Adobe PDF - XXI. Ulusal Dilbilim Kurultayı | 10

Transkript

Adobe PDF - XXI. Ulusal Dilbilim Kurultayı | 10
İçindekiler
Nuray Alagözlü
Banka Teminat Mektuplarına Yönelik Bir Tür
Çözümlemesi
Aslı Altan
Sağdan Sola mı, Soldan Sağa mı? Türkçede Ünlü
Uyumunun Ediniminde İçtüreme
Aslı Altan & Neşe Arslan Çocukların İki Anlamlı Bir Takıyı Edinimi: Türkçede
-DIr Takısı
Dilek Altunay
Neden-Sonuç İlişkisi Bağlaçları ve Metinde
Bağdaşıklık
Elif Arıca & Tuğba Çelik
Özer
Gazete Köşe Yazılarında Yansıma Gerçeklik
Füsun (Bilir) Ataseven &
Emine Bogenç Demirel
Sözlük Çevirisi Alanında Proje Tabanlı Bir Model
Pınar Bekar
Alıntı Sözcüklerde Dizimsel Etkileşim Sonucu [l] ve [t]
Ünsüzlerinde Görülen Değişimler
Doğan Bulut & Huriye
Mannasoğlu
Türkçe’de Söz Kesme Eylemi: Kim, Nerede, Niçin
Daha Çok Söz Kesiyor?
Gülay Cedden
Eylemin Tümce İçerisindeki Yerinin Almanca’da
Tümce Üretimi Sırasındaki Etkisi
Eyyup Coşkun
İlköğretim Öğrencilerinin Öyküleyici Anlatımlarında
Metin Tutarlılığı
Müzeyyen Çiyiltepe &
Özgür Aydın
Bağlama İlkelerinin Edinimi: Sözdizim ve
Kullanımbilim Etkileşimi
Derya Çokal Karadaş
Konuşma Dilinde İşte’nin Bilişsel Edimbilim Işığında
İşlevlerinin Çözümlemesi
Hatice Çubukçu
Sözün Güce Dönüşümü: ‘Güçeylem’ler
Nesrin Deliktaşlı
Türk ve Fransız Ceza Kanunlarının Dilbilimsel Açıdan
İncelenmesi ve Çalışmanın Çeviribilime Katkısı
Ömer Demircan
Türkçede İzleme
Derya Duman
Artsüremli Bakış Açısından Eleştirel Söylem
Çözümlemesi ve Bir Uygulama: Annelik İmgesinin
Kadın Dergilerinde Kurgulanması
Selma Elyıldırım
Gazete Dilinde Kullanılan Eşdizimlilikler
İclâl Ergenç & Dilek
Fidan
Bürünsel Anlamın Edinimi: Sesbilim ve Kullanımbilim
Etkileşimi
1
Fatma Erkman, F. Alıç, Ö.
Görür, M. Karakurt, Z.
Sıfat Tamlamalarında [bir] Kullanımı
Polat, İ. Uluğ
Özden Fidan & Ayşen
Cem Değer
Dilbilim Alanında Türkçe Yazılmış Araştırma
Yazılarının Giriş Bölümlerindeki Göndermede
Bulunma Örüntüleri
Hürriyet Gökdayı
Yabancı Dillerin Günümüz Türkiye Türkçesinde
Sözcük Dizilişine Etkisi
Mine Güven
Türkçe’de Çevrik Yapıların Görünüş Özellikleri
Belma Haznedar
İkidillilikte Dillerarası Etkileşim
Kamil İşeri
Türkçe Ders Kitaplarında (6. Sınıf) Yer Alan
Metinlerin Türlerini Temsil Yeterliliği
Selçuk İşsever
Nesne Kaydırımı ve Türkçe
Ferhat Karabulut
Dilde İkonlaşma
Ayşe Banu Karadağ
Disiplinler Arasılık ve Çeviribilim: Disiplinler Arası
Yaklaşımların Çeviri Eğitimine Olası Yansımaları
Muhsin Karaş
Dünyadaki Dil Politikaları Işığında Türk Dili ve
Ulusal Kimlik Sorunu
Nalan Kızıltan, Eda
Özçelik, Taner Tunç
Çocukların Yazınsal Metinlerde Kullanılan
Sözcelerdeki Göndergeleri Kavrama Edinci
Astrid Menz & Christoph Türkçenin Yazımına Yeni Bir Yaklaşım:
Schroeder
Sesbilimselliğin Mitinin Sorgulanması
Mesut Meral
Boş Nesneler Sözdizimsel Değişken mi?
N. Osam & A. S. Ağazade Kıbrıslı Türklerin Rumcaya Yönelik Tutumları
Eser Ördem
Türkiye Türkçe’sinde Zaman ve Vakit Sözcükleri
Üzerine Anlambilimsel Bir Çalışma: Bilişsel
Dilbilimsel Bir Yaklaşım
Emrah Özcan
Türkçe Öğrenici Sözlüğü
Şükriye Ruhi
İncelik Kuramında Gelişmeler ve Kavramsal Sorunlar
Mustafa Sarı
Eski Anadolu Türkçesinden Osmanlıcaya Zamir
Kökenli 1. Teklik Şahıs Ekinde Görülen Değişmeler
Çiğdem S. Şimşek,
Jochen Rehbein, Ezel
Babur
İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların
İncelenmesi I: Bu, Şu, O ve Dilin Gösterme Alanı
2
Meliha R. Şimşek
Adlar Adları Niteler mi?
Eser E. Taylan & Ayhan
Aksu-Koç
Belirteçlerde Görünüş ve Kiplik İlişkisi
Feyza Türkay
Türk Çocukları ve Annelerinin Ad/Eylem
Kullanımlarının Bağlam Etmeni ile İlişkisi
Aygül Uçar
Eylemde Çokanlamlılık ve Sözlük Girdisi Olarak
Yardımcı Eylemler
F. Uzdu, G. Demirel, Ö.
Macit, S. Düzenli, V.
Doğan Günay
Dilimizdeki Kullanım Sıklığı Yüksek Meslek Adlarının
Sözlük Tanımlarının Değerlendirilmesi
Neslihan Özmen-Veld
Türkçe Söylemlerde Zamansal Eşzamanlılık İlişkileri
Emine Yarar
Dolaylı Evet/Hayır Sorularının Biçimsel ve Anlamsal
Özellikleri
Cem Yüksel & Murat
Türk
Adli Konuşma Kayıtlarında “Konuşmacı Profili”
Belirleme
İlknur Yüksel
Türkçede Olumsuzluk Yapıları ve Bağdaşıklık
Deniz Zeyrek, Çiler
Hatipoğlu, N. Bedin
Atalay
Türkçe /r/’nin Akustik Özellikleri
Yuvarlak Masa
Cem Bozşahin, Aslı
Göksel, Meltem Kelepir,
Aslı Üntak, Umut Özge
Türkçede Ezgi: Sözdizim ve Edimle İlişkisi
Necate Baykoç Dönmez,
Tülin Güler, Ebru D. Gül
Çocuklarda Dilin Kazanımı, Gelişimi ve
Değerlendirilmesi
N. Engin Uzun, Leyla
Uzun, Zeynep Erk
Emeksiz, İlknur Keçik,
Ümit Deniz Turan
Sosyal Bilimler Alanında Yazılan Türkçe Metinlerdeki
Tutarlılık İlişkileri ve Tartışma Yapısı
Poster Sunumları
Yeşim Aksan & Dilek
Kantar
Kavramsal Metafor Kuramı Açısından Türkçede
Duygu Metaforları Bütüncesi
Ezel Babur, Çiğdem S.
Şimşek, Jochen Rehbein,
İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların
İncelenmesi II: Ünlemler ve Dilin Yönlendirme Alanı
Özler Çakır, Yeşim
İkidilli Yetişkinlerin Metin İşlemleme Süreçleri: Sesli
3
Aksan, Devrim Alıcı,
Dönercan Dönük
Düşünme Yöntemi ve Bilişsel İşlemler
Aslı Göksel & Belma
Haznedar
Türkçe Tamlamaların Yapısı – Bir Veri Tabanı
Çalışması
Mustafa Sarıca &
Süleyman Eratalay
Sümer Belirteçlerinin Türkçe ile İlgisi
Mustafa Sözen
Sinematografik Dilde Zaman Kipleri ve Örnek Bir
Uygulama
Feyza Türkay & Sophie
Kern
Türk ve Fransız Anneler Tarafından Çocuğa
Yönlendirilmiş Konuşmadaki Farklılıklar: Ad/Eylem
Kullanımına Karşılaştırmalı Bir Bakış Açısı
Namık Ülkersoy
Belirtililik Ayırt Etme Hipotezi’nin İngilizce Sesletim
Hataları ile İlişkisi
Banu Yaman
Hollanda ve Türkiye’de Türkçe Öğretimi
(Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirme
Çalışması)
Elif Kır
Türkçedeki Parçalarüstü Sesbirimlerinin Türkçeyi
Yabancı Dil Olarak Öğrenen Öğreniciler Tarafından
Kullanımı ve Algılanması: Araştırma Bulguları ve
Ders İçerik Önerisi
4
Nuray Alagözlü
Başkent Üniversitesi
[email protected]
Banka Teminat Mektuplarına Yönelik Bir Tür
Çözümlemesi
Teminat mektubu, borçlunun muhataba karşı yüklendiği bir edimin
yerine getirilmesini garanti etmek üzere, banka tarafından lehtara
verilen mektuptur. Banka teminat mektupları, bankalar tarafından
yurt içinde yerleşik gerçek veya tüzel kişiler lehine bir malın teslimi,
bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi gibi konularda muhatap
kuruluşa hitaben verilen ve söz konusu yüklenimin yerine
getirilmemesi durumunda meblağının kayıtsız şartsız ödenmesi
taahhüdünü içeren garantilerdir (Işıktaç, 2007). Bu çalışmada banka
teminat mektupları bir söylem türü olarak ele alınmış ve
çözümlenmiştir. Çalışma kapsamında dört bankadan (İş Bankası,
Denizbank, Halk Bankası, Garanti Bankası) temin edilen 30 çeşitli
teminat mektubu (kesin, geçici, avans, gümrük, icra) incelenmiştir.
Bu mektupların arasında bazıları 1985, 1987 ve 1988 yıllarına ait
teminat mektuplarıdır. Çözümleme tür kavramına yönelik farklı
yaklaşımlar arasında Swales (1990) ve Bhatia (1993) tarafından
ortaya konulan tür kuramı benimsenerek yapılmıştır. Buna göre bir
türün oluşması ve ayırt edici özelliklerinin belirlenmesinde üç öge
esastır (Swales, 1990:25): 1. Söylem topluluğu, 2. Metnin
üretilmesine yol açan ortak iletişimsel amaç, 3. Ortak içerik,
paylaşılan sözcük seçimi ve sözdizimsel yapılar. Teminat
mektuplarında söylem topluluğunu Garantör, Lehdar, Muhatap,
Kontrgarantiyi veren tüzel kişiler veya kurumlar oluşturmakta ve
iletişimsel amaç garanti etmektir. Söylem yapısının durağan
nitelikler taşıdığı, kalıplaşmış temel yapısal aşamaların (adım yapısı)
bulunduğu, bankalar arası farklılıkların bulunmadığı, fakat
farklılıkların sadece teminat mektuplarının çeşitlerinden kaynaklanan
minimal değişikler olduğu ortaya çıkmıştır. Sözcüksel aşamada
Arapça ve İngilizce’den ödünç sözcüklerin sıklıkla kullanıldığı
gözlenmiştir. Ancak, yeni kurulmuş bankaların teminat
mektuplarında Türkçe sözcükler daha fazla yer almaktadır. Ayrıca
daha köklü bankaların elinde tuttuğu en eski teminat mektupları
5
incelendiğinde de zaman içerisinde ödünç sözcüklerin ve sözdizimsel
yapıların yerini Türkçe ifadeler almıştır. Sözdizimsel aşamada ise
uzun ve karmaşık tümceler, koşul tümceleri, etken tümceler göze
çarpmaktadır. Bu çalışmanın bankacılık dilinin ve bu mektup türünün
betimlenmesi açısından Türkiye’deki dilbilim ve söylem
çalışmalarına katkısının yanında, Türkçe’nin Özel amaçlı öğretimi
alanında da fayda sağlaması olasıdır.
Kaynakça
Bhatia, V.K. 1993. Analysing Genre: Language Use in Professional Settings.
London: Longman
Işıktaç, M.Ş. 2007. Banka Hukuku. http://www.hukuk.gen.tr/.
Swales, J. 1990. Genre Analysis: English in Academic and Research Settings.
Cambridge: Cambridge University Press.
10 Mayıs 2007
12.00-12.30
B Salonu
6
Aslı Altan
Hacettepe Üniversitesi
[email protected]
Sağdan Sola mı, Soldan Sağa mı? Türkçede Ünlü
Uyumunun Ediniminde İçtüreme
Türkçede hece başında iki ünsüz sesin birbirinin ardından gelmesi
kısıtlamalı olduğundan bu tür alıntı sözcükler sesletilirken ‘içtüreme’
yoluyla ilk iki ünsüzün arasına [i, ı, u, ü] ünlülerinden biri getirilir
(pirens, kıredi, buroşür, süveter). Türkçede ünlü uyumunun kökler ve
ekler göz önüne alındığında soldan sağa değil de, sağdan sola işlediği
tek durum içtüreme olduğundan bu çalışmanın ünlü uyumunun
edinimine ışık tutulmasına katkıda bulunacağı düşünülmektedir.
Türkçede içtüremede kullanılan ünlünün seçiminde önem
taşıyan nedenler Yavaş (1980) ve Clements & Sezer (1982)
tarafından ortaya konmuştur. Sözcük içerisindeki ünlü sesle ünlü
uyumunun olduğu kadar ünsüz sesin de etkisi olduğu saptanmıştır.
Ancak, içtüreme ünlüsünden sonra gelen ünsüz ses gözönüne
alındığında bile kuraldışı bazı örnekler bulunmakta ve içtüreme
ünlüsünü belirleyen etmenler karmaşık görünmektedir. Daha önceki
çalışmalarda (Ekmekçi, 1979; Aksu-Koç, 1985; Altan, 2007)
çocukların içtüremede kullanılan ünlülerin seçiminde hata yapıp
yapmadıkları araştırılmamıştır. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı
Türkçeyi anadil olarak edinen çocukların bu konuda hata yapıp
yapmadıkları belirlemek, hatalarını betimlemek ve içtüreme
ünlüsünün seçimini etkileyen kuralların edinildiği yaşı ortaya
koymaya çalışmaktır.
3;0- 5;0 yaşları ve 7;0-8;0 yaşları arasındaki 3 farklı yaş
grubundan toplam 36 çocuğa üç farklı deney yapılmıştır. Birinci
deneyde, çocuklara cevabı içtüreme ünlüsü gerektiren sözcükler
içeren sorular yöneltilmiştir. İkinci deneyde ise, çocuklara
duydukların kelimelerin yanlış olup olmadığı sorulmuştur
(Stromswold, 1990). Son deneyde de, çocuklardan içerisinde
içtüreme ünlüsü olan alıntı kelimeler içeren tümceleri tekrar etmeleri
7
istenmiştir. Kullanılan sözcüklerden bazıları şunlardır: pirens,
kıravat, sipor, kıral, gurup. Sonuçları karşılaştırmak açısından, aynı
deney 6 adet yetişkinle de yapılmıştır.
Sonuç olarak, çocukların sözcüklerin bazılarında farklı
içtüreme ünlüsü kullandıkları, bazı kullanımlarının yetişkinlerden
tamamen ayrıldığı ve sesbilimsel açıdan yanlış olduğu
gözlemlenmiştir. Bunun küçük yaşlardaki çocukların içtüreme ünlüsü
seçimini belirleyen kuralları tam olarak anlayamamış olmalarından
kaynaklandığı düşünülmektedir. 7;0-8;0 yaş grubundaki çocukların
bile hata yaptıkları saptanmıştır. Yetişkinlerin kullanımı ise, içtüreme
ünlüsünün seçiminde bazı sözcüklerde farklılıklar olmakla birlikte,
kullanılan sözcüklerin çoğunda aynı içtüreme ünlüsünün
kullanıldığını göstermiştir.
Kaynakça
Altan, A. 2007. Acquisition of Vowel Harmony in Turkish, Old Conference in
Phonology 4 (OCP4)’te sunulmuş poster bildirisi, 17- 21 January 2007. Rodos:
Yunanistan.
Balım, Ç. & Seegmiller, S. 1996. Vowel Harmony in Turkish Roots. Rona, B.
(Haz.), Proceedings of the Fifth International Conference on Turkish
Linguistics. Ankara.
Clements, G. N. & Sezer, E. 1982. Vowel and Consonant Disharmony in Turkish.
Van der Hulst, H. & Smith, N. (Haz.), The Structure of Phonological
Representations (Part II). Foris Publications: Dordrecht.
Kabak, B. & Idsardi W. basımda. Perceptual distortions in the adaptation of English
consonant clusters: Syllable structure or consonantal contact constraints?
Language and Speech.
Stromswold, K. 1990. Learnability and the Acquisition of Auxiliaries. Doktora tezi.
MIT.
Yavaş, M. 1980. Borrowings and its Implications for Turkish Phonology.
Basılmamış Doktora Tezi. Kansas Üniversitesi.
10 Mayıs 2007
11.00-11.30
C Salonu
8
Aslı Altan & Neşe Arslan
Hacettepe Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
Çocukların İki Anlamlı Bir Takıyı Edinimi: Türkçede
-DIr Takısı
-DIr takısı tümceye kesinlik (ör. yapılacaktır) veya olasılık (ör.
gitmiştir) olmak üzere iki farklı anlam kazandırabilir. Underhill
(1976:33, 207) bu takının vurgu anlamı verdiğini ileri sürmüştür.
-DIr hem ad hem de eylem tümcelerinde herhangi bir kişi ekinden
sonra gelebilir, ancak çoğunlukla üçüncü tekil kişi ekini takip eder
(Underhill, 1976). Eylem tümcelerinde bu takı -mIş, –(I)yor, (y)AcAK, -mAlI, -mAktA takılarından sonra gelir ve tümcenin
anlamını tahmin ya da kesinlik yönünde değiştirir (Sansa, 1986).
Aksu-Koç (1999) –mIş ve –DIr’ın edinimini karşılaştırdığı
çalışmasında, çocukların –DIr’ın belirsizlik anlamını daha önce
öğrendiklerini ortaya koymuştur.
-DIr takısının tümceye kattığı anlam bağlama ve diğer
takılarla etkileşimine göre değişmektedir. Bu çalışmada bu amaçla
çocukların -DIr takısının kesinlik ve olasılık taşıyan kullanımlarının
farkında olup olmadıklarına bakılmış ve kullandıkları bağlamlar
incelenmiştir. Doğal dil kullanımı sırasında bu takının hangi yaşta ve
hangi anlamda ortaya çıktığını bulmak için 2;0 - 4;8 yaşları arası 33
çocuktan, kesitsel yöntemle, 4 ay zaman aralıklarıyla elde edilmiş
doğal
dil
kullanımını
yansıtan
veriler
(CHILDES,
MacWhinney;1995) incelenmiştir.
Deneysel çalışma ise, 3;0-5;0 yaş grubundan 20 ve 6;0-8;0
yaş grubundan 20 olmak üzere toplam 40 çocukla yürütülmüştür.
Sonuçları karşılaştırmak amacıyla, deney 20-25 yaş aralığındaki 10
yetişkine de uygulanmıştır. Veri toplama işlemi iki aşamada
gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada çocuklardan bir hikaye anlatmaları
istenmiş ve kullandıkları -DIr tümceleri tespit edilmiştir. Daha sonra,
bu takının kullanıldığı tümceler kesinlik içeren/içermeyen ve olasılık
9
içeren/içermeyen olarak sınıflandırılmıştır. İkinci aşamada ise
çocuklara sorular sorularak -DIr takısını içeren cevaplar verip
vermedikleri incelenmiştir. Sorularda –Dır takısının hem kesinlik
içeren (ör. muz nasıl bir meyvedir?, köpek büyük müdür?) hem de
olasılık içeren (ör. bugün hava nasıldır?, annen ne yemek yapmıştır?)
anlamları kullanılmıştır. Çocukların verdikleri cevaplardaki
kullanımlarının kesinlik içerip içermediğini sınamak amacıyla
cevaplarından emin olup olmadıkları sorulmuştur. Eylem
tümcelerinde -DIr takısından önce gelen -mIş, –(I)yor ve -(y)AcAK
takılarıyla –DIr’ın anlam etkileşimine de bakılmıştır. -DIr takısının
farklı kullanımlarının erken yaşlarda edinilip edinilmediği veri
incelemesi sonucunda ortaya çıkacaktır.
Kaynakça
Aksu- Koç, A. 1998. Changes in the Bases for Children’s Assertions: The
Acquisition of Epistemic –DIr. 9th International Conference on Turkish
Linguistics, Oxford.
Aksu-Koç, A. 1988. The Acquisition of Aspect and Modality. Cambridge:
Cambridge University Press.
Küntay, A. & Slobin, D. I. 1999. The Acquisition of Turkish as a Native Language.
A Research Review. Turkic Languages 3, 151-188.
Macwhinney, B. 1995. The CHILDES Handbook: Tools for Analyzing Talk. NJ:
Lawrence Earlbaum Associates.
Sansa - Tura, S. 1986. DIR in Modern Turkish. Aksu- Koç, A. & Erguvanlı- Taylan,
E. (Haz.), Proceedings of the Turkish Linguistics Conference, (145- 158).
İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları.
Shirai, Y., Slobin, D. I., & Weist, R. (Haz.) 1998. The Acquisition of Tense/Aspect
Morphology. Special Issue of First Language, 18.
Slobin, D. & Aksu- Koç, A. 1982. Tense, Aspect and Modality in the Use of the
Turkish Evidential. Hopper, P. (Haz.), Tense, Aspect: Between Semantics &
Pragmatics, (185-201). Amsterdam: John Benjamins.
Underhill, R. 1976. Turkish Grammar. Cambridge, London: The MIT Press.
11 Mayıs 2007
15.00-15.30
B Salonu
10
Dilek Altunay
Anadolu Üniversitesi
[email protected]
Neden-Sonuç İlişkisi Bağlaçları ve Metinde Bağdaşıklık
Bir metindeki sözcelerin birbirleri ile mantıksal ilişki içinde olması
metnin bağdaşıklığının sağlanması açısından önem taşımakta, bu
ilişkilerin bağlaçlar ile belirtilmesi de ilişkilerin anlaşılmasına ve
metnin bağdaşıklığına katkıda bulunmaktadır. Bu konuda Halliday
ve Hasan (1976), Mann ve Thompson (1987, 1988), Kehler (2002)
gibi araştırmacılar çalışmalar yapmışlardır. Kehler (2002),
metinlerdeki dilbilimsel boyutta üç farklı temel bağdaşıklık ilişkisi
ile bunların alt gruplarını oluşturan bağdaşıklık ilişkilerini önermiştir.
Temel bağdaşıklık ilişkileri: benzerlik, neden-sonuç ve bitişikliktir
(contiguity).
Bu çalışmada Türkçedeki bağdaşıklığı oluşturan ilişkilerden
yalnızca bir tanesi, neden-sonuç temel bağdaşıklık ilişkisi ve bunun
alt grupları, aşağıdaki örneklerde görüldüğü gibi Kehler
doğrultusunda ele alınacak ve bu ilişkilerin belirtilmesinde kullanılan
bağlaçlar incelenecektir.
Sonuç: [Ahmet tembellik etti] (ve) [sınıfta kaldı]
Açıklama: [Ahmet sınıfta kaldı] (çünkü) [tembellik etti]
Beklenti Karşıtlığı (Violated Expectation): [Ahmet tembellik etti]
(ama) [sınıfta kalmadı]
Engelin İnkarı (Denial of Preventer): [Ahmet sınıfta kaldı] (oysa)
[tembellik etmemişti]
Bu çalışmada doğal yazılı metinlerden alınan veriler nedensonuç ulamlarına göre kodlanmış ve bu ilişkiyi sağlayan bağlaçlar
niceliksel bir çalışma çerçevesinde incelenmiştir.
11
Çalışmanın ortaya çıkardığı bulgular, Türkçe metinlerdeki
bağdaşıklık ve bağlaçların daha iyi anlaşılmasına ışık tutacaktır.
Ayrıca, bulgular uygulamalı dilbilim alanında da araştırmacılara yol
gösterici olabilir. Çalışma anadili Türkçe olan ve ikinci ya da yabancı
dil olarak Türkçe öğrenenlerin metinlerdeki bağdaşıklığı anlayarak
okuma ve yazma becerilerinin geliştirilmesinde öğretmenler için
yararlı olabilir.
Kaynakça
Halliday, M. A. K. & Hasan, R. 1976. Cohesion in English. London & New York:
Longman.
Kehler, A. 2002. Coherence, Reference and the Theory of Grammar, Stanford: CSLI
Publications.
Mann, W. & Thompson, S. 1987. Rhetorical Structure Theory: A Theory of Text
Organization. Technical Reports. ISI-RS-87-190.
Mann, W. & Thompson, S. 1988. Rhetorical Structure Theory: Toward a Functional
Theory of Text Organization. Text 8 (3), 243-281.
11 Mayıs 2007
11.00-11.30
C Salonu
12
Elif Arıca & Tuğba Çelik Özer
Ankara Üniversitesi [email protected] - [email protected]
Gazete Köşe Yazılarında Yansıma Gerçeklik
Bu çalışmada, aynı dış gerçekliğe gönderim yapan yani aynı konuda
farklı gazetelerde yayımlanmış köşe yazılarının söz konusu
gerçekliği nasıl yansıttıkları tartışılacak; bir dış gerçekliğin farklı
gazetelerde söylem boyutunda işlenip birbirinden farklı yansıma
gerçekliliklere dönüşüp dönüşmediği ortaya konacaktır.
Çalışma, ağırlıklı olarak sözcüksel bağdaşıklık düzeyinde
sınırlı tutulacak bir çözümlemeyi içerecektir. Bu çerçevede, köşe
yazıları üzerinde betimlemeler yapılırken farklılaşma şu dilsel
tanıtlara dayalı olarak sunulacaktır:
1. Metin varlıkları metne nasıl tanıtılmış ve nasıl sürdürülmüştür?
2. Varlıklarla ilişkili niteleyicilerin (ön adlar) seçiminde hangi
söylemsel tercihler belirginleştirilmiştir?
3. Olay ve durumların anlatımında kullanılan eylemler ve eylem
niteleyicileri (belirteçler), varlıklar ve niteleyicilerle nasıl bir
eşdizimsel
örüntülemeye
(collocational
pattern)
dönüştürülmüştür?
Söz konusu dilsel tanıtlara dayandırılarak gerekçelendirilecek
bulgular çerçevesinde çalışmada, gazete köşe yazılarında dış
gerçekliğin yansıma gerçekliğe dönüşmesinde ideolojinin ne türlü bir
etkinlik sergilediği ve ideolojinin dış gerçekliği aşama aşama
değiştirip değiştirmediği konusunda vargılar ortaya konmaya
çalışılacaktır.
Çalışmada ulaşılacak olan vargılar ile Türkçe gazetelerde
yayımlanan köşe yazılarında yansıma gerçeklik söyleminin çatısının
nasıl oluşturulduğu betimlenmeye çalışılacaktır. Böylece çalışma,
dilsel tanıtlarıyla gerekçelendirilmiş, söylemde yansıma gerçekliği ve
ideolojiyi ortaya koymaya yönelik bir yöntem olarak sunulan
(Fairclough, 2003) bir Eleştirel Söylem Çözümlemesi (Critical
Discourse Analysis) örneği olarak biçimlendirilecektir.
Kaynakça
Fairclough, N. 2003. Analyzing Discourse: Textual Analysis for Social
Research. New York: Routledge Publishing.
11 Mayıs 2007
09.30-10.00
B Salonu
13
Füsun (Bilir) Ataseven & Emine Bogenç Demirel
Yıldız Teknik Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
Sözlük Çevirisi Alanında Proje Tabanlı Bir Model
Bildirinin konusu, Larousse yayınevi tarafından yayınlanan kapsamlı
tek-dilli (Fransızca) sözlük LEXIS’in Türkçe’deki çeviri çalışmasını
betimlemektir. 2006-2007 yılında farklı bir yaklaşımla, LEXIS’i iki
dilli sözlük şeklinde Türkiye’ye kazandırmayı amaçlayan bu çeviri
çalışması, proje temelli bir araştırmadır.
Türkiye’de alanında nitelikli sözlük olarak varolan büyük bir
boşluğu doldurması beklenen bu çalışmaya, Michel Foucault’nun
“Bir dil eğer birbirleriyle çakışan veya birbirlerinin içine oturan
veyahut birbirlerine uyan kelimelerle, eklenmiş bir dil olabildiyse, bu
durum, bu kelimelerin basit adlandırma eyleminden itibaren
türemeye ara vermemeleri, değişken bir genişlik kazanmaları
sayesinde olmuştur” (Foucault, 2001:181) şeklindeki düşünceleri
temel alınarak başlanmıştır.
Çalışmada benimsenen genel amaç ve uygulanan
yöntemlerin belirlenmesinde ise Türk dilbiliminin öncü isimlerinden
Doğan Aksan ve Berke Vardar’ın konuyla ilgili görüşleri etkili
olmuştur. Aksan, genel olarak dilin genel işlevleri hakkında şöyle
der: “Her dilin kendine özgü bir dünyayı anlayış ve anlatış biçimi
vardır. Bu biçim, dilin sözvarlığının, anlam açısından incelenmesiyle
ortaya konabilir” (Aksan, 1990: 14). Nitekim bu çeviri çalışmasının
temel amacı da, dilimizin sözvarlığını araştırarak onun engin gücünü
tanımak ve ortaya koymak şeklinde özetlenebilir.
Vardar ise dilde sözlüklerin önemini şöyle vurgular: “Bir
dildeki sözlüksel birimlerin tümünü, tanımlamaları, tanıkları,
söylenişleri, kökenleri, kullanılan dilbilgisi karşılıklarıyla sunan
yapıtlar sözlüklerdir. Ekinsel nesneler olan sözlükler kesintisiz bir
okuma için değil, gereksinim duyulan durumlarda başvuruda
bulunmak için hazırlanır” (Vardar, 2002:182). Vardar’ın bu
saptamasından yola çıkarak, bildiride, disiplinler arası incelemelere
14
açık bulunan bu çeviri çalışmasına, çağdaş çeviribilim kuramları
çerçevesinde betimleyici bir bakış açısıyla nasıl yaklaşılabileceği
açıklanacaktır.
