Şahru Pilten Özel:Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin

Transkript

Şahru Pilten Özel:Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin
Modern Türklük
Araştırmaları Dergisi
Cilt 4, Sayı 4 (Aralık 2007)
Mak. #59, ss. 88-112
Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebîyatları Bölümü
Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin
Zamanın İfadesindeki Yeri
Şahru Pilten Özel
Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü ÖZET
"Zaman” fiil çekimleri dışında zaman kelimeleri olarak tanımladığımız kelime öbekleri,
isim grupları ve sıfat tamlamaları ve zarflarla tamamlanır. Zaman kelimeleri, durumun
zamandaki yerinin kesin olarak belirlenmesini sağlar, izafî-mutlak zamanların gönderim
noktasını oluşturur. Bu yüzden hem mutlak, hem de izafî zamanlarda, hareketin zaman
çizgisinde yerleştirilmesi konusunda büyük önem taşır. Türkmen Türkçesinde zaman
belirticilerini büyük ölçüde zarflar teşkil eder. Zarflar, Bennett ve Partee (1978) ve
Nerbonne (1984)’un sınıflamalarından hareketle (i) sayı ve sıklık zarfları, (ii) çatı zarfları (iii)
dönem zarfları ve (iv) süreklilik zarfları ana başlıkları altında gruplandırılabilir.
ANAHTAR SÖZCÜKLER
Zaman, zaman kelimeleri, zarflar, zamanda yerleştirme, gönderim noktası
ABSTRACT
Time specification involves not only verbs and verb phrases but other types of
expressions such as noun phrases, adjectival phrases and adverbs. Time words provide
determining the exact place of the situation in time. They constitute the reference
point of the relative and absolute tenses. Because of this they have an important
place in locating events in time line in both of this tenses. Furthermore they can
change reference point and causes shifting of time and make certain distinction in
time. In Turkmen Turkish, time adverbs are the main parts of the time expressions. Time
adverbs can be classified into three groups according to Bennett and Partee (1978)
and Nerbonne (1984)’s work: (i) number and frequency adverbials (ii) frame
adverbials (iii) frist adverbials and (iv) durative adverbials.
KEY WORDS
Time, time words, adverbs, location in time, reference point
Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
1. Zaman kelimelerinin zamanın ifadesindeki yeri
Binnick (1991: 300) “fiil zamanlarının biçimsel semantiğinin, sadece fiillerle değil, aynı zamanda kelime öbekleri: isim öbekleri ve sıfat öbekleri ve en önemlisi zarfları da içeren zaman belirticileri ile tamamlandığını” söyler. Aynı şekilde Comrie (1985: 12) de zaman ifadesinin sadece fiillerin görevi olmadığını söyler. Bu görüşünü şu şekilde açıklar: “Zamana sahip çoğu dilde, zamanlar fiilde veya fiile bitişik olan dilbilgisel kelimelerle belirtilir. Warlpiri gibi bazı diller de ise zamanın belirtilmesi, cümlede yardımcı bir kısım gibi ikinci planda kalır. Her ne kadar gramerciler zamanı, fiile bağlı morfolojik bir parçayı temel alan, bir fiil kategorisi olarak görseler de, şimdilerde zamanın bütün cümleyi veya ifadedeki bütün mantıkî terimleri içine aldığı savunulmaktadır. Çünkü o, sadece fiile ait olan bir özellikten çok, bir bütün olarak ifadenin gerçek değeridir,”. Comrie (1985: 9), zamanda yerleştirmede kullanılan ifadeleri, dilin yapısı için önemlerine göre üç gruba ayırır: Sözlüksel olarak birleşik ifadeler, en küçük zaman aralıklarını dahi ölçebilir: John ayrıldıktan beş dakika sonra; büyük patlamadan 10 saniye sonra. Dildeki zaman yerleştirmesi ifade eden sözlüksel birimler: şimdi, bugün, dün vb. Dilbilgisel kategoriler: İngilizcedeki şimdiki zaman (present), geçmiş zaman (past), gelecek zaman (future), hikâye birleşik zamanı (pluperfect), gelecek zamanın hikâyesi (future perfect) vb. 1.1 Zaman zarfları
Reichenbach (1947)’a göre zarfların zamanları, olayın değil, gönderim noktası (reference point)nın zamanlarıdır. Reichenbach, zarfların aynı cümle içinde farklı zamanlarla ilişkili olabileceğini ileri sürmüştür. Fakat şimdi, yarın gideceğim gibi cümleleri göz ardı etmiştir (Binnick 1991: 113). Yarın gideceğim cümlesinde, gelecek zaman gönderim noktası, zarf tarafından belirtilmemiştir. Bu cümleyi geçmiş zaman gönderimli yarın gideceğini biliyordu cümlesiyle karşılaştıralım. Burada gelecek zaman ifade eden bir zarf kullanılmasına rağmen gönderim zamanını belirleyen zaman kelimesi değildir. Zaman zarfları biçimsel olarak sözlüksel zarflar (bugün, yarın, dün, her zaman, daha önce, sonunda, sonsuza dek, eskiden, sık sık...) ve sözlüksel olmayan geçici zarf ifadelerinden oluşur (partiden sonra, bütün misafirler gittikten sonra, gelecek haftanın tamamında, gece, öğleden sonra, sabah 8:00’da...) (Binnick 1991: 300). Zarflar hakkındaki çalışmalar daha çok, sentaktik kategorilerine ve gönderim anlamlarına göre, yani zamanları nasıl yerleştirdiklerine göre yapılmıştır. Zarflar 89
90
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
anlamları açısından ilk kez Bennett ve Partee (1978:22) tarafından üç grup olarak incelenmiştir: 1.
Çatı zarfları (frame adverbials) ‘tanımlanan olayın yer almış olduğu iddia edilen zaman aralığı’dır. En sık kullanılan zaman aralığı belirticisidir: geçen hafta, gelecek ay, dünden önceki gün, bu sabah, üç gün önce, dün, bugün, Haziran 13’de... 2.
Sayı ve sıklık zarfları (number and frequency adverbials) meydana gelen bir olay türünün zaman sayısını bildirir: en az bir kere, bazı zamanlarda, iki kez; yılda belirli zamanlarda, yılda iki kez, saat başı, geleneksel olarak. 3.
Süreklilik zarfları (durative adverbials) ‘tanımlanan olayın meydana gelmiş olduğu zaman uzunluğunun sürekliliğini bildirir’. En belirgin örnekleri için edatı ile kurulmuş olanlardır: iki saat için, bir gün için... Nerbonne (1984: 61) zarflara, ‘dönem’ (frist) zarfları adını verdiği bir kategorinin daha ilave edilmesini ister. Bu zarflar süreç aralığını belirlemek için kullanılır. Tıpkı süreklilik zarfları gibi bunlarda bir aralık belirtir. Fakat süreklilik zarflarına benzemeyerek, çatı zarfları gibi, olayın tabiatı hakkında bir şey söylemezler, sadece belirli bir aralığın içine yerleştirirler. Dönem zarflarının en önemli örnekleri içinde kelimesi ile birleşerek yapılanlardır: ‘Gizlenmiş harfleri birkaç dakika içinde buldu’ demek, arama işleminin ne kadar süre tuttuğunu belirtmek demek değildir, burada daha çok olayın hangi zaman aralığında meydana geldiği anlatılmaktadır. Dönem zarflarını diğer zarf çeşitlerinden ayıran iki önemli sebep vardır. Birincisi çatı zarfları Aristo görünüşünün her çeşidinde meydana gelebilir (Susan dün bütün gün hastaydı “durum”; Susan dün bütün gün koştu “aktivite”; Susan dün su tesisatını tamir etti “tamamlama”). Dönem zarfları ise performans cümleleri (performative sentences)nde bulunamaz (*Susan bir saat içinde hastaydı. *Susan bir saat içinde koşuyordu.) (Dowty 1979: 324). Çatı zarflarıyla dönem zarflarının ayrılmasının ikinci sebebi şudur: Çatı zarfları gönderim anını belirtmektedir. Çatı zarfları Dowty’nin terminolojisiyle ana fiil zamanı (main tense) zarflarıdır ve hareketin tarzı (aktionsart)ndan ve görünüşten daha geniş bir faaliyet alanına sahiptir ve fiil zamanına daha çok yakındır (Dowty 1979: 325). Pazartesi eve gittim cümlesinde Pazartesi geçmişte bir Pazartesiyi anlatmaktadır, bağlamdan bir önceki pazartesiden bahsedildiği sonucu çıkartılabilmektedir, Pazartesi eve gideceğim de ise gelecekteki bir Pazartesiden, genellikle bir sonraki Pazartesiden bahsedilmektedir (Binnick 1991: 308). Fakat dönem zarfları sadece olay anını yerleştirir (John mezuniyetinden birkaç ay sonra evi terk etti). Dönem zarfları hem görünüşün hem de hareketin tarzının faaliyet Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
