bu fiile ilişkin olarak yabancı ülkede hakkında mahkûmiyet hükmü
verilmiş bulunsa bile, Türkiye’de yeniden yargılanır.
(Eski TCK Md 4 vd)
Ceza sorumluluğunun şahsîliği
Madde 20. - (1) Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının
fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.
(2) Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak,
suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki
yaptırımlar saklıdır. (2 f Yeni)
Kast
Madde 21. - (1) Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast,
suçun kanunî tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.
11
Bkz. Birleşmiş Milletler Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi Madde 2/a, b, c
434
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(2) Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde olası kast vardır.
Bu hâlde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda
müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer
suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.
(E.TCK 45.md.)
Taksir
Madde 22. - (1) Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği
hâllerde cezalandırılır.
(2) Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla,
bir davranışın suçun kanunî tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
(3) Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin
meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır; bu hâlde taksirli suça
ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(4) Taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek olan ceza failin kusuruna göre belirlenir.
(5) Birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkes kendi
kusurundan dolayı sorumlu olur. Her failin cezası kusuruna göre
ayrı ayrı belirlenir.
(6) Taksirli hareket sonucu neden olunan netice, münhasıran
failin kişisel ve ailevî durumu bakımından, artık bir cezanın hükmedilmesini gereksiz kılacak derecede mağdur olmasına yol açmışsa
ceza verilmez; bilinçli taksir hâlinde verilecek ceza yarıdan altıda
bire kadar indirilebilir.
Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler
Kanunun hükmü ve amirin emri
Madde 24. - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
435
(2)Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği
zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.
(3)Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.
(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hâllerde, yerine getirilmesinden emri veren
sorumlu olur.
(E.TCK 49.md.)
Meşru savunma ve zorunluluk hâli
Madde 25. - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir
hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile
orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı
faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik
olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı
bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya
başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve
kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen
fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(E.TCK 49.md.)
Hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası
Madde 26. - (1) Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
(2) Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir
hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen
fiilden dolayı kimseye ceza verilmez.
Sınırın aşılması
Madde 27. - (1) Ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerde sınırın kast olmaksızın aşılması hâlinde, fiil taksirle işlendiğinde de
cezalandırılıyorsa, taksirli suç için kanunda yazılı cezanın altıda
birinden üçte birine kadarı indirilerek hükmolunur.
436
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(2) Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir
heyecan, korku veya telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez.
(E.TCK 50.md.)
Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit
Madde 28. - (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı
cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit
sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir
ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır. (Yeni)
Haksız tahrik
Madde 29. - (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya
şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve
müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis
cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte
üçüne kadarı indirilir. (E.TCK 51.md.)
Hata
Madde 30. - (1) Fiilin icrası sırasında suçun kanunî tanımındaki maddî unsurları bilmeyen bir kimse, kasten hareket etmiş olmaz.
Bu hata dolayısıyla taksirli sorumluluk hâli saklıdır.
(2) Bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli
hâllerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından
yararlanır.
(3) Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlere ait
koşulların gerçekleştiği hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen
kişi, bu hatasından yararlanır. (E.TCK 52.md.)
(4) (Ek fıkra: 29/6/2005 – 5377/4 md.) İşlediği fiilin haksızlık
oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düşen kişi, cezalandırılmaz.
Yaş küçüklüğü
Madde 31. - (1) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış
olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
437
kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri
uygulanabilir.
(2) (Değişik fıkra: 29/6/2005 – 5377/5 md.) Fiili işlediği sırada
oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların
işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya
davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş
olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında
çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin
hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde
oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde
dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer
cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis
cezası yedi yıldan fazla olamaz.
(3) Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz
yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde ondört yıldan yirmi yıla;
müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan oniki yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve
bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası sekiz yıldan fazla olamaz.
(E.TCK.53,54,55.md.)
Akıl hastalığı
Madde 32. - (1) Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukukî
anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak
davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan
kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine
hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille
ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye,
ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet
438
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hâllerde
verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.
(E.TCK 46 47,48. .md.)
Sağır ve dilsizlik
Madde 33. - (1) Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını
doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup
da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş
yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve
dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını
doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş
olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında
da uygulanır.
(E.TCK.57,58.md.)
Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde
olma
Madde 34. - (1) Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol
veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukukî anlam ve
sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını
yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza
verilmez.
(2) İradî olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde
suç işleyen kişi hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz.
(E TCK Md 46,47,48)
Suça Teşebbüs
Madde 35.– (1) Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan
nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
439
(2) Suça teşebbüs hâlinde fail, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığına göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine
onüç yıldan yirmi yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine dokuz
yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
(Eski TCK md. 61, 62)
Gönüllü vazgeçme
Madde 36.– (1) Fail, suçun icra hareketlerinden gönüllü vazgeçer veya kendi çabalarıyla suçun tamamlanmasını veya neticenin
gerçekleşmesini önlerse, teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz; fakat
tamam olan kısım esasen bir suç oluşturduğu takdirde, sadece o
suça ait ceza ile cezalandırılır.
(eski TCK 61/son)
Suça İştirak
Faillik
Madde 37.– (1) Suçun kanunî tanımında yer alan fiili birlikte
gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
(2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi
de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun
işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden
yarısına kadar artırılır.
(E.TCK.64.md.)
Azmettirme
Madde 38. - (1) Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.
(2) Üstsoy ve altsoy ilişkisinden doğan nüfuz kullanılmak suretiyle suça azmettirme hâlinde, azmettirenin cezası üçte birden
yarısına kadar artırılır. Çocukların suça azmettirilmesi hâlinde, bu
fıkra hükmüne göre cezanın artırılabilmesi için üstsoy ve altsoy
ilişkisinin varlığı aranmaz.
440
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(3) Azmettirenin belli olmaması hâlinde, kim olduğunun ortaya
çıkmasını sağlayan fail veya diğer suç ortağı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi yıldan yirmibeş yıla kadar,
müebbet hapis cezası yerine onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis
cezasına hükmolunabilir. Diğer hâllerde verilecek cezada, üçte bir
oranında indirim yapılabilir.
(E.TCK.64.md)
Yardım etme
Madde 39.– (1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen
suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde,
onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi
hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
(2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden
sıfatıyla sorumlu olur:
a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını
vaat etmek.
b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin
işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.
(E.TCK.65md)
Bağlılık kuralı
Madde 40.– (1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her
kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz
önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
(2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail
olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
441
(3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun
en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir.
(E.TCK.64,65,66 md.)
İştirak hâlinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme
Madde 41.– (1) İştirak hâlinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü
vazgeçen suç ortağı, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.
(2) Suçun;
a) Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş olması,
b) Gönüllü vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş olması,
Hâllerinde de gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanır. (Yeni)
Bileşik suç
Madde 42- (1) Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu
tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.
Zincirleme suç
Madde 43- (1) Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi
durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden
dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya
daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. (Ek
cümle: 29/6/2005 – 5377/6 md.) Mağduru belli bir kişi olmayan
suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır.
(2) Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi
durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve yağma suçlarında bu madde hükümleri uygulanmaz.(1)
Fikri içtima
Madde 44- (1) İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren
suçtan dolayı cezalandırılır.
442
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
Cezalar
Madde 45. - (1) Suç karşılığında uygulanan yaptırım olarak
cezalar, hapis ve adlî para cezalarıdır.
(Eski TCK 11,13.md)
Hapis cezaları
Madde 46. - (1) Hapis cezaları şunlardır:
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası.
b) Müebbet hapis cezası.
c) Süreli hapis cezası.
(E TCK Md 11)
Dava ve Cezanın Düşürülmesi
Sanığın veya hükümlünün ölümü
Madde 64. - (1) Sanığın ölümü hâlinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi
eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak
bunların müsaderesine hükmolunabilir.
(2) Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî
para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama
giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm,
infaz olunur.
(Eski TCK Md 96)
Af
Madde 65. - (1) Genel af hâlinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
(2) Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine
son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir
ya da adlî para cezasına çevrilebilir.
(3) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir.
(Eski TCK Md 97 - 98)
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
443
Dava zamanaşımı
Madde 66. - (1) Kanunda başka türlü yazılmış olan hâller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda
otuz yıl, (Eski TCK Md 102/1 md)
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,
(Eski TCK Md 102/1 md)
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren
suçlarda yirmi yıl,
(Eski TCK Md 102/2 md)
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren
suçlarda onbeş yıl,
(Eski TCK Md 102/3 md)
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl(ETCKMd 102/4 md)
geçmesiyle düşer. (ETCK 102/5-6)
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş
yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş
yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler
hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki
mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli
hâlleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından
hapis cezası esas alınır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar
yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin
kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni
baştan işlemeye başlar.
444
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs hâlinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı
günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme
suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya
bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen
suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye
başlar. (Eski TCK Md 103)
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı
ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis
cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi hâlinde dava
zamanaşımı uygulanmaz.
(Eski TCK Md 102 / son)
Dava zamanaşımı süresinin durması veya kesilmesi
Madde 67. - (1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin
veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir
meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın
alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince
hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili
hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur.
(2) Bir suçla ilgili olarak;
a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin
alınması veya sorguya çekilmesi,
b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının
verilmesi,
c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi,
d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı
verilmesi,
halinde, dava zamanaşımı kesilir.
(3) Dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresi yeniden
işlemeye başlar. Dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
445
bulunması halinde, zamanaşımı süresi son kesme nedeninin
gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
(Eski TCK Md 104 / 1)
(4) Kesilme halinde, zamanaşımı süresi ilgili suça ilişkin olarak
Kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzar.
(Eski TCK Md 104 / 2)
Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar,
uzlaşma
Madde 73. - (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı
olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikâyette bulunmadığı
takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.(E TCK Md 108/1)
(2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikâyet
hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği
günden başlar.
(3) Şikâyet hakkı olan birkaç kişiden birisi altı aylık süreyi geçirirse bundan dolayı diğerlerinin hakları düşmez.
(4) Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda
aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı
düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın
infazına engel olmaz.
(5) İştirak hâlinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikâyetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar.
(6) Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez.
(7) Kamu davasının düşmesi, suçtan zarar gören kişinin şikâyetten vazgeçmiş olmasından ileri gelmiş ve vazgeçtiği sırada şahsî
haklarından da vazgeçtiğini ayrıca açıklamış ise artık hukuk mahkemesinde de dava açamaz.
(8) (Mülga: 6/12/2006 – 5560/45 md.)
(Yeni) (Eski TCK md. 99, 108,111)
446
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
Şikâyete Tâbi Suçlar ve bunların
Madde ve Fıkra Numaraları
-
012345678-
89 Taksirle yaralama (bilinçli taksir hali
hariç)
102/1 Cinsel saldırı
102/2, 2. cümle Cinsel saldırı
104/1 Reşit olmayanla cinsel ilişki
105/1 Cinsel taciz
106/1, 2. cümle Tehdit
117/1 İş ve çalışma hürriyetinin ihlali
123/1 Kişilerin huzur ve sükununu
bozma
125. Maddenin üçüncü fıkrasının (a)
bendi hariç, diğer fıkra ve bentlerde
yazılı suçlar, hakaret
127
128
129
130
132 Haberleşmenin gizliliğini ihlal
133 Kişiler arasındaki konuşmaların
dinlenmesi ve kayda alınması
134 Özel hayatın gizliliğini ihlal
144/1 Hırsızlık
146/1 Kullanma hırsızlığı (malın suç
işlemek için kullanılmış olması hali hariç)
Şikâyete Tâbi
Olduğunu Gösteren
Madde Numaraları
89/5
102/1
102/2, 2. cümle
104/1
105/1
106/1, 2. cümle
117/1
123/1
131/1
131/1
131/1
131/1
131/1
139/1
139/1
139/1
144/1
146/1
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
9- 151/1, 2 Mala zarar verme
0- 155/1 Güveni kötüye kullanma
1- 159/1 Hukuki ilişkiye dayanan alacağı
tahsil etme amacıyla dolandırıcılık
2- 160/1 Kaybolmuş veya hata sonucu ele
geçmiş eşya üzerinde tasarruf
3- 167/2
4- 209/1 Açığa imzanın kötüye kullanılması
5- 239/1, 2 Ticari sır, bankacılık sırrı veya
müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya
belgelerin açıklanması
6- 342/2 Yabancı devlet temsilcilerine karşı
hakaret suçu
447
151/1, 2
155/1
159/1
160/1
167/2
209/1
239/1, 2
342/2
HÜRRİYETE KARŞI SUÇLAR
Tehdit
Madde 106. - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı
gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir
zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle
tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya
adlî para cezasına hükmolunur. (Sulh Ceza)
(1 Cümle Re’sen 2 cümle Şikayete Tabi)
(2) Tehdidin;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
448
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları
korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya
malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu
suçlardan dolayı ceza verilir. (E TCK 188,191 md)
Şantaj
Madde 107. - (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna
aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya
ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya başkasına
yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref veya saygınlığına zarar
verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği
tehdidinde bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya
hükmolunur.
(E.TCK 192. md) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi
Madde 113. - (1) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla, kamu kurumu faaliyetinin yürütülmesine
engel olunması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
Siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi
Madde 114. - (1) Bir kimseye karşı;
a) Bir siyasî partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasî partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasî partiden veya
siyasî parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
449
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya
veya seçildiği görevden ayrılmaya,
zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir
davranışla bir siyasî partinin faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, iki
yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Asliye Ceza)(Re’sen)
İnanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme
Madde 115. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi dinî,
siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya
veya değiştirmeye zorlayan ya da bunları açıklamaktan, yaymaktan
meneden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Dinî ibadet ve ayinlerin toplu olarak yapılmasının, cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla
engellenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre ceza verilir.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
Konut dokunulmazlığının ihlâli
Madde 116. - (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan
çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(Sulh Ceza)(Şikayete Tabi)
(2) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Birinci fıkra kapsamına
giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat
olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi
hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis
veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik: 31/3/2005 – 5328/8 md.) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından
450
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa,
yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza
açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece
vakti işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.(ETCK193md (Asliye Ceza) (Re’sen)
İş ve çalışma hürriyetinin ihlâli
Madde 117. - (1) Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka
aykırı başka bir davranışla, iş ve çalışma hürriyetini ihlâl eden
kişiye, mağdurun şikâyeti hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis
veya adlî para cezası verilir. (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi)
(2) Çaresizliğini, kimsesizliğini ve bağlılığını sömürmek suretiyle kişi veya kişileri ücretsiz olarak veya sağladığı hizmet ile açık
şekilde orentısız düşük bir ücretle çalıştıran veya bu durumda
bulunan kişiyi, insan onuru ile bağdaşmayacak çalışma ve konaklama koşullarına tâbi kılan kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis
veya yüz günden az olmamak üzere adlî para cezası verilir.
(3) Yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlara düşürmek üzere bir
kimseyi tedarik veya sevk veya bir yerden diğer bir yere nakleden
kişiye de aynı ceza verilir.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka
koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan ya da bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye
altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(E.TCK 201 md) (117/2-3-4 Asliye Ceza)(Re’sen)
Sendikal hakların kullanılmasının engellenmesi
Madde 118. - (1) Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya
veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh Ceza)(Re’sen)
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
451
(2) Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir
davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi hâlinde, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
Ortak hüküm
Madde 119. - (1) Eğitim ve öğretimin engellenmesi, kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi, siyasî hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme, konut dokunulmazlığının ihlâli ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlâli
suçlarının;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle,
imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları
korkutucu güçten yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Bu suçların işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun
neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda,
ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Haksız arama
Madde 120. - (1) Hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine üç aydan bir yıla kadar hapis
cezası verilir.
(E.TCK183 md.) (Sulh Ceza –Re’sen)
Dilekçe hakkının kullanılmasının engellenmesi
Madde 121. - (1) Kişinin belli bir hakkı kullanmak için yetkili
kamu makamlarına verdiği dilekçenin hukukî bir neden olmaksızın
452
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
kabul edilmemesi hâlinde, fail hakkında altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
(Sulh Ceza –Re’sen) (Yeni Suç)
Ayırımcılık
Madde 122. - (1) Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî
düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım
yaparak;
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir
hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya
kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden
birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir
hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para
cezası verilir.
(Sulh Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç)
Kişilerin huzur ve sükununu bozma
Madde 123. - (1) Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla
bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı
maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması hâlinde,
mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası
verilir.
(Sulh Ceza)(Takibi Şikayete Tabi)
Haberleşmenin engellenmesi
Madde 124. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin hukuka aykırı olarak engellenmesi hâlinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya
adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Kamu kurumları arasındaki haberleşmeyi hukuka aykırı
olarak engelleyen kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
453
(Asliye Ceza)(Re’sen)
(3) Her türlü basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı
bir şekilde engellenmesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre cezaya
hükmolunur.
(1 ve 3 f Sulh Ceza)(Re’sen)
Şerefe Karşı Suçlar
Hakaret (E.TCK 480,482 md.)
Madde 125. - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da
yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur,
şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek
işlenmesi gerekir.
(E.TCK 480/1-2 md.) (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi)
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir
iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya
hükmolunur.
(E.TCK480/2md.) (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi)
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
(E.TCK 266-270.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen)
b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini
açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından,
mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından
dolayı,
(Sulh Ceza)(Şikayete Tabi)
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, (Sulh Ceza) (şikayete tabi)
İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
454
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır. (E.TCK 480/3-4
md.) (Asliye Ceza) (şikayete tabi)
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan
kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde
suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu
durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
Mağdurun belirlenmesi
Madde 126. - (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun
ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa
bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda
duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de
hakaret açıklanmış sayılır.
(E.TCK 484 md.)
İsnadın ispatı
Madde 127. - (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması hâlinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret
edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi
hâlinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hâllerde isnadın
ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin
ispata razı olmasına bağlıdır.
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi
hâlinde, cezaya hükmedilir.
(E.TCK 481 md.)
İddia ve savunma dokunulmazlığı
Madde 128. - (1) Yargı mercileri veya idarî makamlar nezdinde
yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
455
isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması
ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir. (E.TCK 486 md.)
