En Değerli Global Markalar

Transkript

En Değerli Global Markalar
NKARA
ATENT
E-Bülten | Sayı: 17 | Yıl: 2 | 2011 Haziran
En Değerli
Global Markalar
Acaba geleceğin devi olarak ifade edilen Çin, markalaşmanın önemini kavramış durumda mı?
İnovasyon ve teknolojiye yatırımla pekiştirilen bunca gelişme ve çabaya rağmen güvenilir bir
marka ortaya koyup da tercih edilebilecek mi?
MIFFY'NİN ZAFERİ
Miffy ve Catthy arasındaki
rekabet Japon depremzedelere
yardıma dönüştü.
TEKRARI İMKANSIZ
"Bronze Format" ile müzik
parçaları her seferinde farklı
çalacak.
MİLLİ SONAR
Türkiye'de bir çok ilki
gerçekleştiren ASELSAN ilk
milli sonarı da üretti.
Ankara Patent
Şehrin Gücünü
Arkasına Aldı
Ankara Patent'in
gücünün arkasındaki
etkenler
Tasarımcıların
ışık oyunları
Tasarımcılar hayatımızın
her alanında özgün
çalışmalarıyla
karşımıza çıkıyor.
FİKRİ HAKLAR GÜNCEL
En Değerli Global Markalar
Acaba geleceğin devi olarak ifade edilen Çin, markalaşmanın önemini kavramış durumda mı? İnovasyon ve teknolojiye yatırımla pekiştirilen bunca gelişme ve çabaya rağmen
güvenilir bir marka ortaya koyup da tercih edilebilecek mi?
AYSU DERİCİOĞLU
Ankara Patent İstanbul Bürosu
Genel Müdür Yardımcısı
En Değerli Global Markalar BrandZ Top 100’ün 5. si
yayınlandı. Yapılan değerlendirmelerin ardından marka değerini yükseltmeye dair önemli ipuçları da veren çalışmada
ilk 10 şu şekilde:
Google
IBM
Apple
Microsoft
Cocacola
Mc Donald’s
Marlboro
China Mobile
General Electric
Vodafone
Raporda vurgulanan başarı etkenleri içinde en ön sırada “markalaşmak” yer alıyor. Bir şirketin en önemli değeri
olarak ortaya çıkan markaların satışlara etkisi ve şirket hisselerinin değerlerine yansıması; doğru stratejilerle seçilmiş,
konumlandırılmış ve başarı ile korunan markaların dünyasında yaşadığımız gerçeğini ortaya koyuyor.
İlk 100’e damgasını vuran bu markalar, günümüz dinamiklerine de en hızlı ayak uyduranlar. Raporda belirtildiği gibi; sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk, sağlık, güven ve
ürünleri kişiselleştirme üzerine eğilen ve sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanabilen bu markalar tüketiciyi kendine
bağlamayı iyi beceriyor.
Hindistan ve Meksika bu yıl ilk yüze giren yeni ülkeler
olurken; Hindistan bankasıyla Meksika da telekomünikasyon şirketi ile listede yerini buluyor. Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin; finans, telekomünikasyon ve petrol şirketleri ile
dikkati çekerken enteresan olan, listede yükselmeye başlayan
BRIC ülkelerinin sadece bu sektörlerde yer almaları. Bir istisna olarak Brezilya’nın bira markası görünürken; anlıyoruz
ki zaten bira da yükselen trendler arasında. Çünkü genele
baktığımızda; bu yıl en çok yükselmeyi gerçekleştiren 20 firma teknoloji, 4 firma finans, 3 firma da bira markası.
Bilgi çağında teknoloji her zaman en önde yer alırken,
telekomünikasyon şirketlerine ivme kazandıran cep telefonuna duyulan ilgi ve ihtiyacın artması. Krizden etkilenmeyen bankaları 2009 ekonomik krizi yukarılara taşırken, krizden etkilenen tüketiciler de dışarıya çıkmaktansa evlerinde
bira içmeyi tercih etmiş görünüyor.
Durum böyleyken, akıllara bir dizi soru takılıyor. Acaba geleceğin devi olarak ifade edilen Çin, markalaşmanın
önemini kavramış durumda mı? İnovasyon ve teknolojiye
2 | Ay-Pi
yatırımla pekiştirilen bunca gelişme ve çabaya rağmen güvenilir bir marka ortaya koyup da tercih edilebilecek mi?
Çin malı dendiği zaman akla gelen imajı kırıp bir Apple ya
da Coca Cola’nın taşıdığı imajı yakalayabilecek mi? Hadi
imajı yakaladı diyelim, güven duyabilecek miyiz? Bir Çin
firmasının ürünü için; “kanserojen değildir bu” ya da “bunu
yapan işçileri insan haklarını ihlal ederek de çalıştırmıyorlardır” diyebilecek miyiz?
Bence çok zor çünkü her şeyi aynı anda elde etmek
mümkün değil, hem dünyanın en ucuz üretimini sağlayıp hem de tüketiciyi memnun edecek ürünler ortaya konamaz. “Neredeyse her ürün orada üretiliyor zaten” de diyebiliriz ama bilmek gerekir ki; o ürünleri yaptıran büyük firmalar ciddi denetimler yaparak, kendi ürünlerinin üretimlerini kontrol altında tutuyorlar. Örneğin, o markalara güvendiğimiz için; “Çin’de üretilmiş olsa da Apple kalitesiz bir
ürün çıkarmaz” diyoruz. İşte “Apple” bize bu güvenceyi veren. Çin ise gün gelecek bir seçim yapıp, dünyadaki imajını
temizleyerek yeniden başlamak için çok radikal değişiklikler
yapmak zorunda kalacak.
Henüz listeye girememiş olan ülkemizse, markalaşma konusunda sağlam adımlarla ilerliyor. Tanınmış markalarımız yurtdışında da önemli aşamalar kaydetmeye başlamışken, en büyük eksikliğimiz AR-GE çalışmalarına yeteri kadar önem vermememiz olarak karşımıza çıkıyor. Sanayi ve üniversite işbirliklerini güçlendirerek, kemikleşmiş ve
kırılması zor iletişimsizlik duvarlarını yıkmamız ve patent
konusuna da ağırlık vererek, dünya dinamiklerine yönelik
nokta atışı AR-GE araştırmalarına yönelmemiz markalarımızı çok daha ileriye taşıyacaktır, yeter ki inanalım ve üstüne gidelim.
TASARIM DÜNYASI
Tasarımcıların ışık oyunları
Fermuar Lamba
Perdelerden esinlenerek tasarlanmış bu
