İlgili yazı`nın devamını pdf dökümanı olarak görüntüleyebilirsiniz

Transkript

İlgili yazı`nın devamını pdf dökümanı olarak görüntüleyebilirsiniz
Buyrun burdan çiğneyin !
Birçok kişide sakız çiğneme alışkanlığı var. Eski sakızlar faydalı idi ama yeni nesil sakızlar böyle mi
acaba? İçlerinde bulunan birçok kimyasal madde sağlığımız için ne kadar tehlikeli. Yoksa zehir mi
çiğniyoruz. Bültenimizin bu sayısında eski bir sakızsever olan Ata Kemal ġahin’in yeni nesil
sakızların zararlarını anlatacak.
BUYRUN BURDAN ÇĠĞNEYĠN!
Ben sakızı, nam-ı diğer çikleti çok seven çocuklardandım. Hâlâ da koca çocuğum aslında. Elli yıl önce
Golden ve Zambo sakızları vardı. Golden muz kokulu, Zambo ise kakaoluydu. Ne özenliydi
ambalajları. İnce kesimliydiler ve metalik renkte varaklara sarılmışlardı. Üzerlerine de sakızın adının
bulunduğu kâğıtlar geçirilmişti. Golden'in kağıdında fötr şapkalı bir sihirbaz kız, Zambo'da ise
kulaklarında iri halkalar olan bir zenci kız vardı. Varakla kağıdın arasından da ince kartona basılmış bir
artist ya da şarkıcı resmi çıkardı. Biz de aramızda Artist/Şarkıcı Değiştirmece ve Ters/Yüz diye oyunlar
oynardık. Sakız çiğnerken, kim daha büyük balon şişirecek yarışması da yapardık. Kızlara hava
atmaya çalışırken patlayan balonun yüzümüze yapışmasıyla da tüm karizma yerlere serilirdi.
Tahsil hayatım boyunca da cebimde sakızım hep oldu. Artık balon şişirmiyordum, cak cak da
çiğnemiyordum ama ağzımda gezinmesi açlık hissimi gideriyordu! Anadan-babadan uzak diyarlarda
tok olmak mümkün müydü! Falanca holdingin veliahtı değildim ki ben!
İş hayatım süresince de çantamda, çekmecemde ve arabamın torpido gözünde mutlaka bir-iki kutu
sakız oldu. Yarım saatte bir devinim yapsa da ağzımda, varlığı farklı bir güven veriyordu.
Ben hiç sigara içmedim. Ama sigarayı bırakanların da en iyi dostuydu sakız.
Çocukluğa vedayla birlikte naneli sakız çiğnemeye başladım. Yurt dışında keskin naneli sakızlar
bulmak mümkünken, ülkemizde ancak nanemsi sakızlar bulunabiliyordu. Geçenlerde ünlü bir
markanın sakızını aldım. Satıcı, aldığım sakızın oldukça keskin naneli olduğunu, bir süre ağzımda
şeker gibi tutmamı ve hemen çiğnemeye başlamamamı tavsiye etti.
Meraktan kutuyu oracıkta açtım ve ağzıma bir draje attım. Gerçekten de olağanüstü keskindi. Kısa
süre sonra burnumda akıntı, gözlerimde yaşarma oldu ve arka arkaya en az 10 kez hapşırdım! Sonra
o keskinlik gitti ve çiğnemeye başladım. Tüm alerjik semptomlara (belirtilere) rağmen keskin lezzeti
baştan çıkarıcıydı.
Belki şaşıracaksınız ama neredeyse yarım asırdır sakız çiğneyen ben ilk kez bir sakız kutusunun
üzerindeki içeriği okudum. Gözlükle dahi okumaya imkan yoktu, büyüteç kullandım! İçerdiği maddeleri
araştırdım ve yurt dışındaki forumları da okudum. Saat gece yarısını geçiyordu ki şakaklarımda oluşan
ter damlalarını sildim ve kutuyu da çöpe attım!
Hadi önce tansiyonunuzu kontrol edin, sakinleştirici kullanıyorsanız alın ve sağlamca oturun. Size,
kasa önlerinde mızırdanan çocuklarınızın çiğnediği; çalışırken, araba kullanırken, yemeklerden sonra
sizin de çiğnediğiniz o 2-3 gr ağırlığındaki sakız drajesinin içinde neler var, onu anlatacağım!
