Indir / Oku - Bizim Aachen
Transkript
Indir / Oku - Bizim Aachen
bizim aachen www.bizimaachen.de regıon Aachen, Düren, heınsberg ve euskırchen İçİn türkçe dergİ | 17 Bir Konu & Bir Konuk > 6 Prof. Dr. Ziya Akçetin Başka işler yapanlar > 19 İrem Benli ALMAN EĞİTİM SİSTEMİ İçimizden Biri > 12 Mehmet Balta Kültür & Sanat > 20 Serpil Aygün Yerel Politika Yapanlar>15 Önder Günay Ücretsİz Şubat / Mart 2016 Nadelfabrik Programm Highlights Duo Topolino 20.02.2016, 19.00 Uhr Fest im Kennedy Park 02.07.2016 „Literaturfabrik“ 11.03. und 18.03.2016, 19.00 Uhr 17.03.2016, 17.00 Uhr für Kinder ab 6 Jahren Park Flimmern, Open Air Kino 27.08. und 28.08.2016, 03.09. und 04.09.2016 Park Leuchten im Kennedy Park Oktober 2016 Tag der Offenen Tür 24.04.2016, 13.00 – 18.00 Uhr DasDa Theater im Kennedy Park 21.05.2016, ab 14.30 Uhr Eintritt frei! e-mail: [email protected] www.aachen.de/nadelfabrik Bunlar ve daha fazlasını uygun fiyatlarla bizde bulabilirsiniz! Çanak Antenler 65 cm 19,90 € 80 cm 29,90 € 100 cm 39,90 € 120 cm 59,90 € DiseqC şalter 2-1 6,90 € 4-1 7,90 € LNB Tek çıkışlı 6,90 € Çift çıkışlı 9,90 € Dört çıkışlı 19,90 € Kelepçeli dirsek 25 cm 15,90 € 40 cm 17,90 € 50 cm 19,90 € Dirsek 25 cm 9,90 € 35 cm 13,90 € 45 cm 18,90 € 50 cm 19,90 € HD Digital Receiver 39,90€’dan başlayan fiyatlarla Adalbertsteinweg 263, 52066 Aachen Balkon direği 29,90 € Kablo 100 metre 120dB 19,90 € Tel.: 0241 / 56 84 245 www.satboerse24.de 3 İçindekiler 4 Fikir fırtınası | Muhsin Ceylan • Geleceği seyretmek 5 aktüel | Üstün Gözler • Tenfiz (tanıma) davası nedir? • Çifte vergilendirme • Pasaport işlemleri ucuzladı • Bedelli askerlik ucuzladı 6 bir konu & bir konuk • Üroloji & Prof. Dr. Ziya Akçetin 8 Spor sayfası • Bölgemizdeki taraftar dernekleri 9 ne? nerede? ne zaman? • Şubat ve Mart aylarındaki bazı önemli etkinlikler 10 Bulmaca sayfası 11 Yemek Kültürü • Sahan köftesi, orman yemeği, yufkalı kebap, mantarlı böbrek sote 12 içimizden biri • Mehmet Balta: “Almanya’nın ilk Türk karnaval prensi” 14 Yaşama dair | Füsun Özdemir-Günal • A-sosyalleşmek 15 yerel politika yapanlar • Önder Günay 16 kapak konusu • Alman eğitim sistemi 18 sudoku sayfası 19 başka işler yapanlar • İrem Benli: “10 yıldır güzel ve rahat ettiğim bir işim, ortamım var; çok mutluyum.” 20 Kültür & Sanat • Belçika’da yayınlanan Binfikir Gazetesi 10 Yaşında! 22 bunları biliyor muydunuz? • Ev temizliğinde pratik fikirler (2) • Soğanın Mucizevi Etkileri (2) 23 KADIN sayfası • Kadın beyni ve erkek beyni • Çamaşırları evde kurutmayın! 24 çevre sayfası | Hakan Tuc • İsraf • Uzman görüşü / Kemal Gündoğan 25 fırsat eşitliği | Necla Demirci • Almanya’da Türk kadını 26 Bilmece sayfası 27 KİŞİSEL GELİŞİM | Hasan Erdal • İletişimde beden dili 28 önce sağlık | Dr. Murat Kopuk • Baş ağrısı ve nedenleri 29 sağlıklı YAŞLANMA • Bakım Sigortası nedir? 30 siz ve bURcunuz • 2016 yılında burcunuz 31 ÇözümLER sayfası • Bulmaca, sudoku ve bilmecelerin çözümleri • Bizim Aachen dergisi reklam, ilan, tanıtım fiyatları Başlarken Değerli Okurlarımız, 17. sayımızla, sizlerin yine karşınızdayız. Kapak konusu olarak bu kez bazılarınızın bildiği bir temayı işledik. Alman eğitim sistemini; Türkiye’den yeni gelenler ve bu konuyla bugüne kadar ilgisi olmamış okurlarımız için, genel bir bilgi vermek amacıyla, anlatılabilecek en sade şekliyle ve kısaca ele almaya özen gösterdik. Bu sayımızda, ilk kez başka bir ülkeye giderek bir röportaj yaptık. Tüm Belçika’da dağıtım yapan, ‘Binfikir’ Gazetesi’nin Brüksel’deki bürosunu ziyaret ederek, geçen aylarda 10. yılını geride bırakan gazete hakkında bilgi aldık. Biz de, gelecek sayımızla birlikte 3. yılımızı dolduracağız; 10. yılımıza varır mıyız bilemiyoruz ama çaba göstereceğiz. Dergimizin bu sayısında da ilginç konu ve konukları bulacaksınız. Keyifli okumalar dilerim. Ele almamızı istediğiniz, merak ettiğiniz konular varsa, bunları telefon ya da mail yoluyla bizlere ulaştırabilirsiniz. Hep belirttiğim gibi, kapımız herkese açık. Sizler de bizlere katılabilirsiniz. Bunu istiyor olmanız işin yarısı. Mutlaka sunacağınız bir katkınız, fikriniz, yeteneğiniz vardır. Bizi arayarak veya bize yazarak bir başlangıç yapabilirsiniz. 2016 yılının bir özelliği var. Bu yıl, 366 gün var takvimde. Bu nedenle, 29 Şubat’ta doğan ve sadece dört yılda bir gerçek doğum günlerini kutlama olanağı bulan insanlarımızın da doğum günleri kutlamak isterim. Gelecek sayımız 1 Nisan 2015 Cuma günü, yeni konu ve konuklarla çıkacaktır. Sağlıcakla kalın... Günal Günal KÜNYE Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir-Günal, Dr. Murat Kopuk, Üstün Gözler, Abdullah Yaşar, Serpil Erdemir, Necla Demirci, Funda Şen, Mine Nart, Emrah Güngör, Esra Cenkiz, Hasan Erdal, Hakan Tuc, Aykut Kurşuntel, Selim Atasever, Murat Sağlam, Aşkım Ali Erdoğan. Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen Dergi adeti: 7.000 Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiçbir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderilen fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir. Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 14 arası. 4 fikir fırtınası Geleceği seyretmek Almanya’da mülteciler, göçmenler, İslam ve müslümanlar merkezli siyasî gündem çok hareketli bugünlerde. Almanya, Başbakan Merkel’in “Başarabiliriz!” sözü ve politikasını tartışıyor. Almanya, her an sıcak gelişmelere gebe. Yılbaşı gecesi Köln tren garında yaşanan taciz olayları, yeni göçmenlerin ülkeye uyum tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Şayet “organize” değilse, birilerinin hiç bir izahı olamayacak yaptığı şerefsizliklerinin faturaları yine bizlere kesiliyor ve bu konuyla ilgili toplumdaki soruların cevapları, yine bizlerden bekleniyor. Almanya aydınının günlük gazete sütunlarında, tiyatrosundan sinemasına kadar sanatın her dalında ilgilendiği, yine Avrupa’nın önemli kamuoyu araştırmacılarının, üniversite kürsülerinin dikkatle ve yakından takip ettikleri, entellektüellerin enine boyuna, bizimkilerin aksine tabusuz tartıştığı, Almanya’nın yeni yerlileri Almanya müslümanları, kendileriyle ilgili bu gidişata sadece seyirci. Bu tartışmalarla toplumun zihinlerine işlenen kodların sorunlarını önümüzdeki yakın vadede, sosyal yaşamda karşılaşacağımız soru ve uygulamalarda göreceğiz ve o zaman da artık iş işten geçmiş olacak... Zira, toplumsal zihnin kodlanması bitmiş olacak. Karamsar tablo çizmek istememekle birlikte; gelecekteki birlikte yaşam, bugünlerdekinden daha sorunlu olacak. Kabulü mümkün olmayan yaşananlardan dolayı farklı bir kültür ve o havzadan gelenleri topluca zan altında bırakmanın, toplumumuzu nereye götüreceğini beraberce göreceğiz... Peki, bu üzerimize kar topu gibi her geçen gün büyüyerek gelen bilhassa sosyal ve politik, dolayısıyla da ekonomik problemlerle ilgili Almanya müslümanlarından niye ciddi ses(ler) gel(e)miyor? Hep öğünüyoruz ya, “Alman’dan daha iyi Almanca konu- şan bir neslimiz yetişti” diye, nerde bu insanlar? Denizde damla kabilinden, istisnaları hariç, sesi soluğu çıkan yok. Var da ,bizler mi kaçırdık, kaçırıyoruz? Sosyal medyadaki paylaşımlara baktığımızda da, karşılaştığımız: maalesef sadece asrımızın hastalığı ‘haz’ ve ‘hız’cılık ile tamamen Türkiye’deki gelişmelere modlanmak. Oysa ki, bizler hayatlarını burada sürdüren ve yaşamlarının merkezini bura olarak seçmişler değil miyiz? Peki, bu çelişkilerden nasıl kurtulacağız? Toplumsal gelişmelerde karşılaştığımız problemlerin çözümlerini hep birilerinden bekleme alışkanlığımızı, 55 yıldır yaşadığımız Almanya’da ısrarla sürdürmeyi • Özel ve gruplar için bağlama kursları • Bağlama ve diğer çalgıların tamiri ve satışı anlayanlar varsa, bir zahmet izah etsinler de bizler de öğrenelim. Barış içinde ortak geleceğimizin yolu, mevcut sıkıntıları beraber konuşup tartışarak, ortak yol bulmayla aşabiliriz. Aksi halde hep edilgen yani özne değil, nesne olarak dolgu malzemesi şeklinde, anonimleşmiş bir halde ömrümüzü tüketiriz. Böyle bir tercihte; şikayet hakkımız olamaz. Zira geleceğimizin dizaynını bu işleri düşünenlere bırakmışız demektir. Almanya merkezli Avrupa’da, gelecek noktasında iktisadî olarak artık daha iyi yarınlar olmaktan ziyade, eski problemlerin geriye dönüşünün ayak sesleri duyulmaya başlandı. Altın çağ diye de nitelenen adeta istifra edinceye kadarki bolluk savurganlığımızda deniz bitti. Kuş bakışı bir nazarla baktığımızda, toplum karamsar, yorgun ve bitkin... Bu ahvalden çıkışımız ancak birlikte hal çareleri bulmakla mümkün. Aksi halde, gücü yetenin gücü yeteni ezip geçeceği günlere doğru evriliyoruz. Toplumda, fakirler her geçen gün daha da fakirleşiyor... Peki, bu fakirleşmeden biz yeni yerliler, ne kadar azadeyiz? Doğrudan etkilenmekte şart değil. Vicdan sahibi olarak bu adaletsizliğe, zulme, sömürüye diyecek birşeylerimiz olmalı... Almanya’da geçmişe baktığımızda, reaksiyonerlikten ziyade aksiyonerlik toplumu şekillendiriyor. Bunun içinde, her türlü sıkıntılarına rağmen mazeretsiz katılımımız şart. Bulunma zahmetine katlanmadığımız mehfillerde alınan kararların uygulamalarına tepki, o politikaları değiştirmiyor. Reel durum bu. Onun içindir ki, toplumun sorumlu bireylerinden olduğunu düşünen her birimiz, kararların alındığı veya kararlar için zihinlerin oluşturulduğu mekanlara mutlaka ama mutlaka uğramak için zaman ayırmalıdır. Aksi her türlü tez veya söz, o meşhur Almanca deyimdeki gibi; “Bu meseleyi konuşmuş olmamız güzel”den öte gitmeyecektir. Evet, tercih bizlerin... Muhsin Ceylan 5 aktüel Tenfiz (tanıma) davası nedir? Çifte vergilendirme Bizim için önemli olan tanımıyla tenfiz, Almanya’da evli olup Türkiye’deki nüfusuna evli kaydı geçirilen vatandaşlarımızın, Almanya’da mahkeme kararıyla boşanmaları halinde; Alman mahkemelerinin verdiği boşanma kararının Türkiye’de tanıtılmasıdır. Alman mahkeme kararını ve bu kararın kesinleştiğini gösterir yazıyı şerh veya belgenin Alman makamlarınca usulen onanmış aslı (Apostel Şerhi) ve konsoloslukça veya noterce onaylı tercümesini karara eklemesi gerekir. Türkiye’de kararın tenfizi için mutlaka bir avukat tutulması gerekir. Boşanan her iki eşin de Türkiye’de tutacakları avukatlara dava işleminin devamı için vekalet vermeleri gerekmektedir. Bu dava işlemi sonuçlandıktan sonra, boşanan bayan isterse eski kızlık soyadını tekrar alabilir. Pasaport işlemleri ucuzladı Konsolosluklardan alınan pasaportlar için ödenen harçlar, 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren düşürüldü. Başvuru sahiplerinden defter ve kargo ücreti gibi ek ücretler de istenmeyecek. İşte eski ve yeni pasaport harç bedelleri: Süre Eski Yeni 6 aylık 72 € > 47 € 1 yıllık 90 € > 54 € 2 yıllık 125 € > 68 € 3 yıllık 164 € > 83 € 10 yıllık 217 € > 104 € Bedelli askerlik ucuzladı Yurtdışında en az 3 yıl oturma veya çalışma iznine sahip olan vatandaşlar bedelli askerlik ücreti olarak 6.000 € yerine sadece 1.000 € ödeyecekler. Belediye’de yaptığım danışma saatlerimde bir vatandaşımız Aachen Vergi Dairesi’nden (Finanzamt) gelen bir mektubu okumamı istedi. Mektupta vatandaşımızın 2011 yılından itibaren 2015 yılına kadar, dört yıl boyınca aldığı emekli aylığı yıllık 10.000 €’yu geçtiği için, 10.000 € limitinin üzerindeki farkın vergilendirilip, geçmiş dört yıllık farkın tamamının ödemesi isteniyordu. Vergi dairesinden konuştuğum bir yetkili, isminin belirtilmemesi şartıyla şunları belirtti. 2011 yılında Alman devletinin Türkiye ile yapılan çifte vergilendirme yasasına göre, dört yıllık süre için vergilendirme işlemine başlanmış. Bu vergilendirme daha ziyade Türkiye’ye kesin dönüş yapmış emeklilerimizi etkiliyor. Bu vatandaşımız Almanya’da yaşamamasına rağmen, neden Alman devletine emekli aylığı 10.000 €’nun üzerinde olduğu için vergi ödesin? Bu mantık dışı bir uygulama. Bu uygulama yıllık kazancı 10.000 €’nun altında olanları kapsamıyor ama şunu da unutmamak gerekir ki, Almanya’da yaşayan her emekli yıllık vergi denkleştirme formunu doldurmak mecburiyetindedir. Geliri düşük olanların, gelirlerini ve emeklilik kasasından (Rentenamt) aldığı yazıyı, bir defaya mahsus, vergi dairesine vermeleri yeterli oluyor ve her yıl vergi denkleştirmesi yapmalarına gerek kalmıyor. Bu durumdaki vatandaşlarımızı bu konuda uyarmak istiyorum. Her an vergi dairesinden bir mektup alabilirler. Üstün Gözler 0178 / 849 05 25 2002 yılından bu yana Allianz’da Gayrimenkul Finansmanı olmak üzere, 2006 yılından En uygun sigorta ile itibaren de bağımsız bir temsilci en uygun koşullar olarak ekibimle birlikte 3000 müşterinin güvenini kazanmayı Allianz Forward kredisiyle ev ve gayrimenkul ödemelerinde başardık. gelecek 3 yılın taksitlerini bugünün faiz oranlarıyla Güçlü olduğumuz yönlerimiz sabitleyebilirsiniz. müşterilere hizmet vermekle ve uzmanlığımızla sınırlı değil; Devlet Desteği Olanağı aynı zamanda iş hayatına yeni Emin olmak, her zaman başlayanlar ve genç emniyetli olmak meslektaşlarımız için yükselme anlamına gelmez! olanakları sağlayan meslek Günümüzde zorunlu eğitimi, sürekli eğitimsigorta ve hizmet yapılması gerekenler artık içi eğitim de sunuyoruz. sadece motorlu araçlar değil! Sigortalarınız için alabileceğiniz Güveniniz için size teşekkür devlet yardımları konusunda ediyoruz! bilgi edinin ve bu olanaklardan yararlanın. Kaybetmemeniz gereken zamanınız ve paranızdır! Henüz geç olmadan... Erdinc Dincer Generalvertretung Erdinç Dinçer Generalvertretung Talstraße 15 52249 Eschweiler Talstrasse 15 52249 0Eschweiler Telefon 24 03.78 55 45 Telefax 0 24 03.83 93 85 Telefon 0 24 03.78 55 45 Telefax 0 24 03.83 93 85 [email protected] [email protected] www.ed-allianz.de www.ed-allianz.de 6 bir konu & bir konuk: hocaların transfer edilmeleri ile gün geçtikçe yıldızı daha da parlayan bir adres. Özellikle üroloji konusunda Robotik Üroloji (Da Vinci), prostat ve mesane kanseri ve taş hastalıklarının endoskopik ve lazer tedavilerinde üniversite hastanesinin çok önünde olan bir hastane. Buradan gelen teklife hayır demek mümkün değildi. Bu şartlarda hastalarıma hizmet etmek benim için kaçırılamaz bir fırsat idi. Prof. Dr. Ziya Akçetin, yeni göreve başlayacağı yer olan Würselen’e daha gelmeden, internetten bölge hakkında biraz inceleme yapmış ve dergimizi de görmüş. Büromuzu arayarak, dergiyi internette incelediğini ve çok beğendiğini, ileride dergimize katkı sunmak istediğini belirtti. Biz de, geldikten sonra kendisiyle bir söyleşi yaptık ve tabu bir konu olan ürolojik sorunlar hakkında da biraz bilgi aldık. Ziya bey, bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? 52 yaşındayım, 18 ve 22 yaşında iki kızım var. Eşim kimya mühendisi ve eğitmen. İlkokulu Belçika’daki Gent şehrinde bitirdikten sonra, yatılı okuduğum İstanbul Erkek Lisesi’ne girdim. 1981 yılında İstanbul Erkek Lisesi’ni birincilikle bitirip Almanya’dan DAAD bursu kazandım ve 1982 yılından itibaren Bavyera’daki Erlangen Nürnberg Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldım. Sonrasında da üroloji uzmanlık, doçentlik ve profesörlük ünvanlarını aynı üniversiteden aldım. Erlangen, Halle an der Saale ve Homburg/Saarland Tıp Fakülteleri’nde öğretim üyeliği yaptım. 