Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.

Transkript

Ekli dosyayı indirmek için tıklayınız.
Çin Halk Cumhuriyeti Japonya
‹liflkileri: ‹flbirli¤i Yapan Devletler
Düflman Halklar
Giray FİDAN*
Napolyon’un “Coğrafya kaderdir” sözü, Çin Halk Cumhuriyeti ve Japonya ilişkileri için
söylenebilecek en uygun sözdür. Japonya, Asya Kıtası’nın doğusunda bulunur ve birçok açıdan
Kıta Asyası’ndan ayrılmaktadır. Değişen teknoloji ve denizciliğin gelişmesi sayesinde 19. ve 20.
asırlar, İngiltere ve Japonya gibi ada ülkelerine dezavantajlarını avantaj haline getirme şansı vermiştir. Bunun yanında Japonlar 19. yüzyıl ortasından itibaren milli birliklerini sağlamış ve Avrupa’ya çok sayıda öğrenci göndererek kendi modernleşmelerini inşa etmeye başlamışlardır. Coğrafi olarak uzaklığı ve zor erişilmesi yüzünden uzun dönemler boyunca tehditlerden de görece
uzak kalan Japonya doğru zamanda gelişmeleri fark etmiş bunlara uyum sağlamış ve Asya’daki diğer kadim güçlerden bir adım öne geçmeyi başarmıştır.
Genel Hatlarıyla Çin Japon İlişkilerinin Tarihi:
Çin ve Japonya arasındaki ilişkiler, M.Ö. 3. yüzyıla, Çin tarihinin ilk imparatoru sayılan Qin
Shi Huang dönemine kadar uzanmaktadır. Qin Shi Huang Çin tarihi açısından çok önemli bir
şahsiyettir. Çin’i tarihinde ilk kez birleştiren ve merkezi otoriteyi tesis eden ilk imparator olan
Qin Shi Huang, tahtta sadece 15 yıl gibi kısa bir süre kalmış olsa da bugün Çin’e dair bilinen birçok kavram ve yapının mimarıdır. Çin Seddi’ni Savaşan Beylikler Dönemi’nin ardından başlatan, ölçü ve ağırlık birimlerini standart hale getiren de Qin Shi Huang’dır. Türkçe ve diğer dünya dillerinin çoğunda geçerli olan “Çin” isminin de babasıdır.1 Qin Shi Huang, son derece zalim
bir hükümdardır. Ancak en büyük korkusu da ölüm olmuştur. Çin tarihinin en karışık dönemi sayılabilecek “Savaşan Beylikler” dönemini sona erdiren bu büyük devlet adamı sürekli ölüm korkusuyla yaşamıştır. Bu nedenle; ölümsüzlüğü bulmak için sayısız denemeler yapmıştır. Hatta mezarını bile ölümsüzlüğe ulaşabilmek için yaptırmıştır. Bugün Dünya’nın 8. Harikası olarak kabul
edilen Xi An’da bulunan “Terra Cotta Ordusu” Qin Shi Huang’ın mezar kompleksinin bir parçasından başka bir şey değildir ve 1974’te birkaç köylü tarafından şans eseri ortaya çıkarıldıktan
sonra yüzyılın arkeolojik keşfi olarak tanımlanmıştır. Qin Shi Huang’ın ölümsüzlüğü ararken
yaptığı işlerden birisi de hergün doğan güneşin bulunduğu yere 3000 kız ve erkek çocuk göndermek olmuştur. Xu Fu adlı saray memurunun kontrolündeki bir donanmanın Doğu’ya giderek
ölümsüzlüğün sırrını getirmesini istemiştir. İki kez Japonya’ya ulaşan gemilerde bulunan çocuklar ve Xu Fu, Japonya’da kalmışlardır. Çin ve Japonya arasındaki bilinen en eski ilişki bu dönemde başlamıştır.2 Bu çocukların Japonya’nın güneyinde bulunan Ryukyu Adası’na ulaştıkları
*
1
2
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Asya-Pasifik Araştırmaları Merkezi Çin Uzmanı
Qin Beyliği; China, Cathay gibi isimlerin kökenidir. Q harfi Çince’nin Latince transkripsiyon sistemi olan PinYin’de Çin olarak okunur. Çin’in yabancılar tarafından bilinen ismi bu hanedandan kaynaklanmaktadır. Çinliler ise
kendi ülkelerine “Dünyanın merkezi” anlamında “Zhong Guo” (Merkez Ülke) ya da “Zhong Hua” (Merkezdeki Çiçek) isimlerini vermektedirler. Bkz., Fen Tian Zhang, “Qin Shi Huang Zhuan” (Qin Shi Huang Biyografisi), Ren
Min Chu Ban She, Bei Jing, 2002, sayfa 648-650.
