Indir / Oku - Bizim Aachen

Transkript

Indir / Oku - Bizim Aachen
bizim aachen
www.bizimaachen.de
regıon
Aachen, Düren, heınsberg ve euskırchen İçİn türkçe dergİ | 17
Bir Konu & Bir Konuk > 6
Prof. Dr. Ziya Akçetin
Başka işler yapanlar > 19
İrem Benli
ALMAN
EĞİTİM
SİSTEMİ
İçimizden Biri > 12
Mehmet Balta
Kültür & Sanat > 20
Serpil Aygün
Yerel Politika Yapanlar>15
Önder Günay
Ücretsİz
Şubat / Mart 2016
Nadelfabrik
Programm
Highlights
Duo Topolino
20.02.2016, 19.00 Uhr
Fest im Kennedy Park
02.07.2016
„Literaturfabrik“
11.03. und 18.03.2016, 19.00 Uhr
17.03.2016, 17.00 Uhr für Kinder
ab 6 Jahren
Park Flimmern, Open Air Kino
27.08. und 28.08.2016, 03.09.
und 04.09.2016
Park Leuchten im Kennedy Park
Oktober 2016
Tag der Offenen Tür
24.04.2016, 13.00 – 18.00 Uhr
DasDa Theater im Kennedy Park
21.05.2016, ab 14.30 Uhr
Eintritt frei!
e-mail: [email protected]
www.aachen.de/nadelfabrik
Bunlar ve daha fazlasını uygun fiyatlarla bizde bulabilirsiniz!
Çanak Antenler
65 cm 19,90 €
80 cm 29,90 €
100 cm 39,90 €
120 cm 59,90 €
DiseqC şalter
2-1 6,90 €
4-1 7,90 €
LNB
Tek çıkışlı 6,90 €
Çift çıkışlı 9,90 €
Dört çıkışlı 19,90 €
Kelepçeli dirsek
25 cm 15,90 €
40 cm 17,90 €
50 cm 19,90 €
Dirsek
25 cm 9,90 €
35 cm 13,90 €
45 cm 18,90 €
50 cm 19,90 €
HD
Digital Receiver
39,90€’dan
başlayan
fiyatlarla
Adalbertsteinweg 263, 52066 Aachen
Balkon direği
29,90 €
Kablo
100 metre 120dB
19,90 €
Tel.: 0241 / 56 84 245
www.satboerse24.de
3
İçindekiler
4 Fikir fırtınası | Muhsin Ceylan
• Geleceği seyretmek
5 aktüel | Üstün Gözler
• Tenfiz (tanıma) davası nedir?
• Çifte vergilendirme
• Pasaport işlemleri ucuzladı
• Bedelli askerlik ucuzladı
6 bir konu & bir konuk
• Üroloji & Prof. Dr. Ziya Akçetin
8 Spor sayfası
• Bölgemizdeki taraftar dernekleri
9 ne? nerede? ne zaman?
• Şubat ve Mart aylarındaki bazı önemli etkinlikler
10 Bulmaca sayfası
11 Yemek Kültürü
• Sahan köftesi, orman yemeği, yufkalı kebap, mantarlı böbrek sote
12 içimizden biri
• Mehmet Balta: “Almanya’nın ilk Türk karnaval prensi”
14 Yaşama dair | Füsun Özdemir-Günal
• A-sosyalleşmek
15 yerel politika yapanlar
• Önder Günay
16 kapak konusu
• Alman eğitim sistemi
18 sudoku sayfası
19 başka işler yapanlar
• İrem Benli: “10 yıldır güzel ve rahat ettiğim bir işim, ortamım var; çok mutluyum.”
20 Kültür & Sanat
• Belçika’da yayınlanan Binfikir Gazetesi 10 Yaşında!
22 bunları biliyor muydunuz?
• Ev temizliğinde pratik fikirler (2)
• Soğanın Mucizevi Etkileri (2)
23 KADIN sayfası
• Kadın beyni ve erkek beyni
• Çamaşırları evde kurutmayın!
24 çevre sayfası | Hakan Tuc
• İsraf
• Uzman görüşü / Kemal Gündoğan
25 fırsat eşitliği | Necla Demirci
• Almanya’da Türk kadını
26 Bilmece sayfası
27 KİŞİSEL GELİŞİM | Hasan Erdal
• İletişimde beden dili
28 önce sağlık | Dr. Murat Kopuk
• Baş ağrısı ve nedenleri
29 sağlıklı YAŞLANMA
• Bakım Sigortası nedir?
30 siz ve bURcunuz
• 2016 yılında burcunuz
31 ÇözümLER sayfası
• Bulmaca, sudoku ve bilmecelerin çözümleri
• Bizim Aachen dergisi reklam, ilan, tanıtım fiyatları
Başlarken
Değerli Okurlarımız,
17. sayımızla, sizlerin yine karşınızdayız. Kapak konusu
olarak bu kez bazılarınızın bildiği bir temayı işledik. Alman eğitim sistemini; Türkiye’den yeni gelenler ve bu konuyla bugüne kadar ilgisi olmamış okurlarımız için, genel
bir bilgi vermek amacıyla, anlatılabilecek en sade şekliyle
ve kısaca ele almaya özen gösterdik.
Bu sayımızda, ilk kez başka bir ülkeye giderek bir röportaj yaptık. Tüm Belçika’da dağıtım yapan, ‘Binfikir’
Gazetesi’nin Brüksel’deki bürosunu ziyaret ederek, geçen aylarda 10. yılını geride bırakan gazete hakkında bilgi aldık. Biz de, gelecek sayımızla birlikte 3. yılımızı dolduracağız; 10. yılımıza varır mıyız bilemiyoruz ama çaba
göstereceğiz.
Dergimizin bu sayısında da ilginç konu ve konukları bulacaksınız. Keyifli okumalar dilerim. Ele almamızı istediğiniz, merak ettiğiniz konular varsa, bunları telefon ya da
mail yoluyla bizlere ulaştırabilirsiniz.
Hep belirttiğim gibi, kapımız herkese açık. Sizler de bizlere katılabilirsiniz. Bunu istiyor olmanız işin yarısı. Mutlaka
sunacağınız bir katkınız, fikriniz, yeteneğiniz vardır. Bizi
arayarak veya bize yazarak bir başlangıç yapabilirsiniz.
2016 yılının bir özelliği var. Bu yıl, 366 gün var takvimde.
Bu nedenle, 29 Şubat’ta doğan ve sadece dört yılda bir
gerçek doğum günlerini kutlama olanağı bulan insanlarımızın da doğum günleri kutlamak isterim.
Gelecek sayımız 1 Nisan 2015 Cuma
günü, yeni konu ve konuklarla çıkacaktır.
Sağlıcakla kalın...
Günal Günal
KÜNYE
Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN
G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Günal Günal
Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir-Günal,
Dr. Murat Kopuk, Üstün Gözler, Abdullah Yaşar,
Serpil Erdemir, Necla Demirci, Funda Şen,
Mine Nart, Emrah Güngör, Esra Cenkiz, Hasan Erdal,
Hakan Tuc, Aykut Kurşuntel, Selim Atasever,
Murat Sağlam, Aşkım Ali Erdoğan.
Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen
Dergi adeti: 7.000
Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların
yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiçbir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem
başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderilen fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir.
Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 14 arası.
4
fikir fırtınası
Geleceği seyretmek
Almanya’da mülteciler, göçmenler, İslam ve müslümanlar merkezli siyasî
gündem çok hareketli bugünlerde.
Almanya, Başbakan Merkel’in “Başarabiliriz!” sözü ve politikasını tartışıyor. Almanya, her an sıcak gelişmelere
gebe. Yılbaşı gecesi Köln tren garında
yaşanan taciz olayları, yeni göçmenlerin ülkeye uyum tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Şayet
“organize” değilse, birilerinin
hiç bir izahı olamayacak yaptığı şerefsizliklerinin faturaları yine bizlere kesiliyor ve bu
konuyla ilgili toplumdaki soruların cevapları, yine bizlerden bekleniyor.
Almanya aydınının günlük gazete sütunlarında, tiyatrosundan sinemasına kadar sanatın
her dalında ilgilendiği, yine
Avrupa’nın önemli kamuoyu
araştırmacılarının, üniversite
kürsülerinin dikkatle ve yakından takip
ettikleri, entellektüellerin enine boyuna, bizimkilerin aksine tabusuz tartıştığı, Almanya’nın yeni yerlileri Almanya
müslümanları, kendileriyle ilgili bu gidişata sadece seyirci. Bu tartışmalarla
toplumun zihinlerine işlenen kodların
sorunlarını önümüzdeki yakın vadede,
sosyal yaşamda karşılaşacağımız soru
ve uygulamalarda göreceğiz ve o zaman da artık iş işten geçmiş olacak...
Zira, toplumsal zihnin kodlanması bitmiş olacak. Karamsar tablo çizmek istememekle birlikte; gelecekteki birlikte
yaşam, bugünlerdekinden daha sorunlu olacak. Kabulü mümkün olmayan
yaşananlardan dolayı farklı bir kültür
ve o havzadan gelenleri topluca zan altında bırakmanın, toplumumuzu nereye götüreceğini beraberce göreceğiz...
Peki, bu üzerimize kar topu gibi her
geçen gün büyüyerek gelen bilhassa
sosyal ve politik, dolayısıyla da ekonomik problemlerle ilgili Almanya
müslümanlarından niye ciddi ses(ler)
gel(e)miyor? Hep öğünüyoruz ya,
“Alman’dan daha iyi Almanca konu-
şan bir neslimiz yetişti” diye, nerde
bu insanlar? Denizde damla kabilinden, istisnaları hariç, sesi soluğu çıkan
yok. Var da ,bizler mi kaçırdık, kaçırıyoruz? Sosyal medyadaki paylaşımlara baktığımızda da, karşılaştığımız:
maalesef sadece asrımızın hastalığı
‘haz’ ve ‘hız’cılık ile tamamen Türkiye’deki gelişmelere modlanmak. Oysa
ki, bizler hayatlarını burada sürdüren
ve yaşamlarının merkezini bura olarak
seçmişler değil miyiz? Peki, bu çelişkilerden nasıl kurtulacağız? Toplumsal gelişmelerde karşılaştığımız problemlerin çözümlerini hep birilerinden
bekleme alışkanlığımızı, 55 yıldır yaşadığımız Almanya’da ısrarla sürdürmeyi
• Özel ve gruplar için bağlama kursları
• Bağlama ve diğer çalgıların tamiri ve satışı
anlayanlar varsa, bir zahmet izah etsinler de bizler de öğrenelim.
Barış içinde ortak geleceğimizin yolu,
mevcut sıkıntıları beraber konuşup tartışarak, ortak yol bulmayla aşabiliriz.
Aksi halde hep edilgen yani özne değil,
nesne olarak dolgu malzemesi şeklinde, anonimleşmiş bir halde ömrümüzü tüketiriz. Böyle bir tercihte; şikayet
hakkımız olamaz. Zira geleceğimizin
dizaynını bu işleri düşünenlere bırakmışız demektir.
Almanya merkezli Avrupa’da,
gelecek noktasında iktisadî
olarak artık daha iyi yarınlar
olmaktan ziyade, eski problemlerin geriye dönüşünün
ayak sesleri duyulmaya başlandı. Altın çağ diye de nitelenen adeta istifra edinceye
kadarki bolluk savurganlığımızda deniz bitti. Kuş bakışı bir nazarla baktığımızda,
toplum karamsar, yorgun ve
bitkin... Bu ahvalden çıkışımız
ancak birlikte hal çareleri bulmakla
mümkün. Aksi halde, gücü yetenin
gücü yeteni ezip geçeceği günlere
doğru evriliyoruz. Toplumda, fakirler
her geçen gün daha da fakirleşiyor...
Peki, bu fakirleşmeden biz yeni yerliler, ne kadar azadeyiz? Doğrudan etkilenmekte şart değil. Vicdan sahibi olarak bu adaletsizliğe, zulme, sömürüye
diyecek birşeylerimiz olmalı...
Almanya’da geçmişe baktığımızda,
reaksiyonerlikten ziyade aksiyonerlik
toplumu şekillendiriyor. Bunun içinde,
her türlü sıkıntılarına rağmen mazeretsiz katılımımız şart. Bulunma zahmetine katlanmadığımız mehfillerde alınan kararların uygulamalarına tepki, o
politikaları değiştirmiyor. Reel durum
bu. Onun içindir ki, toplumun sorumlu
bireylerinden olduğunu düşünen her
birimiz, kararların alındığı veya kararlar için zihinlerin oluşturulduğu mekanlara mutlaka ama mutlaka uğramak için zaman ayırmalıdır. Aksi her
türlü tez veya söz, o meşhur Almanca deyimdeki gibi; “Bu meseleyi konuşmuş olmamız güzel”den
öte gitmeyecektir. Evet,
tercih bizlerin...
Muhsin Ceylan
5
aktüel
Tenfiz (tanıma) davası nedir? Çifte vergilendirme
Bizim için önemli olan tanımıyla tenfiz, Almanya’da evli olup Türkiye’deki
nüfusuna evli kaydı geçirilen vatandaşlarımızın, Almanya’da mahkeme
kararıyla boşanmaları halinde; Alman
mahkemelerinin verdiği boşanma kararının Türkiye’de tanıtılmasıdır.
Alman mahkeme kararını ve bu kararın kesinleştiğini gösterir yazıyı şerh
veya belgenin Alman makamlarınca
usulen onanmış aslı (Apostel Şerhi)
ve konsoloslukça veya noterce onaylı tercümesini karara eklemesi gerekir.
Türkiye’de kararın tenfizi için mutlaka
bir avukat tutulması gerekir. Boşanan
her iki eşin de Türkiye’de tutacakları
avukatlara dava işleminin devamı için
vekalet vermeleri gerekmektedir. Bu
dava işlemi sonuçlandıktan sonra, boşanan bayan isterse eski kızlık soyadını tekrar alabilir.
Pasaport işlemleri ucuzladı
Konsolosluklardan alınan pasaportlar
için ödenen harçlar, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren düşürüldü. Başvuru
sahiplerinden defter ve kargo ücreti
gibi ek ücretler de istenmeyecek. İşte
eski ve yeni pasaport harç bedelleri:
Süre
Eski
Yeni
6 aylık
72 € > 47 €
1 yıllık
90 € > 54 €
2 yıllık
125 € > 68 €
3 yıllık
164 € > 83 €
10 yıllık
217 € > 104 €
Bedelli askerlik ucuzladı
Yurtdışında en az 3 yıl oturma veya
çalışma iznine sahip olan vatandaşlar bedelli askerlik ücreti olarak 6.000
€ yerine sadece 1.000 € ödeyecekler.
Belediye’de yaptığım danışma saatlerimde bir vatandaşımız Aachen Vergi Dairesi’nden (Finanzamt) gelen bir
mektubu okumamı istedi.
Mektupta vatandaşımızın 2011 yılından itibaren 2015 yılına kadar, dört
yıl boyınca aldığı emekli aylığı yıllık
10.000 €’yu geçtiği için, 10.000 € limitinin üzerindeki farkın vergilendirilip,
geçmiş dört yıllık farkın tamamının
ödemesi isteniyordu.
Vergi dairesinden konuştuğum bir
yetkili, isminin belirtilmemesi şartıyla şunları belirtti. 2011 yılında Alman
devletinin Türkiye ile yapılan çifte vergilendirme yasasına göre, dört yıllık
süre için vergilendirme işlemine başlanmış. Bu vergilendirme daha ziyade
Türkiye’ye kesin dönüş yapmış emeklilerimizi etkiliyor.
Bu vatandaşımız Almanya’da yaşamamasına rağmen, neden Alman devletine emekli aylığı 10.000 €’nun üzerinde olduğu için vergi ödesin? Bu
mantık dışı bir uygulama. Bu uygulama yıllık kazancı 10.000 €’nun altında olanları kapsamıyor ama şunu da
unutmamak gerekir ki, Almanya’da
yaşayan her emekli yıllık vergi denkleştirme formunu doldurmak mecburiyetindedir. Geliri düşük olanların, gelirlerini ve emeklilik kasasından
(Rentenamt) aldığı yazıyı, bir defaya
mahsus, vergi dairesine vermeleri yeterli oluyor ve her yıl vergi denkleştirmesi yapmalarına gerek kalmıyor.
Bu durumdaki vatandaşlarımızı bu
konuda uyarmak istiyorum. Her an
vergi dairesinden bir
mektup alabilirler.
Üstün Gözler
0178 / 849 05 25
2002 yılından bu yana Allianz’da
Gayrimenkul
Finansmanı
olmak
üzere, 2006
yılından
En uygun
sigorta ile
itibaren
de bağımsız
bir temsilci
en
uygun
koşullar
olarak ekibimle birlikte 3000
müşterinin
güvenini
kazanmayı
Allianz Forward
kredisiyle
ev
ve gayrimenkul ödemelerinde
başardık.
gelecek 3 yılın taksitlerini
bugünün
faiz oranlarıyla
Güçlü
olduğumuz
yönlerimiz
sabitleyebilirsiniz.
müşterilere hizmet vermekle
ve uzmanlığımızla sınırlı değil;
Devlet
Desteği
Olanağı
aynı
zamanda
iş hayatına
yeni
Emin olmak,
her zaman
başlayanlar
ve genç
emniyetli olmak
meslektaşlarımız
için yükselme
anlamına
gelmez!
olanakları sağlayan meslek
Günümüzde
zorunlu
eğitimi,
sürekli
eğitimsigorta
ve hizmet
yapılması
gerekenler
artık
içi eğitim de sunuyoruz.
sadece motorlu araçlar değil!
Sigortalarınız için alabileceğiniz
Güveniniz
için size teşekkür
devlet yardımları konusunda
ediyoruz!
bilgi edinin ve bu olanaklardan
yararlanın.
Kaybetmemeniz gereken
zamanınız ve paranızdır!
Henüz geç olmadan...
Erdinc Dincer
Generalvertretung
Erdinç Dinçer
Generalvertretung
Talstraße
15
52249
Eschweiler
Talstrasse 15
52249 0Eschweiler
Telefon
24 03.78 55 45
Telefax
0
24
03.83
93 85
Telefon 0 24
03.78
55 45
Telefax 0 24 03.83 93 85
[email protected]
[email protected]
www.ed-allianz.de
www.ed-allianz.de
6
bir konu & bir konuk:
hocaların transfer edilmeleri ile gün
geçtikçe yıldızı daha da parlayan bir
adres. Özellikle üroloji konusunda
Robotik Üroloji (Da Vinci), prostat ve
mesane kanseri ve taş hastalıklarının
endoskopik ve lazer tedavilerinde
üniversite hastanesinin çok önünde
olan bir hastane. Buradan gelen teklife hayır demek mümkün değildi. Bu
şartlarda hastalarıma hizmet etmek
benim için kaçırılamaz bir fırsat idi.
Prof. Dr. Ziya Akçetin, yeni göreve başlayacağı yer olan Würselen’e daha gelmeden, internetten bölge hakkında biraz inceleme yapmış ve dergimizi de görmüş.
Büromuzu arayarak, dergiyi internette incelediğini ve çok beğendiğini, ileride dergimize katkı sunmak istediğini belirtti. Biz de, geldikten sonra kendisiyle bir söyleşi yaptık ve tabu bir konu olan ürolojik sorunlar hakkında da biraz bilgi aldık.
Ziya bey, bize biraz
kendinizi tanıtır mısınız?
52 yaşındayım, 18 ve 22 yaşında iki
kızım var. Eşim kimya mühendisi ve
eğitmen. İlkokulu Belçika’daki Gent
şehrinde bitirdikten sonra, yatılı okuduğum İstanbul Erkek Lisesi’ne girdim.