Kaynakça
Aksan, D. 1990. Türkçenin Gücü. Bilgi Yayınevi.
Vardar, B. 2002. Dilbilim Terimleri Sözlüğü. Multilingual Yayınevi.
Rifat, M. 2003. Çeviri Seçkisi. Dünya Yayınevi.
Foucault, M. 2001. Kelimeler ve Şeyler. İmge Kitabevi.
11 Mayıs 2007
14.00-14.30
C Salonu
15
Pınar Bekar
Ankara Üniversitesi
[email protected]
Alıntı Sözcüklerde Dizimsel Etkileşim Sonucu [l] ve [t]
Ünsüzlerinde Görülen Değişimler
Bu çalışmada [l] ve [t] ünsüzlerinin dizimsel etkileşim sonucu
gerçekleşen ses uyumuna aykırı görünümleri sunulmaktadır. Yavaş
(1979)'a göre ses uyumu, dilin doğal işleyişi içinde uyumsuz köklere
sahip sözcüklere uygulanamamaktadır. Carr (1993:251) uyumsuz
köklü alıntı sözcüklerin üzerine sonek getirildiğinde ses uyumu
ilkelerini yitirdiğini, benzer bir biçimde (Kirchner, 1993 içinde)
Clement ve Sezer (1982) Türkçede alıntı sözcüklere eklenen sonek
ile kök arasında, uyumsuzluk sürecinin işlediğini ileri sürmektedirler.
Bu çalışmada yukarıda sözü edilen görüşlere dayanarak,
Türkçede [l] ve [t] ünsüzlerinin seslem sonunda taşıdıkları
kısıtlamalar üzerinde durulmaktadır. Çalışmanın bütüncesini Türkçe
Sözlük’te (1998) sözcük sonunda öndamaksıl <a> ünlüsünün
bulunduğu toplam 480 sözcük oluşturmaktadır. Bu sözcüklerin,
64’ünde [t] ve 145’inde [l] olmak üzere, 209’unun son sesinde [l] ve
[t] ünsüzleri bulunmaktadır. Ayrıca bütüncede sözcük sonunda
öndamaksıl <a> ünlüsü taşıyan, ancak <at> biçiminde sonlanmayan
271 sözcük bulunmaktadır. Bu çerçevede söz konusu bütünceden,
öncelikle [l] ünsüzünün sözcük sonundaki sesbirimsel değerini
betimlemek amacıyla sandal ve moral sözcükleri, [t] ünsüzü için
sanat, tokat, saat, takat ve kanaat sözcükleri ve son sesleminde
öndamaksıl <a> ünlüsü bulunmasına rağmen, [t] ünsüzü ile sonlanan
sözcüklerden farklı işlev gören reklam ve mekan sözcüklerine ilişkin
ses çözümlemeleri için Praat 4.5 Ses Çözümleme Programından
yararlanılmıştır. Çalışmanın sonucunda, elde edilen veriler
doğrultusunda, kimi alıntı sözcüklerin son sesleminde bulunan [t]
ünsüzün [t] üzerine öndil ünlüsü yüklenerek soluklu bir görünüm
taşıdığı öne sürülmektedir.
16
Kaynakça
Carr, P. 1993. Phonology. London: MacMillian Press.
Demircan, Ö. 1996. Türkçenin Ses Dizimi. İstanbul: Der Yayınları.
Kirchner, R. 1993. Turkish Vowel Harmony and Disharmony: An Optimality
Theoretic Account. Rutgers OptimalityWorkshop I.
Yavaş, M. 1978. Borrowing and its Implications for Turkish Phonology. Staiano, A.
& Yavaş, F. (Haz.), Kansas Working Papers in Linguistics, 3, 33-44.
Staiano, A. 1979. Vowel Harmony, Natural Phonology and The Problems of
Borrowing. Gathercole, G. & Godden, K. (Haz.), Kansas Working Papers in
Linguistics, 4 ( 2), 41-53.
10 Mayıs 2007
11.30-12.00
C Salonu
17
Doğan Bulut & Huriye Mannasoğlu
Erciyes Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
_______________________________________________________
Türkçe’de Söz Kesme Eylemi: Kim, Nerede, Niçin
Daha Çok Söz Kesiyor?
Bu bildiri, Dell Hymes’ın (1974) ortaya koyduğu iletişim olaylarının
bileşenlerine dayanarak, fiziksel/kültürel bağlam, geçişe uygun
noktaların tanınması ya da göz ardı edilmesi, sözü kesilenin cinsiyeti
ve katılımcıların söz kesmelerdeki amaçları gibi iletişimsel
unsurların günlük Türkçe konuşmalardaki etkilerini ele almaktadır.
Bu çalışmada, 16’sı erkek, 17’si bayan olmak üzere 18–70 yaş
arasında, Türkçeyi ana dili olarak konuşan 33 kişinin aile toplantısı,
büro, okul kantini, sınıf ve kültür merkezi gibi doğal ortamlarda
kaydedilmiş söz kesmelerini içeren 40 iletişim olayı incelendi.
Katılımcılar arasındaki yaş farkı ve ilişki düzeyi ile fiziksel bağlama
dayanarak öğrenci-öğretmen, öğrenci-danışman ve öğrenci-memur
konuşmaları resmi, iki arkadaş, ağabey-kardeş, baba-kız, anne-kız
konuşmalarıysa resmi olmayan konuşma olarak değerlendirildi. Elde
edilen sıklıklar yüzdeye çevrilip her bir iletişim unsurunun bu
çalışmaya dahil edilen diğer iletişim unsurları ile etkileşimi nitelik ve
nicelik açısından karşılaştırıldı. Sonuçlara göre, geçişe uygun
noktaların göz ardı edilmesine resmi ortamlarda, erkeklerin söz
kestiği ve sözü kesenin “konuşmadaki sırasını başlatmak” amacını
taşıdığı durumlarda diğerlerinden daha sık rastlanmaktadır.
Fiziksel/kültürel bağlam göz önüne alınınca, resmi olmayan
durumlarda resmi olanlardan daha çok söz kesildiği ve söz
kesmelerde en çok kullanılan amacın katılımcının “konuşmadaki
sırasını başlatmak” istemesi olduğu görülmektedir. Bayanlar ve
erkekler karşılaştırıldığında, bayanların hem en sık söz kesen hem de
sözü en sık kesilen olduğu, bayanların resmi olmayan, erkeklerin ise
resmi durumlarda (karşılarındakilerin yaşça daha büyük ve üstün
statüde olmalarına rağmen) daha çok söz kestiği, farklı cinsiyetten
katılımcıların konuşmalarında daha çok söz kesildiği, erkeklerin
bayanların sözünü kesmesinin bayanların erkeklerin sözünü
18
kesmesinden daha sık gerçekleştiği görülmektedir. Ayrıca, hem
bayanların hem de erkeklerin söz keserken “konuşmadaki sıralarını
başlatmak” ve “açıklama istemek” amaçlarını sık kullandığı, ancak
kadınların “konuşmacıyı desteklemek” ve ona “daha fazla bilgi
sunmak” amaçlarını, erkeklerin ise “konuşmacının sırasını sona
erdirmek” amacını daha sık kullandıkları görülmektedir.
Kaynakça
Coates, J. 1995. Language, Gender and Career. Mills, S. (Haz.), Language and
Gender: Interdisciplinary Perspective, (13-30). Essex: Longman.
Ecevit, Y. 1991. Shop Floor Control: The Ideological Construction of Turkish
Women Factory Workers. Redclift, N. & Sinclair, M. T. (Haz.), Working
Women: International Perspectives on Labour and Gender Ideology içinde,
(56-78). London: Routledge.
Hymes, D. 1974. Foundations in Sociolinguistics: An Ethnographic Approach.
Philadelphia: University of Pennsylvania Press.
Kendall, S., & Tannen D. 1997. Gender and Language in the Workplace. Wodak, R.
(Haz.), Gender and Discourse, (81-105). London: Sage.
McElhinny, B. S. 1998. “I don’t Smile Much Anymore”: Affect, Gender, And the
Discourse of Pittsburgh Police Officers. Coates, J. (Haz.), Language and
Gender: A Reader, (309-327). Oxford: Blackwell.
Payne, K., Fuqua, H. E., Jr., & Cangemi, J. 2001. Gendered Differences in
Language and Aggressive/Argumentative Communication. Payne, K. E.
(Haz.), Different but Equal: Communication between the Sexes, (115-130).
London: Praeger.
Pschaid, P. 1993. Language and Power in the Office. Tubingen: Gunter Narr.
Saville–Troike, M. 2003. The Ethnography of Communication: An Introduction.
Oxford: Basil Blackwell.
Sen, M. 1997. Speech Accommodation and Interactional Power Differences
between Females and Males in Same and Cross-Gender Conversational
Dyads: A Social Psychological Approach. Yayınlanmamış Doktora Tezi,
Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Tannen, D. 1984. Conversational Style: Analyzing Talk among Friends. Norwood:
Ablex.
Wardhaugh, R. 1985. How Conversation Works. Oxford: Basil Blackwell
West, C. 1998. When the Doctor is a “Lady”: Power, Status and Gender in
Physician-Patient Encounters. Coates, J. (Haz.), Language and Gender: A
Reader (396-412). Oxford: Blackwell.
Yemenici, A. 2001. Analysis of the Use of Politeness Maxims in Interruptions in
Turkish Political Debates. Bayraktaroğlu, A. & Sifianou, M. (Haz.),
Linguistic Politeness across Boundaries. John Benjamins.
10 Mayıs 2007
11.30-12.00
B Salonu
19
Gülay Cedden
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
[email protected]
Eylemin Tümce İçerisindeki Yerinin Almanca’da
Tümce Üretimi Sırasındaki Etkisi
Bu çalışmanın amacı, Türkçe anadili konuşucularının Almanca
konuşurken söz dizimindeki eğilimlerini araştırmaktır.
Bu araştırmaya 60 üçdilli (Türkçe-Almanca-İngilizce)
üniversite öğrencisi katılmıştır. 30 öğrenci İngilizce Anadolu
Lisesi’nden, diğer 30 öğrenci Almanca Anadolu Lisesi’nden mezun
olmuşlardır. Çalışmaya katılan bütün öğrenciler verileri toplandığı
dönemde, öğretim dili İngilizce olan bir üniversitede okumaktaydı ve
Almanca yan dal programına katılmaktaydılar. Bütün öğrencilerin
Almanca ve İngilizce bilgileri yüksek düzeydeydi.
Konuşma sırasında düşünme süresi çok kısıtlı olduğundan,
konuşucunun zihinsel yükünü en aza indirgemeye çalıştığı
düşünülmektedir. Dilbilgisi kuralları bilindiği halde aktarılmak
istenen bilgi o anda daha önemli olduğu için, zihinde yük
oluşturabilecek öğeler yanlış olarak ortaya çıkabilmektedir. Özellikle
eylemlerin çekimleri ve tümce içerisine doğru yerleştirilmesi
Almanca konuşma sırasında yapılan yanlışların arasında en belirgin
olanlardan bazılarıdır. Tümce oluşumunun zihindeki işleyişi
konuşma sırasında takip edilebilmektedir. Bundan dolayı çalışma
sırasında öğrencilere çok genel sorular sorulmuştur ve bu soruları
rahat bir ortamda yanıtlamaları istenmiştir. Almanca konuşmaları
kaydedilmiştir ve kayıtlar çözümlenerek tümceler incelenmiştir.
Almanca yan tümcelerinde çekilmiş eylem Türkçe’de olduğu
gibi tümcenin sonunda yer almaktadır. İngilizce’de ise eylem
özneden hemen sonra gelmektedir.
Bu durumda, özellikle Almanca’yı birinci yabancı dil (ikinci
dil) olarak öğrenen öğrencilerin Almanca konuşurken söz dizimi ile
ilgili sorun yaşamayacakları beklenmektedir. Ancak çalışmanın
sonunda Almanca’yı da İngilizce’yi de birinci yabancı dil (ikinci dil)
20
olarak öğrenen öğrenciler, Almanca konuşurken yan tümcelerde
çekilen eylemi tümcenin sonunda kullanamamışlardır. Bunun yerine
her iki gruptaki öğrenciler, doğru kuralı bildikleri halde eylemi
özneden hemen sonra kullanma eğilimi göstermişlerdir.
Bu durum ilk bakışta İngilizce’den bir aktarım gibi gözükse
de, bu değerlendirme durumu tam olarak açıklamaz, çünkü
Almanca’yı birinci yabancı dil olarak öğrenenler de aynı eğilimi
göstermektedirler.
Eylemin tümcenin sonunda kullanılması konuşma sırasında
kişinin bellek ve işlem yapma yükünü (memory and processing
costs) arttırmaktadır (Wyerts ve diğ., 2002). Zihinsel süreçlerdeki
yükü azaltmak amacıyla, konuşucu bilinçsiz olarak eylemi özneden
hemen sonra kullanma eğilimini göstermektedir.
Almanca ve İngilizce’yi iyi bilen Türk öğrencilerinin,
Almanca konuşurken yan tümcelerde ÖEN (SVO) sözdizimi ağırlıklı
olarak kullanmalarının nedenleri bu çalışmada ayrıntılı olarak
tartışılacaktır.
Kaynakça
De Bot, K. 2004. The Multilingual Lexicon Modelling Selection. International
Journal Of Multilingualism,1, 17-32
Dijkstra, T. 2003. Lexical Processing in Bilinguals and Multilinguals. Cenoz, J.,
Hufeisen, B. & Jessner, U. (Haz.), The Multilingual Lexicon, (11-26).
Dodrecht: Kluwer Academic Publishers.
Jessner, U. 2003. The Nature of Cross-Linguistic Interaction in The Multilingual
System. Cenoz, J., Hufeisen, B. & Jessner, U. (Haz.), The Multilingual
Lexicon, (45-55). Dodrecht: Kluwer Academic Publishers.
Pechmann, T. 1994. Sprachproduktion Zur Generierung Komplexer
Nominalphrasen. Opladen: Westdeutscher Verlag.
Wei, L. 2003. Activation of Lemmas in The Multilingual Mental Lexicon and
Transfer in Third Language Learning. Cenoz, J., Hufeisen, B. & Jessner, U.
(Haz.), The Multilingual Lexicon, (57-70). Dodrecht: Kluwer Academic
Publishers.
Weyerts, H., Penke, M., Münte, T.F., Heinzeh. J. & Clahsen,H. 2002. Word Order in
Sentence Processing: An Experimental Study of Verb Placement in German.
Journal of Psycholinguistic Research, 31 (3), 211-268.
10 Mayıs 2007
15.30-16.00
C Salonu
21
Eyyup Coşkun
Mustafa Kemal Üniversitesi
[email protected]
İlköğretim Öğrencilerinin Öyküleyici Anlatımlarında
Metin Tutarlılığı
De Beaugrande ve Dressler (1981), bir dilsel ürünün metin
olabilmesi ve insanlar arasında sağlıklı bir iletişim oluşturabilmesi
için gerekli özellikleri 7 başlıkta toplamıştır. Bu özellikler şöyledir:
(a) Bağdaşıklık (Cohesion), (b) Tutarlılık (Coherence), (c) Amaçlılık
(Intentionality), (d) Kabul Edilebilirlik (Acceptability), (e)
Bilgilendiricilik (Informativity) (f) Duruma Uygun Olma
(Situantionality) (g) Metinler Arasılık (Intertextuality). Bu
niteliklerin en önemlilerinden biri olan tutarlılık (coherence), metin
içindeki anlamsal ve mantıksal bağlantılarla oluşan, konu akışındaki
bütünlüktür.
Bu araştırmada ilköğretim 5. ve 8. sınıfta öğrenim gören, farklı
sosyo-ekonomik düzeylerdeki 372 öğrencinin öyküleyici anlatımları
metin tutarlılığı açısından değerlendirilmiştir. Öğrencilerin yazdıkları
hikâyeleri metin tutarlılığı açısından değerlendirmek amacıyla
“Öyküleyici Anlatım Tutarlılık Değerlendirme Ölçeği” (ÖATDÖ)
isimli bir ölçek geliştirilmiştir.
Yapılan değerlendirmede ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin
öyküleyici anlatımlarında tutarlılık puanı ortalamaları 5 üzerinden
2,96 olarak bulunurken, 8. sınıf öğrencilerinin ortalaması 3,25 olarak
bulunmuştur. Tüm öğrencilerin ortalaması ise 3,1’dir. Yapılan analiz
sonucunda 5. sınıf öğrencileriyle 8. sınıf öğrencileri arasındaki farkın
istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur.
Öğrencilerin yazdıkları metinlerde tutarlılığı sağlama ile ilgili
şu sorunlarla karşılaşılmıştır:
(a) Metinde daha önce söylenmesi gereken bir bilginin
eksikliğinden kaynaklanan anlam karmaşası
(b) Metinde olayların akışının birden değişmesi ve ani geçişler
yapılması
22
(c) Hikâyede birçok olayın üst üste ve çok kısa biçimde
verilmesi
(d) Hikâyede bir odak noktasının bulunmaması
(e) Hikâyede anlatılmaya başlanan fakat ilerlemeyen, yarım
bırakılan olayların ve durumların bulunması
(j) Hikâyeden ayrı açıklama ve öğütlere yer verilmesi
(k) Yazılanların bir metin oluşturamayacak kadar kopuk ve
anlaşılmaz olması.
Bu sorunlar, öğrencilerin bir metin oluşturabilmek için gerekli
olan düşünme, karar verme ve plânlama becerilerinin son derece
zayıf olduğunu göstermektedir.
Kaynakça
de Beaugrande, R. A & Dressler W. U., 1981. Introduction to Text Linguistics.
London: Longman.
11 Mayıs 2007
12.00-12.30
C Salonu
23
Müzeyyen Çiyiltepe & Özgür Aydın
GATA, Ankara Üniversitesi
[email protected], [email protected]
Bağlama İlkelerinin Edinimi: Sözdizim ve
Kullanımbilim Etkileşimi
AÖ’lerin yorumlanmasında gönderim ilişkilerini dilbilgisine sokan
Bağlama Kuramı AÖ’lerin gönderimle ilgili anlambilimsel
özelliklerini sözdizimsel sunuluşta çözümlemekte ve bu ilişkiler
çerçevesinde üç AÖ türü belirlemektedir. Chomsky (1981, 1986) üç
AÖ türü için aşağıdaki Bağlama İlkelerini önermiştir:
(1)
A. Bir gönderge yönetim ulamı içinde bağlı olmalıdır.
B. Bir adılsıl yönetim ulamı dışında bağlı olmalıdır.
C. Bir g-(öndergesel) anlatım her yerde özgür olmalıdır.
Alanyazında “B İlkesi Gecikme Etkisi” (Delay of Principle B
Effect, BİGE) olarak adlandırılan olguya göre, çocuklar önce
Bağlamanın A İlkesini, daha sonra da B ilkesini edinmektedirler
(bkz. Jakubowicz, 1984; Chien ve Wexler, 1990). Söz konusu
olgunun açıklanmasında, çocukların sözdizimsel ilkelere ilişkin
bilgiye sahip olduğu, ancak bu ilkelerin yerine getirilmesinin,
kullanımbilim ya da genel işlemleme dizgesinin gelişmemiş olması
nedeniyle engellendiği ileri sürülmüştür (bkz. Chien ve Wexler,
1990; Grodzinsky ve Reinhart, 1993, Reinhart, 2007).
Türkçe bağlama ilişkileri göz önüne alındığında, Türkçe
kendi göndergesinin Bağlamanın A İlkesine, o adılsılının da B
İlkesine uyduğu gözlenmektedir (bkz. 2, 3). Dolayısıyla, kendi
göndergesinin sözdizim dizgesiyle ilgili bilgileri, o adılsılının da
kullanımbilim dizgesiyle ilgili bilgileri ölçmek için uygun bir ortam
oluşturduğu görülmektedir.
(2)
Alii kendinii/*j gösteriyor.
24
(3)
Alii onu*i/j gösteriyor.
Bu çalışmada normal gelişim gösteren çocukların söz konusu
yapılara ilişkin yorumları değerlendirilerek Türkçede BİGE
olgusunun geçerliliği araştırılmaktadır. Diğer yandan, kullanımbilim
bileşenine ilişkin yetersizlikleri bulunan yüksek işlevli otistik (YİO)
çocuklarla sözdizimsel bileşene ilişkin yetersizlikleri bulunan Down
Sendromlu (DS) çocukların Bağlama İlkelerine ilişkin yorumları,
normal gelişim gösteren çocukların yorumları ile karşılaştırılarak
Bağlama İlkeleri çerçevesinde YİO ve DS’li çocukların dilsel
kayıp/gecikmelerindeki sözdizim ve kullanımbilim etkileşiminin
etkisi incelenmektedir.
Kaynakça
Chien, Y. C. & Wexler, K. 1990. Children's Knowledge of Locality Conditions in
Binding as Evidence for the Modularity of Syntax and Pragmatics.
Language Acquisition 1, 225- 295.
Chomsky, N. 1981. Lectures on Government and Binding. Foris: Dordrecht.
Chomsky, N. 1986. Knowledge of Language: Its Nature, Origin and Use. New York:
Praeger.
Grodzinsky, Y. & Reinhart, T. 1993. The Innateness of Binding and Coreference.
Linguistic Inquiry 24, 69-101.
Jakubowicz, C. 1984. On Markedness and Binding Principles. Jones, C. & Sells, P.
(Haz.), NELS 14 . Amherst: University of Massachusetts.
Reinhart, T. baskıda. Processing or Pragmatics: Explaining the Coreference Delay,
Gibson, T. & Pearlmutter, N. (Haz.), The Processing and Acquisition of
Reference. Cambridge: MIT Press.
11 Mayıs 2007
12.00-12.30
B Salonu
25
Derya Çokal Karadaş
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
cokal @ metu.edu.tr
_____________________________________________________________________________________________________
Konuşma Dilinde İşte’nin Bilişsel Edimbilim Işığında
İşlevlerinin Çözümlemesi
İşte, günlük konuşma söyleminde sık kullanılan söylem
belirleyicilerinden birisidir (Özbek 1998; Yılmaz 2004). İşte’nin
söylem içindeki anlamı ve işlevleri üzerine yapılan çalışmalar
incelendiğinde söylem çözümlemesi ve işlevsel yaklaşımlar
çerçevesinde incelenmiş olduğu görülmektedir (örn: Özbek 1998).
Başka bir çalışmada ise söylem çözümlemesi ve işlevsel yaklaşım
yöntemleri bir çatı altında birleştirilip edimbilimsel bir analiz
yapılmıştır (Yılmaz 2004). Fakat bu çalışmalarda, işte’nin işlevleri
bilişsel edimbilim bağlamında ele alınmamıştır. Bu çalışmanın
amacı, günlük konuşma söyleminde söylem belirleyicisi işte’nin
işlevlerini bilişsel edimbilim bağlamında ele almaktır. İşte’nin
bilişsel ve etkileşimsel işlevlerini ortaya koyabilmek için Sperber ve
Wilson’un bağıntı kuramına (1995) dayanılarak söylem
katılımcılarının hangi durumlarda işte’yi kullandıkları ve bu
kullanımı belirleyen niyet gösterilerek işte’nin etkileşimsel işlevi
ortaya konulacaktır. Bunun yanında bağıntı kuramına göre bu söylem
belirleyicisinin algılamada ve çıkarım işlemlemesinde (İng. inference
processing) görevi tanımlanacaktır.
Kaynakça
Sperber, D. & Wilson, D. 1995. Relevance: Communication and Cognition.
Blackwell Publishing.
Sperber, D. baskıda. Modularity and Relevance. How Can a Massively Modular
Mind be Flexible and Context-sensitive? Carruthers, P., Laurence, S. &.
Stich, S. (Haz.), The Innate Mind: Structure and Content.
Juker, A. H. ve Ziv, Y. 1998. Discourse Marker: Description and Theory.
Amsterdam: John Benjamin’s Company
Yılmaz, E. 2004. A Pragmatic Analysis of Turkish Discourse Particles: Yani, İşte
and Şey. Basılmamış Doktora Tezi.
Özbek, N. 1998. Yani, İşte, Şey, Ya: Interactional Markers of Turkish.Proceedings
of the Ninth International Conference on Turkish Linguistics. 12-14 Ağustos
1998, Lincoln College, Oxford.
10 Mayıs 2007
15.00-15.30
B Salonu
26
Hatice Çubukçu
Çukurova Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Sözün Güce Dönüşümü: ‘Güçeylem’ler
Etkileşimsel söylem sürecinde konuşmacılar arasında yapılanan güç
ilişkilerinin dizgesel olarak betimlenmesine dönük olan bu çalışma
bir yandan, ‘güçeylemler’ olarak anılacak işlevsel birimler yoluyla
güç ilişkilerinin çözümlenebileceğini savunurken, bir yandan da
yönlendirme içeren etkileşimsel söylemin büyük oranda
‘güçeylemler’ yoluyla yapılanacağı varsayımını sınamayı
amaçlamaktadır. Kısaca, ilk bölüm, ‘güçeylemler’in ve alt türlerinin
tanımlanmasını, bunların özelliklerini ve oluşum ilkelerinin
sunulmasını içermektedir. Yönlendirme-güçeylem ilişkisinin
değerlendirildiği ikinci bölümün ardından ise, gücün kişilerarası
etkileşim bağlamında örüntülenmesine ilişkin bir etkileşim modeli
öneriliyor.
Bu çalışmada gücün niteliğine ilişkin iki genel görüş temel
alınmıştır:
1) Söylemle ilişkisi içerisinde güç, maddesel ve simgesel
güçten ayırdedilerek ‘hedefi etkileme ya da yönlendirme
yeteneği’ ile özdeş tutulmaktadır (örn. Lakoff 1990;
Dijk,1997 II).
2) Kişiler arasındaki güç ilişkileri etkileşimsel söylem
sürecinde karşılıklı uzlaşım yoluyla devingen olarak
yapılanmaktadır (Myers-Scoton, 1988; Fairclough, 1989,
1995; Diamond, 1996).
Bu çalışmada inceleme birimi olarak sunulan Güçeylem
kavramı, ‘gücün konuşmacılar arasında yer değiştirmesine
(kazanılması, korunması ya da kaybedilmesine) dönük olarak farklı
işlevler yerine getiren sözel eylemler’ olarak tanımlanabilir. Başka
bir deyişle, güçeylem kavramı, bir yandan Fairclough (1989)’da
sunulan güçlü olma (+Güç) ölçütlerini karşılarken, buna ek olarak
da, güçsüz olma (-Güç) durumunu da temsil edebilmektedir.
Yönlendirme içeren 154 doğal karşılıklı konuşma metninden
27
(yaklaşık 3000 sözceden) oluşan bütüncede sözceler Güçeylemlerin
kullanılması yoluyla çözümlenmiş, ardından sonuçlar, niceliksel ve
niteliksel olarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın ön savlarını
destekleyen bu çalışmanın sonunda, gücün konuşmacılar arasında
dağılım seçeneklerini gösteren bir etkileşim modeli sunulmuştur.
Kaynakça
Çubukçu, H. 2005. Poweracts: Towards The Fourth Layer in Conversation. IPRA
Conference, International Pragmatics Association 11–18 July, 2005, Riva
Del Garda, Italy.
Diamond, J. 1997. Status and Power in Verbal Interaction. Amsterdam: Benjamins
Publishing Company.
Fairclough, N. 1989. Language and Power. New York: Longman.
Lakoff, R.T. 1990. Talking Power: The Politics of Language in Our Lives. New
York: Harper/Collins.
Scotton, C, M 1988. Self Enhancing Codeswitching as Interactional Power.
Language and Commmunication. 8 (3/4), 199-211.
11 Mayıs 2007
11.30-12.00
A Salonu
28
Nesrin Deliktaşlı
Mersin Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Türk ve Fransız Ceza Kanunlarının Dilbilimsel Açıdan
İncelenmesi ve Çalışmanın Çeviribilime Katkısı
Hukuk bir toplumu ilgilendiren kurallar bütünüdür. Hukuk
metinlerinin bir bölümünü oluşturan kanunlar Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından kabul edilip yürürlüğe giren genel ve soyut
nitelikteki hukuk kurallarıdır. Kanunlar toplum düzenini sağlamak
amacıyla hazırlanmış metinlerdir, yürütme ve yargı organlarını ve
bütün vatandaşları bağlar. Yasa metinlerinin bir bölümünü oluşturan
Ceza Kanununun amacı hangi davranışların hangi durumlarda suç
olduğunu belirlemek, hangi suçları işleyenlere ne tür cezalar
verileceğini göstermektir.
Her ülkenin yasa dilinin kendine özgü dil yapısı, iletişim
amacı, hazırlanışı ve yazılış şekli vardır. Bu çalışmada, toplumun her
kesimini ilgilendiren ve her düzeyden kuruma ve insana hitap eden,
aynı amaç doğrultusunda hazırlanmış Türk ve Fransız Ceza
Kanunlarının nasıl bir yapıya sahip oldukları gösterilmeye
çalışılacaktır.
Araştırmanın amacı Türk ve Fransız Ceza Kanunlarını
karşılaştırmalı olarak incelemek, ortak ve farklı yönlerini bulmaya
çalışmaktır. Araştırmada edimbilimsel yöntem uygulanarak, her iki
dildeki metinlerin hangi amaçla, kime yönelik, hangi koşullarda ve
nasıl bir dil düzeyinde yazıldığı, sözcüksel, anlamsal, yapısal ve
söylemsel boyutuyla irdelenecektir. Ayrıca bu çalışmanın
çeviribilime ne gibi bir katkıda bulunacağı gösterilmeye
çalışılacaktır.
Çalışmanın veri tabanını Türk ve Fransız Ceza Kanunları
oluşturmaktadır. İlk bölümde her iki ülke ceza kanunlarının tarihsel
sürecinden ve oluşumundan bahsedilecektir. İkinci aşamada, kanun
maddeleri söylemsel boyutuyla (niçin, kime, hangi amaçla, hangi
koşullarda, kim tarafından yazıldığı), bazen kesin bir yargı ifade
etmesi, bazen de eleştiriye açık olmasına neden olan eylem ve
29
zamanların kullanılması gibi özellikleriyle ele alınacaktır. Son olarak
ise, metinler dil bütünlüğü açısından ele alınacak, yasa maddeleri
sözcüksel (sözcük seçimi, aynı anlama gelen farklı sözcüklerin aynı
tümcede yan yana kullanılması, yaptırım gücünü gösteren eylemler
ve kişi yerine geçen sözcükler, kalıplaşmış ifadeler, kesinlik bildiren
deyimler), yapısal düzeyde (sözdizimi, tümce yapıları) incelenecek
ve bir dilden diğer dile aktarımda nelere dikkat edilmesi gerektiği
konusu tartışılacaktır.