Khoon Choy Lee, Japan: Between Myth and Reality, World Scientific, London 1995. Ayrıca Han Tarih kayıtlarında ve Shi Ji içerisinde de bu efsaneden bahsedilmektedir.
Ekim ’10 • Sayı: 22
21. YÜZYIL
[29]
Giray Fidan
ve orada yaşamlarını devam ettirip çoğaldıkları söylenmektedir. Gerçekten de 16. yüzyıl Ming
kayıtlarında Ryukyu’dan bahsedilmekte ve Çinli oldukları bilinmektedir. Günümüzde de bu adada yaşayanlar Fu Jian bölgesinde konuşulan bir Çince lehçeyi evlerinde yaşatmaya devam etmektedirler.
Çin-Japon ilişkilerinin en üst düzeyde olduğu dönem ise hiç kuşkusuz Tang Dönemi olmuştur. 6 ve 7. yüzyıllarda Çin, Japonya için yazı sisteminden, devlet düzenine, dinden sanata birçok konuda bir kültür merkezi olmuştur. Bu dönemde Japonlar, Çin yazı sistemini kullanmaya
başlamışlardır. Günümüzde de Japonca’da 2000’den fazla Çince karakter bulunmaktadır ve bunlara Japonca’da “Kanji”3 adı verilmektedir.
Çin ve Japonya arasındaki ilişkilerin bir çeşit Vassal-Süzeren ilişkisine evrilmesi ise 16. yüzyıla, Ming Hanedanı dönemine denk gelmektedir. Ming Tarih kayıtlarında, Japonya Çin’e tabi
bölgelerden biri olarak sayılmaktadır. Ancak Japonlar bu ilişkiden başlarda hoşnut değillerdir.4
16. yüzyılın önemli gelişmelerinden birisi de gelecekte karşı karşıya gelecek olan Çin ve Japonya’nın tarihsel rekabetlerinin temellerinin atılması olmuştur. 16. Yüzyılda Çin’in en büyük iki sorunu bulunmaktadır. Bunlar Kuzey’den gelen Moğol tehdidi ve Japon Korsanlarının (Wo kou)
Çin’in Doğu sahillerine yaptıkları sürekli akınlardır. Bu dönemde Portekizlilerle ticaret yapmaya başlayan Japonlar, dönemin en güçlü silahı olan tüfekleri elde etmişler ve bu sayede hem milli birliklerini tesis etmişler hem de en yakın rakip olan Çinlilere karşı önemli bir üstünlük sağlamışlardır.5 16. yüzyılın sonunda tarihin ilk Kore savaşı yaşanmıştır. Ming Çin’ini işgal etmek
isteyen Japon Hideyoshi, Kore yarımadasını 1592 yılında işgal etmiştir; 1592-1598 yılları arasın3
4
5
[30]
Çince’de “Han Zi” adı verilmektedir.
Japon Prensi 1369’da Ming imparatorunun yolladığı elçileri hapsettirip bir kısmını da idam ettirmiş ve 1382’de bir
mektupta şunları söylemiştir: “Nasıl diz çöker ve Çin’in üstünlüğünü kabul ederiz!”. Bkz., Wang Y. Power Politics
of Confucian China, Doktora Tezi, University of Chicago 2001. Ayrıca Ming Shi Lu kayıtlarında da konuyla ilgili
ayrıntılı bilgiler bulunmaktadır.
