Untitled - Qafqaz University

Transkript

Untitled - Qafqaz University
AZERBAYCAN
EKONOMĐSĐ
AZERBAYCAN EKONOMĐSĐ
MAKRO EKONOMĐK VE SEKTÖREL ANALĐZ
Redaktör
MAKRO EKONOMĐK VE SEKTÖREL ANALĐZ
Dr. Cihan BULUT
Dizgi
Sahib Kazımov
Dr. Osman Nuri ARAS
Qafqaz Üniversitesi Yayın Komisyonunun 05 sayılı 28.03.2003
tarihli teklifi ve Đdare Heyeti’nin 29.08.2003 tarih, 2003/10.02
sayılı kararıyla üniversite Kafkasya Araştırmaları Merkezi yayını
olarak basılmasına karar verilmiştir.
ISBN: 9962-28-011-10
QAFQAZ ÜNĐVERSĐTESĐ
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI MERKEZĐ
YAYINLARI NO: 2
Q
41358167548
© Qafqaz University
121-2003
ÖNSÖZ
GENEL BĐLGĐLER
35 yılı aşkın bir süre Azerbaycan yönetiminde birinci derecede söz sahibi
olan Haydar Aliyev’in ifade ettiği gibi “Azerbaycan son 12 yılda azap ve eziyetli, ancak şerefli bir dönem yaşamıştır”. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler
Birliği (SSCB) ve bütün dünyada 1980’li yılların ortalarında başlayarak devam
eden sosyal ve siyasal sürecin kaçınılmaz bir sonucu olarak Azerbaycan, 18
Ekim 1991’de bağımsızlığını elde etti.
1991 yılında elde edilen bağımsızlık tıpkı 1918 yılında elde edilen
bağımsızlık gibi verilen şehitler, akıtılan kanlar sonucunda kazanıldı. Böylece
Azerbaycan bağımsız bir devlet olarak, 20. yüzyılın sonunda, tarih sahnesinde uluslararası ekonomik ve politik denge unsuru olmaya başladı.
Azerbaycan’da, geçen oniki yıllık süre içerisinde, ekonomi liberal bir
bakış açısıyla serbest piyasa şartlarına göre yeniden yapılandırılmaya
çalışıldı. Yeniden yapılanma süreci, hem reel piyasalara hem de mali
piyasalara yönelik oldu.
Bölgeye yönelik yabancı yatırımların ilk durak noktası olan Azerbaycan’ın özellikle enerji sektörüne yabancı sermaye yatırımları başarılı şekilde
devam etmektedir.
Kısaca Azerbaycan’ın geçen bu sürede siyasi, sosyal ve ekonomik
bağımsızlık ve kalkınma açısından olumlu anlamda önemli mesafe aldığı
görülmektedir. Gelinen nokta dikkate alındığında, daha çok ve önemli adımların atılması gerekmektedir. Gereken hukuki ve idari düzenlemelere rağmen
uygulamaya ve ekonomik göstergelere yansıyan olumlu gelişmelerle 21.
yüzyılda Azerbaycan dünyanın gelişmiş, sivil, güçlü bir devleti olmaya
namzettir.
Bu eser ile, Azerbaycan’da görev yaptığım dört yılı aşkın süre içerisinde Azerbaycan ekonomisi ile ilgili bilgi birikimimi bir araştırma kitabı haline
getirmeye çalıştım. Çalışma süresince başta Qafqaz Üniversitesi’nin öğretim
kadrosu olmak üzere Azerbaycan’lı ve Türkiye’li bir çok akademisyenin desteğini gördüm. Bu çerçevede, çalışmaya katkılarından dolayı Öğr. Gör. Hezi
Eynalov, Öğr. Gör. Nesimi Kamalov, Dr. Cihan Bulut ve Dr. Ayhan Erdal,
Öğr. Gör. Dilare Elmaya ve katkıda bulunan başka herkese teşekkür ederim.
Tabii çalışma süresinde maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen eşime ve
biricik oğluma da teşekkürü bir borç bilirim.
Çalışmanın Azerbaycan ekonomisine ilgi duyan herkese faydalı olması
temennisiyle.
Dr. Osman Nuri ARAS
Resmi Adı
Başkenti
Kuruluş Tarihi
Bağımsızlık Tarihi
Önemli Şehirleri
:
:
:
:
:
Yönetimi Biçim
Resmi Dili
Yüzölçümü
Para Birimi
Para Birimi Paritesi
Nüfusu
Nüfus Yoğunluğu
Ortalama Ömür
Dinler
:
:
:
:
:
:
:
:
:
Coğrafi Koordinatları
:
Komşuları
:
Büyük Gölleri
:
Adalar
Nehirler
:
:
[email protected]
Bakü-2003
i
ii
Azerbaycan Cumhuriyeti
Bakü
28 Mayıs 1918
18 Ekim 1991
Bakü, Gence, Sumgayıt, Mingeçevir,
Alibayramlı, Şeki, Lenkeran.
Cumhuriyet
Azerbaycan Dili
86.600 km2
Manat
1 $ = 4920 Manat (2003)
8.200.000
94.7 (kişi/km2)
72
Müslüman %93.5, Rus Ortodoks
%2.4, Ermeni Ortodoks %2.3,
Diğer %1.8
440 – 520 Doğu Meridyeni, 380 – 440
Kuzey Meridyeni
Güneyde 756 km Đle Đran ve 13 km
ile Türkiye, Kuzeyde 390 km ile
Rusya, Kuzeybatıda 480 km ile
Gürcistan ve Batıda 1007 km ile
Ermenistan.
Dünyanın en büyük gölü Hazar
Denizi (Yüzölçümü 400.000 km2,
derinliği 1025 m), Sarısu, Ağgöl,
Ağzıbirçala, Mehman, Büyükşor,
Hacıkabul.
Pirallahi, Çilov, Karazira, Büyükzira
Kür, Aras, Alazani, Samur, Terter,
Kanık, Genceçay ve Beylegan.
3.3. Hizmetler ................................................................................ 80
ĐÇĐNDEKĐLER
1.2. Bağımsızlık Sonrası Birinci Dönem (1991-1994) ..................... 11
1.3. Bağımsızlık Sonrası Đkinci Dönem (1995-2000) ....................... 15
1.4. Bağımsızlık Sonrası Üçüncü Dönem (2001 ve Sonrası)........... 21
1.5. Değişim Sürecinin Genel Değerlendirmesi .............................. 24
3.3.1. Eğitim ........................................................................................ 80
3.3.2. Sağlık ........................................................................................ 83
3.3.3. Turizm ....................................................................................... 84
3.3.4. Finans ....................................................................................... 87
3.3.4.1. Bankacılık.......................................................................... 87
3.3.4.2. Sigortacılık......................................................................... 96
3.3.4.3. Menkul Kıymetler Borsası................................................... 98
3.3.5. Ulaşım (Nakliyat) ve Haberleşme ................................................ 99
3.3.5.1. Deniz Yolu Ulaşımı............................................................100
3.3.5.2. Kara Yolu Ulaşımı .............................................................102
3.3.5.3. Demir Yolu Ulaşımı ...........................................................104
3.3.5.4. Hava Yolu Ulaşımı ............................................................104
3.3.5.5. Boru Hattı Ulaşımı.............................................................105
3.3.5.6. Haberleşme ......................................................................106
3.3.5.7. Yeni Đpek Yolu Projesi .......................................................109
3.3.6. Đnşaat .......................................................................................112
ĐKĐNCĐ BÖLÜM .................................................................. 26
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ......................................................115
MAKRO EKONOMĐK ANALĐZ
HAZAR ENERJĐ KAYNAKLARININ EKONOMĐK ÖNEMĐ
GĐRĐŞ ................................................................................... 1
BĐRĐNCĐ BÖLÜM ................................................................. 3
AZERBAYCAN EKONOMĐSĐNĐN DEĞĐŞĐM SÜRECĐ
3
1.1. Bağımsızlık Öncesi Dönem .......................................................5
1.1.1. Sovyetler Birliği ve Sonu ...............................................................5
1.1.2. Sovyetler Birliği’nde Azerbaycan ...................................................9
26
2.1. Gayri Safi Milli Hasıla.............................................................. 26
2.2. Enflasyon................................................................................ 31
2.3. Đstihdam.................................................................................. 33
2.4. Özelleştirme ........................................................................... 36
2.5. Devlet Bütçesi......................................................................... 42
2.6. Döviz Kuru.............................................................................. 44
2.7. Dış Ticaret .............................................................................. 47
2.8. Dış Borçlar.............................................................................. 53
2.9. Çevre ve Ekoloji...................................................................... 55
2.10. Nüfus.................................................................................... 56
4.1. Petrol ve Doğal Gaz Potansiyeli............................................ 115
4.2. Petrol ve Doğal Gaz Anlaşmaları .......................................... 117
4.2.1. Asrın Anlaşması: “Azeri”-“Çırak”-“Güneşli” Yatakları Anlaşması ..120
4.2.2. "Karabağ" Yatağı Anlaşması......................................................124
4.2.3. "Şahdeniz" Yatağı Anlaşması ....................................................125
4.2.4. “Eşrefi” – “Dan Ulduzu” Yatağı Anlaşması ..................................127
4.2.5. “Lenkeran-Deniz” – “Talış-Deniz” Yatakları Anlaşması................128
4.2.6. "Yalama" Yatağı Anlaşması .......................................................129
4.2.7. “Abşeron” Yatağı Anlaşması ......................................................130
4.2.8. “Nahçıvan” Yatağı Anlaşması ....................................................130
4.2.9. “Oğuz” Yatağı Anlaşması...........................................................131
4.2.10. “Kürdaşı” – “Kirgan” – “Arazdaşı” Yatakları Anlaşması ..............131
4.2.11. “Đnam” Yatağı Anlaşması .........................................................132
4.2.12. “Alov” - “Şark” - “Araz” Yatakları Anlaşması ..............................132
4.2.13. “Yanan Tava” - “Ateşgah” - “Muğan Deniz” Yatakları Anlaşması133
4.2.14. “Zafer” - “Meşel” Yatakları Anlaşması.......................................134
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ............................................................. 57
SEKTÖREL ANALĐZ
57
3.1. Sanayi .................................................................................... 57
3.2. Tarım ve Hayvancılık .............................................................. 65
iii
115
iv
4.2.15. “Lerik Deniz”-“Savalan”-“Dalga” “Cenub” Yatakları Anlaşması... 134
4.2.16. Karadaki Yataklar Üzere Anlaşmalar........................................ 135
4.2.16.1. 1993-94 Yıllarında Yapılan Anlaşmalar ............................ 135
4.2.16.2. "Güneybatı Kobustan" Yatağı Anlaşması ......................... 135
4.2.16.3. “Muradhanlı” - “Caferli” - “Zerdab” Yatakları Anlaşması ....... 136
4.2.16.4. “Kürsengi” – “Karabağlı” Yatakları Anlaşması..................... 136
4.2.16.5. “Padar” - “Harami” Yatakları Anlaşması ........................... 136
4.2.16.6. “Hövsan” - “Zığ” Yatakları Anlaşması ............................... 137
4.2.16.7. “Kalameddin” - “Mişovdağ” Yatakları Anlaşması .............. 137
4.2.16.8. Şirvan Kurovdağ Yatağı Anlaşması ................................. 138
4.2.16.9. “Pirsaat” Yatağı Anlaşması.............................................. 138
YEDĐNCĐ BÖLÜM ............................................................167
AZERBAYCAN’IN DÜNYA EKONOMĐSĐNE ENTEGRASYON
167
SÜRECĐ
7.1. Entegrasyon Düzeyi.............................................................. 168
7.2. Uluslararası Ekonomik Kurumlarla Đlişkiler............................. 171
7.2.1. IMF Đle Đlişkiler ...........................................................................175
7.2.2. Dünya Bankası Đle Đlişkiler..........................................................176
7.3. Bölgesel Ekonomik Đlişkiler.................................................... 178
7.3.1. Bağımsız Devletler Toğluluğu ....................................................178
7.3.2. Karadeniz Ekonomik Đşbirliği......................................................179
7.3.4. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı.........................................................180
7.3.5. GUÖAM....................................................................................181
7.3.6. “Türk Ekonomik Birliği” Düşüncesi..............................................181
4.3. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi.................................................. 138
4.4. Petrol ve Doğal Gaz Sektörüne Yapılan Yabancı Yatırımlar .. 141
4.5. Petrol Đhraç Miktarı ve Gelirleri .............................................. 142
4.6. Boru Hatları .......................................................................... 145
4.6.1. Bakü-Novorossiysk Petrol Boru Hattı ......................................... 145
4.6.2. Bakü-Supsa Petrol Boru Hattı.................................................... 146
4.6.3. Bakü-Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı.......................................... 146
4.6.4. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı ................................. 147
7.4. Entegrasyonun Perspektifi .................................................... 183
SEKĐZĐNCĐ BÖLÜM .........................................................186
AZERBAYCAN’DA YABANCI YATIRIMLAR VE YATIRIM
POTANSĐYELĐ
8.1. Yabancı Yatırımlar................................................................ 186
8.2. Yatırım Đklimi......................................................................... 193
8.3. Yatırım Potansiyeli................................................................ 197
8.4. Yatırım Alanları..................................................................... 198
BEŞĐNCĐ BÖLÜM ............................................................ 149
EKONOMĐDE “HOLLANDA SENDROMU”
149
5.1. Hollanda Sendromu .............................................................. 149
5.2. Azerbaycan’da Hollanda Sendromu ve Ötesi ........................ 151
8.4.1. Tarım ve Gıda...........................................................................198
8.4.2. Kimya-Sanayii...........................................................................199
8.4.3. Hafif Đmalat Sanayi ....................................................................199
8.4.4. Đnşaat ve Turizm........................................................................200
8.4.5. Ulaşım ......................................................................................200
ALTINCI BÖLÜM............................................................. 157
ĐKTĐSAT POLĐTĐKALARI
157
6.1. Para Politikası....................................................................... 157
6.2. Maliye Politikası .................................................................... 163
6.3. Döviz Kuru Politikası ............................................................. 165
186
DOKUZUNCU BÖLÜM....................................................201
AZERBAYCAN-TÜRKĐYE EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLERĐ
201
9.1. Ekonomik Đlişkilerin Hukuki Temelleri .................................... 201
9.1.1. Tarım Alanında Đşbirliği..............................................................202
9.1.2. Sanayi Alanında Đşbirliği ............................................................202
9.1.3. Standartlar Alanında Đşbirliği ......................................................203
v
vi
9.1.4. Enerji Sektöründe Đşbirliği.......................................................... 203
9.1.4.1. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi...................... 203
9.1.4.2. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi.............. 204
9.1.5. Turizm Sektöründe Đşbirliği ........................................................ 204
9.1.6. Madencilik Sektöründe Đşbirliği .................................................. 204
9.1.7. Eğitim Sektöründe Đşbirliği ......................................................... 204
9.1.7. Ulaşım Sektöründe Đşbirliği........................................................ 205
9.1.8. Gümrük Đşbirliği......................................................................... 205
9.1.8. TĐKA’nın Faaliyetleri ................................................................. 205
9.2. Ticari Đlişkiler......................................................................... 206
9.3. Türkiye Sermayesinin Azerbaycan’daki Etkinliği .................... 208
9.4. Yeni Dönem.......................................................................... 210
SONUÇ VE ÖNERĐLER
213
YARARLANILAN KAYNAKLAR
223
vii
viii
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
GĐRĐŞ
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ve bütün dünyada
1980’li yılların ortalarında başlayarak devam eden sosyal ve siyasal
sürecin kaçınılmaz bir sonucu olarak, dünyanın en eski üretim ve
medeniyet merkezlerinden biri olan, 86.6 bin kilometrekare yüzölçümü
ve 8 milyonu aşkın nüfusu ile Güney Kafkasya’nın doğusunda Hazar
Denizi’nin sahilinde yerleşen Azerbaycan, 18 Ekim 1991’de bağımsızlığını elde etti. Bu objektif tarihi gerçek SSCB’nin dağılması, Komünist
Parti’nin tarih sahnesinden çekilmesi ve sonuçta birlik üyesi cumhuriyetlerin her birinin bağımsız bir devlet olmaları ile sonuçlandı.
Böylece bağımsız bir devlet olarak Azerbaycan, 20. yüzyılın
sonunda, tarih sahnesinde uluslararası ekonomik ve politik denge unsuru
olmaya başladı. Denge unsuru olmanın kalıcılığı açısından geçiş süreci
yaşayan Azerbaycan'ın, ekonomik kalkınmasını gerçekleştirerek, siyasi
bağımsızlık ve istikrarın yanı sıra ekonomik bağımsızlık ve istikrara da
tam olarak ulaşması gerekmekteydi. Bunun için geçiş sürecini yaşayan
diğer ülkelerde olduğu gibi siyasi ve sosyal olduğu kadar ekonomik
olarak da karşılaşılan sorunlar gidermeliydi.
Karşılaşılan sorunlar daha çok yapısal karakter taşıdığından, öncelikle ülke ekonomisinin kendi başına ayakta durabileceği şekilde
yeniden yapılanması gerekmekteydi. Ülkede onbir yılı aşkın süre içerisinde yapılmaya çalışılan; ekonominin liberal bir bakış açısıyla serbest
piyasa şartlarına göre yeniden yapılandırılmasında mesafe almak
olmuştur.
Yer altı kaynakları bakımından zengin bir potansiyele sahip olan
Azerbaycan'ın ekonomik açıdan en önemli zenginliği, üretimi diğer kaynaklara göre birinci sırada yer alan enerji kaynağı olarak petrol ve doğal
gazdır. Dolayısıyla yapısal dönüşümün gerçekleştirilmesinde, sahip
olunan enerji kaynaklarının en etkin biçimde kullanılması hayati önem
taşımaktadır.
Geçiş sürecindeki ekonomilerde devletin müdahalesi olmadan
sermaye birikiminin karşılanması ve sermayenin en verimli alanlara
yönelmesi gerçekleşmemektedir. Dolayısıyla ekonomide istikrarı sağlamada serbest piyasa ekonomisindeki "görünmez el"in yanı sıra, ikinci
bir "el" olarak devlet de ekonomide yer almaktadır.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Đktisadi kararları alma ve uygulama açısından önem arzeden siyasi
istikrar, Azerbaycan'da Haydar Aliyev'in iktidara gelmesiyle sağlanmıştır. Azerbaycan'daki güçlü iktidar, ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesi
için önemli kararlara imza atmıştır.
Gerçekten de Azerbaycan, yıkılan Sovyetler Birliği'nin ardından
yaptığı anlaşmalarla, tarihi bir fırsatı hem siyasi bağımsızlık hem de
ekonomik bağımsızlık1 açısından yakalama imkanına sahip olmuştur.
Zira Azerbaycan’ın yapısal dönüşümünün gerçekleştirilmesinde en
önemli kaynak olan enerji kaynakları ile ilgili önemli anlaşmalar bu
dönemde imzalanmıştır. Petrol anlaşmalarında öngörülen yatırım miktarı
toplamı 60 milyar $ civarındadır. Petrol satışından elde edilen gelirler
ise, geçen süre içerisinde, bazı sosyal ve ekonomik problemlerin çözümünde anahtar olmuştur.
Bu çalışmada akademik bir bakış açısıyla dönüşüm sürecini yaşamakta olan Azerbaycan ekonomisinin genel değerlendirmesi, sektörel
analizi, ekonomi politikaları, uluslararası ekonomi ile entegrasyon
düzeyi, yabancı yatırım düzeyi ile yatırım iklimi ve yatırım imkanları ele
alınacaktır. Ayrıca Azerbaycan-Türkiye arasındaki ekonomik ve ticari
ilişkilere de gene, hatlarıyla yer verilecektir.
1
1
Dr. Osman Nuri Aras
2
Küreselleşme sürecinin yaşandığı günümüzde, ekonomik bağımsızlığı mutlak anlamda
düşünmemek daha doğru olacaktır.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
BĐRĐNCĐ BÖLÜM
AZERBAYCAN EKONOMĐSĐNĐN DEĞĐŞĐM SÜRECĐ
Eski dönemlerde ve Ortaçağda ülkeler arasında ekonomik ilişkiler,
Akdeniz ve Karadeniz kıyılarındaki başlıca ticaret merkezleri aracılığıyla gerçekleştirilirdi. Asya'nın içinden, Çin ve Hindistan'dan Akdeniz ve
Karadeniz kıyılarına uzanan temel kervan yolları, özellikle "Büyük Đpek
Yolu" Azerbaycan topraklarından geçerdi. Doğu Avrupa'yı (Rusya
dahil) ve Volga nehri boyunca alanları, Derbent geçidi aracılığıyla
Güney Kafkasya, Đran ve Merkezi Asya'ya bağlayan ünlü kervan yolu da
yine Azerbaycan'dan geçmekteydi. Böylece ülke içinden geçen uluslararası kervan yolları dünya devletlerinin dikkatini eskilerden beri Azerbaycan'a yöneltmişti. Azerbaycan, Batı ile Doğu arasında "altın köprü"
rolünü oynamaktaydı. Bu önemi dolayısıyla 19.yüzyılın başlarında,
1913’de Gülistan, 1928’de Türkmen Çay anlaşmaları ile Kuzey Azerbaycan ve Güney Azerbaycan olmak üzere ikiye ayrılarak Rusya ve Đran
tarafından işgal edilerek paylaşıldı. 1917 Bolşevik ihtilalinden sonra 28
Mayıs 1918 tarihinde Mehmet Emin Resulzade başkanlığında kurulan
"Demokratik Azerbaycan Cumhuriyeti" Türkiye tarafından derhal
tanınmış; ancak ülkenin 27-28 Nisan 1920 gecesi Ruslar tarafından
işgali ile tarihe mal olmuştur. Azerbaycan, 1922’de Kafkasya Ötesi
Federal Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne katılmış, 1936’dan sonra ise
Azerbaycan SSCB adını almıştır. Nihayet Rusya içinde kalan kuzey
Azerbaycan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla tekrar bağımsızlığına
kavuştu.
1980’li yılların sonunda Mihail Gorbaçov tarafından uygulanan
“glasnost” politikaları sonucunda çöken SSCB’nin dağılmasıyla, Azerbaycan 1920 yılında henüz çiçeği burnunda kaybettiği istiklalini tekrar
elde etti. Azerbaycan Parlamentosu 31 Ağustos 1991’de ülkenin bağımsızlığını ilan etmiş, 18 Ekim 1991’de ise Meclis Bağımsızlık Kanununu
kabul emiştir.
Bağımsızlığını kazanan Azerbaycan, sadece Sovyet emperyalizminden kurtulmadı, aynı zamanda totaliter Sovyet rejiminden, ütopik
komünist ideolojiden ve harp sanayi kompleksine hizmet eden bir ekonomik yapıdan da kurtulmuş oldu.
3
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan’ın ekonomik kalkınmasını ve dünya ekonomisine
entegresini sağlayacak olan en kıymetli milli serveti, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yeniden bağımsız bir devlet olarak dünya devletleri arasında
yer almasıdır. Çünkü sadece bağımsız devlet olması halinde Azerbaycan
halkı tarihinin, kaderinin, milli kimliğinin ve zengin tabii kaynaklarının
sahibi olarak ekonomik kalkınmasını ve refahını sağlayabilecektir.
Bu gün Azerbaycan Cumhuriyeti tam bağımsızdır, arazisinde
hiçbir yabancı ülkenin askeri üssü yoktur, ayrıca milletin ve ülkenin
stratejik problemlerinin milli menfaatler doğrultusunda çözümü devlet
organlarının yetkisi altındadır.
Elbette siyasi bağımsızlığın kazanılması milli ekonominin yapılanmasına temel teşkil etmektedir. Ancak, ülkenin sosyo-ekonomik durumunu değerlendiren veriler bağımsızlığı değerlendirmek için temel
olmamalıdır.
Ekonomik kalkınma ve dünya ekonomisine entegre bakımından
ikinci amil, Azerbaycan’ın iklim şartları ile coğrafi şartları ve konumudur. Dünyanın on bir iklim kuşağından dokuzu Azerbaycan’da vardır.
Tarım ve turizmin gelişimine geniş olanaklar sağlayacak şekilde elverişli
coğrafyaya, verimli toprak alanlarına, uzun kıyı şeridine, geniş yaylalara, geniş ormanlara, güzel hava şartlarına sahiptir.
Coğrafi konumu ile, Yeni Đpek Yolu projesi diye adlandırılan
yolun geçiş güzergahında olmasının yanı sıra Orta Asya ve Hazar enerji
kaynaklarının dünya pazarlarına naklinin gerçekleştirilmesi sözkonusu
olan hatların geçiş güzergahında bulunmaktadır. Azerbaycan'ın elverişli
coğrafi konumunun, Avrupa ve Asya ülkeleri arasında ekonomik ve
politik ilişkilerin gerçekleştirilmesinde tarihi süreçte rol oynadığı görülmektedir.
Bağımsızlığını kazanarak Birleşmiş Milletler üyesi olan ve dünya
ülkeleri ile siyasi, sosyal ve ekonomik olarak bağımsız ilişkiler kuran
Azerbaycan'ın jeopolitik konumuna günümüzde de büyük önem verilmektedir.
Avrupa ile Asya'nın kavşağında bulunan Azerbaycan, tedricen
Avrupa-Kafkasya-Asya nakliye koridorunu oluşturabilme ve tarihte
olduğu gibi güçlü iletişim merkezine dönüşebilme imkanına sahiptir.
Ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmede, sacayaklarından üçüncüsü ise doğal kaynaklar yönü ile önemli bir zenginliğe sahip olmasıdır.
Doğal kaynaklar bakımından zengin olan Azerbaycan'da kurşun, çinko,
4
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
bakır, demir cevheri, barit, kobalt, arsenik, mermer, kireçtaşı, maden
suyu, maden tuzu ve kaya tuzu kaynaklar arasında dikkat çekmektedir.
Az miktarda altın ve gümüş gibi değerli madenler de bulunmaktadır2.
Azerbaycan'ın en önemli zenginliği ise, üretimi diğer kaynaklara
göre birinci sırada yer alan petrol ve doğal gazdır. Azerbaycan'da petrol,
Hazar Denizi'nde, Hazar Denizi'ne uzanan Abşeron yarımadasında, Kür
nehri kıyılarında, Kobustan bölgesinde ve Gence yakınlarında bulunmaktadır. Petrolün büyük bir kısmı Hazar Denizi'nden sağlanmaktadır.
Ticari üretimine başlandığı 140 yılı aşkın süreden beri anahtar bir rol
oynayan petrol, günümüzde de ülkenin temel döviz kaynağı ve ihraç
kapasitesinin dayandığı önemli kaynak durumundadır.
Geçiş sürecinde ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilme noktasında yukarıda ifade edilen sacayaklarına sahip olan Azerbaycan’ın bağımsızlığından bu yana geçen sürede ekonomik kalkınması, üç temel
dönemden oluşmaktadır. Aşağıda Azerbaycan’ın bağımsızlık öncesi
dönemi ile birbirinden ayrıştırılabilecek üç temel dönem olarak, bağımsızlık sonrası değişim süreci incelenecektir.
1.1. Bağımsızlık Öncesi Dönem
1.1.1. Sovyetler Birliği ve Sonu
18. yüzyılın başından beri Sovyet halkları, Büyük Petro, Lenin ve
Gorbachev’in adıyla özdeşleşen, üç büyük sosyo-ekonomik değişim
geçirmiştir. Petro ile birinci değişim dalgasını geçiren Sovyet halkları
bakımından ikinci önemli büyük değişim dalgası, 1917 Devrimidir. Đlk
kez 1905’te patlak veren devrim, 1917’de çarlık otokrasisini yerle bir
etti. Kısa bir süre sonra Bolşevikler devrime el koydu ve Ruslar demokrasi ile pazar ekonomisini reddetmeye zorlandı3. Kapitalizmin henüz
filizlenme halinde olduğu Sovyetler Birliği’nde, siyasi mekanizmaya
egemen olan ‘entellektüel’ güçler merkezi planlama esasına dayalı bir
ekonomik örgütlenme modeli olan Komünizmi uygulamaya koydular.
Böylece yarım yüzyılı aşkın bir süre, Ruslar, kendilerini ve dünyanın
kalan bölümünü totaliter diktatörlük ve merkezi planlama konusunda
kitlesel bir deneye sokarken, uluslararası ve ulusal sınırlar ile kimlikler
2
3
Mehemmedhesen Velili, Azerbaycan, Azerbaycan Devlet Neşriyyatı, Bakı, 1993, s.131.
Daniel Yergin– Thane Gustafson, Rusya 2011 ve Dünyadaki Yeri, (Çev: Özden Arıkan),
Sabah Yayınları, Đstanbul, 1994, s.1.
5
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
de, değişik biçimlerde Sovyetler Birliği tarafından yönlendirilen Leninist
rejimlerden meydana gelen bir dünyanın varlığına göre biçimlendirilmeye çalışıldı4.
Sovyetler Birliği 1985’ten itibaren, yetmiş yılı aşkın bir süre önce
önünde durdukları ve kaderlerini belirleyecek olan yol ayrımına yeniden
gelmiş, yeni bir tarihi döneme girmiş oluyorlardı. Hem bir yönetim
biçimi, hem de ideolojik bir sistem ve siyasi cazibe kutbu olarak
Marksizm-Leninizm’in çöküşüne şahit olundu. Tarihin tabii gelişim
seyri ve diyalektiğin kuramları sosyalizmi temelinden sarstı, MaksistLeninist öğretiği hayatla ve gerçekle ilişkisi bulunmayan bir sistem
olarak reddetti. Bu durum yeryüzünün altıda birini kaplayan, hür
dünyayı daima endişe ve korkuya gömen totaliter Sovyetler Birliği’nde
de kendini hissettirmeye başladı.
Sosyalist sistemin sadece sanayileşme sürecinde başarılı olabildiği
Sovyetler Birliği’nde, zamanla ekonomide ortaya çıkan aşırı istihdam,
yeni teknoloji üretilemeyişi, işsizliğe sebep olabileceği endişesiyle yeni
teknolojilerin ithal edilmemesi, işletme yönetim ve organizasyonunda
başarısızlık gibi nedenlerle ekonomi durgunluğa girmişti. Kalitesiz mal
üretimi ile, büyüme hızında artış görülüyor gibi olsa da, aslında olan şey
satılamayan mal stoklarının büyümesiydi. Üretim araçlarındaki kollektif
mülkiyet, motivasyonu yok etmiş ve bu durum ekonomide verimliliği
büyük ölçüde düşürmüştü. Ekonomide rekabetin olmayışı ve kalkınma
stratejisinin kapalı bir ekonomik modele dayanması, işletmeleri teknolojik geriliğe itmişti. Tüketici tercihlerini ve kaynakların kıtlık derecesini yansıtmayan idari fiyat sistemi kaynak dağılımını bozmuş, karaborsayı, suistimalleri ve israfı büyük ölçüde arttırmıştı. Verimliliğin ön
plana çıktığı dünyada sosyalizmin tıkanması ve merkezi planlamanın
yetersiz kalmasıyla ekonomik dengesizlikler gözlenmeye başladı. ABD
ile silah yarışına girilmesi ise yatırımları olumsuz şekilde etkileyerek,
tarım sektöründe ve tüketim malları üretiminde gerilemeye neden olmuştu5. Sonuçta, uzay yarışlarına katılan bir toplum asgari geçim
standartlarındaki bir hayat seviyesinden bile mahrum kalmıştı.
4
5
6
Ken Jowitt, “Yeni Dünya Düzensizliği”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin Küresel
Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, s.303.
Đsmail Özsoy, Dağıstan’ın Sosyo-Ekonomik Tarihi, Kaynak Yayınları, Đzmir, 1997, s.246;
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Böyle bir ortamda, Sovyet komünizmi, süregelen sosyo-ekonomik
durgunlukla reform arasında bir tercih yapma durumunda kalmıştı.
Ancak mütevazı reformlar durgunluğu giderememiş, daha köklü bir
reformun da komünist sistemi büyük ölçüde zayıflatmadan yapılmasının
mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır 6. Çernenko’nun Mart-1985’de ölmesinden sonra yerine geçen ve en az Petro kadar sabırsız olan Mihail
Gorbachev, Sovyet ekonomi sisteminin teşebbüs ruhunu öldürdüğünü,
çalışmayı değil tembelliği teşvik ettiğini, dolayısıyla ekonomik açıdan
ilerlemenin mümkün olmadığını hareket noktası alarak, Komünist
Parti’nin Şubat-1986’daki kongresinde dile gerdiği, Glastnost ve
Perestroika politikaları ile sosyalist dünyanın, 21. yüzyılının eşiğinde
ciddi değişiklik ihtiyacını karşılamaya çalışmıştır. Bu politikalarla
ekonomik açıdan dışa açık serbest piyasa ekonomisi, politik açıdan ise
çoğulcu demokrasi amaçlanmıştır:
‘Perestroika, bazı ihtiraslı bireylerin veya bir liderler
grubunun aklına esen bir heves değildir. Sosyalist toplumumuzda derin gelişme süreçlerinden kaynaklanan acil bir
zorunluluktur. Bu toplum değişim için olgunlaşmış bulunmaktadır. Uzun zamandır değişimin hasretini çekmekteydi.
Perestroika’yı başlatmadaki herhangi bir gecikme yakın
gelecekte, açık konuşmak gerekirse, ciddi sosyal, iktisadi ve
siyasi bunalımlarla yüklü çok şiddetli bir ortama yol açabilirdi.’7
Gorbachev da Çinli dostları gibi, piyasa mekanizmasının kapitalizm ile özdeşleştirilmesine karşı çıkıyor, piyasa toplumunun sosyalist
(marksist) teoriyi geçersiz kılmayacağını ileri sürüyordu. Bazı temel
değerlerden büyük tavizler vermemek kaydıyla, serbest piyasa sisteminin sosyalist topluma uyarlanmasına çalışılmış ve bunun toplumun
tabiatını değiştirmeyeceği düşünülmüştür8.
6
7
8
Đsmet Ergün, “Kollektivist Bir Sistemde Piyasa Ekonomisine Geçiş Sorunları”, Türkiye
Modeli ve Türk Kökenli Cumhuriyetlerle Eski Sovyet Halkları, Yeni Forum Yayınları,
Ankara, 1992, s.109; Yergin–Gustafson, ss. 22-23.
Marc F Plattner, “Demokrasi Anı”, (Çev: Ergun Özbudun), Demokrasinin Küresel Yükse-lişi,
(Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, s.55.
Mikhail Gorbachev, Perestroika: New Thinking for Our Country and the World, New
York, 1987, s.17’den naklen Mustafa Özel, Değişim ve Kriz, Đz Yayıncılık, Đstanbul,
1994. s.120.
Özel, s.114.
7
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Böylece Sovyet halkları, gerçekleştirilmesi kolay olmayan, üçüncü
büyük sosyal reform dalgasına da maruz kalmış oluyorlardı. Üçüncü
değişim dalgasında Rusya, diktatörlükten demokrasiye, merkezdeki
planlamacılar tarafından yürütülen ve paranın gerçek anlamda rol
oynamadığı güdümlü ekonomiden serbest piyasa ekonomisine ve dört
yüzyıllık bir imparatorluktan ulus devlete geçiş olmak üzere, aynı anda
çok zor üç geçişi birden gerçekleştirilmesini gerektiren çok yoğun bir
gündemle karşı karşıya kalmış oluyordu:
‘Kapitalizmden sosyalizme geçmek kolaydır. Yumurtaları
kırıp omlet yapmaya benzer. Ama sosyalizmden kapitalist bir
rejim üretmek kolay değildir. Omletten çiğ yumurta çıkarmaya çalışmak anlamına gelir.’9
Peretroika ve Glastnost politikalarının etkisiyle 1986’da liberal
ekonomik kavramlar kullanılmaya başlanmış, 1988’de piyasa, mülkiyet,
işsizlik gibi kavramlar tartışılmaya başlanmıştır. Böylece özel teşebbüs
formlarının yasallaştırılması bakımından radikal adımlar atılmıştır.
1991’de mülkiyet hakları tanınmıştır. Aile çiftliklerinin kurulması,
fabrikaların işçilere kiralanması, hisse senetlerinin çıkarılması, Batı’lı
firmalarla müşterek teşebbüslerin kurulması kabul edilmiştir10.
Gorbachev’e göre, sosyalizmin ve sosyalist değerlerin yok olması
anlamına gelmeyen Perestroika ve Glastnost politikaları beklenmedik
sonuçlar doğurmuştur. Sovyet halklarının milliyetçilik duyguları ekonomik açıdan refahtan önce özgürlüklerini düşünür bir biçimde harekete
geçmiştir. Böylece 1990’da yapılan anayasa değişikliği ile Başkanlık
sistemine geçilmiştir. 5 Şubat 1991’de anayasada yapılan değişiklikle
Komünist Parti’nin iktidar tekeline son verilerek, 19 Ağustos 1991’de
de, demokratik açılıma son vererek, ülkenin felakete sürüklenişinin
önüne geçmek üzere11, Marksist-Leninist’lerin yaptıkları darbe girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Komünist Parti kapatıl9
10
11
8
Rusya Federasyonu Başkan adaylarından Vadim Bakatin’in 14.7.1991 tarihli Hürriyet’teki
demecinden naklen Ergün, s.109.
Đlhan Uludağ–Salih Mehmedov, Sovyetler Birliği Sonrası Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ve
Türk Gruplarının Sosyo-Ekonomik Analizi Türkiye Đlişkileri, TOBB Yayınları, Đstanbul,
1992, s.28.
Charles S. Fairbanks, “Moskova Darbesinden Sonra”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin
Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara,
1995, s.333.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
mıştır. 21 Aralık 1991’de ise Alma-Ata’da yapılan zirve ile Bağımsız
Devletler Topluluğu resmen ilan edilirken, SSCB’de dağılmış oluyordu12. Öte yandan ‘Proleterya diktatörlüğü’nden, ‘öncü parti’den, ‘doğru
çizgi’den ve ‘demokratik merkeziyetçilik’ten söz etmeksizin tasavvur
edilemeyecek ‘Leninizmin yok oluşu’ ile birlikte, dünya üzerinde ülkelerin uzun süredir kullandıkları jeopolitik referans da çerçevesini
değiştirmiş oluyordu13.
1.1.2. Sovyetler Birliği’nde Azerbaycan
Sovyetler Birliği döneminde, bu ülkenin bir alt parçası niteliğini
taşıyan Azerbaycan’ın ekonomik örgütlenme biçimi ve işleyiş mekanizmaları Sovyetler Birliği’nin ekonomik stratejisi doğrultusunda şekillenmişti. Sanayi tesislerinin tümü Sovyetler Birliği’nin ihtiyacına göre
kurulmuş, dev tesislerden meydana gelmekteydi. Sovyetler Birliği’nde
merkezi planlama doğrultusunda ülkeler arasında uzmanlaşma ve işbölümüne gidilmişti. Bu çerçevede Azerbaycan ekonomisinin itici motor
gücü niteliğindeki sanayii öteden beri petrol sanayii olmuştu. Đhracatın
genellikle rafine petrol ürünleri, makine ve tekstil ürünleriyle, şaraptan
oluşan çok önemli bir kısmı Rusya ve Ukrayna gibi diğer Cumhuriyetlerle gerçekleştirilirken, ithalatın da büyük kısmı yine bu Cumhuriyetlerden alınan gıda ürünleriyle, rafine edilip yeniden ihraç edilmek
üzere ithal edilen ham petrol ürünlerinden oluşmaktaydı14.
Henüz Sovyetler Birliği dağılmadan önce, uzmanlar siyasi bağımsızlığa ekonomik bakımdan hazır olan iki cumhuriyetten biri olarak
Azerbaycan’ı işaret ediyorlardı. Elbette bu değerlendirme, ülkenin
sadece doğal kaynaklarının zenginliğine değil, ülke ekonomisinin kalkınma perspektifine de dayanıyordu. Zira Azerbaycan’ın bütçe gelirleri,
harcamalarından genelde fazlaydı. Üretilen milli gelir, tüketilen milli
gelirden yüksek oluyordu15.
Ekonomik veriler dikkate alındığında Sovyetler Birliği döneminde
Azerbaycan’ın belirli bir kalkınma seviyesine ulaştığı görülmektedir.
Ancak bu dönemde Azerbaycan’ın kaybettikleri kazandıklarından daha
12
13
14
15
Atila Artam, Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo Ekonomik Analizleri ve Türkiye Đlişkileri,Sabri
Artam Vakfı Yayınları, Đstanbul, 1993, s.4,13; Uludağ–Mehmedov, s.26.
Jowitt, s.303-308; Plattner, s.59.
Azerbaijan, IMF Economic Review, Washington DC, May, 1992, s.3
Azer Emiraslanov, “Dövlet Müsteqilliyi ve Milli Đqtisadiyyatın Formalaşması Problemleri”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.50-52.
9
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
çok olmuştur. Zira bu dönemde ekonominin planlamasının merkezde
yapılması, ülke ekonomik şartlarının dikkate alınmaması sonucunu
doğuruyordu. Bir çok ürün ya hammadde ya da ara mamul olarak ayrı
ayrı birlik üyesi cumhuriyetlere ucuz fiyatla satılıyor, daha sonra da
nihai ürün olarak yüksek fiyattan Azerbaycan’a geliyordu. Diğer yandan
Azerbaycan her zaman ülkeye gelir getiren petrol ve petrol ürünler,
pamuk, tütün, şarap gibi ürünlerin ihracatçısı olmasına karşın, bu
ürünlerin satışından elde edilen gelirler Birlik bünyesinde tek bir
merkezde toplandığından dolayı, Azerbaycan öz servetlerinde mülkiyet
hakkına sahip olmamış oluyordu16.
Azerbaycan ekonomisi Sovyetler Birliği bünyesinde yüksek ancak
anlamlı olarak değerlendirilmeyecek bir kalkınma seviyesine ulaşmıştı.
Bağımsızlık öncesi son yirmi yıllık dönemde Azerbaycan ekonomisinin
kalkınması istikrarlı bir süreç takip etmemiştir. Örneğin, ülkede 1960-70
yıllarında ortalama ekonomik büyüme oranı %5.2 iken, 1970-80 yılları
arasında %7.4’e yükselmiştir. 1980-1990 yılları arasında ise bu oran
keskin bir azalma trendi göstermiştir. Ekonomi 1981-85 yıllarında
ortalama %4.9, 1986-1990 yıllarında ise %5-6 oranında küçülme kaydetmiştir. 1989’da ise üretim hacmi mutlak olarak azalma gösterirken,
1990’da ise milli gelir %7 azalmıştır. Özellikle doğal kaynakların, ucuz
ve bol işgücünün yoğun kullanımına dayanan enerji sektörü gibi alanlara
ağırlık verilmiş olması, ekonomik yapıda krizler için elverişli ortamlar
yaratmıştır.
Yukarıdaki değerlendirmeler de dikkate alındığında Sovyetler
Birliği’nin dağılması sadece siyasi değil ekonomik şartlardan da kaynaklanmıştır. Ayrı ayrı cumhuriyetlerden oluşan bir birliğin yönetimi sosyoekonomik kalkınmayı gerçekleştirme bakımından ciddi problemler
yaratmaktaydı. Dünya ekonomisinden tecrit olan Sovyet ekonomisinin
mevcut durumu, gelişmiş ülkelerin ötesinde gelişmekte olan ülkelerden
bile geride kalıyordu17.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Azerbaycan’ın bağımsızlığına yeniden kavuşması ile sona eren planlı ekonominin Azerbaycan
ekonomisine miras koyduğu problemler şöyle sıralanabilir18:
16
17
18
10
Emiraslanov, ss. 53-54.
Emiraslanov, s. 55.
Rasim Hesenov, “Azerbaycanın Đqtisadi Đnkişaf Paradigması ve Đqtisadi Tehlükesizlik
Konsepsiyasının Seçimi”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Bakı, Oktyabr-2001, ss. 6-8.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1. Ekonomik yapının sağlıklı olmaması.
2. Üretim gücünün bölgesel ve sektörel dağılımının dengeli olmaması.
3. Üretilen malların hem kalitesinin düşük olması, hem de kişi başına
düşen miktarının Sovyetler Birliği’nden iki kat az olması. 1990’lı
yılların başlarında Azerbaycan’da tüketimin sadece %50’si iç üretimden
sağlanabilmiştir.
4. Ekonomik yapının sağlıklı olmaması sonucunda Azerbaycan’ın
dış ticaretinde 1980’li yılların sonlarında ihracat ithalattan %30-40 fazla
olmuştur. Ekonomik bakımdan olumlu değerlendirilmesi gereken bu durum, ülkenin alan ve coğrafi kuruluşunun uygun olmaması bakımından
istenmeyen bir durumdur. Şöyle ki, hammadde ve ara malların ihracatın
%55-60’ını teşkil etmesi, genelde ise ithalat ve ihracatın %45-50’sinin
Rusya ile gerçekleştirilmiş olması, daha sonra ekonomik kalkınmanın
dengesinin bozulmasına neden olmuştur.
Azerbaycan’ın yeniden siyasi bağımsızlığını kazanmasının, Sovyetler Birliği’nin dağılması öncesinde Azerbaycan ekonomisinde yaşanan olumsuz gelişmeler sonucu ekonomik krizin derinleştiği bir döneme
rast geldiği görülmektedir.
1.2. Bağımsızlık Sonrası Birinci Dönem (1991-1994)
Bağımsızlık sonrası ekonomik kalkınma sürecinin doğru olarak
değerlendirilebilmesi için özellikle bağımsızlığın kazanıldığı şartların ve
bağımsızlığın elde edildiği ilk yıllarda yaşanan gelişmelerin dikkate
alınması gerekir19. Dolayısıyla yukarıda anlatılan bağımsızlığının kazanıldığı şartlarda Sovyet sisteminin Azerbaycan’a bıraktığı problemlerle
baş başa geçen ilk yıllar ve bu ilk yıllarda yaşanan gelişmeler ele
alınacaktır:
1989-1991 yılları siyasi bağımsızlığın elde edilmeye çalışıldığı
dönemdir. Bu dönemde bağımsızlığı kazanmanın önündeki engellerle
mücadele edilmiştir.
Bu yılların ardından 1991-94 yılları birinci dönem olarak değerlendirilebilir. 18 Ekim 1991 yılında “Azerbaycan’ın Devlet Bağımsızlığı
Hakkında” anayasa maddesinin kabul edilmesinden bu yana 12 yıl geçti.
Bağımsızlığın kazanılması uğrunda verilen zor ve ağır mücadele dikkate
alındığında, 18 Ekim 1991 tarihi Azerbaycan’ın kalkınma sürecinde ne
19
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
kadar önemli bir yer tuttuğu daha iyi anlaşılmaktadır. Elbette halkın
yerine ikamesi mümkün olmayan bir milli serveti olan bağımsızlığının
korunması ise onun elde edilmesinden kat kat ağır ve mürekkeptir. Bunu
Azerbaycan’ın bağımsızlık sonrası yaşadığı süreç bir daha açıkça ortaya
koymaktadır.
SSCB’nin dağılması ile birlikte Azerbaycan’da uzmanlaşma ve
işbölümüne dayalı ekonomik yapılanma sona ermiş ve ülke, genel Pazarlarını kaybetmiştir. Hammadde, yarı-mamul, teçhizat-ekipman, pazar,
finansman ve işletme yöneticiliği konularında eski merkezi planlamaya
göre örgütlenilmesi nedeniyle bir çok tesiste üretimin durması veya
üretimin atıl seviyede kalması söz konusu olmuştur. Eski SSCB’deki
işletmelerle ekonomik bağlantıların koparılması ve ülkenin diğer Cumhuriyetlerdeki pazar payını kaybetmesinin yanı sıra SSCB döneminde
merkezden sağlanan sübvansiyonların da kesilmesiyle birlikte üretimde
şok çöküşler yaşanmıştır. Ermenistan savaşı ve Çeçenistan sorunu ise,
ülke sanayii için gereken ara malların ithal yollarının kapanmasına
neden olmuştur.
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile bağımsızlığına kavuşan Azerbaycan’ın bağımsızlığını ebedileştirmesi için, önünde çözmesi gereken
önemli sorunlar vardı. Zira 20. yüzyılın 80’li yıllarının sonlarında
Azerbaycan halkı önemli bir bunalıma girmiş; yönetim zaafı, kanuni
düzendeki aksamalar, etnik bağlamda ayrımcı oluşumlar ve halkın
emeği ile kazanılan iktisadi ve entellektüel potansiyel gelişim yerine
azalma sürecine girmişti. Bütün bu problemleri çözebilmek için, kendi
içinde tutarlı ve çok yönlü iç ve dış siyasetin hazırlanması ve uygulanması, ülkenin doğal, teknik, ekonomik ve entellektüel potansiyelinden, sosyal ve siyasal enerjisinde verimli şekilde istifade edilmesi gerekiyordu20.
Ne var ki, Azerbaycan’da çözülmesi gereken problemler açısından
önemli adımlar atılamayınca, 1990’lı yılların başı Azerbaycan’da ekonomik durgunluğun ve bunalımın arttığı yıllar oldu.
Bu dönemde siyasi istikrarsızlık ve piyasa ekonomisine geçişle
ilgili ülkede büyük ekonomik kriz ortaya çıkmıştır. Ekonomide yüksek
20
Rasim Hesenov, ss. 4-5.
11
Dr. Osman Nuri Aras
12
Heyder Eliyev, “Azerbaycan Respublikasının Dövlet Müsteqilliyinin Onuncu Đldönümü
Haqqında”, Azerbaycan Respulikası Prezidentinin 20 Mart 2001 Tarihli Fermanı, Bakı,
20 Mart 2001; Settar Seferov, “Evezsiz Milli Servetimiz: Müsteqillik”, Đqtisadiyyat ve
Audit Jurnalı, No:10, Oktyabr-2001, ss.5-6.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
oranda işsizlik ve hiper-enflasyon sürecine girilmiştir. Yüksek enflasyon
ve istikrarsız sosyo-politik ortam, iktisadi büyümeye, özellikle sanayi ve
tarım gibi önemli alanların gelişmesine engel olmuştur.
Üretim hacminin azalması ve enflasyon hızının yüksek olması
ekonomik buhranın ve toplumda sosyo-ekonomik gerginliğin artmasına
neden oldu.
Azerbaycan’ın bağımsızlık süreci ve bağımsızlığın ilk yılları
oldukça sancılı geçti. Ülke daha SSCB’nin son yıllarından başlayarak
1988 yılından itibaren Ermenistan’ın silahlı tecavüzüne maruz kaldı ve
ateşkesin imzalandığı 12 Mayıs 1994 tarihine kadar topraklarının %
20’sini kaybetti.
Ekonominin genel dengeleri için gerekli olan reformların gerçekleştirilememesi, devlet bütçesinin büyük bir bölümünün savaş için
harcanması, topraklarının %20’si işgal edilerek 1 milyondan fazla
nüfusun göçmen durumuna düşmesi, yabancı sermayenin ülke ekonomisine çekilememesi ve özelleştirmenin sanayi sektöründe fiilen başlatılamaması gibi olumsuzluklar Azerbaycan ekonomisini önemli bir darboğaza sürüklemişti.
Serbest piyasa ekonomisine geçişe ilişkin tam bir stratejinin
belirlenmemiş olması nedeniyle, bu yıllarda hayata geçirilmeye çalışan
ekonomik kararlar da birbiri ile uzlaşmayan karakter taşımıştır.
Dönüşüm sürecinin ilk yıllarında Ermenistan ile yaşanan savaş,
Rusya’nın Azerbaycan’a ulaşım ambargosu koyması ve Çeçenistan
savaşı nedeniyle önemli iki petrol boru hattının kullanılamaması gibi
politik ve askeri sorunlar ekonomik performansı olumsuz yönde etkilemiştir. Kısaca 1991-1994 yılları bağımsızlığın ardından bütün problemlerle yüz yüze kalındığı, ülkede sosyal ve siyasal problemlerin bunalıma
dönüştüğü, savaş ortamının yaşandığı, serbest piyasa ekonomisine
geçişte ciddi suistimallerin yaşandığı bir dönem olmuştur.
Ekonomide olumsuz gidişte en keskin hal ise 1992’de ortaya çıktı.
1992-94 yıllarında GSMH iki kattan daha çok azalarak 1991 yılının
%48’i oranında gerçekleşti21. 1990-94 döneminde GSMH her yıl
ortalama %13-20 azalarak 1994 yılında 1629.3 milyon $ olarak
gerçekleşmiştir.
21
Asef Nadirov, “Đqtisadiyyatın Yeni Đnkişaf Merhelesi”, Azerbaycan Gazeti, 15 Sentyabr
2001, s.2.
13
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1990 yılı ile karşılaştırıldığında 1994’de GSMH %53, sanayi %62,
tarım %44, tüketim %75 ve vergi hasılatı %45 azalma göstermiştir.
Sonuçta halkın geçim standardı 3,6 defa reel ortalama ücret seviyesi ise
%80 azalmıştır. Aynı dönemde uygulanan yanlış iktisat politikaları
bankacılık-finans sisteminde ve dış ticarette ciddi problemler yaratmıştır22.
1992-94 yılları arasında enflasyon 4 haneli rakamlara yükselmiştir.
Para politikasındaki önemli eksiklikler de ekonomik buhranda etken
oldu. Krediler ise daha çok banka yöneticilerinin istekleri doğrultusunda verildi.
Ekonomik buhran, üretimin hızla azalmasına, üretimin azalması
ise mal arzının azalmasına, fiyatların artmasına ayrıca devlet bütçesinin
önemli açıklar vermesine neden oldu.
Vergi tahsil sistemindeki eksikler, vergi oranlarının enflasyon
dolayısıyla erezyona uğraması gibi nedenlerle devlet bütçesindeki gelir
kalemleri keskin şekilde azaldı.
Devlet müesseselerine ve tarım sektörüne verilen büyük miktardaki kredilerin verimsiz ve denetimsiz kullanımı ekonomik durumu daha
da gerginleştirdi.
Bu dönemde dış ticarete ilişkin veriler de gittikçe olumsuz
bir boyut kazanmaya, ödemeler bilançosunda açıklar gittikçe artmaya
başladı.
Ekonomik bunalımın acı neticelerinden bir diğeri ise, milli paranın
değer kaybı şeklinde ortaya çıktı.
Đlk Dönemde Yapılan Reformlar
Özel Mülkiyet Kanunu Haziran 1991’de kabul edilmiştir. 1992
yılının başlarında fiyat liberalizasyonuna gidilmiş, aynı yıl Ocak ayında
Katma Değer Vergisi uygulamasına geçilmiştir. Nisan ayında Yabancı
Sermaye Kanunu, Ağustos ayında ise Merkez Bankası Kanunu yürürlüğe konulmuş, ayrıca, Ağustos ayında para birimi olarak Manat
piyasada işlem görmeye başlamıştır.
1993-94 yıllarında da devam eden savaşın etkisiyle reform
sürecinde yavaşlamalar olmuştur. 1993 yılının Ocak ayında küçük
ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine ilişkin olarak bir kanun yasala22
14
Rasim Hesenov, s.9.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
şırken, 1994 yılının Ocak ayında Manat’ın tek yasal para birimi olarak
işlem görmesine başlanmıştır. Mayıs ayında Ermenistan ile ateşkes
anlaşmasının imzalanması ile ekonomik dönüşüm süreci tekrar hız
kazanarak, Haziran ayında Đflas Kanunu kabul edilmiş, bankaların
konsolidasyonu işlemine başlanmıştır23.
Görüldüğü üzere, 1991-94 yılları arasında ekonomik dönüşüm
süreci oldukça yavaş işlemiş, ticaretin ve piyasanın liberalizasyonunu
sağlayacak reformlar gerçekleştirilmiştir. Bankacılık, özelleştirme, dış
ticaretin liberalizasyonu ve diğer bazı yapısal değişiklikler ise 19952000 yılları arasında gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
1.3. Bağımsızlık Sonrası Đkinci Dönem (1995-2000)
Yapılan seçimler sonucu 1993 yazında otuz yıldan fazla devlet
idareciliği tecrübesine sahip olan Haydar Aliyev’in Azerbaycan’ın
cumhurbaşkanı olması ile birlikte Azerbaycan yönetiminde önemli
değişiklikler oldu. Aynı tarihten itibaren hukuki reformların hayata
geçirilmesine hız verildi.
Bu dönemde iktisadi süreçte kötüye gidişi durdurmaya dönük
iktisadi reformlar programı hazırlandı, stratejik iktisadi gelişim yolunu
belirleyen modeller oluşturulmaya çalışıldı. Çağın gereklerine uygun
olarak ekonomide serbest piyasanın teşekkül ettirilmesi, özelleştirme ve
özel teşebbüsün inkişaf ettirilmesi, yeni ekonomik yapının, gümrük,
vergi ve mali sistemin yeniden oluşturulması, ticaretin liberalleşmesi,
toprak ve tarım reformlarının yapılması, halkın sosyal imkanlarının
arttırılması, eğitim ve sağlık şartlarının geliştirilmesi için gerekli hukuki
alt yapının oluşturulması amacıyla önemli kanunlar kabul edilmiştir 24.
Ekonomide serbest piyasa şartlarının oluşturulmaya çalışılması,
fiyatların, dış ticaretin ve döviz kurlarının liberalleşmesi doğrultusunda
atılan adımlar ile birlikte enflasyon seviyesi önemli derecede azalmaya
başlamış, bütçe açıkları minimuma indirilmiştir.
Alınan önlemler sayesinde küçük müesseselerin özelleştirilmesi
tamamlanmış, hizmet sektörü daha çok özel teşebbüse verilmiş, orta ve
büyük işletmelerin özelleştirilmesine başlanmış, makro-ekonomik istikrar sağlanmış, ekonomide durgunluk sona ererek yeniden iktisadi
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
gelişme sürecine girilmiş, toprak reformu hayata geçirilerek özel mülkiyete devredilmiş, kolhoz ve sovhozların25 emlakı özelleştirilmiş, tarım
sektörü toprak vergisi istisna olmakla diğer vergilerden 5 yıl muaf tutulmuş ve vergi borçları silinmiş, bu müesseselere indirimli yakıt ve enerji
satışı temin edilmiştir. Tarım sektörü üzere özelleştirilmesi planlanan
emlakın %93.2’si özelleştirilmiştir. Sonuçta 1997 yılından başlayarak
tarım ve hayvancılık ürünlerinin yılda %7 artış kaydetmesi sağlanmıştır26.
Kendi imkanları ile iktisadi kalkınma sürecine ivme kazandırması
mümkün olmayan Azerbaycan, uluslararası iktisadi ve finans sistemi ile
entegre olmaya çalışarak, yabancı sermayenin ülkeye akımı sağlanmaya
çalışıldı. 1993’ün ikinci yarısından itibaren hayata geçirilen düzenlemeler Azerbaycan’ın sosyal, siyasal ve ekonomik hayatında istikrarı
sağlamaya imkan vermiştir. Ülkede bankacılık ve finans sisteminin yeniden yapılanmasına ilişkin önemli adımlar atıldı. Serbest piyasa ekonomisi yönünde atılan adımlar Azerbaycan’ın uluslararası finans kuruluşları ile ilişkilerini arttırmıştır.
Yine bu dönemde dünyanın en büyük petrol şirketleri ile “asrın
anlaşması” adı ile anılan yüksek öneme sahip petrol anlaşmaları
imzalandı. 1994 yılında “asrın anlaşması”nın yapılması ve 12 Kasım
1995’de yeni anayasanın kabul edilmesi ile piyasa ekonomisinin hukuki
normatif altyapısının kurulmasının hızlanması ile birlikte ülkeye büyük
hacimde yabancı sermaye girmeye başladı.
Ekonomik sistemin yeniden yapılandırılması bakımından en
önemli adım, ülkenin stratejik açıdan, sosyal ve siyasal hayatında ve de
ekonomik yapısında yeni dönemin başlangıcı olarak Azerbaycan’ın ilk
Anayasasının kabul edilmesi olmuştur. Yeni Anayasa devlet yönetiminin
yapılanması, vatandaşların ve devletin hak ve ödevlerini belirlemenin
25
26
23
24
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm
Đmran Ceferzade, “Esaslı Đnkişaf Đlleri”, Đqtisadiyyat Gazeti, 18 Oktyabr-1 Noyabr 2001,s.3.
15
Dr. Osman Nuri Aras
16
Kolhoz: Devlete ait topraklarda üretim yapan kollektif çiftliklere verilen isimdi.
Belirlenmiş bir kotaya göre ürünlerini devlet kuruluşlarına satmakla yükümlüydüler. Elde
ettikleri karın büyük bir kısmı üyeleri arasında paylaştırılırdı.
Sovhoz: Doğrudan doğruya devlet tarafından işletilen çiftliklere verilen isimdi. Tüm
gelirleri devlete aitti. Đşçiler bu çiftliklerde belirli bir ücret karşılığında çalışırlardı.
(Osman Nuri Aras, Rusya’da Tıkanan Sosyo-Ekonomik Değişim Dalgası, Qafqaz
Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000, s.43.)
Ş. E. Yaqubov – A. M. Mahmudzade, “Azerbaycan Respublikasında Aparılan Aqrar
Đslahatların Qiymetlendirilmesi, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi
Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı,
2001, ss.60-63; Ceferzade, s.3.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
ötesinde ilk defa demokratik değerlere dayanan, liberal piyasa ekonomisinin kurulma gerekliliğini kabul etti. Anayasa ile özel mülkiyetin,
özel teşebbüsün, dünya ekonomisine entegrasyonun hukuki esasları
tespit edildi. Bu bakımdan Azerbaycan’da geniş anlamda ekonomik
düzenlemelerin başlangıç yılı olarak 1995 yılı kabul edilebilir27.
Kısaca cephede varılan ateşkes ve içeride sağlanan istikrar ile
beraber sıra artık ekonomik reformlara gelmişti. 1994 yılından itibaren
ülkede sert ekonomik önlemler alınmaya başlandı, IMF ile yürütülen sıkı
işbirliği ve IMF programlarının tavizsiz uygulanmaya başlanmasıyla
yürütülen sıkı para politikası ile kısa sürede ekonominin genel dengelerinde bir rahatlama sağlayarak enflasyonun kontrol altına alınması ve
GSMH’nın düşüşünün önlenmesi sağlandı. Sonuçta 1996 yılından itibaren Azerbaycan ekonomisinde gerileme süreci yavaşlamaya başladı.
Oluşturulan kalkınma modeli reel sonuçlar vermeye başladı. Şöyle ki,
son beş yıl içerisinde GSMH %26.3 artmış, nüfusun yaşam düzeyi iki
kat iyileşmiş, ekonomide özel sektörün payı %29’dan %68’e yükselmiştir.
1994-2000 yılları arasında petrol yataklarının müşterek üretimi
amacıyla yapılan anlaşmalarda yer alan şirketler tarafından yaklaşık 3.4
milyar $ yatırım yapılmıştır28.
Ancak Azerbaycan’da 1996-1997 yıllarında izlenen ve ekonomik
istikrarı sağlayan politikaların, reel ekonomiyi teşvik edici devlet
politikalarıyla desteklenmemesi, 1997 yılı öncesi yabancı sermayenin
ülkeye celbi için uygulanan vergi muafiyetinden vazgeçilmesi ve devlet
organlarının gerekli hassasiyeti göstermekte yeterli olmayışı nedenleriyle üretime yönelik yatırımlar yapılamamıştır.
1994-2000 yılları arasında yatırılan toplam yabancı sermaye hacmi ise 5.9 milyar $ olmuştur. Bu miktarın %22.8’i finansal kredi,
%56.3’ü petrol sanayisine, %20.9’u ise diğer sektörlere yapılan yatırım
şeklinde olmuştur29.
Azerbaycan petrol sektörüne yapılan önemli miktarlardaki yabancı yatırım neticesinde eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde en hızlı
büyüyen ekonomilerden biri haline gelmiştir. GSMH’daki artış oranı
1998 yılında %10 olmuş, 1999 yılında ise %7,2 olmuştur. Azerbaycan
ekonomisindeki büyüme petrol sektöründen ve petrol sektörüne bağlı
inşaat faaliyetlerinden, iletişim sektörlerinden ve az miktarda tarım sektöründen kaynaklanmaktadır.
Bir başka açıdan değerlendirildiğinde, 2000 yılı sonu itibariyle
GSMH 1990 yılına göre 2 kat, bu çerçevede sanayi sektöründe üretim
3.3. kat, tarım sektöründe 2.4 kat aşağı gerçekleşmiştir. 1996 yılına
kadar yatırım hacmi 2.3 kat azalmakla birlikte, daha sonraki dönemde
yaşanan artış sonucunda 2000 yılı sonu itibariyle yatırım hacmi 1989
yılına göre %55 artmıştır30.
Öte yandan bu dönem süresince uygulanan kur ve para politikaları
yüksek fiyat artışlarını önlerken, ulusal para Manat’ın diğer paralar
karşısında istikrarlı bir seyir izlemesini sağlamıştır. 1994 yılında %
1700’lere kadar yükselen enflasyon 2000 yılında % 1.8’lere gerilemiştir.
Doğrudan yabancı yatırımlar Azerbaycan’ın ekonomik canlanmasında anahtar rolü oynamıştır. Doğrudan yabancı yatırımların önemli
kısmı petrol üretimi ve çıkarımı alanlarına olmuştur. 1995-98 yılları
arasında yatırımlar %59,1 oranında artış göstermiştir. Sabit yatırımların
GSYĐH içindeki payı 1998 yılında 1995 yılı payının iki katına çıkarak
%40,6 olmuştur. Azerbaycan’ın en önemli istihdam kaynağı olan ve
GSMH’ya katkıda bulunan ikinci önemli sektör olan tarım sektörüne
yabancı yatırımların GSMH’ya katkısı ise %0,5’in altındadır. Yabancı
yatırımcılar imalat sanayi sektörüne yatırım yapmaktan kaçınmaktadırlar. Bunun bir sonucu olarak da sektörün üretimi düşmüştür31.
2000 yılı itibariyle 122 ülke ile iktisadi ilişkiler kurulmuş, ticari
ilişkilerin toplam hacmi 2.9 milyar $’dan fazla olmuştur. Bu miktar 1993
yılına göre 2.2 kat daha büyüktür32.
Ülkenin ekonomik gelişim sürecinde dikkate alınması gereken
önemli bir nokta, sözkonusu bu değişim ve kalkınma; topraklarının
%20’sinin Ermenistan işgali altında olduğu, dolayısıyla üretim potansiyelinin çok büyük bir bölümünden (1/5) mahrum olduğu, 300 bin iş
yerini kaybettiği ve bu topraklarda daha önce yaşayan halkın (nüfusun
27
30
28
29
Rasim Hesenov, s.12; Emiraslanov, s.57.
Akif Musayev, “Azerbaycan Respublikasının Đqtisadi Đnkişaf Stratejiyası ve Vergi
Siyaseti”, Đqtisadiyyat ve Audit Jurnalı, No:10, Oktyabr-2001, s.12.
Musayev, s.12.
17
31
32
18
Mezeddin Eyyubov, “Bazar Đqtisadiyyatına Keçid ve Senaye Kompleksi” Meşveret
Bülleteni, No:7(43), Oktyabr-2001, ss.66-67.
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 12.03.2003.
Nadirov, s.2.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yaklaşık %12’si) göç etmek mecburiyetinde kaldığı son derece güç
şartlarda elde edilmiştir:
Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesi,
bölgeden bir milyondan çok insanı göçe mecbur etmiştir. Ermenistan’ın
tecavüzü neticesinde zarara uğrayan 27 il ve ilçe (rayon) toplam 22.7
bin km2’dir. Dağlık Karabağ’la birlikte Nahçıvan’ın da sınır bölgeleri
tesir altında kalmıştır. 17.1 bin km2’lik (Azerbaycan arazisinin %20’si)
alan ise halen Ermenistan’ın işgali altındadır. Đşgal edilen arazide
800’den çok yerleşim alanı, 1.3 milyon hektar tarım arazisi, 600 bin
büyük ve küçükbaş hayvan, 7000 tarım işletmesi, 850 eğitim kurumu,
650 sağlık merkezi, 120 bin ikamet yeri terk edilmek zorunda kalınmıştır. Azerbaycan aynı zamanda zengin doğal kaynaklardan, özellikle
39.6 bin ton rezerve sahip olan 3 altın madeni yatağından, 4 civa ve
antimon yatağından mahrum kalmıştır. Ermenistan ile savaş sonucunda
ise, Azerbaycan’ın 25- 50 milyar $ arasında kayba uğradığı şeklinde
hesaplamalar yapılmaktadır 33.
Ermeniler tarafından işgal edilen arazilerde narkotik bitkiler
yetiştirilmekte ve ürünlerinin gizli yollarla Đran, Rusya ve diğer ülkelere
taşınmaktadır. Fuzuli bölgesindeki Horadiz kasabasından Ordubad
bölgesine kadar uzanan 128 km mesafede uzanan Azerbaycan’ın devlet
sınırlarına Ermeniler nezaret ettiğinden dolayı narkotik maddelerin mübadelesi, kaçakçılık ve yerüstü servetlerin Đran’a taşınması daha da
artmıştır. Kelbecer ve Zengilan arazilerinde yer alan altın yatakları
Ermeniler tarafından sağlıksız bir şekilde kullanılmaktadır. Bu yatakların hammaddesi Ermenistan’daki Ararat altın fabrikasına taşınmaktadır. Bu hammadde külçe haline getirilerek Rusya ve diğer devletlere
satılmaktadır. Ermenistan’ın altın madeninden elde ettiği gelirinin
Ermenistan bütçesinin yaklaşık %51’ini teşkil ettiği ifade edilmektedir34.
Ermenistan ile yapılan savaş sadece Azerbaycan’ın ekonomik
dönüşüm sürecini etkilemekle kalmamış, söz konusu savaşın etkisinde
şekillenen uluslararası ilişkiler de ekonomik dönüşüm süreci üzerinde
etkili olmuştur.
33
34
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, Birleşmiş Milletler
Teşkilatı Đnkişaf Programı, 2002, s.59; Nadirov, s.2; Emiraslanov, s.63.
Tebriz Vefalı, “Qarabağın Đqtisadıyyatımıda Đzi”, Herbi And Gazeti, 1-15 Aprel 2003, s.3.
19
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Đkinci Dönemde Yapılan Reformlar
1995 yılının Ocak ayında haksız rekabete ilişkin bir kanun yasalaşmıştır.
Nisan-1995’de ise ilk IMF programı kabul edilmiştir. 1995 yılında
IMF ve diğer uluslararası kuruluşların desteğini alan finansal istikrar
politikalarının uygulanmaya başlanmasıyla ekonomik büyüme sürecine
yeniden girilmiştir.
Eylül-1995’de küçük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine ilişkin
bir kanun tasarısı kabul edilmiştir. Kabul edilen kanunun ardından 1996
yılında küçük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine başlanmıştır.
Haziran ayında Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yapılırken, Eylül
ayında bankacılık sektöründe yeniden yapılandırma faaliyetlerine hız
verilmiş, hazine senetleri piyasası faaliyete geçirilmiştir. Ağustos ayında
ise Toprak Reformu Kanunu kabul edilmiştir.
1997 yılının Şubat ayında kamu alımlarında rekabetin korunmasına ilişkin bir kanun kabul edilirken, Haziran ayında Đflas Kanunu’nda
değişiklik öngören kanun tasarısı yasalaştırılmıştır. Haziran ayında
ayrıca, yeni Gümrük Kanunu kabul edilerek basitleştirilmiş yeni bir
gümrük tarife uygulamasına geçilmiştir. Telekom Kanunu ise Temmuz
ayında kabul edilmiştir.
1998 yılında ise enerji sektörünü yeniden düzenlemek üzere
Elektrik Kanunu kabul edilmiştir. Ağustos ayında Rehin Kanunu, Eylül
ayında yeni bir Menkul Kıymetler Kanunu kabul edilmiştir. 1999 yılının
Şubat ayında Đş Gücü Kanunu kabul edilmiştir. Petrol gelirlerinin tek bir
hesap altında toplanmasını, harcamaların daha şeffaf kurallara göre
yapılmasını temin amacıyla, Petrol Fonu kurulmasını öngören bir karar
Aralık-1999’da yayımlanmıştır. 1999 yılının sonlarında ise Emlak
Komitesi lağvedilirken, yerine 2000 yılının Şubat ayında, kamuya ait
mülklerin özelleştirilmesinden sorumlu olacak şekilde Emlak Bakanlığı
kurulmuştur. Ayrıca Mayıs ayında yeni bir Özelleştirme Kanunu,
Haziran ayında ise yeni bir Vergi Kanunu çıkarılmıştır35.
Ekonomik değişim sürecinin bu döneminde üç önemli hedef
doğrultusunda yol alınmaya çalışılmıştır36:
35
36
20
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 12.03.2003
Rasim Hesenov, s.11.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1. Ülkenin temel doğal kaynak rezervlerinin işlenmesinin sağlanması.
2. Liberal-demokratik yönlü piyasa prensiplerine dayanan bir
ekonomik yapının oluşturulmaya çalışılması.
3. Dünya ekonomisi ile global ve bölgesel ekonomik entegrasyonun
gerçekleştirilmeye çalışılması.
Yapısal değişime ilişkin alınan kararların da etkisiyle bu dönemde
meydana gelen gelişmeler genel olarak şöyle sıralanabilir:
1. Ülke ekonomisinde istikrar sağlanmış,
2. Ülkenin önemli doğal kaynaklarını aktif hale getirme stratejisi
doğrultusunda büyük başarılara imza atılmış,
3. Toprağın özel mülkiyete verilmesi ile Azerbaycan köylerinde yeni
bir sosyo-ekonomik ortam oluşturulmuş,
4. Ekonomide liberalizasyon, dış ilişkilerin geliştirilmesi ve yabancı
yatırımcıların özelleştirmeye katılımlarının sağlanması ile, ekonomik
kalkınma adına temel, devamlı ve önemli bir kaynağa ulaşılmıştır.
Kısaca 1995-2000 yılları, serbest piyasa ekonomisine geçişin temellerinin atılmaya çalışıldığı, ekonomik bunalımın derinleşmesinin sona
erdiği, ekonomide şeffaflığın sağlanmaya çalışıldığı dönem olmuştur.
1.4. Bağımsızlık Sonrası Üçüncü Dönem (2001 ve
Sonrası)
2001 sonrası, bağımsızlık sonrası üçüncü dönem olarak değerlendirilebilir.
Bu dönemde;
1. Đktisadi büyümenin ivme kazanarak devam ettirilmesi, böylece
iktisat politikalarının güçlendirilmesi,
2. Đkinci Devlet Özelleştirme Programının kabul edilmesi ile enerji
sektörün yeniden yapılandırılması ve kapasitenin arttırılması,
3. Elde edilen gelişme düzeyine göre iktisat politikalarının sosyal
yönünün güçlendirilmesi, sosyal refah düzeyinin arttırılması, bunun
içinde cari perspektifte hükümetin iktisat politikasında enerji sektörünün
hızla gelişmesi sonucu elde edilen kaynakların diğer sektörlere yöneltilmesi, gerçekleştirilmesi hedeflenen önemli amaçlar olarak değerlendirilebilir. Azerbaycan hükümetinin uluslararası kurumlarla yaptığı görüşmeler sonucunda hazırlandığı orta vadeli yeni faaliyet programı ile refah
düzeyinin arttırılması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla bu aşamada uygula-
21
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
nacak olan iktisat politikası ile daha çok petrol sektörü dışındaki
alanların geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Hammaddede petrol ve yan ürünlerinin üstün olduğu petrol rafinerisi, kimya, petro-kimya sanayii ve elektrik enerjisi alanları petrolün
ekonomideki rolünü daha da arttırmaktadır. Gerekli önemin verilmesi
halinde Azerbaycan’da dünya çapında petrol ürünleri piyasası oluşabilir.
Stratejik öneme sahip olan bu alana son dönemde büyük miktarda
yabancı sermaye yatırılmıştır. Sanayiinin temelini oluşturan EP-300
makinesinin enerji ve buhar teminatı yeniden kurulmaktadır. Sanayiinin
içinde yer alan diğer üretim alanlarında da modernize edilmesi için
gereken görüşmeler yapılmaktadır.
Elektrik enerjisi sanayii de petrol ve gaz ürünlerinin büyük çeviricisi gibi onların kullanımının verimliliğini arttırmaktadır. Bu alana
yabancı sermayenin girişi daha fazladır.
Esas tüketicisi petrol sektörü olan diğer alanlar metalurji ve inşaat
malzemeleri gibi alanlardır. Yabancı sermayenin yeteri kadar yatırılmamış olması, bütçenin yeterli olmaması sonucu gerekli devlet yatırımlarının da yapılamamış olması nedeniyle bu alanların durumu iç açıcı
değildir. Ancak bu alanların yeniden inşası için gerekli sermayenin
yatırılması amacıyla bazı kanuni düzenlemeler yapılmaktadır.
Đktisadi kalkınma stratejisinin yakın perspektifte temel amacı;
yapılan iktisadi düzenlemelerin derinleştirilerek çağdaş piyasa ilişkileri
ve dünya üretim sisteminin gelişim eğilimi temelinde ülkenin iktisadi
sisteminin yeni kalkınma seviyesine geçmesinin sağlanması olacaktır.
Azerbaycan’ın ekonomik gücünü hızla yükseltecek bu strateji;
ülkedeki doğal ekonomik ihtiyatların aktif üretim aşamasına geçmesini
sağlamak, bu doğrultuda Hazar’ın petrol ve doğal gaz ihtiyatlarının
ekonominin kompleks gelişmesinin sağlanmasına yöneltilmesi, ülkenin
ulaşım potansiyelinin geliştirilmesi ve verimliliğinin yükseltilmesi, insan
kaynaklarında verimliliğinin arttırılması gibi problemlerin çözümünü
dikkate almalıdır.
Ekonomik kalkınmanın sağlanması, yeni işyerlerinin açılması,
halkın gelir düzeyinin arttırılması ile hayat standartlarının yükseltilmesi
doğrultusunda çok önemli tedbirlerin hayata geçirilmesi amacıyla
Haydar Aliyev’in Mart-2001’de imzaladığı “Yoksulluğun Azaltılması ve
Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı”na esasen 2003-2005 yıllarını kapsayacak şekilde yapılacak olan faaliyetler de önem arzetmekte22
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
dir. Bu faaliyetler çerçevesinde Azerbaycan’da yoksulluğun ortadan
kaldırılması ve ekonomide kalkınmanın sağlanması için gerekli olan
projelerin gerçekleştirilmesi için 3 milyar $ hacminde sermayenin
yatırılması planlanmaktadır. Ekonominin tümü bakımından ise bu süre
zarfında yaklaşık 10 milyar $ hacminde sermaye yatırımlara sevk edilmeye çalışılacaktır.
2 Temmuz 2001’de IMF Yönetim Kurulu "Azerbaycan’da
Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı”nı tasdik etti. Bu program çerçevesinde Azerbaycan’a yaklaşık 100
milyon $ kredi ayrıldı.
IMF’nin yoksulluğun azaltılması programına ayırdığı bu kredi,
aslında yoksul ülkelere tatbik edilmektedir.