fermuar lamba ile istenilen ışık seviyesinin kontrolü sizde.
Modern Gaz Lambası – Oyule Lamp
Sergio Silva’nın tarihle teknolojiyi birleştiren bu tasarımı
zarafeti ve şıklığıyla birlikte çevre dostu ve enerji tasarruflu ürünlere ilişkin artan talebe de cevap veriyor. Alev
almayan parafin yağı ve kısa fitiliyle bu ampuller, tatlı
bir loş ışık veriyor.
Duvarlara loş bir dokunuş: Torn Lamp
Aydınlatmaya yeni bir soluk getiren tasarımcı Bill May,
aydınlatmaları zarif dokunuşlarla duvarların içine gizlemiş. Hem duvar köşelerine hem de düz duvarlara
monte edilebilen bu lambalar duvarlarınızla aynı renge
boyanabiliyor.
Rubik Lamba
Eric Pautz tarafından tasarlanan Rubik lamba, Rubik küpünden esinlenerek tasarlanmış. 26 adet parçadan oluşan lambada, her bir yüzün döndürülmesi ile 43 farklı
renk kombinasyonu elde ediliyor.
Çit Aydınlatma :
Hurdle Lighting
Koreli Lee Suk Woo ve
Byeon Dong tarafından
tasarlanan lamba hem
yatay hem de dikey durabilecek şekilde tasarlanmış. İçerisinde bulunan sensör ise, nasıl yerleştirildiğini tespit
ederek ışığı nereden vereceğini ayarlıyor.
Kanla Çalışan Lamba
Belki de hiçbir zaman yakmayı aklınızdan geçirmeyeceğiz, günümüzün modası vampir filmlerini aratmayan bu lamba kan ile çalışıyor. Kullanmak içinse, üstteki
camı kırmanız, ardından içerdiği tableti sıvının içerisine
atmanız ve ne yazık ki sonra da kırılan camı kullanarak
kanınızı sıvının içine damlatmanız gerekiyor. Artık ışık
konusunda o kadar istekli değilsiniz, değil mi?
Ay-Pi | 3
AYIN RÖPORTAJI
Kobilife Ekonomi ve Sanayi Dergisi’nden
Ankara Patent, şehrin
gücünü arkasına aldı
Müvekkillerin haklarının korunmasında maksimum özenle empati kurarak yapılan yönlendirmelerde maddi motivasyondan ziyade manevi motivasyon ile müşterilere hizmet
verilmesi Ankara Patent’in tercih edilmesini sağlayan büyük bir etken.
"1964 yılında kurulan Ankara Patent’in Ankara’da konumlanması öncelikle işlemlerinin yapıldığı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın Ankara’da
olmasından kaynaklanıyor” diyen Ankara Patent Kurucu Ortağı ve Genel
Müdürü M. Kaan Dericioğlu, başkentte yer almanın yapılacak işlemler açısından avantaj kazandırdığını dile getiriyor. Yasaların hazırlanması ve yenilenmesi için gerekli ortamın ve Danıştay ile Yargıtay’ın da Ankara’da olmasının firmalarına avantaj sağladığını anlatan Dericioğlu, Ankara’daki ulaşımın İstanbul kadar sorunlu olmamasının şehirde konumlandırmayı özendirdiğini dile getiriyor. 2010 yılının Şubat
ayından bu yana İstanbul’da da ofislerinin bulunduğunu açıklayan Dericioğlu,
yaklaşık bir yıldır Ankara’yı İstanbul’da
da temsil ettiklerini ifade ediyor.
Dünyanın 16 büyük ekonomisinden birine sahip olan Türkiye’nin üretim ve ticaret potansiyelinin de çok
yüksek olan bir ülke olduğuna dikkat
çeken Dericioğlu, “Bu yöndeki gelişime paralel olarak Türkiye’de, patent,
tasarım, marka, coğrafi işaret, internet
alan adı gibi konularda da gelişim söz
konusudur. Son birkaç yıldan önce yoğunluk yaşanmayan bu alanda da yoğunluk artmaya başlamıştır. 2010 yılında 3 bin 250 yerli ve 5 bin 93 yabancı kaynaklı olmak üzere 8 bin 343
patent başvurusu; 29 bin 467 yerli ve 6
bin 972 yabancı kaynaklı olmak üzere
30 bin 441 tasarım başvurusu; 59 bin
838 yerli ve 11 bin 766 yabancı kaynaklı olmak üzere 71 bin 604 marka
4 | Ay-Pi
başvurusu yapılmıştır. Bu sayılar artan
yoğunluğu göstermektedir" diyor.
Türkiye’de 371 patent ve 714
marka vekili bulunuyor
Türk Patent Enstitüsü tarafından
açıklanan istatistiklere göre sicillere kayıtlı 371 patent ve 714 marka vekilinin
bulunduğuna dikkat çeken Dericioğlu, bu ortamda Ankara Patent’in tercih
edilmesinin nedenlerinden bazılarını şöyle açıklıyor: "Deneyimli kadrosu,
Türkiye’nin ilk veri tabanlarını da içeren bilgi işlem alt yapısı, başvuru öncesinde ön araştırma yaparak olumsuzların elenmesi, ulaşılabilirliğin kolaylığı, üniversiteler, sivil toplum ve mes-
lek örgütleri ile ilişkilerin güçlü olması
bazı örneklerdir. Ayrıca müvekkillerin
haklarının korunmasında maksimum
özenle empati kurarak yapılan yönlendirmelerde maddi motivasyondan ziyade manevi motivasyon ile müşterilere
hizmet verilmesi Ankara Patent’in tercih edilmesini sağlayan büyük bir etkendir. İşlemler bazında yıllık hizmet
tarifeleriyle çalışılması, başvuru öncesinde mutlaka ön araştırmaların yapılması, bilgisayar ortamında tüm başvuruların izlenmesi ve bildirilmesi, işlem
alanının tüm ülkeler olması sağlanan
kolaylıklardan bazılarıdır."
Meslek yasası oluşturulmalı
Türkiye’de marka vekilliğinin tarihinin 140, patent vekilliğinin tarihinin ise 132 yıl öncesine dayandığını ifade eden Dericioğlu, mesleğin
eski olmasına rağmen mesleğe giriş ve
disiplin kurallarının belirlendiği bir
meslek yasasının bulunmadığını kaydediyor. Bu eksiklik nedeniyle meslekteki disiplinsiz davranışların önlemediğini ve mesleğe zarar verildiğini dile
getiren Dericioğlu, sorunun çözümünün meslek yasası ile mümkün olabileceğinin altını çiziyor. Sektördeki çok
önemli bir sorunun da Türkiye’de yeni
yasal düzenlemelerin hazırlanması ve
TBMM’den geçmesinin çok zor olması ile mevcutların yenilenmesinin