1981 yılında İstanbul Erkek Lisesi’ni birincilikle bitirip Almanya’dan DAAD
bursu kazandım ve 1982 yılından itibaren Bavyera’daki Erlangen Nürnberg
Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldım. Sonrasında da üroloji uzmanlık, doçentlik ve profesörlük ünvanlarını aynı
üniversiteden aldım. Erlangen, Halle
an der Saale ve Homburg/Saarland
Tıp Fakülteleri’nde öğretim üyeliği
yaptım. 2004 yılından 2009 yılına kadar Türkiye’de klinik şefliği ve üniversite rektör yardımcılığı görevlerinde bulundum. 2009’dan beri tekrar
Almanya’da ürolog olarak öğretim
üyeliğine ve klinik şefliğine geri döndüm. 1 Ekim 2015 tarihinde KoblenzMontabaur’daki görevimden ayrılarak
Medizinisches Zentrum StädteRegion
Aachen GmbH bünyesindeki Würselen-Bardenberg Hastanesi Üroloji Kliniği Şefi olarak atandım ve buradaki
görevime başladım.
Lise yıllarımda Dünya Gazetesi’nde
gençlik sayfasını hazırlayarak ve son
yıllarda da Koblenz’de Ren Postası adlı
bir Türkçe gazeteye genel sağlık konularında köşe yazısı yazarak gazetecilik ile de uğraştım. Bu benim için
neredeyse hobi niteliğinde, keyifli bir
uğraşı idi. 1982 yılından beri yeminli
tercüman olarak bir de ikinci işim oldu;
şimdilerde bu işime ancak yazılı çeviriler için zaman ayırabiliyorum.
Geldiğiniz Koblenz ile burayı
karşılaştırırsanız, bölgemiz
hakkında neler söylersiniz?
Koblenz doğal güzellikleri itibarıyla
Aachen’dan daha güzel bir şehir, ancak sosyal yaşantı, neredeyse 50 bin
üniversite öğrencisinin getirdiği dinamizm, üç ülkenin birlikteliğinden doğan Euregio dediğimiz çeşitlilik Aachen ve çevresini, özellikle benim gibi
İstanbul’da büyümüş bir insan için cazip kılıyor. Bir de buna buradaki kendi ülkemden olan insanların sayısının
Koblenz’den daha çok olması eklenince, ben burada olmaktan mutlu olduğumu söyleyebilirim. Bir de küçük
kızım Ceylan’ın okulu bitse ve eşim
de Koblenz’den buraya gelse, sanırım
eksiğim kalmayacak!
Yeni göreve başladığınız
hastaneye gelme kararını
nasıl aldınız?
Würselen’deki Medizinisches Zentrum
StädteRegion Aachen GmbH, yani hastanem son yıllarda tıbbi donanımlara
yaptığı milyonlarca Euro’luk yatırımlarla özellikle Aachen’daki Klinikum
ve Eschweiler ve Düren’deki hastanelerin önüne geçen, üniversitedeki
Bir de özellikle Eschweiler ve Düren’deki hastaneler kilise hastaneleri. Bizim hastanemiz seküler, yani
Städteregion ve Knappschaft ortaklığında, bütün dinlere eşit mesafede
bir hastane. Ben gelir gelmez, müslüman hastalarımız için ibadet odalarından, yemek servisindeki özelliklere
kadar her konuda ne kadar hassas bir
yaklaşım sergilediklerine şahit oldum.
Özellikle Türkiye kökenli hastalarımıza kapısı açık bir adresiz.
Bizler için "üroloji" konusu hala
büyük bir tabu. Tecrübelerinize
dayanak, bu konuda neler
söylemek istersiniz?
Evet, mahrem bölgelerimizde bulunan organlarla ve çok özelimiz olan
problemlerimizle ilgilenen bir bilim
dalıyız. Ama örneğin prostat kanserinin erkeklerde en sık karşılaşılan kanser olduğunu, 4. ve 6. sırada ise mesane ve böbrek tümörlerinin geldiğini,
mesane ve böbrek kanserlerinin kadın
kanserlerinde de ön sıralarda olduğunu söylesem, taş hastalıkları ve cinsel
fonksiyon bozukluklarının, özellikle
kadınlarda idrar kaçırma probleminin
7
üroloji & Prof. Dr. ziya akçetin
çözümlerinin ürolojiden geçtiğini söylesem, sanırım ürolojiye bir tabu değil, daha uzun, daha sağlıklı ve kaliteli
bir yaşamın anahtarı olarak bakmaya
başlayabiliriz.
ultrason ile tamamlandığında kadın
ve erkeklerde vazifemizi yerine getirmiş oluyoruz. Bundan kaçmak Rus ruleti oynamak gibi tehlikeli ve gereksiz
bir davranış!
Bir de özellikle Türkiye’den gelenler
arasında sıklıkla rastladığımız mesane
kanserine değinmek istiyorum. Bunun
en önemli sebebi sigara alışkanlığı ve
bizler kesinlikle bu yüzden daha sık
ve daha ileri evre mesane kanserlerine adeta davet çıkarıyoruz.
Bir de sünnet konusunda sizden
bilgi almak isteriz. Kliniğinizde
sünnet yapıyor musunuz?
Özellikle belirli bir yaştan
itibaren, kadın veya erkek olalım,
düzenli aralıklarla kontrole
gitmemiz gerekiyor. Bu konuda
ne yazık ki pek duyarlı ve istekli
değiliz. Genel sağlık kontrolü
içinde üroloji kontrolü de
yaptırmak gerekiyor. Bu konuda
biraz bilgi verebilir misiniz?
Özellikle ürolojik kanser hastalıklarının erken teşhisi hastayı yormayan
basit yöntemlerle mümkün. 50 yaşından itibaren erkeklerde yılda bir yapılacak bir kan testi ve parmakla yapılan
bir saniyelik bir muayene bile hayat
kurtarabiliyor. Bir de buna idrarda kan
testini eklersek, gerektiği durumlarda
Roermonder Str. 77
52072 Aachen
Training: Di./Do. 18.30
Sa. 13.30
Stolberg
Biraz iş yaşamınızın dışına
çıkarak bir şey sormak istiyorum.
Boş zamanlarınızda neler
yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı?
Ben denizi ve suyu seven bir insanım.
Her fırsatta küçük bir balıkçı teknemin
olduğu Üsküdar’a kaçıp, boğaz’da balık avlıyorum. Almanya’da ise Ren ve
Mosel nehirlerinde gene kendime ait
küçük teknemle dolaşıp, çeşitli yerel
şarapları tadıp, doğal küçük limanlarda gecelemeyi seviyorum. Yeni işim
bana Maas nehrini keşfetme şansı verecek. Belki de, evimi de Maastricht
Avci Escrima
Stock- und Waffenkampf zur
Selbstverteidigung mit und gegen
Hieb-, Stich- und Schnittwaffen
– übertragbar auf diverse
Alltagsgegenstände.
Geleceğe yönelik
projeleriniz neler?
Yeni tanınmaya başladığım Aachen
ve çevresinde mutlu olmak, sevilmek,
hastalarımın aradığı bir hekim olarak
anılmak için gerekli altyapıyı ve sosyal
ağı oluşturmak ilk projem. Sonrasında da işim ve özel hayatımın arasında
sağıklı bir denge kurup, bölgemizin
tadını çıkaracağım.
Okurlarımıza son olarak
neler söylemek istersiniz?
Her şeyin başı sağlık ve artık en tabu
diye gördüğünüz konu olan üroloji
konusunda yetkin bir hekim olarak
yakınınızda olacağım. Kimbilir belki
de bazen Bizim Aachen dergimizde
buluşur, ürolojinin ötesindeki tıp konularına doğru da açılırız.
Bize zaman ayırdığınız için
teşekkür eder, ileride dergimizde
yazılarınızı mutlaka bekleriz.
Günal Günal
ei en ses g !
Zwochnlo inin
W ste t r a
e
ko o b
Pr
Aachen
Evet, ancak hastalık değil yanlızca dini
gereklilikten yapıldığında, bunun için
ücret ödenmesi gerekiyor. Hem de
sünneti geleneklerimize uygun bir
şekilde, içimizden hayırlı olmasını da
dileyerek, keyifle gerçekleştiriyoruz.
civarına taşırım, ama bugünlerde tek
hedefim kliniğimi herkes için birinci
adres yapmak!
Avci WingTsun
Waffenlose Selbstverteidigung in allen
fünf Kampfdistanzen – direkt, effektiv,
realistisch und funktionell.
Prämienstr. 249
52223 Stolberg
Training: Mo./Mi. 18.30
Eschweiler
Röthgener Str. 57
(Eingang Mittelstr.)
52249 Eschweiler
Training: Mi./Fr. 18.30
Tel.: 0177/4552191
SELBSTVERTEIDIGUNG
für Frauen, Männer,
Jugendliche und Kinder
pur
www.aachen.wteo.org
8
SPOR sayfası
Bölgemizdeki Taraftar Dernekleri
Bu sayımızın spor sayfasında Türkiye’deki takımlara gönül vermiş
taraftar grup ve derneklerine yer
verdik.
Aachen Beşiktaşlılar Derneği
Dernek lokali, Aachen ve çevresindeki Beşiktaşlılara hizmet vermek amacıyla 11. Mayıs 2014 tarihinde açılmış.
Kendi alanlarında Aachen’da bir ilki
gerçekleştirmişler.
Region Aachen Bölgesi’nde sadece üç adet bulduk. Kendileri ile
irtibata geçerek, kısaca kendileri
tanıtmalarını ve ne tür etkinlikler
yaptıklarını anlatmalarını istedik.
Derneğin amaçları arasında şunları
sıralıyorlar: Beşiktaşın yurtdışındaki
deplasman maçlarında organize bir
şekilde giderek destek vermek, sevgi
ve saygı çervevesinde büyükten küçüğe bu sevdayı aşılamak, Beşiktaşlılık duruşunu öğretmek, aynı renge
gönül verenleri kahvehane, iddia büroları gibi ortamlardan uzaklaştırarak
bir çatı altında buluşturmak, dernek
üyeleri arasından kongre üyesi çıkararak klubümüze destek olmak. Dernek
lokalınde temiz bir aile ortamı olduğunu ve bay, bayan, çoçuk küfürsüz
bir şekilde maçları izlediklerini belirtiyorlar ve herkesi davet ediyorlar.
Hückelhoven’da Fenerbahçelilerin bir
derneği yok. Kendilerini taraftar grubu
olarak tanımlıyorlar fakat bir dernek
gibi de çalışıyorlar.
Yaptıkları bir çok sosyal aktiviteler var:
Suriye'den gelen mültecilere giyecek
yardımı yapmışlar. “Çarşı köy okullarına koşuyor!” kampanyasında 15 karton
okul malzemesi toplayıp, Türkiye'de
yardıma muhtaç öğrencilere yollamışlar. Soma'daki maden kazasından
sonra para toplayıp, yardıma ihtiyacı
olan kişilere birinci elden ulaştırmışlar.
Afrika'ya giden dernek başkanı, dernek
forma ve atkılarını oradaki çocuklara
hediye etmiş. Ayrıca her sene tekrarlanan aileli pikniği organize ediyorlar.
Birlikte maç izlemenin yanısıra, ayda
bir toplanıp yemek yiyip, sohbet ediyorlar. Bu arada grup olarak farklı etkinlikler de düzenlemişler ve gelecekte de planlıyorlar.
Julicher Str. 61, 52070 Aachen
www.besiktasaachen.de
Hückelhoven
Fenerbahçe Taraftar Grubu
Bir Fenerbahçe taraftarı olan Mehmet
Balta Bey evinin bodrum katındaki bir
odayı bayraklarla süsleyip bir ortam
yaratmış bundan üç yıl önce. İlk zamanlar birkaç kişi toplanıp maç izlemişler ve derken sayıları artmış. Bugün
15 kişi kadar olmuşlar. Köln’de bulunan dernekle yakın ilişki içine girmeyi
ve oranın üyesi olmayı düşünüyorlar.
Geçen sene, Hückelhoven’daki karnaval konvoyuna, Fenerbahçe bayraklarıyla süsledikleri bir araba ile katılmışlar ve çok ilgi çekmişler. Bu yaz ise bir
payton gezisi yapmayı planladıklarını
belirtiyorlar.
Düren Almanya
Trabzonsporlular Derneği
Dernek, Düren’de 2004’de kurulmuş
ve 11 yıldır faaliyet gösteriyor. İlk başlarda “Hedef 100 bin üye!” kapsamında kurulan dernek, hedefinden biraz
uzaklaşsa da çalışmalarına devam ediyor. Dernek başkanı, Trabzonspor’da
oluşan yeni yönetimle bir araya gelerek, yeni bir çalışma planı oluşturacaklarını belirtiyor.
Kurulduğundan beri Trabzonspor’a
500’ün üzerinde üye kazandıran dernek, bir çok kültürel faaliyete de imza
atmış. Düren’de yerel bazda folklor
ve Trabzon’u tanıtım faaliyetlerinde
bulunan Almanya Trabzonsporlular
Derneği, öte yandan Almanya Trabzon Dernekleri Federasyonu kurucu
üyesi olma özelliğini kazanmış. Dernek, Almanya’da faaliyet gösteren bütün Trabzon ve yöresi derneklerle iyi
ilişkiler içerisinde olduklarını, amaç
Trabzonspor olduğu zaman, herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini belirtiyorlar.
Düren’de, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir semtte bulunan dernek lokalinde maçları, özellikle de derbi
maçlarını izliyorlar. Amaçlarının ailece
maç izlemek olduğunu da belirtiyorlar.
Düren’de sosyal ve kültürel faaliyetler
yaparak hem Trabzon’u, hem de Türk
kültürünü tanıtmayı amaçlıyorlar.
Neue Jülicher Str. 38, 52353 Düren
(Facebook) “Almanya
Trabzonlular Derneği Düren”
9
ne? nerede? ne zaman?
MÜZİK AKŞAMI
5 Mart 2016 saat 19:30 - Würselen
© Merve Özgen
Ünlü şairlerimizin şiirlerini seslendiren Zeynep Baksi Karadağ’ın konseri
Kulturzentrum Würselen - Altes Rathaus Saal’de gerçekleşecek.
OKUMA AKŞAMI
11 Mart 2016 saat 19:00 - Aachen
11-18 Mart tarihleri arasında Aachen’
daki Nadelfabrik’te düzenlenen ”Literatur Fabrik” adıyla bir etkinlik düzenleniyor. Bu etkinliğe çok sayıda uluslararası yazar ve şair davetli. Bunlardan biri de şair ve anlatıcı Safiye Can.
Aachen’daki
Yeminli Mali
Müsaviriniz
.
MESLEK ÖĞRENME YERİ
ARAYANLARA “HIZLI RANDEVU”
15 Şubat 2016 - Düren
24 Şubat 2016 - Heinsberg
3 Mart 2016 - Aachen
2016 ve 2017 yılları için meslek öğrenme yeri (Ausbildungsplatz) arayanların kaçırmaması gereken bir buluşma organize düzenleniyor IHK. Bu yıl
5. kez düzenlenen buluşmalarda, bölgemizdeki farklı sektörlerden 60’dan
fazla firma ve işyeri sahibini, meslek
yeri arayan gençlerle tanıştırmak ve
boş olan yerler hakkında bilgi vermek
amaçlanıyor. Gençlerin kaçırmaması
gereken bir fırsat.
Tecrübeli
Güvenilir
Profesyonel
Buluşma yerleri ise şöyle:
15 Şubat - Haus der Stadt
Stefan-Schwer-Str. 2, 52349 Düren
24 Şubat - Festhalle Oberbruch
Carl-Diem-Str. 6, 52525 Heinsberg
3 Mart - IHK Aachen
Theaterstr. 6-10, 52062 Aachen
bir anlayıs. ile
sizlere hizmet
vermeye hazırız!
Dipl.-Kauffrau (FH)
RukIye Alper
Steuerberaterin
Heinrichsallee 68
52062 Aachen
Tel: +49 241 990 215-0
Fax: +49 241 990 215-29
[email protected]
Korrektur2-RukiyeAlper-Kanzleischild.indd 1
Pe
17.04.14 13:24
www.steuerkanzlei-alper.de
10
bulmaca saYfasI
11
Yemek kültürü
Size yine basit yemekler seçtik. Bu tariflerden hoşunuza gideni deneyin deriz.
Afiyet olsun! (SB/ÇB: Su/çay bardağı, YK/ÇK: Yemek/çay kaşığı)
Sahan Köftesi
Orman Yemeği
Malzemeler: 600 gr. kıyma, 3 dilim ekmek içi, 2 iri soğan, 2,5 ÇK margarin, 3 iri
domates (veya 4 kahve fincanı domates
salçası), 4 adet patates, 5 adet yeşil sivri
biber, 1 yumurta, tuz, karabiber.
Hazırlanışı: Kıymaya; rendelenmiş soğanları, ıslatılmış ve ufalanmış ekmek
içini, yumurtayı, karabiberi ve tuzu ilave ederek yoğurun ve ceviz büyüklüğünde köfteler yapın. Yağlı tepsiye
Mütevazýhalinde
Lezzetler kesilen paaralarına dilimler
tatesleri de ekleyerek yerleştirin.ÜzeYufkalý Kebap
rine irice doğranmış
biberleri, soyulmuş
ve
küçük
doğranmış
domatesleri
1 Çorba kaþýðý
salça
2 Adet orta boy kuru soðan
1 Tatlý kaþýðý tuz
500 gr. kýyma
(veya
suda
eritilmiş
salçayı)
ve tuzu ila1 Çay kaþýðý karabiber
3 Adet yeþil sivri biber
5 Adet yufka
3 Adet olgun domates
ve1 Kahve
edip,
tepsinin
üstünü
ocak10 Çorbakapatın.
kaþýðý süt
fincaný
sývýyað
ta veya önceden ısıtılan fırında pişirin.
Malzemeler: 1 kg parça et, 1 kahve
fincanı irmik, 1 kg süzme yoğurt (veya
iki kg yoğurt), 1 yumurta, 1 YK un, sıvı
yağ, karabiber, tuz..
Hazırlanışı: Etleri tuz ve karabiber ile
elde ovup terbiye edin. Düdüklüye
koyup, yağı eklenip kavurun. Üzerine
suyu ilave edip, yarım saat pişirin. (Açık
tencerede de pişer ama zaman alır). Diğer yanda yoğurdu bir kaba alın ve içine yumurta ve un koyun. Eğer süzme
yoğurtsa biraz suyla inceltin. Normal
yoğurtsa direk çırparak hazırlayın. Bir
tavada irmiği az yağla kavrurun. Pişen
ete ekleyin, sonra yoğurdu da yavaş
yavaş eklenip yemek kaynayana kadar
karıştırın. Sonra da ocaktan alın.
Yufkalı Kebap
Mantarlı Böbrek Sote
Malzemeler: 5 adet yufka, 10 ÇK süt,
5 ÇKNot:
sıvıyağ,
2 adet kuru soğan, 1/2 kg
Arzu edilirse, üzerine sarýmsaklý yoðurt gezdirilebilir.
kıyma, 3 adet yeşil sivri biber, 3 adet
Kebaplar 108
domates, 1 ÇK salça, 1 ÇK karabiber, tuz.
Hazırlanışı: Doğranan soğanları yağda kavurun. Sırasıyla, kıymayı, ince kıyılmış biberleri, salçayı ve doğranmış
bir domatesi ekleyin ve pişince ocaktan alın. Bütün yufkaları artı şeklinde
dörde ayırın. İki yufka parçasını, aralarına süt sürerek nemlendirin ve içine
(sigara böreği gibi) hazırlanan karışımdan suyunu süzerek koyup, sarın ve bir
ucunu diğerine dolayın. Hazırlanan 10
adet kebabı yağlanmış tepsiye dizin.
1900de ısıtılan fırında 1/2 saat pişirin.
Kalan iki domatesi tavada kavurmadan
kalan sıvıya koyarak pişirin ve fırından
çıkan kebabın üstüne bu sosu dökün.
Malzemeler: 1/2 kg. kuzu böbreği,
1 adet kuru soğan, 4 YK sıvıyağ, 3 adet
sivri biber, 1 ÇK un, 250 gr. mantar,
1 adet domates, maydanoz, 1 TK tuz,
1 ÇK karabiber.
Hazırlanışı: Böbrekleri yıkayın, kurulayın ve enlemesine ikiye bölün, damarları, yağı temizleyin ve 1’er parmak kalınlığında doğrayın. Soğanı ve biberleri
fazla iri olmayacak şekilde doğrayın.
