Eylül-Sayı:18

Transkript

Eylül-Sayı:18
Adalet Bakanı Sayın Cemil Çiçek’in
2003-2004 Adlî Yılının Başlaması Nedeniyle Düzenlemiş Olduğu Basın Toplantısında
Ceza İnfaz Kurumlarına İlişkin Mesajları
Ada­let Ba­ka­nı Sa­yın Ce­mil Çi­çek,
2003-2004 Ad­lî Yı­lın baş­la­ma­sı
ne­de­niy­le 6 Ey­lül 2003 ta­ri­hin­de bir
ba­sın top­lan­tı­sı dü­zen­le­miş­tir. Ba­sın
top­lan­tı­sın­da; “De­mok­ra­tik hu­kuk
dev­le­ti­nin ge­rek­li­lik­le­ri, ad­lî yar­gı
iş­le­yi­şin­de kar­şı­la­şı­lan prob­lem­le­re
yö­ne­lik dü­zen­le­me­ler, yar­gı re­for­
mun­da­ki he­def­ler, yol­suz­luk­lar ve
yol­suz­luk­lar­la ya­pı­lan mü­ca­de­le­ler,
per­so­nel is­tih­da­mı, Ulu­sal Yar­gı Ağı
Pro­je­si ve fi­zi­kî ya­pı­la­ra iliş­kin
dü­zen­le­me­ler gi­bi” ko­nu­lar ele alın­
mış­tır. Ada­let Ba­ka­nı Sa­yın Ce­mil
Çi­çek’in dü­zen­le­miş ol­du­ğu ba­sın
top­lan­tı­sın­da, ce­za in­faz ku­rum­la­rı­
nın iyi­leş­ti­ril­me­si­ne iliş­kin me­saj­la­rı
da ol­muş­tur. Bu doğ­rul­tu­da,
sa­yın Ba­kan’ın me­saj­la­rı­nı ay­nen
ak­ta­rı­yo­ruz.
“Ül­ke­miz­de bu gün iti­ba­riy­le,
505 ce­za in­faz ku­ru­mu bu­lun­mak­ta­
dır. Bun­lar­dan 326 sı­nın ka­pa­si­te­si
60 ve da­ha al­tın­da­dır. Oy­sa Tür­ki­ye
nü­fu­su­na ya­kın bir nü­fu­sa sa­hip
İn­gil­te­re’de­ki ce­za­evi sa­yı­sı 139’dur.
Yi­ne nü­fus iti­ba­riy­le Tür­ki­ye bü­yük­
lü­ğün­de­ki Fran­sa’da ce­za­evi sa­yı­sı
182’dir. Rus­ya’da 967, Ro­man­ya’da
34, Po­lon­ya’da 210, Ma­ca­ris­tan’da
32, Çek Cum­hu­ri­ye­ti’nde 29, Bul­ga­
ris­tan’da 34, Ar­na­vut­luk’ta da 7
ce­za­evi bu­lun­mak­ta­dır. Ce­za­ev­le­ri­
nin sa­yı­ca faz­la ol­ma­sı, ge­re­ken­den
faz­la olu­şu, ya­şa­nan so­run­la­rın
ne­den­le­rin­den bi­ri­dir.
31/7/2003 ta­ri­hi iti­ba­rıy­la ce­za ve
in­faz ku­rum­la­rı­mız­da, 26.837’si
tu­tuk­lu, 32.271’i hü­küm­lü ve 4.452’si
de hük­men tu­tuk­lu ol­mak üze­re top­
lam 63.560 ki­şi bu­lun­mak­ta­dır.
Ül­ke­miz­de­ki kü­çük ka­pa­si­te­li
ce­za­ev­le­ri­mi­zin bir­ço­ğun­da hü­küm­
lü ve tu­tuk­lu sa­yı­sı per­so­nel sa­yı­sın­
dan da­ha az­dır. Bu ce­za­ev­le­rin­de
fi­zi­kî şart­lar ve dü­şük ka­pa­si­te ne­de­
niy­le eği­tim ve iyi­leş­tir­me ola­nak­la­rı
ya hiç ve­ri­le­me­mek­te ya da çok
sı­nır­lı ve­ri­le­bil­mek­te­dir. Ay­rı­ca bu
ce­za­ev­le­ri­nin iş­le­til­me­si eko­no­mik
açı­dan da bü­yük ma­li­yet­ler ya­rat­
mak­ta­dır.
Bu ne­den­le, ulus­la­ra­ra­sı norm­la­ra
uy­ma­yan ve fi­zi­kî şart­la­rı iti­ba­rıy­la
eği­ti­min ve iyi­leş­tir­me­nin ya­pı­la­ma­
dı­ğı kü­çük il­çe ce­za­ev­le­ri­nin sü­rat­le
ka­pa­tı­la­rak, böl­ge ce­za­evi sis­te­mi­ne
ge­çil­me­si ka­çı­nıl­maz­dır.
Ye­ni bir ya­pı­lan­ma­ya gi­di­le­rek,
ye­ni ce­za­ev­le­ri­mi­zin ya­pıl­ma­sı
ya­nın­da ar­zu­la­nan se­vi­ye­de hiz­met
ver­me­yen, ve­rim­siz kü­çük il­çe ce­za­
31’dir. Ay­rı­ca, ül­ke­miz­de­ki ka­dın ve
ço­cuk mah­kûm­la­rın ce­za­evi ih­ti­ya­cı­
nı kar­şı­la­mak üze­re An­ka­ra ve Ba­kır­
köy Ka­dın Ce­za­ev­le­ri ile An­ka­ra ve
Mal­te­pe Ço­cuk Ce­za­ev­le­ri Ya­tı­rım
Prog­ra­mı­na tek­lif edil­miş, An­ka­ra ve
Ba­kır­köy Ka­dın Ce­za­evi­nin pro­je
iha­le­si ya­pıl­mış­tır. An­ka­ra ve Mal­te­
pe Ço­cuk Ce­za­evi­nin pro­je­si iha­le­si
ise en kı­sa sü­re­de ger­çek­leş­ti­ri­le­cek­
tir.
Ül­ke­miz­de­ki açık ce­za­evi ih­ti­ya­
cı­nı kar­şı­la­mak ama­cıy­la 5 adet açık
ce­za­evi 2004 yı­lı Ya­tı­rım Prog­ra­mı­
na tek­lif edil­miş, Bo­zü­yük Açık
Ce­za­evi ise bu yıl hiz­me­te açıl­mış­tır.
ev­le­ri­nin de ka­pa­tıl­ma­sı ka­rar­laş­tı­rıl­
mış­tır. Bu ça­lış­ma­da, 10 yıl­lık sü­re
için­de kı­sa, or­ta ve uzun va­de­ler­de
ne­re­ler­de ye­ni ce­za­ev­le­ri ya­pı­la­ca­ğı,
han­gi ce­za­ev­le­ri­nin ka­pa­tı­la­ca­ğı
plân­lan­mak­ta­dır. Bu plân­la­ma ya­pı­
lır­ken ül­ke­mi­zin eko­no­mik du­ru­mu
ve Ba­kan­lı­ğı­mı­zın mad­dî im­kân­la­rı
da göz önün­de tu­tul­muş­tur.
Böl­ge ce­za­ev­le­ri­ne ge­çiş aşa­ma­
sın­da ilk uy­gu­la­ma; 3713 sa­yı­lı
Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­’nun 16 ve 4422
sa­yı­lı Çı­kar Amaç­lı Suç Ör­güt­le­riy­le
Mü­ca­de­le Ka­nu­nu­nun 13 ün­cü mad­
de­le­ri ge­re­ğin­ce ge­liş­ti­ri­len F ti­pi
ce­za­ev­le­rin­de ya­pıl­mış­tır.
F Ti­pi Ce­za­ev­le­ri, ce­za ve in­faz
ku­rum­la­rın­da asa­yiş, di­sip­lin ve
iç­ten­li­ği te­sis et­mek, tu­tuk­lu ve
hü­küm­lü­le­rin da­ha çağ­daş tret­man
yön­tem­le­riy­le eği­ti­le­rek top­lu­ma
ka­zan­dı­rıl­ma­la­rı­nı sağ­la­mak, ka­la­ba­
lık ko­ğuş sis­te­mi­nin ya­rat­tı­ğı za­afi­
yet­le­ri ön­le­mek, mah­kûm­la­ra sos­yal,
kül­tü­rel ve spor­tif fa­ali­yet alan­la­rı ile
da­ha özel ya­şam alan­la­rı sun­mak,
3713 sa­yı­lı Te­rör­le Mü­ca­de­le Ka­nu­
nu­nun 16 ve 4422 sa­yı­lı Çı­kar Amaç­
lı Suç Ör­güt­le­riy­le Mü­ca­de­le Ka­nu­
nun 13 ün­cü mad­de­le­ri ge­re­ğin­ce
ge­liş­ti­ril­miş bir pro­je olup, 1 ve 3
ki­şi­lik oda sis­te­mi­ne da­ya­lı, Av­ru­pa
Kon­se­yi ve Bir­leş­miş Mil­let­ler Stan­
dart­la­rı­na uy­gun, elekt­ro­nik ve
gü­ven­lik do­na­nım­lı çağ­daş ve
mo­dern ce­za­ev­le­ri­dir.
An­ka­ra/Sin­can, Bo­lu, Edir­ne,
İz­mir, Ko­ca­eli ve Te­kir­dağ il­le­rin­de,
her bi­ri 368 ki­şi ka­pa­si­te­li, en faz­la
üç ki­şi­nin ka­la­ca­ğı oda sis­te­mi­ne
da­ya­lı bi­rin­ci grup F ti­pi ce­za­ev­le­ri­
nin in­şa­at­la­rı ta­mam­lan­mış ve hiz­
me­te açıl­mış­tır.
Ada­na, An­ka­ra/Sin­can, İz­mir ve
Te­kir­dağ il­le­rin­de­ki ikin­ci grup F ti­pi
ce­za­ev­le­ri­nin ya­pım­la­rı ta­mam­lan­
mış olup, ge­çi­ci ka­bul­le­ri ya­pıl­mış­tır.
Bu ce­za­ev­le­ri­ne de önü­müz­de­ki
ay­lar­da mah­kûm ka­bu­lü­ne baş­la­na­
cak­tır. Ko­ca­eli 2 No­lu F Ti­pi Ka­pa­lı
Ce­za­evi in­şa­atı 2/7/2003 gü­nü
ta­mam­lan­mış olup, ge­çi­ci ka­bul
iş­lem­le­ri­ne de­vam edil­mek­te­dir.
İs­tan­bul kö­ken­li hü­küm­lü ve
tu­tuk­lu sa­yı­sı yak­la­şık 12.000 do­la­
yın­da­dır. İs­tan­bul ilin­de mu­ha­fa­za
edil­me­si ge­re­ken yak­la­şık 7.000
hü­küm­lü ve tu­tuk­lu, ka­pa­si­te ye­ter­
siz­li­ği ne­de­niy­le, il dı­şın­da­ki di­ğer
ce­za­ev­le­ri­ne nak­le­dil­mek­te­dir. Bun­
la­rın İs­tan­bul’da­ki du­ruş­ma­la­rı­na
gö­tü­rü­lüp ge­ti­ril­me­le­ri, Dev­le­te
bü­yük bir ma­li­yet yük­le­mek­te­dir.
Ay­nı za­man­da hü­küm­lü ve tu­tuk­lu
ai­le­le­ri de, zi­ya­ret­ler­de ya­şa­nan
sı­kın­tı ne­de­niy­le mad­dî ve ma­ne­vî
ka­yıp­la­ra uğ­ra­mak­ta­dır. Bu du­rum,
ye­ni ce­za­ev­le­ri yap­tı­rıl­ma­sı­nı zo­run­
lu kıl­mak­ta­dır.
Bu amaç­la İs­tan­bul ili Si­liv­ri il­çe­
sin­de 8 adet, Mal­te­pe il­çe­sin­de 3 adet
ol­mak üze­re 11 adet L ti­pi ce­za­evi
ya­pı­mı plân­lan­mış olup, en kı­sa sü­re­
de pro­je iha­le­le­ri ger­çek­leş­ti­ri­le­cek­
tir.
Sa­kar­ya’da bir adet, An­ka­ra/Sin­
can’da iki adet ol­mak üze­re ve her
bi­ri 479 ki­şi ka­pa­si­te­li, top­lam üç
adet L ti­pi ce­za­evi ya­pı­mı için Baş­
ba­kan­lık­tan ge­rek­li izin alın­mış olup,
İş­yurt­la­rı Ku­ru­mu Büt­çe­sin­den mas­
raf­la­rı kar­şı­lan­mak su­re­tiy­le ya­pım
iha­le­le­ri bu yıl için­de ya­pı­la­cak­tır.
2004 yı­lı Ya­tı­rım Prog­ra­mı­na tek­
lif edi­len top­lam L ti­pi ce­za­evi sa­yı­sı
Çağ­daş in­faz sis­te­mi­ne uy­ma­yan
ka­la­ba­lık ko­ğuş sis­te­min­den oda sis­
te­mi­ne ge­çil­miş, bu aşa­ma­da 38 adet
E ti­pi, 22 adet M ti­pi, 5 adet H ti­pi, 1
adet ka­pa­lı ce­za­evi ol­mak üze­re top­
lam 66 ce­za­evi­nin ta­ma­mı oda sis­te­
mi­ne dö­nüş­tü­rül­müş­tür. 7 adet E ti­pi
ce­za­evi­nin ta­ma­mı­nı oda sis­te­mi­ne
dö­nüş­tür­me ça­lış­ma­la­rı de­vam
et­mek­te­dir. Bir ve üç ki­şi­lik oda sis­
te­mi­ne gö­re in­şa edi­len Di­yar­ba­kır D
Ti­pi Ce­za­evi ge­çi­ci ka­bu­lü ya­pı­la­rak,
tes­lim alın­mış olup, per­so­ne­li­nin
atan­ma­sı­nı mü­te­akip bu yıl için­de
hiz­me­te açı­la­cak­tır.
Ce­za­ev­le­ri so­ru­nu­nun çö­zü­mü
için Ba­kan­lı­ğı­mız­ca baş­la­tı­lan “Ye­ni­
den Ya­pı­lan­ma Prog­ra­mı” ge­re­ğin­ce,
önem­li bir adım teş­kil eden Ce­za
İn­faz Ku­rum­la­rı Per­so­ne­li Eği­tim
Mer­kez­le­ri­nin ilk ör­ne­ği An­ka­ra’da
hiz­met ver­me­ye baş­la­mış­tır. 4769
sa­yı­lı Ce­za İn­faz Ku­rum­la­rı ve Tu­tu­
kev­le­ri Per­so­ne­li Eği­tim Mer­kez­le­ri
Ka­nu­nu 2/8/2003 ta­rih­li Res­mî
Ga­ze­te’de ya­yım­la­na­rak yü­rür­lü­ğe
gir­miş­tir.
Hü­küm­lü­le­rin ıs­lah edi­le­rek ye­ni­
den top­lu­ma ka­zan­dı­rıl­ma­sı il­ke­si
an­cak ni­te­lik­li per­so­nel ta­ra­fın­dan
müm­kün­dür. Ce­za­evi per­so­ne­li­nin
bu ama­ca yön­len­di­ri­le­bil­me­si ise,
eği­tim bi­li­mi­ne uy­gun me­tot­lar­la
ya­pı­la­cak eği­tim hiz­met­le­riy­le ger­
çek­leş­ti­ri­le­bi­lir. Bu ne­den­le eği­tim
mer­kez­le­ri­nin ku­rul­ma­sı­na Ba­kan­lı­
ğı­mız­ca bü­yük önem ve­ril­mek­te­dir.
Bu amaç­la 2004 yı­lı Ya­tı­rım Prog­ra­
mı­na İs­tan­bul, An­ka­ra ve Ga­zi­an­tep
Eği­tim Mer­kez­le­ri tek­lif edil­miş­tir.
Ay­rı­ca, Sağ­lık Ba­kan­lı­ğı­na tah­sis­li
Er­zu­rum ilin­de bir bi­na­nın iki blo­ğu,
Eği­tim Mer­ke­zi ya­pıl­mak üze­re
Ba­kan­lı­ğı­mı­za tah­sis edil­miş­tir.
Sesleniş
Sayfa 2
15 Eylül 2003
Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
Personeli Ankara Eğitim Merkezi Eğitim Programlarına Diyarbakır’da Devam Etti.
