ortak sorumluluk - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu

Transkript

ortak sorumluluk - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl: 9 sayý: 36 Ocak-Þubat-Mart 2014
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
ORTAK SORUMLULUK
Þakir Ercan GÜL, Sayfa 3’te
MEVDUAT SÝGORTASI VE PÝYASA
DÝSÝPLÝNÝ ÝLÝÞKÝSÝ ÇERÇEVESÝNDE
TÜRKÝYE UYGULAMASININ
DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Cemal KARAMUSTAFA
Sayfa 5’te
SINIR ÖTESÝ BANKALARIN
ÇÖZÜMLENMESÝNDE YEREL
ALACAKLILARIN KORUNMASI
Defne ÜSTÜNSOY
Sayfa 20’de
SANAL PARA:
BÝTCOÝN
Yasemin ÞENOL
Sayfa 29’DA
TEMEL PARAMETRELER
SÝGORTA VE RÝSK ÝZLEME DAÝRE BAÞKANLIÐI
BANKACILIK SEKTÖRÜ VERÝLERÝ
ÞUBE ve PERSONEL SAYILARI (Aralýk 2013)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Banka sayýsý
32
4
13
Yurtiçi Þube
10.911
968
40
Yurtdýþý Þube
79
4
0
Yurtiçi Personel
191.404 16.871
5.299
Yurtdýþý Personel
748
52
0
Toplam
49
11.919
83
213.574
800
MEVDUAT VE KATILIM FONU
milyon TL
Aralýk 2013
884.457
MEVDUAT HESABI
%37
Dth oraný
61.313
KATILIM FONU
%40
Dth oraný
945.770
TOPLAM
%37
Dth oraný
Haziran 2013
782.884
%32
54.773
%38
837.657
%33
Aralýk 2012
723.963
%32
47.921
%41
771.884
%33
Kaynak: BDDK
milyon TL
BÝLANÇO BÜYÜKLÜKLERÝ (Aralýk 2013)
Mevduat
Katýlým
Kalkýnma ve
milyon YTL
Bank.
Bank.
Yatýrým Bank.
Toplam Aktifler 1.566.189
939.772
Toplam Krediler
101.415
Konut Kredileri
92.402
Kredi Kartlarý*
26.936
Takipteki
Alacaklar
277.096
Menkul Kýymet
Mevduat/Kat.Fon 884.457
165.955
Özkaynak
Toplam Bilanço 1.841.537
Dýþý Ýþlemler
-Gayrinakdi Kredi 288.805
ve Yükümlülükler
1.552.733
-Taahhütler
Toplam
96.075
62.029
9.080
2.539
2.261
70.136
45.608
10
0
425
1.732.400
1.047.410
110.505
94.942
29.622
4.828
61.313
8.833
67.148
4.807
0
18.936
51.947
286.731
945.770
193.724
1.960.632
33.097
12.077
333.979
34.051
39.869
1.626.653
* Bireysel + Kurumsal / Kaynak: BDDK
Aralýk
2013
240.355
Sigorta kapsamýndaki mevduat
%25
Dth oraný
Sigorta kapsamýndaki katýlým fonu 22.291
%32
Dth oraný
262.646
TOPLAM
%26
Dth oraný
Haziran
2013
Aralýk
2012
224.051
%24
20.395
%32
244.447
%25
163.055
%24
14.642
%34
177.697
%25
BANKACILIK SEKTÖRÜ SERMAYE YETERLiLiK ORANI (%)
%
Aralýk 2013
Haziran 2013
Aralýk 2012
Mevduat Bankalarý
15,62
17,24
14,58
Katýlým Bankalarý
14,8
13,89
13,97
Kalk. ve Yat. Ban.
32,9
34,26
32,69
Bankacýlýk Sektörü
16,34
17,85
15,28
Kaynak: BDDK
SÝGORTA PRÝM TAHSÝLATLARI
Milyon TL
2013(Toplam)
Mevduat Bankalarý 1.382.085
Katýlým Bankalarý
114.187
TOPLAM
1.496.272
2013 (Eylül)
356.889
29.703
386.592
2012 (Toplam)
934.400
74.896
1.009.308
NOTLAR
Bankacýlýk sektörü aktif büyüklüðü Aralýk 2013 tarihi itibariyle 1.732 milyar TL seviyesindedir.
Toplam aktiflerin %60,5’ini krediler, %16,6’sýný menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr.
Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 946 milyar TL seviyesindedir. Mevduat ve katýlým fonunun %63’ü TP, %37’si YP mevduat
ve katýlým fonundan oluþmaktadýr.
TMSF - Büyükdere Cad. No:143 Esentepe Ýstanbul, Tel: (212) 340 22 00 Faks: (212) 288 53 35, www.tmsf.org.tr
Bilgi ve Önerileriniz için: Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi, E-mail:[email protected]
Kurum içinde baþvuru kaynaðý olarak kullanýlmak üzere derlenmiþ bilgilerden oluþur. Resmi baðlayýcýlýðý yoktur.
ÝÇÝNDEKÝLER
B Ý L Ý M S E L
Y A Y I N
O R G A N I
TMSF
yýl: 9 sayý: 36 Ocak-Þubat-Mart 2014
TASARRUF
MEVDUATI SÝGORTA
FONU
2. EDÝTÖR’DEN / YENÝ SAYININ DÜÞÜNDÜRDÜKLERÝ
Ali Göçer GELEBEK
3. ORTAK SORUMLULUK
ORTAK SORUMLULUK
Þakir Ercan GÜL
Þakir Ercan GÜL, Sayfa 3’te
5. MEVDUAT SÝGORTASI VE PÝYASA DÝSÝPLÝNÝ ÝLÝÞKÝSÝ ÇERÇEVESÝNDE TÜRKÝYE
UYGULAMASININ DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Cemal KARAMUSTAFA
12. AVRUPA BÖLGESÝNDE REASSÜRANSA DAYALI MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ
Sanem ATAÇ
15. ORTA VE GÜNEY AVRUPA ÜLKELERÝ MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝNÝN KRÝZDEN
ÇIRAKABÝLECEÐÝ DERSLER
MEVDUAT SÝGORTASI VE PÝYASA
DÝSÝPLÝNÝ ÝLÝÞKÝSÝ ÇERÇEVESÝNDE
TÜRKÝYE UYGULAMASININ
DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Cemal KARAMUSTAFA
Sayfa 5’te
SINIR ÖTESÝ BANKALARIN
ÇÖZÜMLENMESÝNDE YEREL
ALACAKLILARIN KORUNMASI
Defne ÜSTÜNSOY
Sayfa 20’de
SANAL PARA:
BÝTCOÝN
Anýl ETANOÐLU - Yusuf AÐZITEMÝZ
Yasemin ÞENOL
Sayfa 29’DA
20. SINIR ÖTESÝ BANKALARIN ÇÖZÜMLENMESÝNDE YEREL ALACAKLILARIN KORUNMASI
Defne ÜSTÜNSOY
25. CARÝ AÇIK KAVRAMI VE ÝKTÝSADÝ BÜYÜME ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝ
Ferdi DEMÝR
29. SANAL PARA: BÝTCOÝN
Yasemin ÞENOL
33. ÝCRA VE ÝFLAS HUKUKUNDA TASARRUFUN ÝPTALÝ DAVALARI
Yrd. Doç. Dr. Leyla AKYOL ASLAN
38. 5434 SAYILI KANUNDA ÝÞTÝRAKÇÝLÝK VE ÝÞTÝRAKÇÝLÝKTE GEÇERLÝ DOÐUM TARÝHÝ
M. Fatih SÜLÜMBAZ
40. KÝRA SÖZLEÞMESÝNÝN ÖNEMLÝ SEBEBE DAYALI OLARAK FESÝH BÝLDÝRÝMÝYLE SONA
ERDÝRÝLMESÝ
Gülþah Sinem AYDIN
44. ÝNTERNET BANKACILIÐINDA DOLANDIRICILIK YÖNTEMLERÝ VE KORUNMA YOLLARI
TMSF Adýna Sahibi
: Turan KORKMAZ
Yayýn Yönetmeni
: Ali Göçer GELEBEK
Yazý Ýþleri Müdürü
: Kamil OÐUZ
Danýþma Kurulu
: Prof. Dr. Cüneyt Koyuncu / Bilecik Þeyh Edebali Üniversitesi, Prof Dr. Muhsin Kar / Necmettin Erbakan Üniversitesi,
Y A Y I N
O R G A N I
Cemal ÇAÐLAR
Prof. Dr. Recep Tarý / Kocaeli Üniversitesi, Prof. Dr. Sabri Orman / Ýstanbul Ticaret Üniversitesi,
Prof. Dr. Selahattin Bekmez / Gaziantep Üniversitesi, Prof. Dr. Yusuf Bayraktutan / Kocaeli Üniversitesi,
B Ý L Ý M S E L
Prof. Dr. Zekai Özdemir / Ýstanbul Üniversitesi, Doç. Dr. Fuat Erdal / Adnan Menderes Üniversitesi,
Doç. Dr. Rahmi Deniz Özbay / Marmara Üniversitesi, Yrd. Doç. Dr. Bilal Kargý / Aksaray Üniversitesi,
Yrd. Doç. Dr. Ferhat Pehlivanoðlu / Kocaeli Üniversitesi, Yrd. Doç. Dr. Ýlyas Karabýyýk / Erzincan Üniversitesi,
Yrd. Doç. Dr. Kadir Tuna / Ýstanbul Üniversitesi, Yrd. Doç. Dr. Taylan Özgür Kiraz / Maltepe Üniversitesi,
Prof. Dr. Süha TANRIVER / Ankara Üniversitesi
Yayýn Kurulu
: Ýsmail Güler, Hasan Köroðlu, Nizamülmülk Güneþ, Cemal Þakar, Erol Ortabað
Yayýn Türü
: Yerel Süreli
Yayýn Periodu
: 3 Aylýk - Ocak-Þubat-Mart 2014
Görsel Tasarým
: 1111 Adam Yapým & Tanýtým
Adres
: Büyükdere C. No:143 34394 Esentepe/ istanbul
E-posta
: [email protected]
Tel
: 0 212 340 16 11
Faks
: 0 212 288 53 35
Baský
: Yöm Basým / Eskoop Sanayi Sitesi, C7 Blok, No: 398, Ýkitelli-Ýstanbul
Baský Tel
: 0 212 671 16 17
TMSF Çatý Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürlüðü tarafýndan hazýrlanmaktadýr. Telif haklarý TMSF'ye aittir. Yazýlarýn sorumluluðu yazarlarýna aittir.
TMSF
EDÝTÖR’DEN
YENÝ SAYININ DÜÞÜNDÜRDÜKLERÝ
Zaman su gibi akýp gidiyor diye yaygýn
bir söz var.
Çatý Dergisi 2006 yýlýndan itibaren
çýkmaktadýr.
Zamanýn hýzlý geçiþi çaðýmýzýn bir özelliði
olsa gerek.
Ýlk 12 sayýmýz Kurum içi iletiþime dönük,
klasik anlamda kapalý bir dergi idi. 12.
Sayýmýzdan sonra bilimsel içerikli bir dergi
olarak 3 aylýk olarak yayýnýna devam etti.
Artýk çocuklar oyunlarýný metroda, belediye
otobüslerinde hatta parklarda, ellerinde
taþýdýklarý cep telefonlarý, tablet gibi
elektronik cihazlarda oynuyorlar. Çünkü
zamanlarý yok.
Eskiden çocuklar zor büyürdü. Þimdi göz
açýp kapayana kadar büyüyüveriyorlar.
Çünkü geçen zamaný izleyemiyoruz.
Çocuklar için de bu duygudan söz edebiliriz.
Onlar eskiden büyümeyi çok isterlerdi.
Þimdi 20’li yaþlardaki gençlerin artýk
büyümek istemediklerine tanýk oluyoruz.
Çünkü onlar da geçen günlerine
baktýklarýnda karmaþa içinde, özelliksiz bir
geçmiþ yaþadýklarýný fark ediyorlar. Hayatý
anlamlý kýlan farklýlýklardýr. Ürettiklerimiz
ve yaþadýklarýmýzýn farklýlýðýdýr bizi
baþkalarýndan ayrýcalýklý kýlan ve hayatýmýzý
zenginleþtiren. Ne yazýk ki bu çaðýn ortak
deðerleri bu kadar farklýlýðý sunmuyor bize.
Modern çað zihnimizi meþgul edecek o
kadar çok þey üretti ki, zamaný takip
edemiyoruz, zamaný düþünemiyoruz. O
kendiliðinden akýp gidiyor. Boþ zaman zor
geçer. Kendi günlük hayatýmýzý düþünelim,
iþimiz ne kadar yoðun olursa, zaman da o
kadar hýzlý geçer. Bu paradoksu iyi
çözümlemek gerek. Dolu geçen zaman
her zaman yararlý geçen zaman demek
deðildir.
Çatý dergisi için de zaman hýzlý geçmiþ. 36.
Sayýmýza gelivermiþiz.
Ali Göçer GELEBEK
Yayýn Yönetmeni
Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müdürü
2
Bizim çabamýz bu hýzlý geçen zamaný
düþünerek, kýymetini bilerek ve içini
doldurarak geçirmektir.
Bilimsel içerikli yayýn döneminde kurum
içinden arkadaþlarýmýzýn bilimsel
çalýþmalarý kurumsal deneyimleriyle
birleþtirilerek ilgililerin yararýna sunulurken,
üniversitelerden
deðerli
araþtýrmacýlarýmýzýn da çok yararlý
çalýþmasýný yayýnlama fýrsatý bulduk. Bu
tür çalýþmalarýn derli toplu bir kaynakta
toplanmasý referans kaynaðý oluþturma
açýsýndan da önem arz etmektedir.
Kurumsal dergiler münferit makaleler
biçiminde birer referans niteliði taþýmakla
birlikte kurumlarýn kendi geçmiþlerini de
belli ölçüde izlememize imkan saðlar. Bu
anlamda yeni sayýlarda arkadaþlarýmýzdan
özellikle deneyimleriyle zenginleþen yeni
makaleler bekliyoruz.
Ayrýca yayýmlanan her 12 sayýyý ciltleterek
belli sayýlarda elimizde tutuyor ve çalýþma
arkadaþlarýmýza birer cilt veriyoruz. 36.
Sayýmýzla birlikte yeni bir Çatý cildi de
tamamlanmýþ olacaktýr. 37. sayýmýzda
görüþmek üzere.
TMSF
ORTAK SORUMLULUK
Önümüzdeki dönemde, ekonominin kýrýlgan olduðu noktalarda devletin düzenleyici
çalýþmasý mutlaka olacaktýr. Bu baðlamda, her devlet kurumu, özel sektörün her
birimi, global ekonomi içindeki varlýðýmýzý saðlamlaþtýrma, geliþtirme ve güçlendirme
konusunda pozisyon almalý ve çaba göstermelidir. Bu baðlamda, finansal Ýstikrar
komitesi içinde yer alan kurumlardan biri olan TMSF, ülke ekonomisinin vizyonuna
iliþkin projeksiyonlara daha geniþ bir perspektiften katký saðlamaya çalýþýrken,
mevduat sigortacýlýðý konusundaki çalýþmalarýný da disiplin içinde sürdürmektedir.
Ülkemiz, geçtiðimiz 8-9 aylýk süreç içinde
yaþadýðý toplumsal olaylara ve yoðun
geçirdiði bir seçim atmosferine raðmen
ekonomik göstergelerde önemli bir sapma
yaþamadý. Bu süreç, Türk ekonomisi ve mali
piyasalarý açýsýndan da stres testi
niteliðindeydi. Piyasalarýn derinlik kazandýðý
ve kolay kolay dramatik sarsýntý
yaþamayacaðýnýn görülmüþ olmasý, ülkemiz
iktisadi yapýsýnýn kurumsallaþma yönünde
önemli mesafe aldýðýnýn da bir göstergesidir.
Kötümserlik de iyimserlik de akýþkandýr ve
etkilemeye açýktýr. Ýyimser bakýþ moral ve
motivasyonu artýrýcý bir faktördür. Ne var ki,
iyimser bakarken, böyle bakmayý gerektirecek
koþullarýn saðlanmasý gerekmektedir. Bu
koþullarý saðlamak, yönetimlerin görevi
olduðu gibi kurumlarýn, iþletmelerin hatta
her bireyin katký saðlamasý ile
gerçekleþecektir.
Önümüzdeki dönemde, ekonominin kýrýlgan
olduðu noktalarda devletin düzenleyici
çalýþmasý mutlaka olacaktýr. Bu baðlamda,
her devlet kurumu, özel sektörün her birimi,
global ekonomi içindeki varlýðýmýzý
saðlamlaþtýrma, geliþtirme ve güçlendirme
konusunda pozisyon almalý ve çaba
göstermelidir. Bu baðlamda, finansal Ýstikrar
komitesi içinde yer alan kurumlardan biri
olan TMSF, ülke ekonomisinin vizyonuna
iliþkin projeksiyonlara daha geniþ bir
perspektiften katký saðlamaya çalýþýrken,
mevduat sigortacýlýðý konusundaki
çalýþmalarýný da disiplin içinde
sürdürmektedir.
Banka çözümleme konusunda, dünyaya
örnek teþkil eden ve bu tecrübelerini
dünyadaki benzer kurumlarla paylaþan TMSF,
mevduat sigortacýlýðýnda yeni bir
düzenlemenin baþýndadýr. Kurumumuz,
geçtiðimiz yýl, mevduat sigorta limitinin
50.000.-TL’den 100.000.-TL’ye çýkarýlmasýnýn
ardýndan þimdi de, ticari mevduatýn sigorta
kapsamýna alýnmasý ve bu alanýn
geniþletilmesi konusunda çalýþmalar
yapmaktadýr. Bu alandaki yasa deðiþikliðinin
Þakir Ercan GÜL
TMSF Baþkaný
3
TMSF
Çözümleme ve mevduat
sigortacýlýðý faaliyetlerini baþarýyla
devam ettiren TMSF, nitelikli
personel yapýsý ile ayný motivasyon
içinde titizlikle çalýþmalarýna
devam etmektedir.
en kýsa sürede
beklemekteyiz.
gerçekleþmesini
Ayrýca, geçtiðimiz yýlda TMSF’nin yönetimini
devraldýðý Çukurova Grubuna ait bazý
þirketlerin satýþ, devir, ihale gibi çözümleme
süreci devam etmektedir. Digitürk ve BMC
bu gruptaki önemli þirketlerdir. Ýlan ettiðimiz,
BMC’nin TÝB satýþý, Nisan ayý içinde ihale
edilecektir. Satýþa sunulan bu þirketlerin,
kamu alacaðýnýn tahsili bakýmýndan, en
yüksek deðerle satýlmasý beklenen ve
arzulanan bir durumdur.
Hazine’nin Tasarruf Mevduatý Sigorta
Fonu’ndan (TMSF) olan alacaklarýnýn terkin
edilmesine dair 5787 sayýlý Kanunla deðiþik
4
4749 sayýlý Kamu Finansmaný ve Borç
Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkýnda
Kanunun Geçici 17’nci maddesi
çerçevesinde, TMSF tarafýndan Hazine’ye
31.03.2014 tarihinde 43 milyon USD
tutarýnda ödeme gerçekleþtirilmiþtir. Söz
konusu ödemeyle birlikte TMSF tarafýndan
bugüne kadar Hazine’ye yapýlan toplam
ödeme tutarý 11 milyar 633 milyon USD’ye
ulaþmýþtýr.
Çözümleme ve mevduat sigortacýlýðý
faaliyetlerini baþarýyla devam ettiren TMSF,
nitelikli personel yapýsý ile ayný motivasyon
içinde titizlikle çalýþmalarýna devam
etmektedir.
MAKALE
MEVDUAT SÝGORTASI VE PÝYASA DÝSÝPLÝNÝ ÝLÝÞKÝSÝ ÇERÇEVESÝNDE
TÜRKÝYE UYGULAMASININ DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Bu çalýþma, finansal mimaride bankacýlýk sektörüne duyulan güvenin tesisi ve istikrarý
açýsýndan, mevduat sigortasý sisteminin üstlendiði kritik role istinaden hazýrlanmýþtýr. Bu
kapsamda ilk olarak mevduat ve tasarruf mevduatý kavramlarý açýklanmýþ, ardýndan
mevduat sigortasý kavramý, amacý ve gerekliliði üzerinde durulmuþ, sonrasýnda ülke
uygulamalarýnda karþýlaþýlan mevduat sigorta sistemleri kýsaca açýklanmýþ, devamýnda
mevduat sigortasý ve piyasa disiplini iliþkisi üzerine yapýlan ampirik çalýþmalar üzerinde
durulmuþtur. Son olarak Türkiye’de mevduat sigortasý uygulamasý, piyasa disiplini
çerçevesinde incelenmiþtir.
GÝRÝÞ
Tasarruf sahiplerinden saðlanan fonlarýn, talep
edenlere kredi olarak plase edilmesinde köprü
fonksiyonu gören bankalarýn, finansal mimaride
önemli bir yeri bulunmaktadýr. Bankacýlýk
kesiminin finansal sektördeki payýnýn yüksek
olduðu ülkelerde bu önem daha da
artmaktadýr.
Bankacýlýk sisteminin temel iþlevi, mevduat
müþterilerinden toplanan tasarruflarý, fon talep
eden kiþi ve firmalara kredi olarak
kullandýrmasýdýr. Ancak bankalarýn aracýlýk
fonksiyonunu etkin bir þekilde yerine
getirebilmesi ve sistemin saðlýklý þekilde
iþleyebilmesi için, bankalarýn beklenen karlýlýðý
saðlamalarý gerekmektedir.
Bankalarýn karlýlýðý ve sistemin saðlýklý iþleyiþi
açýsýndan ilk etapta yeterli seviyede ve düþük
maliyetli kaynak saðlanmasý gerekmektedir.
Bunun için ise tasarruflarýn bankacýlýk sistemine
çekilmesi temel gerekliliktir. Tasarruflarýn
bankacýlýk sektörüne çekilmesi ise sisteme
duyulan güven ile doðrudan baðlantýlý olup,
bu kapsamda mevduat sigortasý sistemi, sektöre
yönelik güvenin tesisi ve istikrarý açýsýndan
tartýþýlmaz bir fonksiyon üstlenmektedir.
Bankalarýn beklenen karlýðý saðlamalarý ve
sistemin sorunsuz iþlemesi açýsýndan bir diðer
gereklilik kaynak verimliliði ve aktif kalitesi
olup, bu kapsamda sisteme çekilen
tasarruflarýn, kredi kanalýyla doðru yatýrým
alanlarýna yönlendirilmesi önem arz etmektedir.
Bu kapsamda banka yönetimlerince
gerçekleþtirilen hatalý veya hileli kredi
plasmanlarý ve buna baðlý olarak gerçekleþen
banka iflaslarý, sisteme olan güveni zedelerken,
tasarruf sahiplerinin de zarara uðramalarýna
neden olmaktadýr.
Yapýlan bu çalýþma, finansal mimaride
bankacýlýk sektörüne duyulan güvenin tesisi
ve istikrarý açýsýndan, mevduat sigortasý
sisteminin üstlendiði kritik role istinaden
hazýrlanmýþtýr. Bu kapsamda ilk olarak mevduat
ve tasarruf mevduatý kavramlarý açýklanmýþ,
ardýndan mevduat sigortasý kavramý, amacý
ve gerekliliði üzerinde durulmuþ, sonrasýnda
ülke uygulamalarýnda karþýlaþýlan mevduat
sigorta sistemleri kýsaca açýklanmýþ, devamýnda
mevduat sigortasý ve piyasa disiplini iliþkisi
üzerine yapýlan ampirik çalýþmalar üzerinde
durulmuþtur. Son olarak Türkiye’de mevduat
sigortasý uygulamasý, piyasa disiplini
çerçevesinde incelenmiþtir.
1. MEVDUAT VE TASARRUF MEVDUATI
KAVRAMLARI
Mevduat tevdi kelimesinden türemiþ olup,
kelime bakýmýndan emanete býrakýlmýþ þeyler
anlamýna gelmektedir.1 Tekinalp ise mevduatý;
bir çok gerçek veya tüzel kiþi tarafýndan
istenildiðinde veya vadesinde çekilmek üzere
bankaya yatýrýlan paralar olarak tanýmlamýþtýr.2
Mevduatýn yasal tanýmý ise 5411 sayýlý
Bankacýlýk Kanunu’nda yapýlmýþ olup, yasanýn
3’üncü maddesine göre mevduat; “yazýlý ya
da sözlü olarak veya herhangi bir þekilde halka
duyurulmak suretiyle ivazsýz veya bir ivaz
karþýlýðýnda, istendiðinde ya da belli bir vadede
geri ödenmek üzere kabul edilen para” olarak
tanýmlanmýþtýr.3
1 Kürþad Nuri Turanboy, Tasarruf Mevduatý Sözleþmesinin Niteliði. http://webftp.gazi.edu.tr/hukuk/dergi/1_1_14.pdf (10.02.2014)
2 Ünal Tekinalp, Banka Hukukunun Esaslarý, C.1, Ýstanbul,1988, ss.309.
3 5411 sayýlý Bankacýlýk Kanunu. http://www.bddk.org.tr/WebSitesi/turkce/Mevzuat/Bankacilik_Kanunu/1540bankacilik_kanunu_13.9.2013.pdf
(10.02.2014)
Cemal KARAMUSTAFA
Fon Denetçisi
Denetim Daire Baþkanlýðý
5
MAKALE
Finansal istikrarýn bir bileþeni
olan mevduat sigortasý, sisteme
üye olan kurumun iflasý
durumunda, üye kuruluþlara
yatýrýlan sigortalý mevduatýn
kaybýna karþý mudilerin korunmasý
için devlet tarafýndan oluþturulan
bir sistemdir. Bir diðer tanýma göre
mevduat sigortasý sistemi; herhangi
bir bankanýn geri ödeme
yükümlülüðünü yerine
getirememesi durumunda, devletin
yükümlülüklerini açýklayan
kurallara dayalý bir sistemdir.
5411 sayýlý Kanunun 60’ýncý maddesinde,
mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn türlerini ve
vadelerini tespit etmek yetkisi Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasý’na býrakýlmýþtýr.
Bu kapsamda çýkarýlan “Mevduat ve Katýlým
Fonlarýnýn Vadeleri ve Türleri Hakkýnda Teblið”
mevduatlarý vadeleri ve türleri açýsýndan
sýnýflandýrmýþtýr.
Anýlan Tebliðe göre mevduatlar vadeleri
açýsýndan “vadesiz, ihbarlý, vadeli ve birikimli
olmak üzere 4’e ayrýlmýþtýr. Vadesiz mevduat,
bankanýn izni aranmaksýzýn hesap sahibi
tarafýndan istenildiði zaman kýsmen veya
tamamen çekilebilen, herhangi bir ihbar veya
vade koþulu taþýmayan ve faiz tahakkuklarý yýl
sonunda veya hesabýn kapatýlmasýnda yapýlan
mevduattýr. Ýhbarlý mevduat; çekileceði tarihten
7 gün önce yazýlý bir ihbar verilmek suretiyle
çekilebilecek mevduattýr. Vadeli mevduat: 1
aya kadar vadeli, 3 aya kadar vadeli, 6 aya
kadar vadeli, 1 yýla kadar vadeli ve 1 yýl ve
daha uzun vadeli olarak açýlabilecek mevduattýr.
Birikimli mevduat ise; asgari 5 yýl vade ile açýlan,
sözleþme ile belirlenen aylýk veya üç aylýk
sürelerde hesaba para yatýrmaya imkan veren
mevduattýr.
Söz konusu tebliðde Katýlým fonlarý ise vadeleri
açýsýndan; “özel cari hesap, katýlma hesaplarý
ve birikimli katýlma hesabý olmak üzere 3’e
ayrýlmýþtýr. Özel cari hesap; katýlým bankalarýnda
açýlabilen ve istenildiðinde kýsmen veya
tamamen her an geri çekilebilme özelliði taþýyan
ve karþýlýðýnda hesap sahibine herhangi bir
getiri ödenmeyen vadesiz fonlarýn oluþturduðu
hesaplardýr. Katýlma hesaplarý; 1 ay vadeli, 3
aya kadar vadeli, 6 aya kadar vadeli, 1 yýla
kadar vadeli ve 1 yýl ve daha uzun vadeli olarak
açýlabilecek hesaplardýr. Birikimli katýlma hesabý
ise; asgari 5 yýl vade ile açýlan, sözleþme ile
belirlenen aylýk veya üç aylýk sürelerde hesaba
para yatýrmaya imkan veren katýlma hesabýdýr.
Söz konusu tebliðde bir diðer tasnif ise mevduat
ve katýlým fonlarýnýn türleri açýsýndan yapýlmýþtýr.
Tebliðin 5’inci maddesine göre mevduatlar
türlerine göre, “tasarruf, resmi kuruluþlar, ticari
kuruluþlar, bankalar ve diðer kuruluþlar
mevduatý” olmak üzere 5’e ayrýlmýþtýr. Katýlým
fonlarý ise; “gerçek kiþiler, resmi kuruluþlar,
ticari kuruluþlar, bankalar ve diðer kuruluþlar”
olmak üzere 5’e ayrýlmýþtýr.
Konumuz kapsamýnda önem arz eden tasarruf
mevduatý; mevduat bankalarý nezdinde
açtýrýlan, gerçek kiþilere ait ve münhasýran çek
keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere konu
olmayan mevduat hesaplarýný ifade etmektedir.
Katýlma hesabý ise katýlým bankalarýna yatýrýlan
fonlarýn bu kurumlarca kullandýrýlmasýndan
doðacak kâr veya zarara katýlma sonucunu
veren, karþýlýðýnda hesap sahibine önceden
belirlenmiþ herhangi bir getiri ödenmeyen ve
anaparanýn aynen geri ödenmesi garanti
edilmeyen fonlarýn oluþturduðu hesaplarý ifade
etmektedir. Katýlým fonu ise; katýlým bankalarý
nezdinde açtýrýlan gerçek ve tüzel kiþilere ait
özel cari hesap ve katýlma hesaplarýnda yer
alan parayý ifade etmektedir.
2. MEVDUAT SÝGORTASI KAVRAMI, AMACI
VE GEREKLÝLÝÐÝ
Finansal istikrarýn bir bileþeni olan mevduat
sigortasý4, sisteme üye olan kurumun iflasý
durumunda, üye kuruluþlara yatýrýlan sigortalý
mevduatýn kaybýna karþý mudilerin korunmasý
için devlet tarafýndan oluþturulan bir sistemdir.5
Bir diðer tanýma göre mevduat sigortasý sistemi;
herhangi bir bankanýn geri ödeme
yükümlülüðünü yerine getirememesi
durumunda, devletin yükümlülüklerini
açýklayan kurallara dayalý bir sistemdir. 6
Demirgüç-Kunt ve Sobacý ise mevduat
sigortasýný; mudiler için bir garanti mekanizmasý
oluþturan ve merkez bankasý, bankacýlýk
gözetim otoriteleri gibi kurum ve kuruluþlarýn
da içerisinde olduðu geniþ bir finansal güvenlik
aðýnýn tamamlayýcý bir parçasý olarak
tanýmlamýþlardýr.7
Tanýmlardan da görüldüðü üzere mevduat ve
katýlým fonu sigortasý; mevduat veya katýlým
fonu toplamaya yetkili kredi kuruluþunun
mudilere karþý geri ödeme yükümlülüðünü
yerine getirememesi durumunda, mevduat ve
katýlým fonu sahiplerinin maruz kalacaðý
kayýplarýn devlet veya bu amaçla kurulmuþ
baþka bir kuruluþ tarafýndan, belirli bir süre
zarfýnda kýsmen veya tamamen giderilmesinin
garanti edildiði bir sistemdir.
Genel anlamda mevduat sigorta sistemi;
finansal sistem hakkýnda daha az bilgi sahibi
olabilecek küçük tasarruf sahiplerinin, bankalara
veya tasarruf kuruluþlarýna yatýrdýklarý
4 Miki Hamada, “Market Discipline BY Depositors: Impact of Deposit Insurance on the Indonesian Banking Sector, Institute of Developing Economies”,
IDE Discussion Paper, No:292, March 2011, ss.2. http://www.pidm.gov.my/About-Deposit-Insurance/What-Is-Deposit-Insurance-.aspx (10.02.2014)
5 David S. Hoelscher, Michael Taylor ve Ulrich H. Klueh, The Design And Implementation Of Deposit Insurance Systems, Internationel Monetary
Fund, IMS Multimedia Services Division, Washington DC, 2006, ss.3.
6 Aslý Demirgüç Kunt ve Tolga Sobacý, Deposit Insurance Around The World: A Data Base, The World Bank Economic Review, Vol. 15, No. 3, 2000,
ss.482.
7 http://www.wds.worldbank.org/external/default/WDSContentServer/WDSP/IB/2013/05/21/000356161_20130521150105/
Rendered/PDF/773630JRN020010nce0around0the0World.pdf (10.02.2014)
6
MAKALE
mevduatlarýnýn kýsmen ya da tamamen
güvence altýna alýnmasýný amaçlamaktadýr.
Diðer taraftan bu iþlevin yanýnda mevduat
sigorta sistemi, ekonomide ve mali sektörde
ortaya çýkabilecek krizlerden etkilenen bankacýlýk
sektörünün yükümlülüklerini yerine getirememe
riskini mevduat sigorta kurumlarýna aktararak,
bankacýlýk sektörüne olan güvenin
sürdürülmesini de saðlamaktadýr. Finansal
mimariye yaptýðý katký makro perspektifle
düþünüldüðünde ise, mevduat sigortasý tasarruf
sahiplerinin paniðe kapýlarak birikimlerini
bankacýlýk sisteminin dýþýna çýkarmasýný önleyici
bir fonksiyon da üstlenerek, sistemin istikrarýna
da katký yapmaktadýr.8
Yukarýda belirtilen hususlardan görüldüðü
üzere, mevduat sigortasý sisteminin sektöre
temel olarak iki açýdan etkisi bulunmaktadýr.
Ýlki; banka baþarýsýzlýðý durumu ortaya çýksa
dahi mevduatlarýn bu amaçla kurulmuþ
kurumlarca geri ödeneceði garanti altýnda
olduðundan, sistemde ortaya çýkabilecek
týkanýklýklarda, bankalara olabilecek hücumlarý
azaltarak, sisteme olan güvenin sürdürülmesine
olanak saðlamakta ve böylece finansal istikrara
katký yapmaktadýr. Diðeri ise; banka batýþlarýna
baðlý olarak yerine getirilemeyen geri ödeme
yükümlülüklerine baðlý olarak ortaya çýkan
mudi zararýnýn, bu amaçla kurulmuþ
kuruluþlarca kýsmen veya tamamen
karþýlanarak, küçük tasarruf sahiplerinin
korunmasýdýr.
3. MEVDUAT SÝGORTASI SÝSTEMLERÝ
Mevduat sigortasý sisteminin uygulamasýna
iliþkin temelde 6 farklý seçenek bulunmakta
olup, bu sýnýflandýrmaya aþaðýda yer verilmiþtir;
-Korumanýn açýkça reddedildiði ve mevduat
sigortasýnýn uygulanmadýðý sistem,
-Mevduat sigortasý uygulamasý yerine, iflas
eden bankanýn tasfiyesi sürecinde mevduat
sahiplerine yasal öncelik yetkisi verildiði sistem,
-Mevduat sigortasýnýn uygulandýðý ancak
korumanýn kapsamýnýn belirli olmadýðý sistem,
-Gizli garanti sistemi,
-Açýk ancak sýnýrlý garanti saðlanan sistem,
-Tam açýk garanti sistemi.9
Birinci ya da ikinci seçeneðin tercih edilmesi
yasal olmakla birlikte, ülke uygulamalarýnda
nadiren tercih edilmektedir. Üçüncü
uygulamada mevduat sigortasý sistemi var
olmakla birlikte, korumanýn kapsamý açýk ve
belirli deðildir. Tam ve açýk garanti sistemi ise
genellikle ciddi ve sistemik krizlerde sisteme
olan güvenin tesisi ve sektöre istikrar
kazandýrýlmasý amacýyla tercih edilmektedir.
