iOmega - WebNotlarim.CoM

Transkript

iOmega - WebNotlarim.CoM
ÖZE
KOL
EKS
L
2009IYON
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ 07
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ - 07
EV SİNEMASI REHBERİ
EV SİNEMASI
REHBERİ
EV SİNEMASI
REHBERİ
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ - 07
Yayıncı
Doğan Burda Dergi
Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.
İcra Kurulu Başkanı
Mehmet Y. YILMAZ
Yayın Direktörü
M. Rauf ATEŞ
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)
Erdal KAPLANSEREN
Sayfa Yapımcısı
Eylem AKSÜNGER
Katkıda Bulunanlar
A. Kıvanç TANRIKULU
Pamir KIZILTUĞ
Selim ŞUMLU
Görkem YILDIRIM
Baskı ve Cilt
Le Color / Levent Print City
Tel: 0212 637 15 30
© PCnet Dergisi Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve
Pazarlama A.Ş. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, harita,
illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak
gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.
PCnet’in ücretsiz ekidir.
EDİTÖRÜN NOTU
Eğlence evde toplanıyor
Şehirli insanın hayatında ev daima çok önemli rol oynadı. İklimlendirme teknolojilerinin gelişmesiyle
birlikte iç mekânlar her mevsim cazip hale geldi. Televizyonun hayatımıza dâhil olmasıyla büyük bir ivme
kazanan evde eğlenme kültürünün, son 10 yılda çok büyük yol kat ettiğini kabul etmeliyiz. Yüksek görüntü
ve ses kalitesi sunan donanımlar, yayınlar ve medyalar standart kabul edilir oldu. Televizyon alanların büyük
kısmı tercihlerini LCD’lerden yana kullanıyor. Dijital platformlar ve uydu sistemleri evlerin başköşesine
kuruluyor. Evde sinema deneyimi sunan çevresel ses sistemleri ise bu zinciri başarıyla tamamlıyor.
Her ne kadar henüz arzu edilen yaygınlığa erişememiş olsa da, yüksek depolama kalitesi sunan Blu-ray
gibi taşınabilir medyalar ev sinemasında dengeleri değiştirmeye aday. Yüzlerce, hatta binlerce DVD’lik
arşivler oluşturan film meraklıları bu duruma biraz bozulabilir. Çünkü yeni nesil görüntü ve ses kalitesi,
eşi benzeri görülmemiş bir deneyim sunuyor. Bu durum, evde geçirdiğimiz vakti uzatacak gibi duruyor.
Bu kitabımıza “Ev Eğlence Rehberi” adını vermeyi düşünüyorduk. Çünkü salonlarımıza kurduğumuz
sistemler, sadece evde sinema deneyimi yaşatmakla kalmıyor, Media Center PC’ler ve oyun konsollarıyla
eğlencenin farklı türlerini yaşatıyor. Ancak okuyucularımızın dergiyi rafta görür görmez mesajı doğru
biçimde alması için Ev Sineması Rehberi’nin daha net olduğu düşüncesinde birleştik.
Özellikle çocuklu aileler için ev sineması, kendi üretimleri olan video klipler için farklı bir anlam taşıyor.
HD kalitesinde çekim yapan el kameraları ile çekilen görüntüleri LCD TV’ye bağlayarak misafirlere
fotoğraf albümü gösterir gibi izletmek bir gelenek halini alıyor.
Bu kitabımızın ek olarak dağıtıldığı Aralık sayımız, görüntü teknolojisinin en heyecan verici konularından
birine de uzandı. Hediye olarak sunduğumuz 3D gözlük, evde sinema ve oyun deneyimine yeni bir boyut
kazandırıyor. Üretim yaptığı tüm alanlarda haklı bir üne sahip olan Toshiba’nın katkılarıyla sunduğumuz
bu gözlüklerle kendinizi üç boyutlu filmlerin, fotoğrafların ve oyunların içinde hissedeceksiniz.
Elinizde tuttuğunuz bu rehber kitapta, ev sinemasını tüm yönleriyle anlatmaya çalıştık. Evinize bir sistem
kurarken yapmanız gerekenleri ve satın alma öncesinde karar verirken aklınızda olmasını istediklerimizi en
ince ayrıntısına kadar yazdık.
Sevgilerimle…
2
Erdal KAPLANSEREN
Yazı İşleri Müdürü
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
HDTV
VE sınırsız
EV
eğlencesi
4
EV SİNEMASI REHBERİ
Oyun konsolları, yeni nesil film teknolojileri ve ülkemizde en sonunda yayına
başlayan HD kalitesindeki televizyon kanalları, evinizi “yüksek çözünürlükte”
bir eğlence merkezine dönüştürüyor. HD devriminin nimetlerini görmek ve bu
dünyanın detayları hakkında bilgi almak için ilk adımı atın ve bu yazıyı okuyun.
Şimdiye kadar HD
televizyonlarla ilgili tüm
yazılarımızda, “yayınlar
yurtdışında senelerdir var,
ülkemize gelmesi daha çok
zaman alır”, “şu anda bu tip
televizyonlara para vermek
gereksiz” gibi yer yer acımasızca
olan cümlelerle bu teknolojiye
henüz hazır olmadığımızın
altını çizdik. Herkes gerçek
HD çözünürlüğünü sunan
televizyonların, mağazadaki
örnek görüntülerdeki gibi
kaliteli görüntüler ortaya
çıkarmadığını bir şekilde öğrendi
ya da alıp evine geldiğinde
antenine bağladıktan sonra
gördü. Tabi işini bilen bazı
kullanıcılar da yok değil. İşini
bilenler oyun konsollarını bu tip
televizyonlara bağlayarak yüksek
çözünürlükte oyun oynadı.
Kimileri bilgisayar monitörü
yaptı, kimileri de “kefende
cep yok” diyerek Blu-ray ve
HD-DVD oynatıcı aldı; yeni
nesil filmlerin keyfini çıkardı.
Yani demek istediğimiz çok az
kişi bugüne kadar HDTV’lerin
hakkını tam anlamıyla vermeyi
başardı. Ancak eksik olan
bir şey hep oldu. Ne mi?
Yayınlar. Televizyon alacak
kişilerin zamanlarının büyük
bir kısmını daha çok TV
yayınlarıyla geçireceklerini
bildiğimizden ve şu ana kadar
olan altyapılar bu teknolojiye
yeterli gelmediğinden, size
bu güne kadar “mutlaka
HDTV almalısınız” şeklinde
5
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
bir öneride bulunmadık.
Ancak artık yayınlar da geldi.
Geliyor değil, en sonunda
geldi! Yani artık paraya kıyarak
aldığınız ya da alacağınız HD
televizyonlar, gerçekten de HD
Ready olan modellere göre
farklarını kolaylıkla göz önüne
çıkarabiliyor.
Kafa karıştıran iki kavram:
HD Ready ve Full HD
İnce yapıdaki televizyonları
ilk olarak 848 x 480
çözünürlüğünde görüntüler
oluşturabilen modellerle
tanıdık. Bu tip ürünler DVD
filmleri bile tam kalitesinde
oynatamıyorlardı; ama “inceliğe
geçiş” sınıfında olduklarından
adeta yok sattı. Sonrasında
1024 x 768 ve 1366 x 768
piksel çözünürlüğü destekleyen,
pikselleri yakından biraz daha
zor gözüken televizyonlar
hayatımıza girdi. HD takısını
da ilk kez “HD Ready” olarak
bu televizyonlarda gördük. HD
6
Ready, “HD teknolojisine hazır”
demek. Tabi bu demek değil ki
tam anlamıyla HD teknolojisini
destekliyor. Nasıl yani?
Bir televizyonun HD Ready
standartlarında olabilmesi
için dikey eksende 720
pikseli oluşturabilecek panel
teknolojisini içermesi gerekiyor.
Örneğin; 32 inç büyüklüğündeki
ve 1366 x 768 piksel ekrana sahip
olan bir televizyonun bu logoyu
taşıması yerinde. 1024 x 768
çözünürlüğündeki televizyonlarsa
her ne kadar dikey nokta sayısı
açısından 720’nin üzerinde bir
değer sunsalar da yatayda geniş
ekran standartlarının gerektirdiği
çözünürlüğü sağlayamıyor;
ancak yine HD Ready olarak
adlandırılıyor. Bu oldukça
ilginç bir durum… Örneğin;
HD standartlarına göre kalitesi
720p olarak tanımlanan bir
film, 1280 piksel genişliğe
sahiptir. Dolayısıyla 1024 x 768
piksel ekran çözünürlüğündeki
televizyonlar her ne kadar dikey
nokta sayısından bu standardı
karşılasa da yatayda gerekeni
sağlayamıyor. İdeal izleme için
oran korunmak zorunda ve
bu sebeple görüntü genişliği
1024 piksel olacak şekilde
ekrana sığdırılıyor. Haliyle
bu kez yatayda da 576 piksel
kullanılıyor. Yani sonuç olarak
HD standardı sağlanamıyor.
Bu durum biraz karışık
anlayacağınız. Öte yandan
HD Ready televizyonların bu
sertifikayı alabilmeleri için
HDCP korumalı içerikleri
taşıyabilecek DVI ya da HDCP
bağlantılarına sahip olmaları
gerekiyor. Aksi takdirde yayınları
televizyonlarda izleyebilmek
koruma sistemleri yüzünden
mümkün olamayabiliyor.
Biraz önce de bahsettiğimiz
gibi HD Ready televizyonların
EV SİNEMASI REHBERİ
HD Ready logosu belirli standartlar
gerektiriyor. Böylece firmalar kafalarına
göre bu logoyu kullanarak tüketicileri
yanıltamıyor.
bir kısmı HD kalitesinin bir
çeşidi olan 720p’lik görüntüleri
oluşturabiliyorlar. Ancak HD
kalitesi tam anlamıyla 1080i
ya da 1080p’lik görüntülerde
kendisini gösteriyor. Bu
teknolojiyi destekleyen
televizyonlara da HDTV ya da
Full HD televizyon adı veriliyor.
Full HD televizyonlar çoğunlukla
16:9 oranında üretiliyorlar.
Dikeydeki nokta sayısı 1080;
yatayda ise 1920. Basit
matematikle şöyle bir açıklama
yapabiliriz: Ekranda oluşturulan
nokta sayılarına göre HD
televizyonlar, DVD kalitesindeki
(720 x 576) yayınların tam
beş katını sunabiliyorlar.
Ayrıca HD televizyonlar HD
Ready televizyonlara göre
yaklaşık iki kat daha fazla kalite
sunuyorlar. Burada en çok
dikkat etmeniz gereken nokta
DVD çözünürlüğüne göre beş
kat daha artan detay. Çünkü
hepimizin bir zamanlar VCD
kullanırken “vay be adamlar
neler yapmış!” dediği DVD’ler
ve hali hazırda izlediğimiz
standart D-Smart, Digiturk
ya da bir servise bağlı olmayan
uydu yayınların hepsi genelde
720 x 576 çözünürlüğünde.
HD teknolojisi gerçekten de
çok fazla şey getiriyor ve gözü
çok daha iyi çalıştıracağı kesin.
Full HD görüntüleri Full HD
bir televizyonda izledikten
sonra DVD’lerden ve uydu
yayınlarından soğursanız
sorumlusu biz değiliz. Bizden
söylemesi.
Küçükten büyüğe: VCD kalitesi, DVD kalitesi, 720p kalitesi, HD Ready
standardı ve Full HD standardı.
7
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
HD projektör alternatifi
Evinize HD televizyon yerine 1920
x 1080 çözünürlüğünü karşılayan
bir projeksiyon cihazı da satın
alabilirsiniz. Bu kategorideki
ürünler, tıpkı televizyonlar gibi
evinizde dev ekran eğlencesini
çıkarmak için gerekli olan parlaklık
ve kontrast değerlerini ciddi
anlamda sağlayabiliyor. Tabi daha
geniş ekran büyüklüğü sunmak için
çok daha parlak bir lamba içeren,
kontrast değerleri çok daha yüksek
profesyonel seviyedeki ürünler de
söz konusu. Ancak hangi ürün olursa
olsun lamba ömürlerinin kısa olması
halen aşılabilmiş bir problem değil.
HD televizyonlar bazı modellerinde
70.000 saat çalışma ömrü sunarken,
bu değer projeksiyon cihazlarında
2000 saat; ekonomik mod seçilirse
3000 saat seviyesinde. Dolayısıyla
projeksiyon cihazı alacakların
önündeki birkaç sene içerisinde
tekrar lamba değiştirmeyi hesaba
katmaları gerekiyor. Lamba fiyatları
da oldukça yüksek. Piyasada 1080p
çözünürlük destekleyen ürünler
2000 TL’den kullanıcılara ulaşıyor.
8
HD filmler nereden
bulunur?
HD Ready ve Full HD
kavramlarına açıklık
getirdikten sonra sırada bu
teknolojinin nimetlerinden nasıl
faydalanacağınızı anlatmak var.
Şimdi diyeceksiniz ki “tamam
ben HDTV alacağım, ancak
filmleri nereden bulacağım?”.
Haklısınız; sonuna kadar
haklısınız. HD-DVD formatı
artık geliştirilmeyecek olsa
da ülkemizde halen satılıyor
olması ilginç bir durum. Bluray filmleri ise artık kolay bir
şekilde bulabilirsiniz. Asıl olarak
Blu-ray ve HD-DVD filmleri
ancak yurtdışına çıkarsanız
alabilirsiniz. “Film almak için
yurtdışına mı çıkacağım?” diye
sormanız da oldukça yerinde. O
halde ülkemizdeki kaynaklara
göz atacaksınız. Mesela kuşkusuz
akla ilk gelen yer GittiGidiyor.
com gibi alışveriş siteleri.
İsterseniz bir girin bakın. HDDVD ya da Blu-ray şeklinde
yapacağınız aramalarda karşınıza
oldukça fazla sayıda film gelecek.
Yani yüksek çözünürlükte film
teknolojisi aslında ülkemizde
pek yaygınlaşmamış gibi
duruyor, ancak işlerini bilenler
dedik ya işte onlar nereden
ne bulacaklarını son derece
iyi biliyorlar. İnanması belki
zor gelebilir ama sitede 25-40
TL arasında değişen fiyatlara
Blu-ray ve HD-DVD filmler
bulabilmeniz mümkün. Tabi
yeni olan filmler 60-80 TL gibi
EV SİNEMASI REHBERİ
HD medya oynatıcılar
fiyatlara sahipler.
Ancak maksat filmin konusu
değil de teknolojinin
tadını çıkarmaksa o halde
bir film satın alın. Merak
etmeyin; filmlerin bir kısmı
izlenmiş olabiliyor ancak
GittiGidiyor.com kesinlikle
korsan filmlerin satışına izin
vermiyor. Televizyonunuzun
hakkını vermek için mutlaka
alın. Türkçe altyazı seçeneği
olan filmler bile var! Üstelik
neredeyse DVD parasına.
Denemekten zarar gelmez.
Blu-ray ve HD-DVD gibi
filmleri televizyonlarınızda
izleyebilmeniz için, tıpkı DVD
tipindeki filmlerin DVD
oynatıcı gerektirdiği gibi özel
okuyuculardan edinmelisiniz. Bu
anlamda piyasada bir dolu ürün
var. Ancak fanatiği olduğunuz
marka gönlünüzden geçen
formata destek vermiyorsa başka
bir markanın ürününü satın
almanız gerekebilir. Örneğin;
HDTV tercihinizi uzun
yıllardır kullandığınız ve hiçbir
sorun yaşamadığınız Toshiba
markasından yana yaptıysanız
Blu-ray formatı için başka
bir markanın okuyucusunu
-Toshiba Blu-ray’ler yakında
çıkacak- satın almanız
gerekebilir. Toshiba, HD-DVD
formatının yaratıcısı olduğu için
piyasada çoğunlukla firmanın
HD-DVD okuyucuları
ile karşılaşabilirsiniz.
Vakti zamanında
hem Blu-ray, hem
de HD-DVD üreten markalar
da olmadı değil. LG ve Samsung
gibi dev şirketler daha fazla
müşteri kapabilmek için her iki
formata da destek vermişlerdi.
Fakat bu ürünler oldu ve
ülkemize gelmedi. Neyse ki
bahsettiğimiz gibi format kavgası
artık sonlandı ve Blu-ray yeni
nesil filmlerin tek standardı oldu.
LG’nin Blu-ray ve HD-DVD
formatlarını destekleyen oynatıcısı.
Fiyatlara gelince… Birkaç yıl
öncesinde yurtdışında ara sıra
ve kısa süreli kampanyalar
yapılarak HD-DVD
oynatıcıların 150 TL karşılığı
fiyata verilmişliği var. Genelde
mağazalarda düzenlenen
kampanyalar sonucunda 600
TL’ye HD-DVD oynatıcılar
bulunabiliyordu. Tasarımı
9
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
Hangi format? Blu-ray mi, yoksa
HD-DVD mi?
Format kavgası sona erip de Toshiba HD-DVD’yi
geliştirmekten vazgeçmeden önce Blu-ray ve HDDVD medyalar arasında standartlaşabilmek için
ciddi bir çekişme yaşandı. Blu-ray tek katmanda 25
GB, çift katmanda 50 GB veri depolayabiliyor. Bu
format Sony tarafından geliştiriliyor. Toshiba’nın
geliştirdiği HD-DVD ise tek katmanda 15 GB,
çift katmanda 30 GB veri depolayabiliyor. Tabi
bu demek değil ki Blu-ray HD-DVD’den daha
iyi. Üreticiler farklı sıkıştırma teknolojilerinden
faydalanarak filmleri diske hazır hale getiriyorlar.
Bunlar MPEG-2, MPEG-4 / AVC, VC1, H.264 gibi
codec’lerden biri olabilir. Sonuçta hepsi yüksek
çözünürlükteki görüntüleri sıkıştırma görevini
yapıyor. Tabi her iki medya tipi için de üreticilerin
yaygın olarak kullandığı bazı codec’ler söz
konusu. Örneğin; en azından bizim gördüğümüz
Blu-ray filmler H.264 olarak kodlanmıştı. HDDVD’lerdeyse VC1 tercih edilmişti. Hangisi
daha iyiydi diye sorarsanız cevap vermekte
zorlanacağımı belirtmek isterim. Bu teknolojiler,
inanın televizyonunuzun yapısına ve filmin
çeşidine de bağlı olarak değişik sonuçlar ortaya
koyuyor. Blu-ray ve HD-DVD tarafında ancak
aynı film farklı codec’lerle
kodlanırsa karşılaştırmak
doğru olur. Bazı
codec’ler hareketli,
bazıları da hareketli
sahnelerde görüntü
kaybı yaşatabilir. Bu
kavramların hepsi tek
tek tartışmaya açık. Bilinen
tek şey önümüzdeki yıllarda Bluray’den daha çok, HD-DVD’den de
daha az bahsedeceğimiz.