2004 yılından 2009 yılına kadar Türkiye’de klinik şefliği ve üniversite rektör yardımcılığı görevlerinde bulundum. 2009’dan beri tekrar Almanya’da ürolog olarak öğretim üyeliğine ve klinik şefliğine geri döndüm. 1 Ekim 2015 tarihinde KoblenzMontabaur’daki görevimden ayrılarak Medizinisches Zentrum StädteRegion Aachen GmbH bünyesindeki Würselen-Bardenberg Hastanesi Üroloji Kliniği Şefi olarak atandım ve buradaki görevime başladım. Lise yıllarımda Dünya Gazetesi’nde gençlik sayfasını hazırlayarak ve son yıllarda da Koblenz’de Ren Postası adlı bir Türkçe gazeteye genel sağlık konularında köşe yazısı yazarak gazetecilik ile de uğraştım. Bu benim için neredeyse hobi niteliğinde, keyifli bir uğraşı idi. 1982 yılından beri yeminli tercüman olarak bir de ikinci işim oldu; şimdilerde bu işime ancak yazılı çeviriler için zaman ayırabiliyorum. Geldiğiniz Koblenz ile burayı karşılaştırırsanız, bölgemiz hakkında neler söylersiniz? Koblenz doğal güzellikleri itibarıyla Aachen’dan daha güzel bir şehir, ancak sosyal yaşantı, neredeyse 50 bin üniversite öğrencisinin getirdiği dinamizm, üç ülkenin birlikteliğinden doğan Euregio dediğimiz çeşitlilik Aachen ve çevresini, özellikle benim gibi İstanbul’da büyümüş bir insan için cazip kılıyor. Bir de buna buradaki kendi ülkemden olan insanların sayısının Koblenz’den daha çok olması eklenince, ben burada olmaktan mutlu olduğumu söyleyebilirim. Bir de küçük kızım Ceylan’ın okulu bitse ve eşim de Koblenz’den buraya gelse, sanırım eksiğim kalmayacak! Yeni göreve başladığınız hastaneye gelme kararını nasıl aldınız? Würselen’deki Medizinisches Zentrum StädteRegion Aachen GmbH, yani hastanem son yıllarda tıbbi donanımlara yaptığı milyonlarca Euro’luk yatırımlarla özellikle Aachen’daki Klinikum ve Eschweiler ve Düren’deki hastanelerin önüne geçen, üniversitedeki Bir de özellikle Eschweiler ve Düren’deki hastaneler kilise hastaneleri. Bizim hastanemiz seküler, yani Städteregion ve Knappschaft ortaklığında, bütün dinlere eşit mesafede bir hastane. Ben gelir gelmez, müslüman hastalarımız için ibadet odalarından, yemek servisindeki özelliklere kadar her konuda ne kadar hassas bir yaklaşım sergilediklerine şahit oldum. Özellikle Türkiye kökenli hastalarımıza kapısı açık bir adresiz. Bizler için "üroloji" konusu hala büyük bir tabu. Tecrübelerinize dayanak, bu konuda neler söylemek istersiniz? Evet, mahrem bölgelerimizde bulunan organlarla ve çok özelimiz olan problemlerimizle ilgilenen bir bilim dalıyız. Ama örneğin prostat kanserinin erkeklerde en sık karşılaşılan kanser olduğunu, 4. ve 6. sırada ise mesane ve böbrek tümörlerinin geldiğini, mesane ve böbrek kanserlerinin kadın kanserlerinde de ön sıralarda olduğunu söylesem, taş hastalıkları ve cinsel fonksiyon bozukluklarının, özellikle kadınlarda idrar kaçırma probleminin 7 üroloji & Prof. Dr. ziya akçetin çözümlerinin ürolojiden geçtiğini söylesem, sanırım ürolojiye bir tabu değil, daha uzun, daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşamın anahtarı olarak bakmaya başlayabiliriz. ultrason ile tamamlandığında kadın ve erkeklerde vazifemizi yerine getirmiş oluyoruz. Bundan kaçmak Rus ruleti oynamak gibi tehlikeli ve gereksiz bir davranış! Bir de özellikle Türkiye’den gelenler arasında sıklıkla rastladığımız mesane kanserine değinmek istiyorum. Bunun en önemli sebebi sigara alışkanlığı ve bizler kesinlikle bu yüzden daha sık ve daha ileri evre mesane kanserlerine adeta davet çıkarıyoruz. Bir de sünnet konusunda sizden bilgi almak isteriz. Kliniğinizde sünnet yapıyor musunuz? Özellikle belirli bir yaştan itibaren, kadın veya erkek olalım, düzenli aralıklarla kontrole gitmemiz gerekiyor. Bu konuda ne yazık ki pek duyarlı ve istekli değiliz. Genel sağlık kontrolü içinde üroloji kontrolü de yaptırmak gerekiyor. Bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz? Özellikle ürolojik kanser hastalıklarının erken teşhisi hastayı yormayan basit yöntemlerle mümkün. 50 yaşından itibaren erkeklerde yılda bir yapılacak bir kan testi ve parmakla yapılan bir saniyelik bir muayene bile hayat kurtarabiliyor. Bir de buna idrarda kan testini eklersek, gerektiği durumlarda Roermonder Str. 77 52072 Aachen Training: Di./Do. 18.30 Sa. 13.30 Stolberg Biraz iş yaşamınızın dışına çıkarak bir şey sormak istiyorum. Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? Hobileriniz var mı? Ben denizi ve suyu seven bir insanım. Her fırsatta küçük bir balıkçı teknemin olduğu Üsküdar’a kaçıp, boğaz’da balık avlıyorum. Almanya’da ise Ren ve Mosel nehirlerinde gene kendime ait küçük teknemle dolaşıp, çeşitli yerel şarapları tadıp, doğal küçük limanlarda gecelemeyi seviyorum. Yeni işim bana Maas nehrini keşfetme şansı verecek. Belki de, evimi de Maastricht Avci Escrima Stock- und Waffenkampf zur Selbstverteidigung mit und gegen Hieb-, Stich- und Schnittwaffen – übertragbar auf diverse Alltagsgegenstände. Geleceğe yönelik projeleriniz neler? Yeni tanınmaya başladığım Aachen ve çevresinde mutlu olmak, sevilmek, hastalarımın aradığı bir hekim olarak anılmak için gerekli altyapıyı ve sosyal ağı oluşturmak ilk projem. Sonrasında da işim ve özel hayatımın arasında sağıklı bir denge kurup, bölgemizin tadını çıkaracağım. Okurlarımıza son olarak neler söylemek istersiniz? Her şeyin başı sağlık ve artık en tabu diye gördüğünüz konu olan üroloji konusunda yetkin bir hekim olarak yakınınızda olacağım. Kimbilir belki de bazen Bizim Aachen dergimizde buluşur, ürolojinin ötesindeki tıp konularına doğru da açılırız. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür eder, ileride dergimizde yazılarınızı mutlaka bekleriz. Günal Günal ei en ses g ! Zwochnlo inin W ste t r a e ko o b Pr Aachen Evet, ancak hastalık değil yanlızca dini gereklilikten yapıldığında, bunun için ücret ödenmesi gerekiyor. Hem de sünneti geleneklerimize uygun bir şekilde, içimizden hayırlı olmasını da dileyerek, keyifle gerçekleştiriyoruz. civarına taşırım, ama bugünlerde tek hedefim kliniğimi herkes için birinci adres yapmak! Avci WingTsun Waffenlose Selbstverteidigung in allen fünf Kampfdistanzen – direkt, effektiv, realistisch und funktionell. Prämienstr. 249 52223 Stolberg Training: Mo./Mi. 18.30 Eschweiler Röthgener Str. 57 (Eingang Mittelstr.) 52249 Eschweiler Training: Mi./Fr. 18.30 Tel.: 0177/4552191 SELBSTVERTEIDIGUNG für Frauen, Männer, Jugendliche und Kinder pur www.aachen.wteo.org 8 SPOR sayfası Bölgemizdeki Taraftar Dernekleri Bu sayımızın spor sayfasında Türkiye’deki takımlara gönül vermiş taraftar grup ve derneklerine yer verdik. Aachen Beşiktaşlılar Derneği Dernek lokali, Aachen ve çevresindeki Beşiktaşlılara hizmet vermek amacıyla 11. Mayıs 2014 tarihinde açılmış. Kendi alanlarında Aachen’da bir ilki gerçekleştirmişler. Region Aachen Bölgesi’nde sadece üç adet bulduk. Kendileri ile irtibata geçerek, kısaca kendileri tanıtmalarını ve ne tür etkinlikler yaptıklarını anlatmalarını istedik. Derneğin amaçları arasında şunları sıralıyorlar: Beşiktaşın yurtdışındaki deplasman maçlarında organize bir şekilde giderek destek vermek, sevgi ve saygı çervevesinde büyükten küçüğe bu sevdayı aşılamak, Beşiktaşlılık duruşunu öğretmek, aynı renge gönül verenleri kahvehane, iddia büroları gibi ortamlardan uzaklaştırarak bir çatı altında buluşturmak, dernek üyeleri arasından kongre üyesi çıkararak klubümüze destek olmak. Dernek lokalınde temiz bir aile ortamı olduğunu ve bay, bayan, çoçuk küfürsüz bir şekilde maçları izlediklerini belirtiyorlar ve herkesi davet ediyorlar. Hückelhoven’da Fenerbahçelilerin bir derneği yok. Kendilerini taraftar grubu olarak tanımlıyorlar fakat bir dernek gibi de çalışıyorlar. Yaptıkları bir çok sosyal aktiviteler var: Suriye'den gelen mültecilere giyecek yardımı yapmışlar. “Çarşı köy okullarına koşuyor!” kampanyasında 15 karton okul malzemesi toplayıp, Türkiye'de yardıma muhtaç öğrencilere yollamışlar. Soma'daki maden kazasından sonra para toplayıp, yardıma ihtiyacı olan kişilere birinci elden ulaştırmışlar. Afrika'ya giden dernek başkanı, dernek forma ve atkılarını oradaki çocuklara hediye etmiş. Ayrıca her sene tekrarlanan aileli pikniği organize ediyorlar. Birlikte maç izlemenin yanısıra, ayda bir toplanıp yemek yiyip, sohbet ediyorlar. Bu arada grup olarak farklı etkinlikler de düzenlemişler ve gelecekte de planlıyorlar. Julicher Str. 61, 52070 Aachen www.besiktasaachen.de Hückelhoven Fenerbahçe Taraftar Grubu Bir Fenerbahçe taraftarı olan Mehmet Balta Bey evinin bodrum katındaki bir odayı bayraklarla süsleyip bir ortam yaratmış bundan üç yıl önce. İlk zamanlar birkaç kişi toplanıp maç izlemişler ve derken sayıları artmış. Bugün 15 kişi kadar olmuşlar. Köln’de bulunan dernekle yakın ilişki içine girmeyi ve oranın üyesi olmayı düşünüyorlar. Geçen sene, Hückelhoven’daki karnaval konvoyuna, Fenerbahçe bayraklarıyla süsledikleri bir araba ile katılmışlar ve çok ilgi çekmişler. Bu yaz ise bir payton gezisi yapmayı planladıklarını belirtiyorlar. Düren Almanya Trabzonsporlular Derneği Dernek, Düren’de 2004’de kurulmuş ve 11 yıldır faaliyet gösteriyor. İlk başlarda “Hedef 100 bin üye!” kapsamında kurulan dernek, hedefinden biraz uzaklaşsa da çalışmalarına devam ediyor. Dernek başkanı, Trabzonspor’da oluşan yeni yönetimle bir araya gelerek, yeni bir çalışma planı oluşturacaklarını belirtiyor. Kurulduğundan beri Trabzonspor’a 500’ün üzerinde üye kazandıran dernek, bir çok kültürel faaliyete de imza atmış. Düren’de yerel bazda folklor ve Trabzon’u tanıtım faaliyetlerinde bulunan Almanya Trabzonsporlular Derneği, öte yandan Almanya Trabzon Dernekleri Federasyonu kurucu üyesi olma özelliğini kazanmış. Dernek, Almanya’da faaliyet gösteren bütün Trabzon ve yöresi derneklerle iyi ilişkiler içerisinde olduklarını, amaç Trabzonspor olduğu zaman, herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini belirtiyorlar. Düren’de, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir semtte bulunan dernek lokalinde maçları, özellikle de derbi maçlarını izliyorlar. Amaçlarının ailece maç izlemek olduğunu da belirtiyorlar. Düren’de sosyal ve kültürel faaliyetler yaparak hem Trabzon’u, hem de Türk kültürünü tanıtmayı amaçlıyorlar. Neue Jülicher Str. 38, 52353 Düren (Facebook) “Almanya Trabzonlular Derneği Düren” 9 ne? nerede? ne zaman? MÜZİK AKŞAMI 5 Mart 2016 saat 19:30 - Würselen © Merve Özgen Ünlü şairlerimizin şiirlerini seslendiren Zeynep Baksi Karadağ’ın konseri Kulturzentrum Würselen - Altes Rathaus Saal’de gerçekleşecek. OKUMA AKŞAMI 11 Mart 2016 saat 19:00 - Aachen 11-18 Mart tarihleri arasında Aachen’ daki Nadelfabrik’te düzenlenen ”Literatur Fabrik” adıyla bir etkinlik düzenleniyor. Bu etkinliğe çok sayıda uluslararası yazar ve şair davetli. Bunlardan biri de şair ve anlatıcı Safiye Can. Aachen’daki Yeminli Mali Müsaviriniz . MESLEK ÖĞRENME YERİ ARAYANLARA “HIZLI RANDEVU” 15 Şubat 2016 - Düren 24 Şubat 2016 - Heinsberg 3 Mart 2016 - Aachen 2016 ve 2017 yılları için meslek öğrenme yeri (Ausbildungsplatz) arayanların kaçırmaması gereken bir buluşma organize düzenleniyor IHK. Bu yıl 5. kez düzenlenen buluşmalarda, bölgemizdeki farklı sektörlerden 60’dan fazla firma ve işyeri sahibini, meslek yeri arayan gençlerle tanıştırmak ve boş olan yerler hakkında bilgi vermek amaçlanıyor. Gençlerin kaçırmaması gereken bir fırsat. Tecrübeli Güvenilir Profesyonel Buluşma yerleri ise şöyle: 15 Şubat - Haus der Stadt Stefan-Schwer-Str. 2, 52349 Düren 24 Şubat - Festhalle Oberbruch Carl-Diem-Str. 6, 52525 Heinsberg 3 Mart - IHK Aachen Theaterstr. 6-10, 52062 Aachen bir anlayıs. ile sizlere hizmet vermeye hazırız! Dipl.-Kauffrau (FH) RukIye Alper Steuerberaterin Heinrichsallee 68 52062 Aachen Tel: +49 241 990 215-0 Fax: +49 241 990 215-29 [email protected] Korrektur2-RukiyeAlper-Kanzleischild.indd 1 Pe 17.04.14 13:24 www.steuerkanzlei-alper.de 10 bulmaca saYfasI 11 Yemek kültürü Size yine basit yemekler seçtik. Bu tariflerden hoşunuza gideni deneyin deriz. Afiyet olsun! (SB/ÇB: Su/çay bardağı, YK/ÇK: Yemek/çay kaşığı) Sahan Köftesi Orman Yemeği Malzemeler: 600 gr. kıyma, 3 dilim ekmek içi, 2 iri soğan, 2,5 ÇK margarin, 3 iri domates (veya 4 kahve fincanı domates salçası), 4 adet patates, 5 adet yeşil sivri biber, 1 yumurta, tuz, karabiber. Hazırlanışı: Kıymaya; rendelenmiş soğanları, ıslatılmış ve ufalanmış ekmek içini, yumurtayı, karabiberi ve tuzu ilave ederek yoğurun ve ceviz büyüklüğünde köfteler yapın. Yağlı tepsiye Mütevazýhalinde Lezzetler kesilen paaralarına dilimler tatesleri de ekleyerek yerleştirin.ÜzeYufkalý Kebap rine irice doğranmış biberleri, soyulmuş ve küçük doğranmış domatesleri 1 Çorba kaþýðý salça 2 Adet orta boy kuru soðan 1 Tatlý kaþýðý tuz 500 gr. kýyma (veya suda eritilmiş salçayı) ve tuzu ila1 Çay kaþýðý karabiber 3 Adet yeþil sivri biber 5 Adet yufka 3 Adet olgun domates ve1 Kahve edip, tepsinin üstünü ocak10 Çorbakapatın. kaþýðý süt fincaný sývýyað ta veya önceden ısıtılan fırında pişirin. Malzemeler: 1 kg parça et, 1 kahve fincanı irmik, 1 kg süzme yoğurt (veya iki kg yoğurt), 1 yumurta, 1 YK un, sıvı yağ, karabiber, tuz.. Hazırlanışı: Etleri tuz ve karabiber ile elde ovup terbiye edin. Düdüklüye koyup, yağı eklenip kavurun. Üzerine suyu ilave edip, yarım saat pişirin. (Açık tencerede de pişer ama zaman alır). Diğer yanda yoğurdu bir kaba alın ve içine yumurta ve un koyun. Eğer süzme yoğurtsa biraz suyla inceltin. Normal yoğurtsa direk çırparak hazırlayın. Bir tavada irmiği az yağla kavrurun. Pişen ete ekleyin, sonra yoğurdu da yavaş yavaş eklenip yemek kaynayana kadar karıştırın. Sonra da ocaktan alın. Yufkalı Kebap Mantarlı Böbrek Sote Malzemeler: 5 adet yufka, 10 ÇK süt, 5 ÇKNot: sıvıyağ, 2 adet kuru soğan, 1/2 kg Arzu edilirse, üzerine sarýmsaklý yoðurt gezdirilebilir. kıyma, 3 adet yeşil sivri biber, 3 adet Kebaplar 108 domates, 1 ÇK salça, 1 ÇK karabiber, tuz. Hazırlanışı: Doğranan soğanları yağda kavurun. Sırasıyla, kıymayı, ince kıyılmış biberleri, salçayı ve doğranmış bir domatesi ekleyin ve pişince ocaktan alın. Bütün yufkaları artı şeklinde dörde ayırın. İki yufka parçasını, aralarına süt sürerek nemlendirin ve içine (sigara böreği gibi) hazırlanan karışımdan suyunu süzerek koyup, sarın ve bir ucunu diğerine dolayın. Hazırlanan 10 adet kebabı yağlanmış tepsiye dizin. 1900de ısıtılan fırında 1/2 saat pişirin. Kalan iki domatesi tavada kavurmadan kalan sıvıya koyarak pişirin ve fırından çıkan kebabın üstüne bu sosu dökün. Malzemeler: 1/2 kg. kuzu böbreği, 1 adet kuru soğan, 4 YK sıvıyağ, 3 adet sivri biber, 1 ÇK un, 250 gr. mantar, 1 adet domates, maydanoz, 1 TK tuz, 1 ÇK karabiber. Hazırlanışı: Böbrekleri yıkayın, kurulayın ve enlemesine ikiye bölün, damarları, yağı temizleyin ve 1’er parmak kalınlığında doğrayın. Soğanı ve biberleri fazla iri olmayacak şekilde doğrayın. Yağı tencerede kızdırıp, üzerine böbrekleri atın ve kızarınca süzerek bir tabağa alınr. Aynı yağda soğan, biber ve unu kavurun. 