Bu seçeneklerden gizli garanti sistemi ile açýk
koruma sistemi ise en geniþ uygulama alanýna
sahip iki seçenek olarak karþýmýza çýkmaktadýr.10
Zimni mevduat koruma sisteminde, mevduat
sigortasýna iliþkin olarak önceden belirlenmiþ
kurum ve kurallar bulunmamaktadýr. Zimni
korumada devletin mevduat sahiplerini
korumasý isteðe baðlý olup, kanun ve
düzenlemelerle açýk bir þekilde
tanýmlanmamýþtýr. Korumanýn belirsiz olduðu
bu sistemde mevduat sahiplerine saðlanacak
koruma ve sýnýrý açýk olmadýðý gibi, mudilere
yapýlacak geri ödemelerle ilgili yasal düzenleme
de bulunmamaktadýr. Herhangi bir kriz anýnda,
hýzlý mevduat çekiliþlerinin önlenmesi amacýyla
gerekli tedbirler alýnarak, mevduat sigorta
sistemi oluþturulmaktadýr. Zýmni korumanýn,
içerdiði belirsizlik sebebiyle mevduat sahiplerini
bankalarý izleme konusunda daha fazla gayret
içinde olmaya yöneltmesi olumlu bir unsur
olarak görülmesine raðmen, bankalarýn iflasý
durumunda içerdiði belirsizlik nedeniyle
toplumda yeterli güven tesis edememesi
halinde finansal istikrarý zayýflatýcý etkiye sahip
olabilmektedir.11
Açýk koruma sistemi, kanun
ve düzenlemelerle tanýmlanmýþ bir
sistemdir. Bu sistemde; sigorta
koruma limitlerini, koruma
kapsamýndaki enstrümanlarý,
mevduat sahiplerinin haklarýnýn
tespitine yönelik yöntemleri,
fonlama anlaþmalarýný ve diðer
ilgili unsurlarý belirleyen kurallar
bulunmaktadýr.
Açýk koruma sistemi ise kanun ve
düzenlemelerle tanýmlanmýþ bir sistemdir. Bu
sistemde; sigorta koruma limitlerini, koruma
kapsamýndaki enstrümanlarý, mevduat
sahiplerinin haklarýnýn tespitine yönelik
yöntemleri, fonlama anlaþmalarýný ve diðer
ilgili unsurlarý belirleyen kurallar bulunmaktadýr.
Kapsamýna dahil ettiði mevduat miktarýna
göre açýk koruma sistemi 3’e ayrýlmaktadýr.
Bunlar; “sýnýrlý kapsamlý uygulama, tam
kapsamlý uygulama ve yetkili otoritelerin
insiyatifinde belirlenen kapsam” olmak üzere
3’e ayrýlmaktadýr.12
Sýnýrlý kapsamlý uygulamada, tasarruf
sahiplerinin bankalarda bulunan mevduatlarý
belirli bir limite kadar sigorta kapsamýna
alýnmakta, sýnýrý aþan kýsma ise herhangi bir
garanti verilmemektedir. Türkiye’de de
8 Müge Ayzit, Dünyada ve Türkiye’de Mevduat Sigorta Sistemi Uygulamalarý, Ankara, TCMB Uzmanlýk Tezi, 2004, ss.4.
9 Gillian G. H. Garcia, Deposit Insurance: A Survey of Actual and Best Practices, IMF Working Paper, WP/99/54, April 1999, ss.4.
http://www.imf.org/external/pubs/ft/wp/1999/wp9954.pdf (10.02.2014)
10 A.e.
11 Ayzit, a.g.e., s.7-8.
12 A.g.e., s.9.
7
MAKALE
Mevduat sigorta sisteminin
ortaya çýkardýðý en büyük sorun
olarak göze çarpan ahlaki risk;
iyi düzenlenmemiþ ve
tasarlanmamýþ mevduat
sigortasýnýn hem mevduat
sahiplerinin hem de bankalarýn
riske karþý olan duyarlýlýklarýný
azaltarak, bankalarý aþýrý risk
üstlenmeye teþvik etmesi ve buna
baðlý olarak piyasadaki genel risk
düzeyini arttýrmasý olarak
tanýmlanabilmektedir.
uygulanan bu sistemde bankalarda bulunan
mevduatlar belirli bir limite kadar sigorta
kapsamýna alýnarak, finansal sistem hakkýnda
yeterli bilgi sahibi olamayan küçük mevduat
sahiplerinin korunmasý amaçlanmaktadýr.
Tam kapsamlý sigortada ise mevduatlara
herhangi bir limit uygulanmaksýzýn sigorta
kapsamýna alýnmasý söz konusudur. Genellikle
kriz dönemlerinde ve bankalara yönelik bir
güven bunalýmýnýn olduðu dönemlerde
uygulanan bu sistemde amaç banka
hücumlarýnýn önüne geçerek sistemik bir krizin
oluþmasýný önlemektir. Türkiye’nin de dahil
olduðu çok sayýda ülkede büyük ölçekli finansal
kriz dönemlerinde bu sistem uygulanmýþtýr.
Yetkili otoritelerin insiyatifinde belirlenen
kapsamda ise mevduat korumasý var olmakla
birlikte korumanýn kapsamý, sektörün içerisinde
bulunduðu koþullara göre belirlenmektedir.
Sistemik risk durumunun varlýðý halinde tam
kapsamlý koruma dahi uygulanabilmektedir.
4. MEVDUAT SÝGORTASI VE PÝYASA
DÝSÝPLÝNÝ ÝLÝÞKÝSÝ
Mevduat sigortasý sistemi, sistemik riske karþý
iki farklý teþvik yapýsý geliþtirmektedir. Birincisi,
kapsamý ve yapýsý dikkate alýnmak koþuluyla
mevduat garanti sistemleri finansal sistemdeki
olasý istikrarsýzlýklarý azaltma etkisine sahiptir.
Ýkincisi ise, uygun biçimde tasarlanmayan
mevduat garanti sistemleri, ahlaki bozulma
etkisi nedeniyle sistemdeki riskleri
artýrabilmektedir. Son yýllarda yaþanan
bankacýlýk krizleri, sektörel düzenleme ve
denetimlerin baþarýyla uygulanmadýðý ülkelerde,
doðru tasarlanmayan mevduat sigorta
sistemlerine baðlý olarak ortaya çýkan ahlaki
bozulmalarýn, sektörde sistemik problemlere
yol açabildiðini göstermektedir.13
Finansal sistemin istikrarýna yapmýþ olduðu
katký yanýnda, yukarýda da ifade edildiði üzere
mevduat sigortasýnýn ahlaki risk ve batmasýna
izin verilemeyecek kadar büyük olma politikasý
olmak üzere iki temel olumsuz etkisi ortaya
çýkabilmektedir.
Mevduat sigorta sisteminin ortaya çýkardýðý
en büyük sorun olarak göze çarpan ahlaki risk;
iyi düzenlenmemiþ ve tasarlanmamýþ mevduat
sigortasýnýn hem mevduat sahiplerinin hem
de bankalarýn riske karþý olan duyarlýlýklarýný
azaltarak, bankalarý aþýrý risk üstlenmeye teþvik
etmesi ve buna baðlý olarak piyasadaki genel
risk düzeyini arttýrmasý olarak tanýmlanabilmektedir. Mevduat garantisinin olduðu
sistemlerde tasarruf sahipleri, herhangi bir
bankanýn iflasý durumunda kayýplarýnýn sigorta
tarafýndan karþýlanacaðýna inandýklarý için,
birikimlerini yatýracaklarý bankayý seçerken
yeterince titiz davranmayacaklar, aþýrý risk alarak
yüksek getiriye yönelecekler ve mevduatlarýnýn
bulunduðu bankanýn faaliyetlerini izlemeye
gerek görmeyeceklerdir. Ahlaki risk sorununun
en fazla kendisini hissettirdiði durum, tam
sigortanýn uygulandýðý ve mevduat sigortasý
primlerinin bankalarýn risklerine göre
farklýlaþtýrýlmayarak (risk fiyatlandýrmasý
yapýlmayarak) tüm bankalarýn eþit oranda prim
ödediði mevduat sigorta sistemleridir. 14
Mevduat sigorta sistemine yönelen bir diðer
eleþtiri de; “Batmasýna Ýzin Verilemeyecek
Kadar Büyük Olma” yaklaþýmýdýr. Bu yaklaþýma
göre, bazý bankalarýn büyüklükleri nedeniyle
finansal sistemin sarsýlacaðý endiþesiyle
sistemden çýkarýlmasýna ya da iflasýna izin
verilmemektedir. Böylece büyük bankalarda
istismar olasýlýðý artmakta ve bu bankalar hem
risk hem de fiyatlama yönünden bir sorun ile
karþýlaþmayacaklarý için aþýrý riskli yatýrýmlara
yönelmektedirler. Bu durum, batmasýna izin
verilemeyecek kadar büyük bankalarýn daha
da büyümesini teþvik ederek, riskin daha da
artmasýna neden olmaktadýr.15
Yukarýda belirtilen olumlu ve olumsuz yönler
baðlamýnda, mevduat sigorta sistemi ile piyasa
disiplini arasýnda nasýl bir iliþki vardýr? Mevduat
sigorta sistemi piyasa disiplinini arttýrmakta
ve finansal istikrara katký mý yapmakta yoksa
risk alýmýný arttýrarak sistem üzerinde bozucu
etki mi yapmaktadýr? Bu kapsamda yapýlan
çok sayýda ampirik çalýþma bulunmakta olup,
bunlarýn baþlýcalarýna aþaðýda yer verilmiþtir.
Asli Demirgüç-Kunt ve Harry Huizinga, 1999
yýlýnda yayýnlanan ve 2000 yýlýnda revize edilen
“Market Discipline and Financial Safety Net
Design” isimli çalýþmalarýnda mevduat sigorta
sisteminin tasarým özelliklerinin, mevduat faiz
oranlarýný ve piyasa disiplinini nasýl etkilediðini
araþtýrmýþlardýr. Çalýþmada mevduat sigorta
sistemine iliþkin 50’yi aþkýn ülkenin 1990-1997
yýllarý arasýndaki verileri kullanýlarak, açýk
mevduat sigortasý sisteminin ve bu sistemin
temel özelliklerinin “banka faiz oranlarý ve
piyasa disiplini” üzerindeki etkisi, bankalar
arasý zaman serisi verileri ve sýradan en küçük
13 Melike Alparslan, Bankacýlýk Sistemlerinde Düzenleyici Rejim ve Temel Ýlkeleri, Bankacýlar Dergisi, Sayý 34, 2000, ss.54-55.
14 Ayzit, a.g.e., ss.12-13.
15 A.e.,s.14-15.
8
MAKALE
kareler yöntemi kullanýlarak test edilmiþtir.
Analiz sonucunda açýk mevduat sigortasý
sisteminin bankalarýn faiz harcamalarýný
düþürdüðü ve bankalarýn faiz ödemelerinin
banka riskine duyarlýlýðýnýn azalýþ gösterdiði,
bu nedenle açýk mevduat sigortasýnýn piyasa
disiplinine zarar verdiði sonucuna ulaþýlmýþtýr.
Açýk mevduat sigortasýnýn bankalarýn faiz
harcamalarýný düþürmesindeki temel neden
ise, riskli bankalarýn mevduat sigortasýnýn
olmadýðý durumlarda mevduat toplayabilmek
için daha yüksek faiz ödemesi gerekliliðinden
ve mudilerin mevduat sigortasýnýn olmadýðý
durumlarda piyasayý daha yakýndan takip
ederek, riski daha iyi analiz etmelerinden
kaynaklanmaktadýr.
Çalýþmada mevduat sigortasýnýn kapsamýnýn
yüksek olmasýnýn, bankalar arasý fonlarýn
kapsamda olmasýnýn, ex-ante fonlamanýn
varlýðýnýn, fonlarýn yalnýzca devlet tarafýndan
yönetilmesinin ve fonlar üzerinde devlet
hakimiyetinin piyasa disiplinini azalttýðý, buna
karþýn, özel giriþimin ve devletin içerisinde
olduðu ortak bir sigorta yapýsýnýn kurulmasýnýn
ve yabancý para cinsinden mevduatlarýn
kapsamda olmasýnýn piyasa disiplinine olumlu
katký yaptýðý sonucuna ulaþýlmýþtýr. Çalýþmada
geniþ kapsamlý mevduat sigortasý
uygulamasýnýn mudilerin sisteme olan güven
duygularýný arttýrýrken, piyasa disiplinini olumsuz
etkilediði sonucuna ulaþýlmýþtýr.16
Miki Hamada tarafýndan yapýlan “Market
Discipline by Depositors: Impact of Deposit
Insurance on the Indonesian Banking Sector”
isimli çalýþmada ise Endonezya bankacýlýk
sektöründe faaliyet gösteren ticari bankalarýn
1998-2009 yýllarý arasýndaki verileri panel veri
yöntemiyle analiz edilmiþtir. Mevduat sigortasý
uygulamasýnýn piyasa disiplini üzerindeki
etkisinin araþtýrýldýðý çalýþmada; geniþ kapsamlý
mevduat garantisi uygulamasýnda dahi,
mudilerin bankanýn sermaye yapýsýný analiz
ettikleri, sermaye yapýsý güçlü bankalarýn daha
güvenli görüldükleri ve mevduat sahiplerinin
tasarruflarýný bu bankalarda deðerlendirdikleri
görülmüþtür. Sýnýrlý mevduat garantisi
uygulanmasý halinde ise mudiler bankalarýn
risklerini daha yakýndan takip etmekte,
bankanýn kredi büyümesi, takipteki kredi
oranlarý gibi göstergelerini dikkatlice analiz
ederek banka risklerine karþý daha duyarlý
davranmaktadýrlar. Dolayýsýyla sýnýrlý garanti
durumunda mevduat sigortasý piyasa
disiplinine katký yaptýðý belirlenmiþtir.
Miki Hamada tarafýndan yapýlan çalýþmada
ayrýca, geniþ kapsamlý garanti uygulamasýnda
mudilerin yüksek mevduat faizi talep ettikleri,
sýnýrlý garanti durumunda ise öncelikle sermaye
yapýsý güçlü ve güvenilir bankalarý tercih ettikleri
belirlenmiþtir. Ancak ister tam kapsamlý ister
sýnýrlý kapsam uygulansýn, mudiler bankanýn
risk durumunu ve göstergelerini tamamen göz
ardý etmedikleri, ancak sýnýrlý garanti
uygulamasýnýn, piyasa disiplinine katký yapmasý
açýsýndan daha tercih edilebilir bir uygulama
olarak öne çýktýðý sonucuna ulaþýlmýþtýr.17
Açýk mevduat sigortasýnýn
bankalarýn faiz harcamalarýný
düþürmesindeki temel neden, riskli
bankalarýn mevduat sigortasýnýn
olmadýðý durumlarda mevduat
toplayabilmek için daha yüksek
faiz ödemesi gerekliliðinden ve
mudilerin mevduat sigortasýnýn
olmadýðý durumlarda piyasayý
daha yakýndan takip ederek, riski
daha iyi analiz etmelerinden
kaynaklanmaktadýr.
Alexei Karas, William Pyle ve Koen Schoors,
tarafýnda 2010 yýlýnda yapýlan ve Rusya
bankacýlýk sektöründe faaliyet gösteren
bankalarýn 1995-2007 yýllarý arasýndaki
verilerinin panel veri yöntemiyle analiz edildiði
“The effect of Deposit Insurance on Market
Discipline: Evidence From a Natural Experiment
on Deposit Flows” isimli çalýþmada ise; mevduat
sigortasýnýn, mudilerin banka risklerine olan
duyarlýlýðýný azalttýðý ve bankalar arasý iþlemlerde
ahlaki riski arttýrdýðý, özellikle kriz dönemlerinde
sigorta kapsamýnda olmayan mudilerin,
mevduat sigortasý kapsamýndaki mudilere göre
banka risklerine daha duyarlý olduklarý,
dolayýsýyla mevduat sigortasý sisteminin risk
duyarlýlýðý üzerinde olumsuz etkisi olduðundan,
piyasa disiplinin bundan negatif yönlü
e t k i l e n d i ð i s o n u c u n a u l a þ ý l m ý þ t ý r. 1 8
Asli Demirgüç-Kunt ve Edward J. Kane
tarafýndan yapýlan “Deposit Insurance: Handle
with Care” isimli çalýþmada ise mevduat
sigortasýnýn mudilerin bankalarýn risklerine
karþý olan duyarlýlýðýný azalttýðýndan, dikkatli
bir þekilde ele alýnmasý gerektiði, özellikle
kurumsallaþmanýn yetersiz olduðu sistemlerde,
mevduat sigortasýnýn koruyucu iþlevinden
ziyade gelecekte meydana gelebilecek krizlerin
olasýlýðýný ve derinliðini arttýrabileceði, resmi
garantinin bankalarýn risk alma iþtahýný
arttýrabileceði, riski yüksek bankalarýn mevduat
sigortasýnýn uygulanmadýðý sistemlere göre
daha düþük faizle mevduat toplayabildiði,
mudilerin bankalarýn agresif faaliyetlerini tolere
edebildikleri, dolayýsýyla piyasa disiplinini
bozucu etki yapabildiði, iyi dizayn edilmiþ ve
kurumsallaþmýþ sistemlerde ise mevduat
sigortasýnýn kendisinden beklenen koruma
16 Asli Demirgüç Kunt ve Harry Huizinga, Market Discipline and Financial Safety Net Design, April 2000, ss.28-30.
17 Hamada, a.g.e, ss.12.
18 Alexei Karas, William Pyle ve Koen Schoors, The effect of Deposit Insurance on Market Discipline: Evidence From a Natural Experiment on Deposit
Flows, BOFIT Discussion Papers: 8/2010, Bank of Finland, 2010, ss.21-22.
9
MAKALE
Türkiye’de faaliyet gösteren,
mevduat ve katýlým fonu kabulüne
yetkili yerli ve yabancý tüm kredi
kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda
bulunan kredi kuruluþlarýnýn
Türkiye’deki þubelerinde bulunan
mevduat ve katýlým fonlarý sigorta
sistemine dahildir.
fonksiyonunu yerine getirebildiði ve piyasa
disiplinine katký yaptýðý sonucuna ulaþýlmýþtýr.19
Bu kapsamda yapýlan ve mevduat sigorta
sistemi ile piyasa disiplini arasýndaki iliþkinin
analiz edildiði çalýþmalarýn çoðunluðunda,
yukarýda yer verilen sonuçlara benzer
çýkarýmlara ulaþýldýðý görülmüþtür.
5. TÜRKÝYE’DE MEVDUAT SÝGORTASI
UYGULAMASININ PÝYASA DÝSÝPLÝNÝ
ÇERÇEVESÝNDE DEÐERLENDÝRÝLMESÝ
Türkiye’de mevduatýn ve katýlým fonlarýnýn
sigortalanmasý yetki ve görevi Tasarruf Mevduatý
Sigorta Fonu’na ait olup, Fon mevduat
sigortacýlýðý faaliyetleri kapsamýnda; mevduat
sigortacýlýðýna iliþkin politikalarýn belirlenmesi
ve gerekli düzenlemelerin yapýlmasý, mevduat
sigortacýlýðýndan kaynaklanan risklerin ölçülmesi
ve yönetilmesi, sektör ve bankalarýn riskinin
izlenmesi ve Bankacýlýk Kanununun 130’uncu
maddesinde belirtilen gelirlerin tahsil edilmesine
yönelik iþlemler yürütmektedir.
5411 sayýlý Kanunun 63’üncü maddesine göre;
sigortaya tabi olacak tasarruf mevduatý ve
gerçek kiþilere ait katýlým fonlarýnýn kapsamý
ve tutarý, Merkez Bankasý, Kurul ve Hazine
Müsteþarlýðýnýn olumlu görüþü alýnmak suretiyle
Fon Kurulu tarafýndan belirlenmektedir. Risk
esaslý sigorta priminin tarifesi, tahsil zamaný,
þekli ve diðer hususlar Kurulun görüþü alýnmak
suretiyle Fon Kurulu tarafýndan belirlenmektedir.
Türkiye’de faaliyet gösteren, mevduat ve katýlým
fonu kabulüne yetkili yerli ve yabancý tüm kredi
kuruluþlarý ile merkezi yurt dýþýnda bulunan
kredi kuruluþlarýnýn Türkiye’deki þubelerinde
bulunan mevduat ve katýlým fonlarý sigorta
sistemine dahildir. Türkiye’de faaliyet gösteren
bir kredi kuruluþunun yurt içi þubelerinde
gerçek kiþiler adýna açýlmýþ olan ve münhasýran
çek keþide edilmesi dýþýnda ticari iþlemlere
konu olmayan TL, döviz ve kýymetli maden
cinsinden; “Tasarruf mevduatý hesaplarýnýn
anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin faiz
reeskontlarý toplamýnýn ve katýlma hesaplarý
birim hesap deðerleri ve özel cari hesaplarýn”
100.000.-TL’ye kadar olan kýsmý sigorta
kapsamýnda bulunmaktadýr.
Yurt dýþýnda yaþayan yerli ya da yabancý gerçek
kiþilere ait yurt içi þubelerde bulunan tasarruf
mevduatý hesaplarýnýn anaparalarý ile bu
hesaplara iliþkin faiz reeskontlarý toplamý,
katýlma hesaplarý birim hesap deðerleri ve özel
cari hesaplarý da 100.000.-TL’ye kadar sigorta
kapsamýndadýr. Bir gerçek kiþinin birden fazla
mevduat bankasýndaki hesaplarý her bir banka
için ayrý ayrý hesaplanmaktadýr. Yani
hesaplarýnýn anaparalarý ile bu hesaplara iliþkin
faiz reeskontlarý toplamý 100 bin TL’ye kadar
olan kýsmý her bir mevduat bankasý için ayrý
ayrý sigorta kapsamýndadýr.
Türkiye’de faaliyet gösteren kredi kuruluþlarýnýn
yurt dýþý þubelerinde açýlan mevduat, katýlým
ya da özel cari hesaplarý sigorta kapsamýnda
deðildir. Gerçek veya tüzel kiþiler adýna açýlan
ticari iþlemlere konu olan hesaplar da sigorta
kapsamýnda bulunmamaktadýr. Kredi
kuruluþlarý tarafýndan satýþýna aracýlýk edilen
devlet tahvili, hazine bonosu, yatýrým fonu gibi
yatýrým araçlarý ile kýyý Bankacýlýðý (Off-Shore)
faaliyetinde bulunan kredi kuruluþlarýnda açýlan
hesaplar da sigorta kapsamýnda deðildir.
Uygulama özelliklerinden görüldüðü üzere
Türkiye’de açýk ancak sýnýrlý garanti sistemi
uygulanmaktadýr. Sýnýrlý kapsam hem
mevduatýn türü hem de tutarý açýsýndan
uygulanmaktadýr. Nitekim gerçek kiþiler adýna
açýlmýþ olan ve münhasýran çek keþide edilmesi
dýþýnda ticari iþlemlere konu olmayan TL, döviz
ve kýymetli maden cinsinden tasarruf mevduatý
hesaplarý ile katýlma hesaplarý birim hesap
deðerleri ve özel cari hesaplarýn” 100.000.TL’ye kadar olan kýsmý sigorta kapsamýnda
bulunmakta olup, gerek ticari mevduatlar,
gerekse bankalar arasý fonlar kapsamda
deðildir. Diðer bir ifadeyle sigorta kapsamýna
giren unsurlar sýnýrlý olarak sayýlmýþ olup,
mevzuatta belirtilenler dýþýndaki unsurlar
garanti kapsamýnda bulunmamaktadýr. Diðer
taraftan garanti kapsamýndaki hesaplarda sýnýr
100.000.-TL olup, sýnýrý aþan kýsma ise herhangi
bir garanti verilmemektedir. Türkiye’de de
uygulanan bu sistemde bankalarda bulunan
mevduatlar belirli bir limite kadar sigorta
kapsamýna alýnarak, finansal sistem hakkýnda
yeterli bilgi sahibi olamayan küçük mevduat
sahiplerinin korunmasý amaçlanmaktadýr.
Sýnýrlý sigorta kapsamý, gerek mudilerin banka
risklerine karþý duyarlýlýðýný arttýrmasý gerekse
bankalarýn buna baðlý olarak riskli faaliyetlerden
kaçýnmasýný teþvik etmesi açýsýndan, mevduat
sigortasýnýn piyasa disiplini üzerindeki olumsuz
etkisini giderici ve sistemin temel amacýna
ulaþmasýný saðlayýcý bir uygulama olarak
deðerlendirilmektedir.
19 Asli Demirgüç Kunt ve Edward J. Kane, Deposit Insurance: Handle with Care, ss.355-356. http://www.bcentral.cl/estudios/bancacentral/pdf/v7/345_358Demirguc-Kane.pdf (10.02.2014)
10
MAKALE
Türkiye uygulamasýnda bir diðer göze çarpan
nokta risk esaslý prim tarifesi uygulamasýdýr.
Diðer bir ifade ile bankalar risk durumlarýna
göre sigorta primi ödemektedirler. Bu durum
tüm bankalar için standart risk oranlarýnýn
uygulanmasýnýn ortaya çýkaracaðý aþýrý risk
alma olgusunu önleyici ve piyasa disiplinine
katký saðlayýcý bir özellik olarak
deðerlendirilmektedir.
SONUÇ
Yapýlan bir çok ampirik çalýþma da
göstermektedir ki; mevduat sigortasý sisteminin
uygulama baþarýsý; kurumsal çerçeve, yasal alt
yapý, mevduatýn kapsamý, fonlama biçimi ve
yönetimi gibi çok sayýda bileþene baðlýdýr.
Özellikle tam korumanýn uygulandýðý ve riske
dayalý bir prim sisteminin bulunmadýðý
uygulamalarda, mevduat sigortasý piyasa
disiplinini bozucu etki yapmaktadýr. Diðer
taraftan sýnýrlý kapsamýn uygulandýðý ve risk
esaslý prim tarifesine yer verilen sistemlerde
mevduat sigortasýnýn hem uygulama amacýna
ulaþabildiði hem de piyasa disiplinine katký
yaptýðý gözlemlenmiþtir.
Türkiye’de uygulanan sistemde, bankalarda
bulunan mevduatlar belirli bir limite kadar
sigorta kapsamýna alýnarak, finansal sistemin
iþleyiþi hakkýnda yeterli bilgi sahibi olamayan
ve banka risklerini yeterli seviyede analiz
edemeyen küçük mevduat sahiplerinin
korunmasý amaçlanmaktadýr. Sýnýrlý sigorta
kapsamý, mevduat sigortasýnýn piyasa disiplini
üzerindeki olumsuz etkisini giderici ve sistemin
temel amacýna ulaþmasýný saðlayýcý bir
uygulama olarak deðerlendirilmektedir. Ayrýca,
risk esaslý prim tarifesi uygulanmasýnýn ve
bankalarýn risklilik düzeyine göre deðiþen
oranlarda prim ödemesinin, piyasa disiplinine
katký saðladýðý düþünülmektedir.
Ancak sistemin garanti kapsamýna yalnýzca
gerçek kiþilere ait ve ticari iþlemlere konu
olmayan tasarruf mevduatý hesaplarý ile katýlma
hesaplarýný almasýnýn, piyasa hakkýnda yeterli
bilgi sahibi olamayabilecek küçük ve orta ölçekli
iþletmelerin ticari mevduatlarýnýn kapsam
dýþýnda býrakýlmasýnýn, mevduat sigortasý
sisteminin amacý çerçevesinde yeniden
deðerlendirilmesi gereken bir konu olduðu
düþünülmektedir.
Türkiye’de uygulanan
sistemde, bankalarda bulunan
mevduatlar belirli bir limite kadar
sigorta kapsamýna alýnarak,
finansal sistemin iþleyiþi hakkýnda
yeterli bilgi sahibi olamayan ve
banka risklerini yeterli seviyede
analiz edemeyen küçük mevduat
sahiplerinin korunmasý
amaçlanmaktadýr.
Diðer taraftan mevduat sigortasý sisteminin
uygulama baþarýsý, sistemin kurumsallaþma
düzeyiyle yakýndan baðlantýlýdýr. Bu kapsamda,
piyasa disiplininin saðlanmasý ve finansal
sisteme istikrar saðlanmasý açýsýndan yakýn
izleme ve erken müdahale, sistemin sorunsuz
iþlemesi açýsýndan önemli bir gerekliliktir. Bu
kapsamda sigorta eden kuruluþ tarafýndan,
bankalarýn mali durumlarýnýn sürekli olarak
yakýndan izlenmesinin ve bankalara
gerektiðinde zaman kaybetmeksizin müdahale
edilmesi amacýyla, Fon tarafýndan yerinde
denetim yapýlmasýnýn, piyasa disiplinine olumlu
katký yapacaðý düþünülmektedir. Bu tür bir
yakýn izleme ve yerinde denetimin, asimetrik
bilgi sorununu en aza indirgeme açýsýndan da
olumlu etkilerinin olacaðý beklenmektedir.
Dolayýsýyla, çözümleme ve tasfiye sürecinde
devreye giren bir uygulama yerine, sektörü
yakýndan izleyen ve yerinde denetleyen bir
uygulamanýn finansal istikrara daha fazla katký
yapacaðý düþünülmektedir.
Kaynakça
Ayzit, Müge (2006). “Dünyada ve Türkiye’de Mevduat Sigorta Sistemi Uygulamalarý”, Ankara, TCMB Uzmanlýk Tezi.
Alparslan, Melike (2000). “Bankacýlýk Sistemlerinde Düzenleyici Rejim ve Temel Ýlkeleri”, Bankacýlar Dergisi, Sayý 34.
Demirgüç Kunt, Aslý ve Tolga Sobacý (2000). “Deposit Insurance Around The World: A Data Base, The World Bank Economic
Review”, Vol 15, No 3.
Demirgüç Kunt, Aslý ve Edward J. Kane. “Deposit Insurance: Handle with Care”, Ýnternet Adresi:
http://www.bcentral.cl/estudios/banca-central/pdf/v7/345_358 Demirguc-Kane.pdf, (10.02.2014)
Demirgüç Kunt, Aslý ve Harry Huizinga (2000). “Market Discipline and Financial Safety Net Design”, Ýnternet Adresi:
http://elibrary.worldbank.org/doi/pdf/10.1596/1813-9450-2183, (10.02.2014)
Garcia, Gillian G. H. (1999). “Deposit Insurance: A Survey of Actual and Best Practices”, IMF Working Paper, WP/99/54,
Ýnternet Adresi: http://www.imf.org/external/pubs/ft/wp/1999/wp9954.pdf, (10.02.2014)
Hamada, Miki (2011). “Market Discipline BY Depositors: Impact of Deposit Insurance on the Indonesian Banking Sector,
Institute of Developing Economies”, IDE Discussion Paper, No:292.
Hoelscher, David vd. (2006). The Design And Implementation Of Deposit Insurance Systems, Internationel Monetary Fund,
IMS Multimedia Services Division, Washington DC.
Karas, Alexei, William Pyle ve Koen Schoors (2010). “The Effect of Deposit Insurance on Market Discipline: Evidence From
a Natural Experiment on Deposit Flows”, BOFIT Discussion Papers: 8/2010, Bank of Finland.
Tekinalp, Ünal (1988). Banka Hukukunun Esaslarý, C.1, Ýstanbul.
Turanboy, Kürþad Nuri. “Tasarruf Mevduatý Sözleþmesinin Niteliði”, Ýnternet Adresi:
http://webftp.gazi.edu.tr/hukuk/dergi/1_1_14.pdf, (10.02.2014)
Ýnternet Adresleri: bddk.org.tr - pidm.gov - worldbank.org - imf.org - bcentral.cl - gazi.edu.tr
11
GÖRÜÞ
AVRUPA BÖLGESÝNDE REASSÜRANSA DAYALI
MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMÝ
Bankacýlýk alanýndaki düzenleme ve denetime iliþkin fonksiyonlarýn Avrupa Bölgesi
düzeyinde deðerlendirilmesi yönünde atýlan adýmlar yanýnda mevduat sigortacýlýðýna iliþkin
fonksiyonlarýn da Avrupa Bölgesi düzeyinde deðerlendirilmesine yönelik adýmlar hýz
kazanmalýdýr. Bu adýmlarýn ilki, milli mevduat sigorta kurumlarýnýn faaliyetlerini Avrupa
Komisyonu (AK) Direktiflerinde öngörülen þartlarda sürdürmeleri, ancak Bölgesel düzeyde
kurulacak bir reassürans sistemiyle de kendilerini sistemik þoklara karþý güvence altýna
almalarý olarak belirlenebilir. Bu durumda tekil ve sistemik olmayan banka zafiyetleri
nedeniyle oluþan zararlar milli mevduat sigorta kurumlarýnýn sorumluluðunda kalmaya
devam edecek, sistemik olarak tanýmlanan banka krizlerinde ise Bölgesel reassürans
sistemi devreye girecektir. Bölgesel reassürans sisteminde – Bölgesel bir Tek Sigorta
Mekanizmasýndan (TSM) farklý olarak - bölgedeki tüm milli mevduat sigorta kurumlarýnýn
olasý zararlarýný birleþtiren bir durum söz konusu olmadýðý için ülkeler arasý standardizasyon,
bölgesel çözümleme, vs. hususlar bir sistematiðe oturtulmadan da milli mevduat sigorta
kurumlarýnýn bölgesel istikrara katkýsýnýn artýrýlmasý saðlabilir.
?
Giriþ
Son yýllarda Avrupa Bölgesindeki bankacýlýk
endüstrisine olan güveni artýrmaya yönelik
gerçekleþtirilen giriþimlerin baþlýcalarý arasýnda
düzenleyici ve denetleyici mekanizmalarýn
birleþimi yer almaktadýr. Avrupa Parlamentosu
(AP) tarafýndan yapýlan açýklamalarda, AP’nin
Tek Denetleyici Mekanizma’ya (TDM) yönelik
düzenlemeleri 2013 yýlýnýn Eylül ayýnda
onaylamasýnýn ardýndan yaklaþýk bir yýl sonra
yani Eylül 2014’te TDM’nin Avrupa Merkez
Bankasý (AMB) kapsamýnda iþlerlik kazanacaðý
belirtilmektedir.
Söz konusu açýklamalarda mevduat sigortacýlýðý
mekanizmalarýnýn birleþimi ise önemli olmakla
beraber uzun dönemli bir hedef olarak
belirtilmektedir (Asmussen, 2013). Öte yandan
Avrupa finans çevrelerinde bu hedef tartýþmalý
konumunu sürdürmektedir. Pek çok
profesyonele göre böyle bir birleþim ya gerekli
deðildir, ya politik uzantýlarý veya ülkeler arasý
farklýlýklar nedeniyle pratik deðildir (Avrupa
Komisyonu’nun 2010 yýlýnda yayýnlanan
Mevduat Sigorta Sistemleri Direktifinin kapsamý
da oldukça kýsýtlýdýr), ya da sadece belli baþlý
mevduat sigortacýlýðý faaliyetleri açýsýndan
deðerlendirilmelidir. Dolayýsýyla Avrupa
Bölgesinde mevduat sigortacýlýðý
mekanizmalarýnýn birleþimine yönelik tartýþma
ve çalýþmalarýn daha uzun süre devam etmesi
beklenmektedir.
Sanem ATAÇ
Fon Uzmaný
Sigorta ve Risk Ýzleme Dairesi
Bu çalýþma Avrupa Bölgesinde mevduat
12
sigortacýlýðý mekanizmalarýnýn olasý birleþiminin
tartýþýldýðý bu süreçte yeni bir yaklaþýmý;
Bölgedeki mevduat sigorta mekanizmalarýnýn
mükerrer sigorta (reassürans) yaptýrmasýna
olanak saðlayacak yeni bir oluþumun
yapýlandýrýlmasýný deðerlendirmektedir.
1. Bölge Bazýnda
Bir Reassürans Sistemi Ýhtiyacý
Gerek Avrupa Bölgesinde ve gerekse dünyanýn
diðer bölgelerinde bu güne kadar yaþanan
tecrübeler milli finans otoritelerinin büyük
kapsamdaki ve yaygýn riskleri (literatürdeki
adýyla sistemik riskleri) deðerlendirmede yetersiz
kaldýklarýný gözler önüne sermiþtir. Yerel kredi
balonlarýnýn öngörülememesi, bankalararasý
para piyasasýndaki ani þoklar ve politik etkiler
gibi nedenlerle ortaya çýkan sistemik riskler
sonucunda ülkelerin bankacýlýk sistemleri
çöküntüye uðramýþ, milli mevduat sigorta
kurumlarý gerçekleþen olaðanüstü risklerin
nihai sorumluluðuyla karþý karþýya kalmýþlardýr.
