Sayı 10 - İbrahim Çeçen Vakfı

Transkript

Sayı 10 - İbrahim Çeçen Vakfı
İ B R A H İ M Ç E Ç E N VA K F I D E R G İ S İ
B
A
K
I
Yayın Sahibi
İbrahim Çeçen Vakfı adına
Ayşe Günseli Çeçen
Yayın Sahibi
İbrahim Çeçen Vakfı adına
Sorumlu
YazıÇeçen
İşleri Müdürü
Ayşe Günseli
Aslı Türkan Çeçen
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Aslı Türkan Çeçen
Yayın Koordinatörü
Dr.
Meral
Dinçer
Yayın
Koordinatörü
Dr. Meral Dinçer
Yayın Danışmanları
YayınÇeçen
Danışmanları
Aysel
Başbuğ
Aysel Çeçen Başbuğ
Ruhi
Yamaner
Ruhi Yamaner
Zeynep Çeçen
Koordinatör Yardımcıları
Koordinatör
Yardımcıları
Ayça Jones
Ayça Jones
Dilek Şahin
Neslihan
Arslan
Neslihan Arslan
Perihan Gülce
Dergi Tasarımı
DergiDeniz
Tasarımı
Ersin
Durum
MB Tanıtım Danışmanlık
Yayın
İdare Yeri
Yeri
Yayın İdare
31 Kocatepe
Kocatepe
Kızılırmak Sokak No:
No:31
Kızılay // ANKARA
Kızılay
ANKARA
Tel: (0312) 417 82 64
Tel.(0312) 417 82 64
Fax: (0312) 417 82 96
Fax.(0312)
417 82 96
www.icvakfi.org.tr
www.icvakfi.org.tr
Baskıya Hazırlık
MB Tanıtım
Danışmanlık
Baskıya
Hazırlık
MB Tanıtım Danışmanlık, www.mbtanitim.com
Baskı
İlkay Ofset - Ankara
Baskı
YayınOfset
Türü- Ankara
İlkay
Yaygın Süreli Yayın
Yayın Türü
Yaygın Süreli Yayın
Dergideki reklamların sorumluluğu firmalara, yazıların
sorumluluğu yazanlarına aittir.
aittir. Bu
Bu yayının
yayınınbir
birbölümü
bölümüya
ya
da tamamı
tamamı yapımcısının
yapımcısının izni
izni olmaksızın
olmaksızın çoğaltılmaz
çoğaltılmaz ve
ve
tekrar yayınlanamaz.
yayınlanamaz.
Ağrı İbrahim Çeçen
Kapak: Doğubayazıt
/ Aykutİlkokulu
FIRAT
2015
Sayı 08
10 2014
Ş
MERHABA,
2016’ya
yeni umutlarla,
projelerle
2015’te, Vakfımızın
10. yılınıyeni
geride
bırakıp 11.giriyoruz.
yılımıza daha güçlü
Bu
sene
üniversiteden
mezun
olan
217 bursiyerimiz,
girerken, 725 bursiyer okutmanın haklı gururunu
yaşıyoruz.
öğrencilikten sonra hayata atılmanın heyecanını yaşıyor.
Gönüllülüğü bireyin maddi bir karşılık veya çıkar beklemeksizin,
İşe girişleri ile ilgili onlardan aldığımız haberler bizleri
toplumsevindiriyor.
yararına bir hedef için, diğer bireylere kendi isteği ile
ayrıca
yaptığı faaliyetler
görüyoruz.
Yani
gönüllülük,
bireysel
Geçen
senedenolarak
devam
eden 506
eski
bursiyerimizden
varlığımızı
bulmak
kullanmaktır,
karşılık beklemeden
başka,
buçözüm
sene 327
yeniiçin
bursiyer
daha aramıza
katıldı.
yapmaktır, bu
iç huzurdur,
hep833
benbursiyerimizle
değil bizi de düşünmektir,
hem
Böylelikle
yıl toplam
yola devam
ediyoruz.
mutlu etmek, hem de mutlu ettiğinden mutlu olmaktır, zorla
Bu
sene
ayrıcayapmaktır,
yeni bir uygulama
ile başarı
bursiyerleri
değil
isteyerek
hem paylaşmak
hem de
paylaşmayı
kategorisi
oluşturarak,
üniversiteye
üstün
başarı
ile giren
öğretebilmektir.
öğrencilerden de Vakfımıza bursiyer aldık.
Birileri için küçük şeyler, başkaları için hayata açılan yeni kapılar
Vakfımız
adına 2015 oldukça yoğun geçti, bu sayımızda
olabiliyor.
kişinin
hayatına her neyer
şekilde
olursa olsun
yıl
içinde Sadece
dikkat bir
çeken
etkinliklerimize
vermeye
ihtiyacı olduğunda dokunabilmek bile çok önemli. Ona yalnız
çalıştık.
olmadığını
ışık olmak,her
yaniyeni
umutgünün
olmak...
Yeni
yılda hissettirmek,
geleceğiniziona
oluşturacak
bir
önceki
günden
daha
güzel
olması
ve
Dünyamızın
Bugüne kadar 10 binden fazla bursiyer mezun etmiş bir
insanca
yaşanabilecek
sevgi ve barış
içinde
bir çevreye
Vakıf olarak,
Mezun Gönüllülerimizle
çok daha
faydalı
ve
ulaşabilmesi dileklerimizle…….
etkin faaliyetler yapacağımıza inanıyoruz. Ayrıca IC Grubu
çalışanlarından oluşan IC Gönüllülerimizle bu gücü birleştirerek
büyüteceğiz.
IC Vakfı 2015’te de Türkiye’nin dört bir yanındaki gençlere umut
olmaya devam edecek.
Dr.Meral
Meral DİNÇER
DİNÇER
Dr.
IC Vakfı
İbrahim
ÇeçenMüdürü
Vakfı Müdürü
05
26
AİÇÜ Rektörü ve Rektör Yardımcıları IC Vakfı’nı Ziyaret Etti.
06
Gençliğin Eğitimi
18
Ağrı Tenis Turnuvası
Prof. Dr. Kemal POLAT ile Söyleşi
21
29
Kariyer Planlaması Semineri
32
12
Üniversitemizde Farklı Ülke Akademisyenleri
24
Atletizmde Büyük Başarı
34
ICANAS Conference
IC Haberleri
14
Ağrı Fotoğrafları Sergisi
44
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Diyadin İlçesinde Jeotermal Seracılık
48
59
A.İ.Ç.Ü Öğrenci Kulüpleri
Başarılı Sporcularımıza IC Vakfın’dan Ödül
53
60
Ağrı Köy Okulları Yardım Projesi
A.İ.Ç.Ü Öğrenci Kulüplerine IC Vakfı Desteği
62
54
İlkokul Haberleri
GSM Gençlik Servisleri Merkezi
58
64
Engelliler Günü
68
Stajyerler
77
Yabancı Öğrencilerimiz
“Hep Birlikte” Katılım Projesi
66
Mezunlardan
73
Özel Başarı Bursiyerleri
81
Bulgaristan Bursiyerleri
Sevgili Gençler Merhaba,
Vakfımızın kurucusu ve IC Yatırım Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Sayın İbrahim Çeçen öğrenim yılları
boyunca tahsilini tamamlamak için mücadele verdiği
yıllarda, kendisi gibi zorluklarla okumaya çalışan
gençlere ileride destek olmayı hayal etmiş ve daha
sonra bu hayalini gerçeğe çevirmiştir.
1984 yılından bu yana, ihtiyaç sahibi ve başarılı
üniversite öğrencilerine düzenli olarak burs vermeye
başlamış, bu yardımların hedef kitlesi genişledikçe de
kurumsallaşma gereği duyarak, 2004 yılında İbrahim
Çeçen Vakfı’nı kurmuştur.
Bizler de, ülkemizin eğitim ve sağlık sorunlarına
çözüm üretecek, kültür ve refah düzeyini
yükseltecek yenilikçi projeleri hayata geçirerek,
toplumun her kesimini ve özellikle de gençleri
destekleyici projelerle, ulusal ve uluslararası boyutta
toplumumuzun kimliğini, farkındalığını, kültürel ve
sanatsal anlayışını güçlendirmek ve yeni nesillere
aktarmak bilinciyle görevimizi layıkıyla yerine
getirmek için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
İzlediğimiz bu yolda sosyal sorumluluk bilinciyle
vakfımız, genç nesillere daha iyi bir gelecek bırakma
umudu ve hedefindedir.
4
Günseli ÇEÇEN
IC İbrahim Çeçen Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı
Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, Rektör
Yardımcılarımız Prof. Dr. Yücel ÜNAL, Prof. Dr. Telat
YANIK ve Prof. Dr. Kemal POLAT, IC İbrahim Çeçen
Vakfı’nı ziyaret etti.
Rektörümüz Prof. Dr. ASLAN, beraberindeki Rektör
Yardımcılarımızın IC Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı
Günseli ÇEÇEN, Yönetim Kurulu Üyesi Aslı ÇEÇEN ve
Vakıf Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER ile yaptığı
toplantıda, 2015 yılında üniversitemizde yapılan
etkinlikler masaya yatırılırken 2016 yılında yapılacak
karşılıklı işbirliği projeleri tartışıldı.
Prof. Dr. ASLAN ve rektör yardımcılarımız Vakıf
Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER’in verdiği öğle
yemeğinde IC Holding CEO’su Semih ERGÜR ve IC
Holding Genel Müdürü Ruhi YAMANER’le de bir araya
geldi.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
AİÇÜ Rektörü ve Rektör Yardımcıları
IC Vakfı’nı Ziyaret Etti.
5
SÖYLEŞİ
AİÇÜ Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Kemal POLAT ile ...
Sayın Pro. Dr. Kemal POLAT, sizi kısaca tanımak
isteriz, özgeçmişinizden bahseder misiniz?
Teşekkür ederim, memnuniyetle bahsederim. 1973
yılında Erzurum’un Olur İlçesi’nin Taşgeçit Köyü’nde
doğdum. 1990’da Ankara Merkez İmam Hatip
Lisesi’nden; 1994 yılında ise Ankara Üniversitesi
İlâhiyat Fakültesi’nden mezun oldum. Aynı yıl Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Yüksek
Lisansa başladım.
Fakülte yıllarında bir müddet Diyanet’te İmamHatip, mezuniyetten sonra ise MEB bünyesinde
öğretmen olarak çalıştım. 1997 yılında Atatürk
Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dinler Tarihi Anabilim
Dalı’na Araştırma Görevlisi olarak atandım. 1998’de
“Hristiyanlık ve İslam’da Kurtuluş” konulu tezle
Yüksek Lisansımı, 2003 yılında “Kırgızlarda Doğum
Evlenme ve Ölüm Fenomenleri” adlı tezle doktoramı
tamamladım.
Doktora konum ve bilim alanımla ilgili inceleme
ve araştırmalar yapmak üzere iki yıl Kırgızistan’da;
doktora sonrası Doçentlik çalışmam ile ilgili
araştırmalar yapmak üzere bir süre Vatikan’da
bulundum.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Hâlen Atatürk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dinler
Tarihi Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak
görevimi sürdürmekteyim. Aynı zamanda 2547
No’lu YÖK Kanunu’nun 40/b maddesine göre
görevlendirilmiş olup, 2009 yılından beri Ağrı
İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Müdürlüğü, Nisan 2015’ten beri de Rektör Yardımcılığı
görevini yürütmekteyim.
6
Doktora tezim, “Beşikten Mezara Kırgız Türklerinde
Gelenek ve İnanışlar” adıyla Türkiye Diyanet Vakfı
ve Kırgızistan Büyük Elçiliği iş birliği ile yayımlandı.
Doçentlik çalışmam Katolik Hristiyanlıkta Azizlik
ve Azizler adıyla; Profesörlük eserim ise “Katolik
Hristiyanlıkta Aforoz” adıyla yayımlandı. Ayrıca yurt içi
ve yurt dışında yayımlanmış çok sayıda makalelerim
bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıyım.
Üniversitemizin çalışkan, gayretli, cesur, ufuk ve
vizyon sahibi, kendisiyle beraber çalışmaktan gurur
duyduğum Sayın Rektörüm Prof. Dr. İrfan Aslan Bey’in,
Doçent olduğum gün teklifi ve çağrısı üzerine Ağrı
İbrahim Çeçen Üniversitemizdeki görevime 2009’un
Mart ayında başladım, yaklaşık 7 yıldır çalışmaktayım.
Sayın Rektörüm ve mesai arkadaşlarımla uyumlu
bir şekilde ibadet şevkiyle çalışmalarımıza devam
etmekteyiz.
Uzun süre olmuş bu süreçte Üniversitemizde
hangi görevleri yürüttünüz/yürütmektesiniz?
Evet, zaman hızlı geçiyor, 7 yıl insan ömründe önemli
bir dilim. Üniversitemizde ilkin Sosyal Bilimler
Enstitüsü Müdürü olarak göreve başladım, aynı
zamanda Farabi Kurum Koordinatörlüğü görevini
üstlendim ve her iki görevimi de yürütmekteyim.
Yeni üniversite olmamız ve yeteri kadar öğretim
üyesi olmaması gibi nedenlerden dolayı birçok
komisyonda başkan ve üye olarak görev yaptım,
hoca eksikliğinden dolayı üniversitemizde yakın
branşlardan birçok derse girdim, İslami İlimler
Fakültesinin kuruluş aşamasında yardımcı
oldum, Üniversitemiz adına ulusal ve uluslararası
sempozyumlara bildiriyle katıldım, üniversitemizde
bilim alanım ve yöneticilikle ilgili konferanslar verdim,
bizzat üniversitemizin düzenlediği “Nahçıvan ve Doğu
Anadolu Abideleri” isimli uluslararası sempozyumun
düzenleme kurulu başkanlığını yürüttüm.
Diyebilirim ki, görev alanıma girsin girmesin
üniversitemizin gelişmesi, kalkınması ve ilerlemesi
için bilimsel, idari vb. alanlarda her zaman özveriyle
çalışmaya gayret ettim. Sosyal Bilimler Enstitü
Müdürlüğü Farabi kurum koordinatörlüğü yanında
Nisan 2015’ten itibaren Rektör yardımcılığı görevini
de yürütmekteyim. Üniversite olarak çok uyumlu,
başarılı ve takım ruhuyla hareket eden çalışma
arkadaşlarımız mevcuttur. Burada üniversitemize
katkılarından dolayı Dekanlarımız, Müdürlerimiz
ve tüm birim amirlerimize, tüm öğretim üyesi
arkadaşlarıma, başta genel sekreterimiz olmak üzere
tüm Daire Başkanlarımız, Şube Müdürlerimiz, tüm
idari personellerimiz, memurlarımız ve işçilerimize
yürekten teşekkür eder, sağlık ve esenlikler dilerim.
Bahsettiğim komisyonlardan birisi Yönetmelik ve
Yönergeler İnceleme Komisyonu’ydu. Yeni kurulan
bir üniversitede böyle bir komisyonun kurulması
çok önem arz etmektedir ve Rektör Bey’in teşvikiyle
ilk olarak üniversitemizde kurduk. Bu komisyonda
birimler tarafından hazırlanan yönetmelik yönerge
ve uygulama esaslarını komisyon başkanı olarak
bizzat okuyup muhteva, şekil, hukuki ve edebi açıdan
inceleyerek ve kurul üyelerimizle tartışarak daha
doğru, fonksiyonel, düzenli yönetmeliklerin çıkmasını
sağladık.
Böylece birimlerimize ve üniversitemizin
kurumsallaşmasına yardımcı olduk. Yeni üniversite
olmamız sebebiyle çok sayıda yönetmelik ve
yönergeye imza attık. Burada kurulda benimle
beraber özveriyle çalışan üyelerimize canı-ı gönülden
teşekkür ediyorum.
Sayın Hocam, bildiğimiz kadarıyla Farabi Değişim
Programı üniversitemizde oldukça başarılı
yürütülmekte, bölge üniversitelerine örnek teşkil
etmektedir. Farabi Değişim Programı’nın amacı
nedir ve üniversitemizdeki durumu konusunda
biraz bilgi verebilir misiniz?
Farabi değişim Programının amacına geçmeden
önce ne olduğuna kısaca değinmekte yarar vardır.
Kısaca “Farabi Değişim Programı”, üniversite ve yüksek
teknoloji enstitüleri bünyesinde ön lisans, lisans,
yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim-öğretim
yapan yükseköğretim kurumları arasında öğrenci ve
öğretim üyesi değişim programıdır.
Farabi Değişim Programı, öğrenci veya öğretim
üyelerinin bir veya iki yarıyıl süresince kendi
kurumlarının dışında yurt içi bir yükseköğretim
kurumunda eğitim ve öğretim faaliyetlerine
7
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Hocam, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde
Göreve ne zaman başladınız?
SÖYLEŞİ
devam etmelerini amaçlamaktadır ve gönüllülük
esasına dayanır. Farabi Değişim Programına katılan
öğrencilere karşılıksız burs verilmektedir. Farabi
Değişim Programının amacına kısaca değinecek
olursak, bilindiği gibi ülkemizdeki üniversiteler
arasında kalite bakımından farklılıklar vardır. YÖK’ün
amaçlarından bir tanesi de bu farkları mümkün
olduğu kadar azaltmaktır.
Bir ölçüde Farabi Değişim Programı’nın bu
meseleye bir çözüm getireceği düşünülmektedir.
Öğrencilerimizin farklı kültürleri tanımaları, bilgilerini
görgülerini artırmaları, ufuklarını ve vizyonlarını
geliştirmeleri; üniversiteler arasında sürdürülebilir
ilişkileri geliştirmek, yurt içi bağları güçlendirmek
de Farabi Değişim Programının amaçları arasındadır.
Farabi Değişim Programı ve Üniversitemizdeki
durumuna gelecek olursak, Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi Farabi Kurum Koordinatörlüğü 16.04.2009
tarihinde kurularak faaliyetlerine başlamıştır.
Farabi Kurum Koordinatörlüğü bünyesinde 1 Kurum
Koordinatörü, 5 Fakülte, 6 yüksekokul, 6 Meslek
Yüksekokulu, 2 Enstitü, 46 Bölüm Koordinatörü
ile 1 Muhasip ve 1 Memur görev yapmaktadır.
Koordinatörlüğümüz bünyesinde aradan geçen
7 yıllık zaman zarfında giden ve gelen öğrenci
sayılarında değişimler olmuştur.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Farabi Değişim programını Üniversitemizde çok
önemsediğimiz ve sağlıklı yürüttüğümüz için 20132014 Eğitim Öğretim yılında Üniversitemiz Farabi
Değişim Programı ile giden öğrenci sayısında Türkiye
birincisi olmuştur. Her yıl Nisan ayında kurum
koordinatörümüz, memurlarımızın da katılımıyla
“Farabi Değişim Programı ve Üniversitemiz” adıyla
konferans vermekte, böylece öğrencilerimiz Farabi
Değişim Programı hakkında bilgilendirilmektedir.
Üniversitemiz, 79 Üniversite ile karşılıklı protokol
imzalamıştır. 2015-2016 Eğitim Öğretim yılı için
YÖK’ün Üniversitemize ayırdığı burslu öğrenci sayısı
75’tir.
8
Öğrenciler Farabi Değişim Programı kapsamında
burslu olarak eğitim görmektedir. Bu yıl YÖK’ün
bizim üniversitemize ayırdığı kontenjan 75’tir, ancak
giden öğrenci sayımız 77’dir, yani iki öğrencimiz burs
alamamaktadır.
Öğrencilerimizin şevki kırılmasın, başarıları olumsuz
etkilenmesin diye bu öğrencilerimizi diğerlerinden
ayırmak istemedik, konuyu IC Vakfı yetkililerine
açınca olumlu yaklaşıp değerlendirdiler ve bu iki
öğrencimize burs vermektedirler, kendilerine çok
teşekkür ederiz.
ÜNİVERSİTEMİZİN 2009-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILLARI ARASINDA
FARABİ KAPSAMINDA
GİDEN-GELEN ÖĞRENCİ SAYILARI
GİDEN
GELEN
TOPLAM
2009-2010 Eğitim Öğretim Yılı 7öğrenci
1öğrenci
8öğrenci
2010-2011 Eğitim Öğretim Yılı 34 öğrenci
1öğrenci
35 öğrenci
2011-2012 Eğitim Öğretim Yılı 51 öğrenci
4öğrenci
55 öğrenci
2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı 99 öğrenci
21 öğrenci
120 öğrenci
2013-2014 Eğitim Öğretim Yılı 210 öğrenci
36 öğrenci
246 öğrenci
2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı 97 öğrenci
37 öğrenci
133 öğrenci
2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı 77 öğrenci
11 öğrenci
88 öğrenci
Siz Rektör Yardımcılığı yanında kuruluşundan
itibaren Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğünü
de yürütmektesiniz, Enstitü hakkında bizi
bilgilendirir misiniz?
Sosyal Bilimler Enstitüsü üniversitemizle birlikte
kurulmuştu, ancak henüz aktif bir durumda
değildi, Sosyal Bilimler Enstitüsüne Müdür olarak
atandığımda hemen kuruluş çalışmalarına başladım,
bazı üniversitelerin Enstitülerini bizzat gidip
inceleyerek sağlıklı bir kuruluş için veriler topladım
ve önce üniversitemizin lisansüstü Eğitim Öğretim
Yönetmeliğini hazırladım.
İlk yönetmeliğimiz 01.07.2009 tarih ve 27275
sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
girdi. O zaman Lisansüstü program açma ölçütleri
yayınlanmamıştı, hemen başvuru dosyalarını
hazırlayarak YÖK’e gönderdik, Resim İş Eğitimi
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programımız onaylandı.
Eğitim öğretimini sürdüren iki öğrencimiz bu
programdan mezun oldular. Daha sonra YÖK,
lisansüstü program açma kriterlerini geliştirdi ve
bir anabilim dalında program açılabilmesi için ikisi
Doçent olmak şartıyla kadrolu en az üç öğretim üyesi
olma zorunluluğunu getirdi. Durum böyle olunca
Enstitüler olarak ortak yüksek Lisans Programı açma
Şu anda Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim
Dalında tek başımıza; Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Atatürk Üniversitesi Eğitim
Bilimleri Enstitüsü arasında İlköğretim Din Kültürü ve
Şu an itibariyle Enstitümüzde 352 kayıtlı öğrenci
aktif olarak eğitim öğretimini sürdürmektedir, 11
öğrencimiz ise mezun durumdadır. Enstitümüzde
işlerin düzenli, disiplinli ve başarılı şekilde
yürütülmesinde katkıda bulunan, Müdür
yardımcılarım, Yönetim Kurulu ve Enstitü Kurulu
üyelerim ve idari personelime yürekten teşekkür
ederim.
Ahlak Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalı, İlköğretim Sosyal
Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı, Türkçe Eğitimi Anabilim
Dalı, İlköğretim Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı ortak
yüksek lisans programları yürütülmektedir.
Hocam, kısa zamanda bu kadar Lisansüstü
programı açma ve yürütme yanında Editörlüğünü
yaptığınız bir de Sosyal Bilimler Dergisi
çıkarıyorsunuz, bu konuda neler söylersiniz?
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü ile Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü arasında ise Türk Dili ve Edebiyatı
Anabilim Dalı, Tarih Anabilim Dalı, İşletme Anabilim
Dalı, İktisat Anabilim Dalı, Temel İslam Bilimleri
Anabilim Dalı, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı
ortak yüksek lisans programları yürütülmektedir.
Yürütücülüğünü Enstitümüz yapmaktadır.
Enstitümüz yukarıda zikredilen Bilim dallarında
Atatürk Üniversitesi’nden hoca desteği alırken, Rus
Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Doktora programında;
Beden Eğitimi ve Spor Eğitimi Anabilim Dalında ise
Yüksek lisans programında Atatürk Üniversitesine
destek vermektedir; yani Atatürk Üniversitesi bizimle
bu programları ortak yürütmektedir.
“Doğudan Yükselen Işık” parolasıyla yola çıkan
üniversitemizin, Değerli işadamı Sayın İbrahim Çeçen
Bey’in de büyük destekleriyle fiziki kuruluşunu kısa
zamanda, büyük oranda tamamladığını ve bilimsel
faaliyetlere ağırlık vererek gelişmeye devam ettiğini
belirtmek isterim.
Bu bağlamda “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi” adlı bilimsel yayınla
okurlarımızın karşısına çıkmanın gurur ve sevincini
hep birlikte yaşamaktayız. Bu derginin sosyal bilimler
ve eğitim bilimleri alanında önemli hizmetler
vereceğini ve ideal üniversite oluşturma ülkümüze
katkı sağlayacağını umuyoruz.
9
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
yoluna gittik ve Atatürk Üniversitesi Enstitü Müdürleri,
Bölüm Başkanları ve hocalarla bizzat görüşmeler
yaparak, ikili ilişkiler sayesinde yardım aldık ve Ortak
Lisansüstü Programlar açtık.
SÖYLEŞİ
Öğretim elemanlarımızın ve lisansüstü
öğrencilerimizin sayısı ve bilimsel çalışmaları göz
önüne alındığında enstitümüzün öz kaynaklarıyla
sosyal bilimlere ait hakemli bir dergi çıkarıp
sürdürülebilirliğini sağlayacak düzeye eriştiğini
rahatlıkla söyleyebiliriz.
Dolayısıyla Sosyal Bilimler Dergisi’yle hem
öğrencilerin ve araştırmacıların sağlam bilgiyi
kaynağından öğrenmelerini temin etmiş, hem
de öğretim elemanlarımızın kaliteli bilimsel
makalelerini, araştırmalarını dergimizde yayımlayarak
Üniversitemizin adını dünyaya duyurma ve bilim
dünyasına tanıtma imkânı bulmuş olacağız.
Dergimizde eğitim bilimlerinin araştırmalarına da yer
verilecektir. İngilizce dışındaki yabancı dillerde yazılan
makalelerin yayımlanması ve özel sayı çıkarılması,
yayın kurulunun kararına bağlıdır. Dergimiz, özgün
makaleler, kitap tanıtımları, tercümeler vb. yazıları
yayımlayarak bilim dünyasına hizmet etmeyi, sosyal
bilimler ve eğitim bilimlerinin gelişimine katkı
sağlamayı amaçlamaktadır.
İkinci sayısıyla akademik yayın hayatına devam
eden Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, sosyal bilimler disiplinlerine uygun,
ulusal hakemli bir dergidir. Nisan ve Ekim ayları
olmak üzere yılda iki sayı hem basılı hem de e-dergi
olarak yayımlanmaktadır. Bizce bilginin üretimi
kadar paylaşılması ve insanlığın, bilim dünyasının
istifadesine sunulması da çok önemlidir.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Dergimiz, sosyal bilimlerin; tarih, din, dil, sosyoloji,
felsefe, coğrafya, arkeoloji, sanat tarihi, hukuk, siyaset
bilimi, uluslararası ilişkiler, iktisat, işletme ve güzel
sanatlar vb. gibi geniş yelpazede yerli ve yabancı
araştırmacıların Türkçe ve İngilizce çalışmalarına yer
vererek bu çalışmaları akademik camianın istifadesine
ve tartışmasına sunmayı gaye edinmiştir.
10
Dergimiz, Tübitak Dergi Park sistemine dâhil olup
dergiye gönderilen çalışmalar, hem hakemlerin hem
de yazarların birbirlerini bilmediği sistemle (Double
Blind), iki hakem tarafından değerlendirilmektedir.
Dergimize gönderilen çalışmaların değerlendirme
sürecinin daha şeffaflaştırılması ve hızlandırılması
için ikinci sayıdan itibaren online makale
değerlendirme ve takip sistemi uygulamaya
konulmuştur. Çalışmalarını göndermek isteyen
yazarlar, dergi sayfamızdan kayıt yaptırarak, özgün
bilimsel çalışmalarını online olarak gönderebilir ve
süreci takip edebilirler. Dergimizin yayın hayatına
başlamasında Sayın Rektörümüz Prof. Dr. İrfan
Aslan’ın manevi desteği yadsınamaz. Üniversitedeki
bütün çalışmalarımız ve bilimsel faaliyetlerde çok
büyük desteği olan Sayın Rektörümüze şükranlarımı
sunuyorum. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, IC Vakfı’nın maddi desteği
ile basılmaktadır.
Dolayısıyla Üniversitemizin hemen tüm faaliyetlerinde
maddi yardımlarını esirgemeyen başta değerli iş
adamı Sayın İbrahim Çeçen Bey olmak üzere, IC
Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Günseli ÇEÇEN
Hanımefendiye, Vakıf Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral
DİNÇER Hanımefendi ve Vakıf çalışanlarına yürekten
teşekkür ediyorum.
Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü öğrencileri
Lara Ergür, Fatmanur Toy, İpek Topalkara, Melis
Çelen ve Merve Yüksel, 2015 – 2016 Öğretim
Dönemi Tarih Dersleri kapsamında, IC Holding ve IC
Vakfı’nın eğitime katkılarını araştırarak, bir sunum
hazırladılar.
Bilkent Öğrencileri’nin sunumlarının ana fikri,
Türkiye’de kurulan ve Türkiye tarihini etkileyen
IC Holding’in, bu zamana kadar birçok sektörde aldığı
aktif rol ile beraber, bu projede konu biraz daraltılarak
IC Holding ve IC Vakfı, genel anlamda incelenmiş,
IC Holding ve IC Vakfı’nın eğitime olan katkıları
değerlendirilmiştir.
Sunumlarının ilk bölümünde IC Holding, başta
devlette çalışan ancak zamanla sıkıntılar yaşayıp
kendi ayakları üzerinde durabileceğine karar veren
İbrahim Çeçen tarafından 1969 yılında kuruluş
hikayesi yer almaktadır. İlk başta sadece İnşaat
Şirketi olarak başlayan proje yıllar içinde büyümüş,
tanınmış ve başka sektörlere ve alt gruplara ayrılmıştır.
Kurulduğu yılların çevresel ekonomik koşullarından
dolayı küçük bir aile şirketi altında ve Türkiye’nin
belirli yerlerinde inşaat sektöründe projeler almış
olan IC Holding’in kurumsallaşma süreci, dünyanın
pek çok yerinde inşaat, turizm, altyapı, köprü,
havalimanı, liman işletmeciliği gibi alanlarda birçok
alt grup halinde çalışmaları, projelerinde, dönemin
tarihi etkileri de vurgulanarak incelenmiştir.
İkinci Bölümde ise, IC Vakfı’nın 2004 yılında kuruluşu
yer almaktadır. Vakfın kuruluşundaki asıl amaç olan
eğitime destek olma arzusunun temelinde yer alan;
İbrahim Çeçen’in öğrencilik yıllarında yaşadığı maddi
sıkıntıların, bu vakfı kurmasında oynadığı önemli
rol detayları ile vurgulandı. IC VAKFI ile turizm,
otelcilik, enerji, hava ve deniz limanları işletmeciliği
ve sanayi sektörlerinden elde ettiği gelirler ile
eğitim alanında da sağlam temeller atmıştır.
Vakfın kurulmasındaki temel amaç eğitim olsa
da, farklı alanlarda da faaliyetleri, özellikle Doğu
Anadolu’da bilinçlendirme seminerleri, meslek
edindirme kursları ve maddi durumu yetersiz ailelere
verilen destekler, yine Bilkent öğrencilerinin sunumun
içeriğinde idi.
“1984 yılında temelleri atılan IC Vakfı, İbrahim Çeçen
Holding’in elde ettiği gelirlerin bir kısmını da eğitim
alanında atılan temeller için kullanmaktadır. Eğitim
olanağının zayıf olduğu bölgelere yoğunlaşan vakıf,
Sayın İbrahim Çeçen Bey’in en gurur duyduğum
yatırımım olarak adlandırdığı 2007 yılında Ağrı’da
İbrahim Çeçen Üniversitesi’ni kurmuş ve tamamını
devlete bağışlamıştır. Parlak, genç ve dinamik
eğitim kadrosuyla, yıllar geçtikçe büyüyen öğrenci
kapasitesiyle ve ihtiyaç sahibi öğrencilere sağlanan
eğitim burslarıyla IC Vakfı, eğitim alanında oldukça
önemli adımlar atmaktadır.”
Bu araştırmanın sonucunda Bilkent İç Mimarlık
Bölümü Öğrencileri, “Eğitim, ülkelerin ve
medeniyetlerin gelişim sürecinde düşünüldüğünden
de büyük bir rol oynamaktadır. Bunun sebebi
aslında gelişim gibi köklü olması gereken bir
olgunun, toplumun en küçük birimi olan bireylerden
başlamasıdır. Bireylerin gelişimi ise ancak her birinin
teker teker özenli bir biçimde eğitilerek, geleceğe
hazırlanmasıyla mümkün olur. Fakat eğitimde fırsat
eşitsizliği ve maddi durum gibi faktörlerin buna etkisi
göz ardı edilemez. Fırsatları eşitleyip her insana eşit
bir eğitim sağlanması ise özellikle ülkemizde burslar
ve doğu illerine yapılan eğitim harcamalarındaki
artışla sağlanabilir. Bu noktada devletin bittiği yerde
özel şirketlere ve maddi açıdan daha şanslı olan
insanlara büyük bir rol düşmektedir. Biz de bu yüzden
eğitime olan yoğun katkılarıyla diğer şirketlerin
arasından sıyrılan IC Holding’i bu araştırmamızın odak
noktasına yerleştirerek, eğitimin gelişim sürecini bu
holding odağında ele aldık.” diyerek, araştırmalarının
sonunda, IC Holding ve IC Vakfı’nı bu amaç ile
yakından tanıma ve öğrenme fırsatı buldukları için
memnuniyetlerini sundular.
11
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
IC HOLDİNG VE IC VAKFI’NIN EĞİTİME KATKILARI BİLKENT
ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN ARAŞTIRMA KONUSU OLDU
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
SÖYLEŞİ
4
Bilimsel ve akademik etkinlikleriyle adından
sıkça söz ettiren Üniversitemiz tarafından
düzenlenecek olan“International Conference
on Advances in Natural and Applied Sciences”
adlı konferansı duyurmanın coşku ve heyecanını
yaşamaktayız.
Üniversitemiz ve İbrahim Çeçen Vakfı işbirliği ile
düzenlenecek olan konferansın uluslararası katılımlı
olarak gerçekleştirilmesi ve konu başlıklarında
belirtilen alanlarda dünyanın dört bir yanından
gelecek olan bilim insanlarını bir araya getirerek
bilgi alışverişi ve işbirliği yapmalarının sağlanması,
aynı disiplinde çalışan bilim insanlarının aralarındaki
iletişimin arttırılması ve disiplinler arası ortak
çalışmaların teşvik edilmesi planlanmaktadır. Üstün
çabaları, özverili çalışmaları ve bitmek bilmeyen
enerjisiyle bize daima yol gösteren ve Üniversitemizi
her yeni gün daha ileri bir noktaya taşımaya gayret
gösteren Rektörümüz Sayın Prof. Dr. İrfan ASLAN’ın
Onursal Başkanlığında çıktığımız bu yolda Düzenleme
Kurulunda yer alan Üniversitemizin Kıymetli
akademisyenleri ile bilim kurulunda bulunan saygın
bilimsel kişilikleri ve alanlarındaki kıymetli çalışmaları
ile tanınan dünyanın çeşitli üniversitelerinde görev
yapan bilim insanlarını bir araya getirerek 21-23
Nisan 2016 tarihleri arasında Üniversitemiz adına
Antalya’da IC Hotels Santai’de gerçekleştireceğiz.
Davetli konuşmacı olarak konferansımızda alanlarında
öncü çalışmaları ile bilim dünyasında zirvelerde yer
alan Prof. Dr. Adil DENİZLİ (Hacettepe Üniversitesi),
Prof. Dr. Bilge DEMİRKÖZ (Ortadoğu Teknik
Üniversitesi), Prof. Dr. Claudiu Trandafir SUPURAN
(University of Florence), Prof. Dr. Dario ALBERELLO
(University of Siena), Prof. Dr. Feng QI (Tianjin
Polytechnic University), Prof. Dr. Fikrettin ŞAHİN
(Yeditepe Üniversitesi), Prof. Dr. George ANASTASSIOU
(University of Memphis) ve Prof. Dr. Jaap HERINGA
(Vrije University) yer alacaktır. International