sahasında bulunurlar, bu yüzden Dowty (1979: 332) süreklilik ve dönem zarflarını görünüş (aspect) zarfları olarak tanımlar. Sauer (1984: 42) ise zaman zarflarını geçici (temporal) zarflar ve sayma (counting) zarfları olarak ikiye ayırır. bugün, dün ve yarın zarflarını basit geçici zarflar olarak ele alır. dün zarfı geçmiş zamanda, yarın zarfı gelecek zamanda kullanılırken, bugün zarfı her üç zamanda da kullanılabilmektedir. Geçmiş zaman şimdiki zamandan önceki kısmı, gelecek ise şimdiki zamandan sonraki kısmı kapsamaktadır. Şimdiki zaman bugün zarfının büyük bir parçasını oluşturmakla beraber, bağlama göre bugün zarfı izafî (relative) geçmiş zamanın veya izafî gelecek zamanın da bir parçası olabilir (John bugün sigara içti; John bugün sigara içecek: John bugün sigara içecekti). Saurer (1984: 60), geçici zarflar kategorisinin içine cümlesel (sentential) zarflar adını verdiği saat beşte, savaştan sonra, yemekten beri gibi zarfları da dâhil eder. Dün, John yemekten sonra yürüdü cümlesini incelediği aşağıdaki şemadan hareket ederek, birleşik geçici zarflar (compound temporal adverb)ın birbiri içine geçmiş olan, birden fazla zaman dilimini ifade ettiklerini belirtir (1984: 53): dün şimdiki an zaman¹
zaman²
dün yemek anı John’un yürüyüşü Şekil I. Birleşik geçici zarfların zaman çizgisinde yerleştirilmesi Kaynak: Saurer (1984: 60) Saurer (1984: 63), fiil zamanlarının tek başlarına ele alındığında, hep tek bir olay zamanını gösterdiklerini söyler. Bu duruma John banyo yaptı ve John sigara içti. cümlelerini örnek verir. Bu iki cümlenin olayı anlatmakta olduğunu hâlbuki John iki kere banyo yaptı. John sıklıkla sigara içti. cümlelerinde ise zarfların cümleye birden çok olay zamanı anlamı kattığını belirtir. Geçmiş zamanda tekrarlanan olayları ifade eden bu tarz zarflara sayma zarfları ismini verir. Bu zarfları John dün iki kere sigara içti cümlesinden hareketle aşağıdaki şemayla anlatır (Saurer 1984: 60): dün zaman¹
zaman²
şimdiki an John sigara içti John sigara içti Şekil II. Sayma zarflarının zaman çizgisinde yerleştirilmesi Kaynak: Saurer (1984: 60) 91
92
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
Binnick (1991: 308), cümlede etkiledikleri yere göre çatı zarflarını, sayı ve sıklık zarflarını, süreklilik ve dönem zarflarını ‘cümlesel (sentential) (ana fiil zamanı) zarflar’ ve ‘kelime öbekleri şeklinde zarflar’ şeklinde iki kategoriye ayırabileceğimizi söyler. 1.2 Zaman kelimeleri ve uzaklığın derecelendirilmesi
Fiil zamanlarının ve zaman zarflarının ilişkisi, biçimsel semantiğe karşı çıkan bir durum ortaya çıkartmıştır. Bunun sebebi, fiil zamanları ve zarfların izafî alanlarının değerlendirilmesi paradoksudur (Bennett 1977: 503; Cresswell 1973: 195f.; Dowty 1979: 323f., 1982: 23f.; Richards 1982: 63ff.) Sözdizimi tarafından herhangi bir gönderim noktası saptanmadığında, basit geçmiş zaman, bir gönderim noktası tayin etmek için bir zarfa gereksinim duyar. Fakat eğer gönderim noktası daha önce saptanmışsa, o zaman basit geçmiş zaman bu gönderim noktasını, yeni ve biraz daha ileride bir gönderim noktası tayin etmek için yeterli görür (Binnick 1991: 407). Zarflar, geçici belirlemenin içine nasıl tamamen dâhil olur? Hinrichs (1986: 63) gösterici merkezli zarfların ve bağımsız tarihlerin gönderim noktasını değiştirmemelerine rağmen zarfların, olayların yapı sistemine en az zamanlar kadar dâhil olduğunu söyler ve Smith (1981)’i temel alarak, dört zarf çeşidinin farklılıkları üzerinde durur: 1.
Gösterici merkezli zarflar (deictic adverbials) söylem tarafından özelleştirilmiş bir zamana bağlı olmayabilir. Sadece konuşma‐hareket anı açısından tanımlanabilir: geçen hafta, dün, şimdi, şu an, üç gün içinde, yarın. 2.
Bağlı zarflar (dependent adverbials) söylem tarafından özelleştirilmiş bir zamana bağlı olmalıdır. Bu zamana bağlı olarak tanımlanırlar: daha sonra, daha önce, aynı anda, sonralarında, sonra. 3.
Esnek bağlar (flexible anchoring) söylem tarafından özelleştirilmiş bir zamana bağlı olabilir. Hem belirli bir zamana bağlı olarak hem de konuşma‐hareket anına bağlı olarak tanımlanabilirler: Salı günleri, John gitmeden önce. 4.
Bitmiş (bağımsız) tarihler (complete/independent dates) söylem tarafından özelleştirilmiş bir zamana bağlı olmayabilir. Kesinlikle bir gönderim noktası olmadan, ne belirli bir zamana bağlı olarak, ne de konuşma‐hareket anına bağlı olarak tanımlanabilirler: on dokuzuncu yüzyılda, 1897’de, Mart 1976’da, 1980 (Hinrichs 1986: 78f). Binnick (1991: 321) Tom was in love with Sue. Yesterday he fell in love with Tammy. (Tom Sue’yu seviyordu. Dün Tammy’e aşık oldu.) ve Tom was in love with Sue. In June of 1987 he fell in love with Tammy. (Tom Sue’yu seviyordu. Haziran 1987’de Tammy’e aşık Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
oldu.) cümlelerinde, G(önderim) noktasının değişiminin, hikâye sırasına bağlı olduğunu belirtir. Fakat diğer zarf çeşitlerinin G noktasını değiştirdiğini vurgular: Tom was in love with Sue. Previously he fell in love with Tammy. (Tom Sue’yu seviyordu. Önceden Tammy’e aşık oldu.) ve Tom was in love with Sue. Before meeting Sue at the mall, he fell in love with Tammy. (Tom Sue’yu seviyordu. Sue ile sokakta karşılaşmadan önce, Tammy’e aşık oldu.) cümlelerinde ise zarflar, G noktasını metindeki ilk cümlede verilen G noktasından uzağa (metindeki duruma göre daha önceki bir noktaya) yerleştirirler. Hikâye birleşik zamanı bir zarfa bağlı olarak, bir gönderim noktası saptayabilir. Fakat bir önceki cümlede var olan bir zarfı göz önüne alarak, yeni bir gönderim noktası atayamaz. Bu yüzden hikâye birleşik zamanı, bir zarfla birlikte hikâyeci an yaratarak G noktasını değiştirir. Fakat Kamp ve Rohrer de dâhil olmak üzere pek çok bilim adamı, hikâye birleşik zamanlarının bir durum değişikliği olduğunda, bir zarf bulunmasa bile, yeni bir G noktası meydana getireceğini öne sürerler. Bir durumun değişmesinden kastedilen, bahsedilen olaydaki bir durumdan bir diğerine yapılan geçiştir: hasta olmaktan iyileşmeye, bir şeyi fark etmemekten fark etmeye gibi (Kamp ve Rohrer 1983: 259). Comrie (1985: 32) çalışmasında tamamlanmış fiil zamanları ile zaman zarfları arasındaki ilişkiyi inceler. Tamamlanmış fiil zamanlarında, geçmiş zaman zarflarının kullanılmamasından hareketle, tamamlanmış fiil zamanının şimdiki zamanı ifade ettiğini söyler (Comrie 1985: 33). 2.1 Türkmen Türkçesinde zaman kelimelerinin zamanın