Azerbaycan’da yoksulluğun azaltılması programının hayata geçirilmesini zaruri kılan sebepler vardır. Zira Dünya Bankası’nın verilerine
göre, Azerbaycan’da halkın % 40-50’sinin günlük geliri 1 $’dan aşağıdır. Buna karşın yapılan bir başka hesaplamaya göre asgari geçim için
yaklaşık 86 $ gerekmektedir. Bir işçinin ortalama aylık gelir ise 64.4
$’dır. Bu da Azerbaycan’da halkın önemli bir kısmının (%40-50’sinin)
yoksulluk seviyesinde yaşadığını göstermektedir37.
2002 yılının Nisan ve Mayıs aylarında Haydar Aliyev’in yerli ve
yabancı iş adamları ile görüşmesinin ardından, Aliyev’in 2002 yılının
Ağustos ve Eylül aylarında imzaladığı girişimciliği destekleyen fermanlar38 ile, özellikle vergi, gümrük, lisans ve işletmelerin teftişi ile ilgili
yapılan yapısal düzenlemelerle işadamlarının karşısındaki bazı
problemler giderilmeye çalışılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle işadamlarının ekonomide yeni bir devrin başladığı inancı arttırılmaya çalışılmıştır. Ülkede yaratılan atmosfer, yabancı işadamlarının dikkatini
çekmeye başlamıştır.
Đşadamları ile yapılan görüşmeler sonucunda vergi oranları düşürülmüş ve küçük ve orta ölçekli işletmeciliğin geliştirilmesi için program
kabul edilmiştir.
37
38
Ekber Eldaroğlu, “Azerbaycan Hökumeti Yoxsulluq Problemini Hell Etmeye Çalışır”,
Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu“Azerbaycan” Bülleteni, No:32 (152), 09 Avqust
2001.
Cumhurbaşkanı, kanunlardan sonra ve Bakanlar Kurulu kararlarından önce gelen ve
“ferman” olarak adlandırılan kararlar alma yetkisine sahiptir.
23
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1.5. Değişim Sürecinin Genel Değerlendirmesi
Her ne kadar uluslararası finans kurumları başta olmak üzere
dışardan önemli etki olsa da, serbest piyasa ekonomisine geçiş ve ülke
ekonomisini öncelikle batı olmak üzere dünya ekonomisine entegre,
Azerbaycan’ın kendi tercihi olmuştur. Zaten dış etkiler de bu istikamettedir. Diğer yandan Azerbaycan, kendi varlığını ve kalkınmasını kendi
finanse edebilme noktasında da önemli mesafe almıştır.
Değişim sürecinde gelinen nokta dikkate alındığında, ekonomik
bağımsızlığın en önemli göstergelerinin Azerbaycan’da teşekkül ettiği
görülmektedir: Artık ülke arazisindeki bütün doğal kaynaklar, sermaye
ve ekonomik potansiyel büyük bir oranda Azerbaycan’a aittir. Ülkenin
uluslararası seviyede tanınan milli para birimi (Manat) vardır. Manat en
azından Güney Kafkasya’da en güçlü para birimi olma yolundadır.
Ancak, doğal kaynakları hukuki açıdan Azerbaycan’a ait olmakla
birlikte, bu mülkiyetin ekonomik bakımdan gerçekleşmesi açısından
bazı problemler vardır. Bu problemlerin varlığı, bağımsızlığı pekiştirme
ve serbest piyasa ekonomisine geçiş döneminin tabii bir göstergesi
olarak değerlendirilmelidir. Önemli olan problemlerin çözüme kavuşması için gerekli düzenlemelerin gecikmeden ve doğru olarak yapılmasıdır.
Dönüşüm sürecinin başlangıcından itibaren devletin fonksiyonlarında değişikliklerin ötesinde ekonomide köklü değişikliklerin gerçekleştirilmesi sonucu, fiyatların serbestleştirilmesi konusuna ağırlık verilerek önemli düzenlemeler gerçekleştirilmiş, kamu alımlarını piyasa
mekanizmasının dışında bırakan uygulamalara son verilmiştir. Ayrıca,
dış ticarette uygulanan miktar kısıtlamaları kaldırılarak, değişken bir kur
rejimi kabul edilmiştir. Değişim süreci ile birlikte sabitleştirilmiş yeni
bir tarife rejimi uygulanmaya başlanan Azerbaycan’da gümrük tarifeleri
ortalama % 15 düzeylerindedir.
Öte yandan değişim sürecinde günümüze gelindiğinde, makro
ekonomik göstergeler itibariyle ekonomide istikrar da sağlanmıştır:
Manat’ın değeri istikrarlıdır, enflasyon çok düşük oranda seyretmektedir, bütçe açığı düşüktür, GSMH reel olarak tatmin edici bir oranda ve
istikrarlı olarak artmaktadır.
Her bir ülkede, makro iktisadi istikrarın sağlanması ve devamı için
öncelikle siyasi istikrar olmalıdır. Bu bakımdan Haydar Aliyev’in iktidara gelmesinin ardından sağlanan siyasi istikrarın devamında endişeye
sevk edici belirsizlikleri minimum düzeye çekerek beklentilerin olumlu
24
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
kılınması gerekmektedir. Yani ekonomik iklimin elverişliliğinin devamlılığı sağlanmalıdır.
Dr. Osman Nuri Aras
ĐKĐNCĐ BÖLÜM
MAKRO EKONOMĐK ANALĐZ
Birinci bölümdeki değerlendirmede de görüldüğü gibi, Azerbaycan ekonomik alanda bağımsızlık sonrası geçiş süreci yaşayan bölgedeki
diğer ülkeler ile mukayesede farkedilir pozitif gelişmeler elde etmiştir.
Zengin enerji kaynaklarının varlığı ise bu sektöre yabancı sermayedarları yönelterek ekonomik kalkınmayı motive edici amillerin başında yer
alımıştır.
Azerbaycan’da ekonomik gelişme, makro ekonomik istikrarın
süreklilik arzettiği bir ortamda devam etmektedir.
Aşağıda değişim sürecini yaşayan Azerbaycan ekonomisinin
makro ekonomik analizi yapılacaktır.
2.1. Gayri Safi Milli Hasıla
Ülkede bağımsızlığın kazanıldığı ilk yıllarda henüz çağdaş bir vergi
politikasının uygulanmaması, dış ticaretteki kısıtlamalar, milli gelirin
düşük olmasının yanı sıra, savaş ve dağılma sonrası ortaya çıkan sorunlar
nedeniyle milli gelir büyüme hızında da ciddi bir gerileme ortaya çıkmıştı.
GSMH’daki büyüme hızı 1990’da % -11.7, 1991’de % -7.8, 1992’de 22.6, 1993’te % -23,1 1994’te % -19,7 1995’te % -11,8 olarak gerçekleşmişti39. Ekonomide sosyalist yapıdan liberal yapıya geçiş sürecini yaşamakta olan Azerbaycan’da, 1990’lı yılların ortalarından itibaren önemli
adımlar atılmıştır. 1991-95 yılları arasında %60 oranında küçülme kaydeden Azerbaycan ekonomisi, 1995 yılından itibaren IMF ve Dünya Bankası
ile işbirliği çerçevesinde başlatılan ekonomide yeniden yapılanma ve
özelleştirme programları sonucunda, yeniden büyümeye başlamıştır.
Ekonomideki bu hızlı düşüş trendi ancak 1996 yılının ikinci yarısından itibaren yerini büyümeye terkedebilmiştir. 1995 yılında %-11.8
olarak gerçekleşen GSMH, 1996’da %1.3, 1997’de %5.8, 1998’de %10
olarak gerçekleşmiştir. 1998’de Rusya krizinden etkilenmesine karşın
Azerbaycan ekonomisinin büyüme kaydetmesinde, dünyada artmaya
başlayan petrol fiyatlarının ve petrol anlaşmalarının ülkeye çektiği
yabancı sermayenin ve yılın özellikle son çeyreğinde inşaat sektörünün
39
25
26
Saleh Memmedov, Đnflasiya ve Maliye Bazarı, Bakı, 1998, s.48.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
gösterdiği performans ve dış ticaretteki gelişme etken olmuştur. Azerbaycan ekonomisinde 1999 yılı başında durgunluk yaşanmasına karşın
yine petrol ve doğal gaz ile ilgili yatırımlarda artış gözlenmiştir. Ancak
diğer sektörlerde gelişme asgari seviyede kalmıştır. Sonuçta GSMH
%7.4 ve 2000’de %11.4 olarak gerçekleşmiştir.
2000 yılında bu artış 1990 yılından beri en yüksek düzeye çıkarak
% 11,4 olarak gerçekleşmiştir.
2000 yılında BDT sınırlar içinde en yüksek ekonomik artış Azerbaycan’da müşahede edilmiştir. GSMH’nın reel artışını temin eden
amillerin yapısında ise değişiklikler olmuştur40. 2000 yılında GSMH’nın
oluşumunda sanayi %25.4, tarım %18, nakliye %12.7, ticaret ve hizmetler %6.6, inşaat %4.7, telekomünikasyon %2.8 ve sosyal hizmetler
%22.5 oranında pay almıştır.
5.27 milyar $ olarak gerçekleşen 2000 yılı GSMH’nın artış hızı
%11,1 olarak gerçekleşirken, artışı hızı tarım sektöründe %12,1, sanayide %6,9 inşaatta %2,6 ve hizmetler sektöründe de %11,3 olmuştur.
2001 yılında %9.9 artışı hızı ile 5.7 milyar $ olarak gerçekleşen
GSMH içerisinde önemli bir yere sahip olan sanayi sektöründe üretim
oranı bir önceki yıla göre %5.1, tarım ve hayvancılık ürünleri ise %11.1
artış göstermiştir41.
2002 yılında GSMH artışı %10.6 olarak gerçekleşmiştir. 29,6
trilyon Manat (6 milyar $) olarak gerçekleşen GSMH’nın 2002 yılındaki
sektörel dağılımı ise şöyledir: Sanayi %34.9, Nakliyat ve Haberleşme
%9.8, Ticaret %7.5, Tarım %14.2, Đnşaat %10.8, Sosyal hizmetler
%14.7, diğer %8.142. Bir önceki yıla göre en yüksek artış ise inşaat
sektöründe (%82) olmuştur43.
40
41
42
43
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, Milli Bank Đllik Hesabat-2000,
Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, Bakı, 2001, s.6.
“Đqtisadiyyatımız Dirçelir”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 12-14 Noyabr 2002, s.2.
Azerbaycan Zaman Gazeti, 18-22 Yanvar 2003, s.2.
Arif Veliyev, Haftanın Konuğu Programı-AZTV1, 26.01.2003.
27
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 1. GSMH Değişim Oranı
Yıllar
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
GSMH Değişimi
(%)
-7.8
-22.6
-23.1
-19.7
-11.8
1.3
5.8
10
7.4
11.1
9.9
10.6
Sanayi
(%)
-8.9
-30.4
-19.7
-24.7
-21,4
-6,7
0,3
2,2
3,6
6,9
5,1
3.6
Tarım
(%)
0.3
-23.8
-15.5
-12.8
-7,0
3,0
-6,1
6,2
7,1
12,1
11.1
6.4
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, ss. 40-41. Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.7.
Dönüşüm sürecinde Azerbaycan ekonomisi eski SSCB ülkeleri
arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmuştur. 1991-1994 yılları
arasında GSMH’da önemli gerilemeler olmuşsa da, 1995 yılından itibaren IMF ve diğer uluslararası finansal kurumların desteğiyle uygulanmaya başlanan ekonomik istikrar programıyla büyüme sürecine yeniden
girilmiştir. Büyümenin itici gücü yabancı sermaye girişi ve ihracat gelirlerinin en çok olduğu hidrokarbon sektörüdür. 2002 yılı sonu itibarıyla
1990 yılı GSMH düzeyine henüz ulaşılamamıştır.
Kişi başına GSMH, 1990’lı yılların birinci yarısında yaşanan ekonomik buhran dolayısıyla önemli bir azalış kaydetmiştir. 1990-93 yıllarında 7 kat azalış kaydeden geçim standardı (seviyesi), 1995 sonrasında
uygulamaya konulan tedbirlerle44 artış eğilim göstermeye başlamıştır.
Gelir düzeyindeki artış alım gücünün artmasına, dolayısıyla reel sektörün gelişmesine zemin yaratan amillerden olmuştur.
1995 yılında Dünya Bankasının yaptığı araştırmaya göre nüfusun
%61’i asgari geçim seviyesinin altında yaşıyordu. Ülkedeki resmi veri44
28
E.S. Đmanov-E. M. Babaşov-R. H. Dayıyev, “Đqtisadi Đslahatlar Şeraitinde Ehalinin Sosial
Müdafiesinin Teşkili Meseleleri”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi
Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı,
2001, s.102.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
lere göre ise yoksulluk sınırı altındaki nüfusun oranı 1999 yılı rakamlarıyla % 60 civarındaydı. 2000 yılı verilerine göre kişi başına aylık
ortalama gelir, asgari tüketim bütçesinin ancak % 45’ini karşılamaktadır.
2002 yılında ise Kişi Başına Milli Gelir bir önceki yıla göre %9.8
artış kaydederek 3,7 milyon Manat (756 $) olmuştur.
Tablo 3: Gayri Safi Milli Hasılanın Sektörel Dağılımı (%)
Tablo 2: GSMH
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
GSMH
(milyon $)
2443.3
703.1
1309.8
1326.9
1629.3
2415.2
3180.8
3960.9
4446.6
4583.6
5272.6
5707.8
6089.9
Nominal GSMH
(Milyar Manat)
1.5
2.7
24.1
157.1
1873.4
10669.0
13663.2
15791.1
17203.1
18875.4
23590.5
26619.8
29602.0
Dr. Osman Nuri Aras
Yıllar
Sanayi
Tarım
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
26.2
20.8
29.6
28.8
27.3
22.9
28.2
36.0
37.6
34.9
28.4
32.9
27.2
27.5
21.6
18.7
18.4
16.1
14.7
14.2
Ulaşım
ve Haberleşme
8.3
12.5
18.7
11.3
11.4
12.5
10.7
12.0
10.1
9.8
Đnşaat
7.7
7.4
4.0
10.4
12.6
13.5
10.9
6.5
5.8
10.8
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27-28.
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27.
Halkın parasal gelirinde özel mülkiyete ve özel teşebbüse dayanan
faaliyetlerden elde edilen gelirler önemli bir paya sahiptir. Özel mülkiyetin ve teşebbüsün gelişimi için oluşturulan imkanlarla bu faaliyetlerden elde edilen gelirler %13.5 artmıştır.
Halkın parasal gelirleri içinde ücret ikinci yeri tutmaktadır. 2000
yılında ortalama aylık nominal ücret 1999 yılı ile mukayesede %15
artarak 205 bin Manat’a (46$) çıkmış, tüketici fiyatlar endeksine
mukayesede ise ücretlerdeki reel artış %13 olmuştur.
Ancak Azerbaycan’da iktisadi reformların IMF’nin görüşleri doğrultusunda Monetarist ağırlıklı olması nedeniyle45 sıkı para politikasının
ve kamu harcamalarını azaltarak denk bütçe politikasının uygulanması,
refah seviyesi çok düşük olan ve henüz istenen seviyeye ulaşmamış
çoğunluğu oluşturan nüfusu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu uygulamalar paralelinde gaz, akaryakıt ve ekmeğe uygulanan sübvansiyonların
kaldırılması, göçmenler, özürlüler ve şehit aileleri dışında elektrik, su,
toplu taşıma araçları gibi alanlarda önceden tanınan avantajların veya
indirimlerin kaldırılması, geçiş sürecinde sıkıntıların yaşanmasına neden
olmaktadır. Özellikle köylerde yaşayan nüfusun %90-95’i yoksulluk
sınırındadır46.
Bölgesel boyutuyla kişi başına milli gelir incelendiğinde, Bakü’de
ortalama gelir düzeyini yüksek olduğu, diğer şehirlerde ise gelir
düzeyinin Bakü’deki gelir düzeyinin yaklaşık yarısı teşkil edecek bir
seviyede yani bir hayli aşağı olduğu tespit edilmiştir47.
45
46
47
29
30
E. Ö. Hüseynov, “Reformatika ve Onun Hiperdövre Uyğunlaşdırmanın Zeruriliyi”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi
Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.92.
Yaqubov – Mahmudzade, s.66; Faruk Arslan, “Azerbaycan Ekonomisinde Geçiş
Dönemi”, Hazar Bilim Sanat ve Kültür Dergisi, S.1, Bahar-2000, s.17.
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.16, 22.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo 4. Kişibaşına Milli Gelir
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Kişi başına
GSMH ($)
346.3
98.3
180.4
179.9
217.9
319.3
416.2
513.2
570.6
583.0
665.0
714.3
756.3
Kişi Başına
Manat
207.8
373.6
3318.6
21302.0
250568.4
1410329.3
1787651.6
2045968.7
2207506.7
2400595.2
2975367.7
3325908.5
3676445.0
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27.
Reform uygulamaları sonucunda GSMH’nın sektörel dağılımında
ve özel sektörün ekonomideki ağırlığında kaçınılmaz olarak değişiklikler olmuştu.
GSMH içinde özel sektörün payı 1995’de %34 iken 2001 yılında
%71, 2002 yılında ise %73 olmuştur. GSMH içinde en önemli yere ise,
sanayi ve tarım sektörü sahiptir. Gerçekleştirilen yatırımlar sonucunda
petrol üretiminin GSMH’dan aldığı pay önemli oranda artış kaydetmiştir. Sovyet döneminden kalan ve verimli sanayi üretimini destekleyecek durumda olmayan alt yapının yeniden inşa edilmesiyle inşaat ve
ulaşım sektörlerinde de önemli gelişmeler gerçekleşmiştir.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
rındaki artışa bağlı olarak ortaya çıkan kamu açıklarının açık finansman
yöntemi ile finanse edilmesi fiyat artışlarının önemli oranda yükselmesine neden olmuştur.
1994 yılına kadar para arzında dikkate alınan bir göstergenin
olmaması ve bütçe açıklarını gidermek için devamlı para emisyonuna
başvurulması, Manat’ın sürekli değer kaybederek hiper enflasyon sürecine girilmesi sonucunu doğurmuştur. Yine yaşanan enflasyonist süreçte
Rusya-Çeçenistan savaşı nedeniyle kuzey demir yolu hattının kapanması
ile ithalattaki düşüş ve dış ticaret ile ilişkili bazı mali kurumların
uygulamaları da etken olmuştur48.
Bu yükselişte Merkez Bankası’nın müdahalesi ile beraber
Azerbaycan Manatı’nın ABD Dolarına karşı değer yitirmesi ve tüketim
malları tercihlerinin ithalata yönelmesi de etkili olmuştur.
Kısaca SSCB’nin dağılmasının ardından devralınan ve yaşanan
ekonomik sorunlar ve savaş ekonomisi nedeni ile enflasyon oranları dört
haneli rakamlara yükselmiştir. 1992-94 yıllarında dört haneli rakam
olarak gerçekleşen enflasyon % 1763.5 ile 1994 yılında en yüksek düzeye ulaşmıştır. 1994 yılı Mayıs ayında gerçekleştirilen ateşkes ve alınan
tedbirler ile birlikte 1995 yılından itibaren enflasyon düşüş eğilimi
göstermeye başlayarak %511.8 olarak gerçekleşmiştir.
Tablo 5. Enflasyon Oranları
Yıllar
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2.2. Enflasyon
Enflasyon ile kavram olarak Azerbaycan halkının tanışması
1990’lı yılların başında olmuştur. Birlik ülkeleri arasında ekonomik
bağımlılığın varolduğu Sovyetlerin dağılmasının ardından işletmelerin
faaliyetlerinin durması, toplam arzın önemli oranda düşmesine ve
sonuçta enflasyonun yükselmesine neden olmuştur.
Halkın elindeki mal stoklarını piyasaya sürmesi ile toplam talebin
bir ölçüde karşılanması nedeniyle 1990-91 yıllarında daha sonraki yıllara göre enflasyon oranı aşağı seviyede seyretmiştir. Ekonomide fiyat
kontrollerinin kaldırılarak fiyatların göreceli serbestleştirilmesi, dönüşüm sürecinin ilk dört yılında yaşanan savaş nedeniyle kamu harcamala31
Dr. Osman Nuri Aras
Enflasyon Oranı (%)
206.6
1012.3
1229.1
1763.5
511.8
19.9
3.7
-0.8
-8.5
1.8
1.5
2.8
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, ss. 38-39; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.7.
48
32
Nesimi Kamalov, “1990-2000 Yılları Arasında Azerbaycan’da Enflasyon”, Journal of
Qafqaz University, Number 6, Fall-2000, ss.67-70.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Enflasyon oranı, IMF ile birlikte hazırlanan kalkınma programlarının ilki ile başlayan sıkı para politikası uygulamaları sonucu 1996’da
%19.9’a, 1997’de 3.7’ye ve %1998’de %-0.8’e, 1999’da %-8.5’e
gerilemiştir49. Dolayısıyla hükümetin Ermenistan’la ateşkesin ardından
uygulamaya koyduğu istikrar programı yüksek enflasyona son vermiştir.
1997 yılında, istikrar programının uygulanmaya başlanmasından sonra
yaklaşık on yıllık bir sürenin ardından enflasyon oranı tek haneye
düşmüştür. 1998 ve 1999 yıllarında fiyatlarda önemli düşüşler yaşanmıştır. Açık bir ekonomiye sahip Azerbaycan, ulusal parasının başlıca
ticaret ortaklarının ulusal paraları karşısında değer kazanması
neticesinde ithalat maliyetlerindeki düşüşten yararlanmıştır. 1999 yılında
fiyatlarda ortalama %8,5 düşüş olmuştur50.
1999 yılının ikinci yarısından itibaren uygulanmakta olan sıkı para
politikasında yumuşamaya gidilmesi sonucu 2000 yılında enflasyon
oranı %1.8, 2001 yılında % 1.5 olmuştur. 2002 yılında ise enflasyon
%2.8 olarak gerçekleşmiştir.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ermenistan’dan ve Ermeni işgalindeki topraklardan göç etmek
mecburiyetinde kalanların %60’ının ekonomik olarak aktif kabul
edilmesine karşın, göçmenlerin büyük bir kısmı işsiz olup, devletten
aldıkları yardımla yaşamlarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
Devlet işsizlik problemini çözmek amacıyla bazı düzenlemelere
gitmektedir. Bir taraftan yeni iş yerlerinin açılması, uygun pazar sisteminin kurulması (emek piyasası, meslek değişme kursları v.b.), diğer
taraftan işsizlerin sosyal korunumu için önlemler almaktadır. 2000
yılında büyük ve orta ölçekli işletmelere çalışmak için 16.7 bin kişi
yöneltilmiştir. Aynı zamanda 2502 kişiye işsizlik yardımı yapılmıştır.
Son yıllarda özel sektörün gelişimi de bu programın çözümüne yeni
imkanlar vermektedir.
Tablo 6. Đstihdamın Sektörel Dağılımı (%)
Yıllar
1990
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
2.3. Đstihdam
Ülke ekonomisinde yaşanan geçiş ve durgunluk yüzünden iş
kabiliyeti olan insanların büyük çoğunluğu işsiz kalmıştır. Ermenistan’ın
Azerbaycan topraklarının %20’sini işgal etmesi sonucu, bölgeden bir
milyon civarında insanın göçe mecbur olması da istihdam problemini
arttırıcı önemli bir etken olmuştur. Đşsizlerin büyük çoğunluğu Rusya,
Türkiye, Đran gibi komşu ülkelere yönelmişlerdir. Ülkeyi bu şekilde terk
edenler arasında gençler ve orta yaşlı insanların oranı daha çoktur.
Đşgücü potansiyelinin uluslararası dolaşımı, Azerbaycan’da problem
oluşturmuştur. Azerbaycan’da işgücü dolaşım hızı çok yüksektir. Bu
durum ülkenin gelecek demografik durumuna ciddi etki yapacaktır.
Diğer bir taraftan, ülkede kalifiye işgücüne verilen değer de düşük
olduğundan, onlar da ülkeyi terk etmektedirler. Bu tür “beyin göçü”
sürecinin son 5-6 yılda daha fazla arttığı görülmektedir51.
49
50
51
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.8.
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 12.03.2003
“Investment Possibilities of Azerbaijan”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.20; Azer
Mehdiyev, “Azerbaycan’ın Dünya Đqtisadiyyatına Đntegrasiyasının Reallıqları”, Ekspert
Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.26.
33
Dr. Osman Nuri Aras
Sanayi
12.7
9.8
7.7
6.6
6.8
7.0
6.8
6.6
6.7
Tarım ve Hayvancılık
30.9
30.8
31.8
29.0
30.8
42.3
41.0
39.9
40.1
Diğer
56.4
59.4
60.5
64.4
62.4
50.7
52.2
53.5
53.2
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı, 2002,
ss.74-76; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, ss.12-13.
Toplam nüfusun istihdam düzeyinin zamanla çok az bir artış
kaydettiği görülmektedir: Toplam nüfusun istihdam edilen oranı 1998’de %53.4, 1999’da %56.7, 2000’de %56.8 ve 2001’de 56.9 olmuştur.
Đstihdamın sektörel dağılımı da zamanla değişmektedir. Sanayi ve
inşaat sektöründe istihdam edilen işgücünün oranı bir hayli azalma
kaydederken, hizmet sektöründe istihdam edilen işgücü artış kaydetmektedir. Tarım sektöründe çalışanların oranı 1998 yılına kadar hemen hemen sabit kalırken, bu tarihten sonra önemli artış göstermiştir. Đstihdam
edilen işgücünün sektörel dağılımı ise aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
34
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Đstihdam edilen işgücünün petrol ve gaz üretimi ile ilgili alanlarda
en yüksek aylık gelire sahip olduğu, ortalama en düşük aylık gelirin ise
sağlık sektöründen elde edildiği görülmektedir.
Tablo 7. Đstihdamda Devlet ve Özel Sektörün Payı
Yıllar
1990
1991
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Devlet
70.7
67.5
56.1
51.0
46.5
46.2
36.2
34.5
33.4
32.3
Özel
29.3
32.5
43.9
49.0
53.5
53.8
63.8
65.5
66.6
67.7
Dr. Osman Nuri Aras
Şayet istatistiki verilerde yer alan rakamların gerçek işsizlik oranı
olduğu kabul edilirse, bu oran gelişmiş ülkelerdeki işsizlik oranından
bile aşağı seviyede olacaktır. Gerçekte ise ülkedeki işsizlik oranının
resmi verilerle mukayese edilemeyecek derecede yüksektir. Yine de
resmi olarak işsizlik oranının ise her yıl artış kaydettiği dikkat çekmektedir. Her ne kadar devlet kurumlarının verdiği istatistiklere göre
Azerbaycan’da işsizlik oranı %1.5-2 olsa da, uluslararası kuruluşları
verdiği bilgilere göre bu oran %20 civarındadır.
2.4. Özelleştirme
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.77; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.14.
Devlet sektöründe (devlet işletmeleri ve yönetim organlarında)
çalışanların oranı, 1990 yılından itibaren devamlı olarak azalma göstermektedir. Serbest piyasa mekanizmasına geçiş ve özelleştirmenin sonucu olarak 1990 yılında istihdamda %70.7 olan devlet sektörünün payı
2002 yılında %32.3’e inmiştir.
Tablo 8. Resmi Đşsizlik Oranı (Đşsizlerin Đktisadi Faal Nüfusa Oranı)
Yıllar
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
%
0.11
0.17
0.52
0.65
0.78
0.86
1.03
1.13
1.20
1.17
1.29
1.35
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.19.
Azerbaycan bağımsızlığın ardından serbest piyasa ekonomisine
geçiş kararı almış ve bu yönde uygulamalara başlamıştır. Đlk olarak 1993
yılında Özelleştirme Kanunu’nu çıkarmış ancak fiili uygulamaya 1995
yılından sonra başlayabilmiştir.
Serbest piyasa ekonomisine geçişin önemli aşamalarından biri
sayılan ve ülkede ekonomide yeniden yapılanmanın önemli faktörlerinden biri olan ve batı sermayesinin de iştirak edebileceği özelleştirme
faaliyetleri, devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi hakkında 7 Ocak
1993’de Azerbaycan Parlamentosu tarafından kabul edilen kanun ile
birlikte başlamıştır. Geçmiş dönemden farklı olarak Azerbaycan’ın ekonomik temellerini devlet mülkiyeti, özel mülkiyet ve belediye mülkiyeti
teşkil etmeye başlamıştır 52.
Söz konusu tarihte çıkarılan ve 27 maddeden oluşan "Devlet
Mülkiyetinin Özelleştirilmesi Kanunu" ile Azerbaycan’da serbest piyasa
ekonomisine geçiş çalışmalarının hukuki dayanağının sağlanmasıyla
beraber ülkede ilk taslak özelleştirme çalışmaları 1993 yılında
başlatılmış ancak bu program parlamentodan onay alamamıştı. 1993 ve
1994 yıllarında “Özelleştirmenin Devlet Programı” uzun tartışmalar ve
revizyonlardan sonra 1995 yılında Milli Meclis tarafından onaylanmıştır.
Özelleştirme programı çerçevesinde restoran, kafe, berber, dükkan, atölye gibi ticarethane olarak nitelendirilebilecek küçük ölçekli işletmeler,
özelleştirilmesi mecburi sayılan işletmeler olmuşlardır. Petrol, doğalgaz,
telekomünikasyon ile ilgili kuruluşlar, sanatsal mekanlar ve madenler
özelleştirilmeyecektir. Ancak, bu kuruluşlar Devlet Başkanı veya
Başbakan kararı ile özelleştirme kapsamına alınabilir.
52
35
36
Azerbaycan Respublikasının Konstitutyası, Azerbaycan Neşriyyatı, Bakı, 1996, s.7.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Özelleştirme, 1992’de kurulan Devlet Emlak Komitesi tarafından
yürütülmektedir.
1993-1996 yılları arasında yalnızca konutlarda ve taksilerde
özelleştirme gerçekleştirilmiştir.
Azerbaycan’ın 1995-1998 yıllarını kapsayan birinci özelleştirme
programında özelleştirme programına alınan küçük ve orta ölçekli
işletmelerin büyük bir kısmı bu program çerçevesinde özelleştirilmiştir.
1996 yılında özelleştirmeye hız verilerek, sayıları 6200’e varan küçük
işletme özelleştirilirken, bu rakam 1997 yılı sonunda 15000’e ulaşmıştır.
1995-1998 yıllarını kapsayan birinci özelleştirme programı ancak 2000
yılı başlarında tamamlanabilmiştir. Bu sebeple ikinci özelleştirme programı 10.08.2000 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmıştır.
Dolayısıyla ikinci özelleştirme programı 2 yıllık bir gecikme ile ancak
uygulamaya konulabilmiştir. Cumhurbaşkanının 8 Şubat 1997 tarihli
fermanı uyarınca her biri 4 adet çekten ibaret 8 milyon adet Devlet
Özelleştirme Payı'ndan (Çek) 7.183.803 adedi Azerbaycan vatandaşlarına ücretsiz dağıtılmıştır. Özelleştirmeye ülke vatandaşları bu çeklerle, yabancı ülke vatandaşları ise opsiyon adı verilen özelleştirme çekleri
ile katılabilmektedirler.
Đkinci özelleştirme programı ile orta ve büyük ölçekli işletmelerin
özelleştirilmesi planlanmakta ve böylece devletin ekonomideki rolü
iyice azaltılmaya çalışılmaktadır.
Farklı alanları kapsayan 450 civarında işletme büyük özelleştirme
kapsamında yer almaktadır.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük bölümünün özelleştirilmesine rağmen, büyük ölçekli kamu iktisadi kuruluşlarının özelleştirilmesi ile ilgili süreç yavaş işlemektedir.
Özelleştirme programına göre özelleştirilecek tesis ve müesseseler
küçük, orta ve büyük olarak 3 gruba ayrılmıştır. Küçük müesseselerin %
15'i çalışanlarına parasız verilmekte, % 85'i ise paralı açık arttırma ile
satılmaktadır. Orta ve büyük müesseseler ise önce anonim şirket
statüsüne dönüştürülmekte, sonra özelleştirilmektedir. Bu şirketler;
hisselerinin en az % 50'si çek açık artırmaları ile, % 15'i müessese
çalışanlarına çek karşılığında, %10'u paralı açık artırma ve kalan %
25'inin ise devlet tarafından kapalı yatırım fonuna verilmesi ile
özelleştirilmektedir53.
53
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Özelleştirmenin başladığı tarihten 2002 yılı sonuna kadar 31226
küçük işletme özelleştirilmiştir. 2002 yılı içerisinde özelleştirilen küçük
işletmeler 2400 civarındadır. Özelleştirilen işletmelerin dağılımı şöyledir:
605 sanayi, 113 tarım, 261 inşaat, 128 tamamlanmamış inşaat, 2257
ticaret, 649 iaşe, 9421 maişet, 514 petrol istasyonları, 14376 ulaşım
işletmesi ve ulaşım araçları, 56 ticari tarım kurumları (toplumsal, halka
açık), 2846 diğer işletmeler ve araçlar. 2001 yılı başına kadar kuruluş
sermayesi 3.4 trilyon Manat olan 1169 devlet müessesesi kooperatife
çevrilmiştir54. Sonuçta 150 bin civarında Azerbaycan vatandaşı özel
mülkiyet sahibi olmuştur55.
2002 yılında yapılan özelleştirmeden ülke bütçesine 11,2 milyar
Manat girmiştir. Özelleştirmenin başladığı 1996 yılından 2003 yılı 1
Mart tarihine kadar küçük işletmelerin özelleştirilmesi sonucu ise, devlet
bütçesine yaklaşık 346.9 milyar Manat dahil olmuştur. Yine bu süre
içerisinde özelleştirilen işletmelerin yerleştikleri 718 toprak alanı da
özelleştirilerek devlet bütçesine 7,1 milyar Manat ek gelir girmiştir.
2003 yılında stratejik önem arzeden işletmelerin özelleştirilmesinden devlet bütçesine yaklaşık 200 milyar Manat dahil olması
beklenmektedir.
Ne yazık ki, 1995’den başlayarak gerçekleştirilen reformlar
(özelleştirme), tarım sektöründe beklenen olumlu sonuçları vermemiştir.
Yapılan reformlar bazı sahalarda ekonomik daralmanın daha da
derinleşmesine sebep olmuştur. Yine özelleştirilen kurumlarda uzun
yıllardır çalışanların işsiz kalması da önemli bir problemdir.
Reform uygulamaları ile küçük işletmelerin hemen hemen tamamı
özelleştirilmiştir. Tarım sektöründe de önemli sayılabilecek özelleştirme
uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Özelleştirilen küçük işletmelerin toplam varlık değeri GSMH’nın % 6.5'i kadardır. Ancak, büyük ölçekli
işletmelerin özelleştirilmesinde benzer bir başarı elde edilememiştir.
Reform sürecinin başlangıcından bu yana 1.065 orta ve büyük ölçekli
işletme anonim şirketlere dönüştürülerek açık artırma usulü ile
özelleştirilmiştir. 2000 yılında özelleştirme politikası değiştirilmiş,
Emlak Komitesinin feshedilmesinden sonra özelleştirmeden sorumlu
54
55
www.msp.gov.az/html/eng/xod.html, 12.06.2003.
37
Dr. Osman Nuri Aras
38
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.10; Eyyubov, s.65.
N. Ö. Hacıyev, “ Sahibkarlıq Sektorunun Đnkişafının Süretlendirilmesi ile Bağlı Problemler”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler,
Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.117.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olacak Emlak Bakanlığı kurulmuştur. 2001 yılı başlarında Cumhurbaşkanı Aliyev, özelleştirmeye hız verilerek, imalat, enerji ve kimya
sektörlerinde faaliyet gösteren 100 büyük kamu iktisadi teşebbüsünün
özelleştirileceğini ilan etmiştir56.
Özelleştirme sürecine katılan yabancı yatırımların oranı her geçen
gün yükselme kaydetmiştir.
Alınan önemli mesafeye rağmen özelleştirmenin ve yapısal
reformların yavaş ilerlediği de dikkatlerden kaçmamaktadır.
Tablo 9. GSMH’da Özel ve Devlet Sektörünün Ağırlığı
Yıllar
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Devlet-Özel Sektör Mukayesesi
Hem devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi, hem de halkın özel
teşebbüs esasında özel müesseseler kurması sonucunda, özel sektör
ekonominin temel bölümü haline gelmiştir. Bazı sektörlerde, özellikle
tarım sektöründe temel ağırlığa özel sektör sahiptir.
Gerçekleştirilen yeniden yapılanmanın sonucunda, özel sektörün
makro-ekonomik göstergelerin teşekkülündeki ağırlığı devamlı olarak
artmaktadır. Ekonominin özel sektör bölümünde 1997 yılında GSMH’nın
%46’sı, 1998 yılında %55’i, 1999 yılında %62’si, 2000 yılında %68’i
üretilmiştir. Dolayısıyla GSMH içerisinde devletin rolü giderek
azalmaktadır. Zira 1999 yılında bu miktar %38 iken 2000 yılında bu oran
%32’ye düşmüştür. 2000 yılında toplam sanayi ürünlerinin %43.6, tarım
ürünlerinin %98’i, inşaatın %67’si, yük taşımacılığının %54’ü, yolcu
taşımacılığının %83.3’ü, komünikasyon hizmetlerinin %61.1, ticaretin
%98.5’i özel sektör kuruluşları tarafından yapılmıştır57.
56
57
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.10; Hacıyev, s.116.
39
Dr. Osman Nuri Aras
Özel Sektör
15
17.7
24
29.3
34
38
46
55
62
68
71
73
Devlet Sektörü
85
82.3
76
70.7
66
62
54
45
38
32
29
27
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.63.
Ülke ekonomisinde 2001 yılında %71 olan özel sektörün payı
2002 yılında %73 olurken, toplam sanayi ürünlerinin %53.7, tarım
ürünlerinin %98’i, yük taşımacılığının %56’ü, yolcu taşımacılığının
%85.3’ü, komünikasyon hizmetlerinin %66.5’i özel sektör kuruluşları
tarafından yapılmıştır58. Ekonomik verilerin mukayesesinden de görüleceği gibi, her geçen yıl ekonomide özel sektörün payı artış kaydetmektedir.
Devlet bütçesinin teşekkülünde de vergi girdileri bakımından özel
sektörün rolünün artış kaydettiği görülmektedir. Elbette devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi, ekonomide özel sektörün rolünün artmasında
birinci amildir59.
Ancak temel ve stratejik sektörlerde devletin tekel durumu ve
ağırlığı devam etmektedir.
Her ne kadar verilerden yola çıkarak ekonomide özel sektörün
payının yüksek olduğu görülse de, bu görünüşte devlet mülkiyetinde
kalan işletmelerin, özellikle sanayi işletmelerinin, faaliyette bulunmaması etkindir. Ayrıca bazı özel sektöre ait işletmeleri, özel sektör olarak
görmek tam da doğru değil. Örneğin anonim şirketlerin (sehmdar
cemiyyetlerinin) çoğu daha çok devlet işletmesi gibi faaliyet göster58
59
40
“2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti
Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003.
Hacıyev, s.117.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
mektedir. Öte yandan enerji üretiminde özel sektörün formal karakter
taşıdığı, enerji satışında ayrı ayrı işletmelerin özel sektör tarafından
işletilmesi yönünde girişimlerin olduğu, petrol ve doğal gazın üretiminde ise özel sektör olarak sadece yabancı müteşebbislerin var olduğu
dikkate alındığında, sanayi sektörünün temel bölümü olan enerji sektöründe özel mülkiyetin aslında olmadığını söylemek mümkündür60.
Vergi oranlarının yüksek olması nedeniyle, özel sektörün kayıt
dışı faaliyete üstünlük verdiği görülmektedir. Özel işletmelerin büyük
bir kısmı, istihdam ettiği personeline verdikleri ücretlerin %90’ını gayri
resmi olarak vermektedirler. Kayıt dışı ekonomi daha çok silah, narkotik
maddeler ve pornografik ürünlerin kanunsuz üretimi ve satışı olarak
algılanmasına karşın, Azerbaycan’da esas olarak en basit üretim, ticaret
ve hizmet alanlarında kayıtdışı ekonomik faaliyetler yürütülmektedir.
Yapılan bazı değerlendirmelerde, kayıt dışı ekonominin kayıt altına
alınan ekonomik faaliyetlerden daha büyük olduğu hesaplanmaktadır.
Ekonomide kayıt dışını tercih eden veya tercih etmek zorunda kalan özel
sektörün karşısına çıkan temel problem ise rüşvet olmaktadır61.
Sovyetler Birliği’nin son dönemlerinde, dağılışının hayata getirdiği kaos ortamında devlet emlakının ve toplumsal servetin şahsi amaçlar
doğrultusunda kullanılması ve dağıtılması sıradanlaşmıştı. Bu açıdan
rüşvet ve yolsuzluk, toplumun Sovyet sisteminden miras aldığı ağır
toplumsal hastalıklardan biridir. Her ne kadar daha sonra rüşvet ve
yolsuzluk belirli şekil değişikliğine uğrasa da, varlığını toplumun
genelinde yaygın şekilde hissettirmektedir. Öyle ki ülkede adeta resmi
ve gayri resmi olmak üzere iki vergi sistemi mevcuttur. Gayri resmi
verginin düzenleyici rolü, resmi verginin düzenleyici rolünden daha
büyüktür. Son yıllarda bazı etkili uluslararası teşkilatlar tarafından
(örneğin “Transparency International”) yapılan anket sonuçlarında,
Azerbaycan’ın rüşvet ve yolsuzlukta önde gelen ülkeler arasında yer
aldığı ifade edilmektedir 62. Rüşvet ve yolsuzlukla mücadelede, devlet
müesseselerinin, öncelikle söz konusu problemin genişlemesine ve
derinleşmesine, sosyo-ekonomik sistemi tamamen sarmasına engel
olmaları gerekmektedir.
60
61
62
Nazim Đmanov, “Đlk On Đlin Yekunları: Đqtisadiyyat”, Meşveret Bülleteni, No:7(43),
Oktyabr-2001, ss.29-30.
Nazim Đmanov, s.30.
Emiraslanov, ss.62-63, Nazim Đmanov, s.32.
41
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
2.5. Devlet Bütçesi
Karabağ savaşı sonucunda savunma harcamaları artan Azerbaycan’ın devlet bütçesinde gelir-gider dengesinin 1993 yılından itibaren açık
verecek şekilde bozulmaya başladığı görülmektedir. Ortaya çıkan bütçe
açığı enflasyona sebep olmamak için, emisyon yerine yabancı kredilerle
karşılanmıştır63. Serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecinde vergi sisteminde yapılan reformlar, devlet bütçesinde gelirlerin yıldan yıla artması
ve 90’lı yılların başında yüksek olan bütçe açığının 1995 yılından itibaren
azalma trendine girmesi sonucunu doğurmuştur. 1994 yılında GSMH’nın
%9.4’üne eşit olan bütçe açığı 1999’da GSMH’nın %2.4’üne, 2000
yılında %1’ine eşit olmuştur. 2001 ve 2002 yıllarında ise bütçe açığı
GSMH’nın %1’inin altında olmuştur. Bütçenin açıkla hayata geçirilmesinde yüksek enflasyon korkusu etken olmaktadır64.
2000 yılında bütçe gelirleri 3577.3 milyar Manat, bütçe harcamaları ise 3819.0 milyar Manat olarak gerçekleşmiştir. Yıldan yıla artış
kaydeden bütçe gelirleri 2002 yılında bir önceki yıl ile mukayesede ise
%16 artarak GSMH’nın %15.4’ünü oluşturmuştur.
2002 yılı devlet bütçe gelirlerinin 921.8 milyar Manat’lık yani,
%20.3’lük kısmını gümrük gelirleri oluşturmuştur.
63
64
42
Ercan Sancak, Azerbaycan Đqtisadiyyatı, Qafqaz Üniversiteti Neşriyyatı, Bakı, 1999, s.32.
F. Y. Bayramov-S. E. Necefov, “Dövlet Bütcesinin Kesiri ve Đnflasiya”, Azerbaycanda
Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf
Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.148.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo 10. Bütçe Gelir ve Giderleri (Milyar Manat)
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Gelirler
0.5
1.0
7.3
53.6
504.8
1584.7
2012.8
2565.2
2327.3
2797.6
3573.2
3924.0
4551.2
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 11. Bütçe Açığı
Giderler
0.5
0.9
6.9
64.8
681.7
2141.9
2409.3
2943.5
2641.7
3257.2
3819.8
4037.5
4658.6
Yıllar
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
1993
1994
GSMH’nın %’si
7.1
9.4
5.2
2.9
2.4
1.8
2.4
1.0
0.4
0.36
7.1
9.4
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.36-37; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.55.
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.36-37; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.55.
Bütçe gelirlerinin arzu edilen seviyeye ulaşmamasındaki en önemli engellerden biri de vergi sistemindeki çıkmazlardır.
Azerbaycan BDT devletleri ile mukayesede yolsuzluğun seviyesine ve kayıt dışı ekonominin hacmine göre ilk sıralarda yer almaktadır65.
Bu durum bütçe gelirleri açısından olumsuz sonuç doğurmaktadır.
Bütçe gelirlerine benzer şekilde yıldan yıla artan bütçe harcamaları
ise 2002 yılında bir önceki yıla göre %15.4 artarak GSMH’nın %15.7’sini
oluşturmuştur66. Azerbaycan’da kamu harcamalarının GSMH’da
ağırlığının yüksek olarak kalmaya devam ettiği görülmektedir.
Bütçe harcamalarında sosyal savunma ve güvenlik harcamalarının
payının yıldan yıla arttığı görülmektedir. Bu karakterli harcamalar
1995’de bütçe harcamalarının %8.5’ini teşkil ederken, bu oran 1998’de
%23.3, 2000’de %18.3 olarak gerçekleşmiştir.
2.6. Döviz Kuru
65
Javid Ahmadi, “Development Perspectives of Azerbaijan Agriculture”, Ekspert Đqtiad
Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.8-9; Stanislav Zhukov, “The Macroeconomik Situation in
Azerbaijan: At the End of the First Post-Soviet Decade”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8,
2001, ss.6-7.
43
Azerbaycan “Ruble Bölgesi”nden çıkarak Kasım-1992’de Bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti’nin milli para birimi “Manat”ı tedavüle
çıkarmıştır. Azerbaycan milli para birimi Manat, ilk aşamada Rusya’nın
para birimi Ruble ile birlikte tedavülde olmuştur. Hükümetin serbest
piyasa ekonomisine geçileceğini ve özelleştirmeyi Manat ile yapacağını
açıklamasının yanı sıra toplam hacminin piyasada az olması sonucu ilk
zamanlar değerini koruyan Manat, ithalatın önemli bir kısmının Ruble
ile yapılmak mecburiyetinde olması ve ithalatın yapıldığı ülkelerde,
özellikle Rusya’da fiyatların liberalleşmeye paralel olarak yükselmesi
66
44
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.10.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
sonucunda, 1993 yılının ortalarında Ruble karşısında değer kaybetmeye
başladı. Yine 1993-94 yıllarında bankacılık sektöründe yaşanan iflaslar
ve Manat’ın değer kaybedeceği endişesi başta dolar olmak üzere para
ikamesine neden olmuştur67.
Nihayet Manat 1994 yılından itibaren ülkedeki tek ödeme aracı
olmuştur. 1994’de “Valyuta Tenzimlenmesi Haqqında (Döviz Kuru
Düzenlemeleri Hakkında)” kanunun kabul edilmesi ve 1995’de antienflasyonist para ve kredi politikasının uygulanmaya başlanması sonucu
1996 yılının Mayıs ayından itibaren Manat değer ve itibar kazanmaya
başladı. Đlk yıllarda enflasyon, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık gibi
sebeplerle ABD Doları karşısında hızla değer yitirse de, 1995 yılından
sonra ülkede gerçekleştirilen ekonomik tedbirler ve sıkı para politikası
neticesinde döviz kurunda fazla bir dalgalanma olmamıştır.
Merkez Bankası’nın politikaları ve bunu destekleyen petrol anlaşmaları ile Manat, Amerikan Doları karşısında 1998 yılına kadar bir
miktar değer kazanmıştır. Ancak 1999 yılından itibaren efektif döviz
piyasasında Manat’ın değeri aşağı düşürülmüş ve Azerbaycan’ın ticari
rekabet şansı artırılmaya çalışılmıştır.
Komşu ülkeler daha yüksek enflasyon oranlarına sahip olduklarından, Manat bu ülke para birimleri karşısında değer kazanmıştır.
1995-1998 yılları arasında Amerikan Doları’nın değeri sırasıyla
4440-4098-3888-3890 Manat olmuştur. 1999’un ikinci yarısında, 1995
yılından itibaren uygulanmakta olan para ve döviz kuru politikalarında
yumuşama ile birlikte yeniden döviz kuru yükselmeye başlamıştır68.
1997-98 yıllarında yabancı sermaye girişindeki artışlar nedeniyle
Manat, Amerikan Doları karşısında değer kazanmıştır. Aşırı değerlenen
para biriminin yanı sıra 1998 yılında yaşanan Rusya krizinin de etkisiyle
ihracat gelirlerinde önemli miktarlara varan azalmalar yaşanmıştır. 1999
yılının ortalarından itibaren dalgalı kur rejimine geçilmiş, ulusal para
birimi ABD Doları karşısında % 7 oranında devalüe edilerek ihraç
ürünlerine rekabet üstünlüğü kazandırılmaya çalışılmıştır.
Amerikan Doları/Manat kuru 1999’da 4373, 2000’de 4550 olarak
gerçekleşmiştir. 1999’daki mali istikrar, sıkı para politikasının yanı sıra
67
68
C. Şerifov, “Azerbaycanda Valyuta Bazarının Müasir Veziyyeti ve Onun Đnkişaf
Perspektivleri”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, Azerbaycan Đlmler Akademiyası
Neşriyyatı, Bakı, 1998, ss.551-552; Sancak, ss.51-54.
Kamalov, s.72.
45
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
yapılan %6.9 oranındaki devalüasyon ile güç kazandı ve Manat istikrara
kavuştu. Manat’ın ABD doları karşısındaki değer kaybı 1999 yılında %
11 olarak gerçekleşirken, 2000 yılında devalüasyon % 3.8 ile sınırlı
kalmıştır69.
2001 yılı sonu itibariyle 4800 Manat olarak gerçekleşen dolar
kuru 2002 yılı sonunda 4890 Manat olmuştur. Böylece 2002 yılında
Manat’ın yumuşak bir devalüasyona uğradığı görülmektedir.
Azerbaycan milli para birimi Manat’ın değeri, günlük olarak Bakı
Bankalararası Valyuta Birjası’nda (Bakü Bankalararası Para Piyasası’nda) belirlenmektedir.
Tablo 12. Döviz Kuru (Yıl Sonu)
Yıllar
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
$/MANAT
14.8
120
1433
4417
4295
3983
3869
4373
4565
4774
4893
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.8
Reel ve nominal döviz kurları arasında ciddi bir fark bulunmamaktadır. Döviz büroları ve bankalar Merkez bankasının belirlediği kur
üzerinden en fazla (+/-) 5 Manat farkla alım veya satım yapabilmektedirler.
Azerbaycan’da uygulanan döviz kuru politikası ile dış ticaret ve
ödemler dengesi arasında yakın ilişki vardır. Yapılan araştırmalarda
geçiş sürecinde olan ülkelerde döviz kurunun hem dış ticaret göstergesi,
hem reel sektör imkanları, hem de enflasyona karşı düzenlemelerde rol
oynadığı görülmektedir. IMF’nin istekleri doğrultusunda dış borçların
değerini korumak için döviz kurlarının sabitlenmesi ülke içi üretimi ve
69
46
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 13.03.2003
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ihracatı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum ithalat ve ihracat
arasında farkın ithalat lehine olmasında da etken olmuştur70.
Öte yandan 2002 yılı sonu itibariyle Azerbaycan, 1 milyar 300
milyon $’lık bir döviz rezervine sahiptir.
Azerbaycan’ın döviz rezervlerinin yeterli düzeyde olması önemlidir. Ancak milli varlıklara sadece devletin değil, onun vatandaşlarının
da mülkiyeti dahildir. Çağdaş dünyada devletin varlığı hazinedeki
paranın miktarından daha çok, onun vatandaşlarının varlıklı olması ile
ölçülür. Bu açıdan ise Azerbaycan’da problemin varlığı gözükmektedir:
Halkın gelir düzeyi düşük, sosyal tabakalaşma keskin, orta tabaka yok
denecek kadar zayıftır. Bu problemlerin çözümünde, hem Petrol
Fonu’nda toplanan gelirlerden, hem de dış kredilerden daha verimli
olarak yararlanılması gerekmektedir71.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Bağımsızlığını elde ettiği yılların ardından 1994-1999 yılları
arasında Azerbaycan’ın dış ticaret dengesi açık vermiştir. Ancak petrol
ürünleri ihracının artması söz konusu açığı aşağılara çekmiştir.
Tablo 13. Azerbaycan Dış Ticareti (Milyon $)
2.7. Dış Ticaret
Ülke Merkez Bankası (Milli Bank) tarafından 1995’den bu yana
uluslararası standartlara cevap verecek şekilde ödemeler bilançosunun
düzenlendiği Azerbaycan’da, gerekli düzenlemelerde önemli mesafe
alınmadan ülke ekonomisinin dünya ekonomisine entegresini sağlama
amacıyla dış ticaretin tamamen liberalleştirmesi, ağır durumda olan
üretim alanlarının yıkılışını hızlandırmış, yerli üretimi bir hayli azaltmış
ve iç piyasayı tamamen ithalata bağımlı duruma getirmiştir. Geç de olsa
yerli üretimin gelişimini sağlamak için hükümetin uygulamak istediği
tedbirler ise uluslararası kurumlar, özellikler IMF ve Dünya Bankası
tarafından itirazla karşılanmıştır. 2001 yılı Nisan ayından itibaren
Azerbaycan’da yeni gümrük vergileri yürürlüğe konulmuştur. Hükümet,
yerli üretimi arttırmak için ülkede üretimi mümkün olan bir çok ürünün
ithalinden alınan gümrük vergilerini yükseltmeye çalışmıştır. Fakat
uluslararası finans kurumları ile anlaşma mümkün olmadığından vergiler
istenilen seviyeye çıkartılamadı. Bazı ürünler için vergi oranlarının
%15’e yükseltilmesine rağmen, bu adımın varılmak istenen hedeflere
ulaşmada yeterli olmayacağı düşünülmektedir 72.
70
71
72
Sancak, ss.58-60.
Nazim Đmanov, s.28.
Mehdiyev, s.23.
47
Dr. Osman Nuri Aras
Yıllar
Đthalat
Đhracat
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
1881.2
939.8
628.8
777.9
667.6
960.6
794.3
1076.4
1035.8
1172.0
1430.8
1665.3
2120.9
1483.9
724.6
652.7
637.1
631.2
781.3
606.2
929.6
1745.2
2314.2
2167.5
Dış Ticaret
Hacmi
4002.2
2423.8
1353.4
1430.6
1304.8
1591.8
1575.6
1682.6
1965.5
2917.2
3745.1
3832.2
Dış Ticaret
Dengesi
239.7
544.1
95.8
-125.1
-30.4
-329.3
-13.0
-470.3
-106.2
573.1
883.4
502.2
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.628; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.51.
Ülkede sosyal ve siyasal istikrarın sağlanması ile birlikte 1994’te
“asrın anlaşması”nın imzalanması ile başlayan ve sonradan başarı ile
devam ettirilen iktisat politikalarının hayata geçirilmesi sonucunda, 1993
ile mukayese edildiğinde dış ticaret hacmi 1997’de %16.4, 1998’de
%24.3, 1999’da %45.2 oranında ve 2000 yılında 2.1 kat, 2001’de 2.7
kat, 2002’de 2.8 kat artış kaydetmiştir.
1998 yılında Manat’ın aşırı değerlenmesiyle ihracat gelirleri azalırken, ithalatın artması ve hidrokarbon sektörüne yatırım amaçlı yüksek
miktarlı yabancı sermaye girişi dış ticaret açığının 1998 yılında 470.3
milyon $’a yükselmesine neden olmuştur.
1999’da 106.2 milyon $ açık veren dış ticaret dengesi 2000 yılından itibaren fazla vermeye başlamıştır. Bununda esas sebebi uluslararası
petrol anlaşmalarının yeni aşamaya geçmesi; petrol çıkarma ve ihraç
aşamasına geçilmesi sonucunda ülkeden petrol ihracının büyük oranda
artışı ile bağlantılıdır. Petrol ve petrol ürünleri üretiminin ve ihracatının
artması sonucunda 2000 yılında dış ticaret fazlası 573.1 milyon $
48
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olmuştur. Dış ticaret fazlası 2001’de 883.4 milyon $ olurken, 2002’de
502.2 milyon $ olmuştur.
2000 yılında dış ticaret hacmi 1999 yılına göre %48.4 artış göstererek 2917.3 milyon $ olmuştur. Bu yılda ülkeye ithal olunan ürünlerin
hacmi %13.1 arttığı halde, ihracat %87.7 artmıştır.
Petrol ihracatının artmaya başladığı 2000 yılı ile birlikte ihracatın
GSMH içindeki payının önemli bir yer tutmaya başladığı görülmektedir.
Đhracat içinde petrol ürünleri önemli yer tutmaktadır. Petrol ve
petrol ürünlerinin ihracat içindeki payı 1998’de %64.8, 1999’da %75.9,
2000’de %84, 2001’de %91.23 ve 2002’de %81.23 olmuştur. Bu, esas
olarak ham petrolün ihracından kaynaklanmaktadır. Bir taraftan dünya
pazarında petrolün fiyatının artması ile ilişkili olarak ülkeden ihraç olunmuş ham petrolün her tonunun fiyatı 1999 yılına göre 90 $ artmış, diğer
taraftan ise ihraç olunan ham petrolün hacmi de 800 bin ton fazla
olmuştur. Öte yandan 2000 yılı süresince 1097.4 milyon $’lık ham petrol
ihraç olunmuştur ki, bu da 1999 yılın aynı dönemine göre 606.1 milyon
$ daha çoktur.
Azerbaycan’ın ihracatında petrol ürünlerinin ağırlıkta olması,
Azerbaycan ekonomisini petrol fiyatlarına son derece bağımlı bir hale
getirmektedir. Diğer ihraç ürünlerde ise gıda ve metaller önemli yer
tutmaktadır.
1998’de 606.2 milyon $’a gerileyen ihracat 1999’da toparlanarak
929.6 milyon $ olurken 2000’de %87.7 artış kaydederek 1745.2 milyon
$ oldu.
2002 yılında ihracat miktarının temel ürünlere göre dağılımı şöyle
olmuştur: Petrol ve petrol ürünleri %81.23, kimyasal ürünler %2, pamuk
%1, makine ve donanım %1, diğer %1573.
Đthalatın yapısı ihracatın yapısına göre tamamen farklıdır. Aynı
zamanda vurgulamak gerekir ki, ithali ikame eden yerli üretimin artışı
sonucunda 1999 yılına oranla genel tüketim mallarının ithali 80 milyon
$, bu bağlamda tarım ürünlerinin ithali 40 milyon $ azalmıştır.
1999 ile mukayesede 2000 yılında ithalatın toplam miktarı 105.6
milyon $ artmıştır. Bunun esas sebebi objektif faktörlerin tesiri ve etkisi
sonucunda dolaysız yabancı sermayelerle ilgili ülke ekonomisine
sermaye ağırlıklı ithal mallarının bir miktar azalması, yani önceki
73
Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway to the
Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003, s.34.
49
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
yıllarda geniş mikyaslı sermaye akımlarının “ürün verme” devrinin
başlaması ve ithali ikame eden bazı sanayi alanlarının belli miktarda
gelişmiş olmasıdır.
2001 yılında 3.74 milyar $ dışı ticaret hacmine sahip olan
Azerbaycan, 2002 yılında dünyanın 128 ülkesi ile ticari ilişkide
bulunulmuş ve dış ticaret hacmi 3.83 milyar $ olarak gerçekleşmiştir.
Đhracat 2.16 milyar $, ithalat ise 1.66 milyar $ olmuştur. Dolayısıyla
Azerbaycan’ın 2002 yılında 502.2 milyon $’lık bir dış ticaret fazlasına
sahip olduğu görülmektedir.
2002 yılında ithalatın %42.5’i petrol, petrol ürünleri, makine ve
teçhizat, teknolojik cihaz ve malzemelerinin payına düşmüştür. 2002
yılında ihracat miktarının temel ürünlere göre dağılımı şöyle olmuştur74:
Doğal gaz %13, metaller %17, makine ve donanım %23.8, kimyasal
ürünler %5, taşıt %7 ve diğer %20.
Beyaz eşya ithalatının 2002 de arttığı görülmektedir. Ayrıca 9000
otomobil ve 900 kamyon 2002’de ithal edilmiştir.
Đthalatta ise makine ve donanım gibi yatırım malları alarak üretim
hacmini ve teknolojik seviyesini artırma eğilimindedir.
Sanayi tesislerinin özelleştirilmesinde yaşanan tıkanıklığın aşılamaması gibi yapısal sorunlar nedeniyle üretim yapılamaması ve dolayısıyla ihracatın katma değeri düşük hammadde ve yarı mamul mallar
üzerinde yoğunlaşması ve diğer yandan milli para birimi Manat’ın 19972000 yıllarında ABD $’ına karşı aşırı değer kazanması sonucu ithalat
cazip hale gelmiştir. Petrol fiyatlarındaki beklenmedik dalgalanmalar
nedeniyle ülke dış ticaret fazlası vermeye başlamıştır.
Dış Ticarette Başlıca Ülkeler
Dünyanın 128 ülkesi ile ticari ilişkinin kurulduğu 2002 yılında ise,
dış ticaret işlemlerinin %24.6’sı Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT)
ülkeleri ile gerçekleştirilirken, %75.4’ü denizaşırı ülkelerle gerçekleştirilmiştir. Azerbaycan’ın dış ticaret hacminin %80’inden fazlası Đtalya,
Rusya, Fransa, Türkiye, Kazakistan, ABD, Đsrail, Türkmenistan, Almanya, Đspanya, Gürcistan, Đngiltere ve Ukrayna ile yapılmıştır. Đhracatın
%88’i Đtalya, Rusya, Fransa, Türkiye, Đsrail, Đspanya, Gürcistan,
Yunanistan, ABD ve Malta ile gerçekleştirmiştir. Đthalatının %74’ünü
74
50
Investors’ Handbook, s.34.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ise Rusya, Türkiye, Kazakistan, Türkmenistan, Fransa, ABD, Đngiltere,
Almanya, Ukrayna ve Đran ile gerçekleştirmiştir.
Đtalya, Trieste terminalinden gerçekleştirilen petrol yüklemeleri
sebebiyle Azerbaycan’ın ihracat yaptığı ülkeler içerisinde ilk sıradadır.
1998 yılında Rusya Federasyonu’nda yaşanan ekonomik kriz
sonucu yapılan devalüasyon ve Rus mallarının Azerbaycan para birimine oranla değer yitirmesi sebebiyle Rusya Azerbaycan pazarında fiyat
avantajı sağlamış ve bu ülkenin mallarına olan talep artarak Rusya
Azerbaycan’ın dış ticaretinde bu tarihten itibaren ilk sıralara yükselmiştir.
Dış ticaret rakamlarına bakıldığında dış ticaretin yapısal değişime
uğradığı, eski Sovyetler Birliği ülkeleri ile yapılan ticaretten uzaklaşma
ve Batı piyasalarına yönelme eğilimi gözlemlenmektedir.
Tablo 14. 2002 Yılı Dış Ticaretinde Đlk 6 Ülke (Milyon $)
Ülkeler
Toplam
Đtalya
Rusya
Fransa
Türkiye
Kazakistan
Đsrail
Ticaret
Hacmi
3832869.0
1109083.0
376620.1
284393.4
239593.3
161363.8
160797.5
%
Đthalat
%
Đhracat
%
100
28.9
9.8
7.4
6.3
4.2
4.2
1665346.9
26363.4
280912.9
118111.0
156196.7
149793.9
6740.1
100
1.6
16.9
7.1
9.4
9.0
0.4
2167522.2
1082719.6
95707.2
166282.4
83396.5
11569.9
154057.4
100
50.0
4.4
7.7
3.8
0.5
7.1
Ticaret
Dengesi
502175.3
1056356.2
-185205.7
48171.4
-72800.2
-138224.0
147317.3
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.53.
Komşu ülke olan Đran’ın ise ihraç ettiği ürünlerinin düşük kaliteli
olması sebebiyle Azerbaycan’ın dış ticaretinde çok gerilerde kaldığı
görülmektedir. Đran’ın 1994 yılında toplam ihracattaki % 38’lik payı ile
Azerbaycan’ın en önemli ihraç pazarı idi. Ancak 2000 yılına gelindiğinde Đran’ın ihracattaki payı yalnızca % 0,4 olmuştur. Azerbaycan’ın
ithalatında ise Đran % 4.8’lik bir paya sahiptir. 2002 yılında ise Đran,
Azerbaycan’ın ithalatında %3.5, ihracatında ise %1.4’lük bir paya sahip
olmuştur.
1996 yılından beri, ekonomik düzelmeye bağlı olarak iç talebin
yükselmesi sebebi ile ithalatta da hızlı bir yükselme gözlenmektedir.
Azerbaycan’ın 2000 yılı ticari ilişkilerinin % 69’u (ithalatın % 86,4’ü ve
ihracatın % 58,7’si) özel sektör tarafından gerçekleştirilmiştir.
51
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
2000 yılında dış ticaretin %20.9’u (ithalatın %32.0’ı, ihracatın
%13.5’i) BDT ülkeleri ile, %79.1’i (ithalatın %68.0’ı, ihracatın %86.5’i)
ise diğer ülkeler ile yapılmıştır. 2002 yılında ise ihracatın %11’i BDT
ülkeleri ile, %68’i Avrupa ülkeleri ile, %21’i ise diğer ülkeler ile
gerçekleştirilmiştir. Đthalatın ise 2002 yılında %32.9’u BDT ülkeleri ile,
%24’ü Avrupa ülkeleri ile, %43.7’si ise diğer ülkeler ile gerçekleştirilmiştir. Bu değişim, Azerbaycan’ın dış ticari ilişkilerinde gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkeler ile işbirliği yaptığını göstermektedir.
BDT Ülkeleri Đle Dış Ticari Đlişkiler
Azerbaycan 1991 yılında bağımsızlığını ilan etmesinin ardından
dış ticarette SSCB ülkeleri dışındaki yeni pazarlara yönelmiştir. Ancak
bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan’ın geçmiş ekonomik bölgeye
bağımlılığı devam etmiştir. Ülke ekonomisinin Rusya’ya bağımlılığı,
bağımsız ekonomik politikanın hayata geçirilmesine ve milli ekonominin yapılandırılmasına suni engeller yaratıyordu75.
BDT'nin, toplam ticaret içindeki payı 1998 yılında % 27.7 iken
1999 yılında bu değer % 22.6 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılında BDT
Azerbaycan’ın dış ticaret işlemleri içerisinde bu oran biraz daha gerileyerek % 20,9 olmuştur.
Dolayısıyla 1991-93 yıllarında dış ticaretinin %80-85 gibi bir
oranını BDT ülkeleri ile yapan Azerbaycan’ın dış ticaret ilişkileri 1994
yılından itibaren köklü bir şekilde değişme göstermesi sonucu BDT
ülkeleri ile olan dış ticaret hacmi sürekli olarak azalmaya başlamıştır76.
Azerbaycan’ın ihracatında BDT ülkelerinin payı 1991’de %94 iken, bu
oran 1999’da %22.7, 2000’de %13.5 ve 2002’de %11 olarak gerçekleşmiştir. BDT ülkelerinin Azerbaycan’ın ithalatı içindeki payı ise 1991’de
%80 iken, bu oran 1999’da %31.4, 2000’de %32 ve 2002’de %32.9
olmuştur.
BDT ülkeleri ve Rusya'dan yapılan dış ticarette, ithalatta görülen
azalmanın ihracata göre daha yavaş olduğu görülmektedir. Ukrayna gibi
diğer BDT ülkelerinden yapılan ithalat ise daha büyük oranda azalmıştır.
75
76
52
Emiraslanov, s.59.
A. V. Veliyev, “Azerbaycan’ın Đstihlak Bazarının Formalaşmasında MDB Ülkeleri Đle
Đqtisadi Elaqelerin Rolu”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi
Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı,
2001, ss.185-186.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2002 yılında BDT ülkeleri ile dış ticaret hacmi 894 milyon $
olarak gerçekleşmiştir. Bu miktarın 650.4 milyon $’ı ithalatın, 243.7
milyon $’ı ise ihracatın payına düşmüştür. Dolayısıyla BDT ülkeleri ile
ticari ilişkilerinde Azerbaycan 2002 yılında 406.7 milyon $ açık vermiştir77.
Yukarıda da ifade edildiği gibi dönüşüm süreci ile birlikte, dış
ticaretin yapısında da değişiklik olmuş, Azerbaycan’ın BDT ülkelerine
karşı ihracat bağımlılığı azalırken özellikle Avrupa Birliği ülkelerine
yönelik ihracatında önemli artışlar kaydedilmiştir.
2.8. Dış Borçlar
Azerbaycan’ın dış borç stoku ve dış borçların GSMH içindeki
payı yıllar itibariyle devamlı artış kaydetmektedir. Dönüşüm sürecinin
başlangıç yıllarında ortaya çıkan ve giderek artan cari açıklarının doğrudan yatırım ve finansman amaçlı yabancı sermaye girişleriyle finanse
edildiği görülmektedir. Örneğin, kamu açıklarının finansmanında da
yabancı fonların kullanıldığı dış borçların GSMH içindeki payının artışından görülebilir.
1999 yılında yabancı sermaye girişlerindeki azalmaya karşın dış
borçlardaki artış cari açığın dış borçlanmayla finanse edildiğini göstermektedir.
Benzer şekilde, dış borçların ödenmesinde en önemli kaynak olan
ihracat gelirlerindeki artış hızının dış borç artış hızından düşük gerçekleşmesi dış borç/ihracat rasyosunda artışa neden olmaktadır. Dış borç/
ihracat oranı 1993’de %7.3’ten, 1999’da %77.1’e yükselmiştir. Söz
konusu oran 2000’de %66, 2001’de %54 ve 2002’de %63 olarak
gerçekleşmiştir. Bu durumda ihracat artış hızındaki bir yavaşlamanın,
ülkenin dış borç batağına saplanmasına, yani borcu borçla ödeyen bir
kısır döngüye sebep olabilecek bir nitelik taşıdığına dikkat çekmek
gerekir. Dış borçların GSMH’ya oranına bakıldığında, 1993’de %4 olan
bu oranın 2002 yılında % 22.5'e yükselmiş olması, sürdürülebilir
büyümenin kaynağına yönelik tehlike sinyallerinin çalması anlamına
gelmektedir. Diğer taraftan cari açıkların finansmanında da yabancı
kaynaklar kullanıldığından dış borç stoku önemli artışlar göstermiştir.
Borçlardaki artışa rağmen, artan yatırımlarla petrol üretim ve ihracatın77
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
daki artışın borçların geri ödenmesinde herhangi bir sorun yaşanmasını
engelleyeceği düşünülmektedir.
1995-2000 yılları arasında alınan kredilerin % 63’ü ekonomik
reformlar için hükümete verilen borçlar, % 16’sı hükümete verilen ve
hükümetçe kullandırılan borçlar ve % 21’i ise hükümetin garantisi ile
verilen kredilerdir.
Başlıca kredi kuruluşları; IMF, Dünya Bankası, Avrupa Birliği ve
Türk Eximbank’tır.
Öte yandan, Karabağ’dan göç edenlere yardım, elektrik dağıtım
sisteminin yeniden yapılanması, Baku hava limanının rehabilitasyonu
gibi projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla 2003 yılında Avrupa Birliği
370 milyon Euro yardımda bulunmayı planladı.
Tablo 15. Dış Borçlar
Yıllar
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
53
Dış Borç Miktarı
(milyar $)
0.05
0.1
0.3
0.4
0.5
0.7
0.72
1.158
1.250
1.374
GSMH’nın %’si
4.0
6.7
12.4
13.6
15.8
15.7
15.8
21.9
21.9
22.5
Kaynak. Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.53.
Diğer BDT ülkeleri ile mukayesede Azerbaycan’ın dış borçlarının
daha az olduğu görülmektedir78. Azerbaycan’da dış borçların ödenmesine bütçenin %3’ü ayrılmaktadır. Bu oran diğer BDT ülkelerine göre
oldukça aşağıdır. 2002 sonu itibariyle GSMH’sını %22.5’ine karşılık
gelen dış borçları, Azerbaycan’ın döviz rezervlerine denk gelmektedir.
Uluslararası standartlara göre ise dış borçların GSMH’nın %40’ını,
yıllık ihracatın %200-250’sini aşarsa kritik kabul edilmektedir. Öte
yandan Azerbaycan’ın dış borçlarının büyük bir kısmı 10 yıldan daha
fazla bir vadeye sahip kredilerdir.
78
“Dövlet Statistika Komitesi Verileri”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 13-14 Fevral 2003, s.6.
Dr. Osman Nuri Aras
54
Zhukov, s.5.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ayrıca Azerbaycan yabancı ülkelerden dış yardım da almaktadır.
2002 yılında Azerbaycan’a 42.7 milyon $ insani ve teknik yardım dahil
olmuştur. Bu yardımın yarısından çoğu (22.1 milyon $) ABD tarafından
yapılırken Japonya 3.6 milyon $, Almanya ise 3.6 milyon $, Đsviçre 3.3
milyon $, Türkiye 1.8 milyon $, Đtalya 1.6 milyon $, Finlandiya 1.3
milyon $ yardımda bulunmuştur79.
2.9. Çevre ve Ekoloji
86.600 km2’lik yüzölçümüne sahip Azerbaycan’ın topraklarının
%50’si tarımsal, %2,5’i kentsel alanlardan oluşmaktadır.
Azerbaycan arazisinin yüzde 12’si ormanlarla kaplıdır. Yönetim,
ormanlardan sanayi ve başka amaçlarla kesimini yasaklamıştır. Koruma,
bakım ve ağaçlandırma çalışmalarıyla ormanların geliştirilmesine çalışılmaktadır. Ülkedeki ormanların, çoğunu yapraklarını döken ağaçlarla,
çam ağaçları oluşturmaktadır. Azerbaycan florası ve bitki örtüsü de çok
zengindir. Bilinen bitki sayısı 1400’den fazladır.
Petrol ve doğal gaz en önemli doğal kaynaklardır. Demir, alüminyum, çinko, bakır, arsenik, molibden, mermer ve ateş kili gibi zengin
mineral kaynaklarına da sahiptir.
Transkafkasya’nın en fazla kirlilik sorunu olan bölgesi Azerbaycan’dır. Yeterli miktarda su rezervlerine sahip olmasına rağmen yüzey
suyu kirlidir. Ülkede ciddi su yetersizliği problemi olmasına karşın,
suyun %29’u taşınma zamanı kaybolmaktadır.
Sanayi üretimindeki düşüşe rağmen hava kirliliği yüksek düzeylerde seyretmeye devam etmektedir. Ülkede hava kirliliğinde otomobil
nakliyatı en önemli nedendir. 2001 yılında 402 bin ton, bir başka ifadeyle
atmosfere dahil olan zararlı maddelerin genel hacminin %41’i otomobil
nakliyatından kaynaklanan atıklardır. Geçmiş yıllardan kaynaklanan toksin atıkları ise ülkenin ekolojik dengesinin bozulmasına bir hayli etki etmektedir. Yaklaşık 3 bin ton civarında toksin atık birikmiş durumdadır80.
Zayıf sulama koşulları nedeniyle toprak verimliliği azalmıştır.
Hazar Denizi sularının yükselmesi de diğer bir ekolojik sorundur. Önemli
bir balıkçılık bölgesi olan Hazar Denizi’nin verimliliği bu sebeple tehlike
altındadır.
79
80
Azerbaycan Zaman Gazetesi, 13-14 Favral 2003, s.6.
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakü, 2002, s.338.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2.10. Nüfus
2003 yılı başlarında Azerbaycan’ın nüfusu 8.2 milyon kişidir.
Kilometrekareye yaklaşık 90 kişi düşmektedir. 2002 yılında ülkenin
nüfusu 61 bin kişi artmıştır. 2002 yılında nüfus artış oranı %0.8
olmuştur. Doğum oranlarında bir düşüş eğilimi görülmektedir.
Đyi eğitilmiş, vasıflı işgücüne sahip Azerbaycan nüfusunun %40’a
yakın kısmı başkent Bakü’de yaşamaktadır. Genel olarak nüfusun %55.8’i
kentte %44.2’si ise kırsal bölgelerde yaşamaktadır. Ortalama yaşam
düzeyi 72’dir81.
1992 yılında Karabağ sorunu nedeni ile başlayan AzerbaycanErmenistan savaşı sırasında, Azerbaycan iç siyasi çekişmelerin de
etkisiyle, 1993 yılında Dağlık Karabağ ile birlikte topraklarının %20’sini
kaybetti. Yaklaşık bir milyon Azerbaycan vatandaşı-nüfusun %12’si
işgal edilen toprakları terk etmek zorunda kaldı.
Dağıstanlılar ve Ruslar ülkedeki en büyük azınlıklardır. Dağıstanlılar nüfusun %3.2’sini, Ruslar 2.5’ini oluşturmaktadır. Ermenilerin ise
nüfusun %2’sini oluşturduğu tahmin edilmektedir. Lezgi ve Talış gibi
diğer etnik gruplar ise nüfusun %2.3’ünü teşkil etmektedir.
Azerbaycan halkını dini Đslam’dır, azınlıklardan Ruslar Rus
Ortodoks ve Ermeniler Ermeni Ortodoks inancına sahiptir.
81
55
Dr. Osman Nuri Aras
56
Investors’ Handbook, s.16.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
SEKTÖREL ANALĐZ
Bu bölümde sanayi, tarım ve hizmetler sektörü alt başlıkları
altında, Azerbaycan ekonomisinin sektörel değerlendirmesi yapılacaktır.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olan Azerbaycan’da 1990 yılından itibaren hızla düşen sanayi üretimi,
Azerbaycan ve diğer eski Sovyetler Birliği ülkelerinde siyasi ve iktisadi
istikrarın sağlanmaya başladığı 1995 yılından itibaren tekrar yükselme
trendine girmiştir. 1994 yılında %20.8 olan oran 1995’de %29.6 olarak
gerçekleşmiştir. Ancak bu oranın 1999 yılına kadar düşü gösterdiği
görülmektedir.
3.1. Sanayi
Tablo 16. GSMH’da Sanayi Sektörünün Yeri
Bağımsızlık öncesi Azerbaycan ekonomisinde temel ağırlığa sanayi sektörünün sahip olduğu görülmektedir. 1988’de milli gelirin %42.1’i
sanayi sektörünün payına düşmekteydi. 1988’de sanayi sektöründe
faaliyet gösteren 1005 işletmeden 529’u ağır sanayi, 206’sı hafif sanayi,
263’ü tarım sanayi kompleksine bağlı olan gıda üretim işletmeleri
olmuştu82.