Conference on Advances in Natural and Applied
Sciences adlı konferansımızda sunulacak sözlü
sunumların genişletilmiş özetleri (Extended Abstracts)
American Institute of Physics Conference Proceedings
adlı Web of Science tarafından taranan dünyaca ünlü
yayınevi tarafından basılacaktır. Konferansımızda
yer alacak konu başlıkları: Agricultural and Aquatic
Sciences, Biology, Biotechnology, Chemistry,
Earth Sciences, Energy Systems, Health Sciences,
Mathematics, Nanoscience and Nanotechnology,
Physics şekline düzenlenmiştir. Tüm özet gönderimleri
ve genişletilmiş özetler hakem değerlendirme
sürecinin ardından kabul edilmektedir. Konferansın
planlama aşamasından bu yana teşvik ve desteklerini
esirgemeyen Rektörümüz ve konferansımızın Onursal
Başkanı Sayın Prof. Dr. İrfan ASLAN başta olmak üzere
katkıları ve çalışmalarıyla emek veren Düzenleme
Kurulu üyeleri ve bilim kurulu üyelerine teşekkürlerimi
sunuyorum. Ayrıca bilim, kültür, sanat ve spor
alanlarında yapılan tüm etkinliklerde Üniversitemiz
ile işbirliği yaparak katkılarını sunan IC Vakfına ve
vakıf çalışanlarına, özellikle Vakıf Müdürümüz Sayın
Yrd. Doç. Dr. Meral DİNÇER ile saygıdeğer işadamı,
eğitim gönüllüsü Sayın İbrahim ÇEÇEN’e şükranlarımı
sunuyorum. Tüm bilim insanları, akademisyen
ve araştırmacıları ICANAS’ 16 konferansımız için
Antalya’da ağırlamaktan onur duyarız.
Prof. Dr. Yusuf BAYRAK
ICANAS’16 Düzenleme Kurulu Başkanı
13
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
INTERNATIONAL CONFERENCE ON
ADVANCES IN NATURAL AND APPLIED SCIENCES
VAKIF HABERLERİ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
‘’AĞRI’NIN KALBİNE YOLCULUK’’
FOTOĞRAF SERGİSİ AĞRI FOTOĞRAFLARI
ANTALYA ICF HAVALİMANI’NDA SERGİLENDİ
14
Doğu Anadolu’nun efsanevi
kenti Ağrı’nın dört bir
köşesinden çekilen
fotoğraflar,
Türkiye’nin başlıca turistik
giriş kapılarından biri olan
Antalya ICF Havalimanı’nda
15 Eylül – 30 Eylül 2015
tarihleri arasında sergilendi.
Ağrı için yaptığı sosyal ve kültürel projelere bir
yenisini daha ekleyen İbrahim Çeçen Vakfı’nın Ağrı
İbrahim Çeçen Üniversitesi işbirliği ile organize ettiği
sergi, Antalya Havaalanı İç Hatlar Terminali’nde, 15
Eylül 2015 tarihinde törenle açıldı ve iki hafta süreyle
sanatseverlerin ziyaretine sunuldu.
IC Vakfı Genel Müdürü Dr. Meral Dinçer; “Bugüne
kadar Ağrı ile ilgili birçok proje gerçekleştiren İbrahim
Çeçen Vakfı, bu defa da Ankaralı fotoğraf sanatçılarını
Ağrı’ya davet ederek Ağrı’yı gezdirdi ve fotoğraflarla
belgelenmesini sağladı. IC Vakfı’nın Ağrı İbrahim
Çeçen Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdiği bu
proje ile deneyimli fotoğrafçılar tarafından çekilen bu
fotoğraflar “Ağrı’nın Kalbine Yolculuk, Üniversitesiyle
Gelişen Kent” adıyla başlatılan ve fotoğraf sergileri,
kitap ve foto sunumlar olmak üzere üç aşamadan
oluşan bir proje kapsamında değerlendirilecek” dedi.
Sergide yer alan fotoğraflar İbrahim Çeçen Vakfı’nın,
Ağrı’nın Kalbine Yolculuk Projesi kapsamında,
Ankaralı Gezginler Grubu’na üye dokuz deneyimli
fotoğrafçının, Mayıs ayında yaptıkları ve bir hafta
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
15
süren çekimler sonucu elde edilen 1000’den fazla
fotoğraf arasından seçildi.
Koordinatörlüğünü Timur Özkan ve Ayça Jones’un
yürüttüğü projede sergilenen fotoğraflar; Ahmet Yay,
Arzu Özgen, Aykut Fırat, Cihat Taşkın, Haluk Sargın,
Murat Selam, Nuray Özener Değirmencioğlu, Volkan
Güneş ve Zeynep Biner tarafından çekildi.
AİÇÜ ve IC Vakfı işbirliği ile düzenlenen, Ağrı’nın
Kalbine Yolculuk Projesi Eserlerinin ilk sergisi ICF
Antalya Havaalanı İç Hatlar Terminali’nde düzenlendi.
Serginin açılışına ICF Yöneticileri Abdullah Keleş, Ersan
Göral, Ömer Durna, Osman Serdar, Serhat Soğukpınar,
Tuğba Soğukpınar, IC Vakfı Müdürü Meral Dinçer,
Vakıf Koordinatörü Ayça Jones, fotoğraf sanatçıları,
çok sayıda davetli katıldı ve basın büyük ilgi gösterdi.
VAKIF HABERLERİ
“AĞRI’NIN KALBİNE YOLCULUK”
FOTOĞRAF SERGİSİ
HİLTON İSTANBUL BOMONTİ OTEL’DE
SERGİLENDİ
IC Vakfı ve Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi işbirliği
ile hayata geçen, “Ağrı’nın Kalbine Yolculuk” ile,
Mayıs ayında Ağrı’da başlayan sergi serüvenimizin
ikinci ayağı Avrupa’nın en büyük kongre otel olan,
IC Holding ve Hilton zinciri ortaklığı ile geçen sene
faaliyetlerine başlayan Hilton İstanbul Bomonti Hotel
& Conference Center’da gerçekleşti.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Açılışa Proje Koordinatörü ve Fotoğraf Sanatçısı Timur
Özkan, IC Holding Yönetici ve çalışanlarından Murat
Soğancıoğlu, Halit Yücel, Kerem Şahin, Ahmet Haluk
16
Polat, Arif Cihan, Kadir Arıoğlu, Göksal Özzengi, Evren
Yetiş, Dicle Arslan, Elif Gökoğlu, IC Vakfı’ndan Ayça
Jones, IC Vakfı Bursiyer ve Mezun Bursiyerlerimizin
katıldığı sergi, Hilton İstanbul Bomonti Oteli ana
restorant ve konferans salonlarının fuayesinde
sergilendi.
Ağrı’nın Kalbine Yolculuk Fotoğraf Sergisi’nin
Antalya ve İstanbul’dan sonra, Ankara ve Ağrı’da
tekrarlanması planlanmaktadır.
İÇTEN
BAŞKIŞ > 2014
2015
İÇTEN BAKIŞ
› HAZİRAN
33
17
5
ÜNİVERSİTE HABERLERİ
AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ
ULUSLARARASI TENİS TURNUVASI
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi,
Türkiye’nin en prestijli
Uluslararası Tenis turnuvası
Profesyonel Tenisçiler Birliği
(ATP) Challenger Turu olan
“Ağrı CUP”a ev sahipliği yaptı.
18
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ve Türkiye Tenis
Federasyonunun organize ettiği, IC Vakfı’nın
sponsorları arasında olduğu ve Ekim 2015’e kadar
devam eden Ağrı CUP, üniversitenin 3’ü IC Vakfı ve 2’si
AİÇÜ tarafından uluslararası standartlarda yaptırılan
5 tenis kortunda oynandı. Türk Milli Takımı sporcuları
ile birlikte, 30 ülkeden 56 tenisçinin katıldığı turnuva,
tekler ve çiftler olmak üzere iki ayrı kategoride
gerçekleştirildi.
Teniste dünya sıralamasında 85. sırada yer alan Ruben
BEMELMANS ve 92. sırada yer alan Malek JAZİRİ
gibi önemli derecelere sahip tenisçiler ile Türk Milli
Takımı sporcularından Altuğ ÇELİKBİLEK, Anıl YÜKSEL,
Cem İLKEL’in yanı sıra Sarp AĞABİGÜN, Muhammed
HAYLAZ, Durukan DURMUŞ ve Barış ERGÜDEN’de
turnuva da yarıştılar. 50,000 ABD Doları para
ödülünün verileceği Ağrı CUP, dünya sıralamasında
sporculara puan getirecek olması açısından da önem
taşımaktadır.
Türkiye’nin en genç eğitim kurumlarından olan
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin birçok alanda
olduğu gibi sporda da uluslararası organizasyonlara
ev sahipliği yaptığını belirten Rektör Prof. Dr.
İrfan ASLAN, uluslararası standartlara sahip
kortlarda Türkiye’de düzenlenen en büyük tenis
Turnuva Direktörü Miraç NAMLI, üniversite ve Türkiye
Tenis Federasyonunun düzenlediği organizasyonun
çok iyi olduğunu, Ağrı halkına ve seyircilere teşekkür
ettiğini ifade etti. NAMLI, turnuvaya katılan yerli ve
yabancı raketlerin her fırsatta memnuniyetlerini dile
getirdiklerini kaydetti.
Üniversitenin uluslararası standartlara sahip
kortlarında bir hafta boyunca devam eden ve
birbirinden zorlu mücadelelerin yer aldığı ATP
Challenger Tur takviminde yer alan Ağrı Kupası Tenis
Turnuvasının final müsabakalarını, Ağrı Valisi Musa
IŞIN, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Yücel ÜNAL, Türkiye Tenis Federasyonu
Başkanı Cengiz DURMUŞ ve sporseverler izledi.
Turnuvanın tekler finalinde Özbekistanlı sporcu
Farrukh DUSTOV ile Hindinstanlı Saketh MYNENİ
karşılaştı. Yaklaşık 1 saat 20 dakika süren maçta
üstünlüğünü koruyan Özbek raket DUSTOV, 6-4 ve
6-4’lük setlerle rakibi MYNENİ’yi yendi. DUSTOV,
böylece kariyerindeki beşinci Challenger zaferine
ulaştı.
Turnuvanın çiftler finalinde ise Konstantin KRAVCHUK
– Denys MOLCHANOV ikilisi ile Alexandr IGOSİN Yaraslav SHYLA ikilisi karşı karşıya geldi. Karşılaşmayı
2-0 kazanan KRAVCHUK – MOLCHANOV ikilisi,
turnuvanın çiftler şampiyonu oldu.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin ev sahipliğinde
gerçekleştirilen ve Türkiye’nin en prestijli uluslararası
tenis turnuvası olan Profesyonel Tenisçiler Birliği (ATP)
Challenger Turu Ağrı CUP’da, teklerde şampiyonluk
kupasını Özbekistanlı tenisçi Farrukh DUSTOV,
çiftlerde ise Kravchuk- Molchanov ikilisi kazandı.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi ile Türkiye
Tenis Federasyonunun organize ettiği Ağrı CUP,
üniversitenin tenis kortlarında oynandı. Türk Milli
Takımı sporcuları ile birlikte, 30 ülkeden 56 tenisçinin
katıldığı turnuva, tekler ve çiftler olmak üzere iki ayrı
kategoride gerçekleştirildi.
Kentte uluslararası bir tenis turnuvasının mutluluk
verici olduğunu belirten Vali Musa IŞIN, turnuvaya
başarılı ev sahipliği yapan Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi yönetimini kutladığını söyledi.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesindeki kortların
uluslararası standartlara sahip olduğunu ifade eden
Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz DURMUŞ,
“Başta Rektör Prof. Dr. İrfan ASLAN ve ekibi olmak
üzere tüm üniversite çalışanları bu uluslararası
organizasyonu başarı ile tamamladı. Bir hafta boyunca
bize her türlü imkanı sundular. IC Vakfı ve katkısı olan
herkese teşekkür ediyorum” dedi. Turnuvada dereceye
giren sporculara ödüllerini, Vali Musa IŞIN,
Prof. Dr. Yücel ÜNAL ve Cengiz DURMUŞ verdiler.
19
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
organizasyonuna ev sahipliği yapmanın mutluluğunu
yaşadıklarını söyledi.
ÜNİVERSİTE HABERLERİ
ÜNİVERSİTEMİZDE ORYANTASYON EĞİTİMİ
‘’ORYANTASYON EĞİTİMİ’’
BÖLGE ÜNİVERSİTELERİ
İÇERİSİNDE BİR İLK
Üniversitemize yeni kayıt yaptıran öğrenciler için iki
hafta süren oryantasyon eğitimi, tamamlandı.
Üniversitenin Eğitim - Öğretim Komisyonu
Başkanlığı’nca, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Kemal
POLAT’ın koordinatörlüğünde hazırlanan 64 saatlik
oryantasyon eğitimi, Öğr. Gör. Candan KOÇAK
tarafından verildi.
Düzenlediği oryantasyon eğitimi ile bölge
üniversiteleri içinde bir ilki gerçekleştiren üniversite,
bünyesindeki fakülte, yüksekokul ve meslek
yüksekokulunda eğitim-öğretim hayatına başlayan
3 bin 500 birinci sınıf öğrencisi ile hocalarını bir
araya getirdi. Oryantasyon eğitimde konuşan Rektör
Yardımcımız Prof. Dr. Kemal POLAT, başarıya dair
tecrübelerinden bahsederek, öğrencilere önemli
tavsiyelerde bulundu.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Öğrencilerin Ağrı’ya ve üniversiteye kolay adapte
olabilmeleri, haklarını ve sorumluluklarını bilerek
nitelikli bir öğrencilik geçirmelerini sağlamak
amacıyla düzenlenen eğitimde, henüz genç bir eğitim
yuvası olan üniversitemizin sahip olduğu modern
yerleşkede öğrencilerin nasıl vakit geçirebileceği,
genel itibariyle üniversitenin ve akademik kariyer
basamaklarının ne olduğu ve öğrencilerin hedeflerine
nasıl ulaşabilecekleri hakkında bilgi verildi.
20
Oryantasyon eğitimi kapsamında seminer veren
Öğr. Gör. Candan KOÇAK, “Bu eğitimle, öğrencilik
hayatınızın niteliğini artırmak, mevcut haklarınız ile
sorumluluklarınızı hatırlatarak olası itilaf durumlarını
çözüp sizlerin zarar görmesini engellemek, en
önemlisi daha etkin ve verimli bir öğrenim hayatı
gerçekleştirmenizi sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.
Düzenlenen 32 oturum, bölüm hocalarının iş
olanakları hakkında bilgi vermesi, soru ve cevaplarla
karşılıklı sohbet havasında gerçekleşti.
Yaklaşık 7 yıl önce devlet tarafından tahsis edilen boş
alanda temeli atılan Üniversitemiz; akademisyen,
idari personel ve öğrenci sayısındaki artışın yanı sıra
fiziki yapılaşmada kısa zamanda gösterdiği büyük
başarıyla, yeni kurulan üniversiteler arasında örnek
gösteriliyor.
Kurulduğu dönemde 40 olan akademisyen sayısı
günümüzde 400’e ulaşan üniversitede yerli
akademisyenlerin yanı sıra farklı ülkelerden gelen
akademisyenler de görev yapıyor.
Gürcistan 4, Rusya 3, Azerbaycan 2, Güney Afrika,
Romanya, Kırgızistan, İran ve Suriye’den birer
akademisyenin üniversitenin eğitim kadrosunda yer
aldığını belirten Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN,
‘Doğu’dan Yükselen Işık’ Sloganı ile yola çıkan
üniversitenin, yerelden evrensele olan hedefinin
yabancı akademisyenlerle daha da pekiştiğini söyledi.
Ağrı’nın doğu ile batının kesişme noktası olduğunu
kaydeden Prof. Dr. ASLAN, bu değerin bilinmesi
gerektiğini belirtti. Evrenseldeki dünya bilimini
Ağrı’ya taşıyacaklarını kaydeden Prof. Dr. ASLAN,
şöyle konuştu: “Henüz genç bir eğitim yuvası olan
üniversitemizde şu an 400 ’ün üzerinde akademisyen
yaklaşık 15 bin öğrenciye eğitim – öğretim
vermektedir. Üniversite demek her tür dilin, ırkın,
dinin, mezhebin ve cinsiyetin bir arada ve cümbüş
oldukları yerlerdir. Eğer bir üniversitede yabancı hoca
ve öğrenci yok ise burada evrensel bir üniversiteden
bahsedilemez.
Bundan dolayı yabancı hocaların üniversitemize
ve öğrencilerimize katkılarını önemsiyorum. Farklı
ülkelerden gelen akademisyenlerimiz, ülkelerinde
edinmiş oldukları bilimsel alt yapı ve donanımlarını
buraya taşıyorlar. Bu bakımdan yabancı hocaların
üniversitemizin olmazsa olmazlarından olarak
görüyoruz.
Her geçen gün artan yabancı akademisyen oranının
toplam akademisyen oranı içerisindeki payının yakın
gelecekte yüzde 20’lere ulaşmasını hedefliyoruz.
Üniversitemiz, farklılıkları bir araya getiren,
destekleyen, yüreklendiren, geliştiren ve bütün kadro
ve finansını buralara odaklayan evrensel bir üniversite
olmayı hedef olarak aldı. Bu hedefe doğru yürüyor.”
21
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
ÜNİVERSİTEMİZDE FARKLI ÜLKELERDEN
AKADEMİSYENLER GÖREV YAPIYOR
MAKALE
BİR ÖDÜL HİKAYESİ
BİR ÖDÜL HİKAYESİ
Çocuk büyütmek zor bir iştir. Biraz idealist ve biraz
da “okumuşluğunuz” varsa veya kaygı düzeyiniz
yüksek ve çocuklarınıza düşkünseniz bu iş daha da
Çocuk büyütmek zor bir iştir. Biraz idealist ve biraz
da
Bir de
“gerçekler”
vardı.
zorlaşmaktadır.
Hele böyle
“kötü
ve güvensiz”
bir Biz istesek de
ortamveve zamanda, üstelik
çalışan
anne-babaysanız,
“okumuşluğunuz” varsa veya kaygı düzeyiniz yüksek
yanında
olamayabileceğimiz
bir “gerçe
siz
işteyken
çocuklarınızı
da
bırakabileceğiniz
çocuklarınıza düşkünseniz bu iş daha da zorlaşmaktadır.
çocuğumuzun yanında olamayabiliriz. O
birileri yoksa ve bu yüzden çocuğunuzu evde
Hele böyle “kötü ve güvensiz” bir ortam ve zamanda,
nekalıyorsanız…
yapacak?” gibi
düşünceler
bize, çoc
yalnız bırakmak zorunda
Böyle
bir
üstelik çalışan anne-babaysanız, siz işteyken çocuklarınızı
“olmadığımız
zamana”
hazırlamamız ge
durumda çocuklara bakmak,
eğitmek bir
yana onların
başlı başına
“dert”
haline
da bırakabileceğiniz birileri yoksa ve bu yüzden güvenliğini sağlamak da
hatırlattı.
“Enbirkötü
senaryolarda
çocuğ
dönüşebilmektedir.
Siz
işteyken
ve
çocuğunuz
evde
çocuğunuzu evde yalnız bırakmak zorunda kalıyorsanız…
gerektiğini öğretmeye karar verdik. Yan
yalnız ise; “Acaba biz yokken ne yapıyor? Ya başına bir
Böyle bir durumda çocuklara bakmak, eğitmek bir
yana
deprem tatbikatı gibi büyük felaketlere
şey gelirse?” gibi sorular sizi içten içe huzursuz etmeye
onların güvenliğini sağlamak da başlı başına bir “dert”
sıra biz yokken acıkırsa, evde yalnızken
başlar.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
haline dönüşebilmektedir. Siz işteyken ve çocuğunuz
başına bir yere gitmek zorunda kalırsa
İşte tam da böyle bir durumda çocuklarını büyütmeye
evde yalnız ise; “Acaba biz yokken ne yapıyor? Yaçalışan
başına
hayatta
karşılaşabileceği
anne-babayız biz.
İki çocuğumuz
var. Babur “en kötü sena
Yuşa adında oğlumuz 11,
Zeynepkonusunda
adında kızımız
5
bir şey gelirse?” gibi sorular sizi içten içe huzursuz
yapacağı
eğitmeye
başladık
yaşında. Anne-baba ikimiz
de çalıştığımızdan
dolayı araba sürm
etmeye başlar.
yapmak,
alış veriş yapmak,
oğlumuz Babur Yuşa, bazen hafta sonları bazen
sadece boş arazide sürdüğünü belirtme
akşamları olmak üzere 5 yaşından beri sık sık evde
senaryo”Bukapsamındaydı.
Çocuk y
yalnız kalmak zorundakötü
kaldı maalesef.
durum bizde
kazandıkça,
daha rahat evde yalnız
içten içe suçluluk duygusu
yaşatsa daonu
yapabileceğimiz
fazla bir şey yoktu. Bir de
“gerçekler”
vardı.
Biz istesek
Çocukta da çok güzel
olumlu değişimle
de çocuğumuzun yanında olamayabileceğimiz bir
güveni arttı, olgunlaştı, sorumlulukları
“gerçek”.
ve üstlendi. Şimdiyse anne-babasının s
“Her zaman çocuğumuzun yanında olamayabiliriz.
yalnız kalmak bir yana, kardeşine de ço
O zaman bu çocuk ne yapacak?” gibi düşünceler
bakabiliyor.
Çocuktaki
bize, çocuklarımızı bizim
“olmadığımız
zamana” bu gelişmeler öğ
çevremizdeki
ve eş dostlarımız
hazırlamamız gerektiğini
hatırlattı. “En arkadaş
kötü
senaryolarda çocuğundikkatlerinden
neler yapması gerektiğini
kaçmadı. Çok olumlu ge
öğretmeye karar verdik.
Yangın
tatbikatı,
deprem
ve bize nasıl yaptıklarımız
sordular. Bu
tatbikatı gibi büyük felaketlere hazırlamanın yanı sıra
“enyalnızken
kötü senaryo”
eğitimini
tüm çocuk
biz yokken acıkırsa, evde
kapı çalarsa,
tek
düşüncesi
oluşturdu. Çocuğum
başına bir yere gitmek gerektiği
zorunda kalırsa
gibi gündelik
hayatta karşılaşabileceği
“en kötü
senaryolarda
neler
eğitimi
sistematik
hale
getirerek eğitim
yapacağı konusunda eğitmeye
başladık.
hazırladık ve bunun etkililiğini deneme
22
Basit yemekler yapmak, alış veriş yapmak, araba
sürmeyi öğretmek de (Amacımız
sadece boş “Çocuklara
arazide sürdüğünü
Temel Cangüven
belirtmemiz lazım) “en kötü senaryo” kapsamındaydı.
Programı’nın çocukların “can güvenliği
Çocuk yeni beceriler kazandıkça,
onu
daha rahat
evde
üzerindeki
etkisini
araştırmaktı.
2014-2
yalnız bırakabiliyorduk. Çocukta da çok güzel olumlu
Öğretim
Yılı
Bahar
döneminde
Ağrı’da
değişimler oldu. Kendine güveni arttı, olgunlaştı,
uygulama
yaptık. Araştırmanın
örnekle
sorumluluklarının farkına
vardı ve üstlendi.
Şimdiyse
İşte tam da böyle bir durumda çocuklarını büyütmeye
çalışan anne-babayız biz. İki çocuğumuz var. Babur Yuşa
adında oğlumuz 11, Zeynep adında kızımız 5 yaşında.
eğitim kurumunun 6 yaş grubunda eğit
18 kız, 12 erkek olmak üzere toplam 30
velilerinden oluşturduk. Eğitimin teorik
şeklinde ve uygulama kısmında ise baz
olarak çocuklara öğretildi. Her bir konu
anne-babasının sağ kolu. Evde yalnız kalmak bir yana,
kardeşine de çok rahatlıkla bakabiliyor. Çocuktaki bu
gelişmeler öğretmenlerinin, çevremizdeki arkadaş
ve eş dostlarımızın da dikkatlerinden kaçmadı. Çok
olumlu geri bildirimler aldık ve bize nasıl yaptığımızı
sordular. Bu gelişmeler bize “en kötü senaryo”
eğitimini tüm çocukların alması gerektiği düşüncesi
oluşturdu. Çocuğumuza verdiğimiz eğitimi sistematik
hale getirerek eğitim programı hazırladık ve bunun
etkililiğini denemeye karar verdik.
Amacımız “Çocuklara Temel Can Güvenlik Eğitimi
Programı’nın çocukların “can güvenliği” bilgileri
üzerindeki etkisini araştırmaktı. 2014-2015 Eğitim
ve Öğretim Yılı Bahar döneminde Ağrı’da bir
anaokulunda uygulama yaptık. Araştırmanın
örneklemini okul öncesi eğitim kurumunun 6 yaş
grubunda eğitim görmekte olan 18 kız, 12 erkek
olmak üzere toplam 30 çocuk ve onların velilerinden
teorik kısmı grup şeklinde ve
İşte tamoluşturduk.
da böyle birEğitimin
durumda
çocuklarını büyütmeye
uygulama kısmında ise bazı konular bireysel olarak
çalışan anne-babayız
biz. İkiHer
çocuğumuz
var.işlenmesi
Babur Yuşa
çocuklara öğretildi.
bir konunun
1 saat
adında oğlumuz
11,
Zeynep
adında
kızımız
5
yaşında.toplam
olarak belirlenmişti. Tüm konuların işlenmesi
Anne-baba
ikimizde
çalıştığımızdan
dolayı
24 saat
sürmektedir.
Araştırma
aynıoğlumuz
gruba günde 1
saat olmak
üzere sonları
haftanın
2 farklı
gününde
uygulandı.
Babur Yuşa,
bazen hafta
bazen
akşamları
olmak
Ön
test-son
test
olarak
alınan
verilerin
sonuçlar
üzere 5 yaşından beri sık sık evde yalnız kalmak zorunda
aşağıdaki
kaldı maalesef.
Butablodadır.
durum bizde içten içe suçluluk
duygusu yaşatsa da yapabileceğimiz fazla bir şey yoktu.
yapacağı konusunda eğitmeye başladık. Basit yemekler
yapmak, alış veriş yapmak, araba sürmeyi öğretmek de (
sadece boş arazide sürdüğünü belirtmemiz lazım) “en
kötü senaryo” kapsamındaydı. Çocuk yeni beceriler
kazandıkça, onu daha rahat evde yalnız bırakabiliyorduk.
Çocukta da çok güzel olumlu değişimler oldu. Kendine
güveni arttı, olgunlaştı, sorumluluklarının farkına vardı
ve üstlendi. Şimdiyse anne-babasının sağ kolu. Evde
23
yalnız
yana, hem
kardeşine
de çok rahatlıkla
Yaptığımızkalmak
çalışmabir
sonucu
okul yönetiminden
hembakabiliyor.
velilerden olumlu
geribildirimler
aldık.
Çalışmayı
Çocuktaki
bu gelişmeler
öğretmenlerinin,
devam
ettirmek
amacıyla
proje
haline
dönüştürdük.
çevremizdeki arkadaş ve eş dostlarımızın da
kaçmadı.
Çok olumlu
geri organize
bildirimler aldık
MEBdikkatlerinden
Strateji Geliştirme
Başkanlığı
tarafından
edilen
“Eğitim
veyaptıklarımız
Öğretimde Yenilikçilik
ve bize
nasıl
sordular. Ödülleri”
Bu gelişmeler bize
proje
başvurduk.
“Bilinçli
Çocuk Güvenli
“enyarışmasına
kötü senaryo”
eğitimini
tüm çocukların
alması
Gelecek”
adındaki
projemiz
5
kategoride
toplam
gerektiği düşüncesi oluşturdu. Çocuğumuza verdiğimiz
1047 projenin arasından “Bölge Birinciliği” ödülüne
eğitimi sistematik hale getirerek eğitim programı
Kayık görüldü. Yaptığımız emeğin “fark edilmesi” ve
hazırladık ve bunun
etkililiğini
karar verdik.
önemsenmesinden
aldığımız
güçledenemeye
geliştirdiğimiz
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
bir şey gelirse?” gibi sorular sizi içten içe huzursuz
etmeye başlar.
programı kitaba dönüştürmeye karar verdik. Önemli
Amacımız
“Çocuklara
Temel
Cangüvenlik
bir yayın
evi, kitabı
basmayı
kabul
etti ve şimdiEğitimi
basım
aşamasındadır.
Programı’nın çocukların “can güvenliği” bilgileri
üzerindeki
araştırmaktı.
2014-2015
Eğitim ve
Kitapta
velilere,etkisini
öğretmenlere
yönelik
önemli bilgiler
Öğretim Yılı Ayrıca
Bahar döneminde
Ağrı’da gelişim
bir anaokulunda
bulunmaktadır.
6-11 yaş çocukların
özelliklerine
geliştirilmiş
ders programları
uygulamagöre
yaptık.
Araştırmanın
örneklemini okul öncesi
mevcuttur.
Programın
nihai
amacı
çocuğu
olasıgörmekte olan
eğitim kurumunun 6 yaş grubunda eğitim
tehlikeler konusunda bilinçlendirmek, tehlikeleri
18 kız, 12 erkek olmak üzere toplam 30 çocuk ve onların
önceden tahmin edebilmeyi ve uzaklaşmayı, tehlike
velilerinden
oluşturduk.sergileyebilmesini
Eğitimin teorik kısmı grup
anında
uygun davranışları
şeklinde
ve
uygulama
kısmında
ise bazı konular bireysel
öğretmektir.
olarak çocuklara öğretildi. Her bir konunun işlenmesi 1
Dünyadaki tüm çocuklara güvenli bir gelecek
saat olarak belirlenmişti. Tüm konuların işlenmesi toplam
dileğiyle.
24 saat sürmektedir. Araştırma aynı gruba günde 1 saat
üzere
haftanın 2HALMATOV
farklı gününde uygulandı. Ön
Yrd.olmak
Doç. Dr.
Sultanberk
Ağrıtest-son
İbrahimtest
Çeçen
Üniversitesi
Öğretim
Üyesiaşağıdaki
olarak
alınan verilerin
sonuçlar
tablodadır.
Çalışma öncesi ve sonrası verilerin karşılaştırılması tablosu
Çalışma öncesi ve sonrası verilerin karşılaştırılması tablosu
1
2
3
4
5
6
Çocukların olası tehlikeler karşısındaki tutumları
Evde yalnız kaldığında doğru davranma bilgisi
Bahçede oynarken doğru davranma bilgisi
Evden uzaktayken doğru davranma bilgisi
Saldırı anında yapması gereken doğru davranışlar bilgisi
Doğada doğru davranma bilgisi
Yangın esnasında doğru davranma bilgisi
Öncesi
%35
%27
%20
%10
% 18
%34
Sonrası
%95
%90
%80
%70
%90
%90
ÜNİVERSİTE HABERLERİ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
A.İ.Ç.Ü
REKTÖR
YARDIMCISI
Prof. Dr.
KEMAL POLAT’IN
SOSYAL BİLİMLER
ENSTİTÜSÜ
DERGİSİNDEKİ
EDİTORYAL
YAZISI
24
Değerli okuyucular, yoğun bir emekle hazırlanan Ağrı
İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi’nin, ikinci sayısını sizlerle paylaşmanın
mutluluğunu yaşamaktayız. Bu sayımızda da Sosyal
Bilimlerin farklı alanlarına ait değerli çalışmaları
ülkemizin hizmetine sunmaya çalıştık. Dergimizin bu
sayısında yedi makale yer almaktadır.
Bu makalelerin birincisinde 1940’larda şiirleriyle
kendini hissettirmeye başlayan Ceyhun Atuf
Kansu’nun şiirlerinde mistik-folklorik değerlerin
halk kahramanlarına dönüşmesi/dönüştürülmesi
konusu ele alınmakta; Kansu’nun bir müddet halk
şiiri kaynaklarından beslense de sanat hayatındaki
bağımsız çizgisini sürdürdüğü; şiirlerinde, hikâye ve
denemelerinde halkı ön planda düşünen, Türkiye
gerçeğini Anadolu’nun varlığıyla bütünleştiren bir
sanatçı olduğu; çağdaş olan pek çok sanatçının
aksine Anadolu’da; Anadolu’nun ruhuna nüfuz ederek
yaşama ve yazma tavrıyla müstakil bir yer edindiği; en
büyük gayesinin ülke gerçeklerine kafa yoran insanı
oluşturmak, dolayısıyla insana hizmet etmek olduğu
konularına yer verilmektedir.
İkinci makalede terörün toplumlar üzerindeki sosyoekonomik etkileri ve pkk terörü Ağrı örneğinde
ele alınmış; karmaşık ve çok yönlü bir konu olan
terör ve terörizm kavramları, pkk terörünün etkileri;
Doğu Anadolu Bölgesi ve Ağrı ili çerçevesinde
çözümlenmeye çalışılmıştır. Yine pkk terörünün
neden olduğu toplumsal ve psikolojik tahribatın yanı
sıra illerin ve bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik
sıralaması bağlamında ortaya çıkan olumsuz tablonun
terörün yükselmesinde ne tür etkilerinin olduğu Ağrı
ili örneğinde tartışılmıştır.
Üçüncü makalede küreselleşme sürecinin;
geleneksel sporlarımızdan güreş sporuna etkileri
incelenmiş, geleneksel sporlarımızdan güreş
sporunda küreselleşme ve küreselleşmenin etkisiyle
oluşan yeni yaklaşımlar hakkında ortaya konulan
görüşlerin bir analizini yapmak ve son gelişmeler
ışığında ata sporumuz güreşte yaşanan değişimleri
değerlendirmek amaçlanmıştır. Bu doğrultuda,
küreselleşme, sporda küreselleşme, güreşte
küreselleşmenin olumlu ve olumsuz yönleri, güreşte
değişim, değişim sürecinde yeni yaklaşımlar konuları
üzerinde yoğunlaşılarak, bunların güreş sporuna
yansıyış biçimi değerlendirilmiştir.
İngilizce yayımlanan beşinci makalede gecekondu
alanlarını rehabilite edebilecek, yeşil alanları
koruyacak ve modern şehir planlaması ilkelerini
kurabilecek bir dizi finansal, sosyal, teknik ve
ekonomik politikalar tartışılmıştır.
Altıncı makalede öğrencilerin manevi eğitiminin
pedagojik teşhisi yapılmaya çalışılmıştır. Bunu
yaparken, Rusya Eğitim Akademisi’nin Aile ve Terbiye
Araştırma Enstitüsü’nün manevi-etik kültür eğitimi
laboratuvarı çalışanlarının uyguladığı ve önerdiği
metotlar kullanılmış, konu Azerbaycan bağlamında
ele alınmıştır.
Yedinci makalede ise Kemalettin Kamu’nun
eserlerinde folklorik ögeler incelenmiş; halkın içinden
çıkan Kemalettin Kamu’nun yazı ve şiirlerindeki ata
sözleri, deyimler ve halka ait deyişleri belirleme
amaçlanmış; çalışmada Kamu’nun “ölümünden sonra
derlenen” şiirlerinden oluşturulan Hayatı, Şahsiyeti
ve Şiirleri isimli şiir kitabındaki folklorik ögeler ele
alınmıştır.Şairin şiirlerindeki deyimler, atasözleri
ve halka mal olmuş söylemler ayrı başlıklar altında
incelenmiştir.
Geçen sayımızdaki yazımda da ifade ettiğim gibi
dergimiz, bundan sonra altı ayda bir olmak üzere yılda
iki defa Nisan ve Ekim aylarında yayımlanacak olup,
daha seçici olarak yayın hayatına devam edecektir.
Bu sayıdan itibaren online makale değerlendirme ve
takip sistemi uygulamaya konulmuştur. Çalışmalarını
göndermek isteyen yazarlar, dergimizin DergiPark
Ulakbim sayfamızdaki (http://dergipark.ulakbim.gov.
tr/aicusbed/) link adresinden üye olunarak, özgün
bilimsel çalışmalarını online olarak gönderebilir ve
süreci takip edebilirler.
Dergimizin yayım hayatını sürdürmesinde Sayın
Rektörümüz Prof. Dr. İrfan Aslan’ın ve IC Vakfı
yetkililerinin maddi ve manevi destekleri bize cesaret
vermektedir, kendilerine şükranlarımı sunuyorum.
Yine dergimizin ikinci sayısına makaleleriyle katkı
sağlayan değerli bilim insanlarına, hakemlerimize,
dergimizin yönetim ve yayın kurulunda özveriyle
görev yapan bütün arkadaşlarımıza teşekkür eder;
dergimizin Türk bilim ve eğitim dünyasına katkı
sağlamasını temenni ederim.
Gelecek sayılarımızda çalışmalarını dergimizde
değerlendirilmek üzere göndermeleri için
akademisyenlere çağrıda bulunurken, tüm
okuyucularımıza selam ve saygılarımı sunarım.
“EASTERN ANATOLIAN
JOURNAL OF SCIENCE”
Fen Bilimleri Enstitüsü
Dergisinin 2. Sayısı Yayınlandı
25
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Dördüncü makalede “insan hakları bağlamında
azınlıkların vergilendirilmesi ve Türkiye örneği”
üzerine bir değerlendirme yapılmış; çalışmada
insan hakları ile vergileme konularının kesişimine
değinilmiş, ardından azınlık kavramının uluslararası
belgelerde ele alınış şekli irdelenmiş ve son olarak
da Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti
dönemlerinde azınlıklara yönelik vergilemelere
değinilerek Varlık Vergisi’nin neden benzer vergi
uygulamalarının yapıldığı ülkelerde tepki çekmeyip
Türkiye’de sorun yarattığına dair hususlar tartışılmıştır.
MAKALE
GENÇLİĞİN EĞİTİMİNDE LİDERLERİN ÖNEMİ
Türkiye’de 15-19 yaş arası, birden fazla cevap
seçeneğin işaretlendiği bir form ile bireylerde yaptığı
