Kamuda Sosyal Politika - Memur-Sen

Transkript

Kamuda Sosyal Politika - Memur-Sen
Memur-Sen Adna Sahibi
Ahmet Gündodu
Sorumlu Yaz leri Müdürü ve Editör
Halit Ortaköy
Genel Yayn Yönetmeni
Mustafa Güçlü
Yayn Kurulu
Mahmut Kaçar
Ahmet Yldz
Yusuf Yazgan
Hac Bayram Tonbul
Ahmet Kaytan
Danma Kurulu
Prof. Dr. Naci Bostanc (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Ali Seyyar (Sakarya Üniversitesi)
Doç. Dr. Mustafa entop (Marmara Üniversitesi)
Prof. Dr. Yasin Aktay (Selçuk Üniversitesi)
Prof. Dr. Kadir Arc (Gazi Üniversitesi)
Prof. Dr. Ömer Çaha (Fatih Üniversitesi)
Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne (Gazi Üniversitesi)
Doç. Dr. Oya Akgönenç (Ufuk Üniversitesi)
Yrd. Doç. Dr. Cengiz Ank (Gazi Üniversitesi)
Yrd. Doç. Dr. Veysi Erken
Yrd. Doç. Dr. Erdinç Yazc (Gazi Üniversitesi)
Alaettin ahin
ahin Ali en
Bilimsel makaleler ile ilgili
tüm soru ve yazmalarnz için; Mustafa Güçlü
[email protected]
EDTÖRDEN
Halit ORTAKÖY
Genel Basn Yayn ve Halkla likiler Sekreteri
ÇÖZÜME PAYDA OLMAK
Sendikal örgütlenmemizi gerçekletirmeye baladmz
doksanl yllarda yüklendiimiz, “kamu sendikaclna dair
yeni ve güçlü bir alg oluturmak” misyonunu, siyaset ve bürokrasi meneili her türlü engele ramen bugün de devam
ettiriyoruz. “Hak”kn verilen deil çetin mücadeleler sonunda “alnan” bir deer olduu bilincini de barndran bu misyonumuzla, kamu çalanlar adna elde ettiimiz “hak”lar
korumak ve gelitirmek adna yaplmas gerekenlerle birlikte
insanmzn ve içinde yaadmz toplumun sorunlarna, taleplerine ve beklentilerine de, “önce insan” vizyonuyla hassasiyet göstermekteki öncülüümüzü sürdürmenin çabas
içinde olduk.
Kurumsal kimliimiz haline gelen bu öncülüümüzün
ve sosyal sorumluluumuzun gerei, bir önceki saysnda
“Dünya’da ve Türkiye’de Kamu Sendikacl” konusunu ilediimiz “Sosyal Politika” dergimizin bu saysn, “Çalma
Hayatmz, Toplu Sözleme ve Grev Hakkmz” konusunu
inceleme ve tartma zemini olarak kullanmay uygun bulduk.
“Sabr, ükür, kanaat, hogörü,” gibi inanç ve medeniyetimizin kök kavramlarnn, özleriyle örtümez anlam kaymalarna tabi tutularak insanmz ve toplumumuz tarafndan,
hakszlklar karsnda duyarszln, dayatma karsnda
sessiz kalmann, zorbalk karsnda sorgusuz-sualsiz itaatin,
hukuk d ve karanlk emeller karsnda boyun emenin
makul gerekçesi ve hakl dayana olarak görülmeye balanmas oldukça düündürücüdür.
Yayn dare Merkezi:
Memur-Sen
GMK Bulvar Özveren Sokak No:9/4
Demirtepe/Ankara
Tel: (0312) 230 09 72-73 - 230 48 98
Bürocell: (0533) 657 97 03-04
Faks: (0312) 230 39 89
www.memursen.org.tr
Halbuki, asrlar boyu tadmz/tayacamz deerler
manzumesinin prensipleri; sürekli daha iyiyi, daha doruyu arayp bulma gayretini, tüm olumsuzluklara kar gücü
yettiince mücadele etmeyi ve direnç göstermeyi, yanl
düzeltmek için de katkda bulunmay öütlüyor; kaytszl, duyarszl, sorumsuzluu yeriyor; hak arama cehdini,
insan ve insanlk haysiyetini korumay da tevik ediyor ve
övüyor.