1990-1995 yılları, sanayi işletmelerinin serbest piyasa ekonomisine uyumlaştırılma dönemi olarak değerlendirilebilir. 1995 yılı sonunda
sanayi ürünlerinin fiziki hacminde 1990 yılına oranla %70 gerileme
yaşanmıştır. Diğer sektörler de dikkate alındığında 1995 yılında 1990
yılında faaliyet gösteren 3839’dan fazla işletmenin faaliyeti durdurulmuştur. Bir kısmında ise kısmen faaliyete devam edilmiştir. Öte yandan
1990-95 yıllarında sanayi ürünlerinin bütün alanlarda düşüş kaydettiği
görülmektedir. Hatta sanayi işletmelerinin sayısının, yeni kurulan özel
mülkiyetli işletmelerle birlikte 1005’den 2984’e çıkması üretim hacminin ciddi şekilde azalmasını engelleyememiştir83.
Ancak hemen şunu da ifade etmek gerekir ki, 1990-95 yıllarında
yaşanan olumsuz ekonomik gelişmeler sadece Azerbaycan’daki gelişmelere değil, eski sosyalist blok ülkelerinde yaşanan siyasi ve ekonomik
sürece bağlıdır. 1993-95 yıllarında sanayi üretimi alanında devlet yönetiminin zayıflaması, uyumlu bir istikrar programının olmaması, işletmelerin denetimden uzak kalması ise, sanayi üretiminde hızlı azalışın temel
sebepleri olmuştur84.
Azerbaycan ekonomisinin petrole dayalı olması nedeniyle sanayi
sektörünün temelini kimya, petrokimya, makine, imalat sektörü
oluşturmaktadır. Petrol ve petrol ürünleri ağırlıklı bir sanayi yapılanması
82
83
84
Dr. Osman Nuri Aras
Eyyubov, s.68.
Eyyubov, ss.69-71.
Eyyubov, s.72.
57
Yıllar
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
%
26.2
20.8
29.6
28.8
27.3
22.9
28.2
36.0
37.6
34.9
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, ss.27-28.
Sanayi ürünlerinin GSMH içindeki payı 1998’de %22.9, 1999’da
%28.2 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılı GSMH içerisindeki toplam payı
% 36 olan sanayi ürünleri arasında; petrol, doğal gaz, petrol ürünleri,
petrol teknik ekipmanı, çelik, demir cevheri, çimento, kimyasal, petrokimya ve tekstil gibi ürünler bulunmaktadır. 2000 yılı sanayi üretimi
1999 yılına göre önemli oranda büyümüştür. 1996-2000 yılları ekonomik istikrarın sağlandığı bir dönem olmakla birlikte, GSMH’nın artışı
petrol üretim sanayisindeki ve yapılan hizmetlerin inşası alanındaki
artıştan kaynaklanmıştır.
Sanayi ürünlerinin GSMH içindeki payı 2001 yılında %37.6 olarak gerçekleşirken 2002 yılında bir önceki yıla göre düşüş kaydederek
%34.9 olarak gerçekleşmiştir.
1996 yılından itibaren makroekonomik istikrarın sağlanması ile
birlikte ekonomide yaşanan süreç tersine dönerek, 1996-2000 yılları arasında Azerbaycan’da 2103 yeni sanayi işletmesi açılmıştır. Đşletmelerin
sayısı artmasına karşın, istihdam edilen işgücü 1995 yılına göre yaklaşık
1.6 kat azalmıştır.
58
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2003 yılı itibariyle ülkede faaliyet gösteren işletmelerin sayısı
4900 civarındadır.
Yeni kurulan sanayi işletmelerinin %90’ı özel sektöre ait küçük ve
orta ölçekli işletmelerdir. Ancak Azerbaycan ekonomisi henüz önceki
seviyesine ulaşamamıştır.
Mevcut sanayi tesisleri eski teknolojiye sahip ve verimliliği düşük
tesislerdir. Bu nedenle, Azerbaycan petrol ve madenlerinin büyük bir
kısmı hammadde veya yarı mamul olarak satılmaktadır.
Petrol üretim ekipmanları imalat sanayi sektörü ve buna bağlı
makine-inşaat sektörü Azerbaycan sanayiinin 1/5'ini oluşturmaktadır.
Enerji imalatı sanayii, elektronik ve metal işleme, makine ve gemi
inşası, lastik, tekstil sanayileri önde gelen sanayi dallarıdır. Ülke nüfusunun % 12.3’ü sanayi sektöründe istihdam edilmektedir.
Đmalat sanayiinde kurulu çok sayıda müessese bulunmaktadır.
Ancak, diğer bir çok sektörde olduğu gibi sanayi sektöründe de dışa
(eski SSCB ülkelerine) bağımlılık tesislerin büyük ölçüde atıl kalmasına
neden olmuştur.
Đmalat sanayi sektörleri son on yıllık dönemde üretim miktarları
bakımından gerileme kaydetmektedirler. 1999 yılı demir çelik üretimi
1990 yılı üretiminin sadece % 4.4’ü kadardır. Kağıt ve orman ürünleri,
yapı malzemeleri, tekstil gibi diğer imalat sanayi sektörlerinde de benzer
bir duruma rastlamak mümkündür.
Gıda sanayiinde şarap üretimi en önemli üretim koludur.
Hafif sanayide, tekstil, halı, deri ürünleri, oyuncak, mobilya ve
bisiklet başlıca üretim kollarıdır.
Tekstil sanayiinde orta, büyük ve küçük ölçekli pek çok tesis mevcuttur (çırçır, iplik eğirme, düz ve yuvarlak örgü, ayakkabı, konfeksiyon
ve deri işleme fabrikaları gibi). Bunlar dışında, pamuğu girdi olarak
kullanan birkaç fabrika bulunmaktadır.
Özellikle tekstil sektörü gittikçe zayıflama dönemini yaşamaktadır. Bu alan Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan sanayisinin
%10-15’ini oluşturmaktaydı. Bu alanda çalışanların sayısı ise 55-60 bin
idi. Günümüzde ise ülke sanayisinde tekstilin payı % 3-5’dir. Çalışanların sayısı da ciddi şekilde azalmıştır.
Tekstil sanayiinin geliştirilmesi hükümetin öncelikli hedeflerinden
biridir. 1997 yılı Haziran ayında, Özelleştirme Programı çerçevesinde
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
pamuk atölyelerinin özelleştirilmesine yönelik bir kararname çıkarılmıştır85.
Tekstil ve bazı tüketime yönelik sektörler ithal malları ile rekabette güçlük çekmektedirler. Gıda maddeleri üretiminde sürekli bir
düşüş gözlenmektedir.
Ağır sanayide genelde ara mal ve yarı mamul üretilmektedir. Ağır
sanayiinin temelini petrol sanayii oluşturmaktadır. Azerbaycan’da ağır
sanayii Sumgayıt şehrinde yoğunlaşmıştır. 88 ana sanayi kuruluşu bu
şehirde bulunmaktadır. Azerbaycan hükümeti bölgedeki sanayi
kurumlarının rehabilitasyonuna yönelik 25 yıllık bir kalkınma planı
hazırlamıştır. Bu planın gerçekleşebilmesi için 30 milyar $’lık yabancı
yatırıma ihtiyaç vardır 86.
Ağır sanayi komplekslerinin üretiminde ciddi azalmasının, eski
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile sosyalist cumhuriyetlerin işletmeleri
arasındaki ilişkinin kesilmesine bağlı olduğu açıktır. Bu etkinin özellikle
ağır sanayi sahalarını kapsadığı görülmektedir. Ancak bu etkiyi hafif
sanayi açısından ifade etmek mümkün değildir.
1990 sonrası sanayi sektöründeki üretim düzeyindeki değişim
süreci dikkate alındığında, her ne kadar ülkede siyasi istikrar sağlanmış
olsa da sanayi sektöründe üretim yapan işletmelerin istihdam sorununu
çözmede yeterli olmadığı görülmektedir.
Sanayi sektöründe 2000 yılında 15.949.8 milyar Manat'lık (3.564.8
bin $) sanayi ürünü üretilmiştir. Bir önceki yıla göre % 6.9’luk büyümede
enerji, petro-kimya fabrikaları ve özel sektöre ait tesislerin büyük etkisi
olmuştur. Üretimin % 44.5’i maden çıkarma ve işlenmesinin, % 40.9’u
imalat sanayiinin ve % 14.6’sı ise elektrik enerjisi, gaz ve su teçhizatına
aittir. Sanayi üretiminin % 56.4’ü devlet sektörünün ve % 43.6’sı ise özel
sektörce (1999’da % 32.9) gerçekleştirilmiştir. Özel sektörün üretim
içerisindeki payı 2000 yılı içerisinde artmıştır.
85
86
59
Dr. Osman Nuri Aras
60
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003.
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo 17. Sanayi Üretimi (1995=100)
Yıllar
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Toplam
93.3
93.6
95.7
99.1
105.9
111.3
115.3
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.459.
2001-2001 yılının sanayi ürünlerinin üretimi ise bir önceki yıla
göre %5.1 olarak gerçekleşmiştir. 2002 yılında sanayi ürünleri üretimi
19.7 milyar Manat olarak gerçekleşmiştir. 2001 yılına oranla %3.6 artış
kaydetmiştir. 2002 yılında sanayi sektöründe özel sektörün payı %53.7
olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan sanayi ürünleri içinde üretim sanayisini payı %48.5, imalat sanayisinin payı %42.0 ve elektrik enerjisi, gaz
ve su taleplerinin karşılanmasına yönelik yapılan hizmetlerin payı ise
%9.5 olmuştur.
Enerji imalatı sanayii, elektronik ve metal işleme, makine ve gemi
inşası, lastik, tekstil sanayileri önde gelen sanayi dallarıdır.
Pamuğa dayalı entegre tesislerin kurulması ve petrol rafinerilerinin modernizasyonu aciliyet taşımaktadır.
Azerbaycan sanayi potansiyelinin %20’lik kısmını, petrol işleme
makineleri üretim sektörü ve bağlı makine-inşaat sektörü oluşturmaktadır. Petrol işleme makineleri üretimi Azerbaycan’ın en eski ve ana
sanayi dalıdır. SSCB döneminde bu sektör, SSCB ihtiyaçlarının %70’ini
karşılamaktaydı. Ancak, çok eski teknoloji ile üretim yapılması, hammadde ve yedek parça yokluğu gibi nedenler, ülke ihtiyaçlarının çok
üstünde kapasiteye sahip olan fabrikaların ya eski kapasitelerinin çok
altında üretim yapmasına ya da kapanmasına neden olmuştur.
Sanayi müesseselerinin tümü Sovyetler Birliği dönemindeki başka
cumhuriyetlerle irtibatlı olduğundan dolayı, bağımsızlık sonrasında sanayi
sektöründe, büyük problemler yaşanmaktadır. Öte yandan, teçhizat ve
donanımın keyfiyetinin düşük olması ise üretimin yapılmasını anlamsız
kılıyor.
61
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Hükümet, petrole bağlı endüstrileri stratejik sanayi dalları olarak
kabul etmiş ve özelleştirme kapsamına almıştır. Diğer yandan, 1995
yılında ortak üretime geçmek amacı ile yabancı yatırımcı aramak üzere
bir program başlatılmıştır. Ancak, uluslararası bu yatırımlara bazı sınırlamalar da getirilmiştir.
Bağımsızlıktan sonra, petrole bağlı endüstrilerden metal işleme,
bilgisayar, kimya sektörlerine yönelme başlamıştır.
1 Ocak 1997 tarihinden itibaren yeni Gümrük Vergisi ve KDV
oranları yürürlüğe girmiş; koruma önlemleri arttırılmıştır. Bunun yanı
sıra, yatırım için kullanılan her türlü ham madde, yarı mamul, makine ve
teçhizat ithalatı Gümrük Vergisinden muaf tutulmuştur.
Büyümedeki sürekliliğin nedeni, büyük ölçüde petrol sektörü ve
buna bağlı inşaat faaliyetleridir.
Son iki yılda petrol makineleri üretimi ve metalürji alanlarında
önemli gelişmeler olmuştur.
Sanayi ürünlerinin üretiminde özel sektörün payının gittikçe arttığı
görülmektedir. Örneğin, sanayi ürünlerinin üretiminin 1998’de %26.4’ü,
1999’da %37.3’ü, 2000’de %43.7’si, 2002’de %53.7’si özel sektörün
payına düşmektedir. Ancak bu artış, özel sektörün ekonomide ağırlığının
artmasının yanı sıra, devlet sektörüne ait büyük sanayi işletmelerinin
üretim hacminin aşağı düşmesinden ve bazı ürünlerin üretiminin tamamen durdurulmasından kaynaklanmaktadır.
Madencilik Sektörü
Azerbaycan yeraltı kaynakları bakımından çok zengindir. Başlıca
kaynakları; petrol, doğal gaz, bakır, alunit, çinko, kurşun, sülfat, polimetal filizi, civa, molibden, demir cevheri, barit, kobalt, arsenik, mermer,
kireç taşı, siyanit, maden tuzu ve kaya tuzudur. Dolayısıyla Azerbaycan,
hem metal cevheri hem de endüstriyel hammadde bakımından zengin bir
portföye sahiptir.
Doğal kaynakların kullanımı genellikle Sovyetler Birliği'nin kısa
ve uzun vadeli ihtiyaçları dikkate alınarak planlanmıştı. Maden yataklarından, eski merkezi hükümetçe aşırı derecede kullanılanların bazılarında verim düşerken, bazıları ise kapanmış veya ekonomiye yük olacak
duruma gelmiştir.
Demir rezervlerinin 200-250 milyon ton civarında olduğu tahmin
edilmektedir. Demir cevheri çıkarımı SSCB’nin dağılmasından sonra
62
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
durmuştur. Bunun nedeni, en önemli alıcı konumundaki Gürcistan’ın
düşük kaliteyi öne sürerek demir satın almaktan vazgeçmesidir. Ancak,
Alman ve Đngiliz firmaları demir yataklarının rehabilitasyonu ile ilgilenmektedir.
Filizçay’daki polimetalik cevher yataklarında önemli bir potansiyel olduğu tahmin edilmektedir.
Kısaca Azerbaycan, madencilik sektöründe birçok sorunla karşı
karşıyadır. Çok sınırlı olan maden üretimi tesislerinde teknoloji geri
kalmıştır. Güneş kolektörü ve gümüş mücevheratı üretimi gibi konular,
halen devlet tekelindedir.
Yüksek tenör ve rezervde altın yatakları bulunmakla birlikte,
henüz hiçbiri işletilmeye sokulmamıştır. Azerbaycan’da zengin altın
yataklarının işlenmesi için ABD’nin "RV Investment Grour Servis"
şirketi ile anlaşma yapılmıştır. 25 yıllık anlaşmaya göre ABD şirketi
proje doğrultusunda 500 milyon $’a yakın sermaye yatırımında bulunacaktır 87. 100 bin ton sülfürik asit stokları olmasına rağmen, pazar
imkanı bulunamamış ve 1 milyon $ değerinde gümüş mücevheratı
Pazarlanamadığı için üretimi durdurulmuştur.
Madencilik sektöründe acil modernizasyona ihtiyaç varlığını ve
önemini devam ettirmektedir.
Elektrik Enerjisi
Azerbaycan’da enerji sektörü 5.000 mega-watt (MW) üretim
kapasitesine sahiptir. Ülkede, kapasitelerinin %85’ini kullanan sekiz
termik santral ve altı hidroelektrik santral mevcuttur. Sovyet döneminde
inşa edilen bu elektrik üretim merkezleri bağımsızlık sonrasında yeterince
etkili olmamaktadırlar. Azerbaycan’da elektrik enerjisinin %82’si termal
elektrik istasyonlarında, %18’i ise hidroelektrik istasyonlarda üretilmektedir. Teknoloji ve ekipmanlar aşınmış ve eskidir. Üretim kaybı giderek
yükselmektedir. Üretim kaybı, toplam üretimin yaklaşık %15-20’sidir.
1995 yılında fiyat liberalizasyonu, enerji sektörünü de kapsayacak
biçimde genişletilmiş ve ülke içindeki enerji fiyatları dünya fiyatları
düzeyine yükseltilmiştir.
87
“Azerbaycanın Qızıl Yataqlarının Đşlenmesine Başlanılacaq”,
http://www.ucnoqta.com/2003/03/04/anons.php?m=7. 12.06.2003.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ülkenin elektrik enerjisi üretimi ise yıllar itibariyle şöyle gerçekleşmiştir88: 1990’da 23152, 1995’de 17044, 1996’da 17087, 1997’de
16836, 1998’de 17998, 1999’da 18176, 2000’de 18699.3, 2001’de
18969.6 milyon kw/saat.
Gürcistan ve Ermenistan’da üretilen enerjinin miktarı, iki ülkenin
toplamı 1500 megavattır. Azerbaycan’da ise bu rakam 4000 megavattır.
Ancak bu miktar gerekli ihtiyaçları karşılayamamaktadır. Ülkenin
elektrik enerjisi ile teminatını iyileştirmek amacıyla 2003 ve 2004’de 1,3
milyar kw elektrik enerjisinin Rusya’dan alınması planlaştırılmıştır.
Yazda elektrik tüketimi yaklaşık olarak 2.400, kışta ise 4.000 MW
kadardır. Günümüzde Azerbaycan kendi enerji ihtiyacını özellikle kış
devrinde karşılayamamaktadır. Ülkenin kendi elektrik ihtiyacını
karşılayamamasının en önemli nedenleri, üretim tesislerinin eskimesi ve
bakım-onarımın yapılamamasıdır. Öte yandan olumsuz dağıtım koşulları
nedeniyle enerjinin %20’si israf olmaktadır. Ülkenin tümünün enerji
ihtiyacının karşılanabilmesi için Azerbaycan Rusya, Türkiye ve Đran’dan
enerji ithal etmektedir. Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye ile birleşik
enerji sistemi kurmak için, AB programına katılmıştır.
Öte yandan Azerbaycan, enerji sektöründe görülen kayıpların
giderilmesi amacıyla özelleştirmeye gitmiştir. 1996 yılında Cumhurbaşkanı Aliyev, devletin tekelinde olan Azerenerji’nin yeniden yapılanması,
anonim şirket olması ve beş yıl içinde özelleştirilmesi konusunda kararı
imzaladı. 2000 yılında özelleştirilmeye sunulan 16 ağın satılması
yolundaki başarısızlıktan sonra (satlığa sunulmuş 16 ağdan yalnız 4’ü
için teklif gelmişti) Azerbaycan enerji bakımından beş bölgeye bölündü
Bakü, Nahçıvan, Kuzey (Sumgayıt), Güney (Ali-Bayramlı) ve Batı
(Gence), daha sonra bu beş bölgeye ilişkin anonim şirketlerin kurulması
kararı alındı.
Azerbaycan’da elektrik enerjisi üretimi için gerekli yakıt problemi
bulunmamaktadır. Ülke, kendi ihtiyacını karşılayacak petrol ve doğal
gazın verimli olarak üretimi ve elektrik enerjisine dönüştürülmesi,
teknik yönden uygun bir biçimde iletilmesi ve dağıtılması, buna karşılık
bedelinin tahsili ile ilgili problemlerin yaşanması da dikkate alınarak
başta Bakü olmak üzere, Sumgayıt, Ali Bayramlı, Mingeçevir şehirlerinin elektrik şebekeleri, uzun süreli idare etmek üzere özel sektöre
88
63
Dr. Osman Nuri Aras
64
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2002, s.472.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
devredilmiştir. Bakü ile ilgili devir işlemi, Aralık-2000’de işletme hakkı
devir ihalesinin yapılarak, elektrik dağıtımının işletilmesi 7 Kasım
2001’de Cumhurbaşkanı tarafından imzalanan ferman ile 1 Ocak 2002’den başlamak üzere bir Türk şirketi olan Barmek Holding’e verilmiştir.
Bazı projelerde Azerbaycan’ın enerji sektörünün yeniden inşasına
destek verilmiştir. 1991-2000 yılları arasında yaklaşık olarak 500 milyon
$ gelişen enerji sektörüne yatırıldı. Yabancı sermayedarlar bunda büyük
rol oynasalar da, onların motivasyonunun petrol sektöründe olduğu gibi
güçlü olmadığı görülmektedir. Mayıs 2002-de Yenikende hidroelektrik
santralinin inşaatı tamamlandı. Mingeçevir’de Kür nehri üzerinde olan
Hidroelektrik istasyonunun 41 milyon $ değerindeki yeniden inşaası
projesi tamamlandıktan sonra enerji kapasitesinde önemli artış meydana
geldi.
Aralık-2000’de Bakü yakınlarında değeri 201 milyon $ olan
“Severnaya” elektrik istasyonunun inşasına başlanıldı. Buranın çalışma
kapasitesini artırabilmek için Japon şirketleri Mitsui ve Mitsubishi, Đsveç
şirketi ABB ve Türkiye şirketi TML Borova, bu projede taşaronluk
yapmaktadırlar.
Almanyalı KFW, Ekim 2000’de yarım-istasyonların kurulması ve
teknik araçların elde edilmesi için 15 Milyon $ değerinde kredi ayırmıştır. Azerbaycan’ın enerji sektörünün tümüyle yeniden yapılanması
için 2.5 Milyar $’a ihtiyaç olduğu tahmin edilmektedir.
Japonya’nın Uluslararası Tarafdaşlık Bankası da (JUTB) enerji
sektöründe önemli fınans kaynağı olmuştur. Kurum, sektörün gelecekte
gelişmesi için 339 Milyon ABD Doları değerinde kredi ve Sumgayıt’ta
petrokimya merkezi için blokların inşasına 100 Milyon ABD Doları
değerinde kredi vermiştir. Kurum aynı zamanda Karadağ’dan (Bakü’nün
güneyinde) bölgedeki elektrik istasyonuna gaz kemerinin gelmesini de
sağlamıştır.
Gelecekte, enerji sekörünü optimize etmek için Cumhurbaşkanı
Aliyev, elektrik ağlarının uzun süreçde idaresine ilişkin dört anlaşmayı
imzalamıştır.
3.2. Tarım ve Hayvancılık
Tarım, Azerbaycan ekonomisinde gelişim ve yatırım için ikinci
önemli sektördür. Azerbaycan'daki zengin tarım alanları ve değişik
iklime sahip bölgeler, geniş çeşitlilikte, kaliteli ve işlenmeye değer ürün
65
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
yetiştirilmesini mümkün kılmaktadır. Azerbaycan'da yeryüzünde mevcut
11 iklimsel bölge türünün 9'u mevcuttur. Bu çeşitlilik subtropik iklimden
tundra iklimine kadar uzanmaktadır. Bir sezonda birden fazla hasat elde
etmek mümkündür. Kısaca iklimi tarımsal üretime oldukça elverişli olan
Azerbaycan’ın başlıca tarım ürünleri buğday, pamuk, tütün, çay, zeytin,
sebze ve meyvedir.
Azerbaycan, çoğu 40.000 km’den daha uzun kanal ve borularla
sulanabilmekte olan yaklaşık 6,5 milyon hektar (ha) ekili alana sahiptir.
Ülkede ekilebilir alanlar % 18, sürekli ürünler % 5, bitki örtüsü %
25, ormanlar % 11, diğer % 41’dir. Toplam sulanabilen arazi miktarı ise
1.440.000 ha’dır. Diğer yandan 713 kilometre uzunluğundaki Hazar
Denizi kıyılarında ve zengin akarsularında balıkçılık ve su ürünlerinin
özel bir yeri vardır.
Arazilerin özel mülkiyeti, Sovyetlerin 1920’de Azerbaycan'ı işgal
etmesi ile birlikte tarım sektöründe de sona ererken, tarım arazileri
kolhoz (kollektif işletmeler) ve sovhoz (devlet işletmeleri) adı verilen
devlet mülkiyeti esasına dayalı tarımsal kooperatiflerle idare edilmeye
başlanmıştır. Bu dönemde, hangi ürünlerin nerede üretileceği ve bu
ürünlerin hasat edildikten sonra nereye gönderileceği merkezi yönetim
tarafından planlanmaktaydı.
Ülkenin güney sınırında Đran'a yakın bölgede bulunan Lenkeran
yöresi özellikle lahana, domates ve biber üretimi için çok elverişlidir. Bu
yöre geçmişte çok verimli olduğunda "Tüm Birliğin Bahçesi" olarak
adlandırılmaktaydı. Ayrıca, Guba, Haçmaz ve Masallı yörelerindeki
kolhoz ve sovhozlarda da sebzecilik büyük bir öneme sahipti. Toplam
olarak Azerbaycan, 500.000–600.000 ton sebzeyi Birlik Fonu'na
göndermekteydi.
Azerbaycan için pamuk endüstrisi de büyük bir öneme sahiptir.
1970'ler ve 1980'lerde her yıl yaklaşık bir milyon ton civarında pamuk
üretilmekteydi. Ancak, geçiş sürecinde yaşanan genel problemlerin yanı
sıra, dünya piyasalarındaki pamuk fiyatlarının düşüşüne bağlı olarak
günümüz üretimi oldukça büyük miktarlarda azalmıştır.
Sovyet döneminde büyük bir artış gösteren tahıl üretimi 70 ve
80'li yıllarda yıllık bir milyon tona kadar çıkmıştır. Ayrıca, birim
alandan elde edilen ürün miktarı da 1913 ve 1970 arasında üç kattan
fazla artış göstermiştir. Sovyet yönetimi Azerbaycan'daki tahıl üretimini
66
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
daha ileri seviyelere götürmek yerine şarap endüstrisi üzerinde durmayı
tercih etmiştir.
Azerbaycan'da üretimden kesilen tarım ürünlerinden birisi de
pirinçtir. Pirinç, Azerbaycan'da geleneksel olarak ve uzun yıllardır bazı
güney bölgelerde ve kuzeydeki Gagavuz dağlarının eteklerinde
yetiştirilmekteydi. Sovyet döneminde SSCB'nin diğer cumhuriyetlerinde
çok fazla pirinç üretildiği gerekçesiyle Azerbaycan'da üretimi pirinç
üretimini durdurulmuştur.
1970'lerde Azerbaycan tarımının özellikle şaraplık üzüm üretimi
yönünde geliştirilmesi için girişimlere başlamışlardır. Mevcut sermayenin çoğu tren yolları ve sulama borularının döşenmesine ayrılarak
yaklaşık 70.000–80.000 hektar arazi şaraplık üzüm üretimine açılmıştır.
Bu amaçla planlan hedef 1990'dan itibaren yıllık 3 milyon ton üzüm
üretimi sağlamaktı. 1982 yılında üretim alanlarını çok fazla genişletmeden
ve verim düzeyini artırarak yıllık 2,1 milyon tona ulaşılmıştır.
Sovyet rejimi zamanında yukarıda bahsedilen politikaların
ışığında Azerbaycan'da rejimin gerekli gördüğü üç tarımsal üretim kolu
geliştirilmiştir:
- Pamuk üretimi
- Şarap üretimi
- Sebze üretimi
Bu ürünlerin çok az bir kısmı Azerbaycan'da tutulmaktaydı.
Örneğin, üretilen pamuk Rusya'ya gönderilmekteydi.
Moskova Azerbaycan'ı her zaman bağımlı kılarak kendi bünyesi
içerisinde tutmaya çalışmıştır. Azerbaycan her yıl Birlik Fonundan
ortalama 1.200.000 ton süt ve süt ürünleri ile 35.000-40.000 ton et ve et
ürünleri almaktaydı. Zira Azerbaycan’da hayvancılığın gelişmesi için
gerekli olan hayvan yemi üretim izni Sovyet yönetimince verilmemekteydi. Bunun sonucu olarak Azerbaycan’da diğer Sovyet Cumhuriyetlerine oranla çok daha az et ve süt ürünleri tüketilmiştir. Örneğin,
Sovyetler Birliği'nin ortama kişi başına düşen yıllık et tüketimi 65 kg
iken Azerbaycan'da bu oran 37 kg civarında olmuştur89.
SSCB’nin dağılması ile birlikte, Sovhozlar (devlet çiftlikleri) ve
Kolhozlar (kollektif çiftlikler) kendiliğinden çözülmeye başlamıştır.
Makroekonomik ve politik istikrarın sağlanması ile, hükümet tarımsal
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
alanda reform çalışmalarına hız vermiştir. 1995 yılında uygulamaya
konulan Tarım Reformu Kanunu ve toprak reformuna yönelik hukuki
düzenlemelerin (Toprak Kanunu, Mülkiyet Hakkında Kanun, Köylü
Đşletmelerinin Kurulması Hakkında Kanun, Sahipkarlık Hakkında
Kanun v.b.) yapılması ile birlikte, Sovhoz ve Kolhozların sayısı
azalırken, aile çiftliklerinin sayısı artmaya başlamıştır. Temmuz 1999
sonu itibariyle ülkede 44 561 özel çiftlik bulunmaktadır. Özel çiftliklerin
sayısı 1998 yılında 25.608 iken 1999 yılında %74 oranında artmıştır.
Ancak çiftliklerin ortalama büyüklükleri 6,5 hektardan 3,7 hektara
düşmüştür. Aynı dönemde devlet çiftliklerinin sayısı ise 306’dan 201’e
düşmüştür. Toprakta devlet mülkiyetinden, özel ve kollektif mülkiyete
geçiş büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir 90. SSCB’nin dağılmasının
ardından BDT pazarını büyük oranda kaybeden ve genelde üretim
güçlüğü içerisinde bulunan Azerbaycan’ın tarımsal üretimi 1990-1995
yılları arasında % 48 oranında azalmıştır. Ancak daha sonra bu azalma
durdurulmuştur. 1996 yılında yapılan toprak reformları ile üretim
artışına geçilmiştir. Halkın beslenmesi için gerekli olan gıda maddelerinin üretimi yönünde çok elverişli doğal şartlara sahiptir. Ancak iklim
koşulları ve doğal ortamın elverişli olmasına rağmen; makine-ekipman
yetersizliği, kaliteli tohum, gübre ve zirai ilaç kullanılmaması, bankacılık mevzuatındaki yasal eksiklilerden dolayı tarımsal kredilerin
açılamaması, tapu ve kadastro sisteminin yerleşik olmaması v.s.
nedenlerle ülke potansiyeli yeterince değerlendirilememektedir91.
Azerbaycan'ın bağımsızlığına kavuşmasından sonra, özelleştirmenin
başlamasıyla birlikte tarım arazilerinin de özel mülkiyete devredilmesini,
Bağımsız Devletler Topluluğu içerisinde uygulayan tek ülke olmuştur.
Kazakistan, Özbekistan ve diğer Cumhuriyetlerde ise araziler, geçici
kullanım için kira ya da leasing yoluyla verilmektedir.
Ancak makinelerin artık iyiden iyiye eskimesi ve bakımsız
kalması nedeniyle kullanım imkanı ve verimliliği sınırlanmaktadır. Ülke
genelinde 1996 itibariyle devlete ait hayvanların hemen hepsi de (%99.8
90
91
89
“Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma Đşletmesi Projesi ile Đlgili Görüntüler”,
http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.03.2003.
67
Dr. Osman Nuri Aras
68
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 13.03.2003.
Azerbaycanın Đqtisadi Đcmalı, Rüblük Bülleten, TASĐS Avropa Ekspertiza Xidmeti, Bakı,
Đyul-Dekabr 1999, s. 41; Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan
Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf.
12.03.2003
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
büyükbaş, % 98 küçükbaş) özel sektöre dağıtılmıştır. Kalan hay-vanlar
hükümet tarafından damızlık amacıyla kullanılmaktadır.
Azerbaycan Tarım Bakanlığı verilerine göre, bir milyonun üzerinde insan tarım arazisi sahibi olmuş ve çiftlik sayısı 30.000'e ulaşmıştır.
Yeni tip çiftlikler, eski Sovyet tipi kollektif formlarda (kolhoz) oluşturulmaktadır.
Azerbaycan Tarım Bakanlığı, kendi iç yapısına tarıma yönelik
yeni bir devlet politikası çerçevesinde işlevsellik kazandırmayı
planlamaktadır. Bakanlık içerisindeki bu yeni reformlar, Dünya Bankası,
Đslam Kalkınma Bankası ve EBRD gibi kuruluşlar ve diğer uluslararası
finans kurumlarından alınan tavsiyeler ışığında başlatılmıştır.
Ülkede Sovyet rejimi döneminde azaltılan ürünler tekrar üretim
zemini kazanma aşamasındadır.
Sovyet rejiminin dağılmasından sonra Azerbaycan daha çok tahıl
üretimine yönelmiştir. Tahıl üretimini artırmak için şaraplık üzüm
bağlarının buğday tarlalarına çevrilmesi yönünde bir eğilim gözlemlenmektedir.
Üretiminin tekrar gündeme getirilmesi düşünülen bir başka ürün
de şekerpancarıdır. Azerbaycan, Sovyet rejimi döneminden önce önemli
miktarlarda şekerpancarı üretmekteydi. Ancak Ukrayna da bu ürünü
üretmeye ve SSCB'nin tümünün ihtiyacını karşılamaya başlayınca
Azerbaycan'da pancar üretimi yapmaya gerek kalmamıştır. Bağımsızlıktan sonra, Nahçıvan, Beylagan, Sabirabad, Đmişli ve Salyan yörelerinde tekrar üretilmeye başlanmıştır. Günümüzde Azerbaycan’da yıllık
yaklaşık 50.000-60.000 ton pancar üretilmektedir. Ancak ülkede
şekerpancarını işleyecek fabrika bulunmamaktadır. Dolayısıyla, pancar
sınır şehri Bilasuvar'dan Đran'ın Erdebil şehrine gönderilmektedir. Đran
pancarı işleyip, işlenmiş ürün olarak Azerbaycan'a geri göndermektedir.
Bu sistem Azerbaycan’ın aleyhine olduğundan dolayı ülkede şeker
üretimine ilişkin bazı girişimler mevcuttur.
Guba ve Saatli yöresindeki fabrikalar küçük paketler halinde
çeşitli reçel ve marmelatlar üretmektedir. Lenkeran'daki bir başka
fabrika da salça üretmektedir. Bu üç yeni fabrika ürünlerini Japonya,
Rusya, Belçika ve Đsviçre gibi ülkelere ihraç etmektedir.
Ayrıca çay işleme fabrikalarının da özelleştirilmesine ihtiyaç
duyulmaktadır. Azerbaycan'ın çay üretimi 1970'lerde 34.000 ton
civarında iken bu miktar geçen zaman zarfında azalarak 1.900 tona
kadar düşmüştür. Bu durum kısmen ülkede çalışır vaziyette çay işleme
69
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
fabrikasının bulunmayışından kaynaklanmaktadır. Ancak yakın zamanda
Bakü'deki çay fabrikaları Türk şirketlerince satın alınmış ve çiftçiler
yeniden çay üretimine başlamıştır. Bu fabrikalarda işlenen Azerbaycan
çayı Türk ve Hint çayı ile karıştırılarak satışa sunulmaktadır92.
SSCB döneminde, merkezi planlama stratejileri çerçevesinde,
Azerbaycan bir tarım ülkesi olarak varlığını sürdürmüştür. 1993 yılında
Dağlık Karabağ ile birlikte topraklarının %20’sini kaybeden ülkenin
sebze, meyve ve üzüm yetiştirmeye elverişli tarımsal alanları da elden
çıkmış ve bu ürünlerin üretiminde büyük ölçüde düşüş meydana
gelmiştir. Tarım alanlarının Ermenistan’ın eline geçmesi ile birlikte
sebze üretimi yarıya inmiş, üzüm üretimi ve şarap ihracatı önemli ölçüde
azalmıştır. 117 üzüm işleme fabrikasından çoğu üretim dışı hale
gelmiştir93.
Ermeniler tarafından işgal edilen arazilerin büyük kısmı verimli
tarım alanlarıdır. Örneğin, Fuzuli yöresinde yıllık 100.000 ton üzüm
üretilmekteydi. Zangilan şehri üç üzüm işleme fabrikası ve 3000 hektar
üzüm bağına sahipti. Ağdam pamuğu, Gubadli ise hayvancılığı ile
meşhur bölgelerdi. Ermeni işgali nedeniyle bu bölgeden göç edilmek
durumunda kalındığında, yaklaşık 145.000 büyükbaş hayvan da yörede
bırakıldı.
Ülkedeki çoğu yetiştirici ve üretici açısından en büyük problem,
nakit para akışının olmayışı ya da sağlanamayışıdır. Çiftçilerin ödünç
para alacağı kredi birliği sistemleri henüz mevcut değildir. Tarım
Bakanlığı her yörede kredi birlikleri oluşturma amacındadır. Ancak
böylelikle tarımsal girdi alımlarındaki tıkanıklık ya da yetersizlik
aşılabilir.
Azerbaycan yukarıda bahsedilen problemleri aştığında tarımsal
açıdan geleceği parlak görünmektedir. Çünkü Azerbaycan'ın iklim ve
toprak koşulları birinci kalitede ürününün yetiştirilmesini mümkün
kılmaktadır. Şu anki geçiş döneminin ardından, üretim verimliliğinin
artışı da mümkün olacaktır. Damızlık tuhum, suni gübre, ilaç, ekipman
gibi temel girdilerde ve pazara ulaşma konusunda yaşanan problemlerin
aşılması durumunda, tarım sektöründe büyük bir gelişmenin yaşanması
mümkündür.
92
93
70
“Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma Đşletmesi Projesi ile Đlgili Görüntüler”,
http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.06.2003
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm, 12.06.2003
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 18. Tarım Sektörünün GSMH’daki Yeri
Yıllar
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Tablo 19. Tarım Ürünleri Üretimi (bin ton)
%
28.4
32.9
27.2
27.5
21.6
18.7
18.4
16.1
14.7
14.2
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27-28.
Nüfusun yaklaşık % 36’sının istihdam edilmekte olduğu tarım
sektörünün GSMH’ya katkısı ise her geçen yıl azalmaktadır.
Tarım sektörünün ekonomideki ağırlığı azalırken, işgünün önemli
bir kısmını istihdam etmeye devam eden tarım sektöründe de bazı
reform uygulamalarına devam edilmektedir. Bu kapsamda, tarımsal
altyapı iyileştirilmekte, eğitim, araştırma faaliyetleri, özel sektör girişimciliği desteklenmekte, çiftçilere makine ve teçhizat yardımında bulunulmakta, Tarım Bakanlığı yeniden organize edilerek politika üretmede ve
uygulamada etkinliği artırılmaya çalışılmaktadır.
Pamuk üretiminde geçmişten beri önemli bir yere sahip olan ülkede üretim, büyük kısmı Rusya ve Özbekistan’dan gelen nitrojen gübre
ve biçme makineleri gibi girdilerin eksikliği ve bunların yedek parça
fiyatlarındaki artışlar nedeniyle düşmüştür.
71
Tahıl
1413.6
1346.4
1337.2
1147.9
1039.2
921.4
1018.3
1127.1
950.3
1098.3
1540.2
2016.1
2195.7
Pamuk
542.9
539.7
336.3
284.5
283.7
274.1
274.4
124.6
112.9
96.8
91.5
83.6
80.4
Tütün
52.9
57.3
52.3
44.9
20.8
11.7
11.2
15.1
14.6
8.6
17.3
12.7
3.3
Üzüm
1196.4
1125.6
607.0
411.3
313.8
308.7
275.0
145.3
144.2
112.5
76.9
68.1
62.0
Çay
30.7
26.6
22.6
24.0
19.4
9.4
3.0
1.6
0.9
2.7
1.1
1.4
1.4
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.34-35.
Ülkenin pamuk üretimi potansiyeli yılda 830 000 tondur. Pamuk
üretiminin %70’i hammadde olarak ihraç edilmektedir. Önemli ölçüde
pamuk üretilmesine rağmen, pamuk işleme tesisleri az sayıdadır. Pamuk
üretimine ilişkin el ile toplama (%35’i el ile toplanmaktadır), parazitlerin
yeterli kontrol edilememesi gibi sorunlar yaşanmaktadır. Aynı sorunlar
tütün ve çay için de geçerlidir.
Sovyet döneminin son yıllarında 62000 metrik ton ulaşan tütün
üretimi günümüzde önemli oranda azalma kaydetmiştir.
Đşletmecilik imkanı olan tarım ürünlerinden biri de fındıktır. Başta
Zaqatala olmak üzere, Baku, Kuba ve Haçmaz’da üretilmektedir.
Kabuklu fındığın %65’i AB’ye ihraç olunmaktadır.
Üzümcülük ve şarapçılık ise Sovyet döneminde tarım sektöründe
önemli bir yere sahip olmuştur. Günümüzde de tarım endüstrisinde
yatırım alanlarından biri olma potansiyeline sahiptir.
Tablo-19’da tarım ürünlerinin yıldan yıla üretim düzeyinin düştüğü görülmektedir. Tablo-20’de ise üretimi artan tarım ürünleri ile ilgili
bilgiler yer almaktadır.
72
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Tablo 20. Tarım Ürünleri Üretimi (bin ton)
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Şeker Pancarı
19.8
11.6
17.8
28.1
40.1
33.7
41.4
42.2
46.7
41.3
115.8
Patates
185.2
179.9
156.0
152.2
150.3
155.5
214.6
223.4
312.5
394.1
469.0
605.8
694.9
Sebze
856.2
805.3
555.1
487.8
482.9
424.1
570.0
495.4
502.3
670.8
780.8
916.4
967.3
Meyve
367.4
498.3
400.9
346.4
323.5
324.4
321.2
330.9
390.6
436.5
477.0
497.5
512.4
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.35.
2002 yılında tarım ve hayvancılık ürünleri üretiminde bir önceki
yıla göre %6 artış sağlanmıştır94. Hayvancılık ülke ihtiyacını karşılayacak şekilde gelişmiştir. Fakat 1999 yılına kadar hayvancılık sektöründe büyük düşüşler meydana gelmiştir.
Bağımsızlık sonrası ülkede kârlı alanlardan biri de büyükbaş hayvan yetiştiriciliği olmuştur. Günümüzde ülkede geçmişle mukayese
edildiğinde oldukça fazla et ve süt ürünleri bulunmaktadır. Bu üretimin
hemen hepsi özel çiftliklerce sağlanmaktadır. 1996'daki özelleştirmeden
sonra büyükbaş hayvan yetiştiriciliği artmıştır. Ayrıca ülkede süt
ürünlerinin kalitesi de geliştirilmiştir. Şu an Azerbaycan şirketleri 15
çeşidin üzerinde süt mamulünü (yoğurt, kaşar, beyaz peynir, süt, vb.)
üretmektedir.
Hayvancılık ürünlerinin üretimi ile ilgili veriler ise Tablo-21’de
yer almaktadır. Verilerde dikkat çeken nokta, et üretiminde 1998 yılına
kadar gerilemenin ardından yeniden artış sürecine girildiğidir. Ancak
henüz 1990 yılı seviyesine ulaşılamamıştır.
Şeker pancarı üretimine rağmen şeker fabrikasının yokluğu
nedeniyle, şeker pancarı işlenmek üzere Đran’a gönderilmektedir. Şeker
94
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ihtiyacı yaklaşık 360000 ton olan Azerbaycan’da hem şeker pancarı
üretimine hem de şeker fabrikalarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Süt üretiminde ise 1997 yılına kadar azalmanın ardından yeniden
artış sürecine girilirken, 2002 yılı üretiminin 1990 yılı üretim düzeyinin
üzerinde olduğu görülmektedir. Yumurta üretiminin ise 1998 yılına
kadar azalma kaydettiği, bu tarihten sonra ise yeniden artış göstermeye
başladığı, ancak 2002 yılındaki üretimin 1990 yılı üretim düzeyinin bir
hayli altında kaldığı görülmektedir.
1996 yılından itibaren sanayide gözlenen iyileşme, tarım sektöründe 1998 yılından itibaren başlamış ve 2000-2001-2002 yıllarında da
devam etmiştir. Bu olumlu gelişme de uluslararası kuruluşlarla işbirliğinin de önemli katkısı vardır.
Tarımın gelişen alanlarında ve hayvancılıkta hem üretim hem de
hizmet alanları için yeni işyerleri kurulmaktadır.
Tarım ve hayvancılık sektöründe yapılan reformların sonuçlarının
da alınmaya başlamasıyla her yıl daha iyi sonuçlar alınmaya başlamıştır:
2002 yılında 2.195,7 bin ton tahıl, 694.9 bin ton patates ve 967.3 bin ton
sebze üretilmiştir. Ancak yıllık tahıl ihtiyacı yaklaşık 2,5 ton civarında
olan Azerbaycan, henüz tahıl ihtiyacının %80-85’ini karşılayabilmekte,
geriye kalan kısmını ise ithal etmektedir. Sebze ve meyve ise ihraç
edilmektedir. Ancak Azerbaycan’ın 2002’de ilk defa buğday ihraç ettiği
de (6.400 bin ton) görülmektedir.
Tablo 21. Hayvancılık Ürünleri Üretimi (bin ton)
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Et
175.5
153.5
112.7
92.5
84.4
82.0
85.7
90.5
99.9
104.6
108.7
114.1
124.6
Süt
970.4
947.7
850.4
798.5
783.7
826.5
843.3
881.5
946.5
993.4
1031.1
1073.7
1119.9
Yumurta (milyon)
985.3
958.2
812.2
584.5
494.0
455.8
477.3
492.4
509.0
526.3
542.6
555.5
561.6
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.36-37.
N. E. Cavadov, “Azerbaycanın Aqrar Đqtisadiyyatı Müsteqillik Dövründe”, Azerbaycan
Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.58-60.
73
Dr. Osman Nuri Aras
74
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Hayvancılık ile ilgili olarak ise, 2002 yılında 124 bin ton et, 1120
bin ton süt ve 561.6 milyon yumurta üretilmiştir. Azerbaycan kırmızı et
ithal etmezken, tavuk ithal etmektedir. Et ürünlerinin %24’ü ve
yumurtanın %35’i ithal edilmektedir.
Devlet bütçesinden tarım ve hayvancılık sektörüne ayrılan pay
1998’de 34 milyar Manat, 1999’da 54 milyar Manat, 2000’de 32 milyar
Manat, 2001’de 42 milyar Manat ve 2002’de 85 milyar Manat olmuştur.
1998-2002 yılları arasında tarım ve hayvancılık sektörüne 300 milyon $
yabancı sermaye yatırılmıştır. Sonuçta bu süre içinde tarım ve
hayvancılık sektöründe üretimin reel artışı %51 olmuştur95.
Azerbaycan’da Bakanlar Kurulu kararı ile “2002-2006 Yıllarında
Tarım Sektörünün Kalkınma Programı” kabul edilmiştir. Bu programın
hayata geçirilmesi ve başarı ile sürdürülmesi, tarım ve hayvancılık
sektöründe üretimin gelecekte dinamik kalkınmasının temin edileceğini
ifade etmeye imkan vermektedir 96. 2003 yılında Azerbaycan’da tarım
sektörünün geliştirilmesi amacıyla 14 milyar Manat değerinde yeni proje
gerçekleştirilmesi planlanmıştırecek.
Balıkçılık
Hazar Denizi'nin dünya piyasalarındaki önemini arttıran sektörlerden biriside balıkçılık sektörüdür. Petrol ve doğal gaz rezervlerinin yanı
sıra Hazar Denizi, kaliteli ve zengin balık rezervlerine de sahip kapalı su
havzasıdır. En kıymetli balık türü olan Mersin (Nere) balığının esas
vatanıdır. Mersin balığı aynı zamanda Havyar elde edilen balıktır.
Hazar'da, özellikle Mersin balığı üretimi ve bu balığın ürünü olan siyah
havyar üretimi önemli bir ekonomik gelir olarak karşımıza çıkmaktadır.
Azerbaycan’da da balıkçılık özellikle Hazar’da yapılmaktadır.
Hazar'ın Azerbaycan sektöründe yaklaşık 120 çeşit balık vardır ve bunlardan yedisi, tüketim ve ilaç sanayisinde kullanılan, nere balığının
muhtelif türleridir. Önemli bir başka balık türü de kızıl balıktır97.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Günümüzde BDT ülkelerinde Hazar havzası, balık avının %5556'sını, yiyecek balık ürünlerinin %40-42'sini, Balık konserve
ürünlerinin %50'sini sağlamaktadır98.
Tablo 22. Azerbaycan’da Balık Ürünleri Üretimi (bin ton)
Yıllar
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
96
97
“Son Beş Đlde Kend Teserrüfatına 300 Milyon Dollar Xarici Sermaye Qoyulub”,
http://www.525ci.com/2003/03/20/read.php?m=4&id=17
Cavadov, ss.58-60.
Yusuf Vezir Çemenzeminli , Tarihi Coğrafi ve Đqtisadi Azerbaycan, Bakı Universiteti
Neşriyyatı, Bakı, 1993. s.45; Budaq Budaqov – Yaqub Qerbli, Azerbaycan Respublikasının
Fiziki Coğrafiyası, Öyretmen Neşriyyatı, Bakı, 1996, s.77.
75
Üretim
9.9
8.2
12.9
22.8
22
19.1
18.7
Đthal
0.5
0.6
0.8
1.8
1.6
2.8
2.9
Đhraç
1.0
0.9
1.5
0.7
2.5
1.7
0.4
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.515.
1980'li yılların başına kadar Hazar zengin balık populasyonu ile
çok ünlüydü. Özellikle Mersin balığından elde edilen siyah havyar bir
zamanlar Rusya'nın batıya dışsatımının %90'ını oluşturmaktaydı. Daha
önceden 65.000 ton Mersin balığı çıkarılmasına karşın 1980 yılında bu
rakam 25.000 tona düşmüştür. Bu miktar 1994 yılında ise 7.000 tona
kadar azalmıştır. Volga deltasında 120.000 balıkçı geçimini sadece bu
işten sağlarken zamanla bu sayı 2.000 balıkçıya gerilemiştir99.
Son yıllarda daha çok küçük balıkların tutulduğu Hazar'da önemli
balık türlerinin miktarı düşmüştür. Her yıl miktar %10 azalma kaydetmektedir100.
1929-30'lu yıllardan başlayarak Hazar'a dökülen çayların üzerine
inşa edilen hidroteknik tesisler, Hazar kıyılarına inşa edilen sanayi ve
inşaat alanları ile şehirlerin ve sanayi merkezlerinin genişlemesi, denizin
hidroloji ve biyoloji rejimine olumsuz etkide bulunmuştur. Yavaş yavaş
denizin atıklarla kirletilmesi, balık rezervlerinin üretimine ve kalitesine
98
95
Dr. Osman Nuri Aras
99
100
76
Nebi Nebiyev, Đqtisadiyyat Cemiyyet ve Ekoloji Muhiti, Ağrıdağ Neşriyyatı, Bakı, 2000,
s.221.
Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, Dövlet Ekologiya ve Tebietden
Đstifadeye Nezaret Komitesi, Bakı, 1998, ss.39-40; Altan Türker, “Tükenmiş Bir Çevresel
Miras Orta Asya'da Sınır Ötesi Çevre Sorunları ve Doğal Kaynakların Tahribi”, Avrasya
Etüdleri, C.1, S.1, Đlkbahar-1995, s.42.
Azerbaycan Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1997, Birleşmiş Milletler Teşkilatının
Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1997, s.64.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olumsuz etkide bulunmuştur. Volga ve Kür nehirlerinde kurulan sulama
ve enerji amaçlı barajlar, kıymetli balıkların yumurtlama su sahalarının
azalmasına yol açmıştır. Savaş sonrası yıllarda Volga nehri ve kolları
üzerinde inşa edilen büyük hidroteknik tesisler, baraklar, bentler,
hidroelektrik istasyonlar, bir çok sanayi tesisleri açık denizde tüketilen
petrol ve gaz, sürekli faaliyette olan deniz nakliyatı son 60 yılda Hazar'da
balık avlanmasını önemli düzeyde azalmıştır. Özellikle siyah havyar
üretiminin % 90’nının bu havzadan elde edildiği günler geride kalmıştır.
Havyar üretiminde kullanılan balık türlerinde düşüşün gerçekleşmesi
sonucu 1950'li yıllarda Rusya, Kazakistan, Đran ve Azerbaycan'ın sahip
olduğu 20'yi aşkın balık fabrikasında bu tür balıklar üretilirken, Hazar
Denizi'nin sularının yükselmesi sonucunda bu fabrikalar sular altında
kalmış ve balık üretiminde dolayısıyla havyar üretiminde büyük düşüşler
yaşanmıştır. Hatta günümüzde bu husus havyar üretiminde kullanılan
balık türlerinin kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına sebep
olmuştur101.
1959-1985 arasındaki dönemde söz konusu sebeplerden dolayı
sadece Volga'nın kirlenmesi ve barajlar yüzünden balık kaybı 5 milyon
tonun üzerinde olmuştur. Bunun 750.000 tonu havyarlarıyla meşhur
mersin balığı türleridir.
Tablo 23. Balık Avı (ton)
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1997
1998
1999
2000
2001
Toplam
41784
42078
32559
22564
19405
9938
5624
9473
19513
19122
18700
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.520.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Havyarın 1992-97 yılları arasındaki toplam ticareti yılda ortalama
450 tondur102. Azerbaycan'da Mersin Balığı ve havyar üretiminin idare
edilmesi, üretimi, pazarlaması ve ihracat hakkı devlete ait "Azerbalıq"
şirketine aittir.
Đstatistiki veriler yıllar itibariyle avlanan balıklar arasında kıymetli
balık türlerinin oranının düştüğünü göstermektedir. 1990 yılından bu güne
kadar Azerbaycan'da balık avlanması ve deniz ürünleri üretimi altı kat
azalmıştır103.
Hazar'da tutulan balıkların ve elde edilen havyardan elde edilen
gelir 1990 yılı fiyatlarıyla incelendiğinde dikkat çekici gözükmektedir.
1913 yılında toptan fiyatıyla Hazar'da yaklaşık 1500, 1936'da 996,
1956'da 822, 1988 yılında 618, 1990'da 602 milyon ruble değerinde balık
tutulmuştur. 1990'da Hazar'dan çıkarılan 11 milyon ton civarında ham
petrolden ve 4 milyar m3 doğal gazdan 370 milyon ruble toplam gelir elde
edilmiştir. Bu değer aynı yıl Hazar'da tutulan balığın değerinden 270
milyon ruble daha azdır. Demek ki, petrol ve gazın üretim ve taşınması
için yapılan harcama oranında balık ve havyar üretimi içinde bir harcama
yapılması durumunda ekonomiye önemli katkı sağlanmış olacaktır.
Böylece Azerbaycan'da ve Hazar kıyısı devletlerde 21. yüzyılın başında
kendini hissettirmeye başlayan gıda kıtlığının ihraç yoluyla giderilmesi
yerine Hazar'ın biyolojik rezervleri, özellikle balık rezervleri ile
karşılanması imkanı vardır. Havyar çıkarılan balık neslinin tehlikeye
girmesinde statü problemin varlığı etken olmuştur. Sovyetler Birliği
dağılmadan önce kaçak balık avcılığını gerek Đran gerekse Sovyetler
Birliği ciddi manada nezaret etmekteydi104. Sovyet sonrası dönemde ise
bu balık avı meselesinde ülkelerin ciddi anlamda bir boşluğa düştüğü
görülmektedir. Bu durum hiç şüphesiz kaçak balık avcılığını da
beraberinde getirmiştir. Her ne kadar Sovyet sonrası dönemde ülkeler
balık avının yıllık miktarını belirleme konusunda anlaşmış görünseler de,
kaçak avcılığın önü alınamamaktadır.
Aynı şekilde ülkelerin ekonomik güçleriyle doğru orantılı olarak
balık üretme çiftliklerinin kapasitesi ve sayısı düşmüş, bu suretle ortaya
çıkan açık, kaçak avcılıkla giderilmeye çalışılmıştır. Bu da bölge
102
103
101
104
Budaqov–Qeribli, s.81; Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Faaliyet Planı, s.6.
77
Dr. Osman Nuri Aras
78
Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, s.38.
Nebiyev, ss.220-221.
Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Faaliyet Planı, s.40.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ülkeleri arasındaki anlaşma gereği belirlenen miktarların korunmasını
güçleştirmiştir.
Hidrokarbon rezervlerinin yanı sıra biyolojik rezervler yönüyle de
Hazar Azerbaycan'da ekonomik gelişme açısından büyük önem
taşımaktadır. Önemli petrol ve doğal gaz rezervlerinin yanı sıra Hazar,
dünyanın Nere balığı ve havyar üretiminin de % 90'ından fazlasını temin
kaynağı olmuştur. Ancak hem kirlenme hem de fazlaca balık avı Nere
balığı rezervlerinin kısa sürede ve hızlı bir şekilde azalması tehlikesini
yaratmıştır 105.
Ticari önemi olan balık populasyonunun özellikle yapılan üretim
faaliyetleri sonucu büyük zarara uğradığı görülmektedir. 1950'li
yıllardan başlayarak Hazar'a akan nehirlerin üzerinde su ve elektrik
santrallerinin inşa edilmesi Mersin balıklarının üreme yerlerine büyük
zarar verirken Hazar'ın seviyesinin artması da Mersin balıklarının üretim
yerlerinin su altında kalmasına neden olmuştur. Sonuçta Mersin
balıklarının yıllık avı 9.3 milyon kilogramdan 130.000-170.000 kilograma kadar azalmıştır. Ayrıca daha kıymetli bir balık çeşidi olan Hazar
Kızıl balığının yıllık avı da 140.00-250.000 kilogramdan 2.000 kilograma kadar azalmıştır. Ticari önemi olan diğer balık çeşitlerinde Hazar'ın
Yılan balığı, Şemayı ve Ağgöz ise hemen hemen yok olmuştur.
Hazar Denizi'nden elde edilebilecek biyolojik servetlerinin, özellikle balık rezervlerinin arttırılması ise ancak kıyı devletlerinin birlikte
çalışmaları ile mümkün olabilecektir106.
Ayrıca bölgede son dönemde ortaya çıkan yiyecek sıkıntısı
karşısında özellikle ihracata yönelik olarak deniz ürünlerinin böyle bir
potansiyele sahip olması karşısında bölge devletlerinin bu sorunu
birlikte ele almaları kaçınılmaz hale gelmiştir107.
Kirliliğe karşı gerekli önlemlerin alınmaması durumunda Hazar
birçok biyolojik kaynaklardan yoksun kalacaktır. Sonuçta en çok
kirlenmeye maruz kalan bölgeler olarak Azerbaycan ve Türkmenistan
kıyılarında gelecek 15 yıl içerisinde denizin 50 metre derinliğinde balık
105
106
107
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1999, Birleşmiş Milletler
Teşkilatının Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1999, ss.36-37.
Nebiyev, ss.221-222.
Nebiyev, s.222
79
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
tutulması önemini kaybedecek ve denizin 30 bin km2 alanı balık üretimi
açısından yoksun kalacaktır108.
Öncelikle zararlı dışsal ekonomiyi gidererek balık üretiminin
arttırılması için petrol ve doğal gaz çıkarma sanayisinde, Hazar
havzasında ve kıyısında yer alan diğer sanayi tesislerinde daha az atıklı
bir arıtma sistemi teknolojisi kullanması gerekmektedir. Ayrıca Hazar
kıyısı şehirlerinde ve havzasında yaşayan 150 milyonu aşkın nüfusun
atıklarının arıtılması, denizde yüzen tankerlerin, yolcu gemilerinin,
petrol ve doğal gaz taşıyan gemilerin denize bıraktıkları atıkların ve
petrol ile karışık atıkların zararsız hale getirilmesi gerekmektedir109.
Son yıllarda Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının
ve yabancı müteşebbislerin desteği ile gerçekleştirilen projelerle balık
üretimi ve işleme potansiyelin arttırılmaya çalışılmaktadır.
3.3. Hizmetler
Aşağıda hizmetler sektörü içinde yer alan önemli alt sektörlere yer
verilecektir. Hizmetler sektörünün GSMH içindeki payı 1998’de %52.4,
1999’da %48.0, 2000’de %41.7, 2001’de %40.8 olarak gerçekleşmiştir.
3.3.1.Eğitim
Geçim standartlarının aşağı düşmesi ve savaş ortamına bağlı
olarak 1990’lı yılların başlarında eğitim seviyesinde gerileme yaşandı.
Dolayısıyla eğitim seviyesi yüksek olmakla birlikte geçiş sürecinin
ekonomik şartları, eğitimin seviyesinin gelişmesine olumsuz etkide
bulunmuştur. Eğitimdeki bu olumsuz tablo bağımsızlığın onuncu yılının
ikinci yarısına kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra ise eğitim
seviyesi yükselmeye başlamıştır.
Eğitim alanında bazı reformlar yapılmasına karşın, çok önemli
bazı problemler varlığını henüz devam ettirmektedir: Dağlık Karabağ’dan göç edenlerin eğitim problemleri çözüme kavuşturulamamaktadır.
Karabağ’dan göç eden ailelerin çocukları 695 okulda eğitim almaktadırlar. Bu okullardan bir kısmı çadır kentlerde ve evlerde eğitim hizmeti
vermektedir. Söz konusu okullarda yaklaşık 90 bin öğrenci eğitim
108
109
80
P. Memmedov, “Xezerin Ekoloji Problemlerinin Hellinde Ölkelerarası Emekdaşlığın
Ehemmiyeti”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan
Elmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.208.
Nebiyev, s.222.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
almaktadır110. Ekonomik problemler, eğitimin niteliğini düşürecek şekilde, eğitimi devamlı olarak olumsuz etkilemektedir. Eğitim kurumlarının
teknik donanımının yetersizliği de önemli bir problem olarak çözüm
beklemektedir.
Eğitim sektöründe özel sektörün payı ise gittikçe artmaktadır.
Özel eğitim kurumlarında daha çok serbest piyasa ekonomisinde ihtiyaç
duyulan alanlarda eğitim verilmektedir. Örneğin, özel yüksek öğretim
kurumlarında eğitim alan öğrencilerin %25’i iktisat, %18’i hukuk
fakültelerinde okumaktadırlar.
Özel eğitim kurumları içerisinde Çağ Öğretim Đşletmeleri’nin
açmış olduğu bir ilköğretim (Kafkas Đlköğretim Okulu), 13 lise (Özel
Türk Liseleri), bir üniversite (Qafqaz Üniversitesi) ve üniversiteye
hazırlık kurslarının (Araz Kursu) eğitim sektörüne önemli katkısı olmaktadır. Bu eğitim kurumlarının uluslararası bilim olimpiyatlarında 100’e
yakın altın-gümüş ve bronz madalya almış olmaları, çalıştıkları kamu ve
özel sektöre ait işletmelerde, serbest piyasa ekonomisinin gereklerine
uygun bir performans göstermeleri, Çağ Öğretim Đşletmeleri’ni, yeniden
yapılanma sürecindeki eğitim sektörüne örnek kurumlar olma konumuna
getirmiştir.
Çağ Öğretim Đşletmeleri’nin yanı sıra orta öğrenimde ve yüksek
öğrenimde hizmet veren özel eğitim kurumları da yer almaktadır. Ancak
bazı özel yüksek öğretim kurumlarının eğitim seviyesinin düşük olması
ise, bu kurumların eğitimine son verilmesi ile neticelenmiştir. Azerbaycan’da 18 özel üniversitenin faaliyeti durdurulmuştur111. Azerbaycan’da
Qafqaz Üniversitesi ile birlikte 15 özel üniversite faaliyet göstermektedir112.
Devlet harcamaları içinde eğitime ayrılan pay 1998’de %3.4,
1999’da %4.2, 2000’de %3.8 ve 2001’de %3.5 olmuştur. Bu oranlar da
eğitime devlet bütçesinden ayrılan payın hem az olduğunu, hem de
azalma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Özellikle 1990 ve 1991
yıllarında büyük miktarda eğitim kurumu hizmete sunulmuştur. 19942001 yılları arasında ise çok az sayıda eğitim kurumu hizmete verilmiştir. 2002’de ise 14 eğitim kurumu yapılmıştır. 1990-2002 yılları
110
111
112
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2002, ss.183-186.
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.74-75.
Misir Merdanov, “Heyder Eliyev ve Azerbaycan Tehsili”, Azerbaycan Müellimi Gazeti, 713 Mart 2003, ss.2-3. Ayrıca, eğitim kurumları hakkında geniş istatistiki bilgi için bkz.
www.tehsil.20m.com
81
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
arasında inşa edilen eğitim kurumlarının sayısı ise 257’dir. 2003-2007
yıllarını kapsayan 5 yıl içerisinde 149 yeni eğitim kurumunun yapılması
planlaştırılmıştır. Ayrıca “Azerbaycan’da Yoksulluğun Azaltılması ve
Đktisadi Kalkınma Programı” çerçevesinde 28 yeni eğitim kurumunun
inşası ve 200 eğitim kurumunun tamiri planlanmıştır. Bununla birlikte
Devlet Petrol Fonu’ndan Karabağ’dan mecburi göçe maruz kalanlara
yardım çerçevesinde 13 yeni eğitim kurumunun yapılması da planlanmıştır. Böylece gelecek beş yıllık süre içerisinde 190 yeni eğitim
kurumunun yapılması, tamir ve ek bina ile birlikte toplamda 1050 eğitim
kurumunda normal şartlarda bir eğitim imkanı sağlanması planlanmıştır113.
2003 yılı başı itibariyle Azerbaycan’da 4513 eğitim kurumunda 1
milyon 700 bin öğrenci eğitim almaktadır.
Azerbaycan’da eğitim sisteminin, dünya eğitim sistemi ile entegrasyonunu sağlamak amacıyla, dünyanın gelişmiş 40’a yakın ülkesinde
3000’den fazla Azerbaycan genci eğitim almaktadır. Öte yandan,
dünyanın 50’ye yakın ülkesinden ise yaklaşık 2000 kişi Azerbaycan’da
eğitim almaktadır114.
Ülkede güçlü bir bilimsel potansiyele sahip olunmasına karşın, bu
potansiyelden faydalanılamamaktadır. Zira milli gelirden bilimsel
araştırmalara ayrılan payın dünya ortalamasının bir hayli aşağısında
kaldığı görülmektedir. Bilimsel araştırmalar için milli gelirden ayrılan
payın dünya ortalaması %2.2 olmasına karşın, bu oran Azerbaycan’da
%0.2’dir. Bu oranın zamanla azalma eğiliminde olduğu da görülmektedir. Zira bu oran 1990’da %0.5 olarak gerçekleşmiştir. Bilimsel
araştırmalar yapanların sayısı (her 100 bin kişiye 2791) ise dünya
ortalamasının (her 100 bin kişiye 959) üzerindedir 115. Bu durum bilimsel
araştırma yapan uzmanların gelir düzeyinin düşük olduğuna ve teknik
donanımlarının yetersiz olduğuna işaret etmektedir. Sonuçta yapılan
araştırmaların verimliliği de düşük olmaktadır. Dolayısıyla eğitim ve
bilimsel araştırmaların gelişmesi bir ülkenin stratejik kalkınma yönlerinden biri olmalıdır.
113
114
115
82
“Azerbaycan Tehsil Nazirliğinin Beyenatı”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 15-17 Mart
2003, s.2; : Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Neşriyyatı, Bakı, 2003, s.43.
Merdanov, s.3.
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.72-74.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2003 yılından başlamak üzere 10 yıllık süreyi kapsayan ikinci
reform programı çerçevesinde Dünya Bankası, Azerbaycan eğitim
alanına 63 milyon $ kredi verecektir. Bu program üç aşamada finansa
edilecektir. Đlk aşama 4 yılı kapsamaktadır. Dünya Bankası bu dönemde
18 milyon $ kredi verecektir. Diğer iki aşama üçer yılı kapsamaktadır.
Dünya Bankası ikinci dönemde 20 milyon $, üçüncü aşamada ise 25
milyon $ kredi verecektir116.
Tablo 24. Sağlık Verileri
Yıllar
1995
1997
1998
1999
2000
2001
2002
3.3.2. Sağlık
Sovyetler Birliği sisteminin başarısı olarak değerlendirilebilecek
şekilde Azerbaycan’a, o günün şartlarında gelişmiş bir sağlık sistemi
miras kalmıştı. Ancak, bir yandan bu sektöre bütçeden gerekli payın
ayrılmaması, diğer yanda ise halkın gelir seviyesinin düşmesi nedeniyle,
sağlık hizmetleri günümüzde tatmin edici değildir. Azerbaycan’da
faaliyet gösteren sağlık kurumları, çağdaş taleplere cevap verememekte,
bir çoğu bina ve teçhizat yönüyle eski ve yararsızdır.
Sağlık harcamalarının milli gelirden aldığı pay 1998’de %1.0,
1999’da %1.1, 2000’de 0.9 ve 2001’de 0.8 olmuştur.
Azerbaycan genelinde, her 10.000 kişiye düşen doktor sayısı 34.1,
tıp personel sayısı 71.2, hastane yataklarının sayısı 81.3’dür. Bu sayı
sadece Bakü için hesaplandığında, genel ortalamanın üzerinde olduğu
görülecektir. Bakü’de her 10.000 kişiye düşen doktor sayısı 84.4, tıp
personel sayısı 108.1, hastane yataklarının sayısı 115.0’dir. Bu durum
sağlık hizmetlerinin Bakü dışında daha da yetersiz olduğunu göstermektedir. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği, bazı hastalıkların yıldan yıla
sayısının artmasına neden olmaktadır 117. Kayda alınan hastalıklar
arasında en fazla görülen hastalıklar başta üst solunum yolları olmak
üzere, solunum yolları, sindirim sistemi, sinir sistemi, kulak burun boğaz
hastalıklarıdır.
116
117
“Dünya Bankı Tehsilin Đnkişafına 63 Milyon Dollar Kredit Ayıracaq”,
http://www.525ci.com/2003/03/18/anons.php?m=4. 12.06.2003.
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, ss.53-56.
Hastane
768
759
746
739
735
735
735
Poliklinik
1779
1694
1630
1611
1614
1618
1620
Doktor
29217
28873
28477
28485
29033
29084
29090
Diş Doktoru
2496
2428
2279
2242
2234
2255
2250
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.21.
Hastanelerde resmi ve gayri resmi paralı hizmete geçilmesi, yeterli
ilaç, teknik donanım ve finans kaynakların olmaması, hizmet ve ilaç
fiyatlarının yüksekliği gibi nedenler halkın sağlık hizmetlerinden faydalanma düzeyini düşürmüştür.
Açılan özel yeni sağlık merkezlerinin ise, sağlık hizmetinin
kalitesinin artmasında önemli rolü olmaktadır.
Sağlık sektöründe bir çok problem olmasına rağmen, ekonomik
kalkınma ve gelir düzeyinin atması ile birlikte bu problemlerin de
azalma sürecine girdiği görülmektedir.
3.3.3.Turizm
Ülkede turizm sektörü için gerekli iklim, doğal güzellikler, tarihi ve
arkeolojik eser potansiyeli kısaca doğal, tarihsel ve kültürel servetler
mevcuttur. Azerbaycan’da 11 iklim kuşağından 9’unun yaşanması, Hazar
Denizi’nin sahilleri, Haçmaz-Lenkeran-Astara bölgesindeki ormanlık
alanlar ve tedavi amacıyla da faydalanılabilecek potansiyeldeki kaynak
suları doğal imkanlar arasında dikkat çekmektedir118.
Azerbaycan’da turizm sektörünü oluşturan alanlar aşağıdaki alt
başlıklar altında toplanabilir;
Tatil Turizmi: Zakatala, Şeki, Guba, Gence, Kazak, Lenkeran yaz
aylarında tatil yapmaya en uygun yerlerdir.
Plaj Turizmi: Azerbaycan’ın doğusu Hazar Denizi ile kaplıdır.
Bilgeh ve civarı kilometrelerce uzayan plajlara sahiptir.
118
83
Dr. Osman Nuri Aras
84
Bkz. Z. N. Eminov, Azerbaycan Fiziki ve Đqtisadi Coğrafiyası, Azerbaycan Coğrafiya
Đnstitutu Neşriyyatı, Bakı, 2000, ss.153-156.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Av Turizmi: Ülkede evcil ve yabani olmak üzere toplam 97 çeşit
memeli hayvan, 346 çeşit kuş ve 95 çeşit balık bulunmaktadır. Av tüfeği
kullanmak ruhsata tabidir ve her tüfek sahibi av derneğine üye olmak
zorundadır.
Yayla ve Dağ Turizmi: Yayla ve dağ turizmi için elverişli yöreler;
Zakatala meşelikleri, Şeki Gelesen Göresen Galası, Başdaşagıl, Guba
Meşelikleri, Đsmayıllı, Lahıç, Gebele, Ağdaş ormanları, Gence, Hacıkent,
Göygöl olarak sayılabilir.
Kaplıca ve Sağlık Turizmi: Azerbaycan’da 1000 kadar mineral su
(termal su) vardır. “Naftalan” denilen ve dünyada sadece Azerbaycan’da
bulunan petrol karışımlı çamursu bir madde başta sinir sistemi olmak
üzere deri, cilt, kadın hastalıkları vb. bir çok hastalığa iyi gelmektedir.
Azerbaycan’da tedavi nitelikli senatoryumların çoğu Apşeron Yarımadasındadır.
Kültür Turizmi: Ülke çok zengin bir kültür ve tarih hazinesine
sahiptir. Ülkedeki eski anıt, mezar, türbe, bina ve diğer tarihi eserleri
korumak, restore etmek için cemiyetler kurulmuştur.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Gelen turist sayısı dikkate alındığında gelişmiş ülkelerden çok az
sayıda turistin geldiği, BDT’nin ağırlıkta olduğu görülmektedir.
Aslında ülkeye gelen turist sayısı açıklanan istatistiki verilerde yer
alan rakamdan çok yüksektir. Açıklamalara göre kayıt sistemindeki
problem nedeniyle veriler gerçeği yansıtmamaktadır. Alınan yeni önlemler ve kararlarla bu problem çözülmeye çalışılmaktadır119.
Azerbaycan’da iç turizm açısından gelir düzeyinin düşük olması,
dış turizm açısından ise, ülkenin yurt dışında tanıtımının yeterli olmaması, aksine Karabağ problemi nedeniyle Ermenistan ile arasındaki
uyuşmazlığın tehlikeli bir bölge gibi algılanması önemli olumsuz
etkenlerdir.
Uzun süre turizm sektörüne ait tek bir devlet politikasının ve
programının olmaması da turizm sektörünün gelişmemesinde etkili
olmuştur.
Azerbaycan’ın turizm açısından en elverişli bölgelerinden biri
olan Karabağ’ın işgal altında olması, turizm sektörü açısından en önemli
kayıpların başında gelmektedir. Karabağ’daki turizmi olumsuz etkileyecek şekilde Ermeniler tarafından bölgenin ekolojik dengesine önemli
zararlar vermektedirler 120.
2003 yılı bütçesinde sektörün gelişimi amacıyla 1,2 miyar Manat
ayrılmıştır. Bu rakam önceki yıllara göre fazla olmakla birlikte, sektörün
arzu edilen gelişme trendini yakalayabilmesi için yeterli değildir.
Azerbaycan’da turizm sektörünün gelişmesini engelleyen diğer
nedenler şöyle sıralanabilir:
- Dinlenme tesislerinde şartların gerekli seviyede olmaması
- Turistik alanlara giden yolların ulaşım açısından elverişsiz olması,
- Turistlerin kalabilecekleri otellerin elverişli sağlık şartlarına sahip
olmaması,
- Ülkenin 10 yıldan uzun süredir Ermenistan ile olan savaşın etkisi
altında olması
Azerbaycan, 1994 yılından bu yana turizm alanında çeşitli ülkelerle birçok işbirliği anlaşması imzalamıştır.
Azerbaycan Gençlik, Spor ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası
Turizm Teşkilatına üye olduğu 27 Eylül 2001 tarihinden sonra, turizm
sektörünün geliştirilmesi amacıyla, uluslararası kurumların finansal
destek ve diğer ülkelerde faaliyet gösteren turizm şirketlerinin Azerbaycan’a yatırım yapmalarını teşvik amacıyla özel yatırım programı
hazırlanmıştır. Hazırlanan dokümanlarla, ülkenin turizm sektörünün
gelişmesi açısından hem tanıtımı yapılmaya hem de sektöre yönelik
yatırımların yapılması teşvik edilmeye çalışılmaktadır. Turizm sahasında
faaliyet göstermek amacıyla 70’den çok şirkete lisans verilmiştir.
Turizm sektörü için gerekli kadroların yetiştirilmesi amacıyla da yüksek
eğitim düzeyinde bazı çalışmalar yürütülmektedir. Ayrıca sektörde
çalışanların mesleki gelişimlerinin sağlanması amacıyla, başta Türkiye
119
120
Tablo 25. Turist Sayısı
Yıllar
1998
1999
2000
2001
2002
Toplam
483163
602047
680909
766992
793345
BDT
301287
431151
346483
263780
288428
Türkiye
19103
10390
12693
8493
11082
Đran
139300
121604
242354
321882
284570
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.21.
http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4. 12.06.2003
85
86
R. Abbasov, s.2.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
olmak üzere bazı ülkelerin turistik bölgelerinde turizm konusunda eğitim
kursları almaları sağlanmaktadır. Ülke bütçesinde 2004 yılından itibaren
turizm gelirlerinin de yer alabileceği düşünülmektedir 121.
Yeni oluşturulan Kuba-Haçmaz, Şeki-Zaqatala, Lenkeran-Astara
ve Tovuz-Kazak turizm yollarını çağdaş standartlara ulaştırmak
amacıyla, Azerbaycan Turizm Bakanlığı tarafından, uluslar arası turizm
şirketlerine değeri 100 bin $ - 50 milyon $ arasında değişen projeler
takdim edilmiştir122.
Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in imzaladığı ferman ile turizm
şirketlerine verilen lisans süresi iki yıldan beş yıla çıkarılmıştır.
Turizm sektörünün geliştirilmesi amacıyla 5’i 2002 yılında olmak
üzere toplam 12 proje gerçekleştirilmiştir.
Ülkeye gelmek isteyen her bir turist 40 $ karşılığında vize
alabilmektedir.
Ülke genelinde 87 otel faaliyet göstermektedir. Otellerde hizmet
kalitesinin yükseltilmesi için çalışmalar yapılmaktadır 123.
3.3.4. Finans
Finans sektörü bankacılık, sigortacılık ve menkul kıymetler borsası alt başlıkları altında aşağıda incelenecektir.
3.3.4.1. Bankacılık
Yeni bir sisteme geçme çalışmaları sürdürülen ülkede aynı zamanda başta bankacılık olmak üzere, yeni bir mali sistem kuruluşu da
sürdürülmektedir. Ancak Azerbaycan’da mali kesim yapısı itibariyle
zayıf bir görünüm arz etmektedir. Azerbaycan halkı yapı itibariyle
ticarete daha yatkındır. Ancak bunun için gerekli maddi birikimlere
sahip değildir. Ülkede daha önce yaşanan “banker faciaları” sebebiyle
halkın bankalara güveni kalmamıştır. Bu sebeple de maddi birikimi
olanlar bunu banka dışı yöntemlerle değerlendirmektedirler. Bir kısım
insanlar bankaların kredi verme görevini de üstlenmişlerdir.
121
122
123
R. Abbasov, “Azerbaycan Turizm Üçüm Ehemmiyetli Bölgedir”, Herbi And Gazeti, 1-15
Aprel, 2003, s.2; Ebülfez Garayev, “Azerbaycan Bu Gün Uluslararası Olimpiyat
Oyunlarına Başarılı Đmza Atan Devletler Sırasındadır”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası
Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, s.16.
http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4
E. Garayev, s.16.
87
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Ülkede Merkez Bankası (Milli Bank), sermayesi devlete ait olan
bankalar, özel sermayeli yerel bankalar ve yabancı sermayeli bankalar
faaliyet göstermektedir.