ifadesindeki yeri 1
Zaman ifadeleri sadece fiil çekimleriyle sağlanmaz. Zaman kelimeleri, durumun zamandaki yerinin kesin olarak belirlenmesini sağlar, izafî‐mutlak zamanların gönderim noktasını oluşturur. Bu yüzden hem mutlak (absolute) , hem de izafî zamanlarda, hareketin zaman çizgisinde yerleştirilmesi konusunda büyük önem taşır. Zaman belirticileri fiil çekimleri dışında kelime öbekleri, isim grupları ve sıfat tamlamaları ve en önemlisi zarflarla tamamlanır. İsim grupları genelde isim‐fiillerden oluşur. Burada fiil çekim ekleri, isim grubunun zamanda yerleştirilmesini sağlar. (1) Militsiya i:şgä:rleri bi:ri‐bi:riniŋ yüzüne seredip, onuŋ nä:medir aytcak bolya:nını a:ŋladılar (H 29) (Milis işçileri birbirlerinin yüzüne bakıp, onun birşeyler söyleyecek olduğunu anladılar.) Çalışmamızda ele aldığımız örnekler A. Durdıyev (1985)’in Han Küyli isimli eserinden alınmıştır. 1
93
94
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
Yukarıdaki örnekte aytcak bolya:nını (söyleyecek olduğunu) kelime grubu şimdiki zamanda yapılmasına karar verilmiş bir gelecek zaman hareketini anlatmaktadır. Aşağıda isim gruplarına örnekler verilmiştir: (2) Maŋlayıŋa yazılanını gör!‐ diyeninden, A:kcama:l: ‐Bu za:tlarıŋ hemisinin yene ö:zümden göryä:n. (H 26) (Kaderine yazılanı gör! – dedikten sonra, Akcamal: ‐ Bu olanların tümünü yine kendimden biliyorum) (3) Etcekleri öldi:r ya:lı urcakları dä:lmidi?! (H 26) (Yapacakları öldürecek kadar vurmak değil miydi?!) (4) Bu bürgütden sıpıbilse, Şu:ra hökümetine yüz tutcagına ınamı ba:r. (H 28) (Bu kartaldan kaçabilse, Şura hükümetine yüz tutacağına inancı var.) (5) Yıgımçılarıŋ içinde yalta, haya:l i:şleyä:nlerden birkisi ba:r, Emma: depgin gatı güyçli bolansoŋ, govaça:nıŋ düybünde a:ybogdaşını gurup, kä:vagt bir ha:na sogurya:nlar görünmeyä:r. (H 50) (Toplayıcıların içinde tembel, çalışmayan bir ikisi var, ama tempo çok güçlü olduktan sonra, ekinin dibinde bağdaşını kurup, kimi zaman bir pamuk kozasını sökenler görünmüyor.) (6) Dürli: ve Dürsolta:nıŋ sallanışıp, suva barya:nını gören yigitler a:t‐ya:bılarını yaŋı suva görkezen balsalar‐da, gı:zlara sı:n etmek üçi:n yene ma:llarını guya alıp gelerdiler. (H 59) (Dürli ve Dürsultan’ın salınarak, suya gittiklerini gören yiğitler, atlarını yeni suya götürmüş olsalar da, kızları görmek için yine hayvanlarını kuyuya getirirlerdi.) (7) Şol sebä:pli barcak a:damlarıŋ nä:tüyslüdigini ata:‐enelerine ve kö:ne a:datı yö:redyä:nlere ınam etmä:n, ö:zleri bi:ri‐birlerine: “Meniŋ sataşcagımı sen gör, seniŋ sataşcagıŋı men göreyin” diyip, ö:z a:ralarında şöyle şertleri goya:rdılar. (H 64) (Bu sebepten varacakları adamların nasıl olduklarını anne babalarına ve eski adetleri yürütenlere itimat etmeyip, kendileri birbirlerine: “Benim evleneceğimi sen gör, senin evleneceğini ben göreyim” diye, kendi aralarında bu şartları koyuyorlardı.) Sıfat grupları, ismi zaman yönünden niteler: (8) Ogulbossa:nıŋ bu günki zeyrenmeginiŋ sebä:bi: bri:ga:da başlıgı Ora:z ö:z garındaşı bolan Ogulgeregi bi:rinci i:şeŋŋir pagta: yıgıcı hasa:p edip, görelde sı:lag almak üçi:n yo:karı:k yazıp beripdir. (H 37) (Oğulbossan’ın bugünkü şikâyetinin sebebi: brigada başkanı Oraz kendi akrabası olan Oğulgerek’i birinci gayretli pamuk yığıcı sayıp, örnek gösterilme nişanı almak için yukarı yazmış.) örneğindeki bu günki zeyrenmegi sıfat tamlamasında bu günki sıfatı, tamladığı ismin G noktasını belirlemektedir. Aşağıda, zaman belirtici sıfat tamlamalarına örnek verilmiştir: (9) Ogulbossa:n oglunı ya:tı:rdı ve erti:rki ya:rışcagı hakında pikir etmä:ge başladı. (H 38) (Oğulbossan oğlunu yatırdı ve ertesi günki yarışı hakkında düşünmeye başladı.) (10) Şol sebä:pli barcak a:damlarıŋ nä:tüyslüdigini ata:‐enelerine ve kö:ne a:datı yö:redyä:nlere ınam etmä:n, ö:zleri bi:ri‐birlerine: “Meniŋ sataşcagımı sen gör, seniŋ Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
sataşcagıŋı men göreyin” diyip, ö:z a:ralarında şöyle şertleri goya:rdılar. (H 64) (Bu sebepten varacakları adamların nasıl olduklarını anne babalarına ve eski adetleri yürütenlere itimat etmeyip, kendileri birbirlerine: “Benim evleneceğimi sen gör, senin evleneceğini ben göreyim” diye, kendi aralarında bu şartları koyuyorlardı.) (11) Sona: bu gürrüŋleriŋ ı:zından: ‐ A:y, gı:zlar, düyn agşamkı bolan yıgnakda Oktya:br bayramına tayya:rlık hakında edilen gürrüŋleri eşitdiŋizmi?‐ diydi. (H 41) (Sona bu konuşmaların ardından: ‐ Ay, kızlar, dün akşamki toplantıda Ekim bayramına hazırlıklar hakkında yapılan konuşmaları işittiniz mi? – dedi.) (12) Onda‐da şu vagtkı günümden govı bolardı‐ diydi. (H 26) (Onda da şu vakitki günümden iyi olurdu – dedi.) (13) Hä:lki oturanlarıŋ içinden uzı:nak yigit – kolho:z başlıgı yerinden turdı‐da, daşına‐içine göz ayladı: ‐ Hemmä:ŋiz geldiŋizmi? (H 81) (Daha önceki oturanların içinden uzunca bir yiğit – çiftlik müdürü yerinden kalktı, etrafına göz attı: ‐ Hepiniz geldiniz mi?) (14) Nazar ba:y ha:s hem ayagı bişen pişik ya:lı, bir yerde durubilmä:n, gelyä:n atlını tanacak bolya:rmı ya bir gep aytcak bolya:rmı, bazzı‐bu:zzu edip, gepini düşündirip bilmä:n du:rdı. (H 46) (Nazar Bey, ayağı pişen kedi gibi bir yerde duramıyordu, gelen atlıyı tanıyor mu ya da bir söz mü söylemeye çalışıyor, heyecanlanıp, sözünü anlatamadan duruyordu.) Türkmen Türkçesinde zaman belirticilerini büyük ölçüde zarflar teşkil eder. Zarfların, fiilleri zaman bakımından daha belirgin duruma getiren veya sınırlayan kelimeler olması açısından daha ayrıntılı incelenmesi gerekmektedir. 2.1.1 Zaman zarfları