Yağı tencerede kızdırıp, üzerine böbrekleri atın ve kızarınca süzerek bir tabağa alınr. Aynı yağda soğan, biber ve
unu kavurun. 1 SB su koyup 5 dakika
pişirin. Birkaç parçaya kesilmiş taze
mantarları ve rende domatesi ilave
edip 20 dak. pişirin. Böbrekleri, kıyılmış maydanozu, tuz, karabiberi ekleyip
karıştırın ve 1 dak. sonra ocaktan alın.
Et, Tavuk ve Balik
mamüllerimizle
hizmetinizdeyiz.
Bütün mamüllerimiz
islam usullere göre,
hijyenik ortamda
kesilmektedir.
Kurban, adak, mevlüt,
nisan, dügün gibi özel
günlerde bir telefon
kadar size yakiniz.
12
içimizden biri:
ben 23 senedir aktif olarak karnaval
çalışmalarının içindeyim ve ters hiçbir şeyle karşılaşmadım. Aksine bir
senedir görmediğim insanları görüp,
kucaklaşmak şansını buluyorum. Bir
sevgi gösterisi, nasıl olduklarını ne
yaptıklarını öğreniyorsun. Sıcak ve
dostane bir atmosfer oluşuyor.
Karnaval prensi seçilmeniz
nasıl oldu? Siz mi istediniz?
Almanya’nın ilk Türk Karnaval Prensi: 1. Mehmet
Karnaval Almanya‘nın belli bölgelerinde kutlanan bir gelenek. Bazı Almanlar bu
kutlamaları pek sevmeseler de, büyük bir çoğunluk için vazgeçilmez bir dönem ve
“5. mevsim” olarak adlandırıyorlar. Bu kutlamalarda bir kez olsun prens olabilmek
ise herkesin hayalidir. Heinsberg’e bağlı Hückelhoven kasabasında Mehmet Balta
bey bu şanslı kişilerden biri ve Almanya’da prens seçilen ilk Türk.
Mehmet bey bize kendinizi
kısaca tanıtabilir misiniz?
Siz kaç yılında Karnaval Prensi
oldunuz? Karnavalı kimler kutlar?
1952 doğumluyum. Doğum yerim
Gümüşhane’nin Şiran ilçesi. Küçük
yaşta ailem beni akrabalarımın yanına İstanbul’a gönderdi. 19 sene orada yaşadıktan sonra, 1979 senesinde
Almanya’ya geldim.
1993 senesinde aktif olarak karnaval
çalışmalarında görev aldım. 1996-97
senesinde ise karnaval prensi oldum.
Almanya’daki ilk karnaval prensi olan
kişi de benim.
Evliyim. Burada 12 sene bir madende çalıştım. Madenler kapandıktan
sonra da bir inşaat firmasında çalıştım. Şu an emekliyim. Türkiye’de eski
eşimden üç çocuğum ve sekiz torunum var.
Karnaval, bazı yerlerde Fasching de
denilen bir eğlence biçimi ve Almanların bir adeti. Brezilyada da daha değişik türlerde karnavallar var. Benim
bildiğim ve anladığım kadarıyla sevgi
ve arkadaşlık amaçlıdır karnaval. Bazıları başka şeylere yorumluyorsa da,
Kardeşlerim hep karnaval hazırlıklarında aktiflerdi. Ben de zaten karnavala iştirak etmiştim; onların desteğiyle
katıldım. Ben kendi çapımda buralarda biraz aktif çalışmalar yapmaktaydım. Boks kulübüne üyeydim. Spor
kulüplerine üyeyim. Sosyal faliyetlerim var. İçe kapanık bir yapım yok.
Toplumla kaynaşmayı seven birisiyim.
Bana prens olmam konusunda bir
teklif geldi. Arkadaşlar bu bir ilk olsun, sen de katıl dediler. Ben daha erken dedimse de, eşimin de istiyor olması neticesinde prens oldum. Çok
da güzel oldu elbette. Konsolosumuz
Ahmet Aslan bey sağolsun kendisi de
geldi, folklör grubu gönderdi bize o
zamanlar. Üç sefer televizyon geldi
buraya, her gün bir gazetede ropörtajımız oldu, radyolarda haber olduk.
Sizden sonra başka Türkler de
Karnaval Prensi oldular mı?
İlk Türk ben oldum ama benden sonra da birkaç arkadaş oldu evet. Birisi Rattingen’de oldu. Diğerlerini tam
hatırlayamıyorum.
Prens olmak için ne gerekiyor?
Belli koşulları var mı?
Koşullar diye bir şey yok; size teklif
geliyor, kabul edersen peki diyorsun.
Özel bir elbise lazım, finansal destek
lazım falan.
Bazı şehirlerde, duyduğumuz
kadarıyla, prens olmak için
bayağı para harcanıyormuş.
Siz de çok para harcadınız mı?
Tabii bir masrafı var. Ama biz beklemediğimiz şeyler yaşadık. Mesela
bizim karnaval derneğinde 5-6 adet
özel takım elbise var şu anda. Bunları
parasız kullandırıyorlar.
13
mehmet balta
inanıyorum. Karnaval prensi oldum
ve bunun için hiç de pişman değilim.
Özel hayatınızda ve karnaval
konusunda geleceğe yönelik
projeleriniz neler?
Karnaval konusunda ben hala aktifim; karnavalın en yetkili grubundayım. Her pazar günü yakın bir köyde
toplantımız, pazartesileri de burada
toplantılarımız oluyor. İleriye dönük
olarak şu anda bir şey diyemeyeceğim; zaman ne gösterir bilinmez.
Türk gençlerine yönelik
bir mesajınız var mı?
Beden önce prens olan ve karnavalın da başkanı olan kişinin elbiselerini
bana verdiler. Türklerden çok sponsor
olan oldu. Mesela buradaki bir araba
firması bize 2000 Marklık şeker aldı.
Televizyon biraz katkıda bulundu,
derken halloldu. Burası da ufak bir şehir olduğu için büyük şehirlerde olduğu gibi büyük paralar gerekmedi.
Nasıl bir duygu bu sizin için ve
neler yaşadınız bu süreçte?
Hoş bir duygu; bizim kültürümüzde olmayan bir şeyle karşılaşıyorsun. Türk olarak çok rağbet gördüm.
Bazıları farklı düşünebilirler ve bizim toplumumuzda böyle bir anlayış yok diyebilirler. Bence, madem ki
biz de bu toplumda yaşıyoruz, buraya uyum sağlamak, bu topluma bir
katkı sunmak ve Türkler olarak bir köşede sıkışıp kalmamamız gerektiğine
Gençlerimiz sıkışıp kalmasınlar. Otomatlarda zaman geçireceklerine, spor
kulüplerine girsinler, sosyalleşsinler;
güreş yapsınlar, boks yapsınlar, daha
faydalı şeylerle vakit geçirsinler.
Geçen sene karnaval konvoyuna
bir arabayla katılmışsınız.
Aldığınız tepkiler nasıl oldu?
İlk defa bir türk arabasının karnaval
konvoyuna katılması, Almanlar tarafından çok olumlu karşılandı. Türklerden de sevenler ve sevmeyenler
var. Bizim karnavalda böyle ne işimiz
var diye düşünenler var ama yanlış
bence. Eskiden beri, katıldığımda çocuklara arabadan çukulata-şeker attığımızda Türk çocukları almaya utanırlardı. Halbuki Almanlarda her statüde
insan alır; orada amaç alamayacak
durumda olmak değil; paylaşmaktır.
Ama ben karnaval prensi olduktan
sonra bu durum çok değişti. Kadınlar,
çocuklar artık Almanlar gibi kutlamalara katılabiliyorlar, çok serbestleştiler,
güzel oldu. Yaşlılar yol kenarlarında
otururlar, arabayla yanlarından geçerken, arabadan iner, herkese tek tek birer tane çukulata veririm. Burada iki
tane Katolik ve Protestanlar için yaşlılar yurdu var. 250 kişi kadar varlar. En
çok onları ve çocukları sevindirmek
hoşuma gidiyor. Burada bir tane de
çocuk yuvamız var. Onları da ziyaret
edip şeker götürüm; onları da sevindiririm. Benim karnaval zamanı en çok
hoşuma giden şeyler bunlar.
Zaman ayırdığınız ve bilgi
verdiğiniz için teşekkür ederim.
Aşkım Ali Erdoğan
Her türlü inşaat işiniz
için üstün kalite
aletleri UYGUN
FİYATLARA
sunuyoruz.
Her türlü inşaat işi için
İHTİYACINIZ olacak
inşaat makineleri
ve özel aletleri
KİRALIYORUZ.
Aralarında Türklerin
de olduğu
çalışanlarımızdan
güler yüzlü hizmet ve
PROFESYONEL
DANIŞMANLIK
alabilirsiniz.
Schönebergstraße 9
52068 Aachen
Telefon: 0241/ 96 820-0
14
yaşama dair
ASosyalleşme süreci
Sevgili okurlar bu sayımızda benim de
içinde olduğum bir grup insanın,
Almanya’da yaşamaya başlamakla
birlikte sahip olduğumuz bir
durumdan ve bu durumu değiştirmek
için yapabileceklerimizden
bahsetmek istiyorum sizlere.
Bizler Türkiye’de belli bir düzeyde eğitim almış, kariyerleri olmuş, bir çok
derneğe, gruba üye ve çok sayıda
dostu, arkadaşı olan, sosyal yaşamda
aktif insanlar olarak Almanya’ya, eş
durumundan gelip yerleştiğimizde,
dil sorununun ötesinde daha büyük
bir sorun olarak sosyalleşmede yaşadığımız sıkıntılarla boğuşmaktayız.
Bu durum sadece bizi değil, eşlerimizi de üzmekte üstelik, onlar kendilerinin bizi, asosyal bir hayata mahkum
ettiklerini düşünüp üzülürken, bizler
bunun birlikte olabilmek adına bir
tercih olduğunu, eşimiz gelemediği için bizim geldiğimizi kabul ederek, duruma çare bulmaya ve buraya
uyum sağlamaya çalışmaktayız. Çoğu
ithal damat ve gelinler benim gibi mi
düşünüyorlar bilmiyorum ama ben,
Almanya’daki Almanları, bize göre
daha asosyal buluyorum ayrıca buradaki Türkleri de, üzülerek belirtmeliyim ki bu konuda Almanlaşmış olarak adlandırıyorum.
Evet, elbette burada çalışma koşullarını, maddi imkan ve imkansızlıkları,
çoluk-çocuk durumlarını, hava koşullarını v.s. biliyorum ama Türkiye’de de
koşullar buradan daha iyi değilken,
biliyorum ki insanlar sekiz saat çalışmış ve işten çıkmış olsalar da, ceplerinde pek fazla bir paraları olmasa da
bir araya gelir, bir çay ve simitle sohbet edip, eve öyle dağılırlar. Sinemaya
veya tiyatroya, konsere giderler çok
cüzi fiyatlarla. Sabahın beşinde bile
İstanbul-İstiklal caddesinde gece yeni
başlıyormuş gibi herkes sokaktadır.
Aklınıza estiği anda çat kapı gidebileceğiniz dostlarınız vardır veya gecenin her saatinde arayabileceğiniz
kişiler. Konu-komşu bir şeyler istemeye veya sormaya kapınızı çalarlar, ya
da kahveye geliverirler hiç habersiz,
terlikleriyle. Sabaha kadar yaşayan,
üreten, koşuşturan, gülen, ağlayan,
trafik ve insan sesleriyle dolu bir yerdir vatanımız.
Oysa burada insanlar işten çıkıp eve gidiyorlar. Ancak hafta sonları müsaitler,
onu da hafta içinin yorgunluğunu atacağız diye, evde geçirmeyi tercih ediyorlar. Günün yarısında uyuyup, yarısını da tembelce oturarak geçirmekten
rahatsız değiller. Tanıştığım insanların
görüştüğü hep üç beş insanı var. Çeyrek yüzyıl burada yaşayan insanların
dahi, ki eşim de onlardan, bir çok tanıdığı olmasına rağmen, evlerine gidip
gelinen veya haberli habersiz geliyoruz diyecekleri kişi sayısı 2’yi geçmez.
Pazar günleri her yerin kapalı olması
şehri hepten ölü hale getiriyor. İnsanlar tatil gününde bit pazarı dolaşmayacaklarsa eve mahkum oluyorlar. Akrabaları burada olanlar biraz daha şanslı
bu konuda; hiç olmazsa pazarları bir
araya gelecekleri insanları var ama her
hafta sonunu aynı şekilde ve aynı insanlarla geçirmek kişiyi ne kadar keyiflendirebilir bilemiyorum.
Bu ‘asosyalleşme’ girdabına kapılmamak için bir şeyler yapmak gerektiğine inanıyorum. Yoksa bizler için burası katlanmak zorunda olduğumuz
bir yer haline dönüşecek. Bence bunu
değiştirmek gene bizim elimizde. Durumdan şikayetlenmek yerine kendi
sosyal çevremizi yaratmak, Türkiye’de
ki kadar olmasa da, burada da tanıştığımız ve sevdiğimiz arkadaşlardan
kendimize bir çevre oluşturmak, hobilerimizle ilgili çeşitli kurslara gitmek,
kendimizi geliştirecek yeni beceriler
edinmek, dili öğrenip Almanlarla da
arkadaşlık, komşuluk ilişkileri kurmak elimizde. Buranın soğuk havasına daha sıkı giyinerek alışmaya çalışıp, yürüyüş, bisiklet, yüzme gibi
sportif faliyetlere katılmak elimizde.
Bizim yaşamımızın daha sosyal olması
için eşlerimizden ve onların bizi sokacakları çevrelerden yardım beklemek yerine, belki kendimiz bir şeyler yapabiliriz. Belki bir dernek veya
grup oluşturarak yaşadığımız şehirlerde sosyalleşmek isteyen, yazdığını,
okuduğunu, gördüğünü paylaşmak
isteyen insanlarla bir araya gelebiliriz.
Mesela neden ayda bir de olsa felsefe
konuşacağımız veya kavramları tartışacağımız bir akşamımız olmasın veya
neden iyi filmleri 10-15 kişi toplanıp
bir duvara yansıttığımız projektörden
seyretmeyelim. Belki farklı bakış açıları, bizi farklı ilgi alanlarına sürükler.
Benim canımı sıkan bir konu da, yaşadığımız şehirde Türkçe kitap satan
bir yerin olmayışı. Belki bizdeki yüzlerce kitabı okumamış olan arkadaşlar vardır ve ben onlarla kitap alışverişi
yapabilirim. Belki Türkiye’deki okuma
grubum gibi bir grubu burada oluştururuz ve her ay ortak bir kitabı okuyup tartışabiliriz. Kitabın kendine ulaşamasak da ‘e-kitap’ olarak ulaştığımız
kitaplardan seçebiliriz mesela. Mesela burada yaşayan benden daha yaşlı
ve bilgili ev kadınlarından, yöresel yemeklerin yapılışıyla ilgili bilgiler almak
isterim arada. Almancayı hallettiğimizde belki başka bir yabancı dil kursuna
da gidilebilir kimbilir. Bir şeyler öğrenmek, öğrenebiliyor olduğunu görmek
her yaşta heyecan verici bence. Hani
diyorum ki, bir İtalyanca veya İspanyolca da eklesek dillerimize...
Belki bir grup insan toplaşıp, doğa ve
insan manzaralarını çekmeliyiz, sonra
en iyilerinden bir sergi açarız, kim bilir?
Belki de toplaşıp Türkiye’deki yardıma
muhtaç insanlar için neler yapabileceğimizi konuşabiliriz. Belki sahip olduğumuz yeteneklerden çevremizdeki
insanların faydalanmasını sağlayabiliriz, olamaz mı? Doğrusu, 30 yıldır ülkemizde binlerce çocuğun yetişmesine katkıda bulunmuş biri olarak ben,
burada atıl gibi kalmayı kabul edemiyorum. Benim gibi bir çok vatandaşımızın aynı sıkıntıda olduğunu tahmin
ediyorum. O halde ne duruyoruz? Sosyalleşmek istiyor muyuz, yoksa evimize kapanıp, asosyalleşmeyi kabullenecek miyiz?
Karar bizim!
Sevgiyle kalın...
Füsun Özdemir-Günal
15
yerel politika yapanlar: Önder günay
Bu sayımızla birlikte yeni bir seriye başlıyoruz. Bulundukları yerlerde aktif politika ile ilgilenen, sorunlarımıza çözüm
arayan insanlarımızı tanıtmak istiyoruz sizlere... Bu kişiler bir partide, mecliste, sendikada görev üstlenmiş olabilirler.
Onları tanıtmak, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi almak, onların fikirlerini daha geniş alanlara yaymalarına katkı
sunmak ve gençlerimizi de bu tür çalışmalara teşvik etmek amacımız. Bizim (Region) Aachen Dergisi
Önder Bey, bize biraz
kendinizi tanıtır mısınız?
Geleceğe yönelik planlarınız neler?
Ben hala Alman vatandaşı olmadım.
Yakında vatandaşlık almayı düşünüyorum. Şu ana kadar bir siyasi partiye üye
olmadım. Bunu bilerek yaptım. Çünkü, o durumda belli bir kesimin söylemini, isteklerini ve sizden beklentilerini yapmanız gerekebilir. Bu nedenle
biraz uzak kaldım siyasi partilerden.
Önce Alman vatandaşı olup, daha sonra adım adım ilerlemek istiyorum.
Adım, Önder Günay. 1985 senesinde Nevşehir’in, Derinkuyu ilçesinde
doğmuşum. 3 yaşımda da Almanya’ya
geldim.
Alsdorf’ta okula gittim ve Gesamtschuleyi bitirdim. Daha sonra Verfahrensmechaniker olarak meslek eğitimi yaptım. Stajımı Herzogenrath’daki
cam fabrikasında tamamladım.
Daha sonra da, aynı firmanın AR-GE
(Araştırma-Geliştirme) bölümünde
çalışmaya başladım. İlk dört yıl boyunca teknisyen eğitimi almak için
ayrıca okula devam ettim.
Evliyim ve iki kızım var.
Politikayla ilgilenmeye ne
zaman karar verdiniz?
Eğitim hayatım bittikten sonra şunu
anladım ki, bizlerin belirli yerlere,
mevkilere gelebilmesi için aile yaşantısı gibi sosyal ve siyasi yaşamımız da çok önemli. Ancak hepsi birden olursa bunlar gerçekleşebiliyor.
Örneğin; iyi bir aile ve sosyal çevreniz
olsa dahi, eğer siyasi bir alanda bulunmuyorsanız, söylediklerinizin hepsi dar bir çevrede kalıyor, daha geniş
kesimlere kendinizi ifade edemiyorsunuz; sorunlarınızı ve önerilerinizi
anlatamıyorsunuz.
Ben 2010 senesinde, yaklaşık bin kişinin çalıştığı fabrikada İşçi Temsilciliği (Betriebsrat) seçimlerine katılmaya
karar verdim. Siyasi yaşamım böylece
başladı diyebilirim.
Şu an neler yapıyorsunuz?
2010 yılında girdiğim seçimde, en
çok oyu alan 3. kişi olarak işçi temsilcisi oldum. Şimdi fabrikada sadece bu görevimi sürdürüyorum. Yani
işçi olarak çalışmıyorum (Freigestellter Betribsrat) artık. 13 kişilik yönetim
kurulunda ikinci başkan yardımcılığı
görevindeyim.
Bunun yanında, yine 2010 yılında Alsdorf Uyum Meclisi seçimlerine bir liste olarak katıldık. 2015’deki seçimlere yine genç bir ekip ile katıldık ve
en çok oyu alan liste olduk. Şu an bu
uyum meclisinin başkanlık görevini
yapıyorum.
Bir taraftan da, Maden, Kimya ve Enerji Endüstrisi Sendikası’nın (IG BCE) Alsdorf’daki yönetiminde yer alıyorum.
Oradaki en gençlerden birisiyim.
