Tutankamon`un Neye Benzediğini Nasıl Biliyoruz?

Transkript

Tutankamon`un Neye Benzediğini Nasıl Biliyoruz?
Tutankamon’un Neye Benzediğini Nasıl Biliyoruz?
Adli tıp, tarihe ışık tutuyor...
Mısır firavunu Tutankamon’un feminen yüz hatlarını
resmeden çizimlerin kaba bir tahminin ötesine nasıl geçtiğini
hiç merak ettiniz mi? Ya da tarihçilerin Dante’nin sanıldığı
kadar çirkin olmadığını nereden bildiklerini? Ya da gün gelir de
Cengiz Han’ın mezarı bulunursa yüzünün görünümü hakkında
nasıl fikir edinebileceğimizi? Görünüşe göre bu soruların yanıtı
kemiklerde gizli.
Deneyimli bir yüz canlandırma uzmanı sadece bir kafatasına
bakarak geçmişte yaşamış bir insanın yüzüne ve yaşam
biçimine dair sandığımızdan çok daha fazla şey söyleyebiliyor.
Yüz canlandırma işlemi bilgisayar teknolojisindeki gelişmelere
rağmen günümüzde halen şaşırtıcı derecede el yordamıyla
yürütülen, model çamuruyla yontu yapmayı, orantılar ve
ebatlara dair pek çok yaratıcı tahminde bulunmayı gerektiren
bir işlem. O kadar ki, bazı uzmanlar “yüz canlandırma” yerine
“yüz tahmini” terimini tercih ediyorlar; zira yaptıkları
hakikaten de ellerindeki sınırlı veriyle en iyi tahmini
yürütmekten ibaret.
George Mason
Üniversitesi’nde adli yüz
Fotoğraflar: Joe Mullins
canlandırma profesörü
olarak görev yapan Joe
Mullins’e göre yüz
canlandırması, sanat ve
bilimi “Harikulade ve
gerekli bir ikilik” içinde bir
araya getiren bir işlem.
Mullins, aynı zamanda
emniyet kurumlarına
kayıp çocukları bulma
konusunda destek veren
Kayıp ve İstismara
Uğramış Çocuklar
Merkezi’nde (National
Center for Missing and
Exploited Children) görüntüleme uzmanı olarak çalışıyor. Yıllar önce kaçırılan çocukların uzun süre önce
çekilen son fotoğraflarından hareketle bugün nasıl göründüğünü tahmin etmek Mullins’in bu kurumda
yaptığı işlerden biri. Fakat bu süreç polisiye vakalarda teşhis edilemeyen bir kafatasından ya da binlerce yıl
önce ölmüş bir hükümdarın mezarından çıkarılan kemiklerinden hareketle yüz görüntüsü oluşturmaktan
oldukça farklı.
Antik döneme ait bir kafatasından hareketle tanınabilir bir yüz oluşturmak pek de hızlı yürüyen bir işlem
değil. Yale Peabody Doğal Bilimler Tarihi Müzesi’nden Michael Anderson’ın aktardığına göre, “İşlemin
tamamı kafatasından silikon kalıba kadar yaklaşık bir ay sürüyor ve ardından saçın eklenmesi de bir iki ay
alıyor.”
Anderson, yüzleri yeniden canlandırma sürecinde canlandırılan kişinin hayatıyla ilgili bir şeyler öğrenmenin
de mümkün olduğunu söylüyor. Bazen kafatasında iz bırakmış yaralara, frengi, raşitizm gibi hastalıkların ya
da beslenme bozukluklarının belirtilerine rastlamak mümkün ve bu tür belirtiler yüzün görünümüne dair
fikir verebiliyor.
National Geographic dergisi, firavun Tutankamon’un yüzünün canlandırmasını yaparken Anderson’ın
görüşüne başvurmuş. Anderson ilk versiyonu görmeden ikinci bir versiyon üretmiş ve böylece bağımsız bir
şekilde üretilen iki canlandırmanın karşılaştırılmasıyla firavunun görünümüne dair olabildiğince isabetli bir
tahmin üretilmesi mümkün olmuş.
Mullins ve Anderson, yüz canlandırma sürecinin kafatası aşamasından görüntünün oluşumuna kadar tüm
aşamalarını KURIOUS’a anlattı:
Bilgi Toplama
Şekil verme aşaması başlamadan önce
sanatçının konusuyla ilgili mümkün
olduğunca fazla bilgi toplaması çok
önemlidir. Öncelikli olarak etnik köken, yaş
ve cinsiyetin bilinmesi işe yarar. Eğer
kafatası tanınmış bir kişiye, örneğin İngiltere
kralı III. Richard’a aitse bu tür bilgiler zaten
eldedir. Ama teşhis edilememiş bir numune
söz konusuysa belli bir oranda varsayıma
başvurmak gerekecektir.
Anderson, etnik kökenle ilgili fikir veren belli
başlı üç kafatası şekli olduğunu söylüyor:
Beyaz derili (Kafkas), Siyahi (Negroid) ve
Moğolumsu (Mongoloid). Bir antropolog,
kişinin yaşını tahmin ediyor. Bu tahmin 20’li
yaşlara kadar oldukça isabetli yürütülebiliyor,
fakat bu yaşlardan sonra kafatası tamamen
gelişmiş olduğundan ancak daha kaba bir
