İşçi - Köylü

Transkript

İşçi - Köylü
±CMYK
Hapishane
Endüstrisi
Kapitalizmin
gündemi kriz...
Enternasyonal
Baburam Battara› ile röportaj
Emperyalist-kapitalist sistemin doymak bilmeyen kâr h›rs› hapishanelerde de en a¤›r sömürü
koflullar›n› yaratm›flt›r. Mahkum eme¤inin kullan›m› ve mahkumlar›n “modern köleler” haline getirilmesi uygulamalar› hapishanelerin özellefltirilmesi ile daha yayg›n bir hale gelmifltir. ❐ Sayfa 9
fiimdiye kadar ekonomik kalk›nman›n önündeki engellerin özellefltirmeyle kald›r›lmas›ndan ve yabanc› sermayenin topyekün ülkeyi istila etmesinden büyük sevinç ve k›vanç duyanlar, bundan sonra efendileri Bush’un mali piyasaya devletin müdahalesini onaylamas›yla beraber görüfllerini savunmakta zorlanmaya bafllayacaklard›r. ❐ Sayfa 8
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 16
Seçimler
devrimimizin
bir parças›yd›
Son on y›lda çarp›flmalardan dolay›
yap› çok de¤iflti. Haklar›ndan
yoksun b›rak›lm›fl ve s›n›rland›r›lm›fl Dalitler ve kad›nlar, büyük
ac›lar çektiler ve flehirlerde yaflayan insanlar, bu ac›lar›n ne kadar
büyük oldu¤unu anlayamazd›.
❐Sayfa 10
Belediye-‹fl’te
yaflananlar...
*Y›l:1 *2-15 May›s 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Devlet terörde s›n›r tan›mad›!
S›n›f hareketindeki 2007 y›l› itibariyle yükselen mücadele çizgisi
ayn› zamanda iç tart›flmalar› da beraberinde yürütmektedir. Bugün
sendikal hareketin merkezindeki
anlay›fl, s›n›f›n mücadelesinin önünde dalgak›ran olarak rol oynamaktad›r.
❐Sayfa 4
Her yer 1 May›s alan›...
Sinan köylüleri
topraklar› için
mahkemede
Sald›r›lara ra¤men Taksim iradesi...
Özellefltirmeler, tüm halka yönelik ç›kart›lan ve haz›rl›klar› yap›lan sald›r› yasalar›, iflsizlik, geleceksizlik vb. birçok sorunla
karfl› karfl›ya olan iflçi s›n›f› ve emekçiler aç›s›ndan birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s, coflku ve kararl›l›kla
kutlan›rken, di¤er yandan önümüzdeki mücadele günlerinin çetin ve zorlu geçece¤ini de gösterdi. Sar›, bürokratik,
reformist sendikalar›n etkisinin k›r›lmas› için yap›lacak çal›flmalar, ayn› zamanda gelece¤i örmede iflçi s›n›f›n›n önünü
açacakt›r. Özellikle ‹stanbul-Taksim’de gerçeklefltirilen sald›r›lar, emekçilerin kararl›l›klar› ile karfl›land›. Tüm ülkenin
emekçilerinin kalbi Taksim’de att›, her yer Taksim, her yer mücadele alan› oldu...
“Rüzgar
ve günefl
bize yeter!”
“Ayaklar›n” kopartaca¤›
“k›yamet”ten kurtulamazs›n›z!
Ayaklar bafl
olursa...
Bütün teröre ve yarat›lmak istenen korkuya ra¤men
1 May›s’ta Taksim’e yürümek
için gelen iflçi ve emekçilerin
bu yönlü tavr›, büyütülmesi
ve gelifltirilmesi gereken bir
noktad›r.
Sayfa 2
Hapishanelerin
d›fl güvenli¤i
gardiyanlara...
Egemen s›n›flar›n krizi derinlefltikçe, yaflanan geliflmelere de krizden ç›kma çabalar›
ve bu “çabalar” s›ras›nda düfltükleri trajikomik durumlar damgas›n› vuruyor.
Çernobil’in
etkilerinin hala
sürdü¤ü, egemen s›n›flar›n
ise, ya¤ma ve
talan h›rs›yla,
yeni nükleer
santrallerdeki
›srarlar›n› korudu¤u bugünlerde, Çernobil
22. y›l›nda bir kez daha an›ld›. Bu vesileyle
26 Nisan’da Kad›köy’de yap›lan mitingde
ayr›ca, günümüzdeki nükleer sorununa da
dikkat çekildi.
❐Sayfa 6
‹flçi köylü’den
Sinan köylülerinin, a¤an›n topraklar›na el koymas›na karfl› Diyarbak›r’da açt›klar› dava Reflit Sinanl›’n›n iste¤i ile ‹stanbul’a al›nd›. Kad›köy Adliyesi’nde devam eden davan›n 15 Nisan’da görülen duruflmas›nda Reflit Sinanl› hâkim karfl›s›na ç›karak ifade verdi. Polis taraf›ndan korunan Reflit Sinanl› verdi¤i ifadede topraklar›n yüzy›llard›r
ailesine ait oldu¤unu, köylülerin de
iflgalci oldu¤unu iddia etti.
❐Sayfa 5
Sistemin ekonomik-siyasal krizine paralel olarak ortaya ç›kan isyanlar›n birbirini tetikleyerek genifllemesi, pani¤in de artmas›na neden olmaktad›r.
Erdo¤an da dünyadaki “ayak tak›m›”n›n daha flimdiden rejimleri sarsan, hükümetleri düflüren
kahredici gücünü görmekte ve bunun, kendisi ve
temsil etti¤i kesimler aç›s›ndan ne anlama geldi¤ini/gelebilece¤ini iyi okumaktad›r.
Okumakta ve korkmaktad›r. Ancak korku nafile,
“ayaklar”›n koparaca¤› k›yametten kurtulamazs›n›z!
❐Sayfa 3
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Emekçinin Gündemi
“Nepal’de Maocular›n
sürpriz zaferi”
Sar›-bürokratik
sendikalar›n taktikleri
Sayfa 3
Sayfa 4
Son aylarda yap›lan aç›klamalara
göre hapishanelerde d›fl güvenlikle
ilgili yap›lacak de¤ifliklikle, 2009’dan
bafllayarak 5 y›l içinde hapishanelerin d›fl güvenli¤inin jandarmadan
al›n›p “infaz uzman›” diye tabir
edilen gardiyanlara devredilmesi
gündemde.
❐Sayfa 7
Evrensel Bak›fl
Pusula
Militan durufl zorluklarla
savaflmay› içerir
Sayfa 11
Açlar›n devrimi...
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
TEKEL’in
özellefl
flttirilmesi
süreci, TEKEL
ifl
flç
çisinin ciddi bir
karfl
fl›› koyufl
flu
unu da
beraberinde
getirdi.
TEKEL iflflççileri “beklemeye” al›nm›flfl!!
Özellefltirme sald›r›s›n›n en boyutlu
yafland›¤› K‹T’lerden biri olan TEKEL,
geçti¤imiz aylarda emperyalist sigara tekellerinden BAT’a sat›ld›. Bu “sat›fl” da yine ya¤ma-talan zihniyetiyle, K‹T’lerin yok
pahas›na elden ç›kar›lma zihniyetiyle hayata geçirildi. Sat›fl geçti¤imiz günlerde
onaylanarak, resmileflti.
Ancak bilindi¤i gibi TEKEL’in özellefltirilmesi süreci, TEKEL iflçisinin ciddi bir
karfl› koyuflunu da beraberinde getirdi.
TEKEL iflçisi aylar süren eylemlerle sat›fl›
durdurmaya çal›flt›. ‹flçilerin, ihalenin yap›ld›¤› 18 fiubat günü Özellefltirme ‹daresi önünde gerçeklefltirdi¤i direnifl ve polisin bu direnifle dönük azg›nca sald›r›s›
hala haf›zalardaki tazeli¤ini korumaktad›r.
Tazeli¤ini koruyan bir di¤er önemli nokta da, iflçilerin sendika önderlerinin “eylem bitmifltir, kalanlar iflçi de¤ildir”
aç›klamas›yla, iflçiyi polisle “bafl bafla” b›rakarak, eylem alan›n› terk etmesiydi.
Ancak TEKEL iflçisi direnmekte kararl› görünüyordu. Sat›fl›n onay›n› durdu-
nedenini ö¤renmek istiyoruz. Ayr›ca
uzunca zamand›r fabrikaya gelmeye ve
içerde iflçilerle görüflmeye çal›flt›¤›m›z›,
ancak birkaç kez de sendika arac›l›¤› ile
girmeye çal›flsak da, sendikan›n ilgilenmedi¤ini, kap›dan da içeri al›nmad›¤›m›z› söylüyoruz.
Yetkin “sendika ile iflveren kol
kola çal›fl›yor, onlar buraya, özellikle de devrimci bas›n›n gelmesini istemiyorlar” diyor. ‹flçilerin resim çektirmeme ve gazetecilerle görüflmeme nedenini ise “insanlar göze batmak,
öne ç›kmak istemiyorlar, korkuyorlar” sözleriyle aç›klamaya çal›fl›yor. Meselenin ayr›nt›s›n› ise sohbetin ilerleyen
bölümünde ö¤reniyoruz.
Sohbete, TEKEL’in özellefltirilmesinden sonra, ifl yerlerini terk etmeme karar›yla devam ediyoruz. Ve TEKEL iflçilerinden uzunca zamand›r ses ç›kmad›¤›n› belirterek, iflyerini terk etmeme eyleminin
hala sürüp sürmedi¤ini ö¤renmek istiyoruz.
‹flyerini terk etmeme eylemine
ilk bafllarda tüm bölümler destek
vermifl. Sonraki günlerde ise a¤›rl›kl› olarak ambalaj bölümünde devam
etmifl. Ancak ambalaj bölümü flu an
özellefltirme kapsam›nda olmad›¤›
için, bir süre sonra buradaki iflçiler
de “nas›l olsa bize dokunan bir
fley yok” demeye bafllam›fl ve eylem burada da k›r›lm›fl. K›sacas› iflyeri terk etmeme eylemi flu an hayata geçirilmiyor.
Eylemin bir bütün olarak k›r›lmas›n›n esas nedenine gelince, Yetkin bunu flu sözlerle aç›kl›yor: “Ey-
gazeteye “eylemlere ara verdik, daha
güçlü eylemler yapaca¤›z” türünden bir
aç›klama yapt›¤›n›, gerçekten böyle bir
plan›n olup olmad›¤›n› soruyoruz.
Kendilerine “2. bir karara (o da uygun koflullar olursa) kadar eylemler durduruldu” aç›klamas› yap›lm›fl.
“Sendika oyal›yor!”
Ancak sendikan›n bir daha etkin bir eylem karar› alaca¤›na inanm›yorlar. “Sendika bizi oyalay›p duruyor” diyor Yetkin
ve devam ediyor “b›rakal›m tekrar eylem yapmay›, bizim sürecimizde
SSGSS eylemleri oldu, ancak ‘bizi ilgilendirmiyor, nas›l olsa kamu çal›flan›y›z’ mant›¤› hakim oldu¤u için bu
sürece dahil olmad›k. Bu da sendikadan kaynakl› yine, onlar hiç eylem olmas›n istiyor.”
Sendikan›n oyalama meselesine gelince, sendika iflçiye “iflsiz kalmayacaks›n›z,
sizi yaprak bölümlerine veya baflmüdürlüklere gönderecekler” diyormufl, Bakanl›k ise “baflka kamu kurulufllar›na
gönderece¤iz” aç›klamas› yap›yormufl.
‹flçinin kafas› iyice kar›flm›fl. Hangisine
inanacaklar›n› bilemez duruma gelmifller.
Yaprak bölümüne gönderildikleri takdirde, en fazla iki y›l çal›flabileceklermifl.
Çünkü sigara üretilmedi¤inde, yaprak bölümü bofla ç›k›yormufl. Yetkin son olarak
flöyle diyor: “Biz bafltan beri flunu
söyledik: Tek tek kurumlar›n özellefltirilmesine de¤il, bir bütün olarak özellefltirme politikas›na karfl›
ç›kmak gerekiyor. Oysa hep fabrika
baz›nda gerçeklefltirildi direnifller.
Örne¤in PETK‹M, TÜPRAfi ve da-
“T‹S görüfl
flm
meleri s›ras›nda eylem örgütleyecekle rine, ifl
flç
çiye bahçede voleybol oynatt›lar. Bu da yet medi, ‘ülke ekonomisi kötü’ diyerek, ifl
flç
çiye gönüllü
olarak bir saat fazla çal›fl
flm
may› dayatt›lar.”
rana kadar kendilerini fabrikaya kapatma
kararlar› var. Bu süreci takip eden ilk
günlerde TEKEL iflçisinin direnifline dair
eskisinden daha c›l›z da olsa, kamuoyuna
yans›yan geliflmeler olsa da, bunu takip
eden günlerde ciddi bir sessizli¤e büründü TEKEL iflçisi.
Biz bu sessizli¤i merak ettik ve Cevizli TEKEL’e giderek, iflçilerle görüfltük.
Akflam 20:00’ye do¤ru vard›¤›m›z fabrikada, önceden görüfltü¤ümüz ve içeri
girmemizi sa¤layacak TEKEL iflçisi arkadafl›n yan›na gittik. Kendisi yemekhanenin
önünde karfl›lad› bizi ve birlikte yemekhaneye gittik. Yemekhane dolu. ‹flçiler
masalarda yemeklerini yiyorlar, bir yandan da sohbet ediyorlar.
Hemen ifle koyulmak için, yemekhanedeki iflçilerin resimlerini çekmek ve
sohbet etmek istedik. Ancak bunun
mümkün olmad›¤›n› ö¤rendik. “Aman resim falan çekmeyin, gazeteci oldu¤unuzu
anlamas›nlar” denildi. Bunun nedenini ise,
“kompresör odas›” diye adland›r›lan
odada, gözlerden uzak yapt›¤›m›z söylefli
s›ras›nda ö¤renecektik.
Kompresör odas›nda, önce ‹brahim
Yetkin ard›ndan da Mehmet Gökçe
adl› iflçilerle görüfltük. Yetkin 9 y›ll›k TEKEL iflçisi. Dokuz y›l önce hükümlü kadrosundan girmifl ifle. Mehmet Gökçe ise
20 y›ll›k TEKEL iflçisi. Sohbete ‹brahimYetkin’le bafll›yoruz.
“Sendika-patron
kol kola”
Öncelikle, yemekhanede resim çekilmesinin istenmemesinin ve “iflçiler gazeteci geldi¤ini bilmesin” yönlü yaklafl›m›n
lem, bir yandan sendikan›n bir yandan da iflverenin bask›s›yla bitti. Sat›fl›n yap›ld›¤› gün ‘üretimi tamamen durduraca¤›z’ diyerek geldik.
fiube Baflkan› da böyle diyordu bize. Ancak ayn› günlerde Genel
Merkez’den bir yaz› geldi. Yaz›da
üretimi art›rmam›z isteniyordu.
Ba¤l› oldu¤umuz flube bu yaz›
üzerine sadece üretime bafllama
de¤il, ayr›ca üretimi art›rma karar›
ald›. Sendika iflverenle kafa kol iliflkisi içinde, ne etliye-ne sütlüye dokunmuyor.”
Eylemi bitirmede, fabrikada kalan iflçilerin, sendika taraf›ndan üçe bölünmesi
de etkili olmufl. Zaten kalanlar da a¤›rl›kl› olarak, emekten, ekme¤inden yana
olan, flu veya bu oranda duyarl› iflçilermifl.
Geçti¤imiz günlerde yaflanan bir olay
eylemin bitti¤ini ilan etmek için bahane
olmufl sendikac›lara. Gece vardiyas›nda
bir iflçi bir kavga s›ras›nda birini b›çaklam›fl. ‹flin ilginci, sendikac›lara yak›n olarak
bilinen bu kifli, sarhofl bir vaziyette gelmifl, elinde b›çakla sendikac›lar› sormufl,
baflka biri de müdahale edince, bo¤uflma
s›ras›nda yaralanma meydana gelmifl. Bu
olay› da tam olarak anlayamam›fllar zaten.
Eylemi bitirmek için tezgah m›yd› acaba
düflüncesi bile oluflmufl iflçilerde.
Tek G›da-‹fl 2 Nolu fiube Baflkan› Yunus Durdu’nun geçti¤imiz günlerde bir
ha sonra biz. Sendikalar art›k tamamen hükümetin arka bahçesi. Bizim ruh halimize gelince, hepimizde korkulu bir ruh hali hakim. Ne
olaca¤›z diye bekliyoruz.”
“K‹T’lere darbe
kültürüyle yetiflmifl
iflçi al›nd›”
Yetkin ifli oldu¤u için acil ç›k›yor ve
Mehmet Gökçe ile devam ediyoruz sohbete.
“Özellefltirme art›k bir devlet
politikas›” sözleriyle bafll›yor Gökçe ve
devam ediyor: “Bunu global bir bak›fl
aç›s›yla de¤erlendirmek gerekir.
Bunlar sermayenin, gücü elinde
tutmaya dönük, özellefltirme sald›r›lar›d›r. Kamu mallar›n› ortadan
kald›rmaya ve özel sektöre vermeye dönük. Özal döneminde bafllad›,
Çiller ve bugün de AKP ile devam
ediyor. Emperyalist sermaye ya¤ma ve talan› kiminle daha
rahat hayata geçirecekse,
onlar› ifl bafl›na getiriyor.”
‹flçilerin bu noktadaki at›l tutumlar›n› ise flöyle aç›kl›yor:
“Darbe kültürüyle yetiflmifl
yeni iflçiler dahil ettiler kamu kurulufllar›na. Bu arkadafllar s›n›f bilincinden yoksun. Onlar› e¤itecek sendi-
“‹fl yerini b›rakmama eylemi bafl
flllarda genifl kat› l›ml›yd›. Ancak içi doldurulamad›, ifl
flç
çiye bilinç ta fl››nmad›. Örne¤in ifl
fl
fly
yerine kapan›ld›¤› günlerde, getirip, ifl
flç
çi eylem ve etkinliklerini içeren belgeseller
izlettirilebilirdi.”
kal örgütlülük de olmam›fl karfl›lar›nda.”
Özellefltirmelerin özellikle de AKP döneminde h›zlanmas›na dair düflüncesini ise
“IMF ve DB AKP’ye epey yedirdi”
fleklinde aç›kl›yor ve “Özellefltirmeler,
K‹T’ler zarar ediyor vb. propagandalar eflli¤inde, önce toplum nezdinde
meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›ld›. Yat›r›m
yap›lmayarak, çal›flan say›s›n› azaltarak, at›l hale getirmeye çal›flt›lar”
sözleriyle devam ediyor.
Sohbet dönüp dolafl›p, fabrikadaki direniflin sonlanmas›na ve nedenlerine geliyor bir kez daha. “‹fl yerini b›rakmama eylemi bafllarda genifl kat›l›ml›yd›. Ancak içi doldurulamad›, iflçiye bilinç tafl›nmad›. Örne¤in iflyerine kapan›ld›¤› günlerde, getirip, iflçi
eylem ve etkinliklerini içeren belgeseller izlettirilebilirdi. ‹flçiler de giderek, sadece yemekhaneyi bekleyen bir ruh hali olufltu.”
“‹steseler Türkiye’yi
aya¤a kald›r›rlar”
TEKEL eylemini kamuoyuna duyurmada da giderek eksiklikler ortaya ç›km›fl
ve bu da sendikan›n tutumundan kaynaklanm›fl yine.
“SSGSS vd. eylemlere, yanlar›na
bir avuç kendilerine yak›n olan insanlar› alarak gittiler. Di¤er iflçilere
jurnalci gözüyle bakt›lar. Geriye kalan iflçiler, bunlar›n bukalemun gibi
ikiyüzlülü¤ünü görünce, durumdan
b›kt› ve onlar›n oyunlar›na alet olmamak için suskunlu¤a büründü.”
Sendikac›lar›n T‹S dönemindeki bir
tutumunu örnek veriyor, flu anki durumun daha iyi anlafl›lmas› için.
“T‹S görüflmeleri s›ras›nda eylem örgütleyeceklerine, iflçiye bahçede voleybol oynatt›lar. Bu da yetmedi, ‘ülke ekonomisi kötü’ diyerek, iflçiye gönüllü olarak bir saat
fazla çal›flmay› dayatt›lar.”
Gökçe iflçinin üretimden gelen gücünün ne kadar önemli ve yapt›r›m gücü oldu¤u noktas›nda ise flöyle diyor: “15 bin
iflçi var, bunlar› harekete geçirmek
isteseler Türkiye’yi aya¤a kald›r›rlar.”
Sendika kendi aleyhlerinde yaz› ç›ks›n
istemiyormufl. ‹flçilerin konuflmas›n› da
bu yüzden istemiyorlarm›fl. Devrimci bas›n› içeri almama noktas›ndaki tav›r da yine esas olarak onlar›n yaklafl›m›ndan kaynakl› bir durummufl.
Kendileriyle ilgili olumsuz tan›mlamalarda bulunan devrimci bir bas›n› (isim
vererek) tehdit ettiklerini söylüyor. Çünkü diyor, devrimci bas›n›n iflçileri uyand›rmas›n› istemiyorlar. “‹flçi uyan›rsa
eylemlerin dozunu art›rmak zorunda kalacaklar” diyor.
Mehmet Gökçe TEKEL eylemlerini
gerici bir içeri¤e büründürme çabalar›na
da de¤iniyor ve sohbeti flu sözlerle bitiriyor: “Eylemlere iflçi önderlerinin
de¤il, Fatih Sultan Mehmet’in resimlerini getirip, iflçiye tafl›tt›r›yorlar. Sanki Fatih Sultan iflçi önderi.
Ben bu adda bir iflçi önderi duymad›m. Biz iflçi s›n›f›n›n önderi denince, Marks, Lenin, Mao, bunlar›n
isimlerini duyduk. Bunu yaparak kime ne mesaj vermeye çal›fl›yorlar
acaba? Kimlere dalkavukluk yap›yorlard›, bunu da gelsin kendileri
aç›klas›n.”
Öyle görünüyor ki, TEKEL iflçisi sendika taraf›ndan beklemeye al›nm›fl! Bu
bekleyiflin ne kadar sürece¤ini ise onlar
da bilmiyor. Kesin olan bir fley var ki, o
da sendikal ihanetin bu kez de TEKEL iflçisi özgülünde hayata geçirildi¤i.
(Kartal)
2-15 Mayıs 2008
işçi-köylü’den
Ayaklar bafl olursa...
1 May›s’›n coflkusunu gazetemize yetifltirebilmek için birkaç gün
gecikmeli olarak yay›ma haz›rlad›¤›m›z gazetemizin geçti¤imiz say›s›ndaki manfleti “1 May›s için seferberlik”ti. Alanlar›m›zda gerçeklefltirilen çal›flmalar›n de¤erlendirmesi kuflkusuz alanlarda yap›lacakt›r. Biz ise, daha çok 1 May›s öncesi sürece ve 1 May›s günü yaflananlara k›saca bakmakla yetinece¤iz.
Kuflkusuz bu y›l, birçok il ve ilçelerdeki kutlamalar›n yan› s›ra 1
May›s’a damgas›n› vuran Taksim hedefi oldu. Bilindi¤i gibi, 1977 y›l›nda Taksim’de yaflanan devlet terörü ve onlarca iflçinin katledilmesiyle Taksim Meydan› 1 May›s’la özdeflleflmifl, daha sonraki y›l da ayn›
alanda kutlamalar›n yap›lmas›n›n ard›ndan 1980 Askeri Faflist Cunta
ile birlikte Taksim Meydan› emekçi kitlelere s›k› s›k›ya kapat›lm›flt›.
Daha sonraki y›llarda da Taksim, baflta devrimciler olmak üzere
emekçilerin 1 May›s için hedefi olmuflsa da, özellikle de son 4 y›ld›r,
Taksim hedefine giden yol, devrimcilerin ortak çabas›yla daha somut
olarak ad›mlanmaya bafllanm›flt›r. Bu noktada özellikle D‹SK’in aç›klamalar›n›n, ald›¤› kararlar›n etkisini görmezden gelmek mümkün de¤ildir. Ancak Taksim’i gerçekten kazanacak olan, taban›ndan büyük
ölçüde kopmufl olan D‹SK vd. konfederasyonlar de¤il, devrimcilerle
bütünleflmifl genifl iflçi ve emekçi kitleler olacakt›r.
1 May›s’› de¤erlendirirken, s›n›f hareketinin ve toplumsal muhalefetin son sürecine bakmak durumunday›z. Son aylarda s›n›f hareketinin ba¤›ms›z tav›r gelifltirmeye bafllam›fl olmas› hem devleti hem
de sar›, bürokrat ve reformist sendikal anlay›fllar› zorlamaya bafllam›flt›r. Ki (SSGSS, ‹stihdam Yasas› vb.) sald›r›lar›n boyutu düflünüldü¤ünde bu hareketin yükselifl gösterece¤ini de tahmin etmek onlar
(ve de bizler) aç›s›ndan zor de¤ildir.
‹flte böylesi bir süreçte Türk-‹fl, D‹SK ve KESK’in Taksim karar›
almas›n›n ard›ndan devlet cephesinden alan üzerinden estirilen korku, fliddet ve teröre ra¤men oldukça yüksek bir kat›l›m›n sa¤land›¤›
bir 1 May›s yaflad›k. Üretimi durduran sendikalar ise baflta Türk-‹fl
Merkezi’nin Taksim’den vazgeçmesine ra¤men bu konfederasyona
ba¤l› Deri-‹fl, Belediye-‹fl 2 No’lu fiube, Yol ‹fl 1 No’lu fiube ve Tümtis’e üye iflçiler, D‹SK’e ba¤l› Genel ‹fl’in 2 fiubesi 1 May›s’a yo¤un kat›l›m sa¤lad›lar. Bütün teröre ve yarat›lmak istenen korkuya ra¤men
1 May›s’ta Taksim’e yürümek için gelen iflçi ve emekçilerin bu yönlü tavr›, büyütülmesi ve gelifltirilmesi gereken bir noktad›r. Bu 1 May›s’ta üretimi durduran tüm sendikalar alana da kitle tafl›yanlar olmufltu
1 May›s öncesinde ‹stanbul’da Taksim üzerinden aylar öncesinden bafllayan tart›flmalarda Devrimci 1 May›s Platformu ve Platformda yer almayan di¤er devrimci yap›lar tav›rlar›n› net olarak belirlemifl, bu noktada karars›z ya da “bekle-gör” tavr›na girenler ise
en nihayetinde Konfederasyonlar›n ortaklaflmalar› sonucunda Taksim diyebilmifltir.
Bu süreçle birlikte devlet cephesinden Baflbakan Erdo¤an’dan
gelen “ayaklar›n bafllar› yönetti¤i bir yerde k›yamet kopar”
aç›klamas› ve ‹stanbul Valisi Muammer Güler’in sadece Taksim’e gelmek isteyen kitleleri de¤il, tüm ‹stanbul halk›n› terörize etmeyi
amaçlayan aç›klamalar›na yan›t› ise 1 May›s’ta Taksim’e girmek için
biraraya gelen/gelmeye çal›flan binler taraf›ndan verilmifltir. Bir ülkede Baflbakan ve Vali s›fat›yla görev yapan kiflilerin a¤z›ndan “devlet
terörü”nün itiraf›d›r söylenenler.
Devlettir, tehdit eder, terör uygular, emekçi halka sald›r›r (!) Peki ya, emek örgütlerinin bu aç›klamalar karfl›s›ndaki tavr› ne olmufltur. En kolay› Türk-‹fl’ten bafllarsak, son gün kendinden bekleneni
yapan Türk-‹fl Merkezi, Taksim’e çelenk koymakla yetineceklerini
ifade ederek, hükümetin arka bahçesi tan›mlamas›n› hak etti¤ini bir
kez daha göstermifltir. D‹SK ve KESK ise süreç boyunca “demokratiklik” görünümüne halel getirmeksizin kendi ald›klar› kararlar› dikte
ettirme çabas› içinde olmufltur. Oldukça genifl kat›l›ml› al›nan toplant›lara ra¤men son gün daha önceden devletle yapt›klar› görüflmelerde pazarl›k unsuru yapt›¤› konular›, yeni bir fleymifl gibi “öneri” olarak getirmeye çal›flm›flt›r. Bu “yeni” tart›flmalardan baz›lar› 2008 1
May›s’›n hassasl›¤› dikkate al›narak kabul edilse de (üç kol duyurusu
yap›lmas›na ra¤men tüm kitlenin “güvenlik” gerekçesi ile tek kolda
toplanmas› gibi) kimi “öneriler” de kabul edilmeyece¤i bilinmesine
ra¤men ve ço¤unluk karar›na ra¤men bas›na aç›klanm›flt›r. Bunlardan
bir tanesi de kimsenin kendini ifade etmedi¤i, pankartlar›n yasakland›¤› anlay›flt›r. Devrimciler için eylem birli¤inin temeli olan ajitasyon/propagandada serbestlik ilkesinin ne kadar önemli oldu¤u herkes taraf›ndan bilinir. Bu nedenle son dakikada D‹SK, tek pankart dayatmas›n› yine “öneri” ad› alt›nda getirmeye çal›flm›flt›r. Ancak bu
“önerileri” kabul edilmemifl olmas›na karfl›n, yar›m saat sonra Türk‹fl’te yap›lan toplant›da bir kez daha gündeme getirilerek karar olarak aç›klanm›flt›r.
1 May›s günü ise yine de bu konfederasyonlar›n Taksim’i dillendirmeleri, D‹SK binas›nda olumlu bir direnifl göstermelerine karfl›n
ö¤len saatlerinde (CHP’li milletvekillerinin de telkinleriyle) “can güvenlikleri tehdit alt›nda” oldu¤u gerekçesiyle Taksim’den vazgeçildi¤i aç›klanm›flt›r. Oysa ayn› dakikalarda fiiflli, Osmanbey, Pangalt› vd.
bölgelerde polisin emekçilere azg›n sald›r›s› ve çat›flmalar sürmektedir. Konfederasyonlar “da¤›l›n” ça¤r›s› yaparak provokasyonlar› engelledi¤ini iddia etseler de, devlet terörü karfl›s›ndaki kitleleri orada
b›rakarak daha büyük provokasyonlar›n önünü açm›fl, tek pankartla
ç›k›laca¤› ortaklafl›lm›fl bir karar olmamas›na ra¤men kamuoyuna
açarak devletin “bizim sorunumuz sendikalarla de¤il, baz› provokatörlerle” aç›klamas›na kendi cephelerinden destek sunmufllard›r. Nitekim sald›r›lar sonras›nda burjuva-feodal bas›nda yap›lan tüm haberlerde bunun yans›malar›n› görmek mümkündür.
Ancak yaz›m›z›n en bafl›na belirtti¤imiz gibi bahsi geçen kurumlar›n bu yaklafl›mlar› karfl›s›nda flafl›rmamak gerekir. Süreci özetlerken alt›n› çizdi¤imiz bir tak›m eylemliliklerden de yak›ndan tan›d›¤›m›z bu dayatmalar elbette ki daha önce de karfl›lafl›lan ve gerekli yan›tlarla karfl›lanan pratiklerdir. Yine baflta dedi¤imiz gibi Taksim’de
dahil olmak üzere iflçi s›n›f›na kapal› olan tüm alanlar› açacak olan bu
konfederasyonlar de¤il, devrimcilerle bütünleflmifl genifl iflçi ve
emekçi kitleler olacakt›r.
İşçi-köylü 3
2-15 Mayıs 2008
Egemen s›n›flar›n krizi derinlefltikçe, yaflanan geliflmelere de krizden ç›kma çabalar› ve bu “çabalar” s›ras›nda
düfltükleri trajikomik durumlar damgas›n› vuruyor.
Geçti¤imiz günlerde, Avrupa
Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM), AKP’ye aç›lan kapatma
davas›na iliflkin, kapatma davas› aleyhine bir bildiri yay›mlama haz›rl›¤› içinde
oldu¤u haberi düfltü kamuoyunun gündemine. Bu bildiri eksenli tart›flmalar
ve de bir tak›m iddialar gecikmedi.
Esasl› iddia ise, AKP’li vekillerin AKPM’den böyle bir bildiri kaleme almas›n›
“rica” ettikleri yönlüydü. AKPM Baflkan› Maria De Puig’in aç›klamalar› da
“Türk heyeti bizden böyle bir talepte bulundu” do¤rultusunda olunca, iddian›n da ötesinde bir durumla
karfl› karfl›ya oldu¤umuz anlafl›ld›.
Takiyeci zihniyet, ABD emperyalizminin “cepte” olarak görülen deste¤ine, uzunca bir süredir AB deste¤ini de
ekleme çabas›nda. Kapatma davas›yla
birlikte “demokrasi havarili¤ine” soyunan, do¤as› gere¤i de, bunu sadece
kendisi için isteyen bir anlay›fl var karfl›m›zda. 301. madde üzerindeki tart›flmalar›n, kapatma davas›n› takip eden
günlerde daha yo¤un bir biçimde tart›fl›lmaya bafllamas› da yine bu demokrasiyi sadece kendisi için isteyen anlay›fl›n
ürünüdür.
Bafl›ndan beri dile getirdi¤imiz bu
yaklafl›m›n ne kadar yerinde oldu¤unu
ise, madde üzerinde yap›lmaya çal›fl›lan
“de¤ifliklikler”in özüne bakt›¤›m›zda
görmekteyiz.
De¤ifliklik de¤il, aldatmaca
AB ile iliflkileri gelifltirme kapsam›nda, ancak esas olarak da kapatma davas› sürecinde ortaya at›lan “demokratikleflme paketi” içindeki 301. madde “de¤iflikli¤i”, AKP’nin kendi aç›klamas›nda
da konuldu¤u gibi, egemen klikler aras›ndaki çat›flmalarda “siyasi tansiyonu
düflürmek” için at›lan bir ad›m olma
özelli¤i tafl›yor. Halka dönük yeni bir
aldatmacadan öte bir anlam ifade etmeyen ve meclise sunulan, TCK’n›n
301. maddesine iliflkin “de¤ifliklik”
önergesi, bu maddenin bafll›¤›n›, “Türk
Milletini, Türkiye Cumhuriyeti
Devletini, Devletin kurum ve organlar›n› afla¤›lama” olarak de¤ifltirilmesini öngörüyor. Ayn› önerge yine
maddede yer alan, “Türklü¤ü” tan›mlamas›n›n, “Türk Milleti”, “Cumhuriyeti”
tan›mlamas›n›n ise “Türkiye Cumhuriyeti” olarak düzenlenmesini istiyor.
Önergede ayr›ca, maddeye ayk›r› hareket edenlere verilecek cezan›n üst s›n›r› 3 y›ldan 2 y›la indiriliyor. TCK’n›n
301 ve 305’inci maddesine ayk›r› davran›fllarla ilgili soruflturma yap›labilmesini de, Cumhurbaflkan›’n›n iznine ba¤l›yor.
Üzerinde onca yaygara kopar›lan
tüm “de¤ifliklik” iflte bundan ibaret! ‹ncelendi¤inde, bu sözde “de¤iflikli¤in”
ifade özgürlü¤ü önündeki hiçbir engeli
kald›rmad›¤› da görülecektir.
Madde kalksa da,
“önlemler” haz›r
Maddenin özüne iliflkin hiçbir de¤iflikli¤in olmad›¤›, yap›lan›n sadece bir aldatmacadan ibaret oldu¤u, “adil yarg›lamay› etkilemeye teflebbüs”, “halk› askerlikten so¤utma”, “bas›n yoluyla kamu bar›fl›na karfl› ifllenen suçlar”, “halk› kin ve düflmanl›¤a tahrik”, “suçu ve
suçluyu övme”, “temel milli yararlara
karfl› faaliyette bulunmak için yarar sa¤lama” gibi bir dizi düzenlemenin aynen
korunmas›ndan da ayr›ca anlafl›lmaktad›r.
Zaten flunu da görmek gerekmekte ki, madde oldu¤u gibi kald›r›lsa bile,
S›n›fsal Yaklafl›m
“Nepal’de Maocular›n
sürpriz zaferi”
10 Nisan seçimlerinin kesinleflmemifl sonuçlar› ile birlikte bafll›klara t›rmanan “Maocular›n zaferi”, Nepal’i son üç y›ld›r tafl›d›¤› dünya gündeminde yeniden ilgi oda¤› haline getirmifl bulunuyor. Seçim sonuçlar›na
iliflkin uluslararas› para-medya organlar›n›n haber-yorumlar›nda NKP(Maoist)’in elde etti¤i baflar›n›n sürpriz
oldu¤una dair ifadeler dikkat çekicidir.
Ancak daha dikkat çekici olan, bu baflar›n›n Maoistler taraf›ndan da öngörülemedi¤ine dair yorumlard›r. ‹flte
burada durmak ve yak›n sürece dair
taktik politikalar›n stratejik yönelim ›fl›¤›nda nas›l yol ald›¤›n› hat›rlatmakta fayda bulunmaktad›r. Bundan
önce bugüne nas›l gelindi¤ine dair k›sa
bir özete ihtiyaç vard›r.
Fiziki ve kültürel aç›dan dünyan›n
en yoksul ikinci ülkesi olarak gösterilen 27 milyonluk Nepal’de nüfusun
yüzde 70’i yoksulluk s›n›r›n›n alt›nda
yaflamakta, toplam gelirin yar›ya yak›n› en zengin yüzde 10’luk bir kesim
taraf›ndan gasp edilmektedir. Okumayazma bilme oran› yüzde 40’› geçmeyen ülkede, k›rsaldaki nüfus oran› yüzde 90’d›r. ‹flgücü de buna göre yüzde
81 düzeyinde tar›mla ilgili istihdam
edilmektedir. Köylülerin yüzde 80’i
topraks›zd›r. Yüzde 10’u tamamen,
yüzde 60’› k›smi düzeyde iflsiz bir nüfus vard›r.
Bu nesnel gerçekli¤e kaynakl›k
teflkil eden yar›-sömürge yar›-feodal
sosyo-ekonomik yap›n›n temelleri, ‹ngiliz emperyalistlerinin güdümündeki
Hindistan devletiyle Nepal hâkim s›n›flar›n›n iflbirli¤i neticesinde geçti¤imiz yüzy›l›n bafllar›nda at›lm›flt›r. Hindistan yay›lmac›l›¤›na 1950’lerden
sonra baflta ABD olmak üzere di¤erlerinin de ifltirak etmesiyle, emperyalizmle ba¤›n› pekifltiren faflist-otokratik Nepal devleti, 2.5 as›rl›k monarfliye yaslanmaktad›r.
NKP(Maoist)’in Yeni Demokratik Devrim hedefiyle 13 fiubat
1996’da bafllatt›¤› Halk Savafl›; 10 y›l
boyunca büyük muharebeler, çat›flma
ve direnifllerle yürütüldü, büyük bedeller ödenerek stratejik savunma ve
denge aflamalar› kat edildi ve nihayet
baflkent Katmandu’nun kuflat›ld›¤›
stratejik sald›r› aflamas›na tafl›nd›.
Gelinen aflamada, k›rl›k bölgelerde ülkenin yüzde seksenlik bir bölümü
karfl›-devrimin iktidar alan›ndan büyük ölçüde soyutlanabildi.
NKP(Maoist) her fleyden önce
MLM ideolojinin temel gereklerini
baflar›yla yerine getirdi. Ülkesinin koflullar›n› bilimsel sosyalizmin metotlar›n› kullanarak analiz etti. Devrimin
yolunu ve ihtiyaçlar›n› do¤ru biçimde
belirledi. Asgari program›n› flekillendirdi, araçlar›n› oluflturdu ve yola koyuldu. Halk Savafl› yolunda ilerlerken
elbette ki “yükselifl ve inifl, dönüfl ve
sapmalar” (Prachanda) da yaflad›.
Ancak her seferinde MLM ideolojinin
yol göstericili¤ine baflvurdu, onun bilimsel yöntemlerinden yararlanmay›
bildi. Bu sayede, gerek parti içi iki çizgi mücadelesi, gerek iktidar yürüyüflünde proletaryan›n kazançl› ç›kmas›
mümkün olabildi.
Halk Savafl› 10. y›l›na girdi¤inde
Nepal hâkim s›n›flar› tam manas›yla
köfleye s›k›flt›, büyük bir acze düfltüler. Krall›k ile parlamento/hâkim s›n›f
partileri aras›ndaki kriz derinleflti.
ABD emperyalizminin deste¤iyle 1
egemen s›n›flar baflka ve daha a¤›r denebilecek maddelerle egemenliklerini
sürdürme yönlü “önlemler” alm›fl bulunmaktalar. Toplumla Mücadele
Yasas›, geçti¤imiz y›l kapsam› geniflletilen Polis Vazife ve Salahiyet Yasas›, sansürcü Bas›n Yasas› ve daha
bir dizi yasak ve bask› içeren yasa, bu
“önlemler” dahilindedir. Yani 301 kalksa da baflka “önlemler” haz›r beklemektedir.
Bunlar›n korunmas› ise egemenler
aç›s›ndan neredeyse hayati önemdedir.
Bunlar›n olmamas› “özgürlük” ve
“demokrasi” anlam›na gelmektedir
ki, bu iki kavram onlar›n en korkulu rüyas›d›r.
Bu korku ise onlara ‹ttihatç› gelene¤in bir miras›d›r. Darbeci, komplocu
ve de imha-inkarc› olan bu gelene¤in
sürdürücüleri flunu biliyorlar ki, özgürlük ve demokrasi demek, iflçi-emekçi
y›¤›nlar›n, bir bütün olarak da ezilen
halk›n, kendi gelece¤ini belirlemek üzere siyasi süreçlere dâhil olmas› demektir. ‹flte onlar› korkutan da budur. Halk›n siyasi süreçlere dâhil olmas› durumunda kaybedecekleri konumlar›d›r.
Ya¤man›n, talan›n, sömürünün ve de
emperyalizme göbekten ba¤›ml›l›¤›n
genifl emekçi y›¤›nlar taraf›ndan sorgulanmaya bafllamas› ve tüm bunlara son
vermek üzere aya¤a dikilme hamlelerine h›z vermeleridir. Bir ters-yüz olufl
yaratmalar›d›r. Tüm kurulu düzenlerinin tepe taklak olmas› ve z›tlar›n yerinin de¤iflmesidir. Ya da kendi deyimleriyle “ayaklar›n bafl olmas›!”
fiubat 2005’te Kral taraf›ndan gelen
darbe neticesinde parlamentonun
feshi, partilerin kapat›lmas› ve liderlerinin tutuklanmas›na varan müdahale,
atefle benzin dökülmesine yol açt›.
Komünistler, bu kriz/f›rsat karfl›s›nda yapt›klar› durum de¤erlendirmesi
sonucu Eylül 2005’te süreli ateflkes
ilan ederek yüklenmeyi sürdürdüler.
Katmandu baflta olmak üzere flehirlerde yeterli örgütlenme ve kitle
deste¤i olmayan NKP(Maoist)’in
amac›; öncelikle bu zafiyetini gideren
bir çal›flma ortam› yakalayarak flehirlerde (di¤er halk s›n›flar› içerisinde)
de belli bir güç toplamak, monarfliye
son vermek ve düzen partilerini kurucu/anayasal meclis seçimlerine zorlamak idi. Hedef, bir bütün olarak inisiyatifi ele geçirmek, meflruiyeti ülke
ve uluslararas› gündeme kendi araçlar›yla dayatmak, hâkim s›n›flar›n güçlerini ve kurumlar›n› parça parça tasfiye etmek fleklinde çizilmiflti. Kral›n
kovulmas› ve seçimlerin yap›lmas›
üzerinden (demokratik cumhuriyetin
kurulmas› bafll›¤›yla 12 maddelik bir
anlaflma) 22 Kas›m 2005’te 7 düzen
partisi ile ittifak kuruldu.
2006 Nisan’›nda NKP(Maoist)’in
ittifak güçlerini de yede¤ine alarak örgütledi¤i Halk Hareketi 2, anlaflman›n pratiklefltirilmesi yolunda ilk büyük hamle oldu. Parlamento aç›ld›, yeniden hükümet oluflturuldu ama kral›n kovulmas› konusunda gerici partiler sözlerinde durmad›lar. Politik tutsaklar›n sal›verilmesi, kay›plar›n bulunmas› vd. anlaflma maddelerine uyulmas› hususunda ad›mlar at›lmaya baflland› ancak seçimlerin örgütlenmesi
konusunda ayak direme sürüyordu.