Zarflar Türk lehçelerinin tartışmalı konularından biridir. Dil bilim araştırmalarında zarf, ya tamamıyla reddedilmekte ya da bağımsız bir kelime türü olarak kabul edilmemekte ve yardımcı bir kelime türü olarak incelenmektedir. Söyegov bu durumu “Zarflar, Türkmen Türkçesinde henüz ayrı bir morfolojik kategori olarak tam olarak şekillenen bir kelime grubu değildir. Henüz kelime grubu olma sürecinin başındadırlar. Edebiyatta kullanılışlarına göre, bir taraftan sıfatlardan, bir taraftan isimlerden yavaş yavaş farklılaşmaktadırlar” şeklinde izah eder. Fakat “zarfların da, diğer söz grupları gibi kendilerine has morfolojik ve sentaktik ayrımları vardır” diyerek zarfların varlığını kabul eder (Söyegov 2000: 449). Zaman zarfları için Türkmen dil bilimcileri tarafından vagt görkezyä:n hallar terimi kullanılmaktadır. Fakat Türkmen gramerlerinde zaman zarfları konusu yukarıda belirttiğimiz sebeplerden ayrıntıları ile incelenmemiştir. Fakat biz yukarıda özetlemeye çalıştığımız dil bilim çalışmalarını göz önüne alarak zarfları iki gruba ayırabiliriz. 95
96
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
Bazı zaman zarfları sözlüksel zarflardır, bunlar: bu gün (bugün), bu günki gün (bugün), ertesi (ertesi gün), erti:r/erte (yarın sabah), birigün (yarından sonraki gün), i:r (erken), daŋdan (çok erken), i:rden (sabah erkenden), i:r bilen (sabah erkenden), erti:r agşam (yarın akşam), e:rtir i:rden (yarın sabah), i:rde‐gi:çde (er geç), şu gün (bugün), şu günki gün (bugün), şol gi:ceniŋ erti:ri (bir sonraki gün), düyn (dün), öŋŋün (evvelki gün), öŋküsigün (iki gün önce), gi:ç (geç), gi:ca:ra (akşam), agşam (akşam), agşama:ra (akşamda), agşamlık (akşamda), bu gi:ce (bu gece), düyn i:rden (dün sabah), düyn agşam (dün akşam), hä:zir (şimdi), indi (şimdi), şu vagt (şimdi), hä:zircek (şimdi), şol vagt(lar) (o zamanlar), ol vagt(lar) (o zamanlar), yaŋı (yeni), yan(k)ıca (yenice), yan‐yaŋı (yeni), ertek (henüz), heni:z (henüz), derrev (biran önce), öŋ(ler) (önce), mundan öŋ (bundan önce), öŋ‐
öŋler (geçmişte), öŋde (bundan önce), öŋürtü (önce, bundan önce), ozal (daha önce), ozallar (daha önce, bir zamanlar), eyyäm (çoktan), soŋ (son), soŋra (sonra), ondan/şondan soŋ (ondan sonra), onsoŋ (sonra), soŋkı vagtda (sonraki zamanda), soŋabaka: (sonunda), bir çak (uzun süre önce), bireyyäm (uzun süre önce), basım/bahım (yakında), yakı:n vagtda (yakın zamanda), şu yakı:nda (yakın zamanda), ilki (ilk önce), a:radan (bir süre sonra), iŋ soŋunda (en sonunda), gaytadan (tekrar), tä:zeden (tekrar), yene(‐de) (yine), yene bir gün (yine bir gün), indiki(le) (başka zaman), köp vagtdan (uzun zamandan beri), köp vagtla:p (uzun zamandan beri), kä:te(‐de) (bazen), kävagt (zaman zaman), hä:li‐şindi (zaman zaman), mıda:m(a) (her zaman), hemi:şe (her zaman), uzak vagtlar (uzun zamandır), uzak vagtlayın (uzun zamandır)... Zaman zarflarının büyük bir kısmı da, sözlüksel olmayan geçici zarf ifadelerinden oluşur: (15) Ayazlı gi:cä:niŋ ya:rımında (H 19) (Ayazlı gecenin ortasında) (16) ilki nika: gıylan agşamsı (H 25) (ilk nikah kıyılan akşam) (17) suva baran vagtı (H 28) (suya vardığı zaman) (18) ‐ Ayt, dogan, bizden çekinme! – diyenlerinden soŋ (H 29) (‐Söyle, kardeş, bizden çekinme! – dediklerinden sonra) (19) şeyle agır günlerde gezip yören vagtı (H 29) (şöyle ağır günlerde gezip yürüdüğü zaman) (20) İ:şe baran vagtım (H 37) (işe, vardığım vakit) (21) sıgırları o:ba: sürmek vagtı (H 46) (sığırları köye sürme vakti) (22) 18‐ici yılda (H 60) (1918’de) (23) ınkılap vagtında (H 60) (inkılap zamanında) (24) ol seniŋ sözüŋe dä:l diyilmeyä:n vagt (H 78) (o senin sözüne hayır diyememe zamanı) (25) Yel üstüŋden alıp gitcek bolup du:r – diyeninden soŋ (H 78) (Rüzgâr üstünden alıp gidecek oluyor – dedikten sonra) (26) otunı düyesine yüklä:p a:ladaŋda:n (H 16) (otunu devesinin üstüne Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
yerleştirdikten sonra) (27) Yigrimi minu:t geçen soŋ (H 18) (yirmi dakika geçtikten sonra) vb. 2.1.2 Zaman kelimeleri ve uzaklığın derecelendirilmesi
2.1.2.1 Sayı ve sıklık zarfları
Sayı ve sıklık zarfları meydana gelen bir hareketin zaman içindeki gerçekleştirilme sayısını, zaman çizgisinde ne sıklıkta yapıldığını bildirir. Aşağıda verilen üç cümleyi şemalarla inceleyerek konuyu daha açık hâle getirebiliriz: (28) Ogulbossa:n orta boylı, garayagız, agacetli, elmıda:m süŋŋüsa:gatlıgından kolho:zıŋ her bir işinden basılmaz kolho:zçı aya:ldır. (H 36) (Ogulbossan, orta boylu, kara yağız, her zaman çiftliğin her bir işinde üstüne olmayan çiftçi bir kadındır.) (29) Sen bir minu:t hem Dürli:ni goyma, ol her vagt tayya:r. (H 69) (Sen bir dakika Dürlü’yü bırakma, o her zaman hazır.) (30) Käbir yalta erkekler bolsa bir düyp govaça:nıŋ düybünde a:ybogdaşını gurup, kä:vagt bir ha:na pagta: sogrup, gürrüŋ edip oturya:rlar. (H 38) (Bazı tembel erkekler ise ekinin dibinde bağdaşını kurup, bazen bir pamuk alıp, sohbet edip, oturuyorlar.) Birinci örneğimizde (28) elmı:dam (her zaman) sayı ve sıklık zarfı, ayaldır ek‐fiilini geçmişten konuşma anına kadar olan bir sürece yerleştirir: K=G=O elmı:dam ayaldır Şekil III. Sayı ve sıklık zarfları İkinci örneğimizde (29) ise sayı ve sıklık zarfı her vagt, tayya:r fiilinin geçmişten geleceğe bütün zaman süreçlerinde geçerli olduğunu belirtir: K=G O tayya:r Şekil IV. Sayı ve sıklık zarfları 97
98
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
Üçüncü örnekte (30) ise kä:vagt zarfı, oturya:rlar fiilinin, geçmişten bugüne kadar belirli zamanlarda meydana gelen bir hareket olduğunu anlatmaktadır: K=G=O kä:vagt oturya:rlar Şekil V. Sayı ve sıklık zarfları 2.1.2.1.1 Cümlesel sayı ve sıklık zarfları
Binnick (1991) sayı ve sıklık zarflarını cümlesel ve kelime öbeği şeklinde olanlar şeklinde iki grup hâlinde incelemiştir. Cümlesel zarflar sözlüksel zarflardır. Cümlesel zarflar zamanda geniş bir süreci ele alırlar ve cümlede ifade edilen hareketi bu geniş süreç içine yerleştirirler. Aşağıda Türkmen Türkçesindeki cümlesel sayı ve sıklık zarflarına örnekler verilmiştir: (31) Munuŋ aşına‐suvuna pä:ki:ze bolşı, çä:ynek‐kä:seleri yaŋı ma:şından çıkan ya:lı, elmıda:ma lovurda:p durşı, biş‐du:ş tagamına‐da gant atılan ya:lı, iyip‐doyup bolmazdı. (H 32) (Bunun yemeğinin suyunun temiz oluşu, çaydanlık ve kâseleri yeni fabrikadan çıkmış gibi her zaman ışıldayan duruşu, pişirdiklerinin lezzeti şeker atılmış gibi, yiyip doyulmazdı.) (32) Ogulbossa:n orta boylı, garayagız, agacetli, elmıda:m süŋŋüsa:gatlıgından kolho:zıŋ her bir işinden basılmaz kolho:zçı aya:ldır. (H 36) (Ogulbossan, orta boylu, kara yağız, her zaman çiftliğin her bir işinde üstüne olmayan çiftçi bir kadındır.) (33) Her gün erti:r hem agşam salkın bri:ga:dalar Gızıl goşun ya:lı nızımlı pagta: gi:rip, bri:ga:dalarıŋ içinde sotsyalizm gurucı zarpçılar toparı – komsomo:llar toparı elleriniŋ etişdiklerinden haydaya:rlar, ha:s hem sotsyalizm gurucı uda:rnikler toparınıŋ yıgan pagta:ları üyşmek‐üyşmek a:k pagta: bolup, birnä:çe a:damlar halta dıkıp, çekip yetişibilmeyä:rler. (H 50) (Hergün sabahtan akşama kadar gruplar, Kızıl ordu gibi, düzenli bir şekilde pamuğa girip, grupların içinde sosyalizm kurucu gençler grubu – birlik üyeleri grubu ellerinden geldikçe çalışıyorlar, sosyalizm kurucu gençler grubunun yığdıkları pamuklar küme küme ak pamuk olup, birkaç adam bunları çuvala koyup, çekmeye yetişemiyorlar.) (34) Sen bir minu:t hem Dürli:ni goyma, ol her vagt tayya:r. (H 69) (Sen bir dakika Dürlü’yü bırakma, o her zaman hazır.) (35) Käbir yalta erkekler bolsa bir düyp govaça:nıŋ düybünde a:ybogdaşını gurup, kä:vagt bir ha:na pagta: sogrup, gürrüŋ edip oturya:rlar. (H 38) (Bazı tembel Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