10
HD FİLMLER İÇİN TERCİHİNİZ BLU-RAY’DEN
YANA OLACAKSA SONY’NİN PLAYSTATION 3
OYUN KONSOLUNA MUTLAKA GÖZ GEZDİRİN
biraz daha ince ve şık olan ürünlerde fiyat 1000 TL’leri
görmek de mümkündü. Formatın sona erdirilmesi
sebebiyle oynatıcılar ülkemizde dahi 129 TL gibi
rakamlara bile bulunabiliyor. Fakat piyasada artık hiç
yeni HD-DVD film bulamayacağınızı unutmayın.
Formatın sonu geldiği için daha ziyade eski filmler var.
Blu-ray oynatıcılar geçmiş yıllarda HD-DVD’lere
göre nispeten daha yüksek fiyatlı oldular. Format
sürdürüldüğü için fiyatlar da haliyle gerilemedi.
Teknolojinin benimsenmesi amacıyla ilk etapta fiyatlar
yurtdışındaki bazı site ve mağazalarda 600 TL seviyesinde
oldu. Hatta oynatıcıları bu fiyata bulabilenler kendini
şanslı ilan etti. Ürünler genelde kampanyalı olmadıkları
zamanlarda 900-1200 TL arası fiyatlara sahip oldu.
Günümüzde ise 500 TL seviyesine kaliteli bir Blu-ray
oynatıcı alınabiliyor. Aslına bakarsanız şu an Blu-ray için
halen Sony’nin PlayStation 3 oyun konsolunu almak
daha oldukça mantıklı. Sony PlayStation 3 hem her
teknoloji mağazasında kolaylıkla bulunabiliyor, hem de
Blu-ray okuyucu içeriyor.
Konsollara mutlaka göz atın
Piyasada zaten tercih edilebilecek fazla sayıda konsol
yok. Nintendo Wii, Microsoft Xbox 360 ya da
Sony PlayStation 3’ten birini tercih edeceksiniz;
EV SİNEMASI REHBERİ
11
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
en güncel olanlar bunlar.
Televizyonunuzda film izlemek
sizin için büyük önem taşıyorsa
Nintendo Wii’nin bu anlamda
sizi hayal kırıklığına uğratacağını
söylemek mümkün. Çünkü
Wii, DVD sürücüye sahip
olmasına rağmen ne DVD, ne
de VCD oynatabiliyor. DVD
okuyucu sadece oyun disklerinin
okunması amacıyla kullanılıyor.
Foto: Nintendo Wii.jpeg
Resim Altı: Nintendo Wii’nin
film desteği sunmaması bir
dezavantaj. Ancak hareket
algılayıcı kumandasıyla evinizde
güzel bir eğlence kaynağı
olabilir.
Oyunlar için ise Nintendo Wii,
bunların dışında 480p görüntü
çıkışını destekliyor. Yani
HD çözünürlüğün eşliğinde
oyun keyfi sürecekler için pek
uygun olacağını söyleyebilmek
mümkün değil. Ancak
görüntülerin yine de hakkını
yememek lazım. Nintendo Wii,
diğer konsollara göre biraz daha
12
basit grafiklere sahip olduğu
için düşük çözünürlük can sıkıcı
olmuyor. Eğer hareket algılayıcı
kumandayla Wii Sports’u
oynadıktan sonra “kesin bir
Wii almalıyım.” diyorsanız,
orasını bilemeyiz. Ancak film
izleme desteği de olsa çok iyi
olurdu. Nintendo Wii’yi vergiler
dahil 650 TL fiyata temin
edebilirsiniz.
Sırada bundan yaklaşık
neredeyse dört yıl piyasaya
çıkan Microsoft Xbox 360
oyun konsolu var. Ürünün can
sıkıcı yönlerinden birisi halen
Türkiye’de resmi kanallarla
satılmıyor oluşu. Ama tabi
bu konsolu ve oyunları
bulamayacağınız anlamına
gelmiyor. Ülkemizdeki işini
bilen kullanıcılar zamanında
daha yurtdışında bile yeni çıkmış
olmasına rağmen Microsoft
Xbox 360’ı çoktan satın alıp
oynamaya başlamışlardı. O
zamanlar Sony PlayStation 3
piyasada olmadığı için en iyi
konsol Xbox 360’tı. Üstelik
ürün grafikleri açısından Wii’ye
göre de oldukça kaliteliydi. Şayet
“ben de bir Xbox 360 alayım”
diyorsanız yine Türkiye’deki
açık artırma sitelerinden başka
çıkış yolunuz yok. 350 TL
seviyesinde yeni bir Microsoft
Xbox 360 oyun konsolunu
tedarik edebilirsiniz. Tabi daha
fazla depolama alanı sunan ve
birtakım donanımsal farklılıkları
olan üst modeller daha pahalı
olabiliyor.
Microsoft Xbox 360, sadece
DVD okuyabilen –tabi CD debir sürücü içeriyor. Dolayısıyla
EV SİNEMASI REHBERİ
DVD filmlerinizi cihaza
koyduğunuzda televizyonunuzda
izleyebilmeniz mümkün. Bu,
Wii’ye göre kesinlikle bir
avantaj. Tüm Microsoft Xbox
360 modellerine sonradan
Xbox 360’a özel üretilmiş
harici HD-DVD sürücü
satın alarak bağlayabilmeniz
de mümkün. Ülkemizdeki
açık artırma sitelerinde HDDVD sürücüyü de kolaylıkla
bulabilirsiniz. Üstelik fiyatları
150 TL seviyesinde ve kutudan
bir de hediye HD-DVD film
geliyor. Hangi model olursa olsun
Firmware güncellemelerinin
sonrasında 1080 çözünürlüğünde
görüntü çıkışı alınabiliyor.
Yalnız, Elite modelinde HDMI
çıkışı olduğundan dolayı HDMI
kabloyla 1080p kalitesi elde
edilebiliyor. HDMI desteği
vermeyen modellerde de HD
destekli aktarım kablosunu
kullanılarak 1080i çıkış
alınabiliyor. Bu durumu göz
önünde bulundurmakta fayda var.
Microsoft’un Xbox 360 oyun konsolu, HD-DVD eklentisiyle evinizi sinema
salonuna dönüştürebilir.
Microsoft’un Xbox 360 oyun
konsolları ev sinemasına adapte
olmak konusunda gerçekten
de oldukça başarılı bir çözüm.
Her modelin üzerinde ethernet
bağlantısı var. Ayrıca kablosuz
ağ desteğini de sonradan
ekleyebilmek mümkün. Böylece
Microsoft’un Media Center
arayüzünü kullanarak ağınıza
dahil olan bilgisayarlardaki
içerikleri televizyonunuzda
görüntüleyebilirsiniz. Ayrıca
Media Center arabirimi
müzikler, fotoğraflar ve konsol
üzerinden çalıştıracağınız filmler
için oldukça kolay kullanımıyla
dikkatleri üzerine topluyor. Yeni
güncellemeyle DivX filmler
de ürünlerde çalışabiliyor. Bu
arada unutmadan söyleyelim:
Microsoft Xbox 360’ın
MICROSOFT XBOX 360, MEDIA CENTER YETENEKLERİYLE
AĞINIZA BAĞLI DİĞER BİLGİSAYARLARDAN
MULTİMEDYA İÇERİKLERİNİ TRANSFER EDEBİLİYOR.
13
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
Media Center özelliğini
kullanabilmeniz için içerik
çekeceğiniz bilgisayarda Media
Center arayüzününü destekleyen
bir işletim sisteminin kurulu
olması gerekiyor.
Sonuç olarak piyasada bir
HD-DVD sürücü almakla,
HD-DVD sürücülü bir
Microsoft Xbox 360 oyun
konsolu almak arasında hiçbir
farklılık yok. Üstelik Xbox
360 yatırımı daha uygun
fiyatlarda yapılabiliyor. Üstelik
14
böylece televizyonunuza yüksek
çözünürlük desteği sunan
oyunları da taşıyabilirsiniz.
Üründe çalıştırılabilecek
oyunlar her ne kadar genelde
720p kalitesinde olsa da Xbox
360’ın bu işten de alnının akıyla
sıyrılacağını söyleyebilmek
mümkün. Tercih edeceğiniz
yüksek çözünürlükte film
standardı HD-DVD olacaksa ve
yatırımınızı Microsoft’un Xbox
360 oyun konsolundan yana
yapacaksanız, 1080p çıkışı veren
Elite modelini satın almaya
çalışın. Ayrıca uzaktan kumanda,
kablosuz klavye gibi aksesuarları
da yine internetteki alışveriş
sitelerinden temin edebilmeniz
mümkün.
Şu anda tercih edilebilecek en
iyi başarılı konsollardan biri
olan Sony PlayStation 3’ün
iddialı olduğu nokta Blu-ray
sürücü içermesi. Bu sebeple
Blu-ray’e yatırım yapmak
isteyenler tercihini standart
bir Blu-ray oynatıcı yerine
doğrudan PlayStation 3’ten
yana yapabilirler. Ürünün
her modelinde HDMI
görüntü çıkışı var. Ayrıca
istendiğinde optik ses bağlantısı
da kurulabiliyor. Oyunlar
açısından zaten PlayStation 3’ün
başarısını hiç tartışmaya gerek
yok. 1080p çözünürlüğünde
inanılmaz görüntüler eşliğinde
oyunlar oynanabiliyor. Fiyatlar
da Blu-ray oynatıcılar göz
Microsoft Xbox 360’ta 720p
kalitesinde oynanan bir oyun ve Sony
PlayStation 3’te 1080p kalitesinde
oynanan bir oyun. Biraz kalite fark
ediyor değil mi?
EV SİNEMASI REHBERİ
önüne alındığında oldukça
makul seviyede. Gerek görüntü
kalitesi, gerekse performans
açısından Blu-ray filmlerde
Sony PlayStation 3, her şeyi
fazlasıyla sunuyor. Eğer daha
fazla verip Blu-ray oynatıcı
almak niyetindeyseniz karar
sizin. Üstelik Sony PlayStation
3 ülkemize yasal yollardan
getiriliyor ve rahatlıkla
bulunabiliyor.
Sony PlayStation 3, Bluray disklerin yanı sıra DVD
filmleri de oynatabiliyor. Ayrıca
Microsoft’un DivX desteğini
Xbox 360’ta sunmasıyla beraber
Sony de PlayStation 3’te bu
desteği sundu. Media Center
konusundaysa Sony, Xbox
360 kadar başarılı değil. Diğer
bilgisayarlardaki içeriğin alınması
gibi işler ancak PlayStation 3’e
ekstra ikinci parti yazılımlar
kurularak gerçekleştirilebiliyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse
bu uygulamalarda hiçbir
zaman Microsoft’un Media
Bölge kodları, filmlerin ülkeler
arasında götürülüp bir ticaret haline
dönüştürülmemesi için üreticilerin
kullandığı bir önlem. Örneğin; DVD
tipindeki medyalarda bu koruma
var. Türkiye’den almış olduğunuz bir
Sony PlayStation 3’de uzak doğudan
gelen bir DVD filmini bu sebepten
dolayı seyredemezsiniz. Benzer
şekilde bölge kodları oyunlar için de
geçerli. Konsolunuzda oyun oynamak
istiyorsanız konsolunuzun içerisinde
bulunduğu bölge koduna sahip olan
bir oyunu satın almanız gerekiyor.
Buna sadece Sony PlayStation 3
değil; Microsoft Xbox 360 da dahil.
Ancak yüksek çözünürlükte filmler
söz konusu olduğunda gerek HDDVD’ler, gerekse Blu-ray’ler bu tip
bir korumaya sahip olmadığı için
-Blu-ray’de aslında var ama bizim
denk geldiklerimizde işlemiyor
nedense- desteklenen tüm cihazlarda
oynatılabiliyor. Bu tabi biraz da
üreticinin kararına kalmış. Yapımcı
istiyorsa bölge kodu konabiliyor.
Kısacası Blu-ray için Sony PlayStation
3 ya da HD-DVD’ler için Microsoft
Xbox 360 almayı düşünüyorsanız
endişelenmenize gerek yok. Dikkat
etmeniz gerekenler sadece DVD
tipindeki filmler ve oyunlar.
Center arabiriminin tadı
olacağını söylemek mümkün
değil. Ama yine de tüm bunlar
Media Center arabiriminin
Microsoft Xbox 360 oyun konsoluna
çok şey kazandırdığı kesin.
PlayStation 3’ün en başarılı
Blu-ray oynatıcılardan biri olma
özelliğini değiştirmiyor. Piyasada
yaklaşık 800 TL gibi fiyatlara
yeni bir Sony PlayStation 3
alabilmeniz mümkün. Ayrıca
yine internetteki alışveriş
sitelerinden uzaktan kumanda
gibi aksesuarları temin
edebilmeniz mümkün.
Ülkemizdeki HD televizyon
yayınları
Full HD televizyon satın
alan kullanıcılar haliyle
televizyonlarında uzun bir
zaman 1920 x 1080 piksel
kalitesindeki yayınları
15
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
Konsollarda bölge kodu
16
EV SİNEMASI REHBERİ
izleyemediler. Tabi işi bilenlere
lafımız yok. Öncelikle yayınları
alabilmek için bu standardın
teknolojik gereksinimlerini
sağlayan alıcıları kullanmak
gerekiyor. Bu çözünürlükte
veriyi içeren yayınların şu anda
Türkiye’de sadece DVB-S,
yani çanak antenler vasıtasıyla
alınabileceğini belirtelim.
Yurtdışında DVB-T, yani dijital
karasal yayın üzerinden de bu tip
yayınlar yapılabiliyor ancak bu
bizim ülkemizde hazırlık yapılan
DVB-T teknolojisinden birkaç
yıl kadar daha uzakta. Öncelikle
biz daha yayınları DVD
çözünürlüğünde –standart uydu
kalitesinde- almak için
DVB-T’nin kullanıma açılmasını
bekliyoruz. Yurtdışında birçok
yerde HD yayınlar DVB-T
üzerinden yapılabiliyor ve bazı
ülkelerde de halen test süreci
devam ediyor.
Biraz önce de bahsettiğimiz gibi
HD yayınlar için ülkemizde
şimdilik DVB-S’den başka
bir alternatif olmadığından
kurulumu nasıl yapmamız
gerektiğine yakından bir
bakalım. Bunun için standart
bir uydu alıcı işe yaramıyor.
Örneğin; Astra, Turksat 1C
/ 2A, Hotbird ya da Eutelsat
W3 uydularına dönük çanak
antenler ve standart bir alıcıyla
HD kanalları bulsanız bile ne
yazık ki izleyemezsiniz.
Uydudan gelen HD
yayınları hızlandırabilecek
ve çözümleyecek entegre
H.264 kodlama çözücüsü
olan özel uydu alıcıların
kullanılması gerekiyor.
Ülkemizde birçok marka, HD
uydu alıcılarını uzun bir süredir
satıyor. Yayın olmasa satarlar
mı? Tabii bunun en kolay yolu
D-Smart ve Digiturk gibi hazır
platformlar. Belli abonelik
bedelleri ile sorunsuz bir şekilde
HD kalitesinde yayınları
alabilirsiniz. Kanal seçeneği
çok fazla olmasa da sizi uzun
bir süre idare edeceği kesin.
Abonelik bedelleri için hizmet
sağlayıcıların web sitelerini
ziyaret edebilirsiniz.
HD oyunlar ve filmler için
Media Center PC
HD televizyonunuzda ideal
içeriği oluşturmak için Media
Center PC’ler de başarılı birer
17
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
Uzaktan kumanda dopingi
Salonunuza yüksek çözünürlüklü
televizyon, medya oynatıcı, uydu
alıcı, ses sistemi ve bilgisayar
girince uzaktan kumanda sergisi
açabilecek duruma geliyorsunuz.
Ancak bu teknoloji kalabalığını
çözmek elinizde. Öncelikle nasıl bir
kumandaya ihtiyacınızın olduğuna
karar verin. Örneğin; bilgisayar
kullanmayacaksanız Logitech
ya da Philips’in, tüm cihazların
kontrollerini tek bir yerde toplayan
evrensel uzaktan kumandalarına
göz atabilirsiniz. Toplayacağınız
bilgisayar için sadece Media Center
kontrollerini yapabileceğiniz bir
kumanda satın almak istiyorsanız bu
kez de Microsoft ürünlerini tercih
etmeniz gerekiyor. Eğer “hem
evrensel bir kumanda, hem de Media
Center desteği istiyorum” derseniz
bu durumda da sadece Philips’in
ürünleri imdadınıza yetişiyor. Tabi
piyasada daha farklı alternatiflerle
karşılaşma ihtimali
de hayli yüksek.
Ayrıca “öğrenme”
özelliği olan evrensel
kumandaların, Media
Center kumanda
sinyalleri ile
eşleştirildiğinde bir
Media Center
kumandaya
dönüşebileceği de
her zaman aklınızın bir
köşesinde olsun.
18
çözüm olma özelliği taşıyor.
Media Center PC’leri hazır
olarak temin edebileceğiniz
gibi isterseniz kendiniz de
oluşturabilirsiniz. Ancak
salonunuzda kullanacağınız
bir bilgisayarın bazı noktalarda
belirli standartlara ulaşmış
olması gerekiyor. Örneğin;
küçük bir kasa ve sessiz bir
soğutma sistemi gibi. Aksi
halde kasanızı koyacak bir
yer bulamayabilirsiniz ya da
fan uğultularından dolayı bir
süre sonra başınız ağrımaya
başlayabilir.
Ülkemizde bazı yerli sistem
üreticilerinin Media Center
PC olarak hazır modelleri
bulunuyor. Hazır olarak
satılan ürünlerden genel
olarak bahsedecek olursak ilk
olarak işletim sistemlerinde
değinmekte fayda var.
Ürünlerin bazıları Windows
XP Media Center Edition
sürümüyle, bazıları da Windows
Vista ya da yeni nesil Windows
7’nin Media Center eklentisine
sahip olan sürümleriyle
birlikte geliyor. Bu noktada
üreticilerin işletim sistemi
tercihi daha çok bilgisayarın
donanım gücüne ve fiyatına
bağlı olarak belirleniyor. Media
Center bilgisayarlarda, bu
arabirimi destekleyen analog
TV kartları bulunuyor. Sizin
televizyonunuzda her ne
kadar analog yayınları alma
desteği olsa da Media Center
arabiriminde kullanılacak olan
TV kartlarının bu özelliğe
destek sunması şart. TV
kartına sahip olan bir Media
Center PC’de televizyon
programlarını bilgisayarınıza
kaydedebilmeniz mümkün
hale gelebiliyor. Birçok dijital
TV kartının bu platformlarda
desteklenmemesi ise bir
dezavantaj. Öte yandan Media
Center PC’lerin kasalarının
üzerinde fotoğraflarınızı kolayca
görüntüleyebilmenizi sağlayan
kart okuyucular, anakartlarında
EV SİNEMASI REHBERİ
çok kanallı ses çıkışı ve ethernet
arabirimi bulunuyor. Ayrıca
bazı modellerde Media Center
fonksiyonlarını etkin olarak
kullanabileceğiniz kablosuz
bir klavye ve farenin de
olduğundan bahsedebilmemiz
mümkün. Ürünlerin fiyatları
hakkındaysa net bir şey
söylemek pek doğru olmaz.