çok uzun yıllar alması olduğunu aktaran Dericioğlu, sorunların çözümünün kamudaki monolog yerine kamu
ve özel sektör diyaloğu ile olacağını
dile getiriyor.
ANKARA PATENT BLOG
Miffy'nin Zaferi
AYSU DERİCİOĞLU
Ankara Patent İstanbul Bürosu
Genel Müdür Yardımcısı
Küçük çocukların kalplerine sinsice giren; kıyafet, çanta ve
daha pek çok ürün üstünde belirerek aileleri fazlasıyla zor durumda bırakan Hello Kitty bir sıçradı, iki
sıçradı derken üçüncüye fırsat kalmadan yakalandı.
Hello Kitty’nin ilk sıçrayışı ilk çıkışıyla
başlıyor çünkü 1974 yılında hayatımıza giren karakter, 1945 yılından beri hayatımızda
olan Musti karakterine fazlasıyla benziyor.
Musti’nin yaratıcısı Ray Goosens ise, ya Hello Kitty ile mücadele etmek istemedi ya da
gizli bir anlaşma ile durumu kabullendi.
Taklip edip, karşılığında hiçbir yaptırım ile karşılaşmayan üstüne üstlük bir de
başarı kazanan herkes gibi, Hello Kitty de
sıçramaya devam etti ve 1955 yılında Dick
Bruna tarafından hayata geçirilen Miffy karakterine fazlasıyla benzeyen Cathy’i, Hello
Kitty’nin arkadaşı olarak lanse etti.
MUCİDİN
SANDIĞI
www.patentmuzesi.com
Birçok buluşçunun
denemelerinden
sonra gerçekleştirilen fermuar buluşunun ilk denemeleri 19. yüzyılın
ikinci yarısında başladı. Bu yönde ilk
buluşu, dikiş makinesini icat eden
Elias Howe gerçekleştirmiş ve 1851’de
"Otomatik Daimi Elbise Kapatma" başlıklı bir patent almış olsa da; buluşun pazarlamasıyla uğraşmadığından fermuarın
buluşçusu olma şansını kaybetti.
Kırk yıl sonra, Mr. Whitcomb Judson;
Howe’un ürününe benzer olan "Kaygan–Kopça"yı pazarladı. Judson, erkek ve
kadın potinlerinin tutturulmasında kullanılan uzun ayakkabı bağlarının yerini alabilecek bu buluşu pazarlayan ilk kişi olmakla fermuarın buluşçusu olarak anılma
şansını yakaladı. Fakat onun 1893 paten-
Dick Bruna 26 Ağustos 2010 yılında Hello Kitty’nin firması olan Sanrio’ya eser sahibinin haklarına ve marka tescilinden doğan haklara tecavüz davası açtı. Amsterdam Bölgesel
Mahkemesi’nin verdiği ve Dick Bruna’nın lehine sonuçlanan karara göre; Sanrio firmasının Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’da
tüm ticari faaliyetlerini sonlandırması ve eğer bu koşulları gerçekleştirmez ise gerçekleşene kadar en çok 2 milyon olacak şekilde günde 25.000 dolarlık bir ceza ödemesi öngörülüyordu.
Bunun üzerine kararı temyize götüren Sanrio ile Dick Bruna arasındaki savaş gittikçe büyümeye başladığında ise, taraflar davaları bir kenara
bırakarak masaya oturdu ve anlaşmaya vardı.
Yapılan anlaşma ise gerçekten örnek teşkil edecek şekilde çünkü Sanrio bir daha Catthy’i
hiçbir yerde kullanmayacağını ifade ederken,
her iki taraf da dava masrafları ile uğraşmak yerine 150.000 Euro’yu 11 Mart 2011 tarihinde
Japonya’da gerçekleşen deprem mağdurlarına bağışlamaya karar verdiler. Ayrıca bir centilmenlik
anlaşması da yaparak birbirlerinin karakterlerinin benzerlerini yapmaktan da uzak durma konusunda anlaştılar.
Kaynak: ipkitten.blogspot.com
Fermuarın Mücadele Dolu Hikayesi
tinde fermuar kelimesi bulunmuyordu ve
buluş karmaşık bir çengel-göz ayakkabı tokasıydı. Birbirine kilitlenen sıralı çengel ve ilmikler, kayıcı bir parça çekilerek
açıp kapamaya yarıyordu. Judson, ayakkabılar için kilitleyici veya kilit açıcı mekanizma üzerinde oldukça çalışmasına
rağmen; insanlar, giysilerinin üzerinde bir
"makine" taşımaya pek de hazır değildi.
Judson, Kaygan-Kopça çok az ticari başarı yakaladı.
Modern fermuarın tasarımını yapan
ise, Kanadalı elektrik mühendisi Gideon Sundback oldu. Judson’un başarısız ticari girişimleri sırasında Colonel Lewis ile
kurduğu Universal Fastener Company için
çalışmaya başlamasının ardından uzun
uğraşlardan sonra 1913’te sonuca ulaştı
ve 1917’de Ayrılabilir Tutturucu’nun (Separable Fastener) patentini aldı. Ayrıca,
Sunback yeni ürün için üretim makinesini de yaptı.
Ay-Pi | 5
BULUŞLAR GEÇİDİ
Girişimcilik kültüründe
sınıfta kaldık
Türkiye, BBC’nin yaptığı girişimcilik kültürü anketinde sondan
üçüncü sıraya yerleşerek girişimciliğin en az desteklendiği ülkeler arasında yer aldı.
24 ülkede, 24 binden fazla kişiyle gerçekleştirilen girişimcilik kültürü anketine göre girişimciliğin en az
desteklendiği ülkeler arasında Türkiye ile birlikte Rusya, İtalya, Mısır ve
Kolombiya’da yerlerini alırken; girişimciliğin en çok desteklendiği ülke Endonezya olup, bu ülkeyi ABD, Kanada,
Hindistan ve Avustralya takip etti.
Anket çerçevesinde katılımcılara
yöneltilen dört soru:
• Kendi işlerini kurmanın ne kadar
zor olduğunu düşündükleri
• Ülkede girişimciliğe değer verilip
verilmediği
• Yaratıcılığa verilen önemin ne olduğu
• Kişilerin fikirlerini ne ölçüde gerçekleştirebildiği yönündeydi.
Araştırmaya Türkiye’den katılanların yüzde 24’ü, ülkesinde yaratıcılığa
önem verildiğini düşünürken, bu oran
anketteki diğer bütün ülkelerin altında kaldı. Yaratıcılığa önem verildiğini yüzde 26 oranında düşünen Ruslar
ise sondan ikinci ülke olarak listede,
Türkiye’nin bir üstünde yer aldı. Yaratıcılığın desteklendiğini düşünenlerin
oranı Endonezya için yüzde 85, ABD