erkekler ise ekinin dibinde bağdaşını kurup, bazen bir pamuk alıp, sohbet edip, oturuyorlar.) (36) A:rada bu‐ya: hakı:t ö:züniŋ suv ho:ba:tını göz‐görtele Paşçık ba:ya aldırıp gelä:ydi. (H 33) (Arada aslında kendinin olan su sırasını göz göre göre Paşçık Ba:y’a aldırıp gelirdi.) (37) Başga pagta: yıgya:nlar bu ikisine hayra:n ga:lıp, köp vagtlar aŋkarılıp durya:rlar. (H 38) (Diğer pamuk toplayanlar bu ikisine hayran kalıp, uzun süre şaşkın şaşkın bakıp duruyorlar.) (38) Akıllı zähmetkeş hi:ç vagt ö:züniŋ zıya:nına çalmalı dä:l” diyip, iklerini derrev düzedişdim – diyip gürrüŋ beryä:r. (H 57) (Akıllı işçi hiçbir zaman kendinin ziyanına yol açmamalı” diye, iğlerini hemen düzelttim – diye konuşuyor.) 2.1.2.1.2 Kelime öbeği şeklinde sayı ve sıklık zarfları
Kelime öbeği şeklindeki zarflar ise sözlüksel olmayan geçici zarf ifadelerinden oluşur. Cümlesel sayı zarflarının kelime öbeği şeklindeki sayı ve sıklık zarflarından farkı da, cümlesel zarfların zamanın daha geniş bir sürecini ele almaları, kelime öbeği şeklindekilerin ise daha dakik bir yerleştirme yapmalarıdır. Aşağıda kelime öbeği şeklinde sayı ve sıklık zarflarına örnekler verilmiştir: (39) Her habar eşidenimde ata:ŋa aza:p yamanını beryä:n. (H 26) (Her haber işittiğimde babana yaman aza:p veriyorum.) (40) – Her salkın yıgımda Ata: sömelek bir govaça:nıŋ düşbünde dikilen garantga ya:lı sömelip durya:r, Berdi: seleŋ bolsa bir ha:na pagta: sogurma:n, ekinçi sıgır ya:lı, govaça: içinden garpız gözlä:p, seleŋlä:p yö:ryä:r. (H 41) (Her pamuk yığımında Sömelek Ata bir pamuğun dibine dikilen korkuluk gibi dikilip duruyor, Selen Berdi ise bir avuç pamuk toplamadan, ekinci sığır gibi, pamuklar arasında karpuz arayıp, gezinip duruyor.) (41) Her top sesi çıka:nında, Nazar ba:y ızlı‐ızına kelemesini övüryä:r. (H 48) (Her top sesi çıktığında, Nazar Bey arka arkaya kelimeişahadet getiriyor.) (42) Bili kemer guşaklı, dı:zından bolup dura:n gö:k çä:kmeni bilen ayagınıŋ çarıgı Gurba:n a:ga her bir i:şe ugranda, asgıncaŋ bolma:n, yelk yasaya:nlıgı görnüp durya:r. (H 49) (Beli kemer kuşaklı, dizine kadar yeşil giysisi ile ayağının çarığı, Gurban Ağa’nın her bir işe gittiğinde, sıkıntı çekmeyerek, çabucak yürüyüp gittiğini görüyor.) (43) A:kcama:l suva baran vagtı, ö:zi ya:lı gelinler oŋa maslahat bererdiler: “A:kcama:l, şol ga:yınıŋ elinden göryä:n ho:rlugıŋı a:dam görmez. (H 28) (Akcamal suya vardığı vakit, kendi gibi gelinler ona nasihat verirlerdi: “Akcamal, şu kaynının elinden gördüğün eziyeti insan görmez.) (44) İ:şe baran vagtım, yaltanıp, güymenip otura:n aya:llara‐da: “Hay, bolaveriŋ, guta:raveri:ŋ!” diyip, arkayın oturdamo:k – diyip, Ogulbossa:n a:glaycak bolya:r. (H 37) (İşe gittiğim zaman, tembellik edip, eğlenip oturan kadınlara da: “Hay, 99
100
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
çalışın, bitiriverin!” diye, rahat oturtmuyorum – diye, Oğulbossan ağlayacak oluyor.) 2.1.2.2 Çatı zarfları
Çatı zarfları tanımlanan olayın yer almış olduğu iddia edilen zaman aralığını belirtir. Geçmişteki, gelecekteki veya şimdiki andaki tek bir noktayı belirtir ve fiil zamanını bu noktaya bağlar. Aşağıda verilen üç cümleyi şemalarla inceleyerek konuyu daha açık hâle getirebiliriz: (45) Ol agşamsı nika: gıydılar. (H 24) (O akşam nikah kıydılar.) (46) Bu gün erti:r gı:zlarıŋ ulusı önünde, kiçi:si ızında gaz yö:rişlerini edip, alnında:kı ala öymeleriniŋ hüypüpiklerine şemal degip, ülpüldä:p gelyä:rler. (H 60) (Bugün sabah, kızların büyüğü önde, küçüğü arkada yavaş yavaş kaz yürüyüşü ile yürüyüp, alınlarındaki ala ipek başörtülerinin ibibiklerine rüzgâr değip, sallanarak geliyorlar.) (47) Erti:r gelnalıcı gelcek. (H 68) (Yarın gelin alıcı gelecek) Yukarıda verilen birinci örnekte (45) ol agşamsı çatı zarfı, nikâh kıyma eyleminin, zaman çizgisinde bulunan geçmişteki bir noktaya kesin olarak yerleştirilmesini sağlar: O G=K ol agşamsı Şekil VI. Çatı zarfları İkinci örneğimizde (46) ise bu gün erti:r çatı zarfı gelyä:rler eylemini şimdiki zamanda bir noktaya bağlar: O=G=K gelyä:rler bu gün erti:r Şekil VII. Çatı zarfları Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
Üçüncü örnekte ise (47) erti:r çatı zarfı gelcek eylemini gelecek zamandaki kesin bir noktaya yerleştirir: G=K erti:r gelcek=O Şekil VIII. Çatı zarfları Aşağıda çatı zarflarına örnekler verilmiştir: (48) Bu gün o:ba:nıŋ uludan‐kiçi:leri ayak üstünde, barınıŋ bolsa gözleri şäher tarapında. (H 46) (Bugün köyün büyükten küçüğe tümü ayakta, hepsinin gözleri şehir tarafında.) (49) Sona: gülüp, daşında:kı aya:l‐gı:zlara gara:p: ‐ A:y, gı:zlar, şu gün Ata: sömelek bilen Berdi: seleŋi gördüŋizmi? – diyenden, daşında:kılar: ‐Gördük – diyip gülüşdiler. (H 41) (Sona gülüp, etrafındaki kadınlara kızlara bakıp: ‐ Ay, kızlar bugün Sömelek Ata ile Selen Berdiyi gördünüz mü? – dedikten sonra, etrafındakiler: ‐ Gördük – diye, gülüştüler.) (50) Ertesi gün Oguldursun ogluna: ‐Ba:r, oglum, geliŋ ya:nına! – diyeninden, gelniŋ depe saçı üyşüp, ö:züni garadere basdırıp, uludan bir demini aldı. (H 25) (Ertesi gün Oğuldursun oğluna: ‐ Var, oğlum, gelinin yanına!‐ dediğini duyan gelinin saçları diken diken olup, kendisini ter basıp, derin bir nefes aldı.) (51) Bu gün gülseŋ, erti:r a:glarsıŋ. (H 80) (Bugün gülsen, yarın ağlarsın.) (52) İndi A:kcama:l gelinde sabır ga:lmadı. (H 28) (Şimdi Akcamal gelinde sabır kalmadı.) (53) Agşamada kolho:zçılar i:şden çıkdılar. (H 51) (Akşama çiftçiler işten çıktılar.) (54) Muŋa i:şa:nıŋ yelegi yel çırpıp, Kerim ba:y gara:p: ‐ Kerim ba:y, Ora:z ra:zı boldı, gürrüŋ guta:rdı, sen erti:r agşamsı gel‐de, Ora:za ma:lıŋı geçir. (H 66) (Buna hocanın etekleri zil çalıp, Kerim Beye bakıp: ‐ Kerim Bey, Oraz razı oldu, söz sona erdi, sen yarın akşam gibi gel de, Oraz’a sığırlarını getir.) (55) Ogulbossa:n erti:r i:rden turup, ça:yını gaynadıp, ça:y içip, çöregini iyip, pagta: urma:ga şayını tutdı. (H 38) (Oğulbossan erkenden kalkıp, çayını demleyip, çay içip, ekmeğini yiyip, pamuk toplamaya hazırlandı.) (56) – Berdi: ilkagşam‐a ba:rdı. (H 70) (‐ Berdi ilk akşam vardı.) (57) 1931‐inci yılda bir gün daŋ saz beriberende, Seyi:dovıŋ bö:legi birkemsiz şayını tutup, yö:rşe çıkdı. (H 83) (1931 yılında, bir gün tan ağarırken, Seyidov’un bölüğü eksiksiz hazırlıklarını tamamlayıp, yürüyüşe çıktı.) 101
