atma bilincini geliştirmek için beden bağımlılığından kurtulun

Transkript

atma bilincini geliştirmek için beden bağımlılığından kurtulun
Guru Purnima Sandesh
13-Temmuz-2003
Prasanthi Nil yam
ATMA BİLİNCİNİ GELİŞTİRMEK İÇİN
BEDEN BAĞIMLILIĞINDAN KURTULUN
Sevgi’nin Somutlaşmışları!
Bütün evren Tanrı’nın İrade’si sonucu yaratılmıştır. Tanrı, evreni
yaratır ve onu idame ettirir. En sonunda evren, başlangıç kaynağı olan
Tanrı’nın içinde eriyip yok olur. İlahi İrade’den meydana gelen evren,
Viswam ismini taşır. Viswam’ın doğru anlamı, kendi-başına genişleyebilen
ve sürur ile dolu olan demektir. Tanrı evreni bir amaç için yaratmıştır, fakat
insan bu amacın aksine hareket etmektedir. Viswam sadece fiziksel
maddenin tezahür etmesi demek değildir. Tanrı’nın doğrudan tezahür etmesi
demektir. Kozmik Varlığın tüm Uzuvları ile somutlaşması demektir. Viswa,
ancak Viveka (ayırt edebilme) kanalıyla anlaşılabilen Tanrı’nın genişleme
doğasını, sembolize eder. Tanrı, zamanın ve nedenin ötesindedir. Fiziksel
dünya, sözde mantık denilen şeyle çalışır fakat İlahi Olan İrade ise mantık
ile bağımlı değildir. Tanrı, evrenin arkasındaki en başlıca sebeptir. Evren,
Tanrı’nın bir yansımasıdır. Viswam ve Vishnu birbirlerinden farklı kimseler
değildir. Vishnu ismindeki ‘V’ harfi Viveka’yı ve Vistara’yı (genişlemeyi)
temsil eder. Bundan böyle Viswam, Vishnu’nun gerçek formudur. Tüm
yaratılış, Tanrı’nın çeşitli uzuvlarından teşekkül eder.
Yaratılışta mevcut olan her obje beş veçheye sahiptir, bunlar, Sath,
Chit, Ananda, Rupa ve Nama’dır (yani var oluş, bilinç, sürur, form ve
isim’dir). Bunlardan ilk üç tanesi ebedi prensiplerdir, isim ve form ise
geçicidir. Sath, Chit, Ananda isim ve formun temelleridir. Tüm insan
eylemleri, isim ve form üzerine dayanır. Kimin ne yapması gerektiğine
Tanrı karar verir. Bazı insanların doğası Rajasiktir ve bazılarınınki de
Tamasiktir. Bu gibi insanlarda, nefret ve kıskançlık gibi kötü nitelikler ağır
basar.
İnsanlar kendi anlayışlarına göre, Tanrı’ya çeşitli isimler ve formlar
atfederler. Üç ana prensip olan Sath, Chit ve Ananda’yı unutarak, isim ve
formun yegane gerçek olduğunu kabul ederler. Gerçekte isim ve form kalıcı
değillerdir. Fakat insanlar, isim ve formdan çok etkilenerek ebedi prensipler
olan Sath, Chit ve Ananda’yı önemsemezler. Bunun sonucu olarak da
yanılgıya uğrayarak isim ve formun arkasındaki yüce güç olan Tanrı’yı
unuturlar. O’na Padmanabha (göbeğinden lotus çıkan Kimse) ismi
verilmiştir. Burada, lotus, İlahi Sankalpa’yı (İrade’yi) temsil eder. O, aynı
zamanda, altından rahme sahip olduğu için Hiranyagarbha olarak da
isimlendirilmiştir. Bütün varlıkların içinde [O] ‘Ben’ formunda bulunduğu
1
için Vaastha olarak da bilinir. ‘Ben’ prensibi her yeri kaplar. Tanrı’nın, özel
bir ismi yoktur. Bütün isimler insan tarafından Tanrı’ya atfedilmektedir.
Padmanabha, Hiranyagarbha, Hiranmaya, vs., gibi herbir ismin derin içsel
anlamı vardır. Spiritüelliğin amacı, O’na atfedilen isimlerin ve İlahi Vasıf
prensibinin, içsel anlamlarını açıklamaktır. Spiritüel yolda giden kimse,
İlahi Vasıf prensibini anlamaya ve uygulamaya ve aynı zamanda da onu
yaymaya gayret sarfetmelidir. Fakat günümüzde insan, spiritüelliğin ne
olduğunu henüz anlamış durumda değildir. Spiritüelliğin sadece Tanrı’ya
ibadet ve dua etmek ve ritüelleri yerine getirmekten ibaret olduğu gibi yanlış
bir anlayış içindedir. Spiritüelliğin ve İlahi Vasfa atfedilen çeşitli isim ve
formların içsel anlamları, insanlara öğretilmelidir.