• Mo­ti­vas­yo­na yö­ne­lik ders­le­rin,
per­so­nel üze­rin­de psi­ko­lo­jik des­tek
sağ­la­dı­ğı,
• Ba­kan­lık yet­ki­li­le­ri­nin ala­na git­
me­sin­den ka­tı­lım­cı­la­rın mem­nu­ni­yet
duy­duk­la­rı,
• Ge­nel Mü­dür­lük po­li­ti­ka­la­rı­nın
üst dü­zey yet­ki­li­ler ta­ra­fın­dan ken­di­le­
ri­ne an­la­tıl­ma­sı­nın ka­tı­lım­cı­lar­da
gü­ven duy­gu­su oluş­tur­du­ğu,
• Eği­tim, alan­da ve­ril­di­ğin­de fi­zi­kî
ya­pı­nın zaa­fi­yet­le­ri eği­ti­ci­ler ta­ra­fın­
dan za­ma­nın­da fark edi­le­rek çe­liş­ki­li
bir du­ru­ma dü­şül­me­di­ği,
• Gö­rev ve­ya gö­rev dı­şı so­run­la­rıy­
la il­gi­le­ne­bi­le­cek­le­ri bir eği­tim mer­ke­
zi­nin var­lı­ğı ka­tı­lım­cı­lar­da gü­ven duy­
gu­su oluş­tur­du­ğu,
• Alan­da ve­ri­len eği­tim sa­ye­sin­de
per­so­nel­de olu­şan kay­gı­la­rın önem­li
öl­çü­de gi­de­ril­di­ği,
• Tek­no­lo­jik ci­haz­lar ko­nu­sun­da
per­so­nel kay­gı­la­rı­nın önem­li öl­çü­de
gi­de­ril­di­ği,
• Per­so­ne­lin bir­bi­riy­le ve ida­re­ci­
ler­le ya­şa­dık­la­rı ile­ti­şim so­run­la­rı­nın
çö­züm­len­di­ği,
• Ekip ça­lış­ma­sı ve iş­bö­lü­mü­nün
özen­di­ril­di­ği, mü­şa­ha­de edil­di.
Basından Yansımalar * Basından Yansımalar
25.08.2003 – 05.09.2003 ta­rih­le­ri
ara­sın­da Di­yar­ba­kır D Ti­pi Ka­pa­lı
Ce­za­evi Per­so­ne­li­ne iki grup ha­lin­de
hiz­met içi eği­tim se­mi­ne­ri ve­ril­di.
Se­mi­ner şek­lin­de 144 per­so­ne­le
ve­ri­len bu eği­tim, Di­yar­ba­kır D Ti­pi
Ka­pa­lı Ce­za­evin­de­ki im­kân­lar öl­çü­
sün­de çe­şit­li eği­tim or­tam­la­rı oluş­tu­
ru­la­rak, ye­rin­de ger­çek­leş­ti­ril­di.
Ata­ma­sı Ba­kan­lık­ça ya­pı­lan per­so­
ne­le (I. mü­dür, II. mü­dür, öğ­ret­men ve
say­man­lar), ata­ma­sı Ad­li Yar­gı Ada­let
Ko­mis­yo­nun­ca ya­pı­lan per­so­ne­le (in­
faz ve ko­ru­ma baş­me­mur­la­rı, in­faz ve
ko­ru­ma me­mur­la­rı) ve yi­ne (ata­ma­sı
Ad­li Yar­gı Ada­let Ko­mis­yo­nun­ca
ya­pı­lan per­so­ne­le (aş­çı, tek­nis­yen,
am­bar me­mu­ru, kâ­tip, şo­för ve hiz­
met­li) ol­mak üze­re üç ay­rı eği­tim
prog­ramı oluş­tu­ru­ldu.
Di­yar­ba­kır D Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­
evin­de ve­ri­len hiz­met içi eği­tim se­mi­
ne­rin­de, prog­ra­mın iş­le­yi­şin­den
so­rum­lu CTE Ge­nel Mü­dür Yar­dım­cı­
sı M.Yıl­maz SAĞ­LAM, İda­rî Ko­or­di­
na­tör Et­hem ÇE­LİK ve Ce­za İn­faz
Ku­rum­la­rı ve Tu­tu­kev­le­ri Per­so­ne­li
An­ka­ra Eği­tim Mer­ke­zi öğ­re­tim
gö­rev­li­le­ri­nin tü­mü gö­rev al­dı.
Hiz­met içi eği­tim se­mi­ne­rin­de aşa­
ğı­da­ki ders­ler ve­ril­di:
Sesleniş
Yıl:2
Sayı: 18
15 Eylül 2003
Yayın Kurulu
M. Yılmaz SAĞLAM
Yayın Kurulu Başkanı
Mustafa SALDIRIM
Tetkik Hâkimi
Özlem ZAFER ŞAHİNKOL
Şube Müdürü
Nur KUMTEPE
Sosyal Hizmet Uzmanı
Aytaç DİNÇER
Sosyal Hizmet Uzmanı
Ankara Açık Cezaevi Adına
Sahibi
Mahir ÖZDAĞ
Kurum Müdürü
Yazı İşleri Müdürü
Yayın Koordinatörü
.Vahap UZUNOĞLU Recai YILDIZ
A
2. Müdür
Öğretmen
Dizgi-Montaj-Baskı
Ankara Açık Cezaevi Matbaası
Tel: 362 97 83 • Faks: 319 46 34
ANKARA
Ce­za­ev­le­rin­de de­ği­şim ve ye­ni­den
ya­pı­lan­ma, Ara­ma, Sa­yım ve Nö­bet
Hiz­met­le­ri, Ce­za­evi İda­re­si, D Ti­pi
Ka­pa­lı Ce­za­evi Hiz­met­le­ri­ne İliş­kin
Ka­nun,Tü­zük,Yö­net­me­lik ve Ge­nel­
ge­ler, Mo­ti­vas­yon, Mah­kûm ka­bul,
Zi­ya­ret Ma­hal­li İş­lem­le­ri ve Zi­ya­ret­
ler, Hü­küm­lü ve Tu­tuk­lu Gün­lük
Ya­şam Hiz­met­le­ri, Gü­ven­lik, D Ti­pi
Ka­pa­lı Ce­za­evi Mi­ma­ri­si ve Tek­no­lo­
ji­si, Hü­küm­lü, Tu­tuk­lu ve Per­so­nel
Dav­ra­nış­la­rı, İle­ti­şim, Sağ­lık Hiz­met­
le­ri, İn­san Hak­la­rı, Zor Kul­lan­ma Yet­
ki ve So­rum­lu­lu­ğu, İle­ti­şim Sı­ra­sın­da
Kul­la­nı­la­cak Te­mel Form­la­rın Dil­bil­
gi­si Açı­sın­dan De­ğer­len­di­ril­me­si,
Uy­gu­la­ma.
Di­yar­ba­kır D Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­
evin­de gö­rev ya­pan per­so­ne­lin in­ti­ba­
kı­na yö­ne­lik bu eği­tim prog­ra­mı so­nu­
cun­da;
• Alan­da ya­pı­lan hiz­met içi eği­ti­
min da­ha ve­rim­li so­nuç­lar or­ta­ya
çı­kar­dı­ğı,
Sesleniş
15 Eylül 2003
İzin Ver Paylaşayım “Dost”
Pay­laş­mak bun­dan böy­le bü­tün
ya­şa­nan­la­rı, ha­ya­tın ağır­lı­ğı­nı az da
ol­sa ata­bil­mek omuz­lar­dan. Bi­raz da­ha
te­bes­süm ede­bil­mek, ama yap­ma­cık­sız
ve iç­ten... Bir ömür pay­la­şa­bil­mek hiç
ek­sik­siz... Vir­gül­le­ri­ni at­la­ma­dan,
be­ra­ber oku­mak bi­ze ait olan hi­ka­ye­
yi... Her ne var­sa an­la­tıl­ma­sı ge­re­ken,
söy­len­me­yen ne var­sa duy­gu bel­le­ği­
miz­de, sık­ma­dan ve boğ­ma­dan cüm­le­
le­ri ses tel­le­ri­miz­le an­lat­ma­lı­yız.
Geç­mi­şin ka­ran­lık iz­le­ri­ni si­le­bil­
mek için yü­rek­le­ri­miz­den, içi­miz­de­ki
kü­çü­cük gü­neş­ten ışık alıp, par­lat­ma­lı­
yız ay­dın­lı­ğı­mı­zı... Mec­bu­ruz bu­na
dost­lar. Ne­dir, ha­ya­tın kıy­me­ti­ pay­laş­
mak­tan baş­ka te­sel­li­miz. Kar­deş­le­ri­
miz var­dır, hiç ta­nı­ma­dı­ğı­mız ve gö­rüp
bil­me­di­ği­miz bir yer­de... Acı çe­ken,
on­lar için ağ­la­yan göz­le­ri­miz var­dır
yü­re­ği­miz­de; “Sev­gi­ler pay­laş­tık­ça
ar­tar­mış, acı­lar ise aza­lır­mış”. İzin ver
dost, izin ver pay­la­şa­yım ha­ya­tı­nın bir
kaç par­ça­sı­nı. Mut­lu­lu­ğun ve se­vin­cin
se­nin ol­sun, ben yü­re­ğin­de­ki acı­la­ra,
ya­şa­mın­da­ki olum­suz­luk­la­ra do­kun­
ma­yım hiç in­cit­me­den se­ni. Azı­cık
an­la­ma­lı­sın iş­te, sa­na de­ğil yü­re­ği­ne
ya­kın ol­ma­lı­yım. Ben, kal­bi­ne göm­dü­
ğü­n sak­la­dı­ğı­n, da­ğıt­tı­ğın par­ça­la­rı
ye­ni­den to­par­la­mak­tan bah­se­di­yo­rum.
Bu­nun için di­yo­rum ki, izin ver, izin
ver­de pay­la­şa­yım ha­ya­tı­nın bir kaç
ka­re­si­ni.
Pay­la­şa­lım dost! Dağ­la­rın yük­le­
me­ye­ce­ği yü­kü be­ra­ber ta­şı­ya­lım son­
su­za dek. Kork­ma el­le­ri­ne uzan­maz,
el­le­rim sen is­te­yin­ce. Ben yü­re­ği­ni
sar­ma­la­mak is­ti­yo­rum, sev­da­la­rın üşü­
Sev­gi­li dost­lar in­şal­lah en ya­kın
za­man­da se­ven­le­ri­ni­ze ka­vu­şur ve
öy­le ümit edi­yo­rum ki her­gün, her
ge­ce, her sa­at, her sa­ni­ye bu gü­zel
ha­yat­tan bin­bir zevk ala­rak, si­ne­le­rin­
de bü­yük der­ya­la­rın bü­yük dal­ga­la­rı
gi­bi, bir­bi­ri­ni ta­kip eden sev­gi­ye aşk
dal­ga­la­rı­na ken­di­ni­zi sa­lı­ve­rip, her bi­ri
kü­çük bir dal­gay­ken der­ya olup ve
bü­tün bir ömür bo­yu dam­la dam­la aşksev­gi yu­dum­la­ya­rak, bir gün en bü­yük
aşk­ta, en bü­yük sev­gi do­lu ha­ya­ta ere­
rek göl­ge­ni­zin al­da­tıl­ma­sın­dan bi­le
ka­çı­nan iyi dost ve dost­lar­la be­ra­ber
olur­su­nuz. He­pi­ni­zin, yü­re­ğin­de,
ak­lın­da ne var­sa ta­ma­mı­nın bir bir ger­
çek­leş­me­si­ni, her­ke­sin ya­şa­ya­ca­ğı
ye­ni şey­le­rin, es­ki­yi unut­tu­ra­cak
gü­zel­lik­te ol­ma­sı, es­ki­yi hiç ha­tır­lat­
ma­ma­sı di­le­ğiy­le, hep be­ra­ber el ele,
kar­deş­çe, öz­gür ya­rın­lar­da gö­rüş­mek
ümi­diy­le, esen ka­lı­nız...”
Se­nai KES­KİN
Ün­ye M Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
4
5
6
7
Geçen sayıdaki
bulmacanın çözümü
Sol­dan Sa­ğa
V BULMACA V
3
8
9
Hayatım…!
Bunu kabul edemem,
bu çok pahalı bir hediye…!
Ar­tık an­la be­ni! Pay­laş­ma­lı­sın
dost, izin ver sa­na ait olan­la­rı için­de­ki
kö­şe­ye sı­kış­tır­dık­la­rı­nı, dert­le­ri­ni pay­
la­şa­yım.
Seni sevmek mor denizlerdi biraz,
Ne kadar gidilse o kadar bitmeyen.
Umutlar ve yıkılmalar ardında direnilen,
Seni sevmek mevsimler içerisinde en güzel yaz.
Seni sevmek yaşamın aşılmaz büyüklüğü,
Seni sevmek çocukların düşlerinde gördüğü.
Varılırdı daha saydam günlere isteseler,
İsteseler yalnızlık girmezdi evlere.
Seni sevmek bir kırlangıç olacak bilseler,
Ve uçacak durmadan adasız denizlere.
Kim bulacak cam kırığı gözlerinde sevdamı,
Sonra yalnız kalmak gibi yoksulca uğuldayan,
Bütün okyanusların baş eydiği tek kaptan,
Sana verdim geç diye tüm denizlerimi.
Ergün Kılavuzoğlu - E Tipi Cezaevi Hatay
2
Bi tanem
Bak sana ne aldım?
Benzin!
me­sin di­ye is­ter­sen göz­le­rin­den de
mah­rum ka­lı­rım. Ama be­ni yü­re­ği­nin
içi­ne yı­ğıl­mış hü­zün­ler­den ha­ber­siz
bı­rak­ma. Ben kal­bi hü­zün­lü olan­lar­la
da­ha iyi dert­le­şi­yo­rum. Yo­lu­na çı­kan
olum­suz­luk­la­ra sı­kın­tı­la­ra kal­kan ol­ma
sen dost, ba­na bı­rak ha­ya­tın bü­tün
yo­rgun­luk­la­rı­nı ve sı­kın­tı­la­rı­nı. Ye­ter
ki bu ka­dar içi­ne ka­pa­lı ol­ma. Sır­rı­nı
yi­tir­sin ar­tık içi­ne göm­dük­le­rin.
Seni Sevmek
1
Sayfa 3
10 11
Öyle Bir Mevsim
Bir yaz da­ha bi­ti­yor bu kent­te. Ha­va
iyi­den iyi­ye se­rin­le­di. Ni­ce yaz aş­kı­na
ta­nık­lık eden yap­rak­lar bir bir dü­şüp bir
sonraki ba­ha­ra ka­dar kay­bo­la­cak or­ta­
dan.
Hüz­nü en iyi ta­rif eden mev­sim­dir
son­ba­har ve hü­zün­len­di­rir be­ni. Ben
ya­şa­mı­mı mev­sim­le­re gö­re ayar­la­yan­
lar­dan de­ğil­sem de içi­mi bir bu­ruk­lu­ğun
kap­la­ma­sı­na en­gel ola­mam.
As­lın­da bu­na en­gel ol­ma­ya­ da ça­lış­
mam. Na­sıl ki her do­ğa­nın uya­nı­şıy­la
bir­lik­te se­vinç­le do­lu­yor­sa içim ve bu
duy­gu­yu se­vi­yor­sam, son­ba­ha­rın ge­tir­
di­ği hüz­nü ­de ya­şa­ma­yı se­vi­yo­rum.
Esas amaç ya­şa­mak­sa, ki öy­le ol­ma­
lı, her mev­si­mi key­fin­ce sin­di­re sin­di­re
his­set­me­li in­san.
Oy­sa ay­rın­tı­la­rı hep at­la­rız. Son­ba­
har­la il­gi­li bil­di­ği­miz şey­ler ­de “Ha­yat
Bil­gi­si” ki­tap­la­rın­dan oku­duk­la­rı­mız­la
sı­nır­lı.
Ağaç­lar yap­rak­la­rı­nı dö­ker son­ba­
har­da. Bu da sı­ra­dan bir bil­gi. Pe­ki han­
gi­miz bir sa­rı yap­ra­ğın da­lın­dan dü­şüp,
rüz­gâr­la bir­lik­te ya­vaş ya­vaş ye­re ini­şi­ni
gö­zü­mü­zü bir sa­ni­ye bi­le ayır­ma­dan
iz­le­dik?