Yani, bir taraftan işçi sorunlarıyla ilgilenirken, diğer taraftan da uyum meclisinde yabancılar için lobi çalışması
yapıyorum diyebilirim. Belediye meclisindeki insanların bizim dernek ve
cami yöneticilerimizle tanışmalarını,
fikir alış-verişinde bulunmalarını çok
önemsiyorum. Sosyal ve kültürel faaliyetlerin uyum konusunda çok faydalı sonuçlar doğuracağına inanıyor ve
bu konularda elimden geldiğince bir
şeyler yapmaya çabalıyorum.
Tüm bunları ailemin desteği olmadan
yapamazdım. Onlara da, bu vesileyle,
verdikleri destekten dolayı, çok teşekkür ettiğimi belirtmek isterim.
© www.spd-alsdorf.de
Sadece kendi adıma değil, genel anlamda şunu belirtmek isterim ki, neden bizden birisi, bir yerde belediye
başkanı veya başkan yardımcısı olmasın? Daha çok şeyler yapabiliriz.
İnsanlarımıza ve özellikle
de gençlerimize neler
söylemek istersiniz?
Derneklerde, camilerde, kısacası gittiğim her yerde şunu belirtiyorum: Hepimizin Türkiye’ye ve orada olup bitene
karşı ilgisi ve duyarlılığı vardır. Orada
bir partiye ilgi duyuyor olabiliriz ama
bunun da bir sınırı olmalı. Yatıp kalkıp
Türkiye politikasıyla ilgileniyoruz sadece. Biraz da çevremizle ilgilenmeliyiz,
neler yapabilirizi konuşmalıyız. Neden
gençlerimizin çoğu en düşük seviyeli
meslekleri seçiyor? Eğitime gerçekten
önem veriyor muyuz?
Gençlerimiz politika ile ilgilensinler.
Herhangi bir yerden başlasınlar; bu
işçi temsilciliği, sendika, parti veya
başka bir şey olabilir. Yaşadıkları yerdeki hayata aktif olarak katılsınlar.
Başarılarınızın devamını dileriz.
Emrah Güngör
16
bilir-
Okula gitme mecburiyeti
Primarstufe
Berufskolleg
12
an der
Gesamtschule
Förderschule
11
Hauptschule
10
9
8
7
6
5
am
Gymnasium
13
Realschule
Q1
Eph
Gymnasiale Oberstufe
Sekundarschule
Kuzey Ren Vestfalya’daki eğitim sistemine
lişkin kapsamlı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz:
www.schulministerium.nrw.de
Q2
Jgst.
Gesamtschule
Sizin bölgenizden sorumlu iletişim kişisini burada bulabilirsiniz:
www.kommunale-integrationszentren-nrw.de
Jgst.
Gymnasium
Sekundarstufe I
Kuzey Ren Vestfalya’da eğitim olanakları oldukça geniştir. Bu sistem
üm çocuklara ve gençlere yetenekleri ve eğilimlerine uygun çok iyi
keğitim
olanakları sunmaktadır. Bu broşür sizlere bu konuda genel bir
nın
bakış sağlayacaktır. Daha ayrıntılı bilgilere okullardan, eğitim müdürlükerinden veya bölge yönetimlerinden ulaşabilirsiniz. Göçmen kökenli insanlar belediyelerin entegrasyon merkezlerine de müracaat edebilirler.
Entegrasyon merkezleri özellikle kreşten ilkokula ve okul hayatından
immesleğe
geçişe kadar eğitim aşamaları arası geçişler alanında danışmanlık hizmeti vermektedir.
Sekundarstufe II
Kuzey Ren Vestfalya‘da eğitim sistemi
KAPAK KONUSU
Bilgi ve danışmanlık
4
3
2
Grundschule
Förderschule
1
Türkisch
Kuzey Ren Vestfalya’da Okul Kanunu, 30 Eylül’e kadar altı yaşını dolduran
İlkokul konusunda karar verecek anaçocukların okula başlama mecburiyeti bulunduğunu öngörür. Yeni eğitim yılı
babanın önünde beş okul çeşidi vardır:
daima bir ilgili yılın yazında başlar. Çocuklar ve gençler en az on yıl boyunca
İlkokul
Bazı
okurlarımızdan
aldığımız
üzerine
dergimizin hemen
her (ilköğretim)
sayısında Eyalet (devlet) okulları, katolik ve prookula devam
ederler.
Çocuklar öncelikle
1. sınıftanmailler
4. sınıfa kadar
ilkokula
yöntebir şekilde
olan10.
Alman
eğitim
sisteminiokuluna
basit ve anlaşılır birBirşekilde
eleeğitim
aldık.
giderler. Bunun
ardındankonu
5. sınıftan
sınıfa kadar
ortaöğrenim
çocuğun
hayatıtestan
ilkokullakilise
başlar.okulları,
Bu aşamaWaldorf
1 ila 4. sınıfları
devam ederler. Gençler 18. yaşlarını doldurdukları eğitim yılı sona erene
kapsar. Çocuklar başlangıçtan
itibaren kişiselyöntemi
koşulları ve
ilgileri
dikkami, Montessori
veya
serbest
veya ikinci aşamaOkula
II eğitimgitme
döneminin
tam zamanlı okul eğitimini başarıyla
te alınarak
bireysel olarakalternatif
teşvik edilirler.
Bu kademede
temel bilgiler,
Özel pedagojik
teşvik
okullardan
biri seçilebilir.
mecburiyeti
amamlayana
kadarRen
ya meslek
eğitimiEyaleti’nde
veren bir okulaOkul
ya da lisenin
kadeyetenekler,
Bazıüstöğrenciler
engelleri
veyabeceriler
öğren-ve değer yargıları aktarılır.
Kuzey
Vestfalya
mesine devam
etmek
zorundadır.
Kanunu, 30 Eylül’e kadar altı yaşını me yeteneğindeki sorunlar sebebi ile
Alman Eğitim Sistemi (Kuzey Ren Vestfalya‘da)
Sekundarstufe 1
dolduran çocukların okula başlama özel desteğe ihtiyaç duyarlar. Bu öğ(Ortaöğrenim 1)
mecburiyeti bulunduğunu öngörür. renciler “özel pedagojik teşvik” hak- Ortaöğrenim 1 aşaması ilkokul bilgileSekundarstufe
I) okul türlerinde ortaöğÖzel pedagojik
teşvik
öğrencilere buI (Ortaöğrenim
rini geliştirir. Şu
Yeni eğitim
yılı daima ilgili yılın yazın- kına sahiptir. Bu teşvik
I aşaması
bilgilerini
geliştirir.
Kuzey Ren
Bazı öğrenciler
engelleriÇocuklar
veya öğrenme
sebebi uzmanlaşmışOrtaöğrenim
genel eğitim
ve- ilkokul
renim
1 eğitimi
verilmektedir:
da başlar.
ve yeteneğindeki
gençler ensorunlar
az alanda
Vestfalya’da
şu okul türlerinde
ortaöğrenim I(5.
eğitimi
verilmektedir:
le özel desteğe
duyarlar.
Bu öğrencilerin
‟özel pedagojik
teşvik”
• Hauptschule
ila 10.
sınıf)
on yılihtiyaç
boyunca
okula
devam ederler.
ren
okullarda veya “teşvik
okullarınhakkına sahiptir.
Bu teşvik
öğrencilere
bu alanda4.
uzmanlaşmış
genelverilir.
eğitim Esas itibarı ile ebeveynler
•
Realschule
(5.
ila
10.
sınıf)
Çocuklar
öncelikle
1. sınıftan
sınıfa da”
▸ Hauptschule (Ortaokul) (5. ila 10. sınıf)
veren okullarda veya ‟teşvik okullarında” verilir. Esas itibarı ile ebeveynler
• Gymnasium
ila 9. sınıf)
kadar ilkokula giderler. Bunun ardın- bu konuda tercih hakkına
sahiptir.
(Orta dereceli
lise) (5. ila 10.(5.
sınıf)
▸ Realschule
bu konu da tercih hakkına sahiptir.
•
Gesamtschule
(5.
dan 5. sınıftan 10. sınıfa kadar ortaöğ▸ Gymnasium (İleri dereceli lise) (5. ila 9. sınıf) ila 10. sınıf)
• Sekundarschule (5. ila 10. sınıf).
Grundschule (İlkokul)
renim okuluna devam ederler. Gençler 18. yaşlarını doldurdukları eğitim Bir çocuğun eğitim hayatı ilkokulla
yılı sona erene veya ikinci aşama (Se- başlar. Bu aşama 1 ila 4. sınıfları kap- Çocuğun, bu okullardan hangisine
kundarstufe 2) eğitim döneminin tam sar. Çocuklar başlangıçtan itibaren ki- devam edeceğine öğretmen ve anazamanlı okul eğitimini başarıyla ta- şisel koşulları ve ilgileri dikkate alınarak babalar birlikte karar verir.
mamlayana kadar ya meslek eğitimi bireysel olarak teşvik edilirler. Bu kadeveren bir okula ya da lisenin üst ka- mede temel bilgiler, yetenekler, bece- Bu okulların 5. ve 6. sınıfları bir oryantasyon aşaması (Orientierunsstudemesine devam etmek zorundadır. riler ve değer yargıları aktarılır.
fe) olarak tanımlanır ve çocuğun yeteneklerine göre hangi okula devam
etmesi gerektiği konusunda yönledirilir. Daha sonraki 7., 8. ve 9. sınıflarda
ise, çocuğun başarısı veya başarısızlığına göre, okul değiştirme olanağı
sunulur ve geçiş yapmasına izin verilir.
AUTOWÄSCHE • INNENPFLEGE • POLITUR • AUFBEREITUNG
.
Ali Imdat Akkaya
Hauptschule (Ortaokul)
Ortaokul öğrencilere temel genel
eğitim verir. Dersler büyük ölçüde
uygulama odaklıdır ve özellikle meslek eğitimine hazırlar. Öğrenciler işletme stajı ile iş dünyasının beklentilerini
öğrenirler. Ayrıca işletme stajı, iş bilgisi dersi ile birlikte meslek seçimine
ve meslek eğitimine hazırlar.
17
KAPAK KONUSU
Realschule (Orta dereceli lise)
Orta dereceli lise daha geniş bir genel
eğitim verir ve sonraki meslek ve okul
eğitiminin temellerini atar. Derslerde
pratik ve teorik yetenek ve beceriler
aynı derecede teşvik edilir. Dolayısıyla dersler uygulamaya yöneliktir fakat
bilimsel bakış açıları da sunar.
Gymnasium (İleri dereceli lise)
İleri dereceli lise derin bir genel eğitim sunar. Öğrenciler yükseköğrenim
veya zor bir meslek eğitimi için gerekli olan bilgi ve becerileri edinirler.
İleri dereceli lise, hem ortaöğrenim 1
(5. ila 9. sınıf arası) hem de bunu takip
eden üç yıllık üst kademeli lise eğitimini (ortaöğrenim 2) içerir ve kesintisiz bir eğitimi kapsar.
Gesamtschule (Genel okul)
Genel okul farklı bir ders sistemi ile
mesleki eğitime ve üniversiteye (yükseköğrenime) hazırlar. Burada farklı
öğrenme becerilerine sahip öğrenciler beraber ders görürler. Burada öğrenciler ortaokul, orta dereceli lise ve
ileri dereceli lise gibi okul kategorilerine ayrılmazlar. Öğrencilerin farklı bilgi
ve becerilerinin gereklerini karşılamak
için bazı dersler iki seviye düzeyinde
(temel seviye ve ileri seviye) sunulur.
Genel okul, ortaöğrenim 2’yi (5. ila 10.
sınıflar) ve bunu takiben üç yıllık ileri dereceli lise üst kademesini kapsar.
Sekundarschule
(Ortaöğrenim okulu)
Ortaöğrenim okulunda farklı bilgi
ve becerilere sahip öğrenciler daha
uzun bir süre birlikte eğitim görebilmektedir. Burası öğrencileri hem meslek eğitimine hem de ileri dereceli lise
üst kademesine geçişe hazırlar. Dersler başlangıçtan itibaren ileri dereceli lise standartlarını da sunar ve 5. ila
10. sınıfları kapsar. Tüm ortaöğrenim
okulları en az bir tane ileri dereceli lise
üst kademesiyle bağlayıcı bir kooperasyona sahiptir.
Förderschule
(Teşvik okulu)
Engelleri veya sınırlı öğrenme yetileri
sebebi ile özel pedagojik desteğe ihtiyaç duyan öğrenciler ebeveynlerinin
isteği üzerine teşvik okullarında öğrenim görebilirler. Bu kapsamda yedi
farklı teşvik ağırlık noktası mevcuttur:
Eğitim, dil, duygusal ve sosyal gelişim,
görmek, işitmek ve iletişim, ruhsal gelişim, fiziksel ve motor gelişimi.
Sekundarstufe 2
(Ortaöğrenim 2)
Ortaöğrenim 2, ortaöğrenim 1 aşamasının öğretim ve eğitim çalışmalarına
devam eder ve bunları genişletir. Bu
aşama, genel eğitim veren bir dal (ileri dereceli lise üst kademesi) ve meslek
eğitimi veren bir dal (meslek koleji) olmak üzere iki bölümden oluşur.
Gymnasiale Oberstufe
(İleri dereceli lise üst kademe)
İleri dereceli lise üst kademede öğrenciler akademik genel eğitimlerini devam ettirirler. Kuzey Ren Vestfalya’da
ileri dereceli lise üst kademe eğitimi, ileri dereceli lisede, genel okulda
veya ileri dereceli meslek lisesinde alınabilir. İleri, dereceli lise üst kademe
eğitiminin sonunda olgunluk sınavının (Abiturprüfung) kazanılmasından
sonra genel yükseköğrenim yeterliliği elde edilir. İleri dereceli meslek lisesinde, aynı zamanda bir meslek diploması alarak da genel yükseköğrenim
yeterliliği elde edilebilir. Olgunluk diploması ile uygulamalı bilimler yüksekokullarına veya
Jetztüniversitelere*kayıt
olunabilir. nur
NACHHILFE...
...die HILFT!
AktionsNACHHILFE...
Angebot
...die HILFT!
49,-
ersten Monat nach Anmeldung
Berufskolleg* im(Meslek
koleji)
Meslek kolejlerinde öğrenciler mesleki öğrenim programlarını görebilirler. Bu programlar; mesleki oryantasAachen
yon, mesleğe veya yükseköğrenime
hazırlık, bir Jetzt
meslek diploması*veya
Peterstr.
81/83 • 52062 Aachen
nur
mesleki gelişim
sunarlar. Meslek kolejinin öğrenim programlarına paralel
* im ersten Monat nach Anmeldung
olarak yükseköğrenim olgunluk diplomasına kadar genel öğrenim diplomalarının alınması veya telafi edilmesi
mümkündür.
AktionsNachhilfezentrum
Angebot
BÜTÜ
SINAVLARI
BA ARMAK
BÜTÜ
SINIF GEÇMEK
AB TUR YAPMAK
!
IFLAR
N SIN
R!
RSLE
N DE
LKO
Herşey çocuklarımızın
başarısı ve geleceği için...
TAG DER OFFENEN TÜR
Aachen, Mariadorf ve
Alsdorf-Mitte‘deki şubelerimiz,
kendimizi daha iyi tanıtmak için
NACHHILFE...
30
Ocak 2016
Cumartesi
...die
HILFT!
10 ile 18 saatleri arası
sizlere kapılarını açıyor.
Çalışmalarımızı daha yakından
görmek ve daha
fazla bilgi sahibi
sen
s
a
l
K
olmak
isteyen
herkesi
bekliyoruz.
n
lle
a
Aktionsrme
o
f
l
Angebot
!!!
chu
SKAMPANYA
49,-
* im ersten Monat nach Anmeldung
0241 / 46 82 90 14
SCHNELL
Nachhilfezentrum
0241/46829014
Nachhilfezentrum
Nachhilfezentrum
Aachen
Eğitimini
tamamlamada
sorun
yaşaPeterstr.
81/83 • 52062
Aachen
mış yetişkinler, ileride Abendgymnasium veya Abendrealschule (gece okulu)
kayıt olma olanağına sahiptirler.
0241/46829014
Kaynak, resim ve şema: Ministerium für Schule und
Weiterbildung des Landes Nordrhein-Westfalen
a
al
al
Şubat 2016 tarihine
kadar
lle
a29
*
Jetzt
bu dergiyle
gelip
nur ch
er kayıt yapanlara
ä
ilkeayFücreti
sadece 49 €.
all
n
asse
l
K
alleSCHNELLrmen
o
Nachhilfezentrum
N
hulf Aachen
c
S
UNKOMPLIZIERT
alle
r 81/83
PROFESSIONELL
Peterstr.
81/83
Aachen
Es
Peterstr.
h•e52062
c
ä
F
52062 Aachen
0241/46829014
0
alleINDIVIDUELL
UNKOMPLIZIERT
Mariadorf
PROFESSIONELL
Eschweilerstr.
70 • 52477 70
Alsdorf
Eschweilerstr.
52477
Alsdorf
02404/9030210
INDIVIDUELL
49,-
!
ADAR
EYE K
S
AN L
KULD
02404 / 90 30 210
Mariadorf
Eschweilerstr.
70 • 52477
Alsdorf
Übacher
Weg 37
52477 Alsdorf
02404/9030210
02404 / 90 30 211
E-Mail:[email protected]
ww w.nachhilfezentrum-aachen.de
18
sudoku sayfası
Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler:
1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir.
basit
3
6 8 1
9
5
2 1 6
9
8
normal
6 2 8 1
7
9
8 3 9
5
3
8
6 2 1
5
2
4
1 6 3
Conceptis Puzzles
1 5
7
8
4
5
7
3
9
1
3
6
8 6
7
4
1
4 7
5
7
9
4
3
2
5 8
9
2
2
4
6 5 7
8 6
4 9
5 7 1
3
Conceptis Puzzles
2
6
06010016225
2 1
2 3 9
4
8
9
Conceptis Puzzles
1
9 8 4
4 7
6
1 4 8
6
4
2
7
8 2 3
7
Conceptis Puzzles
8
7
3 4 1 8 2
3
6
1
4
8
8
3
7
6
9
5 2
3
4
1
06010016227
9
Conceptis Puzzles
7
5 3
8
7
6 8
9 3
9
3 8
4
5
3
6
1
7
6
5
8
6
7
8
2
5
5
2
7
4
9
3
7
2
Conceptis Puzzles
9
2
3 2 6 8
7 8 2
4
8
5
6
5 2
8
1
2
8
5 2
4 8
4
6
7
9
4
7
3
8
1 5 3
9 3 8
2
06010014524
1 6
3
6 7
Conceptis Puzzles
1
7
8
9
4
06010014525
3 9 2 5 4
6
2 9
7
6
5
9
4
9
1
8
8
4 6
2
7 1 4 3 9
06010015026
06010015027
7 9
5
9
2 4
06010015025
8
4
3
8 1
6 7
3 4
Conceptis Puzzles
6
3
3 6 7 5
7
4
Conceptis Puzzles
4 8
9 8
4 7
6
6 9
4
9 7
3
4
7
2 4 9
1
4
5 9
06010015024
Conceptis Puzzles
6
7
3
9
5
8 6 2 1 7
5
6
06010016226
2
6
5 8 4
06010016224
4
3 9 1
8
6
7 6
4
4
2
zor
Conceptis Puzzles
8
1 8
9
9
7
6
4
8
7
5
3
06010014526
4
5
7
1
2
Conceptis Puzzles
2
4
8 9
06010014527
19
başka işler yapanlar: İrem Benli
“10 yıldır güzel ve rahat ettiğim bir
işim, ortamım var; çok mutluyum.”
İrem hanım, öncelikle sizi
biraz tanıyabilir miyiz?
Adım Irem Benli, 25 Mart 1970 tarihinde Würselen’e bağlı Badenberg’de
dünyaya geldim. İlkokul dördüncü
sınıfa kadar Almanya’da okuduktan
sonra, orta ve lise eğitimime Türkiye’
ye giderek, Zonguldak’ta devam
ettim. Liseyi orada bitirdikten sonra ailem burada olduğu için tekrar
Aachen’a döndüm ve meslek eğitimine başladım. Asıl mesleğim olan terzilik bölümünü bitirdim, ama sağlık sorunlarım nedeniyle yapamadım. 1994
yılında evlendim ve Filiz Nur adında
bir kızım var.
araştırarak kısa bir süre içerisinde bu
işi öğrendim ve öğrendikçe de hoşuma gitmeye basladı; severek, isteyerek yaptığım bir işti ve bana mutluluk
veriyordu.