1968 yılında Sathya Sai Seva Organizasyonu’nun İlk Dünya
Konferansı şimdi Mumbai olan Bombay’da yer almıştı. Dharmakshetra’nın
temellerinin atılması da bu zamana tesadüf etmekteydi. Indulal Shah,
Dharmakshetra’nın inşaatından başlıca sorumlu kimse idi. Swami’nin
mesajının yayılması için hiç yorulmadan çalışmaktaydı. Karısı Sarla Shah
ona güç kaynağı olmuştu. Bal Vikas ve Mahila Vibhag’ların gelişmesinde
faal bir rol oynamıştır. Bu şekilde karı koca, her ikisi de, bütün dünya
üzerindeki Sai harekatının gelişmesine büyük katkılarda bulunmuşlardır.
Hatta yaşlarının bir hayli ilerlemiş olmasına rağmen bile şu anda dahi Sai
Organizasyonu’na büyük hizmette bulunmaktadırlar.
İlahi Vasfın doğasını herkesin anlaması mümkün değildir. Bu dünya,
arkasında destek olmayan bir duvara boyanmış resime benzemektedir.
İnsan, Adhara (yani temel) ve Adheya (yani obje) prensiplerini anlamak için
gayret sarfetmelidir. Sadece ritüeller yaparak zamanınızı boşa harcamayın.
Gerçek spiritüellik, insanın İlahi Vasfın bir kıvılcımı olduğu hakikatini idrak
etmesinde yatar. Bu, Bagavad Gita’da şöyle beyan edilmiştir:
Mamaivamsho Jivaloke Jivabhuta Sanathana (bütün varlıklar Benim ebedi
Varlığımın bir parçasıdır). Vaasudeva-sarvamidam (bütün dünya Tanrı,
Vaasudeva tarafından istila edilmiştir). Bu hakikati deneyimlemelisiniz ve
dünyaya yaymalısınız.
Dünya üzerinde birçok Sai dernekleri kurulmuştur. Her derneğin
kendisine has bir tarihi vardır. Dharmakshetra bunlardan istisna değildir.
Dharmakshetra’nın inşaatı esnasında Indulal Shah’ın karşılaştığı sayısız
zorlukları sadece Swami bilmektedir. Şu anda Dharmakshetra’nın
bulunduğu yere ulaşabilmek için o günlerde tek bir yol yoktu.
Dharmakshetra’nın inşa edileceği uygun bir araziyi bulabilmek için [Indulal
Shah] dikenli çalılıklar arasından yürümek zorunda kalmıştı. Bulduğu yeri,
onaylamam için Bana gösterdi. Bu arazi Mahakali Caves caddesi
üzerindeydi. İnşaatın yapılabilmesi için çok büyük gayret sarfetti. Bu işin
2
tamamlanmasında çok sayıda kimse yardımcı oldu. Başkalarının yardımı
olmadan bu büyüklükteki bir işin altından kalkmak mümkün değildir. İyi bir
işi yüklendiğiniz vakit başlangıçta bazı engellerin olması doğaldır. Bundan
böyle cesaretiniz kırılmamalıdır. Deva’lar ve Danava’lar tarafından süt
okyanusu karıştırılıp çalkandığı vakit, başta ortaya çıkan şey öldürücü zehir
idi. Fakat bu onları yıldırmadı. Sarsılmaz bir azimle çalışmalarına devam
ettiler ve sonunda ilahi ölümsüzlük nektarını (ambrosia’yı) buldular.
Kalbimizi, süt okyanusuna ve Sadhana’yı da karıştırma ve çalkalama
işlemine benzetebiliriz. Sadhana’ya başladığınız vakit başlangıçta bazı
engellerin olması doğaldır. Bu engeller bizi yıldırmamalıdır ve tam bir inanç
içinde gayretimize devam etmeliyiz. Ancak o zaman yüce ve sürur dolu bir
hali elde edebiliriz. Geçmiş zamanlarda birçok kimse, hac merkezlerini
kurarken sayısız zorluklara göğüs germek mecburiyetinde kalmışlardı. Bu
hac merkezlerinden bir tanesi Bhadrachalam’dır. Adi Sankara, fiziksel
yorgunluğun farkında olmayarak, Badrinath, Amarnath ve Kedarnath hac
merkezlerini tesis etmek için ta en güneyden kuzeye kadar yürümüştü.
Her kim olursa olsun, büyük işleri yapabilmek için başkalarının
yardımına ihtiyacı vardır. Birlik olan yerde sürur vardır. Bu Kali çağında
insanlarda artık birlik ruhu kalmamıştır. Ne birlik ne de saflık vardır. Bunun
sonucu olarak da husumet insanların kalplerine yerleşerek huzursuzluk ve
karışıklığa meydan vermektedir. Gerçekte bu günün ihtiyacı olan şey
birliktir. İnsanlığın gerçek gücü birlikte yatar. Düşünce ne ise eylem de o
olur. Eylem ne ise sonuç da o olur. İnsan bu gün kutsal düşüncelere sahip
olmadığı için hayatının hedefine ulaşamamaktadır. Başlangıç olarak, kutsal
düşünceleri geliştirmelidir.
