biliyoruz? - REC Türkiye
Transkript
biliyoruz? - REC Türkiye
BÖLGESEL ÇEVRE MERKEZİ DERGİSİ - ÜÇ AYDA BİR YAYIMLANIR Yıl 4 Sayı 1 | OCAK-MART 2008 | 5.00 YTL Ne biliyoruz? Bilimciler genel olarak, nüfus art›fl›n›n, sürdürülemeyen yaflam biçimlerinin, ekonomik ve siyasî öngörüsüzlü¤ün tümünün gezegenimizi tehdit etti¤inde hemfikir; üstünde anlafl›lamayan konu ise en iyi eylemin ne oldu¤u M sayfa 5 Ekolojiyi ekonomiyle, sosyolojiyi siyaset bilimiyle harmanlayan biyosfer rezervi yaklaşımının Türkiye’deki ilk örneği. sayfa 12 Vatandaş gazeteciliği Bireyler bilginin toplanmasında, analiz edilmesinde ve dağılmasında aktif rol üstleniyor. sayfa 29 M Bilim adamı Dennis Meadows yıllar boyu, doğanın, yaşam biçimlerimizi kaldıramayacağını söyledi. Camili biyosfer rezervi M Uyarı gelmişti Yeşil Kutu yakında Yeşil Vagon’la yollarda Yeşil Kutu Çevre Eğitimi Seti Yeşil Vagon Projesi kapsamında Yeni Öğretmenlerle Buluşuyor Yeşil Kutu’nun kullanım alanını 39 ilden tüm Türkiye’ye yaymayı hedefleyen Yeşil Kutu ekibi özel olarak tasarlanan Yeşil Vagon ile yeni öğretmen eğitimlerine başlıyor. Yeşil Kutu Projesi; Bölgesel Çevre Merkezi (REC), Millî Eğitim Bakanlığı ile Çevre ve Orman Bakanlığı ortaklığında yürütülüyor. Projenin sponsoru olan BOSCH Ev Aletleri’nin desteğiyle Yeşil Kutu’nun tüm illerde kullanılması hedefleniyor. Nisan 2008’de yola çıkan Yeşil Vagon ile proje kapsamındaki 8 il ziyaret edilecek. Eğitimler sonunda öğretmenler kendi illerinde formatör öğretmen olarak gönüllü öğretmenlere eğitim verecek. 2009 yılı sonuna kadar proje kapsamında 5,500 öğretmene ulaşılması hedefleniyor. Öğretmen eğitimlerine başvuru ve konu ile ilgili daha fazla bilgi için: www.yesilkutu.net yeşil UFUKLAR Yıl 4 Sayı 1 İÇİNDEKİLER | OCAK-MART 2008 | ISSN 1305-5232 Yeşil Ufuklar, Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi (REC)’nin üç ayda bir yayımlanan ve özgün adı Green Horizon olan dergisinin Türkiye uyarlamasıdır. Yeşil Ufuklar, Green Horizon dergisinde yer alan haber ve makalelerin yanı sıra Türkiye’den haber ve makalelere de yer vermektedir. Yeşil Ufuklar, REC’in karar alma süreçlerine katılımı destekleme, bölgesel paydaşlar arasında işbirliğini teşvik etme gibi amaçlarına hizmet eder. Yeşil Ufuklar, Orta ve Doğu Avrupa’da çevre ve sürdürülebilir kalkınma alanında önemli konulara ve gerçek öykülere yer vermektedir. Dergi, iş dünyası, uluslararası kuruluşlar, hükümet, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, akademik kurumlar ve basın için yararlı bir kaynaktır. Yeşil Ufuklar’da yer alan fikir ve görüşlerin Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Cevre Merkezi (REC) ve REC Türkiye’nin görüşlerini yansıtması gerekmez. Yeşil Ufuklar, elektronik olarak www.rec.org.tr adresinden incelenebilir. Yeşil Ufuklar Yayın Sahibi: REC Türkiye adına Dr. Sibel Sezer Eralp Editör: Nafiz Güder Çeviri: Özge Gezerler Özgün Tasarım ve Uyarlama: Turgay Arık Yayın Hizmetleri: Bayt Bilimsel Araştırmalar Basın Yayın ve Tanıtım Ltd. Şti., Ziya Gökalp Cad. 30/31, Kızılay, Ankara. Tel. 0312 431 3062 Baskı: Miki Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Matbaacılar Sitesi 560. Sok., No:27, İvedik, Ankara Tel. 0312 395 2128 Baskı Tarihi: 18 Nisan 2008 KATKIDA BULUNANLAR Çiğdem Adem Gülnaz Akşahin İpek Alparslan Yunus Arıkan Yeşim Aslan Ayzen Atalay Tom Burke Şebnem Feriver Deniz Gümüşel Ebru Gürsan Sedat Kadıoğlu Chris Littlecott Nick Mabey Magdolna Toth Nagy Nurşen Numanoğlu Gülçin Özsoy Hande Özüt Gürdoğar Sarıgül Srdjan Susic Daniel Swartz Aslıhan Tümer GÖRSELLER Çiğdem Adem Avrupa Toplulukları flickr.com Batman Çağdaş Gazetesi Zsolt Bauer Buğday Derneği Nafiz Güder HTTP://IISD.CA Radoje Lausevic Vadim Kantor Mois Moshev REC Türkiye Arşivi Reuters Isabelle Sorg Green Horizon MAGAZINE TEAM Editor in Chief: Pavel Antonov Editor: Nathan Johnson Designer: Patricia Barna Proofreader: Michael Lindsay Administrative officer: Zsuzsa Tovolgyi Webmaster: Tamas Bodai Intern: Ellen Maria Baltzar FORUM 5 Alışkanlıklara veda zamanı! Önümüzde büyük değişimler var, ancak bana göre bunlardan en zorlu ikisi, iklim değişimi ve enerji açığı. Olmayan enerjiyi kullanamazsınız, bu kadar basit! MERCEK 10 12 Orta ve Doğu Avrupa’nın iklim değişikliği fırsatı Bugün karşımıza çıkan, düşük karbonlu bir ekonomi yaratma fırsatını kaçırmak, bedeli gelecek kuşaklara yüklenecek pahalı bir hata olur. Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi Artvin, Camili Camili havzasını yüzyıllar boyunca koruyan Camili halkı, şimdi Küresel Çevre Fonu desteği ile örnek bir yönetişim mekanizmasına katkıda bulunuyor. K A PA K K O N U S U 14 16 18 Dünya neden bekleyemez? Dünya bilimcileri, sürdürülebilir bir gelecek için derhal eyleme geçmeye çağırıyor. Görmek inanmak mıdır? Dinî önderler, tarih boyunca çok az kişinin tanık olduğu olaylara milyonları inandırmak konusunda en etkili kişiler olmuştur. Ne biliyoruz? Auguste Rodin’in Düşünen Adam’ı, kişisel çelişki duygusunu en iyi biçimde ifade eden bilinen en ünlü heykellerden biridir. Kapak görseli sadece içinde bulunduğumuz çevresel krizin boyutunu vurgulamakla kalmıyor, doğru çözümleri bulmak için karşı karşıya olduğumuz zorlukları da çağrıştırıyor. KAPAK GÖRSELİ Mois Moshev Uzun zorlu bir yol – 2 Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecinde, en zorlu alanlardan biri çevre. Türkiye’nin katılım öncesinde, atması gereken çok adım var. R E C B Ü LT E N İ 22 KAPAK KONUSU Bali sonrası Kopenhag öncesi Dünyada ve Türkiye’de sürdürülebilirlik için çabalarının geleceği için kritik viraj. DİĞER BÖLÜMLER Forum 4 Dış Haberler 6 Türkiye’den Haberler 8 REC Bülteni 24 Yasal Boyut 28 Bilişim Teknolojileri 29 Kitaplık 30 EDITORIAL BOARD Climate and energy: Zsuzsa Ivanyi Environmental law: Stephen Stec Environmental policy: Oreola Ivanova Environment and security: Marta Szigeti Bonifert EU member states: Beata Wiszniewska Green financing: Joanna Fiedler Information and research: Jerome Simpson Public participation: Magdolna Toth Nagy REC PR: Zsolt Bauer South Eastern Europe: Radoje Lausevic Sustainable development: Janos Zlinszky Turkey: Sibel Sezer İLETİŞİM 14 3 ZSOLT BAUER Editör [email protected] Abone işlemleri [email protected] Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye İlkbahar Mahallesi, 15. Cadde, 296. Sokak, No: 8, 06550 Yıldız Çankaya, Ankara-Türkiye Tel: (90-312) 491 95 30 Faks: (90-312) 491 95 40 Web: www.rec.org.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Yeşim A. Çağlayan VADIM KANTOR DERGİ EKİBİ | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR 16 FORUM editörlerden Küresel iklim de¤iflimi, az ya da çok hepimizin neden oldu¤u bir süreç. Görünüfle göre sonuçlar› da hem insan olarak hepimizi, hem de gezegenimizdeki canl›-cans›z bütün varl›klar› etkileyecek bir süreç. Bununla birlikte, bu etkilenme eflit düzeyde olmayacak gibi görünüyor. Bir di¤er deyiflle, iklim de¤iflimindeki pay› fazla olan toplumlardan çok, bu de¤iflimde daha az rol oynayan, yani nispeten do¤a dostu bir yaflam biçimi süren, ekolojik aç›dan hassas bölgelerde yaflayan ya da yoksul bireylerin daha ma¤dur olmas› ihtimali çok yüksek. Bu da do¤al olarak, Yeflil Ufuklar’da zaman zaman de¤indi¤imiz gibi ciddi bir çevresel adaletsizlik sorunu do¤uruyor. Bu say›m›z›n kapak konusunda da, yeryüzündeki yaflam›n sürdürülebilmesi sorununu ve bunu mümkün k›lmada bireylerin gücünü ele al›yoruz. Bu çerçevede biraz kendimize bakmakta fayda var. Geliflme sürecinde bir ülke olan Türkiye’nin, iklim de¤iflimindeki pay›n›n düflük oldu¤u inanc› ço¤umuzda hakim. Hem sanayi sektöründe hem de bireysel tüketim boyutunda, küresel iklim de¤ifliminin temel nedeni olan CO2 sal›mlar›m›z›n düflük oldu¤una inan›yoruz. Kyoto Protokolü’nü imzalamay›fl›m›z›n nedenlerinden birinin de bu oldu¤u kan›s›nday›z. Oysa durum böyle de¤il. Türkiye, CO2 sal›m yo¤unlu¤u yüksek bir ülke. Toplam sal›mlarda AB içinde yedinci s›rada; nihaî enerji tüketimi bafl›na sal›mlarda ise 2.32 Mton CO2/ Mtep de¤eri ile AB ikincisi. Elbette birey olarak yapabileceklerimizi anlamak için öncelikle, hangimizin, ne kadar CO2 sald›¤›n›; yaflam ve tüketim al›flkanl›klar›m›zla iklim de¤iflimindeki pay›m›z›n ne oldu¤unu bilmemiz gerekiyor. Geliflmifl ülkelerde bas›l› ya da elektronik ortamda yayg›n olarak bulunabilen ‘karbon metre’ hesaplay›c›lar› Türkiye’de sadece iki portalda var. Bunlar›n zor yan›, tüketim de¤erlerimizi ço¤u zaman tahmini olarak girmemizi gerektirmesi. Bo¤aziçi Üniversitesi’nden Doç. Dr. Gürkan Kumbaro¤lu ile Sabanc› Üniversitesi’nden Doç. Dr. Y›ld›z Ar›kan’›n öncülü¤ünde yap›lan ‘Karbondioksit Sal›mlar› Araflt›rmas›’ ise, tahminlere gerek b›rakmadan bireysel CO2 yükümüzü hesaplamam›z› sa¤l›yor. Çal›flma, gelirlerine ve tüketim al›flkanl›klar›na göre bireyleri üç kümeye ay›r›yor ve her bir kümedeki bireyin, hangi tüketiminden dolay› ne kadar CO2 sald›¤›n›, Türkiye’deki gerçek verilerden yola ç›karak bizim ad›m›za hesapl›yor. Bireysel önlemler önemsiz gibi görünse de, rahat›m›zdan fazla ödün vermeden, 12 milyonluk ‹stanbul’da, bir y›l içindeki CO2 sal›m›n› 4.7 milyon ton düflürebilece¤imiz gerçe¤i, birey olarak de¤iflimdeki rolümüzün ne kadar önemli oldu¤unun bir göstergesi. yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 4 KOLAJ: PATRICIA BARNA Değişimdeki rolümüz KARAR MERCİLERİ: Nereye gidiyoruz kimse bilmiyor, ama herkes bu konuda endişeli. Küresel düşün, bireysel davran Antropologlar, grup halinde düflünmenin insan do¤as›n›n derinlerinde yatt›¤›n› savunur. Bu do¤ruysa, ‘grup halinde düflünme’ özelli¤i Sovyet sisteminde daha da özendirildi. Kiflisel sorumluluk s›n›rland›r›lm›fl, sindirilmifl ve sistemli olarak silinmiflti. Kararlar›, Komünist Parti Politbürosu, Merkezi Komite veya bölgesel ve yerel komiteler al›yordu. Kararlardan kimse kiflisel olarak sorumlu tutulam›yordu. ‹nsanlar yavafl yavafl, kiflisel sorumlulu¤un istenmedi¤i ve beklenmedi¤i bir sistemi kan›ksad›. Demokrasiye geçifl döneminde Orta ve Do¤u Avrupa ülkeleri, refah, giriflimcilik ya da siyasî liderlik boyutunda bireyselli¤i, çeflitli biçimlerde benimsedi. Ancak, özel mülkiyet ve kiflisel ç›karlar, toplumsal ç›karlara bask›n gelirken, kiflisel sorumluluk kavram› bu anlamda onlara yetiflemedi. Bölge insanlar›n›n, ifllerini ihmal eden, görevlerini kötüye kullanan, suç iflleyen seçilmifl temsilcilerden; veya kendilerine hizmet verenlerden hesap sormamalar› beni flafl›rt›yor. Hesap sorulmay›nca, yolsuzluk yapan memurlar ve niteliksiz profesyoneller ifllerini yapmay› sürdürüyor. Temiz bir çevre ve do¤an›n korunmas› da, bu tutars›zl›ktan çok mustarip. Bir do¤al miras› kiflisel ç›kar› için kullanan iflletmeciden sorumluluk beklemek neredeyse imkâns›z. Buna göz yuman yetkilileri, memurlar› ya da milletvekillerini bundan sorumlu tutmak da zorlaflt›. Sonuçta, kiflisel önderlik ve çevre vizyonu, devlet kat›nda ender iki emtia oldu. Çevre eylemcilerini ise, hükümetler ço¤unlukla önemsemedi; egemen medya ve toplum d›fllad› veya alaya ald›. AB üyeli¤iyle ifller de¤iflmeye bafllad›. Eylemciler ve sivil toplum, yerel düzlemde nüfuzunu giderek art›rd›. AB, kiflisel fikirlere, seçmen deste¤ine ve kullan›c› memnuniyetine önem verir. Bu yüzden, Polonya’daki otoban inflaat›na, Romanya’daki alt›n madenine ve Litvanya’daki nükleer santrale karfl› yükselen sesler, yeni AB üyelerinde daha çok iflitiliyor. Yeni üyeler, çevreyi korumak için AB yasalar›n›, taahhütlerini ve kurallar›n› uygulamakla kalmay›p; AB’nin düflüncelerine, Avrupa için Çevre forumu gibi uluslararas› tart›flmalarda da destek olmal›. Çevre için güçlü bir siyasî taahhüt, güçlü bir vizyon ve önderlik gerektirir. ‘Eski’ AB’deki baz› örnekler, bölge siyasetine ilham veriyor. Danimarkal› Sosyal Demokrat Svend Auken, çevre bakanl›¤› döneminde, yenilenebilir enerji kaynaklar›n› kullanarak ve Aarhus Sözleflmesi’nin temellerini atarak bütün dünyaya örnek oldu. Avrupal› bakanlar Belgrat’ta, Do¤u Avrupa, Kafkaslar ve Orta Asya ülkelerinden, do¤a koruma konusunda daha güçlü siyasî taahhütler istedi. Çevre konusunda flimdiye dek uluslararas› yard›mlara bel ba¤layan bu ülkeler flimdi kendi iradelerini ortaya koymal›, Orta Avrupa’n›n deneyimlerinden yararlanmal›. Bunlardan biri de, kiflisel sorumlulu¤un önemini kavramak. Aarhus Sözleflmesi, de¤iflimi tek bafl›na sa¤layamaz. Yeflil liderlik ifle yaramaz düflüncesi eskidi ve bölgedeki devlet görevlileri, siyasetçi ve uzmanlardan yeni Auken’ler do¤du. Laszlo Solyom’un ‘Yeflil Baflkanlar’ girifliminin baflar›s›, kiflisel vizyonun ve çevresel sorumlulu¤un bölgedeki örneklerinden biri. Bu giriflimin, Budapeflte’deki Dünya Bilim Forumu’nda, bilimsel bilgiyi baflar›yla hayata tafl›mas› flafl›rt›c› de¤il. Bireysel sorumluluk almak için insanlar›n çevre hakk›nda do¤ru bilgi sahibi olmas› ve kiflisel tercihlerinin sonuçlar›n› da kavramas› gerekli. Çevreye etkilerimiz konusunda kiflisel sorumluluk almak, baflar›l› bir çevre politikas› için kilit önemde. Büyümenin S›n›rlar›’n›n yazarlar›ndan Dennis Meadows, tüketimin artt›¤› bölgemizde, al›flkanl›klar› terk etmenin zor olaca¤›n› söylemiflti. Göstergeler, bölgede, bilgi sahibi, ‹nternet kullanan, eyleme haz›r, yurttafl, siyasetçi ve önderlerden oluflan ciddi bir kitle oldu¤u yönünde. Umar›z Meadows’un tahmini tutmaz. Pavel P. Antonov FORUM GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEK: kötümser öngörülere karşın, Meadows temkinli iyimserliğini koruyor. ZSOLT BAUER söyleşi Dennis Meadows’un Wikipedia’daki sayfasında, “neredeyse bütün hayatı boyunca bir sistem düşünürü” olduğu yazıyor. 1972’de yayımlanan Büyümenin Sınırları’nın yazarlarından biri olan Meadows, bu önemli çalışmada, bir şeyler kökten değişmedikçe doğal sistemin sürebilmesi için insanlığın varlığının imkânsızlaşabileceğini yazmıştı. Bir bisiklet tutkunu ve etkileşimli öğrenme oyunlarının savunucusu olan Meadows şimdi şöyle diyor: “sizi 35 yıl önce uyarmıştım. Artık çok geç!” Böyle söylese de Meadows henüz iyimserliği elden bırakmış değil. Alışkanlıklara veda zamanı! Dün gece Berlin’de UNESCO bar›fl ödülünü ald›m. 20 dakika boyunca çok ciddi sorunlardan bahsettim ve iki oyun oynad›m. Tahminim, birine “Meadows’un ödül törenine gittin, ne söyledi?” diye sorulsa, “fiey, asl›nda tam hat›rlam›yorum. Ödülü ald› ve bir iki oyun oynad›k,” diye cevaplar. Etkileflimli ö¤renmenin arkas›nda yatan düflünce eski bir Çin atasözünden gelir: “‹flitince unuturum. Görünce hat›rlar›m. Yap›nca anlar›m.” Yani, ö¤renmek için uygulamak gerekir. Çevresel sürdürülebilirlik iki konuya de¤inir. ‹lki, insanlar›n meseleyi idrak etmesini, ikincisi ise insanlar›n bu idrak sayesinde davran›fllar›n› de¤ifltirmesini sa¤lamakt›r. Böyle bir oyun nasıl işe yarıyor? Kollar›n›z› ba¤lay›n ve bak›n bakal›m hangisi yukar›da kalm›fl. Sonra bu hareketi tekrarlay›n. ‹nsanlar›n yüzde doksan befli kollar›n› hep ayn› biçimde kavuflturur. Yar›s› sol bileklerini üste koyar, di¤er yar›s› ise sa¤ bileklerini. Bu, gerçekten çok ilginçtir. Herkes bu hareketi hep ayn› biçimde yapar, ama yar›s› farkl›, di¤er yar›s› farkl› biçimde. Bir al›flkanl›¤› edindiniz mi, ondan kolay kolay vazgeçemez, hatta bir daha de¤ifltirmezsiniz. Ayn› fleyi otomatik olarak yapar durursunuz. Bu, enerji tüketimi, CO2 sal›m› veya otomobil kullanma al›flkanl›klar›m›z için de geçerlidir. Bize sorun ç›karmad›kça onlara kafa yormaz, baflka fleyler düflünürüz. Asl›nda iyi bir fley. Demek istedi¤im, kollar›m›z› her kavuflturdu¤umuzda buna kafa yormaya kalksayd›k hiçbir fley yapamaz hale gelirdik. Al›flkanl›klar›m›z›n olmas› gerek. Ama ben flimdi bu al›flkanl›klar› de¤ifltirmemiz gerekti¤ini söylüyorum, çünkü art›k ifle yaram›yorlar. Öyleyse, al›flkanl›klar›n›z› de¤ifltirin ve kollar›n›z› di¤er flekilde kavuflturun! (Kollarını diğer türlü kavuşturmaya çalıştıktan sonra.) Zormuş! Ama yapabilirsiniz! Bir daha deneyin. Bu, enerji tüketimi ve sürdürülebilirlik konusuda bütün di¤er davran›fllar için de geçerli olan al›flkanl›klara dair üç fleyi gösteriyor bize: Birincisi, al›flkanl›klar› de¤ifltirmek mümkündür. ‹kincisi, bunun üstünde düflünmeniz gerekir; öyle kendili¤inden oluvermez. Üçüncüsü, bafllang›çta zor gelir. ‹flte, de¤ifltirmemiz gereken di¤er al›flkanl›klar›m›zda da böyle olacak. Önce zor gelecek, ama rahats›z olaca¤›m›z bir dönemden geçmeye haz›r olmal›y›z, yoksa de¤iflimi gerçeklefltirmemiz mümkün olmaz. Yüksek yaşam standardlarına yeni yeni alışan Doğu Avrupalılar, sürdürülebilir kalkınmayı uygulama veya alışkanlıklarını değiştirme fırsatı buldu mu sizce? Do¤u Almanya buna çok ilginç bir örnek. [Almanlar], ayn› dili paylaflm›fl ve yüzy›llard›r ayn› ülkenin parças› olarak bir arada yaflam›fl bir halkt›r. Sonra birbirlerin- den ayr›ld›lar ve 50 y›l boyunca ayr› yaflad›lar. Tekrar bir araya gelmeleri için iki nesil geçmesi gerekiyor. Kültürün de¤iflmesi uzun bir zaman al›r. Yaflad›¤›m›z süre içinde [insanl›k] çok büyük bir de¤iflim geçirmek zorunda kalacak. Bulgaristan’da 1870’ten bu yana neler oldu¤unu bir düflünün. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun bir parças›yken, bugün AB’nin bir parças›. Yaflam tarz›, kültür, siyaset, siyasî özgürlük, yaflam standardlar›, okur-yazarl›k, bütün bunlar aç›s›ndan çok büyük bir de¤iflim. Bu geliflmeler, önümüzdeki 30 y›l içinde gerçekleflecek olanlardan daha önemsiz. Önümüzde büyük de¤iflimler var, ancak bana göre bunlardan en zorlu ikisi, iklim de¤iflimi ve enerji a盤›. Olmayan enerjiyi kullanamazs›n›z, bu kadar basit! Dolay›s›yla, daha az enerji tüketecek flekilde de¤iflece¤iz. Bu dünyan›n, fosil yak›tlar olmadan alt› buçuk veya sekiz milyar insan› kald›rabilmesi mümkün de¤il. Büyük çaplı insan kayıplarına yol açacak mı? Hem evet, hem hay›r. Her y›l insanlar›n bir bölümü zaten ölüyor. Er geç hepimiz ölece¤iz, ancak as›l nokta flu ki dünya nüfusu yeniden azalacak. Bunun ne zaman olaca¤› ilginç bir soru, birçok fleye ba¤l›. Bu, eflitli¤e karfl› tak›n›lan tavra ba¤l›. Herkes için ayn› yaflam standard›n› m› yakalamak istiyorsunuz, yoksa çok az say›da zengin ama çok fazla fakir Doğayı koruma konusunda kendinizi anlatmak için yeni yönteminiz etkileşimli öğrenme mi? Devamı sayfa 21’de 5 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR HABERLER ARNAVUTLUK Komisyon, Vlore referandumunu Aarhus ruhuna aykırı biçimde reddetti Arnavutluk Merkezî Seçim Komisyonu’nun, 150,000 nüfuslu liman flehri Vlora’da bir petrol ve gaz terminali inflas› konusunda referandum talebini 25 Ekim 2007’de reddetmesi, ‹talyan ve Arnavut eylemciler ile bask› gruplar›n› büyük hayâl k›r›kl›¤›na u¤ratt›. Vlora Kent Konseyi geçen Ekim bafl›nda, çevresel kayg›lar ve yurttafl giriflimlerinin itirazlar› sonu- ISABELLE SORG orta ve doğu avrupa cu, Vlora’n›n sadece alt› kilometre kuzeyinde bulunan ve en az terminal kadar tart›flma yaratan bir sanayi ve enerji park›n›n son halkas› olan bu terminalin inflas›n›n durdurulmas›n› onaylam›flt›. La Petrolifera Italo Rumena adl› ‹talyan flirketi, 50 milyon avro de¤erindeki terminalin inflas›n› desteklerken, baz› elektrik santrali projeleri Dünya Bankas› gibi finans kurumlar›ndan destek ald›. Malî kaynak ve anlaflma koflullar›yla ilgili hukukî itirazlar›n incelenmesi ise henüz sonuçlanmad›. Proje karfl›tlar›, La Petrolifera’n›n 2004’te Arnavutluk hükümetinden çok büyük tavizler kopard›¤›n›, bunlardan birinin de 150,000 metrekarelik bir k›y› arazisinin terminal infla etmek üzere bir avro karfl›l›¤›nda sat›lmas› oldu¤unu iddia ediyor. Anlaflma kapsam›nda ayr›ca, 30 y›l sonra arazinin tamamen ‹talyan mal› olmas› ve La Petrolifera’ya Vlora Körfezi’ndeki tek iflletmeci olma hakk›n›n tan›nmas› da bulunuyor. Roma’da bulunan Campagna per la Riforma della Banca Mondiale’den Catarina Amicucci, “Bu anlaflma, Arnavutluk enerji sektöründe yabanc› bir flirketi tekellefltirmekle kalm›yor, ayn› zamanda Vlore Körfezi’nde çevresel veya toplumsal bir hasar olmas› durumunda La Petrolifera’ya tam anlam›yla bir yasal dokunulmazl›k da sa¤l›yor,” diyor. Vlora Körfezi’ni Korumak için Sivil Dayan›flma’dan Gani Mezini, çevre üstündeki olas› etkileri hat›rlat›yor: “Körfez, petrol sanayinin geliflmesinden ve buna ba¤l› yo¤un petrol trafi¤inden onulmaz biçimde zarar görecek. Bizler, araziyi normal rayicinden sat›n almaya ve kirlilikten tamamen ar›nd›r›p ›slah etmeye haz›r›z.” Yat›r›m planlar›, k›y› ekosistemlerinin ve koruma alt›ndaki Narta Lagünü’nün ciddi çevre sorunlar›na maruz kalmas› korkular›n›n yan› s›ra bölgedeki turizm ve bal›kç›l›k sektörlerinin de kayg›lar›n› art›r›yor. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ Yeni GEO-4 raporu büyük tehlikelere dikkat çekiyor Dünya Çevre ve Kalk›nma Komisyonu’nun (Brundtland Komisyonu), büyük yank› yaratan Ortak Gelece¤imiz raporundan yirmi y›l sonra haz›rlad›¤› yeni bir rapor, insanl›¤›n iklim de¤iflimine ve türlerin tükenmesine karfl› mücadele etmedi¤i ve sürekli artan nüfusu besleyemedi¤i takdirde önlenemez bir tehlikeyle karfl› karfl›ya oldu¤una dikkat çekiyor. Birleflmifl Milletler Çevre Program› (UNEP), Ekim 2007’de temel raporlar dizisinin sonuncusu olan Çevreye Küresel Bak›fl: Kalk›nma için çevre (GEO-4) bafll›kl› raporunu yay›mlad›. Yaklafl›k 390 uzman›n haz›rlad›¤› ve dünyan›n her yan›ndan 1,000 kadar uzman›n gözden geçirdi¤i GEO-4, UNEP’in bas›n bültenine göre, “yeryüzü, atmosfer, toprak, su ve biyoçeflitlili¤in durumunu de¤erlendiriyor, 1987’den beri meydana gelen de¤ifliklikleri inceliyor ve öncelikli eylemleri tan›ml›yor.” GEO-4, ‘çevre krizi’, ‘kalk›nma krizi’ ve ‘enerji krizi’nin asl›nda tek bir kriz oldu¤unu; tek bafl›na insan nüfusundaki art›fl›n bile bal›k stoklar›n›n azalmas›na, verimli toprak kayb›na, kaynaklar›n tükenmesine, içme suyunun git gide azalmas›na neden oldu¤unu vurgulay›p; çevre tahribat›n›n geri dönülemeyecek efli¤i geçme tehlikesine dikkat çekerek bir anlamda Brundtland Komisyonu’nun söylediklerini yineliyor. GEO-4, iklim de¤iflimi tehdidinin çok büyük boyutlarda oldu¤unu, yüzy›l›n ortas›na gelmeden sera gazlar›n›n acilen ‘büyük oranda azalt›lmas›’ gerekti¤ini belirtiyor. Rapor ayr›ca, “bugün olanaklar›m›z›n çok üstünde yaflamakta oldu¤umuzu,” söylüyor ve “yeryüzünün biyolojik kapasitesi kifli bafl›na ortalama 15.7 hektar iken, mevcut ayak izimizin kifli bafl›na 21.9 hektar oldu¤una,” dikkat çekiyor. ‹klim de¤iflimi sorununu küresel bir öncelik haline getirmek için siyasî irade ve önderlik gerekti¤i gerçe¤ine karfl›n, rapor, bugün soruna gösterilen ilgiyi “ac›nacak derecede yetersiz,” ve çözüm için at›lan ad›mlar› da “kesinlikle ivedilikten yoksun,” olarak niteliyor. Rapor, her ne kadar, çevresel sorunlar›n insan üstündeki etkisinin teknolojiyle azalt›labilece¤ini söylese de, “teknoloji merkezli kalk›nma modelinin gözden geçirilmesi,” gerekti¤ini de vurguluyor. BM genel sekreter yard›mc›s› ve UNEP icra müdürü Achim Steiner, “GEO-4’ün gerçekten son [uyar›] olmas›n› ümit ediyorum,” diyor. “Yeryüzünün do¤al ve do¤a kökenli kaynaklar›n›n sistemli biçimde yok edilmesi, ekonomilerin gelece¤ini tehdit ediyor ve çocuklar›m›za b›rakt›¤›m›z borç ödenebilir olmaktan ç›k›yor. GEO-4’ün tamam›na, <www.unep.org/geo/geo4> adresinden ulafl›labilir. yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 6 HABERLER AB’den Güncel Haberler REUTERS Böcek ilaçları düzenlemesi sıkılaşıyor SALIMLAR EEA raporu: kirlilik azalmıyor Avrupa Çevre Ajans›’n›n (EEA) 13 Kas›m 2007’de yay›mlad›¤› rapor, Avrupa’n›n, 1997’den beri k›tan›n tamam›nda hava kirlili¤i yaratan maddelerde ciddi bir azalma sa¤lad›¤›n› ancak ozon ve partikülat yo¤unlu¤unun de¤iflmedi¤ini ortaya koydu. EEA’n›n araflt›rmaya iliflkin bas›n bildirisinde üç temel bulguya dikkat çekildi: ‹lk olarak, 1990-2004 döneminde Avrupa’n›n kentsel nüfusunun %43’e varan bir bölümü, AB hava kalitesi s›n›r de¤erinin üstünde PM10 konsantrasyonlar›na maruz kal›rken, bundan en çok Belçika, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, ‹talya’daki Po Ovas›, Lüksemburg, Hollanda, Polonya ve güney ‹spanya etkilendi. Yine ayn› dönemde, Avrupa’n›n kentli nüfusu afl›r› ozon konsantrasyonuna maruz kal›rken, Orta ve Güney Avrupa’n›n genifl k›sm›nda tar›m ürünleri ve ormanlar› da ‘s›n›r/ kritik de¤erlerin’ üstünde ozona maruz kald›. Son olarak, k›ta ölçe¤inde uygulanan hava kalitesi politikalar›n›n etkili olmas› sayesinde, insanlar›n di¤er potansiyel hava kirleticilere maruz kalma oran› kayda de¤er derecede düfltü. Bu düflüfl özellikle, enerji ve ›s› üretimi kaynakl› sülfür dioksit sal›mlar› ile otomobil kaynakl› karbon monoksit ve kurflun sal›mlar›nda görüldü. SALIMLAR Otomobil sanayi, karbon dioksit azaltmada yerinde sayıyor AB ülkelerinde sat›lan yeni otomobillerin karbon dioksit sal›m belgelerine eriflim izni alan Ulafl›m ve Çevre grubu (T&E), bulgular›n› Eylül ay›nda yay›mlad›. T&E’nin analizi, Avrupa Komisyonu’nun, otomobil sanayiinin 2008/9 y›llar›na dek gönüllü olarak 140 gr/km CO2 hedefine do¤ru kaydetti¤i ilerlemeyi inceleyen kendi raporunda kulland›¤› sat›fl rakamlar›na dayan›yor. Bu çal›flmadan önce, komisyonun verdi¤i en güncel resmi veriler 2004’e aitti. Araflt›rmaya göre Avrupal› otomobil üreticilerinin, geçen y›l AB’de toplam sat›fltaki paylar› %81 idi, ancak sal›mlarda sa¤lad›klar› düflüfl ortalama 160 gr/km ile sadece %0.2. T&E araflt›rmac›lar›, bu bulguya dayanarak, otomobil üreticilerinin, 140 gr/km olan gönüllü hedefi çok büyük ihtimalle tutturamayaca¤›n› ileri sürüyor. Üreticilerin, hedefi yakalamak için önümüzdeki iki-üç y›l içinde CO2 sal›m›n› y›lda %5-6 kadar azaltmas› gerekiyor ki, bu oran, geçen senelerdeki oran›n çok üstünde. T&E’nin tahmini do¤ru ç›karsa, Avrupa otomobil sanayi, 2008 y›l› hedefini yaklafl›k 15 gr/km ile kaç›rm›fl olacak. Avrupa Otomobil Üreticileri Derne¤i ACEA, T&E’nin say›lar› üstüne yorum yapmaktan kaç›n›rken, ACEA sözcüsü Sigrid de Vries, ENDS’e yapt›¤› aç›klamada, güvenlik ve hava kalitesine iliflkin yasal düzenlemelerin ‘ters etki’ yaratarak sektörün CO2 sal›mlar›nda daha çok düflüfl sa¤lamas›n› engelledi¤ini, tersine, sal›mlarda 13 gr/km civar›nda bir art›fla neden oldu¤unu öne sürdü. AB Çevre Komitesi, böcek ilaçlar›n›n AB’deki sat›fl›n›n daha kontrollü olmas› için 12 Eylül’de bir oylama yapt›. Birçok çevre gurubu, parlamenterlerdeki bu de¤iflimin, Avrupa Komisyonu’nun önceden yetersiz olan teklifine k›yasla ciddi bir ilerleme oldu¤una inan›yor. Yeni yaklafl›m›n temel unsuru, ülkelerin, komflu ülkelerde mevcut böcek ilac› protokollerini kabul etmek zorunda b›rak›ld›¤› üç-bölgeli çözümü kesin olarak reddetmesi Sa¤l›k ve Çevre Birli¤i’nin böcek ilac› politikalar› sorumlusu Monica Guarinoni, “Bu oylama Avrupa Parlamentosu’nun, böcek ilaçlar›n›n düflük dozda bile olsa insan sa¤l›¤› için bir tehdit oldu¤u yönünde ço¤alan bilimsel kan›tlar› dikkate almaya bafllad›¤›n› gösteriyor,” dedi. Parlamenterler havayolu salımlarına el attı Çevre Komitesi 2 Ekim 2007’de, sal›m üst s›n›r›n› düflürmek ve böylece, Avrupa Komisyonu’nun, havayollar›n› AB’nin karbon Sal›m Ticareti Program›na (ETS) dahil etme tekliflerini desteklemek için bir oylama yapt›. Oylama öncesi, tahsisat›n da¤›l›m› ve üst s›n›r›n kendisi de dahil olmak üzere temel konular üstünde görüfl birli¤ine var›lamad›. Komite, havayollar›na, ETS’ye kat›larak, karbon sal›m› üst s›n›r›n›, 2004-6 dönemindeki ortalama düzeylerinin %75’ine düflürmesini tavsiye etti. %90’l›k bir üst s›n›r öneren raportör Peter Liese, oylamadan sonra, “%75’in teknik aç›dan gerçekçi olmad›¤›n›” ve AB havayollar›n›n rekabet gücünü tehlikeye soktu¤unu öne sürdü. Bu arada AK, üst s›n›r› %100 olarak teklif etmiflti. Parlamenterler, havac›l›k sektörünün 2010 y›l›ndan itibaren ETS’ye kat›lmas› talebini sürdürürken sektördeki flirketler oylamay› ciddiye almad›. AB, biyolojik yakıtları umursamıyor Eylül ay›nda tar›msal (ya da biyolojik) yak›tlar›n zararlar›yla ilgili uyar›lar yay›mlayan Yeryüzü Dostlar› - Avrupa (FoEE), AB’yi, görünen tehlikeleri daha fazla dikkate almaya ça¤›r›yor. Daha önce OECD de, biyo-yak›tlar›n çevreye; benzin ve dizelden daha zararl› olabilece¤i ve g›da fiyatlar›nda art›fla yol açabilece¤i yönündeki kayg›lar›n› ifade etmiflti. Dünya Toprak Birli¤i de, geçen A¤ustos’ta Science’ta yer alan ve AB’nin 2020 y›l›na kadar benzin ve dizel ihtiyac›n›n %10’unu biyo-yak›tlarla karfl›lama hedefinin, asl›nda karbon sal›mlar›n› azaltmayaca¤› görüflüyle tart›flmaya kat›ld›. En karamsar de¤erlendirme ise Birleflmifl Milletler’den geldi. BM, Nisan’da yapt›¤› uyar›da, biyo-yak›tlara genifl çapl› bir geçiflin baflta dünyadaki yoksullara ve çal›flt›klar› topraklara sahip olmayan çiftçilere büyük zarar verece¤ini belirtmiflti. BM’nin en kötü öngörüsüne göre, biyo-yak›t tar›m›, toprak mülkiyetinin tekelleflmesine, yoksul çiftçilerin ellerindeki küçük topraklar› da yitirmesine ve daha da yoksullaflmas›na yol açabilecek. Dimas’tan değiştirilmiş mısıra yasak çağrısı Avrupa Komisyonu’nun Çevreden Sorumlu Vekili Stavros Dimas’›n 25 Ekim’de geneti¤i de¤ifltirilmifl (GD) iki m›s›r varyetesinin AB’de yasaklanmas› ça¤r›s›, yeflil gruplarca desteklendi. Öneri, her iki m›s›r türünün çevreye zarar verece¤ine dair bilimsel bulgulara dayan›yor. Syngenta’n›n Bt11’i ve Pioneer Dow’un 1507’si, belli zararl›lar için zehirli olan Bt toksinini üretecek flekilde tasarlanm›fl; ancak araflt›rma sonuçlar›, ayn› ürünlerin baz› kelebek türlerini de zehirlemesi ve uzun vadede topra¤a zarar vermesi endiflelerini art›r›yor. Baz› araflt›rmalar, Bt m›s›r›n›n, daha büyük ve öngörülemeyecek baflka etkilerinin de olabilece¤ini gösteriyor. Bu yüzden de yeflil gruplar, AB’nin tar›m ürünleri için mevcut risk de¤erlendirme prosedürünün yetersiz oldu¤unu ileri sürüyor. 7 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR HABERLER Türkiye’den kısa kısa Hükümetin 2008 program›n›n hedefleri belirlendi. Buna göre, çevre mevzuat›n›n AB çevre müktesebat› ile uyumlaflt›r›lmas› için Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n denetim kapasitesi art›r›lacak. Bu kapsamda, “Gürültü Yönetimi Alan›nda Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n Kapasitesinin Güçlendirilmesi,” gibi projeler yürütülecek. Bakanl›k ve ilgili kurumlarda altyap›n›n yan› s›ra çevresel bilgiye eriflim projeleri tamamlanacak. Temiz üretim projesi kapsam›nda, dönüfltürülebilen ve tekrar kullan›labilen kimyasal hammaddelerin kullan›ld›¤› temiz üretimin yayg›nlaflt›r›lmas› için kurulacak merkezin yasal çerçevesi belirlenecek. Program kapsam›nda iklim de¤iflimiyle mücadelede Türkiye’nin özel durumuna uygun önlemler gelifltirilmesi için çal›flmalar yap›lacak ve “Ulusal ‹klim De¤iflikli¤i Çal›flmalar›n›n Güçlendirilmesi Projesi” yürütülecek, <www.cevreorman.gov.tr> Enerjide beş yıllık plan Devlet Planlama Teflkilat›’n›n (DPT) 20082012 y›llar›n› kapsayan befl y›ll›k eylem plan› tasla¤› ilgili bakanl›klar›n görüflüne sunuldu. Eylem plan›n›n enerji aya¤›nda, elektrikte arz güvenli¤i art›r›lacak, yenilenebilir kaynaklar azamî flekilde kullan›lacak, üretimde ithalata ba¤›ml›l›k azalt›lacak, bölge ülkeleriyle elektrik ticareti gelifltirilecek, verimlilik art›r›lacak ve elektrikte kay›p kaçak oranlar› indirilecek, Köylerin Altyap›s›n›n Desteklenmesi (KÖYDES) projesiyle köylerin elektrik altyap›s› tamamlanacak. Önceki cumhurbaflkan›n›n, baz› maddelerinin yeniden görüflülmesi talebiyle TBMM’ye iade etti¤i “Nükleer Güç Santrallar›n›n Kurulmas› ve ‹flletilmesi ile Enerji Sat›fl›na ‹liflkin 5710 say›l› Kanun” da Cumhurbaflkan› Gül taraf›ndan Kas›m’da onayland›. Yasaya göre, 2010-2020 döneminde kurulu gücü 5,000 MW olan üç nükleer santral kurulacak. <www.enerji.gov.tr/ mevzuat/5710.doc> Önemli bitkilere gönüllü ağ Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i (DHKD), Türkiye’nin yaklafl›k %15’ini oluflturan Önemli Bitki Alanlar›’n›n (ÖBA) korunmas› için genifl bir iletiflim a¤› oluflturmak üzere tasarlad›¤› ÖBANET Projesi’nin tan›t›m toplant›s› 16 Ocak’ta ‹stanbul’da yap›ld›. Önemli Bitki Alanlar›’n› korumak amac›yla temeli at›lan iletiflim a¤›; kamu kurulufllar›, yerel STK’lar, özel sektör ve gönüllülerden oluflacak. Hollanda D›fliflleri Bakanl›¤› MATRA Program›’n›n destekledi¤i proje kapsam›nda, Türkiye’deki 144 ÖBA aras›ndan seçilen dokuz pilot bölgede bir iletiflim a¤› kurulacak. ÖBANET projesi ile, ÖBA’larla ilgili tan›t›m, bilgi paylafl›m› ve fark›ndal›k yarat›lmas›na yönelik çal›flmalar da, önce pilot bölgelerde bafllayacak ve farkl› bölgelerde sürecek. <www.dhkd.org/18.htm#51> yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 8 TARİHİN VE BUGÜNÜN RENKLERİ: Hasankeyf sakinleri ve çevrecilerin eylemleri, korunmak istenen tarihin renklerini de simgeliyor. BATMAN ÇAĞDAŞ GAZETESİ Çevrede 2008 hedefleri K Ü LT Ü R E L M İ R A S Ilısu Barajı projesi başlıyor GAP’›n önemli projelerinden Il›su Baraj›’n›n anlaflmas›, DS‹ Genel Müdürlü¤ü ile Almanya, ‹sviçre ve Avusturya’dan oluflan Il›su Konsorsiyumu aras›nda imzaland›. Proje için gereken 1.2 milyar avroluk kredi, Avusturya Vatech-Finance GmbH önderli¤indeki bir grup banka taraf›ndan karfl›lanacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Hilmi Güler, “Hasankeyf’in keyfini kaç›rmayaca¤›z” aç›klamas›n› yaparken, baraj, tarihî ve kültürel varl›klar› kaplayaca¤› için elefltiriliyor. Hasankeyf halk›na göre, barajla birlikte su alt›nda kalan sadece tarih olmayacak. Baraj, turizmi bitirecek ve iflsizli¤i art›racak; baraj karfl›t› sivil toplum örgütleriyle yerel yöneticiler, göçün de artaca¤›n› savunuyor. Il›su Baraj› Dicle Nehri üstünde, Suriye s›n›r›na yaklafl›k 45 km mesafede infla edilecek. DS‹ Genel Müdür Vekili Haydar Koçaker’in verdi¤i bilgiye göre, yedi y›lda tamamlanacak proje kapsam›nda, baraj gölünde yaklafl›k 11 milyar metreküp su depolanacak ve her biri 200 megawat gücünde alt› üniteden oluflan santral ile y›lda ortalama 3.8 milyar kilowat saat enerji üretilecek. Ulusal ekonomiye 300 milyon dolar, bölge ekonomisine ise 150 milyon dolar katk› sa¤lanacak. NÜKLEER ENERJİ Nükleer yasası yürürlükte Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün 20 Kas›m 2007’de onaylad›¤› 5654 say›l› Nükleer Güç Santrallerinin Kurulmas› ve ‹flletilmesi ile Enerji Sat›fl›na ‹liflkin Kanun 21 Kas›m 2007’de Resmi Gazete’de yay›mlanarak yürürlü¤e girdi. Yasa tasar›s› daha önce 59. hükümet döneminde Meclis’ten geçmifl ancak dönemin Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer taraf›ndan 5, 6, ve 7. maddeleri tekrar görüflülmek üzere TBMM’ye iade edilmiflti. Enerji Komisyonu’nda tekrar ele al›nan yeni yasa tasar›s›nda yap›lan de¤iflikliklerle, daha önce verilen hazine deste¤i azalt›l›rken, özel sektörün santral yap›m› yat›r›m› yapmas› için teflvi¤e yer verildi. Yasay›, ‘tarihi bir ad›m’ olarak yorumlayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan› Hilmi Güler, “En önemli ad›m› att›k, art›k Türkiye de nükleer teknoloji sahibi olacak ve bunu tar›mdan sa¤l›¤a birçok alanda kullanacak,” aç›klamas›n› yapt›. Nükleer Enerji’nin güvenli olmad›¤› görüflüyle, nükleer güç santrallerinin kurulmas›na tepki gösteren çevre örgütlerinden Greenpeace sözcüsü Yeflim Aslan ise, “Nükleer enerji, eski, pahal› ve geri kalm›fl bir teknoloji. Biz nükleer enerji için ayr›lan kayna¤›n daha temiz, güvenli olan yenilenebilir enerji için kullan›lmas› gerekti¤ini savunuyoruz. 2000 y›l› Birleflmifl Milletler ‹klim Görüflmelerinde dünya, nükleer enerjiyi, kirli, tehlikeli ve yarars›z olarak tan›mlad›,” dedi HABERLER türkiye DOĞAL ALANLAR 2B tekrar gündemde MADENCİLİK Kaz Dağları’nda tepki sürüyor Kaz Da¤lar›’nda maden arama çal›flmalar›na tepkiler sürüyor. Madenciler ile yöre halk›n› ve STK’lar› karfl› karfl›ya getiren çal›flmalar›n en yo¤un oldu¤u yer Bayramiç. Yöre halk›, sular› bulan›k akmaya bafllay›ncaya kadar flirketlerin ne yapt›¤›n› tam olarak bilmediklerini belirtiyor ve “bu da¤lar›, suyumuzu yok etmelerine izin vermeyiz,” diyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Kenan Kaynafl’a göre, maden iflletmecili¤inin bafllamas› durumunda 2.5 milyar ton kayac› ifllemek için 400,000 ton siyanür kullan›lacak ve 2.6 milyon dönüm orman alan› olumsuz etkilenecek, su kaynaklar›n›n tamam› kirlenecek. Maden arama çal›flmalar›na en büyük tepki sivil örgütlerden geliyor. Greenpeace’ten Asl›han Tümer, ormanlar yok olaca¤› ve siyanür çevreye zarar verece¤i için çal›flmalar›n hemen durdurulmas›n› istediklerini belirtiyor. Enerji Bakan› Hilmi Güler görüfllerini, “Engellerle karfl›laflsak da, bunlara ald›rmayarak Türkiye’nin zenginliklerini ekonomiye kazand›rmak için çal›flmalar› sürdürece¤iz,” sözleriyle ifade ederken, köylüler ise kefen giyerek, “Siyanürlü alt›n istemiyoruz,” yaz›l› pankartlarla tepkilerini gösteriyor. Yöre halk› ve sivil toplum kurulufllar›n›n hedefi, Kaz Da¤lar›’n›n millî park, bölgenin ise özel çevre koruma alan› ilân edilmesi. BUĞDAY DERNEĞİ HAYAT MI, ALTIN MI?: Bölge sakinlerinin sloganı, taleplerini çarpıcı biçimde özetliyor. Çevre kurulufllar›n›n tepkisini çeken ve k›saca 2B olarak bilinen ‘orman vasf›n› yitirmifl arazilerin sat›fl›’ yeniden gündemde. 