1 SB su koyup 5 dakika pişirin. Birkaç parçaya kesilmiş taze mantarları ve rende domatesi ilave edip 20 dak. pişirin. Böbrekleri, kıyılmış maydanozu, tuz, karabiberi ekleyip karıştırın ve 1 dak. sonra ocaktan alın. Et, Tavuk ve Balik mamüllerimizle hizmetinizdeyiz. Bütün mamüllerimiz islam usullere göre, hijyenik ortamda kesilmektedir. Kurban, adak, mevlüt, nisan, dügün gibi özel günlerde bir telefon kadar size yakiniz. 12 içimizden biri: ben 23 senedir aktif olarak karnaval çalışmalarının içindeyim ve ters hiçbir şeyle karşılaşmadım. Aksine bir senedir görmediğim insanları görüp, kucaklaşmak şansını buluyorum. Bir sevgi gösterisi, nasıl olduklarını ne yaptıklarını öğreniyorsun. Sıcak ve dostane bir atmosfer oluşuyor. Karnaval prensi seçilmeniz nasıl oldu? Siz mi istediniz? Almanya’nın ilk Türk Karnaval Prensi: 1. Mehmet Karnaval Almanya‘nın belli bölgelerinde kutlanan bir gelenek. Bazı Almanlar bu kutlamaları pek sevmeseler de, büyük bir çoğunluk için vazgeçilmez bir dönem ve “5. mevsim” olarak adlandırıyorlar. Bu kutlamalarda bir kez olsun prens olabilmek ise herkesin hayalidir. Heinsberg’e bağlı Hückelhoven kasabasında Mehmet Balta bey bu şanslı kişilerden biri ve Almanya’da prens seçilen ilk Türk. Mehmet bey bize kendinizi kısaca tanıtabilir misiniz? Siz kaç yılında Karnaval Prensi oldunuz? Karnavalı kimler kutlar? 1952 doğumluyum. Doğum yerim Gümüşhane’nin Şiran ilçesi. Küçük yaşta ailem beni akrabalarımın yanına İstanbul’a gönderdi. 19 sene orada yaşadıktan sonra, 1979 senesinde Almanya’ya geldim. 1993 senesinde aktif olarak karnaval çalışmalarında görev aldım. 1996-97 senesinde ise karnaval prensi oldum. Almanya’daki ilk karnaval prensi olan kişi de benim. Evliyim. Burada 12 sene bir madende çalıştım. Madenler kapandıktan sonra da bir inşaat firmasında çalıştım. Şu an emekliyim. Türkiye’de eski eşimden üç çocuğum ve sekiz torunum var. Karnaval, bazı yerlerde Fasching de denilen bir eğlence biçimi ve Almanların bir adeti. Brezilyada da daha değişik türlerde karnavallar var. Benim bildiğim ve anladığım kadarıyla sevgi ve arkadaşlık amaçlıdır karnaval. Bazıları başka şeylere yorumluyorsa da, Kardeşlerim hep karnaval hazırlıklarında aktiflerdi. Ben de zaten karnavala iştirak etmiştim; onların desteğiyle katıldım. Ben kendi çapımda buralarda biraz aktif çalışmalar yapmaktaydım. Boks kulübüne üyeydim. Spor kulüplerine üyeyim. Sosyal faliyetlerim var. İçe kapanık bir yapım yok. Toplumla kaynaşmayı seven birisiyim. Bana prens olmam konusunda bir teklif geldi. Arkadaşlar bu bir ilk olsun, sen de katıl dediler. Ben daha erken dedimse de, eşimin de istiyor olması neticesinde prens oldum. Çok da güzel oldu elbette. Konsolosumuz Ahmet Aslan bey sağolsun kendisi de geldi, folklör grubu gönderdi bize o zamanlar. Üç sefer televizyon geldi buraya, her gün bir gazetede ropörtajımız oldu, radyolarda haber olduk. Sizden sonra başka Türkler de Karnaval Prensi oldular mı? İlk Türk ben oldum ama benden sonra da birkaç arkadaş oldu evet. Birisi Rattingen’de oldu. Diğerlerini tam hatırlayamıyorum. Prens olmak için ne gerekiyor? Belli koşulları var mı? Koşullar diye bir şey yok; size teklif geliyor, kabul edersen peki diyorsun. Özel bir elbise lazım, finansal destek lazım falan. Bazı şehirlerde, duyduğumuz kadarıyla, prens olmak için bayağı para harcanıyormuş. Siz de çok para harcadınız mı? Tabii bir masrafı var. Ama biz beklemediğimiz şeyler yaşadık. Mesela bizim karnaval derneğinde 5-6 adet özel takım elbise var şu anda. Bunları parasız kullandırıyorlar. 13 mehmet balta inanıyorum. Karnaval prensi oldum ve bunun için hiç de pişman değilim. Özel hayatınızda ve karnaval konusunda geleceğe yönelik projeleriniz neler? Karnaval konusunda ben hala aktifim; karnavalın en yetkili grubundayım. Her pazar günü yakın bir köyde toplantımız, pazartesileri de burada toplantılarımız oluyor. İleriye dönük olarak şu anda bir şey diyemeyeceğim; zaman ne gösterir bilinmez. Türk gençlerine yönelik bir mesajınız var mı? Beden önce prens olan ve karnavalın da başkanı olan kişinin elbiselerini bana verdiler. Türklerden çok sponsor olan oldu. Mesela buradaki bir araba firması bize 2000 Marklık şeker aldı. Televizyon biraz katkıda bulundu, derken halloldu. Burası da ufak bir şehir olduğu için büyük şehirlerde olduğu gibi büyük paralar gerekmedi. Nasıl bir duygu bu sizin için ve neler yaşadınız bu süreçte? Hoş bir duygu; bizim kültürümüzde olmayan bir şeyle karşılaşıyorsun. Türk olarak çok rağbet gördüm. Bazıları farklı düşünebilirler ve bizim toplumumuzda böyle bir anlayış yok diyebilirler. Bence, madem ki biz de bu toplumda yaşıyoruz, buraya uyum sağlamak, bu topluma bir katkı sunmak ve Türkler olarak bir köşede sıkışıp kalmamamız gerektiğine Gençlerimiz sıkışıp kalmasınlar. Otomatlarda zaman geçireceklerine, spor kulüplerine girsinler, sosyalleşsinler; güreş yapsınlar, boks yapsınlar, daha faydalı şeylerle vakit geçirsinler. Geçen sene karnaval konvoyuna bir arabayla katılmışsınız. Aldığınız tepkiler nasıl oldu? İlk defa bir türk arabasının karnaval konvoyuna katılması, Almanlar tarafından çok olumlu karşılandı. Türklerden de sevenler ve sevmeyenler var. Bizim karnavalda böyle ne işimiz var diye düşünenler var ama yanlış bence. Eskiden beri, katıldığımda çocuklara arabadan çukulata-şeker attığımızda Türk çocukları almaya utanırlardı. Halbuki Almanlarda her statüde insan alır; orada amaç alamayacak durumda olmak değil; paylaşmaktır. Ama ben karnaval prensi olduktan sonra bu durum çok değişti. Kadınlar, çocuklar artık Almanlar gibi kutlamalara katılabiliyorlar, çok serbestleştiler, güzel oldu. Yaşlılar yol kenarlarında otururlar, arabayla yanlarından geçerken, arabadan iner, herkese tek tek birer tane çukulata veririm. Burada iki tane Katolik ve Protestanlar için yaşlılar yurdu var. 250 kişi kadar varlar. En çok onları ve çocukları sevindirmek hoşuma gidiyor. Burada bir tane de çocuk yuvamız var. Onları da ziyaret edip şeker götürüm; onları da sevindiririm. Benim karnaval zamanı en çok hoşuma giden şeyler bunlar. Zaman ayırdığınız ve bilgi verdiğiniz için teşekkür ederim. Aşkım Ali Erdoğan Her türlü inşaat işiniz için üstün kalite aletleri UYGUN FİYATLARA sunuyoruz. Her türlü inşaat işi için İHTİYACINIZ olacak inşaat makineleri ve özel aletleri KİRALIYORUZ. Aralarında Türklerin de olduğu çalışanlarımızdan güler yüzlü hizmet ve PROFESYONEL DANIŞMANLIK alabilirsiniz. Schönebergstraße 9 52068 Aachen Telefon: 0241/ 96 820-0 14 yaşama dair ASosyalleşme süreci Sevgili okurlar bu sayımızda benim de içinde olduğum bir grup insanın, Almanya’da yaşamaya başlamakla birlikte sahip olduğumuz bir durumdan ve bu durumu değiştirmek için yapabileceklerimizden bahsetmek istiyorum sizlere. Bizler Türkiye’de belli bir düzeyde eğitim almış, kariyerleri olmuş, bir çok derneğe, gruba üye ve çok sayıda dostu, arkadaşı olan, sosyal yaşamda aktif insanlar olarak Almanya’ya, eş durumundan gelip yerleştiğimizde, dil sorununun ötesinde daha büyük bir sorun olarak sosyalleşmede yaşadığımız sıkıntılarla boğuşmaktayız. Bu durum sadece bizi değil, eşlerimizi de üzmekte üstelik, onlar kendilerinin bizi, asosyal bir hayata mahkum ettiklerini düşünüp üzülürken, bizler bunun birlikte olabilmek adına bir tercih olduğunu, eşimiz gelemediği için bizim geldiğimizi kabul ederek, duruma çare bulmaya ve buraya uyum sağlamaya çalışmaktayız. Çoğu ithal damat ve gelinler benim gibi mi düşünüyorlar bilmiyorum ama ben, Almanya’daki Almanları, bize göre daha asosyal buluyorum ayrıca buradaki Türkleri de, üzülerek belirtmeliyim ki bu konuda Almanlaşmış olarak adlandırıyorum. Evet, elbette burada çalışma koşullarını, maddi imkan ve imkansızlıkları, çoluk-çocuk durumlarını, hava koşullarını v.s. biliyorum ama Türkiye’de de koşullar buradan daha iyi değilken, biliyorum ki insanlar sekiz saat çalışmış ve işten çıkmış olsalar da, ceplerinde pek fazla bir paraları olmasa da bir araya gelir, bir çay ve simitle sohbet edip, eve öyle dağılırlar. Sinemaya veya tiyatroya, konsere giderler çok cüzi fiyatlarla. Sabahın beşinde bile İstanbul-İstiklal caddesinde gece yeni başlıyormuş gibi herkes sokaktadır. Aklınıza estiği anda çat kapı gidebileceğiniz dostlarınız vardır veya gecenin her saatinde arayabileceğiniz kişiler. Konu-komşu bir şeyler istemeye veya sormaya kapınızı çalarlar, ya da kahveye geliverirler hiç habersiz, terlikleriyle. Sabaha kadar yaşayan, üreten, koşuşturan, gülen, ağlayan, trafik ve insan sesleriyle dolu bir yerdir vatanımız. Oysa burada insanlar işten çıkıp eve gidiyorlar. Ancak hafta sonları müsaitler, onu da hafta içinin yorgunluğunu atacağız diye, evde geçirmeyi tercih ediyorlar. Günün yarısında uyuyup, yarısını da tembelce oturarak geçirmekten rahatsız değiller. Tanıştığım insanların görüştüğü hep üç beş insanı var. Çeyrek yüzyıl burada yaşayan insanların dahi, ki eşim de onlardan, bir çok tanıdığı olmasına rağmen, evlerine gidip gelinen veya haberli habersiz geliyoruz diyecekleri kişi sayısı 2’yi geçmez. Pazar günleri her yerin kapalı olması şehri hepten ölü hale getiriyor. İnsanlar tatil gününde bit pazarı dolaşmayacaklarsa eve mahkum oluyorlar. Akrabaları burada olanlar biraz daha şanslı bu konuda; hiç olmazsa pazarları bir araya gelecekleri insanları var ama her hafta sonunu aynı şekilde ve aynı insanlarla geçirmek kişiyi ne kadar keyiflendirebilir bilemiyorum. Bu ‘asosyalleşme’ girdabına kapılmamak için bir şeyler yapmak gerektiğine inanıyorum. Yoksa bizler için burası katlanmak zorunda olduğumuz bir yer haline dönüşecek. Bence bunu değiştirmek gene bizim elimizde. Durumdan şikayetlenmek yerine kendi sosyal çevremizi yaratmak, Türkiye’de ki kadar olmasa da, burada da tanıştığımız ve sevdiğimiz arkadaşlardan kendimize bir çevre oluşturmak, hobilerimizle ilgili çeşitli kurslara gitmek, kendimizi geliştirecek yeni beceriler edinmek, dili öğrenip Almanlarla da arkadaşlık, komşuluk ilişkileri kurmak elimizde. Buranın soğuk havasına daha sıkı giyinerek alışmaya çalışıp, yürüyüş, bisiklet, yüzme gibi sportif faliyetlere katılmak elimizde. Bizim yaşamımızın daha sosyal olması için eşlerimizden ve onların bizi sokacakları çevrelerden yardım beklemek yerine, belki kendimiz bir şeyler yapabiliriz. Belki bir dernek veya grup oluşturarak yaşadığımız şehirlerde sosyalleşmek isteyen, yazdığını, okuduğunu, gördüğünü paylaşmak isteyen insanlarla bir araya gelebiliriz. Mesela neden ayda bir de olsa felsefe konuşacağımız veya kavramları tartışacağımız bir akşamımız olmasın veya neden iyi filmleri 10-15 kişi toplanıp bir duvara yansıttığımız projektörden seyretmeyelim. Belki farklı bakış açıları, bizi farklı ilgi alanlarına sürükler. Benim canımı sıkan bir konu da, yaşadığımız şehirde Türkçe kitap satan bir yerin olmayışı. Belki bizdeki yüzlerce kitabı okumamış olan arkadaşlar vardır ve ben onlarla kitap alışverişi yapabilirim. Belki Türkiye’deki okuma grubum gibi bir grubu burada oluştururuz ve her ay ortak bir kitabı okuyup tartışabiliriz. Kitabın kendine ulaşamasak da ‘e-kitap’ olarak ulaştığımız kitaplardan seçebiliriz mesela. Mesela burada yaşayan benden daha yaşlı ve bilgili ev kadınlarından, yöresel yemeklerin yapılışıyla ilgili bilgiler almak isterim arada. Almancayı hallettiğimizde belki başka bir yabancı dil kursuna da gidilebilir kimbilir. Bir şeyler öğrenmek, öğrenebiliyor olduğunu görmek her yaşta heyecan verici bence. Hani diyorum ki, bir İtalyanca veya İspanyolca da eklesek dillerimize... Belki bir grup insan toplaşıp, doğa ve insan manzaralarını çekmeliyiz, sonra en iyilerinden bir sergi açarız, kim bilir? Belki de toplaşıp Türkiye’deki yardıma muhtaç insanlar için neler yapabileceğimizi konuşabiliriz. Belki sahip olduğumuz yeteneklerden çevremizdeki insanların faydalanmasını sağlayabiliriz, olamaz mı? Doğrusu, 30 yıldır ülkemizde binlerce çocuğun yetişmesine katkıda bulunmuş biri olarak ben, burada atıl gibi kalmayı kabul edemiyorum. Benim gibi bir çok vatandaşımızın aynı sıkıntıda olduğunu tahmin ediyorum. O halde ne duruyoruz? Sosyalleşmek istiyor muyuz, yoksa evimize kapanıp, asosyalleşmeyi kabullenecek miyiz? Karar bizim! Sevgiyle kalın... Füsun Özdemir-Günal 15 yerel politika yapanlar: Önder günay Bu sayımızla birlikte yeni bir seriye başlıyoruz. Bulundukları yerlerde aktif politika ile ilgilenen, sorunlarımıza çözüm arayan insanlarımızı tanıtmak istiyoruz sizlere... Bu kişiler bir partide, mecliste, sendikada görev üstlenmiş olabilirler. Onları tanıtmak, yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi almak, onların fikirlerini daha geniş alanlara yaymalarına katkı sunmak ve gençlerimizi de bu tür çalışmalara teşvik etmek amacımız. Bizim (Region) Aachen Dergisi Önder Bey, bize biraz kendinizi tanıtır mısınız? Geleceğe yönelik planlarınız neler? Ben hala Alman vatandaşı olmadım. Yakında vatandaşlık almayı düşünüyorum. Şu ana kadar bir siyasi partiye üye olmadım. Bunu bilerek yaptım. Çünkü, o durumda belli bir kesimin söylemini, isteklerini ve sizden beklentilerini yapmanız gerekebilir. Bu nedenle biraz uzak kaldım siyasi partilerden. Önce Alman vatandaşı olup, daha sonra adım adım ilerlemek istiyorum. Adım, Önder Günay. 1985 senesinde Nevşehir’in, Derinkuyu ilçesinde doğmuşum. 3 yaşımda da Almanya’ya geldim. Alsdorf’ta okula gittim ve Gesamtschuleyi bitirdim. Daha sonra Verfahrensmechaniker olarak meslek eğitimi yaptım. Stajımı Herzogenrath’daki cam fabrikasında tamamladım. Daha sonra da, aynı firmanın AR-GE (Araştırma-Geliştirme) bölümünde çalışmaya başladım. İlk dört yıl boyunca teknisyen eğitimi almak için ayrıca okula devam ettim. Evliyim ve iki kızım var. Politikayla ilgilenmeye ne zaman karar verdiniz? Eğitim hayatım bittikten sonra şunu anladım ki, bizlerin belirli yerlere, mevkilere gelebilmesi için aile yaşantısı gibi sosyal ve siyasi yaşamımız da çok önemli. Ancak hepsi birden olursa bunlar gerçekleşebiliyor. Örneğin; iyi bir aile ve sosyal çevreniz olsa dahi, eğer siyasi bir alanda bulunmuyorsanız, söylediklerinizin hepsi dar bir çevrede kalıyor, daha geniş kesimlere kendinizi ifade edemiyorsunuz; sorunlarınızı ve önerilerinizi anlatamıyorsunuz. Ben 2010 senesinde, yaklaşık bin kişinin çalıştığı fabrikada İşçi Temsilciliği (Betriebsrat) seçimlerine katılmaya karar verdim. Siyasi yaşamım böylece başladı diyebilirim. Şu an neler yapıyorsunuz? 2010 yılında girdiğim seçimde, en çok oyu alan 3. kişi olarak işçi temsilcisi oldum. Şimdi fabrikada sadece bu görevimi sürdürüyorum. Yani işçi olarak çalışmıyorum (Freigestellter Betribsrat) artık. 13 kişilik yönetim kurulunda ikinci başkan yardımcılığı görevindeyim. Bunun yanında, yine 2010 yılında Alsdorf Uyum Meclisi seçimlerine bir liste olarak katıldık. 