Birçok kimse Tanrı’yı sevdiklerini zannederek kendilerini
kandırmaktadırlar. [Böyle düşünmelerine rağmen] büyük bir beden bilinci
içindeler ve para ve maddi varlıklar için can atmaktadırlar. Bu gibi sevgi,
gerçek bir sevgi olamaz. Bu, yapay bir sevgidir. Çok sayıda kimse Bana,
“Swami Seni seviyoruz. Lütfen bizi sevin ve Kendinize yakın tutun,” diye
mektuplar yazıyor. Bu konuda sizlere kati olarak şunu söyliyeyim ki, Sai bu
kadar kolay elde edilemez. Beni sevdiğinizi söyleyebilirsiniz. Fakat Ben
size nasıl inanabilirim ki? Sevginiz fedakarlık ruhu taşıyor mu? Ne
sözlerinizde ne de eylemlerinizde bir tutarlılık var. Bu gün bir vaatta
bulunursunuz, ama ertesi gün bundan cayarsınız. Böyle sahtekar kimselerin
sevgisine insan nasıl inanabilir ki? Gerçek ve ebedi sevgi kalpten gelir.
Gerçek sevgi, kalpten kalbe olan ilişkidir. Bu, herkeste mevcut olan Atma
prensibi ile ilişkilidir. Atma, bilincin kaynağıdır. Atma ve Brahma aynı
şeylerdir. Kalpten çıkan sevgi size ebedi, ölümsüz ve eşi olmayan bir süruru
bahşeder. Fakat böyle bir sevgiyi günümüzde nerede bulabilirsiniz ki?
3
Sizler, söze gelince birer kahraman kesilir ve uygulamaya gelince birer sıfır
olursunuz. Bu gün dünya, bu gibi insanlar tarafından aldatılmaktadır.
Kalplerinde gerçek sevgi olan insanlar, bu gibi hikayelere yüz vermezler.
Sevgilerini eylemleriyle gösterirler. Bu gün insanlar, konuşmalarını eyleme
çevirecekleri yerde çok laf etmektedirler. Bu insanlar gerçekten hırsızdırlar.
Böyle vicdansız insanlara inanarak ve onlara bel bağlayarak nasıl olurda bu
hayatın amacına ulaşabilirsiniz? Kalpleriniz erimeli ve Tanrı’ya doğru
akmalıdır. Ancak o zaman O’nun rahmetine sahip olabilirsiniz. İnsanlar
istedikleri gibi konuşabilirler; bundan rahatsız olmayın. Zorluklara ve bütün
meşakketlere göğüs gererek ilahi vasfın prensibine sıkı sıkıya sarılın ve
hayatınızın hedefine ulaşın. Günümüzde insanlar hayatın hedefine ulaşma
arzusuna ve azmine sahip değiller. Hayatın hedefini [dahi] anlayamayan
insanlar, nasıl olur da onu elde edebilirler? Gerçek sevgi, parçalara
bölünemez. Bir insan hem Tanrı’ya karşı sevgi ve aynı zamanda da geçici
objelere ve ilişkilere karşı sevgi besleyemez. Parçalanmış sevgi sadece
yapay bir sevgidir. Siz tek bir kalbe sahipsiniz. O kalbinizi parçalara bölerek
çeşitli insanlara dağıtamazsınız. O, parçalara bölünerek ona buna
dağıtılabilen laddoo veya şeker kamışı değildir. O, ebedi hakikattir. O,
balözüdür ve sürur doludur. İçlerindeki ölümsüz süruru göz ardı ederek,
sürurun orada olduğunu düşünen insanlar dünyevi yolu izlemektedirler. Bu
onların hayallerinin, bir uydurma ürünüdür. Bütün zorluklara ve
meşakkatlere kulak asmadan büyük bir inanç ve azimle Tanrı’yı elde
etmeye gayret eden kimse gerçek bir mürittir.
Karar verilmesi gereken şeye karar verdikten sonra, onu başarıncaya kadar
izleyin. Arzu edilecek şeyi arzu ettikten sonra, arzunuz yerine gelinceye
kadar onu izleyin. Sorulması gereken şeyi sorduktan sonra, onu elde
edinceye kadar onu bırakmayın. Düşünülmesi gereken şeyi düşündükten
sonra, onu başarıncaya kadar izleyin. Yumuşamış olan kalbinizin arzularına
Rab boyun eğecektir. Kendinizi hiç düşünmeden, bütün kalbinizle O’na
sormalısınız. Israrla devam edin , direngen olun ve vaz geçmeyin, çünkü
kararından hiçbir zaman caymamak ve ondan kaçmamak bir saliğin
niteliğidir.