ve Çin için ise yüzde 75 çıktı.
Türk ve İtalyan katılımcıların
üçte ikisinin, fikirlerini uygulamaya
geçirmekte engellerle karşılaştıklarını
düşündükleri ortaya çıkarken, bu ko-
nuda en iyimser olanlar İngilizler ve
Almanlar oldu.
Ancak araştırma, girişimciliğin
desteklendiği bir ortamın Almanya, İngiltere ve Fransa’da güçlü bir yaratıcılığa
dönüşmediğine işaret etti. Bu ülkelerde
kendi işini kurma fikrine sahip olanların çoğunlukla azınlıklardan geldiği belirtildi. Türkiye’de ise kendi işini kurmayı düşünenlerin oranı yüzde 51 çıktı.
Kaynak: HaberPan
Alternatif enerji aydan gelecek
Bir Japon şirketi Ay'ı güneş panelleriyle kaplı dev bir disko topuna
çevirmeyi planlıyor.
Kulağa bilimkurgu filmlerini andıran bir senaryo gibi gelse de, Shimizu adlı şirket Ay yüzeyini güneş panelleriyle kaplayarak dünyadaki tüm
enerji ihtiyacını bu şekilde karşılamayı
öneriyor ve Japonlar bu projeye imza
atmaya hazırlanıyor.
Daily Mail'in haberine göre, şimdilik ne zaman başlanacağı ve ne ka6 | Ay-Pi
dar sürede bitirileceğinin planlandığı açıklanmayan projede;
yerleştirilen güneş panellerinin
bakımının robotlar tarafından
yapılması düşünülürken, enerjiyi lazer veya mikrodalga yoluyla Dünya'daki istasyonlara
taşıyarak 13 bin teravatlık sürekli bir
kaynak yaratılması hedefleniyor.
ntvmsnbc.com kaynağındaki haber esas alınarak düzenlenmiştir.
İlk milli sonar üretildi
Amerika Birleşik Devletleri merkezli askeri yayıncılık kuruluşu Defense News dergisi tarafından hazırlanan listeye göre 100 küresel savunma
sanayi şirketi içinde yer alan Aselsan;
Türkiye’nin
• Elektronik harp cihazları alanında kendi öz tasarımını yapan ilk 10
ülke
• Frekans atlamalı VHF/FM Kriptolu telsiz sistemleri alanında kendi tasarımını ve üretimini yapan en
başarılı ilk 4 ülke
• Kestirme cihazları alanındaki ilk 4
ülke
• GSM cep telefonu alanında cihaz geliştirmiş bulunan ilk 9 ülke
arasında yer almasını sağlarken
Türkiye’de sektöründe ar-ge’ye en
çok pay ayıran kuruluş.
Bu günlerde ise, uluslararası savunma pazarındaki etkinliği ve pazar
payını artırmak üzere çalışmalarına
devam ederken, 36 ülkeye direkt satışın yanı sıra, teknoloji ihraç ederek ortak üretim çalışmaları da yapıyor.
Son olarak askeri elektronik ve
haberleşme konusunda Türkiye'nin
gereksinimlerini özgün olarak imal
eden ASELSAN, Türkiye'nin ilk sonarını da üretti.
Denizaltıların korkulu rüyası torpidoları uzaklaştırmak için kullanılan
karıştırıcı ve aldatıcıların temel teknolojisini oluşturan ve ''kulaç'' ismi verilen sonar, denizlerin derinliklerini ölç-
Oyunlardaki güvenlik
açığına 'Türk' çözümü
Dünya genelinde online oyunlarda her yıl yüz binlerce kişinin zarara
uğramasına neden olan hacker saldırılarına karşı Türkiye'den gelen çözüm
projesi, dünyada yapımcı firmalar yerine bireysel kullanıcıların güvenliğini
düşünen ilk proje.
Güvenlik yazılımları geliştiren
Arf Teknoloji Şirketi tarafından yazılan program, kullanıcının hesap bilgileri ve oyun içi yatırımlarının çalınmasının önüne geçiyor. Online ve
offline oyunlarda yapımcı firmaları korumaya yönelik bazı yazılımlar
olmasına karşın, bireysel kullanıcılara yönelik programların bulunmazken, "temiz kutu" teknolojisi ile herhangi bir bilgisayar zararlısının ulaşamayacağı güvenilir bir alan oluşturarak oyunlar bu güvenilir alanda çalıştırılıyor.
Yurtdışında da yoğun ilgi gören
bu programın ardından şirket çalışanları şimdi banka müşterilerinin kişi-
sel hesaplarına yönelik yeni bir yazılım
geliştirmeye de başlayarak; bankaların yanı sıra elektrik-enerji istasyonları ve nükleer santraller gibi önemli yapıların bilgi ağlarının da korunmasını
amaçlıyorlar.
teknikgundem.com kaynağındaki haber esas
alınarak düzenlenmiştir.
mek için de kullanılıyorken, önemli teknolojik üstünlüklere de sahip ve
gerektiğinde deniz dibinin haritasını
da çıkabiliyor.
haberturk.com ekonomi kaynağındaki haber
esas alınarak düzenlenmiştir.
ADANALI GENÇ BULUŞÇU
DÜNYA İKİNCİSİ OLDU
İnternet ortamındaki herhangi bir web sayfası veya eğitim CD'si üzerinden sanal olarak
mikroskopla görüntü incelenmesine imkan sağladı, dünya ikinciliğini kaptı.
Teknoloji ve Tasarım Merkezi Derneği ile Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce bu yıl 7.'si organize edilen; 'Uluslararası Bilişim
Olimpiyatları' tamamlandı. 29 ülkeden 2 bin 810 öğrencinin 2 bin
632 projeyle katıldığı yarışmada
Adana Gündoğdu Koleji Fen Lisesi öğrencisi Selin Akpınar, hazırlamış olduğu; 'Mobil Mikroskop' adlı projesiyle dünya ikinciliğini elde etti.
Bir web sayfası ve eğitim
CD'si üzerinde sanal olarak bir
mikroskopta görüntü incelenmesini mümkün hale getiren proje sayesinde dünyanın her yerindeki öğrenciler mikroskobu öğrenebilecek.
Ay-Pi | 7
BULUŞLAR GEÇİDİ
Yaraların iyileşmesini hızlandıran
gümüş nano parçacıklar
Wisconsin-Madison
Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, deri yaralarını daha hızlı iyileştiren nano-teknolojik gümüş yara bandı üzerinde çalışıyorlar çünkü gümüşün anti-bakteriyel kalitesi hakkında
bilgi sahibi olmalarına rağmen; yüksek konsantrasyondaki gümüşün, zehirleyici etkisi nedeniyle uygun dozu