Kaynakça
Adal, E. 1998. Hukukun Temel İlkeleri. İstanbul: Beta Basım.
Battal, A. 2001. Hukukun Temel Kavramları. Ankara: Gazi Kitabevi.
Benveniste, E. 1966. Problèmes De Linguistique Générale 1. France: Editions
Gallimard.
Benveniste, E. 1974. Problèmes De Linguistique Générale 2. France: Editions
Gallimard.
Dubois, J., Giacomo, M., Guespin, L., Marcellesi. C., Marcellesi, J.P & Mével, J.P.
2002. Dictionnaire de Linguistique. Paris: Larousse.
Fransız Ceza Kanunu (Code Penal Français).
Gözler, K. 1998. Hukuka Giriş. Bursa: Ekin Kitabevi.
Kıran, Z. & Kıran A. 2001. Dilbilime Giriş. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Maingueneau, D. 2000. Analyser Les Textes De Communication. Paris: Nathan
Université.
Özyıldırım, I. 1999. Türk Ceza Kanunu: Yasal Sözeylemlerin Çözümlenmesi.
Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi 16 (2), 95-106.
Özyıldırım, I. 1999. Türk Yasa Dili. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Dergisi 16 ( 1), 89-114.
Totschnig, M. 2000. Eléments Pour Une Théorie Pragmatique De La
Communication, Présenté Dans Le Cadre De L’examen De Synthèse Du
Doctorat Conjoint En Communication Université Du Québec À Montréal,
Université De Montréal, Concordia University.
Türk Ceza Kanunu.
Vardar, B. 2002. Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü, İstanbul: Multilingual
Yayınları.
11 Mayıs 2007
15.00-15.30
C Salonu
30
Ömer Demircan
Okan Üniversitesi
[email protected]
Türkçede İzleme
Tümce, olaya katılanlar ile durumsal bilgiyi taşıyan ögelerin
yükleme göre dizimidir. Bir metin o tür birimler ile kurulur. İletişim
sürecinde oluşan tümce değil metindir. O süreçte bilgilemenin gerektirdiği birçok sözel işleme başvurulur. Her tümce bir de bilgisel süzgeçten geçer, önce verilenlere göre yeniden biçimlenir. O nedenle ne
metin üretimi ne de dil öğretimi dilbilgisel tümceye dayanamaz.
Türkçe üzerine incelemeler genellikle altişlemlerden başlar.
Üstişlemler dışarda oluşan görüşlere göre varsayılır; kurallar işlemez
duruma gelene değin üstişlemler üzerinde durulmaz. ‘Düşüm’ incelemelerinde de öyle olmuştur. Önce özne-düşümü incelenmiş, öteki
düşüm işlemlerine pek dokunulmamıştır.
Türkçe söz üretimini biçimleyen birçok işlem vardır. Bu işlemlerden birincisi, eylemin doğal katılanlarına göre ya da onlar dışında olaya katılanların (ettirgen eklerle) tümceye girişi ile, yapan,
etkilenen ögelerin (gizil eklerle) tümceden çıkışını düzenleyen
“çatı”dır. İkincisi, sözün bilgi yüküne bağlı olarak yeni olan ile en
önemli olanı seçip, tümce ögelerinin konumlanışını düzenleyen
odaklama işlemidir. Üçüncü işlem “bilinen–yeni” etkileşimine göre
yeni bilgi taşımayan içeriksel ögelerin metinden süzülmesidir.
Yineleme ile yaratılan ussal artıklık böylece dışlanır ama metinsel
belleğin korunması zorunludur. Bu da işlevsel ve ulamsal bilgiyi
saklayan izleme ile kotarılır. Böylece oluşan metinde gerek tümce
içi, gerekse tümcelerarası sözel akış engellerini aşan ‘bağlama’
dördüncü işlem sayılır. Bu bildiride önsel bağlamda verili olan
içeriğin süzülmesini sağlayan izleme üzerinde durulacaktır.
Kaynakça
Enç, M. 1986. Topic Switching and Pronominal Subjects in Turkish. Studies in
Turkish Linguistics, (195-208). Amsterdam: John Benjamins.
31
Erguvanlı-Taylan, E. 1986. Pronominal versus Zero Representation of Anaphora in
Turkish. Studies in Turkish Linguistics, (209-231). Amsterdam: John
Benjamins.
Kerslake, C. 1987. NP Deletion and Pronominalisation in Turkish. Proceedings of
the 3rd Conference on Turkish Linguistics, ( 91-104). Tilburg University
Press.
Kornfilt, J. 1988. NP Deletion and Case-Marking in Turkish. Koç, S. (Haz.), Procee
of the 4th International Conference on Turkish Linguistics, (187-216).
Ankara: ODTÜ.
Oktar, L. & Yağcıoğlu, S. 1996. Türkçede Söylem Yapısı ve Artgönderim. VIII.
Uluslararası Türk Dilbilimi Konferans Bildirileri, (175-182). Ankara:
Ankara Üniversitesi.
Çeltek, A. & Oktar, L. 2004. Türkçe Sözlü Söylemde Artgönderim Örüntüleri.
Dilbilim Araştırmaları, 1-14.
Özsoy, A. S. 1996. The Minimalist Program and Antecedent Contained Deletion in
Turkish. VIII. Uluslararası Türk Dilbilimi. Konferansı (9-15). Ankara:
Ankara Üniversitesi.
Öztürk, B. 1999. Türkçe Bir Adıl Düşürme Dili mi? Özsoy, S. & Taylan, E. E.
(Haz.), XIII. Dilbilim Kurultay Bildirileri , (55-64). İstanbul: Boğaziçi
Üniversitesi.
Ruhi, Ş. 1992. Zero NP Anaphora Versus Full NP Anaphora in Turkish. Proceedings
of the 6th International Conference on Turkish Linguistics, (105-116).
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Turan, Ü. D. 1998. Zero Object Arguments and Referentiality in Turkish.
Proceedings of the 7th. International Conference on Turkish Linguistics,
(154-180). Harrassowitz.
Tın, E. & Akman, V. 1998. Situated Analysis of Anaphora in Turkish. Proceedings
of the 7th. International Conference on Turkish Linguistics, (728-750).
Harrassowitz.
10 Mayıs 2007
09.30-10.00
A Salonu
32
Derya Duman
Hacettepe Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Artsüremli Bakış Açısından Eleştirel Söylem
Çözümlemesi ve bir Uygulama: Annelik İmgesinin
Kadın Dergilerinde Kurgulanması
Eleştirel söylem çözümlemesi, söylemin toplumsal dinamikler
bağlamında şekillendiği varsayımından yola çıkarak, her söylemin
kaçınılmaz olarak belli ideolojileri yansıttığını savunur. Artsüremli
bakış açısından bakıldığında ise, eleştirel söylem çözümlemesi, daha
çok ideolojik toplumsal etkenler bağlamında söylemin geçirdiği
değişim üzerine odaklanır. Bu çalışmada, özellikle kadın
araştırmaları alanında yapılan çalışmalarda (Eggins & Iedema, 1997;
McCracken, 1993; McRobbie, 1982; Walker 2000) ataerkil ideolojiyi
yansıtmak ve toplumsal gelişime ayak uyduramamakla eleştirilen
kadın dergilerinde yansıtılan annelik imgesi, eleştirel söylem kuramı
çerçevesinde incelenmiştir. Türkiye’de erken Cumhuriyet döneminde
(1923-1950) ve 1990’lardan sonra yayınlanan kadın dergilerinde
annelik imgesinin söylemde nasıl kurgulandığı, metin ve dilbilgisi
odaklı bir eleştirel söylem çözümlemesi yaklaşımıyla, karşılaştırmalı
ve dolayısıyla art süremli olarak çözümlenmiştir. Erken Cumhuriyet
dönemine ilişkin yürütülen tarih ve kadın çalışmalarında, Türk
basınının kadın imgesini kurgularken ataerkil ve ulusalcı bir
yaklaşımı benimsediğinden söz edilebilirken (Berktay, 2003;
Yaraman, 2001) günümüzde durum çeşitlilik sergilemektedir. Türk
basınında kadın kimliğinin nasıl kurgulandığını eleştirel söylem
çözümlemesi yaklaşımı ile inceleyen Büyükkantarcıoğlu (2000),
reklamlarda hem geleneksel hem de modern kadın kimliklerinin
kullanılabildiğine değinmiş, toplumbilim bakış açısıyla yürüttüğü
çalışmasında da Saktanber (1995) yazılı ve görsel basının kadın
kimliğini bir takım stereotipler bağlamında kurguladığını ifade
etmiştir. Çalışmanın yöntemi olarak, Halliday’in (1985) dilbilim
modelini temel alan İngiliz Okulu (Fairclough, 1992, 1996; Kress,
1989; van Leeuwen, 1996 vb), bilişsel yaklaşımı temel alan Hollanda
33
Okulu (van Dijk, 1998) ve artsüremli çalışmalarıyla toplumbilimsel
ve felsefi bir Eleştirel Söylem Çözümlemesini benimseyen Viyana
Okulu’ (Wodak ve diğ., 2000) nun yöntemlerinden derlenen eklektik
bir eleştirel söylem çözümlemesi yaklaşımı benimsenmiştir. Bulgular
erken Cumhuriyet döneminde yayınlanan kadın dergilerinde
anneliğin ulusal bütünlüğü oluşturmaya ve/veya korumaya yönelik
ideolojik bir işlev üstlendiğini, kadın imgesinin de bu bağlamda
aileye odaklı olarak oluşturulduğu ve olumlandığı görülmektedir.
1990’lardan sonra ise, ortaya çıkan yeni söylemlerle birlikte annelik
rolünün sorgulanma ve olumsuz gösterilme eğilimleri artmış, tek bir
değil, birçok anne imgesi ortaya çıkmıştır.
Kaynakça
Berktay, F. 2003. Tarihin Cinsiyeti. İstanbul: Metis.
Büyükkantarcıoğlu, N. 2000. Görsel Basında Dil Kullanımı Yoluyla Kadın
Kimliğini Oluşturma. Dil Dergisi, 92: 7-18.
Eggins, S. & Iedema, R. 1997. Difference Without Diversity: Semantic Orientation
and Ideology in Competing Women’s Magazines. Wodak, R. (Haz.), Gender
and Discourse. London: Sage.
Fairclough, N. 1992. Language and Power. London: Longman.
Fairclough, N. 1996. Discourse and Social Change. Cambridge: Polity Press.
Halliday, M.A.K. 1985. An Introduction to Functional Grammar. London: Arnold.
Kress, G. R. 1989. Linguistic Processes in Sociocultural Practice. Victoria: Deakin
University Press.
Mccracken, E. 1993. Decoding Women’s Magazines: From Mademoiselle to Ms.
London: Macmillan.
Mcrobbie, A. 1982. Jackie: An Ideology of Adolescent Femininity. Waites, B.,
Bennet, T. & Martin, G. (Haz.), Popular Culture: Past and Present. London:
Croom Helm.
Saktanber, A. 1995. Türkiye’de Medyada Kadın: Serbest, Müsait Kadın veya Iyi Eş,
Fedakâr Anne. Tekeli, Ş. (Haz.), 1980’ler Türkiye’sinde Kadın Bakış
Açısından Kadınlar. İstanbul: İletişim.
van Dijk, T. 1998. Ideology: A Multidisciplinary Approach. London: Sage.
van Leeuwen, T. 1996. The Representation of Social Actors. Caldas-Coulthard, C.R.
& Coulthard, M. (Haz.), Text and Practices: Readings in Critical Discourse
Analysis. London: Sage.
Walker, N. 2000. Shaping Our Mothers’ Worlds: American Women’s Magazines.
Jackson: University Press of Mississippi.
Wodak, R., De Cillia, R., Reisigl, M. & Liebhart, K. 2000. The Discursive
Construction of National Identity. Edinburgh: Edinburgh University Press.
Yaraman, A. 2001. Resmi Tarihten Kadın Tarihine. İstanbul: Bağlam.
10 Mayıs 2007
11.00-11.30
B Salonu
34
Selma Elyıldırım
Atatürk Üniversitesi
[email protected]
Gazete Dilinde Kullanılan Eşdizimlilikler
Uzun yıllar sözdizim araştırmalarına ağırlık verilirken ihmal edilen
sözcükbilim son yıllarda yürütülen birçok çalışma sayesinde dilbilim
ve dil öğretimi çalışmaları arasında hak ettiği yeri almıştır.
Sözcükbilim alanında özellikle üzerinde durulan alanlardan biri
eşdizimlilikler olmuştur. Ellis (1996) konuyla ilgili olarak, dilde
oluşturulan tümcelerin eşdizimliliklerden kurulu olduğunu
belirtilerek bir arada kullanılan bu sözcüklerin önemini gözler önüne
serer.
Bu arada, Sinclair (1966, 1987 ve 1991) eşdizimliliklerle
ilgili yaptığı açıklamalarda iki ilke belirler. Bunlar açık seçim ve
deyim ilkeleridir. Açık seçim ilkesine göre birbiriyle bağlantılı
sözcüklerin seçiminde herhangi bir zorlanma olmazken deyim
ilkesine göre bir araya getirilen sözcüklerin seçiminde dikkatli
olunması gerekmektedir zira her sözcük birbiriyle bir arada
kullanılamaz ve bazıları sadece birbirini gerektirir. Örneğin, mavi
gökyüzü gibi bir eşdizimlilik açık seçim ilkesine göre bir araya
getirilen sözcük öbeği iken, tefe koymak gibi bir eşdizimlilikte bir
araya gelerek sözcük öbeğini oluşturan öğeler tek tek anlamlarından
farklı yeni bir anlam edinmişlerdir.
Açık, yarı açık ve donmuş ya da deyimsel eşdizimlilikler
olarak bir cetvel üzerinde sıralandığı düşünülen eşdizimliliklerin açık
olanları kullanılırken özel öğeler olarak fark edilmezken donmuş
veya deyimsel eşdizimlilikler özel kullanıma sahip öğeler olarak
dilin çarpıcı kullanımını sağlamak amacıyla tercih edilirler. Bu
çalışma bu üçlü sınıflamadan hareket ederek günlük Türkçe
gazetelerde geçen eşdizimliliklerin kullanımı ve dağılımını inceler.
Çalışmada Milliyet, Cumhuriyet, Zaman, Akşam, Sabah ve
Hürriyet gazetelerinden alınan günlük haberler, ekonomi, magazin,
spor haberleri, köşe yazılarından oluşturulan gazete bütüncesinin
35
eşdizimlilikler açısından çözümlemesi yapılarak elde edilen bulgular
nitel ve nicel olarak değerlendirilir. Nitel çözümleme farklı haber
türlerinden alınan örnekleri irdelerken, nicel çözümleme
eşdizimliliklerin türlere göre dağılımını sunar. Ayrıca, zaman
içerisinde kullanılan eşdizimliliklerde farklılık olup olmadığını
göstermek amacıyla bazı gazetelerin on yıl önceki bir günlük
baskılarındaki eşdizimlilikler çözümlenip elde edilen sonuçlar
irdelenir.
Kaynakça
Ellis, N. C. 1996. Phonological Memory, Chunking and Points of Order. Studies in
Second Language Acquisition. 18(1), 91-227.
Sinclair, J. 1996. Beginning the Study of Lexis. Bazell, Catford, Halliday & Robins
(Haz.) In Memory of J. R. Firth. London: Longman.
Sinclair, J. 1987. Collocation: A Progress Report. Steele & Threadgold (Haz.)
Language Topics: Essays in Honour of Michael Halliday (Vol. 2).
Amsterdam: John Benjamins.
Sinclair, J. 1991. Corpus Concordance Collocation. Oxford: Oxford University
Press.
11 Mayıs 2007
09.00-09.30
B Salonu
36
İclâl Ergenç & Dilek Fidan
Ankara Üniversitesi
[email protected]
Bürünsel Anlamın Edinimi: Sesbilim Ve Kullanımbilim
Etkileşimi
Çocuklarda normal dil gelişimi sürecine bakıldığında, doğumla
birlikte ses dizgesinin edinimiyle başlayan sürece diğer bileşenlerin
de (biçimbilimsel, sözdizimsel, anlambilimsel ve kullanımbilimsel)
eklenmesiyle edinim sürecinin ortalama olarak 5-6 yaşlarına kadar
devam ettiği alanyazında bildirilmektedir (James, 1990; Korkmaz,
2005; Topbaş, 2005). Ancak tümce anlamıyla konuşucunun
niyetlerini işaretleyen iletişimsel anlam arasındaki ilişkinin nasıl
kurulduğunu, söz alma ve söz verme, bağlama uygun sözce üretme
ve üretilenleri anlamlandırma gibi süreçlerin işletilmesini kapsayan
kullanımbilimsel bileşen ise edinimi en son tamamlanan bileşendir.
Normal gelişim gösteren çocuklarda bu süreç 14-15 yaşlarına kadar
devam etmektedir. Bürünsel sezdirimlerin çıkarımlanmasındaki
başarı, kullanımbilimsel bileşenin edinimiyle doğru orantılıdır.
Kullanımbilimsel bozukluklarda metin alıcısının, duyduğu
ya da okuduğu metni anlamlandırırken vericinin inançlarını,
isteklerini ve niyetlerini anlayıp algılama becerisinde sorunlar
oluşabilmektedir. Söz konusu beceriler, Zihin Kuramı (theory of
mind) içinde ele alınmaktadır. Kuram, 1990’lı yıllarda otizm
alanyazınına girmiş, özellikle Baron-Cohen otistik çocuklarda Zihin
Kuramını sınamak üzerine çalışmalar gerçekleştirmiştir.
Alanyazında (McCann ve diğ., 2006; Pepé ve diğ., 2006;
Stoel-Gammon, 2001) yüksek işlevli otistik (YİO) ve Down
Sendromlu (DS) çocukların bürünsel anlamı çözümlemede sorunlar
yaşadığından söz edilmektedir. Bu çalışmada, anadili Türkçe olan
normal gelişim gösteren çocuklarla YİO ve DS’li çocukların
bürünsel girdileri anlamlandırma yetenekleri betimlenecektir. Deney
yönteminin kullanılacağı çalışmada normal gelişim gösteren, YİO,
DS’li çocuklara iki farklı bürünsel okuması ve buna bağlı olarak 2
37
farklı anlamı olan tümceler dinletilecek ve verecekleri tepkiler,
tepkilerin süreleri ölçülecek ve elde edilen veriler kendi içlerinde de
karşılaştırılarak değerlendirilecektir.
Kaynakça
Bara, B., Bucciarelli M., Colle L. 2001. Communicative Abilities in Autism:
Evidence for Attentional Deficits: Brain and Language 77, 216-240.
Bruner, J. & Feldman, C. 1993. Theories of Mind and the Problem of Autism.
Cohen, S. B., Flusberg, H. T. & Cohen, D. (Haz.), Understanding Other's
Minds. New York: Oxford Medical.
Dodd, B. & Thompson L. 2001. Speech Disorder in Down’s Syndrome. Journal of
Intellectual Disability Research 45(4), 308-316.
James, S.L.1990. Normal Language Acquisition. College Hill Press.
Korkmaz, B. 2005. Dil ve Beyin. Çocuklarda Dil ve Konuşma Bozuklukları.
İstanbul: Yüce A.Ş.
McCann, J. ve diğ. 2006. The Prosody-Language Relationship in Children with
High-Functioning Autism. QMUC Speech Science Research Centre Working
Paper WP-6 www.qmced.ac.uk/ssrc/pubs/McCannWP6 [Erişim: 30.01.
2007].
Pepé, S. ve diğ. 2006. Assessing Prosodic and Pragmatic Ability in Children With
High-Functioning Autism. QMUC Speech Science Research Centre Working
Paper WP-4. http://www.qmced.ac.uk/ssrc/pubs/PeppeWP4 [Erişim: 30. 01.
2007].
Stoel-Gammon, C. 2001. Down Syndrome Ohonology: Developmental Patterns
andInterventionStrategies.http://information.downsed.org/library/periodicals
/dsrp/07/3/093/dsrp-07-3-093-EN-GB.pdf [Erişim: 30. 01. 2007].
Topbaş, S. (Haz.) 2005. Dil ve Kavram Gelişimi. Ankara: Kök Yayıncılık.
11 Mayıs 2007
11.30-12.00
B Salonu
38
Fatma Erkman, Fulya Alıç, Özlem Görür, Melis
Karakurt, Zehra Polat, İpek Uluğ
Yeditepe Üniversitesi
[email protected]
Ahmet Benzer
Marmara Üniversitesi
_______________________________________________________
Sıfat Tamlamalarında [bir] Kullanımı
Sıfat tamlamalarında [bir] öbeğin başında ya da ortasında bulunabilir.
Bu çalışmada, [bir]’in başa gitmesinin yeni kavram ve yeni imge
oluşturma işleviyle bir ilişkisi olup olmadığını araştırdık. Bunun için
değişik türdeki yazılı metinleri inceledik. Şiir / şarkı sözü; bilimsel
metin; siyasi gazete haberleri; spor yazıları ... gibi türlerden 8000
sözcüklük veri topladık. Bu verilerin ışığında, bu sözdizimsel
kaymanın edimbilimsel ve işlevsel sonuçlarına baktık.
Kaynakça
Akaslan, T. 1999. Türkçede BİR Belirteni ile Kurulan Niteleme Öbeğine
Sözcelemsel Bir Yaklaşım. XII. Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Mersin.
Dik, S. C. 1989. The Theory of Functional Grammar. Dordrecht: Foris.
Schroeder, C. 1999. The Turkish Nominal Phrase in Spoken Discourse. Wiesbaden:
Harrassowitz.
Uzun, E. 2004. Dilbilgisinin Temel Kavramları. Ankara: Kebikeç.
Uzuntaş, A. 1998. Mass-und Mengenangaben im Deutschen und im Türkischen.
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.
Yükseker, H. 2003. Bir ‘One’. Studies in Turkish Linguistics. İstanbul: Boğaziçi
University Press.
11 Mayıs 2007
09.00-09.30
A Salonu
39
Özden Fidan & Ayşen Cem Değer
Dokuz Eylül Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
Dilbilim AlanındaTürkçe Yazılmış AraştırmaYazılarının
Giriş Bölümlerindeki Göndermede Bulunma
Örüntüleri
Bilindiği gibi bilimsel metinler, öncelikle bilgi sunmayı amaçlayan
metinler olmanın yanı sıra belli bir disipline özgü bilgi yapılandıran
bilişsel ve toplumsal nitelikli ürünlerdir. Bir bilimsel metnin,
ulaşmayı amaçladığı söylem topluluğu tarafından kabul görmesi,
içerdiği terminoloji, göndermede bulunma, kaynak gösterme ve yeni
bilgi sunma gibi araçlara bağlıdır. Herhangi bir bilimsel metinde
sunulan bilgi ilgili disiplin içinde aynı konu üzerine yapılmış daha
önceki çalışmalarla ilişkilendirilerek belli bir bağlamsal bilgi
tabanında yeni olarak tanımlanabilir. Bu tür bir ilişkilendirme o
alana özgü ‘yeni bilgi’nin yazar ve okuyucu ortaklığıyla
yapılandırılmasını olanaklı kılmaktadır. Göndermede bulunma,
edimsel olarak sözkonusu söylem topluluğunun türe yönelik
beklentilerini karşılayarak yazarın bir anlamda bu topluluğa
bağlılığının bir göstergesi olmakta, yazarın kendi çalışması için
alanda yer açmakta, yazara güvenilirlik kazandırmakta ve sunulan
yeni bilginin ikna ediciliğini sağlamaktadır (Gilbert, 1977; Dubois,
1988; Myers 1990; Hyland, 1999, 2000).
Konuyla ilgili olarak alanyazınında göndermede bulunma,
Metindilbilim ve Tür Çözümlemesi çerçevesinde çatı, zaman, kip,
görünüş gibi sözdizimsel özelliklerinin, metin yüzey yapısında
kodlanma biçimlerinin, kullanılan aktarma eylem türlerinin işlevleri
ve sözbilimsel etkileri açısından çözümlenmektedir (Swales, 1990;
Thompson & Ye, 1991; Thomas & Hawes, 1994; Hyland, 1999,
2000; Thompson, 2005).
Bu çalışma, Türkçe yazılan Dilbilim araştırma yazılarının
giriş bölümlerinde göndermede bulunma stratejilerini incelemekte
ve aşağıdaki sorulara yanıt aramaktadır.
40
Türkçe dilbilim araştırma yazılarının giriş bölümlerinde göndermede
bulunma edimi,
1. metin yüzey yapısında hangi dilsel araçlarla kodlanmaktadır?
2. dilbilim alanı içinde yer alan alt alanlar arasında bir ortaklık
sergilemekte midir?
3. ne türden söylemsel işlevler yüklenmektedir?
Bu amaç doğrultusunda, çalışmanın veritabanı, Dilbilim
alanında üretilmiş toplam 40 araştırma yazısından oluşmaktadır.
Bütünceyi oluşturan yazılar, Edimbilim, Toplumdilbilim, Dil
Edinimi, İkinci Dil Edinimi ve Öğrenimi, Sözdizimi, Söylem/Metin
Çözümlemesi ve Sesbilim alt alanlarından derlenmiştir. Yazılardaki
göndermede bulunma edimleri Swales (1990)’daki bütünleşik ve
bütünleşik olmayan göndermeler belirlemesi, Thompson (2005)’te
ortaya konan gönderme kodlama araçları, ve Thomas ve Hawes,
(1994)’te önerilen aktarım eylemleri sınıflandırması temel alınarak
çözümlenecektir. Daha geniş kapsamlı bir araştırmanın ilk aşaması
olan bu çalışmada bütüncedeki yazıların giriş bölümlerindeki
göndermede bulunma edimlerine ilişkin bulgular sunulacaktır.
Kaynakça
Hyland, K. 1999. Academic Attribution: Citation and the Construction of
Diciplinary Knowledge. Applied Lingistics 20 (3), 341-367.
Hyland, K. 2000. Disciplinary Discourses: Social Interactions in Academic Writing.
Harlow, England: Pearson Education.
Swales, J. 1990. Genre Analysis. Cambridge: CUP
Thomas, S. & Hawes, T. P. (1994) Reporting Verbs in Medical Journal Articles.
English for Specific Purposes, 13 (2), 129-148.
Thompson, P. 2005. Aspects of Identification and Position in Intertextual Reference
in Ph.D. Theses. Tognini-Bonelli, E. (Haz.), Strategies in Academic
Discourse, (31-50). Amsterdam: John Benjamins.
11 Mayıs 2007
10.00-10.30
B Salonu
41
Hürriyet Gökdayı
Mersin Üniversitesi
[email protected]
_____________________________________________________
Yabancı Dillerin Günümüz Türkiye Türkçesinde
Sözcük Dizilişine Etkisi
Türkiye Türkçesinin 20. yüzyılda geçirdiği dil planlaması süreciyle,
Arapça ve Farsça diziliş kuralları büyük ölçüde kullanılmaz
olmuştur. Ancak Türkiye Türkçesi, bu sefer de, Batı dillerinden
(çoğunlukla önce Fransızcadan, ardından İngilizceden) daha çok
etkilenmiş, bu etki yazım, ses, biçim, söz varlığının yanında
sözdizimsel olarak da kendisini göstermiştir. Özellikle bazı ad ve
sıfat tamlamalarının oluşumunda, yabancı dillerin etkisi açıkça
görülebilmektedir. Bunlardan bazı sıfat tamlamalarını oluşturan
sözcüklerin yerleri değiştirilmekte ve öylece kullanılmaktadır.
Sözgelimi, “1. Bölüm” yerine “Bölüm 1,” “A Salonu” yerine “Salon
A,” “1. Kanal” yerine “Kanal 1,” “5. Radyo” yerine “Radyo 5,” gibi
sözcük öbekleriyle karşılaşılmaktadır. Bunun yanında, bazı ad
tamlamalarında da benzer bir durum söz konusudur. Belirgin olarak
bazı işyeri, kurum, kuruluş adlarının yazımında görülen bir
eğilimden söz edilebilir. Bu eğilim nedeniyle, ad tamlamalarında iki
sözcük arasındaki ilgiyi gösteren ve onların bir öbek oluşturmasını
sağlayan iyelik ekinin düşürüldüğü ve tamlanan ile tamlayanın yer
değiştirdiği görülmektedir. Sözgelimi, “MNG Bankası” yerine
“MNG Bank,” “Anadolu Bankası” yerine “Anadolu Bank,” “Asya
Bankası” yerine “Bank Asya,” “Borusan Holdingi” yerine “Borusan
Holding,” “Metropol Radyosu” yerine “Radyo Metropol,” “Türk
Kanalı” yerine “KanalTürk,” “Başkent Akademik Orkestrası” yerine
“Orkestra Akademik Başkent,” “Ankara Gazetesi” yerine “Gazete
Ankara” gibi sözcük öbekleri karşımıza çıkmaktadır. Türkçenin
dilbilgisel/sözdizimsel kurallarına aykırı olan bu öbeklerin
oluşumunda, yabancı dillerin özellikle de İngilizcenin etkisinden söz
edilebilir. Bu etkinin betimlenebilmesi için, dil etkileşimi göz önünde
bulundurulmalıdır. Ayrıca, bu tür yapıların kalıcı bir dil değişimine
yol açıp açmayacağı da sorgulanmalıdır. Bildiride, günümüz Türkiye
42
Türkçesinde kullanılan ve Türkçe kurallarla açıklanamayan bu tür
sözcük öbekleri, Johanson’un (2001) Türk dillerinden hareketle
geliştirdiği “kod kopyalama” kuramı ile çözümlenmeye çalışılacaktır.
Veri olarak, internet arama motorlarının taranmasıyla elde edilen ve
yukarıdaki örneklere benzeyen sözcük öbekleri kullanılacaktır.
Bildiriyle, bazı öbeklerde görülen sözcük dizilişi değişiminin
açıklanması umulmaktadır.
Kaynakça
Demir, N. 2006. Popüler Dil Tartışmalarına Dil İlişkileri Açısından Bakış.
http://turkoloji.cu.edu.tr/DILBILIM.
Ergin, M. 1989. Türk Dil Bilgisi. İstanbul: Bayrak.
Johanson, L. 2000. Structural Factors in Turkic Language Contacts. London:
Curzon.