(Telegu dilinde bir Şiir)
Bu modern zamanların salikleri tatlı dille ve yapay sevgiyle Tanrı’yı
bile aldatmaya çalışmaktadırlar. Bu gibi insanlar hiçbir zaman Tanrı’ya
ulaşamazlar. [Bunun için] sarsılmaz bir inanca sahip olmalısınız. Tehlikeler
ve zorluklar anında bile inancınız değişmemelidir. Tanrı ancak zorluklar
anında deneyimlenebilir. Kashte Phali (zor yaşam zengin ödüller getirir).
Aynı zamanda şu da söylenir, Na Sukhat Labhyate Sukham (insan
4
mutluluktan, mutluluk elde edemez). Zorlukları Tanrı’nın bir lütfu olarak
kabul edin ve onları iyibir anlayış içinde karşılayın.
O günlerde Sarla Amma ve Indulal Shah birçok zorluklara göğüs
germek zorunda kalmışlardı. Bütün bunları büyük bir cesaretle ve metanetle
yendiler. Şimdiki Mumbai olan [fakat pek de] kolay bir yer olmayan
Bombay’da ikamet ederler. [Bombay] sanki bir ‘bomba’dır. İyi veya kötü,
her ne yaparsanız yapın zorluklarla karşılaşmak zorundasınız. Böyle bir
yerde dahi olmalarına rağmen iyi çalıştılar. Gerçekte Indulal Shah birçok
kimse tarafından rahatsız edilmişti. Fakat o, sarsılmaz bir inançla
çalışmalarına devam etti ve başarılı oldu. Her hangi bir şeyi başarabilmek
için Tanrı’nın rahmetine ihtiyacınız vardır. Büyük işleri başarabilmek için
başkalarının yardımına ve işbirliğine ihtiyaç vardır. Kendilerini Tanrı’nın
işine adamış olanlar her zorluğa göğüs germeye hazır olmalıdırlar. Indulal
Shah’ın hayatı bu gibi birçok kanıtlarla doludur. Son kırk yıldır sarsılmaz
bir inanç ve azimle Sai’ye hizmet vermektedir. Sai’nin mesajını yayarak
dünyayı dolaştı. İnsanlar kendisine şüphe ile yaklaştıkları vakit en yerinde
cevapları vererek onların şüphelerini yok etmiştir. İnsan, dünyevi veya
spiritüel olsun her hangi bir mücadeleyi yapmaya hazır olmalıdır. Onlar
fiziksel enerjilerinin önemli bir kısmını hiç yorulmadan Organizasyon için
çalışmada sarfettiler.
Sizinle ufak bir olayı paylaşmak isterim. Geçen ay Sri Shah Beni
görmek üzere Brindavan’a geldi. Beni yatakta istirahat ediyor görünce çok
mahzun oldu. Bunu açık olarak göstermemekle beraber Swami’nin yakında
iyileşmesi için içinden dua ediyordu. Devamlı olarak Swami’nin sağlık
durumunu merak ettiği için son bir aydır muntazam yemek yemedi ve uyku
uyumadı. Bunun sonucu olarak da bedeni zayıf düştü. Aksi halde kendisi
daima sağlıklı olmuştur. Organizasyon’un geleceği hakkında bazı planları
var. Bu planlarını uygulayabilmesi için Swami’nin kendisine gereken gücü
vermesi için dua etmekte. Sarla Amma ve Indulal Shah, Swami’nin
sağlığından çok endişelendiler ve daima Swami’yi düşündüler. Onlar
başkalarının sözlerine kulak asmazlar. Onlar kendi inançlarına göre hareket
ederler.
Hiç kimse Swami’nin sağlığı için üzülüp endişelenmesin. Swami’ye
hiçbir zaman hiçbir tehlike yaklaşamaz. Swami her türlü zorlukların ve
üzüntülerin altından en ufak bir [iz dahi kalmadan] kalkacaktır ve tam bir
başarı elde edecektir. Fiziksel seviyede bazı değişiklikler olabilir. Bunlar
kalıcı değil geçicidir. Bundan böyle Swami hepinizin cesur olmanızı
istemektedir. Şimdi artık iyileştim ve önünüzde ayakta duruyorum. Benim
kullandığım ilaç ne idi? Saliklerin yoğun duaları Benim ilacımdı. Şu son bir
ay içinde, (şimdi Chennai olan) Madras’ta, Haydarabat’ta, Bangalore ve
5
Mumbai’de salikler dualarını ve spiritüel faaliyetlerini yoğunlaştırdılar. Her
evde Bhajan ve Namasmarana yer aldı. Bazı salikler kefaret ve Yajna’lar
uyguladılar. Bu şekilde, Swami’nin iyi olması için dualar edilerek çeşitli
spiritüel faaliyetler yer aldı. Böyle hararetli dualar sonucu Ben şimdi burada
ayakta duruyor ve sizlere hitap edebiliyorum. Ben ne bu ıstırabı istedim ve
ne de onun iyileşmesini istedim. Sizler bu bedenin ıstıraptan kurtulmasını
istediniz ve dualarınızla bunda başarılı oldunuz. Bu beden Benim değildir.