2015’deki seçimlere yine genç bir ekip ile katıldık ve en çok oyu alan liste olduk. Şu an bu uyum meclisinin başkanlık görevini yapıyorum. Bir taraftan da, Maden, Kimya ve Enerji Endüstrisi Sendikası’nın (IG BCE) Alsdorf’daki yönetiminde yer alıyorum. Oradaki en gençlerden birisiyim. Yani, bir taraftan işçi sorunlarıyla ilgilenirken, diğer taraftan da uyum meclisinde yabancılar için lobi çalışması yapıyorum diyebilirim. Belediye meclisindeki insanların bizim dernek ve cami yöneticilerimizle tanışmalarını, fikir alış-verişinde bulunmalarını çok önemsiyorum. Sosyal ve kültürel faaliyetlerin uyum konusunda çok faydalı sonuçlar doğuracağına inanıyor ve bu konularda elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çabalıyorum. Tüm bunları ailemin desteği olmadan yapamazdım. Onlara da, bu vesileyle, verdikleri destekten dolayı, çok teşekkür ettiğimi belirtmek isterim. © www.spd-alsdorf.de Sadece kendi adıma değil, genel anlamda şunu belirtmek isterim ki, neden bizden birisi, bir yerde belediye başkanı veya başkan yardımcısı olmasın? Daha çok şeyler yapabiliriz. İnsanlarımıza ve özellikle de gençlerimize neler söylemek istersiniz? Derneklerde, camilerde, kısacası gittiğim her yerde şunu belirtiyorum: Hepimizin Türkiye’ye ve orada olup bitene karşı ilgisi ve duyarlılığı vardır. Orada bir partiye ilgi duyuyor olabiliriz ama bunun da bir sınırı olmalı. Yatıp kalkıp Türkiye politikasıyla ilgileniyoruz sadece. Biraz da çevremizle ilgilenmeliyiz, neler yapabilirizi konuşmalıyız. Neden gençlerimizin çoğu en düşük seviyeli meslekleri seçiyor? Eğitime gerçekten önem veriyor muyuz? Gençlerimiz politika ile ilgilensinler. Herhangi bir yerden başlasınlar; bu işçi temsilciliği, sendika, parti veya başka bir şey olabilir. Yaşadıkları yerdeki hayata aktif olarak katılsınlar. Başarılarınızın devamını dileriz. Emrah Güngör 16 bilir- Okula gitme mecburiyeti Primarstufe Berufskolleg 12 an der Gesamtschule Förderschule 11 Hauptschule 10 9 8 7 6 5 am Gymnasium 13 Realschule Q1 Eph Gymnasiale Oberstufe Sekundarschule Kuzey Ren Vestfalya’daki eğitim sistemine lişkin kapsamlı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz: www.schulministerium.nrw.de Q2 Jgst. Gesamtschule Sizin bölgenizden sorumlu iletişim kişisini burada bulabilirsiniz: www.kommunale-integrationszentren-nrw.de Jgst. Gymnasium Sekundarstufe I Kuzey Ren Vestfalya’da eğitim olanakları oldukça geniştir. Bu sistem üm çocuklara ve gençlere yetenekleri ve eğilimlerine uygun çok iyi keğitim olanakları sunmaktadır. Bu broşür sizlere bu konuda genel bir nın bakış sağlayacaktır. Daha ayrıntılı bilgilere okullardan, eğitim müdürlükerinden veya bölge yönetimlerinden ulaşabilirsiniz. Göçmen kökenli insanlar belediyelerin entegrasyon merkezlerine de müracaat edebilirler. Entegrasyon merkezleri özellikle kreşten ilkokula ve okul hayatından immesleğe geçişe kadar eğitim aşamaları arası geçişler alanında danışmanlık hizmeti vermektedir. Sekundarstufe II Kuzey Ren Vestfalya‘da eğitim sistemi KAPAK KONUSU Bilgi ve danışmanlık 4 3 2 Grundschule Förderschule 1 Türkisch Kuzey Ren Vestfalya’da Okul Kanunu, 30 Eylül’e kadar altı yaşını dolduran İlkokul konusunda karar verecek anaçocukların okula başlama mecburiyeti bulunduğunu öngörür. Yeni eğitim yılı babanın önünde beş okul çeşidi vardır: daima bir ilgili yılın yazında başlar. Çocuklar ve gençler en az on yıl boyunca İlkokul Bazı okurlarımızdan aldığımız üzerine dergimizin hemen her (ilköğretim) sayısında Eyalet (devlet) okulları, katolik ve prookula devam ederler. Çocuklar öncelikle 1. sınıftanmailler 4. sınıfa kadar ilkokula yöntebir şekilde olan10. Alman eğitim sisteminiokuluna basit ve anlaşılır birBirşekilde eleeğitim aldık. giderler. Bunun ardındankonu 5. sınıftan sınıfa kadar ortaöğrenim çocuğun hayatıtestan ilkokullakilise başlar.okulları, Bu aşamaWaldorf 1 ila 4. sınıfları devam ederler. Gençler 18. yaşlarını doldurdukları eğitim yılı sona erene kapsar. Çocuklar başlangıçtan itibaren kişiselyöntemi koşulları ve ilgileri dikkami, Montessori veya serbest veya ikinci aşamaOkula II eğitimgitme döneminin tam zamanlı okul eğitimini başarıyla te alınarak bireysel olarakalternatif teşvik edilirler. Bu kademede temel bilgiler, Özel pedagojik teşvik okullardan biri seçilebilir. mecburiyeti amamlayana kadarRen ya meslek eğitimiEyaleti’nde veren bir okulaOkul ya da lisenin kadeyetenekler, Bazıüstöğrenciler engelleri veyabeceriler öğren-ve değer yargıları aktarılır. Kuzey Vestfalya mesine devam etmek zorundadır. Kanunu, 30 Eylül’e kadar altı yaşını me yeteneğindeki sorunlar sebebi ile Alman Eğitim Sistemi (Kuzey Ren Vestfalya‘da) Sekundarstufe 1 dolduran çocukların okula başlama özel desteğe ihtiyaç duyarlar. Bu öğ(Ortaöğrenim 1) mecburiyeti bulunduğunu öngörür. renciler “özel pedagojik teşvik” hak- Ortaöğrenim 1 aşaması ilkokul bilgileSekundarstufe I) okul türlerinde ortaöğÖzel pedagojik teşvik öğrencilere buI (Ortaöğrenim rini geliştirir. Şu Yeni eğitim yılı daima ilgili yılın yazın- kına sahiptir. Bu teşvik I aşaması bilgilerini geliştirir. Kuzey Ren Bazı öğrenciler engelleriÇocuklar veya öğrenme sebebi uzmanlaşmışOrtaöğrenim genel eğitim ve- ilkokul renim 1 eğitimi verilmektedir: da başlar. ve yeteneğindeki gençler ensorunlar az alanda Vestfalya’da şu okul türlerinde ortaöğrenim I(5. eğitimi verilmektedir: le özel desteğe duyarlar. Bu öğrencilerin ‟özel pedagojik teşvik” • Hauptschule ila 10. sınıf) on yılihtiyaç boyunca okula devam ederler. ren okullarda veya “teşvik okullarınhakkına sahiptir. Bu teşvik öğrencilere bu alanda4. uzmanlaşmış genelverilir. eğitim Esas itibarı ile ebeveynler • Realschule (5. ila 10. sınıf) Çocuklar öncelikle 1. sınıftan sınıfa da” ▸ Hauptschule (Ortaokul) (5. ila 10. sınıf) veren okullarda veya ‟teşvik okullarında” verilir. Esas itibarı ile ebeveynler • Gymnasium ila 9. sınıf) kadar ilkokula giderler. Bunun ardın- bu konuda tercih hakkına sahiptir. (Orta dereceli lise) (5. ila 10.(5. sınıf) ▸ Realschule bu konu da tercih hakkına sahiptir. • Gesamtschule (5. dan 5. sınıftan 10. sınıfa kadar ortaöğ▸ Gymnasium (İleri dereceli lise) (5. ila 9. sınıf) ila 10. sınıf) • Sekundarschule (5. ila 10. sınıf). Grundschule (İlkokul) renim okuluna devam ederler. Gençler 18. yaşlarını doldurdukları eğitim Bir çocuğun eğitim hayatı ilkokulla yılı sona erene veya ikinci aşama (Se- başlar. Bu aşama 1 ila 4. sınıfları kap- Çocuğun, bu okullardan hangisine kundarstufe 2) eğitim döneminin tam sar. Çocuklar başlangıçtan itibaren ki- devam edeceğine öğretmen ve anazamanlı okul eğitimini başarıyla ta- şisel koşulları ve ilgileri dikkate alınarak babalar birlikte karar verir. mamlayana kadar ya meslek eğitimi bireysel olarak teşvik edilirler. Bu kadeveren bir okula ya da lisenin üst ka- mede temel bilgiler, yetenekler, bece- Bu okulların 5. ve 6. sınıfları bir oryantasyon aşaması (Orientierunsstudemesine devam etmek zorundadır. riler ve değer yargıları aktarılır. fe) olarak tanımlanır ve çocuğun yeteneklerine göre hangi okula devam etmesi gerektiği konusunda yönledirilir. Daha sonraki 7., 8. ve 9. sınıflarda ise, çocuğun başarısı veya başarısızlığına göre, okul değiştirme olanağı sunulur ve geçiş yapmasına izin verilir. AUTOWÄSCHE • INNENPFLEGE • POLITUR • AUFBEREITUNG . Ali Imdat Akkaya Hauptschule (Ortaokul) Ortaokul öğrencilere temel genel eğitim verir. Dersler büyük ölçüde uygulama odaklıdır ve özellikle meslek eğitimine hazırlar. Öğrenciler işletme stajı ile iş dünyasının beklentilerini öğrenirler. Ayrıca işletme stajı, iş bilgisi dersi ile birlikte meslek seçimine ve meslek eğitimine hazırlar. 17 KAPAK KONUSU Realschule (Orta dereceli lise) Orta dereceli lise daha geniş bir genel eğitim verir ve sonraki meslek ve okul eğitiminin temellerini atar. Derslerde pratik ve teorik yetenek ve beceriler aynı derecede teşvik edilir. Dolayısıyla dersler uygulamaya yöneliktir fakat bilimsel bakış açıları da sunar. Gymnasium (İleri dereceli lise) İleri dereceli lise derin bir genel eğitim sunar. Öğrenciler yükseköğrenim veya zor bir meslek eğitimi için gerekli olan bilgi ve becerileri edinirler. İleri dereceli lise, hem ortaöğrenim 1 (5. ila 9. sınıf arası) hem de bunu takip eden üç yıllık üst kademeli lise eğitimini (ortaöğrenim 2) içerir ve kesintisiz bir eğitimi kapsar. Gesamtschule (Genel okul) Genel okul farklı bir ders sistemi ile mesleki eğitime ve üniversiteye (yükseköğrenime) hazırlar. Burada farklı öğrenme becerilerine sahip öğrenciler beraber ders görürler. Burada öğrenciler ortaokul, orta dereceli lise ve ileri dereceli lise gibi okul kategorilerine ayrılmazlar. Öğrencilerin farklı bilgi ve becerilerinin gereklerini karşılamak için bazı dersler iki seviye düzeyinde (temel seviye ve ileri seviye) sunulur. Genel okul, ortaöğrenim 2’yi (5. ila 10. sınıflar) ve bunu takiben üç yıllık ileri dereceli lise üst kademesini kapsar. Sekundarschule (Ortaöğrenim okulu) Ortaöğrenim okulunda farklı bilgi ve becerilere sahip öğrenciler daha uzun bir süre birlikte eğitim görebilmektedir. Burası öğrencileri hem meslek eğitimine hem de ileri dereceli lise üst kademesine geçişe hazırlar. Dersler başlangıçtan itibaren ileri dereceli lise standartlarını da sunar ve 5. ila 10. sınıfları kapsar. Tüm ortaöğrenim okulları en az bir tane ileri dereceli lise üst kademesiyle bağlayıcı bir kooperasyona sahiptir. Förderschule (Teşvik okulu) Engelleri veya sınırlı öğrenme yetileri sebebi ile özel pedagojik desteğe ihtiyaç duyan öğrenciler ebeveynlerinin isteği üzerine teşvik okullarında öğrenim görebilirler. Bu kapsamda yedi farklı teşvik ağırlık noktası mevcuttur: Eğitim, dil, duygusal ve sosyal gelişim, görmek, işitmek ve iletişim, ruhsal gelişim, fiziksel ve motor gelişimi. Sekundarstufe 2 (Ortaöğrenim 2) Ortaöğrenim 2, ortaöğrenim 1 aşamasının öğretim ve eğitim çalışmalarına devam eder ve bunları genişletir. Bu aşama, genel eğitim veren bir dal (ileri dereceli lise üst kademesi) ve meslek eğitimi veren bir dal (meslek koleji) olmak üzere iki bölümden oluşur. Gymnasiale Oberstufe (İleri dereceli lise üst kademe) İleri dereceli lise üst kademede öğrenciler akademik genel eğitimlerini devam ettirirler. Kuzey Ren Vestfalya’da ileri dereceli lise üst kademe eğitimi, ileri dereceli lisede, genel okulda veya ileri dereceli meslek lisesinde alınabilir. İleri, dereceli lise üst kademe eğitiminin sonunda olgunluk sınavının (Abiturprüfung) kazanılmasından sonra genel yükseköğrenim yeterliliği elde edilir. İleri dereceli meslek lisesinde, aynı zamanda bir meslek diploması alarak da genel yükseköğrenim yeterliliği elde edilebilir. Olgunluk diploması ile uygulamalı bilimler yüksekokullarına veya Jetztüniversitelere*kayıt olunabilir. nur NACHHILFE... ...die HILFT! AktionsNACHHILFE... Angebot ...die HILFT! 49,- ersten Monat nach Anmeldung Berufskolleg* im(Meslek koleji) Meslek kolejlerinde öğrenciler mesleki öğrenim programlarını görebilirler. Bu programlar; mesleki oryantasAachen yon, mesleğe veya yükseköğrenime hazırlık, bir Jetzt meslek diploması*veya Peterstr. 81/83 • 52062 Aachen nur mesleki gelişim sunarlar. Meslek kolejinin öğrenim programlarına paralel * im ersten Monat nach Anmeldung olarak yükseköğrenim olgunluk diplomasına kadar genel öğrenim diplomalarının alınması veya telafi edilmesi mümkündür. AktionsNachhilfezentrum Angebot BÜTÜ SINAVLARI BA ARMAK BÜTÜ SINIF GEÇMEK AB TUR YAPMAK ! IFLAR N SIN R! RSLE N DE LKO Herşey çocuklarımızın başarısı ve geleceği için... TAG DER OFFENEN TÜR Aachen, Mariadorf ve Alsdorf-Mitte‘deki şubelerimiz, kendimizi daha iyi tanıtmak için NACHHILFE... 30 Ocak 2016 Cumartesi ...die HILFT! 10 ile 18 saatleri arası sizlere kapılarını açıyor. Çalışmalarımızı daha yakından görmek ve daha fazla bilgi sahibi sen s a l K olmak isteyen herkesi bekliyoruz. n lle a Aktionsrme o f l Angebot !!! chu SKAMPANYA 49,- * im ersten Monat nach Anmeldung 0241 / 46 82 90 14 SCHNELL Nachhilfezentrum 0241/46829014 Nachhilfezentrum Nachhilfezentrum Aachen Eğitimini tamamlamada sorun yaşaPeterstr. 81/83 • 52062 Aachen mış yetişkinler, ileride Abendgymnasium veya Abendrealschule (gece okulu) kayıt olma olanağına sahiptirler. 0241/46829014 Kaynak, resim ve şema: Ministerium für Schule und Weiterbildung des Landes Nordrhein-Westfalen a al al Şubat 2016 tarihine kadar lle a29 * Jetzt bu dergiyle gelip nur ch er kayıt yapanlara ä ilkeayFücreti sadece 49 €. all n asse l K alleSCHNELLrmen o Nachhilfezentrum N hulf Aachen c S UNKOMPLIZIERT alle r 81/83 PROFESSIONELL Peterstr. 81/83 Aachen Es Peterstr. h•e52062 c ä F 52062 Aachen 0241/46829014 0 alleINDIVIDUELL UNKOMPLIZIERT Mariadorf PROFESSIONELL Eschweilerstr. 70 • 52477 70 Alsdorf Eschweilerstr. 52477 Alsdorf 02404/9030210 INDIVIDUELL 49,- ! ADAR EYE K S AN L KULD 02404 / 90 30 210 Mariadorf Eschweilerstr. 70 • 52477 Alsdorf Übacher Weg 37 52477 Alsdorf 02404/9030210 02404 / 90 30 211 E-Mail:[email protected] ww w.nachhilfezentrum-aachen.de 18 sudoku sayfası Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler: 1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir. basit 3 6 8 1 9 5 2 1 6 9 8 normal 6 2 8 1 7 9 8 3 9 5 3 8 6 2 1 5 2 4 1 6 3 Conceptis Puzzles 1 5 7 8 4 5 7 3 9 1 3 6 8 6 7 4 1 4 7 5 7 9 4 3 2 5 8 9 2 2 4 6 5 7 8 6 4 9 5 7 1 3 Conceptis Puzzles 2 6 06010016225 2 1 2 3 9 4 8 9 Conceptis Puzzles 1 9 8 4 4 7 6 1 4 8 6 4 2 7 8 2 3 7 Conceptis Puzzles 8 7 3 4 1 8 2 3 6 1 4 8 8 3 7 6 9 5 2 3 4 1 06010016227 9 Conceptis Puzzles 7 5 3 8 7 6 8 9 3 9 3 8 4 5 3 6 1 7 6 5 8 6 7 8 2 5 5 2 7 4 9 3 7 2 Conceptis Puzzles 9 2 3 2 6 8 7 8 2 4 8 5 6 5 2 8 1 2 8 5 2 4 8 4 6 7 9 4 7 3 8 1 5 3 9 3 8 2 06010014524 1 6 3 6 7 Conceptis Puzzles 1 7 8 9 4 06010014525 3 9 2 5 4 6 2 9 7 6 5 9 4 9 1 8 8 4 6 2 7 1 4 3 9 06010015026 06010015027 7 9 5 9 2 4 06010015025 8 4 3 8 1 6 7 3 4 Conceptis Puzzles 6 3 3 6 7 5 7 4 Conceptis Puzzles 4 8 9 8 4 7 6 6 9 4 9 7 3 4 7 2 4 9 1 4 5 9 06010015024 Conceptis Puzzles 6 7 3 9 5 8 6 2 1 7 5 6 06010016226 2 6 5 8 4 06010016224 4 3 9 1 8 6 7 6 4 4 2 zor Conceptis Puzzles 8 1 8 9 9 7 6 4 8 7 5 3 06010014526 4 5 7 1 2 Conceptis Puzzles 2 4 8 9 06010014527 19 başka işler yapanlar: İrem Benli “10 yıldır güzel ve rahat ettiğim bir işim, ortamım var; çok mutluyum.” İrem hanım, öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Adım Irem Benli, 25 Mart 1970 tarihinde Würselen’e bağlı Badenberg’de dünyaya geldim. İlkokul dördüncü sınıfa kadar Almanya’da okuduktan sonra, orta ve lise eğitimime Türkiye’ ye giderek, Zonguldak’ta devam ettim. Liseyi orada bitirdikten sonra ailem burada olduğu için tekrar Aachen’a döndüm ve meslek eğitimine başladım. Asıl mesleğim olan terzilik bölümünü bitirdim, ama sağlık sorunlarım nedeniyle yapamadım. 1994 yılında evlendim ve Filiz Nur adında bir kızım var. araştırarak kısa bir süre içerisinde bu işi öğrendim ve öğrendikçe de hoşuma gitmeye basladı; severek, isteyerek yaptığım bir işti ve bana mutluluk veriyordu. İlerleyen zamanlarda, kendime göre değişiklik yaparak, gelen müşterilere balık satışı yanında, kızartma veya balık salatası olarak da sunum yapmaya başladım. Bu, müşterilerimin hoşuna gitti. 