Söz konusu tecrübeler arasýnda belki de en
belirgin örnek Ýspanya örneðidir. Ýspanya’da
oluþan emlak balonu yabancý gözlemciler ve
AB kuruluþlarý tarafýndan farkedilip Ýspanya
bu konuda uyarýlmasýna raðmen yeterli
önlemler alýn(a)mamýþtýr. Öte yandan
bankalarýn yaþadýðý ani likidite þoklarý endüstriyi
büyük zafiyete uðratmýþ, mevduat sahipleri
korunamamýþtýr. Bazý bankalarýn büyüklüðü
ve iþ alanlarý da - direkt veya indirekt anlamda
kamu politikasý finansmaný nedeniyle - zarar
GÖRÜÞ
saptamada gecikmelerin yaþanmasýna neden
olmuþtur.
Sýnýr ötesi bankacýlýða iliþkin uygulamalar da
milli mevduat sigorta kurumlarýnýn risklerini
artýran unsurlar arasýndadýr. Pek çok sýnýr ötesi
banka baðlý kuruluþlar aracýlýðýyla faaliyet
göstermekte, bu baðlý kuruluþlar týpký yerel
bankalar gibi faaliyette bulunduklarý ülkedeki
mevduat sigortacýsý kuruma primlerini
ödemekte ve sýnýr ötesi bankanýn zafiyeti
durumunda söz konusu mevduat sigortacýsý
kurum oluþan yükten nasibini almaktadýr. Sýnýr
ötesi bankanýn zararýnýn nerelerde oluþtuðu
varlýklarýnýn baðlý kuruluþlar nezdinde nasýl
paylaþtýrýldýðýna baðlý olduðundan milli
mevduat sigorta kurumunun nihai riski
üstlenmesi durumunu karmaþýklaþtýrmaktadýr.
2. Çözüm Önerisi
Avrupa Bölgesindeki milli mevduat sigorta
mekanizmalarýnýn risklerini sigorta ettirdikleri
bir reassürans sisteminin oluþturulmasý yukarýda
örnekleri verilen sorunlara çözüm getirebilir.
2.1. Bölgesel Reassürans Sisteminin Temel
Presipleri
Bölgesel bir reassürans sisteminin
yapýlandýrýlmasýnýn ilk ve en önemli þartý Avrupa
Mevduat Reassürans Fonunun (AMRF)
oluþturulmasýdýr. Fon Avrupa Bölgesindeki tüm
mevduat sigorta kurumlarýndan prim
toplayacak ve milli zararýn belli bir düzeyin
üzerine çýkmasý durumunda ödemede
bulunacaktýr.
Sistemin tüm üye ülkeler için zorunlu olmasý
gerekir. Aksi halde ters seçim sapmasý
oluþacaktýr. Milli mevduat sigorta kurumlarýnýn
risk profillerindeki farklýlýklar nedeniyle sistem
dýþýnda kalmalarýna izin verilmemelidir.
Tüm üye ülkeler için bir “ilk zarar tranþý”
tanýmlanmalýdýr. Küçük veya orta ölçekli bir
bankanýn zafiyete düþmesi durumunda zarar
milli mevduat sigorta kurumu tarafýndan
karþýlanmalý, ilk zarar tranþý milli mevduat
sigorta kurumunun kendi finansal yaþam
kapasitesini tehlikeye düþürmeyecek düzeyde
belirlenmelidir. Bu düzeyin saptanmasýnda da
esas alýnacak en temel ölçüt milli mevduat
sigorta fonu tutarý olacaktýr.
Toplanan primler riske dayalý olmalýdýr. Bu tür
bir risk analiz sistemi oluþturulmasý oldukça
zor olsa da Avrupa reassürans endüstrisinin
tecrübelerinden faydalanýlmasý ve her tür siyasi
etkiden uzak durulmasý etkin bir prim sisteminin
oluþturulmasýný mümkün kýlabilir.
AMRF’nin banka yönetiminde uzmanlýktansa
makroekonomik ve sistemik risk konularýnda
uzmanlýða ihtiyaç duymasý beklenir. Bu tür bir
uzmanlýk ise hali hazýrda Avrupa Sistemik Risk
Komitesinde (ASRK) mevcuttur. Dolayýsýyla
ASRK’nýn uzmanlýðýndan AMRF’nin nasýl
faydalanabileceði deðerlendirilebilir. Örneðin
herhangi bir milli mevduat sigorta kurumunun
ASRK’nýn uyarý ve önerilerini dikkate almamasý
durumunda AMRF ilgili milli mevduat sigorta
kurumuna uyguladýðý prim oranýný yükseltebilir.
Bölgesel bir reassürans
sisteminin yapýlandýrýlmasýnýn ilk
ve en önemli þartý Avrupa Mevduat
Reassürans Fonunun (AMRF)
oluþturulmasýdýr. Fon Avrupa
Bölgesindeki tüm mevduat sigorta
kurumlarýndan prim toplayacak
ve milli zararýn belli bir düzeyin
üzerine çýkmasý durumunda
ödemede bulunacaktýr.
AMRF’nin makroekonomik ve sistemik risk
konularýnda uzmanlýða ihtiyaç duymasý yanýnda
milli mevduat sigorta mekanizmasýnýn kalitesini
tartabilecek bir sistem yönetimi uzmanlýðýndan
da faydalanmasý beklenir. Bunu kurumsal
anlamda gerçekleþtirebilmek için AMRF’nin
ilgili ülkenin banka denetim kalitesini ve milli
mevduat sigorta kurumunun yeterliliðini
denetleyebilmesi gereklidir. Söz konusu sistem
yönetiminin sonuçlarý, uygulanan primlerin
ne derece adil ve etkin olduðunu belirlemede
esas teþkil edecektir.
2.2. Bölgesel Reassürans Sistemine Geçiþ
AMRF’nin oluþturulmasýnýn zaman almasý
kaçýnýlmazdýr. Oluþum sürecinde aþýlmasý
gereken en önemli meselelerden biri zaten
stres altýnda bulunan bankacýlýk sistemlerinde
hali hazýrda var olan sorunlarla nasýl baþ
edileceðidir.
Yunanistan, Ýrlanda, Ýspanya ve Portekiz gibi
ülkelerde bankacýlýk endüstrisinin problemleri
çoktan sistemik hale gelmiþtir. Bu durumdaki
bir ülkede devlet yeterli kaynaða ulaþamayýp
zafiyete düþen bankalara milli mevduat sigorta
kurumu aracýlýðýyla kaynak aktaramadýðýnda
Avrupa Ýstikrar Mekanizmasýndan (AÝM)
borçlanacaktýr. Çözümleme yöntemi de
çoklukla bankanýn yaþayamaz durumda olan
operasyonlarýnýn tasviyesi ve yaþatýlabilir
operasyonlarýnýn AMB gözetiminde (yakýn
tarihte de muhtemelen TDM aracýlýðýyla)
kaynaklandýrýlmasý þeklinde olacaktýr. Ancak
zararýn sorumluluðu nihayetinde yine milli
otoritelerde kalacaktýr. Ve milli otoriteler
sistemik düzeydeki bir yükün altýndan rahatlýkla
kalkacak durumda deðildir.
Ýçinde bulunduðumuz süreçte AMRF’nin yavaþ
yavaþ sermaye oluþturarak yapýlandýrýlmasý
uygun olacaktýr. Bu kapsamda üye ülkelerin
milli mevduat sigorta kurumlarýnýn topladýklarý
prim gelirlerinin belli bir yüzdesini AMRF’ye
aktarmalarý kaçýnýlmazdýr. Yeni sistemik kriz
muhtemelen yeni bir ülkede ve belirsiz bir süre
sonra patlak verecektir, bu süre zarfýnda
13
GÖRÜÞ
Bankacýlýk alanýndaki
düzenleme ve denetime iliþkin
fonksiyonlarýn Avrupa Bölgesi
düzeyinde deðerlendirilmesi
yönünde atýlan adýmlar yanýnda
mevduat sigortacýlýðýna iliþkin
fonksiyonlarýn da Avrupa Bölgesi
düzeyinde deðerlendirilmesine
yönelik adýmlar hýz kazanmalýdýr.
AMRF’yi kurmak ve nezdinde yeterli fon
oluþturmak faydalý olacaktýr.
Sonuç:
Avrupa Birliði çerçevesinde milli mevduat
sigorta mekanizmalarýnýn bölgenin finansal
istikrarý için yeterli katkýyý saðlayamadýðý
yaþanan tecrübelerle kanýtlanmýþtýr.
Bankacýlýk alanýndaki düzenleme ve denetime
iliþkin fonksiyonlarýn Avrupa Bölgesi düzeyinde
deðerlendirilmesi yönünde atýlan adýmlar
yanýnda mevduat sigortacýlýðýna iliþkin
fonksiyonlarýn da Avrupa Bölgesi düzeyinde
deðerlendirilmesine yönelik adýmlar hýz
kazanmalýdýr.
Bu adýmlarýn ilki, milli mevduat sigorta
kurumlarýnýn faaliyetlerini Avrupa Komisyonu
(AK) Direktiflerinde öngörülen þartlarda
sürdürmeleri, ancak Bölgesel düzeyde
kurulacak bir reassürans sistemiyle de
kendilerini sistemik þoklara karþý güvence altýna
almalarý olarak belirlenebilir. Bu durumda tekil
ve sistemik olmayan banka zafiyetleri nedeniyle
oluþan zararlar milli mevduat sigorta
kurumlarýnýn sorumluluðunda kalmaya devam
edecek, sistemik olarak tanýmlanan banka
krizlerinde ise Bölgesel reassürans sistemi
devreye girecektir. Bölgesel reassürans
sisteminde – Bölgesel bir Tek Sigorta
Mekanizmasýndan (TSM) farklý olarak bölgedeki tüm milli mevduat sigorta
kurumlarýnýn olasý zararlarýný birleþtiren bir
durum söz konusu olmadýðý için ülkeler arasý
standardizasyon, bölgesel çözümleme, vs.
hususlar bir sistematiðe oturtulmadan da milli
mevduat sigorta kurumlarýnýn bölgesel istikrara
katkýsýnýn artýrýlmasý saðlabilir.
Kaynakça
Gros, Daniel (2013). “Principles of a Two-Tier European Deposit (Re-)Insurance System”, Brüksel, Centre for European Policy
Studies, Policy Brief No. 287.
Bartholomew, Philip (1990). “Reforming Federal Deposit Insurance”, Washington D.C., Congress of the United States,
Congressional Budget Office.
Gros, Daniel ve Schoenmaker, Dirk (2012). “European Deposit Insurance: Financing the Transition”, Brüksel, Centre for
European Policy Studies, Commentary.
Pisani-Ferry, Jean; Sapir, Andre; Veron, Nicolas ve Wolff, Guntram (2012). “What kind of European Banking Union?”,
Brüksel, Bruegel Policy Contribution.
14
ANALÝZ
ORTA VE GÜNEY AVRUPA ÜLKELERÝ
MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝNÝN
KRÝZDEN ÇIKARILABÝLECEÐÝ DERSLER
1
2008 yýlýnýn son çeyreðinde ABD’deki subprime mortgage kredi sektöründe baþlayýp,
tüm dünyayý etkisine alan bir küresel kriz yaþanmýþtýr. Küresel kriz daha önce üzerinde
çok fazla durulmayan bazý konularýn en önemli gündem maddeleri haline gelmesini
saðlamýþtýr. Bu konulardan biri “mevduat sigortasý”dýr.
GÝRÝÞ
Bilindiði üzere 2008 yýlýnýn son çeyreðinde
ABD’deki subprime mortgage kredi sektöründe
baþlayýp, tüm dünyayý etkisine alan bir küresel
kriz yaþanmýþtýr. Küresel kriz daha önce üzerinde
çok fazla durulmayan bazý konularýn en önemli
gündem maddeleri haline gelmesini saðlamýþtýr.
Bu konulardan biri “mevduat sigortasý”dýr.
Ülkede mevduat sigorta sisteminin bulunup
bulunmadýðý, mevduat sigorta sistemi var ise
sistemin nasýl fonlandýðý, mudiye ödeme
yapýlmasý gerektiði durumlarda ödemenin ne
zaman, ne þekilde ve kim tarafýndan yapýlacaðý
hususlarý en önemli tartýþma konularý haline
gelmiþtir. “Mudiye ödeme yapýlmasý”, diðer
bir ifadeyle mevduat sigortacýsýnýn “ödeme
kabiliyeti” hususu ise mudinin sisteme duyduðu
güvenin ve sistemin “saðlýðýnýn” en
önemli göstergelerinden biri olarak
deðerlendirilmektedir.
Diðer taraftan mevduat sigortacýlýðýna iliþkin
teoride, ahlaki tehlikeyi (moral hazard) minimize
etmek amacýyla mevduat sigorta sistemlerinin
sýnýrlý garanti düzeyi, birlikte sigorta (coinsurance), risk esaslý prim sistemi gibi çeþitli
mekanizmalara sahip olmasý gerektiði ifade
edilmektedir. Ancak Lehman Brothers’ýn
batmasý ile baþlayan süreçte, mevduat garanti
limitlerinin yükseltilmesi (hatta bazý ülkelerde
“tam garanti” uygulanmasý) ve AB’de birlikte
sigortanýn kaldýrýlmasý yukarýda bahsedilen
mekanizmalarýn anlamýný yitirmesine neden
olmuþtur. Söz konusu mekanizmalarla mudi
kendisini daha fazla güvende hissedecektir
ancak, esas sorgulanagelen mevduat sigorta
sisteminin ödeme kabiliyetinin artýp artmadýðý
hususu olacaktýr. Örneðin konuya iliþkin olarak
Avrupa Komisyonu’nun getirdiði direktif
deðiþiklik teklifleriyle AB’deki mevduat sigorta
sistemlerinin finansal durumlarýnýn iyileþtirilmesi
hedeflenmiþtir.
Avrupa bankacýlýðý açýsýndan bakýldýðýnda 2
önemli soru daha ortaya çýkmaktadýr. Birincisi,
AB-15 ülkelerindeki mevduat sigorta
sistemlerinin, diðer AB üyesi ülkelerde bulunan
þubelerindeki mevduatý ödemeye yeterli mali
gücü var mýdýr? Diðeri; ev sahibi ülke (home
country) mevduat sigorta sistemi çerçevesinde
mevduatýn güvenilirliði ve güçlülüðü nasýl
analiz edilmelidir?
AHLAKÝ TEHLÝKE VE KRÝZ SONRASINDA
YAÞANANLAR
Ahlaki tehlike “Yaptýklarý hatadan zarar
görmeyeceðini düþünenlerin normalde
alacaklarýndan daha fazla risk alma eðilimi”
þeklinde tanýmlanabilmektedir.2 Akademik
olarak da mevduat sigorta sistemleri
çerçevesinde, mevduat sigorta sistemlerinin
varlýðýnýn bankalarýn riskliliklerindeki, banka
batýþlarýndaki ve bankacýlýk krizlerindeki etkileri
deðerlendirilmeye çalýþýlmýþtýr. Yapýlan
çalýþmalarda Amerikan bankacýlýk sektöründe
batan bankalarýn sayýsý ile mevduat sigorta
sisteminin bulunmasý arasýnda 3 ve yine
Amerikan kredi birlikleri sektöründe risk alýcý
faaliyetler ile mevduat sigorta sisteminin
bulunmasý arasýnda 4 herhangi bir iliþki
bulunmadýðý açýklanmýþtýr.
Buna karþýlýk mevduat sigorta sisteminin
bulunmasý ile bankacýlýk sorunlarý arasýnda bir
iliþki olduðu tespit edilmiþtir.5 Avrupa’da AB15’e iliþkin yapýlan bir çalýþmada mevduat
sigorta sistemlerinin bulunmasýnýn bankacýlýk
sektöründe risk düzeyini düþürdüðü, büyük
1 Malgorzata Iwanicz-Drozdowska’nýn “Deposit Insurance Systems-Lessons From The Crisis For CESEE Banking Systems” çalýþmasý esas alýnmýþtýr.
Makalede yer alan görüþler aksi belirtilmediði durumlarda Malgorzata Iwanicz-Drozdowska’ya aittir. Anýlan þahsýn çalýþmasýnýn tamamý “The Future
of Banking in CESEE after the Financial Crisis” kitabýnda yer almaktadýr. “The Future of Banking in CESEE after the Financial Crisis”, SUERF – The
European Money and Finance Forum”, Vienna 2011 (Anýl Ertanoðlu ile Yusuf Serdar Aðzýtemiz tarafýndan yayýna hazýrlanmýþtýr.)
2 www.bulentbalkan.com (Ahlaki Tehlike ve Bankacýlýk –Olaylarla Risk Yönetimi Dersi Dönem Ödevi, sf.1)
3 Wheelock, Wilson (1994); Alston, Grove, Wheelock (1994)
4 Karels, McClatchey (1999)
5 Thies, Gerlowski (1989), Grossman (1992), Wheelock (1992), Demirgüç-Kunt, Detragiache (2002)
Anýl ERTANOÐLU
Fon Uzmaný
Sigorta ve Risk Ýzleme Daire Baþkanlýðý
Yusuf AÐZITEMÝZ
Fon Uzmaný
Varlýk Yönetimi Daire Baþkanlýðý
15
ANALÝZ
Bankacýlýk sektörünün uzun
vadeli istikrarý ve mudinin gerçek
anlamda korunmasý için,
potansiyel istikrarsýzlýk
kaynaklarýyla birlikte bankalarýn
risk almaya yönelik davranýþlarýnýn
da izlenmesi gerektiði üzerinde
durulmaktadýr. Bu çerçevede,
mevduat sigorta sistemlerinin de
bankacýlýk denetim otoriteleri ile
merkez bankalarýnýn bankalarýn
risklilik durumlarýna iliþkin
deðerlendirmelerini esas almalarý
gerekecektir.
bankalar açýsýndan ise riskin deðiþmediði ileri
sürülmüþtür.6
Yapýlan güncel bir çalýþmaya göre ise,
bankalarýn risk almalarý ile kapsamý belirgin
bir mevduat sigortasý arasýnda “U þeklinde”
bir iliþki bulunduðu; mevduat sigortasýnýn
kapsamýnýn en yüksek ve en düþük olduðu
noktalarda piyasa disiplininin zayýf olduðu;
mevduat sigortasý kapsamýnýn sýnýrlý olmasýnýn
ise bankalarýn risklerini kaydýrmamaya,
deðiþtirmemeye yöneltebileceði ifade edilmiþtir.7
Bankacýlýk sektörünün uzun vadeli istikrarý ve
mudinin gerçek anlamda korunmasý için,
potansiyel istikrarsýzlýk kaynaklarýyla birlikte
bankalarýn risk almaya yönelik davranýþlarýnýn
da izlenmesi gerektiði üzerinde durulmaktadýr.
Bu çerçevede, mevduat sigorta sistemlerinin
de bankacýlýk denetim otoriteleri ile merkez
bankalarýnýn bankalarýn risklilik durumlarýna
iliþkin deðerlendirmelerini esas almalarý
gerekecektir.
Daha önce de bahsedildiði üzere küresel kriz
öncesinde ahlaki tehlikeyi en aza indirmek
amacýyla mevduat sigorta sistemlerinin çeþitli
mekanizmalarý mevcuttu. AB üyesi olan,
olmayan Avrupa ülkelerindeki neredeyse tüm
mevduat sigorta sistemlerinde kapsam sýnýrlýydý,
birlikte sigorta ise 11 AB üyesi ülkede
uygulanmaktaydý. Mevduat sigortacýlýðýna
iliþkin 94/19/EC sayýlý Direktif de AB üyesi
ülkelerde, birlikte sigortaya imkan tanýyan
þekilde 20.000 €’luk minimum bir mevduat
sigorta limitini þart koþmaktaydý.
MEVDUAT SÝGORTA SÝSTEMLERÝNÝN
ÖZELLÝKLERÝ
Halihazýrda mevduat sigorta sistemlerine göz
attýðýmýzda, sadece Finlandiya, Fransa,
Almanya, Ýtalya, Portekiz, Ýsveç, Türkiye ve
Romanya’da risk esaslý prim sisteminin
uygulandýðýný görmekteyiz. Avrupa’da AB üyesi
olan, olmayan tüm ülkelerde, bazý acil
finansman mekanizmalarýyla birlikte, mevduat
sigorta sistemlerinin bankacýlýk sektörünce
finanse edilmesini yasalar düzenlemektedir.
94/19/EC sayýlý Direktif mevduat sigorta
sistemlerinin finansman yollarýný
tanýmlamamýþtýr. Bu çerçevede AB üyesi ülkeler
farklý çözümler üretmiþtir. Bilindiði üzere teoriye
göre, sistemler ex-post (krizden sonra),
ex-ante (krizden önce) ve bazý durumlarda her
iki sistemin birlikte uygulanmasý þeklinde
fonlanmaktadýr. Ex-ante fonlamada, tüm
bankalarýn belli dönemlerde (bazý durumlarda
belli bir hedef tutara ulaþýncaya kadar fon
oluþturmak üzere) prim ödemesi
gerekmektedir. Ex-post fonlamada ise bankalar
bir bankanýn batmasý durumunda mevduat
geri ödemelerini karþýlayacak tutarlara
ulaþýncaya kadar prim ödemek durumundadýr.
Daha katlanýlabilir fonlama þekli olarak kabul
edilen ex-ante fonlamada, her banka tek tek
ödeme yapmaktadýr ve herhangi bir banka
batmasý durumunda yük, bir defa yapýlan
yüklü ödemeden daha az olmaktadýr. Ex-post
sistemlerde ise, ekonomik kriz yaþandýðý
dönemlerde yüklü ödemeler yapýlabileceðinden
banka karlarýný ciddi miktarda azaltýcý etkilere
sahiptir.
Lehman Brothers’ýn batýþýndan ve Ýzlanda’da
yaþanan bankacýlýk krizinden önce AB’de
garanti limitlerinin artýrýlmasýna ve mevduat
sigorta sistemlerinin finansman þekillerinin
deðiþtirilmesine yönelik bir istek/ihtiyaç
bulunmamaktaydý. Küresel krizle birlikte
mevduat sigortacýlýðýna iliþkin direktifle
mevduat garanti limiti önce 50.000 €’ya, daha
sonra da 100.000 €’ya yükseltildi ve birlikte
sigorta kaldýrýldý.8 Böylece mevduat garanti
limiti 8 ülkede 100.000 € olarak belirlendi, 5
ülkede deðiþtirilmedi9, bazý ülkeler10 ise “tam
garanti” uygulamasýna geçti. Bu geliþmelerden
sonra AB’de yapýlan son çalýþmalara göre
sigortalý mevduatýn sigortalanabilir mevduat
içindeki payý %61’den %72’ye; sigortalý hesap
sayýsýnýn toplam hesap sayýsý içindeki payý
%89’dan %95’e yükselmiþtir. Þüphesiz tüm
bu uygulamalar mudinin kendisini daha fazla
güvende hissetmesini saðlayacaktýr ancak ayný
zamanda, bankalarýn mali durumlarýný inceleme
isteklerini ve aldýklarý kararlara yönelik
sorumluluk hissetme duygularýný da
azaltacaktýr.
6 Gropp, Vesala (2004)
7 Angkinand, Wihlborg (2006,2010)
8 Avrupa Parlamentosu ve Konseyinin Mevduat Garantisi Programlarý Ýle Ýlgili,30 Mayýs 1994 Tarihli ve 94/19/EC Sayýlý Direktifinde Sigorta Limiti ve
Geri Ödeme Süresi Konularý Açýsýndan Deðiþiklik Yapan 2009/14/EC Sayýlý Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi (ç.n)
9 Fransa, Almanya, Ýtalya, Güney Kýbrýs Rum Kesimi ve Malta. Bilindiði üzere Türkiye’de küresel kriz sonrasýnda mevduat sigorta limitinde herhangi
bir deðiþiklik yapýlmamýþtýr. Ancak son 9 yýllýk birikimli enflasyon oraný ile kiþi baþýna tasarruf mevduatý tutarý ve sigortalý mevduatýn toplam mevduat
içindeki payý gibi ekonomik ve finansal kriterler dikkate alýnarak TMSF bünyesinde yapýlan deðerlendirmeler sonucunda 50.000 TL’lik sigorta limit
tutarýnýn güncellenmesinin sistemin etkinliði bakýmýndan faydalý olacaðý sonucuna ulaþýlmýþtýr. Bu kapsamda Resmi Gazete'nin 15.02.2013 tarih,
28560 sayýsýnda yayýmlanan “Sigortaya Tabi Mevduat ve Katýlým Fonlarý Ýle Tasarruf Mevduatý Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair
Yönetmelikte Deðiþiklik Yapýlmasýna Ýliþkin Yönetmelik” ile Türkiye’de uygulanmakta olan sigortaya tabi mevduat ve katýlým fonu tutarý 50.000 TL’den
100.000 TL’ye yükseltilmiþtir. (ç.n.)
10 Ýzlanda, Portekiz, Danimarka, Macaristan, Slovenya, Slovakya, Ýrlanda, Yunanistan, Almanya, Avusturya. (ç.n.)
16
ANALÝZ
AB’de mevduat sigorta sistemlerine duyulan
güveni artýrmaya yönelik olarak Avrupa
Komisyonu 94/19/EC sayýlý Direktif’te kapsamlý
deðiþiklik yapacak taslak bir çalýþma
yayýnlamýþtýr. Bu teklifin en önemli bölümü
fonlamaya iliþkin olan kýsmýdýr. Bu çalýþmada,
birlikte sigortayý tekrar uygulamaya veya
mevduat garanti limitini düþürmeye yönelik
bir teklif bulunmamaktadýr. Bunun nedeni esas
önceliðin bankacýlýk sektörüne duyulan güven
olmasýdýr. Buna ek olarak, ahlaki tehlikeyi
azaltmaya yönelik uygulanan enstrümanlarýn
ortadan kaldýrýlmasý, gerçek hayatta mudi için
çok da önemli görünmemektedir.
GERÝ ÖDEME KABÝLÝYETÝ
Ýzlanda’da yaþananlar, bir mevduat garanti
sisteminin yükümlülüklerini yerine getirebilmesi
için yeterli düzeyde kaynaklara sahip olmasý
gerektiðini göstermiþtir. Ýzlanda’nýn mevduat
sigorta sisteminin yeni olmasý, bu sistemin
yeterli bir geri ödeme kabiliyeti bulunmamasý
ve mali sorunlarýn büyük bankalarda çýkmasý
Ýzlanda’da sistemin çökmesine neden olmuþtur.
Teoride bir mevduat sigorta sistemi fonundan
beklenen, öncelikle küçük ve orta ölçekli
bankalardaki mevduata koruma getirmesi
olmaktadýr. AB’deki tahminlere göre, sigortalý
mevduat tutarý 5,7 trilyon € iken, mevduat
sigorta sistemlerinin kaynaklarý 27 milyon €
ile 8,1 milyar € aralýðýnda deðiþmektedir.
Ülkelerin batmasý veya kaynaklarýn daha fazla
açýk bütçelerle finanse edilmesi durumunda
mevduat sigortasýnýn nihai baþvuru noktasý,
devletlerin hazineleri olacaktýr.
Güçlü teorik ilkelerin bulunmamasý ve kamuyla
paylaþýlan bilgilerin yetersizliði nedeniyle, bir
mevduat sigorta sisteminin geri ödeme
kabiliyetini ölçmek kolay deðildir. Yine de
konuya iliþkin olarak iki temel rasyo kullanýlabilir.
Birincisi, toplam (toplanan) fonlarýn
sigortalanabilir mevduata oraný, diðeri toplam
(toplanan) fonlarýn sigortalý mevduata oraný.
AB -27 için toplam fonlarýn, toplam
sigortalanabilir mevduata oraný ortalama %0,2;
sigortalý mevduata oraný ise -%0,33’tür.11
Örneðin %1,5’lik bir hedef rasyo belirlendiði
durumda (toplam fonlarýn sigortalanabilir
mevduatýn %1,5’ine karþýlýk gelmesi
durumunda) bir çok Avrupa ülkesinin bu hedef
rasyonun uzaðýnda kalacaðý görülecektir. Ayrýca
mevduat garanti limitlerinin yükseltilmesinden
sonra sistemlerin geri ödeme kabiliyetleri de
düþmüþtür. Orta ve Güney Avrupa piyasalarýnda
çok etkin olan Almanya, Fransa, Avusturya,
Ýtalya ve Hollanda gibi ülkelerdeki mevduat
sigorta sistemleri güçlü mali yapýlara sahip
deðildir.
Diðer taraftan bankacýlýk sektöründeki
konsantrasyon da geri ödeme kabiliyetinin
deðerlendirilmesinde önemi olan bir faktördür.
Yüksek bir konsantrasyon düzeyi varsa, yüksek
b i r f o n t o p l a m ý o l m a s ý b e k l e n i r.
Konsantrasyonun yüksek olduðu 8 ülkeden12
sadece 2 tanesinde13 fon toplamý sigortalanabilir mevduatýn %2’sine ulaþmaktadýr.
Görülmektedir ki, Orta ve
Güney Avrupa’daki mevduat
sigorta sistemleri, AB-15 mevduat
sigorta sistemlerinden daha iyi
fonlanmaktadýr ancak, bahse konu
Orta ve Güney Avrupa ülkeleri
bankacýlýk sektörü için konuþursak,
sektör “sermaye ithal edici”
konumdadýr. Yabancý bankalarýn
iþtirakleri bankacýlýk sektörlerinde
önemli bir paya sahiptir.
Rasyolar incelendiðinde AB mevduat sigorta
sistemlerinin, özellikle AB-15’te, düþük sermaye
ve yüksek konsantrasyon oranlarý ile çalýþtýðý,
fonlarýnýn ise yetersiz düzeyde bulunduðu
görülmektedir. Buradan çýkarabilecek sonuç;
hiçbir ülkenin büyük bir bankanýn batmasý
durumunda mevduat geri ödemesine hazýr
olmadýðýdýr.
Görülmektedir ki, Orta ve Güney Avrupa’daki
mevduat sigorta sistemleri, AB-15 mevduat
sigorta sistemlerinden daha iyi fonlanmaktadýr
ancak, bahse konu Orta ve Güney Avrupa
ülkelerinin bankacýlýk sektörleri “sermaye ithal
edici” konumdadýr. Yabancý bankalarýn
iþtirakleri bankacýlýk sektörlerinde önemli bir
paya sahiptir. Bilindiði gibi, “iþtirak” söz konusu
ise, “iþtirak”e bankacýlýk yapma yetkisi veren
ülke, mevduatýn korunmasýndan sorumludur.
“Þube” olarak yapýlanmada ise bankanýn ana
ortaðýnýn bulunduðu ülke, mevduat
korunmasýndan sorumlu olacaktýr. Örneðin
Baltýk Ülkeleri’nde þubelerin pazar payý ve
konsantrasyon oraný yüksek, mudinin
korunmasý ise zayýf düzeydedir.
Ýzlanda’da yaþananlar, teoride bankanýn genel
müdürlüðünün bulunduðu ülkenin mevduat
geri ödemesinden sorumlu olmasý gerektiði
kuralýnýn pratikte iþlemediðini göstermiþtir.
Ýzlanda mevduat sigorta sistemi yeterli fona
sahip olmadýðý için mevduat sahiplerine geri
ödemeleri yapamamýþ, geri ödemeler þubelerin
bulunduðu ülkeler tarafýndan yapýlmýþtýr.14
Konuya iliþkin sadece Ýzlanda Örneði var gibi
11 TMSF’nin Aralýk 2013 sonu itibariyle Mevduat Sigorta Rezervi yaklaþýk 14,8 milyar TL’dir. Ayný tarih itibariyle tasarruf mevduatý 558,5 milyar TL,
sigortalý mevduat ise 262,6 milyar TL’dir. Bu çerçevede bahse konu oranlar ülkemiz için sýrasýyla; %2,65 ve %5,64’tür. (ç.n.)
12 Konsantrasyon oranlarý: Estonya %94,8; Hollanda %86,8; Finlandiya %82,8; Litvanya %81,2; Belçika %80,8; Malta %72,8; Slovakya %71,5;
Letonya %70,2.
13 Konsantrasyon oranlarý: Estonya %2 ve Litanya %2.
14 Bkz. “Ýzlanda Örneði” Çerçevesinde Mevduat Sigortacýlýðýna Ýliþkin Deðerlendirmeler, Çatý 26.sayý, Nisan-Mayýs-Haziran 2011, sf.6. (ç.n.)
17
ANALÝZ
Durumun daha net görülmesi
için her ülkedeki sigortalanabilir
ve sigortalý mevduat verilerin
toplanmasý, yayýnlanmasý ve
mevduat sigorta sistemlerinin
raporlarýndaki þeffaflýðýn
geliþtirilmesi gereklidir. Mevduat
sigorta sistemleri ve dolayýsýyla
tüm ekonomiler, mudiye gerçek
koruma saðlamak ve gelecekte
yaþanabilecek baþka bir krize
karþý hazýrlýklý olmak için geri
ödeme kabiliyetlerini iyileþtirmek
durumundadýr.
görünse de ülkeler “batmak için çok büyük
bankalar”a destek vermemiþ olsa idi, örnek
ülke sayýsý artmýþ olabilecekti.
Bu çerçevede, þubelere ev sahipliði yapan
ülkeler, bankalarýn genel müdürlüklerinin
bulunduðu ülkelerin mevduat sigorta
sistemlerinin mali durumlarýný deðerlendirmeli
ve ülkelerinde faaliyet gösteren bu bankalarýn
mali yapýlarýna dikkat etmelidir. Bu tabii ki hem
diðer mevduat sigorta sistemi hakkýnda hem
de banka hakkýnda bilgiye sahip olmayý
gerektirecektir. Bu hususlar AB içerisinde henüz
düzenlenmemiþtir. Avrupa Komisonu’nun
direktif deðiþiklik taslaðýnda konuya iliþkin 3
alternatifli bir düzenleme önerilmiþtir. Birincisi
mevcut durumun korunmasý, ikincisi banka
batmasý kesin veya olasýlýk dahilinde ise
mevduat sigorta sisteminin geri ödemeye
hazýrlanmasýný saðlamak amacýyla, mevduat
sigorta sistemlerinin, ilgili kurumlarýn ve
bankalarýn, sýnýr ötesi de olmak üzere, bilgi
alýþveriþi yapmasýdýr. Bahse konu alternatifin
amacý mevduat geri ödemelerini
hýzlandýrmaktýr.
Üçüncü ve en önemli seçenek, mevduat sigorta
sistemlerine, (stres testleri ve peer-grup gözden
geçirmeleriyle desteklenecek þekilde) mali
kabiliyetlerine iliþkin bilgi verme zorunluluðu
getiren seçenektir. Bu bilgi gelecekte, AB
Bankacýlýk Kuruluþu’nun denetleyicisine
raporlanabilecek, sýnýr ötesi hizmetlerin
saðlanmasý ve þube açmak için bir ön þart
haline de gelebilecektir. Yukarýda bahsedilen
ikinci ve üçüncü seçenekler birbirlerini
tamamlayýcýdýr ve ilk seçeneðe bir alternatif
oluþturmaktadýr. Aslýnda Orta ve Güney Avrupa
ülkeleri için üçüncü seçenek bilgi uyuþmazlýðýný
azaltmayý saðlayacaðý için çok önemlidir.
Bahsedilen AB direktif deðiþiklik taslaðý mevduat
sigorta sistemlerinin finansman yapýlarýnda
önemli deðiþikleri öngörmektedir. Mevcut
fonlarýn yetersiz kaldýðý durumda, ihtiyaç olmasý
halinde ex-post fonlama ile desteklenen exante fonlama sisteminin uygulanma olasýlýðý
vardýr. Ýyi senaryoya göre, mevduat sigorta
sistemleri, ex-ante temelli bir sistemle,
sigortalanabilir mevduatýn %1,5’ine kadar
birikecek bir fona sahip olabilir. Fonlar 10 yýl
boyunca birikebilecektir. Buna ek olarak,
mevduat sigorta sistemlerinin kaynaklarý expost fonlama ile %0,5 artýrýlabilir. Bu fonlarýn
orta ölçekli bir banka batýþý için yeterli
olabileceði öngörülmektedir. Yapýlan tahminlere
göre15 büyük bir bankanýn batmasý durumunda
15 Joint Research Center (2010).
18
sigortalanabilir mevduatýn %7,25’ine denk
gelecek tutarda bir fona ihtiyaç duyulacaktýr.
Diðer taraftan yüksek bir hedef rasyo varsa
bankalar üzerindeki yük daha fazla olacaktýr.