Yağ­mur­la­rın baş­la­dı­ğı­nı da bi­li­riz
he­pi­miz. Yağ­mur dam­la­la­rı­nın ye­re düş­
tü­ğün­de çı­kar­dı­ğı se­si din­le­di­niz ­mi
pe­ki?
Oy­sa o ses­te hiç­bir şar­kı­da du­ya­ma­
ya­ca­ğı­nız bir ez­gi giz­li­dir. Ta­bii ­ki yağ­
mu­ru “ıs­lan­ma­mak için ka­çı­la­cak şey”
di­ye ni­te­le­mek de müm­kün. Ama o
be­nim işim de­ğil. Böy­le di­yen­le­ri­ de
1. Fut­bol­da, ra­kip oyun­cu­lar­dan
bi­ri­nin ka­le­ci­ye o ta­ra­fın oyun­cu­la­
rın­dan her­han­gi bi­rin­den da­ha ya­kın
ve­ya en az eşit me­sa­fe­de bu­lun­ma­sı
ha­li - Naz­lı ve eda­lı şe­kil­de sa­lı­na­
rak yü­rü­me 2. Bü­yük ve ağır kit­le,
çok par­ça­lı bir ya­pı­nın kı­sım­la­rın­
dan her bi­ri - Sa­yı­la­rı ifa­de için kul­
la­nı­lan işa­ret­ler­den her bi­ri 3. (Da­ha
çok spor­cu­lar için) Mes­le­ğin fa­al
kıs­mı­nı bı­ra­kır­ken ya­pı­lan kut­la­ma
- Boş ge­rek­siz, saç­ma, ak­la ve ha­ki­
ka­te uy­ma­yan şey 4. El­bi­se­nin bel­
den alt­ta ka­lan kıs­mı - İk­na mak­sa­
dıy­la top­lu­luk önün­de ya­pı­lan
ko­nuş­ma, hi­tâ­be 5. Tok ol­ma­ma hâ­li
6. Ger­çek­leş­me, ol­ma, mey­da­na gel­
me - İşa­ret sı­fat ve za­mi­ri­nin es­ki
şek­li 7. Bir bağ­laç; ye­mek­le­re ko­nu­
lan Av­ru­pa usu­lü sal­ça - Met­ro­pol
şe­hir­le­ri­miz­den bi­ri­nin kı­salt­ma­sı 8.
Ölüm­lü olan - Or­du­da üç ta­bur ve
bağ­lı bir­lik­ler­den mey­da­na ge­len
bü­yük bir­lik 9. Es­ki ve ta­ri­hî, kıy­
met­li eş­ya ve sa­nat eser­le­ri­nin
ko­run­du­ğu ve gös­te­ril­di­ği yer - İl­gi,
ili­şik, mü­nâ­se­bet, ya­kın­lık 10. Bir
ki­şi­yi baş­ka­la­rın­dan ayı­ran ve yü­cel­
ten va­sıf, üs­tün­lük - Yut­ma ko­lay­lı­ğı
sağ­la­mak için kü­çük ve yu­var­lak
şe­kil­de ha­zır­la­nan ilâç 11. İn­san ve
hay­van­la­rın de­ri­le­ri ile ke­mik­le­ri
ara­sın­da ka­lan kas ve yağ ta­ba­ka­la­
rın­dan olu­şan mad­de - Bir ye­ti­min
ve­ya akıl­ca za­yıf, has­ta bi­ri­nin ma­lı­
nı yö­ne­ten kim­se
Yu­ka­rı­dan Aşa­ğı
1. Fo­toğ­raf ma­ki­na­sın­da bu­lu­nan
mer­cek ta­kı­mı - Ku­zu se­si 2. Yan
tu­tu­la­rak ça­lı­nan per­de­li, ne­fes­li çal­
gı - Be­lir­ti, işa­ret, iz, ni­şan 3. Koş­
ma­ca, sak­lam­baç vb. oyun­lar­da,
ebe­den ön­ce ka­rar­laş­tı­rıl­mış ye­re
ya­dır­ga­mı­yo­rum. Çün­kü on­lar yağ­mu­
run se­si­ni sa­de­ce ku­lak­la­rıy­la din­le­ye­
cek­le­ri için hiç­bir şey an­la­ma­ya­cak­lar­
dır. Hal­bu­ki yü­rek­le din­le­mek ge­re­kir
yağ­mu­ru. An­cak o za­man giz­li ez­gi
du­ya­bi­lir in­san.
Son­ba­har uzak­ta­ki sev­gi­li­nin de en
çok ha­tır­lan­dı­ğı, en çok öz­len­di­ği mev­
sim­dir. Ya­zın hen­ga­me­si, ne­şe­si bit­miş­
tir. İn­san ken­di­siy­le baş­ba­şa­dır ve is­ter
is­te­mez hiç ay­rıl­mak is­ten­me­yen ama
zo­run­lu­luk­la­rın ay­rı­lı­ğı mec­bu­ri kıl­dı­ğı
o sev­gi­li­ye yö­ne­le­cek­tir dü­şün­ce­le­ri.
Bu­na mev­si­min için­de ba­rın­dır­dı­ğı
hü­zün­ de ek­len­di­ğin­de yan­lız­lı­ğı en
de­rin şe­kil­de his­set­me­mek müm­kün
de­ğil­dir ar­tık.
Za­man akıp gi­de­cek­tir kuş­ku­suz,
ama za­man si­ze unut­ma­yı de­ğil alış­ma­yı
öğ­re­te­cek­tir. Sa­de­ce ve mev­sim ne olur­
sa ol­sun yü­re­ği­niz­de ta­şı­dı­ğı­nız sü­re­ce o
sev­gi­li, her za­man ve her yer­de si­zin­le
ola­cak­tır.
Di­lek MERT
Si­lif­ke M Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
• Fıkra •
Tu­tuk­lu olan Te­mel ile Dur­sun bah­
çe­de kar­şı­laş­tı­lar.
— Dur­sun, tu­haf şey doğ­ru­su sen 10
mil­yon çal­mış­sın 6 ay ya­ta­cak­sın, hal­bu­
ki ben 5 mil­yon çal­dım, iki se­ne ver­di­ler.
Ada­le­te uyar mı bu?
Te­mel ce­vap ver­di.
— Ula bu Ada­le­te de­ğil ti­ca­re­te uyar.
Top­tan alış ve­riş yap­tı­ğım için ba­na ten­
zi­lat yap­tı­lar...
Meh­met Ali Ar­pa
E Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi/Bit­lis
ula­şıl­dı­ğın­da söy­le­nen söz - Az
ön­ce, da­ha şim­di, ye­ni 4. Par­lak, şef­
faf, renk­li, yü­zük ta­şı ve mü­hür imâ­
lin­de kul­la­nı­lan bir cins kıy­met­li taş
- Bir şe­yin ya­pı­la­bil­me­si mak­sa­dıy­la
ve­ri­len ve­ya alı­nan ser­best­lik,
mü­sa­ade, ruh­sat 5. Din­gil - Dik­kat
çek­me hey, ya­hu 6. Su ge­çir­mez ve
içi as­tar­lı yağ­mur­luk - İn­san­la­rın
ba­rın­dık­la­rı yer, mes­ken, ko­nut 7.
Mil­let - Ba­ba 8. Ek­mek­le be­ra­ber
ka­rın do­yur­mak için ye­ni­len şey Kır­mı­zı 9. Bek­le­nen­den hız­lı - Di­nîta­sav­vuf şi­ir­le­rin bes­te­len­miş hâ­li
10. Bir işin ya­pıl­ma­sı için sar­fe­di­len
mad­dî ve zih­nî güç - Ja­pon­ya’da bir
şe­hir 11. Yer al­tın­da ger­çek­leş­ti­ri­len
be­le­di­ye hiz­met­le­ri
İl­kem Atak
İda­re Me­mu­ru
An­ka­ra Açık Ce­za­evi
Sesleniş
Sayfa 4
Hayat
Bende hiç tükenmez bir hayat vardı,
Kırlara yayılan ilkbahar gibi.
Kalbim her dakika hızla çarpardı,
Göğsümün içinde ateş var gibi.
Bazı nur içindeydim, bazı sisteydim,
Bazı beni seven bir göğüsteydim.
Kâh el üstündeydim, kâh mahpusta,
Her yere sokulan bir rüzgâr gibi.
Aşkım iki günlük iptilâlardı,
Hayatım tükenmez maceralardı.
İçimde binlerce istekler vardı,
Bir şair yahut hükümdar gibi.
Hissedince sana vurulduğumu,
Anladım ne kadar yorulduğumu.
Sakinleştiğimi, durulduğumu,
Denize dökülen bir pınar gibi.
Şimdi şiir bence senin yüzündür,
Artık benim tahtım senin dizindir.
Sevgilim saadet ikimizindir,
Göklerden gelen yadigâr gibi.
Sözün şiirlerin mükemmelidir,
Senden başkasını seven delidir.
Yüzün çiçeklerin en güzelidir,
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi.
Başını göğsüme yasla sevgilim,
Güzel saçlarında dolaşsın elim.
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim,
Sevişen yaramaz çocuklar gibi.
Mustafa Tuzluoğlu
E Tipi Cezaevi/Hatay
Sıfırdan Başla Hayata
(Dinle aklını kaybetmiş mecnun)
Seni sen değil kumar bilir.
Arkadaşlığın kıymetini kumar değil,
Sen başlamadan önce kumara,
Ben ve sen bilirdik.
Esirisin kumarın sen,
Ondan başkasını görmüyor gözün.
Kumar, kumar, yine kumar,
Senin elinde herşey arkadaş.
Benim değil kumarın esirisin sen.
Sevgin, içkin, mezen herşeyin kumar,
Kumar ve arkadaşın kumar.
Yeniden doğmak elinde senin.
İstemediğin halde kazanmak
Yine kumar, senin için kumar,
Aklında tek isim kumar,
Benim için her zaman sen.
Değerli bir hazinesin,
Görmez, duymaz oldun sen.
Gel sıfırdan başla hayata,
Benim kumarbaz arkadaşım.
Kumar denen isim, istikbal yıkan,
İnsana, insanlığını unutturandır.
Sakın ha oynama arkadaşım.
Kadir Coşkun/İnf. Kor. Memuru
Kapalı Cezaevi Bolvadin
Hayat İşte
Hayat dediğin nedir bilmiyor musun?
Bazen bir kaç adım yol olur bitmeyen.
Kimi zaman bir nefesi hayata bağlayan,
Kimi zaman da bir hedeftir özlenen.
15 Eylül 2003
Onlar Hep Oradaydılar
İran’lı zen­gin bir tüc­car tam
do­kuz de­fa hap­se gi­rip çık­tık­tan son­
ra şöy­le de­miş; “Ben do­kuz ke­re içe­
Bazen bir umut olur göklere uçurur,
Bazen hüsran olur dalarsın karanlıklara. ri gir­dim, ni­ha­ye­tin­de her se­fe­rin­de
de çık­tım, fa­kat her gi­ri­şim­de ay­nı
Bazen çiçektir yüreğinde açan,
gar­di­yan­la­rı gör­düm, on­lar hep ora­
Bazen diken olur kalbini kanatan.
day­dı­lar.”
Kimi zamanda sen olursun hiç
Ben­ce öne­mli bir tes­bit, ömür­le­
aklımdan çıkmayan,
ri­nin yak­la­şık ya­rı­sı­nı ce­za­evin­de
Bazen bir sigara dumanında hep sen.
ge­çi­ren per­so­nel, bel­ki de ağır ce­za
Kimi zaman unutulmak üç beş günde,
Bazende bir mektup puluna satılmaktır. mah­kûm­lar­dan bi­le faz­la ka­lı­yor­lar
içer­de. Mah­kûm ni­ha­ye­tin­de ce­za­sı­
Ama hayat güzeldir her zaman,
nı çe­kip “Ey­val­lah” de­yip gi­di­yor.
Her zaman da sevilir.
Bir af, ce­za in­di­ri­mi ve­ya ye­ni bir
Sen olmasan terk edip gitsen bile,
ya­say­la, uzun yıl­lar içer­de ka­la­ca­ğı­nı
Dedim ya can yoldaşım hayat işte.
dü­şü­nen bir mah­kûm, bir an­da ken­
Erhan Uzun
di­ni dı­şar­ıda bu­la­bi­li­yor. An­cak
Kapalı Cezaevi - Söğüt
ce­za­evi per­so­ne­li için du­rum hiç de
Seninle Olmak
öy­le de­ğil. Ama­cım per­so­nel ile
Seninle olmamın en güzel yanı,
mah­kûm­la­rı kar­şı­laş­tır­mak ve ki­min
Ne biliyor musun?
da­ha iyi du­rum­da ol­du­ğu­nu vur­gu­la­
Mavi bir dünyada bulmak kendini,
mak de­ğil. Bel­ki de böy­le bir kar­şı­
Yeniden yaşamak ölümsüzce.
laş­tır­ma­yı yap­mak doğ­ru da de­ğil.
Seninle olmak demek,
Mah­kûm bi­le­rek ve­ya bil­me­ye­rek,
Hiddeti, şiddeti, nefreti,
is­te­ye­rek ve­ya is­te­me­ye­rek se­bep
Sevmediğim şu kenti.
ol­du­ğu bir su­çun ce­za­sı­nı çek­mek
Sen olduğun için sevmek,
için içer­de­dir. Per­so­nel ise ço­luk
Seninle olmak demek.
ço­cu­ğu­nun na­fa­ka­sı­nı, ai­le­si­nin ge­çi­
Umutsuzluk ve özlem duygularını,
mi­ni sağ­la­mak ve da­ha iyi bir ha­yat
Ömür boyu yaşamak.
stan­dar­tı­na ula­şa­bil­mek için zo­run­lu
Ve de mahşere kadar saklamak,
ola­rak bu işi yap­mak­ta­dır. Ağır ça­lış­
Seninle olmak demek.
Vuslatın hiçbir baharda olmayacağını,
ma ko­şul­la­rı al­tın­da, gün­düz gü­ne­şi,
Kadere boyun eğmeyi.
ge­ce ayı ve yıl­dız­la­rı gör­me şan­sı
Tanrıya isyan etmeyi bilmek,
ol­ma­yan ka­pa­lı me­kan­lar­da ça­lı­şı­
Seninle olmak, inadına sevmek demek. yor­lar. Ken­di­le­ri­ne ve­ri­len ma­aş çok
Ne biliyor musun?
az. Ken­di­le­riy­le kı­yas­la­nan gü­ven­lik
Sevdiğimi söylememek…
per­so­nel­le­ri, çok da­ha iyi ça­lış­ma
Mustafa Ağar/E Tipi Cezaevi/Hatay ko­şul­la­rıy­la da­ha faz­la ma­aş alı­yor­
lar. Risk al­tın­da ve ka­pa­lı me­kân­lar­
Hayal Dünyam
Bir başka dünya istiyorum,
İnsanların eşit olduğu,
Haklarını savunabileceği,
Bir başka dünya istiyorum.
da ça­lı­şan baş­ka ku­rum per­so­nel­le­ri,
dol­gun ma­aş­la­rı­na ek ola­rak var­di­ya
zam­mı, yıp­ran­ma ve er­ken emek­li­lik
gi­bi ola­nak­lar­dan tam ola­rak ya­rar­la­
na­bi­lir­ken, in­faz ko­ru­ma me­mur­la­rı,
bun­lar­dan ye­te­rin­ce ya­rar­la­na­mı­yor.
Var­di­ya­lı ça­lış­ma dü­ze­ni yü­zün­den
izin ola­nak­la­rı kı­sıt­lı, faz­la me­sai
al­ma gi­bi bir avan­taj­la­rı da yok.
Bü­tün bun­la­ra rağ­men el­le­rin­de on­ca
anah­tar, ki­lo­luk ka­pı kol­la­rıy­la,
ak­şam­dan sa­ba­ha, sa­bah­tan ak­şa­ma
gö­rev­le­ri­ni azim­le sür­dür­me­ye ça­lı­
şı­yor­lar. Gü­rül­tü­lü de­mir ka­pı­la­rı her
se­fe­rin­de mah­kûm­la­rın yüz­le­ri­ne
ka­pat­mak, dur­ma­dan ça­lan maz­gal­
la­ra ce­vap ye­tiş­tir­mek, ha­ya­tın rit­mi
ol­muş olan­lar için, he­le en son tra­ji­
ko­mik bir şe­kil­de yıl­lar­dır be­ra­ber
ya­şa­dık­la­rı bı­yık­la­rın­dan da ol­ma­la­rı
tuz bi­ber ekti ya­şam­la­rı­na. Ağır kış
ko­şul­la­rı al­tın­da ya­şa­dı­ğı­mız bu
yö­re­de, de­fa­lar­ca yol­la­rın ka­pan­ma­
sın­dan do­la­yı çift nö­bet tut­mak
zo­run­da kal­dık­la­rı­na şa­hit ol­dum.