Soruşturma ve kovuşturma koşulu
Madde 131. - (1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması,
mağdurun şikâyetine bağlıdır. (E.TCK 488/1 md.)
Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar
Haberleşmenin gizliliğini ihlâl
Madde 132. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası
ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı
suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın
yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır. (1,2,4
Asliye C, 3 Sulh Ceza)(Şikayete Tabi)
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda
alınması
Madde 133. - (1) Kişiler arasındaki alenî olmayan konuşmaları,
taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen
veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
456
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına
veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile
cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de, aynı cezaya hükmolunur.
(Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (Yeni Suç)
Özel hayatın gizliliğini ihlâl
Madde 134. - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden
kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile
cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(Asliye Ceza)(Şikayete Tabi)
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden
kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin
basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
(Sulh Ceza)(Şikayete Tabi) (Yeni Suç)
Kişisel verilerin kaydedilmesi
Madde 135. - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden
kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına,
sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri
kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre
cezalandırılır.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Madde 136. - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(Asliye Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç)
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
457
Malvarlığına Karşı Suçlar
Kullanma hırsızlığı
Madde 146. - (1) Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, şikâyet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç
işlemek için kullanılmış olması hâlinde bu hüküm uygulanmaz.
(E.TCK 494/1 md.)
(Asliye / Sulh Ceza)(Şikayete Tabi/Re’sen)
Güveni kötüye kullanma
Madde 155. - (1) Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya12 belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak,
zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir
olgusunu inkar eden kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar
hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 508 md.) (Sulh Ceza)(Şikayete Tabi)
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya
da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını
idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya
hakkında işlenmesi hâlinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve
üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (E.TCK510md.)
(Asliye Ceza) (Re’sen)
Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi13
Madde 165- (1) Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya
diğer malvarlığı değerini, bu suçun işlenmesine iştirak etmeksizin,
12
13
Bu fıkrada geçen “Başkasına ait olup da,” ibaresinden sonra gelmek üzere,
29/6/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle “muhafaza etmek
veya” ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
26.06.2009 tarihli, 5918 sayılı Kanunun 3’ncü maddesiyle değişik fıkra
458
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, altı aydan üç yıla
kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Kamu Güvenine Karşı Suçlar
Mühürde sahtecilik
Madde 202. - (1) Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ve Başbakanlık tarafından kullanılan mührü sahte
olarak üreten veya kullanan kişi, iki yıldan sekiz yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Kamu kurum ve kuruluşlarınca veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca kullanılan onaylayıcı veya belgeleyici
mührü sahte olarak üreten veya kullanan kişi, bir yıldan altı yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 322,332 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Mühür bozma
Madde 203. - (1) Kanun veya yetkili makamların emri uyarınca
bir şeyin saklanmasını veya varlığının aynen korunmasını sağlamak için konulan mührü kaldıran veya konuluş amacına aykırı
hareket eden kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 274.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Resmî belgede sahtecilik
Madde 204. - (1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen,
gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren
veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. (E.TCK340,342md.) (AsliyeCeza) (Re’sen)
(2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmî bir belgeyi
sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak
şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya
sahte resmî belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
459
(E.TCK 339 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
(3) Resmî belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması hâlinde, verilecek
ceza yarısı oranında artırılır. (Asliye/Ağır Ceza)
Resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
Madde 205. - (1) Gerçek bir resmî belgeyi bozan, yok eden
veya gizleyen kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun kamu görevlisi tarafından işlenmesi hâlinde,
verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(E.TCK 275.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
Madde 206. - (1) Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip
olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla
kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK343,344md.)(Sulh Ceza)(Re’sen)
Özel belgede sahtecilik
Madde 207. - (1) Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren
ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 345 md.)
(2) Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(E.TCK 346 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek
Madde 208. - (1) Gerçek bir özel belgeyi bozan, yok eden veya gizleyen kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 348md.)(Asliye Ceza)(Re’sen)
460
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
Açığa imzanın kötüye kullanılması
Madde 209. - (1) Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere
kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir
kâğıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikâyet
üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh
Ceza)(Şikayete Tabi)
(2) İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kâğıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukukî sonuç
doğuracak şekilde dolduran kişi, belgede sahtecilik hükümlerine
göre cezalandırılır.
Resmî belge hükmünde belgeler
Madde 210. - (1) Özel belgede sahtecilik suçunun konusunun,
emre veya hamile yazılı kambiyo senedi, emtiayı temsil eden belge,
hisse senedi, tahvil veya vasiyetname olması hâlinde, resmî
belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(2) Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı,
ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye
haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması hâlinde, resmî belgede
sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
(E.TCK 331,349 md.) (Sulh Ceza)(Re’sen)
Kamu Barışına Karşı Suçlar
Görev sırasında din hizmetlerini kötüye kullanma
Madde 219- (1) İmam, hatip, vaiz, rahip, haham gibi dini reislerden biri vazifesini ifa sırasında alenen hükümet idaresini ve
Devlet kanunlarını ve hükümet icraatını takbih ve tezyif ederse bir
aydan bir seneye kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır
veya bunlardan birine hükmolunabilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada gösterilen kimselerden biri işbu sıfattan
bilistifade hükümetin idaresini ve kanun ve nizam ve emirleri ve
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
461
dairelerden birine ait olan vazife ve salahiyeti takbih ve tezyife veya
halkı kanunlara yahut hükümet emirlerini icraya veya memuru
memuriyetinin vazifesi icabına karşı itaatsizliğe tahrik ve teşvik
edecek olursa üç aydan iki seneye kadar hapse ve adlî para cezası
ve müebbeden veya muvakkaten bilfiil o vazifeyi icradan ve onun
menfaat ve aidatını almaktan memnuiyetine hükmolunur.
(3) Kendi sıfatlarından istifade ederek kanuna göre kazanılmış
olan haklara muhalif iş ve sözlerde bulunmaya, bir kimseyi icbar ve
ikna eden din reis ve memurları hakkında dahi baştaki fıkrada yazılı
ceza tertip olunur.
(4) Bunlardan biri dini sıfatından istifade ederek, birinci fıkrada
yazılı fiillerden başka bir cürüm işlerse altıda bir miktarı çoğaltılmak
şartıyla o cürüm için kanunda yazılı olan ceza ile mahkûm olur.
(5) Şu kadar ki kanun işbu sıfatı esasen nazarı itibara almış
ise cezayı çoğaltmaya mahal yoktur.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Madde 220- (1) Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla
örgüt kuranlar veya yönetenler, örgütün yapısı, sahip bulunduğu
üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye
elverişli olması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Ancak, örgütün varlığı için üye sayısının en az üç kişi
olması gerekir.
(2) Suç işlemek amacıyla kurulmuş olan örgüte üye olanlar, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Örgütün silahlı olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza dörtte birinden yarısına kadar artırılır.
(4) Örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur.
(5) Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen
bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır.
(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi,
ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır.
462
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(7) Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte,
örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi, örgüt üyesi olarak
cezalandırılır.
(8) Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve
yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar
İhaleye fesat karıştırma 14
Madde 235. - (1) Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan
mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin
ihalelere ve yapım ihalelerine15 fesat karıştıran kişi, beş yıldan oniki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki hâllerde ihaleye fesat karıştırılmış sayılır:
a) Hileli davranışlarla;
1. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olan kişilerin
ihaleye veya ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemek,
2. İhaleye katılma yeterliğine veya koşullarına sahip olmayan
kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak,
3. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olduğu hâlde, sahip olmadığından bahisle değerlendirme dışı
bırakmak,
14
15
Suçun tanımı ve unsurlarının belirlenmesinde -Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği
(APEC) Devlet ihalelerine ilişkin bağlayıcı olmayan ilkeler, Kamu Alımları Uzmanlar Grubunun (Goverment Procurement Experts Group- GPEG) “saydamlık
ilkeleri” gibi- uluslararası metinler ve BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi’nin
“Kamu alımları ve kamu maliyesinin yönetimi” başlıklı 9’ncu maddesi başta
olmak üzere ilgili uluslararası sözleşmeler dikkate alınmıştır.
Bu fıkrada yer alan “ihalelere” ibaresi, 31/3/2005 tarihli ve 5328 sayılı Kanunun
9 uncu maddesiyle “ihaleler ile yapım ihalelerine” şeklinde değiştirilmiştir ve
metne işlenmiştir.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
463
4. Teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip
olmadığı hâlde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak.
b) Tekliflerle ilgili olup da ihale mevzuatına veya şartnamelere
göre gizli tutulması gereken bilgilere başkalarının ulaşmasını
sağlamak.
c) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle ya da hukuka aykırı
diğer davranışlarla, ihaleye katılma yeterliğine veya koşullarına
sahip olan kişilerin ihaleye, ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını
engellemek.
d) İhaleye katılmak isteyen veya katılan kişilerin ihale şartlarını
ve özellikle fiyatı etkilemek için aralarında açık veya gizli anlaşma
yapmaları.
(3) İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya
kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte
miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez.
(4) İhaleye fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar.
(5) Yukarıdaki fıkralar hükümleri, kamu kurum veya kuruluşları
aracılığı ile yapılan artırma veya eksiltmeler ile kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya
da kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle
kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar,
kamu yararına çalışan dernekler veya kooperatifler adına yapılan
mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara fesat
karıştırılması hâlinde de uygulanır. (E.TCK 366-368 md.) (Ağır
Ceza) (Re’sen)
Edimin ifasına fesat karıştırma
Madde 236. - (1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirket-
464
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
ler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına
çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen
edimin ifasına fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması hâlinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır:
a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan
başka bir malın teslim veya kabul edilmesi.
b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik
malın teslim veya kabul edilmesi.
c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa
edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi.
d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi.
e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine
rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.
(3) Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin
eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre
cezalandırılırlar.
(E.TCK 366-368 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Fiyatları etkileme
Madde 237. - (1) İşçi ücretlerinin veya besin veya malların değerlerinin artıp eksilmesi sonucunu doğurabilecek bir şekilde ve bu
maksatla yalan haber veya havadis yayan veya sair hileli yollara
başvuran kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası
verilir.
(2) Fiil sonucu besin veya malların değerleri veya işçi ücretleri
artıp eksildiği takdirde ceza üçte biri oranında artırılır.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
465
(3) Fail, ruhsatlı simsar veya borsa tellalı ise ceza ayrıca sekizde bir oranında artırılır.
(E.TCK 358,359 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Kamuya gerekli şeylerin yokluğuna neden olma
Madde 238. - (1) Taahhüt ettiği işi yerine getirmeyerek, kamu
kurum ve kuruluşları veya kamu hizmeti veya genel bir felâketin
önlenmesi için zorunlu eşya veya besinlerin ortadan kalkmasına
veya önemli ölçüde azalmasına neden olan kimseye bir yıldan üç
yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki
bilgi veya belgelerin açıklanması
Madde 239. - (1) Sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği
vakıf olduğu ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki
bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişi,
şikâyet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu bilgi veya belgelerin, hukuka
aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi
veya ifşa edilmesi hâlinde de bu fıkraya göre cezaya hükmolunur.
(2) Birinci fıkra hükümleri, fennî keşif ve buluşları veya sınaî
uygulamaya ilişkin bilgiler hakkında da uygulanır.
(3) Bu sırlar, Türkiye’de oturmayan bir yabancıya
veya onun memurlarına açıklandığı takdirde, faile verilecek
ceza üçte biri oranında artırılır. Bu hâlde şikâyet koşulu aranmaz.
(4) Cebir veya tehdit kullanarak bir kimseyi bu madde kapsamına giren bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişi, üç
yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
(E.TCK 364 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen-3 f hariç)
(Yeni Suç)
466
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
Mal veya hizmet satımından kaçınma
Madde 240. - (1) Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Sulh Ceza)
(Re’sen)
Tefecilik
Madde 241. - (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına
ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin
güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(Asliye Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç)
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 242. - (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (Yeni)
Bilişim Alanında Suçlar
Bilişim sistemine girme
Madde 243. - (1) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden
kimseye bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı
oranına kadar indirilir.
(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Sulh
Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç)
Sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme
Madde 244. - (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
467
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren
veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka
bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu
kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi
halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle
kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması hâlinde, iki yıldan altı yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
Madde 245 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/27 md.)
(1) Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle
olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın
bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına
yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte
banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya
kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar
adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına
yarar sağlayan kişi, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç
oluşturmadığı takdirde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis ve beşbin
güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Birinci fıkrada yer alan suçun;
a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
468
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlâtlığın,
c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
Zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.
(5) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerle ilgili olarak bu Kanunun malvarlığına karşı suçlara ilişkin etkin pişmanlık hükümleri
uygulanır.16
(Asliye Ceza)(Re’sen) (Yeni Suç)
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 246. - (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında
bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (Yeni)
Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar
Zimmet 17
Madde 247. - (1) Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı
kendisinin veya başkasının zimmetine geçiren kamu görevlisi, beş
yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında
artırılır.
(3) Zimmet suçunun, malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra
iade edilmek üzere işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranına
kadar indirilebilir.
(E.TCK 202.md.) (Ağır Ceza)(Re’sen)
16
17
Ek: 6/12/2006 tarihli, 5560 sayılı Kanunun 11’nci maddesi ile eklenmiştir.
İlgili mevzuat 5411 s. Bankacılık K. Md.160, BM Yolsuzlukla Mücadele
Sözleşmesi Md. 17, 22.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
469
Etkin pişmanlık
Madde 248. - (1) Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen
tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilir.
(2) Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete
geçirilen malın aynen iade edilmesi veya uğranılan zararın tamamen tazmin edilmesi hâlinde, verilecek cezanın yarısı indirilir. Etkin
pişmanlığın hükümden önce gerçekleşmesi hâlinde, verilecek
cezanın üçte biri indirilir.
(E.TCK 202.md.)
Daha az cezayı gerektiren hâl
Madde 249. - (1) Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın
değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar
indirilir.
(E.TCK 202.md.)
İrtikâp
Madde 250. - (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak
suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu
yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi,
beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına yarar
sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna
eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) İkinci fıkrada tanımlanan suçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (E.TCK 209 md.) (Asliye Ceza) (Re’sen)
470
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
Denetim görevinin ihmali
Madde 251. - (1) Zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine
kasten göz yuman denetimle yükümlü kamu görevlisi, işlenen
suçun müşterek faili olarak sorumlu tutulur.
(2) Denetim görevini ihmal ederek, zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine imkân sağlayan kamu görevlisi, üç aydan üç yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 203.md.) (Ağır/Asliye Ceza)(Re’sen)
Rüşvet 18
Madde 252. - (1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu
görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması
hâlinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir
olması hâlinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte birden
yarısına kadar artırılır.
(3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı
olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma
çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır.
(4) Birinci fıkra hükmü, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının ya da kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler,
bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına
çalışan dernekler, kooperatifler ya da halka açık anonim şirketlerle
18
İlgili uluslararası mevzuat BMYMS Md. 15, 16, 21, OECD Konseyi Uluslararası
Ticari İşlemlerde Yabancı Kamu Görevlilerine Verilen Rüşvetin Önlenmesi
Sözleşmesi, Md. 1, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesi,
Md.2,3,7,8.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
471
hukukî ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukukî ilişkinin devamı
sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere görevinin
gereklerine aykırı olarak yarar sağlanması hâlinde de uygulanır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/28 md.) Yabancı bir ülkede seçilmiş veya atanmış olan, yasama veya idarî veya adlî bir görevi
yürüten kamu kurum veya kuruluşlarının, yapılanma şekli ve görev
alanı ne olursa olsun, devletler, hükümetler veya diğer uluslararası
kamusal örgütler tarafından kurulan uluslararası örgütlerin görevlilerine veya aynı ülkede uluslararası nitelikte görevleri yerine getirenlere, uluslararası ticarî işlemler nedeniyle, bir işin yapılması veya
yapılmaması veya haksız bir yararın elde edilmesi veya muhafazası
amacıyla, doğrudan veya dolaylı olarak yarar teklif veya vaat
edilmesi veya verilmesi de rüşvet sayılır.
(E.TCK211md.)(Ağır Ceza)(Re’sen)
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 253. - (1) Rüşvet suçunun işlenmesi suretiyle yararına
haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (Yeni)
Etkin pişmanlık
Madde 254. - (1) Rüşvet alan kişinin, soruşturma başlamadan
önce, rüşvet konusu şeyi soruşturmaya yetkili makamlara aynen
teslim etmesi hâlinde, hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya
hükmolunmaz. Rüşvet alma konusunda başkasıyla anlaşan kamu
görevlisinin soruşturma başlamadan önce durumu yetkili makamlara haber vermesi hâlinde de hakkında bu suçtan dolayı cezaya
hükmolunmaz.
(2) Rüşvet veren veya bu konuda kamu görevlisiyle anlaşmaya
varan kişinin, soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak
durumdan soruşturma makamlarını haberdar etmesi hâlinde,
hakkında rüşvet suçundan dolayı cezaya hükmolunmaz; verdiği
rüşvet de kamu görevlisinden alınarak kendisine iade edilir.
472
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(3) Rüşvet suçuna iştirak eden diğer kişilerin, soruşturma başlamadan önce, pişmanlık duyarak durumdan soruşturma makamlarını haberdar etmesi hâlinde, hakkında bu suçtan dolayı cezaya
hükmolunmaz.
(4) Bu madde hükümleri, yabancı kamu görevlilerine rüşvet veren kişilere uygulanmaz.19 (E.TCK 215.md.)
Yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama
Madde 255. - (1) Görevine girmeyen ve yetkili olmadığı bir işi
yapabileceği veya yaptırabileceği kanaatini uyandırarak yarar
sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 218.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması
Madde 256. - (1) Zor kullanma yetkisine sahip kamu görevlisinin, görevini yaptığı sırada, kişilere karşı görevinin gerektirdiği
ölçünün dışında kuvvet kullanması hâlinde, kasten yaralama
suçuna ilişkin hükümler uygulanır. (E.TCK 228.md.)
Görevi kötüye kullanma 20 21
Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller
dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle,
19
20
21
26.06.2009 tarihli 5918 sayılı Kanunun 4’ncü maddesi ile eklenmiş fıkradır.