Maltitol: Tatlandırıcı. Şeker alkolü. Sigaranın içinde de bulunur. Kan şekerini yükseltir. Baş dönmesi,
baş ağrısı, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına neden olabilir.
Sorbitol: Tatlandırıcı. Şeker alkolü. Kan şekerini yükseltir. Mide ve bağırsak rahatsızlıklarına ve
diareye (ishal) neden olabilir.
Ksilitol: Tatlandırıcı. Şeker alkolü. Kan şekerini yükseltir. Diareye neden olabilir.
Mannitol: Tatlandırıcı. Şeker alkolü. Öldürücü kalp krizlerine neden olabilir. Merkezi sinir sistemi
depresyonu ve deri yanığı oluşturabilir.
Aspartam: Tatlandırıcı. Şekerden 200 kat tatlı. %40 Fenilalanin içerir. Kanser riskini arttırır. Sinirsel
uyarıcı, unutkanlık, beyin faaliyetlerini bozucu, depresyona neden olabilir.
Asesülfam-K: Tatlandırıcı, Şekerden 200 kat tatlı. Sentetik tuz. Kalp rahatsızlıklarına neden olabilir.
Sukraloz: En yeni tatlandırıcı. Şekerden 600 kat tatlı. Kanserojen, alerjen.
Sakız mayası: Petrol bazlı. Sentetik kauçuk polimer.
Nane aroması: Naneli sigaralarda da bulunur. Beden ve ruh dengesinin bozulmasına neden olabilir.
Sığır jelatini: Alerjik ve astımlılar için önerilmez. Kemiklerin kaynatılmasıyla elde edilir. Türkiye'de
üretimi yoktur ve ağırlıklı olarak Avrupa'dan ithal edilir. Eminim ki Avrupa ülkeleri de ucuz ve bol
domuz varken sığır kemiği kullanmaya pek meraklıdır!!
Gam Arabik: Kıvam arttırıcı,
Gliserol: Tıbbi gliserin. Bir nevi alkol. Patlayıcı madde yapımında da kullanılır.
E171, E133 renklendirici: Kanser riskini arttırır. Davranış bozukluklarına ve hiperaktiviteye neden
olabilir.
Soya lesitini: Kıvam arttırıcı. Alkol içerir. Soyanın genleriyle oynanmış olabilir.
ġellak: Kokkus Lakka isimli böceğin salgısı. Boyacılıkta ve mobilyacılıkta vernikleme işlerinde
kullanılır. Deri tahrişine neden olabilir.
Karnauba Mumu: Yüzey sırlama maddesi. Alerjik semptomlara neden olabilir.
E320 antoksidan: Petrol bazlı. Kolesterolü arttırır. Bebek mamalarında kullanımına izin
verilmemektedir. Kanserojen, estrojen. Hiperaktiviteye, alerjik reaksiyona neden olabilir.
Fenilalanin: Amino asit. Nörotoksik etki. Çocuklarda zeka gelişimini olumsuz etkiler. Beyin hasarı,
uyuşukluk, ödem, deri lezyonları, karaciğer büyümesine neden olabilir.
Tabii, tüm bu risklerin aşırı kullanımda ortaya çıkabileceği belirtilmektedir. Peki, günde bir paket sigara
içersem zararlı ama 3 sigara içersem zararsız diyebilir miyiz?
Bazı sakız kutularında uyarılar da görmek mümkün.
Hamileler ve bebekler yapay tatlandırıcı içeren gıdalar tüketmemelidir. Yani, sizden umudu kestik,
bebeklerinizi koruyun mu demek bu?
Sakızdır. Yutmayınız. Nasıl yani!! Hangi çocuk sakız yutmaz!! Ben bile kazara yutuyorum. Ama siz
yutmayın; çünkü sakızlar çiğnemek içindir, yutmak için değil! Sentetik kauçuğu mide hazmedemez!