Bar›fl görüflmeleri, nihai bir aflamaya
ilk anlaflmadan ancak 1 y›l sonra ulaflt›r›labildi.
ABD emperyalizminin ›srarl› bask›lar›na karfl›n, kitlelerin bas›nc›na dayanamayan düzen partileri Maoistlerle
uzlaflma yoluna gittiler. 21 Kas›m
2006’da var›lan anlaflma sonras›nda
NKP(Maoist) temsilcileri parlamento
Politika gündem
Korku nafile,
“ayaklar›n”
kopartaca¤›
“k›yamet”ten
kurtulamazs›n›z!
“Ayaklar” bafl olursa…
Erdo¤an bu korkuyu geçti¤imiz
günlerde oldukça “anlafl›l›r” bir dille
gözler önüne serdi. Emperyalizme
uflakl›k etmede s›n›r tan›mayanlar›n, ülkenin tüm de¤erlerini üreten-yaratanlar›na, bu de¤erlerin gerçek sahiplerine
hangi gözle bakt›¤›n›, bundan daha aç›k
bir dille anlatmak mümkün de¤ildir
herhalde.
1 May›s’a günler kala grup toplant›s›nda flöyle diyordu Erdo¤an:
“Ayaklar›n bafllar› yönetti¤i
bir yerde k›yamet kopar.”
‹flçi-emekçi y›¤›nlar›n Taksim ›srar›
özgülünde dile getirilen bu sözler, asl›nda k›yametin, sözlerin sahibinin de
s›k s›k›ya sar›l›yor izlenimi yaratt›¤› din
ö¤retisinden “farkl›” biçimde kopaca¤›n›n itiraf› oluyor.
K›yametin bu kendi ifade etti¤i biçimine daha çok inand›¤›na ise hiç flüphe
yoktur!
Sözü edilen k›yamet, anlafl›laca¤›
üzere, milyonlarca emekçinin, kan emici keneler gibi bedenlerine yap›flm›fl
olan ezen-sömüren s›n›flar› alafla¤› etmek üzere harekete geçtiklerinde ortaya ç›kacak olan toplumsal alt-üst
olufltur. Emperyalist efendilerine s›rtlar›n› dayayarak, ya¤ma ve talan› büyütenler aç›s›ndan k›yametin gerçek anlam› budur. Ve o “ayak” olarak tan›mlad›klar›n›n iktidar›nda neler olabilece¤inin, bafllar›na neler gelebilece¤inin oldukça fark›ndalar. Erdo¤an “ayaklar”
ve hükümette görev almay› kabul ettiler. Nepal Hükümeti ile MLM’ler aras›nda ba¤›tlanan önceki bütün sözleflmelere referanslar› da içeren, ateflkesi nihai bar›fla dönüfltüren bu kapsaml› anlaflma, 2007 Haziran’›na kadar
kurucu meclis seçimleri yap›lmas›n›
teminat alt›na al›yordu. Hükümet,
oyalama yoluyla ayak direme tutumunu, kâh seçim sistemi, kâh kral›n konumuna iliflkin bahanelerle sürdürüp
seçimleri 22 Kas›m 2007’ye erteleyince, NKP(Maoist) Eylül 2007’de hükümetten çekilerek kitlelerin gücünü
ateflledi ve bu resti görme flans› bulunmayan hâkim s›n›flar bir kez daha
geri ad›m atmak zorunda kald›lar.
23 Aral›k 2007’de sa¤lanan yeni
uzlaflman›n ard›ndan, parlamento ço¤unlu¤u karar›yla monarflik anayasa
la¤vedildi -kral›n vesayetine ve s›fat›na
son verildi- ve ülkenin “Federal Demokratik Cumhuriyet” olarak adland›r›lmas› karar alt›na al›nd›. Dahas›,
ertelenmemek üzere seçimlerin 10
Nisan’da yap›lmas› da kararlaflt›r›lm›fl
oldu. Hâkim s›n›flar›n ayak oyunlar›na
ve oyalama taktiklerine neden ihtiyaç
duyduklar›, monarflinin gücüne niçin
yasland›klar› ortadayd›. Bunun Nepal
hakim s›n›flar› için elbette ki anlafl›l›r
bir yan› vard› ve bunun en aç›k ispat›
da 10 ay gecikmeyle yap›lan seçim sonuçlar› ile görülmüfl oldu.
Daha 22 Kas›m 2005 tarihli 12
maddelik anlaflma sürecinden itibaren
Maoistler flehirlerde yo¤un bir çal›flma yürütmeye; oralarda örgütlenmeye, gerici partileri (örne¤in UMLNepal Komünist Partisi/Birleflik Marksist Leninist- gibi ülkenin üçüncü büyük partisi konumunda olup yüzünde
“komünist” etiket tafl›yanlar›) daha s›k› teflhir edip eritmeye bafllad›lar.
Tüm faflist, gerici düzen partilerinde
çeflitli çap ve oranda bölünme, Maoistlere kat›lma ve da¤›lma süreci yafland›. MLM’lerin rehberlik etti¤i,
“Demokratik Cumhuriyet” slogan› kitleleri büyük oranda birlefltirmeyi baflarm›flt›.
yerek genifllemesi, pani¤in de artmas›na neden olmaktad›r.
Erdo¤an’da dünyadaki “ayak tak›m›”n›n daha flimdiden rejimleri sarsan,
hükümetleri düflüren kahredici gücünü
görmekte ve bunun, kendisi ve temsil
etti¤i kesimler aç›s›ndan ne anlama geldi¤ini/gelebilece¤ini iyi okumaktad›r.
Okumakta ve korkmaktad›r. Ancak
korku nafile, “ayaklar”›n koparaca¤› k›yametten kurtulamazs›n›z!
diyerek küçümsedi¤i, özde ise korktu¤u toplumsal kesimlerin kimler oldu¤unu çok iyi bilerek söylüyor bunlar›.
‹flçiler, emekçiler, iflsizler-yoksullar, seçim dönemlerinde “Din kardefllerim”
dedi¤i fakirler, kap›lar›na kadar gidip oy
istedikleridir onlar. Ya da Frans›z Devrimi s›ras›nda Frans›z aristokrasisinin
“alt tabaka” için kulland›¤› gibi, onlar
“bald›r› ç›plaklar”d›r!
Bu sözlerin, korktu¤u o kesimlerin
birlik-dayan›flma-mücadele gününün
arifesinde ve bu günün özüne uygun
kutlanmas› ›srar› karfl›s›nda söylenmesi,
daha da bir anlaml›d›r. Ve yüz binlerin,
hatta milyonlar›n, hep birlikte soka¤a
dökülerek, hak ve özgürlüklerini talep
etmesi olas›l›¤› artt›kça, içine girilen panik havas›n›n d›fla vurumudur.
Korku nafile
Bu panik havas› ise bugün sadece
Erdo¤an’da de¤il, açl›k isyanlar›yla sars›lan ve hepsi de yine emperyalizme
ba¤›ml› olan ülkelerin uflak-iflbirlikçi iktidarlar›nda da hâkimdir. En fazla panikleyenler ise, yeryüzündeki milyarlarca
insan›n açl›¤›n›n ve açl›klara ba¤l›, ço¤unlu¤unu çocuklar›n oluflturdu¤u
ölümlerin, iflgal savafllar›n›n, ya¤man›n,
talan›n gerçek sorumlular› olan emperyalistlerdir. Onlar da ayn› uflaklar› gibi,
“ayaklar bafl olursa k›yamet kopar” diye düflünmektedir.
Bunun içindir ki, sistemin ekonomik-siyasal krizine paralel olarak ortaya ç›kan bu isyanlar›n birbirini tetikle-
Hâkim s›n›f klikleri ittifaklar halinde –Krall›k da dahil-, Halk Savafl›’n›n
kaydetti¤i aflama karfl›s›nda MLM’lerin
önünü kesmek amac›yla 2005’ten itibaren çeflitli taktik politika ve hamleler gelifltirdiler. Bunda bir bak›ma rejimin y›k›lmas›n› geciktirmek bak›m›ndan flu ana kadar “baflar›l›” olduklar› da söylenebilir. Di¤er yandan Maoistlerin yürüyüflünü, geliflip güçlenmesini ve nihayet seçimlerden zaferle
ç›kmalar›n› engelleyemediler. Ancak
devlet mekanizmas›n› ellerinde bulundurmaya, beyaz orduyu muhafaza etmeye, üretim iliflkilerine yön vermeye
devam ediyorlar.
fiimdi Nepal devriminde yeni bir
safhaya geçilmifltir. NKP(Maoist) yeni
toplanacak parlamentoda en güçlü
parti konumuyla yüzde 40 dolay›nda
bir güce sahip olacak ve buna paralel
kurulacak hükümette de etkin bir durumda bulunacakt›r. NKP(Maoist)
sözcülerinin aç›klamalar›na göre hâkim s›n›f partileriyle ittifak daha farkl›
bir güç dengesi içerisinde olsa da sürecek ve yeni meclis kurucu/anayasal
ifllevli olarak çal›flmaya bafllayacakt›r.
Tam da bu aflamada, Yeni Demokratik Devrimin gerekleri bak›m›ndan,
ekonomik, sosyal ve siyasal düzlemde
mevcut rejimin temellerini sarsacak
nitelikte ad›mlar›n at›lmas› mümkün
olabilecek midir?
Kritik soru(n) budur. NKP(Maoist)’li yoldafllar, çeflitli beyanlar›nda
ittifak yapt›klar› 7 partiyi halk saflar›nda de¤erlendirmediklerini, bunlar›n
Nepal’deki hâkim s›n›flar› temsil ettiklerini belirlemektedir. Bu ba¤lamda,
bu partiler ile giriflilen önceki ittifaklar›n geçici olmas› gibi bundan sonra
kurulacak ittifaklar›n da geçici olaca¤›
tabiidir. Karfl›-devrimcilerle kurulacak
hükümet ve meclislerden devrime yönelik tasarruflar›n üretilmesini beklemek de hayalcilik olacakt›r.
NKP(Maoist) “demokratik cumhuriyet” olarak öngördü¤ü bu süreci,
3-8 A¤ustos 2007 tarihinde yap›lan
MK geniflletilmifl 5. toplant›s›nda,
“devlet iktidar›n›n kapsaml› bir yeniden yap›land›r›lmas›yla bu cumhuriyet; s›n›f, ulus, bölge ve cinsle
ilgili sorunlar› çözecek birçok partili geçifl cumhuriyeti rolünü oynayacakt›r” fleklinde tan›mlad›¤› için
kritik soru(n) devam etmektedir. O
da iktidar›n kans›z el de¤ifltirip de¤ifltirmeyece¤i meselesidir. Marksist
devlet teorisinin karfl›m›za ç›kard›¤›
bu soru(n), tam da Halk Savafl› sayesinde devrimi bu noktaya tafl›yan, hâkim s›n›flar› gerileterek bu pozisyona
zorlayan, seçimlerde kitlelerden bu
deste¤i elde eden, devrimde fliddetin/zorun rolüyle ilgilidir.
Ancak sorun Nepal özgülünde 10
y›ll›k Halk Savafl› mücadelesinin iktidar› almaya yeter bir potansiyel yarat›p yaratmad›¤›yla ilgili olarak da tart›fl›lmal›d›r. NKP(Maoist) 2005’ten bu
yana üretti¤i politika ve gelifltirdi¤i
taktiklerle bunu de¤erlendirmeye
çal›flmaktad›r. Nepal özgülünde MLM
ideolojiyi yarat›c› biçimde uygulayan,
Halk Savafl› mücadelesine baflar›l› flekilde önderlik eden, “stratejide kat›l›k taktik anlay›flta esnekli¤i” prensip edinen NKP(Maoist)’in, bunu baflaramamas› için hiçbir neden yoktur.
Dünyan›n ezilen halklar› ve uluslar›, Halk Savafl›’nda büyük baflar›lar
elde eden, bunu seçim baflar›s› ile
taçland›ran NKP(Maoist)’li komünistlerden, Nepal devrimini zafere
do¤ru tafl›malar›n› bekliyor. Enternasyonal proletaryan›n umudu ve
sembolü haline gelen Nepalli Maoistlerin omzundaki sorumluluk flimdi bir kat daha artm›fl bulunuyor.
‹nanc›m›z ve güvenimiz odur ki,
MLM ideolojinin rehberli¤iyle
yol alan Nepalli yoldafllar›m›z;
ABD ve di¤er emperyalistler ile
Hindistan devletinin bask› ve
yay›lmac›l›¤›na, Nepal gericili¤inin sald›r› ve komplolar›na karfl›
koymay› baflaracak, yeni demokratik devrimi mutlaka baflar›ya ulaflt›racak, Sosyalist Nepal’i kuracaklard›r!
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
Bursa
1 Nisan günü Meclis Genel
Kurulu’na getirilen kölelik yasa
tasar›s›na karfl› ülkenin birçok
yerinde oldu¤u gibi Bursa’da
da D‹SK, KESK, TMMOB,
TTB, TDB gibi kurumlar›n
ça¤r›s› üzerine binlerce emekçi saat 12:30’da Alt›parmak
Stadyumu önünde bir araya
geldi. Buradan “IMF ufla¤›
hükümet istifa”, “Mezarda
emekli olmayaca¤›z”, “AKP
yasan› al bafl›na çal” vb. sloganlar ve alk›fllarla Fomara
Meydan›’na kadar yüründü.
Fomara Meydan›’nda D‹SK
Marmara Bölge Temsilcisi Ayban Ekinci ve SES fiube Baflkan› Dr. Candan Coflkun birer aç›klama yapt›lar. Eyleme
Türk-‹fl’e ba¤l› Petrol-‹fl, TÜMT‹S, Tez Koop-‹fl fiubeleri ve
birçok devrimci ve demokratik kurum da destek verdi.
(Bursa)
2-15 Mayıs 2008
Meclis’e faks ya¤muru
Dersim
“Oylar›n›zla
gelece¤imizle
oynad›¤›m›z›n
fark›nda m›s›n›z?
AKP, ç›kartmakta
›srar etti¤i halk›n
gelece¤iyle oynayan
5510 Say›l› yasay›
referanduma
götürmelidir”
Ülkenin dört bir yan›ndaki
emekçiler yapt›klar› eylemlerle
SSGSS Yasa Tasar›s›’na karfl› ç›kt›.
Emekçiler Meclis’teki yasa oylamas› öncesi milletvekillerine faks
göndererek, yasaya karfl› oy kullanmalar›n› istedi.
Ankara
K›z›lay Postanesi önünde biraraya
gelen çok say›da sendika üyesi ad›na
aç›klama yapan, KESK Genel Baflkan›
‹smail Hakk› Tombul, yasan›n IMF
ve Dünya Bankas› iste¤i ile yasan›n haz›rland›¤›n› dile getirdi. Kurum temsil-
cileri daha sonra K›z›lay Postanesi’ne
geçerek, milletvekillerine “yasay› oylamay›n” fakslar› çekti.
‹stanbul
* D‹SK, KESK, TMMOB ve TTB
üyeleri, TBMM Baflkanl›¤›’na “Oylar›n›zla gelece¤imizle oynad›¤›m›z›n
fark›nda m›s›n›z? AKP, ç›kartmakta ›srar etti¤i halk›n gelece¤iyle oynayan 5510 Say›l› yasay›
referanduma götürmelidir” bafll›kl› faks gönderdi. D‹SK Genel Merkezi’nden fiiflli Merkez Postanesi’ne kadar
sloganlarla yürüyen kitle ad›na postane
önünde k›sa bir aç›klama yapan D‹SK
Genel Baflkan› Süleyman Çelebi, ç›kart›lmak istenen yasa tasar›s›n›n finans
kurulufllar›na daha fazla kâr kazand›rmay› amaçlad›¤›n› söyledi.
* Türkiye Sakatlar Derne¤i (TSD)
Genel Baflkan› fiükrü Boyraz,
SSGSS’nin engelliler aç›s›ndan tafl›nmas› a¤›r yükler getirdi¤ini belirtti.
*Taksim Gezi Park›’nda bir araya
gelen ‹HD üyeleri “SSGSS yasa tasar›s› geri çekilsin”, “Mezarda
emeklili¤e hay›r” pankartlar›n› tafl›yarak SSGSS’nin geri geçilmesini istedi.
Dersim’de postane önünde biraraya gelen KESK Tunceli fiubeler Platformu ad›na SES fiube Baflkan› Gürbüz
Solmaz bir aç›klama yapt›. Gürbüz,
“Kendilerine halk›n vekilli¤i payesini
biçenler, e¤er IMF’nin de¤il halk›n taleplerini esas al›yorlarsa, içinde insan
unsurunu bar›nd›rmayan, eme¤i,
emekçileri ve halk› d›fllayan, sermayenin kâr›na kâr katarken halka yoksullu¤u ve sefaleti reva gören SSGSS yasa
tasar›s›n› genel kuruldan derhal geri
çekmeliler” dedi.
‹zmir
* Ça¤dafl Avukatlar Grubu üyeleri,
‹zmir Adliyesi önünde aç›klama yapt›.
Kitle ad›na konuflan Av. Mahmut
Dikmen “Hak kay›plar›n›n art›fl›na sebep olacak bu yasa de¤ifliklikleri pek
tabi ki yine halk›n ve biz emekçilerin
aleyhinedir” dedi.
* KESK ‹zmir fiubeler Platformu da
Konak Sümerbank önünde aç›klama
yapt›. Eyleme D‹SK, TTB, TDB,
TMMOB ve TEB üyeleri de destek
verdi. Aç›klaman›n ard›ndan Konak
Postanesi önüne kadar yürüyen emekçiler, “Oylar›m›zla gelece¤imizle oynad›¤›n›z›n fark›nda m›s›n›z?” bafll›kl› metinleri milletvekillerine gönderdi.
Ankara
Samsun
E¤itim-Sen, kamusal haklar ve toplumsal mücadele için bafllatt›¤› bölge
mitinglerinin sonuncusunu Ankara’da gerçeklefltirdi. 20’ye yak›n ilden 19
Nisan günü sabah saatlerinden itibaren gelen emekçiler oluflturulan kortejle S›hhiye Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçildi. Mitingde ilk konuflan
KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, e¤itim ve sa¤l›¤›n paral› hale getirildi¤ini ifade ederek, toplumun muhafazakârlaflt›r›ld›¤›n› söyledi.
Mitingde e¤itim emekçilerine seslenen E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer ise, e¤itim alan›ndaki sorunlara de¤inerek, AKP’nin politikalar›n› elefltirdi. Beklenilenden daha az bir kat›l›m›n oldu¤u gözlenen E¤itim-Sen mitingi Grup K›z›l›rmak’›n müzik dinletisiyle sona erdi. (Ankara)
SSGSS’ye karfl› düzenlenen bölgesel mitinglerden biri de Samsun’da yap›ld›. Bu mitinge Sivas, Erzincan, Trabzon, Kastamonu vb. illerden kat›l›m oldu. Miting sald›r›
yasalar›na karfl› emekçilerin öfkesine tan›kl›k etti. Yaklafl›k 5 bin kiflinin kat›ld›¤› eyleme
YDG, DGH, SGD, Gençlik Kolektifleri, Gelece¤imizi ‹stiyoruz, Halkevleri, ÖDP,
EMEP, TKP vb. kat›ld›. Alana giriflte YDG’li arkadafllar›m›z çeflitli gerekçeler gösterilerek polis taraf›ndan alana al›nmamaya çal›fl›ld›. E¤itim-Sen Samsun fiube Baflkan›n›n alana gelmesi ve müdahalesi ile YDG’li arkadafllar›m›z alana al›nd›. “Paras›z e¤itim, paras›z
sa¤l›k”, “Zulüm yasas› SSGSS’ye hay›r” vb. sloganlar›n at›ld›¤› mitingde YDG’liler “Kahrolsun komprador patron a¤a devleti”, “Demokratik, bilimsel, anadilde e¤itim”,
“A¤a patron devletini y›kaca¤›z, halk iktidar› kuraca¤›z” sloganlar›n› att›lar. Halaylar›n çekildi¤i, horonlar›n tepildi¤i konserin ard›ndan miting sona erdi. (Sivas YDG)
T e r s a n e i fl
flç
ç i s i y l e d a y a n › fl
flm
ma
Bo¤aziçi, ODTÜ, Koç, Sabanc› ve Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde okuyan
ö¤renciler “Türkiye Tuzla Olmas›n” fliar›yla, tersanelere bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler.
19 Nisan’da, Kad›köy ‹skele Meydan›’nda yap›lan bir bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan toplu halde Haydarpafla’ya gelen
ö¤renciler, buradan trenle Kartal’a hareket ettiler.
‹skele Meydan›’nda yap›lan aç›klamay›,
ö¤renciler ad›na ‹smigül fiimflek yaparak “‹fl
cinayetlerine ve kötü çal›flma koflullar›na karfl› yürüyoruz. Türkiye Tuzla
olmas›n” dedi.
Aç›klaman›n ard›ndan, pankart ve sloganlar eflli¤inde yola ç›kan ö¤renciler, Haydarpafla Tren gar›na kadar yürüdündü ve
burada bildiri da¤›t›ld›ktan sonra, topluca
ücret ödemeden terene binildi.
Kartal Tren ‹stasyonunda yürüyüfl kolunu Liseli Ö¤renci Birlikleri, E¤itim-Sen 5
Nolu fiube ve Emekli-Sen Kartal fiubesi
karfl›lad›. Ö¤renciler buradan Pendik’te Sahil yoluna indiler. Yürüyüfl esnas›nda gemi
tersanelerinin önünden geçen ö¤renciler,
iflçiler taraf›ndan selamland›. Ö¤rencilerin
selamlamaya sloganlarla karfl›l›k verdiler.
Yürüyüfle saat 10’da bafllayan ö¤rencilerin
coflkusu yürüyüfl boyunca dinmedi. Verilen
molalarda halaya duruldu, marfllar söylendi.
Ö¤renciler, toplam 12 km yürüyerek,
saat 16.30’da Tuzla tersanelerine ulaflt›lar.
Tersaneler bölgesinde ise Tuzla yürüyüflçüleri, Selah Tersanesi önünde Limter-‹fl Sendikas› yöneticileri, üyeleri ve tersane iflçileri taraf›ndan karfl›land›. Yürüyüfl kolu buradan, ‹çmeler Tren ‹stasyonu’na do¤ru yol
ald›.
‹çmeler Tren ‹stasyonu önünde ö¤renciler ad›na ‹smigül fiimflek, Tuzla Yürüyüfl metnini okudu. Limter-‹fl Sendikas› Genel Baflkan vekili Hakk› Demiral da bir
konuflma yaparak, Limter-‹fl ad›na ö¤rencilere teflekkür etti.
Üniversite ö¤rencilerinin ‘Büyük Tuzla
Yürüyüflü’nün son dura¤›, Limter-‹fl Sendikas›’n›n ‹çmeler Dü¤ün Salonu’nda düzenledi¤i “Tersanelerde ölen iflçilerin aileleriyle dayan›flma” gecesi oldu. (Kartal)
Emekçinin Gündemi
Sar›-bürokratik sendikalar›n
taktikleri
2007 y›l›nda Hava-‹fl’in grev oylamas› süreci ile bafllayan Telekom’la
süren, 2008 y›l›nda SSGSS ile geniflleyen ve 14 Mart’ta son y›llar›n en genifl
emekçi eylemini içeren süreç ile 6 Nisan’da tüm iflbirlikçilere ra¤men s›n›f›n ba¤›ms›z eyleminin tarihte yer ald›¤› bir süreci yaflad›k. Bu sürece etki
eden nedenler ile süreci oluflturan
koflullara ve bu koflullarda sendikalar›n ve bunun içinde Türk-‹fl’in yerinin
önemine tan›kl›k ettik.
‘89 ve ‘92 y›l›ndaki bahar eylemliklerindeki sendikalar›n süreçteki tutumu ile bugün sendikalarda yaflananlar
aras›nda (toplumsal durum ayn› olmamakla beraber) sar› ve bürokrat sendikalar›n s›n›f karfl›t› politikalar› aç›s›ndan de¤ifliklik olmad›¤›n› görmekteyiz.
S›n›f hareketindeki yükseliflte burjuva-
zinin mücadeleyi etkisizlefltirmede
kulland›¤› metotlar›n da de¤iflmedi¤ini
görmekteyiz. Özellikle s›n›f hareketinin ba¤›ms›z gelifliminden oldukça rahats›z olmalar› s›n›fsal niteliklerinin bir sonucudur. Bu nedenle ba¤›ms›z hareketleri engellemek ya da kendi rotalar›nda tutmak için s›n›f›n kendi
kurumlar›n› iflbirlikçileri vas›tas›yla ele
geçirmeyi ya da denetim alt›nda tutmay› oldukça önemsemektedirler.
‘80’li y›llar sonras› ise bunu fiili olarak
günümüze kadar (özellikle de bugünkü Türk ‹fl ve D‹SK’te) gerçeklefltirmifllerdir.
S›n›f›n kendi örgütleri olan sendikal yap›lar›n burjuvazi taraf›ndan denetlenmesi ya da kontrol alt›nda tutulmas› sa¤lan›nca s›n›f hareketinin yürüttü¤ü mücadelede var›lacak nokta
B e l e d i y e - ‹ fl
fl’’ t e y a fl
fla
ananlar üzerine
S›n›f hareketindeki 2007 y›l› itibariyle yükselen mücadele çizgisi ayn› zamanda iç tart›flmalar› da beraberinde yürütmektedir. Bugün sendikal hareketin merkezindeki anlay›fl, s›n›f›n mücadelesinin önünde dalgak›ran olarak rol oynamaktad›r. Bunu en son SSGSS’deki
iflbirlikçi tutumlar›nda gördük. Türk-‹fl içinde son dönemlerde bafllayan iki farkl› anlay›fl, 6 Nisan’daki
SSGSS’ye karfl› Kad›köy’de yap›lan mitingde gün yüzüne ç›kt›. Asl›nda uzun süredir mücadeleye paralel bafllayan bu iç mücadele zaten bilinmekteydi. Ancak bu
kez mesele, iç tart›flmalardan ç›kar›larak kamuoyunda
aç›ktan yap›ld›. Bu, uzun süredir olmas› gereken tav›rd› ve oldukça da etki yaratt›¤›n› tüm kesimler gördü.
Toplumsal olaylardaki tav›rda, grevlerde, direnifllerde,
dayan›flmalardaki bu farkl› tutumlar SSGSS’nin kamuoyundaki tart›fl›lmaya bafllamas›yla, kendini mücadeleyle paralel gösterdi. Bu farkl›l›k, sendikal merkezler taraf›ndan kontrol edilmeye ya da bask› alt›nda tutulmaya çal›fl›ld›. Ancak bunlar yap›lamay›nca tasfiyeler de
gündeme geldi. Türk-‹fl’e ba¤l› Belediye-‹fl Sendikas›’nda da bu tasfiye süreçlerinden biri yaflanmaktad›r.
Uzun süredir ‹stanbul fiubeleriyle (1, 2 ve 3 No’lu) bu
yönlü çeliflkisi bulunan Belediye-‹fl Merkezi son alarak
bundan 2 ay önce Belediye-‹fl’in 1 No’lu fiube Kongresinde flubelere, iflçi ve temsilcilere yönelik sald›r›s›na
da önceden belli olmaktad›r. Bu durum s›n›f›n kendi kurumlar›na karfl›
güvensizli¤i yaymakta ya da tam da
böyle bir süreçte mücadele, içe yöneltilmektedir.
Son dönemlerin kitlesel ve mücadeleci çizgisi, iflçi hareketinde önemli
bir noktad›r. Baflta Türk-‹fl olmak
üzere D‹SK ve KESK’in mücadele çizgilerini aflan bu hareketlerin kontrol
alt›nda tutulmas› için birden bütün
sendikac›lar “iflçi s›n›f›n dostlar›”,
“devrimci” kesildiler ve s›n›f kavram›n› dillerinden düflürmemek için her
konuyu vesile yapmaya bafllad›lar.
Emekçilerin, 14 Mart’ta soka¤a ç›kma
karar› olmamas›na ra¤men ç›kmalar›
ve 6 Nisan’da Türk-‹fl’e ra¤men on
binleri bulan kitlesel miting bu dönemde do¤ru alg›lanmal›d›r. Çünkü bu
süreçler ayn› zamanda sendikalarda iç
tart›flmalar›n yafland›¤› ya da yaflanaca¤› süreçler olarak görülmektedir. Baflta Türk-‹fl olmak üzere 14 Mart’ta
Türk-‹fl Genel Merkezine ra¤men eylemlere kat›lan flubeler ile 6
Nisan’da eyleme kimi sendikalar›n
karfl› temsilcilerin ve 3 No’lu fiube Baflkan›’n›n aç›ktan
ald›¤› tav›r tart›flmalar› bafllatt›. Bu kongrede planlad›¤›n› hayata geçiremeyen Genel Baflkan, 3 No’lu fiubeyi
üye say›s›n›n yeterli olmamas› gerekçesiyle tasfiye etme karar› ald›. Çünkü 1 No’lu fiube Kongresinde kazanan liste Genel Merkezin destekledi¤i liste de¤ildi. Onlar›n destekledikleri liste, iflverenlerin de destekledi¤i
ve dün gerici-iflbirlikçi diye nitelendirdikleri liste idi. Bu
dahi, Genel Merkezin mücadeleye ve s›n›fa bak›fl aç›s›n› göstermeye yetmektedir.
Belediye-‹fl 3 No’lu fiubenin kapat›lma nedeni de
farkl› de¤ildir. Buna paralel 5 flube daha kapat›ld›. Belediye-‹fl’te ilerici kesimlerin tasfiye süreci sürmektedir.
Yaklafl›k olarak 3 y›ld›r süren bu süreç, s›n›f hareketindeki duruma paralel olarak devam edecektir.
Belediye-‹fl Genel Baflkan›’n›n bugün ayn› zamanda
Türk-‹fl yönetiminde de görevi bulunmaktad›r. Tasfiye
süreci de zaten Türk-‹fl’teki bu görevine paralel olarak
artt›. Ancak bizler biliyoruz ki, mücadele yükseldikçe
s›n›f içindeki geri yap›lar ve gerici anlay›fllar da tek tek
çözülecektir. Bunu 14 Mart’ta ve 6 Nisan’da s›n›f›n ba¤›ms›z tavr› ortaya koymufltur. Bugün görevimiz bu hareketleri örgütlemektir. Bu mücadeleyi geniflletmek ve
örgütlemektir. Sendikal hareketteki de¤iflimler de buralardan bafllayacakt›r.
Genel Merkezlerinin de kat›lmas›
Türk-‹fl yönetimini harekete geçirerek yeni bir hamle yapmaya zorlad›.
Öncelikle Türk-‹fl Merkezine ra¤men
ve ba¤›ms›z hareket edenlerin dizginlenmesi ya da hizaya çekilmesi süreci
de ayn› zamanda bafllat›ld›. Bir yandan
bunlar olurken di¤er yandan yükselen
mücadelenin kendi kontrolleri d›fl›na
ç›kmamas› için 2008 y›l› 1 May›s’›n›
Taksim’de kutlama karar› al›nd›. Özellikle bu süreçte ilericiler için büyük
önem arz eden ve bütün tart›flmalar›
bir anda kesecek olan Taksim hedefi,
ayn› zamanda tuzak olarak ortaya at›lan bir tutumdu. Yoksa baflta Türk-‹fl
olmak üzere 2008 y›l› 1 May›s’›n›n
Taksim’de, D‹SK ve KESK’le birlikte
yap›lmas› çok olas› görülmüyordu.
Çünkü 14 Mart sonras› SSGSS için
Çal›flma Bakan›yla yap›lan görüflmelerde aralar›nda ç›kan uyuflmazl›k sonras› böyle bir birli¤in ve ortak hareketin yap›lmas› çok k›sa sürede mümkün
de¤ildi. Ama 6 Nisan’da Türk-‹fl,
D‹SK ve KESK’e ra¤men ortak
yarat›lan ve oldukça etkili olan
eylem, 2008 1 May›s’›n› birlefltirdi. Ya da birleflmesinde etkili oldu. Ancak pek tabi ki, hükümetin sald›rgan tutumu karfl›s›nda Türk-‹fl’in
tavr› da de¤iflmekte gecikmedi. Taksim karar›n› aç›klad›¤›ndan bu yana, ha
bugün ha yar›n “çark edecek” beklentisi son gün gerçekli¤e dönüfltü. Bu
durum, D‹SK ve KESK aç›s›ndan ise
kitleyi polisin karfl›s›nda b›rakarak, 1
May›s günü “provokasyona” karfl›,
“hayati tehlikelerinin” bulundu¤u gerekçeleriyle “Taksim’den vazgeçme”
fleklinde yafland›.
Sendikalarda yaflanan ya da yaflat›lan iç tart›flmalar›n nedenleri ve sonuçlar› önemlidir. Bugün Türk-‹fl içinde bafllayan ve giderek artan huzursuzluk ve iç tart›flmalar› sonuçland›rmada 1 May›s Taksim hamlesi etkili
olmas› muhtemeldir. Bu sayede bir
yandan iç tart›flmalar azalt›l›rken di¤er
yandan 1 May›s’›n özü ve önemi gözard› edilerek tart›flma sadece kutlama alan›na hapsedilmektedir. Bu tutum özellikle reformist D‹SK’in kulland›¤› bir yöntemdir. Biz ise esas ola-
E¤itim emekçileri
haklar› için
biraraya geldi
E¤itim-Sen, kamusal haklar ve toplumsal
mücadele için bafllatt›¤› bölge mitinglerinin sonuncusunu Ankara’da gerçeklefltirdi. 20’ye yak›n ilden 19 Nisan günü sabah saatlerinden itibaren gelerek Ankara Tren Gar›’nda buluflan
e¤itim emekçileri, bir süre burada halay çekti.
Burada oluflturulan kortej eflli¤inde S›hhiye
Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçildi.
Mitingde ilk konuflan KESK Genel Baflkan› ‹smail Hakk› Tombul, e¤itim ve
sa¤l›¤›n paral› hale getirildi¤ini ifade ederek,
toplumun muhafazakârlaflt›r›ld›¤›n› söyledi.
Mitingde e¤itim emekçilerine seslenen
E¤itim-Sen Genel Baflkan› Alaaddin Dinçer ise, e¤itim alan›ndaki sorunlara de¤inerek, AKP’nin politikalar›n› elefltirdi. Beklenilenden daha az bir kat›l›m›n oldu¤u gözlenen E¤itim-Sen mitingi Grup K›z›l›rmak’›n
müzik dinletisiyle sona erdi.
(Ankara)
‹fl
flç
çiler
haklar›n› istiyor!
‹stanbul Üniversitesi, Çapa ve Cerrahpafla T›p Fakültelerinde iflçiler Toplu ‹fl Sözleflmesinin (T‹S) t›kanmas›n› ve iflten atmalar›
protesto ederek bir eylem yapt›. Belediye ‹fl
5 No’lu fiube, üyelerine sahip ç›karak iflten
atmalara karfl› 16 Nisan günü bir yürüyüfl
gerçeklefltirdi. Tez Koop-‹fl Sendikas›’n›n da
destek sundu¤u eylemde iflçiler, Cerrahpafla
T›p Fakültesi önünde toplanarak sloganlarla
Dekanl›k önüne yürüdü. Dekanl›k önünde
bir konuflma yapan Belediye-‹fl 5 No’lu fiube
Baflkan› Nihat Alatafl; Ülkemizde örgütlenme özgürlü¤ünün oldu¤u söyleminin aldatmacadan ibaret oldu¤unu, iflyerlerinde yaflananlar›n da bunu do¤rulad›¤›n› söyledi.
‹stanbul Üniversitesi Rektörlü¤ü okuma
yazma bilmedi¤i ve 55 yafl›n› aflt›¤› gerekçesiyle temizlik iflçilerini iflten ç›karmakta. ‹flçiler ise okuma yazma bilmeyenlerin milletvekili olabildi¤ini ancak temizlik ifli yapamad›¤›n› dile getirerek çifte standart uyguland›¤›na dikkat çekiyorlar.
(‹stanbul)
Türk Telekom’da
binlerce ifl
flç
çi
ifl
fltten ç›kar›ld›!
2005 y›l›nda yüzde 55’lik bölümü Öger
Telecoms’a sat›larak peflkefl çekilen Türk
Telekom’da binlerce iflçinin ç›k›fl› verildi.
Türk Telekom’un özellefltirilmesi ile birlikte kurum bünyesinde çal›flan iflçilere yönelik
sald›r›lar da ad›m ad›m yaflama geçiriliyor. Telekom yönetimi yeniden yap›land›rma kapsam›nda 6 bin 500 personeli iflten ç›kard›. Ç›k›fl›
verilen personelin 4 bin 800’ü iflçilerden oluflurken di¤er bölümü ise sözleflme imzalayarak
baflka kamu kurulufllar›nda çal›flabilecek memurlardan olufluyor. ‹flten atmalarla birlikte
Telekom’da çal›flan say›s› 38 binden 32 binin
alt›na düflmüfl oldu ve Türk Telekom’da
sendikal örgütlülü¤ü bulunan Haber-‹fl Sendikas› da yetkiyi kaybetti. Hat›rlanaca¤› üzere
Haber-‹fl Sendikas› 2007 Ekim’inde 44 gün
devam eden greve ç›km›fl devlet grevi k›rmak
için iflçilere sald›rarak birçok iflçiyi tutuklam›flt›. Telekom, emperyalistlere yok pahas›na sat›l›rken kimsenin ma¤dur olmayaca¤› iddia edilmiflti. Oysa yaflananlar durumun hiç de böyle
olmad›¤›n› gösteriyor. Yap›lan özellefltirmeler
ile on binlerce insan iflten at›ld›, at›lmaya da devam edecek.
(‹stanbul)
rak böyle süreçlerde bunlarla nas›l
mücadele etmemiz gerekti¤i üzerinde
durmal›y›z. Bunu do¤ru bir bak›fl aç›s›
ile ele al›rsak bu sald›r› ya da tasfiye
diye bilinen süreçleri s›n›f›n lehine
kullanmam›z mümkün olur. Bunun
için de böylesi dönemlerdeki e¤ilimlere ve buna neden olan koflullara
do¤ru noktalardan bak›lmal›d›r.
Bizler soruna böyle bakamazsak
bu anlay›fllar›n s›n›f içindeki ikiyüzlü
tutumlar›n› ve yaratacaklar› tehlikeleri göremeyiz. Bugün bu tehlike 1 May›s’›n özünün gözard› edilmesi/karart›lmas›d›r. Bu nedenle de bütün tart›flmalar, 1 May›s’›n Taksim’de kutlan›p
kutlanmayaca¤›na kilitlendirilmifltir.
Bu anlay›flla 1 May›s’›n üretimden gelen gücü, birleflik yönü ve bugünkü talepleri kaybedilmektedir. Bu flekilde
14 Mart ve 6 Nisan’da ba¤›ms›z geliflen, kitleselleflen s›n›f hareketinin yönü, rotas› kontrol alt›nda tutulmak ve
rotadan ç›kar›lmak için tuza¤a düflürülmek istenmektedir. Bu takti¤in
bundan sonraki sald›r›larda da karfl›m›za ç›kaca¤›n› görmeliyiz.
İşçi-köylü 5
2-15 Mayıs 2008
Tar›m ifl
flç
çilerini
tafl
fl››yan traktör
devrildi: 20 yaral›
Yaz›n gelmesiyle birlikte tar›m iflçilerinin yolculuklar› da kazalarla bafllad›. Geçti¤imiz haftalarda hükümet yetkililerinin yapt›¤› “tar›m iflçilerinin kaza yapmamas›
için her türlü tedbir al›n›yor” aç›klamas›n›n ard›ndan kazalar ard› ard›na gelmeye
bafllad›. fianl›urfa’n›n Bozova ilçesinde tar›m
iflçilerini tafl›yan traktörün devrilmesi sonucu, 2’si a¤›r, 20 kifli yaraland›.
Al›nan bilgiye göre, Karacaören köyünün Karap›nar mezras›nda domates ekimi
yapt›klar› tarladan köylerine dönen tar›m
iflçilerini traktör, sulama kanal›n›n geçti¤i
tarlan›n yak›n›nda devrildi. Kazada, traktörün römorkunda bulunan ve ço¤unlu¤unu genç kad›nlar›n oluflturdu¤u 32 kifliden, 20’si yaraland›. Köylülerin yard›m›yla
Bozova Sa¤l›k Merkezi’ne götürülen yaral›lardan sürücü ‹smet Ç. ile Asiye Akgün
(17), Saliha Kiraz (19), Hatun Çakmak
(17), Cemile Poyraz (17), Naile Koç,
Remziye Atmaca ve Melek Akgül ile adlar› henüz ö¤renilemeyen tar›m iflçileri, buradaki ilk müdahalenin ard›ndan ambulanslarla fianl›urfa’ya sevk edildi. Yaral›lardan 18’inin durumunun hafif, 2 kiflinin ise
a¤›r oldu¤u ö¤renildi.
(H. Merkezi)
TAR‹fi
fi’’te
grev karar›!
Türkiye Kooperatif ve Büro ‹flçileri Sendikas› (Koop-‹fl) TAR‹fi ile devam eden Toplu ‹fl Sözleflmesi görüflmelerinde bir sonuç al›namamas› üzerine grev
karar› ast›.
Koop-‹fl ‹zmir Bölge fiubesi ile TAR‹fi
‹ncir, Üzüm, Pamuk ve Ya¤l› Tohumlar
Tar›m Sat›fl Kooperatifleri Birlikleri aras›nda süren görüflmelerde bir ilerleme
sa¤lanamamas› üzerine 14 Nisan tarihinde grev karar› ast›.
TAR‹fi Bölge Müdürlü¤ü önünde bir
bas›n aç›klamas› yapan Koop-‹fl Sendikas›,
iflçilerin yaflanabilir bir ücret istediklerini
dile getirdi.
Bas›n aç›klamas›n› okuyan ‹zmir Bölge
Baflkan› Mehmet Karaaslano¤lu; 1980
y›l›ndan bu yana TAR‹fi’te örgütlü olduklar›n› söyleyerek iflçilerin ekonomik olarak zor durumda oldu¤unu ve taleplerinin
makul oldu¤unu ifade etti.
154 iflçinin çal›flt›¤› TAR‹fi’te yasaya
göre grev karar›n›n as›lmas›ndan 60 gün
sonra bir anlaflma sa¤lanamaz ise sendika
greve ç›kabilir. (H.Merkezi)
Yörsan ve Arçelik
İşçi/köylü
Sinan köylü leri topraklar› için mahkemede
Diyarbak›r’›n Bismil ilçesine
ba¤l› Sinan köylülerinin topraklar›na
el koyan a¤aya karfl› yürüttükleri
hakl› mücadelenin hukuki aya¤› sürüyor.
Hat›rlanaca¤› üzere Sinan köylüleri hile ile topraklar›na el koyan
a¤aya karfl› toprak talebi ile mücadeleye bafllam›fl geçen 5 y›ll›k süre
boyunca yapt›klar› eylem ve etkinliklerle seslerini kamuoyuna duyurmaya çal›flm›fllard›.
Kadastroda yapt›¤› sahte ifllemler ile köylülerin topra¤›n› kendi
ad›na geçiren Reflit Sinanl› bölgedeki iflbirlikçileri arac›l›¤› ile Sinan köylülerinin mücadelesini engellemeye
çal›flm›flt›. Köylülerin yapt›¤› eylemlere sald›ran jandarma, Reflit Sinanl›’n›n ç›karlar›n› savunurken köylüleri öldürmekle tehdit etmifl bölgede
topra¤› sürecek kimse bulmay›nca
askerler a¤an›n tarlas›n› sürmüfltü.
Sinan köylülerinin, a¤an›n top-
Sinan köylülerinin,
a¤an›n topraklar›na
el koymas›na karfl›
Diyarbak›r’da açt›klar›
dava Reflit Sinanl›’n›n
iste¤i ile ‹stanbul’a al›nd›.
Kad›köy Adliyesi’nde
devam eden davan›n
15 Nisan’da görülen
duruflmas›nda Reflit
Sinanl› hâkim karfl›s›na ç›karak ifade verdi.
raklar›na el koymas›na karfl› Diyarbak›r’da açt›klar› dava Reflit Sinanl›’n›n iste¤i ile ‹stanbul’a al›nd›. Kad›köy Adliyesi’nde devam eden davan›n 15 Nisan’da görülen duruflmas›nda Reflit Sinanl› hâkim karfl›s›na
ç›karak ifade verdi. Polis taraf›ndan
korunan Reflit Sinanl› verdi¤i ifadede topraklar›n yüzy›llard›r ailesine
ait oldu¤unu, köylülerin de iflgalci
oldu¤unu iddia etti. Oysa a¤a, Sinan
köyüne 1950’li y›llarda yerleflmifl;
ondan önce topraklar Sinan köylülerine ait. Sinan köylüleri Osmanl›
döneminden kalma tapu evraklar›n›
göstererek a¤an›n iddialar›n› da çürüttü. Mahkemeden sonra Kad›köy
‹skelesi önünde bir bas›n aç›klamas›
yapan Sinan köylüleri, yaflad›klar›
sorunlar› dile getirdi.