8/12/2010 tarihli ve 6086 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu maddenin birinci
ve ikinci fıkralarında yer alan “kazanç” ibareleri “menfaat”, birinci fıkrasında yer
alan “bir yıldan üç yıla kadar” ibaresi “altı aydan iki yıla kadar”, ikinci fıkrasında
yer alan “altı aydan iki yıla kadar” ibaresi “üç aydan bir yıla kadar” ve üçüncü
fıkrasında yer alan “birinci fıkra hükmüne göre” ibaresi “bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile” şeklinde değiştirilmiş ve metne
işlenmiştir.
İlgili mevzuat 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanunu md.71 (Kamu
zararı) BMYMS Md.19, Ceza Muhakemesi Kanununun “Bilgi İsteme” başlıklı
332’nci maddesi, CMK Madde 158/4.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
473
kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da
kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek,
kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da
kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) İrtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine
uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya
bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Göreve ilişkin sırrın açıklanması
Madde 258. - (1) Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı
nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve
emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle
olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu
görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kamu görevlisi sıfatı sona erdikten sonra, birinci fıkrada
yazılı fiilleri işleyen kimseye de aynı ceza verilir.
(E.TCK 229.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Kamu görevlisinin ticareti
Madde 259. - (1) Yürüttüğü görevin sağladığı nüfuzdan yararlanarak, bir başkasına mal veya hizmet satmaya çalışan kamu görevlisi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 238.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen)
Kamu görevinin terki veya yapılmaması
Madde 260. - (1) Hukuka aykırı olarak ve toplu biçimde, görevlerini terk eden, görevlerine gelmeyen, görevlerini geçici de olsa
kısmen veya tamamen yapmayan veya yavaşlatan kamu görevlile-
474
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
rinin her biri hakkında üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Kamu görevlisi sayısının üçten fazla olmaması hâlinde cezaya
hükmolunmaz.
(2) Kamu görevlilerinin meslekî ve sosyal hakları ile ilgili olarak, hizmeti aksatmayacak biçimde, geçici ve kısa süreli iş bırakmaları veya yavaşlatmaları hâlinde, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza da verilmeyebilir.
(E.TCK 236.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen)
Kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf
Madde 261. - (1) İlgili kanunlarda belirlenen koşullara aykırı
olduğunu bilerek, kişilerin taşınır veya taşınmaz malları üzerinde,
karşılık ödenmek suretiyle de olsa, zorla tasarrufta bulunan kamu
görevlisi, fiil daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı
takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 246.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen)
Kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi
Madde 262. - (1) Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı
olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine
bildirilmiş olduğu hâlde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla
kadar hapis cezası verilir.(E.TCK 252.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen)
Kanuna aykırı eğitim kurumu
Madde 263 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/29 md.)
(1) Kanuna aykırı olarak eğitim kurumu açan veya işleten kişi,
üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 261.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanma
Madde 264. - (1) Bir rütbe veya kamu görevinin veya mesleğin, resmî elbisesini yetkisi olmaksızın alenen ve başkalarını
yanıltacak şekilde giyen veya hakkı olmayan nişan veya madalyaları takan kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
475
(2) Elbisenin sağlayacağı kolaylık ve olanaklardan yararlanarak bir suç işlenirse, yalnız bu fiilden ötürü yukarıdaki fıkrada
belirtilen cezalar üçte biri oranında artırılarak hükmolunur.
(E.TCK 253.md.) (Sulh Ceza)(Re’sen)
Görevi yaptırmamak için direnme
Madde 265. - (1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını
engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi hâlinde,
iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde,
verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silâhla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi hâlinde,
yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun
neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda,
ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(E.TCK 258.md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Kamu görevine ait araç ve gereçleri suçta kullanma
Madde 266. - (1) Görevi gereği olarak elinde bulundurduğu
araç ve gereçleri bir suçun işlenmesi sırasında kullanan kamu
görevlisi hakkında, ilgili suçun tanımında kamu görevlisi sıfatı
esasen göz önünde bulundurulmamış ise, verilecek ceza üçte biri
oranında artırılır. (E.TCK 281.md.)
Adliyeye Karşı Suçlar
İftira
Madde 267. - (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği hâlde,
476
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idarî bir
yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir
fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı
veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun
aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama
dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara
göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı
veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde;
iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin
hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar
hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftira eden kişi, üç yıldan
yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilân olunur. İlân masrafı, hükümlüden tahsil edilir. (E.TCK 285
md.) (Asliye Ceza) (Re’sen)
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
477
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Madde 268. - (1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, bu
kişiye ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna
ilişkin hükümlere göre cezalandırılır. (Yeni Suç)
Yalan tanıklık
Madde 272. - (1) Hukuka aykırı bir fiil nedeniyle başlatılan bir
soruşturma kapsamında tanık dinlemeye yetkili kişi veya kurul
önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye, dört aydan
bir yıla kadar hapis cezası verilir. (Sulh Ceza)(Re’sen)
(2) Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye
kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık
yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
(3) Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi
hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
(4) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına
alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa,
yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya
kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla,
yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı
fail olarak sorumlu tutulur.
(6) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde,
478
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına
mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(Ağır/Asliye Ceza)(Re’sen)
(7) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek
ceza yarısı kadar artırılır.
(8) Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; yalan tanıklıkta
bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(E.TCK 286 md.)(Asliye Ceza)(Re’sen)
Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık
Madde 276. - (1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen
soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine
sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin
gerçeğe aykırı mütalâada bulunması hâlinde, bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Birinci fıkrada belirtilen kişi veya kurullar tarafından görevlendirilen tercümanın ifade veya belgeleri gerçeğe aykırı olarak
tercüme etmesi hâlinde, birinci fıkra hükmü uygulanır.
(E.TCK 290 md.) (Asliye Ceza)(Re’sen)
Suçu bildirmeme
Madde 278.– (1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara
bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması hâlen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara
bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Mağdurun onbeş yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini
savunamayacak durumda bulunan kimse olması hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
479
Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi 22
Madde 279. - (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de
yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta
gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi
hâlinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(Sulh Ceza)(Re’sen)
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama23 24
Madde 282. - (1) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt
dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya
meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis
ve yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu
suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek
satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş
yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
(3 Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek
sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi hâlinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır.
22
23
24
İlgili mevzuat CMK madde 161/5.
Maddenin 1’nci fıkrası 26.06.2009 tarihli, 5918 sayılı Kanunun 5’nci maddesiyle
değiştirilmiş; aynı Kanunla maddeye 1’nci fıkradan sonra gelmek üzere 2’nci
fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
İlgili mevzuat: 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında
Kanun Madde 2/g “Aklama suçu”, BMYMS md. 23 “Suç Gelirlerinin Aklanması”,
md.24 “gizleme”.
480
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(4) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (Yeni)
(6) Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında bu maddede tanımlanan suç nedeniyle cezaya
hükmolunmaz.
(Asliye Ceza) (Re’sen) (Yeni Suç)
Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs
Madde 288- (1) Bir olayla ilgili olarak başlatılan soruşturma
veya kovuşturma kesin hükümle sonuçlanıncaya kadar savcı,
hakim, mahkeme, bilirkişi veya tanıkları etkilemek amacıyla alenen
sözlü veya yazılı beyanda bulunan kişi, altı aydan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Mülga: 29/6/2005 – 5377/32 md.)
Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk
Devletin güvenliğine ilişkin belgeler
Madde 326. - (1) Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal
yararlarına ilişkin belge veya vesikaları kısmen veya tamamen yok
eden, tahrip eden veya bunlar üzerinde sahtecilik yapan veya geçici
de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanan,
hileyle alan veya çalan kimseye sekiz yıldan oniki yıla kadar hapis
cezası verilir.
(2) Yukarıdaki yazılı fiiller, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye koymuş ise müebbet hapis cezası verilir.
(Ağır Ceza)(Re’sen)
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
481
Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme
Madde 327. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri
temin eden kimseye üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
(2) Fiil, savaş sırasında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye
koymuşsa müebbet hapis cezası verilir. (Ağır Ceza)(Re’sen)
Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri
açıklama
Madde 329. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri
açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
Gizli kalması gereken bilgileri açıklama
Madde 330. - (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal
yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri
siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye müebbet hapis cezası verilir.
Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik
Madde 333. - (1) Görevi dolayısıyla öğrendiği ve Devletin güvenliğinin gizli kalmasını gerektirdiği fenni keşif veya yeni buluşları
veya sınaî yenilikleri kendisinin veya başkasının yararına kullanan
veya kullanılmasını sağlayan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve
üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. (Asliye Ceza)
(Re’sen)
(2) Fiil, Türkiye ile savaş hâlinde bulunan bir devletin yararına
işlenir veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya
askerî hareketlerini tehlikeye sokacak olursa, faile müebbet hapis
cezası verilir. (Ağır Ceza)(Re’sen)
482
Memur Suçlarının Soruşturulmasında Sıkça Karş. Muh. TCK. Hükümleri
(3) Türkiye Devleti tarafından yabancı bir memlekette Devlete
ait belirli bir işi görmek için görevlendirilen kimse, bu görevi sadakatle yerine getirmediği ve bu fiilden dolayı zarar meydana gelebildiği takdirde faile beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
(4) Bu maddede tanımlanan suçların işleneceğini haber alıp da
bunları zamanında yetkililere ihbar etmeyenlere, suç teşebbüs derecesinde kalmış olsa bile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.
(Sulh Ceza)(Re’sen)
Yasaklanan bilgileri temin
Madde 334. - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli
kalması gereken bilgileri temin eden kimseye bir yıldan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya
askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise faile beş
yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(Asliye Ceza)(Re’sen)
Yasaklanan bilgileri açıklama
Madde 336. - (1) Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli
kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye üç yıldan beş yıla kadar
hapis cezası verilir. (Asliye Ceza)(Re’sen)
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya askerî hareketlerini tehlikeye
sokmuş ise faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
(Ağır Ceza)(Re’sen)
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise, birinci fıkrada
yazılı olan hâlde faile altı aydan iki yıla, ikinci fıkrada yazılı hâlde üç
yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir.
7. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU
7.1. CMK Alfabetik Fihrist
A
Adli kolluk ............................................................................................
- hakimlik yapamama ...........................................................22/1
- yakalama yetkisi..............................................................90/2,4
- yakalama emri düzenlemesi...............................................98/2
- postada elkoyma ..............................................................129/2
- aldığı ifadenin geçerliliği...................................................148/4
- şikayete bakması..............................................................158/1
- şüpheli ölüyü bildirmesi ....................................................159/1
- delil toplaması ...................................................... 160/2, 161/1
- ve görevleri.....................................................161/1-3, 164/1-3
- kolluk birimlerinin adli kolluk görevi..................................165/1
- C.başsavcılarının değerlendirme raporu..........................166/1
- yönetmelik ........................................................................167/1
- olay yerinde aldığı tedbirlere uyulmaması halinde
adli kolluğun yetkisi.............................................................168/1
- müdafii huzurunda aldığı ifadenin duruşmada
okunması ............................................................................213/1
Adli kontrol.............................................................................. 109/1-7
- yakalanan kişinin adli kontrol altına alınması.....................94/2
- tutuklamada adli kontrolün yetersizliğinin
belirtilmesi...........................................................................101/1
- hükmedecek merciler ................................................... 110/1-3
- kaldırılması .......................................................................111/1
- itiraz ..................................................................................111/2
484
Ceza Muhakemesi Kanunu
- tedbirlere uymama............................................................112/1
- güvence........................................................................ 113/1-2
- ödetme.......................................................................... 114/1-2
- güvencenin geri verilmesi............................................. 115/1-3
Adli tatil ................................................................................................
- bakılacak davalar .............................................. 252/1, 331/2,3
- süresi ................................................................................331/1
- süreler...............................................................................331/4
Akıl hastası ..........................................................................................
- olan tanıkların dinlenmesi ..................................................45/2
- sanığın gözlem altına alınması ..........................................74/1
- beden muayenesi veya örnek alınmasından
kaçınması .............................................................................76/3
- yakalanmasının şikayete bağlı olmaması ..........................90/3
- akıl hastalığına yakalanan tanık veya şerikin
ifadelerinin duruşmada okunması ......................................211/1
- olan mağdura avukat tayini ..............................................239/2
Aleyhe hüküm yasağı ..................................................... 283/1, 307/4
Arama .........................................................................................116/1
- şüpheli-sanık dışında diğer kişiler hakkında ................ 117/1-3
- gece yapılacak arama .................................................. 118/1-2
- karar mercii.......................................................................119/1
- arama kararının kapsamı ............................................. 119/2-3
- aramada bulunacaklar....................................119/4-5, 120/1-3
- arama sonucu düzenlenecek belgeler ......................... 121/1-3
- belgelerin incelenmesi.................................................. 122/1-3
- sonucu muhafaza altına alma ve elkoyma..........................123
- avukat bürolarında arama ............................................ 130/1-3
- bilgisayar, bilgisayar programı ve kütüklerinde
arama ve kopya alma ..................................................... 134/1-5
Ceza Muhakemesi Kanunu
485
- aramada tesadüfen elde edilen deliller ............................138/1
- ölçüsüz aramada tazminat ...............................................141/1
Asker....................................................................................................
- tanıkların zorla getirilmesi ..................................................44/2
- askeri mahallerde arama..................................................119/5
- askeri mahallerde elkoyma ..............................................127/6
- askeri mahallerde özel soruşturmaya tabi suçların
işlenmesi.............................................................................251/4
Avukat ⇒ Bkz. Müdafii
- tanım.....................................................................................2/1
- tanıklıktan çekinme ............................................................46/1
- aramada hazır bulunma ...................................................120/3
- bürosunda arama, elkoyma.......................................... 130/1-2
- postada elkoyma ..............................................................130/3
- müdafilik nedeniyle iletişimin dinlenmesi .........................136/1
- soruşturma tutanağına imzasının alınması......................169/3
- tanıkların dinleneceği günün bildirilmesi ..........................181/1
- duruşmaya katılacak avukat sayısı..................................189/1
- ilgililere soru sorması .......................................................201/1
- duruşma disiplinini bozmada disiplin hapsi
uygulanamaması ................................................................203/3
- stajyerin müzakerede bulunması .....................................227/2
- yardımından mağdurun yararlanması...........................234/1,3
- katılana avukat tayini.....................................................239/1,2
- kaçak kişiye avukat tayini.................................................247/3
- uzlaştırıcı olarak seçilmesi ...............................................253/4
- kanun yollarına başvurması .............................................261/1
- kanun yollarına başvurusunu geri alması ........................266/2
- ücretinin Yargıtay’ca düzeltilmesi.....................................303/1
- ücretinin yargılama giderlerinden sayılması ....................324/1
486
Ceza Muhakemesi Kanunu
B
Bağlantı ...............................................................................................
- tanım..................................................................................8/1,2
- bağlantılı suçlarda yetki......................................................16/1
- bağlantılı suçlarda birleştirme ve ayırma .............. 9-11, 16/2-4
- bağlantılı davalarda yargılama gideri ...............................326/1
Bazı suçlara ilişkin yargılama................................................ 250-252
Beden muayenesi ⇒ Bkz. Şüpheli veya sanığın beden
muayenesi
Bekletici sorun .........................................................................218/1,2
Beraat kararı................................................................ 193/2, 223/2,9
- hükmünün gerekçesi ........................................................230/2
- fizik kimliğin tespitine ilişkin kayıtların yok edilmesi...........81/2
- güvencenin iadesi.............................................................115/2
- kayyım ücreti ....................................................................133/2
- tazminat hakkı .....................................................................141
- temyiz sınırı ..................................... 272/3, 286/2 (CMUK 305)
- yargılamanın yenilenmesi ................................................311/1
Bilgi isteme ............................................................................. 332/1-2
Bilimsel mütalaa ................................................................. 67/6, 68/3
Bilirkişi .................................................................................................
- olarak görev yapan hakimin davaya bakamaması ............22/1
- uygulanacak hükümler .......................................................62/1
- atanması......................................................................... 63/1-3
- atanabilecekler ............................................................... 64/1-7
- kabul etmekle yükümlü olanlar...........................................65/1
- inceleme süresi ..................................................................66/1
- sürenin dolması ..................................................................66/2
Ceza Muhakemesi Kanunu
487
- görevini yerine getirmesi ................................................ 66/3-7
- raporu, ayrık görüşler ......................................................67/1,2
- ‘nin hukuki değerlendirmesi................................................67/3
- raporunun ilgililere tebliği ve itiraz...................................67/4,5
- bilimsel mütalaa alınması...................................................67/6
- duruşmada açıklamada bulunması.................................68/1,2
- bilimsel mütalaa hazırlayan uzmanın dinlenmesi ..............68/3
- reddi ve talebin incelenmesi........................................... 69/1-3
- çekinme ..............................................................................70/1
- ‘nin görevini yapmaması ....................................................71/1
- ücret ve giderleri.................................................................72/1
- sahte para ve değerler üzerinde inceleme......................73/1,2
- moleküler genetik incelemede ...........................................79/1
- mahallinde dinlenmesi........................................................84/2
- soruşturma aşamasında rapor örneğinin alınması ..........153/3
- soruşturma aşamasında dinlenmesi ...................................169
- sanığın bilirkişinin davetini istemesi ............................. 177/1-3
- sanığın bilirkişiyi doğrudan mahkemeye getirmesi ..........178/1
- adının sanık ve C.savcısına bildirilmesi....................... 179/1-2
- ‘nin naip veya istinabe yoluyla dinlenmesi ................... 180/1-5
- ‘nin dinleneceği günün ilgililere bildirilmesi .................. 181/1-3
- yoklama yapılarak duruşmaya başlanması......................191/1
- ilgililerin bilirkişiye soru sorması.......................................201/1
- dinlendikten sonra taraflara söz verilmesi........................215/1
- kimliği ve açıklamalarının tutanağa yazılması .................221/1
- mağdurun dinlenmesi sırasında hazır bulunması............236/3
- bölge adliye mahkemelerinde dinlenmesi ve
raporunun okunması .............................................. 281/2, 282/1
- hükmü etkileyecek şekilde verilen rapor üzerine
yargılamanın yenilenmesi...................................................311/1
488
Ceza Muhakemesi Kanunu
Birleştirme ⇒ Bkz. Davaların birleştirilmesi
Bozma .................................................................................................