İlerleyen zamanlarda, kendime göre
değişiklik yaparak, gelen müşterilere
balık satışı yanında, kızartma veya balık salatası olarak da sunum yapmaya
başladım. Bu, müşterilerimin hoşuna
gitti. 10 yıldir bu işi yapıyorum ve artık benim çocuğum gibi görüyorum.
Karşılaştığınız zorluklar
oldu mu veya oluyor mu?
Evet, yeni başladığım zamanlarda yaşadığım zorluklar oldu tabiiki. Söylediğim gibi, en büyük sorun, bir müşteri
geldiğinde istediği balığı tanıyamamaktı; çünkü bilmiyordum isimlerini,
nasıl göründüğünü. Biraz gayret, uğraş ve araştırmayla bunu başardım.
Sabah saat 6’da burada olmak zorundayım. Saat 9’a kadar herşeyi hazır etmek gerek. Eşim bana bu konuda her
zaman destek sundugu için, dükkanı
onunla birlikte açıyorum ve o, sonra
kendi işine gidiyor.
Balık ürünleri satan bir
işletme fikri nasıl oluştu?
Aslında balıkçı dükkanı işletme fikri eşimin yönlendirmesiyle oluştu.
Şu an işlettiğim dükkan, aldığımızda normal bir balıkçı dükkanıydı ve
taze balık satılıyordu. Ben, ilk başladığımda, ilk bir ay kadar çok zorlandım.
Balıklardan anlamıyordum, çoğunu
tanımıyordum. Fileto yapılan balıkların hepsi birbirine benziyordu. Daha
sonrasında kitaplardan veya sorarak,
Diğer yaşadığım bir zorluk da, bulunduğum ortamın devamlı soğuk olması; bu gerekiyor da. Temiz ve hijyenik
bir ortam gerekiyor ve bunlara uymak
zorundayız. Tabii bunları zorluk olarak
görmüyorum, yapılması gereken şeyler ama kolay da değil.
Sunduğunuz çesitlere
baktığımızda daha çok
Almanlara hitap ettiğiniz
anlaşılıyor. Bizim tarzımızda da
balık ikram ediyor musunuz?
Evet müşterilerimin % 99’unu Almanlar oluşturuyor ve en fazla onlara servis yapıyorum. Onların memnuniyetıni gördüğüm zaman da çok mutlu
oluyor ve doğru bir iş yapmanın gu-
rurunu yaşıyorum. Alman müşterilerimle hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Çoğu
müşterim geliyor ve burada hazırlayıp
taze olarak ikram ediyorum veya isteklerine göre birşeyler yapıyorum. Eğer
bir gün önceden söylenilirse istenen
balığı daha rahat hazırlıyorum. Balık
salatalarımız da bulunuyor ve bunların
hepsini kendim hazırlıyorum.
İleriye yönelik projeleriniz neler?
Geleceğe yönelik kafamda planladığım herhangi bir proje yok. 10 yıldır
güzel ve rahat ettiğim bir işim, ortamım var; çok mutluyum. Bu şekilde
devam etmesini istiyorum. Şimdiye
kadar büyütmek veya başka bir yerde bir şey yapmak gibi bir düşüncem
olmadı. Zaman ne gösterir bilemiyorum, ama böyle yürütmeyi istiyorum.
Bize zaman ayırdığınız
için teşekkür ederim.
Serpil Erdemir
20
kültür & sanat
Belçika’da yayınlanan Binfikir Gazetesi 10 Yaşında!
Aygün: “Türkiye’deki çatışmaları Belçika’ya taşımıyoruz, sorunları kaşımıyoruz...”
Binfikir Gazetesi “Siyasi çizgi değil, nitelikli yayın çizgisi” hedefiyle Türk Toplumu’nun
farklı görüşlerinden her kesimin haberlerini sayfalarına taşıyan, köşe-yorum yazılarında yine farklı görüş ve inanışlardaki yazarların olaylara bakışını yansıtan, çok sesli,
çok renkli ve ilerici bir yayın organı. Sadece Belçika ve Belçika’daki Türk toplumu ile
ilgili haber, yorum ve röportajlara yer veren yaklaşımı ile ‘Türkiye’deki çatışmaları
Belçika’ya taşımayan, sorunları kaşımayan’ bir çizgiye sahip. Biz de derginin genel
yayın yönetmeni Serpil Aygün Hanım ile 10 yıllık süreçte yaşananlar hakkında görüştük. Yakın komşumuz Belçika’da Türkçe basın sektörü ne durumda anlamak istedik.
Serpil Hanım bize biraz
kendinizden bahseder misiniz?
Türkiye’de doğup büyüdüm. Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdareciliği
Bölümü mezunuyum. 1999’da mezuniyet stajımı yapmak üzere gittiğim Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi’nde 3,5 yıl Hasta Dosyaları Arşiv Şefi olarak görev yaptım.
2001’de Mersin Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’ne Master Öğrencisi
olarak başladım. 1 Yıllık ders aşamasından sonra Katolik Leuven Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde aynı
master programını devam ettirmek
üzere Belçika’ya geldim. Bu eğitimim
sürecinde tanıştığım şu anki eşim Erdinç Utku ve diğer 5 arkadaşımızla
Belçika’daki Türk toplumuna Belçika ile ilgili Türkçe haberler vermek
üzere www.binfikir.be websitesini
2004 yılında kurduk. 2005 yılında aylık Türkçe Binfikir Gazetesi’ni de eklediğimiz gazetecilik yaşamıma 2006
yılı Mayıs ayında Sabah Avrupa Belçika Muhabirliği de eklendi. Halen sürdürdüğüm Binfikir websitesi ve aylık
Binfikir Gazetesi’nin de Genel Yayın
Yönetmenliği ve Sabah Avrupa Belçika Muhabirliği’nin yanında; 2008 yılında dernek statüsü alan Binfikir’in
tiyatro dersleri ve gösterileri başta olmak üzere tüm aktivitelerinin koordinatörü olarak da görev yapıyorum.
Binfikir hangi ihtiyaçdan ve nasıl
bir motivasyon ile ortaya çıktı?
benim de dahil olduğum ekip arkadaşlarına iletti. Ekip olarak sadece bir görüşü temsil eden bir yayın organı olmak yerine, Belçika’da yaşayan tüm
Türk toplumunun farklı dünya görüşlerini içeren ve yansıtan, çok renkli bir
uzlaşma platformu olacak bir websitesi kurmaya karar verdik. Sadece haberler ve yazarlarla toplumun farklı
görüşlerini temsil etmekle kalmadık,
serbest kürsü köşesi ile okurlarımıza
da özgürce düşüncelerini paylaşacakları bir alan oluşturduk. Her düşünceden düzeyli yazılara yer veren, insanları düşünmeye iten, çok sesli, çok renkli,
toplumu kucaklayan ve hayata gülümseyen bir yayın organı olduk kısa sürede. Zamanla yayın çizigisi çok beğenilen Binfikir websitesi için toplumun
değişik kesimlerinden gazete olarak
da Binfikir’i çıkarmamız talebi geldi. Bu
konuyu yaklaşık 1,5 yıl değerlendirdikten sonra aylık gazete olarak da ilk sayımızı 2005 Kasım’ında çıkardık.
Binfikir serüveni öncelikle kurucularımızdan Erdinç Utku’nun o dönemler yazdığı bir websitesinde yazısının
sansüre uğraması sonucu, gelişen ve
ucuzlayan internet teknolojisini de kullanarak, kendi dünya görüşüne uygun
bir haber sitesi kurma arzusuyla başladı. Erdinç Utku bu arzusunu, o dönemler bir televizyon programı hazırlamak üzere biraraya geldiği, sonradan
Binfikir bu özel hikayenin dışında Belçika’daki Türk Toplumu’nun Belçika
ile ilgili bilgi edinme eksikliği, varolan
Türkçe yayın organlarının bu ihtiyaca
cevap vermemesi, 40 yıllık (o dönemler) göç tarihine rağmen, Avrupa’nın
göbeğinde hala kasaba gazeteciliğinin
yapılıyor olması, düğün, nişan, sünnet
haberlerinin verilmesinden duyduğumuz rahatsızlıktan doğdu, diyebiliriz.
Belçika’da yaşayan Türk Toplumu olarak Belçika’dan çok Türkiye’de neler
olup bittiği ile ilgileniyoruz. Tabii ki
Türkiye anavatanımız, orada ne olup
bittiği bizi ilgilendirir ama içinde yaşadığımız ülke ile de en azından bir o
kadar ilgilenmemiz gerekir. Çünkü bu
ülkede çocuklarımızı doğuruyor, okula
gönderiyor, artık onları bu ülkede evlendiriyoruz. Hatta ölünce bile burada gömülmeye başladık. Öyleyse Belçika’daki politika bizi direkt etkiliyor,
okullarla ilgili bir yasal değişiklik direkt
çocuklarımızın geleceğini etkiliyor, çalışma hayatı, sosyal hayatla ilgili gelişmeler anında bize dokunuyor. 11. yılına
adım atan Binfikir Gazetesi bu alanda
ciddi bir açığı kapatarak, toplumumuzu Belçika ile ilgili bilgilendiren ve yaşadığı ülke içindeki gelişmeleri tartışan
bir toplum olmasında önemli bir kilometre taşı oldu. Ancak yine Binfikir’i
kurarken tespit ettiğimiz Türkçe olarak bilgi alma ihtiyacı halen sürüyor. Bu
olguyu, Kral Boudewijn Vakfı ve Bilgi
Üniversitesi’nin ‘Belçikalı Türklerin Eğilimleri’ başlıklı bir araştırması da yıllar
sonra destekledi. Yani Belçika gündemini takip etmemek sadece yaşadığı
ülkenin dilini bilmemekle ilgili bir olgu
değil, haberleri Türkçe olarak anadilinde takip etme ihtiyacı ile de ilgili ve
halen varlığını sürdürüyor. Bunu gazeteyi her dağıtışımızda camideki dedenin, sokaktaki teyzenin, mağazasının
kasasında duran gelinin, kahvenede
çay dağıtan işçinin “ver şu Binfikir’i de
Belçika’da ne olmuş bir öğrenelim” demelerinden anlıyoruz. Facebook sayfamızda haberlerimizin altında yapılan
tartışmalardan, toplumumuzun Türkçe olarak okuduğu ve anladığı Belçika
haberleri ile ilgilendiğini görüyoruz.
Binfikir’in doğmasına neden olan diğer
bir ihtiyaç ise içeriği güçlü, kaliteli ve
Türkçe’si düzgün bir yayın organı eksikliği idi. Avrupa’nın göbeğinde hala
kasaba gazeteciliği yapılıyordu, yapılmaya devam ediyor. Evlilik haberleri,
sünnet düğünü haberleri, hatta askere uğurlama haberlerinin bile yer aldığı
Belçika’daki Türkçe medya malesef bu
anlamda topluma bir katkı sağlamaktan öte birilerinin kendi düğün fotoğrafını gördüğü, haberini okumaktan zevk
aldığı ama geride kalan yüzbinlerin de
buna sinir olduğu yayınlara dönüştü.
Binfikir buna karşı da bir duruş sergileyerek her ay yoğun Belçika haberlerinin yanı sıra ayın öne çıkan konularını
21
kültür & sanat
özel röportajlarla veren bir yayın organı. Her ay orta sayfa röportajımızda bugüne kadar Belçika’nın başbakanları,
bakanları, önemli siyasi, ekonomik, kültürel kişilikleri ile özel röportajlarla sadece Binfikir’de okunabilecek bilgiler
verdik. Yine Belçika Türk toplumu ile
ilgili haberlerimizde toplumumuzu ilgilendiren önemli olayları haber yaptık. Derneklerin etkinlikleri, Ramazan
ve Kurban Bayramı gibi özel günlerin
kutlamaları, bu alanlarda yaşanan sorunlar, olanaklar, başarılar hepsini haberlerle, özel röportajlarla derinlemesine irdeleyerek yayınladık. Belçika'da
yaşayan kimi burada doğup büyümüş,
burada eğitimini almış; kimi yıllar önce
iş veya eğitim nedeniyle Belçika'ya gelip yerleşmiş yazarlardan oluşan entellektüel bir kadro ile Belçika ve Belçika
Türk toplumunun gündemini irdeleyen düşünce yazıları yayınladık. Halen 20 kişilik bir yazar-çizer kadrosu ile
Belçika gündemini, çoğulcu, birleşitirici
ve ilerici bir yöntemle vermeye devam
ediyoruz.
Ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Belçika’da Türkçe olarak yayın hayatına başlamak öncelikle sadece Türk ve
Türkçe konuşan bir topluma yönelik
çalışma yaptığınız için bazı kısıtlamaları da beraberinde getiriyor. Hedef kitlenize göre içerik hazırlarken, yine hedef
kitlesine uygun yöntemle dağıtım yapmanız gerekiyor. Maalesef gazeteyi sadece gittiğimiz kahvehanede, camide,
dernekte okuyan bir toplumuz. Evimize gazete alma alışkanlığı yok denecek
kadar az. Bu yüzden çıkardığınız gazeteyi ücretsiz olarak okuyucuya ulaştırmanız gerekiyor. Bunun için de yine
Belgique - Belgie
P.P. - P.B.
1030 SCHAERBEEK
P904042
Okuyun, bir fikir edinin
No/Nr/Sayı 102 Okt/Oct/Ekim 2015
Terugzendadres/ Adresse de
retour: Rue Des Palais 44, 1030
Bruxelles / Mensuel/ Maandelijkse krant/ Aylık Gazete
www.binfikir.be
İktidar memnun, muhalefet tepkili
100 bin kişi sokakta
Federal Başbakan Charles Michel (Frankofon liberalleri-MR) bu yasama yılı
için öngördüğü planlarını ve
hedeflerini açıkladı. Mecliste
yaptığı konuşmada merkez
sağ hükümet olarak birçok
“tarihi karar” aldıklarını vurgulayan Michel’e muhalefet tepki gösterirken, Gent
Üniversitesi Siyaset Bilimi
Profesörü Carl Devos da
hükümetin köklü değişikler
yapan, tarihi bir hükümet
olmadığı eleştirisini yaptı.
Muhalefet ve sendikalar Michel Hükümeti’nin zenginleri düşünen bir hükümet olduğunu söyledi ancak Başbakan Michel
politkalarını ’sermayeyi kimse bizim kadar vergilendirmedi” diyerek savundu. Konuyu görüştüğümüz Profesör Carl Devos
ise hükümetin söylediklerini somutlaştıramadığı, sermayenin vergilendirilmesinden elde edeceklerini söyledikleri 2.4 milyar
Euro’yu nasıl elde edeceklerini açıklayamadıklarını vurguladı. Diğer taraftan işverenler ile işçi sendikaları aralarında anlaşırken, hükümet ‘son söz bizimdir’ diyerek ülke tarihinde görülmemiş bir şekilde sosyal görüşmeleri ve kararlarını hiçe sayıyor.
Özellikle hükümetin büyük ortağı N-VA’nın aldığı oylara güvenerek ‘sosyal demokrasi değil, politik demokrasi “ ifadesi ülke7,8,9,12,13’te
de dengelerin bozulacağına işaret ediyor.
6’da
Müslümanlığa 10 gün
dayanabildi
4’te
30 bin seçmen Türkiye
için oy kullandı
3’te
İşçi ve işverenler anlaştı, N-VA
tepkili
Vergi kaydırma (taxshift) zenginlerin lehine kullanılıyor.
İşçi ve işveren temsilcileri emeklilik
konusunda anlaşmaya vardı ancak
N-VA ‘sendikaların noteri değiliz’ diyor.
Müslüman mahallerine
Fas’tan polis
8’de
Fas ile polis değişimi programı yapan
Flaman Hükümeti Müslüman mahallerde Fas’tan gelen polisleri kullanacak
9’da
Brabant esnafı dertli
Türkiye için seçim çalışmaları
hızla devam ediyor
1 Kasım’da Türkiye’de yapılacak
olan seçimler için siyasi partiler Belçikalı Türklerin oylarına talip.
Bunun yanında Binfikir’in gazeteciliğin ahlaki ilkelerinden ödün vermeden yayın yapma duruşu ilk zamanlarda olduğu gibi halen haksız rekabete
uğramamıza neden oluyor. Binfikir, haber ile reklamı birbirinden kesin olarak
ayıran bir çizgiye sahip. Bir işadamı ilan
verecek diye onun şirketinin haberini yapmıyoruz, ancak o işadamının sıradışı bir başarısı, bir ürünü varsa ya
da gündemde olan bir konu ile ilgili
iş yapıyor ve görüşüne ihtiyaç varsa,
ilan vermese de haber oluyor. Kalifiye insan kaynağı sorunu ilk zamanlar
olduğu gibi hala gündemde olan bir
sorun. Gazeteciliğe ilgi duyan kalifiye
insan bulmak yine mali nedenlerden
dolayı neredeyse imkansız.
olmakla birlikte son derece ilgisiz bir
kesim de mevcut. Genel olarak Türkçe
gazeteler, dergiler memnuniyetle karşılanıyor, takip ediliyor. Ancak bazı yayın organlarının yukarda bahsettiğim
habercilik anlayışları (düğün haberleri,
reklam-haber karışımı vs.) Türkçe medyanın prestijini sarsıyor. Belirli politikacı, işadamı veya dernek temsilcilerinin
sürekli medyada olması, bunun dışına
çıkılamaması toplumu haklı olarak rahatsız ediyor ancak ilkeli, içeriği olan
bir yayın organı olunca toplumdan da
ilgi ve övgüyü alıyorsunuz.
Belçika devlet kurumları Türkçe
basına ilgi gösteriyorlar mı?
10 yıl sonra geriye baktığınızda
neler görüyorsunuz?
Biz yıllardır Belçikalı muhataplarımıza
Türkçe yayın yapmanın entegrasyona
engel olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Maalesef Belçikalı kişi ve kurumlarda Türkçe yayın yapmaya olumsuz
bir bakış açısı var. Sadece kendi bakkalından alışveriş yapan, kendi mahallesinden çıkmayan, Belçika toplumuna
karışmayan bir Türk toplumu algısı var
ve Türkçe gazetelere de “kendi gazetesini okuyan kapalı bir toplum” şeklinde negatif yaklaşılıyor. Yayının dili
değil çizgisi önemlidir. Flamanca veya
Fransızca bir yayın ile de entegrasyona
pekala karşı bir yayın yapabilirsiniz. Tabii bu görüşe katılmayan, anadilde yayının öneminin farkında olanlar da var.
Bu geçen 10 yıl Türkçe yayıncılık açısından inişli çıkışlı bir 10 yıl oldu. Binfikir’i
basılı olarak ilk çıkardığımız yıllarda
çok daha fazla sayıda basılı yayın organı vardı. Bu 10 yıl içinde bazıları tamamen kapandı, bazıları yeni isimlerle
çıkmaya başladı ya da tamamen yeni
yayın organları çıktı ama uzun soluklu
olamadı. Yine varolan yayın organları
3-5 ay ara verip tekrar piyasaya girdiler.
Binfikir bu anlamda 10 yıldır aralıksız
her ay çıkabilen Belçika’daki tek Türkçe
Gazete olma ünvanını koruyor.
Belçika’daki insanlarımızın
ilgileri nasıl gazetenize?
Belçika’daki Türk Toplumunda, Türkçe
medyayı ilgiyle takip eden bir kesim
9-21’de
Bin Fikir Gazetesi’nin ilk sayısı (Kasım 2005)
‘Michel I, tarihi bir hükümet olmadı’
Geçtiğimiz günlerde 1. yılını dolduran Federal Hükümet Başbakanı Charles Michel’in,icraatlarının değerlendiren meclis
konuşmasının ardından muhalefet ile hükümetin bu bir yıllık politikaları hakkında görüş ayrılıkları, daha da su yüzüne çıktı.