Buradaki örneði devam ettirirsek yapýlan
tahminlere göre, %7,25’lik bir hedef rasyo
varsa, tahminlere göre faaliyet karlarý %29
azalmakta; %2’lik bir hedef rasyo varsa, faaliyet
karlarýndaki düþüþ %5’ten az olmaktadýr. Bu
durum, özellikle de ex-post sisteme sahip
mevduat sigorta sistemleri için, mevduat sigorta
sistemlerinin geri ödeme kabiliyetleriyle
bankalar üzerindeki yüklerin artmasý anlamýna
gelecektir.
AB direktif deðiþiklik taslaðýnda yer alan,
mevduat sigorta sistemleri arasýndaki
borçlanma hususu da önemli konulardan
birisidir. Taslaða göre, birikmiþ bir fonun
kullanýmý ile ex-post fonlama ile kaynak
saðlanmasý sonrasýnda da mali kaynaða ihtiyaç
duyulursa, bir mevduat sigorta sistemi mevduat
sahiplerine geri ödeme yapabilmek için, baþka
bir mevduat sigorta sisteminden (belirli þartlara
sahip) borç isteyebilecektir. Bu mekanizma da,
mevduat sigorta sisteminin ancak
sigortalanabilir mevduatýn “%0,5’i kadar
borçlanabileceði” düzenlemesinden hareketle,
ancak bir orta ölçekli banka batýþýnda düzgün
þekilde iþleyebilecektir.
Mevduat sigorta sistemlerinin fonlanmasýnýn
uyumlulaþtýrýlmasý fikri yerinde ancak geç
kalýnmýþ bir harekettir. Hedef rasyo çerçevesinde
fonlarýn birikmesi için beþ ya da on yýllýk bir
dönem öngörülmesi bankalarýn üzerine orta
þiddette bir yük yükleyecektir, ancak ekonomik
konjonktür, mevduat geri ödemelerinin
yapýlmasý gerektiði durumlarda yeterli
kaynaklarýn hazýr olmamasýna neden
olabilecektir.
SONUÇ
Küresel kriz mevduat garanti sistemlerinin
önemini bir kez daha ortaya koymuþtur.
Örneðin AB bünyesinde yukarýda bahsedilen
çalýþmalarýn yapýlmasý olumlu geliþmelerdir.
Ancak çalýþmalar ve deðiþiklik önerileri kriz
olmayan durumlarda küçük ve orta ölçekli
bankalar için yapýlacaklara odaklanmýþtýr.
Büyük, sýnýr ötesi faaliyetleri bulunan kuruluþlar
daha fazla dikkat gerektirmekte, bu kuruluþlarla
ilgili sorunlarýn çözülmesi de daha zor
olmaktadýr. Orta ve Güney Avrupa ülkeleri
bankacýlýk sistemleri için ahlaki tehlike hususu,
yerel bankalarýn risklilikleri veya mudi
ANALÝZ
davranýþlarýndan ziyade, kredi kuruluþlarýnýn
þubelerinin davranýþlarý ve bankanýn genel
merkezinin bulunduðu ülkenin mevduat sigorta
sisteminin yetersiz geri ödeme kabiliyeti riski
çerçevesinde analiz edilmelidir.
Ayrýca bankaya ev sahipliði yapan ülkenin,
bankanýn denetim raporlarýna ulaþmasý ile
bankanýn genel müdürlüðünün bulunduðu
ülkenin mevduat sigorta sisteminin mali
durumunu bilmesi, bilgi asimetrisini azaltmak
baðlamýnda önemlidir. Durumun daha net
görülmesi için her ülkedeki sigortalanabilir ve
sigortalý mevduat verilerin toplanmasý,
yayýnlanmasý ve mevduat sigorta sistemlerinin
raporlarýndaki þeffaflýðýn geliþtirilmesi gereklidir.
Mevduat sigorta sistemleri ve dolayýsýyla tüm
ekonomiler, mudiye gerçek koruma saðlamak
ve gelecekte yaþanabilecek baþka bir krize karþý
hazýrlýklý olmak için geri ödeme kabiliyetlerini
iyileþtirmek durumundadýr.
Mevduat sigorta sistemleri ve
dolayýsýyla tüm ekonomiler, mudiye
gerçek koruma saðlamak ve
gelecekte yaþanabilecek baþka bir
krize karþý hazýrlýklý olmak için geri
ödeme kabiliyetlerini iyileþtirmek
durumundadýr.
19
ARAÞTIRMA
SINIR ÖTESÝ BANKALARIN ÇÖZÜMLENMESÝNDE
YEREL ALACAKLILARIN KORUNMASI
Uluslararasý büyük ölçekli finansal kuruluþlarýn sorunlu hale gelmesi durumunda, ayrý
varlýk yaklaþýmýnýn uygulanmasý, zararýn kuruluþun sýnýr ötesi þubelerine bulaþmasýný
önlemekte ve yerel alacaklýlarýn haklarýnýn korunmasýný saðlamaktadýr.
ÖZET
Uluslararasý geniþleyen finansal piyasalarýn
günümüzde birbirine baðýmlý hale gelmesi
sonucunda bir finansal piyasada meydana
gelen kriz diðer bir finansal piyasaya hýzla
sirayet ederek geniþ çapta krizlere yol açmýþ
ve sýnýr ötesi bulaþma etkisine sahip olmuþtur.
Finansal krizlerin önlenmesi ve sistemik etkiye
sahip büyük ölçekli finansal kuruluþlarýn
çözümlenmesinde uluslararasý otoriteler ( Basel
Komitesi, Uluslararasý Mevduat Sigortacýlarý
Birliði (IADI) ve Finansal Ýstikrar Kurulu (FSB) )
ulusal kanunlarýn birbiriyle uyumlaþtýrýlmasýný
öngörmüþ ve bu kapsamda etkin çözümleme
yöntemlerine iliþkin tavsiye niteliðinde ortak
kararlar alýnmýþtýr. Ancak, global krizlerin
önlenmesi ve küresel ekonomik istikrarýn
saðlanmasýna yönelik çalýþmalarda ulusal
kanunlarýn uyumlaþtýrýlarak alacaklýlarýn tümüne
eþit þekilde muamele edilmesi talep edilirken,
yaþanan bankacýlýk krizleri sonrasýnda
uygulamada finansal kurumun iflasý veya
sorunlu hale gelmesi durumunda ayrý varlýk
(seperate entity) yaklaþýmý ve finansal koruma
duvarý (ring-fencing) uygulamalarý aðýrlýk
kazanmýþ belirli varlýklarýn korunmasý yoluyla
zararýn finansal kuruluþun iyi iþleyen tüm
mekanizmalarýna sirayet etmesi ve sistemik
etkiye sahip büyük finansal kuruluþlarýn (too
big to fail) oluþmasýnýn önlenmesi
hedeflenmiþtir. Bu çalýþmada, ülke örnekleri
kapsamýnda ayrý varlýk yaklaþýmý ve finansal
koruma duvarý oluþturan ring-fencing
uygulamalarý incelenmiþ ve ana kuruluþun
sorunlu hale gelmesi durumunda finansal
koruma duvarý uygulamasýyla þubelerdeki yerel
alacaklýlarýn korunmasý ve çözümleme
maliyetinin varlýk rehni, ev sahibi ve misafir
ülke arasýnda düzenlenen çift taraflý ödeme
anlaþmalarýyla minimum seviyeye indirileceði
öngörülmüþtür.
Defne ÜSTÜNSOY
Fon Uzmaný
Varlýk Yönetimi Daire Baþkanlýðý
Anahtar kelimeler: ayrý varlýk, sýnýr ötesi, yerel
alacaklýlarýn korunmasý, finansal koruma duvarý,
ring-fencing
1.Giriþ :
Küreselleþme ile birlikte piyasalarýn önündeki
sýnýrlayýcý engellerin kalkmasý, ülkelerin
birbirleriyle olan karþýlýklý etkileþimlerini ve
baðýmlýlýklarý arttýrmýþ ve baðýmlý hale gelen
piyasalarda meydana gelen olumsuz geliþmeler
diðer bir piyasaya bulaþarak sistemik krizlerin
meydana gelmesine neden olmuþtur. Ülke
ekonomilerinin, dýþsal etkenler karþýsýnda
kýrýlganlýklarý arttýkça, aðýr sosyal maliyetlerin
yaný sýra, mali ve reel sektörlerde ciddi sonuçlar
doðuracak þoklara ve krizlere maruz kalýnmýþtýr.
Bu süreçte, geleneksel bankacýlýktan farklý
olarak sýnýr ötesi faaliyetlerde bulunan, çeþitli
türev enstrümanlarý kullanan kompleks yapýda
büyük finansal kuruluþlar (too big too fail)
oluþmuþ ve bu yapýya sahip finansal
kuruluþlarýn çözümlenmesinde uluslararasý
iþbirliði ihtiyacý doðmuþtur.
Sýnýr ötesi çözümlemede uluslararasý
düzenleyici otoriteler tarafýndan baðlayýcýlýðý
olmayan kurallar ve tavsiye niteliðinde ortak
kararlar alýnmýþ ve temelde ulusal kanunlarýn
birbirine yakýnlaþtýrýlmasý ve uyumlaþtýrýlmasý
hedeflenmiþtir. Uluslararasý Mevduat
Sigortacýlarý Birliði (IADI), Basel Komitesi ile
birlikte etkin mevduat sigorta sistemleri için
temel prensipleri (Core Principals for Effective
Deposit Insurance System)1 yayýnlamýþ ve G20 ülkelerinin çalýþmalarý çerçevesinde kurulan
Finansal Ýstikrar Kurulu (FSB) tarafýndan
sistemik öneme sahip büyük finansal kuruluþlar
(SIFI) tanýmlanarak bunlarýn çözümlenmesinde
finansal istikrarýn saðlanmasýna yönelik
standartlarýn belirlenmesi ve bu standartlarýn
uluslararasý mali çevrelerce kabul edilip,
uygulamaya konulmasýný saðlayacak tavsiyeleri
1 BIS, Report and Recommendations of Cross-Border Bank Resolution Group, Basel,2010
20
ARAÞTIRMA
içeren etkin çözümleme sistemlerinde
bulunmasý gereken temel özellikler (The Key
Attributes of Effective Resolution Regimes for
Financial Institutions)2 adý altýnda düzenleyici
bir doküman yayýnlanmýþtýr. Bu temel nitelikler,
finansal piyasalarýn istikrarý için etkin denetim
ve düzenleme mekanizmalarýnýn iþletilmesi,
ulusal çözümleme önlemlerinin uluslararasý
tavsiye kurallarý ile uyumlaþtýrýlmasý, sözleþmeye
dayalý iþlemlerin transferinin mümkün kýlýnmasý
ve grup operasyonlarýnýn karmaþýk yapýsýnýn
yalýnlaþtýrýlmasý ile ülkeler arasýnda global
finansal kuruluþlarýn çözümlenmesinde acil
durum planlamasý yapýlmasý gibi bilgi
paylaþýmýný içeren ve SIFI’larýn sorunlu hale
gelmesi durumunda uygulanacak etkili
çözümleme yöntemleri için temel prensipleri
içermektedir.
2. Sýnýr ötesi bankalarýn çözümlenmesinde
belirleyici unsurlar:
Sorunlu hale gelen sýnýr ötesi finansal
kuruluþlarýn çözümlenmesinde tek varlýk (single
entity) veya ayrý varlýk (seperate entity)
yaklaþýmýnýn kabul edilmesi çözümleme
yönteminin belirleyici unsurunu
oluþturmaktadýr. Tek varlýk yaklaþýmý evrensel
bir nitelik taþýrken ayrý varlýk yaklaþýmý ise yerel
olarak kabul edilir. Yerel yaklaþýmda birden
fazla yetki alanlarý oluþurken evrensel
yaklaþýmda tek bir yetki alaný bulunmaktadýr.
Finansal kuruluþun tasfiyesinde de bu kavramlar
geçerlidir. “Ayrý varlýk” yaklaþýmýnda ana
merkezin iflasý durumunda sýnýr ötesi þubelerin
bulunduðu ülkelerde iflasýn ayrý ayrý baþlatýlmasý
gerekmektedir. “Tek varlýk” yaklaþýmýnda ise
Avrýpa Birliði iflas rejiminde olduðu gibi iflasa
karar verecek tek yetkili otorite veya mahkeme
bulunmaktadýr. Ýflas sürecinin baþlatýldýðý
ülkedeki kanunlar þubelerin bulunduðu
ülkelerde de etkilidir ve tasfiye iþlemleri iflasý
baþlatan ülkenin kanunlarýna göre
gerçekleþtirilmektedir (Avrupa Birliði iflas
rejimi)3.
“Ayrý varlýk” (seperate entity) yaklaþýmýnda sýnýr
ötesi þubesinin tasfiyesinde o þubeye ait varlýklar
þubenin alacaklýlarý yararýna ayrýlýr. Diðer bir
deyiþle ayrý varlýk yaklaþýmý ile varlýk sýnýrlarý
belirlenerek finansal bir koruma duvarý (ringfencing) oluþturulur.
3.Yerel alacaklýlarýn korunmasý:
Sýnýr ötesi çözümlemede ayrý varlýk yaklaþýmý
ile “ring-fencing” uygulamasý varlýklar üzerinde
yasal bir sýnýrlama getirerek yargý otoritesinin
kendi bölgesinde yerel alacaklýlar için yeterli
varlýk bulundurmasýný ve ana kuruluþun sorunlu
hale gelmesi veya iflasý durumunda, katma
deðer yaratan baðlý kuruluþlarýn veya þubelerin
ana kuruluþla birlikte kayýba uðramasýný
önlemektedir. Ring-fencing uygulamasý
düzenleyici otorite tarafýndan veya uzlaþmaya
baðlý olarak gayri resmi olarak yapýlabilir,
ayrýca bulunduðu bölgeye göre yerel ve sýnýr
ötesi olarak da adlandýrýlmaktadýr. Düzenleyici
ring-fencing’de otoriteler tarafýndan konulan
yasal bir çerçeve mevcut iken diðerinde ise
uzlaþma ve gönüllülük esasý mevcuttur 4 .
Finansal koruma duvarý
uygulamasý birçok ülkede
uygulanan bir yöntem olup,
çoðunlukla düzenleyici otoritenin
talebi üzerine yapýlmaktadýr. Bu
uygulama, hem finansal hem de
üretim alanýnda büyük kuruluþlarýn
risklerinin minimize edilmesinde
sýklýkla uygulanan bir yöntemdir.
Finansal koruma duvarý uygulamasý birçok
ülkede uygulanan bir yöntem olup, çoðunlukla
düzenleyici otoritenin talebi üzerine
yapýlmaktadýr. Bu uygulama, hem finansal
hem de üretim alanýnda yer alan büyük
kuruluþlarýn risklerinin minimize edilmesinde
sýklýkla uygulanan bir yöntemdir. Bu yolla
þirketinin kar yaratan bölümleri ayrýlarak iyi
aktifleri ve müþterileri korunmakta ve ana
kuruluþ iflas ettiðinde zararýn tüm varlýklara
sirayet etmesi önlenmektedir. Örneðin; ABD’de
sorunlu hale gelen Enron adlý þirketin iflasýnda
bu uygulama etkili olmuþtur. Enron tarafýndan
satýn alýnan Portland General Elektrik þirketine
yetkili otoritelerin talebi ile ring-fencing
uygulanmýþ ve bu yolla þirketin aktifleri ve
müþterileri korunarak Enron iflas ettiðinde
þirketin zarara uðramasý önlenmiþtir 5 .
Ring-fencing uygulamasýnda baðlý þirketin
hesaplarýnýn ve kayýtlarýnýn ana þirketten ayrý
olarak tutulmasý zorunluluðu bulunmaktadýr6.
Bankacýlýkta yasalara baðlý olarak düzenleyici
ring-fencing uygulanmaktadýr. Bankalar tek
varlýk ve ayrý varlýk kavramý çerçevesinde þube
veya baðlý ortaklýk olarak iki ayrý þekilde sýnýr
ötesinde faaliyet göstermektedir. Þubeler ana
kuruluþun uzantýlarý olup ayrý bir yasal varlýk
oluþturmazlar. Ancak baðlý kuruluþlar ana
merkezden ayrý olarak yasal bir varlýða sahip
olduklarýndan özel sermayeleri ve yerel yönetim
kadrolarý bulunmaktadýr. Þube ve baðlý
kuruluþlar ana merkezin farklý seviyedeki
2 FSB- Key Attributes of Effevtive Resolution Regimes for Financial Institutions, 2011
3 Rosa Maria LASTRA, Cross-Border Resolution of Banking Crises,,draft paper, 2006
4 HÜPKES Eva, Legal framework for foreign bank entry, 2006
5 SCHWARCZ L.Steven, Ring-Fencing, Southern California Law Review, 2013
6 Bank of England, UK to Electrify bank ring-fence in bid to end ‘too big to fail', 2013
21
ARAÞTIRMA
Ana kuruluþ faaliyetlerinin
sorunlu hale gelmesi durumunda
misafir ülkedeki baðlý kuruluþlarý
veya þube operasyonlarý
durdurulabilir veya misafir ülkede
meydana gelen beklenmeyen bir
durum karþýsýnda yerel otoriteler
tarafýndan yabancý bankanýn
faaliyetlerini sürdürmesi
engellenebilir ve ana kuruluþ her
iki durumda da yabancý ülkedeki
operasyonlarýný býrakmak zorunda
kalabilir.
sorumluluklarýný üstlenirler. Ana kuruluþ,
temelde þubenin tüm yükümlülüklerinden
sorumluyken baðlý kuruluþun sorunlu hale
gelmesi durumunda zararý karþýlama
zorunluluðu bulunmamaktadýr. Dolayýsýyla,
çözümleme otoriteleri için yerel alacaklýlarýn
ve finansal sistemin korunmasý noktasýnda
yabancý bankanýn þube veya baðlý kuruluþ
olarak hangi yasal çatýda kurulmuþ olduðu
ö n e m l i d i r. B u a ç ý d a n , d e n e t i m v e
düzenlemeden sorumlu otoritelerin kendi yargý
alanýnda faaliyette bulunan bankanýn kuruluþ
aþamasýnda ana ortaklýðýndan þubeye karþý
yükümlülüklerini geniþletmesi talebinde
bulunabilirler.
Ana kuruluþ faaliyetlerinin sorunlu hale gelmesi
durumunda misafir ülkedeki baðlý kuruluþlarý
veya þube operasyonlarýný durdurulabilir veya
misafir ülkede meydana gelen beklenmeyen
bir durum karþýsýnda yerel otoriteler tarafýndan
yabancý bankanýn faaliyetlerini sürdürmesi
engellenebilir ve sonuç olarak kuruluþ her iki
durumda da yabancý ülkedeki operasyonlarýný
býrakmak zorunda kalabilir. Örneðin,
Arjantin’de meydana gelen finansal krizde bazý
yabancý bankalar þubelerini ve baðlý kuruluþlarýný
Arjantin’de býrakmak zorunda kalmýþlar ve
mevduat alacaklýlarý yasal çerçeve
bulunmadýðýndan ana merkezden talepte
bulunamamýþtýr. Bu durum misafir ülkedeki
finansal sistemin stabilize edilmesinde negatif
bir etki yaratmýþtýr7. Diðer taraftan, finansal
güçlüðe düþen merkezi kuruluþ iyi aktiflerini
bir ülkeden diðer bir ülkedeki þubesine veya
kendi bulunduðu yargý alanýna transfer etmek
isteyebilir. Bu durum þubenin bulunduðu ülkede
bir kriz oluþmasýna neden olabilir. Bu kapsamda,
finansal koruma duvarý uygulanmasý
durumunda finansal kuruluþun sýnýr ötesi þubesi
ayrý bir varlýk olarak kabul edilir ve bankanýn
þubesinin bulunduðu yargý alanýndaki
aktiflerinin korunmasý öngörülür, varlýklarýn
transferine izin verilmez. Bu uygulama,
Avustralya’da yeni bir kanunla yürürlüðe
konulmuþ ve merkez kuruluþun iflas etmesi
durumunda düzenleyici otoriteye ring-fencing
hakký verilerek yabancý banka þubesinin ayrý
varlýk olarak kabul edilmesi ve bu çerçevede
çözümleme yapýlmasý öngörülmüþtür 8 .
Öte yandan, bazý yargý alanlarýnda, yerel
alacaklýlarýn korunmasý kapsamýnda yabancý
bir banka kuruluþunun iflasý durumunda kendi
yargý alanlarýnda yeterli varlýk bulunduðundan
emin olmak için varlýk rehini ve aktif
bulundurma zorunluluðu getirilmiþtir. Bir kýsým
yargý otoriteleri ise þube yapýsýný aþan,
faaliyetlerini geniþletecek finansal aktiviteleri
sýnýrlandýrmýþtýr. Genelde, aktif bulundurmasý
zorunlu tutulan þubeler ana kuruluþtan ayrý
olarak sermayelendirilmiþ ve iþtirak haline
getirilmiþ þubelerdir. Aktif bulundurma
zorunluluðu, kuruluþun merkez ofisinin güvenli
ve güçlü bir þekilde iþleyiþinde þüpheye
düþüldüðü durumlarda yerel finansal
düzenleyicilere þubenin kendi yargý alanlarýnda
faaliyetlerini sürdürmesine izin verilmesini
saðlamaktadýr. Yerel alacaklýlarýn korunmasý
kapsamýnda diðer alternatif ise, erkenden
þubenin kapatýlmasý ve aktiflerin transfer
edilmesinin engellemesidir. Ancak bu yöntem
bankanýn güvenli bir þekilde faaliyette
bulunmasýnda kesin bir þüphe bulunmasý
durumunda yararlý olacaktýr, eðer çözülebilir
bir durum mevcut ise misafir ülke yetkililerinin
bu seçeneði uygulamasý ana merkezin
bulunduðu ülkenin finansal piyasalarýnda
kýrýlganlýk yaratabilir.
4.Yabancý banka þubelerine ve baðlý
kuruluþlarýna iliþkin ülke uygulamalarý
ABD’de yabancý banka þubelerinin tasfiyesinde
ayrý varlýk yaklaþýmý uygulanmaktadýr. Ancak,
Amerikan bankalarýnýn yurt dýþýnda þubelerinin
tasfiyesinde ise ABD’de “tek varlýk” yaklaþýmý
kabul edilmektedir. Bununla birlikte, ABD
kanunlarýnda yer alan bazý ring-fencing
hükümleri ile þubelere iliþkin yükümlülükler
sýnýrlandýrýlmýþ savaþ, sivil ayaklanma veya
misafir ülke yönetiminin aldýðý kararlarýn
etkisiyle þubenin yükümlülüklerini yerine
getirememesi durumunda ana merkezin bu
yükümlülükleri karþýlamayacaðý þartý
konulmuþtur. ABD’de iflas rejiminde yabancý
alacaklýlara karþýn yerel alacaklýlara öncelik
verilmiþtir. Keza, Filipinler’de meydana gelen
finansal krizde Manila’da þubesi bulunan bir
Amerikan bankasý Filipinli mevduat
alacaklýlarýna ödeme yapmamýþ ancak konu
ABD mahkemelerine taþýndýðýnda kuruluþ
anlaþmasýnda iki yargý alanýnda ödenebilir
(dually payment) hükmü bulunduðu dikkate
alýnarak Mahkeme tarafýndan ödeme yapýlmasý
yönünde hüküm verilmiþtir.
ABD’de varlýk bulundurma oraný her eyaletin
kendi denetleme otoritesi yetkisine býrakýlmýþ
7 GRANATA Paola, Mascaro Yira, Practical Guidelines For Effective Bank Resolution, Latin America and Caribbean Region, Policy Research Working
Paper, The World Bank
8 HÜPKES , Eva
22
ARAÞTIRMA
ve eyaletten eyalete farklýlýk göstermektedir.
Denetim otoriteleri varlýklarýn ayrý bir hesapta
depo edilmesini isteyebilmektedir. Belirli
sýnýrlamalara dahil depo edilecek varlýk, yabancý
banka þubesinin baðlý olduðu kuruluþun
durumuna göre deðiþmektedir. Depo edilen
mevduat denetim otoritesinin izni olmadan
transfer edilemez veya çekiliþ yapýlamaz.
Yabancý banka þubesinin iflasýnda, rehin edilen
bu varlýk þubenin tasfiye iþlemleri masraflarý
ve diðer alacaklýlar ile mevduat sahiplerinin
taleplerini karþýlamak için kullanýlýr 9 .
Kanada’da yabancý bankalarýn þubeleri tüm
hizmetleri içeren þube (full service branch),
veya sadece ödünç veren þube (lending branch)
olarak kurulabilir ve faaliyette bulunabilirler.
Tüm hizmetleri kapsayan þube 150.000
CAD’dan daha az tasarruf mevduatýný kabul
edemez ve tüm mevduatlar sigorta kapsamýnda
deðildir. Tüm hizmet içeren yabancý þubeler,
her hesap açýlýþýnda hesap açýlan þahsa söz
konusu mevduatýn Kanada Mevduat Sigorta
Kuruluþu’nun(CDIC) sigortasý kapsamýnda
bulunmadýðýna dair yazýlý bildirimde
bulunmalarý gerekmektedir. Her ne kadar
mevduatlar CDIC’nin sigortasý kapsamýnda
olmasa bile, Kanada’daki yabancý banka
þubelerinin denetimi ve gözetimi CDIC’nin
sorumluluðundadýr. Ödünç veren þubeler
tasarruf mevduatý kabul etmeye yetkili deðildir
ve sadece finansal kuruluþlardan para
toplayabilirler. Þube açýlýþ izninde 100.000
CAD tutarýnda mevduatýn Kanada’da kaynaklý
bir finansal kuruluþta depo edilmesi
gerekmektedir. Tüm hizmetleri içeren yabancý
banka þubeleri genel olarak 5 milyon CAD
tutarýnda varlýk bulundurmalarý zorunludur.
Ancak, düzenleyici otorite tarafýndan þubenin
iþleyiþinde istikrarýn saðlanmasý açýsýndan ilave
varlýk bulundurulmasý talep edilebilmektedir10.
Diðer taraftan, riskli türev iþlemlere sahip
uluslararasý þirketlerin ve SIFI’larýn risklerinin
minimize edilmesi, faaliyetlerinin yalýnlaþtýrýlmasý
suretiyle etkin çözümlenme yapýlmasý
kapsamýnda, ABD’de, sistemik kriz yaratacak
etkiye sahip büyük bankalarýn belirli risk taþýyan
varlýklarýnýn ayrýlmasý talep edilmiþtir. Böylelikle
karmaþýk yapýdaki büyük bankalarýn
küçülmesiyle risklerin minimize edilmesi
öngörülmektedir. 2012 yýlýnda kabul edilen
ancak Temmuz 2014’de tam olarak
uygulanmaya geçilecek “Dodd-Frank Wall
Street Reform and Consumer Protection Act
(Tüketiciyi Koruma Yasasý) 619'uncu maddesi
olan “Volcker Rule ”11 adýyla anýlan ring-fencing
düzenlemesinde finansal kuruluþlarýn
düzenlenmesine ve denetlenmesine yönelik
önemli sýnýrlamalar getirilmiþtir. Bu düzenleme
ile spesifik olarak bankalarýn ve banka dýþý
finansal kuruluþlarýn, kýsa vadeli ve spekülatif
amaçlý olarak kendi namlarýna yaptýklarý alým
satýmlar ile bazý istisnalar hariç olmak üzere
hedge fonlarla ve giriþim sermayesi fonlarýyla
ilgili iþlemlerine önemli yasak ve kýsýtlar
getirilmektedir. Bu suretle, bankalarýn alýmsatým faaliyetleri için ayrý bir aracý kurum
oluþturmasý zorunluluðu getirilerek, bankalarýn
sermaye piyasalarýndaki aktiviteleri ring-fence
edilmiþ ve kompleks yapýdaki banka
kuruluþlarýnýn faaliyetlerinin sadeleþtirilmesi
amaçlanmýþtýr12.
Finansal kuruluþlarýn sýnýr ötesi
þubeleri ana merkezden ayrý bir
yasal varlýk teþkil etmediklerinden
kriz anýnda hangi aktifin alacaklýlar
için hazýr bulundurulacaðý veya
hangi yükümlülüklerin
karþýlanacaðýný belirlemek zaman
alabilir. Bu süreçte, aktifler
kolaylýkla þubeden ana merkeze
transfer edilebilir ve bu kaçýþýn
sonucunda þube yerel alacaklýlara
karþý sorumluluklarýný yerine
getirilemeyebilir.
5. Sonuç:
Avrupa ve ABD’de yaþanan son bankacýlýk
krizleri sonrasýnda sýnýr ötesi finansal
kuruluþlarýn çözümlenmesinde, finansal
piyasalarýn düzenlenmesinde ve yerel
alacaklýlarýn korunmasý kapsamýnda ayrý varlýk
yaklaþýmý ve finansal koruma duvarý (ringfencing) uygulamalarýnýn öne çýktýðý
gözlemlenmiþtir.
Finansal kuruluþlarýn sýnýr ötesi þubeleri ana
merkezden ayrý bir yasal varlýk teþkil
etmediklerinden kriz anýnda hangi aktifin
alacaklýlar için hazýr bulundurulacaðý veya hangi
yükümlülüklerin karþýlanacaðýný belirlemek
zaman alabilir. Bu süreçte, aktifler kolaylýkla
þubeden ana merkeze transfer edilebilir ve bu
kaçýþýn sonucunda þube yerel alacaklýlara karþý
sorumluluklarýný yerine getirilemeyebilir.
Ayrý varlýk yaklaþýmý, yargý otoritesinin kendi
bölgesinde yerel alacaklýlar için yeterli varlýk
bulundurmasýný ve ana kuruluþun sorunlu hale
gelmesi veya iflasý durumunda zararýn diðer
aktiflere bulaþmasýný engellemektedir. Finansal
koruma duvarý uygulamasý ayrý varlýk yaklaþýmý
kapsamýnda bir yöntem olup þubelerin aktifleri
ve yükümlülükleri ana merkezi kuruluþtan
ayrýlarak veya belirli varlýklarýn yerel alacaklýlar
adýna ayrýlmasý ile kriz anýnda minimum
maliyette çözümlenmeye katký saðlamaktadýr.
Bununla birlikte, yerel alacaklýlarýn korunmasý,
9 AVILLA Matias, (Duke University School of Law), Ring-Fencing and other bankruptcy remote techniques, 2002
10 HÜPKES, Eva,
11 SCHWARCZ L.Steven, Ring-Fencing, Southern California Law Review, 2013
12 HEDREN Charles, Judicial and Administrative Approaches to Bank Resolution: Propects for International Harmonization, 2012
23
ARAÞTIRMA
Finansal koruma duvarý
uygulamasý ayrý varlýk yaklaþýmý
kapsamýnda bir yöntem olup
þubelerin aktifleri ve yükümlülükleri
ana merkezi kuruluþtan ayrýlarak
veya belirli varlýklarýn yerel
alacaklýlar adýna ayrýlmasý ile kriz
anýnda minimum maliyette
çözümlenmeye katký
saðlamaktadýr.
yerel denetim otoritesinin yabancý bankalarýn
þube operasyonlarýnda ilave tedbirler almasýný
varlýk rehini ve her iki yargý alanýnda ödemeyi
saðlayan çift taraflý ödeme anlaþmalarý ile
minimum maliyetli çözümleme enstrümanlarýnýn oluþturulmasý ve þubenin iflasý
durumunda düzenleyici otoriteye ring-fencing
uygulama yetkisinin verilmesi ile saðlanabilir.
Kaynakça
• FSB- Key Attributes of Effevtive Resolution Regimes for Financial Institutions, 2011
• GRANATA Paola, Mascaro Yira, Practical Guidelines For Effective Bank Resolution, Latin America and Caribbean Region,
Policy Research Working Paper, The World Bank
• Rosa Maria LASTRA, Cross-Border Resolution of Banking Crises,,draft paper, 2006
• HÜPKES Eva, Legal framework for foreign bank entry, 2006
• SCHWARCZ Steven L., Ring-Fencing, 2013
• AVILLA Matias, (Duke University School of Law), Ring-Fencing and other bankruptcy remote techniques,2002
• BIS, Report and Recommendations of Cross-Border Bank Resolution Group, Basel,2010
• Bank of England, “
UK to Electrify' bank ring-fence in bid to end ‘too big to fail', 2013
• HEDREN Charles, Judicial and Administrative Approaches to Bank Resolution: Propects for International Harmonization,
2012
• SCHWARCZ L.Steven, Ring-Fencing, Southern California Law Review, 2013
24
MAKALE
CARÝ AÇIK KAVRAMI
VE ÝKTÝSADÝ BÜYÜME ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝ
Her ülkenin iktisadi büyüme oraný, mikro ve makro düzeydeki ekonomik ve yapýsal
göstergelerine baðlý olarak farklýlýk gösterir. Günümüz ekonomilerinde iktisadi büyümeyle
ilgili olarak ortaya çýkan tartýþmalar daha çok büyümenin nedenleri ya da hangi etkenlerin
büyüme üzerinde ne kadar etkili olduðuna iliþkindir.
GÝRÝÞ
Kiþi baþýna düþen milli gelirin yetersiz olduðu
geliþmekte olan ekonomilerde, yurt içi
tasarruflarýn yatýrýmlarý karþýlayamamasýna baðlý
olarak iktisadi büyüme genellikle yurt dýþý
tasarruflarla saðlanmaktadýr. Ülkeye dýþ
alemden kaynak giriþ olduðu sürece iktisadi
büyüme gerçekleþmekte ancak kaynak giriþi
durduðunda büyüme sekteye uðramaktadýr.
Bu durum geliþmekte olan ülkelerde cari açýk
s o r u n u n u g ü n d e m e g e t i r m e k t e d i r.
Bu çalýþmada; milli gelire baðlý olarak
tasarruflarýn ve dolayýsýyla yatýrýmlarýn yetersiz
olduðu geliþmekte olan ekonomilerde yapýsal
sorun haline gelen cari açýk sorunu ile iktisadi
büyüme kavramlarý incelenmiþ olup,
aralarýndaki iliþkiye de deðinilerek, Türkiye
ekonomisindeki mevcut durum ele alýnmýþtýr.
1. Cari Açýk ve Ýktisadi Büyüme Kavramlarý
Bir ülkede belli bir dönemde dýþ alemden elde
edilen gelirlerle dýþ aleme yapýlan ödemeleri
ifade eden Ödemeler Bilançosu, “Cari Ýþlemler
Hesabý”, doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarý
ile portföy yatýrýmlarýndan oluþan “Sermaye
Hareketleri Hesabý” ve istatistiki hesaplara dahil
edilmeyen ve denkleþtirici hesap niteliðinde
olan “Net Hata ve Noksanlar” hesabýndan
oluþmaktadýr.
Ödemeler bilançosunun muhasebe hesabý
açýsýndan denk olabilmesi için cari iþlemler
hesabýndaki bir açýk ya da fazlanýn, sermaye
iþlemleri hesabýndaki bir açýk veya fazla ile
telafi edilmesi gerekir. Ancak ödemeler
bilançosunun muhasebe açýsýndan denkliðinin
saðlanmasý iktisadi açýsýndan denkliðinin
saðlandýðý anlamýna gelmemektedir.
Cari Ýþlemler Hesabý, mal ihracat ve ithalatýndan
oluþan dýþ ticaret dengesi ile hizmet alým
satýmýndan oluþan hizmet dengesi ve
yatýrýmlardan elde edilen gelirlerle iþçi dövizleri
transferlerini içeren cari transferlerin toplamýndan oluþmaktadýr. Yani Cari Denge = Mal
Dengesi (Dýþ Ticaret Dengesi) + Hizmet Dengesi
+ Cari Transferler þeklindedir. Ýþte bu hesabýn
açýk vermesi cari açýk kavramýyla ifade edilir.
Cari açýðýn, yani dýþ aleme satýlan mal ve
hizmetlerden elde edilen gelirlerin dýþ aleme
yapýlan ödemelerden daha az olmasýnýn
süreklilik göstermesi ve bu açýðýn
sürdürebilirliðinin sorgulanmasý ekonomilerde
sorun olmaktadýr.
Ekonomilerin gayrisafi milli hasýlasýndaki
rakamsal deðiþme iktisadi büyüme kavramýyla
ifade edilir. Gayrisafi milli hasýla, emek ve
sermaye baþta olmak üzere üretim faktörlerinin
miktarýnda ve verimliliðinde meydana gelen
deðiþmeyle birlikte teknolojik geliþmeye baðlý
olarak artabilir ya da azalabilir.
Ancak iktisadi büyümeyi ekonomiler için önemli
kýlan husus, gayrisafi milli hasýlada meydana
gelen rakamsal deðiþmelerin ne oranda olduðu
kadar, bu deðiþimlerin hangi faktörlerden
kaynaklandýðýdýr.