Ayrıntılı bilgi için bkz., Giray Fidan, “Çin Kaynaklarına Göre 16. Yüzyılda Osmanlı Çin İlişkileri ve Çin’de Osmanlı Ateşli Silahları”, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi 2010
21. YÜZYIL
Ekim ’10 • Sayı: 22
Çin Halk Cumhuriyeti Japonya ‹liflkileri: ‹flbirli¤i Yapan Devletler Düflman Halklar
da devam eden savaşın ardından Çin ve Japonya bir barış anlaşması imzalamış ve tarihin ilk Kore Savaşı böylece sona ermiştir.6
Japon tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisi ise kuşkusuz Meiji Reformları’dır. Rakip komşusu Çin’in 1856-1860 yılları arasında gerçekleşen Afyon Savaşları sırasında Batılı güçler karşısında düştüğü durumdan ders çıkaran Japonya, modernleşmede dünyanın en başarılı örneklerinden birini ortaya koymuştur. Bu dönemde toplumsal yapıda büyük değişikliklere gidilmiş, sanayi üretimine ağırlık verilmiş, yurt dışına yüzbinlerce öğrenci gönderilmiş ve günümüz
Japonya’sının temelleri atılmıştır. Meiji Reformları’nın ardından Japonya ve Çin arasındaki ilk savaş 1894-1895 yılları arasında yaşanmıştır. Afyon Savaşları’ndan sonra iyice zayıflamış olan
Çin’in Qing Hanedanı, Japonya’nın teknolojik açıdan üstün olan ordusuna karşı dayanamamış ve
bir yıl süren savaşın ardından barış yapmak durumunda kalmıştır.
Çin’in 19. yüzyıl sonlarında artık Batılı güçler tarafından
bir yarı sömürge haline getirilmesini, halkın hayatının sürekli kötüleşmesi ve zorlaşmasını, Çin’de her zaman varolagelJaponya’n›n Çin’e
miş bazı gizli dini gruplardan birisi olan “Yi He Tuan”ın
do¤rudan yat›r›m›
1899 yılında başkent Pekin başta olmak üzere birçok bölge58.2 milyar Dolar’d›r.
de Qing Hanedanı’na karşı ayaklanması izlemiştir. Başlangıçta Mançuların hanedanı olan Qing Hanedanlığı’na karşı
olan ayaklanma Qing yöneticileri ve memurlarının kışkırtmaları sonucu çok geçmeden Batılılara
karşı bir ayaklanma halini almıştır. Bu sayede Qing yönetimi hem bu ayaklanmayı yapanlardan
hem de Batılılar’dan kurtulmayı düşünmekteydiler. Büyükelçilerinin öldürüldüğü hatta cesetlerinin parçalandığı bir ayaklanma karşısında Batılı güçler elbette sessiz kalmamışlar ve Pekin’i işgal etmişlerdir. Qing yönetimi ise ayaklanmanın ardından Batılılar’dan değilse bile kendi yönetimine karşı ayaklanan bu ayak takımından Batılılar sayesinde kurtulmayı başarmıştır. Bu sırada
Pekin’i işgal eden güçlere Çin tarihinde “8 Guo Lian Jun” (8 devletin birleşik orduları) adı verilmektedir. Bu ülkeler: Japonya, Rusya, İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Avusturya-Macaristan ve İtalya’dır.7 Japonya, 20. Yüzyıl başında zayıflamış olan Çin’i kontrol altına almak isteyen emperyalist devletlerden biri haline gelmiş bulunmaktadır. Pekin’in işgali ardından Çin 1949’a kadar devam edecek olan bir belirsizlik ve iç savaş dönemine girmiştir. 1911’de Qing Hanedanı ortadan kalkmış yerine Çin’in ilk Cumhuriyeti kurulmuştur. Ancak
Çin’de olaylar durulmamış ve Çin iç savaşa sürüklenmiştir.