Sinan köylüleri ile mahkeme öncesinde yapt›¤›m›z sohbetlerde
köylülerin mücadelede kararl› olduklar›na bir kez daha tan›k olduk.
Sinan köylüleri flu anda ölülerini bile defnedecek bir yerleri olmad›¤›n›,
çünkü a¤an›n adamlar›n›n buna en-
K o c a e l i Ü n i v e r s i t e s i e m e k ç i l e r i n i n d i r e n i flflii s ü r ü y o r
Kocaeli Üniversitesi bünyesinde
çal›flan OLEY‹S üyesi emekçilerin,
özellefltirme ve tafleronlaflt›rmaya
son verilmesi, iflten at›lan iflçilerin
geri al›nmas› talebiyle, üç ay önce
bafllatt›klar› grev sürüyor.
Üniversite yönetiminin, grevdeki iflçilerin taleplerini dikkate almamaya dönük ›srar›na karfl›n, grevdeki iflçilerle dayan›flma da büyüyor.
Greve destek verenler aras›nda
akademisyenler de var. 22 Nisan
günü grevci iflçileri ziyaret eden bir
grup akademisyen burada bir aç›klama gerçeklefltirdiler. Prof. Dr.
Cem Terzi taraf›ndan yap›lan
aç›klamada, akademisyenlerin iflçilerin taleplerinin kabul edilmesi için
bir imza kampanyas› bafllatt›¤›na ve
270 ö¤retim görevlisinin kampanyaya dahil olarak, imza verdi¤ine dikkat çekildi ve “Üniversiteler, kamusal hizmet verilen, topluma karfl›
sorumluluk tafl›yan kurumlard›r. Bu
sorumluluk, üniversitede çal›flan
tüm iflçiler dahil olmak üzere üniversite bileflenleri taraf›ndan paylafl›lmaktad›r. Bu temelde üniversite
çal›flanlar›n›n örgütlenme ve grev
haklar›na sayg› gösterilmemesi kabul edilemez. Kocaeli Üniversitesi’nin taleplerini ve bu do¤rultuda bafllatt›klar› grevi destekliyor, Kocaeli
Üniversitesi’ndeki özellefltirme ve
tafleronlaflt›rma uygulamalar›na son
verilmesini, iflten at›lan iflçilerin geri
al›nmas›n› talep ediyoruz” denildi.
Terzi’nin ard›ndan söz alan OLEY‹S Genel Sekreteri Mehmet
Emin Ünal ise, sendikalar›n›n 29
Haziran 2007’de Kocaeli Üniversitesi Rektörlü¤ü Sa¤l›k, Kültür Spor
Daire Baflkanl›¤› iktisadi iflletmesine
ba¤l› ifl yerlerinde toplu ifl sözleflmesi yapma yetkisi ald›¤›n› söyledi.
Rektörlü¤ün yetkinin al›nd›¤› tarihten bugüne kadar bu toplu ifl sözleflmesinin uygulamaya geçmemesi için
tüm çabalar›na ra¤men çal›flanlar›n
ve sendikan›n yasal prosedürü uygulad›¤›n› da vurgulayan Ünal, bu süreçte rektörlük üyeleri üzerinde giderek artan bask›lara devam edildi¤ini, grev k›r›c›l›¤›na kadar gidildi¤ini ve
sendikalaflma sürecinin önünün kesilmeye çal›fl›ld›¤›n› söyledi.
Aç›klama, Kocaeli Üniversitesi
yönetiminin tutumunu protesto
eden içerikte sloganlar›n at›lmas›yla
sona erdi. (Kartal)
Köylüler sadaka de¤il, haklar›n› istiyor!
‹flçi ve emekçilerin haklar› ve
iflleri için sokaklar› daha fazla zorlad›¤› süreçte, köylülük de örgütlülü¤ü oran›nda topra¤›na, ürününe ve eme¤ine sahip ç›kman›n mücadelesini veriyor. Tasfiye sald›r›s›n›n hedefindeki köylüler, hükümetin tar›msal destekleme uygulamalar›n› Kahramanmarafl’ta bir
miting yaparak protesto etti.
13 Nisan günü yap›lan mitingde bin befl yüzden fazla köylü alana ç›karak “Sadaka de¤il hakk›m›z› istiyoruz” dedi. Mitinge getirilen traktörlerin üzerindeyse
“Dikkat hacizli araç”, “‹thalatç›
de¤il, ihracatç› Türkiye”, “Çiftçi
ezilirken, Avrupa Birli¤i olmaz” yaz›yordu.
Köylülerin pankartlar›nda ise
“Eme¤imizin karfl›l›¤›n› istiyoruz”, “Bu ülkede son sözü çift-
çi söyler”, “Çiftçi kukla de¤il,
milletin efendisidir”, “Sadaka
de¤il, hakk›m›z› istiyoruz” ve
“Anam›z evde yok, babam›zla geldik” yaz›l›yd›.
Mitingde konuflan
Kahramanmarafl Ziraat Mühendisleri Odas›
Baflkan› Yusuf Temizkan ve ZMO Genel Baflkan› Gökhan
Günayd›n Türkiye
köylüsünün yanl›fl politikalar nedeniyle giderek yoksullaflt›¤›n› söylediler. Son dönemde
artan gübre ve mazot
fiyatlar› yan›nda, tar›msal ürünlerin çiftçi fiyatlar›n›n düflmesi, buna
karfl›l›k tüketici fiyatlar›n›n artmas›na iliflkin örnekler veren Günayd›n, bu düzenin üretici ve tüketici
genifl halk kitleleri lehine de¤ifltirilmesi gerekti¤ini ifade etti.
Ayr›ca özellefltirme uygulamalar›n›n Türkiye’yi üretimden kopard›¤›n› ve sektörü yabanc›laflt›rd›¤›n› da ifade eden Günayd›n,
üreticinin yaln›zca destekleme sistemine de¤il, ülkenin do¤al kaynaklar›na, yönetim yap›s›na ve
tüm geliflmelere de duyarl› olmas›
gerekti¤inin alt›n› çizdi.
(H. Merkezi)
ifl
flç
çileri kararl›!
Sendikal haklar› için mücadele eden iflçiler kazan›ncaya kadar mücadele etmekte
kararl›.
Bal›kesir’in Susurluk ilçesinde kurulu
bulunan Yörsan fabrikas›nda Tek G›da-‹fl
Sendikas›’na üye olduklar› için iflten at›lan
Yörsan iflçileri direnifllerinin 137. gününde
Taksim’de bir eylem gerçeklefltirdi. 19 Nisan günü düzenlenen eylemde iflçiler önce
Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek
Platformu’nun yapt›¤› bas›n aç›klamas›na
destek sundu, ard›ndan Taksim Tramvay
dura¤›ndan Galatasaray Lisesi’ne kadar yürüdü. Yörsan Yersen ‹nisiyatifi taraf›ndan örgütlenen eylemde “400 Yörsan iflçisiyiz! Sendikam›za üye olduk iflten at›ld›k!
Yörsan ürünlerini tüketmiyoruz!” pankart›
açan iflçilerin önü polis taraf›ndan kesildi.
‹flçiler “Emekçiye de¤il sermayeye barikat” sloganlar› ile barikat› protesto etti.
‹flçilerin kararl› duruflu karfl›s›ndan polis,
barikat› kald›rmak zorunda kald›. ‹flçiler
“Sendika hakk›m›z engellenemez”, “Yörsan tüketme, iflçi hakk› yeme” sloganlar›n›
atarak Lisenin önüne geldi. Burada konuflan Tek G›da-‹fl Sendikas› Marmara Bölge
Baflkan Yard›mc›s› Göksel fiengül, Yörsan’da örgütlenmekte kararl› olduklar›n›
dile getirdi. 400 Yörsan iflçisi ad›na konuflan Gökhan Y›ld›z da bu ifli sonuna kadar götüreceklerini söyledi.
Eyleme, T. Harb-‹fl Anadolu Yakas› fiubesi, Deri-‹fl Tuzla fiubesi, Emekli-Sen, Yap›-Yol Sen ve Genç-Sen üyeleri de destek
verdi. (‹stanbul)
gel oldu¤unu dile getiriyorlar. Köylüler mücadele süreci içinde bilinçlenmifl. Jandarman›n sald›r›lar›n›,
a¤an›n Vali taraf›ndan nas›l korundu¤unu ve mahkemeyi ‹stanbul’a
alarak neyi hedeflediklerini anlat›yorlar. Sinan köylüleri mücadele
boyunca birçok sendika, demokratik kitle örgütü ve ilerici ve devrimci kurumla da iletiflime geçmifl.
Tüm bunlar köylülerin sürece
daha bilinçli yaklaflmas›na neden
oluyor. Daha önce birkaç kez büromuzu ziyaret eden Sinan köylüleri
Diyarbak›r’a do¤ru yola ç›kmadan
önce de büromuza u¤rad›. Sorunlar›n› ve buna dair yap›labilecekleri
konufltu¤umuz Sinan köylüleri demokratik ve ilerici kamuoyunun daha fazla deste¤ini bekliyor. Bir sonraki mahkemeleri 7 Temmuz’da yap›lacak olan Sinan köylüleri bu duruflmaya daha haz›rl›kl› gelmeyi hedefliyor.
(‹stanbul)
fia
fi
ahin Motor ifl
flç
çisi direnifl
fltte
Otomobil-‹fl ve Birleflik Metal‹fl’in 35 y›ld›r örgütlü oldu¤u Çay›rova’daki fiahin Motor iflçileri tazminats›z olarak iflten at›ld›lar. K›dem tazminatlar›n› alabilmek için direnifle geçen iflçiler, patronun sendikas›zlaflt›rmaya dönük sald›r›lar›na karfl› da tepki göstermekteler.
Patron ise
bu süreçte bütün sendikal›
iflçileri iflten
att› ve hiçbir
görüflme talebini kabul etmiyor. ‹flçiler
patronun kendilerini hiçbir
gerekçe göstermeden iflten att›¤›n›, gerçek
amac›n›n ise sendikay› yok etmek
oldu¤unu söylemekteler.
‹flyerindeki sendikal örgütlenmenin yeni de¤il, 35 y›ll›k bir geçmifle sahip oldu¤unu da belirten iflçiler, patron bask›s›n›n son dönemlerde giderek artt›¤›n›, hatta sendikadan istifa etmeleri için rüflvet bile
teklif edildi¤ini söylediler.
Borcu olan üç iflçinin patronun
verdi¤i 20’fler bin liray› alarak, istifa
etmesi ve bunun ortaya ç›kmas› ile
birlikte, iflten atmalar bafllam›fl.
Fabrikada flu an sadece 30 iflçinin çal›flt›¤›, bunlar›n ise taflerona ba¤l› oldu¤u da iflçiler taraf›ndan aktar›lan
bilgiler aras›nda. ‹flten ç›kar›lan iflçilerin her birinin ortalama 40 biner lira
alacaklar› oldu¤u söyleniyor.
Ücretlerin, sendika devre d›fl›
b›rak›larak, sadece kendisiyle belirlenmesini isteyen fiahin Motor patronu,
ayr›ca ifle yeni
girenlerin sendikaya üye yap›lmamas›n› “istemifl”! Ayr›ca
günde iki kez
yap›lan çay paydoslar›nda çal›flmay› dayatmaya bafllam›fl. ‹flçiler,
patronun bu bask›lar›n› kabul etmeye yanaflmay›nca, iflten ç›karmalara
giden süreç bafllam›fl.
Fabrikadaki tezgahlar›n Tepeören’e götürüldü¤ünü söylüyor iflçiler. Ayr›ca patronun e¤itti¤i 15 iflçi
de tezgahlarla beraber Tepeören’e
götürülmüfl. ‹flçiler geçim s›k›nt›s›n›n art›k had safhada oldu¤unu, bunun için de esas amaçlar›n›n ifl bafl›
yapmak oldu¤unu söylüyorlar. “Ya
da tazminatlar›m›z verilsin” diyorlar. (Kartal)
Emekliler
sendikalar›na
sahip ç›kt›
D‹SK’e ba¤l› Emekli-Sen
üyeleri, sendikalar›na yönelik
kapatma davas›na karfl›, 20 Nisan 2008 tarihinde Ankara’da
“Emekliler ‹nsanca Yaflam
‹stiyor” mitinginde bulufltu.
Abdi ‹pekçi Park›’nda düzenlenen mitinge kat›lan emekliler,
mücadelelerinin sürece¤ini dile
getirerek, hükümete tepki gösterdi.
Taleplerini dile getirmek için
Toros Sokak’ta biraraya gelen
emekliler, “Emekliler ‹nsanca Yaflam istiyor” pankart›
arkas›nda, mitingin yap›laca¤›
Abdi ‹pekçi Park›’na yürüdü.
Mitingde ilk olarak konuflan
D‹SK Yöneticisi Kani Beko,
SSGSS yasas› ile birlikte iki y›l
görev yapan milletvekillerinin
emekli olaca¤›n›, toplumun di¤er kesiminin ise 65 yafl›nda
emekli olaca¤›n› belirtti.
Emekli-Sen Genel Baflkan›
Veli Beysülen, örgütsüz toplumu yönetmekten rant elde
edenlerin emek ve demokrasi
mücadelesi önüne sürekli engel
koymaya çal›flt›klar›n› dile getirdi. Bütün engellere ra¤men mücadelelerini sürdüreceklerini
ifade eden Beysülen, sendikalar›na aç›lan kapatma davas›n›
“hukuksuzluk” olarak niteledi.
Miting, müzik eflli¤inde çekilen halaylarla son buldu.
(Ankara)
Sendikal
örgütlenmeye
tahammülsüzlük
Bursa Büyükflehir Belediyesi’nin kuruluflu olan Bursa Ulafl›m A. fi. (Burulafl)
taraf›ndan Deniz Ulafl›m A.fi’ye devredilen ve Denifl Ulafl›m A. fi. taraf›ndan da
Evin Tafl›mac›l›k A. fi.’ye ihale edilen belediye otobüslerinde çal›flan iflçiler
TÜMT‹S Sendikas›’na üye olarak
sendikal› çal›flmak istemifllerdi. TÜMT‹S
Sendikas›n›n ço¤unluk tespiti için 2
Temmuz 2007 tarihinde Çal›flma Bakanl›¤›’na baflvurmas›yla Burulafl ve Gün Tafl›mac›l›k flirketi, iflçilerin sendikaya üye
olmalar›na tahammül etmeyerek, sendikadan istifa etmeleri için çeflitli bask›lar
yapm›fllard›r. Örne¤in günde 12-13 saat
uzun çal›flt›rma, bununla da yetinmeyip
iflten ç›karma ve sürgünlerle bask›lar›n›
daha da art›rm›fllard›r. Ve bu bask›lara
direnerek sendikadan istifa etmeyen 10
iflçiyi iflten ç›karm›flt›r.
Bursa Büyük fiehir Belediyesi ve tafleron flirket Evin Tafl›mac›l›k A.fi.’nin
sendikal örgütlülü¤e tahammülsüz
olmas›n›n nedeni tafleronlaflt›rma sisteminde emekçileri daha düflük ücretle
daha fazla çal›flt›rmak, sosyal haklardan
mahrum b›rakmak, örgütlemenin önüne
geçmek ve sömürüyü daha da katmerlefltirmektir.
Bursa Büyükflehir Belediyesi ve Evin
Tafl›mac›l›k A. fi.’nin bu sald›r›s›na karfl›
TÜMT‹S Sendikas› Bursa fiubesi 18 Nisan günü Bursa Büyükflehir Belediyesi
binas› önünde iflten ç›kar›lan iflçiler ve
sendika üyeleri, KESK ve Türk-‹fl’e ba¤l›
sendika yöneticilerinin de destek verdi¤i bir bas›n aç›klamas› yaparak, bask›lar›
protesto etti.
Aç›klamay› okuyan TÜMT‹S Genel
Sekreteri Gürol Y›lmaz yaflanan bask›lara de¤inerek Belediye Baflkan›n› göreve davet etti. Y›lmaz aç›klamada “üyelerimizin sendikal haklar›na yönelik sald›r›lar karfl›s›nda sessiz kalmayaca¤›z,
yasal ve meflru tüm haklar›m›z› kullanaca¤›m›z› bir kez daha ilan ediyoruz” dedi. Kitle alk›fl ve sloganlarla eyleme destek verdi. (Bursa)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
Proletarya
Partisi’nin 36.
y›l› selamland›
Elimize e-posta kanal›yla ulaflan bir habere göre ‹stanbul’un Gülsuyu Mahallesinde
pankart ve yaz›lama eylemleri gerçeklefltirildi. ‹stanbul Semt Komitesi imzal› bildiride 25 Nisan günü, sabah 04.00 sular›nda
Gülsuyu Mahallesinin merkezi olan Heykel’de “36. y›l›nda flan olsun Partimize
TKP/ML T‹KKO” yaz›l› bomba süsü verilmifl pankart as›ld›¤› ifade edildi. Saat 10.00’a
kadar as›l› kalan pankart›n düflman› oldukça
hareketlendirdi¤i ve bomba imha ekibi getirilerek müdahale edildi¤i ö¤renildi.
Yine ayn› bildiride ayn› gün 24 Nisan Proletarya Partisinin kuruluflunu ve iflçi s›n›f›n›n Birlik, Mücadele ve Dayan›flma Günü olan 1
May›s’› selamlayan yaz›lamalar›n yap›ld›¤› da
ifade edilmekte. Yaz›lamalarda “36. y›l›nda
flan olsun Partimize”, “Nisan güneflini
selaml›yoruz”, “1 May›s k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “Çeteleflmeye ve yozlaflmaya karfl›
1 May›s’a”, “Y›k›mlara karfl› 1 May›s’ta
Taksim’e” vb. sloganlar yer ald›.
R›za Çiçek
hala tutuklu
7 ay önce Dersim’in Hozat ilçesinde odun
toplamaya giden R›za Çiçek ve Bülent
Karatafl’›n üzerine asker taraf›ndan atefl
aç›lm›fl, aç›lan atefl sonucu Bülent Karatafl
yaflam›n› yitirirken, R›za Çiçek de a¤›r yaralanm›fl, hastanede tedavisi yap›ld›ktan
sonra “örgüt üyesi” oldu¤u gerekçesiyle
tutuklanm›flt›. Haz›rlanan iddianameden
tutal›m da, haz›rl›k soruflturmas›n›n yürütülüfl biçimi, delillerin yok edilmesi vb. birçok usulsüzlü¤e ve Malatya 3. A¤›r Ceza
Mahkemesi’nin savc›n›n iddianamesini ikinci kez “delil yok” diyerek iade etmesine
ra¤men R›za Çiçek hala tutuklu bulunuyor.
Malatya Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›, olaydan 7
ay sonra yani 31 Mart’ta tutuklu yarg›lanan
Çiçek ile ilgili iddianameyi haz›rlad›. Fakat
iddianame de savc›, “örgüt üyesi oldu¤u”
iddias›yla tutuklanan Çiçek’in örgüt üyesi
olmad›¤›n›, “örgüte bilerek ve isteyerek
yard›m etti¤ini” ileri sürdü. 11 Nisan’da haz›rlanan ve mahkemeye sunulan çeliflkilerle dolu iddianameyi inceleyen Malatya 3.
A¤›r Ceza Mahkemesi de savc›n›n delil olarak gösterdi¤i belgelerde san›¤›n üzerine
at›l› suçu iflledi¤ine dair bilgi bulunmad›¤›n›
belirterek, savc›n›n dava aç›lma talebini ayn› gün reddetti. Bunun üzerine savc› 15 Nisan’da iddianameyi tekrar mahkemeye
sundu. Mahkeme heyeti de iddianameyi
tekrar görüflerek ikinci kez reddetti ve soruflturma dosyas›n› Diyarbak›r Nöbetçi
A¤›r Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Diyarbak›r Nöbetçi A¤›r Ceza Mahkemesi’nin
de ayn› yönde karar vermesi durumunda,
dosya tekrar savc›l›¤a gönderilecek ve savc›l›k ya iddianameyi tekrar haz›rlayacak ya
da takipsizlik karar› verecek. Malatya
Cumhuriyet Savc›s›’n›n mahkemeye sundu¤u delillerin ise Hozat Savc›l›¤› taraf›ndan imha edildi¤i ortaya ç›kt›.
Mahkeme iddianameyi geri çevirmekte, ancak R›za Çiçek’in tahliye edilmesi talebini
de reddetmektedir. Kendi kendisiyle çeliflen mahkeme ayn› zamanda savc›n›n as›ls›z
iddialar› ve delilleri yok etmesine de müdahale edip soruflturma açmamaktad›r. “Güvenilir”, “ba¤›ms›z” denilen yarg›n›n ne kadar güvenilir ve ba¤›ms›z oldu¤unu da ortaya koyan yeni bir davayla karfl› karfl›ya
bulunulmaktad›r.
(Erzincan)
23 Nisan m›?
23 Nisan günü Konak Kemeralt› giriflinde
bir araya gelen Partizan, ESP, DTP,
SDP, ‹HD, DHP ve Köz Türkiye’de ve
di¤er ülkelerde çocuklar›n maruz kald›¤›
fliddet ve sömürüye iliflkin bir bas›n aç›klamas› yapt›. Kitle ad›na bas›n metnini
okuyan Mihriban Karakaya 250 milyondan fazla çocu¤un kötü koflullarda,
a¤›r ve tehlikeli ifllerde çal›flt›r›ld›¤›n›, her
y›l 5 milyon 700 bin çocu¤un köle olarak
sat›ld›¤›n›, 1 milyonu aflk›n çocuk tutuklunun oldu¤unu söyledi. Karakaya Sokak
çocuklar›, tinerci çocuk, mahkum çocuk,
köprü alt› çocu¤u, ç›rak çocuk, göçzede
çocuk derken her alanda sömürünün ve
çocuk hakk› ihlallerinin ayyuka ç›kt›¤› bir
ülkede “çocuk bayram›” kutlamak için
neler yap›lmas› gerekti¤ine dikkat çekmek için burada olduklar›n› dile getirdi.
“Güzel günler görece¤iz çocuklar, motorlar› maviliklere sürece¤iz” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› eylemin bitiminde çocuklara fleker ve balon da¤›t›ld›.
(‹zmir)
T. Kürdistan›’n›n her yerinde
“gizli” bir OHAL uygulamas› oldu¤u
birçok uygulamayla ortaya ç›k›yor.
Ola¤an Üstü Hal’in (OHAL) uyguland›¤› alan ve bölgelerde her fley s›n›rl› bir flekilde verilmekte, kontrollerden geçirilmektedir. Bir kilo fleker, bir kilo un, bir paket sigara…ikinci bir kiloyu ya da paketi almak yasak. Sadece g›da ambargosu
de¤il elbette halka uygulanan. Hava
karard›ktan sonra soka¤a ç›kmak,
belli alanlar›n d›fl›na ç›kmak, muhalif
gazete ve kitaplar› okumak, muhalif
müzikleri dinlemek de yasak. Ayr›ca
flehrin, ilçenin girifl, ç›k›fllar›nda ya da
karfl›n›za her an ç›kabilecek bir arama noktas›nda saatlerce GBT kontrolünden geçirilip, tutuklanabilir,
kaybolabilirsiniz.
OHAL’in y›llar önce kalkt›¤›n›,
uygulanmad›¤›n› söyleyebilirsiniz.
Evet ka¤›t üstünde OHAL’in kald›r›ld›¤› do¤ru. Ama gelin görün ki, durum hiçte görüldü¤ü gibi de¤ildir.
Örne¤in Dersim’de 2001 y›l›nda
OHAL’in kald›r›ld›¤› söylendi. Ka¤›t
üzerindeki bu uygulamayla belki g›da
ambargosu kald›r›ld›, ancak bunun
d›fl›ndaki uygulamalar devam etmektedir. Sadece Dersim’le s›n›rl› olmayan bu durum Türkiye Kürdista-
2-15 Mayıs 2008
Operasyonlar, bitirmek için...
n›’n›n birçok ilinde yaflanmaktad›r.
Örne¤in Erzincan’daki köylere girifl
ç›k›fllarda kontrol yapan jandarma,
geçti¤imiz günlerde yeni bir uygulamayla köylülerin çantalar›n› arayarak, belli bir miktardan fazla g›da götürenleri tehdit ederek, s›n›rlama getireceklerini bildirmifllerdir.
Devlet yaylalar›
yasaklamak istiyor
G›da ambargolar›yla, katliamlarla,
bask›larla sindiremedi¤i, kontrol alt›na alamad›¤› halk› yerinden yurdundan etmek için her yolu denedi. Yaylalar› yasaklayarak köylünün hayvan
yetifltirmesinin önüne geçmek istedi,
bu da tutmay›nca bu sefer daha köklü bir çözüm buldu kendince; köyleri yakmak, boflaltmak.
Zorla göç ettirilenlerden Dersim’e komflu illere yerleflen ar›c›l›k
ve hayvanc›l›k yapan köylüler her yaz
yaylalar›na, köylerine giderek, sonbahara kadar kalmaktad›r. Ancak köylülerin bu gidifli de devlet taraf›ndan engellenmek istenmektedir. Her y›l yayla zaman› köylüler ya jandarma komutanlar› ya da Kaymakam veya Vali-
ler taraf›ndan ça¤r›larak telkinlerde
bulunulmakta, “gitmeyeceksiniz” tehditleri aras›nda “giderseniz yaylan›za,
köyünüze gelen gerillay› ihbar edeceksiniz” uyar›lar›yla köylüleri ihbarc›l›¤a, ispiyonculu¤a zorlamaktad›r. Bu
y›l da yayla zaman› geldi¤i için benzer
uygulamalar bafllam›fl durumda. Köylerine, yaylalara gitmek için baflvuran
köylülerin bir k›sm›, operasyonlar var
diyerek geri çevrilmekte.
Operasyonlar
bitmek bilmiyor
Yay›nlar›m›zda s›k s›k haber ola-
rak yer verdi¤imiz operasyonlar T.
Kürdistan›’nda artarak devam etmektedir. Özellikle bahar ay›n›n gelmesiyle birlikte imha etmek için
operasyonlar›n h›z› giderek art›r›ld›.
Dersim’de yap›lan operasyonda yaflam›n› yitiren HPG’lilerin cenazeleri
daha morgda bekletilirken, HPG taraf›ndan Dersim-Erzincan yolunun
kesilmesi sonucu yeniden bafllat›lan
operasyonlar, ayn› zamanda Ovac›k,
Hozat k›rsal›na do¤ru çekilmifl durumda. Heron denilen insans›z
uçaklarla yer tespitinin ard›ndan
Kobra helikopterleri ve zaman za-
man savafl uçaklar›yla da¤ tafl bombalanmaktad›r. On binlerce asker ve
özel timin kat›ld›¤› operasyonlarda,
operasyon bölgesinde bulunan köylere girilerek kimlik kontrolleri ve ev
aramalar› bahanesiyle hakaretler,
tehditlerle bask› yap›lmaktad›r.
Yukar›da da de¤indi¤imiz gibi
resmi olarak ilan edilmifl olmasa da
bugün bölgede OHAL’i aratmayacak
uygulamalar yap›lmaktad›r. Malum
OHAL ad› bile teflhir oldu¤u için bu
kez bunu daha “yumuflak” bir ifadeyle uygulamak istemektedirler. Yeni
isim ise “Geçici Güvenlik Bölgesi” (GGB) olmaktad›r. 2007 içinde T
Kürdistan›’n›n birkaç ilinde uygulanan ve sonbahar aylar›ndan itibaren
Dersim içinde tart›fl›lan GGB bugün
yeniden gündemlefltirilerek tart›fl›lmaktad›r.
Bölgede gerek psikolojik, gerekse
de fiziki olarak yürütülen sald›r›lara
karfl› bölge halk›n›n kararl› ve ›srarl›
duruflu etkili olacak ve bu sald›r› dalgas› ancak böyle k›r›lacakt›r. GGB’lerin de, operasyonlar›n da, yayla yasaklar›n›n da tek amac› vard›r, bölgeyi insans›zlaflt›rarak gerilla mücadelesini bitirmek, devrimci, ilerici,
demokrat güçleri yok etmektir.
(Dersim)
D e r i n l e fl
fle
en krizin Kürt
a y a ¤ › n d a a z g › n l a fl
fla
an devlet...
Son kara harekat›nda umdu¤unu
bulamay›p üstüne de a¤›r kay›plar
veren devletin ikinci kara harekat›na
haz›rland›¤› son günlerde medyada
yer almaktad›r. S›n›r noktalar›na yap›lan askeri sevkiyat, askeri inflaatlar, ‹ran’la yap›lan ikili görüflme ve
savafl uçaklar›yla, toplarla yap›lan
bombalamalar bunun iflaretleri olarak okunabilir.
Bunun yan›s›ra son bir haftay› tarad›¤›m›zda bilhassa Kürt ulusal güçlerine sald›r›lar›n pervas›z bir hal ald›¤› görülecektir. Gabar, Bestler Dereler, Cudi, Dersim, Erzincan ve di¤er
yerlerde operasyonlar s›klaflt›r›lm›fl
durumda. Elbette, Newroz’un militan
duruflunun, etkili gerilla sald›r›lar›n›n bunlar› getirece¤i beklenebilir bir
fleydi. Tüm ülkede yayg›n olarak ger-
çeklefltirilen tutuklamalar›n yan›s›ra
‹stanbul-Sar›gazi DTP binas›n›n bas›lmas›, Suruç’ta yine Öcalan’›n do¤um
gününe iliflkin 61 kifli hakk›nda arama
karar› ç›kar›lmas›n›, Newroz kutlamalar›na yap›lan vahfli sald›r›lar›, Sakarya’da DTP’ye yönelik linç sald›r›s›
vs. hesaba katt›¤›m›zda etekleri tutuflan faflizmin korku boyutunu fark
edece¤iz. Burada bir ayr›nt›ya de¤inmekte fayda var. Özellikle, devletin
fiemdinli’deki katliam girifliminde çuvallamas›yla, Susurluk’la aç›lan “derin
devlet” tart›flmalar› sil bafltan sahneye ç›kar›lmak durumunda kalm›flt›.
Devletten ba¤›ms›z “derin” bir
devletten bahsediliyordu o dönem,
iflte flimdiki süreç bütün ç›plakl›¤›yla
gösteriyor: Devletin derin halleri vard›r. Devlet ayn› devlettir oysa. Ayar
de¤iflikli¤i, bu halleri geri plana atmay› gerektirir. Son dönem gayet aç›ktan yap›l›yor her fley, legal yollar sonuna kadar aç›lm›fl durumda. Polisi,
askeri legal yollarla gözalt›na al›yor,
halka yasalar çerçevesinde atefl edi-
“Rüzgar ve günefl bize yeter!”
1986 y›l›nda yaflanan bir facia, dünya ölçe¤inde, hem insan yaflam›na hem de do¤aya, onar›lmas› mümkün olmayan bir y›k›m getirmiflti.
1986 y›l›n›n 26 Nisan günü, saat 01.24’te
Çernobil Nükleer Santrali’nin 4 numaral› reaktöründe meydana gelen patlama kelimenin tam
anlam›yla “felakete”
dönüfltü. Patlama
sonucu, Hiroflima
ve Nagazaki’ye at›lan atom bombalar›n›n 200 kat› kadar
radyoaktif madde
atmosfere sal›nd›.
Çernobil’den kaynaklanan radyoaktif
serpinti 160 bin kilometrekare topra¤› kirletti. Binlerce
kiflinin yaflam›na mal
olan, öldürücü etkisi günümüze kadar devam
eden Çernobil facias›nda en fazla etkilenen bölgelerden biri de Karadeniz Bölgesiydi. Bu bölgede sadece insanlar de¤il, do¤a ve dolay›s› ile
bölgenin ekinleri de büyük zarar görmüfl, radyasyona bulanm›flt›.
Çernobil’in etkilerinin hala sürdü¤ü, egemen s›n›flar›n ise, ya¤ma ve talan h›rs›yla, yeni
nükleer santrallerdeki ›srarlar›n› korudu¤u bugünlerde, Çernobil 22. y›l›nda bir kez daha an›ld›. Bu vesileyle 26 Nisan’da Kad›köy’de yap›lan
mitingde ayr›ca, günümüzdeki nükleer sorununa da dikkat çekildi.
Küresel Eylem Grubu taraf›ndan organize
edilen miting, saat 12.00’da Tepe Nautilius
önünden Kad›köy ‹skele Meydan›’na do¤ru yürüyüflle bafllad›.
Mitinge, Munzur Çevre Derne¤i, AntiKapitalist, ‹stanbul Tabipler Odas›, DTP,
EMEP, Yefliller, TUDEF-Munzur Koruma
Kurulu, F›nd›kl› Dereleri Koruma Grubu,
Tüketicileri Koruma Derne¤i ve çok
say›da kurum kat›larak
destek verdi.
Munzur
Çevre
Derne¤i’nin, Munzur’u
sembolize etmek amac›yla tafl›d›¤› ve üzerinde “Munzur Özgür
Akacak” yazan, metrelerce uzunlu¤undaki
bez, yo¤un ilgi çekti.
Partizan okurlar› da mitinge Dernekle birlikte
ve operasyonlar› protesto eden döviz ve sloganlar›yla kat›ld›.
‹skele Meydan›’na kadar devam eden yürüyüflün ard›ndan bafllayan mitingin aç›l›fl konuflmas›n›, Tertip Komitesi ad›na Umut fiahin
yapt›. Munzur Çevre Derne¤i ad›na da bir konuflmac›n›n yer ald›¤› mitingdeki konuflmalarda
a¤›rl›kl› olarak, Türkiye’nin temiz enerji kaynaklar›n›n bulundu¤una ve asl›nda nükleer santrallere ihtiyaç olmad›¤›na dikkat çekildi. Konuflmalar›n yan› s›ra, mitingde sahne alan, Ab-› Hayat
ve Marsis Gruplar› da müzik dinletisi verdiler.
(Kartal)
Mersin’de nükleer
karfl
fl››t› miting
Mersin’de ise Nükleer Karfl›t› Platform’un düzenledi¤i yürüyüfl ve miting
yaklafl›k 5 bin kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Mitingde slogan ve pankartlarda
AKP’ye yönelik elefltiriler vard›. ‘Nükleer
santrale ve bal›k çiftliklerine hay›r’ slogan›yla düzenlenen yürüyüfl ö¤le saatlerinde
Mersin Devlet Hastanesi önünden bafllad›.
Mersin, ‹skenderun, Sinop, Kocaeli ve ‹stanbul’daki çevre örgütlerinin yan› s›ra
TMMOB’a ba¤l› meslek odalar›, Tabip
Odas›, ÇYDD, ADD, Biz Kaç Kifliyiz Platformu, iflçi ve memur sendikalar›, Yeni
Demokrat Gençlik, Mersin LÖB ve Mersin
Üniversitesi ö¤rencileri de kortejler halinde yürüyüfle kat›ld›. Yürüyüfl kortejleri
“Mersin Çernobil olmayacak”, “AKP
süründürür, nükleer öldürür”, “Nükleerini al da git Tayyip”, “Halk uyand›,
imam bay›ld›”, “Ayaklar bafl olacak,
nükleerciler kaybedecek” fleklinde sloganlar eflli¤inde Metropol Miting Alan›’na
kadar yürüdü. Burada bir konuflma yapan
Nükleer Karfl›t› Platform Sözcümüz Kamer Gülbeyaz, “Ülkesini seven, çocuklar›na yaflan›labilir bir ülke b›rakmak isteyen insanlar günün birin de nükleerci partiyi tarihe gömeceklerdir” dedi. Miting
Grup Karar Sesi ve Sevinç Eratalay’›n
sundu¤u dinletilerle sona erdi. (Mersin)
Gebze Tuncelililer Derne¤i’nden halk flflööleni
Gebze Tuncelililer Derne¤i 9. kurulufl y›ldönümü vesilesiyle 20 Nisan Pazar günü bir
halk flöleni düzenledi. Geceye TUDEF Genel
Sekreteri Yusuf Topçu, TUDEF yöneticisi
Ali Y›ld›z, DTP Tunceli milletvekili fierafettin Halis, Gebze DTP ilçe baflkan›, Bursa
Tuncelililer Derne¤i Baflkan› Özkan Arslan’›n da aralar›nda bulundu¤u birçok kurum
ve baflkan› da kat›ld›. Etkinlik, Türkçe ve Zazaca yap›lan aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›. “Ana
dilde e¤itim insan hakk›d›r”, “Bar›fl ve Kardefllik için 1 May›s’a”, “Birlik mücadele daya-
n›flma”, “Köylerimize koflulsuz geri dönüfl
sa¤lans›n” vb. yaz›l› döviz ve pankartlar salonun çeflitli yerlerine as›ld›¤› gecede aç›l›fl konuflmas›ndan sonra Grup Kardelen sahneye ç›karak Türkçe ve Zazaca eserler seslendirdi.
Gruptan sonra Dernek Baflkan› Hasan
Gündo¤du Dernek ad›na bir konuflma yapt›.
Konuflmas›nda ABD emperyalizminin iflgal ve
talan politikas›na de¤inen Gündo¤du, devletin
devrimci, demokrat ve yurtsever kurumlara
linç kampanyalar› örgütledi¤ini, Kürt halk›na
yönelik imha, inkâr ve operasyonlar›n sürdü¤ünü, Kürt halk›n›n kültür ve dilinin yok say›ld›¤›n› söyledi. Gecede TUDEF Genel Sekreteri ve fierafettin Halis de birer konuflma yapt›lar. Gece Mehmet Ekici, Sait Usta ve Mehmet Özcan’›n söyledi¤i ezgilerle ve çekilen
halaylarla sona erdi. Gecede Partizan fiehit ve
Tutsak Aileleri stand açarak Tutsak Partizanlar›n yapt›¤› elifllerini sergiledi, standa ilgi oldukça iyi idi. Ayr›ca geceye Partizan, ‹flçi köylü, DTP vb. birçok kurum dayan›flma mesaj›
gönderdi.
(Gebze)
yor, yasalar çerçevesinde baflka bir
ülkenin egemenli¤ine müdahale ediyor, yasal bombalar kullan›yor köyleri vurmak için. ‹flkence yasal, yaralamak yasal, öldürmek yasal... Son günlerde en çok çocuklar›n gözlerinde
ezilmiflli¤in ac›s›n› duyumsad›k, bir
kez daha kabard› kinimiz faflizme karfl›. Kolu k›r›lan o küçük çocu¤un gözyafllar› gözümüzden akt›.
Görüyorsun ya, sevgili kardeflim
Pippa, bar›fl temennisi insanl›¤›n ve
nihai bar›fl için savaflmak laz›m gelir.
Sar›gazi’de
halk toplant›s›
Sar›gazi Partizan faaliyetçileri olarak 15 Nisan günü saat 19.30’da halk toplant›s› gerçeklefltirdik. Bölgemizde uyuflturucu kullan›m›,
uyuflturucu trafi¤ini organize eden çete faaliyetleri son dönemde daha da yayg›nl›k kazanm›flt›r.
Bu durum Sar›gazi halk›n› kayg›land›rmakta,
gençlerin bu bata¤›n içine çekilmesi korkusu yaflanmaktad›r. Bu nedenle Sar›gazi halk›, bu soruna müdahale etmek iste¤iyle bir araya gelmek istemifltir.
Toplant›da ilk olarak söz alan faaliyetçilerimiz semtlerde yayg›nl›k kazanan sorunlara
de¤inerek sorunun çözümü noktas›nda halk›m›zda oluflan beklenti ve kimlerden nas›l bir çözüm istedi¤i konusu üzerinde durdu.
Semtlerde yaflanan bu sorunun yayg›nl›k kazanmas›n›n nedeni halk›n örgütsüzlü¤ü, burjuvafeodal kültürün etkisinde kalmas›, devrimci de¤erlerden ve kültürden uzaklaflmas› ve sonuç
olarak da yabanc›laflmas› tespiti yap›ld›. Sorunlara müdahale konusunda halk›m›z›n, çözümü
kendi d›fl›nda aramas›, kurtar›c›lardan medet
ummas› gibi bir tutumun gelifltirildi¤i belirtildi.
Yap›lan tespitlerden sonra söz kitleye
b›rak›ld›. Her konuflmac› yaflad›¤› sorunlar› ifade
etti. Konuflmac›lar›n ço¤u çürümenin sistemden
kaynakland›¤›nda hemfikir olmufl, ayn› zamanda
kendi cephelerinden edilgenlik, tepkisizlik, örgütsüzlük gibi tespitlere de kat›lm›fllard›r.
Yap›lan bu toplant›, halk›n yaflad›¤› sorunlar›
somut bir biçimde tart›flmak, halkla birlikte soruna müdahale etmek anlam›nda ö¤retici oldu.
Halk›n bizi dinlemesi, bizim sorunu nas›l tan›mlad›¤›m›z› görmesi anlam›nda ö¤retici ve bizlerin
de halk› dinlemesi onlar›n düflünce ve önerilerini almas›, tepkilerini, beklentilerini gözlemlemesi aç›s›ndan iyi bir çal›flma oldu.
Toplant›ya halk›n gösterdi¤i ilgi, kat›lan herkesin düflüncelerini ifade edip tart›flmas› oldukça olumluydu. Bu tarz faaliyetlerin devam›n›n
sa¤lanmas›, farkl› konular ve gündemler etraf›nda toplant›lar, tart›flmalar örgütlenmesi, kitleyle
ba¤lar›m›z› güçlendirecektir. Düflüncelerimizi,
anlay›fl›m›z›, politikalar›m›z› kitleye tafl›mak, kitleyle tart›flmak faaliyetimizin temel olan kitlelerden kitlelere anlay›fl›n›n uygulanmas›n›n örnekleri olacakt›r.
Sar›gazi ‹K okurlar›
İşçi-köylü 7
2-16 Mayıs 2008
‹C‹ tutsaklar›n
1 May›s’›n›
Hapishanelerin d›fl güvenli¤i
gardiyanlara devrediliyor!
kutlad›
‹zmir Cezaevi ‹nisiyatifi üyeleri devrimci tutsaklar›n 1 May›s’›n›
kutlamak için haz›rlad›klar› kartlar› Konak Postanesi önünde yapt›klar› bir bas›n aç›klamas› ile sahiplerine gönderdi.
‹C‹ ad›na okunan metinde,1
May›s’›n öngünlerinde iflçi-emekçilere, ezilen halklara dönük her
türlü sald›r› politikas›n›n hapishanelerde yaflananlardan ba¤›ms›z
olmad›¤›na, 120 y›ld›r birlik-mücadele-dayan›flma günü olarak
kutlanan 1 May›s’ta “içerde d›flar›da hücreleri parçala” yaklafl›m›n›n hayat bulmas›n›n bugün her
fleyden daha önemli oldu¤una de¤inildi. “Yaflas›n 1 May›s-Biji Yek
Gulan-Devrimci tutsaklar onurumuzdur” pankart›n›n aç›ld›¤› eylemde tutsak yak›nlar› haz›rlad›klar› kartlar› sahiplerine gönderdiler.
(‹zmir)
Son aylarda yap›lan aç›klamalara
göre hapishanelerde d›fl güvenlikle ilgili yap›lacak de¤ifliklikle, 2009’dan
bafllayarak 5 y›l içinde hapishanelerin
d›fl güvenli¤inin jandarmadan al›n›p
“infaz uzman›” diye tabir edilen gardiyanlara devredilmesi gündemde.
Konuyla ilgili haz›rlanan ve 24
maddeden oluflan “Ceza ‹nfaz Kurumlar› D›fl Güvenlik Hizmetleri
Kanunu Tasar›s›”na göre; hapisha-
Van’da
Bakan
Çelik’e
protesto
Van’da yaflanan Newroz olaylar›yla faflist yüzü iyice ortaya ç›kan kolluk güçleri,
üniversitemize Milli E¤itim Bakan› Hüseyin
Çelik’i gönderip yurt açt›rmak istemifltir,
ama tüm hayalleri Ö¤renci Derne¤i’nin
kararl› prati¤ine tak›lm›fl ve Çelik, konuflmak için ç›kt›¤› kürsüden konuflamadan inmek zorunda kalm›flt›r.