Merkez Bankası mali piyasalar üzerinde çok sert bir denetim
sürdürmektedir. Mali kesimde bankaların dışındaki enstrümanlar etkin
olarak henüz piyasada yerini alamamıştır.
Azerbaycan’da bankacılık sisteminin gelişim süreci üç aşamaya
bölünebilir. Birinci aşama olarak 1990-92 yılları arasında Merkez Bankası sistemi teşekkül ettirilmiştir. 1992-94 yıllarında hiper-enflasyon
şartlarında istikrarsız bir ortamda bankacılık sistemi gelişmiştir. 1994 ve
sonrasında ise makroekonomik istikrar ortamında bankacılık sisteminin
yeniden yapılandırılarak gelişimi sağlanmaya çalışılmıştır124.
Azerbaycan’da bankacılık sisteminin hukuki esasları “Azerbaycan
Cumhuriyeti’nin Ekonomik Bağımsızlığının Esasları” hakkında 25
Mayıs 1991 tarihli Anayasa Kanunu’nun “Banka sistemi ve para tedavülü” adlı 14.cü maddesi ile atılmıştır125. Bu madde ile Azerbaycan’da
bağımsız banka sisteminin ve ulusal para biriminin hukuki temelleri,
Merkez Bankası’nın statü ve yetkileri belirlenmiştir. Merkez Bankası 11
Şubat 1992’de kurulmuştur126.
Bankacılık ve Merkez Bankası konusundaki düzenlemelerle ilgili
olarak 7 Ağustos 1992'de "Merkez Bankası Hakkındaki Kanun" ile
"Bankalar ve Bankaların Faaliyetleri Hakkındaki Kanun" arka arkaya
yürürlüğe girmiştir. Aralık 1992’de Azerbaycan Cumhuriyeti Milli
Bankı’nın Nizamnamesi kabul edildi. Birinci seviyede Merkez Bankası,
ikinci seviyede diğer bankalar olmak üzere, ülkede iki seviyeli bankacılık sisteminin kurulması amaçlanmıştır: Para ve bankacılık sektöründe
politikaları belirleme, denetim ve kontrol yetkisi Merkez Bankasına
aittir. Bankacılık kanunu modern anlamdaki tüm bankacılık işlemlerini
kapsamına almaktadır, fakat ekonominin tam anlamıyla serbest pazar
sistemine geçememiş olması ve banka sisteminin de modern anlamıyla
yerleşmemiş olması nedenleriyle hedeflenenler gerçekleştirilememektedir.
124
125
126
88
Azerbaycan Respublikası Bank Sistemi Haqqında Melumat Toplusu, Azerbaycan Banklar
Assosiyası Neşriyyatı, Bakı, 2000, s.5-6.
Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 08.04.2003.
Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 08.04.2003.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Serbest piyasa ekonomisine geçişin ilk yıllarında Azerbaycan’da,
banka sisteminin oluşmamasından dolayı, bankalar üzerinde güçlü bir
kontrol ve denetim olmadı. Hukuki boşlulardan da yararlanan ticari
bankalar hızla arttı. Kurulan bankalar genellikle spekülatif faaliyetler de
yoğunlaştılar.
1995 yılı sonunda 4 devlet bankası Agrobank, Sanayi Bankası,
Emanet Bankası ve Uluslararası Banka, banka aktiflerinin %80’ine, geri
ödenmeyen kredilerin %85’ine, mevduatların %75’ine, şubelerin %65’ine ve banka sektöründe çalışanların %70’ine sahiptiler.
Azerbaycan’da banka sayısındaki artış trendi 1995’e kadar
sürmüştür. 1996 yılından itibaren banka sayısında azalma başlamıştır.
“Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Bankı” hakkındaki kanun 10
Haziran 1996’da, “Azerbaycan Cumhuriyetinde Bankalar ve Banka
Faaliyeti” hakkındaki kanun ise 14 Haziran 1996’da yeniden düzenlendi127.
1 Ekim 1997’de yapılan yeni düzenlemeler ile yeni açılan bankalar için nizamname sermayesinin yeterliliği 1.250.000 $’a, faaliyet gören
bankalar için ise 800.000 $’a yükseltildi. Bu düzenlemenin ardından
küçük bankalar kapanmaya başladı.
1991 yılından itibaren tüm bankalarda uluslararası muhasebe
standartlarına göre işlemler gerçekleştirilmeye başlandı.
Azerbaycan'da mali piyasa araçları ve bankacılık hizmetleri gelişmemiştir. Ancak yabancı banka şubeleri ile rekabet edebilmek amacıyla
yerli sermayeli bankalar, hizmet çeşitliliğini ve kalitesini arttırmaya
çalışmaktadırlar.
2003 yılı başı itibariyle ülkede 2 devlet (Azerbaycan Beynelhalk
Bankası ve Birleşmiş Universal Bankası) bankası vardır. Ticari bankaların toplam sayısı ise 46’ya düşmüştür128.
2001 yılı başında 158 olan kredi kuruluşlarının sayısı 2002’de
116’ya düşmüştür. 2003 yılı başı itibariyle ise 93 lisanslı kredi kuruluşu
faaliyet göstermektedir. Faaliyet gösteren kredi kuruluşlarının şubelerinin sayısı 2002 yılı başlında 191 iken bu sayı 2003 başında 226’ya
yükselmiştir. Kredi kuruluşlarının yurtdışında şube, temsilcilik v.b.
faaliyetleri ise zayıftır129. Ülkedeki faaliyet gösteren ticari bankalar,
127
128
129
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
şubelerinin sayısına göre incelendiğinde devlet bankalarının şubelerinin
daha fazla olduğu görülmektedir. Ticari bankalara ait banka şubelerinin
121’i iki devlet bankasına aittir.
Azerbaycan’da kurulu Türk bankalarının yanı sıra bazı yabancı
bankaların şubeleri de ülkede faaliyet göstermektedir. Bankalarda
yabancı sermayenin payı %30 ile sınırlıdır.
Ayrıca yerel ve yabancı bankalar kurmuş oldukları “muhabir”
banka ilişkileri ile dünyanın birçok ülkesine yönelik parasal işlemleri
yürütebilmektedirler.
Mevduat kabulüne izni olan kredi kurumu sayısı 41, yabancı para
birimi ile faaliyet yapmasına izin verilen kurum sayısı 43, kıymetli
madenlerle faaliyet yapmalarına izin verilen kurum sayısı 1, plastik
kartlarla faaliyet yapmalarına lisan verilen kurumların sayısı ise 23’tür.
2002 yılında nizamname sermayesini 2.5 milyon $’a yükseltemeyen 8 bankanın lisansı iptal edildi. Bankacılık sektöründe kuruluş
sermayesinde artıma gidilmesi doğrultusunda verilen karar sonucu
2001’den itibaren ülkede 50’ye yakın banka faaliyetini durdurmuştur.
Sonuçta kredi kuruluşları içerisinde bankaların sayısı 2001 yılı başında
59 iken 2002 başında 53’e 2003 başında ise 46’ye düşmüştür. Bankalarının ikisi devlet bankası, 44’ü ise özel bankadır. Bankalardan 15’i
tamam olarak yabancı sermayeli veya yabancı sermaye iştiraklidir.
Yabancı bankaların sektördeki payı yaklaşık %30-35’dir. Bir çok
ülke ile mukayese edildiğinde bu oranın yüksek olduğu görülmektedir.
Yerli bankaların öz sermayelerinin zayıf olması ise, yabancı bankalarla
rekabette zayıf düşmelerini sonuç vermektedir.
Banka dışı kredi kuruluşlarının sayısı ise 2001 yılı başında 99 iken
2002 başında 63’e, 2003 başında ise 47’ye düşmüştür.
Özellikle bağımsızlığın ilk yıllarında bankaların kuruluş sermayesinin düşük tutulması sebebiyle bankaların sayısında bir artış yaşandı.
Daha sonra yaşanan banker faciasının ardından Merkez Bankası kuruluş
sermayesi miktarını kademeli bir artış trendine otururken bankaların
sayısında da kademeli bir düşüş gözlenmiştir. 01.01.2000 itibariyle
banka sistemini sağlamlaştırma politikası doğrultusunda bankaların
asgari sermayeleri 2 milyon $’a ve yeni kurulacak bankalar için ise 5
milyon $’a çıkarılmıştır. Temmuz-2002’de ise faaliyette bulunan banka-
Consulting & Business, October, Baku,1997.
“Kommersiya Banklarının Sayı Azalıb”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/14.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003.
89
Dr. Osman Nuri Aras
90
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
lar için kuruluş sermayesi 2.5 milyon $’a yükseltilmiştir130. 2003 yılında
da bankaların kuruluş sermayelerinin arttırmaları süreci devam
etmektedir. Merkez Bankası özel bankaların nizamname sermayesini
2003 yılı Temmuz ayında 2.5 milyon $’dan 3 milyon $’a yükseltmeyi
planlamıştır. Bu ise yeterli nizamname sermayesine sahip olamayacak
bankaların kapanması sonucunu doğuracaktır. Hatta Merkez Bankası
özel bankaların nizamname sermayesini, her altı ayda bir 0.5 milyon $
arttırarak, tedrici olarak 5 milyon $’a çıkarmayı planlamaktadır.
Kuruluş sermayelerini 2,5 milyon $’a yükseltememeleri nedeniyle
bazı ticari bankaların birleşmesi, bazı bankaların ise faaliyetine son
vermesi sonucunda daha önceden yüksek olan banka sayısı düşmüştür.
Sonuçta 1990’lı yılların başında ülkede 240 banka faaliyet göstermesine
karşın 2003 yılında sayı yukarıda da ifade dildiği gibi 46’ya inmiştir.
Elbette uygulanan sıkı para politikalarının da banka sayısının
azalmasında önemli etkisi olduğu dikkate alınmalıdır.
Sektörün tüm banka aktifi yaklaşık 1 Milyar $ civarındadır. Bu
miktar GSMH’nın %17’sine tekabül etmektedir.
Bankacılık sektöründe yaşanan problemlerin başında likidite
probleminin olduğu görülmektedir.
Sektörde gereğinden fazla ticari banka bulunmakta ve genellikle,
tek şubeli yapısal özelliğe sahip bu bankalar, yetersiz sermaye yapılarına
sahiptirler.
Mali sektöre ilişkin reform çalışmaları ise çok yavaş ilerlemektedir. Özellikle ekonomide büyük ağırlığı olan yerel devlet bankaları
özelleştirme kapsamına alınmış ve özelleştirme işlemleri devam etmektedir. Azerbaycan kendi bankacılık sistemini oluşturma konusunda
ilerleme kaydederken, devlet bankalarında da yeniden yapılanmaya
yönelik çalışmalar yapılmıştır. Sovyet döneminden kalan başlıca dört
bankadan üçünün birleştirilmesine ancak 2000 yılının Haziran ayında
başlanabilmiştir.
Bankacılık sektörünün ekonomideki ağırlığı giderek artmış ve
bankalara olan güvenin artması bankaları toplam mevduatlarının
genişlenmesi bankaların kredi imkanlarını artırmıştır.
Verilen kredilerde devlet bankalarının ağırlığının daha fazla
olduğu görülmektedir. 2002 yılında kredilerin %45’inden fazlası devlet
bankaları tarafından, %35’inden fazlası özel bankalar tarafından, %15
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
civarında ise banka dışı kredi kurumları tarafından verilmiştir. Verilen
toplam kredilerin %35’i Manat, %65’i döviz olarak verilmiştir. Özel
sektöre yönlendirilen kredi miktarlarında da önemli artışlar olmuştur. Bu
gibi önemli gelişmeler para kredi politikasının daha da başarı ile
uygulanmasına imkan vermiştir.Daha çok kısa vadeli olan kredilerin
%70’i özel, %30’u devlet sektörüne verilmiştir. Ayrıca verilen kredilerde sektörel olarak ticaret-hizmet ve ulaşım-haberleşme sektörlerinin
daha büyük pay aldığı görülmektedir131.
2002 yılında banka kredileri reel olarak %15 artmıştır. Kısa vadeli
krediler %5.2, uzun vadeli krediler ise %10.5 artmıştır. Kredilerin
%86.9’u bankaların, %13.1’i ise banka dışı kredi kurumları tarafından
verilmiştir132.
2003 yılı Ocak ayı başına kadar Azerbaycan ekonomisine verilen
kredilerin toplam hacmi 2 trilyon 592,9 milyar Manat olmuştur. Kredilerin %47,85’i devlet bankaları, %39,08’i ise özel bankalar, %13,07’si
banka dışı kredi kurumları tarafından verilmiştir. Kredilerin %70’inden
fazlası kısa vadelidir. Uzun vadeli kredilerin oranı %30’a yaklaşmıştır.
Tablo 26. Krediler (Milyar Manat)
Toplam
Kısa Vadeli
1995
1997
1998
1999
2000
2001
2002
1449.0
2042.0
2133.6
2215.5
2321.8
2431.3
2592.9
1264.8
1901.1
2087.7
2160.5
1672.0
1769.9
1861.8
Kısa Vadeli
(%)
87.3
93.1
97.8
97.5
72.0
72.8
71.8
Uzun Vadeli
184.2
140.9
45.9
55.0
649.8
661.4
731.1
Uzun Vadeli
(%)
12.7
6.9
2.2
2.5
28.0
27.2
28.2
Faiz oranları piyasa tarafından belirlenmekte olup, Hazine tahvillerinin işlem gördüğü bir piyasa faaliyete geçirilerek mali sektörünün
gelişmesi sağlanmaya çalışılmıştır.
Kısa vadeli kredi faiz oranları 2001 yılı başında %19.53, 2002
başında %19.74 ve 2003 başında %18.17 olmuştur. Uzun vadeli kredi
131
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003.
91
Yıllar
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.56.
132
130
Dr. Osman Nuri Aras
92
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/credits2002.shtml, 10.04.2003.
“2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti
Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
faiz oranları ise 2001 yılı başında %21.60, 2002 başında %20.70 ve
2003 başında %18.86 olmuştur. Bankalararası piyasada üç aylık kredi
faiz oranları 2001 yılın başında %20.3, 2002 başında %19.75 ve 2003
başında %19.67 olmuştur133.
Mevduatların büyük bir kısmının döviz olarak yatırıldığı görülmektedir. 2002’de mevduatların %85 gibi büyük bir kısmı döviz olarak,
sadece %15’ini Manat olarak gerçekleşmiştir. 2003 yılı ilk yıllarında da
aynı dağılım görülmektedir. 2002 yılında, 2001 yılına göre döviz olarak
mevduatlarda yaklaşık %5’lik bir artış görülmektedir134. Ayrıca
mevduatların büyük bir kısmı devlet bankalarında toplanmaktadır.
2002 yılında bir önceki yıla göre mevduatların hacmi %31.1
artmıştır. Özel bankaların mevduatlardan aldığı pay %41.5’dir.
Kısa vadeli mevduat faiz oranları 2001 yılı başında %9.26, 2002
başında %9.13 ve 2003 başında %8.01 olmuştur. Uzun vadeli mevduat
faiz oranları ise 2001 yılı başında %11.80, 2002 başında %11.74 ve
2003 başında %8.46 olmuştur135.
Tablo 27. Mevduatlar (Milyar Manat)
Yıllar
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Mevduat
1819.7
2042.0
2133.6
2215.5
2321.8
2431.3
2592.9
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.56.
46 bankanın bulunduğu sektör, %51’i devlet kontrolünde olan ve
2003 sonlarında özelleştirilmesi öngörülen Uluslararası Azerbaycan
Bankası (BUS Bank)’nın etkisi altında bulunmaktadırlar. 2002’de 35
milyar Manat geliri olan BUS Bank 7 milyar, son 2.5 yılda ise toplam
21 milyar Manat vergi vermiştir. BUS Bank’ın öz sermayesi 32.5 Milyar
Manat’tır.
133
134
135
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml;
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/savings2003.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml;
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan’da “ACDI/VOCA”, “ADRA”, “FINCA”, “NNE”,
“NRC”, “MC”, “OXFAM”, “IOM”, “SCF” ve “WVI” olmak üzere 9
uluslararası kredi kuruluşu faaliyet göstermektedir. Banka dışı kredi
kurumlarının 24430’dan çok müşterisi bulunmaktadır. Bu kredi
kuruluşlarının müşterileri 9163 iş yeri kurmuşlardır. Bu kurumlar
müşterilerine yaklaşık 4 milyon $ kredi vermiş durumda. Ancak bu
kurumların gelişimi ile ilgili bazı problemler söz konusudur. Öncelikle
kurumsal düzenlemelerin yetersiz olmasıdır. Ayrıca küçük hacimli kredi
verilmesi de henüz Azerbaycan’da tam olarak anlaşılmamıştır. Bu
kurumların 100-1000 $ arası verdikleri krediler, geçiş süreci ile ilgili
geçici bir durum gibi algılanarak, insani yardım gibi değerlendirilmektedir. Aslında küçük hacimli kredilerin verilmesi, bankacılığın bu sahada
etkin olarak yer almaması ve geçim seviyesinin düşük olması nedeniyle,
Azerbaycan’da küçük ölçekli işletmeciliğin gelişmesi açısından önem
arzetmektedir. Bir başka problem de bu kuruluşlar tarafından verilen
kısa vadeli kredilerin, ekonomik kalkınmada bir anlam ifade etmediği
şeklinde değerlendirmenin yapılmasıdır136.
Devlet bankalarında yapılan reformlar; yönetimin gelişmesi, yeni
hizmetlerin ve piyasaların gelişmesi, bankaların kurumsal ve örgütsel
gelişmesi amacıyla Dünya Bankası’nın SAC programına göre yapılmaktadır137.
16 Şubat 2001’de Merkez Bankası, bankalar tarafından yapılan
ulusal döviz ödemelerinin daha sürekli şekilde ve on-line sisteminde
yapılabilmesini sağlamak için AZIPS sistemini kurmuştur138. Bu sistem
uluslararası standartlara uygun olacak şekilde SWIFT esasında kurulmuştur.
Bankacılık sektöründeki eksikliklerin giderilmesi amacıyla, hükümet 1999’da Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’nun eşgüdümü
ile, reform programları hazırlamıştır. Stratejinin ana hedefleri hükümete
bağlı bankaların yeniden organize edilmesi ve özelleştirilmesi, özel
bankaların birleşmesi, Azerbaycan Milli Bankası’(AMB)nın düzenleyici, denetleyici niteliğinin ve banka kapasitesinin artırılması ve teftiş,
136
137
138
93
Dr. Osman Nuri Aras
94
S. Eyyuboğlu, “Qeyri-Bank Kredit Teşkilatları Bazarda Hökümranlıq Edir”, 525ci Gazet,
www.525ci.com/2003/01/04.
Đllik Hesabat, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, 2000.
“Banki i Biznes”, Zerkalo Gazeti, 28 Fevral 2001.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
muhasebe de dahil olmakla sağlam, etkili ve rekabete dayalı teknik,
gelişen altyapı oluşturabilmesidir.
2002’de Milli Bank, sisteminin güçlendirilmesi için küçük ve orta
ölçekli işletmelere parasal yardımın artırılmasına yönelik banka reformlarına devam etmiştir. Devlet banklarının özel sektöre devri için önemli
çalışmalar yapılmıştır. Bankaların öz sermayesi artırılarak 2,5 milyar
Manata çıkarılmıştır. Bunun neticesinde de 8 banka faaliyetini durdurmak zorunda kalmıştır. Rekabetin artması amacı ile yabancı sermayenin
bankacılık sektörüne teşvik süreci daha da kolaylaştırılmıştır. Bankacılık
sektörünün gelişmesi için bu sahada altyapı çalışmalarına hız verilmiştir.
Bankacılık ile ilgili yeni kanunlar yapılmaya başlanmıştır.
2003 yılında bankacılık sektöründeki reformlar yeni bir aşamaya
geçecektir. Daha önceden planlandığı üzere Uluslararası Bank’ın özelleştirilmesine başlanacak ve BUSBank’ın özelleştirilmesi için hazırlık
çalışmaları yapılacaktır. Cumhurbaşkanının kararı ile Azerbaycan Uluslararası Bank (Beynelhalk Bankası) ve Birleşmiş Universal Sehmdar
Bankasının (BUSBank) 2004 sonuna kadar özelleştirilmesi planlanmıştır.
Azerbaycan’da bankacılık sisteminin gelişmesine elverişli şartları
yaratmak, bu sektöre öncü iş tecrübesini ve teknolojiyi çekmek, böylece
yatırımları hızlandırmak amacıyla Azerbaycan Uluslararası Bank’ın
kuruluş sermayesinin %20’sinin Avrupa Kalkınma bankasına satılması
planlaştırılmıştır.
Reformlar çerçevesinde mevduatların sigortalanması için de bazı
çalışmalar devam ettirilecektir. Bankacılık sektöründe altyapı çalışmaları, ödeme sistemi, muhasebe sistemi, banka kontrolü ve hukuki altyapı
gibi çalışmalar da devam edecektir. Bankacılık sektörünün gelişmesi ise
özel sektör açısından, özellikle kolay kredi bulma imkanları elde etmesine imkan verecektir139.
Ülkede bankacılık sektörünün gelişmesi için, halkın bankalara
güven duyması amacıyla mevduata sigorta fonunun kurulması gerekmektedir. Mevduata sigorta fonunun oluşturulmasından kaynaklanacak
problemler için de Milli Bank’ın, bankaları finansal hesaplarını gerçeğe
uygun açıklamaya yönelik politika takip etmelidir.
139
“Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca
Đstiqametleri BaredeBeyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml,
18.04.2003.
95
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
3.3.4.2. Sigortacılık
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından ilk zamanlarda yapılan işlerden biri de önceki sistemde yer alan Devlet Sigorta Kurumu’nun
Azerbaycan’daki organı olan Azerbaycan Devlet Sigorta şirketinin
yeniden örgütlenmesidir.
20 Eylül 1991 tarihinde “Azerbaycan Respublikası Devlet Sigorta
Kommersiya (Ticaret) Şirketi”nin kurulması hakkında ferman çıkarıldı.
Bu fermana esasen, Devlet Sigorta Kommersiya Şirketi bağımsız,
Maliye Bakanlığı’nın denetiminden serbest, kendi şartlarına ve tariflerine göre çalışabilen, kendi kendini finanse eden bir şirket olarak 22
Kasım 1991’de tüzüğü onaylanarak faaliyete başladı. 24 Ocak 1994
tarihinde şirketin tüzüğü Bakanlar Kurulu tarafından değiştirildi ve
yürürlüğe koyuldu.
Devlet Sigorta Kommersiya Şirketi reasürans alanında “LLOYD”
(Đngiltere) sigorta şirketleri grubunun “SEDJWICK”, “WILLS FABER
& DUMAS” sigorta broker grupları, “MUNHEN RE” (Almanya)
reasürans şirketi, “Asia” (Đran) şirketi ve “Lukoil” (Rusya) sigorta A. Ş.
ile işbirliği yapmaktadır.
Ülkede sigortacılık sektörünün gelişmesi amacıyla atılması gereken ikinci adım ise, sektörde monopole son koymaktı. Bu amaç
doğrultusunda kısa bir süre sonra Devlet Sigorta Şirketine rakip nitelikte
etkin çalışan şirketler sigorta şirketleri sektörde kendini göstermeye
başladı.
Sigorta şirketleri 1992 yılından itibaren yabancı ortaklar ile
birlikte, 1995 yılından itibaren ise yerli sermayeli olarak kurulmaya
başlandı.
2003 yılı başı itibariyle ülkede 34 sigorta şirketi bulunmaktadır.
Bunların 26’sı milli ve 8’i ise yabancı sermayeli (Đngiltere, Türkiye,
Rusya, Đran, ABD, Đtalya) müşterek sigorta şirketidir140. Sigorta sektöründe yer alan şirketlerin toplam sermayelerinin önemli bir kısmı 5
Şubat 2002’de kurulan ve 1 nisan 2002’de lisans alan Uluslararası
Sigorta Şirketi’ne aittir.
5 Ocak 1993 tarihinde 436 no’lu “Azerbaycan Cumhuriyeti
Sigorta Hakkında Kanunu” çıkarıldı.
140
96
Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, 2002, www.azstat.org. 8.4.2003.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1994 yılından başlanan petrol anlaşmalarının imzalanması ile
Azerbaycan'da büyük miktarda sermaye girişine neden oldu. Bunun
sonucu olarak, sigorta şirketlerinin büyük kısmı petrol sektörüne
yönelmiştir.
Azerbaycan’da yaşayan yabancı vatandaşlar, vatandaşlığı olmayan
şahıslar ve yabancı tüzel kişiler, ülke vatandaşları ve şirketleri ile eşit
sigorta hakkına sahiptirler.
Sigorta sektöründe yürütülen reformlar çerçevesinde, Azerbaycan’da faaliyet gösteren sigorta şirketlerinin kuruluş sermayesinde
aşamalı olarak artışa gidilmiştir. 4 Mayıs 2000 yılında Azerbaycan
Cumhurbaşkanının sigorta hakkında imzaladığı Serencam doğrultusunda
Bakanlar Kurulu’nda alınan karar ile sigorta kurumları için aşamalı
olarak kararlaştırılan kuruluş sermayesi şöyledir141: 01.01.2002 tarihine
kadar 500 milyon Manat, 01.07.2002 tarihine kadar 750 milyon Manat,
01.01.2003 tarihine kadar 1 milyar Manat, 01.07.2003 tarihine kadar 1.5
milyar Manat, 01.01.2004 tarihine kadar 2 milyar Manat (400.000$).
Sigorta şirketlerinin kuruluş sermayelerinin toplamı içinde yabancı
sermayenin payı %10.5’dir 142. Sermayeleri dikkate alındığında sigorta
şirketlerinin çoğunun küçük ve orta büyüklükteki şirketler olduğu
görülmektedir.
2002 yılında sigorta faaliyetlerinin %90’lık hacmini 10 sigorta
şirketi yerine getirirken, geriye kalan %10’luk kısım ise diğer sigorta
şirketlerinin payına düşmüştür.
Sigorta sektöründe yabancı sigorta şirketleri daha fazla etkinliğe
sahiptirler. Azerbaycan’da faaliyet gösteren yabancı şirketler esasen kendi
ülkelerindeki sigorta şirketlerinde sigorta olmaktadırlar. Ayrıca yerli
sigorta şirketleri de ödeme kabiliyetleri zayıf olduğundan dolayı büyük
hacimli sigorta anlaşmalarını yurtdışında tekrar sigorta (reasürans)
ettirmektedirler.
En yaygın sigorta türleri yangın, kasko, yük nakliyat, inşaat,
elektronik cihaz, kredi alanlarının hayat sigortası, ferdi kaza sigortası,
özel tarım işletmeleri müesseseleri sigortası, zorunlu trafik sigortasıdır.
Azerbaycan'da sigorta sektörü henüz gelişme aşamasındadır ve
ekonomiye katkısı, diğer finansal kurumlarla kıyaslandığında, çok fazla
141
142
“Siğortacıların Nizamname Kapitalı Artırılır”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No:5-6 (17-18),
2001, s.4.
http://bizimasr.media-az.com/arxiv_2002/iyul/148/sosium.html, 9.4.2003.
97
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
değildir. Ülkenin sigorta piyasasında mevcut sigorta devriyesi Gayri Safı
Milli Hasılanın (GSMH) %1'inden de azdır 143.
Serbest piyasa sistemine geçilmesinin ardından sigorta işinin
geliştirilmesi ile sigorta hizmetlerinin sayısı da her geçen yıl artmaktadır. Gönüllü sigorta türlerinin, zorunlu sigorta türlerinden daha fazla
olması da Azerbaycan'da sigorta piyasasının gelişmesinin bir göstergesidir.
Sigorta sektörünün gelişmesinin yavaş seyretmesinde, gelir düzeyinin düşük olması ve halkın sigortanın yararlarını yeterli düzeyde
anlamamış olması önemli etkenlerdir.
Sigorta sektörünün gelişmesi ve sektörün güven vermesi, yabancı
yatırımları ülkeye akınını da arttıracak amillerden biri olacaktır.
3.3.4.3. Menkul Kıymetler Borsası
Borsanın oluşmasına ilişkin yasal düzenlemeler “Menkul Kıymetler ve Borsaları Hakkında” kanunun kabul edilmesi ile başladı. 1991
yılında “Bakü Menkul Kıymetler Borsası” kuruldu. Borsanın gelişmesi
Azerbaycan’da özelleştirme sürecinin başlaması ile daha da hız kazandı.
30 Aralık 1998 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından “Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı yanında menkul kıymetler
üzere devlet kurumunun oluşturulması” ile ilgili ferman imzalamıştır.
Menkul Kıymetler Borsası hakkında en mühim bilgileri “Sermaye
Piyasası Hakkında” Ulusal Mevduat Sistemi (Milli Depozit Sistemi)
hakkında Azerbaycan Cumhuriyeti Kanununu 2.bölümünün 3. maddesinde yer almaktadır. Şöyle ki kanunun ilgili maddesinde Menkul
Kıymetler Borsasına ilişkin devlet düzenlemesi hakkında bilgi verilerek,
katılımların ne şekilde ve kimler tarafından olabileceği açıklanmaktadır.
1998 yılından sonra menkul kıymetler piyasasının oluşumuna özel
dikkat verilmektedir. Menkul kıymetler piyasasının çalışma esasları ise
“Devlet kısa süreli tahvillerin ihracı hakkında” kanuna esasen saptanmıştır.
Borsada ilk yıllarda devlet tarafından ihraç edilen menkul kıymetler borsada işlem görmesine karşın, daha sonraki yıllarda kooperatif ve
anonim şirketlere ait menkul kıymetler de işlem görmeye başlamıştır.
143
98
A. Azizova, “Minfin Podvodit Đtogi ‘Strahovogo’ Goda”, Zerkalo Gazeti, No. 15(108),
Bakı, 2002, ss.16-18.
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ülkede menkul kıymetler piyasasının tam anlamı ile oluşturulduğunu ve belirli bir işlem hacmine kavuştuğunu söylemek mümkün
değildir. Özellikle sermaye hareketlerinin sınırlı olması, ekonomik
alanda yaşanan problemler ve mali piyasalara olan güvensizlik borsanın
gelişmesinin karşısını önemli ölçüde almıştır. Önümüzdeki yıllarda
petrol sektörüne yatırım yapan yabancı şirketlerin kendi menkul kıymetlerini piyasaya çıkarmaları beklenmektedir ki, bunlarla ilgili gerekli
hukuki düzenlemeler de yapılmıştır.
Menkul kıymetler piyasasının gelişmesi için, hacimleri az da olsa,
repo ve ters–repo işlemlerinin yapılması ise önemli bir adımdır.
Tahvil piyasaları da henüz oluşmamıştır. Yerel firmalar olduğu
gibi Azerbaycan hükümetinin de uluslararası tahvil piyasalarında
herhangi bir işlemine rastlanılmamıştır. Özelleştirme sürecinin hızlanmasıyla tahvil piyasasının da gelişeceği düşünülmektedir.
2002’de Menkul Kıymetler Borsası’nın kuruluş sermayesini
arttırma amacıyla yeni sermayedarlara ulaşılmaya çalışılmıştır. Sonuçta
Borsa’nın kuruluş sermayesi 5,4 milyar Manat’a ulaştırılmıştır.
3.3.5. Ulaşım (Nakliyat) ve Haberleşme
Azerbaycan, Gürcistan ya da Rusya üzerinden Karadeniz yolu ve
Đran üzerinden olmak üzere iki uluslararası yoldan Batı’ya açılmaktadır.
Ayrıca Azerbaycan ve Hazar'a kıyı devletler arasında doğrudan ve
düzenli deniz seferleri yapılmaktadır. Ülkenin en büyük limanı Bakü
Uluslararası Deniz Ticaret Limanı'dır.
Aşağıdaki tablodan da görüldüğü gibi, ulaşım sektörünün
GSMH’daki payı %11-12 civarında seyretmiştir.
Tablo 28: GSMH’da Ulaşım ve Haberleşme Sektörünün Payı
Yıllar
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
%
8.3
12.5
18.7
11.3
11.4
12.5
10.7
12.0
10.1
9.8
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Günümüzde Azerbaycan'ın açık denizlere çıkışının olmayışı ve
karayolu bağlantılarındaki zorluklar ulaşım alanında en önemli sorunlarındandır.
Aşağıda deniz, hava, kara, demiryolu, boru hattı ulaşımı ve haberleşme ayrı ayrı ele alınacaktır.
3.3.5.1. Deniz Yolu Ulaşımı
Azerbaycan, deniz yolu ulaşımı bakımından bölgede geçiş ülkesi
olma gibi önemli bir potansiyele sahiptir. Hazar Denizi’nde yüzlerce
kilometrelik bir kıyı şeridi bulunmasına karşın, ülkede sadece biri büyük
olmak üzere irili ufaklı toplam 15 liman bulunmaktadır.
Azerbaycan’da demir yolları olmadığı dönemde deniz yolu taşımacılığı büyük rol oynamıştır. Azerbaycan ve Hazar'a kıyı devletler
arasında doğrudan ve düzenli deniz seferleri yapılmaktadır. Hazar denizi
vasıtasıyla Đran, Türkmenistan, Dağıstan, Kazakistan ve Rusya ile ilişki
kurulmaktadır 144.
Bakü'deki Uluslararası Deniz Ticaret Limanı, Azerbaycan'ın
lojistik altyapısının stratejik bir bölümü olarak görünmenin yanı sıra,
Orta Asya'dan batı piyasalarına mineral, ürün ve diğer ürünlerin
taşınmasında bir lojistik koridor olarak anahtar bir noktadır. Liman,
derinlemesine stratejik incelemelerin konusu olmanın yanı sıra kurumsal
finansal yardımlar ve yabancı yatırım iştirakleri için de adaydır. Bakü
limanının iyileştirilmesinin çalışma ve geliştirilmesi konusu, konsolidasyon ve kargo kullanım avantajı bakımından önemlidir145. Bakü
limanı hem derin hem de hiçbir zaman donmamaktadır. Liman, yolcu
taşımacılığına ise pek elverişli değildir.
Altyapısı dünya entegrasyonuna uygun nitelikte olmayan Azerbaycan'da deniz taşımacılığı da eski ve yararsız durumdadır. Genel
olarak nakliyat sektöründeki gerilemenin temel nedeni, sektörün eski
Sovyet ülkeleri ile olan bağlılığından kaynaklanmıştır. Ulaşım sektöründen istifade etmede toplam yolcu sayısının deniz nakliyat payının
yıllar itibariyle düşüş sergilediği görülmektedir. 1990 yılında 500.000
yolcunun deniz nakliyatından faydalanmasına karşın, bu miktar 1991'de
400.000, 1992 ve 1993'de 100.000, 1994'de 60.000, 1996'da 39.000 ve
144
145
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27-28.
99
Dr. Osman Nuri Aras
Velili, ss.184-185.
“Azerbaijan”, Eurasian File, TICA, S.103, July 1998/2, s.2; Investment Guide to
Azerbaijan 1998, USACC, Washington, 1998, s.70.
100
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
1997'de 43.000 olmuştur146. 2001 yılına kadar her yıl düşüş kaydeden
deniz yolu ile yolcu taşımacılığı Tablo-29’da da görüldüğü gibi 2002
yılında bir önceki yıla göre %28.4 artış göstererek 14.000 kişi olmuştur.
Bakü limanı, Orta Doğu, Avrupa ve Güney Doğu Asya ülkeleri
için elverişli "transit" rolünü oynayabilir. Her türlü liman malzemeleri
ve modern terminallerin yapımı için 2 milyar $ gerekmektedir. Projenin
teknik ve ekonomik esasları hazırlanmaktadır. Projenin kısa bir sürede
gerçekleşmesi mümkündür.
Bakü limanı dışında, Azerbaycan’ın Lenkeran şehrinde de liman
inşası, Muğan ovasının güneyinde üretim ve ticaretin gelişimi açısından
faydalı olacaktır147.
Deniz yolu ile yük taşımacılığının gelişimi ise şöyledir: 1960'da
9.163, 1970'de 13.138, 1980'de 11.354, 1990'da 3.870 ve 1997'de 5.008
milyon ton deniz yolu ile yük taşımacılığı yapılmıştır148. Verilere dikkat
edildiğinde 1970'lerden günümüze gelindiğinde yıllar itibariyle deniz
yolu ile yük taşımacılığının hacminin de 90’lı yılların ortalarına kadar
dikkat çekici oranda azaldığı görülmektedir.
1990'lı yılların ortalarından itibaren nakliyat sektöründeki
gözlenen gelişmede ise, Kazakistan petrolünün Hazar Deniz'den geçerek
Karadeniz'e nakledilmesi önemli rol oynamıştır149.
Hazar Deniz Gemicilik Đşletmesi tarafından 1997 yılında yaklaşık
3 milyon ton erken petrol ve petrol ürünleri taşınırken, bu rakam 1998
yılında 5.3 milyon ton olmuştur. 1998 yılında Aktau (Kazakistan) ve
Abşeron (Azerbaycan) limanları arasında 1.8 milyon ton, BDT ülkeleri
limanları arasında 4 milyon ton, Đran limanlarına ise 979 bin ton petrol
ürünü taşınmıştır150.
2000 yılında deniz nakliyatında yük taşıması 1999 yılına göre
%18.5 artarak 8779 bin ton olmuştur. Taşınan yüklerin %99.3’ü dış
ilişkiler ile ilgilidir. Taşınan yüklerin %70’ini petrol ürünleri
oluştururken %30’unu diğer ürünler oluşturmaktadır.
146
147
148
149
150
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1996, Birleşmiş Milletler
Teşkilatının Đnkişaf Programı, Bakı, 1996, s.41; Azerbaycan Respublikasında Đnsan
Đnkişafı Haqqında Hesabat 1998, ss.84-85.
Velili, s.131.
Narodnoye Hozyaistvo Azerbaicanskoi SSR V 1983 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1983,
s.91; Statisticeskiye Pokazateli Azerbaicana V 1997 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1998,
s.308.
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.41.
Avrasya Dosyası, S.114, TĐKA Bülteni, Şubat 1999/2, s.2.
101
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
2002 yılında ise 97.9 milyon ton yük taşınmıştır. Bu miktar 2001
yılında taşınan miktardan %5.7 daha fazladır. Taşınan yükün %54.9’u
karayolları, %15.7’si boru hatları, %17.8’i demiryolu, %11.6’sı deniz
yolu ile taşınmıştır 151.
Tablo 29. Deniz Ulaşımı
Yıllar
1995
1998
1999
2000
2001
2002
Gemilerin
Sayısı
69
69
69
68
68
69
Đthalat (bin
ton)
925
3967
4015
5118
7029
7853.4
Đhracat (bin
ton)
1751
1483
624
703
996.3
1057.3
Yolcu taşıması
(bin kişi)
64.5
20.6
13.9
11.8
10.9
14.0
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakü, 2003, s.46.
Bakü Uluslararası Deniz Limanında 2000 yılında ithalat ve ihracat
hacmi 1999 yılına göre %26.8 artış kaydederek, 4593.8 bin ton hacminde gerçekleşmiştir. Bu yüklerin %76.9’unu uluslararası transit yükler
olmuştur.
Özel bir önem arz eden deniz taşımacılığı konusunda maddi ve
teknik altyapının sağlamlaştırılması gerekmektedir. Azerbaycan'da önemli
olan bu taşımacılık türü için, ağır yükleri taşıma için kullanılan gemiler,
petrol ve sıvı kimyevi yüklerin taşınması için kullanılan tankerler,
frigorifik gemiler, demiryolu vagonlarında yükleri taşımak için kullanılan
feribotlar, sıvı yükleri, katı ve döküm yükleri taşımada kullanılan kombine
edilmiş gemi gibi ek yeni tip yük taşıma gemilerine ihtiyaç vardır.
3.3.5.2. Kara Yolu Ulaşımı
Azerbaycan'ın karayollarının toplam uzunluğu 25.000 km’dir.
Bunun çoğunluğu stabilize ve toprak yollardan oluşmaktadır. Karayolu
taşımacılığında otobüs kullanımı ağırlıktadır152. Toplam karayolu taşımacılığının yüzde 82.9’u otobüslerle gerçekleşmektedir. Karayolları ağı
oldukça bakımsız ve kötü durumdadır. 1998 yılı itibariyle 1000 kişiden
151
152
“Xezer Denizi Gemiçiliyinin Yükü Artıb”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11;
TÜSĐAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4 Şubat 2003, s.2.
Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway to the
Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003, s.59.
102
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
35’ine bir binek otomobili düşmektedir. 1990 ve 1998 yılları arasında
dış ticaret hacmindeki düşüş nedeniyle kamyon sayısında %19,7 düşüş
olmuştur.
Tablo 30. Ulaşım Araçları
Yıllar
Küçük Otomobiller
(bin adet)
Her 100 kişiye düşen
küçük otomobil
Yük taşıma araçları
Diğer
1995
278.3
1998
281.1
1999
311.6
2000
332.1
2001
343.0
2002
350.6
37
37
40
41
43
43
79.6
34.3
77.8
26.5
69.7
28.0
78.3
29.7
77.1
31.5
76.9
29.8
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.45.
Bakü’nün karayollarının onarımı amacıyla, Bakü idaresi tarafından 2003 yılı içerisinde 11 bölümden oluşan bir ihale açılmıştır.
TRACECA projesinin bir bölümü olarak Azerbaycan-Gürcistan
arasında kara yolu yapımına başlanmıştır. Kara yollarının yapım ve
onarımı amacıyla EBRD ve Dünya Bankası finansal destek vermektedir.
Azerbaycan'ın açık denizlere ulaşan 3 karayolu bağlantısı vardır.
Bunlar; Gürcistan üzerinden Karadeniz'e, Rusya üzerinden Karadeniz'e
ve Đran üzerinden Basra Körfezine ulaşan yollardır.
Tablo 31. Karayolu Ulaşımı
Yıllar
Genel Yollar (bin km)
Yolcu Taşıma Hacmi
(milyon kişi/km)
Yük Taşıma Hacmi
(milyon ton/km)
1995
24.3
4315
1998
24.9
5207
1999
24.9
7917
2000
24.9
9153
2001
25.0
9442
2002
25.0
9603
527
1392
2968
3513
4836
5534
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
3.3.5.3. Demir Yolu Ulaşımı
Demiryolu taşımacılığı ülke içi ve uluslararası taşımacılıkta
önemli yere sahiptir. Azerbaycan’da sosyo-ekonomik yaşamın omurgasını demiryolu taşımacılığı oluşturmaktadır. Yüklerin yaklaşık %70’i,
yolcuların yaklaşık %30’u demiryolu taşımacılığı ile gerçekleştirilmektedir. Demiryollarının toplam uzunluğu 2120 km’dir. Demiryolu ile daha
çok petrol, petrol ürünleri, metal, makine-techizat, gıda maddeleri ve
orman ürünleri taşınmaktadır. Bakü’de şehir içi ulaşımda metronun
önemli bir yeri vardır. 1967’de faaliyete başlayan metro hatlarının günümüzdeki uzunluğu 28.5 kilometredir 153. Metro genellikle yolcu taşımacılığında kullanılırken, diğer demiryolları daha çok yük taşımacılığında
kullanılmaktadır.
Demiryollarının büyük kısmının yeniden inşası gerekmektedir.
800 vagondan, 350’sinin tamirata ihtiyacı vardır. Ancak, Azerbaycan’da
bunun gerçekleştirebilecek mali kaynak olmadığından dolayı 20 milyon
$’lık yabancı yatırım gerek duyulmaktadır.
2003’de Azerbaycan Devlet Demir Yolunun (ADDY) geliştirilmesine, yeniden inşasına ve modernleştirilmesine 40 milyar Manat’tan
fazla sermaye yatırılması planlaştırılmıştır.
Tablo 32. Demir Yolu Ulaşımı
Yıllar
Demir Yolu (bin km)
Yolcu Taşıma Hacmi (milyon kişi/km)
Yük Taşıma Hacmi(milyon ton/km)
1995 1998 1999 2000 2001 2002
2.12 1.12 2.12 2.12 2.12 2.12
791
533
422
493
537
583
9073 13531 14163 15876 15390 17449
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.46.
3.3.5.4. Hava Yolu Ulaşımı
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.45.
2003’de Azerbaycan kara yolunun geliştirilmesi, yeniden inşası ve
modernleştirilmesi amacıyla devlet bütçesinden 75 milyar Manat (16
milyon $) pay ayrılmıştır.
1924 yılında Bakü-Tiflis hava yolu seferlerinin başlaması ile
Azerbaycan’da hava yolu taşımacılığı başlamıştır154.
Azerbaycan’da toplam 27 adet havaalanı bulunmaktadır. Ancak
bunlardan 5’i normal yolcu uçakları trafiğine uygun alanlardır. Bakü ve
Gence havaalanları uluslararası trafiğe açıktır. Diğerleri şehirlerarası
taşımacılıkta kullanılmaktadır. Ülkenin sahip olduğu uçak filosu oldukça
153
154
103
Investors’ Handbook, s.59; Eminov, ss.134-136.
Eminov, s.142.
104
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yaşlanmış bir durumdadır. Yedek parça ve aksamının üretilebileceği
tesisler yetersiz ve bakım imkanları kısıtlıdır.
1999’da Bakü’de yeni havalimanının inşası ve yeni uçakların
alınması ile birlikte daha fazla gidiş-dönüş seferini yapılabilmesi ve
yolculara daha iyi hizmet sunulabilmesi mümkün olmuştur.
Dış hat seferlerinin ardından Bakü’nün iç hat seferlerinin gerçekleştirildiği bölüm de gerekli yeniden inşa ve onarım yapılırken Nahçıvan
ve Gence’deki havaalanlarının tamirat ve yenilenmeye ihtiyacı bulunmaktadır. Azerbaycan’dan bir çok ülkeye düzenli olarak uçak seferleri
mevcuttur.
Havayolu ulaşımı, ülkenin bağımsızlığını elde etmesinin ardından
uluslararası siyasi ve ekonomik ilişkilerinin artması ile paralel olarak
gelişme kaydetmektedir.
2002 yılında havayolları ile, 2001 yılına göre %4.9 daha fazla
olmak üzere 735 bin yolcu taşınmıştır.
Tablo 33. Hava Yolu Ulaşımı
Yıllar
Yolcu Taşıma (bin kişi)
Yük Taşıma (bin ton)
1995
1131
22
1999
696.7
48.2
2000
701.1
36.7
2001
712.6
29.5
2002
735.0
31.1
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.46.
1999-2002 yılları arasında Azerbaycan hava yolu ulaşımı için 200
milyon $ sermaye yatırılmıştır.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 34. Baru Hatları Đle Yük Taşıması (milyon ton)
Yıllar
1990
1995
1997
1998
1999
2000
2001
Toplam
3353
1013
1214
2135
5194
5556
6872
Petrol Boru Hattı
1252
465
570
1531
3927
4831
5946
Doğlagaz Boru Hattı
2110
548
644
604
1267
725
926
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.603.
Ulaşım sektöründe yük taşınmasında boru hatlarının payı 1990’da
%9.5 iken, 1995’de 31.5’e yükselmiştir. Ancak daha sonraki yıllarda bu
oranda azalmalar görülmektedir. Şöyle ki, bu oran 1997’de %27.1,
1998’de %26.3, 1999’da 22.0, 2000’de 20.0, 2001’de 17.8 olmuştur.
Ulaşım sektöründeki rolü, petrol üretiminin artmaya başlaması ile
önem kazanan boru hatlarının, temel ihraç boru hattı olarak Bakü-TiflisCeyhan’ın devreye girmesinin yanı sıra doğalgaz ihracına ilişkin BaküTiflis Erzurum boru hattının işlerlik kazanması ile daha önemli paya
sahip olacaktır.
Boru hatlarına ilişkin bilgilere Hazar enerji kaynaklarının ekonomik önemi adlı bölümde detaylı olarak ayrıca yer verilecektir.
3.3.5.6. Haberleşme
3.3.5.5. Boru Hattı Ulaşımı
ABD’den sonra ilk defa boru hattının inşa edildiği Azerbaycan’da
ulaşım sektöründe boru hatları ile ulaşımın ayrı bir önemi vardır. Petrol
ve doğal gazın ulaşımında daha çok boru hatlarından faydalanılmaktadır.
Boru hatları ile taşınan yüklerin dağılımı ise aşağıdaki tabloda yer
almaktadır:
105
Kablosuz haberleşme Azerbaycan’daki telekom endüstrisinin en
aktif alt sektörüdür. Kablosuz haberleşme 1994 yılından itibaren, ilk
kablosuz ağ kurulduktan sonra etkili yabancı yatırım almaktadır.
Azerbaycan 1996 yılı Aralık ayında GSM hücresel telefon
sistemine katılmıştır.
Azerbaycan’da iki operator firma - Bakcell (GSM 900) ve
Azercell (GSM 900)- firması faaliyet göstermektedir. Azerbaycan hükümetinin tespit ettiği tarifelere uymak zorunlulukları olmadığı için
operatörler rekabet edebilme avantajına sahiptirler. Azerbaycan’da
mobil telefon kullanım oranı bölgeden-bölgeye değişmektedir. Baku
%50 gibi yüksek orana sahipken, bazı küçük şehirlerde bu oran % 1015’i geçmemektedir. Bir çok halde mobil telefon bağlantısı, eskimiş ve
106
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
etkisiz kablolu telefon bağlantılarına alternatif olmaktadır. Đletişim
bağlantılarına olan yatırımlardan sonra bazı uluslararası üreticiler,
sektöre uzun süreli yatırımlar yapmaya hazır olduklarını belirtmişler.
Ulaştırma Bakanlığı (Rabıta Nazirliyi) Azerbaycan’da üçüncü operatör
şirketinin açılması için görüşmelere başlamıştır.
2002 yılında 48000’i Bakü’de olmak üzere 66910 yeni telefon
abonesi hizmete sunulmuştur. Her 100 aileye düşen telefon hatlarının
sayısı 1991’den 1996 sonuna kadar 1.6 kat artırılarak 39.7 adet olurken,
2002 yılı sonunda bu rakam 57’ye çıkmıştır155.
Ülkenin nüfusunun yarısına yakın kısmının, yaşanan göçler
nedeniyle de Bakü’ye göç ettiği düşünüldüğünde ekonomik yoğunluğun,
telekom altyapısının da etkisiyle Đnternet’in daha çok Bakü’de geliştiği
ve mevcut abone kitlesinin % 90’lık bölümünün sadece Bakü’de olduğu
tespit edilmiştir.
Tablo 35. Haberleşme
Yıllar
Posta ile Haberleşme
(milyon)
Telefon Aboneleri (bin)
Mobil Telefonlar (bin)
100 kişiye düşen Telefon
1000 kişiye düşen mobil
telefon
1995
57.3
1998
71.8
1999
35.3
2000
25.7
2001
21.5
2002
15.0
656.5
2.4
9
0.3
685.0
100
9
13
744.4
162
9
21
807.2
431
10
53
870.1
644
11
79
919.4
807
11
97
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.47.
Azerbaycan’da yaşanan hızlı gelişme ve oluşan Đnternet piyasası
nedeni ile ülkedeki tüm telekom hizmetlerini doğrudan veren Rabıta
Bakanlığı’nın gerek teknoloji gerekse yetişmiş personel açısından oldukça yetersiz kaldığı görülmektedir.
Ayrıca üzerinde durulması gereken bir başka konu ise ülkede
yaşanan lisan sorunudur. Azerbaycan’da yazılı medya ve internet servislerinin çoğu Rusça olmakla birlikte devlet tarafından alınan kesin karar
ile 1 Ağustos 2001 tarihinden itibaren latin alfabesinin kullanılması
zorunlu kılınmıştır. Bu durum, internet ortamında dünya ile entegras-
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yonu hızlandıracak bilginin paylaşımını kolaylaştıracak en önemli adım
olarak değerlendirilmektedir156.
Azerbaycan’da büyük bir internet ve data piyasası oluşmaktadır.
Sözkonusu piyasa gerek ülke çapında gerekse uluslararası bağlantılar
anlamında önemli yatırımları kaldırabilecektir. Ancak bu yatırım ve
işletmelerin ülkenin ekonomik yapısı ile kanuni çerçevesi de göz önünde
bulundurularak, özellikle devletin yanında, Ulaştırma Bakanlığı ile birlikte onun teknolojik ve insani açıklarını tamamlayacak şekilde yapılmasının uygun olacaktır.
Azerbaycan’da telekom alt yapısı lokal devreler açısından yeterli
olmakla birlikte ekonomik şartlar nedeni ile talebin sınırlı düzeyde
kalması nedeni ile Đnternet erişimi için yeterli yatırımın henüz yapılmadığı görülmektedir. Ayrıca internet trafiğini taşımak için çok büyük
avantaj sağlamaya yönelik fiber transmisyon alt yapısı mevcuttur. Bu
altyapı şehirlerarası iletişim trafiğinin taşınması ve bu sayede internet’in
yaygınlaştırılması için kullanılabilecektir157.
Tüm uydulardan öncelikle Moskova’ya bağlanılmakta, diğer ülkelerle Đnternet trafik yönlendirmesi Moskova üzerinden sağlanmaktadır.
Bu durum ise hem mevcut durumda Rusya ve Rusça baskısının devamı,
hem de gelecekte elektronik ticaret gibi ekonomik faaliyetlerin Moskova
merkezli olarak yönetilmesini zorunlu kılmaktadır.
Moskova üzerinden yapılan Đnternet trafik yönlendirmesinin
Türkiye üzerinden daha geniş bantlı ve güvenli bir şekilde sağlanması
sonucunda Türkiye, Azerbaycan’da ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde
etkin bir rol alabilecektir.
Đnternet hizmetinden faydalananların sayısı 2003 yılı başı itibariyle 12.000 civarındadır. Đnternete üye olanların büyük bir kısmını
işletmeler ve eğitim kurumları oluşturmaktadır.
Đnternet hizmeti Ulaştırma Bakanlığı’ndan gerekli lisans alındıktan
sonra verilebilmektedir. Đnternet hizmeti sunan kurumlar bir tür
Ulaştırma Bakanlığı’nın ortağı gibi faaliyet göstermektedirler.
156
157
155
Azerbaycan Zaman Gazetesi, 25-26 Mart, 2003, s.2.
107
Dr. Osman Nuri Aras
“Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve Đnternet Altyapısı Đle Đlgili Olarak
Hazırlanan Teknik Rapor”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003.
“Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve Đnternet Altyapısı Đle Đlgili Olarak
Hazırlanan Teknik Rapor”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003.
108
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
3.3.5.7. Yeni Đpek Yolu Projesi
Đpek endüstrisi, eski çağlardan beri birçok milletin hayatında çok
önemli bir yer tutmuş; Uzak Doğudan gelen ipek ve baharat, Batı
dünyası için, uluslararası ilişkilerde önemli bir rol oynamıştır. Đpek,
ayrıca, Doğu kültürünün Batı tarafından tanınmasını da sağlamıştır.
Doğunun ipeği ile baharatının kervanlarla batıya taşınması, Çin'den
Avrupa'ya ulaşan ticaret yolların oluşturmuştur. Orta Çağda, ticaret
kervanları, şimdiki Çin'in Xian kentinden hareket ederek Özbekistan'ın
Kaşgar kentine gelirler; burada ikiye ayrılan yollardan ilkini izleyerek
Afganistan ovalarından Hazar Denizi’ne; diğeri ile de Karakurum
Dağlarını aşarak Đran üzerinden Anadolu'ya ulaşırlardı. Anadolu'dan
deniz yolu ile veya Trakya üzerinden karayolu ile Avrupa'ya giderlerdi.
Doğudan batıya doğru gelişen bu ticari harekette, daha önceki çağlardan
beri kullanılmakta olan bir yol şebekesinden yararlanılmıştır. Yoğun bir
şekilde ipek, porselen, kağıt, baharat ve değerli taşların taşınmasının
yanında kıtalar arasındaki kültür alışverişine de imkan sağlayan bu
binlerce kilometre uzunluğundaki kervan yolları, zaman içinde ''Đpek
Yolu'' olarak adlandırılmıştır.
Đpek Yolu, Orta Çağ sonlarında yeni kıtaların ve ticaret yollarının
bulunmasının ardından önemini kaybetmişti. Daha sonraları da Orta
Asya'nın Sovyetler Birliği hakimiyeti altında hem güneye (Đran,
Afganistan ve Pakistan), hem de Kafkaslar üzerinden batıya açılan
kapıları kapalı tutuldu. 1990'li yıllarla birlikte bu bölge halklarının talihi
beklenmedik bir şekilde değişti. 21.yüzyılın en önemli bölgelerinden biri
olacak olan Orta Asya'da Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını kazandılar. Böylelikle bölgenin bütün dünya için önemli yeraltı kaynaklarının
Sovyet monopolünden kurtulabilme şansı doğdu. Fakat Rusya'nın
Sovyetler Birliği döneminde bu bölgeyi dış dünyaya sadece kendisi
üzerinden bağlamasından dolayı üretilen ürünlerin, çıkarılan petrol ve
doğal gazın ve sahip olunan hammaddenin başka ticaret yolları ile dünya
pazarlarına taşınması gerekiyordu158.
Bölgenin dış dünya ile olan bağlantısı, coğrafi bir gözlem
yapıldığında, Rusya hariç üç yoldan yapılabilir. Bu yollar159;
158
159
Mehmet Binay, “Đpek Yolu Yeniden Canlanıyor”,
http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003.
Mehmet Binay, “Đpek Yolu Yeniden Canlanıyor”,
http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
- Birincisi Çin üzerinden Uzak Doğu ülkelerine ve Pasifik Okyanusu'na (ki bu yol olası projelerin mesafelerin uzaklığından dolayı şu
anda finans edilemez olmasından dolayı arka sıralarda yer almaktadır),
- Đkincisi Pakistan ve Đran üzerinden (transit geçiş yolu olarak da
Afganistan) Hint Okyanusuna,
- Üçüncüsü ise Hazar Denizi’nden Kafkaslar ve Türkiye üzerinden
Akdeniz'e ve Avrupa'ya doğru uzanıyor.
Đkibin yıl boyunca Doğu'nun zenginliklerini Batı'ya taşıyan kervanların geçtiği, Beş Türk Cumhuriyeti'nin yanı sıra, Tacikistan,
Gürcistan ve Ermenistan'ı da kapsayan, Karadeniz'den Çin'e tarihi Đpek
Yolu’nun 21. yüzyıla bir Đletişim, ulaşım ve enerji koridoru olarak
taşınmasını öngören TRACECA (Transport Corridor Europe-CaucasusAsia/Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaştırma Koridoru) Projesi, 7-8 Eylül
1998 tarihlerinde Bakü'deki Gülistan Sarayı'nda gerçekleştirilen Zirve
sonunda imzalanan yüzyılın en kapsamlı ulaşım ve taşımacılık anlaşması
ile, global ekonomik ilişkiler zincirine yeni bir halka olarak eklenmiştir.
Đki kıtayı ve üç deniz havzasını birbirine bağlayacak olan Đpek Yolu'nun
Restorasyonu projesinin temelleri 1993 yılında beş Orta Asya ve üç
Kafkas ülkesinin Ulaştırma ve Ticaret Bakanları'nın katılımıyla Brüksel'de gerçekleştirilen bir konferansta ortaya atılmış ve AB'nin bu
girişime verdiği ekonomik ve siyasi destek sayesinde somut bir çerçeve
kazanmıştır160.
Sözkonusu proje, öngördüğü ulaştırma koridorları ile denize çıkışı
olmayan Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetleri’nin uluslararası Pazarlarla bütünleşmelerini sağlayacak önemli bir aşamayı teşkil etmesinin ve
bu çerçevede bölgedeki ekonomik büyümeye kayda değer bir katkı
yapacak olmasının yanı sıra, sözkonusu devletlerin siyasi ve ekonomik
bağımsızlıklarını güçlendirecek ciddi bir katalizör olması bakımından da
büyük önem arzetmektedir161.
Đpek Yolu, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ticaret yolu olmasının
ötesinde, 2000 yıldan beri bölgede yaşayan kültürlerin, dinlerin, ırkların
160
161
109
Dr. Osman Nuri Aras
Gani Gönüllü, “Đpek Yolu Stratejisi”,
http://www.geocities.com/ganigonullu/kafkasyaortaasya.html, 7.4.2003; Rovşen
Đbrahimov, “Böyük Đpek Yolu Proqramı ve Gözlenilen Netiğceleri”, Đpek Yolu II. Respublika
Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.22-24; “Đpek Yolu ve Türkiye”,
http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ANADOLUNUNSESI/147/AND11.htm, 7.4.2003.
“Đpek Yolu ve Türkiye”,
http://www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/ANADOLUNUNSESI/147/AND11.htm, 7.4.2003.
110
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
da izlerini taşımakta ve olağanüstü bir tarihi ve kültürel zenginlik
sunmaktadır. Orta Asya Türk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra, Đpek Yolu’nun hem bir ticaret yolu, hem de tarihi ve
kültürel değer olarak yeniden canlandırılması gündeme gelmiş, bu yol
boyunca inşa edilmiş ve artık kullanılmayan yapıların, yeni işlevler
kazandırılarak korunmaları ve yaşatılmaları için çalışmalar başlatılmıştır.
Geçmişte kervanların Doğu'nun zenginliklerini Batı'ya taşıması
gibi, şimdi de Avrasya Koridoru, barışı ve huzuru Orta Asya'ya ve
Kafkaslara taşıyacak ve medeniyetler arası diyaloğun genişlemesini
sağlayacaktır.
Küreselleşme yönünde büyük dönüşümler yaşayan günümüz
dünyasının ekonomik, siyasi ve teknolojik şartları karşısında,
TRACECA projesinin bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasında
oynayacağı rol göz ardı edilemez.
Bu bağlamda, asırlar boyunca tarihi Đpek Yolu'nun güzergahı
üzerinde önemli bir yer tutan, ancak bundan daha önemlisi, Soğuk Savaş
sonrası gelişmeler ışığında, gerek ekonomik, gerek sosyal, gerek siyasi
bakımdan 21. yüzyılın en dinamik coğrafyasını teşkil etmeye namzet
Avrasya'nın kalbinde bir cazibe merkezi olarak duran Türkiye'nin de
böylesine önemli bir projenin dışında kalmasını düşünmek mümkün
değildir. Türkiye'nin bu özellikleriyle TRACECA idealine önemli bir
katkı yapacağı aşikardır.
Đpek Yolu’nun yeniden inşası, Azerbaycan’ın bağımsızlık
döneminde atılan en önemli olumlu adımlardan biridir.
Merkezi Asya'dan Avrupa'ya en elverişli yol Hazar Denizi'nden ve
Azerbaycan'dan geçen yoldur. Merkezi Asya, Hazar Denizi, Azerbaycan, Gürcistan ve Karadeniz'den geçerek Avrupa'ya uzanan yeni bir
ulaşım yolu açıldı. Đşlemekte olan bu yol, eski Đpek Yolu'nu yeniden
canlandırmak anlamına da gelmektedir. Bu yol ile Merkezi Asya'dan
Avrupa'nın en ucunda yer alan ülkelere ve Avrupa'dan Merkezi Asya'ya
en uygun ve güvenli şekilde taşıma yapılabilmektedir. Hem Orta
Asya'dan Avrupa'ya hem de Avrupa'dan Orta Asya'ya yükler gitmektedir. Bu yükleri Hazar Denizi üzerinde Azerbaycan'a ait olan küçük
gemiler taşımaktadır162.
162
Haydar Aliyev, Dünya Siyasetinde Azerbaycan Petrolü, (Der. Đlham Aliyev – Akif
Muradverdiyev, Çev. Abdullah Çiftçi - Ergun Kocabıyık), Sabah Kitapları No.77,
Đstanbul, 1988, ss.101-102, 170.
111
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1996 yılından başlayarak atılan adımlar ile bu güzergah, bölge
ulaşım güzergahları ile rekabet edebilen ve ülke ekonomisinin kalkınmasına, yerüstü ulaşım kompleksinin teşekkülüne önemli tesir eden temel
sebeplerden biri olmaktadır163. 1998 yılına oranla 2001’de Đpek Yolu ile
yük taşınması 1.5 kat, transit yük taşıması 1.9 kat, elde edilen gelir ise 1.6
kat artmıştır.
Ayrıca Chevron-Tengiz petrol şirketinin Kazakistan'ın Tengiz
petrol yatağında ürettiği petrolün dünya pazarlarına sunulması için
Hazar Denizi'nin de yer aldığı bir güzergah kullanılmaktadır. Kazakistan
petrolünün TRACECA Avrasya ulaşım güzergahı vasıtası ile Azerbaycan üzerinden Gürcistan’ın Karadeniz limanına nakli 1996 yılından
itibaren devam etmektedir. Ham petrol Aktau’dan tankerlerle Bakü’ye,
buradan da demir yolu ile Batum’a nakledilmektedir164.
Yeni Đpek Yolu bünyesinde yer alan Türkiye-GürcistanAzerbaycan hattını sağlıklı biçimde birbirine bağlayacak "demir yolu
projesi", bölgesel ticaret ve yatırım imkanlarını ikiye katlayacak; ülkeler
arasındaki sosyal ve kültürel yakınlaşmayı daha da arttıracaktır. Đpek
Yolu, en az petrol boru hattı kadar stratejik öneme de sahip olacaktır.
3.3.6. Đnşaat
1990-2002 yıllarında Azerbaycan’ın ekonomik ve sosyal kalkınması ile inşaat sektöründeki gelişmeler arasında sıkı bir ilişki vardır. Bu
yıllarda ülkede üretime dönük olan ve olmayan yeni büyük bina ve
kompleksler inşa edilmiştir. Yatırımların her geçen yıl daha büyük bir
kısmı üretim amaçlı alanlara plase edilmiştir. Örneğin, üretim amaçlı
yatırımların oranı 1990’da %63.5 iken, 1995’de %77.6, 2000’de %81.8
ve 2001’de %88 olmuştur. Yatırımların inşaat sektörüne plase edilen
kısmı ise 1990-2002 yılları arasında dalgalanma gösterirken, 1990 yılı
hariç, toplam yatırımlardan inşaat sektörünün aldığı pay %1’in altında
kalmıştır.
Ayrıca faaliyette olan bazı binalar ise genişlendirilmiş ve restore
edilmiştir.
Tablo-36’da görüldüğü gibi inşaat sektörünün GSMH’ya katkısı
1991’de %8.1 iken, 1999’da %10.9 olmuştur. Sözkonusu etki, 2000163
164
H. Memmedov – R. Ahundov, “Qedim Đpek Yolunun Neqliyyat Marşutları”, Đpek Yolu II.
Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.11-14.
http://www.525ci.com/2003/04/02/read.php?m=4&id=33. 12.06.2003.
112
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2001 yıllarında düşük kalmasının ardından 2002 yılında yeniden
yükselerek %10.8 olmuştur.
Tablo 36. GSMH’da Đnşaat Sektörünün Payı
Yıllar
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
%
7.7
7.4
4.0
10.4
12.6
13.5
10.9
6.5
5.8
10.8
Kaynak: Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.27-28.
IMF tarafından yapılan değerlendirmelere göre sektörün ekonomiye katkısı resmi istatistiklerde göründüğünden fazladır. Đnşaat faaliyetlerinin çok önemli bir kısmı kayıt dışı kalmaktadır. Petrol sektörüne
yabancı yatırımların başladığı 1995 yılından itibaren inşaat faaliyetleri
önemli oranda artış kaydetmiştir.
2002 yılında inşaat sektörüne yönelen yatırımların hacmi bir
önceki yıla göre %82.2 artış kaydederek 10.3 trilyon Manat olmuştur.
Bu miktarın 7.8 trilyon Manatı (1.6 milyar $) yani toplam yatırım
miktarının %75.5’i yabancı yatırımların payına düşmektedir165.
Azersanayetikinti, Azersutikinti, Azerenerjitikinti gibi uzmanlaşmış firmalar ve SOCAR, Hazar Denizcilik Şirketi, Azerbaycan Demiryolları Departmanı gibi kuruluşların inşaat firmaları en büyük inşaat
teşebbüsleridir.
Türk firmalarının sektöre büyük ölçüde hakim oldukları görülmektedir. Azerbaycan’da faaliyet göstermekte olan Türk firmaları
içinde, yaklaşık %20.1 ile inşaat firmaları en önemli paya sahiptir.
Azerbaycan gündemini meşgul eden petrol boru hatları, konut restorasyonu ve konut inşası, savaştan zarar gören ve Azerbaycan’ın 1/5’ine
karşılık gelen yörelerin yeniden inşası, altyapı restorasyonu, sanayi
165
“2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti
Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 1.4.2003
113
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
tesislerinin restorasyonu ve inşası, eğlence ve konaklama tesislerinin
inşası gibi projeler Türk firmalarının pazara girmelerine imkan
vermiştir.
Konut ve iş merkezi inşaatı yapan Türk firmaları, Azerbaycan
pazarında oldukça aktif faaliyet göstermektedir.
Bununla birlikte inşaat sektöründe Türk girişimcilerinin ABD ve
Batı Avrupa’nın güçlü firmaları ile rekabet etmeleri gerekmektedir166.
Her geçen gün eski binaları yıkılarak yerlerine yeni binaların inşa
edilmesi ile Bakü’nün görünümü modernleşmektedir.
Boru hatlarının inşası, modern sanayi tesislerinin kurulması,
yeniden yapılanma ve restorasyon projeleri ve özellikle, turizm-eğlence
sektörü için oteller, restoranlar ve çeşitli tesisler inşası, Azerbaycan
inşaat sektöründe önemli yatırım fırsatlarıdır.
Yani inşaat projelerinin kaliteli inşaat malzemelerine olan talebi
arttırması beklenmektedir. Đç üretim ise gerek kalite gerekse miktar
yönünden ihtiyacı karşılayacak durumda değildir. Đnşaat sanayiine ait
malzemelerin ve hammaddelerin bol ve ucuz olması ve arz açığının
bulunması nedenleriyle inşaat sektörü bu bakımdan da dış yatırımlar için
özendirici bir sektördür.
166
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm. 08.06.2003.
114
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
HAZAR ENERJĐ KAYNAKLARININ EKONOMĐK ÖNEMĐ
Petrol Azerbaycan’ın en kıymetli doğal servetidir. Ticari üretimine başlandığı 140 yılı aşkın süredir anahtar bir rol oynayan petrol,
günümüzde de ülkenin temel döviz kaynağı ve ihraç kapasitesinin
dayandığı önemli kaynak durumundadır.
Ülkenin gelişmesinin orta ve uzun dönemli perspektifleri direkt
olarak petrol sektörünün güçlenmesine bağlıdır. Petrol satışından elde
edilen gelirler bazı sosyal ve iktisadi problemlerin çözümünde anahtar
rol almaktadır. Enerji kaynaklarının keşif ve geliştirilmesi açısından
yaptığı anlaşmalarla, tarihi bir fırsatı hem siyasi bağımsızlık hem de
ekonomik bağımsızlık açısından yakalama imkanına sahip olmuştur.
Đmzalanan petrol anlaşmaları ülkeye yabancı sermaye girişini hızlandırdı. Buna paralel olarak yabancı yardımlar ve uluslararası mali
kuruluşların açtığı krediler de arttı.
4.1. Petrol ve Doğal Gaz Potansiyeli
Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki; Hazar bölgesinin hidrokarbon rezervleri ile ilgili olarak farklı değerlendirmeler söz konusudur.
Bölgenin hidrokarbon rezervleri yaklaşık 40 milyar varil olarak
değerlendirilmektedir ki, bu da dünyadaki bütün hidrokarbon yataklarının %5’ine tekabül etmektedir. Öte yandan “Foreign Affairs” dergisinde
yapılan değerlendirmeye göre bölgedeki hidrokarbon rezervlerinin 100
milyar varilden az olmadığı, ABD enerji bakanlığı tarafından yapılan
değerlendirmeye göre 200 milyar varil petrol olduğu (yaklaşık 30 milyar
ton), Fransız “Express” dergisinde yapılan değerlendirmeye göre 70-250
milyar varil arasında petrol olduğu, Rus uzmanlara göre ise 45-55 milyar
varil (7-8 milyar ton) petrol ve 5.3 milyar m3 doğalgaz olduğu şeklinde
değerlendirme yapılmaktadır 167.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Öte yandan Bağımsız Devletler Toğluluğu (BDT) Đcra Komitesi’nin Moskova şubesince yapılan açıklamaya göre, Topluluk 55 yıllık
petrol, 77 yıllık doğal gaz ve 90 yıllık kömür rezervine sahiptir.
2010-2015 yıllarında Hazar bölgesinde üretilen petrol dünya
petrol üretiminin yaklaşık %6-7 sine tekabül edecektir. Rusya’nın tüm
üretimi de hesaplamaya dahil edildiğinde bu oran %15 olacaktır168.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) tarafından yapılan
açıklamaya göre ise Hazar’ın Azerbaycan sektöründe yer alan yataklarda
80 milyar ton petrol olduğu tahmin edilmektedir. Azerbaycan’ın onaylanmış 30 milyar ton, toplam ise 80-100 milyar ton petrol rezervine
sahip olduğu ifade edilmektedir. Yukarıdaki verilere göre Azerbaycan
petrol rezervleri, dünya petrol rezervlerinin yaklaşık %0.7’sini oluşturmaktadır.
Azerbaycan’ın faaliyette olan yataklarında 200 milyar m3 doğal
gaz rezervi vardır. Dünyanın önemli kondensat yatağı olan “Şahdeniz”
yatağının keşfi ile birlikte, yatağın doğal gaz rezervinin bir trilyon m3
olduğu tespit edilmiştir. Yapılan hesaplamalara göre risk amili de dikkate alınarak Azerbaycan’da toplam jeoloji gaz rezervlerinin 10.7 trilyon
m3 olduğu tahmin edilmektedir 169. Bu rezervleri ile Azerbaycan, gelecek
10-15 yıl içerisinde petrolün yanı sıra dünyanın doğal gaz ihraç eden
ülkeleri arasında da yer alacaktır.
Azerbaycan Enerji Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre
ise, Azerbaycan’ın yapılan anlaşmaları kapsayan bölgelerinde 4-6 milyar
ton petrol rezervi ve 4-5 trilyon metreküp doğal gaz rezervi bulunmaktadır. Sadece Azeri-Çırak-Güneşli yataklarının petrol rezervleri 730
milyon ton ve Şahdeniz yatağının doğal gaz rezervi 1 trilyon
metreküptür. 1997 yılından itibaren Azeri-Çırak-Güneşli yataklarından
27 milyon tondan fazla petrol elde edilmiştir170.
168
167
Đ. T.Akbarov, “The Role and Economic Importance of Caspian Sea Region”, Materials of
The Đnternational Conference on a Theme Caucasus and Central Asia During Globalization,
Baku, 2003, ss.66-67; Gubad Đbadoğlu, “Azerbaycan’ın Kalkınma Stratejisinde Petrolün
Rolü:Ortodoks Bakış Açısıyla”, 2023 Dergisi, S.18, 15 Ekim-2002, s.73.
115
Dr. Osman Nuri Aras
169
170
S. Eyyuboğlu, “Xezer Bölgesi Neft Qıymetlerine On Đlden Sonra Tesir Edebilecektir”,
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/08.
Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin
Başlıca Đstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37.
http://www.525ci.com/2003/06/07/read.php?m=4&id=33, 08.06.2003.
116
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
4.2. Petrol ve Doğal Gaz Anlaşmaları
Orta Asya ve Kafkaslarda ham petrol yataklarının mevcudiyetinin
fark edilmesi 13.yüzyıla kadar gider.
19.yüzyılın sonlarına doğru, bölgesel güçler, dünya güçleri ve
petrol şirketleri arasında büyük bir rekabet başladı. Petrol piyasası üzerindeki kontrolünü kaybetmekten korkan Rusya, 1895 yılında Amerikan
Standart Oil, the Rothschilds ve Nobels şirketleri arasındaki bir anlaşmayı sabote etti. Bölgedeki rekabet; etnik çatışmalar, idari kokuşma ve
azgelişmiş hukuki ve ticari uygulamalarda artan ölçüde ateşlenmekteydi171.
19.yüzyıldaki teknolojik gelişmeler petrol rezervlerinin yoğun
olarak işletilmesini mümkün kıldı ve bölgenin kontrolü için verilen
mücadeleler daha da yoğunlaştı. Rekabet esas olarak Kafkasya ve Hazar
Denizi alanında odaklandı172. Bölgeden çıkan ham petrol 20.yüzyılın iki
dünya savaşı esnasında ana stratejik bir rol oynadı. Kafkasya petrol
alanlarının muhafazası müttefiklerin en önemli önceliği oldu.
Đkinci Dünya Savaşı sırasında, Kafkasya petrolleri Hitler'in yayılmacı politikalarının en önemli hedefi idi. 1939 Alman-Rus Paktı'ndan
sonra, Kafkasya'dan çıkarılan Sovyet petrolü Alman petrol ithalatının
üçte birini teşkil etmekteydi. 1942 yılında, Almanya bölgenin doğal
kaynakları üzerinde kontrolü ele geçirmek için sürekli askeri saldırılar
düzenledi.
Sovyetler Birliği zamanında Azerbaycan'ın, faydasından yoksun
kalacak şekilde, birliğin petrol ihtiyaçlarının önemli bir bölümünü
karşıladığı görülmektedir. Petrol üretimini ve ihracatını arttırmak üzere
petrol sanayisine yapılan yatırımlarda dengesiz artışa karşın, diğer
sanayi dallarına yapılan yatırımlar gittikçe azalmıştı173.
SSCB’nin dağılmasının ardından da neredeyse bütün dünyanın
dikkati bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri’ne yöneldi. Vazgeçilmez enerji kaynaklarından olan petrol ve doğal gaz bu özelliğini
sürdürdüğü sürece zengin petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olan bu
cumhuriyetlerin önemi devam edecektir. Zengin petrol ve doğal gaz
yataklarına sahip olan Türk Cumhuriyetleri ne yazık ki tek başlarına
171
172
173
Bocutoğlu, ss.47-48.
Ersan Bocutoğlu, Orta Asya ve Kafkasya’daki Durum ve Avrupa Güvenliği, Karadeniz
Teknik Üniversitesi Matbaası, Trabzon, 1998, s.47.
Resul Guliyev, "Neft ve Siyaset", Qanun Jurnalı, No.10, 15-31 May 1997.
117
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
mevcut petrol ve doğal gaz rezervlerini işleyecek yeterli mali ve teknik
potansiyele sahip değildiler.