Dýþa açýk bir ekonomide, gelir harcama
teorisinden yola çýkýlarak Gayrisafi Milli Hasýla
(Y) aþaðýdaki þekilde ifade edilebilir.
Y=C+I+G+(X-M)
(1) nolu eþitlik
Özel tüketim harcamalarý (C), özel yatýrým
harcamalarý (I), kamu harcamalarý (G), ve
ihracat (X) ile ithalattan (M) oluþan net ihracat
kalemlerinin toplamýndan oluþmaktadýr. Ýktisadi
büyümenin bileþimlerinden özel tüketim
harcamalarý (C), özel yatýrým harcamalarý (I),
kamu harcamalarý (G) ve ihracatta (X) meydana
gelen artýþ ya da ithalat oluþan azalma büyüme
miktarýný arttýrýrken tersi bir durum büyüme
oranýný düþürür.
Her ülkenin iktisadi büyüme oraný, mikro ve
makro düzeydeki ekonomik ve yapýsal
göstergelerine baðlý olarak farklýlýk gösterir.
Günümüz ekonomilerinde iktisadi büyümeyle
ilgili olarak ortaya çýkan tartýþmalar daha çok
büyümenin nedenleri ya da hangi etkenlerin
büyüme üzerinde ne kadar etkili olduðuna
iliþkindir (Pamuk, 2007:5).
Ferdi DEMÝR
Fon Denetçisi
Denetim Daire Baþkanlýðý
25
MAKALE
Geliþmekte olan ülkeler
iktisadi büyümelerini
saðlayabilmek için milli gelirlerinin
önemli bir bölümünü yatýrýmlara
kanalize etmek durumundadýr.
Yatýrýmlarýn temelini ise iç
tasarruflar oluþturmaktadýr. Kiþi
baþýna düþen milli gelirin az olduðu
bu ülkelerde en önemli
sorunlarýndan bir tanesi yeterli
miktarda iç tasarruflarýnýn
olmamasý yani tasarruf
boþluðudur. Tasarruf boþluðunun
giderilebilmesi için de dýþ
tasarruflara ihtiyaç duyarlar.
2. Cari Açýk ve Ýktisadi Büyüme Arasýndaki
Ýliþki
Bir ekonomide büyümenin temel belirleyicileri,
sermaye birikimi, teknolojik geliþme ve istihdam
artýþýdýr. Teknolojik geliþme, üretkenliði de
etkileyen en önemli faktör olarak karþýmýza
çýkmaktadýr. Uzun dönemli, sürdürülebilir
büyümenin büyük ölçüde teknolojik ilerleme
ve buna baðlý üretkenlik artýþýndan
kaynaklanmasý gerektiði, iktisat yazýnýnda
kapsamlý çalýþmalarda defalarca vurgulanmýþtýr.
Sermaye birikimi, teknolojik geliþme ile birlikte
ve karþýlýklý birbirini besleme iliþkisi içerisinde
ekonomik büyümenin en önemli
unsurlarýndandýr (Voyvoda, 2012:3).
Açýk bir ekonomide, iç ekonomik denge ve dýþ
ekonomik denge olmak üzere iki temel denge
vardýr. Ýç ekonomik denge; kamu kesimi dengesi
(bütçe dengesi) ve özel kesim (tasarruf –
yatýrým) dengesinden, dýþ ekonomik denge ise;
kamu kesimi ve özel kesimin dýþ dünyayla olan
ekonomik iliþkilerinin toplam dengesinden
oluþmaktadýr. Bu tanýmlamaya göre bir
ekonomide makroekonomik dengeyi aþaðýdaki
gibi ifade edebiliriz. Gayrisafi milli hasýla (Y),
özel tüketim harcamalarý (C), tasarruflar (S) ve
vergiler (T) toplamýna eþittir:
Y=C+S+T (2) nolu eþitliði yukarýdaki (1) nolu
eþitlikle birleþtirirsek ve eþitliði yeniden
düzenlersek;
Y = C+I+G+(X-M) = C+S+T
olur. Bu eþitlikten, toplam sýzýntýlar toplam
þýrýngalara eþit olmalý sonucuna ulaþýlabilir.
S+T+M (Toplam Sýzýntýlar) = I+G+X (Toplam
Þýrýngalar)
(T – G) + (S – I) + = (X – M)
Özel kesim tasarruf (S), yatýrým (I) dengesi ile
kamu kesimi gelir (T), gider (G) dengesi, cari
dengeye (X – M) eþittir.
S<I
Tasarruf Açýðý, özel kesim tasarruflarý yatýrým
ihtiyacýný karþýlayamamaktadýr.
T<G
Bütçe Açýðý, kamu kesimi gelirleri giderlerini
finanse edememektedir.
X<M
Cari Açýk, ülkenin döviz gelirleri döviz giderlerini
karþýlayamamaktadýr.
Sonuç olarak bir ekonomide iç ve dýþ denge
aþaðýdaki þekilde saðlanýr.
(X-M) = (T-G) +(S-I)
26
Dýþ Açýk = Bütçe Açýðý + Tasarruf Açýðý
Bir ekonominin büyümesi yatýrým yaparak
üretim kapasitesini artýrmasýna baðlýdýr. Eðer
bir ekonomide iç tasarruflar yetersizse yani
tasarruf boþluðu varsa iktisadi büyüme için
gerekli olan yatýrým ve buna baðlý olarak üretim
artýþý dýþ tasarruf miktarýna baðlýdýr (Eðilmez,
2013:1).
Ekonomik büyümenin saðlýklý bir þekilde
gerçekleþmesi için mal ve hizmet piyasalarý ile
finansal piyasanýn birbirleriyle uyumlu biçimde
hareket etmeleri gerekmektedir. Burada,
üretimden elde edilen milli gelir, direk yoldan
tüketim veya dolaylý yoldan tasarruflar þeklinde
mal piyasasýna yönelmektedir.
Ekonomide bu olay dengeli þekilde gerçekleþtiði
sürece üretimde istikrar saðlanmýþ olmaktadýr
(Özel, 2000:7). Bu deðiþkenlerde meydana
gelen olumsuzluklar ekonominin iç ve dýþ
dengeleri arasýndaki nispi denge iliþkilerini
bozabilmekte genel ekonomik yapýyý olumsuz
yönde etkileyebilmektedir (Ekren, 2000:10).
Geliþmekte olan ülkeler iktisadi büyümelerini
saðlayabilmek için milli gelirlerinin önemli bir
bölümünü yatýrýmlara kanalize etmek
durumundadýr. Yatýrýmlarýn temelini ise iç
tasarruflar oluþturmaktadýr. Kiþi baþýna düþen
milli gelirin az olduðu bu ülkelerde en önemli
sorunlarýndan bir tanesi yeterli miktarda iç
tasarruflarýnýn olmamasý yani tasarruf
b o þ l u ð u d u r. Ta s a r r u f b o þ l u ð u n u n
giderilebilmesi için de dýþ tasarruflara ihtiyaç
duyarlar (Erþan, 2006:5).
Dýþa açýk bir ekonomide ithalat ve ihracatýn
ekonomik büyüme ile aralarýndaki iliþki çeþitlilik
arz edebilmektedir. Ýhracata dayalý büyümenin
gelir artýþýnýn yanýnda uluslararasý nitelik
kazanan rekabetin de destekçisi olmasý
verimlilik artýþý, üretim tekniklerinde teknolojinin
sürekli takibi ve giriþimciliðin hýz kazanmasýný
saðladýðýndan, ihracat ile büyüme arasýnda
pozitif bir iliþkinin varlýðýndan bahsedilebilir.
Ancak bir ekonomide ihracata konu olan
mallarýn oluþum süreçleri çoðunlukla ithalata
dayalý ise, ortaya ithalata dayalý bir ihracat
tablosu çýkar. Böyle bir ticaretin ekonomik
büyümeye saðlayabileceði pozitif etki ise
nispeten daha düþük olacaktýr (Gömleksiz ve
Alagöz ,2011:15).
Ekonomik büyümede ithalatýn da önemli bir
rolü olabilmektedir. Ýçsel büyüme teorilerinde
yer alan yeni teknoloji transferlerinin
saðlanabilmesi ve daha kaliteli sermaye mallarý
ve ara mallara ulaþýlabilmesi için en önemli
kanallardan biri ithalattýr. Bu yüzden, ekonomik
MAKALE
büyüme, ihracat ve ithalattan oluþan bir
sistemde ithalattan büyümeye doðru bir
nedensellik iliþkisi bulunabileceði söylenebilir
(Taþtan, 2010:89). Aþaðýdaki tabloda bazý
ülkelere ait dýþ ticaret rakamlarý verilmiþtir.
Tablo 1: Türkiye ve Bazý Ülkelere Ait Dýþ Ticaret Rakamlarý
Kaynak: World Trade Organization, International Trade
Statistics 2010.
sürdürülebilirliði ikincisi ise belirleyicileri ve
nedensellik boyutudur.
Cari açýðýn nedensellik boyutuna baktýðýmýzda
ekonomik büyüme ve döviz kuru
deðiþkenlerinin öne çýktýðý görülmektedir. Bu
konuda yapýlan tartýþmalar daha çok hangisinin
cari açýk üzerinde daha fazla etkili olduðu
yönündedir. Ekonomik büyümenin cari açýk
üzerinde daha fazla etkili olduðunu savunan
görüþe göre, cari açýðýn nedeni büyümeden
kaynaklanan talep artýþýdýr. Diðer görüþe göre
ise, aþýrý deðerlenmiþ ulusal paradýr. Türkiye’de
de tartýþmalar bu eksende yapýlmaktadýr
(Erbaykal, 2007:2).
Yaþanan 2001 krizinden sonra
yüksek ekonomik büyümelerin
saðlanmasý cari açýðýn nedenidir
þeklindeki görüþü savunanlarýn
yanýnda kýsa vadeli sermaye
hareketlerinin döviz kuru üzerinde
belirleyici olduðunu ve kurun
gecikmeli olarak cari açýðý belirlediði
görüþü de savunulmaktadýr.
3. Türkiye’de Mevcut Durum
Türkiye’de de çok tartýþýlan cari açýk, genellikle
cari açýðýn belli bir eþik deðeri aþmasý halinde
kriz yaratacaðý varsayýmý üzerinedir. Cari açýk
ile ilgili yapýlan tartýþmalarýn ekseninde daha
çok cari açýðýn sürdürülebilirliði yer almaktadýr.
Türkiye gibi aðýr ekonomik krizler yaþayan
Meksika ve Doðu Asya ülkelerinde de krizlerin
tetikleyicisi olarak cari açýk gösterilse de, cari
açýðýn belirli bir eþik deðeri aþtýktan sonra krize
neden olduðu konusunda ortak bir görüþ
bulunmamaktadýr.
Yaþanan 2001 krizinden sonra yüksek ekonomik
büyümelerin saðlanmasý cari açýðýn nedenidir
þeklindeki görüþü savunanlarýn yanýnda kýsa
vadeli sermaye hareketlerinin döviz kuru
üzerinde belirleyici olduðunu ve kurun
gecikmeli olarak cari açýðý belirlediði görüþü
de savunulmaktadýr. Kasman vd. (2005)
yaptýklarý çalýþmada Türkiye’de bu iki
deðiþkenden hangisinin cari açýk üzerinde daha
fazla etkili olduðunu araþtýrmýþlar ve aþýrý deðerli
TL’nin cari açýk üzerindeki etkisinin ekonomik
büyümeye göre daha fazla olduðunu tespit
etmiþlerdir.
Son yýllarda özellikle geliþmekte olan ülkelerde
cari açýk ile ilgili tartýþmalar hýzla artmýþ ve bu
konuda birçok çalýþma yapýlmýþtýr. Bu
çalýþmalara bakýldýðýnda ortaya çýkan en önemli
sonuç, cari açýðýn ülkeden ülkeye farklýlýk
gösterdiði ve o ülkenin ekonomisinin kýrýlganlýðý
ve krize yatkýnlýðý ile iliþkili olduðudur. Ayný
cari açýk oranlarýna sahip ülkelerde, cari açýðýn
farklý sonuçlar doðurduðu görülmüþtür.
Düþük cari açýk oranlarýna sahip olan ülkelerde
bu durumun krizle sonuçlanmasýna raðmen
bazý ülkelerin sistematik bir þekilde yüksek cari
açýklarla ekonomilerini sürdürdüðü
gözlenmektedir. Cari açýk ile ilgili yapýlan
ampirik çalýþmalarý iki þekilde sýnýflandýrmak
mümkündür. Bunlardan birincisi cari açýðýn
Türkiye’de son yýllarda çok tartýþýlan cari açýk
sorununun nedensellik boyutu incelenmiþtir.
Bu konudaki görüþlerden biri cari açýðýn
büyümenin yarattýðý talep artýþýndan
kaynaklandýðýný savunurken, diðer bir görüþ
döviz kurunun cari açýðýn nedeni olduðu
yönündedir. Türkiye’de bu tartýþmalar
yapýlmasýna karþýn bu deðiþkenler arasýndaki
nedensellik iliþkisi ampirik olarak ortaya
konulmamýþtýr.
Türkiye’deki cari açýðýn nedensellik boyutu
incelenecek, ekonomik büyüme ve döviz
kurunun cari açýk üzerinde etkili olup olmadýðý
Toda ve Yamamoto (1995) nedensellik analizi
ile ortaya konulmaya çalýþýlmýþtýr. Toda ve
Yamamoto (1995) analizi kullanýlarak yapýlan
27
MAKALE
Türkiye’nin son on yýldaki
ekonomik baþarýsýný gelecek on
yýlda da devam ettirebilmesi, ne
kadar dýþ açýk o kadar büyüme
modeli yerine daha az cari açýk
daha çok iç üretim modeline
geçmesine baðlýdýr.
nedensellik sýnamasýnda hem ekonomik
büyümeden hem de döviz kurundan cari açýða
doðru bir nedensellik tespit edilmiþtir.
Kaynakça
Türkiye’de iç ekonomik denge kimi zaman
kamu dengesi kimi zaman özel kesim dengesi
çoðu zaman da her iki denge açýsýndan açýk
verir. Ýç ekonomik denge açýðý dýþ ekonomik
denge açýðýna ve dolayýsýyla dýþarýdan
finansman arayýþýna yol açmakta dolayýsýyla,
dýþarýdan finansman bulunup bu açýklar finanse
edilebildiði sürece büyüme gerçekleþmektedir.
Gömleksiz, Mustafa, Mehmet Alagöz
(2012). “Ýktisadi Büyüme Olgusuna
Ekonometrik Bir Yaklaþým: Brimch Ülkeleri
Ve Türkiye Örneði”, SÜ ÝÝBF Sosyal ve
Ekonomik Araþtýrmalar Dergisi, Sayý:24,
ss. 121-144.
Eðilmez, Mahfi (2012). “Ne Kadar Dýþ Açýk
O Kadar Büyüme”, Kendime Yazýlar,
Ýnternet Adresi:
http://www.mahfiegilmez.com,
(10.03.2014).
Eðilmez,Mahfi (2013). “Büyüme mi Cari
Açýk mý ?”, Kendime Yazýlar, Ýnternet
Adresi: http://www.mahfiegilmez.com,
(10.03.2014).
Bu sonuç cari açýðýn nedenselliði için ortaya
atýlan iki görüþünde geçerli olduðunu ortaya
koymaktadýr. Cari açýk hem büyümeden
kaynaklanan talep artýþýndan etkilenmekte hem
de sýcak para özelliðine sahip kýsa vadeli
sermaye hareketlerinin belirlediði döviz
kurundan etkilenmektedir (Erbaykal, 2007:23).
Aþaðýdaki iki grafik 1923 yýlýndan 2010 yýlýna
kadar Türkiye’nin ekonomik büyüme oranlarýný
ve dýþ ticaret açýðýnýn gayrisafi yurtiçi hasýlaya
oranlarýný (%) göstermektedir.Bu iki grafiðe
Erbaykal, Erman (2007).” Türkiye’de
Ekonomik Büyüme ve Döviz Kuru Cari Açýk
Üzerinde Etkili midir? Bir Nedensellik
Analizi, ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 3,
Sayý:6, ss. 81–88.
Sonuç
Özellikle geliþmekte olan ekonomilerde iktisadi
büyümenin istikrarlý ve sürdürülebilir olmasý
yurt içi tasarruflarýn yatýrým talebini
karþýlamasýna baðlýdýr. Eðer tasarruf yatýrým
denkliði saðlanamazsa devreye yurt dýþý
tasarruflar girer ve ülke ekonomileri cari açýk
sorunu ile karþýlaþýrlar.
Özel, Saruhan (2000). Türkiye’de Enflasyon,
Devalüasyon ve Faiz, Ýstanbul, Alkým
Yayýncýlýk.
Pamuk, Þevket (2007).“Dünyada ve
Türkiye’de Ýktisadi Büyüme (1820-2005)”,
Uluslararasý Ekonomi ve Dýþ Ticaret
Politikalarý, Cilt:1, Sayý:2.
Seven, Erþan ve Zekeriya Mýzrak (2006).
Döviz Kuru, Enflasyon Ve Faiz Oraný
Arasýndaki Ýliþkiler: Türkiye Uygulamasý,
SÜ ÝÝBF Sosyal ve Ekonomik Araþtýrmalar
Dergisi ss.265-283.
Taþtan, Hüseyin (2010).“Türkiye’de Ýhracat,
Ýthalat ve Ekonomik Büyüme Arasýndaki
Nedensellik Ýliþkilerinin Spektral
Analizi”,Ekonomi Bilimleri Dergisi, Cilt:2,
Sayý:1,ss.87-99.
28
bakýldýðýnda zaman veri seti arasýndaki ters
korelasyon açýk bir biçimde görülebilmektedir.
Yani Türkiye’nin yüksek oranlý büyümesi hemen
daima yüksek oranlý dýþ ticaret açýðýyla mümkün
olmuþ, dýþ ticaret açýðýnýn kapandýðý yýllarda
Türkiye ya yeterince büyüyememiþ ya da
küçülmüþtür. Bu grafikler Türkiye ekonomisinde
büyümenin ithalat baðýmlýsý bir büyüme
olduðunu göstermektedir.
Türkiye’nin tasarruflarý yatýrýmlarýný
karþýlayamamaktadýr. Yatýrýmlar için gerekli
girdilerin hepsi içeride üretilemediði için ithal
edilmekte, bu ithalatý karþýlamaya yetecek iç
tasarruf olmayýnca da dýþarýdan tasarruf ithal
edilmektedir (Eðilmez, 2012:2).
Ekren, Nazým (2000). “Ekonomi
Yönetiminin Performansý: Stratejik Deðiþim
ve Yenilenme Ýhtiyacý”, Aktive Bankacýlýk
ve Finans Makaleleri-II, Aktive Line Gazetesi
Eki, Yýl:1, Sayý:8.
Voyvoda, Ebru (2012).“Türkiye
Ekonomisinde Kamu Maliye Politikalarý ve
Büyüme Ýliþkisi Üzerine Bir Deðerlendirme,
Türkiye Ekonomi Kurumu.
Kaynak: Mahfi Eðilmez, “Ne Kadar Dýþ Açýk O Kadar
Büyüme”, Kendime Yazýlar, 2012.
Kaynak: Mahfi Eðilmez, “Ne Kadar Dýþ Açýk O Kadar
Büyüme”, Kendime Yazýlar, 2012.
Türkiye’nin cari açýk sorunuyla mücadele
edebilmesi için cari açýðýn sýcak para olarak
nitelendirilen kýsa vadeli sermaye hareketleri
ile deðil doðrudan yabancý sermaye yatýrýmlarý
ile finanse etmesi gerekir. Türkiye’nin son on
yýldaki ekonomik baþarýsýný gelecek on yýlda
da devam ettirebilmesi ne kadar dýþ açýk o
kadar büyüme modeli yerine daha az cari açýk
daha çok iç üretim modeline geçmesine baðlýdýr
(Eðilmez, 2012:2).
ÝNCELEME
SANAL PARA: BÝTCOÝN
Baþlangýçta malýn malla deðiþimiyle baþlayan ödemeler, çeþitli deðerli madenlerin para
olarak kullanýlmasýna, sonrasýnda temsili paralara, ardýndan kaðýt paraya ve bir kayýt
þeklinde tutulan banka parasýna varacak þekilde deðiþimler göstermiþtir. Bugün ise
teknolojik geliþmelerle paralel olarak paranýn yaþadýðý deðiþim elektronik paranýn ve sanal
paralarýn ortaya çýkmasý ile devam etmektedir.
GÝRÝÞ
Para yaþadýðý evrim sürecinde çeþitlerinde ve
iþlevlerinde sürekli deðiþimler gösteren,
sýnýrlarýnýn çizilmesi pek kolay olmayan ve
tanýmýna ancak iþlevleri aracýlýðý ile ulaþýlabilen
dinamik yapýya sahip sosyal bir kavramdýr. Bu
durum paranýn toplumdan topluma ve ayný
toplumda zaman içinde deðiþmesine yol
açmýþtýr. Bir ödeme aracý olarak kullanýlabilme
ve genel kabul görme para tanýmý için yeterli
ölçüt olduðundan para olarak kullanýlan aracýn
kaðýt olmasýnýn yaný sýra elektronik ortamda
bir karta yüklenmiþ deðer ya da bir bilgisayara
yüklenmiþ bir yazýlým olmasý da mümkündür.1
Zaman içinde ortaya çýkan teknolojik, toplumsal
ve ekonomik geliþmeler sonucunda para olarak
kullanýlan araçlarýn ve paranýn tanýmý deðiþiklik
göstermiþtir. Baþlangýçta malýn malla
deðiþimiyle baþlayan ödemeler, çeþitli deðerli
madenlerin para olarak kullanýlmasýna,
sonrasýnda temsili paralara, ardýndan kaðýt
paraya ve bir kayýt þeklinde tutulan banka
parasýna varacak þekilde deðiþimler göstermiþtir.
Bugün ise teknolojik geliþmelerle paralel olarak
paranýn yaþadýðý deðiþim elektronik paranýn
ve sanal paralarýn ortaya çýkmasý ile devam
etmektedir.
Bu çalýþmada, son zamanlarda sýklýkla adý
duyulan ve bir ödeme aracý olarak kullanýmý
giderek yaygýnlaþan Bitcoin, merkezi otoritenin
kontrolünde olan ve yasal ödeme aracý olarak
kabul gören nakdi ve elektronik paralarla ile
karþýlaþtýrýlmak suretiyle incelenmiþtir.
1.Para Tanýmý, Ýþlevleri, Geliþimi
Para bir ekonomide genel kabul görmesi
nedeniyle mal ve hizmetlerin deðiþiminde
deðiþim aracý olma, hesap birimi olma ve deðer
saklama fonksiyonlarýna sahip bir araç olarak
tanýmlanabilir. Bir aracýn para olarak kabul
edilebilmesi için taþýnabilirlik, dayanýklýlýk,
bölünebilirlik, homojenlik2 ve taklit edilememe
özelliklerine sahip olmasý gerekir.
Paranýn ve parasal büyüklüklerin ekonomide
taþýdýðý önem nedeniyle paranýn miktarýnýn ve
özelliklerinin devlet tarafýndan belirlenmesi
zaman içinde ortaya çýkmýþ bir durumdur. Para
arzýnýn belirlenmesinde rol alan kurumlar ve
bu kurumlarýn yapýlarý da zaman içinde
deðiþiklik göstermiþtir. Paranýn deðerinin altýn
ve gümüþ gibi kýymetli madenlere baðlandýðý
ve para arzýnýn hükümetin altýn rezervi ile
sýnýrlandýrýldýðý altýn standardý sistemi, zaman
içinde ekonomilerin ihtiyaçlarýný karþýlamada
yetersiz kalmasý sonucunda terk edilerek fiyat
para sistemine geçilmiþtir. Günümüzde fiyat
para sistemi olarak adlandýrýlan sistemde para
arzý devletlerin ve merkez bankalarýnýn
kontrolündedir.
Para arzýnýn devlete ve merkez bankalarýna
býrakýlmasýnýn ise bütçe açýklarýnýn karþýlanmasý,
senyoraj geliri elde etme ve diðer politik
amaçlarla para arzýnýn ekonominin
ihtiyaçlarýnýn ötesinde arttýrýlmasýna ve fiyat
istikrarýnýn bozulmasýna yol açabildiði
gözlenmiþtir. Para arzýnýn mekezi otoriteler
tarafýndan ihtiyaçlarýn ötesinde artýrýlmasý ülke
parasýnýn deðer kaybetmesine, ülke parasýna
duyulan güvenin azalmasýna ve sonuç olarak
ülke parasýnýn istikrarlý ve güçlü para birimleri
ile ikame edilmesine neden olmaktadýr. Zayýf
para birimine sahip bir çok ülkede ortaya çýkan
dolarizasyon3 sorunu ile altýn, vadeli mevduat
B tipi likit fon gibi para benzeri diðer araçlarýn
para ile ikame edilmesi bu duruma örnek
olarak verilebilir. Parasal istikrarýn korunmasý
amacýyla önerilen yöntemler arasýnda para
arzýnýn tamamen özel kurumlara býrakýlmasý
1 Nurettin Öztürk, Asuman Koç, Selçuk Üniversitesi ÝÝBF Sosyal Ekonomik Araþtýrmalar Dergisi, “Elektronik Para, Diðer Para Türleriyle Karþýlaþtýrýlmasý
ve Olasý Etkileri”, ss.209, 210 http://www.iibf.selcuk.edu.tr/iibf_dergi/dosyalar/921347998560.pdf,
2 Homojen: Türkçesi türdeþ olan bu kelime, bir sýfat olup; tek tip, her yeri bir veya ayný, içerisinde farklýlýklar taþýmayan anlamlarýna gelir.
3 Dolarizasyon: Bir ülkede yaþayanlarýn yabancý para birimlerini kendi paralarý yerine ve/veya paralel olarak kullanmalarý durumudur.
Yasemin ÞENOL
Fon Uzmaný
Varlýk Yönetimi Daire Baþkanlýðý
29
ÝNCELEME
Elektronik para, dijital para
(yazýlým tabanlý ürünler) ve
elektronik cüzdan (kart tabanlý
ürünler) olarak ikiye
ayrýlabilmektedir. Paranýn
deðerinin yazýlým veya network
ortamýnda yaratýlmasý ve
saklanmasý dijital para olarak
adlandýrýlmaktadýr. Ýnternet
üzerinden yapýlan küçük tutarlý
ödemeler için tasarlanan ve kredi
kartýnýn yerini almasý beklenen
dijital para, ödeme yapan kiþinin
bilgisayarýndan ödeme yapýlan
kiþinin bilgisayarýna transfer
edilmektedir.
veya ayný zamanda hem devletin hem de özel
kuruluþlarýn para arz etmeleri yer almaktadýr.
Zayýf paralarýn güçlü paralarla ikame edilmesi
para arz eden kurumlarýn paranýn istikrarýný
koruma açýsýndan motivasyonunu
artýracaðýndan bu alandaki rekabetin parasal
istikrarý olumlu yönde etkileyeceði yönünde
görüþler mevcuttur.4
2.Elektronik Para
Elektronik paranýn tanýmlanmasý ve
yorumlanmasýnýn yaný sýra elektronik para
ihracýnýn merkez bankasý, bankalar ve diðer
finansal kuruluþlardan kime býrakýlacaðý konusu
da ülkeler arasýnda farklýlaþmaktadýr. Basel
Bankacýlýk Gözetim ve Denetim Komitesi (1998,
s. 4) elektronik parayý, “bir deðerin satýþ noktasý
terminalleri vasýtasýyla, iki cihaz arasýnda
doðrudan transferi veya internet gibi açýk
bilgisayar aðlarý üzerinden ödemelerde
bulunmak için deðeri önceden ödenmiþ ödeme
mekanizmalarý” þeklinde tanýmlamaktadýr. BIS
(Bank Of Ýnternational Settlements: Uluslar
arasý Ödemeler Bankasý) raporuna göre (2000)
e-para, stoklanmýþ deðer, fon veya deðerlerin
bir alette tüketicilerin istekleri doðrultusunda
kullanýma hazýr hale getirildiði, ödemesi
önceden yapýlmýþ kartlar þeklinde, 2001 tarihli
raporuna göre ise çip kart veya kiþisel
bilgisayarlarýn sabit sürücülerinde elektronik
olarak saklanabilen deðer þeklinde
tanýmlanmýþtýr. Üç farklý taným olmasý elektronik
paranýn da dinamik bir geliþim içinde olduðunu
göstermektedir.5
Elektronik para, dijital para (yazýlým tabanlý
ürünler) ve elektronik cüzdan (kart tabanlý
ürünler) olarak ikiye ayrýlabilmektedir. Paranýn
deðerinin yazýlým veya network ortamýnda
yaratýlmasý ve saklanmasý dijital para olarak
adlandýrýlmaktadýr. Ýnternet üzerinden yapýlan
küçük tutarlý ödemeler için tasarlanan ve kredi
kartýnýn yerini almasý beklenen dijital para,
ödeme yapan kiþinin bilgisayarýndan ödeme
yapýlan kiþinin bilgisayarýna transfer
edilmektedir. Elektronik cüzdan, deðeri
önceden ödenmiþ çok amaçlý olarak
kullanýlabilen ve yeniden para deðeri
yüklenebilen kart tabanlý ürünlerdir. Elektronik
cüzdanýn en önemli özelliði kart tabanlý
olmasýdýr. Bu kartlar yüz yüze yapýlan küçük
tutarlý iþlemleri kolaylaþtýrmak ve kaðýt ve
madeni paranýn yerini almak üzere
tasarlanmýþtýr.6
Ülkemizde 27.06.2013 tarihli Resmi Gazete'de
yayýmlanan "6493 sayýlý Ödeme ve Menkul
Kýymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme
Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluþlarý
Hakkýnda Kanun"da Elektronik para, Elektronik
para ihraç eden kuruluþ tarafýndan kabul edilen
banknot, madeni para, kaydi para veya
elektronik para gibi fonlar karþýlýðý ihraç edilen,
elektronik olarak saklanan, bu Kanun'da
tanýmlanan ödeme iþlemlerini gerçekleþtirmek
için kullanýlan ve elektronik para ihraç eden
kuruluþ dýþýndaki gerçek ve tüzel kiþiler
tarafýndan da ödeme aracý olarak kabul edilen
parasal deðer olarak tanýmlanmýþtýr.
Anýlan Kanun çerçevesinde, 5411 sayýlý Kanun
uyarýnca faaliyet gösteren bankalar ve bu
Kanun kapsamýnda elektronik para çýkarma
izni verilen elektronik para kuruluþlarý dýþýndaki
kiþilerin elektronik para ihracý faaliyetinde
bulunmalarý yasaktýr. Elektronik parayý ihraç
eden kuruluþlar elektronik para karþýlýðýnda
topladýklarý fonlarý 5411 sayýlý Kanun'da
tanýmlanan bankalar nezdinde açýlacak ayrý
bir hesaba aktarmak suretiyle kullaným süresi
boyunca bu hesapta bulundurmak zorundadýr.
Elektronik para ihraç eden kuruluþ, elektronik
parayý elinde bulundurma süresine baðlý olarak
elektronik para hamiline faiz veremez ve
herhangi bir menfaat saðlayamaz. Elektronik
para kuruluþunun elektronik para ihracý karþýlýðý
aldýðý fonlar 5411 sayýlý Kanun'un 60'ýncý
maddesine göre mevduat veya katýlým fonu
olarak kabul edilemez ve dolayýsý ile mevduat
sigortasýnýn kapsamýna dahil deðildir.
Elektronik para kullanýmýnýn yaþanan teknolojik
geliþmelerle paralel olarak yaygýnlaþmasý
elektronik para benzeri yeni uygulamalarýn da
ortaya çýkmasýna yol açmýþtýr. Elektronik para
türlerinden að tabanlý dijital paraya benzemekle
birlikte herhangi bir resmi ya da özel kuruluþ
tarafýndan ihraç edilmemesi, yasal
düzenlemelerin dýþýnda olmalarý, karþýlýðý için
bir garanti verilmemesi nedeniyle devletsiz
para olarak kabul edilen sanal paralar söz
konusu uygulamalardan ayrýlmaktadýr.
Son dönemde ortaya çýkan ve merkezi
otoritelerin para arzý konusundaki monopolüne
bir alternatif olarak ortaya çýkan altcoin7 genel
4 Þule Þenel Tabak, “Elektronik Para ve Merkez Bankacýlýðý”, TCMB Uzmanlýk Yeterlilik Tezi, Ankara, 2002, ss.2-4,
http://www.tcmb.gov.tr/kutuphane/TURKCE/tezler/suleseneltabak.pdf
5 Öztürk, Koç,a.g.e., ss.211, 212
6 M.Ýbrahim Kýrdaban, “Ödeme Sistemlerindeki Geliþmeler ve Ödeme Sistemlerinin Finansal Sistemin Ýstikrarý Üzerindeki Etkileri” TCMB Uzmanlýk
Yeterlilik Tezi, Ankara, 2005, ss.21, http://www.tcmb.gov.tr/kutuphane/TURKCE/tezler/mibrahimkirdaban.pdf
7 Altcoins: Alternatif kripto para türlerini kapsayan bir kavram olan altcoin türleri burada yer verilenler ile sýnýrlý deðildir. Bilgi: http://altcoins.com/sitesine
ve ttps://en.bitcoin.it/wiki/List_of_alternative_cryptocurrencies
30
ÝNCELEME
baþlýðý altýnda sýnýflandýrýlan aralarýnda Bitcoinin
de bulunduðu Namecoin (NMC), Ppcoin (PPC),
Mastercoin (MSC), Litecoin (LTC), Freicoin (FRC),
Coino (CON) RonPaulCoin (RPC) Betacoin (BET)
Nxt (NXT) Megacoin (M C) ve AnonCoin (ANC)
gibi devletsiz sanal paralar ortaya çýkmýþtýr.
Bitcoin ve benzeri sanal paralar temel olarak
online alýþveriþlerde kullanýlmakla birlikte
taraflarýn kimliklerinin bilinememesi nedeniyle
söz konusu paralar uyuþturucu, kara para
aklama, köle ticareti ve diðer yasadýþý
faaliyetlerde kullanýlmasý için uygun ortam
yaratmaktadýr.
3.Bitcoin
Bitcoin herhangi bir merkez bankasý, resmi
kuruluþ ile iliþiði olmayan (P2P:peer-to-peer)8
denkler arasý teknolojiyi kullanarak ana otorite
veya banka olmadan çalýþan sanal bir para
birimidir. (sembolü: B, kýsaltma: BTC) Ýki veya
daha fazla istemci arasýnda veri paylaþmak için
kullanýlan bir að protokolüdür.
Ýlk olarak 1998 yýlýnda Wei Dai tarafýndan
"cypherpunk" e-posta listesinde bahsedilen
kripto-para konseptinin ilk uygulamalarýndan
biri olan Bitcoin, yaratýlýþýnda ve iþlem
yapýlmasýnda merkezi otoriteler yerine
kriptografiyi kullanmaktadýr.9 Satoshi Nakamoto
tarafýndan 2008 yýlýnda yayýmlanan “Peer to
peer Electronic Cash System(2008)” bir öneri
taslaðýna dayanmaktadýr. Söz konusu
dokümanda, sistem kurucularýna Bitcoinin
benimsenmesinden bir fayda, ayrýcalýk veya
bakiye mülkiyet hakký saðlamayacak þekilde
dizayn edilmiþtir.