102
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
2.1.2.3 Dönem zarfları
Dönem zarfları, süreç aralığını belirlemek için kullanılır. Tıpkı süreklilik zarfları gibi bunlar da bir aralık belirtir. Fakat süreklilik zarfları gibi hareketin kesintisiz olarak meydana geldiği zaman aralıklarını belirtmezler. Dönem zarflarının işlevi hareketin ne kadar süre tuttuğunu belirtmek demek değil, daha çok olayın hangi zaman aralığında meydana geldiğini anlatmaktır. Bu özelliği ile çatı zarflarına benzerler. Fakat çatı zarfları referans anını belirtirlerken, dönem zarfları sadece olay anını yerleştirir. Bu yerleştirmelerde zaman aralıklarından istifade eder. Bu yerleştirmelerde daha çok “soŋ”, “onsoŋ”, “soŋra” ve “içinde” zarfları kullanılır. (58) Emma: a:z vagtıŋ içinde Ora:zıŋ goŋşusı bolan Nu:rı a:ga:nıŋ Berdi: diyen oglı Moskova:da oka:p yöre:n yerinden üç a:ylık rugsada geldi. (H 68) (Ama: az vaktın içinde Oraz’ın komşusu olan Nuri Ağanın Berdi denilen oğlu Moskova’da okuduğu yerden üç aylık izne geldi.) (59) Yigrimi minu:t geçen soŋ, Bayrama:lı o:ba:çılıgına yakı:n geldi. (H 18) (Yirmi dakika geçtikten sonra, Bayramali köyüne yaklaştı.) Birinci örneğimizde (58) a:z vagtıŋ içinde dönem zarfı geldi ana fiilinin hangi zaman aralığında meydana geldiği anlatmaktır: a:z vagtıŋ içinde K=G geldi =O Şekil IX. Dönem zarfları İkinci cümlede (59) yigrimi minu:t geçen soŋ dönem zarfı olay anını başka bir olaya bağlı olarak zaman çizgisi içinde yerleştirmektedir: yigrimi minu:t K=G geldi=O Şekil X. Dönem zarfları Aşağıda dönem zarflarına örnekler verilmiştir: (60) Ol otunı düyesine yüklä:p a:ladaŋda:n şähere ugradı. (H 16) (O otunu Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
devesinin üstüne yerleştirdikten sonra şehire uğradı) (61) Sona: gülüp, daşında:kı aya:l‐gı:zlara gara:p: ‐ A:y, gı:zlar, şu gün Ata: sömelek bilen Berdi: seleŋi gördüŋizmi? – diyenden, daşında:kılar: ‐Gördük – diyip gülüşdiler. (H 41) (Sona gülüp, etrafındaki kadınlara kızlara bakıp: ‐ Ay, kızlar bugün Sömelek Ata ile Selen Berdiyi gördünüz mü? – dedikten sonra, etrafındakiler: ‐ Gördük – diye, gülüştüler.) (62) Kolho:zçılar agşam okuvını guta:ranlarından soŋra, çatmalarıŋ kä:bi:rlerinde ya:ş yigitler üyşüp, tüydük çalıp, aydım aydıp oturya:rdılar. (H 42) (Çiftçiler akşam okulunu bitirdikten sonra çadırların bazılarında genç yiğitler toplanıp, kaval çalıp, türkü söyleyip oturuyorlardı.) (63) Ö:züŋ o:ba: geleniŋ bä:ri, iki‐üç gün boldı, şu üç günüŋ içinde ayratı:n‐da uludan‐kiçi:niŋ agzından düşürmeyä:n gürrüŋini sen eşideŋo:kmı? (H 69) (Sen köyle geldiğinden beri, iki üç gün oldu, şu üç günün içinde özellikle büyükten küçüğe herkesin ağzından düşürmediği sözü sen işitmiyor musun?) (64) Yel üstüŋden alıp gitcek bolup du:r – diyeninden soŋ, Ba:ba a:ga haydan‐
hay turup, ılga:p, i:şigi açıp, daşarı:k çıkdı. (H 78) (Rüzgâr üstünden alıp gidecek oluyor – dedikten sonra, Baba Ağa hemen kalkıp, koşup, kapıyı açıp, dışarı çıktı.) (65) Onsoŋ hem pagta:nı ti:z guta:rıbilcek, ca:y salmak meselesine gi:rişcek” diyyä:rdiler. (H 80) (Ondan sonra da pamuğu tez bitirebilecek, ev kurmak meselesine girişeceksin” diyorlardı.) (66) Soŋra bri:ga:da başlıkları yeke‐yekeden söz alıp çıkıp geplediler. (H 81) (Sonra grup başkanları tek tek söz alıp çıkıp konuştular.) 2.1.2.4 Süreklilik zarfları
Süreklilik zarf grupları “tanımlanan olayın tutmuş olduğu iddia edilen zaman uzunluğunun sürekliliğini bildirir” (Binnick 1991: 309). Burada söz edilen hareket zaman çizgisinde kesintisiz bir şekilde devamlılık gösterir. (67) A:nnageldi ba:yda bä:ş put algıŋ ba:rdı, iki yıldan bä:ri zıgır‐zıgır gatna:p alıbilmediŋ. (H 33) (Zengin Annageldi’de beş ölçek alacağın vardı, iki yıldan beri gidip alamadın.) (68) Kerim ba:y bize gelen gününden beylä:k, gı:zım du:z‐çörekden kesilip gu:radı. (H 72) (Kerim Bey bize geldiği günden beri, kızım yemekten kesilip kurudu.) Birinci örnekte (67) verilen, iki yıldan bä:ri süreklilik zarfları, cümlenin ana fiilinde anlatılan hareketin iki yıldır, kesintisiz bir şekilde devam ettiğini anlatmaktadır: 103
104
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
O R=G iki yıldan bä:ri alıbilmediŋ Şekil XI. Süreklilik zarfları İkinci örnekte (68) de bize gelen gününden beylä:k kelime öbeği guradı ana fiilinde belirtilen hareketin gelen sıfat‐fiili ile anlatılan zaman diliminden itibaren kesintisiz devam ettiğini bildirmektedir: O R=G bize gelen gününden beylä:k guradı Şekil XII. Süreklilik zarfları Süreklilik zarfları da cümlesel ve kelime öbekleri olmalarına göre ikiye ayrılır. 2.1.2.4.1 Cümlesel süreklilik zarfları
Cümlesel süreklilik zarfları sözlüksel zarflardır. Aşağıda cümlesel süreklilik zarflarına örnekler verilmiştir: (69) İl gelnini bir a:ydan köp saklama:n, ata:sı öyüne görme‐görşe i:beryä:n bolsa, Oguldursun gelnini tegelek üç a:y sakla:p, öylerine görme‐görşe i:berdi. (H 25) (El gelinini bir aydan fazla tutmadan babasının evine görüşmeye gönderiyor ise de, Oğuldursun gelinini tam üç ay tutup, evlerine görüşmeye gönderdi.) (70) Ma:llar daŋılma:n, uzı:n gi:ce o:ba:nıŋ a:rasında sıŋsıraklaşıp yö:rler. (H 43) (Mallar bağlanmadan, uzun geceler boyunca köyün arasında orada burada dolaşıp duruyorlar.) (71) Ti:z vagtda i:şiŋizi düzgüne salmak gerek. (H 44) (Tez vakitte işinizi düzeltmeniz lâzım.) (72) Inha:, şu bize bakıp dura:n öküzeleri göryärmiŋ, şular öten yılkı göle‐dä, atasam şol, bular yene bir yıldan ata:sınıŋ ızından yetcekler –diyip, yene ikisi tirkeşip, düyelere aylandılar. (H 52) (İşte, şu bize bakıp duran küçük öküzleri görüyor musun? Bunlar geçen yılki danalar, atası da şu, bunlar yine bir yılda atasının arkasından yetecekler – diye, yine ikisi toplanıp, develere döndüler.) (73) – Biz‐ä:, gı:zım, şol a:damıŋ heni:z habarını hem alamzo:k, nä:me üçi:n Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
gelenini‐de bilemzo:k, ata:ŋa habarını berer‐dä:! (H 61) (‐ Biz de, kızım o adamın henüz haberini de almadık, niçin geldiğini de bilmiyoruz, babana haberini verir ya!) (74) Sen bir minu:t hem Dürli:ni goyma, ol her vagt tayya:r. (H 69) (Sen bir dakika Dürlü’yü bırakma, o her zaman hazır.) (75) Gelcek bolsa, bireyyä:m gelerdi. (H 71) (Gelecek olsa, bu vakte kadar gelirdi.) (76) Dürsolta:n Şu:ra agzasınıŋ bu eden yagşılıgını ömründe ya:dından çıkarar ya:lı bolma:nını bilip: ‐ Şu:ra a:ga, yetişer yerde yetişdiŋ! (H 75) (Dürsultan, Şura üyesinin yaptığı bu iyiliği ömrü boyunca aklından çıkarmayacağını bilip: ‐ Şura Ağa, tam zamanında yetiştin!) (77) Öŋ vagtlarda suv tutanımızda, suvları pellere düzüşdirip, öye gelip, arkayın ya:tıbererdik. (H 89) (Önceki zamanlarda su tuttuğumuzda, suları sınırlara akıtıp, eve gelip, rahatça yatıverirdik.) 2.1.2.4.2 Kelime öbekleri şeklinde süreklilik zarfları