araştırmada araştırmaya katılanlar boş zamanlarının
% 56.8’ini televizyon ve radyoya ayırdıklarını, % 40.8’i
okuma faaliyetine ayırdıkları , % 37.2’sinin internete
ayırdıkları, % 29.6’sı spor yaptıklarını, % 13.4’ünün
kafe gibi mekanlarda arkadaşları ile buluştuklarını,
% 9.5’i müzik aleti çalmak, % 7.7’si el sanatları ile
uğraştıklarını belirtmişlerdir.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Gençlik bir toplumun umutlarını bağladığı ve
kendini güvende hissetmek için yatırım yaptığı
dinamik bir kitledir. Bu dinamik kitleyi biyolojik,
psikolojik, toplumsal, kültürel ve ekonomik yönden
değerlendirmek olanaklıdır. Dünya Bankası, 15-24
yaş aralığındaki kişileri genç olarak tanımlamaktadır.
Eraslan’ a(2013) göre, Avrupa birliğinin bazı
raporlarında ise gençlik 15-29 yaş arası olarak
tanımlanmaktadır. Gençliği özellikle gelişimsel olarak
değerlendiren bilim insanlarından , Freud’a göre
çatışmanın yeniden yaşanma dönemi, Erikson’a göre
normatif kriz dönemi, Sullivan’a göre ise ergenlik bir
cehennemdir (Özbay ve Öztürk, 1992).
26
Gençliğin, günümüzde ister gelişmiş ülkelerde olsun,
ister gelişmekte olan ülkelerde olsun, toplumsal
değişmede ve toplumun çağdaşlaştırılmasında
dikkate alınması gereken önemli rolleri vardır.
Bu gerçekliği tüm politikacıların, yöneticilerin
yetişkinlerin kabul etmesi gerekir (Tezcan, 1991, 239).
Gelecekle ilgili bireysel kaygılarının peşine düşmüş
bir kitlenin toplumun genel menfaatlerini düşünerek
eylemde bulunmasını beklemek fazlaca iyimser
bir tutum olacaktır (Poyraz, Zorlu, Şahin ve Arıkan,
2003, 2). Gençlerin bireysel ve toplumsal kaygılarının
azaltılması için işlevsel etkinlikler düzenlenmelidir. Bu
etkinlik programlarının dünya ile uyumunun yüksek
olması için başta ilgili devlet kurumları ve vizyoner
toplumsal liderlere büyük görevler düşmektedir.
Genel olarak dünya genelinde bölgeler arasındaki
özelliklere göre zamanı etkili olarak değerlendirmenin
farklılaştığı belirtilmektedir. SETA’ nın (2012)
Dünya genelinde gençlerin eğitime katılımları
önemli bir konudur. OECD ve G20 ülkelerinde 15-19
yaş grubunun eğitime katılımı %75’in üzerinde bir
rakama ulaşmıştır (OECD, 2013). Yükseköğretime
bakıldığında OECD ülkelerinde 2000-2011 yılları
arasında yüksek öğretimi tamamlayanların sayısı
artmıştır. Çeşitli ülkelerde yüksek öğretimi bitirme
oranlarına bakıldığında ABD, İsrail, Almanya gibi
birkaç ülke dışında yüksek öğretim mezunu olma
oranı yükselmiştir.
Gençlerin kendi toplumlarında etkili, pozitif farklar
oluşturabilecek istekli, yetenekli birer iyi insan olarak
yetiştirilmesi önemli bir sorun olarak önümüzde
durmaktadır (Heifez, 2006). Toplumsal yaşamda
gençleri bu amaçtan uzaklaştıran önemli etmenlerin
olduğu bilinmektedir. Bu etmenlerin başında
zararlı alışkanlıklar gelmektedir. Madde bağımlılığı
ve zararlı alışkanlıklar dünya genelinde hızla artış
göstermektedir. Bu artışta genç nüfus önemli bir yere
sahiptir. Gerek dünya da gerek ülkemizdeki yapılan
çalışmalar bunu ortaya koymaktadır.
Bütün bu olumsuz durumlardan gençliği kurtaracak
ve koruyacak en önemli öğelerin sağlıklı bir aile
yapısı, insan merkezli eğitim sistemi ve liderliğin
olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda liderliğin
gençlikle ilişkisini anlamak için liderliğin ne olduğuna
bakmak gerekir.
Liderliğin tanımı ne olursa olsun, kapsam alanına
giren kişi ve kuruluşlarının yararına olan bir sosyal öğe
olduğu açıktır. Ne var ki, bireyin kişiliğini kazanması
her ne kadar bu anne-baba endeksli genlere bağlı
bulunsa da özellikle çevre iletişimin yer aldığı dış
faktörlerin de liderlik oluşumunda önemli unsur
Liderlik ile ilgili yapılan araştırmaların sayısı çok
olmasına rağmen, gençlik liderliği ile ilgili yapılan
çalışmalar sınırlı düzeydedir. Gençlik liderliği, gençlik
gelişiminde, takım çalışması, sorumluluk ve vizyon
sahibi olma gibi özellikleri kapsayan, ayrı bir yeterlilik
alanı olarak ele alınabilir (Edelman ve Diğerleri 2004).
Günümüzde gençlerin akademik yeterlilikleri yanında
öz-farkındalık, öz-etkinlik, benlik kavramı ve duygusal
zekası baskın olan kendine liderlik yapabilen,
kişilerarası iletişimi, sosyal becerisi, karar verme ve
problem çözme gibi özellikleri olan başkasına liderlik
yapabilen ve takım oluşturma, motivasyon vizyon,
toplum hizmeti, planlama, tahmini hedeflere ulaşmak,
strateji geliştirme gibi bir gruba liderlik yapabilen
insanların her alanda tercih edildiği görülmektedir.
Liderlik özelliklerini tespit etmede en geçerli
yöntemlerden biri, liderliği konusunda şüphe
duyulmayan, “evrensel kabul görmüş” liderlerin
otobiyografilerine ulaşmak, davranışlarını
gözlemlemek ve icraatına tanık olmaktır. Bu yöntemle,
liderin tepkileri, düşünce sistemi, kısaca “kişiliği”
hakkında “geçerli” bulgulara ulaşmak mümkün
olmaktadır.
Dönemlerine göre gençliği etkileyen dini liderlere
baktığımızda Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar
bütün peygamberlerin topluma öndelik yaptığı
görülmektedir. Bu süreçte son peygamber olan
Hz. Muhammed’in liderlik yönüne baktığımızda
kendisi toplumunun hem lideri, hem idarecisi oldu.
Bir yandan maddi-manevi hedefler gösterip halkı
motive etti; bir yandan da bunu nasıl yapacaklarını
göstermek üzere organize etti ve onlara her an eşlik
ederek yol gösterdi.
Dünya tarihinde yönetici olan çok insan oldu. Fakat
bunların çok azı gençliğe yol gösterici lider olmayı
başardı. Bu süreçte iz bırakan Odysseus, Büyük
İskender, Hannibal, Jül Sezar, Şarlman, Cengiz Han,
Fatih Sultan Mehmet, Birinci Elizabeth, İkinci Joseph,
Napolyon, Abraham Lincoln, Churchill ve Atatürk’ü
sayabiliriz.
Günümüzde bazı insanların kendi ülkelerine
ve doğdukları coğrafyaya yaptıkları katkılara
baktığımızda bıraktıkları miras ile lider oldukları
görülmektedir. Bu bağlamda İbrahim Çeçen’in
Türkiye’nin en geri kalmış illerinden bir olan ve
haritada yeri bile bilinmeyen Ağrı’nın adını dünyaya
tanıtması, fakir ilin başarılı öğrencilerine burs vermesi
ile topluma faydalı bireyler yetiştirerek liderlik yaptığı
görülmektedir. Kendi deyimi ile “Buradan mezun
olacak evlatlarımız bizim öz varlığımız, zenginliğimiz
olacaktır“sözü ile umut bağlanılan bir lider olmaya
devam edecektir.
Yrd. Doç. Dr. Mehmet TEYFUR
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi,
Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı
KAYNAKÇA
Edelman, A., Gill, P., Comerford, K., Larson, M. & Hare,
R.(2004). Youth Development and
Youth Leadership: A Background Paper.
Institute for Educational Leadership, National Collaborative on Workforce and Disability
forYouth, Washington
Eraslan, L. (Ed.).(2013). Gençlik Temalı Lisansüstü Tez
Bibliyografyası. Ankara: Dinamik
Akademi.
Heifetz, R. (2006). Foreword. New Directions for Youth
Development, 2006(109), 1-2.
SETA(2012). Türkiyenin Gençlik Profili. Ankara: SETA
Yayınları
OECD[Organisation For Economic Co-Operation And
Development].(2013). OECD.StatExtracts.
Retrieved August 15
Poyraz, T., Zorlu, A., Şahin, B. ve Arıkan, G. (2003).
Üniversite gençliğinin güncel sorunlara
bakışı: H.Ü. sosyoloji bölümü öğrencileri örneği.
Hacettepe Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Dergisi, 20(1), 1-32.
Özbay, H., & Öztürk, E. (1992). Gençlik. İstanbul: İletişim
Tezcan, M. (1978). Boş zamanların değerlendirilmesi
sorununun sosyolojik ve eğitimsel yönleri.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi,
11(1), 165-180.
27
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
olduğu göz ardı edilmemelidir. Liderlik özellikleri
farklı ekonomik, sosyal ve bireysel faktörlerden
etkilenebilmektedir. Gençlerdeki potansiyel liderlik
özelliklerinin tanımlanması ve değerlendirilmesi
sağlanırsa, gençlerin liderlik özelliklerinin
sürdürülmesi sağlanacaktır.
ÜNİVERSİTE HABERLERİ
ÜNİVERSİTEMİZ KÜTÜPHANESİ
7 YILDA 4 KAT BÜYÜDÜ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
7000 Kitaptan
25000 Kitap’a
28
Üniversitemiz kütüphanesinden yararlanan öğrenci
sayısı 7 yılda 6 kat artarak bin 500’den 9 bin 500’e
ulaşırken, kitap sayısı da aynı dönemde yaklaşık 4 kat
artarak 7 binden 25 bine ulaştı.
‘Doğudan Yükselen Işık’ sloganı ile 2008 yılında
yola çıkan üniversitemiz, fiziki gelişim, akademik,
idari personel ve öğrencisi sayısındaki hızlı artışı
yazılı eserlere de yansıttı. Üniversitemizin Sağlık
Yüksekokulu Yerleşkesinde bulunan kütüphanede,
2008 yılında 7 bin olan kitap sayısı 2009’da 12 bin
350, 2010’da 12 bin 548, 2011’de 13 bin 300, 2012’de
13 bin 410, 2013’de 15 bin 397, 2014’de 19 bin ve
2015’de 25 bin kitap sayısına ulaştı. Kütüphaneden
faydalanan öğrenci sayısı ise 2008’de bin 536 iken bu
sayı 2009’da 3 bin 478’e, 2010’da 4 bin 597’e, 2011’de
5 bin 900’e, 2012’de 6 bin 414’e, 2013’de 6 bin 619’e,
2014’de 8 bin 765’e ve 2015’de 9 bin 500’e ulaştı.
Üniversitelerin kalkınması ve gelişmesinde
kütüphanelerin önemli bir yere sahip olduğunu
belirten Rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, 2008’de
7 bin olan kitap sayısını 2015’de 25 bine ulaştırarak
öğrencilere zengin bir kaynak sunduklarını söyledi.
Prof. Dr. ASLAN: “Her geçen yıl üye ve envanter
sayısını arttıran kütüphanemiz, öğrencilerin
araştırma ve okuma faaliyetlerini etkin bir şekilde
gerçekleştirmelerine de hizmet etmektedir” dedi.
Üniversitemizde öğrencilere, kariyer planlaması
ve iş olanakları anlatıldı. Nezahat Çeçen Konferans
Salonunda gerçekleştirilen konferansa, Rektör
Yardımcımız Prof. Dr. Kemal POLAT, İÇTUR İnsan
Kaynakları Müdürü Ferda KELEŞ, akademisyenler, idari
personel ve öğrenciler katıldı.
Programın açılışında konuşan Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Kemal POLAT, “Doğu Anadolu Bölgesi’nin
en önemli eğitim kurumlarından biri haline gelen
üniversitemiz, eğitim öğretimin yanı sıra düzenlediği
konferanslarla öğrencilerimizin bilgi birikimlerini
artırmayı amaçlamaktadır” dedi.
‘Kariyer Planlaması ve İş Olanakları’ konulu
konferansta konuşan ICF Airport Yönetim Kurulu Üyesi
Abdullah KELEŞ, öğrencilere ilk olarak yaşamından
kesitler sundu. İbrahim Çeçen Holding’in yapıtları ve
çalışmaları hakkında bilgi veren KELEŞ: “Sayın İbrahim
ÇEÇEN, oğullarına ve çalışanlarına her zaman ‘şimdiye
kadar gerçekleşmiş yapı ve çalışmalarım arasında
benim için en önemli olan ve en çok gurur duyduğum
çalışmam, üniversitemizin kurulmasıdır’ demektedir.
Sayın ÇEÇEN, Ağrı’da eğitim sistemindeki eksikliğin
giderilmesi ve kentin gelişmesinde potansiyel
sahibi olması için bu üniversitenin kurulduğunu sık
sık dile getirmiştir. Üniversitemizin kurulmasında
ve gelişmesinde emeği geçen Sayın Rektörümüz
Prof. Dr. İrfan ASLAN ile ekibine, akademisyenlere,
idari personele, yatırım yapan dostlara ve en önce
patronum Sayın İbrahim ÇEÇEN Bey’e teşekkür
ediyorum” diye konuştu.
İÇTAŞ- ICF Airports firmasının havacılık sektöründe
önemini anlatan KELEŞ, havacılık sektörünün
Türkiye’nin büyümesine, turizm ve yan dalların
gelişimine yaptığı katkıyı aktardı. Öğrencilere kariyer
noktasındaki yaptığı çalışmaları anlatan KELEŞ, kariyer
planlarken dikkat edilmesi gereken noktalara işaret
ederek İÇTAŞ’ta ki başarılarının sırlarını aktardı.
Personel alımlarında Sayın ÇEÇEN’in üniversitemizde
okuyan öğrencilere öncelik verilmesi yönünde
talimatları bulunduğunu kaydeden KELEŞ, bu talimatı
her zaman göz önünde bulundurduklarını bunun
yanı sıra personel alırken en başta dikkat ettikleri
noktanın yabancı dil bilme olduğunu söyledi. KELEŞ,
“İleriye yönelik bir yol haritası çizilmesi noktasında
sizlere kariyer planlamanız hakkında yardımcı olmak
isterim. Okuduğunuz mesleği yapamayabilirsiniz.
Neye sahip olursanız olun elinizde bulunan imkânları
pazarlamak kariyerinizi en iyi noktaya getirecektir.”
Soru cevapla devam eden program, Prof. Dr. POLAT’ın
ICF Airports Yönetim Kurulu Üyesi KELEŞ’e plaket
takdimi ile sona erdi.
29
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
KARİYER PLANLAMASI SEMİNERİ
ÜNİVERSİTE HABERLERİ
ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNDEN
TÜRK HALK MÜZİĞİ KONSERİ
derlenen potpori parçalar da seslendirdi.
Güzel Sanatlar Fakültesi hocalarının desteği ile
hazırlanan programa akademisyenler, idari personel
ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Büyük bir özveri
ile hazırlanan Türk Halk Müziği orkestramız,
seslendirdikleri şarkılar ile dinleyicilere unutulmaz bir
müzik ziyafeti yaşattı.
Üniversitemiz Müzik Öğretmenliği Bölümü
öğrencileri, Türk Halk Müziği Konseri verdi.
Nezahat Çeçen Konferans Salonunda gerçekleştirilen
konserde Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği
Bölümü öğrencilerinden oluşan Memmedali
MEMMEDALİYEV yönetimindeki koro, Hüseynikten
Çıktım Şeher Yoluna, Suya Gider Allı Gelin Has Gelin
gibi eserlerin yanı sıra Ağrı ve Van yörelerinden
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Rus Dili Ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyelerine Teşekkür
30
Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Rus Dili ve
Edebiyatı Bölümü öğrencileri, İstanbul’da gerçekleşen
“Olimprus II. Rus Dili Yarışması”na katıldı.
Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah
MAĞDEN, Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü
akademisyenlerinin öğrencilere ve kültürel faaliyetlere
verdiği destek ile akademik çalışmalarından dolayı,
teşekkür etti. Prof. Dr. MAĞDEN, üniversitemizin bu
tür çalışmalara verdiği öneme dikkat çekerek, Rus
Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim elemanları adına,
Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şelale RAMAZANOVA’ya
teşekkür belgesi takdim etti.
Öte yandan Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü
akademisyenleri 2015-2016 eğitim-öğretim yılında
yoğun çalışmaları neticesinde 7 adet ders kitabı
yazarak, öğrencilere etkili bir dil eğitimi vermeyi
amaçlamışlardır.
Öğrencilerimizin “Olimprus II. Rus Dili Yarışması”ndaki
performanslarına aşağıdaki linkten ulaşılabilmektedir.
https://www.youtube.com/watch?v=81m_uCkVbsQ
sistemi ile internet üzerinden canlı olarak anlatılırken,
öğrenciler paket program sayesinde ders programı
haricinde de derslerini takip edebiliyor.
Öğrencilerin yöneltecekleri soruları cevaplandırmaları
için dersi veren akademisyenlerin belirlediği
saatlerde ofis çalışmasının yapıldığı uzaktan eğitim
sistemine www.agri.edu.tr web adresi üzerinden
erişim sağlanmaktadır. Uzaktan Eğitim Uygulama ve
Araştırma Sistemi kapsamında 2 yönetici ve 7 öğretim
elemanı, 4 bin 200 öğrenciye ders vermektedir.
Üniversitemizde ilk kez uygulamaya başlanan Uzaktan
Eğitim Uygulama ve Araştırma Sistemi ile 4 bin 200
öğrenciye uzaktan eğitim veriliyor.
2015-2016 eğitim - öğretim döneminde faaliyete
geçen Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Sistemi
ile bu yıl üniversiteye kayıt yaptıran birinci sınıf
öğrencileri zorunlu ortak derslerini, uzaktan eğitim
sistemi ile almaya başladı. Türk Dili ve Edebiyatı ile
Atatürk İlke ve İnkılapları Dersleri uzaktan eğitim
ÜNİVERSİTEMİZDEKİ İNŞAATLARDA SONA YAKLAŞILIYOR
17.595 m2 alanı ile Doğu Anadolu Bölgesinin
En Büyük ve Kapsamlı Kongre ve Kültür Merkezi
Üniversitemiz merkez yerleşkesinde yapımı hızla
devam eden Kongre ve Kültür Merkezi, İslami İlimler
Fakültesi ve Meslek Yüksekokulunun inşaatlarında
sona gelindi.
Ağrı – Erzurum karayolundaki boş arazi üzerine ilk
harcın konulmasının üzerinden henüz 7 yıl geçmesine
karşın fiziki yapılanmasını tamamlama noktasına
gelen üniversitemizde yapımı devam eden inşaatlarda
artık sona yaklaşılıyor. 17 bin 595 metrekarelik
alanı ile Doğu Anadolu Bölgesinin en büyük ve
kapsamlı Kongre ve Kültür Merkezi olma özelliğine
sahip inşaatın büyük bir bölümü tamamlandı.
İshak Paşa Sarayı dış ölçü ve görünümüne sahip
merkezin inşaatında sona yaklaşılırken yine
merkezi yerleşkede yapımı devam eden Selçuklu
mimarisi özelliklerini taşıyan İslami İlimler Fakültesi
ile Meslek Yüksekokulunun inşaatları da hızla
yükselmektedir. İhalesi tamamlanan yarı olimpik
yüzme havuzu kompleksinin temeli atılırken, inşaat
tamamlandığında komplekste fitness ve bowling
salonu ile fin hamamı ve sauna yer alacak.
31
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
ÜNİVERSİTEMİZDE UZAKTAN EĞİTİM
ÜNİVERSİTE HABERLERİ
ÖĞRENCİLERİMİZDEN ATLETİZMDE
BÜYÜK BAŞARI
Üniversitemiz bayan ve erkek atletizm sporcuları,
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa
Kemal ATATÜRK’ün 77. ölüm yıldönümü anısına
düzenlenen “10 Kasım Atatürk’ü Anma Koşusu”nda
ferdi ve takım halinde Türkiye birincisi oldu.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Ankara’da Eski Hipodromda 37 ilden 160 takımdan
709 ve 91 ferdi olmak üzere toplam 800 sporcunun
katılımı ile 10 Kasım Atatürk’ü Anma Koşusu
düzenlendi. Sporcuların ipi önde göğüslemek için
kıyasıya mücadele ettiği koşuda, üniversiteli bayan ve
erkek takımlarında üniversitemiz kız ve erkek atletizm
takımı, hem ferdi hem de takım halinde şampiyon
oldu.
32
6 bin metre erkeklerde Sedat GÖNEN, Sebahattin
YILDIRIMCI, Ramazan KARAGÖZ, Şehmuz SARIHAN ve
Fırat KARAKUŞ rakiplerini geride bıraktı. 4 bin metre
bayanlarda birincilik kürsüsüne Sevilay ERTEMİŞ
çıkarken, 2.’liği Nuran SATILMIŞ, 3.’lüğü Yayla KILIÇ,
5.’liği Sevim KABAY ve 6.’lığı Gülşen KARATAŞ elde etti.
Erkek ve Bayan Atletizm Takımlarımız takım halinde
Türkiye birincisi oldu.
Doç. Dr. Ahmet Ocak AKDEMİR
1985 yılında Diyarbakır’ın Hani ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum-Ilıca’da
tamamladıktan sonra 2002 yılında Erzurum Nevzat Karabağ Anadolu Öğretmen
Lisesinden, 2007 yılında ise Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi
Matematik Öğretmenliği Bölümünden mezun oldu. “Farklı türden konveks fonksiyonlar için
koordinatlarda integral eşitsizlikler” başlıklı doktora tezini tamamlayarak Üniversitemiz Fen
Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümüne öğretim üyesi olarak atandı. 2015 yılında Doçent
unvanı alan Dr. Akdemir, 2012 yılından bu yana Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü görevini
yürütmektedir. Çalışma alanları integral eşitsizlikler ve konveks fonksiyonlar olan Dr. Akdemir
ayrıca Üniversitemizin Eastern Anatolian Journal of Science adlı dergisinin Editör Yardımcısı
ve Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapmaktadır.
Doç. Dr. Figen ATABEY
Ankara doğumludur. Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü’nde, Yüksek Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde
tamamlamıştır. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana
Bilim Dalı’nda 2005 yılında başlamış olduğu “Çanakkale Savaşlarının Deniz Cephesi” konulu
Doktora tez çalışmasını 2010 yılında tamamlamıştır. 2013 yılı Şubat ayından itibaren Ağrı
İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi olarak görev
yapmaktadır. 2015 yılında Doçent unvanını alan Figen ATABEY hali hazırda Tarih Bölüm
Başkanlığı görevini yürütmektedir. Doç. Dr. Figen ATABEY’in Karadeniz’de Türk Donanması
(Atatürk Araştırma Merkezi Yayını-2006), Bir Deniz Subayının İstiklal Savaşı Hatıraları (Deniz
Kuvvetleri Komutanlığı Yayını, 2007), Çanakkale Muharebelerinin Deniz Cephesi (Türk Tarih
Kurumu Yayını, 2014), 1939 Türk-İngiliz- Fransız İttifakı, (IQ Yayınevi, İstanbul, 2014) gibi deniz
tarihi ve siyasi tarih üzerine yayınlanmış birçok kitap ve makalesi bulunmaktadır.
Yrd. Doç. Dr. Ahmet EDİ
1982 yılında Erzurum’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum’da tamamladıktan sonra
2002-2007 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünü
okudu. 2008-2010 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi
Enstitüsünde yüksek lisans öğrenimini “Türk Siyasi Hayatında Prof. Dr. Rıfkı Salim Burçak”
adlı tez çalışması ile tamamladı. 2011-2015 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsünde doktora eğitimini “Ağrı’da İdari ve Siyasi Hayat (1945-1960)” adlı tez
çalışması ile tamamlamıştır. 2011-2015 yılları arasında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Araştırma Görevlisi görev yapan Ahmet EDİ halen aynı
üniversitenin Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Anabilim
Dalında Yardımcı Doçent olarak görev yapmaktadır.
YRD. DOÇ. DR. AHMET EDİ
1982 yılında Erzurum’da doğdu. İlk ve Yrd.
orta öğrenimini
Doç. Dr. Tuğba eğitimini
ÖÇAL “Ağrı’da İdari ve Siyasi Hayat (1945-1960)” adlı
Erzurum’da tamamladıktan sonra 2002-2007
yılları Sivas’ın Suşehri
tez çalışması
ile tamamlamıştır.
2011-2015
1984 yılında
ilçesinde
doğdu. 2007
yılındayılları
Boğaziçi Üniversitesi
arasında Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
arasında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen-Edebiyat
İlköğretim
Matematik
Öğretmenliği
Anabilim
Dalından
mezun
oldu. 2010 yılında
Tarih Bölümünü okudu. 2008-2010 yılları arasında
Fakültesi Tarih Bölümünde Araştırma Görevlisi görev
lisans eğitimini yapan
ODTÜAhmet
Sosyal
Eğitim
Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri veyüksek
İnkılâp Tarihi
EDİBilimler
halen aynıEnstitüsü
üniversitenin
Eğitim Programları ve Öğretimi
Enstitüsünde yüksek lisans öğreniminiprogramında
“Türk Siyasi
Fakültesi
İlköğretim
Bölümü
Bilgiler
Öğretmenliği Eğitim Bilimleri
tamamladı.
Doktora
Eğitimini
iseSosyal
Atatürk
Üniversitesi
Hayatında Prof. Dr. Rıfkı Salim Burçak”Enstitüsü
adlı tez çalışması
Anabilim Dalında
Yardımcı
olarak
görev
İlköğretim Matematik
Eğitimi
BilimDoçent
Dalında
2015
yılında bitirdi. Halen Ağrı
ile tamamladı. 2011-2015 yılları arasında Atatürk
yapmaktadır.
İbrahim
Çeçen
Üniversitesi
Eğitim
Fakültesi’nde
Yardımcı
Doçent
olarak çalışmaktadır.
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde doktora
Araştırma alanları: Öğretmen yetiştirme, okul öncesi dönemde matematik eğitimi, cebirsel
düşünme ve gelişimidir.
33
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
ÜNVANI YÜKSELEN AKADEMİSYENLERİMİZ
IC’DEN HABERLER
ALMAN HEYETİ, 3. KÖPRÜ PROJE SAHASI’NA
TEKNİK GEZİ DÜZENLEDİ
3. Boğaz Köprüsü,
özellikleriyle şu anda
dünyadaki en önemli
köprü projesidir.
ICA’nın hayata geçirdiği 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey
Marmara Otoyolu Projesi üniversiteler ve yurtdışından
ilgi görmeye devam ediyor.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Almanya’dan gelen inşaat mühendisleri ve
akademisyenlerden oluşan 3. Boğaz Köprüsü proje
sahasını ziyaret etti.
34
30 kişilik heyet, Proje Yönetim Ofisi Direktörü Cem
Erer tarafından karşılandı. Heyete, öncelikle 3.
Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi
hakkında bilgi verildi. Proje Yönetim Ofisi Direktörü
Cem Erer’in hazırladığı sunumu izledi ve projede
gelinen son noktayı detaylı bir şekilde öğrenme fırsatı
buldu. Çalışmaların devam ettiği köprü kulelerinin
bulunduğu şantiye alanını gezen ziyaretçiler;
köprü ve otoyolla ilgili merak ettikleri soruları proje
çalışanlarına yöneltti.
Heyette bulunan Kuzey Bavyera Eyaleti Otoyol
İnşaat Direktörü Andreas Eisgruber, “Biz bir inşaat
mühendisleri heyeti olarak buraya geldik. İstanbul’a
gezi düzenledik. 3. Boğaz Köprüsü büyük ilgimizi
çekti.
Şu anda Almanya’da devam eden bu kadar büyük bir
proje yok. 100 kilometreden uzun bir otoyol projesi
ve 3. Boğaz Köprüsü. Buraya teknik gezi düzenledik.
Köprünün elbette bir yararı da olacak. Günde 200
binden fazla araç köprülerden geçiyor. Bu projenin
de trafiğe faydalı olacağı bir gerçek. 3. Boğaz Köprüsü
tüm boyutlarıyla çok ilginç ve sonuç itibariyle çok
estetik bir poje.” dedi.
Nürnberg Üniversitesi Uygulayıcı Bilimler Üniversitesi
İnşaat Mühendisliği Bölümü Dekanı Prof. Dr. Thomas
Friemann ise, projenin çok ilginç olduğunu belirterek,
“Almanya’da bilgimiz vardı. Geçen yıldan bilgimiz
de vardı. Burada çok büyük bir mühendislik çabası
görüyoruz. Çok özel bir şantiye sahası. Yapım sırasında
ortaya çıkan birçok soruna burada çözüm bulunuyor.
3. Boğaz Köprüsü, özellikleriyle şu anda dünyadaki en
önemli köprü projesi.” diye konuştu.
İsveç Dışişleri Bakanlığı
Avrupa İşleri Bölümü Direktörü
Mikaela Granit Kumlin,
3. Köprü’nün Türkiye’nin en büyük
altyapı projelerinden biri olduğunu
söyledi,”Çalışmaları ve
projenin boyutlarını merak ediyorduk, çok
ilginç bir tecrübeydi” dedi.
İsveç’ten işadamlarından, hükümet ve başkonsolosluk
yetkililerinden oluşan heyet, 3. Köprü Proje sahasına
teknik gezi düzenledi. Ziyarette İsveç Dışişleri
Bakanlığı Avrupa İşleri Bölümü Direktörü Mikaela
Granit Kumlin ve İsveç’in İstanbul Başkonsolosu Jens
Odlander de vardı.
40 kişilik heyet öncelikle Proje Yönetim Ofisi Direktörü
Cem Erer’in hazırladığı sunumu izledi ve projede
gelinen son noktayı detaylı bir şekilde öğrenme
fırsatı buldu. Heyet çalışmaların devam ettiği köprü
kulelerinin bulunduğu şantiye alanını da gördü;
köprü ve otoyolla ilgili merak ettikleri soruları proje
çalışanlarına yöneltti.
İsveç Dışişleri Bakanlığı Avrupa İşleri Bölümü
Direktörü Mikaela Granit Kumlin, 3. Köprü’nün
Türkiye’nin en büyük altyapı projelerinden biri
olduğunu söyledi,”Çalışmaları ve projenin boyutlarını
merak ediyorduk, çok ilginç bir tecrübeydi” dedi.
İsveç Dışişleri Bakanlığı Avrupa İşleri Bölümü
Direktörü Mikaela Granit Kumlin, “Bu proje
Türkiye’deki en yeni ve en büyük altyapı projelerinden
biri.
Daha önce İsveç İskan ve Şehircilik Bakanı Mehmet
Kaplan da bu projeyi görmüş, bize iletmişti. İsveçli bir
şirketin de yer aldığı bu projede gidişatı ve yapılan
çalışmaları merak ediyorduk. Bizim bölümümüz
açısından önemli olan şey, projenin trafiği nasıl
etkileyeceği. Günlük hayata etkisi konusunda
yeterince bilgilendirildik. Yapım metodolojisi ve
teknolojisi konusunda da çok önemli bilgiler aldık.
Biliyoruz ki, bu projeyle 2 kıta yeniden biraraya
gelecek ve yeni kurulacak büyük havalimanıyla
bağlantı sağlanacak. Bu tür altyapı projelerinde,
yapım aşamasında mühendislik sorunlara nasıl çözüm
bulunduğunu ilk elden öğrenmek her zaman önemli.
Bizim tüm çalışanlarımız için çok ilginç bir deneyimdi”
ifadesini kullandı.
35
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
İSVEÇ HEYETİ, 3. KÖPRÜ PROJE SAHASI’NA
TEKNİK GEZİ DÜZENLEDİ
IC’DEN HABERLER
3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ VE KUZEY MARMARA
OTOYOLU PROJESİ’NDE 64 VİYADÜKTEN 36’SI
TAMAMLANDI
ICA’nın hayata geçirdiği 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey
Marmara Otoyolu Projesi’nde viyadüklerin 7’si daha
tamamlandı. Böylece, proje kapsamında toplamda 64
viyadükten 36’sında çalışmalar tamamlanmış oldu.
3. Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi
kapsamında inşa edilen 116 kilometrelik otoyolda
viyadükler önemli bir yer tutuyor. Otoyolun 13.5
kilometrelik kısmı viyadük üzerinden geçilecek.
Çalışmalar kapsamında viyadüklerin 7’si daha
tamamlandı. Böylece toplamda 36 adet viyadük
ulaşıma hazır hale getirildi.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Proje yetkilisi, viyadüklerdeki çalışmaların eş zamanlı
şekilde yürütüldüğünü belirterek,
36
“Birçok viyadükte çalışmalar şu an eş zamanlı olarak
devam ediyor. Ekim ayı sonu itibariyle, yaklaşık 220
metre uzunluğundaki viyadük 3(tek kollu), 415 metre
uzunluğundaki viyadük 10(çift kollu), 687 metre
uzunluğundaki viyadük 25(çift kollu), ve 336 metre
uzunluğundaki viyadük 30(çift kollu) da çalışmalar
sona erdi. “ dedi.
Bu sonuçla, 13.5 kilometrelik viyadük inşaasında 6,
5 kilometrelik bölümde çalışmalar tamamlanmış
oldu. Bu, proje kapsamında toplamda 64 viyadüğün
36’sının, yani yarıya yakınının inşasının bittiği
anlamına da geliyor.
Proje yetkililerinin belirttiği üzere, viyadüklerin
tamamlanmasıyla proje çerçevesindeki ulaşımın
hızlanması bekleniyor.
3. KÖPRÜ PROJESİ’NDE,
EĞİK ASKI HALATLARI’NIN
MONTAJ İŞLEMİNDE
SONA GELİNİYOR.
ICA’nın hayata geçirdiği 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey
Marmara Otoyolu Projesi’nde, köprüyü taşıyacak
iki sistemden biri olan eğik askı halatlarının montaj
işlemlerinde sona geliniyor. Eğik askı halatlarından
156 tanesinin montaj işlemi tamamlandı. 3. Köprü
Projesi’nde ana açıklıktaki 44 çelik tabliyenin
asılmasında kullanılacak eğik askı halatların 5’te
4’ünden fazlasının montaj işlemi bitirilmiş oldu.
3. Köprü Şantiye Saha Şefi, “Ekim ayı sonu itibariyle;
Avrupa ve Asya yakasında D00 numaralı geçis
segmentiyle birlikte Avrupa’da 21, Asya’da 20 çelik
tabliye yerine konulmuş oldu. Ekim ayı içerisinde
karşılaştığımız kötü hava ve deniz koşullarına rağmen,
planladığımız gibi ay sonu itibariyle hedefimize
ulaştık.
Tamamlanan çelik tabliyeler 156 adet eğik askı
halatına taşıtıldı. Bu halatlarda toplam 5 bin 500
kilometreye yakın kablo kullanıldı. Bu rakam toplam
metrajımızın yaklaşık yüzde 85’ini oluşturuyor.” dedi.
21.çelik tabliyeden sonra eğik askılı halatların
konulması işleminde değişikliğe gidileceğini belirten
3. Köprü Şantiye saha şefi, “Deniz yoluyla gelen
çelik tabliyeleri artık askı halatlarıyla kaldırmaya
başlayacağız. Yani, yeni yapım yöntemimize göre;