ayarlamada sorunlar var.
Araştırmacı ekip, gümüş nanoparçacıklarının aşırı doza veya hücre
ölümlerine sebep olmadan deri üzerinde yayılmasını şimdilik sağlamış
gibi görünüyor olsa da henüz sadece
kadavra derisi üzerinde yapılan testler tamamlanmış. Şimdi ise, fare ve
domuzlar üzerinde deneyler yaparak
tedavinin canlı bir deride işe yarayıp
yaramadığı test ediliyor.
Bilim adamlarının bu araştırma sırasında kullandıkları teknik
ise şaşırtıcı çünkü mürekkebin ultra ince katmanlarda yayılmasını sağlayan tekniği kullanmışlar ve çok katmanlı polielektrolit kaplamayı gümüş
nano-parçacık dizileriyle karıştırarak
yaraların üzerinde kullanılan bantların üzerine yerleştirmişler.
Kaynak www.infoniac.com
Gürültü ve Hareketten
Elektrik Üretimi
Bilim adamları piezo- elektrik teknolojisi ile gürültü
veya vücut hareketlerinden elektrik üretebilme çalışmalarına yoğunlaştılar.
Sharjah Amerikan Üniversitesi’nden bir grup öğrenci,
piezo-elektrik teknolojisi ile gürültüden elektrik üretebilen
bir cihaz geliştirerek Institute for Engineering and Technology (IET) kurumundan prestij ödülü aldılar.
Öğrencilerin henüz deneme aşamasında olan cihazlarının şaşırtıcı özelliklerinden biri insanların duyamadığı ses
dalgalarını dahi elektriğe dönüştürebilmesi. Basit hareketler,
ayak sesleri veya stadyum gürültüsü gibi her türlü sesi elektriğe dönüştürebilen bu teknoloji pek çok alanda enerji üretimine katkı sağlayacak nitelikte.
Mesela; cihaz, yoldan geçen araçların mekanik titreşimlerini ve ses dalgalarını yakalayabilmek adına hız engellerine yerleştirilebilir ve ardından trafik ışıklarında kullanılabilir. Cihazın daha küçük versiyonları ise, cep telefonları veya MP3 çalarlar için taşınabilir güç kitleri olarak kullanılabilir.
Aynı teknoloji üzerinde çalışma yapan İngiliz bilim
adamlarının amacı ise askerlerin yürüyüşlerinden ve bacak
hareketlerinden elektrik üretebilmek ve bu sayede sırt çantalarında ağır bataryalar taşıma ihtiyaçlarını ortadan kaldırmak.
Kaynak: www.infoniac.com
8 | Ay-Pi
Ekonomik
"Yardımcı Robot"
Nesiller öncesinden beri gelecekle ilgili
kurgularda yer alan ve ev işlerini üstlenen robotlar, birçok gelecek hayali gibi henüz tam
olarak gerçekleştirilememişken, RoboDynamics, Jetgillerin her ihtiyacını karşılayan Rosie adlı robotunun sağladığı konfora biraz daha yakınlaşmamızı sağlayan
ev robotunu sunmayı planlıyor.
RoboDynamics’teki araştırmacılar Luna ismi verilen
robotla, iPhone’nun cep telefonlarında yaptığı devrimi ev
işi robotlarında gerçekleştirmeyi umuyorlar. Söylenilenlerin
çoğu oldukça heyecan verici, ancak asıl şaşırtıcı olan ilk sürümün 2011 yılının ortasında 3000 $’a yakın bir fiyatla piyasaya sunulmasının ardından robot fiyatlarının 1000 $ civarına düşürülmesinin hedeflenmesi.
Peki bu robot gerçekten neler yapabilir? Bu kısım tam
olarak net değilken Luna’nın yaratıcısı olan şirkete göre, geliştiricilerin kendi uygulamalarını yükleyebileceği ve bu sayede Luna’nın kullanışlılığını sonsuz ölçüde artırabilen açık
bir platformu bulunacak. Mevcut ve gelecekteki uygulamaları göz önüne alındığında etkileyici bir kullanım sunan iPhone gibi, Luna da gelecekte ev işlerinde daha da hoş imkanlar sağlayacak.
Kaynak: gajitz.com
Müzikte inovasyon: 'Bronze Format'
Kayıt edilmiş müziğe yeni
bir soluk getiren "bronze format"
ile artık her dinleyişinizde farklılaşan şarkılar hayatımıza giriyor. Böylelikle artık sabit bir formata sahip olmayan, sürekli değişen hatta bestecinin şarkıya zaman içerisinde yeni tınılar eklemesine de olanak veren bir platform oluşuyor.
Lexxx tarafından geliştirilen
bu yeni müzik anlayışı için "bronze player" ve bu formata uygun
olarak kayıt edilmiş müzik parçaları gerekiyor. Şu an için sade-
ce Mac marka bilgisayarlara yüklenebilen program yakında tüm
diğer bilgisayarlar ve iPhone ve
iPad’e uyarlanacakken sadece
Gwilym Gold’un Flesh Freeze
parçası bu yönde hazırlanmış.
Şarkının ana teması ve ana
öğelerini aynı tutan onun dışındaki bölümlerini ise her dinleyişte
değiştiren bu program bir DJ gibi
şarkının farklı versiyonlarını çalıyor. Aynı versiyonu bir daha dinlemeniz ise mümkün değil.
www.nme.com kaynağındaki haber esas
alınarak düzenlenmiştir.
BİLGİ BANKASI | www.ankarapatent.com
Coğrafi İşaret
Coğrafi işaret; belirgin bir niteliği,
ünü veya diğer özellikleriyle kökenin
bulunduğu bir yöre,alan, bölge veya
ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren
işarettir. Üretim yerinden kaynaklanan
özel durumdan dolayı "menşe adı" ve
"mahreç işareti" olarak iki ayrı şekilde
tanımlanmaktadır.
Ülkemiz, coğrafi işarete konu yüzlerle
ifade edilebilecek ürün çeşidine
sahiptir. Bu çeşitlilik,insan faktörü de
eklenince kültür değerlerimizi de ortaya
koymaktadır. Bu değerlerin özelliğini
kaybettirmeden devam etmesini
sağlamak yasal koruma ile mümkündür.
Coğrafi işarete konu değerlerin korunması
için gerekli yasal ortam mevcuttur.
AYNI DİLİ KONUŞALIM
Coğrafi İşaret Tescil Belgesi
[ing. Geographical indication registration
certificate]
[alm. Amtliche
eintragungsbescheinigung]
[fr. Certificat d’enregistrement]