- bölge adliye mahkemeleri bozma kararına direnme
ve temyiz................................................................. 284/1, 286/1
- bozma nedenlerinin ilamda gösterilmesi..........................302/2
- bozmaya diyeceklerinin ilgililerden sorulması..................307/1
- üzerine davaya yeniden bakılması................................307/2,3
- bozmadan sonra aleyhe hüküm yasağı ...........................307/4
Bölge adliye mahkemesi ....................................................... 278-284
C
Ceza mahkemeleri ..............................................................................
- tazminata karar verecek mahkeme..................................142/2
- ek yetkisi, önsorun........................................................ 218/1-2
- birden fazla ili kapsayacak şekilde yetki ..........................252/2
- ‘nin yazılı isteklerine cevap verme zorunluluğu ...............332/1
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı .....................................223/3,4
- tazminat istenmesi............................................................144/1
- gerekçede gösterilecek hususlar .....................................230/3
- bölge adliye mahkemesince verildiğinde temyiz
edilemeyeceği.....................................................................286/2
- yargılamanın yenilenmesi sonucu kararda tazminat .......323/3
- yargılama giderleri................................................ 327/1, 328/1
Cumhuriyet savcısı..............................................................................
- yabancı ülkede işlenen suçlarda yetki ...............................14/2
- bağlantılı suçlarda birleştirme ............................................16/2
- hakimlik görevinin yapılamayacağı ....................................22/1
- hakimin reddini isteme .......................................................24/2
- karar verilirken görüş açıklaması .......................................33/1
Ceza Muhakemesi Kanunu
489
- C. savcılığına tebligat usulü ...............................................38/1
- tanıkların dinlenmesi ....................................................... 43-61
- bilirkişi dinlenmesi ........................................................... 62-68
- sanığın/şüphelinin gözlem altına alınması.........................74/1
- şüpheli veya sanığın beden muayenesi, örnek alma.........76/1
- genetik inceleme sonuçlarının imhası................................80/2
- fizik kimliğin tespiti...........................................................81/1,2
- keşif .................................................................... 83/1,2, 84/1-5
- yer gösterme ......................................................................85/1
- ölünün adli muayenesi ................................................... 86/1-3
- otopsi ............................................................................... 87-89
- gözaltı .............................................................................. 91-92
- yakalama ve gözaltına almanın yakınlara
bildirilmesi................................................................ 95/1,2, 96/1
- yakalama emri ....................................................................98/1
- tutuklama kararı................................................................101/1
- tutuklulukta geçen sürenin uzatılması..............................102/3
- tutuklama kararının geri alınmasını isteme.................. 103/1-2
- tutuklunun salıverilme istemi hakkında görüş bildirme ....105/1
- tutukluluğun incelenmesi.....................................................108
- adli kontrol istemi................................................. 109-111, 114
- arama kararı ............................................................... 119, 122
- elkoyma kararı............................................................. 127-134
- iletişimin dinlenmesi .................................................... 135-138
- gizli soruşturmacı ......................................................... 139/1-7
- teknik araçlarla izleme.................................................. 140/1-5
- tazminat kararında yasa yoluna başvurma ......................142/8
- tazminatın geri alınması ...................................................143/1
- zorla getirme.....................................................................146/3
- ifade alma.................................................................... 147-148
490
Ceza Muhakemesi Kanunu
- müdafiin dosyayı inceleme yetkisinin kısıtlanması ..........153/2
- ihbar ve şikayet ................................................................158/1
- şüpheli ölünün ihbarı ve gömülmesi............................. 159/1-2
- suçu öğrenen C.savcısının görev ve yetkileri ............. 160-169
- suçu öğrendiğinde görevi............................................. 160/1-2
- görev ve yetkileri .......................................................... 161/1-6
- soruşturmada hakimden karar istemi...............................162/1
- soruşturmanın sulh ceza hakimince yapılması.............163/1,2
- kamu davasının açılması ............................................ 170-171
- kovuşturmaya yer olmadığı kararı, itiraz, dava
açılması ......................................................................... 172-173
- iddianamenin iadesi, itiraz............................................ 174/1-5
- tanıkların bildirilmesi..................................................... 179/1-2
- tanık ve bilirkişinin dinleneceği günün bildirilmesi............181/1
- duruşmaya katılma..................................................... 188, 189
- sanığın sorgusunda bulunma...........................................196/2
- duruşmada ilgililere soru sorma .......................................201/1
- ilgililerin beyanlarına karşı diyeceklerinin sorulması........215/1
- uzlaştırma görevi........................................................ 253/1-24
- yasa yollarına başvurma ................................... 260/1-3, 265/1
- yasa yollarından vazgeçme..............................................266/1
- bölge adliye mahkemelerindeki görevleri................... 278, 279
- isteklerine cevap vermeme ..............................................332/1
Ç
Çağrı kağıdı ..........................43/1, 145/1, 176/1, 195/1, 233/1, 307/2
Çekinme ..............................................................................................
- hakimin davadan çekinmesi...............................................30/1
- zabıt katibinin davadan çekinmesi .....................................32/1
491
Ceza Muhakemesi Kanunu
- tanıklıktan çekinme.... 45/1-3,46/1-2,47/1-3,48/1,49/1,51/1,60/1-3
- bilirkişilikten çekinme..........................................................70/1
- muayene ve bedenden örnek alınmasından çekinme .......76/3
- imzadan çekinme .............................................................147/5
Çocuk ..................................................................................................
- tanıklıktan çekinme .........................................................45/2,3
- yemin verilmeyen çocuklar.................................................50/1
- mağdur çocukların beyanlarının kayda alınması ...............52/3
- soybağının araştırılması.....................................................76/3
- yeni doğanın cesedinde adli muayene ve otopsi...............88/1
- çocuklara karşı işlenen suçlarda yakalama .......................90/3
- çocukların cinsel istismarında tutuklama .........................100/3
- çocukların cinsel istismarında iletişimin dinlenmesi.........135/6
- çocuklar hakkında disiplin hapsi ......................................203/3
- çocukların psikolojisinin bozulmasında dinlenmeleri .......236/2
- mağdur olarak dinlenmesi................................................236/3
- mağdur çocuğa müdafi tayini ...........................................239/2
D
Dava ....................................................................................................
- davaya bakan mahkemenin görevli olması.........................4, 5
- davaların birleştirilerek açılması...........................................9/1
- görülmekte olan davaların birleştirilmesi, ayrılması....... 10/1-3
- geniş bağlantı sebebiyle birleştirme...................................11/1
- davaya bakma yetkisi..................................................... 12/1-5
- bağlantılı suçlarda birleştirme ve görevli mahkeme....... 14/1-4
- ‘nın nakli ......................................................................... 19/1-2
- hakimin davaya bakamaması, reddi ............................... 22-31
- ‘nın reddi kararı .................................................... 193/2, 223/7
- ‘nın düşmesi veya durması kararı ........................ 193/2, 223/8
492
Ceza Muhakemesi Kanunu
Deliller..................................................................................................
- bağlantı.................................................................................8/2
- hakimin reddinde delillerin gösterilmesi .............................31/1
- yok etme şüphesi olanların yeminsiz dinlenmesi...............50/1
- delil elde etmek için beden muayenesi, örnek alma .......75, 76
- keşif tutanağına delillerin yazılması ...................................83/2
- deliller ve toplu suçlarda gözaltı süresi ..............................91/3
- tekrar yakalama için yeni delil ............................................91/5
- yok etme, saklama ve tutuklama......................................100/2
- ‘in bulunması için arama ............................................ 116, 117
- ‘e el koyma ve iade ............................................ 129, 131, 132
- başka delil yoksa iletişimin dinlenmesi, kayda alınması....135-138
- gizli soruşturmacı .............................................................139/1
- sanığın delil toplama hakkı...............................................147/1
- delil kabul edilmeyecek haller ..........................................148/3
- müdafiin delilleri incelemesi .............................................153/4
- iddianamede gösterilmesi ................................................170/3
- delil elde edilemediğinde takipsizlik kararı verilmesi .......172/1
- sanığın, delillerin toplanmasını istemesi ..........................177/1
- ortaya konulması..............................................................206/1
- ‘in reddi.............................................................................206/2
- ‘den vazgeçme .................................................................206/3
- delil veya olayın geç bildirilmesi.......................................207/1
- duruşmada okunacak deliller ...........................................208/1
- duruşmada okunması................................................... 209/1-2
- duruşmada okunmayacak belgeler .............................. 210/1-2
- duruşmada okunmasıyla yetinilebilecek belgeler ........ 211/1-2
- delillerin okunması........................................................ 214/1-3
- delillerin okunmasından sonra ilgililerden diyeceğinin
sorulması ............................................................................215/1
- delillerin tartışılması, söz sırası.................................... 216/1-3
Ceza Muhakemesi Kanunu
493
- delilleri takdir yetkisi ..................................................... 217/1-2
- delillerin kararda gösterilmesi ..........................................231/1
- uzlaşma sağlanamadığında delillerin aleyhe
kullanılamaması..................................................................253/6
Derhal beraat kararı ....................................................... 193/2, 223/9
Devlet sırrı ...........................................................................................
- tanım...................................................................................47/1
- ve tanıklık ...........................................................................47/2
- ve Cumhurbaşkanının tanıklığı ..........................................47/4
- niteliğindeki belgelerin incelenmesi.............................. 125/1-3
Direnme ...............................................................................................
- bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı .......................284/1
- Yargıtay kararlarına karşı.................................................307/3
- CGK kararlarına karşı ......................................................307/3
- kanun yararına bozmaya karşı.........................................309/5
Disiplin hapsi ....................................... 2/1, 60/1, 124/2, 196/5, 203/3
Duruşma ..............................................................................................
- ‘da karar verme usulü.........................................................33/1
- kanuni temsilciye bildirilmesi............................................155/1
- eşin hazır bulunması ........................................................155/2
- tutuklu sanığa bildirilmesi ..............................................176/3,4
- ‘nın açıklığı .......................................................................182/1
- kapalı duruşma.................................................. 182/2,3, 184/1
- duruşmada ses ve görüntü alıcı aletlerin kullanılma
yasağı .................................................................................183/1
- zorunlu kapalılık ...............................................................185/1
- kapalılık gerekçesi............................................................186/1
- kapalı duruşmaya katılma ................................................187/1
- kapalı ve açık duruşmanın içeriği................................. 187/1-3
- duruşmada hazır bulunacaklar..................................... 188/1-3
494
Ceza Muhakemesi Kanunu
- yedek üye bulundurulması ...............................................188/3
- birden çok savcı ve avukatın duruşmaya katılması .........189/1
- ara verme ......................................................................190/1,2
- duruşmanın başlaması................................................. 191/1-3
- başkan veya hakimin görevi......................................... 192/1-2
- sanığın duruşmaya gelmemesi ........................................193/1
- sorgusu yapılmayan sanığın beraatine karar verilmesi ...193/2
- sanığın mahkemeden uzaklaşması ..............................194/1,2
- sanığın yokluğunda duruşma yapılacak haller.................195/1
- sanığın duruşmadan bağışık tutulması............................196/1
- istinabe suretiyle sorgu ....................................................196/2
- sorgu tutanağının okunması.............................................196/3
- görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu ........196/4
- yargı çevresi dışındaki hastane veya tutukevinde
bulunan sanığın duruşmaya getirilmesi..............................196/5
- yurtdışında bulunan sanığın duruşma gününden
önce ifadesinin alınması.....................................................196/6
- sanığın müdafii göndermesi.............................................197/1
- sanığın hazır bulunmadığı oturum için eski hale getirme
istemi ...............................................................................198/1,2
- sanığın zorla getirilmesi ...................................................199/1
- duruşma sırasında sanığın salondan çıkarılması .........200/1,2
- ilgililerin soru sormaları .................................................201/1,2
- tercüman dinlenmesi .................................................... 202/1-3
- duruşma düzeninin sağlanması ................................... 203/1-3
- sanığın duruşma salonundan çıkarılması ........................204/1
- duruşma sırasında işlenen suç hakkında işlem...............205/1
- delillerin reddi ve geç bildirilmesi ............................... 206, 207
- duruşmada okunması zorunlu belge ve tutanaklar.......209/1,2
- duruşmada okunmayacak belgeler .............................. 210/1-2
495
Ceza Muhakemesi Kanunu
- duruşmada okunmasıyla yetinilecek belgeler .............. 211/1-2
- tanığın önceki ifadesinin okunması.............................. 212/1-2
- sanığın ifadeleri arasında çelişki bulunması ....................213/1
- rapor, belge ve diğer yazıların okunması..................... 214/1-3
- delillerden sonra ilgililerden diyeceğinin
sorulması ............................................................................215/1
- delillerin tartışılması, söz sırası.................................... 216/1-2
- tutanağının imzalanması ⇒ Bkz. Duruşma tutanağı
- son söz .............................................................................216/3
- bekletici sorun ve yaş düzeltmesi ................................ 218/1-2
- sona ermesi......................................................................223/1
Duruşma tutanağı.......................................................................219/1
- ‘nın imzalanması .......................................................... 219/1-2
- ‘nın başlığı ........................................................................220/1
- ‘nın içeriği .........................................................................221/1
- ‘nın ispat gücü ..................................................................222/1
E
Ek savunma............................................................................ 226/1-4
Elkoyma......................................................................................123/2
- elkonulamayacak mektup ve belgeler..............................126/1
- elkoyma kararı verme yetkisi............................................127/1
- kolluk görevlisinin kimliği ..................................................127/2
- hakim onayı ......................................................................127/3
- zilyetin karar istemesi.......................................................127/4
- mağdura bildirilmesi .........................................................127/5
- askeri mahallerde elkoyma işlemi ....................................127/6
- taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoyma........................128/1
496
Ceza Muhakemesi Kanunu
- elkoymanın uygulanacağı suçlar......................................128/2
- taşınmaza elkonulması ....................................................128/3
- ulaşım araçları hakkında elkoyma ...................................128/4
- banka ve mali kurumlardaki hesaplara elkoyma..............128/5
- şirketlerdeki ortaklık payına elkoyma...............................128/6
- hak ve alacaklara elkoyma...............................................128/7
- karara uymama ................................................................128/8
- hakim kararı......................................................................128/9
- postada elkoyma .......................................................... 129/1-4
- avukat bürosundaki şeylere elkonulması.........................130/2
- avukat hakkında postada elkoyma...................................130/3
- elkonulan eşyanın iadesi.............................................. 131/1-2
- elkonulan eşyanın saklanması, elden çıkarılması ....... 132/1-6
- bilgisayar, bilgisayar program ve kütüklerine
elkonulması, kopya alınması.......................................... 134/2-5
- tesadüfen elde edilen deliller ...........................................138/1
- kaçak kişiler hakkında .................................................. 248/1-4
Eski hale getirme..........................................................................40/1
- süresi ..................................................................................41/1
- dilekçe verilmesi .................................................................41/2
- istenecek mahkeme ...........................................................42/1
- kabulü kararı.......................................................................42/2
- dilekçesinin infaza etkisi.....................................................42/3
- sanığın hazır olmadığı oturum için eski hale getirme
istemi .............................................................................. 198/1-2
- istinaf başvurusunda ........................................................274/1
- yargılama giderleri............................................................330/4
Eş.........................................................................................................
- duruşmada hazır bulunması.............................................155/2
- kanun yollarına başvurması .............................................262/1
497
Ceza Muhakemesi Kanunu
F
Fethi-kabir ⇒ Bkz. Otopsi
Fizik kimliğin tespiti.......................................................................81/1
- kayıtların yok edilmesi........................................................81/2
- yönetmelik ..........................................................................82/1
G
Gaip .....................................................................................................
- tanım.................................................................................244/1
- yapılacak işlemler......................................................... 244/2-4
- ihtar...................................................................................245/1
- sanığa güvence belgesi verilmesi ....................................246/1
- güvence belgesinin hükümsüz kalması ...........................246/2
Gecikmesinde sakınca bulunan haller ................................................
- yetkisiz mahkemede...........................................................21/1
- hakimin reddinde ............................................................. 29-30
- tanıkların yüzleştirilmesi .....................................................52/2
- C.savcısının keşif yapması ................................................83/1
- kolluğun yakalama yetkisi ..................................................90/2
- gece arama yapılması......................................................118/2
- C.savcısının arama izni vermesi ......................................119/1
- C.savcısının yazılı emriyle elkoyma.................................127/1
- C.savcısının kararı ile postada elkoyma ..........................129/1
- C.savcısının kararı ile iletişimin dinlenmesi .....................135/1
- C.savcısının kararı ile mobil telefonun yerinin tespiti.......135/4
- gizli soruşturmacı görevlendirilmesi .................................139/1
- teknik araçlarla izleme yapılması .....................................140/2
- sulh ceza hakiminin soruşturma yapması........................163/1
498
Ceza Muhakemesi Kanunu
Genetik inceleme ⇒ Bkz. Moleküler genetik inceleme............ 78-80
Gerekçe ...............................................................................................
- kararların gerekçeli olması.................................................34/1
- birden fazla bilirkişi atanması.............................................63/2
- bilirkişi yemininin yazılı verilmesinde gerekçe ...................64/7
- bilirkişi raporuna itirazın reddinde gerekçe ........................67/5
- tutuklamada gerekçe........................................................101/1
- kapalı duruşma yapılmasında gerekçe ............................182/3
- istemlerin reddinde gerekçe.............................................221/1
Gizli soruşturmacı................................................................... 139/1-7
Görev.................................................................................................3
- re’sen karar verme ...............................................................4/1
- görevde uyuşmazlık .............................................................4/2
- görevsizlik kararı .................................................... 5/1, 223/10
- itiraz yolu ..............................................................................5/2
- görevsizlik kararı verilemeyecek haller ................................6/1
- görevli olmayan hakim veya mahkemenin işlemleri ............7/1
- temyiz yolu ......................................................... 223/10, 286/1
Gözaltı .............................................................................................90
- süresi ..................................................................................91/1
- koşulları ..............................................................................91/2
- toplu suçlarda süre.............................................................91/3
- yakalama ve sürenin uzatılmasına itiraz ve inceleme
usulü .....................................................................................91/4
- aynı fiilden dolayı tekrar yakalama işlemi ..........................91/5
- gözaltı sonunda sorguya çekilme.......................................91/6
- gözaltı işlemlerinin denetimi...............................................92/1
- yakınlarına haber verme ....................................................95/1
- yabancıların gözaltına alınması .........................................96/1
- yönetmelik ..........................................................................99/1
499
Ceza Muhakemesi Kanunu
- firardan sonra gece araması ............................................118/2
- tazminat....................................................................... 141-144
- iddianamede gösterilmesi ................................................170/3
- gerekçeli kararda gösterilmesi .........................................232/2
Gözlem altına alınma ................................................................74/1,5
- müdafii tayini ......................................................................74/2
- süresi ..................................................................................74/3
- kararına itiraz......................................................................74/4
Güvence ..............................................................................................