Fiyatlar sistemlerde monitör
olup olmayacağına göre ya da
donanımların gücüne bağlı
olarak oldukça değişiyor.
Media Center PC’lerle
fotoğraflarınızı yüksek kalitede
1920 x 1080 çözünürlüğünde
televizyonunuzda
görüntüleyebilir, elinizde Blu-ray
ya da HD-DVD filmler olmadan
da internetten edinebileceğiniz
yüksek çözünürlükteki içerikleri
(film fragmanları, oyun
videoları vb.) televizyonunuza
aktarabilirsiniz. Bu tip videolar
için ihtiyacınız olan tek şey
işlemcinizin gücü. Çünkü
codec’lerin çözümlemesini
sisteminizdeki işlemci ya da
grafik kartınız gerçekleştirecek.
Üreticiler genelde çift
çekirdekli işlemcileri tercih
ettiğinden bu bilgisayarlarla da
kolaylıkla eğlence dünyasına
adım atabilirsiniz. Ancak HD
kalitesinde oyun oynamak
söz konusu olduğunda işin
rengi biraz değişiyor; sistem
üreticileri oyunculara yönelik
bilgisayarları pek oluşturmadığı
için kolları sıvayıp sizin bir kasa
oluşturmanız gerekiyor. Ayrıca
Media Center bilgisayarların size
eğlenceli bir internet deneyimi
sunacağını da hesaba katmakta
fayda var. Üstelik sonradan satın
alacağınız Blu-ray ve HD-DVD
sürücülerin ikisi birden sisteme
ekleyebilmek de söz konusu.
karşılaşmamış olabilirsiniz. O
halde daha önceden bilgisayar
toplamışlığınız varsa bu
işin üstesinden de başarıyla
gelebilirsiniz. Ya da parçaların
hepsini ayrı ayrı satın alıp daha
sonra bir uzmanın yolunu
tutacaksınız. İşi bilen bir
arkadaşınız varsa onu kandırmak
da bir çözüm yolu olabilir.
Media Center PC’nizi kendiniz
kuracaksanız ilerleyen sayfaları
karıştırmanızı öneririz.
Kendi Media Center
PC’nizi yapın
Ev sinemasına ekstra
teknolojiler
Media Center PC’ler için fiyat
araştırması yaptıktan sonra
pek fazla model bulamamış, ya
da size hitap eden bir modelle
İnternetten temin edebileceğiniz
yüksek çözünürlükteki filmleri
izleyebilmek için HD görüntü
çıkışı veren HD medya
19
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
oynatıcıları da
oy
tercih edebilirsiniz.
terc
Ülkemizde son aylarda
Ülk
ooldukça yaygınlaşan
HD medya
H
oynatıcılar filmlerin
yanı sıra içindeki
sabit diske kayıtlı
olan müzikleri,
fotoğrafları ve e-kitap
gibi diğer dosya formatlarını da
televizyonunuzda görüntüleme
şansı veriyor. Özellikle kablosuz
ağ ya da yerel ağ üzerinden başka
bilgisayardan içerik alabilecek
modellerle de karşılaşabilmeniz
mümkün. Bu ürünler haliyle
20
ülkemizde satılan standart
medya destekli disk kutularına
göre oldukça pahalılar.
Öte yandan her ne kadar
HD teknolojisini şu an
için desteklemese de işinize
yarayacak bir üründen de
bahsetmek gerekiyor: Kablosuz
görüntü ve ses aktarıcıları. Bu
ürünler sayesinde örneğin;
salonunuzda olan uydu alıcıların
görüntülerini evinizdeki başka
bir görüntü kaynağına kablosuz
olarak iletebilirsiniz. Kompozit
görüntü ve RCA ses bağlantıları
karşılandığında ürünler kapalı
alanda 30 metrede görüntü
iletimi yapabiliyor. Ancak tabi
çözünürlüğü arabirim desteği
olmadığından dolayı 720 x 576
pikselin üzerinde transfer etmek
mümkün değil. Bu yetenekli
kutuların diğer bir güzel özelliği
de siz başka odadayken uzaktan
kumanda sinyallerini uydu
alıcınıza iletebilmesi ve bu sayede
kanal değiştirebilmeniz. İlerleyen
günlerde bu tip ürünlerin HD
destekli modellerinin de piyasaya
çıkacağını tahmin ediyoruz.
Şu anda Philips ve önde gelen
uydu alıcı üreticilerinin ürün
yelpazelerinde bu ürünlerle
karşılaşabilmeniz mümkün.
Fiyatlar da yaklaşık olarak 90 TL
seviyesinde.
Bundan sonra evinizde HD
deneyiminin tadını çıkarmak
ve ev sinema sisteminizi
geliştirmek size kalıyor.
Salonunuza sonradan girecek
her bir teknolojinin size yepyeni
imkanlar sağlayacağını sürekli
göz önüne alın. Gelişmeye
açık olun. Nasıl şimdi bile
herkesin evinde eski de olsa iki
tane televizyon mutlaka varsa,
ilerleyen yıllarda da bu tip
salonlar ve HD tabanlı eğlenceler
“hayat standartları”mızdan biri
olacak.
EV SİNEMASI REHBERİ
Hangi HDTV?
Full HD bir televizyon almışken hangisini
almalı? LCD mi, yoksa plazma mı?
Yayınların da yavaş yavaş
HD’ye geçmesiyle artık
almışken bir HDTV almak
gerekiyor. Çünkü yayınları
gerçek kalitesinde izleyebilmek
için bu çözünürlüğü sağlayan
televizyonları tercih etmek şart.
Ancak, halen kafaları kurcalayan bir soru var: Almışken
LCD mi almalı, yoksa plazma
mı? Bu iki teknolojinin de birbiri karşısında çeşitli artı ve eksi
yönleri var. Doğru olan tercih
televizyonu hangi amaçla, nasıl
bir alanda ve günde kaç saat
kullanacağınıza göre değişiyor.
Şimdi bu iki teknolojinin
çalışma prensibine kısaca bir
göz atalım.
LCD ve plazma teknolojisi
LCD televizyonlar, sıvı kristal
(liquid crystal) bir panele sahiptir. Bu sıvı, elektrik akımının
etkisiyle ışığı geçirecek şekilde
konum değiştirir ve önündeki
küçük RGB aydınlatmalardan
oluşan panelden geçerek pikseli
renklendirir. Plazma panellerde
ise her bir piksele denk gelecek
şekilde gaz içeren hava kabarcığı
benzeri hücreler bulunur.
Elektrik akımının etkisiyle gazı
oluşturan atom parçaları çok
hızlı bir şekilde hareket eder ve
gözün algılayamayacağı, ultraviyole bir ışık oluşturur. Işığın
hücredeki fosfor tabakasına
çarpması sonucunda fosfor ışıma
yapar ve kırmızı, yeşil ya da mavi
renkli kısımların üzerine düşer.
Bu şekilde piksel aydınlanır.
Parlaklık ve kontrast oranı
LCD ve plazma rekabetinde
kuşkusuz her iki teknoloji de
kusursuza yakın bir görüntü
kalitesiyle kullanıcılara ulaşmak
istiyor. Piyasadaki LCD televizyonlara bakıldığında parlaklık
seviyesinin genelde 450 kandela,
üst modellere doğru 550 kandela
seviyesinde olduğunu söyleyebilmemiz mümkün. Plazma
televizyonlardaysa biraz önce
de bahsettiğimiz ışımanın
sonrasında çok daha yüksek
parlaklık değerleri elde edilebili21
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
Kalite artırıcı bir özellik:
200 Hz
Ülkemiz de aralarında olmak üzere
genellikle dünyada tercih edilen yayın
standardı 50 Hz kalitesinde. Satır
tarama (interlaced) olarak işlenen
görüntüde ekrana aslında saniyede
50 farklı görüntü getirilir. İlerleyen
senelerde yeni nesil yayınlarda ve
film teknolojilerinde 25 fps’den
daha yüksek oranda görüntü akışı
sağlandığında tam verim için 50
Hz’den daha yüksek frekansta
tazeleme yapabilen televizyonlara
ihtiyacımız olacak. 200 Hz’lik
televizyonlar işte aslında bunun
için var. Ancak şu anda bu görüntü
teknolojisi hiçbir standart tarafından
desteklemediğinden ekstradan
para vermek biraz anlamsız. Ne de
olsa insan gözü saniyede yaklaşık
olarak ekrana getirilen 25 kareden
fazlasını algılamakta zorlanıyor. İlerde
yaygınlaşacak olan standartlarla bu
teknoloji, gözün hareketlerden daha
az rahatsız olmasını sağlayabilir.
Özellikle üretici firmalar 200 Hz’lik
görüntülerin daha akıcı olduğunu
savunmakta.
yor. Örnek vermek gerekirse
1500 kandela parlaklık neredeyse
plazma teknolojisinin standardı
gibidir. Daha yüksek parlaklığa
sahip olan modellerde bu değer
22
2000 kandela seviyesine kadar
ulaşabiliyor.
Söz konusu kontrast oranı,
yani siyah ve beyaz renk
arasındaki adım sayısı
olduğunda plazmalar yeniden
yüksek değerlerle günümüzdeki
LCD televizyonların önüne
geçiyor. Günümüzün LCD
televizyonları statik anlamda
(hiçbir görüntü işleme motoru kullanılmadan) 100000:1
değerlerine ulaşabiliyorlar.
Genelde 2000:1 gibi
değerlere rastlanıyor. Ancak
görüntü işleme motorları
devreye girdiğinde bu değer
100000:1 oranının üzerine
bile çıkabiliyor. Tabii yeni
nesil LED aydınlatmalı LCD
televizyonlarda çok daha yüksek
değerleri görebiliyoruz.
Tepki süresi ve renk desteği
Birçoğumuzun LCD monitörlerden de bildiği gibi LCD
tipinde panele sahip olan
ürünlerde tepki süresi oldukça
fazla önem taşıyor. Uzun süre
önceden bir LCD monitör satın
almış olanlar 25 ms gibi tepki
süresini destekleyen ürünlerde
kayan altyazıları okumanın ve
bir tenis maçında topun nerede
olduğunu görmenin ne kadar
zor olduğunu bilirler. Nihayet
sonunda düşmeye başlayan
tepki süreleri sonucunda artık
hareketli görüntülerde çok
daha net sonuçlar elde etmek
mümkün olabiliyor. Plazma
ekranların kıyaslanmasında zaten
ms cinsinden bir tepki süresinin kullanılmasına gerek bile
duyulmuyor.
Renk konusunda ise LCD
televizyonların büyük çoğunluğu
16.7 milyon destekliyor ve
günümüzdeki değerler 549
milyar seviyesine ulaştı. Hatta
trilyon renk desteği sunan modeller de var ancak insan gözünün
4 milyarın üstünü algılayamadığı
unutulmamalı. Plazma televizyonlardaysa bu değer 68.7
milyar seviyesinde.
EV SİNEMASI REHBERİ
Kullanım süresi ve enerji
tüketimi
LCD televizyonların kullanım
süresi her zaman plazma televizyonlardan daha yüksek oldu.
Halen aynı şekilde; ancak bu
süreler her geçen gün yükseliyor. Örnek vermek gerekirse
LCD televizyonlar ilk piyasaya
çıktıklarında 30000 saat kullanım
süresi sunuyorlardı. Plazma
televizyonlarda ise bu değer
15000 saat dolaylarındaydı.
Gelişen teknolojinin sonrasında
bu gün LCD televizyonlarda
100000 saat, plazma televizyonlarda da 60000 saat kullanım
süresine ulaşılabiliyor. Ancak
LCD televizyonlarda yarı ömür
diye bir kavram halen var. LCD
televizyonlar 100000 saatlik bu
sürenin ortasına geldiğinde, başta
parlaklık gücü yüzde 50’sinden
daha fazlasını kaybediyor. Tabi
bu endişe edilmesi gereken bir
durum değil. Bir LCD televizyon günde ortalama dört saat
izlendiğinde 36 yılda ancak yarı
ömrünü tamamlıyor. Plazma televizyonlarda ise yine günde dört
saat izlenme ortalaması, 41 yıllık
bir beraberlikle sonuçlanıyor.
O zamana kadar kim bilir neler
çıkacak. Dolayısıyla LCD ya da
plazma fark etmez; aldığınız bir
televizyonu uzun bir süre kullanma şansına sahipsiniz.
Enerji tüketimi konusundaysa
plazma yine birinciliği koruyor;
ama güç tüketimi konusunda.
Örneğin; 37 inç büyüklüğünde
bir LCD televizyon saatte 200
Watt’a yakın değerde enerji
harcar. Ekran büyüklüğü arttıkça
haliyle bu değer de artıyor. 42
inç LCD televizyonlarda bu
değer 250 Watt’a, 47 inç LCD
televizyonlarda da 275 Watt’a
yaklaşıyor. Plazma televizyonlarda ise aynı ekran büyüklükleri
için bu değerler iki ile çarpılmalı.
50 inç boyutunda 520 Watt güç
harcayan bir plazma televizyon
günde dört saat ortalama ile 27
Kr enerji harcar. Günde sekiz
saat televizyon izlenen bir evde
günlük harcama 54 Kr olur; bu
da ayda 15 TL demek. Dikkat
etmekte fayda var.
Kimler için LCD,
kimler için plazma
Görüntü kalitesi sizin için
“ilk sıradaysa LCD mi, yoksa
plazma mı?” diye uzun uzadıya
düşünmeye pek gerek yok. LCD
televizyonlar da artık sahip
olduğu teknolojilerle plazma
televizyonlardan oldukça üstün
kalite sunuyorlar. Televizyonunuza konsol bağlama niyetiniz varsa, hızlı görüntülerdeki
performansı açısından plazma
ya da yüksek tazleeme oranlı bir
televizyon ile alabilirsiniz. Aynı
zamanda üreticisine göre belli bir
büyüklüğün üzerindeki plazma
televizyonlar LCD televizyonlara göre çok daha uygun fiyatlı
olabiliyor. LCD televizyonları ise
enerji tüketimine önem veren,
sadece film ve yayın amaçlı
kullanım planlayan kişiler tercih
etmeli.
23
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
EV SİNEMASI
KURMAK İSTEYENLERE
YOL HARİTASI
24
EV SİNEMASI REHBERİ
Elektronik marketlerinde televizyondan uydu alıcıya, DVD kaydediciden
projektöre ve ses sistemine kadar pek
çok cihazı kolayca bulabiliyor olsak
da seçim yapmak hiç de kolay değil!
Çin sayesinde CRT ekran ve TV üretimi hâlâ sona
ermek bilmiyor ama LCD’lerin büyük yaygınlık
kazandığını kabul etmek lazım. Bilgisayarlar
açısından CRT ekranlar bitti diyebiliriz. LCD'ler
ucuzladı ve piyasayı ele geçirdi. Fiyat farkı çok
düşük olduğundan CRT ekran almak pek de
mantıklı değil. Ancak ekran boyutlarının çok
daha büyük olduğu TV'ler için CRT hâlâ ayakta
duruyor. 14, 15, 21 inç CRT TV'ler uygun
fiyatları nedeniyle bir süre daha satılmaya devam
edecek. LCD TV ve plazma TV kapışması birkaç
sene sürdüyse de kazanan LCD TV oldu. Bu
daha önceden net biçimde görünen bir sonuçtu.
Zira LCD TV'lerin eksiklerinden biri büyük
boyutlarda üretilememeleriydi. Bu sorun zamanla
aşıldı. plazma TV'lerin görüntü kalitesinin düşük
olması ve küçük boyutlarda üretilememesi, yüksek
güç tüketimi derken LCD TV'ler piyasayı sardı.
Büyük marketlerin broşürlerinde hâlâ Plazma
TV'leri görmek mümkün. Fakat fiyatları önceki
yıllara göre kat kat gerileme gösterdi. Bu bir
25
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
anlamda stokları bitirme çabası olarak da
algılanabilir. Bir diğer tür ise projeksiyonlu
TV'ler. Bunları küçük bir sinema salonu
gibi düşünebilirsiniz. Arkada yer alan
yansıtıcı perde misali öndeki ekrana
görüntüyü düşürüyor. Bu tip TV'ler
genelde oldukça fazla yer kaplıyor
ve net görüntü sunamıyor. Başta
görüntü net olsa bile bir süre sonra odaklama
sorunları başlayabiliyor ve servis yolu görünüyor.
LCD TV'ler içinde en çok öne çıkan modeller
biri 32 inç genişlikli olanlar. Çünkü genelde bir
alt model olarak 26 inç (66 ekran) üretiliyor ve bu
Görüntülerde deformasyon oluşmamalı
Oranlama farkından dolayı standart 4:3 CRT ya da LCD
ekran kullananlar geniş formatlı görüntüleri izlerken
altta ve üstte kalan siyah şeritler nedeniyle ekrandan
tam verim alamaz. Bu yazı film izlemek isteyenleri
hedefliyor olduğundan ekran ya da TV seçerken geniş
formatlı modelleri tercih etmelerini önereceğiz. Zaten
piyasadaki 24 inç üstü LCD TV’lerin hemen hepsi geniş
ekran. Geniş ekranda TV kanallarını izlerken bu kez alt
ve üstte değil sağ ve sol yanlarda siyah şeritler oluşabilir.
Görüntüleme işleminden sorunlu olan ekran ya da TV,
sinyali aldıktan sonra ekrana tam olarak oturtuyorsa
görüntüde deformansyon olması kaçınılmaz hale gelir. 4:3
formatlı TV yayını 16:9 geniş ekran LCD TV’ye tam olarak
oturursa görüntüler basıklaşır, insanlar kısa ve şişman
görünür. En doğrusu görüntü oranlamasını değiştirmeden
ekrana yansıtmak. TV menülerinde bu tür seçenekler olup
olmadığına dikkat etmelisiniz.
26
boyut biraz büyük odalarda yetersiz
kalıyor. Çünkü LCD TV almışken
büyüğünü alıp da zevkini tam
olarak tadayım eğilimi hakim. 32
inç üstü grupta ise 37, daha sonra
40 ve 42 inç modeller üretiliyor.