10 Mayıs 2007
15.00-15.30
C Salonu
43
Mine Güven
Doğu Akdeniz Üniversitesi
[email protected]
Türkçe’de Çevrik Yapıların Görünüş Özellikleri
Bu çalışmanın amacı Türkçe’de –mIş, -AcAK, -(I)yor ve –Ar/Ir
eklerinden birini taşıyan bir eylem gövdesinden sonra bir ya da iki
zaman/görünüş/kiplik eki taşıyan ol- yardımcı eyleminden oluşan
çevrik yapıları (periphrastic structures) Smith (1997)’nin iki bileşenli
görünüş kuramı çerçevesinde incelemektir. Bu çevrik yapıların ortak
anlamsal özelliklerinin durum değişikliği kavramının ifadesi olduğu
gösterilmeye çalışılacaktır. Örneğin (1)’deki tamamlama hal türü –
mIş ol- yapısıyla gerçekleşmiş bir durum değişikliği sonrasında
sonuçlanan bir durumu ifade etmektedir. Öte yandan (2)’deki edim
–(I)yor ol- yapısıyla konuşma anına göre gelecekte yer alacak bir
olayın herhangi bir durum değişikliği göstermeden devam edeceği
ifade edilmektedir. Aynı –AcAK ol- yapısını içerseler de (3a)’daki
durumda bir değişiklik gerçekleşmemiştir; oysa (3b)’de olumsuz
sonuçlanan bir durum değişikliği gerçekleşmiştir. (4a-b)’de –Ar/Ir
ol- yapısıyla gerçekleşmiş bir durum değişikliği ifade edilmektedir.
Ancak (4a)’daki olumlu erişmede başlamalı (ingressive)
görünüş, (4b)’deki olumsuz edimde ise bitirmeli (egressive) görünüş
anlamı çıkmaktadır.
(1)
(2)
(3)
(4)
Böylece havuz-u doldur-muş ol-uyor-du.
Yarın havuz-da yüz-üyor ol-acak-mış.
a. Bir kızı beğen-ecek ol-ur; o da sözlü çıkar.
b. Bir kızı beğen-ecek ol-ur; ama kısa sürede ayrılırlar.
a. Şansına güvenmeye başlayınca her ay bir piyango bileti
al-ır ol-muş.
b. Rejime girince evde yemek yap-ma-z ol-du.
Dik (1989) başlamalı ve bitirmeli görünüşleri aşamalı
görünüş (phasal aspect) olarak değerlendirir. Ancak bu görünüşlerde,
44
kendileriyle aynı sınıfta yer alan (örneğin yakın gelecek görünüşü)
diğer görünüşlerden farklı olarak, olayın zaman çizgisiyle doğrudan
ilişkilendirildiği söylenemez. Sonuç olarak, durum değişikliği,
başlamalı ve bitirmeli görünüş olarak adlandırılan kavramların, hal
türü ve bakış açısı ulamlarının alt ulamları olmaktan ziyade, hem hal
türü hem de bakış açısı ulamlarından özellikler taşıyan bağımsız, ara
bir ulama dahil oldukları savunulacaktır.
Kaynakça
Dik, S. 1989. The Theory of Functional Grammar: The Structure of the Clause.
Dordrecht: Foris Publications.
Smith, C. 1997. Parameter of Aspect. Dordrecht: Kluwer.
10 Mayıs 2007
11.30-12.00
A Salonu
45
Belma Haznedar
Boğaziçi Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
İkidillilikte Dillerarası Etkileşim
Son yıllarda ikidillilik alanında yapılan çalışmalarda, genellikle
dillerarası etkileşim süreçlerinin incelendiği görülmektedir. Hulk ve
Müller’in (2000) dillerarası etkileşim kuramına göre, ikidillilikte
etkileşim özellikle, sözdizimi ile edimbilimsel (syntax-pragmatics)
arabirimde ortaya çıkmaktadır. Buna göre, dillerarası etkileşim (i) dil
yapısı ve edimbilim süreçlerini içermeli ve (ii) her iki dilde de
sözkonusu arabirimde örtüşme olmalıdır.
Bu çalışmanın amacı, bu varsayımı, anadili Türkçe ve
İngilizce olan ikidilli bir çocuktan elde edilen verilerle sınamaktır.
Bu çerçevede, Türkçe ve İngilizce’yi aynı anda edinen bir çocuğun
(A-J) Türkçe’sindeki özne kullanımı, anadili Türkçe olan tekdilli bir
çocukla karşılaştırılmıştır. Uzun süreli veri toplama yöntemiyle elde
edilen veri analizinde, her iki çocuğun kullandığı ve düşürdüğü
özneler ve çeşitleri incelenmiş olup, ikidillilik ve tekdillilikte görülen
farklar belirlenmiştir. Anadili Türkçe olan tekdilli çocuk %33
oranında özne kullanırken, ikidilli (Türkçe-İngilizce) çocuğun %60
oranında özne kullandığı görülmüştür. Aşağıdaki örnekte de
görüleceği üzere, ikidilli çocuğun kullanmaması gereken yerlerde
bile, özne kullandığı görülmüştür.
(i) Araştırmacı: Dün ben gittikten sonra, bahçede Gözde’yle
oynadın mı?
A-J:
ben oyna-dı-m (24 Mayıs 2005)
İkidilli çocuğun yukarıdaki örnekte kullandığı özne ‘ben’,
İngilizce’nin Türkçe üzerindeki etkilerini göstermektedir. Bu
bulgular, son yıllarda farklı dil bileşenleri ile yapılan ikidillilik
çalışmaları ile uyum göstermektedir. (bkz. Paradis & Navarro, 2003).
46
Kaynakça
Hulk, A. & Müller, N. 2000. Bilingual First Language Acquisition at the Interface
between Syntax and Pragmatics. Bilingualism: Language and Cognition 3,
227–244.
Paradis, J. & Navarro, S. 2003. Subject Realization and Crosslinguistic Interference
in the Bilingual Acquisition of Spanish and English. Journal of Child
Language 30, 1–23.
Serratrice, L., Sorace, A. & Paoli, S. 2004. Crosslinguistic Influence at the SyntaxPragmatic Interface: Subjects and Objects in English-Italian Bilingual and
Monolingual Acquisition. Bilingualism: Language and Cognition 7, 183205.
11 Mayıs 2007
14.00-14.30
B Salonu
47
Kamil İşeri
Niğde Üniversitesi
[email protected]
Türkçe Ders Kitaplarında (6. Sınıf) Yer Alan Metinlerin
Türlerini Temsil Yeterliliği
Bu çalışmada yeni programa göre hazırlanmış 6. sınıf Türkçe ders
kitabında yer alan metinlerin türlerini temsil yeterlilikleri
metindilbilimsel açıdan ele alınacaktır. İncelemeye konu olan ders
kitabında 6 tema ve bu temalara bağlı olarak 18 metin (her tema için
3 metin) yer almaktadır. Milli Eğitimin temel ilkeleri ve genel
amaçları doğrultusunda hazırlanan ders kitapları bireyin dil
gelişiminde önemli bir kaynak ve kılavuz olma niteliği taşımaktadır.
Bu nedenle ders kitaplarına alınan metinlerin özenle ve amaca
yönelik olarak seçilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken de
metindilbilim alanında belirtilen ölçütlerin temel alınmasını zorunlu
kılmaktadır. Bu belirlemelere göre ders kitaplarındaki metinlerin
türleri sınıflandırılarak Türkçe programında belirlenen, “bireyde tür
bilincinin oluşmasına kaynaklık, örneklik” edip etmedikleri
saptanmaya çalışılacaktır. Bu çalışmada 6. Sınıf Türkçe Ders kitabına
seçilen metinler veri tabanını oluşturmaktadır.
Çalışmada Douglas Biber (1989) ve Jean - Michel Adam’ın
(1999) belirlemiş oldukları metin tipolojileri temel alınacaktır. Bu
altyapı doğrultusunda metinler değerlendirilecektir.
Metin türlerinin temsil yeterliliklerindeki sorunlar tür ile
ilgili edinimlerin gerçekleştirilmesini engellemektedir. Başka deyişle
tür kavramının yanlış ya da eksik algılanmasına yol açmaktadır. Bu
nedenle ders kitaplarında yer alacak metinlerin metindilbilim
alanında belirlenmiş ölçütler temel alınarak seçilmesi ve eğitim
öğretim ortamlarına taşınması gerekmektedir. Ders kitapları
hazırlanırken dilbilimsel bakış açısının olmaması bu sorunların
devam etmesine neden olmaktadır.
Ders kitaplarına seçilen metinlerin türlerini temsil
yeterliliklerinin yeterli düzeyde, tür dağılımının eşit ve bireyde tür
48
bilincinin oluşmasına örneklik edecek düzeyde olup olmadığı bu
çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır.
Kaynakça
Adam, J. M. 1999. Linguistique Textuelle: Des Genres de Discours aux Textes.
Paris: Nathan.
Beaugrande, D. 1981. Introduction to Text Linguistics. London: Longman.
Beaugrande, D. 1984. Text Production. Ablex Publishing Corporation.
Biber, D. 1989 Typology of English Texts. Linguistics. 27, 3-43.
Brown, G. & Yule, G. 1983. Discourse Analysis. Cambridge: Cambridge University
Press.
Dijk, T. V. & Kintsch, W. 1983. Strategies of Discourse Comprehension. London:
Academic Press.
Günay, D. 2003. Metin Bilgisi. İstanbul: Multilingual.
Filliettaz, L. 2001. Les Types de Discours. Circle de Linguistique Appliquée a la
Communication 8, 1576–4737. http//www.ucm.es/info/circulo/no8/filliettaz.
htm.
Keçik, İ. ve Uzun, L. 2004. Türkçe Sözlü ve Yazılı Anlatım. Eskişehir: Anadolu
Üniversitesi Yayınları.
Özdemir, E. 1994. Yazınsal Türler. Ankara: Ümit Yayıncılık.
11 Mayıs 2007
09.30-10.00
C Salonu
49
Selçuk İşsever
Ankara Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Nesne Kaydırımı ve Türkçe
Germen dillerinin en belirgin özelliklerinden biri, sözlüksel
birimlerin, kimi dilbilgisel etkenlere bağlı olarak, üretildikleri
konumlardan taşınma zorunluluğunda olmasıdır. Aşağıda vurgusuz
belirli adıllar bağlamında bu durum örneklenmektedir:
(1)
(2)
a.
b.
a.
Nemandinn las
hana
Studenten læste den
öğrenci.BEL
okuonu
‘Öğrenci onu okumadı’
*Gestern las
er sie
dün oku- o
onları
‘Dün o onları okumadı’
ekki
ikke
OLM.
(*hana).
(*den).
(İzlandaca)
(Danca)
(Thráinsson, 2001)
nicht
OLM.
(*sie).
(Almanca)
(Thráinsson, 2001)
Örneklerde görülen benzerliklerine karşın, bu dillerde,
taşınabilen birimlerin sözdizimsel ulamı (AÖ, İÖ, SÖ vb.), eylemin
sözdizimsel konumu, taşımanın yapılabildiği sözdizimsel konum ve
ayrıca Durum-yükleme, biçimbilimsel/soyut Durum gibi farklı
Durum türleri, taşınan birimlerin belirlilik/özgüllük ile ilgili anlamsal
özellikleri gibi değişik dilbilgisel etkenlere dayalı farklılıklar
gözlenmektedir (Thráinsson, 2001). Bu farklılıklar nedeniyle,
İskandinav dillerindeki taşıma türü nesne kaydırımı (object shift),
görece daha özgür özellikler sergileyen Almanca/Hollandacadaki
taşıma türü ise çalkalama (scrambling) olarak adlandırılmaktadır.
Erguvanlı (1984)’ten alınan aşağıdaki örnekler, benzeri bir
olgunun Türkçede de bulunduğunu göstermektedir (ayrıca bkz.
Tosun (1999) ve Öztürk (2004)):
(3) a. Ali bu kitabı hızlı (*bu kitabı) okuyor.
b. Ali (*kitap) hızlı kitap okuyor.
Alanyazındaki genel görüşe göre, Türkçede Durum-yükleme
aynı zamanda özgüllük ve gönderimselliği de imlemekte ve yalnızca
[+özgül]/[+gönderimsel] AÖ’ler taşınabilmektedir (ör. Tosun (1999),
50
Öztürk (2004)). Buna karşın, Kornfilt (2003) Türkçede özgül olmasa
da Durum-yüklü tüm öbeklerin çalkalanabileceğini ileri sürmektedir.
Ancak, açık Durum-yüklü olmayan [-özgül]/[-gönderimsel] AÖ’lerin
uygun söylem bağlamlarında taşınabileceğini gösteren aşağıdaki
örnekler, gerek Durum-yükleme gerekse özgüllük/gönderimsellik
koşullarının fazla katı olduğunu sezdirmektedir:
(4) A:Sen tatilde herhalde çok kitap okumuşsundur.
B.Kitapi hiç ti okumadım. (Ama bol bol gezdim.)
(5) A:Oğlum yemeğini yesene.
B:Yemeki daha demin ti yedim.
Dolayısıyla, (3) a-b örneklerinde görüldüğü gibi Durum ve
özgüllük/gönderimsellik Türkçenin sözcük dizilişi ile genel olarak
etkileşim içindeyse de, (4)-(5) örnekleri, Türkçede ilgili taşıma
olgusunun alanyazında ele alındığından daha karmaşık olduğunu
sezdirmekte ve Türkçenin nesne kaydırımı/çalkalama özelliklerinin
neler olduğu ve nasıl açıklanması gerektiği sorusunu gündeme
getirmektedir.
Bu doğrultuda, bu çalışma, nesne kaydırımı/çalkalamanın
açıkça gözlendiği diğer dillerle Türkçenin ilgili özelliklerini
karşılaştırarak Türkçede söz konusu taşımaların niteliklerini
betimlemeyi ve (3) a-b örnekleriyle (4)-(5) örnekleri arasındaki
karşıtlığın nedenlerini bu bağlamda ele almayı amaçlamaktadır.
Kaynakça
Erguvanlı, E. 1984. The Function of Word Order in Turkish Grammar. Berkeley:
California Üniversitesi Yayınları.
Kornfilt, J. 2003. Scrambling, Subscrambling, and Case in Turkish. Karimi, S.
(Haz.), Word Order and Scrambling, (125-155). Oxford/Berlin: Blackwell
Publishers.
Öztürk, B. 2004. Case, Referentiality, and Phrase Structure. Doktora Tezi, Harvard
Üniversitesi.
Thráinsson, H. 2001. Object shift and scrambling. Baltin, M. & Collins, C. (Haz.),
The Handbook of Contemporary Syntactic Theory. Berlin: Blackwell.
Tosun, G. 1999. Specificity and Subject-Object Positions/Scope Interactions in
Turkish. First Manchester Conference on Turkic Languages toplantısında
sunulan bildiri.
10 Mayıs 2007
14.30-15.00
A Salonu
51
Ferhat Karabulut
Celal Bayar Üniversitesi
[email protected]
Dilde İkonlaşma
Bu çalışmada, Peirce and Saussure tarafından eş zamanlı olarak
geliştirilen ve iletişimi göstergelerden oluşmuş bir aktarım olarak
gören Semiotik biliminin ışığında dilde ikonlaşma ele alınacaktır.
Peirce, işaretleri (sign) üçlü sisteme (icon-index-symbol) dayalı ele
alırken, Saussure işareti iki terim arasındaki yapısal ilişki gibi
görmüş ve işaretin ikili (signifier-signified) yönüne dikkat çekmiştir.
Görsel gösterge olarak kabul edilen ikon (görsel gösterge),
zamanla dil içi bir oluşuma da aktarılmıştır. Gerçekte Peirce, ikincil
işaret sistemini oluşturan icon (görsel gösterge), index (belirti) ve
symbol (sembol/simge) arasındaki ayırıma olduğu kadar, benzerliğe
de dikkat çekmiştir. Resim, grafik, portre gibi görsel göstergeler,
benzerlik yönünden gösterdikleri varlığı doğrudan işaretleseler de
tam olarak varlığın kendisini karşılamazlar. Benzer şekilde, dilsel
göstergeler her ne kadar resim tipi benzerlik ilşkisi ile gösterdikleri
varlığı birebir işaretlemeseler de kullanım yerlerine ve biçimlerine
göre görsel göstergeye dönüşebilmektedirler.
Bugün özellikle bilgisayar ve reklam dilinde ikonlaşmadan
büyük ölçüde faydalanılmaktadır. Örneğin Coca Cola ve Pepsi gibi
hem dilsel hem de görsel göstergeler iletişim unsuru olarak
kullanılmaktadırlar. Coca Cola yazısı hem bir dil işaretleyeni hem de
bir ikonlaşmadır. Dilde, cümle yapılarında önceliklilik ikonlaşmayı
öngörür. Örneğin Ben dün geldim ile Dün ben geldim cümleleri tam
olarak aynı işaretlemeyi yapmazlar. Başka bir ikonlaşma ise
sıralılıktan doğar. Geldim, gördüm, yendim cümlesinde böyle bir
ikonlaşma söz konusudur, çünkü gelme işi en önce, görme işi sonra,
yenme işi ise en son gerçekleşmiştir. Bir diğer dil ikonu örneği de
tekrarlarla oluşur. Örneğin Seni seviyorum ile Seni çok çooook
seviyorum aynı görselliği ve anlamı ifade etmez.
52
Kaynakça
Johanson, J. D.1988. The Distinction between Icon, Index, Symbol in the Study of
Literature. Semiotic Theory and Practice. Berlin. Walter de Gruyter.
Johanson, J. D. 2002. Sign in Use: An Introduction to Semiotics. New York:
Routledge.
Peirce, C. S. 1960. Collected Papers of Charles Sanders Peirce (İlk baskı 1931-58)
( I , II). Cambridge: Harvard University Press.
Rıfat, M. 2005. XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları: 1. Tarihçe ve
Eleştirel Düşünceler. Istanbul: YKY.
Rıfat, M. 2005. XX. Yüzyılda Dilbilim ve Göstergebilim Kuramları: 2. Temel
Metinler. Istanbul: YKY.
Saussure, F. 1997. Course in General Linguistics. Open Court Classics: Chicago.
10 Mayıs 2007
10.00-10.30
C Salonu
53
Ayşe Banu Karadağ
Yıldız Teknik Üniversitesi
[email protected]
Disiplinler Arasılık ve Çeviribilim: Disiplinler Arası
Yaklaşımların Çeviri Eğitimine Olası Yansımaları
Bu bildirinin amacı, farklı kuramsal görüşler çerçevesinde çeviri
eğitimine ilişkin nasıl bir yaklaşım benimsenmesinin daha yararlı
olabileceğini sorgulamaktır. Benimsenen amaç doğrultusunda
öncelikle çeviri eğitiminde saptanan temel sorunlara değinilecek,
daha sonra da bu sorunlara ne tür çözümler getirildiği açıklanacaktır.
Bildirinin veritabanı olarak, Yıldız Teknik Üniversitesi Fransızca
Mütercim-Tercümanlık Anabilim Dalı ve Marmara Üniversitesi
İngiliz Dili ve Eğitimi Anabilim Dalı öğrencilerinin çeviri
derslerinde sergiledikleri çeviri yaklaşımları kullanılacaktır.
Belirtilen bu amaç ve kapsam doğrultusunda, çeviri eğitimine
ilişkin kuramsal görüşleriyle tanınan Hans Hönig’in küçük-ölçekli ve
büyük-ölçekli çeviri güdümleri ve aktarım/çeviri edinci kavramlarına
değinilecektir. Hönig, çeviri eğitimine nereden başlanılması
konusunda dilbilimsel ve çeviribilimsel temellere ilişkin
bilgilendirici bir girişin gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu vurgu
noktasını belirttikten sonra ise, çeviri eğitiminde kuram temelli bir
yaklaşımın zorunlu olduğunun altını çizmektedir.
Çeviri derslerinde kuram-temelli bir yaklaşımın benimsenmesi
ve çeviri eğitimi için bu tür yaklaşımlardan hareketle yöntem
oluşturulması çerçevesinde Hans. J. Vermeer’in “skopos kuramı”na
değinilecektir. Öğrencilerin çeviriye ilişkin özgüven eksikliklerini
gidermek amacıyla, sınıf ortamında Vermeer’in skopos kuramında ön
plana çıkan “skopos”, “çeviri işi”, “çevirmen” (“uzman”) ve
“işveren” kavramları temel alınarak yapılan çeviri uygulamalarından
örnekler sunulacaktır.
Bildirinin sonunda ise, çeviri eğitiminde uygulanan farklı
çeviri yöntemlerinin olası yararları ve zararları tartışılacak ve
disiplinlerarasılığa
önem
veren,
kuram-temelli
çeviri
54
yaklaşımlarından öğrencilerin nasıl yararlanabileceği açıklanmaya
çalışılacaktır.
Kaynakça
Bassnett-McGuire, S. 1980. Translation Studies. Londra: Methuen.
Bengi-Öner, I. 1999. Çeviribilimde ‘Bütünleyici Bir Yaklaşım’ Üzerine Eleştirel
Görüşler ve Öneriler. Varlık 1018, 18-25.
Bengi-Öner, I. 1999. Çeviri Bir Süreçtir… Ya Çeviribilim. İstanbul: Sel Yayıncılık.
Bengi-Öner, I. 2001. Çeviribilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Sel Yayıncılık.
Catford, J. C. 1965. A Linguistic Theory of Translation. Oxford:Oxford University
Press.
Ece, A. 1998. From ‘Theory to Practice’ to ‘Theory in Practice’. Yayımlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Boğaziçi Üniversitesi: İstanbul.
Hermans, T. 1985. Translation Studies and a New Paradigm. Hermans, T. (Haz.),
The Manipulation of Literature. (7-15). Londra: Croom Helmes.
Holmes, J. S. 1972. The Name and Nature of Translation Studies, Translated Papers
on Literary Translation and Translation Studies, (66-88). Amsterdam:
Rodopi.
Vermeer, H. J. 1989. Scopos and Commission in Translational Action. Chesterman,
A. (Haz.), Readings in Translation Theory, (173-200). Oy Finn Lectura Ab.
11 Mayıs 2007
14.30-15.00
B Salonu
55
Muhsin Karaş
Abant İzzet Baysal Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Dünyadaki Dil Politikaları Işığında Türk Dili ve Ulusal
Kimlik Sorunu
1900 ile 1937 yılları arasında ortaya çıkan ulusal dillerin sayısı bir
önceki bin yılda ortaya çıkanlarla neredeyse eşittir. 1989’da
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla ortaya çıkan ulusal dil sayısı da II.
Dünya Savaşından sonraki barış döneminde oluşan ilk ciddi
gelişmedir. Sözgelimi dağılan Yugoslavya altı cumhuriyet, beş farklı
ulus, dört ayrı dil, üç din, iki alfabe ve bir tek lider Tito’yu barındıran
federal yapıda bir devletti. Bu örneğin yanında en küçük bir dilsel
çatışmayı kendi toplumsal düzenine bir tehdit gibi algılayan Fransa
gibi bir devlet bulunduğu gibi; Almanca, Fransızca ve İtalyanca ile
birlikte nüfusunun ancak %1’nin konuştuğu Romans dilini onların
düzeyine çıkarmak için gerekli siyasi ve kültürel cömertliği gösteren
bir İsviçre örneği de vardır.
Dil bir kültürün barınağı, hem de onun iletişim aygıtıdır. Dil
duygu ve düşünceleri yaymak için kullanıldığı gibi, onun diğer temel
işlevi fikirlerin biçimlenmesinde oynadığı roldür. Dilsel olarak
bölünmüş toplumlarda dil, hem kültürel sınırların, hem de toplumsal
katmanlaşmanın belirleyicisidir. Dünyada var olan devletlerin yüzde
dörtten daha azı ulus devlet olup, ulusla devlet arasında ortak bir
sınır vardır. Bu ulus devletlerin hemen hepsi için geçerli olan ortak
payda başarılı bir yönetim tarzının dil grupları arasındaki potansiyel
ayrılmaları barışçıl tarzda kontrol altına alabilmesidir.
Bu sunuda, Türkiye Cumhuriyeti gerçeği, dünyanın farklı
bölgelerinde yer alan farklı ülkelerdeki izlenen devlet politikaları
çerçevesinde değerlendirilecektir. Bu ülkeler şunlardır: içinde İsveç
dilini konuşan azınlığı barındıran Finlandiya; çok dilliliğin diyarı
olan A.B.D.; iki dilli politikalarla iki dilli eğitimin en iyi örneklerini
veren Kanada; dil ayrışma hareketlerinin en sık görüldüğü Belçika;
bölgesel etnik ve dil farklılıkları nedeniyle sorunlar yaşayan İspanya;
devlet dil politikaları ile örnek gösterilen Fransa; çok geniş bir
56
coğrafyada konuşulan Arapça ve bu dile özgü kimlik sorunu; çok
farklı etnik topluluklardan oluşan Malezya; bu anlamda sert
politikalar güttüğü bilinen Çin Halk Cumhuriyeti.
Kaynakça
Beer, W. R. & Jacob J. E. 1985. Language Policy and National Unity. Rowman &
Allanheld.
Stewart, W. E. 1970. Sociolinguistic Typology for Describing National
Multilingualism. Fishman, J. (Haz.), Readings in the Sociology of Language,
(531-329). The Hague: Mouton.
10 Mayıs 2007
09.30-10.00
B Salonu
57
Nalan Kızıltan, Eda Özçelik, Taner Tunç
Ondokuz Mayıs Üniversitesi
[email protected]
___________________________________________________
Çocukların Yazınsal Metinlerde Kullanılan Sözcelerdeki
Göndergeleri Kavrama Edinci
Konuşan dinleyene, yazar okura dil işlevleriyle ileti gönderir.
Yazınsal metinlerdeki göndergelerin doğru olarak algılanması yazar
ya da konuşanın vermek istediği iletidir. Gönderge, bir dilsel
göstergenin gösterdiği dildışı gerçeklikte yer alan varlık ya da
nesnedir.
Sorun:
Çocuk okurların kavrama edinci çocuk yazınında kullanılan
göndergelerin tam olarak anlaşılmasına yetmeyebilir. Göndergeler
tam olarak anlaşılmadığında metinler çocuklar için anlaşılabilir girdi
özelliğini yitirebilirler.
Araştırmanın Amacı:
1. Çocuk okurların yazınsal metinlerde kullanılan göndergeleri
algılama yeteneğini saptama,
2. yazınsal metinleri çocuk okurlar için göndergeler yardımıyla
anlaşılabilir kılma,
3. çocuklara yönelik yazanların metinlerde kullandıkları
göndergeleri anlaşılabilir kullanmaları için farkındalık
yaratmaktır.
Araştırma Soruları:
1. Çocukların kavrama edinci yazınsal metinlerdeki
göndergeleri anlamaları için yeterli midir?
2. Göndergelerin işlevi çocukların yazınsal metinleri
anlamaları için önemli midir?
3. Çocukların algılama edinci yazınsal metinlerde kullanılan
gösterge türlerine göre farklılık gösterir mi?
4. Çocukların, yazınsal metinlerde kullanılan göstergelerle
58
ilişkili farkındalık düzeyleri nedir?
Sınırlılıklar:
Bu çalışma, farklı dönemlerde üç farklı yazar tarafından çocuk
yazınına kazandırılan öykülerde kullanılan sözcelerdeki göndergeler
ile sınırlıdır.
Yöntem:
Rastlantısal olarak seçilen öyküler, birinci öğretim, ikinci basamakta
okuyan çocuklara verilecek; metinlerde geçen göstergelerle ilgili
sormacalar ile çocukların algılama edinçleri saptanmaya
çalışılacaktır.
Verilerin Toplanması ve Değerlendirilmesi:
Çocukların göndergelerle ilgili verdikleri yanıtlar toplanacak, SPSS
istatistik programı ile değerlendirilecektir.
Kaynakça
Barthes, R. 1993. Göstergebilimsel Serüven. Rifat, M. (çev.). İstanbul: YKY.
Guiraud, P. 1994. Göstergebilim. Yalçın, M. (çev.).Ankara: İmge Kitabevi.
Hurford, J. R. & Heasley, B. 1996. Semantics: A Coursebook. Cambridge: CUP.
Rifat, M. 1999. Dilbilim ve Göstergebilimin Çağdaş Kuramları. İstanbul: Düzlem.
Rifat, M. 2002. Gösterge Eleştirisi. İstanbul Tavanarası Yay.
11 Mayıs 2007
09.00-09.30
C Salonu
59
Astrid Menz & Christoph Shroeder
Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
Türkçenin Yazımına Yeni Bir Yaklaşım: Sesbilimselliğin
Mitinin Sorgulanması
Türkçenin yazım sistemini ve uygulamasını incelediğimizde ilginç
bir zıtlık karşımıza çıkıyor: Bir yandan, Türkçe yazımın tamamen
sesbilimsel olduğu ve dolayısıyla okuma yazma edinimiyle yazım
kurallarının öğrenilmesini kolaylaştırdığı öne sürülüyor. Öte yandan,
her tür ortamda şaşırtıcı ölçüde çok sayıda yazım hatasına rastlıyor,
ancak bu olgunun ikna edici bir açıklamasıyla karşılaşamıyoruz.
Sözü edilen çelişkiye bilimsel çalışmalarda şimdiye kadar
değinilmemesinin Türkçenin yazımının sesbilimsel olma mitinden
kaynaklandığını düşünüyoruz.
Aşağıdaki varsayımlardan yola çıkarak Türkçenin yazımına
yeni bir yaklaşım önermek istiyoruz:
- Sesbilimsellik okuma yazma edimini mutlak bir şekilde
kolaylaştırmadığı gibi Türkçenin yazımı da yüzde yüz
sesbilimsel değildir.
- Yine de Türkçenin yazımı sistematik bir yazımdır. Fakat
sistem, sesbilimsel olup olmayışında değil, ölçünlü dilin
sistematik bir dilbilgisel yorumunu sunmasında yatar.
- Türkçe okuma yazma öğretiminin önemli bir sorunu,
yazımın sesbilimselliğine fazlasıyla güvenmesi ve
dolayısıyla, yazımın (diğer) sistematik özelliklerini gözardı
etmesidir.
- Sesbilimsellik miti, okuma yazma öğrenen herkesin, ortak
ölçünlü değişkeye sahip olduğu varsayımına dayanır.
Bu varsayımlarımızı,
- Türkçenin yazım prensiplerinin bir analizi,
- Çeşitli yayınlanmış ve lise öğrencilerinden derlenmiş
60
metinlerden oluşan bir veri tabanı üzerinde yapılan bir hata
tipolojisi,
- Ders kitaplarında izlenen yazım öğretimi yöntemlerinin
analizi ve
- Yazım konusundaki popüler söylemin analizi
yoluyla doğrulamaya çalışacağız.
Kaynakça
Bryant, P. & Nunes, T. 2004. Morphology and Spelling. Bryant, P. & Nunes, T.
(Haz.), Handbook of Children’s Literacy, (91-118). Dordrecht: Kluwer.