10. Cumhurbaflkan› Sezer taraf›ndan veto edilen ve Anayasa Mahkemesi’nin baz› maddelerini iptâl etti¤i yasa tasar›s› için teknik çal›flmalar sürüyor. Hükümet, Çevre ve Orman Bakan› Veysel Ero¤lu’nun yeni tasar›s›n› bu kez hayata geçirmeyi planl›yor. Adalet Bakan› Mehmet Ali fiahin, bu sorunu çözmek istediklerini, bakanl›¤›n›n hukukçular›n›n da bu çal›flmaya destek verece¤ini söyledi. 2B arazilerinin sat›fl›na kesinlikle karfl› ç›kan TEMA Vakf›, web sitesinde, “Hepimizin gelece¤ini etkileyen orman do¤al varl›¤›m›z›n tehlikede oldu¤unu görüyor ve bunun önlenmesinde bizlerin karar›na da ihtiyaç oldu¤unu düflünüyoruz,” aç›klamas›yla bir imza kampanyas› bafllatt›. Kampanyada, Mart 2008 itibar›yla 916,958 imza bulunuyor. Orman vasf›n› yitirmifl araziler için sat›fl d›fl› bir çözüm bulunmas› ça¤r›s› yapan TEMA, yetkilileri, sundu¤u tespit ve çözüm seçeneklerini dikkate almaya davet etti. 60. hükümet döneminde Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan yap›lan çal›flma ile Türkiye’de 473,419 hektar orman vasf›n› yitirmifl arazi tespit edilmiflti. 2B alanlar›n›n en büyük bölümü 45,548 hektarla Antalya’da bulunuyor. 39,287 hektarla Mersin ikinci; 34,887 hektarla da Bal›kesir üçüncü s›rada yer al›yor. 2B statüsündeki alanlar›n 22,233 hektarl›k k›sm›nda yerleflim yerleri bulunuyor. Ayr›ca, yeni Tapu ve Kadastro kanun tasar›s›na göre, orman vasf›n› yitirip 2B kapsam›na giren arazilerde zilyetlik hakk› da ortadan kalk›yor. Hesaplara göre, 2B sat›fllar›n›n gerçekleflmesiyle 25 milyar dolar gelir elde edilecek. S Ü R D Ü R Ü L E B İ L İ R YA Ş A M Sürdürülebilirlik için Taşkışla Toplantıları 4-10 Ekim 2007 aras›nda ODTÜ’de düzenlenen Uluslararas› Sürdürülebilir Yaflam Çal›fltay›’na ‹stanbul’dan kat›lan bir grup, gönüllü olarak ‘artç›’ toplant›lar düzenliyor. Sürdürülebilirlik kavram›n› herkesin gündemine tafl›may› amaçlayan ‘Sürdürülebilirlik ‹çin Taflk›flla Toplant›lar›’ çerçevesinde, ‹TÜ Taflk›flla binas›nda, 29 Kas›m-28 Aral›k 2007 aras›nda toplam 11 buluflma gerçekleflti. Sürdürülebilirlik kavram›n›n ve birbiri ile iliflkisi olan ekolojik, toplumsal ve ekonomik sistemlerin anlafl›labilmesi için bütüncül bir bak›fl gerekti¤ini vurgulayan konuflmac›lar, farkl› konulardaki sunumlar›yla, fark›ndal›k yaratmaya ve art›rmaya çal›flt›. ‹TÜ’den Yrd. Doç. Dr. Yüksel Demir’in deste¤iyle gerçekleflen toplant›lar›n bir amac› da, küresel iklim de¤iflimi ve do¤al kaynak tüketiminde büyük pay sahibi olan yap› sanayiinin gelecekteki üyeleri olan mimarl›k ö¤rencilerine hitap edebilmekti. ‹TÜ d›fl›ndan, farkl› sektörlerden kiflilerin de izledi¤i toplant›larda; yaflam› sürdürebilmek için muhafaza etmek, bar›fl ve adalet, uygun ekonomik kalk›nma ve demokrasi gibi kavramlar›n anlafl›lmas› gerekti¤ine de¤inildi. Ayr›ca, beslenmeden tüketim al›flkanl›klar›na dek, sürdürülebilirlik konusunda bireyin sorumluluklar› vurguland›. Mimar adaylar›n›n meslekî konular› olan do¤aya uyumlu mimari, yeflil binalarda sertifika sistemleri, yap›larda yaflam döngüsü yaklafl›m› gibi sunumlar›n yan› s›ra; gezegenimize felsefî bir bak›fl, permakültür tasar›m›, do¤al yöntemlerle at›k sular›n temizlenmesi ve ya¤mur sular›n›n toplan›p de¤erlendirilmesine dair sunumlar yap›ld›; yaflam biçimini de¤ifltirmenin gereklili¤ine de¤inildi. Farkl› ortamlarda benzer toplant› ve etkinliklerin gerçeklefltirilmesi amac›yla bir araya gelen kat›l›mc›lar›n bir bölümü Sürdürülebilir Yaflam Kolektifi ad› ile faaliyetlerine devam ediyor. <[email protected]> 9 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR MERCEK | avrupa birliği Bugün karşımıza çıkan, düşük karbonlu bir ekonomi yaratma fırsatını kaçırmak, bedeli gelecek kuşaklara yüklenecek pahalı bir hata olur Orta ve Doğu Avrupa’nın iklim değişikliği fırsatı B Tom Burke, Chris Littlecott ve Nick Mabey ugün, Avrupa’n›n gelece¤ine dair bir dönüm noktas›nday›z; verilecek do¤ru kararlar, temiz teknolojilere ve ak›ll› bir altyap›ya on y›llar sürebilecek bir yat›r›m›n kap›s›n› açabilir. Bu da, bütün Avrupa’da milyonlarca nitelikli ifl imkân› yaratabilir, yeni ve kapsay›c› bir toplumsal sözleflmenin temellerini atabilir. Bu yeni bir ‘yeflil sanayi devrimi’nin do¤rudan geliflimi için bulunmaz bir f›rsat. Orta ve Do¤u Avrupa’daki üye ülkelerin yurttafllar› bu f›rsattan muhakkak yararlanmak istiyor ancak kendilerini yönetenlerin geçmiflten çok gelece¤e bakmas›n› nas›l sa¤layabilirler? Çevre kurulufllar›n›n ve sivil toplum örgütlerinin çabalar›, yurttafllar›n bunu gerçeklefltirmesini sa¤layabilir ve ifle AB Bütçe Da¤erlendirme çal›flmalar›ndaki f›rsatlara odaklanarak bafllayabilirler. ‹klim de¤iflimine yönelik giriflimler için gerekli siyasî ortam son üç y›lda iyileflirken, ekonomik büyümedeki iyileflme bunun için gerekli güveni biraz olsun tazeledi. Özellikle Avrupa Komisyonu (AK), d›fla dönük ve gelece¤e odakl› bir Avrupa projesinin önemini kavrad›. Komisyon, çevrenin Avrupal›lar’› birbirine ba¤layan temel bir mesele oldu¤unu isabetle tespit etti. ‹ngiltere eski baflbakan› Blair, Alman baflbakan› Merkel ve Komisyon baflkan› Barosso’nun kararl› önderli¤i iklim ve enerji konular›ndaki iddial› hedefler üstünde mutabakat sa¤lanmas›n› kolaylaflt›rd›. Ancak kuflkusuz, siyasetçiler için ifl, siyasî gündemi belirlemekle bitmiyor, bir baflka güçlük de bu hedeflere ulaflmak için izlenmesi gereken yol. Avrupa ise bugün farkl› bir aflamada. ‹klim de¤iflimi sorunuyla bafl edebilme yetisi, hem meflruiyetinin hem de pratik de¤erinin as›l s›nav›n› oluflturuyor. Bugün verilecek kararlar, bütün Avrupa’n›n gelece¤ini flekillendirecek ve onun dünyadaki yerini belirleyecek. Bölge ülkelerinin önündeki zorluklar Ocak 2008 itibar›yla Bulgaristan ve Romanya AB üyeliklerinin birinci y›l›n› kutluyor. Bölgedeki komflular›, üyeliklerinin dördüncü y›l›n› dolduraca¤›ndan ‘yeni üye’ unvanlar› muhtemelen düflüyeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 10 yor. Slovenya, AB dönem baflkanl›¤›n› devral›yor. Genifl aç›dan bak›ld›¤›nda, AB’nin üye say›s›n› önce 25’e sonra 27’ye ç›kararak genifllemesi büyük bir baflar› olarak de¤erlendirilebilir. Refah yavafl yavafl artarken, her ne kadar aile yaflam›n›n de¤iflen biçimleri sonucunda toplumsal güven bazen azalsa da, ekonomik güven de bu art›fltan pay›n› ald›. Benzer biçimde, bölge ülkeleri de AB siyasetine yeni bir boyut kazand›rd›. Yeni üyeler, co¤rafî konumlar› ve tarihî deneyimleri sayesinde, Avrupa’n›n dünyadaki rolüne iliflkin projeyle, ülke içinde güvenlik ve refah›n korunmas›n›n asl›nda ayn› madalyonun iki yüzü oldu¤unu çabucak kavrad›. Bu ülkeler, istikrars›z bir dünyada, çevre mültecilerinin ve ekonomik göçmenlerin s›¤›naca¤› s›n›r bölgeler olduklar›n›n da fark›nda. Enerji kaynaklar›n›n güvenli¤ini sa¤lamaktan tüm dünyada demokrasiyi desteklemeye dek birçok konuda, zor kazan›lm›fl özgürlük deneyimlerinin de ayn› flekilde fark›na vard›lar. Bugün, bu ülkeler belki de en zor s›navlar›n› vermek üzere: AB içinde bir geçifl statüsü. Çünkü önümüzdeki iki y›lda, sadece, yak›n geçmiflte de sorun olan, AB’nin kendi içindeki kurumsal tart›flmalar›n sona ermesi de¤il, ayn› zamanda iklim de¤iflimi konusunda küresel bir anlaflman›n ve yepyeni bir AB bütçesinin temellerinin at›lmas› da bekleniyor. Bütün bu süreçler boyunca, Orta ve Do¤u Avrupa’daki üye ülkelerin tavr› ve siyasî önderli¤i, de¤erlerini gelece¤e tafl›yabilen bir AB için hayatî önemde olacak. Can al›c› soru flu: bölge önderleri f›rsat siyaseti mant›¤›yla hareket edip AB hareketinde bir dinamo ifllevi mi görecek, yoksa yoksulluk siyasetine do¤ru geri ad›m m› atacak? ‹lk seçenek, ekonomik modernleflme ve çevresel sürdürülebilirlik için mevcut kolaylaflt›r›c› f›rsatlar› azamî ölçüde art›rmak iken; di¤er seçenek, bölgenin yeni teknolojiler konusunda Çin ve Hindistan’›n gerisinde kalmas› riskini tafl›yor. fiu an belirtiler kar›fl›k. Yoksulluk siyaseti K›sa süre önce bafllayan AB Bütçe ‹zleme çal›flmalar›, AB’nin 2013 ve sonra- s›nda paras›n› harcama fleklini saptamay› amaçl›yor. Bütçe siyasetinin karmafl›kl›¤› düflünülürse, herhangi yeni bir yaklafl›m›n 2020’den önce tam anlam›yla hayata geçirilemeyebilece¤i söylenebilir. ‹zleme çal›flmalar›, paray› en kolay yoldan da¤›tmak yerine, AB kaynaklar›n›n üye ülkeler taraf›ndan en iyi flekilde kullan›ld›¤› bir katma de¤er yaratmay› amaçl›yor. AB kaynaklar›n›n, ekonomik ve toplumsal hedeflere ulaflma yolunda verimli kullan›lmas› da amaçlardan biri. Ortak Tar›m Politikas› ve Yap›sal Fonlar’dan al›nan AB desteklerinin tahsisinde fleffafl›¤› art›rmaya yönelik yeni kararlar; bu tahsisat›n daha s›k› izlenmesini amaçlayan ve sonuçta Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerine sa¤lanan fonlar›n azalt›laca¤› endiflelerini do¤uran bariz giriflimlerdi. AB ayn› zamanda, 2020’ye kadar karbon sal›mlar›nda %30’a varan bir azalma sa¤lamak, enerji verimlili¤i ve yenilenebilir kaynaklarda %20’ hedefine ulaflmak için yeni politikalar da gelifltiriyor. Karbon tutma ve depolama (CCS) teknolojisi için bir dizi örnek tesisi hizmete sokmak da AB’nin yeni planlar› aras›nda. Ancak bölge ülkeleri, bu müzakereleri sürdürmek yerine, Avrupa Komisyonu’nun karbon sal›mlar›na iliflkin Ulusal Tahsis Planlar›’na; çok kat› ve çok pahal› olduklar› gerekçesiyle yasal engeller ve protestolarla karfl›l›k verdi. Bu mevcut savunmac› yaklafl›m› benimsemek, ‘yoksulluk’ mazeretine s›¤›nmak demek. Bu, o zaman›n yeni üyelerinin de kulland›¤› eski bir taktik, ancak ‹rlanda, ‹spanya ve di¤erlerinin h›zla sa¤lad›¤› baflar›, bu takti¤in, uzun süreli fon sa¤lamay› meflrulaflt›rma gücünü büyük ölçüde yitirdi¤ini gösteriyor. Bu durum, önümüzdeki 13 y›l boyunca bu mazeretin arkas›na saklanma e¤ilimindeki birçok (hepsi de¤il) Orta ve Do¤u Avrupa ülkesi için geçerli. Son zamanlarda büyümede görülen art›fl ve AB üyeli¤inin beraberinde getirdi¤i genel ekonomik yararlara bak›ld›¤›nda, bölgenin daha olumlu bir yaklafl›m benimsemesi için do¤ru zamanday›z. fiu noktada çok net olmak gerekiyor: bölge ülkeleri modernleflmeyi sürdürdükçe AB’den önemli ölçüde maddî destek almay› hak ediyor; buna flüphe yok. As›l düflündüren nokta, fonun hangi alanlara avrupa birliği | M E R C E K odaklanmas› gerekti¤i. Çünkü AB’nin temel katma de¤er faaliyetlerine odaklanm›fl yepyeni bir bütçeye; dolay›s›yla as›l yat›r›mlar›n enerji ve iklim alanlar›nda yap›lmas›n› AB’nin temeline oturtmaya verilecek destek, bölgeye çok daha fazlas›n› kazand›racak. Böyle bir bütçe, bölge önderlerine, yeni bir temiz enerji ekonomisi için yat›r›m yapma f›rsat›n› verecek; oysa böyle bir ekonominin, 1980’lerin sorunlar›na göre tasarlanm›fl bir AB bütçesi çerçevesinde gerçekleflmesi imkâns›zd›. Fırsat siyaseti Düflük karbon ekonomisine geçifl, altyap›y›, sanayiyi, yap› kapitalini ve enerji üretimini modernlefltirmek için yakalayabilece¤imiz en iyi f›rsat. Bu geçiflin, Avrupa’da milyonlarca yeni ve sürekli ifl imkân› yaratma, enerji güvenli¤ini art›rma ve düflük karbonlu, insan dostu kentlerin yeniden do¤uflunu sa¤lama ihtimali yüksek. Fosil yak›tlara dayal› mevcut yat›r›mlar, yeni ve düflük karbonlu de¤erler yaratmak yerine, günümüz genç kuflaklar›n›n omuzlar›na a¤›r bedeller yüklemeyi sürdürdü¤ü için bu de¤iflimlerin flimdi yap›lmas› çok önemli. Bölge ülkeleri, bu de¤iflimden azamî fayday› sa¤layabilir. Enerji verimlili¤inde sa¤lanan büyük ilerlemeler, karbon ticaretinden maddî kazanç sa¤laman›n yan› s›ra, enerji güvenli¤ini art›racak ve ticaret dengesini de iyilefltirecek. Bölge toplumlar›, bütün Avrupa’da ve d›fl›nda, düflük karbonlu yeni ürün ve hizmetlerin baflar›yla gelifltirilmesi, uygulanmas› ve tedarikinde büyük önem tafl›yan teknik, bilimsel ve s›naî beceriye sahip. Tüm bu hedeflerin gerçekleflmesi için en önemli unsur, hem kamu sektörünün hem de özel kaynaklar›n yapaca¤› etkin yat›r›mlar. Orta ve Do¤u Avrupa’n›n önderleri, AB Bütçe Reformu’nda olumlu bir tav›r tak›narak, enerji ve iklim konular›nda koflullar›n gitgide zorlaflt›¤› bir zamanda düflük karbonlu ekonomiler için gerekli olan fonlar› elde edebilir. AB paras› bu flekilde kullan›ld›¤›nda; iklimle uyumlu elektrik üretimi, düflük karbonlu ulafl›m sistemleri, ev ve iflyerlerindeki enerji verimlili¤inde art›fl ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin yayg›nlaflmas›n› da sa¤layabilir. Böyle bir yaklafl›m, birçok siyasî sorunu da çözebilir. Bu da, AB’nin var olufl sebebini ve katma de¤erini gösterir; ve ekonomilerin, enerji fiyatlar›ndaki floklara ve enerji ihracatç›lar›n›n siyasî nüfuzlar›na karfl› zaaflar›n› da azalt›r. Ayr›ca bu yaklafl›m, iklim hedeflerine ulafl›lmas›, istihdam ve rekabet gücü hedeflerinin tutturulmas› aç›s›ndan da önemli bir ad›m olabilece¤i gibi; AB’nin iklim de¤iflimi konusundaki önderlik kapasitesini de güçlendirir. Son olarak, AB ülkelerinde ve d›fl›nda, refah›n ve yaflam kalitesinin artmas› için de temel bir etken olabilir. Q Bu makale, E3G’nin, Dünyada Avrupa: Güvenlik ve refah için siyasî tercihler bafll›kl› belgesinden yararlanarak yaz›lm›flt›r. PARLAK FİKİR: Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barosso, Brüksel’deki bir basın toplantısında 27 ülkelik bloğun ortak enerji politikası hakkında konuşma yapıyor. (altta) SLOVENYA’YA DURMAK YOK: Yeni AB üyeleri arasında avroyu resmi para birimi kabul eden ilk başkent olan Ljubljiana’da insanlar yeni yılı eğlenerek karşılıyor. MERCEK | doğa koruma Camili havzasını yüzyıllar boyunca koruyan Camili halkı, şimdi Küresel Çevre Fonu desteği ile örnek bir yönetişim mekanizmasına katkıda bulunuyor. Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi Artvin, Camili B Çiğdem Adem, Ebru Gürsan Fotoğraflar: Çiğdem Adem ilindi¤i gibi Artvin Camili havzas› 29 Haziran 2005’te Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi ilân edildi. Ancak, o tarihten bu yana üç y›la yak›n zaman geçse de, biyosfer rezervi Türkiye için görece yeni bir kavram. Ne oldu¤u, ne anlama geldi¤i yeni yeni duyuluyor, ö¤reniliyor Biyosfer, yaflam› destekleyen kara parças›, su ve atmosferin tümüne verilen isim. ‹lk olarak 1974’te ortaya at›lan biyosfer rezervi kavram› ise, 1995’te gözden geçirildi. Biyosfer rezervleri, uluslararas› önem tafl›yan ve Birleflmifl Milletler E¤itim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun (UNESCO) ‹nsan ve Biyosfer Program› (MAB) kapsam›ndaki karasal ve/ veya k›y› ekosistemlerine sahip alanlard›r. Biyosfer rezervleri biyolojik çeflitlili¤in korunmas› ile, kalk›nma ve kültürel de¤erlerin devaml›l›¤› aras›ndaki çat›flmalar›n sürdürülebilir çözümü için gelifltirilmifl bir yaklafl›md›r. Biyosfer rezervleri koruma ile birlikte alan kullan›mlar›n› da dikkate al›r; ikisi aras›nda sürdürülebilirlik ilkelerine uyumlu bir iliflki kurarak bölgesel kalk›nmay› gerçeklefltirmeyi amaçlar. Biyosfer rezervlerinin işlevleri Biyosfer rezervlerinin koruma, kalk›nma ve lojistik olarak üç temel ifllevi vard›r. Koruma, genetik varyasyonlar›n, türlerin, ekosistemlerin ve peyzajlar›n korunmas›na katk›da bulunmay› amaçlar. Kalk›nma, odak noktas› alanda yaflayan halk olmak üzere, ekonomik kalk›nmay› ve befleri geliflimi, sosyo-kültürel ve ekolojik bak›mdan sürdürülebilir flekilde desteklemek fleklinde özetlenebilir. Lojistik ifllev ise, yerel, ulusal ve küresel ölçekte do¤a koruyeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 12 ma ve kalk›nma çabalar›na dönük bilimsel araflt›rma, izleme, e¤itim ve bilgi de¤iflimini desteklemek olarak tan›mlan›r. Biyosfer rezervinin özellikleri Bir biyosfer rezervi mutlak koruma zonu, tampon zon ve geçifl zonu/ geliflme zonu olmak üzere üç zondan meydana gelir. Bunlardan yaln›zca mutlak koruma zonunun yasal olarak koruma alt›na al›nmas› gerekir. Dünyadaki birçok biyosfer rezervi milli park, dünya miras alanlar›, Ramsar alanlar› gibi di¤er yasalarla koruma alt›na al›nm›fl alanlar› da içine al›r. Camili biyosfer rezervinde bulunan Efeler ve Golgit Tabiat› Koruma Alanlar› mutlak koruma zonu içinde yer al›yor. Biyosfer rezervi kavram›n›n Dünya Do¤ay› Koruma Birli¤i (IUCN) koruma kategorileriyle birleflmesi ise Biyolojik Çeflitlilik Sözleflmesi’nin uygulanmas›nda ve bölgesel korumada güçlü bir araç sa¤l›yor. Biyosfer rezervi yaklafl›m› ekolojiyi ekonomiyle, sosyolojiyi siyaset bilimiyle harmanlar. ‹nsan ve Biyosfer Program› (MAB), disiplinleraras› bir araflt›rma ve kapasite gelifltirme önerir. Örnek korunan alanlar oluflturmay› hedefler. En önemlisi de yerel halk›n, alan›n yönetimine ve al›nan kararlara çeflitli komiteler yoluyla kat›l›m›n›n sa¤lanmas› ve bunun teflvik edilmesidir. Dünyada, 102 ülkede 507 biyosfer rezervi bulunuyor. En çok biyosfer rezervi bulunan ülkeler, 47 rezervle ABD, 38 rezervle Rusya Federasyonu, 37 rezervle ‹spanya ve 26 rezervle Çin Halk Cumhuriyeti’dir. Dünyadaki ilk biyosfer rezervleri ise 1976’da Kongo, ‹ran, Karada¤, Polonya, Tayland, ‹ngiltere, Uruguay ve ABD’de ilân edilmifltir. ABD’de ilân edilen ilk biyosfer rezervlerinden biri de, dünyan›n ilk milli park› (1872) olan Yellowstone’dur. Ayr›ca, yedi adet s›n›raflan biyosfer rezervi, çevre yönetiflimi aç›s›ndan önemli f›rsatlar sunmaktad›r. Biyosfer rezervinin yararları Biyosfer rezervleri: G Yurttafllar ve kamu kurumlar› aras›nda çevre ve sürdürülebilir kalk›nma konular›nda bilinçlenmeyi art›r›r. G Örnek alan veya ‘ö¤renme noktas›’ ifllevi görerek koruma ve sürdürülebilir kalk›nma konular›nda, di¤er korunan alanlarda da kullan›labilir yaklafl›mlar› araflt›r›r ve uygular. G Ülkelerin, Yerel Gündem 21, Biyolojik Çeflitlilik Sözleflmesi, Birleflmifl Milletler Sürdürülebilir Kalk›nma E¤itimi On Y›l› ve Bin Y›l Kalk›nma Hedefleri amaçlar›n› uygulama araçlar›ndan biridir. G Ulusal s›n›rlar› aflan, büyük do¤al alanlarda, s›n›raflan biyosfer rezervleri oluflturulmas›na olanak verir. Bu, ilgili