Elbette fiyat performans dengesini
yakalamak önemli. En çok üretilen
ve en çok rağbet gören modellerde bu
denge çok daha başarılı. İşte bu sayede 32 inçlik
modeller dengeyi yakalamayı başardı. Genel
olarak markadan bağımsız biçimde ortalama
fiyatlara bakarsak 32 inç LCD TV'ler 1000
TL'ye satın alınabiliyor. Yüksek teknoloji ürünü
bir cihaz için hiç de fena değil. 26 inç ve 37
inç fiyatlarına göre tüketicilerin 32 inç tarafına
yönelmesi şaşırtıcı değil. LCD TV ve plazma
TV'lerde CRT TV'lerdeki 4:3 genişlik / yükseklik
oranlaması yerine 16:9 oranlaması tercih ediliyor.
Normal TV yayınları (SD=Standard Definiton)
için uygun olan değer 4:3 olmakla birlikte HDTV
yayınları, DVD filmleri ve DivX dosyalarında
geniş format yaygın. Aslında geniş format deyince
her zaman 16:9 anlaşılmamalı. LCD ekranlarda
16:10 kullanıldığı da oluyor. Bazı DVD filmlerde
221:100, 5:4, 21:10 gibi geniş formatlar da
kullanılabiliyor. Tüm bunlar 4:3 (=16:12)
oranlamasına göre çok daha geniş.
EV SİNEMASI REHBERİ
Görünebilir alan hızlı şekilde artıyor
Önceki paragrafta örnek verdiğimiz popüler
genişlikler 26, 32 ve 37 inç LCD'lerde fark
sadece 5–6 inçmiş gibi görünüyor olsa da bunlar
köşegen değerleri olduğu için görünebilir alan
yüksek oranda değişiyor. Ek olarak 1 inç=2.54 cm
değişimini de hesaba katmalısınız. Küçük bir hesap
yaparak bu üç örnek değerin alanlarını birbirlerine
oranlayalım. 26 inç köşegen 66 ekran demektir.
16:9 oranlamasını uygularsak köşegen katsayısı
18.35 eder. Buna göre köşegeni 66 cm olan
26 inç'lik LCD TV'nin genişliği 57.5 cm ve
yüksekliği 32.4 cm ve görüntü alanı 1863 cm2
olur. Bir üst model olan 32 inç için köşegen
81 cm, genişlik 70 cm, yükseklik 40 cm ve
alan 2800 cm2 olur. 37 inç LCD TV'deyse
alan 3770 cm2 çıkıyor. O zaman 26 inç
yerine 32 inç seçilirse görüntü alanı yüzde
50 artıyor. 32 inç yerine 37 inç seçilirse
bu kez artış yüzde 34.6 oluyor. Başta
da dediğimiz gibi 32 inç çok ideal bir
ölçü. Ancak yine de kullanıcının ne
seçeceği zevke ve oda boyutlarına
göre değişim gösterebilir. Esas
vurgulamak istediğimiz, görüntü
alanı büyüyorsa bu çok daha net
görüntü anlamını mı taşıyor?
Ekran büyüdükçe her şey irileşir
ve daha net mi olur? Aslında durum hiç de öyle
değil. Bugün piyasadaki LCD TV'lerin büyük
bölümünde 1366 x 768 piksel çözünürlüklü
paneller kullanılıyor. Bu değer o derece kabul
gördü ki, 23 inç LCD TV'de de, 46 inç LCD
TV'de de kullanılıyor. Az önce yaptığımız hesaba
göre sadece 26 inçten 32 inçe geçişte alan yüzde
50 artıyordu. Hele hele 46 inç gibi değerlerde
alan fevkalade yüksek ama çözünürlük hâlâ aynı.
Durum böyle olunca paneli oluşturan
piksellerin boyutu rahatsız edici
derecede büyüyor. Görüntü netliği
azalıyor ve zevk vermeyen bir tablo
ortaya çıkıyor.
Karşılaştırma açısından bilgisayar
ekranlarından örnekler verelim. 19 inç
geniş format LCD ekranda çözünürlük
1440 x 900 piksel, 20 inç LCD ekranda
ise 1680 x 1050 piksel. 19 inç'lik model
bile 46 inç LCD TV'den daha yüksek
yoğunluk ve detaya sahip. Bu esnada
kullanıcıya yeni bir öneride bulunma sırası
geliyor: LCD TV seçerken boyutu büyük
olsun deyip çözünürlüğe dikkat etmezseniz,
görüntü kalitesi daha küçük modelin gerisinde
kalan bir TV sahibi olabilirsiniz. O zaman ne
boyuta ne çözünürlük uygun düşüyor sorusu
akla geliyor. 32 inç örneğinde 1366 x 768 yeterli
27
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
28
EV SİNEMASI REHBERİ
olabilir. Ancak bu değer altına inmeyin. Bazı 20
inç LCD TV'lerde 640 x 480 gibi çok düşük
çözünürlük değerleri kullanıldığı oluyor. Bu
modellerde oranlama 4:3 şeklinde. Bu da ayrı bir
sıkıntı. Benim amacım sadece anteni takıp TV
izlemek diyorsanız 20 inç, 640 x 480 bir LCD TV
de işinizi görür. Çünkü zaten PAL TV yayınlarının
kalitesi bundan yüksek değil. Aynı biçimde
TV yayınını 1366 x 768 piksel çözünürlüklü
32 inç LCD TV'de izlerken de yayın kalitesi
geride kalıyor. Hatta ve hatta PAL DVD'ler de
çözünürlük olarak 640 x 480 (VGA) gerisinde. Bu
durumda HDTV yayını, Blu-ray / HD-DVD film
izlerken TV'lerin yüksek çözünürlüğünden verim
alabilir hale geliyoruz. "Ben sadece TV izliyorum
ve 42 inç LCD TV istiyorum, zaten TV yayın
çözünürlüğüm 1366 x 768 değil." diyorsanız şu an
aktif olarak kullanılan 1920 x 1080 piksel yayınlara
da göz atmanız gerekiyor. Son kararı öyle verin.
Bilgisayar ekranları
çözünürlük açısından önde
Bilgisayar ekranlarında HD 1080'e geçiş için en
düşük değer ise 24 inç. 24 inç modellerde çözünürlük
1920 x 1200 piksel. HD 1080'den de yüksek.
O zaman neden LCD TV'lerde ancak 32 inçten
başlıyor diyebilirsiniz. Çünkü bilgisayar ekranına çok
yakın mesafeden, TV'yeyse birkaç metre mesafeden
HD yayınlarda çözünürlük değerleri
HD yayınlar için belirlenmiş iki farklı çözünürlük değeri
var. HD 720 için çözünürlük 1280x720 piksel, HD 1080
içinse 1920x1080 piksel. Almışken iyisini alayım, ileride
HD yayınları tam verimle izlerim diyorsanız çözünürlüğün
1920x1080 piksel olmasına dikkat edin. Üreticiler ne
zamandır bu çözünürlüğe sahip LCD TV’ler üretiyor. Ancak
fiyat rekabeti nedeniyle 1366x768 piksellik modeller daha
çok satılıyor. 1920x1080 piksel değerinde üretilen modeller
genellikle 32, 37, 42 veya 47 inç ekran boyutunda. O zaman
seçim imkanınız pek de fazla değil. 32 inç LCD TV’lerde
1920x1080 piksel olanın fiyatı 1366x768 olanın iki katı.
bakıyoruz. Uzakta olunca detayları daha zor seçiyoruz
ve gözümüz rahatsız olmuyor. Ev sineması kurarken
uzun vadeli bir yatırım yapmak istiyorsanız 1920 x
1080 piksel çözünürlüklü, mesela 37 ya da 42 inç bir
LCD TV seçmek mantıklı olabilir. O zaman kaliteli
görüntüler elde etmek için ilk adımı atmış oldunuz.
Elbette TV seçerken sadece boyut ve çözünürlük
kararlaştırmak yeterli değil. Panellerin tepki süresi
oldukça düştü ve hızlı görüntülerde renk bozulmaları
ortadan kalktı. LCD TV'lerin plazma TV'ler
karşısındaki en büyük dezavantajı siyah renkleri net
verememeleri. Bu sorun da artık LED aydınlatma
teknolojisi ile yavaş yavaş aşılıyor.
Dinamik kontrast oranı sizi şaşırtmasın
Son zamanlarda kontrast oranı verilirken iki değer
verilmeye başlandı. Parantez içinde verilen ikinci
29
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
değer dinamik kontrast oranıdır ve ilk değerden
daha yüksektir. Bu yeni teknikte karanlık
sahnelerde panel arkasındaki lamba karartılıyor
ve siyah renklerin grimsi biçimde görünmesi
engellenmeye veya bu sorun azaltılmaya
çalışılıyor. İşlem başarılı ama kısmen karanlık
olan sahnelerde diğer renkli ve aydınlık objelerin
de parlaklığı azalmış oluyor ki bu bir handikap.
Çözüm ise LED aydınlatmalı ekran ve TV'ler.
Henüz pahalı olan bu yeni teknolojide panel
arkası aydınlatmadan floresan lamba değil de bir
çok LED sorumlu. Böylece sahnedeki karanlık
alana bakan LED'ler kapatılabiliyor ve çok
daha keskin siyahlar elde edilebiliyor. Bu siyah
sorununun yaşandığı bir diğer alan projeksiyon
cihazları. 40–50 inç nedir diyenler evde sinema
keyfi için projektör kullanıyor. Ancak projektörde
görüntü yansıtmak için sürekli aktif olan ve belirli
bir ömrü olup çok da pahalı olan bir lamba var.
Lamba kapanmadığı için karanlık sahnelerde
simsiyah bir görüntü oluşturması mümkün
olmuyor. Diğer yandan projektörün ısınması, fan
gürültüsü, dikkatli kullanım zorunluluğu, lamba
değişimi ve karanlık oda oluşturma gereksinimi
gibi detayları var. Seçeceğiniz LCD TV'nin
kontrast oranı iyiyse bir kez de parlaklık değerine
göz atın. 450–550 kandela arası değişen parlaklık
değerleri arasında epey görüntü farkı olabiliyor.
30
Markette iyiydi ama evde neden böyle oldu?
Kağıt üstündeki değerlerin bir kısmı tatmin edici gelebilir
ama siz siz olun büyük bir markete gidip TV’leri gözlerinizle
inceleyin. Ama dikkat edin hepsi aynı görüntü kaynağına bağlı
olsun! Yine de unutmayın ki bazı TV’ler ayarlarıyla oynadıktan
sonra ideal görüntüyü verebilir ve markette beğenmediğiniz
bir model aslında çok daha iyi sonuçlar veriyor da olabilir.
Tam tersi de mümkün. Markette HD filmle sunumu yapılan bir
LCD TV’yi alıp evde kurduğunuzda TV kanallarının çok kötü
göründüğüne şahit olup üzülebilirsiniz. Marketin kocaman
salonunda iyi görünen 42 inç TV, sizin oturma odanıza aşırı
büyük gelip rahatsızlık verebilir.
Parlaklık yeterince iyi değilse karanlık odadayken
net olan görüntüler perdeler açıldığında çok silik
bir hal alabilir.
Duvara yapılan montaj sıkıntı yaratabilir
LCD TV'yi aldıktan sonra odanızdaki sehpanın
üzerine koymak mı yoksa paketten çıkan aparatla
duvara asmak mı istiyorsunuz. TV'yi yatarak mı
yoksa oturarak mı ve hangi mesafeden izlersiniz?
Bu soruların cevaplarını kafanızda canlandırın
ve TV'yi seçmeden önce markette incelerken
küçük bir deneme yapın. Görüş açıları bazen
çok sınırlı olabilir. Ekrana solda ya da sağdan
bakmak o kadar çok farklılık yapmıyor ama
üstten ve özellikle alttan bakmak renkleri aniden
değiştirebiliyor. Duvara astığınız LCD TV'ye
koltuktan baktığınızda ekranın karardığına şahit
EV SİNEMASI REHBERİ
31
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
olabilirsiniz. Halbuki ayağa kalkıp ayar yaparken
renkler ne kadar da net oluyor değil mi? :)
Paneller belirli sınırlamalara sahip olduğu için bu
tür sorunlarla karşılaşabilirsiniz. CRT TV'lerde
bu tür görüş sınırlamaları yok denecek kadar
azdır. Projektörlerse karşıya yansıtma yaptığından
görüş açısı problemi olmuyor. Fakat cihazla perde
arasında engelleyici bir unsura yer veremezsiniz.
Televizyonu alıp diğer parçaları sonradan mı
eklemek istiyorsunuz? Mesela Blu-ray oynatıcı
ucuzlayana kadar DVD çalarla idare etmek ya
da hoparlör seti alana kadar dahili hoparlörlerle
kullanmak nasıl bir çözüm olabilir diye düşünmüş
olabilirsiniz. Çok önemli bir noktaya daha gelmiş
bulunuyoruz; giriş ve çıkış seçenekleri. TV'de
mutlaka anten girişi bulunur. Buna bir de Scart
girişini ekleyelim. Hatta bir tane Scart yetmez,
iki tane olsun. Çünkü çanak anten alıcısı ve
DVD oynatıcının her ikisi de aynı bağlantıdan
olsun diyebiliriz. Kameranız varsa/olacaksa ne
yapacaksınız? RCA (kompozit) ya da S-Video
bağlantıdan biri olmalı ki görüntü ve sesi TV'ye
aktarabilesiniz. Kameranız yeniyse HDMI
bağlantısını da içeriyor olabilir. HDMI adlı
32
bağlantının özelliği, tek bir kabloyla dijital ses ve
dijital görüntü aktarabilmesi. Basit ve kullanışlı
ama kablosuz epey pahalı olan bir arabirim. Yeni
DVD, HD-DVD, Blu-ray oynatıcılarda HDMI
çıkışı yaygınlaşıyor. Oyun konsollarında da bu
bağlantı var. O zaman oyunlarda ya da PS3 ile
Blu-ray film izlerken HDMI girişi lazım olacak.
Hatta bilgisayarlardaki grafik kartlarına da HDMI
çıkışı eklenmeye başladı. AMD'nin son nesil
görüntü yongalarını kullanan kartlar HDMI
çıkışı içermiyorsa DVI>HDMI dönüştürücü
adaptör veriyor. Daha önceki nesil kartlar
ise TV çıkışını HDTV sinyaline dönüştüren
komponent adaptörünü veriyordu. Televizyona ne
bağlayacağınıza bağlı olarak DVI, Scart, HDMI,
S-Video, RCA, Komponent girişleri olmalı
diyebilirsiniz. Ayrıca HDMI
versiyonu 1.1'in altı olmamalı,
mümkünse 1.3 olmalı.
EV SİNEMASI REHBERİ
TV'nin hakkını veren uygulamalar
Ekran çözünürlüğünü verimli biçimde kullanmak
için yapabilecekleriniz uydu üzerinden HDTV
kanallarına abone olmak, PS3 ile Blu-ray film izlemek
ve oyun oynamak, Xbox 360 ile HD-DVD film
izlemek ve oyun oynamak, bilgisayardaki oyunları
TV ekranına aktarmak ve uygun optik sürücüsü
varsa bilgisayardan HD DVD / Blu-ray film izlemek
şeklinde sıralanabilir. Tüm bunlar sayesinde çok net
görüntüler elde edebilirsiniz. Tabi imkanlar bununla
sınırlı değil. DVD yanında DivX oynatabilen cihazlar
var. Ayrıca sabit disk içerip kayıt yapabilen ve diskteki
filmleri gösterebilen cihazlar da hazır. Bunlar aynı
zamanda müzik çalabiliyor, fotoğraf gösterebiliyor.
Verinin diskte olması dışında USB girişinden
parmak bellek okutulabiliyor. Bazı modeller ise
disk içermiyor ama Wi-Fi sayesinde kablosuz ağa
erişip bilgisayarın sabit diskindeki dosyayı ekrana
getirebiliyor. Böylece DivX arşivini izlemek için
DVD / CD yazmak zorunda kalmıyorsunuz. Parmak
Hoparlör setlerinde bağlantılara dikkat edin
Olayın bir de ses tarafı var. Televizyon acaba ses çıkışına sahip
mi? Sahipse bile bu genelde stereo çıkış yani çift kanaldır.
En doğrusu (antenle TV izlemek hariç) sesi kaynak cihazdan
alıp hoparlör setine aktarmak. Bu hoparlör seti 5.1 ya da
7.1 kanal olabilir. Arka hoparlörleri kablosuz olan setler ne
zamandır piyasada, kablo karmaşası sona eriyor. Hoparlör
seti ve kaynak cihaz arası bağlantı analog (3.5 mm veya RCA)
ya da dijital (optik veya S / PDIF) olabilir. Bu yüzden oynatıcı
cihazların sahip olduğu çıkışlar ve hoparlör setlerinin sahip
olduğu girişler önem kazanıyor.
belleğiniz yüksek kapasiteliyse Wi-Fi bağlantılı
modele de gerek kalmayabilir. Ayrı cihazlar dışında
bazı TV'ler bütünleşik DVD oynatıcı, kaydedici sabit
disk, DVB-T alıcı ve kart okuyucu gibi ek özelliklerle
geliyor. DVB-T alıcı karasal dijital yayınları alabilir.
Şu anda ülkemizde sadece deneme çalışmaları
yapılıyor. Ancak ileride getirisi olabilir. HD DVD
ve Blu-ray formatları arasındaki rekabette kazanan
bir türlü belli olmadı. Filmleri her iki formatta da
bulabilirsiniz.
33
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
34
EV SİNEMASI REHBERİ
OLED nedir, ne değildir?
OLED’ler, yani
ışık yayan organik
diyotlar (Organic,
Light-Emitting
Diodes) TV izleme
yöntemlerimizi
kökünden
değiştirecek gibi
görünüyor. Ama
bu değişimden
önce OLED’in
ne olduğunu ve
yaşamımıza ne gibi
yararlar sağlayacağını
öğrenelim.
LED (ışık yayan diyot) nedir?
Işık yayan diyot, üzerinden akım geçtiğinde
ışık üreten minik cihazlardır. Enerjiyi çok daha
verimli kullanırlar ve ampullerden çok daha
dayanıklıdırlar. Üstelik fazla ısı üretmez ve
çalışmak için lamba teline ihtiyaç duymazlar.
Ayrıca, pikselleri parlatarak görüntü oluşturmak
için sürekli siyah ışığa gereksinim duyan likit
kristal ekranlardan (LCD) çok daha az güç tüketirler. LED’ler, biz farkına varmasak da, günlük
hayatımıza çoktan girmiştir: asetilen lambaları,
dijital saatler, uzaktan kumandalar bunlardan
bazıları.