Durgunoğlu, A., Y. 2006. How Language Characteristics Influence Turkish Literacy
Development. Malatesha, J. R. & Aaron, P.G. (Haz.), Handbook of
Orthography and Literacy, ( 219-231). London: Erlbaum.
Durgunoglu, A., & Oney, B. 1999. Cross-linguistic Comparison of Phonological
Awareness and Word Recognition. Reading and Writing, 11, 281–299.
Menz, A. 2006. Kılavuzlarda ve Kullanımda Türkçe İmla. Menz, A. & Schroeder, C.
(Haz.) Türkiye’de Dil Tartışmaları, (41-71). İstanbul: Bilgi University
Publications.
Schroeder, C. baskıda. Orthography in German-Turkish Language Contact. Baider,
F. (Haz.), Emprunts Linguistiques, Empreintes Culturelles. Métissage
Orient-Occident ,(101-121). (Sémantiques) Paris: l’Harmattan.
10 Mayıs 2007
10.00-10.30
A Salonu
61
H. Mesut Meral
Boğaziçi Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Boş Nesneler Sözdizimsel Değişken mi?
Bu çalışmanın amacı Türkçe tümleç yan tümcelerindeki boş
nesnelerin sözdizimsel ve anlambilimsel yapısını soruşturmaktır. Boş
nesnelerin adıl olarak değil, bağlı değişken olarak işlendikleri
savunulmakta ve bu bağlamda üç kanıt tartışılmaktadır: boş nesneler,
(i) dağıtıcı okuma alabilir, (ii) eylem öbeği eksiltme yapılarında
muğlak okuma alabilir, ve (iii) Bağlama Kuramı C Koşulu etkileri
gösterir.
Türkçe’de boş öznelerin işlenmesi için eylem üstünde kişi
ekleri bulunur, ancak bu durum boş nesneler için söz konusu değildir
(Kornfilt, 1984; Özsoy, 1988; Öztürk, 2006; Azaryad, 1990). (1)’de
geçişli bir eylemin hem özne hem de nesne üyeleri düşmüş, sadece
özne için uyum eki kullanılmıştır.
Boş nesnelerin sözdizimsel değişken olmalarına ilk kanıt,
bazı yapılarda ‘toplayıcı okuma’nın yanısıra ‘dağıtıcı okuma’
alabilmeleridir (2).
İkinci kanıt, daha önce Huang (1984)’te söz edildiği gibi boş
nesnelerin eylem öbeği eksiltme yapılarında muğlak okuma
alabilmeleridir. (3)’teki boş nesne hem muğlak okuma hem de kesin
okuma alabilir. Bu durum boş nesnelerin değişken olduğu iddiasına
başka bir kanıt oluşturmaktadır ve Japonca’da da (Otani ve Whitman,
1991) gözlemlenmiştir.
Boş nesnelerin değişken durumlarına üçüncü kanıt, C koşulu
etkileri göstermeleridir. C koşuluna göre üye konumundaki bir öğe
tarafından bağlanan bir değişken cümleyi dilbilgisi dışı yapar (4)-(5).
(4)’te üye konumunda bulunan ara söz ‘salak’ daha aşağı bir
konumdaki artık adılı, (5)’te ise boş nesneyi bağlar. Bu cümlelerin
dilbilgisi dışı oluşu hem artık adılın hem de boş nesnenin
sözdizimsel değişken olduğunu göstermektedir. Nitekim, (6)’daki
benzer bir cümle sözdizimsel değişkeni üye konumundan bağlayan
bir arasöz olmadığı için dilbilgisi içidir. Bu durum boş nesnelerin
62
aslında gizli artık adıl olduğunu ve ‘üye’ konumundaki bir boş
işleyici tarafından işlendiğini göstermektedir.
Sonuç olarak, üç farklı kanıtın da gösterdiği gibi tümleç yan
tümcelerindeki boş nesneler aslında gizli artık adıllardır.
(1) (Ben) (o-nu)
döv-dü-m.
(2) Hasan [bn] i azarla-yınca herkesi ağla-mağ-a başla-r.
Çok kişili okuma (toplayıcı okuma):Evet
Tek kişili okuma (dağıtıcı okuma): Evet
(3) Alii kendinii teselli et-ti, Velii de [bn] i/j teselli et-ti.
Muğlak okuma: Evet (tercih edilen), Kesin okuma: Evet
(4) *[[salağ-ai] [öğretmen-inj
söyle-diğ-imk] öğrencii
kendisi-nii sınıfta bırak-tığ-ıj-nı]
(5) *[[Salağai][ec] i yalnız bırak-ır-sa-m Ali’nin [eci] döv-eceğ-in-i]
söyle-di-m.
(6) [[ec] i yalnız bırak-ır-sa-m Ali’nin Ahmet’i döv-eceğ-in-i] söyledi-m.
Kaynakça
Azaryad. 1990. Empty Objects in Turkish. Ms. University of Telaviv.
Huang, J. 1984. On the Distribution and Reference of Empty Pronouns. LI 15, 531574.
Kornfilt, J. 1984. Case Marking, Agreement and Empty Categories in Turkish. Ph.D.
Dissertation, Harvard University.
Meral, H. M. 2006. Resumptive Pronouns in Turkish. Proceedings of International
Conference on Turkish Linguistics , ICTL 2004. Dokuz Eylül University.
Otani, K., & Whitman, J. 1991. V-raising and VP-ellipsis. LI 22, 345-358.
Özsoy, A. S. 1988. Null Subject Parameter in Turkish. Boeschoten, H. & Verhoeven,
L. (Haz.), Studies on Modern Turkish: Proceedings of 3rd Conference on
Turkish Linguistics, (82-91). Tilburg: Tilburg University Press.
Öztürk, B. 2005. Null Arguments and Case Driven Agree in Turkish. Ms. Boğaziçi
University.
10 Mayıs 2007
15.00-15.30
A Salonu
63
Necdet Osam & Ali Sıdkı Ağazade
Doğu Akdeniz Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
_______________________________________________________
Kıbrıslı Türklerin Rumcaya Yönelik Tutumları
Dilin işlevsel özelliğinden yola çıkarak, daha önce yapılmış olan
bilimsel çalışmalarda Güney Kıbrıs’ta yaşayan Rumların Türkçeye
yönelik tutumları çeşitli bağlamlarda ortaya konmuş olduğu
bilinmektedir (Osam ve Ağazade, 2004a, 2004b ve 2005). Benzer bir
şekilde, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin Rumcaya yönelik
tutumlarının da bilimsel çalışmalarla ortaya konması büyük önem
taşımaktadır. Bunun temelinde yatan neden ise, 1960 Kıbrıs
Cumhuriyeti Anayasası bağlamında her iki dilin de resmi dil olarak
kabul edilmiş olmasıdır. Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin Rumcaya
yönelik tutumlarının da bilimsel çalışmalarla ortaya konması, ileride
yapılması olası karşılaştırma çalışmaların yolunu açacaktır.
Bu çalışmanın amacı, bahse konu daha önceki çalışmalar
için 5’li Etken Varimax (Five-factor Varimax analysis) çözümleme
yöntemi ile sınanarak geliştirilen, geçerliliği ve güvenirliği
kanıtlanmış, 5’li Likert dereceleme sistemli (5: Kesinlikle
Katılıyorum, 4: Katılıyorum, 3: Kararsızım, 2: Katılmıyorum, 1:
Kesinlikle Katılmıyorum), tutum ölçeği nitelikli İngilizce
sormacanın Türkçe biçiminin uygulanmasından elde edilen yanıt
verilerinin, SPSS 11.0.0 sayısal işlemleme paket programı (SPSS
Inch., 2001) yardımıyla, sayısal işlemlemelerden geçirerek, Kıbrıslı
Türklerin Rumcaya yönelik tutumlarını saptamaktır. Daha önceki
çalışmaların katılımcıları Güney Kıbrıs’taki yüksek öğretim
kurumlarında öğrenim gören Kıbrıslı Rum öğrenciler olduğundan,
eski ve yeni çalışmalar arasında örneklem bakımından uyum
sağlamak açısından, bu çalışmanın örneklemini Kuzey Kıbrıs’taki
yüksek öğretim kurumlarında öğrenim gören Kıbrıslı Türk
öğrencilerden seçilerek oluşturulmuştur.
Çalışmada, tutum ölçeğinden elde edilen sayısal bulgu ve
yorumlara ek olarak, tutum ölçeğinin altölçekleri olan sosyal
psikoloji, araçsal güdü, kökensel kimlik, araçsal ve birleşimci güdü
64
ile araçsal güdü ve Rumcaya yönelik tutum boyutlarından oluşan
toplam 5 altölçekten elde edilen sayısal bulgu ve yorumlara da yer
verilmektedir. Bu çalışmanın sonuçlarının, daha önceki çalışmaların
sonuçları ile ileride yapılması olası karşılaştırma çalışmalarına
sağlam bir zemin hazırlayarak, uygulamalı dilbilimin dile yönelik
tutum literatürüne çok değerli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Kaynakça
Osam, N. & Ağazade, A. S. 2004a. How Successful Will the Teaching of Turkish in
the Republic of Cyprus Be: The Attitudes of Greek Cypriots. Abstracts of
the III. Mercator International Symposium on Linguistic Diversity and
Education: Challenges and Opportunities. 25-27 November 2004, Fryske
Akademy, the Netherlands.
Osam, N. & Ağazade, A. S. 2004b. The Status of Turkish in the Republic of Cyprus
and the Attitudes of Greek Cypriots Towards Turkish Language Learning.
Turkic Languages 8 (2), 271-288.
Osam, N., & Ağazade, A. S. 2005. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası Bağlamında
Türkçenin Kıbrıs’taki Konumu ve Kıbrıslı Rumların Türkçeye Yönelik
Tutumları. XIX. Ulusal Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Şanlıurfa: Elif
Matbaası.
SPSS Inc. 2001. SPSS 11.0.0 For Windows. Chicago: Statistical Package for Social
Sciences.
10 Mayıs 2007
10.00-10.30
B Salonu
65
Eser Ördem
Münih Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Türkiye Türkçe’sinde Zaman ve Vakit Sözcükleri
Üzerine Anlambilimsel Bir Çalışma: Bilişsel Dilbilimsel
Bir Yaklaşım
Bu çalışma, Türkiye Türkçesinde zaman ve vakit sözcüklerini
sistematik bir şekilde bilişsel dilbilimsel teorisinin anlambilimsel
boyutu ile incelemeyi hedeflemektedir. Sözcük olarak zaman anlamı
ve zaman metaforları, bilişsel dilbilimde son yıllarda epeyce farklı
dillerden de çalışmalarla (Grady, 1997; Lakoff & Johnson, 1999;
Moore, 2000; Nunez & Rafael, 2006) ortaya kondu. Türkçede
zamanı belirten birkaç sözcük olmasına rağmen bu çalışmada
Arapçadan alınıp Türkiye Türkçe’sinde kullanılan sadece zaman ve
vakit sözcükleri incelenecektir. Türkçe, İngilizceden farklı olarak
zamanı dile getirmek için iki farklı sözcük kullanmaktadır ve bunlar
Türkçede gündelik yaşamda devamlı birbirinin yerine kullanılıyor
gibi görünse de Evans (2004)’ın zaman sözcüğünü 8 farklı anlamda
anlambilimsel sınıflandırması temel alınarak bu çalışmada zaman ve
vakit sözcüklerinin benzer olduğu kadar, farklı anlamlarda da
kullanıldığı gösterilmiştir. Çalışma göstermiştir ki, vakit ve zaman
sözcüklerindeki temel ayrım anlambilimsel olarak süreç ve matris
anlamlarında ortaya çıkmaktadır. Vakit, anları da içinde barındıran ve
zamanı sistematik olarak bölen bölümlerden oluşurken, zaman
vakitten farklı olarak daha kapsayıcı özelliğiyle matris anlamında
vakit sözcüğünden ayrılır. Diğer bir deyişle vakit sözcüğü
bölümlenmiş bir zaman dilimini dile getirirken, zaman sözcüğü bu
anlamda bölümlenmiş bir zaman birimini dile getirmemektedir.
Zaman sözcüğü matris olarak kullanılırken, vakit sözcüğü daha çok
süreç anlamında kullanılmaktadır.
66
Kaynakça
Evans, V. 2004. Structure of Time: Language, Meaning and Temporal Cognition.
Amsterdam: John Benjamins Publishing Company.
Grady, J. 1997. Foundations of Meaning: Primary Metaphors and Primary Scenes.
Doctoral Dissertation, UC. Berkeley.
Lakoff, G. & Johnson, M. 1999. Philosophy in The Flesh: The Embodied Mind And
Its Challenge to Western Thought. New York: Basic Books.
Moore, K. E. 2000. Spatial Experience and Temporal Metaphors in Wolof: Point of
View, Conceptual Mapping and Linguistic Practice. Doctoral Dissertation,
U.C. Berkeley
Nunez, R.E. & Eve, S. 2006. With the Future Behind Them: Convergent Evidence
from Aymara Language and Gesture in the Crosslinguistic Comparison of
Spatial Construals of Time. Cognitive Science 30, 1-49.
10 Mayıs 2007
15.30-16.00
B Salonu
67
Emrah Özcan
Yıldız Teknik Üniversitesi
[email protected]
Türkçe Öğrenici Sözlüğü
Türkçe öğretiminde sözlüğün yeri yadsınamaz. Özellikle de yabancı
dil öğretiminde sözlük, öğrenicinin en sık başvurduğu kaynaklardan
biridir. Aksan (1997)’de sözlüğün önemini vurgulamış ve
günümüzdeki çalışmalardan söz etmiştir. Ancak şu anda Türkçenin
yabancı dil olarak öğretiminde kullanılmak üzere hazırlanmış bir
sözlük bulunmamaktadır. Günümüzde yabancı dil olarak Türkçe
öğretiminde kullanılan sözlükler, gerek TDK sözlüğü gerekse okul
sözlükleri, gereksinimlere yanıt verememektedir. TDK sözlüğünün
son basımındaki eksiklikler ve hatalar daha önceki kurultaylarda
kimi araştırmacılar tarafından ele alınmış ve genel anlamda diğer
araştırmacılar tarafından kabul görmüştür, çünkü bu sözlükler anadili
konuşucuları dikkate alınarak hazırlanmıştır. Ergenç (1991)’in
çalışması yabancı öğrenicilerin sesletimine yardımcı olması
bakımından oldukça önemlidir, ancak sadece söyleyişi ele aldığından
öğrenicilerin tüm gereksinimlerin karşılayamamaktadır. Yabancı dil
olarak Türkçe öğrenicileri için bir öğrenici sözlüğünün nasıl
oluşturulacağı bu bildirinin ana hedefidir. Zgusta (1971) ve Landau
(1984)’de genel anlamda sözlüklerin nasıl hazırlanacağını, sözlükte
olması ve olmaması gereken özelliklerin bir listeni sıralamışlardır.
Hartmann (1998) ve Jackson (2002)’de sözlükbilim ve sözlük
araştırması üzerine yazdıkları kitaplarda yine sözlüklerin genel
niteliklerinden söz etmektedirler, ancak buna ek olarak öğreniciler
için hazırlanacak sözlüklerin özelliklerinden ayrıntılı bir biçimde söz
etmektedirler. Ayrıca Pujol (2006), Schmitt (2000)’de de sözcüklerin
dil öğretiminde nasıl kullanıldığı tartışılmakta, sözlük kullanımına
değinmektedirler. Tüm bu araştırmalar ışığında Özcan (2006)’da
genel sözlüğün ve öğrenici sözlüğünün nitelikleri listelenmiş, bu
bilgiler doğrultusunda sözcüksel bir veritabanı tasarlanmıştır ve
böyle bir veritabanının elektronik ortamda nasıl bir sözlük biçiminde
68
görüntülebileceğini de açıklamıştır. Özcan (2006)’da yer alan
özellikler ayrıca Püsküllüoğlu (2004, 2005), Demiray (1994), TDK
(2005), Dil Derneği (2005)’deki sözlük özellikleriyle karşılaştırılarak
kuramsal bilgilerin uygulayımda nasıl yer aldıklarına dikkat
çekilmiştir. Böylece zaten kullanılmakta olan sözlük biçimleri de göz
önüne alınmıştır.
Kaynakça
Aksan, D. 1997. Türklerde Sözlükçülük, Bugün Türkiye’de Sözlük. XI. Dilbilim
Kurultayı Bildirileri, (231-236). Ankara: ODTÜ.
Ergenç, İ. 1991. Türkçenin Söyleyiş Sözlüğü Üzerine. Dilbilim Araştırmaları, 5-10.
Hartmann, R.K.K. 1983. Lexicography: Principles and Practice. London: Academic
Press.
Landau, S. I. 1984. Dictionaries – The Art and Craft of Lexicography. New York:
The Scribner Press.
Jackson, H. 2002. Lexicography: An Introduction. London: Routledge.
Özcan, E. 2006. Başlangıç Düzeyi Yabancı Dil olarak Türkçe Öğretimi için
Sözlükçe Çalışması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Yıldız
Teknik Üniversitesi.
Pujol, D., Corrius M. & Masnou J. 2006. Print Deferred Bilingualised Dictionaries
and their Implications for Effective Language Learning: A New Approach to
Pedagogical Lexicography. International Journal of Lexicography, 19 (2), 19.
Püsküllüoğlu, A. 2002. Öz Türkçe Sözlük. Ankara: Arkadaş Yayınevi. (Genişletilmiş
13. Baskı).
Püsküllüoğlu, A. 2004. Türkçe Sözlük-Türkiye Türkçesinin En Büyük Sözlüğü.
İstanbul: Doğan Kitapçılık. (Genişletilmiş 5. Baskı).
Püsküllüoğlu, A. 2005. Arkadaş Türkçe Sözlük. Ankara: Arkadaş Yayınevi.
Schmitt, N. 2000. Vocabulary in Language Teaching. Cambridge: Cambridge
University Press.
TDK Türkçe Sözlük. 2005. Ankara: Türk Dil Kurumu. (10. Baskı).
Türkçe Sözlük. İstanbul: Dil Derneği. (1. Baskı).
Zgusta, L. Černỳ V., Heřmanová-Novotná, Z., Heroldová, D., Hřebíček, L.,
Kalousková, J., Miltner ,V., Minn Latt, Y., Motalová, L., Petráček, K.,
Růžička, K. F., Vasiljev, I., Zima, P. & Zvelebil, K. 1971. Manual of
Lexicography. Prague: Academia Publishing House of the Czechoslovak
Academy of Sciences.
10 Mayıs 2007
17.00-17.30
B Salonu
69
Şükriye Ruhi
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
İncelik Kuramında Gelişmeler ve Kavramsal Sorunlar
İncelik kuramının yapıtaşlarını oluşturan kavramlar ile kültüre
bağımlı ya da kültürden bağımsız olarak türetilmiş olan terimlerle
ilgili tartışmalar (örneğin, Ruhi & Işık-Güler, 2007; Strecker, 1993),
incelik kuramına yeni yaklaşımların gerekliliğini göstermektedir. Bu
bildiride, Brown ve Levinson (1978/1987)’dan başlayarak incelik
kuramında incelik (nezaket, kibarlık), ilişkiye yönelik eylem (İng.
relational work), yüze yönelik eylem (İng. facework) ve yüz (İng.
face) terimlerinin akademik söylem içindeki kullanımları üzerine
anlambilimsel bir karşılaştırma sunulup incelik kuramının kavramsal
sorunları üzerinde durulacaktır.
İncelik kuramındaki normatif yaklaşımlardan (örneğin,
Brown ve Levinson, 1978/1987) uzaklaşma ile birlikte, bir
paradigma değişikliğinden söz edilebilir. Bu değişim, incelik’in
kültürel ve bilisşel bir algılayış olduğunun öne sürülmesine yol açmış
ve beraberinde kendi kuramsal sorunlarını getirmiştir. Bazı
dilbilimciler evrensel bir incelik kuramından söz edilemeyeceğini
öne sürerken (örneğin, Watts, 2003), bazı dilbilimciler inceliğin çok
dar bir davranış yelpazesini kapsadığını öne sürerek bu kavram
yerine, örneğin, ilişki düzenlemesi (İng. rapport management)
kavramını önermişlerdir (bkz., Spencer-Oatey, 2005). Söz konusu
farklı yaklaşımlar, yukarıda sözü edilen kavramların kuramsal ve
uygulamalı araştırmalarda çokanlamlılık sergilemesine yol açmıştır.
Bildiride, kavramsal çokanlamlılığın özellikle benlik
sunumunun (İng. self-presentation) ve iletişim değişkenlerinin bazı
yönlerine ağırlık verilmesi ile ilişkili olduğu; buna bağlı olarak da,
kültüre bağımlı kavramlar ile kültürden bağımsız kavramların iç içe
geçtiği gösterilecektir. Söz konusu kavramları birbirinden ayırıp,
incelik kuramının betimleme ve açıklama gücünü geliştirebilmek için
kültürler ve dillerde benlik kavramlarının ve bunların iletişime
70
yansıyış biçimlerini araştırmanın gerekliliği üzerinde durulacaktır
(bkz., Givón, 2005; Wierzbicka, 2005). Buna bağlı olarak bildiride,
incelikle ilintili görülen davranış, düşünüş, algılayış ve kültürel
anahtar sözcüklerin araştırılmasıyla (bkz. örneğin, Choi & Choi,
2001; Lakoff, 2004; Ruhi, 2006), inceliğin evrensel bileşkelerinin
daha iyi anlaşılabileceği düşüncesine yer verilecektir. İncelik
kuramının yapıtaşlarını oluşturan kavramların bu türden
disiplinlerarası çalışmalar yoluyla kuramlarda yerlerini almaları
gerektiği görüşü vurgulanıp, bu görüşe koşut bir araştırma yöntemi
önerilecektir.
Kaynakça
Brown, P. & Levinson, S. C. 1978/1987. Politeness. Some Universals in Language
Usage. Cambridge: Cambridge University Press.
Choi, S. C. & Choi, S.H. 2001. Cheong: The Socioemotional Grammar Of Koreans.
International Journal of Group Tensions, 30 (1), 69-80.
Givón, T. 2005. Context as Other Minds: The Pragmatics of Sociality, Cognition
and Communication. Philadelphia: John Benjamins.
Lakoff, T. R. 2004. The Politics of Nice: From George W. Bush To Martha Stewart.
Paper Presented at the International Conference on Language, Politeness
and Gender: The Pragmatic Roots, University of Helsinki, September 2-5,
2004.
Ruhi, Ş. 2006. Kültür Araştırmalarında Dilbilimin Yeri: Kültürel Anahtar Sözcük
Bakış Açısı. Kocaman, A. (Haz.), Dilbilim: Temel Kavramlar, Sorunlar,
Tartışmalar, (89-100). Ankara: Dil Derneği.
Ruhi, Ş. & Işık-Güler, H. 2007. Conceptualising Face and Relational Work in
(Im)Politeness: Revelations From Politeness Lexemes and Idioms in
Turkish. Journal of Pragmatics 39, 681–711.
Spencer-Oatey, H. 2005. (Im)Politeness, Face And Perceptions of Rapport:
Unpacking Their Bases and Interrelationships. Journal of Politeness
Research: Language, Behavior and Culture 1, 95–20.
Strecker, I. 1993. Cultural Variations in the Concept of ‘Face’. Multilingua 12, 119–
141.
Watts, R. J. 2003. Politeness. Cambridge: Cambridge University Press.
Wierzbicka, A. 2005. Empirical Universals of Language as a Basis For The Study of
Other Human Universals and as a Tool for Exploring Cross-Cultural
Differences. Ethos 33 (2), 256-291.
11 Mayıs 2007
11.00-11.30
A Salonu
71
Mustafa Sarı
Harran Üniversitesi
[email protected]
Eski Anadolu Türkçesinden Osmanlıcaya Zamir
Kökenli 1. Teklik Şahıs Ekinde Görülen Değişmeler
Bu çalışmada, Yüz Hadis Yüz Hikâye adlı yazmanın Eski Anadolu
Türkçesi döneminde kopyalanan H.846 (1442) tarihli nüshası ile
Osmanlı Türkçesi döneminde kopyalanan H.1062 (1651/52) tarihli
nüshasında, zamir kökenli 1. teklik şahıs ekinde ortaya çıkan
değişmeler incelenecektir Geniş zaman, geniş zamanın olumsuzu,
öğrenilen geçmiş zaman, ek-fiilin geniş/şimdiki zamanı 1. teklik
şahıs çekiminde görülen biçimsel değişmeler karşılaştırmalı biçimde
verilecektir.
Çalışmada öncelikle, söz konusu zaman ve kiplerin 1. teklik
şahıs çekiminin Türkçenin tarihi dönemlerinde nasıl kullanıldığı
incelenecek, daha sonra Eski Anadolu Türkçesinden Osmanlıcaya
geçiş sürecinde görülen değişim örneklerle incelenecektir. Eski
Türkçede ben ança ter men “Ben şöyle derim” (Tonyukuk yazıtı)
örneğinde olduğu gibi açıkça yazılan zamir, 1. teklik şahıs ekinin
yerini tutmaktaydı. Bu ek Eski Anadolu Türkçesinde –vAn, –vAm, –
vAnIn, –In, –Am gibi beş farklı biçimde kullanılmıştır. Ekin ilk üçü,
Eski Türkçedeki zamir biçimine daha yakındır. b>v değişimi ile ben
kelimesi ven biçimini almıştır. Kelime ekleştiği için de ünlü
uyumuna bağlanmıştır. Bu biçimler, Eski Anadolu Türkçesinin
başlarında daha çok kullanılmıştır. Giderek azalan bu biçimler yerine
hem Eski Anadolu Türkçesinde hem de Osmanlı Türkçesinde –Am ve
–In biçimleri yaygınlık kazanmıştır. Yüz Hadis Yüz Hikâye’nin
incelediğimiz iki nüsha da bu iki biçim görülmektedir. (İlk cümleler
Eski Anadolu Türkçesine ait kopyadan, ikinci cümleler Osmanlı
Türkçesine ait kopyadan alınmıştır.)
72
Evvel namāza kasd (7) idicek, tamām abdest alurın. Namāz
kılacaġum yire gelürin, bir dem otururın … (67b-6)
Evvel namāza kasd idicek, tamām abdest aluram. Namāz
(8) kılacak yere gelürem, bir dem otururam (159a-7)
Yüz Hadis Yüz Hikâye üzerinde yaptığımız taramalar, Eski
Anadolu Türkçesinde Osmanlıcaya geçişte, ek-fiilin geniş/şimdiki
zamanı 1. teklik şahıs çekiminde değişiklerin ortaya çıktığını
göstermiştir. H.846 (1442) tarihli nüshada, Ek-fiilin geniş zamanı 1.
teklik şahsı –In ve –vAn eki ile çekimlenmişken, H.1062 (1651)
tarihli nüshada bu eklerin yerine –Am biçimi kullanılmıştır. Bu
durum Türkiye Türkçesinde –İm biçiminin habercisidir. Örnek: (İlk
cümleler Eski Anadolu Türkçesine ait kopyadan, ikinci cümleler
Osmanlı Türkçesine ait kopyadan alınmıştır.)
Aydur: İñen hoşnūzven. (66b-6)
Eyitdi: hoşnūdum. (157b-2)
Aydur: İblis oġlanlarındanvan. (108b-5)
Ol eyitdi: İbls oġlanlarındanam. (231a-12)
Kaynakça
Aksan, D. 1998. Her Yönüyle Dil. Ankara: TDK Yay.
Campbell, L. 1998. Historical Linguistics. Edinburg University Press.
Crowley, T. 1992. An Introduction to Historical Linguistics, Oxford.
Erzurumlu Darir Yüz Hadis Yüz Hikâye, H. 846. DTCF Kütüphanesi M.Con A-262
(48b-111a).
Erzurumlu D. Yüz Hadis Yüz Hikâye, H. 1062 Süleymaniye, Kütüphanesi
Pertevniyal B1. no: 437-438 (122b-235a).
Ergin, M. 1986. Türk Dilbilgisi. İstanbul: Boğaziçi Yay.
Karahan, L. 1994. Kıssa-i Yusuf. Ankara: TDK Yay.
Korkmaz, Z. 1995. Türk Dili Araştırmaları I-II. Ankara: TDK Yay.
Korkmaz, Z. 2000. Türkçede Eklerin Kullanılış Şekilleri ve Ek Kalıplaşması
Üzerine. Ankara: TDK Yay.
11 Mayıs 2007
10.00-10.30
A Salonu
73
Çiğdem Sağın Şimşek, Jochen Rehbein, Ezel Babur
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, O.D.T.Ü., Hamburg Üniversitesi
[email protected] - [email protected] [email protected]
İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların
İncelenmesi I: Bu, Şu, O ve Dilin Gösterme Alanı
Bu çalışma Türkçe’deki bu, şu ve o zamirlerini, dilsel araçların doğal
konuşma ortamındaki işlevlerinden yola çıkılarak çözümlenebileceği
temeline dayanan 70li yıllardan beri Ehlich ve Rehbein (Ehlich 1979,
1986; Rehbein, 1977, 1995; Ehlich ve Rehbein, 1979; Rehbein &
Kameyama, 2003) tarafından geliştirilmiş olan İşlevsel Edimbilim
yöntemiyle incelemektedir.
Dilin İşlevselci Edimbilim yöntemiyle çözümlenmesi önce
söylem ortamında kullanılan dilsel araçların sesbilgisel ve
sözdizimsel niteliklerinin tanımlanmasıyla başlamakta ve bu
tanımlama daha sonra biçim-işlev ilişkisinin söylem ortamında
konuşmacı ve dinleyicinin zihinsel eylemleri de analiz edilerek
tamamlanmaktadır. Her dilsel birimin, dilin beş temel alanından
Simge alanı (symbol field), gösterme alanı (deictic field),
yönlendirme alanı (incitment field), operasyon alanı (operation field)
ve tasvir alanı (tinge field)) birimine tekabül ettiği bu teoride bu, şu
ve o barındırdıkları niteliklerle zamirleri içine alan ‘gösterme
alanı’nda özel bir yere sahiptirler (Rehbein, 2006). Buna göre bu
göstergeler (deixis) dinleyicinin dikkatini söylem ortamında bulunan
dildışı objelere yoğunlaştırmaktadır.