sadece eğik askı halatlar değil aynı zamanda
ana halata bağlayacağımız askı halatları da çelik
tabliyelerin taşıtılmasında görev almaya başlayacaklar.
Bundan dolayı kalan son 2 halat olan 21. ve
22.eğik askı halatlar yapım yöntemimize göre farklı
aşamalarda bağlanacaklar.” ifadesini kullandı.
Toplam ağırlığı 8787 ton olan, eğik askı halatlarının
uzunlukları ise 154 ile 597 metre arasında değişiyor.
Çapları 225 ile 315 milimetre olan ductların içinde
yer alan halatların toplam büklüm uzunluğu 6500
kilometreye kadar ulaşıyor. Her bir büklüm içinde çapı
5.2 milimetre olan, 7 adet tel bulunuyor.
37
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
EĞİK ASKI HALAT MONTAJINDA
5500 KİLOMETRE KABLO ÇEKİLDİ
IC’DEN HABERLER
KITALARIN YENİDEN BİRLEŞMESİNE 391 METRE KALDI
Köprü Projesi’nde 59 çelik tabliyeden 42’sinin
montaj ve kaynak işlemi tamamlandı. Asya ve Avrupa
yakasının birleşmesine sadece 391 metre kaldı.
ICA’nın hayata geçirdiği 3. Boğaz Köprüsü’nde çelik
tabliye montaj işlemlerinde ilk aşama bitirildi. En ağırı
923 ton olan 59 çelik tabliyeden 42’sinin montaj ve
kaynak işlemleri sona erdi. Avrupa ve Asya kıtasının
bir kez daha buluşması için 391 metre kaldı. Çelik
tabliye montaj ve kaynak işlemlerine “Lifting Gantry”
adı verilen yeni dev vincin kurulum işlemlerinin
bitmesi sonrası yeniden başlanacak.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
3. Köprü Çelik Tabliye Sorumlusu, normalde ortalama
9 günlük sürede bir, her iki yakaya birer adet çelik
tabliye konulduğunu hatırlatarak, “Mart ayının
sonunda başlayan çelik tabliye montaj işlemlerinde
yeni bir aşamaya geçildi. Avrupa ve Asya yakasında
D00 numaralı geçiş segmenti dahil Avrupa ve Asya
38
yakalarında 21’er çelik tabliye konuldu. Son çelik
tabliyenin yerine koyması ile birlikte iki kıta arası
mesafe 391 metreye düştü. Çelik tabliye montaj
işleminde daha önce “Derrick Crane” adı verilen
vinçler kullanılıyordu. Şimdi ise, Lifting Gantry” adı
verilen farklı bir vinç kullanılmaya başlayacak. Bu
vinçle birlikte köprünün tabliyelerin tamamının
önümüzdeki aylar içerisinde 3. Boğaz Köprüsü üzerine
yerleştirileceğini göreceğiz.” dedi.
59 adet çelik tabliyenin yapımı için ise toplam üç
fabrika sahasında gece-gündüz 1500 kişi çalışıyor.
Güney Kore’den gelen çelik saçlar, İzmit Gebze’deki
imalathanede panel üretimine hazır hale getiriliyor,
ardından İstanbul Tuzla’daki fabrikada panel
üretimine geçiliyor. Panellerin üretimi sonrası, çelik
tabliyelerin oluşturulması için Yalova Altınova’ya sevk
ediliyor.
TREDAŞ‘DA ‘YEŞİL OFİS’ DÖNEMİ
TREDAŞ, Yönetim Sistemleri Kapsamında; 9001
Kalite Yönetim Sistemi, 10002 Müşteri Memnuniyeti
Yönetim Sistemi, 18001 İş Sağlığı Ve Güvenliği
Yönetim Sistemi, 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim
Sistemi ve 14001 Çevre Yönetim Sistemi standartları
kapsamında 5 ayrı sisteme ait gereklilikleri sağlayarak
belgelendirme çalışmalarını tamamladı.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
39
-SANAL ARŞİV 2016 YILINDA DEVREDE
Sistemlerin güvenliğinin, güncelliğinin ve
gelişiminin hızla devam ettiği TREDAŞ‘da 2016
yılında devreye alınacak olan Sanal Arşiv Proje
çalışmaları da hızla devam ediyor. Sanal arşiv ile
şirket dokümantasyonunun ve müşteri evraklarının
sayısallaştırılarak elektronik ortamlardan takibi ile
şirket ve müşteri dokümanlarına hatasız ve hızlı erişim
imkanı sağlanacak.
yoğunlaşmaktadır. İlki, verimlilik, güncel
Malzeme yönetimi, İnsan kaynakları ve
2013 yılında da yüzde 99,6 seviyesinde
TREDAŞ
Sistemleri
Sorumlusu
Pervaneli,
teknolojilerin
uyarlanarak
geliştirilmesi Fatih
gerçekleştirdik. 2014 yılında ise
tahsilat Yönetim
Bakım
onarım süreçlerinin entegre bir
Elektronik Belge
Yönetim
Sistemi
elden şekilde
ele kağıt
ve sahaya
uygulanması,
diğeri iseile
uzun
oranımız yine yüzde 99,6 seviyesinde
çalışması için gerekli yapının
vadelikopyalamanın
ihtiyaçlar, sektörel beklentiler
ve
kurulması
5,5 ay gibi kısa bir sürede
dolaştırmanın,
ve kaybolmanın,
yanlış
Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ),gerçekleşmiştir.
müşterilerinin
regülasyonlara, Müşteri beklentilerine
sağlanmıştır.
Devlet
geleneklerine,
devletin
yapısına
dosyalama
ve
dokümanları
bulmak
için
zaman
elektrik enerjisini, yeterli, kaliteli ve sürekli şekilde
ve proses teknolojilerine uyumlu,
alışmış, yıllarca devlet geleneğiyle
SAP İSU uygulamasının dağıtım
kaybının
ortadan
kalktığını
belirtti.
almaları için çalışmalarını aralıksız sürdürürken,
güncel trendleri
takip eden
ve somut
çalışmış bir şirketi özel sektöre adapte
faaliyetine yönelik modülleri de kısa
ölçüm
sonuçlarına
dayanan
bir
yapı
sistemlerin işlevselliğini arttırmak ve etmek
sürekli
iyileşen
kolay
değildir. Bu konuda
süredebir
hizmete alınacaktır. Tredaş’ın
Pervaneli, “Yönetim
Sistemleri
ekibimizle,
kısa
oluşturmaktır.
da Yönetim
önemli mesafeler kat ettiğimizi
bir yapı kurmak adına Elektronik Belge
böylelikle
Türkiye’de dağıtım süreçlerini
sürede
Yönetim
Sistemlerinin
gerekliliklerini
tüm
20 bin km2 alanda 300 bin direk, 20 bin
düşünüyorum. Şirketimiz çalışanlarını,
kurumsal kaynak planlama yazılımı
Sistemini (EBYS) devreye aldı.
birimlerin katılımını
tamamladık. Yönetim
km hat, 10 binsağlayarak
trafo ve 1500 personel
hedef odaklı çalışan, verimli, müşteri
ile entegre ederek bütünsel bir bilgi
ile
yaklaşık
1
milyon
müşteriye
sağlanan
memnuniyeti
ve
karlılığı
ön
planda
tutan
Sistemleri
ile
kurumsallaşma
çalışmalarına
destekaltyapısını oluşturan dağıtım
EBYS ile birlikte, şirket içi süreçlerin ve diğer
sistemleri
hizmet ile ilgili operasyonu teknoloji
bir felsefeye oturttuk.
sağlanarak
tüm
şirket
süreçlerinin
diğer
teknolojik
şirketi olmuştur.
kurumlar ile yapılan yazışmaların elektronik ortamda
altyapısı kullanılarak, verimli, kaliteli ve
yatırımlarladoğru
bütünleşmesi
ve iş standartlarının
-TREDAŞ’ın
yatırımlarından bahsedebilir
ilerlemesine olanak sağlandı. Süreçlerin
elektronik
Türkiye’nin elektrik dağıtımında ilk saha
bir şekilde yönetilmesi
için yoğun
otomasyon altyapısı devreye alınmıştır.
sağlanmasışekilde
yolunda
önemli
adımlar
attık. TREDAŞ,
çalışıyoruz.
Bu bakımdan
alana
ortama aktarılmasına başlanmasıyla, misiniz?
‘Yeşil Ofis’
SAP tabanlı bir sistem olan “İş Gücü
Özelleşme
öncesi
yatırımlara
hakim
olmamız
çok
önemlidir.
Alana
teknolojik alt yapısını her geçen gün güçlendirerek
felsefesini benimseyen TREDAŞ, kağıt kullanım
Yönetimi” sistemi ile de hizmet kalitesini
baktığımızda bölgemize 20 milyon TL
hakim olmanın en önemli ve kolay yolu
müşterilerine en iyi hizmeti vermek için çalışmalarını
oranını ciddi ölçüde azalttı. Bunun yanında
EBYS
iyileştirecek süreçler elektronik ortama
civarında yatırımlar gerçekleştiriliyordu.
da teknolojiyi kullanmaktan geçmektedir.
sürdürmektedir”
konuştu
ile çalışanların evrak dolaşımından doğan
iş gücü 2012 yılından
taşınmıştır. Coğrafi bilgi sistemleri ve
Şirketi devraldığımız
Örneğin;şeklinde
saha faaliyetleri
yönetim sistemi
ve zaman kaybının da azalması ile verimliliğin
artması sağlanmış oldu. TREDAŞ ayrıca, müşteriler ile
yazışmalarını Elektronik ve Mobil imzalar ile yürüterek,
müşterilerinin şikayetlerini interaktif kanallar
üzerinden takip etmesine olanak sağladı.
5 AYRI SİSTEME AİT GEREKLİLİKLER YERİNE GETİRİLDİ
TREDAŞ, Kasım ayında gerçekleşen yönetim
sistemleri denetimlerinde başarı sağlayarak, Türkiye
Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) onaylı Yönetim
itibaren geçmişin de açığını kapatacak
Sistemleri belgelerini almaya hak kazandı.
şekilde, 62 milyon TL, 2013 yılında da
68,7 milyon TL yatırım yaptık. 2014
yılında da 61,9 milyon TL yatırımımız
gerçekleşti. Bu yatırımların büyük kısmı
tesis yatırımlarından oluşuyor. Biz bu
tesisleri yaptıkça, düşen kayıp-kaçak
oranları, azalan müşteri şikayetleri ve
kesintiler olarak olumlu neticelerini
ile arıza bakım onarım ekiplerimiz
tablet ile birçok işlem gerçekleştiriyor.
Şirketimiz, teknolojik alt yapısı sayesinde
ayda ortalama 300.000 işlemi tablet
üzerinden yapmaktadır.
-TREDAŞ’ta teknolojik alt yapı
konusunda şimdiye kadar yapılanlar
nelerdir?
TREDAŞ’ın özelleşmesi sonrası en çok
uzaktan sayaç okuma projeleri de dahil
olmak üzere gelişmiş otomasyon projeleri
tamamlanmış ve geliştirme çalışmaları
devam etmektedir.
- Teknolojik yatırımlarda önümüzdeki
süreçte yapmayı planladıklarınız
nelerdir?
2015 yılı projelerimize baktığımızda,
IC’DEN HABERLER
IC İÇTAŞ ENERJİ YATIRIM HOLDİNG AŞ’NİN
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI
Şirket bünyesinde hayata geçirilen projeler ile
birlikte tüm çalışanlarımıza verilecek olan eğitimler
ile sürdürülebilir çevre bilincini oluşturmak ve
geliştirmek,
Sürdürülebilir atık yönetimi ve gerçekleştirilecek olan
en iyi uygulamalar ile kirliliği kaynakta azaltarak atık
oluşumunun en aza indirilmesini, tekrar kullanımını
ve geri kazanımını sağlamak,
IC İÇTAŞ Enerji Yatırım Holding A.Ş., enerji sektöründe
ülke ekonomisine katkı ve istihdamın sürekliliğini
sağlayarak öncü kuruluş olma yolunda ilerlerken,
Türkiye’deki ve Dünyadaki çevre standartlarını ve en
iyi teknolojileri kullanarak sürdürülebilir bir çevre
performansı sergilemeyi hedeflemektedir.
Yönetim Sistemlerini etkin bir şekilde uygulamak
ve bu kapsamında Çevre, İSG ve Sosyal Risk
değerlendirmesi yaparak hedefimize sistematik olarak
yaklaşmak,
Bu hedefimizi gerçekleştirirken aşağıdaki ilkeler
doğrultusunda hareket etmeyi benimsiyoruz;
İşletilmesi planlanan veya işletmede olan proje
faaliyetlerine ilişkin inşaat, işletme ve kapama
aşamalarında, Türk Çevre Mevzuatı ve ilgili diğer
mevzuat hükümlerine uymak ve uluslararası
standartlar ile en iyi uygulamaları gerçekleştirmek,
Madencilik faaliyetleri sırasında ve sonrasında
bozulan arazinin doğaya yeniden kazandırılmasını
sağlamak,
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Sürdürülebilirlik yaklaşımı ile doğal kaynakların
ve ekolojik türlerin korunması yönünde çalışmalar
yapmak,
40
Üretim ve hizmetlerden kaynaklanan CO2
emisyonlarını azaltmak,
Faaliyetlerimizden kaynaklanacak olan çevresel ve
sosyal etkiyi en aza indirgeyebilmek için sürdürülebilir
politika doğrultusunda ilk yatırım maliyetlerinin
yüksek olması seçeneğini 2. plana koyarak çevreci
ve uygun üretim teknolojilerini seçmek ve sürekli
geliştirmek,
Gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerin tüm aşamalarını
gözden geçirerek sürdürülebilirlik uygulamalarını
sürekli olarak geliştirmek ve iyileştirmek,
Çalışanlarımıza, alt yüklenicilerimize ve
tedarikçilerimize çevresel ve sosyal sorumluluk
olgusunu yaygınlaştırmak,
Sürdürülebilir çevresel politika uygulamalarını şeffaf
bir şekilde paydaşlarla paylaşmak.
Yeniköy – Kemerköy Santralleri etki alanı çevresine,
maden sahalarının doğaya yeniden kazandırılması
planı kapsamında kapanacak olan alanlara ya da
Orman Bölge Müdürlüğü tarafından önerilen en
uygun yere devirden sonraki ilk 5 yılın sonunda
toplam 5 milyon, 10 yılın sonunda da ise 10 milyon
adet ağaç dikilmesi hedeflenmektedir.
Ağaç dikiminin yanı sıra, santrallerdeki rehabilitasyon
çalışmaları ile önemli ölçüde bir emisyon azaltımı
sağlanacaktır.
YENİKÖY – KEMERKÖY ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR
Ruhsat alanı içindeki kömür sahalarının tümünde
arkeolojik alan tespitleri yapılmış olup, bu alanların
kömür üretim faaliyetlerine izin verilecek şekilde
kullanıma açılması için Kültür Bakanlığı ilgili
birimlerinin katılımı ile yürütülen kurtarma kazı
çalışmaları devam etmektedir.
Tüm kazı giderleri ile çıkan eserlerin açık alanlarda
(Arkeopark alanında) sergilenmesi için her
türlü düzenleme giderleri şirketimiz tarafından
karşılanmaktadır. Buna ilave olarak çıkarılan eserlerin
teşhiri için bir müze kompleksi yapımı da şirketimizce
Kültür Bakanlığı arasında yapılacak olan protokol ile
yürütülecektir.
Milas yerleşimi içindeki “Uzunyuva”, “Kıral Mezarı” ve
çevresinin resterasyonu çalışmalarının sponsorluğu
TKİ’den devralınarak devam ettirilmektedir.
41
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
YENİKÖY – KEMERKÖY ÇEVRE PROJELERİ
IC’DEN HABERLER
“AVRUPA’NIN EN BÜYÜK DÜNYANIN DA TEK
PARÇA EN BÜYÜK HASTANELERİNDEN BİRİ”
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Bilkent Entegre Sağlık Tesislerinin şantiyesinde
incelemeleride bulunan Sağlık Bakanı Mehmet
Müezzinoğlu, “Türkiye, sağlık alanında sessiz
dönüşümleri ve önemli adımlardan birisi de bu şehir
hastaneleriyle atıyor. Bilkent Entegre Şehir Hastanesi
3 bin 680 yatak kapasiteli. Türkiye’de ve Avrupa’da en
büyük hastanelerden biri olacak. Avrupa’nın en büyük
dünyanın da tek parça en büyük hastanelerinden
biri. Kapalı alan olarak da yaklaşık 1 milyon 300 bin
metrekare kapalı alanı olacak. Son derece ileri tıbbi
teknoloji ile donatılacak olan hastaneyi seneye
bu vakitlerde Ağustos ayına geldiğimizde açılışını
planlayacağımız günler olacak.
42
Mersin Entegre Şehir Hastanesi de 2016 yılının Şubat
ayında teslim edilecek. Son 4 yıl da sağlık tesislerini,
sıfırdan, yeniden, ileri teknoloji yapmış, donatmış
yaklaşık 95 bin yatak kapasiteyi tamamlamış bir ülke
olacak ve dünyada da bir numara olma iddiasını güçlü
hale getirecek” diye konuştu.
Bakan Müezzinoğlu, “İnşaatın kaba inşaatı yüzde
70’leri geçmiş durumda. Her türlü projelendirmeyi,
ameliyat hanesi, laboratuvar, bütün fiziksel
mekanların planlamasıyla hızlı giden bir inşaat süreci
var. Bilkent Entegre Şehir Hastanesi’ne Ulaşım ile ilgili
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, bakanlığımız
ve Ulaştırma Bakanlığı ile çalışmalar yaparak
planlıyoruz. Buraya acil hizmetlere gün gelecek günde
asgari 3-4 bin gibi bir acil hasta gelecek. Günlük
yaklaşık 30 bin gibi normal hasta gelecek. Ulaşımı,
Yatırımlar Genel Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi
ve Ulaştırma Bakanlığı ile koordineli çalışmalarını
sürdürüğünü ayrıca, şehir hastanelerine tıbbi cihaz
alımlarında asgari yüzde 20 yerli ürün alınacağına
dikkat çekerek, Sağlık Bakanlığı’nın da şehir hastanesi
kampüsü içinde yer alacağını bildirdi.
Türkiye’de DİA Holding bu sene ikincisi düzenlenen
Bonds & Loans Turkey Awards tarafından seçildiği üç
kategoride ödüle layık görüldü.
Türkiye’nin sağlık alanındaki en büyük Kamu Özel
İşbirliği (KÖİ) Projesi ve Avrupa’nın en büyük,
Dünyanın tek seferde inşa edilen en büyük hastanesi
olan 1.2 Milyar Euro tutarındaki Bilkent Entegre Sağlık
Kampüsü Projemiz Bonds&Loans Turkey Awards
tarafından 100 aday arasında yılın En iyi Altyapı
Finansmanı ödülüne layık görüldü. Projemiz aynı
zamanda Yılın En İyi Proje Finansmanı ve Yılın En İyi
Sendikasyon Kredisi kategorilerinde ikinci gelerek
aday olduğu üç dalda ödül kazandı.
Ödüle, 1 Ağustos 2014 – 31 Temmuz 2015 arasında
finansal kapamaya ulaşmış projeler başvurmuş olup
yapılan başvurular arasından, Ankara Bilkent Entegre
Sağlık Kampüsü projesi, 100 aday arasından Yılın En
İyi Altyapı Finansmanı, Yılın En İyi Proje Finansmanı,
Yılın En İyi Sendikasyon Kredisi kategorileride ilk üçe
alınmıştır. Ön elemeden geçen projeler için halka açık
bir oylama düzenlenmiştir.
Oylamanın sonuçlanması akabinde 21 Kişiden
oluşan bir Seçici Komite Projenin yapılandırılmasında
diğer projelerden ayrışan yönleri, finansman
yapılandırmasında ne kadarözerk ve benzersiz
olduğu, maliyet ve uygulamasındaki özellikleri,
vadesi, sendikasyon tarafları, piyasaya kattığı
artıdeğerleri, Türkiye için stratejik önemi, gibi konuları
dikkate alarak, kazananları belirlemiştir.
43
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
DİA ‘’BONDS &LOANS TURKEY AWARDS’’
ÜÇ KATEGORİ DE ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ..
MAKALE
DİYADİN (AĞRI) İLÇESİNDE JEOTERMAL SERACILIK
Gelişen günümüz modern tarım teknolojileri
kullanılarak jeotermal enerji potansiyeline sahip
alanlarda olumsuz iklim koşulları kısmen kontrol
altına alınarak seracılık Akdeniz ve Ege kıyılarının
dışına çıkmış ve kıyıdan uzak iç kesimlerde de önemli
bir ekonomik faaliyet özelliği kazanmaya başlamıştır.
coğrafi faktörler arasındaki ilişki ele alınmıştır. Çalışma
alanı Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat- Van
Bölümü’nde bulunan Ağrı ili Diyadin ilçesidir. Jeolojik
yapısından dolayı sıcak su kaynaklarının çok olması
ve ulaşım kolaylığı gibi avantajlar neticesinde
ilçede son bir yıl içinde jeotermal sera yatırımları
başlamıştır. Mevcut jeotermal sera alanlarında hali
hazırda domates üretimi yapılmakta olup, üretimin
tamamı şimdilik iç pazarlara sunulmaktadır.
Yapılması planlanan diğer seralarda ise farklı tarım
ürünlerinin üretilmesi ile birlikte yurtdışına ihracat
yapılması da hedeflenmektedir.
Günümüz dünyasında her mevsim sağlıklı sebzemeyve edinme isteği seracılığı önemli tarımsal faaliyet
alanlarından birisi haline getirmiş, burada yetişen
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Doç. Dr. Faruk KAYA
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği ABD
44
Öyle ki Doğu Anadolu Bölgesinin en doğusunda
yer alan Diyadin ilçesinde de jeotermal enerjinin
varlığı ve kullanılmasıyla seracılık önem kazanmaya
başlamıştır. İlçe merkezinin 5 km kuzeydoğusundaki
TDİOSB (Tarıma Dayalı İhtisas (sera) Organize
Sanayi Bölgesi) sınırları içerisinde yer alan sahada
2014 yılında 20 dekar alan üzerine kurulu bir adet
sera jeotermal enerji ile ısıtılarak işletmeye açılmıştır.
Tarım Bakanlığıyla ortaklaşa yürütülen Tarıma Dayalı
İhtisas Organize Sera Bölgesi (TDİOSB) projesi ile 1297
dekar alanda daha seracılık faaliyetlerinin yapılması
planlanmaktadır. Söz konusu projenin uygulanmaya
başlamasıyla birlikte seralardaki üretim çeşitlilik
kazanarak artacak ve seracılık yöre ekonomisine
daha fazla katkı sağlayarak yörenin en önemli
sosyal sorunları olan işsizlik ve bundan kaynaklanan
göçü önemli ölçüde azaltacaktır.
Bu çalışmada, jeotermal enerjinin seracılıkta
kullanılmasına güzel bir örnek olan Diyadin ilçesinde,
jeotermal seracılık faaliyetleri ile fiziki ve beşeri
ürünlerin kaliteli ve sağlıklı standartlarda olması
günümüz şartlarında hayati bir önem taşımaktadır.
Bitkilerin belirli bir sıcaklığa ihtiyaç duyması,
ısıtma sisteminin kalitesindeki bir aksaklığın
doğrudan ürün kalitesini etkilemesine sebep olduğu
için seracılıkta ısıtma hayati derecede önemlidir.
Ancak yaşanan iklim şartları nedeniyle geleneksel
yollarla Diyadin’deki seraları ısıtma ekonomik olarak
mümkün olmadığından dolayı alternatif enerji olan
jeotermal enerji büyük bir önem kazanmaktadır.
Diyadin gibi karasal iklim şatlarının yaşandığı
yörelerde jeotermal enerji sera ısıtması için çok
elverişlidir ve beklide en ekonomik kaynaktır.
Diyadin’de jeotermal seracılık için mevcut potansiyel
tam olarak değerlendirilmemiştir. Yöredeki zengin
Diyadin serasının önemli sonuçlarından biri beklide
en önemlisi yıllardır atıl durumda bekleyen jeotermal
suyun seralarda değerlendirilmesiyle ekonomik
bir değer kazanmasıdır. Jeotermalin kullanılması
ve ekonomik bir kazanca dönüşmesi ise insana
yönelik yatırımın önemini kavrayan ve uluslararası
arenada iş yapan Ağrı’lı bir işadamının girişimleri
neticesinde gerçekleşmiştir. Bu proje aynı zamanda
istendiğinde tüm doğal ve beşeri olumsuzluklara
rağmen mevcut doğal kaynakları değerlendirmek
adına doğru yatırım yapıldığı zaman şartların
olumluya çevrilebileceğinin de bir göstergesi
olmuştur.
Çünkü sıcaklıkların -45.6 °C ye kadar düştüğü bir
bölgede 12 ay boyunca domates yetiştiriciliği yapmak
gelişen günümüz teknolojileri sayesinde olmazların
ve bahanelerin iflası anlamına gelmektedir. Bu durum
özellikle bölgeden ekonomik kaygılarla göç eden
iş adamlarının bölgeye yapacakları yatırımlarla
ilgili olarak yeniden değerlendirme yapmalarına
yol açacaktır. Yapılacak yeni yatırımlarla istihdam
sağlanacak ve buda bölgenin en önemli sorunları olan
göç ve işsizliği önemli ölçüde azaltacaktır. Seracılık
faaliyetlerinin artması, bölgenin beşeri ve ekonomik
yapısını etkileyeceği gibi mekansal yapısında da
önemli değişiklikler meydana getirecektir.
Bölgede daha önce jeotermal enerjiye bağlı olarak
kurulan tesislerin yanlış yönetimi ve özelleştirmeler
sonucu bir bir yok olmaları nedeniyle, öne çıkan
ve üzerinde titizlikle durulması gereken en önemli
husus seralarda sağlıklı, güvenilir bir gıda üretim
standardı yakalamak ve sürdürülebilir tarımsal üretimi
gerçekleştirmektir. Böylece sanayi kirliliği olmayan,
büyük sanayi merkezlerine oldukça uzak, organik
tarım için uygun şartlara ve pazara sahip olan Diyadin
Seraları yörenin geri kalmışlık kaderini değiştirmek
için bir dönüm noktası olacaktır.
Önemli bir termal turizm potansiyeline sahip
olan Diyadin’de, bu potansiyel henüz tam olarak
değerlendirilememiştir. Mevcut potansiyelin
değerlendirilmesi ve gerekli yatırımların yapılmasıyla,
Diyadin kaplıcaları önemli bir turizm merkezi haline
getirilebilir. Bu potansiyelin değerlendirilmesi
45
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
jeotermal kaynaklar seracılık açısından uygun
özelliklere sahiptir. Kurulacak yeni seraların jeotermal
enerji ile ısıtılması durumunda üretimde önemli
bir artışın sağlanacağı beklenmektedir. Seralarda
domates dışında alternatif ürünler yetiştirilerek
ürün çeşitliliği arttırılmalıdır. İklim koşulları dikkate
alınarak güneşlenme süresinin az olduğu bölgelerde
de gelişme olanağı bulan sebze türlerine ağırlık
verilmelidir. Geniş tüketim alanı olan ve pazarda
yüksek talep gören taze fasulye, hıyar, patlıcan, biber
gibi ürünler bunlardan birkaçıdır. Geniş pazarlama
olanakları dikkate alındığında, ürün çeşitliliğinin
artması yöre ekonomisine önemli bir katkı
sağlayacaktır. Akdeniz ve Ege kıyılarına uzak Doğu
Anadolu Bölgesi, yöredeki üretim için önemli bir
pazar durumundadır.
MAKALE
için kaplıcaların bulunduğu alanlar özel sektöre
devredilmeli ve özel teşebbüsün buraya yatırım
yapması ve bu tesisleri işletmesi sağlanmalıdır.
Diyadin ilçesinin belirtilen kaynaklardan yararlanması
ve gelişimini sürdürmesi, her şeyden önce güvenliğin
sağlanması ile mümkün olacaktır.
Diyadin’in gelişmesini sağlayacak en önemli yöresel
kalkınma dinamiklerinden bir diğeri de mevcut
kaplıcaların sağlık turizmi açısından değerlendirilmesi
olacaktır.
Sanayinin gelişmediği Diyadin’de yöresel kalkınmayı
sağlayacak ve şehirsel fonksiyonların gelişmesini
hızlandıracak en önemli kalkınma dinamiği, önemli
bir potansiyele sahip olan jeotermal enerjinin
varlığıdır. Günümüzde sadece ısıtma amacıyla
kasabadaki kamu kurum ve kuruluşlarıyla, bir kısım
ticari işyerleri ve konutlarda sınırlı olarak kullanılan
jeotermal enerji kullanımının yaygınlaştırılması ve
ısınmayla birlikte yeni başlayan seracılık ve sanayi
alanlarında da kullanımının yaygınlaştırılması, yöre
ekonomisine olumlu katkılar sağlayacaktır.
GEOTHERMAL GREENHOUSES OF DIYADIN (AGRI) DISTRICT
Makalesinden Özettir.
DİA HOLDİNG ÇALIŞANIMIZIN KİŞİSEL RESİM SERGİSİ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
DİA Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü Projesi Ekip Lideri
ve TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık
Bölümü yüksek lisans öğrencisi Zühal Ekinci’nin,
Tasarım Kültürü ve Mimarlık Topluluğu etkinliği
kapsamında, “Diagrams of Human” temalı resim
sergisi TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinin
fuaye alanında 05 Ekim - 06 Kasım 2015 tarihleri
arasında gerçekleştirilmiştir.
46
IC Vakfı’nın katkıda bulunduğu sergide, insan
davranışlarının ve çevre ile kurulan ilişkilerin
temelinde yer alan davranış kalıplarının tematik
anlatımı sunulmuştur. Jeffrey E. Young ve Janet S.
Klosko’nun ‘Hayatı Yeniden Keşfedin’ adlı kitabında
işlenen şemalar üzerine temellendirilen çalışmalar,
ekolin boyama ve dijital renklendirme teknikleri
kullanılarak hazırlanmıştır.
İnsan yüzünün içselliğin yansıması olarak kabul edilip,
imgeleştirilerek kullanıldığı çalışmalarda bilinç dışı
davranışlar ve farkındalıklar arasında bir bağlantının
oluşturulması amaçlanmıştır. Sergi Güzel Sanatlar
Tasarım ve Mimarlık Fakültesi öğretim görevlileri,
öğretim üyeleri ve öğrencilerinin katılımı ile
gerçekleştirilmiştir.
İÇTEN
2015
İÇTENBAŞKIŞ
BAKIŞ >
› 2014
27
47
5
ÖGRENCİ KULÜPLERİ
AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ ÖNCÜ GENÇLİK KULÜBÜ
“GENÇLİK ÖNCÜLÜĞÜNDE GÖNÜLLÜLÜK - MİNİKLERİ ZİYARET“ PROJESİ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Üniversitemiz Öncü Gençlik Kulübü, 2015 Yılı IC Vakfı
Hibe Destek Programı kapsamında desteklenen
“Gençlik Öncülüğünde Gönüllülük – Minikleri Ziyaret”
projesi ile, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın
kuruluşu olan Ağrı İli Sevgi Evleri’ndeki , savcılık
tarafından korunma altındaki çocuklarımızı ziyaret
ettiler.
48
Öncü Gençlik Kulübü Başkanı Halil Yıldız, Danışman
Öğretmenleri Arş. Gör. İbrahim Tetik ve kulübün diğer
üyelerinin öncülüğünde gerçekleştirilen projede,
kulüp üyeleri, aile ortamından uzak çocuklarımızın
farklı ihtiyaçlarını tamamlamak, yalnız olmadıklarını
hissettirmek ve onları mutlu etmek adına, IC Vakfı’nın
da desteği ile canla başla çalıştılar.
Öncü Gençlik Kulübü Üyeleri, Sevgi Evlerindeki
farklı yaş gruplarındaki kız ve erkek çocuklarımıza,
Erzurum’dan tek tek özenle seçtikleri oyuncakları
hediye ettiler. Ayrıca proje kapsamında çocuklara
ihtiyaçları olan tüm giyecekler ve elbette ki
ziyaretlerinde de yine çocuklara, eğitmenlerine ve
Sevgi Evleri çalışanlarına çeşitli ikramlar sundular.
Maddi ihtiyaçlardan da önemlisi, tüm çocuklar ile
tek tek ilgilenip sohbet ederek, onlara abi, abla olan
ve bu ilk tanışma ile uzun sürecek bir dayanışmanın
temellerini atan güzel yürekli Öncü Gençlik Kulübü
Üyeleri, “Diğer projelerimizde de IC Vakfı desteklerini
temenni eder, katkılarından ötürü şükranlarımızı
sunmayı bir borç biliriz.” Diyerek İçten Bakış okurları ile
duygularını paylaştılar.
Üniversitemiz
Uluslararası İlişkiler Kulübü,
2015 Yılı IC Vakfı
Hibe Destek Programı kapsamında
desteklenen EUKEYDESK
“En Uzak Köye En Yakın Destek”
Projesiyle
“Güneş Yüzlü Çocuklara”
umut oluyor.
Uluslararası İlişkiler Kulübü yönetim kurulu üyeleri
tarafından yürütülen ve İbrahim Çeçen Vakfı
tarafından desteklenen, Ağrı köy okullarındaki
çocukların ufuklarına ufuk katmayı amaçladıkları
projede ilk hafta Ağrı merkeze bağlı Yolugüzel,
Yurtpınar ve Anakaya köy okullarını ziyaret ederek
eğitici dramalar, hayaller ve hedefler, köy sakinleri
ile tanışma ve sorunlarını dinleme, eğitici sosyal
etkinlikler, ihtiyaçların belirlenmesi, diğer köy
okullarıyla canlı konferans, kültürel konuşma ve sanat
atolye çalışmaları ile çeşitli katkılar sağlamaya çalıştı.
Kulüp Başkanı Mustafa Alagöz, Başkan Yardımcısı
Umut Özkan, Genel Sekreter Umut Gülmez, Konseyler
Başkanı Ahmet Özcan ve Kulübün Yöneticileri yaptığı
açıklamada, “En Uzak Köye En Yakın Destek” diye
çıktığımız bu yolda yaklaşık bin öğrenciyle buluşmayı
hedefliyor gülümsemelerinde payımız olsun istiyoruz.
Projemiz kapsamında gidilen okulların ihtiyaçlarını
belirleyip mümkün olduğunca gidermeye çalışacağız.
Eukeydesk.org adresimiz üzerinden başvuran
gönüllülerimize proje bilgisi ve koçluk eğitimi
vererek gönüllülerimizle birlikte sahada olacağız.
Üniversitemiz ve liselerden seçilen gönüllü öğretmen
ve öğrencilerden oluşan bu ekiple gidilen her köy
okulu sonrasında hazırlayacağımız raporlarla başta IC
Vakfı olmak üzere belirlenen eksiklerin yönetici ve iş
adamları tarafından giderilmesini hedeflemekteyiz”
dediler.
49
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER KULÜBÜ
“EN UZAK KÖYE EN YAKIN DESTEK“ PROJESİ
ÖGRENCİ KULÜPLERİ
AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ
MÜZİK VE GENÇ TEMA ÖĞRENCİ KULÜBÜ
“GELECEĞİN TEMASI ÇOCUKLAR“ PROJESİ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Üniversitemiz Müzik ve Genç Tema Öğrenci Kulüpleri,
2015 Yılı IC Vakfı Hibe Destek Programı kapsamında
desteklenen ve ortak hazırladıkları “Geleceğin Teması
Çocuklar” projesini gerçekleştirdiler. Ağrı merkeze
35 km. uzaklıktaki yaklaşık 2000 metre yükseklikteki
Aladağların en son köyü olan Kandil Dağı Köyü’ne,
Müzik Kulübü Danışmanı Öğretim Üyesi Memmedeli
Memmedeliyev, Başkan Volkan Aydoğan, Başkan
Yardımcısı Fırat Aydın ve diğer arkadaşları, müzik
enstrümanları ile gittiler ve beraberlerinde okula
kırtasiye, kitap, bayrak, top, diş macunu, diş fırçası gibi
hediyeler götürüp, öğrencileri hem şarkılarıyla hem
de hediyelerle mutlu ettiler.
50
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Müzik ve Tema Vakfı
Öğrenci Kulübü’nün projesine, sosyal duyarlılık gereği
yardım eden İbrahim Çeçen Vakfı’na, Müzik ve Tema
kulübü Danışmanı Doç. Dr. Zübeyir Saltuklu’ya ve
üyelerine teşekkürlerini sundular.
IC Vakfı’nın AİÇÜ Öğrenci Kulüplerine Hibe Desteği’ne
hak kazanan Müzik Kulübü’nün üyeleri, İçten Bakış
Okurları ile kendi kalemlerinden, bu deneyimlerini
paylaştılar:
“Geleceğin Teması Çocuklarımız” İle Eşsiz Bir Gün
Soğuk ve sisli bir sabaha uyandığımızda köy otobüsü