10 yıldir bu işi yapıyorum ve artık benim çocuğum gibi görüyorum. Karşılaştığınız zorluklar oldu mu veya oluyor mu? Evet, yeni başladığım zamanlarda yaşadığım zorluklar oldu tabiiki. Söylediğim gibi, en büyük sorun, bir müşteri geldiğinde istediği balığı tanıyamamaktı; çünkü bilmiyordum isimlerini, nasıl göründüğünü. Biraz gayret, uğraş ve araştırmayla bunu başardım. Sabah saat 6’da burada olmak zorundayım. Saat 9’a kadar herşeyi hazır etmek gerek. Eşim bana bu konuda her zaman destek sundugu için, dükkanı onunla birlikte açıyorum ve o, sonra kendi işine gidiyor. Balık ürünleri satan bir işletme fikri nasıl oluştu? Aslında balıkçı dükkanı işletme fikri eşimin yönlendirmesiyle oluştu. Şu an işlettiğim dükkan, aldığımızda normal bir balıkçı dükkanıydı ve taze balık satılıyordu. Ben, ilk başladığımda, ilk bir ay kadar çok zorlandım. Balıklardan anlamıyordum, çoğunu tanımıyordum. Fileto yapılan balıkların hepsi birbirine benziyordu. Daha sonrasında kitaplardan veya sorarak, Diğer yaşadığım bir zorluk da, bulunduğum ortamın devamlı soğuk olması; bu gerekiyor da. Temiz ve hijyenik bir ortam gerekiyor ve bunlara uymak zorundayız. Tabii bunları zorluk olarak görmüyorum, yapılması gereken şeyler ama kolay da değil. Sunduğunuz çesitlere baktığımızda daha çok Almanlara hitap ettiğiniz anlaşılıyor. Bizim tarzımızda da balık ikram ediyor musunuz? Evet müşterilerimin % 99’unu Almanlar oluşturuyor ve en fazla onlara servis yapıyorum. Onların memnuniyetıni gördüğüm zaman da çok mutlu oluyor ve doğru bir iş yapmanın gu- rurunu yaşıyorum. Alman müşterilerimle hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. Çoğu müşterim geliyor ve burada hazırlayıp taze olarak ikram ediyorum veya isteklerine göre birşeyler yapıyorum. Eğer bir gün önceden söylenilirse istenen balığı daha rahat hazırlıyorum. Balık salatalarımız da bulunuyor ve bunların hepsini kendim hazırlıyorum. İleriye yönelik projeleriniz neler? Geleceğe yönelik kafamda planladığım herhangi bir proje yok. 10 yıldır güzel ve rahat ettiğim bir işim, ortamım var; çok mutluyum. Bu şekilde devam etmesini istiyorum. Şimdiye kadar büyütmek veya başka bir yerde bir şey yapmak gibi bir düşüncem olmadı. Zaman ne gösterir bilemiyorum, ama böyle yürütmeyi istiyorum. Bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Serpil Erdemir 20 kültür & sanat Belçika’da yayınlanan Binfikir Gazetesi 10 Yaşında! Aygün: “Türkiye’deki çatışmaları Belçika’ya taşımıyoruz, sorunları kaşımıyoruz...” Binfikir Gazetesi “Siyasi çizgi değil, nitelikli yayın çizgisi” hedefiyle Türk Toplumu’nun farklı görüşlerinden her kesimin haberlerini sayfalarına taşıyan, köşe-yorum yazılarında yine farklı görüş ve inanışlardaki yazarların olaylara bakışını yansıtan, çok sesli, çok renkli ve ilerici bir yayın organı. Sadece Belçika ve Belçika’daki Türk toplumu ile ilgili haber, yorum ve röportajlara yer veren yaklaşımı ile ‘Türkiye’deki çatışmaları Belçika’ya taşımayan, sorunları kaşımayan’ bir çizgiye sahip. Biz de derginin genel yayın yönetmeni Serpil Aygün Hanım ile 10 yıllık süreçte yaşananlar hakkında görüştük. Yakın komşumuz Belçika’da Türkçe basın sektörü ne durumda anlamak istedik. Serpil Hanım bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Türkiye’de doğup büyüdüm. Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdareciliği Bölümü mezunuyum. 1999’da mezuniyet stajımı yapmak üzere gittiğim Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 3,5 yıl Hasta Dosyaları Arşiv Şefi olarak görev yaptım. 2001’de Mersin Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü’ne Master Öğrencisi olarak başladım. 1 Yıllık ders aşamasından sonra Katolik Leuven Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünde aynı master programını devam ettirmek üzere Belçika’ya geldim. Bu eğitimim sürecinde tanıştığım şu anki eşim Erdinç Utku ve diğer 5 arkadaşımızla Belçika’daki Türk toplumuna Belçika ile ilgili Türkçe haberler vermek üzere www.binfikir.be websitesini 2004 yılında kurduk. 2005 yılında aylık Türkçe Binfikir Gazetesi’ni de eklediğimiz gazetecilik yaşamıma 2006 yılı Mayıs ayında Sabah Avrupa Belçika Muhabirliği de eklendi. Halen sürdürdüğüm Binfikir websitesi ve aylık Binfikir Gazetesi’nin de Genel Yayın Yönetmenliği ve Sabah Avrupa Belçika Muhabirliği’nin yanında; 2008 yılında dernek statüsü alan Binfikir’in tiyatro dersleri ve gösterileri başta olmak üzere tüm aktivitelerinin koordinatörü olarak da görev yapıyorum. Binfikir hangi ihtiyaçdan ve nasıl bir motivasyon ile ortaya çıktı? benim de dahil olduğum ekip arkadaşlarına iletti. Ekip olarak sadece bir görüşü temsil eden bir yayın organı olmak yerine, Belçika’da yaşayan tüm Türk toplumunun farklı dünya görüşlerini içeren ve yansıtan, çok renkli bir uzlaşma platformu olacak bir websitesi kurmaya karar verdik. Sadece haberler ve yazarlarla toplumun farklı görüşlerini temsil etmekle kalmadık, serbest kürsü köşesi ile okurlarımıza da özgürce düşüncelerini paylaşacakları bir alan oluşturduk. Her düşünceden düzeyli yazılara yer veren, insanları düşünmeye iten, çok sesli, çok renkli, toplumu kucaklayan ve hayata gülümseyen bir yayın organı olduk kısa sürede. Zamanla yayın çizigisi çok beğenilen Binfikir websitesi için toplumun değişik kesimlerinden gazete olarak da Binfikir’i çıkarmamız talebi geldi. Bu konuyu yaklaşık 1,5 yıl değerlendirdikten sonra aylık gazete olarak da ilk sayımızı 2005 Kasım’ında çıkardık. Binfikir serüveni öncelikle kurucularımızdan Erdinç Utku’nun o dönemler yazdığı bir websitesinde yazısının sansüre uğraması sonucu, gelişen ve ucuzlayan internet teknolojisini de kullanarak, kendi dünya görüşüne uygun bir haber sitesi kurma arzusuyla başladı. Erdinç Utku bu arzusunu, o dönemler bir televizyon programı hazırlamak üzere biraraya geldiği, sonradan Binfikir bu özel hikayenin dışında Belçika’daki Türk Toplumu’nun Belçika ile ilgili bilgi edinme eksikliği, varolan Türkçe yayın organlarının bu ihtiyaca cevap vermemesi, 40 yıllık (o dönemler) göç tarihine rağmen, Avrupa’nın göbeğinde hala kasaba gazeteciliğinin yapılıyor olması, düğün, nişan, sünnet haberlerinin verilmesinden duyduğumuz rahatsızlıktan doğdu, diyebiliriz. Belçika’da yaşayan Türk Toplumu olarak Belçika’dan çok Türkiye’de neler olup bittiği ile ilgileniyoruz. Tabii ki Türkiye anavatanımız, orada ne olup bittiği bizi ilgilendirir ama içinde yaşadığımız ülke ile de en azından bir o kadar ilgilenmemiz gerekir. Çünkü bu ülkede çocuklarımızı doğuruyor, okula gönderiyor, artık onları bu ülkede evlendiriyoruz. Hatta ölünce bile burada gömülmeye başladık. Öyleyse Belçika’daki politika bizi direkt etkiliyor, okullarla ilgili bir yasal değişiklik direkt çocuklarımızın geleceğini etkiliyor, çalışma hayatı, sosyal hayatla ilgili gelişmeler anında bize dokunuyor. 11. yılına adım atan Binfikir Gazetesi bu alanda ciddi bir açığı kapatarak, toplumumuzu Belçika ile ilgili bilgilendiren ve yaşadığı ülke içindeki gelişmeleri tartışan bir toplum olmasında önemli bir kilometre taşı oldu. Ancak yine Binfikir’i kurarken tespit ettiğimiz Türkçe olarak bilgi alma ihtiyacı halen sürüyor. Bu olguyu, Kral Boudewijn Vakfı ve Bilgi Üniversitesi’nin ‘Belçikalı Türklerin Eğilimleri’ başlıklı bir araştırması da yıllar sonra destekledi. Yani Belçika gündemini takip etmemek sadece yaşadığı ülkenin dilini bilmemekle ilgili bir olgu değil, haberleri Türkçe olarak anadilinde takip etme ihtiyacı ile de ilgili ve halen varlığını sürdürüyor. Bunu gazeteyi her dağıtışımızda camideki dedenin, sokaktaki teyzenin, mağazasının kasasında duran gelinin, kahvenede çay dağıtan işçinin “ver şu Binfikir’i de Belçika’da ne olmuş bir öğrenelim” demelerinden anlıyoruz. Facebook sayfamızda haberlerimizin altında yapılan tartışmalardan, toplumumuzun Türkçe olarak okuduğu ve anladığı Belçika haberleri ile ilgilendiğini görüyoruz. Binfikir’in doğmasına neden olan diğer bir ihtiyaç ise içeriği güçlü, kaliteli ve Türkçe’si düzgün bir yayın organı eksikliği idi. Avrupa’nın göbeğinde hala kasaba gazeteciliği yapılıyordu, yapılmaya devam ediyor. Evlilik haberleri, sünnet düğünü haberleri, hatta askere uğurlama haberlerinin bile yer aldığı Belçika’daki Türkçe medya malesef bu anlamda topluma bir katkı sağlamaktan öte birilerinin kendi düğün fotoğrafını gördüğü, haberini okumaktan zevk aldığı ama geride kalan yüzbinlerin de buna sinir olduğu yayınlara dönüştü. Binfikir buna karşı da bir duruş sergileyerek her ay yoğun Belçika haberlerinin yanı sıra ayın öne çıkan konularını 21 kültür & sanat özel röportajlarla veren bir yayın organı. Her ay orta sayfa röportajımızda bugüne kadar Belçika’nın başbakanları, bakanları, önemli siyasi, ekonomik, kültürel kişilikleri ile özel röportajlarla sadece Binfikir’de okunabilecek bilgiler verdik. Yine Belçika Türk toplumu ile ilgili haberlerimizde toplumumuzu ilgilendiren önemli olayları haber yaptık. Derneklerin etkinlikleri, Ramazan ve Kurban Bayramı gibi özel günlerin kutlamaları, bu alanlarda yaşanan sorunlar, olanaklar, başarılar hepsini haberlerle, özel röportajlarla derinlemesine irdeleyerek yayınladık. Belçika'da yaşayan kimi burada doğup büyümüş, burada eğitimini almış; kimi yıllar önce iş veya eğitim nedeniyle Belçika'ya gelip yerleşmiş yazarlardan oluşan entellektüel bir kadro ile Belçika ve Belçika Türk toplumunun gündemini irdeleyen düşünce yazıları yayınladık. Halen 20 kişilik bir yazar-çizer kadrosu ile Belçika gündemini, çoğulcu, birleşitirici ve ilerici bir yöntemle vermeye devam ediyoruz. Ne gibi zorluklarla karşılaştınız? Belçika’da Türkçe olarak yayın hayatına başlamak öncelikle sadece Türk ve Türkçe konuşan bir topluma yönelik çalışma yaptığınız için bazı kısıtlamaları da beraberinde getiriyor. Hedef kitlenize göre içerik hazırlarken, yine hedef kitlesine uygun yöntemle dağıtım yapmanız gerekiyor. Maalesef gazeteyi sadece gittiğimiz kahvehanede, camide, dernekte okuyan bir toplumuz. Evimize gazete alma alışkanlığı yok denecek kadar az. Bu yüzden çıkardığınız gazeteyi ücretsiz olarak okuyucuya ulaştırmanız gerekiyor. Bunun için de yine Belgique - Belgie P.P. - P.B. 1030 SCHAERBEEK P904042 Okuyun, bir fikir edinin No/Nr/Sayı 102 Okt/Oct/Ekim 2015 Terugzendadres/ Adresse de retour: Rue Des Palais 44, 1030 Bruxelles / Mensuel/ Maandelijkse krant/ Aylık Gazete www.binfikir.be İktidar memnun, muhalefet tepkili 100 bin kişi sokakta Federal Başbakan Charles Michel (Frankofon liberalleri-MR) bu yasama yılı için öngördüğü planlarını ve hedeflerini açıkladı. Mecliste yaptığı konuşmada merkez sağ hükümet olarak birçok “tarihi karar” aldıklarını vurgulayan Michel’e muhalefet tepki gösterirken, Gent Üniversitesi Siyaset Bilimi Profesörü Carl Devos da hükümetin köklü değişikler yapan, tarihi bir hükümet olmadığı eleştirisini yaptı. Muhalefet ve sendikalar Michel Hükümeti’nin zenginleri düşünen bir hükümet olduğunu söyledi ancak Başbakan Michel politkalarını ’sermayeyi kimse bizim kadar vergilendirmedi” diyerek savundu. Konuyu görüştüğümüz Profesör Carl Devos ise hükümetin söylediklerini somutlaştıramadığı, sermayenin vergilendirilmesinden elde edeceklerini söyledikleri 2.4 milyar Euro’yu nasıl elde edeceklerini açıklayamadıklarını vurguladı. Diğer taraftan işverenler ile işçi sendikaları aralarında anlaşırken, hükümet ‘son söz bizimdir’ diyerek ülke tarihinde görülmemiş bir şekilde sosyal görüşmeleri ve kararlarını hiçe sayıyor. Özellikle hükümetin büyük ortağı N-VA’nın aldığı oylara güvenerek ‘sosyal demokrasi değil, politik demokrasi “ ifadesi ülke7,8,9,12,13’te de dengelerin bozulacağına işaret ediyor. 6’da Müslümanlığa 10 gün dayanabildi 4’te 30 bin seçmen Türkiye için oy kullandı 3’te İşçi ve işverenler anlaştı, N-VA tepkili Vergi kaydırma (taxshift) zenginlerin lehine kullanılıyor. İşçi ve işveren temsilcileri emeklilik konusunda anlaşmaya vardı ancak N-VA ‘sendikaların noteri değiliz’ diyor. Müslüman mahallerine Fas’tan polis 8’de Fas ile polis değişimi programı yapan Flaman Hükümeti Müslüman mahallerde Fas’tan gelen polisleri kullanacak 9’da Brabant esnafı dertli Türkiye için seçim çalışmaları hızla devam ediyor 1 Kasım’da Türkiye’de yapılacak olan seçimler için siyasi partiler Belçikalı Türklerin oylarına talip. Bunun yanında Binfikir’in gazeteciliğin ahlaki ilkelerinden ödün vermeden yayın yapma duruşu ilk zamanlarda olduğu gibi halen haksız rekabete uğramamıza neden oluyor. Binfikir, haber ile reklamı birbirinden kesin olarak ayıran bir çizgiye sahip. Bir işadamı ilan verecek diye onun şirketinin haberini yapmıyoruz, ancak o işadamının sıradışı bir başarısı, bir ürünü varsa ya da gündemde olan bir konu ile ilgili iş yapıyor ve görüşüne ihtiyaç varsa, ilan vermese de haber oluyor. Kalifiye insan kaynağı sorunu ilk zamanlar olduğu gibi hala gündemde olan bir sorun. Gazeteciliğe ilgi duyan kalifiye insan bulmak yine mali nedenlerden dolayı neredeyse imkansız. olmakla birlikte son derece ilgisiz bir kesim de mevcut. Genel olarak Türkçe gazeteler, dergiler memnuniyetle karşılanıyor, takip ediliyor. Ancak bazı yayın organlarının yukarda bahsettiğim habercilik anlayışları (düğün haberleri, reklam-haber karışımı vs.) Türkçe medyanın prestijini sarsıyor. Belirli politikacı, işadamı veya dernek temsilcilerinin sürekli medyada olması, bunun dışına çıkılamaması toplumu haklı olarak rahatsız ediyor ancak ilkeli, içeriği olan bir yayın organı olunca toplumdan da ilgi ve övgüyü alıyorsunuz. Belçika devlet kurumları Türkçe basına ilgi gösteriyorlar mı? 10 yıl sonra geriye baktığınızda neler görüyorsunuz? Biz yıllardır Belçikalı muhataplarımıza Türkçe yayın yapmanın entegrasyona engel olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Maalesef Belçikalı kişi ve kurumlarda Türkçe yayın yapmaya olumsuz bir bakış açısı var. Sadece kendi bakkalından alışveriş yapan, kendi mahallesinden çıkmayan, Belçika toplumuna karışmayan bir Türk toplumu algısı var ve Türkçe gazetelere de “kendi gazetesini okuyan kapalı bir toplum” şeklinde negatif yaklaşılıyor. Yayının dili değil çizgisi önemlidir. Flamanca veya Fransızca bir yayın ile de entegrasyona pekala karşı bir yayın yapabilirsiniz. Tabii bu görüşe katılmayan, anadilde yayının öneminin farkında olanlar da var. Bu geçen 10 yıl Türkçe yayıncılık açısından inişli çıkışlı bir 10 yıl oldu. Binfikir’i basılı olarak ilk çıkardığımız yıllarda çok daha fazla sayıda basılı yayın organı vardı. Bu 10 yıl içinde bazıları tamamen kapandı, bazıları yeni isimlerle çıkmaya başladı ya da tamamen yeni yayın organları çıktı ama uzun soluklu olamadı. Yine varolan yayın organları 3-5 ay ara verip tekrar piyasaya girdiler. Binfikir bu anlamda 10 yıldır aralıksız her ay çıkabilen Belçika’daki tek Türkçe Gazete olma ünvanını koruyor. Belçika’daki insanlarımızın ilgileri nasıl gazetenize? Belçika’daki Türk Toplumunda, Türkçe medyayı ilgiyle takip eden bir kesim 9-21’de Bin Fikir Gazetesi’nin ilk sayısı (Kasım 2005) ‘Michel I, tarihi bir hükümet olmadı’ Geçtiğimiz günlerde 1. yılını dolduran Federal Hükümet Başbakanı Charles Michel’in,icraatlarının değerlendiren meclis konuşmasının ardından muhalefet ile hükümetin bu bir yıllık politikaları hakkında görüş ayrılıkları, daha da su yüzüne çıktı. Tasarruf önlemleri ile vatandaşın beli bükülürken, önümüzdeki 4 yılın da kolay geçmeyeceği görülüyor. Siyaset Bilimi Profesörü Carl Devos ile Hükümet’in icraatlarını ve muhalefetin eleştirilerini konuştuk. 