Türkçe dilbilgilerinde bu ve şu sözcükleri yakınlık-uzaklık
göstermeleri açısından incelenmektedir. Bu'nun yakın için
kullanıldığı, şu'nun ise biraz daha uzak için kullanıldığı söylenir
(Banguoğlu, 1986). Hatta bazı kaynaklarda (Underhill, 1976) bu ve
şu arasında sadece vurgusal fark oldugu ve şu nun aslında bu nun
değişik bir biçimi olduğu belirtilir. Ancak yakın zamanda yapılan bir
çok çalışma bu göstergelerin farklı işlevleri olduğuna dikkat
çekmiştir. Özil ve Şenöz (1996) metindilbilim verilerinden
74
yararlanarak gerçekleştirdikleri çalışmada bu ve şu sözcüklerinin
dilbilgisel araçlardan yineleme işlemi ile ilişkilendirmiştir. Bu
sözcüklerin ortak işlevinin tümceler arası bağlantı kuruyor olması
bu' nun artgönderim yaparken şu’nun öngönderim yaptığı
açıklanmıştır. Bazı çalışmalarda konuşmacı dinleyici ortamında
kullanılan bu ve şu' nun farklı nesne/kişilere işaret ettiği
belirtilmiştir. Örneğin Tooru (2004) ve Özyürek (1998), Kuntay ve
Özyürek (2006) bu nun dinleyicinin farkında olduğu nesneyi işaret
ettiğini şu nun ise dinleyicinin henüz fark etmediği ancak konuşmacı
tarafından işaret edilen nesneyi gösterdiğini belirtmiştir.
Bu çalışmada göstergelerin sadece yakınlık ve uzaklık
bakımından söylem ortamının iki farklı boyutuna işaret etmediği
Türkçe’de bu ortamın konuşmacı ve dinleyiciye göre üç farklı boyut
üzerinden işlev gördüğü tartışılacak ve Türkçe’de zamirlerin
gösterme alanındaki yerleri incelenerek belirlenecektir (Rehbein,
1992). Aynı zamanda bu ve şu'nun edimsel işlevlerinin aynı olmadığı
ve kendilerine özgü dilsel amaçları yerine getirdikleri ortaya
konulacaktır. Çalışmada örneklendirme için Jochen Rehbein’ın
SKOBI-ENDFAS veri tabanı kullanılacaktır.
10 Mayıs 2007
09.30-10.00
C Salonu
75
Meliha R. Şimşek
Dokuz Eylül Üniversitesi
[email protected]
Adlar Adları Niteler mi?
Türkçe’de “demir kapı, altın yüzük, tuğla ev” gibi öbeklerde başı
niteleyen sözcüklerin hangi dilbilgisel ulama ait olduğu uzun süredir
tartışılmaktadır. Örneklerde başı niteleyen sözcüğü “sıfat” olarak
sınıflandıranlar, bu öbeklerin eksiz oluşu yönüyle sıfat
tamlamalarıyla özdeş olduğunu; tamlayan sözcüklerin “-den
yapılmış” ortaçlı yapısının düşümü nedeniyle yalın duruma geldiğini
ve “demir” gibi bazı adların bir nesnenin yapılmış olduğu maddeyi
gösterdiğinden sıfat olarak kullanıldığını savunmaktadırlar. Bazıları
sözcüklerin sınıflandırılmasında biçimsel ve işlevsel koşutluğu ölçüt
alırken, bazıları ise başı niteleyen sözcüğü “ad” olarak kabul etmekte
ve birinci öğedeki kaynak bildiren sözcük “-den” ad durum eki ile
çekimlenebildiği için bir adın bir başka adı tümlediğini
savunmaktadırlar.
Ancak ad öbeklerini oluşturan birinci öğelerin dilbilgisel
ulamlarının belirlenmesinde hiçbir ölçüt tek başına açıklayıcı
değildir. Bu çalışmada sözcükler sınıflandırılırken; anlamsal,
biçimsel, işlevsel, sözdizimsel değiştirgeler ile öbek-içi etkileşimleri
birlikte ele alınmaktadır. Ad ve sıfat dilbilgisel ulamları prototiplik
kuramına göre incelenmekte, anlam alanlarını sınırlandırma sorunu
üzerinde durulmaktadır. Adlar, göndergesellik, çekimlenme,
çoğullama ve öbek-içi düşüm açısından irdelenirken; sıfatlar
derecelendirme, öbek-içi sıfat sırası ve içkinlik açısından
incelenmektedir. Bunun yanı sıra, sıfat ve adlar, kutupluk ile
eşaltanlamlık açısından karşılaştırılmaktadır. Bu işlemlerin sonunda
tek-değişkenli bir sözdizimsel yapı oluştuğu gözlenmekte ve bu
yapılardaki iyelik koşulu sorgulanmaktadır. Başı niteleyen sözcüğün
ek almayışı, iki ad arasındaki “devredilemez iyelik” (inalienable
possession) ilişkisine dayalı olarak biçim-sözdizimsel öğelerin
76
düşmesiyle açıklanabilmektedir. Ayrıca Türkçe’deki bu öbeklerde
adlar arasındaki devredilemez iyelik ilişkisinin başka dillerle
koşutluk gösterdiği görülmektedir.
Sonuç olarak, sıfatlar gibi adlar da bir başka adın önüne
gelerek niteleme işlevi yüklenebilmektedirler.
Kaynakça
Baker, M. C. 2003. Lexical Categories: Verbs, Nouns, and Adjectives. New York:
Cambridge University Press.
Balcı, T. 1995. Ad Takımı - Sıfat Takımı Sorunu. ÇTD, 92, 5-7.
Balcı, T. 2001. Ad Takımı - Sıfat Takımı Sorunu. TÖMER Dil Dergisi, 100, 14-17.
Cruse, A. 2004. Meaning in Language. New York: Oxford University Press Inc.
Demircan, Ö. 1999. Türkçede Türsel Bir Ayrım: [±Baş-Düşümlü] Türkçede “Sıfat”
Ayrımına “Düşüm”sel Bir Bakış. XII. Dilbilim Kurultayı Bildirileri. Ankara:
Şafak Matbaası.
Gencan, T. N. 2001. Dilbilgisi. Ankara: Ayraç Yayınevi.
Halliday, M. A. K. 1990. An Introduction to Functional Grammar. London: Edward
Arnold.
Haspelmath, M. 2002. Understanding Morphology. London: Arnold.
Katamba, F. 1993. Morphology. London: Macmillan Press.
Löbner, S. 2002. Understanding Semantics. London: Arnold.
Payne, T. 1999. Describing Morphosyntax. Cambridge: Cambridge University
Press.
Pinker, S. 2000. Words and Rules – The Ingredients of Language. New York: Harper
Perennial.
Spencer, A. 1998. Morphological Theory: An Inroduction to Word Structure in
Generative Grammar. Massachusetts: Blackwell Publishers.
Tallerman, M. 1998. Understanding Syntax. London: Arnold.
Yavuz, M. A. 2000. Türkçede Ad-Niteleyici Sözcüklerin Sınıflandırılması Sorunu.
ÇTD, 149.
11 Mayıs 2007
09.30-10.00
A Salonu
77
Eser E. Taylan & Ayhan Aksu-Koç
Boğaziçi Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
_______________________________________________________
Belirteçlerde Görünüş ve Kiplik İlişkisi
Türkçe’de eylem çekim eklerinin çok işlevli olduğu çeşitli
çalışmalarla kanıtlanmıştır. Zaman, görünüş ve kiplik ifade eden
belirteçler üzerine yapılan çözümlemeler, bu belirteçlerin de birden
fazla anlamsal ulamı içinde barındırdığını göstermiştir (Taylan &
Aksu-Koç, 2006; Taylan, 2002). Bu çalışmada, (1)-(3)’te
örneklendiği gibi bazı bağlamlarda birbirinin yerine kullanılabilen
bazı bağlamlarda ise kullanılamayan adeta ve nerdeyse
belirteçlerinin görünüş ve kiplik ulamları açısından anlamsal ve
işlevsel alanları saptanmağa çalışılacaktır. Böylelikle söz konusu
ulamların bu iki belirteç yoluyla Türkçe’de nasıl biçim bulduğu
ortaya çıkmış olacaktır.
(1) O kadar güzel yürüyordu ki nerdeyse/adeta dans ediyordu.
(2) Ahmet adeta/*nerdeyse bizim doktorumuz, hasta olunca ona
başvuruyoruz.
(3) Ahmet nerdeyse/*adeta gelir, saat altı oldu.
Çözümlemede şu sorulara cevap aranacaktır: (i) Smith
(1997)’nin görünüş kuramı bağlamında, bu iki belirteç hangi hal
türleriyle ve hangi dilbilgisel görünüşler ile birlikte kullanılmaktadır?
(ii) Palmer’in (2001) kiplik türleri ve tanımları çerçevesinde bu iki
belirtecin ifade ettiği kiplik anlamı nedir? Adeta ve nerdeyse’nin
görünüş ve kiplik anlamlarının ayrıştırılması, hangi hal türleri ve
eylem çekim ekleriyle uyumlu olduklarının belirlenmesi, Türkçede
konuşmacının sözcede aktardığı içeriğin nasıl bir öznel
değerlendirme ve bakış açısı ile sunulduğuna açıklık getirecektir.
78
Kaynakça
Palmer, F. 2001. Mood and Modality. Second Edition. Cambridge: Cambridge
University Press.
Smith, C. 1997. Parameter of Aspect. Dordrecht: Kluwer Press.
Taylan, E & Ayhan, A. Koç. 2006. Adverbs at the Interface of Tense, Aspect and
Modality: Evidence from Turkish, Chronos 7’de sunulan bildiri.
Taylan, E. E. 2002. On the Relation Between Temporal/Aspectual Adverbs and the
Verb Form in Turkish. Taylan, E. E. (Haz.), The Verb in Turkish (97-128).
Linguistik Aktuell Series. Amsterdam: John Benjamins.
10 Mayıs 2007
11.00-11.30
A Salonu
79
Feyza Türkay
Laboratoire
Dynamique du Langage/Lyon 2 Üniversitesi
[email protected]
Türk Çocukları ve Annelerinin Ad/Eylem
Kullanımlarının Bağlam Etmeni ile İlişkisi
Gentner (1982) tarafından çocukların erken dönem sözcük
dağarcıklarının nesne adlarından meydana geldiği görüşünü
destekleyen araştırma sonuçları ilgili alanda geniş ses getirmiştir.
Gentner, çalışmasının sonuçlarını bilişsel gerekçelere dayandırmış ve
nesne adlarının genellikle çocukların günlük hayatta düzenli ilişki
içinde bulunduğu somut nesneleri temsil ettiğini, bu yüzden çocuklar
tarafından daha hızlı bir şekilde içselleştirildiklerini ve
kullanıldıklarını iddia etmiştir. Ancak, Gentner’in çalışma sonuçları
özellikle üzerinde konuşulan dillerin yapısal özelliklerini dikkate
almadığı ve çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın niteliklerini göz ardı
ettiği gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bu iddiaya karşıt olarak farklı
yapısal özellikler gösteren diller üzerinde yapılan çalışmalar, anadili
Korece ve Çince olan çocukların Gentner’in iddia ettiğinin tersi bir
gelişim gösterdiğini ortaya koymuştur. Özellikle Choi (1997), Choi
& Gopnik (1995), Tardif (1993, 1996) tarafından sunulan sonuçlar bu
dillerde adların eylemlerden önce edinilmediğini göstermiş ve buna
gerekçe olarak da bu dillerin yapısal farklılıkları ve çocuğa
yönlendirilmiş konuşmanın niteliksel farklılıkları gösterilmiştir.
Bu tartışmalı sonuçlarda farklılığa neden olan faktörlerden biri
de bağlamdır. Choi (2000) tarafından bağlam faktörünü temel alarak
anadili İngilizce ve Korece olan çocuklar ve anneler arasında; Tardif,
Gelman & Xu (1999) tarafından anadili Mandarin Çince ve İngilizce
olan çocuklar ve anneler arasındaki dilsel etkileşimleri konu alan
önemli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmaların sonuçları,
çocukların erken dönem sözcük dağarcıklarını inceleyen
çalışmalarda bağlamın sonuçları etkilediğini göstermiştir.
Bu konu, Türk çocukların anadil edinim süreçlerini inceleyen
birçok çalışmada araştırılmış ancak bağlamın sonuçlar üzerindeki
80
doğrudan etkisi üzerinde, Choi ve Tardif’e benzer şekilde, yoğun bir
şekilde durulmamıştır.
Bu araştırma, Choi (2000) ve Tardif, Gelman & Xu (1999)
tarafından bu konuda yapılmış paralel araştırma bağlamlarının
özellikleri dikkate alınarak, 4 Türk çocuk ve annesinin dilsel
etkileşimlerini bağlam faktörünü kontrol altına alarak (kitap okumaoyuncak ile oynama- serbest zaman) araştırmaktadır. Çalışmadaki
temel amaç, bağlamın çocukların dilsel üretimlerinde (özellikle
ad/eylem) ve çocuğa yönlendirilmiş konuşmada nasıl bir değişikliğe
yol açtığını görmektir.
Kaynakça
Choi, S. 1997. Language-Specific Input and Early Language Development:
Evidence from Children Learning Korean. Slobin D. I. (Haz.), The
Crosslinguistic Study of Language Acquisition 5: Expanding the Contexts
(41–133), Mahwah, NJ: Erlbaum.
Choi, S. 2000. Caregiver Input in English and Korean: Use of Nouns and Verbs in
Book-reading and Toy-play Contexts. Journal of Child Language, 27, 6996.
Choi, S. & Gopnik, A. 1995. Early Acquisition of Verbs in Korean: A
Crosslinguistic Study, Journal of Child Language, 22, 497–529.
Gentner, D. 1982. Why Nouns are Learned Before Verbs: Linguistic Relativity
versus Natural Partitioning. Kuczaj, S.A. (Haz.), Language Development 2:
Language, Thought, and Culture, (301–334). Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Tardif, T. 1993. Adult-to-child Speech and Language Acquisition in Mandarin
Chinese. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Yale Universitesi.
Tardif, T. 1996. Nouns are not Always Learned Before Verbs: Evidence from
Mandarin Speakers’ Early Vocabulary. Developmental Psychology, 32, 492–
504.
Tardif, T., Gelman, S.A. & Xu, F. 1999. Putting the “Noun Bias” in Context: A
Comparison of English and Mandarin. Child Development, 70:3, 620- 635.
11 Mayıs 2007
14.30-15.00
B Salonu
81
Aygül Uçar
Ankara Üniversitesi
[email protected]
Eylemde Çokanlamlılık ve Sözlük Girdisi Olarak
Yardımcı Eylemler
Farklı ancak birbirileriyle bağlantılı anlamlara sahip olma şeklinde
kısaca tanımlanabilecek olan çokanlamlılık olgusu (Lyons, 1977), bu
durumdaki eylemlerin sözlükte nasıl sunulması gerektiğine yönelik
ölçütlerin oluşturulmasını gerektirmektedir. Söz konusu ölçütler
öntip anlamının saptanması, eylemlerin çokanlamlı, eşadlı ve bileşik
eylem olma bakımından ayrımı ve sunumu, temel anlam ile yan
anlamlarının anlam maddesi olarak sıralanması ve anlamları
sıralayan maddelerin sayıları açısından belirleyici olmak zorundadır
(Uçar, 2006). Özellikle yardımcı eylemler (light verbs) sözlük
sunumu açısından giderek daha çok tartışılan bir gözlem konusu
haline gelmiştir (Hanks, Urbschat & Gehweiler, 2006). Bu durum,
doğal olarak, yardımcı eylem tanımının hangi ölçütler kullanılarak
yapılacağı tartışmasını da beraberinde getirmiştir. Çünkü aynı
eylemin hem sözlüksel hem de yardımcı eylem olarak doğal dillerde
kullanımı söz konusudur.
Bu çalışmada, sözlüklerden taranarak elde edilen çokanlamlı
kök eylemler ile sözlüklerde yer almayan, yardımcı eylem yapılarını
içeren doğal veri tabanı incelenerek, Türkçedeki yardımcı eylem
kullanımı ayrımı yapılıp yapılamadığı çokanlamlı eylemler açısından
gözlemlenecektir. Bu gözlem sonrasında ulaşılan yardımcı eylem
betimlemeleri sunulacaktır. Ardından, bir sözlük girdisi olarak
yardımcı eylemlerin sözlükte nasıl yer alacağı konusunda bir sunum
önerisi geliştirilecektir.
Kaynakça
Brugman, C. 2001. Light Verbs and Polysemy. Language Sciences, 23, 551-578.
Butt, M. 2004. The Light Verb Jungle. G. Aygen, C. Bowern & C. Quinn (Haz.)
içinde, Papers from the GSAS/Dudley House Workshop on Light Verbs.
82
Cambridge, Harvard Working Papers in Linguistics: 1-49.
Göksel, A. & Kerslake, C. 2005. Turkish: A Comprehensive Grammar. New York:
Routledge.
Grimshaw, J. & Mester, A. 1988. Light Verbs and Ө Marking. Linguistic Inquiry, 19
(2), 205-232.
Hanks, P., Urbschat, A. & Gehweiler, E. 2006. German Light Verb Contructions in
Corpora and Dictionaries. International Journal of Lexicography, 19 (4),
439-457.
Kearns, K. 2002. Light Verbs in English. Erişim tarihi: 15 Haziran 2006. http adresi:
http://www.ling.canterbury.ac.nz/kate /lightverbs.pdf
Lyons, J. 1977. Semantics. London: Cambridge University Press.
Özbek, A. 2006. On Çek- as a Light Verb. 13. Uluslararası Türk Dilbilim
Konferensı’nda sunulan bildiri. 16-20 Ağustos 2006, Uppsala Üniversitesi,
Uppsala, İsveç.
Öztürk, B. 2004. Complex Predicates in Turkish. G. Aygen, C. Bowern & C. Quinn
(Haz.) içinde, Papers from the GSAS/Dudley House Workshop on Light
Verbs. Cambridge, Harvard Working Papers in Linguistics : 171–192.
Türkçe Sözlük. 2005. 10. baskı. Ankara: TDK Yayınları.
Türkçe Sözlük. 2005. 2. baskı. Ankara: Dil Derneği Yayınları.
Uçar, A. 2006. Türkçe Sözlükte Çokanlamlı Eylemler Üzerine Gözlemler. XX.
Ulusal Dilbilim Kurultayı’nda sunulan bildiri. 12- 13 Mayıs 2006, Maltepe
Üniversitesi, İstanbul.
Uzun, N. E. 2003. Modern Dilbilim Bulguları Işığında Türkçe Sözlüğe Bir Bakış.
Ata, A. & Ölmez, M. (Haz.), Mustafa Canpolat Armağanı: Dil ve Edebiyat
Araştırmaları Sempozyumu, (281-293). Ankara: Mehmet Ölmez Yayınları.
Wierzbicka, A. 1982. Why Can You Have a Drink When You Can’t *Have an Eat?
Language 58 (4), 753-799.
11 Mayıs 2007
12.00-12.30
A Salonu
83
Funda Uzdu, Gözde Demirel, Özgül Macit, Sultan
Düzenli, V. Doğan Günay
Dokuz Eylül Üniversitesi
[email protected]@[email protected]@[email protected]
__________ ___________________________________________
Dilimizdeki Kullanım Sıklığı Yüksek Meslek Adlarının
Sözlük Tanımlarının Değerlendirilmesi
Türkçe sözlüklerde “kimse”, “kişi”, “görevli”, “sanatçı”, “bilimci”,
“kadın”, “adam”, “erkek” vb. türü kapsayan terimlerle belirtilen çok
sayıda sözcük vardır. Bu sözcüklerin tanımlanmasında zaman zaman
meslekleri ya da uğraşıları doğrudan ya da dolaylı yoldan
ilgilendiren başka meslek adları, uzmanlık alanları da
kullanılmaktadır. Bu tür kullanımlarda, bilenen bir meslekten
örnekseme yoluyla yararlanıldığı düşünülebilir. Kullanım sıklığı
açısından ya da başka açılardan bilinen bir meslekten yola çıkarak bir
başkasını betimlemek daha kolaydır.
Türkçe sözlüklerdeki meslek adları bir bütünlük içinde
incelendiğinde, ilgili kavramların sözlüksel tanımlarına yeterli
özenin gösterilmediği, birbirleriyle ilintili olan meslek adlarının
tanımlarında farklılıkların ya da benzerliklerin gerekli oranda
açıklanmadığı görülmüştür.
Bu çalışmada anketimiz sonucunda elde ettiğimiz kullanım
sıklığı yüksek meslek adlarının sözlüksel tanımlarının irdelenmesi
hedeflenmektedir. İncelenecek mesleklerin belirlenmesi için, 100
kişiye “Mesleğiniz nedir?” sorusunun yanında “Bildiğiniz 10 meslek
adını söyleyin” türü bir sormaca yapıldı. Yapılan sormaca sonucunda
197 farklı meslek adına ulaşıldı. Bu adların tanımları kullanım sıklığı
göz önüne alınarak çeşitli açılardan ele alınıp ilişkilendirilen diğer
mesleklerle bir bütünlük içerisinde incelenecektir. Örneğin “hemşire”
tanımında “doktor” mesleği de geçmektedir. Bu açıdan “doktor”
sözcüğü sormacamızda yer almamış da olsa, incelenecek meslekler
içerisine konulacaktır. Ulaşılan mesleklerin sözlük tanımları farklı
açılardan incelenecektir. İlgili tanımlar ilişkili olduğu diğer meslek
tanımları ile karşılaştırmalı olarak incelenecek, tanımların bütünü
84
sözcükbilimsel, mantıksal ve anlambilimsel açıdan karşılaştırmalı
olarak değerlendirilecektir.
Çalışmada ilgili kavramların tanımlamalarında yapılan
yanlışlıklar ve eksiklikler ayrıntılı olarak ortaya konulacaktır.
Sözlüğün her maddesinin yazımında olduğu gibi; meslek, kişi
adlarını belirten kavramların tanımlanmasında sözlük yazımının,
sözcükbiliminin verilerinden yeterli oranda yararlanarak her açıdan
tutarlı tanımların yapılması gerektiği ortadadır.
Kaynakça
Aksan, D. 1998. Anlambilim Konuları ve Türk Anlambilimi. Ankara: Engin
Yayınları.
Aksan, D. 2000. Türkçenin Sözvarlığı. Ankara: Engin Yayınları.
Doğan, D. M. 1992. Büyük Türkçe Sözlük. 9. baskı, Ankara: Rehber Yayınları.
Ergenç, İ. 2002. Spoken Language and Dictionary of Turkish Articulation. İstanbul:
Multilingual Yayınları.
Göz, İ. 2003. Yazılı Türkçenin Kelime Sıklığı Sözlüğü. Ankara: Türk Dil Kurumu
Yayınları.
Guiraud, P. 1984. Anlambilim Çeviren: Prof. Dr. Berke Vardar. Ankara: Kuzey
Yayınları.
Günay, V. D. 2007. Sözcükbilime Giriş. İstanbul: Multilingual Yayınları.
Hançerlioğlu, O. 1992. Türk Dili Sözlüğü İstanbul: Remzi Kitabevi
Hayat Büyük Türkçe Sözlüğü 1969. İstanbul: Hayat Yayınları.
İmlâ Kılavuzu 1993. (Gözden geçirilmiş yeni baskı) Ankara: AKDTYK, TDK
Yayınları.
Püsküllüoğlu, A .2000. Türkçe Sözlük. İstanbul: Doğan Kitapçılık.
Süleymanoğlu, H. M. 2006. Türkçenin Ters Sıklık Sözlüğü. Ankara : Kurmay Kitap.
Tezcan Aksu, B., Tariktaroğlu, A. & Gemalmaz, E. 2004. Türkçe Sözlük’ün Ters
Dizimi. Ankara: TDK Yayınları.
Tuğlacı, P. 1995. Okyanus Ansiklopedik Türkçe Sözlük. 5 cilt, 8. basım, Ankaraİstanbul-İzmir: ABC Yayınları.
Türkçe Sözlük.1999. 2 cilt. Ankara: Dil Derneği Yayınları.
Türkçe Sözlük. 2005. Genişletilmiş 10. baskı, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Uzun, N. E. 2006. Biçimbilim, Temel Kavramlar. İstanbul: Papatya Yayınları.
Watson, R. & Olson, D. R. 1987. From Meaning to Definition: A Literate Bias on
the Structure of Word Meaning. Horowitz, R. & Samuels, J. (Haz.),
Comprehending Oral and Written Language, (329-353). Academic Press.
Yalım Ö. 1998. Türkçe’de Yakın ve Karşıt Anlamlılar Sözlüğü. Ankara: İmge
Yayınevi
Yazım Kılavuzu. 2000. 4. baskı, Ankara: Dil Derneği Yayınları.
10 Mayıs 2007
14.30-15.00
C Salonu
85
Neslihan Özmen-Veld
Mersin Üniversitesi
[email protected]
Türkçe Söylemlerde Zamansal Eşzamanlılık İlişkileri
Söylemde zamansal ilişkilere bakıldığında, karşımıza çıkan
zamansal ilişkilerden biri de zamansal eşzamanlılık ilişkisidir.
Çalışmamızın konusu olan zamansal eşzamanlılık ilişkileri ele
alındığında, zamansal paralellik ve zamansal içerme olmak üzere iki
türlü ilişki ile karşılaşılmaktadır. Zamansal paralellik ve içerme
ilişkilerinin belirlenmesinde ise Özmen (2006) tarafından öne
sürülen Zamansal Uygunlaştırma Modeli’nin kısıtlayıcıları
kümesinden biri olan Aralık kısıtlayıcısı rol oynamaktadır. Aşağıda
sunulan Örnek (1) ve (2) zamansal eşzamanlılık ilişkileri açısından
düşünüldüğünde, Örnek (1)’de zamansal paralellik, Örnek (2)’de ise
zamansal içerme ilişkisi algılanmaktadır:
(1) Ders çalıştı. Televizyon seyretti.
(1.a) Ders çalışarak televizyon seyretti.
(1.b) Televizyon seyrederken ders çalıştı.
(2) Birkaç yıl önce ikinci Boğaz köprüsünü inşa ettiler.
(2.a) Birkaç yıl önce ikinci Boğaz köprüsünü inşa ederlerken en
iyi malzemeyi kullandılar.
(2.b) # En iyi malzemeyi kullanırlarken, birkaç yıl önce ikinci
Boğaz köprüsünü inşa ettiler.
Örnek (1.a) ve (1.b)’de görüldüğü gibi, burada aktarılan ‘ders
çalışma’ ve ‘televizyon seyretme’ oluntuları ‘-ken’ gibi zamansal
eşzamanlılık kodlayan bir zaman ulacıyla birlikte ortaya
çıkabilmektedir. Ancak Örnek (2.b)’de görüldüğü gibi, bu durum
‘inşa etme’ ve ‘en iyi malzemeyi kullanma’ oluntuları için geçerli
değildir. Bunun nedeni, ‘ders çalışma’ ve ‘televizyon seyretme’
oluntularının arasında bulunan aralık özelliklerinin, ‘inşa etme’ ve
‘en iyi malzemeyi kullanma’ oluntularının arasında bulunan aralık
86
özelliklerinden farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Örnek (1) de
aktarılan oluntuların aralık özellikleri aynı, Örnek (2)’de ise,
oluntuların aralık özellikleri farklıdır. Bu nedenle, Örnek (1)’de
zamansal paralellik, Örnek (2)’de ise zamansal içerme ilişkisi
algılanmaktadır. Çünkü Örnek (2)’de ‘malzeme kullanma’ oluntusu,
‘inşa etme’ oluntusunun bir ‘ara aşamasını’ oluşturmaktadır.
Özetle, bu çalışmada ele alacağımız zamansal eşzamanlılık
ilişkilerinin belirlenmesinde, söylemde aktarılan oluntuların aralık
özellikleri önemli bir rol oynamaktadır. Aynı ve eşit zamansal aralık
özellikleri zamansal paralellik yorumlamasını getirirken, farklı
aralık özellikleri zamansal içerme yorumlamasını getirmektedir.
Söylemde aktarılan oluntuların arasında bulunan zamansal aralık
özelliklerinin belirlenmesinde ise sözdizimsel özellikler, anlamsal
içerik, sözbilimsel ilişkiler ve dünya bilgisi rol oynamaktadır.
Kaynakça
Caenepeel, M. 1989. Aspect, Temporal Ordering, and Perspective in Narrative
Fiction. Doktora Tezi, Edinburgh Üniversitesi.
Hendriks, P. & de Hoop, H. 2001. Optimality Theoretic Semantics. Linguistics and
Philosophy 24, 1-32.
Özmen, N. 2006. Söylemde Zamansal İlişkiler: Türkçeden Tanıtlarıyla bir
Uygunlaştırma Önerisi. Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi.
Prince, A. & Smolensky P. 1993. Optimality Theory: Constraint Interaction in
Generative Grammar. Ms.
Rutgers University, New Brunswick &
University of Colorado, Boulder.
10 Mayıs 2007
12.00-12.30
A Salonu
87
Emine Yarar
Hacettepe Üniveristesi
[email protected]
Dolaylı Evet/Hayır Sorularının Biçimsel ve Anlamsal
Özellikleri
Dolaylı Evet/Hayır (E/H) sorularının farklı dillerde değişik yapılar
aracılığıyla gerçekleştirildiği ve bu yapıların birbirleriyle
örtüşmedikleri bildirilmektedir (Adger & Quer 1997, 2001; Han &
Romero, 2002). Adger & Quer (1997, 2001) İngilizce’deki dolaylı
E/H sorularının başlıca iki örüntüsü olan whether ve if yapılarının
farklı sözdizimsel ve anlamsal özellikler sergilediklerini ve if yapısı
yoluyla gerçekleştirilen dolaylı E/H sorularının daha kısıtlı sayıda
ana tümce eylemiyle olası olduğunu ileri sürmektedirler. Öte yandan
olumsuz tümcelerde ve dolaylı olmayan E/H sorularında if içeren bu
yapılardaki kısıtlamanın esnediği gözlenmiştir. Adger & Quer (1997,
2001) bu tür dolaylı sorulara sıradışı dolaylı E/H soruları (unselected
embedded questions) olarak adlandırmaktadır. Katalanca ve
İspanyolca’da da bildirme kipi taşıyan ve taşımayan yapıların dolaylı
E/H sorularında birbirlerinden ayrıştığı ve yalnızca bildirme kipi
içeren yapıların dolaylı E/H sorularında kullanılabildiği gözlenmiştir.
Bu çalışmanın amacı dolaylı E/H soruları temelinde
–mA ve –DIk/-AcAk eklerinin tümleç yan tümcelerindeki biçimsel ve
anlamsal özelliklerini betimlemektir. Dolaylı E/H soruları büyük
ölçüde –DIk ve –AcAk ekleriyle gerçekleştirilmektedir. –mA ekinin
söz konusu sorularda kullanılması olası olmamaktadır (Örnek (1)).