- adli kontrolde ....................................................................109/3
- şüpheli/sanığın güvence vermesi.....................................113/1
- önceden ödetme........................................................... 114/1-2
- iadesi ................................................................................115/1
- gaibe güvence verilmesi...................................................246/1
- kaçak kişiye güvence verilmesi........................................248/7
Güvenlik tedbiri...........................100/1, 170/6, 223/1-6, 286/2, 325/1
H
Hakim ..................................................................................................
- görevli olmadığı hallerdeki işlemleri .....................................7/1
- yetkisiz olmasında yapılan işlemler.................................20, 21
- davaya bakamayacağı haller .............................................22/1
- yargılamaya katılamayacak hakimler............................. 23/1-3
- reddi ve istemde bulunabilecekler.................................. 24/1-3
- redde süre ...................................................................... 25/1-2
- ret isteminde usul ........................................................... 26/1-3
- ret isteminde karar verecek mahkeme........................... 27/1-4
- ret isteminde karar ve yasa yolları .....................................28/1
- reddi istenen hakimin yapabileceği işlemler .................. 29/1-3
500
Ceza Muhakemesi Kanunu
- davadan çekinmesi ve inceleme mercii ......................... 30/1-3
- ret isteminin geri çevrilmesi............................................ 31/1-3
- yazışma usulü ....................................................................36/1
- yemin vermede usul ...........................................................51/1
- duruşma salonunu terk etmede hakim izni .............. 53/1, 68/2
- bilirkişiye başvurması ...................................................... 62-73
- beden muayenesi ve örnek alma .................................... 75-76
- moleküler genetik incelemede izin .................................. 78-80
- yakalama emri ....................................................................98/3
- tutuklama..................................................................... 100-108
- adli kontrol ................................................................... 109-115
- arama .......................................................................... 116-122
- elkoyma ....................................................................... 127-134
- iletişimin denetlenmesi ................................................ 135-138
- gizli soruşturmacı ve teknik araçla izleme .................. 139-140
- ifade ve sorgu usulü .................................................... 147-148
- müdafi görevlendirmesi ............................................... 149-156
- soruşturmada karar vermesi ............................................162/1
- soruşturma yapması.........................................................163/1
- kovuşturma evresi ....................................................... 175-232
- katılmada hakim kararı.....................................................238/1
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması............................. 231/5-14
Hüküm .................................................................................................
- verilinceye kadar disiplin cezası.........................................60/1
- açık duruşmada verilmesi ................................................182/3
- kapalı duruşmada açıklanması ........................................185/1
- çeşitleri ....................................................................... 223/1-10
- gerekli oy sayısı, oybirliği, oyçokluğu, karşı oy .............224/1,2
- hükmün konusu................................................................225/1
- suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi.....................225/2
501
Ceza Muhakemesi Kanunu
- hükmün gerekçesinde gösterilecek hususlar............... 230/1-4
- açıklanması, ayakta dinlenmesi ................................... 231/1-4
- başlığı, gerekçesi, imza, hüküm fıkrası, mühür ........... 232/1-7
- tebliği ................................................................................275/2
- infazın durması.................................................................276/2
- bozmanın diğer sanıklara etkisi .......................................306/1
- yargılama giderleri............................................................324/2
İ
İddianame............................................................................................
- kabulünden sonra görevsizlik kararı ...................................5, 6
- mahkemeye verilmesinden sonra müdafiin delilleri
incelemesi...........................................................................153/4
- düzenlenmesi ...................................................................170/2
- içeriği ............................................................................ 170/3-6
- iadesi, iade nedenleri, iade edilemeyecek haller,
itiraz usulü ...................................................................... 174/1-5
- kabulü ve duruşma hazırlığı......................................... 175/1-2
- sanığa tebliği ve sanığın çağırılması............................ 176/1-4
- okunarak duruşmaya başlanması ....................................191/1
- hükmün konusu ve mahkemenin değerlendirmesi ..........225/1
- ‘de yazılı suç niteliğinin değişmesi, ek savunma ................226
İfade alma.......................................................................................2/1
- ifade için çağrı ..................................................................145/1
- zorla getirme................................................................. 146/1-7
- ifade alınırken uyulacak kurallar ......................................147/1
- ifade almada yasak usuller........................................... 148/1-5
- müdafii sayısı ............................................................... 149/2-3
- zabıt katibinin bulunması..................................................169/1
502
Ceza Muhakemesi Kanunu
- talimatla ifade alınması ....................................................196/2
- talimatla alınan ifadenin okunması....................... 209/1, 212/1
- çelişki nedeniyle sanığın ifadesinin okunması.................213/1
- ifadesinde şikayetçi olduğunu söyleyen mağdurdan
katılma isteğinin sorulması .................................................238/2
İhbar....................................................................................... 158-160
- suçların ihbarı............................................................... 158/1-5
- şüpheli ölümün ihbarı ................................................... 159/1-2
- ihbar üzerine C.savcısının görevi.....................................160/1
İletişim .................................................................................................
- tespiti ................................................................................135/1
- şüpheli/sanıkla tanıklıktan çekinebilecek kişiler
arasındaki iletişim ...............................................................135/2
- kararın içeriği ve süresi ....................................................135/3
- mobil telefon yerinin tespiti...............................................135/4
- karar ve işlemlerin gizli tutulması .....................................135/5
- hükmün uygulanacağı suçlar ...........................................135/6
- maddeye girmeyen hallerde dinleme ...............................135/7
- müdafiin bürosu, konutu, yerleşim yerinde iletişimin
tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ....................................136/1
- kararların yerine getirilmesi..............................................137/1
- kayıtların çözülmesi..........................................................137/2
- uygulamaya son verilmesi................................................137/3
- tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtların yok edilmesi............137/4
- altıncı fıkrada sayılan suçlara ilişkin delil elde edilmesi...138/2
- kapalı duruşma içeriğinin iletişim araçlarıyla
yayımlanma yasağı.............................................................187/2
- araçlarıyla gaibe ihtar.......................................................245/1
- yoluyla tebligat..................................................................252/1
Ceza Muhakemesi Kanunu
503
İmzadan kaçınma ................................................................................
- sorgu tutanağında ............................................................147/5
- soruşturma tutanağında ...................................................169/6
İnfaz.....................................................................................................
- kararların C.savcılığına verilmesi.......................................36/2
- askerler hakkındaki zorla getirme kararının infazı .............44/2
- kurumundan kaçan hakkında yakalama kararı..................98/2
- kurumundaki sanığa iddianamenin tebliği........................176/3
- kurumundaki sanık veya şüphelinin kanun yollarına
başvurması .........................................................................263/1
- durmaması ................................................ 269/1, 276/2, 296/2
- durdurulması ....................................................................296/2
- yargılamanın yenilenmesinde infazın geri bırakılması........312/1
İstinaf ⇒ Bkz. Kanun yolları
- istinaf ................................................................................272/1
- istemi ve süresi............................................................. 273/1-5
- eski hale getirme ve istinaf süresi ....................................274/1
- başvurunun etkileri ....................................................... 275/1-2
- isteminin mahkemece reddi ve karara karşı başvuru
yolları .............................................................................. 276/1-2
- isteminin tebliği ve cevabı ............................................ 277/1-3
- bölge adliye mahkemesi C.savcısının görevi...................278/1
- dosya üzerinde ön inceleme ............................................279/1
- bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma ....280/1
- duruşma hazırlığı.......................................................... 281/1-2
- istisnalar ...........................................................................282/1
- sanık lehine başvurmada verilecek hüküm......................283/1
- bölge adliye mahkemesi kararına direnme yasağı ...... 284/1-2
- özel kanunların temyize ilişkin hükümleri.........................285/1
504
Ceza Muhakemesi Kanunu
İtiraz ⇒ Bkz. Kanun yolları
- görevsizlik kararında ............................................................5/2
- yetkisizlik kararında............................................................18/3
- red isteminin reddinde........................................................28/1
- red isteminin geri çevrilmesinde.........................................31/3
- eski hale getirme isteminin reddinde..................................42/2
- disiplin hapsinde.................................................................60/4
- bilirkişi raporuna karşı ........................................................67/5
- gözlem altına almada .........................................................74/4
- şüpheli/sanığın tıbbi muayenesi, kan alınmasında............75/4
- diğer kişilerin tıbbi muayenesi ve örnek alınmasında ........76/4
- tutuklama, tutukluluğun devamı ve salıverilmenin
reddinde....................................................... 101/5, 104/2, 105/1
- adli kontrol kararında........................................................111/2
- elkonulan eşyanın iadesi isteminin reddinde ...................131/1
- tazminat istemine ilişkin dilekçenin reddinde...................142/4
- tazminatın geri alınması kararında...................................143/1
- kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı........... 172/1, 173/1
- iddianamenin iadesinde ...................................................174/4
- duruşmada sorulan sorulara itiraz....................................201/1
- durma kararına karşı ........................................................223/8
- katılmadan önceki kararlara karşı ....................................241/1
- zorlama amaçlı elkoyma kararına karşı ...........................248/8
- kanun yollarına başvurma hakkı ⇒ Bkz. Kanun yolları
- itiraz olunabilecek kararlar ...............................................267/1
- itiraz usulü ve inceleme mercileri ................................. 268/1-3
- itirazın infaza etkisi....................................................... 269/1-2
- itirazın karşı tarafa tebliği ve araştırma yapılması ...........270/1
- üzerine karar ................................................................ 271/1-4
- Yargıtay C.Başsavcısının itiraz yetkisi.............................308/1
505
Ceza Muhakemesi Kanunu
K
Kaçak...................................................................................................
- hakkında yakalama emri çıkartılması.................................98/3
- tanım.................................................................................247/1
- kaçaklık kararı ..................................................................247/2
- sanık hakkında kovuşturma .............................................247/3
- müdafii tayini ....................................................................247/4
- sanığın mallarına elkoyma ve kayyım atama...................248/1
- katalog suçları ..................................................................248/2
- elkoyma işlemleri.......................................................... 248/3-4
- tutuklama kararı................................................................248/5
- kaçağın yakınlarına yardım..............................................248/6
- kaçağa güvence belgesi verilmesi ve hükümsüz
kalması ...............................................................................248/7
- kararına itiraz....................................................................248/8
Kadının muayenesi.......................................................................77/1
Kamu davasına katılma.......................................................................
- katılana soru sorulması ....................................................201/1
- katılandan diyeceklerinin sorulması .................................215/1
- katılma zamanı ............................................................. 237/1-2
- katılma usulü ................................................................ 238/1-4
- katılanın hakları ............................................................ 239/1-2
- katılmanın davaya etkisi............................................... 240/1-2
- katılmadan önceki kararlara itiraz ................................ 241/1-2
- katılanın kanun yollarına başvurması .......................... 242/1-2
- katılmanın hükümsüz kalması..........................................243/1
Kamu davasının açılması....................................................................
- davayı açma görevi ...................................................... 170/1-6
- ‘nda C.savcısının takdir yetkisi..................................... 171/1-5
506
Ceza Muhakemesi Kanunu
- ‘nın ertelenmesi ............................................................ 171/2-5
- ve iddianamenin iadesi................................................. 174/1-5
- iddianamenin kabulü .................................................... 175/1-2
- kamu davasının sona ermesi ⇒ Bkz. Hüküm
Kanun yararına bozma........................................................... 309/1-5
- Yargıtay C.Başsavcısının kanun yararına
başvurması ..................................................................... 310/1-2
Kanun yolları ⇒ Bkz. Temyiz ⇒ Bkz. İtiraz ⇒ Bkz. İstinaf
- kararda gösterilmesi...........................................................34/2
- bildirilmemesi......................................................................40/2
- sanığa açıklanması ..........................................................231/2
- başvurma hakkı............................................................ 260/1-3
- avukatın başvurma hakkı .................................................261/1
- yasal temsilci ve eşin başvurma hakkı.............................262/1
- tutuklunun kanun yollarına başvurması ....................... 263/1-4
- kanun yolunun belirlenmesinde yanılma...................... 264/1-2
- C.savcısının başvurunun sonuçları..................................265/1
- başvurudan vazgeçilmesi ve etkileri ............................ 266/1-3
- ‘na başvurmada yargılama giderleri............................. 330/1-2
Kanuni temsilci ....................................................................................
- kanun yoluna başvurma ...................................................262/1
- temyiz gerekçesi...............................................................295/3
Kanunun kapsamı ..........................................................................1/1
Kapalı duruşma ........................................................... 182/2-3, 184/1
- zorunlu kapalılık ...............................................................185/1
- açıklığın kaldırılması ........................................................186/1
- kapalı duruşmada bulunabilecekler .................................187/1
- içeriğinin yayımlanamaması.............................................187/2
- kişisel verilerin kapalı oturumda okunması ......................209/2
Ceza Muhakemesi Kanunu
507
Kararlar................................................................................................
- verilme usulü ......................................................................33/1
- gerekçeli olması .................................................................34/1
- yasa yolu ............................................................................34/2
- açıklanması, tebliği......................................................... 35/1-3
- tebligat usulü ......................................................... 36/1, 37/1,2
- yazışma usulü ....................................................................36/1
- infaz edilecek kararlar ........................................................36/2
- C.Başsavcılığına tebliği......................................................38/1
- gerekli oy sayısı, oybirliği, oyçokluğu, karşı oy .............224/1,2
Katılma ⇒ Bkz. Kamu davasına katılma
Kaymakam...........................................................................................
- ‘a şikayette bulunulması...................................................158/2
- hakkında soruşturma yapılması ................................... 161/5-6
Kayyım.................................................................................................
- kayyımlık yapan hakimin davaya bakamaması .................22/1
- şirket yönetimi için kayyım tayini......................................133/1
- kaçak kişiler için kayyım tayini .........................................248/1
Keşif.....................................................................................................
- yapacak makamlar .............................................................83/1
- tutanağı...............................................................................83/2
- ‘de hazır bulunabilecekler ..................................................84/1
- tanık veya bilirkişinin mahallinde dinlenmesi .....................84/2
- şüpheli veya sanığın hazır bulunmayacağı haller..............84/3
- hazır bulunacaklara haber verilmesi ..................................84/4
- tutuklunun hazır bulundurulması........................................84/5
- keşfin yeniden yapılması..................................................181/2
- tutanağının duruşmada okunması ....................... 209/1, 282/1
- bölge adliye mahkemesince keşif yapılması....................281/2
508
Ceza Muhakemesi Kanunu
Kimlik ...................................................................................................
- belirlenmesi için tanıkların yüzleştirilmesi ..........................52/2
- bilgilerinin açığa çıkmasının tanıklara zarar vermesi.........58/2
- sanığın kimlik bilgilerinin tanığa açıklanması.....................59/1
- fizik kimliğin tespiti..............................................................81/1
- ölünün kimliğinin tespiti ......................................................86/1
- suçüstü halinde kimliğin hemen belirlenememesi
nedeniyle yakalama..............................................................90/1
- bilgilerinin yakalama emrine yazılması ..............................98/4
- bilgilerinin arama tutanağına yazılması ...........................119/3
- bilgilerinin elkoyma tutanağına yazılması ........................127/2
- bilgilerinin iletişimin dinlenmesi kararına yazılması .........135/3
- iletişimin dinlenmesi kararının yerine getirilmesinde
işlemi yapanın kimliği .........................................................137/2
- gizli soruşturmacının kimliğinin değiştirilmesi ..................139/2
- tazminat dilekçesinde kimlik bilgilerinin yazılması ...........142/3
- şüpheli/sanığın kimlik bilgilerini ifade/sorguda doğru
olarak söylemesi............................................................. 147/1-2
- ölünün kimliğinin belirlenememesi ...................................159/1
- bilgilerinin iddianameye yazılması ...................................170/3
- bilgilerinin duruşmada saptanması ..................................191/3
- bilgilerinin gerekçeli karara yazılması ..............................232/1
Kişisel veri .......................................................................................80
- ve yok edilmesi...................................................................80/1
- kapalı oturumda okunması...............................................209/2
Kolluk ⇒ Bkz. Adli kolluk
Kovuşturma .........................................................................................
- tanım.....................................................................................2/1
- ‘nın her evresinde görevsizlik kararı verilmesi .....................4/1
- ‘nın her evresinde birleştirme veya ayırma kararı
verilmesi................................................................................10/1
509
Ceza Muhakemesi Kanunu
- kovuşturma evresine katılacak hakimin soruşturmaya
katılmamış bulunma zorunluluğu .........................................23/2
- ile ilgisi olmayan belgenin geri verilmesi..........................122/3
- ‘nın her aşamasında müdafii yardımı...............................149/3
- ‘ya yer olmadığı kararı ve yeniden dava açılması,
itiraz .............................................................................. 172, 173
- ‘nın başlaması ..................................................................175/1
- evresinde yaş düzeltme ...................................................218/2
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı ................................. 171/1, 172/1
- yeniden dava açılması .....................................................172/2
- karara itiraz, itiraz usulü ve karar ................................. 173/1-6
M
Mağdur ile şikayetçi.............................................................................