Bi­ze çı­kan ye­me­ğin ay­nı­sı­nı yi­yor­
lar, ay­nı ha­va­yı so­lu­yor­lar, uzun kış
ge­ce­le­rin­de uzun mal­ta­lar­da mah­
kûm­lar­dan da­ha faz­la vol­ta atı­yor­lar.
Ne­ti­ce iti­ba­rıy­la bir mah­kûm ola­
rak biz­le­ri ko­ru­mak ve so­run­la­rı­mı­zı
çöz­mek için, bi­zim­le çi­le ağ­la­rı
ör­me­ye gay­ret gös­te­ren ce­fa­kâr per­
so­nel­le­rin so­run­la­rı­nın çö­zül­me­si­ni,
iyi­leş­ti­ri­ci dü­zen­le­me­le­rin ya­pıl­ma­
sı­nı is­ti­yo­rum. Bu on­la­rın hak­kı.
M.Ali AR­PA
Bit­lis E Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
“Aş­ka Da­vet”
Sen yal­nız­lı­ğa inat bü­tün bir
ge­ce­yi sev­gi­li­nin dü­şüy­le ge­çi­re­bi­lir
mi­sin? Gel­me­ye­ce­ği­ni bi­le bi­le, san­
Bıktım herşeyi parayla ölçen insanlardan,
ki ka­pı­dan gi­re­cek­miş gi­bi gö­zü­nü
Paranın geçerli olmadığı bir dünya istiyorum. kırp­ma­dan sa­ba­ha ka­dar bek­le­yebi­lir
Fakirle, zenginin ayrılmadığı,
mi­sin?
Rüşvetin geçerli olmadığı,
Bugü­ne ka­dar ne ya­şa­dıy­san
Herkesin eşit olduğu,
ya­
ş
a­
dın. Bun­la­rın hep­sin­den sıy­rı­lıp,
Bir dünya istiyorum.
özü­nü as­la yi­tir­me­den ye­ni bir kim­
Fatih Kantar
lik­le baş­ka dün­ya­lar ku­rup ye­ni
İnf. Kor. Me./Kapalı Cezaevi Bolvadin
ha­ya­tı­nı mut­lu kıl­mak için uğ­ra­şa­bi­
lir mi­sin?
Yağ­mu­run al­tın­da ak­lın­da sev­di­
ğin, du­da­ğın­da onu an­la­tan bir şar­
kıy­la mı­rıl­da­na­rak sa­at­ler­ce yü­rü­ye­
bi­lir mi­sin? Oy­sa her­kes kaç­mak­ta­
dır yağ­mur­dan. Se­ni ıs­la­ta­nın as­lın­da
yağ­mur de­ğil sev­gi­li­ne duy­du­ğun
öz­lem ol­du­ğu­nu an­la­ya­bi­lir mi­sin?
Yü­re­ği­ni ce­sur­ca açıp, ba­zen
ağ­la­ma­yı, ba­zen ümit­siz­ce bek­le­me­
yi, ba­zen öf­ke­len­me­yi ve her­ke­sin
hu­zur­lu ola­rak ni­te­len­dir­di­ği sa­kin,
bek­len­ti­siz, sürp­riz­le­re ka­pa­lı ha­ya­tı­
nı terk et­me­yi gö­ze ala­bi­lir mi­sin?
Ne­fes al­ma­nı zor­laş­tı­ran, yü­re­ği­
nin ye­rin­den fır­la­ya­cak gi­bi çarp­ma­
sı­na ne­den olan, hoş ama za­man
za­man da sı­kın­tı ve­ri­ci o he­ye­ca­nı,
sak­la­ma­ya ya da azalt­ma­ya ça­lış­ma­
dan her za­man ta­şı­ya­bi­lir mi­sin?
Öz­le­min kü­çü­cük kor­dan, kent­le­ri
ya­ka­cak ko­ca­man bir yan­gı­na dö­nüş­
me­si­ne izin ve­re­bi­lir mi­sin?
El­de et­ti­ğin her­şey se­nin ol­sun.
Sen ya­rın için ha­yal ku­ra­bi­lir mi­sin?
Ar­zu­la­dı­ğın sev­gi­li­ye ka­vuş­ma­nın
ha­ya­li­ni kur­ma­ya ce­sa­ret ede­bi­lir
mi­sin? Bu­nu ya­par­ken ba­zı­la­rı­nın
sa­na “AP­TAL” de­me ris­ki­ni gö­ze
ala­bi­lir mi­sin?
Hiç bir­şey dü­şün­me­den, sa­de­ce o
anı ya­şa­yıp, yü­re­ği­ni, bey­ni­ni, be­de­
ni­ni coş­ku­nun ve umut­la­rın ku­ca­ğı­na
tes­lim ede­bi­lir mi­sin? Ne­re­de ol­du­
ğu­nu, kim ol­du­ğu­nu, kim­ler­le ol­du­
ğu­nu unu­tup sıy­rı­lıp kay­gı­la­rın­dan
dans ede­bi­lir mi­sin sa­at­ler­ce?
Hem ken­di­ni hem sev­gi­li­ni ha­ta­
la­rıy­la de­ğiş­tir­me­den ka­bul ede­bi­lir
mi­sin?
Ru­hu­na iha­net et­me­den, sa­de­ce
yü­re­ği­nin se­si­ni din­le­ye­rek ve yü­re­
ğin sa­na “o” de­dik­çe onun izin­den
gi­de­bi­lir mi­sin?
Söy­le yâr!
Tut­sak be­de­nim, öz­gür yü­re­ğim
sen ger­çek­ten ba­na aşık ola­bi­lir
mi­sin?
Ya­vuz Kut­lay
Ve­zir­köp­rü Ce­za­evi
Sesleniş
15 Eylül 2003
“Tarihte Cezaevleri”
Okul
Ce­mi­ye­tin dü­zen­li ola­rak ve ayak­ta
dim­dik du­ra­bil­me­si, hal­kın kül­tü­rü­nün
yük­sel­til­me­siy­le ka­la­bi­lir. Ak­si tak­dir­
de kö­tü ge­le­nek­ler yi­ne de­vam ede­cek
ve ne ya­zık­ ki; bu de­vam edi­ci oluş
yü­zün­den tep­ki­ler çok ağır ola­cak ve
ce­mi­yet çar­kı­nın in­sa­noğ­lu ci­va­ta­la­rı
sık sık dü­şe­rek çar­kın ha­re­ke­ti in­ti­za­
mı­nı kay­be­de­cek­tir.
Şa­yet me­de­ni­ye­ti ile­ri, va­tan­da­şı
re­fah, ha­pis­ha­ne­le­ri boş mah­ke­me­le­ri
iş­siz, ta­ma­men ma­mur ve mes’ut ideal
bir va­tan is­ti­yor­sak mil­let­çe se­fer­ber
ol­ma­mı­zın za­ma­nı çok­tan gel­miş ve
hat­ta geç­miş bu­lu­nu­yor.
Yük­sek tah­sil ya­pan genç­le­ri­miz
ma­na­sı ile hiz­met için ev­ve­le­mir­de
kö­ye koş­ma­lı­dır.
Mah­su­lü öküz­le­re çiğ­ne­te­rek ta­ne­yi
ba­şa­ğın­dan ayır­ma­ğa ça­lı­şan ih­ti­yar
köy­lü­ye zi­ra­at usul­le­ri­ni, ho­ca ni­kâ­hı
ile ci­ğer­pa­re ev­lâ­dı­nı pa­ra ile sa­tan
ba­ba­ya bu işin çir­kin­li­ği­ni, yir­mi san­
tim­lik su yo­lu yü­zün­den elin­de­ki bal­ta
ile kar­şı­sın­da­ki­nin ka­fa­sı­nı uçur­tan
za­val­lı ka­ti­le ih­ti­lâf­la­rın ka­nun yol­la­rı
ile hâllede­bi­le­ce­ği­ni, be­şik­te­ki sa­bi­nin
ku­la­ğı­na kan güt­me nin­ni­le­ri söy­le­yen
ana­ya ha­re­ke­ti­nin fe­na­lı­ğı­nı an­lat­mak,
ırz ve na­mus me­se­le­le­ri­ni ba­zı kö­tü
ge­le­nek­ler yü­zün­den kan­la te­miz­le­me­
nin za­ru­re­ti­ne ina­nan­la­ra doğ­ru yo­lu
gös­ter­mek, en üc­ra köy­le­ri­miz­de hat­ta
şe­ra­it ve ve­sa­it na­sıl olur­sa ol­sun ta­ma­
men yüz­de yüz bir iman­la ve icap edi­
yor­sa zor­la ala­rak ço­cuk­la­rı­mı­zı her
hal­de okut­mak, hal­kımı­zın bil­gi ve
gör­gü­sü­nü ar­tır­mak dev­le­tin mü­za­ha­re­
ti ile eği­tim or­du­mu­zun ve bü­tün yük­
sek tah­sil yap­mış genç­le­ri­mi­zin ve
yurt­se­ver zen­gin­le­ri­mi­zin baş va­zi­fe­si
ol­ma­lı­dır.
Bu ara­da şe­hir­le­ri­mi­zin so­kak­la­rın­
da se­fil, pe­ri­şan ve ser­se­ri­ya­ne do­la­şan,
yi­ye­cek bir lok­ma ek­mek ve ba­rı­na­cak
bir ça­tı al­tı bu­la­ma­yan ve yaş­la­rı, bil­gi­
siz­lik­le­ri ica­bı her ka­ba ko­ta­rı­la­bi­len,
ih­ti­ya­ca esir ol­muş bin­ler­ce yav­ru­nun
hi­ma­ye ev­le­ri­ne, bil­gi ve san’at kür­sü­
le­ri et­ra­fı­na top­lan­ma­la­rı me­se­le­sin­de
ace­le ola­rak in­saf­lı bir an­la­yış gös­te­ril­
me­si lâ­zım­dır.
Ha­pis­ha­ne­le­ri­miz­de cid­di ve sa­mi­
mi in­ce­le­me­ler ya­pı­la­cak olur­sa, ce­mi­
ye­ti­mi­zin ne gi­bi ya­ra­lar yü­zün­den
kang­ren ola­bil­di­ği ko­lay­ca te­za­hür
eder.
Bu­lun­du­ğum ce­za­ev­le­riy­le di­ğer
ce­za­ev­le­rin­de ta­nı­dı­ğım beş bi­ne ya­kın
hü­küm­lü­nün ara­sın­da, yük­sek tah­sil
gör­müş olan­la­rın al­tı­yı, ya­rı tah­sil gör­
müş olan­la­rın otuz­be­şi ve ilk tah­sil
gör­müş olan­la­rın da iki­yüz el­li­yi geç­
me­di­ği­ni şu­ra­cık­ta kay­de­de­yim­ ki acı
ha­ki­kat bü­tün çıp­lak­lı­ğı ile so­ğuk
so­ğuk dö­ke­ce­ği sı­kın­tı te­ri­ni sil­sin.
Sayfa 5
İbrahim Saffet Omay
İmrali Yeni Cezaevi Md. 1947
Sı­ra­sı gel­miş­ken ar­ze­de­lim­ki:
Biz­ce Türk mil­le­ti­nin re­fa­hı için,
ol­gun de­mok­ra­si, ile­ri me­de­ni­yet için
Dev­letin bi­rin­ci plân­da­ki va­zi­fe­si:
1- Ma­ari­fi her hal­de kö­ye gö­tür­
mek,
2- Ce­za­ev­le­ri­ni teş­ki­lât­lan­dır­mak,
3- Pat­ro­naj mü­es­se­se­si­ni kur­mak,
4- Ta­pu ka­yıt­la­rı­nı tan­zim et­mek,
5- Nü­fus si­cil­le­ri­ni ıs­lâh et­mek,
6- As­ker­lik şu­be ve ko­nak­la­rı­nı ve
kış­la­yı dü­zen­le­mek,
ol­ma­lı­dır.
Ce­mi­ye­ti­mi­zin iç dü­ze­ni üze­rin­de
ha­yal et­me fev­kin­de iyi so­nuç­lar ha­sıl
ede­cek olan bu pek mü­him esas­lar için
kaç mil­yon, kaç mil­yar la­zım dü­şün­me­
den, te­red­düt et­me­den har­ca­mak lâ­zım­
dır.
Devam edecek…
* Alıntı: “Cezaevi” adlı kitap
Satranç *İyi kalpli değilseniz satranç oynayamazsınız (Fransız Atasözü) * İyi bir satranç oyuncusu her zaman şanslıdır (Cabaplanca)
Berns­te­in - Tar­ta­ko­ver
(Pa­ris - 1927)
1. e4 e5 2. Af3 d6 3. d4
Yal­nız iyi bir ge­liş­me ham­le­si
de­ğil, d4 eri e5 eri­ne de sal­dı­rı­yor.
3. ..Af6
Si­yah­lar e4 eri için e5 eri­ni bı­ra­kı­
yor.
4. dxe5 Axe4 5. Fc4 Fe6
a2/g8 çap­ra­zın­da­ki Fc4’e kar­şı f7
eri­nin ön­ce­den ko­run­ma­sı,
6. Fxe6 fxe6 7. Ve2
Bu ham­le bir sal­dı­rı plâ­nı baş­la­tı­
yor. Ae4’e ya­pı­lan teh­dit, be­yaz ve­zi­re
za­man kay­bı­na ne­den ol­ma­dan ça­bu­
cak ve­zir ka­na­dı­na (b5 ka­re­si) git­me
ola­na­ğı­nı sağ­lar. Bu­nun­la bir­lik­te, bu
ma­nev­ra­nın ye­ter­siz ol­du­ğu or­ta­ya
çı­ka­cak­tır. Şa­hın gü­ven­li­ği için ön­ce
rok yap­mak da­ha iyiy­di.
7. ..d5 8. Vb5 + Ac6!
9. Vxb7 ham­le­si­ne 9. ..Ab4! ile
kar­şı­lık ver­mek ama­cı­nı ta­şı­yor (c2
eri­ni şah teh­di­di ile alır ve be­yaz ve­zi­ri
güç du­rum­da bı­ra­kır).
9. Ad4
b7 erin­den gö­zü­nü ayır­ma­dan
aç­maz­da­ki at üze­rin­de­ki bas­kı­yı art­tı­rı­
yor.
9. ..Vd7!!
Bu ham­le­yi oy­nar­ken, si­yah­lar
ken­di­si­ni bek­le­yen teh­li­ke­nin tam ola­
rak far­kın­da. Et­ki­li ol­du­ğu ka­dar
cö­mert bir ka­rar alı­yor: iki ka­le­yi de
fe­da et­mek.
10. Vxb7
Ra­ki­bin cep­he ge­ri­si­nin is­ti­la­sı plâ­
nı­nın bir par­ça­sı ol­du­ğun­dan, be­yaz­lar
mey­dan oku­ma­yı is­te­ye­rek ka­bul edi­
yor. Şim­di, Ka8 ve Ac6 ay­nı za­man­da
teh­dit al­tın­da­dır.
10. ..Fb4 + !
Öy­le gö­rü­nü­yor ki, si­yah­lar, ön­lem
al­mak bir ya­na, ye­ni alet­le­ri de ateş
hat­tı­na sü­re­rek du­ru­mu­nu ağır­laş­tı­rı­
yor.
11. c3
Şim­di üç alet sal­dı­rı­ya uğ­ra­mış
du­rum­da: Ka8, Ac6 ve Fb4.
11. .. Axd4!!
Bu ham­le ile Kh8 de fe­da edi­li­yor.
12. Vxa8 +
12. Vxb4 Ac2 + ve­zir ka­za­nır.
12. ..Şf7! 13. Vxh8
Şim­di, ra­ki­bin obur­lu­ğu­nu na­sıl
ce­za­lan­dır­ma­lı?
13. ..Vb5!!
Bu sa­kin ve ay­nı za­man­da yır­tı­cı
ham­le ile kom­bi­ne­zon so­na erer. Be­yaz
terk eder, çün­kü Ve2 mat teh­di­di­ne
kar­şı be­ya­zın sa­vun­ma­sı yok.