1931-1932’de Japonlar Mançurya olarak da bilinen Çin’in kuzey doğusunu işgal etmişler ve
bölgede 1932-1934 yılları arasında iki yıl gibi kısa bir süre için ayakta kalabilecek olan ve Qing
Hanedanı’nın son imparatoru “Pu Yi”nin hükümdar ilan edildiği “Man Zhou Guo” adlı bir kukla devlet kurmuşlardır. Aynı yıl Japonya’nın bölgeyi işgaline tepki olarak Shang Hai’da Japon
malları ve işadamlarına kısıtlamalar getirilmesi üzerine Japonlar, Asya-Pasifik bölgesinde ilk kez
hava gücünü yoğun biçimde kullanarak Shang Hai’ı bir aydan fazla saldırı altında tutmuşlar ve
kısıtlamaların kaldırılması neticesinde saldırıya son vermişlerdir.
Çinlilerin Japonlara karşı olan nefretinin en büyük nedeni ise 2. Çin-Japon savaşı olarak da
bilinen ve 2. Dünya Savaşı’ndan hemen önce 1937’de başlayarak 1945’de Japonya’nın savaşta
mağlup olmasına kadar süren, Japonya’nın Çin’i işgal etmesi ve milyonlarca Çinli sivilin ölümüne neden olmasıdır. 1937 yılında Nan Jing kentinde yaşanan ve yüzbinlerce silahsız Çinli asker ve sivilin katledildiği “Nan Jing Katliamı” Çinlilerin zihnindeki “Japon Düşmanlığının” en
6
7
Ayrıntılı bilgi için bkz, Stephen R Turnbull, Samurai İnvasion: Japan’s Korean War 1592-1598 (Samuray İşgali: Japonya’nın Kore Savaşı 1592-1598), Cassell, 2002
Ayrıntılı bilgi için bkz. James L. Hevia, English Lessons: The Pedagogy of İmperialism in Nineteenth Century China (İngilizce Dersleri: 19. Yüzyıl Çin’inde Emperyalizmin Pedogojisi), Duke University Press, 2003
Ekim ’10 • Sayı: 22
21. YÜZYIL
[31]
Giray Fidan
önemli nedeni olarak kabul edilebilir. Nan Jing Katliamı üzerine birçok belgesel yapılmış, onlarca kitap yazılmıştır.
Japonya, 19. yüzyılın başından 2. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Çin’e karşı hasmane ve
emperyal tutumunu devam ettirmiştir. Bunun stratejik nedeni ise Japonya’nın gelişmek ve yarattığı sanayisini beslemek için ihtiyaç duyduğu hammaddenin en yakınındaki ülke olan Çin’de
bulunmasıdır. Japonya ayrıca uzun vadede Çin’i kendisine en büyük rakip olarak görmüştür.
Çin ve Japonya arasındaki Anlaşmazlıklar:
Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın resmi olarak yayınlamış olduğu8 Çin Halk
Cumhuriyeti ve Japonya arasındaki anlaşmazlık ve hassas konular 7 başlıkta toplanmaktadır:
1. Japonya’nın 2. Dünya Savaşı sırasında ve öncesinde Çin’i işgali ve İşgal sırasında işlemiş
olduğu insanlığa karşı suçların Japonya tarafından resmen tanınmaması. Çin tarafı, geçmişin geleceğe örnek olması gerektiğini dile getirmekte herhangi bir tazminat ya da toprak
telebinde bulunmamaktadır. Ayrıca Japon aşırı sağcılarının savaşı ve işgali bir başarı gibi
göstermeleri ve Yasukuni Anıtı’nda savaşta hayatını kaybeden Japon askerlerini anmaları, iki ülke ilişkilerinde zaman zaman gerilimlere neden olmaktadır.