Peki, bu “O” nereden geliyor?
OLED’in O’su, organik demektir. Organik,
karbon tabanlı bir tabaka, iki iletken (anot ve
katot) arasında sıkıştırılır ve enzim adı verilen ana
maddeyle desteklenir. Elektrik akımı geçtiği zaman, ışık kaynağı üretim yapar. Organik olmayan
bir LED’de, iki iletken arasına sıkıştırılmış olan
tabaka esnek değildir; bu da, organik karbon
temelli LED’in üstün olmasının sebebidir. Çünkü
35
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
OLED’lerdeki organik tabaka, jilet inceliğinde, çok
hafif, süper parlak ve esnektir. Bu, OLED’lerin,
bükülebilir ekranlardan, parlak ve kristal kadar berrak TV’lere veya transparan ekranlara kadar birçok
inanılmaz cihazda kullanılabileceği anlamına gelir.
Bir OLED televizyon ışığı ve görüntüyü
nasil oluşturuyor?
“Bir OLED ekranı, teker teker piksellerden veya
ekrandaki elementlerden yararlanarak kendi
ışığını kendisi üretir” şeklinde veriyor Sony’nin ses
teknolojileri departmanı müdürü Peter Hainsworth bu sorunun yanıtını. “OLED, ekranda
belirecek olan ışık ya da rengin ihtiyaç duyduğu
kadar enerji üretmeye yetecek kadar güç harcar.
Yani, tamamen beyaz bir görüntü elde etmek için
maksimum güç kullanılırken, simsiyah bir görüntü
için hiç güç kullanılmaz. Bir LCD’deyse siyah ışık
daima açıktır.”
Her biri belirli bir uygulama için tasarlanmış
farklı tipte birçok OLED var. Sony (www.sony.
com.tr), en üst seviyede ışık yayan ve çok parlak
görüntü üreten OLED’leri kullanma eğiliminde.
Bu OLED’lerde ışık, iki iletken arasına sıkıştırılmış
yansıtıcı enzimlere çarpıp geri sıçrar ve bu sayede
çok parlak bir görüntü elde edilir. Transparan tip bir
OLED ise, ışığın tüm aygıttan geçmesine izin verir
ve bu sayede transparan resimler görüntülenebilir.
36
OLED'in olağanüstülüğünün doğada nasıl
bir karşılığı var?
Ateş böcekleri gibi canlılar, biyokimyasal bir
tepkime (kimyasal oksidasyon) sayesinde kendi
ışıklarını üretirler. OLED ise, kendi ışığını elektrik
akımı geçtikten sonra üretir. “Yani aynı sonuca
farklı yollardan ulaşırlar. Fakat OLED’in kökleri,
sıkıca doğal dünyaya bağlıdır.” diyor Hainsworth.
OLED'lerle başka neler yapılabilir?
Bu liste çok uzun. Samsung gibi şirketler
tarafından üretilen transparan OLED prototipleri,
ekrana bakarken üzerinde görüntülerin belirdiği
bir pencereyi izlermiş gibi hissetmenizi sağlar. Bu
teknoloji, otomobillerde kullanılan navigasyon
sisteminin ön cama yansıtılmasına olanak verir. Bu
sayede sürücü, gideceği yola ve izleyeceği rotaya
kolayca erişebilir. Hainsworth aynı zamanda bu
sistemin vitrinlerde kullanılabileceğini, vitrin camına yansıtılan reklamlarla, müşterinin
mağazada satılan ürünleri görmesinin
sağlanabileceğini belirtiyor.
Sony ve Samsung, birçok ticaret fuarında (Consumer Electronics Show bunlardan biri) bükülebilir ekran prototiplerini göstermeye şimdiden
başladı. Bununla ilgili bir klibi YouTube’da
bulabilirsiniz. Esnek ekran özelliği, yaratıcılık ve
yenilikçilik konusunda son derece cesaret verici.
EV SİNEMASI REHBERİ
Mesela bu ekranlar giysilerde kullanılabilir ve bu
sayede televizyon ekranları taşınabilirlik konusunda
yepyeni bir seviyeye ulaşabilir. Katlanabilir, rulo
yapılıp bir çantaya sokulabilir ve tatile sizinle
birlikte çıkabilir. General Electrics (GE) şimdiden
OLED ruloları üretimi için gazete üretim
bantlarından esinlenmiş.
OLED'in başka avantajı var mı?
OLED’ler, diğer ekranlardan çok daha fazla
parlaklıkta ışık üretme yeteneğine sahip. Tipik bir
düz ekran televizyonun kontrast oranı 50000:1.
civarındadır. Bu, ekranın karanlık ve parlak
bölümlerinin arasındaki dinamizmin ölçüsüdür.
Halbuki Sony’nin 11 inç OLED TV’si Bravia
XEL-1’in kontrast oranı 1000000:1'dir. “Bu
yalnızca bir rakam, fakat ekranda beliren fotoğrafa
baktığınızda, gerçeklik son derece olağan üstü
oluyor.” şeklinde iddia ediyor Hainsworth.
OLED ekranlar aynı zamanda inanılmaz hafif:
Sony’nin televizyonunun ağırlığı yalnızca 2
kg. Ayrıca LCD’den çok daha geniş bir görüş
açısına sahip (yaklaşık 170 derece). Bu, temiz bir
görüntü elde ederek, ekrandan dairesel olarak
uzaklaşabileceğiniz en uzak mesafenin ölçüsüdür.
üretiminin çok pahalıya mal olması. Çünkü henüz
seri üretime geçilmiş değil. İyi olansa, ekranların
hızlı ve yeterli üretiminin yolları belirlendiğinde bu
fiyatın hızla düşeceği haberi. Her ne kadar bu hız,
ilk gelecek taleplere bağlı olsa da, beklemeye değer.
OLED cihazları şimdiden satışta
OLED’lerin üretim maliyetleri çok yüksek olduğu
için şimdilik pazarda kısıtlı olarak bulunuyor.
Fakat çok az olan güç tüketimleri sayesinde cep
telefonları, dijital kameralar, müzik çalarlar ve
diğer taşınabilir cihazlar için son derece kullanışlı
olduğu ortada. İngiltere’de, Sony Bravia XEL-1’e sahip olmanın bedeli 3500 sterlinlik küçük bir
servete eşdeğer. Sony’nin yakında piyasaya çıkacak
X-Serisi Walkman’leri ise şimdiden ön siparişle
satılmaya başlanmış. 16 GB’lik modelinin fiyatı
Amazon’da 214 sterlin. LG ise, OLED TV’lerin
üretimine 2011 yılında hız vermeyi planlıyor.
OLED’in dezavantajları neler?
Şimdilik OLED’lerin en büyük dezavantajı,
37
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
HD televizyonlar
hakkında her şey
Bilmediğiniz terimler, kaliteyi belirleyen noktalar ve diğer tüm detaylar.
38
EV SİNEMASI REHBERİ
HD desteği sunan televizyonlarla ilgili konular
birçok yerde karşımıza çıkıyor. Hiç şüphesiz
bu ürünler gelecekte de çok konuşulacak. Daha
şimdiden karmaşık tanımlar, özellikler veya
hurafeler içerisinde kaybolduğunuzu hissetmeye
başladıysanız üzülmeyin; çünkü bu yazımızda
derin bir araştırma yaparak HD televizyonlarla
ilgili bilmek istediğiniz her şeyi gün yüzüne
çıkarıyoruz.
HD televizyon nedir?
Öncelikle HD televizyonların sadece elektronik
bir cihaz olmadığını söyleyerek başlayalım.
High Definition Television (Yüksek Tanımlı
Televizyon) anlamına gelen HDTV'ler aslında
NTSC, SECAM veya PAL gibi geleneksel yayın
formatlarıyla elde edilebilenden çok daha yüksek
bir çözünürlük sağlayan bir televizyon yayın
sistemi. HDTV yayınlarından faydalanmak için
yayınları alıp çözen bir cihaz ve ayrıca bu yüksek
çözünürlüklü yayınları ekranda gösterebilecek bir
televizyon gerekiyor. Bu tip yayınları gösterebilen
televizyonlara da HDTV televizyon deniyor
ki CRT, LCD, plazma ve projeksiyon olmak
üzere dört farklı tipi mevcut. İkinci olarak tam
bilinmeyen bir konu HDTV’nin aslında çok
yeni bir buluş olmadığı. 1969 yılında Nippon
H s Ky kai adlı Japon bir yayın kuruluşu
tarafından geliştirilen sistem bu kadar erken
ortaya çıkmasına karşın birçok sebepten dolayı
1990’lara kadar pratik olarak kullanılamadı.
Her şeyden öte HDTV’nin tanımını çok basitçe
yapmak istersek, söylenebilecek en kolay şey
daha kaliteli görüntüdür. Bir HDTV sahibi
olmadan da bilgisayarınızda HDTV kalitesini test
edebilirsiniz.
Çözünürlük
Geleneksel televizyonlarımızın sunduğu en büyük
avantaj belki de bir televizyon alacağınızda seçim
yapmanın çok daha kolay oluşuydu. Televizyon
seçiminde temel olarak dikkate alınan kaç
ekran olduğu ve üreticisinin kim olduğuydu.
39
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
Tabii bunlar dışında scart girişinin mevcut olup
olmadığı, kaç kanal gösterebildiği, uzaktan
kumandasının kullanım kolaylığı gibi kıstaslar
mevcut olsa da en azından 720i, 720p, 1080i
ve 1080p gibi karmaşık rakamlarla HDMI,
Aspect Ratio, Progressive, Interlaced ve benzeri
kavramlar karşımıza çıkmıyor ve seçim yapmak
asla bugünlerdeki kadar zor olmuyordu.
Çözünürlükle ilgili bilmeniz gereken ilk şey 720
ve 1080 rakamlarının bir karede üst üste kaç
yatay çizgi bulunduğunu anlattığıdır. Örneğin;
geleneksel televizyonlar üst üste 480 yatay
çizgiden oluşur. DVD’ler de standart televizyon
40
çözünürlüklerine uygun olarak 720 x 480 piksel
çözünürlüğe sahiptir. Ayrıca DVD çalarlar
resim büyüklüğünü değiştirmenize izin vererek
geniş ekran televizyonunuzda 852 x 480 piksel
çözünürlükte görüntüler almanıza imkan sağlar.
HDTV’lerde ise durum daha farklı. Ana fark çok
daha yüksek bir çözünürlük desteklemeleridir.
720 formatı 1280 x 720 piksel çözünürlük
sağlarken 1080 ise muazzam olan 1920 x 1080
piksel çözünürlüğe imkan verir. Blu-ray veya
HD-DVD filmler genelde 1080 formatındadır.
Burada söylenmesi gereken önemli bir şey,
televizyonda göreceğiniz görüntünün kalitesinin
kaynağa bağlı olduğudur yani 1080 formatında
bir HDTV’niz olsa bile 720 formatındaki bir
filmi sadece 720 formatında izleyebilirsiniz.
Çözünürlüğü tarif eden rakamlar dışında bir
de i ve p harfleri var. Detaya girmeden önce i
harfinin interlaced ve p harfininse progressive
kelimesinin kısaltması olduğunu ve her ikisinin
de görüntülerin ekranda nasıl göstereceğini
belirleyen birer teknik olduğunu söyleyelim.
Detaylara gelince, görüntüleri ekrana yansıtmak
için 720i veya 1080i gibi interlaced yöntemini
kullanan televizyonlar (evlerimizde kullandığımız
geleneksel televizyonlar gibi) görüntüleri ekrana
getirirken saniyenin 30’da biri içerisinde önce
tek rakamlı çizgileri ve arkasından çift rakamlı
EV SİNEMASI REHBERİ
41
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
çizgileri ekrana getirir. Sürenin bu kadar kısa
olması sayesinde bazen hafif titreşimler görürüz,
fakat görüntü kalitesi kabul edilebilir seviyededir.
Progressive scan metodundaysa televizyon bir
karede bulunan çizgileri sırayla ekrana getirerek
görüntüyü oluşturur ve genelde daha net bir
görüntü elde edilir. Hızlı hareket eden nesnelerin
ekranda görüntülenmesi durumunda 720p ve
1080p daha net görüntüler sunabilir. 720i ve
1080i ise daha fazla güncellendiğinden daha
yüksek bir FPS oranına ve dolayısıyla daha akıcı
bir görüntüye sahiptir. Özetlemek gerekecek
olursak 720p ve 1080p hareketli görüntüleri 720i
ve 1080i’den daha net sunabilir.
Kontrast oranı
Kontrast oranı en basit tanımıyla bir televizyonun
görüntüleyebileceği en parlak ve en karanlık
resmi temsil eder. Bir gün bir HDTV almaya
karar verirseniz birçok seçeneğin farklı kontrast
oranlarına sahip olduğunu görüp şaşırabilirsiniz.
Şaşırmanızın en büyük sebeplerinden birisi yan
yana duran 200.000:1 kontrast oranına sahip
bir HDTV ile 20.000:1 kontrast oranına sahip
bir başka HDTV’nin sizin gözünüzde bir fark
yaratmayacağıdır.
Kontrast oranında ifade edilen 1:5000 gibi
rakamlardan birisi ekranda görüntülenen aydınlık
42
bir nesneyi, diğeri de karanlık bir nesneyi anlatır.
Örneğin 1:5000 değerinde ekranda beyaz
bir yumurta varsa ve yumurta siyah bir kase
içerisindeyse yumurtanın rengi siyah kaseden
5000 kat daha aydınlıktır (teorik olarak). İki
farklı üreticinin HDTV’lerini bir mağazada
yan yana görür ve farklı kontrast oranlarına
rağmen aradaki kalite farkını anlayamazsanız
bunun sebebi muhtemelen birçok üreticinin
kontrast oranlarını farklı yöntemlerle ölçmesidir.
Örneğin bazı üreticiler televizyonlarının kontrast
oranlarını belirlemek için hiç ışık girmeyen odalar
kullanır. Bazılarıysa önce sadece siyah ekran ve
daha sonra da sadece beyaz ekran değerlerini
alarak kontrast oranını belirler. Bazı üreticilerse
ekranda hem beyaz hem de siyah bir nesnenin
olduğu kareleri baz alarak ölçüm yapar. Bu
durumda aynı televizyonu bile farklı yöntemlerle
ölçtüğünüzde farklı kontrast değerlerinin elde
EV SİNEMASI REHBERİ
edilebileceğini söylemek mümkün. Bu yüzden bir
gün bir HDTV almak için bir alışveriş merkezine
girerseniz kontrast değerlerindeki rakamlardan
ziyade gözünüzle elde ettiğiniz sonuçlara
odaklanmanız daha doğru olacaktır.
Plazma veya LCD
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi
HDTV’lerin dört farklı tipi var, fakat bunlardan
en çok rağbet görenleri ince olan ve duvara da
asabildiğiniz plazma ve LCD HDTV’ler. Her iki
tip de çok farklı teknolojiler kullanıyor. Plazma
televizyonların üretiminde kullanılan teknoloji
geleneksel televizyonlardakilere benzediğinden
parlaklık, renk derinliği ve görüntü netliği
açısından geleneksel televizyonları andırır.
Bunların dışında LCD televizyonlardan daha
büyük bir kontrast oranına sahiptir ve piksel
tepki süresi çok hızlı olduğundan görüntülerin
hızla hareket ettiği sahnelerde daha çabuk yanıt
vererek bulanıklığı genel olarak azaltabilir. Bu
sebeplerden dolayı plazma televizyonlar filmler
veya spor karşılaşmaları için daha uygun olarak
gösterilebilir. Dezavantajlarından birisiyse ağır
olmalarıdır. Bu yüzden kurulum aşamasında
profesyonel yardım alınması gerekebilir. Bunun
dışında birçok plazma televizyon LCD’lerden
daha fazla elektrik tüketir ve daha fazla ısınır.
LCD’ler ise çok fazla ısı yaymaz ve genel olarak
daha az elektrik tüketir. Ekran üzerinde yer alan
bir kaplama sayesinde ışığı daha az yansıtarak
parlak ışığın bulunduğu ortamlarda bile daha
keyifli bir seyir sağlar. LCD’lerin birçoğunda yer
alan bilgisayar bağlantıları sayesinde televizyonu
bir bilgisayar monitörü olarak da kullanmak
mümkün olabilir. Yukarıdaki sebeplerden dolayı
LCD televizyonlar oyun severler, televizyonlarını
parlak ışıklı mekanlarda kullanacak olanlar ve
bilgisayar kullanıcıları tarafından tercih edilebilir.
Piksel tepki süresi plazmalara göre daha yavaştır
ve bu yüzden hızlı görüntülerde bulanıklıklar
görülebilir. Ayrıca LCD’lerde ölü pikseller
oluşabilir ve ek olarak daha narin yapısı yüzünden
ekrana gelebilecek hafif darbeler bile kristallerin
bozularak ekranda görüntü alamayacağınız
bölgelerin oluşmasına yol açabilir.
43
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
Pratik bilgiler
Bir HDTV aldıysanız en mükemmel
görüntüyü elde etmeniz için
televizyonunuzu yerleştireceğiniz yer
büyük farklar yaratabilir. Bu kulağa çok
basit bir iş gibi gelse de doğru uzaklık ve
yükseklikte yer alan bir HDTV’den çok
net ve detaylı görüntüler alabileceğinizi
hatırlatmak isteriz. Öncelikle yükseklik
konusunda tavsiyemiz konforlu bir
seyir için HDTV’nizi göz hizasında
ayarlamanızdır. Özellikle LCD veya
projeksiyon tipi bir HDTV’niz varsa
televizyona yukarıdan veya aşağıdan
baktığınızda görüntüler kararır. İdeal
yüksekliği bir metre yardımıyla kolaylıkla
ölçebilirsiniz. Önemli olan HDTV’nizin orta
kısmının göz hizasında olmasıdır. Farklı boydaki
HDTV’ler aynı çözünürlüğe sahip olabilseler
de piksellerin boyları birbirinden farklıdır, yani
daha büyük ekran HDTV’lerin daha büyük
pikselleri varken daha küçüklerinse pikselleri daha
küçüktür. Bu yüzden farklı boydaki HDTV’lerin
seyretme mesafesi farklıdır. HDTV’nizin
oturduğunuz yere ideal uzaklığıysa televizyonun
bir köşesinden çaprazında yer alan diğer köşesine
olan uzaklığın iki katıdır. Bu mesafe ne pikselleri
tek tek seçebilecek kadar yakın ne de görüntülerin
44
detaylarının kaybolmaya başlayacağı kadar
uzaktır. Bir gün bir HDTV almak isterseniz
verdiğimiz bu ipuçlarını kullanarak önce
salonunuzda ölçümler yapmanız ve alışverişe bu
verilerle gitmeniz işinizi kolaylaştıracaktır.