Grak Tasarm&Bask
Hermes Ofset Ltd. ti.
Kazm Karabekir Cad. Murat Çars
39/16 skitler / Ankara
Tel: 0312 341 01 97 - 384 34 32
Bu prensipleri özellikle çalma hayat olmak üzere hayatn her alanna yanstmay ilke edinenler olarak, ülkemizin gerek siyasal gerekse sosyo-ekonomik bakmdan içinde
bulunduu bu tarihi deiim sürecinde çözüme dair sorumluluklarmzn ne denli önem tadn bir kez daha hatrlamak zorundayz. Bu hatrlama, “Sorunun parças olmak”
maduriyeti yerine, “Çözümün payda olmak” maruriyetini yaamamza da vesile olacaktr.
Yayn Türü:
Yaygn - Süreli
Basm Tarihi:
26 Aralk 2009
5000 adet
Ücretsiz Datlr.
Bu çerçevede, sendikal örgütlenmenin vazgeçilmez unsurlar ve kamu çalanlarnn en temel hakk olan “Toplu
Sözleme ve Grev Hakk”n dosya konusu yaptmz dergimizin bu saysnda, çözüme payda olma iradeleriyle kirlerini, düüncelerini, eletirilerini ve aratrmalarn bizimle
paylaanlara teekkürlerimi sunuyorum.
2
BU SAYIDA
3
Ahmet GÜNDODU - Varm ve Buradaym
7
Prof. Dr. Naci BOSTANCI - “Çalmak” Üzerine Birkaç Söz
12
Yrd. Doç. Dr. Ali Osman SARI - ILO Normlar Karsnda Kamu Görevlilerinin Toplu
Sözleme ve Grev Haklar
18
Gülay ASLANTEPE - Türkiye’de Örgütlenme ve Toplu Pazarlk Hakk ve
ILO Sözlemeleri
21
Emin ENVER - AB Üyesi Ülkelerde Kamu Çalanlarnn Örgütlenme ve Grev Hakk
32
Ara. Gör. Okan Güray BÜLBÜL - Türkiye’de Kamu Görevlileri Sendikacl
37
Yrd. Doç. Dr. Cemil RAKICI - Ücretler Üzerindeki Vergi Yükünü Arttran
Baz Nedenler
42
Prof. Dr. Ali SEYYAR - Çalma Hayatnda ve yerinde Maneviyat
53
Ara. Gör. Burçin YILMAZ ESER - Sendikaclkta Yaanan Deiim ve Yeni Yönelimler
60
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Merve ÖZAYDIN - Türkiye’de gücü Piyasasnn Dinamikleri
ve Mesleki Eitim Sorunu
67
Ara. Gör. Volkan IIK - Çalma Yaamnda Kadn gücüne Yönelik Cinsiyet
Ayrmcl Uygulamalar
3
Ahmet GÜNDODU
Memur-Sen Konfederasyonu Genel Bakan
VARIM VE BURADAYIM
nsanlarn sahip olduklar kültür; potansiyellerinin farkna varmalarnda ve kendi seçenekleri içinde
özgürce seçimler yapabilmelerinde en belirleyici unsurdur, yaadklar dünyay anlamlandrmalarnda,
orada egemen olan güç-iktidar ilikilerinin snrlarn
görmelerinde en etkili araçtr; bütün hak arama mücadelelerinde olduu gibi, sendikal mücadelenin uzun
menzilli yürüyüünün de en büyük kozudur; böylesi
yürüyülere katlan bireylere “ Buradaym!” dedirten
en büyük inacdr.