2. Tayvan 2. Dünya Savaşı’nın ardından Japon işgalinden çıkmış ancak Japonya 1972’de
Çin Halk Cumhuriyeti’yle diplomatik ilişkilerini başlatana kadar Tayvan ve Jiang Jie
Shi’ın (Çan Kay Şek) hükümetini Çin’in yasal hükümeti olarak tanımış, Tayvan üzerindeki hükümranlık iddialarından da tamamen vazgeçmemiştir. Ayrıca Çin Halk Cumhuriyeti, Japonya’yı ABD ile ortak savunma stratejisinin içine Tayvan’ı dahil etmemesi yönünde uyarmaktadır.
3. En son 7 Eylül 2010’da Çinli balıkçıların Japon Sahil Güvenlik Güçleri tarafından tutklanmasıyla yeniden dünya gündemine giren “Diao Yu” (ya da Japonca adıyla Senkaku)
adaları sorunu. Çin adanın kendisine bağlı saydığı Tayvan Eyaletinin bir parçası olduğunu kabul etmekte Japonya ise adaların Japonya’nın Okinawa Bölgesine bağlı olduğunu
ileri sürerek adalar üzerinde hak iddia etmektedir.
4. Japonya’nın ABD ile savunma alanında yaptığı işbirliği ve Japonya’da bulunan ABD üsleri de Çin tarafında rahatsızlık yaratmaktadır. Çin tarafı işbirliğinin savunmadan çok
Çin’e saldırı amaçlı olduğunu savunmaktadır.
5. Japonların yeniden ordu tesis ederek savaşa hazır hale getirmelerini, Çin yapılan uluslararası anlaşmaların ihlali olduğunu savunmaktadır.
6. Japonya, 2. Dünya Savaşı ardından Çin’de bıraktığı kimyasal silahların imhasını gerçekleştirmemiştir.
7. Guang Hua Liao olarak adlandırılan ve 2. Dünya Savaşı sırasında Tayvan tarafından Kyoto’da satın alınan bir bina ile ilgili dava halen Japon mahkemelerinde görülmektedir. Çin
tarafı bu davanın ikili ilişkilerde önemli bir yeri olduğunu düşünmekte ve konuyu yakından takip etmektedir.
Çin’de Japon Düşmanlığı:
Çin’de Japon düşmanlığı Qing Hanedanının son döneminden itibaren “Çin Milliyetçiliğinin”
önemli itici güçlerinden birisi haline gelmiştir. Özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında Japonya’nın
8
[32]
http://www.fmprc.gov.cn/eng/wjb/zzjg/yzs/gjlb/2721/2722/t15974.htm
21. YÜZYIL
Ekim ’10 • Sayı: 22
Çin Halk Cumhuriyeti Japonya ‹liflkileri: ‹flbirli¤i Yapan Devletler Düflman Halklar
Çin’i işgali ve işgal sırasında yaptıkları, Çinlilerin düşmanlıklarını arttıran en önemli faktördür.
Çinliler, Japonya’ya ve Asya’nın Hindistan hariç bütün ülkelerine tarihten gelen bir üstünlük düşüncesiyle bakmaktadırlar. Gerçekten de “Çin Dünyası” (Sinosphere) ya da “Konfuçyüs Kültür
Dairesi” denilen bölgenin temel gücü Çin olagelmiştir. Asya’da Çin çubuklarını kullanarak yemek yiyen her yer bu dünyanın bir parçası sayılabilir. Çinliler tarihi kaynaklara da dayanarak Japonya’nın kültürü, medeniyeti, yaşam tarzı hatta kendisinin Çin kaynaklı olduğunu düşünmekte
bu nedenle de Japonya’nın Çin’i uzun bir dönem işgal altında tutmasını ve Çin’i mağlup etmesini asla kabullenememektedirler. Büyüklüğe ve medeniyet merkezi olmalarına rağmen Çinlilerin yenilgi duyguları, üzerine bir de Japonların savaş ve işgal yılları boyunca Çinlilere son derece kötü muamelede bulunmaları, Çinlilerin büyük bir travma yaşamasına neden olmuştur. Oysa
ki, işgal sırasında Japonların Çinlilere tavırları, Almanların Fransayı işgal ettikten sonra Fransızlara karşı takındıkları tavır gibi olsa idi, belki de Çinliler Japonlara karşı bu kadar derin bir nefret beslemeyebilirlerdi.