Coğrafi işaretinin ilgili yasal düzenleme
hükümlerine göre tescilli olduğunu
gösteren ve tescile ilişkin bilgileri içeren
belge.
Coğrafi Kaynak
[ing. Geographical origin]
[alm. Geographischer ursprung]
[fr. Origine géographique]
Ürünün karakterini belirleyen ülke, bölge
veya özellikli coğrafi yer.
Coğrafi İşaretin Kullanımı
[ing. Use of the geographical indication]
[alm. Benutzung der geographischen
angabe]
[fr. Exploitation d’une indication
géographique]
Coğrafi işaret sicilinde belirtilen bölgede
ve belirtilen özelliklere uygun olarak
coğrafi işaretin kullanımı.
Coğrafi İşaretlerin Korunması
Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname
[ing. Decree-Law pertaining to the
protection of geographical indications]
[alm. Dekret über den Schutz der
geographischen angaben]
[fr. Décret-loi relatif à la protection des
indications géographiques]
08.06.1995 tarihli 4113 sayılı kanunun
verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar
Kurulu’nca 24.06.1995 tarihinde
kararlaştırılan ve 27.06.1995 tarihli
Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe
giren, 555 sayılı coğrafi işaretlerin
korunması hakkındaki yasal düzenleme.
DOOR Veri Tabanı
[ing. DOOR database]
[alm. DOOR-datenbank]
[fr. DOOR-base de donnée]
Avrupa Birliği’nin PDO, PGI veya TSG
programları kapsamında tescil ettiği
veya tescil için başvuruları yapılan ürün
adlarını içeren, kayıtlarda çevrimiçi
araştırma ve yalnız Avrupa Birliği
dışındaki üreticiler tarafından çevrimiçi
başvuru ve itiraz yapılabilen veri tabanı.
E-BACCHUS Veri Tabanı
[ing. E-Bacchus database]
[alm. E-Bacchus-datenbank]
[fr. E-Bacchus-Base de donnée]
Avrupa Birliği üyeleri veya üçüncü
ülkelerde üretilen şaraplar için Avrupa
Birliği’nde korunan coğrafi işaretleri
içeren veri tabanı
Ay-Pi | 9
ANKARA PATENT GÜNDEM
Şirketlerde Fikri Haklar Yönetimi
GÖKÇEN UZER ÇENGELCİ
Danışman
Şirketlerde fikri haklar yönetimi, çoğu zaman fiyat listeleri karşılaştırılarak seçilen bir vekil ve şirket içindeki bilgi
akışını sağlamada görevli bir personel kanalı ile gerçekleştiriliyor. Bu bilgi akışının büyük ölçekli şirketlerde hukuk müşavirliklerince, diğer pek çok firmada ise muhasebe müdürü, pazarlama müdürü veya şirket avukatları aracılığı ile sağlanıyor.
Şüphesiz bilgi akışını sağlayan personel zamanla, süreçlere ilişkin pek çok bilgi edinebiliyor. Ancak esas problem,
personelin bir sebeple işten ayrılmasıyla başlıyor ve tüm süreç
aksıyor. Bunun en önemli nedeni, işverenin diğer pek çok sorumluluğu sebebi ile fikri haklara ilişkin kararları zamanında
alamaması, bir başka deyişle işveren ile baş başa kalan vekilin talimat almakta zorlanması. Bu süreç içerisinde fikri hakların yönetimi beklemede kalıyor. İşten ayrılan personel yerine atanan yeni personelin konuya hâkimiyeti de çoğu zaman
yeterli olmuyor, telafi olarak vekilden güncel durum raporları
isteniyor. Vekil ile sıklıkla tekrarlanan görüşmeler sonucunda benzer bir bilgi akışı yeniden sağlanmaya çalışılıyor, ta ki o personel
de işten ayrılana dek…
Tekrar yaşanan personel değişiklikleri ile de
aynı süreç baştan başlıyor.
Peki, etkin bir fikri haklar yönetimi nasıl olmalı?
Öncelikle, diğer
tüm başarılı yönetimlerde de tespit edilebildiği gibi, yönetsel karar
mekanizmalarını belirleyen çerçeve kuralları oluşturarak, bir başka
deyişle fikri haklar yönetimini kurumsallaştırarak.
İmkânlar el veriyor ise,bu konuda en
uygun çözüm; bir fikri
haklar kurulu oluşturmak. Ancak, bu yönde
bir imkân yok ise fik10 | Ay-Pi
ri haklar sorumlusu pozisyonunu kurgulamak gerekli. Bugün
fikri haklar yönetiminin önemini kavrayan pek çok firmada;
pazarlama, hukuk veya muhasebe bölümlerinden bağımsız
fikri haklar bölümü yer alıyor.
İkinci adım olarak, fikri haklara ilişkin genel kuralların
yazılı olarak belirlenmesi gerekiyor. Bu kapsamda fikri haklar
kurulu oluşumu, görevleri veya fikri haklar sorumlusunun görevleri, ar-ge faaliyetleri olan şirketler için buluş yönetmeliği,
gizlilik sözleşmeleri, buluş bildirim formları, buluş sahibi veya
tasarım sahibi ile imzalanması gereken sözleşmeler yazılı olarak oluşturulması gerekli başlıca belgelerden.
Fikri haklar yönetiminin oluşturulması ve işletilmesi süreci, her şirketin kendine has özellikleri ve sektörel farklılıkları dikkate alınarak kurgulanması gerekiyor. Bu kurgu,
bizim tarafımızdan pek çok kez oluşturulmuş, yine sürecin işletilmesi de eğitimlerimiz ile desteklenebiliyor.
Yazılı kuralların oluşturulması kadar, şirket bünyesinde
fikri haklar kültürünün yerleştirilmesi de son derece önemli.
Fikri haklar sorumlusunun, şirket içerisinde fikir ürünü doğabilecek tüm süreçlerden haberdar olması ve şirket çalışanlarının da fikri haklara ilişkin farkındalığının yaratılması gerekiyor. Tescil edilecek fikir ürünün tespiti ve bu tespitin doğru
zamanda yapılabilmesi bilinci, başta fikri haklar sorumlusu olmak üzere tüm şirket
personelinin eğitimi ile de
sağlanmalı.
Özetle, strateji ve politikaların uygulanmasını ve denetimini sağlamak bakımından şirketler bünyesinde “fikri haklar birimi” oluşturulması ile sorumluların belirlenmesi ve atanması, atanan