Buradaym (bu yerdeyim), bir snr durumudur:
kendi snrlarnn farknda olma halinin da vurumudur, bir bilinçlenme içeriinin, bilinçlenme gereksinimi
ile kesitii yerdir; ayn zamanda bir bakasna seslenmedir, hazr olmay dile getirir; balangç olma anlam
tar. Ve zaman içinde ön görülmü bir hedefe (ora’ya)
doru ilerlemeyi muhtevasnda tar.
Buradaym, geçmiten gelecee doru akn imdide odaklaan sesidir. Baka bir deyile üç ayr bilinç
boyutunun bu youn noktadaki kesimesidir: Bilinçlenme yürüyüü srasnda dönüp geriye bakma: Nereden geldim, ne kadar yol aldm? leriye bakma: Nereye
doru gidiyorum? Ne kadar yolum kald? Ve imdi:
Ne yapyorum, niçin yapyorum?
imdi, insann kendi yaad deneyimlerden ve
içinde yaad toplumun ona aktard atalarnn geçmiinden oluur. Baka bir söyleyile, her geçmi baka bir geçmiin yaanmlklaryla örülüdür. Çünkü
hayat, aralksz bir yürüyütür. Hayat için sürelerden,
aamalardan, dönemlerden söz ediliyor olsa bile, gerçekte hayat, bir noktadan baka bir noktaya kat edilen
yollar, yllar süren kesintisiz oluumlardr. Ve bu kesintisiz akn belli bir aamasndan sonra, yeni yönler,
yeni hedeer belirlenir.
Ayn zamanda imdi, daha önce gelimi ve doruuna varm olan bir insanlk evreninden balar. Bu demektir ki insan için yeni bir ey icat etme gereksinimi
duymadan, yalnzca içine yerleip, bireysel geliimine
balayabilecei bir deer hep olmutur. Bu yüzden insan her defasnda bir kaplan gibi sfrdan balamak zorunda deildir, art bir deerden balar ve büyümesini
de bu deerin üzerine ina eder; yaad ve yapt
eylerde tüm insanlk geçmiinin kalntlarn bulabilir.
Bu anlamda geçmi; mazide kalm, soyut, gerçek d
bir kavram deil, bugünü ayakta tutan canl, etkin bir
güçtür.
O halde insanlar, bugünü tanmlarken kulland
kavramlar, modelleri dünden ödünç ald. Toplumsal
hayatlarn düzenlerken, maddi kaynaklarn yeniden
paylalmasn talep ederken, inancn - yaama biçimini savunurken bavurduu referanslar, yasland
temel deerler; hak talep ederken gösterdii gerçekler geçmite sakldr. Ve elbette sendikal mücadelenin
gelecei de geçmiinden bamsz düünülemez. Sendikal mücadeleye inanm biri “Buradaym! diyorsa
öncü mücadelelerden bamsz söz söylemesi mümkün deildir.
Avrupa’da ekonomik alanda güçlenen, devrimci
bir snf olarak tarih sahnesine çkan burjuvazi sanayi
devrimiyle birlikte ortaya çkan içi snfnn ve köylülerin desteini de yanna alarak ekonomik temelleri
sarslmaya balayan aristokrasinin egemenliine son
vermeyi bilmitir. Burjuvazi, en güçlü aktör olarak
yeni düzende egemenlii tekeline aldktan sonra, ilk ii
tamam mülksüz olan içileri ve kadnlar temel haklardan- seçme ve seçilme hakk bata olmak üzere- yoksun brakmak olmutur. Bu durumda içiler için devletten ve sermayeden bamsz bir snf olarak birleip
örgütlenerek sendikal mücadeleye girimekten baka
bir yol kalmamtr. Böylelikle emek- sermaye arasnda
kesintisiz bir ekilde sürecek ekonomik, toplumsal ve
ideolojik mücadele balatlm oldu. çinde çok kanl
bir ekilde bastrlan ayaklanmalarn da yer ald mücadeleler sonucunda çalma hayatnn düzenlenmesiyle
ilgili birçok kazanm elde edilmi, seçme ve seçilme
hakknn tüm yurttalar için güvence altna alnmas
4
salanmtr. Ve elbette bu mücadelenin sonuçlar Avrupa ile snrl kalmam, tüm insanlk için yeni bir balangç olmutur.