ülkelerin kat›l›m›yla olabilir ve uzun dönem iflbirli¤i çabalar›n›n belirtisidir. Dünya Biyosfer Rezervleri Ağı ‹nsan ve Biyosfer Program› (MAB), 1970’lerin bafl›nda oluflturuldu. MAB, Dünya Biyosfer Rezervleri A¤›’n›, bilgi paylafl›m›, araflt›rma ve izleme, e¤itim ve kat›l›mc› karar alma arac› olarak görmektedir. Dünya Biyosfer Rezervleri A¤› ise: G Biyolojik çeflitlilik kayb›n› azaltmay›; G Geçim kaynaklar›n› gelifltirmeyi; G Çevresel sürdürülebilirli¤i sa¤lamak için toplumsal, ekonomik ve kültürel koflullar› gelifltirmeyi amaçlar. Camili’nin kazançlar›ndan biri de Dünya Biyosfer Rezervleri A¤›’na üye doğa koruma | M E R C E K Camili’de yaşam GELENEKTEN GELECEĞE: Avrupa ile Orta Asya’yı kapsayan coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemleri Camili'dedir (karşı sayfa). Camili sakinleri; yaşam biçimleri, yerel mimari, yemekleri, dansları ve çoksesli müziklerinin yanı sıra havzayı da yüzyıllardır korumanın gururunu taşıyor (üstte). Proje ekibi ile yöre halkının birbirini anlaması ve birlikte proje üretmek için yapılan çok sayıda toplantı (ortada ve altta), ekoturizm ve arıcılık projelerine alınan desteklerle meyvesini veriyor. olmas›d›r. ‹lk etkinliklerden biri, 5-11 Ekim 2006 aras›nda, Almanya’da bir biyosfer rezervine yap›lan ziyaretti. Camili’den dört muhtar, Köyler Birli¤i Baflkan› ve Camili Çevre Koruma ve Gelifltirme Derne¤i baflkan›n›n kat›ld›¤› bu gezide; biyosfer rezervinin yönetiflimi, özellikleri, biyosfer rezervindeki etkinlikler tan›t›ld› ve yöre halk›yla fikir al›fl veriflinde bulunuldu. Farklı ekosistemler ve göç yolları Camili’nin ilk göze çarpan özelli¤i, farkl› rak›mlarda de¤iflik ekosistemlerin varl›¤›d›r. Bunlar, do¤al yafll› ormanlar ve Kafkasya kar›fl›k ›l›man ya¤mur orman›, yüksek Alpin çay›rlar› ve sucul alanlard›r. Y›rt›c› kufllar›n en önemli göç yollar›ndan birinin geçti¤i Camili havzas› küresel öneme sahiptir. Alan ayr›ca, Do¤u Karadeniz Da¤lar› Önemli Kufl Alan› (ÖKA) ve Karçal Da¤lar› Önemli Kufl Alan› içinde yer al›r. Alpin çay›rl›klarda yaflayan ve Kafkasya’ya endemik olan Ur Keklik (Tetraogallus caucasicus) ve Hufl Tavu¤u (Tetrao mlokosiewiczi) sa¤l›kl› habitatlar›n göstergesidir. Bölgede Kaya Kartal› (Aquila chrysaetos), Kara Akbaba (Aegypius monachus) ve Gökdo¤an (Falco peregrinus) gibi önemli y›rt›c› türleri de Camili havzas›nda bulunan alt› köydeki 268 hanede sürekli olarak 1,280 kifli yafl›yor. Yöre insan›n›n bafll›ca geçim kaynaklar› f›nd›k baflta olmak üzere tar›m ve hayvanc›l›k. Tar›m faaliyetleri ise organik. Son y›llarda turizm gelifliyor, yeni pansiyonlar aç›l›yor. Çok uzun y›llard›r karakovan bal› üretilen Camili’de ana ar› ve bal üretimi de önemli faaliyetlerden. Yöre insan› yüzy›llard›r kendi yaflam biçimlerini, ahflap yerel mimariyi, yöresel yemeklerini, danslar›n›, çoksesli müziklerini, geleneklerini korumufl ve sürdürmüfl. Camili’nin Karçal Da¤lar›’yla çevrili olmas›, co¤rafî konumu ve ikliminin; do¤al ve toplumsal yap›n›n flekillenmesinde büyük etkisi var. Hemen hiç bozulmam›fl de¤iflik ekosistemleri ile sucul ve orman ekosistemlerinin sa¤l›kl› oldu¤unun bir göstergesi olan farkl› türlerin varl›¤›, Camili’nin ekolojik bak›mdan önemli bir alan oldu¤unun iflaretleri. Tüm bu ekolojik ve kültürel özellikleri, Camili’nin Türkiye’nin ilk biyosfer rezervi olmas›n› sa¤lad›. Doğal Kaynak Yönetimi Projesi Biyolojik Çeflitlilik ve Do¤al Kaynak Yönetimi Projesi, Türkiye’nin ilk ve öncü biyosfer rezervi olan Camili Biyosfer Rezervi’nde 2000–2007 aras›nda Çevre ve Orman Bakanl›¤› taraf›ndan, Küresel Çevre Fonu (GEF) deste¤i ve hibe katk›s›yla yürütüldü. Yedi y›ll›k dönemde Camili’deki alt› köyde, proje çal›flmalar›, küçük hibe projeleri ve yönetim plan›yla ilgili birçok toplant› yap›ld›. Heyecanla, sitemle bafllayan toplant›lar hürmetle, flükranla bitti. Toplant›lara kad›nlar da kat›lmaya bafllad›. Yanl›fl anlafl›lmalar, ithamlar ve k›zg›nl›klar; yerini büyük ölçüde katk›lara, ortak bir dil gelifltirmeye, anlaflmaya, uzlaflmaya b›rakt›. Proje ekibi ve yöre halk› birbirini dinlemeyi, anlamay› ve projeler üretmeyi ö¤rendi. Camili halk›, yüzy›llard›r bu havzay› ak›ll›ca ve etkili olarak korudu; bize düflen görev ise yöre halk›ndan gelecek katk›lara aç›k ve onlar›n bilgi, gelenek ve isteklerini göz ard› etmeyen mekanizmalar gelifltirerek alan için örnek bir yönetiflim mekanizmas› oluflturmakta. Proje kapsam›nda, yörede yaflayanlar›n ve ilgi gruplar›n›n kat›l›m› ve katk›lar›yla alan için bir Yönetim Plan› haz›rland›. Alan k›lavuzlu¤u ve do¤ada ilkyard›m ile, Kültür ve Turizm ‹l Müdürlü¤ü’nün iflbirli¤iyle pansiyonculuk e¤itimleri düzenlendi. Ayr›ca alandaki alt› köyde, 50 proje küçük hibe deste¤i ald›. Baflvurular, proje ekibinin deste¤iyle köylüler taraf›ndan haz›rland›. 15 proje ekoturizm ve ev pansiyonculu¤u konular›nda destek al›rken 22 proje ise, bal ve ar›c›l›k ürünleri üretimi ve pazarlamas› konular›nda desteklendi. Proje ve alanla ilgili ayr›nt›l› bilgi <www.gef-2.org> ve <www.camili.gov. tr> adreslerinde bulunabilir. Türkiye’de, biyosfer rezervleriyle ilgili çal›flmalar UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ‹nsan ve Biyosfer (MAB) ‹htisas Komitesi taraf›ndan, Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n iflbirli¤iyle yürütülüyor. Ayr›nt›l› bilgi için: <www.unesco.org.tr/komiteler.php?gitid= 7> ve <http://www.unesco.org/mab>. Camili Biyosfer Rezervi için kat›l›mc›, yöre ve Türkiye koflullar›na uygun, koruma hedeflerini dikkate alan örnek ve öncü bir yönetiflim yap›s› oluflturulmas› için çal›flmalar sürdürülüyor. Q görülür. Bunlar, bölgenin Uluslararas› Kufllar› Koruma Konseyi (BirdLife International) taraf›ndan, dünyaki korunmada öncelikli 217 alandan biri olarak seçilmesindeki nedenlerden birkaç›d›r. Çiğdem Adem, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü (TODAİE), UNESCO Türkiye Milli Komisyonu İnsan ve Biyosfer (MAB) Komitesi üyesi. Ebru Gürsan, Çevre ve Orman Bakanlığı Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak Yönetimi Projesi Neden Camili? Camili (Macahel) havzası, Artvin’in Borçka ilçesi sınırları içinde yer alır. Havza, Borçka’ya 45 km uzakta, Gürcistan sınırındadır. Camili, Uluslararası Koruma Kurumu (CI), Dünya Bankası ve Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından belirlenen, biyolojik açıdan zengin ve tehdit altında olan dünyadaki 25 karasal ekolojik bölgeden biri. Ayrıca, Camili Türkiye’de belirlenmiş olan 122 Önemli Bitki Alanından birisi olan “Karçal Dağları Önemli Bitki Alanı”nın da bir parçası. Kafkasya, dünya üzerinde ılıman yapraklı ormanların Üçüncü Zaman’dan bu yana kesintiye uğramadan varlığını sürdürdüğü bölgedir. Avrupa ile Orta Asya’yı içine alan geniş coğrafyadaki en büyük doğal yaşlı orman ekosistemlerine burada rastlanmakta, (WWF ve IUCN, 1994). Flora Doğu kayını (Fagus orientalis) ve doğu ladininin (Picea orientalis) hakim olduğu karışık ormanlarda kestane (Castanea sativa), (Carpinus betulus), Kafkas ıhlamuru (Tilia rubra ssp. caucasica) gibi daha birçok ağaç türüne ve huş meşcerelerine rastlanır. Başlıca ağaç türleri kestane, doğu gürgeni (Carpinu sorientalis), kızılağaç (Alnus glutinosa), doğu ladini, doğu kayını, Kafkas ıhlamuru, sapsız meşe (Quercus petraea supsp iberica) ve fındıktır (Corylus avellana). 1,000-1,800 m yükseltiler arasında, kayın ve ladin egemenliğindeki doğal yaşlı ormanlar görülür. Bunun üstünde, orman gülleri (Rhododendron spp.), ayı üzümü (Vaccinium arctostaphylos), bodur ardıçlar (J. communis ssp. nana) ve defne (Daphne glomerata) bulunur. 2,000-2,400 m arasında, çok sayıda kolşik endemiklere sahip Alpin çayırlıklar bulunur. Burada, küçük meşcereler halinde siğilli (Betula pendula) ve kızılağaç yapraklı huşlara (Betula medwediewii) rastlanır. Fauna Camili havzası hemen hiç bozulmamış bir faunaya ev sahipliği yapar. Havzayı çevreleyen görkemli Karçal Dağları, huş tavuğunun (Tetrao mlokosiewiczi) ve çengel boynuzlu dağ keçisinin (Rupicapra rupicapra) önemli yaşam alanlarından biridir. Boz ayı (Ursus arctos) alanın faunistik zenginlikleri arasındadır. Karçal Dağları boz ayı popülasyonu açısından yalnızca Türkiye'nin değil, Avrupa'nın da en önemli ekosistemleri arasındadır. Yüksek Alpin çayırları kırmızı benekli alabalık, yırtıcı kuş türleri ve Kafkas semenderi gibi türleri barındırır. Camili havzası, dünyadaki üç önemli arı ırkından biri olan Kafkas arı ırkının, saflığını bozmadan kaldığı tek yer olarak belirtiliyor. Bu nedenle, Tarım Bakanlığı tarafından 2001’de Gen Koruma Sahası kapsamına alınmıştır. 13 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR K A PA K K O N U S U | avrupa için çevre DAHA İYİ BİR YOL OLMALI: Kar fırtınası, Ermenistan’ın başkenti Erivan’daki bir meydanda trafiği arapsaçına döndürüyor. Dünyabekleyemez? neden yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 14 avrupa için çevre | K A PA K K O N U S U Dünya bilimcileri, sürdürülebilir bir gelecek için derhal eyleme geçmeye çağırıyor A BD’nin eski baflkan yard›mc›s› Al Gore’un Uygunsuz Gerçek isimli filmi ve kitab›n›n s›ra d›fl› baflar›s› ve ard›ndan Al Gore’un Nobel Ödülü’ne lây›k görülmesi, bilimin evlere ve toplant› salonlar›na girmesine önemli bir katk› sa¤larken; ço¤u zaman ‘nahofl’ olan bu tür gerçekleri ortaya ç›karma sorumlulu¤unu bizzat tafl›yan bilim çevreleri, dünyan›n yeni ve ciddi tehlikelerle karfl› karfl›ya olup olmad›¤›n› tart›flmak yerine, dünyadaki yaflam aç›s›ndan akla-hayâle gelebilecek en kötü sonuçlar› önlemek için hemen flimdi neler yap›lmas› gerekti¤ine odaklanm›fl halde. Dünyan›n önde gelen bilimcilerinden birkaç› iflte bu konular› tart›flmak için 8-9 Kas›m 2007’de üçüncü Dünya Bilim Forumu için Budapeflte’de bulufltu. Forum’da uzlafl›lan en ciddi konu ise, dünya liderlerinin ve politikac›lar›n, dünyada uzun vadeli çevresel istikrar› ve ekonomik adaleti sa¤lamak için, hem bireyler hem de uluslar ölçe¤inde k›sa vadeli kazançlardan vazgeçme yönünde büyük bir ad›m atmalar› gerekti¤i oldu. Tüketim ve at›k uzman› olan Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürü Timo Makela, ABD ve AB d›fl›ndaki ülkelerde de daha çok tüketme odakl› yaflam biçiminin nüfus art›fl› ile birleflti¤inde, 2050 y›l›na dek dünyadaki tüketimi alt› kat›na ç›karabilece¤i uyar›s›n› yap›yor. Acilen çözülmesi gereken bir di¤er sorun ise elektronik at›klar›n bertaraf›. Makela, her y›l 15 milyon otomobilin ve 100 milyon cep telefonunun at›k y›¤›nlar›na kat›ld›¤›n› söylüyor. Makela’ya göre, tüm dünyada bir y›lda, bütün Budapeflte’yi bir metre kal›nl›¤›nda bir katmanla kaplayacak kadar elektronik at›k ç›k›yor. Makela buna ra¤men, eko-sanayi, AB’nin GSMH’sinin %2.1’ini oluflturdu¤u ve geri dönüflüm çabalar› bu sektörün büyümesinde önemli rol oynad›¤› için umutlu. Ancak, yaflanan ve gelecekte karfl›lafl›lacak çevre sorunlar›yla bafl edebilmek için araflt›rmalar›n güvenilir ve kararl› olmas› gerekti¤ini de ekliyor. Alınan riskler M Söz sa¤lam ve kararl› önerilerden aç›lm›flken, Ekvator’un Macaristan büyükelçisi Juan Salazar Sancisi de, ülkesinin gerçekten benzersiz ve 盤›r açmas› muhtemel önerisinin ciddiye al›nmas›n› istiyor: yani ülkesinin sahip oldu¤u baz› do¤al kaynaklar› tüketmemesi için ülkesine ödeme yap›lmas› talebini. Ekvator, Ocak 2007’de devlet baflkan›n›n imzas›yla, Ekvator Amazonu’nun kalbinde yer alan 1.87 milyon hektarl›k ‘dokunulmaz bölge’nin a¤aç kesimine ve petrol ç›karmaya tamamen kapat›ld›¤›n› duyurdu. Bu dokunulmaz alan, milli park statüsüne ra¤men önceden petrol ç›karma faaliyetlerinin sürdü¤ü Yasuni Milli Park› ile örtüflüyor. Petrol ve kerestecilik bu hassas ekosisteme yapt›klar› tahribat›n yan› s›ra, kendi istekleriyle ça¤c›l toplumdan uzak yaflamay› seçmifl olan iki yerli kabilenin, Tageri ve Taromenane’nin mensuplar›yla s›k s›k, ço¤unlukla da çat›flarak karfl› karfl›ya geliyor. Bu yüzden, dokunulmaz alan, çevresel koruman›n yan› s›ra Ekvator’un zengin etnik çeflitlili¤inin korunmas›na da katk›da bulunuyor. Sancisi’ye göre petrol, Ekvator’un 1972-2006 dönemindeki toplam ihracat›nda ortalama %40’l›k bir paya sahip. Ancak bu oran, 2006’da %60’a ç›km›fl. Büyükelçi, milli gelirin petrol ihracat›na giderek daha ba¤›ml› hale gelmesinin bugün koruma alt›nda olan ve ülke topraklar›n›n %18’ini oluflturan alan› tehlikeye sokaca¤›n› öne sürüyor; bu nedenle de, Ekvator’un, petrol yataklar›n› kullanmamas› karfl›l›¤›nda oluflacak kayb› telâfi etmek için bunun %50’sini Ekvator’a verecek uluslararas› bir mekanizma oluflturulmas›n› umuyor. Göründü¤ü kadar›yla, Ekvatorlular’›n bu amaca Devamı sayfa 20’de Nathan Johnson 15 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR REUTERS BU KADARI YETER: Bükreş’in en büyük çöplüklerinden birinde kuşlar ve insanlar çöplerin arasından yiyecek bir şeyler bulma arayışında. Romanya, 2007 yılında, İtalya’nın evsel atıklarını, bu yeni AB üyesinin topraklarına boşaltılması yönündeki teklifini katî bir biçimde geri çevirdi. K A PA K K O N U S U | avrupa için çevre KIRIK AYNA: Koruyucu buz kalkanının erimesi, Kutup sularını ısınmaya karşı daha da korunmasız hale getiriyor Görmek inanmak mıdır? Dinî önderler doğa koruma öğretisini benimsiyor Pavel Pavel Antonov Antonov E ski bir hikâyede, bir fiopian’›n ilk kez hayvanat bahçesine gidifli anlat›l›r. fiopian, Bulgaristan, Makedonya ve S›rbistan’›n kesiflti¤i bölgeyi, yani fiopska salatas›n›n yurdunu etnik ve kültürel olarak temsil eden kiflilere verilen add›r. Hikâye flöyle sürer, zürafan›n kafesi önünde bir saat boyunca durup, bu tuhaf, uzun boyunlu yarat›¤› flaflk›nl›ktan dilini yutarak ve inanmayan gözlerle izledikten sonra fiopian karar›n› verir: “asl›nda böyle bir hayvan yok!”. fiopianlar’dan farkl› olarak, insanlar›n ço¤u gördü¤üne inan›r; iflte bu nedenle de ço¤u, gördüklerinin gerçekli¤ine ve gerçekten var oldu¤una inanma e¤ilimindedir. Dahas›, insanlar tarih boyunca, kan›t yeterince güvenilir ve ikna edici olmak kofluluyla, baflkalar›n›n gözleriyle gördükleri fleylere inanmay› da baflarm›flt›r. Bugün, iklim de¤iflikli¤inin gerçekten var oldu¤u ve do¤al dengeyi korumak için hemen harekete geçmek gerekti¤i konusunda, dünyan›n her yerinde daha fazla insan› ikna etme misyonu içinde, dinî önderlerin gözlerine kulaklar›na --ve de vicdanlar›na-ulaflma çabalar› da var. Bunun nedeni basit: dinî önderler tarih boyunca çok az kiflinin tan›k oldu¤u --veya olmad›¤›-- olaylara milyonlar› inand›rmak konusunda en etkili kifliler olmufltur. Nihayetinde bu önderler, mensup olduklar› inançlar›n ö¤retileri do¤rultusunda ça¤r›y› eyleme dönüfltürmede baflar›l› kiflilerdir. ‹klim de¤ifliminin etkilerine birinci elden tan›k olmak, --yani onun gerçekten var oldu¤una emin olmak-- için dünyan›n dört bir yan›ndan bir grup dinî önder, yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 16 yanlar›na bilimcileri, politikac›lar› ve gazetecileri de alarak geçti¤imiz Eylül’de Grönland çevresinde bir deniz yolculu¤u yapt›. Bu yolculuk, Ekümenik Patri¤i Bartholomew’in 1995’ten beri bizzat düzenleyip yönetti¤i ve su üstünde yap›lan din, bilim ve çevre konulu sempozyum dizisinin yedincisiydi. Son sempozyumun “Kuzey Kutbu, Yaflam›n Aynas›” bafll›¤›, Kuzey Kutbu’ndaki buz bafll›¤›n›n günefl ›fl›nlar›n› yans›tarak alttaki suyun ›s›nmas›n› önlemesi gibi hayatî bir ifllevden esinlenerek ortaya ç›km›flt›. Bu sempozyum, temsil edilen dinî ö¤retilerin say›s› bak›m›ndan, flimdiye dek gerçeklefltirilenlerin en çeflitlisiydi. H›ristiyan, Müslüman ve Musevi geleneklerini temsil eden önderlerin yan› s›ra; Budist, Hindu, Jain ve Sikh din adamlar› ile Arktik çemberin kuzeyinden gelen ‹nuk ve Sami temsilcileri de sempozyuma kat›ld›. Kutup duaları Delegeler, Norveç yap›m› zarif bir kutup teknesi olan ve Kuzey Kutbu’na yap›lan bu yolculuk için do¤rudan tersaneden kiralanan Fram’da, sunufllar yaparak, ve nükleer yay›n›mdan afl›r› nüfus art›fl›na dek çok farkl› konular› tart›flarak tam alt› gün geçirdi. Ancak sempozyumun hem duygusal hem de dinî anlamdaki zirvesi, ‘Yeryüzü için Sessiz Dua’ oldu. 7 Eylül’ün serin sabah›nda Fram’›n ön güvertesinde dua için toplanan dinî önderler, Sermeq Kujalleq Buzulu’nu seyretti. Bu muazzam buz kütlesinin, 1912’deki ilk yolculu¤unda Titanic’in batmas›na yol açan o öldürücü buzda¤›n›n kökeni oldu¤u iddia edildi. Ancak buzul bugün, küresel ›s›nman›n endifle verici göstergelerinden biri olarak, her y›l 35 kilometreküplük parças›n› denize b›rak›yor. Sempozyumun ‹nternet sitesinde, “‹klim de¤iflikli¤inin bilimsel yönünden bugün hemen hiç kimse flüphe duymuyor, ancak dünyan›n tepesindeki bu dua farkl› bir mesaj verecek: ister Manaus ya da Moskoval›, ister Borneo ya da Pekinli, ister Innsbruck veya Ottawal› olsun; insano¤lunu ve onun yeryüzüyle kurmufl oldu¤u iliflkiyi ciddiye alan herkes, kutba yap›lan bu ziyarete kalpleriyle kat›lmal›,” aç›klamas› yap›l›yor. İlkeler ve çelişki Sessiz dua ile onun ard›ndan edilen ve uluslararas› bas›nda genifl yer bulan Icefjord Yemini (yan sayfa), bir zamanlar çevrecili¤i “kentli ateistler için bir din seçene¤i” olmakla suçlayan, çok satan Amerikal› bilim kurgu yazar› Michael Crichton’un (Jurassic Park) öncülük etti¤i polemi¤i yeniden alevlendirecek türdendi. Crichton 2003 y›l›nda, çevrecilik karfl›t› sald›rganca nitelenebilecek bir tav›r tak›narak, çevrecili¤in gerçeklerden ve bilimsel bilgiden kopuk, gerçe¤i tart›flman›n hiçbir flekilde mümkün olmad›¤› bir tür ‘inanç’ oldu¤unu öne sürmüfltü. Fram’dakiler aras›nda Crichton yoktu, ancak sempozyuma kat›lanlar›n büyük bölümü, --dinin, bilimin ve do¤a korumac›l›¤›n ayn› zeminde bir araya gelmesi çeliflkili gibi görünse de-- çevre koruma hareketinin öncülerinden ve köklü bilimsel kurumlar›n temsilcilerinden olufluyordu. Çevre bilimlerinin içinde, dünyan›n do¤u- avrupa için çevre | K A PA K K O N U S U Papa XVI. Benedict yaz›s›nda, “çevreyi dikkate almaman›n sonuçlar›, belli bir alanla veya toplulukla s›n›rlanamaz, çünkü çevresel sorunlar insanlar›n bir arada var olmalar›na daima zarar vermekte, böylece insan›n sayg›nl›¤›n› zedelemekte ve güvenli bir çevrede yaflama arzusu duyan bireylerin haklar›n› ihlâl etmektedir,” diyor. Papa’n›n Kuzey Kutbu’na gönderdi¤i özel elçisi, Washington DC emekli baflpiskoposu Kardinal McCarrich de flunlar› ekliyor: “Tanr›, insano¤luna