O sizindir. Bundan böyle ona bakmak sizin sorumluluğunuzdur. Ben, Deha
(beden) değilim; Ben, Dehi’yim (İçinde İkamet Edenim).
Beden beş elementten teşekkül etmiştir ve günün birinde yok olmaya
mahkumdur fakat onun içinde İkamet Eden ne doğar ne de ölür. İçinde
İkamet Eden’in hiçbir şeye bağımlılığı yoktur ve O ebedi tanıktır. Gerçeği
söylemek gerekirse, Atma formunda içinde İkamet Eden O, bizzat Tanrı’nın
Kendisi’dir.
(Telegu dilinde bir Şiir)
Atma ne doğar ne de ölür. O, ne sancı ne de ıstırap bilir.
İnanmıyacaksınız ama, doktorlar Kalçama olan hasarın derecesini gördüler.
Bir başkasının [bu şartlar altında] normal yürüyebilmesi en azından iki ila
üç yıl alabilir. Kalça eklemindeki yuvarlak kemik param parça olmuştu.
Onları destekleyecek kas yoktu. Benim kemiklerim pırlanta kadar serttir.
Bunları bir araya getirerek birleştirmek imkansızdı. Böyle olunca, bir çubuk
koyarak ameliyat yaptılar. Böylesine komplike bir ameliyattan sonra normal
yürüyebilmek bir kaç yıl alabilir. Bütün bunlara hiç önem vermeyerek Ben
hemen yürümeye başladım. Bu bedeni korumak için doktorlar ellerinden
gelen her şeyi yaptılar. Görevlerini yerine getirdiler. Fakat Ben bu bedeni
hiç düşünmedim. Ben, insanın ideal olarak sahip olması gereken beden olan
bağımsızlığı gösterdim. Sadece şimdi değil fakat son iki yıldır beden
bağımlılığından kurtulmanız için sizleri teşvik etmekteyim. Yavaş yavaş
Dehabhimana’nızı (beden bilincinizi) azaltın ve Atmabhimana’nızı (Atmik
bilincinizi)
geliştirin.
Siz
beden
değilsiniz;
siz
Atma’nın
somutlaşmışlarısınız. Fiziksel beden gelir ve gider. Istırap çeken sadece
bedendir, Atma değil.
Kalçamı kırdığım vakit Ayağımı bile kıpırdatmak imkansızdı. En
cuzi bir hareket işkenceyi andıran bir elektrik şoku yaratıyordu. Doktorlara,
“Bu Benim bedenim değil. O sizindir. Uygun gördüğünüz her şeyi
yapabilirsiniz,” dedim. Beden bilincinden kurtulmuş olan kimse hiçbir
ıstırap duymaz. Satyajit her an Swami ile beraberdi. Kendisi azimli bir
kimse ve daima Swami ile beraber olacağına dair yemin etmişti. Araba ile
hastaneye götürüldüğümde Başımın dibinde oturdu. Ameliyathaneye
6
götürüldüğümde o da Beni takip etti. Normalde ameliyat yapılırken kimse
ameliyathaneye sokulmaz. Fakat Satyajit Swami’den ayrılmak istemedi.
Doktorların Swami’nin vücuduna ne yapacaklarını görmek istedi. Böylece
cerrah gömleği giyerek ameliyat odasına girdi. Ben Satyajit’e, “Kan
görmeye tahammül edemiyeceksin. Sen dışarıda kal,” dedim. Fakat o bütün
sevgisiyle içeride kalmak için ısrar etti. Ameliyat esnasında Benim
yanımdaydı. Doktorların çekiç ile kemiği nasıl deldiklerini gördü.
Ameliyattan sonra, “Swami, böyle bir ıstıraba ve acıya nasıl dayanabildin,”
diye sordu. “Senin gibi saliklerin sevgisi Benim gücümdür,” diye cevap
verdim. Sevginin gücü sonsuzdur. Sevginin gücüyle her türlü ıstırabı veya
tehlikeyi yok edebilirsiniz.
Hiçbir şüphe izi dahi olmadan güçlü ve sarsılmaz bir inanca sahip
olmalısınız. Düşünceleriniz, sözleriniz ve eylemleriniz birbiriyle uyumlu
olmalıdır. Böyle güçlü ve istikrarlı bir güce sahip olan birçok salik
Swami’nin rahmetini kazanmışlardır. Şu son bir ay içinde her köyde
Bhajan’lar söylendi. Onların tek duaları Swami’nin bir an evvel iyileşerek
tekrar kendilerine Darshan vermesiydi. Swami’nin iyi olması herkesin en
başta gelen düşüncesiydi. Saliklerden, çabuk iyileşmemi temenni eden
yüzbinlerce telgraf aldım. Çok sayıda salik çok endişeliydi ve içlerinden dua
ediyorlardı. Bunların endişeleri kefarete dönüştü. Onların kefareti Swami’ye
sağlık bahşetti. Onların sevgileri ve ilahi bağlılıkları yüzündendir ki, Swami
şimdi dinç ve sağlıklıdır. Kendi kendimi iyileştirmek için İlahi Gücümü
hiçbir zaman kullanmadım. Eğer onu kullanmış olsaydım anında ıstıraptan
kurtulurdum. İyileşmem lazım gibi bencilce bir düşünceye sahip değilim.