AKP’nin Milli E¤itim Bakan› Hüseyin
Çelik’in yurt aç›l›fl› yapmak için Yüzüncü
Y›l Üniversitesi’ne gelece¤inin ö¤renilmesi
üzerine YÖDER günler öncesinden Kürt
halk›n›n katillerinin bu göz boyama hamlesini bofla ç›karmak için çal›flmalara bafllad›
ve 24 Nisan günü yurt ö¤rencileri yurt
içinde topland›. Yine di¤er ö¤renciler de
Merkezi Kafetarya’da toplanarak slogan
marfl ve halaylarla Çelik’in üniversiteye
geliflini protesto etti. Üniversite yönetimi
eyleme kat›l›m› engellemek için s›nav saatlerini eylem saatine ald› ve buna tepki olarak da merkezi yemekhane kantinine “S›navlarla bizi y›ld›ramazs›n›z” afifli as›ld›. Buradan kortej oluflturularak yurda
do¤ru harekete geçildi. Yurdun giriflinde
askerlerin engelleme çabalar›na karfl› yurttaki ö¤rencilerin ve kafetaryadan gelen ö¤rencilerin ortak kararl›l›¤› üzerine kitle
yurda girdi ve oradan da aç›l›fl alan›na gidildi. Eylemci say›s›n›n aç›l›fla kat›landan
fazla olmas› bakan Çelik’i üzmüfl olacak ki
konuflmas›n› yar›da kesmifl ve sahneden
ayr›lm›flt›r. Yaflananlar Kürt halk gençli¤inin kararl› tutumunun karfl›s›nda hiçbir gücün engel teflkil edemeyece¤ini göstermifl
ve yine bu tutum tüm devrimci hareketlere sevinç ve moral vermifltir. Biz YDG’liler de eylemlere kat›ld›k.
(Van YDG)
Tekstil atölyesinde
çal›flt›r›lan adli
tutuklulara ayl›k
90-100 YTL verilirken diktikleri gömlek önlük gibi
giysiler d›flar›dan
anlaflma yap›lan
özel flirketlere
sat›lmaktad›r.
nelerde görev yapan 20 bin askerin
yerini 6 bin “infaz uzman›”, yani gardiyan alacak. Ve gardiyanlar›n gerçeklefltirebilece¤i öldürme-yaralama-iflkence
gibi durumlarda ezkaza yarg›lan›rlarsa
avukat ücretini de Adalet Bakanl›¤›
ödeyecek. Yine tutsaklara karfl› zor
kullanman›n kademeli olaca¤›, “takdir”
yetkisinin gardiyanlara b›rak›laca¤› ve
“meflru savunma” halinde silah kullan›labilece¤i belirtiliyor. Hatta tutuklu ve
hükümlülere karfl› “kurumun d›fl›nda
icra edilecek faaliyetlerde ‘teslim ol’
ça¤r›s›na uyulmamas› ve silah kullan›lmaya teflebbüs edilmesi halinde d›fl güvenlik görevlileri tehlikeyi etkisiz k›labilecek ölçü ve orant›da, do¤rudan ve
duraksamadan hedefe karfl› silah kullanmaya yetkilidirler” denilmekte.
Bu düzenlemenin nedeni..
Oysa tutsaklara yönelik hak gasplar›, sald›r› ve katliamlarda asker ve ha-
pishane idarelerinin an›nda birleflti¤ine
tan›¤›z. Yine asker ve hapishane idareleri aras›nda zaman zaman rekabet,
gerginlik gibi durumlar yaflansa da bunlar›n dahi tutsaklar aleyhine kullan›ld›¤›n› bildi¤imiz için, esas nedenin “iki
bafll›l›k” vs. olmad›¤› görülmektedir.
Her fleyden önce yasal k›l›f› da
oluflturularak gardiyanlara s›n›rs›z öldürme-katletme-iflkence yapma yetkisi veren bu düzenlemeyi halka yönelik
topyekün sald›r›n›n bir parças› olarak
görmek gerekiyor. Bu durum toplumsal muhalefeti sindirmek, bast›rmak
için ç›kar›lan Terörle Mücadele
Yasas›, ve askere, polise s›n›rs›z yetkiler tan›yan Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun devam› niteli¤indedir. Ç›kar›lan TMY ve PVSK’dan sonra artan yarg›s›z infazlar› düflündü¤ümüzde hapishane d›fl güvenli¤i ile ilgili
ç›kar›lacak yasayla da hapishanelerde
yaflanabilecekler oldukça aflikard›r.
Yeniden yap›land›rma...
Emperyalizmin ve uflaklar›n›n ihtiyaçlar›na paralel birçok alanda yap›lan
“yeniden yap›land›rma” sald›r›lar›n›n
bir aya¤›n› da hapishanelerin “yeniden
yap›land›r›lmas›” oluflturmaktad›r. Bunun ilk aya¤› olarak bahsi geçen, halka
yönelik sald›r›lara karfl›, onlara öncülük edebilecek devrimci ve komünistlerin kitlelerden kopar›lmas›n› hedefleyen F Tipi tecrit hücreleri yaflama
geçirildi. Ard›ndan adliler de buralara
konulmaya baflland›. Devam›nda ise
ad›na “kampüs” dedikleri birçok hapishaneyi içine alan, sa¤l›k merkezi,
lojman›, kafeteryas› vs. bulunan alanlar
oluflturulmaya baflland›/yer yer tamamland›. Bu “yap›land›rma”n›n ikinci
aya¤› ise bir araya toplanan hapishanelerin emperyalist ülkelerdeki gibi
Halkın gündemi
özellefltirilmesi ve tutsaklar›n “ucuz”
iflgücünü sermayenin ihtiyaçlar›na sunularak sömürülmesi hedefleri oluflturmakta. Bu çerçevede birçok hapishanede oluflturulan ifl yurtlar› ve kurulan atölyelerle küçük küçük ad›mlar
at›lmaya bafllanm›flt›r. Buralarda çok
düflük ücretlerle çal›flt›r›lan tutsaklar›n ürettikleri ürünler büyük kârlarla
özel flirketlere sat›lmaktad›r.
Hapishanelerin özellefltirilmesi ve
tutuklular›n ucuz iflgücünün egemenler için öneminin daha iyi anlafl›lmas›
aç›s›ndan Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde yaflanan örne¤i inceleyebiliriz. Bu hapishanede 11 Ocak
2008 tarihinde Adalet Bakan› taraf›ndan tekstil ve mant› atölyelerinin aç›l›fl› yap›lm›flt›r. Burada tekstil atölyesinde çal›flt›r›lan adli tutuklulara ayl›k 90100 YTL verilirken diktikleri gömlek
önlük gibi giysiler d›flar›dan anlaflma
yap›lan özel flirketlere sat›lmaktad›r.
Yine mant› atölyelerinde çal›flt›r›lan
mahpuslara yapt›¤› mant› miktar›na
göre kilo bafl›na 4 YTL’den ayl›k 60-90
YTL aras› ücret ödenirken bu ürünler
çok daha büyük kârlarla büyük marketler zincirlerine sat›lmaktad›r.
Egemenlerin derinleflen krizleriyle
birlikte düflünüldü¤ünde böylesi
önemli bir sömürü çark›n›n sorunsuz
ifllemesi için güvenli¤in de daha sistemli ve profesyonelce ele al›nmas› ihtiyac› kendini dayat›yor. Yani asker gibi “geçici” ve zorunlu de¤il, bu ifli gönüllü, paral› ve devaml› bir meslek
edinmifl, kendi alan›nda uzmanlaflm›fl
birimlerle yapman›n daha güvenli oldu¤u düflünülmekte. Polis ve asker gibi gardiyanlar›n da öldürme vs. fleklin-
1 May›s Mahallesi’nde
Taksim ça¤r›s›
1 May›s Mahallesi halk› emperyalist sald›rganl›¤a ve yoksullu¤a
karfl› 1 May›s’ta alanlarda buluflma
ça¤r›s› yapt›.
27 Nisan günü Sima Dü¤ün Salonu’nda “Sömürüye yoksullu¤a zamlara karfl› 1 May›s’ta
alanlara” fliar› ile Partizan taraf›ndan bir etkinlik gerçeklefltirildi.
‹brahim Kaypakkaya ve Baflkan
Mao’nun resimleri ile süslenen salondaki etkinlik 1 May›s’›n tarihsel
geliflimini anlatan sinevizyon gösterimi ile bafllad›. Gösterimin ard›ndan kitle, devrim mücadelesinde topra¤a düflenler için bir dakikal›k sayg› duruflunda bulundu.
Partizan ad›na yap›lan konufl-
mada 1 May›s’a do¤ru giderken ç›kart›lan SSGSS yasas› ile
genifl emekçi kesimlerin gelece¤inin ipotek alt›na al›nd›¤›na
emekçi semtlere dönük Kentsel Dönüflüm Projesi ile binlerce
insan›n soka¤a at›lmak istendi¤ine
dikkat çekilerek emekçilerin gelece¤ine sahip ç›kmak için 1 May›s’ta
alanlardaki yerini almas› gerekti¤inin alt› çizildi. Konuflmadan sonra
sahneye ç›kan mahalle sakinlerinden bir genç ba¤lamas› ile dinleyenlere müzik ziyafeti verdi. Kitlenin be¤enisini kazanan ve dakikalarca alk›fllanan dinletinin ard›ndan
Hilmi Yaray›c› sahnedeki yerini
ald›. Türkülerini ezgilerini kitle ile
Polis felç ediyor,
Bafl
fl››büyük halk› y›lm›yor!
‹ki ay› aflk›n bir süredir Kentsel Dönüflüm Projesi’ne karfl› kurduklar› çad›rlarla direnen Bafl›büyük halk›, polisin azg›nca gerçeklefltirdi¤i sald›r›lara ra¤men pes
etmiyor. Bu sald›r›larda onlarca
kifli yaralansa da, en son yaflanan
bir örnekte oldu¤u gibi, felç olma
tehlikesi ortaya ç›ksa da, Bafl›büyüklüler “Y›lg›nl›k yok direnifl
var!” diyor.
Mahalle halk›ndan Sultan Ta-
rakç›o¤lu, 13 fiubat günü gerçekleflen polis sald›r›s›nda yaralanm›flt›. Sald›r› s›ras›nda tansiyonu yükselen Tarakç›o¤lu felç kalma tehlikesi ile karfl› karfl›ya.
Olaylar›n yafland›¤› gün götürüldü¤ü birçok hastane taraf›ndan
geri çevrilen, bu nedenle durumu
daha da a¤›rlaflan Tarakç›o¤lu flu
an evinde yat›yor. Edindi¤imiz bilgilere göre özellikle bölgedeki hastaneler, son dönemde Bafl›büyük’teki sald›r›lar›n ard›ndan buralara gelenlere rapor vermemekte
direniyormufl.
Efli de hastanelerin bu tutumuna ve de polisin fliddetine oldukça
öfkeli ve isyan ediyor.
Mahalleli ise, son dönemde
çok say›da insan›n sald›r›lar nedeniyle evde yatacak derecede yaraland›¤›na veya hastaland›¤›na dikkat çekiyor ve en son Tarakç›o¤lu’nun felç tehlikesiyle yüz yüze kalmas›na tepki gösteriyor.
Ancak tüm bu
yaflad›klar›na karfl›n,
büyük
ço¤unlu¤u
yaklafl›k 40 y›ld›r mahallede yaflayan Bafl›büyüklüler hala, evlerine ve de böylelikle mahallelerine sahip ç›kmakta, y›k›ma
karfl› direnmekte kararl›lar. Bu kararl›l›klar›n› ise, flantiye alan› olarak
belirlenen yerin hemen karfl›s›na
kurduklar› çad›rlarda, 24 saat dönüflümlü nöbet tutarak göstermeyi sürdürüyorlar.
(Kartal)
birlikte seslendiren Hilmi Yaray›c›
“Hat›rla Sevgili” dizisine de¤inerek dizide Mahir Çayan’›n do¤ru
bir flekilde yans›t›lmad›¤›n› ‹brahim Kaypakkaya’dan ise hiç söz
edilmemesini elefltirdi. 13–14
Mart eylemleri ve 6 Nisan Kad›köy mitinginin örgütlenmesinde
önemli bir rol oynan Türk-‹fl fiubeler Platformu ve bunun bir bilefleni olan Belediye-‹fl 2 No’lu fiube
Baflkan› Hasan Gülüm de söz alarak sendikal bürokrasiye karfl›,
SSGSS eylemlerinde oldu¤u gibi
alanlara ç›k›lmas›n›n anlaml› oldu¤unun alt›n› çizdi.
Semah ekibinin gösteriminin
ard›ndan Grup Vardiya ezgileri
seslendirdi. ‹brahim yoldafl parças›n› Grup Vardiya ile birlikte ayakta söyleyen kitlenin coflkusu dikkat çekti. Etkinlik Nurettin Güleç’in türküleri ile sona erdi.
Etkinlikte Partizan fiehit ve
Tutsak Aileleri’nin de mesaj›
okundu. Aileler açt›klar› stant ile
tutsaklar›n yapt›klar› ürünleri satt›.
(‹stanbul)
Söz, eylem, karar ve
örgütlenme hakk›m›z için...
Gençli¤i ilgilendiren gündemlerde söz söyleme, karar alma,
gençli¤e karfl› gerçeklefltirilen sald›r›lara karfl› örgütlenme hakk›n›n
önündeki engelleri teflhir etmek
olarak ele ald›¤›m›z ‘Söz, yetki,
karar ve örgütlenme hakk›m›z› istiyoruz’ kampanyam›z çerçevesinde ‹zmir YDG olarak 19 Nisan Cumartesi günü Özgür Yaflam
Kooperatifi ile birlikte bir yürüyüfl
örgütledik.
Saat
15.00’de
Konak Pier önünde
toplan›ld›. Toplanma
yerinden yürüyüfle
geçen kitle s›k s›k,
“Gençlik gelecek,
gelecek ellerimizde”, “Söz, yetki, karar, örgütlenme hakk›m›
istiyorum”,
“Yaflas›n devrimci
dayan›flma” sloganlar›n att›. Yürüyüfl boyunca kitleye
ve halka dönük ülkemizde iflçi, köylü ve ö¤renci gençli¤e iliflkin yeni
yasalar› teflhir eden konuflmalar yap›ld›. Sümerbank önüne gelindi¤inde kitle ad›na bas›n aç›klamas›n›
YDG’li bir arkadafl›m›z okudu. Bas›n aç›klamas›nda; Bologna projesi
ve bu proje nezdinde ortaya ç›kan
tüm sald›r› yasalar›n›n kald›r›lmas›,
OKS, ÖSS, KPSS vb. eleme s›navlar›n›n kald›r›lmas›, gençli¤in örgütlenmesinin önündeki engellerin
kald›r›lmas›, öz örgütlülüklerinin
okul yönetimlerine kat›lmas›, paras›z bilimsel anadilde e¤itim hakk›n›n
sa¤lanmas› vb. talepler okunduktan
sonra bunlar›n gerçekleflmesi için
mücadele etmenin ve örgütlenmenin gereklili¤inden bahsedildi.
Aç›klama sonras› davul zurna
eflli¤inde halay çeken kitle “birlik,
mücadele, zafer” sloganlar› ile eylemi sonland›rd›. Genel anlam›yla
coflkulu geçen eylem, çevreden ilgiyle izlendi ve en son çekilen halaya halktan insanlar da ilgi gösterdi.
(‹zmir YDG)
de özel yetkilerle donat›lmas› da bu
çark›n ifllemesinde ç›kabilecek pürüzlerin ortadan kald›r›labilmesi, tutsaklar›n sindirilebilmesi için koruyucu bir
z›rh olacak.
Di¤er taraftan 20 bin askerin yerine 6 bin “infaz uzman›” gardiyana devredecek olmas› 14 bin gibi büyük bir
askeri gücün bofla ç›kmas› anlam›na
geliyor. Bu da 14 bin askerin, farkl›
alanlara kayd›r›labilmesi demek. Önümüzdeki süreçte, ABD emperyalizmi
taraf›ndan, Ortado¤u’nun yeniden yap›land›r›lmas› sürecinde TC’ye verdi¤i
görevler, bölgedeki artan silahlanma
yar›fllar›, Türkiye’nin enerji geçifl güzergâhlar›ndan kaynakl› önemi, baflta
PKK olmak üzere silahl› mücadele ve
gerilla savafllar›na karfl› verilen mücadele ve ülkede artan toplumsal muhalefetin bast›r›lmas› gibi fonksiyonunu
da hesaba katt›¤›m›zda 14 bin askerin
a盤a ç›kmas› oldukça önemli TC için.
Son olarak; Türk Ceza Kanunu
(TCK)’da yap›lan düzenlemelerle bir
dizi konuda “ceza”lar›n art›r›lmas›,
son ç›kart›lan Terörle Mücadele Yasas›, kolluk güçlerinin yetkilerini art›ran
Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu
gibi düzenlemelerin devam niteli¤indedir. Ceza ‹nfaz Kurumlar› D›fl Güvenlik Hizmetleri Kanunu da bu sald›r›larla birlikte art›k hiç kimsenin basit
bir gerekçeden dolay› tutuklanmayaca¤›n›n garantisi yoktur. O halde karfl› koyufl, bofla ç›kar›fl da çok daha genifl kesimleri kapsayacak, içerdeki ve
d›flar›daki mücadelenin bütünlefltirilmesi ve devrimci dayan›flman›n daha
da büyütülüp, güçlü birlikteliklerin yakalanabilmesi ile olacakt›r.
Yeni
Demokrat
Gençlik
fafl
fliist
yasalar›
protesto etti
“Her türden bask›n›n kendini
en çok hissettirdi¤i yerlerden
biri de yar› ayd›n genç kesimin kendini var etmeye çal›flt›¤› üniversiteler olmaktad›r.”
19 Nisan Cumartesi günü Galatasaray
Postanesi önünde toplanan Yeni Demokrat Gençlik okurlar›, gençlik üzerindeki
bask›lara ve sosyal y›k›m yasalar›na karfl›
bas›n aç›klamas› yapt›. “Söz, Yetki, Karar- Söz, Eylem, Örgütlenme Hakk›m›z› ‹stiyoruz” yaz›l› pankart açan kitle
ad›na bas›n aç›klamas›n› Meral Özdemir
okudu. Bas›n aç›klamas›nda, “Her türden
bask›n›n kendini en çok hissettirdi¤i yerlerden biri de yar› ayd›n genç kesimin
kendini var etmeye çal›flt›¤› üniversiteler
olmaktad›r” denilerek ö¤rencilere yönelik
politikalara dikkat çekildi.
Bu faflist yasalar hayata geçirilmeye
çal›fl›l›rken milliyetçi faflist bir dalga yarat›larak halk›n birbirine düflürülmeye çal›fl›ld›¤›na da dikkat çeken YDG’liler yaflanan gerginliklerin Türk-Kürt çat›flmas› gibi gösterilmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtti. Eylem
s›ras›nda “Yaflas›n bilimsel, paras›z, anadilde e¤itim mücadeleniz”, “Yaflas›n
özerk, demokratik e¤itim mücadelemiz”,
“SSGSS Yasas› geri çekilsin” dövizleri tafl›yan kitle bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan
eylemlerine devam edeceklerini belirterek da¤›ld›.
(‹stanbul)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
Son zamanlarda dünya ekonomik krizi
hakk›nda fazlas›yla yaz› yaz›ld›, tart›flma yap›ld›. Kuflkusuz bunlar›n büyük ço¤unlu¤u
emperyalizmin, onun uzant›s› sistemlerin
müptelas› “ayd›nlar”›n saçmal›klar›yla doluydu. Ancak gene de konu krizdi! Son dönem yaz›lar›, tart›flmalar› ciddi de¤iflimler
içeriyor. Bundan k›sa bir süre önceye kadar
“ayakta kalmay› baflarm›fl” tek tük
“iyimser” de art›k dizlerinin üstüne çökmüfl
durumda! ‹natla “piyasan›n kendi kendini
düzeltebilece¤ini” savunma gafletine düflen bu aymazlar›n kaç›n›lmaz olana karfl› bu
direniflleri, gerçekte vazifeleri gere¤iydi.
Zira onlar prof, doktor olsalar da flimdiki
“müflkül” durumlar›ndan kesinlikle rahats›z
de¤ildirler. fieytan›n bu çirkin avukatlar›, dizleri üzerine çöktükleri halde suratlar›ndan riya eksik olmamaktad›r.
Bu aymazlar tak›m›n›n patronu kabul
edebilece¤imiz IMF, art›k iyimser davranman›n gere¤inin kalmad›¤›n› nihayet aç›klad› ve
tüm büyüme tahminlerini bir kez daha geri
çekti. Krizin varl›¤›na dikkat çekti, uzun sürece¤ine de¤indi ve aymazlar tak›m›n› -“müflkül” halde- yeni görevleri konusunda bilgilendirmifl oldu.
Art›k devletlerin piyasaya müdahalesi bir
gereklilik olmufltur. Piyasan›n kendi kendini
düzeltebilece¤i tezinden gayri vazgeçilmelidir. Büyük finans kurumlar› kurtar›lmal›, kredi musluklar›n›n akmas› için devlet teflvik edici olmal›d›r vs. fiimdi devletler, piyasaya müdahale politikalar›yla de¤erlendirilmelidir.
ABD Baflkan› ve hükümeti sadece d›fl politikalardaki hatalar›yla de¤il, ayn› zamanda ve
hatta daha çok ekonomi politikalar›yla, mali
piyasaya müdahalesiyle de¤erlendirilmeli,
elefltirilmelidir… Zaten öyle de oluyor. Ne
oldu beyler?
Düzen
tersine mi döndü?
Devletin s›n›flar üstü oldu¤u ve ekonomiye dair bir kategori olarak de¤erlendirilmemesi gerekti¤i iddialar› terk edildi. Özellefltirmenin teorik temeli, tuzla buz oldu.
Ama Türkiye’de halen özellefltirmeyi sosyalizme karfl› savafl biçiminde lanse eden flarlatanlar var.
Piyasa kendi kendini düzeltemez; bozuldu¤u durumda devlete ihtiyaç duyulur; bu
durumda müdahale “haks›z rekabet” olarak
kabul edilmez!
Devletin ekonomiye müdahalesi
sosyalizm kal›nt›s› de¤ildir, akl›n gere¤idir… Bu gibi “yeni” tezleri savunmak art›k
diz üstüne çökmüfl haldeki ne idü¤ü belli
prof ve doktorlar›n yeni vazifesidir.
Kapitalizmin kaç›n›lmaz krizi, devleti yeni
görevlerine göre yeniden düzenlemeye mecbur ederken sosyalizme yap›lan sald›r›lara
sessiz kalmak bizi huzursuz etmektedir.
Devletin tam da ekonominin bir gere¤i
olarak infla oldu¤u ve egemen s›n›f veya s›n›flar›n egemenlik arac› oldu¤u gerçe¤inin alt›n›
daima çizdik. Tam da böyle oldu¤undan kapitalistler devletin ba¤›ms›zl›¤›ndan, s›n›flar
üstü oldu¤undan bahisle ellerindeki bu sömürü arac›n› onu örgütleyerek kullanmay›
2-15 Mayıs 2008
Kapitalizmin gündemi kriz...
fiimdiye kadar ekonomik kalk›nman›n önündeki engellerin özellefltirmeyle kald›r›lmas›ndan ve yabanc›
sermayenin topyekün ülkeyi istila etmesinden büyük sevinç ve k›vanç duyanlar, bundan sonra efendileri
Bush’un mali piyasaya devletin müdahalesini onaylamas›yla beraber
görüfllerini savunmakta zorlanmaya
bafllayacaklard›r.
seçtiler. Dünyadaki tüm devletleri mevcut
rejimleri her fleyden önce egemenlikleri alt›ndaki halka karfl› korumakla yükümlüdür.
Hiçbir devlet tüm ülke insanlar›n›n, vatandafllar›n arzusuna, ç›kar›na göre
düzenlenmemifltir. O nedenle henüz piyasan›n “devlete ihtiyaç duymad›¤›” durumda
sömürü ve talan›n s›n›rland›r›lmaks›z›n hüküm sürmesine devletler izin vermifltir. fiimdi büyük tekeller çarklar›n› döndüremez duruma geldiklerinde ise devlet müdahaleye
ça¤r›lmaktad›r.
fiimdiye kadar devletin piyasaya müdahalesini, ekonomik kurumlar›n ve süreçlerin
“kamuya” ait olmas›n›, sosyalizmin kal›nt›s›
propagandalar›n› de¤ifltirecekler. Ülkemizde
de bir avuç kompradorun, bürokrat burjuvan›n sömürü arac› olan Kamu ‹ktisadi Teflebbüslerinin sosyalist zihniyetin ürünü oldu¤u,
gerili¤in, geliflmemiflli¤in nedeninin de bu oldu¤u propaganda edildi. Sosyalizmle hiç alakas› olmayan bu kurulufllar›n yabanc› sermayeye, özel teflebbüse peflkefl çekilmesine zemin sunmay› amaçlayan bu i¤renç ve riyakâr
propaganda günümüz krizinden ç›kan sonuçla beraber tersine dönecek. Bu kez Keynes,
bir peygamber olarak yeniden yeryüzüne indirilecek ve devlet “kamu” ad›na yaralar› sarmay› üstlenecek, a¤›r yükleri tafl›yacak. Geçmiflte yafland›¤› gibi, elbette ad›na “sosyalizm” denmeden!
fiimdiye kadar ekonomik kalk›nman›n
önündeki engellerin özellefltirmeyle kald›r›lmas›ndan ve yabanc› sermayenin topyekün
ülkeyi istila etmesinden büyük sevinç ve k›vanç duyanlar, bundan sonra efendileri
Bush’un mali piyasaya devletin müdahalesini
onaylamas›yla beraber görüfllerini savunmakta zorlanmaya bafllayacaklard›r.
Geçen y›llar dünyada likiditenin görece
bol oldu¤u ve borç sarmal›nda talan çark›n›n
dönebildi¤i y›llard›. Ülkeden sermaye transferinin gerçekleflmesini sa¤layan güçlü para
ak›fl›n›n sonu gelmifltir. Ülkede özellefltirile-
cek “teflebbüs” epey azalm›fl ve bu sayede
sa¤lanan paran›n, dolay›s›yla bütçe denkli¤inin de gerçekleflmesi hiç mümkün gözükmemektedir. Tar›m›n tasfiyesini içeren politikalar sayesinde d›fl güçlere, dev tekellere ba¤›ml›l›¤›n had safhaya ulaflt›¤› yerde geçen y›llardan daha beter bir gelecek önümüzde
durmaktad›r.
Belirtti¤imiz gibi bugün ve bundan sonra
devletler ekonomiye müdahaledeki yetenekleriyle de¤erlendirilecekti. Güya ekonomi d›fl› bir kategori addedilen devlet, burjuvazinin
talebi gere¤i sorumluluk yüklenmektedir.
ABD Baflkan› G. W. Bush ve bu sorumlulu¤u nihayet omuzlamakla birçok finans kurumunu rahatlatt›… Art›k müdahalenin gere¤i
kabul edildi. Bundan sonra bunun derecesi
ve baflar›s› üzerinde durulacak!
ABD’de tart›flmalar flimdiden Merkez
Bankas›’n›n yetkilerinin geniflletilmesine kayd›r›lm›fl durumda. Kimse bu yetkilerin varl›¤›n› sorun etmiyor, ancak baflar›s›zl›k olas›l›¤›n›n yaratt›¤› tedirginlik herkesin içini kabartan sorun yuma¤›d›r.
Merkez Bankas›’n›n yetkilerinin artmas›/art›r›lmas› asl›nda derinleflmekte olan krizin engellenmesini de¤il, yaflanacak hasar›n s›n›rl› kalmas›n›, daha do¤rusu belli kesimlerin
bu süreçten daha az hasarl› ve hatta kârl› ç›kmas›n› amaçlamaktad›r. Devletin ald›¤› önlemler ve Merkez Bankas›’na bu kapsamda
verilen yetkiler yoksullar›n ve orta tabakan›n
esas›n›n de¤il, bunlar üzerindeki asalaklar›n iflas›n› engellemek için belirleniyor. Çünkü onlara göre ancak dev tekellerin, finans kurumlar›n›n iflaslar› engellenirse, azalt›l›rsa krizin
hasar› azalt›lm›fl olacakt›r. Ellerindeki tüm tasarrufu flimdiden yitirmifl olanlar hiçbir yard›m görmezken büyük flirketler iflastan kurtar›lmaktad›r. Yoksullar gündeme geldi¤inde
piyasaya müdahalenin “haks›z rekabet” olaca¤› teranesi okunmakta ve ahlakl› olman›n
gere¤i savunulmakta, dev kurumlar gündeme
geldi¤inde ise krize önlem al›nmakta! Oysa
devlet herkesin devletiydi, de¤il mi?!
Bu durumda yoksullar›n ve yoksullaflmakta olanlar›n kriz süreçlerinde “kaybeden”, daha do¤rusu “kaybettirilen”ler oldu¤unu söylemeliyiz. Kaybettirme apaç›k, do¤rudan uygulanmaktad›r. O “demokrasi” yöntemiyle infla edildi¤i ve tüm toplumun ç›karlar›n› düflünerek hareket etti¤i söylenen, iddia edilen DEVLET eliyle!
Ahlak da ideolojik ve
s›n›fsal bir kavramd›r
En son Bear Stearns, Merthorn Rock gibi bankalar›n kurtar›ld›¤›na tan›k olduk. Bu
dev finans kurumlar›n›n kurtar›lmas› ekonomi için olmazsa olmaz kabul ediliyor. Ekonominin sahiplerinin, devletin kimin/kimlerin
egemenlik arac› oldu¤unu düflündü¤ümüzde
bu durum flüphesiz gerçektir; bu ekonominin gere¤i budur! Hâlihaz›rda Türkiye’de
SSGSS yasas›n›n savunulmas›nda ortaya konan tezler de bunun ayn›d›r. Patrona destek
olunmal› ki fabrika kurtulsun; iflçiler de o sayede kurtar›lm›fl olur zaten! Anlay›fl bundan
ibarettir. Ne var ki bu zihniyetin uygulay›c›lar› ideolojiyi ça¤d›fl› ilan etmifllerdi, de¤il mi?
fiimdi ise, neredeyse her seferinde s›n›fsal
ayr›mlarla hareket ediyorlar. Ahlak, yoksullar karfl›s›nda baflka, Bearn Stearns karfl›s›nda baflka hallere bürünüyor! Zira bu dönemde ellerindeki tüm tasarrufu kaybeden yoksullara s›ra geldi¤inde “kurtarma”n›n ahlaki
olmayaca¤› söylenirken dev flirketler “zorunlu” olarak kurtar›lmaktad›r. Halen ideolojik
davranman›n ça¤d›fl› oldu¤unu iddia edenle-
rin ne tür sahtekârl›k yapt›klar› san›r›z kuflkusuz bir biçimde a盤a ç›kmaktad›r. Bunlar
sadece proletarya ideolojisinin, ezilenlere
kurtulufl perspektifi sunan ideolojinin, devrimci ideolojinin bitti¤ini iddia ediyorlar. Burjuva ideolojisini ise “sapasa¤lam” aya¤a dikiyorlar. Ancak bir fley, yok say›larak yok
olmaz!
‹deoloji halen insanlara yön veren kategoridir. ABD Baflkan› ve flürekâs› ve de onlarla hareket edenler iflgallerle bunun do¤rulu¤unu apaç›k ortaya koydular. Ama iflgal,
baflka ülkelerin halklar›yla savafl› getirdi¤inden birçok fley gibi burjuva-proleter ideolojik çat›flmas› da görmezden gelinebildi. fiimdi
ise ekonomik kriz ABD içerisinde ideolojik
çat›flmay› gündeme getirmektedir. ‹deolojik
sald›r›ya maruz kalanlar bu kez apaç›k ABD
halk›d›r…
Bugün Türkiye’de uygulanan her politikan›n tüm “Türk toplumu”nun ç›kar›na göre
uyguland›¤›n›, s›n›f ayr›m› gözetilmedi¤ini iddia edenlerin ve bunun bir devam› olarak hemen her durumda (Tuzla tersanesindeki
oturma eylemi, SSGSS karfl›t› grev karar›…)
halk›n ç›karlar›n› esas alanlar› farkl› düflünenleri “ideolojik yaklafl›yorlar” diyerek mahkûm etmeye yeltenenlerin gerçekte neye çal›flt›klar›n› anlamak için de¤indi¤imiz durum
iyi bir örnektir. Bush da finans kurumlar›n›
kurtar›rken ve yoksullara s›rt›n› dönerken
ahlaktan, ideolojik davranmamaktan söz ediyor Erdo¤an da! Köylülerin üretemez hale
geldi¤i, iflsizli¤in yükseliflini sürdürdü¤ü,
borçlular›n borçlar›n› ödeyemez hale geldi¤i
durumda mevcut devletler ahlaktan, piyasa
ekonomisinden söz ededuruyorlar… Ancak
büyük finans kurumlar›n›n kurtar›lmas›, desteklenmesi, önlerinin yasalarla aç›lmas›, çeflitli yükümlülüklerden ar›nd›r›lmalar› gere¤i
olufltu¤unda “toplumsal ç›karlar” ve devletin
koruyucu, düzenleyici, denetleyici hükümlülükleri an›msanm›yor! Demek ki krizler perdelenen gerçeklerin gizlenemez hale gelmesine neden oldu¤unda ahlaki de¤erler de
yerle bir oluyor. “Ça¤›n gerisinde kalm›fl”
ideolojik davran›fllar nüksediyor!
Bu tabi durum kriz hakk›nda yaz›l›r, tart›fl›l›rken de a盤a ç›kmaktad›r. Türlü manipülasyonlar yap›lmaktad›r…
Krizin gerçek
nedeni gizleniyor
Yaflanan kriz hakk›nda çeflitli otoritelerin
türlü iddialar› var. Ç›karlar›ndan baflka bir
fley düflünmeyen iflbilmez yöneticilerden, yeni ekonomi argümanlar›n›n henüz yeterince
kavranamam›fl olmas›n›n neden oldu¤u aksakl›klardan, kimi devletlerin gerekti¤i kadar
çal›flmad›¤›ndan, düzenlemelerin gecikmesinden, paran›n denetiminin sa¤lanmamas›ndan
dolay› çok fazla boflluk olufltu¤undan vs. bahsediliyor. Her kriz onun özü hakk›nda, dolay›s›yla kapitalizmin çeliflkisi üzerinde durulmadan anlat›lmak istenir. fiimdi de öyle. Yak›n zamanda Türkiye’de büyümenin yavafllamas›n› tar›mdaki gerilemeye, bunu da kurakl›k sorununa ba¤layanlar›n da yapt›klar› ayn›
fleydir. Meseleyi gerçekli¤inden, özünden
uzaklaflt›rmaya çal›fl›yorlar. Ayn› durumu
Türkiye Merkez Bankas›’n›n enflasyonun bir
türlü hedefe yönelmemesi halinde yapt›¤›
aç›klamalarda da görüyoruz.
Çeflitli büyük otoriteler önce krizin varl›¤›n› tart›flt›lar. Ço¤unlu¤un inkâr etti¤i kriz
derinlefltikçe bu kez derecesi gündeme geldi
ve yer yer yaflanan sars›nt›larda da flirketlerin ve hatta yönetici veya çal›flanlar›n›n yeteneksizlikleri! Piyasan›n kendi kendini düzel-
tece¤i beklentileri yerini bulmad›kça tedirginlik artt›. Nihayet devletin devlet müdahalesinin gereklili¤inden, her fleyin piyasaya b›rak›lmas›n›n do¤ru olmad›¤›ndan söz ediyor
ço¤u. Oysa bu ne kadar söylenmek istenmese de kapitalizmin kaç›n›lmaz
krizidir; afl›r› üretim ve arz-talep dengesinin bozulmas›ndan kaynaklanan
krizdir. Dahas› yeni de¤il uzun zamand›r var
olan, ancak çeflitli argümanlarla ötelenen,
gizlenen ve bu nedenle de yarataca¤› sonuçlar bak›m›ndan boyutland›r›lan bir krizdir.
Konut kredilerinin komutlar›n karfl›l›¤› olmaktan ç›kmas›yla, dolay›s›yla borçlar›n ödenemez hale gelmesiyle varl›¤› duyurulan, kabul edilen kriz, hâlihaz›rda ABD’de bu borcun miktar›n›n belirsizli¤inden ötürü kredi
sorununa da yol açmaktad›r. Bankalar›n yükümlülüklerini yerine getirmeleri ve kredi
musluklar›n› açmalar› istenmekte, bu devletlerce teflvik edilmektedir. Zira talebin yarat›lmas› krizin çözümünü sa¤layacakt›r! Ne
var ki kendi bataklar›n›n boyutu hakk›nda dahi belirsizlik yaflayanlar ve bunu aç›klamakta
zorlananlar dönüflü olamayaca¤› pek muhtemel kredileri nas›l da¤›ts›nlar; bu kapitalist
mant›¤a uyan bir öneri olamaz ki!
ABD belki de halen dolar›n de¤erinin düflük olmas›ndan kaynaklanan bir ekonomik
ifllerli¤e sahiptir. Bunun da sonucu, sorunlar›n di¤er ülkelere tafl›nmas›d›r. Böylece ABD
krizi ister istemez tafl›rmakta ve derinlefltirmektedir. Bunun krizden ç›kma yöntemi
olmad›¤›n› bilmemek mümkün de¤ildir, bu
sadece krizin tahribat›n› yayarak ABD’deki
etkisini mümkün oldu¤unca daraltmaktad›r.
Emin olabiliriz ki flimdi hiçbir devlet ya da finans kurumu krize çare aramamaktad›r, sadece krizden kârl› ç›kman›n yollar›n› arayanlardan söz edebiliriz. Çünkü krizler ayn› zamanda kapitalizmin yenilenmesidir. Ne pahas›na? K›tl›k, açl›k, iflsizlik, yoksulluk ve hatta
savafllar pahas›na!
Son günlerde çeflitli ülkelerde k›tl›ktan
ileri gelen kitlesel baflkald›r›lar insanl›¤›n gelece¤i hakk›nda önemli ve kaç›n›lmaz bilgiler
vermektedir. Bu yüzy›l›n “ayaklanmalar
yüzy›l›” olaca¤›na dair kehanetlerde bulunulmufltu. “Bilgi ve teknoloji ça¤›”n›n
“ayaklanmalar ça¤›”na dönüflmesi kapitalizmin çeliflkisinden kaynaklanmaktad›r.
‹nan›lmaz derecede üretim yo¤unlu¤u ve k›tl›¤a varan çaresizlik! M›s›r’da, Tunus’ta,
Haiti’de, Bangladefl’te, Fildifli Sahilleri’nde yaflananlar bilgisayar üretiminin vard›¤› son muazzam teknik arac›l›¤›yla an›nda
okunuyor, görülüyor, içsellefltiriliyor! Yan›bafl›m›zda yaflanan k›tl›¤a çaresizce bak›yoruz… Açl›¤a isyan edenlerin “terörüne” anti-terörde uzmanlaflan güvenlik kuvvetleri silahlarla karfl› koyuyorlar… Devletler “krize”
iflte böyle de müdahale ediyorlar.
Tayyip Erdo¤an yine “yabanc› düflmanl›¤›” yapanlar› komünistlikle suçlad›. Evet, komünistlerin ülkemize sömürü ve talan için
gelen ve yerli üretimi tasfiye eden yabanc›
sermayeye karfl›d›r. Tar›m›n, hayvanc›l›¤›n ve
kendi dinamiklerine dayanan sanayinin tasfiyesine neden olan yabanc› sermayeye bel
ba¤layan, onun sayesinde ülke borcunu çevirebilen ve bundan dolay› gayet hoflnut olan,
hoflnutsuzlu¤unu da daima hesapbilir olmas›n› takdire zorlayan Baflbakan, Türkiye’yi tam
da yabanc› sermayeye ba¤›ml›l›¤› nedeniyle
içine çekmekte olan kriz karfl›s›nda henüz
pek rahat davranmaktad›r. Ancak bilmeli ki,
hiçbir hesap bilir yaflanmaya bafllayan tufan›n
boyutlar›n› ölçebilecek kapasiteye sahip de¤ildir. G›da fiyatlar›n›n artmas› ülkenin gelece¤inin yabanc› sermayeye endekslenmesinin
ne derecede bir ülke pazarlamas› oldu¤unu
Erdo¤an’›n ve temsil etti¤i asalaklar›n yüzüne
çarpacakt›r.
Umutsuzluk için hiçbir neden yoktur.
Kapitalizm kaç›n›lmaz olarak karfl›t›n› var etmekte, üretmekte. “Terör” umac›s›yla
yaflanan kaos bir kez daha onu yaratanlar›n bafl›nda patlayacak. Bugün M›s›r, Haiti ve Pakistan’da yaflananlar› “terör”
diye geçifltirilemeyecek. K›tl›k dolay›s›yla
baflkald›ranlar katledilirken, suçlan›rken yar›n ayn› sorunun yo¤unlaflaca¤› herkes taraf›ndan bilinmelidir. Üstelik açl›¤›n, k›tl›¤›n nedeni kurakl›k, topra¤›n verimsizli¤i de¤il düpedüz kâra odakl› kapitalizmdir.
Bir kez daha tar›m politikas›n›n gündeme
getirilmesi ve insanl›¤› k›tl›¤a sürükleyenlerden hesap sorulmas› gerekir. Nihayet Türkiye’de ayn› politikalar uygulanmaktad›r. Türban, laiklik, derin-devlet, “terörizm” üzerine
kap›flanlar halk›n yaflad›¤› ve daha derin yaflayaca¤› krizin sonuçlar›na haz›rlanmal›d›r.
Bu kez ellerinde onlar› kollayacak yabanc›
sermayenin gücü olmayacak. Karfl›lar›ndaki
ekonomik y›k›m›n ma¤durlar› ise epey öfkeli olacakt›r.
İşçi-köylü 9
2-15 Mayıs 2008
Politik gündem
Ad›m›z isyan, soyad›m›z serh›ldan!..
Yaflas›n 1 May›s, Biji Yek Gulan!..
Elimize posta kanal›yla geçen afla¤›daki yaz›y› konunun güncelli¤inden dolay› oldu¤u gibi yay›nl›yoruz.
Türk, Kürt, Çeflitli Milliyetlerden Halk›m›za;
dur! 1 May›s, krallar, sultanlar, diktatörler, paflalar, papalar, din bezirganlar›, patronlar, a¤alar için kapkara bir
gündür!
Zalimler için takvim yapraklar›ndan bir an önce kopar›lmas› gereken
en önemli gün geldi çatt›! Zorbalar›n
nefretle and›¤› korkulu gün için flafak
sökmek üzeredir! Sermayenin mezara gömülece¤ini iliklerinde hissetti¤i
gün için geriye say›m bafllad›!
1 May›s, eme¤e düflman olanlar,
sömürü, bask› ve zulümden yana
olanlar, halklar›n katili olanlar için lanetli bir gündür! 1 May›s, emperyalistlerin, faflistlerin, gericilerin, iflbirlikçi
kan emicilerin, iflkencecilerin kabusu-
1 May›s’› sermaye dünyas›n›n
korkulu günü haline getiren ezilenlerin gücü ve öfkesidir!
Milyonlarla ifade edilebilecek bir
az›nl›¤›n, vahfli biçimde ezdi¤i ve sömürdü¤ü milyarlarca insana hükmedebildi¤i emperyalist-kapitalist sistem;
her türlü yalan, aldatma, yönlendirme, bask› ve zorbal›kla, ve fakat zorlukla ayakta durmaktad›r.
Saltanatlar›, zevk ve sefa içerisinde
hüküm sürdükleri düzenleri sonsuz
de¤ildir. Sistemleri her geçen gün daha da kötüye gidiyor, onarmakta, yamamakta güçlük çekiyor, bellerini
do¤rultmakta tümden aciz duruma
düflüyorlar.
ABD emperyalizminden bafllayarak tüm ittifaklar›, iflbirlikçi ve uflaklar›na yay›lan son krizle bafllar› fena halde derttedir. ‹flgal ettikleri ülkelerin
tümünde ezilen halklar›n tokad›n› yiyenler, flimdi kendi dertleriyle bafla ç›kamad›klar› gibi, dünyan›n dört bir yan›ndaki açl›¤a isyan eylemlerine çare
bulmaya çal›fl›yorlar.