Azerbaycan'ın Hazar Denizi'ndeki petrol üretim ve geliştirme
çalışmaları Güneşli, Çırak, Azeri ve Kepez olmak üzere dört sahada
yoğunlaşmıştı. Ancak basit bir teknoloji kullanılması nedeniyle hem
üretimde hem de üretilebilir kaynaklarda azalma problemi ile karşı
karşıya kalınmıştı. 1980 yılında petrol üretimi 14,7 milyon ton iken,
petrol üretimi giderek azalarak 1990 yılında 12,5 milyon ton, 1995
yılında 9,2 milyon ton ve 1996 yılında ise 9,1 milyon tona düştü. Petrol
üretimindeki meydana gelen bu azalma eski teknoloji kullanılması ve
petrol alanlarının bakımının iyi yapılmaması nedeniyle verimliliğin
düşmesinden kaynaklanmıştır. Azerbaycan'ın sahip olduğu zengin petrol
rezervlerinin işletilmesi için Eylül 1992'de Azerineft ve Azneftkimya
adlı iki devlet şirketi birleştirilerek, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi
(State Oil Company of The Azerbaijan Republic - SOCAR) kurulmuştur. Petrol üretiminin artırılması ve mevcut rezervlerin iyileştirilmesi
ancak modern teknolojiler kullanılması ve yeni projeler geliştirilmesi
halinde sağlanabilecekti. Azerbaycan'ın ekonomik potansiyeli ve sahip
olduğu teknoloji mevcut rezervlerinin işletilmesi ve geliştirilmesi için
yeterli değildi. Söz konusu yetersizlik Azerbaycan'ı büyük petrol
şirketleriyle işbirliğine yöneltti174.
Azerbaycan’ın petrol anlaşmaları daha çok deniz yatakları üzerinde yoğunlaşmaktadır. Deniz yatakları dışında karadaki yataklara ilişkin
anlaşmalar da yapılmıştır. Azerbaycan büyük petrol şirketleri ile yaptığı
anlaşmalarla petrol rezervlerini ülke ekonomisine kazandırmayı hedeflemiştir. Bu hedef doğrultusunda, karadaki yataklara ilişkin olanlar da
dahil olmak üzere, 1994 yılından itibaren Azerbaycan’da dünyanın 19
ülkesinden 36 şirketin katılımı ile 23 uluslararası petrol anlaşmaları
imzalanmıştır. Bunlar Üretimin Paylaşım Anlaşmaları (PSA) tipli anlaşmalardır. Bu anlaşmalar 25-30 yıllık süreyi kapsamaktadır175. Kararlaştırılan yatırımların toplam hacmi 60 milyar $'ın üzerindedir.
Yapılan anlaşmaların en önemlisi olan 14 Eylül 1994'de imzalanan ve Sovyet zamanında devamlı gerileme kaydeden sektöre yeni
174
175
Çelik Kenan - Kalaycı Cemalettin, "Azeri Petrolünün Dünü ve Bugünü", Journal of
Qafqaz University, V.II, No.II, 1999, s.63.
“Investment Possibilities of Azerbaijan”, s.20.
118
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
nefes aldıran "asrın anlaşması" Azerbaycan açısından büyük bir ekonomik öneme sahiptir176.
Asrın anlaşmasının ilk aşamasının gerçekleşmesinin ardından
Azeri-Çırak-Güneşli projesinin petrol stoklarını değerlendirme meselesi
başarıyla çözülürken, Hazar'da yeni petrol çıkarım teknolojileri denendi
ve Hazar petrolünün dünya piyasalarına transfer sistemi oluşturuldu.
Petrol projelerinin gerçekleştirilmesinde ise 72'si yerli şirket
olmak üzere toplam 400 şirket yer almaktadır. Şirketlerin faaliyetleri
inşaattan ekolojik hizmetlere kadar uzanmaktadır. Yerel ve yabancı
şirketler arasındaki işbirliği, modern teknolojilerin, donanımın, materyallerin ve yönetim tekniklerinin uygulanmasına imkan yaratmakta ve
böylece, merkezi karar ekonomisinden piyasa ekonomisine geçişte
büyük rol oynamaktadır177.
Azerbaycan’da petrol sektöründe yaklaşık 75 bin kişi istihdam
edilmektedir. Petrol sektöründe çalışanlar diğer sektörlere oranla çok
yüksek maaş almaktadırlar178.
2000 yılından itibaren petrol çıkarımından kendi payını almaya
başlayan Azerbaycan, en önemli ekonomik gelirini daha sonraki yıllarda
elde edecektir. Genel olarak yabancı petrol şirketleri ile işbirliğinin
yapılmasının Azerbaycan’a ekonomik açıdan katkısı şöyle sıralanabilir:
- Azerbaycan modern teknoloji elde edecek, petrol sanayisinin
aktiflerini yenilemeğe fırsat bulacak ve petrol-gaz sanayisinin gelişmesine yardım edebilecek müessese ve teşkilatları kurabilecektir,
- Petrolün, Azerbaycan bütçesinde önemli bir yere sahip olması
nedeniyle, yapılan anlaşmalar sonucu artan petrol üretimi bütçe gelirlerinin de önemli ölçüde artması sonucunu doğurmaktadır.
- Yapılan anlaşmalar vasıtasıyla Azerbaycan evrensel işgücü ve
hammadde piyasalarına girebilme ve izlenecek gerekli politikalarla
ülkenin gelişimi için gelir kaynağı olarak hammadde alanındaki üstünlüğünden başarıyla yararlanabilme imkanını elde etmiştir.
- Modern araştırma, petrol çıkarma, işleme ve ulaşım teknolojilerinin ülkeye girmesinden de fayda elde edilmektedir.
176
177
178
Azerbaijan International Magazine, Summer-1995, ss.40-44.
Fikret Aliyev, “Kontrakt Veka: 5 Let Spustya”, Consulting & Business, S.9, 1999, s.4041; Haydar Aliyev, ss.162-163.
Natık Aliyev, “Petrol Azerbaycan’ın Milli Serveti (Eyvaz Gasanov’un Röportajı)”,
Diyalog Avrasya Dergisi, Şubat-2001, s.82.
119
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
- Artan petrol ve doğal gaz üretiminin istihdamı teşvik etmesi
sonucu, yeni altyapı yatırımları da gerçekleştirilmiş olacaktır. Yapılan
petrol ve doğal gaz anlaşmaları yerel işgücünün istihdamının gittikçe
artmasını sağlayacak şekilde imzalanmıştır. Bu durum, yerel nüfus için
yeni iş yerlerinin açılmasıyla istihdam düzeyini daha da yükseltecektir.
- Azerbaycan başta "asrın anlaşması" olmak üzere yaptığı anlaşmalarla, tüm dünyaya birlikte eşit düzeyde çalışabileceğini ve işbirliği
yapabileceğini de ispat etmiştir.
Yukarıda sıralanana ve ekonomik açıdan genel katkılarının yanı
sıra petrol anlaşmalarının Azerbaycan’ın milli menfaatlerine uygun
olmayan şartlar taşıdığına dair bazı endişeler de zaman zaman dile
getirilmektedir. Sadece hammaddenin hasılatı değil, yerli üretimcilerin
mal ve hizmetlerine büyük hacimli siparişlerin temin edilmesi ve çok
sayıda iş yerinin açılmasını da kapsamasına karşın, faaliyette olan petrol
anlaşmaları için zaruri teçhizat ve hizmetler genel itibari ile dışarıdan
getirilmekte, siparişlerde yerli üreticilerin ürün ve hizmetlerinin pay
oranı çok düşük kalmaktadır.
Aşağıda yapılan anlaşmalara genel hatlarıyla yer verilecektir.
4.2.1. Asrın Anlaşması: “Azeri” - “Çırak” - “Güneşli”
Yatakları Anlaşması
Azeri-Çırak-Güneşli yataklarını kapsayan anlaşma Azerbaycan'ın
bağımsızlığından ve konumunu kapsamlı şekilde değiştirme yolunda
yaptığı çabalardan kaynaklanan en önemli tarihi olaydır. Çok zor bir
şekilde yapılan görüşmeler, Azerbaycan hükümeti ve batı şirketleri
arasında, Eski Sovyet Birliği zamanında başladı.
Sovyet ekonomisini hafifleten liberalizasyon süreci daha çok Batı
şirketlerini Azeri, Çırak ve Güneşli off-shore alanlarındaki zengin mineral kaynaklarının keşfi ve Azerbaycan'ın iyi gelişmiş petrol endüstrisi ile
cezbetti.
Kaynakların geliştirilip araştırılması için gerekli fonların yokluğu
yüzünden Azerbaycan hükümeti projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla
Batı yatırımlarını ülkeye çekmeyi kararlaştırdı. 1991 yılının Ocak ayında
hükümet projeleri ihaleye açtı. BP, Statoil, Amoco, Unocal ve diğer
şirketler bu ihaleye katıldılar.
1991’de, içinde Amoco, BP, McDermott, Pennzoil, Ramco,
Unocal, TPAO ve Statoil gibi şirketlerin bulunduğu bir grup yabancı
120
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
şirket Azerbaycan ile, Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki sektöründe yer
alan Çırak ve Güneşli alanlarının iyileştirilmesi konusunda 3 yıl
boyunca devam edecek görüşmeleri başlattılar.
1992 yılında Hazar'ın petrol yataklarında faaliyet göstermek isteyen
şirketler konsorsiyumda birleşerek görüşmeler yaptılar. Azerbaycan Devlet
Petrol Şirketi (SOCAR)’ın projenin %30’unu alması kaydıyla, Elçibey
yönetimi ile Azerbaycan Uluslararası Petrol Konsorsiyumu (Azerbaijan
International Oil Consortium-AIOC) arasında petrol alanlarının
geliştirilmesi amacıyla bir anlaşma yapıldı179.
Anlaşmalar gereğince Haziran-1993'de Londra'da görüşmelerin
devam etmesi gerekiyordu. Ancak Azerbaycan'da yaşanan yönetim
değişikliği nedeniyle görüşmeler sonuçsuz kaldı. Elçibey görüşmeleri
gerçekleştiremeden, Suret Hüseyinov tarafından 18 Haziran 1993'de
askeri darbeyle devrildi. Aynı yıl içerisinde Azerbaycan'ın yeni Cumhurbaşkanı olan Haydar Aliyev söz konusu petrol anlaşmasını iptal etti. Bu
arada, Başkan Elçibey’in ani devrilişi şirketleri tekrar Cumhurbaşkanı
Aliyev’le görüşme masasına getirdi. 4 Şubat 1994'de görüşmeler
yeniden başladı. Nisan-1994'te SOCAR, Rus şirketi Lukoil'in Azerbaycan'ın kendi hissesinden %10 payı alacağını konsorsiyum ortaklarına
resmen açıkladı. Konsorsiyumda yer alan firmalar, Rusya'nın gelecekte
uygulayabileceği baskıları dikkate aldılar, çünkü Volga nehri üzerindeki
kontrolü nedeniyle Ruslar Hazar Denizi'nin iç sularından gelecek ağır
yük gemilerine geçişi tıkayabilirdi. Bakü, Đstanbul ve Hyuston
şehirlerinde devam ettirilen bu görüşmeler sonucunda Konsorsiyuma
Rusya'da dahil edilerek anlaşma yeniden düzenlendi ve SOCAR'ın
%10'luk hissesi Rusya'ya devredildi. Yaklaşık üç yıl süren görüşmeler
sonucunda, 20 Eylül 1994 yılında Bakü'nün Gülistan sarayında SOCAR
ile Konsorsiyum arasında asrın anlaşması olarak adlandırılan "Hazar
Denizi'nin Azerbaycan Sektöründe yer alan Azeri, Çırak ve Güneşli
yataklarında Petrolün Ortak Đşlenmesi ve Pay Bölüşümü Hakkında
Anlaşma" imzalanarak ilgili bölgelerde petrol arama ve çıkarma yetkisi
AIOC'a verildi. Güneşli yatağı 82 km, Çırak yatağı 94 km ve Azeri
yatağı 113 km kıyıdan uzakta bulunmaktadır180.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Sonuçta bir çok baskı ve tepkilere rağmen anlaşma imzalanarak
Azerbaycan açısından hayati bir adım atılmış oldu.
Anlaşma hükümlerine göre Azerbaycan bu üç petrol yatağı
üzerinde mülkiyet hakkını korumaktadır.
Đlgili anlaşma 2 Aralık 1994'de Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandıktan sonra 12 Aralık 1994'de yürürlüğe girdi181.
Mega Proje olarak da adlandırılan ve toplam yatırım bedeli 13
milyar $’a ulaşan bu proje kapsamında toplam üretilebilir petrol rezervlerinin 4.3 milyar varil, doğal gaz rezervlerinin ise 90 milyar metre küp
olduğu tahmin edilmektedir. Beklenen kâr ise 120 milyar $’dır. 423.4
m2 alanı kapsamaktadır. Anlaşma, 30 yıllık bir süreyi kapsamaktadır.
Aralık-1994'te Konsorsiyum, Azerbaycan Uluslararası Đşletme
Şirketini (AIOC) kurdu. Görevi projeyi günlük bazda izlemek olan
AIOC’un programında, Azerbaycan petrol sanayisinin altyapısının batı
standartlarına göre ve bu ölçütler dikkate alınarak kurulması esas yer
tutuyor182. Anlaşmadan doğacak kârın %70'i Azerbaycan'a gidecekti.
1999 yılı sonuna kadar üretim günde 200.000 varil olabilecek, fakat
2004'e kadar tam kapasiteyle ulaşılamayacaktı. Anlaşmanın müzakeresi
esnasında karşılaşılan problemler veri olmak üzere, şirketler anlaşmayı
feshedebilecekleri hususunu kapsıyordu. Bu şartlar şunlardı: Dağlık
Karabağ'daki savaşın yayılması, Rusya ile Azerbaycan arasındaki hem
ekonomik, hem de siyasi ilişkilerin ileri derecede bozulması,
Azerbaycan içindeki istikrarsızlıklar, Azerbaycan Hükümeti'nin istikrarlı
bir ihracat hattı bulamaması ve Hazar Denizi'nin statüsünü belirleyen
rejim üzerinde doğacak herhangi bir anlaşmazlık183.
Katılım payının her %1'i için yabancı şirketlerce Azerbaycan
hükümetine ödenecek prim tutarı 300 milyon $'dır. Primin % 50'si
anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içerisinde, %25'i
ortalama günlük üretim 40.000 varile ulaşıldıktan sonra, %25'i ise ihraç
boru hattı çalışmaya başladıktan sonra ödenecektir. Petrolün kârı ise
Azerbaycan'a %80 diğer taraflara ise %20'lik bölümü düşecek şekilde
181
182
179
180
S. Bölükbaşı, “Ankara's Bakü-Netred Transcaucassa Policy”, The Middle East Journal,
Winter-1999, s.87.
Nasser Sagheb- Masoud Cavadi, “Azerbijan's 'Contract of the Century' Finnally Signed
With Western Oil Consortium”, Azerbaijan International Magazine, Winter-1994, s.27.
121
Dr. Osman Nuri Aras
183
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.77.
N. Aliyev, E. Şahbazov, Heydar Eliyev ve Azerbaycan Neft Sanayisinin Đnkişafı,
Azerbaycan Đnternational Matbaası, Bakı, 1998, ss.9-10.
N.E. Ferruhov, “Asrın Petrol Anlaşması - XX Asrın En Önemli Olayı”, Azerbaycan 21.
Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan Đlmler Akademiyası Neşriyyatı,
Bakı, 1998, s.196; Bocutoğlu, ss.58-59.
122
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
paylaştırılacaktır. 253 milyon ton petrol ve petrolle birlikte çıkarılan 55
milyar m3 doğal gaz Azerbaycan'ın olacaktır. Azerbaycan'ın elde
edeceği gelir tahminen 34 milyar doları bulacaktır184.
Konsorsiyumda yer almayan Japonya'da daha sonra konsorsiyuma
dahil olmuştur. Japonya'nın "Itochu" şirketi önce anlaşmaya katılmazken
daha sonra tüm paylarını satan "McDermott International"dan %2.45
pay elde ederek "Azeri-Çırak-Güneşli" konsorsiyumuna katılmıştır.
Japon şirketi daha sonra Amoco'nun sattığı %5'lik paydan %1.5'ini
alarak toplam payını %3.9'a çıkarmıştır185.
Amoco'nun sattığı paylardan %3'ü Exxon, % 0.5'i ise Unucal
tarafından satın alındı. Daha önce SOCAR'ın payı %30 olarak kararlaştırılırken anlaşma imzalanmadan önce %10'unu Rus Lukoil, anlaşma
imzalandıktan sonra Nisan-1995'de % 5'ini Exxon şirketine, %5'ini aynı
tarihte TPAO'ya devretti. Đran'a %5'lik pay verilmek istense de, Batı'nın
tepkisi nedeniyle devir gerçekleşmedi. Bu gelişmeler sonucunda Azerbaycan 8 milyon ton petrol ve petrolden elde edilebilecek 0.8 milyar $'dan
vazgeçmiş oldu186.
Konsorsiyum üyeleri arasında imzalanan "Đşlemlerin Birlikte
Yürütülmesi Konusunda Razılaşma Üzere Anlaşma"yla uyumlu olarak
daha sonra Azerbaijan International Operating Company kuruldu.
Dünyanın 11 şirketinin katılımı ile tesis edilen bu kurum anlaşma
alanında yer alan yatakların işletilmesine hizmet etmektedir.
Asrın anlaşmasında mevcut paylaşımın son şekli aşağıdaki gibidir:
Azerbaycan SOCAR
%10,
Amerikan Amoco Caspian Sea Limited
%17.01,
Đngiliz BP Exploration (Caspian Sea) Limited
%17.1267,
Suudi Arabistan Delta Nimir Khazar Ltd
%1.68,
Norveç Den Norske Stats Olieselscp a.s.
%8.5633,
Rusya S/C Lukoil
%10,
Amerikan Pennzoil Caspian Corporation
%4.8175,
Đngiliz Ramco Khazar Energy Ltd.
%2.0825,
184
185
186
Elman Nesirov, “Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı”, Azerbaycan Neftinin
Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.), Bakı, 1997, s.141.
“Yaponskie Kompanii v Azerbaydjane - Tam Gde Net Riska, Net i Bolşoy Pribıli”,
Capital Magazine, Aprel-May 1997, ss.48-49.
Elşan Memmedov, “Asrın Müqavilesi Azerbaycan Neft Saneyisinin Đnkişafında Mühüm
Merheledir”, Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.),
Bakı, 1997, ss.48-50.
123
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Türk Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı
%6.75,
Amerikan Unocal Khazar Ltd.
%10.0489,
Amerikan Exxon
%8.006,
Japon Itochu
%3.9205.
“Production Sharing Agreement (hazır ürünün bölünmesi)” tipli
bir anlaşma olan "Asrın Anlaşması"nda hisselerin dağılımına bakıldığında en büyük payın ABD'ye ait olduğu görülmektedir. Amerikan
şirketlerinin toplam payı yaklaşık olarak %40'dır. Đngiliz şirketlerin
toplam payı ise yaklaşık olarak %19'dur. Amerika ve Đngiliz şirketlerinden sonra konsorsiyumdaki en büyük pay %10'la Rus ve
Azerbaycan şirketlerine aittir.
"Asrın Anlaşması’nın" Azerbaycan Cumhuriyeti için rolü,
alanların işletilmesi için gerekli olan yatırımlarının %90’ının Konsorsiyum tarafından yerine getirilecek olmasıdır. Azerbaycan petrol ve gaz
alanlarının kullanılması üzerinde kontrol ve yönetim hukukunu
kendisinde tutmaktadır. En önemlisi, "Asrın Anlaşması", petrolden
sağlanacak kârın %80'ini ve aynı zamanda çıkarılan gazın tamamını
Azerbaycan’a veriyor. Hiç şüphesiz ki, denizin petrol rezervlerinin hızlı
ve faydalı şekilde işletilmesi için büyük miktarda yatırım yapma ve yeni
teknolojiyi satın alma açısından yabancı ülkelerden en tecrübeli petrol
şirketlerini hemen bu bölgelere cezbederek onları ortak yapmak çok
önemlidir. Çünkü bu alanların işletilmesi amacıyla kazıma ve imal
platformlarının, boru hatlarının, kuruda teçhizat sistemlerinin kurulması
için büyük miktarlarda yatırıma gerek duyulmaktadır.
Milli ekonominin gelişmesinde önemli bir unsur olmanın yanı sıra
dış politikada da önemli bir araç olan enerji kaynaklarına ilişkin
imzalanan "Asrın Anlaşması" ile Azerbaycan, dünya ekonomisine aktif
bir şekilde entegre olmaya ilk adım atmış oldu.
4.2.2. "Karabağ" Yatağı Anlaşması
10 Kasım 1995 günü yapılan anlaşmada SOCAR'ın yanı sıra Rus,
Amerikan ve Đtalyan şirketleri yer almıştır. Pirim tutarı 135 milyon $
olan anlaşmanın gerçekleştirilmesi için "Hazar Denizi Uluslararası
Petrol Şirketi" CIPCO Konsorsiyumu kuruldu187. Azerbaycan Hükümeti
187
“Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, Avrasya Dosyası, S.85, Ekim-1997/2, s.4; Elşan
Memmedov, s.52.
124
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ile Lukoil, Agip ve Pennzoil'den müteşekkil Hazar Denizi Uluslararası
Petrol Şirketi CIPCO arasında 130 milyon ton rezerve sahip olan,
Karabağ kıyı ötesi yataklarında 1.7 milyar $ değerinde keşif ve geliştirme yapmak üzere 25 yıl süreli bir anlaşma imzalandı. Anlaşma 13
Şubat 1996 tarihinde Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandı ve
23 şubat 1996 tarihinde CIPCO operatörlüğünde yürürlüğe girdi188.
Anlaşmaya göre;
Lukagip
%45,
Đtalyan Agip
%5,
Rus Lukoil
%12.5,
Amerikan Pennzoil
%30
Azerbaycan SOCAR şirketinin payı %7,5 oldu.
Karabağ Yatağı anlaşması, asrın anlaşması gibi "Production Sharing
Agreement (hazır ürünün bölünmesi)" tipli bir anlaşmadır. Đmtiyaz alanı,
Bakü kıyısından 120 kilometre Hazar'ın içine doğru uzaklıkta Karabağ
(Dağlık Karabağ ile sadece isim benzerliği söz konusudur) alanı olup
yaklaşık 427 kilometre kare yüzeye sahiptir. Alan, AIOC tarafından
geliştirilen Çırak ve Güneşli alanlarının 20 km kuzeyindedir189.
Daha önce petrol rezervlerinin 100-200 milyon ton190 veya 85-180
milyon ton191 olarak tahmin edilmesine rağmen, yapılan araştırmalarda
rezervlerin daha az olduğu tespit edilmiştir. Araştırma aşamasında 120
milyon $'lık bir harcamanın yapıldığı Karabağ yatağında 7 milyon ton
çıkarılabilir petrol ve 23 milyar m3 çıkarılabilir doğal gaz olduğunun
belirlenmesi üzerine, CIPCO'nun dağılma tehlikesi söz konusu
olmuştur192.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Konsorsiyumu'na verilmiştir. BP Exploration Ltd., arazinin işletilmesinden sorumludur. Şahdeniz Yatağı, Bakü'den 70 km uzaklıktadır.
BP Exploration 1996 yılının Ekim ayının sonlarına doğru çalışmalarına başlamıştır193. Projenin maliyeti 4 milyar $ olup, üretimin 2004
yılında başlaması planlanmaktadır 194.
Şah Deniz'de şirketler arasında pay dağılımı şöyledir:
Đngiliz BP
Norveç Statoil Alliance
Azerbaycan SOCAR
Rus Lukoil
Fransız TotalFinaElf
Đran OIEC
Türk TPAO
%25,5
%25,5
%10,
%10,
%10,
%10
%9.
Şahdeniz Yatağı’na ilişkin anlaşma 4 Temmuz 1996 tarihinde
imzalanmış ve 4 Ekim 1997'de onaylanıp, 17 Ekim 1996'da yürürlüğe
girmiştir. "Production Sharing Agrement" biçiminde imzalanan anlaşma,
30 yıllık süreyi kapsamaktadır. Bu anlaşma ile sorumluluk Şah Deniz
Üretim paylaşımı anlaşması, üç yılı araştırma aşaması ve yeni
güvenlik ve çevresel standartların ortaya konuş raporunun basımı olmak
üzere 200 milyon dolarlık bir bütçeye sahiptir. Azerbaycan'ın payına
düşen yatırımların ise yabancı şirketler tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır.
Đşletme için yabancı şirketlerin pirim olarak ödeyecekleri miktarın
37 milyon $'ı güvence bedeli olarak ödenmiştir. 23.8 milyon $'ın ise
ödeneceği taahhüt edilmiştir195. Anlaşmanın yatırım tutarının 4.5 milyar
$ olacağı tahmin edilmiştir 196.
Yukarıda temel göstergeleri hakkında bilgi verilen üçüncü büyük
projenin konsorsiyumuna katılma talepleri anlaşmayı siyasi mücadele
alanına çevirdi. Karabağ yatağı ile ilgili anlaşmanın ardından "Liberation"
gazetesi 6 ay içerisinde yeni bir petrol anlaşmasının imzalanacağı
konusunda bilgi verdi ve Fransız petrol şirket “Elf Acquitaine”in
anlaşmaya katılacağını bildirdi197. Yeni petrol anlaşmasına Fransa'nın
katılmasında, Aliyev’in Aralık-1993 tarihinde Fransa’ya yaptığı resmi
ziyaretin etkisi olmuştur198.
188
193
4.2.3. "Şahdeniz" Yatağı Anlaşması
189
190
191
192
Azerbaycan Gazeti, 11 Noyabr 1995; Azerbaijan International Magazine, Summer-1998,
s.79.
Bocutoğlu, ss.60-61.
Nesirov, s.147.
Hart's EUROIL, Aralık-1995, s.32.
Rauf Hüsseynov, “CIPCO Clinging to Life Support”, Baku Sun Newspaper, 17 December
1998, s.21.
125
194
195
196
197
198
“Caspian Staging a Comeback”, Offshore Engineer, June-2000, s.38.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.57.
Mehmet Dikkaya, “Türk Cumhuriyetleri Enerji Kaynakları:Yeni Büyük Oyunun Temel Dinamikleri”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Y.1, S.3, Kasım-Aralık 1999 Ocak 2000, s.39.
Zerkalo Gazeti, 5 Oktyabr 1996.
Nesirov, s.148.
N. Đbrahimov - Đ. Şükürov, Geydar Aliev Otkrıvaet Miru Azerbaydjan, Bakı, 1994, s.32.
126
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Öte yandan LUKOĐL'in diğer Rus şirketi Yukos ile ortak olarak
konsorsiyuma katılacağı kesinlik kazandı. Ancak Đran'ın katılımı
noktasında problemler çıktı. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı'nın Mayıs1996'da Aşgabat'taki toplantısında Azerbaycan'ın Şahdenizi'ndeki %20'lik payının %10'unu Đran’a vereceği hakkında Aliyev ve Rafsancani
anlaşma imzalamışlardı. Böylece Hazar petrolleri konusunda bazı
olumsuz etkileri yok etme amaçlanmıştı. Ancak daha önceden
konsorsiyumda ABD şirketlerinin de katılacağı öngörülmesine karşın,
Đran'ın katılması durumunda Washington ABD şirketlerinin anlaşmada
yer almalarını yasakladı199. Sonuçta Đran şirketi OIEC konsorsiyumda
yer alırken hiçbir ABD şirketi konsorsiyumda yer almadı.
Şahdeniz yatağında bir trilyon m3 doğal gaz, 3 milyon tona yakın
kondensat rezervi keşfedilmiştir. Yılda 60 milyar metre küp gaz
çıkarılabileceği tahmin edilmektedir 200. Böylece "Şahdeniz" yatağı
Azerbaycan’ın doğal gaz potansiyelini 1 trilyon arttırmıştır. Uzmanlara
göre Abşeron strüktürü, Azerbaycan'ın dünyanın doğal gaz üreticisi ve
ihracatçısı ülkeleri arasında yer almasına imkan verecektir. Bu nedenle
Bakü-Ceyhan hattı kararlaştırılmadan Trans-Hazar hattı da tartışılmaya
başlamıştır.
4.2.4. “Eşrefi” – “Dan Ulduzu” Yatağı Anlaşması
Eşrefi ve Dan Ulduzu, 1970'li yıllarda Azerbaycanlı jeologlar
tarafından keşfedilen yataklardır. 14 Aralık 1996'da Bakü'nün Gülistan
sarayında, Abşeron yarımadasının kuzey-doğusunda ve kıyıdan 70 km
uzaklıkta olan Eşrefi ve Dan Ulduzu petrol yataklarının işletilmesine
ilişkin 25 yıllık süreyi kapsayacak şekilde imzalanan anlaşmaya;
SOCAR
AMOCO
UNOCAL
ITOUCHU
DELTA
%20,
%30,
%25.5,
%20 ve
%4.5
oranında payla katıldı.
25 Şubat 1997'de onaylanan anlaşma 17 Mart 1997'de yürürlüğe
girdi. Anlaşmanın yürütülmesi için yabancı petrol şirketlerinin kurduğu
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
konsorsiyumun adı "Kuzey Abşeron; North Absheron Operating
Company" (NAOC) müşterek şirketidir201.
Bu konsorsiyum tarafından yapılan yatırımlar 1.5 - 2 milyar $’dır.
Kâr paylaşımı anlaşması, Azerbaycan hükümetine pirim payını da
kapsamaktadır. Azerbaycan hükümetine ödenecek pirim tutarı 75 milyon
$ olarak öngörülen anlaşma alanı 453 kilometrekare olup derinliği 75 ila
200 metre arasında değişmektedir.
Anlaşmada keşif çalışmaları 1 yıl, ana çalışmalar 3 yıl içerisinde
bitirilerek 2003 yılında petrol üretimine başlanması hedeflenmiştir.
ABD bu anlaşmada %55.5 paya sahip olmuştur. Japon "Itouchu"
şirketinin %20'lik payla bu projede yer alması ve SOCAR'ın ilk defa bir
petrol anlaşmasında %20'lik pay alması anlaşmaya ayrı bir önem
vermiştir.
Đlk değerlendirmelerde petrol rezervlerinin 150 milyon ton ve
keşfedilen doğal gaz rezervlerinin ise 60 milyar m3 olduğu tahmin
edilmiştir 202. Đlk değerlendirmelerin ardından yapılan araştırmalarda
Eşrefi yatağında tahminlerin %10-12 üzerinde olacak şekilde, 105
milyon ton petrol, 49 milyar m3 de doğal gaz rezervinin olduğu belirlendi203. Ancak daha sonra NAOC tarafından yapılan petrol rezervleriyle
ilgili keşiflerin ticari açıdan haklı çıkarmayacak şekilde gelişmesi
nedeniyle Mart-2000'de resmi olarak konsorsiyum fesh edildi204.
4.2.5. “Lenkeran-Deniz” – “Talış-Deniz” Yatakları
Anlaşması
13 Ocak 1997 tarihinde Paris'te, Hazar'ın Azerbaycan sektöründe
yer alan ve Bakü Arhipelağı'nın güneyinde yer alan "Lenkeran" ve
"Talış" yataklarının araştırılması, işlenmesi ve üretimin bölüşülmesi ile
ilgili olarak SOCAR ile Fransa'nın "Elf-Aquitaine" ve "Total" şirketleri
arasında anlaşma imzalandı. 25 yıllık süreyi kapsayan bu anlaşmada pay
sahibi belli olmayan %25'lik kısım daha sonra yapılan görüşmelerle
201
202
199
200
Yasin Aslan, Hazar Petrolleri, Kafkas Kördüğümü ve Türkiye, Ankara, 1997, s.75-76;
Liberal Press Gazetesi, 20 Temmuz 1996, s.7, Azerbaycan Zaman Gazeti, 20 Mart 1996.
“Caspian Staging a Comeback”, s.38; Consulting & Business, S.9, 1999, s.30.
127
Dr. Osman Nuri Aras
203
204
Xalq Gazeti, 17 Dekabr 1996; N. Nebiyev, s.250; Azerbaijan International Magazine,
Summer-1998, s.83; Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.94, Mart 1998/1, s.3.
Nesirov, s.151; Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.116, Mart 1999/2, s.3.
Avrasya Dosyası, Mart 1998/1, s.2.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.57; Azerbaijan
International Magazine, Summer-2000, s.89.
128
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Almanya'nın "Deminex" ve Đran'ın OIEC ve Belçika’nın "Petrofina"
şirketlerine verilmiştir205. Projenin yatırım tutarı yaklaşık 2 milyar $’dır.
Katılım aşağıdaki gibidir:
Fransız TotalFinaElf
%35
Azerbaycan SOCAR
%25,
Đran Oil Đndustries Engineering and Construction %10.
Wintershall
(30%)
Bu anlaşmada SOCAR'ın projede gösterilen %25 payının yabancı
şirketler tarafından finanse edilmesi kararlaştırıldı206.
13 Haziran 1997'de onaylanarak 25 Haziran 1997'de yürürlüğe
giren anlaşmanın operatörü "Elf Peroleum Lenkoran-Talish" şirketidir.
Elf Peroleum Lenkoran-Talish Şirketi, 25 Haziran 1997'de çalışmalarına
başlamıştır207.
Lenkeran - Talış alanları 420 kilometre kare olup, 50-60 metre
derinlikte bulunmaktadır. Yatakların toplam petrol rezervi yaklaşık 700
milyon varildir208.
Yapılan anlaşma ile Fransız şirketlerine %50 oranında bir pay
verilmesinde, Azerbaycan tarafından, Ermeni yanlısı dış politika uygulayan Fransa'nın politika değişikliğinin sağlanması amaçlanmıştır209.
4.2.6. "Yalama" Yatağı Anlaşması
Yalama yatağının keşif çalışmaları ve işletilmesi üzerine,
Rusya'nın Lukoil ve Azerbaycan'ın SOCAR şirketi arasında, Aliyev'in
Rusya'yı ziyareti esnasında 3 Temmuz 1997 tarihinde altıncı petrol
anlaşması imzalanmıştır210.
Ancak daha sonra 3 Kasım 1997'de yapılan anlaşma ile SOCAR,
payını LUCARCO şirketine devretmiştir. LUKARCO şirketinin paylarının şirketlere göre dağılımı şöyledir 211:
205
206
207
208
209
210
211
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.85; N. Nebiyev, s.250.
“Azerbaycan'ın Đmzaladığı Anlaşmalar”, Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.85, Mart1997/2, s.5.
“Caspian Staging a Comeback”, s.38.
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 4.4.2003; Azadlıq Gazeti, 10 Yanvar
1997; Doing Business in Azerbaijan, Baker & McKenzie, May-2000, s.58.
Azerbaycan Gazeti, 23 Yanvar 1997.
“Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, s.5; N. Nebiyev, s.251.
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.87.
129
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
%60'I
Lukoil
%40'ı
ARCO.
LUKARCO Operating Company'nin operatörü olduğu anlaşma, 4
Kasım 1997'de onaylanarak 5 Aralık 1997'de yürürlüğe girmiştir. 750
milyon ton petrol rezervi olduğu tahmin edilen projenin toplam yatırım
bedeli ise yaklaşık 4 milyar $’dır212.
4.2.7. “Abşeron” Yatağı Anlaşması
Daha önceden Zeynelabidin Tağıyev olarak bilinen Abşeron yatağının keşif ve üretim çalışmalarını kapsayan anlaşma 1 Ağustos 1997
tarihinde Washington'da Chevron, Total ve SOCAR arasında imzalanmıştır. Total şirketi 2 Eylül 1997'de anlaşmaya dahil olmuştur. Operatörü
“Chevron Overseas Azerbaijan” şirketi olan anlaşma 11 Kasım 1997
tarihinde onaylanarak 27 Kasım 1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir213.
Yatırım tutarı 3-3.5 milyar $ olan bu projede;
SOCAR'ın payı
%50,
Chevron'un payı
%30,
TotalFinaElf 'in payı ise %20
olarak kararlaştırılmıştır.
Petrol rezervlerinin 13 milyar varil, doğal gaz rezervlerinin ise 100
milyar metreküp olduğu tahmin edilmektedir. Proje 3.5 milyar dolarlık
bir sermaye yatırımını gerektirmektedir214.
4.2.8. “Nahçıvan” Yatağı Anlaşması
Nahçıvan yatağının keşif ve üretim çalışmalarını içeren anlaşma,
ABD'nin Exxon şirketi (%50) ve SOCAR arasında payları eşit olacak
şekilde, 1 Ağustos 1997 tarihinde Washington'da imzalanmıştır. Operatörü "Exxon Azerbaijan Operating Company (EAOC)" olan anlaşma 14
Kasım 1997'de onaylanarak, 27 Kasım 1997'de yürürlüğe girmiştir 215.
212
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 04.04.2003.
“Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, s.4-5; Azerbaijan International Magazine, Summer1998, s.89; “Caspian Staging a Comeback”, s.38.
214
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 04.04.2003; N. Nebiyev, s.250; Doing
Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.58.
215
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Rüblük Bülleten, TASĐS Avropa Ekspertiza Xidmeti, Bakı,
Aprel-Đyun 2000, s.72; “Caspian Staging a Comeback”, s.38; Azerbaijan International
Magazine, Summer-1998, s.93.
213
130
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Nahçıvan yatağı D-3(Resulzade), D-9 (Vezirov) ve D-38 (Kuzey
Vezirov) olmak üzere üç farklı alanı kapsamaktadır. Bu alanlarda 750
milyon varil petrol ve 172 milyar metreküp doğal gaz rezervi tahmin
edilmektedir. Projenin yatırım değeri ise 2 milyar $’dır216.
4.2.9. “Oğuz” Yatağı Anlaşması
Đran'ın iştiraki ile, Lenkeran-Talış yatağı anlaşmasına katılması
engellenen ExxonMobil ile SOCAR arasında eşit oranda paya sahip
olacak şekilde, Oğuz yatağı ile ilgili olarak 1 Ağustos 1997'de
Washington'da bir anlaşma imzalanmıştır. 7 Kasım 1997'de Azerbaycan
Milli Meclisi'nce onaylanan anlaşma 5 Aralık 1997 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. Anlaşmanın operatörü ise "The Oguz Operating Company
(OOC)" şirketidir217.
Oğuz yatağında 550 milyon varil petrol ve 1.8 Tcf doğal gaz
rezervi olduğu tahmin edilmektedir. Proje için gereken yatırım tutarı
yaklaşık 2 milyar $’dır218.
4.2.10. “Kürdaşı” – “Kirgan” – “Arazdaşı” Yatakları
Anlaşması
Kürdaşı-Kirgan ve Arazdaşı yataklarını kapsayan anlaşma
SOCAR, ENĐ/AGIP (Đtalya), TPAO (Türkiye), MITSUI (Japonya),
Repsol (Đspanya) şirketleri arasında 2 Haziran 1998 tarihinde Bakü'de
imzalandı. Anlaşma Haziran 1998'de Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylanarak 7 Temmuz 1998'de yürürlüğe girmiştir219.
Kür nehrinin Hazar Denizi'ne döküldüğü yerde olan Kürdaşı
yatağı, Hazar Denizi'nin Azerbaycan'a ait bölümünün güneyinde ve
Bakü'nün Güney-Batı'sında 130-140 km uzaklıkta yer almaktadır.
1955 tarihinde keşfedilen ve 1984-1998 arasında jeofizik araştırmaları yapılan Arazdaşı yatağı, kıyıdan 45 km uzaklıkta olup, derinliği
70 ila 200 metre arasındadır.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1985 yılında keşfedilen Kirgan yatağı kıyıdan 50 km uzaklıkta ve
derinliği 150 ila 200 metre arasındadır. Verimli kat 18 km uzunlukta, 4.5
km eninde ve 120-130 metre yüksekliktedir220.
Üç yatakta toplam 1.3 milyar varil petrol rezervi olduğu tahmin
edilmektedir. Projeye yatırılacak sermaye miktarı 2.5 milyar $'dır.
Operatör "AGIP Azerbaijan BV" dir.
Anlaşmada yer alan şirketler;
SOCAR
% 50,
AGIP
% 25,
MITSUI
% 15,
Repsol
% 5 ve
TPAO
%5
oranında paya sahiptirler.
4.2.11. “Đnam” Yatağı Anlaşması
Blair ve Aliyev'in katılımıyla Londra'da 21 Temmuz 1998'de,
Đnam yatağının araştırılma geliştirilme ve üretimi üzerine bir anlaşma
yapılmıştır. Anlaşmada yer alan şirketlerin pay dağılımı ise şöyledir221:
Đngiliz BP Amoco
%25,
Đngiliz/Hollanda Royal D Shell %25,
SOCAR
%50.
BP/AMOCO'nun operatörü olduğu anlaşma 1 Aralık 1998'de
Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylanmıştır. Projenin yatırım
tutarı ise yaklaşık 2 milyar $’dır222.
Đnam yatağı Bakü'nün 160 km güneyinde yar almaktadır. 225 km
karelik alanda 2.2 milyar varil petrol rezervinin olduğu tahmin
edilmektedir.
4.2.12. “Alov” - “Şark” - “Araz” Yatakları Anlaşması
Yine Blair ve Aliyev'in katılımıyla Londra'da 21 Temmuz 1998'de, Alov-Araz ve Şark yatakları üzerine bir anlaşma imzalanmıştır.
Anlaşma 18 Aralık 2000'de Azerbaycan Milli Meclisi tarafından
216
217
218
219
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html. 3.4.2003; Doing Business in Azerbaijan,
Baker&McKenzie, May 2000, s.59.
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.81.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.58.
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.12; Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı,
Aprel-Đyun 2000, s.73.
131
220
221
222
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998, s.85.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.60.
“Caspian Staging a Comeback”, s.38; Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Aprel-Đyun 2000,
s.73.
132
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
onaylanmıştır. 25 yıllık dönemi kapsayan anlaşmaya göre 2004 yılına
kadar beş kuyu kazılabilecektir. BP ve Statoil projenin araştırma aşamasında asgari 75 milyon $ yatırım yapmayı taahhüt etmişlerdir223.
BP/AMOCO'nun operatörü olduğu anlaşma, Bakü'nün güneydoğusunda 300-800 metre arasında değişen 1400 m2'lik bir alanı
kapsamaktadır.
Anlaşmada yer alan şirketlerin pay dağılımı şöyledir:
Đngiliz BP/Amoco
%15,
Norveç Statoil
%15,
Amerikan Exxon/Mobil
%15,
Türk TPAO
%10,
Kanada Alberta Energy
%5 ve
SOCAR
%40.
4 milyar varil petrol rezervi olduğu tahmin edilen projenin yatırım
değeri ise yaklaşık 10 milyar $’dır.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Anlaşmada yer alan yataklar 1950'li yıllarda keşfedilmiştir.
Yaklaşık 750 milyon varil petrol rezervine sahip olan yatakların
kapsadığı alan 510 km2'dir225.
4.2.14. “Zafer” - “Meşel” Yatakları Anlaşması
120-140 milyon ton petrol rezervine sahip olduğu tahmin edilen
Zafer ve Meşel yataklarının keşfine ve işlenmesine ilişkin olarak
Washington'da 27 Nisan 1999 tarihinde bir anlaşma imzalandı.
Sözkonusu anlaşma 21 Nisan 2000 tarihinde ise Azerbaycan Milli
Meclisi tarafından onaylandı. Anlaşmaya katılan şirketlerden;
Amerikan Exxon Mobil
%30,
Amerikan Conoco
%20,
SOCAR ise
%50 pay aldı.
Operatörü Exxon'un olduğu anlaşmaya göre toplam yatırım hacmi
3 milyar $’dır. Toplam petrol rezervleri 1-2 milyar varildir 226.
4.2.13. “Yanan Tava” - “Ateşgah” - “Muğan Deniz”
Yatakları Anlaşması
4.2.15. “Lerik Deniz” - “Savalan” - “Dalga” “Cenub”
Yatakları Anlaşması
Aliyev'in de katılımıyla 25 Aralık 1998 tarihinde SOCAR ve
"Japon Petroleum", "Indenosian Petroleum", "Itochu Oil Exploration" ve
"Teycocu Oil" olmak üzere dört şirketten oluşan Japonya konsorsiyumu
arasında üç yatağın ortak keşif ve işlenmesine ilişkin PSA tipli bir
anlaşma imzalandı. Japex'in operatörü olduğu anlaşma 11 Haziran 1999'da
Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylandı. Şirketlerin anlaşmadaki
payları ise şöyledir224:
Japan Petroleum
%22.5,
Indenosian Petroleum
%12.5,
Itochu Oil Exploration
%7.5,
Teycocu Oil
%7.5,
SOCAR
%50.
Yatırım tutarı 2.5 milyar $ değerinde olan anlaşmaya göre Azerbaycan'ın yapması gereken harcamaları Japon konsorsiyumu ödeyecektir.
120 milyon ton petrol rezervine sahip olduğu tahmin edilen
Lerik-Deniz, Savalan, Dalga ve Cenub yataklarının keşfine ve
işlenmesine ilişkin olan anlaşma da yine Washington'da 27 Nisan 1999
tarihinde imzalandı.
Anlaşmaya göre toplam yatırım hacmi 3 milyar $’dır. Anlaşmaya
katılan şirketlerden
Amerikan Exxon Mobil
%30,
SOCAR ise
%70 pay sahibidir.
Mobil'in operatörü olduğu anlaşmada aslında SOCAR'ın payı
%50'dir. Geriye kalan %20'lik pay ise henüz bölüştürülmemiştir 227.
Toplam petrol rezervleri 1 milyar varildir.
225
223
224
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.20; Azerbaijan International
Magazine, Summer-1998, s.91.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, ss.60-61.
133
226
227
Xalq Gazeti, 26 Dekabr 1998, s.1-2; Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.112, Ocak
1999/1, s.7.
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html. 3.4.2003
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Aprel-Đyun 2000, s.73.
134
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
4.2.16. Karadaki Yataklar Üzere Anlaşmalar
Yukarıda ifade edildiği gibi, günümüzde Azerbaycan enerji kaynakları Hazar Denizi’nde yoğunlaşmakla birlikte, karada da petrol
üretimi yapılmaktadır. Aşağıda karada petrol üretiminin gerçekleştirilmesine ilişkin yapılan anlaşmalara yer verilecektir.
4.2.16.1. 1993-94 Yıllarında Yapılan Anlaşmalar
Azerbaycan’ın karadaki enerji kaynakları üzerine 1993 ve 1994
yıllarında yapılan anlaşmalarının kapsadığı alanların hem tahmini petrol
rezervleri, hem de öngörülen yatırım hacmi bakımından belirsizlik söz
konusudur228. 1993 yılında JV (Joint Venture) olarak imzalanan ve 2000
yılında PSA olarak değiştirilen Anşad petrol yatakları anlamasında
şirketlerin pay dağılımı şöyledir: SOCAR %51, Attila Doğan %31.5 ve
Land and General Berhard %17.5. Neftçala Killi ve Babazanan’da
tahmini petrol rezev miktarı 219 milyon varildir.
1994 yılında imzalanan anlaşmaya göre, Batı Abşeron olarak da
adlandırılan Karadağ-Kepez ve Umbaki yataklarının toplam petrol
rezervleri 200 milyon varil olarak tahmin edilmektedir. Öngörülen
yatırım hacmi ise 700 milyon $’dır.
4.2.16.2. "Güneybatı Kobustan" Yatağı Anlaşması
2 Haziran 1998'de Bakü'de "Güneybatı Kobustan" yatağındaki
mevcut petrol kuyularının yeniden çalıştırılması ve geliştirilmesi ile ilgili
olarak PSA tipli bir anlaşma yapılmıştır. Güneybatı Kobustan, Kuzey,
Merkez ve Sahil olmak üzere üç farklı bloktan oluşmaktadır229. Merkez ve
Sahil blokları 1949 ve 1995 arasında 1905-1960 arasında keşfedilmiştir.
Kasım-1998'de tasdik edilen ve operatörü Commonwealth olan anlaşmada
şirketlerinin pay dağılımı şöyledir:
Commonwealth
%67.25,
Sooner
%12.75,
SOCAR
%20.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Güneybatı Kobustan yatağında 300 milyon varil petrol rezervinin
ve 900 milyar metreküp doğal gaz rezervinin olduğu tahmin edilmektedir. Yatırım tutarı ise yaklaşık 0.9 milyar $’dır230.
4.2.16.3. “Muradhanlı” - “Caferli” - “Zerdab” Yatakları
Anlaşması
21 Temmuz 1998'de Londra'da imzalanan anlaşma ile
"Muradhanlı-Caferli-Zerdab" yataklarının geliştirilme ve işletilmesi
amaçlanmıştır. Anlaşmada eşit paylara sahip olacak şekilde SOCAR ve
RAMCO yer almaktadır. Anlaşmanın operatörü ise Ramco Caspian Ltd.
Şirketidir. 20 Kasım 1998'de onaylanan anlaşma 25 yıl süreyi
kapsamaktadır. Yataklardaki toplam petrol rezervinin 750 milyon varil
olduğu tahmin edilmektedir. Toplam yatırım tutarı ise 1 milyar $’dır 231.
4.2.16.4. “Kürsengi” – “Karabağlı” Yatakları Anlaşması
2 Haziran 1998'de Bakü'nün 130 km güneybatısında yerleşen
Salyan bölgesinde yer alan "Kürsengi" ve "Karabağlı" yatakları üzerine
anlaşma yapıldı. SOCAR, Frontera Resources ve Delta/Hess şirketlerinin
yer aldığı anlaşmanın operatörü Frontiera Resources şirketidir. Şirketlerin
payları ise şöyledir:
CNPC
%30,
Amerada Delta-Hess JV
%20
SOCAR
%50.
PSA tipli anlaşmanın toplam yatırım tutarı yaklaşık 1 milyar dolar
olarak öngörülmektedir. Her iki yatakta toplam 100-150 milyon ton
petrol rezervinin olduğu tahmin edilmektedir. Anlaşma Azerbaycan
Milli Meclisi tarafından 16 Nisan 1999 tarihinde onaylanmıştır232.
4.2.16.5. “Padar” - “Harami” Yatakları Anlaşması
Kürsengi, Karabağlı ve Neftçala yatakları arasında yer alan, Padar
ve Harami yataklarının keşfine ve işlenmesine ilişkin PSA tipli anlaşma
230
231
228
229
232
Mülkiyyet Gazeti, 27.01.1999, s.4.
www.azer.com. 12.06.2003.
135
Dr. Osman Nuri Aras
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.59.
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmalı, Aprel-Đyun 2000, s.73; Doing Business in Azerbaijan,
Baker&McKenzie, May-2000, s.60.
Mülkiyyet Gazeti, 27 Oktyabr - 3 Noyabr 1998; Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, ĐyulDekabr 1999, s.25; Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000, s.60.
136
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Washington'da 27 Nisan 1999 tarihinde imzalandı. Anlaşmada yer alan
şirketlerden;
Amerikan Moncrief Oil
%80,
SOCAR
%20 paya sahiptir.
Anlaşmaya göre toplam yatırım hacmi 2 milyar $’dır233. Toplam
petrol rezervi 750 milyon varildir. Moncrief Oil'in operatörü olduğu
anlaşma 9 Haziran-2000 tarihinde Azerbaycan Milli Meclisi tarafından
onaylandı. Moncrief Oil şirketi payını 2003’de Kanada’nın "Nation`s
Energy" şirketine sattı.
4.2.16.6. “Hövsan” - “Zığ” Yatakları Anlaşması
5 Haziran 2000 tarihinde Lukoil ve SOCAR arasında "Hövsan" ve
"Zığ" yataklarının yeniden inşası, keşfi ve işletilmesi konusunda ortaklık
üzere prensip anlaşması imzalandı. PSA tipli anlaşmanın ise 2000 yılı
içerisinde imzalanması kararlaştırıldı. Söz konusu yataklar Azerbaycan
tarafından 70 yılı aşkın süredir işletilmektedir. Bu yatakların petrol
rezervleri 150 milyon varildir. Toplam yatırım hacmi 250 milyon $
olarak belirlendi234.
4.2.16.7. “Kalameddin” - “Mişovdağ” Yatakları
Anlaşması
Haydar Aliyev'in de katılımıyla, Eylül-2000'de Washington'da
ABD Kongresi'nde yapılan anlaşma ile Azerbaycan'ın KalameddinMişovdağ bölgesinde petrol çıkarılmasına karar verildi.
178 milyon $ tutarındaki anlaşmada Özel Türk petrol şirketi
Petoil, Amerikan Şirketi Moncrief Oil ve Azerbaycan petrol şirketi
SOCAR yer almaktadır. Anlaşmaya göre Petoil %35.7, Moncrief Oil
%49.3ve SOCAR %15 pay sahibidir. Moncrief Oil ve Petoil şirketleri
paylarını 2003’de Kanada’nın "Nation`s Energy" şirketine sattı.
Söz konusu petrol yataklarının dahil olduğu blokun keşfi, işlenmesi ve hasılatın pay bölüşümüne ilişkin anlaşma, Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi tarafından Ekim-2000'de onaylandı.
200 milyon varil petrol rezervine sahip olan yataklar için
öngörülen yatırım miktarı 1 milyar $’dır.
233
234
Doing Business in Azerbaıjan, Baker & McKenzie, May-2000, s.61; Azerbaycan Zaman
Gazeti, 1-2 Đyun 2000, s.6.
Azerbaycan Zaman Gazeti, 6-7 Đyun 2000, s.6.
137
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
4.2.16.8. Şirvan Kurovdağ Yatağı Anlaşması
1997 yılında JV olarak imzalanan ve 2000 yılında PSA olarak
değiştirilen Anşad petrol yatakları anlamasında şirketlerin pay dağılımı
şöyledir: SOCAR %60, Whitehall %40. Kurovdağ’da tahmini petrol
rezev miktarı 650 milyon varildir.
4.2.16.9. “Pirsaat” Yatağı Anlaşması
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile Çin’in Devlet Şirketi “Sinopec”e bağlı olan “Sheng Lee” şirketi arasında “Pirsaat” petrol
yatağına ilişkin PSA tipli anlaşma 5 Haziran 2003 tarihinde Bakü’de
imzalandı. Anlaşmaya göre SOCAR %25, projenin operatorü olan “Sheng
Lee” şirketi ise %50 paya sahiptir. Projenin %25’i yabancı şirketler
arasında bölüştürülecek. 25 yıllık süreyi kapsayan ve 5 yıl uzatılma
imkanı olan anlaşmaya göre 140 milyon $ sermaye yatırılacak235.
Bakü’den 60-63 km güneyde ve Hazar’ın kıyısında yerleşmekte
“Pirsaat” yatağında tahmini petrol rezervi 7 milyon tondur.
4.3. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi
Hazar’daki en deneyimli petrol üreticisi olan Azerbaycan’da son
100 yıl içerisinde 1.4 milyar ton petrolün, 445 milyar m3 doğal gazın
çıktığı hesaplanmıştır. Üretimine başlandığı tarihten itibaren Azerbaycan’da en fazla petrol üretimi 23.4 milyon ton ile 1941 yılında gerçekleştirilmiştir.
Değişim sürecine girilmesi ile birlikte petrol üretiminin iyice
düştüğü Azerbaycan’da, yapılan anlaşmaların ardından petrol üretimine
dönük yapılan faaliyetlerin ardından üretim miktarı yeniden artmaya
başlamıştır. 1997 Kasım’ında ‘Çırak’ yatağının ilk kuyusundan petrol
üretimine başlanmasıyla, 1997'ye kadar azalma gösteren petrol üretimi,
1998'den itibaren artmaya başlamıştır. Doğal gaz üretimi ise 1999’yılı
hariç, düşüş göstermektedir236.
Toplam petrol üretiminin Hazar Denizi'nden elde edilen kısmı
1995'de %82.3 iken bu oran 1999'da %89'a 2000 ve 2001 yıllarında ise
235
236
http://www.525ci.com/2003/06/05/read.php?m=4&id=26,, 08.06.2003.
Müsteqil Azerbaycan, Azerbaycan Republikası Dövlet Statsitika Komitesi, Bakı, 2001,
s.386.
138
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
%89.2’ye yükselmiştir 237. Dolayısıyla Petrol üretiminin Hazar Denizi'nden elde edilen kısmı yıllar itibariyle artış göstermektedir.
Yıllar itibariyle toplam petrol üretimi Tablo-‘da yer almaktadır.
Tablo 37. Petrol Üretimi
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Petrol Üretimi
(milyon ton)
12.5
11.7
11.1
10.3
9.6
9.2
9.1
9.0
11.4
13.8
13.9
14.9
15
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
üretimi 17 milyar m3 ile 1981 yılında gerçekleştirilmiştir. Günümüzde
doğal gaz üretimi geçen yüzyılın 60’lı yıllarındaki düzeyine inmiştir.
Öte yandan Azerbaycan’da iki büyük rafineri vardır. Bunlar; Bakü
ve Novo-Bakü Rafinerileridir. Bakü Rafinerisi’ni günlük kapasitesi
230.000 varil, Novo-Bakü Rafinerisi’nin ise 200.000 varildir. Çok düşük
kapasite ve eski teknoloji ile çalışmakta olan her iki rafinerinin de
rehabilitasyonu ve yenilenmesi amacıyla, yaklaşık 700 milyon $ gerekmektedir. ABD Ticaret ve Kalkınma Ajansı, Bakü Rafinerisi ve
Sumgayıt petro-kimya tesisinin modernizasyonunun fizibilite etütleri
için sırasıyla 500.000 $ ve 400.000 $ finansman sağlamıştır.
Doğal gaz üretiminin yaklaşık %96'sı Hazar Denizi'nden elde
edilmektedir.
Tablo 38. Doğal Gaz Üretimi
Yıllar
1990
1991
1992
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, s.437 ve 471; Müsteqil
Azerbaycan, s.402.
2002’deki petrol üretiminin 1990 yılı ile mukayese edildiğinde 2.5
milyon ton daha fazla üretildiği görülmektedir. Bu üretim miktarı Azerbaycan’da 1979 yılında üretilen petrol üretimi seviyesine denk gelmektedir. Böylece 1960’lı yılların sonlarından itibaren yıldan yıla devam eden
petrol üretimindeki gerileme sona ererek yeniden yükselişe geçmiş bulunmaktadır. Petrol üretiminin 2003 yılında ise 15,25 milyon ton olacağı
tahmin edilmektedir.
Günümüzde ham petrol üretiminin esas itibariyle Azerbaycan
Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ve Azerbaycan Uluslararası Petrol
Şirketi (AIOC) tarafından yapıldığı Azerbaycan'da, yıllık ham petrol
üretiminin, 2008 yılında 40 milyon tona, 2010 yılında ise 50 milyon tona
çıkacağı hesaplanmaktadır.
Azerbaycan’da doğal gaz üretimine ise 1902 yılında başlanmıştır.
Üretimine başlandığı tarihten itibaren Azerbaycan’da en fazla doğal gaz
237
Dr. Osman Nuri Aras
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, s.437 ve 471; Müsteqil
Azerbaycan, s.402.
Azerbaycan'da doğal gaz üretimi en yüksek seviyeye 1980'lerin
sonunda ulaşmıştır. Bu yıllarda üretim yıllık olarak 14 milyar metreküp'e
çıkmıştır. Ancak 1990'dan itibaren üretim önemli düzeyde düşme kaydetmiştir.
1995-2001 yıllarında doğal gaz üretim hacmi %16.3 azalmıştır.
2002 yılında ise doğal gaz üretimi yaklaşık %7.4 oranında azalma
Müsteqil Azerbaycan, s.402; Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.64,
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Neşriyyatı, Bakü, 2002, s.470.
139
Doğal Gaz Üretimi
(milyar m3)
9.926
8.621
7.872
6.805
6.379
6.644
6.305
5.964
5.590
5.997
5.642
5.535
5.150
140
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
kaydederek 5150 m3 olmuştur238. Üretilen doğal gaz ülke için talebin
ancak %40’ını karşılayabilmektedir.
Doğal gazın üretimi, şimdilik ülkenin iç talebini karşılamaya
yetecek seviyede değildir 239. Bu nedenle, doğal gaz ithali sözkonusudur.
Doğal gaz üretiminin azalmasının başlıca nedenleri arasında, teknik altyapının eski ve yetersiz olması ile az sayıda yeni gaz kuyularında
üretime başlanmasıdır. Üretimin azalması daha çok denizdeki kuyularda
gözlenmektedir. Gerekli donanım yetersizliği nedeniyle, gazın talebi
karşılayamadığı bir ortamda, petrol ile birlikte çıkan önemli miktardaki
gazın yakılmaktadır. Öte yandan naklinde de ciddi kayıplar yaşanmaktadır240.
Doğal gaz üretiminin 5-6 milyar metreküpe kadar gerilemesi sonucu, Azerbaycan önceden Ermenistan ve Gürcistan'a gaz ihraç ederken,
1990'dan itibaren kendisi Türkmenistan ve Đran'dan ithal etmeye başlamıştır. Ancak doğal gaz ithalatını 1995’de durdurmuştur. 2000 yılında ise
Rusya'dan ithal etmek üzere anlaşma yapılmış ve Kasım-2000'de deneme
olarak doğal gazın verilmesine başlanmıştır241.
2002 yılında ithal edilen doğal gaz ile birlikte kullanılan toplam
doğal gaz miktarı 11-12 milyon m3 olmuştur. Ancak yine de toplam talep
karşılanamamaktadır.
2010-2020 yıllarda ülkedeki doğal gaz üretiminin yıllık hacminin
60 milyar m3’e ulaşması gerekiyor ki, 15-20 milyar m3’ü ülke içi talebi
karşılayabilsin.
4.4. Petrol ve Doğal Gaz Sektörüne Yapılan Yabancı
Yatırımlar
Azerbaycan’da, enerji kaynakları ve bunlara bağlı olarak ülkeye
giren yabancı sermaye, 1990’ların ortalarından itibaren Azerbaycan
ekonomisinin iyileşmesinde hayati bir rol oynamaya devam etmektedir.
238
239
240
241
“5,1 Milyard Kubmetr Qaz Çıxarılıb”,
http://www.express.com.az/second.asp?id=2909. 09.04.2003.
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.64; Müsteqil Azerbaycan, s.403.
Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin
Başlıca Đstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın
Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37.
Osman Nuri Aras, Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi, Der Yayınları, Đstanbul,
2001, ss.39-40.
141
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Tablo 39. Petrol Sektörüne Yapılan Yabancı Yatırımlar (milyon $)
1994
22
1995
140
1996
417
1997
780
1998
894
1999
545
2000
546
2001
820
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.379
Anlaşmalarla kararlaştırılan yatırımların toplam hacmi 60 milyar $
civarındadır. 1994-2000 yılları arasında petrol sanayisine toplam 3.34
milyar $ yatırım yapılmıştır. 2001 ve 2002 yılları da dikkate alındığında
petrol sektörüne yapılan toplam yatırım miktarının 5 milyar $’a ulaştığı
görülmektedir.
4.5. Petrol Đhraç Miktarı ve Gelirleri
Azerbaycan’ın ihracatı içerisinde en önemli yeri, %85-90’lık bir
oranla, başta ham petrol olmak üzere, petrol ve petrol ürünleri oluşturmaktadır.
Bu, esas olarak ham petrolün ihracından kaynaklanmaktadır.
Petrol ve petrol ürünlerinin toplam ihracat içindeki yeri 1997'de
%61, 1999'da %76, 2001’de %91 ve 2002’de ise %88.9 olmuştur.
Azerbaycan’ın dış ticaret kalemlerine bakıldığında, ihracatının %
85-90’ının petrol ve petrol ürünlerinden oluşması, Azerbaycan ekonomisini petrol fiyatlarına son derece bağımlı bir hale getirmektedir.
1997'de petrole bağlı vasıtalı vergiler toplam vergilerin %57'sini
teşkil etmiştir. Petrole bağlı bütün gelirler bütçe gelirlerinin esas artan
bölümünü teşkil ederek 1996-97'de tahminen toplamın %50'si olmuştur.
1997 ve 98'de petrol fiyatlarının aşağı düşmesi ise devlet gelirlerine ve
genel iktisadi güce olumsuz etkide bulunmuştur242.
Ancak petrol fiyatlarındaki düşüş 1997 ve 1998 yıllarında petrol
sektörü gelirlerinin bir hayli azalmasına neden olmuştur. 1997’de ihracat
gelirlerinin dörtte üçünü petrol ve petrol ürünlerinden elde eden Azerbaycan, petrol fiyatlarının düşmesine bağlı olarak 1998’de önemli ölçüde gelir kaybına uğradı. Đhracat ve vergi gelirlerinde önemli bir yer tutan
petrol kaynaklı vergilerin gerilemesi bütçe açığını arttırmıştır. 1999'da
ise, yılın ortalarında petrol fiyatının artması ve yeni yatakların üretime
başlaması sonucunda, gelirlerde yeniden artış olmuştur. 1999'un ikinci
242
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, s.43.
142
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yarısında petrol fiyatlarının önemli derecede artış göstermesi petrol
üretiminin de artmasına sebep olmuştur. Bu gelişme petrol gelirlerine ve
devlet bütçesine olumlu etkide bulunmuştur. OPEC petrol fiyatlarındaki
artış 2000 yılında da devam etmiştir 243.
2000 yılında bir taraftan dünya pazarında petrolün fiyatının artması
ile ilişkili olarak ülkeden ihraç olunan ham petrolün her tonunun fiyatı
1999 yılına göre 90 $ artmış, diğer taraftan ise ihraç olunan ham petrolün
hacmi de 800 bin ton fazla olmuştur. 2000 yılında 1097.4 milyon dolarlık
ham petrol ihraç olunmuştur ki, bu da 1999 yılına göre 6061.1 milyon $
daha çoktur. Bu durum Azerbaycan'ın petrol sektörün-den elde ettiği
gelirlere olumlu etkide bulunmuştur. Sonuçta 2000 yılında önemli ölçüde
yükselen petrol fiyatları, bütçeyi olumlu yönde etkilemiştir. Çünkü petrole
dayalı gelirler, direk gelirlerinin yarıdan fazlasını oluşturduğu gibi bütçe
gelirlerinin yaklaşık yarısını teşkil ediyordu244.
2002 yılında Azerbaycan’ın mineral yakıt, petrol ve petrol ürünleri
ihracı 1.927,4 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. Ham petrol ihracı 8.793,6
bin ton (1.159,5 milyon $) olmuştur. Buna karşın 2002 yılında mineral
yakıt, petrol ve petrol ürünleri ithalatı ise 292,6 milyon $ (toplam
ithalatının %17,5’i) olarak gerçekleşmiştir.
2002 yılında ise, ABD’nin Irak’a müdahale ihtimalinin gittikçe
güçlenmesiyle petrolün varil fiyatı 32 $ civarına yükselmiştir. Bu ise
Azerbaycan’ın petrol gelirlerinin artmasının sonuç vermektedir. 2002 yılı
bütçesinde petrolün varil fiyatı 19 $ olarak dikkate alınmıştı. Petrolün
varil fiyatının 1$ yükselmesi Azerbaycan’a yılda 18-20 milyon $ gelir
getirdiği dikkate alındığında, sadece petrol fiyatlarındaki artış sonucunda
Azerbaycan 100 milyon $’dan çok gelir elde etmiştir245. 2003 yılı devlet
bütçesinde ise petrolün varil fiyatı 19,5 $ olarak dikkate alınmıştır.
Yapılan tahminlere göre Azerbaycan’ın ham petrol ihracatı 2010
yılında 1 milyar varil/gün’e ve 20 yıl içinde ise 2 milyar varil/gün’e
ulaşacaktır.
Doğal gazı ise ithal etmekte olan Azerbaycan, 1990 yılında
13441, 1995’de 579, 2000’de 274, 2001’de 3337 ve 2002 yılında 3935,3
milyon m3 (211,6 milyon $) doğal gaz ithal etmiştir.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
30 yıllık süre içerisinde Azerbaycan’a petrol ve doğal gazdan dolayı
45 milyar $ gireceği hesaplanmaktadır. Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarından elde edilecek gelir 2008-2015 yıllarında en yüksek seviyeye
ulaşacaktır. Bu dönemde ülkeye yılda yaklaşık 5-6 milyar $, nihai olarak
ise toplam 35-42 milyar $ girecektir. Şahdeniz yatağının işlenmesinden
beklenen gelir ise 2029 yılına kadar 7 milyar $’dan fazladır246.
Petrolden elde edilen servetin nasıl kullanılacağı da önemlidir. Bu
bağlamda Azerbaycan deneyimindeki en temel sorun, “Ahbap-Çavuş
Kapitalizmi”nin (Crony Capitalism) ortaya çıkması kadar kamu
kesimindeki rüşvet ve suiistimalin de yüksek düzeyde oluşudur. Ülkeye
yönelik petro-para akımı bu konudaki reformların yapılmasını güçleştirmektedir. Petrol gelirlerinin kolaylıkla elde edilmesi kamu harcama
politikasının zayıflamasına da neden olabilmekte, petrol fiyatlarındaki
ani değişme devlet bütçesini etkileyerek uzun vadeli dış borç ve faiz
ödemelerinin artmasına yol açabilmektedir247.
Dolayısıyla ülke ekonomisini yönlendiren hükümetin petrol gelirlerini, sürdürülebilir bir büyüme sürecini sağlayacak bir kaynak dağılımı
mekanizmasıyla ve büyümenin niteliğini yönlendirecek şekilde (petrol ve
petrol-dışı ticari sektörler ile dış ticarete konu olmayan sektörler arasında)
dağıtmaya özen göstermesi kaçınılmaz bir zorunluluktur. Finansal kurum
ve piyasaların tam olarak gelişmediği bir ekonomide petrolden elde edilen
gelir ve karların üretken yatırımlara yönlendirilmesi temel bir sorun teşkil
etmektedir. Bu sorunun çözülebilmesi ise, devletin ekonomideki planlayıcı rolüne gerek olduğu görülmektedir.
Petrol ihracatından Azerbaycan’ın elde edeceği döviz gelirleri
ülke ekonomisinin diğer alanlarının, özellikle ithali ikame eden ve ihraç
yönlü alanların geliştirilmesine yöneltilmelidir. Günümüzde Azerbaycan
dünya piyasasına sadece enerji taşıyıcıları ve hammaddenin ihracatçısı
gibi çıkmaya mecbursa da, gelecekte yalnız bu rolle yetinmek olmaz.
Ayrıca, petrol ihracatçısı olan ülkelerin “acı” tecrübesini derinden
öğrenmeğe bağlı sonuçlar çıkarmak da gerekecektir.
246
243
244
245
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Đyul-Dekabr 1999, ss.42, 45.
Aliyev Natık, s.82.
N. Sefereliyev, “Neft Bahalaşır. Đqtisadiyyatımız Bundan Yararlanacaq”, Đki Sahil Gazeti, 5
Mart 2003.
143
Dr. Osman Nuri Aras
247
Bu hesaplamalar bir varil petrol 25 $ olduğu dikkate alınarak yapılmıştır.
“Country Assistance Strategy For The Azerbaijan Republic”, The World Bank Report,
No:19892-AZ, November 29,1999, s.11; Alkan Soyak–Zenfira Nesirova, “Küreselleşme
Sürecinde IMF Politikalarının Sonuçları: Azerbaycan Deneyimi”, Globallaşma Prosesinde
Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, s.29.
144
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
4.6. Boru Hatları
Boru hatları da ekonomik açıdan önem arzetmektedir. Enerji kaynaklarının etkin kullanımında en temel sorunlardan biri, kaynakların
dünya piyasalarına ulaşmasını sağlayan nakil hatlarının oluşturulmasıdır.
Rusya dışında nakil hatlarına sahip olunması halinde, ekonomik
bağımsızlık açısından en temel adım atılmış olacaktır.
Azerbaycan petrolü Dağıstan, Gürcistan, Đran gibi yabancı ülkelere
1880 yılına kadar trenle yük şeklinde, Hazar’da ise gemilerle nakledilmekteydi. Daha sonra ise Bakü petrolü Rusya, Gürcistan ve diğer ülkelere
ve aynı zamanda Grozniden 720 km uzunluğunda olan boru hatları ile
işlenmek üzere nakledilmeye başlandı248. Bu hatlar Bakü-Novorossiysk ve
Bakü-Supsa hatlarıydı. Hazar petrollerinin keşfinin ve Azerbaycan’ın
bağımsızlığının ardından üçüncü bir hat olarak ise Bakü-Tiflis-Ceyhan
gündeme geldi.
Azerbaycan petrollerinin dünya gündemine girdiği günlerde,
petrolün taşınması için 7-8 güzergahın gündeme gelmesine karşın Azerbaycan petrollerini çıkarmak amacıyla kurulan Azerbaycan Uluslararası
Petrol Konsorsiyumu (AIOC)'nun hazırladığı raporla güzergah sayısı
Bakü-Novorossiysk, Bakü-Supsa ve Bakü-Tiflis-Ceyhan olarak 3'e indirildi.
Azerbaycan petrolü batı pazarlarına günümüzde BaküNovorossiysk ve Bakü-Supsa boru hattından nakledilmektedir.
4.6.1. Bakü-Novorossiysk Petrol Boru Hattı
Erken üretim petrolünün hangi güzergahtan taşınacağının tartışıldığı dönemlerde, Rusya Bakü ile Novorossiysk limanı arasında zaten bir
boru hattı olduğunu ve ayrıca bu hattın hem ucuz hem de hızlı bir
biçimde gerçekleştirilebilecek tek alternatif olduğunu ileri sürdü. Rusya
bununla da kalmayıp boru hattının Çeçenistan topraklarından da geçecek
olması nedeniyle Çeçenistan'la anlaşmaya vardı. Daha sonra Azerbaycan
- Rusya ve Çeçenistan arasında Bakü-Grozni-Tihoretsk-Novorossiysk
boru hattına ilişkin üç taraflı sözleşme imzalandı249.
248
249
F. Ş. Eliyev, Azerbaycan Respulikasının Yeraltı Suları ve Ehtiyatlarından Đstifade ve
Jeokoloji Problemleri, Çaşıoğlu Neşriyyatı, Bakı, 2000, s.291.
Haydar Aliyev, ss.140-141.
145
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
AIOC ve Rusya'nın Transneft şirketi arasında 16 Şubat 1996'da
imzalanan anlaşma ile Bakü-Grozni-Novorossiysk hattıyla erken petrolün ihracına karar verildi.
1997 yılının Kasım ayından itibaren petrol bu hattan ihraç edilmektedir. Boru hattı yoluyla Bakü'den Rusya'nın Novorossiysk limanına
akıtılan petrolü, buradan tankerlerle dünya pazarlarına taşıyan tankerlerin ilki 12 Aralık 1997 tarihinde Đstanbul Boğazı'ndan geçmiştir.
4.6.2. Bakü-Supsa Petrol Boru Hattı
Bakü-Novorossiysk hattının yanı sıra 9 Ekim 1995'de Bakü'de
erken üretim petrolünün uluslararası piyasalara pazarlanması için belirlenen diğeri güzergah ise Bakü'den Gürcistan'ın Supsa limanına varan
Batı Boru Hattıdır. Aliyev ve Şeverdnadze'nin de katılımıyla 8 Mart
1996'da Tiflis'de, erken petrolün Azerbaycan'dan Gürcistan'a naklini
kararlaştıran anlaşma AIOC, Gürcistan hükümeti ve SOCAR arasında
imzalandı. Anlaşmada öncelikle Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarından
çıkarılan petrolün uluslararası piyasalara nakli kararlaştırılmıştır. Hattın
azami kapasitesi beş milyon tondur.
Bu hattın 1999 yılı içerisinde tamamlanarak faaliyete geçmesi
hedeflenmiştir. Hedef doğrultusunda ilk petrol 10 Aralık 1998'de
Gürcistan'ın Supsa limanından 1999 yılının Nisan ayında tankerlere
yüklenmek üzere taşınmaya başlamıştır. Hattın kendisi ise 17 Kasım
1999'da kullanıma girmiştir.
Çeçenistan probleminin Bakü-Novorossiysk’i tehlikeli kılması
nedeniyle Bakü-Supsa hattı inşa edilerek devreye sokulmuştur.
4.6.3. Bakü-Tiflis Ceyhan Petrol Boru Hattı
Petrol üretiminin birkaç yıl içerisinde artması durumunda şu anki
boru hatları yetersiz kalacağından, Batı piyasalarına ihraç için temel
ihraç boru hattı noktasında farklı tercihler gündeme gelmiştir. Bu
tercihlerden üzerinde karar kılınan ise Bakü-Tiflis-Ceyhan olmuştur.
1765 km'lik Bakü-Tiflis-Ceyhan hattı, Bakü yakınlarındaki Sangaçal limanından kara geçişiyle, Gürcistan’ın Başkenti Tiflis üzerinden
geçip, Türkiye sınırının 42 derece 49 dakika kuzey ve 43 derece 18
dakika doğu koordinatları arasından Anadolu’ya giriş yapacaktır. Hat
Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Sivas, Kayseri, Kahramanmaraş,
146
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Osmaniye ve Adana il sınır güzergahını takip ederek Ceyhan'da inşa
edilecek olan terminale bağlanacaktır 250.
Uzun vade de Doğu-Batı Koridoru ile Azerbaycan'ın yanı sıra
Kazakistan petrolü ve Türkmenistan doğal gazının da taşınması düşünülmektedir. Buna göre Hazar Denizi'nin altına döşenmesi düşünülen
Transkafkasya hattı ile Kazak petrolü ve Türkmen doğal gazı Bakü'ye,
buradan ise Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile Türkiye'ye ulaştırılacaktır.
Uygulamaya konulan saha geliştirme planlarına göre, Azerbaycan
2005 yılında 40 milyon ton, Kazakistan ise 35 milyon ton petrol ihraç
edecektir. Bu çerçevede, Türkiye tarafından gerçekleştirilen proje çalışmasında, inşa edilecek bir boru hattı ile Kazakistan'dan 20 ve Azerbaycan'dan da 25 olmak üzere toplam 45 milyon ton ham petrolün Ceyhan
terminaline taşınması esas alınmıştır. Ceyhan ham petrol ihraç terminali
120 milyon ton/yıl kapasiteli olup, yaklaşık 71 milyon ton/yıl kapasitesi
olan Irak-Türkiye ham petrol boru hattı da dikkate alındığında, atıl kalan
49 milyon ton/yıl'lık kısım, Hazar-Akdeniz boru hattının 2005 yılında 45
milyon ton/yıl'a ulaşacak olan kapasitesini karşılamaya yeterli bulunmaktadır.
18 Eylül 2002’de Azerbaycan Türkiye ve Gürcistan cumhurbaşkanlarının katılımı ile Bakü-Tiflis Ceyhan boru hattının inşasına ilişkin
temel atma töreni yapılmıştır. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının
Azerbaycan ekonomisine gerçek anlamda katkısı faaliyete geçmesi
planlanan 2005 yılında kendini göstermeye başlayacaktır. Bakü-TiflisCeyhan boru hattının gerçekleşmesi sonucu Azerbaycan’da üretilecek
petrolün yanı sıra Kazakistan petrolünün de bu boru hattından dünya
piyasalarına ulaştırılması halinde ise, petrolün ekonomik gelişmeye ve
bağımsızlığa etkisi daha açık olarak gözükecektir.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Rusya'ya yılda 50 milyar m3 doğal gaz satacak olması bir yönüyle
Türkmenistan'ın Trans-Hazar boru hattından soğuması demekti. Bu
gelişmeler Azerbaycan’ın, kendi doğal gazını pazarlamak için yeni yol
arayışına girmesinde etken oldu.
Mart-2001’de Aliyev’in Türkiye’yi ziyaretinde Ankara’da Azerbaycan ve Türkiye arasında doğal gaz ihracına ilişkin olarak bir anlaşma
imzalandı. Anlaşmaya göre 2004’de Türkiye’ye “Şahdeniz” yatağından
çıkarılacak 2 milyar metreküp hacminde, 2005’de 3 milyar metreküp,
2006’da 5 milyar metreküp ve 2007-2008 yıllarında 6.6 milyar metreküp
olmak üzere 5 yıl içerisinde toplam 23.2 milyar metreküp doğal gaz
ihracı planlanmıştır.