Bende bencilliğin zerresi dahi yoktur. Herkes mutlu olmalıdır. Benim tek
arzum budur.
Herkes mutluluğu deneyimlemelidir. Bharat kültürünün özü budur.
Şimdiki Çağ, Kali Çağ’ıdır. Bu çağda, insanlar, bilhassa yüksek eğitim
görmüş, yüksek lisans sahibi ve çift diplomalı genç kuşak bazı şüphelere
sahip olacaklardır. Kali Çağı’nın etkisi ve modern eğitiminin alt yapısı
gereği, genç kuşağın İlahi Vasıf hakkında kati bir inanç geliştirememesi
doğaldır. Gece yarısı saat birde veya ikide yatağımdan kalkıp etrafa
baktığım zaman bu iki çocuk, Satyajit ve Dilip’in, birisi başıma yakın ve
diğeri de ayaklarıma yakın oturmuş bu bedeni koruduklarını görüyorum.
Bunlardan Dilip, burada Super Speciality Hastanesinde çalışıyor. Son
zamanlarda bacak kemiğinde bir çatlama oldu ve alçı içindeydi. Buna
rağmen, Swami’nin rahatsızlığını işitince Swami’ye hizmet etmek üzere
Bangalor’a geldi. Bu her iki çocukta Swami’nin ihtiyaçlarını büyük bir
bağımlılık içinde karşılamaktalar. Şunu bilhassa belirtmek isterim ki,
Swami’ye karşı olan sevgi ve bağımlılıkta hiç kimse onlar kadar olamaz.
7
İnsanlar, ‘sevgi’, ‘sevgi’ kelimesini mekanik ve sahte bir şekilde
dudaklarında mırıldanabilirler; fakat hiç kimse bu iki çocuğun yaptığı yüce
hizmeti yapamaz. Geç bir saatte bile olsun ‘Satya’ kelimesini söyler
söylemez o hemen yerinden fırlar Benim ihtiyaçlarımı görür. O, böylesine
tetikte ve hizmete hazırdır. Yemek yedirmek de dahil her ihtiyacıma
bakarlardı. Aslında, Swami’ye hizmet ederlerken bütün kendi kişisel
ihtiyaçlarını tamamen unuttular. Bütün bunlar ebeveynlerinin toplamış
oldukları iyi puanlar sonucuydu. Ebeveynlerinin [Tanrı’ya] olan bağlılıkları
sonucu elde ettikleri iyi puanlar sayesindedir ki, bu çocuklar böyle asil
duyuları ve hizmeti geliştirebilmişlerdir. Bu nedenle öncelikle ebeveynler
Tanrı’nın saliki olmalıdırlar. Bu çocuklara, artık iyi olduğumu ve gidip
yemek yemelerini sık sık söylerdim. Fakat onlar yanımdan ayrılmazlardı.
Her ne zaman saliklerden Swami’nin durumunu soran telefon aldıkları vakit
sadece Swami’nin iyi olduğunu söylerlerdi. Hiçbir zaman detaya
girmezlerdi. Saliklerin sorularına büyük bir sevgi ve nezaket içinde cevap
verirlerdi. Bu büyük sevgiyi ve nezaketi nasıl elde etmişlerdi? Yaşları ve
yüksek eğitimleri sayesinde değil. Sadece Swami’ye karşı olan sonsuz ilahi
bağlılıkları ve inançları sayesinde. İşte bu, en gerçek niteliktir. Böyle asil bir
temele sahip olarak Swami’ye büyük hizmette bulundular. Fırsat buldukları
takdirde, Swami’ye hizmet vermeye hazır daha başka kimselerde vardır.
Fakat hiç birisi de bu fırsatı elde edememektedir. [Bu çocuklar] bu özel
fırsatı elde ettiler ve onu en iyi bir şekilde değerlendiriyorlar. Swami’ye
hizmet etmekten daha yüce Sadhana olabilir mi? Swami’nin, onların
sevgisini şükranla tanımasından daha yüce mutluluk olabilir mi? Bu kadar
genç yaşta, tam bir ay gece gündüz devamlı olarak böyle yüce bir hizmet
verecek pek az insan bulabilirsiniz. Bazı insanlar sevgi ve hizmet hakkında
konuşabilirler fakat böyle sadık ve sevgi dolu çocukları zor bulursunuz. Ben
bu çocuklarda büyük inanç, [Tanrı’ya] bağlılık ve sebatkarlık buldum. İşte
bu nedenle Swami’nin kalbini kazandılar. İnanç ve [Tanrı’ya] bağlılıkla
büyük işler başarabilirsiniz hatta bir dağı bile yerinden oynatabilirsiniz.