- ile yakınlığı olanların hakimlik yapamaması ......................22/1
- çocuk mağdurların ifadelerinin kayda alınması..................52/3
- mağdurdan, tanıkla ilişkilerinin sorulması ..........................58/1
- bilirkişinin mağdura soru sorması ......................................66/6
- ‘un beden muayenesi, örnek alınması ...............................76/1
- ‘un keşifte hazır bulundurulması, keşfe katılması...........84/1,3
- tutuklama nedeni olarak mağdura baskı yapılması .........100/2
- adli kontrolde, mağdurun haklarının güvenceye
alınması ..............................................................................109/3
- elkoyma işleminin mağdura bildirilmesi............................127/5
- mağdura ait eşyanın iadesi ..............................................131/2
- mağdurun şikayetten açıkça vazgeçmemesi ...................158/6
- iddianamede mağdurun kimliği ve vekilinin gösterilmesi....170/3
- mağdura tercüman tayini..................................................202/1
- mağdura ait kişisel verilerin duruşmada okunması..........209/2
510
Ceza Muhakemesi Kanunu
- çağrılmaları................................................................... 233/1-2
- hakları........................................................................... 234/1-3
- çağrıya uymamaları...................................................... 235/1-4
- dinlenmeleri .................................................................. 236/1-2
- mağdur çocuklar ile psikolojisi bozulmuş
mağdurun tanık olarak dinlenme usulü .......................... 236/1-3
Mahkumiyet kararı......................................................................223/5
- hükmünün gerekçesi ........................................................230/1
Malen sorumlu.....................................................................................
- tanım.....................................................................................2/1
- davaya katılması ..............................................................237/1
Mezar açma ⇒ Bkz. Otopsi
Moleküler genetik inceleme..........................................................78/1
- hakim kararı........................................................................79/1
- inceleme yapılması ............................................................79/2
- sonuçların gizliliği ...............................................................80/1
- bilgilerin yok edilmesi .........................................................80/2
- yönetmelik .............................................................................82
Muayene..............................................................................................
- hekimin mağdur, şüpheli/sanığa soru sorması ..................66/6
- şüpheli/sanığın muayenesi............................................. 75/1-7
- diğer kişilerin muayenesi................................................ 76/1-5
- kadının muayenesi .............................................................77/1
- ölünün adli muayenesi ....................................................86/2,3
- yeni doğanın cesedinin adli muayenesi .............................88/1
- muayene sırasında katip bulunması ................................169/1
- muayenenin tekrar yapılması...........................................181/2
Muhafaza altına alma ..............................................................123/1,2
- eşyayı vermeyenler hakkında işlem..............................124/1,2
Ceza Muhakemesi Kanunu
511
Müdafii ⇒ Bkz. Avukat
- tanım.....................................................................................2/1
- müdafilik dolayısıyla iletişimin dinlenememesi.................136/1
- müdafii olmadan, kollukça alınan ifade............................148/4
- seçimi ...............................................................................149/1
- sayısı ................................................................................149/2
- müdafiin hakları ................................................................149/3
- görevlendirilmesi ..............................................................150/1
- zorunlu müdafii .................................................. 150/2,3, 204/1
- yönetmelik ........................................................................150/4
- ‘nin görevini yapmaması, görevlendirme, yasaklama.. 151/1-6
- yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli ve
sanıklara müdafii atama ......................................................152/1
- dosyayı inceleme ve örnek alması............................... 153/1-5
- şüpheli veya sanığın müdafii ile görüşmesi .....................154/1
- kanuni temsilciye duruşma gününün bildirilmesi..............155/1
- eşin duruşmaya katılması ................................................155/2
- müdafiin görevlendirilme usulü .....................................156/1,2
- atanan müdafiden sonra şüpheli veya sanığın müdafii
seçmesi...............................................................................156/3
- soruşturma tutanağında imza ..........................................169/3
- tanık, bilirkişinin dinleneceği gün ile keşif ve muayenenin
bildirilmesi..............................................................................181
- duruşmaya katılması ........................................................188/1
- sanığın duruşmaya müdafii göndermesi..........................197/1
- ilgililere soru yöneltmesi ...................................................199/1
- beyan ve belgelere diyeceğinin sorulması.......................215/1
- söz sırası .......................................................................216/1,2
- mağdur için zorunlu müdafii .............................................234/2
- kaçak sanığın müdafii tayini.............................................247/4
512
Ceza Muhakemesi Kanunu
- kanun yoluna başvurması ................................................261/1
- kanun yoluna başvurmanın geri alınması ........................266/2
Müdahale ⇒ Bkz. Kamu davasına katılma
Müsadere usulü...................................................................................
- başvuru..........................................................................256/1,2
- duruşma açılması.............................................................257/1
- eşya üzerinde hakkı olanların çağrılması .....................257/2,3
- kanun yolu ........................................................................258/1
- suç konusu olmayıp müsadereye tabi eşyanın
müsaderesi .........................................................................259/1
Müzakere.............................................................................................
- katılacak hakimler.............................................................227/1
- hakim ve adayların katılması ...........................................227/2
- yönetimi ............................................................................228/1
- oyların toplanması........................................................ 229/1-3
N
Naip .....................................................................................................
- hakimin tanığa disiplin hapsi vermesi ................................60/2
- hakim tarafından keşif yapılması .......................................83/1
- tanık ile bilirkişinin naip veya istinabe yoluyla
dinlenmesi ...................................................................... 180/1-5
- hakim işlemlerinin duruşmada okunması.........................209/1
- hakim kararlarına itiraz................................................ 267-271
O
Otopsi ..................................................................................................
- otopsiden önce kimliğin tespiti ...........................................86/1
- hazır bulunacaklar..............................................................87/1
- görev...................................................................................87/1
513
Ceza Muhakemesi Kanunu
- usulü ...................................................................................87/2
- yapamayacak tabipler ........................................................87/3
- mezar açılması ...................................................................87/4
- görüntüleri kayda alma.......................................................87/5
- yeni doğanın cesedinde otopsi ..........................................88/1
- zehirlenme şüphesinde parça alınması ......................... 89/1-2
Ö
Ölü .......................................................................................................
- ‘nün kimliğini belirleme .......................................................86/1
- adli muayenesi ...................................................................86/2
- adli muayenenin yapılması.................................................86/3
- mezar açılması ...................................................................87/4
- kayda alma .........................................................................87/5
- yeni doğanın cesedinde adli muayene...............................88/1
- zehirlenme şüphesinde parça alınması ......................... 89/1-2
Ön sorun................................................................................. 218/1-2
S
Sağır ve dilsiz ......................................................................................................
- tanığın yemini .....................................................................56/1
- sanığa müdafii tayini ........................................................150/2
- sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararı......223/3
- mağdur veya suçtan zarar görene müdafii tayini .234/2, 239/1-2
Sahte para ve değerler üzerinde
inceleme ..............................................................................................................
Salıverme istemi..................................................................................................
- usul ............................................................................................................
- salıverilenin yükümlülüğü ..........................................................................
514
Ceza Muhakemesi Kanunu
Sanık ...................................................................................................
- tanım.....................................................................................2/1
- gözlem altına alınması ................................................... 74/1-5
- beden muayenesi ve örnek alma ................................... 75/1-7
- keşifte hazır bulunması ...................................................84/3,5
- salıverme sonrası yükümlülükleri.....................................106/1
- tebligat ..............................................................................106/2
- zorla getirme kararından örnek verilmesi.........................146/3
- müdafii seçme hakkı ........................................................149/1
- iddianamenin tebliği .........................................................176/1
- tutuklu olmayan sanığın duruşmaya çağrılması ..............176/2
- tutuklu sanığın duruşmaya celbi ......................................176/3
- çağrı kağıdının tebliğiyle duruşma günü arasında süre...176/4
- sanığın savunma delillerinin toplanması...................... 177/1-3
- çağrılması reddedilen tanık veya uzmanın doğrudan
mahkemeye getirilmesi........................................................178/1
- sanığın getireceği tanık ve bilirkişilerin adlarının
C.savcısına bildirilmesi.......................................................179/1
- tanık ve bilirkişi adlarının sanığa bildirilmesi....................179/2
- tutuklu sanığın hazır bulunabileceği işlemler ...................181/3
- duruşmaya gelmesi ve duruşmanın başlaması ........... 191/1-3
- duruşmada hazır bulunmaması .......................................193/1
- sorgusu yapılmadan karar verilmesi ................................193/2
- duruşma salonundan uzaklaşması ...............................194/1,2
- yokluğunda duruşma yapılması .......................................195/1
- duruşmadan bağışık tutulması..................................... 196/1-6
- duruşmaya müdafii göndermesi.......................................197/1
- duruşma işlemlerine karşı eski hale getirme istemi .........198/2
- duruşmaya zorla getirilmesi .............................................199/1
- duruşma salonundan çıkarılması ................................. 200/1-2
Ceza Muhakemesi Kanunu
515
- ilgililere soru yöneltilmesi .................................................201/1
- Türkçe bilmemesi veya engelli olması ......................... 202/1-3
- duruşmadan çıkarılması...................................................204/1
- yokluğundaki delillerin bildirilmesi ....................................206/1
- delillerin toplanmasından vazgeçmesi .............................206/3
- kişisel verilerin duruşmada okunması..............................209/2
- sanığın ifadeleri arasında çelişki olması ..........................213/1
- okunan belgelere diyeceklerinin sorulması......................215/1
- kanun yolları, mercii ve süresinin sanığa bildirilmesi.......231/2
- beraat eden sanığa tazminat isteyebileceğinin
bildirilmesi...........................................................................231/3
- yasa yollarına başvurması ⇒ Bkz. Kanun yolları ⇒
Bkz. İtiraz ⇒ Bkz. İstinaf ⇒ Bkz. Temyiz
Sorgu ...................................................................................................
- tanım.....................................................................................2/1
- çağrı..................................................................................145/1
- zorla getirme................................................................. 146/1-7
- sorguda uyulacak hususlar ..............................................147/1
- sorguda yasak usuller .................................................. 148/1-5
- sanığın sorgusunun yapılması ............................. 191/1-3, 192
- sorgusu yapılmayan sanık hakkında karar verilmesi.......193/2
- sorgusu yapılan sanığın duruşmadan bağışık
tutulması .............................................................................196/1
- istinabe suretiyle sorgu ....................................................196/2
- sorgu tutanağının duruşmada okunması .........................196/3
- görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu ........196/4
Soruşturma ..........................................................................................
- tanım.....................................................................................2/1
- gizliliği ...............................................................................157/1
- soruşturmanın hakim tarafından yapılması.................. 163/1-2
- evresinde tutanak düzenlenmesi ................................. 169/1-6
516
Ceza Muhakemesi Kanunu
Soybağının araştırılması .................................................... 76/3, 78/1
Suçu değerlendirmede mahkemenin yetkisi ..............................225/2
Suçun niteliğinin değişmesi.................................................... 226/1-4
Suçüstü................................................................................................
- tanım.....................................................................................2/1
- halinde yakalama ............................................................90/1,3
- halinde gece arama yapılması .........................................118/2
- halinde vali ve kaymakamlar hakkında soruşturma.........161/6
- halinde sulh ceza hakiminin soruşturma yetkisi...............163/1
Süreler .................................................................................................
- hesaplanması ................................................................. 39/1-4
- eski hale getirme ................................................................41/1
- itirazı inceleme süresi.......................................................271/3
- istinaf süresi ...................................................... 273/1, 276/1,2
- istinaf istemine cevap verme süresi.................................277/1
- temyiz süresi ....................................................................291/1
- soruşturma ve kovuşturma aşamasında istenilen
bilgilere cevap verme süresi ................................................332/1
Ş
Şikayet.................................................................................................
- ‘e tabi suçta şüphelinin yakalandığının şikayetçilere
bildirilmesi.............................................................................96/1
- suça ilişkin şikayet........................................................ 158/1-6
Şikayetçi ⇒ Bkz. Mağdur ile şikayetçi
Şirket yönetimi için kayyım tayini ........................................... 133/1-4
Şüpheli.................................................................................................
- tanım.....................................................................................2/1
- veya sanığın beden muayenesi .........................................75/1
517
Ceza Muhakemesi Kanunu
- iç beden muayenesi .....................................................75/2,4,5
- vücuttan kan veya benzer biyolojik örnekler alınması ....75/2,3
- içbeden muayenesi ve vücuttan örnek alma
kararlarına karşı itiraz...........................................................75/6
- özel yasalardaki hükümler..................................................75/7
- diğer kişilerin beden muayenesi ve vücuttan örnek
alınması ....................................................... 76/1-5, 80/1,2, 82/1
- kadının muayenesi ................................................... 77/1, 82/1
- sonuçların gizliliği ........................................................... 80/1-2
- yönetmelik ..........................................................................82/1
- teknik araçlarla izleme.................................................. 140/1-5
- ikinci kez ifadesinin alınması............................................148/5
- müdafii seçme hakkı ........................................................149/1
- hakkında delil toplanması.................................................160/2
T
Talimat.................................................................................. 180, 196
Tanıklık ................................................................................................
- tanıkların çağrılması.................................................... 43/1-3,5
- Cumhurbaşkanının tanıklık yapması........................ 43/4, 47/4
- çağrıya uymayan tanıklar ...................................................44/1
- askerler hakkında zorla getirme kararı...............................44/2
- tanıklıktan çekinme ........................................................ 45/1-3
- meslek ve sıfatları nedeniyle tanıklıktan çekinme ..........46/1,2
- Devlet sırrı ile ilgili tanıklık.............................................. 47/1-3
- kendisi ve yakınları aleyhine beyandan çekinme ..............48/1
- çekinme nedenlerinin bildirilmesi ve yemin........................49/1
- yemin verilmeyen tanıklar ..................................................50/1
- tanıklıktan çekinebileceklere yemin ...................................51/1
518
Ceza Muhakemesi Kanunu
- tanıkların dinlenmesi ...................................................... 52/1-4
- tanıklara görevinin anlatılması ...........................................53/1
- tanıklara yemin verilmesi....................................................54/2
- yeminin şekli....................................................................55/1,2
- yeminin yerine getirilmesi...................................................56/1
- sağır-dilsizlerin yemini........................................................56/2
- tanığın yeniden dinlenmesi ................................................57/1
- tanığa sorulacak sorular ve korunması.......................... 58/1-5
- tanığa bilgi verilmesi...........................................................59/1
- tanığa soru sorulması.........................................................59/2
- tanıklıktan ve yeminden sebepsiz çekinme .......................60/1
- disiplin hapsi................................................................... 60/1-4
- tanığa verilecek tazminat ve giderler ..............................61/1,2
- tanığın mahallinde dinlenmesi ...........................................84/2
- sanığın, tanık dinletme talebi ....................................... 177/1-3
- çağrılması mahkemece reddedilen tanığın
doğrudan mahkemeye getirilmesi........................................178/1
- tanık isimlerinin sanık ve C.savcısına bildirilmesi........ 179/1-2
- tanıkların naip ve istinabe ile dinlenmesi ..................... 180/1-5
- tanıkların dinleneceği günün ilgililere bildirilmesi......... 181/1-3
- dinlendikten sonra salondan ayrılması ............................208/1
- tanıklıktan çekinenin önceki ifadelerinin okunmaması.....210/2
- dinlenmesi yerine ifadesinin okunmasıyla yetinilmesi . 211/1-2
- ifadeleri arasında çelişki bulunması.................................212/2
Tazminat istemi ...................................................................................
- maddi, manevi zararın isteneceği haller ...................... 141/1-2
- dava açma süresi .............................................................142/1
- yetkili mahkeme................................................................142/2
- dilekçe ve eklenecek belgeler ..........................................142/3
- bilgi ve belgelerin yetersizliği ...........................................142/4
Ceza Muhakemesi Kanunu
519
- dilekçe ve eklerinin tebliği ................................................142/5
- araştırma usulü.................................................................142/6
- duruşma açılması.............................................................142/7
- yasa yolu ..........................................................................142/8
- tazminatın geri alınması ...................................................143/1
- kamu görevlilerine rücu ....................................................143/2
- iftira eden veya yalan tanıklıkta bulunana rücu................143/3
- tazminat isteyemeyecek kişiler ........................................144/1
- beraat eden sanığa bildirilmesi ........................................231/3
Tebligat usulü .................................................................. 36/1, 37/1,2
- kararın tebliği...................................................................35/2,3
- C.Başsavcılığına tebliğ.......................................................38/1
Tedbir ..................................................................................................
- koruma tedbirleri dışındaki kararların tebliği ......................35/2
- tedbire uymama................................................................112/1
- tedbirin ilgililere bildirilmesi...............................................129/3
- tedbiri uygulayan kolluğun C.savcısına bilgi vermesi ......161/2
- istenen tedbirin iddianamede gösterilmesi.......................170/6
Teknik araçlarla izleme........................................................... 140/1-5
Temyiz .................................................................................................
- başvurma hakkı ⇒ Bkz. Kanun yolları
- temyize tabi kararlar................................ 286/1-2 (CMUK 305)
- hükümden önceki kararların temyizi .......... 287/1 (CMUK 306)
- nedenleri.................................................. 288/1-2 (CMUK 307)
- hukuka kesin aykırılık halleri ...................... 289/1 (CMUK 308)
- sanığın yararına olan kurallara aykırılık..... 290/1 (CMUK 309)
- istemi ve süresi........................................ 291/1-2 (CMUK 310)
- eski hale getirme süresi içinde temyiz süresinin
işlemesi......................................................... 292/1 (CMUK 311)
- başvurusunun etkisi ................................ 293/1,2 (CMUK 312)
520
Ceza Muhakemesi Kanunu
- başvurusunun içeriği ............................... 294/1,2 (CMUK 313)
- gerekçesi ................................................. 295/1-3 (CMUK 314)
- isteminin mahkemece reddi .................... 296/1-2 (CMUK 315)
- dilekçesinin tebliği, cevap ve Yargıtay Başsavcılığının
görevi ......................................................... 297/1-5 (CMUK 316)
- isteminin reddi ............................................... 298 (CMUK 317)
- duruşmalı inceleme ....................................... 299 (CMUK 318)
- duruşmada usul............................................. 300 (CMUK 319)
- temyiz incelemesi.......................................... 301 (CMUK 320)
- temyiz isteminin esastan reddi.........................................302/1
- hükmün bozulması .................................. 302/2-5 (CMUK 321)
- Yargıtay’ca davanın esasına hükmedilecek haller,
hukuka aykırılığın düzeltilmesi ..................... 303/1 (CMUK 322)
- Yargıtay kararının gönderileceği merci ... 304/1-4 (CMUK 323)
- Yargıtay’da hükmün açıklanması.................. 305 (CMUK 324)
- bozmanın diğer sanıklara etkisi .................... 306 (CMUK 325)
- bozmadan sonra davaya bakacak mahkemenin
işlemleri............................................................ 307 (CMUK 326)
Tercüman dinlenmesi ............................................................. 202/1-3
- giderleri.............................................................................324/5
Toplu suç .............................................................................................