Tasarruf önlemleri ile vatandaşın beli bükülürken, önümüzdeki 4 yılın da kolay geçmeyeceği görülüyor. Siyaset Bilimi Profesörü Carl Devos ile Hükümet’in icraatlarını ve muhalefetin eleştirilerini konuştuk.
12-13’te
16-17’de
Türk toplumuna özel yöntemler bulmak zorundasınız. Çünkü, geçtiğimiz
mart ayına (artık 7000) kadar 10 bin
adet olarak bastığımız Binfikir’i; Türk
toplumunun yaşadığı en ücra köşelere kadar ulaştırmak son derece yorucu
ve maliyetli bir iş. İlk zamanlar 10 günü
bulan dağıtım şu anda 3-4 günde bitiyor. Tek geliri reklam olan bir gazetenin maliyetlerini bile karşılaması zor
olurken, ekibimizin sağladığı içeriğin
değerini ödeyebilecek bir gücü yok.
Mali sıkıntı başından beri büyüktü ve
iniş-çıkışlar olmasına rağmen temel
sorun olarak hala karşımızda duruyor.
“Kavgalı hükümet”
Serpil Aygün
Binfikir, genç ve çocuk oyuncularla yeni döneme başladı
Gençlere ve çocuklara tiyatro dersleri
veren Binfikir Tiyatrosu yeni sezona
merhaba dedi.
11’de
3
“Futbolda göçmen
gençler”
Hüseyin Dönmez
22
Europalia 2015 Türkiye Sanat Festivali
Artfikir’de
“Nasrettin Hoca’nın değeri...”
Erdinç Utku
4
“Konut
sorunsalı”
Zeynep Balcı
10
Umarım gelecekte çok daha derin ahlaki sorunları gündeme getirip uygulanmasını sağlayacağımız Türkçe yayınların olduğu günleri de yaşarız.
Bana zaman ayırdığınız için
teşekkür ederim. Nice 10 yıllara!
Günal Günal
22
bunları biliyor muydunuz?
Ev temizliğinde pratik fikirler (2)
Şişe yağını çıkarmak: Yağlı şişeleri
yağdan arındırmak için önce deterjanla yıkayın. Sonra durulanan şişenin içine sodalı su koyarak çalkalayın.
Beş dakika kadar salladığınız şişenin
içine bu sefer kahve telvesi ilave edin.
Bir süre bu şekilde salladığınız şişenin
kısa bir süre sonra yağlardan tamamen arındığını göreceksiniz.
Eldeki ceviz lekesi: Ellerinizi önce 1-2
dakika sirkeye batırılmış bir pamukla
sonra da soğuk suyla temizleyin. Ardından soğuk suyla yıkayın. Ceviz lekesi tamamen çıkacaktır.
Soğan kokusundan kurtulmak için:
Ellerinize sinen soğan kokusundan
haşlanmış patatesle kurtulabilirsiniz.
Ellerinizi haşlanmış patatesle ovun. Bu
işlem kokuları alıp götürecektir.
Çekmece içi nasıl temizlenmeli?
Eğer çekmecelerinizi temizlerken içini boşaltmak istemiyorsanız, elektrik
süpürgenizin ucuna ince çorap geçirin. Böylelikle tozları kolay yoldan temizlemiş olursunuz.
Beyaz tül perdelerinizi yıkarken:
Perde ve tüllerinizin ilk günkü beyazlıklarına kavuşmasını istiyorsanız, yıkama suyunun içine iki yemek kaşığı
toz şeker ekleyin. Beyazlıklarına hayret edeceksiniz!
Ütü ısısını nasıl ayarlamalı? Öncelikle ütülemeye en düşük ısıyla başlayın. Kumaş için gerektikçe ısıyı yükseltin. En yüksek derece ile bitirin.
Karışık kumaşlarda ısıyı en narin kumaşa göre ayarlayın (Gerekirse ortalama bir sıcaklık ayarı kullanabilirsiniz.)
Bembeyaz çarşaflar: Beyaz çarşaflarınızı yıkarken en büyük düşmanınız
klorlu çamaşır sularıdır. Çünkü kumaşı hem yıpratır hem de sararmasına
neden olur. Eğer beyazlatmaya ihtiyaç duyuyorsanız, oksijen-bazlı çamaşır suyu kullanın. Kullanım talimatında
elde yıkanması gerektiği yazıyorsa öyle
yapın. Yumuşak bir sabun kullanın. Sıkmayın, asın ve kurumaya bırakın. Çarşaflarınızı kuru, temiz yerlerde saklayın.
Banyo temizlemeye nereden başlamalı? Önce çöp kutularını boşaltın. Ardından yerde ve köşelerde birikmiş kirleri, dökülmüş saç ve tüyleri süpürün.
Klozeti ve musluğunuzu dezenfektan
ürünle temizleyin. Musluğu temizlerken yanındaki aparatları da unutmayın. Son olarak da fayansları, duvarları
ve tavanı silerken bütün iz ve kirleri çıkardığınızdan emin olun. Önce su tutup daha sonra kurulayarak daha kesin bir sonuç almanız mümkün. Son
olarak banyonuzda bulunan aynaları
temizlemeyi de ihmal etmeyin.
Kristalleriniz parlasın: Kristallerin
ışıl ışıl parlaması mümkün. Bunun için
yapmanız gereken çok basit; kristallerinizi yıkadıktan sonra durulama
suyuna biraz sirke ekleyin. Sonuca
şaşıracaksınız.
Koltuktaki şarap lekesi: Koltuğunuzun üstüne dökülen kırmızı şarap, tadınızı kaçırmasın. Çünkü bu lekelerden kurtulmanın bir yolu var. Ancak
bunun için hızlı davranmanızı tavsiye
ederiz. Şarabın döküldüğünü fark ettiğiniz anda lekenin üzerinde evinizde varsa az miktarda beyaz şarap dökün. Ya da şarabı emmesi için şarap
kumaşa karışmadan ya da kumaş üzerinde kurumasına fırsat vermeden lekenin üstüne karbonat dökün. Karbonat yoksa tuzu deneyin. Daha sonra
soğuk su ve süngerle lekeli yeri silin.
Yanmış süt kokusu canınızı sıkmasın: Yanan sütün yaydığı kokuya tahammül etmek ise sabır işi. Bu
sabrı göstermek istemiyorsanız, yapacağınız şey çok basit: Yanmış süt
kokusundan kurtulmak için sütü ısıttığınız kabın üzerine ıslak bir bez koyun. Bunu vakit kaybetmeden yapın
ki, bez kokuyu hemen emebilsin. Gerekirse bezi çeşme altında ıslatıp suyunu sıkarak kap üzerine birkaç kez
örtün. Süt kokusunun yok olduğunu
göreceksiniz.
Cam kırıklarını dert etmeyin: Evde
cam bir eşyanız kırıldığında küçük
parçaları kolayca toplayabilmek için
ıslak pamukla kırıkların saçıldığı bölgeyi temizleyin. Neredeyse gözle görülmeyecek kadar küçük parçalar bile
pamuğa takılacaktır.
Mangal ızgarasını temizlerken:
Mangal ızgarasını temizlemeyi gözünüzde büyütmeyin. Izgara üzerine yapışmış artıklar için ızgara ılıkken nemli
bir gazete kağıdına sararsanız, artıkların yumuşayıp kendiliğinden döküldüğünü göreceksiniz.
Soğanın Mucizevi Etkileri (2)
Deriye yama olarak soğan: Soğanın iç çeperindeki zarlar yaralanmalara, yanıklara karşı çok etkili.
Bu zarları ayıklayıp hemen sıkıntılı
noktanın üstüne koyun.
Cerrahi müdahelelerde soğan:
İlginçtir soğan sadece gündelik yaralanmalarda değil, çok daha problemli yaralanmalarda hatta cerrahi
operasyonlardan sonra kalan izlerin toparlanmasında da büyük bir
alternatif tedavi konumunda. Yaralardan kalan izlerin kaybolmasını hızlandıran bir etkiye sahip olan
soğan bu konuda sihirli özelliklere
sahip.
Enfeksiyona karşı soğan! Bir dilim ekmeğin üstüne sütü kaynatıp
dökün, üstüne bir soğan rendeleyin ve enfeksiyonlu yaranın üstüne bastırın. 2 saat kadar bu karışımın enfeksiyonlu alanla temasını
kesmeyin. Sonra enfeksiyonu bu
karışımla beraber vücudunuzdan
çekebilirsiniz.
Güneş yanıklarına soğan: Güneş
yanıklarına genelde ülkemizde yoğurt sürerek çare buluyoruz. Ancak
asıl tedavi soğanda. Yanıklarınızın
üstüne soğan dilimleri koyun ve
yanığın soğanın suyunu çektiğinden emin olun. Bunun üstüne bir
yumurtanın akını sürerek tedavinizi sağlayabilirsiniz.
Arı, sinek sokmalarında soğan:
Arı soktuğu zaman üstüne tezek
sürmekten, tükürmeye kadar pek
çok çılgın tedavi yöntemi önerilir ancak asıl tedavi yine soğanda.
Üstelik sadece arı değil, sivrisinek
sokmalarında da bir hayli etkili bir
yöntem. Soğanı sürmeyeceksiniz;
evinizde yaz günleri sağda solda
soğan kesip koyun bir kenarlara.
Arılar ve sivrisinekler soğanın olduğu yerlere yaklaşmazlar.
23
kadIn saYfasI
Kadın Beyni ve Erkek Beyni
Ortalama bir erkek burnu ve kalbi bir kadına
oranla daha büyüktür. Fakat bu, erkeklerin ne
daha iyi koku aldıklarının ne de daha iyi sevebildiklerinin kanıtıdır.
Yüzyıl önce, Bayernthal adlı bir doktor “Beyin çevre genişliği 52-53 cm olan bir kişinin, cerrah olmasını
bekleyebilirsiniz, 52 cm’den küçük bir erkek beyninden
fazla beklentide bulunmamalı. Beyin 50,5 cm’den küçük olursa, onda akıl ve zeka eksiktir. Muhteşem bir kadın beyni hiç
aramayın, çünkü yoktur.” diyecek kadar ileri gidebiliyordu.
Kadın ve erkek beyinleri arasında, belirli bilişsel davranış
kalıplarında farklılıklar var. Bunlar yok sayılamıyor, fakat
bu farklılıklar sadece beyinde belirlenen değişikliklerden
ileri gelmiyor. Genetik, hormonlar, çevre ve tecrübeler de
beyine ve sonuçta davranışlara yansıyan değişkenliklerdir.
Cinsiyete özgü farklıklar var. Fakat medyada ön yargılı
olarak yanlış yansıtıldığı biçimde değil. Örneğin: “kadınlar
arabayı iyi park edemez; erkekler dinlemez, kadınlar daha
duygulu, erkekler daha iyi hesap yapar, kadınlar daha iyi
konuşuyor...“ hep ön yargılı yaklaşımlardır.
“PNAS” adlı bir bilim dergisinin yakın bir tarihte yayınladığı araştırma sonucuna göre, kadın beyninin iki lobu (tarafı) liflerle birbirine daha iyi bağlantıda; erkek beyninin ise
her lobunun içindeki lifler daha fazla. İşte fark burada...
Çamaşırları evde kurutmayın!
Çamaşırda kullanılan deterjanın solunan havaya karışması
nedeniyle uzmanlar çamaşırların kış aylarında bile dışarıda
veya bir çok binada bulunan
çatıdaki çamaşır kurutma odalarında kurutulması önerisinde
bulunuyor.
Uzmanlar çamaşırların evde
kurutulmaması konusunda uyarıyor. Özellikle yatılan odada
çamaşır kurutulmaması önerisinde bulunuyor.
Havaların soğumasıyla birlikte,
çamaşırların genellikle kaloriferlerin üzerine serilerek kurutuluyor. Bu durum odadaki
nem dengesini olumsuz etkiliyor. Çamaşırlarda kullanılan
deterjan yumuşatıcı gibi kimyasallar, kurutma işlemi esnasında soluduğumuz havaya karışıyor.
Bunu engellemenin tek yolu da, hava ne koşullarda olursa
olsun mümkün olduğu kadar dışarıda kurutmaya çalışmak.
Balkon ve teras gibi. İçeride kurutmak zorunda kalırsak da,
yattığımız odada değil, gündüz kullanılan odalarda kurutmaya özen göstermek.
Kadın ve erkek beyni hemen hemen aynı olmasına
rağmen, anatomik yapısında, fizyolojik çalışmasında ve gelişiminde bazı farklar var. Örneğin
erkeklerin kadınlara oranla % 8 daha büyük
beyinleri ve % 16 daha fazla beyin sinir hücreleri var. Bu da erkek vücudunun daha büyük
olmasına bağlı.
Örneğin; genç kızların beyinleri, erkeklerden
4 sene önce son haline ulaşıyor. Bunun yanında, tabii ufak tefek anatomik değişiklikler
de söz konusu. Öğrenme anında veya düşünme bakımından kadınlar daha büyük bir beyin alanını kullanıyor. Duygusal davranışlarda bu alanların kadınlarda daha aktif olduğu görülüyor.
Sağlıklı olmak açısından bakıldığında, bazı hastalıklarda
kadın ve erkek farkı görülüyor. Örneğin; kekeleme, okuma bozukluğu veya otizm erkeklerde daha yaygın. Şizofreni istatistikleri kadın ve erkek de aynı oranlarda. Fakat
erkeklerde daha erken yaşta başlıyor.
Kadın beynindeki lif bağlantı sistemi daha karmaşık olduğu için, daha çok alanı kullanıyor. Erkeklerin beynindeki süreç ise biraz farklı. Beynin içinde daha az ama daha yoğun
olarak belirli bir bölgeye odaklanıyor. Bu farklılıkların başka sonuçları var mı diye yeni araştırmaları bekleyeceğiz.
Brigitte Stemmer
Çeviri: Mine Nart
24
çevre sayfası
Yüzyılımızın en büyük problemlerinden biri olan israf, hayatımızın her bölümünde karşımıza çıkıyor. Peki israf
deyince ne anlıyoruz? İsraf nasıl oluşuyor veya israfı engellemek için neler
yapmalıyız?
Dünyada israf büyük bir problem haline gelmiş durumda. Bunu bir çok ülkede politikacılar veya kurumlar her
seferinde dile getirseler de bunu kontrol altına almak gene biz tüketicilerin
elinde. Bunu önlemek ise o kadar zor
ve karmaşık bir mesele değil.
En büyük israfın başında besin maddeleri geliyor. Haddinden fazla alışveriş
ve kullanılmadan çöpe giden besinler. Dünyada üretilen besin maddelerinin üçte birinin çöpe gittiğini biliyor
muydunuz?
Bu oran yaşadığımız ülke olan Almanya’da maalesef daha yüksek. Oysa yaşadığımız çevre ve dünya genelinde buna muhtaç olan insanların
varlığından haberimiz olmasına rağmen, yine de düşünmeden ve bilinçsizce çöp üretmeye devam ediyoruz.
Her sene sadece Almanya’da 6,6 milyon ton hayvansal veya tarımsal besin
maddesi kullanılmadan atılıyor. Bunu
önlemek için sadece biraz dikkat etmek, fazlasıyla yeterli oluyor.
gidiyor. Buraya kadar bahsettiklerimiz
sadece gıda maddelerindeki israftı.
İsraf
Peki ne yapmalıyız bu konuda?
Alışverişe gitmeden önce plan yapmak olmazsa olmazlardan. Bir araştırmaya göre, bir çok insan plansız
şekilde evden çıkıyor, oysaki alışverişe gitmeden önce dolapları açıp bakmak ve bir eksik listesi yapmak çok
zor ve zaman alıcı bir iş değil. Sadece ihtiyacımız olan şeyleri almak, israfı büyük oranda azaltacaktır. Gıda
sektöründeki israfın başka bir türünü
ise üreticiler yapmaktadır. Dünya genelinde milyonlarca ton ürün topraktan çıktığı anda atılmaktadır. Sebebi
ise güzellik kusuru. Yamuk bir domates veya bir patates, kıvrık bir yeşillik,
tüketici tarafından satın alınmayacağı için hiç pazara sunulmadan çöpe
çizilen projenin ilk önce inşaat ve uygulama müsadesinin alınması lazımdır. Yangın ve ses güvenligi, enerji hesapları, zemin kontrolü vs.
Uzman Görüşü
Büroma gelen veya telefonla arayanlar şu problemlerle karşılaştıklarını
dile getiriyorlar. "Bir evimiz var (veya)
ev aldık. Arka tarafına ek bir oda yaptık.", "Çatı katına (veya) tavan arasına
bir şeyler yaptık ve imar müdürlügünden gelenler oldu. Yapmış olduğumuz
yerin kullanımına müsade etmiyorlar,
orayı boşaltmamızı istiyorlar."
Bir uzman olarak, insanlarımıza eski
veya yeni inşaat yapımında dikkat etmeleri gereken bazı önerilerim var:
Eski binaların genişletilmesi, yeni binaların sıfırdan yapılmasında, ilk önce
bu işleri bilen bir uzmana ihtiyaç var.
Bir bilirkişi, mimar bulmanız gerekir.
Mimarın aldığı işi sıfırdan inşaat bitinceye kadar sorumlu olarak planlama ve uygulama için görevlendirilmesi gerekir.
Bunun yanında elektronik eşya veya
ev eşyası gibi maddelerin de israfı büyük bir problem. Evimizde bir alet bozulduğu zaman, tamiri için zaman harcamıyoruz ya da tamirden anlayan bir
kişi aramıyoruz. Şunu da kabul etmek
lazım, tamirden anlayan kişiler de bir
çok yerde dükkanlarını kapatıyorlar.
Muhtemelen bir ürünün yenisini almak, tüketici tarafından daha cazip
karşılanıyor. Tamir için harcanan masraf ve zamana, çoğu zaman değmiyor
maalesef. Herkesin böyle düşünmesi sonucunda da israf artıyor elbette.
Günümüzde kullanıp attığımız eşyalarımızın bazıları üçüncü dünya ülkelerine gönderiliyor. Bunun sebebi, bu
atılan ürünleri yeniden parçalayıp halkın hizmetine sunmak hem pahalıya
gelmekte hem de zaman almaktadır.
Geride kalan atık maddeler ise oradaki bölge halkına ve doğaya zarar veriyor. Bu yüzden hepimize düşen görevler var bu konuda. Unutmayalım ki
israf dinimizde de çok hassas bir konudur. Bu vesileyle hepinizi israftan kaçınmaya davet ediyorum ve
şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum.
Hakan Tuc
İşi alan mimarın hiç bir işe, planlamaya başlamadan önce belediyenin
imar müdürlüğünde araştırma yapması gerekir, evinizi düşündüğünüz
gibi planlayabilir misiniz veya imar kurallarına uygun mu diye.
Örneğin; Eğer bir binanız varsa ve çatı
altını mevcut eve katmak istiyorsanız
belediyenin müsadesini almanız gerekir. Bazen izin verilmeyebilir de.
Eğer işini bilmeyen bir kişi size “ben
burayı yaparım, oturabilirsiniz” diyorsa, o kişilerden uzak durulması gerekir. Bilhassa her binada tehlike anında
kaçabilecek iki kaçış yolu (merdiven
ve pencere) olmalıdır. Bunun için
İnşaat başladıktan sonra, beraber çalıştığınız mimar işi baştan sonuna kadar takip eder ve uygulamayı yapacak
firmayı bulur ve fiyatları tespit eder.
İnşaat başladıktan sonra müsadeyi veren müdürlüğün elemanları tarafından
kontrol edilmesi lazımdır. Uygun yapıldığının yazılı kanıtlanması gerekir.
Herkesin bir sorumluluğu ve yaptığı
işin sonuna kadar hatasız olmasına
özen göstermesi gerekmektedir. Bilhassa kaçak firma ve kişilerden uzak
durmanızı öneririm.
Ucuza yaptırmak istediğiniz şeyler, sizlere
pahalıya mal olabilir.
Kemal Gündoğan
25
fırsat eşitliği
edemiyorlar ve çaresiz kalıyorlar. Ayrıca sosyal bir problem olan göçmen
çocukların eğitimi sorumluluğunun
kadına verilmesi, problemlerin katmerleşerek çözümsüzlüğe itilmesine
sebep olmaktadır.