Azerbaycan ve Gürcistan arasında 14 Mart 2002’de Tiflis’te
yapılan anlaşmaya göre ise, ilgili hat ile Türkiye dışında Avrupa ülkelerine de doğal gaz nakledilmesi öngörülmüştür.
Yapılan anlaşmada ihracına 2004 yılında başlanacağı kararlaştırılmış olmasına karşın, gelişmeler doğrultusunda daha sonra Şahdeniz
doğal gazının Türkiye’ye ulaştırılması amacıyla Bakü-Tiflis-Erzurum
doğal gaz boru hattının yapımına 2004 yılında başlanması planlanmıştır.
Sözkonusu hat, Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattına paralel olacaktır.
Đki boru hattı arasındaki mesafenin 12 metre olarak dikkate alınması ise,
iki projenin gerçekleştirilmesinde zamanın ve finansal harcamaların
azaltılmasına imkan verecektir.
Trans-Hazar doğal gaz boru hattının da işlerlik kazanması durumunda enerji kaynaklarının ekonomik gelişmeye ve bağımsızlığa etkisi
daha da net ortaya çıkacaktır.
4.6.4. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı
Şahdeniz’de zengin doğal gaz yataklarının bulunmasının ardından,
doğal gazın nasıl ihraç edileceği gündeme geldi. Aliyev ve Türkmen başı
arasındaki telefon görüşmesinde Azerbaycan'ın Trans-Hazar hattından
yılda 5 milyar m3 doğal gaz ihracı konusunda uzlaşılmasına karşın,
Türkmenistan'ın Trans-Hazar'ı yapacak şirketin sözleşme süresini uzatmaması, hattın gerçekleşmesini şüpheye soktu. Ayrıca Türkmenistan'ın
250
“Baku-Tblisi-Ceyhan Pipeline”, Energy Ecology Economy Popular – Science Journal,
13/2003, ss.2-15.
147
Dr. Osman Nuri Aras
148
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
BEŞĐNCĐ BÖLÜM
EKONOMĐDE “HOLLANDA SENDROMU”
Azerbaycan’da sektörel yatırımların daha çok petrol sektörüne
yapılması ve bu doğrultuda GSMH'nın önemli bir bölümünün petrol
gelirlerinden oluşması endişe vericidir. Bütün dikkatin sadece tabii
kaynaklara yöneltilmesi ekonomi için risk demektir. Böyle bir yöneliş
ekonominin bazı konjonktürel dalgalanmalara açık olması sonucunu
doğurmaktadır. Petrol sektörünün tek taraflı gelişimi nedeniyle dünya
piyasalarındaki fiyat değişmeleri GSMH üzerinde de dalgalanmalara
neden olmaktadır.
5.1. Hollanda Sendromu
Genel anlamda “Hollanda sendromu”; bir ülke ekonomisinde bir
bölgenin veya bir sektörün hızlı gelişimi karşısında diğer bölgelerin
veya sektörlerin gelişmemsi, geri kalması veya çökmesi olarak tanımlanabilir.
Özel anlamda ise, sadece doğal kaynaklara dayalı petrol sanayii
itişli büyüme süreci ve bu sektörün aşırı kullanımının getirdiği ekonomik
yapının, diğer sanayilerin sağlıklı gelişmesini engellemesidir. Literatürde
Hollanda Sendromu ya da Hastalığı251 olarak anılan bu durum, varolduğu
ülkenin dengesiz iktisadi büyümesine işaret etmektedir.
Hollanda Sendromu, üç farklı yoldan makroekonomik istikrarın
bozulmasına yönelik etkide bulunmaktadır252: Birincisi oil-boom ile
birlikte ulusal paraya olan talep artmakta ve merkez bankası enflasyonu
251
252
Hollanda Hastalığı (Dutch Disease) bir doğal kaynağın keşfi ya da aşırı kullanımı
neticesinde bir ekonominin sanayisizleştirilmesi anlamına gelmektedir. 1960’lı yıllarda
Kuzey Deniz doğla gaz yataklarının bulunmasından sonra Hollanda’da ortaya çıktığı için
bu şekilde isimlendirilmiştir. Hollanda Sendromunu Đngiltere, Norveç, Avustralya ve
Meksika da yaşamıştır. (Y. Hesenli, Neft Gelirlerinin Azerbaycanın Đqtisadiyyatına
Tesirinin Semerelilik Problemleri – Valyuta Böhranı: “Dağıdıcı Artım”, “Holland
Xesteliği”, ve Asiya Maliyye Virusu”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya
Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, s.217.)
Osman Nuri Aras, “Geçiş Sürecinde Azerbaycan’da Yaşanan “Hollanda Sendromu” ve
Çözüm Önerileri”, Nesreddin Tusinin 800 Đllik Yubileyine Hesr Edilmiş Republika Elmi
Konferans Materialları, Bakı, 2-3 Aprel 2001, ss.130-133.
149
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
kontrol altında tutma arzusuyla sterilizasyon politikalarında gönülsüz
davranarak reel döviz kurunun (yabancı para karşısında ulusal paranın)
aşırı değerlenmesine göz yumabilmektedir. Đkincisi petrol gelirlerinin
miktarı ve toplanmasına yönelik belirsizlikler ödemeler dengesinin
sürdürülebilirliğini riske atabilmekte ve ayrıcalıklı olmayan dış borç
sözleşmelerinin imzalanmasına ve dış borç yükünün artmasına yol
açılabilmektedir. Üçüncü olarak, beklenmeyen gelir akımları, hükümet
harcamaları üzerine “ratchet etkisi” yaratabilmekte ve ülkenin mali
politikasının istikrarına yönelik bir tavır alışa neden olabilmektedir.
Petrol gelirlerinin kolaylıkla elde edilmesi devletin harcama politikasının zayıflamasına da neden olabilecektir. Örneğin, ilave petrol gelirlerine paralel olarak devlet harcama düzeyinin arttırılması, petrol fiyatlarının düşmesi sonucunda devlet bütçesine olumsuz etki edecek ve uzun
süreli bütçe açıkları dış borçların ve faiz ödemelerini artmasına neden
olacaktır.
Klasik Hollanda Sendromu argümanı petrol sektörü ve petrol-dışı
ticari sektörlerle, dış ticarete konu olmayan sektörler arasındaki dengesiz
büyüme üzerine odaklanır. Hollanda Sendromu’na göre, doğal kaynakların yoğun olarak işletilmesinin ekonominin dış ticarete konu olan diğer
alanlarına olumsuz etkisi iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Birincisi, harcamaların artması etkisidir: Eğer enerji kaynaklarından elde edilen gelir
yurtdışında tutulmaz ve finansal yollarla doğrudan ve dolaylı yollarla dış
ticarete konu olmayan mallara harcanırsa, bu malların fiyatları, dış ticarete
konu olan malların fiyatları ile mukayese edildiğinde, artacak ve reel etki
döviz kurlarının yükselmesi olarak kendini gösterecektir. Bu da geleneksel
dış ticarete konu olan alanlara zarar verecektir. Karakteristik olarak dış
ödemeler dengesi bozulacaktır. Şöyle ki, enerji kaynakları ihracının daha
sonraki aşamada fiyatının yükselmesine bakmayarak, gelecekte enerji
kaynağı gelirlerinin artacağının beklenmesi iç tüketim ve ithalatı en
yüksek seviyeye çıkaracak, petrol sektörü dışındaki sektörlerin ihracı ise
azalacaktır.
Azerbaycan örneğine bakıldığında dış ticarete konu olmayan
sektörlerin (perakende ticaret, restoran ve otel gibi) GSYĐH içindeki
payının petrol üreticisi olmayan geçiş ülkelerininkinden çok daha hızlı
büyüdüğü görülecektir253.
253
C. B. Rosenberg and T. O. Saavalainen, “Dealing with Azerbaijan's Oil Boom”, Finance
and Development, Vol.35, No.3, Sept. 1998.
150
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Đkinci etkisi ise üretimde en önemli faktörlerden biri olan işgücünün sektörel dağılımı yoluyla olacaktır. Gelişmekte olan sektörde
ücretlerin yükselmesi nedeniyle, sözkonusu sektör ekonominin diğer
sektörlerindeki kalifiye işgücünü kendine doğru çekecektir. Sonuçta
diğer sektörlerde kalifiye işgücünün azalması, üretimin de aşağılara
düşmesine neden olacaktır.
Enerji sektörüne vasıflı işgücü ve araçların akımı diğer sektörlerin
gelişim potansiyelini olumsuz yönde etkileyecektir. Petrol sektörü ile
petrol dışı sektörler arasında meydana gelen parçalanmanın artması, söz
konusu sektörlerde serbest piyasa mekanizmasının işlerliğini engellemektedir.
Ekonominin sadece enerji sektörüne bağımlı olması bazı sosyoekonomik olumsuz sonuçlar da doğurabilecektir.
Petrol gelirlerinin ithal malları alımında harcanması, özellikle
yatırım malları yerine tüketim malları ithal edilmesi durumunda, ülkenin ticaret bilançosu da açık verebilecektir.
Petrol ile ilgili olmayan alanların üretim ve istihdam düzeyinin
geliştirilmesi için gerekli yatırım ikliminin oluşturulması gerekmektedir.
Petrol fiyatlarının istikrarsızlığı bakımından hükümet temkinli bir
politika yürüterek ihtiyatlardan istifadeyi fiyatlar yükseldiğinde
arttırmalı, fiyatlar düştüğünde ise talebe göre belirlemelidir. Đhtiyat
fonunun oluşturulması da amortisman rolü görecektir.
Kısaca “Hollanda Sendromu” tabii kaynakların yoğun artımının
uygun olmayan bir siyasetle yönetilmesinin olumsuz etkilerini ifade
etmektedir. Petrol sektörü dışında ihracata yönelik diğer sektörlere
gereken önemin verilmemesi neticesinde dengesiz bir artış meydana
gelecektir. Reel döviz kurlarının yükselmesi diğer dış ticaret konusu
olan sektörlerin rekabet kabiliyetine etki eder. Petrol sektörünün yoğun
artımı ile bağlı olarak ücret ve fiyat çekişmesi petrol dışı sektöre oranla
artabilmekte ve sonuçta emek piyasası ile fiyatlar arasında denge
bozulabilmektedir. Örneğin, Azerbaycan'da 1994 yılından itibaren reel
döviz kurundaki artış, diğer Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerindeki
artıştan daha yüksek olmuştur.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Đktisat politikasında, şeffaflık, ileri görüşlülük ve kaynakların dengeli dağılımı karar almada birinci derecede dikkate alınmalıdır ki, petrol
sektörünün yoğun gelişmesinden serbest piyasa mekanizmasına geçişte
maksimum düzeyde faydalanılabilsin. Azerbaycan ekonomisine yabancı
yatırımların akımının güçlendirilmesi ve onların korunması için her türlü
şartların yerine getirilmesi ülkenin iktisat politikasının en temel amacı
olmalıdır. Bu önemli bir nokta olarak her zaman devletin dikkat
merkezinde olmalıdır.
Kısaca Azerbaycan’ın dünya ekonomisine entegre olmasında ve
ülkeye yabancı sermayenin çekilmesinde yalnız petrol sektörüne istinat
etmek yanlıştır. Ülkenin yıllık ihracatının %90’a kadar kısmını petrol ve
petrol ürünleri teşkil etmektedir; eğer petrol anlaşmaları çerçevesinde
ülkeye getirilen üretim-teknolojik ağırlıklı ürünler dikkate alınmazsa,
ithalatın yarısına yakın kısmını tarım ürünleri teşkil etmektedir. Aslında,
Azerbaycan’ın doğal-iklim ve toprak durumu ülkede tarım ürünlerinin
üretiminin artırılmasına, iç talebin karşılanması dışında ihraç etmek içinde üretmeye imkan vermektedir. Buna göre de petrol dışı sektörlere
yabancı sermayenin çekilmesi için gerekli şartların oluşturulması
gerekmektedir 254.
Ayrıca Hollanda sendromunun ikinci boyutu olarak, yatırımların
hemen hepsinin Abşeron bölgesinde, hatta Bakü’de, toplanması sonucu,
diğer bölgelerde yabancı sermayenin yok denecek kadar olması da
Azerbaycan ekonomisi açısından önemli bir tehlikedir. Halbuki ülkede
bir çok bölge yabancı yatırımların faaliyeti için; güçlü üretim ve bilimsel
- teknik potansiyelin yaratılması, uzman kadroların varlığı ve teşkili,
zengin biyolojik ve mineral ihtiyatların varlığı, tüketim ve üretime
dönük teknik donanım ürünlerinin geniş bir pazara sahip olması, elverişli jeo-siyasi durum, ulaşım ve coğrafi konumdaki üstünlükler ve Đpek
Yolu’nun yeniden inşası gibi çok elverişli şartlara sahiptir255.
Toplanan vergilerin yaklaşık %90’ı Bakü’nün payına düşmektedir.
Nahçıvan, Gence, Mingeçevir ve Sumgayıt gibi şehirlerde dahil olmak
üzere, toplanan verilerin geriye kalan yaklaşık % 10’u ise Azerbaycan’ın
Bakü dışında kalan şehirlerine düşmektedir. Aslında bu durum bir başka
5.2. Azerbaycan’da Hollanda Sendromu ve Ötesi
Azerbaycan’da büyük miktarda yatırıma gerek duyan petrol dışı
sektörlerin yatırımlardan yeterince faydalanamaması söz konusudur.
151
254
255
Mehdiyev, s.24.
Zerife Musayeva, “Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti”, Böyük Đpek Yolu ve
Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.34-46; Şaulov, s.91.
152
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
açıdan değerlendirildiğinde, Bakü haricinde ülkenin ağır ekonomik
şartlarda olduğunu göstermektedir 256.
Aslında Azerbaycan ekonomisi, iç piyasa bakımından yeterli bir
potansiyele sahiptir. Bu da üretimin çeşitli sektörlerde artmasına zemin
oluşturuyor. Ayrıca Azerbaycan’ın zengin servetlerinin dünyada, özellikle
Avrupa ülkelerinde ekonomik gelişmenin zaruri taleplerine uygun olarak
büyük miktarda kabul görmesi, uluslararası düzeyde uzun süre geçerliliğini koruyacaktır. Ayrıca bazı ülkelerde yaşanan ekonomik durgunluk
sonucu sermayeden istifadenin sınırlı hale gelmesi, söz konusu sermayenin Azerbaycan ekonomisine yöneltilmesine de imkan verebilecektir257.
Fakat günümüzde Azerbaycan’da "Hollanda Sendromu"ndan da
tehlikeli durum sözkonusudur. Petrol ve petrol gelirlerinin ihracat içindeki payı %90 civarındadır. Öte yandan bütçe gelirlerinin ise %50’si
petrol ve petrol ile ilgili alanlardan elde edilmektedir. Böylece, bütçenin
petrol gelirlerinden petrol gelirlerinin ise dünya piyasalarındaki
konjonktüre bağlım olması “Hollanda Sendromunun” daha ağır halini
Azerbaycan için meydana çıkarmıştır.
Devlet Petrol Fonu
Azerbaycan’da yabancı şirketlerle imzalanan anlaşmalar çerçevesinde üretilen petrolden elde edilen gelirler, Devlet Petrol Fonu
(DPF)’nda toplanmaktadır.
Fon, 29 Aralık 1999’da Cumhurbaşkanı Aliyev’in çıkarttığı kararname ile kurulmuştur. Fon’un yönetim kuralları IMF uzmanları ile
birlikte hazırlanmıştır.
DPF, petrol ve doğal gazın araştırılması, çıkarılması ve üretiminin
paylaştırılması konusunda SOCAR ile yabancı petrol şirketleri arasında
yapılan anlaşmaların uygulanmasından ve Azerbaycan’da, özellikle
Hazar’ın Azerbaycan sektöründe petrol-doğal gaz kaynaklarının araştırılması konusunda imzalanan anlaşmaların uygulanmasından Azerbaycan’ın elde edeceği gelirlerin toplanması amacıyla kurulmuş olan bir
fondur. Dolayısıyla Devlet Petrol Fonu’nda toplanan paraların Azerbaycan’ın sanayi, tarım ve sosyal yatırım alanlarında kullanılması planlaştırılmıştır258.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2002 yılında Fon’un hem gelirleri hem de harcamaları artmıştır.
Petrol anlaşmalarının reelleşmesi sonucunda gelirler 1 trilyon 93 milyar
Manat olarak gerçekleşmiştir.
2002 yılında fonda toplanan paranın faiz gelirleri 12 milyon $
olmuştur. Bu rakamın 2003 yılında 10 milyon $ olması beklenmektedir.
Bu azalmanın sebebi Fon harcamalarının artmasının planlaştırılması ve
banka faizlerinin düşmesidir.
Devlet Petrol Fonu her üç ayda bir gelir ve harcamaları hakkında
bilgi vermektedir. 2003 Haziran ayı itibariyle Devlet Petrol Fonu’nda
750 milyon $ bulunmaktadır259. 2003 yılı Devlet Petrol Fonu gelirleri
içerisinde “Azeri-Çırak-Güneşli” yataklarının işlenmesi ile ilgili anlaşmalar sonucu petrol satışından elde edilen gelir en büyük yere sahiptir.
DPF, Karabağ’dan göç eden ailelere yapılan harcamaları ve bazı
projeleri finanse etmektedir. 2002 yılında Fon’un harcamaları, Karabağ
göçmenlerinin geçim standartlarını yükseltmek amacıyla 189 milyar
Manat, Bakü-Tiflis-Ceyhan projesinde SOCAR’ın payının finanse edilmesi amacıyla 242 milyar Manat olmak üzere toplam 434 milyar Manat
olarak gerçekleşmiştir260.
Elbette ideal şartlarda petrol fonundaki ihtiyatlar cari harcamalara
değil, yatırımlara yönlendirilmelidir ki, yatırımlardan elde edilen gelir
petrol fiyatları düştüğünde açığı telafi edici olsun. Dış etkenler de petrol
sektörünün yoğun inkişafının ihtiyatla yönetilmesini gerektirmektedir.
Devlet bütçesine etkisi dikkate alınırsa, petrol fonunun bir bölümü petrol
üretiminin yoğun artışı sonucunda karşılaşılacak beklenmedik harcamalara yöneltilebilecektir 261.
Fondaki ihtiyatların yatırımların genişlemesine, devlet tüketim
harcamalarına veya iktisat politikasına uygun olarak bireysel tüketimin
arttırılması için vergilerin azaltılmasına yöneltilmesinin daha uygun
olduğuna öncelikle karar verilmelidir. Petrol Fonu’nun özel sektör
vasıtası ile daha verimli kullanılacağı söylenilebilse de, ülkenin geneli
açısından daha çok faydanın elde edilebilmesi için, devlet yatırımlarına
öncelik verilebilir.
259
256
257
258
Nazim Đmanov, s.36.
Nadirov, s.2.
Aliyev Natık, s.84.
260
261
153
Dr. Osman Nuri Aras
“Azerbaycan Dövlet Neft Fondunda 750 Milyon Dollar Var”,
http://www.525ci.com/2003/06/06/read.php?m=4&id=31, 08.086.2003.
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/15.
Azerbaycan'ın Đqtisadi Đcmali, Aprel-Đyun 2000, s.71-72.
154
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Yapılan düzenlemeler çerçevesinde fonda biriken gelirler yatırım
amacıyla, daha çok yüksek reytingli kredi kuruluşlarında depozit olarak
bulundurulmaktadır. Azerbaycan’da petrolden elde edilen gelirin yurtdışındaki finansal kurumlarda tutulmasının yanısıra finansal kanallar
vasıtasıyla doğrudan ve dolaylı olarak dış ticarete konu olmayan mallara
harcanmamaktadır. Böylece dış ticarete konu olan diğer alanlar için bu
bakımdan ortaya çıkabilecek birinci olumsuz etkinin ortaya çıkması
önlenmeye çalışılmaktadır262. Đngiltere’nin Now-how Merkezi tarafından
yapılan araştırmaya göre, DPF hesaplarında 2005 yılında 1.793 milyon $
paranın birikeceği hesaplanmıştır263.
Devlet Petrol Fonu’ndaki gelirlerin tarım sektörünün kalkınması
için kullanılması gerekmekle birlikte, sadece bu alana Fondan plasman da
bulunulması, ülkenin karşı karşıya kaldığı “Hollanda Sendromu”ndan
kurtulması için yeterli olmayacaktır. Bu problemden kurtulmak, ihraç
potansiyeline sahip sanayi alanlarının geliştirilmesine dönük politikalar
uygulamakla mümkün olabilecektir. Uygulanacak politikalarda seçici de
davranılarak, zaruri alanlara yatırımların plase edilmesi gerekmektedir264.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Sumgayıt, Lenkeran ve Nahçıvan’da serbest bölgelerin oluşturulması mümkündür. Bu şehirlerde demir yolu hatlarının varlığı, Sumgayıt
ve Lenkeran’ın denize açılması, Lenkeran ve Nahçıvan’da havaalanlarının olması ve aynı zamanda Nahçıvan’ın birkaç ülke ile sınırlarının
varlığı serbest bölgelerin kurulması bakımından bu şehirleri elverişli
kılan amillerdir265.
Serbest Bölgelerin Kurulması
Azerbaycan’da ekonomik kalkınmaya ivme kazandıracak ve Hollanda Sendromunu yaşatmayacak amillerden birisi de ticari bakımdan
serbest bölgelerin kurulması olacaktır. Özellikle petrol dışı sektörlerin
gelişmesinde serbest bölgeler önemli rol oynayacaktır
Bu gün dünyada sayısı bir hayli fazla olan serbest bölgeler ülkelerin dış ticaret hacmini arttırmak, ihracat ve ithalatı kolaylaştırmak,
döviz gelirlerini ve istihdam seviyesini artırmak, sanayiinin gelişmesine
ivme kazandırmak, ülkeye gelişmiş teknolojilerin gelmesini mümkün
kılmak amacıyla kurulmaktadırlar. Serbest Bölgeler bir çok ülkenin
sanayisinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
Örneğin, Türkiye’de 20’den fazla serbest bölge var. Serbest bölgeler Türkiye’de ekonomik bakımdan bölgeler arasında dengenin sağlanmasında önemli rol oynamaktadırlar.
262
263
264
Đlkin Sabiroğlu, “Neft Böhranları ve Holland Sindromu'', Azerbaycan Milli Demokratiya
Fondu Azerbaycan Bülleteni, No: 19 (139), 10 May 2001.
Đbadoğlu, s.74.
Ekber Eldaroğlu, “Neft Fondunun Vesaitleri Hansı Đstiqamete Yöneldilmelidir?”,
Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu, ''Azerbaycan'' Bülleteni - 25 (145), 21 Đyun 2001.
155
265
Ekber Eldaroğlu, “Qeyri-Neft Sektorunun Đnkişafında Azad Đqtisadi Zonalar Mühüm Rol
Oynaya Bilerdi”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu,“Azerbaycan” Bülleteni – 30
(150), 26 Đyul 2001.
156
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
ALTINCI BÖLÜM
ĐKTĐSAT POLĐTĐKALARI
Her bir ülkede ekonomik buhranlar ve toplumsal değişimin farklı
dönemlerinde, ekonomik gidişe devlet müdahalesinin yoğunlaşması
zorunlu olmaktadır266.
Geçiş sürecini yaşayan ülkelerde, ekonomi liberalleştikçe devletin
ekonomideki rolü, üretim sürecinde etkinlik yerine, ekonomik ortamın
elverişli hale gelmesi için gerekli düzenleme, planlama ve denetimleri
yapma haline dönüşmektedir. Özel işletmelerin sayısının artmasına paralel olarak devletin düzenleyici ve denetleyici rolü de artmaktadır.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
yılında dolaşımda olan nakit para (M0) % 19,9 ve para kütlesi (M2) %
18,3 oranında artmıştır. Para miktarındaki artış oranı ise % 33,3
düzeyinde olmuştur. Para miktarı artışının temel nedeni döviz ile
mevduatların hacminin artması sebebiyle zorunlu ihtiyatlara olan talebin
artmasıdır. 2000 yılında ise dolaşımda olan nakit para (M0) % 11,5 ve
para kütlesi (M2) % 15,7 oranında artmıştır. 2002 yılında da para
miktarındaki artışa karşın GSMH’daki artış daha fazla olmuştur.
Tablo 37. Para Arzı (Milyar Manat)
Yıl
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
6.1. Para Politikası
Bütün post-Sovyet ülkelerde değişim sürecinin ilk yıllarında
yüksek enflasyon müşahede edilmiştir. Fiyatlarda, dış ticaret faaliyetlerinde ve finans sektöründe liberalleşmeye dönük adımların atılması, tabii
olarak fiyatlar genel düzeyinde önemli artışları beraberinde getirmiştir.
Böyle bir ortamda, tek çıkış yolu ise, para-kredi politikası araçları
vasıtası ile dolaşımda olan para miktarının seviyesini düzenlemek ve bu
yolla fiyatlar genel düzeyinde görülen artışı durdurmaktır. Ancak burada
önemli olan para miktarının fiyatlar genel düzeyinin dışındaki ekonomik
amaçlar olarak, dengeli ve istikrarlı büyüme veya gelişmekte olan
ülkeler bakımında yüksek kalkınma düzeyinin sağlanması ve tam
istihdama varma hedefleri doğrultusunda dengeli kullanılabilmesidir.
Ülkede Merkez Bankası’nın para piyasaları üzerindeki hakimiyeti
tamdır. Merkez Bankası sıkı para politikası uygulamaktadır.
1995 yılından itibaren mevcut hiper-enflasyonu dizginleyebilmek
için Merkez Bankası sıkı para-kredi politikaları uygulamaya başlamıştır.
1994 yılında Manat’ın emisyon hacmi % 500 seviyesinden 1995’te %
175’e inmiş ve 1997 yılında toplam % 28 oranında artmıştır.
1998 yılı başlarında piyasadaki para miktarı, uygulanan sıkı parakredi politikaları neticesinde azalmıştır. Ancak 1999 yılının ikici yarısından itibaren tedavüldeki para miktarı artmaya başlamıştır. 2000
266
M0
602.4
865.4
1170.5
926
1135.8
1349.8
1469.0
1874
M1
355.2
338.8
385.8
292.5
268.5
311.3
286.6
158.1
M2
957.6
1204.2
1556.3
1218.5
1404.3
1661.1
1755.6
2032.1
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.459.
Özellikle 1990’lı yılların ortalarından başlayarak makro-ekonomik
temel göstergelerden olan GSMH’nın reel artış oranı ile para arzı artış
oranı arasında farkın, para miktarının aleyhine olduğu açıkça gözükmektedir. 1996 yılından 2000 yılına kadar GSMH’daki artış oranı yıllar
itibariyle %1.3, %5.8, %10, %7.4 ve %11,4 olarak gerçekleşirken, M2
para arzı hacmi 1995 yılında 957.6, 1996 yılında 1204.2, 1997’de
1556.3, 1998’de 1218.5, 1999’da 1404.3 ve 2000 yılında 1661.1 milyar
Manat olmuştur. Yani, 1996-2000 yılı içerisinde yani toplam altı yıl
içerisinde GSMH artışı %36 olurken, M2 para arzı 1996 yılının biraz
üzerinde olmuştur. M2 para arzı 2002 yılında ise 2032.1 milyar Manat
olmuştur.
GSMH artış oranı ve para arzı artış oranı arasındaki fark iki
şekilde doldurulmaktadır: Birincisi başka bir para biriminin fonksiyonel
olarak ekonomide yer almaya başlaması, yani para ikamesidir. Đkincisi
ise, ekonomide büyük sorunlar yaratan ödemeler problemidir. Bu durum
Rovşen Quliyev, “Aqrar Bazarların Tenzimlenmesi Üzre Dünya Tecrübesi”, Meşveret
Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, s.39.
157
Dr. Osman Nuri Aras
158
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
da dikkate alındığında, milli paranın ekonomideki rolünün zayıf olduğu
dolayısıyla da yapılan reformların etkinliğini azalttığı söylenebilir 267.
1990’lı yılların ortalarında uygulanmaya başlayan ve enflasyonun
önlenmesi bakımından başarılı bir netice veren sıkı para-kredi politikası,
ne yazık ki, daha sonraki süreçte ekonomide yatırımların hacmini ve
ekonomide arz cephesi (üretim) için gerekli olan talebin oluşması bakımından satın alma gücü olarak ifade edilen dolaşımdaki para miktarının
azalması sonucunu doğurmuştur. Uygulanan sıkı para politikası 1995-96
yıllarında hiper-enflasyonun kontrol altına alınmasını mümkün kılarken,
1997’den sonra ise, ekonomide olumsuz etkiler yaratmıştır. Sıkı para
politikası uygulamaları sonucu deflasyonist bir sürecin yaşanmasından,
başta henüz ayakları üzerine duramayan yerli müteşebbisler olmak üzere,
reel sektör olumsuz şekilde etkilenmiştir. Amerikan Doları’nın sabitliğinden faydalanan ithalatçılar, hiç bir sınırlama ile karşılaşmadan, ülke
piyasasını ithal ürünleri ile doldurabilmişlerdir. Dolayısıyla günümüzde
Azerbaycan’da tüketim ürünleri piyasası, hemen hemen ithal ürünlerden
oluşmaktadır. Bu ise tüketim sektöründe fiyatların daha çok Amerikan
Doları’na bağlı olduğuna işaret etmektedir. Sonuçta, dolar kurundaki
değişme kendi başına hiçbir anlam ifade etmemekte, otomatik olarak
bütün tüketim malları dolarla hesaplandığına göre, bu malların fiyatları da
kurdaki değişme oranında değişmektedir268.
Öte yandan sıkı para-kredi politikası ile talebe yönelen kredilerin
önlenmesi paralellik göstermektedir. Ancak sıkı para-kredi politikasının
üretimin arttırılmasına yönelik orta vadeli kredilerin verilmesine engel
olmaması gerekir. Gerekli kaynağın olmaması gerekçesi ile, Milli Bank
(Merkez Bankası) tarafından bu tür kredi verilmesine imkan yaratılmazken, talep edilen teminatın devlet tarafından verilmemesi ise, yabancı
bankaların bu tür kredi vermelerinin önünü almaktadır 269.
1998-1999 yıllarında mevcut olan deflasyon hareketlerinin etkisi
altında reeskont faizi seviyesi artmış ve Mart-1999 yılında bu oran %
28’e kadar yükselmiştir. Merkez Bankası ise mevcut reeskont oranlarını
%14’ten % 10’a düşürmüştür. 2000 yılı Mart ayında ise bu oran % 8’e
düşmüştür. Ticari Bankaların kısa müddetli kredi faiz oranları 1999 yılı
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
başlarında % 20 seviyesinde sabit kalmış iken 2000 yılında bu oran %
22.2 olmuştur. Bu durum, Azerbaycan Manatı’nın değer kaybedeceği ve
enflasyon oranında bir hareketliliğin olacağı tahminlerine sebep olmuştur. Manat ve Dolar arasında kısa ve uzun müddetli krediler arasındaki
fark Manat’ın ucuzlamaya başlamasıyla azalmaya başlamış ancak
önemli derecedeki fark kapanmamıştır. Banka mevduatlarında Dolar
özellikle tercih edilen para birimi olmuştur270. 2002 yılında ise dolarizasyonda belirli azalma olmuş, toplam mevduatlar içinde döviz tevdiat
hesaplarının oranı azalmıştır.
12 yılı aşkın bir sürenin geçtiği değişim süreci sonunda, henüz milli
para birimi olarak Manat’ın paranın temel fonksiyonlarını tam olarak
yerine getiremediği görülmektedir. Manat olarak fiyatı mevcut olsa bile,
dolar olarak malların değeri dikkate alınmaktadır. Bu ise, Manat’ın
fonksiyonunu teknik bir özellik taşıma ile sınırlandırmış oluyor.
Para miktarının yetersizliğinin döviz ile ikame edilmesi, elbette
ekonomi açısında büyük bir tehlikedir. Zira ikame para ne Merkez
Bankası (Milli Bank) ne de diğer hükümet kurumları tarafından kontrol
edilememektedir. Kontrol altına alınamayan para ikamesi, para politikasının etkinliğini azaltmaktadır271. Merkez Bankası Doların dolaşımdaki
hacmini sınırlamak amacıyla, tek mücadele metodu olarak, dolaşıma
bırakılan miktarını sınırlama yoluna gitmektedir. Bu ise problemi biraz
daha büyültmekte, sebep yerine sonuç ile mücadele verilmiş olmaktadır.
Kısaca yaşanan bu durum Azerbaycan’da para politikalarına
yönelik kontrol gücünün zaman içinde ortadan kalkabileceği izlenimini
vermektedir. Çözüm yolu ise; GSMH’daki artış hızını da dikkate alarak
sıkı para politikasından belirli miktarda ödün verilmesidir.
Para ikamesi döviz hacminin, sonuçta ülkedeki mevcut kayıt dışı
ekonominin dayanak noktası olmaktadır. Dolayısıyla kayıt dışı ekonominin gelişmesinde para ikamesi önemli rol oynamaktadır272.
Para hacminin yaklaşık olar %80 M0, %20 M2 terkibinde olması
ise, dolaşımda daha çok nakit paranın olduğunu ifade etmektedir. Bu ise
270
271
267
268
269
Đ. Ehmedov, ss.41-42.
Đnqilab Ehmedov, “Đqtisadi Đslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret Bülleteni,
No:7(43), Oktyabr 2001, ss.43-44.
Eyyubov, s.82.
159
Dr. Osman Nuri Aras
272
Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle
Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 13.03.2003
Osman Nuri Aras, “Azerbaycan Đqtisadıyyatında Ehtimal Olunan Problem: Pul Evezi”,
Azerbaycan Đqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konferans Materialları, Bakı, 14-15
Mart 2002, ss.315-318.
Geniş Bilgi Đçin Bkz: Osman Nuri Aras, Para Talebi Para Đkamesi ve Finansal Gelişme,
Qafqaz Ünşiversitesi Yayınları, Bakü, 2000.
160
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
bankacılık sektörü ve yönetimi açısından büyük engeller yaratmaktadır.
Toplam para arzı içerisinde nakit paranın büyük bir ağırlığa sahip
olması, öncelikle denetimden dolayısıyla vergi denetiminden uzak olmaya zemin hazırlamaktadır 273.
Kısa vadeli kredi faiz oranları 2001 yılı başında %19.53, 2002
başında %19.74 ve 2003 başında %18.17 olmuştur. Uzun vadeli kredi faiz
oranları ise 2001 yılı başında %21.60, 2002 başında %20.70 ve 2003
başında %18.86 olmuştur. Bankalararası piyasada üç aylık kredi faiz
oranları 2001 yılın başında %20.3, 2002 başında %19.75 ve 2003 başında
%19.67 olmuştur274.
2002 yılında uygulanan para kredi politikasının başlıca amaçları,
fiyatlarda ve döviz kurunda istikrarın sağlanması, döviz rezervlerinin
belirli seviyede korunması, bankacılık sisteminin daha da iyileştirilmesi
ve ekonomideki para darlığının giderilmesi olmuştur. Milli Bank para
politikası ile ilgili önceden belirlediği hedeflere ulaşmak için kendi
kontrolünde olan araçları kullanmıştır. 2002 yılında açık piyasa işlemlerinin para politikasının bir aracı olması için çaba harcanmış ve kıymetli
kağıtların alınması ve satılması işlemi bir hayli artmıştır. Milli Bank bu
dönemde Manat kurundaki istikrarı piyasaya müdahale ederek ve Manat
hacmini kontrol ederek elde etmiştir. Bu sürede Monetarist para politikasında meydan gelen değişiklikler de yakından takip edilmiştir. Ayrıca
özel sektörün geliştirilmesi ile ilgili Cumhurbaşkanı kararı neticesinde
de özel sektöre verilen kredilerin faiz oranları %10’dan %7’ye çekilmiştir. Azerbaycan’daki kredi faiz oranı BDT ülkeleri içinde en düşük
olanıdır.
Milli Bank’ın 2002’de de enflasyonun kabul edilebilir bir seviyede
olmasına, milli para biriminin değerinin istikrarlı olmasına, uluslararası
normlara uygun döviz rezervlerinin elde bulundurulmasına, bankacılık
sisteminin daha da güçlendirilmesine ve ekonomide monetizasyonun
gerçekleştirilmesine uygun bir para-kredi politikası yürütmesi ile belirlenen hedeflere ulaşılmıştır275: Döviz kurunda meydana gelen değişiklikler
273
274
275
Đnqilab Ehmedov, “Đqtisadi Đslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret Bülleteni,
No:7(43), Oktyabr 2001, ss.47-48.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml;
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003.
“2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti Haqqında”,
http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml, 18.04.2003, “Azerbaycan Respublikası
161
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
sabit bir duruma gelmiştir. Ekonomik büyüme oranı ise %11 olarak
gerçekleşmiştir. Uygulanan ekonomik reformların olumlu sonuçları özel
sektörü geliştirmiş ve özel sektörün GSMH’daki payı %70’i geçmiştir.
Đhraç hacmi artarak 2,1 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. Yabancı
sermaye akımı da tahmin edilenden fazla olarak 2 milyar $ olmuştur. Bu
yatırımların da 1,7 milyarını dolaysız yatırımlar oluşturmuştur. Bu dönemde petrol dışı sektörlere de yabancı sermayenin gitmesi için çaba
harcanmış ve neticede bir önceki yıla göre petrol dışı sektöre yabancı
sermaye akımı %90,4 artarak 9 trilyon Manat olmuştur. Ülkenin döviz
rezervi de artarak 1,3 milyar $’a ulaşmıştır. Bu rezervlerin 110 milyon
$’ı dış borç ödemesi ve Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının sponsorluğu
için harcanmıştır.
2002 yılında uygulanan para kredi politikasının 2003 yılında da
devam ettirilmesi hedeflenmiştir: Milli Bank 2003 yılında da ekonomideki hızlı büyümeye, makroekonomik istikrarın sağlanılmasına ve
sağlam makroekonomik idare etmenin oluşmasına yardımcı olacak para
kredi politikası uygulamayı planlamaktadır. Özellikle de enflasyon oranının %2,5 olarak gerçekleşmesi 2003 yılında beklenen hedeflerden en
önemlisidir. Bu dönemde para miktarının %18-20 arasında artırılması da
planlanmaktadır. Özellikle petrol ve yabancı sermaye vasıtasıyla ülkeye
girecek paraların döviz kuruna olumsuz etkilerini minimuma indirmek
için önlemler alınması düşünülmektedir.
Yukarıda söylenen amaçlara ulaşmak için Milli Bank kredi politikası, faiz politikası, kanuni karşılık oranı, açık piyasa işlemleri ve döviz
piyasasına müdahale gibi para-kredi politikası vasıtalarını başarı ile
kullanmayı hedeflemektedir.
Para politikası kararlarının temel problemi, ne kadar garip gelse
de, Manat’ın gerektiğinden fazla güçlü bir konumda olmasıdır. Sonuçta
yerli üretimin aleyhine olacak şekilde, ithalat ihracata göre cazip hale
gelmektedir. Olması gereken ise, Manat’ın değerini tedrici olarak düşürmektir 276.
276
Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca Đstiqametleri Barede
Beyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003.
Nazim Đmanov, s.28.
162
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
6.2. Maliye Politikası
Azerbaycan’da Karabağ savaşı ile ilgili ateşkesin ilanı ve siyasal
istikrarın sağlanması ile birlikte ekonomik istikrarı sağlamaya yönelik
politikalar da uygulanmaya başlamıştır. Bu çerçevede bir vergi reformu
uygulamaya konulmuştur. KDV uygulaması başlatılmış, ham petrol
üretimine %25 oranında vergi getirilmiştir.
1991-94 yılları arasında Ermenistan ile yaşanan savaşın kamu
maliyesi üzerinde yarattığı olumsuzluk büyük olmuştur. Bu dönemde
kamu harcamalarının GSMH’ya oranı %55’e, kamu finansman açıklarının GSMH’ya oranı %15’lere kadar yükselmiştir. Bir taraftan, petrol
ve özelleştirme gelirleri kamu açıklarının finansmanında kullanılmaya
devam ederken, diğer taraftan kamu gelirlerini artırıcı, giderleri azaltıcı
tedbirler de uygulanmaya çalışılmıştır. 1999 yılında kamu finansman
açığının GSMH’ya oranı %5.4’e yükselmesine karşın alınan tedbirlerle
bu oranın daha düşük seviyede tutulması amaçlanmıştır.
IMF destekli maliye politikaları çerçevesinde kamu harcamalarının azaltılması hedeflenmiş ve bu yolla bütçe açığının kontrol altına
alınması amaçlanmıştır. Uygulamaya konan sıkı para politikasıyla
temelde düşük enflasyon düzeyinin sürdürülmesi ve komşu ülkelerdeki
krizlerden en az etkilenilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla sıkı bir likidite
yönetimi uygulanarak, Manat’a olan güvenin yeniden sağlanmasına
çalışılmıştır. Böylelikle reel ve nominal faizlerin düşürülmesi amaçlanmıştır.
IMF destekli sıkı maliye politikaları neticesinde kamu harcamalarında yaşanan azalmalara rağmen, kamu gelirlerinde de gerçekleşen
düşüşler, kamu finansman açığının kapatılmasında dış kaynak kullanımının artmasına yol açmıştır. Bununla birlikte bütçe açığının finanse
edilmesinde özelleştirmeden277 elde edilen gelir ve diğer benzeri iç
kaynaklardan da yararlanılmıştır. 2000 yılına gelindiğinde devlet gelirleri içerisinde en önemi gelir kaynağını KDV gelirleri oluşturmuştur.
277
Azerbaycanda küçük ve orta ölçekli devlet kuruluş ve teşkilatlarının özelleştirilmesi
tamamlanmış ermiş, büyük ölçekli devlet kuruluşlarının özelleştirme sürecine ise
başlanmıştır. Aynı zamanda, halen devlet mülkiyetinde olan petrol-dışı sektörlere ait
kuruluşlarda verimli yapısal değişiklikler yapılmamış, ülkede büyük potansiyele sahip
fabrikalar olmasına rağmen Azerbaycan’ın sanayi potansiyeli bir hayli zayıflamıştır.
Ayrıntılı bilgi için bkz: Zenfira Nesirova, Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra
Azerbaycan’da Ekonomik Gelişme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, M.Ü, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Đstanbul 2002, ss.79-80.
163
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Reform uygulamaları kapsamında vergi gelirlerini artırıcı, vergi
otoritelerini güçlendirici tedbirler uygulamaya konulmuştur. Son yıllarda
görülen kamu harcamalarındaki artışlar ücretler, sosyal transferler ile
sermaye stokunu artıran yatırımlarda görülen artışlardan kaynaklanmaktadır. Kamu harcamaları içinde eğitime ayrılan pay değişmezken, sağlık
hizmetlerine ayrılan pay 1995-1999 döneminde %1 oranında azalmıştır.
Hükümet bu yolla kamu finansman dengesinde iyileşme sağlamaya
çalışmaktadır.
Azerbaycan’da vergi sistemi ülke Anayasası ve diğer kanuni
düzenlemelerle belirlenmiştir. Söz konusu hukuki düzenlemelere göre de
verginin belirlenmesi ve tahsil edilmesi uygulanmaktadır. Özellikle son
yıllarda bütçe gelirlerinin büyük bir kısmının vergilerden oluşması bu
konunun önemini artırmaktadır. Bu bakımdan da vergi ile ilgili kurumların önemi de her geçen gün artmaktadır. Bu kurumların en önemlisi
olan Vergi Bakanlığı 1990 yılında Maliye Bakanlığı terkibinde kurulmuş, 1991 yılında bağımsız vergi müfettişliği, 2000 yılında da
Cumhurbaşkanın kararı ile Bakanlık olmuştur. Bundan sonra da bu
bakanlığın diğer bölümleri oluşturulmuştur. Ayrıca farklı bölgelerde de
vergi şubeleri açılmıştır.
Genel olarak ülkede üç tür vergi vardır. Bunlar devlet vergileri,
özerk cumhuriyet vergisi ve yerel vergilerdir. Vergi alınması ise iki türlü
hayata geçirilmektedir. Birincisi direk kaynaktan alınır, diğeri ise
beyanname esasına göre gerçekleştirilir. 9 çeşit devlet vergisi, 8 çeşit
özerk cumhuriyet vergisi (Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’ne aittir), 4
çeşit de yerel (belediye) vergisi vardır. Belirli insanların ise gelir
vergisinden ya muafiyeti ya da bazı indirimleri vardır. Bütün bunlarla
beraber vergi sisteminde de devamlı olarak gelişme ve değişim sürecine
devam edilerek vergi sisteminin gelişmiş ülkelerin sistemine göre
kurulması planlanmaktadır.
Kamu sektöründe kurumsal yapıyı güçlendirmek amacıyla birçok
yeni düzenlemeye gidilmesine karşın, kamu sektörünün halen etkin bir
şekilde çalıştığını söylemek mümkün değildir. Vergi Kanunları
yenilenirken, vergi otoriteleri güçlendirilmeye çalışılmıştır. 2000 yılı
içerisinde KDV’de, Kurumlar Vergisi’nde, Sosyal Güvenlik Fonuna
işverenlerden kesilen primlerde indirimlere gidilerek kamu gelirleri
artırılmaya çalışılmıştır. IMF ile yapılan anlaşma kapsamında kamu
harcamaları disipline edilmeye çalışılmaktadır.
164
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Kamu sektöründeki düşük ücret aşırı istihdam politikası terk
edilerek, performans kriterine dayalı bir kamu personel yönetmeliği
hazırlıkları Dünya Bankası’nın desteğiyle devam etmektedir. Ayrıca
Bakanlar Kurulu da dahil olmak üzere bir çok bakanlıkta, kamu
sektörünü bütünüyle yeniden yapılandırmayı öngören bir yapısal reform
çalışması ile yargı gücünü ve bağımsızlığını artıracak çalışmalara da
devam edilmektedir. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla alt yapı ve
işletmelerin yeniden yapılandırılmasına ilişkin endekslerde yükselme
beklenmelidir 278.
Tablo 41. Mali Göstergeler (GSMH’nın %’si)
Yıl
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
2002
Kamu
Harcamaları
41.2
36.4
20.1
17.6
18.6
15.4
17.3
16.2
15.2
15.7
Kamu Gelirleri Kamu Dengesi
34.1
26.9
14.9
14.7
16.2
13.6
14.9
15.2
14.8
15.3
-7.1
-9.4
-5.2
-2.9
-2.4
-1.8
-2.4
-1.0
-0.4
-0.36
Dış Borçlar
4.0
6.7
12.4
13.6
15.8
15.7
15.8
21.9
21.9
22.5
Uygulanan politikanın en önemli amaçlarından biri ise piyasayı
canlandırarak petrol sektörü dışındaki sahalarında gelişmesini sağlamaktır. Yoksulluğun azaltılması ve reel ekonominin canlandırılması da
önemli hedeflerdendir. Mali politikaların hızlandırılması küçük ve orta
ölçekli işletmelerin mali durumlarına olumlu etki gösterecektir.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
gerçekleşen sermaye girişleriyle, para arzı kontrol altında tutularak,
fiyatların daha da yükselmesi önlenmeye çalışılmış, ancak Manat’ın
dolar karşısında nominal değeri de yükselmeye başlamıştır. Bu yıldan
itibaren Milli Bank döviz kuru politikasını değiştirmemiş ve 1998 yılına
kadar Manat nominal ve reel olarak değerlenmiştir. Bu değer kazanmanın altında fiyat istikrarının sağlanmasının yanı sıra petrol sektörüne
gelen yabancı sermayenin önemli etkisi vardır. 1998 krizinin de etkisiyle
ve ihracatta ortaya çıkan gerilmelerin zorlamasıyla, 1999 yılının ortalarından itibaren dalgalı kur rejimine geçilmiş, ulusal para biriminin dolar
karşısında değeri düşürülerek ihraç ürünlerinde rekabet üstünlüğü
kazanılmaya çalışılmıştır. 1999 yılında dalgalı kur rejimine geçişle beraber Manat dolar karşısında değer kaybetmeye başlamış ve bu durum
ihracata yansımıştır.
Manat’ın dolar karşısındaki değer kaybı 1999 ve 2000 yıllarında
da sürmüştür. Geleneksel olarak Azerbaycan önemli ölçüde dış ticarete
bağımlı bir ülke konumundadır. Dış ticaretteki rekabet gücü ise fiyat
avantajlarına dayanmaktadır Özellikle uygulanan kur politikaları bu
noktada önemli hale gelmektedir. Diğer taraftan en önemli ihracat
kalemi olan petrol ve petrol ürünleri, özellikle petrol konsorsiyumlarının
yeni petrol yataklarını kullanmaya başlamasıyla birlikte önemli artışlar
göstermiştir279.
Kur politikası çerçevesinde 2003 yılı itibari ile Manatın değerinin
fazla değişmeyeceği belirtilmektedir280. Bakü-Tiflis-Ceyhan projesinin
hayata geçirilmesi ile ilgili döviz rezervlerinin harcanacak olmasına ve
önemli dış borç ödemelerinin olmasına bakmayarak 2003 yılı için Milli
Bank döviz rezervlerini aynı seviyede korumayı hedeflemektedir.
6.3. Döviz Kuru Politikası
Azerbaycan Manat’ı, artan enflasyon hızının da etkisiyle, dolaşıma çıktığı 1992’den, tek para birimi olarak kabul edildiği 1994 yılına
kadar keskin bir şekilde değer kaybetmiş ve özellikle de 1994 yılında
aşırı dalgalanmalar söz konusu olmuştur.
1995 yılından itibaren uygulamaya konan makroekonomik istikrar
politikaları ve izlenen kontrollü dalgalanan kur politikası neticesinde
279
280
278
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10 Yılı”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm. 13.03.2003
165
Nesirova, ss. 54-77.
“Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin Başlıca
Đstiqametleri BaredeBeyanatı”, http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml,
18.04.2003.
166
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
düzeyde olmaması, ucuz işgücü gibi faktörler dış ekonomik ilişkiler
sistemini yönlendiren esas etkenler olmuştur.
YEDĐNCĐ BÖLÜM
AZERBAYCAN’IN DÜNYA EKONOMĐSĐNE
ENTEGRASYON SÜRECĐ
7.1. Entegrasyon Düzeyi
20. yüzyılın sonlarında siyasi bağımsızlığını yeniden elde eden
Azerbaycan yöneticilerinin ekonomik alandaki önemli görevlerinden biri
de ülke ekonomisinin dünya ekonomisine entegre olmasının temin
edilmesi olmuştur.
Uluslararası ekonomik entegrasyon dış ticaret, sermayenin uluslararası dolaşımı, işgücünün uluslararası dolaşımı, uluslararası ekonomik
kuruluşlara üyelik, bölgesel ekonomik birliklere katılım şeklinde gerçekleşmektedir.
Dış ekonomik ilişkiler, her devletin dünya ülkeleri arasında yerini
ve nüfuzunu belirleyen faktörlerdendir. Bu ilişkilerin sağlam temeller
üzerine kurulması ve genişlemesi bağımsızlığını yeni kazanan ülkeler
açısından özellikle büyük önem arz etmektedir.
Azerbaycan'da dış ekonomik ilişkiler, uzun süre "demir perdelerle" çevrilmiş Sovyetler Birliği döneminde ekonominin bağımsız bir
alanı gibi mevcut olmamıştır. Merkezin izni olmadan dış dünyayla
bağlantı kuramayan ülke, bağımsızlık sonrası yeni bir sistem oluşturma
sürecine girmiştir.
Azerbaycan ekonomisinin geçmiş birlikten miras kalan yapısı,
bağımsız bir ülkenin milli ekonomisinin taleplerine cevap vermemesinin
yanı sıra, dünya ekonomisine uygun bir şekilde entegre olunmasına,
ülkenin ekonomik bağımsızlığının temin olunmasına da imkan vermemekteydi.
Özellikle Haydar Aliyev’in Cumhurbaşkanı olmasından sonra
hassas denge politikaları çerçevesinde Azerbaycan’ın uluslararası ilişkilerini şekillendirdiği ve ekonomisinin dünya ekonomisine entegrasyonunun
başladığı görülmektedir.
Coğrafi bakımdan Azerbaycan'ın elverişli olması, büyük enerji
tesisleri, petrol ve petrol ekipmanları sanayii, kimya, elektronik ve
şarapçılık sanayii, ulaştırma altyapısı ve hammadde kaynaklarının
zenginliğine rağmen teknoloji potansiyelinin zayıflığı, üretimin yeterli
Bağımsızlığının ilk yıllarında sadece BDT ülkeleri ile yoğun olan
ilişkiler, zamanla diğer yabancı ülkeleri de kapsamış ve günümüzde
ticari anlaşmalar, yabancı yatırımlar ve uluslararası finans kuruluşlarından alınan kredilerle birlikte gelişmekte olan bir sistem haline dönüşmüştür. Bu sistemin yönetimi, ilgili devlet kurumları (Ticaret Bakanlığı'na dönüştürülen Dış Ekonomik Đlişkiler Bakanlığı, Devlet Gümrük
Komitesi, Ekonomi Bakanlığı'na bağlı Yabancı Yatırımlar Müdürlüğü,
Bakanlar Kurulu bünyesindeki Dış Kredi ve Yardımlar Ajansı) tarafından gerçekleştirilmektedir.
Azerbaycan’ın liberal ekonomi modeline geçmesi ile ülkenin iç
piyasasının dünya piyasalarının bir parçası durumuna çevrilme süreci,
dış ticaretini liberalleştirme yolunda ciddi mevzuat değişiklikleri ile
hızla devam etmektedir.
Dünya ekonomisine entegrasyon sürecinde önemli bir mesafe
aldığına gösterge olacak şekilde 2002 yılında Azerbaycan, 128 ülke ile
ekonomik ilişkiler kurmuştur. Ancak işletmelerin dünya piyasalarında
rekabet edebilecek durumda üretim yapamamaları Azerbaycan’ın hazır
ürün ihraç etmekle entegre imkanlarını kısıtlamaktadır.
Amerikalı ve Avrupalı şirketlerin Azerbaycan’daki yatırımlarının
artmasıyla bu ülkelere Azerbaycan’la olan ilişkilerini geliştirmişlerdir.
1996 yılının Nisan ayında, Avrupa Birliği ve Azerbaycan 1999
yılında yürürlüğe giren Ortaklık ve Đşbirliği Anlaşmasını imzalamışlardır. Avrupa Birliği ülkeleri içinden özellikle Đngiltere, Azerbaycan’da
faaliyet gösteren petrol şirketleri nedeniyle diplomatik ilişkilerini
güçlendirmeyi tercih etmektedir.
Azerbaycan, Avrupa Birliği’nin Kafkasya’da en büyük ticari ilişki
içinde olduğu ülkedir. Bu ticari ilişkinin en temel ürünleri ise petrol,
doğal gaz ve pamuktur. 1993’den itibaren Azerbaycan’ın Avrupa Birliği
ile toplam ticaret hacmi artış kaydetmektedir 281.
281
167
Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa Đttifaqı Đle Münasibetleri”,
Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, s.20.
168
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Yeniden inşası için geniş çapta çalışmaların yapıldığı Đpek Yolu,
jeo-siyasi önemi ile birlikte yeniden inşasında yer alan ülkelerin
ekonomik kalkınmasına olumlu etki edecektir. Đpek Yolu, Doğu ile Batı
arasında köprü olmakla Azerbaycan ürünlerinin satış piyasasının
genişlemesine, iç piyasanın güven altına alınmasına ve gelir seviyesinin
yükselmesine etki edecektir. Bu yolun yeniden inşasında Avrupa Birliğinin yardımı ile hayat geçirilen “TRACECA” Projesi özel rol oynamaktadır282.
TRACECA, mevcut yollara yenilerinin ilave edilmesi ile, Avrupa’dan Karadeniz ve Kafkas vasıtası ile Orta Asya’ya en hızlı ve en az
maliyetli çift yönlü yolun yapılması amacını gütmektedir.
Đpek Yolu’nun yeniden faaliyete geçirilmesi amacıyla 1991
yılında Avrupa Birliği’nin TACIS programı ile ilk adım atıldı.
1993 yılının Mayıs ayında Brüksel’de Azerbaycan, Ermenistan,
Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın ekonomi ve ulaşım bakanlarının katılımında da ele alınan
Büyük Đpek Yolu Projesi çerçevesinde yüzyılın en büyük ulaşım ve
nakliyat anlaşması 1998 yılında Bakü’de imzalandı.
Azerbaycan’ın yanı sıra, Türkiye, Gürcistan, Özbekistan, Moldova, Kırgızistan, Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan cumhurbaşkanlarının
katıldığı konferansta Avrupa–Kafkasya–Asya Koridoru’ndaki uluslararası taşımacılığın geliştirilmesine ilişkin birçok anlaşma imzalandı.
Avrupa Birliği’nin 1991 yılında aldığı kararla Bağımsız Devletler
Topluluğu ülkelerine teknik yardım programı (TACIS) çerçevesinde
destek verdiği zirveye Avrupa ve Asya ülkelerinin de içinde bulunduğu
32 ülkenin temsilcileri katıldı.
32 ülkenin yanı sıra 12 uluslararası teşkilattan 150 temsilcinin
katıldığı TRACECA (Büyük Đpek Yolu’nun yeniden hayata geçirilmesi)
konferansı sonunda imzalanan anlaşmayla Đngiltere’den başlayarak
Japonya’ya kadar uzanan yeni ulaşım koridoru resmen uygulanmaya
kondu.
Konferansın sonunda Bakü Deklarasyonu adı altında bir belgeye
de taraflar imza attılar. Katılımcı ülkelerin iyi ilişkilerinin geliştiril-
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
mesinin önemine dikkat çekilen belgede Avrupa - Karadeniz - Kafkasya
- Hazar Denizi - Asya arasında kurulacak ulaşım hattının 7 Mayıs 1993
tarihinde Brüksel’de varılan anlaşma çerçevesinde olacağı vurgulandı.
Belgede şu maddelere yer verildi283:
“Zirveye katılan tüm ülkeler Brüksel beyannamesinde yer alan
esaslara aynen uyacaklarını beyan ederler. Avrupa Birliği’nin TRACECA’nın uygulanmaya konulması için yaptıkları çalışmalar takdire şayandır.
TRACECA’nın uygulanmaya konulmasının bölge huzur ve güveninin
sağlanmasına katkıda bulunacağı aşikardır. Taraflar Đpek Yolu’nun hayata
geçirilmesiyle Karadeniz ve Hazar limanlarından daha kolay şekilde istifa
edeceklerdir. Bölgedeki ekolojik dengeler gözetilerek, taraflar yapacakları
taşımacılıkta bölgenin ekolojik dengesine zarar vermemek için azami
gayret göstereceklerdir. Bu programla büyük işbirliklerinin doğacağını
ümit edilerek BM, KEĐB ve ECO ile daha çerçeveli işbirliklerinin geliştirilmesine karar verildi. Projenin tam olarak uygulanabilmesi için ilgili
ülkeler gerekli tüm hukuki düzenlemeleri en kısa sürede yapacaklardır.
Hükümetlerarası bir komisyon ve bu komisyonun işlerini yürütmesi için bir genel sekreterlik kurulması sağlanacak.
TRACECA ile gerek Avrupa Birliği ülkeleriyle ve gerekse diğer
ülkelerle koordinasyon daha rahat sağlanacaktır.
TRACECA çerçevesinde yeni kara ve demiryollarının yapılması
sağlanacak.”
Globalleşme ve uluslararası ekonomik ilişkilerin gelişim süreci
özellikle ulaşım sektörünün yeniden gözden geçirilmesini gerekli kılmaktadır. Şöyle ki, dünya ekonomisinin gelişimine ilişkin değerlendirmelere ve tahminlere göre, 21. yüzyılda ekonomik ilişkiler Avrupa-Asya
hattında yoğunlaşacaktır. Bu bölgede elverişli transit geçişi sağlamaya
dönük “Đpek Yolu”nun coğrafi konumundan tam olarak faydalanılması
gerekmektedir 284.
Zira, uluslararası finans kurumlarının TRACECA programını
desteklemeleri, projede iştirakçi olan ülkelerin sayısı, ulaşım korido283
282
Sahile Allahverdiyeva, “Bakı Deniz Limanının Böyük Đpek Yolunun Berpasında Ehemmiyeti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.10-12; R. T. Hesenov,
“Azerbaycan Đqtisadiyyatının Đnkişaf Stratejiyasının Perspektivleri”, Azerbaycan Đqtisadi
Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası
Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.10-11.
169
Dr. Osman Nuri Aras
284
http://www.turan.tc/haber/ipek.html 18.03.2003; Zaman Gazetesi, 9 Eylül 1998.
A.A. Salmanov, “Azerbaycan Neqliyyat Tranzit Potensialı-Đqtisadi Elaqeleri Stimullaş-dıran
Amil Kimi”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi,
Bakı, 2001, s.54; Natiq Elesgerov, “Tarixi Đpek Yolu ve Azerbaycan Neft Senayesi Müasir
Merhelede”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.32-33.
170
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
runun geçtiği bölgenin tabii hammadde ihtiyatları ile zengin olması ve
TRACECA yolunun uzunluğunun diğer yollara göre merkezi Asya ve
dünya pazarları ile ilgili limanlar arasında en kısa (6500 km) ve potansiyel olarak hızlı yol olması bu yolu öne çıkaran olumlu yönleridir285.
7.2. Uluslararası Ekonomik Kurumlarla Đlişkiler
Azerbaycan'ın dış ekonomik ilişkiler sisteminde yeni olan hususlardan biri de bazı uluslararası ekonomik örgütlere üyelik ve bunlardan
alınan kredilerdir. Dış ekonomik ilişkiler sisteminin esasını ise, Azerbaycan'ın dış ticaret rejimi oluşturmaktadır.
Azerbaycan’ın üyesi olduğu ekonomik kuruluşlar şunlardır:
Uluslararası Yeniden Yapılanma ve Kalkınma Bankası (IBRD),
Uluslararası Para Fonu (IMF), Karadeniz Ekonomik Đşbirliği (BSEC),
CCC, CE (gözlemci), Göçmen Çalışmaları Merkezi (CIS), Avrupa
Atlantik Ortaklık Konseyi (EAPC), Avrupa Yeniden Yapılanma ve
Kalkınma Bankası (EBRD), Avrupa Đktisat Komisyonu ECE, Ekonomik
Đşbirliği Teşkilatı (ECO), Asya ve Pasifik Ekonomi ve Sosyal Komisyonu
(ESCAP), Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO),
Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO), ICRM, IDA, Đslam
Kalkınma Bankası (IDB), Uluslararası Tarım Kalkınma Fonu (IFAD),
IFC, IFRCS, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), IMO, Intelsat, Interpol,
IOC, ITU, NAM (gözlemci), OIC, Birleşmiş Milletler (BM), BM Ticaret
ve Kalkınma Konferansı UNCTAD, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve
Kültür Kurumu (UNESCO), Endüstriyel Kalkınma Örgütü (UNIDO),
Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO), Dünya Ticaret Örgütü (WTO-gözlemci).
Azerbaycan, ülke içi finansman kaynaklarının sınırlılığından,
ülkenin üretim ve sosyal yapısının yeniden yapılanmasında uluslararası
finansal kuruluşların geniş finansal imkanlarından maksimum düzeyde
faydalanmayı dikkate alarak, bu kuruluşlarla işbirliğine gitmiştir. Azerbaycan'a kredi veren kuruluşların başında Avrupa Birliği (TACIS,
TRACECA, INOGATE), IMF, Dünya Bankası (IBRD), ABD Đhracat ve
Đthalat Bankası, Uluslararası Kalkınma Örgütü, Avrupa Yeniden Yapılanma Kalkınma Bankası (EBRD), Türk Eximbank, Đslam Kalkınma
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Bankası (IsDB), Japonya Uluslararası Đşbirliği Bankası, Karadeniz Ticaret
ve Kalkınma Bankası (BSTDB), Uluslararası Finansman Şirketi (IFC),
Kreditanstalt fur Wiederaufbau (KfW, Almanya) gelmektedir. Garanti
bakımından sermaye riskinin azaltılması yolunda çalışan Çok Taraflı
Yatırım Garanti Ajansı (MIGA) da Azerbaycan’da faaliyette bulunmaktadır. Bu kuruluşlar tarafından açılan krediler, pazar ekonomisine geçişi
kolaylaştırmak amacıyla açılan proje kredileridir. Dış kredi almasının yanı
sıra Azerbaycan’a uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan yardımlar da
önemli boyutlara ulaşmıştır. Bunların içinde, Avrupa Birliği tarafından
yapılan yardımların özel bir yeri bulunmaktadır286.
Avrupa Yeniden Yapılanma Kalkınma Bankası (EBRD), Azerbaycan’a 1994-2002 yılları arasında 22 farklı proje için 339.620.000
Euro’su doğrudan yatırım, 18.605.000 Euro’su bölgesel yatırım olmak
üzere, toplam 358.225.000 Euro kredi vermiştir287.
EBRD, aktif olarak, Azerbaycan’daki petrol, taşımacılık, banka
sektörü gibi alanların gelişmesine destek vermektedir. Bu ise Azerbaycan’da petrol dışı sektörlerin gelişmesini sağlamaktadır. Ülkede sermaye
yatırımı ortamını oluşturabilmek için, EBRD, özellikle küçük ve orta
çaplı işletmelere, özel sektöre yardım etmektedir. Banka ayrıca Azerbaycan’da petrol ve doğalgaz sektörüne yaptığı yardımları da devam ettirmektedir.
Asya Kalkınma Bankası (ADB) da 2003-2004 yıllarında, “Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı”
çerçevesinde, Azerbaycan’a 180 milyon $ hacminde kredi verecektir.
2001 yılından Azerbaycan’da faaliyete başlayan (ADB), çalışmalarını
özellikle halkın mal ve hizmet ihtiyacının sağlanması ve özel sektörün
gelişmesi için çevrenin ve iş yerlerinin oluşturulması yönünde
yoğunlaştırmıştır.
Azerbaycan 1992’den beri IsDB’sının üyesidir. Altyapı sermayesine yardımın yanında IsDB mültecilere ve sosyal ve özel sektörlere 1,2
milyon $ değerinde yardımda bulunmuştur.
286
285
Vüqar Dergahov, “Neft Siyaseti ve Đpek Yolunun Xarici Turizmin Đnkişafında Rolu”,
Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.21-24; Rehime
Nureliyeva, “Azerbaycan Đqtisadiyyatında Böyük pek Yolunun Rolu ve Ehemmiyeti”,
Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, s.50; Salmanov, s.56.
171
Dr. Osman Nuri Aras
287
Nail Feteliyev-Rafiq Ehmedov, “Beynelxalq Maliyye-Kredit Qurumları ve Onların
Azerbaycan Respublikası Đle Elaqeleri Haqqında”, Meşveret Bülleteni, No:10(46),
Yanvar-2002, s.26. ss.24-43; Fuad Hüseynov,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/OCAK2001/azerbaycan.htm, 09.02.2002.
http://www.ebrd.org/country/index.htm. 10.04.2003.
172
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan, 1997 yılında BSTDB’nin üyesi olmuştur. Örgüt
Azerbaycan’da çalışmalarını genel olarak; petrol-dışı sektörlerde uygulanan projelere, özel müesseselerin yeniden yapılanması ve gelişmesine
yardım etmek amacıyla finansal yardımda bulunmak üzere yoğunlaştırmıştır. BSTDB, telekomünikasyon, taşımacılık, üretim, tarım ile bağlı
projelerin finanse edilmesini öngörmektedir.
Dünya Bankası Grubunun üyesi olarak MIGA, gelişmekte olan
ülkelerde siyasi risk faktörünün azaltılması amacıyla yabancı sermayedarlara yardım yapmaktadır. MIGA, Azerbaycan’da çalışan yabancı
şirketlere yardım olarak altı kez değeri 77.1 milyon $ olan garanti
sağlamıştır. Đlk garanti Baku’deki Coca-Cola fabrikasına 18.3 milyon $
sermaye yatıran Türkiye’nin Efes şirketine verilmiştir. Đkinci garanti
Türkiye’den Koçbank’a 2.7 milyon $ sermayesine verilmiştir. Ayrıca
Almanya’nın Bank Kreiss AG, Türkiye’nin Pamukbank ve Azertel
şirketlerine, onların Azercell şirketine ve Azerbaycan’ın dijital bağlantı
sektörlerine sermayeleri için garanti verilmiştir.
MIGA Şubat-2003 tarihinde ise un değirmenin genişletilmesi ve
modernleştirilmesi için Türkiye’den Fataoğlu Gıda Sanayii ve Ticaret
Şirketi’ne 529.920 $ değerinde garanti vermiştir. Bu sermaye yatırımları
mülkiyet haklarının geçirilmesi ile bağlı kısıtlamalar, özel mülkiyetin
zorunlu müsaderesi, savaş ve çatışmaları da içermekle politik risklere
karşı sigortalanmışlar.
IFC’nin stratejisi finansal sektörün güçlenmesi, küçük çaplı işletmelerin çoğalması, ülkenin sanayii ve ziraat sektörüne yardımın artışı,
finansal yardımın enerji sektörü dışında olan alanlara da yatırılması ve
enerji sektörüne olan yatırımlara yardımda bulunması gibi hedeflere
uygulanmaktadır. IFC’nin 2000-2001 yılları içinde genel sermaye yatırımı, yaklaşık olarak 55 milyon $’ı bulmaktadır.
Azerbaycan’ın piyasa mekanizmasına geçişini ve ekonomik istikrarı sağlamaya yönelik çalışmalarını uluslararası kuruluşlar da desteklemektedir. Bu çerçevede, Azerbaycan ve IMF arasında makroekonomik
gelişmeyi desteklemek ve ülkeyi petrol gelirlerine hazırlamak amacıyla
yardım anlaşmaları imzalanmıştır.
Roma’da Aralık-1990’da yapılan AB Zirve toplantısında, eski
SSCB ülkelerini ekonomik reformlar konusunda desteklemek üzere
TACIS teknik yardım programı benimsendi. Programın en önemli
özelliği AB’nin BDT ülkeleriyle mali işbirliğinin temel aracı olması ve
173
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Program, Partnerlik Đşbirliği Anlaşmalarının uygulanmasına yardımcı
olma fonksiyonunun üstlenmesidir.
Avrupa Birliği TACIS programı vasıtasıyla Avrupa’dan Azerbaycan’a yeni teknolojiler getiren projeleri finanse ederek, Azerbaycan’da
serbest piyasa ekonomisi ve demokratik toplum yapısının oluşumunu
teşvik etmektedir. TACIS programı çerçevesinde finansmana ihtiyaç
duyulan sektörler belirlenmesi için, Avrupa Komisyonu ve Azerbaycan
hükümeti ve diğer teşkilatlar birlikte faaliyet göstermektedirler. Azerbaycan’ın altyapı sistemini teşkil eden köprü ve yolların yeniden
yapılmasında büyük rol oynayan TACIS ulaşım ve haberleşme
altyapısının yeniden yapılanmasına yardım etmektedir. TACIS küçük ve
orta işletmeciliğin artması amacıyla eğitim programları düzenlemekte,
enerji sanayisindeki üretim sonucunda ortaya çıkan çevre kirliliğinin ve
genel ekolojik problemlerin çözümü ve Azerbaycan’ın önemli sanayi
bölgelerine enerjinin paylaşımı yöntemleri üzere görüş bildirmekte,
Hazar bölgesi ve Orta Asya’dan Avrupa piyasalarına enerji kaynaklarının nakli ile ilgili alternatif güzergahların belirlenmesinde yardımcı
olmaktadır 288.
Petrol ve Gazın Avrupa’ya Uluslararası Nakli Projesi (Interstate
Oil and Gas Trasport to Europe- INOGATE) ise AB’nin eski SSCB için
öngördüğü teknik yardım çerçevesinde esas bölgesel program olarak
gerçekleştirilmektedir. Projenin hedefleri arasında bölgesel gaz ulaştırma sisteminin, petrol ve petrol ürünlerinin nakli sistemlerinin yeniden
yapılanması, geliştirilmesi ve Avrupa pazarlarına enerji kaynaklarının
nakli için alternatif yolların belirlenmesi yer almaktadır.
INOGATE projesinde Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın enerji kaynaklarına önemli yer ayrılmıştır. Bu çerçevede hem mevzuat
hem de teknik konularda yardımlarda bulunulmuştur. 8 Aralık 1998’de
Brüksel’de INOGATE Programına katılan ülkelerin toplantısı yapılmış
ve hem Bakü-Supsa hem de Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hatlarını
destekleyici kararlar alınmıştır289.
288
289
Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa Đttifaqı Đle Münasibetleri”,
Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, ss.21-25.
Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik Đlişkiler Genel Müdürlüğü,
Ankara, Mayıs-2002, s.35.
174
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Uluslararası Kalkınma Teşkilatı, Avrupa Yeniden Yapılanma ve
Kalkınma Bankası290, Japonya Uluslararası Ekonomik Đşbirliği Fonu gibi
diğer uluslararası finansal kurumlardan da kredi alınmış olmasına karşın,
alınan dış kredilerde üstünlüğün IMF ve Dünya Bankası’nda olduğunu
belirtmek gerekir.
H. Aliyev’in iktidara gelmesi ile alınan ilk önemli karar milli para
birimi olarak Manat’ın tek ödeme aracı olarak kabul edilmesi olmuştur.
Đkinci önemli adım ise enerji kaynaklarından yararlanma stratejisinin
seçilmesidir. Bundan sonra dünya ekonomisine entegrasyon yolunda
gelen adım olarak IMF ve Dünya Bankası ile ilişkiler kurulmaya başlandı. Azerbaycan Eylül-1992’de IMF, Dünya Bankası ve Uluslararası
Kalkınma Birliği'ne üye olmuştur. Her ne kadar Dünya Bankası ve
IMF’ye üyelik 1992 yılında kabul edilse de, bu teşkilatlarla kredi
anlaşmaları 1995 yılında yapılmaya başlanmıştır.
Aşağıda önemine binaen IMF ve Dünya Bankası ile olan ilişkileri
ayrı ayrı incelenecektir.
7.2.1. IMF Đle Đlişkiler
IMF ve Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerin küreselleşen
dünya pazarına yapısal uyum sağlaması ve onun bir parçası haline
gelmesi için dış kredi ve borçlandırma mekanizmalarını kullanmakta, bu
süreci garanti altına almak için de sözkonusu ülkelere, istikrar ve yapısal
uyum programları tavsiye etmektedir.
Doğu Bloku’nun yıkılmasıyla birlikte buradaki ülkelerin piyasa
ekonomisine geçişini yönetme rolünü de üstlenen IMF, bu ülkelerin
çoğunda kendi politikalarını uygulama şansı bulmuştur. Ekonomik krizden çıkma arayışlarında dış yardıma sıcak bakan ve 117 Milyon SDR ile
18 Eylül 1992 tarihinde IMF’ye üye olan Azerbaycan, IMF’den ilk
krediyi 19 Nisan 1995 tarihinde kullanabilmiştir 291. Bu kredinin tutarı 46
milyon $’dır.
IMF, Azerbaycan’da uygulanan 1995-1996 ekonomik reform
programını Kasım-1995’de 132 milyon $’lık krediyle desteklemiştir.
Sözkonusu ekonomik reform programı sıkı para ve maliye politikalarıyla
290
291
Bkz: Elçin Süleymanov, “Azerbaycan ve Avropa Yenidenqurma ve Đnkişaf Bankı
Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları,
Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.101-102.
“Azerbaijan,: Financial Position in the Fund”,
http://www.imf.org/external/np/tre/tad/exfin2.cfm?memberKey1=51, 01.03.2003.
175
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
enflasyonun azaltılmasının yanı sıra finans sektörünün yeniden yapılanması, fiyat yapısının rasyonelize edilmesi ve özelleştirmede hızlı bir
gelişme sağlamak gibi yapısal reformları da içermekteydi292.
1998 programını desteklemek için ise IMF, Aralık-1997’de toplam
64 milyon $’lık yeni iki kredi daha onayladı. Bu kredilerle enflasyonun
düşürülmesi ve büyümenin yeniden başlatılması gibi makroekonomik
istikrar amaçlanıyordu.
Ocak-1999’da tasdik edilen ve 112 milyon $ olan kredi ise 1999
ekonomik ve finansal programını desteklemek ve 1998’de dünya petrol
fiyatlarında yaşanan düşüşün ihracata yönelik olumsuz etkilerini
gidermek amacına yönelikti. IMF verdiği bu krediyle kamu kesiminin
yeniden yapılandırılmasına yönelik yapısal reformlara da destek
vermeye devam etmiş oluyordu.
Azerbaycan IMF’den “Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik
Kalkınma Üzere Devlet Programı” çerçevesinde de kredi almaktadır.
Azerbaycan hükümetinin ekonomik reformlarını desteklemeyi sürdürmek için Temmuz-2001’de “Fakirliği Azaltma ve Büyüme Kolaylığı” adı altında 100 milyon $’lık kredi verildi. Bu kredinin ana amacı,
makroekonomik istikrarı yeniden sağlamak, ekonominin petrol-dışı
sektörlerinin büyümesini teşvik etmektir.
7.2.2. Dünya Bankası Đle Đlişkiler
Azerbaycan'ın yeni ekonomik sisteme geçişi sırasında karşılaştığı
problemleri çözme ve ekonomik bunalımdan kurtulma çabalarına Dünya
Bankası çeşitli program ve projelerle destek sağlamaktadır. Bunlar direkt
ekonomik ıslahatlarla ilgili olanlar ve ekonomik kalkınmaya dolaylı
destek sağlayanlar olarak ikiye ayrılabilir. Dünya Bankası Azerbaycan’a
kalkınma politikası konusunda tavsiyelerde bulunmasının yanısıra,
yatırımlar ve hükümet bütçesinin finansmanı ile dış yardımların koordinasyonu konusunda yardımcı olmaktadır293.
Stratejik görüşlerin ve yatırımların temin edilmesi yolu ile,
hükümet bütçesinin finanse edilmesi ve yardımın düzenlenmesi ile geçiş
sürecinde ülkeye gerekli yardımın sağlanması Dünya Bankası’nın
292
293
Fuad Aliyev, The International Monetary Fund and Reforms in Azerbaijan, Budapest,
Hungary, February 2002.
World Bank Activities in Azerbaijan, 1998, s.1.
http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ 1.03.2003.
176
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan’a dönük faaliyetlerinin temelini oluşturmaktadır. Dünya
Bankası özellikle hükümetin petrol rezervlerini yönetiminde kurumsal
imkanların güçlendirilmesi ve değişikliklerin temel politikasının yapılandırılması, reformların hızlandırılması amacıyla Azerbaycan yönetimi
ile birlikte faaliyette bulunmaktadır294.
Dünya Bankası, özelleştirmeye ve yatırım ikliminin elverişli hale
gelmesine, su, doğal gaz ve elektrik sisteminin iyileştirilmesine, sağlık
ve eğitim sektörlerinin kalkınmasına, fakirliğin azaltılması stratejisinin
hazırlanmasına dikkatini vermiştir.