Hükümet ve merkezi otoriteler tarafýndan
manipüle edilebilmesi mümkün olmayan
Bitcoinin arzý merkezi olmayan þeffaf bir
bilgisayar þifresi ile yürütülen kriptografik
kurallar ile yönetilmektedir. Nakomoto
tarafýndan önerilen iþlemsel sürece (algorithm)
göre önceden belirlenen matematiksel
problemleri çözen bilgisayar kullanýcýlarýnýn
yeni Bitcoinler yaratmasý mümkündür. Ýþlem
süreci yeni Bitcoinlerin oluþturulmasýný 2140
yýlýnda 21 milyona ulaþmak üzere tasarlanan
üst sýnýr ile sabitlenmiþtir. Bütün bu miktarlar
ve büyüme oranlarý kamuoyu tarafýndan kesin
olarak bilinmektedir. Bugüne kadar 12
milyondan fazla Bitcoin dolaþýma girmiþ olup
dolaþýmdaki Bitcoinlerin $ cinsinden deðeri
yaklaþýk olarak 14 milyar $’dýr.10
Herhangi bir merkezden üretilmeyen Bitcoinler,
Bittorent aðlarýna benzer þekilde noktadannoktaya daðýtýk bir að özelliði gösterir. Bu
aðda gerçekleþen ödemeler diðer noktalara
anýnda ulaþýr, böylece hangi adresten hangi
adrese ödeme yapýldýðý kayýtlara geçer. Böylece
toplanan kayýtlar blok adý verilen yapýlarýn
içinde yer alýr. Her bir blok üzerinde yüksek
iþlem gerektiren bir hash algoritmasý
uygulanarak, belli bir sýfýr sayýsýyla baþlayan
ifadenin bulunmasý istenmektedir. Yaklaþýk 10
dakikada bire tekabül eden bu iþlemi
gerçekleþtiren ilk kullanýcýya sýfýrdan 50 BTC
(þu anda 25 BTC) ödül olarak verilir. Böylece
Bitcoin'ler emisyona sürülmüþ olur. Her bir
blok kendisinden önce gelen son bloðun da
hash ifadesini içerir. Böylece bozulmasý oldukça
zor (%51 saldýrýsý hariç) bir blok zinciri oluþur.
Bundaki amaç da, çifte harcamayý önlemek
ve gönderimleri kayýt altýnda tutmaktýr. Verilen
ödül miktarý her 210 bin blokta bir (yaklaþýk
4 senede bir) yarýya düþürülür (50,25,12.5,...)11
Bitcoin ile iþlemler Bitcoinin
yaygýn bir þekilde kullanýlan para
birimlerine deðiþimini saðlayan
aracýlar aracýlýðý ile
gerçekleþtirilmektedir. Bitcoin
baþlangýçta online gönüllüler ve
hevesliler arasýnda kullanýlýrken
Temmuz 2010'da Japon online
borsa, MT. Gox'ta iþlem görecek
düzeye ulaþmýþtýr. Zaman içinde
diðer on-line borsalar da Bitcoin
ile iþlem yapmaya baþlamýþ ve
Bitcoin’e rakip yeni sanal paralar
ortaya çýkmýþtýr.
Bitcoin ile iþlemler Bitcoinin yaygýn bir þekilde
kullanýlan para birimlerine deðiþimini saðlayan
aracýlar aracýlýðý ile gerçekleþtirilmektedir. Bitcoin
baþlangýçta online gönüllüler ve hevesliler
arasýnda kullanýlýrken Temmuz 2010'da Japon
online borsa, MT. Gox'ta iþlem görecek düzeye
ulaþmýþtýr. Zaman içinde diðer on-line borsalar
da Bitcoin ile iþlem yapmaya baþlamýþ ve
Bitcoin’e rakip yeni sanal paralar ortaya
çýkmýþtýr.12
4.Bitcoin’in Diðer Paralar Ýle
Karþýlaþtýrýlmasý
Bitcoin paranýn iþlevleri yönünden analiz
edildiðinde özellikle online piyasalarda giderek
artan sayýda kiþi ve kuruluþ tarafýndan kabul
edilmesinin bir sonucu olarak paranýn deðiþim
aracý olma iþlevini artan oranda yerine getirdiði
gözlenmektedir.
Bununla birlikte, Bitcoin hesap birimi olma ve
deðer saklama aracý olma özelliðini zayýf bir
þekilde göstermektedir. Herhangi bir paranýn
hesap birimi olma ve deðer saklama iþlevlerini
8 Peer to peer: Eþler, sunucularý veya sabit bilgisayarlar tarafýndan merkezi koordinasyon ihtiyacý olmadan, iþlemci gücü, disk depolama veya að bant
geniþliði gibi kendi kaynaklarýnýn bir kýsmýný, doðrudan diðer að katýlýmcýlarý için kullanýlabilir yapabilir. Sadece sunucularýn tedarikçi ve istemcilerin
tüketici olduðu geleneksel istemci-sunucu modelinin aksine, eþler, hem tedarikçi hem de tüketicidir.
9 http://bitcoin.org/tr/hakkinda
10 David Yermack, “Is Bitcoin a Real Currency?”, NBER Working Paper No:19747, Jel No:E42, G23, 2013, s:2,
http://www.centerforfinancialstability.org/research/DavidYermack-Bitcoin.pdf
11 http://tr.wikipedia.org/wiki/Bitcoin
12 Yermack, a.g.e., ss.5
31
ÝNCELEME
Bitcoin ile ödemeyi kabul eden
kiþi ve kuruluþlarýn sayýsýnýn
günden güne artmasý ve giderek
daha yaygýn bir þekilde
kullanýlmasýnýn bir sonucu olarak
paranýn deðiþim aracý olma iþlevini
giderek artan bir þekilde yerine
getirmekle birlikte güvenilir ve
istikrarlý olma özelliklerinin zayýf
olmasý nedeniyle hesap birimi
olma ve deðer saklama iþlevlerini
yerine getirmede yetersiz
kalmaktadýr.
Kaynakça
• Öztürk, Nurettin, Koç, Asuman,
“Elektronik Para, Diðer Para Türleriyle
Karþýlaþtýrýlmasý ve Olasý Etkileri”, Selçuk
Üniversitesi, ÝÝBF Sosyal Ekonomik
Araþtýrmalar Dergisi, 207-243, 20.01.2014,
http://www.iibf.selcuk.edu.tr/iibf_dergi/
dosyalar/921347998560.pdf,
• Þenel Tabak, Þule(2002)“Elektronik Para
ve Merkez Bankacýlýðý”, Uzmanlýk Yeterlilik
Tezi, TCMB, Ankara,20.01.2014,
http://www.tcmb.gov.tr/kutuphane/TUR
KCE/tezler/suleseneltabak.pdf
• Kýrdaban, M. Ýbrahim (2005), “Ödeme
Sistemlerindeki Geliþmeler ve Ödeme
Sistemlerinin Finansal Sistemin Ýstikrarý
Üzerindeki Etkileri”, TCMB Uzmanlýk
Yeterlilik Tezi, TCMB Uzmanlýk Yeterlilik
Tezi, 20.01.2014,
http://www.tcmb.gov.tr/kutuphane/TUR
KCE/tezler/mibrahimkirdaban.pdf
• Yermack, David (2013) “Is Bitcoin a Real
Currency?”, NBER Working Paper
No:19747, Jel No:E42, G23, 20.01.2014,.
http://www.centerforfinancialstability.or
g/research/DavidYermack-Bitcoin.pdf
• Nakamoto,Satoshi, “Bitcoin: A Peer to
Peer Electronic Cash System”, 20.01.2014,
http://bitcoin.org/bitcoin.pdf,
• Tuncer, Pelin Neval (2004) “Elektronik
Paranýn Banknot Kullanýmýna Olasý Etkileri”,
Uzmanlýk Yeterlilik Tezi, TCMB,
20.01.2014,
http://www.tcmb.gov.tr/kutuphane/TUR
KCE/tezler/pelinnevaltuncer.pdf
• Wikipedia,20.01.2014,
http://tr.wikipedia.org/wiki/Bitcoin,.20.0
1.2014
• http://bitcoin.org/tr/hakkinda,
20.01.2014
yerine getirebilmesi için düþük bir volatilite13ye
sahip olmasý gerekmektedir.
Bitcoin yaygýn bir þekilde kullanýlan para
birimleri ile karþýlaþtýrýldýðýnda kýsa vadede dahi
çok yüksek düzeyde deðiþken bir kura sahiptir.
Makro ekonomik olaylar Bitcoini diðer para
birimlerinde olduðu gibi negatif ya da pozitif
yönde etkilemediðinden Bitcoinin deðeri diðer
para birimlerinin deðerinden baðýmsýz olarak
hareket etmektedir. Bu durum, Bitcoin’in risk
yönetimi amacý ile kullanýmýný ve sahiplerinin
kurdaki deðiþim riskinden korunmasýný oldukça
zorlaþtýrmaktadýr. Bitcoin ayrýca mevduat
sigortasý ile bankacýlýk sistemine eriþim imkanýna
sahip olmadýðýndan bir para olmaktan ziyade
spekülatif bir yatýrým aracý olma özelliði
taþýmaktadýr.14
Bitcoin arzýnýn üst sýnýrý 2140 yýlýnda ulaþýlacak
21 milyon birim ile sýnýrlandýrýldýðýndan
ekonomik büyümeyle uyum içinde arzýnýn
artýrýlamamasýnýn bir sonucu olarak altýn para
standardýna benzer þekilde ekonominin
ihtiyaçlarýný karþýlamada yetersiz kalmasý
muhtemeldir.
Herhangi bir resmi veya özel kuruluþ tarafýndan
ihraç edilmeyen ve karþýlýðý için güvence
verilmeyen sanal para Bitcoin yasal
düzenlemelere tabi olmamasýnýn yaný sýra
bankacýlýk ve ödeme sisteminin dýþýnda olmasý
nedeniyle, bankacýlýk mevzuatý, para ile ilgili
yasal düzenlemeler, mevduat sigortasý ve
uluslararasý anlaþmalar ile saðlanan diðer
güvencelerden faydalanmasý da söz konusu
deðildir. Bu durum bitcoin sahiplerinin Bitcoinin
saklandýðý dijital cüzdanlarýn çalýnabilmesi,
kaybolabilmesi, hackerlarýn saldýrýlarýna maruz
kalabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dýþýnda
usulsüz olarak kullanýlabilmesi gibi risklere
maruz kalmasýna neden olmaktadýr.
Resmi para birimleri ile gerçekleþtirilebilen
mevduat, kredi sözleþmeleri, kurdaki deðiþim
riskinden korunmayý saðlayan türev
sözleþmelerin bitcoin ile gerçekleþtirilmesi
mümkün deðildir. Ayrýca, uluslar arasý düzeyde
bankacýlýk ve ödemeler sistemine dahil
olmamasý nedeniyle mevduat sigortasý ve
uluslar arasý sözleþmelerden faydalanmasý
mümkün olmadýðýndan gerçek bir para olarak
deðerlendirilmesi güçtür.15
SONUÇ
Son yýllarda yaþanan hýzlý teknolojik geliþmeler,
yaygýnlaþan e-ticaret ve ortaya çýkan yeni
ihtiyaçlar ile birlikte elektronik para türleri
ortaya çýkmýþtýr. Elektronik para da paranýn
kendisi gibi dinamik bir kavram olduðundan
kesin sýnýrlarýnýn çizilmesi tek bir tanýma
sýðdýrýlmasý mümkün deðildir. Elektronik para
uygulamalarýnýn geliþmesi ve yaygýnlaþmasý ile
birlikte elektronik paraya benzemekle birlikte
karþýlýðýnýn olmamasý ve hiçbir resmi veya özel
kuruluþ ile iliþkisi olmamasý ve dolayýsý ile
düzenlemelere tabi olmamasý ile elektronik
paradan ayrýlan Bitcoin gibi sanal paralar ortaya
çýkmýþtýr. Bu geliþmeler, Merkezi otoritelerin
para arzýný belirleme ve kontrol etme
konusundaki monopolünü sarsmýþ ve para
arzýnýn özelleþmesinin mümkün olup olmadýðý,
bitcoin ve benzeri elektronik sanal paralarýn
nakdi paranýn yerini almasýnýn mümkün olup
olmadýðýnýn sorgulanmasýna yol açmýþtýr.
Bitcoin ile ödemeyi kabul eden kiþi ve
kuruluþlarýn sayýsýnýn günden güne artmasý ve
giderek daha yaygýn bir þekilde kullanýlmasýnýn
bir sonucu olarak paranýn deðiþim aracý olma
iþlevini giderek artan bir þekilde yerine
getirmekle birlikte güvenilir ve istikrarlý olma
özelliklerinin zayýf olmasý nedeniyle hesap
birimi olma ve deðer saklama iþlevlerini yerine
getirmede yetersiz kalmaktadýr. Bitcoin arzýnýn
üst sýnýrý önceden belirlenmiþ ve sabitlenmiþ
olduðundan Bitcoin'in arzýnýn merkezi otoriteler
tarafýndan artýrýlmasý enflasyon sorunu ile
karþýlaþmasý mümkün olmamakla birlikte
zaman içinde ihtiyaçlarý karþýlamada yetersiz
kalmasý muhtemeldir.
Son zamanlarda Bitcoin kullanýmýn
yaygýnlaþmasý ile yasal bir ödeme aracý olmayan
ve karþýlýðý bulunmayan Bitcoinin ve diðer sanal
paralarýn taþýdýðý riskler konusunda merkezi
otoriteler kamuoyunu uyarmaktadýr. Bu
çerçevede, bitcoinin ve diðer devletsiz sanal
paralarýn ülkelerin resmi para birimlerini, para
arzýný ve para politikasýný ne yönde
etkileyebileceði, finansal sistem ve ekonomi
üzerindeki olasý etkileri ve risklerin iyi bir þekilde
analiz edilerek konu ile ilgili kamuoyunun
bilgilendirilmesi gerektiði düþünülmektedir.
•https://en.bitcoin.it/wiki/List_of_alterna
tive_cryptocurrencies,.20.01.2014
13 Volatilite: Bir finansal aracýn belirli bir zaman aralýðýnda gözlenen deðer deðiþiminin standart sapmasý anlamýndadýr. Ýlgili finansal enstrümanýn
belirli zaman periyodundaki riskini ölçmeye yarar.
14 Yermack, a.g.e., ss.7
• http://altcoins.com,.20.01.2014
15 Yermack, a.g.e., ss.9
32
HUKUK
ÝCRA VE ÝFLAS HUKUKUNDA
TASARRUFUN ÝPTALÝ DAVALARI
Tasarrufun iptali davalarý maddi hukuktaki muvazaa ve butlan davalarýna benzemekle
birlikte söz konusu davalardan önemli farklarý bulunmaktadýr. Birinci olarak tasarrufun
iptali davalarý aslýnda hukuken geçerli olan ancak alacaklýya zarar veren bir iþleme karþý
açýlýr. Yalnýz hukuk düzeni söz konusu iþlem alacaklýya zarar verdiði için bunu iptale tabi
tutmuþtur. Oysa muvazaa ve butlan davalarý hukuken geçersiz iþlemlere karþý açýlýr.
I) GENEL OLARAK
Ýcra ve iflas hukukunda tasarrufun iptali
davalarý1 Ýcra ve Ýflas Kanunu’nun (ÝÝK) 277 vd.
maddelerinde düzenlenmiþtir2. Borçlunun haciz
yoluyla takiplerde mallarýna haciz
konulmasýndan önce, iflas yoluyla takiplerde
ise hakkýnda iflas kararý verilmesinden önce
mal ve haklarý üzerinde tasarruf yetkisi
bakýmýndan bir kýsýtlama söz konusu deðildir.
Bu nedenle, borçlunun bu dönemde üçüncü
kiþilerle yapmýþ olduðu hukuki iþlemler 3
hukuken geçerlidir. Ancak özellikle
alacaklýlarýndan mal kaçýrma amacý güden
borçlularýn, hukuken geçerli ve tasarruf iþlemi4
niteliðinde olan bu hukuki iþlemleri
alacaklýlarýna zarar vermek amacýyla yaptýklarý
da uygulamada karþýlaþýlan bir gerçektir.
Örneðin mallarýna haciz konulmasý ihtimali
olan borçlunun bazý mallarýný eþine ya da
yakýnlarýna devretmesi uygulamada sýklýkla
karþýlaþýlan bir durumdur. Ýþte tasarrufun iptali
davalarý, borçlularýn alacaklýlarýna zarar vermek
amacýyla yapmýþ olduklarý iþlemlerin iptali ve
dolayýsýyla alacaklýnýn hak ve menfaatlerini
korunmasý amacýyla kabul edilmiþ bir kurumdur.
Tasarrufun iptali davalarý maddi hukuktaki
muvazaa ve butlan davalarýna benzemekle
birlikte söz konusu davalardan önemli farklarý
bulunmaktadýr. Birinci olarak tasarrufun iptali
davalarý aslýnda hukuken geçerli olan ancak
alacaklýya zarar veren bir iþleme karþý açýlýr.
Yalnýz hukuk düzeni söz konusu iþlem alacaklýya
zarar verdiði için bunu iptale tabi tutmuþtur.
Oysa muvazaa ve butlan davalarý hukuken
geçersiz iþlemlere karþý açýlýr. Bu nedenle,
hukuken geçersiz olan iþlemlere karþý tasarrufun
iptali davasý açýlmasýna da gerek yoktur5.
Ýkinci olarak tasarrufun iptali davalarýnda,
borçlunun elden çýkarmýþ olduðu malýn
mülkiyetinin tekrar borçlunun mülkiyetine geri
döndürülmesi amaçlanmaz6. Ýptale tabi mal
üçüncü kiþinin mülkiyetinde kalýr; ancak alacaklý
bu malý sanki borçlununmuþ gibi cebri icranýn
kapsamýna çekip sattýrarak ondan alacaðýný
alma yetkisini elde eder. Örneðin borçlu tapuya
kayýtlý bir arsasýný alacaklýdan mal kaçýrmak
amacýyla arkadaþýna devretmiþ ve arsa tapu
sicilinde borçlunun arkadaþý adýna
kaydedilmiþtir. Alacaklý bu satýþ ve devrin
kendisinden mal kaçýrmak amacýyla yapýldýðýný
iddia ederek tasarrufun iptali davasý açmýþ ve
davayý kazanmýþtýr. Ýþte bu durumda tapu sicili
tekrar borçlu adýna düzeltilmez. Bunun için
tapu sicilinin düzeltilmesi davasý açýlmasýna
da gerek yoktur. Böyle bir durumda tapu
sicilinde borçlunun arkadaþý malik gözükse
bile, bu satýþ ve devrin iptal edilmesi
durumunda mal sanki borçlunun
mülkiyetinden hiç çýkmamýþ gibi alacaklý bu
malý haczettirip sattýrarak alacaðýný elde etme
yetkisi kazanýr. Dolayýsýyla bu davanýn konusu,
bir mal üzerinde alacaklýnýn cebri icra yoluyla
alacaðýný alma yetkisini elde etmesidir. Bu
nedenle tasarrufun iptali davasý ayni deðil,
þahsi bir dava olup temelinde bir alacak hakký
bulunmaktadýr7. Oysa muvazaa ve butlan
1 Bu konuda ayrýntýlý bilgi için bkz. YILDIRIM, M. K: Ýcra Ve Ýflas Hukukunda Ýptal Davalarý, Ýstanbul-1995.
2 6183 Sayýlý Amme Alacaklarýnýn Tahsil Usulü Hakkýnda Kanun’un 24’ üncü maddesine göre “Amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30
uncu maddelerinde yazýlý tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açýlýr ve bu davalara diðer iþlere takdimen umumi
hükümlere göre bakýlýr”. Yine ayný Kanunun 25’inci maddesine göre “Ýptal borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafýndan kendilerine
ödeme yapýlan kimselerle, bunlarýn mirasçýlarýna ve suiniyet sahibi diðer üçüncü þahýslara karþý istenir”.
3 Ýptale tabi hukuki iþlemler, malýn alýcýnýn malvarlýðýna geçmesi sonucunu doðuran iradi satýþlardýr. Buna karþýlýk, bir mahkeme kararý sonucu yapýlan
devirler ile cebir icra satýþý sonucu yapýlan devirler, tasarrufun iptali davasýna konu olamaz (PEKCANITEZ, H/ATALAY, O/SUNGURTEKÝN ÖZKAN,
M/ÖZEKES, M: Ýcra ve Ýflas Hukuku, 10. Basý, Ankara-2012, s. 842).
4 Ýptale tabi olan iþlemler borçlunun üçüncü kiþilerle yapmýþ olduðu tasarruf iþlemleridir. Buna karþýlýk baþlý baþýna alacaklýya zarar verme niteliðini
taþýmadýðý için borçlandýrýcý iþlemlerin iptaline gerek yoktur.
5 Bkz. PEKCANITEZ/ATALAY/SUNGURTEKÝN ÖZKAN/ÖZEKES s. 841.
6 Bu nedenle, malýn halen borçlunun mülkiyetinde bulunduðuna iliþkin iddialar iptal davasýnýn deðil, ancak istihkak davasýnýn (ÝÝK m. 96 vd.) konusunu
oluþturabilir (PEKCANITEZ/ATALAY/SUNGURTEKÝN ÖZKAN/ÖZEKES, s. 842).
7 KURU, B/ARSLAN, R/YILMAZ, E: Ýcra ve Ýflas Hukuku, Ders Kitabý, 25. Baský, Ankara-2011, s. 611.
Yrd. Doç. Dr.
Leyla AKYOL ASLAN
Kýrýkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Medeni Usul ve Ýcra Ýflas Hukuku
Anabilim Dalý
33
HUKUK
Ýcra ve Ýflas Kanunu’nun
278’inci maddesine göre kýsaca
alýþýlmýþ hediyeler (mutad
hediyeler) müstesna olmak üzere,
son iki yýl içinde yapýlmýþ olan
bütün karþýlýksýz kazandýrmalar
ve baðýþlar iptale tabidir. Buradaki
iki yýllýk süre, haczin konulduðu
tarihten ya da iflasa karar verildiði
tarihten yahut da haczedilecek
mal bulunamamasý nedeniyle
acizden itibaren geriye doðru
hesaplanýr.
davalarýnda iþlem hukuken geçersiz olduðu
için malýn mülkiyetinin el deðiþtirmesi amaçlanýr.
Üçüncü olarak tasarrufun iptali davasý açan
alacaklýnýn borç ödemeden aciz belgesi
göstermesi gerekir. Bu durum, iptal davalarý
bakýmýndan “özel dava þartý” teþkil eder. Oysa
muvazaa ve butlan davalarýnda bu þekilde bir
özel dava þartý söz konusu deðildir. Dördüncü
olarak tasarrufun iptali davalarý, iptale tabi
tasarrufun yapýldýðý tarihten itibaren 5 yýllýk
bir hak düþürücü süreye tabi tutulmuþtur. Buna
karþýlýk muvazaa ve butlan davalarýnda bir hak
düþürücü süre söz konusu deðildir.
II) ÝPTALE TÂBÝ OLAN TASARRUFLAR
Kanun, iptale tabi tasarruflarý üç gruba ayýrarak
düzenlemiþtir. Ancak Kanunda yer alan bu
düzenleme sýnýrlý (tahdidi) deðildir. Kanunda
belirtilenler dýþýnda hangi tasarruflarýn iptale
tabi olduðu zamana ve þartlara göre deðiþebilir,
bu konuda hâkimin takdir hakký bulunmaktadýr.
Buna göre iptale tabi olan üç grup iþlem
þunlardýr:
1) Ývazsýz Tasarruflar (Karþýlýksýz
Kazandýrmalar, Baðýþlar) (ÝÝK m. 278)
Ýcra ve Ýflas Kanunu’nun 278’inci maddesine
göre kýsaca alýþýlmýþ hediyeler 8 (mutad
hediyeler) müstesna olmak üzere, son iki yýl
içinde yapýlmýþ olan bütün karþýlýksýz
kazandýrmalar ve baðýþlar iptale tabidir.
Buradaki iki yýllýk süre, haczin konulduðu
tarihten ya da iflasa karar verildiði tarihten
yahut da haczedilecek mal bulunamamasý
nedeniyle acizden 9 itibaren geriye doðru
hesaplanýr. Karþýlýksýz kazandýrmanýn bu hükme
göre iptal edilebilmesi için, bu kazandýrmanýn,
bu tarihten geriye doðru gidilmek suretiyle,
haczin, veya aciz belgesi verilmesinin nedeni
olan alacaklardan veya iflas halinde masaya
kabul edilen alacaklardan en eskisinin tesis
edilmiþ olduðu tarihe kadar olan dönemde
yapýlmýþ olmasý gerekir. Ancak bu süre iki yýlý
geçemez. Örneðin borçlunun mallarýna 1 Mart
2014 tarihinde haciz konulmuþ ise geriye doðru
hesaplanacak olan iki yýllýk süre bu tarihten
baþlayacak ve 1 Mart 2012 tarihine kadar
geriye gidilecektir. Ýþte bu dönemde yani son
iki yýl içinde yapýlan karþýlýksýz kazandýrmalar
iptale tabi olacaktýr. Ancak kendisine baðýþ
yapýlan iyiniyetli ise, yalnýz dava zamanýnda
elinde bulunan miktarý ger vermek zorundadýr
(ÝÝK m. 283/6).
Öte yandan Kanun, bu dönemde yapýlan bazý
iþlemleri, karþýlýklý (ivazlý) olsalar bile, baðýþ
hükmünde saymýþ ve iptale tabi tutmuþtur.
Zira borçlular alacaklýlardan mal kaçýrmak
amacýyla bu dönemde yapmýþ olduklarý
iþlemleri baþka bir isim altýnda gizlemek yolunu
tercih etmektedirler. Kanun koyucu bunu
önlemek için bu gibi iþlemleri baðýþ hükmünde
saymýþ ve iptale tabi tutmuþtur. Bu iþlemler
þunlardýr:
a) Karý koca ile usul ve füru (alt ve üstsoy),
neseben veya sýhren üçüncü derede dâhil
hýsýmlar, evlat edinen ile evlatlýk arasýnda
yapýlan ivazlý (karþýlýklý) tasarruflar iptale
tabidir. Örneðin bu dönem içinde borçlu
baba oðluna bir dairesini satmýþ ise, bu satýþ
Kanuna göre baðýþ hükmünde sayýlacak ve
iptali talep edilebilecektir.
b) Sözleþmenin yapýldýðý sýrada borçlunun,
vermiþ olduðu malýn gerçek deðerine nazaran
oldukça düþük bir fiyat kabul ettiði
sözleþmeler iptale tabidir. Örneðin borçlu bu
dönemde 500.000 TL olan bir malýný 100.000
TL’ye satmýþ ise, bu malý pek aþaðý bir fiyatla
satmýþ demektir. Bu satýþ Kanuna göre
baðýþlama hükmünde sayýldýðý için iptale tabi
olacaktýr.
c) Borçlunun kendisine ya da üçüncü kiþi
yararýna kaydý hayat þartý ile irat ve intifa
hakký tesis ettiði sözleþmeler ve ölünceye
kadar bakma sözleþmeleri iptale tabi
tutulmuþtur.
2) Aciz Halinde Yapýlan Bazý Tasarruflar (ÝÝK
m. 279)
Aciz halinde olan bir borçlunun son bir yýl
içinde yapmýþ olduðu bazý tasarruflar da iptale
tabi kýlýnmýþtýr. Buradaki bir yýlýk süre ise,
hacizden, haczedilecek mal bulunamamasý
halinde haciz tutanaðýnýn düzenlendiði tarihten
veya iflasýn açýldýðý tarihten geriye doðru
hesaplanan bir yýllýk süredir. Bu süre içinde
borçlu aciz halindedir10. Ýþte aciz halinde olan
böyle bir borçlunun bu dönem içinde yapmýþ
olduðu þu iþlemler de iptale tabidir:
a) Borçlunun teminat göstermeyi daha önce
taahhüt etmiþ olduðu haller istisna olmak
üzere, borçlu tarafýndan mevcut bir borcu
temin etmek için gösterilen rehinler. Bu þekilde
davranmakla borçlu, teminatsýz bir alacaklýsýný
lehine rehin tesis etmek suretiyle diðer
8 Mutad hediyeler, örneðin, doðum gününde, evlilik yýldönümü, bayram gibi günlerde verilen olaðan, alýþýlmýþ hediyeleri ifade etmektedir.
9 Ýcra ve Ýflas Kanunu’nun 105 inci maddesine göre, borçlunun haczedilebilecek hiçbir malý olmadýðýný tespit eden haciz tutanaðý, borç ödemeden
kesin aciz belgesi (ÝÝK m. 143) hükmündedir. Dolayýsýyla, Kanunda geçer “mal bulunamamasý nedeniyle acizden” ibaresinden maksat, bunu tespit
eden haciz tutanaðýnýn düzenlendiði tarihtir.
10 Buradaki aciz halinde olmaktan maksadýn, borç ödemeden aciz hali deðil, borca batýklýk olduðu kabul edilmektedir. Borca batýklýktan maksat
ise, borçlunun aktifinin borçlarýna yetmemesi halidir (PEKCANITEZ/ ATALAY/SUNGURTEKÝN ÖZKAN/ ÖZEKES, s. 845-846).
34
HUKUK
alacaklýlarýna nazaran daha avantajlý hale
getirmiþ olacaðýndan, bu haksýz avantajý
saðlayan iþlem iptale tabi kýlýnmýþtýr.
b) Para ve alýþýlmýþ ödeme araçlarýndan (para,
çek gibi) baþka bir þekilde yapýlan ödemeler
iptale tabidir. Örneðin borçlunun bir
alacaklýsýna, borcunu para ile ödemek yerine
bir malýný (örneðin arabasýný) vermiþ olmasý
gibi.
c) Vadesi gelmemiþ (müeccel) bir borç için
önceden yapýlan ödemeler iptale tabidir.
Örneðin henüz vadesi gelmemiþ bir borcun
ödenmesi gibi.
d) Kiþisel haklarýn kuvvetlendirilmesi için
tapuya verilen þerhler iptale tabidir. Borçlu
kiþisel bir hakký þerh ettirmekle bu hakký
herkese (bu arada takip alacaklýsýna) karþý da
ileri sürülebilecek hale getirmekte, malýn icra
yoluyla satýþýný güçleþtirmektedir.
Burada iptal davasýnda, borçlunun tasarruf
iþlemini yaptýðý üçüncü kiþi, borçlunun
durumunu, yani borca batýk olduðunu
bilmediðini ispat ederse, iptal davasý dinlenmez
(ÝÝK m. 279/2).
3) Zarar Verme Kastýndan Dolayý Ýptal (ÝÝK
m. 280)
Ýcra ve Ýflas Kanunu’nun 280 inci maddesinde
malvarlýðý borçlarýna yetmeyen bir borçlunun
alacaklýlarýn zarar verme kastýyla yaptýðý tüm
iþlemlerin iptali düzenlenmiþtir. Ancak bu tür
iþlemlerin iptal edilebilmesi için, borçlu ile iþlem
yapmýþ olan diðer tarafýn, borçlunun içinde
bulunduðu mali durumu ve alacaklýlarýna zarar
verme kastý ile bu iþlemi yaptýðýný bilmesi veya
bilmesini gerektiren açýk emarelerin bulunmasý
gerekir. Borçlunun yapmýþ olduðu tasarrufun,
alacaklýlarýna zarar verme kastý ile yapýlmýþ
olduðunun davacý alacaklý tarafýndan yaklaþýk
olarak ispat edilmiþ olmasý gerekir. Ancak bu
durumun ispatý alacaklý için güç olduðundan
Kanun alacaklý lehine bazý karineler kabul
etmiþtir. Buna göre, borçlu ile iþlem yapmýþ
olan üçüncü kiþi, borçlunun karý veya kocasý,
usul veya füruu ile üçüncü derece dâhil kan
veya sýhri hýþmý, evlat edineni veya evlatlýðý ise,
bunlarýn borçlunun alacaklýlarýna zarar verme
kastýný ve borçlunun mali durumunu bildiði
kabul edilir. Ancak üçüncü kiþinin bu durumun
aksini ispat etmesi halinde, yapýlan tasarrufun
iptaline karar verilmez (ÝÝK m. 280/2).
Ayný þekilde, borçluya ait bir ticari iþletmenin
veya iþyerindeki ticari mallarýnýn tamamýný veya
önemli bir kýsmýný devir veya satýn alan yahut
bir kýsmýný iktisapla birlikte iþyerini sonradan
iþgal eden üçüncü kiþinin, borçlunun
alacaklýlarýna zarar verme kastýný bildiði ve
borçlunun da bu hallerde zarar verme kastýyla
hareket ettiði kabul edilir. Bu karine ise ancak,
iptal davasýný açan alacaklýya devir, satýþ veya
terk tarihinden itibaren en az üç ay önce
durumun yazýlý olarak bildirildiðinin veya ticari
iþletmenin bulunduðu yerde görülebilir
levhalara asmak ve Ticaret Sicili Gazetesiyle,
bu mümkün olmadýðý takdirde alacaklýlarýn
bilgilenmesini saðlayacak uygun araçlarla ilan
olunduðunun ispat edilmesi suretiyle
çürütülebilir (ÝÝK m. 280/3). Öte yandan,
borçlunun alacaklýlarýna zarar verme kastýyla
yapmýþ olduðu tüm iþlemlerin, yukarýda
belirtilen koþullarýn varlýðý halinde iptal
edilebilmesi için, iptale tabi iþlemin gerçekleþtiði
tarihten itibaren beþ yýl içinde borçlu aleyhine
haciz veya iflas yoluyla takip baþlatýlmýþ olmasý
gerekir (ÝÝK m. 280/1).
Hacizdeki ve iflastaki iptal
davasýnda genel mahkeme, yani
asliye hukuk mahkemesi görevlidir.
Yetkili mahkeme ise, HMK’nýn
yetkiye iliþkin hükümlerine göre
belirlenir. Buna göre, borçlu ile
üçüncü kiþi ayný yerde ikamet
etmekte ise, iptal davasý ikisinin
müþterek yerleþim yerinde açýlýr.
Borçlu ile üçüncü kiþinin yerleþim
yeri farklý ise, dava bunlardan
birisinin yerleþim yerinde açýlabilir.
III) ÝPTAL DAVASININ DÝÐER ÖZELLÝKLERÝ
1) Görevli Ve Yetkili Mahkeme
Hacizdeki ve iflastaki iptal davasýnda genel
mahkeme, yani asliye hukuk mahkemesi
görevlidir (HMK m. 2). Yetkili mahkeme ise,
HMK’nýn yetkiye iliþkin hükümlerine göre
belirlenir. Buna göre, borçlu ile üçüncü kiþi
ayný yerde ikamet etmekte ise, iptal davasý
ikisinin müþterek yerleþim yerinde açýlýr (HMK
m. 7/1). Borçlu ile üçüncü kiþinin yerleþim yeri
farklý ise, dava bunlardan birisinin yerleþim
yerinde açýlabilir (HMK m. 6, 7).
Ancak iptal davalarý, hacizdeki istihkak
davalarýna karþý, karþýlýk dava olarak açýlýrsa,
bu istisnai durumda dava genel mahkemede
deðil, icra mahkemesinde açýlýr. Bu durumda
alacaklýnýn borç ödemeden aciz belgesi
göstermesine de gerek yoktur (ÝÝK m. 97/17)11.
2) Davanýn Taraflarý
Haciz yoluyla takipte iptal davasýný, alacaðýný
tamamen ya da kýsmen alamamýþ olan haciz
alacaklýsý açabilir. Davayý açan alacaklý, mutlaka
borç ödemeden aciz belgesi ibraz etmek
zorundadýr. Bu, iptal davasý bakýmýndan “özel
dava þartý” teþkil eder. Bu dava þartý yerine
getirilmediði takdirde mahkeme davayý esasa
girmeden usulden reddeder. Bir dava þartý
olarak borç ödemeden aciz belgesinin iptal
davasýnýn açýlmasý anýnda mevcut olmasý
11 Bu konuda ayrýntýlý bilgi için bkz. ASLAN, K: Hacizde Ýstihkak Davasý, Ankara-2005, s. 482 vd. Doktrinde hâkim olan ve bizim de katýldýðýmýz
görüþe göre, iptal hakkýnýn mutlaka karþý dava þeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayýp, istihkak davasýnda davalý alacaklý, tasarrufun iptale tabi olduðu
iddiasýný def’i olarak da ileri sürebilir. Ayrýntý için bkz. ASLAN, s. 488 vd.
35
HUKUK
Ýptal davasý açma hakký, iptale
tabi olan tasarrufun yapýldýðý
tarihten itibaren beþ yýl geçmekle
düþer. Yani buradaki beþ yýllýk
süre hak düþürücü bir süre olup,
mahkeme tarafýndan
kendiliðinden dikkate alýnýr.
gerekir. Ancak Yargýtay, dava açýlýrken bu belge
bulunmasa bile davanýn devamý esnasýnda
sonradan ibraz edilirse, baþlangýçta eksik olan
dava þartý sonradan tamamlanmýþ olacaðý için,
iptal davasýnýn görülmesinin mümkün
olduðuna karar vermiþtir12. Hacizdeki iptal
davasý, mutlaka borçlu ve onunla iþlem yapan
üçüncü kiþiye karþý birlikte açýlmak zorundadýr.
Borçlu ile üçüncü kiþi, bu davanýn davalý
tarafýnda þekli bakýmdan mecburi dava arkadaþý
konumundadýr.