Almanya’da Türk Kadını
Almanya’ya göçün 51. yılında Türk kadınının sosyal durumu, maalesef pek
iç açıcı değildir.
Almanya’da yaşayan Türk kadınları
toplumsal hayatta ve mesleklerinde
pek fazla ilerleme kaydetmediler. Bunun yanında Türk kadınının, Alman
toplumu tarafından kabul edildiği de
pek söylenemez.
Alman toplumunda, Türk kadınlarının baskı altında olduğu kanısı çok
yaygındır. Ayrıca hala akademisyen
Türk kadınlar iş alanında, Alman toplumu tarafından dışlanmakta, aldıkları
eğitime göre iş imkanı bulamamakta
ve Alman toplumu tarafından kabul
edilmemektedirler.
Almanya’daki göçmen gruplar arasında Türk kadınları, en eğitimsiz ve en
az çalışanlar olarak görülüyor. Çalışma alanlarında da kalifiyesiz ve asgari
ücretle ya da hiç bir sosyal güvencesi
olmayan işlerde çalışıyorlar.
Bunca seneden sonra, kadınlarda
eğitim oranının çok düşük olduğu,
okullarını ve meslek alanlarındaki çalışmalarını yarım bıraktıkları, bunun
yanında okuma yazma bilmeyenlerin
sayısının da azımsanmayacak kadar
çok olduğu bilinmektedir. Kadınların
%70’i, ev kadını ve evde oturuyorlar.
Sosyal yardım alan ve yalnız yaşayan
Türk kadınlarının sayısı da çok fazla.
Kültürler arası farklılıklardan kaynaklanan problemler, neo liberal politikaların, anti demokratik yaklaşımları
(acımasız rekabet şartları) karşısında
göçmenlerin durumu daha da zorlaşıyor. Buna bağlı olarak, kadınlar genelde bu politikalar karşısında rekabet
Yaşadığımız dönemdeki sosyal sistemin getirileri, zenginlerin daha zengin, fakirlerinde daha fakir olmasına imkan tanımış, aradaki uçurumun
kapatılamayacak kadar açılmasına
sebep olmuştur. Bundan dolayı da
göçmen Türk kadını toplumdan soyutlanarak, tamamen toplum dışına
itilmekte ve çeşitli problemleri de birlikte getirmektedir.
Son yüzyılda göçmenlerin sorunları
iyice artmış, göçmen kadınların sorunları çözümsüz bir hale gelmiştir.
Bunların sonuçları olarak da, sadece buradaki göçmen Türklere yönelik hastalıklara, mesela ağır derecede
depresyon, şizofreni, kalp rahatsızlıkları, şeker, obezite, mide ve sırt ağrılarına, çok erken yaşlarda maruz
kalmaktadırlar.
kadınlara çeşitli kurumlardan yardımlar verilerek sosyal problemler daha
da aza indirilmelidir.
Bu problemlerin çözümü için, Türkiye kökenli sivil toplum kurumlarına, Alman Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı’na, Türkiye Cumhuriyeti Yurt
Dışı Akraba Topluluklar Başkanlığı’na,
işverenlere ve duyarlı
vatandaşlara çok büyük
görevler düşmektedir.
Necla Demirci
Sosyal Pedagog, Eğitimci
Ayrıca parçalanmış aileler, eğitim seviyesinin daha da aşağıya inmesine
ve buna bağlı olarak da çocuk eğitiminde başarı oranının sıfırlanmasına
neden olmaktadır.
Almanya’da bu göçmen sorunlarının çözümü için çeşitli projeler üretilmekte ve uygulanmaya çalışılmaktadır. Bu projeler tek taraflı olduğu için
başarı oranı yok denecek kadar azdır.
Türk kadını bu projelere dahil edilmemiş, sadece bu projeler onlara uygulanmıştır ve uygulanmaya da devam
edilmektedir. Bu sayede belirli meslek
grupları oluşturulmuştur ve çok yüksek miktarda bir bütçe de bunlara aktarılmaktadır. Ama göçmen kadın sorunları bu politikalarla iyice çözümsüz
bir hale gelmiştir. Bunun yanında Türkiye kökenli sivil toplum kuruluşları,
Türkiye Cumhuriyeti Yurt Dışı Akraba
Topluluk Başkanlığı da bu sorunlara
şimdiye kadar duyarsız kalmışlardır.
Bu problemlerin çözümü için, kadınların eğitimine ağırlık verilmeli ve
eğitim için teşvik edilmeli, kadınların ekonomik bağımsızlıklarının kazanmaları ve çocuklarının eğitimi
için de kadınlar desteklenmeli ve de
Borçsuz bir hayat mümkün!
Telefon:
0241 / 903 94 04
ınternet:
www.schuldnerberatung-ac.info
e-mail:
[email protected]
Büro adresimiz:
Dennewartstr. 17 (3. kat)
(Europaplatz’da
Technologiezentrum’un yanı.
Jülicher Str. tarafından gelenlerin
Ludwig Museum durağında
inmeleri gerekmektedir).
Büro saatlerimiz:
Pazartesi 0900 -1200 ve 1500 -1600
Salı
0900 -1200 ve 1400 -1600
Çarşamba 0900 -1200 ve 1400 -1600
Perşembe 0900 -1200 ve 1400 -1600
Cuma
0900 -1200
26
bilmece saYfası
Harflerin yerine sayılar
Sayıları hızlı bir biçimde bulmak
Aşağıda her harf bir sayıyı temsil ediyor. Bu harflerin yerine doğru sayıları
koyarak işlemi doğru olarak yapın?
Aşağıdaki gördüğünüz çizimde 1’den 14’e kadar bazı sayılar verilmiş. Hızlı bir
biçimde 1’den başlayarak sırayla arka arkaya parmağınız ile bulmaya çalışın.
AB x BC = ADC
+
:
BE - F =
G
FB + BB= CA
Kibrit çöpü sorusu
Sadece 4 kibrit çöpünün yerini değiştirerek iki adet kare yapabilir misiniz?
© Belçika Trafik Güvenliği Kurumu
Uygun olan kare
Soru işaretli kareye mantıksal olarak
aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
Kaç adet üçgen sayabilirsiniz?
Sayılar yığını
Aşağıda değişik boyutlarda içiçe geçmiş bir çok üçgen görünmektedir.
Toplam olarak kaç üçgen var, sayabilir misiniz?
Aşağıdaki kutulardaki her sayı kendi
altındaki iki kutuda bulunan sayıların toplamından oluşuyor. Soru işareti olan yerleri tamamlayın.
58
27
?
?
?
?
7
15
?
?
Yanda boş olan yerlere
gelen
ortak
harfler
sizce
ne
olabilir?
A
B
C
Eşitliği sağlayın
Aşağıdaki boş yerlere size verilen 2, 2, 2, 4, 4, 5, 10, 10, 25 sayılarını doğru yer lere koyarak eşitliği sağlayınız.
Resimdekiler ne olabilir? Aşağıda nesnelerin sadece küçük bir bölümleri görülmektedir.
Bunlar
sizce
ne
olabilir?
harfler
Ortak
?
x
-
+
+
x
:
x
:
= 2
a
b
c
d
e
27
KİŞİSEL GELİŞİM
İletişimde beden dili
Merhabalar, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu sayımızin konusu: İletişimde vücut dili. Gözlem ve deneyimlerime göre, bir çok sorunun temelinde
iletişim probleminin yattığını gördüm.
Burada sizleri hem öz eleştiri yapmaya
hem de bu konuyu araştırmaya davet
etmek istedim...
İletişim, gönderici ve alıcı konumundaki iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce,
davranış, bilgi alışverişi ve bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Kişi, sosyal çevrede sağlıklı ve
mutlu bir yaşam sürmek için çevresindekilerle iletişime geçer. Ayrıca
ruhsal-bedensel ihtiyaçları gidermek için iletişim oldukça gereklidir.
Toplumsal kanun ve kuralları sağlıklı işletebilmek için iletişim şarttır.
Bu da gösteriyor ki iletişim, bir insanı yakın ve uzak çevresine bağlayan çok sıkı bir halkadır.
Bir kişiyle iletişim kurarken sözler
mi daha etkilidir hareketler mi? Kişilerin birebir kurdukları iletişimde
% 7-10 kelimelerin, % 30-38 ses tonunun etkili olduğunu, beden dilinin
etkisinin ise % 55 - 60’a kadar çıkabildiğini biliyor muydunuz?
Neden sözsüz iletişim ve
beden dili?
Başkalarının gerçekte ne söylemek istediğini anlamak için önce kendi vücut dilinizi öğrenmeniz gerekiyor. İletişim sadece bilgi alış-verişi değildir.
Bilgiyi veriş biçimi, sözlerin bedendeki ifadesi (örneğin; gülen bir yüz)
iletişimi değerlendirmemizde ikinci
önemli bir noktadır. İletişimde bilgilenmek ve kavramak, anlamak değildir. İletişimin ana amacı, anlayarak
kavramaktır. Karşınızdaki kişinin ne istediğini kavrar, ancak ne yaşadığını
anlayamazsınız. Burada empati yönünüzü de geliştirirken, aynı zamanda
kişisel gelişiminize de katkı sağlamış
olursunuz.
• El sıkışma şeklimizden, ayakta durma veya oturma pozisyonlarımıza
kadar pek çok vücut hareketimiz,
içinde bulunduğumuz ruhsal durumları, amaç ve isteklerimizi ortaya koyan göstergelerdir.
Doğru iletişim kurulamadığı için, yaşamın her alanında büyük sorunlar
çıkıyor. Bizi anlayamadıklarından şikayet ederiz; fakat hiç düşünmeyiz, “ben
kendimi karşıdakine ne kadar anlatabiliyorum?” veya “dışarıdan ben nasıl
görünüyor ve anlaşılıyorum?” diye hiç
kendimize dışarıdan bakmayız... Biz
bile kendimizi bazen zor anlarken, dışarıdaki insanlardan bizi doğru anlamalarını bekliyoruz...
Öyleyse, önce aynada kendimize
bir bakacağız... Konuşurken vücudumuzun, yüzümüzün verdigi
tepkilere, mimiklere dikkat edip,
analiz edeceğiz... Konuştuğunuz
konulara göre, vucut dilinizin sizi
onaylamasını öğrenip, geliştireceksiniz... Sonunda kendinizi doğru ifade edebillen, kolay anlaşılır
ve güven veren insanlar olacaksınız. Bu da bütün hayatınıza pozitif
olarak yansıyacaktır...
Bir mesajın toplam etkisi incelendiğinde, kişilerin birebir kurdukları iletişimde beden dilinin oldukça etkili
olduğu ortaya çıkmıştır.
1. Başkalarının gerçekte ne söylemek
istediğini anlamak.
2. Karşımızdakileri daha iyi anlayarak
etkili bir iletişim kurmak.
3. Kendi beden hareketlerimizi denetleyerek, sosyal ortamlara daha çabuk
uyum sağlamak.
4. Başkaları üzerinde olumlu bir etki
yaratarak, amacımıza ulaşmak.
Vücut dilini, televizyonun sesini kapattığımızda ya da sessiz bir film seyrederken aldığımız bir mesaj olarak
da görebiliriz. Vücut dili, iletişimde
kullanılan sözcüklerden daha önemlidir. Çoğu zaman davranışlar ve jestler
iletişimin temelini oluşturur. Söylediklerimizin gerçek içerik ve anlamlarını
ortaya koyar. Bunlar, düşünce ve duyguları destekleyen, onları somutlaştıran hareketlerdir.
Mutlaka siz de duymuşsunuzdur; bazen bir hareket bin söze bedeldir. Herhangi bir kişiyle iletişim kurduğumuzda, söylediklerimiz ne kadar önemli
ise hareketlerimizle o kişide bıraktığımız izlenim de bir o kadar önemlidir.
El-kol hareketleri, mimikler, dokunma, vücut pozisyonu vs... İş yaşamında başarılı olmak isteyen kişi, iletişim
kurduğu kişilerin sadece söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle
yaptıklarını da görmeli ve duymalıdır.
Sohbet sırasında saç düzeltme, başı
sallama, kolları kapama, elleri sıkma
gibi işaret ve hareketlerimiz; biz farkında olmasak bile, iletmek üzere
programladığımız bir mesajımız olduğunu ya da bu mesajı vermek için
hazırlık yaptığımızı gösterir. Örneğin;
• Yüzümüzün aldığı çeşitli ifadeler,
heyecanımızı, neşemizi, irkildiğimizi, utandığımızı, tiksindiğimizi, kızgınlığımızı veya korkularımızı ortaya koyar.
İnsanlar genelde duyduklarını unutabilir, değiştirebilir, yanlış hatırlayabilirler... Fakat gördükleri onları etkileyen
her neyse, aynı tazelikte hafızalarında
kalır ve sizi öyle değerlendirirler...
Yine mutlaka duymussunuzdur „İlk
intiba son intibadır“ diye bir söz vardır. Değiştirmesi de oldukça zordur.
Sosyal ve iş hayatında, evlilikte kurduğunuz her türlü iletişimde, konuştuklarınızı onaylayan ve destekleyen
bir vücut dili gelistirmeniz, hayatınızı
daha az sorunlu, başarılı ve huzurlu
geçirmenizi sağlayacaktır.
Unutmayın; etkili iletişimin olduğu
her yerde, ikili ve çoklu ilişki sorunlarında mutlaka çözüm de vardır...
Sizlere her konuda etkili bir iletişim kurabileceğiniz, sağlıklı, huzurlu bir 2016
diliyorum... Sevgiyle ve
pozitif kalın.
Hasan Erdal
Yaşam Koçu
28
önce sağlık
Baş Ağrısı ve Nedenleri
Bu sayımızda sizlerle hem kendimizin
zaman zaman yakındığı, hem de çevremizdeki yakınlarımızdan en sık duyduğumuz sağlık şikayetlerinden biri olan
baş ağrılarıyla ilgili bilgiler paylaşmak
istiyorum. Baş ağrısı aynı şekilde hekim olarak da bizlerin tüm branşlarda
karşılaştığımız çok yaygın bir sağlık sorunudur. Birkaç saat süren baş ağrılarının yanı sıra, birkaç hafta boyunca süren ağrılar da vardır. Tiplerine göre baş
ağrıları farklı gruplara ayrılır. En büyük
kısmını gerilim tipi baş ağrısı veya migren gibi kronik ve belli aralıklarla ortaya
çıkan baş ağrıları oluşturur.
Baş ağrısı beyindeki veya vücuttaki
diğer başka bir hastalıktan dolayı kaynaklanabilir ve bu ağrı, ‘ikincil baş ağrıları‘ diye sınıflandırılır. Öte yandan
baş ağrısı başka hiçbir hastalığa bağlı olmayıp kendisi bir hastalık olarak
ortaya çıkabilir. Başka bir hastalıktan
kaynaklanmayan baş ağrıları, ‘birincil
baş ağrıları‘ grubunda yer alır. Migren
ve gerilim tipi baş ağrısı “birincil baş
ağrıları” grubunda yer alan en önemli
baş ağrısı nedenleridir.
Birincil Baş Ağrıları Neden Olur?
Gerilim Tipi Baş Ağrısı: Gerilim tipi
baş ağrıları migrene göre hem daha
kısa sürerler, hem de günlük hayatı
pek etkilemezler, aynı zamanda tedaviye de daha kolay cevap verirler.
Baş ağrıları içerisinde en sık görülen ağrı tipi gerilim tipi baş ağrısıdır
(Baş ağrılarının yaklaşık % 50 sinden
daha fazlası). Gerilim tipi baş ağrısında anksiyete, depresyon, stres ya da
kafa travması, kas gerilimine ve baş
ağrısına yol açar. Gerilim tipi baş ağrısı, boyun ve kafa derisini de yayılabilen bir ağrıdır. Genellikle başın arka
tarafından ense bölgesinden başlayıp
öne doğru seyreder ve çift taraflıdır.
Omuz ve boyun bölgesi kaslarının gerilmesi bu tipteki baş ağrısının başlıca
nedenleri arasındadır.
Uzun bir süre boyunca başın sabit bir
şekilde tutulduğu, örneğin bilgisayar
başında çalışmak gibi aktiviteler gerilim tipi baş ağrısına neden olabilir. Bu
tip baş ağrısının diğer tetikleyicileri
kötü uyku pozisyonu, uykusuzluk ve
halsizlik olarak sıralanabilir.
Migren Ağrısı: Migrenin neden ortaya çıktığı henüz tam olarak aydınlatılamamış olsa da, genetik ve çevre
faktörlerinin bu ağrı tipinde önemli
bir rol oynadığı bilinir. Migren beyin
damarlarının çeşitli tetikleyiciler nedeniyle genişleyip tekrar daralmasıyla
ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Genellikle
başın arka tarafında ense bölgesinden başlayıp öne doğru (göz arkasına
doğru) seyreder ve ataklar şeklinde
gelen yarım baş ağrıları şeklindedir.
Ağrı oldukça şiddetlidir ve hastanın
günlük yaşam aktivitelerini engeller.
Migren ağrısı ilaç tedavisine çok kolay
cevap vermez. Baş ağrısı ile birlikte
bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet, görme bozukluğu gibi eşlik
eden semptomlar olabilir. Bu semptomlar nedeniyle hastalar migren
atağında genellikle sessiz ve karanlık ortamlarda kalmayı tercih ederler.
Migren kadınlarda, erkeklerden daha
sık görülmektedir.
Stres, açlık, uykusuzluk, çikolata ve
şarap gibi bazı besin türleri, ses veya
görüntü gibi duyusal sinyaller, olası
migren tetikleyicileridir. Bazı kadınlarda normal hormon dalgalanmaları
da migreni tetikler.
İkincil Baş Ağrıları Neden Olur?
Yazının başında da değindiğimiz üzere ikincil baş ağrısı, başka bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkar. İkincil
baş ağrısına neden olan hastalıklardan bazılarını aşağıdaki listede bulabilirsiniz. Daha önce hiç yaşamadığınız türde, şiddetli, sık tekrar eden,
enseden başlayan ve ani gelişen baş
ağrıları yaşıyorsanız, bu ağrıların altında üzerinde durulması gereken başka bir ciddi rahatsızlık yatıyor olabilir.
Yukarıdaki tanıma uyduğunu düşündüğünüz ağrılar mutlaka ciddiye alınmalı ve ihmal edilmemelidir. Baş ağrısıyla birlikte bulantı, kusma, zihin
bulanıklığı ve görme bozukluğu gibi
şikayetleriniz de varsa, zaman kaybetmeden bir doktora görünmelisiniz. İkincil baş ağrısının altında yatan
bazı hastalıklar hayati risk taşıyabileceklerinden, erken teşhis oldukça
önemlidir.
İkincil baş ağrılarına neden olabilecek
hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz:
• Baş ve boyun yaralanmaları
• Beyin damar hastalıkları
• Beyin tümörleri
• Beyin enfeksiyonları
• Sinüzit
• Hipertansiyon
Eğer baş ağrısının altında herhangi bir
başka neden varsa, tedavi bu nedene
yönelik yapılmalıdır. Hastada primer
bir baş ağrısı mevcut ise ağrı tipine
göre ve kişiye özel bir tedavi rejimi
uygulanacaktır.
Dr. Murat Kopuk
Bezirkskrankenhaus
Kaufbeuren/Psychiatrie
• Schuhreparatur
• Innenschuhe
– Orthesen
29
Einlagen nach Maß
Orthopädische
Maßschuhe
••Schuhreparatur
••Innenschuhe
– Orthesen
Schuhzurichtungen
Diabetische Versorgung
••Einlagen
nach Maß
••Orthopädische
Maßschuhe
Elektr. Fuß- & Druckmessung
••Schuhzurichtungen
• Diabetische Versorgung
• Elektr. Fuß- & Druckmessung
SAĞLIKLI YAŞLANMA
AVCI ADEM - Schuhtechniker · Alt-Haarener Str. 116 · D-52080 Aachen
AVCI ADEM - Schuhtechniker · Alt-Haarener Str. 116 · D-52080 Aachen
IHR HAARENER
IHR
HAARENER
ORTHOPÄDIE
ORTHOPÄDIE
SCHUHTECHNIKER
SCHUHTECHNIKER
Avci
vci
A
Bakım Sigortası nedir?