1 May›s, kriz içerisinde debelenen Türk egemenlerinin üstüne karabulut gibi çökecektir!
AKP’si, CHP’si, MHP’si, ordusu,
yarg›s›, YÖK’ü, TÜS‹AD’›, medyas› ve
di¤er belli bafll› kurumlar› ile birbirine
düflen; ama özünde halka karfl› olmakta, sömürü, bask› ve zulüm uygu-
i
s
i
r
t
s
ü
d
n
E
e
ishan
Hap
Emperyalist-kapitalist sistemin
doymak bilmeyen kâr h›rs› hapishanelerde de en a¤›r sömürü koflullar›n› yaratm›flt›r. Mahkum eme¤inin kullan›m› ve mahkumlar›n “modern köleler” haline getirilmesi uygulamalar›
hapishanelerin özellefltirilmesi ile daha yayg›n bir hale gelmifltir.
Bu konuda en yayg›n uygulama
ABD’dedir. “Hapishane endüstrisi,
80’lerden itibaren en h›zl› biçimde
ABD’de geliflme göstermifl ve bugün
multi milyar dolarl›k bir kapasiteye
eriflmifltir. ABD’de hapishane endüstrisi, günümüzde silah, petrol, bilgisayar endüstrilerinden daha fazla kâr
getirmektedir.
Bir yandan devlet, geçmiflte e¤itim, sa¤l›k gibi alanlara ay›rd›¤› kaynaklar› art›k hapishane bütçesine aktar›rken, di¤er yandan özel sektörün
hapishaneleri mantar gibi ço¤almaktad›r. Son 20 y›l içinde ABD’de
1.000’den fazla yeni hapishane infla
edilmifltir. Yaln›z 1995’te 150 yeni
hapishane yap›lm›fl, 170 mevcut hapishane geniflletilmifltir. Bu yüzy›l›n
ilk üç çeyre¤inde her 100.000 ABD
vatandafl›na 110 hapishane düflerken,
Haziran 1996’da bu say› 615’e yükselmifltir. Devlet hapishane sistemine
1975’te 4 milyar dolar ay›r›rken, bu
rakam 1994’te 30 milyara yükselmifltir. Hapishane endüstrisinin tek
oyuncusu devlet de¤ildir, özel sektör
de bu alana girmifltir. Özel sektörün
yat›r›mlar› da dâhil edildi¤inde, ceza
sistemine ayr›lan pay ABD’de y›ll›k
yaklafl›k 80 milyar dolar civar›ndad›r.
Hapishane endüstrisi, yeni özel cezaland›rma flirketlerini de ortaya ç›karm›flt›r ve bu flirketler, çok k›sa süre
içinde dünyadaki en büyük flirketler
aras›na girmifltir. Çokuluslu cezaland›rma flirketlerinin en büyükleri ABD
kökenli olanlard›r, onlar› ‹ngiliz flirketleri izlemektedir. Bu flirketler, yeni hapishaneler kurmakta, iletmekte
ve giderek uluslararas› alana aç›lmaktad›rlar.
Hapishane endüstrisi, ayr›ca inflaat, mimarl›k, sa¤l›k, yemek, nakliye,
telefon, güvenlik teknolojisi gibi alanlardaki yan sektörleri de beslemektedir. Bugün ABD’de 500’den fazla flirket bu piyasaya girmifl durumdad›r.
Yat›r›m bankalar›, güvenlik flirketleri,
hizmet flirketleri bu endüstrinin içindedir. Hapishaneler, ekonomisi krize
girmifl baz› ABD flehirlerinde ana iflveren konumuna gelmifltir. Pasta yeterince büyüktür ve mahpuslar ideal
tüketicidirler: Telefon hizmetini tekeline alm›fl flirketler, d›flar›dakinden
yaklafl›k 6 kat›na mahpuslara telefon
hizmeti satmaktad›r. Yemek ve kantin fiyatlar› afl›r› pahal›d›r. Silah üreticileri, flimdi elektrikli kelepçe, ok silahlar›, güvenlik kameralar› gibi hapishaneleri savunma teknolojileri üretmektedir. Yaln›z mahpuslar›n nakliyesinden ülke çap›nda büyüyen flirketler vard›r. Wall Street yat›r›m
bankalar› hapishane sektörüne yat›r›m yapmaktad›r. Cezaland›rma flirketlerinin Wall Street borsas›ndaki
k⤛tlar› da en de¤erli ka¤›tlar aras›na
girmifltir. ABD’de yaln›z 15 y›ll›k bir
tarihi olan bu sektörün büyümesinde
aslan pay› ise devlete aittir. FBI, CIA
gibi kurumlardan gelen kifliler, bugün
önde gelen çokuluslu cezaland›rma
flirketlerinin sahipleri ve yöneticileridir. Hapishane endüstrisi, bizzat
ABD devleti eliyle yarat›lm›fl ve beslenmifltir.
90’l› y›llarda hapishane endüstrisinin geliflmesinin en önemli sonucu,
mahpus say›s›ndaki patlamad›r.
1970’te ABD’de yaklafl›k 200.000 kifli hapiste iken, bugün bu say› 2 milyonu aflm›fl bulunmaktad›r. fiartl› tahliye edilenler ve gözetim alt›ndakiler
de dahil edildi¤inde, do¤rudan ceza
sisteminin nezareti alt›nda tutulanlar›n say›s› 5.5 milyonu bulmaktad›r.
Özgür Amerika’n›n gerçek yüzünü
de bu rakamlar ortaya koymaktad›r.
Bugün dünyada en fazla mahpus
say›s› ABD’dedir.
Öte yandan ceza politikalar›nda
ABD’yi izleyen ülkeler de kendi çaplar›nda k›rd›klar› rekorlarla ABD’ye
efllik etmektedir. Bunlar›n en baflta
gelenlerinden biri olan ‹ngiltere, modern tarihinin en yüksek mahkûm say›s›na son birkaç y›lda ulaflm›flt›r. Hapishane endüstrisinin kârl› olabilmesi
için yeni hapishaneler aç›lmas› ve bu
hapishanelerin mahkûmlarla doldurulmas› gerekmektedir.
Bu amaçla, ABD’de yine haz›rl›klar› 70’li y›llara dayanan yeni ceza yasalar› yürürlü¤e konulmufltur. Ceza-
land›rma stratejisinin temel hedefi,
mahkûm say›s›n›n art›r›lmas›d›r, ancak bir hedef mahkûm kitlesi de belirlenmifltir: Bu kitle, yoksul siyah,
Latin, göçmen genç erkeklerdir.
Hapishane özellefltirmeleri, herhangi bir kamu sektörünün özellefltirilmesinden farkl›d›r: Özellefltirmelerle, mahpuslar da özel flirketlere
devredilmekte, adeta onlar da özellefltirilmekte, devletin kontrol alan›ndan ç›k›p flirketin egemenli¤i alt›na
girmektedir. Yeni liberal politikalar›n
özellefltirme aya¤›n›n en çarp›c› örne¤i de budur, çünkü mahpuslar›n
özel hapishane flirketlerinin egemenli¤i alt›na girmeleri, kölelikten baflka
bir fleyi ça¤r›flt›rmamaktad›r. Nitekim
XIX. yüzy›l›n kiral›k hapishaneleri,
ABD’de kölelikten de ucuz ve
etkin bir emek sömürü sistemi
kurulmufltur. Köleli¤in kald›r›lmaya baflland›¤› XIX. yüzy›l›n
ikinci yar›s›ndan sonra, hapishane eme¤i köklerini esas olarak
kölelikte bulmufl, mahkûm
eme¤i köle eme¤ini ikame eden
biçimlerden biri olmufltur.
ABD’nin kiral›k hapishanelerindeki
mahkûmlar, azat edildikten sonra basit h›rs›zl›k suçlar›ndan mahkûm edilmifl kölelerdir, hapishane çiftlikleri
ise köle plantasyonlar›na benzemektedir.
Parmakl›kl›
fabrikalar
Hapishaneleri parmakl›kl› fabrikalara dönüfltürmeyi amaçlayan yeni
cezaland›rma stratejisi, hapishanelerdeki meslek say›s›n› art›rmay›, böylece d›flar›daki mal ve hizmet üretimini
mümkün oldu¤u ölçüde içeriye tafl›may› hedeflemektedir. ABD’de
1993’te kabul edilen bir yasayla hapishanelerde y›lda 300 meslek yarat›lmas› öngörülmüfltür. 1999’da ise,
ülke çap›ndaki hapishanelerde mahkûm mesle¤i say›s› 2600’e yükselmifltir. Bugün, ABD’de yaln›z bir devlet
flirketi (Unicor), saatte 23 cent karfl›l›¤›nda, 20.000 mahkûmu haftada 40
saat mobilya üretiminde çal›flt›rmaktad›r.
Fabrikadan tek fark›, iflçilerin gardiyan nezaretinde çal›flt›r›lmalar›d›r.
lamakta büyük bir mutabakat ve iflbirli¤i sergileyen Türk hakim s›n›flar› bunal›mdad›r.
Bu öyle bir bunal›md›r ki, enflasyon ve iflsizlik yüzde 20’leri aflmada
birbiriyle yar›flmaktad›r. Ekonomideki
kriz, tar›mdaki çöküfl, g›da maddeleri
sat›fl›nda kuyruklara yol açmaktad›r.
Öyle bir bunal›md›r ki, sosyal güvenlik
sistemi ve sa¤l›k alan›nda k›r›nt› düzeyindeki haklara sald›r›lmaktad›r. Yoksullukta s›n›r tan›nmamakta, k›dem
tazminat›na dahi göz dikilmektedir.
Bu öyle bir bunal›md›r ki, Kürt
ulusuna yönelik imha ve inkar politikas›nda azg›nlafl›lmakta, demokratik
hak taleplerine, demokratik eylem biçimlerine en vahfli yöntemlerle ve en
pervas›z tutumla yaklafl›lmaktad›r. ‹flte tam da bunun için:
1 May›s, zalimlerin korkusunu büyüttü¤ümüz gün olmal›d›r.
1 May›s, egemenlerin krizini derinlefltirdi¤imiz gün olmal›d›r. 1
May›s, iflçi ve emekçilerin, ezilen
halk ve uluslar›n birlik ve dayan›flmas›n› güçlendirdi¤imiz gün
olmal›d›r.
1 May›s, proletaryan›n k›z›l
bayra¤›n› yükseklerde dalgaland›rd›¤›m›z gün olmal›d›r. 1 May›s,
halk demokrasisi, ba¤›ms›zl›k ve
sosyalizm mücadelesinde ad›mlar›m›z› s›klaflt›rd›¤›m›z gün olmal›d›r. 1 May›s, faflizmin kalelerini
kuflatt›¤›m›z gün olmal›d›r! 1 May›s, iflçi s›n›f› ve ezilen halklar›n
gövde gösterisine sahne olmal›d›r!
Çal›flmayanlara sunulan seçenek, geçmiflte oldu¤u gibi kamç› de¤ilse de
onun kadar vahimdir: Hücrelere kapat›lma. Mahkûmlar› çal›flmaya zorlayan yeni disiplin kurallar› da yürürlü¤e girmifltir. Çal›flmay› reddeden
mahkûmlara hücre cezas› gibi a¤›r disiplin cezalar› genel olarak uygulanmaktad›r, ancak Kaliforniya gibi baz›
ABD eyaletlerinde çal›flmadan geçirilen günler, hapis süresinden de düflülmemektedir. ‹ngiltere’de ise 1999
y›l›nda ç›kar›lan Hapishane Kurallar›,
mahkûmlar›n günde 10 saate kadar
çal›flt›r›lmas›na izin vermektedir.”
s› üçe katlanm›fl durumda. Son dönemde meclis gündeminde olan bir
soru önergesine göre, geçen fiubat
ay›nda her saat bafl› 4.5 kifli cezaevine girdi. H›zla artan ihtiyaca karfl›l›k
cezaevlerine yeterli bütçenin ayr›lmay›p kapasitenin sa¤l›kl› koflullarda
yarat›lmamas› da di¤er özellefltirme
giriflimlerinde oldu¤u üzere ‘madem
devlet beceremiyor b›rakal›m giriflimci ruh halletsin’ söylemine çanak
tutuyor. Cezaevlerinde üretim yap›l›yor olmas› da yeni de¤il elbet. fiu anda Türkiye’de Adalet Bakanl›¤›’na
ba¤l› ‹flyurtlar› Kurumu’nda mahkûmlar mobilyadan, f›r›nc›l›¤a kadar 40’a
yak›n alanda mal ve hizmet üretimi
yap›yor. fiirketlerin neden cezaevi
eme¤ini tercih etti¤ine gelince: Hem
korumas›z hem ucuz! Mahkûmlar›n bu koflullarda çal›flmay›
reddetmesi ise mümkün de¤il.
Ceza indiriminin cezaevi yönetimin
iki duda¤›n›n aras›nda olmas›n›n yan›
s›ra, karfl› ç›kmalar› halinde tecrit
edilmeleri, televizyon, gazete gibi
haklar›n›n ellerinden al›nmas› s›kça
rastlanan olaylar. Velhas›l cezaevi-endüstri kompleksi, özelleflen cezaevlerinin de yard›m›yla köle eme¤ine dönüfltürdü¤ü mahkûmlar
sayesinde geliflip palazlan›rken,
cezaevi yönetimi de maliyeti s›f›rlaman›n imkân›n› bulmufl oluyor.”
‹flçi ve emekçilerin emperyalist-kapitalist sistem taraf›ndan
yok
say›ld›¤›,
eme¤in özgürleflme mücadelesinin
tasfiyesi için her türlü sald›r› planlar›n›n
devreye sokuldu¤u bir
süreçte muhaliflerindevrimcilerin hapishanelerde ö¤ütülmesi ve sömürü çark›n›n kendisine tehdit olarak gördüklerinin seslerinin k›s›lmas› amac›yla
“hayata dönüfl” ad› alt›nda katliam yap›lm›fl, tecrit hapishaneleri devreye
sokularak içerde mahkumlar›n yaln›zlaflt›r›lmas›, örgütsüzlefltirilmesi yönünde temeller at›lm›flt›r. Hapishanelerin “tek tip” insan yaratmas› için
her gün yükseltilen tecrit duvarlar›
uzun vadede mahkum eme¤inin sömürülmesi, zorla çal›flt›rma ve hapishanelerin özellefltirilmesi uygulamalar›n›n ad›m ad›m hayata geçirilmesi
yönündeki çabalar›n da bir parças›d›r.
ABD suçlu yaratarak kâr ediyor!
“Hapishane endüstrisinde kâr etmek, hücrelerin insanlarla dolu olmas›na ba¤l›. Bu yüzden cezaevlerine
düzenli bir mahkûm ak›fl› gerekiyor.
Özel cezaevi iflletmeleri kâr edebilmek için yüzde 90-95 doluluk oran›n› tutturmak zorundad›r. Cezaevlerinin özellefltirilmesi hakk›nda Texas’ta
Aral›k 1996 y›l›nda yap›lan bir konferans›n broflüründe flunlar yaz›yordu:
‘Tutuklamalar ve mahkûmiyetler sürekli artarken kazan›labilecek kârlar var - suçlardan kazan›lacak kârlar bunlar. Siz de patlama yapan bu endüstride flimdiden yerinizi
al›n’. Deniz
afl›r› ülkelerde
az ücretlerle
sa¤l›ks›z koflullarda iflyerleri açmaktansa,
yurt içindeki mahkûm insanlar›n eme¤ini kullanmak
hem daha kolay hem daha
ucuz. Cezaevlerindeki tutuklu insanlar›n saati 45
centten günde 9 saat çal›flt›r›lmalar›
yayg›n bir uygulama. Bu yolla üretim
yapan flirketler flimdi ürünlerine övünerek ‘Amerikan Mal›’ etiketini de takabilmektedirler. Özel flirketlerin
maliyetleri düflürmede daha güçlü ç›karlar› oldu¤undan, içerdeki insanlara
kötü davranmalar› ve onlar› kötü yaflam koflullar›na mahkûm etmeleri
daha yüksek bir olas›l›k. Personel,
mesleki e¤itim, sa¤l›k, e¤itim ve rehabilitasyon programlar› ve hatta yiyecek ile ilgili harcamalar› azaltmaya giriflebilirler. Hem Uluslararas› Af Örgütü hem de ‹nsan Haklar› ‹zleme
Örgütü özel cezaevlerinde mahkûmlara fiziksel eziyet uyguland›¤›n› belgelemifl durumdalar.
F Tipi ifl
flv
veren tipi!
16 Nisan’da Özellefltirme ‹daresi
2007 y›l›n›n ard›ndan kamu hizmetlerinde özellefltirmelere bafllayacaklar›n› söylerken hapishaneleri de özellefltirme kapsam›ndaki ‘hizmetler’
aras›nda say›yordu. Türkiye’de son
10 y›lda hapishaneye giren insan say›-
Mahkum ifl
flç
çi ordusu!
“Yeni ceza politikalar› t›pk› 19.
yy.da yayg›n biçimde uyguland›¤› gibi
mahkum eme¤inin en ucuz ve disipline edilmifl emek gücü olarak kullan›lmas›na yönelmektedir. Neredeyse
ücretsiz köle yap›lmak istenmektedir. ‹kinci ekonomik etken
ise, özel sektörün de hapishanelere
yat›r›m yapmaya bafllamas›d›r. Böylece cezaland›rman›n bir ‘endüstri’ ola-
‹SYAN ATEfi‹N‹ KÖRÜKLEMEK ‹Ç‹N ALANLARI ZAPTEDEL‹M!
PROLETARYANIN KIZIL
BAYRA⁄INI DALGALANDIRMAK ‹Ç‹N ‹LER‹!
KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM, FAfi‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K!
YAfiASIN 1 MAYIS!, B‹J‹
YEK GULAN!
Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Nisan 2008
rak do¤mas› ve sermayenin kârl› bir
yat›r›m alan›na dönüflmesi sa¤lanm›flt›r. Yeni cezaland›rma politikalar›n›
yönlendiren bu iki ekonomik etken
de cezadan kâr sa¤lamay› amaçlayan
bir sürece girildi¤inin iflaretleridir. Bu
süreçte özel hapishanelerin gündeme
gelerek, özel sektöre cezaland›rma
yetkisinin tan›nmas› ise cezaland›rma
gibi kamusal bir erkin özellefltirilmesi
yolunu açm›flt›r. Bu anlamda kamu
sektörünün tasfiye program›n›n günümüzdeki son halkas›n› güvenli¤in,
cezaland›rman›n,
hapishanelerin,
mahkeme hizmetlerinin sermayelefltirilmesi oluflturmaktad›r. Yeni ceza
politikalar›n›n yaratt›¤› en
önemli toplumsal sonuç daha
fazla emekçinin hapishanelere
gönderilmesidir. Mahkum eme¤inin sömürüsü, hapsetmeye endeksli
yeni ceza politikalar›n› belirleyen bafll›ca uzun vadeli ekonomik dinamiklerden biridir. Yeni ceza politikalar›n›n ‘daha fazla mahkum’ istikameti,
ayn› zamanda d›flar›dakinden çok daha az bir ücretle çal›flacak ve gardiyan
bask›s› alt›nda çal›flma süreleri maksimilize edecek mahkum-iflçi ordusunu
geniflletmeye yönelmifltir.
Üstelik, yap›lan ifl çeflidinin giderek artt›r›lmas› da hedeflerden biridir. Bu durum ise, d›flar›daki pek çok
iflletmenin kapat›larak üretimin daha
ucuza mal oldu¤u hapishanelere tafl›nmas›na yol açacak ve d›flar›daki iflsiz kitlesini geniflletecektir. ‹flsizlerin
ise hapishanelere gönderilme olas›l›¤›
büyüktür. Hapishanelerin özellefltirilmesi, mahkumlar›n ‘bir meslek ve sanat ö¤renmeleri’, ‘yararl› etkinliklere
kat›lmalar›’, ‘masraflar›n›n kendilerince karfl›lanmas›’ gibi topluma ‘meflru’
görünen amaçlarla yürürlü¤e konulmaktad›r. Ancak, mahpuslar›n çok
ucuz iflgücü olarak kullan›laca¤› gözlerden gizlenecektir. Hapishane eme¤i, örgütlenme, sendikalaflma, direnifl
gücü ve benzeri mücadele araçlar›ndan da yoksun oldu¤u için sömürü
fliddeti daha da artacakt›r. Bu yolla:
‹çeride ve d›flar›da ücretli kölelik birbirini besleyip büyütecektir. Bu durumda daha önce çokça bahsedilen
‘hücre tipi cezaevi-hücre tipi yaflam’
ba¤›nt›s› elle tutulur kadar gerçek haline gelmifltir. Cezaevleri sorunu art›k, flüphe götürmez biçimde s›n›f
mücadelesinin ‘esas’ gündemidir.”
12 Eylül’lerle umutlar›m›z›n-çocuklu¤umuzun çal›nmak istendi¤i bu
ülkede yar›nlar›m›za yine ambargo
konmas› yönünde kollar s›vanmaktad›r. Hapishanelerden yükselen onurlu seslere kendi seslerimizi katman›n
tam da vaktidir.
Kaynakça:
*Engin Arda-Atak dergi
*Melissa Barthelemy-Cumhuriyet
Dergi
*Arma¤an Gezici-Birgün
*DPG
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
2-15 Mayıs 2008
aj
Baburam Batara› ile röport
niden paylafl›m› ve üretim araçlar›n›n modernize edilmesi gerekiyor.
Devrim hala
devam ediyor. Seçimler devrimimizin bir
parças›yd›lar. Devrim
sadece silahl›
mücadele de¤ildir.
Devrim, toplumsalekonomik yap›n›n
h›zl› ve radikal bir
flekilde de¤iflmesidir,
bu silahl› da silahs›z
da olabilir. Bu seçimler, feodal
monarflinin y›k›lmas›
için devrimin bir
parças›n› teflkil ediyordu. E¤er Halk
Savafl›’n› bafllat›p
devleti zay›flamam›fl
ve halk›
güçlendirmeseydik,
monarflinin y›k›lma
koflullar› tek bafl›na
seçimlerle oluflmazd›.
Sonuçta, seçimlere
kat›lmak için
silahlar› terk
etti¤imiz do¤ru
de¤ildir. Bu devrimde
silahlar› da, seçimleri de kulland›k. Ne
sadece silahlarla ne
de sadece seçimlerle
kazanamazs›n›z.
Devrimimiz (Burjuva
Demokratik Devrim
kast ediliyor çn.) bu
eflsiz biçimiyle
tamamland›.
Son on y›lda çarp›flmalardan dolay› yap› çok de¤iflti.
Haklar›ndan yoksun b›rak›lm›fl ve s›n›rland›r›lm›fl
Dalitler ve kad›nlar, büyük
ac›lar çektiler ve flehirlerde
yaflayan insanlar, bu ac›lar›n ne kadar büyük oldu¤unu anlayamazd›.
Seçimler devrimimizin
bir parças›yd›*
Nepal’de seçim
sonuçlar› netlefl
fltti
Nepal’de seçim sonuçlar›n›n aç›klanmas›yla birlikte NKP (Maoist)’in zaferi daha belirgin flekilde ortaya ç›kt›.
Karma sistemin uyguland›¤› seçimlerde nispi sistemin sonucunda oylar›n % 30’unu alan NKP (Maoist) bu oy oran› ile nispi sistemle seçilen 335 koltu¤un 100’ünü kazand›. ‹kinci s›radaki Nepal
Kongresi (NK) % 21 ile 73 koltuk, UML ise % 20 ile 70 koltuk elde edebildi. Güney Nepal’de yaflayan Madhasi halk›n›n ulusal 2 partisinden biri 22, di¤eri ise 11 koltuk ald›. Çok say›da parti ise 1’er
parlamenter ile Kurucu Meclis’te temsil edilecek.
Kurucu Meclis’in 240 koltu¤u ise her bölgeden aday olanlardan en çok oyu alanlar taraf›ndan paylafl›ld›. Buna göre NKP (Maoist) 120, NK 37, UML ise 33 koltuk kazand›. Buna göre seçilen 575 parlamenterin 220’si NKP (Maoist) üyesi parlamenterlerden oluflmaktad›r. Kurucu Meclis için 26 üye de
yeni Bakanlar Kurulu taraf›ndan ülkenin önde gelen ayd›nlar› ve
kanaat önderleri aras›ndan seçilecek.
Seçimlerin ard›ndan aç›klama yapan NKP (Maoist) önderlerinden Gajurel yeni hükümetin Maoistlerin önderli¤inde kurulaca¤›n› ve temel bakanl›klar›n NKP (Maoist) üyelerinden oluflaca¤›n›
belirtti. Yeni hükümetin geçici anayasa taraf›ndan belirlenen prosedüre uygun olarak kurulaca¤›n› belirten Gajurel daha önceki anlaflmalar›n devam›n›n sa¤lanmas› aç›s›ndan tüm partilerin kat›laca¤› bir koalisyon hükümetinden yana olduklar›n› vurgulad› ve tüm partilere hükümete kat›lma ça¤r›s›nda bulundu. NKP (Maoist) Merkez Komitesi de yapt›¤› toplant›da tüm partilerin hükümete Maoistlerin önderli¤i alt›nda kat›lmas›n› savunduklar›n› ve yeni hükümeti 1 ay
içinde kurmay› planlad›klar›n› duyurdular. NKP (Maoist) önderlerinden Sharma da 23 May›s’ta hükümetin kurulaca¤›n› ve Kurucu Meclis’in ilk oturumunun toplanaca¤›n› planlad›klar›n› aç›klad›.
Sharma ayr›ca daha öncesinde Prachanda’n›n yapt›¤›
ça¤r›ya benzer flekilde krala saray› sorun ç›karmadan,
kan dökmekten terk etme ça¤r›s›nda bulundu. NKP (Maoist) önderlerinden Dev Gurung da yapt›¤› aç›klamada Nepal
halk›n›n de¤iflim için oy verdi¤ini, devletin geleneksel, üniter, merkezi, feodal-monarflik sistemden cumhuriyetçi, kat›l›mc› ve federal-demokratik bir sisteme dönüfltürülece¤ini vurgulad›.
Seçim zaferinin ard›ndan partilerle görüflen Prachanda, ülkedeki diplomatlarla ve ifl çevreleriyle de görüflmeler yapt›. Ticaret
Odas›’ndaki toplant›da Prachanda hükümetin ekonomi politikas›n› belirlerken sanayicilerin görüfllerini de alacaklar›n›, özel sektörle çal›flmaya haz›r olduklar›n› aç›klad›.
NKP (Maoist)’in seçim zaferinin ard›ndan aç›klama yapan Hindistanl› yetkililer Maoistlerin önderli¤indeki hükümete koflulsuz
destek vereceklerini belirtirken Hindistan medyas› bu zaferin ülke içindeki Maoist isyan› tetikleyece¤i uyar›s›nda bulunuyor. Bununla birlikte, Hindistan’daki çok say›da revizyonist, gerici partinin HKP (Maoist)’e yönelik Nepal’den ders ç›karma ve silahlar› b›rak›p seçimlere kat›lma ça¤r›s› yapmas› üzerine sert bir aç›klama yapan Hindistanl› Maoistler partilerinin silahl› devrimden vazgeçmesinin mümkün olmayaca¤›n› vurgulad›lar. HKP (Maoist) MK üyesi Srinivas
yapt›¤› aç›klamada Nepal’deki Maoistlerin örne¤ini takip
etmeyeceklerini ve seçimlere kat›lmayacaklar›n›, iktidar›
silahl› mücadele yoluyla ele geçireceklerini belirtti.
Yeni hükümet üzerine tart›flmalar›n bafllamas›na paralel seçimlerden bozgunla ayr›lan gerici partiler de ülkenin
ileriye do¤ru gidiflini engellemek için çabalar›n› s›klaflt›rd›lar. Geçici hükümetin baflbakan› Koirala, Nepal Ordusunun generalleriyle buluflmas›n›n sonras›nda NK Baflkan
Yard›mc›s› Shrestha’n›n Maoistler silahlar› b›rakmadan hükümetin önderli¤ini NKP (Maoist)’e b›rakmayacaklar›
aç›klamas› yeni hükümetin kuruluflunda ciddi s›k›nt›larla
karfl›lafl›laca¤›n› göstermektedir. Ayr›ca Terai’deki ulusal
partilerin daha öncesinde NKP (Maoist)’in reddetti¤i belirli taleplerin kabul edilmesi halinde yeni hükümete destek vereceklerini aksi takdirde isyan edeceklerini duyurmalar› da tansiyonun yükselmesine sebep olmaktad›r.
- Gorka köyünden bafllayan yaflam›n›z›n bu noktaya kadar ulaflmas› sonunda neler hissediyorsunuz?
- Al›fl›ld›k bir köylü ailesinde do¤maktan kaynaklanan derin bir sorumluluk duygusu içindeyim. Annem okuma ve yazma
bilmiyor, babam ise çiftçi. Çocukken, hayvanlar› güder ve tarlada yard›m ederdim.
Ortaokula gitti¤im zaman ise su tafl›y›p,
yemek yapmal›yd›m. Bunlar› anlatmak ve
di¤er yandan da iyi bir okula giderek e¤itim almak bir bak›ma çelikli ve çarp›c›d›r.
Ancak flu an bulundu¤umuz bu yerde, ulusal öneme sahip sorunlar› çözmemiz gerekiyor. Çok fazla beklenti var, yap›lmas› gereken çok fley ve çok az zaman›m›z ve
kredimiz var. Ne kadar›n› baflar›p baflaramayaca¤›m›z noktas›nda s›k›nt›lar oluflmakta. Çok a¤›r geceler geçiriyoruz, sabah
3’te uyan›yor ve bir daha uyuyam›yoruz.
- Kader duygunuz oldu mu? Yani bu
noktaya varmak istemeniz noktas›nda?
- Hay›r olmad›. Sizler flehirde do¤up
büyüdünüz fakat benimki gibi bir köyden
burada bulundu¤um yere var›labilece¤i
tahmin bile edilemez. Eflimin de çevresi
farkl›d›r, k›z›m›zla köyümüze gitti¤imiz zaman, karfl›laflt›klar› flartlar tuhaflar›na gitmekte. E¤er e¤itim alma imkan›m olmasayd›, hala orada olacakt›m. Köyümde ayr›mc›l›¤›, yoksullu¤u ve çeliflkileri görmek
beni pek çok defa duygusal olarak etkilemifltir. Erken yafllarda ne yap›lmas› gerekti¤i ile ilgilendim. Bu durum, üniversitede
mimarl›k bölümünü bitirip doktora yapmaya bafllad›¤›mda ve sorunlar› Marksist
gözden araflt›rmaya bafllad›¤›mda daha da
somutlaflt›. Marks, ihtiyaçlar›n ve f›rsatlar›n birlikteli¤inin her zaman varoldu¤unu
söyler. Yoksullu¤un ve toplumun sosyal
koflullar›n› kavrad›m. Feodal Monarflinin
y›k›lmas› gerekti¤ini biliyordum. Ancak,
bunun nas›l olaca¤›n›, nas›l uygulanaca¤›n›
ve sahneye ç›k›p kimin önderlik edece¤ini
bilmiyordum.
- Bu hafta, sonuçlar ortaya ç›kmaya bafllay›nca sürpriz yaflamad›n›z m›?
- Hay›r. Sizler bas›n›n içindesiniz ve
analizler yap›yorsunuz, acaba k›rsaldaki
gerçeklikle ilgili bir öngörünüz yok muydu? Son on y›lda çarp›flmalardan dolay› yap› çok de¤iflti. Haklar›ndan yoksun b›rak›lm›fl ve s›n›rland›r›lm›fl Dalitler ve kad›nlar,
büyük ac›lar çektiler ve flehirlerde yaflayan
insanlar bu ac›lar›n ne kadar büyük oldu¤unu anlayamazd›. Maocular›n terör ve
ölüm saçt›klar› anlat›l›yordu, fakat bizler
ülke içinde neler oldu¤unu anl›yorduk.
Golpa’dan, Rolpa’ya gidip geliyorduk. Halk›n de¤iflim istedi¤ine inan›yorduk ve bizlerin onlara önderlik etmemize izin verece¤ini biliyorduk. En büyük parti olaca¤›m›z› biliyorduk fakat ne kadar milletvekilli¤i alaca¤›m›z› bilmiyorduk. Bas›n›n bize
karfl› ç›k›fl› bizi flafl›rt›yordu. fiehirlerdeki
elit tabaka ve orta s›n›f flok yaflad›, çünkü
köylerde neler oldu¤unu kavram›yorlard›.
Hepsi yanl›fl anl›yordu. Son haftada
diplomatik çevrelerle görüflmelerimiz oldu ve bizlere istihbaratlar›nda zaafiyet oldu¤unu belirttiler. Biz savaflan insanlar
için, bir dakikal›k veya bir metrelik hatta
ölüm kal›m meselesidir. Bunun
için üyelerimize seçimler için somut analizler yapmalar›n› söyledik. Gerçek anlamda bask› alt›nda olan Tmang ve Tatu gruplar› kitlesel olarak bizlere oy verdiler. Tamang bölgesinde, 27 sandalyeden 24’ünü,
Taruvan’da ise 22 sandalyeden 20’sini kazand›k. Seçilen 24 kad›ndan 20’si Maocudur. Ve dahas› flehirlerdeki orta s›n›f›n
(son anlarda karar verirler) % 20-30’u bizi destekledi.
- Nepal halk› bedel ödeyecekse,
devrim neye yarad›?
- Devrim hala devam ediyor. Seçimler
devrimimizin bir parças›yd›lar. Devrim sadece silahl› mücadele de¤ildir. Devrim,
toplumsal-ekonomik yap›n›n h›zl› ve radikal bir flekilde de¤iflmesidir, bu silahl› da
silahs›z da olabilir. Bu seçimler, feodal monarflinin y›k›lmas› için devrimin bir parças›n› teflkil ediyordu. E¤er Halk Savafl›’n› bafllat›p devleti zay›flatmam›fl ve halk› güçlendirmeseydik, monarflinin y›k›lma koflullar›
tek bafl›na seçimlerle oluflmazd›. Sonuçta,
seçimlere kat›lmak için silahlar› terk
etti¤imiz do¤ru de¤ildir. Bu devrimde silahlar› da, seçimleri de kulland›k. Ne sadece silahlarla ne de sadece seçimlerle kazanamazs›n›z. Devrimimiz
(Burjuva Demokratik Devrim kast ediliyor
çn.) bu eflsiz biçimiyle tamamland›.
- Dikkatinizi ne zaman ekonomiye
çevireceksiniz?
- Hedefimiz ekonomik kalk›nmad›r.
Ekonomik devrimde baflar›ya ulaflmak için,
öncelikle yeni bir anayasa düzenleyerek
politik devrimde baflar›l› olmal›y›z. Acil
yard›m›n yap›lmas› zorunluluktur. Savafl
ma¤durlar›, enflasyondan ve yolsuzluktan
dolay› s›k›nt› çekenler var. Bu sorunlara
derhal müdahale edilmesi gerekir. Fakat
ayn› zamanda, yeni bir ekonominin oluflturulmas› için yap›sal de¤iflim zemininin de
yarat›lmas› gerekir.
- Bu hedeflerinize iki y›l içinde ulaflabilir misiniz? Enflasyonla nas›l mücadele edeceksiniz?
- E¤er yap›sal de¤iflimleri gerçeklefltiremezsek, görüntüsel müdahalelerin faydas› olmayacakt›r. K›sa vadede sorunun
çözülmesi için yard›mlar ve sübvansiyonlar verilebilir fakat ülke nüfusunun
2/3’ünün tar›ma ba¤l› olmas›ndan kaynakl›
ekonomik krizin köklerine inilmelidir. Bu,
ekonomik kalk›nmay› sa¤lamayacakt›r.
Ekonominin bütününde de¤iflime ihtiyaç
vard›r. ‹kincisi, yeni istihdam alanlar› yarat›lmal›d›r. Bunun için de, hidroelektrik, turizm alanlar›nda verimli sonuçlar al›nabilmesi için yat›r›mlara ihtiyaç duyulmakta.
Bunlar uzun vadeli kalk›nman›n zeminini
yaratacakt›r.
- Seçim bildirgenizde tar›m reformundan bahsedilmekte. Nas›l bir tar›m
reformudur bu?
- Basitçe, topra¤›n üretenlere verilmesidir. Da¤lardaki alanlarda arazi sahipleri
zaten üretiyorlar fakat ovalarda ve düzlüklerde pek çok toprak a¤as› gitmifl durumda ve üretim düflük düzeyde. Topra¤›n ye-
- Fakat, Mao’nun kolektiflefltirmesi,
Sovyetler Birli¤i’nin Kolhozlar› y›k›ma
ve k›tl›¤a yol açt›. Bu s›namalara dayanabilecek misiniz?
- Burada abart›l›yor. Çin’de ve Rusya’da kimi sorunlar olmufl olabilir fakat
üçüncü dünya ülkelerinde çal›flt›. E¤er Çin
ve Rusya feodal yap›lar›n› y›kmam›fl olsalard› flimdiki ekonomik kalk›nmalar›n› gerçeklefltiremezlerdi. Feodalizme son vermek istedi¤imiz söyledi¤imizde, özel mülkiyete son vermeyi kast etmiyoruz. Bizim
dilimizde ekonomik kalk›nma, burjuva demokrasisi demektir. Baflka ifadeyle, kolektiflefltirme, toplumsallaflt›rma, millilefltirme bugünkü gündemimiz de¤ildir. Söylemek istedi¤imiz, bizim gibi zay›f ve geri
kalm›fl bir ülkede devlet, düzenleyici ve
kolaylaflt›r›c› bir rol oynamal›d›r. Para ve
vergi politikalar› olmaks›z›n, yabanc› ç›karlar egemen rol oynayabilirler. Bundand›r
ki, devlet, özel yerli sermayeyi ve serbest
pazar› korumal›d›r.
- Sermaye çevreleri, Maocular›n zaferinden dolay› çok da rahat hissetmemekteler. Bunlar› rahatlatmak için
söyleyece¤iniz bir fleyler var m›?
- Herkese, Maocular geldiklerinde (hükümete) yat›r›m havas›n›n daha esnek olaca¤› güvencesini vermek istiyoruz. Bununla ilgili anlaflmazl›klara neden yoktur. Koflullar›m›za iliflkin bas›ndaki bilgiler –sermayenin kaç›fl›na iliflkin- yanl›flt›r, böyle bir
fley olmamal›. Di¤er yandan ise, politik istikrar sa¤land›¤› takdirde, giriflimcilik daha
da geliflecektir. Ekonomik kalk›nma gündemimizin di¤er konusu ise yerli sermayeyi ve gelirleri harekete geçirerek özel yabanc› sermayeyi yat›r›mlar için ülkemize
davet etmektir. fiu an zaten Nepal’de bulunan yabanc› sermayeye, giriflim ortam›n›n daha iyi olmas› için onlar› kabul edip
ortak çal›flma yapaca¤›m›z noktas›nda güvence vermek istiyoruz.
- S›ra, sözlerin yerine getirilmesine
geldi. Büyük beklentiler var.
- Bu gerçektir. Fakat as›l olan ulusal
birli¤in korunmas›d›r. Politik rekabet olsa
da, bundan sonraki 10-15 y›l için minimum
ortak bir programda anlafl›p iflbirli¤i yapmal›y›z. Bu, bizlere siyasi istikrar getirecek, ulusal gelirlerimizi daha verimli kullanma imkan› sa¤layacak, yat›r›mlar›n olmas›n› ve yoksulluktan kurtulmam›z› sa¤layacakt›r. E¤er bunu k›sa zaman içinde baflarabilirsek, bu insanlar›n sab›rl› olmalar›n›
ve devam›nda kalk›nman›n ilerlemesi için
zemin sunacakt›r.
- Bütün bunlar çok kritik bir noktada odaklanmakta. Çok büyük beklenti
ve umutlar var. Halk›n acil de¤iflimler
görmeye ihtiyac› var.
- ‹lk olarak yapmak istedi¤imiz, yolsuzlu¤u ve ulusal gelirlerin baflka noktalara
s›zmas›n› önlemek. Bu, tek bafl›na fazlas›yla halka yard›m edecektir. Marks’›n dedi¤i
gibi “e¤er bütün insanlar kulübelerde yaflasayd› herkes memnun olurdu”. E¤er birisi kulübeler içinde bir köy infla ediyorsa
o zaman beklentiler de olacakt›r. Halk›n
temel ihtiyaçlar›n› yerine getirmemiz gerekiyor, bu bizim için önceliklidir. Ekonomik
program›m›z, çal›flma alanlar›n›n yarat›lmas›n› içermekte. Alt yap›n›n oluflturulmas› gibi. Bu hem istihdam yarat›rken ayn› zamanda da ifl yap›lmakta. Çin ve Hindistan
aras›nda bulunmam›z gerçe¤ini de¤erlendirmemiz gerekiyor. Bu iki ülke yükselen
süper güçlerdir ve bizler de bunlar›n aras›nda bulunmaktay›z. Önceleri bizleri, tarafs›z, küçük bir ülke olarak görüyorlard›.
fiimdi ise, onlar›n aras›nda canl› bir köprü
olmal› ve karfl›laflt›rmal› üstünlüklerinden
faydalanmal›y›z.
*Dr.
Bamburam
Bharattai
NKP(M)’in Siyasi Büro üyesidir. 2.
Seçim bölgesinde rakibini aç›k farkla
yenerek seçildi. Röportaj “Nepali Times” gazetesine verildi ve www.nepalitimes.com adresinde 16 Nisan
08 tarihinde yay›mland›. Türkçe’ye
çevirisi YKP (M-L)’ in 19 Nisan 08 tarihli, “Proletarya Bayra¤›” gazetesinden yap›lm›flt›r.
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
İşçi-köylü 11
2-15 Mayıs 2008
Kavga okulu
Köylülerin sevgisini, düflflm
man›n kinini kazanan bir komünist:
ARMENAK
Bu ülkede Ermeni olmak zordur.
Daha haf›zalar›m›zda tüm s›cakl›¤›yla
durmaktad›r 1915 Ermeni Soyk›r›m›. Henüz birinci y›l›n› yeni doldurdu, Ermeni olmas›na ra¤men bu
co¤rafyay› u¤runa ölmeyi göze alacak kadar çok seven Hrant’›n haince katledilmesi. Bu ülkede devrimci
olmak da zordur. S›radan bir demokrat insan›n bile her türlü bask›ya maruz kalabildi¤i bir ülkede devrimci olmak ve öyle yaflamak.
Toplumun “Tek dil, tek millet, tek bayrak” anlay›fl›yla asimile
edilmeye çal›fl›ld›¤›, karfl› durufllar›n
büyük bedeller ödedi¤i bir ülkede
Ermeni kimli¤iyle komünist olmak
zordur.
‹flte Armenak Bak›r (Orhan
Bak›r) böyle bir ülkede Ermeni
kimli¤iyle insanl›¤›n kurtulufl mücadelesinde yerini alm›fl ve yaflam›n›
Türk, Kürt, Ermeni çeflitli milliyetlerden ve az›nl›k uluslardan emekçi
Türkiye halk› için feda etmifl bir komünisttir. Ezilen emekçi bir Ermeni
ne anlam ifade ediyorsa O’nun yaflam›nda, emekçi bir Kürt, bir Arap,
bir Türk, Boflnak, Çerkez de ayn›
fleyi ifade ediyordu. Çünkü O, insanlar› mensup oldu¤u milliyetlere
göre de¤il, ezenle ezilenin oldu¤u
bir dünyada, dahil oldu¤u s›n›fa göre
de¤erlendiriyordu. Bunun için Proletarya Partisi saflar›nda çeflitli milliyetlerden yoldafllar›yla omuz omuza
faaliyet sürdürüyordu. Bu anlamda
onu en iyi, bir dönem Proletarya
Partisi saflar›nda birlikte faaliyet sürdürdü¤ü Hrant Dink’in “O, tertemiz bembeyaz bir sayfaya halklar›n kardeflli¤ini yazd›” sözü anlat›yordu.
1953 y›l›nda Diyarbak›r’da do¤an Armenak Bak›r, ilkokulu bitirdikten sonra ‹stanbul’da Surp
Harç Lisesi’ne kaydedilir. Daha
sonra ‹stanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ni kazan›r. Devrimci düflüncelerle burada tan›fl›r. Nubar Yal›myan, Hrant Dink, Manuel Demir ve daha baflkalar›yla Proletarya
Partisi saflar›nda örgütlenir. Bu durum egemenler taraf›ndan pek hofl
karfl›lanmaz. Bu yüzden TKP/ML
saflar›nda Ermenilerin faaliyet sürdürmelerini her zaman bir sald›r›
arac› olarak kullanm›fllard›r. Kimi
dönem TKP/ML onlar için bir “Ermeni örgütü” olmufltur, kimi dönem “ASALA’yla iflbirli¤i” içinde.