Ýflas yoluyla takipte iptal davasýný, iflas
masasýnýn kanuni temsilcisi olan iflas idaresi
açar. Ancak iflas idaresi, davayý takip yetkisini
dava açmak isteyen bir alacaklýya devredebilir
(ÝÝK m. 277, 245). Bu durumda iptal davasýnýn
davalýsý, yalnýz lehine iþlem yapýlan üçüncü
kiþidir. Bu kiþi ölmüþ ise iptal davasý onun
mirasçýlarýna karþý açýlýr (ÝÝK m. 282).
3) Yargýlama Usulü
Ýptal davasý basit yargýlama usulüne (HMK m.
316 vd) tabi olarak görülür. Mahkeme burada
ileri sürülen tasarrufun iptale tabi olup
olmadýðýna her türlü delile dayanarak ve ileri
sürülen delilleri serbestçe takdir ederek karar
verir. Ayrýca hâkim, bu davada, iptale tabi
tasarrufun konusu olan mallar hakkýnda
alacaklýnýn talebi üzerine ihtiyati haciz kararý
verebilir. Ýhtiyati haciz kararý verilirken teminat
alýnýp alýnmayacaðýný, alýnacaksa bunun
miktarýnýn ne olacaðýný hâkim takdir ve tayin
eder. Ancak iptal davasýnýn konusu olan mal
elden çýkarýldýðý için, davanýn konusu bu malýn
yerine kaim olan (geçen) deðerine iliþkin ise,
teminat gösterilmeksizin ihtiyati haciz kararý
verilemez (ÝÝK m. 281/2). Öte yandan eðer
davalýlardan birisi davacýnýn alacaðýný öderse,
dava reddedilir. Bu durumda hâkim duruma
göre taraflardan birini yargýlama giderlerini
ödemeye mahkûm edebileceði gibi yargýlama
giderlerinin davalýlar arasýnda paylaþtýrýlmasýna
da karar verebilir (ÝÝK m. 281/3).
4) Dava Açma Süresi
Ýptal davasý açma hakký, iptale tabi olan
tasarrufun yapýldýðý tarihten itibaren beþ yýl
geçmekle düþer. Yani buradaki beþ yýllýk süre
hak düþürücü bir süre olup, mahkeme
tarafýndan kendiliðinden dikkate alýnýr.
5) Ýptal Davasýnýn Konusu
Bu davanýn konusu, iptale tabi tasarrufla,
borçlunun üçüncü kiþiye devretmiþ olduðu mal
veya hak üzerinde, davacý alacaklýnýn cebri icra
yoluyla hakkýný alma yetkisini elde etmesidir.
12 PEKCANITEZ/ATALAY/SUNGURTEKÝN ÖZKAN/ÖZEKES, s. 853-854.
36
Bir baþka deyiþle, iþlem iptal edildiði takdirde,
davaya konu olan mal borçlunun mülkiyetine
geri dönmez. Davalý üçüncü kiþi gene o malýn
maliki olmaya devam eder. Ancak iþlem iptal
edildiði için, alacaklý bu malý sanki
borçlununmuþ gibi cebri icranýn kapsamýna
çekerek sattýrýr ve malýn bedelinden alacaðýný
alma yetkisini elde eder (ÝÝK m. 283/1). Ýflasta
iflas idaresinin açacaðý iptal davasýnýn konusu
ise, iptale tabi iþlemin konusu olan mal veya
hakkýn iflas masasýna verilmesi olacaktýr. Eðer
lehine tasarruf yapýlmýþ olan üçüncü kiþi iptale
tabi iþlemin konusu olan malý elinden çýkartmýþ
ise, bu durumda davanýn konusu, üçüncü
kiþinin o malýn deðeri nispetinde tazminata
mahkûm edilmesidir. Ancak iptal davasý
üzerine, üçüncü kiþi, malvarlýðýnda ortaya
çýkacak eksikliðin borçludan tahsilini ayný dava
içinde isteyebilir. Ancak bu talep, iptal davasýnýn
ayrýlarak daha önce karara baðlanmasýna engel
teþkil etmez (ÝÝK m. 283/3). Ýptal davasý iyiniyetli
üçüncü kiþilerin haklarýný ihlal etmez (ÝÝK m.
282). Yani lehine tasarruf yapýlan üçüncü kiþi,
iptale tabi tasarruf ile kazandýðý malý iyiniyetli
bir dördüncü kiþiye devretmiþ ise, bu iyiniyetli
dördüncü kiþiye karþý iptal davasý açýlamaz.
Buna karþýlýk dördüncü kiþi kötüniyetli ise,
buna karþý da iptal davasý açýlabilir (ÝÝK m.
282).
6) Tasarrufun Ýptali Davasýnýn Hükmü
(Sonucu)
Yukarýda da belirtildiði üzere, tasarrufun iptali
davasý ayni bir dava olmayýp, þahsi bir davadýr.
Çünkü bu davanýn konusu, iptale tabi olan
malýn mülkiyetinin tekrar borçlunun mülkiyetine
geçirilmesi deðildir. Aksine davanýn konusu,
borçlunun mal kaçýrmak amacýyla (ya da
alacaklýya zarar vermek amacýyla) üçüncü kiþiye
devretmiþ olduðu bir malý cebri icranýn
kapsamýna çekmektir. Eðer mahkemece iptal
davasýnýn kabulüne karar verilip de tasarruf
iptal edilirse, mal borçlunun mülkiyetine
dönmez ise de, artýk alacaklý bu malý sanki
borçlunun mülkiyetinden hiç çýkmamýþ gibi
haczettirip sattýrarak, onun bedelinden
alacaðýný alma yetkisi elde eder. Davanýn kabulü
halinde malýn mülkiyeti takip alacaklýsýna ya
da borçluya verilmez. Mülkiyet borçlu ile iþlem
yapan üçüncü kiþi üzerinde kalýr. Yapýlan
tasarruf yalnýz alacaklý bakýmýndan iptal edilmiþ
olacaðý için, alacaklý sadece satýþ bedelinden
alacaðýný alma yetkisini elde eder. Tasarrufun
iptali davasý aslýnda hukuken geçerli iþlemlere
karþý açýldýðý için, iptale tabi tasarrufun konusu
olan malýn icra yoluyla satýþýndan elde edilen
HUKUK
bedel alacaðýn tutarýndan fazla olursa, artan
bu bedel borçluya deðil, üçüncü kiþiye verilir.
Zira yapýlan iþlem hukuken geçerlidir. Borçludan
malýn mülkiyetini devralan ancak iþlemin iptal
edilmesi nedeniyle malýn satýþýna katlanan
üçüncü kiþi de zararlarýnýn tazminini borçludan
(ayný dava içinde ya da ayrý bir dava açarak)
talep edebilir. Ýptal davasý, üçüncü kiþinin
elinden çýkarmýþ olduðu mallar yerine geçen
deðere iliþkin ise, üçüncü kiþi bu deðer oranýnda
tazminata mahkûm edilir. Üçüncü kiþi
mahkeme kararýnýn gereðini yerine getirmeze,
bu halde davacý alacaklý iptal davasý sonucunda
alacaðý ilamý doðrudan doðruya davalý üçüncü
kiþiye karþý icraya koyarak (ÝÝK m. 32) alacaðýna
kavuþur.
Ýflas yoluyla takipte iflas idaresi tasarrufun
iptali davasý açar ve kazanýrsa, dava konusu
mal, borçlununmuþ gibi iflas masasýna alýnýr,
iflas idaresi tarafýndan satýlýr ve satýþ bedeli
bütün iflas alacaklarýnýn ödenmesine tahsis
edilir. Zayýf bir ihtimalde olsa, eðer malýn satýþ
bedeli bütün iflas alacaklarýný karþýlar ve geriye
para artarsa, bu para davalý üçüncü kiþiye
verilir.
Tasarrufun iptali davasý aslýnda
hukuken geçerli iþlemlere karþý
açýldýðý için, iptale tabi tasarrufun
konusu olan malýn icra yoluyla
satýþýndan elde edilen bedel
alacaðýn tutarýndan fazla olursa,
artan bu bedel borçluya deðil,
üçüncü kiþiye verilir. Zira yapýlan
iþlem hukuken geçerlidir.
37
SOSYAL GÜVENLÝK
5434 SAYILI KANUNDA ÝÞTÝRAKÇÝLÝK VE
ÝÞTÝRAKÇÝLÝKTE GEÇERLÝ DOÐUM TARÝHÝ
5434 Sayýlý kanuna göre mülga Emekli Sandýðýna tabi olarak çalýþan
iþtirakçilerin(memurlarýn) emeklilikte geçerli olacak doðum tarihlerinin tespiti hususunda
105 nci madde ile düzenleme yapýlmýþtýr. Daha sonra bazý özel durumlarýnda çözüme
kavuþturulmasý açýsýnda 657 Sayýlý Devlet Memurlarý Kanunda ‘’kaza-i rüþt ‘’kararý
sebebiyle yapýlan deðiþiklikler 5434 Sayýlý Kanunda da yapýlan düzenlemeye paralel Ek
21 nci madde ile yeni bir düzenleme yapma gereði duyulmuþtur.
MEMURLUKTA (ÝÞTÝRAKÇÝLÝK)
SÝGORTALILIK:
Devlet memurlarý Sosyal Güvenlik hususunda
5434 Sayýlý Kanuna tabi olarak çalýþmakta iken
1/10/2008 tarihinde yürürlüðe giren 5510
Sayýlý Sosyal Sigortalar ve Genel Saðlýk Sigortasý
Kanununa tabi olarak çalýþmaya baþlamýþlar
ve 5510 Saylý Kanun öncesi göreve baþlayanlar
eski memur ,bu tarihten sonra göreve
baþlayanlar ise yeni memur olarak
adlandýrýlmýþlardýr.
Eski memurlar kavramý ; 1/10/2008 tarihinden
önce, geçici görevlerde dahil(vekil
öðretmenlik,vekil imam hatiplik….vb) en az
bir ay kesenek kesilmek suretiyle 5434 Sayýlý
kanuna tabi olarak görev yapan ve 1/10/2008
tarihinden sonra da, 5510 Sayýlý Kanunun 4/1
c maddesi kapsamýnda sigortalý sayýlan kamu
personelini kapsamaktadýr.
Yeni memur kavramý ise 1/10/2008 tarihinden
sonra ilk defa 5510 Sayýlý kanunun 4/1 c
maddesi kapsamýnda sigortalý olan kamu
personelini kapsamaktadýr.
EMEKLÝLÝKTE GEÇERLÝ DOÐUM TARÝHÝ:
M. Fatih SÜLÜMBAZ
5434 Sayýlý kanuna göre mülga Emekli
Sandýðýna tabi olarak çalýþan
iþtirakçilerin(memurlarýn) emeklilikte geçerli
olacak doðum tarihlerinin tespiti hususunda
105 nci madde ile düzenleme yapýlmýþtýr.
Daha sonra bazý özel durumlarýnda çözüme
kavuþturulmasý açýsýnda 657 Sayýlý Devlet
Memurlarý Kanunda ‘’kaza-i rüþt ‘’kararý
sebebiyle yapýlan deðiþiklikler 5434 Sayýlý
Kanunda da yapýlan düzenlemeye paralel Ek
21 nci madde ile yeni bir düzenleme yapma
gereði duyulmuþtur.
SGK Emeklilik Hizmetleri
Genel Müdürlüðü Þube Müdürü V.
Genel Müdür Danýþmaný
Bu düzenleme ile mahkemelerden ‘’kaza-i
rüþt’’ (ergin kýlýnma) kararý alýnmak suretiyle
iþtirakçiliði baþlayanlarýn ‘’Bir meslek veya sanat
38
okulunu bitirenlerden, Türk Medeni Kanunu
hükümlerine göre kaza-i rüþt kararý almak
suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandýðýna
tabi ve öðrenimleri ile ilgili görevlere atananlar
hakkýnda 5434 Sayýlý Kanunun 12 nci
maddesinde yazýlý 18 yaþýn bitirilmiþ olmasý
þartý aranmaz’’ denilmek suretiyle konu hüküm
altýna alýnmýþtýr.
Bu düzenleme ile emeklilikte geçerli kýlýnan
hizmet süresinin baþlangýcýnda 18 yaþ kýstasýna
bir istisna getirilmiþ ve bu istisna sonucu göreve
baþlayanlarýn 18 yaþ altýnda geçen
çalýþmalarýnýn hizmet olarak
deðerlendirilmesine imkan tanýnmýþtýr.
Bu yapýlan istisnai durum dýþýndaki yaþ tespiti;
Mülga Emekli Sandýðýna tabi ilk göreve
giriþlerde:
*Ýlk göreve baþladýklarý tarihte çalýþmaya
baþladýklarý kurumlarýna verdikleri nüfus
cüzdanlarýndaki doðum tarihleri
*18 yaþlarýný doldurduklarý tarihten sonra
yaþ düzeltmesi yapmýþlar ise , 18 yaþlarýný
doldurduklarý yani önceki doðum tarihleri
*Nüfus cüzdanlarýndaki doðum tarihleri
ile nüfus kayýtlarýndaki doðum tarihlerinde
fark var ise ilgili nüfus kayýtlarýndaki tarihleri
*Birden çok nüfus kaydý tespit edilenlerin
bu kayýtlarý arasýnda farklýlýk var ise en eski
tarihi olan kaydýn tarihi
*Birden çok nüfus kaydý tespit edilenlerin
sonraki kayýtlarýnda idare veya kaza
mercilerinden verilmiþ bir karar ile yapýlan
veya düzeltilen bir iþlem var ise kararlar
nüfus kayýt sistemine henüz geçmemiþ olsa
bile memurlar için bu husus 18 yaþýn
dolumundan önce alýnmýþ olmak þartý ile
kayýtta yer alan tarihleri emeklilikte geçerli
doðum tarihi olarak kabul görmektedir.
SOSYAL GÜVENLÝK
Doðum tarihleri hususunda bir ayrýntýya daha
yer vermek gerekirse dul ve yetimler hakkýnda
da hükümlerin uygulanmasý hususu, hak sahibi
konumuna girdikleri tarihlerde kayýtlý olduklarý
nüfus idarelerindeki doðum tarihleri dikkate
alýnarak uygulanmaktadýr.
Ayrýca bazen nüfus kayýtlarýnda da doðum
tarihlerinde ay ve gün gösterilmeksizin sadece
yýl belirtilen kayýtlar bulunmaktadýr. Bu gibi
durumlarda ise uygulama ay ve gün
belirtilmeyen o yýlýn Temmuz ayýnýn birinci
günü , ay yazýlý ancak sadece gün belirtilmemiþ
ise , o ayýn birinci günü geçerli doðum günü
ve ayý olarak sayýlmakta ve iþlemler buna göre
yapýlmaktadýr.
Bu doðum tarihlerinin doðruluðunun tespiti
çok önemlidir. Ýþtirakçiliðin baþlamasý ile ilgiliye
bir emeklilik sicil numarasý verilecek ve bu sicil
numarasýna istinaden de bir emeklilik sicil
dosyasý açýlacaktýr. Açýlan dosya sonucu
emeklilik aþamasýna gelene kadar iþtirakçi ile
yada kurumu ile yapýlan tüm yazýþma bilgileri
kaðýt ortamýnda, açýlan bu sicil dosyasýna
konacak , iþtirakçinin vefatý sonrasý da dosya
sirkülasyonu devam ederek dul ve yetimlerine
ölüm yardýmý verilmesi, aylýk baðlanmasý,
baðlanan aylýklarýn kesilmesi, evlenme yardýmý
talepleri hep bu doðum tarihine istinaden
açýlan sicil dosyasý üzerinden yapýlacaktýr.
Bu düzenleme ile emeklilikte
geçerli kýlýnan hizmet süresinin
baþlangýcýnda 18 yaþ kýstasýna bir
istisna getirilmiþ ve bu istisna
sonucu göreve baþlayanlarýn 18
yaþ altýnda geçen çalýþmalarýnýn
hizmet olarak deðerlendirilmesine
imkan tanýnmýþtýr.
Bu sicilin doðru tespit edilmesinin en önemli
amacý da iþtirakçilik sýrasýnda þahýs adýna ve
kurum adýna gönderilecek olan keseneklerin,
var ise borçlanma tutarlarýnýn doðru sicil
üzerinden kurum muhasebe kayýtlarýna intikal
etmesi saðlanacaktýr.
39
GÜNCEL
KÝRA SÖZLEÞMESÝNÝN
ÖNEMLÝ SEBEBE DAYALI OLARAK
FESÝH BÝLDÝRÝMÝ ÝLE SONA ERDÝRÝLMESÝ (TBK m. 331)
6098 sayýlý Türk Borçlar Kanunu’nun kira sözleþmesine iliþkin genel hükümler
bölümünde getirilen en önemli hükümlerden birisi TBK m. 331 hükmüdür. Madde 818
sayýlý Borçlar Kanunu’nun 264. maddesini karþýlamaktadýr. Hükümde kira sözleþmesinin
kiracý veya kiraya veren tarafýndan önemli sebebe dayalý olarak feshedilmesi düzenlenmiþtir.
Yeni düzenleme koþullarý ve sonuçlarý bakýmýndan eski düzenlemeye kýyasla farklýlýklar
getirmektedir.
Eski düzenleme olarak BK m.264
hükmünde, belirli süreli taþýnmaz kirasý
sözleþmesinde kira iliþkisinin devamýný çekilmez
kýlan önemli sebep ortaya çýkarsa kiracý ya da
kiraya veren, kanunî sürelere uyarak ve karþý
tarafa tam tazminat ödeyerek fesih bildiriminde
bulunabilmekteydi. Ancak sürekli borç
iliþkilerinin genel sona erme teorisi uyarýnca
olmasý gereken önemli sebeple kira
sözleþmesine son verme hakký tanýnýrken, kira
sözleþmesinin süresi ya da konusu bakýmýndan
bir sýnýrlama yapýlmaksýzýn, bu hakkýn tüm kira
sözleþmeleri bakýmýndan uygulanmasýydý1.
Eleþtirilere paralel olarak Türk Borçlar
Kanunu’nda önemli sebeple fesih hakký yeniden
yapýlandýrýlmýþtýr. Yeni düzenleme olarak TBK
m.331 uyarýnca önemli sebeple fesih hakký
belirli süreli ya da belirsiz süreli olmasýna
bakýlmaksýzýn gerek taþýnýr gerekse taþýnmaz
kiralarý bakýmýndan, yani tüm kira sözleþmeleri
bakýmýndan geçerlidir.
Fesih Hakkýnýn Kullanýlma Þartlarý:
- Ýlkin geçerli bir kira sözleþmesi
bulunmalýdýr. Bu kira sözleþmesi belirli süreli
ya da belirsiz süreli bir taþýnýr veya taþýnmaz
kirasý sözleþmesi olabilir.
- Ýkinci olarak bir taraf için (kiracý veya
kiraya veren) kira sözleþmesinin devamýný
çekilmez kýlan önemli sebep niteliðinde bir
olgu ortaya çýkmalýdýr. TBK m.331’de
önemli sebebin ne olduðu hakkýnda genel
ve kesin bir taným verilmemiþtir. Yine de
önemli sebebin bulunup bulunmadýðý tespit
edilirken dikkat edilen kýstaslardan yola
çýkarak önemli sebep þu þekilde
tanýmlanabilir: Sözleþme kurulurken
taraflarýn sözleþmeye temel kabul ettikleri
kiþisel veya maddi þartlarla ilgili olan, belirli
Gülþah Sinem AYDIN
T.C. Maltepe Üniversitesi
Hukuk Fakültesi,
Medeni Hukuk Anabilim Dalý.
süreli kira sözleþmesinde sürenin dolmasýna
kadar, belirsiz süreli kira sözleþmesinde ise
fesih döneminin sonuna kadar, fesih
beyanýnda bulunan kira sözleþmesinin tarafý
için dürüstlük kuralý uyarýnca kira
sözleþmesine devamý çekilmez hale getiren
ve feshi haklý gösteren olgulardýr 2 .
Bu tanýmdan da anlaþýlabileceði üzere önemli
sebep olan olgu esnek ve göreceli bir kavramdýr
ve iliþkiden iliþkiye deðiþebilir. Söz konusu
olgular taraflarýn davranýþlarý ile kira
sözleþmesinin ihlal edilmesi kaynaklý olabileceði
gibi, taraflarýn kiþiliðinde ortaya çýkan bir
sebebe ya da tamamen objektif bir sebebe de
dayanabilir. Örnek olarak, kiþisel borçlar için
kira konusu eþyanýn rehin verilmesi, bir tarafýn
diðer tarafa ya da onun yakýnlarýna karþý rencide
edici kötü sözler söylemesi, þiddet kullanmasý,
taciz veya sarkýntýlýk gibi toplumsal ahlâk
görüþlerine aykýrý düþecek davranýþlarda
bulunmasý, taraflardan birinin kýsýtlanmasý,
aciz haline düþmesi, kiracýnýn boþanmasý ve
eþinin yoksulluk nafakasýný ödememesi
sebebiyle kira bedelini ödeyecek parayý kusursuz
olarak bulamamasý, kiracý ve kiraya veren
arasýnda düþmanlýk olmasý, kiracýnýn cinsel
sapýk olduðunun ortaya çýkmasý, kiracýnýn
tutuklanmasý, askere alýnmasý veya terör
olaylarýna karýþmasý gibi bir nedenle kira süresi
boyunca kira konusunu kullanamayacak
olmasý, kiracýnýn aðýr hastalýðý, kiracýný
kiralananda intihar giriþiminde bulunmasý,
birlikte konut kiralayan iki kiþiden birinin ölmesi
halleri verilebilir.
Bir tarafýn kira sözleþmesini önemli sebeple
feshedebilmesi için, feshe konu olan olgunun
kendi kusurlu davranýþý sonucu ortaya çýkmamýþ
olmasý gerekmektedir. Buna karþýn önemli
1 Gümüþ, Alper: Kira Sözleþmesi, Güncellenmiþ 2. Basý, Ýstanbul, 2012, s. 265.
2 Aydýn, Gülþah Sinem: Kira Sözleþmesinin Genel Hükümlere Göre Sona Ermesi (TBK m.327-333), 1. Basý, Ýstanbul, 2013, s.
40
GÜNCEL
sebeple fesih için, fesih bildiriminin
muhatabýnýn kusurlu davranýþý þart deðildir.
Önemli sebebin doðmasýnda, feshin
muhatabýnýn hiçbir kusuru bulunmayabilir ya
da bulunabilir.
Kira iliþkisinin kiracý tarafýný birden fazla kiþi
oluþturuyorsa ve söz konusu önemli sebep
sadece bir kiracý bakýmýndan ortaya çýkmýþsa,
bu kiracýnýn kira sözleþmesini yalnýzca kendisi
için feshetmesi mümkündür3.
Üçüncü olarak, önemli sebebin ortaya çýkmasý
üzerine sözleþmeye son vermek isteyen tarafýn
TBK m.329-330’daki fesih bildirim sürelerine
uyarak fesih bildiriminde bulunmasý gereklidir.
TBK m.331’de fesih süreleri konusunda TBK
m.329-330’daki fesih dönemlerine herhangi
bir gönderme yapýlmadýðý için, bu hükümlerde
geçen fesih dönemlerine uyulmasý zorunluluðu
bulunmamaktadýr. Buna göre kira iliþkisini
çekilmez kýlan önemli sebebin ortaya çýkmasý
üzerine, taþýnýr kiralarýnda üç gün / taþýnmaz
ve taþýnýr yapý kiralarýnda ise üç ay öncesinden,
fesih bildiriminin, karþý tarafýn hâkimiyet alanýna
ulaþtýrýlmasý gereklidir.
Söz konusu fesih bildiriminin yapýlmasý kural
olarak herhangi bir þekle tabi deðildir. Yine de
yazýlý þekilde yapýlmasý fesih bildiriminin ispatý
bakýmýndan önemlidir. Ancak eðer önemli
sebeple feshedilen kira sözleþmesi konut veya
çatýlý iþyeri kirasý ise fesih bildiriminin yazýlý
þekilde yapýlmasý gerekir. Çünkü TBK m.348
uyarýnca konut ve çatýlý iþyeri kiralarýnda fesih
bildiriminin geçerliliði yazýlý þekilde olmasýna
baðlanmýþtýr.
Yapýlan fesih bildiriminde somut olarak önemli
sebebin karþý tarafa belirtilmesinin gerekip
gerekmediði konusunda, doktrinde tartýþmalý
olmakla birlikte, Yargýtay’a göre karþý tarafa
yöneltilen fesih beyanýnýn içeriðinde fesih
gerekçesinin bildirilmiþ olmasý þarttýr.
- Son olarak Borçlar Kanunu döneminde
m.264’te belirli süreli taþýnmaz kirasý
sözleþmesinde önemli sebeplerin ortaya
çýkmasý durumunda iki taraftan her birinin,
bir diðerine tam tazminat vermek kaydýyla
sözleþmeyi feshedileceði belirtilmekteydi.
Söz konusu tam tazminat ise, bir yýl ve
daha uzun süre için kurulan kira
sözleþmelerinde altý aylýk kira bedelinden
az olamamaktaydý. Bu düzenleme uyarýnca
geçerli bir fesih bildiriminden söz edebilmek
için, bildirimin içeriðinde tam tazminat
ödeme teklifinin de bulunmasý gerekiyordu.
Karþý tarafýn kusurlu davranýþý sonucunda
doðan bir önemli sebebe dayanarak
sözleþmeyi feshedecek kusursuz tarafa dahi
tam tazminat ödeme yükümlülüðü getiren
bu sakýncalý düzenleme, Türk Borçlar
Kanunu döneminde deðiþtirilmiþtir. Yeni
hüküm olarak TBK m.331’de yalnýzca
hakimin tüm koþul ve durumlarý
deðerlendirerek tazminat yükümlülüðünü
karara baðlayacaðý belirtilmiþtir. Dolayýsýyla
artýk yeni düzenleme bakýmýndan fesih
bildiriminde bulunulurken tam tazminat
ödeme teklifinde bulunma koþulu
bulunmamaktadýr.
Yapýlan fesih bildiriminde
somut olarak önemli sebebin karþý
tarafa belirtilmesinin gerekip
gerekmediði konusunda, doktrinde
tartýþmalý olmakla birlikte,
Yargýtay’a göre karþý tarafa
yöneltilen fesih beyanýnýn içeriðinde
fesih gerekçesinin bildirilmiþ olmasý
þarttýr.
Feshin Hukuki Sonuçlarý:
Önemli sebeple fesih bildiriminin muhatabýn
hâkimiyet alanýna ulaþmasýyla birlikte, fesih
bildirim süresinin sonunda kira iliþkisi ileriye
etkili olarak sona erer. Bundan böyle kira
sözleþmesi kaynaklý borçlar artýk doðmayacaktýr.
Yani kiraya veren kira konusu eþyayý kiracýya
kullandýrmak borcu, kiracý ise kira bedeli ödeme
borcu altýnda olmayacaktýr. Ancak fesih
bildirimi kira iliþkisini ileriye etkili olarak sona
erdirmektedir. Dolayýsýyla fesih bildirim süresinin
dolmasý anýna kadar süren kira iliþkisi geçerli
bir kira iliþkisidir. Bu ana kadar yerine getirilen
edimler geri istenemeyecek ve bu ana kadar
gereði gibi yerine getirilmemiþ borçlar (örneðin
kira bedeli ödeme borcu) varlýðýný koruyacaktýr4.
Sona ermenin üzerine doðan bir diðer borç
geri verme yükümlülüðüdür. Buna göre kira
sözleþmesinin sona ermesi ile kiracý TBK m.334
vd. hükümlerinde yer verilen esaslara göre kira
konusunu aynen aldýðý gibi geri vermelidir.
Geri verme üzerine de TBK m.335 uyarýnca
kiraya verenin gözden geçirme ve eksiklik/ ayýp
tespit edildiðinde bunu kiracýya yazýlý olarak
bildirme yükümlülüðü doðmaktadýr.
Belirtelim ki geri verme borcunun zamanýnda
yerine getirilmemesi halinde TBK m.117 vd.
hükümleri uyarýnca geri verme borçlusunun
temerrüde düþürülmesi yolu da
bulunmaktadýr5.
Bundan baþka önemli sebeple feshin parasal
deðer taþýyan sonuçlarýna deðinilmelidir. TBK
m.331/II uyarýnca hâkim, (önemli sebep
3 Gümüþ, s. 271; Aydýn, s. 221.
4 Oðuzman, Kemal/ Turgut Öz: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt: 1, 6098 sayýlý Yeni Türk Borçlar Kanununa Göre Güncellenip Geniþletilmiþ 9.
Basý, Ýstanbul, 2012, s. 558; Seliçi, Özer: Borçlar Kanununa Göre Sözleþmeden Doðan Sürekli Borç Ýliþkilerinin Sona Ermesi, Ýstanbul, 1976, s. 1119.
5 Seliçi, s. 123-124.
41
GÜNCEL
Taraflarýn aralarýndaki
anlaþma ile yasal fesih bildirim
süreleri üzerinde deðiþiklik yapýp
yapamayacaklarý konusunda,
taraflar önemli sebeple fesih
hakkýnýn kullanýlmasýný ortadan
kaldýrmamak veya
zorlaþtýrmamak þartý ile, TBK
m.329-330’da belirtilen kanunî
sürelerden farklý süreleri
kararlaþtýrabilirler.
oluþturan olgunun hangi tarafýn nezdinde
ortaya çýktýðý, tarafýn kusurlu olup olmadýðý,
kusurlu deðil ise feshin bir taraf bakýmýndan
aðýr sonuçlar doðurup doðurmadýðý, feshin
nedenleri, taraflarýn davranýþlarý, ekonomik
durumlarý gibi) tüm koþul ve durumlarý
deðerlendirerek tazminat yükümlülüðünü
karara baðlayacaktýr. Bu þekilde hâkim
tarafýndan hükmedilecek tazminatýn içeriði ise
mutlaka parasal bir deðer taþýmalýdýr. Son
olarak, önemli sebeple fesih bildirimi üzerine,
kiraya verenin buradaki söz konusu tazminat
alacaklarý bakýmýndan bir hapis hakký
bulunmamaktadýr6.
TBK m.331 Düzenlemesinin Nisbî
Emrediciliði:
Önemli sebeple feshe iliþkin TBK m.331
düzenlemesi emredici bir hükümdür. Bu
nedenle taraflar aralarýnda yapacaklarý anlaþma
ile önemli sebeple fesih yetkisini kaldýramaz
ya da sýnýrlayamaz, yalnýzca bir tarafýn bu
yetkiye sahip olacaðýný kararlaþtýramazlar7. Aksi
halde bu yönde yapýlan anlaþmalar TBK m.27/I
uyarýnca geçersiz olacak, kanunen öngörülen
önemli sebeple fesih düzeni varlýðýný
koruyacaktýr.
Ancak hükmün emrediciliði mutlak deðildir.
Buna göre taraflar önemli sebep kavramý
üzerinde tasarrufta bulunabilirler. Örneðin
taraflar anlaþmada bir takým olgulardan
bahsederek bu olgularýn önemli sebeple fesih
için bir neden olacaðýný kararlaþtýrabilirler. Bu
durumda yapýlan anlaþma geçerlidir. Ancak
bu anlaþmalar, kira sözleþmesinin ancak ve
ancak kararlaþtýrýlan sebeplerle feshedileceði
þeklinde yorumlanamaz. Bu anlaþmaya raðmen
taraflar arasýnda önemli sebep sayýlacak bir
baþka olgu ortaya çýkarsa, yine kira sözleþmesi
TBK m.331 uyarýnca feshedilebilir. Yok eðer
taraflar aralarýndaki anlaþmada bazý olgularýn
önemli sebep sayýlmayacaðýný
kararlaþtýrmýþlarsa, bu anlaþma geçersiz
olacaktýr8.
Taraflarýn aralarýndaki anlaþma ile yasal fesih
bildirim süreleri üzerinde deðiþiklik yapýp
yapamayacaklarý konusunda, taraflar önemli
sebeple fesih hakkýnýn kullanýlmasýný ortadan
kaldýrmamak veya zorlaþtýrmamak þartý ile, TBK
m.329-330’da belirtilen kanunî sürelerden
farklý süreleri kararlaþtýrabilirler. Bununla birlikte
TBK m. 328 hükmünde yer verilen sýnýrlama
dikkate alýnýrsa, taraflar ancak TBK m.329 ya
da m.330’da belirtilen fesih bildirim süresinden
daha uzun bir fesih bildirim süresi
kararlaþtýrabileceklerdir9.
Mali sonuçlar konusunda da, taraflar önemli
sebeple fesih halinde herhangi bir tazminatýn
ödenip ödenmeyeceði ya da bu tazminatýn
kapsamýna iliþkin aralarýnda anlaþmaya
varabilirler. Bu durumda hâkim parasal
sonuçlarý hükme baðlarken söz konusu
anlaþmayý göz önünde bulundurur. Ancak
anlaþmada kararlaþtýrýlan hususlar, ekonomik
açýdan dezavantaj yaratarak taraflarýn önemli
sebeple fesih haklarýný ortadan kaldýrýyor ya
da zorlaþtýrýyorsa, hâkimin tazminata
hükmetme ya da tazminat oranýný belirlemedeki
yetkisi saklýdýr10.
Önemli Sebeple Fesih Uygulamasý
Bakýmýndan Diðer Kira Çeþitleri:
Türk Borçlar Kanunu’nda kira sözleþmesi,
“Genel Hükümler” (TBK m.299-338), “Konut
ve Çatýlý Ýþyeri Kiralarý” (TBK m. 339-356) ve
“Ürün Kirasý” (TBK m. 357-378) olmak üzere
üç ayýrým altýnda ele alýnmýþtýr. “Genel
Hükümler” baþlýklý birinci ayýrým kural olarak
her türlü kira sözleþmesine uygulanabilecek
genel düzenlemeleri içermektedir. Ýkinci ve
üçüncü ayýrýmdaki “konut ve çatýlý iþyeri kiralarý”
ile “ürün kiralarý”na iliþkin düzenlemeler ise,
özel hüküm niteliðindedir. Bir kira sözleþmesi
kira çeþidi olarak söz konusu ikinci veya üçüncü
ayýrýmlardan birine giriyorsa, ilgili özel
hükümlere baþvurulacak, genel hükümler
uygulama alaný bulmayacaktýr. Bu özel
ayýrýmlara dâhil olan bir kira sözleþmesine ise
“Genel Hükümler”, yalnýzca ilgili ayýrýmda
konuya iliþkin bir düzenleme yok ise
tamamlayýcý olarak ve özel hükümlerle de
çeliþmemek koþulu ile uygulanacaktýr.
Bu çerçevede bakýldýðýnda kira sözleþmesinin
önemli sebeple feshi, Türk Borçlar Kanunu’nun
konut ve çatýlý iþyeri kiralarýna iliþkin özel
hükümlerinde bir sona erme hali olarak
düzenlenmemiþtir. Dolayýsýyla genel hükümler
kýsmýnda yer alan TBK m.331 hükmü,
tamamlayýcý düzen olarak, gerek kiracý gerekse
kiraya veren bakýmýndan uygulanabilmelidir.
Bu kural TBK m.347/III’te de “Genel hükümlere
göre fesih hakkýnýn kullanýlabileceði
6 Gümüþ, s. 274-275; Aydýn, s. 262-263.
7 Altýnok Ormancý, Pýnar: Sürekli Borç Ýliþkilerinin Haklý Sebeple Feshi, Ýstanbul, 2011, s. 117-118.
8 Seliçi, s. 165; Altýnok Ormancý, s. 117-118; Aydýn, s. 235-236.
9 Gümüþ, s. 266; Aydýn, s. 238.
10 Gümüþ, s. 266, s. 273-274; Altýnok Ormancý, s. 120-121; Aydýn, s. 239.
42
GÜNCEL
durumlarda, kiraya veren veya kiracý sözleþmeyi
sona erdirebilir.” þeklinde açýkça ifade edilmiþtir.
Kaldý ki sürekli bir borç iliþkisinin önemli sebeple
feshi TMK m.2’nin bir uzantýsýdýr. Aksi düþünüþ,
çekilmez bir hal almýþ olan kira sözleþmesine
devam için tarafý mecbur tutmak olacaktýr.
Buna karþýn ürün kirasýna iliþkin üçüncü
ayýrýmda önemli sebeple fesih TBK m.369’da
özel olarak düzenlenmiþtir. Dolayýsýyla ürün
kiralarýnda TBK m.331 hükmü uygulama alaný
bulamaz.
olan Borçlar Kanunu ve Gayrimenkul Kiralarý
Hakkýnda Kanun hükümleri uygulanacaktýr.