Dünya Bankası 1992-2002 yılları arasında 19 farklı proje için
Azerbaycan’a 531 milyon $ kredi ayırmıştır295. Dünya Bankası’nın
Azerbaycan'a yardım programının temel amacı, petrol kaynaklarını idare
etmek için Hükümetin yapısal kapasitesini güçlendirmek yönünde teknik
yardım sağlamak ve reformları hızlandırmak için temel ilkeleri belirlemektir 296.
Dünya Bankası'nın Azerbaycan'a sağladığı ilk kredi petrol
sektörüne yöneliktir. Petrolün Azerbaycan ekonomisindeki konumu ve
önemi dikkate alındığında söz konusu kredinin ekonomiye ne kadar
yararlı olduğu belli olmaktadır. Dünya Bankası tarafından sağlanan
krediler de yabancı yatırım niteliğindedir ve ekonomi için aynı olumlu
sonuçları doğurmaktadır. Banka kredilerinin ayrı bir özelliği ise sözkonusu kredilerin uzun dönemli ve çok düşük faizli olmasıdır.
Fakat, kredilerden beklenen yararların elde edilmesi için onların
amacına uygun kullanılması, gerekli olmayan harcamalardan kaçınılması gerekmektedir. Böyle yapılmazsa, yani kredi üzere hesaplanan
faizler kredi kullanımı sonucu kazanılan ekonomik değerler, artımlar
vasıtasıyla karşılanamazsa, bu dönemde alınan krediler gelecek nesiller
için taşınması zor bir yük oluşturacaktır.
294
295
296
Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva-Ruqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun
Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret Bülleteni, No:3(39), s. 26. ss.20-34.
“World Bank Lending to Azerbaijan”,
http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ECADocbyUnid/EB90853C3B704B8
5C4256C3A001980A7?Opendocument, 1.04.2003; Nail Feteliyev-Aygül ŞamçıyevaRuqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret
Bülleteni, No:3(39), s.34.
Elçin Süleymanov, “Müsteqillik Sonrası Azerbaycan ve Dünya Bankı Münasibetleri”,
Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart
2003, ss.102-103; Tarık Aydın, “Azerbaycan ve Dünya Bankası”, Mutasyon.Net,
http://www.mutasyon.net/makaleler/taydin/default.asp Erişim Tarihi: 15.9.2002
177
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Dünya Bankası 2003-2005 yılları arasında Azerbaycan’da 9 proje
gerçekleştirecektir. Bu süre içinde finansal yardımının hacmi 150-225
milyon $ arasında olacaktır. 2003’de su teçhizat sisteminin yeniden
inşası üzere ek projenin gerçekleştirilmesi amacıyla 12 milyon $, eğitim
sistemi ile ilgili proje için 18 milyon $, sulama sistemi ile ilgili proje için
30 milyon $ ayıracaktır. Ayrıca Dünya Bankası “Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Kalkınma Üzere Devlet Programı” çerçevesinde
2003 yılında 17 milyon $ kredi vermeyi de planlamıştır. 2004’de
köylerin geliştirilmesi amacıyla 15 milyon $, emeklilik maaşı sisteminin
yeniden yapılanması amacıyla 10 milyon $, elektrik dağıtım sitemi için
40 milyon $ vermeyi planlamıştır. 2005’de "Şahdağ" milli parkının
inşasına 8 milyon $, yoksulluğun azaltılması için 15 milyon $ kredi
verecektir. 2005’de değeri 20 milyon $ olan PRSC-2 gerçekleştirilecektir. Ayrıca Dünya Bankası ticari kanadı "Bakü-Tiflis-Ceyhan" petrol
boru hattının inşası projesine 300 milyon $ ayırmayı planlamıştır297.
7.3. Bölgesel Ekonomik Đlişkiler
Azerbaycan aynı zamanda bazı bölgesel örgütlerin de üyesidir.
Bunlardan en önemlileri Karadeniz Ekonomik Đşbirliği, Bağımsız Devletler Topluluğu, Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı ve GUÖAM (GürcistanUkrayna-Özbekistan-Azerbaycan-Moldova)dır.
7.3.1. Bağımsız Devletler Toğluluğu
Sovyetler Birliği’nin üç Slav Cumhuriyeti olan Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya (Belarus) ve Ukrayna’nın liderleri 8 Aralık 1991’de bir
araya gelerek Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) resmen
dağıldığını ve bu siyasi öznenin yerini alacak yeni bir birliğin, “Bağımsız
Devletler Topluluğu (BDT)”nun kurulduğunu açıkladılar. Bu açıklamadan
kısa bir süre sonra, 21 Aralık 1991’de Kazakistan’ın Almatı şehrinde
“Almatı Deklarasyonu” olarak bilinen Bağımsız Devletler Topluluğu’nun
kuruluş bildirgesi imzalandı. Böylelikle SSCB’nin uluslararası bir varlık
oluşu hukuki olarak sona eriyordu.
Azerbaycan ise, Eylül-1993’de Bağımsız Devletler Topluluğu’na
katılmıştır.
297
“Dünya Bankı 2003-2005-ci Đllerde Azerbaycanda 9 Layihe Gerçekleşdirecek”,
http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4
178
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Eski Sovyetler Birliği bünyesinde yer alan ve bağımsızlığını
kazanan 15 cumhuriyetten 12’sinin katılımıyla kurulan Bağımsız Devletler Topluluğu “başta ekonomi olmak üzere birçok alanda birbirinden
bağımsız olan yeni devletler arasında işbirliğinin geliştirilmesi” amacını
taşıyordu. Ana dil, milli para, kültürel değerler gibi konularda her
cumhuriyet bağımsız olacaktı ama diğer konularda bu “topluluğun”
amaçlarına riayet edecekti.
Geçen süre içerisinde BDT ülkeleri arasındaki ilişkiler dikkate
alındığında, BDT ile ilgili şöyle bir değerlendirme yapılabilir: Soğuk
savaş döneminde sosyalist modeli tüm Avrasya ülkelerine zorla dayatan
Sovyetler Birliği modeli çökünce, Rusya Federasyonu bu bölge için
Bağımsız Devletler Topluluğu ya da yakın çevre adı altında bu ülkeleri
kendi denetimi altında tutmak amacıyla yeni bir model geliştirmeye çaba
göstermiş, ancak başarılı olamamıştır.
7.3.2. Karadeniz Ekonomik Đşbirliği
Karadeniz Ekonomik Đşbirliği (BSEC), dünyada küreselleşme ve
bölgesel düzeyde uluslararası bütünleşme yönünde, siyasal ve ekonomik
alanda yeniden yapılanma sürecinin bir ürünüdür. 1980’li yılların sonunda, Doğu Avrupa’da ekonomik boyutta serbest piyasa ekonomisine ve
siyasal boyutta çoğulcu demokrasiye geçiş sürecinin yarattığı ortamda
konumunu bulan BSEC, bölgesel bir ekonomik işbirliği girişimidir.
Karadeniz Ekonomik Đşbirliği (BSEC) Türkiye’nin öncülüğünde,
25 Haziran 1992'de Đstanbul'da 11 ülkenin devlet ya da hükümet
başkanlarının katıldığı toplantıda kuruldu. Azerbaycan’ın yanı sıra Birlikte yer alan diğer ülkeler şunlardır298: Arnavutluk, Bulgaristan, Ermenistan, Gürcistan, Moldavya, Romanya, Rusya Federasyonu, Türkiye,
Ukrayna ve Yunanistan. Birbirinden farklı bu ülkeler; refah, barış ve
istikrarı bölgesel düzeyde sağlayarak dünya ekonomisine güç katmayı
amaçlamışlardır.
BSEC teorik olarak ve başlıca üç alt siyasal coğrafyayı (Kafkasya,
Orta Doğu, Balkanlar) ve üç denizi (Karadeniz, Ege, Hazar) birleştirmiştir. Şu haliyle ne bir serbest ticaret bölgesi ve ne de gümrük birliği
modeli olmasa da, BSEC Bölgesi (BSEC), dünya ekonomisinin
geleceğinin tasarlanmasında dikkate alınan bir bölgedir.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
BSEC’nin uluslararası platformda önemli bir bölgesel girişim
olabilmesi için, ileriye dönük olarak belirli hedefler dahilinde, daha ileri
ekonomik bütünleşme aşamalarına geçebilecek şekilde düzenlemelere
gidilmesi gerekmektedir. Bu da üye ülkelerin serbest piyasa düzenine
geçmeleri, üye ülkeler arasındaki mevcut köklü anlaşmazlıkların çözüme
kavuşturulması ve üyelerin diğer ekonomik bütünleşme girişimlerine
dahil olmaları veya diğer girişimlerdeki yükümlülüklerinin yerine
getirilmesinin engellenmemesi ile sağlanabilir299.
7.3.4. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı
Türkiye, Đran ve Pakistan arasında bölgesel ekonomik işbirliğini
geliştirmek ve güçlendirmek hedefi doğrultusunda 1964 yılında kurulan
Kalkınma için Bölgesel Đşbirliği (Regional Cooperation for Development), şekil ve içerik değişiklikleri yapılarak 1985’de Ekonomik
Đşbirliği Teşkilatı (ECO) adını aldı. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı, 1990’lı
yılların başında Avrasya’da meydana gelen köklü tarihsel değişim
sürecinden genişleyecek şekilde yararlandı. 1992 yılında Afganistan,
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan’ın Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı’na katıldı. Genişleme sonunda
Teşkilat; nüfusu 300 milyonu bulan 7 milyon kilometrekare alana
yayılmış, zengin doğal kaynaklara sahip on üyeli bir örgüt halini almıştır300.
ECO, orta vadede üye ülkeler arasındaki işbirliğine ilişkin olarak
ticaret, ulaştırma, iletişim ve enerji sektörlerine öncelik ve ağırlık
verilmesi stratejisini benimsemiştir. Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı, ulaştırma ve iletişim alanına verdiği öncelik bağlamında, özellikle denize
çıkışı olmayan örgüt üyelerinin ihtiyaçlarına cevap verecek, uluslararası
limanlara ve pazarlara ulaşmalarını mümkün kılacak şekilde bölgenin
altyapısını geliştirmeyi, eksiklerini tamamlamayı, ayrıca iletişim ağını
günümüz ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde geliştirip yaygınlaştırmayı
hedeflemektedir. Öte yandan bölgenin zengin enerji kaynaklarının akılcı
299
300
298
Bkz. Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva, “Qara Deniz Đqtisadi Emekdaşlığı”, Meşveret
Bülleteni, No:12 (48), Mart-2002, ss.19-38.
179
Dr. Osman Nuri Aras
Đrfan Kalaycı, “Karadeniz Ekonomik Đşbirliği: Dünya Ekonomisi Açısından Geleceği”,
Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın
Materialları, Bakı, 2003, ss.62-63; “Karadeniz Ekonomik Đşbirliği”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/ekonomi/sayi10/kei.htm 5 Haziran 1999. 09.04.2003.
Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı (EĐT) Devlet veya Hükmet Başkanları
Yedinci Doruk Toplantısı (Đstanbul; Ekim 2002)”,
http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003.
180
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
bir şekilde kullanılması ve uluslararası pazarlara ulaştırılması hayati
önem taşımaktadır. Teşkilatın belirlediği hedefler doğrultusunda bazı
adımlar attığı görülmektedir 301.
Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı’nın, globalleşmenin etkilerinin özellikle gelişme yolundaki ülkeler üzerinde açık bir şekilde hissedildiği
günümüzde, küreselleşmenin olumsuz yansımalarını asgari seviyeye
indirme çabalarına katkıda bulunmaya çalıştığı da söylenebilir.
7.3.5. GUÖAM
Rusya’nın Bağımsız Devletler Topluluğu üyeleri üzerinde daha
fazla güçlü olmasını sağlayacak politikaların karşısında bir tutuma sahip
olan Azerbaycan, GUÖAM (Gürcistan-Ukrayna-Özbekistan-Azerbaycan
- Moldova) olarak bilinen bir alternatif bölgesel oluşuma da öncülük
etmiştir. Üye ülkeler arasında siyasi, ekonomik ve stratejik ittifak
oluşturmayı amaçlayan, bağımsızlık ve toprak bütünlüğü ilkelerini işbirliği içinde güçlendirmeyi hedefleyen teşkilat, 1997 yılında oluşturuldu.
Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova arasındaki ekonomik
işbirliği imkanlarının geliştirilmesi amacıyla oluşturulan bu yeni oluşuma 1999’da Özbekistan’da dahil oldu. Ancak Özbekistan, 2002 yılında
teşkilatın işlevini yetersiz bulduğu gerekçesiyle ayrılma kararı aldı302.
Azerbaycan petrolünün Gürcistan’dan geçen boru hattı ile
Karadeniz limanından tankerlerle Ukrayna’ya ve Moldova’ya ulaştırılması bu ittifak için önemli bir etkendir 303.
7.3.6. “Türk Ekonomik Birliği” Düşüncesi
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, bağımsızlığını kazanan yeni Türk Cumhuriyetlerinin enerji kaynağı ihraç potansiyeli, enerji
kaynakları açısından büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye’nin de bu
handikaptan kurtulması için fırsat olmuştur. Türkiye ve yeni Türk
Cumhuriyetleri arasında ekonomik, siyasi ve kültürel alanda sağlıklı
301
302
303
Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı (EĐT) Devlet veya Hükmet Başkanları
Yedinci Doruk Toplantısı (Đstanbul; Ekim 2002)”,
http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003.
“Özbekistan, 5 üyeli GUUAM’dan çekiliyor”,
http://www.zaman.com.tr/2002/06/15/dis/h4.htm, 9.4.2003
Bkz: Rovşen Đbrahimov, “GUÖAM Örgütünün Kurulma Sebeplerinin Uluslararası
Đlişkiler Karar Verme Süreci Teorisi Açısından Değerlendirilmesi”, Azerbaycan
Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.55-58.
181
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
ilişkilerini geliştirmesinin de etkisiyle, petrol ve doğal gazın, Türkiye
üzerinden geçirilerek batı pazarlarına ulaştırılması ile yeni Türk
Cumhuriyetleri siyasi bağımsızlıklarının pekiştirecek şekilde ekonomik
bağımsızlık ve kalkınmalarını gerçekleştirmeleri, Türkiye’nin ise hem
enerji maliyetini büyük oranda düşürmesi, hem de önemli bir gelir
kaynağına ulaşması mümkün olacaktır. Enerji kaynağı naklinin Türkiye
üzerinden gerçekleştirilmesi, şüphesiz Türkiye'nin kıtalar arası jeopolitik
önemini de arttıracaktır.
Ancak Türkiye ve yeni Türk Cumhuriyetleri arasındaki ekonomik
ilişkinin adının, “Türk Ekonomik Birliği”, “Türk Ortak Pazarı” ve biraz
da hissi ve hamasi duyguların harekete geçirmesiyle “Türk Birliği”
şeklinde bir oluşuma giden yol olarak seslendirilmesi doğru değildir.
Hatta bu şekilde bir seslendirme ve hedef belirleme, Türkiye ve yeni
Türk Cumhuriyetleri arasındaki ekonomik ilişkilerin arzu edilen seviyede gelişmesine bazı engellerin konulmasında ve enerji kaynaklarının
batı piyasalarına ihracına ilişkin temel güzergahların tespitinde, Türkiye
geçişli hatların gecikmesinde ve/veya gerçekleşmeme ihtimalinde en
önemli nedenlerden biridir.
Türkiye’nin önüne çıkan fırsatları değerlendirerek, enerji ihraç
hatlarında geçiş ülkesi olması ile hem ekonomik açıdan gelişme
kaydetmesi hem de yeni Türk Cumhuriyetleri ile ilişkilerini geliştirmesi;
ancak bu süreçte hem batı çıkarları ile bağdaşacak hem de batıya alternatif
muhtemel oluşumlara zemin hazırlama gibi bir niyetinin olmadığını
yansıtacak şekilde bölgeye ilişkin bir politika takip etmesi ile mümkün
olabilecektir. Özellikle bağımsızlığını kazanan yeni Türk Cumhuriyetleri
ile ilişkilerini daha hızlı geliştirmesindeki engellerin ve Türkiye geçişli
enerji kaynağı nakil hatlarının gerçekleşmesindeki endişelerin giderilmesi
için, Türkiye’nin, birinci olarak bölgede medeniyetler arası sınır ülkesi
olma fırsatını değerlendirerek, gönüllü kuruluşlar tarafından başlatılan ve
resmi kurumlarca benimsenen medeniyetler arası diyalog girişimlerinde
daha aktif rol alması gerekmektedir.
Ayrıca Türkiye ve yeni Türk Cumhuriyetleri arasında, “Birlik” ve
“Ortak Pazar” ifadelerini çağrıştırmayacak bir mahiyette, ekonomik
ilişkilerin geliştirilmesini sağlayacak “işbirlikleri”ne önem vermelidir.
Hatta bu ilişkilerin diğer bölge ülkelerini kapsamasına da özen gösterilmelidir.
182
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
7.4. Entegrasyonun Perspektifi
1947 yılından beri GATT’ın bütün toplantılarında alınan kararlar
dünya ticaretindeki serbestliği sınırlayan engellerin ortadan kaldırılmasına yönelik olmuştur. 1986’da Uruguay’da yapılan 8.ci toplantıda,
uluslararası ticari ilişkiler düzenlemek amacıyla kurulması kararlaştırılan
Dünya Ticaret Örgütü (WTO), nihayet 1 Ocak 1995’de kuruldu. Günümüzde 140’dan fazla ülke örgüte üye kabul edilmiştir. Teşkilat belirlediği kuralarla dünya ticaretinin % 95’ini düzenlemektedir.
Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya
Bankası ile birlikte yakın gelecekte uluslararası ekonomik ilişkilerin
gelişmesinde en önemli üç dünya teşkilatından biri olacaktır.
Dünya Ticaret Örgütüne üyeliğin, gelişmekte olan ülkeler açısından önemi, teşkilatın kurulduğu ilk yıllarda iki tartışmalı problemde
görülmesi mümkündür: Venezuella ve Brezilya, ABD’yi petrol ürünlerinin ticareti ile ilgili kuralları aykırı hareket etmekle ilgili olarak
WTO’ne şikayet etti. WTO 29 Ocak 1996 tarihli kararında şikayeti haklı
buldu.
ABD 19 Haziran’da 1996’da karara uyacağını açıkladı. 14 Mart
1996’da ise Hindistan, ABD’nin trikotaj ürünleri ile ilgili olarak
uyguladığı koruyucu tedbirlerin triko trikotaj ve giyim malları ticaretinin
kurallarına aykırı olduğunu iddia ederek WTO’de müzakere açılmasını
istedi. 17 Nisan 1996’da şikayet kabul edildi. 24 Nisan’da ise ABD
anlaşmazlık doğuran tedbirleri ortadan kaldırdığı için şikayet geri alındı.
Her iki gelişmeyi de göz önünde bulundurarak WTO’ne üyeliğin
gelişmekte olan ülkeler, bu bağlamda Azerbaycan için de kurtarıcı
olmadığı gibi felaket getirici gibi de değerlendirilmemesi gerekmektedir.
Azerbaycan ihracatının yaklaşık %90’ı petrol ve petrol ürünlerinden oluşmaktadır. Bunların ise piyasası ve fiyatları WTO kurallarıyla
belirlenmiyor. Dolayısıyla, bu teşkilata üye olunması halinde ihracatın
hacminin artması ve çeşitliliği açısından bir kayıp olmayacaktır. Ancak
WTO kurallarına uygun olarak iç piyasanın dışarıya genişçe açılması,
yabancı ürünlerin üreticileri ile henüz rekabet yapma gücüne sahip
olmayan ve varlığını devam ettirmek için adeta direnen Azerbaycan
sanayisinin ve tarım ve hayvancılık sektörünün daha da kötü duruma
düşmesine neden olabilecektir. Bu bakımdan, WTO’ne üye olmanın
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
zamanı ve şartları çok dikkatle hesaplanmalı ki, ülke ekonomisi için bu
üyelikten maksimum fayda sağlanabilsin304.
Đthalatı ikame etmeye dayalı bir sanayileşmenin birinci aşaması
tüketim malları sanayisinde inkişaf ile sonuçlanmaktadır.
Bundan sonra ülkeler için sanayileşme politikasını geliştirebilecek
iki yol vardır. Birincisi, dış piyasalara açılmaktır. Güney Kore, Tayvan
ve Doğu Asya ülkeleri gibi, iç piyasaları küçük olan ülkeler bu yolla
kalkınmışlardır. Çünkü sadece iç piyasadaki talebe yönelik bir üretimle
bu ülkelerin yüksek kalkınma seviyesine ulaşmaları mümkün değildi.
Đkinci yol ise, sanayileşme politikasıyla ara mal ve yatırım malları
üretimini arttırmayı hedeflemektir. Türkiye ve piyasası büyük olan bir
çok ülke bu yolla kalkınmıştır. Büyük bir iç pazara sahip olan Rusya’da
bu pazarı kaybetmemek için sanayileşme politikasını ikinci yolla gerçekleştirmeye çalışmaktadır.
Azerbaycan için ise sanayileşme politikası iç pazarı küçük olan bir
çok Doğu Asya ülkeleri gibi birinci yolla, yani ihraç eğilimli olmalıdır.
Buna göre de Azerbaycan’ın WTO tarafından düzenlenen yeni uluslararası ticaret sistemine zamanında uyum sağlayarak bu sistemin vermiş
olduğu fırsatlardan yararlanması, ülkenin ekonomik kalkınmasında
önemli rol oynayabilir305.
Uluslararası kurumlarla ilişkilerin doğru kurulması da entegre
olmanın temel şartlarından biridir.
Yukarıda da ifade edildiği gibi 1992’de IMF ve IBDR’ye üye
olan, 1993’den itibaren GATT’a gözlemci statüsünde katılan Azerbaycan, 2003’de ise Dünya Ticaret Örgütüne üye olmayı planlamaktadır.
WTO’ne üyelik ise IMF ve IBDR’ye üyelikle mukayesede daha
ciddi müzakerelere neden olmaktadır. Zira WTO’ne üyelik, ekonomik
bağımsızlığı gönüllü olarak sınırlama gibi görülmektedir.
WTO ile temasları 1993 yılında gözlemci statüsünde katılım ile
başlayan Azerbaycan, 1997’de görüşmelere başlanmış ve 2002 yılında
üyelik ile ilgili oluşturulan komisyon toplantılara başlamıştır306.
304
305
306
183
Dr. Osman Nuri Aras
Rasim Musabeyov, “Qloballaşma ve Azerbaycan”, Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral2002, s.40.
Ekber Eldaroğlu, “Dünya Ticaret Teşkilatı ve Azerbaycan”, Azerbaycan Milli
Demokratiya Fondu, ''Azerbaycan'' Bülleteni, No:22 (142), 31 May 2001.
Ayhan Erdal, “Dünya Ticaret Örgütü ve Azerbaycan’ın Üyelik Süreci”, Azerbaycan
Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.110112.
184
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
2002 yılı Aralık ayında Cenevre’de verilen karar ve 2003 yılı
başında yapılan uzun müzakerelerden sonra Ermenistan, Dünya Ticaret
Örgütü’ne Teşkilatına üye olarak kabul edildi. Ermenistan’dan önce
Gürcistan ve Moldova’da WTO’ne üye oldular.
Azerbaycan dışında BDT üyesi olan Rusya, Ukrayna, Beyaz
Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Özbekistan da WTO’ne üye
olmak için başvuruda bulunmuşlardır.
Azerbaycan’ın WTO’ne üye olamamasının nedenleri arasında
başta gümrük vergileri ile ilgili yaşanan problem yer almaktadır. WTO
uygulanan vergilerin azaltılmasını veya kaldırılmasını talep etmektedir.
WTO’ye üyelik için ileri sürülen şartlar arasında tarım sektörüne
yardım ayrılmasının durdurulması da yer almaktadır.
Azerbaycan’ın üç önemli dünya teşkilatı IMF, IBRD ve WTO ile
münasebetlerine ciddi önem vermesi zaruridir. Azerbaycan’ın uluslararası ekonomik ilişkilerini bu teşkilatların belirlediği kurallar çerçevesinde kurması gerekecektir.
Uluslararası entegrasyon sürecinde uluslararası kurumların yalnız
emredici konumda olması ülkenin milli çıkarlarına darbe vurabilir.
Çeşitli uluslararası kurumlara üyelikte, ülkenin kazancını ve kaybını
karşılaştırmak, milli çıkarlara uygun karar kabul etmek gerekir. Son
zamanlar hükümet tarafından Azerbaycan’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne
üye olması ile ilişkin hazırlık işleri hızla devam etmektedir. Böyle bir
üyelikte Azerbaycan’ın milli menfaatleri dikkate alınmalıdır 307.
307
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
SEKĐZĐNCĐ BÖLÜM
AZERBAYCAN’DA YABANCI YATIRIMLAR VE
YATIRIM POTANSĐYELĐ
Bu bölümde bağımsızlık sonrası Azerbaycan’da yapılan yabancı
yatırımlar, yabancı yatırımı ülkeye çekmek için yapılan düzenlemelerle
oluşan yatırım iklimi, yatırım potansiyeli ve yabancı müteşebbisler
açısından cazip olarak değerlendirilebilecek olan yatırım alanları ele
alınacaktır.
8.1. Yabancı Yatırımlar
Bağımsızlığın kazanılmasının ardından, Azerbaycan’da petrolün
yanı sıra, petrol dışı sektörlerin de batı sermayesine açılması doğrultusunda girişimler oldu. Bunun için önce serbest piyasa ekonomisine
geçişin hukuki altyapısını oluşturmaya yönelik çalışmalara girişildi.
1992 yılından itibaren yabancı yatırımların korunması için bazı önlemler
alındı. 18 Ekim 1991 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Devlet
Bağımsızlığı Hakkında Anayasa maddesinin kabulünden sonra, ilk
önemli adım 1992 yılında atıldı. 15 Ocak 1992’de “Yabancı Yatırımların
Korunması” hakkında kanun kabul edilerek, ülke arazisinde yabancı
yatırımların hukuki ve iktisadi esasları belirlendi ve korunması için
devlet garantisi verildi. Zaman içerisinde üzerinde çeşitli düzeltmeler
yapılarak güncelleştirilen bu kanun ile Azerbaycan hükümeti yabancı
sermayeye; kanunların değişmesi, millileştirme, istimlak, tazminat,
zararın ödenmesi, transfer ve gelirini kullanma gibi hususlarda devlet
garantisi verdi308.
Bağımsızlık sonrası serbest piyasa ekonomisine geçiş kararı alan
ve yabancı sermayeye kapılarını açan Azerbaycan’a karşı yabancı
sermayenin ilgisi gecikmedi. Özellikle zengin petrol ve doğal gaz kaynaklarına yönelen yabancı sermayeli şirketler ilk yıllarda diğer sektörlerde de artmaya başladı.
Ancak genel olarak 1991-1993 döneminde yabancı sermayenin
ülkeye akımını gerçekleştirme noktasında başarılı olunamadığı görülmektedir.
308
Mehdiyev, s.26.
185
Dr. Osman Nuri Aras
Sancak, s. 44; “Investment Possibilities of Azerbaijan”, s.20.
186
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan ekonomisine yabancı sermayenin akımı 1994 yılından
itibaren başlamıştır. 1994-97 yıllarında yabancı sermayenin ülkeye akımını sağlamak amacıyla yapılan kanuni ve idari düzenlemeler sonucunda yabancı sermayenin reel olarak akımının sağlandığı görülmektedir.
Azerbaycan’da 1996-1997 yıllarında izlenen ve ekonomik istikrarı
sağlayan politikaların, reel ekonomiyi teşvik edici devlet politikalarıyla
desteklenmemesi, 1997 yılı öncesi yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi
için uygulanan vergi muafiyetinden vazgeçilmesi ve devlet organlarının
gerekli hassasiyeti göstermekte yeterli olmayışı nedenleriyle üretime
yönelik yatırımlar yapılamamıştır.
1994 yılından başlayarak Azerbaycan’a yabancı sermayenin akımı
1998’de maksimum miktara çıkmıştır. Ancak uygulanan sıkı para
politikaları, ekonomideki durgunluk, geciken özelleştirme ve beklenen
ekonomik reformların gerçekleştirilemeyişi sonucu ekonomi bir yandan
deflasyonist baskı altına girmiş, diğer yandan da 1998 yılından sonra
Azerbaycan ekonomisinde özellikle yabancı sermaye kaynaklı bir gerileme müşahede edilmiştir. 1998 Rusya krizinin yanısıra ülkedeki mevcut
bürokrasi, kırtasiyecilik, rüşvet ve belirli sahalarda gidilen gizli monopolleşme de bu tarihten itibaren ülkedeki yabancı firma sayısının önemli
bir oranda azalmasında ve yabancı sermaye oranının düşmesinde etkili
olmuştur. Azerbaycan’da yabancı sermayeye vergi teşviklerinin kaldırılması ise petrol dışı sektörlerdeki bu olumsuzluğu körüklemiştir309.
Yabancı şirketler 1994-2000 yıllarında yaklaşık 5.9 milyar $ hacminde bir sermayeyi Azerbaycan ekonomisine yatırmışlardır. Bu yatırımların %77.2’sini doğrudan yatırımlar, %22.8’ini mali krediler
oluşturmaktadır. Doğrudan yatırımların %73’ü ise petrol sanayisine
yönelmiştir.
Azerbaycan ekonomisinde yabancı sermayenin GSMH’da ağırlığı
yüksek düzeydedir. 1996-2000 yılları arasında yabancı yatırımların
hacminin GSMH’ya oranı %30’dan %35-40’a kadar yükselmiştir.
2000 yılında toplam yatırımların %64.3’ünü yabancı yatırımlar
oluşturmuştur. Petrol anlaşmaları ile bağlantısı olmayan dolaysız
sermayenin ülkeye girişi devam etmiş ve bu tür sermayenin toplam tutarı
2000 yılında 135.7 milyon $ olmuştur. Dolaysız sermaye şeklinde
309
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
konulan sermaye miktarı ülkeye konulan yabancı sermayenin %47.7’sini
oluşturmaktadır.
2000 yılında milli ekonomiye yönelen yabancı sermayelerin
toplam hacminin %44.2’sini kısa ve uzun vadeli krediler, ticaret
kredileri, avans ödemeleri, depozitler v.b. döviz işlemleri şeklinde dahil
olan kaynaklar oluşturmuştur.
2000 yılının son aylarından itibaren yabancı sermaye girişi yeniden artmaya başlamıştır. Kanunlarda yapılan bazı değişiklikler, gümrük
ve vergi oranlarının kısmen azaltılması ve bu süreci devam ettirilmesi,
yabancı sermayenin korunması ve bu yolda devlet tarafından atılın
adımlar yabancı sermaye artışına hareketlilik kazandırmıştır.
Makroekonomik yapının istikrara kavuşması, özel sektörün güçlendirilmesine yönelik düzenlemeler ve petrol sektörünün daha da
geliştirilmesi Azerbaycan’a dünya finans merkezlerinden yüksek sermaye akımının gerçekleşmesi için geniş imkanlar oluşturmaktadır310.
2001 yılında Azerbaycan ekonomisine yatırılan yabancı yatırımların miktarı, bir önceki yıla göre %17.7 artış göstermiştir. Bu yatırımların %70’i yabancı sermaye, %30’u yerli sermaye şeklinde dağılım
göstermiştir311.
2002 yılında genel olarak tüm kaynaklardan Azerbaycan ekonomisine 10.3 trilyon Manat (2.1 milyar $) tutarında yatırım yapılmıştır. 2002
yılı yatırım miktarı bir önceki yıla göre %34.4 fazla gerçekleşmiştir.
2002 yılı yatırımlarının %80.9’u yabancı, %19.1’i ise yerli müteşebbisler tarafından gerçekleştirilmiştir. Yatırımların sektörel dağılımı ise
şöyle olmuştur: %77’si sanayi, bu çerçevede %68.5’i petrol ve doğal
gaz, %11.3’ü inşaat, %9.4’ü konut inşaatına, %38’i ulaşım, %2.4’i
telekomünikasyon, %1.8’i ticaret ve hizmet, %0.8’i tarım ve %2.9’u
diğer alanlara yapılmıştır.
2002 yılında toplam yabancı yatırımlar 1.700 milyon $ olmuştur.
Bu rakam Ermenistan ve Gürcistan’a yapılan yabancı yatırımların iki-üç
katına tekabül etmektedir. Kişi Başına 211 $ düşen yabancı yatırım
oranı, bir çok ülkeden yüksektir. 2003 ve 2004’de ise bu oranın artması
beklenmektedir.
Son sekiz yılda % 80’i yabancı olmak üzere toplam 13 milyar $
yatırım yapılmıştır.
310
Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle
Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf
311
187
Dr. Osman Nuri Aras
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, s.22.
525ci Gazet, 23.11.2001. www.525ci.com.
188
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan petrol sektörüne yapılan önemli miktarlardaki yabancı
yatırım neticesinde eski Sovyet Cumhuriyetleri içinde en hızlı büyüyen
ekonomilerden biri haline gelmiştir. Azerbaycan ekonomisindeki büyüme petrol sektöründen ve petrol sektörüne bağlı inşaat faaliyetlerinden,
ulaşım sektörlerinden ve az miktarda tarım sektöründen kaynaklanmaktadır. Ekonominin geri kalan kısmında ise genel bir durgunluk
hakimdir. Diğer sahalarda önemli adımların atılamaması durumunda
yakın gelecekte herhangi bir gelişme olması beklenmemektedir.
Doğrudan yabancı yatırımlar Azerbaycan’ın ekonomik canlanmasında anahtar rolü oynamıştır. Ekonomik iyileşme daha çok petrol
sektörüne yapılan doğrudan yabancı yatırımın sonucu olarak son derece
yüksek düzeyde sermaye yatırımı ile desteklenmiştir.
Doğrudan yabancı yatırımların önemli kısmı petrol üretim alanına
olmuştur. 1999 yılında, sermaye yatırımı petrol alanlarındaki daha düşük
yabancı yatırım, iki arama konsorsiyumunun kapanması ve AIOC’nin
ilk işinin sona ermesi nedeniyle % 3 oranında düşmüştür. Bununla birlikte, sermaye yatırımının GSMH’ya oranı 1999 yılında % 26.9 ve 2000
yılında yapılan 1.052 milyon $ yatırım ile bu rakam GSMH’nın %
21.5’ine tekabül etmiştir. Azerbaycan’ın en önemli istihdam kaynağı
olan ve GSMH’ya katkıda bulunan ikinci önemli sektör olan tarım
sektörüne yabancı yatırımların GSMH’ya katkısı ise % 0,5’in altındadır.
Yabancı yatırımcılar imalat sanayi sektörüne yatırım yapmaktan kaçınmaktadırlar. Bunun bir sonucu olarak da sektörün üretimi düşmüştür312.
Toplam yatırımlar ve toplam yatırımlar içinde yabancı yatırımların
payı yıllar itibariyle şöyledir:
Tablo 42. Azerbaycan’da Yatırım Miktarı (Milyon $)
Yıllar
Toplam yatırımlar
Dahili yatırımlar
Yabancı yatırımlar
Yıllar
1998
Toplam Yatırımlar
1932.2
Dahili Yatırımlar
460.2
Yabancı Yatırımlar
1472
1994
303
153
150
1999
1571
479.9
1091.1
1995
544.0
168.9
375.1
2000
1441.4
514.4
927
1996
932
311.5
620.5
2001
1561.8
470
1091.8
1997
1694.5
387.2
1307.3
2002
2100
400
1700
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.379
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Kişi başına düşen yabancı sermaye hacmine göre, Azerbaycan
BDT ülkeleri arasında ilk sırada yer almaktadır. Günümüzde Azerbaycan’da sosyo-ekonomik kalkınmanın sağlanması amacıyla, işsizliğin
azaltılması, halkın refah düzeyinin yükseltilmesi ve Azerbaycan’ın
uluslararası iktisadi ilişkilerinin genişlemesi için önemli adımlar atılmıştır313.
Tablo 43. Yabancı Yatırımlar (milyon $)
189
Toplam
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
150
375.1
620.1
1307.3
1472.0
1091.1
927
1091.8
Finansal
Kredi
220.4
101.5
196.3
120
336.2
262.9
192
Petrol Sektörü
139.8
416.2
780.1
891.8
544.5
546.1
820.5
Diğer
Sektörler
14.9
102.8
330.9
460.2
210.4
118
79.3
1994-2002 yıllarında yapılan doğrudan yabancı yatırımların sektörel dağılımı ise şöyledir 314: Petrol %84, sanayi (petrol dışı) %3, ulaşım
ve haberleşme %23, inşaat %5, diğer %6.
1993-2002 yılları arasında Azerbaycan’da yapılan yabancı yatırımların ülkelere göre dağılımı dikkate alındığında %25’lik paylar ile
ABD ve Đngiltere’nin ilk iki sırada yer aldıkları görülmektedir. Türkiye
ise %15’lik pay ile üçüncü sırada yer almaktadır.
Azerbaycan’a başlıca yabancı sermaye akımı; uluslararası finans
kuruluşlarının kredileri, doğrudan konulan sermayeler, petrol primleri,
diğer kredi ve sermayeler şeklinde olmaktadır. Ülkeye gelen yabancı
sermayenin büyük çoğunluğu kredi karakterlidir, yani gelecekte ilave
faizlerle geri verilecektir. Uluslararası maliye kurumlarından alınan kredilerden başka, petrol sektörüne yöneltilen sermayeler de aslında kredilerdir ve bunlar çok yüksek faiz oranları ile birlikte Azerbaycan petrolü
hesabına geri verilmelidir. Son üç yılda ülkeden dışarıya sermaye
akımının artış eğiliminin de bununla bağlı olduğu görülmektedir.
314
www.bisnis.doc.gov/bisnis/country/Azerbaijan.htm, s.42. 12.03.2003.
Yıllar
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.379
313
312
Dr. Osman Nuri Aras
Ceferzade, s.3.
Investors’ Handbook, s.36.
190
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Bir taraftan Azerbaycan uluslararası finans kurumlarından aldığı
kredilerle ilgili ödeme yapmakta, diğer taraftan uluslararası kurumlara
üyelik hakkı ödemektedir. Ayrıca “asrın anlaşması”nda pay sahibi
sermayedarların gelirlerinin iadesi de başlamıştır.
Dünya Bankası ve Đngiltere’nin “Oxford Analytical” şirketi
tarafından yapılan hesaplamalara göre, geçiş sürecinin on yılı içerisinde
Azerbaycan, Orta ve Doğu Avrupa’nın, Orta Asya’nın eski sosyalist 26
ülkesi arasında, yabancı yatırım hacmi itibariyle beşinci sırada yer
almıştır. Azerbaycan’a yapılan toplam yabancı yatırım hacmi, Polonya,
Rusya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti gibi devletlerden daha yüksek
olmuştur315.
Özellikle enerji sektörü ve petro-kimya alanında yatırımlar artarak
sürmektedir. Ancak diğer sahalarda özellikle de gıda ve tekstil
sektöründe yatırım iklimi istenilen düzeye çıkarılamamıştır. Bu husus
bazı açılardan yatırımcılar için bir dezavantaj olarak görülse de özellikle
de piyasa payı ve piyasaya ilk girme gibi sebepler dahilinde bu durum
bir çok açıdan avantaj olarak da algılanabilir. Yabancı yatırımcılar
ülkeye davet edilmekte ve onlara her türlü kolaylıkların yapılacağı vaad
edilmektedir. Genelde Azerbaycan’da yabancı sermaye olumlu karşılanmaktadır316.
Azerbaycan Đktisadi Đnkişaf Bakanlığı tarafından hazırlanan Azerbaycan Yatırım Haritası ise, yurtdışından gelen işadamlarının, Azerbaycan’ın hangi bölgesinde, hangi alanlarda ve ne kadar bir yatırım
yapabilecekleri hakkında yardımcı olma amacını taşımaktadır.
Hazar enerji kaynaklarının üretimi için toplam 40 milyar $’dan
fazla bir yatırım 2010 yılına kadar yapılacağı hesaplanmaktadır317.
Bakü’de faaliyet gösteren Đngiltere’nin “MAĐ Consulting” firmasının araştırmalarına göre, 2030 yılına kadar ise yatırımların toplamı 135
milyar $’a ulaşacaktır318.
315
316
317
318
Đbadoğlu, s.74.
Nizami Süleymanov, Azerbaycan’ın Đqtisadi Tarixi, Bakı, 2001, s. 232; Sinan Oğan,
“Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik
Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 12.03.2003.
Amanda Batters, Hart’s Evroil, West Byfleet U.K., Vo.8,I.7, July-1997, s.12.
D. A. Mamedov, O. A. Aliyev, "Kontrakt Veka i Ago Vliyaniye Na Ekonomiçeckoye
Rzvitiye Azerbaicanskoy Respublika" (Asrın Kontraktı ve Azerbaycan'ın Đktisadi
Gelişmesine Etkisi), Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ziyad Semedzade), Azerbaycan
Elmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.87.
191
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan’da mevcut rezervlerin geliştirilebilmesi, ekonomilerin
teknolojik yapılarının yenilenmesi, üretim yapılarının çeşitlendirilmesi,
yeni haberleşme ve ulaşım ağlarının oluşturulabilmesi içinde gerekli
olan yabancı sermayenin artarak ülkeye gelmesinin sağlanması gerekmektedir.
Azerbaycan’da yatırımların daha çok petrol sektörüne yapılması
ve bu doğrultuda GSMH’nın önemli bir bölümünün petrol gelirlerinden
oluşması endişe vericidir. Petrol sektörünün tek taraflı gelişimi nedeniyle dünya piyasalarındaki fiyat değişmeleri GSMH üzerinde de
dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu durum 1998 Rusya krizinde açıkça
görülmüştür.
Kısaca Azerbaycan ekonomik açıdan “Hollanda Sendromu” diye
ifade edilen; bir bölgenin veya bir sektörün hızlı gelişimi karşısında diğer bölgelerin veya sektörlerin gelişmemesi sonucunu doğuracak bir
tehlike ile karşı karşıyadır.
Hollanda sendromu dışında Azerbaycan açısından yabancı sermayeden kaynaklanan problemler şunlardır319:
Ülkenin dış borcunun artması,
Yabancı sermayeli ve müşterek işletmelerin faaliyetlerinin daha
çok erken gelir getiren hammadde yönlü ve hizmet sahalarına
yönelmesi,
Ülkenin üretim sanayisi sahalarına yabancı sermaye yatırımının
çok az olması,
Yatırımların hemen hepsinin Abşeron bölgesinde toplanması
sonucu, diğer bölgelerde yabancı sermayenin yok denecek kadar az
olması,
Uluslararası finans kuruluşlarından alınan krediler ve finans
kuruluşlarının verdikleri tavsiyelerin ülkede makroekonomik istikrarın
sağlanmasında büyük rol oynamasına karşın, reel sektörde üretimin
seviyesinin ve veriminin yükseltilmesi ve halkın sosyal güvenliğinin
319
V. E. Rüstemov, “Azerbaycan Đqtisadiyyatının Struktur Yenidenqurulmasında Xarici
Kapitalın Rolu“, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar
Merkezi, Bakı, 2001, ss.27-28; R. X. Şaulov, “Müteqillik Şeraitinde Regional Đnkişafın
Strategiyası”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar
Merkezi, Bakı, 2001, ss.84-86.
192
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
artması gibi sosyo-ekonomik problemlerin çözümünde farkedilir bir
değişiklikler sağlamaması.
8.2. Yatırım Đklimi
Azerbaycan’ı petrol dışı alanlarda da yatırım yapma bakımından
cazip kılan faktörlerin başında, ucuz işgücü ve zengin yer altı kaynaklarına sahip olması gelmektedir. Ancak değişim sürecindeki ülkelerde
yatırım ikliminin elverişliliği bakımından, gerekli kanuni düzenlemelerin
yetersizliği, müteşebbisler açısından endişe edilen noktaların başında
gelmektedir.
Bu endişeyi dikkate alan Azerbaycan, özellikle 1995 yılından
itibaren gerekli kanuni düzenlemeler konusunda önemli mesafe almıştır.
Gümrük, vergi, emek, toprak, devlet hizmeti ve anti monopol alanında
kabul edilen kanunlar ile birçok reform gerçekleştirilmiştir.
Yapılan kanuni düzenlemeler ile Azerbaycan’da, hem ülke içi hem
de uluslararası piyasalar bakımında rekabetçi bir ortam oluşturulmaya
çalışılmıştır.
Avrupa Yeniden Yapılanma Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Azerbaycan’daki ticari kanunlar yeterli
görülmüştür.
Elbette bugüne kadar yapılan düzenlemelerin ötesinde yapılması
gereken düzenlemeler ve atılması gereken önemli adımlar vardır. Yapılması gereken reformlar için Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın çıkardığı
fermanlar özel bir öneme sahiptir. Cumhurbaşkanı tarafından Temmuz2002’de alınan kararlarla, Azerbaycan’ın yabancı yatırımlara karşı açık
kapı politikası yürüttüğü ve gerekli elverişli ortamın sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir.
Milli savunma gibi istisnalar dışında yeni düzenlemelere göre
yabancı yatırımcılar ile yerli yatırımcılar aynı hukuka sahiptirler.
Yabancı yatırımcılar tarafından kurulan işletmeler, kanunen Azerbaycan
işletmesi olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla yerli ve yabancı müteşebbislere hemen hemen aynı kanuni prensipler uygulanmaktadır. Ancak
şube ve temsilcilikler böyle bir uygulamanın dışındadır.
Vergi Kanununda ve prosedüründe yapılan düzenlemeler vergi
mükelleflerinin vergi rejiminin şeffaflığı konusundaki kanaatlerini
pekiştirmiştir.
193
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Yabancı fiziki ve hukuki şahısların, kanuni olarak, toprak özelleştirme hakları yoktur, ancak anlaşma yoluyla kiralama hakları vardır.
Kiracı olmakla birlikte yabancılara bir çok hak tanınmıştır.
Đşletmelerin Hukuki Kayıt Süreci
Azerbaycan’da ister yerli isterse yabancı sermayeli işletmelerin
kurulması için öncelikle Adliye Bakanlığına kayıt yaptırmaları gerekmektedir. Kayıt işleminde istenen belge ve dokümanların sunulması
mecburidir. Kayıt yaptırma süresi olarak kanuni süre 10 gün olarak
belirlenmekle birlikte uygulamada bu sürenin iki-üç katına çıktığı
görülmektedir. Adalet Bakanlığı’ndan sonra vergi organlarına, Sosyal
Sigorta Kurumu’na ve Devlet Đstatistik Komitesi’ne de kayıtların
yaptırılması gerekmektedir. Eylül-2002’de Cumhurbaşkanı tarafından
ilan edilen ferman ile, işletmelerin kayıt yaptırma prosedüründe bir çok
sadeleştirmeye gidilmiştir.
Đşletme lisansı almak üzere yapılması gereken işlem sayısı
240’dan 30’a indirilmiş ve lisans süreleri 2 yıldan 5 yıla çıkarılmıştır.
Mülkiyet Haklarının Korunması ve Anlaşmalara Saygı
Dönüşüm sürecindeki ülkelerde sermayedarlar, mülkiyet haklarının ve anlaşmaların emniyetinden rahatsız olmaktadırlar. Ancak bu
konuda EBRD’in yaptığı çalışmalara göre, Azerbaycan dönüşüm sürecindeki en iyi ülkeler arasında yer almaktadır. Mülkiyet haklarının
korunması Azerbaycan Anayasası tarafından öngörülmektedir. 2001’de
yürürlüğe giren Medeni Kanun, anlaşmaların, ticari ilişkilerin, mülkiyet
haklarının ve kıymetli kağıtların yapısal koşullarını da kapsamaktadır.
Son zamanlarda kabul edilen Medeni Usul Kanunu mahkeme sürecini
kolaylaştırmaktadır. Öte yandan, Cumhurbaşkanı Aliyev’in Eylül-2002’de
verdiği karar, hükümetin mülkiyet haklarına yasadışı kısıtlamaların ve
mülkiyet sahiplerine yasadışı muhtemel baskıların engellenmesi yükümlülüğünü öngörmektedir.
Fikir Haklarının Korunması
Telif hakkı, ticari marka ve patent yürürlükte olan kanunlar ile
düzenlenmektedir. 1990’ların ortalarından Azerbaycan, fikir haklarının
savunması ve kayıtlanması yolunda kendi ulusal sistemini hazırlamıştır.
Telif haklarına yönelik güncel kanun (Telif Hakları ve Đlgili Haklara
194
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dair Kanun-1996), (Patentle Đle Đlgili Kanun-1997) ve ticari markanın
savunmasına yönelik (Ticari Marka ve Coğrafi Yer Bilimlerine Dair
Kanun-1998) yürürlüktedir. Ayrıca Azerbaycan, Sanayii Mülkiyetinin
Korunmasına Đlişkin Paris Anlaşması; Edebiyat ve Sanat Çalışmalarının
Korunması Anlaşması gibi uluslararası anlaşmalara katılmıştır.
Özel Sektöre Devletin Finansal Yardımı
Hükümet tarafından Müteşebbisliğe Yardım Fonu kurulmuştur.
2003-2005 yılları arasında Fon’un 250 milyar Manat değerinde özel
müteşebbisler için mali yardım yapması öngörülmüştür.
Düzenleme Sisteminin Şeffaflığı, Genel Standartların
Yönetimi ve Rüşvet Sorunu
Yatırımcılar ve ekonomiye destek veren uluslararası kurumlar
hükümetin hukuk alanındaki düzenlemelerini olumlu değerlendirmekte
ve iş hayatını etkileyen kanun ve tüzükleri amaca yönelik ve faydalı
olarak görmektedirler. Kanuni düzenlemelerde bazı zaafların olmasına
rağmen, bu konularda alınan mesafe piyasa ekonomisine yeni adım atan
ülke için takdir edici bir başarı sayılabilir.
Haziran-2000’de Cumhurbaşkanı Aliyev, rüşvetle mücadaleye
ilişkin kanun imzalamıştır. 2001 yılında Devlet Hizmeti konusunda
kanun kabul edilmiştir. Bu kanun devlet memurları için davranış kurallarını belirlemekte ve onların göreve atanması, görevde ilerlemesi ve
ücretlerinin verilmesi ile bağlı kuralları belirlemiştir. Kanun, devlet
hizmetinin güçlenmesi ve rüşvete kaynak olabilecek faktörlerin
azaltılmasını öngörmektedir.
Hükümet, aynı zamanda yargı organlarında mahkemelerin etkinliği ve özgürlüğünü geliştirmek için reformlara başlamıştır. Medeni Usul
ve Ceza Usul Hukukuna getirilen yeni düzenlemeler hakimlerin
atamasında yeni yöntemler getirmiştir. Eylül-2002 Cumhurbaşkanı kararına uygun olarak, özel izin ve belgelerin sayısı 240’dan 30’a indirilmiştir. Bu müteşebbislerin önündeki gereksiz bürokratik engelleri kaldırmakta ve izin alma sürecini hızlandırmak için ekstradan ödemeleri
azaltmaktadır.
195
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Ulusal Düzenleme
Yabancı Sermayenin Korunmasına Dair Kanun, en azından yabancı girişimcilere yerel girişimcilerle eşit şartlarda teşebbüste bulunma
koşullarının oluşturulmasını öngörmektedir.
Kanunda gösterilen tek istisnai hal, yabancı girişimcilerin sermaye
yatırılacak alanın önemi dikkate alınarak yerli girişimcilerin çıkarlarını
olumsuz etkilemeyeceği halde avantajlı bulunmasıdır.
Millileştirme, Müsadere ve Tazminat
Yabancı Sermayenin Korunmasına Dair Kanun, yabancı sermayedarların mülklerini millileştirme ve müsadereden korumaktadır. Yalnız
ülkenin ulusal çıkarları veya yerel halka karşı bir zarar söz konusu olursa, o zaman etkili, hızlı ve sermaye değerinde tazminatla yukarıda adı
geçen işlemler yapılabilir. Son yıllarda hiç bir millileştirme olmamıştır.
Anlaşılmazlıkların Çözümü
Anlaşılmazlıların yargı yolu ile çözümlenmesinde bir takım
eksikler olsa da, son yıllar Azerbaycan’da bu alanda önemli reformlar
gerçekleştirilmiştir. Uluslararası Arbitraj Hakkında Kanun 2000 yılından
yürürlüğe girmiştir. Kanuna göre taraflar kendi isteklerine göre her
hangi bir yabancı mahkemeye başvurabilirler. Yabancı mahkemenin
kararı ülkede siyasi istikrarı bozmayacak şekilde, yerine getirilecektir.
Parlamento, Yabancı Arbitrajın Kabulü ve Geçerliliği hakkında 1958
tarihli New York Anlaşmasını da onaylamıştır. Bu Azerbaycan Hükümeti ile yabancı sermayedarlar arasında ortaya çıkan sorunların Azerbaycan mahkemelerinde bakılmaksızın, sorunun Uluslararası Arbitraj
Mahkemesine götürülmesi yükümlülüğünü getirmektedir. Azerbaycan
Hükümeti ve üçüncü taraflar arasındaki bazı anlaşmalar, yabancı sermayedarlara Sermaye Anlaşılmazlıklarının Çözümlenmesi Üzere Uluslararası Merkeze (ICSID) baş vurmaya imkan vermektedir. Azerbaycan,
ICSID bünyesinde imzalanmış, “Bir Devletle Başka Bir Devletin
Uyruğu Arasında Çıkan Sermaye Anlaşmazlılarının Çözümlenmesi
Üzere Uluslararası Anlaşma”nın gerçek üyesidir.
196
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Đkitaraflı Sermaye Anlaşmaları
Azerbaycan Çin, Fransa, Gürcistan, Almanya, Đngiltere, Đran, Đtalya,
Kazakistan, Kırgızistan, Lübnan, Moldova, Pakistan, Polonya, Türkiye,
Ukrayna, ABD ve Özbekistan’la iki taraflı sermaye korunması anlaşmasına imza atmıştır.
Uluslararası anlaşmalar yerel Azerbaycan yasamasını bağladığı
için, Đkitaraflı Sermaye Anlaşmaları, bazı sermayedarlar için ülkede
güven sağlayıcı olumlu koşullar oluşturabilir.
Yatırıma Katkılar ve Yardımlar
Cumhurbaşkanının Eylül-2002’de çıkardığı ferman doğrultusunda,
girişimciliğin gelişmesine yardım için, Đş Adamları Birliği kurulmuştur.
Birlik devamlı olarak mevcut problemlerin tespiti ve analizi ile ve bu
sorunların çözümlenmesi için çalışmalarla meşgul olacaktır. Birlik
yabancı yatırımcıların da sorunları ile ilgilenerek onların seslerini
duyurmasına yardımcı olacaktır.
8.3. Yatırım Potansiyeli
Azerbaycan’da yatırım yapılmasına ilişkin planlamada, sadece
ülkenin pazar potansiyelinin dikkate alınması doğru olmayacaktır. Zira
Azerbaycan’ın coğrafi konumu, dikkate alındığında, bölge ülkeleri ile
birlikte önemli bir pazar potansiyeline sahip olduğu görülmektedir.
Azerbaycan Kafkasya ve Orta Asya’nın “ekonomik nefes borusu”dur.
Böyle bir öneme sahip olduğu Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı ve
Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattının faaliyete geçmesi ile daha
açık olarak görülecek, Hazar’dan geçecek boru hatları ile sözkonusu
hatlarla Kazakistan petrolünün ve Türkmenistan doğal gazının dünya
piyasalarına ihracının gerçekleşmesi ile değerini ve önemini pekiştirmiş
olacaktır. Öte yandan bu potansiyel her geçen gün Đpek Yolu’nun yeniden canlılık kazanması ile daha da artacaktır. Dolayısıyla Azerbaycan’a
yatırım yapılırken, Azerbaycan pazar potansiyelinden çok bölgenin
pazar potansiyelinin, bölgenin de bugünden daha çok gelecek potansiyelinin dikkate alınması gerekir.
Bölge pazar potansiyeli dikkate alınacağına göre, Azerbaycan’da
ihracata yönelik, dünya fiyatları ile rekabet edebilecek şekilde malın
maliyetini ve fiyatını düşük seviyelerde tutabilen ölçekte ve büyüklükte
197
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
yapmak şartıyla bir çok alanda yatırım yapılması mümkündür. Đklim
şartları ve toprağının verimli olması, tarım ve tarım sanayiine yatırım
yapılmasını mümkün kılmaktadır. Petrol sektöründeki yatırımların da
etkisi ile bankacılık ve finans sektörü ve diğer hizmetler sektöründeki
yatırımlar da daha cazip hale gelecektir320.
Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev tarafından 2002 yılında yerli ve
yabancı işadamları ile yapılan görüşmeler ve ardından alınan yeni
kararlarla, müteşebbisleri teşvik eden ve önünü açacak şekilde, serbest
piyasa ekonomisine geçiş için gerekli olan hukuki ve kurumsal yapıdaki
olumlu gelişmeler ile birlikte kalifiye işgücüne ihtiyacın hızla artması,
Azerbaycan’a yatırım yapılması ve ekonomik ilişkilere girilmesi için
gerekli olan yatırım ve pazar iklimini daha elverişli hale getirmiştir.
Küreselleşmenin finansal sacayağı ile birlikte, sermayenin sınır
tanımadığı günümüz dünyasında, Almanya, Fransa, Đngiltere, Japonya
gibi bölgeye daha uzak ülkelerden gelen müteşebbisler, Azerbaycan’da
gerçekleştirilecek olan büyük ölçekli işletmelerin özelleştirilmesine ilgili
duyarken, Türkiyeli müteşebbislerin, Türkiye’de yaşanan ekonomik
sorunlara bir açılım sağlayacak şekilde ve devlet desteğini de alarak,
Azerbaycan’daki özelleştirmeye ilgi göstermeleri ve farklı sektörlere
yatırım yapmaları hem müteşebbisler hem de ülke ekonomisi açısından
faydalı olacaktır.
8.4. Yatırım Alanları
Aşağıda farklı sektörlerde yer alan başlıca yatırım alanları yer
almaktadır321.
8.4.1. Tarım ve Gıda
Tarım Makineleri Üretimi ve Tesisi,
Tereyağı Üretimi,
Çocuk Gıda Ürünleri Üretimi,
Bitkisel Yağlar (Mısır ve Ayçiçek Yağı) Üretimi,
Gıda Katkı Maddeleri ve Konsantreleri Üretimi,
320
321
Osman Nuri Aras, “Azerbaycan Đqtisadiyyatında Sermaye Strategiyasının Nezeri
Đnfrastrukturu”, Azerbaycan Đqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konferans
Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.209-212.
Geniş bilgi için Bkz: www.economy.gov.az.
198
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Zeytinyağı Üretimi,
Çikolata ve Şekerleme Ürünleri Üretimi,
Nar Suyu ve Nar Konsantresi Üretimi,
Salça Üretimi,
Konserve Ürünleri Üretimi,
Konserve Fabrikasının Modernizasyonu,
Tarım Ürünlerinin Saklanması ve Ambalajı,
Modern Seraların Đnşası,
Soğuk Hava Depolarının Đnşası,
Şeker Fabrikasının Đnşası,
Şarap Fabrikasının Đnşası.
Dr. Osman Nuri Aras
Tel Kablo Đmalatı,
Doğal ve Sentetik Parçaların Üretimi,
Fosfat Üretim Tesisinin Modernizasyonu,
Đpek Üretimi,
Tekstil Fabrikasının Yeniden Đnşası,
Smartkart Tipli Gaz Sayaçlarının Đmalatı,
Doğal Gaz Tüketimi Đle Đlgili Ürünlerin Üretimi.
8.4.4. Đnşaat ve Turizm
Đnşaat Malzemeleri Üretimi,
Demir Madeni Üretimi,
Dağcılık Spor Dinlenme, Turizm ve Eğlence Merkezi Đnşası,
Otel Đnşası,
Turizm Kompleksinin Yapılması,
Tedavi Dinlenme Merkezi Đnşası.
8.4.2. Kimya-Sanayii
Deterjan Đmalatı,
Etilen-Propilen Fabrikasının Modernizasyonu,
Gübre Üretimi,
Đyot ve Brom Đmalatı,
Polietilen Ürün Đmalatı,
Polipropilen Üretimi,
Soda ve Klor Üretim Tesis Đnşaası,
Glas Fiber ve Doku Đmalatı,
Şişe Üretim.
8.4.5. Ulaşım
Lokomotif Deposunun Yeniden Yapılması,
Vagon Deposu Bünyesinde Çeşitli Yükj Vagonlarının Tamiri
Fabrikasının Đnşası,
Bakü Metropoliteninin 3. Kuzey Sahasının Đnşası.
8.4.3. Hafif Đmalat Sanayi
Klima Đmalatı,
Kompresör Đmalatı,
Elektrikli Ürünler Đmalatı,
Transformatörlerin Tamiri ve Đmalatı,
Ev Aletleri Đmalatı,
Ev Donanım Ürünleri Đmalatı,
Kağıt ve Mukavva Đmalatı,
Plastik Boru Đmalatı,
Buzdolabı ve Dondurucu Đmalatı,
Sabun Üretim Tesis Modernizasyonu,
Lastik Đmalatı,
199
200
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
geliştirilmesi yönünde karar alınmıştır. Đkinci Karma Ekonomi Komisyon Toplantısı Protokolü ise 30.01.2002 tarihinde imzalanmıştır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
AZERBAYCAN-TÜRKĐYE EKONOMĐK ĐLĐŞKĐLERĐ
9.1.1. Tarım Alanında Đşbirliği
Azerbaycan’ın 18 Ekim 1991’de ilan ettiği bağımsızlığını ilk olarak
tanıyan Türkiye, Azerbaycan’ın siyasi bağımsızlığının güçlenmesinin,
ekonomik bağımsızlığını gerçek anlamda elde etmesi ve ekonomik kalkınmasını sağlaması ile mümkün olacağını göz önünde bulundurarak, sahip
olduğu ekonomik imkan ve deneyimleri, devlet ve özel teşebbüs olarak
Azerbaycan ile paylaşmaya başlamıştır. Türkiye Azerbaycan’da 25.05
1991 tarihinden itibaren Konsolosluk ve 14.01.1992 tarihinden itibaren ise
Büyükelçilik olarak temsil edilmeye başlanmıştır. Böylece Azerbaycan ve
Türkiye arasındaki ilişki fiili boyut kazanarak ulaştırma, haberleşme,
inşaat, petrol, eğitim gibi birçok sektörde işbirliğine gidilmiştir.
Çalışma, bağımsızlık sonrası Azerbaycan ekonomisini kapsamakla
birlikte, önemine binaen, bu bölümde genel hatlarıyla Azerbaycan ve
Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler ele alınacaktır.
9.1. Ekonomik Đlişkilerin Hukuki Temelleri
Tarihi, coğrafi ve manevi değerleri ile birbirine bağlı olan Azerbaycan ve Türkiye arasında, Azerbaycan’ın bağımsızlığından itibaren
çeşitli sahaları ihtiva eden ve aynı zamanda iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin hukuki altyapısını oluşturan 150 civarında çeşitli
işbirliği, anlaşma ve protokoller imzalanmıştır322.
Azerbaycan ve Türkiye arasında ekonomik ve ticari ilişkiler
01.11.1992 tarihli “Ticari ve Ekonomik Đşbirliği Anlaşması” çerçevesinde yürütülmektedir. Diğer yandan yatırımcılar için önem taşıyan
“Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Hakkında Anlaşma”
09.02.1995 tarihinde, “Azerbaycan ile Türkiye Arasında Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması” 09.02.1994 tarihinde imzalanmıştır.
Ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinde önemli araçlardan
birisi olan Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) Birinci Dönem
Toplantısı Protokolü 20.02.1997 tarihinde imzalanmış ve ilişkilerin
322
Dr. Osman Nuri Aras
Bahri Özdemir, “Azerbaycan Ekonomisi ve Azerbaycan-Türkiye Ticari Đlişkileri”,
Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, ss.24-25.
201
Tarım sektöründe işbirliği her iki ülke arasında 09.02.1994
tarihinde imzalanan “Tarım Alanında Bilimsel, Teknik ve Ekonomik
Đşbirliğine Đlişkin Protokolü”ne göre yürütülmektedir. Tarım Yürütme
Komitesi Đkinci Dönem Toplantısı 17-21 Temmuz 2001 tarihlerinde
Azerbaycan’da yapılmış ve bir protokol imzalanmıştır.
Türkiye Tarım Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Teşkilatı (FAO) Güney-Güney Đşbirliği kapsamında Azerbaycan’da gıda
güvenliğinin sağlanması için bir proje hazırlanmıştır323.
Azerbaycan’da yaşayan Ahıska Türklerine bedeli Türk Đşbirliği ve
Kalkınma Ajansı (TĐKA) Başkanlığı’nca karşılanmak üzere, T.C. Tarım
Bakanlığı, Tarım Đşletmeleri Genel Müdürlüğü’nce 25 ton tohumluk
buğday gönderilmiş ve ekimi sırasında danışmanlık hizmeti sunulmuştur.
Azerbaycan’ın Haçmaz yöresinde Örnek Tarım Çiftliği kurulmasına yönelik faaliyetler devem etmektedir.
T.C. Tarım Bakanlığı ve TĐKA ile işbirliği içerisinde yürütülmekte
olan “Avrasya Ülkelerinde Tarım Seminerlerini Araştırma ve Geliştirme
Projesi” çerçevesinde Azerbaycan Bitki Sağlığı ve Karantina Laboratuarları Revizyonu Projesi devam etmektedir.
9.1.2. Sanayi Alanında Đşbirliği
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bünyesinde bulunan Türk Patent
Enstitüsü görev alanına giren Sınai Mülkiyet Hakları kapsamında, Türk
Cumhuriyetleri Patent kuruluşları arasında işbirliğini başlatmak ve
geliştirmek için 12 Kasım 1998’de Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan,
Kırgızistan, Moğolistan ve Tacikistan arasında niyet protokolü imzalanmıştır.
Türk Cumhuriyetleri ile yapılan teknik işbirliği alanında
ekonomik, ticari, teknik, eğitim konularında Azerbaycan’ın da içinde yer
aldığı eğitim programı 22-28 Mayıs 2000 tarihinde yapılmıştır.
323
Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik Đlişkiler Genel Müdürlüğü,
Ankara, Mayıs-2002, s.22.
202
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
9.1.3. Standartlar Alanında Đşbirliği
Azerbaycan Devlet Standartlaştırma ve Meteoroloji Merkezi (Azer
Devlet Standard) ile Türkiye’nin Türk Standartları Enstitüsü (TSE)
arasında ilk işbirliği protokolü Aralık 1990’da imzalanmıştır. Bu protokol ve diğer protokollerde tarafların mütekabiliyet esasına bağlı olarak
ticarete konu olan mal ve hizmetlerde, uluslararası kaliteyi ifade eden
teşkilat, marka ve belgelerini tanıdıkları belirtilmektedir.
Bu alanda en önemli gelişme 13 Haziran 1996’da imzalanan
uygulama protokolüdür. Bu anlaşma ile her iki ülke, birbirlerinden veya
üçüncü bir ülkeden gelen malların her iki ülkenin ilgili kuruluşlarından
belge aldıkları takdirde ülkeye girişlerde Standart Teşkilatlarınca ayrı bir
kontrole tabi tutmayacakları konusunda mutabakata varmıştır.
1997’de Azerbaycan’da temsilcilik açan TSE, faaliyetlerini doğrudan tanıtabilme imkanı sağlamıştır. Ayrıca Azerbaycan’ın da dahil
olduğu “Bölgesel Standardizasyon Birliği (BASN)”in faaliyetleri devam
etmektedir.
9.1.4. Enerji Sektöründe Đşbirliği
Azerbaycan ve Türkiye arasındaki en önemli ekonomik işbirliği
enerji sektöründedir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi ve
Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ise ekonomik ve
stratejik önem arzeden enerji sektöründeki en önemli iki projedir.
Bu iki proje dışında Azerbaycan ile potansiyel işbirliği arasında
yer alan ve BOTAŞ’ın Türkiye içinde yer altı depoları hazır olana kadar
Türkiye dışında depo kiralama stratejisi doğrultusunda Bakü’nün 50 km
yakınında yer altı depolarının kiralanması sözkonusudur.
9.1.4.1. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi
Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı Projesi, 18 Kasım 1999
tarihinde Đstanbul’da yapılan AGĐT Zirvesi’nde Türkiye, Azerbaycan ve
Gürcistan Hükümetleri arasında imzalanan “Hükümetlerarası Anlaşma”
ile faaliyete geçmiştir.
Azerbaycan tarafından 3 Ekim 2000’de Projeyi desteklemek üzere
bir “Sponsor Grup” oluşturulmuştur. Đlgili grup 17 Ekim 2000’de imzalanan “Sponsor Grup Finansman ve Đşbirliği Anlaşması” ile resmiyet
kazanmıştır. Đlgili grupta Exxon-Mobil, LUKOIL ve Devon dışındaki
tüm AIOC üyeleri yer almıştır.
203
Dr. Osman Nuri Aras
9.1.4.2. Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı
Projesi
Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ile ilgili olarak
18 Kasım 1999’da, Đstanbul’da yapılan AGĐT Zirvesi’nde Türkiye,
Azerbaycan ve Gürcistan Enerji Bakanları düzeyinde yapılan görüşmeler sonunda imzalanan Mutabakat Zaptı ile ilk adım atılmıştır.
Sözkonusu Zapt çerçevesinde iki ülke arasında Azerbaycan
doğalgazının Türkiye’ye sevkine ilişkin 12 Mart 2001’de “Hükümetlerarası Anlaşma” imzalanmıştır. Đmzalanan anlaşma doğrultusunda BOTAŞ
ve SOCAR arasında 15 yıl süreli Doğal Gaz Alım-Satım Anlaşması
imzalanarak, alımların 2004’de 2 milyar m3/yıl ile başlaması ve 2007’de
6.6 milyar m3/yıl’a ulaşması hedeflenmektedir.
9.1.5. Turizm Sektöründe Đşbirliği
Azerbaycan ve Türkiye arasında 1992’de Turizm Đşbirliği Anlaşması imzalanmıştır.
Azerbaycan turizm sektöründe çalışan personel Türkiye’ye eğitimi
almak üzere gitmektedir. Ayrıca yapılan anlaşmalar çerçevesinde, özel
şirketler tarafından Azerbaycan ve Türkiye arasında karşılıklı turlar
düzenlenmektedir.
9.1.6. Madencilik Sektöründe Đşbirliği
Türkiye Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Müdürlüğü
1994-1995 yıllarında her bir ülkenin yer bilimleriyle ilgili temsilcilerin
katıldığı “Türkçe Konuşan Ülkeler Yer Bilimleri ve Madencilik Konferansı” gerçekleştirmiştir. Đlgili toplantıda bütün ülkelerin doğal kaynak
potansiyelleri ve madencilik faaliyetleri ile ilgili görüşmeler yapılmıştır.
Ayrıca Azerbaycan’ın 1/500.000 ölçekli maden yatakları haritası,
Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Ehtiyalar Komitesi ile Türkiye Maden
Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Müdürlüğü tarafından ortak çalışma
sonucu basılmıştır.
9.1.7. Eğitim Sektöründe Đşbirliği
Büyük Öğrenci Projesi kapsamında diğer Türkiye Cumhuriyetlerinden olduğu gibi Azerbaycan’dan da Türkiye’ye lisans, yüksek lisans ve
204
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
doktora eğitim amacıyla öğrenci gitmektedir. Türk Cumhuriyetlerinden
Türkiye’ye eğitim almak üzere giden öğrencilerin %11’i Azerbaycanlıdır.
Azerbaycan’daki liselerin tamirat, ders kitaplarının karşılanması,
demirbaş alımı gibi giderlerinin karşılanması amacıyla Türkiye 19932001 yılları arasında 102.570$ yardımda bulunmuştur. Ayrıca Türkiye
Diyanet Vakfı tarafından Bakü Devlet Üniversitesi Bünyesinde Đlahiyat
Fakültesi açılmıştır. Yine Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Bakü Türk
Lisesi, hem Azerbaycanlı öğrencilere hem de Azerbaycan’da yaşayan
Türkiyeli öğrencilere eğitim vermektedir.
9.1.7. Ulaşım Sektöründe Đşbirliği
1 Kasım 1992 yılında Türkiye ile Azerbaycan arasında kapsamlı
bir Kara Ulaştırma Anlaşması imzalanmıştır. Nahçıvan yolu ile direkt
bağlantı sağlanmış, ancak bu Nahçıvan’dan öteye gidememiştir. Türkiye
ile karayolu bağlantısı Gürcistan ve Đran üzerinden sağlanmaktadır.
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
9.2. Ticari Đlişkiler
Azerbaycan ve Türkiye ekonomileri yapı ve coğrafi devamlılık
itibariyle birbirlerini tamamlar niteliktedir. Türkiye ekonomisi dışa
dönük ve imalat sanayii ağırlıklı bir yapılanma görüntüsü çizerken Azerbaycan ekonomisi daha çok hammadde ağırlıklıdır.
Dünya ekonomisine entegrasyon sürecinde önemli bir mesafe
aldığına gösterge olacak şekilde 2002 yılında 128 ülke ile ekonomik
ilişki kuran Azerbaycan’ın dış ticaret hacminde de Türkiye önemli bir
yere sahiptir.
Türkiye’den yapılan ithalatın, toplam ithalat içindeki payı 1998
yılındaki % 20.4'lük değerden 2000 yılında % 11,0’a, 2002 yılında ise
9.4’e düşmüştür 1997 yılından 2001 yılına gelindiğinde Türkiye’den ithal
edilen ürünlerin hacmi 179 milyon $’dan 148 milyon $’a gerilemiştir.
Buna karşın Đran ve Rusya’dan yapılan ithalat hacmi ise artmıştır.
Tablo 44. Azerbaycan’ın Dış Ticaretinde Türkiye
9.1.8. Gümrük Đşbirliği
Yıllara
Đki ülke arasında 09.02.1994 tarihinde imzalanan Đdari Yardım
Anlaşması çerçevesinde 1992, 1995 ve 2000 yıllarında (ECO ülkeleriyle
birlikte) Azerbaycan gümrük personeli için Türkiye Gümrük Mevzuatı
ve Uygulamalarının tanıtıldığı seminerler düzenlenmiştir.
1997
1998
1999
2000
2001
2002
9.1.8. TĐKA’nın Faaliyetleri
Türk Đşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TĐKA) iki ülke arasında
ekonomik ve kültürel işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla Azerbaycan’da
aşağıdaki alanlarda farklı projeleri gerçekleştirmiş veya gerçekleştirmektedir:
Kurumsal ve Đdari Yapıların Geliştirilmesi Programları
Avrasya Ülkelerinde Tarım Sistemlerini Araştırma ve Geliştirme
Programları
Avrasya Ülkelerinde Girişimciliği ve Küçük ve Orta Ölçekli
Sanayii Geliştirme Programları
Turizm ve Hizmet Sektörünü Geliştirme Programları
Sosyal Đşbirliği Programları
Eğitim ve Kültürel Đşbirliği Programları
205
Đthalattaki payı
%
22.6
20.4
13.8
11.0
10.4
9.4
Đthalattaki Yeri Đhracattaki payı Đhracattaki Yeri
%
1
5.3
4
1
22.4
1
2
7.4
4
2
6.0
4
3
2.9
7
3
3.8
6
Kaynak: Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakı,
2002, s.629-630; Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003, s.53.
Türkiye’den yapılan ihracatın, toplam ihracat içindeki payı ise
1998’de %22.4 iken, 2000’de %6.0, 2002’de ise %3.8’e gerilemiştir.
1998’de en yüksek değerine ulaşarak 356 milyon $ olarak gerçekleşen iki ülke arasındaki ticaret hacmi, daha sonraki yıllarda 250 milyon
$’ı bile aşamamıştır.
1991 yılından itibaren gelişen siyasi ve ekonomik ilişkilere paralel
Türk işadamlarının bu ülkeye olan yoğun ilgisi ve Türk şirketlerinin
Azerbaycan piyasasında şube açmak suretiyle Türkiye’den ithalat yapması sebebiyle sürekli bir yükselme içerisinde bulunan iki ülke ticareti
Türkiye lehine fazla vermiştir.
206
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Türkiye’nin bağımsızlığın ilk yıllarında Azerbaycan ile ekonomik
ve ticari ilişkilerinde olan üstünlüğü zaman içerisinde hem diğer ülkelerin bu pazara girmesi ve hem de yerel müteşebbislerin artık kendi
ayakları üzerinde durmaya başlaması ile gerilemeye başlamıştır.
Türkiye’nin Azerbaycan’a olan ihracatındaki azalmanın başlıca
sebeplerinden biri de Türk müteahhit firmalarının üstlenmiş oldukları
taahhüt işlerinin büyük ölçüde tamamlanmış olması ve yeni projelerin
başlamamasıdır. Ancak başta bavul ticareti olmak üzere, kayıt dışı
ticaret işlemleri göz önüne alındığında iki ülke arasındaki dış ticaret
hacmi resmi verilerden daha fazladır.
Azerbaycan’ın Türkiye’den ithal ettiği mal grupları arasında ilk
sırayı gıda maddeleri almaktadır. Önemli ihraç ürünleri; un ve unlu
mamuller, margarin, buğday, zeytinyağı, çiçek yağı, süt ve süt ürünleri,
yumurta, makarna, bira, patates, küp ve tozşeker, çikolata ve şekerleme
ürünleri, meyve suları, peynir, bisküvi, hazır deri mamulleri, trikotaj
ürünleri, sentetik deterjanlar, sabun, duvar kağıtları, sıhhi tesisat malzemeleri, tekstil sanayii için makineler, lastik ve plastikten mamul eşya,
beyaz eşya, telekomünikasyon ürünleri, elektrik malzemeleri, elektrik
enerjisi v.b’dir. Başta petrol ve petrol ürünleri olmak üzere ham alüminyum, pamuk polietilen, ham deri, pamuk ipliği, yün, ham bakır, alkollü
içecekler ve fosfatlı gübreler Azerbaycan’ın Türkiye’ye ihracatında
önem arz eden ürünlerdir.
Azerbaycan ve Türkiye arasında direkt karayolu bağlantısının
olmaması iki ülke arasındaki ilişkilerin özelliklede ekonomik ve ticari
ilişkilerin zaman zaman zora girmesine ve diğer ülkelere (Rusya ve Đran)
göre Türkiye’nin dezavantajlı duruma düşmesine neden olmaktadır. Zira
Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde bu bağlantısızlık ekonomik ve politik
ilişkilerin üzerinde üçüncü ülkelerin ipoteğini her zaman olası hale
getirmektedir. Karayolu bağlantısının sağlandığı Gürcistan’ın koyduğu
yüksek vergiler ve Đran’ın getirdiği tonaj sınırlamaları, Azerbaycan’ın
aynı zamanda BDT üyesi olması ve BDT ülkeleri ile sağladığı gümrük
anlaşmaları Azerbaycan ile Türkiye’nin ekonomik ve ticari ilişkilerini
zora sokmuştur. Türk taşıtlarına uygulanan yüksek orandaki yol vergileri, gümrükleme sıkıntıları, vize uygulamaları, bürokratik işlemlerin çokluğu, mevzuat eksikliği, kayıt dışı ekonominin getirdiği haksız rekabet
ortamı, gizli monopolleşme, kamu görevlilerinin menfaat temini amacıyla özel sektör üzerinde kurduğu baskılar ve bazen pazar ekonomisinin
mantığıyla çelişen bazı kanunlar ve uygulamalar Azerbaycan’da
207
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Türkiyeli işadamlarının rekabet şartlarını zorlaştırmakta ve ülkeye olan
ilgilerini azaltmaktadır 324.