- tanım.....................................................................................2/1
- gözaltı süresi ......................................................................91/3
Tutanak................................................................................................
- tutulma zorunluluğu...................................................... 169/1-2
- imza ..................................................................................169/3
- soruşturmada tutanağın içeriği.........................................169/4
- soruşturma aşamasında okunması ve imzalanması ....169/5,6
- duruşma tutanağı .............................................................219/1
- duruşma tutanağının başlığı.............................................220/1
- duruşma tutanağının içeriği..............................................221/1
Ceza Muhakemesi Kanunu
521
- duruşma tutanağının ispat gücü.......................................222/1
- karşı oy ve gerekçesi .......................................................224/1
Tutuklama............................................................................................
- nedenleri....................................................................... 100/1-3
- tutuklama kararı verilemeyecek haller .............................100/4
- kararı verme yetkisi, gerekçe, şüpheli veya sanığa
bildirim .............................................................................101/1,2
- tutuklama isteminde müdafii yardımı ...............................101/3
- tutuklama kararı verilmemesi ...........................................101/4
- itiraz ..................................................................................101/5
- tutuklulukta geçecek süre............................................. 102/1-3
- kararının geri alınmasını, C.savcısının istemesi..............103/1
- C.savcısının tutukluyu serbest bırakması ........................103/2
- şüpheli veya sanığın salıverme istemi, karar, itiraz ..... 104/1-3
- salıverme isteminde inceleme usulü ve süresi, itiraz.......105/1
- salıverilenin yükümlülüğü, adresini bildirmesi...............106/1,2
- tutuklama veya uzatmanın bildirilmesi ......................... 107/1-3
- tutukluluğun incelenmesinde istek, süre ...................... 108/1-3
- adli kontrol hükümlerine uymamada tutuklama ...............112/1
- ‘nın haksız olmasında tazminat ⇒ Bkz. Tazminat istemi
- tutuklu sanığın duruşmaya çağrılması .............................176/3
- tutuklu sanığın keşfe katılması.........................................181/3
- duruşma sırasında işlenen suçta tutuklama ....................205/1
- tutuklunun kanun yollarına başvurması ....................... 263/1-4
Tüzel kişiler..........................................................................................
- yazışma yapılması..............................................................36/1
- ‘den bilirkişi seçimi..............................................................64/1
- ‘de mevcut sanığın hak ve alacaklarına elkoyma ........ 128/1-g
- ‘e elkoymanın bildirilmesi .................................................128/7
- hakkında istenen tedbirin iddianamede gösterilmesi.......170/6
522
Ceza Muhakemesi Kanunu
- kamu davasına katılması .................................................237/1
- temsili ........................................................................... 249/1-3
U
Uyuşmazlık ..........................................................................................
- görev uyuşmazlığı ................................................................4/2
- yetki uyuşmazlığı................................................................17/1
Uzlaşma................................................................................ 253/1-24
- mahkeme tarafından uzlaştırma .................................. 254/1-2
- birden çok fail bulunması halinde uzlaşma ......................255/1
V
Vali.......................................................................................................
- şikayetin valiye yapılması.................................................158/2
- hakkında soruşturma yapılması ....................................161/5,6
Vekil ⇒ Bkz. Avukat ⇒ Bkz. Müdafii
- tanım.....................................................................................2/1
- vekilin, aynı davada hakimlik yapamaması........................22/1
- vekilin hakimin reddi istemi ................................................24/2
- karar verilmeden vekilin dinlenmesi ...................................33/1
- vekilin istemi üzerine bilirkişi atanması ..............................63/1
- bilirkişi raporuna karşı bilimsel görüş alınması ..................67/6
- otopsiye hekim getirmesi....................................................87/1
- dosyayı inceleme yetkisi ..................................................153/5
- tutanakları imzalaması .....................................................169/3
- dinlenen ve okunanlara karşı diyeceğinin sorulması .......215/1
Vücuttan örnek alınması ⇒ Bkz. Şüpheli veya sanığın
beden muayenesi
523
Ceza Muhakemesi Kanunu
Y
Yakalama emri ve nedenleri..................................................... 98/1-4
Yakalama kararının mahkemece verilmesi ................................199/1
Yakalama koşullarının varlığında zorla getirme.........................146/1
Yakalama tutanağı .......................................................................97/1
Yakalama ve yakalanan hakkında yapılacak işlemler ............. 90/1-6
Yakalama veya gözaltına alınanın yakınlara bildirilmesi,
yabancı olması ..........................................................................95/1,2
Yakalamanın haksız olmasında tazminat ............................. 141-144
Yakalamanın kovuşturma aşamasında çıkarılması .....................98/3
Yakalanan şahsın C.Savcısına bildirilmesi ................................161/2
Yakalanan veya tutuklananların nakli ..........................................93/1
Yakalamanın şikayetçilere bildirilmesi .........................................96/1
Yargı yetkisi birden çok ili kapsayan ağır ceza mahkemesi .. 250/1-3
- soruşturma ................................................................... 251/1-8
- kovuşturma................................................................... 252/1-2
Yargılama giderleri ..............................................................................
- kapsam.............................................................................324/1
- kararda gösterilmesi, belirlenmesi, yerine getirilmesi .. 324/2-4
- tercüman giderleri.............................................................324/5
- sanığın yükümlülüğü .................................................... 325/1-4
- bağlantılı davalarda giderler......................................... 326/1-2
- beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararında
gider................................................................................ 327/1-2
- karşılıklı hakaret hallerinde ..............................................328/1
- suç uydurma ve iftirada ....................................................329/1
- kanun yollarına başvuruda........................................... 330/1-2
- yargılamanın yenilenmesinde ..........................................330/3
- eski hale getirmede ..........................................................330/4
524
Ceza Muhakemesi Kanunu
Yargılamanın yenilenmesi...................................................................
- önceki kararda görev alan hakimin katılamaması .............23/3
- nedenleri....................................................................... 311/1-2
- infazın geri bırakılması, durdurulması..............................312/1
- ‘ne engel olmayan haller .............................................. 313/1-3
- aleyhe yargılamanın yenilenmesi.....................................314/1
- yoluna gidilemeyecek haller......................................... 315/1-2
- bir suça dayanan yenileme istemlerinin kabulü ...............316/1
- istem hakkında uygulanacak hükümler........................ 317/1-2
- istemin kabule değer olup olmadığı kararı ve mercii ... 318/1-3
- isteminin kabule değer görülmemesi ...............................319/1
- isteminin kabulü................................................................319/2
- itiraz yolu ..........................................................................319/3
- delillerin toplanması ..................................................... 320/1-3
- isteminin esassız olmasından dolayı reddi veya
kabulü ............................................................................. 321/1-2
- duruşmasız inceleme ................................................... 322/1-4
- duruşma sonunda verilecek hüküm ............................. 323/1-3
- yargılama giderleri............................................................330/3
Yargıtay ...............................................................................................
- C.Başsavcılığının görevi ..................................................297/3
- duruşmalı inceleme yapılması ......................................299/1,2
- duruşmada Yargıtay C.Savcısının beyanda
bulunması ...........................................................................300/2
- ‘da inceleme usulü....................................................... 301-306
- davanın esasına hükmedilmesi........................................303/1
- bozmadan sonra dosyanın gönderilmesi ..................... 304/1-4
- hükmün açıklanması ........................................................305/1
- C.Başsavcılığının itiraz yetkisi .........................................308/1
Ceza Muhakemesi Kanunu
525
Yaş düzeltme..............................................................................218/2
Yayın yasağı........................................................................................
- kapalı duruşmada.............................................................187/2
- duruşmanın disiplinini bozmada.......................................252/1
Yazılı olarak istenen bilgilere cevap vermeme ⇒ Bkz. Bilgi isteme
Yemin ..................................................................................................
- tanığın çekinme nedeni hakkında yemini...........................49/1
- verilmeyen tanıklar .............................................................50/1
- çekinme hakkı olup dinlenen tanıklara yemin verilmesi.....51/1
- öneminin tanığa anlatılması ...............................................53/1
- verilmesi ve biçimi ........................................................... 54-55
- yeminde ayağa kalkılması..................................................55/2
- yerine getirilmesi ................................................................56/1
- ederek dinlenen tanığın yeniden dinlenmesi .....................57/4
- nedensiz çekinme ve yaptırım ...........................................60/1
- bilirkişi yemini ..................................................................64/4,5
- bilirkişiye yardım eden uzman kişiler .................................66/4
- bilirkişinin yeminden çekinmesi.............................................71
- yemin verilerek katip atanması ........................................169/1
- tanık olarak dinlenen mağdura yemin verilmemesi .........236/1
- verilerek dinlenen tanık veya bilirkişinin hükmü
etkilemesinde yargılamanın yenilenmesi ...........................311/1
Yer gösterme ................................................................................85/1
- müdafiinin hazır bulunması ................................................85/2
- tutanak düzenlenmesi ........................................................85/3
Yetki.....................................................................................................
- suçun işlendiği yer..............................................................12/1
- teşebbüste..........................................................................12/2
- basılı eserle suç işlemede..................................................12/3
- basılı eserle hakarette........................................................12/4
526
Ceza Muhakemesi Kanunu
- görsel ve işitsel yayınlarda .................................................12/5
- suçun işlendiği yer belli değilse..........................................13/1
- şüpheli veya sanığın yerleşim yeri yoksa ..........................13/2
- mahkeme belirlenemiyorsa ................................................13/3
- yabancı ülkede işlenen suçta.............................................14/1
- Yargıtay’ca belirlenmesi ..................................................14/2,3
- yabancı ülkedeki Türk kamu görevlileri hakkında
yetkili mahkeme....................................................................14/4
- Türk bayrağını taşıyan gemide, Türkiye dışında
suç işlenmesi ........................................................................15/1
- Türk bayrağını taşıyan hava ve demiryolu taşıtlarında
suç işlenmesi ........................................................................15/2
- ülke içinde deniz, hava, demiryolu taşıtlarında veya bu
taşıtlarla işlenen suçlarda........................................................15/3
- çevreyi kirletme suçunda....................................................15/4
- bağlantılı suçlarda .......................................................... 16/1-4
- olumlu veya olumsuz uyuşmazlık ......................................17/1
- yetkisizlik iddiası ve yetkisizlik kararı ..............................18/1,2
- yetkisizlik kararlarında itiraz ...............................................18/3
- davanın nakli .................................................................. 19/1-2
- yetkili olmayan hakim veya mahkemenin işlemleri ............20/1
- gecikmesinde sakınca bulunan işlemler ...............................21
Yönetmelikler.................................................................................333
Z
Zabıt katibi ...........................................................................................
- hakimin reddinde zabıt katibine başvurma ........................26/1
- reddi veya çekinmesi...................................................... 32/1-3
- bilirkişi yemin zaptının imzalanması...................................64/6
- soruşturmanın her evresinde görev yapması ..................169/1
Ceza Muhakemesi Kanunu
527
- yemin verilerek katip atanması ........................................169/1
- duruşmada hazır bulunması.............................................188/1
- duruşma tutanağını imzalaması.......................................219/1
- duruşma tutanağına adının yazılması..............................220/1
- gerekçeli karara adının yazılması ....................................232/1
- gerekçeli kararı imzalaması .............................................232/7
- kanun yolları için zabıt katibine başvuru ..........................263/1
- itirazda zabıt katibine başvuru .........................................268/1
- istinaf yolunda zabıt katibine başvuru..............................273/1
- karşı tarafa cevap vermede zabıt katibine başvuru .........277/2
- temyiz talebinde zabıt katibine başvuru...........................291/1
- temyiz gerekçesinin zabıt katibine yazdırılması...............295/3
Zehirlenme şüphesinde otopsi ..................................................89/1,2
Zorla getirme .......................................................................................
- tutuklu işlerde .....................................................................43/1
- asker kişiler hakkında.........................................................44/2
- çağrı ile gelmeyenler hakkında ........................................145/1
- şüpheli ve sanık hakkında................................................146/1
- kararının içeriği.................................................................146/2
- kararı verilenin, adli merciler önüne çıkarılma süresi ......146/4
- kararının yerine getirilememesinde tutanak.....................146/6
- sanığın zorla getirilmesi ...................................................199/1
7.2. İLGİLİ HÜKÜMLER
Tanımlar
Madde 2.– (1) Bu Kanunun uygulanmasında;
a) Şüpheli: Soruşturma evresinde, suç şüphesi altında bulunan
kişiyi,
b) Sanık: Kovuşturmanın başlamasından itibaren hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişiyi,
528
Ceza Muhakemesi Kanunu
c) Müdafi: Şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatı,
d) Vekil: Katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi
ceza muhakemesinde temsil eden avukatı,
e) Soruşturma: Kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin
öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi,
f) Kovuşturma: İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi,
g) İfade alma: Şüphelinin kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini,
h) Sorgu: Şüpheli veya sanığın hâkim veya mahkeme tarafından
soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili olarak dinlenmesini,
i) Malen sorumlu: Yargılama konusu işin hükme bağlanması
ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddî ve malî sorumluluk
taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişiyi,
j) Suçüstü:
1. İşlenmekte olan suçu,
2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra
kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek
yakalanan kişinin işlediği suçu,
3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu,
k) Toplu suç: Aralarında iştirak iradesi bulunmasa da üç veya
daha fazla kişi tarafından işlenen suçu,
l) Disiplin hapsi: Kısmî bir düzeni korumak amacıyla yaptırım
altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara
çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan,
şartla salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adlî
sicil kayıtlarına geçirilmeyen hapsi,
ifade eder.
Ceza Muhakemesi Kanunu
529
Görev
Madde 3.– (1) Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.
Re’sen görev kararı ve görevde uyuşmazlık
Madde 4.– (1) Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6
ncı madde hükmü saklıdır.
(2) Görev konusunda mahkemeler arasında uyuşmazlık çıktığında, görevli mahkemeyi ortak yüksek görevli mahkeme belirler.
Görevsizlik kararı verilmesi gereken hâl ve sonucu
Madde 5.– (1) İddianamenin kabulünden sonra; işin, davayı
gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa,
mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.
(2) Adlî yargı içerisindeki mahkemeler bakımından verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
Görevsizlik kararı verilemeyecek hâl
Madde 6.– (Değişik: 6/12/2006 – 5560/16 md.)
(1) Duruşmada suçun hukukî niteliğinin değiştiğinden bahisle
görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez.
Görevli olmayan hâkim veya mahkemenin işlemleri
Madde 7.– (1) Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli
olmayan hâkim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür.
Bağlantı kavramı
Madde 8.– (1) Bir kişi, birden fazla suçtan sanık olur veya bir
suçta her ne sıfatla olursa olsun birden fazla sanık bulunursa
bağlantı var sayılır.
(2) Suçun işlenmesinden sonra suçluyu kayırma, suç delillerini
yok etme, gizleme veya değiştirme fiilleri de bağlantılı suç sayılır.
530
Ceza Muhakemesi Kanunu
Yetkili mahkeme
Madde 12.– (1) Davaya bakmak yetkisi, suçun işlendiği yer
mahkemesine aittir.
(2) Teşebbüste son icra hareketinin yapıldığı, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun
işlendiği yer mahkemesi yetkilidir.
(3) Suç, ülkede yayımlanan bir basılı eserle işlenmişse yetki,
eserin yayım merkezi olan yer mahkemesine aittir. Ancak, aynı
eserin birden çok yerde basılması durumunda suç, eserin yayım
merkezi dışındaki baskısında meydana gelmişse, bu suç için eserin
basıldığı yer mahkemesi de yetkilidir.
(4) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçunda eser, mağdurun yerleşim yerinde veya oturduğu
yerde dağıtılmışsa, o yer mahkemesi de yetkilidir. Mağdur, suçun
işlendiği yer dışında tutuklu veya hükümlü bulunuyorsa, o yer
mahkemesi de yetkilidir.
(5) Görsel veya işitsel yayınlarda da bu maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır. Görsel ve işitsel yayın, mağdurun yerleşim
yerinde ve oturduğu yerde işitilmiş veya görülmüşse o yer mahkemesi de yetkilidir.
Özel yetki
Madde 13.– (1) Suçun işlendiği yer belli değilse, şüpheli veya
sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi
yetkilidir.
(2) Şüpheli veya sanığın Türkiye’de yerleşim yeri yoksa Türkiye’de en son adresinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
(3) Mahkemenin bu suretle de belirlenmesi olanağı yoksa, ilk
usul işleminin yapıldığı yer mahkemesi yetkilidir.
Yabancı ülkede işlenen suçlarda yetki
Madde 14.– (1) Yabancı ülkede işlenen ve kanun hükümleri
uyarınca Türkiye’de soruşturulması ve kovuşturulması gereken
Ceza Muhakemesi Kanunu
531
suçlarda yetki, 13 üncü maddenin birinci ve ikinci fıkralarına göre
belirlenir.
(2) Bununla birlikte Cumhuriyet savcısının, şüphelinin veya
sanığın istemi üzerine Yargıtay, suçun işlendiği yere daha yakın
olan yer mahkemesine yetki verebilir.
(3) Bu gibi suçlarda şüpheli veya sanık Türkiye’de yakalanmamış, yerleşmemiş veya adresi yoksa; yetkili mahkeme, Adalet
Bakanının istemi ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusu
üzerine Yargıtay tarafından belirlenir.
(4) Yabancı ülkelerde bulunup da diplomatik bağışıklıktan yararlanan Türk kamu görevlilerinin işledikleri suçlardan dolayı yetkili
mahkeme Ankara mahkemesidir.
Deniz, hava ve demiryolu taşıtlarında veya bu taşıtlarla işlenen suçlarda yetki
Madde 15.– (1) Suç, Türk bayrağını taşıma yetkisine sahip
olan bir gemide veya böyle bir taşıt Türkiye dışında iken işlenmişse,
geminin ilk uğradığı Türk limanında veya bağlama limanında bulunan mahkeme yetkilidir.
(2) Türk bayrağını taşıma hakkına sahip olan hava taşıtları ile
demiryolu taşıtları hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
(3) Ülke içerisinde deniz, hava veya demiryolu taşıtlarında ya
da bu taşıtlarla işlenen suçlarda, bunların ilk ulaştığı yer mahkemesi de yetkilidir.