tahmin mümkün oluyor.
Cinsiyete dair ipucu veren birkaç faktör var:
Örneğin kaş çıkıntılarının büyüklüğü, çene
açısı ve kulakların arkasındaki mastoid
çıkıntısı. Büyük bir mastoid çıkıntısı kişinin
erkek olduğuna işaret ediyor.
National Geographic dergisi Anderson’dan bir yüz canlandırması talep ederken yüzün Tutankamon’a ait
olduğunu söylememiş; canlandırmayı numunenin kime ait olduğunu bilmeden yapmasını istemiş. Anderson,
“İncelediğim kişinin kafatası oldukça feminen görünümlüydü, çoğu erkekte olduğu gibi geniş kaş çıkıntıları
yoktu ve onu neredeyse kadın olarak canlandıracaktım” diyor. Bu örnek bazı kafataslarında tarihi bağlama
dair yeterince bilgi olmaksızın cinsiyeti dahi belirlemenin oldukça zor olabileceğini gösteriyor.
Deri Derinliği Analizi
Canlandırma uzmanı, toplanan verilerden yola çıkarak bir dizi önceden belirlenmiş deri derinliği veri grubu
seçiyor. Örneğin, eğer incelenen numune 55 yaşında beyaz bir kadınsa, Anderson bu kadının yüzünü
şekillendirirken ortalama bir orta yaşlı kadının deri derinliğini baz alıyor.
Plastisin Canlandırma
Bazı canlandırma sanatçıları sadece deri derinliği verilerine dayanarak kafatasının üzerine kesin olarak
belirlenmiş bir miktarda plastisin uyguluyor. Anderson’ın da dahil olduğu bazıları ise deri derinliğini daha
ziyade bir ek bilgi olarak değerlendiriyor.
Anderson, “Ben esas olarak kafatasına bakıyorum ve canlandırmanın nasıl olması gerektiği bu şekilde ortaya
çıkıyor. Deri derinliği verilerine şüpheci yaklaşıyorum, çünkü bu veriler çok güvenilir değil” diyor. Anderson,
deri benzeri bir görünüm sağlayan plastisin tabakasını uygulamadan önce plastisinden yaptığı kasları, yağ ve
bez dokularını ekliyor. Ardından tüm bu öğelerin üzerine sertleşmeyen bir tür model çamuru olan
plastisinden bir deri tabakası uyguluyor. Tüm bunlardan sonra Anderson ortaya çıkan sonucun deri derinliği
verilerine uyup uymadığını kontrol ediyor. Eğer uymuyorsa elindeki verilere ve kendi kanaatine dayanarak
hareket ediyor, ama çoğu zaman kendi oluşturduğu anatomiye eldeki hazır deri derinliği verilerinden daha
çok güveniyor.
Tercihe Bağlı İlaveler
Sıra gözler, saçlar ve deri rengi gibi öğeleri eklemeye geldi. Eğer elde kişinin eski portreleri varsa sanatçılar
bunları kullanıyor. Yoksa, en sık görülen seçeneklere başvurmak zorunda kalıyorlar: Bu da kahverengi saç ve
kahverengi gözler demek. Deri rengi kafatası şekline göre seçiliyor, fakat her ırk türünün kendi içinde deri
rengi konusunda önemli farklılıklar olduğu için burada yine eldeki verilerle en iyi tahminin yürütülmesinin
ötesine geçilemiyor.
Mullins’in emniyet güçleri için vatandaşların teşhis etmesi umuduyla yaptığı canlandırmalarda başvurduğu
süreç ise biraz daha farklı. Mullins, tahmin yürütmek yerine olası bir teşhisin önüne geçmemek için belli bir
muğlaklığı korumayı tercih ediyor. Mullins’e göre, “DNA araştırmalarındaki ilerlemeler yakın zamanda deri
ve göz renginin belirlenmesinde önemli gelişmeler getirebilir, ama şimdilik görüntüleri siyah beyaz
oluşturmak en iyisi.”
Yeniden Kalıplama
Ortaya çıkan sonuç, daha gerçekçi
gözükmesi için silikon kalıba dökülüyor.
Son Ürün
Tüm bu süreçlerin bitiminde ortaya çıkan
sonucun gerçeği ne kadar yansıttığı
söylenebilir? Mullins, sürecin başarısını,
ortaya çıkan resim akşam haberlerinde
gösterildiğinde birinin onu teşhis edip
edememesiyle ölçtüğünü söylüyor.
Mullins’e göre, kurbanın yüzünü bire bir
canlandırmaktan ziyade, teşhis edilebilecek
kadar isabetli ayrıntıları barındıran bir
canlandırma yapmak yeterli.
Anderson ise, aynı kafatasının birkaç farklı canlandırmasını sırayla incelediğinde ortaya çıkacak yüzün
nihayetinde sanatçıya bağlı olduğunu fark ettiğini söylüyor. Öyleyse, Tutankamon’un veya III. Richard’ın
nasıl göründüğünü gerçekten biliyor muyuz? Belki de hayır, ama en azından varsayımlarımız oldukça sağlam.
Benjamin Plackett
Çeviren: Murat Güneş

Benzer belgeler