İnce ayarlar: HDTV’lerden en yüksek verimi
almak için mutlaka ince ayarların yapılması
gerekiyor. İnce ayarların yapılmaması durumunda
satış mağazasında gördüğünüz kaliteyi evinizin
salonunda bulamayabilirsiniz. Bu işi yapmak için
profesyonel yardım alabileceğiniz gibi basit birkaç
EV SİNEMASI REHBERİ
45
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
şekilde konumlandırılmamış
olması. Ayrıca güzel bir film
seyretmek isterseniz de tam
karanlık yerine HDTV’nizin
arkasına konumlandıracağınız
hafif ışıklar gözlerinizin aşırı
yorulmasını engelleyerek
izleme zevkinizi arttıracaktır.
ayarla da büyük farklar yaratabilirsiniz. Ayrıca
ayarların yapılmasını kolaylaştıran programlar da
deneyebilirsiniz. Temel olarak parlaklık, kontrast
ve renk üzerinde yapacağınız ayarlar görüntü
kalitesi üzerinde temel olarak büyük farklar
yaratabilir. Tüm ayarlardan önce HDTV’nizin
yer alacağı odanın ışıklandırılmasının da
kalite üzerindeki ilk belirleyici olabileceğini
belirtelim. Burada en çok dikkat etmeniz gereken
özelliklerden birisi HDTV’nizin ışığı yansıtacak
46
Renk: Renk ayarları ekranda
renklerin ne kadar yoğun
gösterileceğini belirler.
Renk ayarlarını yapmak
için kullanabileceğiniz en
kolay araç bir insan yüzü
olabilir. Detaylı bir yüzün
gösterildiği bir karede tek
yapmanız gereken renk
ayarlarını önce en yükseğe getirmek ve arkasından
normal bir insan yüzü rengine dönene kadar ayarı
azaltmaktır.
Kontrast: Kontrast ayarlarını yapmak için
yine bir DVD’den yararlanabilirsiniz. Bu kez
içerisinde detayların bulunduğu beyaz bir nesne
bulmanız işinizi kolaylaştıracaktır. Örneğin;
karlarla örtülü bir dağ veya beyaz bir kumaşın
gösterildiği bir sahne işinize yarayabilir. Böyle
EV SİNEMASI REHBERİ
bir sahne bulduktan sonra durun ve kontrastı en
yükseğe ayarlayın. Ekrana bakarsanız gözlerinizin
rahatsız olduğunu hissedebilirsiniz. En yüksek
ayardan yavaş yavaş aşağıya doğru ilerleyin
ve bir yandan da resimdeki detayların ortaya
çıkıp çıkmadığını inceleyin. Detayları görmeye
başladıktan sonra durun. Kontrast ayarlarını bu
konumdayken rahatsız edici olmayan güzel bir
görüntü verecektir.
En / boy oranı: En / boy oranı çok basit bir
ifadeyle televizyon ekranının şeklini anlatır.
Geleneksel televizyonlara göre daha geniş bir
alana sahip olan HDTV’ler 16:9’ken normal
televizyonlar 4:3’tür. Televizyonun boyunu tarif
etmese de bir örnekle daha kolay açıklayabiliriz.
Basit bir hesapla 16:9’olan bir HDTV’nin 160
cm genişliğinde ve 90 santimetre yüksekliğinde
olduğunu kabul ederseniz, benzer boydaki 4:3 en
boy oranına sahip olan bir televizyon da 120 cm
genişliğinde ve 90 cm yüksekliğinde olur.
Parlaklık: Parlaklık görüntü kalitesini temel
olarak etkileyebilecek ayarlardan birisidir. Doğru
bir şekilde ayarlamak için en kolay yöntemlerden
birisi üstte ve altta siyah çubukları bulunan
(letterbox) bir DVD kullanmaktır. DVD’yi
oynatmaya başladıktan sonra yeterince koyu
ve açık renklerden oluşan bir sahnede durun
ve aydınlık ayarını en üst seviyeye getirin.
Bu durumda ekrandaki siyahların koyu griye
döndüğünü göreceksiniz. En üst seviyeye
geldikten sonra ayarı hafif hafif azaltmaya
başlayıp siyah renge ulaşınca durun ve resim
içerisindeki gölge kısımlarda detayların kaybolup
kaybolmadığını inceleyin. Kaybolmadıysa iyi bir
ayar yapmışsınızdır, fakat detaylar kaybolmuşsa
parlaklığı biraz daha arttırmanız gerekebilir.
Interlaced ve Progressive tarama
Interlaced, televizyon ekranında görüntülenecek
karelerin ekranda ne şekilde belireceğini
kontrol eden bir tekniktir. Örneğin 1080i ve
720i çözünürlüklü bir televizyondan bir film
izliyorsanız ekranda görüntülenen her karenin
önce bir kısmı (tek satırlar) ve daha sonra diğer
kısmı (çift satırlar) ekrana getirilir. Akıcı bir
görüntü oluşmasına rağmen küçük de olsa
titreşimler oluşabilir. Görüntüleri progressive
scan teknolojisini kullanarak ekrana yansıtan bir
televizyon (720p veya 1080p) interlaced’in aksine
hem tek rakamlı satırları hem de çift rakamlı
satırları aynı anda ekranda gösterir. Bu sebepten
dolayı progressive scan teknolojisinde resimler
daha keskindir ve interlaced’de görülebilen
titreşim olmaz.
47
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
HD medya oynatıcılar
Onlarla bir kere tanışanlar kumandayı
ve patlamış mısırları yanından ayıramıyor!
İnce eleyip sık dokuyarak satın aldığınız
HDTV’den ne kadar faydalandığınızı hiç
düşündünüz mü? Günümüzde halen HD
kalitesinde yayınların kayda değer şekilde
yapıldığı söylenemez. Tabii yayınlar yok değil;
var olmasına varlar ancak sayıca oldukça az
olmaları açıkçası abonelik ücretlerini kimsenin
içine sindirmiyor. Peki, filmlere ne demeli? Ya
da şöyle soralım: “Büyük heveslerle aldığınız
HDTV’de bugüne dek kaç kere HD kalitesinde
film izlediniz?” Büyük bir çoğunluk soruya ne
yazık ki “Henüz izlemedim.” şeklinde cevap
verecektir. HDTV’ler oldukça büyük bir maliyete sahip olduğu gibi HD içerikleri oynatacak cihazlar ve HD filmler de büyük bir yük
oluşturuyor. Ömrünü dolduran HD-DVD’den
bahsetmeyeceğimiz için örneklerimizi Blu-ray
teknolojisi üzerinden verelim. Çarşıya çıkıp
48
(yani internetteki sanal marketlere) bir Blu-ray
oynatıcı almak istediğinizde ödemeniz gereken
tutar en az 600 TL seviyesinde oluyor. Filmlerin
fiyatlarıysa güncelliğine göre ciddi miktarlara kadar uzanabiliyor. Tabii daha öncesinde ödemeniz
gereken tutar çok daha fazlaydı. Oynatıcı yerine
elbette bir Sony PlayStation 3 alabilir ya da bir
salon bilgisayarı kurmayı deneyebilirsiniz; ancak
bu durumda da maliyetin çığırından çıkacağını
söylememiz gerekiyor.
Kitapçığımızda yer alan en önemli konulardan
biri kuşkusuz HD medya oynatıcılar. Ürünleri
artık evlerin “olmazsa olmaz”larından biri olarak
görmekteyiz. Peki, bu cihazlar neler yapıyor?
Öncelikle ondan biraz bahsedelim. Öncelikle
dosya türü farkı olmaksızın hemen hemen
her cihazda 1920 x 1080 piksel kalitesindeki
videolar oynatılabiliyor. Bazı dosyaları destekle-
EV SİNEMASI REHBERİ
49
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
meyen modellere rastlansa da ürünlerin hepsine
sürekli yeni güncellemeler çıkıyor ve sürekli
yeni özellikler ekleniyor. Video izlemek ya da
diğer multimedya içeriklerini (müzik, fotoğraf
gibi) çalıştırmak için yapmanız gereken tek şey
ağ üzerinden ya da bir USB bellekle ürüne ilgili
dosyayı ulaştırmak. Üstelik ürünlerden bazıları
BitTorrent protokolünü destekliyor ve download
işlemleriniz için bilgisayarı açık bırakma derdini
tarihe karıştırıyor. Download’larla aranız iyiyse
-bu satırları okuyan büyük bir çoğunluğun arası
iyidir diye umuyoruz- çalışmamızdaki ürünleri
oldukça seveceğinizi söyleyebiliriz.
Ele aldığımız ürünleri aslında sadece HD
medya oynatıcı olarak düşünmemelisiniz. Bazı
ürünlerde internet yoluyla çevrimiçi servislerle
bağlantı kurulabiliyor. Örneğin; çeşitli oyunlar
oynayabilir, internet gazetelerini takip edebilir
ya da e-postalarınıza göz atabilirsiniz. Hatta
ülkemizin ban’lenmiş (!) video sitesi YouTube’a
bile oturduğunuz yerden uzaktan kumandanızla
girebilirsiniz. Uygulamalar sürekli artırıldığı için
sürekli karşınıza yeni bir şeyler çıkıyor. Fakat
asıl önemli olan destek IPTV üzerine. Derlememizdeki EGREAT EG-M34A, ICYBOX
IB-MP309 ve Popcorn Hour A-110 şimdilik bu
bahsi geçen desteği sağlıyor. “Peki, IPTV’nin
faydası nedir?” diye soranlar olacaktır. Altyapıyla
50
internet televizyonlarını internet hızınız
elverdiği kalitede izleyebilirsiniz. Bağlantınıza
güveniyorsanız kendinizi filmlerin dışında 1920
x 1080 piksel kalitedeki TV yayınlarının içinde
bulacağınıza emin olabilirsiniz. Kısacası bu
küçük kutular aslında keşfedilmeyi bekliyor ve
onları keşfedecek kişiler de sizlersiniz. Küçük
bir detayı da belirtmeden geçmeyelim; HD
içeriklerle aranız iyiyse ürünlerdeki MKV dosya
türüne verilen desteği göz önünde bulundurun.
Seslerle ilgili sorunlarla karşılaşmamak için
de DTS’lerin desteklenip desteklenmediğini
inceleyin. Ayrıca hangi ürün olursa olsun, yeni
gelecek olan yazılımlarla yeni özelliklere sahip
olacağını aklınızdan çıkarmayın! Tüm üretici
firmalar kullanıcılarını daha memnun bırakmak
için var gücüyle çalışıyor; emin olun.
EV SİNEMASI REHBERİ
iOmega
ScreenPlay TVLink
2.5 inç'lik harici bir sabit diskin yaklaşık yarısı
büyüklüğünde olan iOmega ScreenPlay TVLink,
rakipleriyle kıyaslandığında piyasadaki en küçük
HD medya oynatıcı olmayı başarıyor. Üründe
küçük boyutlara rağmen kompozit ve komponent
gibi geçerliliğini sürdüren arabirimlere yer verilmiş; dahası
ahası HDMI bile eksik edilmemiş. Fakat ses sadece
RCA bağlantıları üzerinden stereo olarak alınabiliyor.. iOmega ScreenPlay TVLink, İngilizce bir menü arabirimine sahip; ayrıca şimdilik alt yazı dosyalarındaki
ki Türkçe karakterleri tanıyamıyor. İlerleyen günlerde
ürüne Türkçe desteği ve desteklenen dosya türlerine dair çeşitli yenilikler sağlanması ihtimal dâhilinde.
Western
Digital WDTV
Ülkemizde satışa çıkan ilk HD medya
oynatıcılardan biri olan Western Digital WDTV,
halen adından sıkça bahsettirmeyi başarıyor.
Ürün güncellenen yazılımı sayesinde artık Türkçe
menü ve alt yazı özelliklerini sağlıyor. İşin güzel tarafı yaygınlıkla karşılaşılan MKV formatındaki video
dosyalarına da destek veriliyor ancak tek pürüz şimdilik DTS türündeki seslerin ancak özel receiver’larla
alınma zorunluluğu. Şayet optik bağlantı yapmayacaksanız ve sesi RCA üzerinden alacaksanız DTS
olarak kodlanmış sesleri duyamıyorsunuz. Western Digital WDTV’de yeni yazılım sürümüyle birlikte alt
yazıların büyüklüğü ve konumunu ayarlama şansı da ortaya çıkıyor.
51
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
ICYBOX
IB-MP3010
Üstün kalitedeki depolama ürünleri ile tanıdığımız
ICYBOX, IB-MP3010 olarak adlandırdığı HD
medya oynatıcısında rakip modellerden farklı olarak
TV kayıt özelliği sunuyor. Cihazın arkasında yer alan
kompozit görüntü ve RCA ses girişlerini kullanarak uydu
du alıcı gibi görüntü kaynaklarından zaman programlı
ya da anlık olarak görüntü kaydı yapabilirsiniz. Öte yandan
dan ürünle birlikte birçok yüksek kalitedeki görüntü
dosyasını da televizyonunuzun ekranına aktarabilirsiniz. HDMI yerine komponent giriş sunulmuş olsa
da yine 1080i gibi yüksek kalitede bir görüntü elde edeceğinizi söylemeliyiz. Ürüne SD/MMC ya da MS
kartlardan da dosya aktarabilmek mümkün.
iOmega
ScreenPlay HD
500 GB kapasitede dâhili bir sabit disk içeren iOmega ScreenPlay
HD, görünüş itibariyle 3.5 inç boyutlu harici ürünlerden farksız.
Ancak elbette sunulan özellikler ürünün standart taşınabilir
disklere karşı çok daha üstün olmasını sağlıyor. Üründe kompozit,
komponent ve HDMI arabirimlerinin üçüne birden yer verilmiş.
Sunulan dosya desteğiyse yüksek kalitedeki videolar için yeterli. Fakat
şimdilik Türkçe menü, Türkçe alt yazı ve MKV oynatabilme gibi kritikk özellikler
desteklenmiyor. Gelecek yazılım güncellemeleriyle bahsi geçen özelliklerin
erin sonradan eklenebileceğini
belirtelim. Diski de ürünle birlikte sunan iOmega ScreenPlay HD, genel
el anlamda başarılı.
52
EV SİNEMASI REHBERİ
EGREAT
EG-M34A
FİYATI, performansı ve özellikleriyle ideal bir model
olan EGREAT EG-M34A’ya aklınıza gelebilecek
tüm multimedya dosyalarını oynatabiliyor dersek
hata etmemiş oluruz. Ürüne dışarıdan sağlanan
kalıp dosyaları (ISO) bile sanki gerçek medyayı oynatıcısına
na koymuşsunuz gibi performanslı bir şekilde
görüntülenebiliyor. Öte yandan MKV’ler, DTS türündeki
sorunsuz.
ki sesler ve Türkçe alt yazı desteği de sorunsuz
Ürünle birlikte yüksek kalitede film izlemenin dışında sorunsuzca YouTube’a erişebilir, e-postalarınızı
kontrol edebilir, dahası BitTorrent protokolüyle dosya paylaşımı yapabilirsiniz. EGREAT EG-M34A
gerçekten de sunduğu özellikler ve cezbedici fiyatıyla rakip tanımayan bir ürün.
iOmega
ScreenPlay Pro HD
DEPOLAMA sektöründe söz sahibi markalardan biri olan iOmega,
piyasadaki ürün çeşitliliğiyle göz önüne çıkmayı başarıyor. ScreenPlay Pro
HD olarak adlandırılan üründe firma diğer modellerden farklı olarak kayıt
özelliklerini de kullanıcılara sunuyor. Yine dilediğiniz bir kaynaktan ve zaman
programlı olarak DVD kalitesinde (720 x 576) kayıt yapılabiliyor. Sunulan
1 TB’lik sabit diskin de size fazlasıyla yeterli geleceğini söyleyebiliriz. Üründe
ses çıkışının RCA ve S/PDIF üzerinden alınabilmesi optik arabirim düşkünü
kullanıcıları biraz olsun üzecektir; ancak yine de RCA üzerinden bile 5.1
desteğinin sunulması dikkate alınması gereken bir özellik.
53
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
ICYBOX
IB-MP309
ICYBOX IB-MP309, salonunuzdaki multimedya
merkezi olmaya aday. Yazılımı diğer bir ürün olan
EGREAT EG-M34A ve Popcorn Hour A-110
ile tamamen aynı olan üründe alüminyum bir
gövde yapısı tercih edilmiş. Disk tercihiyse size bırakıldığından
ğından SATA arabirimini desteklemesi koşuluyla
sonradan istediğiniz bir modeli kullanabilirsiniz. Piyasadaki
daki bazı adaptörleri kullanarak kablosuz ağ desteği
de kazanabilen ürün gerek ağ üzerinden, gerekse internet
et üzerinden IPTV yayınlarını yüksek kalitede ekrana
taşıyabiliyor. Fakat yazılımın şimdilik küçük bir eksisi var: DTS dosyalarının çözülememesi. Çok yakın bir
zamanda yayınlanacak olan yeni güncellemeyle eksiklik giderilecek.
Popcorn
Hour A-110
Filmlerle, hatta yüksek kalitedeki içeriklerle
sıkı fıkıysanız şimdiye kadar “Popcorn Hour”
markasını duymamış olma ihtimaliniz neredeyse
yok. Sadece ülkemizde değil dünya çapında da
oldukça konuşulan cihazlardan biri olan Popcorn Hour,
our, ülkemizde şimdilik A-110 modeli ile satılıyor.
Daha önce de söylediğimiz gibi üründe yer alan yazılım son d
derece işlevsel
çokk
l
l ve size video
d izlemenin
l
daha fazlasını sunuyor. DTS desteği, Türkçe menü ve alt yazılar açısından da hiçbir sıkıntı yok ve ürün
tüm multimedya dosyalarının performanslı şekilde hakkını veriyor. Dilerseniz kutunun içini açarak SATA
arabirimine sahip bir disk bağlayabilirsiniz. USB ya da ağ üzerinden de dosya oynatabilirsiniz.
54
EV SİNEMASI REHBERİ
Digitus
DA-70900
Digitus’un DA-70900 model koduna sahip olan HD medya oynatıcısı
zengin bağlantı desteğiyle dikkatleri üzerine topluyor. Üründe görüntü çıkışı
olarak kompozit, komponent, S-Video ve DVI arabirimlerinin tümüne
yer verilmiş. DVI arabirimi aslında bir avantaj sayılabilir çünkü HDMI’a
dönüşüm sağlanabiliyor ve bilgisayar monitörlerine bağlantı kolaylaşıyor.