(4) Çevreyi kirletme suçu, yabancı bayrağı taşıyan bir gemi tarafından Türk kara suları dışında işlendiği takdirde, suçun işlendiği
yere en yakın veya geminin Türkiye’de ilk uğradığı limanın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Bağlantılı suçlarda yetki
Madde 16.– (1) Yukarıdaki maddelere göre her biri değişik
mahkemelerin yetkisi içinde bulunan bağlantılı ceza davaları, yetkili
mahkemelerden herhangi birisinde birleştirilerek görülebilir.
532
Ceza Muhakemesi Kanunu
(2) Bağlantılı ceza davalarının değişik mahkemelerde bakılmasına başlanmış olursa, Cumhuriyet savcılarının istemlerine
uygun olmak koşuluyla, mahkemeler arasında oluşacak uyuşma
üzerine, bu davaların hepsi veya bir kısmı bu mahkemelerin birinde
birleştirilebilir.
(3) Uyuşulmazsa, Cumhuriyet savcısı veya sanığın istemi üzerine ortak yüksek görevli mahkeme birleştirmeye gerek olup olmadığına ve gerek varsa hangi mahkemede birleştirileceğine karar
verir.
(4) Birleştirilmiş olan davaların ayrılması da bu suretle olur.
Yetkide olumlu veya olumsuz uyuşmazlık
Madde 17.– (1) Birkaç hâkim veya mahkeme arasında olumlu
veya olumsuz yetki uyuşmazlığı çıkarsa, ortak yüksek görevli
mahkeme, yetkili hâkim veya mahkemeyi belirler.
Yetkisizlik iddiası
Madde 18.– (1) Sanık, yetkisizlik iddiasını, ilk derece mahkemelerinde duruşmada sorgusundan, bölge adliye mahkemelerinde
incelemenin başlamasından ve duruşmalı işlerde inceleme raporunun okunmasından önce bildirir.
(2) Yetkisizlik iddiasına ilişkin karar, ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusundan önce, bölge adliye mahkemelerinde
duruşmasız işlerde incelemenin hemen başlangıcında, duruşmalı
işlerde inceleme raporu okunmadan önce verilir. Bu aşamalardan
sonra yetkisizlik iddiasında bulunulamayacağı gibi mahkemeler de
bu hususta re’sen karar veremez.
(3) Yetkisizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir.
Hâkimin davaya bakamayacağı hâller
Madde 22.– (1) Hâkim;
a) Suçtan kendisi zarar görmüşse,
b) Sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa,
Ceza Muhakemesi Kanunu
533
c) Şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından
üstsoy veya altsoyundan biri ise,
d) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlât edinme bağlantısı varsa,
e) Şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında üçüncü derece
dahil kan hısımlığı varsa,
f) Evlilik sona ermiş olsa bile, şüpheli, sanık veya mağdur ile
aralarında ikinci derece dahil kayın hısımlığı varsa,
g) Aynı davada Cumhuriyet savcılığı, adlî kolluk görevi, şüpheli
veya sanık müdafiliği veya mağdur vekilliği yapmışsa,
h) Aynı davada tanık veya bilirkişi sıfatıyla dinlenmişse,
Hâkimlik görevini yapamaz.
Hâkimin reddi sebepleri ve ret isteminde bulunabilecekler
Madde 24.– (1) Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi
istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.
(2) Cumhuriyet savcısı; şüpheli, sanık veya bunların müdafii;
katılan veya vekili, hâkimin reddi isteminde bulunabilirler.
(3) Bunlardan herhangi biri istediği takdirde, karar veya hükme
katılacak hâkimlerin isimleri kendisine bildirilir.
Tanıklık, Bilirkişi İncelemesi ve Keşif
Tanıklık
Tanıkların çağrılması
Madde 43.– (1) Tanıklar çağrı kâğıdı ile çağrılır. Çağrı kâğıdında gelmemenin sonuçları bildirilir. Tutuklu işlerde tanıklar için
zorla getirme kararı verilebilir. Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir ve bunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar
hakkındaki işlem uygulanır.
(2) Bu çağrı telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, çağrı kâğıdına
bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz.
534
Ceza Muhakemesi Kanunu
(3) Mahkeme, duruşmanın devamı sırasında hemen dinlenilmesi gerekli görülen tanıkların belirteceği gün ve saatte hazır
bulundurulmasını görevlilere yazılı olarak emredebilir.
(4) Cumhurbaşkanı kendi takdiri ile tanıklıktan çekinebilir. Tanıklık yapmayı istemesi halinde beyanı konutunda alınabilir ya da
yazılı olarak gönderebilir.
(5) Bu madde hükümleri, kişinin ancak Cumhuriyet savcısı,
hâkim veya mahkeme önünde tanık olarak dinlenmesi halinde
uygulanabilir.
Çağrıya uymayan tanıklar
Madde 44.– (1) Usulüne uygun olarak çağrılıp da mazeretini
bildirmeksizin gelmeyen tanıklar zorla getirilir ve gelmemelerinin
sebep olduğu giderler takdir edilerek, kamu alacaklarının tahsili
usulüne göre ödettirilir. Zorla getirilen tanık evvelce gelmemesini
haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse aleyhine hükmedilen
giderler kaldırılır.
(2) Fiilî hizmette bulunan askerler hakkındaki zorla getirme kararı askerî makamlar aracılığıyla infaz olunur.
Tanıklıktan çekinme
Madde 45.– (1) Aşağıdaki kimseler tanıklıktan çekinebilir:
a) Şüpheli veya sanığın nişanlısı.
b) Evlilik bağı kalmasa bile şüpheli veya sanığın eşi.
c) Şüpheli veya sanığın kan hısımlığından veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyu.
d) Şüpheli veya sanığın üçüncü derece dahil kan veya ikinci
derece dahil kayın hısımları.
e) Şüpheli veya sanıkla aralarında evlâtlık bağı bulunanlar.
(2) Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı nedeniyle
tanıklıktan çekinmenin önemini anlayabilecek durumda olmayanlar,
kanunî temsilcilerinin rızalarıyla tanık olarak dinlenebilirler. Kanunî
Ceza Muhakemesi Kanunu
535
temsilci şüpheli veya sanık ise, bu kişilerin çekinmeleri konusunda
karar veremez.
(3) Tanıklıktan çekinebilecek olan kimselere, dinlenmeden önce tanıklıktan çekinebilecekleri bildirilir. Bu kimseler, dinlenirken de
her zaman tanıklıktan çekinebilirler.
Meslek ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinme
Madde 46.– (1) Meslekleri ve sürekli uğraşıları sebebiyle tanıklıktan çekinebilecekler ile çekinme konu ve koşulları şunlardır:
a) Avukatlar veya stajyerleri veya yardımcılarının, bu sıfatları
dolayısıyla veya yüklendikleri yargı görevi sebebiyle öğrendikleri
bilgiler.
b) Hekimler, diş hekimleri, eczacılar, ebeler ve bunların yardımcıları ve diğer bütün tıp meslek veya sanatları mensuplarının,
bu sıfatları dolayısıyla hastaları ve bunların yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler.
c) Malî işlerde görevlendirilmiş müşavirler ve noterlerin bu sıfatları dolayısıyla hizmet verdikleri kişiler hakkında öğrendikleri
bilgiler.
(2) Yukarıdaki fıkranın (a) bendinde belirtilenler dışında kalan
kişiler, ilgilinin rızasının varlığı halinde, tanıklıktan çekinemez.
Devlet sırrı niteliğindeki bilgilerle ilgili tanıklık
Madde 47.– (1) Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Açıklanması, Devletin dış
ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek;
anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki
bilgiler, Devlet sırrı sayılır.
(2) Tanıklık konusu bilgilerin Devlet sırrı niteliğini taşıması halinde; tanık, sadece mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından zâbıt
kâtibi dahi olmaksızın dinlenir. Hâkim veya mahkeme başkanı,
daha sonra, bu tanık açıklamalarından, sadece yüklenen suçu
açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgileri tutanağa kaydettirir.
536
Ceza Muhakemesi Kanunu
(3) Bu madde hükmü, hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya
daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanır.
(4) Cumhurbaşkanının tanıklığı söz konusu olduğunda sırrın
niteliğini ve mahkemeye bildirilmesi hususunu kendisi takdir eder.
Kendisi veya yakınları aleyhine tanıklıktan çekinme
Madde 48.– (1) Tanık, kendisini veya 45 inci maddenin birinci
fıkrasında gösterilen kişileri ceza kovuşturmasına uğratabilecek
nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebilir. Tanığa cevap
vermekten çekinebileceği önceden bildirilir.
Tanıklıktan çekinme sebebinin bildirilmesi
Madde 49.– (1) Mahkeme başkanı veya hâkim veya Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli görüldüğünde 45, 46 ve 48 inci
maddelerde gösterilen hâllerde tanık, tanıklıktan çekinmesinin
dayanağını oluşturan olguları bildirir ve bu hususta gerektiğinde
kendisine yemin verdirilir.
Yemin verilmeyen tanıklar
Madde 50.– (1) Aşağıdaki kimseler yeminsiz dinlenir:
a) Dinlenme sırasında on beş yaşını doldurmamış olanlar.
b) Ayırt etme gücüne sahip olmamaları nedeniyle yeminin niteliği ve önemini kavrayamayanlar.
c) Soruşturma veya kovuşturma konusu suçlara iştirakten veya bu
suçlar nedeniyle suçluyu kayırmaktan ya da suç delillerini yok etme,
gizleme veya değiştirmekten şüpheli, sanık veya hükümlü olanlar.
Tanıklıktan çekinebilecek kimsenin çekinmemesi
Madde 51.– (1) 45 inci madde gereğince tanıklıktan çekinebileceklere yemin verip vermemek hâkim veya mahkemenin takdirine
bağlıdır. Ancak, tanık yemin etmekten çekinebilir. Bu hususun
kendisine bildirilmesi gereklidir.
Tanıkların dinlenmesi
Madde 52.– (1) Her tanık, ayrı ayrı ve sonraki tanıklar yanında
bulunmaksızın dinlenir.
Ceza Muhakemesi Kanunu
537
(2) Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde
sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde
birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler.
(3) Tanıkların dinlenmesi sırasındaki görüntü veya sesler kayda alınabilir. Ancak;
a) Mağdur çocukların,
b) Duruşmaya getirilmesi mümkün olmayan ve tanıklığı maddî
gerçeğin ortaya çıkarılması açısından zorunlu olan kişilerin,
tanıklığında bu kayıt zorunludur.
(4) Üçüncü fıkra hükmünün uygulanması suretiyle elde edilen
ses ve görüntü kayıtları, sadece ceza muhakemesinde kullanılır.
Tanığa görevinin önemini anlatma
Madde 53.– (1) Tanığa;
a) Dinlenmeden önce, gerçeği söylemesinin önemi,
b) Gerçeği söylememesi halinde yalan tanıklık suçundan dolayı cezalandırılacağı,
c) Doğruyu söyleyeceği hususunda yemin edeceği,
d) Duruşmada mahkeme başkanı veya hâkimin açık izni olmadan mahkeme salonunu terk edemeyeceği,
anlatılır.
Tanıklara yemin verilmesi
Madde 54.– (1) Tanıklar, tanıklıktan önce ayrı ayrı yemin ederler. Gerektiğinde veya bir kimsenin tanık sıfatıyla dinlenilmesinin
uygun olup olmadığında tereddüt varsa yemin, tanıklığından
sonraya bırakılabilir.
(2) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcıları da tanıklara
yemin verirler.
Yeminin biçimi
Madde 55.– (1) Tanığa verilecek yemin, tanıklıktan önce “Bildiğimi dosdoğru söyleyeceğime namusum ve vicdanım üzerine
yemin ederim.” ve 54 üncü maddeye göre tanıklıktan sonra veril-
538
Ceza Muhakemesi Kanunu
mesi hâlinde “Bildiğimi dosdoğru söylediğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” biçiminde olur.
(2) Yemin edilirken herkes ayağa kalkar.
Yeminin yerine getirilmesi, sağır veya dilsizin yemini
Madde 56.– (1) Tanık, yüksek sesle tekrar ederek veya okuyarak yemin eder.
(2) Okuma ve yazma bilen sağır veya dilsizler yemin biçimini
yazarak ve imzalarını koyarak yemin ederler. Okuma ve yazma
bilmeyen sağır veya dilsizler işaretlerinden anlayan bir tercüman
aracılığıyla ve işaretle yemin ederler.
Tanığın tekrar dinlenmesi
Madde 57.– (1) Yemin ile dinlenen tanığın aynı soruşturma
veya kovuşturma evresinde tekrar dinlenmesi gerektiğinde, yeniden
yemin verilmeyip önceki yemini hatırlatılmakla yetinilebilir.
Tanığa ilk önce sorulacak hususlar ve tanığın korunması
Madde 58.– (1) Tanığa, ilk önce adı, soyadı, yaşı, işi ve yerleşim yeri, işyerinin veya geçici olarak oturduğu yerin adresi, varsa
telefon numaraları sorulur. Gerekirse tanıklığına ne dereceye kadar
güvenilebileceği hakkında hâkimi aydınlatacak durumlara, özellikle
şüpheli, sanık veya mağdur ile ilişkilerine dair sorular yöneltilir.
(2) Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa;
kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı
tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması
için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya
mahkeme tarafından muhafaza edilir.
(3) Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir
tehlike teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya
da maddî gerçeğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluştura-
Ceza Muhakemesi Kanunu
539
caksa; hâkim, hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan da
tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi sırasında ses ve görüntülü
aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.
(4) Tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin kimliğinin
saklı tutulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak
önlemler, ilgili kanunda düzenlenir.
(5) İkinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri, ancak bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak uygulanabilir.
Tanığa söylenecek şeyler ve sorulacak sorular
Madde 59.– (1) Tanık, dinlenmeden önce hakkında tanıklık yapacağı olayla ilgili olarak mahkeme başkanı veya hâkim tarafından,
kendisine bilgi verilir; hazır olan sanık, tanığa gösterilir. Sanık hazır
değilse kimliği açıklanır. Tanıktan, tanıklık edeceği konulara ilişkin
bildiklerini söylemesi istenir ve tanıklık ederken sözü kesilmez.
(2) Tanıklık edilen konuları aydınlatmak, tamamlamak ve bilgilerinin dayandığı durumları gereğince değerlendirebilmek için
tanığa ayrıca soru yöneltilebilir.
Tanıklıktan ve yeminden sebepsiz çekinme
Madde 60.– (1) Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya
yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğan giderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için
dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Kişi, tanıklığa ilişkin yükümlülüğüne uygun davranması halinde, derhâl serbest bırakılır.
(2) Bu tedbirleri almaya naip hâkim ve istinabe olunan mahkeme ile soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi yetkilidir.
(3) Davanın görüldüğü sırada bu tedbirler alındıktan ve yukarıdaki süreler suçun türüne göre tümüyle uygulandıktan sonra o dava
veya aynı işe ilişkin diğer davada tekrar edilmez.
(4) Disiplin hapsi kararına itiraz edilebilir.
540
Ceza Muhakemesi Kanunu
Tanığa verilecek tazminat ve giderler
Madde 61.– (1) Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı
veya hâkim tarafından çağrılan tanığa, her yıl Adalet Bakanlığınca
hazırlanan tarifeye göre kaybettiği zaman ile orantılı bir tazminat
verilir. Tanık hazır olmak için seyahat etmek zorunda kalmışsa, yol
giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki ikamet ve beslenme giderleri
de karşılanır.
(2) Birinci fıkra hükmüne istinaden ödenmesi gereken tazminat
ve giderler, hiçbir vergi, resim ve harç alınmaksızın, ödenir.
Bilirkişi İncelemesi
Bilirkişilere uygulanacak hükümler
Madde 62.– (1) Tanıklara ilişkin hükümlerden aşağıdaki maddelere aykırı olmayanlar bilirkişiler hakkında da uygulanır.
Bilirkişinin atanması
Madde 63.– (1) Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına re’sen,
Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın,
müdafiinin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir.
Ancak hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukukî bilgi ile
çözülmesi olanaklı konularda bilirkişi dinlenemez.
(2) Bilirkişi atanması ve gerekçe gösterilerek sayısının birden
çok olarak saptanması, hâkim veya mahkemeye aittir. Birden çok
bilirkişi atanmasına ilişkin istemler reddedildiğinde de aynı biçimde
karar verilir.
(3) Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı da bu maddede
gösterilen yetkileri kullanabilir.
Bilirkişi olarak atanabilecekler
Madde 64.– (1) Bilirkişiler, il adlî yargı adalet komisyonları tarafından her yıl düzenlenen bir listede yer alan gerçek veya tüzel
kişiler arasından seçilirler. Cumhuriyet savcıları ve hâkimler, yalnız
Ceza Muhakemesi Kanunu
541
bulundukları il bakımından yapılmış listelerden değil, diğer illerde
oluşturulmuş listelerden de bilirkişi seçebilirler. Bu listelerin düzenlenmesine veya listelerde yer verilenlerin çıkarılmalarına ilişkin
esas ve usuller, yönetmelikte gösterilir.
(2) Atama kararında, gerekçesi de gösterilmek suretiyle, birinci
fıkrada belirtilen listelere girmeyenler arasından da bilirkişi seçilebilir.
(3) Kanunların belirli konularda görevlendirdiği resmî bilirkişiler
öncelikle atanırlar. Ancak kamu görevlileri, bağlı bulundukları kurumla ilgili davalarda bilirkişi olarak atanamazlar.
(4) Bilirkişi olarak atanan bir tüzel kişi ise, kendisi adına incelemeyi yapacak gerçek kişi veya kişilerin isimlerini, bilirkişi atayacak
yargı merciinin onayına sunar.
(5) Listelere kaydedilen bilirkişiler, il adlî yargı adalet komisyonu huzurunda “Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun
olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım
üzerine yemin ederim.” sözlerini tekrarlayarak yemin ederler. Bu
bilirkişilere görevlendirildikleri her işte yeniden yemin verilmez.
(6) Listelerde yer almamış bilirkişiler, görevlendirildiklerinde kendilerini atamış olan merci huzurunda yukarıdaki fıkrada öngörülen
biçimde yemin ederler. Yeminin yapıldığına ilişkin tutanak hâkim veya
Cumhuriyet savcısı, zabıt kâtibi ve bilirkişi tarafından imzalanır.
(7) Engel bulunan hâllerde yemin yazılı 

Benzer belgeler