Kelime öbekleri şeklinde süreklilik zarfları, sözlüksel olmayıp geçici zarf ifadelerinden oluşan süreklilik zarflarıdır. Aşağıda bu zarf çeşidine örnekler verilmiştir: (78) Oguldursun gelni gelen gününden beylä:k, tur‐otur, kersen getir edip ezmä:ge başladı. (H 27) (Oğuldursun gelini geldiği günden itibaren, her türlü işte kullanıp ezmeye başladı.) (79) “İndi bir yerde barara gapı bolsa barıp: ‐ Dogan ca:nlar, men bir eci:z bi:çä:re, şeyle güne düşüpdirin. Meni şu günden guta:rıŋ! – diysem meni guta:rarlar” diyip, tä: ga:yınınıŋ öyüne barya:nça pikir edip, öŋündä:ki gazıga büdrä:p, bir bedre suvunı dökenini ö:zi‐de duyma:n galdı. (H 29) (Şimdi bir yerde gidilecek bir kapı olsa gidip: ‐Kardeş canlar, ben aciz bicare, şöyle hâle düşmüşüm. Beni bu hâlden kurtarın! – desem beni kurtarırlar” diye taa kaynının evine varıncaya kadar düşünüp, önündeki kazığa ayağı takılıp bir kova suyunu dökmesini kendisi de fark etmedi.) (80) Geldi a:ga şu ya:şına gadar kişi:niŋ hi:leli za:dına el urma:n, haramı‐halalı selcerip gezerdi, kä:‐de agzına dökülcek bolup dura:n aşdan boyun tovlardı. (H 32) (Geldi Ağa şu yaşına kadar hileli hiçbir şeye el sürmemiş, haramı helali ayırıp yaşardı, bazen de boğazından geçecek bir lokma aştan bile kaçınırdı.) (81) Bu ikisi, gün ya:şma:ga yakı:nlaşya:nça:, haydadılar. (H 39) (Bu ikisi gün batımına kadar çalıştılar.) (82) Ol öye barya:nça, ulı pikire gidip: “Heni:ze çenli Kerim ba:y biziŋ bilen yo:l üstünde sala:mlaşmagı ö:züne kiçi:lik bilip yören a:dam. (H 61) (O eve varınca, düşündü: “Şimdiye kadar Kerim Bey bizim ile yol üstünde selamlaşmayı kendine küçüklük bilen adam.) (83) Olarıŋ hemmesi ölyä:nçä, saŋa gargap yö:rler. (H 65) (Onların hepsi ölene 105
106
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
kadar, sana lanet ediyorlar.) (84) Dürli: ulı pikirde, köp günlerden bäri za:t datma:n, ö:züni ho:rla:p oturdı. (H 69) (Dürli derin düşüncede, çok günlerden beri bir şey yemeden, kendisine eziyet ediyordu.) (85) Tä: ya:tar vagta çenli şunuŋ ya:lı gürrüŋler dova:m etdi. (H 91) (Ta yatma zamanına kadar bunun gibi sohbetler devam etti.) 2.2 Mutlak ve Mutlak-İzafî Zaman Kavramı
Comrie (1985: 36) mutlak zamanları ‘anlamının bir kısmı, gösterici merkez olarak, şimdiki zamanı kapsayan zamanlara mutlak zaman denir’ şeklinde tanımlamıştır. Şimdiki anı, gösterici merkez olarak aldığımızda, karşımıza geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman olmak üzere, üç temel zaman çıkar. Bu zamanlara mutlak zamanlar adı verilir. Mutlak‐izafî zamanlarda ise gösterici merkezi hâlâ konuşmacının şimdiki anına bağlıdır. Mutlak‐izafî zamanlarda olay, gönderim ilişkisine, gönderim ise olay ilişkisine bağlı olarak yerleştirilir. Bunu O>G>K olarak gösterebiliriz. Mutlak‐izafî zaman, Türkmen Türkçesinde hikâye birleşik zamanları tarafından ifade edilir. Çünkü hikâye birleşik zamanının ana işlevi, geçmişteki başka bir zaman noktasından önce, sonra veya eş zamanlı olan bir zaman noktasını göstermektir. Bu durumda hikâye birleşik zamanı kendi başına da geçmişte yerleştirilmiştir. Hikâye birleşik zamanında geçmişte bir gönderim noktası vardır ve durum, bu gönderim noktasına bağlantılı olarak yerleştirilmiştir. Özellikle mutlak‐izafî şimdiki zaman ve gelecek zamanda gönderim noktası çoğunlukla bir zaman zarfı tarafından verilir. 2.2.1 Mutlak-İzafî Şimdiki Zaman ve Zaman Kelimeleri
Bu fiil zamanı, çeşitli zaman kelimeleri ve öbekleriyle birleşerek uzun bir zaman periyodu içinde devamlılık göstererek veya tekrarlanarak meydana gelen olayları ifade eder. Bu fiil zamanı dâhil olduğu cümleye ‘(bir şey) yapıyor olmak’ veya ‘bir şey yapmak’ anlamını verir. Türkmen Türkçesinde bu zaman –ya:rdı/‐yä:rdi ekleriyle kurulmaktadır. Bu ek, Türkiye Türkçesinde–yordu eki ile uygunluk göstermektedir. Çoğunlukla bu fiil zamanı, zaman zarflarıyla tamamlanır. Mutlak‐izafî şimdiki zamanla en çok kullanılan zaman zarfları şunlardır: hemi:şe (her zaman) hi:ç vagt (hiçbir zaman) ol vagtlar (o zamanlar) her vagt (her zaman) ol dövürde (o devirde) ti:z‐ti:zden (çoğunlukla) gün‐günden (günden güne) yıgı‐yıgıdan (sık sık) ça:galıkda (çocuklukta) kö:neden (eskiden) Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
107
Mutlak‐izafî şimdiki zaman ve zaman kelimelerinin ilişkisini daha açık bir şekilde ortaya koymak için için bu zamanda kurulmuş cümleleri inceleyebiliriz. (86) Şol vagtlar kolho:z başlıgınıŋ ya:nında sırdım bir yigit eli arkasında, barmaklarını bi:ri‐bi:riniŋ içinden geçirip, ö:zi esger geyiminde bolsa‐da, esger dä:ldigi açık bildiryä:rdi. (H 51) (Bu sıralar çiftlik müdürünın yanında bir yiğit eli arkasında, parmaklarını birbirinin içinden geçirip, kendi asker kılığında olsa da, asker olmadığı açıkça anlaşılıyordu.) cümlesinde gönderim noktasını şol vagtlar zarfı belirler: şol vagtlar=G K bildiryä:rdi = O Şekil XIII. Mutlak‐izafî şimdiki zamanda zaman kelimelerinin kullanımı (87) Yeri, kö:neçilligiŋi goysana, şu çaka çenli ba:y‐i:şanlar a:lda:p, seniŋ da:ban etiŋi iyip gelyä:rdiler. (H 34) (Hadi, eski kafalılığını bırak artık, şu zamana kadar zengin hocalar aldatıp, senin kanının emiyorlardı.) Örnek (87)’de ise, şu çaka çenli zarfı olayların bitiş noktasını şimdiki zamanı içine almayan geçmiş zamana yerleştirmektedir: şu çaka çenli=G K gelyä:rdiler=O Şekil XIV. Mutlak‐izafî şimdiki zamanda zaman kelimelerinin kullanımı Aşağıda mutlak‐izafî şimdiki zamanda zaman kelimelerinin kullanımına örnekler verilmiştir: (88) Ol vagtlar Şu:ra hökümetimiziŋ aya:llara hak‐hukuk bermek dogrusında çıkaran kararları büti:n o:ba:la:ra yayra:p, köpçüligiŋ agzında ulı gürrüŋ bolya:rdı hem‐de i:ş yüzüne geçirilip ugraldı. (H 63) (O vakitler Şura hükümetimizin kadınlara hak hukuk vermek doğrultusunda çıkaran kararları bütün köylere yayılıp, halkın ağzında konuşuluyordu, iş hayata geçiriliyordu.) 108
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
(89) Kolho:zçılar agşam okuvını guta:ranlarından soŋra, çatmalarıŋ kä:bi:rlerinde ya:ş yigitler üyşüp, tüydük çalıp, aydım aydıp oturya:rdılar. (H 42) (Çiftçiler akşam okulunu bitirdikten sonra çadırların bazılarında genç yiğitler toplanıp, kaval çalıp, türkü söyleyip oturuyorlardı.) (90) Sona: her bir işde, ılayta‐da pagta: yıgımında başga bri:ga:dalar bilen sotsialistik ya:rışlarda bi:rinciligi alya:rdı. (H 41) (Sona her bir işte, özellikle de pamuk yığımında, başka brigidalar ile yapılan sotsialistik yarışlarında birinciliği alıyordu.) 2.2.3 Mutlak-İzafî Geçmiş Zaman ve Zaman Kelimeleri