SATRANÇ OYUN KURALLARI
Mad­de 4: Taş­la­rın Oy­na­tıl­ma­sı
41. Her ham­le tek el­le ya­pıl­ma­lı­dır.
4.2. Ön­ce­den ni­ye­ti­ni bel­li et­mek
şar­tıy­la (ör­ne­ğin “dü­zel­ti­yo­rum’ di­ye­
rek) oyun­cu bir ya da da­ha faz­la ta­şı
dü­zel­te­bi­lir.
4.3. Mad­de 4.2.’de açık­la­nan
du­rum ha­riç, sı­ra­da­ki oyun­cu bi­le­rek
1. Bir­den faz­la ta­şa do­kun­muş­sa,
oy­na­ya­bi­le­ce­ği ya da yi­ye­bi­le­ce­ği ilk
do­kun­du­ğu ta­şı oy­na­ma­lı ya da ye­me­
li­dir, ya da
2. İki ta­raf­tan da bi­rer ta­şa do­ku­
muş­sa, do­kun­du­gu ken­di ta­şıy­la ra­kip
ta­şı al­ma­lı­dır, bu müm­kün de­ğil­se
oy­na­na­bi­le­cek ya da ye­ne­bi­le­cek ilk
do­kun­du­ğu ta­şı oy­na­ma­lı ya da ye­me­
li­dir. Han­gi­si­ne ön­ce do­kun­du­ğu bel­li
de­ğil­se oyun­cu­ ön­ce­lik­le ken­di ta­şı­na
do­ku­n­muş sa­yı­lır.
4.4.1. Eğer oyun­cu şah ve ka­le­si­ne
Yayına Hazırlayan: Kasım İlimoğlu (Tetkik Hâkimi)
bi­le­rek do­kun­muş­sa bu ham­le­de bu
yö­ne rok at­ma­lı­dır.
2. Eğer oyun­cu bi­le­rek ka­le­si­ni ve
son­ra şa­hı­nı tut­muş­sa bu ham­le­de bu
yö­ne rok ata­maz ve mad­de 4.3. uy­gu­
la­nır.
3. Eğer oyun­cu rok yap­ma­ya ni­yet­
le­ne­rek ay­nı şah ve ka­le­si­ni tut­muş
fa­kat bu yö­ne ro­kat­ma­sı müm­kün
de­ğil­se di­ğer ta­ra­fa rok at­mak ve­ya
şa­hı­nı oy­na­mak ara­sın­da ter­cih ya­par,
şa­hın ya­pa­cak ham­le­si yok­sa di­le­di­ği
ham­le­yi yap­mak­ta ser­bes­tir.
4.5. Do­ku­nu­lan taş­la­rın hiç­bi­ri
oy­na­mı­yor ya da ye­ne­mi­yor­sa, oyun­cu
her­han­gi bir ham­le ya­pa­bi­lir.
4.6. Ra­ki­bi mad­de 4.3. ve 4.4.”ü
ih­lal et­miş bir oyun­cu ken­di­si bir ta­şa
bi­le­rek do­kun­duk­tan son­ra bu ko­nu­da
her­han­gi bir hak id­dia ede­mez.
4.7. Bir taş ku­ral­la­ra uy­gun bir
ham­le ola­rak ya da bir ham­le­nin kıs­mı
ola­rak bir ka­re­ye bı­ra­kıl­mış­sa bu taş
baş­ka bir ye­re oy­na­ya­maz. Ham­le,
mad­de 3’de be­lir­ti­len şart­lar ye­ri­ne
ge­ti­ril­di­ğin­de ta­mam­lan­mış olur.
Mad­de 5: Oyu­nun Bi­ti­şi
5.1.1. Oyun, ra­ki­bi­ni ku­ral­la­rı
uy­gun bir ham­ley­le mat ya­pan oyun­cu
ta­ra­fın­dan ka­za­nı­lır. Oyun der­hal so­na­
erer.
5.3. İki ta­raf oyun sı­ra­sın­da ara­la­
rın­da an­la­şır­lar­sa oyun be­ra­be­re bi­ter.
Oyun der­hal so­na erer.
5.4. Bel­li bir ko­num tah­ta­da üç
de­fa tek­rar­lan­mış ve­ya ya­pı­la­cak ham­
ley­le tak­rar­la­nı­yor­sa oyun be­ra­be­re
ya­pı­la­bi­lir.
5.5. Son 50 ham­le her iki oyun­cu
ta­ra­fın­dan da pi­yon sür­me­den ve taş
yen­me­den ge­çi­ril­miş­se oyun be­ra­be­re
ya­pı­la­bi­lir.
Mad­de 6: Ham­le­le­rin Kay­de­dil­
me­si (Notasyon)
6.1. Oyun bo­yun­ca her oyun­cu
ken­di ham­le­le­ri­ni ve ra­ki­bi­nin ham­le­
le­ri­ni, ce­bir­sel no­tas­yon­la ham­le ham­
le ve müm­kün ol­du­ğun­ca açık ve oku­
nak­lı ola­rak ya­rış­ma­ya ait no­tas­yon
ka­ğı­dı­na ya­za­cak­tır.
Bir oyun­cu, eğer is­ter­se ra­ki­bi­nin
ham­le­si­ne, kay­det­me­den ön­ce ce­vap
ve­re­bi­lir. Ye­ni­si­ni yap­ma­dan ön­ce
ön­ce­ki­ni kay­det­mek zo­run­da­dır. Be­ra­
eber­lik tek­li­fi her iki no­tas­yon ka­ğı­dı­
na da kay­de­dil­me­li­dir. Fi­zik­sel ya da
di­ni ne­den­ler­le bir oyun­cu ya­za­mı­yor­
sa ha­ke­min oyu­nun ba­şın­da ka­rar ve­re­
ce­ği bir mik­tar sü­re sa­atin­den dü­şü­le­
cek­tir.
6.2. No­tas­yon ka­ğı­dı is­te­di­ği an
ha­ke­me açık ola­cak­tır.
6.3. No­tas­yon ka­ğı­dı tur­nu­va or­ga­
ni­zas­yo­nu­nun ma­lı­dır.
6.4. Oyun­cu­nun sa­atin­de beş da­ki­
ka­dan az za­man kal­mış ve de ek­le­me­li
sa­at her ham­le için 30 sa­ni­ye­den az
sü­re ve­ri­li­yor­sa mad­de 5.1.’de yer alan
şart­la­rı ye­ri­ne ge­tir­mek zo­run­lu de­ğil­
dir. Bay­rak­lar­dan bi­ri dü­şer düş­mez
oyun­cu ek­sik ham­le­le­ri no­tas­yon ka­ğı­
dı­na ya­za­rak ta­mam­la­ma­lı­dır.
6.5.1. Her iki oyun­cu Mad­de 5.4.
çer­çe­ve­sin­de ya­za­mı­yor­sa, ha­kem
ve­ya baş­ka bir yar­dım­cı ora­da bu­lu­nup
ham­le­le­ri kay­det­me­ye ça­lış­ma­lı­dır. Bu
du­rum­da bay­rak­lar­dan bi­ri dü­şer düş­
mez ha­kem sa­at­le­ri dur­du­ra­cak­tır.
Bu­nun üze­ri­ne oyun­cu­lar ha­ke­min, ya
da ra­ki­bi­nin ka­ğı­dı­nı kul­la­na­rak ham­
le­le­ri ya­za­cak­lar­dır.
2) Mad­de 5.4.’e gö­re ya­za­ma­yan
sa­de­ce bir ta­raf­sa, bay­rak dü­şer düş­
mez ek­sik ham­le­le­ri­ni yaz­ma­lı­dır. Sı­ra
ken­din­de ol­mak şar­tıy­la ra­ki­bi­nin
ka­ğı­dı­nı kul­la­na­bi­lir. Ek­sik ham­le­le­ri­
ni ta­mam­la­yıp ra­ki­bi­nin ka­ğı­dı­nı ia­de
et­me­den ham­le ya­pa­maz.
3) Ek­sik­siz bir no­tas­yon ka­ğı­dı
mev­cut de­ğil­se, ikin­ci bir tah­ta üze­rin­
de oyun­cu­lar ha­kem ve­ya bir yar­dım­cı
ne­za­re­tin­de bu ek­sik­lik­le­ri bul­ma­lı­dır­
lar. Yar­dım­cı ko­nu­mun­da olan ki­şi
ön­ce­lik­le mev­cut ko­nu­mu kay­det­me­li­
dir.
Devam edecek…
Sesleniş
Sayfa 6
15 Eylül 2003
Ceza İnfaz Kurumlarında Yönetim ve Güvenlik ilişkisi -I
1. Ce­za in­faz ku­rum­la­rı ve gü­ven­lik
kav­ram­la­rı iliş­ki­si
Ce­za in­faz ku­rum­la­rı; tu­tuk­la­ma ka­rar­
la­rı ile hür­ri­ye­ti bağ­la­yı­cı ce­za­la­rın in­faz
edil­di­ği ku­rum­lar­dır. Ce­za ada­let sis­te­mi
ge­re­ğin­ce, suç ve suç­lu­luk­la mü­ca­de­le için
gü­nü­müz­de ce­za in­faz ku­rum­la­rı­na da ih­ti­
yaç du­yul­mak­ta­dır.
Hür­ri­ye­ti bağ­la­yı­cı ce­za­la­rın in­fa­zı,
pa­ra ve di­ğer al­ter­na­tif ce­za­la­rın in­fa­zın­dan
fark­lı­dır. Hür­ri­ye­ti bağ­la­yı­cı ce­za­la­rın in­fa­
zı için ön­ce­lik­le bir in­faz mev­zu­atı­na ve
da­ha son­ra da ge­niş bir teş­ki­lât­lan­ma­ya
ge­rek­si­nim var­dır.
Ce­za in­faz ku­rum­la­rı­nın ve bu­ra­da
ba­rın­dı­rı­lan tu­tuk­lu ile hü­küm­lü­le­rin sa­yı­ca
faz­la ol­ma­la­rı­nın ya­nın­da, per­so­nel so­run­
la­rı, fi­zi­kî alt ya­pı ek­sik­le­ri ve öde­nek
ye­ter­siz­lik­le­ri gi­bi ne­den­ler ce­za in­faz
ku­rum­la­rı­nın mer­ke­zî ve ye­rel yö­ne­tim­le­ri­
ni da­ima zor­laş­tı­rır.
Yö­ne­ti­ci­ler tüm zor­luk­la­ra kar­şın, ce­za
in­faz ku­rum­la­rı­nın gü­ven­li­ği­ni sağ­la­mak
zo­run­da­dır. Ak­si tak­dir­de, top­lu­mun tep­ki­si
ce­za in­faz ku­rum­la­rı üze­ri­ne odak­la­şa­cak­
tır. Be­lir­ti­len olum­suz­luk­lar ve top­lum bas­
kı­sı, ce­za in­faz ku­rum­la­rı­nın yö­ne­ti­mi­ni
ço­ğu kez kâ­bu­sa dö­nüş­tü­recektir.
Ce­za in­faz ku­rum­la­rın­da gü­ven­lik kav­
ra­mı­nın ge­çir­di­ği ev­rim, yö­ne­ti­ci­le­rin
kâ­bu­su­nu tü­müy­le or­ta­dan kal­dır­ma­sa da,
önem­li öl­çü­de azal­ta­cak bir çı­kış yo­lu gi­bi
gö­zük­mek­te­dir. Bu ne­den­le ce­za in­faz
ku­rum­la­rın­da gü­ven­lik kav­ra­mı ye­ni­den
ta­nım­lan­ma­lı­dır.
1.1 Ge­nel ola­rak "ce­za­evi" ve
"gü­ven­lik" kav­ram­la­rı­nın ta­nım­la­rı
Ce­za in­faz ku­rum­la­rı­nı da­ha ge­niş bir
şe­kil­de şöy­le ta­nım­la­mak ola­nak­lı­dır:
"Ce­za in­faz ku­rum­la­rı;
Tu­tuk­lu­lar ile hak­la­rın­da ve­ri­len hür­ri­
ye­ti bağ­la­yı­cı ce­za ka­rar­la­rı ke­sin­leş­miş
hü­küm­lü­le­rin,
Ev­ren­sel ve ulu­sal in­faz hu­ku­ku ku­ral­
la­rın­ca be­lir­len­miş amaç­lar doğ­rul­tu­sun­da
ba­rın­dı­rıl­dık­la­rı,
Be­lir­le­yi­ci fi­zi­kî ya­pı ve gü­ven­lik kri­
ter­le­ri­ne sa­hip,
Bu kri­ter­ler çer­çe­ve­sin­de ba­rın­ma,
ia­şe, sağ­lık, eği­tim, iyi­leş­tir­me, spor ve
ça­lış­ma hiz­met­le­ri­nin su­nul­du­ğu,
Ay­rı per­so­ne­li ve yö­ne­tim bi­çi­mi olan
ku­rum­lar­dır."
Ce­za in­faz ku­rum­la­rı esas ola­rak ka­pa­
lı ve açık ol­mak üze­re iki ka­te­go­ri­ye ay­rıl­
mak­ta­dır. Bu iki ka­te­go­ri­den bi­ri­ne da­hil
ol­mak ko­şu­lu ile ce­za in­faz ku­rum­la­rı için­
de ba­rın­dı­rı­lan tu­tuk­lu ve hü­küm­lü­le­r cin­
si­yet ve yaş­la­rı­na gö­re sı­nıf­lan­dı­rı­lır. Bun­
la­ra; kar­ma (er­kek, ka­dın ve ço­cuk tu­tuk­lu
ve hü­küm­lü­le­ri ay­nı me­kân­da ba­rın­dı­ran)
ce­za in­faz ku­rum­la­rı, ye­tiş­kin er­kek ce­za
in­faz ku­rum­la­rı, ka­dın ce­za in­faz ku­rum­la­
rı, genç­lik ce­za in­faz ku­rum­la­rı ve ço­cuk
ce­za in­faz ku­rum­la­rı adı ve­ril­mek­te­dir.
Gü­nü­müz­de ce­za in­faz ku­rum­la­rı ba­rın­dı­rı­
lan tu­tuk­lu ve hü­küm­lü­le­rin teh­li­ke­li­lik
kri­ter­le­ri ile fi­zi­kî ya­pı stan­dart­la­rı­na gö­re
yük­sek gü­ven­lik­li, nor­mal gü­ven­lik­li ve az
gü­ven­lik­li ol­mak üze­re üç fark­lı sta­tü­ye de
ay­rıl­mak­ta­dır.
Ko­nu­muz­la il­gi­li ikin­ci kav­ram;
"gü­ven­lik" tir. Gü­ven­lik; en ya­lın ta­nım­la­
ma ile "teh­li­ke­de bu­lun­ma­ma" ve "em­ni­
yet­li ol­ma" du­ru­mu­dur.(1) Ge­nel ola­rak
gü­ven­lik kav­ra­mı ise; top­lu­mun, ku­rum­la­
rın ve bi­rey­le­rin mad­dî ve ma­ne­vî var­lık­la­
rı­nın do­ğal ve ya­pay her tür­lü sal­dı­rı­dan
ko­run­ma­sı­dır. Bu­nun an­la­mı, top­lum hu­zu­
ru için ge­rek­li dü­ze­nin ak­sa­ma­dan yü­rü­tül­
me­si, bi­rey­le­rin eko­no­mik, sos­yal, si­ya­sal,
kül­tü­rel ve di­ğer alan­lar­da­ki ge­rek­si­nim­le­
ri­ni kor­ku­suz­ca kar­şı­la­ya­bil­me­le­ri­dir.(2)
Gü­ven­lik kav­ra­mı bi­lim ve tek­no­lo­ji­
nin ge­li­şi­mi ile fark­lı an­lam­lar ka­zan­mış­tır:
Bi­rey gü­ven­li­ği, ku­rum gü­ven­li­ği, top­lum
gü­ven­li­ği, sos­yal gü­ven­lik, iç ve dış sa­vun­
ma gü­ven­li­ği, tek­no­lo­ji gü­ven­li­ği, tra­fik
gü­ven­li­ği, ile­ti­şim gü­ven­li­ği, nük­le­er
gü­ven­lik, gi­bi...(3) Ce­za in­faz ku­rum­la­rın­
da gü­ven­lik de, bu fark­lı an­lam­lar­dan bi­ri­ni
içer­mek­te­dir.
