Adobe PDF - XXI. Ulusal Dilbilim Kurultayı | 10
Transkript
Adobe PDF - XXI. Ulusal Dilbilim Kurultayı | 10
İçindekiler Nuray Alagözlü Banka Teminat Mektuplarına Yönelik Bir Tür Çözümlemesi Aslı Altan Sağdan Sola mı, Soldan Sağa mı? Türkçede Ünlü Uyumunun Ediniminde İçtüreme Aslı Altan & Neşe Arslan Çocukların İki Anlamlı Bir Takıyı Edinimi: Türkçede -DIr Takısı Dilek Altunay Neden-Sonuç İlişkisi Bağlaçları ve Metinde Bağdaşıklık Elif Arıca & Tuğba Çelik Özer Gazete Köşe Yazılarında Yansıma Gerçeklik Füsun (Bilir) Ataseven & Emine Bogenç Demirel Sözlük Çevirisi Alanında Proje Tabanlı Bir Model Pınar Bekar Alıntı Sözcüklerde Dizimsel Etkileşim Sonucu [l] ve [t] Ünsüzlerinde Görülen Değişimler Doğan Bulut & Huriye Mannasoğlu Türkçe’de Söz Kesme Eylemi: Kim, Nerede, Niçin Daha Çok Söz Kesiyor? Gülay Cedden Eylemin Tümce İçerisindeki Yerinin Almanca’da Tümce Üretimi Sırasındaki Etkisi Eyyup Coşkun İlköğretim Öğrencilerinin Öyküleyici Anlatımlarında Metin Tutarlılığı Müzeyyen Çiyiltepe & Özgür Aydın Bağlama İlkelerinin Edinimi: Sözdizim ve Kullanımbilim Etkileşimi Derya Çokal Karadaş Konuşma Dilinde İşte’nin Bilişsel Edimbilim Işığında İşlevlerinin Çözümlemesi Hatice Çubukçu Sözün Güce Dönüşümü: ‘Güçeylem’ler Nesrin Deliktaşlı Türk ve Fransız Ceza Kanunlarının Dilbilimsel Açıdan İncelenmesi ve Çalışmanın Çeviribilime Katkısı Ömer Demircan Türkçede İzleme Derya Duman Artsüremli Bakış Açısından Eleştirel Söylem Çözümlemesi ve Bir Uygulama: Annelik İmgesinin Kadın Dergilerinde Kurgulanması Selma Elyıldırım Gazete Dilinde Kullanılan Eşdizimlilikler İclâl Ergenç & Dilek Fidan Bürünsel Anlamın Edinimi: Sesbilim ve Kullanımbilim Etkileşimi 1 Fatma Erkman, F. Alıç, Ö. Görür, M. Karakurt, Z. Sıfat Tamlamalarında [bir] Kullanımı Polat, İ. Uluğ Özden Fidan & Ayşen Cem Değer Dilbilim Alanında Türkçe Yazılmış Araştırma Yazılarının Giriş Bölümlerindeki Göndermede Bulunma Örüntüleri Hürriyet Gökdayı Yabancı Dillerin Günümüz Türkiye Türkçesinde Sözcük Dizilişine Etkisi Mine Güven Türkçe’de Çevrik Yapıların Görünüş Özellikleri Belma Haznedar İkidillilikte Dillerarası Etkileşim Kamil İşeri Türkçe Ders Kitaplarında (6. Sınıf) Yer Alan Metinlerin Türlerini Temsil Yeterliliği Selçuk İşsever Nesne Kaydırımı ve Türkçe Ferhat Karabulut Dilde İkonlaşma Ayşe Banu Karadağ Disiplinler Arasılık ve Çeviribilim: Disiplinler Arası Yaklaşımların Çeviri Eğitimine Olası Yansımaları Muhsin Karaş Dünyadaki Dil Politikaları Işığında Türk Dili ve Ulusal Kimlik Sorunu Nalan Kızıltan, Eda Özçelik, Taner Tunç Çocukların Yazınsal Metinlerde Kullanılan Sözcelerdeki Göndergeleri Kavrama Edinci Astrid Menz & Christoph Türkçenin Yazımına Yeni Bir Yaklaşım: Schroeder Sesbilimselliğin Mitinin Sorgulanması Mesut Meral Boş Nesneler Sözdizimsel Değişken mi? N. Osam & A. S. Ağazade Kıbrıslı Türklerin Rumcaya Yönelik Tutumları Eser Ördem Türkiye Türkçe’sinde Zaman ve Vakit Sözcükleri Üzerine Anlambilimsel Bir Çalışma: Bilişsel Dilbilimsel Bir Yaklaşım Emrah Özcan Türkçe Öğrenici Sözlüğü Şükriye Ruhi İncelik Kuramında Gelişmeler ve Kavramsal Sorunlar Mustafa Sarı Eski Anadolu Türkçesinden Osmanlıcaya Zamir Kökenli 1. Teklik Şahıs Ekinde Görülen Değişmeler Çiğdem S. Şimşek, Jochen Rehbein, Ezel Babur İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların İncelenmesi I: Bu, Şu, O ve Dilin Gösterme Alanı 2 Meliha R. Şimşek Adlar Adları Niteler mi? Eser E. Taylan & Ayhan Aksu-Koç Belirteçlerde Görünüş ve Kiplik İlişkisi Feyza Türkay Türk Çocukları ve Annelerinin Ad/Eylem Kullanımlarının Bağlam Etmeni ile İlişkisi Aygül Uçar Eylemde Çokanlamlılık ve Sözlük Girdisi Olarak Yardımcı Eylemler F. Uzdu, G. Demirel, Ö. Macit, S. Düzenli, V. Doğan Günay Dilimizdeki Kullanım Sıklığı Yüksek Meslek Adlarının Sözlük Tanımlarının Değerlendirilmesi Neslihan Özmen-Veld Türkçe Söylemlerde Zamansal Eşzamanlılık İlişkileri Emine Yarar Dolaylı Evet/Hayır Sorularının Biçimsel ve Anlamsal Özellikleri Cem Yüksel & Murat Türk Adli Konuşma Kayıtlarında “Konuşmacı Profili” Belirleme İlknur Yüksel Türkçede Olumsuzluk Yapıları ve Bağdaşıklık Deniz Zeyrek, Çiler Hatipoğlu, N. Bedin Atalay Türkçe /r/’nin Akustik Özellikleri Yuvarlak Masa Cem Bozşahin, Aslı Göksel, Meltem Kelepir, Aslı Üntak, Umut Özge Türkçede Ezgi: Sözdizim ve Edimle İlişkisi Necate Baykoç Dönmez, Tülin Güler, Ebru D. Gül Çocuklarda Dilin Kazanımı, Gelişimi ve Değerlendirilmesi N. Engin Uzun, Leyla Uzun, Zeynep Erk Emeksiz, İlknur Keçik, Ümit Deniz Turan Sosyal Bilimler Alanında Yazılan Türkçe Metinlerdeki Tutarlılık İlişkileri ve Tartışma Yapısı Poster Sunumları Yeşim Aksan & Dilek Kantar Kavramsal Metafor Kuramı Açısından Türkçede Duygu Metaforları Bütüncesi Ezel Babur, Çiğdem S. Şimşek, Jochen Rehbein, İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların İncelenmesi II: Ünlemler ve Dilin Yönlendirme Alanı Özler Çakır, Yeşim İkidilli Yetişkinlerin Metin İşlemleme Süreçleri: Sesli 3 Aksan, Devrim Alıcı, Dönercan Dönük Düşünme Yöntemi ve Bilişsel İşlemler Aslı Göksel & Belma Haznedar Türkçe Tamlamaların Yapısı – Bir Veri Tabanı Çalışması Mustafa Sarıca & Süleyman Eratalay Sümer Belirteçlerinin Türkçe ile İlgisi Mustafa Sözen Sinematografik Dilde Zaman Kipleri ve Örnek Bir Uygulama Feyza Türkay & Sophie Kern Türk ve Fransız Anneler Tarafından Çocuğa Yönlendirilmiş Konuşmadaki Farklılıklar: Ad/Eylem Kullanımına Karşılaştırmalı Bir Bakış Açısı Namık Ülkersoy Belirtililik Ayırt Etme Hipotezi’nin İngilizce Sesletim Hataları ile İlişkisi Banu Yaman Hollanda ve Türkiye’de Türkçe Öğretimi (Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirme Çalışması) Elif Kır Türkçedeki Parçalarüstü Sesbirimlerinin Türkçeyi Yabancı Dil Olarak Öğrenen Öğreniciler Tarafından Kullanımı ve Algılanması: Araştırma Bulguları ve Ders İçerik Önerisi 4 Nuray Alagözlü Başkent Üniversitesi [email protected] Banka Teminat Mektuplarına Yönelik Bir Tür Çözümlemesi Teminat mektubu, borçlunun muhataba karşı yüklendiği bir edimin yerine getirilmesini garanti etmek üzere, banka tarafından lehtara verilen mektuptur. Banka teminat mektupları, bankalar tarafından yurt içinde yerleşik gerçek veya tüzel kişiler lehine bir malın teslimi, bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi gibi konularda muhatap kuruluşa hitaben verilen ve söz konusu yüklenimin yerine getirilmemesi durumunda meblağının kayıtsız şartsız ödenmesi taahhüdünü içeren garantilerdir (Işıktaç, 2007). Bu çalışmada banka teminat mektupları bir söylem türü olarak ele alınmış ve çözümlenmiştir. Çalışma kapsamında dört bankadan (İş Bankası, Denizbank, Halk Bankası, Garanti Bankası) temin edilen 30 çeşitli teminat mektubu (kesin, geçici, avans, gümrük, icra) incelenmiştir. Bu mektupların arasında bazıları 1985, 1987 ve 1988 yıllarına ait teminat mektuplarıdır. Çözümleme tür kavramına yönelik farklı yaklaşımlar arasında Swales (1990) ve Bhatia (1993) tarafından ortaya konulan tür kuramı benimsenerek yapılmıştır. Buna göre bir türün oluşması ve ayırt edici özelliklerinin belirlenmesinde üç öge esastır (Swales, 1990:25): 1. Söylem topluluğu, 2. Metnin üretilmesine yol açan ortak iletişimsel amaç, 3. Ortak içerik, paylaşılan sözcük seçimi ve sözdizimsel yapılar. Teminat mektuplarında söylem topluluğunu Garantör, Lehdar, Muhatap, Kontrgarantiyi veren tüzel kişiler veya kurumlar oluşturmakta ve iletişimsel amaç garanti etmektir. Söylem yapısının durağan nitelikler taşıdığı, kalıplaşmış temel yapısal aşamaların (adım yapısı) bulunduğu, bankalar arası farklılıkların bulunmadığı, fakat farklılıkların sadece teminat mektuplarının çeşitlerinden kaynaklanan minimal değişikler olduğu ortaya çıkmıştır. Sözcüksel aşamada Arapça ve İngilizce’den ödünç sözcüklerin sıklıkla kullanıldığı gözlenmiştir. Ancak, yeni kurulmuş bankaların teminat mektuplarında Türkçe sözcükler daha fazla yer almaktadır. Ayrıca daha köklü bankaların elinde tuttuğu en eski teminat mektupları 5 incelendiğinde de zaman içerisinde ödünç sözcüklerin ve sözdizimsel yapıların yerini Türkçe ifadeler almıştır. Sözdizimsel aşamada ise uzun ve karmaşık tümceler, koşul tümceleri, etken tümceler göze çarpmaktadır. Bu çalışmanın bankacılık dilinin ve bu mektup türünün betimlenmesi açısından Türkiye’deki dilbilim ve söylem çalışmalarına katkısının yanında, Türkçe’nin Özel amaçlı öğretimi alanında da fayda sağlaması olasıdır. Kaynakça Bhatia, V.K. 1993. Analysing Genre: Language Use in Professional Settings. London: Longman Işıktaç, M.Ş. 2007. Banka Hukuku. http://www.hukuk.gen.tr/. Swales, J. 1990. Genre Analysis: English in Academic and Research Settings. Cambridge: Cambridge University Press. 10 Mayıs 2007 12.00-12.30 B Salonu 6 Aslı Altan Hacettepe Üniversitesi [email protected] Sağdan Sola mı, Soldan Sağa mı? Türkçede Ünlü Uyumunun Ediniminde İçtüreme Türkçede hece başında iki ünsüz sesin birbirinin ardından gelmesi kısıtlamalı olduğundan bu tür alıntı sözcükler sesletilirken ‘içtüreme’ yoluyla ilk iki ünsüzün arasına [i, ı, u, ü] ünlülerinden biri getirilir (pirens, kıredi, buroşür, süveter). Türkçede ünlü uyumunun kökler ve ekler göz önüne alındığında soldan sağa değil de, sağdan sola işlediği tek durum içtüreme olduğundan bu çalışmanın ünlü uyumunun edinimine ışık tutulmasına katkıda bulunacağı düşünülmektedir. Türkçede içtüremede kullanılan ünlünün seçiminde önem taşıyan nedenler Yavaş (1980) ve Clements & Sezer (1982) tarafından ortaya konmuştur. Sözcük içerisindeki ünlü sesle ünlü uyumunun olduğu kadar ünsüz sesin de etkisi olduğu saptanmıştır. Ancak, içtüreme ünlüsünden sonra gelen ünsüz ses gözönüne alındığında bile kuraldışı bazı örnekler bulunmakta ve içtüreme ünlüsünü belirleyen etmenler karmaşık görünmektedir. Daha önceki çalışmalarda (Ekmekçi, 1979; Aksu-Koç, 1985; Altan, 2007) çocukların içtüremede kullanılan ünlülerin seçiminde hata yapıp yapmadıkları araştırılmamıştır. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı Türkçeyi anadil olarak edinen çocukların bu konuda hata yapıp yapmadıkları belirlemek, hatalarını betimlemek ve içtüreme ünlüsünün seçimini etkileyen kuralların edinildiği yaşı ortaya koymaya çalışmaktır. 3;0- 5;0 yaşları ve 7;0-8;0 yaşları arasındaki 3 farklı yaş grubundan toplam 36 çocuğa üç farklı deney yapılmıştır. Birinci deneyde, çocuklara cevabı içtüreme ünlüsü gerektiren sözcükler içeren sorular yöneltilmiştir. İkinci deneyde ise, çocuklara duydukların kelimelerin yanlış olup olmadığı sorulmuştur (Stromswold, 1990). Son deneyde de, çocuklardan içerisinde içtüreme ünlüsü olan alıntı kelimeler içeren tümceleri tekrar etmeleri 7 istenmiştir. Kullanılan sözcüklerden bazıları şunlardır: pirens, kıravat, sipor, kıral, gurup. Sonuçları karşılaştırmak açısından, aynı deney 6 adet yetişkinle de yapılmıştır. Sonuç olarak, çocukların sözcüklerin bazılarında farklı içtüreme ünlüsü kullandıkları, bazı kullanımlarının yetişkinlerden tamamen ayrıldığı ve sesbilimsel açıdan yanlış olduğu gözlemlenmiştir. Bunun küçük yaşlardaki çocukların içtüreme ünlüsü seçimini belirleyen kuralları tam olarak anlayamamış olmalarından kaynaklandığı düşünülmektedir. 7;0-8;0 yaş grubundaki çocukların bile hata yaptıkları saptanmıştır. Yetişkinlerin kullanımı ise, içtüreme ünlüsünün seçiminde bazı sözcüklerde farklılıklar olmakla birlikte, kullanılan sözcüklerin çoğunda aynı içtüreme ünlüsünün kullanıldığını göstermiştir. Kaynakça Altan, A. 2007. Acquisition of Vowel Harmony in Turkish, Old Conference in Phonology 4 (OCP4)’te sunulmuş poster bildirisi, 17- 21 January 2007. Rodos: Yunanistan. Balım, Ç. & Seegmiller, S. 1996. Vowel Harmony in Turkish Roots. Rona, B. (Haz.), Proceedings of the Fifth International Conference on Turkish Linguistics. Ankara. Clements, G. N. & Sezer, E. 1982. Vowel and Consonant Disharmony in Turkish. Van der Hulst, H. & Smith, N. (Haz.), The Structure of Phonological Representations (Part II). Foris Publications: Dordrecht. Kabak, B. & Idsardi W. basımda. Perceptual distortions in the adaptation of English consonant clusters: Syllable structure or consonantal contact constraints? Language and Speech. Stromswold, K. 1990. Learnability and the Acquisition of Auxiliaries. Doktora tezi. MIT. Yavaş, M. 1980. Borrowings and its Implications for Turkish Phonology. Basılmamış Doktora Tezi. Kansas Üniversitesi. 10 Mayıs 2007 11.00-11.30 C Salonu 8 Aslı Altan & Neşe Arslan Hacettepe Üniversitesi [email protected] - [email protected] Çocukların İki Anlamlı Bir Takıyı Edinimi: Türkçede -DIr Takısı -DIr takısı tümceye kesinlik (ör. yapılacaktır) veya olasılık (ör. gitmiştir) olmak üzere iki farklı anlam kazandırabilir. Underhill (1976:33, 207) bu takının vurgu anlamı verdiğini ileri sürmüştür. -DIr hem ad hem de eylem tümcelerinde herhangi bir kişi ekinden sonra gelebilir, ancak çoğunlukla üçüncü tekil kişi ekini takip eder (Underhill, 1976). Eylem tümcelerinde bu takı -mIş, –(I)yor, (y)AcAK, -mAlI, -mAktA takılarından sonra gelir ve tümcenin anlamını tahmin ya da kesinlik yönünde değiştirir (Sansa, 1986). Aksu-Koç (1999) –mIş ve –DIr’ın edinimini karşılaştırdığı çalışmasında, çocukların –DIr’ın belirsizlik anlamını daha önce öğrendiklerini ortaya koymuştur. -DIr takısının tümceye kattığı anlam bağlama ve diğer takılarla etkileşimine göre değişmektedir. Bu çalışmada bu amaçla çocukların -DIr takısının kesinlik ve olasılık taşıyan kullanımlarının farkında olup olmadıklarına bakılmış ve kullandıkları bağlamlar incelenmiştir. Doğal dil kullanımı sırasında bu takının hangi yaşta ve hangi anlamda ortaya çıktığını bulmak için 2;0 - 4;8 yaşları arası 33 çocuktan, kesitsel yöntemle, 4 ay zaman aralıklarıyla elde edilmiş doğal dil kullanımını yansıtan veriler (CHILDES, MacWhinney;1995) incelenmiştir. Deneysel çalışma ise, 3;0-5;0 yaş grubundan 20 ve 6;0-8;0 yaş grubundan 20 olmak üzere toplam 40 çocukla yürütülmüştür. Sonuçları karşılaştırmak amacıyla, deney 20-25 yaş aralığındaki 10 yetişkine de uygulanmıştır. Veri toplama işlemi iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada çocuklardan bir hikaye anlatmaları istenmiş ve kullandıkları -DIr tümceleri tespit edilmiştir. Daha sonra, bu takının kullanıldığı tümceler kesinlik içeren/içermeyen ve olasılık 9 içeren/içermeyen olarak sınıflandırılmıştır. İkinci aşamada ise çocuklara sorular sorularak -DIr takısını içeren cevaplar verip vermedikleri incelenmiştir. Sorularda –Dır takısının hem kesinlik içeren (ör. muz nasıl bir meyvedir?, köpek büyük müdür?) hem de olasılık içeren (ör. bugün hava nasıldır?, annen ne yemek yapmıştır?) anlamları kullanılmıştır. Çocukların verdikleri cevaplardaki kullanımlarının kesinlik içerip içermediğini sınamak amacıyla cevaplarından emin olup olmadıkları sorulmuştur. Eylem tümcelerinde -DIr takısından önce gelen -mIş, –(I)yor ve -(y)AcAK takılarıyla –DIr’ın anlam etkileşimine de bakılmıştır. -DIr takısının farklı kullanımlarının erken yaşlarda edinilip edinilmediği veri incelemesi sonucunda ortaya çıkacaktır. Kaynakça Aksu- Koç, A. 1998. Changes in the Bases for Children’s Assertions: The Acquisition of Epistemic –DIr. 9th International Conference on Turkish Linguistics, Oxford. Aksu-Koç, A. 1988. The Acquisition of Aspect and Modality. Cambridge: Cambridge University Press. Küntay, A. & Slobin, D. I. 1999. The Acquisition of Turkish as a Native Language. A Research Review. Turkic Languages 3, 151-188. Macwhinney, B. 1995. The CHILDES Handbook: Tools for Analyzing Talk. NJ: Lawrence Earlbaum Associates. Sansa - Tura, S. 1986. DIR in Modern Turkish. Aksu- Koç, A. & Erguvanlı- Taylan, E. (Haz.), Proceedings of the Turkish Linguistics Conference, (145- 158). İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları. Shirai, Y., Slobin, D. I., & Weist, R. (Haz.) 1998. The Acquisition of Tense/Aspect Morphology. Special Issue of First Language, 18. Slobin, D. & Aksu- Koç, A. 1982. Tense, Aspect and Modality in the Use of the Turkish Evidential. Hopper, P. (Haz.), Tense, Aspect: Between Semantics & Pragmatics, (185-201). Amsterdam: John Benjamins. Underhill, R. 1976. Turkish Grammar. Cambridge, London: The MIT Press. 11 Mayıs 2007 15.00-15.30 B Salonu 10 Dilek Altunay Anadolu Üniversitesi [email protected] Neden-Sonuç İlişkisi Bağlaçları ve Metinde Bağdaşıklık Bir metindeki sözcelerin birbirleri ile mantıksal ilişki içinde olması metnin bağdaşıklığının sağlanması açısından önem taşımakta, bu ilişkilerin bağlaçlar ile belirtilmesi de ilişkilerin anlaşılmasına ve metnin bağdaşıklığına katkıda bulunmaktadır. Bu konuda Halliday ve Hasan (1976), Mann ve Thompson (1987, 1988), Kehler (2002) gibi araştırmacılar çalışmalar yapmışlardır. Kehler (2002), metinlerdeki dilbilimsel boyutta üç farklı temel bağdaşıklık ilişkisi ile bunların alt gruplarını oluşturan bağdaşıklık ilişkilerini önermiştir. Temel bağdaşıklık ilişkileri: benzerlik, neden-sonuç ve bitişikliktir (contiguity). Bu çalışmada Türkçedeki bağdaşıklığı oluşturan ilişkilerden yalnızca bir tanesi, neden-sonuç temel bağdaşıklık ilişkisi ve bunun alt grupları, aşağıdaki örneklerde görüldüğü gibi Kehler doğrultusunda ele alınacak ve bu ilişkilerin belirtilmesinde kullanılan bağlaçlar incelenecektir. Sonuç: [Ahmet tembellik etti] (ve) [sınıfta kaldı] Açıklama: [Ahmet sınıfta kaldı] (çünkü) [tembellik etti] Beklenti Karşıtlığı (Violated Expectation): [Ahmet tembellik etti] (ama) [sınıfta kalmadı] Engelin İnkarı (Denial of Preventer): [Ahmet sınıfta kaldı] (oysa) [tembellik etmemişti] Bu çalışmada doğal yazılı metinlerden alınan veriler nedensonuç ulamlarına göre kodlanmış ve bu ilişkiyi sağlayan bağlaçlar niceliksel bir çalışma çerçevesinde incelenmiştir. 11 Çalışmanın ortaya çıkardığı bulgular, Türkçe metinlerdeki bağdaşıklık ve bağlaçların daha iyi anlaşılmasına ışık tutacaktır. Ayrıca, bulgular uygulamalı dilbilim alanında da araştırmacılara yol gösterici olabilir. Çalışma anadili Türkçe olan ve ikinci ya da yabancı dil olarak Türkçe öğrenenlerin metinlerdeki bağdaşıklığı anlayarak okuma ve yazma becerilerinin geliştirilmesinde öğretmenler için yararlı olabilir. Kaynakça Halliday, M. A. K. & Hasan, R. 1976. Cohesion in English. London & New York: Longman. Kehler, A. 2002. Coherence, Reference and the Theory of Grammar, Stanford: CSLI Publications. Mann, W. & Thompson, S. 1987. Rhetorical Structure Theory: A Theory of Text Organization. Technical Reports. ISI-RS-87-190. Mann, W. & Thompson, S. 1988. Rhetorical Structure Theory: Toward a Functional Theory of Text Organization. Text 8 (3), 243-281. 11 Mayıs 2007 11.00-11.30 C Salonu 12 Elif Arıca & Tuğba Çelik Özer Ankara Üniversitesi [email protected] - [email protected] Gazete Köşe Yazılarında Yansıma Gerçeklik Bu çalışmada, aynı dış gerçekliğe gönderim yapan yani aynı konuda farklı gazetelerde yayımlanmış köşe yazılarının söz konusu gerçekliği nasıl yansıttıkları tartışılacak; bir dış gerçekliğin farklı gazetelerde söylem boyutunda işlenip birbirinden farklı yansıma gerçekliliklere dönüşüp dönüşmediği ortaya konacaktır. Çalışma, ağırlıklı olarak sözcüksel bağdaşıklık düzeyinde sınırlı tutulacak bir çözümlemeyi içerecektir. Bu çerçevede, köşe yazıları üzerinde betimlemeler yapılırken farklılaşma şu dilsel tanıtlara dayalı olarak sunulacaktır: 1. Metin varlıkları metne nasıl tanıtılmış ve nasıl sürdürülmüştür? 2. Varlıklarla ilişkili niteleyicilerin (ön adlar) seçiminde hangi söylemsel tercihler belirginleştirilmiştir? 3. Olay ve durumların anlatımında kullanılan eylemler ve eylem niteleyicileri (belirteçler), varlıklar ve niteleyicilerle nasıl bir eşdizimsel örüntülemeye (collocational pattern) dönüştürülmüştür? Söz konusu dilsel tanıtlara dayandırılarak gerekçelendirilecek bulgular çerçevesinde çalışmada, gazete köşe yazılarında dış gerçekliğin yansıma gerçekliğe dönüşmesinde ideolojinin ne türlü bir etkinlik sergilediği ve ideolojinin dış gerçekliği aşama aşama değiştirip değiştirmediği konusunda vargılar ortaya konmaya çalışılacaktır. Çalışmada ulaşılacak olan vargılar ile Türkçe gazetelerde yayımlanan köşe yazılarında yansıma gerçeklik söyleminin çatısının nasıl oluşturulduğu betimlenmeye çalışılacaktır. Böylece çalışma, dilsel tanıtlarıyla gerekçelendirilmiş, söylemde yansıma gerçekliği ve ideolojiyi ortaya koymaya yönelik bir yöntem olarak sunulan (Fairclough, 2003) bir Eleştirel Söylem Çözümlemesi (Critical Discourse Analysis) örneği olarak biçimlendirilecektir. Kaynakça Fairclough, N. 2003. Analyzing Discourse: Textual Analysis for Social Research. New York: Routledge Publishing. 11 Mayıs 2007 09.30-10.00 B Salonu 13 Füsun (Bilir) Ataseven & Emine Bogenç Demirel Yıldız Teknik Üniversitesi [email protected] - [email protected] Sözlük Çevirisi Alanında Proje Tabanlı Bir Model Bildirinin konusu, Larousse yayınevi tarafından yayınlanan kapsamlı tek-dilli (Fransızca) sözlük LEXIS’in Türkçe’deki çeviri çalışmasını betimlemektir. 2006-2007 yılında farklı bir yaklaşımla, LEXIS’i iki dilli sözlük şeklinde Türkiye’ye kazandırmayı amaçlayan bu çeviri çalışması, proje temelli bir araştırmadır. Türkiye’de alanında nitelikli sözlük olarak varolan büyük bir boşluğu doldurması beklenen bu çalışmaya, Michel Foucault’nun “Bir dil eğer birbirleriyle çakışan veya birbirlerinin içine oturan veyahut birbirlerine uyan kelimelerle, eklenmiş bir dil olabildiyse, bu durum, bu kelimelerin basit adlandırma eyleminden itibaren türemeye ara vermemeleri, değişken bir genişlik kazanmaları sayesinde olmuştur” (Foucault, 2001:181) şeklindeki düşünceleri temel alınarak başlanmıştır. Çalışmada benimsenen genel amaç ve uygulanan yöntemlerin belirlenmesinde ise Türk dilbiliminin öncü isimlerinden Doğan Aksan ve Berke Vardar’ın konuyla ilgili görüşleri etkili olmuştur. Aksan, genel olarak dilin genel işlevleri hakkında şöyle der: “Her dilin kendine özgü bir dünyayı anlayış ve anlatış biçimi vardır. Bu biçim, dilin sözvarlığının, anlam açısından incelenmesiyle ortaya konabilir” (Aksan, 1990: 14). Nitekim bu çeviri çalışmasının temel amacı da, dilimizin sözvarlığını araştırarak onun engin gücünü tanımak ve ortaya koymak şeklinde özetlenebilir. Vardar ise dilde sözlüklerin önemini şöyle vurgular: “Bir dildeki sözlüksel birimlerin tümünü, tanımlamaları, tanıkları, söylenişleri, kökenleri, kullanılan dilbilgisi karşılıklarıyla sunan yapıtlar sözlüklerdir. Ekinsel nesneler olan sözlükler kesintisiz bir okuma için değil, gereksinim duyulan durumlarda başvuruda bulunmak için hazırlanır” (Vardar, 2002:182). Vardar’ın bu saptamasından yola çıkarak, bildiride, disiplinler arası incelemelere 14 açık bulunan bu çeviri çalışmasına, çağdaş çeviribilim kuramları çerçevesinde betimleyici bir bakış açısıyla nasıl yaklaşılabileceği açıklanacaktır. Kaynakça Aksan, D. 1990. Türkçenin Gücü. Bilgi Yayınevi. Vardar, B. 2002. Dilbilim Terimleri Sözlüğü. Multilingual Yayınevi. Rifat, M. 2003. Çeviri Seçkisi. Dünya Yayınevi. Foucault, M. 2001. Kelimeler ve Şeyler. İmge Kitabevi. 