Bize gelince, Cumhuriyetin balangç yllarnda
Batl kurumlar ve normlar benimsemi, egemenliin
temel dayanan oluturmu bir millet ve bu milletle
bütünlemi bir siyasal yapnn amaçlandn söylemek mümkün. Ancak daha sonra hâkim olan tek parti
döneminde(1923–1950 ) böyle bir anlay hiçbir zaman
hayata geçirilmemitir. Tek parti oligarisinin gözünde halk, topluca eitilerek dönütürülmesi gereken bir
yndan ibarettir, bu mantk uyarnca dönütürme
ilemleri çok partili hayata geçilinceye kadar aralksz
sürdürüldü. Bu diktac yap, eylemlerini hukuka, temel
insan haklarna uygun olup olmamasna bakmakszn,
yaptklar her eyi meru kabul etti; meruiyetlerinin
dayana-kayna olarak da ya kendilerini ya da iaret
ettikleri hedeeri dayatt.
Böylesi bir iktidar paylamnda her türlü siyasal
düünce, siyasal örgütlerin, derneklerin yasaklanmas, muhalif medyann susturulmas zor olmad. Sivil
toplum oluumlarna taknlan bu zorba tutum, bireyi
yalnz, korumasz, yaln kimliiyle; güçlü, donanml,
ceberut bir devletle kar karya brakmtr. Tek parti
zihniyetinin yaptklar sadece bununla da kalmamtr.
Osmanl mparatorluunun yüzyllk modernleme çabasnn sonucu ortaya çkan birey ve devlet arasndaki
arac kurumlar da ortadan kaldrmtr. Özellikle her
türlü siyasal parti, dernek ve muhalif medyann yasaklanmas toplumla devlet arasndaki balar yok etmitir. Böyle olunca devletin ve toplumun amaçlarnda
ayrma kaçnlmaz sonuç olarak ortaya çkmtr: Bir
yanda asker, bürokrat ve devletçi, öte yanda da seçilmi siyasetçilerden oluan ve gücünü toplumdan alm
olan siyasal elit biçiminde ikili blok ortaya çkmtr. Bu
bölünme ayn zamanda referans ve söylemlerin de ayrmas demektir.
kinci dünya savann demokratik rejimler lehine
sonuçlanm olmasyla Türkiye’nin referanslarnda da
bir dönüüm kaçnlmaz olmutur. Türkiye’de hakim
durumda bulunan devletçi anlayn tersine, sivil topluma dayanarak oluturulan bireyci bir anlay, dünyayla e zamanl olarak, yükselen bir deer(paradigma)
haline gelmitir. Ancak vesayetçi bürokrasi, dünyadaki ve Türkiye’deki gelimeler karnda bo durmad:
Merkeziyetçi bir ekonomi, yönlendirici akl, militan
bir laiklik, homojenlik içeren bir cumhuriyet ve bütün
bunlarn simgesi olarak da “Kemalizm” diye bir ideo-
loji üretti. Ve bu ürettikleri ideoloji, Batl deerlerden
ayr bir öz tayormu gibi topluma dayatld. Hatta
“Kemalizm” vesayetçi bürokratlarn elinde; her türlü
gelimenin, özgürlemenin, demokrasinin, insanln
evrensel geliim sürecinin nihai noktasym gibi gösterildi. Bunlar da yetmedi, her on ylda bir askeri darbe
yapld. nsanlar, en ar ikencelere maruz brakld,
idam edildi, maddi- manevi sermayelerine el konuldu,
makamlarndan uzaklatrld. Yetinmediler, gelitirdikleri ve uygulamaya soktuklar plan ve programlarla
çocuklar- ailelerin iradelerine ramen- darbeci zihniyeti içselletirmeye zorladlar.