1.2 "Ce­za in­faz ku­rum­la­rı" ve
"gü­ven­lik" kav­ram­la­rı iliş­ki­si
1.2.1 Top­lum gü­ven­li­ği
Ce­za in­faz ku­rum­la­rı tu­tuk­lu ve
hü­küm­lü­le­rin, bel­li bir me­kân­da ken­di ira­
de­le­ri dı­şın­da tu­tul­duk­la­rı ku­rum­lar­dır.
Tu­tuk­lu ve hü­küm­lü, ce­za in­faz ku­ru­mun­
da ken­di is­te­ğiy­le bu­lun­maz. Çün­kü,
ku­rum­da bu­lun­mak, bir ta­kım hak­la­rın
tü­müy­le kul­la­nıl­ma­ma­sı ya da kı­sıt­lan­ma­sı
so­nu­cu­nu do­ğu­rur.
Öz­gür bir ya­ra­dı­lı­şa sa­hip bi­rey (tu­tuk­
lu ve hü­küm­lü), hak­la­rı kı­sıt­lan­sın ya da
kı­sıt­lan­ma­sın, da­ima ce­za in­faz ku­ru­mu­nun
dı­şın­da ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nır. Top­lum
ise, tu­tuk­lu ve hü­küm­lü­nün ce­za in­faz
ku­ru­mun­da kal­ma­sın­dan ya­na­dır.
Tu­tuk­lu ve hü­küm­lü, tah­li­ye ve af gi­bi
ya­sal yol­lar­dan ce­za in­faz ku­ru­mun­dan
çı­ka­maz­sa, öz­gür ya­ra­dı­lı­şı onu kaç­ma (fi­
rar) dü­şün­ce­si­ne yö­nel­te­cek­tir. Tu­tuk­lu­luk
sü­re­si­nin uza­ma ola­sı­lı­ğı, ce­za sü­re­si­nin
faz­la ol­ma­sı, suç­suz­lu­ğu­nun ka­nıt­la­na­maz
ha­le gel­me­si, ku­rum­lar­da ya­şam ko­şul­la­rı­
nın ağır­lı­ğı, baş­ka tu­tuk­lu ve hü­küm­lü­le­rin
bas­kı­sı, öl­dü­rül­me kor­ku­su, te­rör ve maf­ya
ör­güt­len­me­si­nin da­ya­nış­ma­sı, eş ve ai­le
öz­le­mi, ba­kı­ma muh­taç ya­kın­la­rı­na yar­
Özgürlüğü Bağlayıcı Cezaların Gerekçe ve Amaçları 1
"Ni­çin ce­za­lan­dı­rı­rız?" so­ru­su aka­de­
mik kri­mi­no­lo­ji­de en sık so­ru­lan so­ru­lar­dan
bi­ri­dir. Ian Dun­bar ve Ant­hony Lang­don’a
gö­re ce­vap iki yön­lü­dür. İlk ola­rak ce­za­nın
açık­la­yı­cı (exp­res­si­ve) iş­le­vi var­dır. Ce­za,
top­lu­mun sos­yal da­ya­nış­ma için­de oluş­
turduğu suç­lu­lu­ğu ifa­de eden araç­lar­dır.
İkin­ci ola­rak, ce­za suç­lu­lu­ğun azal­tıl­ma­sı
ve­ya ön­len­me­si gi­bi be­lir­li he­def­le­re ula­şıl­
ma­sın­da bir yol­dur. Da­ha son­ra­ki "ha­pis­ha­
ne­ler ne için­dir?" so­ru­su­na ve­ri­le­cek ce­vap,
ha­pis­ha­ne­le­rin gün­lük ola­rak uy­gu­la­dık­la­rı
in­faz re­ji­mi için önem­li so­nuç­lar içer­mek­te­
dir. Her iki so­ru da Dun­bar ve Lang­don’un
dü­şün­ce­le­ri­ni des­tek­le­mek­te­dir. On­lar,
öz­gür­lü­ğü bağ­la­yı­cı ce­za­la­rın hem ce­za­lan­
dır­ma (sos­yal, açık­la­yı­cı iş­lev) hem de suç
kont­ro­lü­nü içer­di­ğin­den he­def­le­ri­nin ha­ta­lı
ve cid­di - otur­muş po­li­ti­ka oluş­tur­ma ça­ba­
la­rı­nı bo­zu­cu ol­duk­la­rı­nı id­dia et­mek­te­dir­
ler. Dun­bar ve Lang­don ödet­me kav­ra­mı
üze­rin­de dur­muş­lar­sa da asıl ola­rak öz­gür­
lü­ğü bağ­la­yı­cı ce­za­la­rın test edi­le­bi­le­cek­le­ri
cay­dı­rı­cı­lık (de­ter­ren­ce), re­ha­bi­li­tas­yon
(re­ha­bi­li­ta­ti­on) ve et­ki­siz ha­le ge­tir­me
(in­ca­pa­ci­ta­ti­on) ko­nu­la­rın­da ça­lış­mış­lar­dır.
Hiç kim­se okul ve­ya has­ta­ha­ne­le­re
ne­den ih­ti­yaç duy­du­ğu­mu­zu ve­ya iş­lev­le­ri­
nin ne ol­du­ğu­nu sor­maz. Bu­nun­la bir­lik­te
ce­za­ev­le­ri­ne ge­lin­di­ğin­de du­rum baş­ka­la­şır.
İşin tüm il­ke­le­ri­nin sü­rek­li bu ka­dar sor­gu­
lan­dı­ğı ve ilk kez ce­za­evi hiz­me­tin­de ça­lı­şa­
cak bi­ri­nin de bu sor­gu­la­ma­yı ta­ma­men
his­set­ti­ği pek faz­la iş yok­tur. Bi­ri­si ce­za­evi­
ne iliş­kin ko­nu­lar hak­kın­da bir şey söy­le­me­
den ön­ce, te­mel so­ru­la­ra ve en azın­dan
öz­gür­lü­ğü bağ­la­yı­cı ce­za­la­rın ye­ri­ne ge­tir­di­
ği var­sa­yı­lan iş­le­vin­den bah­set­mek ge­rek­
mek­te­dir. Ge­le­nek­sel ola­rak çok sa­yı­da­ki
alan­dan zi­ya­de, bu ko­nu­da akıl­cı po­li­ti­ka
oluş­tu­rul­ma­sın­da önem­li rol oy­na­yan bir­kaç
ko­nu üze­rin­de du­ra­ca­ğız.
Ce­za­lan­dır­ma­yı top­lum­sal suç­la­ma­nın
bir yo­lu ve­ya fa­ilin dav­ra­nı­şı­nın de­ğiş­ti­ril­
me­si ya da ha­re­ket ka­bi­li­ye­ti­nin kı­sıt­lan­ma­sı
ara­cı­lı­ğıy­la (ge­nel­lik­le su­çun azal­ma­sı gi­bi)
be­lir­li he­def­le­re ula­şıl­ma­sı­nın bir yo­lu ola­
rak gör­mek ara­sın­da fark var­dır. Te­mel fi­kir­
le­rin için­de, gü­ve­ni­lir bir Dev­let ce­za­lan­dır­
ma sis­te­mi­nin mağ­dur­la­rı öç­le­ri­ni ken­di­le­
rinin al­ma­la­rı duy­gu­sun­dan cay­dır­ma­sı­nı
ge­rek­tir­me­si gi­bi, çe­şit­li alt bö­lüm­ler var­dır.
H.L.A.2 et­ki­le­yi­ci ki­ta­bın­da ce­za­lan­dır­ma
sis­te­mi­ne sa­hip ol­ma­nın ge­nel hak­lı amaç­la­
rı ile suç­lu­la­rın na­sıl ce­za­lan­dı­rı­la­cak­la­rı­nı
be­lir­le­yen da­ğı­tım il­ke­si ara­sın­da bir ay­rı­ma
işa­ret et­mek­te­dir. Hart, bi­rey­sel da­ğı­tı­mın
hak et­me il­ke­si­ne da­ya­nır­ken, ge­nel ama­cın
su­çun ön­len­me­si ve kont­ro­lü ol­du­ğu­nu ifa­de
et­miş­tir.
Uy­gu­la­ma­da ce­za­lan­dır­ma­nın te­mel
ge­rek­çe­le­ri­nin dört baş­lı­ğa in­dir­ge­ne­bi­le­ce­
ği ko­nu­sun­da gö­rüş bir­li­ği var­dır.Bun­lar;
a) Cay­dı­rı­cı­lık; hem tek tek suç­lu­lar için
özel hem de da­ha ge­niş kap­sam­da top­lu­mun
üze­rin­de ge­nel bir cay­dı­rı­cı­lık et­ki­si,
b) Re­ha­bi­li­tas­yon; suç­lu­yu ge­le­cek­te­ki
da­ha iyi dav­ra­nış­la­rı için kor­kut­mak­tan
zi­ya­de onun ka­rak­te­ri­ni dü­zelt­mek,
c) Et­ki­siz ha­le ge­tir­me; suç­lu­nun top­
lum­da suç iş­le­me­si­ni ön­le­mek – sür­gün ve
idam ce­za­la­rı da et­ki­siz­leş­tir­me iş­le­vi gör­se
de biz da­ha zi­ya­de suç­lu­la­rın ki­lit al­tın­da
tu­tul­ma­la­rın­dan bah­se­de­ce­ğiz.
d) Ödet­me-in­ti­kam; suç­lu­lar hak et­tik­le­
rin­den on­la­ra acı çek­tir­me.
Suç iş­len­me­si­nin azal­tıl­ma­sı için ilk üç
kav­ra­mın ile­ri­ye yö­ne­lik ol­du­ğu açık­tır ve
bu ama­ca ula­şıl­ma­sın­da bu kav­ram­la­rın
ba­şa­rı­sı­nı de­ğer­len­dir­mek için cid­di bir gi­ri­
şi­me baş­la­mak ola­sı­dır. Li­te­ra­tür­de ce­za­nın
mah­kum­la­rın dav­ra­nış­la­rı üze­rin­de­ki et­ki­si­
ni öl­çen bir çok araş­tır­ma da var­dır.
Ödet­me kav­ra­mı, ce­za­lan­dır­ma sis­te­mi­
nin aşi­kâr olan, da­ha ha­fif suç­la­rın da­ha ağır
M. Yılmaz SAĞLAM/Hâkim
dım­cı ola­ma­ma duy­gu­su, eko­no­mik ka­yıp­
lar gi­bi ne­den­ler, fi­rar dü­şün­ce­si­ni ey­le­me
dö­nüş­tü­ren et­ken­ler­dir.(4) Bu­na kar­şı­lık;
ki­şi­sel ce­sa­ret­siz­lik, ye­te­nek­siz­lik, be­de­ni
özür­lü­lük, mad­dî ola­nak­sız­lık, dı­şa­rı­dan
yar­dım ala­ma­ma, sü­rek­li ka­çak ya­şa­ma
kor­ku­su, fi­rar son­ra­sı ya­ka­lan­dı­ğın­da in­faz
ko­şul­la­rı­nın da­ha da ağır­la­şa­cak ol­ma­sı ve
ce­za­nın art­ma­sı, af ola­sı­lı­ğı, tah­li­ye bek­
len­ti­si, ce­za­nın ta­mam­lan­ma­sı­na az bir sü­re
kal­ma­sı gi­bi ne­den­ler de fi­rar dü­şün­ce­si­ni
cay­dı­rı­cı et­ken­ler­dir.
Te­orik ola­rak, tu­tuk­lu ve hü­küm­lü­nün
da­ima ce­za in­faz ku­ru­mun­dan fi­rar ede­bi­
le­ce­ği ka­bul edi­lir. Bu ola­sı­lık, top­lu­mu
en­di­şe­ye ve ba­zen de pa­ni­ğe sevk eder.
Ce­za in­faz ku­ru­mun­dan fi­rar eden tu­tuk­lu
ve hü­küm­lü­le­rin ko­lay­lık­la ye­ni suç­lar iş­le­
ye­bi­le­cek­le­ri, suç mağ­dur­la­rı­na, şi­ka­yet­çi
ve ih­bar­cı­la­ra kar­şı in­ti­kam his­le­riy­le baş­
ka za­rar ve­re­bi­le­cek­le­ri dü­şü­nü­lür. Bu
ne­den­le, ce­za in­faz ku­rum­la­rın­da fi­rar
ol­ma­ma­sı için her za­man ön­lem alı­nır.
Ön­lem­ler do­ğal ola­rak, gü­ven­lik­le il­gi­
li­dir. Bu bağ­lan­tı "ce­za in­faz ku­ru­mu" ile
"gü­ven­lik" kav­ram­la­rı ara­sın­da­ki iliş­ki­nin
bi­rin­ci bo­yu­tu­nu, ya­ni fi­rar­la­rı ön­le­mek
su­re­tiy­le top­lu­mu ko­ru­ma (top­lum gü­ven­li­
ği) bo­yu­tu­nu oluş­tu­rur.
Devam edecek…
(1) Bü­yük La­ro­us­se Söz­lük ve An­sik­lo­pe­
di­si, İn­terp­ress Ba­sın ve Ya­yın­cı­lık, İs­tan­
bul, 10. Cilt, say­fa 4876.
(2) Ze­ke­ri­ya Se­vim­li, Ce­za İn­faz Ku­rum­la­
rın­da Gü­ven­lik, Ada­let Ba­kan­lı­ğı Ya­yın
İş­le­ri Da­ire­si Baş­kan­lı­ğı ya­yın­la­rı, An­ka­ra,
2000, say­fa 13.
(3) Bü­yük La­ro­us­se Söz­lük ve An­sik­lo­pe­
di­si, a.g.e., say­fa 4877.
(4) Ze­ke­ri­ya Se­vim­li, a.g.e., say­fa 67-69.
Çevirenler : Kasım İLİMOĞLU - Tetkik Hâkimi
Emre Ş.DURAK - Psikolog
ve ağır olan­la­rın da ha­fif ce­za­lan­dı­rıl­ma­ma­
sı için ken­di için­de oran­tı­lı ve sağ­lam öde­ti­
ci te­mel­le­re da­yan­ma­sı ha­ri­cin­de ba­ğım­sız­
dır ve de­ney­sel test­ler­den et­ki­len­mez. Ödet­
me il­ke­si­ne da­ya­nan bir sis­tem de ma­kul ve
ka­tı sis­tem­ler ka­dar uyum­lu ve ılım­lı ce­za­
lan­dır­ma sis­te­mi­ne sa­hip ola­bi­lir. Ce­za­lan­
dır­ma sis­te­mi­nin tüm ka­tı­lı­ğı top­lu­mun kül­
tü­rü­ne da­ya­nır.
Yu­ka­rı­da açık­la­nan ce­za­lan­dır­ma­nın
kla­sik ge­rek­çe­le­ri­ne ek ola­rak, suç­lu­la­rın
iş­le­dik­le­ri suç­la­rın kar­şı­lı­ğı ola­rak mağ­dur­
la­rın ve­ya da­ha ge­niş bir top­lu­lu­ğun uğ­ra­dı­
ğı za­rar­la­rı taz­min et­me­si al­ter­na­tif yak­la­şı­
mı da var­dır. Bu il­ke İngiliz Hu­ku­kun­da,
suç­lu­nun mağ­du­ra ve­ya ya­kın­la­rı­na pa­ra
öde­me zo­run­lu­lu­ğu ge­ti­ren ve mah­ke­me­nin
her olay­da ölüm, ya­ra­lan­ma, ka­yıp ve­ya
za­ra­r ka­rarı ve­rir­ken göz önün­de bu­lun­dur­
du­ğu taz­mi­nat emir­le­ri ile tem­sil edi­lir.
Ka­mu ya­ra­rı­na ça­lış­tır­ma ka­rar­la­rı (com­mu­
nity ser­vi­ce or­ders) bir suç­lu­nun bir bü­tün
ola­rak top­lum için ya­rar­lı iş­ler­de ça­lış­tı­rıl­
ma­sı yo­lun­da bir ce­za­lan­dır­ma yön­te­mi­dir.
Bu gün­ler­de, bu­ra­da açık­la­dı­ğı­mız ge­le­nek­
sel ana­liz­le­ri ge­ri­de bı­rak­ma­yı ve ara­bu­lu­cu­
luk (me­di­ati­on) ve mağ­dur­lar ile suç­lu­la­rın
ka­tı­lı­mı­nı he­def­le­yen iyi­leş­ti­ri­ci ada­let (res­
to­ra­ti­ve jus­ti­ce) üze­ri­ne tar­tış­ma­lar art­mak­
ta­dır. Bu yak­la­şım suç­lu­la­rın suç­la­rı ile
yüz­leş­me­le­rin­de ye­ni yön­tem­ler öne­rir ve
bu ge­le­ce­ğe iliş­kin çok umut ve­ri­ci bir ge­liş­
me­dir.