bizi almak için çoktan yola çıkmıştı bile…
Okul Müdürü Ergun Gülmez, Öğretmen Şeyma Uslu
Hazırlıklıydık, Ağrı merkeze 35 km. uzaklıktaki yaklaşık
ve diğer öğretmenler teşekkürlerini sundular. Yine
2000 metre yükseklikteki Aladağlar’ın en son köyü
bu proje kapsamındaki diğer tüm okullara kitap,
olan Kandil Dağı Köyü’ne, Müzik Kulübü olarak
kırtasiye, diş macunu ve diş fırçası gibi hediyeler
alındı. Çocuklarımızın daha yeşil alanda yaşaması
ve doğanın önemini belirtmek için, kar yağışı
durduğunda, onlarla birlikte dikmek üzere, fidanlar
alındı ve hazırlandı. Ağrı İli Merkez Karasu Köyü
İlkokulu öğrencileri, Sınıf öğretmeni Fatih Bağlan,
Okul Müdürü Abdulhekim Tanır, Ağrı Merkez İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası Gazi İlkokulu öğrencileri,
İbrahim Çeçen Vakfı tarafından sevindirildi. Sınıf
öğretmeni Çimen Özkartal, Okul müdürü Bahri Çaylak,
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
51
yolculuk yapacaktık. IC Vakfı’nın düzenlediği Proje
yarışmasını “Geleceğin Teması Çocuklar” projesiyle
kazandığımızda, bu yolculuğun bizde uzun yıllar
sonra bile hatırlayacağımız anılar bırakacağı hiç
aklımıza gelmemişti.
Hazırlıklar bir hafta öncesinden başlamış, belirlenen
okulun idareci ve öğretmen kadrosu ile karşılıklı
görüşmeler sonrasında, çocukların ve okulun
ihtiyaçları belirlenmiş ve vakfın bize ayırdığı bütçeyle
elimizden geldiğince o eksikleri gidermiştik.
Belirlenen gün geldiğinde, uzun ve eşsiz doğa
manzaraları eşliğinde keyifli bir yolculuğa başladık.
Öğretmenlerinden öğrendiğimiz kadarıyla çocuklar
bu küçük ziyaret için günler öncesinden hazırlanmış
ve heyecanla bizi bekliyorlardı. Hatta kendi aralarında
“köye orkestra gelecek” diye bir söylenti yaymış ve
bizimle beraber söylemek için bildikleri şarkıları
kağıtlara yazmışlardı. Bu haberi alınca çocukların
duyduğu o heyecan bize de geçmişti sanki…
Yaklaşık bir saat süren yolculuktan sonra köye
varmıştık. Çocuklar köy otobüsünü yukarıdan
görmüş olacaklardı ki oraya vardığımızda bizi
okulun bahçesinde karşıladılar. O an gördüğümüz
o gülen, masum yüzler aslında ne kadar doğru bir iş
yaptığımızın yansımasıydı. Çocukların da yardımı ile
onlara aldığımız küçük hediyeleri okula taşıdık. Daha
sonra onların bizler için hazırladığı şirin bir sınıfa
girdik. Tanışma ve proje tanıtımından sonra, Esra,
Fatma, İsmail, Kamuran, Mustafa, Yusuf bizler için
kağıda yazarak hazırladıkları şarkıları söylediler. Bizler
de yanımıza alabildiğimiz kadar enstrümanla onlara
eşlik etmeye çalıştık. Hatta sonlara yaklaşırken tüm
ekip, öğretmenler ve öğrenciler dahil olmak üzere
kendimizi halayın içinde bulduk. Yorulduğumuzu
hissettiğimiz o anlarda okulda görev yapan
öğretmenlerimizin bizler için hazırladığı sofraya
oturduk. Çaylar da içildikten sonra artık umut dolu ve
ışıl ışıl parlayan gözlerle vedalaşma zamanı gelmişti…
Köyden ayrılırken tekrar gelebilme umuduyla
vedalaşıp Ağrı’ya dönmek üzere yola çıktık.
Belki de hayatımız boyunca unutamayacağımız anılar
biriktirdiğimiz bu yolculuğa çıkmamıza vesile olan IC
Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Günseli Çeçen’e,
Vakıf Müdürü Sayın Dr. Meral Dinçer Hocamıza, Proje
boyunca bizden hiçbir desteği esirgemeyen Vakıf
Koordinatörü Ayça Jones’a, bu vakfın kurucusu, ilimiz
ve üniversitemiz için büyük bir değer olan Sayın
İbrahim Çeçen’e Ağrı İbrahim ÇEÇEN Üniversitesi
Müzik Kulübü Olarak tüm kalbimizle teşekkürlerimizi
sunarız.
Umut dolu yarınlara hep birlikte yürümek dileğiyle…
AİÇÜ Müzik Kulübü Adına
Başkan Volkan Aydoğan - Başkan Yardımcısı Fırat Aydın
ÖGRENCİ KULÜPLERİ
AĞRI ÇEÇEN EĞİTİM VE KÜLTÜR KULÜBÜ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
“AĞRI ÜNİVERSİTESİ’NİN AĞRI İLİNE KATKILARI” PROJESİ
52
IC Vakfı’nın düzenlemiş olduğu Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi Öğrenci Kulüplerine Hibe Desteği
Programı çerçevesinde yarışmaya katılan Ağrı Çeçen
Eğitim ve Kültür Kulübü, hazırladığı proje ile 2. lik elde
etti. Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin Ağrı İline
Katkıları Projesi ile yarışmaya katılan Ağrı İbrahim
Çeçen Eğitim ve Kültür Kulübü, 4 Aralık Cuma Günü
Kulüp Danışmanı Yrd. Doç. Dr. Mehrali Calp, Kulübün
Yönetim Kurulu Başkanı Abdulhalik Demirkol ve diğer
üyeler ile Projenin açılış toplantısını düzenleyerek
faaliyetlerine başlamış oldu. Projemizin daha geniş
kitlelere duyurulması adına Facebook sosyal paylaşım
sitesinde “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin Ağrı
İline Katkıları Projesi” adında sayfa açıldı. 5-12 Aralık
tarihleri arasında Ağrı halkının üniversitemizin
ilimize katkıları hakkında düşüncelerini saptamak
adına 300 kişilik Ağrı halkına yönelik, Üniversite
öğrencilerinin ise üniversitemizden beklentileri
noktasında görüşlerini almak için öğrencilere yönelik
300 kişilik anket uygulandı. Anketin sonuçları IC
Vakfı ve üniversitemiz rektörlüğüne iletilmek üzere
raporlaştırıldı. Projenin başka bir faaliyeti olan liseli
öğrencilere üniversitemizin gezdirilmesi için Ağrı İl
Milli Eğitim Müdürlüğü ile öğrencilerin belirlenmesi
adına irtibata geçildi. Üniversitemiz rektörlüğünden
de gerekli izinler alınmış olup, gezi önümüzdeki
aylarda yapılacaktır. Projemizin ve proje kapsamındaki
faaliyetlerin tanıtılması ve duyurulması için basılacak
olan broşür, el ilanı ve afişlerin tasarımı devam
etmekte, Proje bünyesindeki diğer faaliyetlerin ise
çalışmaları sürmektedir.
AİÇÜ üniversitemizdeki öğrenci kulüpleri tarafından
hazırlanan projeler yapılan toplantıda sunuldu.
IC Vakfı, proje sahibi kulüpleri çeşitli ödüllerle
desteklerken projelerin hayata geçirilmesi için maddi
destekte bulundu.
Konukevinde gerçekleştirilen toplantıya Rektör
Yardımcımız Prof. Dr. Yücel ÜNAL, IC Vakfı Müdürü
Doç. Dr. Meral DİNÇER ve proje sahibi kulüp temsilcisi
öğrenciler katıldı. Kısa zamanda her alanda büyüyen
üniversitenin öğrenciler için tüm imkânlarını seferber
ettiğini belirten Prof. Dr. ÜNAL, öğrenci etkinliklerinin
koordinesinde önemli bir yapı olan kulüpleri
önemsediklerini ve her zaman yanlarında olduklarını
söyledi.
Çağdaş bir eğitim yuvası olan Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi’nin iyi bir eğitimin yanı sıra sosyal
etkinlikler yolu ile de öğrencilerin gelişimine katkı
sağladığını ifade eden IC Vakfı Müdürü Yrd. Doç. Dr.
Meral DİNÇER: “Öğrencilerin oluşturdukları sosyal,
kültürel ve sportif etkinliklerle boş zamanlarını
değerlendirmeleri, yeni ilgi alanları, birlikte
dinlenme ve eğlenme alışkanlığı kazanmaları, güzel
sanatlarla ilgili faaliyetleri izlemeleri, kültürel ve
sanatsal faaliyetlere katılmaları için çeşitli kulüpler
bulunmaktadır. Öğrencilerin bu faaliyetlerden
yararlanmaları için IC Vakfı olarak elimizden gelen
katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Bugün de başarılı
proje sahibi kulüplerle bir araya gelerek projelerin
yürütülmesi hakkında fikir alışverişi yaptık, görüş ve
önerilerini dinleme imkânı bulduk” diye konuştu.
Toplantıda projelerini sunan öğrenci kulüplerinden
“En uzak köye en yakın destek” projesiyle Uluslararası
İlişkiler kulübü, “Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinin
Ağrı İline katkıları” projesiyle Ağrı Genç Eğitim ve
Kültür kulübü, “Geleceğin teması çocuklar” projesiyle
Genç Tema Müzik Kulübü ve “Gençlik öncülüğünde
gönüllülük/minikleri ziyaret” projesiyle Öncü Gençlik
Kulübü, IC Vakfı ile çalışma imkanı buldu.
53
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİ KULÜPLERİ
PROJELERİNE IC VAKFI DESTEĞİ
SÖYLEŞİ
Gençlik Çalışmalarında 30. Yıl...
GSM-Gençlik Servisleri Merkezi
30 Yılı aşkındır Türkiye’den binlerle
gencimizin farklı hayatlar farklı
dünyalar görmesine köprülük
yapan ve bu hizmetlerini nice güzel
proje ile taçlandıran GSM-Gençlik
Servisleri Merkezi’ni anlatmak
için, Gençlik Servisleri Merkezi
Koordinatörü Sayın Mehmet Arslan,
İçten Bakış Dergimize konuk oldu.
Bizlere GSM Gençlik Servisleri Merkezi’nin kuruluş
amacından bahseder misiniz?
GSM-Gençlik Servisleri Merkezi gençlerin kültürel
ve sosyal gelişimine katkıda bulunmak, toplumsal
ve ekonomik yaşama aktif katılımlarını desteklemek
amacıyla 1985 yılında Ankara’da kurulmuştur.
Gençlerin içine kapanık yurttaşlar haline
dönüşmemeleri, bugüne ve geleceğe umutla bakan
bireyler olabilmeleri için; toplumsal, ekonomik ve
siyasal yaşama aktif katılımlarının teşvik edilmesi
gerektiğini savunmaktayız. Gençlerin topluma
katkısının, onların bugüne ve yarına dair beklentileri
ile direk olarak ilgisi olduğu konusunda gençleri
bilinçlerdirmeye çalışmaktayız. GSM’nin misyonu
“yarına dair beklentisi olan gençlerin, bugünden
birşeyler yapmanın gereğine inanması” üzerine
kuruludur.
Gençlerin işlerinin kolay olmadığının ve önlerinde
birçok engel olduğunun farkındayız. GSM olarak, bir
taraftan gençlerin bu engelleri aşabilmesi için onlara
katkı vermeye çalışırken, diğer taraftan gençlere
“yaşamın almak kadar vermeyi de içeren bir sistem
olduğunu” da öğretmeye çalışıyoruz.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
ALLIANCE Avrupa Gönüllü Hizmet Kuruluşları Birliği,
CCIVS, EURODESK gibi uluslararaası kuruluşların
da bir üyesi olan GSM olarak, gençleri toplumun
kaynağı ve en dinamik kesimi olarak görüyor ve
gençlerin bugüne ve geleceğe umutla bakan
bireyler olabilmeleri için çaba gösteriyoruz. Bu
amaçla gençlere yönelik birçok program ve proje
gerçekleştiriyoruz.
54
Gönüllülük GSM’nin temel çalışma alanlarından
birisidir ve GSM olarak toplumsal yaşamın her
alanında gençlere gönüllü olma ve sorumluluk alma
bilinci vermeye çalışıyoruz. Gönüllülük, gençlerin
psiko-sosyal gelişimine katkı sağlayan iki yönlü bir
harekettir. Gönüllü çalışmalar sonucunda elde edilen
toplumsal faydanın yanı sıra, bu çalışmalar içerisinde
yer alan gençlerin iletişim yetenekleri gelişir, gençler
paylaşmanın anlamını kavrar, takım çalışmasını ve
yardımlaşmayı öğrenir, yeni yaşam deneyimleri
kazanır, değişik tecrübelere sahip insanlarla tanışma
imkanı bulur, organizasyon yapmayı öğrenir, değişik
kurumları tanır, toplumu ve dünyayı daha iyi kavrar,
değer yargıları gelişir ve özgüveni artar.
GMS’nin faaliyet alanlarından bahseder misiniz?
Faaliyet alanlarımız Uluslararası Gönüllü Çalışma
Kampları, Genç Gezginler Programı , GSM Akademi ve
diğer projeler olarak özetlenebilir.
GSM tarafından her yaz düzenli olarak organize
edilen programların başında Uluslararası Gönüllü
Gençlik Kampları gelir. GSM her yıl başta Avrupa
ülkeleri olmak üzere Türkiye’den ortalama 500
civarında gencin yurtdışında düzenlenen Uluslararası
Gönüllü Gençlik Kampları’na katılımını sağlamaktadır.
Irk, din, dil, milliyet, etnik köken ve cinsiyet ayırımı
olmaksızın değişik ülkelerden ve kültürlerden gelen
katılımcılarla oluşan bir grubun, hiçbir karşılık
beklemeksizin önceden planlanmış toplum yararına
işlerde gönüllü çalışması olarak tanımlanan bu
kamplarda değişik ülkelerden gelen gençler 2 hafta
süreyle birlikte çalışırlar ve yaşarlar. Kamplara katılım
yaşı genellikle 14-17 ve 18-28 arasındadır. Eğer
özel bir durum söz konusu değilse, kampların tüm
dünyada geçerli ortak dili İngilizce’dir. Böylelikle
gençler kamplarda dil pratiği yapma imkanı da
bulabilmektedir. Kamplara katılmak için orta düzey
İngilizce yeterlidir.
düzeyi gibi her türlü kısıtlamayı ortadan kaldıran
bir kavram olduğu için dünyada eğitim alanında
yürütülen çalışmalar arasında öncelikli konuma
gelmiştir. GSM olarak gençlerin yaşam boyu öğrenme
alışkanlığı kazanması amacıyla oluşturduğumuz “GSM
Akademi” ortaokul ve lise öğrencilerine, öğrenirken
eğlendikleri eğlenirken öğrendikleri bir eğitim ortamı
yaratıyor.
Bunların yanı sıra, Ulusal Ajans ile Avrupa Gönüllü
Hizmetleri, Toplum Gönüllüleri Vakfı ile “Senin
Hakkın Gençlik Hakkı” Projesi, GSM-Gençlik
Servisleri Merkezi Derneği tarafından, Lunaria/İtalya
ortaklığıyla, AB’ye üyelik sürecinde hayata geçirilen
reformlar ve sonuçlarının daha iyi anlaşılması ve bu
reformların sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla
gerçekleştirilmesini desteklemek üzere Avrupa Birliği
Bakanlığı’nın Sivil Toplum Diyaloğu-III, Siyasi Kriterler
programı kapsamında “Hep Birlikte, Bir Katılım
Projesi”, şu an gündemimizdeki hizmetlerimizden
bazılarıdır.
GSM’nin çalışma alanları nelerdir?
GSM’nin çalışma alanları, Uluslararası Gönüllü
Çalışma Kampları, Gençlik Çalışmaları Eğitim
Programları, Gençlik Değişim Programları, Gençlik
Politikaları Gelişimi, Tematik Gençlik Kampları,
Avrupa Gönüllü Hizmeti, Gençlik Bilgilendirmesi,
Kültürlerarası Diyalog, Gençlik Gezileri, Gönüllülük
olarak başlıklandırılabilir. GSM hakkında daha detaylı
ve güncel bilgilere ulaşmak için; www.gsm.org.tr
internet adresimizi inceleyebilir, www.facebook.com/
genclikservislerimerkezi sayfamızı takip edebilirsiniz.
Genç Gezginler Programı’nda, GSM olarak
gerçekleştirdiğimiz tüm program ve projeler de
gençler için yaşayarak öğrenme ve eğitim alanı
yaratıyoruz, böylelikle gençler kişisel becerilerini de
geliştirme fırsatı bulabiliyor. Genç Gezginler programı
da GSM’nin, sporun ve sanatın öğrenme aracı olarak
kullanıldığı programlarımızdan birisidir.
GSM Akademi ise, sosyal, ekonomik ve kültürel
değişimlerin baş döndürücü bir hızla yaşandığı
günümüzde bireylerin bu hızlı değişime ayak
uydurabilmesi eğitimi yaşamlarının bir parçası haline
getirmelerini gerektirmektedir. Bireyin kendini
sürekli yenilemesi ise ancak yaşam boyu öğrenme ile
sağlanabilir. “Yaşam boyu öğrenme” bireyin olduğu
her yerde gerçekleşebilen; yer, zaman, yaş, eğitim
Konunun uzmanı olarak, sizce devletin gençlik
ile ilgili daha çok hangi alanlara eğilmesi
gerekmektedir ve Bu bağlamda Devlet-Sivil
Toplum Kuruluşu işbirliği size göre nasıl olmalıdır?
Türkiye’nin, gençlerin ihtiyaçları, geleceğe dair
beklentileri ve sorunlarının çözümünü kolaylaştıracak;
gençlerin paydaş olarak toplumsal yaşama aktif olarak
katılımını sağlayacak, karar verme mekanizmalarında
yer almalarına olanak verecek, hak temelli bütünsel
bir ulusal gençlik politikasına ihtiyacı bulunmaktadır.
Devletin gençlik alanında eğilmesi gereken en önemli
konunun bu olduğu düşüncesindeyiz. Bu temel
eksiklik nedeniyle, gençlere yönelik yapılan çalışmalar
çok sınırlı alanları kapsamaktadır. Bu nedenle devletin,
yerel yönetimlerin ve Sivil Toplum Kuruluşların,
55
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Türkiye’nin farklı bölgelerinde düzenlediği kamplarda
ise her yıl ortalama 50 ülkeden ortalama 400 genci
misafir etmektedir. Uluslararası Gönüllü Gençlik
Kamplarının temel amacı değişik ülkelerden gençler
arasında uluslararası dostluk bağlarını geliştirmek ve
gönüllü çalışmalar yoluyla gençler arasında toplumsal
bilinci yükseltmektir.
SÖYLEŞİ
gençlere yönelik verdiği hizmetler, kapsayıcı ve kalıcı
olmayan iyi niyetli girişimler olarak kalmakta ve
devamı gelememektedir. Gençlik alanında tutarlı bir
planlama olmaması, gençlerin sorunları karşısında
gündelik çözümler üretilmesini, sadece bu sorunların
ortaya çıktığı yerde ve zamanda çözümler aranması
sonucunu doğurmaktadır. Bu durum, gençlerin
sorunlarının nedenlerinin ortadan kalkmasına engel
olmaktadır.
Gençlik alanında faaliyet gösteren Sivil Toplum
Kuruluşları ile ne gibi ortak çalışmalarınız var ve
bu çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Gençlerin gelişimi konusunda, devletin yaptığı
çalışmalarla birlikte, gençlik alanında çalışan STK’lar
da önemli roller üstlenmektedirler. Gençlik STK’larının
gençlere yönelik faaliyetleri Dernekler Kanununun
değişmesi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği Eğitim ve
Gençlik Programları’nın, program ülkesi olmasından
Bu tespitle birlikte, Türkiye’de devletin bugün gençlik sonra sayısal olarak artış göstermiştir. Bugün gençlik
STK’ları gençlere, geçmişe oranla çok daha zengin
alanında eğilmesi gereken en önemli sorunun “genç
etkinliklerle ulaşabilmektedirler. Gençlik STK’ları bu
yoksulluğu” olduğu düşüncesindeyiz. Yoksulluk,
nesilden nesile geçmekte ve birçok sorunun kaynağını etkinlikler yoluyla uzmanlık birikimlerini gençlerin
oluşturmaktadır. Yoksullukla ilgili nesiller arası zincirin lehine kullanmakta, küçük ölçekli olmasına rağmen
gençlerin sorunlarının, beklentilerinin ve ihtiyaçlarının
kırılabilmesi için gençlerin; eğitim, sağlık, barınma,
işsizlik, toplumsal katılım v.b ihtiyaçlarının özel olarak karşılanmasına ve eğilimlerinin belirlenmesine katkı
ele alınması gerekmektedir. Diğer taraftan Türkiye’nin sağlamaktadırlar.
genç nüfusunun yaşlandığını da unutmamamız
gerekiyor! Gençlikle ilgili kalıcı adımlar atılmadığı
taktirde genç nüfus potansiyelinden beklediğimiz
avantajların, dezavantaja dönüşme riski bulunuyor.
56
Gençlik alanında devletin STK’lardan ayrı ve kopuk
bir anlayış içerisinde verimli ve gerçekçi çalışmalar
yapması olanak dışıdır. Gençlik politikalarının
oluşumu ve uygulaması, gençlerin ve gençlik
sivil toplum kuruluşlarının katılımı olmaksızın
düşünülemez. Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve
Avrupa Birliği aldıkları tavsiye kararlarıyla, üye ve aday
üye devletlere gençlik politikalarının hazırlanmasında
ve uygulanmasında katılımcı bir yöntem uygulamasını
tavsiye etmektedirler. Bu açıdan gençlik alanında
devlet-STK işbirliği tesadüflere bırakılmamalı ve
STKlar, çağdaş demokrasilerde toplumsal katılımın
gençlik politikaları çerçevesinde yasal güvence altına
en önemli araçlarından birisidir. Birleşmiş Milletler
alınmalıdır.
Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 2008 yılında
yayınlanan Türkiye’de Gençlik Raporu’nda gençlik
STK’larına önemle vurgu yapılmıştır. Raporun
verilerine göre, gençliğin sosyal yaşama ve STK’lara
katılımının artması, gençlerin yaşamında son
derece olumlu değişimlere sebep olmakta, sosyal
dışlanma ve yabancılaşma olgusunu azaltmaktadır.
Rapor kapsamında yapılan “Gençliğin Durumu
Araştırması”na katılan gençlerden sadece %4’nün
STK üyesi olması, Türkiye’de gençlik ve sivil
toplum ilişkisi açısından oldukça düşündürücüdür.
Gençlerin STK’lara katılımının teşvik edilmesinin,
gençlerin gelişimi açısından oldukça önemli olduğu
düşüncesindeyiz.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
57
GSM-Gençlik Servisleri Merkezi olarak, gençlerimizin
yaşam kalitesinin yükselebilmesi için birçok STK
ile işbirliği yapmakta ve projeler geliştirmekteyiz.
Projelerimizi STKlar ile işbirliği yaparak veya STK’ların
katılımını sağlayarak gerçekleştirmeye büyük özen
gösteriyoruz. Bununla birlikte STK’ların planladığı
projelere ortak olmaya veya olanaklarımız elverdiği
ölçüde katılmaya da özel önem veriyoruz.
GSM olarak, gençleri toplumsal hayatımızın güçlü
bir parçası haline getirmeyi en önemli görevimiz
olarak görüyor ve bunu gerçekleştirebilmek için de
her fırsatı değerlendirmeye ve ilgili her sivil toplum
platformunda yer almaya çalışıyoruz.
Gençlik ile ilgili çeşitli alanlarda projeler
yürütmektesiniz. Proje hedeflerinizden ve hangi
alanlardaki projelerinizin gençler tarafından daha
fazla ilgi gördüğünden bahsedebilirmisiniz?
Bugüne değin, değişik konu başlıklarında gençlere
yönelik onlarca proje gerçekleştirdik ve binlerce
genç bu projelerden yararlanma olanağı buldu.
Gençlerin yaşamında olumlu değişimler yaratmak
bizim en önemli hedefimiz. Görüşmemizin başında
da belirttiğim gibi gençlik alanı sektörler arası ve çok
yönlü bir konu. Düzenlediğimiz projelerde buna bağlı
olarak çeşitlilik gösteriyor. Projelerimiz, gençlerin
sosyal, kültürel, sanatsal ve bilimsel gelişimine katkı
sağlamak veya gençlerin toplumsal ve ekonomik
yaşama aktif katılımına yönelik çalışmalar yapma
eksenine oturuyor. Örnek olarak, Uluslararası Gönüllü
Gençlik Kampları, GSM Akademi (Matematik Kampı,
Bilim Kampı, Felsefe Kampı, İngilizce Konuşma Kampı,
Sosyal Medya Kampı, Koçluk Kampı ve İnovasyon
Kampı), Genç Gezginler (İngiltere Dil Kampı, Almanya
Dil Kampı, Estonya Uluslararası Gençlik Kampı,
Almanya Uluslararası Gençlik Kampı ve Yunanistan
Dil ve Spor Kampı), Senin Hakkın Gençlik Hakkı
Projesi, Hep Birlikte: Bir Katılım Projesi, Bilgi Kaynağı
Projesi, Foto Safari Projesi, Gençlik Bilgilendirmesi
projelerimizi verebilirim. Düzenlediğimiz projelerin
yanısıra bilgi ve birikimimizi, değişik kuruluşlara
yaptığımız danışmanlık hizmetleri vasıtasıyla da
paylaşıyoruz.
Gençlerin gelişimine oldukça önemli katkılar
sağlayan Uluslararası Gönüllü Gençlik Kampları
GSM’nin en çok ilgi gören çalışma başlıklarından
birisidir. Bugune değin değişik kuruluşlarla işbirliği
yaparak düzenlediğimiz uluslararası gönüllü gençlik
kamplarına, Türkiye’den ve yurtdışından binlerce genç
katılma imkanı bulmuştur.
(www.gsm.org.tr)
IC VAKFI HABERLERİ
“HEP BİRLİKTE’’ BİR KATILIM PROJESİ BRÜKSEL ÇALIŞMA ZİYARETİ
*European Alliance to Save Energy
*Avrupa Gençlik Forumu (European Youth Forum –
EYF)
*Avrupa Komisyonu Çevre Genel Müdürlüğü (DG
Environment)
*Eurodesk Brüksel Ağı
*Avrupa Komisyonu – Avrupa Dış Eylem Hizmetleri
Birimi ziyaretleri gerçekleştirildi.
“Sivil Toplum Diyalogu III: Siyasi Kriterler Hibe
Programı” kapsamında GSM tarafından Lunaria
ortaklığıyla yürütülen “Hep Birlikte: Bir Katılım Projesi”
kapsamında 11-15 Ekim 2015 tarihleri arasında
Brüksel’de bir çalışma ziyareti düzenlendi.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Gençlik alanında çalışan kurum ve kuruluşların
siyasal kültür, demokratik katılım, temel hak ve
özgürlükler, insan hakları ile AB-Türkiye ilişkileri, AB
politik mevzuat ve uygulamaları konularında kapasite
geliştirmelerine katkı sağlamayı amaçlayan projenin
etkinliklerinden biri de bu çalışma ziyaretiydi.
58
Türkiye’den 15 sivil toplum kuruluş temsilcisinin
katıldığı ve IC Vakfı Müdürü Dr. Meral DİNÇER’in de
yer aldığı bu program çerçevesinde, 4 gün boyunca
Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonu çatısı altında
bulunan;
*Avrupa Komisyonu Komşu Ülkeler ve Genişleme
Müzakereleri Genel Müdürlüğü (DG Neighbourhood
and Enlargement Negotiations)
Bunun yanı sıra sivil toplum örgütü temsilcilerinin
Avrupa Parlamentosu’nu mülteci görüşmelerinin
sürdüğü bir oturumda ziyaret fırsatı ve Türkiye’nin rolü
konusunda güncel tartışmaların olduğu, raporların
sunulduğu, Avrupa Birliği’nin tam katılımla temsil
edildiği parlamentoda bulunmak gibi bir şansları da
oldu.
Kıbrıs Avrupa Birliği Daimi Temsilcisi ve Büyükelçi
Kornelios Korneliou ile Kıbrıs Brüksel Büyükelçiliği’nde
buluşma ve Yeşiller Partisi Dış İlişkiler Danışmanı
Paolo Bergamaschi ve Türkiye’nin Dostları Grubu
(Friends of Turkey) Genel Sekreteri Laura Batalla
Adam ile Türkiye’nin müzakere sürecini, Avrupa
Birliği içerisindeki lobi çalışmaları, 2015 genel
seçimleri, basın özgürlüğü, Kürt sorunu, Kıbrıs
sorunu, demokratikleşme süreci gibi konuların
konuşma fırsatının sağlandığı buluşma ise
etkinlik programında bulunan diğer ziyaretlerdi.
Proje web sayfası: www.hepbirlikte.info
IC İbrahim Çeçen Vakfı, 10 Kasım Atatürk’ü Anma
Koşusunda madalya alan ve takım halinde Türkiye
birincisi olan üniversitemiz atletizm takımı onuruna
akşam yemeği verdi.
Prof. Dr. Telat YANIK, Prof. Dr. Kemal POLAT, Sağlık
Kültür ve Spor Dairesi Başkanı Murat TOK, Özel Kalem
Müdürü Yavuz Selim GÜLTEKİN ve Strateji Daire
Başkanı Ali DEMİREL de bir araya geldi.
Yemekte birincilik kupalarını alan başarılı
sporcuların yanı sıra, takımı çalıştıran Beden Eğitimi
ve Spor Yüksekokulundan Yrd. Doç. Dr. Metin
BAYRAM, rektörümüz Prof. Dr. İrfan ASLAN, rektör
yardımcılarımız Prof. Dr. Yücel ÜNAL,
Yemekte konuşan Yrd. Doç. Dr. DİNÇER, İbrahim
ÇEÇEN beyin başarılı öğrenciler ile hocaları Yrd. Doç.
Dr. Metin BAYRAM’ı kutladığını ifade ederek ve her
birine Vakıf adına birer cumhuriyet altını hediye etti.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
BAŞARILI SPORCULARIMIZA
IC VAKFI’NDAN ÖDÜL
59
IC VAKFI HABERLERİ
AĞRI KÖY OKULLARI YARDIM PROJESİ
Ağrı’da bir araya gelen gönüllüler, sosyal paylaşım
sitesinde açtıkları sayfa aracılığıyla topladıkları
yardımları, ihtiyacı olan köy okullarındaki öğrencilere
gönderiyor. Türk Hava Yolları Ağrı İstasyon Şefi Cafer
CANSİ başkanlığında; sağlık görevlisi Elif Gökçe USLU
ve öğretmen Edip ÇAĞLAYAN Facebook’ta “Ağrı Köy
Okulları Yardım Projesi” sayfasını yaklaşık bir yıl önce
açtı.
CANSİ, geçen yıl 30’a yakın köye ulaştıklarını
belirterek: “Öğrencilere, kırtasiye malzemesi, kışlık
giysi, spor malzemesi ulaştırıyoruz. Aynı zamanda
okulların tadilat işleri ve malzeme ihtiyaçlarını da
karşılamaya çalışıyoruz. Bunun yanında uçurtma
şenlikleri gibi aktiviteler yapıyoruz. Gönül ister ki tüm
çocuklarımıza ulaşabilmek fakat yetersiz kalabiliyoruz.
Bu konuda tüm hayırseverlerin yardımlarını
bekliyoruz” mesajını verdi.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Biz de İbrahim Çeçen Vakfı olarak Cafer CANSİ’nin
bu özverili ve örnek davranışını yürekten kutluyor,
Vakfımızın da bu projeye destek olacağını bildiriyoruz.
60
Cafer CANSİ bu projeyle köylerde zor şartlarda eğitim
gören öğrencilerin ihtiyaçlarını gidermeyi hedefliyor
ve Türkiye’nin farklı yerlerinden iş adamları, dernekler
ve sivil toplum kuruluşları ile hayırseverlerin desteğini
alarak projeyi yürütüyor.
İÇTEN
BAŞKIŞ > 2014
2015
İÇTEN BAKIŞ
› HAZİRAN
23
61
5
İLKOKUL HABERLERİ
81 İLDEN 81 ÖĞRETMEN KONYA PROGRAMINA
AĞRI İLİNİ TEMSİLEN OKUL MÜDÜRÜMÜZ KATILDI
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
12 Aralık 2015 günü Hazreti Mevlana´nın Büyük
Vuslatının 742.Yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde
Bakanlığımız tarafından 81 ilden 81 öğretmen davet
edildi. Ağrı İlini temsilen Şeb-i Arus törenlerine Okul
Müdürümüz İsmail DURAK katıldı.
62
Hazırlanan program Mevlana Öğretmen evinde
tanışma toplantısıyla başladı. Burada yapılan protokol
konuşmalarının ardından. Misafir öğretmenler için
hazırlanan hediyeler takdim edildi. Aynı gün Şems-i
Tebrizi ve Hazreti Mevlana Ziyaret edildi. Büyük şehir
Belediye Başkanı Tahir AKYÜREK tarafından yemek
ikramında bulunuldu, Bilim merkezi gezildi. Öğretmen
evinde katılımcılara Konya düğün pilavı ikram edildi.
Aynı Gün Konya Kültür ve Kongre Merkezinde şebi
arus sema törenine gidildi Ahmet Özhan’ın ilahileri
ve semazenleri izlenildi.
Okul müdürümüz İsmail Durak yaptığı açıklamada “
Böyle bir ulvi Programı hazırlayarak bizleri Hazreti
Mevlana’nın , erenlerin şehri Konya’ya davet ettikleri
için projenin baş mimarı Milli Eğitim Bakanımız Sayın
Nabi Avcı’ ya, Öğretmen Yetiştirme Ve Geliştirme
Genel Müdürü Doç. Dr. Ali Yılmaz a, Milli Eğitim
Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme Ve Genel Müdürlüğü
Öğretmene Hizmet Sosyal Ve Kültürel Faaliyetler
Dairesi Başkanı Muhitin Yılmaz, a emeği geçenlere,
ayrıca Türk misafirperverliğinin inceliklerini
sergileyerek bizlere kucak açan Konya İl Milli
Eğitim Müdürü’nün şahsında tüm emeği geçenlere
şükranlarımı arz ediyorum” dedi.
ANLAMLI BİRİNCİLİK
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 24 Kasım
Öğretmenler günü münasebetiyle düzenlemiş
olduğu resim ve şiir yarışmasında okulumuz
öğrencileri bir birincilik ve bir üçüncülük elde etti.
Şiir dalında 4/C sınıfı öğrencisi Yaren KOCAGÖZ
yazmış olduğu “Aydınlık Güneşim” adlı şiirle İl
değerlendirme komisyonu tarafından birinciliğe layık
görüldü. Resim dalında 4/C sınıfından Gözde CAN
adlı öğrencimizde yapmış olduğu eseriyle il üçüncüsü
oldu. Halk Eğitimi Merkezi toplantı salonunda yapılan
program sonundaödüller Ağrı Valisi Musa IŞIN ve Vali
Yardımcısı Sedat İNCE tarafından verildi.
Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün Göç Konusunu
çocukların gözünden nasıl anlaşıldığını ve
yorumlandığını görmek amacıyla Türkiye genelinde
düzenlenen” Göç ve Göçmen Temalı” resim
yarışmasında okulumuz 4/D sınıfı öğrencisi Nisa
YILDIZ İl birincisi oldu.İl Milli Eğitim Müdürlüğü
komisyonu tarafından yapılan değerlendirmede
il birincisi Öğrencimiz Nisa YILDIZ’ın eseri Ağrı ilini
temsilen Ankara ya gönderildi.
İBRAHİM ÇEÇEN İLKOKULUNDA
KAPALI HALI SAHA HEYACANI
RESİM YARIŞMASINDA İKİNCİLİK
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Yenilenebilir
Enerji Genel Müdürlüğünün Türkiye genelinde
düzenlemiş olduğu Enerji Verimliliği Bilincini Artırmak
ve Yaygınlaştırmak amacıyla düzenlediği resim
yarışmasında okulumuz 3/B sınıfı öğrencisi Zeynep
Karahamza ilk ikincisi oldu. Öğrencimiz Okul Müdürü
İsmail Durak tarafından da ödüllendirildi.
Ağrı Valiliği tarafından okulumuz arka bahçesine
yapımına başlanılan kapalı halı saha çalışmaları devam
etmektedir. İdareci öğretmen ve öğrenciler tarafından
çalışmalar mutlu ve heyecanlı takip edilmekte
sahanın bitmesi sabırsızlıkla beklenmektedir.
Okul Müdür Yardımcısı Murat AKHAN okulumuza
Valiliğimiz tarafından yaptırılan halı sahanın çok
isabetli olduğunu adeta okulun sosyal kültürel
çalışmalarda lokomotifi olacağını açıkladı. AKHAN
“Halı sahanın tamamlanması durumunda okulda