Çin ve Japonya
Japonya Çince’de “Ri Ben” “Güneşin Kaynağı (Kökü)”
aras›ndaki güç
olarak adlandırılmaktadır. Japonlar da kendi ülkelerinin adımücadelesinde Türkiye
nı aynı Çince karakterlerle yazmaktadırlar.9 Daha doğuda
anahtar rolü olan bir
olan Japonya güneşin yükseldiği yer anlamında “güneşin
kaynağı” olarak adlandırılmıştır. Ancak 2. Dünya savaşı sonülke olacakt›r. ‹ki
rası özellikle Çin’in kuzey doğu bölgesinde (Mançurya olaülkeyle olan tarihi
rak da bilinir) konuşulan “Dong Bei Hua”dan yayılarak buba¤lar› ve özellikle Orta
gün bütün Çin’de kullanılan ağır bir küfür olan “Ri” da JaAsya ve Çin’de bulunan
ponya’nın Çince’deki adı olan “Ri”dan gelmektedir. Bu da
Çin’deki Japon düşmanlığının bir göstergesi olarak kabul
akraba topluluklar›
edilebilir.
üzerindeki etkisi
nedeniyle hem Japonya
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun ardından “Kültür Devrimi” yılları boyunca “Emperyalizm” ve özellikle
hem de Çin giriflecekleri
ABD karşıtlığı “Milli Bilinç” için en önemli itici güç iken
mücadelede Türkiye’yi
bu, 1972’den sonra ABD ile yakınlaşma ve özellikle piyasa
yanlar›nda görmek
ekonomisinin uygulanmaya başlandığı 1980’lerden sonra
isteyeceklerdir.
azalmaya başlamış ancak Japon düşmanlığı Çin toplumu
için gittikçe artarak devam eden bir unsur olmuştur. Çin’de
ders kitaplarında Japonlar ile ilgili düşmanca ifadelere rastlanamasa da özellikle her dönem ilgiyle izlenen televizyon dizilerinden birkaçı Japonlara karşı verilen bağımsızlık mücadelesi ile
ilgilidir ve mutlaka en çok izlenenlerin başında gelmektedir. En popüler oyuncuların yer aldığı
bu diziler Çinlilerin Japonlara karşı verdiği kahramanca mücadeleleri anlatmaktadır.10
Sonuç:
Çin Halk Cumhuriyeti ve Japonya’nın ikili ilişkileri özellikle Deng Xiao Ping’in “Gai Ge
Kai Fang” dışa açılma ve liberal ekonomiye geçiş dönemi olan 1980 ve 1990’lı yıllarda karşılıklı çıkarlara dayalı olarak oldukça iyi şekilde gelişmiş ancak Çin, büyüyen ekonomisi, askeri gücü ve nüfusuyla hem dünya hem de çevresindeki ülkeler tarafından artık endişeyle izlenmeye
başlanan bir ülke haline gelmiştir. Çin tarafı resmi olarak iyi ilişkilerin devamından ve işbirliğinden yana olsa da Çin halkının Japonlara ve Japonya’ya karşı nefreti kısa zamanda ortadan
kaybolabilecek türden değildir. Çinliler kendilerini Japon kültürü ve medeniyetinin yaratıcısı
9 İki dilde de Çince karakterler olan “
” olarak yazılmaktadır.
10 Söz konusu dizi film hatta bilgisayar oyunları dışında, Japonlara karşı verilen savaş ile ilgili Çin’in resmi haber ajansı olan Xin Hua özel bir de internet sayfası hazırlamıştır; bkz. http://www.xinhuanet.com/mil/jnkz/
Ekim ’10 • Sayı: 22
21. YÜZYIL
[33]
Giray Fidan
olarak görmektedirler. Bu nedenle de 19. ve 20. yüzyıllarda Japonlar tarafından aşağılandıklarını, kötü muamele gördüklerini ve haketmedikleri bir zulümle karşılaştıklarını düşünmektedirler.