11 Mayıs 2007 14.00-14.30 C Salonu 15 Pınar Bekar Ankara Üniversitesi [email protected] Alıntı Sözcüklerde Dizimsel Etkileşim Sonucu [l] ve [t] Ünsüzlerinde Görülen Değişimler Bu çalışmada [l] ve [t] ünsüzlerinin dizimsel etkileşim sonucu gerçekleşen ses uyumuna aykırı görünümleri sunulmaktadır. Yavaş (1979)'a göre ses uyumu, dilin doğal işleyişi içinde uyumsuz köklere sahip sözcüklere uygulanamamaktadır. Carr (1993:251) uyumsuz köklü alıntı sözcüklerin üzerine sonek getirildiğinde ses uyumu ilkelerini yitirdiğini, benzer bir biçimde (Kirchner, 1993 içinde) Clement ve Sezer (1982) Türkçede alıntı sözcüklere eklenen sonek ile kök arasında, uyumsuzluk sürecinin işlediğini ileri sürmektedirler. Bu çalışmada yukarıda sözü edilen görüşlere dayanarak, Türkçede [l] ve [t] ünsüzlerinin seslem sonunda taşıdıkları kısıtlamalar üzerinde durulmaktadır. Çalışmanın bütüncesini Türkçe Sözlük’te (1998) sözcük sonunda öndamaksıl <a> ünlüsünün bulunduğu toplam 480 sözcük oluşturmaktadır. Bu sözcüklerin, 64’ünde [t] ve 145’inde [l] olmak üzere, 209’unun son sesinde [l] ve [t] ünsüzleri bulunmaktadır. Ayrıca bütüncede sözcük sonunda öndamaksıl <a> ünlüsü taşıyan, ancak <at> biçiminde sonlanmayan 271 sözcük bulunmaktadır. Bu çerçevede söz konusu bütünceden, öncelikle [l] ünsüzünün sözcük sonundaki sesbirimsel değerini betimlemek amacıyla sandal ve moral sözcükleri, [t] ünsüzü için sanat, tokat, saat, takat ve kanaat sözcükleri ve son sesleminde öndamaksıl <a> ünlüsü bulunmasına rağmen, [t] ünsüzü ile sonlanan sözcüklerden farklı işlev gören reklam ve mekan sözcüklerine ilişkin ses çözümlemeleri için Praat 4.5 Ses Çözümleme Programından yararlanılmıştır. Çalışmanın sonucunda, elde edilen veriler doğrultusunda, kimi alıntı sözcüklerin son sesleminde bulunan [t] ünsüzün [t] üzerine öndil ünlüsü yüklenerek soluklu bir görünüm taşıdığı öne sürülmektedir. 16 Kaynakça Carr, P. 1993. Phonology. London: MacMillian Press. Demircan, Ö. 1996. Türkçenin Ses Dizimi. İstanbul: Der Yayınları. Kirchner, R. 1993. Turkish Vowel Harmony and Disharmony: An Optimality Theoretic Account. Rutgers OptimalityWorkshop I. Yavaş, M. 1978. Borrowing and its Implications for Turkish Phonology. Staiano, A. & Yavaş, F. (Haz.), Kansas Working Papers in Linguistics, 3, 33-44. Staiano, A. 1979. Vowel Harmony, Natural Phonology and The Problems of Borrowing. Gathercole, G. & Godden, K. (Haz.), Kansas Working Papers in Linguistics, 4 ( 2), 41-53. 10 Mayıs 2007 11.30-12.00 C Salonu 17 Doğan Bulut & Huriye Mannasoğlu Erciyes Üniversitesi [email protected] - [email protected] _______________________________________________________ Türkçe’de Söz Kesme Eylemi: Kim, Nerede, Niçin Daha Çok Söz Kesiyor? Bu bildiri, Dell Hymes’ın (1974) ortaya koyduğu iletişim olaylarının bileşenlerine dayanarak, fiziksel/kültürel bağlam, geçişe uygun noktaların tanınması ya da göz ardı edilmesi, sözü kesilenin cinsiyeti ve katılımcıların söz kesmelerdeki amaçları gibi iletişimsel unsurların günlük Türkçe konuşmalardaki etkilerini ele almaktadır. Bu çalışmada, 16’sı erkek, 17’si bayan olmak üzere 18–70 yaş arasında, Türkçeyi ana dili olarak konuşan 33 kişinin aile toplantısı, büro, okul kantini, sınıf ve kültür merkezi gibi doğal ortamlarda kaydedilmiş söz kesmelerini içeren 40 iletişim olayı incelendi. Katılımcılar arasındaki yaş farkı ve ilişki düzeyi ile fiziksel bağlama dayanarak öğrenci-öğretmen, öğrenci-danışman ve öğrenci-memur konuşmaları resmi, iki arkadaş, ağabey-kardeş, baba-kız, anne-kız konuşmalarıysa resmi olmayan konuşma olarak değerlendirildi. Elde edilen sıklıklar yüzdeye çevrilip her bir iletişim unsurunun bu çalışmaya dahil edilen diğer iletişim unsurları ile etkileşimi nitelik ve nicelik açısından karşılaştırıldı. Sonuçlara göre, geçişe uygun noktaların göz ardı edilmesine resmi ortamlarda, erkeklerin söz kestiği ve sözü kesenin “konuşmadaki sırasını başlatmak” amacını taşıdığı durumlarda diğerlerinden daha sık rastlanmaktadır. Fiziksel/kültürel bağlam göz önüne alınınca, resmi olmayan durumlarda resmi olanlardan daha çok söz kesildiği ve söz kesmelerde en çok kullanılan amacın katılımcının “konuşmadaki sırasını başlatmak” istemesi olduğu görülmektedir. Bayanlar ve erkekler karşılaştırıldığında, bayanların hem en sık söz kesen hem de sözü en sık kesilen olduğu, bayanların resmi olmayan, erkeklerin ise resmi durumlarda (karşılarındakilerin yaşça daha büyük ve üstün statüde olmalarına rağmen) daha çok söz kestiği, farklı cinsiyetten katılımcıların konuşmalarında daha çok söz kesildiği, erkeklerin bayanların sözünü kesmesinin bayanların erkeklerin sözünü 18 kesmesinden daha sık gerçekleştiği görülmektedir. Ayrıca, hem bayanların hem de erkeklerin söz keserken “konuşmadaki sıralarını başlatmak” ve “açıklama istemek” amaçlarını sık kullandığı, ancak kadınların “konuşmacıyı desteklemek” ve ona “daha fazla bilgi sunmak” amaçlarını, erkeklerin ise “konuşmacının sırasını sona erdirmek” amacını daha sık kullandıkları görülmektedir. Kaynakça Coates, J. 1995. Language, Gender and Career. Mills, S. (Haz.), Language and Gender: Interdisciplinary Perspective, (13-30). Essex: Longman. Ecevit, Y. 1991. Shop Floor Control: The Ideological Construction of Turkish Women Factory Workers. Redclift, N. & Sinclair, M. T. (Haz.), Working Women: International Perspectives on Labour and Gender Ideology içinde, (56-78). London: Routledge. Hymes, D. 1974. Foundations in Sociolinguistics: An Ethnographic Approach. Philadelphia: University of Pennsylvania Press. Kendall, S., & Tannen D. 1997. Gender and Language in the Workplace. Wodak, R. (Haz.), Gender and Discourse, (81-105). London: Sage. McElhinny, B. S. 1998. “I don’t Smile Much Anymore”: Affect, Gender, And the Discourse of Pittsburgh Police Officers. Coates, J. (Haz.), Language and Gender: A Reader, (309-327). Oxford: Blackwell. Payne, K., Fuqua, H. E., Jr., & Cangemi, J. 2001. Gendered Differences in Language and Aggressive/Argumentative Communication. Payne, K. E. (Haz.), Different but Equal: Communication between the Sexes, (115-130). London: Praeger. Pschaid, P. 1993. Language and Power in the Office. Tubingen: Gunter Narr. Saville–Troike, M. 2003. The Ethnography of Communication: An Introduction. Oxford: Basil Blackwell. Sen, M. 1997. Speech Accommodation and Interactional Power Differences between Females and Males in Same and Cross-Gender Conversational Dyads: A Social Psychological Approach. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara. Tannen, D. 1984. Conversational Style: Analyzing Talk among Friends. Norwood: Ablex. Wardhaugh, R. 1985. How Conversation Works. Oxford: Basil Blackwell West, C. 1998. When the Doctor is a “Lady”: Power, Status and Gender in Physician-Patient Encounters. Coates, J. (Haz.), Language and Gender: A Reader (396-412). Oxford: Blackwell. Yemenici, A. 2001. Analysis of the Use of Politeness Maxims in Interruptions in Turkish Political Debates. Bayraktaroğlu, A. & Sifianou, M. (Haz.), Linguistic Politeness across Boundaries. John Benjamins. 10 Mayıs 2007 11.30-12.00 B Salonu 19 Gülay Cedden Orta Doğu Teknik Üniversitesi [email protected] Eylemin Tümce İçerisindeki Yerinin Almanca’da Tümce Üretimi Sırasındaki Etkisi Bu çalışmanın amacı, Türkçe anadili konuşucularının Almanca konuşurken söz dizimindeki eğilimlerini araştırmaktır. Bu araştırmaya 60 üçdilli (Türkçe-Almanca-İngilizce) üniversite öğrencisi katılmıştır. 30 öğrenci İngilizce Anadolu Lisesi’nden, diğer 30 öğrenci Almanca Anadolu Lisesi’nden mezun olmuşlardır. Çalışmaya katılan bütün öğrenciler verileri toplandığı dönemde, öğretim dili İngilizce olan bir üniversitede okumaktaydı ve Almanca yan dal programına katılmaktaydılar. Bütün öğrencilerin Almanca ve İngilizce bilgileri yüksek düzeydeydi. Konuşma sırasında düşünme süresi çok kısıtlı olduğundan, konuşucunun zihinsel yükünü en aza indirgemeye çalıştığı düşünülmektedir. Dilbilgisi kuralları bilindiği halde aktarılmak istenen bilgi o anda daha önemli olduğu için, zihinde yük oluşturabilecek öğeler yanlış olarak ortaya çıkabilmektedir. Özellikle eylemlerin çekimleri ve tümce içerisine doğru yerleştirilmesi Almanca konuşma sırasında yapılan yanlışların arasında en belirgin olanlardan bazılarıdır. Tümce oluşumunun zihindeki işleyişi konuşma sırasında takip edilebilmektedir. Bundan dolayı çalışma sırasında öğrencilere çok genel sorular sorulmuştur ve bu soruları rahat bir ortamda yanıtlamaları istenmiştir. Almanca konuşmaları kaydedilmiştir ve kayıtlar çözümlenerek tümceler incelenmiştir. Almanca yan tümcelerinde çekilmiş eylem Türkçe’de olduğu gibi tümcenin sonunda yer almaktadır. İngilizce’de ise eylem özneden hemen sonra gelmektedir. Bu durumda, özellikle Almanca’yı birinci yabancı dil (ikinci dil) olarak öğrenen öğrencilerin Almanca konuşurken söz dizimi ile ilgili sorun yaşamayacakları beklenmektedir. Ancak çalışmanın sonunda Almanca’yı da İngilizce’yi de birinci yabancı dil (ikinci dil) 20 olarak öğrenen öğrenciler, Almanca konuşurken yan tümcelerde çekilen eylemi tümcenin sonunda kullanamamışlardır. Bunun yerine her iki gruptaki öğrenciler, doğru kuralı bildikleri halde eylemi özneden hemen sonra kullanma eğilimi göstermişlerdir. Bu durum ilk bakışta İngilizce’den bir aktarım gibi gözükse de, bu değerlendirme durumu tam olarak açıklamaz, çünkü Almanca’yı birinci yabancı dil olarak öğrenenler de aynı eğilimi göstermektedirler. Eylemin tümcenin sonunda kullanılması konuşma sırasında kişinin bellek ve işlem yapma yükünü (memory and processing costs) arttırmaktadır (Wyerts ve diğ., 2002). Zihinsel süreçlerdeki yükü azaltmak amacıyla, konuşucu bilinçsiz olarak eylemi özneden hemen sonra kullanma eğilimini göstermektedir. Almanca ve İngilizce’yi iyi bilen Türk öğrencilerinin, Almanca konuşurken yan tümcelerde ÖEN (SVO) sözdizimi ağırlıklı olarak kullanmalarının nedenleri bu çalışmada ayrıntılı olarak tartışılacaktır. Kaynakça De Bot, K. 2004. The Multilingual Lexicon Modelling Selection. International Journal Of Multilingualism,1, 17-32 Dijkstra, T. 2003. Lexical Processing in Bilinguals and Multilinguals. Cenoz, J., Hufeisen, B. & Jessner, U. (Haz.), The Multilingual Lexicon, (11-26). Dodrecht: Kluwer Academic Publishers. Jessner, U. 2003. The Nature of Cross-Linguistic Interaction in The Multilingual System. Cenoz, J., Hufeisen, B. & Jessner, U. (Haz.), The Multilingual Lexicon, (45-55). Dodrecht: Kluwer Academic Publishers. Pechmann, T. 1994. Sprachproduktion Zur Generierung Komplexer Nominalphrasen. Opladen: Westdeutscher Verlag. Wei, L. 2003. Activation of Lemmas in The Multilingual Mental Lexicon and Transfer in Third Language Learning. Cenoz, J., Hufeisen, B. & Jessner, U. (Haz.), The Multilingual Lexicon, (57-70). Dodrecht: Kluwer Academic Publishers. Weyerts, H., Penke, M., Münte, T.F., Heinzeh. J. & Clahsen,H. 2002. Word Order in Sentence Processing: An Experimental Study of Verb Placement in German. Journal of Psycholinguistic Research, 31 (3), 211-268. 10 Mayıs 2007 15.30-16.00 C Salonu 21 Eyyup Coşkun Mustafa Kemal Üniversitesi [email protected] İlköğretim Öğrencilerinin Öyküleyici Anlatımlarında Metin Tutarlılığı De Beaugrande ve Dressler (1981), bir dilsel ürünün metin olabilmesi ve insanlar arasında sağlıklı bir iletişim oluşturabilmesi için gerekli özellikleri 7 başlıkta toplamıştır. Bu özellikler şöyledir: (a) Bağdaşıklık (Cohesion), (b) Tutarlılık (Coherence), (c) Amaçlılık (Intentionality), (d) Kabul Edilebilirlik (Acceptability), (e) Bilgilendiricilik (Informativity) (f) Duruma Uygun Olma (Situantionality) (g) Metinler Arasılık (Intertextuality). Bu niteliklerin en önemlilerinden biri olan tutarlılık (coherence), metin içindeki anlamsal ve mantıksal bağlantılarla oluşan, konu akışındaki bütünlüktür. Bu araştırmada ilköğretim 5. ve 8. sınıfta öğrenim gören, farklı sosyo-ekonomik düzeylerdeki 372 öğrencinin öyküleyici anlatımları metin tutarlılığı açısından değerlendirilmiştir. Öğrencilerin yazdıkları hikâyeleri metin tutarlılığı açısından değerlendirmek amacıyla “Öyküleyici Anlatım Tutarlılık Değerlendirme Ölçeği” (ÖATDÖ) isimli bir ölçek geliştirilmiştir. Yapılan değerlendirmede ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin öyküleyici anlatımlarında tutarlılık puanı ortalamaları 5 üzerinden 2,96 olarak bulunurken, 8. sınıf öğrencilerinin ortalaması 3,25 olarak bulunmuştur. Tüm öğrencilerin ortalaması ise 3,1’dir. Yapılan analiz sonucunda 5. sınıf öğrencileriyle 8. sınıf öğrencileri arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur. Öğrencilerin yazdıkları metinlerde tutarlılığı sağlama ile ilgili şu sorunlarla karşılaşılmıştır: (a) Metinde daha önce söylenmesi gereken bir bilginin eksikliğinden kaynaklanan anlam karmaşası (b) Metinde olayların akışının birden değişmesi ve ani geçişler yapılması 22 (c) Hikâyede birçok olayın üst üste ve çok kısa biçimde verilmesi (d) Hikâyede bir odak noktasının bulunmaması (e) Hikâyede anlatılmaya başlanan fakat ilerlemeyen, yarım bırakılan olayların ve durumların bulunması (j) Hikâyeden ayrı açıklama ve öğütlere yer verilmesi (k) Yazılanların bir metin oluşturamayacak kadar kopuk ve anlaşılmaz olması. Bu sorunlar, öğrencilerin bir metin oluşturabilmek için gerekli olan düşünme, karar verme ve plânlama becerilerinin son derece zayıf olduğunu göstermektedir. Kaynakça de Beaugrande, R. A & Dressler W. U., 1981. Introduction to Text Linguistics. London: Longman. 11 Mayıs 2007 12.00-12.30 C Salonu 23 Müzeyyen Çiyiltepe & Özgür Aydın GATA, Ankara Üniversitesi [email protected], [email protected] Bağlama İlkelerinin Edinimi: Sözdizim ve Kullanımbilim Etkileşimi AÖ’lerin yorumlanmasında gönderim ilişkilerini dilbilgisine sokan Bağlama Kuramı AÖ’lerin gönderimle ilgili anlambilimsel özelliklerini sözdizimsel sunuluşta çözümlemekte ve bu ilişkiler çerçevesinde üç AÖ türü belirlemektedir. Chomsky (1981, 1986) üç AÖ türü için aşağıdaki Bağlama İlkelerini önermiştir: (1) A. Bir gönderge yönetim ulamı içinde bağlı olmalıdır. B. Bir adılsıl yönetim ulamı dışında bağlı olmalıdır. C. Bir g-(öndergesel) anlatım her yerde özgür olmalıdır. Alanyazında “B İlkesi Gecikme Etkisi” (Delay of Principle B Effect, BİGE) olarak adlandırılan olguya göre, çocuklar önce Bağlamanın A İlkesini, daha sonra da B ilkesini edinmektedirler (bkz. Jakubowicz, 1984; Chien ve Wexler, 1990). Söz konusu olgunun açıklanmasında, çocukların sözdizimsel ilkelere ilişkin bilgiye sahip olduğu, ancak bu ilkelerin yerine getirilmesinin, kullanımbilim ya da genel işlemleme dizgesinin gelişmemiş olması nedeniyle engellendiği ileri sürülmüştür (bkz. Chien ve Wexler, 1990; Grodzinsky ve Reinhart, 1993, Reinhart, 2007). Türkçe bağlama ilişkileri göz önüne alındığında, Türkçe kendi göndergesinin Bağlamanın A İlkesine, o adılsılının da B İlkesine uyduğu gözlenmektedir (bkz. 2, 3). Dolayısıyla, kendi göndergesinin sözdizim dizgesiyle ilgili bilgileri, o adılsılının da kullanımbilim dizgesiyle ilgili bilgileri ölçmek için uygun bir ortam oluşturduğu görülmektedir. (2) Alii kendinii/*j gösteriyor. 24 (3) Alii onu*i/j gösteriyor. Bu çalışmada normal gelişim gösteren çocukların söz konusu yapılara ilişkin yorumları değerlendirilerek Türkçede BİGE olgusunun geçerliliği araştırılmaktadır. Diğer yandan, kullanımbilim bileşenine ilişkin yetersizlikleri bulunan yüksek işlevli otistik (YİO) çocuklarla sözdizimsel bileşene ilişkin yetersizlikleri bulunan Down Sendromlu (DS) çocukların Bağlama İlkelerine ilişkin yorumları, normal gelişim gösteren çocukların yorumları ile karşılaştırılarak Bağlama İlkeleri çerçevesinde YİO ve DS’li çocukların dilsel kayıp/gecikmelerindeki sözdizim ve kullanımbilim etkileşiminin etkisi incelenmektedir. Kaynakça Chien, Y. C. & Wexler, K. 1990. Children's Knowledge of Locality Conditions in Binding as Evidence for the Modularity of Syntax and Pragmatics. Language Acquisition 1, 225- 295. Chomsky, N. 1981. Lectures on Government and Binding. Foris: Dordrecht. Chomsky, N. 1986. Knowledge of Language: Its Nature, Origin and Use. New York: Praeger. Grodzinsky, Y. & Reinhart, T. 1993. The Innateness of Binding and Coreference. Linguistic Inquiry 24, 69-101. Jakubowicz, C. 1984. On Markedness and Binding Principles. Jones, C. & Sells, P. (Haz.), NELS 14 . Amherst: University of Massachusetts. Reinhart, T. baskıda. Processing or Pragmatics: Explaining the Coreference Delay, Gibson, T. & Pearlmutter, N. (Haz.), The Processing and Acquisition of Reference. Cambridge: MIT Press. 11 Mayıs 2007 12.00-12.30 B Salonu 25 Derya Çokal Karadaş Orta Doğu Teknik Üniversitesi cokal @ metu.edu.tr _____________________________________________________________________________________________________ Konuşma Dilinde İşte’nin Bilişsel Edimbilim Işığında İşlevlerinin Çözümlemesi İşte, günlük konuşma söyleminde sık kullanılan söylem belirleyicilerinden birisidir (Özbek 1998; Yılmaz 2004). İşte’nin söylem içindeki anlamı ve işlevleri üzerine yapılan çalışmalar incelendiğinde söylem çözümlemesi ve işlevsel yaklaşımlar çerçevesinde incelenmiş olduğu görülmektedir (örn: Özbek 1998). Başka bir çalışmada ise söylem çözümlemesi ve işlevsel yaklaşım yöntemleri bir çatı altında birleştirilip edimbilimsel bir analiz yapılmıştır (Yılmaz 2004). Fakat bu çalışmalarda, işte’nin işlevleri bilişsel edimbilim bağlamında ele alınmamıştır. Bu çalışmanın amacı, günlük konuşma söyleminde söylem belirleyicisi işte’nin işlevlerini bilişsel edimbilim bağlamında ele almaktır. İşte’nin bilişsel ve etkileşimsel işlevlerini ortaya koyabilmek için Sperber ve Wilson’un bağıntı kuramına (1995) dayanılarak söylem katılımcılarının hangi durumlarda işte’yi kullandıkları ve bu kullanımı belirleyen niyet gösterilerek işte’nin etkileşimsel işlevi ortaya konulacaktır. Bunun yanında bağıntı kuramına göre bu söylem belirleyicisinin algılamada ve çıkarım işlemlemesinde (İng. inference processing) görevi tanımlanacaktır. Kaynakça Sperber, D. & Wilson, D. 1995. Relevance: Communication and Cognition. Blackwell Publishing. Sperber, D. baskıda. Modularity and Relevance. How Can a Massively Modular Mind be Flexible and Context-sensitive? Carruthers, P., Laurence, S. &. Stich, S. (Haz.), The Innate Mind: Structure and Content. Juker, A. H. ve Ziv, Y. 1998. Discourse Marker: Description and Theory. Amsterdam: John Benjamin’s Company Yılmaz, E. 2004. A Pragmatic Analysis of Turkish Discourse Particles: Yani, İşte and Şey. Basılmamış Doktora Tezi. Özbek, N. 1998. Yani, İşte, Şey, Ya: Interactional Markers of Turkish.Proceedings of the Ninth International Conference on Turkish Linguistics. 12-14 Ağustos 1998, Lincoln College, Oxford. 10 Mayıs 2007 15.00-15.30 B Salonu 26 Hatice Çubukçu Çukurova Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Sözün Güce Dönüşümü: ‘Güçeylem’ler Etkileşimsel söylem sürecinde konuşmacılar arasında yapılanan güç ilişkilerinin dizgesel olarak betimlenmesine dönük olan bu çalışma bir yandan, ‘güçeylemler’ olarak anılacak işlevsel birimler yoluyla güç ilişkilerinin çözümlenebileceğini savunurken, bir yandan da yönlendirme içeren etkileşimsel söylemin büyük oranda ‘güçeylemler’ yoluyla yapılanacağı varsayımını sınamayı amaçlamaktadır. Kısaca, ilk bölüm, ‘güçeylemler’in ve alt türlerinin tanımlanmasını, bunların özelliklerini ve oluşum ilkelerinin sunulmasını içermektedir. Yönlendirme-güçeylem ilişkisinin değerlendirildiği ikinci bölümün ardından ise, gücün kişilerarası etkileşim bağlamında örüntülenmesine ilişkin bir etkileşim modeli öneriliyor. Bu çalışmada gücün niteliğine ilişkin iki genel görüş temel alınmıştır: 1) Söylemle ilişkisi içerisinde güç, maddesel ve simgesel güçten ayırdedilerek ‘hedefi etkileme ya da yönlendirme yeteneği’ ile özdeş tutulmaktadır (örn. Lakoff 1990; Dijk,1997 II). 2) Kişiler arasındaki güç ilişkileri etkileşimsel söylem sürecinde karşılıklı uzlaşım yoluyla devingen olarak yapılanmaktadır (Myers-Scoton, 1988; Fairclough, 1989, 1995; Diamond, 1996). Bu çalışmada inceleme birimi olarak sunulan Güçeylem kavramı, ‘gücün konuşmacılar arasında yer değiştirmesine (kazanılması, korunması ya da kaybedilmesine) dönük olarak farklı işlevler yerine getiren sözel eylemler’ olarak tanımlanabilir. Başka bir deyişle, güçeylem kavramı, bir yandan Fairclough (1989)’da sunulan güçlü olma (+Güç) ölçütlerini karşılarken, buna ek olarak da, güçsüz olma (-Güç) durumunu da temsil edebilmektedir. Yönlendirme içeren 154 doğal karşılıklı konuşma metninden 27 (yaklaşık 3000 sözceden) oluşan bütüncede sözceler Güçeylemlerin kullanılması yoluyla çözümlenmiş, ardından sonuçlar, niceliksel ve niteliksel olarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın ön savlarını destekleyen bu çalışmanın sonunda, gücün konuşmacılar arasında dağılım seçeneklerini gösteren bir etkileşim modeli sunulmuştur. Kaynakça Çubukçu, H. 2005. Poweracts: Towards The Fourth Layer in Conversation. IPRA Conference, International Pragmatics Association 11–18 July, 2005, Riva Del Garda, Italy. Diamond, J. 1997. Status and Power in Verbal Interaction. Amsterdam: Benjamins Publishing Company. Fairclough, N. 1989. Language and Power. New York: Longman. Lakoff, R.T. 1990. Talking Power: The Politics of Language in Our Lives. New York: Harper/Collins. Scotton, C, M 1988. Self Enhancing Codeswitching as Interactional Power. Language and Commmunication. 8 (3/4), 199-211. 11 Mayıs 2007 11.30-12.00 A Salonu 28 Nesrin Deliktaşlı Mersin Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Türk ve Fransız Ceza Kanunlarının Dilbilimsel Açıdan İncelenmesi ve Çalışmanın Çeviribilime Katkısı Hukuk bir toplumu ilgilendiren kurallar bütünüdür. Hukuk metinlerinin bir bölümünü oluşturan kanunlar Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilip yürürlüğe giren genel ve soyut nitelikteki hukuk kurallarıdır. Kanunlar toplum düzenini sağlamak amacıyla hazırlanmış metinlerdir, yürütme ve yargı organlarını ve bütün vatandaşları bağlar. Yasa metinlerinin bir bölümünü oluşturan Ceza Kanununun amacı hangi davranışların hangi durumlarda suç olduğunu belirlemek, hangi suçları işleyenlere ne tür cezalar verileceğini göstermektir. Her ülkenin yasa dilinin kendine özgü dil yapısı, iletişim amacı, hazırlanışı ve yazılış şekli vardır. Bu çalışmada, toplumun her kesimini ilgilendiren ve her düzeyden kuruma ve insana hitap eden, aynı amaç doğrultusunda hazırlanmış Türk ve Fransız Ceza Kanunlarının nasıl bir yapıya sahip oldukları gösterilmeye çalışılacaktır. Araştırmanın amacı Türk ve Fransız Ceza Kanunlarını karşılaştırmalı olarak incelemek, ortak ve farklı yönlerini bulmaya çalışmaktır. Araştırmada edimbilimsel yöntem uygulanarak, her iki dildeki metinlerin hangi amaçla, kime yönelik, hangi koşullarda ve nasıl bir dil düzeyinde yazıldığı, sözcüksel, anlamsal, yapısal ve söylemsel boyutuyla irdelenecektir. Ayrıca bu çalışmanın çeviribilime ne gibi bir katkıda bulunacağı gösterilmeye çalışılacaktır. Çalışmanın veri tabanını Türk ve Fransız Ceza Kanunları oluşturmaktadır. İlk bölümde her iki ülke ceza kanunlarının tarihsel sürecinden ve oluşumundan bahsedilecektir. İkinci aşamada, kanun maddeleri söylemsel boyutuyla (niçin, kime, hangi amaçla, hangi koşullarda, kim tarafından yazıldığı), bazen kesin bir yargı ifade etmesi, bazen de eleştiriye açık olmasına neden olan eylem ve 29 zamanların kullanılması gibi özellikleriyle ele alınacaktır. Son olarak ise, metinler dil bütünlüğü açısından ele alınacak, yasa maddeleri sözcüksel (sözcük seçimi, aynı anlama gelen farklı sözcüklerin aynı tümcede yan yana kullanılması, yaptırım gücünü gösteren eylemler ve kişi yerine geçen sözcükler, kalıplaşmış ifadeler, kesinlik bildiren deyimler), yapısal düzeyde (sözdizimi, tümce yapıları) incelenecek ve bir dilden diğer dile aktarımda nelere dikkat edilmesi gerektiği konusu tartışılacaktır. Kaynakça Adal, E. 1998. Hukukun Temel İlkeleri. İstanbul: Beta Basım. Battal, A. 2001. Hukukun Temel Kavramları. Ankara: Gazi Kitabevi. Benveniste, E. 1966. Problèmes De Linguistique Générale 1. France: Editions Gallimard. Benveniste, E. 1974. Problèmes De Linguistique Générale 2. France: Editions Gallimard. Dubois, J., Giacomo, M., Guespin, L., Marcellesi. C., Marcellesi, J.P & Mével, J.P. 2002. Dictionnaire de Linguistique. Paris: Larousse. Fransız Ceza Kanunu (Code Penal Français). Gözler, K. 1998. Hukuka Giriş. Bursa: Ekin Kitabevi. Kıran, Z. & Kıran A. 2001. Dilbilime Giriş. Ankara: Seçkin Yayıncılık. Maingueneau, D. 2000. Analyser Les Textes De Communication. Paris: Nathan Université. Özyıldırım, I. 1999. Türk Ceza Kanunu: Yasal Sözeylemlerin Çözümlenmesi. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 16 (2), 95-106. Özyıldırım, I. 1999. Türk Yasa Dili. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 16 ( 1), 89-114. Totschnig, M. 2000. Eléments Pour Une Théorie Pragmatique De La Communication, Présenté Dans Le Cadre De L’examen De Synthèse Du Doctorat Conjoint En Communication Université Du Québec À Montréal, Université De Montréal, Concordia University. Türk Ceza Kanunu. Vardar, B. 2002. Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Multilingual Yayınları. 11 Mayıs 2007 15.00-15.30 C Salonu 30 Ömer Demircan Okan Üniversitesi [email protected] Türkçede İzleme Tümce, olaya katılanlar ile durumsal bilgiyi taşıyan ögelerin yükleme göre dizimidir. Bir metin o tür birimler ile kurulur. İletişim sürecinde oluşan tümce değil metindir. O süreçte bilgilemenin gerektirdiği birçok sözel işleme başvurulur. Her tümce bir de bilgisel süzgeçten geçer, önce verilenlere göre yeniden biçimlenir. O nedenle ne metin üretimi ne de dil öğretimi dilbilgisel tümceye dayanamaz. Türkçe üzerine incelemeler genellikle altişlemlerden başlar. Üstişlemler dışarda oluşan görüşlere göre varsayılır; kurallar işlemez duruma gelene değin üstişlemler üzerinde durulmaz. ‘Düşüm’ incelemelerinde de öyle olmuştur. Önce özne-düşümü incelenmiş, öteki düşüm işlemlerine pek dokunulmamıştır. Türkçe söz üretimini biçimleyen birçok işlem vardır. Bu işlemlerden birincisi, eylemin doğal katılanlarına göre ya da onlar dışında olaya katılanların (ettirgen eklerle) tümceye girişi ile, yapan, etkilenen ögelerin (gizil eklerle) tümceden çıkışını düzenleyen “çatı”dır. İkincisi, sözün bilgi yüküne bağlı olarak yeni olan ile en önemli olanı seçip, tümce ögelerinin konumlanışını düzenleyen odaklama işlemidir. Üçüncü işlem “bilinen–yeni” etkileşimine göre yeni bilgi taşımayan içeriksel ögelerin metinden süzülmesidir. Yineleme ile yaratılan ussal artıklık böylece dışlanır ama metinsel belleğin korunması zorunludur. Bu da işlevsel ve ulamsal bilgiyi saklayan izleme ile kotarılır. Böylece oluşan metinde gerek tümce içi, gerekse tümcelerarası sözel akış engellerini aşan ‘bağlama’ dördüncü işlem sayılır. Bu bildiride önsel bağlamda verili olan içeriğin süzülmesini sağlayan izleme üzerinde durulacaktır. Kaynakça Enç, M. 1986. Topic Switching and Pronominal Subjects in Turkish. Studies in Turkish Linguistics, (195-208). Amsterdam: John Benjamins. 31 Erguvanlı-Taylan, E. 1986. Pronominal versus Zero Representation of Anaphora in Turkish. Studies in Turkish Linguistics, (209-231). Amsterdam: John Benjamins. Kerslake, C. 1987. NP Deletion and Pronominalisation in Turkish. Proceedings of the 3rd Conference on Turkish Linguistics, ( 91-104). Tilburg University Press. Kornfilt, J. 1988. NP Deletion and Case-Marking in Turkish. Koç, S. (Haz.), Procee of the 4th International Conference on Turkish Linguistics, (187-216). Ankara: ODTÜ. Oktar, L. & Yağcıoğlu, S. 1996. Türkçede Söylem Yapısı ve Artgönderim. VIII. Uluslararası Türk Dilbilimi Konferans Bildirileri, (175-182). Ankara: Ankara Üniversitesi. Çeltek, A. & Oktar, L. 2004. Türkçe Sözlü Söylemde Artgönderim Örüntüleri. Dilbilim Araştırmaları, 1-14. Özsoy, A. S. 1996. The Minimalist Program and Antecedent Contained Deletion in Turkish. VIII. Uluslararası Türk Dilbilimi. Konferansı (9-15). Ankara: Ankara Üniversitesi. Öztürk, B. 1999. Türkçe Bir Adıl Düşürme Dili mi? Özsoy, S. & Taylan, E. E. (Haz.), XIII. Dilbilim Kurultay Bildirileri , (55-64). İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi. Ruhi, Ş. 1992. Zero NP Anaphora Versus Full NP Anaphora in Turkish. Proceedings of the 6th International Conference on Turkish Linguistics, (105-116). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. Turan, Ü. D. 1998. Zero Object Arguments and Referentiality in Turkish. Proceedings of the 7th. International Conference on Turkish Linguistics, (154-180). Harrassowitz. Tın, E. & Akman, V. 1998. Situated Analysis of Anaphora in Turkish. Proceedings of the 7th. International Conference on Turkish Linguistics, (728-750). Harrassowitz. 10 Mayıs 2007 09.30-10.00 A Salonu 32 Derya Duman Hacettepe Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Artsüremli Bakış Açısından Eleştirel Söylem Çözümlemesi ve bir Uygulama: Annelik İmgesinin Kadın Dergilerinde Kurgulanması Eleştirel söylem çözümlemesi, söylemin toplumsal dinamikler bağlamında şekillendiği varsayımından yola çıkarak, her söylemin kaçınılmaz olarak belli ideolojileri yansıttığını savunur. Artsüremli bakış açısından bakıldığında ise, eleştirel söylem çözümlemesi, daha çok ideolojik toplumsal etkenler bağlamında söylemin geçirdiği değişim üzerine odaklanır. Bu çalışmada, özellikle kadın araştırmaları alanında yapılan çalışmalarda (Eggins & Iedema, 1997; McCracken, 1993; McRobbie, 1982; Walker 2000) ataerkil ideolojiyi yansıtmak ve toplumsal gelişime ayak uyduramamakla eleştirilen kadın dergilerinde yansıtılan annelik imgesi, eleştirel söylem kuramı çerçevesinde incelenmiştir. Türkiye’de erken Cumhuriyet döneminde (1923-1950) ve 1990’lardan sonra yayınlanan kadın dergilerinde annelik imgesinin söylemde nasıl kurgulandığı, metin ve dilbilgisi odaklı bir eleştirel söylem çözümlemesi yaklaşımıyla, karşılaştırmalı ve dolayısıyla art süremli olarak çözümlenmiştir. Erken Cumhuriyet dönemine ilişkin yürütülen tarih ve kadın çalışmalarında, Türk basınının kadın imgesini kurgularken ataerkil ve ulusalcı bir yaklaşımı benimsediğinden söz edilebilirken (Berktay, 2003; Yaraman, 2001) günümüzde durum çeşitlilik sergilemektedir. Türk basınında kadın kimliğinin nasıl kurgulandığını eleştirel söylem çözümlemesi yaklaşımı ile inceleyen Büyükkantarcıoğlu (2000), reklamlarda hem geleneksel hem de modern kadın kimliklerinin kullanılabildiğine değinmiş, toplumbilim bakış açısıyla yürüttüğü çalışmasında da Saktanber (1995) yazılı ve görsel basının kadın kimliğini bir takım stereotipler bağlamında kurguladığını ifade etmiştir. Çalışmanın yöntemi olarak, Halliday’in (1985) dilbilim modelini temel alan İngiliz Okulu (Fairclough, 1992, 1996; Kress, 1989; van Leeuwen, 1996 vb), bilişsel yaklaşımı temel alan Hollanda 33 Okulu (van Dijk, 1998) ve artsüremli çalışmalarıyla toplumbilimsel ve felsefi bir Eleştirel Söylem Çözümlemesini benimseyen Viyana Okulu’ (Wodak ve diğ., 2000) nun yöntemlerinden derlenen eklektik bir eleştirel söylem çözümlemesi yaklaşımı benimsenmiştir. Bulgular erken Cumhuriyet döneminde yayınlanan kadın dergilerinde anneliğin ulusal bütünlüğü oluşturmaya ve/veya korumaya yönelik ideolojik bir işlev üstlendiğini, kadın imgesinin de bu bağlamda aileye odaklı olarak oluşturulduğu ve olumlandığı görülmektedir. 1990’lardan sonra ise, ortaya çıkan yeni söylemlerle birlikte annelik rolünün sorgulanma ve olumsuz gösterilme eğilimleri artmış, tek bir değil, birçok anne imgesi ortaya çıkmıştır. Kaynakça Berktay, F. 2003. Tarihin Cinsiyeti. İstanbul: Metis. Büyükkantarcıoğlu, N. 2000. Görsel Basında Dil Kullanımı Yoluyla Kadın Kimliğini Oluşturma. Dil Dergisi, 92: 7-18. Eggins, S. & Iedema, R. 1997. Difference Without Diversity: Semantic Orientation and Ideology in Competing Women’s Magazines. Wodak, R. (Haz.), Gender and Discourse. London: Sage. Fairclough, N. 1992. Language and Power. London: Longman. Fairclough, N. 1996. Discourse and Social Change. Cambridge: Polity Press. Halliday, M.A.K. 1985. An Introduction to Functional Grammar. London: Arnold. Kress, G. R. 1989. Linguistic Processes in Sociocultural Practice. Victoria: Deakin University Press. Mccracken, E. 1993. Decoding Women’s Magazines: From Mademoiselle to Ms. London: Macmillan. Mcrobbie, A. 1982. Jackie: An Ideology of Adolescent Femininity. Waites, B., Bennet, T. & Martin, G. (Haz.), Popular Culture: Past and Present. London: Croom Helm. Saktanber, A. 1995. Türkiye’de Medyada Kadın: Serbest, Müsait Kadın veya Iyi Eş, Fedakâr Anne. Tekeli, Ş. (Haz.), 1980’ler Türkiye’sinde Kadın Bakış Açısından Kadınlar. İstanbul: İletişim. van Dijk, T. 1998. Ideology: A Multidisciplinary Approach. London: Sage. van Leeuwen, T. 1996. The Representation of Social Actors. Caldas-Coulthard, C.R. & Coulthard, M. (Haz.), Text and Practices: Readings in Critical Discourse Analysis. London: Sage. Walker, N. 2000. Shaping Our Mothers’ Worlds: American Women’s Magazines. Jackson: University Press of Mississippi. Wodak, R., De Cillia, R., Reisigl, M. & Liebhart, K. 2000. The Discursive Construction of National Identity. Edinburgh: Edinburgh University Press. Yaraman, A. 2001. Resmi Tarihten Kadın Tarihine. İstanbul: Bağlam. 10 Mayıs 2007 11.00-11.30 B Salonu 34 Selma Elyıldırım Atatürk Üniversitesi [email protected] Gazete Dilinde Kullanılan Eşdizimlilikler Uzun yıllar sözdizim araştırmalarına ağırlık verilirken ihmal edilen sözcükbilim son yıllarda yürütülen birçok çalışma sayesinde dilbilim ve dil öğretimi çalışmaları arasında hak ettiği yeri almıştır. Sözcükbilim alanında özellikle üzerinde durulan alanlardan biri eşdizimlilikler olmuştur. Ellis (1996) konuyla ilgili olarak, dilde oluşturulan tümcelerin eşdizimliliklerden kurulu olduğunu belirtilerek bir arada kullanılan bu sözcüklerin önemini gözler önüne serer. Bu arada, Sinclair (1966, 1987 ve 1991) eşdizimliliklerle ilgili yaptığı açıklamalarda iki ilke belirler. Bunlar açık seçim ve deyim ilkeleridir. Açık seçim ilkesine göre birbiriyle bağlantılı sözcüklerin seçiminde herhangi bir zorlanma olmazken deyim ilkesine göre bir araya getirilen sözcüklerin seçiminde dikkatli olunması gerekmektedir zira her sözcük birbiriyle bir arada kullanılamaz ve bazıları sadece birbirini gerektirir. Örneğin, mavi gökyüzü gibi bir eşdizimlilik açık seçim ilkesine göre bir araya getirilen sözcük öbeği iken, tefe koymak gibi bir eşdizimlilikte bir araya gelerek sözcük öbeğini oluşturan öğeler tek tek anlamlarından farklı yeni bir anlam edinmişlerdir. Açık, yarı açık ve donmuş ya da deyimsel eşdizimlilikler olarak bir cetvel üzerinde sıralandığı düşünülen eşdizimliliklerin açık olanları kullanılırken özel öğeler olarak fark edilmezken donmuş veya deyimsel eşdizimlilikler özel kullanıma sahip öğeler olarak dilin çarpıcı kullanımını sağlamak amacıyla tercih edilirler. Bu çalışma bu üçlü sınıflamadan hareket ederek günlük Türkçe gazetelerde geçen eşdizimliliklerin kullanımı ve dağılımını inceler. Çalışmada Milliyet, Cumhuriyet, Zaman, Akşam, Sabah ve Hürriyet gazetelerinden alınan günlük haberler, ekonomi, magazin, spor haberleri, köşe yazılarından oluşturulan gazete bütüncesinin 35 eşdizimlilikler açısından çözümlemesi yapılarak elde edilen bulgular nitel ve nicel olarak değerlendirilir. Nitel çözümleme farklı haber türlerinden alınan örnekleri irdelerken, nicel çözümleme eşdizimliliklerin türlere göre dağılımını sunar. Ayrıca, zaman içerisinde kullanılan eşdizimliliklerde farklılık olup olmadığını göstermek amacıyla bazı gazetelerin on yıl önceki bir günlük baskılarındaki eşdizimlilikler çözümlenip elde edilen sonuçlar irdelenir. Kaynakça Ellis, N. C. 1996. Phonological Memory, Chunking and Points of Order. Studies in Second Language Acquisition. 18(1), 91-227. Sinclair, J. 1996. Beginning the Study of Lexis. Bazell, Catford, Halliday & Robins (Haz.) In Memory of J. R. Firth. London: Longman. Sinclair, J. 1987. Collocation: A Progress Report. Steele & Threadgold (Haz.) Language Topics: Essays in Honour of Michael Halliday (Vol. 2). Amsterdam: John Benjamins. Sinclair, J. 1991. Corpus Concordance Collocation. Oxford: Oxford University Press. 11 Mayıs 2007 09.00-09.30 B Salonu 36 İclâl Ergenç & Dilek Fidan Ankara Üniversitesi [email protected] Bürünsel Anlamın Edinimi: Sesbilim Ve Kullanımbilim Etkileşimi Çocuklarda normal dil gelişimi sürecine bakıldığında, doğumla birlikte ses dizgesinin edinimiyle başlayan sürece diğer bileşenlerin de (biçimbilimsel, sözdizimsel, anlambilimsel ve kullanımbilimsel) eklenmesiyle edinim sürecinin ortalama olarak 5-6 yaşlarına kadar devam ettiği alanyazında bildirilmektedir (James, 1990; Korkmaz, 2005; Topbaş, 2005). Ancak tümce anlamıyla konuşucunun niyetlerini işaretleyen iletişimsel anlam arasındaki ilişkinin nasıl kurulduğunu, söz alma ve söz verme, bağlama uygun sözce üretme ve üretilenleri anlamlandırma gibi süreçlerin işletilmesini kapsayan kullanımbilimsel bileşen ise edinimi en son tamamlanan bileşendir. Normal gelişim gösteren çocuklarda bu süreç 14-15 yaşlarına kadar devam etmektedir. Bürünsel sezdirimlerin çıkarımlanmasındaki başarı, kullanımbilimsel bileşenin edinimiyle doğru orantılıdır. Kullanımbilimsel bozukluklarda metin alıcısının, duyduğu ya da okuduğu metni anlamlandırırken vericinin inançlarını, isteklerini ve niyetlerini anlayıp algılama becerisinde sorunlar oluşabilmektedir. Söz konusu beceriler, Zihin Kuramı (theory of mind) içinde ele alınmaktadır. Kuram, 1990’lı yıllarda otizm alanyazınına girmiş, özellikle Baron-Cohen otistik çocuklarda Zihin Kuramını sınamak üzerine çalışmalar gerçekleştirmiştir. Alanyazında (McCann ve diğ., 2006; Pepé ve diğ., 2006; Stoel-Gammon, 2001) yüksek işlevli otistik (YİO) ve Down Sendromlu (DS) çocukların bürünsel anlamı çözümlemede sorunlar yaşadığından söz edilmektedir. Bu çalışmada, anadili Türkçe olan normal gelişim gösteren çocuklarla YİO ve DS’li çocukların bürünsel girdileri anlamlandırma yetenekleri betimlenecektir. Deney yönteminin kullanılacağı çalışmada normal gelişim gösteren, YİO, DS’li çocuklara iki farklı bürünsel okuması ve buna bağlı olarak 2 37 farklı anlamı olan tümceler dinletilecek ve verecekleri tepkiler, tepkilerin süreleri ölçülecek ve elde edilen veriler kendi içlerinde de karşılaştırılarak değerlendirilecektir. Kaynakça Bara, B., Bucciarelli M., Colle L. 2001. Communicative Abilities in Autism: Evidence for Attentional Deficits: Brain and Language 77, 216-240. Bruner, J. & Feldman, C. 1993. Theories of Mind and the Problem of Autism. Cohen, S. B., Flusberg, H. T. & Cohen, D. (Haz.), Understanding Other's Minds. New York: Oxford Medical. Dodd, B. & Thompson L. 2001. Speech Disorder in Down’s Syndrome. Journal of Intellectual Disability Research 45(4), 308-316. James, S.L.1990. Normal Language Acquisition. College Hill Press. Korkmaz, B. 2005. Dil ve Beyin. Çocuklarda Dil ve Konuşma Bozuklukları. İstanbul: Yüce A.Ş. McCann, J. ve diğ. 2006. The Prosody-Language Relationship in Children with High-Functioning Autism. QMUC Speech Science Research Centre Working Paper WP-6 www.qmced.ac.uk/ssrc/pubs/McCannWP6 [Erişim: 30.01. 2007]. Pepé, S. ve diğ. 2006. Assessing Prosodic and Pragmatic Ability in Children With High-Functioning Autism. QMUC Speech Science Research Centre Working Paper WP-4. http://www.qmced.ac.uk/ssrc/pubs/PeppeWP4 [Erişim: 30. 01. 2007]. Stoel-Gammon, C. 2001. Down Syndrome Ohonology: Developmental Patterns andInterventionStrategies.http://information.downsed.org/library/periodicals /dsrp/07/3/093/dsrp-07-3-093-EN-GB.pdf [Erişim: 30. 01. 2007]. Topbaş, S. (Haz.) 2005. Dil ve Kavram Gelişimi. Ankara: Kök Yayıncılık. 11 Mayıs 2007 11.30-12.00 B Salonu 38 Fatma Erkman, Fulya Alıç, Özlem Görür, Melis Karakurt, Zehra Polat, İpek Uluğ Yeditepe Üniversitesi [email protected] Ahmet Benzer Marmara Üniversitesi _______________________________________________________ Sıfat Tamlamalarında [bir] Kullanımı Sıfat tamlamalarında [bir] öbeğin başında ya da ortasında bulunabilir. Bu çalışmada, [bir]’in başa gitmesinin yeni kavram ve yeni imge oluşturma işleviyle bir ilişkisi olup olmadığını araştırdık. Bunun için değişik türdeki yazılı metinleri inceledik. Şiir / şarkı sözü; bilimsel metin; siyasi gazete haberleri; spor yazıları ... gibi türlerden 8000 sözcüklük veri topladık. Bu verilerin ışığında, bu sözdizimsel kaymanın edimbilimsel ve işlevsel sonuçlarına baktık. Kaynakça Akaslan, T. 1999. Türkçede BİR Belirteni ile Kurulan Niteleme Öbeğine Sözcelemsel Bir Yaklaşım. XII. Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Mersin. Dik, S. C. 1989. The Theory of Functional Grammar. Dordrecht: Foris. Schroeder, C. 1999. The Turkish Nominal Phrase in Spoken Discourse. Wiesbaden: Harrassowitz. Uzun, E. 2004. Dilbilgisinin Temel Kavramları. Ankara: Kebikeç. Uzuntaş, A. 1998. Mass-und Mengenangaben im Deutschen und im Türkischen. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi. Yükseker, H. 2003. Bir ‘One’. Studies in Turkish Linguistics. İstanbul: Boğaziçi University Press. 11 Mayıs 2007 09.00-09.30 A Salonu 39 Özden Fidan & Ayşen Cem Değer Dokuz Eylül Üniversitesi [email protected] - [email protected] Dilbilim AlanındaTürkçe Yazılmış AraştırmaYazılarının Giriş Bölümlerindeki Göndermede Bulunma Örüntüleri Bilindiği gibi bilimsel metinler, öncelikle bilgi sunmayı amaçlayan metinler olmanın yanı sıra belli bir disipline özgü bilgi yapılandıran bilişsel ve toplumsal nitelikli ürünlerdir. Bir bilimsel metnin, ulaşmayı amaçladığı söylem topluluğu tarafından kabul görmesi, içerdiği terminoloji, göndermede bulunma, kaynak gösterme ve yeni bilgi sunma gibi araçlara bağlıdır. Herhangi bir bilimsel metinde sunulan bilgi ilgili disiplin içinde aynı konu üzerine yapılmış daha önceki çalışmalarla ilişkilendirilerek belli bir bağlamsal bilgi tabanında yeni olarak tanımlanabilir. Bu tür bir ilişkilendirme o alana özgü ‘yeni bilgi’nin yazar ve okuyucu ortaklığıyla yapılandırılmasını olanaklı kılmaktadır. Göndermede bulunma, edimsel olarak sözkonusu söylem topluluğunun türe yönelik beklentilerini karşılayarak yazarın bir anlamda bu topluluğa bağlılığının bir göstergesi olmakta, yazarın kendi çalışması için alanda yer açmakta, yazara güvenilirlik kazandırmakta ve sunulan yeni bilginin ikna ediciliğini sağlamaktadır (Gilbert, 1977; Dubois, 1988; Myers 1990; Hyland, 1999, 2000). Konuyla ilgili olarak alanyazınında göndermede bulunma, Metindilbilim ve Tür Çözümlemesi çerçevesinde çatı, zaman, kip, görünüş gibi sözdizimsel özelliklerinin, metin yüzey yapısında kodlanma biçimlerinin, kullanılan aktarma eylem türlerinin işlevleri ve sözbilimsel etkileri açısından çözümlenmektedir (Swales, 1990; Thompson & Ye, 1991; Thomas & Hawes, 1994; Hyland, 1999, 2000; Thompson, 2005). Bu çalışma, Türkçe yazılan Dilbilim araştırma yazılarının giriş bölümlerinde göndermede bulunma stratejilerini incelemekte ve aşağıdaki sorulara yanıt aramaktadır. 40 Türkçe dilbilim araştırma yazılarının giriş bölümlerinde göndermede bulunma edimi, 1. metin yüzey yapısında hangi dilsel araçlarla kodlanmaktadır? 2. dilbilim alanı içinde yer alan alt alanlar arasında bir ortaklık sergilemekte midir? 3. ne türden söylemsel işlevler yüklenmektedir? Bu amaç doğrultusunda, çalışmanın veritabanı, Dilbilim alanında üretilmiş toplam 40 araştırma yazısından oluşmaktadır. Bütünceyi oluşturan yazılar, Edimbilim, Toplumdilbilim, Dil Edinimi, İkinci Dil Edinimi ve Öğrenimi, Sözdizimi, Söylem/Metin Çözümlemesi ve Sesbilim alt alanlarından derlenmiştir. Yazılardaki göndermede bulunma edimleri Swales (1990)’daki bütünleşik ve bütünleşik olmayan göndermeler belirlemesi, Thompson (2005)’te ortaya konan gönderme kodlama araçları, ve Thomas ve Hawes, (1994)’te önerilen aktarım eylemleri sınıflandırması temel alınarak çözümlenecektir. Daha geniş kapsamlı bir araştırmanın ilk aşaması olan bu çalışmada bütüncedeki yazıların giriş bölümlerindeki göndermede bulunma edimlerine ilişkin bulgular sunulacaktır. Kaynakça Hyland, K. 1999. Academic Attribution: Citation and the Construction of Diciplinary Knowledge. Applied Lingistics 20 (3), 341-367. Hyland, K. 2000. Disciplinary Discourses: Social Interactions in Academic Writing. Harlow, England: Pearson Education. Swales, J. 1990. Genre Analysis. Cambridge: CUP Thomas, S. & Hawes, T. P. (1994) Reporting Verbs in Medical Journal Articles. English for Specific Purposes, 13 (2), 129-148. Thompson, P. 2005. Aspects of Identification and Position in Intertextual Reference in Ph.D. Theses. Tognini-Bonelli, E. (Haz.), Strategies in Academic Discourse, (31-50). Amsterdam: John Benjamins. 11 Mayıs 2007 10.00-10.30 B Salonu 41 Hürriyet Gökdayı Mersin Üniversitesi [email protected] _____________________________________________________ Yabancı Dillerin Günümüz Türkiye Türkçesinde Sözcük Dizilişine Etkisi Türkiye Türkçesinin 20. yüzyılda geçirdiği dil planlaması süreciyle, Arapça ve Farsça diziliş kuralları büyük ölçüde kullanılmaz olmuştur. Ancak Türkiye Türkçesi, bu sefer de, Batı dillerinden (çoğunlukla önce Fransızcadan, ardından İngilizceden) daha çok etkilenmiş, bu etki yazım, ses, biçim, söz varlığının yanında sözdizimsel olarak da kendisini göstermiştir. Özellikle bazı ad ve sıfat tamlamalarının oluşumunda, yabancı dillerin etkisi açıkça görülebilmektedir. Bunlardan bazı sıfat tamlamalarını oluşturan sözcüklerin yerleri değiştirilmekte ve öylece kullanılmaktadır. Sözgelimi, “1. Bölüm” yerine “Bölüm 1,” “A Salonu” yerine “Salon A,” “1. Kanal” yerine “Kanal 1,” “5. Radyo” yerine “Radyo 5,” gibi sözcük öbekleriyle karşılaşılmaktadır. Bunun yanında, bazı ad tamlamalarında da benzer bir durum söz konusudur. Belirgin olarak bazı işyeri, kurum, kuruluş adlarının yazımında görülen bir eğilimden söz edilebilir. Bu eğilim nedeniyle, ad tamlamalarında iki sözcük arasındaki ilgiyi gösteren ve onların bir öbek oluşturmasını sağlayan iyelik ekinin düşürüldüğü ve tamlanan ile tamlayanın yer değiştirdiği görülmektedir. Sözgelimi, “MNG Bankası” yerine “MNG Bank,” “Anadolu Bankası” yerine “Anadolu Bank,” “Asya Bankası” yerine “Bank Asya,” “Borusan Holdingi” yerine “Borusan Holding,” “Metropol Radyosu” yerine “Radyo Metropol,” “Türk Kanalı” yerine “KanalTürk,” “Başkent Akademik Orkestrası” yerine “Orkestra Akademik Başkent,” “Ankara Gazetesi” yerine “Gazete Ankara” gibi sözcük öbekleri karşımıza çıkmaktadır. Türkçenin dilbilgisel/sözdizimsel kurallarına aykırı olan bu öbeklerin oluşumunda, yabancı dillerin özellikle de İngilizcenin etkisinden söz edilebilir. Bu etkinin betimlenebilmesi için, dil etkileşimi göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, bu tür yapıların kalıcı bir dil değişimine yol açıp açmayacağı da sorgulanmalıdır. Bildiride, günümüz Türkiye 42 Türkçesinde kullanılan ve Türkçe kurallarla açıklanamayan bu tür sözcük öbekleri, Johanson’un (2001) Türk dillerinden hareketle geliştirdiği “kod kopyalama” kuramı ile çözümlenmeye çalışılacaktır. Veri olarak, internet arama motorlarının taranmasıyla elde edilen ve yukarıdaki örneklere benzeyen sözcük öbekleri kullanılacaktır. Bildiriyle, bazı öbeklerde görülen sözcük dizilişi değişiminin açıklanması umulmaktadır. Kaynakça Demir, N. 2006. Popüler Dil Tartışmalarına Dil İlişkileri Açısından Bakış. http://turkoloji.cu.edu.tr/DILBILIM. Ergin, M. 1989. Türk Dil Bilgisi. İstanbul: Bayrak. Johanson, L. 2000. Structural Factors in Turkic Language Contacts. London: Curzon. 