yeryüzünü kullanma izni verdi, ancak onu iyi kullanmas› kofluluyla; ondan yararlanmas›n› istedi, sömürmesini de¤il.” Daha da yükseğe Karimia Enstitüsü’nün yöneticilerinden biri olan ve ayn› zamanda Londra’da imaml›k yapan Müflerref Hüseyin alAzhari, iklim de¤iflimi ile ‘güzel dünyam›z’›n bozulmas› ve ya¤malanmas›n›n, bütün bunlar insanl›¤›n varl›¤›n› sürdürebilmesiyle ilgili oldu¤undan, Müslümanlar için ciddi kayg› duyulan sorunlar oldu¤unu söylüyor. Kore’nin ‘Birleflmifl Dinler’ girifliminin baflkan›, Budist rahip Ven Jinwol de inanc› ile do¤an›n korunmas› aras›ndaki ba¤lant›y› flöyle anlat›yor: “Biz, do¤a ve insano¤lunun asl›nda bir bütünün parçalar› oldu¤una inan›yoruz. ‹nsan do¤an›n parças›d›r, o yüzden çevre olmadan var olamay›z.” Jinwol, H›ristiyanl›k’›n do¤an›n insanlar taraf›ndan sömürülmesini meflrulaflt›rd›¤›n› iddia ederken, Budizm’in bunu asla kabul edemeyece¤ini de sözlerine ekliyor. Q flunu ve geliflimini bilimsel olmaktan uzak, yarad›l›flç› kuramlarla aç›klayan versiyonlar›n aksine; evrim kuram› ile Darvinizm’i temel alan, ekoloji, biyoçeflitlili¤in korunmas› gibi disiplinlerden gelen kavramlar yer al›r. Patrik Bartholomew bile yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›nda, ilk zamanlarda düzenledi¤i sempozyumun kurmaya çal›flt›¤› iliflkiler karfl›s›nda bir çok insan›n büyük flaflk›nl›k yaflad›¤›n› ifade etti. “Dindar insanlar bilime karfl› görece kay›ts›z, hatta düflmanca bir tav›r sergilerken; bilimcilerin ve ekolojistlerin ço¤u da kendi dünyalar› ile inanç dünyas› aras›nda çok ufak bir ba¤lant› kurabiliyord›.” Ancak Avrupa Komisyonu Baflkan› Jose Manuel Barosso ve BM eski genel sekreteri Kofi Annan’›n, sempozyumun efl-baflkanlar› olmas›na bak›l›rsa, dini çevre koruma alan›na dahil etme fikri, sonunda siyasî destek bulmufl görünüyor. Asl›nda, dinlerin insanlar› harekete geçirme konusundaki etkisini kimse inkâr edemez. Kutupta seyreden gemide Bartholomew bunu flu sözlerle aç›klad›: “Her geçen gün daha çok insan, hem dinin hem de çevre bilimlerinin temel sorunlarla; insanl›¤›n, yeryüzünün ve tüm yarad›l›fl›n kaderiyle ilgilendi¤inin fark›na var›yor.” Sempozyumun en heyecan veren ç›kt›lar›ndan biri, hangi dinin ‘en yeflil’ oldu¤unu saptama yönünde bir tür gayr› resmi yar›flmayd›. Örne¤in Vatikan’dan yap›lan özel bir aç›klamada, çevre koruman›n, sürdürülebilir kalk›nmay› özendirmenin –ve en önemlisi iklim de¤iflimi konusuna e¤ilmenin- bütün insanl›k âlemi için hayatî önem tafl›d›¤› belirtildi. DOĞANIN YERLİSİ: (üst soldan saat yönünde) Grönland’ın kadın piskoposu Sofie Petersen, Jogye Order mensubu Budist Ven Jinwol’le birlikte görülüyor; Fram Illulisat yakınlarında buzdağları arasında demirlerken; eriyerek çekilen buzlar, Grönland’daki toplumların geleneksel geçim kaynaklarını da tehlikeye sokuyor; yöre balıkçıları, ‘Sessiz Dua’ya kanolarından eşlik ediyor. Icefjord Yemini 7 Eylül 2007’de Ilulissat, Grönland’da dinî önderlerin yaptığı açıklama Suyun, buzun ve gün ışığının bilgeliği ve ihtişamının tam ortasında, her birimiz kendi geleneklerimize göre dua ettik. Ve şimdi Tanrı’nın yarattıklarına karşı sorumluluğumuzun bilincinde olarak yan yana duruyoruz. Yaşamın birbirine bağımlılığını kavrıyor, her bir tezahüründe bu gezegeni var ettiğini görüyor ve bütün bu sayısız ilişkiler ağına ne kadar bağımlı olduğumuzun farkına varıyoruz. Yaşamın bu devasa ağına karşı sevgi, merhamet ve şükranla yaklaşmaya söz veriyoruz. Yeryüzü, olağanüstü sağaltıcı güçleri olan yaşayan bir varlık ve bizim ondan öğrenecek çok şeyimiz var. Bizim kuşağımızın görevi, bu kutsal dünyayı bütün bilgeliği ve güzelliğiyle gelecek kuşaklara bırakmaktır. Şimdi işe koyulalım. Bu yemini bütün yaratılanlar önünde ediyoruz. 17 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR K A PA K K O N U S U | avrupa için çevre ÇEVREYE AB KATKISI: Çanakkale ve Kuşadası Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projeleri AB fonlarıyla gerçekleştirilen ilk yatırım projeleri. Çevre Alanında AB ile Tam Uyuma Doğru: Uzun zorlu bir yol - 2 Deniz Gümüşel Ç evre alan›nda Avrupa Birli¤i (AB) ile tam uyum, Türkiye için önemli geliflim f›rsatlar› sunarken ciddi zorluklar› ve maliyetleri de beraberinde getiriyor. Bu alanda tam uyuma yönelik olarak yap›lmas› gerekenler flöyle s›ralan›yor: G kurumsal kapasitenin ve insan kaynaklar›n›n güçlendirilmesi; G ilgili AB mevzuat›n›n ulusal mevzuata aktar›lmas›; G etkin uygulama mekanizmalar›n›n gelifltirilmesi; G uygulamaya yönelik strateji ve finansman dokümanlar›n›n haz›rlanmas›, ve G gerekli altyap› yat›r›mlar›n›n hayata geçirilmesi. Tüm bu uyum çal›flmalar›n›n toplam maliyeti “Avrupa Birli¤i Entegre Çevre Uyum Stratejisi” (UÇES) adl› ve 2006 tarihli belgede 59 milyar 6 milyon avro olarak öngörülüyor. Çevre ve Orman Bakanl›¤› (ÇOB) koordinasyonunda haz›rlanan UÇES kapsam›ndaki çal›flmalarda 20072023 döneminde gerçeklefltirilmesi planlanan bu yat›r›mlar›n sektörlere göre da¤›l›m› Tablo 1’de görülebilir. UÇES ayr›ca Türkiye’nin gerçeklefltirmesi gereken yat›r›mlar için gerekli finansman stratejisinin ön çal›flmalar›n› da kaps›yor. ÇOB Müsteflar Yard›mc›s› Sedat Kad›o¤lu, öncelikle ekonomik araçlar›n, örne¤in ‘kirleten öder’ prensibi çerçeveÇevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Sektörel ve Bölgesel Politikalar Dairesi Başkanı Nurşen Numanoğlu ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre Sektör Yöneticisi Gürdoğar Sarıgül ile yapılan söyleşilerden hazırlanan ve Yeşil Ufuklar’ın 11. sayısında yayımlanan yazının devamı. yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 18 sinde uygulanacak tarifeler, cezaî yapt›r›mlar ve teflviklerin çevre politikalar›n› destekleyecek flekilde kullan›lmas› gerekti¤ini vurguluyor. Kad›o¤lu, bu dönemde çevre yat›r›mlar› için gereken finansal kaynaklar›n %13’ünün merkezi idare; %37’sinin yerel idareler (belediye öz kaynaklar›, ‹ller Bankas›, d›fl krediler, kamuözel sektör iflbirlikleri); %26’s›n›n özel sektör ve %2’sinin de Kamu ‹ktisadi Teflebbüsleri (K‹T’ler) taraf›ndan sa¤lanmas›n›n beklendi¤ini belirtiyor. UÇES, çevresel yat›r›m maliyetlerinin %22’sinin ise, AB kaynaklar›ndan ve di¤er hibe kaynaklar›ndan sa¤lanaca¤›n› öngörüyor. AB fonları ve çevre projeleri Türkiye, henüz resmi adayl›k süreci bafllamadan baz› AB fonlar›ndan yararlanmaya bafllam›flt›. Özellikle 1996-2001 döneminde AB-Akdeniz ‹flbirli¤i fonu MEDA ve 1995-2006 döneminde LIFE III. Ülkeler Program›’ndan faydalanarak Türkiye’de birçok çevre projesi gerçeklefltirildi. Bunlardan MEDA Fonu’ndan desteklenen “Türkiye’nin Çevre Mevzuat›n›n Analizi Projesi” (2001-2002) ve ‹dari ‹flbirli¤i Fonu kapsam›nda “Türkiye Cumhuriyeti için Çevre Alan›nda Entegre Uyumlaflt›rma Stratejisi Projesi” (2003-2004) AB uyum sürecine yön veren sonuçlar› olan projeler olarak öne ç›k›yor. 1999’daki Helsinki Zirvesi’nde Türkiye’nin resmen ‘aday ülke’ statüsünü kazanmas›n›n ard›ndan, AB-Türkiye Mali ‹flbirli¤i, ‘Kat›l›m Öncesi Çerçeve’ye al›nd›. 2002-2006 döneminde ‘Kat›l›m Öncesi Mali ‹flbirli¤i’ bütçesinden Türkiye’nin kullan›m›na sunulan fonlarla uyum sürecinin desteklenmesine yönelik projeler hayata geçirilmeye baflland› (Tablo 2). Türkiye, bafllang›çta AB fonlar›n› özellikle uyum ihtiyaçlar›n› ve stratejisini belirlemeye yönelik projelerde kulland›. Örne¤in, Mali ‹flbirli¤i 2002 Y›l› Program› kap- Tablo 1: 2007-2023 Yılları Arasında Çevre Yatırımlarının Sektörlere Dağılımı Sektörler Su Sektörü Toplamı Katı Atık Sektörü Toplamı Hava Sektörü Toplamı Gürültü Sektörü Toplamı Kimyasallar Sektörü Toplamı EKK Sektörü Toplamı Doğa Koruma Sektörü Toplamı Genel Toplam *1 avro 1.858 YTL alınmıştır. Kaynak: Avrupa Birliği Entegre Çevre Uyum Stratejisi, 2006. (Milyon YTL)* 63,114 17,762 69 0 0 27,415 490 108,851 Yatırım İhtiyacı (Milyon Avro) 33,969 9,560 37 0 0 14,755 264 58,585 Oran (%) 58 16 0 0 0 25 0 100 Tablo 2: Türkiye-AB Mali İşbirliği 2002-2006 Döneminde Gerçekleştirilen Çevre Projeleri Proje Adı ve Yılı Toplam Bütçe (avro) Çevre Alanında Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi (2002) Hava Kalitesi, Kimyasallar ve Atık Yönetimi Alanında Türkiye’ye Destek Projesi (2003) Çevre ve Orman Bakanlığı’nın Özel Atık Yönetimi ve Gürültü Yönetimi Kapasitelerinin Güçlendirilmesi (2004) Sürdürülebilir Kalkınmanın Sektör Politikalarına Entegrasyonu Projesi (2004) Sağlık Bakanlığı’nın Biyosidal Ürünler ve Su Alanlarında Yürüttüğü Mevzuat Uyumu ve Uygulama Çalışmalarının Desteklenmesi (2004) Çanakkale Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2005) Kuşadası Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2005) Su Sektörü için Türkiye’ye Destek Projesi (2006) Türkiye’de Çevre Bilgi Ağının Oluşturulması Projesi (2006) Tokat Atıksu Arıtma Tesisi Projesi (2006) Nevşehir Atıksu Arıtma Projesi (2006) Amasya Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2006) Bitlis Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2006) Kütayha Bölgesel Katı Atık Yönetimi Projesi (2006) 16,630,000 5,800,000 3,100,000 3,000,000 5,000,000 16,600,000 20,200,000 2,500,000 11,500,000 13,600,000 8,800,000 16,814,000 12,055,000 17,934,000 Türkiye’nin Proje Yönetimi Kapasitesi Kaynak: Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, 2007. sam›nda, ‘Türkiye için Çevre Alan›nda Kapasite Gelifltirilmesi Projesi’nde yasal, kurumsal, teknik ve yat›r›ma yönelik olarak çevre alan›nda kapasite gelifltirilmesi ve bu sayede, AB Çevre Müktesebat›’n›n etkin olarak uygulanmas›n›n h›zland›r›lmas› amaçland›. Bu projenin alt bileflenlerinden olan ‘Yüksek Maliyetli Çevre Yat›r›mlar›n›n Planlanmas› Projesi’ ile; Avrupa Birli¤i yüksek maliyetli çevre yat›r›mlar› direktifleri için ülke çap›nda gerçeklefltirilmesi gerekli yat›r›mlar›n öncelik s›ralamas› yap›larak, gerekli finansman stratejisi haz›rland›. Malî ‹flbirli¤i kapsam›nda 2005’ten itibaren çevresel altyap› projeleri de finanse edilmeye baflland›. Çanakkale ve Kufladas› Bölgesel Kat› At›k Yönetimi Projeleri AB fonlar›yla gerçeklefltirilen ilk yat›r›m projeleri oldu. Avrupa Komisyonu Delegasyonu (AKD) ad›na Gürdo¤ar Sar›gül, “yat›r›m projelerinde detayl› ekonomik ve finansal analiz, çevresel etki de¤erlendirmesi gibi çok özel flartlar›n AB mevzuat›na uygun flekilde yerine getirilmesi gerekti¤ini” vurguluyor. Çanakkale ve Kufladas› projeleri kapsam›nda Türkiye’de yat›r›m projeleri ile ilgili bir teknik kapasitenin geliflmesi de hedeflendi¤inden, AB normlar›na uygun olarak “Yüksek Maliyetli Çevre Yat›r›mlar›- n›n Planlanmas› Projesi” çerçevesinde planlanan bu projeler Türkiye aç›s›ndan ayr› bir öneme sahip. Kurumsal kapasitenin geliflimi malî iflbirli¤i projelerinin di¤er bir önemli hedefi olarak belirlenmifl. Örne¤in, 2002 Mali ‹flbirli¤i Program› kapsam›nda yer alan bir alt bileflen ile Türkiye’de Bölgesel Çevre Merkezi (REC) kuruldu. AB ile sürdürülen malî iflbirli¤i programlamas›n›n yan› s›ra Hollanda gibi baz› ülkelerle devam eden ikili iflbirli¤i projeleri de uyum sürecine katk› sa¤l›yor. IPA: 2007 ve sonrası AB’nin yeni finansal dönemi olan 2007-2013 döneminde tüm kat›l›m öncesi ülkelere yönelik AB finansal deste¤i tek bir yap› alt›nda topland› ve Türkiye de bu yap›ya dahil edildi. “Kat›l›m Öncesi Yard›m Arac› - Instrument for PreAccession Assistance (IPA) adl› yeni program, 1 Ocak 2007’de yürürlü¤e girdi. Bu program›n önceki destek mekanizmalar›na göre en önemli farklar›ndan biri çok y›ll› programlama gerektirmesi. Bu çerçevede 2007-2009 döneminde AB’nin IPA fonlar›ndan desteklenecek çevre altyap› projeleri, ÇOB taraf›ndan haz›rlanan ve Avrupa Tablo 3: IPA Katılım Öncesi Yardım Aracı Bileşenleri (2007-2013) Kurumsal Yapılanma Bölgesel ve Sınırötesi İşbirliği G G Mevzuat uyumu Kamu yönetimi reformu G Adalet ve içişleri reformları G Sivil toplumun geliştirilmesi G G G G Mali kontrol Çevre politikaları Sınırötesi işbirliği Uluslararası ve bölgelerarası işbirliği G Bölgesel Kalkınma G Ulaştırma alt yapısı G G G G Çevre alt yapısı Enerji alt yapısı Eğitim alt yapısı Sağlık alt yapısı KOBİ’lere destek G Eğitim reformu Kaynak: Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, 2007. Komisyonu’nca onaylanan, “2007-2009 Çevre Operasyonel Program›”n›n (ÇOP) uygulamaya al›nmas› ile kullan›lacak. Ayr›ca, mevzuat uyumuna ve uygulaman›n etkin yürütülmesine yönelik projeler için IPA’n›n Baflbakanl›k Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i’nin (ABGS) koordinasyonunda yürütülen “Geçifl Deste¤i ve Kurumsal Kapasite” bilefleni geçerli olacak. Çevre Operasyonel Program›’nda 2007-2009 döneminde hayata geçirilmesi programlanan çevre altyap› projelerinin toplam maliyeti 272 milyon 133 bin avro; bu tutar›n 204 milyon 100 bin avrosunun, yani %75’inin IPA taraf›ndan karfl›lanmas› planlan›yor. Türkiye’ye ayr›lan IPA çevre bilefleni kapsam›ndaki fonun %66’s› içme suyu ve at›ksu, %28’i kat› at›k ve %6’s› da teknik yard›m projelerine aktar›lacak. IPA kapsam›nda 2007-2009 döneminde 26 altyap› projesinin ve üç kurumsal/ teknik kapasite gelifltirme projesinin gerçeklefltirilmesi planlan›yor. insan Kaynaklarının Geliştirilmesi Kırsal Kalkınma G G İstihdamın artırılması İstihdam kalitesinin artırılması Tarımsal işletmelere destek Tarımsal mamullerin işlenmesi ve pazarlanması G G Sosyal dışlanmayla mücadele G G G Mesleki eğitim Ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi Üretici birliklerine teknik destek Türkiye’nin çevre alan›nda proje gelifltirme ve uygulama kapasitesinin de¤erlendirilmesi istendi¤inde tüm taraflar iyimser bir yaklafl›m sergiliyor. Gürdo¤ar Sar›gül, AB fonlar›n›n özellikle teknik ve kurumsal yap›lanma bilefleninin en önemli yard›m araçlar› oldu¤unu belirtiyor. Türkiye’nin bugüne kadar yürüttü¤ü 40-50 kadar kontrat›n katk›lar›n›n son befl y›lda görüldü¤ünü vurgulayan Sar›gül, özellikle Çevre ve Orman Bakanl›¤›’n›n güçlendi¤inin, di¤er bakanl›klar aras›nda politikalar› oluflturan, yat›r›m planlar›nda çevre unsurlar›n› öne ç›karan bir konuma geldi¤inin alt›n› çiziyor. ABGS ad›na konufltu¤umuz Nurflen Numano¤lu, AB fonlar› ve ulusal bütçeden desteklenen tüm projelerin sadece kamu kurumlar› aç›s›ndan de¤il sivil toplum kurulufllar› ve yerel yönetimler için de önemli bir deneyim olana¤› sa¤lad›¤›n› vurguluyor. Numano¤lu ayr›ca, uyum için gerekli yat›r›m›n yaklafl›k 60 milyar avro oldu¤u de¤erlendirildi¤inde, sa¤l›kl› ve etkin programlama, proje ve finansman yönetimi mekanizmas›n›n güçlendirilmesi yönündeki çabalar›n artan bir ivme ile sürdürüldü¤ünü kaydediyor. ÇOB Müsteflar Yard›mc›s› Sedat Kad›o¤lu ise kurumlar aras› koordinasyonu güçlendirerek ve ilgili tüm çevresel paydafllar›n sürece katk› vermesini sa¤layarak, çevre mevzuat›n›n di¤er sektörler ile bütünlefltirilmesi, mevzuat›n etkin uygulama mekanizmalar› ile hayata geçirilmesi ve altyap› ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas› gibi zorlu görevlerin üstesinden gelinebilece¤ini belirtiyor. Bu iyimser yaklafl›m›n uygulamada hayat bulmas›n› ve AB sürecinin bütünsel ve sürdürülebilir çevre politikalar› oluflturulmas›; çevre politikalar› alan›nda fleffaf ve kat›l›mc› mekanizmalar›n kurulmas›; etkin bir çevre yönetiminin hayata geçirilmesi için bir f›rsat olarak de¤erlendirilebilmesini diliyoruz. Q WWW.AVRUPA.INFO.TR avrupa için çevre | K A PA K K O N U S U G Deniz Gümüşel, REC Türkiye Kapasite Geliştirme Programı Proje Yöneticisi 19 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR | avrupa için çevre lar›n hayatlar› gibi) di¤er soyut kavramlar ya lây›k›yla ele al›nmaz ya da tamamen göz ard› edilir. Sachs, bir baflka ünlü Alman bilimcinin, Albert Einstein’›n sözlerini an›msatarak, “Hayatta gerçekten kayda de¤er olan fleyler kayda geçirilemez,” diyor. RÜYA TARLALARI: Enerji grubu Natura’nın sahip olduğu, İspanya’nın en büyük biyolojik yakıt tesisi, 2007 yılının Mart ayında tam kapasite ile çalışmaya başladı. İthal soya kullanan tesis, yılda 100,000 ton yakıt üretme kapasitesine sahip. REUTERS Dumanlar arasında Baştarafı sayfa 15’te M ulaflmak için kendi ceplerinden katk› yapmak gibi bir imkân› da var, ancak as›l zorluk di¤er hükümetleri bu çözümün do¤rulu¤una ikna etmek. Sancisi, oldukça tutarl› olarak, “daha az kaynak tüketip kifli bafl›na daha az kirlili¤e yol açan ülkeler (Ekvator dünyadaki sal›mlar›n sadece %1’inden sorumlu), neden dünyay› en çok kirletenlerin külfetini çekmek zorunda?” diye soruyor. Kazanılmış alışkanlıklar Amerikal› politika ve sosyal bilimler profesörü Dennis Meadows, ayn› çarp›c› soruyu y›llard›r dinleyicilerine yöneltiyor: “Gelecek on y›llarda insan nüfusu flu üç yoldan birini izleyecek: -ilki, ya flimdiye dek oldu¤u gibi ço¤almay› sürdürecek; ikincisi, neredeyse hiç ço¤alma/ azalma olmayan bir noktada kalacak; ya da çok h›zl› bir biçimde düflecek. Sizce hangisi olacak?” Bundan 20-30 y›l önce Meadows, nüfusun artmaya devam edece¤ini düflünüyordu. Öyleyse neden flimdi, nispeten de yak›n gelecekteki bir aflamada h›zla düflmeye bafllayaca¤›n› düflünüyor? “flu an sürdürülebilir bir durumda de¤iliz”, diyor. Meadows’a göre, sürdürülebilir bir gelecek için hayatî önemdeki üç olguyu kavramam›z gerekiyor: ‹lki, sürdürülebilir kalk›nma için gerekli bilginin yeni teknolojilerde de¤il, toplumsal alanda oldu¤u. “As›l ihtiyac›m›z olan fley kültürel de¤iflim,” diyor Meadows, “bilgimiz zaten var.” ‹kincisi, bu de¤iflimin çok yak›n bir gelecekte gerçekleflmesi gereklili¤i. “Öyle 30-40 y›l›m›z yok,” diye uyar›yor Meadows. Üçüncüsü ise, hükümetler ve ekonomi programlar›, k›sa vadeli büyümeyi hedefledi¤i sürece, --ne kadar yenilikçi ya da ne kadar etkili olursa olsun-hiçbir gerecin ifle yaramayaca¤› gerçe¤i. Meadows, ‘kolay’ ve ‘zor’ sorunlar aras›nda da bir ayr›m yap›yor. Örne¤in zor sorunlar; temelde do¤ru olmakla birlikte k›sa vadede zararl› olabilecek çözümler gerektiren sorunlard›r. Bu yüzden, politikac›lar seçim öncesinde bu çözümleri pek benimsemiyor. Wuppertal Enstitüsü’nün k›demli bilimcilerinden, Avrupa’daki yeflil ve ekolojik hareketlerde çok etkili bir kifli olan yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 20 Wolfgang Sachs, sürdürülebilir bir gelecek aç›s›ndan gerekli olan köklü kavramsal dönüflümleri sa¤lamak için bilimin insanl›¤a çok ihtiyac› oldu¤una inan›yor. ‘Sahiplik’, ‘üretim’ ve ‘tüketim’ gibi sözcüklerin bireysel ihtiyaçlar›n karfl›lanmas›n› vurgulad›¤›na dikkat çeken Sachs, buna karfl›l›k ‘eriflim’, ‘tedarik’ ve ‘kullan›m’ gibi sözcüklerin çok daha fazla toplumsal nitelik tafl›d›¤›n› belirtiyor. Sachs, e¤er kozmopolitli¤e do¤ru yol alacaksak ve dünyay›, çat›flan ç›karlar›n ve birbirine rakip devletlerin savafl meydan› olarak görmek yerine bir insanlar toplulu¤u olarak görmeye bafllayacaksak; h›z, yavafll›k ve uzay gibi kavramlar› tekrar gözden geçirmemiz gerekti¤ine de dikkat çekiyor. Sachs’a göre, betimleyici-niceliksel bilimlerin etkisi, “insanlar say›lar› gerçe¤in bir göstergesi olarak görme e¤iliminde” oldu¤u için gere¤inden fazla hissediliyor. Sachs, maliyet-kazanç analizinin bilhassa çok zararl› sonuçlar› oldu¤unu öne sürüyor; çünkü Sachs’a göre bir formül, tamamen say›sal bir sonuca ulaflmay› amaçlar, öte yandan (insan ve hayvanUNEP’ten uluslararası panel Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Uluslararası Sürdürülebilir Kaynak Yönetimi Paneli’nin resmi açılışını, 8-10 Kasım tarihlerinde Budapeşte’de üçüncüsü düzenlenen Dünya Bilim Forumu’nda duyurdu. Panelin temel hedefi, “hem yenilenebilir hem de yenilenemeyen kaynakların kullanımının, bütün yaşam döngüsü üstündeki çevresel etkilerinin bağımsız bilimsel değerlendirmesini yapmak,” şeklinde tanımlandı. Panel, “ekonomik kalkınma, kaynak verimliliği ve arz güvenliği meselelerini,” göz önünde bulundurarak, “kaynak kullanımı ile çevresel etkileri ekonomik kalkınmadan ayırma konusunda bilgi paylaşımına katkıda bulunacak.” Panelde, kaynak yönetimi, ekosistem hizmetleri, sürdürülebilir tüketim ve üretim, atık önleme ve geri dönüşüm gibi alanlarda ve sosyo-ekonomik konularda uzman, uluslararası ölçekte tanınmış 20 bilimci çalışıyor. Panelin yönetim kurulu, 15 hükümetin temsilcisinden oluşuyor, ancak genel strateji ve çalışma planı konularında hükümet üyelerinden 20 kişiye kadar destek alınabiliyor. UNEP’in kaynak paneliyle ilgili ayrıntılı bilgiye <www. unep.fr/sustain/initiatives/resourcepanel> adresinden ulaşabilirsiniz. Wuppertal Enstitüsü’nden malzeme ak›fl› ve at›k yönetimi uzman› Stefan Bringezu, AB’nin uzun vadeli (25 y›ldan fazla) kaynak stratejisi hedeflerinden birinin, önce GSY‹H’y› kaynak kullan›m›ndan ay›rmak, sonra da kaynak kullan›m›n› çevresel etkilerden ay›rmak oldu¤unu söylüyor. Bringezu, ham tüketim rakamlar›n›n, tüketime yönelik fiili kaynak kullan›m›na iliflkin rakamlardan çok daha düflük oldu¤unu belirtiyor. Örne¤in, Avrupa’da kifli bafl›na tüketim y›lda 20 ton iken, bu tüketimi mümkün k›lan kaynak kullan›m› kifli bafl›na y›lda 50 tona ulaflabiliyor. Bringezu, biyokütle ve bitkisel yak›tlar›n da ideal seçenekler olmad›¤›n› söylüyor ve ekliyor, “Tüketim azalt›lmad›kça, dünyan›n artan yak›t talebi yaln›zca minerallerden biyokütleye geçerek karfl›lanamaz”. Bringezu’ya göre göz önüne al›nmas› gereken baz› etkenler flunlar: “Nüfusunun büyük bölümü yeterli yiyecek bulamayan ülkelerde bile topra¤›n g›da amaçl› ürün yerine, yak›t amaçl› ürün yetifltirmek için kullan›lmas›; büyük ölçüde mono kültür tar›m yüzünden tür çeflitli¤inin azalmas›; ve orman, savan v.b. alanlar›n yok edilmesi sonucu gerçekten artan sera gazlar›. Bringezu, 60 litre yak›t elde etmek için gereken ürünün, bir insan› bütün bir y›l boyunca doyurabilece¤ini söylüyor. Ashok Koshla, Yeni Delhi’de bulunan ve teoride kalmay›p sürdürülebilir yaflam do¤rultusunda somut ürünler ortaya koyan Kalk›nma Alternatifleri isimli giriflimin kurucusu ve baflkan›. Dünyadaki ekonomik eflitsizlikler karfl›s›nda flaflk›nl›¤›n› gizleyemeyen Koshla, dünya nüfusunun yaklafl›k %60’›n›n “oldukça sefalet içinde yaflad›¤›na,” dikkat çekiyor. Koshla, 1.3 milyar insan›n temiz içme suyundan yoksun oldu¤unu, gerçek say›n›n ise muhtemelen çok daha yüksek oldu¤unu belirtiyor. Bu çarp›c› gerçe¤e bir de, 570 gram alt›n tak› yapabilmek için ortalama 20 ton topra¤›n kaz›ld›¤› bilgisini ekliyor. Koshla, herhangi bir sürdürülebilir kalk›nma stratejisinde, toplumsal adalet, geçim kaynaklar›, temel ihtiyaçlar ve çevre güvenli¤ine eflit derecede önem verilmesi gerekti¤ini vurguluyor. Koshla’ya göre, insanl›¤›n önünde üç temel seçenek var: ‹lki, zihniyetin ayn› kald›¤› ve korkunç sonuçlar do¤uracak olan, ancak küresel flirketlerin destekledi¤i, “eskisi gibi devam etme” yaklafl›m›. ‹kincisi, belli ürünlerin verimlili¤ini yükseltmeyi içeren ve ulusal ölçekte refah art›rma stratejisi olarak tan›mlanabilecek, “faktoring/ k›smî finansman sistemi”. Bu ikincisi, ilkine göre çok daha iyi olsa da, üçüncü ve en iyi seçene¤e– yani insan›n, zaten kald›rabilece¤inden fazla bir yük alt›ndaki yeryüzüne etkisini azaltacak sistem de¤iflimi/ s›çrama yaklafl›m›na k›yasla çok yetersiz kal›yor. Q K A PA K K O N U S U FORUM söyleşi Baştrafı sayfa 5’te M mi olacak? Bu gezegen üstünde kaç kiflinin yaflayabilece¤i, büyük ölçüde bu tercihe ba¤l›. Nüfus azalacak, oras› kesin! Bu düflüfl iki biçimde gerçekleflebilir: ya do¤um oran›n› azalt›r›z, ya da do¤a ölüm oran›n› art›r›r. Ama ne zaman? Bu karmafl›k sistemler zamanla nas›l bir de¤iflim geçirir? Beni düflündüren bu. Ben, insanl›¤›n gelece¤e bak›p da kendi iradesiyle de¤iflmesi yönünde hiçbir dayanak görmüyorum. Bence de¤iflimler, zorda kald›¤›m›z için gerçekleflecek. Bundan kast›m bir felâket de¤il. Bu demek de¤il ki bütün türler yeryüzünden bir anda silinip gidecek. Demek istedi¤im, önümüzde yo¤un bir de¤iflim dönemi ve iki seçene¤imiz var. Zenginler ve güçlüler k›sa vadede sahip olduklar› yaflam standard›n› korumaya çal›fl›p di¤erlerinin can›na okuyabilir. Ya da flöyle diyebiliriz: “Bak›n, hepimiz ayn› gemideyiz, o yüzden baz› fleyleri k›smak, paylaflmak ve bu zorlu dönemi birlikte atlatmak zorunday›z.” ‹kincisi daha anlaml› bir tercih olur. Siyasetçiler önlem almakta çok mu geç kaldı? Evet, art›k çok geç. 1970’lerde yine [Macaristan Bilim Akademisi’ne ait] bu odada, yüzy›l›n sonuna do¤ru çok büyük sorunlarla karfl›laflaca¤›m›z› söylüyordum. Bunu birçok konferansta da söyledim. Hiçbir fley olmad›! 30 y›l önce de ayn› tart›flmalar› yap›yorduk. [Siyasetçiler] bir rüya âleminde yafl›yor. ‹nsanl›k, dünyan›n uzun vadeli kald›rma kapasitesinin çok üstünde art›k. Fizikî büyüme önümüzdeki y›llarda bir zaman mutlaka duracak. Bugün kula¤›m›za su k›tl›¤›yla ilgili söylentiler geliyor, yak›nda yiyecek k›tl›¤›ndan bahsedildi¤ini de iflitece¤iz. Ama as›l belâ iklim de¤iflikli¤i ve enerji. IPPC ve Kyoto, s›cakl›k art›fl›n›n 2 °C’yi geçmemesi için CO2 oran›n› 450’de (metreküp bafl›na parçac›k) sabitlememiz gerekti¤i konusunda hemfikirdi. Bu bir fantazya! Küresel s›cakl›k flimdiden 0.7 °C yükseldi, ekosistemler çoktan kontrolümüzden ç›kt›. Denizler yükseliyor, Kuzey Kutbu buzullar› kütlelerinin %80’ini kaybetti, kurakl›k sorunu giderek büyüyor. Di¤er yanda orman yang›nlar›. ‹ki derece yükseldi¤inde yaflamay› nas›l sürdürece¤iz İKİ DÖRTTEN İYİDİR: Trafikteki araçların yalnızca üçte birinin otomobil olduğu Amsterdam’da bir sürücü bisikletini büyük bir bisiklet parkına bırakıyor. ‘Hibrid otomobiller konusunda pek iyimser değilim. Ama bisikletlerden umutluyum.’ Allah aflk›na? Bilimsel bir say› de¤il bu, siyasî bir say›. Siyasetçilere gidip “Art›k çok geç,” derseniz size, “Tamam o zaman, bofl verin gitsin. Madem çok geç, o zaman yiyip içip keyfimize bakal›m, bizden fedakârl›k beklemeyin,” derler. O yüzden siyasetçilere hâlâ yap›labilecek bir fleyler oldu¤unu söylemek gerek. Peki yeni teknolojiler bu sorunlar için çözüm olabilir mi? Hay›r. Ben bir bilim adam›y›m, y›llar›n mühendislik profesörüyüm. Kimya diplomam var, Atom Enerji Komis-yonu’nda çal›flt›m. Bilim tutkunuyum ve bilimsel araflt›rmalar yap›yorum. Ancak bu mesele zamanlamayla ilgili. Önümüzdeki on y›l boyunca, enerji a盤›yla bafla ç›kmak zorunday›z. Otomobillerimizi ya da di¤er fleyleri on y›l içinde tamamen de¤ifltiremeyece¤iz. Bir laboratuar buluflunun günlük yaflam›m›za girmesi 30-40 y›l al›r. Bizim o kadar vaktimiz yok. Ancak, büyük bir bilgi birikimimiz var, bunlar› bir araya getirebilir ve flu andaki bilgimizi kullanabilirsek, ilginç çözümler üretebiliriz. Ben hibrid otomobiller konusunda pek iyimser de¤ilim. Ama bisikletlerden umutluyum. Bisikletlerin, otomobillerden, trenlerden, uçaklardan ve di¤er tafl›tlardan daha az CO2 sald›¤› kesin. İyimser olmak için bir nedenimiz var mı peki? Evet, var. Enerjiyi o kadar verimsiz kullan›yoruz ki, yaflam standard›m›zdan çok büyük fedakârl›klar yapmadan tasarruf etmenin inan›lmaz yollar› var. Bunu yapmak için gereken teknoloji elimizde. Yepyeni bir teknolojiye ihtiyac›m›z yok. Tek yapmam›z gereken elimizde olan› en iyi flekilde kullanmak. Q K›sa bir süre önce, 2020 y›l›na gelmeden Almanya’da benzinin karneyle da¤›t›laca¤›na dair 1,000 avroya bahse girdim. Çünkü benzinin fiyat› çok yükselecek. Ve Almanya’daki gibi bir siyasî sistemde zenginlerin istedikleri her fleye ulaflmas›, yoksullar›nsa hiçbir fleye sahip olamamas› kabul edilemez. Almanya ve Fransa buna izin vermez. Ama Kenya, Somali ya da belki Rusya, bilemiyorum... Bahse girdi¤imde benzinin varili 50 dolard›, flimdi 100 dolar. Üç y›l içinde varili 200 dolara ç›kacak. Art›fl sürecek. REUTERS Politika üretenler ne yapacak bu durumda? 21 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR R E C B Ü LT E N İ | türkiye Dünyada ve Türkiye’de sürdürülebilirlik çabalarının geleceği için kritik viraj Bali sonrası Kopenhag öncesi E Yunus Arıkan ndonezya’n›n Bali adas›, 3-15 Aral›k 2007 tarihlerinde BM ‹klim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi’nin (BM‹DÇS) 13. Taraflar Konferans›’na (COP13) ve Kyoto Protokolü’nün 3. Taraflar Buluflmas›’na (COP/MOP3) ev sahipli¤i yapt›. 10’dan fazla ülkenin baflbakan ya da devlet baflkan›, 150 kadar ülkenin çevre bakan› düzeyinde temsil edildi¤i; çok say›da maliye ve sanayi bakan›n›n kat›ld›¤›; uluslararas› finans kurulufllar›n›n ilk kez para ve maliye politikalar›na çevre ve sürdürülebilirlik gözlü¤üyle bakmaya zorland›¤›; diplomatlar›n ve uluslararas› kurulufllar›n üst düzey yöneticilerinin kameralar›n karfl›s›na bazen göz yafllar›, bazen öfke, bazen de yürekten kucaklaflmalarla ç›kt›¤›; 1,500’ü aflk›n gazetecinin izledi¤i Bali zirvesi, muhtemelen 1992 Rio Zirvesi’nden sonra, dünya kamuoyunun en yo¤un flekilde izledi¤i uluslararas› çevre toplant›s› oldu. Bali Toplant›lar› gerçekten de; nedenleri, sonuçlar› ve çözüm önerileriyle, iklim de¤iflikli¤inin hemen hemen tüm çevre sorun ve süreçlerinin odak noktas› haline geldi¤inin; dahas›, bu özellikleri nedeniyle, be¤enilse de be¤enilmese de, kabul edilse de edilmese de, iklim de¤iflikli¤inin art›k dünyan›n gelece¤ini (ya da geleceksizli¤ini) tayin etti¤inin, çevre camias› d›fl›ndaki tüm sektör ve aktörlerce de kabul edildi¤i dönüm noktas› olarak an›lacak. 1992’de Rio’da beraber kurguland›¤› ‘çölleflmeyle mücadele’ ve ‘biyoçeflitlilik’ alanlar›na yönelik uluslararas› süreçlerden farkl› olarak, iklim de¤iflikli¤i camias›n›n, çal›flma alan›n› mütevazi ‘koruma’ eksenli çabalar›n ötesine tafl›y›p, ‘düflük karbon ekonomisi’ gibi yeni bir ekonomik ve ekolojik döngüyü hedeflemesi, Bali Toplant›lar› ile doru¤a ulaflan bu baflar›n›n temel nedeni olarak de¤erlendirilebilir. Nitekim, en genel ölçekte, tüm sürdürülebilir kalk›nma çabalar›n›n yerel, ulusal ve küresel ölçekteki uygulamalar› dikkate al›nd›¤›nda, elde edilen kazan›mlar›n, iklim de¤iflikli¤i süreci ile bütünleflmedikçe son derece s›n›rl› kald›¤› ya da sürdürülebilir olmad›¤› görülüyor. Elbette di¤er alanlarda da az›msanmayacak baflar›lar elde edildi. Örne¤in, 2002’da Havana’daki Çölleflmeyle Mücadele Sözleflmesi 6. Taraflar Konferanyeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 22 s›’nda, geliflmekte olan ülkeler, çölleflme ve tar›m aras›nda do¤rudan iliflki kurarak, bu kararlar›n› ayn› y›l Cancun’da yap›lan Dünya Ticaret Örgütü (WTO) toplant›s›nda savunmay› kararlaflt›rm›flt›. Nitekim, Havana’y› ciddiye almayan geliflmifl ülkeler, Cancun hezimetini önceden görememifl, bu da dünya ekonomisi için son derece önemli ve belki de etkisi bugün bile hissedilebilen sonuçlar do¤urmufltu. Çölleflmeyle mücadele camias›, 20. yy’daki fosil yak›t ça¤›n›n, bir anlamda ‘eski dünya’n›n sonunu Havana’da nas›l haz›rlad›ysa, belki de ilerleyen y›llar, Bali Türkiye için, “Bali’den Sonra, Kopenhag’dan Önce” yanıtlanması gereken sorular: 1- Mevcut ABD federal yönetiminin Kyoto Protokolü konusundaki konum ve tutumu nedeniyle, 2012 sonrası müzakerelerinin BMİDÇS ve KP olmak üzere iki hatta ilerlediği düşünülürse, 2008 ABD başkanlık seçimleri sonrasında bu çift başlılığın ortadan kaldırılması mümkün olabilir mi? 2- ABD federal yönetiminin, 2009 başından itibaren Kyoto Protokolü’ne daha yakın bir politika izlemesi halinde, Protokol dışında kalmayı sürdüren Türkiye bu süreçten nasıl etkilenir? 3- Aslen 1997’de BMİDÇS’ye taraf olmadığı için Kyoto Protokolü Ek-B Listesi’nde yer almayan ve diğerlerinden farklı konumdaki bir Ek-I ülkesi olan Türkiye, Protokol’e katılmasa da, Protokol’ün ve eklerinin gözden geçirme müzakereleri, Türkiye’nin 2012 sonrasındaki konumu ve yükümlülüklerine yönelik bazı sonuçlar doğurabilir mi? 4- Bali Eylem Planı ile Çin, Brezilya ve Hindistan gibi ülkeler dahi 2012 sonrasında sera gazı salımlarını ‘bir şekilde’ azaltabileceklerini kabul ederken, Türkiye, hâlen mevcut KP Ek-B dışı konumuyla, sera gazı salımlarının azaltılması ya da kontrolü konusunda “hiçbir yükümlülüğe girmemeyi”, 2012 sonrasında da sürdürebilir mi? 5- 2001’deki 26/CP7 numaralı kararıyla Ek-II Listesi’nden çıkarılarak gelişmiş ülkeler arasında olmadığı kesinleşen, ancak, yıllık toplam 600 milyar doları ve kişi başına 7,500 doları aşan GSYİH’si, 300 milyon ton CO2 eşdeğerini aşan yıllık sera gazı salımı ile AB katılım sürecindeki bir OECD üyesi olan Türkiye’nin, gelişmekte olan ülkeler arasında, 2012 sonrasında sera gazı salımlarının azaltılması ya da kontrolü konusunda konumu ne olabilir? 6- Diğer Ek-I ülkelerinden farklı olduğu kabul edilen ve 2008-2012 dönemi için sera gazı salımlarının azaltılması ya da kontrolüne yönelik bir hedefi bulunmayan tek Ek-I ülkesi olan Türkiye, KP’nin mevcut yapısı ve 26/CP7 kararı dikkate alındığında, 2009’dan önce KP’ye katılırsa ne kaybeder? 7- Türkiye, Kyoto Protokolü’ne 2008’den sonra katılırsa ne kazanır? 8- AB’nin, Kyoto Protokolü’nü ve buna yönelik önlemleri iç hukukunun bir parçası haline getirmesi, ayrıca, 2012-2020 arası döneme yönelik olarak hem sera gazı salımlarının azaltılması hem de iklim değişikliğinin etkilerine uyum konusunda yeni mevzuat hazırlıklarını yürütmesi; tam üyelik sürecindeki Türkiye’nin, orta ve uzun vadeli iklim değişikliği politikalarını ve müzakere pozisyonunu nasıl etkileyebilir? 9- BMİDÇS Ek-I Listesi’nde yer almayan Kıbrıs (GKRY) ve Malta’nın, AB üyeliklerindeki ilk sekiz yıl boyunca (2012’ye dek), sera gazı salımlarının azaltımı konusunda ne AB ne de BMİDÇS kapsamında bir yükümlülük üstlenmemeleri; hâlen KP Ek-B Listesi’nde yer almadığı için bir sera gazı salım azaltım ya da kontrol yükümlülüğü bulunmayan Türkiye’ye, gerek BMİDÇS ve KP, gerek AB katılım müzakerelerinde, 2012 sonrasında ve AB katılımı öncesinde ya da sonrasında ne tür avantajlar sağlar? HTTP://IISD.CA HTTP://IISD.CA türkiye | R E C B Ü LT E N İ HTTP://IISD.CA KORUMANIN ÖTESİNDEKİ HEDEFLER: Konferans sırasında içeride hararetli tartışmalar olurken, dışarıda da farklı gösteriler ve sivil etkinlikler gerçekleştirildi (solda); IPPC Başkanı Rajendra Pachauri, üst düzey yetkililere Oslo'dan hitab ediyor, (en üstte); Endonezyalı sivil örgütler "İklim için hemen şimdi eylem" istiyor, (üstte). Endonezya’l› küçük k›z›n, “kararlar›n›z› bürokrat ya da diplomat oldu¤unuzu düflünerek de¤il, ayn› zamanda birer anne ve baba oldu¤unuzu hat›rlayarak ve biz çocuklar› düflünerek al›n,” 盤l›¤›n›n, önümüzdeki günlerde Bangkok’ta, Bonn’da, Tokyo’da, Poznan’da, Kopenhag’da görüflmelere kat›lacak müzakerecilerin kulaklar›nda her an yank›lanmas›n› sa¤lamakla mümkün. Bali Toplant›lar›, Türk heyetinin, 2001’de Marakefl’te gerçekleflen 7. Taraflar Konferans›’ndan bu yana en aktif oldu¤u konferanst›. Her ne kadar Bali’de bakan düzeyinde temsil edilmemeleri; Türkiye ve Belarus’un, KP Ek-B’de yer almayan iki Çizelge 1. İklim değişikliği alanında karar alma süreçlerindeki dönüm noktaları Dönem 1990/ 1992 1995/ 1997 2007/ 2009 Süreç Sonuç Bilimsel Süreç: IPCC 2. Değerlendirme Raporu Siyasî Süreç: AWBM (Berlin Buyruğu Geçici Çalışma Grubu) Bilimsel Süreç: IPCC 4. Değerlendirme Raporu Kyoto Protokolü (KP) Bilimsel süreç: IPCC 1. Değerlendirme Raporu Siyasî Süreç: INC (Hükümetlerarası Müzakere Komitesi) Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) Siyasî Süreç: 1. Hat - BMİDÇS; Bali Eylem Planı 2. Hat - KP; AWG (Ek-I/B) 3. Gözden Geçirme (Tüm Taraflar) 2012 Sonrası İklim Değişikliği Rejimi için Yeni Uluslararası Anlaşma BM‹DÇS Ek-I Ülkesi olmalar›n›n yan› s›ra ikinci ortak yönleri olarak öne ç›ksa da; Türk hükümetinin, Bali’de ilk kez Üst Düzey Bölümde bir AB aç›klamas›n› desteklemesi ve son günkü tarihi oturumda Türkiye’nin, aralar›nda AB, Çin, Hindistan, Brezilya, Pakistan’da dünyan›n büyük ço¤unlu¤u ile ayn› safta oldu¤unu aç›klamas›, Bali’de Türk heyetinin kaydetti¤i di¤er önemli baflar›lar olarak de¤erlendirilebilir. Ayr›ca, REC Türkiye Ofisi’nin 6. Madde Ulusal Odak Noktas› kapsam›nda 2005’ten bu yana Türkiye’nin dört bir yan›nda ve her türlü platformda sürdürdü¤ü “STK’lar›n BM‹DÇS’ye Akreditasyonu” ça¤r›s›n›n 2007 sonunda ses bulmas›, Bali’yi Türkiye için dönüm noktas› yapan bir di¤er geliflmeydi. TEMA Vakf›’n›n çevre kurulufllar› (ENGOs), Enerji Ekonomisi Derne¤i’nin de araflt›rma kurulufllar› (RINGOs) kapsam›nda BM‹DÇS Sekretaryas›’na akredite olmas›; Do¤a Derne¤i’nin ve Türkiye Çevre Platformu’nun bu yöndeki ilk ad›mlar› atm›fl olmas›, Türk STK’lar›n›n Bali sonras› süreçlere daha aktif ve bilinçli kat›lmas›n› sa¤lamas› beklenebilir. COP13’e kat›lan kamu ve sivil toplum kurulufllar›n›n, REC Türkiye’nin davetiyle, 9 Ocak 2008’de ilk kez kamuya aç›k bir toplant›da bir araya gelerek Bali süreci ve sonras› için ilk görüfl ve önerilerini paylaflmas›, bu yöndeki ilk olumlu bafllang›ç olarak de¤erlendirilebilir. Q Toplant›lar› ile beraber