gerçekleştirilmesi planlanan sosyal kültürel ve sportif
çalışmaların tümünün bu sahada düzenlenecektir.
Bunun da okuldaki eğitime önemli katkıları olacaktır.
Bu vesile ile idareci, öğretmen ve öğrencilerimiz adına
sayın valimiz Musa IŞIN ‘a şükranlarımızı sunuyoruz”
dedi.
63
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
ÖDÜLLER DEVAM EDİYOR
STK HABERLERİ
3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ
Dünyada ulusal ve bölgesel düzeyde; eylem çağrıları,
fırsatları dengeleme, rehabilitasyon ve engelliliğin
önlenmesi konularına vurgu yapılan 3 Aralık Dünya
Engelliler Günü’nde, ülkemizde de çeşitli etkinlikler
düzenlenerek önemli konuların altı çizilmektedir.
Başta; konfederasyon, federasyon ve derneklerden
oluşan sivil toplum örgütleri;
Düzenlenen etkinliklerle; erişilebilirlik, eylem
planları, kaynaklar, yasal düzenlemeler ve kazanımlar
konularında toplumsal bilinç yaratmaya çalışmaktadır.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
3 Aralık Dünya Engelliler Günü!
64
Engelsiz Yaşama Derneği olarak bizler sosyal ve
toplumsal sorumluluk anlayışıyla, insan konusuna
özellikle vurgu yaparak, insan olmanın gerektirdiği;
yaşamsal, olmazsa olmaz hak ve sorumluluklar
konusunu irdelemek gerektiğine inanıyoruz.
Bireysel, sosyal ve toplumsal alanlarda tam katılım ve
eşitlik konularının bir kez daha altını çizmeyi ve bu
alanda yapılacaklara katkı sunmayı bir görev olarak
görmekteyiz.
Dünyada, engelliler konusunda hedeflenen ve
yapılan yıllık eylem planlarının ana başlıklarını sizlerle
paylaşmak istiyoruz.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
65
Sanat, kültür ve bağımsız yaşam.
Kapsayıcı ve erişilebilir tüm toplum.
Bağımsız yaşam ve sürdürülebilir yaşam şekilleri.
Biz olmadan hakkımızda hiçbir şey.
Sosyal bilinç, var olmanın temelini güçlendiren bir
durum, bir gerekliliktir.
Engellilik alanında yaratılan sosyal bilinç ve duyarlılık
insana hizmet etmekte temel bir sorumluluktur.
Hepimiz için haysiyet ve adalet.
Bu bağlamda ‘3 Aralık’: Engellilik bilincinin yaratılması
ve hedeflerin değerlendirilmesi konusunda önemli bir
gündür.
Bilişim teknolojilerini kullanabilme.
Hissedelim, elimizi uzatalım…
Son olarak,
Gönül GÜRSOY
Engelsiz Yaşama Derneği Başkanı
Birlikte herkes için daha iyi bir dünya.
Sürdürülebilir kalkınma.
2015 yılı 3 Aralık DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ’nde bu
başlıklara dikkat çekmek ve bireylerin; olanakları,
yetenekleri ve sınırları içerisinde yapabileceklerinden
yola çıkarak bu hedefleri hayata geçirmek asıl
hedefimiz olmalıdır.
Bütün dünyada aktif olarak yerel yönetimlerin
sürdürdüğü engelli hizmetleri bulunmaktadır.
Ülkemizde de bu hizmetlerin daha sistematik olarak
yürütülmesi konusunda girişimlerin olduğunu
görmekteyiz.
Devlet katkısıyla yapılan bu çalışmaların etkili ve
verimli bir şekilde sürdürülebilmesiyle ilgili Sivil
Toplum Kuruluşlarının önemli bir rolü olduğu
konusunda bilinç yaratmak, derneğimizin öncelikli
hedefleri arasında yer almaktadır.
MEZUNLARDAN
MENDAL AMCA’NIN SARI TAKSİSİ
‘’Epeydir evimizin önünden geçen sarı bir taksi
olmamıştı. Belki de unutmuştum Mendal Amcayı
ve hiçbir türkünün çalmadığı sarı taksiyi… Bayram
telaşından babamın ihmal ettiği ya da unuttuğu
Mendal Amca’nın, hasta ziyaretinde babamla
birlikte köprüyü geçerken fark etmiştim sarı taksinin
yokluğunu.
Babam ağır ağır ilerliyordu yolda. Yarın keseceğimiz
kurban ile ilgili bir şeyler söylerken, caminin önünden
geçiyorduk. Caminin bahçesinde bulunan mavi
metal teneşiri gördüm. Caminin bahçesinde bulunan
ağaçlara karşı ne hissettiysem o an, teneşire karşı da
aynı duyguları hissetmiştim. Mendal Amca’nın evine
giden iki duvar arasında, kısa ve dar bir geçitten
geçiyorduk. Ne zaman oradan geçsem sanki bir köpek
bana saldıracakmış gibi korkuyordum. Eminim benim
yaşımda olan her arkadaşım için bu korku, o dar
geçitten geçerken geçerliydi.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Mendal Amca, evdeki sobanın arkasında sırtını sobaya
dönmüş, dizlerinin üzerine oturmuş, dizlerini bir
battaniye ile sarmış, gözü kapalı, başı öne eğilmiş bir
vaziyetteydi. Babam hal hatır ve hastalıkla ilgili birkaç
soru sordu Mendal Amcaya. Sorulan her soruyu eşi,
Mendal Amca’nın yanında oturarak yüksek bir sesle
bir tercüman edasıyla ona iletiyordu. Mendal Amca
bütün sorulara aynı şekilde cevap verdi: başını öne
eğdi. Hırıltılı bir sesle her şeye ‘olur’ dedi sanki.
66
Emrah BAYRAM
IC Vakfı Mezun Bursiyeri
Dudakları ve yüzü iyice morarmış ve alt dudağının
çatlağında ara sıra su akıyordu. Eşi, suyu bir mendille
siliyordu her defasında. Bazen yan odada kadınların
sesi bulunduğumuz odanın ta içine kadar geliyordu.
Biz de kasten susup kadınları dinliyorduk. Kadınlar
bir ara sustu. Biz de evden ayrıldık. İki basamaklı
evin basamaklarını inerken bayram telaşı olmayan
bir evden ayrıldığımı yüreğimde hissetmiştim.
Bahçede kuruyan birkaç koca ağaç ve uzun zamandır
görmediğim sarı taksiyi fark ettim. Taksinin etrafında
onu koruyan ufak taşlar vardı. Odunlarla bir garaja
benzer baraka bir yapının içerisinde yıllardır
uyumuştu sanki sarı taksi. Şayet bu uykunun hiçbir
zaman bölünmeyeceğini bilseydim, o an sarı taksiye
dokunurdum. Arka kapısını açıp bir ara oturduğum
arka koltuğuna otururdum bir süreliğine. Oradan
Gece annem ve babam birşeyler konuşuyordu. Sanki
bu konuşmalardan önce uyanmıştım. Gece saat
iki gibiydi. Mendal Amca’yı bir an düşündüm ama
uzun sürmedi bu düşüncem. Elimde bir fener, dün
babamla yürüdüğüm yolu tek başıma yürüyordum.
Taksinin etrafında bulunan taşlar
Caminin önünden geçerken fenerin ışığını teneşirin
bulunduğu
yöne
tuttum.
Teneşir yerinde
yoktu!
yan yana
daire
şeklinde
konulmuş,
Ağaçlara ve teneşire karşı olan ortak hislerimi
taşlarınanladım.
arasında
ateş, uzaklaştım.
ateşin Bayram
yitirdiğimi
Hızlı adımlarla
sabahı
‘ölü evine’
giriyordum.bir
Nasılkazan,
davranacağım,
üstünde
kocaman
ne diyeceğim bilemedim. Hatta bu saatte neden
buraya
geldim
onu da anlamış
değildim.
kazanın
üstünde
buhar
ve Kapıdan
ateşi içeri
girer girmez sobanın arkasında kırışık halde bulunan
karıştıran
birçarptı.
adam.
battaniye
gözüme
Kadınların sesi ağıtlara
dönüşüvermişti.
67
Taksinin etrafında bulunan taşlar yan yana daire
şeklinde konulmuş, taşların arasında ateş, ateşin
üstünde kocaman bir kazan, kazanın üstünde
buhar ve ateşi karıştıran bir adam. Feneri adamın
yüzününe tutmuştum ki ‘feneri çek gözümde’
dedi. Ateşin kızıllığı adamın yüzüne vurduğu vakit
gözgöze gelmiştik adamla. Onu tanıdım. Mendal
Amca’nın büyük oğlundan başka biri olamazdı bu
adam. Gözgöze geldiğimiz andan beri susmuştuk.
Tekin olmayan bakışlardı sanki aramızda kalanlar.
Amca'nın
büyük
oğlundan başka
Babası ölmüştü
ne diyebilirdim
ki? Caminin
bahçesinde göremediğim teneşir tam da sarı taksinin
biri olamazdı bu adam. Gözgöze
arkasındaydı.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
ayrılırken yaklaşık dokuz saat sonra tekrar bu eve
hasta ziyaretine değil; ‘ölü evine’ döneceğimi ve
ölümün bir bayram sabahı geleceğini aklımın
ucundan bir an bile geçirmemiştim. Çünkü aklım sarı
taksinin uykusunda kalmıştı.
Bir ara dönüpgeldiğimiz
eve baktım.
andan beri susmuştuk.
olmayan
bakışlardı sanki
O an ve şimdi,Tekin
yani yıllar
sonra da hatırlayamadığım
bir şey vardı: Gece gelirken o dar geçitten geçmiş
aramızda kalanlar. Babası ölmüştü
miydim. O güne dair hatırlayamadığım tek şey buydu
sanırım. Mezarlık
fener ışıkları
vardı.
Mezar
ne tarafında
diyebilirdim
ki?
Caminin
kazıyorlardı. Şimdi bu satırları yazarken onların
bahçesinde
göremediğim
teneşir
ne konuştuğu,
ne hissettiği ve Celal
Amca’nın ne
zaman keskin küreği alıp mezara gireceğini çok iyi
tam da sarı taksinin arkasındaydı.
biliyordum. Galiba onların yani mezar kazanların
da su ısıtılan kazanın altındaki ışığı görünce bizim
yani Mendal Amca’nın oğlunun ne hissettiğini çok
Bir ara
dönüp
eve
daha iyi biliyorlardı.
Mezarlıktan
gelen
ışık baktım.
ile hemen
yanımdaki ışık
arasında
tuhaf
şeyler
hissettim.
O an ve şimdi, yani yıllar sonra da
Hz. İsmail’i düşündüm. -çocukcaydı bunlar
farkındaydım-hatırlayamadığım bir şey vardı:
Kurban bayramı
sabahı
bir kurban mı
İki
Gece
gelirken
o vermiştik?
dar geçitten
ışık arasındaki karanlık böyle tutarsızca düşünmeme
geçmiş
O güne
sebep olmuştu.
Teneşirinmiydim.
etrafına üç ağaç
dikmişlerdair
ve etrafını battaniyeler
ile örtmüşlerdi. Butek
şekildeki
hatırlayamadığım
şey buydu
görüntüye yıllar önce şahit olmuştum. O zaman
hissettiğim duyguları
şimdiMezarlık
de hissediyorum.
Çıplak
sanırım.
tarafında
fener
bir ölüyü son kez yıkayacaklar. Rendelenmiş sabun
ışıklarıbez
vardı.
kazıyorlardı.
parçacıkları, yumuşak
parçası Mezar
ve beyaz bir
kefen.
Mendal Amca’nın kadınların bulunduğu odada
olduğunu anladım. Köy muhtarı, imam ve Mendal
Amca’nın kardeşi sessizce oturuyorlardı. Kendimi
yaşça büyük ve olgun hissettim. Ağırbaşlı davranmaya
çalıştım, yapamadım. Köy muhtarı söylenen her şeye
‘evet, olsun’ diyordu her zamanki gibi. İmam ise dini
vecibelerini nasıl yerine getireceğini anlatıyordu.
Kendimi dışarı attım. Sarı taksinin bulunduğu yöne
doğru gittim.
Şimdi
Mendal Amca,
bayrambu
günüsatırları
o karanlıktayazarken
tabut içinde, onların
üstünde battaniye ile mezarlığa doğru gidiyordu.
ne konuştuğu, ne hissettiği ve
Eskiden günbatımında ilçeden sarı taksisiyle geldiği
yolu şimdi taksisi
ve ruhu
olmayan birne
yalnızlıkla
Celal
Amca'nın
zaman keskin
geçiyordu. İnsanlar o esnada ne düşünüyordu nereye
küreğiama
alıp
mezara
gireceğini çok
bakıyorlardı bilemem
ben,
tabutun üstündeki
battaniyeye bakıyordum
ve sarı taksinin
uykusunu
iyi biliyordum.
Galiba
onların yani
düşünüyordum. Çok tuhaftır ama farklı yerlerde
mezar kazanların
da su ısıtılan
gördüğüm battaniyenin
aynı battaniye olduğunu
şimdi çok daha iyi anımsıyorum.’’
kazanın altındaki ışığı görünce
bizim yani Mendal Amca'nın
oğlunun ne hissettiğini çok daha
iyi biliyorlardı. Mezarlıktan gelen
STAJYERLER
IC OTEL SANTAI’DE GEÇEN YAZ
Hayatımda bir belboy dahi görmemişken, 5 yıldızlı
kurumsal bir otele belboy olmak, gelen misafirlerin
ilk karşılaştığı, konuştuğu kişi olmak, aslında ilk gün
bu büyük sorumluluğu taşıyamayacağım düşüncesini
var ederken, aklımda çalışma kararı almıştım kendi
kendime…
Her gün,otele gelen misafirleri güleryüzle karşılayıp,
valizlerini taşımak, problemlere çözüm bulmakla,
hızla, yoğun geçerken, arka planda kendi dünyamda
her gün işten çıkıyor, birkaç günlük de olsa çalışmaya
tekrar tekrar karar veriyordum.
Bu inişli çıkışlı günlerim, Departman Müdürümüz
Sayın Önder Bey’in sözlerinin ardından yerini koca
bir özgüvene, koca bir çalışma ve tecrübe kazanma
isteğine bürünmüştü.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
“Ağrı’ya hemen şimdi bilet alıp gitmek kolay, önemli
olan burada kalıp çalışmak, başarmak bunu!” Öyle
de olmuştu. Günlerim artık sıradan sıkıcı değil, daha
anlamlı, paradan öte, daha kazançlı geçiyordu.
68
IC Hotels Santai’de belboy olarak çalışmak, uluslararası
ilişkilere meraklı ve konu ile de ilgili olmamla birlikte,
farklı coğrafyalardan gelen insanların, farklı dil ve
kültürleri ile tanışmamı sağlarken, çalışanlarına
verilen değer, çalışma, arkadaşlık ortamı, kurumsal
yapıda kazanılan tecrübe ve para, hiçbir yerde elde
edemeyeceğim kazançlardı.
Herşeyden önce, otel deyince aklıma, tatil yapılan
eğlenilen bir yer gelirken, havuzları ve odaları
temizleyen, güvenlikçi ablalarımdan abilerime,
valizleri taşıyan, yemek servisi yapan arkadaşlara
kadar otel benim için artık bir otelden daha fazlasıydı.
Fantastik bir kurguyla, olağanüstü güçleri olan,
valizleri hareket ettiren, oda ve otel hakkında
inanılmaz bilgiye sahip, problemler karşısında
noktasal sonsuz çözümleri olan, ışık hızında
hareketiyle fizik kurallarını alt üst eden bir
belboy olduğum düşüncesiyle çalıştığım ve
dolu dolu geçirdiğim 3 aylık bir yazın ardından,
tanıştığım tanışmadığım tüm iş arkadaşlarıma şef
ve müdürlerime, tabii ki her çalışanın yemekten
sonra dua ettikleri gibi Sayın İbrahim Çeçen’e, Vakıf
Müdürümüz biricik öğretmenimiz Meral Dinçer’e,
yılmadan bizlerle ilgilenen hep beklettiğimiz biricik
ablamız Ayça Jones’a teşekkürlerimi, içten sevgi
ve selamlarımı iletirken, son olarak IC Lojman’ın
balkonunda, bir gece vakti yazdığım cümleyi
paylaşmak istiyorum:
“Ne Serik gitme der ne Belek, Antalya
Zor değil bilet alıp gitmek Ağrı’ya.”
Mustafa ALAGÖZ
Bursiyer
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Matematik Öğretmenliği 3. sınıf
Belboy/Ön büro
IC Hotels Santai
DİA HOLDİNG’DE STAJ
Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık
Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Geçtiğimiz yaz zorunlu
staj konusunda bana yardımcı olmaları için IC Vakfı
Müdürü Meral Dinçer ile iletişime geçtim. Bir kaç
gün sonra Vakfımız, staj başvurumun kabul edildiğini
bildirdi. DİA Holding tarafından yapılan ve Ankara’da
inşaatı devam eden Bilkent Entegre Sağlık Kampüsü’
nde, 45 günlük şantiye stajım kabul edilmişti.
Staja başlamadan önce, yazın kavurucu sıcağında
geçecek 45 günün sıkıcı olacağını düşünmüştüm.
Ama ilk olarak staj başladığımda, İnsan Kaynakları
Uzmanı Berna Akdemir ile tanıştım ve ilk başladığım
günden itibaren, bana kendimi bu büyük ailenin
bir parçası gibi hissettirdi. Sonrasında, staja
başladığım günden itibaren her geçen gün, görevimi
daha çok sevmeye başladım. Staj yaptığım süre
boyunca, stajım çok eğlenceli ve verimli geçti.
Şantiyenin inşaat alanı çok geniş olduğu için bir çok
uygulamayı gözlemleme şansım oluyordu. Bu sayede
bir çok uygulama hakkında bilgi alma imkanım oldu.
Ayrıca staj süresince bana bilgi ve deneyimleriyle bir
çok konuda yardımcı olan, bilgilendiren ve şantiye
ortamında karşılaşılan bir çok soruna farklı açılardan
yaklaşımı ve sorunları çözümüyle de bana çok büyük
katkısı olan İnşaat Mühendisi Faruk Aksu’ya da
teşekkürlerimi sunuyorum. Staj yaptığım süre zarfında
DİA Holding yöneticileri ve çalışanlarından, farklı
disiplinlerin birbiriyle ilişkilerini, memnuniyet odaklı,
özverili çalışmalarını gözlemledim ve bu deneyim,
hem öğrencilik, hem de ilerdeki iş hayatıma dair
önemli çıkarımlarda bulunmamı sağladı.
Stajımı bitirip okula teslim ettikten bir süre sonra
,okul staj komisyonu tarafından hazırladığım staj
defteri için tebrik telefonu aldım ve staj defterim
örnek olarak gösterildi. Staj süresince bana
gösterdikleri hoşgörü ve samimi tavırları için DİA
Holding Yönetici ve çalışanlarına teşekkür ederim
Böyle bir tecrübe yaşamamda katkısı olan IC Vakfı’na
da teşekkürlerimi sunuyorum...
Fecri YILDIRIMCI
Bursiyer
Yıldız Teknik Üniversitesi 4. sınıf
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
69
STAJYERLER
IC HOTELS GREEN PALACE’DA STAJ
Gerçekten , Sayın İbrahim Çeçen Bey’in üzerimizde
hem maddi hem manevi büyük emeği vardır.
Bayram DUYGU
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Tarih Bölümü 4. Sınıfı
O, ülkemizin yetiştirdiği ve kazandırdığı nadir
şahıslardan biridir. Ben İbrahim Çeçen Bey’in Ağrı’da
kurduğu üniversitede eğitimimi sürdürürken , yine
kendisin desteği ile, eğitim masraflarımı sağlamak
için geçtiğimiz yaz Antalya’da bulunan IC Hotels
Green Palace’da 3 aylık bir süre için çalıştım.
Gerçekten çalışanların hakkını veren, çalışanlarına
saygı duyan bir turizm oteliydi.Yine Sayın İbrahim
Çeçen Bey’in kurduğu bir diğer kurum olan IC
Vakfı, ihtiyacı olan arkadaşlarımıza burs desteği
sağlamaktadır. Bu öğlenciler hayatı boyunca bunları
unutmayacaktır. Şu an 15 bin öğrenci Ağrı’da okuyor
ise, bu şüphesiz ki İbrahim Çeçen Bey’in sayesinde
olmuştur. İşte bu 15 bin öğrenciden biri de benim…
GELECEĞİME HAZIRLIK
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Öncelikle Sayın İbrahim Çeçen Bey’e, eğitime
önem verdiği için ve IC Vakfı Müdürü Meral
Dinçer’e bizlere verdiği destekten dolayı
teşekkür ediyorum. IC Hotels Santai’nin tüm
otel çalışanlarına da saygılarımı sunarım.
Antalya IC Santai Otel bilgi işlem departmanında
çalışmaya başladığımda, daha önce bilgi birikimim ve
deneyimim olmadığı için biraz çekingen davrandım.
Kısa zaman sonra işime ve çalışanlara alıştım.
Çalıştığım zaman boyunca işyerine en iyi şekilde
hizmet vermek istedim. Üniversitede Bilgisayar ve
Öğretim Teknolojileri Bölümü’nde okuyorum ve
otelde öğrendiklerimin meslek hayatımda önemli ve
olumlu sonuçlar getireceğine inanıyorum.
70
Ahmet ÖZCAN
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Bilgisayar ve Öğretim Tek. 3. Sınıf
İÇ’TEN Bakış Dergisi okurlarını, tüm çalışma
arkadaşlarımı, Vakfımızın Sayın Yönetim Kurulu’nu,
Değerli Müdürümü saygı sevgi ile selamlar, bana
verilen bu fırsat için teşekkür ederim.
Kısaca kendimi tanıtmak isterim . 10.02.1989
Erzurum doğumluyum . İlköğretimi, birleştirilmiş
Kuşçu Köyü İlkokulu’nda tamamladım. Ortaokulda
ise, köyden ilçeye, günde 10 km yolu yürüyerek
gidip geliyordum. Ailemden ilk ayrılışım o yıllarda
oldu, henüz 13 yaşında idim, Erzurum İmam Hatip
Lisesi’nde yatılı okumaya başladım. Liseyi bitirdikten
sonra Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde Gıda Bilimi
ve Teknolojisi Bölümü’nü, Anadolu Üniversitesi’nde
Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü tamamladım ve 2014
yılında Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi İslami İlimler
Fakültesi’ni kazandım. Eğitimimi sürdürebilmek
için çalışmam gerekliydi, iş deneyimli ve tecrübeli
olmama rağmen, Ağrı’da iş bulamadım.
Mehmet Güven Karakaya
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
İslami İlimler Fakültesi 1. Sınıf
Ancak Üniversitemizin Sağlık Kültür ve Spor Dairesi
Başkanlığı’nda kısmi zamanlı öğrenci olarak çalışmaya
başlayınca koşullarım değişti. Sizlerin aracılığıyla
bir kez daha teşekkür etmek istediğim Daire
Başkanım Sayın Murat Tok, beni Vakıf Müdürümüz
Değerli Hocam Meral Dinçer ile tanıştırdı. Yaklaşık
1 yıldır İbrahim Çeçen Vakfı’nın Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi’ndeki temsilciliğini yürütmekteyim.
Hiç bilinmez yarının ne getireceği, benim hayatım
da bu şekilde değişti ve değişmeye de devam ediyor.
Vakıf sayesinde Ağrı’ yı ve bölge halkını yakından
tanıma fırsatı buldum. Değerli vakfımızın çalışanları
ve üniversitemizin değerli akademisyenleriyle,
okulumuza, Ağrımıza ve ülkemize nasıl hizmet
edebiliriz diye düşünüp, samimi ve yürekten
çalışmalar ile gerçekleşen birçok güzel projede görev
alma mutluluğunu yaşadım.
Yaz tatili yaklaşınca ne yapacağımı
düşünmekteydim… Eğer büyük bir ailen varsa,
senden önce seni düşünenler var demektir. IC Vakfı
aracılığı ile yaz tatili için IC Holding bünyesindeki
Antalya IC AIRPORT Otel’ de, kalite departmanında
göreve başladım. Gıda eğitimi diplomam, bu
departmanda çalışmamı sağladı. Şimdi düşünmesi
bile mutluluk verici, 5 yıldızlı bir otelin tüm personeli,
hijyeni, görünümü ve daha nicesinin yönetiminde
yer alıyordum. Başarılı, dinamik, her biri kendi
departmanında uzman yöneticilerim, işi öğrenmem
için bana yetkiler verdiler. Bu da muhteşem bir
özgüven ile işe başlamamı ve işimde ilerlememi,
uzmanlaşmamı sağladı. ICF Yönetim Kurulu Üyesi,
Sayın Abdullah Keleş’e, Değerli Otel Müdürüm Ece
Ataksoy Küçüker’e , öz ağabeyim gibi hissettiğim
Otel Muhasebe Müdürü Mehmet Şirin Keleş’e,
çalışmalarımda benden hiçbir yardımı esirgemeyen
İnsan Kaynakları Müdürü Yonca Eminoğlu’na,
günlerimizin beraber geçtiği tüm otel personeline
saygı ve sevgilerimi sunarım. Yaz tatili bitince Ağrı’ya,
okuluma ve işime döndüm. Her gün daha büyük bir
aşkla, heyecanla, sevgiyle çalışma isteğim artmış
olarak…
71
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
BENİM VAKFIM BENİM AİLEM
STAJYERLER
YAZ STAJIM
Hanife ISSI
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Rus Dili ve Edebiyatı 3. Sınıf
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi
Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim,
adım Hanife Issı. 2012 yılında Ağrıyı tercih ettiğimde,
eğitimimle ilgili şüphelerim vardı. Ama gerçekten
gün geçtikçe Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nin
öğrencilerine ne kadar değer verdiğini anladığımda
ise bu şüphelerimden kurtuldum ve iyi ki bu
üniversiteyi kazanmışım dedim. Geçtiğimiz yaz
tatilinde hem eğitimime, hem de ekonomime
katkı olması için, IC Vakfı referansıyla Sayın İbrahim
Çeçen Bey’in otellerinden biri olan Antalya IC Green
Palace’da 3 aylık bir süre için servis departmanında
çalıştım ve gerçekten çalıştığım otelin personelleri
hem maddi, hem manevi olarak bana çok yardımcı
oldu. Ayrıca İbrahim Çeçen, IC Vakfı aracılığıyla,
başarılı birçok öğrenciye burs vermektedir. IC Vakfı’nın
bir bursiyeri olduğum için başta Sayın İbrahim ÇEÇEN
Bey’e, Vakıf Müdürü Meral Dinçer’e ve IC Vakfı’nın
bütün çalışanlarına çok teşekkür ederim.
HEM ÇALIŞMA HEM TATİL
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
2015-2016 sömestr tatilinde , İbrahim Çeçen Vakfı
aracılığıyla Antalya IC Hotels Santai’de çalışmaya
başladım. Otele adım atar atmaz, çalışanlarının
sıcakkanlılığı ve güler yüzlülüğü sayesinde harika
bir yaz geçireceğimi düşündüm. Henüz işe girmeden
havuzu olan her odada 2- 3 kişinin kaldığı kliması
televizyonu olan, otel çalışanlarının kaldığı bir
lojmanda odamı rezerve etmeleri nezaketi, beni çok
mutlu etmiştir . İşe, mutfakta komi olarak başladım.
2,5 ay boyunca hem çok çalıştım, hem de otelin
imkanlarından yararlandım.
72
Volkan ATAŞ
Mezun Bursiyer
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
İlköğretim Matematik Öğretmenliği
IC Hotels Santai’deki çalışmam sayesinde, hayatımın
her safhasında bana lazım olacak bazı eğitimler
ve bu eğitimleri belgeleyen sertifikaları edindim.
Orada kaldığım sürede tek bir sıkıntı bile yaşamadım
çünkü otelin insan kaynakları departmanı çalışanları,
bizlerle daima yakından ilgilendiler. Sayın İbrahim
ÇECEN Bey’in verdiği imkânlar sayesinde tüm bunları
kazanma fırsatım oldu. IC Vakfı’na ve tüm IC Hotels
Santai Çalışanlarına, vaktimi böyle değerli geçirmeme
sebep oldukları için teşekkür eder, saygılarımı
sunarım.
Başbakanlık bursu model olarak belirlenen lisans
burslarımızdan daha yüksek bir tutar ile aylık ödenen
Özel Başarı Bursları için adaylarımız, şahsen müracaat
ederek IC Vakfı’na başvuruda bulunmuşlar ve
Vakfımızı, faaliyetlerimiz ve kadromuz ile yakından
Eğitime katkıları her sene artarak devam eden IC Vakfı, tanıma imkanı bulmuşlardır.
okuyan gençlerimize, özellikle gönüllülüğü anlatmak
Özel Başarı Bursu’na hak kazanan öğrenciler, mezun
ve gönüllülüğe teşvik etmek amacı ile, yeni bir burs
olup profesyonel hayata atıldıklarında, burs aldıkları
kategorisi ekledi.
süre kadar, en az bir öğrenciye IC Vakfı aracılığı ile burs
“Özel Başarı Bursu” başlığı altında değerlendirilen
burs kategorisi, üniversite sınavına girdiği sene
aldığı puanla ilk 5000’e giren, Tıp, Hukuk, MimarlıkMühendislik bölümlerinde okuyan öğrencileri
kapsamaktadır. Bu öğrenciler arasından, kontenjan
dahilinde belirlenen öğrencilere, 2015 – 2016 Öğretim
Yılı’ndan başlayarak, IC Vakfı Özel Başarı Bursu
verilmektedir.
vermeyi veya bir başkasının IC Vakfı aracılığı ile burs
vermesini sağlamayı vicdani bir yükümlülük olarak
kabul etmişlerdir.
Geleceklerine, üstün başarı ile attıkları bu ilk
adımda, öğrencilerimize daha rahat bir eğitim hayatı
sağlamayı hedeflerken, onların da, yarının gençlerinin
ellerinden tutacaklarının mutluluğunu yaşıyoruz.
Ben Evindar Tüzün. Batmanlıyım. İstanbul Çapa Tıp Fakültesi 1.
sınıf öğrencisiyim. Bu hedefimi gerçekleştirmek benim için çok
kolay olmadı. İlköğretimi Demirlipınar İlköğretim Okulu’nda, yani
bulunduğumuz yerdeki bir köy okulunda okudum. Orada girdiğim
Milli Eğitim sınavlarında gösterdiğim başarıdan dolayı, Özel Batman
İrfan ilköğretim Okulu’nda, üç seneliğine, burslu okuma imkanı elde
ettim. Burada aldığım iyi eğitim ve ailemin de beni desteklemesiyle
girdiğimiz SBS Sınavında Batman Fen Lisesi’ni kazandım. Lise
hayatım açıkçası benim için kolay değildi, fen lisesi olduğu için biraz
zorlandım ve çok çalışarak bu dönemi atlattım. İlk yıl avukatlık olan
hayalimdeki meslek, sonrasında doktorluğa dönüştü. Bu mesleki
ilgi ile, elimden geleni yapmaya çalıştım. Bu dönemde annem,
babam ve ilköğretim 2. sınıftan beri bana destek olan öğretmenimin
emeklerini anlatamam… Şimdi hayalim olan Çapa Tıp Fakültesi’nin
öğrencisiyim. Hem okulumdan, hem bölümümden çok memnun,
çok mutluyum. IC Vakfı’na ve bana yardımcı olan herkese çok
teşekkür ederim.
Evindar TÜZÜN
Özel Başarı Bursiyeri
Çapa Tıp Fakültesi/1.Sınıf
73
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
IC VAKFI’NDAN GENÇLERİMİZE
YÜKSEK ÖĞRENİM İÇİN “ÖZEL BAŞARI BURSU”
BURSİYERLERİMİZ
Muhammed Erkam DİNÇ
Özel Başarı Bursu Öğrencisi
Galatasaray Üniversitesi
Hukuk Fakültesi /1.Sınıf
Sizlerle, bugün istediğim bir sonuç ile tamamladığım, üniversite
sınavına hazırlık sürecimi paylaşmak isterim.Üniversite sınavlarına
hazırlanırken öncelikle vicdanımı rahatlatmak için çalışıyordum.
Sonuç odaklı değil süreç odaklı programlamıştım kendimi. Her
gün neler yapacağımı bir gece önceden yatmadan planladım. Çok
uzun vadeli planlar değildi bunlar ve ne kadar uzun vadeli planlar
yaparsanız, uygulama şansınız da sanki biraz zorlaşır. Eğer bir
plan yapıyorsanız da, bunu kendinize verilmiş bir söz addederek,
canınızı dişinize takıp, uygulamak gerektiğine kesinlikle inanırım.
Üniversite Sınavlarında elde ettiğim başarı işte bu çalışmanın
ürünüdür. Sonuçlar açıklandıktan ve Türkiye 2. si olduğum
duyulduktan sonra, ne mutlu ki bana, birçok vakıf üniversitesi
temasa geçti ve güzel vaatlerde bulundular. Ancak ben eğitimin
niteliğini ve kalitesini düşünerek bir devlet okulu olan Galatasaray
Üniversitesi’ni tercih ettim. Okulumuzun vermiş olduğu burs yoktur.
Okulumuzun maalesef yurdu da yoktur. Bu yüzden özel bir yurda
yerleşmek zorunda kaldım. Bursların hiçbirine başvurmamıştım
ÇÜNKÜ Benden daha fazla ihtiyacı olabilecek öğrenciler olduğunu
biliyordum. İbrahim Çeçen Vakfi’nin ise ayrıca özel başarıyı temel
alarak verdiği burs alternatifi olduğunu duydum ve başvurdum.
IC Vakfı’ndan aldığım burs sayesinde masraflarımı karşılayabiliyor
ve aileme yük olmuyorum. Umarım ben de vicdani sorumluluğum
gereği ilerde vakfımız aracılığıyla bir öğrencinin masraflarını
karşılayacağım.
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Eğitim hayatım boyunca çalışıp bir yerlere gelmeyi istememdeki
en önemli neden, aileme, özellikle de anneme rahat bir hayatı bir
nebze olsun yaşatabilmekti. Her zaman bu düşünceyle sınavlarda
gayret gösterip, bu idealimin gerçekleşeceğine inandım. Şimdi bu
yolda ilk adımımı, üniversiteyi iyi bir derece ile kazanarak atmış
bulunmaktayım ve artık kendi ailemin yanında beni maddi manevi
destekleyecek bir ailem daha oldu. IC Vakfı’nın bu desteği ile
kendime olan inancım ve güvenim arttı. Artık gelecek için daha da
umutluyum.
74
Gizem SAYUR
Özel Başarı Bursiyeri
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi/1. Sınıf
Esra BALİ
Özel Başarı Bursiyeri
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi / Hazırlık
Onur ULUSAL
Özel Başarı Bursiyeri
ODTÜ Makine Mühendisliği/Hazırlık
Merhabalar. Ben IC Vakfı’nin ilk özel başarı bursiyerlerinden Onur
Ulusal. İlköğretimi Yeşilbağ İlköğretim Okulunda okudum. Liseyi
de Adnan Menderes Anadolu Lisesi’nde okudum. Her ilköğretimde
başarılı olup liseye geçen öğrenci gibi, ben de ilköğretimi gayet
yüksek bir not ortalamasıyla bitirdim. Liseye geçince yeni insanlar ile
tanışmak, yeni ortamlara girmek biraz değiştirdi beni. Bu değişim iyi
mi oldu derseniz bence iyi bir değişim oldu. Eğer lisede yaptıklarımı
yapmasaydım belki girişken ve kendine güvenen bir insan
olamayacaktım. Açık sözlü olmak gerekirse lisede hiç çalışmadım
diyebiliriz. Şimdi diyeceksiniz ki herkes aynı şeyleri söylüyor ama
gün gelir yüz yüze tanışma fırsatımız olursa bunun doğru olduğunu
göreceksiniz. Lise son sınıfı sorarsanız lise son sınıfta da çalışma
kelimesinin hakkını vermedim ki, bu da benim ilk sene LYS sınav
sonuçlarıma yansıdı. O sene daha çok vakit öldürdüm diyebilirim.
“Her koyun kendi bacağından” asılır atasözünün dediği gibİ, 40.000
gibi benim için çok kötü olan bir sonuç geldi. Tabi asıl hikayem bu
noktadan sonra başlıyor. İlk işim kendime yüksek bir hedef koymak
oldu. Bence işin püf noktası burası, yani insanın bir hedefinin
olması… Kendime bir hedef koyduktan sonra, bu hedef için düzenli
ve disiplinli bir şekilde çalıştım ve hedefim olan üniversitelerden
birine, ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü’ne girdim. Her şeyden de
öte, şu an üniversite sınava hazırlanan arkadaşlara verebileceğim en
önemli tavsiye, çalışmak ve hedeften koymaktan da önce, arkadaş
ortamınızı iyi seçin. Sonuçta sizler ne kadar yakın arkadaş olsanız
da o sene rakipsiniz ve birbirinizle yarışıyorsunuz. Hayatınızdan
feda edeceğiniz 1 sene, sizin ilerdeki yaşamınız etkileyecek. Umarım