personele “fikri haklar eğitimi” sağlanması, gerekli yazılı kuralların belirlenmesi gerekiyor.
Böylece şirketlerde
oluşturulacak fikri haklar birimlerince, fikri haklar alanında yürütülecek faaliyetlerin nasıl yapılacağı başta olmak üzere fikri haklara ilişkin rakiplerin faaliyetlerinin
nasıl izleneceğine, haksız rekabet yaratacak faaliyetlerden nasıl kaçınılacağına ve
haksız rekabet yapanlarla nasıl mücadele edileceğine ilişkin de bir kültür oluşabilir.
Kaynak: www.kaandericioglu.com
ULUSAL
ULUSALİNOVASYON
İNOVASYONGİRİŞİMİ
GİRİŞİMİ
AB İnovasyon Birliği ve Rekabetçilik Raporu
T Ü R K İ Y E
Avrupa Komisyonu tarafından
hazırlanan İnovasyon Birliği Rekabetçilik Raporu 2011 sürümünün Türkiye bölümünden
özetler
Ar-Ge Yoğunluğunun Artırılmasına
İlişkin İlerleme
Türkiye’nin Ar-Ge yoğunluğu
alanındaki performansını ortaya koyan güncel verilere göre; 2009 sonu
B Ö L Ü M Ü
itibariyle Ar-Ge/GSYİH oranı %0.85
olup, 2000 yılı ile karşılaştırıldığında önemli bir artışı işaret etmektedir.
2000 ile 2009 yılları arasındaki dönemde Ar-Ge’ye yapılan gayrisafi yurtiçi harcama yılda ortalama %10.1’lik
bir artışı ortaya koymaktadır. Bu
oran Avrupa’da dördüncü sıradaki en yüksek artışı temsil etmektedir.
Türkiye’nin Ar-Ge yoğunluğu AB ortalamasının oldukça altında olmasına
rağmen, Türkiye’nin ilerlemesinin poAy-Pi | 11
zitif yakalayan ülke kategorisinde olduğunu belirtmek mümkündür. 2009
yılında özel sektörün Ar-Ge harcamalarındaki artış oranı ise %6.1’dir.
2011-2016 dönemi için hazırlanmış olan Ulusal Bilim, Teknoloji ve
İnovasyon Stratejisi Aralık 2010 döneminde, sekretaryası TÜBİTAK tarafından yapılan Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kararı ile kabul edilmiştir. Stratejinin odaklandığı alanlar
arasında bilim, teknoloji ve inovasyon alanında insan kaynağının yetiştirilmesi, araştırma sonuçlarının ürün
ve hizmetlere dönüştürülmesi, disiplinler arası araştırmanın geliştirilmesi, KOBİ’lerin rolünün altının çizilmesi, Ar-Ge altyapısı ve uluslararası işbirliğidir.
Bu tarz yatay unsurların yanı sıra;
otomotiv, makina ve üretim teknolojileri, bilişim, enerji, su, gıda, güvenlik ve uzay konuları da odak alanları arasında belirlenmiştir. Bu paralelde, stratejinin özellikle odaklanılan
Türkiye’nin Ar-Ge profilinin AB ortalamasına göre daha zayıf olduğu görülür. Türkiye’nin göreli güçlü olduğu
belirgin alanlardan biri bilimsel üretimindeki pozisyonudur. Türkiye’de
üretilen bilimsel yayınlarının %6.9’luk
bir bölümü, dünya çapında en çok atıf
alan bilimsel yayınların %10’luk dilimi içinde bulunmaktadır. Türkiye’nin
araştırma ve inovasyon sisteminde-
2000 ile 2008 yılları arasındaki dönem irdelendiğinde Türkiye’nin
kamu sektöründe yapılan araştırmaların özel sektöre transferi sürecinde
2000 ile 2008 arasındaki dönemde başarılı olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu
konuya ilişkin gösterge olarak; kamu
sektörü tarafından Ar-Ge’ye yapılan
harcamaların özel sektör tarafından
sağlanan finansmanının gayrisafi yurtiçi hasılaya olan oranı (% olarak) dikkate alınır. Aşağıdaki radar grafik Türkiye, Türkiye’nin dahil olduğu referans
ülkeler (Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan, Polonya), AB ve ABD ile çeşitli bilimsel performans göstergeleri ışığında bir karşılaştırma sunmaktadır.
Karşılaştırma yapabilmek için 2000
ile 2009 yılları arasında ortalama yıllık
büyüme (%) oranı kullanılmaktadır.
Avrupa Araştırma Alanına Katılım,
Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği
alanlarla, aşağıdan-yukarıya araştırma (bottom-up research) arasında bir
dengenin korunması hedefine işaret
ettiği görülmektedir. Aşağıdaki grafik Türkiye ve AB arasında Ar-Ge yoğunluğu bağlamında bir karşılaştırma
yapmaktadır.
Araştırma ve İnovasyon
Performansı
Özellikle yeni doktora mezunu ve patent alma çalışmaları alanındaki göstergeler dikkate alındığında
12 | Ay-Pi
ki gelişmelere dair göstergeler bulunmakla birlikte, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması ve sağlık gibi toplumsal sorunların çözümüne dair patent çalışmaları geliştirilmesi gereken alanlar arasında irdelenmektedir.
Özellikle araştırma ve inovasyon alanında insan kaynağı kriteri temelinde
bir değerlendirme yapıldığında; sanayi yapısı ve bilgi kapasitesi açısından
karşılaştırılabilir ülkeler arasında Türkiye daha yüksek oranda iyileştirme
kaydetmeyi başarmıştır.
Türkiye, Avrupa bilimsel ortak
yayın ağ yapıları içinde mütevazı ölçeklerde faaliyet göstermektedir. Ortak patent alma performansı dikkate
alındığında teknolojik işbirliği ağları
içinde Türkiye’nin marjinal bir pozisyonu olduğu anlaşılır. Türkiye’nin bilimsel işbirliği yaptığı ülkelerin ağırlıklı büyük ölçekli Avrupa ülkeleri (İtalya, Fransa, İngiltere ve Almanya) olduğu görülmektedir. Teknolojik
işbirliği ile farklılık izlenen durum ise
ortak yayınlar alanıdır. Türkiye’nin ortak yayınlar konusunda neredeyse tüm
AB Üyesi ülkelerle çalışmalar yaptığı
sonucuna ulaşılmaktadır.
Kaynak: Innovation Union Competitiveness
Report 2011 Edition, European Commission
Resarch and Innovation