Hanuman’ı örnek olarak alın. Lakshmana savaş alanında bayılınca Rama
son derece üzülmüştü. Bunun üzerine Lakshmana’yı kendine getirmek için
Sanjeevani otunu getirmek üzere Hanuman gönderildi. Hanuman bu şifalı
otun bulunduğu yeri tam olarak bilmiyordu. Şifalı otun üzerinde bulunduğu
bütün dağı yerinden kaldırarak Rama’nın önüne koydu. Aynı şekilde,
Tanrı’nın saliği, her ne kadar büyük bir görev olursa olsun o hizmeti
yapmaya kendini hazırlamalıdır. Genellikle insanlar zorluklardan kaçar ve
mululuk olunca ona koşarlar. Böyle olmamalıdır. Bir insan her şeye hazır
olmalıdır. İnsan bedeni bazı hastalıklara ve zorluklara karşı biraz hassastır.
Bundan dolayı keyfiniz kaçmasın. İlahi Vasıfa olan kati inancınızı
8
geliştirmelisiniz. O ‘Viswasa’ (inanç) sizin ‘Swasa’nız (nefesiniz) olmalıdır.
Bu iki çocuk tarafından verilen büyük hizmet sonucu bu gün Ben burada
önünüzde ayakta durabiliyor ve size diskur verebiliyorum.
Sizlere bir şey daha söylemek isterim. Swami’nin hastalığı
esnasında, bütün dünya üzerinde milyonlarca insan O’nun çabuk iyileşmesi
için hiç durmadan dua ettiler. Bazı insanlar bazı Vrata’ları (dini adamaları)
yerine getirdiler. Swami’nin sağlığını soruşturan sayısız telegraf ve telefon
mesajları alındı. Bilhassa, Andhra Pradesh Kongresi (Mahila Vibhag)
Başkanı Geetha Reddy, tam bir ay Brindavan’da kalarak Swami için ve
O’nun Darshan’ını alabilmek için dua etti. O sırada Swami’nin evine
kimsenin girmesine izin olmadığı için O’nun Darshan’ını almaya fırsatı
olmadı. Haydarabat’ta önemli işleri olmasına rağmen gitmemekte karar aldı.
Bu zaman zarfında her gün Haydarabat ile Bangalor arasında uçakla sanki
mekik dokudu. Bundan doğan büyük masraflara ve evinde meydana gelen
karışıklığa aldırmadı. Tek arzusu Swami’nin çabuk iyileşmesiydi. Swami’yi
kendi hayatı gibi kabul ediyordu. İşte bu Swami’yi mutlu eden gerçek sevgi
ve [Tanrı’ya] bağlılıktır. [Tanrı’ya] bağlılık ve Tanrı’ya teslimiyet bütün
ıstırapları yok eder.
Size açıklamak istediğim bir küçük olay daha var. Amerika’da bir
hasta vardı. Doktorlar tarafından yapılan teşhis onu çok ürkütmüştü. Kalp
nahiyesinde tümör teşhisi konmuştu. Kocasıyla birlikte Bangalor’a gelerek
Swami’nin rahmeti için dua etmişlerdi. Ben kanseri iptal edeceğimi ve
bundan hiçbir kuşkuları olmaması için kendilerini ikna ettim. Bir hafta
tedavi gördü ve kanser yok oldu! Küçük bir habis parça kalmıştı ve Ben onu
ameliyatla almaları için doktorlara talimat verdim. Benim talimatım
gereğince doktorlar ameliyatı yaptılar. Ertesi gün kendisi ayağa kalkarak
yürümeye başladı! Şimdi kendisi normal ve sağlıklı. Bunun gibi daha başka
olaylarda var. İlahi Olan İsmi terennüm etmek, tedavisi imkansız hastalıkları
bile tedavi eder. O [hanım] da aynen bunu yaptı. Bu hanım İlahi İsim olan
“Sairam”ı, “Sairam”, “Sairam” diyerek devamlı olarak terennüm
etmekteydi. Bazı kimseler de İlahi İsmi terennüm etmekteler. Ben bazı
insanları, çok korkunç ve tedavisi mümkün olmayan hastalıklardan tedavi
ettim. Aynı zamanda da birçok şekillerde yardım ettiğim sayısız insan var.
Bütün bu insanlar şimdi Benim iyi olmam için dua ettiler. Benim çok çabuk
bir şekilde iyileşmemi sağlayan bu insanların duaları olmuştur.
Sadece bu değil, 9 yıl önce sol gözümün görüş kabiliyetini
kaybetmiştim. Bütün bu yıllar boyunca sadece bir tek gözle görüyordum.