10 Mayıs 2007 15.00-15.30 C Salonu 43 Mine Güven Doğu Akdeniz Üniversitesi [email protected] Türkçe’de Çevrik Yapıların Görünüş Özellikleri Bu çalışmanın amacı Türkçe’de –mIş, -AcAK, -(I)yor ve –Ar/Ir eklerinden birini taşıyan bir eylem gövdesinden sonra bir ya da iki zaman/görünüş/kiplik eki taşıyan ol- yardımcı eyleminden oluşan çevrik yapıları (periphrastic structures) Smith (1997)’nin iki bileşenli görünüş kuramı çerçevesinde incelemektir. Bu çevrik yapıların ortak anlamsal özelliklerinin durum değişikliği kavramının ifadesi olduğu gösterilmeye çalışılacaktır. Örneğin (1)’deki tamamlama hal türü – mIş ol- yapısıyla gerçekleşmiş bir durum değişikliği sonrasında sonuçlanan bir durumu ifade etmektedir. Öte yandan (2)’deki edim –(I)yor ol- yapısıyla konuşma anına göre gelecekte yer alacak bir olayın herhangi bir durum değişikliği göstermeden devam edeceği ifade edilmektedir. Aynı –AcAK ol- yapısını içerseler de (3a)’daki durumda bir değişiklik gerçekleşmemiştir; oysa (3b)’de olumsuz sonuçlanan bir durum değişikliği gerçekleşmiştir. (4a-b)’de –Ar/Ir ol- yapısıyla gerçekleşmiş bir durum değişikliği ifade edilmektedir. Ancak (4a)’daki olumlu erişmede başlamalı (ingressive) görünüş, (4b)’deki olumsuz edimde ise bitirmeli (egressive) görünüş anlamı çıkmaktadır. (1) (2) (3) (4) Böylece havuz-u doldur-muş ol-uyor-du. Yarın havuz-da yüz-üyor ol-acak-mış. a. Bir kızı beğen-ecek ol-ur; o da sözlü çıkar. b. Bir kızı beğen-ecek ol-ur; ama kısa sürede ayrılırlar. a. Şansına güvenmeye başlayınca her ay bir piyango bileti al-ır ol-muş. b. Rejime girince evde yemek yap-ma-z ol-du. Dik (1989) başlamalı ve bitirmeli görünüşleri aşamalı görünüş (phasal aspect) olarak değerlendirir. Ancak bu görünüşlerde, 44 kendileriyle aynı sınıfta yer alan (örneğin yakın gelecek görünüşü) diğer görünüşlerden farklı olarak, olayın zaman çizgisiyle doğrudan ilişkilendirildiği söylenemez. Sonuç olarak, durum değişikliği, başlamalı ve bitirmeli görünüş olarak adlandırılan kavramların, hal türü ve bakış açısı ulamlarının alt ulamları olmaktan ziyade, hem hal türü hem de bakış açısı ulamlarından özellikler taşıyan bağımsız, ara bir ulama dahil oldukları savunulacaktır. Kaynakça Dik, S. 1989. The Theory of Functional Grammar: The Structure of the Clause. Dordrecht: Foris Publications. Smith, C. 1997. Parameter of Aspect. Dordrecht: Kluwer. 10 Mayıs 2007 11.30-12.00 A Salonu 45 Belma Haznedar Boğaziçi Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ İkidillilikte Dillerarası Etkileşim Son yıllarda ikidillilik alanında yapılan çalışmalarda, genellikle dillerarası etkileşim süreçlerinin incelendiği görülmektedir. Hulk ve Müller’in (2000) dillerarası etkileşim kuramına göre, ikidillilikte etkileşim özellikle, sözdizimi ile edimbilimsel (syntax-pragmatics) arabirimde ortaya çıkmaktadır. Buna göre, dillerarası etkileşim (i) dil yapısı ve edimbilim süreçlerini içermeli ve (ii) her iki dilde de sözkonusu arabirimde örtüşme olmalıdır. Bu çalışmanın amacı, bu varsayımı, anadili Türkçe ve İngilizce olan ikidilli bir çocuktan elde edilen verilerle sınamaktır. Bu çerçevede, Türkçe ve İngilizce’yi aynı anda edinen bir çocuğun (A-J) Türkçe’sindeki özne kullanımı, anadili Türkçe olan tekdilli bir çocukla karşılaştırılmıştır. Uzun süreli veri toplama yöntemiyle elde edilen veri analizinde, her iki çocuğun kullandığı ve düşürdüğü özneler ve çeşitleri incelenmiş olup, ikidillilik ve tekdillilikte görülen farklar belirlenmiştir. Anadili Türkçe olan tekdilli çocuk %33 oranında özne kullanırken, ikidilli (Türkçe-İngilizce) çocuğun %60 oranında özne kullandığı görülmüştür. Aşağıdaki örnekte de görüleceği üzere, ikidilli çocuğun kullanmaması gereken yerlerde bile, özne kullandığı görülmüştür. (i) Araştırmacı: Dün ben gittikten sonra, bahçede Gözde’yle oynadın mı? A-J: ben oyna-dı-m (24 Mayıs 2005) İkidilli çocuğun yukarıdaki örnekte kullandığı özne ‘ben’, İngilizce’nin Türkçe üzerindeki etkilerini göstermektedir. Bu bulgular, son yıllarda farklı dil bileşenleri ile yapılan ikidillilik çalışmaları ile uyum göstermektedir. (bkz. Paradis & Navarro, 2003). 46 Kaynakça Hulk, A. & Müller, N. 2000. Bilingual First Language Acquisition at the Interface between Syntax and Pragmatics. Bilingualism: Language and Cognition 3, 227–244. Paradis, J. & Navarro, S. 2003. Subject Realization and Crosslinguistic Interference in the Bilingual Acquisition of Spanish and English. Journal of Child Language 30, 1–23. Serratrice, L., Sorace, A. & Paoli, S. 2004. Crosslinguistic Influence at the SyntaxPragmatic Interface: Subjects and Objects in English-Italian Bilingual and Monolingual Acquisition. Bilingualism: Language and Cognition 7, 183205. 11 Mayıs 2007 14.00-14.30 B Salonu 47 Kamil İşeri Niğde Üniversitesi [email protected] Türkçe Ders Kitaplarında (6. Sınıf) Yer Alan Metinlerin Türlerini Temsil Yeterliliği Bu çalışmada yeni programa göre hazırlanmış 6. sınıf Türkçe ders kitabında yer alan metinlerin türlerini temsil yeterlilikleri metindilbilimsel açıdan ele alınacaktır. İncelemeye konu olan ders kitabında 6 tema ve bu temalara bağlı olarak 18 metin (her tema için 3 metin) yer almaktadır. Milli Eğitimin temel ilkeleri ve genel amaçları doğrultusunda hazırlanan ders kitapları bireyin dil gelişiminde önemli bir kaynak ve kılavuz olma niteliği taşımaktadır. Bu nedenle ders kitaplarına alınan metinlerin özenle ve amaca yönelik olarak seçilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken de metindilbilim alanında belirtilen ölçütlerin temel alınmasını zorunlu kılmaktadır. Bu belirlemelere göre ders kitaplarındaki metinlerin türleri sınıflandırılarak Türkçe programında belirlenen, “bireyde tür bilincinin oluşmasına kaynaklık, örneklik” edip etmedikleri saptanmaya çalışılacaktır. Bu çalışmada 6. Sınıf Türkçe Ders kitabına seçilen metinler veri tabanını oluşturmaktadır. Çalışmada Douglas Biber (1989) ve Jean - Michel Adam’ın (1999) belirlemiş oldukları metin tipolojileri temel alınacaktır. Bu altyapı doğrultusunda metinler değerlendirilecektir. Metin türlerinin temsil yeterliliklerindeki sorunlar tür ile ilgili edinimlerin gerçekleştirilmesini engellemektedir. Başka deyişle tür kavramının yanlış ya da eksik algılanmasına yol açmaktadır. Bu nedenle ders kitaplarında yer alacak metinlerin metindilbilim alanında belirlenmiş ölçütler temel alınarak seçilmesi ve eğitim öğretim ortamlarına taşınması gerekmektedir. Ders kitapları hazırlanırken dilbilimsel bakış açısının olmaması bu sorunların devam etmesine neden olmaktadır. Ders kitaplarına seçilen metinlerin türlerini temsil yeterliliklerinin yeterli düzeyde, tür dağılımının eşit ve bireyde tür 48 bilincinin oluşmasına örneklik edecek düzeyde olup olmadığı bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Kaynakça Adam, J. M. 1999. Linguistique Textuelle: Des Genres de Discours aux Textes. Paris: Nathan. Beaugrande, D. 1981. Introduction to Text Linguistics. London: Longman. Beaugrande, D. 1984. Text Production. Ablex Publishing Corporation. Biber, D. 1989 Typology of English Texts. Linguistics. 27, 3-43. Brown, G. & Yule, G. 1983. Discourse Analysis. Cambridge: Cambridge University Press. Dijk, T. V. & Kintsch, W. 1983. Strategies of Discourse Comprehension. London: Academic Press. Günay, D. 2003. Metin Bilgisi. İstanbul: Multilingual. Filliettaz, L. 2001. Les Types de Discours. Circle de Linguistique Appliquée a la Communication 8, 1576–4737. http//www.ucm.es/info/circulo/no8/filliettaz. htm. Keçik, İ. ve Uzun, L. 2004. Türkçe Sözlü ve Yazılı Anlatım. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları. Özdemir, E. 1994. Yazınsal Türler. Ankara: Ümit Yayıncılık. 11 Mayıs 2007 09.30-10.00 C Salonu 49 Selçuk İşsever Ankara Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Nesne Kaydırımı ve Türkçe Germen dillerinin en belirgin özelliklerinden biri, sözlüksel birimlerin, kimi dilbilgisel etkenlere bağlı olarak, üretildikleri konumlardan taşınma zorunluluğunda olmasıdır. Aşağıda vurgusuz belirli adıllar bağlamında bu durum örneklenmektedir: (1) (2) a. b. a. Nemandinn las hana Studenten læste den öğrenci.BEL okuonu ‘Öğrenci onu okumadı’ *Gestern las er sie dün oku- o onları ‘Dün o onları okumadı’ ekki ikke OLM. (*hana). (*den). (İzlandaca) (Danca) (Thráinsson, 2001) nicht OLM. (*sie). (Almanca) (Thráinsson, 2001) Örneklerde görülen benzerliklerine karşın, bu dillerde, taşınabilen birimlerin sözdizimsel ulamı (AÖ, İÖ, SÖ vb.), eylemin sözdizimsel konumu, taşımanın yapılabildiği sözdizimsel konum ve ayrıca Durum-yükleme, biçimbilimsel/soyut Durum gibi farklı Durum türleri, taşınan birimlerin belirlilik/özgüllük ile ilgili anlamsal özellikleri gibi değişik dilbilgisel etkenlere dayalı farklılıklar gözlenmektedir (Thráinsson, 2001). Bu farklılıklar nedeniyle, İskandinav dillerindeki taşıma türü nesne kaydırımı (object shift), görece daha özgür özellikler sergileyen Almanca/Hollandacadaki taşıma türü ise çalkalama (scrambling) olarak adlandırılmaktadır. Erguvanlı (1984)’ten alınan aşağıdaki örnekler, benzeri bir olgunun Türkçede de bulunduğunu göstermektedir (ayrıca bkz. Tosun (1999) ve Öztürk (2004)): (3) a. Ali bu kitabı hızlı (*bu kitabı) okuyor. b. Ali (*kitap) hızlı kitap okuyor. Alanyazındaki genel görüşe göre, Türkçede Durum-yükleme aynı zamanda özgüllük ve gönderimselliği de imlemekte ve yalnızca [+özgül]/[+gönderimsel] AÖ’ler taşınabilmektedir (ör. Tosun (1999), 50 Öztürk (2004)). Buna karşın, Kornfilt (2003) Türkçede özgül olmasa da Durum-yüklü tüm öbeklerin çalkalanabileceğini ileri sürmektedir. Ancak, açık Durum-yüklü olmayan [-özgül]/[-gönderimsel] AÖ’lerin uygun söylem bağlamlarında taşınabileceğini gösteren aşağıdaki örnekler, gerek Durum-yükleme gerekse özgüllük/gönderimsellik koşullarının fazla katı olduğunu sezdirmektedir: (4) A:Sen tatilde herhalde çok kitap okumuşsundur. B.Kitapi hiç ti okumadım. (Ama bol bol gezdim.) (5) A:Oğlum yemeğini yesene. B:Yemeki daha demin ti yedim. Dolayısıyla, (3) a-b örneklerinde görüldüğü gibi Durum ve özgüllük/gönderimsellik Türkçenin sözcük dizilişi ile genel olarak etkileşim içindeyse de, (4)-(5) örnekleri, Türkçede ilgili taşıma olgusunun alanyazında ele alındığından daha karmaşık olduğunu sezdirmekte ve Türkçenin nesne kaydırımı/çalkalama özelliklerinin neler olduğu ve nasıl açıklanması gerektiği sorusunu gündeme getirmektedir. Bu doğrultuda, bu çalışma, nesne kaydırımı/çalkalamanın açıkça gözlendiği diğer dillerle Türkçenin ilgili özelliklerini karşılaştırarak Türkçede söz konusu taşımaların niteliklerini betimlemeyi ve (3) a-b örnekleriyle (4)-(5) örnekleri arasındaki karşıtlığın nedenlerini bu bağlamda ele almayı amaçlamaktadır. Kaynakça Erguvanlı, E. 1984. The Function of Word Order in Turkish Grammar. Berkeley: California Üniversitesi Yayınları. Kornfilt, J. 2003. Scrambling, Subscrambling, and Case in Turkish. Karimi, S. (Haz.), Word Order and Scrambling, (125-155). Oxford/Berlin: Blackwell Publishers. Öztürk, B. 2004. Case, Referentiality, and Phrase Structure. Doktora Tezi, Harvard Üniversitesi. Thráinsson, H. 2001. Object shift and scrambling. Baltin, M. & Collins, C. (Haz.), The Handbook of Contemporary Syntactic Theory. Berlin: Blackwell. Tosun, G. 1999. Specificity and Subject-Object Positions/Scope Interactions in Turkish. First Manchester Conference on Turkic Languages toplantısında sunulan bildiri. 10 Mayıs 2007 14.30-15.00 A Salonu 51 Ferhat Karabulut Celal Bayar Üniversitesi [email protected] Dilde İkonlaşma Bu çalışmada, Peirce and Saussure tarafından eş zamanlı olarak geliştirilen ve iletişimi göstergelerden oluşmuş bir aktarım olarak gören Semiotik biliminin ışığında dilde ikonlaşma ele alınacaktır. Peirce, işaretleri (sign) üçlü sisteme (icon-index-symbol) dayalı ele alırken, Saussure işareti iki terim arasındaki yapısal ilişki gibi görmüş ve işaretin ikili (signifier-signified) yönüne dikkat çekmiştir. Görsel gösterge olarak kabul edilen ikon (görsel gösterge), zamanla dil içi bir oluşuma da aktarılmıştır. Gerçekte Peirce, ikincil işaret sistemini oluşturan icon (görsel gösterge), index (belirti) ve symbol (sembol/simge) arasındaki ayırıma olduğu kadar, benzerliğe de dikkat çekmiştir. Resim, grafik, portre gibi görsel göstergeler, benzerlik yönünden gösterdikleri varlığı doğrudan işaretleseler de tam olarak varlığın kendisini karşılamazlar. Benzer şekilde, dilsel göstergeler her ne kadar resim tipi benzerlik ilşkisi ile gösterdikleri varlığı birebir işaretlemeseler de kullanım yerlerine ve biçimlerine göre görsel göstergeye dönüşebilmektedirler. Bugün özellikle bilgisayar ve reklam dilinde ikonlaşmadan büyük ölçüde faydalanılmaktadır. Örneğin Coca Cola ve Pepsi gibi hem dilsel hem de görsel göstergeler iletişim unsuru olarak kullanılmaktadırlar. Coca Cola yazısı hem bir dil işaretleyeni hem de bir ikonlaşmadır. Dilde, cümle yapılarında önceliklilik ikonlaşmayı öngörür. Örneğin Ben dün geldim ile Dün ben geldim cümleleri tam olarak aynı işaretlemeyi yapmazlar. Başka bir ikonlaşma ise sıralılıktan doğar. Geldim, gördüm, yendim cümlesinde böyle bir ikonlaşma söz konusudur, çünkü gelme işi en önce, görme işi sonra, yenme işi ise en son gerçekleşmiştir. Bir diğer dil ikonu örneği de tekrarlarla oluşur. Örneğin Seni seviyorum ile Seni çok çooook seviyorum aynı görselliği ve anlamı ifade etmez. 52 Kaynakça Johanson, J. D.1988. The Distinction between Icon, Index, Symbol in the Study of Literature. Semiotic Theory and Practice. Berlin. Walter de Gruyter. Johanson, J. D. 2002. Sign in Use: An Introduction to Semiotics. New York: Routledge. Peirce, C. S. 1960. Collected Papers of Charles Sanders Peirce (İlk baskı 1931-58) ( I , II). Cambridge: Harvard University Press. Rıfat, M. 2005. XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları: 1. Tarihçe ve Eleştirel Düşünceler. Istanbul: YKY. Rıfat, M. 2005. XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları: 2. Temel Metinler. Istanbul: YKY. Saussure, F. 1997. Course in General Linguistics. Open Court Classics: Chicago. 10 Mayıs 2007 10.00-10.30 C Salonu 53 Ayşe Banu Karadağ Yıldız Teknik Üniversitesi [email protected] Disiplinler Arasılık ve Çeviribilim: Disiplinler Arası Yaklaşımların Çeviri Eğitimine Olası Yansımaları Bu bildirinin amacı, farklı kuramsal görüşler çerçevesinde çeviri eğitimine ilişkin nasıl bir yaklaşım benimsenmesinin daha yararlı olabileceğini sorgulamaktır. Benimsenen amaç doğrultusunda öncelikle çeviri eğitiminde saptanan temel sorunlara değinilecek, daha sonra da bu sorunlara ne tür çözümler getirildiği açıklanacaktır. Bildirinin veritabanı olarak, Yıldız Teknik Üniversitesi Fransızca Mütercim-Tercümanlık Anabilim Dalı ve Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Eğitimi Anabilim Dalı öğrencilerinin çeviri derslerinde sergiledikleri çeviri yaklaşımları kullanılacaktır. Belirtilen bu amaç ve kapsam doğrultusunda, çeviri eğitimine ilişkin kuramsal görüşleriyle tanınan Hans Hönig’in küçük-ölçekli ve büyük-ölçekli çeviri güdümleri ve aktarım/çeviri edinci kavramlarına değinilecektir. Hönig, çeviri eğitimine nereden başlanılması konusunda dilbilimsel ve çeviribilimsel temellere ilişkin bilgilendirici bir girişin gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu vurgu noktasını belirttikten sonra ise, çeviri eğitiminde kuram temelli bir yaklaşımın zorunlu olduğunun altını çizmektedir. Çeviri derslerinde kuram-temelli bir yaklaşımın benimsenmesi ve çeviri eğitimi için bu tür yaklaşımlardan hareketle yöntem oluşturulması çerçevesinde Hans. J. Vermeer’in “skopos kuramı”na değinilecektir. Öğrencilerin çeviriye ilişkin özgüven eksikliklerini gidermek amacıyla, sınıf ortamında Vermeer’in skopos kuramında ön plana çıkan “skopos”, “çeviri işi”, “çevirmen” (“uzman”) ve “işveren” kavramları temel alınarak yapılan çeviri uygulamalarından örnekler sunulacaktır. Bildirinin sonunda ise, çeviri eğitiminde uygulanan farklı çeviri yöntemlerinin olası yararları ve zararları tartışılacak ve disiplinlerarasılığa önem veren, kuram-temelli çeviri 54 yaklaşımlarından öğrencilerin nasıl yararlanabileceği açıklanmaya çalışılacaktır. Kaynakça Bassnett-McGuire, S. 1980. Translation Studies. Londra: Methuen. Bengi-Öner, I. 1999. Çeviribilimde ‘Bütünleyici Bir Yaklaşım’ Üzerine Eleştirel Görüşler ve Öneriler. Varlık 1018, 18-25. Bengi-Öner, I. 1999. Çeviri Bir Süreçtir… Ya Çeviribilim. İstanbul: Sel Yayıncılık. Bengi-Öner, I. 2001. Çeviribilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Sel Yayıncılık. Catford, J. C. 1965. A Linguistic Theory of Translation. Oxford:Oxford University Press. Ece, A. 1998. From ‘Theory to Practice’ to ‘Theory in Practice’. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Boğaziçi Üniversitesi: İstanbul. Hermans, T. 1985. Translation Studies and a New Paradigm. Hermans, T. (Haz.), The Manipulation of Literature. (7-15). Londra: Croom Helmes. Holmes, J. S. 1972. The Name and Nature of Translation Studies, Translated Papers on Literary Translation and Translation Studies, (66-88). Amsterdam: Rodopi. Vermeer, H. J. 1989. Scopos and Commission in Translational Action. Chesterman, A. (Haz.), Readings in Translation Theory, (173-200). Oy Finn Lectura Ab. 11 Mayıs 2007 14.30-15.00 B Salonu 55 Muhsin Karaş Abant İzzet Baysal Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Dünyadaki Dil Politikaları Işığında Türk Dili ve Ulusal Kimlik Sorunu 1900 ile 1937 yılları arasında ortaya çıkan ulusal dillerin sayısı bir önceki bin yılda ortaya çıkanlarla neredeyse eşittir. 1989’da Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortaya çıkan ulusal dil sayısı da II. Dünya Savaşından sonraki barış döneminde oluşan ilk ciddi gelişmedir. Sözgelimi dağılan Yugoslavya altı cumhuriyet, beş farklı ulus, dört ayrı dil, üç din, iki alfabe ve bir tek lider Tito’yu barındıran federal yapıda bir devletti. Bu örneğin yanında en küçük bir dilsel çatışmayı kendi toplumsal düzenine bir tehdit gibi algılayan Fransa gibi bir devlet bulunduğu gibi; Almanca, Fransızca ve İtalyanca ile birlikte nüfusunun ancak %1’nin konuştuğu Romans dilini onların düzeyine çıkarmak için gerekli siyasi ve kültürel cömertliği gösteren bir İsviçre örneği de vardır. Dil bir kültürün barınağı, hem de onun iletişim aygıtıdır. Dil duygu ve düşünceleri yaymak için kullanıldığı gibi, onun diğer temel işlevi fikirlerin biçimlenmesinde oynadığı roldür. Dilsel olarak bölünmüş toplumlarda dil, hem kültürel sınırların, hem de toplumsal katmanlaşmanın belirleyicisidir. Dünyada var olan devletlerin yüzde dörtten daha azı ulus devlet olup, ulusla devlet arasında ortak bir sınır vardır. Bu ulus devletlerin hemen hepsi için geçerli olan ortak payda başarılı bir yönetim tarzının dil grupları arasındaki potansiyel ayrılmaları barışçıl tarzda kontrol altına alabilmesidir. Bu sunuda, Türkiye Cumhuriyeti gerçeği, dünyanın farklı bölgelerinde yer alan farklı ülkelerdeki izlenen devlet politikaları çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu ülkeler şunlardır: içinde İsveç dilini konuşan azınlığı barındıran Finlandiya; çok dilliliğin diyarı olan A.B.D.; iki dilli politikalarla iki dilli eğitimin en iyi örneklerini veren Kanada; dil ayrışma hareketlerinin en sık görüldüğü Belçika; bölgesel etnik ve dil farklılıkları nedeniyle sorunlar yaşayan İspanya; devlet dil politikaları ile örnek gösterilen Fransa; çok geniş bir 56 coğrafyada konuşulan Arapça ve bu dile özgü kimlik sorunu; çok farklı etnik topluluklardan oluşan Malezya; bu anlamda sert politikalar güttüğü bilinen Çin Halk Cumhuriyeti. Kaynakça Beer, W. R. & Jacob J. E. 1985. Language Policy and National Unity. Rowman & Allanheld. Stewart, W. E. 1970. Sociolinguistic Typology for Describing National Multilingualism. Fishman, J. (Haz.), Readings in the Sociology of Language, (531-329). The Hague: Mouton. 10 Mayıs 2007 09.30-10.00 B Salonu 57 Nalan Kızıltan, Eda Özçelik, Taner Tunç Ondokuz Mayıs Üniversitesi [email protected] ___________________________________________________ Çocukların Yazınsal Metinlerde Kullanılan Sözcelerdeki Göndergeleri Kavrama Edinci Konuşan dinleyene, yazar okura dil işlevleriyle ileti gönderir. Yazınsal metinlerdeki göndergelerin doğru olarak algılanması yazar ya da konuşanın vermek istediği iletidir. Gönderge, bir dilsel göstergenin gösterdiği dildışı gerçeklikte yer alan varlık ya da nesnedir. Sorun: Çocuk okurların kavrama edinci çocuk yazınında kullanılan göndergelerin tam olarak anlaşılmasına yetmeyebilir. Göndergeler tam olarak anlaşılmadığında metinler çocuklar için anlaşılabilir girdi özelliğini yitirebilirler. Araştırmanın Amacı: 1. Çocuk okurların yazınsal metinlerde kullanılan göndergeleri algılama yeteneğini saptama, 2. yazınsal metinleri çocuk okurlar için göndergeler yardımıyla anlaşılabilir kılma, 3. çocuklara yönelik yazanların metinlerde kullandıkları göndergeleri anlaşılabilir kullanmaları için farkındalık yaratmaktır. Araştırma Soruları: 1. Çocukların kavrama edinci yazınsal metinlerdeki göndergeleri anlamaları için yeterli midir? 2. Göndergelerin işlevi çocukların yazınsal metinleri anlamaları için önemli midir? 3. Çocukların algılama edinci yazınsal metinlerde kullanılan gösterge türlerine göre farklılık gösterir mi? 4. Çocukların, yazınsal metinlerde kullanılan göstergelerle 58 ilişkili farkındalık düzeyleri nedir? Sınırlılıklar: Bu çalışma, farklı dönemlerde üç farklı yazar tarafından çocuk yazınına kazandırılan öykülerde kullanılan sözcelerdeki göndergeler ile sınırlıdır. Yöntem: Rastlantısal olarak seçilen öyküler, birinci öğretim, ikinci basamakta okuyan çocuklara verilecek; metinlerde geçen göstergelerle ilgili sormacalar ile çocukların algılama edinçleri saptanmaya çalışılacaktır. Verilerin Toplanması ve Değerlendirilmesi: Çocukların göndergelerle ilgili verdikleri yanıtlar toplanacak, SPSS istatistik programı ile değerlendirilecektir. Kaynakça Barthes, R. 1993. Göstergebilimsel Serüven. Rifat, M. (çev.). İstanbul: YKY. Guiraud, P. 1994. Göstergebilim. Yalçın, M. (çev.).Ankara: İmge Kitabevi. Hurford, J. R. & Heasley, B. 1996. Semantics: A Coursebook. Cambridge: CUP. Rifat, M. 1999. Dilbilim ve Göstergebilimin Çağdaş Kuramları. İstanbul: Düzlem. Rifat, M. 2002. Gösterge Eleştirisi. İstanbul Tavanarası Yay. 11 Mayıs 2007 09.00-09.30 C Salonu 59 Astrid Menz & Christoph Shroeder Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi [email protected] - [email protected] Türkçenin Yazımına Yeni Bir Yaklaşım: Sesbilimselliğin Mitinin Sorgulanması Türkçenin yazım sistemini ve uygulamasını incelediğimizde ilginç bir zıtlık karşımıza çıkıyor: Bir yandan, Türkçe yazımın tamamen sesbilimsel olduğu ve dolayısıyla okuma yazma edinimiyle yazım kurallarının öğrenilmesini kolaylaştırdığı öne sürülüyor. Öte yandan, her tür ortamda şaşırtıcı ölçüde çok sayıda yazım hatasına rastlıyor, ancak bu olgunun ikna edici bir açıklamasıyla karşılaşamıyoruz. Sözü edilen çelişkiye bilimsel çalışmalarda şimdiye kadar değinilmemesinin Türkçenin yazımının sesbilimsel olma mitinden kaynaklandığını düşünüyoruz. Aşağıdaki varsayımlardan yola çıkarak Türkçenin yazımına yeni bir yaklaşım önermek istiyoruz: - Sesbilimsellik okuma yazma edimini mutlak bir şekilde kolaylaştırmadığı gibi Türkçenin yazımı da yüzde yüz sesbilimsel değildir. - Yine de Türkçenin yazımı sistematik bir yazımdır. Fakat sistem, sesbilimsel olup olmayışında değil, ölçünlü dilin sistematik bir dilbilgisel yorumunu sunmasında yatar. - Türkçe okuma yazma öğretiminin önemli bir sorunu, yazımın sesbilimselliğine fazlasıyla güvenmesi ve dolayısıyla, yazımın (diğer) sistematik özelliklerini gözardı etmesidir. - Sesbilimsellik miti, okuma yazma öğrenen herkesin, ortak ölçünlü değişkeye sahip olduğu varsayımına dayanır. Bu varsayımlarımızı, - Türkçenin yazım prensiplerinin bir analizi, - Çeşitli yayınlanmış ve lise öğrencilerinden derlenmiş 60 metinlerden oluşan bir veri tabanı üzerinde yapılan bir hata tipolojisi, - Ders kitaplarında izlenen yazım öğretimi yöntemlerinin analizi ve - Yazım konusundaki popüler söylemin analizi yoluyla doğrulamaya çalışacağız. Kaynakça Bryant, P. & Nunes, T. 2004. Morphology and Spelling. Bryant, P. & Nunes, T. (Haz.), Handbook of Children’s Literacy, (91-118). Dordrecht: Kluwer. Durgunoğlu, A., Y. 2006. How Language Characteristics Influence Turkish Literacy Development. Malatesha, J. R. & Aaron, P.G. (Haz.), Handbook of Orthography and Literacy, ( 219-231). London: Erlbaum. Durgunoglu, A., & Oney, B. 1999. Cross-linguistic Comparison of Phonological Awareness and Word Recognition. Reading and Writing, 11, 281–299. Menz, A. 2006. Kılavuzlarda ve Kullanımda Türkçe İmla. Menz, A. & Schroeder, C. (Haz.) Türkiye’de Dil Tartışmaları, (41-71). İstanbul: Bilgi University Publications. Schroeder, C. baskıda. Orthography in German-Turkish Language Contact. Baider, F. (Haz.), Emprunts Linguistiques, Empreintes Culturelles. Métissage Orient-Occident ,(101-121). (Sémantiques) Paris: l’Harmattan. 