Çinliler, Japonlardan intikamlarını henüz alamadıklarına inanmaktadırlar.11
Japonya, bölgede ve dünyadaki bütün ülkelerden daha fazla Çin tehtidi altında bulunmaktadır. Önümüzdeki yıllarda karşılıklı ilişkilerde büyük hatalar yapılmazsa iki ülke ortak kültür değerleri sayesinde, hem bölge hem de dünya için önemli kazanımlar elde edebilirler. Ancak Çin’i
çevrelemekte olan bir ABD, Çin’in bu denli hızlı büyümesinden rahatsız olan bir Rusya bulunmaktadır. Japonya güvenliğini sağlayabilmek için öncelikle ABD’ye muhtaç durumdadır.12 Bu
nedenle, Japonya Çin’in ilgisini kendi üzerinden çekebilmek için Çin’in Tayvan, Tibet, Sincan
gibi diğer sorunlarının sıcak tutulmasına ihtiyaç duymaktadır. Çin ise Afganistan’ın işgali, Orta
Asya ülkelerinde bulunan Rus ve ABD üsleri, ABD’nin Vietnam ve Kore gibi ülkelerle savunma ortaklıkları nedeniyle gittikçe Orta Asya bölgesinden izole edilmeye çalışılmaktadır.13
Türkiye bu noktada hem Japonya hem de Çin için kilit rolü olan bir ülke olmaya adaydır. Japonya, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında yaptığı gibi Türkiye’nin özellikle Orta Asya ve
Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde sahip olduğu bağlardan faydalanmak isteyecektir. Bunu yaparken de Türklerin ve Japonların aynı kökten gelen Turan halkları olduğu savını kullanabilir. Çin ise Türkiye’nin Orta Asya’da ve Çin’e bağlı Sincan Uygur Özerk Bölgesinde daha dengeli bir tutum izlemesini isteyecektir. 21. yüzyılda Türkiye, iki ülke arasında dengeli bir siyaset
izleyerek, hem dünya barışına katkı yapabilir hem de kendine ve akraba topluluklarına önemli
faydalar sağlayabilir.
21. YÜZYIL
11 Zhong Nai Yi, “Ri Ben Yu Zhong Guo: Shei Wei Xie Shei?” (Çin ve Japonya: Kim Kimi tehdit ediyor?) Jing Ji Shi
Kan, 2002, No. 2 sayfa 36-37.
12 Japonya’da bulunan ABD Askeri Gücünün resmi internet sitesi için bakınız: http://www.usfj.mil/
13 Liu Ting Zhong, “Ri Ben Zhan Lüe Yu Zhong Ri Guan Xi” (Japon Stratejisi ve Çin Japon İlişkileri), Chong Qing
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2005, Vol. 4, No. 5, sayfa 30-33; Luo Xian Cuo, “Ri Ben She Zang Shi: Jin
Dai Ri Ben Yu Zhong Guo Xi Zang” (Japonya Tibet Tarihine Karışıyor: Yakın Dönem Japonya ve Çin’in Tibet Meselesi), Min Zu Yan Jiu, 2006, No. 1 , sayfa 101-102.
[34]
21. YÜZYIL
Ekim ’10 • Sayı: 22

Benzer belgeler

UZAYNET İNTERNET HİZMETİ BAŞVURU FORMU Abone Türü

UZAYNET İNTERNET HİZMETİ BAŞVURU FORMU Abone Türü 5.1 Başvuru Sözleşme, kendiliğinden herhangi bir aboneliğin kurulmasını sağlamaz. Abonelik talebinde bulunan kişi, mevzuat ve idari otoritelerce gerekli görülen belgeleri sunmuş olmak kaydıyla, işb...

Detaylı