Bunlar›n hiçbiri kuflkusuz gerçe¤i
ifade etmemektedir. Gerçek olan
bir fley vard›r ki o da
TKP/ML’nin çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n yegane
kurtulufl yolunu iflaret etti¤idir.
‹flte Armenak da bu gerçe¤i görerek
Proletarya Partisi saflar›nda örgütlenmifltir. ‹lginçtir; Orhan ismini babas›n›n bir arkadafl› koymufltur. ‹smini ald›¤› kifli gözü pek bir fedaiymifl. (Fedai, Ermeni gruplar›n
oluflturdu¤u direniflçi Partizan
gruplar›n›n ad›) Ablas›n›n deyimiyle “Ad›n› onurla tafl›d› ve o
da iyi bir devrimci oldu.” Ermeni Soyk›r›m› sonras› bölgede sa¤ kalan ancak varl›¤›n› “gizlemek” zorunda kalan pek çok Ermeni aile,
onunla bafllayan bir uyan›fl içerisinde
bulur kendini.
O her fleyden önce partisinin ç›karlar›n› düflünen bir militan, bir görev adam›d›r. O Proletarya Partisi’nin bir üyesi ve kadrosudur. O, kimi
zaman Tarifl ‹plik Fabrikas›’n›n direniflinin örgütlenmesinde, kimi zaman askeri bir eylemdedir. O’nun
yaflam›n› en yal›n haliyle ifade etmek
gerekirse yi¤it bir Komünist, kararl›, sevilen ve unutulmayan bir kiflilik
diyebiliriz. Faaliyet yürüttü¤ü bölge-
Özgür Güler
And olsun ki Emel yoldafl intikam›n› alaca¤›z!
15 May›s 2003 tarihinde Tokat’›n Almus ilçesinde TC güçleriyle Halk Ordusu gerillalar› aras›nda ç›kan çat›flmada flehit düflen
Emel K›l›nç 1979 Dersim Ovac›k
do¤umluydu. Erzincan’da hemflirelik bölümünü okurken faaliyete
bafllayan Emel K›l›nç bu süreçte tutuklanarak Erzurum Hapishanesi’nde üç ay kal›r. Daha sonra okulunu Ankara’da tamamlayan Emel
yoldafl 2000 y›l›n›n yaz aylar›nda
kat›ld›¤› Halk Ordusu saflar›nda
gerilla birli¤inin sa¤l›kç›s› olarak
Karadeniz da¤lar›nda yerini al›r.
Gerillada kald›¤› üç y›l boyuncu
sa¤l›kç›l›k görevini baflar›yla sürdüren yoldafl 2001 y›l›nda Özgür Gelecek gazetesinde ç›kan TKP/ML
T‹KKO gerillalar›yla röportajda
dostlar›na ve yoldafllar›na flöyle
sesleniyordu; “Tüm dostlara ve
yoldafllara buradan merhaba
diyorum. Faflist diktatörlük
bize her alanda sald›r›yor. Biz
de her alanda buna karfl›l›k
Pusula
Militan durufl zorluklarla savaflmay› içerir
Proletaryan›n kahraman ö¤retmeni Marks Paris’te komünarlar›n savafl› sürerken flöyle
hayk›r›yordu: “Komün yok edilecekse, mücadele sadece gecikmifl olabilir. Komünün ilkeleri
ölümsüzdür ve yok edilemezdir...” (Paris Komünü Üzerine)
Tarih Marks yoldafl›n öngörülerinin gerçekleflmesine tan›kl›k yapmakta
gecikmedi. Yani Ekim Devrimi komünarlar›n düfllerini gerçe¤e dönüfltürdü.
Neydi gerçe¤e dönüflen? Gerçe¤e dönüflen; Bolflevikler önderli¤inde devrimci fliddetle çarl›k otokrasisinin yerle bir edilerek, proletarya diktatörlü¤ünün kurulmas›yd›.
Ve Ekim Devrimi’ni birçok ülkede
yeni devrimler izledi. Baflkan Mao’nun
önderli¤indeki ÇKP’nin zaferi dünyada
esen sosyalizm rüzgar›n› güçlü bir f›rt›naya dönüfltürdü. Bu f›rt›na beraberinde içte ve d›flta büyük muharebelerin yaflanmas›n›n kaç›n›lmaz oldu¤unu
da gösterdi. Özcesi “Komünün ilkeleri ölümsüzdür ve yok edilemezdir” diyen Marks yoldafl›n hakl›l›¤› yaflanan devrimlerle bir kez daha ispatland›. Ama s›n›f savafl›m› bütün fliddetiyle sürüyordu. Marksizm-Leninizm ilkelerine dayanarak zafer kaza-
nan partilerin içinden ç›kan yeni bürokrat burjuvalar iflçi s›n›f›n›n davas›na
ihanet ediyorlard›. Elbette ki bu engeller karfl›s›nda umutsuzlu¤a düflüp teslim bayra¤›n› çekenler de oldu.
Ama s›n›f savafl›m›n›n bilimsel yasalar›na inananlar ve insanl›¤›n tarihi yürüyüflünün yengi ve yenilgilerle iç içe
oldu¤u gerçe¤ini kavrayanlar “durmak
yok” fliar›yla ilerlediler. Sosyalizmde s›n›flar ve s›n›f mücadelesi olgusuna baflta s›n›f bilinçli proletarya olmak üzere
tüm ezilenlerin dikkatini döne döne
çektiler. Baflkan Mao’nun “döne döne
devrim” veya Büyük Proleter Kültür
Devrimi’nin hemen arifesinde “hala kimin kazanaca¤› belli de¤il” saptamalar›
süren kesintisiz savafl›ma yap›lan vurguydu. Bu vurgu ayn› zamanda
Marks’›n Komün’e dair yapm›fl oldu¤u
de¤erlendirmeleri içeren anlay›fltan
ba¤›ms›z de¤ildi. Ve nitekim ayn› yenilgi ÇKP prati¤inde de yafland›. Ama o
ölümsüz ilkeler yok edilemedi-edilemez de. MLM’lerin sahip olduklar› bu
bilimsel kavray›fl ve öngörü günümüzün karmafl›k sorunlar›n› çözmeye,
zorluklarla savaflmaya ›fl›k tutuyor.
MLM’lerin sosyalist maskeli bürokrat burjuva diktatörlüklerin y›k›lmas›yla birlikte dünyada estirilen sos-
verece¤iz, sonuna kadar savaflacak ve direne direne kazanaca¤›z. ... Tesadüfî olarak 7
flehidimizin oldu¤u bir dönemde gelmifltim. Ben Umut
‹l yoldafl› anlatmak istiyorum.
Umut ‹l yoldafl, gerilla birli¤inin sa¤l›kç›s›yd›. Ben onun b›rakt›¤› sa¤l›kç›l›k görevini üstlendim. Umut ‹l yoldafl, görevini son derece iyi yap›yor ve
bunu iyi bir propaganda arac›
olarak kullan›yormufl. Gerilla
birli¤ine ve gitti¤i kitle iliflkilerine halk sa¤l›¤›n›n ne demek
oldu¤unu iyi bir flekilde anlatm›fl. Ben Umut ‹l’in görevi
devretti¤i yerden sürdürece¤im ve onun intikam›n› alaca¤›z, söz veriyoruz”
(Emel K›l›nç)
yalizm karfl›t› ihanet rüzgâr›ndan daha
az etkilenmeleri tam da yukar›da alt›n›
çizdi¤imiz do¤ru bak›fl aç›s›na sahip olmalar›ndan kaynaklan›yor. Dün “s›n›f
mücadelesinin” tarihe kar›flt›¤›n› ve
“tarihin sonunun yaklaflt›¤›n›” ilan
edenler, bugün durmadan tarihin tokad›n› yiyorlar. Gerçeklerle oynan›lamayaca¤›n›, masa bafl›nda uyduruk teorilerle tarihin ak›fl›n›n, yönünün de¤ifltirilemeyece¤ini bu burjuva kalemflorlar› ve tarih çarp›t›c›lar› bir kez daha gördüler.
Bugün dünyada yaflanan ekonomik
ve siyasi krizin iflaretleri baz› ülkelerde somut çat›flmalara dönüflmüfl durumdad›r. “Küreselleflen” açl›k, sefalet
ve yoksulluk “küresel” çapta ezilenlerin öfke ve tepkisini büyütüyor. Bu iyi
bir durumdur. Ama her fley de¤ildir.
fiöyle ki; emperyalistler ve uflaklar›n›n
genifl emekçi y›¤›nlar› uyutmak için uydurduklar› tüm yalanlar›n, çizdikleri
pembe tablolar›n gerçe¤in duvar›na
çarparak parçalanmas› ve bu durumun
genifl y›¤›nlar taraf›ndan daha iyi görülmesi, devrimciler ve komünistler için
büyük bir avantajd›r. Bu avantaj›n ezilenlerin kurtulufluna hizmet edecek
bir sürece evrilmesi kesinlikle çok
yönlü ve kapsaml› bir müdahaleyi flart
koflar. Daha sade bir dille ifade edecek olursak, her kriz s›n›f mücadelesi
için yeni olanaklar a盤a ç›kar›r. E¤er
devrimci ve komünist güçler bu olanaklar› kullanma kudretine sahiplerse
orada proletarya lehine büyük kazan›mlar›n elde edilmesi kaç›n›lmazd›r.
nin Ali A¤a’s› olan Armenak, insanlar›n gönlünde yer etmifl bir kifliliktir. Öyle ki köylüler flehit düfltükten
sonra yatt›¤› yata¤a kimseyi yat›rmayacak kadar çok sevmifllerdir Armenak’›. Öyle ki yafll› bir köylü “Ero
sen ölece¤ine, benim o¤lum
öleydi” diyecek kadar, evlatlar›ndan çok sevmifltir Armenak’›. Kuflkusuz bu sevgide Armenak’›n kitlelerle kurdu¤u diyalogun etkisi tart›fl›lmazd›r. Dürüst, s›cakkanl›, atik,
insan sever bir kiflili¤inin yan›s›ra
bölge halk›n›n sorunlar›yla da ilgilenmesi devletin köylüler üzerinde uygulad›¤› bask›lara karfl› tav›r koyan
ve hesap sorucu özelli¤i de kitlelerle k›sa sürede kaynaflmas›n› sa¤lam›flt›r. Bu konuda o dönem birlikte
faaliyet yürüttü¤ü bir yoldafl›n›n anlatt›¤› bir olay ve o olay karfl›s›ndaki
tavr› köylülerin Armenak’a olan
sevgisinin en büyük kan›t›d›r asl›nda.
“O dönemlerde Nazimiye Yüzbafl›’s› Ramazan K›l›ç’›n korkulu rüyas›yd›. Mazgirt’te Kulakkesen’in,
Karakoçan’da Komiser Remzi’nin
korkulu rüyas›yd›. Orhan Bak›r’›n
ad›n› Dersim’de, Elaz›¤’da, Bingöl’de
duyan iflbirlikçi hainler, faflist yöneticiler art›k bir gün bile yaflamay› kâr
say›yorlard›. Çünkü bu ela gözlü çocuk halktan gelen flikâyetlerle huzursuz olmufltu. Orhan Bak›r bir
gün halktan bir flikâyet daha duyar,
Yüzbafl› Nazimiye’ye ba¤l› Dall›bahçe köyüne gider, köyde dü¤ün var.
Gelini ata bindirmifller, dü¤ün baflka
bir köye gidiyor. Ramazan Yüzbafl›
emir verir, indirin bu at›n üstündekini. Kim bu? Dü¤ün sahibi korkarak
Ramazan Yüzbafl›n›n yan›na gider,
‘bey bu benim gelinim, ben o¤lumu
evlendiriyorum’ der. Yüzbafl› ‘benim
niye haberim yok, çabuk indir, aç›n
yüzünü, kimli¤ini verin belki teröristtir bu.’ Dü¤ün sahibi ne kadar
yalvarm›flsa yine de kabul etmemifl
Ramazan Yüzbafl›. Gelini attan indirip gelinle dans etmifl. “‹flte böyle,
bak o da¤dakiler gelsin b›rakmas›n o
zaman. Siz ekmek verin besleyin,
bak biz var›z onlar burada yok.”
Orhan Bak›r ani bir kararla yan›na K›v›rc›k ve kel Ferit kod adl› 2 arkadafl›n› al›r, do¤ruca Naz›miye’ye
gider. Orada 3 gün kald›ktan sonra
2 fiubat 1979 gecesi Yüzbafl›n›n evinin bulundu¤u lojmana gider, kap›da
2 asker kafalar›na kapüflonu çekmifller sohbet ediyorlar, çok kuvvetli
bir f›rt›na var. Bu f›rt›na sayesinde
herkes içerde, nöbetçiye silah› dayayarak “biz size bir fley yapmayaca¤›z,
Ama e¤er böyle bir güce sahip de¤illerse, egemenler ya fliddetle ya da
ürettikleri yeni yalanlarla genifl y›¤›nlar›n öfke ve tepkilerini sistem içinde
eritirler. Tüm mesele bu tarihi f›rsatlar› büyük tarihsel eylemlere dönüfltürecek s›n›f bilinçli proletaryan›n örgütlülü¤ü ve genifl y›¤›nlar› etkileme, harekete geçirme, önderlik etme kapasitesinde kilitleniyor. Bu görevler baflar›lmad›kça, emperyalistler ve iflbirlikçileri geçici de olsa yaflad›klar› bu krizleri flu veya bu flekilde atlatarak,
ömürlerini daha da uzatabilirler.
Bundan dolay› da partinin döne
döne alt›n› çizdi¤i “kitlelere gidin,
kitlelerin somut sorunlar›n›, çeliflkilerini do¤ru analiz ederek
orada pratik hareket yarat›n”
söylemi bofl bir söylem de¤ildir. Çünkü büyük f›rt›nalar ancak genifl y›¤›nlar› parti çizgisi etraf›nda birlefltirip harekete geçirmekle yarat›l›r.
Dünyada yaflanan ekonomik ve siyasi krizin etkileri yaflad›¤›m›z co¤rafyada da kendini hissettirmektedir. Son
süreçte emekçilere dayat›lan y›k›m yasalar›, kazan›lm›fl haklara dönük sald›r›lar yaflanan bu krizin ürünüdür. Yani,
emperyalistler ve uflaklar› yaflanan
krizlerin faturas›n› emekçilere yükleme
çabas› içindeler. Buna karfl› iflçi ve
emekçiler cephesindeki tepkiler yavafl
yavafl sokaklarda yank›s›n› bulmaktad›r.
‹flte bu hoflnutsuzluklar› büyütüp örgütlü bir güce dönüfltürme göreviyle
yüz yüze oldu¤umuz tart›fl›lmazd›r.
Böylesi süreçler kitlelerle ba¤ kurmak,
siz kap›y› açt›r›n iki laf söyleyip gideriz” der Orhan Bak›r. Nöbetçi kap›y› vurur usul usul, han›m› “Ramazan
yat›yor kim o?” diye seslenir. “Benim arkadafl›m fenalaflt›, aç›n kap›y›”
der asker. Kap› aç›ld›, kel Ferit hemen içeriye dald› ve “ana biz bir fley
yapmay›z, sen kad›ns›n, kocana iki
laf söyleyip gideriz” dedi. Kel Ferit
kad›nla konuflurken Ramazan göründü yatak odas›n›n kap›s›ndan.
Orhan Bak›r “Ramazan hiç telafl etme, bize ekmek getir, biz gidiyoruz.” Ramazan kar›s›na dönerek “ne
istiyorlarsa ver gitsinler.” O arada
Kel Ferit der ki; “anam sen dur o
ekme¤i kendi eliyle versin ki, bir daha gidip köylerde kimseye iflkence
etmesin. Yüzbafl› bak biz geldik senin evine ve sen bize ekmek verdin.
Bir daha bir köylüye hakaret edersen bir daha ki geliflte seni vururuz.
Tamam m›?” Evden ç›k›ld›¤›nda yüzbafl›y› bahçe duvar›na kadar beraber
getirip serbest b›rak›rlar, güvenlik
nedeniyle. Yüzbafl› Ramazan 7 Nisan
ya da 7 Mart ay›nda istifa ederek ortadan kaybolur. (Bir yoldafl›)”
Armenak kitlelerle ba¤›n›n yan›nda Partinin militan kiflili¤ine de
verilecek en önemli örneklerden bir
tanesidir. Yaflam›n› Partiye adam›fl,
Partiyle atan bir yüre¤in alt›ndan
kalkamayaca¤› bir zorluk yoktur.
Bir eylem için gitti¤i ‹zmir’de tutsak
düflen Armenak, Partinin böylesi
de¤erli bir komünisti zindanlarda b›rakmama karar›ndan sonra difl a¤r›Erol Özel
s› bahanesiyle gitti¤i hastaneden yoldafllar›n›n yard›m›yla firar etmifltir.
Armenak, devlete askeri eylemlerle
vurdu¤u darbenin yan› s›ra kendini
en güçlü hissetti¤i hapishanelerinden de firar ederek onlar› düflürdü¤ü küçük durum nedeniyle daha
özel bir nefretini ve kinini kazanm›flt›r. Firar sonras› eylemin büyük yank› uyand›rmas›ndan kaynakl› Parti
O’nu Türkiye Kürdistan›’nda görevlendirir.13 May›s 1980’de Kaypakkaya’n›n ölüm y›ldönümünde parti
karar› gere¤i bir polis komiserinin
cezaland›r›lmas› eylemi s›ras›nda
Elaz›¤ Karakoçan’da girdi¤i çat›flmada silah elde topra¤a düflmüfltür.
Devlet O’na olan kinini cenazesinde dahi göstermifltir. Cenazesini
kimsesizler mezarl›¤›na gömen devlet, daha sonra köylüler ve TKP/ML
militanlar› taraf›ndan kaç›r›larak Naz›miye’nin Xarig (Yukar› Oduca) köyüne gömülen Armenak’tan intikam
almak için kemiklerini ç›kartt›r›p
Gole X›z›r’a (Peri Çay›) atm›flt›r.
onlar›n siyasi bilincini yükseltmek bak›m›ndan oldukça elverifllidir. Bu elveriflli ortamda, da¤›n›k güçlerimizi, örgütlemek, örgütlü güçlerimizle kitle çal›flmas›nda tam bir seferberlik ruhuyla hareket etmek ertelenemez bir görevdir.
Somut durumu kavramak ve an›n görevlerini yüklenmenin anlam› da budur.
Bu süreçte Proletarya Partisi’nin
tüm militanlar› Nisan 2008 Partinin
kuruluflu vesilesiyle yay›mlanan bildiride ortaya konulan flu anlay›fl do¤rultusunda hareket etme sorumlulu¤unu
tafl›mal›d›rlar.
“‹flte bu yüzden, bu yolda ›srar, bu
u¤urda feda, bu kavgada cesaret, bu
mücadelede azim, bu savaflta kahramanl›k, bu direniflte özveri hep daha
iyi, daha fazla, daha yüksek, daha ileri
olmak zorundad›r. Bunu sergileme
görevi, devrim mücadelesine hangi
düzeyde katk› sunarsa sunsun herkese düflmektedir. Ve bu görevin yükü
ve sorumlulu¤u her geçen gün daha
da artmaktad›r.”
‹çinden geçti¤imiz sürecin zorluklar› bize kavgada ›srar› ve direngenli¤i
dayat›yor. Bu ›srarc›l›k s›n›f mücadelesi
aç›s›ndan ortaya ç›kan imkanlar› en
do¤ru tarzda de¤erlendirmeyi ve gücümüzü rasyonel bir tarzda kullanmay› da
içeriyor. Yani, dört bir yana yumruk
sallamak yerine, olmas› gereken öncelikli yerde olmal›y›z. Sadece olmak yetmez, an›n görevlerine yan›t olmak, süreci bir bütün olarak çözümlemek için
militanca düflünme, militanca çal›flma
temel prensibimiz olmal›d›r. Militan-
Kavgada
ölümsüzleflfleenler
Haydar Çakmak: Proletarya Partisi sempatizan›, Halk Ordusu Savaflç›s›
olan Haydar Çakmak Mazgirt-Dilano¤lu do¤umludur. 11 May›s 1981 tarihinde Bak›l A¤a adl› bir muhbirin ihbar›
sonucu Pag yöresinde ç›kan çak›flmada
flehit düfltü. ‹hbarc›s› olan Bak›l A¤a, Halk
Ordusu taraf›ndan ölümle cezaland›r›ld›.
A¤a fiimflek: 1962 y›l›nda Erzincan
Tercan Zager köyünde do¤du. Y›lmaz,
Zeki, Kara kod adlar›n› kullanan A¤a fiimflek, mücadeleye ‘80 öncesi kat›ld›. fiehit
düfltü¤ünde Proletarya Partisi’nin üyesi
ve Halk Ordusu komutanlar›ndand›.
Kenan Bozkurt: 1963 y›l›nda Dersim Hozat-Derik köyünde do¤du. !980
öncesi mücadeleye ‘84’te de gerillaya kat›ld›. fiehit düfltü¤ünde Proletarya Partisi’nin sempatizan›, Halk Ordusu’nun savaflç›s›yd›.
Gürsel Çelebi: 1972 Dersim Mazgirt- Yukar› Oyumca köyünde do¤an
Gürsel Çelebi, okumak için gitti¤i Tokat’ta daha önce ilgisinin oldu¤u Proletarya Partisi’nin düflüncelerini daha da bir
benimser. Bu dönemde TMLGB ile ba¤lant› kurmufltur. Bu dönem Karadeniz’de
gerillaya kat›laca¤›n› duyan babas› onu
Tokat’tan Dersim’e götürür. Ancak bu
çabas› onun gerillaya kat›lma arzusunu
engelleyemez ve Dersim’de gerilla faaliyetine kat›l›r. 12 May›s 1992’de Sekerman’da ölümsüzleflti¤inde Proletarya
Partisi’nin ileri sempatizan›yd›.
Gülseren A¤gül: 1972 Dersim
Ovac›k Karatafl köyünde do¤du. Eylül
1990’da mücadeleye bafllayan Gülseren
A¤gül, Proletarya Partisi’nin sempatizan› olarak 12 May›s 1992’de Gürsel Çelebi ile birlikte ölümsüzler kervan›na kat›ld›.
Mehmet Yaflar: 1968 Diyarbak›r
Dicle do¤umlu olan Mehmet Yaflar
1989 y›l›nda kat›ld›¤› Halk Ordusu saflar›nda 14 May›s 1992 y›l›nda flehit düfltü¤ünde Proletarya Partisi’nin sempatizan›
ve Halk Ordusu’nun komutan›yd›.
Eyüp Güllen: 11 May›s 1994 y›l›nda
Mazgirt Dinar köprüsünde bir kaza kurflunu sonucu flehit düflen Eyüp Güllen
Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle Eskiflehir üniversitesinde tan›fl›r. Bir dönem
Eskiflehir’de TMLGB sorumlulu¤u yapan
Eyüp Güllen, 1993 yaz›nda gerillaya kat›lm›flt›r.
‹brahim Bozkurt: Duisburg Türkiyeli ‹flçiler Derne¤i’nin kurucular›ndan
olan ‹brahim Bozkurt (Çermo Day›)
yakaland›¤› hastal›k sonucu 5 May›s 1998
tarihinde yaflam›n› yitirdi.
ca düflünme, tali sorunlarla de¤il, ana
sorunlarla u¤raflmay› ve geneli somuta
uygulamada yarat›c›l›¤› zorunlu k›lar.
Militanca düflünme, hakl› ve meflru
zeminde geliflen hareketlere kay›ts›z
kalmamay› ve mutlaka sürece iradi bir
müdahalede bulunmay› öngörür. Militanca çal›flma, zorluklar› iflinin bir
parças› olarak alg›lamay› ve görevlerin
yerine getirilmesini de varl›k gerekçesi
olarak kavramay› emreder. Militanca
çal›flma, görevleri ertelemeyi, disiplinsizli¤i, bedel ödemede tereddüte
düflmeyi reddeder. Militanca çal›flma, yürütülen tüm çal›flmalar›n merkezine partiyi ve parti politikalar›n› genifl y›¤›nlara ulaflt›rma hedefini asla gözden kaç›rmaz. Dahas›, militanca çal›flma kitlelerden kopuk, kitle çal›flmas›na hizmet etmeyen her türlü hareketten kaç›n›r.
Sürece ve sorunlara bu bak›fl aç›s›yla yaklaflmak tüm örgütlü güçlerimizin görevidir. Yap›lmas› gerekenin en
iyisini yapma sorumlulu¤uyla görevlerimize yaklaflmal›y›z. Süreci tersine çevirmek, yürüyüfl temposunu daha da
h›zland›rmak için alan fark› gözetmeden hepimiz yüzümüzü s›n›f mücadelesinin teorik ve pratik sorunlar›na dönmeliyiz. Sorunlar›n bir parças› de¤il,
çözücüsü olmal›y›z. Devrimci heyecan›, devrimci coflkuyu ancak böylesi bir
pratikle kazanabiliriz. Kaypakkaya çizgisinde ›srar, Kaypakkaya yoldafll›¤›,
zorluklarla savaflmay› ve kazanmay›
öngörür. Ve gün, bunun gereklerini
yerine getirme günüdür.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
Emekçi
kad›nlarla
ilgili bir
Uslu yorum!
Kaç çocuk do¤urulaca¤›na Baflbakan›n karar verdi¤i bir ülkede, kad›n›n kaç kez evlenebilece¤ine de bir sendika konfederasyonu baflkan›n›n karar vermesini ola¤an m› karfl›lamak
laz›m acaba?
Baflbakan Erdo¤an bir süre önce yapt›¤›
aç›klamayla kad›nlara üç çocuk do¤urmalar›n›
“sal›k vermifl” ve bunu da ülkesini, vatan›n›,
milletini sevmenin bir ölçütü olarak ortaya
koymufltu. Kad›nlar› “kuluçka makinesi” yerine koyan bu anlay›fl, birçok tepki almas›na karfl›n Erdo¤an, aç›klamas›n› tekrar ederek, “sözünün eri” oldu¤unu göstermiflti.
Kad›nlar konusunda bir yorum da Hak-‹fl
Baflkan› Salim Uslu’dan geldi. Üstelik, temsil
etti¤ini iddia etti¤i emekçi kad›nlarla ilgiliydi
söyledikleri. Toplumun önemli bir kesimi taraf›ndan protesto edilen ve de iflçi ve emekçilerin kazan›lm›fl tüm haklar›na yönelik en büyük
sald›r›lardan biri olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasa Tasar›s› gibi bir yasay› savunmas› gereken en son kiflilerden biri
olarak Konfederasyon Baflkan› s›fat›yla Salim
Uslu, yasa gere¤ince evlenen kad›nlar için öngörülen 12 ayl›k tutar›ndaki evlenme yard›m›n›n “sadece ilk kez evlenecek kad›nlara,
12 ay yerine 24 ay tutar›nda” verilmesine
destek ç›kt›.
Salim Uslu bir yandan bu uygulamay› savunurken di¤er yandan konuya iliflkin yapt›¤› yorumla da dikkatleri üzerine çekmeyi baflard›.
‹flte Uslu yorumu: “Dul kad›n ilk evlili¤inde
zaten evlenme yard›m› alm›flt›r. ‹lk kez
evlenip yuva kuracak, halk deyifliyle kuru yere atefl yakacak, genç k›za verilsin
istedik.”
SSGSS Yasas›’n›n en önemli sald›r› hedeflerinden birinin emekçi kad›nlar olmas›n›n sendikalar›n gündemine özel olarak girmedi¤i zaten bu süreçte özel olarak dikkatlerden kaçmayan bir olguydu. Kad›nlara yönelik sald›r›lar
yasaya karfl› ç›k›flta bir bafll›ktan öteye gitmezken, sendikalar›n kad›n kollar› ve çeflitli kad›n
kurumlar›n›n çal›flmalar› d›fl›nda önemli bir
tepki örgütlenemedi.
Bu durumda, sendikalar›n yönetimlerindeki kad›n say›s›n›n azl›¤›n›n da etkisini görmezden gelmek mümkün de¤il. Uslu’nun baflkanl›¤›n› yapt›¤› Hak-‹fl’te hiç kad›n yönetici bulunmazken, bu say› di¤er konfederasyonlar
aç›s›ndan da parlak de¤il. D‹SK’e ba¤l› sadece
iki sendikan›n baflkan› (Bank-Sen ve Dev
Sa¤l›k-‹fl), KESK’e ba¤l› ise bir sendika
(Tüm-Bel Sen) baflkan› kad›n. Sendikalar›n
yönetimlerinin erkek ya da kad›n olmas›n›n,
emekçi kad›nlar›n haklar›n›n savunulmas› aç›s›ndan bir öneminin olmad›¤› iddia edilebilir.
Ancak tek bafl›na kad›n emekçilere sendika
yönetimlerinde yer verilmezken, iflyerlerindeki haklar›n›n savunusunun da nas›l yap›laca¤›
merak edilebilir.
Salim Uslu’ya dönecek olursak, kendisinin
evlilik yard›m›n›n amac›n› bilmemesi mümkün
de¤ildir. Mümkün olmayan di¤er bir nokta da
kad›n›n birinci veya ikinci kez evleniyor oluflunun ne gibi bir de¤ifliklik yarataca¤›d›r. Belki
Konfederasyon Baflkan› olarak Salim Uslu, biz
emekçi kad›nlara bunu da aç›klar. Bekliyoruz...
Ne okuyal›m?
2-15 Mayıs 2008
Sistemin yans›mas›: Pippa Bacca cinayeti
Sanat dünyas›nda Pippa
Bacca olarak tan›nan ‹talyan sanatç› Giuseppina Pasqualino
di Marineo ve arkadafl› Moro
“dünya bar›fl›na sanatsal bir etkinlikle” katk› sunmak için Milano’dan “Beraberimizde yolculuk
boyunca üzerinde birikecek tüm
kirlerle birlikte götürece¤imiz tek elbise beyaz gelinlik olacak” söylemiyle yola ç›km›flt›. 8 Mart
2008’de Milano’dan bafllayan
yolculuklar›n› Slovenya, H›rvatistan, Bosna, Bulgaristan, Türkiye, Suriye, Lübnan, Filistin ve
‹srail güzergah›ndan Tel-Aviv’de
noktalamayi planl›yorlard›.
‹ki ‹talyan sanatç›n›n amac›,
“tehlikeli” görülen ülkelerden
otostopla geçerek insanlara gü-
gün geçtikçe artmaktad›r. Cinselli¤in tabulaflt›r›lmas› nedeniyle
bast›r›lm›fl duygular sistemin bir
ürünü olarak kendini bu tip olaylarda d›fla vurmaktad›r.
Türkiye’de 2002–2005 y›llar›
aras›nda istatistiklere göre 21
bin 111 çocuk cinsel taciz ve tecavüz ma¤duru olmufltur ve
araflt›rmac›lar flikayetlerin en az
10-15 kat› kadar fazla olay›n gerçekleflti¤ini savunmaktad›r. Bugün dünyadaki her üç kad›ndan
birisi fliddet, taciz veya tecavüz
ma¤duru olmaktad›r. Uluslararas› Af Örgütü’ne, Türkiye’de gözalt›nda bulunan kiflilere cinsel
sald›r› yap›ld›¤› yönünde bilgiler
gelmeye devam etmektedir.
2000 y›l›nda yay›mlanan bir çal›fl-
sakatlanmaya sebep olmaktad›r.”
ATO’nun araflt›rmas›na göre
Türkiye’de her 350 kad›ndan biri fuhufl tehlikesiyle karfl› karfl›ya
kalmakta ve kad›nlar›n % 30’unu
kocas› “satmaktad›r”! Bu noktada kad›nlar› bedenlerini pazarlama noktas›na getiren yoksullu¤a,
sefalete ve yozlaflmaya dikkat
çekmek gerekir. Kad›nlar›n %
34’ü de ifl yerinde tacize u¤ramaktad›r. Çal›flan kad›nlar ifl yerlerinde de fiziksel ve psikolojik
tacize maruz kalarak yine metalaflt›r›lma ve ikincillefltirilme gerçekli¤inden d›flar› taflamamaktad›r. Kad›n istihdam›n›n her geçen
gün düfltü¤ü, çal›flma koflullar›n›n
elveriflsiz ve a¤›r oldu¤u bir ülkede mevcut düzen içinde bu so-
venilebilece¤ini kan›tlamakt› fakat Pippa Bacca Türkiye’yi geçemedi. Arkadafl› Moro ile daha
sonra buluflmak için ayr›lmas›ndan bir süre sonra ortadan kaybolan Pippa Bacca, kendisini arac›na alan kamyon floförü taraf›ndan Gebze’de tecavüz edilip ard›ndan bo¤ularak öldürüldü. Yaflanan bu olay medya taraf›ndan
yaln›zca sap›k bir katilin suçu olarak yans›t›lmaya çal›fl›ld›. Türkiye’nin pek çok yerinden hem kurumsal hem de bireysel olarak
‹talyan halk›ndan ve sanatç›n›n ailesinden “Türk Milleti ad›na”
özürler dilendi.
Bu flekilde, tüm bu yaflananlar›n -taciz, tecavüz, fliddet, cinayet- sistemin birer
ürünü oldu¤u göz ard› edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Oysaki
as›l vurgulanmas› gereken nokta
bu yaflananlar›n sistematik bir
sorun oldu¤udur. Sistemin en
küçük yap› tafl› olan ailede
bafllayan, okul döneminde
artarak devam eden kad›n
üzerindeki yoz, ataerkil anlay›fl, yaflam›n her alan›nda
kendini göstermektedir. Küçük yafllardan itibaren kad›n bir
cinsel obje olarak görülmekte ve
metalaflt›r›lmaktad›r. Bu metalaflt›rman›n ikili bir yönü vard›r. Birincisi bekâretin fetifllefltirilmesiyle toplumda namus cinayetleri
yaflanmakta; di¤er yandan kad›nlara yönelik taciz, tecavüz, fliddet
mada, a¤›rl›kl› olarak T. Kürdistan›’nda kad›nlar›n % 2’sinin kolluk
güçlerinin cinsel sald›r›s›na maruz kald›¤› bildirilmifltir. Gözalt›ndaki, hapishanelerdeki
kad›nlara yönelik böylesi fiziksel, psikolojik, cinsel tacizler, tecavüzler ve fliddet
de devletin kad›na bak›fl›n›n
dolays›z yans›mas›d›r.
BM Nüfus Fonu raporuna
göre; “Türkiye’de her 3 kad›ndan
biri genellikle bir aile ferdi ya da tan›d›¤› biri taraf›ndan dövülmekte,
cinsel iliflkiye zorlanmakta ya da istismara u¤ramaktad›r. fiiddet 1444 yafl grubundaki kad›nlarda kanserin sebep oldu¤u kadar ölüme ve
nuçlar›n önüne geçilmesini beklemek hayalperestliktir.
Tüm bunlar›n alt›nda yatan sebepse ataerkilli¤in hakim oldu¤u yar›-feodal yap›
olarak karfl›m›zda durmaktad›r. Bunun sonucu ise sadece
kad›n-erkek aras›ndaki eflitsizlik,
erke¤in kad›n üzerindeki bask› ve
denetimi de¤il her türlü bask› ve
zulmün meflrulaflt›¤› bir zihniyettir. Örne¤in, her gün pek çok kad›n günlük hayat içerisinde (toplu tafl›ma araçlar›nda, sokaklarda,
evde, okulda) tacize maruz kal›rken bu zihniyetten kaynakl› sesini ç›karamamaktad›r. Tepkisini
ortaya koyan kad›nlar ise karfl›l›-
¤›n› bulamamakta hatta kad›n olmas›ndan ötürü suçlu olarak
kendisi gösterilmekte, “tacizi
meflrulaflt›rabilecek bir sebebin”
olup olmad›¤›na bak›lmaktad›r.
Y›lbafl›nda Taksim’de yaflanan taciz olaylar› ve tacizcilerin 57 YTL
gibi komik bir rakamla cezaland›r›lmalar› buna en aç›k örneklerden biridir ve her gün bunun gibi
pek çok olay yaflanmaktad›r.
Pippa Bacca cinayetinin ard›ndan Denizli Valisi Canpolat’›n
“Gerçekten çok üzgünüz. Pippa
Bacca’n›n öldürülmesi Türk turizmine zarar verdi” fleklindeki aç›klamas› da kad›n›n toplum içinde nas›l ikincillefltirildi¤inin, nas›l metalaflt›r›ld›¤›n›n somut bir örne¤idir.
Egemenlerin yapt›¤› aç›klamalarsa
olay›n sistematik temellerini aç›klamaktan öte kendi propagandalar›n› yapmaktan ibaret olarak
kald›. Bu yaflananlarda da görüldü¤ü gibi halk›n kayg›lar›
ile hâkim s›n›flar›n kayg›lar›n›n ne kadar farkl›laflt›¤› ortadad›r. Ayn› flekilde, yaflanan bu
ve benzeri olaylar hâkim s›n›flar›n
yans›tmaya çal›flt›¤› gibi sadece sap›k bir katilin eseri de¤il yar›-sömürge, yar›-feodal düzenin sonucudur ve tüm ülke çap›nda milyonlarca kad›n› etkileyen sistematik bir fliddetin, bask›n›n somuttaki yans›mas›d›r. Yaflananlar kimse
taraf›ndan flafl›rt›c› bulunmamaktad›r. Öyle ki sanatç›n›n kayboldu¤unun aç›klanmas›n›n ard›ndan
medyada “korkulan›n Picca’n›n
bafl›na gelmemifl olaca¤›n›n umuldu¤u” aç›kça ifade edilmifltir.
Toplumun kad›na bak›fl›ndaki bu
çarp›k fikirler, ancak özgürlük sorunu olan her toplumsal kesiminin (etnik/ulusal az›nl›klar, kad›n),
her türlü sömürü biçiminin, ezme-ezilme iliflkisinin ortadan
kald›r›laca¤› bir toplumsal eflitlik
için mücadele etmesiyle afl›labilece¤i aç›kt›r. Bunun ülkemizdeki
karfl›l›¤› ise ülkemizde ataerkilli¤in
en önemli kayna¤› olan yar›-feodal düzeni y›kacak olan Yeni
Demokratik Devrim mücadelesine kat›lmakt›r.
Bacca’n›n katili protesto edildi
Pippa Bacca’n›n “Bar›fl Yolculu¤u”nun Türkiye
aya¤›nda tecavüze u¤rayarak, hunharca katledilmesine dönük tepkiler devam ediyor.
17 Nisan’da Kartal Meydan›’nda bir aç›klama
Karakalpakistan, Özbekistan’da özerk bir
cumhuriyettir. Feodal iliflkilerin ve dinin bask›s›n›n çok yo¤un oldu¤u bir bölge… Bu bask›lar
en çok kad›nlar› ezer. Bir yandan feodal beylerin bask› ve sömürüleri, di¤er
yandan ikinci cins durumuna itilmiflli¤in say›s›z
ac›s›n›, bask›s›n› yaflar kad›nlar. Cumagül de yoksul Karakalpak kad›nlar›ndan biridir. Ac›, dayak ve afla¤›lanmalarla dolu
geçen annesinin hayat›na benzer bir hayat onu
beklemektedir. Evlili¤i bundan kurtulufl olarak
umut etse de durum hiç de böyle olmaz. Aksine evlili¤iyle birlikte dayan›lmaz bask› ve fliddet
o derece artar ki Cumagül intihar giriflimine
kadar sürüklenir. Bunlar sadece onun de¤il,
yoksul Karakalpak köyünde yaflayan tüm kad›nlar›n birbirine benzeyen al›nyaz›lar›d›r.
1917 Ekim Devrimi ile birlikte yoksul Karakalpak köylülerinin yaflamlar›yla birlikte kad›nlar›n yaflam›n›n da nas›l de¤iflti¤ine tan›kl›k ederiz. Art›k “de¤iflmez” denilen kad›nlar›n yaflam›
yapan EKD’li kad›nlar “Bacca’n›n katili erkek
egemen sistemdir” dediler. EKD ad›na Tu¤ba
Gümüfl taraf›ndan yap›lan aç›klamada, Bacca’n›n
tecavüze u¤rayarak katledilmesi lanetledi.
Kad›nlar›n
mücadele tarihinden...
Bursa’da kad›n iplik iflçisi
kad›nlar›n direnifli
(10 May›s 1908);
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun son dönemlerinde kimi kentlerde bulunan hal›c›l›k gibi iflletmelerde çok say›da kad›n çal›fl›yordu. Kad›nlar, askere alma ya da vergilendirme yoluyla say›ma tabi tutulmad›klar›ndan günümüze ulaflan genel nüfus
oranlar›n› gösteren bir belge yoktur. Fakat
‹stanbul Frans›z Ticaret Odas›’n›n 31
A¤ustos 1900 tarihli ayl›k bülteninde flu
bilgiler yer al›yor:
Sivas ve yöresindeki kazalarda yaklafl›k
10 bin dokuma tezgah› bulunuyor. Kad›n
iflçilere günde 10 para ile 1 kurufl aras›nda
ücret ödeniyor. Uflak’taki bin 200 dokuma
tezgâh›nda 6 bin kad›n çal›fl›yor. Ve günde
her biri 2 ila 6 kurufl aras›nda ücret elde
ediyor. Bir di¤er kayna¤a göre de Osmanl›’da 250 bin iflçinin 75 bini kad›nd›r.
‹stanbul ve ‹zmir’deki iki tütün fabrikas›nda 1913’te bin 71 erkek, 923 de kad›n
çal›flmaktad›r. Bu rakam 1915 y›l›na gelindi¤inde kad›nlar için 1096’ya ç›km›flt›r.
1900’lerde Bursa’daki 16 iplik fabrikas›nda 20 bin kad›n iflçi çal›flmaktad›r. 1913’te
Makri Köy Askeri Bez Fabrikas›, Manisa ve
Yedikule fabrikalar›nda 604 iflçi çal›flmaktayd›. Bunlar›n yüzde 50’si kad›nd›. ‹pek
dokuma söz konusu oldu¤unda bu oran
yüzde 95’lere var›yordu. Konserve imalat›
yapan 7 fabrikada 274 iflçi çal›flmaktayd›.
Bunlar›n 194’ü kad›n iflçi, sadece 67’si erkek iflçiydi.
1897’de ‹stanbul Kibrit Fabrikas›’nda
çal›flan 201 iflçiden 121’i kad›nd›. 1915’te
‹stanbul’da sabun imalat› yapan iki fabrikada çal›flan 84 iflçinin yüzde 10’u kad›nd›.
1915 y›l›nda erkek ve kad›n iflçi ücretleri aras›ndaki fark iki kat›n üzerindeydi.
Erkek iflçiler günde 10-13 kurufl al›rken,
kad›n iflçiler 4-6 kurufl aras›nda ücret almaktayd›lar.
1900’lü y›llar›n ortalar›ndan itibaren
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun çeflitli büyük
kentlerinde 100 kadar grev patlak verdi.
Bu grevler kad›nlar›n yo¤unlukta oldu¤u
g›da, dokuma, tütün, iplik gibi iflkollar›nda
gerçekleflti. Kad›nlar bu grevlere ya kad›n
iflçi olarak etkin bir tarzda ya da babalar›n›n, kardefllerinin yan›nda destek güçleri
olarak kat›ld›lar. Bu örneklerden biri de
1900’lerde 16 iplik fabrikas›nda 20 bin kad›n iflçi çal›flan Bursa’da yafland›.
Yorumsuz...
Gebzeli kad›nlar
“Hepimiz Bacca’y›z”
Bir di¤er eylem ise, Emekçi Kad›n Platformu taraf›ndan gerçeklefltirildi. Platform, Gebze’de yaflanan iki
tecavüz sald›r›s›na karfl› bir yürüyüfl düzenledi. Kad›nlar, tecavüz edilerek katledilen Picca Bacca’n›n resimlerini tafl›yarak, “Hepimiz Pippa’y›z” dedi. Eylemde
ayr›ca bir polisin tecavüz sald›r›s›na maruz kalan
A.G.S de gündemlefltirildi.