Buna karþýlýk, Türk Borçlar Kanunu’nun
yürürlüðe girmesinde sonra kira sözleþmelerine
iliþkin gerçekleþecek temerrüt, sona erme ve
tasfiye durumlarýna, söz konusu kira
sözleþmesinin Türk Borçlar Kanunu’nun
yürürlüðe girdiði tarihten önce mi sonra mý
kurulduðuna bakýlmaksýzýn, Türk Borçlar
Kanunu hükümleri –bu anlamda TBK m.331derhâl uygulanacaktýr.
Zaman bakýmýndan uygulanma:
Buna karþýn 6217 sayýlý ve 31.3.2011 tarihli
Yargý Hizmetlerinin Hýzlandýrýlmasý Amacýyla
Bazý Kanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair
Kanun Geçici m. 2’de Deðiþiklik Yapan 6353
sayýlý ve 4.7.2012 tarihli Bazý Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Deðiþiklik
Yapýlmasýna Dair Kanun’un 53.maddesi ile
þekillenen geçici madde 2’nin son halinde,
kiracýnýn Türk Ticaret Kanunu’nda tacir olarak
sayýlan kiþiler ile özel hukuk ve kamu hukuku
tüzel kiþileri olduðu iþyeri kiralarýnda, 11/1/2011
tarihli ve 6098 sayýlý Türk Borçlar Kanunu’nun
belirli hükümlerinin 1/7/2012 tarihinden
itibaren 8 yýl süreyle uygulanmasý ertelenmiþtir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüðe giren 6098
sayýlý Türk Borçlar Kanunu 647.maddesi ile,
818 sayýlý Borçlar Kanunu’nu yürürlükten
kaldýrmýþtýr. Yine 6101 sayýlý Türk Borçlar
Kanunu’nun Uygulanmasý ve Yürürlüðü
Hakkýnda Kanun 10. maddesi ile, konut ve
çatýlý iþyeri kiralarýna iliþkin 6570 sayýlý
Gayrimenkul Kiralarý Hakkýnda Kanun açýkça
yürürlükten kaldýrýlmýþtýr. 6101 sayýlý Yürürlük
Kanunu’nun 1. maddesine göre; “Türk Borçlar
Kanunu’nun yürürlüðe girdiði tarihten önceki
fiil ve iþlemlere, bunlarýn hukuken baðlayýcý
olup olmadýklarýna ve sonuçlarýna, bu fiil ve
iþlemler hangi kanun yürürlükte iken
gerçekleþmiþse, kural olarak o kanun hükümleri
uygulanýr. Ancak, Türk Borçlar Kanununun
yürürlüðe girmesinden sonra bu fiil ve iþlemlere
iliþkin olarak gerçekleþecek temerrüt, sona
erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu
hükümlerine tabidir.”
Þu halde Borçlar Kanunu’nun yürürlük
döneminde kurulup, Türk Borçlar Kanunu’nun
yürürlüðe girmesinden sonra hüküm ve
sonuçlarýný doðurmaya devam eden kira
sözleþmelerine, kural olarak yürürlükten kalkmýþ
Borçlar Kanunu’nun yürürlük
döneminde kurulup, Türk Borçlar
Kanunu’nun yürürlüðe girmesinden
sonra hüküm ve sonuçlarýný
doðurmaya devam eden kira
sözleþmelerine, kural olarak
yürürlükten kalkmýþ olan Borçlar
Kanunu ve Gayrimenkul Kiralarý
Hakkýnda Kanun hükümleri
uygulanacaktýr.
Söz konusu ertelenen hükümler arasýnda
önemli sebeple feshi düzenleyen TBK m.331
düzenlemesi de bulunmaktadýr. Bu durumda
öncelikle taraflarýn ertelen hükümlere iliþkin
kira sözleþmesinde herhangi bir kararlaþtýrma
yapýp yapmadýklarýna bakýlacak, taraflarca
belirlenmiþ ise taraf iradelerine uyulacak. Kira
sözleþmesinde de bir düzenleme yok ise,
uyuþmazlýk TBK m.331’e karþýlýk gelen
yürürlükten kalkmýþ BK m.264 hükmüne göre
çözülecektir.11
11 Gümüþ, s. 14 vd.; Aydýn, s. 33-34.
Kaynakça
Altýnok Ormancý, Pýnar: Sürekli Borç Ýliþkilerinin Haklý Sebeple Feshi, Ýstanbul, 2011.
Aydýn, Gülþah Sinem: Kira Sözleþmesinin Genel Hükümlere Göre Sona Ermesi (TBK m.327-333), 1. Basý, Ýstanbul, 2013.
Gümüþ, Alper: Kira Sözleþmesi, Güncellenmiþ 2. Basý, Ýstanbul, 2012.
Oðuzman, Kemal/ Turgut Öz: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt: 1, 6098 sayýlý Yeni Türk Borçlar Kanununa Göre
Güncellenip Geniþletilmiþ 9. Basý, Ýstanbul, 2012.
Seliçi, Özer: Borçlar Kanununa Göre Sözleþmeden Doðan Sürekli Borç Ýliþkilerinin Sona Ermesi, Ýstanbul, 1976.
43
TEKNOLOJÝ
ÝNTERNET BANKACILIÐINDA
DOLANDIRICILIK YÖNTEMLERÝ VE KORUNMA YOLLARI
Hýzlý teknolojik ilerlemeler, ekonomik anlamda önemli deðiþiklikleri beraberinde
getirirken, teknolojik ilerlemeler sonucu ortaya çýkan bilgi teknolojileri insan hayatýný önemli
düzeyde etkilemektedir. Teknolojik ilerlemelerin bankacýlýk alanýndaki uygulamalarý sonucu
ortaya çýkan internet bankacýlýk iþlemlerini gerçekleþtirmek için de bir araç olarak
kullanýlmaktadýr.
1. Ýnternet Bankacýlýðý
Günümüzde bankalar, ekonomik alanda
düþünülen yapýsal deðiþikliklerin
gerçekleþtirilebilmesinde en etkin görevler
üstlenmiþ kurumlar olup, rekabette üstünlük
saðlayabilmek için her türlü aracý en etkin
þekilde kullanmaktadýr. Böyle bir yarýþta baþarýlý
olabilmek de ancak pazarý ve pazarý oluþturan
kitlenin istek ve gereksinimlerin iyi takip
edilmesi, ihtiyaca yönelik ürünlerin
oluþturulmasý ve bu ürünleri uygun bir þekilde
pazara sunulmasý oldukça büyük bir önem arz
etmektedir.
Hýzlý teknolojik ilerlemeler, ekonomik anlamda
önemli deðiþiklikleri beraberinde getirirken,
teknolojik ilerlemeler sonucu ortaya çýkan bilgi
teknolojileri insan hayatýný önemli düzeyde
etkilemektedir. Teknolojik ilerlemelerin
bankacýlýk alanýndaki uygulamalarý sonucu
ortaya çýkan internet bankacýlýk iþlemlerini
gerçekleþtirmek için de bir araç olarak
kullanýlmaktadýr.
Ýnternet, Ýngilizce kökenli; "International
Network (Uluslararasý að)" kelimelerinden
oluþan bir kelime olup, birbirlerine baðlý
bilgisayarlardan oluþan bir bilgi aðýný ifade
etmekte ve karþýlýklý iletiþim saðlamaktadýr.
Ýnternet bankacýlýðý, dar anlamda bankacýlýk
iþlemlerinin internet ortamýnda yerine
getirilmesi ve sonuçlandýrýlmasýný ifade
etmektedir. Ýnternet bankacýlýðý geniþ anlamda
ise, banka dýþýnda müþterinin verdiði komutlarla
gerekli iþlemlerin finansal yapýlmasý þeklinde
özetlenebilir.1 Ýnternet bankacýlýðý, bankanýn
bir web sayfasý oluþturarak ürünleri ve
hizmetleri hakkýnda bilgi vermesi, hesaplara
giriþ, fon transferi, finansal ürünler ve hizmetler
satýn almak gibi fonksiyonlarý kapsamaktadýr.
Bankacýlýk iþlemini gerçekleþtirme, maliyet ve
zaman tasarrufu saðlama, kolayca günlük
hesap bilgileri görebilme ve kontrol edebilme,
piyasadaki deðiþikliklere hýzlý karþýlýk verme,
þikayetlere hýzlýca cevap verme gibi hem
müþterilere hem de bankalara internet
bankacýlýðý geleneksel bankacýlýða göre
avantajlar sunmaktadýr.
2. Ýnternet Bankacýlýðýnýn Tarihsel Geliþimi
Ýnternet bankacýlýðý fikri ilk defa 1980’lerde
telefon bankacýlýðý ile ortaya çýkmýþ ve internetin
evlerde kullanýmý ile artýþ göstermiþtir
1980’lerde Avrupa ve A.B.D.’de bankacýlýk ve
finans kuruluþlarý “ev bankacýlýðý” kavramý
üzerinde araþtýrma ve programlar yapmaya
baþlamýþlardýr. Baþlangýçta bilgisayar ve internet
çok fazla geliþmiþ olmadýðý için müþterilerine
yardýmcý olmak üzere faks makineleri ve
telefonlar kullanýlmýþtýr . ABD’deki “NetBank”
ilk internet bankacýlýðý uygulamasý olup,
1996’da “Atlanta Ýnternet Bank” adý altýnda
kurulmuþtur. Citibank ve Wells Fargo gibi köklü
bankalar 2001’de müþterilerine bu hizmeti
sunmaya baþlamýþlardýr Gartner Grup
tarafýndan yapýlan araþtýrmada, Amerika’daki
yetiþkinlerin %47’sinin, Birleþik Krallýktakilerin
ise %30’unun internet bankacýlýðýný
kullandýklarý belirtilmektedir.2
Ýnternet bankacýlýðý 1997 den beri artan
bilgisayar okur-yazarlýðý, finansal sektörlerdeki
düzenlemeler, banka müþterilerinin elektronik
hizmet almak istemeleri, iþlem maliyetinin
azalmasý ve müþteriye kolaylýk saðlanmasýna
baðlý olarak belirtilen tarihten itibaren bankalar
tarafýndan alternatif daðýtým kanalý olarak
algýlanmaktadýr.3
Cemal ÇAÐLAR
1 Mahmut Bilgen, Ýnternet Bankacýlýðýndan Kaynaklanan Zararlarda Bankalarýn Sorumluluklarý,
http://www.tbb.org.tr/Dosyalar/Dergiler/Dokumanlar/sayi71.pdf
2 Pala, Emre, Banka Müþterilerinin Ýnternet Bankacýlýðý ile Ýlgili Tutumlarýna Yönelik Bir Pilot Araþtýrma, Blm. Uzm.
Fon Uzmaný
Tahsilat Daire Baþkanlýðý
Celal Bayar Üniversitesi, S.B.E., Ýþletme AD, Yüksek Lisans Programý,
3 Ustasüleyman Talha, Eyupoðlu Kemal, Bireylerin Ýnternet Bankacýlýðýný Benimsemesini Etkileyen Faktörlerin Yapýsal Eþitlik Modeli ile Belirlenmesi,
44
TEKNOLOJÝ
Türkiye’de internet bankacýlýðýný kullanma
oranýnýn, geliþmiþ Avrupa ve Asya ülkeleriyle
karþýlaþtýrýldýðýnda düþük, fakat geliþmekte olan
Asya ülkelerine göre daha yüksek olduðu
görülmektedir.
3. Internet Bankacýlýðý Güvenli Kullanýmý
Ýçin Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
3.a. Bilgisayar Oturumunu açarken Açýk olan tüm tarayýcý pencerelerini kapatýlmasý,
daha sonra yeni bir pencere açarak internet
þubesine baðlanýlmasý, bankanýn adresini adres
satýrýna manuel olarak yazýlmasý, herhangi bir
baðlantýya (linke) týklanýlmamasý, web site
adresinin "https" ile baþladýðýndan emin
olunmasý, internet sitesinin güvenlik
sertifikasý olup olmadýðýný kontrol edilmesi
uygun olacaktýr.4
3.b. Bilgisayar Oturumunu açtýktan sonra
Bankacýlýk iþlemleri sýrasýnda baþka bir browser
(tarayýcý) penceresinin açýlmamasý, herhangi
bir hata mesajý verilmesi durumunda ise derhal
sistemden çýkýlarak tekrar baðlanýlmasý
önerilmektedir.
3.c. Bilgisayar Oturumunu kapattýktan
sonra Ýnternet bankacýlýðý sisteminden "çýkýþ" veya
"logout" baðlantýsýna týklanarak çýkýlmasý,
tarayýcýnýzýn belleðinin ve geçici klasörün
boþaltýlmasý, tarayýcý penceresinin tamamen
kapatýlmasý tavsiye edilmektedir.
4 - Ýnternet Bankacýlýðý Dolandýrýcýlýklarý
ve Saldýrý Metodlarý
Ýnternet bankacýlýðý dolandýrýcýlýklarý çoðunlukla
iki adýmda gerçekleþtirilmektedir.
4.a.Hacker diye belirtilen edilen kiþi müþterinin
hesap bilgileri olan þifre ve parola gibi bilgilerini
ele geçirmektedir.
4.b. Hacker bu müþterinin bilgileri kullanarak
maðdur kimsenin hesabýndaki parayý çekmek
için bir baþka hesaba göndererek dolandýrýcýlýk
eyleminde bulunmaktadýr.
Ýnternet bankacýlýðýnda kötü niyetli bazý kiþiler,
çeþitli yöntemlerle hesap sahibinin bilgisayarýna
girerek özel bilgilerini elde edip, hesabýna
müdahale edebilirler. 5 Bu müdahalelerde
genellikle, müþterinin bilgisayarýna yerleþtirilen
bir casus virüs (spyware) veya Truva atý (trojen
horse) yoluyla yapýlmaktadýr. Müþterinin
hesabýna giren hackerler, buradaki paralarý
istekleri kiþilerin hesaplarýna EFT yapmaktadýr.
EFT yapýlan hesaplar çoðu kez baþkasýndan
çalýnan veya bir þekilde elde edilen kimlik
kartýyla açýlan hesaplar veya baþkasýna ait olan
bankamatik kartýna iliþkin hesaplardýr. Kiþisel
veriler internet ortamýnda genellikle; phishing,
key logger, screen logger, man in the middle
gibi yöntemlerle ele geçirilmektedir.
5. Kiþisel veriler internet ortamýnda elde
edilmesi
5.a.Phishing (Olta) Yöntemi
Günümüzde internet
kullanýcýlarýnýn e-posta, internet
bankacýlýðý, e-alýþveriþ gibi birçok
kullaným alanlarý kötü niyetli
internet kullanýcýlarý tarafýndan
istismar edilmektedir. Phishing yani
kýsaca bankanýn, kullanýcýnýn epostasýna veya bunun gibi bilgi
girmenizi gerektiren bir kuruluþun
web sayfasýnýn bir kopyasýný yapýp
kullanýcýnýn hesap bilgilerini çalmayý
amaçlayan bir internet
dolandýrýcýlýðýdýr.
Günümüzde internet kullanýcýlarýnýn e-posta,
internet bankacýlýðý, e-alýþveriþ gibi birçok
kullaným alanlarý kötü niyetli internet
kullanýcýlarý tarafýndan istismar edilmektedir.6
Phishing yani kýsaca bankanýn, kullanýcýnýn epostasýna veya bunun gibi bilgi girmenizi
gerektiren bir kuruluþun web sayfasýnýn bir
kopyasýný yapýp kullanýcýnýn hesap bilgilerini
çalmayý amaçlayan bir internet dolandýrýcýlýðýdýr.
Ýngilizce "Balýk tutma" anlamýna gelen "Fishing"
sözcüðünün 'f' harfinin yerine 'ph' harflerinin
konulmasýyla gelen terim, olta atýldýðý zaman
en azýndan bir balýk yakalanabilir
düþüncesinden esinlenerek oluþturulmuþ olup
halen uygulanýlmaktadýr.7
5.b. Key Logger (Klavye Hareketleri) Yöntemi
Key-logger, gerçek sahibinin bilgisi dýþýnda
düzenli olarak internet üzerinden bir baþkasýna
veri transferi yapan küçük boyutlu bir
programdýr. Kötü niyetli kiþiler, bilinen keylogger programlarýndan birini kullanarak ya
da kendileri küçük bir key-logger oluþturarak
bu programlarý uzaktan bilgisayarlar aracýlýðýyla
gönderirler. Key logger, uzak bilgisayara kendi
kurulumunu gerçekleþtirdikten sonra genellikle
kendini hiç belli etmeden çalýþmaya baþlamakta
ve kaydettiði verileri programlandýðý zaman
aralýklarýnda hacker'a iletilmektedir. Genellikle
tüm klavye hareketlerini ara hafýzasýna alarak
transfer etmektedir.
5.c. Screen Logger (Ekran Kayýtlarý) Yöntemi
Screen Logger da key logger ile ayný temel
mantýða dayanmaktadýr Ancak screen logger
ekran görüntülerini de içermektedir. Bu
yöntemde, mouse (fare) ile ekranda bir noktaya
4 http://makale.kamudunyasi.com/Internet-bankaciligi-ve-risk-faktoru-1420i.cgi
5 http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%B6t%C3%BC_vir%C3%BCs,http://www.tbb.org.tr/Dosyalar/Dergiler/Dokumanlar/sayi71.pdf
6 http://www.chip.com.tr/blog/melik123/phishing-nedir-nasil-korunulur_3279.html
7 https://en.wikipedia.org/wiki/Phishing
45
TEKNOLOJÝ
Ýnternette yer alan "Kredi kartý
aidat masraflarýný geri alýn”.
“Geçmiþe dönük kapansýn veya
kapanmasýn tüm kredi kartý
aidatlarýnýzý bankadan sizin
adýnýza tahsil ediyoruz" ilanlarý ile
aslýnda avukat olmayan ya da
sahte avukat isimleri kullananlar,
vatandaþlarý yanýltýp bu ilanlara
baþvuranlara form gönderip belli
bir miktar para talep etmektedir.
týklanýldýðýnda ayný anda screen logger, ekranýn
tamamýnýn ya da küçük bir bölümünün o anki
resmini çekerek bunlarý internet ortamýnda
belirli bir adrese iletmektedir.
5.d. Man in the Middle Yöntemi
Bir network üzerinde kurban bilgisayar ile diðer
að araçlarý arasýna girerek verileri yakalama ve
þifrelenmemiþ verileri görebilme ilkesine
dayanan bir yöntemdir. Kablosuz aðlarda
paketler tamamen yayýldýðý için herhangi bir
ön iþleme gerek olmaksýzýn tüm paketler
s a l d ý r g a n t a r a f ý n d a n y a k a l a n a b i l i r.
Þifrelenmemiþ paketlerin içerikleri kolaylýkla
okunabilir.
6. Ýnternet Bankacýlýðý Dolandýrýcýlarýnýn
Baþvurduðu Temel Yönetmeler
Dolandýrýcýlar internet kullanýcýlarýný çeþitli
yöntemlerle istismar etmektedirler. Ýnternette
en yaygýn 7 dolandýrýcýlýk yöntemi aþaðýda
sýralanmýþtýr.8
6.a. Sahte Avukatlar: Ýnternette yer alan
"Kredi kartý aidat masraflarýný geri alýn”.
“Geçmiþe dönük kapansýn veya kapanmasýn
tüm kredi kartý aidatlarýnýzý bankadan sizin
adýnýza tahsil ediyoruz" ilanlarý ile aslýnda avukat
olmayan ya da sahte avukat isimleri kullananlar,
vatandaþlarý yanýltýp bu ilanlara baþvuranlara
form gönderip belli bir miktar para talep
etmektedir. Parayý banka havalesi, kredi kartý
ya da kapýda ödemeli olarak tahsil
etmektedirler. Avukatlýk desteði ise söz konusu
paranýn tahsilinden sonra devam etmemektedir.
Ayrýca baþvuru formunda istenilen kiþisel bilgiler
ve T.C. kimlik numaralarý internette iþlem yapýlan
e-ticaret sitelerine veya isteklilere ücret mukabili
satýlmaktadýr.
6.b.Online Ödenen Faturalar: Online ödenen
faturalar dolandýrýcýlar internetten cep telefonu
ve elektrik faturasýný ödeyenler ya da kontör
yükleyenler "kontör satýn alma, fatura tahsilatý,
fatura sorgulama" adýyla bulunan sahte sitelere
dikkat edilmelidir. Bu þekilde, sahte sitelere
kart bilgilerini giren birçok vatandaþýn bilgileri
ve hesaplarý dolandýrýcýlarýn eline geçmiþtir.
6.c. Þüpheli E-Postalar: Kredi kartý kullanan
kiþilerin e-posta adreslerine banka tarafýndan
gönderilmiþ görüntüsü verilen e-postalar
yoluyla çok sayýda kiþi dolandýrýlmýþtýr.
6.d. Sahte Ýþ Ýlanlarý: Bir kýsým kullanýcýlar, epostalarýna gönderilen "Ýnternette býraktýðýnýz
özgeçmiþinizden size ulaþtýk. Þirketimizde size
uygun bir pozisyon var." ilaný ile dolandýrýlmýþtýr.
6.e. Ödül Kazanma: Ýnternette karþýlarýna
çýkan anketi yanýtlayýp cep telefonu
numaralarýný verenler yüksek tutarlý cep
telefonu faturalarý ile karþýlaþmaktadýr.
6.f. Facebook'taki Arkadaþlar: Facebook
kullanýcýlarýnýn hesabýný ele geçiren
dolandýrýcýlar, kullanýcýlarýn arkadaþ listesinde
olan kiþilerle iletiþime geçmekte ve kiþilerden
p a r a g ö n d e r m e l e r i n i i s t e m e k t e d i r.
6.g. Gerçek Dýþý Siteler: Dolandýrýcýlar internet
üzerinde açtýklarý gerçek dýþý web siteleri
yardýmýyla kullanýcýlarýn banka hesaplarý ve
kredi kartý bilgilerini ele geçirmektedir.
7. Ýnternet Bankacýlýðý Dolandýrýcýlarýna
Karþý Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
7.a. Ön Araþtýrma Yapýlmasý
Alýþveriþ yaptýðýnýz site ya da maðaza hakkýnda
bilgi sahibi olunmasý, bu konuda araþtýrma
yapýlmalý ve mümkünse konuya iliþkin
d e n e y i m l e r i n d e n y a r a r l a n ý l m a l ý d ý r.
7. b.Web Adres Çubuðunda “http”
Ýbaresinin Bulunmasý”
Alýþveriþ yapýlan sitenin adres çubuðunda
https:// yazýp yazmadýðýna mutlaka dikkat
edilmelidir. Eðer sadece http:// yazýyorsa o
sayfada ödeme yapmak risklidir.
7.c. Web Adresin Ýlginç Bir Ýsim Taþýmasý
Ýnternet tarayýcýnýzýn adres çubuðunda yazan
site adýna dikkat edilmelidir. Eðer internet sitesi
adýnda bir tuhaflýk varsa gerçeðinin birebir
aynýsý olan bir siteye yönlendirilmiþ olabilir.
Mümkünse internette kullanýlan internet
sitelerinin adresleri sýk kullanýlanlara
eklenmelidir.
7.d.Sanal Kredi Kartý Kullanýmý
Alýþveriþ yapýlacak internet sitelerinin kiþisel
bilgileri ve kredi kartý bilgilerini koruyup
korumadýðýný, baþkalarý ile paylaþýp
paylaþmadýðýný incelenmelidir. Mümkünse
"Sanal Kredi Kartý" kullanýlmalýdýr.
7.e. Þifre Seçiminin Önemi
Alýþveriþ yapýlacak siteye üye olunmuþ ise
þifrenin baþkalarý tarafýndan tahmin edilmesi
zor bir þifre olmasýna özellikle dikkat edilmelidir.
Þifrelerin sayý, harf ve karakterden oluþan ve
tahmin edilmesi zor olan en az 8 karakterli bir
þifre olmasý tavsiye edilmektedir.9
8 http://www.haber7.com/internet/haber/1034431-online-dolandiricilikta-en-yaygin-7-yontem
9 http://www.netpano.com/internet-bankaciligi-kullananlar-dikkat/
46
TEKNOLOJÝ
7.f.Ürün Fiyatý Ýle Ýlgili Araþtýrma Yapýlmasý
Satýn alýnacak ürün ile ilgili mutlaka fiyat
araþtýrmasý yapýlmalýdýr. Eðer ürüne ait bir
açýklama ya da fiyatla inanýlmasý güç düzeyde
ve maliyet deðerinin de altýnda bir fiyata denk
geliyorsa yani gerçekçi bir fiyatý yansýtmýyorsa
þüpheci bir yaklaþým sergilenmelidir.
7.g. Küçük Yazýlarýn Okunmasý
Alýþveriþ yapýlan sitenin satýþ sözleþmesinin
tamamý okunmalýdýr. Sözleþmede özel
koþullarýn olup olmadýðýna dikkat edilmelidir.
Bazý kýsýtlamalar (örneðin: kullanýlmýþ ürün
satýþý gibi ya da kampanya boyunca iade kabul
edilmeyeceði gibi açýklamalar) çok küçük
harflerle yazýlmýþ olabileceði hususu dikkate
alýnmalýdýr.
7.h.Ürün Teslimatý Ýle Ýlgili Bilgiler
Teslimat, iade ve koþullarý hakkýnda bilgi sahibi
olunmalýdýr.
7.ý-Alýþveriþ Kaydý Tutulmasý
Alýþveriþi bitirmeden önce son kayýtlarýn
yazýcýdan çýktýsýnýn alýnmasý ve bir belge olarak
saklanmasý durumunda ileride olasý bir
anlaþmazlýk durumunda bu belgelerden
faydalanýlabilir.
8. Ýnternet Bankacýlýðý Dolandýrýcýlýk
Örnekleri
Ýnternet aracýlýðýyla yapýlan ön ödeme
dolandýrýcýlýðý konusunda bugüne kadar gelen
ihbarlarla, bunlar için yürütülen araþtýrma
sonuçlarý analize tabi tutmuþtur.
Bu örneklerden bazýlarý þöyledir;10
9. Örnek Olaylar
a. Sahte Web Sitesi Üzerinden Þifre Çalma11
Örnek: Amerika’da Houston kentinde yaþayan
20 yaþýndaki Zachary Keith Hill adlý hacker,
America Online ve online ödeme sitesi PayPal’in
taklitlerini yaparak internet sitesi oluþturmuþtur.
Yanlýþlýkla bu sitelere giren kullanýcýlar da kredi
kartý bilgilerini yazdýklarýnda, Hill, bu bilgileri
kendi bilgisayarýna yüklemiþ ve bu yöntemle
473 kredi kartý, 152 banka hesabý ve 566
kullanýcý þifresi çalmýþtýr.
b. Bankanýn Bilgi Ýþlem Sistemini Hack’leme
Örnek: Amerikalý Kenneth Taves, sahip olduðu
internet sitesi kanalýyla 900 bin kredi kartýndan
yasadýþý yollarla 37.5 milyon dolar çekmiþ ve
en büyük internet dolandýrýcýlarýndan biri olarak
tarihe geçmiþtir. Kaliforniya Charter Pacific
Bankasý’nýn sistemini kýran bir bilgisayar korsaný
(hacker), Kenneth Taves’e 4 milyon kredi kartý
numarasý satmýþtýr. Banka yetkilileri ise, kredi
kartý numaralarýný, sitesinde yolsuzluk yapýlýp
yapýlmadýðýný araþtýrmasý için Taves’e
kendilerinin verdiðini iddia etmiþlerdir.
c. Kart Numarasýnýn Banka Köstebeði
Marifetiyle Sýzdýrýlmasý
Alýþveriþ yapýlan sitenin satýþ
sözleþmesinin tamamý okunmalýdýr.
Sözleþmede özel koþullarýn olup
olmadýðýna dikkat edilmelidir. Bazý
kýsýtlamalar (örneðin: kullanýlmýþ
ürün satýþý gibi ya da kampanya
boyunca iade kabul edilmeyeceði
gibi açýklamalar) çok küçük
harflerle yazýlmýþ olabileceði hususu
dikkate alýnmalýdýr.
Örnek: ABD, Ýtalya, Almanya, Fransa, Ýngiltere
ve Ukrayna’da bulunan iþadamlarýnýn 16-35
rakamlý kredi kartý numaralarý, banka çalýþanlarý
tarafýndan tanesi 200 dolara internet ve cep
telefonu aracýlýðýyla yurtdýþýndaki þebekelere
satýlmaktadýr. Bu numaralarý satýn alan ise
dolandýrýcýlýk suçundan Cezaevi’nde tutuklu
bulunan bir kiþi, satýn aldýðý numaralarý baþka
bir kiþiye satmýþtýr. Satýn alan kiþi de aldýðý
numaralarý bilgisayarda kredi kartlarýna
yüklemiþ ve trilyonluk vurgunlar
gerçekleþtirmiþtir. Polis, bu kiþileri bir hediyelik
eþya dükkanýndan sahte kredi kartýyla yaptýklarý
satýn almanýn akabinde tespit ederek
yakalamýþtýr.
10.Sonuç
Ýnternet bankacýlýðýnda dolandýrýcýlýklara imkan
vermemek için kullanýcýlar tarafýndan aþaðýdaki
önlemlerin alýnmasý önerilmektedir: 1 2
-Bankalar mesajla sizin, siz olduðunuzu
d o ð r u l a m a k i ç i n b i l g i i s t e r l e r.
Bankalar kesinlikle mesaj yoluyla bilgilerinizi
doðrulamanýzý veya þifrenizi göndermenizi
istemezler.
- Banka hesabýnýzýn kendini silmemesi için
24 saat sürenizin olduðunu söylerler. Zaman
sýnýrlamasý olan bütün mesajlara çok þüpheli
yaklaþýlmalýdýr. - Siber suçlular, e-postada kýsaltýlmýþ bir web
adresi (URL adresi) kullanýrlar. Sözde
bankanýzdan gelen e-postadaki zararlý web
sayfalarýnýn daha gerçek görünmesini saðlamak
için çeþitli yöntemlere baþvururlar. Bunlarýn en
basiti, URL kýsaltma servisleridir.
- Sahte banka kartýnýzý almasý
için kurye gönderirler. Özellikle Ýngiltere’de
görülen kurye dolandýrýcýlýðý, yeni bir yöntemdir.
Telefonunuz çalar, arayan bankanýzdýr, sahte
bir banka kartýný deðiþtirmeleri gerektiðini
10 http://www.masak.gov.tr/media/portals/masak2/files/ON_ODEME_DOLANDIRICILIGI_TIPOLOJILERI.pdf
11 http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=267253
12 http://www.posta.com.tr/cumartesipostasi/HaberDetay/Siber-dolandiriciligi-onleme-kilavuzu.htm?ArticleID=20350
47
TEKNOLOJÝ
Size “Sayýn müþteri” veya
“Sayýn [email protected]”
þeklinde hitap ederler. Bankalar
genellikle size adýnýz unvanýnýzla
hitap ederler ve hesap
numaranýzýn son 4 hanesi gibi
baþka bir güvenlik katmaný
ekleyerek bunun gerçek bir eposta olduðu güvencesini verirler.
söylerler. Kurye ile deðiþtirmeyi teklif ederler
ve sözde bankanýz, sahte kartlarý toplayan
kuryenin kýsa bir süre içinde size ulaþacaðýný
söyler. Kurye geldiðinde “doðrulamak” için
kartýnýzýn þifresini isterler ve paranýz ortadan
kaybolur.
- Hiçbir uyarý yapmadan yeni bir e-posta
adresinize mesaj yollarlar. Bankanýz aniden,
normalde kullandýðýndan farklý bir e-posta
adresinizden sizinle iletiþime geçerse,
kuþkulanýnýz.
- Güvenli olmayan bir web sayfasýný kullanýrlar.
Gerçek bir banka sayfasýnda iseniz tarayýcýnýzýn
adres çubuðunda sayfanýn güvenli olduðunu
gösteren, asma kilit veya kýrýlmamýþ anahtar
g i b i b i r s e m b o l o l m a l ý d ý r. S e m b o l
görünmüyorsa çok dikkatli olunuz.
- Size “Sayýn müþteri” veya “Sayýn [email protected]” þeklinde hitap
ederler. Bankalar genellikle size adýnýz
unvanýnýzla hitap ederler ve hesap numaranýzýn
son 4 hanesi gibi baþka bir güvenlik katmaný
ekleyerek bunun gerçek bir e-posta olduðu
güvencesini verirler.
- Sosyal medya sitelerindeki uygulamalardan
birini ya da birkaçýný hesabýnýza eriþmek için
yetkilendirir ve bilgilerinizi ele geçirirler.
Kaynakça
• Usta, R., “Tüketicilerin Internet Bankacýlýðýný Kullanmama Nedenleri Üzerine Bir Araþtýrma”, Doðuþ Üniversitesi Dergisi,
2005, 279-290 (2005).
• Ergüç, Seher, Türk Bankacýlýk Sisteminde Ýnternet Bankacýlýðý ile Yapýlan Dolandýrýcýlýklar ve Biliþim Suçlarý Hukuku, Yüksek
Lisans Seti, 2008, Ýstanbul
• http://makale.kamudunyasi.com/Internet-bankaciligi-ve-risk-faktoru-1420i.cgi
•Kocamaz, C., “Kimlik Hýrsýzlýðýna Karþý Web Tarayýcýlarýn Kullanýmý Kimlik Hýrsýzlýðý”
• Ustasüleyman Talha, Eyupoðlu Kemal, Bireylerin Ýnternet Bankacýlýðýný Benimsemesini Etkileyen Faktörlerin Yapýsal Eþitlik
Modeli ile Belirlenmesi,
• Eralp, Ýnternet Bankacýlýðý, Ankara Barosu Dergisi, Sayý 7, Yýl.2008/2
• Ayvaz Reis, Z., Gülseçen, Z., Bayrakdar, B., “Güvenli Internet Bankacýlýðý Eðitim Sistemi
• www.sayisaldelil.net, Eriþim Tarihi:02/10/2009 (2009)
• Interprocess Communications Workshop, (Santa Monica, CA, March 24–25, 1975), and ACM Operating Systems
Review,Volume 9, Number 3, July 1975, Association for Computer Machinery, New York, 1975
• Kurose, J.F. & Ross, K.W. (2010). Computer Networking, 5th ed. Boston, MA: Pearson Education, Inc.http://www.kho.edu.tr,
23.7.2010
• http://www.isbank.com.tr/content/TR/Guvenlik/Dolandiricilik_Yontemleri-296-292.aspx
• http://www.chip.com.tr/makale/internet-bankaciligi-guvenli-internet-bankaciliginin-puf-noktalari_6784_4.html
• http://www.ntvmsnbc.com/id/25197217/
• http://haber.gazetevatan.com/sanal-dolandiricilar-cebe-girdi/368460/2/ekonomi
• http://emlak.kanald.com.tr/t/internet_dolandiriciligi/Yargitaya_gore_sorumlu_banka_yonetimi/13151.aspx
• http://www.serkanincekas.av.tr/karar1.htm
• http://www.sekerbank.com.tr/bireysel/onemliuyarilar.jsp
• http://www.emo.org.tr/ekler/56fe4849a0cecbc_ek.pdf
• http://oku.on5yirmi5.com/haber/guncel/olaylar/113021/internet-bankaciliginda-dolandiricilik.html
• http://www.fuartakip.com/haberler/index.asp?ID=51
• http://www.haber3.com/internet-bankaciliginda-buyuk-tehlike-haberi-2059728h.htm
• http://www.internethaber.com/Internet-bankacIlIgI-kullanImIndakI-yuksek-artIs-527117h.htm
• http://doctus.org/showthread.php?t=200
• http://www.guvenliweb.org.tr/guvenlik/node/146
• http://www.posta.com.tr/cumartesipostasi/HaberDetay/Siber-dolandiriciligi-onleme-kilavuzu.htm?ArticleID=20350
• http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=267253
48

Benzer belgeler

krizin çözümü anlamaktan geçiyor

krizin çözümü anlamaktan geçiyor etmektedir. Katýlým fonu ise; katýlým bankalarý nezdinde açtýrýlan gerçek ve tüzel kiþilere ait özel cari hesap ve katýlma hesaplarýnda yer

Detaylı

20 - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu

20 - Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Toplam aktiflerin %60,5’ini krediler, %16,6’sýný menkul deðerler cüzdaný oluþturmaktadýr. Toplam mevduat / katýlým fonu büyüklüðü 946 milyar TL seviyesindedir. Mevduat ve katýlým fonunun %63’ü TP, ...

Detaylı