Bir sağlık sigortası üyesi olarak, bakıma muhtaçlık durumuyla bağlı ortaya
çıkabilecek risklere karşı da sigortalanmış durumdasınızdır. Bununla ilgili hizmetler, bakım parası ödemeleri, birleşik hizmetler, gündüz ve
gece bakımı (kısmen yataklı bakım),
kısa süreli bakım, engellilik bakımı ve
tam yataklı bakımı kapsar. Ayrıca bakım araç ve gereçleri, oturduğunuz
mekan ve yakın çevresini iyileştirmeniz amacıyla verilen teşvikler ve bakıcı personel için emeklilik sigortası
primlerinin ödenmesi bakım kasasının
verdiği hizmetler arasında bulunmaktadır. Bakıma muhtaçlık durumu üç
kademeye ayrılmıştır: „Önemli ölçüde
bakıma muhtaç olanlar“ (Bakım derecesi I), „Ağır bakıma muhtaç olanlar“
(Bakım derecesi II) ve „En ağır bakıma
muhtaç olanlar“ (Bakım derecesi III).
en fazla 1432 €’ya kadar ödenir. Bakım
maddi ödemeleri direk seyyar bakım
kurumuna yapılır.
Kısmen ayakta bakım:
Ev bakımı yeterince verilemediği için
kısmen günün belli bir bölümünde
(gündüz veya gece) bakılan sigortalılar kısmen ayakta bakım parası alırlar.
Bakım kasası birinci bakım derecesinde aylık 384 €, ikinci kademede 921
€ ve üçüncü kademede 1432 € öder.
Engellilik bakımı: Bakan kişinin hastalık veya tatil nedeniyle bakım işini
yapamadığı durumlarda yedek bir bakıcı için engellilik bakım parası ödenir.
Bu yedek bakıcı için en fazla dört haftalık bir süre için yılda en fazla 1432
€´ya kadar ek ödeme yapılır.
Kısa süreli bakım parası: Sigortalı,
bakımının evinde yapılması geçici olarak mümkün değilse veya yeterli seviyede yapılması halen mümkün değilKimler bakım sigortası
se kısa süreli bakım parası alır. Bakım
hizmetlerinden yararlanabilir?
kasası kısa süreli bir bakım evinde en
fazla dört haftalık bir bakım için yılda
Bedensel, zihinsel veya ruhsal bir has- en fazla 1432 € öder.
talık yada özürlülük nedeniyle günlük Tam yataklı bakım ödemeleri: Bayaşamda düzenli yapılması gereken kımları bakım evlerinde yapılan sigorişlerde önemli ölçüde sürekli yardıma talılar tam yataklı bakım ödemeleri
ADEM alırlar. Bakım kasası Tel.:
0 241hizmetleri,
/ 16 17 39
muhtaç olanlar bakım sigortasıAVCI
hizbakım
Ihr Haarener Orthopädie Schuhtechniker
Fax: 0 241 / 16 17 39
AVCI
ADEM
Tel.:
0
241
/
metlerinden yararlanabilirler. Sürekli
tıbbi
tedavi
bakımı
ve
sosyal
bakım
Alt-Haarener Str. 116
Mobil: 0 176 /16
2517
2639
40 38
Ihr
Haarener
Orthopädie Schuhtechniker
Fax:
241 / 16 17 39
52080
Aachen
E-Mail:[email protected]
bir durumunun olması için yardıma
için
aylık
birinci
bakım
derecesinde
Alt-Haarener Str. 116
Mobil: 0 176 / 25 26 40 38
52080 Aachen
E-Mail: [email protected]
muhtaçlık halinin muhtemelen en
az aylık 1023 €, ikinci kademede
1279 €
altı ay sürmesi gerekmektedir.
ve üçüncü kademede 1432 € öder.
Bakım kursları: Bakım kasası bakım
Bakım sigortası hangi
yapan aile üyeleri için kurslar düzenler.
hizmetleri verir?
Bakım araç ve gereçleri: Bakım araç
ve gereçleri, evde yapılan bakımı koBakım parası: Sigortalılar, bakımla- laylaştırdığı ve bakımı yapılan kişilerin
rı aile üyeleri, arkadaş veya tanışları durumunu iyileştirdiği takdirde kasa
tarafından yapıldığında bakım para- tarafından ödenir.
sı alırlar. Böylesi bir durumda birinci Oturulan mekan ve yakın çevresini
bakım derecesinde aylık 205 €, ikinci iyileştirici önlemler: Oturulan mekademede 410 € ve üçüncü kademe- kan ve yakın çevresini iyileştirici önde 665 € ödenir.
lemler için en fazla 2557 € ek ödeme
Bakım maddi ödemeleri: Bakım, yapılır. Bu ödemenin yapılması için
seyyar bakım kurumları tarafından ya- ilgili önlem bakıma muhtaç kişinin
pıldığında birinci bakım derecesinde evinde yaşayabilmesi veya daha iyi
en fazla aylık 384 €, ikinci kademede bakılması için gerekli olmalıdır.
en fazla 921 € ve üçüncü kademede
Kaynak: AOK Sağlık Kasası
AVCI Ortopedik
Ayakkabı Teknisyeni
Çoğu omuz, bel, diz ve
ayak ağrılarının sebebinin
“ayak”tan kaynaklandığını
biliyor muydunuz?
Biz bu alanda uzmanlaşmış
ustalar olarak bu ağrılarınıza
çare bulabiliriz...
Hizmetlerimiz:
• Diyabet hastalarımıza özel
ayakkabı ve taban imalatı
• Ortopedi ayakkabı imalatı
• Ölçü üzeri ayakkabı tabanı imalatı
(Topuk dikeni, genelde çocukların
içe ve dışa yürümelerini
önleyen beyin uyarısıyla çalışan
tabanlar üretmekteyiz.
• Ortez imalatı.
• Topuk yükseltme
(Kalçada
kısalmaBankverbindung:
mevcutsa).
USt.-Nr.
201/5014/4020
IK-Zeichen:
340 533 184
VR Bank
eG
•
Her
türlü
ayakkabı
tamiratı
USt.-Nr.
201/5014/4020
Bankverbindung:
Rechnungen
sind zahlbar
Iban: DE33 3916 2980 0206 9600 27
IK-Zeichen:
340
533
184
VR
Bank
eG
yapılmaktadır.
sofort ohne Abzug.
Bic: GENODED1WUR
Rechnungen sind zahlbar
Iban: DE33 3916 2980 0206 9600 27
• Yeni
teknoloji cihazları
ile
sofort
ohne Abzug.
Bic: GENODED1WUR
ücretsiz ayak ölçümü alınır.
• Ücretsiz ev ziyaretleri yapılır.
Bütün sigortalar (Krankenkassen)
ile anlaşmalarımız mevcuttur.
Özel masraf çıkarmadan, reçete ile
hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz.
Alt-Haarener-Str.116
52080 Aachen
Tel.: 0241 / 16 17 39
Cep: 0176 / 252 640 38
Açılış saatleri:
Pzt-Prş.: 08.00 - 18.30
Çrş.:
08.00 - 14.30
Cum.: 08.00 - 13.00
15.00 - 18.00
Cts.:
08.00 - 13.00
30
siz Ve BURcunuz
2016
Yılında
Burcunuz
Koç (21 Mart / 20 Nisan)
İş hayatında oldukça başarılı olan
koçları bu yıl, kariyerlerinde başarı
bekliyor. Sürpriz iş teklifleri ile, farklı
alanlarda ilerlemeniz ve terfi almanız
mümkün. Arkadaş ve aile hayatınız
ise, oldukça güzel ve eğlenceli geçecek. Aşk hayatınızda, güzel ve mutlu
bir yıl sizi bekliyor.
Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs)
Savurganlıkları ve lüks takıntıları ile
bilinen boğaları bu yıl, maddi sıkıntılar bekliyor. Yılın ortalarına kadar
yaşayacağınız savurganlıktan dolayı gelen maddi sıkıntı, yılın sonlarına
doğru peşinizi bırakacak. Sürpriz bir
aşk kapınızda bekliyor.
İkizler (22 Mayıs / 21 Haziran)
Hareketli ve enerji dolu bir yıl geçirecek olan ikizler, pek çok fırsatla da
karşılaşacaklar. Bu fırsatlar özellikle iş
hayatında sizi etkileyecek. Yaz aylarında ise, aşk hayatınızdaki fırsatları
değerlendireceksiniz. Romantik bir
yıl sizi bekliyor.
Yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz)
Çalışma hayatında oldukça verimli ve
hareketli bir yıl sizi bekliyor olacak.
Karşınıza çok güzel fırsatlar ve sürpriz
teklifler çıkacak. Bunları iyi değerlendirdiğiniz takdirde, çok güzel paralar
kazanabilirsiniz. 2016 sizin için şans ve
fırsat yılı olacak. Aşk hayatında da verimli bir yıl geçirecek olan yengeçler,
yeni ve güzel aşklara yelken açacak.
Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos)
İş hayatında alacağınız kararlar, başarılı olmanıza neden olacak ancak
yanlış kararlar vermeniz, sizi maddi
açıdan sıkıntıya sokabilir. Sağlık olarak biraz zor bir yıl aslanları bekliyor.
Ancak, aşk hayatında yüzünüz gülecek. Yılın sonlarına doğru evlilik kararı
alabilirsiniz, yada aradığınız aşkı, beklemediğiniz bir anda bulabilirsiniz.
Başak (24 Ağustos / 23 Eylül)
Yaratıcılığınızın ön planda olacağı bir
2016 yılı, sizlerle olacak. 2016 burç
yorumları belirlenirken, en başarılı yılı
geçirecek olanın, başak burcu olduğu
görülmüştür. Bu nedenle şanslısınız
çünkü, aşk, iş ve arkadaşlık ilişkilerinde, oldukça mutlu ve başarılı günler
sizi bekliyor. Bunlara ulaşmak için yaratıcılığınızı ön planda tutun.
Terazi (24 Eylül / 22 Ekim)
İş hayatında ve aşk hayatında bolluk ve bereket dolu bir yıl geçirecek
olan teraziler, maddi sıkıntılarından
bu yıl kurtulacaklar. Hem iş hem de
aşk hayatında karalı ve dengeli tavırlarınız sayesinde, başarılı olmanız söz
konusu.
Akrep (23 Ekim / 22 Kasım)
Yıldızı oldukça yüksek olan akrepler,
bu yıl da popüler olacaklar. Özellikle
aşk hayatında oldukça başarılı olan
akrepleri, kıskançlıklardan dolayı sıkıntılı bir yıl bekliyor. Çok fazla kıskanç olduğunuz için, ilişkinizin bitmesi bile söz konusu olabilir.
Yay (23 Kasım / 20 Aralık)
Oldukça harekeli ve keyifli bir yıl geçirecek olan yaylar, bu yıl ev değişikliği yapabilirler. Bu yıl iş, eğitim ve aşk
hayatınızda planlı olmalısınız. Aşk hayatınızda kısa süreli gerginlikler olsa
da, genel anlamda sizi etkilemeyecek. Sosyal hayatınızda da renkli ve
eğlenceli bir yıl yaşayacaksınız.
Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak)
Parayı çok iyi yöneten oğlaklar, bu
yıl da büyük paralar kazanabilecekler. Maddi açıdan rahat ve mutlu bir
yıl sizleri bekliyor olacak. Aşk hayatınızda yeni bir partner ile tanışıp, evlilik kararı almanız mümkün. Ancak evli
olan oğlaklar, yılın başlarında gizli ilişkilerinden dolayı sıkıntı yaşayabilirler.
Kova (19 Ocak / 20 Şubat)
Hırslı olan yapıları nedeniyle, güzel
bir yıl geçirecek olan kovalar, maddi
anlamda rahat ve kazançlı bir yıl geçirecekler. İş hayatında güzel fırsatlar
ve kariyerler sizleri bekliyor. Bu yıl işinizde terfi almanız mümkün olacak.
Aşk hayatında ise güzel ve seviyeli bir
ilişki yaşayacaksınız. Hayatınızın aşkı,
yılın ortalarında kapınızı çalacak.
Balık (20 Şubat / 21 Mart)
Duygusal ve hayalperest olan balıkları, güzel gelişmeler ve hayallerindeki
fırsatlarla karşılaşacakları bir yıl bekliyor. Bu yıl en dikkat çeken burç, balıklar olmuştur. Hem kariyer hem de
aşk hayatında, aradığınızı bulacağınız
ve istediğinizi alacağınız bir yıl olacak.
31
çözümler Sayfası
26 Bİlmece sayfası
10 Bulmaca sayfası
Harflerin
yerine sayılar
Kibrit çöpü sorusu
21 x 14 = 294
10 - 3 = 7
31 + 11 = 42
Kaç adet üçgen
sayabilirsiniz?
Tam olarak 64 adet
üçgen vardır.
Uygun olan kare
Doğru cevap B’dir.
Çünkü her bir sırada son kare önceki
iki karenin toplamını vermektedir.
Ortak harfler
SİM
SEVAP
SİNİ
SEVDA
SİMİT SEVGİ
SİNEK SEVİNÇ
SİYAH SEVİMLİ
Sayılar yığını
58
31
27
11
15
16
4
7
GİZ
GİŞE
GİDER
GİRİŞ
GİZEM
BEŞ
BERE
BEKA
BEBEK
BEYİN
9
6
KIRK
KIRIK
KIRSAL
KIRINTI
KIRMIZI
JEL
JET
JEST
JETON
JEOLOG
Eşitliği sağlayın
2 x 10 - 10 + 10 + 5 x 4 : 25 x 2 : 4 = 2
Resimdekiler ne olabilir? a) Yumurta kabı, b) Kurbağa
c) Orkıde, d) Golf sopası ve topu e) Kurşun kalem.
18 sudoku sayfası
3
8
1
6
9
5
2
4
7
9
4
6
8
2
7
1
3
5
7
5
2
1
3
4
6
9
8
6
9
5
2
7
3
4
8
1
2
3
4
5
1
8
9
7
6
8
1
7
4
6
9
5
2
3
1
7
8
9
4
6
3
5
2
4
6
3
7
5
2
8
1
9
5
2
9
3
8
1
7
6
4
4
6
2
1
3
8
7
5
9
1
9
8
5
6
7
2
3
4
7
3
5
4
9
2
1
8
6
2
4
3
7
5
1
9
6
8
5
1
7
9
8
6
4
2
3
9
8
6
2
4
3
5
1
7
8
2
9
6
1
4
3
7
5
3
7
4
8
2
5
6
9
1
8
5
7
2
1
4
9
3
6
4
3
1
6
7
9
2
8
5
6
2
9
8
5
3
7
4
1
2
7
8
5
9
1
3
6
4
3
1
6
4
2
7
5
9
8
9
4
5
3
6
8
1
7
2
7
8
2
9
4
5
6
1
3
1
6
3
7
8
2
4
5
9
06010016224
3
6
7
1
8
5
4
2
9
1
8
2
6
4
9
5
3
7
5
9
4
3
7
2
1
8
6
7
4
8
5
3
6
9
1
2
2
1
6
4
9
8
7
5
3
9
3
5
2
1
7
8
6
4
8
7
3
9
2
1
6
4
5
6
2
1
7
5
4
3
9
8
4
5
9
8
6
3
2
7
1
5
1
9
3
7
8
2
4
6
7
6
8
4
1
2
3
9
5
8
5
4
7
2
1
9
6
3
9
7
1
5
6
3
4
8
2
3
2
6
8
9
4
5
7
1
1
8
5
6
3
9
7
2
4
6
4
7
2
8
5
1
3
9
2
9
3
1
4
7
6
5
8
8
3
6
1
7
5
2
4
9
7
9
4
2
8
6
3
5
1
3
1
7
6
9
2
4
8
5
6
4
9
5
3
8
1
2
7
5
8
2
4
1
7
9
3
6
4
5
3
8
6
1
7
9
2
2
7
1
9
5
3
8
6
4
9
6
8
7
2
4
5
1
3
06010016227
4
7
2
1
3
8
9
6
5
9
3
1
5
6
2
8
4
7
1
2
4
9
8
5
3
7
6
7
6
5
2
4
3
1
9
8
3
8
9
6
1
7
5
2
4
2
1
6
8
7
9
4
5
3
5
4
7
3
2
1
6
8
9
5
9
4
1
3
6
8
2
7
9
6
3
7
4
8
1
2
5
4
7
1
5
3
2
6
8
9
8
2
5
9
6
1
4
7
3
2
5
4
1
7
6
3
9
8
7
8
6
3
9
4
2
5
1
1
3
9
2
8
5
7
6
4
5
9
2
4
1
7
8
3
6
3
4
8
6
2
9
5
1
7
2
3
4
6
1
5
7
9
8
1
5
8
9
7
4
6
2
3
9
7
6
8
3
2
1
5
4
6
1
2
3
5
8
9
4
7
8
9
3
2
4
7
5
6
1
5
4
7
1
6
9
3
8
2
3
8
1
4
9
6
2
7
5
7
2
9
5
8
1
4
3
6
4
6
5
7
2
3
8
1
9
4
5
2
6
1
8
9
3
7
1
7
6
3
9
2
4
8
5
9
2
8
7
3
4
1
5
6
7
3
4
1
5
6
8
9
2
6
1
5
8
2
9
3
7
4
3
4
7
2
8
5
6
1
9
5
8
9
4
6
1
7
2
3
2
6
1
9
7
3
5
4
8
06010015027
6
1
7
8
5
3
9
4
2
06010014525
1
5
9
8
7
6
3
4
2
8
3
2
5
1
4
9
6
7
7
6
4
2
3
9
5
8
1
3
1
5
6
9
2
8
7
4
9
8
6
7
4
5
2
1
3
2
4
7
3
8
1
6
5
9
5
7
1
9
6
3
4
2
8
4
2
3
1
5
8
7
9
6
3
7
1
8
9
4
5
6
2
2
4
8
5
6
7
3
9
1
9
6
5
1
2
3
7
4
8
1
8
2
9
3
6
4
7
5
7
9
6
4
5
2
1
8
3
5
3
4
7
8
1
6
2
9
4
5
9
6
1
8
2
3
7
6
1
3
2
7
9
8
5
4
06010015026
8
9
3
5
4
7
2
6
1
8
9
3
4
5
6
7
1
2
06010014524
06010015025
06010016226
1
2
5
3
4
9
6
7
8
6
5
8
7
9
4
2
3
1
06010015024
06010016225
4
3
2
9
5
6
8
1
7
6
5
1
3
7
9
8
4
2
6
9
8
4
2
7
1
3
5
06010014526
8
2
7
3
4
5
9
1
6
06010014527
Reklam / İlan Fiyatlarımız *
1 kez
3 kez
6 kez
Arka Kapak 1.000 €
600 €
1/1 Sayfa
350 €
1/2 Sayfa
250 €
1/3 Sayfa
200 €
1/4 Sayfa
150 €
1/6 Sayfa
120 €
1/8 Sayfa
(% 10 indirim) (% 25 indirim)
900 €
540 €
315 €
225 €
180 €
135 €
108 €
750 €
450 €
262 €
187 €
150 €
112 €
90 €
* Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir
ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir.
TANITIM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir
kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fiyatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler
ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, e-mail, internet vb.)
sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla
bilgi için bizi arayabilirsiniz. 0241 / 990 78 68
Taşfırın‘da pide ve lahmacun
Roermonder Strasse 335
52072 Aachen-Laurensberg
Grill • Restaurant • Café
Süt danası ve hindi döner
Meşhur dövme yayık ayran
Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri
Şark Köşesi
Zengin salata çeşitleri
Taşfırın‘da pizza çeşitleri
Şelale
Çocuk Oyun Alanı
Tereyağlı baklava
Taşfırın‘da künefe
Özel toplantı ve eğlencelerinizi
kutlayabileceğiniz 80 kişilik
özel bölümümüz mevcuttur.
Telefon: 0241 / 170 11
www.marmarisgrill.de
Tüm etlerimiz
helal kesimdir!
Zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle
siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz!
Ücretsiz Otopark