Her eyi bir mühendislik olay gibi gören bu vesayetçi bürokrasinin statükocu anlaynn aksine, dünyadaki gelimeleri doru okuyan, kimi aydnlar ve
sivil toplum kurulular, liberalizm ve özgürlük gibi
kavramlarn savunucusu haline geldi; bürokratlarn
bazlar da siyasal iktidara, dolaysyla siyasal partilere
balanmaya balad; AB yolunda gerçekleen reformlarn bir soncu olarak da sosyal katlm da sistemin
önemli belirleyicilerinden biri oldu. Bu gelimelerin
sonunda “toplumsal katlm” sisteme tayan sivil
toplum örgütleri, doal olarak daha da güçlenmi, ön
plana çkmtr.
Ancak tüm dünyada yaanan politik ve ekonomik
yönelimler karsnda sendikalarn içine dütüü durum, kaybettikleri mevziler, konuyla ilgilenen herkesin malumudur. Bu durumun, lizlenmeye balayan
kamu sendikacl için de riskler tad çok açk.
Çünkü hem büyük irketlerin hem de irket gibi hareket eden devlet yaplanmasnn elinde “isizlik” gibi
güçlü bir silah var; isizlik bütün dünyada “ yedek içimemur ordusu”nu elinin altnda, hazrda tutmaktadr.
Dolaysyla emeini ücret karl satanlardan çok
emeini satmaya çalanlarn mevcut olduu bir dünyadayz. Mevcut yapya ilaveten ideoloji- etnik kimlik
gibi mücadele ve çatma alanlarnn yaygnlk kazanmas, emek-hak ve özgürlük araynda, çalanlarn iç
ve d dünyalarnda bölünme ve yabanclamaya yol
açt söylenebilir.
Her eye ramen mevcut emaya direnen örgütlü
insan tipi de ortaya çkt. Bu insan tipi, insan insan olmaktan alkoyan, onu bir say-sistemin sradan bir bileeni düzeyine indirgemeye çalan, onu varoluunun
anlamndan yoksun brakmaya çalan güçlere kar
koyma iradesinin bir sonucudur. Aslnda bu yeni insan tipi yeni bir toplumsal öznenin ilandr. Bir yerde
bakaldr, direni varsa orada bir özne vardr. Özne,
5
kendi var oluunu, kendi gerçekliini, kendi seçimlerini hiçbir zorba güce brakmamasyla dier insanlardan
ayrlr. Düünürün “Gündelik hayat belirleyen genel
geçer yasalar onun için belirleyici olamaz. Sradan bir
hayatn güçlü akntlarna kar durmasn bilir. Bu kar koyma bilinci, derin bir haklar ve ödevlerde, ahlakllk düzeyinde gerçekleir.”1 diyerek özetledii yeni
insan, birey olarak özneye, ayn zamanda da sendikal
olmaya giden yolun balangcn iaret etmektedir.
Ancak toplumsal özne olmak öyle kolay elde edilebilecek bir duru deildir. Çünkü ülkemizdeki siyasal kültürün olumasnda ve kurumsallamasnda tek
parti zihniyetinin baskc, tara tutumu; son elli ylda
nerdeyse her on ylda bir tekrarlanan darbelerin yaatt travmalar, öncesi ve sonrasyla darbe iklimi, kendini devletin sahibi gören derin yaplanmann keynce
iktidar ve itibar datmas; lemeler, yargsz iten el
çektirmeler ve infazlar… Sonuç olarak insanlar, örgütlenme açsndan, sahip olduklar erdemlerin en önemlilerinden biri olan “güven” duygusunu yitirmeye zorlandlar.
Güven, sivil toplumun kurucu temeli, mayasdr.