10 Mayıs 2007 10.00-10.30 A Salonu 61 H. Mesut Meral Boğaziçi Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Boş Nesneler Sözdizimsel Değişken mi? Bu çalışmanın amacı Türkçe tümleç yan tümcelerindeki boş nesnelerin sözdizimsel ve anlambilimsel yapısını soruşturmaktır. Boş nesnelerin adıl olarak değil, bağlı değişken olarak işlendikleri savunulmakta ve bu bağlamda üç kanıt tartışılmaktadır: boş nesneler, (i) dağıtıcı okuma alabilir, (ii) eylem öbeği eksiltme yapılarında muğlak okuma alabilir, ve (iii) Bağlama Kuramı C Koşulu etkileri gösterir. Türkçe’de boş öznelerin işlenmesi için eylem üstünde kişi ekleri bulunur, ancak bu durum boş nesneler için söz konusu değildir (Kornfilt, 1984; Özsoy, 1988; Öztürk, 2006; Azaryad, 1990). (1)’de geçişli bir eylemin hem özne hem de nesne üyeleri düşmüş, sadece özne için uyum eki kullanılmıştır. Boş nesnelerin sözdizimsel değişken olmalarına ilk kanıt, bazı yapılarda ‘toplayıcı okuma’nın yanısıra ‘dağıtıcı okuma’ alabilmeleridir (2). İkinci kanıt, daha önce Huang (1984)’te söz edildiği gibi boş nesnelerin eylem öbeği eksiltme yapılarında muğlak okuma alabilmeleridir. (3)’teki boş nesne hem muğlak okuma hem de kesin okuma alabilir. Bu durum boş nesnelerin değişken olduğu iddiasına başka bir kanıt oluşturmaktadır ve Japonca’da da (Otani ve Whitman, 1991) gözlemlenmiştir. Boş nesnelerin değişken durumlarına üçüncü kanıt, C koşulu etkileri göstermeleridir. C koşuluna göre üye konumundaki bir öğe tarafından bağlanan bir değişken cümleyi dilbilgisi dışı yapar (4)-(5). (4)’te üye konumunda bulunan ara söz ‘salak’ daha aşağı bir konumdaki artık adılı, (5)’te ise boş nesneyi bağlar. Bu cümlelerin dilbilgisi dışı oluşu hem artık adılın hem de boş nesnenin sözdizimsel değişken olduğunu göstermektedir. Nitekim, (6)’daki benzer bir cümle sözdizimsel değişkeni üye konumundan bağlayan bir arasöz olmadığı için dilbilgisi içidir. Bu durum boş nesnelerin 62 aslında gizli artık adıl olduğunu ve ‘üye’ konumundaki bir boş işleyici tarafından işlendiğini göstermektedir. Sonuç olarak, üç farklı kanıtın da gösterdiği gibi tümleç yan tümcelerindeki boş nesneler aslında gizli artık adıllardır. (1) (Ben) (o-nu) döv-dü-m. (2) Hasan [bn] i azarla-yınca herkesi ağla-mağ-a başla-r. Çok kişili okuma (toplayıcı okuma):Evet Tek kişili okuma (dağıtıcı okuma): Evet (3) Alii kendinii teselli et-ti, Velii de [bn] i/j teselli et-ti. Muğlak okuma: Evet (tercih edilen), Kesin okuma: Evet (4) *[[salağ-ai] [öğretmen-inj söyle-diğ-imk] öğrencii kendisi-nii sınıfta bırak-tığ-ıj-nı] (5) *[[Salağai][ec] i yalnız bırak-ır-sa-m Ali’nin [eci] döv-eceğ-in-i] söyle-di-m. (6) [[ec] i yalnız bırak-ır-sa-m Ali’nin Ahmet’i döv-eceğ-in-i] söyledi-m. Kaynakça Azaryad. 1990. Empty Objects in Turkish. Ms. University of Telaviv. Huang, J. 1984. On the Distribution and Reference of Empty Pronouns. LI 15, 531574. Kornfilt, J. 1984. Case Marking, Agreement and Empty Categories in Turkish. Ph.D. Dissertation, Harvard University. Meral, H. M. 2006. Resumptive Pronouns in Turkish. Proceedings of International Conference on Turkish Linguistics , ICTL 2004. Dokuz Eylül University. Otani, K., & Whitman, J. 1991. V-raising and VP-ellipsis. LI 22, 345-358. Özsoy, A. S. 1988. Null Subject Parameter in Turkish. Boeschoten, H. & Verhoeven, L. (Haz.), Studies on Modern Turkish: Proceedings of 3rd Conference on Turkish Linguistics, (82-91). Tilburg: Tilburg University Press. Öztürk, B. 2005. Null Arguments and Case Driven Agree in Turkish. Ms. Boğaziçi University. 10 Mayıs 2007 15.00-15.30 A Salonu 63 Necdet Osam & Ali Sıdkı Ağazade Doğu Akdeniz Üniversitesi [email protected] - [email protected] _______________________________________________________ Kıbrıslı Türklerin Rumcaya Yönelik Tutumları Dilin işlevsel özelliğinden yola çıkarak, daha önce yapılmış olan bilimsel çalışmalarda Güney Kıbrıs’ta yaşayan Rumların Türkçeye yönelik tutumları çeşitli bağlamlarda ortaya konmuş olduğu bilinmektedir (Osam ve Ağazade, 2004a, 2004b ve 2005). Benzer bir şekilde, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin Rumcaya yönelik tutumlarının da bilimsel çalışmalarla ortaya konması büyük önem taşımaktadır. Bunun temelinde yatan neden ise, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası bağlamında her iki dilin de resmi dil olarak kabul edilmiş olmasıdır. Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin Rumcaya yönelik tutumlarının da bilimsel çalışmalarla ortaya konması, ileride yapılması olası karşılaştırma çalışmaların yolunu açacaktır. Bu çalışmanın amacı, bahse konu daha önceki çalışmalar için 5’li Etken Varimax (Five-factor Varimax analysis) çözümleme yöntemi ile sınanarak geliştirilen, geçerliliği ve güvenirliği kanıtlanmış, 5’li Likert dereceleme sistemli (5: Kesinlikle Katılıyorum, 4: Katılıyorum, 3: Kararsızım, 2: Katılmıyorum, 1: Kesinlikle Katılmıyorum), tutum ölçeği nitelikli İngilizce sormacanın Türkçe biçiminin uygulanmasından elde edilen yanıt verilerinin, SPSS 11.0.0 sayısal işlemleme paket programı (SPSS Inch., 2001) yardımıyla, sayısal işlemlemelerden geçirerek, Kıbrıslı Türklerin Rumcaya yönelik tutumlarını saptamaktır. Daha önceki çalışmaların katılımcıları Güney Kıbrıs’taki yüksek öğretim kurumlarında öğrenim gören Kıbrıslı Rum öğrenciler olduğundan, eski ve yeni çalışmalar arasında örneklem bakımından uyum sağlamak açısından, bu çalışmanın örneklemini Kuzey Kıbrıs’taki yüksek öğretim kurumlarında öğrenim gören Kıbrıslı Türk öğrencilerden seçilerek oluşturulmuştur. Çalışmada, tutum ölçeğinden elde edilen sayısal bulgu ve yorumlara ek olarak, tutum ölçeğinin altölçekleri olan sosyal psikoloji, araçsal güdü, kökensel kimlik, araçsal ve birleşimci güdü 64 ile araçsal güdü ve Rumcaya yönelik tutum boyutlarından oluşan toplam 5 altölçekten elde edilen sayısal bulgu ve yorumlara da yer verilmektedir. Bu çalışmanın sonuçlarının, daha önceki çalışmaların sonuçları ile ileride yapılması olası karşılaştırma çalışmalarına sağlam bir zemin hazırlayarak, uygulamalı dilbilimin dile yönelik tutum literatürüne çok değerli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Kaynakça Osam, N. & Ağazade, A. S. 2004a. How Successful Will the Teaching of Turkish in the Republic of Cyprus Be: The Attitudes of Greek Cypriots. Abstracts of the III. Mercator International Symposium on Linguistic Diversity and Education: Challenges and Opportunities. 25-27 November 2004, Fryske Akademy, the Netherlands. Osam, N. & Ağazade, A. S. 2004b. The Status of Turkish in the Republic of Cyprus and the Attitudes of Greek Cypriots Towards Turkish Language Learning. Turkic Languages 8 (2), 271-288. Osam, N., & Ağazade, A. S. 2005. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Bağlamında Türkçenin Kıbrıs’taki Konumu ve Kıbrıslı Rumların Türkçeye Yönelik Tutumları. XIX. Ulusal Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Şanlıurfa: Elif Matbaası. SPSS Inc. 2001. SPSS 11.0.0 For Windows. Chicago: Statistical Package for Social Sciences. 10 Mayıs 2007 10.00-10.30 B Salonu 65 Eser Ördem Münih Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Türkiye Türkçe’sinde Zaman ve Vakit Sözcükleri Üzerine Anlambilimsel Bir Çalışma: Bilişsel Dilbilimsel Bir Yaklaşım Bu çalışma, Türkiye Türkçesinde zaman ve vakit sözcüklerini sistematik bir şekilde bilişsel dilbilimsel teorisinin anlambilimsel boyutu ile incelemeyi hedeflemektedir. Sözcük olarak zaman anlamı ve zaman metaforları, bilişsel dilbilimde son yıllarda epeyce farklı dillerden de çalışmalarla (Grady, 1997; Lakoff & Johnson, 1999; Moore, 2000; Nunez & Rafael, 2006) ortaya kondu. Türkçede zamanı belirten birkaç sözcük olmasına rağmen bu çalışmada Arapçadan alınıp Türkiye Türkçe’sinde kullanılan sadece zaman ve vakit sözcükleri incelenecektir. Türkçe, İngilizceden farklı olarak zamanı dile getirmek için iki farklı sözcük kullanmaktadır ve bunlar Türkçede gündelik yaşamda devamlı birbirinin yerine kullanılıyor gibi görünse de Evans (2004)’ın zaman sözcüğünü 8 farklı anlamda anlambilimsel sınıflandırması temel alınarak bu çalışmada zaman ve vakit sözcüklerinin benzer olduğu kadar, farklı anlamlarda da kullanıldığı gösterilmiştir. Çalışma göstermiştir ki, vakit ve zaman sözcüklerindeki temel ayrım anlambilimsel olarak süreç ve matris anlamlarında ortaya çıkmaktadır. Vakit, anları da içinde barındıran ve zamanı sistematik olarak bölen bölümlerden oluşurken, zaman vakitten farklı olarak daha kapsayıcı özelliğiyle matris anlamında vakit sözcüğünden ayrılır. Diğer bir deyişle vakit sözcüğü bölümlenmiş bir zaman dilimini dile getirirken, zaman sözcüğü bu anlamda bölümlenmiş bir zaman birimini dile getirmemektedir. Zaman sözcüğü matris olarak kullanılırken, vakit sözcüğü daha çok süreç anlamında kullanılmaktadır. 66 Kaynakça Evans, V. 2004. Structure of Time: Language, Meaning and Temporal Cognition. Amsterdam: John Benjamins Publishing Company. Grady, J. 1997. Foundations of Meaning: Primary Metaphors and Primary Scenes. Doctoral Dissertation, UC. Berkeley. Lakoff, G. & Johnson, M. 1999. Philosophy in The Flesh: The Embodied Mind And Its Challenge to Western Thought. New York: Basic Books. Moore, K. E. 2000. Spatial Experience and Temporal Metaphors in Wolof: Point of View, Conceptual Mapping and Linguistic Practice. Doctoral Dissertation, U.C. Berkeley Nunez, R.E. & Eve, S. 2006. With the Future Behind Them: Convergent Evidence from Aymara Language and Gesture in the Crosslinguistic Comparison of Spatial Construals of Time. Cognitive Science 30, 1-49. 10 Mayıs 2007 15.30-16.00 B Salonu 67 Emrah Özcan Yıldız Teknik Üniversitesi [email protected] Türkçe Öğrenici Sözlüğü Türkçe öğretiminde sözlüğün yeri yadsınamaz. Özellikle de yabancı dil öğretiminde sözlük, öğrenicinin en sık başvurduğu kaynaklardan biridir. Aksan (1997)’de sözlüğün önemini vurgulamış ve günümüzdeki çalışmalardan söz etmiştir. Ancak şu anda Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kullanılmak üzere hazırlanmış bir sözlük bulunmamaktadır. Günümüzde yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde kullanılan sözlükler, gerek TDK sözlüğü gerekse okul sözlükleri, gereksinimlere yanıt verememektedir. TDK sözlüğünün son basımındaki eksiklikler ve hatalar daha önceki kurultaylarda kimi araştırmacılar tarafından ele alınmış ve genel anlamda diğer araştırmacılar tarafından kabul görmüştür, çünkü bu sözlükler anadili konuşucuları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Ergenç (1991)’in çalışması yabancı öğrenicilerin sesletimine yardımcı olması bakımından oldukça önemlidir, ancak sadece söyleyişi ele aldığından öğrenicilerin tüm gereksinimlerin karşılayamamaktadır. Yabancı dil olarak Türkçe öğrenicileri için bir öğrenici sözlüğünün nasıl oluşturulacağı bu bildirinin ana hedefidir. Zgusta (1971) ve Landau (1984)’de genel anlamda sözlüklerin nasıl hazırlanacağını, sözlükte olması ve olmaması gereken özelliklerin bir listeni sıralamışlardır. Hartmann (1998) ve Jackson (2002)’de sözlükbilim ve sözlük araştırması üzerine yazdıkları kitaplarda yine sözlüklerin genel niteliklerinden söz etmektedirler, ancak buna ek olarak öğreniciler için hazırlanacak sözlüklerin özelliklerinden ayrıntılı bir biçimde söz etmektedirler. Ayrıca Pujol (2006), Schmitt (2000)’de de sözcüklerin dil öğretiminde nasıl kullanıldığı tartışılmakta, sözlük kullanımına değinmektedirler. Tüm bu araştırmalar ışığında Özcan (2006)’da genel sözlüğün ve öğrenici sözlüğünün nitelikleri listelenmiş, bu bilgiler doğrultusunda sözcüksel bir veritabanı tasarlanmıştır ve böyle bir veritabanının elektronik ortamda nasıl bir sözlük biçiminde 68 görüntülebileceğini de açıklamıştır. Özcan (2006)’da yer alan özellikler ayrıca Püsküllüoğlu (2004, 2005), Demiray (1994), TDK (2005), Dil Derneği (2005)’deki sözlük özellikleriyle karşılaştırılarak kuramsal bilgilerin uygulayımda nasıl yer aldıklarına dikkat çekilmiştir. Böylece zaten kullanılmakta olan sözlük biçimleri de göz önüne alınmıştır. Kaynakça Aksan, D. 1997. Türklerde Sözlükçülük, Bugün Türkiye’de Sözlük. XI. Dilbilim Kurultayı Bildirileri, (231-236). Ankara: ODTÜ. Ergenç, İ. 1991. Türkçenin Söyleyiş Sözlüğü Üzerine. Dilbilim Araştırmaları, 5-10. Hartmann, R.K.K. 1983. Lexicography: Principles and Practice. London: Academic Press. Landau, S. I. 1984. Dictionaries – The Art and Craft of Lexicography. New York: The Scribner Press. Jackson, H. 2002. Lexicography: An Introduction. London: Routledge. Özcan, E. 2006. Başlangıç Düzeyi Yabancı Dil olarak Türkçe Öğretimi için Sözlükçe Çalışması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi. Pujol, D., Corrius M. & Masnou J. 2006. Print Deferred Bilingualised Dictionaries and their Implications for Effective Language Learning: A New Approach to Pedagogical Lexicography. International Journal of Lexicography, 19 (2), 19. Püsküllüoğlu, A. 2002. Öz Türkçe Sözlük. Ankara: Arkadaş Yayınevi. (Genişletilmiş 13. Baskı). Püsküllüoğlu, A. 2004. Türkçe Sözlük-Türkiye Türkçesinin En Büyük Sözlüğü. İstanbul: Doğan Kitapçılık. (Genişletilmiş 5. Baskı). Püsküllüoğlu, A. 2005. Arkadaş Türkçe Sözlük. Ankara: Arkadaş Yayınevi. Schmitt, N. 2000. Vocabulary in Language Teaching. Cambridge: Cambridge University Press. TDK Türkçe Sözlük. 2005. Ankara: Türk Dil Kurumu. (10. Baskı). Türkçe Sözlük. İstanbul: Dil Derneği. (1. Baskı). Zgusta, L. Černỳ V., Heřmanová-Novotná, Z., Heroldová, D., Hřebíček, L., Kalousková, J., Miltner ,V., Minn Latt, Y., Motalová, L., Petráček, K., Růžička, K. F., Vasiljev, I., Zima, P. & Zvelebil, K. 1971. Manual of Lexicography. Prague: Academia Publishing House of the Czechoslovak Academy of Sciences. 10 Mayıs 2007 17.00-17.30 B Salonu 69 Şükriye Ruhi Orta Doğu Teknik Üniversitesi [email protected] - [email protected] İncelik Kuramında Gelişmeler ve Kavramsal Sorunlar İncelik kuramının yapıtaşlarını oluşturan kavramlar ile kültüre bağımlı ya da kültürden bağımsız olarak türetilmiş olan terimlerle ilgili tartışmalar (örneğin, Ruhi & Işık-Güler, 2007; Strecker, 1993), incelik kuramına yeni yaklaşımların gerekliliğini göstermektedir. Bu bildiride, Brown ve Levinson (1978/1987)’dan başlayarak incelik kuramında incelik (nezaket, kibarlık), ilişkiye yönelik eylem (İng. relational work), yüze yönelik eylem (İng. facework) ve yüz (İng. face) terimlerinin akademik söylem içindeki kullanımları üzerine anlambilimsel bir karşılaştırma sunulup incelik kuramının kavramsal sorunları üzerinde durulacaktır. İncelik kuramındaki normatif yaklaşımlardan (örneğin, Brown ve Levinson, 1978/1987) uzaklaşma ile birlikte, bir paradigma değişikliğinden söz edilebilir. Bu değişim, incelik’in kültürel ve bilisşel bir algılayış olduğunun öne sürülmesine yol açmış ve beraberinde kendi kuramsal sorunlarını getirmiştir. Bazı dilbilimciler evrensel bir incelik kuramından söz edilemeyeceğini öne sürerken (örneğin, Watts, 2003), bazı dilbilimciler inceliğin çok dar bir davranış yelpazesini kapsadığını öne sürerek bu kavram yerine, örneğin, ilişki düzenlemesi (İng. rapport management) kavramını önermişlerdir (bkz., Spencer-Oatey, 2005). Söz konusu farklı yaklaşımlar, yukarıda sözü edilen kavramların kuramsal ve uygulamalı araştırmalarda çokanlamlılık sergilemesine yol açmıştır. Bildiride, kavramsal çokanlamlılığın özellikle benlik sunumunun (İng. self-presentation) ve iletişim değişkenlerinin bazı yönlerine ağırlık verilmesi ile ilişkili olduğu; buna bağlı olarak da, kültüre bağımlı kavramlar ile kültürden bağımsız kavramların iç içe geçtiği gösterilecektir. Söz konusu kavramları birbirinden ayırıp, incelik kuramının betimleme ve açıklama gücünü geliştirebilmek için kültürler ve dillerde benlik kavramlarının ve bunların iletişime 70 yansıyış biçimlerini araştırmanın gerekliliği üzerinde durulacaktır (bkz., Givón, 2005; Wierzbicka, 2005). Buna bağlı olarak bildiride, incelikle ilintili görülen davranış, düşünüş, algılayış ve kültürel anahtar sözcüklerin araştırılmasıyla (bkz. örneğin, Choi & Choi, 2001; Lakoff, 2004; Ruhi, 2006), inceliğin evrensel bileşkelerinin daha iyi anlaşılabileceği düşüncesine yer verilecektir. İncelik kuramının yapıtaşlarını oluşturan kavramların bu türden disiplinlerarası çalışmalar yoluyla kuramlarda yerlerini almaları gerektiği görüşü vurgulanıp, bu görüşe koşut bir araştırma yöntemi önerilecektir. Kaynakça Brown, P. & Levinson, S. C. 1978/1987. Politeness. Some Universals in Language Usage. Cambridge: Cambridge University Press. Choi, S. C. & Choi, S.H. 2001. Cheong: The Socioemotional Grammar Of Koreans. International Journal of Group Tensions, 30 (1), 69-80. Givón, T. 2005. Context as Other Minds: The Pragmatics of Sociality, Cognition and Communication. Philadelphia: John Benjamins. Lakoff, T. R. 2004. The Politics of Nice: From George W. Bush To Martha Stewart. Paper Presented at the International Conference on Language, Politeness and Gender: The Pragmatic Roots, University of Helsinki, September 2-5, 2004. Ruhi, Ş. 2006. Kültür Araştırmalarında Dilbilimin Yeri: Kültürel Anahtar Sözcük Bakış Açısı. Kocaman, A. (Haz.), Dilbilim: Temel Kavramlar, Sorunlar, Tartışmalar, (89-100). Ankara: Dil Derneği. Ruhi, Ş. & Işık-Güler, H. 2007. Conceptualising Face and Relational Work in (Im)Politeness: Revelations From Politeness Lexemes and Idioms in Turkish. Journal of Pragmatics 39, 681–711. Spencer-Oatey, H. 2005. (Im)Politeness, Face And Perceptions of Rapport: Unpacking Their Bases and Interrelationships. Journal of Politeness Research: Language, Behavior and Culture 1, 95–20. Strecker, I. 1993. Cultural Variations in the Concept of ‘Face’. Multilingua 12, 119– 141. Watts, R. J. 2003. Politeness. Cambridge: Cambridge University Press. Wierzbicka, A. 2005. Empirical Universals of Language as a Basis For The Study of Other Human Universals and as a Tool for Exploring Cross-Cultural Differences. Ethos 33 (2), 256-291. 11 Mayıs 2007 11.00-11.30 A Salonu 71 Mustafa Sarı Harran Üniversitesi [email protected] Eski Anadolu Türkçesinden Osmanlıcaya Zamir Kökenli 1. Teklik Şahıs Ekinde Görülen Değişmeler Bu çalışmada, Yüz Hadis Yüz Hikâye adlı yazmanın Eski Anadolu Türkçesi döneminde kopyalanan H.846 (1442) tarihli nüshası ile Osmanlı Türkçesi döneminde kopyalanan H.1062 (1651/52) tarihli nüshasında, zamir kökenli 1. teklik şahıs ekinde ortaya çıkan değişmeler incelenecektir Geniş zaman, geniş zamanın olumsuzu, öğrenilen geçmiş zaman, ek-fiilin geniş/şimdiki zamanı 1. teklik şahıs çekiminde görülen biçimsel değişmeler karşılaştırmalı biçimde verilecektir. Çalışmada öncelikle, söz konusu zaman ve kiplerin 1. teklik şahıs çekiminin Türkçenin tarihi dönemlerinde nasıl kullanıldığı incelenecek, daha sonra Eski Anadolu Türkçesinden Osmanlıcaya geçiş sürecinde görülen değişim örneklerle incelenecektir. Eski Türkçede ben ança ter men “Ben şöyle derim” (Tonyukuk yazıtı) örneğinde olduğu gibi açıkça yazılan zamir, 1. teklik şahıs ekinin yerini tutmaktaydı. Bu ek Eski Anadolu Türkçesinde –vAn, –vAm, – vAnIn, –In, –Am gibi beş farklı biçimde kullanılmıştır. Ekin ilk üçü, Eski Türkçedeki zamir biçimine daha yakındır. b>v değişimi ile ben kelimesi ven biçimini almıştır. Kelime ekleştiği için de ünlü uyumuna bağlanmıştır. Bu biçimler, Eski Anadolu Türkçesinin başlarında daha çok kullanılmıştır. Giderek azalan bu biçimler yerine hem Eski Anadolu Türkçesinde hem de Osmanlı Türkçesinde –Am ve –In biçimleri yaygınlık kazanmıştır. Yüz Hadis Yüz Hikâye’nin incelediğimiz iki nüsha da bu iki biçim görülmektedir. (İlk cümleler Eski Anadolu Türkçesine ait kopyadan, ikinci cümleler Osmanlı Türkçesine ait kopyadan alınmıştır.) 72 Evvel namāza kasd (7) idicek, tamām abdest alurın. Namāz kılacaġum yire gelürin, bir dem otururın … (67b-6) Evvel namāza kasd idicek, tamām abdest aluram. Namāz (8) kılacak yere gelürem, bir dem otururam (159a-7) Yüz Hadis Yüz Hikâye üzerinde yaptığımız taramalar, Eski Anadolu Türkçesinde Osmanlıcaya geçişte, ek-fiilin geniş/şimdiki zamanı 1. teklik şahıs çekiminde değişiklerin ortaya çıktığını göstermiştir. H.846 (1442) tarihli nüshada, Ek-fiilin geniş zamanı 1. teklik şahsı –In ve –vAn eki ile çekimlenmişken, H.1062 (1651) tarihli nüshada bu eklerin yerine –Am biçimi kullanılmıştır. Bu durum Türkiye Türkçesinde –İm biçiminin habercisidir. Örnek: (İlk cümleler Eski Anadolu Türkçesine ait kopyadan, ikinci cümleler Osmanlı Türkçesine ait kopyadan alınmıştır.) Aydur: İñen hoşnūzven. (66b-6) Eyitdi: hoşnūdum. (157b-2) Aydur: İblis oġlanlarındanvan. (108b-5) Ol eyitdi: İbls oġlanlarındanam. (231a-12) Kaynakça Aksan, D. 1998. Her Yönüyle Dil. Ankara: TDK Yay. Campbell, L. 1998. Historical Linguistics. Edinburg University Press. Crowley, T. 1992. An Introduction to Historical Linguistics, Oxford. Erzurumlu Darir Yüz Hadis Yüz Hikâye, H. 846. DTCF Kütüphanesi M.Con A-262 (48b-111a). Erzurumlu D. Yüz Hadis Yüz Hikâye, H. 1062 Süleymaniye, Kütüphanesi Pertevniyal B1. no: 437-438 (122b-235a). Ergin, M. 1986. Türk Dilbilgisi. İstanbul: Boğaziçi Yay. Karahan, L. 1994. Kıssa-i Yusuf. Ankara: TDK Yay. Korkmaz, Z. 1995. Türk Dili Araştırmaları I-II. Ankara: TDK Yay. Korkmaz, Z. 2000. Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri ve Ek Kalıplaşması Üzerine. Ankara: TDK Yay. 11 Mayıs 2007 10.00-10.30 A Salonu 73 Çiğdem Sağın Şimşek, Jochen Rehbein, Ezel Babur Orta Doğu Teknik Üniversitesi, O.D.T.Ü., Hamburg Üniversitesi [email protected] - [email protected] [email protected] İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların İncelenmesi I: Bu, Şu, O ve Dilin Gösterme Alanı Bu çalışma Türkçe’deki bu, şu ve o zamirlerini, dilsel araçların doğal konuşma ortamındaki işlevlerinden yola çıkılarak çözümlenebileceği temeline dayanan 70li yıllardan beri Ehlich ve Rehbein (Ehlich 1979, 1986; Rehbein, 1977, 1995; Ehlich ve Rehbein, 1979; Rehbein & Kameyama, 2003) tarafından geliştirilmiş olan İşlevsel Edimbilim yöntemiyle incelemektedir. Dilin İşlevselci Edimbilim yöntemiyle çözümlenmesi önce söylem ortamında kullanılan dilsel araçların sesbilgisel ve sözdizimsel niteliklerinin tanımlanmasıyla başlamakta ve bu tanımlama daha sonra biçim-işlev ilişkisinin söylem ortamında konuşmacı ve dinleyicinin zihinsel eylemleri de analiz edilerek tamamlanmaktadır. Her dilsel birimin, dilin beş temel alanından Simge alanı (symbol field), gösterme alanı (deictic field), yönlendirme alanı (incitment field), operasyon alanı (operation field) ve tasvir alanı (tinge field)) birimine tekabül ettiği bu teoride bu, şu ve o barındırdıkları niteliklerle zamirleri içine alan ‘gösterme alanı’nda özel bir yere sahiptirler (Rehbein, 2006). Buna göre bu göstergeler (deixis) dinleyicinin dikkatini söylem ortamında bulunan dildışı objelere yoğunlaştırmaktadır. Türkçe dilbilgilerinde bu ve şu sözcükleri yakınlık-uzaklık göstermeleri açısından incelenmektedir. Bu'nun yakın için kullanıldığı, şu'nun ise biraz daha uzak için kullanıldığı söylenir (Banguoğlu, 1986). Hatta bazı kaynaklarda (Underhill, 1976) bu ve şu arasında sadece vurgusal fark oldugu ve şu nun aslında bu nun değişik bir biçimi olduğu belirtilir. Ancak yakın zamanda yapılan bir çok çalışma bu göstergelerin farklı işlevleri olduğuna dikkat çekmiştir. Özil ve Şenöz (1996) metindilbilim verilerinden 74 yararlanarak gerçekleştirdikleri çalışmada bu ve şu sözcüklerinin dilbilgisel araçlardan yineleme işlemi ile ilişkilendirmiştir. Bu sözcüklerin ortak işlevinin tümceler arası bağlantı kuruyor olması bu' nun artgönderim yaparken şu’nun öngönderim yaptığı açıklanmıştır. Bazı çalışmalarda konuşmacı dinleyici ortamında kullanılan bu ve şu' nun farklı nesne/kişilere işaret ettiği belirtilmiştir. Örneğin Tooru (2004) ve Özyürek (1998), Kuntay ve Özyürek (2006) bu nun dinleyicinin farkında olduğu nesneyi işaret ettiğini şu nun ise dinleyicinin henüz fark etmediği ancak konuşmacı tarafından işaret edilen nesneyi gösterdiğini belirtmiştir. Bu çalışmada göstergelerin sadece yakınlık ve uzaklık bakımından söylem ortamının iki farklı boyutuna işaret etmediği Türkçe’de bu ortamın konuşmacı ve dinleyiciye göre üç farklı boyut üzerinden işlev gördüğü tartışılacak ve Türkçe’de zamirlerin gösterme alanındaki yerleri incelenerek belirlenecektir (Rehbein, 1992). Aynı zamanda bu ve şu'nun edimsel işlevlerinin aynı olmadığı ve kendilerine özgü dilsel amaçları yerine getirdikleri ortaya konulacaktır. Çalışmada örneklendirme için Jochen Rehbein’ın SKOBI-ENDFAS veri tabanı kullanılacaktır. 