12-13’te 16-17’de Türk toplumuna özel yöntemler bulmak zorundasınız. Çünkü, geçtiğimiz mart ayına (artık 7000) kadar 10 bin adet olarak bastığımız Binfikir’i; Türk toplumunun yaşadığı en ücra köşelere kadar ulaştırmak son derece yorucu ve maliyetli bir iş. İlk zamanlar 10 günü bulan dağıtım şu anda 3-4 günde bitiyor. Tek geliri reklam olan bir gazetenin maliyetlerini bile karşılaması zor olurken, ekibimizin sağladığı içeriğin değerini ödeyebilecek bir gücü yok. Mali sıkıntı başından beri büyüktü ve iniş-çıkışlar olmasına rağmen temel sorun olarak hala karşımızda duruyor. “Kavgalı hükümet” Serpil Aygün Binfikir, genç ve çocuk oyuncularla yeni döneme başladı Gençlere ve çocuklara tiyatro dersleri veren Binfikir Tiyatrosu yeni sezona merhaba dedi. 11’de 3 “Futbolda göçmen gençler” Hüseyin Dönmez 22 Europalia 2015 Türkiye Sanat Festivali Artfikir’de “Nasrettin Hoca’nın değeri...” Erdinç Utku 4 “Konut sorunsalı” Zeynep Balcı 10 Umarım gelecekte çok daha derin ahlaki sorunları gündeme getirip uygulanmasını sağlayacağımız Türkçe yayınların olduğu günleri de yaşarız. Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim. Nice 10 yıllara! Günal Günal 22 bunları biliyor muydunuz? Ev temizliğinde pratik fikirler (2) Şişe yağını çıkarmak: Yağlı şişeleri yağdan arındırmak için önce deterjanla yıkayın. Sonra durulanan şişenin içine sodalı su koyarak çalkalayın. Beş dakika kadar salladığınız şişenin içine bu sefer kahve telvesi ilave edin. Bir süre bu şekilde salladığınız şişenin kısa bir süre sonra yağlardan tamamen arındığını göreceksiniz. Eldeki ceviz lekesi: Ellerinizi önce 1-2 dakika sirkeye batırılmış bir pamukla sonra da soğuk suyla temizleyin. Ardından soğuk suyla yıkayın. Ceviz lekesi tamamen çıkacaktır. Soğan kokusundan kurtulmak için: Ellerinize sinen soğan kokusundan haşlanmış patatesle kurtulabilirsiniz. Ellerinizi haşlanmış patatesle ovun. Bu işlem kokuları alıp götürecektir. Çekmece içi nasıl temizlenmeli? Eğer çekmecelerinizi temizlerken içini boşaltmak istemiyorsanız, elektrik süpürgenizin ucuna ince çorap geçirin. Böylelikle tozları kolay yoldan temizlemiş olursunuz. Beyaz tül perdelerinizi yıkarken: Perde ve tüllerinizin ilk günkü beyazlıklarına kavuşmasını istiyorsanız, yıkama suyunun içine iki yemek kaşığı toz şeker ekleyin. Beyazlıklarına hayret edeceksiniz! Ütü ısısını nasıl ayarlamalı? Öncelikle ütülemeye en düşük ısıyla başlayın. Kumaş için gerektikçe ısıyı yükseltin. En yüksek derece ile bitirin. Karışık kumaşlarda ısıyı en narin kumaşa göre ayarlayın (Gerekirse ortalama bir sıcaklık ayarı kullanabilirsiniz.) Bembeyaz çarşaflar: Beyaz çarşaflarınızı yıkarken en büyük düşmanınız klorlu çamaşır sularıdır. Çünkü kumaşı hem yıpratır hem de sararmasına neden olur. Eğer beyazlatmaya ihtiyaç duyuyorsanız, oksijen-bazlı çamaşır suyu kullanın. Kullanım talimatında elde yıkanması gerektiği yazıyorsa öyle yapın. Yumuşak bir sabun kullanın. Sıkmayın, asın ve kurumaya bırakın. Çarşaflarınızı kuru, temiz yerlerde saklayın. Banyo temizlemeye nereden başlamalı? Önce çöp kutularını boşaltın. Ardından yerde ve köşelerde birikmiş kirleri, dökülmüş saç ve tüyleri süpürün. Klozeti ve musluğunuzu dezenfektan ürünle temizleyin. Musluğu temizlerken yanındaki aparatları da unutmayın. Son olarak da fayansları, duvarları ve tavanı silerken bütün iz ve kirleri çıkardığınızdan emin olun. Önce su tutup daha sonra kurulayarak daha kesin bir sonuç almanız mümkün. Son olarak banyonuzda bulunan aynaları temizlemeyi de ihmal etmeyin. Kristalleriniz parlasın: Kristallerin ışıl ışıl parlaması mümkün. Bunun için yapmanız gereken çok basit; kristallerinizi yıkadıktan sonra durulama suyuna biraz sirke ekleyin. Sonuca şaşıracaksınız. Koltuktaki şarap lekesi: Koltuğunuzun üstüne dökülen kırmızı şarap, tadınızı kaçırmasın. Çünkü bu lekelerden kurtulmanın bir yolu var. Ancak bunun için hızlı davranmanızı tavsiye ederiz. Şarabın döküldüğünü fark ettiğiniz anda lekenin üzerinde evinizde varsa az miktarda beyaz şarap dökün. Ya da şarabı emmesi için şarap kumaşa karışmadan ya da kumaş üzerinde kurumasına fırsat vermeden lekenin üstüne karbonat dökün. Karbonat yoksa tuzu deneyin. Daha sonra soğuk su ve süngerle lekeli yeri silin. Yanmış süt kokusu canınızı sıkmasın: Yanan sütün yaydığı kokuya tahammül etmek ise sabır işi. Bu sabrı göstermek istemiyorsanız, yapacağınız şey çok basit: Yanmış süt kokusundan kurtulmak için sütü ısıttığınız kabın üzerine ıslak bir bez koyun. Bunu vakit kaybetmeden yapın ki, bez kokuyu hemen emebilsin. Gerekirse bezi çeşme altında ıslatıp suyunu sıkarak kap üzerine birkaç kez örtün. Süt kokusunun yok olduğunu göreceksiniz. Cam kırıklarını dert etmeyin: Evde cam bir eşyanız kırıldığında küçük parçaları kolayca toplayabilmek için ıslak pamukla kırıkların saçıldığı bölgeyi temizleyin. Neredeyse gözle görülmeyecek kadar küçük parçalar bile pamuğa takılacaktır. Mangal ızgarasını temizlerken: Mangal ızgarasını temizlemeyi gözünüzde büyütmeyin. Izgara üzerine yapışmış artıklar için ızgara ılıkken nemli bir gazete kağıdına sararsanız, artıkların yumuşayıp kendiliğinden döküldüğünü göreceksiniz. Soğanın Mucizevi Etkileri (2) Deriye yama olarak soğan: Soğanın iç çeperindeki zarlar yaralanmalara, yanıklara karşı çok etkili. Bu zarları ayıklayıp hemen sıkıntılı noktanın üstüne koyun. Cerrahi müdahelelerde soğan: İlginçtir soğan sadece gündelik yaralanmalarda değil, çok daha problemli yaralanmalarda hatta cerrahi operasyonlardan sonra kalan izlerin toparlanmasında da büyük bir alternatif tedavi konumunda. Yaralardan kalan izlerin kaybolmasını hızlandıran bir etkiye sahip olan soğan bu konuda sihirli özelliklere sahip. Enfeksiyona karşı soğan! Bir dilim ekmeğin üstüne sütü kaynatıp dökün, üstüne bir soğan rendeleyin ve enfeksiyonlu yaranın üstüne bastırın. 2 saat kadar bu karışımın enfeksiyonlu alanla temasını kesmeyin. Sonra enfeksiyonu bu karışımla beraber vücudunuzdan çekebilirsiniz. Güneş yanıklarına soğan: Güneş yanıklarına genelde ülkemizde yoğurt sürerek çare buluyoruz. Ancak asıl tedavi soğanda. Yanıklarınızın üstüne soğan dilimleri koyun ve yanığın soğanın suyunu çektiğinden emin olun. Bunun üstüne bir yumurtanın akını sürerek tedavinizi sağlayabilirsiniz. Arı, sinek sokmalarında soğan: Arı soktuğu zaman üstüne tezek sürmekten, tükürmeye kadar pek çok çılgın tedavi yöntemi önerilir ancak asıl tedavi yine soğanda. Üstelik sadece arı değil, sivrisinek sokmalarında da bir hayli etkili bir yöntem. Soğanı sürmeyeceksiniz; evinizde yaz günleri sağda solda soğan kesip koyun bir kenarlara. Arılar ve sivrisinekler soğanın olduğu yerlere yaklaşmazlar. 23 kadIn saYfasI Kadın Beyni ve Erkek Beyni Ortalama bir erkek burnu ve kalbi bir kadına oranla daha büyüktür. Fakat bu, erkeklerin ne daha iyi koku aldıklarının ne de daha iyi sevebildiklerinin kanıtıdır. Yüzyıl önce, Bayernthal adlı bir doktor “Beyin çevre genişliği 52-53 cm olan bir kişinin, cerrah olmasını bekleyebilirsiniz, 52 cm’den küçük bir erkek beyninden fazla beklentide bulunmamalı. Beyin 50,5 cm’den küçük olursa, onda akıl ve zeka eksiktir. Muhteşem bir kadın beyni hiç aramayın, çünkü yoktur.” diyecek kadar ileri gidebiliyordu. Kadın ve erkek beyinleri arasında, belirli bilişsel davranış kalıplarında farklılıklar var. Bunlar yok sayılamıyor, fakat bu farklılıklar sadece beyinde belirlenen değişikliklerden ileri gelmiyor. Genetik, hormonlar, çevre ve tecrübeler de beyine ve sonuçta davranışlara yansıyan değişkenliklerdir. Cinsiyete özgü farklıklar var. Fakat medyada ön yargılı olarak yanlış yansıtıldığı biçimde değil. Örneğin: “kadınlar arabayı iyi park edemez; erkekler dinlemez, kadınlar daha duygulu, erkekler daha iyi hesap yapar, kadınlar daha iyi konuşuyor...“ hep ön yargılı yaklaşımlardır. “PNAS” adlı bir bilim dergisinin yakın bir tarihte yayınladığı araştırma sonucuna göre, kadın beyninin iki lobu (tarafı) liflerle birbirine daha iyi bağlantıda; erkek beyninin ise her lobunun içindeki lifler daha fazla. İşte fark burada... Çamaşırları evde kurutmayın! Çamaşırda kullanılan deterjanın solunan havaya karışması nedeniyle uzmanlar çamaşırların kış aylarında bile dışarıda veya bir çok binada bulunan çatıdaki çamaşır kurutma odalarında kurutulması önerisinde bulunuyor. Uzmanlar çamaşırların evde kurutulmaması konusunda uyarıyor. Özellikle yatılan odada çamaşır kurutulmaması önerisinde bulunuyor. Havaların soğumasıyla birlikte, çamaşırların genellikle kaloriferlerin üzerine serilerek kurutuluyor. Bu durum odadaki nem dengesini olumsuz etkiliyor. Çamaşırlarda kullanılan deterjan yumuşatıcı gibi kimyasallar, kurutma işlemi esnasında soluduğumuz havaya karışıyor. Bunu engellemenin tek yolu da, hava ne koşullarda olursa olsun mümkün olduğu kadar dışarıda kurutmaya çalışmak. Balkon ve teras gibi. İçeride kurutmak zorunda kalırsak da, yattığımız odada değil, gündüz kullanılan odalarda kurutmaya özen göstermek. Kadın ve erkek beyni hemen hemen aynı olmasına rağmen, anatomik yapısında, fizyolojik çalışmasında ve gelişiminde bazı farklar var. Örneğin erkeklerin kadınlara oranla % 8 daha büyük beyinleri ve % 16 daha fazla beyin sinir hücreleri var. Bu da erkek vücudunun daha büyük olmasına bağlı. Örneğin; genç kızların beyinleri, erkeklerden 4 sene önce son haline ulaşıyor. Bunun yanında, tabii ufak tefek anatomik değişiklikler de söz konusu. Öğrenme anında veya düşünme bakımından kadınlar daha büyük bir beyin alanını kullanıyor. Duygusal davranışlarda bu alanların kadınlarda daha aktif olduğu görülüyor. Sağlıklı olmak açısından bakıldığında, bazı hastalıklarda kadın ve erkek farkı görülüyor. Örneğin; kekeleme, okuma bozukluğu veya otizm erkeklerde daha yaygın. Şizofreni istatistikleri kadın ve erkek de aynı oranlarda. Fakat erkeklerde daha erken yaşta başlıyor. Kadın beynindeki lif bağlantı sistemi daha karmaşık olduğu için, daha çok alanı kullanıyor. Erkeklerin beynindeki süreç ise biraz farklı. Beynin içinde daha az ama daha yoğun olarak belirli bir bölgeye odaklanıyor. Bu farklılıkların başka sonuçları var mı diye yeni araştırmaları bekleyeceğiz. Brigitte Stemmer Çeviri: Mine Nart 24 çevre sayfası Yüzyılımızın en büyük problemlerinden biri olan israf, hayatımızın her bölümünde karşımıza çıkıyor. Peki israf deyince ne anlıyoruz? İsraf nasıl oluşuyor veya israfı engellemek için neler yapmalıyız? Dünyada israf büyük bir problem haline gelmiş durumda. Bunu bir çok ülkede politikacılar veya kurumlar her seferinde dile getirseler de bunu kontrol altına almak gene biz tüketicilerin elinde. Bunu önlemek ise o kadar zor ve karmaşık bir mesele değil. En büyük israfın başında besin maddeleri geliyor. Haddinden fazla alışveriş ve kullanılmadan çöpe giden besinler. Dünyada üretilen besin maddelerinin üçte birinin çöpe gittiğini biliyor muydunuz? Bu oran yaşadığımız ülke olan Almanya’da maalesef daha yüksek. Oysa yaşadığımız çevre ve dünya genelinde buna muhtaç olan insanların varlığından haberimiz olmasına rağmen, yine de düşünmeden ve bilinçsizce çöp üretmeye devam ediyoruz. Her sene sadece Almanya’da 6,6 milyon ton hayvansal veya tarımsal besin maddesi kullanılmadan atılıyor. Bunu önlemek için sadece biraz dikkat etmek, fazlasıyla yeterli oluyor. gidiyor. Buraya kadar bahsettiklerimiz sadece gıda maddelerindeki israftı. İsraf Peki ne yapmalıyız bu konuda? Alışverişe gitmeden önce plan yapmak olmazsa olmazlardan. Bir araştırmaya göre, bir çok insan plansız şekilde evden çıkıyor, oysaki alışverişe gitmeden önce dolapları açıp bakmak ve bir eksik listesi yapmak çok zor ve zaman alıcı bir iş değil. Sadece ihtiyacımız olan şeyleri almak, israfı büyük oranda azaltacaktır. Gıda sektöründeki israfın başka bir türünü ise üreticiler yapmaktadır. Dünya genelinde milyonlarca ton ürün topraktan çıktığı anda atılmaktadır. Sebebi ise güzellik kusuru. Yamuk bir domates veya bir patates, kıvrık bir yeşillik, tüketici tarafından satın alınmayacağı için hiç pazara sunulmadan çöpe çizilen projenin ilk önce inşaat ve uygulama müsadesinin alınması lazımdır. Yangın ve ses güvenligi, enerji hesapları, zemin kontrolü vs. Uzman Görüşü Büroma gelen veya telefonla arayanlar şu problemlerle karşılaştıklarını dile getiriyorlar. "Bir evimiz var (veya) ev aldık. Arka tarafına ek bir oda yaptık.", "Çatı katına (veya) tavan arasına bir şeyler yaptık ve imar müdürlügünden gelenler oldu. Yapmış olduğumuz yerin kullanımına müsade etmiyorlar, orayı boşaltmamızı istiyorlar." Bir uzman olarak, insanlarımıza eski veya yeni inşaat yapımında dikkat etmeleri gereken bazı önerilerim var: Eski binaların genişletilmesi, yeni binaların sıfırdan yapılmasında, ilk önce bu işleri bilen bir uzmana ihtiyaç var. Bir bilirkişi, mimar bulmanız gerekir. Mimarın aldığı işi sıfırdan inşaat bitinceye kadar sorumlu olarak planlama ve uygulama için görevlendirilmesi gerekir. Bunun yanında elektronik eşya veya ev eşyası gibi maddelerin de israfı büyük bir problem. Evimizde bir alet bozulduğu zaman, tamiri için zaman harcamıyoruz ya da tamirden anlayan bir kişi aramıyoruz. Şunu da kabul etmek lazım, tamirden anlayan kişiler de bir çok yerde dükkanlarını kapatıyorlar. Muhtemelen bir ürünün yenisini almak, tüketici tarafından daha cazip karşılanıyor. Tamir için harcanan masraf ve zamana, çoğu zaman değmiyor maalesef. Herkesin böyle düşünmesi sonucunda da israf artıyor elbette. Günümüzde kullanıp attığımız eşyalarımızın bazıları üçüncü dünya ülkelerine gönderiliyor. Bunun sebebi, bu atılan ürünleri yeniden parçalayıp halkın hizmetine sunmak hem pahalıya gelmekte hem de zaman almaktadır. Geride kalan atık maddeler ise oradaki bölge halkına ve doğaya zarar veriyor. Bu yüzden hepimize düşen görevler var bu konuda. Unutmayalım ki israf dinimizde de çok hassas bir konudur. Bu vesileyle hepinizi israftan kaçınmaya davet ediyorum ve şimdiden teşekkürlerimi sunuyorum. Hakan Tuc İşi alan mimarın hiç bir işe, planlamaya başlamadan önce belediyenin imar müdürlüğünde araştırma yapması gerekir, evinizi düşündüğünüz gibi planlayabilir misiniz veya imar kurallarına uygun mu diye. Örneğin; Eğer bir binanız varsa ve çatı altını mevcut eve katmak istiyorsanız belediyenin müsadesini almanız gerekir. Bazen izin verilmeyebilir de. Eğer işini bilmeyen bir kişi size “ben burayı