IDE standardına uygun sabit diskleri destekleyen üründe diski sonradan
eklemeniz gerekiyor. Dosyaları sabit diskin dışında kablolu/kablosuz ağ ya da USB
SB
bellek üzerinden de izleyebilirsiniz. Optik ve S/PDIF’a ek olarak RCA tipinde dee 5.1 ses çıkışı sunulması
profesyonel bir receiver’a sahip olmayanlar için ideal.
Novatron
NTD37L
Novatron’un HD medya oynatıcısı NTD37L, tasarım açısından Digitus’un
DA-70900 modeline oldukça benzerlik gösteriyor; ancak özellikler göz önüne
alındığında epey bir farklılık var. Novatron’un önünde 2 inç büyüklüğünde
renkli bir LCD ekrana yer verilmiş ve böylelikle dosyalar arasında gezinme ya da
cihaz özelliklerini görüntüleme gibi birçok ayarı televizyon ekranına bakmadan
gerçekleştirebiliyorsunuz. Ürünün içinde 1 TB kapasitede bir sabit disk
sunulmuş ve kapasitenin sonradan artırılabilmesi mümkün. Türkçe arabirimin
sunulmuş olması hoş ve DTS ve MKV dosyalarının izlenmesinde de herhangi bir sıkıntı
ıkıntı
bulunmuyor. Kablosuz ağ özelliği de dikkat çekici.
55
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
HD kamera
satın alma rehberi
Yeni nesil kameralarda
özellikler arttı ve boyutlar
azaldı. Hangisinin size uygun
olduğunu nasıl kolayca
anlayabilirsiniz?
56
Analog’dan dijitale geçişin hızlı biçimde
tamamlandığını gördük. Kasetlerin yerini CD’ler,
videoların yerini DVD oynatıcılar, fotoğraf makinelerinin yerini dijital fotoğraf makineleri aldı.
Örnekleri çoğaltmak mümkün. Benzer biçimde
kasetli tip video kameralar da zamanla birlikte
gelişti. İlk aşamada kameralardaki kaset ortadan
kalkmadı ama bunların boyutları azaldı ve veriler
analog yerine dijital olarak kaydedilmeye başlandı.
Kameralar taşınabilir cihazlar olduklarından
boyutlarının küçük ve ağırlıklarının düşük olması
tercih edilir. İşte bu amaca yönelik olarak kasetlerin
boyutları düşük tutulmaya çalışıldı. Ancak tahmin
edilebileceği gibi veri ne şekilde yazılırsa yazılsın,
kasetin doğasından dolayı bir noktadan diğerine
atlamak zaman alıyor. Bu durum kayıt için fazla
sorun olmasa da izlerken sorun olur. Kayıt içinde
arama yapmak için illa ileri geri sarmak ve beklemek lazım. Bu işlem aynı zamanda bataryayı da
EV SİNEMASI REHBERİ
epey etkiler. 1990’larda kasete
yapılan kayıt dijital hale geldi.
Bu sistemi kullanan kameralara
DV ya da MiniDV kamera
deniyor. Kaset kullanımı sürüyor ama kayıt dijital olduğundan
ses ve görüntü zamanla / tekrarlı
izlemeyle kalitesini kaybetmiyor. Dijital kayıtta sıkıştırma
kullanıldığından DivX görüntülerde
olduğu gibi detaylarda azalma olabiliyor.
Bu nedenle bazıları MiniDV yerine analog’ları
kullanmayı tercih etti.
Ancak yine de analog kayıtta verilerin aşınması ve
zamanla silinmesi sorunu var. Kayıt analog ya da
dijital olsun kaset doğası nedeniyle bunun diğer
ortama aktarılması da epey zaman alıyor. İşte bu
sorunların tümünü birden ortadan kaldırmak
amacıyla, ses sistemlerindeki değişime benzer
biçimde kaset yerine optik medya kullanma fikri
doğdu. Optik medyaya yapılan kayıtlarda veri
dijital ve noktalar arası hızlı biçimde atlanabiliyor. Ancak kabul edersiniz ki optik medyaların
yazılır yüzeyi tamamen açık olduğundan bozulma
riskleri epey yüksek. Çizilme, kimyasal etkiler,
ışınlar medyayı okunmaz hale getirebiliyor. Bu
tür dijital formatlı kayıt yapan kameralarda veriyi
aktarmak için FireWire, USB gibi bağlantılar var.
Hele optik medyaya depolama yapıldığında veri
hiç uğraşmadan diğer ortamlara aktarılabiliyor.
DVD ve mini DVD’ler epey kabul gördü. DV
ve MiniDV kameralarda kasete yapılan dijital
kayıtsa FireWire ve USB üzerinden hızlı biçimde
bilgisayara gönderilebilir. Beş dakikası sabit diskte
1 GB yer kaplayan ham dosyaların gerekiyorsa
düzenlenmesi ve daha sonra uygun bir formata
dönüştürülmesi gerekiyor. Dönüşümle ev tipi
DVD çalarlarda izlenebilen DVD’ler hazırlanabilir.
Kasetle ilgili söylediğimiz handikapı unutmayın.
Dijital MiniDV kaset olsa da bunun FireWire ya
da USB üzerinden bilgisayara aktarılması epey
sürüyor. 1 saat kayıt 1 saatte aktarılıyor ve ham
halde diskte 13 GB yer kaplıyor. Bundan dolayı dijital olacaksa MiniDV ya da DV yerine en azından
DVD’li kameraları tercih etmek lazım.
57
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
çözünürlükte hareketli görüntü kaydı yapıp veriyi
dijital olarak hafıza kartlarında saklayabiliyor. Bu
nedenle video kameralara ilgi azalmış olabilir ama
video kameralar gelişmiş özellikleriyle öne çıkıyor.
Karanlık ortamlarda çekimlerde, çok kanal ses
kayıtlarında, yüksek çözünürlük gerektiğinde
hep son nesil video kameralar devreye giriyor.
Titreşim önleme gibi özellikleri olan bu tür ürünleri seçerken nelere dikkat etmek gerekli?
HD kayıt varken SD geride kalıyor
Son nesil dijital kameralarda depolama için sabit
disk, hafıza kartı ya da bunların ikisi kullanılıyor.
Ayrıca çözünürlük arttığından HD formatlı kayıt
(1280 x 720 piksel ya da 1920 x 1080 piksel)
yapılabiliyor. Hibrit ürünlerde birden çok depolama ortamı var. Malum sabit diskler adı gibi sabit
olduğundan dolduğunda yer kalmıyor. Hafıza
kartıysa değiştirilebilir ve içeriği aktarılabilir.
Sabit disklerde depolama alanı epey yüksek olsa
da bunların şoklardan etkilenme riski var. Hele
kamera gibi sürekli taşınan bir cihazda diskin
bozulma riski bilgisayardan daha yüksek. Bu
nedenden dolayı kapasiteleri artan bellek kartları
ilgi çekiyor. Sabit disklerin okuma ve yazma
performansı genelde hafıza kartlarından daha iyi
ama dikkatli seçim yapılırsa hafıza kartlarının da
performanslı olanları bulunabilir. Günümüzde
cep telefonları ve dijital fotoğraf makineleri düşük
58
1. En yüksek görüntü kalitesi için HD formatlı
kayıt yapabilen kameraları tercih edin. Görüntü
kalitesi DVD’den iyidir ama sıkıştırma
olduğundan Blu-ray filmlerin gerisinde
kalacaktır.
2. Çektiğiniz görüntüleri izlemek için HD
desteği olmayan bir TV kullanacaksanız
HD kayıtların bir anlamı kalmaz. Çünkü
siz detaylı görüntü kaydetseniz de TV bunu
verecek çözünürlüğü sunmadığından boşuna
HD kamera almış olursunuz. En iyisi paranızı
boşuna HD kameraya yatırmayın.
3. HD kameralarla yapılan kayıtları izlemenin
en kolay yolu HDMI girişi olan bir LCD TV’ye
doğrudan bağlantı yapmaktır. LCD TV’lerin
çoğunda HDMI girişi var. Kamerayı da buna
EV SİNEMASI REHBERİ
göre seçerseniz çok rahat edersiniz.
4. Yeni kameralarda depolama formatı olarak
H.264 tabanlı yüksek sıkıştırmalı AVCHD
kullanılıyor. Bu formattaki kayıtları düzenlemek için özel programlar gerekebilir. Bilgisayarda düzenleme yapacaksanız kamerayla uygun
yazılım gelip gelmediğini kontrol edin.
5. Az önce değindiğimiz konuyla
bağlantılı olarak unutulmaması gereken düzenleme işleri için
güçlü bir bilgisayarın
gerekmesi. Kamera
alıp bilgisayarda HD
içerik düzenlemesi
yapmak istiyorsanız
alabileceğiniz en güçlü
bilgisayarı almalısınız.
Bu tür yüksek çözünürlüklü sıkıştırılmış videoları düzenlemek
epey performans gerektirir.
6. Çektiğiniz videoları eşe dosta dağıtmak
istiyorsanız son nesil kameralarla işiniz biraz
daha zor. Eskiden kaset ya da DVD kopyalamak yeterliydi. Ancak sabit diski veya hafıza
kartı olan kameralarda paylaşım için biraz
daha uğraşacaksınız. Hele HD kayıtsa ve bunu
değerlendirmek istiyorsanız Blu-ray medya
arayacaksınız. Maalesef çoğu evde Blu-ray
oynatıcı olmadığını unutmayın.
7. Sabit disk, hafıza kartı veya Blu-ray’e kayıt
yapan HD kameralar var. Sabit diskliler büyük
ve darbeye karşı hassas. Hafıza kartı olanlarda
8 GB karta 80 dakika kayıt yapılabiliyor.
Blu-ray’li modellerde de boyut artıyor ve
medya epey pahalı. Blu-ray’in dönmesini
sağlayan motor nedeniyle batarya
etkilenir ama bunları derhal
izleyebilirsiniz.
8. Batarya ömrü, titreşim
önleme, optik yakınlaştırma
gibi özellikleri de kıyaslamayı
unutmayın. Yapacağınız çekimlere
göre optik yakınlaştırma çok gerekli ya da gereksiz olabilir. Batarya
genelde özel tip olduğundan şarj
seçeneklerini kontrol edin.
59
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
Media Center PC’ler
Modern salonların yeni
demirbaşı Media Center
PC’ler dijital eğlence
araçlarını tek noktaya
topluyor.
60
EV SİNEMASI REHBERİ
Uzun zamandan beri bilgisayar dünyasında var
olan, ancak çok az sayıda üreticinin geliştirdiği ve
yine az sayıda kullanıcının sahip olduğu çokluortam
bilgisayarları bugünlerde hak ettiği popülerliğe
kavuşmaya başladı. Microsoft Windows’un
Media Center sürümünü çıkarıncaya kadar
HTPC – Home Theatre PC olarak tanıdığımız
bu bilgisayarlara son birkaç yıldır Media Center
PC adını veriyoruz. Yeni ismin ve yeni kullanım
tarzının arkasında Microsoft’un tanıtmayı ve
yaymayı pek başaramadığı Windows Media Center
Edition 2003 işletim sistemiyle başlayan süreç yer
alıyor. Daha sonra gelen Windows XP SP2 tabanlı
Media Center Edition 2005 özellikle yurtdışında
biraz daha yaygınlaştı. TV’lerde gördüğümüz
reklamlarda Media Center PC’lerin aslında çok
özellikli bilgisayarlar oldukları daha iyi anlaşılsaydı,
belki bu yaygınlaşma daha da hızlanabilirdi. Uzun
süredir kullandığımız Vista ve yavaş yavaş tahtı
devralmaya başlayan Windows 7 ile birlikte Media
Center özelliği daha fazla vurgulanmaya başlandı
ve teknolojiyi az çok takip eden herkes bir Media
Center PC’nin ne olduğundan kısmen de olsa
haberdar. Media Center yazılımları tarafında sadece
Windows ve onun medya merkezi yok, Windows,
Linux ve Mac OS için geliştirilmiş ek yazılımlar
ve Linux arabirimli Live dağıtımlar da var. Bunları
yazımızın ilerleyen kısımlarında ele alacağız.
Öncelikle bilgisayar tabanlı bir medya merkezinin
bize neler sağlayacağına göz atalım.
Neden TV’nin altına bir bilgisayar koyalım?
Çoğu kişi için örneğin bir film seyretmek için koca
bir bilgisayarın açılmasını beklemek, fan ve sabit disk
gürültüsünü beklemek, film izleme uygulamasına
ulaşmak, görüntüyü TV’ye vermek, ses açıp
kapama ve filmi ileri – geri alma işlemlerini fareyle
yapmak zorunda olmak tam bir keşmekeş olarak
görünüyordur. Bu yüzden güzel haberi şimdiden
verelim, bunların hepsi çok gerilerde kaldı. Artık
uygun bileşenlerle donatılmış bir Media Center
PC, DVD oynatıcınızdan çok daha çabuk devreye
girebiliyor ve çok daha fazla seçeneğe sahip uzaktan
kumandalarla kolayca yönetilebiliyor. Fan ve sabit
disk seslerini gidermek de bu yazıda bulacağınız
61
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
ipuçları sayesinde sizin elinizde. Uygun TV kartıyla
desteklenen Media Center PC’ler TV yayınlarını
oynarken durdurma, geri alma gibi avantajlar
sağlayan PVR özelliğine sahipler. “Bunu sabit diskli
DVD kaydediciler de yapabiliyor” diyenlere biraz
daha yüklenelim. Bir Media Center PC’ye ikinci
bir TV kartı takarak “resim içinde resim” (PIP)
özelliğini katabilirsiniz. Evet, bu özelliği sunan sabit
diskli DVD kaydediciler de var. Peki, diyelim bir
arkadaşınızın sabit diskinde çok aradığınız bir filmi
DivX formatında buldunuz. Ondan filmi kendinize
vermesini rica ettiniz, bunun için en iyi ortam da
hep cebinizde taşıdığınız flash bellekti. Arkadaşınız
filmi flash belleğinize attı, “artık altyazısını da
sen bulursun” dedi. Bu filmi eve dönüp DVD
oynatıcınızda izlemeniz için izlemeniz gereken yol
62
biraz uzun. Önce bilgisayarınızı kullanarak filmin
altyazısını internetten indirmeli, ardından filmle
beraber bunu bir CD ya da DVD’ye yazmalısınız.
Eğer oynatıcınız DivX oynatmayı desteklemiyorsa
işiniz çok daha zor. Elinizdeki filmi uygun
programlarla ya bir VCD’ye ya da bir DVD filmine
dönüştürmelisiniz. Oynatıcınız DivX gösterebiliyorsa
bile bakalım uygun versiyona ya da çözümleyiciye
sahip mi? Bir Media Center PC’niz olsaydı,
yapmanız gerekenler sadece flash belleği her Media
Center PC kasasının önünde bulunan USB yuvasına
yerleştirmek ve medya merkezinizin web tarayıcısını
kullanarak altyazıyı internetten indirmekti.
Bilgisayar tabanlı medya merkezlerinin çok önemli
bir avantajı daha var. Gittikçe yaygınlaşan ve ileride
çok daha fazla karşılaşacağımız akışkan medyaları,
online TV yayınlarını televizyonunuzda izlemenin
şimdilik tek yolu bir Media Center PC kullanmak.
Bir TV programını seyrederken reklamlarda
e-postalarınızı kontrol edebilmek, YouTube’daki
videoları dev ekran TV’nizde seyrederek eğlenmek,
canınız sıkıldığında en güncel oyunları oynamak için
yapmanız gereken de bir Media Center PC sahibi
olmak. Şimdilik hiçbir TV altı medya oynatıcı Media
Center PC’lerin sağladığı bu olanakları sağlayamıyor.
Bir Media Center PC sahibi olmanın birkaç
yolu var. Elinizdeki bir PC’yi uygun bileşenlerle
donatıp beğendiğiniz bir yazılım ekleyerek medya
EV SİNEMASI REHBERİ
63
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
merkezinizi kurabilir ya da sıfırdan bu iş için bir PC
kurabilirsiniz. “Ben o kadar karışık işlere giremem”
diyenler birçok üreticinin hazır Media Center
PC’lerinden alıp kullanabilir. Yerinde duramayanlar,
medya merkezlerini gittikleri her yere götürmek
isteyenler küçük küp, dizüstü PC ya da biraz daha iri
taşınabilir PC formlarından birine sahip bilgisayarlar
kullanabilir.
Bileşenler
Bir Media Center PC’yi oluştururken
kullanacağımız bileşenleri seçerken birkaç noktaya
dikkat etmemiz gerekiyor. Biz bu bölümde Media
Center PC’yi salon ya da oturma odamızda TV
sehpasına yerleştireceğimiz, özel amaçlı bir sistem
olarak konfigüre edeceğiz. Ancak siz birden çok
PC’ye yatırım yapmanın gereksiz olduğunu
düşünerek günlük kullanım PC’nize ek kullanım
amacı katmak üzere TV, uzaktan kumanda ve
çevresel ses ünitesine bağlayabilirsiniz. Yazıyı
hazırlarken planladığımız amaca göre PC’mizin
şık, uzaktan kontrol edilebilen, sorunsuzca hazırda
bekleyebilen ve bu durumdan çabuk uyanan,
internete bağlı, sessiz, iyi soğutulan, performanslı ve
bağlantı olanakları geniş bir PC olması gerekiyor. Bu
amaçları sağladıktan sonra, geriye kalan konular iyi
bir PC seçerken dikkat ettiklerimizle tamamen aynı.
64
Önce kasa
Bir Media Center PC oluştururken ilk ele almanız
gereken bileşen bilgisayarın kasası. Tabii ki her
bilgisayar kasasını Media Center PC kasası olarak
kullanabilirsiniz. Ancak görünüm, fonksiyonellik
ve performans için bir kasada dikkat etmeniz
gereken birçok unsur var. Öncelikle, hazır Media
Center kasaları dikkat edilmesi gereken unsurların
birçoğunu üzerlerinde barındırıyor. Bir Media
Center PC dendiğinde kasada ilk aradığımız
özellikler bir TV sehpasına yerleştirileceği için yatay
yapılı olması, üzerinde fonksiyon tuşları ve bilgi
almayı kolaylaştırıcı ekranları olması, bir uzaktan
kumandayla entegre olarak fonksiyon kullanımını
kolaylaştırması. En çok rastlayabilecekleriniz
standart yatay ATX kasa ölçülerinde olanları.
Daha az sayıdaki küp kasalar ve bir DVD oynatıcı
/ kaydediciden daha büyük olmayan daha basık
kasalar bunlara uygun düşük profilli kartlar,
küçük güç kaynakları gibi özel donanım seçmenizi
gerektirebilir. Standart bileşenleri kullanmaya
uygun kompakt kasalar da seçenekleriniz arasında
yer alıyor. Yurtdışında satılan, internetten temin
edebileceğiniz, üzerinde en fazla 9 inçe kadar ekranı
olan kasalar çok şık görünüm ve yüksek kullanım
kolaylığı sunuyor, ancak bunların fiyatları el yakıyor.