9.3. Türkiye Sermayesinin Azerbaycan’daki Etkinliği
Bağımsızlığına kavuştuğu yıldan bu yana, Türk işadamları Azerbaycan’a yatırım yaparak her iki ülkenin ekonomik gelişimine katkıda
bulunma bilinci ile önemli teşebbüslerde bulunmuşlardır.
Geçiş döneminde olan ve yatırıma ihtiyacı bulunan Azerbaycan’a
Türk sermayesinin katkısı önemli boyutlardadır. Türk müteşebbisleri
daha çok petrol sektörü dışındaki alanlara yaptıkları yatırımlarla dikkat
çekmektedirler 325. Azerbaycan’daki Türk yatırımları ülkedeki petrol dışı
yabancı yatırımlar içinde ilk sırada yer almaktadır. Değişik alanlarda
faaliyet gösteren Türk firmalarının büyük bir kısmı ticaret yapmakta
veya küçük ve orta ölçekli yatırımı tercih etmektedir. Bu firmaların
faaliyet alanları; petrol, telekomünikasyon, bankacılık ve sigortacılık,
gıda malları imalatı, eğitim, basın-yayın, tekstil ve konfeksiyon, ulaşım,
haberleşme, otomotiv, orman ürünleri, demir-çelik, demir dışı metaller,
inşaat, inşaat malzemeleri ve müteahhitlik hizmetleri gibi sektörlerdedir.
2003 yılı başı itibariyle Azerbaycan’da faaliyet gösteren 2500
yabancı şirketin, 800’den fazlası Türk sermayelidir. Bunlardan 380’inin
tamamı Türk sermayeli, 370’i Azerbaycan-Türkiye ortaklığı, 60’u ise
temsilcililiktir. Türk sermayeli işletmelerin %22.8’i üretim, %3.5’i
hizmet, %9.3’ü inşaat, %4.8’i taşımacılık, %36.9’u ticaret, %22.7’si ise
diğer alanlarda faaliyet göstermektedirler.
Azerbaycan sanayi sektöründe Türk yatırımları, bu sektörün şirket
sayısına göre %19’unu oluştururken, yatırım hacmi yaklaşık 350 milyon
$, istihdam edilen işçi sayısı ise 4000 civarındadır. Ticaret sektöründe
Türk yatırımları, bu sektörün şirket sayısına göre %34’ünü oluştururken,
yatırım hacmi yaklaşık 550 milyon $, istihdam edilen işçi sayısı ise
11.500 civarındadır. Ulaşım ve haberleşme sektöründe Türk yatırımları,
bu sektörün şirket sayısına göre %10’unu oluştururken, yatırım hacmi
yaklaşık 470 milyon $, istihdam edilen işçi sayısı ise 1650 civarındadır.
Hizmetler sektöründe Türk yatırımları, bu sektörün şirket sayısına göre
324
325
Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle
Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 13.03.2003
Musayev, s.12.
208
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
%26’sını oluştururken, yatırım hacmi yaklaşık 300 milyon $, istihdam
edilen işçi sayısı ise 10.000 civarındadır 326.
Türk işadamları modern oteller, bankalar, sigorta şirketleri, üretim
ve eğitim kurumlarını Azerbaycan’a kazandırmada ilke imza atmışlardır.
Katma değeri Azerbaycan'ın Gayri Safi Milli Hasılası'nın %7'sini
oluşturan Türkiye sermayeli şirketler Azerbaycan ekonomisine istihdam
açısından önemli bir katkıda bulunmaktadırlar. Türkiye sermayedarları
tarafından Azerbaycan’da açılan işletmelerde 5 bin civarında Türkiyeli,
30 bin civarında ise Azerbaycanlı çalışmaktadır.
Son dönemde Azerbaycan ekonomisine dahil olan yabancı sermayenin %15’i Türkiye kaynaklıdır. Yapılan petrol anlaşmalarını destekleyen ve petrolün dünya piyasalarına ulaştırılmasında Bakü-Ceyhan boru
hattının en kısa zamanda hayatiyet kazanmasıyla Azerbaycan'ın ekonomik
kalkınmasında önemli bir mesafe alınmasını bekleyen Türkiyeli Đşadamlarının, Azerbaycan’da petrol sektörü dışındaki sektörlerin gelişimi amacıyla yaptığı yatırımlar, 1996’da 45.3, 1997’de 129.6, 1998’de 160.3,
1999’da 67.8 ve 2000 yılında 31.6 milyon $ hacminde olmuştur327. 2003
yılı başı itibariyle ülkede Türk şirketleri tarafından 1.3 milyar $ değerinde
126 çeşit proje hayata geçirilmiştir328. Dolayısıyla toplam 1.3 milyar $’lık
yatırım ile Türkiye Azerbaycan’da yatırım yapan ilk üç ülke arasında yer
almaktadır329.
Azerbaycan’ın yabancı sermayeye açılan petrol ve doğal gaz
sahasında yapılan uluslararası konsorsiyumların dördünde TPAO’nun
ortaklığı bulunmaktadır. Türk yatırımları, Azerbaycan’ın petrol rezervlerinin işletilmesi için hazırlanan 8 milyar $ tutarındaki (Azeri, Çırak ve
Güneşli) projede % 6,5; 4 milyar $ tutarındaki Şah Deniz projesinde ise,
% 9,0; Kürdaşı sahasında % 5 ve Araz-Alov-Şerq sahasında ise % 10
oranında pay almıştır. Ayrıca Pet Holding ve Atilla Doğan isimli iki özel
Türk Şirketi, Azerbaycan Devlet Petrol şirketi (SOCAR) ile
oluşturdukları ortak şirketler (Joint Venture) ile karada (Mişovdağ ve
Hilli Babazanan sahaları) petrol çıkarmaktadırlar.
326
327
328
329
Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003, s.12.
Fazıl Memmedov, “Azerbaycan’da Vergi Oranları”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası
Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.12.
TÜSĐAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4 Şubat 2003, s.2.
Ahmet Ünal Çeviköz, “Türkiye Azerbaycan Ekonomik Đlişkileri - Đşbirliğinde Yeni
Ufuklar”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart 2003, ss.6-7.
209
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
TPAO yalnızca Azeri-Çırak-Güneşli sahalarında petrol üretilmesi
ve Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol ana ihraç boru hattının inşaatı projeleri çerçevesinde 2002 yılı sonu itibariyle 650 milyon $ tutarında yatırım
yapmıştır.
Ancak bir yandan Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ticaret
hacminde azalma yaşanırken, bir yandan da Azerbaycan’a Türkiye’nin
yaptığı yatırımların hacminde gerileme ve Türk sermayeli işletmelerin
sayısında azalma görülmektedir. Örneğin, 1997 yılında yapılan toplam
yatırımlar içinde Türkiye’nin payı %14 olmasına karşın, 2001 yılında bu
oran %7,6 olmuştur330.
1994 yılında Türk işadamları bir araya gelerek “Azerbaycan Türk
Sanayici ve Đşadamları Beynelhalk Cemiyeti” (TÜSĐAB)’ni kurdular.
Genelde dünyada, özelde Azerbaycan ve Türkiye’de yaşanan ekonomik
krizlere rağmen Türk işadamları uzun vadeli düşünerek, gelişmekte olan
Azerbaycan ekonomisinin bir çok sektöründe, faaliyetlerini devam ettirmektedirler.
Ayrıca, Azerbaycan’ın devlet bütçesi içinde Türk sermayesinin
%6 oranında bir paya sahip olduğu da görülmektedir331.
Kısaca Türkiye sermayesi, yabancı sermaye olmaktan çok "bir
millet iki devlet" ifadeleriyle bağdaşacak şekilde dost ve kardeş sermaye
olarak Azerbaycan ekonomisinin gelişmesine ve dünya ekonomisine
entegre olmasına hız kazandırmaya çalışmaktadır.
Ziraat Bankası’nın ortaklığı ile kurulan “Azer-Türk Bank” bankacılık alanındaki işbirliğinin ilk örneğidir. Baybank, Royalbank, Koçbank, Đş
Bankası Azerbaycan ve Cibank gibi Türk sermayeli bankalar faaliyet
göstermektedir. Ayrıca Türk sermayeli 3 sigorta şirketi de faaliyet
göstermektedir.
9.4. Yeni Dönem
Yukarıdaki bölümlerde dikkat çekildiği gibi Azerbaycan ve Türkiye
arasındaki ticaret hacminin azalmasının yanı sıra, Azerbaycan’da faaliyette bulunan işletmeler içinde Türk sermayeli işletmelerin azalması, bazı
acil önlemler alınmasını özellikle Türkiye bakımından gerekli kılmaktadır.
330
331
“Türkiye Azerbaycanla Đqtisadi Elaqerlerini Đnkişaf Etdirmek Niyyetindedir”, 525ci
Gazet, www.525ci.com/2003/01/11.
Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.15.
210
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Tarım Bakanlığı 2015 yılından sonra yurtdışından
gıda ürünlerinin alınmasını sona erdirmek istemektedir. Türkiye’nin
Azerbaycan’a ihraç ettiği ürünlerin büyük bir kısmı ise gıda ürünleridir.
Bu durum, iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin zamanla daha da
azalacağı sonucunu doğuracaktır. Đki ülke arasında ticaret hacminin
azalmaması, daha da önemlisi arttırılabilmesi için, ekonomik ilişkilerde
daha çok sanayi sahalarına ilişkin ürünlerin üretimine yönelik işbirliğine
gidilmesi gerekmektedir 332.
Öte yandan Türk müteşebbisleri için, ülkede piyasa mekanizmasına yönelik hukuki altyapı yetersizliği ve ülkenin bürokratik yapısından
kaynaklanan ciddi politik risk sorunları bulunmaktadır. Ancak Türk iş
adamlarının ve diğer yabancı ülke işadamlarının Azerbaycan’da yatırım
yapabilmeleri için gerekli yatırım iklimi son zamanlarda yapılan düzenlemelerle her geçen gün daha da olumlu bir atmosfere bürünmektedir.
Böylece, Türk işadamlarının Azerbaycan ekonomisindeki etkinliğinin, bundan sonraki dönemde hem büyük hem de küçük ve orta ölçekte
yapılacak yatırım ve açılacak işletmelerle daha da artması beklenmektedir.
Elbette “Bakü-Tiflis-Ceyhan” petrol ve “Bakü-Tiflis-Erzurum”
doğalgaz boru hatlarının gerçekleşmesiyle, Azerbaycan ve ekonomisinde gözlenecek olumlu gelişmelerin yanı sıra, Azerbaycan ve Türkiye
arasındaki ekonomik ilişkiler de artacaktır.
Bakü-Tiflis-Ceyhan projesi doğrultusunda Ocak-2003’de boruların Azerbaycan’a getirilmiş ve Mart ayında dizilmeye başlanmıştır.
Şahdeniz Doğal Gazı ise Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattı ile 2006 yılında
Türkiye’ye ulaştırılacaktır.
Öte yandan Türkiye siyasi hayatına gelen istikrar ile birlikte
ekonomide gözlenen istikrar ve gelişme sürecinin, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilere ve Türkiye sermayesinin Azerbaycan’a
akınına olumlu etki edeceği gözlenmektedir.
Olumlu etkinin ilk işareti; Aliyev’in EKO zirvesi çerçevesinde
2002 yılı sonlarına doğru Türkiyeli işadamları ile görüşmesi ve ardından
Türkiyeli işadamlarının Azerbaycan’a gelmeleridir. Đkinci ve daha
önemli işaret ise; 2003 yılı başında Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir
işadamı topluluğu ile birlikte Azerbaycan’ı ziyaretidir. Her iki ziyarette,
332
S. Eyyuboğlu, “Türkiye Azerbaycanla Đqtisadi Elaqerlerini
Niyyetindedir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11.
Đnkişaf
Etdirmek
211
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Türkiye’den gelen işadamlarına bir çok önemli ve büyük projenin
takdim edildiği de dikkate alındığında, gelecekte Türkiye sermayesinin
Azerbaycan’a akınının artacağı tabiidir.
Öte yandan iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2003 yılında 500600 milyon $’a, 2004 yılında ise 1 milyar $’a çıkarılması hedeflenmektedir.
Đki ülke arasında 2003 ve sonraki yıllarda ekonomik işbirliğinin
daha da geliştirilmesi amacıyla, “Uzun Vadeli Ekonomik Đşbirliği Programı”nın hazırlanmasına çalışılmaktadır333.
Türkiye’nin başta Azerbaycan olmak üzere Kafkasya ve Orta Asya’ya dönük politikasında öncelik vermesi gereken noktalar ise şöyle sıralanabilir:
1. Bölge ülkelerini kapsayacak ortak kalkınma işbirliği stratejilerinin
geliştirilmesine,
2. Bölgeye yönelik Sigortacılık Birliğinin kurulmasına,
3. Bölgede çalışacak uluslararası bir tahkim sisteminin kurulmasına,
4. Eximbank kredileri verilirken yatırımcıların bölgedeki gayri
menkullerinin de ipotek olarak kabul edilmesine,
5. Kars-Tiflis demir yolunun yeniden gündeme alınmasına,
6. Azerbaycan ve Türkiye arasında ticaret hacminin, bilgi ve teknoloji akışının artmasına,
7. Ticaret hukuku, vergi hukuku, icra-iflas hukuku, rekabet hukuku
ve sermaye piyasası hukuku altyapısının geliştirilmesine destek vermek.
Azerbaycan-Türkiye ekonomik ilişkilerinde geçen süre içerisinde,
ilişkiler için sağlam bir temel oluşturmak üzere, hukuki altyapının oluşturulmasına öncelik verilmiştir. Bundan sonraki süreçte ise, ekonomik
ilişkilerin ve işbirliğinin dinamik bir anlayışla, daha kapsamlı projelerle,
karşılıklı çıkar ve ortak menfaatler çerçevesinde geliştirilmesi ve arttırılması sağlanmalıdır.
Başta tarım, turizm, sanayi, finans, ulaşım, haberleşme, inşaat olmak üzere çeşitli sektörlerin Azerbaycan’da gelişmesi için Türk işadamlarını büyük görevler beklemektedir. Diğer Orta Asya cumhuriyetleri için
köprü konumunda olduğu da dikkate alındığında, Türkiye bakımından
Azerbaycan’ın önemi bir kat daha artmaktadır.
333
Çeviköz, s.7.
212
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
SONUÇ VE ÖNERĐLER
Azerbaycan Cumhuriyeti, zengin doğal kaynakları ile Güney
Kafkasya’nın en stratejik ve kalkınma perspektiflerine sahip ülkesidir.
Azerbaycan, bağımsızlığının ilk yıllarında yaşadığı siyasi sorunlar
nedeniyle uluslararası ortamdaki konumu pek parlak olmamakla beraber
zengin enerji kaynakları sebebiyle ekonomik açıdan gelecek vaadeden
bir ülke olarak algılanmıştır.
Nihayet Haydar Aliyev’in iktidara gelmesi ile birlikte siyasi istikrara kavuşan Azerbaycan, ekonomik açıdan zor durumdan kendisini
çıkartmayı başarmış ve dünya çapında petrol üretimi yapan bir ülkeye
dönüşme yolunda mesafe almaya başlamıştır.
Bölgeye yönelik yabancı yatırımların ilk durak noktası olan Azerbaycan’ın özellikle enerji sektörüne yabancı sermaye yatırımları başarılı
şekilde yapılmaktadır. Böylece Azerbaycan, Güney Kafkasya’nın temel
ticaret ve yatırım merkezi olmuştur.
Birçok batılı şirketlerin özellikle enerji sektörüne parasal açıdan
çok büyük yatırımlar yaptığı bir ülke olması nedeniyle Azerbaycan’ın
yatırım yapan ülkelerin ekonomik anlamda bir tür garantisi altında
olacağı muhakkaktır. Enerji kaynaklarının Batı pazarlarına ulaştırılması
ile Azerbaycan bölgenin en önemli ve en zengin ülkesi konumuna gelecektir.
Đkinci önemli sektör olan tarımın ekonomideki ağırlığı % 18’ler
civarındadır. Nüfusun % 36’sı tarım sektöründedir.
Petrol ve doğal gaz üretimi ekonominin belkemiğini oluşturmaktadır. Đhracatta petrol ve petrol ürünlerinin payı % 84’tür. Petrol
fiyatlarındaki küçük dalgalanmalar ekonomiyi büyük oranda etkilemektedir. Mali kesim oldukça zayıf ve hassastır. Sıkı para politikası uygulamaları sonucunda emisyon hacmi daralmış ve enflasyon kontrol altına
alınmıştır.
Ödemeler dengesinde kronik açıklar petrol fiyatlarının artışına
paralel olarak elde edilen petrol gelirleriyle kapatılmaktadır.
Aliyev yönetimi ile beraber ülkede siyasi ve ekonomik istikrar
sağlanmış, yüzde 1700’lere varan enflasyon uygulanan sıkı para politikası sonucunda 1995 yılından itibaren düşüşe geçmiş ve fiyatlar genel
düzeyinde istikrar sağlanmıştır.
213
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
1997 yılından itibaren fiilen başlatılan özelleştirme çalışmaları
sonucunda birinci özelleştirme programı tamamlanırken, 2001 yılından
itibaren ikinci özelleştirme programı uygulamaya konulmuştur. Bu
program ile orta ve büyük ölçekli şirketlerin ve stratejik öneme sahip bir
kısım şirketlerin özelleştirilmesi planlanmıştır.
1998 yılındaki Rusya krizi ve petrol fiyatlarındaki düşüş ülke
ekonomisini olumsuz etkilemişse de 2000 yılındaki petrol fiyatlarında
beklenenin üzerinde olan artış ekonomiye canlılık getirmiştir. Ülkede
ekonomisinde sağlanan istikrar ve kontrol altına alınan enflasyon dövize
de yansımış ve $/Manat paritesinde ciddi bir değişiklik olmamıştır.
Azerbaycan dış ticaret politikasını pazar ekonomisi şartlarına göre
oluşturmaya çalışmaktadır. Belirlenen gümrük oranları ile bazı stratejik
ürünlerin dışında özellikle de gıda sektöründe herhangi bir kısıtlama
bulunmamaktadır.
Bankacılık ve finans sektöründe bağımsızlığın ilk yıllarında
yaşanan karmaşa ortadan kalkmış ve bu sektör Merkez Bankasının ciddi
denetimi altına geçmiştir. Hukuki düzenlemeler henüz tamamlanmamış
olmakla birlikte, ekonominin genel dengelerini düzenleyen temel
kanunlar mevcuttur.
Tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinde özelleştirmenin başlatılmış olması ve özel mülkiyete izin verilmesi sonucunda özel sektörün
GSMH içindeki payı 1990 yılında % 13 iken, 1999’da % 62’ye, 2003
yılı başında ise %73’e çıkmıştır.
Elbette Azerbaycan’ın ekonomik kalkınma sürecinde yapılması
gereken işler, atılması gereken adımlar çoktur ve yerine getirilmesi
zaruridir. Azerbaycan serbest piyasa ekonomisinin değil, geçiş sürecinin
problemlerini yaşamaktadır. Ancak ifade etmek gerekir ki, yaklaşık 12
yıllık süre içerisinde bundan sonraki dönemde gerekli önlemlerin hayata
geçirilmesi için hukuki ve kurumsal temeller oluşturulmuştur.
Bakü-Tiflis-Ceyhan gibi petrol sektörüne yönelik ekonomik projelerin gerçekleşmeye başlamasıyla Azerbaycan ekonomisinde ciddi bir
kalkınma beklentisi bulunmaktadır. Siyasi sorun olarak Dağlık Karabağ
probleminin çözüme kavuşturulmasının da ekonomik kalkınmaya ve
ekonomik istikrarın devamına katkısı olacaktır.
Azerbaycan'ın Hazar enerji kaynaklarının üretimi ve uluslararası
piyasalara nakline ilişkin tercihlerinde, ekonomik olmanın ötesinde
stratejik çıkarları da göz önünde bulundurduğu görülmektedir. Bölgede
214
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
eski Sovyetler Birliği dönemindeki etkinliğini devam ettirmeye çalışan
Rusya'ya karşı Azerbaycan'ın, siyasi bağımsızlığını devam ettirme ve
ekonomik bağımsızlığını pekiştirme zorunluluğunda olması, kaçınılmaz
olan bu tercihte önemli bir rol oynamaktadır.
Her şeye rağmen, zengin doğal kaynakların varlığı, büyük insan
gücü, ekonominin ve ekonominin ilk değişim sürecine başladığı düzey,
önemli ulaşım yollarının kesiştiği bir noktada bulunması, komşu ülke
piyasalarının yapısı, özel mülkiyet ve bireysel teşebbüse dayanan milli
medeniyetinin varlığı, Azerbaycan ekonomisinin geleceğine iyimser
bakmaya imkan veriyor.
Yavaş ama emin adımlarla ilerlemekte ve gelecek adına ümit vaad
etmekte olan Azerbaycan ekonomisinde varolan problemlerin çözümü
için ekonomik kalkınmada çözüm önerisi olarak aşağıda yer alan
önerilerin ve bazı değişikliklerin yapılması gerekmektedir:
Ekonomide yeniden yapılanmaya ilişkin temel adımlar süratle atılmalı ve bu süreçte yabancı sermayeden yararlanmanın önemini kavrayan
Azerbaycan’da daha geniş ve büyük yatırımlara imza atılmalıdır.
Azerbaycan ekonomisine yabancı yatırımların akımının güçlendirilmesi ve korunması için her türlü şartların yerine getirilmesinin yanı
sıra, "Hollanda Sendromu"ndan kurtuluş da ekonomi politikalarının
temel amaçları arasında yer almalıdır. Ekonomik gelişmenin sadece
doğal kaynakların ihracı üzerine kurulması, ülke rezervlerinin tükenmesi
ve sosyal adalet ilkesinin aksine olarak nüfusun yalnız küçük bir grubu
dışında, çoğunluğun yaşam düzeyinin düşmesi sonucunu doğurmaktadır.
Dolayısıyla sadece doğal kaynaklara ekonomilerini dayandıran ülkelerin
hem iç hem de dış ilişkilerde bağımsızlıklarını kaybetme konumuna
düşmesi nedeniyle, ekonomik açıdan petrolden elde edilecek gücün diğer
sektörlere ve insan kaynaklarının gelişimine kanalize edilmesi gerekmektedir. Böylece ekonomide tek bir sektöre bağımlılık da önlenmiş
olacaktır. Petrolün ötesinde ekonominin dengeli gelişimi Azerbaycan'a
gerçek anlamda ekonomik ve siyasi bağımsızlığı temin edebilecektir.
Bazı sektörlerin ve ihracatın geliştirilmesi için devlet teşviklerinin
uygulanması gerekmektedir. Özellikle sektörel bağımlılık açısından
gelecekte tehlike doğmaması için, petrol dışındaki diğer sektörler desteklenmelidir. Desteklenmesi gereken sektörlerin başında tarım, hayvancılık, gıda işleme ve sanayii gibi sektörler gelmektedir. Bu sektörlere
öncelikle yabancı sermayenin çekilmesi, yine bu sektörlerde verim ve
215
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
kalitenin arttırılması sağlanmalıdır. Bu alanlara ayrılan kredilerin kullanımının kalaylaştırılması ise, sektörün ihracata dönük üretim yapmasını,
istihdamın artmasını ve gizli işsizliğin azalmasını sağlayacaktır.
Sovyet sisteminden miras alınan ağır toplumsal hastalıklardan biri
olan ve her ne kadar belirli şekil değişikliğine uğrasa da, varlığını gün
geçtikçe toplumun genelinde yaygın şekilde hissettirmekte olan rüşvet
ve yolsuzluk ile mücadele edilmelidir. Bu mücadelede devlet müesseselerinin, öncelikle sözkonusu problemin genişlemesine ve derinleşmesine,
sosyo-ekonomik sistemi tamamen sarmasına engel olmaları gerekmektedir.
Günümüz dünyasında ekonomiye egemen olan görüş küreselleşme
olgusudur. Bu olgu daha çok son yıllarda "yeni ekonomi" kavramı
çerçevesinde biçimlenmektedir. Yeni ekonomi kavramı, makinelerin
yerine yeni fikirlerin ve buluşların önem kazandığı bir dünyayı ifade
etmektedir.
Yeni ekonomi, Alvin Toffler'in "üçüncü dalga" kitabında ifade
ettiği "bilgiye dayalı üretim yapan" bir ekonomi biçimidir. Birinci dalga
olan tarım toplumunda sahip olunan toprak ve tarım araçları gibi üretim
faktörlerinin sahipliği ekonomik kalkınmanın ve refahın belirleyicisi
iken, ikinci dalga olan sanayi toplumlarında, bu faktörlerin yerini
maden, enerji kaynakları gibi unsurlar almıştır. Üçüncü dalga olarak
adlandırılan bilgi toplumunda ise artık ekonomik kalkınma ve refahın
belirleyicisi ne topraktır ne de enerji kaynakları. Bilgi toplumlarında
kalkınma ve refah, zihinsel üretim tarafından belirlenecek şekilde doğrudan bilginin yaratılması, dönüştürülmesi ve sermaye haline getirilmesine
bağlıdır.
Böylece ekonomik kalkınma mücadelesi farklı boyutlar kazanarak, ekonominin altyapısı elle tutulabilir mallardan çok bilgi temelli
mallar üzerinde oturmaya başlamıştır. Bilginin üretim süreçlerindeki
yerinin gittikçe büyümesi sonucunda, sanayi mallarının göreceli olarak
değer kaybına uğradığı söylenebilir. Otomobil, cep telefonu, uydu ve
genetik aşısının fiyatı arasında bir mukayese yapıldığında, günümüzde
bilginin çok önemli ve değerli hale geldiği görülecektir. Yani ekonomide
katma değerin çoğu beyin tarafından üretilmektedir.
Bu çerçevede, bilgi boşluğunun azaltılması için; bilginin elde
edilmesinden daha çok üretilmesi, kavranması ve iletilmesine gerek
duyulmaktadır.
216
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
O halde Azerbaycan'ın siyasi bağımsızlığını gerçek anlam
kazanması bakımından önemli olan ekonomik bağımsızlık, ekonomik
kalkınma ve ekonomik entegrasyon için, bilgiye ve bilgili insana ihtiyaç
vardır. Yoksa Azerbaycan'ın sadece petrol ve doğal gaz rezervlerinin
varlığına odaklanarak, siyasi bağımsızlığını ebedi kılacak ekonomik
bağımsızlığını ve kalkınmasını gerçekleştirmek günümüz dünyasında
mümkün olamayacaktır. Kaldı ki Azerbaycan önemli bir işgücü potansiyeline sahiptir. Yapılması gereken işgücünün potansiyel kabiliyetinin,
yeni ekonominin şartlarına uygun olarak, inkişaf ettirileceği bir eğitim
altyapısının oluşmasıdır.
Enerji kaynaklarından elde edilen gelirin, bilginin elde edilmesine
ve daha da önemlisi bilgiyi üretecek insanları yetiştirecek eğitim
kurumlarının teşekkülüne plase edilmesi en doğru karar olacaktır. Bu
konuda Hindistan örneğinden faydalanılması için gerekli çalışmaların
yapılması ve yapılan çalışmalara destek verilmesi de gerekmektedir.
Küreselleşen dünyamızda sermayenin de küresel bir boyut kazanarak uluslararasılaşması nedeniyle, uluslararası sermaye hareketleri
ekonomideki konjonktürel dalgalanmaların da temel etkeni olmuştur.
Ekonomideki konjonktürel dalgalanmalar özellikle 1980'lerden sonra
finansal kriz şeklinde başlayarak genel ekonomik krize dönüşür bir
mahiyet kazanmıştır.
Finansal krizlerden en az derecede etkilenmek için uluslararası
sermayenin ülke içinde prodüktif alanlara yönlendirilmesi yani, yabancı
sermayeden uluslararası direkt sermaye yatırım şeklinde faydalanılması
gerekir. Zaten gelişmekte olan ülkelerde de ekonomik büyümenin
sağlam temellere oturtulabilmesi için sıcak para yerine uzun vadeli
finansmana gerek vardır.
Gelişmekte olan ve geçiş sürecindeki ülkeler de, kalkınma ve
büyüme açısından ekonominin üretim kapasitesini arttırıcı politikalar
uygulanmalıdır. Arz Yanlı Đktisat olarak bilinen bu politikalar çerçevesinde yeni vergi indirimlerinin yapılması gerekmektedir. Teorik
açıdan 1970'li yıllardan sonra ortaya çıkan Arz Yanlı Đktisat Teorisi
durgunluğun giderilmesi için ekonominin arz cephesinin yani, üretim
faktörleri arzının teşvik edilmesi gerektiğini, bunu için de özellikle vergi
indirimlerinin gerekliliğini savunmaktadırlar. Talep yetersizliğinden çok
arz yetersizliğinin görüldüğü gelişmekte olan veya geçiş sürecindeki
ekonomilerde de bu teori bağlamında vergi indirimleriyle başta sermaye
217
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
olmak üzere üretim faktörleri, üretimi arttıracak şekilde harekete geçirilmelidir.
Dolayısıyla 1998 Rusya Finansal Krizi ile birlikte sarsılan Azerbaycan ekonomisinin “Hollanda Sendromu”ndan kurtulacak şekilde,
yabancı sermayenin ve kârının geriye dönüşünü önlemek ve ülke içine
yeni bir akımı başlatabilmek; özellikle portföy yatırımı yerine katma
değeri yüksek direkt yatırımları arttırmak için, yabancı sermaye girişini
ve bu bağlamda üretime yönelik yatırımları teşvik edici ve destekleyici
politikalara gerek duyulmaktadır. Bu politikaların başında; petrol ve
doğal gaz ile ilgili olmayan alanların üretim ve istihdam düzeyinin
geliştirilmesi için gerekli yatırım ikliminin elverişli kılınması gelir.
Yatırım ikliminin elverişliliği, ülkede siyasi ve makro iktisadi istikrarın
olmasını gerektirir. Bunun için ise önce ticari olmayan risklerin ortadan
kaldırılması, ardından vergi oranları, vergi toplama sistemi ve etiği,
yabancı sermayeyi güvenceye alıcı hukuki ve idari düzenlemelerin
varlığı ve icraatı, vergi ve gümrük sistemlerinin optimizasyonu ile ilgili
düzenlemeler yapılmalıdır. Ticaret hacminin arttırılması için ise dış
ticarette liberalizasyon ve gümrük idaresinin modernleştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ülkenin ihraç potansiyelinin arttırılması için de serbest
bölgeler oluşturulmalıdır.
Yabancı yatırımların ülkeye akımını sağlamaya çalışan kurumların
devlet tarafından daha aktif şekilde koordine edilmesi gerekir. Dünya
sermaye pazarlarında ülkenin enerji kaynakları dışındaki sektörleri ile
ilgili yabancı yatırımı çekici reklam ve enformasyon da teşekkül ettirilmelidir. Uluslararası finans kurumları ile yatırım işbirliğinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Mevcut ulaşım, altyapı ve telekomünikasyon sisteminin yenilenmelidir.
Bankacılık ve finans sektörünün uluslararası düzeye ulaştırılması
için gerekli düzenlemeler ivedilikle yapılmalıdır. Sermaye stokundaki
artışa ve ekonominin daha fazla kayıt altına alınmasına paralel olarak
bankacılık ve finans sektörleri gelişecek, özel sektörün bu piyasalardaki
ağırlığı artacaktır. Ancak, dış borç stokunda sürekli bir artışa meydan
verilmemeli, kamu finansman açığı bu yolla kapatılmamalıdır.
Azerbaycan’da yapılması gereken bir çok büyük ölçekli yatırım ve
projenin finansmanı için dış kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır. Dış finans
kaynaklarının yatırım ve projeleri kredi ile destekleyebilmeleri için,
218
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
devlet garantisi talep etmektedirler. Proje ve yatırımlara devlet garantisi
verilmesi için gerekli hukuki düzenlemeler yapılmalıdır: Vergi ve gümrük oranlarının makul yani ödenebilir bir seviyeye getirilmesi, vergi
kontrol sisteminin korkutucu ve teşebbüsü caydırıcı bir mahiyette olması
ve ticari faaliyeti olan herkesten verginin alınması yani vergini tabana
yayılması. Bu bağlamda KDV uygulamasının yeniden gözden geçirilmesi de gerekmektedir.
Yatırım politikasında yeni bir adım olarak, yatırımların sigortalanması sisteminin teşekkül ettirilmesi, yatırım fonları ve menkul kıymetler piyasasının teşekkülünün hızlandırılması vasıtası ile ülkeye
portföy yatırımlarının gelmesi sağlanmalıdır. Bu noktada Eoru’ya geçen
Avrupa ülkelerinin muhtemel etkilerinden olumlu anlamda faydalanmak
Azerbaycan açısından mümkün olabilecektir. Yatırım politikasında yerli
yatırımcıların ülke ekonomisinin kalkınmasına iştiraklerini arttırmak için
de ayrı bir önem verilmelidir.
Bürokrasi asgari düzeye çekilmeli ve suni engeller ortadan kaldırılmalıdır.
Ülkede bağımsız rekabet ve mülkiyet ortamında özel teşebbüsü
sağlayan mekanizmanın şekillenmesini tamamlamak yani ekonomide
liberalleşme eğiliminin devam etmesi özel teşebbüsün güçlendirilmesi
gerekir: Bu amaç için piyasa ekonomisi anlayışına zıt olan tekelciliğin
oluşmasına izin verilmemesi, ekonominin varolan tekellerden kurtarılmasına devam edilmesi ve tabii tekellerin uygun önlemlerle düzenlenmesi gerekmektedir.
Uygulanacak politikalar kümülatif bir karakter de taşımalıdır.
Böyle bir karakter taşıyabilmesi için gerçekleşen kârların ülke dışına
çıkmasına imkân vermeyerek yeniden yatırımını sağlayacak politikalara
da ihtiyaç vardır.
Hazar'ın statüsündeki belirsizlik ise yabancı yatırımcılar üzerinde
olumsuz etki yapmaktadır. Bu nedenle çözüm için atılacak olumlu
adımlar hem kıyı devletleri, hem de bölgenin enerji kaynaklarının
işletilmesine katılmak isteyen yabancı şirketler için olumlu sonuçlar
doğuracaktır.
Özelleştirmede en kısa zamanda ve en sağlıklı şekilde önemli
adımlar atılarak devletin ekonomideki etkinliğinin azaltılması gerekir.
Ekonomide devletin rolünün azaltılması ve devlet mülkiyetinin özelleşti-
219
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
rilmesi yeni ekonomik ilişkilerin oluşturulma vasıtası gibi değerlendirilmelidir.
Mülkiyet ilişkilerinin serbest piyasa prensiplerine esasen oluşturulmasının hız kazanması, “gizli ekonomi” ve “kriminal ekonomi” ve
vergiden kaçma ve gayri kanuni sermaye akımı gibi durumlara karşı
önlem almayı daha zaruri kılmaktadır.
Mülkiyet ilişkilerine sivil karakter vermek için, öncelikle işletme
mekanizması ve maliye ve para politikalarında şeffaflık sağlanmalı,
bürokratik engeller ortadan kaldırılmalıdır.
Çağdaş ekonomik yönetim sistemi ile devletin ekonomik kalkınmadaki yönlendirici rolü arttırılmalıdır. Bunun için devlet bütçesinde
sosyal yatırımlara ağırlık verilerek devlet harcamalarının, kalkınmayı
teminde rolünün arttırılması sağlanmalıdır.
Ülke ekonomisinin dünya ekonomisine entegrasyonunu derinleştirmek, hızlandırmak ve genişletmek gerekir: Uluslararası ekonomik
entegrasyonun derinleştiği günümüzde dış ticaretin önemi bir hayli
artmaktadır. Dış ekonomik faaliyetler de daha çok dünya piyasalarının
çağdaş kurallarının uygulanması, uluslararası ekonomik ve finansal
kurumlar ile işbirliğinin güçlendirilmesi ve uluslararası ikili ve/veya çok
taraflı işbirliğinin derinleştirilmesine önem verilmese gerekmektedir.
Uluslararası piyasalarda kendine has bir yer tutmak için ülkeler
arasında rekabet gittikçe keskin bir hal almaktadır. Bu süreçte geri
kalmanın, hızlı davranmamanın her bir ülke için olumsuz etkileri
olabilir. Bu sebepten de, Azerbaycan kendi ekonomisinin şimdiki durumunu göz önünde bulundurarak, dünya ekonomisine entegre etmesine
imkan veren tüm potansiyelini belirlemeli ve bundan gerektiği gibi
faydalanmalıdır. Yeterli potansiyele sahip olan ülkenin jeo-siyasi konumu ve coğrafi yerleşimi, doğal kaynaklarının zenginliği, büyük ilmiteknolojik ve kadro potansiyeli, insanların yüksek iş yapma kabiliyetine
sahip olması dikkate alınmalı, bu imkanlar dünya ekonomisine verimli
ve faydalı entegrasyon için seferber edilmelidir.
Hiçbir ülke, hatta en büyük ülkeler bile, dünya ekonomisine
entegre olmadan, uluslararası ekonomik ilişkiler kurmadan gelişemez.
Uluslararası ekonomik ilişkilere bağlanma ise ilk önce ve daha ağırlıklı
olarak bölgesel entegre şeklinde gerçekleşir. Çünkü, bölgesel entegre
tarafları çeşitli kaynaklar ve teknolojilerin elde edilmesinde, yeni
pazarlara çıkış, üçüncü ülke şirketleri ile mukayesede bu pazarlara daha
220
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
serbest girme ve rekabet üstünlüğü kazanması gibi bazı elverişli şartlar
temin etmektedir. Aynı zamanda ülkenin dünya ekonomisine entegre
olmasının ekonominin tamamen ithalata bağlı duruma düşmesi gibi bazı
olumsuz sonuçlarının da ortaya çıkabileceği göz önünde bulundurularak
gereken tedbirler alınmalıdır.
Yerli üretime destek verilmelidir: Sanayide temel sahaların, bu
noktada yerli hammadde işleyen ve dünya piyasalarında yüksek talebe
sahip ürünleri üreten temel sektörlerin çağdaş teknoloji ile dinamik
gelişimi sağlanmalıdır. Asya’daki yeni sanayi ülkelerinin tecrübesi
gösteriyor ki, yerli üretimin gelişimi ve güçlendirilmesi için belirli
dönemlerde iç piyasanın korunması ve yerli üretimin himaye edilmesi
yönünde ciddi tedbirler alınmalıdır. Gelişmiş olan ülkeler ekonomik
gelişimin belirli aşamalarında yerli üretimcilerini himaye eden ve iç
piyasayı koruyan siyaset yürütmüşlerdir. Azerbaycan’da yerli üreticilere
yabancı ürünlerle rekabette belli oranda uygun şartlar oluşturmak, yerli
ürünlerin rekabet imkanlarının güçlendirilmesi için gereklidir.
Petrol üretiminin son halkası ve ülkenin mineral ihtiyatları ile
doğrudan ilgili olan petro-kimya sanayii “Hollanda Sendromu”na
düşmeme noktasında geliştirilmesi gereken en önemli sektörlerin
başında gelmektedir.
Metalurji sanayii, zengin hammadde kaynağına sahip olan ve
üretilen ürünlerin dünya piyasasında yüksek likiditeye sahip olması
nedeniyle öncelik verilmesi gereken sektörler arasında yer almaktadır.
Dünya piyasalarında önemli bir talep potansiyeline sahip olan
üretim alanlarına ağırlık verilmeye çalışılırken, öncelik ülkede varolan
doğal kaynaklardan faydalanılabilecek alanlar üzerinde yoğunlaşmalıdır.
Farklı bölgelerin kalkınmasını sağlayacak bölgesel kalkınma
politikalarının hayata geçirilmelidir: Ülkede ekonomik kalkınmaya ivme
ve denge kazandırılması için ayrı-ayrı bölgelerin dinamik kalkınmasını
sağlayacak bölgesel politikalara gerek duyulmaktadır. Bölgesel kalkınmada dengenin sağlanması için yerli doğal kaynakların işletmelerde
kullanılmasına özen gösterilmelidir.
GSMH artışı yılda %10’da yukarı gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır. Sürdürülebilir bir ekonomik gelişmenin, kamu idaresinin ve gelişmekte olan siyasi mekanizmanın etkin çalışmasına, beşeri sermayenin
gelişimine bağlı olduğu düşünülmektedir. Ülkenin siyasi bağımsızlığı,
milli ekonominin kalkınmasına ortam yarattığı gibi, milli ekonominin
221
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
kalkınması da ülkenin bağımsızlığının temellerini daha da kuvvetlendirecektir. Bağımsızlığın ilk on yılı, siyasi bağımsızlığın ekonomiye
hizmet ettiği bir dönem olarak değerlendirmek mümkündür. On yıllık
dönemden sonraki süreç ise, ekonominin ülkenin siyasi bağımsızlığının
güç kazanmasına hizmet etmesi gereken bir dönem olarak dikkate
alınması, değerlendirilmesi gerekir.
Gelir düzeyinin yükseltilmesi ile birlikte gelirin dağılımında adaletin sağlanması da gerekir. Özellikle toplumda orta sınıfın güçlendirilmesi gerekmektedir.
Sosyal güvenlik sisteminin çağdaş taleplere uygun olarak yapılandırılması ve halkın refah düzeyinin yükselmesinin sağlanması gerekmektedir. Bu bağlamda ekonomik kalkınmanın ve devlet bütçesinin
sosyal yönüne ağırlık verilmesi gerekmektedir. Azerbaycan’da zamanla
orta tabakanın giderek azaldığı gözlenmektedir. Bu olumsuz gidişin
tehlike boyutuna varmaması için, ekonomik kararların sosyal boyutuna
daha fazla önem verilmesinin gerektirmektedir.
Petrol ve doğal gaz üretiminin yanı sıra metalürji, enerji, kimya
gibi yüksek düzeyde su ve enerjini kullanımı sonucu büyük miktarda
atıkların oluşmasına sebep olacak sahalardan oluşması ve arazisini
%20’si işgal edilmiş olması nedeniyle dünyanın ekolojik açıdan en
tehlikeli bölgelerinden biri haline gelen Azerbaycan’da ekolojik güvenliğin sağlanacağı bir sosyo-ekonomik yeniden yapılanmada hassasiyetin
attırılması gerekmektedir.
Halkın gelirlerinin harcamalarından fazla olması için devlet sektöründe çalışanların ortalama aylık ücretlerinin asgari geçim standartlarının üzerinde olması sağlanmalıdır.
Manat’ın alım gücünün korunması amacıyla, halkın reel gelirlerinin arttırılması ile yoksulluk düzeyinin düşürülmesi sağlanmalıdır.
Ülkede uygulanan ekonomi politikalarının değişen şartlara göre
hızla yeniden gözden geçirilerek uyum sağlaması gerekmektedir. Reel
ekonominin normal faaliyeti için para-kredi politikasının şeffaflığının ve
ekonomik şartlara uyumunun sağlanması gerekmektedir.
222
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Dr. Osman Nuri Aras
Azadlıq Gazeti, 10 Yanvar 1997.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Azer Emiraslanov, “Dövlet Müsteqilliyi ve Milli Đqtisadiyyatın Formalaşması
Problemleri”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.50-57.
Azizova, “Minfin podvodit itogi ‘strahovogo’ goda”, Zerkalo, No. 15(108), Bakı,
2002, s. 16-18.
Azer Mehdiyev, “Azerbaycan’ın Dünya Đqtisadiyyatına Đntegrasiyasının Reallıqları”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, s.26.
A. V. Veliyev, “Azerbaycan’ın Đstihlak Bazarının Formalaşmasında MDB Ülkeleri Đle Đqtisadi Elaqelerin Rolu”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata
Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi
Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.185-186.
Azerbaijan International Magazine, Summer-1995.
Azerbaijan International Magazine, Summer-1998.
Azerbaijan International Magazine, Summer-2000.
A. A. Salmanov, “Azerbaycan Neqliyyat Tranzit Potensialı-Đqtisadi Elaqeleri
Stimullaşdıran Amil Kimi”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf
Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, s.54.
Azerbaijan, IMF Economic Review, Washington DC, May-1992.
Azerbaycan Cumhuriyeti, http://www.yesevi.org/tdbm/azerbaycan.html. 13.03.2003.
Azerbaycan Gazeti, 11 Noyabr 1995.
Azerbaycan Gazeti, 23 Yanvar 1997.
Ahmet Ünal Çeviköz, “Türkiye Azerbaycan Ekonomik Đlişkileri - Đşbirliğinde
Yeni Ufuklar”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti,
Bakü, Mart-2003, ss. 6-7.
Azerbaycan Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1997, Birleşmiş Milletler
Teşkilatı-nın Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1997.
Azerbaycan Reqemlerde, ARDSK Yayınları, Bakı, 2003.
Akif Musayev, “Azerbaycan Respublikasının Đqtisadi Đnkişaf Stratejiyası ve
Vergi Siyaseti”, Đqtisadiyyat ve Audit Dergisi, No: 10, Ekim-2001, s.12.
Azerbaycan Respublikası Bank Sistemi Haqqında Melumat Toplusu, Azerbaycan
Banklar Assosiyası, Bakı, 2000.
Alkan Soyak–Zenfira Nesirova, “Küreselleşme Sürecinde IMF Politikalarının
Sonuçları: Azerbaycan Deneyimi”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta
Asiya Mövzusunda Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, ss.26-29.
Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, 2002, www.azstat.org.
8.4.2003.
Altan Türker, “Tükenmiş Bir Çevresel Miras Orta Asya’da Sınır Ötesi Çevre
Sorunları ve Doğal Kaynakların Tahribi”, Avrasya Etüdleri, C.1, S.1, Đlkbahar
1995, s.42.
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1996, Birleşmiş
Milletler Teşkilatının Đnkişaf Programı, Bakı, 1996.
Arif Veliyev, Haftanın Konuğu Programı-AZTV1, 26.01.2003.
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1998, Birleşmiş
Milletler Teşkilatının Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1998.
Asef Nadirov, “Đqtisadiyyatın Yeni Đnkişaf Merhelesi”, Azerbaycan, 15 Sentyabr
2001, s.2.
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 1999, Birleşmiş
Milletler Teşkilatının Đnkişaf Proqramı, Bakı, 1999.
Atila Artam, Türk Cumhuriyetlerinin Sosyo Ekonomik Analizleri ve Türkiye
Đlişkileri, Sabri Artam Vakfı Yayınları, Đstanbul, 1993.
Azerbaycan Respublikasında Đnsan Đnkişafı Haqqında Hesabat 2002, Birleşmiş
Milletler Teşkilatının Đnkişaf Programı, Bakı, 2002.
Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.114, Şubat 1999/2, s.2.
Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.102, Temmuz 1998/1, s.2.
Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.112, Ocak 1999/1, s.7.
Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.116, Mart 1999/2, s.3.
Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.94, Mart-1998/1, s.3.
Azerbaycan Respublikasının Konstitutyası, Azerbaycan Neşriyyatı, Bakı, 1996.
Amanda Batters, Hart’s Evroil, West Byfleet U.K., Vo.8,I.7, July-1997, s.12.
Azerbaycan Respublikasının Milli Bankı, http://www.nba.az. 8.4.2003.
Azerbaycan Statistik Göstericileri 2002, ARDSK Yayınları, Bakü, 2002.
Azerbaycan Ülke Raporu, DPT Müsteşarlığı Dış Ekonomik Đlişkiler
Genel Müdürlüğü, Ankara, Mayıs-2002.
Ayhan Erdal, “Dünya Ticaret Örgütü ve Azerbaycan’ın Üyelik Süreci”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart
2003, ss.110-112.
Azerbaycan Zaman Gazeti, 1-2 Đyun 2000, s.6.
Azerbaycan Zaman Gazeti, 13-14 Fevral 2003, s.6.
Azerbaycan Zaman Gazeti, 18-22 Yanvar 2003, s.2.
Ayhan Karaca, “Azerbaycan’da Ekonomik Dönüşüm Süreci ve Reformların 10
Yılı”, http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/ocakozel2002/ayhan.htm
223
Azerbaycan Zaman Gazeti, 20 Mart 1996.
224
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Zaman Gazeti, 25-26 Mart, 2003, s.2.
Dr. Osman Nuri Aras
E. Ö. Hüseynov, “Reformatika ve Onun Hiperdövre Uyğunlaşdırmanın Zeruriliyi”,
Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.92-99.
Azerbaycan Zaman Gazeti, 6-7 Đyun 2000, s.6.
Azerbaycan Zaman Gazeti, 9 Đyun 1998.
E. Ş. Semedzade, “Ekoloji Tehlükesizlik – Menecement ve Audit Obyekti Kimi”,
Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri
ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi
Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.164-165.
Azerbaycanın Đqtisadi Đcmalı, Rüblük Bülleten, TASĐS Avropa Ekspertiza
Xidmeti, Bakı, Aprel-Đyun 2000.
Azerbaycanın Đqtisadi Đcmalı, Rüblük Bülleten, TASĐS Avropa Ekspertiza
Xidmeti, Bakı, Đyul-Dekabr 1999.
E.S. Đmanov-E. M. Babaşov-R. H. Dayıyev, “Đqtisadi Đslahatlar Şeraitinde
Ehalinin Sosial Müdafiesinin Teşkili Meseleleri”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği
Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı-2001, s.102.
Bahri Özdemir, “Azerbaycan Ekonomisi ve Azerbaycan-Türkiye Ticari Đlişkileri”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Mart-2003,
ss.24-25.
Budaq Budaqov–Yaqub Qerbli, Azerbaycan Respublikasının Fiziki Coğrafiyası,
Öyretmen Neşriyyatı, Bakı, 1996.
Ebülfez Garayev, “Azerbaycan Bu Gün Uluslararası Olimpiyat Oyunlarına
Başarılı Đmza Atan Devletler Sırasındadır”, Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası
Dergisi, TÜSAB Cemiyeti, Bakü, Mart-2003, s.16.
C. B. Rosenberg-T. O. Saavalainen, “Dealing with Azerbaijan's Oil Boom”,
Finance and Development, Vol.35, No.3, September-1998.
Ekber Eldaroğlu, “Azerbaycan Hökumeti Yoxsulluq Problemini Hell Etmeye
Çalışır”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:32
(152), 09 Avgust 2001.
C. Şerifov, “Azerbaycanda Valyuta Bazarının Müasir Veziyyeti ve Onun Đnkişaf
Perspektivleri”, Azerbaycan 21. Asrın Astanasında, Azerbaycan Đlmler Akademiyası Yayını, Bakı, 1998, ss.551-552.
Ekber Eldaroğlu, “Dünya Ticaret Teşkilatı ve Azerbaycan”, Azerbaycan Milli
Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:22 (142), 31 May 2001.
Charles S. Fairbanks, “Moskova Darbesinden Sonra”, (Çev: Levent Köker),
Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner),
Yetkin Yayınları, Ankara, 1995, ss.333-341.
Ekber Eldaroğlu, “Neft Fondunun Vesaitleri Hansı Đstiqamete Yöneldilmelidir?”,
Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No:25 (145), 21
Đyun 2001.
Consulting & Business, Oktyabr, Baku,1997.
Consulting & Business, S.9, Baku,1999.
Ekber Eldaroğlu, “Qeyri-Neft Sektorunun Đnkişafında Azad Đqtisadi Zonalar
Mühüm Rol Oynaya Bilerdi”, Azerbaycan Milli Demokratiya Fondu “Azerbaycan” Bülleteni, No: 30 (150), 26 Đyul 2001.
Çelik Kenan-Kalaycı Cemalettin, “Azeri Petrolünün Dünü ve Bugünü”, Journal
of Qafqaz University, V.2, No.2, 1999, s.63.
Elçin Süleymanov, “Azerbaycan ve Avropa Yenidenqurma ve Đnkişaf Bankı
Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.101-102.
D. A. Mamedov, O. A. Aliyev, “Kontrakt Veka i Ago Vliyaniye Na Ekonomiçeckoye Rzvitiye Azerbaicanskoy Respublika” (Asrın Kontraktı ve Azerbaycan’ın
Đktisadi Gelişmesine Etkisi), Azerbaycan 21. Asrın Astanasında, (Ziyad
Semedzade), Azerbaycan Đlmler Akademiyası Yayını, Bakı, 1998, s.87.
Daniel Yergin– Thane Gustafson, Rusya 2011 ve Dünyadaki Yeri, (Çev: Özden
Arıkan), Sabah Yayınları, Đstanbul, 1994.
Elçin Süleymanov, “Müsteqillik Sonrası Azerbaycan ve Dünya Bankı Münasibetleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları,
Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.102-103.
Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSĐAB Cemiyeti, Sayı:10, Bakü,
Ekim-2001, s.15.
Eldar Şahbazov, “XXI Esrin Evvellerinde Azerbaycan Respublikasının Neft ve
Gaz Senayesi”, Dirçeliş - XXI Esr Jurnalı, No 5 (63), May-2003, ss.104-109.
Diyalog Azerbaycan Đş Dünyası Dergisi, TÜSĐAB Cemiyeti, Bakü, Mart-2003,
s.12.
Elman Nesirov, “Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı”, Azerbaycan
Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M Merdanov v.d.), Bakı, 1997, s.141.
Doing Business in Azerbaijan, Baker&McKenzie, May-2000.
Elşan Memmedov, “Asrın Müqavilesi Azerbaycan Neft Saneyisinin Đnkişafında
Mühüm Merheledir”, Azerbaycan Neftinin Düneni Bugünü ve Sabahı, (Ed. M
Merdanov v.d.), Bakı, 1997, ss.48-50.
“Dövlet Statistika Komitesi Verileri”, Azerbaycan Zaman Gazetesi, 13-14 Fevral
2003, s.6.
225
Ercan Sancak, Azerbaycan Đqtisadiyyatı, Qafqaz Üniversitesi Yayınları, Bakı,
1999.
226
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ersan Bocutoğlu, Orta Asya ve Kafkasya’daki Durum ve Avrupa Güvenliği,
Karadeniz Teknik Üniversitesi Matbaası, Trabzon, 1998.
Dr. Osman Nuri Aras
Heyder Eliyev, “Azerbaycan Respublikasının Dövlet Müsteqilliyinin Onuncu
Đldönümü Haqqında”, Azerbaycan Respulikası Prezidentinin 20 Mart 2001
Tarihli Fermanı, Bakı, 20 Mart 200.
http://bizimasr.media-az.com/arxiv_2002/iyul/148/sosium.html, 9.4.2003.
http://www.525ci.com/2003/04/02/read.php?m=4&id=33
http://www.525ci.com/2003/04/18/anons.php?m=4
http://www.bakubusiness.com/ekonomik.htm.12.03.2003.
http://www.ebrd.org/country/index.htm. 10.04.2003.
http://www.eia.doe.gov/emeu/cabs/azerproj.html, 4.4.2003.
http://www.invest-in-azerbaijan.com/docs/facts_azerbaijan.shtml, 21.05.2003.
http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/credits2002.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/info2002.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest.shtml, 10.04.2003.
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/interest2002.shtml, 10.04.2003
http://www.nba.az/az/statistics/monetary_indicators/savings2003.shtml, 10.04.2003.
http://www.turan.tc/haber/ipek.html 18.03.2003.
Etraf Muhitin Mühafizesi Üzre Milli Fealiyyet Planı, Dövlet Ekologiya ve
Tebietden Đstifadeye Nezaret Komitesi, Bakı, 1998.
F. Ş. Eliyev, Azerbaycan Respulikasının Yeraltı Suları ve Ehtiyatlarından Đstifade
ve Jeokoloji Problemleri, Çaşıoğlu Neşriyyatı, Bakı, 2000.
F. Y. Bayramov-S. E. Necefov, “Dövlet Bütcesinin Kesiri ve Đnflasiya”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler,
Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı-2001, s.148.
Faruk Arslan, “Azerbaycan Ekonomisinde Geçiş Dönemi”, Hazar Bilim Sanat ve
Kültür Dergisi, S.1, Bahar-2000, s.17.
Fazıl Memmedov, “Azerbaycan’da Vergi Oranları”, Diyalog Azerbaycan Đş
Dünyası Dergisi, Sayı:10, Ekim-2001, s.12.
Ferhan Erkmenoğlu, “Ekonomik Đşbirliği Teşkilatı (EĐT) Devlet veya Hükmet
Başkanları Yedinci Doruk Toplantısı (Đstanbul; Ekim 2002)”,
http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupe/ues-8/ECO.htm, 09.04.2003.
Fikret Aliyev, “Kontrakt Veka: 5 Let Spustya”, Consulting & Business, S.9,
1999, s.40-41.
Fikret Sucayev, “Azerbaycanda Qaz Hasilatı ve Ona Olan Telebatın Ödenilmesinin Başlıca Đstiqametleri”, Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfransın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003, ss.36-37.
Investors’ Handbook, International Conference Investing in Azerbaijan- Gateway
to the Newly Insdependent States, Baku, May 7-9 2003.
Investment Guide to Azerbaijan 1998, USACC, Washington, 1998, s.70.
Đlhan Uludağ - Salih Mehmedov, Sovyetler Birliği Sonrası Bağımsız Türk
Cumhuriyetleri ve Türk Gruplarının Sosyo-Ekonomik Analizi Türkiye Đlişkileri,
TOBB Yayınları, Đstanbul, 1992.
Fuad Aliyev, The International Monetary Fund and Reforms in Azerbaijan,
Budapest, Hungary, February-2002.
Fuad Hüseynov,
http://www.foreigntrade.gov.tr/ead/DTDERGI/OCAK2001/azerbaycan.htm, 9.2.2002.
Đlkin Sabiroğlu, “Neft Böhranları ve Holland Sindromu'', Azerbaycan Milli
Demokratiya Fondu Azerbaycan Bülleteni, No: 19 (139), 10 May 2001.
Gani Gönüllü, “Đpek Yolu Stratejisi”,
http://www.geocities.com/ganigonullu/kafkasyaortaasya.html, 7.4.2003.
Đllik Hesabat, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, 2000.
Gubad Đbadoğlu, “Azerbaycan’ın Kalkınma Stratejisinde Petrolün Rolü:Ortodoks
Bakış Açısıyla”, 2023 Dergisi, S.18, 15 Ekim-2002, ss.72-75.
Đmran Ceferzade, “Esaslı Đnkişaf Đlleri”, Đqtisadiyyat, 18 Oktyabr-1 Noyabr 2001, s.3.
Gülgez Eliyeva, “Azerbaycan Respublikasının Avropa Đttifaqı Đle Münasibetleri”,
Meşveret Bülleteni, No:11(47), Fevral-2002, s.20.
Đnqilab Ehmedov, “Đqtisadi Đslahatlarda Pul-Kredit Siyasetinin Rolu”, Meşveret
Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.43-48.
H. Memmedov - R. Ahundov, “Qedim Đpek Yolunun Neqliyyat Marşutları”, Đpek
Yolu II. Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.11-14.
Đsmail Özsoy, Dağıstan’ın Sosyo-Ekonomik Tarihi, Kaynak Yayınları, Đzmir, 1997.
Đsmet Ergün, “Kollektivist Bir Sistemde Piyasa Ekonomisine Geçiş Sorunları”,
Türkiye Modeli ve Türk Kökenli Cumhuriyetlerle Eski Sovyet Halkları, Yeni
Forum Yayınları, Ankara, 1992, ss.109-113.
Xalk Gazeti, 26 Dekabr 1998, s.1-2.
Hart’s EUROIL, Dekabr-1995, s.32.
Đ. T.Akbarov, “The Role and Economic Importance of Caspian Sea Region”,
Materials of The Đnternational Conference on a Theme Caucasus and Central
Asia During Globalization, Baku, 2003, ss.66-67
Haydar Aliyev, Dünya Siyasetinde Azerbaycan Petrolü, (Der. Đlham Aliyev Akif Muradverdiyev, Çev. Abdullah Çiftçi - Ergun Kocabıyık), Sabah Kitapları
No.77, Đstanbul, 1988, ss.101-102.
227
Javid Ahmadi, “Development Perspectives of Azerbaijan Agriculture”, Ekspert
Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.8-9.
228
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Ken Jowitt, “Yeni Dünya Düzensizliği”, (Çev: Levent Köker), Demokrasinin
Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond – Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları,
Ankara, 1995, s.303-313.
Dr. Osman Nuri Aras
leri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı,
2001, s.117.
N. Sefereliyev, “Neft Bahalaşır. Đqtisadiyyatımız Bundan Yararlanacaq”, Đki
Sahil, 5 Mart 2003.
M. F. Gadcizade, “Nekatorıye Vaprosı Organı Akrujayuşey Sredı na Ploşadyah
Ekspulutatsiyi Neftegazovıh Mestarajdeniy Mejdunarodhıh Kampaniy”, Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, Azerbaycan Đlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı,
1998, s.235.
Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva, “Qara Deniz Đqtisadi Emekdaşlığı”, Meşveret
Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, ss.19-38.
Nail Feteliyev-Aygül Şamçıyeva-Ruqiyyet Memmedova, “Dünya Bankı ve Onun
Azerbaycandaki Fealiyyeti”, Meşveret Bülleteni, No:3(39), ss.20-34.
Marc F Plattner, “Demokrasi Anı”, (Çev: Ergun Özbudun), Demokrasinin Küresel Yükselişi, (Der: Larry Diamond - Marc F. Plattner), Yetkin Yayınları, Ankara,
1995, ss.53-65.
Nail Feteliyev-Rafiq Ehmedov, “Beynelxalq Maliyye-Kredit Qurumları ve
Onların Azerbaycan Respublikası Đle Elaqeleri Haqqında”, Meşveret Bülleteni,
No:10(46), Yanvar-2002, ss.24-43.
Mehemmedhesen Velili, Azerbaycan, Azerbaycan Devlet Neşriyyatı, Bakı, 1993.
Mehmet Binay, “Đpek Yolu Yeniden Canlanıyor”,
http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz1.htm, 7.4.2003.
Narodnoye Hozyaistvo Azerbaicanskoi SSR V 1983 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı,
1983.
Mehmet Dikkaya, “Türk Cumhuriyetleri Enerji Kaynakları:Yeni Büyük Oyunun
Temel Dinamikleri”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Y.1, S.3, Kasım-Aralık
1999 Ocak 2000, s.33-64.
Nasser Sagheb-Masoud Cavadi, “Azerbijan’s 'Contract of the Century' Finnally
Signed With Western Oil Consortium”, Azerbaijan International Magazine,
Winter 1994, s.27.
Mezeddin Eyyubov, “Bazar Đqtisadiyyatına Keçid ve Senaye Kompleksi”
Meşveret Bülleteni, No:7(43), Oktyabr 2001, ss.66-67.
Natık Aliyev, “Petrol Azerbaycan’ın Milli Serveti (Eyvaz Gasanov’un Röportajı)”, Diyalog Avrasya Dergisi, Şubat-2001, s.82.
Mikhail Gorbachev, Perestroika: New Thinking for Our Country and the World,
New York, 1987.
Natiq Elesgerov, “Tarixi Đpek Yolu ve Azerbaycan Neft Senayesi Müasir Merhelede”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.32-33.
Misir Merdanov, “Heyder Eliyev ve Azerbaycan Tehsili”, Azerbaycan Müellimi
Gazeti, 7-13 Mart 2003, ss.2-3.
Nazim Đmanov, “Đlk On Đlin Yekunları: Đqtisadiyyat”, Meşveret Bülleteni, No:7
(43), Oktyabr 2001, s.32.
Mustafa Özel, Değişim ve Kriz, Đz Yayıncılık, Đstanbul, 1994. s.120.
Nebi Nebiyev, Đqtisadiyyat Cemiyyet ve Ekoloji Muhiti, Ağrıdağ Neşriyyatı,
Bakı, 2000.
Mülkiyyet Gazeti, 27 Oktyabr-3 Noyabr 1998.
Mülkiyyet Gazeti, 27 Yanvar 1999, s.4.
Nesimi Kamalov, “1990-2000 Yılları Arasında Azerbaycan’da Enflasyon”,
Journal of Qafqaz University, Number 6, Fall-2000, ss.65-74.
Müsteqil Azerbaycan, Azerbaycan Republikası Dövlet Statsitika Komitesi, Bakı,
2001.
Nizami Süleymanov, Azerbaycan’ın Đqtisadi Tarixi, Bakı, 2001.
N. Aliyev, E. Şahbazov, Heyder Eliyev ve Azerbaycan Neft Sanayisinin Đnkişafı,
Azerbaycan Đnternational Matbaası, Bakı, 1998.
Osman Nuri Aras, “Azerbaycan Đqtisadiyyatında Sermaye Strategiyasının Nezeri
Đnfrastrukturu”, Azerbaycan Đqtisadiyyatında Strateji Problemleri Konfrans
Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.209-212.
N. E. Cavadov, “Azerbaycanın Aqrar Đqtisadiyyatı Müsteqillik Dövründe”,
Azerbaycan Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfrasın Materialları, Bakı, 3-4
Mart 2003, ss.58-60.
Osman Nuri Aras, “Geçiş Sürecinde Azerbaycan’da Yaşanan “Hollanda Sendromu” ve Çözüm Önerileri”, Nesreddin Tusinin 800 Đllik Yubileyine Hesr Edilmiş
Republika Elmi Konferansda Sunulan Tebliğler, Bakü, 2-3 Nisan 2001, ss.130133.
N. E. Ferruhov, “Asrın Petrol Anlaşması - XX Asrın En Önemli Olayı”,
Azerbaycan 21. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade), Azerbaycan Đlmler
Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998, s.196.
N. Đbrahimov - Đ. Şükürov, Geydar Aliev Otkrıvaet Miru Azerbaydjan, Baku,
1994, s.32.
Osman Nuri Aras, “Azerbaycan Đqtisadıyyatında Ehtimal Olunan Problem: Pul
Evezi”, Azerbaycan Đqtisadiyyatında Strateji Problemleri adlı Konfrans Materialları, Bakı, 14-15 Mart 2002, ss.315-318.
N. Ö. Hacıyev, “Sahibkarlıq Sektorunun Đnkişafının Süretlendirilmesi ile Bağlı
Problemler”, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların Heyata Keçirilmesi Hususiyet-
Osman Nuri Aras, Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi, Der Yayınları,
Đstanbul, 2001.
229
230
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Osman Nuri Aras, Para Talebi Para Đkamesi ve Finansal Gelişme, Qafqaz
Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000.
Dr. Osman Nuri Aras
S. Eyyuboğlu, “Türkiye Azerbaycanla Đqtisadi Elaqerlerini Đnkişaf Etdirmek
Niyyetindedir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11.
Osman Nuri Aras, Rusya’da Tıkanan Sosyo-Ekonomik Değişim Dalgası, Qafqaz
Üniversitesi Yayınları, Bakü, 2000.
S. Eyyuboğlu, “Xezer Bölgesi Neft Qıymetlerine On Đlden Sonra Tesir
Edebilecektir”, 525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/08.
P. Memmedov, “Xezerin Ekoloji Problemlerinin Hellinde Ölkelerarası Emekdaşlığın Ehemmiyeti”, Azerbaycan XXI. Esrin Astanasında, (Ed. Ziyad Semedzade),
C.II, Azerbaycan Đlmler Akademiyası Neşriyyatı, Bakı, 1998,, Bakı, 1998, s.208.
Sahile Allahverdiyeva, “Bakı Deniz Limanının Böyük Đpek Yolunun Berpasında
Ehemmiyeti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999,
ss.10-12.
R. Abbasov, “Azerbaycan Turizm Üçüm Ehemmiyetli Bölgedir”, Herbi And
Gazeti, 1-15 Aprel, 2003, s.2.
Saleh Memmedov, Đnflasiya ve Maliye Bazarı, Bakü, 1998.
R. T. Hesenov, “Azerbaycan Đqtisadiyyatının Đnkişaf Stratejiyasının Perspektivleri”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve
Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.10-11.
Settar Seferov, “Evezsiz Milli Servetimiz: Müsteqillik”, Đqtisadiyyat ve Audit
Jurnalı, No: 10, Oktyabr-2001, ss.5-6.
R. X. Şaulov, “Müteqillik Şeraitinde Regional Đnkişafın Strategiyası”, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi Xususiyetleri ve Problemleri,
Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi Đqtisadi Đslahatlar Merkezi,
Bakı, 2001, ss.84-86.
Sinan Oğan, Türkiye-Azerbaycan Ekonomik ilişkilerinin Geliştirilmesi Konferansı, ĐAV-TĐKA, Bakü, 1996.
Rasim Hesenov, “Azerbaycanın Đqtisadi Đnkişaf Paradigması ve Đqtisadi Tehlükesizlik Konsepsiyasının Seçimi”, Meşveret Bülleteni, No:7(43), Bakı, Oktyabr2001, ss.6-8.
Statisticeskiye Pokazateli Azerbaicana V 1997 Godı Stat. Ejegodnik, Bakı, 1998.
Sinan Oğan, “Bağımsızlığının Onuncu Yılında Azerbaycan Ekonomisi ve Türkiye Đle Ekonomik Đlişkileri”, www.ceterisparibus.net/arsiv/s_ogan.pdf. 12.03.2003
Stanislav Zhukov, “The Macroeconomic Situation in Azerbaijan: At the End of
the First Post-Soviet Decade”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001, ss.6-7.
Rasim Musabeyov, “Qloballaşma ve Azerbaycan”, Meşveret Bülleteni, No:11
(47), Fevral-2002, ss.31-45.
Ş. E. Yaqubov – A. M. Mahmudzade, “Azerbaycan Respublikasında Aparılan
Aqrar Đslahatların Qiymetlendirilmesi“, Azerbaycanda Đqtisadi Đslahatların
Heyata Keçirilmesi Hususiyetleri ve Problemler, Đqtisadi Đnkişaf Nazirliği
Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.60-63.
Rauf Hüsseynov, “CIPCO Clinging to Life Support”, Baku Sun Newspaper, 17
December 1998, s.21.
Tarık Aydın, “Azerbaycan ve Dünya Bankası”, Mutasyon.Net,
http://www.mutasyon.net/makaleler/taydin/default.asp, 15.9.2002
Rehime Nureliyeva, “Azerbaycan Đqtisadiyyatında Böyük Đpek Yolunun Rolu ve
Ehemmiyeti”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999,
s.50.
Tebriz Vefalı, “Qarabağın Đqtisadıyyatımıda Đzi”, Herbi And Gazeti, 1-15 Aprel
2003, s.3.
Diyalog Azerbaycan Đş Düntası Dergisi, TÜSĐAB Cemiyeti Bülteni, No:03/91, 4
Şubat 2003, s.2.
Rovşen Đbrahimov, “Böyük Đpek Yolu Proqramı ve Gözlenilen Neticeleri”, Đpek
Yolu II. Respublika Elmi-Praktiki Konferansının Materialları, Bakı, 2001, ss.2224.
V. E. Rüstemov, “Azerbaycan Đqtisadiyyatının Struktur Yenidenqurulmasında
Xarici Kapitalın Rolu“, Azerbaycan Đqtisadi Đslahatlarının Heyata Keçirilmesi
Xususiyetleri ve Problemleri, Azerbaycan Respublikası Đqtisadi Đnkişaf Nazirliyi
Đqtisadi Đslahatlar Merkezi, Bakı, 2001, ss.27-28.
Rovşen Đbrahimov, “GUÖAM Örgütünün Kurulma Sebeplerinin Uluslararası
Đlişkiler Karar Verme Süreci Teorisi Açısından Değerlendirilmesi”, Azerbaycan
Müsteqillikden Sonra Beynelhalq Konfransın Materialları, Bakı, 3-4 Mart 2003,
ss.55-58.
Vüqar Dergahov, “Neft Siyaseti ve Đpek Yolunun Xarici Turizmin Đnkişafında
Rolu”, Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.21-24.
Rovşen Quliyev, “Aqrar Bazarların Tenzimlenmesi Üzre Dünya Tecrübesi”,
Meşveret Bülleteni, No:12(48), Mart-2002, ss.39-56.
World Bank Activities in Azerbaijan, 1998, s.1.
http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ 1.03.2003.
S. Bölükbaşı, “Ankara's Bakü-Netred Transcaucassa Policy”, The Middle East
Journal, Winter 1999, s.87.
www.azer.com, 21.05.2003.
www.bisnis.doc.gov/bisnis/country/Azerbaijan.htm, 12.03.2003.
S. Eyyuboğlu, “Qeyri-Bank Kredit Teşkilatları Bazarda Hökümranlıq Edir”,
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/04.
www.msp.gov.az/html/eng/xod.html, 21.05.2003.
www.tehsil.20m.com, 21.05.2003.
231
232
Dr. Osman Nuri Aras
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Azerbaycan Ekonomisi - Makro Ekonomik ve Sektörel Analiz
Xalq Gazeti, 17 Dekabr 1996.
Dr. Osman Nuri Aras
“Baku-Tblisi-Ceyhan Pipeline”, Energy Ecology Economy Popular – Science
Journal, 13/2003, ss.2-15.
Yasin Aslan, Hazar Petrolleri, Kafkas Kördüğümü ve Türkiye, Ankara, 1997,
s.75-76.
“Banki i Biznes”, Zerkalo Gazeti, 28 Fevral, 2001.
Yusuf Vezir Çemenzeminli , Tarihi Coğrafi ve Đqtisadi Azerbaycan, Bakı Universiteti
Neşriyyatı, Bakı, 1993.
“Caspian Staging a Comeback”, Offshore Engineer, June-2000, s.38.
“Country Assistance Strategy For The Azerbaijan Republic”, The World Bank
Report, No:19892-AZ, November 29,1999. s.11.
Z. N. Eminov, Azerbaycan Fiziki ve Đqtisadi Coğrafiyası, Azerbaycan Coğrafiya
Đnstitutu Yayınları, Bakı, 2000, ss.153-156.
“Dünya Bankı 2003-2005-ci Đllerde Azerbaycanda 9 Layihe Gerçekleşdirecek”,
http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4
Zenfira Nesirova, Sovyetler Birliği Dağıldıktan Sonra Azerbaycan’da Ekonomik
Gelişme, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, M.Ü, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Đstanbul, 2002.
“Dünya Bankı Tehsilin Đnkişafına 63 Milyon Dollar Kredit Ayıracaq”,
http://www.525ci.com/2003/03/18/anons.php?m=4
Zerife Musayeva, “Böyük Đpek Yolu ve Azerbaycan Nefti”, Böyük Đpek Yolu ve
Azerbaycan Nefti, Mars-Print, Bakı, 1999, ss.34-46.
“Investment Possibilities of Azerbaijan”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No.7-8, 2001.
“Đpek Yolu ve Türkiye”,
www.byegm.gov.tr/yayinlarimiz/anadolununsesı/147/AND11.html, 7.4.2003.
Zerkalo Gazeti, 5 Oktyabr 1996.
Y. Hesenli, Neft Gelirlerinin Azerbaycanın Đqtisadiyyatına Tesirinin Semerelilik
Problemleri – Valyuta Böhranı: “Dağıdıcı Artım”, “Holland Xesteliği”, ve Asiya
Maliyye Virusu”, Globallaşma Prosesinde Qafqaz ve Orta Asiya Mövzusunda
Beynelxalq Konfransın Materialları, Bakı, 2003, ss.217-219.
“Karadeniz Ekonomik Đşbirliği”,
www.foreigntrade.gov.tr/ead/ekonomi/sayi10/kei.htm 5 Haziran 1999. 09.04.2003.
“2002-ci Đlin Yekunları Üzre Pul-Kredit Siyasetinin Yerine Yetirilmesi Veziyyeti
Haqqında”, http://www.nba.az/az/analitic/2002yekunu.shtml. 11.06.2003.
“Kommersiya Banklarının Sayı Azalıb”, 525ci Gazet,
www.525ci.com/2003/01/14.
“Azerbaijan”, Eurasian File, TICA, S.103, July 1998/2, s.2.
“Neft Fondunun Vesaiti 727 Milyon Dollara Çatıb”,
http://www.525ci.com/2003/04/17/anons.php?m=4
“Đqtisadiyyatımız Dirçelir”, Azerbaycan Zaman Gazeti, 12-14 Noyabr 2002, s.2.
“Azerbaycan”, Avrasya Dosyası, TĐKA Bülteni, S.128, Mart 2000, s.2.
“Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Telekominikasyon ve Đnternet Altyapısı Đle
Đlgili Olarak Hazırlanan Teknik Rapor”,
http://www.foreigntrade.gov.tr/turkcumhuriyetleri/teknik_rapor.htm. 19.04.2003.
“Azerbaycan'ın Petrol Anlaşmaları”, Avrasya Dosyası, S.85, Ekim-97/2, s.4-5.
“Yaponskie Kompanii v Azerbaydjane - Tam Gde Net Riska, Net i Bolşoy
Pribıli”, Capital Magazine, Aprel-May 1997, s.48-49.
“Özbekistan, 5 üyeli GUUAM’dan çekiliyor”,
http://www.zaman.com.tr/2002/06/15/dis/h4.htm, 9.4.2003
“Siğortacıların Nizamname Kapitalı Artırılır”, Ekspert Đqtisad Jurnalı, No:5-6
(17-18), 2001, s.4.
“Son Beş Đlde Kend Teserrüfatına 300 Milyon Dollar Xarici Sermaye Qoyulub”,
http://www.525ci.com/2003/03/20/read.php?m=4&id=17
“Türkiye Azerbaycanla Đqtisadi Elaqerlerini Đnkişaf Etdirmek Niyyetindedir”,
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/11.
“World Bank Lending to Azerbaijan”,
http://lnweb18.worldbank.org/ECA/Azerbaijan.nsf/ECADocbyUnid/EB90853C3
B704B85C4256C3A001980A7?Opendocument, 1.04.2003.
“Xezer Denizi Gemiçiliyinin Yükü Artıb”, 525ci Gazet,
www.525ci.com/2003/01/11.
525ci Gazet, www.525ci.com/2003/01/15.
“5,1 Milyard Kubmetr Qaz Çıxarılıb”,
http://www.express.com.az/second.asp?id=2909.09.04.2003.
“Azerbaijan,: Financial Position in the Fund”,
http://www.imf.org/external/np/tre/tad/exfin2.cfm?memberKey1=51, 01.03.2003.
“Azerbaycan Respublikası Milli Bankının 2003-cü il Üçün Pul-Kredit Siyasetinin
Başlıca Đstiqametleri BaredeBeyanatı”,
http://www.nba.az/az/analitic/bayanat2003-10.shtml, 18.04.2003.
“Azerbaycan Respublikasının Sosial-Đqtisadi Veziyyeti”, Milli Bank Đllik
Hesabat-2000, Azerbaycan Respublikası Milli Bankı, Bakı, 2001, s.6.
“Azerbaycan Tehsil Nazirliğinin Beyenatı”, Azerbaycan Zaman Gazetesi, 15-17
Mart 2003, s.2.
“Azerbaycanın Qızıl Yataqlarının Đşlenmesine Başlanılacaq”,
http://www.ucnoqta.com/2003/03/04/anons.php?m=7
“Azerbaycan-Türkiye Tohum Üretim ve Araştırma Đşletmesi Projesi ile Đlgili
Görüntüler”, http://www.tika.gov.tr/tur/projeler/tarim/main.htm. 12.03.2003.
233
234

Benzer belgeler