Adger & Quer’in (1997, 2001) geliştirdiği sıra dışı dolaylı E/H
sorularını üreten koşullarda (olumsuz tümceler ve dolaylı olmayan
E/H soruları) bile –mA eki içeren dolaylı E/H sorularının olası
olmadığı görülmektedir (Örnek (2)). Ancak sor- eylemi dışında
kalan az sayıda eylemle –mA ekinin kullanılabildiği gözlenmiştir
(Örnek (3)). Söz konusu tümcelerin dolaylı E/H soruları değil
seçenek içeren tümceler olduğu gözlenmektedir. Seçenek içeren bu
tür tümcelerin –DIk ve –AcAk ekleriyle de olası olduğu örnek 4’te
88
görülmektedir.
Bu gözlemler sonucunda –mA ekinin dolaylı ne sorusu içeren
tümcelerde kullanılamamasına ek olarak dolaylı E/H sorularında da
kullanılamadıkları ileri sürülmektedir. Dolayısıyla, -DIk ve –AcAk
ekleri Türkçedeki dolaylı E/H sorularını gerçekleştirmede yaygın
şekilde kullanılan dilsel araçlardır. Sonuç olarak adı geçen iki ek
grubu sergiledikleri diğer farklılıkların yanı sıra dolaylı E/H soruları
bakımından da farklılaşmaktadır.
Örnekler
(1) a. Efe Elifin partiye gelip gelmediğini/gelmeyeceğini sordu.
b. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sordu.
(2) a. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sormadı.
b. *Efe Elifin partiye gelip gelmemesini sordu mu?
(3) Efe Elifin partiye gelip gelmemesini önemsiyor.
(4) Elif Efenin partiye gelip gelmediğine/gelmeyeceğine karışmaz.
Kaynakça
Adger, D. & Quer, J. 1997. Subjunctives, Unselected Embedded Questions and
Clausal Polarity Items. NELS 27, 1-15.
Adger, D. & Quer, J. 2001. The Syntax and Semantics of Unselected Embedded
Questions. Language 77 (1), 107-133.
Han, C. H. & Romero, M. 2002. Ellipsis and Movement in the Syntax of
Whether/Q…Or Questions. NELS 32’de sunulan bildiri.
10 Mayıs 2007
15.30-16.00
A Salonu
89
Cem Yüksel & Murat Türk
Ankara Kriminal Polis Laboratuarı Md., Hacettepe Üniversitesi
[email protected] [email protected]
Adli Konuşma Kayıtlarında “Konuşmacı Profili”
Belirleme
Bilinen ve bilinmeyen iki konuşmacının karşılaştırıldığı adli
konuşmacı tanıma süreçlerinden ayrı olarak, kimi zaman incelemeci
tek bir konuşmacının kişisel özelliklerinin belirlenmesi istemi ile
karşılaşabilir.
Genellikle sözel iletişimin yeğlendiği suç eylemini üstlenme,
çok rastlanan bir davranıştır ve genellikle suçun hemen sonrasında
gerçekleşir. Özellikle 155-156’ya yapılan eylemi üstlenme
bildirimleri ya da teknik izleme yoluyla elde edilen konuşma
kayıtları eylemcilere ulaşmak yolunda kolluğa büyük yarar
sağlamaktadır.
Konuşmacının sesbilgisel özelliklerinden yaşı, cinsiyeti,
mesleği belirlenir. Kalıcı ya da geçici bir ses hastalığı bulunup
bulunmadığı, protez kullanıp-kullanmadığı ya da hastalığı ile ilgili
tedavi görüp-görmediği de klinik olarak araştırılabilir. Konuşmada
yer alan ağız, iki dillilik gibi özelliklerden kişinin dili edindiği yer,
ailesi ve sosyo-ekonomik durumu ve hatta karma ağız özellikleri de
varsa kişinin geçmişinde izlemiş olabileceği göç yolları da
soruşturmacı kolluk birimlerine bildirilir. Konuşmacının, kaydın
yapıldığı olası bir gerilimli ortamda ne gibi ruhdilbilimsel sapmalar
gösterdiği de söyleyiş özelliklerine ve ses yolu etkilerine bakılarak
saptanır ve bu saptamalar, soruşturmanın ilerleyen aşamalarında
şüphelilerinkiler ile karşılaştırılır. Dilin işlevsel yapılarını nasıl
kullandığı, özellikle seçtiği dilsel geçiş birimlerinin neler olduğu da
önemlidir. Konuşma oranı, sözcük dağarcığı, meslek sözcükleri ile
konuşmacının eğitim düzeyi ile ilgili bilgilere ulaşılır.
Oldukça ayrıntılı bir şablon içerisine konuşmacının, eldeki
veritabanı ile karşılaştırılabilen ve öngörülebilen tüm dilsel
özellikleri yerleştirilir ve bu özellikler incelemecinin bir “konuşmacı
profili” belirlemesini sağlar. Belirli olasılık düzeyleri ile gösterilen
90
bu profile göre soruşturmacı kolluk birimleri yönlendirilir.
Kaynakça
Cerrato, L. 2000. Subjective Age Estimation of Telephonic Voices. Speech
Communication, 107–112.
Chambers, J. K. , Rieber, W. & Stewart, W. A. (Haz.) 1990. Forensic Dialectology
and the Bear Island Land Claim. New York: New York Academy of
Sciences.
Dale, A., Davies, A. & Wei, L. 1997. Developing a Typology of Rapists’ Speech.
Journal of Pragmatics, 653–669.
Ekman, P., Friesen, W. & Scherer, K. 1976. Body Movement and Voice Pitch in
Deceptive Interaction. Cambridge: Cambridge University Press.
Gonzalez, J. 2004. Formant Frequencies and Body Size of Speaker: A Weak
Relationship in Adult Humans. Journal of Phonetics, 277–287.
Greisbach, R., Esser, O. & Weinstock, C. (Haz.) 1995. Speaker Identification by
Formant Contours . New York: New York Academy of Sciences.
Hollien, H. 1990. The Acoustics of Crime. New York: Plenum Press.
Hollien, H. 2002. Forensic Voice Identification. London: Academic Press.
Inbau, F. E. 1986. Criminal Interrogation and Confessions. Baltimore: Williams &
Wilkins.
Ladd, D. R. 1996. Intonational Phonology. Cambridge: Cambridge University
Press.
Lariverie, C. L. 1975. Contributions of Fundamental Frequency and Formant
Frequencies to Speaker Identification. Phonetecia, 185–197.
Morris, D. 1977. Manwatching: A Field Guide to Human Behaviour. New York: H.
N. Abrams.
Maley, Y. & Gibbons, J. (Haz.) 1994.Language and the Law. London: Longman.
Rose, P. 2002. Forensic Speaker Identification. New York: Taylor & Francis.
Vardar, B. 1982. Dilbilimin Temel Kavram ve İlkeleri. Ankara: TDK.
Wiegman, A., Siegman, A. & Feltstein, S. (Haz.) 1985. Multichannel Integrations of
Non-Verbal Behaviour.Hillsdale, NJ: L. Erlbaum Associates.
10 Mayıs 2007
12.00-12.30
C Salonu
91
İlknur Yüksel
Anadolu Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Türkçede Olumsuzluk Yapıları ve Bağdaşıklık
Bu çalışmada Türkçedeki olumsuzluk yapılarının söylemdeki
bağdaşıklık işlevleri incelenmektedir. İngilizce gibi diğer dillerdeki
olumsuzluk yapıları çoğunlukla sözdizimi, biçimbirim (e.g.
Heageman, 1995; Zanuttini, 1997) ve anlambilim (Carston, 1998)
açısından incelenmiştir. Ancak, olumsuzluk yapılarının edimbilim ve
söylembilim açısından sözlü ve yazılı metinlerde incelenmesi çok
yaygın değildir. Öte yandan, Horn (1985) ve Givon (2001) gibi
araştırmacılar, olumsuzluk yapılarını cümle seviyesinde inceleyen
çalışmaların aksine, bu yapıların metin içerisindeki işlevlerine
yoğunlaşmış ve dildeki bu yapıların farklı açılarının bir araya
gelmesiyle söylemdeki bağdaşıklığı nasıl sağlayabildiğine dikkat
çekmiştir. Türkçede ise bu alandaki çalışmalar oldukça sınırlıdır.
Özellikle Türkçe olumsuzluk yapıları ve bu yapıların bağdaşıklık
açısından incelenmesi araştırılması gereken bir konudur. (Özkan,
2006; Emeksiz, 2006) Bu nedenle, bu çalışmanın amacı, Kehler’in
(2002) söylem bağdaşıklığını metin-içi ilişkilerle açıklamak için
önerdiği kuramı çerçevesinde, Türkçedeki olumsuzluk yapıları ve
metin bağdaşıklığı ilişkisini incelemektir. Kehler’in (2002)
kuramında, söylemde bağdaşıklık, metin içindeki Benzerlik, SebepSonuç ve zamanda ve mekânda Bitişiklik ilişkilerinden oluşan üç
temel ulama ve her bir ulamanın alt gruplarında belirtilen ilişkilerle
ele alınmıştır. Bu çalışmada Türkçe metinler bu ulamlar çerçevesinde
incelenmiştir. Çalışmanın verileri, günümüz Türkçesinin farklı
türlerini bir araya getirmiş olan ODTÜ Derlem’inden alınmıştır.
Seçilen metinlerde, Türkçedeki olumsuzluk eki –me/-ma ve
olumsuzluk yapıları değil ve yok metin içindeki bağdaşıklık
ilişkilerini sağlama işlevlerine göre incelenmiş ve Kehler’in (2002)
bağdaşıklık ulamlarına göre düzenlenmiştir. Verilerin her bir ulama
göre sınıflandırılması iki farklı uzman tarafından yapılmış ve
uzmanlar arasındaki uyumun güvenirlik düzeyi Cohen Kappa
92
istatistiğiyle değerlendirilmiştir. Elde edilen bulgular, Türkçedeki
olumsuzluk yapılarının Kehler’in (2002) bağdaşıklık ilişkisi
ulamlarına göre, metin-içi bağdaşıklığa katkı sağladığı ve bu
yapıların söylembilim çerçevesinde incelenebildiğini göstermiştir.
Kaynakça
Haegeman, L. 1995. The Syntax of Negation. Cambridge: CUP
Horn, L. 1985. Metalinguistic, Negation and Pragmatic Ambiguity. Language, 61
(1). 121-174
Kehler, A. 2002. Coherence, Reference and the Theory of Grammar. Stanford: CSLI
Publications.
Özkan, B. 2006. Türkçede Dilbilgisel Olarak “Olumlama” ve “Olumsuzlama”. Ç.Ü.
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 15 (1), 269-282.
Zanuttini, R. 1997. Negation and Clausal Structure: A Comparative Study of
Romance Languages. New York: Oxford University Press.
11 Mayıs 2007
11.30-12.00
C Salonu
93
Deniz Zeyrek, Çiler Hatipoğlu, Nart Bedin Atalay
Orta Doğu Teknik Üniversitesi
[email protected] - [email protected] - [email protected]
______________________________________________________
Türkçe /r/’nin Akustik Özellikleri
Türkçe /r/ çeşitli kaynaklardaki tanıma göre, dişeti ya da öndamakta
eklemlenen çarpmalı ünsüzdür (Aksan, 1978; Göknel, 1974;
Kornfilt, 1997; Lewis, 2000). Değdiği yerde birkaç vuruş yapan
yuvarlanan türü [r] sözcük başında bulunur (Selen, 1979). Sözcük
ortasında tekvuruşlu ya da yuvarlanmayan türü [ɿ] kullanılır (Selen
1979). Sözcük sonunda [ ] ötümsüzleşir (Göksel ve Kerslake, 2005;
Erguvanlı-Taylan, 2000; Kornfilt, 1997). Bazı kaynaklar sözcük
sonundaki [ ]’nin sürtünmeli olduğunu belirtmektedir (ErguvanlıTaylan, 2000; Selen, 1979). Bu özelliğin bütün kaynaklarda
belirtilmemiş olması araştırmaya değer bir nitelik olduğunu
göstermektedir. Dolayısıyla çalışmamızın odak noktası sözcük sonu
[ ]’nin sürtünmeli olduğunu akustik olarak göstermeye çalışmaktır.
Ayrıca sürtünmeli değişkenin kız ve erkek deneklerin kullanımında
bir fark gösterip göstermediğine bakılacaktır.
/r/’nin değişkenlerinin spektral özelliklerinin PRAAT
programı ile açığa çıkarılması planlanmaktadır. Bu program şu
adresten elde edilmiştir: http://www.fon.hum.uva.nl/praat/. 18–21
yaşlarında, ağız farklılıkları göstermeyen 4 kız 4 erkek üniversite
öğrencisinin /r/’nin dağılımını gösteren sözcükleri 4-5 kere
tekrarlamasıyla elde edilecek ses kayıtları spektral incelemeden
geçirilecektir. Kısaca, bu çalışma /r/’nin biçimbirimciklerini,
özellikle sözcük sonu değişkenin özelliklerini akustik incelemelerle
belirlemek, cinsiyet farkının sözcük sonu değişken için önemli olup
olmadığına bakmak amacını taşımaktadır.
Kaynakça
Aksan, D. 1978. Türkiye Türkçesi Gelişmeli Sesbilim. Ankara: Türk Dil Kurumu.
Catford, J. C. 2001. On R’s, Rhotacism and Paleophony. Journal of the
International Phonetic Association 31, 171-185.
94
Erguvanlı-Taylan, E. 2000. Structure of Modern Turkish (Class Notes). İstanbul:
Boğaziçi University MS.
Göknel, Y. 1974. Modern Türkçe Dilbilgisi. İzmir: Hür Efe Matbaası.
Göksel, A. & Kerslake, C. 2005. Turkish: A Comprehensive Grammar. London &
New York: Routledge.
Kornfilt, J. 1997. Turkish. London & New York: Routledge.
Ladefoged, P. 2001. Vowels and Consonants. Oxford: Blackwell.
Lewis, G. 2000. Turkish Grammar. 2. basım. Oxford: Oxford University Press.
Selen, N. 1979. Söyleyiş Sesbilimi, Akustik Sesbilim ve Türkiye Türkçesi. Ankara:
Türk Dil Kurumu.
11 Mayıs 2007
11.00-11.30
B Salonu
95
Y u v a r l a k
M a s a
Cem Bozşahin & Aslı Göksel
Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
_______________________________________________________
Türkçede Ezgi: Sözdizim ve Edimle İlişkisi
Ezgi, sözdizim ve edim yapısal alanlar olarak kabul edildiğinde, bir
ifadenin bu düzlemlerdeki kurucuları dilbilim kuramlarını farklı
yönlere çekmektedir. Bu yapıların aynı temelli olduğu, farklı ama
birbiriyle ilişkili olduğu veya birbirlerini etkilememesi gerektiği
şeklinde üç temel açılım da kendi içinde farklılık göstermektedir,
örneğin farklı ama ilişkili iseler bu ilişki nasıl bir ilişkidir gibi.
Ezgi çalışmalarını bu konuda özel kılan temel nokta veri
tabanının diğer düzlemlere de dayanak oluşturması gerektiğidir.
Sonuçta hiçbir sözdizimsel yapı ya da edim ezgilemeden ifade
edilemez. Her ne kadar kuramlar örneğin sözdizimsel yapı
konusunda varsayımlarını oluştururken sadece sözdizime bakmayı
uygun görebilirlerse de, dilbilimin ampirik temelini oluşturan veriler
ezgi de içermektedir, dolayısıyla diğer soyutlamaların da göz ardı
edemeyeceği bilgiler ses, işaret ve ezgi belirlemesi ile başlar.
Ezgi konusunda yapılmış bazı incelemeler olmakla birlikte,
Türkçede hissedilen temel eksiklik, dilbilimde son çeyrek yüzyılda
önemli birikim sağlamış ezgi ve sesbilim kuramları ışığında elimizde
fazla birikim olmamasıdır. Dünya literatüründe de ezginin sözdizim
ve edimle yapısal açıdan incelenmesi ancak son yıllarda
gerçekleşmiştir. Bazı kuramların sağladığı veri birikimleri ve
modeller örneğin İngilizce ve Almanca ezgi yapıları için yepyeni
açılımlar getirmiştir. Kuramlara örnek olarak ingilizce isimleriyle
Autosegmental-Metrical Theory, Intonational Phonology, Prosodic
Phonology, Government Phonology ve Lexical Phonology'yi
sayabiliriz.
Bu toplantının amacı elimizde olanları paylaşmak, sözü
edilen kuramların bir Türkçe ezgi envanteri çıkarılmasında neler
önerebileceğini tartışmak ve sözdizim ve edim kuramlarıyla
ilişkilendirilmesinde yeni bilgiler için nerelere bakmamız gerektiğini
araştırmaktır.
96
Y u v a r l a k
M a s a
Necate Baykoç Dönmez, Tülin Güler, Ebru Deretarla
Gül
Hacettepe Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Çukurova
Üniversitesi
[email protected] - [email protected] [email protected]
Çocuklarda Dilin Kazanımı, Gelişimi ve
Değerlendirilmesi
Çocuklarda dilin kazanımı, gelişimi ve değerlendirilmesine ilişkin
bazı dillerde detaylı bilgilere ulaşılırken, Türkçenin kazanımına
ilişkin çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Türk çocuklarının dili
kazanım aşamalarının belirlenmesi, gelişimlerini değerlendirmek ve
gerekli desteği sağlamak açısından çok önemli olup, bu amaçla; 1272 Aylar arasındaki Türk çocuklarının dil kazanımı ve gelişimi
aşamalarını belirlemek için gerek alıcı dil gerekse ifade edici dil
boyutlarında 1986 yılından itibaren üç bilim uzmanlığı ve üç doktora
tez çalışması birbirini takip eder şekilde tamamlanmıştır. Bu
çalışmaların devamında çocukların alıcı ve ifade edici dil gelişimi
özelliklerini değerlendirme yöntemlerini belirlemek için dil gelişim
ölçeği geliştirilmiştir. 12-72 Aylar arasındaki Türk çocuklarının dili
kazanmada alıcı ve ifade edici dil gelişim özelliklerini içeren bu
ölçek Türkçe’ye özgü olarak geliştirilen ilk ölçektir. Bu çalışmada,
çocuklarda dil gelişimi ve Türkçe kazanım aşamaları tüm boyutları
ile tartışılacak, değerlendirme kriterleri ve yöntemleri belirtilecektir.
Kaynakça
Acarlar İ. F. 1991. 2,5–4 Yaşlar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının
İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
Acarlar, F. & Baykoç D. N. 1992. 30-47 Aylar (2.5-4 Yaş) Arasındaki Türk
Çocuklarının Dil Yapılarının İncelenmesi. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 8
(3), 163-203.
97
Baykoç D. N. 1986. 12–30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanılması Hacettepe
Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi. Ankara.
Baykoç D. N. 1986. Dil Gelişimi ve Dil Gelişimini Değerlendirmede Kullanılan
Testler. Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Dergisi. 1.
Baykoç D. N. & Arı, M. 1992. 12–30 Aylık Türk Çocuklarında Dilin Kazanılması.
Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi 8 (3), 115-161.
Baykoç D. N. ve diğ. 1997. Okul Öncesi Dönemde Dil Gelişimi Etkinlikleri. 2.
baskı. Ankara: Sim Matbaacılık.
Erdemir, N. 2001. 12–30 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının
Anlamsal Yönden İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara.
Güler, T. 2004. 48–72 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Alıcı Dil Yapılarının
İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara.
Güleryüz, F. 1990. 48–60 Aylar Arasındaki Türk Çocuklarının Dil Yapılarının
İncelenmesi. Yayınlanmamış Bilim Uzmanlığı Tezi, Hacettepe Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Yüksel, E. 2003. Eskişehir’de Yaşayan 30–47 Aylar Arasındaki Çocukların Alıcı Dil
Becerilerinin İncelenmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara.
98
Y u v a r l a k
M a s a
N. Engin Uzun, Leyla Uzun, Zeynep Erk Emeksiz,
İlknur Keçik, Ümit Deniz Turan
Ankara Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi
[email protected]@[email protected] - [email protected]
_______________________________________________________
Sosyal Bilimler Alanında Yazılan Türkçe Metinlerdeki
Tutarlılık İlişkileri ve Tartışma Yapısı
Bu yuvarlak masa etkinliğinin temel amacı, sosyal bilimler alanında
yazılan Türkçe metinlerde tartışma yapısının bileşenlerini (iddia,
tanıt, uslamlama (reasoning)) tutarlılık ilişkileri (coherence relations)
açısından betimlemektir. Bu amaçla, etkinlikte yer alan sunularda
metinler aşağıdaki sorular çerçevesinde incelenecektir:
1. Metinlerdeki iddia önermelerinin türlerine ve niteliklerine
göre sıklık değeri nedir?
2. Metinlerde tanıt bileşeninin gerçekleştiği söylem bloklarında
hangi tutarlılık ilişkileri ortaya çıkmaktadır? Bu açıdan
metinlerde Türkçe için tipik bir tanıtsallık sunumu
bulunmakta mıdır?
3. Metinlerdeki uslamlama türlerinin sıklık değeri nedir?
Uslamlama bileşeninin gerçekleştiği söylem bloklarında
hangi tutarlılık ilişkileri ortaya çıkmaktadır? Bu açıdan
metinlerde Türkçe için tipik bir uslamlama sunumu
bulunmakta mıdır?
4. Metinlerde gözlemlenen “sözde uslamlama”nın türlerine
göre sıklık değeri nedir?
Çalışmada, tartışma yapıları Toulmin’in (1958) Tartışma
Kuramı temel alınarak betimlenecektir. Tutarlılık ilişkileri için
temelde Kehler (2002)’deki tanımlamalar benimsenerek bu ilişkiler
söylem blokları içinde ele alınacak ve çekirdek-uydu yapısı
99
gözetilerek (Mann & Thompsan, 1987) çözümlenecektir.
Çalışmanın örneklemini oluşturan özgün araştırma yazıları,
TÜBA ULAKBİM Sosyal Bilimler Veri Tabanı’nda yer alan 6 konu
alanını (dilbilim, psikoloji, sosyoloji, felsefe, eğitimbilimleri, tarih)
temsil eden süreli yayınlardan rastlantısal olarak seçilmiştir.
Kaynakça
Kehler, A. 2002. Coherence, Reference, and the Theory of Grammar. Chicago: CSLI
Publication.
Mann, W. C. & Thompson, S. 1987. Rhetorical Structure Theory: A Theory of Text
Organization. ISI: Information Sciences Institute, Los Angeles, CA, ISI/RS87-190, 1-81.
Toulmin, S. 1958. The Uses of Argument. Cambridge: CUP.
100
P O S T E R
S U N U M L A R I
Yeşim Aksan & Dilek Kantar
Mersin Üniversitesi
[email protected]
Kavramsal Metafor Kuramı Açısından Türkçede Duygu
Metaforları Bütüncesi
Lakoff & Johnson (1980, 1999)’ın geliştirdiği Kavramsal Metafor
Kuramı insan zihninin çalışma biçimlerinde dilsel yapıların öneminin
ve yerinin belirlenmesinde etkin bir yaklaşımdır. Kavramsal metafor
soyut bir kavramsal alanın (örn. hayat, duygu vb.) çoğunlukla somut
olan başka bir kavramsal alan (örn. yolculuk, ateş vb.) yardımıyla
anlaşılmasıdır. Kavramsal metafor sadece bir benzetme değildir;
zihnimizde, kavramlar arası, bilinçsiz olarak ürettiğimiz
eşleştirmelerdir. Zihnimiz hedef kavram alanın farklı yönleriyle
uyumlu olan kaynak kavram alanlarını eşleştirir ve A (hedef)
kavramı B (kaynak)’dır şeklinde kodlama yapar, örneğin HAYAT
BİR YOLCULUKTUR. Biz, farkında olmadan, kavramsal
metaforlarla düşünür ve konuşuruz. Bu durumda, dildeki basmakalıp
anlatımların bir çoğu kavramsal metafor örneğidir: Hayatın zorlu
yollarında ilerle.
Bu çalışmanın konusu duygu metaforlarıdır. Dilde duygu
anlatımlarını oluşturan duygu metaforları, mutluluk, öfke, korku, aşk
vb. geniş bir hedef kavram alanı oluşturmaktadır (Kövecses, 2000).
Biz, çalışmamıza aşk metaforlarını incelemekle başladık. İngilizce
için belirlenmiş 25 kavramsal aşk metaforunu (Köveces, 1988)
Türkçedeki kavramsal metaforlarla karşılaştırdık (Aksan & Kantar,
baskıda). Çalışmanın verisini, internetten (google taraması), Türk
edebiyatından, çağdaş şarkı sözlerinden ve yazılı ve görsel medyadan
derlediğimiz 1000 kadar aşk metaforu oluşturdu. Ayrıca, 300
üniversite öğrencisinden yazılı ve sözlü veri topladık.
Türkçe ve İngilizce kavramsal aşk metaforları arasında
yapılan karşılaştırmanın ilk sonuçlarına göre, (a) İngilizce ve Türkçe
aşk duygusunu dile getiren metaforların birçoğunun kaynak alanı
örtüşmektedir; (b) İngilizce ve Türkçe aşk duygusunu dile getiren
101
kavramsal metaforlar aynı olsa da bu metaforları dile getirme
biçimleri farklılık göstermektedir; (c) Türkçe, İngilizceden farklı
olarak, aşk duygusunu, Türk toplumunun kültürel değerlerini ve
geçmişini yansıtacak biçimde dile getiren kavramsal metaforlara
sahiptir; (d) İngilizce, aşk duygusunu, İngiliz ve Amerikan
kültürlerini yansıtacak biçimde dile getiren, Türkçede ender
gördüğümüz kavramsal metaforlara sahiptir; (e) Türkçedeki kimi
kavramsal aşk metaforlarının kaynakları Türk kültürüne özgü dilsel
ve felsefi temellere dayanmaktadır.
Çalışmamızın sonuçlarının daha sistematik ve kapsamalı
olabilmesi için İngilizce ve Türkçedeki aşk metaforu örneklerinin
niceliksel ve niteliksel anlamda, bir bütünce oluşturacak biçimde
(bkz. Stefanowitsch, 2006) derlenmesi ve değerlendirilmesi
gerekmektedir. Bunu gerçekleştirebilmek için aşağıdakileri
amaçlamaktayız:
a) Kavramsal aşk metaforlarından başlayarak Türkçe için bir
duygu metaforları bütüncesi oluşturmak.
b) İngilizce için hazırlanmış bütünceleri inceleyerek (American
National Corpus, British National Corpus vb.) Lakoff ve
Johnson’ın kuramında sınırlı veri üzerinden İngilizce duygu
metaforları, özellikle aşk metaforları, için varılan sonuçları
güncelleyerek Türkçe verilerle karşılaştırmak.
Kaynakça
Aksan, Y. & Kantar, D. baskıda. A Contrastive Cognitive View of Love Metaphors
in English and in Turkish. Jaszczolt, K.M., Turner, K. & Shu, D. (Haz.)
Amsterdam: John Benjamins.
Kövecses, Z. 1988. The Language of Love. Lewisburg: Bucknell University Press.
Kövecses, Z. 2000. Metaphor and Emotion. Cambridge: Cambridge University
Press.
Lakoff, G. & Johnson, M. 1980. Metaphors We Live By. Chicago: Chicago
University Press.
Lakoff, G. & Johnson, M. 1999. Philosophy in the Flesh. New York: Basic Books.
Stefanowitsch, A. 2006. Words and their Metaphors: A Corpus-based Approach.
Stefanowitsch, A. & Gries, S. Th. (Haz.), Corpus-based Approaches to
Metaphor and Metonymy, (63-105). Berlin: Mouton de Gruyter.
102
Ezel Babur, Çiğdem Sağın Şimşek, Jochen Rehbein
Hamburg Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi
[email protected]@[email protected]
İşlevsel Edimbilim Yöntemiyle Dilsel Araçların
İncelenmesi II: Ünlemler ve Dilin Yönlendirme Alanı
Bu çalışma Türkçe’deki ünlemleri dilsel birimlerin doğal konuşma
ortamındaki işlevlerinden yola çıkılarak çözümlenebileceği temeline
dayanan 70li yıllardan beri Bühler’in dil teorisine (1934) dayanarak
Ehlich ve Rehbein (Rehbein, 1977; Ehlich, 1986; Ehlich ve Rehbein
1979; Rehbein, 2006 vb.) tarafından geliştirilmiş olan İşlevsel
Edimbilim yöntemiyle incelemektedir. Çözümlemesi sunulacak olan
ünlemler ‘asıl ünlemler’ sınıfından olup yazılı olarak <hm>, <hmm>,
<hı>, <hım>, <he>, <hee>, <ha>, <ha?>, <hıhı> şeklinde ifade
edilen ünlemlerdir. Aynı zamanda İşlevsel Edimbilim bağlamında
dilin‚ yönlendirme alanı’nın tanıtılması amaçlanmaktadır.
Dilin İşlevsel Edimbilim yöntemiyle çözümlenmesi önce
konuşma ortamında kullanılan birimlerin sesbilgisel ve sözdizimsel
niteliklerinin tanımlanmasıyla başlamakta ve bu tanımlama daha
sonra biçim-işlev ilişkisinin konuşma ortamında konuşmacı ve
dinleyicinin zihinsel eylemleri de analiz edilerek tamamlanmaktadır.
Her dilsel birimin, dilin beş temel alanından (Simge alanı (symbol
field), gösterme alanı (deictic field), yönlendirme alanı (incitment
field), operasyon alanı (operation field) ve tasvir alanı (tinge field))
birine tekabül ettiği bu teoride ünlemler barındırdıkları niteliklerle
‘yönlendirme alanı’nın çekirdeğini oluşturmaktadırlar (Ehlich, 1986;
Rehbein, 2006). Buna göre içlerinde anlam barındırmayan ve
istisnalar dışında tümce içinde belirli bir yeri olmayan ünlemler,
sözcük olarak nitelendirilemeyecekleri gibi, cümleyle eşdeğer
görülmelidirler. Kısalıkları ve ton özellikleriyle konuşma içinde fazla
zaman almadan konuşmacının içinde bulunduğu zihinsel ve duygusal
durumu dinleyiciye ifade etmekle ve konuşmayı katılımcıların
ihtiyaçlarına göre yönlendirmekle yükümlüdürler.