Bu fiil zamanı, çok önce olmuş bir olayı veya daha yakın bir olaydan önce olmuş bir hareketi ifade eder. Türkmen Türkçesi, geçmişte bir noktada tamamlanmış hareketlerin anlatıldığı bu fiil zamanını, olumlu cümlelerde ‐ıpdı/‐ipdi eki ile olumsuz cümlelerde ‐mandı/‐mändi eki ile ifade eder. ‐ıpdı/‐ipdi eki, ‐ıp/‐ip fiilimsi eki ile geçmiş zaman eki –dı/‐di’nin birleşmesinden oluşmuştur. Çoğunlukla bir zaman sürecini veya yakın geçmişi içine alan kelimeler, bu fiil zamanını taşıyan cümlelerde kullanılarak durumu zamana kesin olarak yerleştirir. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim: (91) A:nnagulı:ŋ Gızıl Goşun gullugına gidenine yıl yarım bolupdı. (G) (Annagulı Kızıl Orduya katıldığından beri bir buçuk yıl olmuştu.) Yukarıdaki örnekte (91) Gızıl Goşun gullugına gidenine zarfı bolupdı fiilinin kesin bir noktaya yerleştirmektedir: yıl yarım O G K Gızıl Goşun gullugına gidenine bolupdı Şekil XV. Mutlak‐izafî geçmiş zaman (92) Ozal hiç‐haçan şeyle zatlar bolmandı (N) (Bundan önce böyle şeyler hiç olmamıştı.) (92). cümlede de ozal zarfı, bolmandı fiilini zaman çizgisinde bilinmeyen bir geçmişten, başka bir geçmiş zaman noktasına yerleştiren bir gönderim noktasıdır: Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
ozal=G K bolmandı=O Şekil XVI. Mutlak‐izafî geçmiş zaman 2.3. Gönderim Noktası ve Zaman Kelimeleri
Bir hareketin başka bir hareketi veya bir zamanı esas alarak yerleştirilmesine gönderim noktası adı verilir. Comrie (1985)’ye göre basit zamanlarda konuşma anına, hikâye birleşik zamanlarında kendinden önce veya sonra gelen bir olaya bağlı olarak gönderim yapılır. Zarflar, gönderim noktasını etkileyen önemli bir faktördür. Zarf yapıları gönderim zamanını tanımlar. (94) İtalmaz ba:y iki yıl sürgünde bolup, soŋ “öldi” diylen habar eşidildi. (H 24) (Zengin İtalmaz iki sene sürgünde kaldıktan sonra, “öldü” diye haberi işitildi.) örneğinde verilen iki yıl ve soŋ zarfları, haberin duyulması hareketini, kesin bir zamana bağlamaktadır. iki yıl O K=G sürgüne gitmesi haberin duyulması Şekil XVII. Zarflara bağlı gönderim noktası değişimi Aynı şekilde, (95) Ata:ŋa aza:p yamanını beryä:n. (H 26) (Babana yaman azap veriyorum.) cümlesini (96) Her habar eşidenimde ata:ŋa aza:p yamanını beryä:n. (H 26) (Her haber işittiğimde babana yaman azap veriyorum.) cümlesi ile kıyaslayalım. Ana cümlede konuşmacının, bahsettiği azap verme durumu konuşma anında yapılmaktadır. Dolayısıyla şimdiki zaman gönderim merkezlidir. 109
110
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
K=G=O azap yamanını beryä:n Şekil XVIII. Zarflara bağlı gönderim noktası değişimi Yan cümlede ise “her haber işittiğimde” zarf yapısı, hareketin geçmişten bugüne tekrarlanarak süre gelen bir sıklık durumu olduğunu anlatmaktadır. Konuşmacı, konuşması esnasında bu eylemi gerçekleştirmemekle birlikte, “her haber işittiğimde babana azap veriyorum” cümlesindeki durum, şimdiki zaman için de geçerlidir. Gelecek zaman için de geçerli olması mümkündür. O K=G Şekil XIX. Zarflara bağlı gönderim noktası değişimi Belirli geçmiş zamanın hikâyesi, geçmişteki bir olayı, daha önce meydana geldiği kesin olan bir diğer olaydan sonra yerleştiren zaman kelimeleriyle kullanıldığında, bu fiil zamanı mutlak geçmiş zaman ile eş görevli olabilir. (93) Mä:mmet bay düyn harmana gidipdi. (G) (Memmet Bey dün harmana gitmişti) cümlesinde düyn zarfı, gidipdi fiilini zaman çizgisinde kesin bir noktaya yerleştirmiştir ve mutlak geçmiş zaman ifade etmektedir: düyn G = K gidipdi=O Şekil XX. Mutlak‐izafî geçmiş zamanın mutlak geçmiş zamana değişimi Türkmen Türkçesinde Zaman Kelimelerinin Zamanın İfadesindeki Yeri Şahru Pilten Özel
3. Sonuç
Zamanı geçmiş ve geleceğe doğru uzanan bir çizgi olarak düşündüğümüzde, olayları bu zaman çizgisine yerleştirmek için çeşitli referans noktalarına ihtiyaç duyarız. Fiil zamanları, bize bu referans noktalarını kısmen sağlar. Geçmiş zaman çekimli bir fiil, durumu, şimdiki an zaman noktasının soluna, gelecek zaman çekimli bir fiil ise soluna yerleştirir. Fakat fiil çekimleri bize kesin bir referans noktası veremez. Durumun zamandaki yerinin kesin olarak belirlenmesi zaman kelimelerinin görevidir. Özellikle gönderim noktası olarak şimdiki zamanın alınamayacağı hikâye birleşik zamanı gibi izafî zamanlarda zaman zarfları bir gönderim noktası tayin ederler. Zaman kelimelerinin “zaman”ın üzerindeki gücünü gönderim noktasında yaptığı değişikliklerle fiil zamanında kaymalara sebep olmasından anlayabiliriz. Kaynaklar
BENNETT, Michael (1977) A Guide to the Logic of Tense and Aspect in English. Logique et Analyse, n.s., 80.491‐517. BENNETT, Michael and Barbara PARTEE, (1978) Toward the Logic of Tense and Aspect in English. Bloomington: Indiana University Clup. Revision of 1972 ms. BINNICK, Robert, (1991). Time and the Verb, A Guide to Tense and Aspect. New York, Oxford: Oxford University Press. COMRIE, Bernard, (1985). Tense. Cambridge: Cambridge University Press. CRESSWELL, M. J., (1973). Logics and Languages. London: Methuen. DOWTY, David R., (1979). Word Meaning and Montague Grammar. Dordrecht: D. Reidel. DOWTY, David R., Tenses, Time Adverbs, and Compositional Semantic Theory. Linguistic and Philosophy 5.23‐55. DURDI YEV, Agahan, (1985). Han Küyli. Aşgabat. HINRICHS, Erhard, (1986). Temporal Anaphora in Discourse. Linquistics and Philosophy 9,63‐
82. KAMP, Hans ve ROHRER, Christian (1983). Tense in Texts. Bäuerle, Schwarze, and Stechow (1983), 250‐63. NERBONNE, John, (1984). German Temporal Semantics: Three‐Dimensional Tense Logic and a GPSG Fragment. Ohio State Working Papers in Linguistics 30. REİCHENBACH, Hans, (1947). Elements of Symbolic Logic. New York: Collier‐Macmillan, and London: Macmillan. Repr. New York: The Free Press, 1966. Pp. 287‐310 reprinted in Moravesik (1974), 122‐41. RICHARDS, Barry, (1982). Tense, Aspect, and Time Adverbials, Part I. Linguistics and Philosophy 5.59‐107. SAURER, Werner, (1984). A Formal Semantics of Tense, Aspect and Aktionsarten. Bloomington: Indiana University Linguistics Club. SMITH, Carlota, Semantic and Syntactic Constraints on Temporal Interpretation. Tedeschi and Zaenen (1981), 213‐37. SÖYEGOV, M., (2000). Türkmen Diliniŋ Grammatikası. Morfologiya. Aşgabat 111
112
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 4 . Sayı 4 . Aralık 2007
Şahru Pilten Özel
Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları
Anabilim Dalı doktora öğrencisi. Türkmenlerin dili ve edebiyatı; Türk anlam bilimi.
Adres: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve
Edebiyatları Bölümü 06100 Sıhhiye ANKARA / TÜRKİYE
E-posta: [email protected]
Yazı bilgisi :
Alındığı tarih: 10 Mayıs 2007
Yayına kabul edildiği tarih: 20 Temmuz 2007
E-yayın tarihi: 3 Ocak 2008
Çıktı sayfa sayısı: 25
Kaynak sayısı: 16

Benzer belgeler