Bu ekranların küçük boyutuna rağmen 1920 x 1080
ya da 1600 x 1200 çözünürlüğe kadar çıkabilenleri
EV SİNEMASI REHBERİ
ve dokunmatik olanları var. Bu ekranlı kasalarda
LCD ekranın kapladığı yerin diğer eklentilere
ayrılan alandan çalabileceğini ve işlevselliği
kısıtlayabileceğini de göz önüne almalısınız
Ara Başlık: Medya merkeziniz güçlü kuvvetli olsun
Media Center PC’mizin en önemli bileşenlerinden
biri de güç kaynağı. Bu konuda dikkat etmemiz
gereken dört temel nokta var. Birinci ihtiyacımız,
güç kaynağımızın sessiz olması. Az sesli fanlar içeren
modellere ya da pasif soğutmalı, tamamen sessiz
güç kaynaklarından birini seçebilirsiniz. İkincisi,
seçtiğiniz güç kaynağı sisteminizin zor anlarında
gereken gücü vermeli. Media Center PC ile oyun
oynamayı düşünmüyorsanız 300W’lık bir güç
kaynağı yeterli olacaktır, ancak işin içine güçlü bir
ekran kartı girdiğinde biraz daha üst değerlere doğru
çıkmakta fayda var. Örneğin NVIDIA GeForce
9800GT ekran kartları için en az 450 W’lık güç
kaynağına sahip olmanız tavsiye ediliyor. Dikkat
etmeniz gereken üçüncü nokta, güç kaynağının
sunduğu bağlantı olanakları. Güç kaynağınız tüm
sürücülere yetecek kadar elektrik bağlantısına ve
ihtiyaç duyan donanımlarınız varsa ek güç girişlerine
sahip olmalı. Son konu da güç kaynağınızın kasanıza
“uyması”. Küçük kasalar için özel boyutlu güç
kaynağına ihtiyacınız olabilir ki böyle durumlarda
genelde kasa uygun güç kaynağıyla birlikte verilir.
Kasanın derinliği standartlardan azsa güç kaynağı
optik sürücüye yaslanabilir, bu durumda montaj
yapamazsınız. Pasif soğutuculu güç kaynaklarının
sık rastlanan problemiyse soğutma ünitesinin
kasadan dışarı doğru çıkmasıdır, bu durumda kasayı
yerleştireceğiniz yerin yapısını göz önüne almalısınız.
Anakart, işlemci, bellek
Bir Media Center PC için anakart, işlemci ve
bellek seçmek, masaüstü bilgisayarınız için bunları
seçmekten çok farklı değil. Dikkat etmeniz gereken
sadece birkaç küçük nokta var. Bir Media Center
PC için anakartta bulunması gerekenler yeterince
geniş bağlantı olanakları sunması, ağ bağlantısına
sahip olması, ek ses kartı kullanmayacaksanız
çok kanallı kaliteli bir ses yongası içermesi,
performans bizim için önemli olduğundan RAID
0 yapılandırmasını desteklemesi ve en önemlisi
65
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
66
EV SİNEMASI REHBERİ
seçtiğiniz Media Center kasasına yapı olarak uyması.
Küçük kasalar için Micro ATX anakart kullanmanız
gerekecektir. Bu tür kasalarda optik sürücüler ya da
disk yuvaları anakartlardaki bağlantı noktalarının
üstünü kapatabilir, daha da kötüsü işlemci fanını
takacak kadar yer kalmayabilir. Bu yüzden almayı
düşündüğünüz anakartı mutlaka üreticisinin web
sitesinde bulup şeklen de incelemelisiniz. Artık
piyasada performans seviyesinde bile Micro ATX
yapıda anakartları görebilirsiniz.
İşlemci için de söyleyebilecek fazla bir şeyimiz yok.
Seçtiğiniz anakarta uygun yüksek performanslı,
uygun fiyatlı ve aşırı hararet problemi olmayan
işlemcilerden birini tercih edebilirsiniz. Çokluortam
uygulamaları konusunda AMD ve Intel işlemciler
arasında çok belirgin bir fark yok. Orta seviye çift
çekirdekli işlemcilerden birini alıp kullanabilirsiniz.
Bellek tercihinizi belirleyecek birinci etken anakart
ve işlemcinizin veriyolu hızları. Tercih ettiğiniz
işlemci ve anakartın özelliklerine göre bellek
arabirim standardı ve hızı belirledikten sonra bu
değerlere sahip, iyi soğutulabilen bellek modüllerini
kullanmanızda fayda var. Örneğin yakın zamanda
iç piyasaya giren ekstra soğutuculu bellekler serin
kalır ve yüksek sıcaklıktan kaynaklı sorunlar
çıkarmaz. Belleklerin soğuk kalmasını özellikle
vurgulamamızın nedeni, Media Center PC’lerin
genellikle sıkışık ortamlarda ya da kapalı dolapların
içinde kullanılması.
Bellekleri çiftler halinde alıp çift kanal mimarisinden
yararlanmakta da büyük fayda var. Bu nedenle
örneğin 2 GB bellek kullanmayı düşünüyorsanız iki
tane 1 GB’lık modül almanızda fayda var. Popüler
markalar zaten bu durumu göz önüne alarak çift
bellek modülü içeren paketler satıyor. Media
Center PC’nizde Windows Vista ya da Windows 7
kullanacaksanız zaten 2 GB’tan az bellek kullanmayı
hiç düşünmeyin bile.
Ekran kartları
Media Center PC’niz için ekran kartı seçimi
yaparken ilk karar vermeniz gereken konu, bu
bilgisayarla oyun oynayıp oynamayacağınız.
Oyun oynamayı düşünmüyorsanız, piyasada
bulabileceğiniz her kart ya da varsa anakartınızdaki
tümleşik görüntü yongası işinizi görecektir. Dikkat
etmeniz gerekenler alacağınız kartın anakarttaki
ekran kartı yuvasının standardına uyması ve TV’ye
bağlantı kuracağınız yuvaları üzerinde taşıması.
Yeni kartların birçoğu, hatta yeni tümleşik görüntü
yongaları bilgisayarınızı yüksek tanımlı TV’lere
bağlayabileceğiniz dijital bağlantı seçeneklerini
de içeriyor. İhtiyaç duyacağınızdan daha güçlü
bir ekran kartını almak hem daha yüksek Watt
veren bir güç kaynağı gerektirir hem de tahliye
edilmesi gereken ısı miktarını artırır. Güçlü bir
67
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
ekran kartı alıyorsanız, ek güç bağlantısına ihtiyacı
olup olmadığını ve güç kaynağınızın bu bağlantıya
sahip olup olmadığını kontrol etmelisiniz. Sessiz bir
çözüm istiyorsanız, yeni nesil ekran kartlarındaki
fansız soğutma sistemleri oldukça işe yarıyor. Pasif
soğutmayla soğutulamayacak kadar hararetli bir
kart tercih ettiyseniz, uygun bir su bloğu satın
alarak sıvı soğutma sisteminizin bir parçası haline
getirebilirsiniz.
Düşük profilli küçük bir kasa kullanmayı tercih
ettiyseniz ve küçük anakartların çoğunda bulunan
tümleşik görüntü özelliği yerine ek bir ekran
kartı kullanacaksanız düşük profilli bir ekran
kartı kullanmanız gerekir. Düşük profilli kartlar
konusunda piyasada çok fazla ürün alternatifi
bulunmuyor.
Serin tutmak önemli
Tüm bilgisayarlarda olduğu gibi Media Center
PC’lerde de serin çalışma önemli bir konu.
Günümüzde yüksek ısı oluşturan tüm bileşenler
etkin soğutma sağlayacak soğutucularla birlikte
geliyor, ancak bunların soğutma sistemlerinin
sağlıklı çalışması için gerekli hava dolaşımını
sağlamanız gerekiyor. Kasa içinde yavaş da olsa
bir serin hava akımı olduğu sürece pasif soğutmalı
ekran kartları, bellekler ve anakart yongaları yeterli
serinlikte kalır. Kasa içinde serin hava olmasını
68
sağlamak için işlemcinin ürettiği sıcaklığı en kısa
yoldan tahliye etmek gerekir. Bunun için tüm
modern kasalarda işlemcinin hemen arkasına
yerleşen bir ya da iki tahliye fanı kullanılır. Ön
panel, yan panel gibi diğer duvarlara da içeriye
serin hava çekecek fanlar yerleştirilir. Media
Center PC’ler derli toplu durmaları kaygısıyla TV
sehpaları gibi kapalı alanlara yerleştirildiğinde hava
akımının oluşması zorlaşır, bu nedenle normalde
kullandığınızdan daha fazla ya da daha güçlü fan
kullanmak zorunda kalabilirsiniz.
Tüm bu fanlar yeterince sessiz değilse, bir film
seyrederken fan uğultusundan konuşmaları bile
anlamayabilirsiniz. Bu yüzden tüm soğutma
bileşenlerini sessiz ama sistemi soğutabilecek kadar
da güçlü seçmelisiniz. Ulaşabileceğiniz en sessiz
çözüm, fansız bileşenler kullanıp işlemciyi soğutma
işini bir sıvı soğutma sistemine bırakmak. Büyük
soğutma kuleli olanlar dışında neredeyse tüm
sıvı soğutma sistemleri sıvıyı soğutan radyatörü
serin tutmak için bir fan kullanır ama bu fan her
zaman sessiz, büyük ve ısı ayarlıdır. Kasa dışında
kullanılabilen radyatörler soğutma konusunda
daha etkilidir. Böyle bir ürünün radyatörünü TV
sehpasının arkasından çıkardığınızda daha serin
bir ortam sağlamış olursunuz ve fan sesi ön tarafa
çok zor gelir. Ekran kartı, bellek, anakart yongaları
gibi soğutmaya ihtiyaç duyan bileşenleri de sıvı
EV SİNEMASI REHBERİ
soğutma sistemine dahil
ederseniz serin ve sessiz bir
PC’ye kavuşabilirsiniz. Sıvı
soğutmalı bir sistemde ekran
kartı ve bellek gibi bileşenler
sıvı sistemine katılmadan
pasif soğutucularla serin
tutulacaksa kasa içinde hafif
bir hava akımının oluşması
için yavaş dönen büyük bir
fan kullanmakta büyük fayda var. Bir fanın sessiz
ve yavaş dönmesi için onu 12 Volt yerine 5 Volt’la
çalıştırabilirsiniz. Bunu yapmak için artık pek
ihtiyacımız kalmayan, IDE sürücülere elektrik veren
kablolardan birinin kırmızı ve siyah kablolarını fana
elektrik sağlamak amacıyla kullanabilirsiniz.
Uzaktan kontrol
Media Center PC’lerin standart PC’lerden en büyük
farkı, uzaktan kontrol etmeye uygun donanımlara
sahip olmaları. Kimse büyük ekran TV’ye bağlı
bir medya merkezini yönetmek için klavye ve fare
kullanmak istemez ki bu şekilde kontrol etmek
pratikte çok da mümkün değil. Göz sağlığımız için
TV’den üç metre kadar uzakta olmamız gerektiğine
göre Media Center PC’mizi bu uzaklıktan kablosuz
olarak kontrol edebilmeliyiz. Kontrol edeceğimiz
cihaz bir PC olduğuna göre, sadece alışageldiğimiz
uzaktan kumanda cihazı işlevleriyle
de yetinemeyiz. Her ne kadar Media
Center uygulamaları bir TV uzaktan
kumandasıyla yönetilebiliyor
olmalarına rağmen, ek işlevler için
fare kontrolüne de sahip olmalı,
gerektiği durumlarda da harf girişi
yapabilmeliyiz.
Piyasada bulabileceğiniz tüm
hazır Media Center PC’ler ve Media
Center kasaları uzaktan kumanda cihazıyla birlikte
geliyor. Bu uzaktan kumanda cihazlarının bir
kısmı fare imlecini yönetebileceğiniz fonksiyonlar
içeriyor ama tümü değil. Kablosuz bir fare
kullanmak TV karşısında bir masanın arkasında
çalışmanızı gerektirir ki bu hiç pratik bir çözüm
değil. Tüm bunları göz önüne aldığımızda ideal
çözüm, bir Media Center kumandasıyla birlikte
çok fonksiyonlu, kompakt bir kablosuz klavye
kullanmak.
Microsoft Windows 7, Vista ve XP Media Center
Edition işletim sistemleri Microsoft tarafından
sunulduğu için Microsoft tarafından üretilmiş
olan ürünler bu işletim sistemleri üzerinde oldukça
iyi hakimiyet sağlıyor. Tabii ki yeterince uzaktan
çalışabilen her ürünü de Media Center PC’nizle
birlikte kullanabilirsiniz. Özellikle Vista ve XP
Media Center Edition’nun medya merkezleri dışında
69
BİLGİSAYAR KİTAPLIĞI SERİSİ
yapıdaki kumandalardan daha kapsamlı büyük
kumandalara kadar çok farklı modeller içeren
seride her model farklı sayıda cihazı kontrol etme
yeteneğine sahip.
TV kartları
bir Media Center yazılımı kullanacaksanız başka
markalara yönelmeniz daha iyi bir çözüm olabilir.
Piyasada çeşitli örneklerini bulabileceğiniz evrensel
kumandalar, temelde birden çok cihazın uzaktan
kumandalarının fonksiyonlarını tek bir kumandada
toplamayı amaçlıyor. Basit örnekler sadece önceden
tanımlanmış cihazları kontrol edebilirken, bazıları
elinizdeki kumandalardan yararlanarak öğrenme
yeteneğine de sahip. Örneğin; Logitech Harmony
uzaktan kumandalarlaysa ön tanımlı cihazları,
orijinal kumandalarını kullanarak komutlarını
öğrettiğiniz cihazları ve cihazın yazılımı sayesinde
internetteki veritabanında bilgileri bulunan tüm
cihazları kontrol etme imkanına sahip oluyorsunuz.
Tek renkli ve çok renkli ekrana sahip standart
70
TV’ye bağlı bir PC’de televizyon programlarını TV
kartı üzerinden seyretmek kulağı tersten göstermek
gibi bir şey. Ancak bir Media Center PC’nin
en önemli işlevlerinden biri görüntü kaydetme,
durdurma ve gecikmeli oynatma işlevlerini sağlayan
PVR özelliği olduğuna göre, Media Center
PC’mize bir de TV kartı takacağız. Media Center
PC yazılımları resim içinde resim (PIP) özelliğini
desteklemek amacıyla iki TV kartı kullanabiliyor.
Konu Media Center PC olduğunda, ortalıkta
kalabalık bir görüntü oluşmaması için dahili TV
kartlarını tercih etmekte fayda var. Eğer Microsoft
Windows 7, Vista ya da Windows XP Media
Center Edition’ın medya merkezlerini kullanmayı
düşünüyorsanız dahili TV kartlarıyla uyum
sorunu yaşama olasılığınız daha düşük. Microsoft
Windows’un medya merkezini sağlıklı bir şekilde
kullanabilmek için TV kartı seçimi yaparken
Windows Media Center uyumu konusunda çok titiz
olmalısınız, çünkü Windows’un medya merkezi çok
az TV kartını kullanabiliyor. Media Center Edition
uyumlu olduğu belirtilen TV kartları bile ancak
EV SİNEMASI REHBERİ
birkaç yerden indirdiğiniz birkaç programı denemek
için saatler harcadıktan sonra çalışır hale gelebiliyor.
TV kartınızı Windows’ın medya merkezi arabirimi
dışında kendi arabirimiyle ya da diğer Media Center
yazılımlarıyla kullanacaksanız TV kartı seçimi
konusunda daha esneksiniz. Mac OS ya da Linux
tabanlı Media Center yazılımları kullanacaksanız,
TV kartı almadan önce destek forumlarında çok
uzun zamanlar geçirmeye hazırlanın, çünkü bu
platformların ürün destekleri çok daha kısıtlı.
Sanırız PC dünyasındaki en sorunlu sürücülere
sahip ürünler TV kartları. Dijital, analog, karasal
- dijital hiç fark etmez, neredeyse hepsi yeni bir
işletim sistemine geçildiğinde ya da bazen nedensizce
çalışmaz olur. Çoğunun sürücülerini hiçbir yerde
bulamazsınız, üreticisinin sitesinde bile başka bir
üreticinin sürücüleri olur, bunlar sizin kartınızı
tanımaz, tanısa da hata verir kapanır. Bu yüzden
popüler, kalitesi bilinen ve güvenilir markalardan
birini seçmenizde büyük fayda var. Analog
yayınların kaybolmaya yüz tuttuğu günümüzde
dijital ya da karasal – dijital yayınları alabilen farklı
ürünler olduğu gibi bunların tümünü bir arada
sunabilen melez çözümler de bulunuyor.
Diğer bileşenler
Media Center PC’mizi tamamlayacak diğer
bileşenlerde dikkat etmeniz gereken konuları kısaca
sıralayalım. Media Center PC’mizin performansını
yüksek tutmak için bir çift SATA sabit diski
RAID 0 konfigürasyonunda çalıştırmanızı
öneririz. Optik okuyucu konusunda gerçekçi
olmak gerekirse, şimdilik DVD-RW sürücülerle
sınırlıyız. Yakın gelecekte Blu-ray okuyucular
iyice ucuzlayacak, biraz daha gelecekte bunların
yazabilenleri bilgisayarlarımıza girmeye başlayacak,
ancak şimdilik biraz erken. Dijital fotoğrafları ya
da taşınabilir cihazlardaki dosyaları kolayca Media
Center PC’nizde kullanabilmek için çok formatlı
bir kart okuyucu ekleyebilirsiniz. Bir Media Center
PC kurma kararını verdiğinizde zaten bir HD
televizyona ve iyi bir ses sistemine sahipsinizdir.
PC’nizde dikkat etmeniz gereken, bunlar için gerekli
bağlantıları taşıması. Geçen sayımızın teknoloji
bölümünde tanıttığımız Media Center Edition
destekli ön paneller de Media Center PC’nize
ekleyebileceğiniz aksesuarlar arasında.
Windows temelli bir Media Center PC
kurduğunuzda, donanımlarınız desteklediği sürece
hazırda bekletme ve hızlı açılma özelliklerini
kullanabilirsiniz, ancak bu özellikleri kullandığınız
zaman mutlaka bir kesintisiz güç kaynağıyla
elektriğin sürekliliğini garanti altına almalısınız.
Konu Media Center PC olmadığında bile
sisteminizi mutlaka bir kesintisiz güç kaynağına
emanet etmelisiniz.
71
Teknolojiye dair aradığınız her şey
PCnet.com.tr/forum
sayfalarında sizi bekliyor...

Benzer belgeler