Aç›klamada ayr›ca: “Bu katliam baflka ülkelerde de olabilirdi. Ancak bu co¤rafyada tecavüzleri
koruyup kollayan yasalar var” denildi. (Kartal)
ciddi de¤iflikliklere u¤rar. Sovyet iktidar› ile Karakalpak kad›nlar› birçok haklara ve özgürlü¤e
kavuflur… Kölelik sona ermifltir, kad›nlar
eflitli¤e ka-
›
z
›
K
k
a
p
Karakal
v u fl mufltur… Bundand›r ki kendilerine çok
fley kazand›ran devrime, sosyalist inflaya da
canla-baflla, fedakarca sahip ç›kar, savunur, korurlar kad›nlar. Art›k bir mal de¤il, aktif öznedirler… Elbette bu o kadar kolay olmaz. Feodal bask› ve din bir pranga olmaya devam
eder. Sovyet iktidar› ayd›nlanma, dönüflüm, infla çal›flmalar›nda ve feodal-gerici güçleri bertaraf etmede ileriye ad›mlar att›kça, bu prangalar
da bir bir k›r›l›r. Emekçi kad›nlar için devrimin
ayd›nl›k, eflit bir hayat›n ad› oldu¤unu görürüz
romanda.
Karakalpak K›z›, kad›n sorununa dair yaz›lm›fl ender, gerçekçi romanlardan biridir.
Sosyalizmin kad›nlar›n hayat›n› nas›l de¤ifltirdi¤ini, kad›nlar›n kurtuluflunun sosyalizmle mümkün oldu¤unu anlatmakla kalmaz yazar;
ayn› zamanda feodal beylerin dini de kullanarak yoksul köylüleri iliklerine kadar
sömürmelerine, bu karfl›-devrimcilerin
iktidarlar›n› kaybetmemek için her türlü
bask›, korku yaratma, sabotaj, katliam
ve benzeri yöntemleri nas›l vahflice kullanarak
direndiklerine ve halk›n kendi kendini yönetmesiyle sömürünün son bulmas›na ve halk›n
maddi ve manevi aç›dan refaha kavuflmalar›na
da tan›kl›k ediyoruz.
Ezilenlerin de ezileni olan kad›nlar›n al›nyaz›lar›n›n de¤iflmez olmad›¤›n›, bu yaz›y› kendilerinin tüm emekçilerle birlikte yeni bafltan yazabilece¤ini görmek, kaderlerini de¤ifltirmek için
cesaretlendirici, de¤ifltirilebilirli¤ine inanc› güçlendirici olacakt›r.
Tulepbergen Kaipbergenov’un Karakalpak K›z› roman› Evrensel Bas›m Yay›n
taraf›ndan bas›lm›fl ve 504 sayfadan olufluyor.
Bir ‹K okuru
* ‹stanbul Ka¤›thane’de bir kad›n,
oturdu¤u apartman›n 6. kat›ndan atlayarak intihar etti. 22 yafl›ndaki kad›n, çevredekiler taraf›ndan Okmeydan› E¤itim
ve Araflt›rma Hastanesi’ne kald›r›l›rken
yolda hayat›n› kaybetti.
* Van’›n Gevafl ilçesinde ekmek piflirmek isteyen bir kad›n, tand›ra düflme
sonu yanarak yaflam›n› yitirdi. Edinilen
bilgiye göre, 44 yafl›ndaki kad›n, ekmek
piflirirken dengesini kaybederek tand›ra
düfltü. Çevrede bulunanlar›n yard›m› ile
düfltü¤ü yerden ç›kar›lan S.A., yanarak
hayat›n› kaybetti.
* ‹zmir’in bir ilçesinde 5 ay önce
mandalina bahçesinde mevsimlik iflçi
olarak çal›fl›rken H.A. taraf›ndan tecavüze u¤rad›¤›n› iddia eden R.A., ailesinden
ve tecavüzcüsünden ölüm tehdidi ald›¤›n› belirterek, ‹HD ‹zmir fiubesine
baflvurdu.
* 3 y›ld›r imam nikahl› olarak yaflad›¤› H.T’den fliddet gören ve bu nedenle
de defalarca evden kaçarak ayr›lmak istedi¤ini belirten 6 ayl›k hamile B.Y. (29),
eflinin ailesini ve kendisini ölümle tehdit
etti¤ini söyleyerek, kad›n haklar›n› savunan sivil toplum kurulufllar›ndan yard›m
talep etti.
İşçi-köylü 13
2-15 Mayıs 2008
Dünya
Hindistan
M›s›r Komünist
Partisi’nden
dayan›flma ça¤r›s›*
Sizlerden ricam›z, bu metni di¤er
kardefl partilere de ulaflt›rarak dayan›flma göstermelerini rica ediyoruz.
7 Nisan 08,
Sabah›n erken saatlerinden itibaren,
baflkent Kahire’nin önemli meydanlar›
ve caddeleri, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce kuflat›ld›. Kimi di¤er flehirlerde de, ‹skenderiye, Algarbiya gibi, insanlar sokaklarda ve meydanlarda polis
ablukas›n›n tan›¤› olmufltur. Özellikle
AL Mahalla flehri kitlesel eylemlerin
merkeziydi. Yaklafl›k 200 eylemci, farkl›
bölgelerde ve zamanlarda gözalt›na
al›nm›flt›r. Belli say›da iflçi, tekstil fabrikas› Gazl Al Mahalla iflçileri ile dayan›flmak için grev yapmaktad›r. Grevin talepleri aras›nda, Al Mahalla iflçilerini oldu¤u gibi tüm emekçileri ilgilendiren
ücret art›fllar›n›n, fiyat art›fllar›yla dengelenmesidir. Al Mahalla grevi, devasa
bir gösteriye dönüflerek tüm flehri kaplad›. ‹flçiler, köylüler, yoksul insanlar
yürüyüfllerin güvenli¤ini sa¤lad›lar. Yaklafl›k 30.000 kifli, pahal›l›¤a, tekelleflmelere ve Neo-liberalizme karfl› sloganlar
att›.
M›s›r merkezi güvenlik güçleri, gaz
bombalar›, kauçuk mermileri, elektrofloklarla, gerçek mermilerle göstericilere sald›rarak yüzlercesinin yaralanmas›na sebep oldu. Polis, yaral›lar› ve gösterilere kat›lmayanlar› dahi gözalt›na al›p
hala gözalt›nda tutmaktad›r. Al Mahalla’dan gelen haberler, biri 9 yafl›nda k›z
çocu¤unun, di¤eri ise 20 yafl›nda bir erke¤in öldü¤ünü do¤rulamakta. M›s›r
polisine ba¤l› özel bir birim olan “Kara
güçler”, ma¤azalar›, trenleri, kamu binalar›n› ve araçlar› yakarak ve bunlar›
da iflçilerin üzerine yükleyerek eylemlere kat›lanlar› suçlamaya çal›flmakta.
Amaçlar›, polisin fliddetini kullanarak,
son y›llarda fliddetlenen toplumsal muhalefeti ve iflçi s›n›f›n›n mücadelesini ezmektir.
Sizlere ça¤r›m›z, Al Mahalla iflçilerinin hakl› taleplerini ve mücadele araçlar›n› (grev, eylem vb.) seçme hakk›n›
desteklemenizdir. Biz komünistler, tüm
demokratik ve toplumsal güçler olarak
uyar›yoruz, bundan sonra polis devleti,
genelde tüm iflçi s›n›f›na ve özel olarak
da Al Mahalla iflçilerine karfl› çok büyük
bir bask› kampanyas› bafllatacakt›r. Bu
kayg›lar›m›z, polisin yapm›fl oldu¤u Vandalizm, iflçi önderlerine yönelik yapt›¤›
düzmece suçlamalara dayanmaktad›r.
Sayg›lar›m›zla.
MISIR KOMÜN‹ST PART‹S‹
Al Mahalla grevinden tan›kl›klar
Grev öncesi
‹flçileri Dayan›flma Komitesi, tüm
M›s›rl› iflçileri ve halk› grevle dayan›flmaya ça¤›rd›. Görünen o ki, neoliberal ve teflhir olmufl Mübarek rejimi, 6 Nisan grevini bast›rmak için
tüm araçlar› kullanacakt›r. Mahalla
iflçileri, tüm emekçileri ve dünya iflçi
s›n›f›n›, hakl› mücadelelerine destek
vermeye ça¤›r›yor.
Grev sonras›
Sevgili dostlar, Mahalla’dan döner dönmez, sabah saat 08.30 gibi
baz› M›s›rl› arkadafllarla birlikte flehirdeki fabrikaya ulaflt›k. Fabrikan›n
etraf› polis taraf›ndan çevrilmiflti. Fakat buna ra¤men bir sendikac›yla
konuflmay› baflarabildik. Sendikac›
bizlere, sabah 07.00-07.30 gibi yani
vardiyalar›n de¤iflimi s›ras›nda polisin daha fazla oldu¤unu, iflçileri tek
tek alarak, 5.000 iflçinin grev yapmas›n› engellediklerini söyledi.
Sonras›nda ise, bizleri bas›n mensubu olarak fabrikaya götürerek bizlere “iflçilerin çal›flt›¤›n›”, “grevin
olmad›¤›n›” göstermeye çal›flt›lar.
Bizleri götürdükleri bölümlerde sadece fabrika yönetiminden kifliler
vard›, bizlerin iflçilerle konuflmas›na
izin vermediler ve fabrikan›n tamam›n› gezmemize de yetkili olmadan müsaade etmediler. Onlara bu oyunu
daha fazla oynamak istemedi¤imizi ve
Filistin halk› tutsaklar›n› sahiplendi
Siyonist ‹srail Devleti’nin Filistin halk›na dönük sald›r›lar› sürerken, iflgale
karfl› Filistin direnifli de sald›r›lar› karfl›
sald›r›larla cevapl›yor. Filistin halk› ayr›ca, Siyonist kuflatman›n bir parças› olarak Gazze’de hüküm süren g›da ve temel ihtiyaç maddeleri yoksunlu¤una,
tüm Gazze’yi karanl›kta b›rakacak olan
elektrik kesintisi eklense de, direniflte
esir düflenleri de unutmuyor.
FHKC ve Filistin halk›, 17 Nisan
Tutsaklar Günü nedeniyle Khan,
Younis, Gazze, Ramallah ve Lübnan’›n çeflitli yerlerinde çok say›da eylem ve etkinlik gerçeklefltirdi. Khan Younis’te yap›lan eyleme çok say›da FHKC
üye ve yöneticisi kat›l›rken, FHKC Merkez Komite üyesi Wissam Fakawi taraf›ndan yap›lan aç›klamada, ‹srail hapishanelerinde tutulan Filistinli tutsaklar
selamland› ve derhal serbest b›rak›lmalar› talep edildi. Eylemde, bir delegasyon
taraf›ndan K›l›zhaç’a, Filistin milletvekili
ve FHKC’nin tutsak Genel Sekreteri
Ahmad Sa’adat’a ve di¤er Filistinli tutsaklara ulaflt›r›lmak üzere mesajlar verildi.
(*Bu ça¤r›, -Palesthine Blogs- Internet
Eylemlere
sendikalar da kat›ld›
sayfas›ndan, ‹flçi-Köylü için çevrilmifltir.)
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
Genifl çapl› gerçekleflen eylemlere
Evrensel Bak›fl
Açlar›n devrimi...
IMF, DB ve G-7 temsilcilerinin
geçti¤imiz günlerde Washington’da
gerçeklefltirdikleri toplant›, 1930 Büyük Buhran’›ndan bu yana ortaya ç›kan en büyük ekonomik krizin gölgesinde geçti. Tart›flmalar›n oda¤›nda
da do¤al olarak, giderek derinleflen
kredi krizi vard›. G-7 temsilcileri
ekonomik krize yo¤unlafl›rken, IMF
ve DB gibi küresel finans kurulufllar›n›n liderlerinin tüm dikkatleri, giderek artan g›da krizine odaklanm›flt›.
Toplant›da bulunanlar› devasa bir açl›k facias› tehlikesine ve bunun getirece¤i politik istikrars›zl›¤a karfl› uyar›yorlard›. G-7’yi oluflturanlardan Japonya, Almanya, ‹ngiltere, ‹talya,
Kanada ve Rusya ise, g›da krizinden
hiç söz etmiyorlar, dikkatleri “yüksek benzin ve tüketim” fiyatlar›na
çekmeye çal›fl›yorlard›.
d›flar› ç›kmak istedi¤imizi söyledik.
Zaten egemen medya görüntüleri
çekmifl ve bunlar› yay›mlayarak Mahalla’da bir fley olmad›¤› propagandas› yapmaktayd›. BBC ve bir haber
ajans› d›fl›ndaki tüm gazeteciler flehri
terk etmifllerdi.
Saat 03.30’da, polis, vardiya de¤iflimi s›ras›nda kap›da bekleyen ve
grevi bafllatmak isteyen iflçilere sald›rarak iki sendikac›y› gözalt›na ald›.
fiehir kaynamaya bafllad›. Ço¤unlu¤unu iflsizlerin ve genç iflçilerin oluflturdu¤u binlerce kifli meydanda topland›. Bunun üzerine polis toplananlara
gaz bombas› ve gerçek mermilerle
sald›rmaya bafllad›. Polis bir taraftan
çocuklar›n üzerine atefl ederken, di¤er taraftan da siviller yüzlerce insan›
tahta coplarla döverek gözalt›na al›yordu. 4 ya da 7 kiflinin hayat›n› kaybetti¤i tahmin edilmekte. Yüzlercesi
ise yaral› veya gözalt›nda. Tren istasyonu ve yollar yanarken, saat gece
11.00’de di¤er vardiyadan ç›kan iflçilerle birlikte direnifl büyüyerek devam etti. Bar›flç›l grev, polisin sald›rganl›¤› sonucu bir halk ayaklanmas›na
ve flehir tam anlam›yla savafl alan›na
dönmüfltü. Bulundu¤umuz binaya
çok fazla gaz bombas› at›ld›¤› için buradan ve flehirden ayr›lmak zorunda
kald›k. Göründü¤ü kadar›yla, direnifller sabaha kadar devam etti.
Dayan›flma ad›na flimdilik bu
kadar.
Bu yaz›, M›s›r’da Mahalla tekstil iflçilerinin
geçti¤imiz haftalarla gerçeklefltirdi¤i eylemlerle ilgili tan›kl›klar›d›r ve “Palesthine.blogspot.gr” sitesinden al›narak ‹flçi-Köylü gazetesi
için çevrilmifltir.
25.000 Al Mahalla iflçisi -Ortado¤u’nun en büyük tekstil fabrikas›- 6
Nisan’da, 350 M›s›r Liras› (yaklafl›k
60 Dolar) olan maafllar›n›n enflasyon
oran›nda art›r›lmas› ve çal›flma koflullar›n›n iyilefltirilmesi talebiyle grev karar› ald›lar. Mahalla iflçilerinin grevi
M›s›r iflçi s›n›f› ve halk› için, basit fakat
önemli talepler içermekte. E¤er Mahalla iflçilerinin grevi gerçekleflir ve
zaferle de sonuçlan›rsa, Mübarek rejimine karfl› çok önemli bir zafer kazan›lm›fl olacakt›r. Fakat, ba¤›ms›z
sendika ve grev hareketinin öncülerinden olan Mahalla grevi, ‹çiflleri Bakanl›¤› taraf›ndan yasad›fl› ilan edildi.
Devletin güvenlik güçleri, resmi
sendika (Sendikalar Genel Konfederasyonu) ve Çal›flma Bakanl›¤›,
6 Nisan grevinin engellenmesi için
gerekli tüm önlemlerin al›naca¤›n›
aç›klad›lar. Mahalla flehri, baflkent
Kahire’ye iki saat mesafede ve
35.000 polis taraf›nda ablukaya al›nm›fl durumda. fiehre girifl de yasak.
Kahire’de befl kifli bugün greve destek için bildiri da¤›t›rken gözalt›na
al›nd›lar. Di¤er taraftan, iflçi önderleri gözalt›ndan ve di¤er sald›r›lardan korkmayarak mücadeleye devam ediyorlar.
Ayn› zamanda, vergi memurlar›,
ba¤›ms›z sendikal örgütler, Mahalla
greviyle dayan›flmak için ayn› gün
grev ve eylem karar› ald›lar. Mahalla
Ancak IMF ve DB temsilcileri,
dünya ölçe¤inde büyüyen faciay› gündemlefltirmekte kararl›yd›lar. Çünkü
her ikisi de emperyalist güçlerin en
önemli araçlar› olan bu kurumlar,
tüm dünyada milyonlarca insan›n açl›ktan ölme tehlikesi alt›nda oldu¤unun art›k gizlenemez boyutta oldu¤unu biliyorlard›. As›l korkular› ise,
dünyan›n en yoksullar›n›n açl›k isyanlar›n›n, açlar›n devrimini tetiklemesi
ve dünyan›n büyük bölümünde rejimleri yerle bir etmesiydi.
Örne¤in, Haiti’de, IMF ve DB toplant› yapt›¤› s›rada gerçekleflen açlar›n
isyan›, hükümetin geri çekilmesini getirmiflti. Ve tüm dünyada bundan daha boyutlu ayaklanmalar›n gerçekleflmesi beklentisi giderek büyüyordu.
‹flte IMF ve DB yetkililerini korkutan
buydu. Esas korkular› ise, daha çok
kat›lanlardan biri de, Sa¤l›k ‹flçileri Sendikas›’yd›. Sendika Gazze’de yapt›¤› bas›n aç›klamas›nda, tüm uluslararas›
emek örgütlerine aralar›nda sendikac›lar›n ve sendika üyelerinin bulundu¤u
tutsaklara ve özgürlük mücadelelerine
destek verme ça¤r›s›nda bulundu.
Eylemlere destek veren bir di¤er
sendika ise, Lise Ö¤rencileri Sendikas› oldu.
Sendika, Ramallah’ta gerçekleflen
eyleme kat›lan sendika taraf›ndan, tutsaklar›n Filistin tarihinin bir parças› olarak, e¤itim amaçl› okullarda okutulmas›
ça¤r›s›nda bulundu. ‹lerici Ö¤renciler
Eylem Cephesi de, Al-Tirah Koleji’nde
bir etkinlik gerçeklefltirdi.
fiehit ve tutsak ailelerini
fie
sahiplenme ça¤r›s› yap›ld›
Eylemlerden biri de, Gazze’de, AlShawwa Kültür Merkezi’nin önünde
gerçeklefltirildi. FHKC Merkez Komitesi üyesi Yousef al-Salibi, burada yapt›¤› konuflmada, aralar›nda Yousef Maraghah (Abu Jamal), Abdelkader Abdelfarim, Rasim Halawa, Ali al-Jaafari, Ibrahim al-Rai, Omar al-Kassim ve Mustafa
al-Akkawi’nin bulundu¤u Filistin ulusal
hareketi flehitlerini ile tutsaklar›n› and›
ve ailelerini sahiplenme ça¤r›s› yapt›.
da bu iki kurumun, emperyalizme ba¤›ml› ülkelere dayatt›¤› ekonomik politikalar›n bir sonucu olan g›da krizinin ortaya ç›kard›¤›, ço¤unlu¤u kendili¤inden geliflen bu açl›k isyanlar›n›n,
kontrollerinden iyice ç›karak, örgütlü
güce dönüflmesi ve dünya ölçe¤inde
s›n›f mücadelelerini tetiklemesi ya da
daha da üst boyutlara ç›karmas›yd›.
‹syanlar›n denetimden ç›kmas›na
iliflkin kayg› IMF ve DB taraf›ndan yap›lan aç›klamalara da yans›yor, aç›klamalarda “sorunun sadece insani bir
sorun olmad›¤›na, bu tür sorunlar›n
demokrasiyi de tehdit ederek, savafllara götürebilece¤ine” dikkat çekiliyordu.
Uluslararas› toplum, giderek büyüyen, en çok da kad›n ve çocuklar›
vuran, her befl saniyede 10 yafl›n alt›nda bir çocu¤un ölümüne neden
olan ve dünyada 854 milyon insan›
açl›k s›n›r›n›n alt›na getiren bu krizin
politik ve güvenlikle ilgili sonuçlar›n›
engellemek üzere, acil önlem almaya
ça¤r›l›yordu. Hepsinden önemlisi de,
emperyalizmin temsilcileri taraf›ndan
Bangladefl’te pirinç grevi
Bangladefl’in Dhaka kentindeki yaklafl›k 12 tekstil fabrikas›n›n çal›flanlar› g›da maddelerinin fiyatlar›ndaki sürekli art›fl›
protesto etmek ve daha yüksek
ücret talebiyle greve gitti.
Hükümet ise tekstil iflçilerinin eylemine karfl›
özel polis birliklerini ve orduyu devreye soktu. Kolluk
güçleri, gözyaflart›c› gaz, cop ve uyar›
atefli yaparak gerçeklefltirdikleri sald›r›larla grevi bast›rmaya çal›flt›lar.
Eylemci iflçiler ise
tafl atarak ve barikatlar kurarak kendilerini korumaya çal›fl›rlarken, bu sald›r›larda en az 100 iflçi yaraland›. ‹flçilerin eylemi, Ordu’nun daha
kapsaml› bir sald›r›ya giriflmesiyle birlikte da¤›t›ld›.
144 milyon nüfusu olan
Bangladefl’te insanlar günde en
fazla 1 Dolarla yaflamak zorun-
ayaklanmalar›, çat›flmalar› ve denetlenemez bir istikrars›zl›¤› bar›nd›ran,
yeni bir sürece giriyoruz tespitleri
yap›l›yordu.
Emperyalistler, nas›l bir korkuya
kap›ld›klar›n›n çok net bir biçimde d›fla vurmas› olan bu tespitlere paralel
olarak, acil “önlemlere” baflvurmaya
bafllad›lar. Beyaz Saray ayn› günlerde
200 milyon Dolar g›da yard›m› yapaca¤›n› aç›klad›. Bu miktar, ABD emperyalizminin Irak iflgalinde bir günde
harcad›¤› para kadar bile de¤il.
Açl›k isyanlar›n›n, her gün yeni ülkeler eklenerek sürdü¤ü bugünlerde,
emperyalist cephe de halklara dönük
sald›r›lar›n› nas›l ve hangi yöntemlerle art›raca¤›n›n, halklar› nas›l teslim
alaca¤›n›n hesaplar›n› yeniden gözden
geçiriyor.
Askeri sald›rganl›¤›n bafl› ABD
emperyalizminin temsilcileri art›k
teslim alma yöntemi olarak iflkenceyi
resmen onaylad›klar›n›, bu yönlü toplant›lar al›p, sadece iflkenceyi de¤il,
hangi “özel” iflkence yöntemlerinin
kullan›laca¤›na karar verdiklerini giz-
da. Buradaki tekstil iflçileri dünyan›n en düflük ücretle çal›flanlar›. Ortalama ayl›klar› 23.6 Dolar. Bangladefl’te 2 milyon kadar
insan tekstilde çal›fl›yor. Bunlar›n ortalama % 85’i kad›n. Bir iflçi açl›ktan ölmemek için, sadece
Hindistan’›n do¤usunda bulunan
Kalküta’da binlerce kifli yüksek g›da
fiyatlar›n› protesto etti. Öfkeli eylemciler elektrik hatlar›n› kopard›,
caddeleri iflgal etti. Polisin sald›rd›¤›
eylemlerde en az 300 kifli gözalt›na
al›nd›. Kalküta Hindistan’›n en yoksul bölgelerinden biri.
Danimarka
Danimarka sa¤l›k sektöründe,
çocuk yuvalar›nda ve sosyal hizmetlerde çal›flan 100 binden fazla
emekçi greve gitti. Emekçiler % 15
ücret art›fl› istiyor. Hükümetin teklifi ise %12.8.
Grev tüm ülkede yank› bulurken, birçok kamu iflyeri çal›flan› da
genifl destek verdi. Greve giden
emekçiler eylemlerini, talepleri kabul edilinceye kadar sürdüreceklerini aç›klad›lar.
Honduras
Orta Amerika ülkesi Honduras’da on binlerce kifli hükümet politikalar›n› ve artan fiyat art›fllar›n›
protesto etmek için sokaklara döküldü. Honduras dünyada ortaya
ç›kan g›da kriziyle birlikte, örgütlü
ve en fazla eylem yap›lan ülkelerden biri.
Polisin sald›rarak, çok say›da kifliyi gözalt›na ald›¤› bu eylemlerde
“Devlet iflletmelerinin özellefltirilmesine son verilsin!” vb. sloganlar
at›ld›.
Paraguay
ABD’nin Latin Amerika’daki son
kalelerinden biri olan Paraguay’da
düzenlenen devlet baflkanl›¤› seçimlerini, De¤iflim ‹çin Yurtsever ‹ttifak’›n aday›, eski piskopos Fernando
Lugo, oylar›n yaklafl›k yüzde 41’ini
alarak kazand›. Lugo, Paraguay’a ba¤›ms›zl›k ve egemenlik vaat ediyor.
2.8 milyondan fazla Paraguayl› yeni
devlet baflkan›n›, baflkan yard›mc›s›n›
ve di¤er ulusal ve yerel yetkilileri
seçmek için geçti¤imiz günlerde sand›k bafl›na gitti. Baflta reformistler
olmak üzere, birçok kesim taraf›ndan eski bir rahip olan Lugo’ya da
Latin Amerika’n›n birçok ülke liderine oldu¤u gibi, “solcu” yak›flt›rmas›
yap›l›yor. Yeni “sol” baflkan›n ne kadar “solcu” oldu¤unu ise önümüzdeki süreçte sergileyece¤i pratik
gösterecek.
Almanya
pirince, gelirinin yaklafl›k %
70’ini vermek zorunda.
Tekstil iflçileri sendikas› baflkan›, 2006 y›l›nda asgari ücretin
25 Dolar olarak belirlendi¤ini,
ancak bu süre içinde pirinç ve
di¤er temel g›da maddelerinin
fiyatlar›nda iki kat art›fl oldu¤unu söylüyor.
lemeye bile gerek duymuyorlar.
Askeri sald›rganl›kta ABD emperyalizmi ile yar›flan AB emperyalizmi ise, sadece bu yönlü sald›r›lar›n›
de¤il, Avrupa iflçi s›n›f›n›n kazan›lm›fl
haklar›na dönük sald›r›lar›n› da art›rm›fl bulunuyor.
Bu sald›r›lar kapsam›nda, Avrupa
Mahkemesi son dönemde pefl pefle
ald›¤› kararlarla, iflçi s›n›f›n›n sermayenin sald›r›lar›n› geri püskürtmedeki
en önemli silah› olan grev hakk›n›n
önünü kesmeye, iflçileri ücret tarifelerinin alt›nda, düflük ücretlere mahkum etmeye çal›fl›yor. AB’nin emperyalist karakterini iyice gözler önüne
seren, aç›k aç›k mali sermayenin ç›karlar›n› koruyan bu kararlarla birlikte yap›lmaya çal›fl›lan ise esas olarak,
Avrupa’daki iflçi-emekçi y›¤›nlar›n›n
temel demokratik haklar›n›n ve sosyal kazan›mlar›n›n bütünüyle ortadan
kald›r›lmak istenmesidir. Ancak son
y›llarda sosyal y›k›m sald›r›lar›n›n h›z›n› ve dozunu art›ran AB emperyalistleri, bu çabalar› s›ras›nda güçlü direnifllere çarpmay› sürdürüyorlar.
Lidl, Aldi ve Rewe gibi süpermarket zincirlerinin süt fiyatlar›n› 73 Cent’ten 61 Cent’e indirmesi üzerine,
Bavyera eyaletindeki bin kadar köylü
marketlerin önünde gösteri yapt›.
Köylüler, bir litre sütün üretim
fiyat›n›n zaten 40-45 Cent aras›nda
oldu¤unu ve böylelikle de fiyat indiriminin kendi ceplerinden gerçeklefltirildi¤ini söylemekte ve fiyat indirimi geri çekilmedi¤i takdirde, eylemlerin tüm Almanya’ya yay›laca¤›n›
aç›klamaktalar.
Sosyal y›k›m sald›r›lar›na karfl›, sadece Avrupa’da de¤il, tüm emperyalist-kapitalist ülkelerde gerçekleflen
bu direnifllere ise bugün art›k, dünyay› kas›p kavuran ve emperyalist-kapitalist sistemin çöküflünün bir ifadesi
olan, açl›k isyanlar› efllik ediyor.
Birbirinden ilham alarak yükselen
isyan ve direnifllerin, emperyalistlerin
bafll›ca korkusu olan örgütlü güce
dönüflmesi, sistemi sürdürülemez
hale getirmesi ise kaç›n›lmaz gibi görünüyor. Birçok ülkede kendili¤inden
bafllayan, k›sa süre sonra örgütlü hale gelen açl›k isyanlar›n›n say›s› ise giderek art›yor. Bu isyanlar birçok ülkede, iflçi-emekçi y›¤›nlar›n ekonomik ve demokratik taleplerle gerçeklefltirdi¤i grev vb. direnifllerle bütünleflmifl bulunuyor. Bunun da ötesinde
bu isyanlar ço¤u yerde, do¤rudan ülkelerindeki rejimi hedef alan bir siyasi içeri¤e bürünüyor. Bu da emperyalistlerin özellikle de tespitlerinde ne
kadar “hakl›” olduklar›n› gösteriyor.
Evet, açl›k isyanlar› açlar›n devrimini tetikliyor!
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
2-15 Mayıs 2008
9 May›s 1945 Emek Kahramanlar› unutulmayacak!
Gerçek kahramanlar kitlelerdir!
22 Haziran 1941
Bu tarih, Hitler faflizminin, proletaryan›n iktidar›na, Sovyetler Birli¤i’ne sald›r› tarihidir.
II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›,
daha önce emperyalizm taraf›ndan
paylafl›lm›fl dünya pazarlar›n›n ve
maddi zenginliklerinin yeniden paylafl›lmas› amac›yla bafllat›ld›. Baflta Alman emperyalistleri olmak üzere di¤er emperyalistler yaflad›klar› yap›sal
ve dönemsel krizden kurtulman›n ç›k›fl yolu olarak baflvurduklar› bu savafla girerken, tarihlerinin ikinci büyük
affedilmez hatas›na düfltüklerini düflünemiyorlard›.
Bu savaflta Alman emperyalistlerinin karfl›s›nda, hesaba katmad›klar›,
“unuttuk”lar›, her yönüyle örgütlenmifl büyük emek gücü ve Sovyet iktidar› vard›. Sovyetler Birli¤i’nin varl›¤›n› ve gücünü hesaba katmayan Alman
emperyalistleri, tarihlerinin en büyük
hatas›n› ifllediler. Alman emperyalizminin en sald›rgan, en gerici ve en
ba¤naz kesiminin iktidar gücü olan
Hitler faflizmi, Sovyetler Birli¤i’ne sald›r› karar›n› ald›¤›nda, kendi sonunun
da bafllang›ç karar›n› al›yordu.
Savafl›n bafllamas›yla Alman faflizmi, sadece iktidar›n› kaybetmedi, ayn› zamanda daha önce hükmetti¤i,
nüfuz alt›nda tuttu¤u topraklar›n büyük bir bölümünü de kaybetti. Alman emperyalizminin ald›¤› kay›plarla birlikte, dünya kapitalist
sistemi de büyük bir darbe ve
kay›p ald›. Bunun karfl›s›nda sosyalizm, büyük bir üstünlük ve
sayg›nl›k elde etti. Dünyan›n birçok ülkesinde demokratik halk iktidarlar› ve sosyalist iktidarlar kuruldu.
Halk demokrasisinin, eme¤in, proletaryan›n bayra¤› bir dizi ülkede dalgaland›. Kapitalist-emperyalist sistemin,
yaflad›¤› yap›sal ve dönemsel krizden
ç›k›fl yolu olarak baflvurdu¤u emperyalist savafl politikas› kendisine fazlas›yla pahal›ya mal oldu. Onlar›n koltuk de¤nekleri olan sosyal-floven
“sosyal demokratlar›n” proletarya ve
ezilen dünya halklar›na ihaneti bile
emperyalistleri yenilgiden ve proletaryan›n darbelerinden kurtaramad›.
‹flçi s›n›f› ve ezilen dünya halklar› için
her yönüyle avantajl› bir dönem bafll›yordu. Ekim Devrimi ve ard›ndan
II. Emperyalist Dünya Savafl›’n›n zafe-
ri, ezilen dünya halklar›n›n kurtuluflu
için büyük olanaklar sa¤lad› ve kurtulufla giden yollar› açt›, büyük kazan›mlar elde ederek, yeni bir devrimler cephesi yaratt›.
Alman faflizminin sald›r›s› ve iflgaline kadar, Sovyetler Birli¤i, dünya
bar›fl›n›n tutarl› bir savunucusu, koruyucusu ve sahibi durumundayd›. Ekim
Devrimi’nden sonra, uzun bir dönem
boyunca Sovyetler Birli¤i’nin d›fl politikas›n›n temelini tutarl› bir proletarya enternasyonalizmi oluflturdu.
SSCB’nin tutarl› d›fl politikas›, baflta
tahribat yarataca¤›n› ve nas›l sonuçlar
do¤uraca¤›n› kesin olarak kestirememekle birlikte, bu faflist sald›r›n›n
Sovyet halklar›na iyi fleyler getirmeyece¤ini, çok fleylerini kaybedeceklerini biliyorlard›. Bu büyük faflist tehlike, Sovyet halk› üzerinde patlamaya
haz›r bir öfke, unutulmayacak bir kin
yaratt›. Bar›flsever Sovyet halk›, tarihin yeniden kendilerini büyük ac›lar
içine ataca¤›n› yüreklerinde hissetmeye bafllad›lar.
Bu alçakça sald›r› karfl›s›nda suskun kalmayan Sovyet halk›n›n önder-
ezilen dünya halklar› olmak üzere kapitalist-emperyalist ülkelerin iflçi s›n›f›n›n destek ve sempatisini kazand›.
Kendisini Almanya’n›n ve Avrupa’n›n kurtar›c›s› (Mesih’i) ilan eden
Hitler komutas›ndaki faflist Alman
ordusu, 22 Haziran 1941 tarihinde,
Sovyet anavatan›na sald›r› bafllatm›flt›r. O gün “görevimiz Avrupa k›tas›n›, ölüm getiren Bolflevik
tehlikesinden korumakt›r. Tanr›, bu önemli kavgada bize yard›m etsin” diyerek “Do¤u’ya yönelik tarihi yürüyüflü” bafllatt›¤›n›
ilan eden Hitler, kendi sonunu getirecek sald›r› çan›n› beraberinde çalm›flt›r. O gün Hitlerin savafl bildirisini
duyan Sovyet emekçi halklar›, bu sald›r›n›n ülkelerinde nas›l bir y›k›m ve
lerinden, dönemin D›fliflleri Bakan› V.
Molotov yoldafl›n sesi radyolarda
yank›lanmakta gecikmedi:
“Sovyetler Birli¤i yurttafllar›!
Bugün sabahleyin saat dörtte
Alman ordular› Sovyetler Birli¤ine karfl› hiçbir ihtarda bulunmadan, savafl ilan etti¤ini duyurmadan, ülkemize sald›rd›. SSCB
hükümeti, kahraman ordumuzun ve filomuzun, Sovyet havac›l›¤›n›n gözü pek flahinlerinin
yüklendi¤i görevi yerine getireceklerine ve sald›rgana y›k›c›
darbeyi indireceklerine sars›lmaz bir güven besledi¤ini belirtir... K›z›l Ordu ve bütün Sovyet
halk›, yurt için, namus için, özgürlük için bafllayan Anayurt Sa-
vunmas›n› bir ça¤r›ya, bir parolaya dönüfltürecektir.”
Eflsiz komutan, büyük komünist
Stalin yoldafl önderli¤inde, Sovyet
halklar› için büyük Anayurt Savunmas› bafllam›flt›. Ekim Devrimi’nin, sosyalizmin kazan›mlar›n› kanla canla savunma zaman›yd› flimdi.
Alman halk›n› ve bütün dünyay›
büyük felakete iten, ç›k›fl› olmayan
emperyalist dünya savafl›na sürükleyen Hitler, k›sa bir süre önce sald›rmazl›k anlaflmas› imzalad›¤›n› “unutarak”, Sovyetler Birli¤i’ne sald›rd›. Ancak, kafas›n› Sovyet Devrimi’nin muzaffer duvar›na
çarp›p, yok olufltan kurtulamad›. Sovyet halk› ve
dünya insanl›k tarihi, Alman faflizminin SSCB’ye
karfl› bafllatt›¤› bu sald›r›n›n
yan›t›n› vererek, onu hak
etti¤i yenilgiye u¤ratmaktan, çöplü¤üne yollamaktan çekinmedi. Milyonlarca
Sovyet emekçisinin kan›
can› pahas›na faflist sald›rganl›¤a karfl› verdi¤i hakl›
savafl ile sosyalist anavatan›n› korumufl, kaderlerini
kendi ellerine alarak, özgürlüklerini ve geleceklerini belirlemifl, Hitler faflizmini mezara gömmüfltür.
Anayurt Savunmas›, Alman halk› dahil olmak üzere, bütün dünya halklar›n›n
ve ilerici insanl›¤›n sempati
ve deste¤ini kazand›. Sovyet iflçi ve köylüleri bu hakl› savafl› sadece kendi özgürlükleri ve gelecekleri için de¤il, Hitler faflizminin azg›n
sald›r›s›ndan ac› çeken, bask› ve zulüm alt›nda yaflayan bütün dünya
halklar›n›n özgürlü¤ü ve gelece¤i için
de veriyordu.
Sovyet halk› haks›z, ya¤mac›, emperyalist savafl karfl›s›nda bir an bile
tereddüde ve karars›zl›¤a düflmeden
proleter devrimci duruflu göstererek, anavatanlar›n› korkusuzca savunup, faflist iflgalcileri bozguna u¤ratm›flt›r.
Stalin gibi, korkusuz ve bilge bir
komutan›n bafl›nda oldu¤u Sovyet
halk›yla bütünleflmifl kahraman bir
K›z›l Ordu; Stalin gibi devrimin ve
sosyalizmin kurucusu bir komünistin
önderli¤indeki SBKP ve sosyalizme
inanan, bu u¤urda can›n› düflünmeden feda eden Sovyet halk› varken
büyük ve say›s›z kay›plar pahas›na zafer elde edilmesi kaç›n›lmazd›.
K›z›l Ordu ve Sovyet halk›,
SBKP’nin Sovyet Devrimi’ni ve sosyalizmi savunan, onu korumay› amaçlayan, Sovyet halk›n›n ç›karlar›yla bütünleflen savafl politikas›na güveniyor
ve inan›yordu ve gözünü bile k›rpmadan bu politikay› destekledi.
Sovyet halk› ve K›z›l Ordu askerleri, bafl›nda Stalin gibi bir eflsiz devrimci savafl kurmay›n›n oldu¤unu ve
onun önderli¤inde SBKP gibi büyük
bir proletarya partisinin oldu¤unu biliyor ve ona güveniyordu. Çünkü onlar biliyordu ki Bolfleviklerin politikas› do¤rudur, s›n›f bilinci ve dayan›flmas› yüksek, çelikten bir disipline sahiptir. Ortak dava u¤runa hiçbir fedakârl›ktan çekinmeyecek milyonlar›
örgütleme ve yönetme yetene¤ine
sahip, en zor koflullarda bile yönünü
bulmakta baflar›l› bir partidir. Bu sonsuz güvendir ki baflta Stalingrad savunmas› olmak üzere, askeri savafl
sanat›nda büyük direnifl kahramanl›klar› gösterdi, sonsuz feda ruhunun
örneklerini direnifl ve savafl alanlar›nda dosta ve düflmana gösterdi
Anavatan Savunmas› sadece Sovyet halk›n›n eflsiz ve s›n›rs›z destek ve
güvenini kazanmad›, ayn› zamanda
baflta proletarya olmak üzere ezilen
dünya halklar›n›n destek ve dayan›flmas›n›, özgüvenini kazand›. Enternasyonalizm bilincinin doruk noktas› yafland›. Halklar›n kardeflli¤i bilinci somut ve gerçek haline geldi. Temeli
kanla-canla sonsuz fedakârl›kla yarat›lan Sovyet Anavatan Savunmas› bilinci, halklara kurtulufl ve direnifl yolunu gösterdi ve somutluk kazand›rd›.
Stalin, Molotov, Kalinin, Kirov, Orjonikidze, Jerjinski, Kaganoviç, Migoyan, Yaroslavski gibi
de¤erli komünist önderlerinin ve denenmifl, s›nanm›fl, güvenilir eflsiz savafl uzmanlar›n›n yan› s›ra, yeni tipte
genç yetenekli ve becerikli askeri önderler ve komutanlar›n bafl›nda bulundu¤u K›z›l Ordu, milyonlarca ads›z
kahramanla Anavatan Savunmas›n›
gerçeklefltirdi. Öncüsüyle bu denli
sars›lmaz güvenle bütünleflen Sovyet
halk›, ve halk›yla bu denli güçlü bütünleflen öncü SBKP, milyonlarca
emekçi can› ve kan› pahas›na en güzel
ve en bilinçli örneklerini sundular iflçi s›n›f›na ve ezilen dünya halklar›na.
Birçok zengin deneyim ve derslerle dolu olan bu süreçten ö¤renilmesi ve uygulanmas› gereken çok fley
vard›r. Yak›n devrim tarihimize yol
gösteren Ekim Devrimi, SBKP tarihi,
K›z›l Ordu’nun savafl pratikleri bir
devrim laboratuar›d›r. Bu zengin devrim laboratuar›ndan ö¤renilmesi gereken, kavran›p bilince ç›kar›larak uygulanmas› gereken bir hazine de¤erinde ö¤reti ve deneyim vard›r.
9 May›s 1945, II. Emperyalist Paylafl›m Savafl›’n›n bitifl, Sovyet Anavatan Savunmas›’n›n zafer tarihidir. Son
y›llarda Moskova yönetimi taraf›ndan
kutlama amac›yla örgütlenen etkinliklere ve kat›l›mc›lar›na bakt›¤›m›zda 9
May›s’›n geçmifline ait görüntülerin
d›fl›nda, onun özünden ve ruhundan
hiçbir fley b›rak›lmad›¤›n›, içinin boflalt›lmaya çal›fl›ld›¤›n› görmekteyiz. 9
May›s’tan geriye sadece nostaljik görüntülerin b›rak›lmas›, kapitalist-emperyalist dünya aç›s›ndan çok da anlafl›lmaz bir durum de¤ildir. Çünkü
Sovyet Devrimi’ne, sosyalizm de¤erlerine karfl› ç›kan Rus egemen burjuvalar› elbette ki, geçmifli özüne ve ruhuna uygun tarzda anmayacakt›r. Onlar 9 May›s etkinli¤ini diplomatik, politik ç›kar amaçl› bir gösteriye dönüfltürmek isterler ve öyle de yap›yorlar.
Bir dizi ülkenin devlet adam› ve hükümet baflkanlar›n›n gösteride yer almas›, kapitalist-emperyalist dünyan›n
“gücünün, üstünlü¤ünün” gösterilmesi aç›s›ndan önemli bir f›rsatt›.
Anavatan Savunmas›’ndan, faflizme
karfl› zafer direniflinden geriye sadece
geçmifl görüntülerin kalmas›, 9 May›s
etkinli¤inin hangi amaçla niçin örgütlendi¤inin de yan›t›n› vermektedir.
9 May›s’› Rus egemenleri politik
ve diplomatik s›n›f ç›karlar›na hizmet
amac›na dönüfltürmeye çal›flsa da sosyalizmi ve Anavatan Savunmas›’n› yaflayan Sovyet halk› baflta olmak üzere
dünya halklar› 9 May›s’› unutmayacak
ve onun devrimci özünü ve ruhunu
asla bilincinden ç›kartmayacakt›r.
9 May›s Sovyet halk› baflta olmak üzere dünya halklar›n›n
devrimci zafer günüdür!
‹lkbahar’› Sonbahar’a çevirdi 6 May›s...
60’l› y›llar›n sonlar›nda egemenlerin yaflad›¤› kriz, egemenlere karfl› mücadele yürütenlerin büyüyen çeliflkilerini daha da keskinlefltirmiflti. Bu duruma dünyan›n de¤iflik bölgelerinden yükselen ulusal kurtulufl mücadeleleri
efllik ediyordu.
ABD’de Vietnam’daki iflgallere karfl› duyulan tepki, ›rkç›l›¤a karfl› büyüyen siyah hareket
ile toplumsal muhalefeti yükseltiyordu. Yüz
binlerce kiflinin kat›l›m›yla Fransa’da, Almanya’da eylemler yap›l›yor, üniversitelerde iflgaller oluyor, okul boykotlar›, sokak direniflleri ve
iflçi grevleri yap›l›yordu. Tüm dünyay› sarsan
Büyük Proleter Kültür Devrimi Çin’de
tüm s›cakl›¤›yla ve yo¤un kitle kat›l›m›yla devam
ediyordu. Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da
ulusal kurtulufl savafllar› önemli bir gündem
oluflturuyor, dünya halklar›n›n deste¤ini kazan›yordu. Hindistan’da komünist önder Çaru Mazumdar’›n önderli¤indeki Naksalbari isyan›n›n
etkileri ülkemizde de karfl›l›¤›n› al›yordu.