iklim de¤iflikli¤i camias›n›, 21. yy’da kaç›n›lmaz bir zorunluluk olan ve eflitlik, yenilenebilirlik, verimlilik, dayan›flma ilkeleri üstünde yükselmesi gereken ‘yeni dünya’n›n ya da ‘düflük karbon ekonomisi’nin mimar› olarak tan›mlayacak. Bali Eylem Plan› ve Kyoto Protokolü’nün 2012 sonras› müzakerelerinin 2009 sonunda Kopenhag’da gerçeklefltirilecek 15. Taraflar Konferans›’nda netleflmesi bekleniyor. Ancak bu sürecin çevre ve iklim de¤iflikli¤i camias› aç›s›ndan tam anlam›yla hedefe ulaflmas›; Bali’de 14 Aral›k Cuma günkü resmi oturumda çocuk ve gençlik kozas› ad›na söz alan Yunus Arıkan, REC Türkiye İklim Değişikliği Çalışma Programı Yöneticisi 23 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR R E C B Ü LT E N İ | türkiye KAPASİTE GELİŞTİRME REC TÜRKIYE ARŞİVİ Su için seminer SU YÖNETİMİ ÖNCELİKLİ: REC Çevre Politikaları Birimi'nden Jovanka Ignjatovic, 'AB Su Çerçeve Direktifi' hakkında bilgi veriyor. I REC Türkiye, çevre STK’lar›n›n çevresel karar alma mekanizmalar›na kat›l›m›n› destekleyen çal›flmalar›n› sürdürüyor. “AB Uyum Sürecinde Türkiye’de Su Yönetimi” konulu seminer 27-28 Kas›m 2007’de Ankara’da gerçekleflti. Seminere 41 STK ve 11 kamu kurumu temsilcisi kat›ld›. Türkiye, AB’ye çevresel uyum sürecinde su yönetimine öncelik veriyor. AB’nin ilgili mevzuat›n›n omurgas›n› oluflturan Su Çerçeve Direktifi ise ‘Havza Yönetim Planlar›’n›n kat›l›mc› bir yaklafl›mla haz›rlan›p uygulanmas› ön flart›n› koyuyor. Su yönetimi konusunda halka hem haklar hem de sorumluluklar yükleyen bu direktifin, Türkiye mevzuat› ile uyumlaflt›r›lmas› ve uygulamas› s›ras›nda sivil topluma önemli bir ifllev düflüyor. Sivil toplumun bu ifllevi gerekti¤i gibi yerine getirmesi için AB Su Müktesebat› ve özellikle Su Çerçeve Direktifi hakk›nda yeterli bilgiye sahip olmas›; ülkemizdeki kat›l›m olanaklar›n› bilmesi ve yeni AB üyesi ülkelerin direktifi uyumlaflt›r›rken halk›n kat›l›m› konusunu nas›l ele ald›klar›n› örneklerle görmesi önemli. REC Türkiye taraf›ndan düzenlenen seminerin ilk gününde “AB Su Mevzuat› ve Türkiye’nin Uyum Çal›flmalar›” ile ilgili sunumlar yap›ld›. AB’nin Su Mevzuat› (Su Çerçeve Direktifi ve ilgili di¤er direktifler), Türkiye’nin AB Su Mevzuat›na Uyum Çal›flmalar› ve AB Uyum Sürecinde Su Mevzuat›n› Uygulama Stratejisi ve Altyap› Çal›flmalar› konular›na de¤inildi. ‘Su Yönetimine Halk›n Kat›l›m›’ temal› ikinci günde, AB Su Mevzuat›nda Halk›n Kat›m› ile ‹lgili Gereklilikler, AB Üyesi Ülkelerden Baflar›l› Örnekler: Su Yönetimine Halk›n Kat›l›m› ve STK’lar›n Rolü, ve Türkiye’de Su Yönetiminde Halk›n Kat›l›m› için Var Olan Mekanizmalar ve Deneyimler, konulu sunumlar›n ard›ndan kat›l›mc›lar, ‘Türkiye için AB Sürecinde Su Yönetimine Halk›n Kat›l›m› için Olas› Mekanizmalar; STK’lar›n sürece Deste¤i Nas›l Olabilir?’ konusu üstünde grup çal›flmalar› gerçeklefltirdi. Ayr›nt›l› bilgi ve seminer sunumlar› için <www.rec.org.tr> yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 24 İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İklim Değişikliği Politikalarının Tanıtılması tamamlandı “Türkiye’de ‹klim De¤iflikli¤i I Politikalar›n›n Tan›t›lmas›” bafll›kl› proje, 2006-2008 y›llar› aras›nda, AB Çevre Genel Müdürlü¤ü LIFE Fonu’ndan sa¤lanan destekle, REC Türkiye’nin eflgüdümünde yürütüldü. Projede, Çevre ve Orman Bakanl›¤› Çevre Yönetimi Genel Müdürlü¤ü ve Exergia flirketi proje orta¤›, ‹talyan Çevre ve Arazi Bakanl›¤› ise eflfinansör olarak yer al›yordu. Ocak 2006’da bafllayan proje etkinlikleri Ocak 2008’de tamamland›. Projenin kapan›fl toplant›s›, 9 Ocak 2008’de yap›ld›. Projedeki çal›flmalar›n ele al›nd›¤› toplant›da ayr›ca, 1990-2004 dönemi sera gaz› envanterinin de¤erlendirilmesi, iklim de¤iflikli¤i ile savafl›mda düflük/ s›f›r maliyetli önlemler, uluslararas› iklim de¤iflikli¤i rejimi, iklim de¤iflikli¤ine uyum ve Türkiye konular›n›n ele al›nd›¤› sunumlar yap›ld›. Kapan›fl toplant›s›ndaki panelde ise, 3-14 Aral›k 2007’de Bali’de yap›lan 13. Taraflar Konferas›’na kat›lan Türk heyetinde yer alan temsilciler, STK’lar› temsilen TEMA Vakf›, Do¤a Derne¤i, Heinrich Böll Stiftung Derne¤i’nden yetkililer yer ald›. Kyoto Protokolü’nün 2012 Sonras›ndaki döneminde Türkiye için seçeneklerin, Türkiye’deki STK’lar›n uluslararas› sürece daha etkin kat›l›m› için seçeneklerin tart›fl›ld›¤› ve heyetin Bali izlenimlerini aktard›¤› kapan›fl konferans› ‹nternet’ten canl› olarak yay›mland›. Böylece Türkiye’de ilk kez iklim de¤iflikli¤i ile ilgili bir toplant› ‹nternet’ten canl› yay›mlanm›fl oldu. <http://reclife.sempozyum.tv> adresinde bir y›l boyunca izlenebilecek. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KuzeyGüneyDoğuBatı sergisi Anadolu’da I KuzeyGüneyDo¤uBat› Foto¤raf Sergisi 2007-2008 Türkiye Program› Haziran-Mart döneminde gerçekleflen 10 sergi ve dört panel ile tamamland›. Kocaeli, Konya, Bursa, Çanakkale, Trabzon, Samsun, Eskiflehir, Diyarbak›r, Kayseri ve ‹stanbul’daki sergilerin yan› s›ra Bursa, Çanakkale, Trabzon ve Diyarbak›r’da da paneller düzenlendi. Ziyaretçiler, 90 foto¤raf›n ve iklim de¤iflikli¤i ile ilgili ilginç ve çarp›c› aç›klamalar›n yer ald›¤› kitap盤› ücretsiz olarak edindi. Yerel ortaklar›n düzenleme aflamas›nda verdi¤i büyük destekle, yerel kamu kurumlar›, STK’lar, medya kurulufllar› ve halk›n kat›l›m›yla gerçek- lefltirilen panellerde ise iklim de¤iflikli¤i ile ilgili güncel bilgiler paylafl›ld› ve tart›flmalar yap›ld›. 3-15 Aral›k 2007’de Bali’de gerçekleflen ve Kyoto Protokolü’nün 2012 sonras› dönemde nas›l sürece¤i konusunun ele al›nd›¤› 13. Taraflar Konferans› ve bu konferans›n ulusal, uluslararas› yans›malar›n›n aktar›ld›¤›, sivil örgütlerin iklim de¤iflikli¤i tart›flmalar›na en etkin kat›l›m› için fikirlerin paylafl›ld›¤›; sera gaz› sal›mlar›n›n azalt›lmas›, iklim de¤iflikli¤inin olumsuz etkilerine uyum için yerel çözümlerin sunuldu¤u panellere büyük ilgi gösterildi. Sergi yerel ve uulusal bas›nda da genifl yer buldu. ÖZEL PROGRAMLAR Sürdürülebilirlik için liderlik ve değişim I REC Türkiye ve Bo¤aziçi Üniversitesi’nin iflbirli¤iyle Avrupa Birli¤i Kat›l›m Sürecinde ‹fl Dünyas› için Sürdürülebilir Kalk›nma Sertifika Program›, ifl dünyas›n›n sürdürülebilir kalk›nma alan›ndaki rolünü güçlendirmeyi amaçl›yor. ‹talya Çevre, Toprak ve Deniz Bakanl›¤› deste¤iyle yürütülen program›n dersleri 29 Mart-28 May›s 2008 aras›nda gerçeklefliyor. Programa, Aygaz, Koç Holding, Brisa Bridgestone gibi Türk ifl dünyas›n›n büyük kurumlar›ndan toplam 12 kifli kat›l›yor. ‘Sürdürülebilir Kalk›nman›n ‹lkeleri’, ‘AB Kat›l›m Süreci ve Sürdürülebilir Kalk›nma’, ‘Sürdürülebilirli¤e Sektörel Bak›fl Aç›s›’ ve ‘‹fl Dünyas› için Sürdürülebilir Kalk›nma Uygulamalar›’ bafll›kl› dört modülden oluflan program›n üçüncü modülü ‘‹klim De¤iflikli¤i ve Enerji’ ile ‘Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol’ olmak üzere iki seçmeli dersten olufluyor. Türk ve yabanc› pek çok de¤erli bilimci ve uzman›n konuflmac› olarak kat›ld›¤› program›n dersleri Bo¤aziçi Üniversitesi Bebek kampüsünde Çarflamba ve Cumartesi günleri yap›l›yor. türkiye | R E C B Ü LT E N İ KAPASİTE GELİŞTİRME I REC Türkiye’ nin, Kapasite Gelifltirme Programlar› kapsam›nda düzenledi¤i ‘Genç Çevreciler’ E¤itim Program›’n›n alt›nc›s›, 25 fiubat-1 Mart 2008 tarihleri aras›nda Ankara’da gerçekleflti. Çevre STK’lar›n›n genç üyelerinin daha aktif rol üstlenmesini ve güncel çevre sorunlar›na yönelik çözüm çabalar›nda daha etkin olmalar›n› destekleyen program, bu kez 17 farkl› örgütün 20-30 yafl aras›ndaki gönüllü ve profesyonel çal›flanlar›n› bir araya getirdi. ‘Gelece¤i Birlikte fiekillendirelim’ slogan›yla bir hafta süren programda, kat›l›mc›lar ve e¤itimciler karfl›l›kl› iletiflim içinde grup çal›flmalar› gerçeklefltirdi ve fikir al›fl-veriflinde bulundu.. E¤itimin kurumsal bölümlerinde kat›l›mc›lar, STK’lar›n yönetsel konularda karfl›laflt›¤› sorunlara çözüm önerileri sunmak amac›yla, grup çal›flmas› kapsam›nda hayalî STK’lar›n› kurdu; e¤itim boyunca örgütlerinin vizyonunu, misyonunu belirleyip, stratejik planlamalar›n› ve e¤itmenler taraf›ndan belirlenen proje tasar›mlar›n› gerçeklefltirdi; malî planlamalar›n› yapt›. Türkiye’nin önde gelen bilimcileri ve çevre uzmanlar›n›n deneyim ve birikimlerini paylaflt›¤›, güncel çevre sorunlar›n›n ele al›nd›¤› söyleflilerde de kat›l›mc›lar çevre sorunlar› ile ilgili son geliflmeleri aktif biçimde tart›flt›. <www.rec.org.tr> REC TÜRKIYE ARŞİVİ Yeni Genç Çevreciler ARTIK GELENEKSEL: Genç Çevreciler eğitimi sivil topluma 15 gönüllü daha kazandırdı. HİBE PROGRAMI REC destekli projelerde gelişmeler Elektronik ağlar çalıştayı REC TÜRKIYE ARŞİVİ LEYLEKLERLE BULUŞMA: Projeler sürerken, REC Türkiye ekibi de bu projeleri ziyaret ediyor. ÇEVRESEL BİLGİ I Avrupa Birli¤i Genel Sekreterli¤i’nin faydalan›c›s› oldu¤u, ‘Kat›l›m Öncesi Süreçte Sivil Toplumun Güçlendirilmesi STK Hibe Program›’ Türkiye’de sivil toplumun gelifltirilmesi amac›yla farkl› kulvarlarda çal›flan STK’lar›n projelerini destekliyor. Bu flemsiye program alt›nda, kad›n haklar›, tüketici haklar›, çocuk haklar› ve engelli haklar› konusundaki projelerin yan› s›ra çeve ile ilgili projeler de var. REC Türkiye Hibe Program›, çevre konusunda hibe alan 17 projenin yürütülmesini izleme ve de¤erlendirme; proje yürütücülerine teknik ve proje yönetimi konular›nda destek olma görevini üstlendi. Türkiye’nin farkl› bölgelerinde ve farkl› çevre konular›nda halk›n bilinçlenmesini ve karar süreçlerine kat›l›m›n› desteklemeyi amaçlayan bu 17 proje Aral›k’ta bafllad›. 10 ayl›k süre içinde çok ifl yapmaya çal›flan STK’lar h›zla ifle koyuldu ve yar›flmalardan e¤itim faaliyetlerine, SOS telefonundan flenliklere kadar de¤iflen renkli etkinlikleri gerçeklefltirmeye bafllad›. REC Türkiye de, hibe alan kurulufllar›n bu baflar›lar›n› ve ilerlemelerini duyurmak için, web sitesinde ‘REC Projelerinden Haberler’ k›sm›n› oluflturdu. Bu bölümde; ‹nsan ve Do¤a Derne¤i’nin Do¤a Bilgi A¤› Projesi kapsam›nda yapaca¤› e¤itimlerden; Elaz›¤ Anadolu Kalk›nma ve E¤itim Derne¤i’nin ‘Yerel Çevre A¤›’ projesi kapsam›nda bir izleme ve takip faaliyeti gerçeklefltirmek için kurdu¤u SOS telefon hatt› ile Kad›n Çevre Aktivistleri E¤itim Program›’n›n içeri¤inden; Bursa Karaa¤aç Köyü’nde bu y›l dördüncüsü yap›lacak Uluslararas› Leylek fienli¤i’nin 24-25 May›s’ta gerçekleflece¤inden ve daha birçok güncel geliflmeden haberdar olmak mümkün, <www. rec.org.tr/sayfa.asp?id=88> I ‹lki Ekim 2007’de gerçeklefltirilen “Çevre STK'lar› için elektronik a¤lar çal›fltay›”n›n ikincisi, ilk çal›fltaya kat›lan kurumlara eklenen yeni kurumlarla birlikte 12-14 Aral›k tarihlerinde yap›ld›. ‹lk çal›fltayda, elektronik a¤lar›n yap›land›r›lmas› ve iflletilmesinde kullan›lan araçlar›n ifllenmesinin ard›ndan ikinci çal›fltayda a¤›rl›kl› olarak at›lacak somut ad›mlar, elektronik a¤›n içeri¤i ve iflleyifl ilkeleri, altyap›s› ve kullan›m flekli ile ilgili taslaklar haz›rland›. Kat›l›mc›lar›n tamam›, bu a¤›n bir paylafl›m alan› ve çal›fltaya kat›lan çekirdek gruptan bafllayarak, Türkiye’deki di¤er çevre STK’lar›n›n bilgi ve belge paylafl›m›n› kolaylaflt›racak bir araç olmas› gerekti¤i konusunda hem fikir oldu. Üç gün süren grup çal›flmalar› sonunda, bir ifl plan› ve görev da¤›l›m› haz›rland›. Yeni ve kullan›fll› baz› ‹nternet araçlar›ndan faydalanarak haz›rlanacak olan elektronik a¤a, bir y›l süreyle REC Türkiye ev sahipli¤i yapacak. A¤ kapsam›nda bir çevre ‘wiki’si hazrlanacak, ‘RSS Feed’ araçlar› ile a¤ üyelerine güncellemeler ile iglili devaml› bilgi ak›fl› sa¤lanacak, ‘forum’ ve ‘blog’larla tart›flma ve paylaflma ortamlar› oluflturulacak. Tüm bu güncel araçlar›n kullan›m›n› yayg›nlaflt›rmak ve bu araçlar arac›l›¤›yla bilgiye ve belgelere ulaflmay› kolaylaflt›rmak, bu a¤›n en önemli hedeflerinden biri olacak. <www.rec.org.tr> <http://ankaraworkshop.gn.apc.org>. 25 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR R E C B U LT E N İ | haber ETKİNLİKLER REEEP medya ödülünü kazananlar belli oldu I REEEP’in düzenledi¤i birinci “Orta ve Do¤u Avrupa’da Sürdürülebilir Enerji Haberleri’nde Medya Ödülleri” sahiplerini buldu. Ödül, Orta ve Do¤u Avrupa’da sürdürülebilir enerji alternatiflerine medyan›n genifl yer vermesini amaçl›yordu ve yar›flmaya çok say›da baflvuru oldu. Birincilik ödülü, “Litvanya’n›n yeni nükleer santral›: sa¤layaca¤› kâr, bedelini gerçekten karfl›layacak m›?” bafll›kl› haberiyle Letonya Ulusal Radyosu’ndan Vajda Pilibalyte’ye verildi. ‹kincilik ödülü, Bulgarian Utilites Magazine dergisinden, sürdürülebilir enerji konulu yaz› dizisiyle Atanas Georgiev’e verilirken; Mladen Il›ckovic, H›rvat Televizyonu için haz›rlad›¤›, “Letonya ve H›rvatistan’daki Küçük Hidroelektrik Santraller” bafll›kl› haberiyle üçüncülük ödülünün sahibi oldu. Ödüller, REC/ REEEP Orta ve Do¤u Avrupa ile Türkiye Bölge Sekreteryas›, ve Birleflik Krall›k Enerji Araflt›rma Merkezi taraf›ndan 2008 bafl›nda düzenlenen etkinlikte verildi. Ayr›nt›l› bilgi için <[email protected]> adresinden REEEP proje müdürü Judit Balint’e ulaflabilirsiniz. REEEP HABERLERİ ZSOLT BAUER Macaristan, uluslararası yenilenebilirler ortaklığına katılıyor ŞİMDİ RESMÎ: Macaristan’ın Birleşik Krallık büyükelçisi Nichols, bir yanında Osterkorn (solda) diğer yanında Garamhegyi ile birlikte imzalanan anlaşmayı gösteriyor. I Macaristan, 24 Eylül 2007’te ‹ngiltere’nin Budapeflte’deki Büyükelçili¤i’nde yap›lan imza töreniyle, Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimlili¤i Ortakl›¤›’n›n (REEEP) 36. resmi orta¤› ve Do¤u Avrupa’n›n ikinci ülkesi oldu. Ortakl›k anlaflmas›, Macar hükümeti ad›na Ekonomi ve Ulaflt›rma Bakanl›¤› vekili Abel Garamhegyi, Macaristan’›n ‹ngiltere Büyükelçisi John Nichols ve REEEP Uluslararas› Sekreteryas› müdürü Marianne Osterkorn taraf›ndan imzaland›. Törende çeflitli bakanl›klar›n, büyükelçiliklerin, enerji kurumlar›n›n, düzenleyici kurumlar›n, ifl dünyas›n›n, STK’lar›n, akademik kurulufllar›n ve bas›n›n temsilcileri de haz›r bulundu. Macaristan, gücünü REEEP ile birlefltirerek bölgesel politikalar›n gelifltirilmesine katk› sa¤lamay› amaçl›yor. Ülke, yenilenebilir enerji ve enerji verimlili¤i yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 26 programlar›n›n gelifltirilmesi konusunda özellikle komflu ülkelerle iflbirli¤i yapmak istiyor. Garamhegyi, “Macaristan hükümeti, bir yenilenebilir enerji stratejisi tasla¤› ile bir enerji verimlili¤i stratejisi ve bir eylem plan› tasla¤› haz›rlad›. Her ikisi de REEEP’in faaliyet alan›na giriyor,” dedi. Hükümet temsilcisi, 2020’de yenilenebilir enerjinin Macaristan’›n toplam birincil enerji arz›na katk›s›n›n %14 ilâ 16 aras›nda olaca¤›n› belirtirken, ülkenin flimdiden (hedeflenen tarih 2010 idi) %3.6’l›k yeflil elektrik hedefine ulaflt›¤›n› da ekledi. Macaristan bundan sonra da, temiz enerjinin gelifltirilmesini destekleme arzusunda. REEEP üyeli¤i, Macaristan’›n art›r›lm›fl enerji güvenli¤i ve fosil yak›t ba¤›ml›l›¤›n› azalt›lma yönündeki plan- lar›n›n bir baflka göstergesi. REEEP ile uluslararas› iflbirlikleri yapmak; yenilenebilir enerji kaynaklar›n›n daha da gelifltirilmesini sa¤laman›n yan› s›ra komflu ülkelerle deneyim paylafl›m›na da imkân verecek. Yenilenebilir Enerji kaynaklar›n›n teflvikine yönelik Ulusal Strateji’nin yürürlü¤e konmas› ve daha bir çok yasal giriflim ile harekete geçilmifl durumda. Bu politika de¤ifliklikleri, ülkedeki çevre yat›r›mlar› için daha cazip bir ortam yarat›yor. REEEP’nin uluslararas› direktörü Osterkorn, “REEEP, Macaristan’›n kat›lmas›ndan son derece memnunuz. Bölgenin en baflar›l› enerji tasarruf flirketlerine (ESCO’s) sahip ve büyük bir tar›m üreticisi olan ülkenin, biyo enerji konusunda da büyük potansiyeli var,” dedi. Macaristan Ekonomi ve Ulaflt›rma Bakanl›¤›, hükümeti REEEP’te temsil edecek. REEP, hükümetlere ve proje tasar›mc›lar›na örnek olabilecek nitelikte yenilikçi politikalar ve malî modeller gelifltirmeyi hedefleyen 80’in üstünde saha projesiyle tüm dünyada faaliyet gösteriyor. REEEP, Do¤u Avrupa’da, yerel yönetimler, düzenleyiciler, politikac›lar ve uzmanlar gibi paydafllar aras›nda iflbirli¤i, iletiflim ve bilgilenme sa¤lad›¤› gibi; bölgedeki baflar›l› örneklerin yayg›nlaflmas›n› ve enerji verimlili¤i önündeki engellerin kald›r›lmas› için belediyelerle ortak çal›flmalar yürütüyor. REEEP ortakl›¤›n›n, aralar›nda Rusya d›fl›ndaki bütün G8 ülkelerinin de yer ald›¤› 220’den fazla üyesi bulunuyor. Arjantin, Romanya, Singapur, ‹sviçre ve Tunus, yerel yenilenebilir enerji kullan›m› ve enerji verimlili¤i programlar› gelifltirmek amac›yla 2006’da kervana kat›ld›. Ayr›nt›l› bilgi için, Ekonomi ve Ulaflt›rma Bakanl›¤›’ndan Robert Hodosi ile <[email protected]> adresinden; ya da REEEP’ten Judit Balint ile <[email protected]> adresinden ba¤lant› kurabilirsiniz. haber | R E C B Ü LT E N İ YEREL ÇEVRE EYLEM PLANLARI I ‹sveç Uluslararas› Kalk›nma ve ‹flbirli¤i Ajans› (SIDA) ve REC; Bosna Hersek, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya, S›rbistan ve UNSCR 1244’te tan›mlanan Kosova’da, yerel çevre eylem planlar›n›n (YEÇEP) gelifltirilmesini destekleyecek projenin uygulanmas› için bir anlaflma imzalad›. Proje, 19 belediyenin kendi yerel çevre eylem planlar›n› gelifltirmesine destek olacak. Kendi yerel çevre eylem planlar›n› gelifltiren belediyelerin artmas› önemli, çünkü Bosna Hersek ve Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya gibi baz› ülkelerden YEÇEP’lerin gelifltirilmesi resmen talep edilirken; baz› ülkelerin ulusal stratejik çevre belgelerinde yerel planlamaya iliflkin s›ralanm›fl tavsiyeler var. Yerel çevre eylem planlar›n›n gelifltirilmesi, baflar›l› uygulamalara yeni örnekler katarak, bölge halklar›n›n yaflam kalitesini yükseltmek ve sonuçta AB ile yak›nlaflmak için belediyelerin mevcut kapasitelerinin nas›l kullan›labilece¤ini de gösteriyor. Yerel çevre eylem planlar›n›n tamamlanmas›n›n ard›ndan SIDA ve REC, paydafl belediyelerle birlikte yerel çevre projelerine 1.43 milyon avro de¤erinde malî destek sa¤layacak. Uygulamas› Kas›m 2007’de bafllayan projenin, Ekim 2010’da tamamlanmas› bekleniyor. Bu proje ve REC’in di¤er yerel giriflimleriyle ilgili daha fazla bilgi edinmek için <[email protected]> adresinden Srdjan Susic ile ba¤lant› kurabilirsiniz. REC Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa Bölgesindeki çevre sorunlarının çözümüne yardımcı olmak amacıyla çalışan, siyasî görüşlerden ve çıkar guruplarından bağımsız, kâr amacı gütmeyen, uluslararası bir kuruluş olan Orta ve Doğu Avrupa için Bölgesel Çevre Merkezi’nin (REC) Türkiye’deki temsilcisidir. REC bu hedefe ulaşabilmek için sivil örgütler, resmi kurumlar, özel sektör ve diğer çevre paydaşları arasındaki işbirliğini teşvik etmekte, serbest bilgi paylaşımını ve çevre yönetimine toplumsal katılımı desteklemektedir. REC 1990 yılında ABD, Avrupa Komisyonu ve Macaristan tarafından kurulmuştur. Bugünkü yasal zemini, 29 ülke hükümeti ve Avrupa Komisyonu tarafından imzalanan bir sözleşmeye ve Macaristan Hükümeti ile yapılan uluslararası bir anlaşmaya dayanmaktadır. REC’in merkezi Macaristan’da Szentendre’dedir. Hizmet verdiği 17 ülkede; Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Hırvatistan, Karadağ, Letonya, Litvanya, Macaristan, Makedonya, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovakya, Slovenya ve Türkiye’de ülke ofisleri bulunmaktadır. REC’in mevcut bağışçıları, hükümetlerarası ve özel pek çok kurumun yanı sıra Avrupa Komisyonu ile ABD, Almanya, Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Macaristan, Makedonya, İtalya, Japonya, Letonya, Litvanya, Hollanda, Norveç, Polonya, Slovakya, Slovenya, İsveç, İsviçre, Türkiye ve Birleşik Krallık hükümetleridir. SANSASYON YARATMAK: Sırbistan’da, Kikinda belediye başkanı Branislav Blazic, Haziran 2007’de düzenlenen törende Stevanceva Bara rekreasyon alanının açılışını yapıyor. ARNAVUTLUK Rr. Durresit P. 11 Shk. 2, Ap. 12, Tirana Tel/Faks: (355-4) 239-444 E-posta: [email protected] BOSNA HERSEK Kalemova 34 71000 Sarajevo Tel/Faks: (387-33) 263-050, 209-130 E-posta: [email protected] Banya Luka Saha Ofisi Slavka Rodica 1 78000 Banja Luka, RS Bosnia and Herzegovina Tel/Faks: (387-51) 317-022 E-posta: [email protected] BULGARİSTAN Tzar Simeon 42, Ap. 2 1000 Sofia Tel: (359-2) 983-4817 Fax: (359-2) 983-5217 E-posta: [email protected] ÇEK CUMHURİYETİ Senovazna 2, 11000 Prague Tel/Faks: (420-2) 2422-2843 E-posta: [email protected] ESTONYA Ravala str 8 10143 Tallinn Tel/Faks: (372-6) 461-423 E-posta: [email protected] HIRVATİSTAN Djordjiceva 8a Br. 10000 Zagreb Tel: (385-1) 481-0774 Tel/Faks: (385-1) 481-0844 E-posta: [email protected] KARADAĞ Ivana Crnojevica 16/2 81000 Podgorica, Montenegro Serbia and Montenegro Tel/Faks: (381-81) 210-235, 210-236 Kosova Saha Ofisi Kodra e Diellit Rruga 3 Lamela 26, PO Box 160 10000 Pristina Tel/Faks: (381-38) 552-123 E-posta: [email protected] LETONYA Peldu 26/28, 3 LV-1050 Riga Tel/Faks: (371-7) 228-055 E-posta: [email protected] LİTVANYA Svitrigailos g. 7/16 03110 Vilnius Tel: (370-5) 231-0067 Tel/Faks: (370-5) 233-5451 E-posta: [email protected] MACARİSTAN Ady Endre ut 9-11 2000 Szentendre Tel: (36-26) 504-000 Faks: (36-26) 311-294 E-posta: [email protected] MAKEDONYA Ilindenska 118 1000 Skopje Tel/Faks: (389-2) 309-0135, 309-0135 or 306-0146 E-posta: [email protected] POLONYA ul. Grojecka 22/24 02-301 Warsawa, Poland Tel: (48-22) 823-8459, 8239629 Faks: (48-22) 822-9401 E-posta: [email protected] Web: www.rec.org.pl ROMANYA Str Episcop Timus nr. 4, Sector 1, Bucharest Tel: (40-21) 316-7344, 3167345 27 RADOJE LAUSEVIC Güney ve Doğu Avrupa ülkelerinde yoksulluğa karşı Sida ve REC işbirliği Faks: (40-21) 316-7264 E-posta: [email protected] SIRBİSTAN Primorska 31 11000 Belgrade Tel: (381-11) 329-2899 Faks: (381-11) 329-3020 E-posta: [email protected] SLOVAKYA Vysoka 18, 81106 Bratislava Tel: (421-2) 5263-2942 Faks: (421-2) 5296-4208 E-posta: [email protected] SLOVENYA Slovenska cesta 5 1000 Ljubljana Tel: (386-1) 425-6860 Faks: (386-1) 421-0939 E-posta: [email protected] TÜRKİYE İlkbahar Mahallesi, 15.Cadde, 296.Sokak, No:8, 06550 Yıldız-Çankaya, Ankara Tel: (90 312) 491 9530 Faks: (90 312) 491 9540 E-posta: [email protected] | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR Yasal Boyut Yeşil ombudsman belli değil Macar Parlamentosu, cumhurbaşkanının ilk adayını geri çevirdi ADAYI REDDEDİLDİ: Solyom yeniden deneyecek. Parlamento, Vedegylet (Gelece¤i Koruyal›m) sivil örgütünün giriflimi ile, 1993 tarihli Parlamento Komisyonu Üyeleri (Ombudsmanlar) Yasas›’nda de¤ifliklik yap›lmas›na ve mevcut insan haklar› temsilcili¤inin yerine yeni bir yeflil ombudsman konumu oluflturulmas›na iliflkin bir yasa tasar›s›n› Kas›m’da onaylam›flt›. Vedegylet’in eski üyelerinden olan Solyom, 2000’de de böyle bir yasa tasar›s› için lobi faaliyetlerinde bulunmufl, ancak tasar›n›n kabulü için gerekli siyasî deste¤i o zaman bulamam›flt›. Buna ra¤men Vedegylet iflin peflini b›rakmad› ve sonunda yasa tasar›s›n›n oybirli¤iyle kabul edilmesini sa¤lad›. Yeflil ombudsmanl›k (resmî ad› Gelecek Kuflaklar›n Ombudsman›) konumunun oluflturulmas›, gelecek y›llarda, sürdürülebilir kalk›nma ve çevre koruma çal›flmalar›na daha önce hiç görülmemifl biçimde yard›mc› olabilir. Ombudsmanl›k, vatandafllar›n sa¤l›kl› bir çevrede yaflama hakk›n› gözetmeye dayanan bir makam ve bu anlamda Avrupa’da ve dünyada bir ilk. Sadece Finlandiya’da ve ‹srail’de benzer kurumlar var. Yeni ombudsman›n yasal yetkisi eskisinden fazla olacak. Yeni ombudsman›n en önemli yetkisi, çevresel izinleri ve (ço¤u yerel yönetimler taraf›ndan verilen) iflletme ruhsatlar›n›, ilgili makamlar› göreve ça¤›rarak ask›ya alabilme yetkisi olacak. Yeni ombudsman, gerekti¤inde özel mülkiyete eriflebilecek ve bir soruflturma s›ras›nda özel belgelere ulaflma hakk›na da sahip olacak. fiu an için ombudsman, sorunlara dair yasal ba¤lay›c›l›¤› olmayan fikir beyan etme hakk›na sahip; ancak ombudsman›n yetkilerinin geniflletilmesi, onun, tavsiye kararlar› ötesinde, çevre ihlâlleri söz konusu oldu¤unda, sorunlara üst idarî düzeyde çözüm aramas› ve hukukî iflleme baflvurmas› anlam›na geliyor. Ombudsman›n ayr›ca, devam eden yarg› süreçlerine müdahale etme ve ihlâllerin ayr›nt›lar›n› kamuya aç›klama gibi yetkileri de olacak. Macaristan’da halen görev yapmakta olan ombudsmanlar›n, yasalar› ihlâl etti¤inden kuflku duyulan özel flirket, kurulufl veya sivil toplum kurulufllar› gibi tüzel kiflileri dava etme yetkisi bulunmuyor. Ancak insan haklar› ombudsman›, k›sa süre önce Parlamento’ya baflvurarak temyize gitme ve yarg›ya gitme konusunda yetkilerinin art›r›lmas› talebinde bulundu. Yeflil ombudsman›n bir di¤er önemli fark› ise, kamu sektöründen ziyade, çevreye zarar› daha büyük olan özel flirketlere odaklanacak olmas›. Adayl›¤› reddedilen Boldizsar Nagy, Macaristan’da yeflil ombudsmanl›¤›n oluflturulmas›n›n eski destekçilerinden ve ülkede bu fikrin ra¤bet görmesinde bafl› çekenlerden. Nagy ayn› zamanda, 19931997 döneminde görülen ve Tuna Nehri üstünde ikinci bir hidroelektrik santral› projesinin iptâliyle sonuçlanan BosNagymaros Baraj› davas›nda, Uluslararas› Adalet Divan›’nda Macaristan’› temsil etmiflti. Nagy’nin ombudsmanl›k için yeniden aday gösterilme olas›l›¤› çok yüksek. Q Macaristan Cumhurbaflkan› Laszlo Solyom’un, Parlamento’daki befl siyasî partinin tümünün deste¤iyle k›sa süre önce oluflturulan ‘yeflil’ ombudsman görevi için, ELTE Hukuk Fakültesi ö¤retim üyesi ve uluslararas› avukat Boldizsar Nagy’yi aday göstermesiyle bafllayan siyasî çekiflme, 17 Aral›k’ta adayl›¤›n reddedilmesiyle sonuçland›. REUTERS Magdolna Toth Nagy YEŞİL BAKIŞ Çevreyle uyum için yeni bir araç! Avrupa Birliği Bölgesel Kalkınma Programlarının Çevreyle Uyumunda Bir Araç Olarak Ortaklık Bölgesel Kalkınma Programlarının Yeşillendirilmesi Ağı (Greening Regional Development Programmes - GRDP) tarafından hazırlanan bu rapor, çevresel ortakların programa katılımına odaklanarak, mevcut AB Yapısal Fon yardımlarını yönetme konusunda iyi uygulamaları ortaklık aracılığıyla özetlemeyi amaçlıyor. AB’ye katılım sürecinde, AB malî desteğinin ülkemizin altyapı ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir kaynak oluşturabileceği gerçeğinden yola çıkarak, yayının şeffaf, katılımcı ve demokratik süreçlerde kullanılabilmesi hedefleniyor. Daha fazla bilgi için Yeşim Çağlayan, REC Türkiye Çevresel Bilgi Programı Tel: (90-312) 491 95 72, E-posta: [email protected] yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 28 YEŞİL BAKIŞ Bilişim Teknolojileri Ayzen Atalay Vatandaş gazeteciliği karar verdi ve böylece, halen dünyan›n 200 flehrinde aktif olan IMC do¤du. IMC’nin içeri¤ine üyeleri karar veriyor. Herkesin istedi¤i haberi, foto¤raf› koyma hakk› var. ‹nternet teknolojilerinin geliflerek iletiflim a¤lar›n›n kurulmas›yla vatandafl gazetecili¤i daha etkin olmaya bafllad›. Art›k vatandafllar profesyonel bir e¤itim almadan da gazetecilik yapabiliyor. Örne¤in bir vatandafl belediye meclisi toplant›s›yla ilgili düflüncelerini, bildiklerini kendi blogunda yazabilir; ya da online bir forumda tart›flabilir. Ya da haber de¤eri olan bir foto¤raf çekip, ‹nternet ile da¤›tabilir. Kendi video haberini oluflturup YouTube’da yay›mlayabilir. Art›k okuyucu/ seyirci, haberlere seyirci kalmakla yetinmiyor haber yazma süreçlerinin bir parças› oluyor. Bu yeni gazetecilik anlay›fl› elefltirileri de beraberinde getiriyor. Vatandafl gazetecilerin ne denli objektif olabilecekleri tart›fl›l›yor; vatandafl gazetecili¤iyle yap›lan haberlerin do¤rulu¤u, içerik kalitesi de elefltiri platformuna tafl›n›yor, <www.answers.com>. Biliflim teknolojilerindeki geliflmeler sadece ‘vatandafl gazetecili¤i’ gibi yeni bir yay›nc›l›k anlay›fl›n› getirmekle kalm›yor, klasik anlamda çal›flan yay›nc›lara da yeni alanlar aç›yor. Haber portallar› buna en somut örnek. Bu portallarda yer s›n›r› olmaks›z›n, istenen uzunlukta, istendi¤i kadar haberi ‹nternet arac›l›¤›yla yay›mlamak mümkün. Portallar›n bir baflka özelli¤i, çok say›da kategoriyi de bar›nd›rmas›. NTVMSNBC içindeki ‘Do¤al Hayat’ kategorisi buna bir örnek. ‹nternet, yay›n- HEM EYLEMCİ HEM HABERCİ: Eylemciler artık sadece etkinliklere katılmakla kalmıyor, onları belgeleyip haber de yapabiliyor. c›lar için genifl bir alan veriyor. Bu da sadece çevre haberlerini yaz›p, duyurman›n ötesine geçme flans› tan›yor. Bu f›rsat› kullanan Do¤al Hayat kategorisinde çevre haberlerinin yay›mland›¤› haberler bölümünün ötesinde, organik tar›m›n ifllendi¤i ‘beslenme’, Türkiye’deki eko-turizm imkânlar›n›n anlat›ld›¤› ‘gezi’ sayfalar› ve haber dosyalar› da yer buluyor. Vatandafl köfle yazar› ‘Muzaffer Abla’ da, vatandafl gazetecili¤inin sitedeki ilginç bir örne¤i. Profesyonel gazeteci olmayan, ancak çevre uzman› (gerçek ad› sakl›) Muzaffer Abla, vatandafllar›n sorular›n› mizahî bir anlat›mla yan›tlarken, Türkiye’nin ilk ‘vatandafl köfle yazarlar›’ aras›nda yerini al›yor. Q Biliflim teknolojileri sayesinde art›k herkes güncel olaylarla ilgili birbirini bilyorumda bulunabiliyor. gilendirip Bloglar, ‹nternet sayfalar›, portallardaki haberlere yap›lan yorumlar, wikiler, forumlar, elektronik mesajlar ve benzeri mecralar sayesinde yepyeni bir gazetecilik flekli do¤du. Kimi buna bireysel yay›nc›l›k diyor, kimi tabandan örgütlenmifl medya, kimi de vatandafl gazetecili¤i. Ad› ne olursa olsun bu yeni anlay›flta art›k sadece profesyonel yay›n organlar›ndan gelen tek tip bilgi yok. Gördü¤ünü, iflitti¤ini, düflündü¤ünü, çekti¤i foto¤raflar›, görüntüleri paylaflmaya haz›r gönüllü vatandafllar sayesinde farkl› bilgilere ulaflabiliyoruz. Vatandafl gazetecili¤inde, bireyler bilginin toplanmas›, analizi ve da¤›t›m›nda aktif rol oynuyor. Yani okuyucular kendi gündemlerini oluflturuyor. Daha önce, vatandafllar›n haberlere kat›l›m›, ancak haber merkezlerine telefonlar› ve mektuplar› ile oluyordu ki, bunlar›n da haberler üstündeki etkisi s›n›rl›yd›. ‹nternet teknolojileri sayesinde dünyaya gelen vatandafl gazetecili¤inin tohumlar›, 1999’da Seattle’daki Dünya Ticaret Örgütü (WTO) toplant›s› aleyhtarlar›n›n, ilk ba¤›ms›z medya merkezini, The Independent Media Center’› (IMC) kurmas›yla at›ld›. Muhalifler, kitle bas›n›n›n dikkatini çekmenin tek yolunun, yollar› kapatarak eylem yapmak oldu¤unu farketmiflti. Ancak kitle bas›n›, aktivistlere sadece polisle mücadele ederken 60 saniye yer veriyor; neyi, neden protesto ettiklerinin detay›n› vermiyordu. Sonunda muhalifler alternatif bir model yaratmaya NAFİZ GÜDER Bilişim teknolojilerinin yeni bir çocuğu oldu _________ Ayzen Atalay, <dogalhayat.ntvmsnbc.com> portalı editörü Kendisi küçük içeriği büyük yayın! İklim Değişikliğinin Etkileri, Etkilenebilirlik ve Uyum Üzerine Nairobi Çalışma Programı ve Sözleşme Kapsamındaki Çalışmalar Yayın, Nairobi Çalışma Programı etkinlikleri ile ilgili olarak, bugüne kadar gerçekleştirilen ilerlemeler konusunda okuyucuya fikir veriyor; mevcut çıktıları, çalıştaylardan elde edilen temel sonuçları, programa katılım için yeni yöntemleri ve ileride yapılacak olan çalışmaları tanıtıyor. Bu etkinlikler, Beş Yıllık Çalışma Programı için planlanan işlerin bir bölümünü oluşturuyor. Yayın İklim Değişikliği alanında yapılacak çalışmalar için bir rehber niteliğinde. Daha fazla bilgi için Yunus Arıkan/ Gülçin Özsoy, REC Türkiye İklim Değişikliği Çalışma Programı Tel: (90-312) 491 95 53, E-posta: [email protected] / [email protected] 29 | OCAK - MART 2008 | yeşil UFUKLAR YEŞİL BAKIŞ Satın almak ya da almamak Etik alışveriş için tüketicilerin ayrıntılı ve güvenilir bilgiye ihtiyacı var on Want gibi STK’lar›n raporlar›ndan yararlanarak, bir flirket ve/ veya ürüne, 20 puan en çevre dostu olmak üzere, 120 aras›nda bir puan vermek için 19 ölçüte bak›yor. Ölçütlerden baz›lar›flöyle: çevresel bilgilendirme, nükleer güç, iflçi haklar›, insan haklar›, silahlanma, sorumsuz pazarlama, hayvanlar üstünde deney, enerji verimlili¤i, siyasî faaliyet, ve ürünlerin organik olup olmad›¤›veya Âdil Rekabet kurallar›na uygun olup olmad›¤›. Bu yüzden, bir MP3 çalar ya da difl macunu, fasulye konservesi, cep telefonu, votka, buzdolab›, tuvalet ka¤›d›, bebek arabas›, ekmek, makyaj malzemesi, çad›r ve hatta ‹nternet bankac›l›¤›hizmeti, herhangi bir fley almadan önce bu raporlara bir göz atmak iyi olabilir. Raporlar›n ço¤u ücretsiz, tamam›na da ufak bir abonelik ücretiyle eriflilebiliyor. Boykot Haberleri sayesinde, Shell (Nijerya’da çevre tahribat›), Tesco (kiflisel bilgi toplamak için ürünlere çip yerlefltirilmesi), Nouvelle (tuvalet ka¤›d› yap›m›nda bâkir ormanlar›n kullan›lmas›), Adidas (baz›futbol ayakkab›lar›nda kanguru derisi kullan›lmas›), Caterpillar (‹srail ordusuna buldozer tedariki), Nestle (bebek sütünün sorumsuzca pazarlanmas›) ve Starbuck’s (Etiyopyal› çiftçilerin bardak bafl›na topu topu 2 kurufl kazanmas›) gibi flirketlerin neden boykot edildi¤ini de ö¤renebilirsiniz. Küresel Isınma ve Türkiye'nin Güneş Projeleri Doç. Dr. Çetin Göksu, Güncel Yayıncılık, 2008, 192 sayfa Dünyadaki yaflam, insanl›¤›n ve tüm canl›lar›n gelece¤i büyük bir risk alt›nda. Fosil yak›tlar ve sanayi kökenli çevre kirlili¤i büyük bir tehdit yaratt›: küresel iklim de¤iflimi. Bilimsel veriler, son y›llarda hemen her gün üstünde konuflulan küresel iklim de¤ifliminin bir gerçek oldu¤unu ortaya koyuyor. Oysa elimizde küresel iklim de¤iflimine karfl› etkin bir gereç var; temiz, do¤al ve ucuz bir enerji kayna¤› olan günefl. Günefl enerjisi, 4,000 y›l önce bile Anadolu’da yaflayan uygarl›klar taraf›ndan biliniyor ve kullan›l›yordu. Bugün dünyan›n birçok ülkesi günefl enerjisinden yararlanma amaçl› politikalar uyguluyor ve gelifltiriyor. Bir günefl ülkesi olan Türkiye de henüz geç kalm›fl de¤il. Çetin Göksu, bu kitapta, Türkiye'nin günefl enerjisinden nas›l yararlanabilece¤ini ve neler yap›labilece¤ini somut örneklerle anlat›yor. Günefl tatil köyünden ekoköylere dek uygulamal› örnekler bu çal›flmada bulunabilir. Q Kâr amac›gütmeyen bir iflçi kooperatifi olan Etik Tüketici Araflt›rma Derne¤i (ECRA), 20 y›l› aflk›n süredir yeflil tüketici rehberleri ve raporlar› haz›rl›yor. Etik Tüketici Dergisi’nde bas›lan bu raporlar›n ço¤una internet’ten de eriflmek mümkün ve bu raporlara her ay ortalama alt› rapor ekleniyor. ECRA’n›n web sitesi iki portala ayr›lm›fl: (tüketici rehberleri) <www.ethiscore.org> ve (Boykot Haberleri ile sürdürülebilir üretim ve tüketime dair bilgiler) <www.ethical -consumer.co.uk>. fiirketler ve flirketlerin çevresel faaliyetlerine iliflkin bilgi toplayan (Corporate Watch ve Multinational Monitor gibi) baflka STK’lar ve gözcü kurulufllar olsa da, 10,000’den fazla flirketi sistematik biçimde araflt›r›p bu denli genifl bir ürün grubu yelpazesiyle ürünlere iliflkin kay›t tutmas› aç›s›ndan Etik Tüketici muhtemelen tek. Etik Tüketici Dergisi, ‘flirketlerin, markalar›n arkas›nda kalan k›s›mlar›’na (örne¤in geri kazan›lm›fl k⤛t üreticisinin bir yandan bâkir ormanlar› kesip kesmedi¤ine) bak›yor. Etik Tüketici; gazetelerden, devlet arflivlerinden, sa¤l›k ve güvenlikle ilgili mahkeme kay›tlar›ndan ve Friends of Earth (Yeryüzü Dostlar›), Oxfam, War Q Daniel Swartz Kitaplık İleri doğru bir adım! Küreselleşen Dünyada Avrupa Güvenlik ve refah için siyasi seçenekler Kitap bugün içinde yaşadığımız yeni dünyanın ana hatlarını açık bir biçimde ortaya koyuyor. Yüzleşilmesi gereken yeni güçlükler gibi, yeni fırsatlar da olduğunu vurguluyor. Avrupa Birliği’nin yeni küresel güçlükler karşısında oynayacağı rolün ivedi olarak tanımlaması gereğinden yola çıkan kitap, verdiği mesajla bizi, doğrudan uygulamaya geçirilebilecek somut eylemler üstünde daha derin düşünmeye sevkediyor. Daha fazla bilgi için Yeşim Çağlayan, REC Türkiye Çevresel Bilgi Programı Tel: (90-312) 491 95 72, E-posta: [email protected] yeşil UFUKLAR | OCAK - MART 2008 | 30 SEMİNER DİZİSİ: SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN ORTAKLIKLAR Karadeniz Ülkelerinde Sürdürülebilir Kamu Politikaları ve Özel Sektör Uygulamaları 15 - 24 Haziran 2008, İstanbul, Türkiye • 29 Eylül – 7 Ekim 2008, Venedik, İtalya Seminer programı, Karadeniz kıyısında bulunan 6 ülkenin merkezi hükümet, yerel yönetim ve iş dünyasının üst düzey yöneticilerini biraraya getiriyor. Katılımcılar, İstanbul ve Venedik’te bulunacakları 10’ar gün boyunca, iklim değişikliği ve doğal kaynak yönetimi başta olmak üzere sürdürülebilir kalkınmada güncel gelişmeleri izleyecek ve işbirliği olanaklarını tartışacak. İletişim için: 0 212 258 21 68 0 312 491 95 30 www.sustainabilityseminars.info