“Kendilerini güvensiz hisseden, gelecein getirebileceklerine saknarak bakan ve emniyetlerinden endie
eden insanlar, kolektif eylemin gerektirdii riskleri
göze alacak kadar özgür deillerdir. Bu insanlar birlikte yaamann alternatif yollarn hayal edecek cüretten
ve zamandan yoksundurlar ve kimseyle paylaamayacaklar ilerle o kadar meguldürler ki, brakn ortaklaa giriilebilecek türden ilere enerji ayrmay, bunlar
hakknda düünmezler bile.”2
Bunun yannda toplumun büyük bir kesimi devlet merkezli düünmeye devam ediyor. Çünkü devlet,
hala temel ayrmalarn belirleyicisi olma konumunu
sürdürüyor. Böyle olunca da insanlar arasndaki ilikiyi sosyo-ekonomik faktörlerden çok devletle kurulan ilikiler belirleyebilmektedir. Bu durum sendikal
açdan en büyük handikaplardan biri olmaya devam
etmektedir. Çünkü bu yap siyasal sistem içinde despotik ve totaliter baskn deerler” de üretmeye devam
edecektir. Sendikaclk adna karlatmz en büyük
engellerden biri de Osmanl’nn sön dönemlerinde balamak üzere etkisini üzerimizde hala sürdüren Fransz
etkisiyle gelitirilen egemenlik paylamnn birbirini
yok etmeye dönük snar üzerinden yürütülmesidir.
Örgütlü mücadele açsndan gerek dünyadaki gerekse ülkemizdeki gelimeleri dikkate aldmzda en
temel yasann sendikalardan yana olduunu söyleyebiliriz: “ Hakszla urayanlarn koalisyonu kendiliinden oluur.” Tarihin her döneminde bu böyle olmutur. Eitlii, özgürlüü ve hakça paylam ortadan
kaldran güçler karlarnda hep birilerini bulmulardr. Bu kar koyma biçimi, günümüze ve demokratik
yönetim biçimine yaklatkça daha örgütlü bir güce dönümektedir. Ve böylesi örgütlü devletlerde toplumsal
düzenin bozulmas son derece zordur. Çünkü snrsz
sayda ekonomik, siyasal, ahlaki örgütlenmeler bir ideal uruna sürekli çalrken toplumsal düzeni bozacak
eylemlere- buna her türlü cuntaclk da dâhil- izin vermezler.
Bizim gibi ülkelerde sendikaclar için en vazgeçilmez ilke birletirici bir demokrasi olmaldr. ‘Eitlikçi
sosyal birlik’ ideali üzerine ina edilen birletirici demokrasi, katlm ve ortak yarar ilkeleri, müzakereci
siyaset temeline dayanr. Ortak yararn belirlenmesi
sürecine sivil toplum ve piyasann dâhil edilmesi, iktidarn meruluunun kolektiikle saland bir yönetim biçimi öngörür. Bu yolla, toplumsal, siyasal ve
ekonomik iktidar “merkezi devletten” alarak gönüllü
gruplar arasnda datr. Bu anlay bizi “Fransz toplumsal yapsnn temelini oluturan snf temelinin
etkisiyle ikincil gruplarn (sivil toplum içindeki yaplar) “birbirlerinin boazlarna yapan” topluluklar
haline”3 dönümekten, dolaysyla örneklerini daha
önce yaadmz, darbe gerekçesi olan çatma kültürünün insan yok etmeye ayarlanm örgütlü mücadele
biçiminden koruyacaktr.
Elbette birletirici demokrasi ideali yetmeyecektir.
Sendikalar öne sürdükleri görülerin gücünü, gerçekliini, çözüm üretme yeteneini yaanan hayatn içinde,
yani pratikte kantlamaldr. Ayaa kalkp: “nsanlk
tarihinden aldmz mirasla, ellerimizi bir birimize
uzattk ve birlikte ne kadar güçlü olduumuzu gördük.