yaparım, oturabilirsiniz” diyorsa, o kişilerden uzak durulması gerekir. Bilhassa her binada tehlike anında kaçabilecek iki kaçış yolu (merdiven ve pencere) olmalıdır. Bunun için İnşaat başladıktan sonra, beraber çalıştığınız mimar işi baştan sonuna kadar takip eder ve uygulamayı yapacak firmayı bulur ve fiyatları tespit eder. İnşaat başladıktan sonra müsadeyi veren müdürlüğün elemanları tarafından kontrol edilmesi lazımdır. Uygun yapıldığının yazılı kanıtlanması gerekir. Herkesin bir sorumluluğu ve yaptığı işin sonuna kadar hatasız olmasına özen göstermesi gerekmektedir. Bilhassa kaçak firma ve kişilerden uzak durmanızı öneririm. Ucuza yaptırmak istediğiniz şeyler, sizlere pahalıya mal olabilir. Kemal Gündoğan 25 fırsat eşitliği edemiyorlar ve çaresiz kalıyorlar. Ayrıca sosyal bir problem olan göçmen çocukların eğitimi sorumluluğunun kadına verilmesi, problemlerin katmerleşerek çözümsüzlüğe itilmesine sebep olmaktadır. Almanya’da Türk Kadını Almanya’ya göçün 51. yılında Türk kadınının sosyal durumu, maalesef pek iç açıcı değildir. Almanya’da yaşayan Türk kadınları toplumsal hayatta ve mesleklerinde pek fazla ilerleme kaydetmediler. Bunun yanında Türk kadınının, Alman toplumu tarafından kabul edildiği de pek söylenemez. Alman toplumunda, Türk kadınlarının baskı altında olduğu kanısı çok yaygındır. Ayrıca hala akademisyen Türk kadınlar iş alanında, Alman toplumu tarafından dışlanmakta, aldıkları eğitime göre iş imkanı bulamamakta ve Alman toplumu tarafından kabul edilmemektedirler. Almanya’daki göçmen gruplar arasında Türk kadınları, en eğitimsiz ve en az çalışanlar olarak görülüyor. Çalışma alanlarında da kalifiyesiz ve asgari ücretle ya da hiç bir sosyal güvencesi olmayan işlerde çalışıyorlar. Bunca seneden sonra, kadınlarda eğitim oranının çok düşük olduğu, okullarını ve meslek alanlarındaki çalışmalarını yarım bıraktıkları, bunun yanında okuma yazma bilmeyenlerin sayısının da azımsanmayacak kadar çok olduğu bilinmektedir. Kadınların %70’i, ev kadını ve evde oturuyorlar. Sosyal yardım alan ve yalnız yaşayan Türk kadınlarının sayısı da çok fazla. Kültürler arası farklılıklardan kaynaklanan problemler, neo liberal politikaların, anti demokratik yaklaşımları (acımasız rekabet şartları) karşısında göçmenlerin durumu daha da zorlaşıyor. Buna bağlı olarak, kadınlar genelde bu politikalar karşısında rekabet Yaşadığımız dönemdeki sosyal sistemin getirileri, zenginlerin daha zengin, fakirlerinde daha fakir olmasına imkan tanımış, aradaki uçurumun kapatılamayacak kadar açılmasına sebep olmuştur. Bundan dolayı da göçmen Türk kadını toplumdan soyutlanarak, tamamen toplum dışına itilmekte ve çeşitli problemleri de birlikte getirmektedir. Son yüzyılda göçmenlerin sorunları iyice artmış, göçmen kadınların sorunları çözümsüz bir hale gelmiştir. Bunların sonuçları olarak da, sadece buradaki göçmen Türklere yönelik hastalıklara, mesela ağır derecede depresyon, şizofreni, kalp rahatsızlıkları, şeker, obezite, mide ve sırt ağrılarına, çok erken yaşlarda maruz kalmaktadırlar. kadınlara çeşitli kurumlardan yardımlar verilerek sosyal problemler daha da aza indirilmelidir. Bu problemlerin çözümü için, Türkiye kökenli sivil toplum kurumlarına, Alman Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na, Türkiye Cumhuriyeti Yurt Dışı Akraba Topluluklar Başkanlığı’na, işverenlere ve duyarlı vatandaşlara çok büyük görevler düşmektedir. Necla Demirci Sosyal Pedagog, Eğitimci Ayrıca parçalanmış aileler, eğitim seviyesinin daha da aşağıya inmesine ve buna bağlı olarak da çocuk eğitiminde başarı oranının sıfırlanmasına neden olmaktadır. Almanya’da bu göçmen sorunlarının çözümü için çeşitli projeler üretilmekte ve uygulanmaya çalışılmaktadır. Bu projeler tek taraflı olduğu için başarı oranı yok denecek kadar azdır. Türk kadını bu projelere dahil edilmemiş, sadece bu projeler onlara uygulanmıştır ve uygulanmaya da devam edilmektedir. Bu sayede belirli meslek grupları oluşturulmuştur ve çok yüksek miktarda bir bütçe de bunlara aktarılmaktadır. Ama göçmen kadın sorunları bu politikalarla iyice çözümsüz bir hale gelmiştir. Bunun yanında Türkiye kökenli sivil toplum kuruluşları, Türkiye Cumhuriyeti Yurt Dışı Akraba Topluluk Başkanlığı da bu sorunlara şimdiye kadar duyarsız kalmışlardır. Bu problemlerin çözümü için, kadınların eğitimine ağırlık verilmeli ve eğitim için teşvik edilmeli, kadınların ekonomik bağımsızlıklarının kazanmaları ve çocuklarının eğitimi için de kadınlar desteklenmeli ve de Borçsuz bir hayat mümkün! Telefon: 0241 / 903 94 04 ınternet: www.schuldnerberatung-ac.info e-mail: [email protected] Büro adresimiz: Dennewartstr. 17 (3. kat) (Europaplatz’da Technologiezentrum’un yanı. Jülicher Str. tarafından gelenlerin Ludwig Museum durağında inmeleri gerekmektedir). Büro saatlerimiz: Pazartesi 0900 -1200 ve 1500 -1600 Salı 0900 -1200 ve 1400 -1600 Çarşamba 0900 -1200 ve 1400 -1600 Perşembe 0900 -1200 ve 1400 -1600 Cuma 0900 -1200 26 bilmece saYfası Harflerin yerine sayılar Sayıları hızlı bir biçimde bulmak Aşağıda her harf bir sayıyı temsil ediyor. Bu harflerin yerine doğru sayıları koyarak işlemi doğru olarak yapın? Aşağıdaki gördüğünüz çizimde 1’den 14’e kadar bazı sayılar verilmiş. Hızlı bir biçimde 1’den başlayarak sırayla arka arkaya parmağınız ile bulmaya çalışın. AB x BC = ADC + : BE - F = G FB + BB= CA Kibrit çöpü sorusu Sadece 4 kibrit çöpünün yerini değiştirerek iki adet kare yapabilir misiniz? © Belçika Trafik Güvenliği Kurumu Uygun olan kare Soru işaretli kareye mantıksal olarak aşağıdakilerden hangisi gelmelidir? Kaç adet üçgen sayabilirsiniz? Sayılar yığını Aşağıda değişik boyutlarda içiçe geçmiş bir çok üçgen görünmektedir. Toplam olarak kaç üçgen var, sayabilir misiniz? Aşağıdaki kutulardaki her sayı kendi altındaki iki kutuda bulunan sayıların toplamından oluşuyor. Soru işareti olan yerleri tamamlayın. 58 27 ? ? ? ? 7 15 ? ? Yanda boş olan yerlere gelen ortak harfler sizce ne olabilir? A B C Eşitliği sağlayın Aşağıdaki boş yerlere size verilen 2, 2, 2, 4, 4, 5, 10, 10, 25 sayılarını doğru yer lere koyarak eşitliği sağlayınız. Resimdekiler ne olabilir? Aşağıda nesnelerin sadece küçük bir bölümleri görülmektedir. Bunlar sizce ne olabilir? harfler Ortak ? x - + + x : x : = 2 a b c d e 27 KİŞİSEL GELİŞİM İletişimde beden dili Merhabalar, sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu sayımızin konusu: İletişimde vücut dili. Gözlem ve deneyimlerime göre, bir çok sorunun temelinde iletişim probleminin yattığını gördüm. Burada sizleri hem öz eleştiri yapmaya hem de bu konuyu araştırmaya davet etmek istedim... İletişim, gönderici ve alıcı konumundaki iki insan ya da insan grubu arasında gerçekleşen duygu, düşünce, davranış, bilgi alışverişi ve bir göndericiden bir alıcıya aktarılma sürecidir. Kişi, sosyal çevrede sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için çevresindekilerle iletişime geçer. Ayrıca ruhsal-bedensel ihtiyaçları gidermek için iletişim oldukça gereklidir. Toplumsal kanun ve kuralları sağlıklı işletebilmek için iletişim şarttır. Bu da gösteriyor ki iletişim, bir insanı yakın ve uzak çevresine bağlayan çok sıkı bir halkadır. Bir kişiyle iletişim kurarken sözler mi daha etkilidir hareketler mi? Kişilerin birebir kurdukları iletişimde % 7-10 kelimelerin, % 30-38 ses tonunun etkili olduğunu, beden dilinin etkisinin ise % 55 - 60’a kadar çıkabildiğini biliyor muydunuz? Neden sözsüz iletişim ve beden dili? Başkalarının gerçekte ne söylemek istediğini anlamak için önce kendi vücut dilinizi öğrenmeniz gerekiyor. İletişim sadece bilgi alış-verişi değildir. Bilgiyi veriş biçimi, sözlerin bedendeki ifadesi (örneğin; gülen bir yüz) iletişimi değerlendirmemizde ikinci önemli bir noktadır. İletişimde bilgilenmek ve kavramak, anlamak değildir. İletişimin ana amacı, anlayarak kavramaktır. Karşınızdaki kişinin ne istediğini kavrar, ancak ne yaşadığını anlayamazsınız. Burada empati yönünüzü de geliştirirken, aynı zamanda kişisel gelişiminize de katkı sağlamış olursunuz. • El sıkışma şeklimizden, ayakta durma veya oturma pozisyonlarımıza kadar pek çok vücut hareketimiz, içinde bulunduğumuz ruhsal durumları, amaç ve isteklerimizi ortaya koyan göstergelerdir. Doğru iletişim kurulamadığı için, yaşamın her alanında büyük sorunlar çıkıyor. Bizi anlayamadıklarından şikayet ederiz; fakat hiç düşünmeyiz, “ben kendimi karşıdakine ne kadar anlatabiliyorum?” veya “dışarıdan ben nasıl görünüyor ve anlaşılıyorum?” diye hiç kendimize dışarıdan bakmayız... Biz bile kendimizi bazen zor anlarken, dışarıdaki insanlardan bizi doğru anlamalarını bekliyoruz... Öyleyse, önce aynada kendimize bir bakacağız... Konuşurken vücudumuzun, yüzümüzün verdigi tepkilere, mimiklere dikkat edip, analiz edeceğiz... Konuştuğunuz konulara göre, vucut dilinizin sizi onaylamasını öğrenip, geliştireceksiniz... Sonunda kendinizi doğru ifade edebillen, kolay anlaşılır ve güven veren insanlar olacaksınız. Bu da bütün hayatınıza pozitif olarak yansıyacaktır... Bir mesajın toplam etkisi incelendiğinde, kişilerin birebir kurdukları iletişimde beden dilinin oldukça etkili olduğu ortaya çıkmıştır. 1. Başkalarının gerçekte ne söylemek istediğini anlamak. 2. Karşımızdakileri daha iyi anlayarak etkili bir iletişim kurmak. 3. Kendi beden hareketlerimizi denetleyerek, sosyal ortamlara daha çabuk uyum sağlamak. 4. Başkaları üzerinde olumlu bir etki yaratarak, amacımıza ulaşmak. Vücut dilini, televizyonun sesini kapattığımızda ya da sessiz bir film seyrederken aldığımız bir mesaj olarak da görebiliriz. Vücut dili, iletişimde kullanılan sözcüklerden daha önemlidir. Çoğu zaman davranışlar ve jestler iletişimin temelini oluşturur. Söylediklerimizin gerçek içerik ve anlamlarını ortaya koyar. Bunlar, düşünce ve duyguları destekleyen, onları somutlaştıran hareketlerdir. Mutlaka siz de duymuşsunuzdur; bazen bir hareket bin söze bedeldir. Herhangi bir kişiyle iletişim kurduğumuzda, söylediklerimiz ne kadar önemli ise hareketlerimizle o kişide bıraktığımız izlenim de bir o kadar önemlidir. El-kol hareketleri, mimikler, dokunma, vücut pozisyonu vs... İş yaşamında başarılı olmak isteyen kişi, iletişim kurduğu kişilerin sadece söylediklerini değil, yüzü, eli, kolu ve bedeniyle yaptıklarını da görmeli ve duymalıdır. Sohbet sırasında saç düzeltme, başı sallama, kolları kapama, elleri sıkma gibi işaret ve hareketlerimiz; biz farkında olmasak bile, iletmek üzere programladığımız bir mesajımız olduğunu ya da bu mesajı vermek için hazırlık yaptığımızı gösterir. Örneğin; • Yüzümüzün aldığı çeşitli ifadeler, heyecanımızı, neşemizi, irkildiğimizi, utandığımızı, tiksindiğimizi, kızgınlığımızı veya korkularımızı ortaya koyar. İnsanlar genelde duyduklarını unutabilir, değiştirebilir, yanlış hatırlayabilirler... Fakat gördükleri onları etkileyen her neyse, aynı tazelikte hafızalarında kalır ve sizi öyle değerlendirirler... Yine mutlaka duymussunuzdur „İlk intiba son intibadır“ diye bir söz vardır. Değiştirmesi de oldukça zordur. Sosyal ve iş hayatında, evlilikte kurduğunuz her türlü iletişimde, konuştuklarınızı onaylayan ve destekleyen bir vücut dili gelistirmeniz, hayatınızı daha az sorunlu, başarılı ve huzurlu geçirmenizi sağlayacaktır. Unutmayın; etkili iletişimin olduğu her yerde, ikili ve çoklu ilişki sorunlarında mutlaka çözüm de vardır... Sizlere her konuda etkili bir iletişim kurabileceğiniz, sağlıklı, huzurlu bir 2016 diliyorum... Sevgiyle ve pozitif kalın. Hasan Erdal Yaşam Koçu 28 önce sağlık Baş Ağrısı ve Nedenleri Bu sayımızda sizlerle hem kendimizin zaman zaman yakındığı, hem de çevremizdeki yakınlarımızdan en sık duyduğumuz sağlık şikayetlerinden biri olan baş ağrılarıyla ilgili bilgiler paylaşmak istiyorum. Baş ağrısı aynı şekilde hekim olarak da bizlerin tüm branşlarda karşılaştığımız çok yaygın bir sağlık sorunudur. Birkaç saat süren baş ağrılarının yanı sıra, birkaç hafta boyunca süren ağrılar da vardır. Tiplerine göre baş ağrıları farklı gruplara ayrılır. En büyük kısmını gerilim tipi baş ağrısı veya migren gibi kronik ve belli aralıklarla ortaya çıkan baş ağrıları oluşturur. Baş ağrısı beyindeki veya vücuttaki diğer başka bir hastalıktan dolayı kaynaklanabilir ve bu ağrı, ‘ikincil baş ağrıları‘ diye sınıflandırılır. Öte yandan baş ağrısı başka hiçbir hastalığa bağlı olmayıp kendisi bir hastalık olarak ortaya çıkabilir. Başka bir hastalıktan kaynaklanmayan baş ağrıları, ‘birincil baş ağrıları‘ grubunda yer alır. Migren ve gerilim tipi baş ağrısı “birincil baş ağrıları” grubunda yer alan en önemli baş ağrısı nedenleridir. Birincil Baş Ağrıları Neden Olur? Gerilim Tipi Baş Ağrısı: Gerilim tipi baş ağrıları migrene göre hem daha kısa sürerler, hem de günlük hayatı pek etkilemezler, aynı zamanda tedaviye de daha kolay cevap verirler. Baş ağrıları içerisinde en sık görülen ağrı tipi gerilim tipi baş ağrısıdır (Baş ağrılarının yaklaşık % 50 sinden daha fazlası). Gerilim tipi baş ağrısında anksiyete, depresyon, stres ya da kafa travması, kas gerilimine ve baş ağrısına yol açar. Gerilim tipi baş ağrısı, boyun ve kafa derisini de yayılabilen bir ağrıdır. Genellikle başın arka tarafından ense bölgesinden başlayıp öne doğru seyreder ve çift taraflıdır. Omuz ve boyun bölgesi kaslarının gerilmesi bu tipteki baş ağrısının başlıca nedenleri arasındadır. Uzun bir süre boyunca başın sabit bir şekilde tutulduğu, örneğin bilgisayar başında çalışmak gibi aktiviteler gerilim tipi baş ağrısına neden olabilir. Bu tip baş ağrısının diğer tetikleyicileri kötü uyku pozisyonu, uykusuzluk ve halsizlik olarak sıralanabilir. Migren Ağrısı: Migrenin neden ortaya çıktığı henüz tam olarak aydınlatılamamış olsa da, genetik ve çevre faktörlerinin bu ağrı tipinde önemli bir rol oynadığı bilinir. Migren beyin damarlarının çeşitli tetikleyiciler nedeniyle genişleyip tekrar daralmasıyla ortaya çıkan baş ağrılarıdır. Genellikle başın arka tarafında ense bölgesinden başlayıp öne doğru (göz arkasına doğru) seyreder ve ataklar şeklinde gelen yarım baş ağrıları şeklindedir. Ağrı oldukça şiddetlidir ve hastanın günlük yaşam aktivitelerini engeller. Migren ağrısı ilaç tedavisine çok kolay cevap vermez. Baş ağrısı ile birlikte bulantı, kusma, ışığa ve sese karşı hassasiyet, görme bozukluğu gibi eşlik eden semptomlar olabilir. Bu semptomlar nedeniyle hastalar migren atağında genellikle sessiz ve karanlık ortamlarda kalmayı tercih ederler. Migren kadınlarda, erkeklerden daha sık görülmektedir. Stres, açlık, uykusuzluk, çikolata ve şarap gibi bazı besin türleri, ses veya görüntü gibi duyusal sinyaller, olası migren tetikleyicileridir. Bazı kadınlarda normal hormon dalgalanmaları da migreni tetikler. İkincil Baş Ağrıları Neden Olur? Yazının başında da değindiğimiz üzere ikincil baş ağrısı, başka bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkar. İkincil baş ağrısına neden olan hastalıklardan bazılarını aşağıdaki listede bulabilirsiniz. Daha önce hiç yaşamadığınız