Şimdi ise hastanedeki doktorlarımız ve aynı zamanda (Brindavan’daki Sri
Sathya Sai Koleji Hostel’inin Müdürü) Narasimha Murthy, kalça kemiği
ameliyatı olurken, sol gözümden de ameliyat olmam için dua ettiler.
9
Kendilerine, tek gözle görebildiğim için ikinci gözden ameliyat olmaya
gerek olmadığını söyledim. Fakat onlar dua ettiler ve Beni göz ameliyatı
olmam için ikna ettiler.
Prasanthi Nilayam’da saliklere Darshan vermek üzere sabah saat
7:00’de Sai Kulwant Konferans Salonu’na gitmek istediğim vakit, sabahın
bu erken saatinde Darshan esnasında bir fiziksel yorgunluk olabileceğini
düşünerek Satyajit Darshan’ımı saat 7:30’a çevirmem için dua ederek
[yalvardı]. Bu da Benim sağlığım için devamlı olarak endişelendiğini
göstermektedir. Sadece o değil, aynı asil düşüncelere sahip başka salikler de
var. İşte bu nedenle Aziz Thyagaraja ölümsüz Kirtan’ını şöyle terennüm
etmişti, “Endaro Mahanubhaavulu...” (asil ruhlu o insanlar ki...) Hakikatte,
bu gibi asil ruhların sayesinde Bharat ülkesi huzur içinde yaşamanı
sürdürebilmiştir. Bharatadesa sadece bir toprak yığınından ibaret değildir.
Bharat gerçekten bütün dünyanın kalbidir. Eğer Bharat güven içinde olursa,
bütün dünya güven içinde olur. Fakat maalesef Bharat’ın insanları bu
hakikati idrak edememektedirler. Her baktığınız yerde bencilliğin şaha
kalkmış
olduğunu
görüyorsunuz.
Bu
nedenle,
bencilce
motivasyonlarınızdan vaz geçin ve kendinizi başkalarına yardım edecek
işlere verin. Yaşlıların refahı için dua edin. Herkesin refahı için dua edin.
Lokah Samastah Sukhino Bhavantu, duasının gerçek anlamı budur. Bütün
varlığınızla tüm dünyanın refahı için dua edin. Muhakkak ki başarılı
olacaksınız. Galiba epeyce zamanınızı aldım. Sarla Amma ve Indulal Shah’ı
örnek alarak herkese hizmet ruhunu aşılayacağınızı ümit ederim. Aynı
zamanda da Bal Vikas ve Mahila Vibhag’ın ilerleyerek gelişmesini arzu
ederim. Her ikisine de uzun, sağlıklı ve mutlu bir hayat dilerim.
Bagavan İlahi Diskur’unu, “Hari Bhajan Bina Sukha Santhi Nahin...”
Bhajan’ı ile sona erdirdi.
Allah’ın Rahmet’i, akıl jimnastikleriyle, yoganın eğilip/bükülmeleriyle veya
dünya nimetlerinden elini ayağını çekmekle kazanılmaz. Onu sadece Sevgi
kazanabilir; karşılık beklemeyen Sevgi; pazarlık bilmeyen Sevgi; o HerşeyiSeven’e, memnuniyetle verilen Sevgi; o sarsılmaz Sevgi. Her ne kadar çok ve
büyük engeller olursa olsun, onların üstesine ancak Sevgi çıkabilir. Saf
olmaktan daha etkili bir güç; Sevgi’den daha tatmin edici bir sürur;
Bhakthi’den (Allah’a bağlılıktan) daha çok sevinç bahşedecek ve
Teslimiyet’ten daha çok övülmeye değer bir zafer yoktur.
BABA
10

Benzer belgeler

saı gençliği ideal yolu izlemelidir

saı gençliği ideal yolu izlemelidir arkadaşlar ve akrabalar arasındaki sevgi dünyevi niteliktir. Süzülüp giden bulutlar gibi geçicidir. Gerçek sevgi olarak ifade edilemez. Sadece Allah’a olan sevgi gerçektir ve ebedidir. Kalbinize gi...

Detaylı

17. 21/10/03 ATMA TATTWA HERKESTE AYNIDIRl

17. 21/10/03 ATMA TATTWA HERKESTE AYNIDIRl için Vaastha olarak da bilinir. ‘Ben’ prensibi her yeri kaplar. Tanrı’nın, özel bir ismi yoktur. Bütün isimler insan tarafından Tanrı’ya atfedilmektedir. Padmanabha, Hiranyagarbha, Hiranmaya, vs.,...

Detaylı

ülkücülük - Konya Ülkü Ocakları

ülkücülük - Konya Ülkü Ocakları arzusuna ve azmine sahip değiller. Hayatın hedefini [dahi] anlayamayan insanlar, nasıl olur da onu elde edebilirler? Gerçek sevgi, parçalara bölünemez. Bir insan hem Tanrı’ya karşı sevgi ve aynı za...

Detaylı