Benzer belgeler

ankara patent e

ankara patent e Teknoloji ve Tasarım Merkezi Derneği ile Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nce bu yıl 7.'si organize edilen; 'Uluslararası Bilişim Olimpiyatları' tamamlandı. 29 ülkeden 2 ...

Detaylı

e-bülten - Ankara Patent

e-bülten - Ankara Patent dokusundaki farklı fonksiyonları üstlenmişler. Kök hücrelerin bağırsak dokusuna dönüşmesinin ise yirmi sekiz gün kadar sürdüğü gözlemlenmiş. www.cumhuriyet.com.tr kaynağındaki haber esas alınarak ...

Detaylı

ankara patent e

ankara patent e Bilim Kurulu kararıyla yeniden belirlendi. Ayrıca, yurt dışında çalışmalarına devam etmekte olan Türk araştırmacıların Türkiye’ye dönmelerini teşvik amacıyla uygulamaya konulan ve beyin göçünü ters...

Detaylı

e-bülten - Ankara Patent

e-bülten - Ankara Patent işleri yaptım. Ertesi yıl üniversiteyi kazanmama ve Hacettepe Üniversitesi’nde öğrenime başlamama rağmen, çalışmayı bırakmadım. Tüm üniversite eğitimi süresince çok değerli tecrübeler edindim ve bu...

Detaylı

FİKRİ HAKLAR Ders Notları

FİKRİ HAKLAR Ders Notları Maddesel varlıkların şirket varlık değerlerindeki payı 1982-1992 döneminde maddesel olmayan varlıklarla yer değiştirmiştir. Maddesel varlıklar yaklaşık 25 yıllık bir dönemde önemini yitirmiş ve mad...

Detaylı