burayı kazınırsınız ve sizlerle tanışma fırsatımız olur.
75
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Hayatımın en zor ve sıkıcı yılı olarak düşündüğüm üniversite
sınavına hazırlık yılına geriye dönüp bakınca, bana ne kadar
çok şey kattığının farkına varıyorum. Adeta ablam abim gibi
gördüğüm tüm öğretmenlerim, ailem ve arkadaşlarım, çalışmak
ve uyumaktan ibaret olan bir yıl boyunca desteklerini, sevgilerini
hep hisettirdiler. Bu bir yıl boyunca, ne istediğim aklımın bir
ucunda hep kalsa da, kendimi şartlamaktan ve olmazsa ne yaparım
diye sızlanmaktan uzak tuttum. Sonucu düşünmeden sürece
odaklanmak, emek vermek, sizin bile beklemediğiniz kadar olumlu
sonuçlar doğurabiliyor. Hedefe ulaşmak için çalışmak, başaracağını
anladığında büyük bir keyif vermeye başlıyor. Bugüne kadar
yanımda olan herkese ve hayatıma açılmış yepyeni bir kapı olan
İbrahim Çeçen Vakfı Ailesi’ne teşekkür ediyor, doğru adımlarla
hedefime yürüyeceğime söz veriyorum.
BURSİYERLERİMİZ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Mehmet HAMURCU
Özel Başarı Bursiyeri
ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği
Hazırlık
76
Ali Necat KARAKULOĞLU
Özel Başarı Bursiyeri
ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisi
Hazırlık
Artık ben de IC Vakfı Bursiyeri olma şerefine ulaşmış
bulunmaktayım. Üniversite için yerleştirme sonuçları
açıklanır açıklanmaz, ilk işim burs kapısı aramak
olmuştu. Her ne kadar ODTÜ Elektrik-Elektronik
Mühendisliği gibi Türkiye’nin sayılı bölümlerinden
birini kazanmış olsanız da, günümüzde referansınız
olmadan burs veren kurumların sayısı bir elin
parmaklarını geçmeyecek düzeydedir ve öğrenci iken,
aileden uzak olduğumuzda, ister istemez zorluklar
oluyor. Bursiyer adayı olarak IC Vakfı’na başvurdum
ve çok şanslıyım ki, burs talebim onaylandı.
Bizlere sunulan bu ayrıcalığın kıymetini bilmeli,
şükranlarımızı esirgememeliyiz. Burs görüşmesi için
mülakata katıldığım zamandan itibaren gösterilen
ilgi ve sıcaklıktan dolayı ailemi aratmayacakları aşikar.
Vermiş oldukları destek nedeniyle Sayın İbrahim
Çeçen Bey’e ve İbrahim Çeçen Vakfı’na teşekkürlerimi
iletiyorum. Esen kalmanız dileğiyle...
Benim başarı hikayem de herkes gibi başladı…
Birçok memur çocuğu gibi ben de sürekli olarak okul
değiştirdim. Nihayet üniversite giriş sınavı zamanı
geldiğinde, ki bu süreç sadece son bir yıldan ibaret
değildi, elbet son yıl çalışmalarıma hızı verdim.
Fakat sınav başarım yıllara yayılan, yılmadan, sabırla
çalışmamın ve ailemin desteğinin sonucuydu.
Önce 2015 YGS sınavında 601., ardından 2015 LYS
981. oldum. Her başarı, sorumluluğumu bir kat daha
artırdı. Küçüklükten beri hayalini kurduğum bilim
adamı olmak, icatlar yapmak ve bilimsel projelerimi
hayata geçirebilmek için hep istediğim ODTÜ ElektrikElektronik Mühendisliği Bölümü’nde okumaya hak
kazandım. Artık hayallerim hedeflerimdi. Ailemden
uzakta, bilmediğim bir şehirde yaşamak için desteğe
ihtiyacım olduğundan burs veren kurumları, dolayısı
ile İbrahim Çeçen Vakfı’nı araştırdım. Nereden
burs alacağım benim ve ailem için çok değerli ve
önemliydi. Sayın İbrahim Çeçen’in IC Vakfı’nı kurma
hikayesi ve amacı beni çok etkiledi. Başarılı Öğrencileri
destekleyip onları ülkemize kazandırmayı, kendisini
örnek alarak, hedeflerim arasında en üst sıraya aldım.
Özel Başarı bursu için başvurdum. Vakfın yetkilileri
çok sıcak ve içten yaklaşımla bana yol gösterdiler.
Onlara yapmak istediklerim ve hedeflerimi anlattım.
Bana inandılar ve IC Vakfı Ailesinin bir ferdi ve ilk özel
başarı bursiyerlerinden oldum. Okulum bittiğinde,
büyük bir onurla IC Vakfı gönüllüsü olacağım.
Saygılarımla.
77
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ’NİN
RENKLERİ YABANCI ÖĞRENCİLERİMİZ
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ne
dünyanın farklı ülkelerinden gelen
öğrencilerimiz de IC Vakfı Bursiyeri
olarak ailemizin birer ferdidir.
Yabancı kardeşlerimiz ile
üniversitenin diğer öğrencileri,
birbirlerine farklı diyarları
tanıttığı gibi, bizlere de dostluk ve
dayanışmayı öğretmektedirler.
AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ’NİN RENK
YABANCI ÖĞRENCİLERİMİZ
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’ne
farklı ülke
Ben Ağrı İbrahim Çeçen dünyanın
Ünivertesi’nde Okul Öncesi
Öğretmenliği 3.Sınıf yabancı uyruklu öğrencisi Rano
CHARYYEVA. Ağrı İbrahim
Çeçen Üniversitesi’nde
öğrencilerimiz de IC Vakfı Bursiyeri
olarak
ailemizin birer
öğrenci olmaktan memnunum çünkü bu
üniversitenin sağladığı olanakların, okumamız ve iyi
bir eğitim
almamız için
katkısı büyüktür. Üniversitemiz
kardeşlerimiz ile üniversitenin
diğer
öğrencileri,
birbirlerin
her geçen gün gelişmekte ve kendini yenilemektedir.
kütüphane, spor salonu, bisikletler…
tanıttığı gibi, bizlere de Üniversitedeki
dostluk
ve dayanışmayı
öğret
hepsi
bizim için yapılmıştır.
3 senedir Ağrı’dayım,
RANO CHARYYEVA
TÜRKMENİSTAN /LEBAP - MAGDANLY
farklı bir kültür öğreniyorum. Ağrı’nın kışını da yazını
da seviyorum. Biz yabancılara, Üniversitede sağlanan
Ağrı
İbrahim Çeçen Üni
tüm fırsatlar için, emeği geçenBen
herkese
teşekkür
ederim. Ayrıca IC Vakfı’nın bursunu kazandığım için
Öğretmenliği 3.Sınıf yabanc
de çok mutluyum. Bundan sonra eğitimimi iyi bir
şekilde geçirmemi sağlayan ICCHARYYEVA.
Vakfı ‘na teşekkür Ağrı İbrahim Ç
ederim. Gerçekten maddi açıdan olsun, eğitim
olmaktan
memnunum
çünk
olanakları olsun, hocalarımız olsun
her yönden
iyi
bir Üniversitede okuyorum. Biz öğrencilere, sadece
olanakların,
okumamız ve iy
okuyup kendimizi geliştirmek kalıyor.
Dünyayı gezip
okuyan bir öğrenci olduğum için
çok şanslıyım.
katkısı
büyüktür. Üniversite
Farklı bir ülkede farklı bir kültürün ortasında olmama
rağmen zorluk çekmiyorum. Çünkü
bize karşı yenilemektedir.
ve kendini
mütevazı davranan Sayın Rektörümüz, hocalarımız,
dekanımız, bölüm başkanımız spor
var. Hersalonu,
şey için Ağrıbisikletler… he
İbrahim Çeçen Üniversitesine teşekkür ederim.
senedir Ağrı’dayım, farklı bi
kışını da yazını da seviyorum
Rano CHARYYEVA
Üniversitede sağlanan tüm
TÜRKMENİSTAN / LEBAP - MAGDANLY
AİÇÜ Okul Öncesi Eğitimi 3. SINIF
herkese teşekkür ederim. A
kazandığım için de çok mut
eğitimimi iyi bir şekilde geç
teşekkür ederim. Gerçekten
BURSİYERLERİMİZ
IC Vakfı, teşekkür
beni burs desteği
ile çok
mutlu etti, nasıl
edeceğimi
bilemiyorum.
Eğitim hayatımda
teşekkürböyle
edeceğimi
bilemiyorum.
Eğitim
hayatımda
ciddi destek görmemiştim. Ailemden
hiç böyle ciddi destek görmemiştim. Ailemden
kilometrelerce
ve dilini,
kültürünü, iklimi
kilometrelerce
uzaktayımuzaktayım
ve dilini, kültürünü,
iklimini
bilmediğim
diyarlardayım.
Sebebive
ise okumak ve
bilmediğim
diyarlardayım.
Sebebi ise okumak
insanlığa,
dünyaya
faydalı
istemek.
Tabiiistemek.
insanlığa,
dünyaya
olmak
IC Vakfı beni
burs
desteği
ile olmak
çokfaydalı
mutlu
etti,
nasıl Tabii eğiti
eğitim için
da ihtiyaç
oluyor.
BenimBenim eğitim
içinmaddiyata
maddiyata
da ihtiyaç
oluyor.
JİMMY PEİGE
eğitimBİSHANG
ekonomimin
belirli
bir bölümünü
artık IC
ekonomimin
belirli
bir bölümünü
artık IC Vakfı karşı
Vakfı karşılıyor, bu da demek oluyor ki benim daha
bu da demek
oluyor
ki benim
daha
güzel okumama
okumama
yardımcı
olacaklar.
Bundan
dolayı
BURUNDİgüzel
/BUJUMBURA
yardımcı
olacaklar.
Bundan dolayı
çok teşekkür eder
çok teşekkür
ederim.
Yabancı öğrencileri
de kendi
ülkenizinYabancı
insanından
farklı görmediniz,
bursu insanından fa
öğrencileri
de kendibuülkenizin
AİÇÜ PSİKOLOJİK
REHBERLİK
VE DANIŞMANLIK
2. SINIF
bizlere verdiniz.
Sizleribu
çokbursu
seviyorum
çok verdiniz.
teşekkür Sizleri
görmediniz,
bizlere
çok
ederim.
seviyorum çok teşekkür ederim.
IC Vakfı beni burs desteği ile çok mutlu etti, nasıl
JİMMY PEİGE BİSHANG
_______________________________
Jimmy Peige BİSHANG
BURUNDİ /BUJUMBURA
AİÇÜ PSİKOLOJİK REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2. SINIF
BURUNDİ /BUJUMBURA
AİÇÜ PSİKOLOJİK REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2. SINIF
______________________________________________________________
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Merhaba; Ben Chemen. Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi’nde Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü
öğrencisiyim. Ağrı’da ikinci yılım… İlk başlarda
alışmak zor oldu, ailemden ilk ayrılışımdı. Zamanla
hem Ağrı’ya hem de Ağrı halkına karşı bir sevgim
oluştu. Hem de halkını, hem hocalarımızı çok
seviyorum. Üniversitede herkes bizimle ayrı
ilgileniyor ve sizler de daha güzel okumamız için
bize burs verdiniz, sizi çok seviyorum. IC Vakfı bursu
sayesinde okuyup, hem kendi ülkeme, hem de Türkiye
Cumhuriyeti’ne daha yararlı olacağım ve günü gelince
ben de her türlü yardımımı yapacağım. Her şey için
teşekkür ederim.
Chemen REJEPOVA
TÜRKMENİSTAN /MARY
AİÇÜ RUS DİLİ VE EDEBİYATI 2. SINIF
Merhaba; Ben Chemen. Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi’nde Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü
öğrencisiyim. Ağrı’da ikinci yılım… İlk başlarda alışm
zor oldu, ailemden ilk ayrılışımdı. Zamanla hem Ağrı
hem de Ağrı halkına karşı bir sevgim oluştu. Hem ha
hem hocalarımızı çok seviyorum. Üniversitede herke
bizimle ayrı ilgileniyor ve sizler de daha güzel okuma
için bize burs verdiniz, sizi çok seviyorum. IC Vakfı bu
sayesinde okuyup, hem kendi ülkeme, hem de Türki
Cumhuriyet’ine daha yararlı olacağım ve günü gelinc
ben de her türlü yardımımı yapacağım. Her şey için
teşekkür ederim.
78
CHEMEN REJEPOVA
CHEMEN REJEPOVA
TÜRKMENİSTAN /MARY
farklı bir kültürün ortasında olmama rağmen zorluk
çekmiyorum. Çünkü bize karşı mütevazı davranan Sayın
Rektörümüz, hocalarımız, dekanımız, bölüm başkanımız
var. Her şey için Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesine
teşekkür ederim.
__________________________________________________________________________________
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
79
MERHABA; Ben
Tasnim. Ben
bursiyerlerinizden
MERHABA;
BendeTasnim.
Ben de bursiyerlerinizden
biriyim ve Ağrı
İbrahim
Üniversitesi
biriyim
ve Çeçen
Ağrı İbrahim
Çeçenİşletme
Üniversitesi İşletme
Bölümü öğrencisiyim. Bu bursu verirken yerli
Bölümü
öğrencisiyim. Bu
bursu
ve yabancı ayrımı
yapmadığınızdan
dolayı
çokverirken yerli ve yabancı
ayrımı
yapmadığınızdan
teşekkür ederim,
sizleri
çok seviyorum. dolayı
Her ay çok
parateşekkür ederim,
sizleri
çok
seviyorum.
Her
ay
para
sıkıntısı yaşıyorduk, bu sıkıntılardan dolayı ders sıkıntısı yaşıyorduk, bu
çalışamıyorduk.
Şimdi derslerimize
daha
rahat, daha Şimdi
sıkıntılardan
dolayı ders
çalışamıyorduk.
çok çalışacağız.
İyi
ki
varsınız…
derslerimize daha rahat, daha çok çalışacağız. İyi ki
varsınız…
Tasnim NZEYİMANA
BURUNDİ /BUJUMBURA
IC Vakfı bursu için çok teşekkür ederim, çok ihtiyacım
AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF
TASNİM NZEYİMANA
BURUNDİ /BUJUMBURA
vardı çünkü burada tek başıma yaşıyorum. Hiç akrab
yok ve ailem Afrika’da yaşıyor . Tahmin edersiniz ki,
başka bir ülkede yaşamak kolay değil, bazen herşey z
IC Vak
vardı
yok ve
başka
IC Vakfı
bursu için
çok teşekkür ederim, çok ihtiyacım
AİÇÜ
İŞLETME
2. SINIF
vardı çünkü burada tek başıma yaşıyorum. Hiç
akrabalar yok ve ailem Afrika’da yaşıyor . Tahmin
edersiniz ki, başka bir ülkede yaşamak kolay değil,
bazen herşey zor.
ZAINABU MBASHA
Zaınabu MBASHA
BURUNDİ/BUJUMBURA
BURUNDİ/BUJUMBURA
AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF
AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF
ZAINABU MBASHA
_________________________________________________________________________________________________
BURUNDİ/BUJUMBURA
AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF
Merhaba ,nasılsınız?
Bizler,nasılsınız?
Ağrı’da yabancıyız,
Merhaba
Bizler Ağrı’da yabancıyız,
___________________________________________________________
ihtiyaçlarımız çok
fazladır.
Mesela
kış
geliyor,
kışlık kış geliyor, kışlık
ihtiyaçlarımız çok fazladır. Mesela
kıyafet lazım, kitaplar
lazım,
ailemiz
ile
konuşmaya
kıyafet lazım, kitaplar lazım, ailemiz ile konuşmaya
ihtiyacımız var ve telefon çok pahalı. Tüm bu
ihtiyacımız var ve telefon çok pahalı. Tüm bu ihtiyaçl
Merh
ihtiyaçlarda yanımızda olan IC Vakfı’na çok teşekkür
yanımızda
olan
IC
Vakfı’na
çok
teşekkür
ederiz.
ihtiya
ederiz.
kıyafe
ihtiya
yanım
Haruna MAİSARA
BURUNDİ
AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF
HARUNA MAİSARA
BURUNDİ
AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF
HARUNA MAİSARA
BURUNDİ
BURUNDİ/BUJUMBURA
AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF
BURSİYERLERİMİZ
_____________________________________________________________
Merhab
ihtiyaçla
Hepinize selamlar,
ben
Gulsıhan,
RusGulsıhan,
Dili ve Edebiyatı
kıyafet
Hepinize
selamlar,
ben
Rus Dili ve Edebiyatı
Bölümü öğrencisiyim.2
yıldır Ağrı’dayım.
ne
Bölümü öğrencisiyim.2
yıldır Her
Ağrı’dayım.
Her ne ihtiyacım
kadar
yanımız
kadar ülkemi özlesem de, Türkiye’yi çok seviyorum.
ülkemi özlesem de, Türkiye’yi çok seviyorum. Okumam
Okumam için bana destek olduğunuz için çok
için bana destek olduğunuz için çok teşekkür ederim.
teşekkür ederim. Sayenizde güzel bir eğitim alacağım
Sayenizde
güzelce
eğitim alacağım ve her şey için çok
ve her şey için
çok teşekkür
ederim.
teşekkür ederim.
HARUNA
MAİSARA
Gulsıhan
ROZYYEVA
BURUNDİ
TÜRKMENİSTAN/ LEBAP
AİÇÜ İŞLETME 2. SINIF
AİÇÜ RUS DİLİ ve EDEBİYATI 2. SINIF
_____________________________________________
GULSIHAN ROZYYEVA
TÜRKMENİSTAN/ LEBAP
Merhaba, Ben Adem. Öncelikle sizleri saygı ve sevgi
ile selamlıyorum.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
AİÇÜ
RUS DİLİ 2. SINIF
PDR Bölümü 2. Sınıf öğrencisiyim. 2yıldır ülkemden,
ailemden ayrıyım. Buralarda bana ailemin
sevgisini aratmayan hocalarım ve arkadaşlarıma
teşekkür ederim. Benim gibi diğer yabancı uyruklu
arkadaşlarımın okumasına yardımcı olan Sayın
İbrahim ÇEÇEN ve Ailesine en kalbi duygularımla
teşekkür ederim. İbrahim Çeçen Bey, eğitime katkı
sağlıyor ve bu katkıdan ben de yararlanıyorum.
Artık daha da çok ders çalışıp, bu yardımın
hakkını vereceğim. Hem kendi ülkeme, hem de
Türkiye Cumhuriyeti’ne gerektiği zaman borcumu
ödeyeceğim. Sizleri çok seviyorum, iyi ki varsınız.
Merhab
selamlıy
Bölümü
ayrıyım
hocalar
diğer ya
yardımc
duygula
eğitime
yararlan
yardımı
Türkiye
ödeyec
Adamu NTUNZWENİMANA
BURUNDİ /KAYANZA
BURUNDİ
/KAYANZA REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2.SINIF
AİÇÜ PSİKOLOJİK
ADAMU NTUNZWENİMANA
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
AİÇÜ PSİKOLOJİK REHBERLİK VE DANIŞMANLIK 2.SINIF
80
Adı Maya Ivanova Dicheva. Bulgaristan’ın Burgaz
şehrindek Prof. Dr. Asen Zlatarov Üniversitesi son sınıf
öğrencisiyim. Aynı zamanda ikisi 6 ve biri 8 olmak
üzere üç çocuk annesiyim. Geçen sene özellikle hukuk
alanındaki başarılarım sebebi ile, üniversitem aracılığı
ile, İbrahim Çeçen Vakfı Bursu ile ödüllendirildim.
Bu hayatım boyunca unutmayacağım bir onurdur.
Size çok teşekkür ederim Dr. İbrahim ÇEÇEN bursu hiç
beklemediğim bir zamanda ve en ihtiyacım olduğu
anda geldi ve bana madden çok büyük yardımcı oldu.
Ben küçük bir köyde yaşıyorum ve eğitimim için her
gün Burgaz’a gelip gidiyor, büyük miktarlarda ulaşım
parası vermek zorunda kalıyorum. Ailem ile maalesef
çok küçük bir bütçe ile geçinmeye çalışmaktayız.
Ancak hiç bir zaman şikayetçi olmadım, eşimin de
manevi destekleri ile, okuluma dört elle sarıldım.
Şimdi bu sabrımın iyi karşılığını görüyorum.Türkiye’yi
her zaman sevmişimdir ancak benim ve tüm ailemin
geleceğine bu denli büyük katkıyı hayal dahi
edemezdim. Burada, Bulgaristan’da yaşayan bir çok
Türk arkadaşım var.
Gerçekten hayranlık duyduğum iyi özelliklerdeler
hepsi de, paylaşımcılık, dürüstlük, çalışkanlık gibi…
Hatta eşim daima Türkler hakkında örnekler verir;
“Eğer karşındaki bir Türk ise, doğruları söylemen
gerekir çünkü çok dürüsttür.” der.
Türkiye muhteşem, dinamik ve bizler için çok Hızlı
gelişmekte olan bir ülkedir. Bir gün mutlaka ziyaret
edeceğime inanıyorum, dilerim o gün çabuk gelsin.
Sevgi ve saygılarımın kabulü dileğim ile,
Maya DICHEVA
Bursiyer
Prof. Assen Zlatarov Üniversitesi Hukuk Bölümü
Burgaz /BULGARİSTAN
81
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
MUHTEŞEM ÜLKE; TÜRKİYE
BURSİYERLERİMİZ
BULGARİSTAN’DAN TEŞEKKÜRLER
Liseyi bitirdiğim sene, arkadaşlarım ile birlikte
Marmaris’e gitmiştik. O günden beri Türkiye bende
çok pozitif duygular uyandırmaktadır. Güzel ülke,
güzel insanlar, güzel bir tatil… Şimdi ise eğitimim için
ihtiyacım olan bursu bana sağlayan ülke olarak, güzel
duygularım artarak devam etmektedir.
Dr. İbrahim Çeçen’e çok teşekkür eder, sevgi ve
saygılarımı sunarım.
Nikolay SHARPANDZHIEV
Bursiyer
Prof. Assen Zlatarov Üniversitesi
Bilgisayar Teknolojileri
Burgaz / BULGARİSTAN
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
BULGARİSTAN’DAN SEVGİLER
82
IC Vakfı’na, beni bursiyerleri olarak ailelerine dahil
ettikleri için en derin şükranlarımı sunarım. Bugün
Ekonomi ve Bio Teknoloji Bölümlerinden mezun
oldum ve bunun tek sebebi, sizlerden aldığım burstur,
yoksa yapamayacaktım. Gerçekten minnettarım.
Şüphesiz ki sadece IC Vakfı’nın katkıları ve faaliyetleri
ile, koca ülkenizi değerlendirmek çok akla yatkın
olmayacaktır. Ancak bu katkınız, bizlerde Türkiye
merakı uyandırdı ve öğrendiğim kadarı ile Türkiye,
gelişimi, teknolojisi, kültürü, gelenekleri ve muhteşem
güzellikteki doğal yerleri ile, görülmeye ve yaşamaya
değer bir ülke…. Bu süre eminim ki yönetimin uzun
yıllardır gösterdikleri efora dayanıyor ve umarım
Bulgaristan da, ülkemizin gelişimi ve geleceği için
Türkiye’deki politikacıları örnek alır.Teşekkürlerim ve
en iyi dileklerim ile,
Radina OGNYANOVA
Mezun Bursiyer - Ekonometri
Prof. Assen Zlatarov Üniversitesi
Burgaz / BULGARİSTAN
Selamlar, ben Melek Fırat Altay. Şu anda Londra’da
yaşıyor ve King’s College’da sinirbilim üzerine bir
senelik yüksek lisans yapıyorum.
Aslında bu noktaya gelmem oldukça uzun ve çetrefilli
yollardan oldu. Lisans düzeyinde ilk önce müzik
(piyano ve kompozisyon) bölümünde okudum
ve bitirdim. Ancak tüm bu konservatuvar eğitimi
süresince müziğin beyinle olan ilişkisine ve beyin
fonksiyonlarını ne şekilde etkilediğine dair bilgi
eksikliklerim olduğunu hissettim. Mezuniyetim
sonrası aldığım bir takım felsefe dersleri de
aslında beyni ve beynin akıl/algı ile olan ilişkisini
anlayabilmenin benim için çok önemli olduğunu
gösterdi.
Netice itibariyle uzun vadede sinirbilim üzerine
çalışmak istediğimi keşfettim. Bunu yapabilmek için
gerekli bilimsel temeli almak adına biyoloji üzerine
ikinci bir lisans programına başladım ve bir taraftan
da müzisyen olarak çalışmaya devam ettim. Bu
dönem zaman zaman zorlayıcı olsa da çoğunlukla
heyecan verici bir öğrenim süreci oldu benim için.
Birkaç ay önce biyoloji bölümünden de mezun oldum
ve İbrahim Çeçen Vakfı bursunun da büyük katkısıyla
nihayet bu sene artık istediğim alan olan sinirbilim
üzerine odaklanma şansına sahibim. Derslerimiz
oldukça yoğun ve ilgi çekici. Daha önceleri ilgisiz
olduğum konular üzerine şimdilerde okumalar
yapıyor ve böylece şu ana kadar fark etmemiş
olduğum yeni meraklar ediniyorum. Okumanın ve
akademik bir çevrede bulunmanın en büyük güzelliği
de bu sanırım...
Melek Fırat ALTAY
Yüksek Lisans Bursiyeri
Kings’s College / İNGİLTERE
Bir sonraki adım ne olmalı? Elbette doktora!
Böylelikle belki beyin, hafıza ve öğrenme ile alakalı
bilinmeyenleri ufak bir nebze azaltabilirim. İnsanın
yüksek eğitim süresince toparladığı bilgi ve deneyimi
üretim ve araştırmaya dönüştürebilmesi için çok
uygun bir fırsat doktora çalışması. Ancak belki
daha da önemlisi, başlangıç noktanız ne olursa
olsun aklınızı ve kalbinizi çelen bir idealin peşinde
ilerleyebilmektir. Başlangıç noktanız ne olursa olsun…
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
‘’ÖNEMLİ’’
OLAN NEDİR?
83
BURSİYERLERİMİZ
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
BİZİM TOPLUM VE EĞİTİM
84
Erkan İŞLER
Bursiyer
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi 5. sınıf
Toplumlar, hepimizin bildiği üzere gelenek
görenekleriyle birbirlerinden ayrılırlar. Yaşayış tarzları,
kıyafetleri, yemekleri, kutsal günleri vb. aynı değildir.
Ancak son yüzyıl dikkate alındığında bir toplumu,
bir ülkeyi bir başka ülkeden ayıran en önemli özellik
eğitim seviyesidir. Bugün gelişmiş ülkeler, kendi
ihtiyaçlarının nerdeyse tamamına yakınını kendileri
üreten ülkelerdir. Nitekim bu ülkeler en iyi eğitim
sistemine sahip ve aynı zamanda dünyayı da yöneten
ülkelerdir.
Bizim ülkemiz dünyada çoğu ülkeden daha gelişmiş
olsa da, bugün hepimizin istediği tam gelişmiş
diyebileceğimiz düzeye maalesef gelememiştir.
Bugün hala okutulmayan kız çocukları, doğumu
hastanede yapılamadığı için kan kaybından ölen
anneler var ülkemizde. Yine aynı şekilde farklı siyasi
fikre sahip oldukları için birbirlerini öldürecek
insanlar var. Maalesef bunlar gibi binlerce örnek var
eğitimsizliğimizi gösteren. Ancak bunlar her geçen
gün sayısı azalan örnekler. Çünkü her geçen gün
lisans eğitimi almış kendisine, ailesine, çevresine
ülkesine faydalı birey sayısı artıyor. Bu durum
ülkemizin en büyük kazançlarındandır. Bundan
sonraki aşama ise üniversite eğitimi almış, mesleğini
ele alanların; özellikle geri kalmış şehirlerimiz başta
olmak üzere ülkemizin dört bir yanında insanları her
konuda bilgilendirmesidir. En basitinden bir doktorun
bulunduğu yerde, insanlara; doğumun evde değil de
hastane koşullarında yapılması gerektiğini anlatması
ya da memleketin ücra bir yerinde görev yapan
öğretmenin, kız çocuklarının eğitimiyle yakından
ilgilenmesi, onların okumasını sağlayabilmesi gibi.
Bu şekilde eğitimle, insanlarımız kendi yanlışlarını
görüp doğruları yapmaya başladıkça içimizdeki
zayıflıklar, yanlışlar azalacak ve gittikçe birbirimize
kenetleneceğiz. İçimizdeki zayıflıklar azaldıkça da
eğitimli, ülkesine faydalı bireyler çoğalacak, kendi
ihtiyaçlarının tamamını üretebilen bir ülke olacağız.
Bu amaçla başta biz eğitimli, mesleğinin gereğini
yapmak için ülkenin dört bir köşesine giden ve
gidecek olanlar olarak, bulunduğumuz yerdeki
insanlarımızın yanlışlarını düzeltmeli, onların
eğitimlerine katkı sağlamalı, ülkenin gelişimine her
yerde olanak sağlamalıyız. Bugün gelişmiş dediğimiz
ülkelerin bu şekilde gelişmiş olduklarını unutmamalı,
tıpkı bizlerin eğitimine katkı sağlayan Sayın İbrahim
Çeçen gibi, ileride üzerimize düşeni elimizden geldiği
kadarıyla yapmalıyız.
85
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
Sokak
Hayvanlarını
Koruyalım KORUYALIM
SOKAK
HAYVANLARINI
hayati önem
taşımaktadır.
Bu sebeple örnek teşkil
Özellikle anaokulu
ve ilkokul
öğrencilerine
ettiğimiz
çocuklara
ve
gençlere
bufırsatta
bilinci aşılamak temel
öğretmenlik yapacak olan arkadaşlarım her
vazifelerimizdendir.
Özellikle
anaokulu
hayvan ve doğa sevgisi ve bununla beraber çevre ve ilkokul
öğrencilerine
öğretmenlik Şüphesiz
yapacak olan
bilinci kazanmalı
ve kazandırmalıdır.
ki arkadaşlarım her
fırsatta hayvanyürekten
ve doğa dinleyip
sevgisi verolbununla
çocuklar öğretmenlerini
model beraber çevre
olarak göreceklerdir.
Özellikle
ve taşrada
bilinci kazanmalı
ve köylerde
kazandırmalıdır.
Şüphesiz ki çocuklar
yaşamaktaöğretmenlerini
olan sokak hayvanlarına
eziyet etmenin,
yürekten dinleyip
rol model olarak
onları incitmenin
ve çevreyi
kirletmenin
yanlış
göreceklerdir.
Özellikle
köylerde
ve taşrada yaşamakta
olduğunu olan
öğretmeliyiz.
Öğrencilerin
vicdansız,
sokak hayvanlarına eziyet etmenin, onları
bilgisiz, sorumsuz
ve bencil
büyümelerine
lütfen
incitmenin
ve çevreyi
kirletmenin
yanlışizin
olduğunu
vermeyin. öğretmeliyiz.
Unutmayın, bu
dünya
sadece
insanlara
ait
Öğrencilerin vicdansız, bilgisiz, sorumsuz
değildir. Uygar
insanbüyümelerine
tüm canlılarınlütfen
yaşama
ve bencil
izinhaklarına
vermeyin. Unutmayın,
saygı duyan
insandır.
Hindistan’ın
siyasi
ve
ruhani Uygar insan tüm
bu dünya sadece insanlara ait değildir.
lideri Gandi ‘’Bir ülkenin gelişmişlik ve uygarlık düzeyi
canlıların yaşama haklarına saygı duyan insandır.
Mevsimin
kışa
dönmesiyle
birlikte
barınak
imkanı
o ülkenin hayvanlara davranış biçimiyle ölçülür.’’
Mevsimin kışa dönmesiyle birlikte barınak imkanı
Hindistan’ın siyasi ve ruhani lideri Gandi ‘’Bir ülkenin
ve refah içinde yaşamak için öncelikle
bulamayan
bulamayankedi,
kedi,köpek
köpekvb.
vb.sokak
sokakhayvanları
hayvanlarıiçin
içinyaşam demiştir. Huzur
gelişmişlik ve uygarlık düzeyi o ülkenin hayvanlara
insanlarımızı
eğitmek
biz öğretmen adaylarının
oldukça
güçleşmektedir.
Hayvanlar
alemi, katletmekte
yaşam oldukça
güçleşmektedir.
Hayvanlar
alemi,
davranış biçimiyle ölçülür.’’ demiştir.
görevi.
olduğumuz
olmazsa
olmazıdır.
Bu bilincin
katletmektedoğanın,
olduğumuz
doğanın,
olmazsa
olmazıdır.
Huzur ve refah içinde yaşamak için öncelikle insanlarımızı
çocuklarımıza
ve
gelecek
nesillere
aktarılması
oldukça
Bu bilincin çocuklarımıza ve gelecek nesillere
eğitmek
biz öğretmen adaylarının görevi
Mehmet
ATAŞ
/ Bursiyer
aktarılması oldukça hayati önem taşımaktadır. Bu
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Mehmet
Ataşteşkil ettiğimiz çocuklara ve gençlere
sebeple örnek
Sınıf Öğretmenliği 2. Sınıf
bu bilinci aşılamak temel vazifelerimizdendir.
Bursiyer
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Sınıf
Öğretmenliği
2.sınıf
YOK
MUDUR
KARDEŞÇE YAŞAMANIN
DA BİR YOLU ?
Ağrı’da öğrendim. Ağrı’da yaşadığım süre içerisinde o
kadar iyi karşılandım ki, dergimiz sayesinde buradan
tüm Ağrı Halkına, Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi
4.sınıf arkadaşlarıma teşekkür ve şükranlarımı sunmak
isterim. Gelin birlik olalım, kenetlenelim, kardeşçe
yaşamayı öğrenelim!
Birlikte Trabzon’da kolbastı, Rize’de horon, Urfa’da
halay, Ege’de zeybek, Ankara’da Misket oynamak
dileğiyle, hepimize Türkü tadında bir yaşam diliyorum.
Ben Musa Üstün. Orduluyum…Ağrı İbrahim Çeçen
Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi son Sınıf
öğrencisiyim. Ağrıya geldiğim 2012 yılından bu yana
geçen süreçte, en iyi sanatı öğrendiğim inancındayım.
Kardeşçe yaşamak....
Bizleri düşmanmış gibi gösteren kimi zihinlerin
aşıladığı düşüncelerin aslında doğru olmadığını
Musa ÜSTÜN
Bursiyer
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 4.Sınıf
BURSİYERLERDEN
ÖĞÜT
Kanat çırpmayı bilmeden, yükseklerden uçulmaz
Bilirkişiden söz dinlemek, onuru kırmaz
Bir yerlere varmak istiyorsan, önce öğrenmeyi öğren
Kavramlara saldırmak, başı göğe erdirmez
Eli şiddet kokana, delikanlısın denmez
Delikanlı olmak istiyorsan, efendi olmayı öğren
Fakire yardım etmek, keseye zarar vermez
Allah yerini doldurur, haberin bile olmaz
Yardım görmek istiyorsan, yardım etmeyi öğren
Öfkeden uzak durmak, hiç bir şey kaybettirmez
Davasında haklı olan, kavgasında yenilmez
Yenilmek istemiyorsan, dürüst olmayı öğren
Doğruları haykırmak, yalana meydan vermez
Dokuz köyden kovulmak, haklıyı mağlup etmez
Unutma bu bir gerçektir, onuncu köyle bitmez ...
Ömer KARAKOL
Bursiyer
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Türk Dili ve Edebiyatı 1.sınıf
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
MEZUN BURSİYERİMİZ ÖĞRETMEN OLDU
86
İbrahim Çeçen Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği 2015
mezunuyum. 4 yıllık öğrenim hayatımda vakfınızdan
burs aldım ve mezuniyetimi Eleşkirt’e atanarak
taçlandırdım. Eleşkirt’in Gültepe Köyü’nde tek
öğretmen olarak görev yapmaktayım. Yaz döneminde
köyümde meydana gelen göçler nedeniyle okulumda
7 öğrencim var. Ben de elimden geldiğince o 7
öğrencinin maddi manevi ihtiyaçlarını karşılamaya
yardımcı olmaya çalışıyorum.
Kader ÜNSAL
Mezun Bursiyer
Öğretmen
Gültepe Köyü-Eleşkirt /AĞRI
Sana olan sevgim...
Ders olarak okutulmalı talebelere.
Eğik çizgi atmak yerine,
Adın yazılmalı hece hece!
Tabi her ismin arasına;
Bir parmak boşluk ile.
Seni en güzel anlatana,
Kırmızı kurdele takılmalı.
Sınıflar sen kokmalı.
Hangi renk birbiriyle harmanlansa,
Ela çıkmalı.
Susuyorum!
Sanma ki asaletimden,
Sana olan sevgimden.
Birçok yol olsun kabul,
Ama hepsinin sonu sana çıksın.
Seni okuyorum üçüncü sınıfım,
Başarılı bir öğrenci sayılırım.
Tek şikayetçim;
Ha bire tükettiğim beyaz kağıtlar ve tükenen kalemim.
Ne yapayım!
Başıboş cümleler kurmak hoşuma gidiyor,
Bazen lugatım izin vermiyor süslü cümlelere,
Konu “sen” olunca, yazıyorum gündüz gece!
Olay örgümsün sen;
Kişi, zaman, mekan...
Zaman demişken,
Sana yazdığım herşey,
Geniş zaman kipiyle çekimli.
Bilirim aşık için tek zaman dilimidir;
Geniş zaman!
Çook geniş bir zaman,
Sekizin uykuya yatmış hali gibi mesela.
Masal değil ki buseyle uyansın,
Ya da uykusu hafif değil ki
Ufak bir sese gözlerini açıp,
Adını mırıldansın...
Mesela çok ağır bir uyku,
Kış uykusu olabilir aslında,
Tabi dört mevsim kışı yaşıyorsa...
Adem YAMAN
Bursiyer
Pamukkale Üni. Tekstil Müh . 3.sınıf
87
İÇTEN BAŞKIŞ > 2015
SEROTONİN