10 Mayıs 2007 09.30-10.00 C Salonu 75 Meliha R. Şimşek Dokuz Eylül Üniversitesi [email protected] Adlar Adları Niteler mi? Türkçe’de “demir kapı, altın yüzük, tuğla ev” gibi öbeklerde başı niteleyen sözcüklerin hangi dilbilgisel ulama ait olduğu uzun süredir tartışılmaktadır. Örneklerde başı niteleyen sözcüğü “sıfat” olarak sınıflandıranlar, bu öbeklerin eksiz oluşu yönüyle sıfat tamlamalarıyla özdeş olduğunu; tamlayan sözcüklerin “-den yapılmış” ortaçlı yapısının düşümü nedeniyle yalın duruma geldiğini ve “demir” gibi bazı adların bir nesnenin yapılmış olduğu maddeyi gösterdiğinden sıfat olarak kullanıldığını savunmaktadırlar. Bazıları sözcüklerin sınıflandırılmasında biçimsel ve işlevsel koşutluğu ölçüt alırken, bazıları ise başı niteleyen sözcüğü “ad” olarak kabul etmekte ve birinci öğedeki kaynak bildiren sözcük “-den” ad durum eki ile çekimlenebildiği için bir adın bir başka adı tümlediğini savunmaktadırlar. Ancak ad öbeklerini oluşturan birinci öğelerin dilbilgisel ulamlarının belirlenmesinde hiçbir ölçüt tek başına açıklayıcı değildir. Bu çalışmada sözcükler sınıflandırılırken; anlamsal, biçimsel, işlevsel, sözdizimsel değiştirgeler ile öbek-içi etkileşimleri birlikte ele alınmaktadır. Ad ve sıfat dilbilgisel ulamları prototiplik kuramına göre incelenmekte, anlam alanlarını sınırlandırma sorunu üzerinde durulmaktadır. Adlar, göndergesellik, çekimlenme, çoğullama ve öbek-içi düşüm açısından irdelenirken; sıfatlar derecelendirme, öbek-içi sıfat sırası ve içkinlik açısından incelenmektedir. Bunun yanı sıra, sıfat ve adlar, kutupluk ile eşaltanlamlık açısından karşılaştırılmaktadır. Bu işlemlerin sonunda tek-değişkenli bir sözdizimsel yapı oluştuğu gözlenmekte ve bu yapılardaki iyelik koşulu sorgulanmaktadır. Başı niteleyen sözcüğün ek almayışı, iki ad arasındaki “devredilemez iyelik” (inalienable possession) ilişkisine dayalı olarak biçim-sözdizimsel öğelerin 76 düşmesiyle açıklanabilmektedir. Ayrıca Türkçe’deki bu öbeklerde adlar arasındaki devredilemez iyelik ilişkisinin başka dillerle koşutluk gösterdiği görülmektedir. Sonuç olarak, sıfatlar gibi adlar da bir başka adın önüne gelerek niteleme işlevi yüklenebilmektedirler. Kaynakça Baker, M. C. 2003. Lexical Categories: Verbs, Nouns, and Adjectives. New York: Cambridge University Press. Balcı, T. 1995. Ad Takımı - Sıfat Takımı Sorunu. ÇTD, 92, 5-7. Balcı, T. 2001. Ad Takımı - Sıfat Takımı Sorunu. TÖMER Dil Dergisi, 100, 14-17. Cruse, A. 2004. Meaning in Language. New York: Oxford University Press Inc. Demircan, Ö. 1999. Türkçede Türsel Bir Ayrım: [±Baş-Düşümlü] Türkçede “Sıfat” Ayrımına “Düşüm”sel Bir Bakış. XII. Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Ankara: Şafak Matbaası. Gencan, T. N. 2001. Dilbilgisi. Ankara: Ayraç Yayınevi. Halliday, M. A. K. 1990. An Introduction to Functional Grammar. London: Edward Arnold. Haspelmath, M. 2002. Understanding Morphology. London: Arnold. Katamba, F. 1993. Morphology. London: Macmillan Press. Löbner, S. 2002. Understanding Semantics. London: Arnold. Payne, T. 1999. Describing Morphosyntax. Cambridge: Cambridge University Press. Pinker, S. 2000. Words and Rules – The Ingredients of Language. New York: Harper Perennial. Spencer, A. 1998. Morphological Theory: An Inroduction to Word Structure in Generative Grammar. Massachusetts: Blackwell Publishers. Tallerman, M. 1998. Understanding Syntax. London: Arnold. Yavuz, M. A. 2000. Türkçede Ad-Niteleyici Sözcüklerin Sınıflandırılması Sorunu. ÇTD, 149. 11 Mayıs 2007 09.30-10.00 A Salonu 77 Eser E. Taylan & Ayhan Aksu-Koç Boğaziçi Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi [email protected] - [email protected] _______________________________________________________ Belirteçlerde Görünüş ve Kiplik İlişkisi Türkçe’de eylem çekim eklerinin çok işlevli olduğu çeşitli çalışmalarla kanıtlanmıştır. Zaman, görünüş ve kiplik ifade eden belirteçler üzerine yapılan çözümlemeler, bu belirteçlerin de birden fazla anlamsal ulamı içinde barındırdığını göstermiştir (Taylan & Aksu-Koç, 2006; Taylan, 2002). Bu çalışmada, (1)-(3)’te örneklendiği gibi bazı bağlamlarda birbirinin yerine kullanılabilen bazı bağlamlarda ise kullanılamayan adeta ve nerdeyse belirteçlerinin görünüş ve kiplik ulamları açısından anlamsal ve işlevsel alanları saptanmağa çalışılacaktır. Böylelikle söz konusu ulamların bu iki belirteç yoluyla Türkçe’de nasıl biçim bulduğu ortaya çıkmış olacaktır. (1) O kadar güzel yürüyordu ki nerdeyse/adeta dans ediyordu. (2) Ahmet adeta/*nerdeyse bizim doktorumuz, hasta olunca ona başvuruyoruz. (3) Ahmet nerdeyse/*adeta gelir, saat altı oldu. Çözümlemede şu sorulara cevap aranacaktır: (i) Smith (1997)’nin görünüş kuramı bağlamında, bu iki belirteç hangi hal türleriyle ve hangi dilbilgisel görünüşler ile birlikte kullanılmaktadır? (ii) Palmer’in (2001) kiplik türleri ve tanımları çerçevesinde bu iki belirtecin ifade ettiği kiplik anlamı nedir? Adeta ve nerdeyse’nin görünüş ve kiplik anlamlarının ayrıştırılması, hangi hal türleri ve eylem çekim ekleriyle uyumlu olduklarının belirlenmesi, Türkçede konuşmacının sözcede aktardığı içeriğin nasıl bir öznel değerlendirme ve bakış açısı ile sunulduğuna açıklık getirecektir. 78 Kaynakça Palmer, F. 2001. Mood and Modality. Second Edition. Cambridge: Cambridge University Press. Smith, C. 1997. Parameter of Aspect. Dordrecht: Kluwer Press. Taylan, E & Ayhan, A. Koç. 2006. Adverbs at the Interface of Tense, Aspect and Modality: Evidence from Turkish, Chronos 7’de sunulan bildiri. Taylan, E. E. 2002. On the Relation Between Temporal/Aspectual Adverbs and the Verb Form in Turkish. Taylan, E. E. (Haz.), The Verb in Turkish (97-128). Linguistik Aktuell Series. Amsterdam: John Benjamins. 10 Mayıs 2007 11.00-11.30 A Salonu 79 Feyza Türkay Laboratoire Dynamique du Langage/Lyon 2 Üniversitesi [email protected] Türk Çocukları ve Annelerinin Ad/Eylem Kullanımlarının Bağlam Etmeni ile İlişkisi Gentner (1982) tarafından çocukların erken dönem sözcük dağarcıklarının nesne adlarından meydana geldiği görüşünü destekleyen araştırma sonuçları ilgili alanda geniş ses getirmiştir. Gentner, çalışmasının sonuçlarını bilişsel gerekçelere dayandırmış ve nesne adlarının genellikle çocukların günlük hayatta düzenli ilişki içinde bulunduğu somut nesneleri temsil ettiğini, bu yüzden çocuklar tarafından daha hızlı bir şekilde içselleştirildiklerini ve kullanıldıklarını iddia etmiştir. Ancak, Gentner’in çalışma sonuçları özellikle üzerinde konuşulan dillerin yapısal özelliklerini dikkate almadığı ve çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın niteliklerini göz ardı ettiği gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bu iddiaya karşıt olarak farklı yapısal özellikler gösteren diller üzerinde yapılan çalışmalar, anadili Korece ve Çince olan çocukların Gentner’in iddia ettiğinin tersi bir gelişim gösterdiğini ortaya koymuştur. Özellikle Choi (1997), Choi & Gopnik (1995), Tardif (1993, 1996) tarafından sunulan sonuçlar bu dillerde adların eylemlerden önce edinilmediğini göstermiş ve buna gerekçe olarak da bu dillerin yapısal farklılıkları ve çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın niteliksel farklılıkları gösterilmiştir. Bu tartışmalı sonuçlarda farklılığa neden olan faktörlerden biri de bağlamdır. Choi (2000) tarafından bağlam faktörünü temel alarak anadili İngilizce ve Korece olan çocuklar ve anneler arasında; Tardif, Gelman & Xu (1999) tarafından anadili Mandarin Çince ve İngilizce olan çocuklar ve anneler arasındaki dilsel etkileşimleri konu alan önemli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmaların sonuçları, çocukların erken dönem sözcük dağarcıklarını inceleyen çalışmalarda bağlamın sonuçları etkilediğini göstermiştir. Bu konu, Türk çocukların anadil edinim süreçlerini inceleyen birçok çalışmada araştırılmış ancak bağlamın sonuçlar üzerindeki 80 doğrudan etkisi üzerinde, Choi ve Tardif’e benzer şekilde, yoğun bir şekilde durulmamıştır. Bu araştırma, Choi (2000) ve Tardif, Gelman & Xu (1999) tarafından bu konuda yapılmış paralel araştırma bağlamlarının özellikleri dikkate alınarak, 4 Türk çocuk ve annesinin dilsel etkileşimlerini bağlam faktörünü kontrol altına alarak (kitap okumaoyuncak ile oynama- serbest zaman) araştırmaktadır. Çalışmadaki temel amaç, bağlamın çocukların dilsel üretimlerinde (özellikle ad/eylem) ve çocuğa yönlendirilmiş konuşmada nasıl bir değişikliğe yol açtığını görmektir. Kaynakça Choi, S. 1997. Language-Specific Input and Early Language Development: Evidence from Children Learning Korean. Slobin D. I. (Haz.), The Crosslinguistic Study of Language Acquisition 5: Expanding the Contexts (41–133), Mahwah, NJ: Erlbaum. Choi, S. 2000. Caregiver Input in English and Korean: Use of Nouns and Verbs in Book-reading and Toy-play Contexts. Journal of Child Language, 27, 6996. Choi, S. & Gopnik, A. 1995. Early Acquisition of Verbs in Korean: A Crosslinguistic Study, Journal of Child Language, 22, 497–529. Gentner, D. 1982. Why Nouns are Learned Before Verbs: Linguistic Relativity versus Natural Partitioning. Kuczaj, S.A. (Haz.), Language Development 2: Language, Thought, and Culture, (301–334). Hillsdale, NJ: Erlbaum. Tardif, T. 1993. Adult-to-child Speech and Language Acquisition in Mandarin Chinese. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Yale Universitesi. Tardif, T. 1996. Nouns are not Always Learned Before Verbs: Evidence from Mandarin Speakers’ Early Vocabulary. Developmental Psychology, 32, 492– 504. Tardif, T., Gelman, S.A. & Xu, F. 1999. Putting the “Noun Bias” in Context: A Comparison of English and Mandarin. Child Development, 70:3, 620- 635. 11 Mayıs 2007 14.30-15.00 B Salonu 81 Aygül Uçar Ankara Üniversitesi [email protected] Eylemde Çokanlamlılık ve Sözlük Girdisi Olarak Yardımcı Eylemler Farklı ancak birbirileriyle bağlantılı anlamlara sahip olma şeklinde kısaca tanımlanabilecek olan çokanlamlılık olgusu (Lyons, 1977), bu durumdaki eylemlerin sözlükte nasıl sunulması gerektiğine yönelik ölçütlerin oluşturulmasını gerektirmektedir. Söz konusu ölçütler öntip anlamının saptanması, eylemlerin çokanlamlı, eşadlı ve bileşik eylem olma bakımından ayrımı ve sunumu, temel anlam ile yan anlamlarının anlam maddesi olarak sıralanması ve anlamları sıralayan maddelerin sayıları açısından belirleyici olmak zorundadır (Uçar, 2006). Özellikle yardımcı eylemler (light verbs) sözlük sunumu açısından giderek daha çok tartışılan bir gözlem konusu haline gelmiştir (Hanks, Urbschat & Gehweiler, 2006). Bu durum, doğal olarak, yardımcı eylem tanımının hangi ölçütler kullanılarak yapılacağı tartışmasını da beraberinde getirmiştir. Çünkü aynı eylemin hem sözlüksel hem de yardımcı eylem olarak doğal dillerde kullanımı söz konusudur. Bu çalışmada, sözlüklerden taranarak elde edilen çokanlamlı kök eylemler ile sözlüklerde yer almayan, yardımcı eylem yapılarını içeren doğal veri tabanı incelenerek, Türkçedeki yardımcı eylem kullanımı ayrımı yapılıp yapılamadığı çokanlamlı eylemler açısından gözlemlenecektir. Bu gözlem sonrasında ulaşılan yardımcı eylem betimlemeleri sunulacaktır. Ardından, bir sözlük girdisi olarak yardımcı eylemlerin sözlükte nasıl yer alacağı konusunda bir sunum önerisi geliştirilecektir. Kaynakça Brugman, C. 2001. Light Verbs and Polysemy. Language Sciences, 23, 551-578. Butt, M. 2004. The Light Verb Jungle. G. Aygen, C. Bowern & C. Quinn (Haz.) içinde, Papers from the GSAS/Dudley House Workshop on Light Verbs. 82 Cambridge, Harvard Working Papers in Linguistics: 1-49. Göksel, A. & Kerslake, C. 2005. Turkish: A Comprehensive Grammar. New York: Routledge. Grimshaw, J. & Mester, A. 1988. Light Verbs and Ө Marking. Linguistic Inquiry, 19 (2), 205-232. Hanks, P., Urbschat, A. & Gehweiler, E. 2006. German Light Verb Contructions in Corpora and Dictionaries. International Journal of Lexicography, 19 (4), 439-457. Kearns, K. 2002. Light Verbs in English. Erişim tarihi: 15 Haziran 2006. http adresi: http://www.ling.canterbury.ac.nz/kate /lightverbs.pdf Lyons, J. 1977. Semantics. London: Cambridge University Press. Özbek, A. 2006. On Çek- as a Light Verb. 13. Uluslararası Türk Dilbilim Konferensı’nda sunulan bildiri. 16-20 Ağustos 2006, Uppsala Üniversitesi, Uppsala, İsveç. Öztürk, B. 2004. Complex Predicates in Turkish. G. Aygen, C. Bowern & C. Quinn (Haz.) içinde, Papers from the GSAS/Dudley House Workshop on Light Verbs. Cambridge, Harvard Working Papers in Linguistics : 171–192. Türkçe Sözlük. 2005. 10. baskı. Ankara: TDK Yayınları. Türkçe Sözlük. 2005. 2. baskı. Ankara: Dil Derneği Yayınları. Uçar, A. 2006. Türkçe Sözlükte Çokanlamlı Eylemler Üzerine Gözlemler. XX. Ulusal Dilbilim Kurultayı’nda sunulan bildiri. 12- 13 Mayıs 2006, Maltepe Üniversitesi, İstanbul. Uzun, N. E. 2003. Modern Dilbilim Bulguları Işığında Türkçe Sözlüğe Bir Bakış. Ata, A. & Ölmez, M. (Haz.), Mustafa Canpolat Armağanı: Dil ve Edebiyat Araştırmaları Sempozyumu, (281-293). Ankara: Mehmet Ölmez Yayınları. Wierzbicka, A. 1982. Why Can You Have a Drink When You Can’t *Have an Eat? Language 58 (4), 753-799. 11 Mayıs 2007 12.00-12.30 A Salonu 83 Funda Uzdu, Gözde Demirel, Özgül Macit, Sultan Düzenli, V. Doğan Günay Dokuz Eylül Üniversitesi [email protected]@[email protected]@[email protected] __________ ___________________________________________ Dilimizdeki Kullanım Sıklığı Yüksek Meslek Adlarının Sözlük Tanımlarının Değerlendirilmesi Türkçe sözlüklerde “kimse”, “kişi”, “görevli”, “sanatçı”, “bilimci”, “kadın”, “adam”, “erkek” vb. türü kapsayan terimlerle belirtilen çok sayıda sözcük vardır. Bu sözcüklerin tanımlanmasında zaman zaman meslekleri ya da uğraşıları doğrudan ya da dolaylı yoldan ilgilendiren başka meslek adları, uzmanlık alanları da kullanılmaktadır. Bu tür kullanımlarda, bilenen bir meslekten örnekseme yoluyla yararlanıldığı düşünülebilir. Kullanım sıklığı açısından ya da başka açılardan bilinen bir meslekten yola çıkarak bir başkasını betimlemek daha kolaydır. Türkçe sözlüklerdeki meslek adları bir bütünlük içinde incelendiğinde, ilgili kavramların sözlüksel tanımlarına yeterli özenin gösterilmediği, birbirleriyle ilintili olan meslek adlarının tanımlarında farklılıkların ya da benzerliklerin gerekli oranda açıklanmadığı görülmüştür. Bu çalışmada anketimiz sonucunda elde ettiğimiz kullanım sıklığı yüksek meslek adlarının sözlüksel tanımlarının irdelenmesi hedeflenmektedir. İncelenecek mesleklerin belirlenmesi için, 100 kişiye “Mesleğiniz nedir?” sorusunun yanında “Bildiğiniz 10 meslek adını söyleyin” türü bir sormaca yapıldı. Yapılan sormaca sonucunda 197 farklı meslek adına ulaşıldı. Bu adların tanımları kullanım sıklığı göz önüne alınarak çeşitli açılardan ele alınıp ilişkilendirilen diğer mesleklerle bir bütünlük içerisinde incelenecektir. Örneğin “hemşire” tanımında “doktor” mesleği de geçmektedir. Bu açıdan “doktor” sözcüğü sormacamızda yer almamış da olsa, incelenecek meslekler içerisine konulacaktır. Ulaşılan mesleklerin sözlük tanımları farklı açılardan incelenecektir. İlgili tanımlar ilişkili olduğu diğer meslek tanımları ile karşılaştırmalı olarak incelenecek, tanımların bütünü 84 sözcükbilimsel, mantıksal ve anlambilimsel açıdan karşılaştırmalı olarak değerlendirilecektir. Çalışmada ilgili kavramların tanımlamalarında yapılan yanlışlıklar ve eksiklikler ayrıntılı olarak ortaya konulacaktır. Sözlüğün her maddesinin yazımında olduğu gibi; meslek, kişi adlarını belirten kavramların tanımlanmasında sözlük yazımının, sözcükbiliminin verilerinden yeterli oranda yararlanarak her açıdan tutarlı tanımların yapılması gerektiği ortadadır. Kaynakça Aksan, D. 1998. Anlambilim Konuları ve Türk Anlambilimi. Ankara: Engin Yayınları. Aksan, D. 2000. Türkçenin Sözvarlığı. Ankara: Engin Yayınları. Doğan, D. M. 1992. Büyük Türkçe Sözlük. 9. baskı, Ankara: Rehber Yayınları. Ergenç, İ. 2002. Spoken Language and Dictionary of Turkish Articulation. İstanbul: Multilingual Yayınları. Göz, İ. 2003. Yazılı Türkçenin Kelime Sıklığı Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Guiraud, P. 1984. Anlambilim Çeviren: Prof. Dr. Berke Vardar. Ankara: Kuzey Yayınları. Günay, V. D. 2007. Sözcükbilime Giriş. İstanbul: Multilingual Yayınları. Hançerlioğlu, O. 1992. Türk Dili Sözlüğü İstanbul: Remzi Kitabevi Hayat Büyük Türkçe Sözlüğü 1969. İstanbul: Hayat Yayınları. İmlâ Kılavuzu 1993. (Gözden geçirilmiş yeni baskı) Ankara: AKDTYK, TDK Yayınları. Püsküllüoğlu, A .2000. Türkçe Sözlük. İstanbul: Doğan Kitapçılık. Süleymanoğlu, H. M. 2006. Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü. Ankara : Kurmay Kitap. Tezcan Aksu, B., Tariktaroğlu, A. & Gemalmaz, E. 2004. Türkçe Sözlük’ün Ters Dizimi. Ankara: TDK Yayınları. Tuğlacı, P. 1995. Okyanus Ansiklopedik Türkçe Sözlük. 5 cilt, 8. basım, Ankaraİstanbul-İzmir: ABC Yayınları. Türkçe Sözlük.1999. 2 cilt. Ankara: Dil Derneği Yayınları. Türkçe Sözlük. 2005. Genişletilmiş 10. baskı, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Uzun, N. E. 2006. Biçimbilim, Temel Kavramlar. İstanbul: Papatya Yayınları. Watson, R. & Olson, D. R. 1987. From Meaning to Definition: A Literate Bias on the Structure of Word Meaning. Horowitz, R. & Samuels, J. (Haz.), Comprehending Oral and Written Language, (329-353). Academic Press. Yalım Ö. 1998. Türkçe’de Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü. Ankara: İmge Yayınevi Yazım Kılavuzu. 2000. 4. baskı, Ankara: Dil Derneği Yayınları. 10 Mayıs 2007 14.30-15.00 C Salonu 85 Neslihan Özmen-Veld Mersin Üniversitesi [email protected] Türkçe Söylemlerde Zamansal Eşzamanlılık İlişkileri Söylemde zamansal ilişkilere bakıldığında, karşımıza çıkan zamansal ilişkilerden biri de zamansal eşzamanlılık ilişkisidir. Çalışmamızın konusu olan zamansal eşzamanlılık ilişkileri ele alındığında, zamansal paralellik ve zamansal içerme olmak üzere iki türlü ilişki ile karşılaşılmaktadır. Zamansal paralellik ve içerme ilişkilerinin belirlenmesinde ise Özmen (2006) tarafından öne sürülen Zamansal Uygunlaştırma Modeli’nin kısıtlayıcıları kümesinden biri olan Aralık kısıtlayıcısı rol oynamaktadır. Aşağıda sunulan Örnek (1) ve (2) zamansal eşzamanlılık ilişkileri açısından düşünüldüğünde, Örnek (1)’de zamansal paralellik, Örnek (2)’de ise zamansal içerme ilişkisi algılanmaktadır: (1) Ders çalıştı. Televizyon seyretti. (1.a) Ders çalışarak televizyon seyretti. (1.b) Televizyon seyrederken ders çalıştı. (2) Birkaç yıl önce ikinci Boğaz köprüsünü inşa ettiler. (2.a) Birkaç yıl önce ikinci Boğaz köprüsünü inşa ederlerken en iyi malzemeyi kullandılar. (2.b) # En iyi malzemeyi kullanırlarken, birkaç yıl önce ikinci Boğaz köprüsünü inşa ettiler. Örnek (1.a) ve (1.b)’de görüldüğü gibi, burada aktarılan ‘ders çalışma’ ve ‘televizyon seyretme’ oluntuları ‘-ken’ gibi zamansal eşzamanlılık kodlayan bir zaman ulacıyla birlikte ortaya çıkabilmektedir. Ancak Örnek (2.b)’de görüldüğü gibi, bu durum ‘inşa etme’ ve ‘en iyi malzemeyi kullanma’ oluntuları için geçerli değildir. Bunun nedeni, ‘ders çalışma’ ve ‘televizyon seyretme’ oluntularının arasında bulunan aralık özelliklerinin, ‘inşa etme’ ve ‘en iyi malzemeyi kullanma’ oluntularının arasında bulunan aralık 86 özelliklerinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Örnek (1) de aktarılan oluntuların aralık özellikleri aynı, Örnek (2)’de ise, oluntuların aralık özellikleri farklıdır. Bu nedenle, Örnek (1)’de zamansal paralellik, Örnek (2)’de ise zamansal içerme ilişkisi algılanmaktadır. Çünkü Örnek (2)’de ‘malzeme kullanma’ oluntusu, ‘inşa etme’ oluntusunun bir ‘ara aşamasını’ oluşturmaktadır. Özetle, bu çalışmada ele alacağımız zamansal eşzamanlılık ilişkilerinin belirlenmesinde, söylemde aktarılan oluntuların aralık özellikleri önemli bir rol oynamaktadır. Aynı ve eşit zamansal aralık özellikleri zamansal paralellik yorumlamasını getirirken, farklı aralık özellikleri zamansal içerme yorumlamasını getirmektedir. Söylemde aktarılan oluntuların arasında bulunan zamansal aralık özelliklerinin belirlenmesinde ise sözdizimsel özellikler, anlamsal içerik, sözbilimsel ilişkiler ve dünya bilgisi rol oynamaktadır. Kaynakça Caenepeel, M. 1989. Aspect, Temporal Ordering, and Perspective in Narrative Fiction. Doktora Tezi, Edinburgh Üniversitesi. Hendriks, P. & de Hoop, H. 2001. Optimality Theoretic Semantics. Linguistics and Philosophy 24, 1-32. Özmen, N. 2006. Söylemde Zamansal İlişkiler: Türkçeden Tanıtlarıyla bir Uygunlaştırma Önerisi. Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi. Prince, A. & Smolensky P. 1993. Optimality Theory: Constraint Interaction in Generative Grammar. Ms. Rutgers University, New Brunswick & University of Colorado, Boulder. 10 Mayıs 2007 12.00-12.30 A Salonu 87 Emine Yarar Hacettepe Üniveristesi [email protected] Dolaylı Evet/Hayır Sorularının Biçimsel ve Anlamsal Özellikleri Dolaylı Evet/Hayır (E/H) sorularının farklı dillerde değişik yapılar aracılığıyla gerçekleştirildiği ve bu yapıların birbirleriyle örtüşmedikleri bildirilmektedir (Adger & Quer 1997, 2001; Han & Romero, 2002). Adger & Quer (1997, 2001) İngilizce’deki dolaylı E/H sorularının başlıca iki örüntüsü olan whether ve if yapılarının farklı sözdizimsel ve anlamsal özellikler sergilediklerini ve if yapısı yoluyla gerçekleştirilen dolaylı E/H sorularının daha kısıtlı sayıda ana tümce eylemiyle olası olduğunu ileri sürmektedirler. Öte yandan olumsuz tümcelerde ve dolaylı olmayan E/H sorularında if içeren bu yapılardaki kısıtlamanın esnediği gözlenmiştir. Adger & Quer (1997, 2001) bu tür dolaylı sorulara sıradışı dolaylı E/H soruları (unselected embedded questions) olarak adlandırmaktadır. Katalanca ve İspanyolca’da da bildirme kipi taşıyan ve taşımayan yapıların dolaylı E/H sorularında birbirlerinden ayrıştığı ve yalnızca bildirme kipi içeren yapıların dolaylı E/H sorularında kullanılabildiği gözlenmiştir. Bu çalışmanın amacı dolaylı E/H soruları temelinde –mA ve –DIk/-AcAk eklerinin tümleç yan tümcelerindeki biçimsel ve anlamsal özelliklerini betimlemektir. Dolaylı E/H soruları büyük ölçüde –DIk ve –AcAk ekleriyle gerçekleştirilmektedir. –mA ekinin söz konusu sorularda kullanılması olası olmamaktadır (Örnek (1)). Adger & Quer’in (1997, 2001) geliştirdiği sıra dışı dolaylı E/H sorularını üreten koşullarda (olumsuz tümceler ve dolaylı olmayan E/H soruları) bile –mA eki içeren dolaylı E/H sorularının olası olmadığı görülmektedir (Örnek (2)). Ancak sor- eylemi dışında kalan az sayıda eylemle –mA ekinin kullanılabildiği gözlenmiştir (Örnek (3)). Söz konusu tümcelerin dolaylı E/H soruları değil seçenek içeren tümceler olduğu gözlenmektedir. Seçenek içeren bu tür tümcelerin –DIk ve –AcAk ekleriyle de olası olduğu örnek 4’te 88 görülmektedir. Bu gözlemler sonucunda –mA ekinin dolaylı ne sorusu içeren tümcelerde kullanılamamasına ek olarak dolaylı E/H sorularında da kullanılamadıkları ileri sürülmektedir. Dolayısıyla, -DIk ve –AcAk ekleri Türkçedeki dolaylı E/H sorularını gerçekleştirmede yaygın şekilde kullanılan dilsel araçlardır. Sonuç olarak adı geçen iki ek grubu sergiledikleri diğer farklılıkların yanı sıra dolaylı E/H soruları bakımından da farklılaşmaktadır. Örnekler (1) a. Efe Elifin partiye gelip gelmediğini/gelmeyeceğini sordu. b. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sordu. (2) a. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sormadı. b. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sordu mu? (3) Efe Elifin partiye gelip gelmemesini önemsiyor. (4) Elif Efenin partiye gelip gelmediğine/gelmeyeceğine karışmaz. Kaynakça Adger, D. & Quer, J. 1997. Subjunctives, Unselected Embedded Questions and Clausal Polarity Items. NELS 27, 1-15. Adger, D. & Quer, J. 2001. The Syntax and Semantics of Unselected Embedded Questions. Language 77 (1), 107-133. Han, C. H. & Romero, M. 2002. Ellipsis and Movement in the Syntax of Whether/Q…Or Questions. NELS 32’de sunulan bildiri. 10 Mayıs 2007 15.30-16.00 A Salonu 89 Cem Yüksel & Murat Türk Ankara Kriminal Polis Laboratuarı Md., Hacettepe Üniversitesi [email protected] [email protected] Adli Konuşma Kayıtlarında “Konuşmacı Profili” Belirleme Bilinen ve bilinmeyen iki konuşmacının karşılaştırıldığı adli konuşmacı tanıma süreçlerinden ayrı olarak, kimi zaman incelemeci tek bir konuşmacının kişisel özelliklerinin belirlenmesi istemi ile karşılaşabilir. Genellikle sözel iletişimin yeğlendiği suç eylemini üstlenme, çok rastlanan bir davranıştır ve genellikle suçun hemen sonrasında gerçekleşir. Özellikle 155-156’ya yapılan eylemi üstlenme bildirimleri ya da teknik izleme yoluyla elde edilen konuşma kayıtları eylemcilere ulaşmak yolunda kolluğa büyük yarar sağlamaktadır. Konuşmacının sesbilgisel özelliklerinden yaşı, cinsiyeti, mesleği belirlenir. Kalıcı ya da geçici bir ses hastalığı bulunup bulunmadığı, protez kullanıp-kullanmadığı ya da hastalığı ile ilgili tedavi görüp-görmediği de klinik olarak araştırılabilir. Konuşmada yer alan ağız, iki dillilik gibi özelliklerden kişinin dili edindiği yer, ailesi ve sosyo-ekonomik durumu ve hatta karma ağız özellikleri de varsa kişinin geçmişinde izlemiş olabileceği göç yolları da soruşturmacı kolluk birimlerine bildirilir. Konuşmacının, kaydın yapıldığı olası bir gerilimli ortamda ne gibi ruhdilbilimsel sapmalar gösterdiği de söyleyiş özelliklerine ve ses yolu etkilerine bakılarak saptanır ve bu saptamalar, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında şüphelilerinkiler ile karşılaştırılır. Dilin işlevsel yapılarını nasıl kullandığı, özellikle seçtiği dilsel geçiş birimlerinin neler olduğu da önemlidir. Konuşma oranı, sözcük dağarcığı, meslek sözcükleri ile konuşmacının eğitim düzeyi ile ilgili bilgilere ulaşılır. Oldukça ayrıntılı bir şablon içerisine konuşmacının, eldeki veritabanı ile karşılaştırılabilen ve öngörülebilen tüm dilsel özellikleri yerleştirilir ve bu özellikler incelemecinin bir “konuşmacı profili” belirlemesini sağlar. Belirli olasılık düzeyleri ile gösterilen 90 bu profile göre soruşturmacı kolluk birimleri yönlendirilir. Kaynakça Cerrato, L. 2000. Subjective Age Estimation of Telephonic Voices. Speech Communication, 107–112. Chambers, J. K. , Rieber, W. & Stewart, W. A. (Haz.) 1990. Forensic Dialectology and the Bear Island Land Claim. New York: New York Academy of Sciences. Dale, A., Davies, A. & Wei, L. 1997. Developing a Typology of Rapists’ Speech. Journal of Pragmatics, 653–669. Ekman, P., Friesen, W. & Scherer, K. 1976. Body Movement and Voice Pitch in Deceptive Interaction. Cambridge: Cambridge University Press. Gonzalez, J. 2004. Formant Frequencies and Body Size of Speaker: A Weak Relationship in Adult Humans. Journal of Phonetics, 277–287. Greisbach, R., Esser, O. & Weinstock, C. (Haz.) 1995. Speaker Identification by Formant Contours . New York: New York Academy of Sciences. Hollien, H. 1990. The Acoustics of Crime. New York: Plenum Press. Hollien, H. 2002. Forensic Voice Identification. London: Academic Press. Inbau, F. E. 1986. Criminal Interrogation and Confessions. Baltimore: Williams & Wilkins. Ladd, D. R. 1996. Intonational Phonology. Cambridge: Cambridge University Press. Lariverie, C. L. 1975. Contributions of Fundamental Frequency and Formant Frequencies to Speaker Identification. Phonetecia, 185–197. Morris, D. 1977. Manwatching: A Field Guide to Human Behaviour. New York: H. N. Abrams. Maley, Y. & Gibbons, J. (Haz.) 1994.Language and the Law. London: Longman. Rose, P. 2002. Forensic Speaker Identification. New York: Taylor & Francis. Vardar, B. 1982. Dilbilimin Temel Kavram ve İlkeleri. Ankara: TDK. Wiegman, A., Siegman, A. & Feltstein, S. (Haz.) 1985. Multichannel Integrations of Non-Verbal Behaviour.Hillsdale, NJ: L. Erlbaum Associates. 10 Mayıs 2007 12.00-12.30 C Salonu 91 İlknur Yüksel Anadolu Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Türkçede Olumsuzluk Yapıları ve Bağdaşıklık Bu çalışmada Türkçedeki olumsuzluk yapılarının söylemdeki bağdaşıklık işlevleri incelenmektedir. İngilizce gibi diğer dillerdeki olumsuzluk yapıları çoğunlukla sözdizimi, biçimbirim (e.g. Heageman, 1995; Zanuttini, 1997) ve anlambilim (Carston, 1998) açısından incelenmiştir. Ancak, olumsuzluk yapılarının edimbilim ve söylembilim açısından sözlü ve yazılı metinlerde incelenmesi çok yaygın değildir. Öte yandan, Horn (1985) ve Givon (2001) gibi araştırmacılar, olumsuzluk yapılarını cümle seviyesinde inceleyen çalışmaların aksine, bu yapıların metin içerisindeki işlevlerine yoğunlaşmış ve dildeki bu yapıların farklı açılarının bir araya gelmesiyle söylemdeki bağdaşıklığı nasıl sağlayabildiğine dikkat çekmiştir. Türkçede ise bu alandaki çalışmalar oldukça sınırlıdır. Özellikle Türkçe olumsuzluk yapıları ve bu yapıların bağdaşıklık açısından incelenmesi araştırılması gereken bir konudur. (Özkan, 2006; Emeksiz, 2006) Bu nedenle, bu çalışmanın amacı, Kehler’in (2002) söylem bağdaşıklığını metin-içi ilişkilerle açıklamak için önerdiği kuramı çerçevesinde, Türkçedeki olumsuzluk yapıları ve metin bağdaşıklığı ilişkisini incelemektir. Kehler’in (2002) kuramında, söylemde bağdaşıklık, metin içindeki Benzerlik, SebepSonuç ve zamanda ve mekânda Bitişiklik ilişkilerinden oluşan üç temel ulama ve her bir ulamanın alt gruplarında belirtilen ilişkilerle ele alınmıştır. Bu çalışmada Türkçe metinler bu ulamlar çerçevesinde incelenmiştir. Çalışmanın verileri, günümüz Türkçesinin farklı türlerini bir araya getirmiş olan ODTÜ Derlem’inden alınmıştır. Seçilen metinlerde, Türkçedeki olumsuzluk eki –me/-ma ve olumsuzluk yapıları değil ve yok metin içindeki bağdaşıklık ilişkilerini sağlama işlevlerine göre incelenmiş ve Kehler’in (2002) bağdaşıklık ulamlarına göre düzenlenmiştir. Verilerin her bir ulama göre sınıflandırılması iki farklı uzman tarafından yapılmış ve uzmanlar arasındaki uyumun güvenirlik düzeyi Cohen Kappa 92 istatistiğiyle değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular, Türkçedeki olumsuzluk yapılarının Kehler’in (2002) bağdaşıklık ilişkisi ulamlarına göre, metin-içi bağdaşıklığa katkı sağladığı ve bu yapıların söylembilim çerçevesinde incelenebildiğini göstermiştir. Kaynakça Haegeman, L. 1995. The Syntax of Negation. Cambridge: CUP Horn, L. 1985. Metalinguistic, Negation and Pragmatic Ambiguity. Language, 61 (1). 121-174 Kehler, A. 2002. Coherence, Reference and the Theory of Grammar. Stanford: CSLI Publications. Özkan, B. 2006. Türkçede Dilbilgisel Olarak “Olumlama” ve “Olumsuzlama”. Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15 (1), 269-282. Zanuttini, R. 1997. Negation and Clausal Structure: A Comparative Study of Romance Languages. New York: Oxford University Press. 11 Mayıs 2007 11.30-12.00 C Salonu 93 Deniz Zeyrek, Çiler Hatipoğlu, Nart Bedin Atalay Orta Doğu Teknik Üniversitesi [email protected] - [email protected] - [email protected] ______________________________________________________ Türkçe /r/’nin Akustik Özellikleri Türkçe /r/ çeşitli kaynaklardaki tanıma göre, dişeti ya da öndamakta eklemlenen çarpmalı ünsüzdür (Aksan, 1978; Göknel, 1974; Kornfilt, 1997; Lewis, 2000). Değdiği yerde birkaç vuruş yapan yuvarlanan türü [r] sözcük başında bulunur (Selen, 1979). Sözcük ortasında tekvuruşlu ya da yuvarlanmayan türü [ɿ] kullanılır (Selen 1979). Sözcük sonunda [ ] ötümsüzleşir (Göksel ve Kerslake, 2005; Erguvanlı-Taylan, 2000; Kornfilt, 1997). Bazı kaynaklar sözcük sonundaki [ ]’nin sürtünmeli olduğunu belirtmektedir (ErguvanlıTaylan, 2000; Selen, 1979). Bu özelliğin bütün kaynaklarda belirtilmemiş olması araştırmaya değer bir nitelik olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla çalışmamızın odak noktası sözcük sonu [ ]’nin sürtünmeli olduğunu akustik olarak göstermeye çalışmaktır. Ayrıca sürtünmeli değişkenin kız ve erkek deneklerin kullanımında bir fark gösterip göstermediğine bakılacaktır. /r/’nin değişkenlerinin spektral özelliklerinin PRAAT programı ile açığa çıkarılması planlanmaktadır. Bu program şu adresten elde edilmiştir: http://www.fon.hum.uva.nl/praat/. 18–21 yaşlarında, ağız farklılıkları göstermeyen 4 kız 4 erkek üniversite öğrencisinin /r/’nin dağılımını gösteren sözcükleri 4-5 kere tekrarlamasıyla elde edilecek ses kayıtları spektral incelemeden geçirilecektir. Kısaca, bu çalışma /r/’nin biçimbirimciklerini, özellikle sözcük sonu değişkenin özelliklerini akustik incelemelerle belirlemek, cinsiyet farkının sözcük sonu değişken için önemli olup olmadığına bakmak amacını taşımaktadır. Kaynakça Aksan, D. 1978. Türkiye Türkçesi Gelişmeli Sesbilim. Ankara: Türk Dil Kurumu. Catford, J. C. 2001. On R’s, Rhotacism and Paleophony. Journal of the International Phonetic Association 31, 171-185. 94 Erguvanlı-Taylan, E. 2000. Structure of Modern Turkish (Class Notes). İstanbul: Boğaziçi University MS. Göknel, Y. 1974. Modern Türkçe Dilbilgisi. İzmir: Hür Efe Matbaası. Göksel, A. & Kerslake, C. 2005. Turkish: A Comprehensive Grammar. London & New York: Routledge. Kornfilt, J. 1997. Turkish. London & New York: Routledge. Ladefoged, P. 2001. Vowels and Consonants. Oxford: Blackwell. Lewis, G. 2000. Turkish Grammar. 2. basım. Oxford: Oxford University Press. Selen, N. 1979. Söyleyiş Sesbilimi, Akustik Sesbilim ve Türkiye Türkçesi. Ankara: Türk Dil Kurumu. 11 Mayıs 2007 11.00-11.30 B Salonu 95 Y u v a r l a k M a s a Cem Bozşahin & Aslı Göksel Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi [email protected] - [email protected] _______________________________________________________ Türkçede Ezgi: Sözdizim ve Edimle İlişkisi Ezgi, sözdizim ve edim yapısal alanlar olarak kabul edildiğinde, bir ifadenin bu düzlemlerdeki kurucuları dilbilim kuramlarını farklı yönlere çekmektedir. Bu yapıların aynı temelli olduğu, farklı ama birbiriyle ilişkili olduğu veya birbirlerini etkilememesi gerektiği şeklinde üç temel açılım da kendi içinde farklılık göstermektedir, örneğin farklı ama ilişkili iseler bu ilişki nasıl bir ilişkidir gibi. Ezgi çalışmalarını bu konuda özel kılan temel nokta veri tabanının diğer düzlemlere de dayanak oluşturması gerektiğidir. Sonuçta hiçbir sözdizimsel yapı ya da edim ezgilemeden ifade edilemez. Her ne kadar kuramlar örneğin sözdizimsel yapı konusunda varsayımlarını oluştururken sadece sözdizime bakmayı uygun görebilirlerse de, dilbilimin ampirik temelini oluşturan veriler ezgi de içermektedir, dolayısıyla diğer soyutlamaların da göz ardı edemeyeceği bilgiler ses, işaret ve ezgi belirlemesi ile başlar. Ezgi konusunda yapılmış bazı incelemeler olmakla birlikte, Türkçede hissedilen temel eksiklik, dilbilimde son çeyrek yüzyılda önemli birikim sağlamış ezgi ve sesbilim kuramları ışığında elimizde fazla birikim olmamasıdır. Dünya literatüründe de ezginin sözdizim ve edimle yapısal açıdan incelenmesi ancak son yıllarda gerçekleşmiştir. Bazı kuramların sağladığı veri birikimleri ve modeller örneğin İngilizce ve Almanca ezgi yapıları için yepyeni açılımlar getirmiştir. Kuramlara örnek olarak ingilizce isimleriyle Autosegmental-Metrical Theory, Intonational Phonology, Prosodic Phonology, Government Phonology ve Lexical Phonology'yi sayabiliriz. Bu toplantının amacı elimizde olanları paylaşmak, sözü edilen kuramların bir Türkçe ezgi envanteri çıkarılmasında neler önerebileceğini tartışmak ve sözdizim ve edim kuramlarıyla ilişkilendirilmesinde yeni bilgiler için nerelere bakmamız gerektiğini araştırmaktır. 96 Y u v a r l a k M a s a Necate Baykoç Dönmez, Tülin Güler, Ebru Deretarla Gül Hacettepe Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi [email protected] - [email protected] [email protected] Çocuklarda Dilin Kazanımı, Gelişimi ve Değerlendirilmesi Çocuklarda dilin kazanımı, gelişimi ve değerlendirilmesine ilişkin bazı dillerde detaylı bilgilere ulaşılırken, Türkçenin kazanımına ilişkin çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Türk çocuklarının dili kazanım aşamalarının belirlenmesi, gelişimlerini değerlendirmek ve gerekli desteği sağlamak açısından çok önemli olup, bu amaçla; 1272 Aylar arasındaki Türk çocuklarının dil kazanımı ve gelişimi aşamalarını belirlemek için gerek alıcı dil gerekse ifade edici dil boyutlarında 1986 yılından itibaren üç bilim uzmanlığı ve üç doktora tez çalışması birbirini takip eder şekilde tamamlanmıştır. Bu çalışmaların devamında çocukların alıcı ve ifade edici dil gelişimi özelliklerini değerlendirme yöntemlerini belirlemek için dil gelişim ölçeği geliştirilmiştir. 12-72 Aylar arasındaki Türk çocuklarının dili kazanmada alıcı ve ifade edici dil gelişim özelliklerini içeren bu ölçek Türkçe’ye özgü olarak geliştirilen ilk ölçektir. Bu çalışmada, çocuklarda dil gelişimi ve Türkçe kazanım aşamaları tüm boyutları ile tartışılacak, değerlendirme kriterleri ve yöntemleri belirtilecektir. Kaynakça Acarlar İ. F. 1991. 2,5–4 Yaşlar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara. Acarlar, F. & Baykoç D. N. 1992. 30-47 Aylar (2.5-4 Yaş) Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 8 (3), 163-203. 97 Baykoç D. N. 1986. 12–30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanılması Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi. Ankara. Baykoç D. N. 1986. Dil Gelişimi ve Dil Gelişimini Değerlendirmede Kullanılan Testler. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi. 1. Baykoç D. N. & Arı, M. 1992. 12–30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanılması. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 8 (3), 115-161. Baykoç D. N. ve diğ. 1997. Okul Öncesi Dönemde Dil Gelişimi Etkinlikleri. 2. baskı. Ankara: Sim Matbaacılık. Erdemir, N. 2001. 12–30 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının Anlamsal Yönden İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara. Güler, T. 2004. 48–72 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Alıcı Dil Yapılarının İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara. Güleryüz, F. 1990. 48–60 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Yayınlanmamış Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara. Yüksel, E. 2003. Eskişehir’de Yaşayan 30–47 Aylar Arasındaki Çocukların Alıcı Dil Becerilerinin İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara. 98 Y u v a r l a k M a s a N. Engin Uzun, Leyla Uzun, Zeynep Erk Emeksiz, İlknur Keçik, Ümit Deniz Turan Ankara Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi [email protected]@[email protected] - [email protected] _______________________________________________________ Sosyal Bilimler Alanında Yazılan Türkçe Metinlerdeki Tutarlılık İlişkileri ve Tartışma Yapısı Bu yuvarlak masa etkinliğinin temel amacı, sosyal bilimler alanında yazılan Türkçe metinlerde tartışma yapısının bileşenlerini (iddia, tanıt, uslamlama (reasoning)) tutarlılık ilişkileri (coherence relations) açısından betimlemektir. Bu amaçla, etkinlikte yer alan sunularda metinler aşağıdaki sorular çerçevesinde incelenecektir: 1. Metinlerdeki iddia önermelerinin türlerine ve niteliklerine göre sıklık değeri nedir? 2. Metinlerde tanıt bileşeninin gerçekleştiği söylem bloklarında hangi tutarlılık ilişkileri ortaya çıkmaktadır? Bu açıdan metinlerde Türkçe için tipik bir tanıtsallık sunumu bulunmakta mıdır? 3. Metinlerdeki uslamlama türlerinin sıklık değeri nedir? Uslamlama bileşeninin gerçekleştiği söylem bloklarında hangi tutarlılık ilişkileri ortaya çıkmaktadır? Bu açıdan metinlerde Türkçe için tipik bir uslamlama sunumu bulunmakta mıdır? 4. Metinlerde gözlemlenen “sözde uslamlama”nın türlerine göre sıklık değeri nedir? Çalışmada, tartışma yapıları Toulmin’in (1958) Tartışma Kuramı temel alınarak betimlenecektir. Tutarlılık ilişkileri için temelde Kehler (2002)’deki tanımlamalar benimsenerek bu ilişkiler söylem blokları içinde ele alınacak ve çekirdek-uydu yapısı 99 gözetilerek (Mann & Thompsan, 1987) çözümlenecektir. Çalışmanın örneklemini oluşturan özgün araştırma yazıları, TÜBA ULAKBİM Sosyal Bilimler Veri Tabanı’nda yer alan 6 konu alanını (dilbilim, psikoloji, sosyoloji, felsefe, eğitimbilimleri, tarih) temsil eden süreli yayınlardan rastlantısal olarak seçilmiştir. Kaynakça Kehler, A. 2002. Coherence, Reference, and the Theory of Grammar. Chicago: CSLI Publication. Mann, W. C. & Thompson, S. 1987. Rhetorical Structure Theory: A Theory of Text Organization. ISI: Information Sciences Institute, Los Angeles, CA, ISI/RS87-190, 1-81. Toulmin, S. 1958. The Uses of Argument. Cambridge: CUP. 100 P O S T E R S U N U M L A R I Yeşim Aksan & Dilek Kantar Mersin Üniversitesi [email protected] Kavramsal Metafor Kuramı Açısından Türkçede Duygu Metaforları Bütüncesi Lakoff & Johnson (1980, 1999)’ın geliştirdiği Kavramsal Metafor Kuramı insan zihninin çalışma biçimlerinde dilsel yapıların öneminin ve yerinin belirlenmesinde etkin bir yaklaşımdır. Kavramsal metafor soyut bir kavramsal alanın (örn. hayat, duygu vb.) çoğunlukla somut olan başka bir kavramsal alan (örn. yolculuk, ateş vb.) yardımıyla anlaşılmasıdır. Kavramsal metafor sadece bir benzetme değildir; zihnimizde, kavramlar arası, bilinçsiz olarak ürettiğimiz eşleştirmelerdir. Zihnimiz hedef kavram alanın farklı yönleriyle uyumlu olan kaynak kavram alanlarını eşleştirir ve A (hedef) kavramı B (kaynak)’dır şeklinde kodlama yapar, örneğin HAYAT BİR YOLCULUKTUR. Biz, farkında olmadan, kavramsal metaforlarla düşünür ve konuşuruz. Bu durumda, dildeki basmakalıp anlatımların bir çoğu kavramsal metafor örneğidir: Hayatın zorlu yollarında ilerle. Bu çalışmanın konusu duygu metaforlarıdır. Dilde duygu anlatımlarını oluşturan duygu metaforları, mutluluk, öfke, korku, aşk vb. geniş bir hedef kavram alanı oluşturmaktadır (Kövecses, 2000). Biz, çalışmamıza aşk metaforlarını incelemekle başladık. İngilizce için belirlenmiş 25 kavramsal aşk metaforunu (Köveces, 1988) Türkçedeki kavramsal metaforlarla karşılaştırdık (Aksan & Kantar, baskıda). Çalışmanın verisini, internetten (google taraması), Türk edebiyatından, çağdaş şarkı sözlerinden ve yazılı ve görsel medyadan derlediğimiz 1000 kadar aşk metaforu oluşturdu. Ayrıca, 300 üniversite öğrencisinden yazılı ve sözlü veri topladık. Türkçe ve İngilizce kavramsal aşk metaforları arasında yapılan karşılaştırmanın ilk sonuçlarına göre, (a) İngilizce ve Türkçe aşk duygusunu dile getiren metaforların birçoğunun kaynak alanı örtüşmektedir; (b) İngilizce ve Türkçe aşk duygusunu dile getiren 101 kavramsal metaforlar aynı olsa da bu metaforları dile getirme biçimleri farklılık göstermektedir; (c) Türkçe, İngilizceden farklı olarak, aşk duygusunu, Türk toplumunun kültürel değerlerini ve geçmişini yansıtacak biçimde dile getiren kavramsal metaforlara sahiptir; (d) İngilizce, aşk duygusunu, İngiliz ve Amerikan kültürlerini yansıtacak biçimde dile getiren, Türkçede ender gördüğümüz kavramsal metaforlara sahiptir; (e) Türkçedeki kimi kavramsal aşk metaforlarının kaynakları Türk kültürüne özgü dilsel ve felsefi temellere dayanmaktadır. Çalışmamızın sonuçlarının daha sistematik ve kapsamalı olabilmesi için İngilizce ve Türkçedeki aşk metaforu örneklerinin niceliksel ve niteliksel anlamda, bir bütünce oluşturacak biçimde (bkz. Stefanowitsch, 2006) derlenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunu gerçekleştirebilmek için aşağıdakileri amaçlamaktayız: a) Kavramsal aşk metaforlarından başlayarak Türkçe için bir duygu metaforları bütüncesi oluşturmak. b) İngilizce için hazırlanmış bütünceleri inceleyerek (American National Corpus, British National Corpus vb.) Lakoff ve Johnson’ın kuramında sınırlı veri üzerinden İngilizce duygu metaforları, özellikle aşk metaforları, için varılan sonuçları güncelleyerek Türkçe verilerle karşılaştırmak. Kaynakça Aksan, Y. & Kantar, D. baskıda. A Contrastive Cognitive View of Love Metaphors in English and in Turkish. Jaszczolt, K.M., Turner, K. & Shu, D. (Haz.) Amsterdam: John Benjamins. Kövecses, Z. 1988. The Language of Love. Lewisburg: Bucknell University Press. Kövecses, Z. 2000. Metaphor and Emotion. Cambridge: Cambridge University Press. Lakoff, G. & Johnson, M. 1980. Metaphors We Live By. Chicago: Chicago University Press. Lakoff, G. & Johnson, M. 1999. Philosophy in the Flesh. New York: Basic Books. Stefanowitsch, A. 2006. Words and their Metaphors: A Corpus-based Approach. Stefanowitsch, A. & Gries, S. Th. (Haz.), Corpus-based Approaches to Metaphor and Metonymy, (63-105). Berlin: Mouton de Gruyter. 102 Ezel Babur, Çiğdem Sağın Şimşek, Jochen Rehbein Hamburg Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi [email protected]@[email protected] İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların İncelenmesi II: Ünlemler ve Dilin Yönlendirme Alanı Bu çalışma Türkçe’deki ünlemleri dilsel birimlerin doğal konuşma ortamındaki işlevlerinden yola çıkılarak çözümlenebileceği temeline dayanan 70li yıllardan beri Bühler’in dil teorisine (1934) dayanarak Ehlich ve Rehbein (Rehbein, 1977; Ehlich, 1986; Ehlich ve Rehbein 1979; Rehbein, 2006 vb.) tarafından geliştirilmiş olan İşlevsel Edimbilim yöntemiyle incelemektedir. Çözümlemesi sunulacak olan ünlemler ‘asıl ünlemler’ sınıfından olup yazılı olarak <hm>, <hmm>, <hı>, <hım>, <he>, <hee>, <ha>, <ha?>, <hıhı> şeklinde ifade edilen ünlemlerdir. Aynı zamanda İşlevsel Edimbilim bağlamında dilin‚ yönlendirme alanı’nın tanıtılması amaçlanmaktadır. Dilin İşlevsel Edimbilim yöntemiyle çözümlenmesi önce konuşma ortamında kullanılan birimlerin sesbilgisel ve sözdizimsel niteliklerinin tanımlanmasıyla başlamakta ve bu tanımlama daha sonra biçim-işlev ilişkisinin konuşma ortamında konuşmacı ve dinleyicinin zihinsel eylemleri de analiz edilerek tamamlanmaktadır. Her dilsel birimin, dilin beş temel alanından (Simge alanı (symbol field), gösterme alanı (deictic field), yönlendirme alanı (incitment field), operasyon alanı (operation field) ve tasvir alanı (tinge field)) birine tekabül ettiği bu teoride ünlemler barındırdıkları niteliklerle ‘yönlendirme alanı’nın çekirdeğini oluşturmaktadırlar (Ehlich, 1986; Rehbein, 2006). Buna göre içlerinde anlam barındırmayan ve istisnalar dışında tümce içinde belirli bir yeri olmayan ünlemler, sözcük olarak nitelendirilemeyecekleri gibi, cümleyle eşdeğer görülmelidirler. Kısalıkları ve ton özellikleriyle konuşma içinde fazla zaman almadan konuşmacının içinde bulunduğu zihinsel ve duygusal durumu dinleyiciye ifade etmekle ve konuşmayı katılımcıların ihtiyaçlarına göre yönlendirmekle yükümlüdürler. 