Ha­pis ce­za­sı do­ğa­sı ge­re­ği di­ğer ce­za
tür­le­ri­nin ol­ma­dı­ğı şe­kil­de ge­rek­çe ka­te­go­ri­
le­rin­de yer alır. Ödet­me esas alı­na­rak bir
ha­pis ce­za­sı­na mah­kûm ol­muş bir suç­lu
ka­çı­nıl­maz ola­rak, mah­kû­mi­yet sü­re­sin­ce en
azın­dan ce­za­evi dı­şın­da suç iş­le­me ola­na­
ğın­dan yok­sun ola­cak­tır. Bir iyim­ser, ce­za­
evi de­ne­yi­mi­nin mah­kû­mu ıs­lah et­ti­ği­ni
dü­şü­ne­bi­lir. Oto­ri­te yan­lı­sı bi­ri de ce­za­lan­
dır­ma ko­nu­sun­da­ki bil­gi ve tec­rü­be­si­nin
suç­lu ve di­ğer­le­ri üze­rin­de cay­dı­rı­cı ola­ca­ğı­
na ina­na­bi­lir.
Top­lu­mun da­ha iyi an­la­ma­sı ge­rek­li
ol­du­ğu hal­de öz­gür­lü­ğü bağ­la­yı­cı ce­za­la­ra
iliş­kin, ce­za­lan­dır­ma ve suç kont­ro­lü­nü de
içi­ne alan amaç­la­rın bir ara­ya top­lan­ma­sı ve
ka­rış­tı­rıl­ma­sı ko­nu­nun top­lu­ma açık­lan­ma­
sı­nı son de­re­ce zor­laş­tır­mak­ta­dır. Hal­kın
ço­ğun­lu­ğu muh­te­me­len bi­ri bi­ri­nin ben­ze­ri
ol­mak için her iki­si­nin de ne ka­dar ya­kın
ol­du­ğu­nu gör­mek­te­dir. Özet­le­me­ye ça­lı­şa­
ca­ğı­mız üze­re her iki­si ara­sın­da­ki uyum
mü­kem­mel de­ğil­dir.
Ar­ka­la­rın­da­ki ge­rek­çe­le­rin ka­rı­şık­lı­ğı
akıl­cı mah­kûm et­me ve ce­za­lan­dır­ma po­li­ti­
ka­la­rı­nın ta­kip edil­me­si­ni her za­man güç­leş­
tir­mek­te­dir.Uy­gu­la­ma­ya iliş­kin ana­liz­ler
da­ha ön­ce­ki ge­rek­çe­le­rin de­ğe­ri­ni za­yıf­lat­tı­
ğın­dan, ka­nun ko­yu­cu­lar bir ge­rek­çe­den
di­ğe­ri­ne baş­vur­muş­lar­dır. Po­li­ti­ka­cı­lar cid­di
araş­tır­ma­la­rı ka­rış­tı­ra­cak şe­kil­de fark­lı
ge­rek­çe­le­ri bir ara­ya top­la­ya­bil­mek­te­dir­ler.
Ce­za­lan­dır­ma po­li­ti­ka­sı, mah­kû­mi­yet ka­ra­
rı­nı ve­ren­le­re mah­kû­mi­yet hak­kın­da uy­gun
ol­du­ğu­nu dü­şün­dük­le­ri his­sî duy­gu­la­rı en
çok des­tek­le­yen ge­rek­çe­yi bul­mak için bir
bi­ri­ne ra­kip açık­la­ma­lar top­lu­lu­ğun­dan
"ca­fe­te­ria" ola­rak ad­lan­dı­rı­la­bi­le­cek yak­la­
şı­mı uy­gu­la­ma­la­rı­na ola­nak ta­nı­yan un­sur­
lar­dan bi­ri­dir. Te­mel açık­la­ma­la­rı­mız­dan
bi­ri, ger­çek­te suç kont­ro­lün­de pek et­kin­li­ği
ol­ma­yan ödet­me­nin bir uy­gu­la­ma­sı iken,
öz­gür­lü­ğü bağ­la­yı­cı ce­za­la­rın kul­la­nı­mın­da­
ki bü­yük ar­tı­şın et­kin bir suç kont­ro­lü stra­te­
ji­si­nin gö­rü­nüş­te vaz­ge­çil­mez bir par­ça­sı
ola­rak son yıl­lar­da teş­vik edil­me­si ve plân­
la­n­ma­sı­dır.
Öz­gür­lü­ğü bağ­la­yı­cı ce­za­la­rın yu­ka­rı­da
ifa­de olu­nan ola­sı amaç­la­rın­dan ilk üçü­ne
iliş­kin ola­rak pek çok el­de edi­le­bi­lir de­lil
ol­ma­sı­na rağ­men, ta­raf­sız bir da­nış­ma­nın
mev­cut ka­nun ko­yu­cu­la­ra sun­ma­sı ge­re­ken
te­mel nok­ta­la­ra da de­ğin­dik.
1.Dun­bar Ian and Lang­don Ant­hony, Jus­ti­fi­ca­ti­ons and pur­po­ses of imp­ri­son­ment , Cri­mi­no­logy: A Re­ader, Edi­ted by Jew­kes Yvon­ne and Let­herby Gay­le, Sa­ge pub­li­ca­ti­on, first pub­lis­hed 2002, p.321-332
2.Hart. H.L.A., Pu­nish­ment and Res­pon­si­bi­lity, Ox­ford: Cla­ren­don Press, 1968
15 Eylül 2003
Sesleniş
Sayfa 7
Cezaevlerinde Eğitim-Öğretim Faaliyetleri, Meslek Kazandırma Kursları ve Sosyal Etkinlikler
büs­tü ve ha­lı yı­ka­ma atöl­ye­si­nin açı­
lı­şı ya­pı­la­rak, tö­ren so­na er­di.
Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi Konferans Salonundan bir görünüş.
Trab­zon
E Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
Trab­zon E Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
kon­fe­rans sa­lo­nun­da emek­li olan
ce­za­evi per­so­ne­li­ne plâ­ket ve­ril­me­si
ama­cıy­la 20 Ha­zi­ran 2003 Cu­ma
gü­nü sa­at 14.00’de ya­pı­lan tö­re­ne;
Trab­zon Va­li­si Ars­lan Yıl­dı­rım, Trab­
zon Be­le­di­ye Baş­ka­nı Ni­ya­zi Sür­
men, C. Baş­sav­cı­sı Bur­han Ço­ba­noğ­
lu, Trab­zon Ba­ro Baş­ka­nı Ka­ya
Gü­leç, Ce­za­evi İz­le­me Ku­ru­lu Baş­
ka­nı ve üye­le­ri, Böl­ge İda­re Mah­ke­
me­si Baş­ka­nı Na­kit­tin Buğ­day, İl
Jan­dar­ma Ko­mu­ta­nı J.Alb. Şi­na­si
Çaş­kur­lu, Ce­za­evi Sav­cı­sı Hü­se­yin
Gü­ler, Ce­za­evi Mü­dü­rü Ha­san Dön­
mez­kuş, Trab­zon İda­re Mah­ke­me­si
Baş­ka­nı, Ver­gi Mah­ke­me­si Baş­ka­nı,
Mil­lî İs­tih­ba­rat Böl­ge Mü­dü­rü, Mil­li
Eği­tim Mü­dü­rü, Em­ni­yet Mü­dü­rü,
Sağ­lık Mü­dü­rü, Halk Eği­tim Mer­ke­zi
Mü­dür Yar­dım­cı­sı, İl Mer­kez J.
Ko­mu­ta­nı, Ce­za­evi J.Ka­ra­kol Ko­mu­
ta­nı, Ce­za­evi yö­ne­ti­mi ve per­so­ne­li,
emek­li per­so­nel, hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­
lar ka­tıl­dı.
Tö­re­ne ka­tı­lan­lar, say­gı du­ru­şu ve
İs­tik­lâl Mar­şı­nın okun­ma­sın­dan son­
ra bi­rer ko­nuş­ma yap­tı­lar. Da­ha son­ra
tö­re­ne ka­tı­lan­lar ta­ra­fın­dan, Açı­köğ­
re­tim Okul­la­rı, folk­lor, dak­ti­lo, ayak­
ka­bı­cı­lık vb. kurs­la­rı bi­ti­ren 51 tu­tuk­
lu ve hü­küm­lü­ye ba­şa­rı bel­ge­si ve­ril­
di.
Ku­rum­dan emek­li olan dört in­faz
ve ko­ru­ma baş­me­mu­ru, on­se­kiz in­faz
ve ko­ru­ma me­mu­ru, üç kâ­tip, iki tek­
nis­yen, bir tek­nis­yen yar­dım­cı­sı, iki
aş­çı, bir şö­för ve bir ka­lo­ri­fer­ci­ye,
tö­re­ne ka­tı­lan da­vet­li­ler ta­ra­fın­dan,
ce­za­evi mü­dür­lü­ğü­nün te­şek­kür plâ­
ket­le­ri ve­ril­di.
Kır­şe­hir Açık Ce­za­evi
Es­ki­şe­hir
H Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
Bar­tın
M Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
Es­ki­şe­hir Ka­pa­lı Ce­za­evin­de­ki
hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­rın bil­gi, be­ce­ri,
ye­te­nek ve dav­ra­nış­la­rı­nı ge­liş­ti­re­rek,
ruh sağ­lık­la­rı­nın ko­run­ma­sı, top­lu­ma
fay­da­lı bi­rey­ler ola­rak dö­ne­bil­me­le­ri
için kurs­lar ve sos­yal et­kin­lik­ler
dü­zen­len­mek­te­dir.
Bar­tın Halk Eği­tim Mü­dür­lü­ğü ile
ya­pı­lan iş­bir­li­ği ne­ti­ce­sin­de açı­lan iş
ve mes­lek eği­tim kurs­la­rın­dan; ağaç
iş­le­ri kur­su, tel kır­ma ve tel sar­ma
kur­su, sos­yal ve kül­tü­rel amaç­lı kurs­
lar­dan da İn­gi­liz­ce ve bağ­la­ma kurs­
la­rın­da ba­şa­rı­lı olan hü­küm­lü ve
tu­tuk­lu­la­ra ser­ti­fi­ka ve ba­şa­rı bel­ge­
le­ri ve­ril­di. Ay­rı­ca Din ve Ah­lâk Bil­
gi­si ders­le­ri­nin ya­nı sı­ra 1 ve 2. ka­de­
Es­ki­şe­hir Mil­li Eği­tim Mü­dür­lü­
ğü ve Halk Eği­tim Mer­ke­zi Mü­dür­lü­
ğü ile ya­pı­lan ko­or­di­nas­yon so­nu­cun­
Kır­şe­hir Açık Ce­za­evi Mü­dür­lü­
ğün­ce ya­pı­lan tö­ren­le ce­za­evi bah­çe­
si­ne yap­tı­rı­lan Ata­türk büs­tü ve ha­lı
yı­ka­ma atöl­ye­si açıl­dı. Açı­lı­şı Kır­şe­
hir Va­li­si Se­la­hat­tin Ha­ti­poğ­lu ve
C.Baş­sav­cı­sı Ab­dul­ka­dir Şa­hin yap­tı.
15 Tem­muz 2003 ta­ri­hin­de ya­pı­
lan Ata­türk büs­tü ve ha­lı yı­ka­ma atöl­
ye­si­nin açı­lı­şı­na, Va­li Se­la­hat­tin
Ha­ti­poğ­lu, Be­le­di­ye Baş­ka­nı Arif
Eki­ci, C.Baş­sav­cı­sı Ab­dul­ka­dir
Şa­hin, Em­ni­yet Mü­dü­rü Adem Ay­de­
mir, Ağır Ce­za Baş­ka­nı Sa­vaş Tek­
man Nem­li, C.Sav­cı­la­rı, Hâ­kim­ler,
Ce­za­evi Mü­dü­rü İs­met Çe­lik, E Ti­pi
Ka­pa­lı Ce­za­evi Mü­dür­le­ri, Da­ire
Amir­le­ri ve çok sa­yı­da mi­sa­fir ka­tıl­
dı. Açı­lış ko­nuş­ma­sı­nı ya­pan C.Sav­
cı­sı Ab­dul­ka­dir Şa­hin; “Açık ce­za­ev­
le­ri­nin hü­küm­lü­le­rin top­lu­ma ka­zan­
dı­rıl­ma­la­rın­da bi­rer okul gö­re­vi gör­
dük­le­ri­ni, mes­lek kurs­la­rı ile de bi­rer
sa­nat ve mes­lek öğ­re­ne­rek ai­le­le­ri­ne
dön­me­le­ri­nin sağ­lan­dı­ğı­nı” söy­le­di.
Va­li Se­la­hat­tin Ha­ti­poğ­lu ise ko­nuş­
ma­sın­da; “Ata­türk büs­tü­nün açı­lı­şı­
nın ya­pıl­ma­sı­nın Cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin
ku­ru­cu­su Ulu Ön­der Ata­türk ve onun
il­ke ve in­ki­lâp­la­rı­na bağ­lı­lı­ğı­mı­zın
ma­ne­vi bir gös­ter­ge­si ol­du­ğu­nu, ha­lı
yı­ka­ma atöl­ye­si­nin Kır­şe­hir’de bir
ih­ti­ya­cın gi­de­ril­me­si yö­nün­de gü­zel
bir ye­ni­lik ol­du­ğu­nu, ay­rı­ca Açık
Ce­za­evi­miz­de onix mer­mer iş­le­me­ci­
le­ğin­de kay­da de­ğer ye­ni­lik­ler ya­pı­
la­rak, Kır­şe­hir’e öz­gü olan bu işin
Tür­ki­ye ça­pın­da ta­nı­tı­mın­da önem­li
bir kat­kı sağ­la­dı­ğı­nı” be­lirt­ti.
Ko­nuş­ma­la­rın ar­dın­dan Ata­türk
Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevinde kurs bitirenlere sertifikaları törenle verildi.
da kurs­la­ra ka­tıl­mak is­te­yen hü­küm­lü
ve tu­tuk­lu­la­ra 1. ka­de­me İn­gi­liz­ce,
yağ­lı­bo­ya re­sim ve eb­ru kurs­la­rı
dü­zen­len­di. Kurs bi­ti­min­den son­ra
16-25 Tem­muz ta­rih­le­ri ara­sın­da
Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si Kül­tür Sa­ra­
yı’n­da Es­ki­şe­hir C.Baş­sav­cı­sı, Be­le­
di­ye Baş­ka­nı, İl Em­ni­yet Mü­dü­rü ve
di­ğer pro­to­kol üye­le­ri­nin de bu­lun­du­
ğu ge­niş bir da­vet­li ka­tı­lı­mıy­la açı­lan
ser­gi, halk­tan bü­yük il­gi gör­dü. Mil­li
Eği­tim Mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan kurs­la­
ra ka­tı­lan hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­ra
ser­ti­fi­ka­la­rı tö­ren­le ve­ril­di.
Ay­rı­ca hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­ra 2.
ka­de­me oku­ma-yaz­ma kur­su dü­zen­
len­di. Kurs so­nun­da ba­şa­rı gös­te­ren­
le­rin Açı­k İl­köğ­re­ti­m Oku­lu­na ka­yıt­
la­rı ya­pıl­dı. Ha­len Açı­k İl­köğ­re­tim,
Açı­köğ­re­tim Li­se­si ve Açı­köğ­re­tim
Fa­kül­te­si ve ÖSS’yi ka­za­nan öğ­ren­
Er­dek Ka­pa­lı Ce­za­evi
31.7.2003 ta­ri­hin­de, İl­çe Kay­ma­
ka­mı K. Fik­ret Da­yı­oğ­lu’nun da ka­tı­
lı­mıy­la dü­zen­le­nen tö­ren­de, okur-ya­
zar ol­ma­yan tu­tuk­lu ve hü­küm­lü­le­re
oku­ma-yaz­ma bel­ge­le­ri ve­ril­di.