103
Türkçe dilbilgisi çalışmalarında ünlemlerin konuşma dilinin
öğeleri oldukları, dilsel öğeler içinde özel bir yere sahip oldukları ve
vurgu ve tonlama özelliklerinin bunların konuşmadaki görevlerini
belirlediği ifade edilmiştir (örn. Emre, 1948). Ancak ünlemlerin
sınıflandırılması şekil bilgisi ile ilgili çalışmalarda bir takım
karmaşalara yol açmış, ünlemlerin ‘edat’ sınıfının bir parçası olduğu
(Ergin, 1958; Deny, 1971; Hacıeminoğlu, 1984 vb.) ya da bağımsız
bir sınıf olduğu (örn. Gencan, 1975; Banguoğlu, 1998) yönünde iki
bakış açısı etkili olmuştur. İki durumda da ünlem başlığı altında
toplanan dilsel öğeler‚ asıl ünlemler’den oluşan çekirdek yanında
tonlama ve vurgu ile ya da duygusal içeriklerinden dolayı bu gruba
dahil edilen‚ ünlem görevli ifadeler’i kapsamaktadır (son
sınıflandırma Korkmaz, 2003; tartışma için bknz. Korkmaz, 1999).
İncelemesi yapılan ünlem grubu Türkçede konuşma dilinin olmazsa
olmaz unsurları olmakla ve ‘soruşturma’ ve ‘tasdik’ ünlemleri içinde
yer almakla birlikte bu güne kadar hangi islevleri neye bağlı olarak
gerçekleştirdikleri araştırılmamıştır (krş. Akar, 1988; Külebi, 1990).
Tek dilli ve çok dilli ebeveyn-çocuk konuşmaları (Jochen Rehbein’ın
SKOBI-ENDFAS veri tabanı) incelenerek bu unsurların sesbilgisel
ve tonsal yapılarına bağlı olarak beş temel işlev üstlendikleri ortaya
konulmakta ve bunlar açıklanmaktadır.
104
Özler Çakır
Proje Ekibi: Yeşim Aksan, Devrim Alıcı, Dönercan
Dönük
Mersin Üniversitesi
ozlercakı[email protected]
İkidilli Yetişkinlerin Metin İşlemleme Süreçleri: Sesli
Düşünme Yöntemi ve Bilişsel İşlemler
Günümüzde insan beyninin dolayısıyla da bilişin (cognition)
metinleri kavrama sürecinde nasıl çalıştığı metin işlemleme ile ilgili
çalışmaların uluslararası düzlemde odak noktalarından birisini
oluşturmaktadır. Bu anlamda bilişin nasıl işlediğine ilişkin
stratejilerin belirlenmesi, öğrenme sürecine de önemli katkılar
sağlamaya başlamıştır.
Öğrencilerin okuduğunu anlama sürecindeki yetkinliklerinin
tüm öğrenim yaşantılarındaki başarılarının temel belirleyicilerinden
biri olduğu dikkate alındığında, metin işlemleme sürecinde bireylerin
bilişinin nasıl çalıştığının ortaya konabilmesinin önemi de daha
anlaşılır olmaktadır. Bu bağlamda okuduğunu anlama sürecindeki
yetkinlik, bireyin okuduğunu anlama stratejilerini kullanabilmesine
bağlıdır. Yapılan pek çok bilimsel çalışmada ise okuduğunu anlama
çıkarım yapma süreci olarak tanımlanmaktadır (Graesser, Singer &
Trabasso, 1994; Richeit, Schnotz & Strohner, 1985; Singer, 1990;
Singer, 1994; van den Broek, 1994). Bireyin anadilinde bir metinle
etkileşirken çıkarım yapma stratejilerini kullanabilmesi, ikinci dilde
de bu stratejileri kullanabilme yetkinliğini arttırmaktadır.
Özellikle
son
yıllarda
yapılandırmacı
anlayışın
(constructivisim) ortaya koyduğu ilkeler ve bu doğrultuda yapılan
bilimsel çalışmalar, eğitim alanında öğrenme ve öğretme süreçlerine
önemli katkılar sağlamaktadır. Bireylerin bir metinle etkileşme
süreçlerinde bilişlerinde neler olup bittiğinin saptanabilmesi için
kullanılan sesli düşünme (think aloud), bu amaçla bilimsel
çalışmalarda en yaygın olarak kullanılan yöntemdir. Biz de bu
çalışmada, ülkemizde üniversite düzeyinde eğitim alan iki dilli
105
öğrencilerin metin işlemleme süreçlerini sesli düşünme yöntemi ile
ortaya koymayı amaçladık.
Bu amaç doğrultusunda araştırmada aşağıdaki sorulara yanıt
aranacaktır:
1. Anadilinde (Türkçe) yetkin okuyucu olup olmama ve
okuma metninin konusu hakkında önbilgili olup olmama,
öğrencilerin bağdaşık bir metinle etkileşimleri sırasında
bilişlerinde gerçekleşen işlemler bakımından farklılık
yaratmakta mıdır?
2. Anadilinde (Türkçe) yetkin okuyucu olup olmama ve
metin dili (Türkçe/İngilizce), öğrencilerin bağdaşık bir
metinle etkileşimleri sırasında bilişlerinde gerçekleşen
işlemler bakımından farklılık yaratmakta mıdır?
Yukarıdaki araştırma sorularına yanıt bulmak amacıyla bu
çalışmada, Mersin Üniversitesinde Eğitim Fakültesi İngiliz Dili
Eğitimi ve Fen-Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı
Bölümlerinde okuyan öğrencilerden elde edilen veriler kullanılarak
hem niteliksel hem de niceliksel çözümlemeler yapılacaktır
Kaynakça
Graesser, A.C., Singer, M. & Trabasso, T. 1994. Constructing Inferences During
Narrative Text Comprehension. Psychological Review, 101, 371-395.
Richeit, G., Schnotz, W. & Strohner, H. 1985. The Concept of Inference in
Discourse Comprehension. Richeit, G. & Strohner, H. (Haz.), Inferences in
Text Comprehension, (3- 49). Elsevier.
Singer, M. 1990. Psychology of Language. New Jersey: Lawrence Erlbaum
Association.
Singer, M. 1994. Discourse Inference Process. Gernsbacher, M.A. (Haz.),
Handbook of Psycholinguistics, (479-583). San Diego, CA: Academic.
van den Broek, P. 1994. Comprehension and Memory of Narrative Texts: Inferences
and Coherence. Gernsbacher, M.A. (Haz.), Handbook of Psycholinguistics,
(539- 583). San Diego, CA: Academic.
106
Aslı Göksel & Belma Haznedar
Proje ekibi: H.İ. İskender, S. Kan, T. Akan, K. Gökgöz, M. Bostancı,
F. İnce, İ. Oded, D. Öksüz
Boğaziçi Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
Türkçe Tamlamaların Yapısı – Bir Veri Tabanı
Çalışması
Bu çalışma Bologna Üniversitesi’nde 2005 yılında başlatılan ve şu
anda 20’nin üstünde dili kapsayan MorboComp projesi çerçevesinde
yürütülen karşılaştırmalı bir veri tabanı çalışmasının Türkçe’yle ilgili
bölümüdür. Hedef, yapısal bir çözümleme temelinde her dilden
10,000 tamlama toplamaktır. Tamlamaların incelenmesinde (Bkz.
Fabb, 1988) Scalise ve diğ. (2005) ve Bisetto & Scalise (2005)’de
öne sürülen sınıflandırma esas alınmıştır. Bu sınıflandırma
tamlamaların literatürde irdelenen iki özelliğini, başlı olup olmama
ve tamlayanla tamlanan arasındaki ilişkiyi birbirinden bağımsız iki
parametre olarak incelemektedir. Bisetto ve Scalise üçüncü bir
parametre olarak başın tamlama içindeki konumunu ele alır,
dolayısıyla tamlananın sağda ya da solda olması ek bir sınıflandırma
konusudur. Çözümlemede gerek tamlamanın, gerekse tamlayan ve
tamlananın sözdizimsel kategorisi (ör. ad, eylem, sıfat)
belirtilmektedir. Türkçe’ye bu açıdan bakıldığında 100 kadar
tamlama tipi olduğunu saptanmış, vurgunun yeri, tamlama takısının
olup olmaması gibi etkenlerin sınıflandırmaya katılmasının
gerekliliği kuvvet kazanmıştır.
Kaynakça
Bisetto, A. & Scalise, S. 2005. The Classification of Compounds. Lingue E
Linguaggio, 4 (2).
Fabb, N. 1998. Compounding, Spencer, A. & Zwicky A. M. (Haz.) Handbook of
Morphology, (66-83). Oxford: Blackwell.
Scalise S., Bisetto, A. & Guevara, E. 2005. Selection in Compounding and
Derivation. Dressler, W.U.,
Kastovsky, D. & Rainer, F. (Haz.),
Morphologica 2004. Proceedings of the XIth International Morphology
Meeting, Vienna.
107
Mustafa Sarıca & Süleyman Eratalay
Yüzüncü Yıl Üniversitesi
[email protected]
Sümer Belirteçlerinin Türkçe ile İlgisi
Aynı yapıdan gelen çağdaş diller arasında bile iletişimi olumsuz
etkileyecek temel farklılıklar oluşmuştur. Kökeni bir dilleri
birbirinden uzaklaştıran etkenler arasında yer ve kültür
kopukluğunun yanı sıra zamansal uçurumun da derin etkisi vardır.
Bu çalışma çerçevesinde beş bin yılın ayırdığı iki dil arasında hala
yapısal benzerliklerin bulunup bulunamayacağını öncelikle
sözcükbilim temelli olarak araştırdık.
Yitik dillerden Sümerce yeniden okunup çözüldüğünde yapı
açısından bitişken bir dil olduğu, Hint-Avrupa ve Sami dilleriyle bir
bağlantısının olmadığı açığa çıkmıştır. Bununla birlikte çoğu
araştırmacılar bu dilin yaşayan hiçbir dil ya da dil topluluğuyla
ilgisinin de olmadığını söylemişlerdir.
Türkçe ile ilgisi öteden beri tartışılan Sümercenin yazımında
kullanılan belirteçler görev ve görüntü açısından bu araştırma
çerçevesinde ele alınmıştır. Çok kapsamlı bir araştırma gerektiren bu
tasarının ilk basamağı olarak belirteçleri biçim ve anlambilim
açısından Türkçedeki olası karşılıklarıyla birlikte inceledik.
Görev ve görüntüsü aynı sözcüklere ayrı dillerde rastlamak
söz konusu dillerin kökenlerinin bir olduğunu göstermez. Bunun
yapısal çözümlemelerle desteklenmesi, bu diller arasında aynı
zamanda doku ve düzen birliğinin de olması gerekir. Bu araştırma
her iki dilin genel yapısal özelliklerini çözümlemeyi amaçlayan
kapsamlı bir girişimin önsözü niteliğindedir. Okunmuş Sümer
metinlerinden alınma örnekler, Türkçenin yaşamış ve yaşayan
eşdeğerleriyle karşılaştırılmıştır. Sözcükbilim temelli bu yaklaşımda,
sonraki adı niteleyen belirteçlerin ve Türkçedeki benzerlerinin
içyapısı biçim ve anlam açısından değerlendirilmiştir.
Aradaki binyıllara karşın iki dildeki örneklerin durumunu,
biçimbilimsel gelişimi ve anlam içeriğinin doğrusallığını araştırarak
108
karşılaştırmamızı tamamladık.
Kapı aralama sayılabilecek bu çalışma ile iki dil arasındaki
ilişkiler dizisinin belki ilk halkasını elde etmiş olduk. Benzer
çalışmalar iki dil üzerindeki bilinmezleri azaltarak Türkçenin en eski
izlerine kavuşmamızı ve dilimizin en derin köklerine ulaşmamızı
sağlayacaktır.
Kaynakça
Clauson, G. 1972. An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish.
Oxford: At The Clarendon
Divanü Lugati't Türk. 2005. İstanbul: Kabalcı Yayınevi.
Deimel, P. A. 1947. Sumerisches Lexikon. Roma: Pontificium Institutum Biblicum.
Edzard, D. O. 2003. Sumerian Grammar. Leiden: Brill.
Ercilasun A. B. 2004. Türk Dili Tarihi. Ankara: Akçağ
Ercilasun, A. B. ve diğ. 1991. Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü. Ankara:
Kültür Bakanlığı Yayınları.
Ergin M. 2000. Orhun Abideleri. İstanbul: Boğaziçi Yay.
Falkenstein, A. 1949. Das Sumerische. Leiden: Brill-Verlag.
Güncel Türkçe Sözlük. 2006. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Labat, R. 1995. Manuel D’épigraphie Akkadienne (Signes, Syllabaire,
Idéogrammes). Paris: Librairie Orientalisle Paul Geuthner.
Nişanyan, S. 2002. Elifin Öküzü ya da Sürprizler Kitabı, (Çizimler: Semih Poroy).
İstanbul: Adam.
Ölmez M. & Tekin T. 1999. Türk Dilleri. İstanbul: Simurg
Tekin T. 1995. Orhon Yazıtları. İstanbul: Simurg
Tekin T. 2003. Orhon Türkçesi. İstanbul: Sanat Kitabevi
Tosun, M. & Yalvaç K. 1981. Sümer Dili ve Grameri I: Sumerce’den Örnekler.
Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Tosun, M. & Yalvaç K. 2002. Sumer, Babil, Assur Kanunları ve Ammi-Şaduqa
Fermanı. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
109
Mustafa Sözen
Akdeniz Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Sinematografik Dilde Zaman Kipleri ve Örnek Bir
Uygulama
Bu çalışmanın amacı sinematografik dilin sahip olduğu zaman
kiplerini örnek uygulama içinde göstererek bunu yazın diliyle
karşılaştırmaktır.
Yazın alanında örnekleri çok olmasına karşın sinematografik
dilin farklı alanları üzerine yapılan kuramsal çalışmaların sayısı
ülkemizde pek de fazla değildir. Anlatıbilim ve dilbilimsel analiz
yöntemlerini aynı çatı altında birleştirerek eldeki metne nesnel
yaklaşmayı amaç edinen bu çalışma; sinematografik dilin zaman
perspektifindeki ayırt edici dil kullanımlarını ve yapılarını ortaya
çıkararak metinlerde anlamın nasıl oluşturulduğunu bulmayı
amaçlamaktadır.
Filmin bir sanat olarak gelişmesini etkileyen faktörlerden
biri de Henri Bergson`un zaman felsefesine getirdiği boyuttur.
Evrende her şeyin kesintisiz, sürekli bir değişim içinde olduğunu öne
süren Bergson için ‘şimdiki anın’ kendisi de bir değişmedir.
Bergson`un zaman felsefesi, film anlatısında önemli yapısal
değişikliklere neden olmuştur. Filmde zaman, bir taraftan kesintisiz
sürekliliğini, diğer taraftan geriye dönülmezliğini kaybeder; zaman
geriye dönüşlerle durağanlaşabilir, anımsamalarla tekrarlanabilir,
gelecekle ilgili görüntülerle ileriye atlayabilir.
Romanın zaman tasarımında yaşanan olgular, düşünce ve
duygular, anılar, geçmiş ve şimdi iç içe eşzamanlı olarak
varolabilirler. Romanda görülen bu özellik, zaman ve mekan
aralıklarının birleşmesine yol açar ve böylece zaman ve mekanın
sınırları, romanda işlenen ilişkilerin içinde yokolabilmektedir. Bu
özellik, filmin içinde geliştiği zaman ve mekanın karışımını andırır.
Ancak roman, mekanı zaman içinde bir noktadan diğerine giderek
anlatırken; film, zamanı mekan içinde bir noktadan diğerine giderek
anlatmaktadır. Filmde mekan, statik niteliğini, bilinen durgunluğunu
110
kaybederek hareket kazanır ve kendi gelişim çizelgesine sahip olur.
Homojen fiziksel zaman filmde, heterojen biçimde düzenlenmiş
zamanın özelliklerini taşır.
Günümüz Türk sinemasında sayıları az da olsa yerleşik
anlatı biçimlerinin dışına taşmaya çalışan ürünler vardır. Örneğin
Türk Sinema Dili`ne önemli katkılar getiren Ömer Kavur`un ‘Gizli
Yüz’ adlı filmi sinematografik dilin zaman tasarımı anlamında iyi
bir örnek olarak karşımızda durmaktadır.
Kaynakça
Burch, N. 1994. Zaman ve Mekan ile İlgili Bağlantılar. Filmde Zaman ve
Mekan Üzerine, (117-130). Eskişehir: Turkuaz Yayınları.
Demir, Y. 1994. Filmsel Zamanın Yaratılmasında Filmsel Araçların Zamanı
Etkilemedeki Rolleri. Filmde Zaman ve Mekan Üzerine, (47-63). Eskişehir:
Turkuaz Yayınları.
Jacobs, L. 1994. Zaman ve Mekanın Anlatımı. Filmde Zaman ve Mekan Üzerine,
(35-46). Eskişehir: Turkuaz Yayınları.
Kıran, A & Kıran, Z. 2003. Yazınsal Okuma Süreçleri, Ankara: Seçkin Yayınları.
Lawson, J. H. 1994. Zaman ve Mekan. Filmde Zaman ve Mekan Üzerine, (19-34).
Eskişehir: Turkuaz Yayınları.
111
Feyza Türkay & Sophie Kern
Laboratoire Dynamique du Langage/Lyon 2 Üniversitesi
[email protected] - [email protected]
Türk ve Fransız Anneler Tarafından Çocuğa
Yönlendirilmiş Konuşmadaki Farklılıklar: Ad/Eylem
Kullanımına Karşılaştırmalı Bir Bakış Açısı
Bu çalışma, ilgili yazında, öncelikle Nelson (1974) tarafından ortaya
atılan ve daha sonra Gentner (1981, 1982) tarafından geliştirilen,
çocukların anadil edinimleri sürecinde, eylemleri adlardan daha
sonra edindikleri hipotezine (The Universal Noun Advantage View)
ve bu hipoteze karşıt sonuçlar sunan (The Input-Dependent View)
Korece ve Çince’de Tardif (1996), Choi (1997), Choi & Gopnik
(1995) tarafından yapılmış araştırmalardan ortaya çıkmış olan
tartışmalı sonuçlara dayanmaktadır. Yukarıda belirtilen çalışmalara
dayanan tartışmalar, ilerleyen yıllarda gerek tek (Ogura ve diğ.,
2006) gerek ikili ya da çoklu diller arasındaki karşılaştırmalı
çalışmalar (Tardif ve diğ., 1997) aracılığı ile desteklenmiştir.
Çocukların erken dönem sözcük dağarcıklarının içeriğini
araştıran çalışmaların odak noktalarından biri de anne tarafından
çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın nitelikleridir. Bu konuşmanın,
çocuğun dil gelişimi üzerinde etkili olduğunu gösteren birçok
çalışma yapılmıştır. Bu poster bildirideki temel amaç, Türk ve
Fransız anneler tarafından çocuğa yönlendirilmiş konuşmanın
niteliklerini özellikle ad/eylem kullanım tercihleri açısından
karşılaştırmak ve ortaya çıkan yapıların çocukların ad/eylem
tercihleri üzerinde bir etkisi olup olmadığını — bağlamsal boyutu
göz ardı etmeksizin — tartışmaktır. Anne/çocuk dil etkileşiminde
bağlamın doğrudan etkili olduğunu gösteren çalışmalar, Türkçe ve
Fransızca arasındaki karşılaştırmalı bu araştırmada dikkate alınan en
önemli açıdır.
Bu poster bildiride, 20 Türk ve 20 Fransız anne/çocuk ile
yürütülmeye başlanmış ve devam etmekte olan bir araştırmanın ön
sonuçları paylaşılacaktır. Çalışmaya dayanak olusturan veri, 3 farklı
112
bağlam açısından değerlendirilen Türk/Fransız anne ve çocuk dil
etkileşimleridir.
Kaynakça
Choi, S. 1997. Language-Specific Input and Early Language Development:
Evidence from Children Learning Korean. Slobin D. I. (Haz.), The
Crosslinguistic Study of Language Acquisition 5: Expanding the Contexts
(41–133). Mahwah, NJ: Erlbaum.
Choi, S., & Gopnik, A. 1995. Early Acquisition of Verbs in Korean: A
Crosslinguistic Study. Journal of Child Language, 22, 497–529.
Gentner, D. 1981. Some Interesting Differences between Verbs and Nouns.
Cognition and Brain Theory, 4, 161–178.
Gentner, D. 1982. Why Nouns are Learned Before Verbs: Linguistic Relativity
versus Natural Partitioning. Kuczaj, S.A. (Haz.), Language Development 2:
Language, Thought, and Culture, (301–334). Hillsdale, NJ: Erlbaum.
Nelson, K. 1974. Concept, Word, and Sentence: Interrelations in Acquisition and
Development. Psychological Review, 81, (4), 267–285.
Ogura, T., Dale, P., Yamashita, Y., Murase, T., & Mahieu, A. 2006. The Use of
Nouns by Japanese Children and their Caregivers in Book-Reading and Toy
Contexts. Journal of Child Language, 33, 1-29.
Tardif, T. 1996. Nouns are not always Learned before Verbs: Evidence from
Mandarin Speakers’ Early Vocabulary. Developmental Psychology, 32,492–
504.
Tardif, T., Shatz, M. & Naigles, L. 1997. Caregiver Speech and Children’s Use of
Nouns Versus Verbs: A Comparison of English, Italian and Mandarin.
Journal of Child Language, 24, 535–565.
113
Namık Ülkersoy
Çukurova Üniversitesi
[email protected]
_______________________________________________________
Belirtililik Ayırt Etme Hipotezi’nin İngilizce Sesletim
Hataları ile İlişkisi
Bu çalışmanın amacı Eckman’ın (1977) Belirtililik Ayırt Etme
Hipotezi’ nin İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencilerinin İngilizce
sesletim hatalarına olan etkisini tanımlamaktır. Eckman’a göre,
belirtililik seslerin doğru çıkarılmasında etkili bir özelliktir.
Varsayıma göre belirtililik özelliği taşıyan ve anadilde bulunmayan
seslerin doğru olarak çıkarılması daha zor olacaktır. Türkiye’de
İngilizce öğrenen öğrencilerin çoğunda benzeri sesletim hatalarına
rastlanmaktadır. Bu hataların içerisinden sistematik olarak yapılanlar
saptanmalı ve bunların düzeltilmeleri yoluna gidilmelidir.
Belirtililik Ayırt Etme Hipotezi Lado’nun (1957)
Karşılaştırmalı Analiz Hipotezi’ne dayalı olarak ortaya çıkarılmıştır.
Lado’ya göre dil öğrenimindeki zorluklar ana dil ve hedef dil
arasındaki farklılıklardan dolayı olacaktır. Buna göre, eğer hedef
dildeki bir ses anadilde yok ise bunun öğrenilmesi zordur. Ancak,
Eckman çalışmalarında bunun tam olarak doğru olmadığını görerek,
sesletim zorluklarının sadece farklılıktan dolayı olmadığını başka
etkili faktörlerin olduğunu iddia etmiştir.
Tüm bunlardan yola çıkarak çalışmamızı aşağıdaki hipotez
doğrulusunda yaptık: “İngilizce’yi yabancı dil olarak öğrenen Türk
öğrenciler belirtili ünsüzlerin sesletiminde zolanarak daha çok hata
yapacaklardır”.
Yapılan çalışmada Çukurova Üniversitesi İngiliz Dili ve
Eğitimi İkinci sınıf öğrencileri denek olarak kullanıldı. Deney ve
kontrol Grubu olarak iki sınıf gelişigüzel seçildi ve her iki gruba da
öntest uygulandı. Sesletim hatalarını saptamak için, 60 kelimeden
oluşan bir test verilerek öğrencilerden yüksek sesle okumaları
istendi. Hatalar tespit edildikten sonra bunların düzeltilmesi için
deney gurubuna sınıfta uygulama yapılarak hatalar üzerinde
114
durularak doğru sesletimlerin öğretimi yapıldı.
Çalışma sonucunda belirtililik özelliği taşıyan ünsüzlerin
sesletiminin daha zor olduğu bulunmuştur. Bunun yanı sıra
ünsüzlerin sözcük içindeki yerinin de sesletim zorluklarına yol
açabildiği gözlenmiştir.
Kaynakça
Eckman, F. 1977. Markedness and the Contrastive Analysis Hypothesis. Language
Learning 27, 315 – 330.
Lado, R. 1957. Linguistics Across Cultures: Applied Linguistics for Language
Teachers. Ann Arbor: University of Michigan Press.
115
Banu Yaman
Aksaray Üniversitesi
[email protected]
Hollanda ve Türkiye’de Türkçe Öğretimi
(Öğretmen Görüşleri Açısından Değerlendirme
Çalışması)
Bu araştırma, öğrencilerin Türkçe’ye ve Türkçe dersine yönelik bakış
açılarını ve Türkçe dersindeki akademik başarılarını, öğretmen
görüşleri açısından değerlendirmeye yönelik niteliksel bir çalışmadır.
Çevresel faktörlerden en önemlisi olan öğretmen görüşleri, yarı
yapılandırılmış görüşme formları hazırlanarak elde edilmiştir.
Görüşme doğal bir iletişim ve bilgi toplama yolu olduğundan
anlaşılmayan konularda, açıklama, soru sorma ve tamamlama
yapmaya olanak sağlamasının yanı sıra araştırma yapılan konuda
daha çok ve ayrıntılı bilgilere ulaşabilmesine de zemin hazırlar
(Serper, Gürsakal, 1989, 150; Kaptan, 1991, 149).
Kültür-eğitim ve kişilik gelişimi açısından öğrencilerin en
önemli etkileşime girdikleri yer olan sınıflarda,
1. Öğretmenin ve öğrencilerin birbirlerine olan bakış açısı,
2. Bağlı oldukları kültüre yönelik tutumları, yaşanan ülkenin ortak
dilini öğrenmeye yönelik tutum ya da istekleri,
3. Resmi dili doğru ve etkili biçimde kullanmaya yönelik beklenti ve
ihtiyaçların ortaya konulamaması,
4. Anadil ile anadili arasında çelişki duymadan,
5. Olumsuz tutumlar geliştirmeden,
6. İki dil arasında uçurumlar oluşturacak yönelimlere girmeden
7. Türkçe’yi etkili, doğru, düzgün kullanabilmesini sağlayacak
yöntemler geliştirmek gerekmektedir.
Kaynakça
Güvenç, B. 1997. Çocuk ve Kültür. Çocuk Kültürü 1. Ulusal Çocuk Kültürü
Kongresi Bildirileri. Ankara Üniversitesi.
Hengirmen, M. 1999. Anadili Eğitiminin Kişilik Gelişimine Etkisi. Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
116
Türkçe’nin Eğitimi ve Öğretimi Anabilim Dalı. Ankara.
Sarı, M. 2001. İki dilli Çocukların Çözümleme Yöntemiyle Okuma Yazma
Öğrenirken Karşılaştıkları Güçlükler. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Çukurova Üniversitesi. Adana.
Sayıner, B., Susam, H., Alkaya, M. Ercan, İ., Kılıç, Y. & Karaman, M. 1987.
Amsterdam AKE Çerçeve Planı. Artubo. Amsterdam Voor De Nederlands
TEXT.
117
Elif Kır
Yıldız Teknik Üniversitesi
[email protected]
Türkçedeki Parçalarüstü Sesbirimlerinin Türkçeyi
Yabancı Dil Olarak Öğrenen Öğreniciler Tarafından
Kullanımı ve Algılanması: Araştırma Bulguları ve Ders
İçerik Önerisi
Bir dilde var olan sesler ve bunların niteliklerini içeren ses düzeni bir
dili başka dillerden ayıran başlıca özelliklerden birisidir. Diller arası
incelemeler ve karşılaştırmalar bu niteliklerin gerçekte önemli
ayrımlar olduğunu göstermektedir. Dillerde sesbirimsel çizginin
dışında kalan, sesin yeğinlik, yükseklik ve süresinden kaynaklanan
ve “bürün olguları” olarak adlandırılan parçalarüstü birimler de
bulunmaktadır (Ergenç, 1998:25). Bürün olguları dillerde çeşitli
işlevler yerine getirebilir ve bazı bürünsel olgular dilde
anlambirimleri ve sözceleri birbirinden ayırt etmek için kullanılabilir.
Türkçede süre, vurgu, ton, ezgi, durak ve kavşak gibi
parçalarüstü birimler gerek sözcük gerekse tümce düzeyinde
konuşucu ile dinleyici arasındaki iletişimde ve iletilerin dinleyici
tarafından doğru olarak algılanmasında anlam ayırıcı olabilmektedir.
Bu nedenle parçalarüstü birimlerin hem Türkçeyi anadil olarak
edinmiş konuşurlar hem de Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen
öğreniciler tarafından doğru algılanması ve kullanılması
gerekmektedir.
Bu amaçla, Türkçeyi yabancı dil olarak öğrenen ve anadilleri
Fransızca olan öğrencilere haftada iki saat verilen konuşma
derslerinde parçalarüstü birimlerin Türkçedeki kullanımına
odaklanılmıştır.
Araştırma öncesinde toplam onaltı hafta, 64 saat Türkçe
dersi almış olan bu öğrenci kümesinden kimi sözcükleri ve tümceleri
okumaları istenmiş ve öğrenicilerin okumaları ses kayıt aygıtına
kaydedilmiştir. Elde edilen veride Fransızca ve Türkçede
parçalarüstü birimlerin kullanım farklılıklarından kaynaklanan yanlış
118
kullanımlar, öğrencilerin yaptıkları vurgulama ve tonlama
yanlışlıkları, yanlış duraklama yerleri ve bunların sonucunda anlam
karmaşası ve bozukluğuna neden olan kullanımlar saptanmıştır. Bu
saptamalardan sonra öğrenicilerle yapılan görüşmelerde öğrenicilerin
Türkçe sesletimde ve parçalarüstü sesbirimlerin kullanımında ne gibi
güçlükler yaşadıkları öğrenilmiştir. Bu veriler ve Türkçe ile
Fransızcada parçalarüstü birimlerin karşılaştırılması sonucu elde
edilen bilgiler yardımıyla yabancılara Türkçe öğretiminde konuşma
derslerinin içeriği Türkçenin sesbiçimsel özellikleri ve parçalarüstü
birimler odak alınarak hazırlanmıştır.
Bu sunuda, araştırmanın bulguları ve araştırma sonuçlarına
göre düzenlenmiş yabancı dil olarak Türkçe konuşma dersi içeriği
tartışılmaktadır.
Kaynakça
Aksan, D. 1987. Türkçenin Gücü. Ankara: Bilgi Yayınevi.
Demircan, Ö.1996. Türkçenin Sesdizimi. İstanbul:Der Yayınları.
Demircan, Ö. 2005. Odaklayıcılar ve Devrik Dizim. Dilbilim İncelemeleri, 87–115.
Ergenç, İ. 1989. Türkiye Türkçesinin Görevsel Sesbilimi. Ankara: Engin Yayınevi.
Ergenç, İ. 1998. Konuşma Dili ve Türkçenin Söyleniş Sözlüğü. Ankara: Simurg.
119

Benzer belgeler