103 Türkçe dilbilgisi çalışmalarında ünlemlerin konuşma dilinin öğeleri oldukları, dilsel öğeler içinde özel bir yere sahip oldukları ve vurgu ve tonlama özelliklerinin bunların konuşmadaki görevlerini belirlediği ifade edilmiştir (örn. Emre, 1948). Ancak ünlemlerin sınıflandırılması şekil bilgisi ile ilgili çalışmalarda bir takım karmaşalara yol açmış, ünlemlerin ‘edat’ sınıfının bir parçası olduğu (Ergin, 1958; Deny, 1971; Hacıeminoğlu, 1984 vb.) ya da bağımsız bir sınıf olduğu (örn. Gencan, 1975; Banguoğlu, 1998) yönünde iki bakış açısı etkili olmuştur. İki durumda da ünlem başlığı altında toplanan dilsel öğeler‚ asıl ünlemler’den oluşan çekirdek yanında tonlama ve vurgu ile ya da duygusal içeriklerinden dolayı bu gruba dahil edilen‚ ünlem görevli ifadeler’i kapsamaktadır (son sınıflandırma Korkmaz, 2003; tartışma için bknz. Korkmaz, 1999). İncelemesi yapılan ünlem grubu Türkçede konuşma dilinin olmazsa olmaz unsurları olmakla ve ‘soruşturma’ ve ‘tasdik’ ünlemleri içinde yer almakla birlikte bu güne kadar hangi islevleri neye bağlı olarak gerçekleştirdikleri araştırılmamıştır (krş. Akar, 1988; Külebi, 1990). Tek dilli ve çok dilli ebeveyn-çocuk konuşmaları (Jochen Rehbein’ın SKOBI-ENDFAS veri tabanı) incelenerek bu unsurların sesbilgisel ve tonsal yapılarına bağlı olarak beş temel işlev üstlendikleri ortaya konulmakta ve bunlar açıklanmaktadır. 104 Özler Çakır Proje Ekibi: Yeşim Aksan, Devrim Alıcı, Dönercan Dönük Mersin Üniversitesi ozlercakı[email protected] İkidilli Yetişkinlerin Metin İşlemleme Süreçleri: Sesli Düşünme Yöntemi ve Bilişsel İşlemler Günümüzde insan beyninin dolayısıyla da bilişin (cognition) metinleri kavrama sürecinde nasıl çalıştığı metin işlemleme ile ilgili çalışmaların uluslararası düzlemde odak noktalarından birisini oluşturmaktadır. Bu anlamda bilişin nasıl işlediğine ilişkin stratejilerin belirlenmesi, öğrenme sürecine de önemli katkılar sağlamaya başlamıştır. Öğrencilerin okuduğunu anlama sürecindeki yetkinliklerinin tüm öğrenim yaşantılarındaki başarılarının temel belirleyicilerinden biri olduğu dikkate alındığında, metin işlemleme sürecinde bireylerin bilişinin nasıl çalıştığının ortaya konabilmesinin önemi de daha anlaşılır olmaktadır. Bu bağlamda okuduğunu anlama sürecindeki yetkinlik, bireyin okuduğunu anlama stratejilerini kullanabilmesine bağlıdır. Yapılan pek çok bilimsel çalışmada ise okuduğunu anlama çıkarım yapma süreci olarak tanımlanmaktadır (Graesser, Singer & Trabasso, 1994; Richeit, Schnotz & Strohner, 1985; Singer, 1990; Singer, 1994; van den Broek, 1994). Bireyin anadilinde bir metinle etkileşirken çıkarım yapma stratejilerini kullanabilmesi, ikinci dilde de bu stratejileri kullanabilme yetkinliğini arttırmaktadır. Özellikle son yıllarda yapılandırmacı anlayışın (constructivisim) ortaya koyduğu ilkeler ve bu doğrultuda yapılan bilimsel çalışmalar, eğitim alanında öğrenme ve öğretme süreçlerine önemli katkılar sağlamaktadır. Bireylerin bir metinle etkileşme süreçlerinde bilişlerinde neler olup bittiğinin saptanabilmesi için kullanılan sesli düşünme (think aloud), bu amaçla bilimsel çalışmalarda en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Biz de bu çalışmada, ülkemizde üniversite düzeyinde eğitim alan iki dilli 105 öğrencilerin metin işlemleme süreçlerini sesli düşünme yöntemi ile ortaya koymayı amaçladık. Bu amaç doğrultusunda araştırmada aşağıdaki sorulara yanıt aranacaktır: 1. Anadilinde (Türkçe) yetkin okuyucu olup olmama ve okuma metninin konusu hakkında önbilgili olup olmama, öğrencilerin bağdaşık bir metinle etkileşimleri sırasında bilişlerinde gerçekleşen işlemler bakımından farklılık yaratmakta mıdır? 2. Anadilinde (Türkçe) yetkin okuyucu olup olmama ve metin dili (Türkçe/İngilizce), öğrencilerin bağdaşık bir metinle etkileşimleri sırasında bilişlerinde gerçekleşen işlemler bakımından farklılık yaratmakta mıdır? Yukarıdaki araştırma sorularına yanıt bulmak amacıyla bu çalışmada, Mersin Üniversitesinde Eğitim Fakültesi İngiliz Dili Eğitimi ve Fen-Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümlerinde okuyan öğrencilerden elde edilen veriler kullanılarak hem niteliksel hem de niceliksel çözümlemeler yapılacaktır Kaynakça Graesser, A.C., Singer, M. & Trabasso, T. 1994. Constructing Inferences During Narrative Text Comprehension. Psychological Review, 101, 371-395. Richeit, G., Schnotz, W. & Strohner, H. 1985. The Concept of Inference in Discourse Comprehension. Richeit, G. & Strohner, H. (Haz.), Inferences in Text Comprehension, (3- 49). Elsevier. Singer, M. 1990. Psychology of Language. New Jersey: Lawrence Erlbaum Association. Singer, M. 1994. Discourse Inference Process. Gernsbacher, M.A. (Haz.), Handbook of Psycholinguistics, (479-583). San Diego, CA: Academic. van den Broek, P. 1994. Comprehension and Memory of Narrative Texts: Inferences and Coherence. Gernsbacher, M.A. (Haz.), Handbook of Psycholinguistics, (539- 583). San Diego, CA: Academic. 106 Aslı Göksel & Belma Haznedar Proje ekibi: H.İ. İskender, S. Kan, T. Akan, K. Gökgöz, M. Bostancı, F. İnce, İ. Oded, D. Öksüz Boğaziçi Üniversitesi [email protected] - [email protected] Türkçe Tamlamaların Yapısı – Bir Veri Tabanı Çalışması Bu çalışma Bologna Üniversitesi’nde 2005 yılında başlatılan ve şu anda 20’nin üstünde dili kapsayan MorboComp projesi çerçevesinde yürütülen karşılaştırmalı bir veri tabanı çalışmasının Türkçe’yle ilgili bölümüdür. Hedef, yapısal bir çözümleme temelinde her dilden 10,000 tamlama toplamaktır. Tamlamaların incelenmesinde (Bkz. Fabb, 1988) Scalise ve diğ. (2005) ve Bisetto & Scalise (2005)’de öne sürülen sınıflandırma esas alınmıştır. Bu sınıflandırma tamlamaların literatürde irdelenen iki özelliğini, başlı olup olmama ve tamlayanla tamlanan arasındaki ilişkiyi birbirinden bağımsız iki parametre olarak incelemektedir. Bisetto ve Scalise üçüncü bir parametre olarak başın tamlama içindeki konumunu ele alır, dolayısıyla tamlananın sağda ya da solda olması ek bir sınıflandırma konusudur. Çözümlemede gerek tamlamanın, gerekse tamlayan ve tamlananın sözdizimsel kategorisi (ör. ad, eylem, sıfat) belirtilmektedir. Türkçe’ye bu açıdan bakıldığında 100 kadar tamlama tipi olduğunu saptanmış, vurgunun yeri, tamlama takısının olup olmaması gibi etkenlerin sınıflandırmaya katılmasının gerekliliği kuvvet kazanmıştır. Kaynakça Bisetto, A. & Scalise, S. 2005. The Classification of Compounds. Lingue E Linguaggio, 4 (2). Fabb, N. 1998. Compounding, Spencer, A. & Zwicky A. M. (Haz.) Handbook of Morphology, (66-83). Oxford: Blackwell. Scalise S., Bisetto, A. & Guevara, E. 2005. Selection in Compounding and Derivation. Dressler, W.U., Kastovsky, D. & Rainer, F. (Haz.), Morphologica 2004. Proceedings of the XIth International Morphology Meeting, Vienna. 107 Mustafa Sarıca & Süleyman Eratalay Yüzüncü Yıl Üniversitesi [email protected] Sümer Belirteçlerinin Türkçe ile İlgisi Aynı yapıdan gelen çağdaş diller arasında bile iletişimi olumsuz etkileyecek temel farklılıklar oluşmuştur. Kökeni bir dilleri birbirinden uzaklaştıran etkenler arasında yer ve kültür kopukluğunun yanı sıra zamansal uçurumun da derin etkisi vardır. Bu çalışma çerçevesinde beş bin yılın ayırdığı iki dil arasında hala yapısal benzerliklerin bulunup bulunamayacağını öncelikle sözcükbilim temelli olarak araştırdık. Yitik dillerden Sümerce yeniden okunup çözüldüğünde yapı açısından bitişken bir dil olduğu, Hint-Avrupa ve Sami dilleriyle bir bağlantısının olmadığı açığa çıkmıştır. Bununla birlikte çoğu araştırmacılar bu dilin yaşayan hiçbir dil ya da dil topluluğuyla ilgisinin de olmadığını söylemişlerdir. Türkçe ile ilgisi öteden beri tartışılan Sümercenin yazımında kullanılan belirteçler görev ve görüntü açısından bu araştırma çerçevesinde ele alınmıştır. Çok kapsamlı bir araştırma gerektiren bu tasarının ilk basamağı olarak belirteçleri biçim ve anlambilim açısından Türkçedeki olası karşılıklarıyla birlikte inceledik. Görev ve görüntüsü aynı sözcüklere ayrı dillerde rastlamak söz konusu dillerin kökenlerinin bir olduğunu göstermez. Bunun yapısal çözümlemelerle desteklenmesi, bu diller arasında aynı zamanda doku ve düzen birliğinin de olması gerekir. Bu araştırma her iki dilin genel yapısal özelliklerini çözümlemeyi amaçlayan kapsamlı bir girişimin önsözü niteliğindedir. Okunmuş Sümer metinlerinden alınma örnekler, Türkçenin yaşamış ve yaşayan eşdeğerleriyle karşılaştırılmıştır. Sözcükbilim temelli bu yaklaşımda, sonraki adı niteleyen belirteçlerin ve Türkçedeki benzerlerinin içyapısı biçim ve anlam açısından değerlendirilmiştir. Aradaki binyıllara karşın iki dildeki örneklerin durumunu, biçimbilimsel gelişimi ve anlam içeriğinin doğrusallığını araştırarak 108 karşılaştırmamızı tamamladık. Kapı aralama sayılabilecek bu çalışma ile iki dil arasındaki ilişkiler dizisinin belki ilk halkasını elde etmiş olduk. Benzer çalışmalar iki dil üzerindeki bilinmezleri azaltarak Türkçenin en eski izlerine kavuşmamızı ve dilimizin en derin köklerine ulaşmamızı sağlayacaktır. Kaynakça Clauson, G. 1972. An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish. Oxford: At The Clarendon Divanü Lugati't Türk. 2005. İstanbul: Kabalcı Yayınevi. Deimel, P. A. 1947. Sumerisches Lexikon. Roma: Pontificium Institutum Biblicum. Edzard, D. O. 2003. Sumerian Grammar. Leiden: Brill. Ercilasun A. B. 2004. Türk Dili Tarihi. Ankara: Akçağ Ercilasun, A. B. ve diğ. 1991. Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları. Ergin M. 2000. Orhun Abideleri. İstanbul: Boğaziçi Yay. Falkenstein, A. 1949. Das Sumerische. Leiden: Brill-Verlag. Güncel Türkçe Sözlük. 2006. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. Labat, R. 1995. Manuel D’épigraphie Akkadienne (Signes, Syllabaire, Idéogrammes). Paris: Librairie Orientalisle Paul Geuthner. Nişanyan, S. 2002. Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı, (Çizimler: Semih Poroy). İstanbul: Adam. Ölmez M. & Tekin T. 1999. Türk Dilleri. İstanbul: Simurg Tekin T. 1995. Orhon Yazıtları. İstanbul: Simurg Tekin T. 2003. Orhon Türkçesi. İstanbul: Sanat Kitabevi Tosun, M. & Yalvaç K. 1981. Sümer Dili ve Grameri I: Sumerce’den Örnekler. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. Tosun, M. & Yalvaç K. 2002. Sumer, Babil, Assur Kanunları ve Ammi-Şaduqa Fermanı. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. 109 Mustafa Sözen Akdeniz Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Sinematografik Dilde Zaman Kipleri ve Örnek Bir Uygulama Bu çalışmanın amacı sinematografik dilin sahip olduğu zaman kiplerini örnek uygulama içinde göstererek bunu yazın diliyle karşılaştırmaktır. Yazın alanında örnekleri çok olmasına karşın sinematografik dilin farklı alanları üzerine yapılan kuramsal çalışmaların sayısı ülkemizde pek de fazla değildir. Anlatıbilim ve dilbilimsel analiz yöntemlerini aynı çatı altında birleştirerek eldeki metne nesnel yaklaşmayı amaç edinen bu çalışma; sinematografik dilin zaman perspektifindeki ayırt edici dil kullanımlarını ve yapılarını ortaya çıkararak metinlerde anlamın nasıl oluşturulduğunu bulmayı amaçlamaktadır. Filmin bir sanat olarak gelişmesini etkileyen faktörlerden biri de Henri Bergson`un zaman felsefesine getirdiği boyuttur. Evrende her şeyin kesintisiz, sürekli bir değişim içinde olduğunu öne süren Bergson için ‘şimdiki anın’ kendisi de bir değişmedir. Bergson`un zaman felsefesi, film anlatısında önemli yapısal değişikliklere neden olmuştur. Filmde zaman, bir taraftan kesintisiz sürekliliğini, diğer taraftan geriye dönülmezliğini kaybeder; zaman geriye dönüşlerle durağanlaşabilir, anımsamalarla tekrarlanabilir, gelecekle ilgili görüntülerle ileriye atlayabilir. Romanın zaman tasarımında yaşanan olgular, düşünce ve duygular, anılar, geçmiş ve şimdi iç içe eşzamanlı olarak varolabilirler. Romanda görülen bu özellik, zaman ve mekan aralıklarının birleşmesine yol açar ve böylece zaman ve mekanın sınırları, romanda işlenen ilişkilerin içinde yokolabilmektedir. Bu özellik, filmin içinde geliştiği zaman ve mekanın karışımını andırır. Ancak roman, mekanı zaman içinde bir noktadan diğerine giderek anlatırken; film, zamanı mekan içinde bir noktadan diğerine giderek anlatmaktadır. Filmde mekan, statik niteliğini, bilinen durgunluğunu 110 kaybederek hareket kazanır ve kendi gelişim çizelgesine sahip olur. Homojen fiziksel zaman filmde, heterojen biçimde düzenlenmiş zamanın özelliklerini taşır. Günümüz Türk sinemasında sayıları az da olsa yerleşik anlatı biçimlerinin dışına taşmaya çalışan ürünler vardır. Örneğin Türk Sinema Dili`ne önemli katkılar getiren Ömer Kavur`un ‘Gizli Yüz’ adlı filmi sinematografik dilin zaman tasarımı anlamında iyi bir örnek olarak karşımızda durmaktadır. Kaynakça Burch, N. 1994. Zaman ve Mekan ile İlgili Bağlantılar. Filmde Zaman ve Mekan Üzerine, (117-130). Eskişehir: Turkuaz Yayınları. Demir, Y. 1994. Filmsel Zamanın Yaratılmasında Filmsel Araçların Zamanı Etkilemedeki Rolleri. Filmde Zaman ve Mekan Üzerine, (47-63). Eskişehir: Turkuaz Yayınları. Jacobs, L. 1994. Zaman ve Mekanın Anlatımı. Filmde Zaman ve Mekan Üzerine, (35-46). Eskişehir: Turkuaz Yayınları. Kıran, A & Kıran, Z. 2003. Yazınsal Okuma Süreçleri, Ankara: Seçkin Yayınları. Lawson, J. H. 1994. Zaman ve Mekan. Filmde Zaman ve Mekan Üzerine, (19-34). Eskişehir: Turkuaz Yayınları. 111 Feyza Türkay & Sophie Kern Laboratoire Dynamique du Langage/Lyon 2 Üniversitesi [email protected] - [email protected] Türk ve Fransız Anneler Tarafından Çocuğa Yönlendirilmiş Konuşmadaki Farklılıklar: Ad/Eylem Kullanımına Karşılaştırmalı Bir Bakış Açısı Bu çalışma, ilgili yazında, öncelikle Nelson (1974) tarafından ortaya atılan ve daha sonra Gentner (1981, 1982) tarafından geliştirilen, çocukların anadil edinimleri sürecinde, eylemleri adlardan daha sonra edindikleri hipotezine (The Universal Noun Advantage View) ve bu hipoteze karşıt sonuçlar sunan (The Input-Dependent View) Korece ve Çince’de Tardif (1996), Choi (1997), Choi & Gopnik (1995) tarafından yapılmış araştırmalardan ortaya çıkmış olan tartışmalı sonuçlara dayanmaktadır. Yukarıda belirtilen çalışmalara dayanan tartışmalar, ilerleyen yıllarda gerek tek (Ogura ve diğ., 2006) gerek ikili ya da çoklu diller arasındaki karşılaştırmalı çalışmalar (Tardif ve diğ., 1997) aracılığı ile desteklenmiştir. Çocukların erken dönem sözcük dağarcıklarının içeriğini araştıran çalışmaların odak noktalarından biri de anne tarafından çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın nitelikleridir. Bu konuşmanın, çocuğun dil gelişimi üzerinde etkili olduğunu gösteren birçok çalışma yapılmıştır. Bu poster bildirideki temel amaç, Türk ve Fransız anneler tarafından çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın niteliklerini özellikle ad/eylem kullanım tercihleri açısından karşılaştırmak ve ortaya çıkan yapıların çocukların ad/eylem tercihleri üzerinde bir etkisi olup olmadığını — bağlamsal boyutu göz ardı etmeksizin — tartışmaktır. Anne/çocuk dil etkileşiminde bağlamın doğrudan etkili olduğunu gösteren çalışmalar, Türkçe ve Fransızca arasındaki karşılaştırmalı bu araştırmada dikkate alınan en önemli açıdır. Bu poster bildiride, 20 Türk ve 20 Fransız anne/çocuk ile yürütülmeye başlanmış ve devam etmekte olan bir araştırmanın ön sonuçları paylaşılacaktır. Çalışmaya dayanak olusturan veri, 3 farklı 112 bağlam açısından değerlendirilen Türk/Fransız anne ve çocuk dil etkileşimleridir. Kaynakça Choi, S. 1997. Language-Specific Input and Early Language Development: Evidence from Children Learning Korean. Slobin D. I. (Haz.), The Crosslinguistic Study of Language Acquisition 5: Expanding the Contexts (41–133). Mahwah, NJ: Erlbaum. Choi, S., & Gopnik, A. 1995. Early Acquisition of Verbs in Korean: A Crosslinguistic Study. Journal of Child Language, 22, 497–529. Gentner, D. 1981. Some Interesting Differences between Verbs and Nouns. Cognition and Brain Theory, 4, 161–178. Gentner, D. 1982. Why Nouns are Learned Before Verbs: Linguistic Relativity versus Natural Partitioning. Kuczaj, S.A. (Haz.), Language Development 2: Language, Thought, and Culture, (301–334). Hillsdale, NJ: Erlbaum. Nelson, K. 1974. Concept, Word, and Sentence: Interrelations in Acquisition and Development. Psychological Review, 81, (4), 267–285. Ogura, T., Dale, P., Yamashita, Y., Murase, T., & Mahieu, A. 2006. The Use of Nouns by Japanese Children and their Caregivers in Book-Reading and Toy Contexts. Journal of Child Language, 33, 1-29. Tardif, T. 1996. Nouns are not always Learned before Verbs: Evidence from Mandarin Speakers’ Early Vocabulary. Developmental Psychology, 32,492– 504. Tardif, T., Shatz, M. & Naigles, L. 1997. Caregiver Speech and Children’s Use of Nouns Versus Verbs: A Comparison of English, Italian and Mandarin. Journal of Child Language, 24, 535–565. 113 Namık Ülkersoy Çukurova Üniversitesi [email protected] _______________________________________________________ Belirtililik Ayırt Etme Hipotezi’nin İngilizce Sesletim Hataları ile İlişkisi Bu çalışmanın amacı Eckman’ın (1977) Belirtililik Ayırt Etme Hipotezi’ nin İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencilerinin İngilizce sesletim hatalarına olan etkisini tanımlamaktır. Eckman’a göre, belirtililik seslerin doğru çıkarılmasında etkili bir özelliktir. Varsayıma göre belirtililik özelliği taşıyan ve anadilde bulunmayan seslerin doğru olarak çıkarılması daha zor olacaktır. Türkiye’de İngilizce öğrenen öğrencilerin çoğunda benzeri sesletim hatalarına rastlanmaktadır. Bu hataların içerisinden sistematik olarak yapılanlar saptanmalı ve bunların düzeltilmeleri yoluna gidilmelidir. Belirtililik Ayırt Etme Hipotezi Lado’nun (1957) Karşılaştırmalı Analiz Hipotezi’ne dayalı olarak ortaya çıkarılmıştır. Lado’ya göre dil öğrenimindeki zorluklar ana dil ve hedef dil arasındaki farklılıklardan dolayı olacaktır. Buna göre, eğer hedef dildeki bir ses anadilde yok ise bunun öğrenilmesi zordur. Ancak, Eckman çalışmalarında bunun tam olarak doğru olmadığını görerek, sesletim zorluklarının sadece farklılıktan dolayı olmadığını başka etkili faktörlerin olduğunu iddia etmiştir. Tüm bunlardan yola çıkarak çalışmamızı aşağıdaki hipotez doğrulusunda yaptık: “İngilizce’yi yabancı dil olarak öğrenen Türk öğrenciler belirtili ünsüzlerin sesletiminde zolanarak daha çok hata yapacaklardır”. Yapılan çalışmada Çukurova Üniversitesi İngiliz Dili ve Eğitimi İkinci sınıf öğrencileri denek olarak kullanıldı. Deney ve kontrol Grubu olarak iki sınıf gelişigüzel seçildi ve her iki gruba da öntest uygulandı. Sesletim hatalarını saptamak için, 60 kelimeden oluşan bir test verilerek öğrencilerden yüksek sesle okumaları istendi. Hatalar tespit edildikten sonra bunların düzeltilmesi için deney gurubuna sınıfta uygulama yapılarak hatalar üzerinde 114 durularak doğru sesletimlerin öğretimi yapıldı. Çalışma sonucunda belirtililik özelliği taşıyan ünsüzlerin sesletiminin daha zor olduğu bulunmuştur. Bunun yanı sıra ünsüzlerin sözcük içindeki yerinin de sesletim zorluklarına yol açabildiği gözlenmiştir. Kaynakça Eckman, F. 1977. Markedness and the Contrastive Analysis Hypothesis. Language Learning 27, 315 – 330. Lado, R. 1957. Linguistics Across Cultures: Applied Linguistics for Language Teachers. Ann Arbor: University of Michigan Press. 115 Banu Yaman Aksaray Üniversitesi [email protected] Hollanda ve Türkiye’de Türkçe Öğretimi (Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirme Çalışması) Bu araştırma, öğrencilerin Türkçe’ye ve Türkçe dersine yönelik bakış açılarını ve Türkçe dersindeki akademik başarılarını, öğretmen görüşleri açısından değerlendirmeye yönelik niteliksel bir çalışmadır. Çevresel faktörlerden en önemlisi olan öğretmen görüşleri, yarı yapılandırılmış görüşme formları hazırlanarak elde edilmiştir. Görüşme doğal bir iletişim ve bilgi toplama yolu olduğundan anlaşılmayan konularda, açıklama, soru sorma ve tamamlama yapmaya olanak sağlamasının yanı sıra araştırma yapılan konuda daha çok ve ayrıntılı bilgilere ulaşabilmesine de zemin hazırlar (Serper, Gürsakal, 1989, 150; Kaptan, 1991, 149). Kültür-eğitim ve kişilik gelişimi açısından öğrencilerin en önemli etkileşime girdikleri yer olan sınıflarda, 1. Öğretmenin ve öğrencilerin birbirlerine olan bakış açısı, 2. Bağlı oldukları kültüre yönelik tutumları, yaşanan ülkenin ortak dilini öğrenmeye yönelik tutum ya da istekleri, 3. Resmi dili doğru ve etkili biçimde kullanmaya yönelik beklenti ve ihtiyaçların ortaya konulamaması, 4. Anadil ile anadili arasında çelişki duymadan, 5. Olumsuz tutumlar geliştirmeden, 6. İki dil arasında uçurumlar oluşturacak yönelimlere girmeden 7. Türkçe’yi etkili, doğru, düzgün kullanabilmesini sağlayacak yöntemler geliştirmek gerekmektedir. Kaynakça Güvenç, B. 1997. Çocuk ve Kültür. Çocuk Kültürü 1. Ulusal Çocuk Kültürü Kongresi Bildirileri. Ankara Üniversitesi. Hengirmen, M. 1999. Anadili Eğitiminin Kişilik Gelişimine Etkisi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 116 Türkçe’nin Eğitimi ve Öğretimi Anabilim Dalı. Ankara. Sarı, M. 2001. İki dilli Çocukların Çözümleme Yöntemiyle Okuma Yazma Öğrenirken Karşılaştıkları Güçlükler. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Çukurova Üniversitesi. Adana. Sayıner, B., Susam, H., Alkaya, M. Ercan, İ., Kılıç, Y. & Karaman, M. 1987. Amsterdam AKE Çerçeve Planı. Artubo. Amsterdam Voor De Nederlands TEXT. 117 Elif Kır Yıldız Teknik Üniversitesi [email protected] Türkçedeki Parçalarüstü Sesbirimlerinin Türkçeyi Yabancı Dil Olarak Öğrenen Öğreniciler Tarafından Kullanımı ve Algılanması: Araştırma Bulguları ve Ders İçerik Önerisi Bir dilde var olan sesler ve bunların niteliklerini içeren ses düzeni bir dili başka dillerden ayıran başlıca özelliklerden birisidir. Diller arası incelemeler ve karşılaştırmalar bu niteliklerin gerçekte önemli ayrımlar olduğunu göstermektedir. Dillerde sesbirimsel çizginin dışında kalan, sesin yeğinlik, yükseklik ve süresinden kaynaklanan ve “bürün olguları” olarak adlandırılan parçalarüstü birimler de bulunmaktadır (Ergenç, 1998:25). Bürün olguları dillerde çeşitli işlevler yerine getirebilir ve bazı bürünsel olgular dilde anlambirimleri ve sözceleri birbirinden ayırt etmek için kullanılabilir. Türkçede süre, vurgu, ton, ezgi, durak ve kavşak gibi parçalarüstü birimler gerek sözcük gerekse tümce düzeyinde konuşucu ile dinleyici arasındaki iletişimde ve iletilerin dinleyici tarafından doğru olarak algılanmasında anlam ayırıcı olabilmektedir. Bu nedenle parçalarüstü birimlerin hem Türkçeyi anadil olarak edinmiş konuşurlar hem de Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen öğreniciler tarafından doğru algılanması ve kullanılması gerekmektedir. Bu amaçla, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen ve anadilleri Fransızca olan öğrencilere haftada iki saat verilen konuşma derslerinde parçalarüstü birimlerin Türkçedeki kullanımına odaklanılmıştır. Araştırma öncesinde toplam onaltı hafta, 64 saat Türkçe dersi almış olan bu öğrenci kümesinden kimi sözcükleri ve tümceleri okumaları istenmiş ve öğrenicilerin okumaları ses kayıt aygıtına kaydedilmiştir. Elde edilen veride Fransızca ve Türkçede parçalarüstü birimlerin kullanım farklılıklarından kaynaklanan yanlış 118 kullanımlar, öğrencilerin yaptıkları vurgulama ve tonlama yanlışlıkları, yanlış duraklama yerleri ve bunların sonucunda anlam karmaşası ve bozukluğuna neden olan kullanımlar saptanmıştır. Bu saptamalardan sonra öğrenicilerle yapılan görüşmelerde öğrenicilerin Türkçe sesletimde ve parçalarüstü sesbirimlerin kullanımında ne gibi güçlükler yaşadıkları öğrenilmiştir. Bu veriler ve Türkçe ile Fransızcada parçalarüstü birimlerin karşılaştırılması sonucu elde edilen bilgiler yardımıyla yabancılara Türkçe öğretiminde konuşma derslerinin içeriği Türkçenin sesbiçimsel özellikleri ve parçalarüstü birimler odak alınarak hazırlanmıştır. Bu sunuda, araştırmanın bulguları ve araştırma sonuçlarına göre düzenlenmiş yabancı dil olarak Türkçe konuşma dersi içeriği tartışılmaktadır. Kaynakça Aksan, D. 1987. Türkçenin Gücü. Ankara: Bilgi Yayınevi. Demircan, Ö.1996. Türkçenin Sesdizimi. İstanbul:Der Yayınları. Demircan, Ö. 2005. Odaklayıcılar ve Devrik Dizim. Dilbilim İncelemeleri, 87–115. Ergenç, İ. 1989. Türkiye Türkçesinin Görevsel Sesbilimi. Ankara: Engin Yayınevi. Ergenç, İ. 1998. Konuşma Dili ve Türkçenin Söyleniş Sözlüğü. Ankara: Simurg. 119