Ay­rı­ca baş­rol­le­ri­ni Si­bel Tur­na­göl
ve Tol­ga Sa­va­cı’nın pay­laş­tı­ğı “Sah­
ra” fil­mi çe­kim­le­ri için Er­dek’te
bu­lu­nan Si­bel Tur­na­göl, 19.8.2003
ta­ri­hin­de ce­za­evi tu­tuk­lu ve hü­küm­
lü­le­ri­ne mo­ral ver­mek ama­cıy­la zi­ya­
ret et­ti.
ci­le­rin ka­yıt­la­rı ve mü­ra­ca­at­la­rı
ya­pıl­dı.
Kırşehir Açık Cezaevinde Halı Yıkama Atölyesinin açılış töreninden bir görüntü.
me oku­ma - yaz­ma kurs­la­rın­da da
ba­şa­rı­lı olan­la­ra ba­şa­rı bel­ge­le­ri
ve­ril­di. Açık İl­köğ­re­tim Oku­lu, Açı­
köğ­re­tim Li­se­si ve Açı­köğ­re­tim
Fa­kül­te­si’yle il­gi­li eği­tim prog­ram­la­
rı­na dö­nem için­de de­vam edil­di.
Ce­za­evi per­so­ne­li ile hü­küm­lü ve
tu­tuk­lu­lar ara­sın­da vo­ley­bol tur­nu­va­
sı dü­zen­len­di. Ce­za­evi vo­ley­bol ta­kı­
mı ise Va­li­lik Vo­ley­bol Tur­nu­va­la­rı­na
ka­tıl­dı.
İn­san Hak­la­rı Eği­tim 10. Yıl Ulu­
sal Ko­mi­te­sin­ce dü­zen­le­nen “Ba­rış”
ko­nu­lu ya­rış­ma­da, bir hü­küm­lü­nün
çiz­di­ği ka­ri­ka­tür, man­si­yon ile, di­ğer
bir hü­küm­lü­nün şi­iri, plâ­ket­le ödül­
len­di­ril­di.
Hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­lar he­pa­tit B
ve ve­rem ta­ra­ma­sın­dan ge­çi­ril­di.
Ay­rı­ca Kı­zı­lay’a ya­pı­lan kan ba­ğı­şı
ne­de­niy­le, Kı­zı­lay Ge­nel Baş­kan­lı­ğı
ta­ra­fın­dan plâ­ket ödü­lü ve­ril­di.
F Ti­pi Ce­za­ev­le­rin­de ge­çi­ci
gö­rev­li 116 per­so­ne­le Ba­kan­lık ta­ra­
fın­dan ba­şa­rı bel­ge­le­ri ve­ril­di. Ce­za­
evin­de ya­pı­lan eği­tim, öğ­re­tim, sos­
yal ve kül­tü­rel fa­ali­yet­le­re iş­ti­rak
eden hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­lar ile per­so­
nel­den ba­şa­rı gös­te­ren­le­rin ser­ti­fi­ka
tö­re­nin­de, Bar­tın C. Baş­sav­cı­sı Meh­
met Şe­rif Eren bir ko­nuş­ma ya­pa­rak;
ça­lış­ma­la­rın­dan do­la­yı Ce­za­evi C.
Sav­cı­sı S. Si­nan Er­dem, Ce­za­evi
Mü­dü­rü Meh­met Ka­yı ve di­ğer per­
so­ne­le te­şek­kür et­ti.
Sayfa 8
Sesleniş
15 Eylül 2003
Cezaevlerinde Eğitim-Öğretim Faaliyetleri, Meslek Kazandırma Kursları ve Sosyal Etkinlikler
Kurs so­nun­da, ba­şa­rı­lı olan kur­si­yer­le­re
ba­şa­rı bel­ge­le­ri ve­ril­di.
hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­ra çe­şit­li ödül­ler
da­ğı­tıl­dı.
Kırk­la­re­li Mer­kez
E Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
Es­ki­şe­hir Ka­pa­lı Ce­za­evi
Mil­lî Eği­tim Mü­dür­lü­ğü, Halk Eği­
tim Mer­ke­zi ve ASO Mü­dür­lü­ğü ile
iş­bir­li­ği­ne gi­di­le­rek ce­za­evin­de çe­şit­li
kurs­lar açıl­dı ve bu kurs­lar so­nu­cun­da
hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­rın yap­mış ol­duk­
la­rı ürün­ler, il­de her yıl dü­zen­le­nen ve
ce­za­evi­nin de ka­tıl­dı­ğı Mes­le­kî ve Tek­
nik Eği­tim Fu­arın­da (ME­TEF) ser­gi­len­
di.
Her tür­lü do­ğal afet­te hal­kın ya­ra­sı­nı sa­ra­bil­mek ama­cı ile Ada­let Ba­kan­lı­ğı bün­ye­sin­de
bu­lu­nan ve tek olan Ce­za­evi Ara­ma ve Kur­tar­ma Ti­mi (CE­KUT) ge­ce gün­düz eği­tim­le­ri ve
plân­lı tat­bi­kât­la­rı­na ke­sin­ti­siz de­vam et­mek­te­dir.
Va­li Yar­dım­cı­sı M. Hay­ri Kurt, Kırk­
la­re­li Tek­nik Li­se ve En­düst­ri Mes­lek
Li­se­si’nde ME­TEF’in açı­lı­şı­nı yap­tı.
Tö­re­ne Kırk­la­re­li Tek­nik Eği­tim Fa­kül­te
De­ka­nı Ser­vet Ek­mek­çi, Mil­lî Eği­tim
Mü­dür Ve­ki­li, di­ğer da­ire amir­le­ri,
Af­yon Açık Ce­za­evi
Af­yon Açık Ce­za­evi eği­tim ve mes­
lek öğ­re­tim ça­lış­ma­la­rı doğ­rul­tu­sun­da
elekt­rik, mo­bil­ya, de­mir, sıh­hî te­si­sat,
in­şa­at, ek­mek fı­rı­nı ve di­ğer iş yurt­la­rın­
da ku­rum tek­nik ele­man­la­rın­ca çağ­daş,
sıh­hî, tek­nik iş­let­me ve üre­ti­min na­sıl
ol­ma­sı ge­rek­ti­ği öğ­re­ti­lip, iş yurt­la­rı
atöl­ye­le­rin­de üre­ti­len ürün­ler va­tan­daş­
la­ra su­nul­mak­ta­dır. Ce­za­evi bah­çe­sin­de
bu­lu­nan tek­nik ve do­ğal ta­rım is­tas­yo­
nun­da, Ta­rım İl Mü­dür­lü­ğü ile eş
gü­düm­lü ola­rak tek­nik ta­rım ça­lış­ma­la­rı
ya­pı­la­rak; per­so­nel ve hü­küm­lü­le­re
na­tu­rel, ka­li­te­li, sıh­hî ve bol ürün el­de
et­me yön­tem­le­ri ile dam­la­ma su­la­ma
sis­te­mi, or­ga­nik ta­rım sis­tem­le­ri, çe­kir­
dek­ten fi­de­ye, fi­de­den üre­ti­me, bah­çe
bit­ki ve seb­ze has­ta­lık­la­rı, ürün top­la­ma
sis­tem­le­ri uy­gu­la­ma­lı ola­rak gös­te­ril­
mek­te­dir. Ay­rı­ca Af­yon Açık Ce­za­evin­
de mes­lek edin­dir­me­ye yö­ne­lik açı­lan
ber­ber­lik ve saç ba­kı­mı, kül­tür man­tar­cı­
lı­ğı ve tek­nik arı­cı­lık kurs­la­rı­nı ba­şa­rı ile
ta­mam­la­yan hü­küm­lü­ler ve tu­tuk­lu­la­ra
ba­şa­rı bel­ge­si ve­ril­di.
Or­ta­ya çı­kan ku­rum içi ve ki­şi­sel
so­run­lar, ku­rum bün­ye­sin­de her ay tek­
rar­la­nan per­so­ne­lin ve hü­küm­lü­le­rin
ka­tıl­dı­ğı ce­za­evi göz­den ge­çir­me top­lan­
tı­la­rıy­la çö­zü­me ka­vuş­tu­rul­mak­ta­dır.
Özel gün­ler­de an­ma tö­ren­le­ri ve eğ­len­ce
prog­ram­la­rı dü­zen­len­mek­te­dir. On­bi­rin­
ci­si dü­zen­le­nen Ulus­la­ra­ra­sı Af­yon
Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Fu­arı’na, Ce­za­evi bu
yıl ilk de­fa ka­tı­la­rak; bil­gi­sa­yar tek­no­lo­
ji­le­rin­den de ya­rar­lan­mak su­re­tiy­le,
üret­ti­ği hiz­met ve ürün­le­r ser­gi­len­di.
Bu­ca Ka­pa­lı Ce­za­evi
Ce­za­evi Spor, Bu­ca İl­çe­sin­de Bi­lim
Es­ki­şe­hir Ka­pa­lı Ce­za­evin­de ya­pı­lan
vo­ley­bol tur­nu­va­sı ol­duk­ça çe­kiş­me­li
geç­ti. Ye­rel ve Ulu­sal ba­sı­nın da iz­le­di­ği
maç so­nun­da bi­rin­ci ge­len ta­kım ma­dal­
ya­la­rı­nı Es­ki­şe­hir C. Baş­sav­cı­sı Ali Tur­
na’dan al­dı­lar.
Tür­ki­ye İş Ku­ru­mu ile ka­pa­lı ce­za­
evi ara­sın­da ya­pı­lan ya­zış­ma so­nu­cun­da,
er­kek hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­ra yö­ne­lik
ah­şap bo­ya­ma ve lü­le ta­şı iş­çi­li­ği kurs­la­
rı açıl­dı. Kurs sü­re­sin­ce kur­si­yer­le­rin
gün­lük üc­ret­le­ri, kurs öğ­ret­men­le­ri­nin
üc­ret­le­ri, SSK prim­le­ri ve kurs için
ge­rek­li mal­ze­me be­del­le­ri Tür­ki­ye İş
Ku­ru­mu ta­ra­fın­dan kar­şı­lan­dı. Kur­si­yer
hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­rın ta­ma­mı kurs
so­nu ya­pı­lan sı­nav­da ba­şa­rı gös­te­re­rek
tö­ren­le bel­ge­le­ri­ni al­dı­lar.
Halk Eği­tim Mer­ke­zi Mü­dür­lü­ğü ve
Ka­pa­lı Ce­za­evi Mü­dür­lü­ğü iş­bir­li­ği ile
ba­yan hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­ra yö­ne­lik el
sa­nat­la­rı, tri­ko­taj ve mak­ro­me kurs­la­rı
açıl­dı. Kurs­la­rı ba­şa­rı ile bi­ti­ren kur­si­
yer­le­re bel­ge­le­ri ve­ril­di. Hal­ka sa­tı­şa
su­nu­lan ürün­ler bü­yük be­ğe­ni top­la­dı.
Bat­man
M Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinde düzenlenen yabancı dil kursundan bir görüntü.
ve Eği­tim Şen­lik­le­ri adı al­tın­da ge­le­nek­
sel ola­rak dü­zen­le­nen ku­rum­la­ra­ra­sı
Kay­ma­kam­lık Vo­ley­bol Tur­nu­va­sı’na
ka­tıl­dı.
15 ta­kı­mın ka­tıl­dı­ğı tur­nu­va­da,
ye­nil­gi­siz ola­rak fi­na­le kal­dı. Fi­nal­de de
Spor Aka­de­mi­si me­zun­la­rın­dan olu­
şan Mil­lî Eği­tim Mü­dür­lü­ğü ta­kı­mı­nı
ye­ne­rek şam­pi­yon ol­du. Şam­pi­yon­luk
ku­pa­sı, Bu­ca Kay­ma­ka­mı ta­ra­fın­dan
ku­rum müd­ürü­ne ve­ril­di.
Te­kir­dağ 1 No­lu
F Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi
Te­kir­dağ 1 No­lu F Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­
evi Mü­dür­lü­ğü ile Halk Eği­tim Mer­ke­zi
Mü­dür­lü­ğü’nün or­tak­la­şa ça­lış­ma­sı
so­nu­cu İn­gi­liz­ce kur­su açıl­dı. Açı­lan
İn­gi­liz­ce kur­su­na tu­tuk­lu ve hü­küm­lü­ler
bü­yük il­gi gös­ter­di. Kurs, Ha­kan
Bu­lut’un öğ­ret­men­li­ğin­de, 14.7.200315.8.2003 ta­rih­le­ri ara­sın­da ya­pıl­dı.
Buca Cezaevi Spor, 15 takımın katıldığı Kurumlararası Kaymakamlık Voleybol Turnuvası’nda
yenilgisiz şampiyon oldu.
öğ­ret­men­ler, öğ­ren­ci­ler ve de­fi­le ile ser­
gi­yi gör­me­ye ge­len ka­la­ba­lık bir halk da
ka­tıl­dı.
Fu­ara ka­tı­lan çe­şit­li mes­lek li­se­le­ri­
nin ya­nı sı­ra, Kırk­la­re­li E Ti­pi Ka­pa­lı
Ce­za­evi hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­la­rı­nın yap­
mış ol­duk­la­rı ürün­le­rin ka­tı­lım ve kat­kı­
la­rı ile ger­çek­leş­ti. Fu­ar dört gün sür­dü.
Fu­ar­da en bü­yük il­gi­yi hü­küm­lü ve
tu­tuk­lu­la­rın yap­mış ol­duk­la­rı ürün­le­rin
ser­gi­len­di­ği stand gör­dü. Ser­gi­de yer
alan ürün­le­rin sa­tı­şı ya­pı­la­rak hü­küm­lü
ve tu­tuk­lu­la­ra ge­lir el­de edil­di.
Ma­ni­sa E Ti­pi
Ka­pa­lı Ce­za­evi
Ma­ni­sa E Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi’n­de
sat­ranç tur­nu­va­sı dü­zen­len­di. Çok sa­yı­
da hü­küm­lü ve tu­tuk­lu­nun ka­tıl­dı­ğı tur­
nu­va bü­yük çe­kiş­me­le­re sah­ne ol­du.
Tur­nu­va­yı ka­za­nan ve de­re­ce­ye gi­ren
Bat­man M Ti­pi Ka­pa­lı Ce­za­evi 2.
Mü­dü­rü Erol Bağ, İn­faz ve Ko­ru­ma Baş­
me­mur­la­rın­dan Kâ­ni De­niz ve İn­faz
Ko­ru­ma Me­mur­la­rın­dan Der­viş Üne­şi,
M.Can Pek­göz, Ha­san Oğuz ve Sul­tan
Üşen­ti’nin emek­li­ye ay­rıl­ma­la­rın­dan
do­la­yı 20.08.2003 ta­ri­hin­de M Ti­pi
Ka­pa­lı Ce­za­evin­de dü­zen­le­nen bel­ge
tö­re­ni­ne; Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı Ve­ki­li
Meh­met Akif Ak­taş, Ce­za­evi Mü­dü­rü
Mus­ta­fa Do­lu­nay, Ce­za­evi 2. Mü­dür­le­ri
Yıl­maz İşe­ri, Mah­mut Çe­lik, Ay­dın
Bu­dak, Ha­san Çep­ni ve Ce­za­evi Ko­ru­
ma J.Bl.K.Yzb.Şe­nol Tur­han ve ce­za­evi
per­so­ne­li ka­tıl­dı.
C. Baş­sav­cı Ve­ki­li Meh­met Akif
Ak­taş yap­tı­ğı ko­nuş­ma­sın­da; “Tür­ki­
ye’nin çe­şit­li ce­za­ev­le­rin­de 1. ve 2.
mü­dür­lük gö­re­vi ya­pan Erol Bağ ile
in­faz ko­ru­ma baş­me­mur ve me­mur­la­rın
teş­ki­lâ­tı­mı­za ver­miş ol­duk­la­rı hiz­met­le­
rin­den do­la­yı te­şek­kür edip, si­vil ya­şam­
la­rın­da ba­şa­rı­lar” di­le­di.
Ay­rı­ca, emek­li olan 2. Mü­dür, Baş­
me­mur ve me­mur­la­ra, gös­ter­miş ol­duk­
la­rı ba­şa­rı­lı hiz­met­le­rin­den do­la­yı,
te­şek­kür bel­ge­le­ri ve­ril­di. Coş­ku­lu kut­
la­ma­lar­dan son­ra emek­li per­so­nel­le­rin
ve­da­laş­ma tö­re­ni ya­pıl­dı.
Batman M Tipi Kapalı Cezaevinde emekli olan personele
teşekkür belgeleri verildi.

Benzer belgeler