Bir de resmi bakanlık tebliği var: Sakıza %10 veya daha fazla şeker alkol eklenmiş ise "Aşırı tüketimi
Laksatif etkiye (ishal) neden olabilir." ifadesi, kullanılan tatlandırıcı içerisinde aspartam var ise
"Fenilalanin içerir." ifadesi kutunun üzerinde yer almalıdır. Çünkü Fenilketonüri (PKU) hastalarının
aspartam içeren ürünleri tüketmesi risklidir. hastaları hastalarının
Bu karanlık tablodan sonra sanmayın ki sakız çiğnemeye veda ettim. Zamanda yolculuğa çıktım ve
kendimi aktarda buldum. Doğal damla sakızı aldım. Ağza atıldığında biraz sert ama hemen
yumuşuyor. Kilosu 700 lira. Ben beş liralık aldım. Orantısız şekil ve ebatta 17 adet çıktı. Yani tanesi 29
krş. Piyasadaki sakız drajelerinin tanesi de 15-20 kuruşa geliyor zaten. Sağlığınız için fazladan 10 krş
vermez misiniz? Bir de her derde deva Kenger Sakızı var. Onu da deneyeceğim. Fakat görsel hiçbir
albenisi olmayan bu doğal çözümlere çocukları nasıl ikna ederiz, bilemiyorum!
Sakız Neolitik Çağ'dan bu yana biliniyor, katkı maddelerinin geçmişi ne ki. Ve tamamen doğal bir sakız
çiğnediğinizi düşünün, faydaları saymakla bitmez.
- Kilo kontrolünde yardımcıdır. Pratik, ucuz ve düşük kalorilidir. Şekerli sakız dahi 5-10 kaloridir.
- Sakız çiğnemek iştahınızı kontrol etmenizi sağlar.
- Öğünlerde daha az yemenize neden olur.
- Kalori harcatır. Sakız çiğnemek saatte 11 kalori yakmanızı sağlar.
- Konsantrasyonu ve odaklanmayı arttırır, stresi hafifletir.
- Beyne giden kan oranını arttırır.
- Ağız ve diş sağlığını etkiler. Nefesinizi ferah tutmanıza yardımcı olur. Vücuttaki en güçlü savunma
mekanizması olan tükürük salgısını arttırır. Özellikle şekersiz sakız ağız sağlığını birçok yönden
destekler. Plakların, çürüklerin ve lekelerin oluşumunu önler, diş minesindeki mineral bozukluklarını
onarır.
Biz Sakız Adası'ndan çıkan mastikayı (doğal damla sakızı) ancak aktarlardan alabilirken, doğal
sakızlar yurt dışında seri olarak üretilmektedir. Bu sakızların içinde yapay renklendirici-koruyucu-
aroma bulunmamaktadır. Günümüz sakızlarında sentetik kauçuk polyisobutylene kullanılırken (basket
topundan bir parça çiğnemek ister misiniz?) doğal sakızlarda Manilkara ve Sapodilla ağaçlarının öz
suyu kullanılmaktadır. Aspartam ya da diğer yapay tatlandırıcılar kullanılmamaktadır.
Artık gdo'lu ürünlerden fellik fellik kaçıyoruz ve organik domates, salatalık, biber alabilmek için de
Ekolojik Pazarlara koşuyoruz ama hemen yanı başımızda duran bombanın farkında değiliz! Üstelik
zararı en çok görecek olanlar da çocuklarımız. Sadece sakızlar değil, tüm şekerlemeler aynı katkı
maddeleriyle dolu. Büyük marketlerde sakızların, şekerlemelerin kasa önüne konmasının tek nedeni
de çocukları yakalamak!! Ne acımasızca, değil mi?
Pazar değeri 1 milyar liraya yaklaşan sakızı ülkemizde nüfusun %40'ı çiğnemezken, her gün
çiğneyenlerin oranı sadece %15'tir. Peki, bu potansiyeli görerek ülkemize yatırım yapan yabancı
şirketler saydığımız zararlı maddelerden arınmış doğal sakız üretemezler mi?
Üretebilirler tabii de, insan sağlığının paradan değerli olduğu nerede görülmüş!!
Bir bavul aspartam'ın bir kamyon doğal şekere eş değer olduğunu düşünecek olursak, üretici firmalara
nasıl bir maliyet avantajı getirdiğini anlayabiliriz.
Kuruşlarla, lokantalarla, marketlerle ilgili onca blog yazdım. Yel değirmenlerine karşı savaştığımı ve
hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimi biliyorum ama hiç değilse, artık beni kandıramayacaksınız diyorum ve
yakın çevremi de uyarıyorum.
Sizlere de söylemiş oldum !
Ata Kemal ġahin
http://beslenmebulteni.com/bes/index.php?option=com_content&view=article&id=1794:buyrun-burdancneyn&catid=45:hileli-gidalar&Itemid=404