türde, şiddetli, sık tekrar eden, enseden başlayan ve ani gelişen baş ağrıları yaşıyorsanız, bu ağrıların altında üzerinde durulması gereken başka bir ciddi rahatsızlık yatıyor olabilir. Yukarıdaki tanıma uyduğunu düşündüğünüz ağrılar mutlaka ciddiye alınmalı ve ihmal edilmemelidir. Baş ağrısıyla birlikte bulantı, kusma, zihin bulanıklığı ve görme bozukluğu gibi şikayetleriniz de varsa, zaman kaybetmeden bir doktora görünmelisiniz. İkincil baş ağrısının altında yatan bazı hastalıklar hayati risk taşıyabileceklerinden, erken teşhis oldukça önemlidir. İkincil baş ağrılarına neden olabilecek hastalıkları şu şekilde sıralayabiliriz: • Baş ve boyun yaralanmaları • Beyin damar hastalıkları • Beyin tümörleri • Beyin enfeksiyonları • Sinüzit • Hipertansiyon Eğer baş ağrısının altında herhangi bir başka neden varsa, tedavi bu nedene yönelik yapılmalıdır. Hastada primer bir baş ağrısı mevcut ise ağrı tipine göre ve kişiye özel bir tedavi rejimi uygulanacaktır. Dr. Murat Kopuk Bezirkskrankenhaus Kaufbeuren/Psychiatrie • Schuhreparatur • Innenschuhe – Orthesen 29 Einlagen nach Maß Orthopädische Maßschuhe ••Schuhreparatur ••Innenschuhe – Orthesen Schuhzurichtungen Diabetische Versorgung ••Einlagen nach Maß ••Orthopädische Maßschuhe Elektr. Fuß- & Druckmessung ••Schuhzurichtungen • Diabetische Versorgung • Elektr. Fuß- & Druckmessung SAĞLIKLI YAŞLANMA AVCI ADEM - Schuhtechniker · Alt-Haarener Str. 116 · D-52080 Aachen AVCI ADEM - Schuhtechniker · Alt-Haarener Str. 116 · D-52080 Aachen IHR HAARENER IHR HAARENER ORTHOPÄDIE ORTHOPÄDIE SCHUHTECHNIKER SCHUHTECHNIKER Avci vci A Bakım Sigortası nedir? Bir sağlık sigortası üyesi olarak, bakıma muhtaçlık durumuyla bağlı ortaya çıkabilecek risklere karşı da sigortalanmış durumdasınızdır. Bununla ilgili hizmetler, bakım parası ödemeleri, birleşik hizmetler, gündüz ve gece bakımı (kısmen yataklı bakım), kısa süreli bakım, engellilik bakımı ve tam yataklı bakımı kapsar. Ayrıca bakım araç ve gereçleri, oturduğunuz mekan ve yakın çevresini iyileştirmeniz amacıyla verilen teşvikler ve bakıcı personel için emeklilik sigortası primlerinin ödenmesi bakım kasasının verdiği hizmetler arasında bulunmaktadır. Bakıma muhtaçlık durumu üç kademeye ayrılmıştır: „Önemli ölçüde bakıma muhtaç olanlar“ (Bakım derecesi I), „Ağır bakıma muhtaç olanlar“ (Bakım derecesi II) ve „En ağır bakıma muhtaç olanlar“ (Bakım derecesi III). en fazla 1432 €’ya kadar ödenir. Bakım maddi ödemeleri direk seyyar bakım kurumuna yapılır. Kısmen ayakta bakım: Ev bakımı yeterince verilemediği için kısmen günün belli bir bölümünde (gündüz veya gece) bakılan sigortalılar kısmen ayakta bakım parası alırlar. Bakım kasası birinci bakım derecesinde aylık 384 €, ikinci kademede 921 € ve üçüncü kademede 1432 € öder. Engellilik bakımı: Bakan kişinin hastalık veya tatil nedeniyle bakım işini yapamadığı durumlarda yedek bir bakıcı için engellilik bakım parası ödenir. Bu yedek bakıcı için en fazla dört haftalık bir süre için yılda en fazla 1432 €´ya kadar ek ödeme yapılır. Kısa süreli bakım parası: Sigortalı, bakımının evinde yapılması geçici olarak mümkün değilse veya yeterli seviyede yapılması halen mümkün değilKimler bakım sigortası se kısa süreli bakım parası alır. Bakım hizmetlerinden yararlanabilir? kasası kısa süreli bir bakım evinde en fazla dört haftalık bir bakım için yılda Bedensel, zihinsel veya ruhsal bir has- en fazla 1432 € öder. talık yada özürlülük nedeniyle günlük Tam yataklı bakım ödemeleri: Bayaşamda düzenli yapılması gereken kımları bakım evlerinde yapılan sigorişlerde önemli ölçüde sürekli yardıma talılar tam yataklı bakım ödemeleri ADEM alırlar. Bakım kasası Tel.: 0 241hizmetleri, / 16 17 39 muhtaç olanlar bakım sigortasıAVCI hizbakım Ihr Haarener Orthopädie Schuhtechniker Fax: 0 241 / 16 17 39 AVCI ADEM Tel.: 0 241 / metlerinden yararlanabilirler. Sürekli tıbbi tedavi bakımı ve sosyal bakım Alt-Haarener Str. 116 Mobil: 0 176 /16 2517 2639 40 38 Ihr Haarener Orthopädie Schuhtechniker Fax: 241 / 16 17 39 52080 Aachen E-Mail:[email protected] bir durumunun olması için yardıma için aylık birinci bakım derecesinde Alt-Haarener Str. 116 Mobil: 0 176 / 25 26 40 38 52080 Aachen E-Mail: [email protected] muhtaçlık halinin muhtemelen en az aylık 1023 €, ikinci kademede 1279 € altı ay sürmesi gerekmektedir. ve üçüncü kademede 1432 € öder. Bakım kursları: Bakım kasası bakım Bakım sigortası hangi yapan aile üyeleri için kurslar düzenler. hizmetleri verir? Bakım araç ve gereçleri: Bakım araç ve gereçleri, evde yapılan bakımı koBakım parası: Sigortalılar, bakımla- laylaştırdığı ve bakımı yapılan kişilerin rı aile üyeleri, arkadaş veya tanışları durumunu iyileştirdiği takdirde kasa tarafından yapıldığında bakım para- tarafından ödenir. sı alırlar. Böylesi bir durumda birinci Oturulan mekan ve yakın çevresini bakım derecesinde aylık 205 €, ikinci iyileştirici önlemler: Oturulan mekademede 410 € ve üçüncü kademe- kan ve yakın çevresini iyileştirici önde 665 € ödenir. lemler için en fazla 2557 € ek ödeme Bakım maddi ödemeleri: Bakım, yapılır. Bu ödemenin yapılması için seyyar bakım kurumları tarafından ya- ilgili önlem bakıma muhtaç kişinin pıldığında birinci bakım derecesinde evinde yaşayabilmesi veya daha iyi en fazla aylık 384 €, ikinci kademede bakılması için gerekli olmalıdır. en fazla 921 € ve üçüncü kademede Kaynak: AOK Sağlık Kasası AVCI Ortopedik Ayakkabı Teknisyeni Çoğu omuz, bel, diz ve ayak ağrılarının sebebinin “ayak”tan kaynaklandığını biliyor muydunuz? Biz bu alanda uzmanlaşmış ustalar olarak bu ağrılarınıza çare bulabiliriz... Hizmetlerimiz: • Diyabet hastalarımıza özel ayakkabı ve taban imalatı • Ortopedi ayakkabı imalatı • Ölçü üzeri ayakkabı tabanı imalatı (Topuk dikeni, genelde çocukların içe ve dışa yürümelerini önleyen beyin uyarısıyla çalışan tabanlar üretmekteyiz. • Ortez imalatı. • Topuk yükseltme (Kalçada kısalmaBankverbindung: mevcutsa). USt.-Nr. 201/5014/4020 IK-Zeichen: 340 533 184 VR Bank eG • Her türlü ayakkabı tamiratı USt.-Nr. 201/5014/4020 Bankverbindung: Rechnungen sind zahlbar Iban: DE33 3916 2980 0206 9600 27 IK-Zeichen: 340 533 184 VR Bank eG yapılmaktadır. sofort ohne Abzug. Bic: GENODED1WUR Rechnungen sind zahlbar Iban: DE33 3916 2980 0206 9600 27 • Yeni teknoloji cihazları ile sofort ohne Abzug. Bic: GENODED1WUR ücretsiz ayak ölçümü alınır. • Ücretsiz ev ziyaretleri yapılır. Bütün sigortalar (Krankenkassen) ile anlaşmalarımız mevcuttur. Özel masraf çıkarmadan, reçete ile hizmetlerimizden faydalanabilirsiniz. Alt-Haarener-Str.116 52080 Aachen Tel.: 0241 / 16 17 39 Cep: 0176 / 252 640 38 Açılış saatleri: Pzt-Prş.: 08.00 - 18.30 Çrş.: 08.00 - 14.30 Cum.: 08.00 - 13.00 15.00 - 18.00 Cts.: 08.00 - 13.00 30 siz Ve BURcunuz 2016 Yılında Burcunuz Koç (21 Mart / 20 Nisan) İş hayatında oldukça başarılı olan koçları bu yıl, kariyerlerinde başarı bekliyor. Sürpriz iş teklifleri ile, farklı alanlarda ilerlemeniz ve terfi almanız mümkün. Arkadaş ve aile hayatınız ise, oldukça güzel ve eğlenceli geçecek. Aşk hayatınızda, güzel ve mutlu bir yıl sizi bekliyor. Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs) Savurganlıkları ve lüks takıntıları ile bilinen boğaları bu yıl, maddi sıkıntılar bekliyor. Yılın ortalarına kadar yaşayacağınız savurganlıktan dolayı gelen maddi sıkıntı, yılın sonlarına doğru peşinizi bırakacak. Sürpriz bir aşk kapınızda bekliyor. İkizler (22 Mayıs / 21 Haziran) Hareketli ve enerji dolu bir yıl geçirecek olan ikizler, pek çok fırsatla da karşılaşacaklar. Bu fırsatlar özellikle iş hayatında sizi etkileyecek. Yaz aylarında ise, aşk hayatınızdaki fırsatları değerlendireceksiniz. Romantik bir yıl sizi bekliyor. Yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz) Çalışma hayatında oldukça verimli ve hareketli bir yıl sizi bekliyor olacak. Karşınıza çok güzel fırsatlar ve sürpriz teklifler çıkacak. Bunları iyi değerlendirdiğiniz takdirde, çok güzel paralar kazanabilirsiniz. 2016 sizin için şans ve fırsat yılı olacak. Aşk hayatında da verimli bir yıl geçirecek olan yengeçler, yeni ve güzel aşklara yelken açacak. Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos) İş hayatında alacağınız kararlar, başarılı olmanıza neden olacak ancak yanlış kararlar vermeniz, sizi maddi açıdan sıkıntıya sokabilir. Sağlık olarak biraz zor bir yıl aslanları bekliyor. Ancak, aşk hayatında yüzünüz gülecek. Yılın sonlarına doğru evlilik kararı alabilirsiniz, yada aradığınız aşkı, beklemediğiniz bir anda bulabilirsiniz. Başak (24 Ağustos / 23 Eylül) Yaratıcılığınızın ön planda olacağı bir 2016 yılı, sizlerle olacak. 2016 burç yorumları belirlenirken, en başarılı yılı geçirecek olanın, başak burcu olduğu görülmüştür. Bu nedenle şanslısınız çünkü, aşk, iş ve arkadaşlık ilişkilerinde, oldukça mutlu ve başarılı günler sizi bekliyor. Bunlara ulaşmak için yaratıcılığınızı ön planda tutun. Terazi (24 Eylül / 22 Ekim) İş hayatında ve aşk hayatında bolluk ve bereket dolu bir yıl geçirecek olan teraziler, maddi sıkıntılarından bu yıl kurtulacaklar. Hem iş hem de aşk hayatında karalı ve dengeli tavırlarınız sayesinde, başarılı olmanız söz konusu. Akrep (23 Ekim / 22 Kasım) Yıldızı oldukça yüksek olan akrepler, bu yıl da popüler olacaklar. Özellikle aşk hayatında oldukça başarılı olan akrepleri, kıskançlıklardan dolayı sıkıntılı bir yıl bekliyor. Çok fazla kıskanç olduğunuz için, ilişkinizin bitmesi bile söz konusu olabilir. Yay (23 Kasım / 20 Aralık) Oldukça harekeli ve keyifli bir yıl geçirecek olan yaylar, bu yıl ev değişikliği yapabilirler. Bu yıl iş, eğitim ve aşk hayatınızda planlı olmalısınız. Aşk hayatınızda kısa süreli gerginlikler olsa da, genel anlamda sizi etkilemeyecek. Sosyal hayatınızda da renkli ve eğlenceli bir yıl yaşayacaksınız. Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak) Parayı çok iyi yöneten oğlaklar, bu yıl da büyük paralar kazanabilecekler. Maddi açıdan rahat ve mutlu bir yıl sizleri bekliyor olacak. Aşk hayatınızda yeni bir partner ile tanışıp, evlilik kararı almanız mümkün. Ancak evli olan oğlaklar, yılın başlarında gizli ilişkilerinden dolayı sıkıntı yaşayabilirler. Kova (19 Ocak / 20 Şubat) Hırslı olan yapıları nedeniyle, güzel bir yıl geçirecek olan kovalar, maddi anlamda rahat ve kazançlı bir yıl geçirecekler. İş hayatında güzel fırsatlar ve kariyerler sizleri bekliyor. Bu yıl işinizde terfi almanız mümkün olacak. Aşk hayatında ise güzel ve seviyeli bir ilişki yaşayacaksınız. Hayatınızın aşkı, yılın ortalarında kapınızı çalacak. Balık (20 Şubat / 21 Mart) Duygusal ve hayalperest olan balıkları, güzel gelişmeler ve hayallerindeki fırsatlarla karşılaşacakları bir yıl bekliyor. Bu yıl en dikkat çeken burç, balıklar olmuştur. Hem kariyer hem de aşk hayatında, aradığınızı bulacağınız ve istediğinizi alacağınız bir yıl olacak. 31 çözümler Sayfası 26 Bİlmece sayfası 10 Bulmaca sayfası Harflerin yerine sayılar Kibrit çöpü sorusu 21 x 14 = 294 10 - 3 = 7 31 + 11 = 42 Kaç adet üçgen sayabilirsiniz? Tam olarak 64 adet üçgen vardır. Uygun olan kare Doğru cevap B’dir. Çünkü her bir sırada son kare önceki iki karenin toplamını vermektedir. Ortak harfler SİM SEVAP SİNİ SEVDA SİMİT SEVGİ SİNEK SEVİNÇ SİYAH SEVİMLİ Sayılar yığını 58 31 27 11 15 16 4 7 GİZ GİŞE GİDER GİRİŞ GİZEM BEŞ BERE BEKA BEBEK BEYİN 9 6 KIRK KIRIK KIRSAL KIRINTI KIRMIZI JEL JET JEST JETON JEOLOG Eşitliği sağlayın 2 x 10 - 10 + 10 + 5 x 4 : 25 x 2 : 4 = 2 Resimdekiler ne olabilir? a) Yumurta kabı, b) Kurbağa c) Orkıde, d) Golf sopası ve topu e) Kurşun kalem. 18 sudoku sayfası 3 8 1 6 9 5 2 4 7 9 4 6 8 2 7 1 3 5 7 5 2 1 3 4 6 9 8 6 9 5 2 7 3 4 8 1 2 3 4 5 1 8 9 7 6 8 1 7 4 6 9 5 2 3 1 7 8 9 4 6 3 5 2 4 6 3 7 5 2 8 1 9 5 2 9 3 8 1 7 6 4 4 6 2 1 3 8 7 5 9 1 9 8 5 6 7 2 3 4 7 3 5 4 9 2 1 8 6 2 4 3 7 5 1 9 6 8 5 1 7 9 8 6 4 2 3 9 8 6 2 4 3 5 1 7 8 2 9 6 1 4 3 7 5 3 7 4 8 2 5 6 9 1 8 5 7 2 1 4 9 3 6 4 3 1 6 7 9 2 8 5 6 2 9 8 5 3 7 4 1 2 7 8 5 9 1 3 6 4 3 1 6 4 2 7 5 9 8 9 4 5 3 6 8 1 7 2 7 8 2 9 4 5 6 1 3 1 6 3 7 8 2 4 5 9 06010016224 3 6 7 1 8 5 4 2 9 1 8 2 6 4 9 5 3 7 5 9 4 3 7 2 1 8 6 7 4 8 5 3 6 9 1 2 2 1 6 4 9 8 7 5 3 9 3 5 2 1 7 8 6 4 8 7 3 9 2 1 6 4 5 6 2 1 7 5 4 3 9 8 4 5 9 8 6 3 2 7 1 5 1 9 3 7 8 2 4 6 7 6 8 4 1 2 3 9 5 8 5 4 7 2 1 9 6 3 9 7 1 5 6 3 4 8 2 3 2 6 8 9 4 5 7 1 1 8 5 6 3 9 7 2 4 6 4 7 2 8 5 1 3 9 2 9 3 1 4 7 6 5 8 8 3 6 1 7 5 2 4 9 7 9 4 2 8 6 3 5 1 3 1 7 6 9 2 4 8 5 6 4 9 5 3 8 1 2 7 5 8 2 4 1 7 9 3 6 4 5 3 8 6 1 7 9 2 2 7 1 9 5 3 8 6 4 9 6 8 7 2 4 5 1 3 06010016227 4 7 2 1 3 8 9 6 5 9 3 1 5 6 2 8 4 7 1 2 4 9 8 5 3 7 6 7 6 5 2 4 3 1 9 8 3 8 9 6 1 7 5 2 4 2 1 6 8 7 9 4 5 3 5 4 7 3 2 1 6 8 9 5 9 4 1 3 6 8 2 7 9 6 3 7 4 8 1 2 5 4 7 1 5 3 2 6 8 9 8 2 5 9 6 1 4 7 3 2 5 4 1 7 6 3 9 8 7 8 6 3 9 4 2 5 1 1 3 9 2 8 5 7 6 4 5 9 2 4 1 7 8 3 6 3 4 8 6 2 9 5 1 7 2 3 4 6 1 5 7 9 8 1 5 8 9 7 4 6 2 3 9 7 6 8 3 2 1 5 4 6 1 2 3 5 8 9 4 7 8 9 3 2 4 7 5 6 1 5 4 7 1 6 9 3 8 2 3 8 1 4 9 6 2 7 5 7 2 9 5 8 1 4 3 6 4 6 5 7 2 3 8 1 9 4 5 2 6 1 8 9 3 7 1 7 6 3 9 2 4 8 5 9 2 8 7 3 4 1 5 6 7 3 4 1 5 6 8 9 2 6 1 5 8 2 9 3 7 4 3 4 7 2 8 5 6 1 9 5 8 9 4 6 1 7 2 3 2 6 1 9 7 3 5 4 8 06010015027 6 1 7 8 5 3 9 4 2 06010014525 1 5 9 8 7 6 3 4 2 8 3 2 5 1 4 9 6 7 7 6 4 2 3 9 5 8 1 3 1 5 6 9 2 8 7 4 9 8 6 7 4 5 2 1 3 2 4 7 3 8 1 6 5 9 5 7 1 9 6 3 4 2 8 4 2 3 1 5 8 7 9 6 3 7 1 8 9 4 5 6 2 2 4 8 5 6 7 3 9 1 9 6 5 1 2 3 7 4 8 1 8 2 9 3 6 4 7 5 7 9 6 4 5 2 1 8 3 5 3 4 7 8 1 6 2 9 4 5 9 6 1 8 2 3 7 6 1 3 2 7 9 8 5 4 06010015026 8 9 3 5 4 7 2 6 1 8 9 3 4 5 6 7 1 2 06010014524 06010015025 06010016226 1 2 5 3 4 9 6 7 8 6 5 8 7 9 4 2 3 1 06010015024 06010016225 4 3 2 9 5 6 8 1 7 6 5 1 3 7 9 8 4 2 6 9 8 4 2 7 1 3 5 06010014526 8 2 7 3 4 5 9 1 6 06010014527 Reklam / İlan Fiyatlarımız * 1 kez 3 kez 6 kez Arka Kapak 1.000 € 600 € 1/1 Sayfa 350 € 1/2 Sayfa 250 € 1/3 Sayfa 200 € 1/4 Sayfa 150 € 1/6 Sayfa 120 € 1/8 Sayfa (% 10 indirim) (% 25 indirim) 900 € 540 € 315 € 225 € 180 € 135 € 108 € 750 € 450 € 262 € 187 € 150 € 112 € 90 € * Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir. TANITIM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fiyatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, e-mail, internet vb.) sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla bilgi için bizi arayabilirsiniz. 0241 / 990 78 68 Taşfırın‘da pide ve lahmacun Roermonder Strasse 335 52072 Aachen-Laurensberg Grill • Restaurant • Café Süt danası ve hindi döner Meşhur dövme yayık ayran Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri Şark Köşesi Zengin salata çeşitleri Taşfırın‘da pizza çeşitleri Şelale Çocuk Oyun Alanı Tereyağlı baklava Taşfırın‘da künefe Özel toplantı ve eğlencelerinizi kutlayabileceğiniz 80 kişilik özel bölümümüz mevcuttur. Telefon: 0241 / 170 11 www.marmarisgrill.de Tüm etlerimiz helal kesimdir! Zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz! Ücretsiz Otopark
Benzer belgeler
Indir / Oku - Bizim Aachen
G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceyl...
Detaylı