Benzer belgeler

Sayı 6 - İbrahim Çeçen Vakfı

Sayı 6 - İbrahim Çeçen Vakfı Yayın Sahibi İbrahim Çeçen Vakfı adına Ayşe Günseli Çeçen Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aslı Türkan Çeçen Yayın Koordinatörü Dr. Meral Dinçer Yayın Danışmanları Aysel Çeçen Başbuğ Ruhi Yamaner Zeynep ...

Detaylı

Sayı 5 - İbrahim Çeçen Vakfı

Sayı 5 - İbrahim Çeçen Vakfı Yayın Sahibi İbrahim Çeçen Vakfı adına Ayşe Günseli Çeçen Yayın Sahibi İbrahim Çeçen Vakfı adına Sorumlu YazıÇeçen İşleri Müdürü Ayşe Günseli Aslı Türkan Çeçen Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aslı Türka...

Detaylı

merhaba - İbrahim Çeçen Vakfı

merhaba - İbrahim Çeçen Vakfı Aysel Çeçen Başbuğ Ruhi Yamaner Zeynep Çeçen Koordinatör Yardımcıları Ayça Jones Neslihan Arslan Dergi Tasarımı Ersin Deniz Durum Yayın İdare Yeri Kızılırmak Sokak No:31 Kocatepe Kızılay / ANKARA T...

Detaylı

Sayı 2 - Ağrı

Sayı 2 - Ağrı Tasarımı Ersin Durum MB Tanıtım Danışmanlık

Detaylı