Dünyada esen bu rüzgâr›n etkisi Türkiye’de de kendini göstermiflti. Ülkemizde de iflçilerin köylülerin mücadelesi ivme kazan›yordu. Üniversite ö¤rencileri de araflt›rma, okuma, tart›flma faaliyeti içine girmifl; kendisini ve
bilincini gelifltirebildi¤i oranda emekçilerden
ve ezilenlerden yana saf tutmaya bafllam›flt›.
Tüm bu geliflmeler karfl›s›nda TC de bofl durmam›fl ve ezilen emekçi kesim üzerindeki bask›s›n› daha azg›nca uygulamaya bafllam›flt›.
12 Mart darbesiyle bafllayan dönem Türkiye üstündeki karanl›¤› daha da yo¤unlaflt›rm›flt›. S›k›yönetim mahkemeleri kurulmufl; tutuklamalar, iflkenceler, cinayetler günlük, s›radan
olaylarm›fl gibi konuflulmaya bafllanm›flt›. Sa-
n›klar›n birço¤u idam istemiyle yarg›lan›yordu
ve idam da s›radanlaflm›flt›.
Deniz Gezmifl
24 fiubat 1947’de Ankara’da do¤du. Ö¤retmen bir ailenin çocu¤u olan Deniz, henüz lise ö¤rencisiyken sol düflünceyle tan›flt› ve dönemin eylemleri içinde bulundu. 1966’da ‹stanbul Hukuk Fakültesi’ne girdi. T‹P’le ba¤lant›ya
geçti ve birçok kez gözalt›na al›n›p serbest b›rak›ld›. T‹P içinde yo¤unlaflarak, ayr›l›klara ve
tart›flmalara yol açan ideolojik sorunlarda Milli
Demokratik Devrim (MDD) görüflünü benimsedi ve bu görüflün özellikle de ö¤renciler aras›nda yayg›nlaflmas›nda etkili oldu. Birçok ö¤renci eylemliliklerine kat›ld›. Daha sonra mücadelesini de¤iflik alanlarda
sürdürmeyi planlad›. Sinan Cemgil ve Hüseyin
‹nan’la
birlikte
THKO’yu
kurdu.
1971’de THKO ad›na
Ankara ‹fl Bankas› Emek
fiubesi’nin kamulaflt›rmas›n› gerçeklefltirenler
aras›nda yer ald›. 4 Mart
1971’de dört ABD’li
erin Balgat’taki Tuslog
Tesisleri’nden kaç›r›lmas› eyleminde de bulunan
Gezmifl, erlerin serbest
b›rak›lmas›ndan sonra
Sivas’›n Sark›flla ilçesinin
Gemerek bölgesinde
Yusuf Aslan’la birlikte
yakaland›. 16 Temmuz 1971’de bafllayan
THKO-1 Davas›’nda TC’nin 146. maddesini ihlal etti¤i gerekçesiyle, 9 Ekim 1971’de idam
cezas›na çarpt›r›ld›.
Yusuf Aslan
1947’de Yozgat’›n bir köyünde do¤du. Ortaö¤renimini feodal önyarg›lar›n güçlü oldu¤u
bir çevrede tamamlad›. 1966’da ODTÜ Mühendislik Fakültesi’ne kay›t yapt›rd›. Burada
sosyalist fikirleri benimseyip Sosyalist Fikir
Kulübü ve Dev-Genç içinde çal›flmaya bafllad›.
ODTÜ’de patlak veren ö¤renci hareketlerinin ve okul iflgallerinin öncülerinden oldu.
‹lk yarg›land›¤› eylem, CIA ajan›, Amerikan Bü-
yükelçisi Commer’in arabas›n›n yak›lmas›yd›.
1969 y›l›nda arkadafllar›yla birlikte Filistin’e
gitti. Burada helikopter ve uçak pilotlu¤unu
ö¤rendi. Traktörden helikoptere kadar her
türlü arac› büyük bir ustal›kla kullan›yordu.
1970 y›l›nda kurulan THKO’nun kurucusu ve
önderlerinden olan Yusuf Aslan, Deniz Gezmifl’le birlikte Nurhak’a gerilla grubuna kat›lmaya giderken, Sivas fiark›flla’da yaral› olarak
yakaland›.
Hüseyin ‹nan
1949’da Kayseri’nin bir köyünde do¤du.
1966’da ODTÜ ‹dari Bilimler Fakültesi’ne kay›t
oldu. Sosyalist Fikir Kulübü (SFK) ve bu derne¤in ba¤l› oldu¤u Dev-Genç’e üye oldu. Bu arada
T‹P’e kat›larak bu partinin
etkinliklerinde yer ald›.
Sonras›nda bu parti içindeki
ayr›l›klarda, giderek belirginleflen gizli ve dar örgüt
fikri do¤rultusunda çekirdek bir grup oluflturup, k›r
gerillas› yoluyla anti-emperyalist mücadele verme düflüncesini gelifltirmeye çal›flt›. Ayn› y›l ‹dari Bilimler Fakültesi’nden ç›kar›lan Hüseyin ‹nan, ODTÜ yurtlar›nda
kalmaya devam etti. 14
Ekim 1969’da, grubun
önemli bir kesimiyle birlikte
Suriye üzerinden Ürdün’e,
Filistin Kurtulufl Örgütü
(FKÖ)’nün as›l gücünü
oluflturan El Fetih kamplar›-
na gitti. Burada FKÖ’nün yan›nda ‹srail’e karfl›
savaflt›. ‹srail içlerindeki karakol bask›nlar›nda
bizzat yer ald›. fiubat 1970’de Türkiye’ye geri
döndü¤ünde, Diyarbak›r-Antep yolunda bir
otobüste yakaland›. Diyarbak›r’da devam eden
yarg›lama sonunda, Ekim 1970’te tahliye oldu.
Hüseyin ‹nan Ankara’ya döndü¤ünde kafas›ndaki k›r gerillas› fikri iyice berraklaflm›flt›. Benzeri
düflünceler tafl›yan ve ayn› eylem çizgisini benimseyen, bafllar›nda Deniz Gezmifl’in yer ald›¤›
‹stanbul grubuyla bir araya gelerek THKO’yu
kurdu. 1 Ocak 1971’de Türkiye ‹fl Bankas› Emek
fiubesi kamulaflt›rmas›, Amerikan askeri tesislerinin bas›larak bir Amerikal›n›n kaç›r›lmas› ve
daha sonra dört Amerikal›n›n kaç›r›lmas› eylemlerinde gösterdi¤i gözü pek tavr› ve kararl›l›¤›yla
THKO’nun varl›¤›nda büyük etken oldu. 24
Mart 1971’de Kayseri’nin P›narbafl› ilçesinde yakalanarak, Deniz Gezmifl ve Yusuf Aslan’la birlikte Ankara 1 No’lu S›k›yönetim Askeri Mahkemesi taraf›ndan 9 Kas›m 1971’de idama mahkûm oldu.
‹damlar›n önlenmesi için gerek Meclis’te,
gerek kamuoyunda ve gerekse örgüt arkadafllar› taraf›ndan çeflitli giriflimlerde bulunuldu.
Askerî mahkemeden 18 idam karar› ç›kt›. Deniz, Yusuf, Hüseyin Mamak Askeri Hapishanesi’ndeki ön hücrelere ayr› ayr› kondu ve intihar etmesinler diye hücrelerindeki lambalar
koridora al›nd›.
‹damla yarg›land›klar› halde, ölüme devrimin fliar›yla giden bu üç devrimci, 6 May›s
1972’de idam edilmek üzere dara¤ac›na götürüldü.
Son sözleri yaflamlar›n› feda ettikleri kavgaya ba¤l›l›klar›n› özetler nitelikteydi...
İşçi-köylü 15
2-15 Mayıs 2008
1 May›s coflflkkusu her yerde...
Ankara
1 May›s kutlamas› Ankara’da da
faflist sald›r›yla karfl› karfl›ya kald›.
Ö¤leden sonra Opera’da toplanmaya bafllayan binlerce emekçi emperyalist-faflist sald›r›lara, inkâr ve imha politikalar›na, tar›m›n tasfiyesine,
sosyal y›k›m yasalar›na vb. karfl› sloganlar ve z›lg›tlarla karfl› durdu.
Sendikalar, dernekler, devrimciler
ve siyasi partiler olarak s›ralanan
kortejler içerisinde Devrimci 1 May›s Platformu bileflenleri Al›nteri,
BDSP, DHD ve Partizan coflkusu
ve disipliniyle 1 May›s alan›nda görkemli bir durufla sahiptiler. “Yükselen Sald›r›lara Karfl› Yaflas›n
Halk Savafl›” pankart› açan Partizanlar temsili olarak iflçi tulumlar›
ve köylü k›yafetleriyle 36. y›l›n coflkusunu 1 May›s alan›na tafl›d›lar.
Genel olarak liseli gençli¤in a¤›rl›kl› olarak kat›ld›¤› Ankara 1 May›s
kutlamas›nda SSGSS yasas› “Sa¤l›k
hakt›r sat›lamaz” slogan›yla protesto edilirken, Taksim’deki kutlamaya izin vermeyen faflist TC’nin
azg›n sald›r›s› ve sald›r› karfl›s›nda
direnen emekçilerin coflkulu kutlamalar› anbean duyurularak sloganlarla karfl›land›. S›hhiye Meydan›’nda
kurulan arama noktas›nda ÖDP’ye
sald›ran çevik kuvvet polislerine
Dersim
Dersim’de KESK, D‹SK, Türk‹fl’e ba¤l› sendikalar ile aralar›nda
Partizan’›n da bulundu¤u devrimci,
demokratik ve ilerici güçler taraf›ndan ortak örgütlenen 1 May›s kutla-
Hannover
Bölgemizde gerçeklefltirilen yürüyüflte Partizan okurlar› olarak kavga
ve mücadele fliarlar›m›z› hayk›rd›k.
Görece kat›l›m›n düflük oldu¤u bu y›lki 1 May›s yürüyüflünde önde 5 usta-
Gazete/Okur
devrimci ve ilericiler h›zl› bir yan›t
vererek sald›r›y› geri püskürttüler.
Taksim Meydan›’n›n öfkesinin ve
coflkusunun hâkim oldu¤u kitle polisin gaz bombalar›na karfl› tafllar ve
sopalarla karfl›l›k vererek bütün
kortejlerin alana girmesini sa¤lad›.
Sald›r› büyümeden sonlan›rken
“Her
yer
Taksim her
yer direnifl”,
“Zafer direnen
emekçinin olacak”, “Direne
direne kazanaca¤›z” sloganlar› S›hhiye
Meydan›’n› doldurdu. Alanda
1 May›s Tertip
Komitesi ad›na
yap›lan konuflman›n ard›ndan kutlamalar müzik
dinletisi eflli¤inde çekilen halaylarla
son buldu.
Cumhuriyet Meydan›’nda buluflmak, buradan da Gündo¤du Meydan›’na gitmek üzere saat 14.00’te yürüyüfle geçti. “Emperyalizme, faflizme, flovenizme karfl› yaflas›n
halk savafl›” yaz›l› ve Partizan
imzal›, “Belki biz olmayaca¤›z
ama bu çelik ald›¤› suyu unutmayacak- ‹brahim Kaypakkaya” ve “Söz, karar, eylem ve
örgütlenme özgürlü¤ü istiyoruz” yaz›l› ve Yeni Demokrat
Gençlik imzal› pankartlar ile Sümerbank önünden yürüyüfle geçen
Partizan korteji, s›k s›k “1 May›s
k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “Birlik
mücadele zafer”, “Faflizme karfl›
yaflas›n halk savafl›” sloganlar›n›
att›. Genel olarak kat›l›m›n yüksek
oldu¤u miting oldukça coflkulu geçti. Gündo¤du Meydan›’nda yap›lan
konuflmalar ve verilen müzik dinletisinin ard›ndan hep bir a¤›zdan
okunan 1 May›s Marfl› ve Enternasyonal ile miting sona erdi.
‹zmir
Bursa
‹zmir’de Konak Sümerbank önü
ve Basmane olmak üzere iki nokta-
da buluflan sendikalar ve devrimci,
demokratik ve yurtsever kurumlar,
Bursa’da bu sene KESK ve
Türk-‹fl’in son günlere kadar ‹stanbul veya Bursa’da kalaca¤›
belli olmad›¤›ndan dolay›
son günlerde BAT‹S, Partizan, ESP, DHP, DTP,
BDSP, EMEP, SODAP,
Bursa Tuncelililer Derne¤i ve ‹flsiz E¤itimciler
Örgütleme Giriflimi Tertip
Komitesi oluflturarak 1
May›s örgütleme çal›flmalar› bafllad›. Tertip Komitesi
bileflenleri taraf›ndan el
ilanlar› ve araçla sesli
anonsla emekçi semtler ve organize
sanayi bölgeleri gezilerek iflçi ve
malar›
saat
11.00’de kurumlar›n biraraya gelerek kortejler
oluflturmas›yla
bafllad›.
Belediye
önünden yürüyüfle bafllayan kortejler K›flla Meydan›’nda biraraya
geldi. Meydanda
topland›ktan sonra demokrasi mücadelesinde yaflam›n› yitirenler an›s›na 1 dakikal›k sayg› duruflu ile miting bafllad›. S›ras› ile Tertip Komitesi ve sendikalar ad›na yap›lan konuflmalar›n ard›ndan AKP politikalar›n›
teflhir eden bir skeç gösterildi. Ard›ndan müzik grubunun müzik dinletisi eflli¤inde çekilen halaylar ile miting sonland›r›ld›.
Mitinge “Yaflas›n demokratik
halk iktidar›” pankart›yla kat›lan
Partizan kortejinde s›k s›k “Sa¤l›k
hakt›r sat›lamaz”, “E¤itim hakt›r
sat›lamaz”, “1 May›s k›z›ld›r k›z›l
kalacak”, “‹flçi-köylü gençlik Halk
Savafl›nda birlefltik”, “Savafl, ilerle,
kazan Partizan” sloganlar› at›ld›.
Miting öncesinden kolluk güçleri
savc›l›klardan ald›klar› arama izinleriyle il ve ilçe girifl-ç›k›fllar›nda üst
aramas› da dâhil dakikalarca arama
ve kimlik kontrolleri yaparak mitinge kat›l›m› engellemeye çal›flt›lar.
n›n resimlerinin oldu¤u pankartla ve
‹brahim resimlerinin oldu¤u k›z›l bayraklarla yerimizi ald›k. DGB ve benzeri sar› sendikalar›n yürüyüflü sessiz bitirme anlay›fl›na karfl› sloganlar›m›z›
hayk›rarak yo¤un bir ajitasyon/propa-
ganda çal›flmas› yürüttük. Proletarya
Partisi MK-SB’nin günün anlam ve
önemine yönelik yazd›¤› bildiriler yol
boyunca okundu. 1 May›s yürüyüflünü
coflkuyla ve gelece¤e olan umutlar›m›zla bitirdik. Yürüyüflte ayr›ca 24
May›s’ta gerçeklefltirece¤imiz ‹brahim
Kaypakkaya yoldafl› anma etkinli¤imize dostlar›m›z› katma çal›flmas› yapt›k.
(Hannover Partizan okurlar›)
Ç‹ZG‹-YORUM
Stuttgart
Bu y›l Stuttgart’ta geçen y›llara nazaran 1 May›s’a kat›l›mda art›fl vard›.
Ayr›ca bu y›l Stuttgart’ta polis, Türk
polisini aratmayacak flekilde kitle üzerinden provokasyon yaratmaya çal›flt›.
Alana gelen kitleyi her koldan aramalarla alana ald›. Aramalar s›ras›nda
emekçiler 1 May›s’a davet edildi.
1 May›s günü saat 16.00’da Fomara Meydan›’nda toplanan kurumlar buradan kortejler oluflturarak
yürüyüfle geçti. “Yaflas›n 1 May›s,
Biji Yek Gulan” yaz›l› Tertip Komitesi imzal› pankart›n ard›ndan sendika, devrimci kurum ve demokratik kitle örgütleri s›raland›. Partizan
kitlesi önde “Emperyalist talana,
›rkç› sald›r›lara ve kölelik yasalar›na karfl› yaflas›n 1 May›s, Biji Yek Gulan”, “Biz halk›z gelecek
ellerimizdedir” yaz›l› pankartla,
YDG ise “Biz kendimizi dünyay›
temellerinden sarsacak bir davaya adad›k” pankart›yla mitinge
kat›ld›. Kitle Gökdere Bulvar›’na
kadar yürüdü. Gökdere Meydan›’nda 1 May›s flehitleri ad›na sayg› duruflu ile bafllayan etkinlik BAT‹S,
devrimci kurumlar ve siyasi partiler
ayr› ayr› konuflmalar›n› yapt›lar.
Kardefl Dernekler Platformu ad›na
da TUDEF Genel Sekreteri Yusuf
Topçu konufltu. Konuflmalar›n ard›ndan Tuncelililer Derne¤i müzik
grubunun söyledi¤i marfllar ve davul zurna eflli¤inde kitle halaya durarak eylem sonland›r›ld›. Ancak
arama noktalar›nda Bursa polisi
pankart sopalar›n› alana almayarak
provokatif tavr›n› göstermifltir.
Mersin
1 May›s Mersin’de yaklafl›k 5000
kiflinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi.
Polisin sald›r›lar›na karfl›n geri ad›m
atmayan emekçi halk›m›z coflkulu
bir flekilde alandaki yerlerini ald›lar.
TKP/ML’nin 1 May›s bildirilerine el
konuldu. Birçok insana kimlik kontrolü yap›ld›. Tüm bu bask›ya karfl›n kitlede büyük bir coflku vard›.
Bu sene de Partizan korteji büyük
ilgi çekti. En önde aç›lan ve üzerinde
befl ustan›n resimleri bulunan pankart›m›z Almanlar›n da ilgi oda¤›yd›. Ark a -
Emekçilerin 1 May›s’› Taksim’de kutlama karar›na karfl›, emekçi
düflman› yüzünü bir keze daha gösteren Baflbakan Erdo¤an, iflçilere ve
örgütlülüklerine yönelik “Ayaklar›n bafllar› yönetti¤i yerde k›yamet
kopar” dedi.
Frans›z Devrimi döneminde “bald›r› ç›plak” ve benzeri flekillerde
tan›mlanan ezilenler, bu kez de Baflbakan Erdo¤an’›n katk›s›yla yeni bir
isimlendirmeye sahip oldu. Ancak Frans›z Devriminde bald›r› ç›plaklar›n
nas›l bir k›yamet kopard›¤›n› Erdo¤an’a hat›rlatmakta fayda var.
s›nda TKP/ML’nin pankart› ve AT‹K ve ILPS bayraklar› ile
kitle çeflitli sloganlar att›. Ayr›ca Almanya’da yo¤unlaflan sosyal halk gasplar›n› da protesto eden Almanca slo-
Program
Hilmi Yaray›c›
Koma Çiya
Hasan Sa¤lam
Dursun Güngör
Cengiz Sa¤lam
Grup ‹syan Atefli
‹mam Diler ve
Grup Kotan
Sinevizyon
Malatya
Malatya’da da iflçiler ve emekçiler
1 May›s’ta alanlara ç›karak sald›r›lara
boyun e¤meyeceklerini, mücadeleye
devam edeceklerini ilan ettiler. Malatya’da KESK ve Türk-‹fl’in düzenledi¤i 1 May›s’a Partizan,
ESP, DHP, DTP, Pir
Sultan Abdal Kültür
Derne¤i, EMEP, ÖDP
ve SHP pankartlar›yla kat›ld›lar. 1 May›s 2008 saat 13.00’te Emeksiz Alt
Kavfla¤›’nda toplanan kitle buradan yürüyerek
Emeksiz Üst Kavfla¤›’na
do¤ru yürüyüfle geçti.
Yol boyunca slogan atan kitle “Yaflas›n Taksim direniflimiz” slogan›n›
daha gür atarak ‹stanbul’ daki direnifli selamlad›.
“Emperyalist sald›r›lara karfl›
ganlar da gençlerin ve kitlenin kat›l›m›yla yank› uyand›r›yordu. Mitingde
gençler en önde k›rm›z› tiflört ve k›z›l
bayraklarla yürüdüler.
Duisburg
Almanya’da sosyal haklar›n k›s›tland›¤›, ›rkç›l›¤›n yükseltildi¤i,
s
›
y
a
M
1
a
d
’
a
p
u
r
Av
Çelik Ald›¤› Suyu Unutmad›,
UNUTMAYACAK!
Ayaklar bafl olursa...
Miting Mersin Devlet Hastanesi
önünden Metropol miting alan›na
kadar yürüyüfl eflli¤inde yap›ld›. Yürüyüfl boyunca s›k s›k “Her yer
Taksim her yer
direnifl”,
“Katil
ABD Ortado¤u’dan
defol”, “Yaflas›n 1
May›s” vb. sloganlar at›ld›. Mitinge
sendikalar, demokratik kitle örgütleri,
siyasi partiler ve
devrimci kurumlar
kat›ld›.
Partizan
kortejine polis müdahale ederek, tafl›nan pankart ve
flamalara el koymak istedi. Bir arkadafl›n kimlik bilgileri polis taraf›ndan
al›narak “suç ve suçluyu övme” iddias›yla dava aç›laca¤› söylenilerek
korkutulmaya ve y›ld›r›lmaya çal›fl›ld›. Fakat Partizan bu tutumun keyfiyetini teflhir ederek alana pankart
ve flamalar›yla girdi. Partizan eyleme “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz” ve
“Zafer direnen emekçinin olacak. Yaflas›n örgütlü mücadelemiz” pankartlar›yla kat›ld›.
Tarih: 24 May›s Cumartesi
Saat: 19:00
Yer: Sultan Dü¤ün Salonu
(Gazi Mahallesi Dörtyol)
‹rtibat: (0212/ 521 34 30)
yoksullaflman›n yak›c›laflt›¤›, grev say›s›n›n ve sektörlere da¤›l›m›n›n artt›¤›
bir süreçte Partizanlar her sene oldu¤u gibi Duisburg’da Hamborn Belediyesi’nin önündeki 1 May›s yürüyüflüne
kat›ld›. Almanca ve Türkçe TKP/ML
imzal› “Yaflas›n Enternasyonal dayan›flma” pankart›n›n ve TKP/ML bayraklar›n›n tafl›nd›¤› yürüyüflte “Biji yek gulan, biji Partizan”, “Kürdistan faflizme mezar olacak”, “Faflizme karfl›
omuz omuza” vb. sloganlar› att›k.
Partizan yüreklerin hep birlikte sloganlar› atmas›, megafonda 1 May›s marfl›n›n söylenmesi vb. yaflad›¤›m›z güzelliklerdi. Yürüyüfle sendikalar d›fl›nda
Türkiyeli devrimci, demokratik kurumlardan AT‹K, AT‹F, YDG, Yeni
Kad›n, ADHK, DGH, DIDIF, YEKKOM, AG‹F, Alevi Bektafli Kültür
Merkezi, Komkar, PKK, HÖC,
MLKP, MKP, ÖDP, KP-IÖ vd. kat›ld›.
örgütlü mücadeleye Partizan”
pankart› ve “Söz karar ve örgütlenme hakk›m›z› istiyoruz”,
“E¤itimde emperyalist politikalara son” vb. yaz›l› YDG imzal› dövizleriyle yürüyüfl kolundaki yerini
alan YDG ve Partizan kitlesi 1 May›s
alan›na geldi. Bütün gruplar›n alana
girmesiyle beraber 1 May›s ve devrim
flehitleri an›s›na sayg› duruflunda bulunulmas›yla alandaki kutlamalara geçildi. Burada yap›lan konuflmalarda
Taksim’deki 1 May›s kutlamalar›n›n
yasaklanmas› protesto edildi. Türküler ve halaylardan sonra kitle eylemi
sonland›rd›. (Malatya YDG)
Diyarbak›r
Diyarbak›r’da son 30 y›ld›r miting
için izin verilmeyen 1 May›s’a bu y›l
da izin verilmedi. Demokrasi Platformu ‹stasyon Meydan› için baflvuruda
bulunmas›na ra¤men bahaneler uydurularak reddedilmifltir. “Mini Taksim” uygulamas›n› protesto etmek
için Da¤kap› Meydan›’nda bas›n aç›klamas› yap›lmas›na karar verildi. Üç
ayr› yerde biraraya gelen emekçiler
Da¤kap› Meydan›’na do¤ru yürüyüfle
geçti. Öncesinden Diyarbak›r’a gelmeyi kararlaflt›ran çevre illerin tafl›tlar› flehir giriflinde durdurularak flehre giriflleri engellendi. Tüm engellemelere ra¤men yaklafl›k 4 bin civar›nda kitle Da¤kap› Meydan›’nda biraraya geldi. Bizler
de Partizan imzal› dövizlerimizle alanda yerimizi ald›k. “Aky›l ‹flçileri Yaln›z
De¤ildir”, “Biji Yek Gulan” sloganlar›yla eyleme
kat›ld›k. Eyleme destek
vermek amac›yla DTP milletvekilleri, belediye baflkanlar› da alanda bulundular. Emine Ayna bir konuflma yapt›ktan sonra sözü Demokrasi Platformu’nun sözcüsüne b›rakt›.
Son süreç ve emekçilerle ilgili k›sa bir
aç›klama yap›ld›ktan sonra eylem
sonland›r›ld›.
Sivas
Sivas’ta 1 May›s kutlamalar› saat
11.00’de Ethembey Park›’nda toplan›larak bafllad›. Sloganlarla 11.30’da
yürüyüfle bafllayan emekçiler Mevlana Meydan›’nda topland›. Mesajlar›n
ve konuflmalar›n ard›ndan halaylar ve
sloganlar eflli¤inde miting devam etti.
500 kiflinin kat›ld›¤› mitinge
YDG, DHH, SGDF, Genç-Sen,
Halkevleri, Hac› Bektafli Veli Kültür
Derne¤i, KESK ve siyasi partiler kat›ld›lar. YDG olarak mitingde “Söz ve
karar hakk›m›z için örgütlenelim”
pankart› açt›k. Miting saat 15.00’te
sona erdi. (Sivas YDG)
Hollanda
Rotterdam flehrinde düzenlenen 1
May›s yürüyüflü, saat 14.00’de bafllad›.
Geçti¤imiz y›la oranla daha fazla kat›l›m›n oldu¤u yürüyüfle 1000’e yak›n kitle kat›ld›. Ezici ço¤unlu¤unu Türkiyeli
devrimci kurumlar›n oluflturdu¤u yürüyüfl, bu sene resmi tatil gününe
denk gelmesi sebebiyle ö¤len saatlerinde yap›ld›. TKP/ML, PKK,
MKP, MLKP, HÖC gibi örgütlerin
yan› s›ra, birçok demokratik kitle
örgütleri de eylemdeki yerini ald›.
Yürüyüfl boyunca 1 May›s temal›
sloganlar›n yan› s›ra, s›k s›k TKP/MLT‹KKO lehine sloganlar da at›ld›. Yürüyüflün sonlanmas›na do¤ru Türkiyeli faflist bir gencin, ülkücülü¤ü temsilen
yapm›fl oldu¤u iflaret, ortal›¤›n kar›flmas›na sebep oldu. Olay›n oldu¤u esnada PKK kortejinden gençler, faflit
gencin üzerine yürümek istedi. Olay
yerinde bulunan di¤er bir Türkiyeli
güvenlik görevlisinin küfür ederek
PKK’li gençlere tükürmesi ise barda¤›n taflmas›na yetti. Türkiyeli devrimci
kurumlar›n da durarak olay› protesto
etmesi üzerine polis kiteleye coplar ve
biber gaz›yla sald›rd›. Bir kiflinin gözalt›na al›nd›¤› olayda, devrimci kurumlar
“Kürdistan faflizme mezar olacak” sloganlar›yla durumu protesto etti.
Ard›ndan yürüyüflün bitti¤i meydana gelinerek halaylar ve konuflmalarla
yürüyüfl sonland›r›ld›.
±CMYK
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
BÜROLAR
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Konfederasyonlar›n ihanet ve yalpalamalar›na ra¤men
1 May›s’ta kararl›l›k ve militanl›k...
“Ayaklar” ayakland›!
2008 1 May›s’› s›k›yönetim dönemlerini aratmayan görüntüler ve her fleye
ra¤men Taksim’e ç›kmak isteyen emekçilerin karal›l›¤› ile haf›zalara kaz›nd›.
Vapur seferlerinin iptal edildi¤i, otobüslerin çal›flmad›¤› ve Taksim’e ç›kan
hemen her yolun, ara soka¤›n polis ablukas›na al›nd›¤›, fiiflli yolu boyunca kurulan yüzlerce polis barikat› ile adeta
savafl alan›na dönen ‹stanbul, emekçilerin Taksim isyan›na tan›k oldu.
1 May›s’a bir gün kala devlet ile sen-
açarak yürüyen kitleye gaz bombalar›
ile sald›rd›. D‹SK binas›n› tecrit ederek
kitlenin buradan yürümesini engelleme
hedefiyle yana yana gelen herkese sald›rd›. Polis sald›r›s› ile D‹SK üyesi 4
emekçi hastaneye kald›r›ld›. Polis binan›n pencerelerden geliflmeleri takip etmeye çal›flan emekçileri sürekli taciz etti. fiiflli Meydan› polis taraf›ndan iflgal
edildi. ‹nsanlar›n ifline gitmesini, hastalar›n› hastaneye ulaflt›rmas›n› engelledi.
Al›nan önlemlere ra¤men aralar›nda
Partizan’›n da bulundu¤u birçok dev-
çesiyle sendikalar›n Taksim’e yürümekten vazgeçti¤ini aç›klad›. KESK, D‹SK
Genel baflkanlar› ve Türk-‹fl Genel
Sekreteri DTP milletvekilleri ile Osmanbey’de caddeye ç›karak Agos gazetesinin önüne kadar yürüdü ve burada
bir bas›n aç›klamas› yapt›. Sendika baflkanlar›n›n yaflanan devlet terörünü protesto ederek Taksim’e ç›kmaktan vazgeçildi¤ini ve eylemin sona erdi¤ini aç›k-
Taksim’den izlenimler...
Günler öncesinden Taksim çevresindeki evleri basan, herkesi kimlik kontrolünden geçiren ve 1 May›s günü de Taksim’i ablukaya alan polis OHAL uygulamalar›yla bir kez daha “asayifli sa¤lam›fl” oldu. Bütün ulafl›m yollar›n› kapatan polis, sadece eylemcilerin de¤il halk›n hatta bas›n›n bile ulafl›m›n› engelledi.
Yoldan geçen halk› döverek, küfürlerle
ve hakaretlerle iflkence etmesinin yan›nda sadece “tipini be¤enmedi¤i” kiflileri
de gözalt›na ald›. 500’ü aflk›n kiflinin gözalt›na al›nd›¤› çat›flmalarda polisin estirdi¤i terör halk taraf›ndan tepki toplad›.
Gazdan etkilenen bir kiflinin “Bu ne biçim bir zulümdür? B›rak›n yürüsünler ne var yani, bu halka bu kadikalar aras›nda yap›lan görüflmelerden
sonra çeflitli illerden bir araya gelen iflçi-emekçiler halaylar çekerek coflkulu
bir flekilde sabaha kadar D‹SK binas›nda
nöbet tuttu. DDSB, YDG ve ‹brahim
flamalar› ile D‹SK önünde buluflan Partizan kitlesi de geç saatlere kadar halaylar çekti, sloganlara efllik etti.
Emekçiler sabah 6.30’da polisin
D‹SK binas›n› kuflatmas› ile güne bafllad›. Devlet, kitlenin D‹SK binas› önünde
bekleyerek “Gösteri ve yürüyüfl kanununa muhalefet” etti¤ini iddia
ederek tazyikli su ile sald›rd›. Kitlenin
binan›n içine çekilmesine ra¤men sald›r›s›n› sürdüren polis bina içine de su
s›kt›, gaz bombas› att›, içeri girmeye çal›flt›. “Kahrolsun faflizm, yaflas›n
mücadelemiz” sloganlar› ile sald›r›y›
protesto eden kitle, sald›r›ya ra¤men
yeniden d›flar› ç›karak 1 May›s’ta Taksim’deyiz kararl›l›¤›n› hayk›rd›. Polis
aral›klarla kitleye sald›rarak ortam› terörize etti. Bina önünde duran kalabal›¤› gözalt›na almaya çal›flt›, binay› ablukaya ald›. Binaya gelmek isteyen emekçileri engelledi, birçok yerde pankartlar›n›
Ankara
dar eziyet etmenin anlam› ne? Yaz›klar olsun hepinize!” fleklinde tepkisi polisler taraf›ndan tartaklanmayla
karfl›land›. Polis sabah›n erken saatlerinden itibaren ‹stiklal Caddesi’nde bofl binalar› basmaya, sözde eylemci ya da “eylem aleti” aramaya bafllad›. fiiflli’deki çat›flmalar›n Taksim’e yay›lmas›yla ortak
yürüyüfller fleklinde ‹stiklal Caddesi üzerinden ve ara sokaklardan Taksim Meydan› zorland›. At›lan emperyalizm karfl›t›
sloganlar halk taraf›ndan da alk›fllarla
desteklendi. Sadece eylemcilere sald›rmakla yetinmeyen polis civardaki cafeleri de basarak insanlar› tartaklad›, gözalt›na ald›.
(‹stanbul)
rimci ve ilerici kurum pankartlar› ile binaya ulaflmaya çal›flt›. Polisin azg›nca sald›r›lar›na ara sokaklarda kurduklar› barikatlar ile direnen kitle “1 May›s’ta
Taksim’deyiz” sloganlar›n› hayk›rd›.
Saat 10.00 olarak planlanan toplanma saatinin yaklaflmas› ile fiiflli’nin her
yan›ndan slogan sesleri yank›lanmaya
bafllad›. Kurulan barikatlardan dolay›
küçük gruplar halinde buluflabilen kitle
an›nda gaz bombalar› ve tazyikli su ile
karfl›laflt›. Buna ra¤men fiiflli’nin ara sokaklar›, ana caddesi birer eylem alan›na
döndü. Eylemler fiiflli Etfal Hastanesi’ne
kadar yay›l›rken polis hastanenin içine
de gaz bombalar› att›. Osmanbey,
Pangalt› ve Dolapdere’de emekçiler
polise uzun süre direndi, pankart ve flamalar›n› açt›. Türk-‹fl’in son gün yapt›¤›
aç›klamaya ra¤men bu Konfederasyona
ba¤l› kimi sendikalar›n tüm sald›r›lara
ra¤men bir araya gelme kararl›l›¤›
önemlidir. Bu flubelerden biri de
kat›l›mdaki kitleselli¤iyle Belediye-‹fl 2
No’lu fiube oldu. Ö¤len saatlerinde ise
D‹SK Genel Baflkan› Süleyman Çelebi “can güvenliklerinin olmad›¤›” gerek-
lad›klar› s›rada kitlenin “Kahrolsun
sendika a¤alar›” sloganlar›n› atmas›
dikkat çekti. Emekçiler Cihangir, ‹stiklal Caddesi ve Tarlabafl›’nda biraraya gelerek Taksim Meydan›’nda yürüyüfle geçti. Uzun süre polisle çat›flt›.
Dolmabahçe, fiiflhane ve fiiflli olarak düflünülen yürüyüfl kollar›n›n birlefltirilerek D‹SK Genel Merkezinden tek kola
düflürülmesi, Valinin birkaç gün öncesinde yapt›¤› tehdit aç›klamalar› ve 1
May›s’ta yaflanan polis ablukas› emekçilerin kat›l›m›n› olumsuz etkiledi. 1 May›s
eylemlerinde dikkat çeken esas nokta
kitlenin Taksim ›srar› ve birçok yerde
ortaya koydu¤u direnifl oldu.
‹fl
flç
çiler ve gençlerin
Taksim kararl›l›¤›
‹kitelli’de 1 May›s
çal›flmalar›ndan!
Bizler ‹kitelli Partizan okurlar› olarak 1 May›s’ta hem egemenlerin Taksim’e ç›kacak olan emekçiler üzerinde
uygulad›¤› terörü teflhir etmek hem de
kitlelere 1 May›s ça¤r›s› yapmak için bir
tak›m çal›flmalar yapt›k.
‹lk olarak 1 May›s’a ça¤r› yapan
Partizan, DDSB ve Devrimci 1 May›s
Platformu imzal› afiflleri Mehmet Akif
Mahallesi ve ‹kitelli Köyiçi’ne yapt›k.
Yine Partizan imzal› bildirileri evlerde,
parklarda ve kahvelerde sesli ajitasyonlar eflli¤inde yo¤un bir flekilde da¤›tt›k. Ayr›ca 1 May›s öncesinde “1
May›s ‹çin Seferberlik” bafll›¤›yla ç›kan ‹flçi-köylü gazetesinin 15. say›s›n›
Perflembe ve Pazar pazarlar›nda sesli
ajitasyonlarla da¤›tt›k.
Bizler ‹kitelli Partizan okurlar› olarak diyoruz ki; ak›llar›m›zda Taksim oldu¤u müddetçe ayaklar›m›z bizi mutlaka Taksim’e ç›karacakt›r.
(‹kitelli Partizan okurlar›)
Dersim
‹stanbul’da YDG’liler olarak 1 May›s
sabah› 8-9 aras›nda fiiflli’de kitleyle birlikte buluflmaya bafllad›k. Daha sonra fiiflli
Cami önünde toplanarak “Yaflas›n 1
May›s” ve polis fliddetini protesto eden
sloganlar att›k. Polisin biber gaz›yla müdahale etmesinin ard›ndan bafllayan çat›flmalar ara sokaklarda ve yer yer ana caddede saat 15.00’e kadar sürdü. fiiflli’nin arka
sokaklar›ndan Kurtulufl’a, Dolapdere’ye
kadar sloganlar atarak ve polisin sald›r›lar›na cevap vererek ve karfl› sald›r›lar düzenleyerek Taksim’i saran binlerce kifli
bask›lara karfl› militan bir durufl sergiledi.
Sald›r›lar›n ard›ndan tekrar toparlanan ve birleflen büyük gruplar halinde
Harbiye Caddesi’ni zorlad›k. Zaman zaman farkl› bölgelerde devam eden çat›flmalar›n etkisiyle büyük gruplar halinde
Harbiye Caddesi’ne ç›karak aral›klarla kurulmufl olan polis barikatlar›na do¤ru yürüdük. Barikat› zorlad›¤›m›zda tazyikli su
ve biber gaz› ile sald›ran polise cevap ara
sokaklardan verilmeye devam etti. Aral›kl› olarak birçok sefer bu flekilde ana
caddede polisle karfl› karfl›ya geldik.
Polis dar sokaklar›na ra¤men rastgele
att›¤› gaz bombalar›yla halk›n evlerinin zarar görmesine ve özellikle çocuklar›n ve
yafll›lar›n sa¤l›k sorunlar› yaflamas›na neden oldu. Özellikle Dolapdere’de Roman
mahallesinde halk›n polise olan öfkesini
aç›kça ifade etmesi, yaralanan, zehirlenen
devrimcilere yard›m etmesi ve ilgi göstermesi oldukça olumluydu.
Ayn› saatlerde aralar›nda YDG ve
Partizan okurlar›n›n oldu¤u fakl› gruplar
Beyo¤lu’nun arka sokaklar›ndan ‹stiklal
Caddesini zorlad›, eylemlere genifl bir kitle kat›ld›. Kitle içinde iflçilerin ve gençlerin yo¤unlukta olmas› devletin hedefine
ulaflamad›¤›n›n kan›t›yd›.
(‹stanbul’dan bir YDG’li)
Tuzla ifl
flç
çisi ifl b›rakt›!
Deri iflçileri üzerinde günler
öncesi bafllayan jandarma bask›s›,
29 May›s günü fiili sald›r›ya dönüfltü. Sabah erken saatlerde sanayi içinde 1 May›s bildirileri da¤›tan deri iflçilerine ve Deri-‹fl
Sendikas› Tuzla fiube yöneticilerine sald›ran jandarma, fiube Baflkan› Binali Tay’› ve bir deri iflçisini darp ederek gözalt›na ald›. Bununla da yetinmeyen jandarma,
havaya atefl açarak, iflçilerin 1
May›s çal›flmas›n› engellemeye
çal›flt›. Gözalt›na al›nanlar, iflçilerin tepkisi üzerine, birkaç saat
sonra serbest b›rak›ld›lar. Ayn›
gün ö¤len saatlerinde kitlesel bir
bas›n aç›klamas› yapan Deri-‹fl
Sendikas›, hem sabah gerçekleflen sald›r›y› k›nad› hem de 1 May›s’a kat›l›m ça¤r›s› yapt›.
1 May›s sabah› ise, sendika
önünde toplanmaya bafllayan deri iflçilerinin yo¤un bir kat›l›m
sa¤lad›¤› gözlendi. ‹flçiler halaylar
çekerek otobüslerin gelmesini
beklemeye bafllad›lar. Büyük bölümünün engellenmesi sonucu
saat dokuza do¤ru gelebilen oto-
büslerle, Taksim’e
gitmek
üzere yola ç›kma
karar› al›nd›. Büyüklü-küçüklü 17
araçtan oluflan
konvoy polis taraf›ndan, TEM
otoyolunda, Samandra giflelerinde durduruldu. Araçlara ceza yazaca¤›n› söyleyen polis, otobüslerden inen
iflçilerin sloganl› protestosuyla
karfl›lafl›nca, otobüslere yol vermek zorunda kald›.
Deri iflçilerini tafl›yan araçlar
Ça¤layan üzerinden fiiflli yoluna
girdiler. Ancak daha araçlardan
inildi¤i s›rada, Taksim’e giden
yollar üzerinde yo¤un bir y›¤›nak
yapm›fl olan polisin att›¤› gaz
bombalar›yla karfl›lafl›ld›. Gaz
bombas›n›n etkisiyle k›sa süreli
bir da¤›lma yaflayan iflçilerin toparlanarak, tekrar polis barikat›na do¤ru yürüme çabas›, bir kez
daha polisin gazl› sald›r›s›na u¤rad›. E-5 Karayolu’ndan Ça¤layan’a
girilen noktada tekrar biraraya
gelen ve açt›klar› pankart ve sloganlar eflli¤inde yürüyüfle geçen
deri iflçileri, Ça¤layan Meydan›’na kadar ilerledi. ‹flçilerin yürüyüflü burada da bir kez daha
polis barikat›yla karfl›land› ve barikat önünde yap›lan aç›klaman›n
ard›ndan, yürüyüfl sona erdirildi.
(Kartal)
Bak›rköy Belediyesi’nde toplant›
1 May›s öncesi Belediye ‹fl 2
No’lu fiube örgütlü oldu¤u iflyerlerinde üyeleriyle bulufltu. Sendika, 1 May›s tart›flmalar›n›, ç›kart›lan yasalar› ve 2008 1 May›s›n›n
önemini üyeleri ile tart›flt›.
Bu toplant›lar›n biride 29
Nisan günü Bak›rköy belediyesinde gerçeklefltirildi. Toplu
‹fl Sözleflmesi(T‹S) sürecinde
bulunan Bak›rköy Belediyesi
iflçileri sorunlar›n› ve 1 May›s’›n
Taksim’de kutlanmas›n› konufltu. SSGSS’ye karfl› örgütlenen
muhalefetin sendikal bürokrasiyi
1 May›s’ta Taksim”deyiz aç›kla-
Mersin
mas› yapmaya zorlad›¤›n›n belirtildi¤i toplant›da 13–14 Mart
eylemleri ve 6 Nisan mitingi ile
emekçilerin yasaya karfl› seslerini yükseltti¤i ve sendikalar üzerinde bir bas›nç yaratt›¤› ifade
edildi.
1 May›s’›n›n yasaklanmas›na
dair Bak›rköy Belediyesinde çal›flan emekçiler valinin aç›klamalar›n›n ortam› germe amaçl› oldu¤unu 1 May›s’›n Taksim’de kutlanmas›n›n iflçi ve emekçilerin
hakk› oldu¤unu söylediler. Toplant›ya yaklafl›k 70 iflçi kat›ld›.
(‹stanbul)

Benzer belgeler