Biz yaptk, biz gerçekletirdik, yok sayldmz, üç be
bürokratn insafna terk edildiimiz günlerin sonunu
biz getirdik, ilk defa kendi tercihlerimizi yayoruz; her
ey bizim irademiz, bizim meziyetlerimiz, bizim emeimizle gerçekleti. Biz ayn zamanda “büyük ve özgür
okul olduk.” diyebilmelidirler. Bunun için de sendikalar, mücadelelerine bir “vatan” boyutu katmaldr. Ancak vatan sadece bir toprak parças olmamaldr. Vatan: Toplumun birlikte sahip olduu geçmi, imdi ve
gelecektir. Böyle bir tutum sendikal mücadeleyi ksr
döngüden de kurtarr. Bu da “buradaym” diyebilen
“özne”lerle mümkün olacaktr.
6
Sendikalar, aranlmasna bile gerek duyulmadan,
insanlarn ayana giderek onlara ortak sorunlarda
birlikte hareket etme, dayanma, hukuki yardm gibi
seçenekler sunmaldr. Geleneksel balarn zayad
bir yerde, sahici dostluklar sunabilmelidir. Ve bu çabalarn bir sonucu olarak ortaya çkacak birliktelik, ayr
ayr bireylerin yerini aldnda, insanlar, söyledikleri
dinlenen, kar konulmas zor bir güç olabildiklerinin
farkna varacaklardr. Böylelikle varolularnn özneleri konumuna yerletiklerinde, küstah egemenlik biçimlerinin, adaletsiz paylamlarn önüne geçilebilirler.
Ancak geleneksel vesayetçi egemenlik biçimi, öylesine bir toplumsal kabul görmü ki insanlarn önemli
bir ksmna bu rejim, bu paylam doal, ayn zamanda da metazik deer olarak kabul görebilmektedir.
Bunun sonucu olarak eletirel akl – yaanan her türlü
Her türlü olumsuzluklara ramen “ insanlar, hiçbir
zaman hakl direnilere sar kalamazlar” yasas kaytszlk ya da gelitirilen zorbaca egemenlikler yüzünden
uzun süre ilememi olabilir. Böylesi durumlarda sendikalara düen görev, ihmalin ya da zorbaln etkilerini silebilecek orannda çaba sarf etmelidirler.
Sonuç olarak, hayatn bütün alanlarn kendi mülkü
gören parann, gücün, iktidarn ve itibarn, rüyalarn,
arzularn, doyumsuz efendisini yerinden etmenin en
güçlü aracnn hâlâ sendikal mücadele olduunu; insanlarn kar koyma ve yenme becerisini belirleyen
eyin, örgütlü üyelerin kendilerini “buradaym” diyebilen özneler olarak yetitirmeleriyle mümkün olabileceini düünüyorum. Ve unutmayalm:
Ne zaman genç bir kuak canla bala ura verirse
dünya deiir.
hukuksuzlua ramen- ilemez hale gelebilmektedir.
Bu haksz yapnn içselletirildii ve gizlendii yerden
aça çkarlmas ve ortadan kaldrlmas sendikalarn
DPNOTLAR
1.
bk. Touraine Alain (2007), Bugünün Dünyasn Anlamak çin
Yeni Bir Paradigma
faaliyetleri arasnda önemli bir hedef olarak durmak-
2.
bk. Gülgün SVL TOPLUM DERGS OCAK - MART 2003
tadr.
3.
bk. Alexis de Tocqueville, çev. Taner Timur, stanbul, 1962
“ÇALIMAK” ÜZERNE BRKAÇ SÖZ
7
Prof. Dr. Naci BOSTANCI
Gazi Üniversitesi letiim Fakültesi Dekan
“ÇALIMAK” ÜZERNE BRKAÇ SÖZ
“Çalma” kavram, ekonomiden felsefeye, tarihten hukuka kadar birçok disiplinin ilgi gösterdii bir
anlamlar dizgesine ve pratiine sahiptir. Kavramn bu
kadar youn bir ilgiyi hak etmesi artc deildir; çünkü bireysel ilikilerden tutun toplumsal ilikilere kadar
her yerde çalmann önemli bir karl vardr. Gündelik hayat içinde yeni birisiyle tantmzda ona dair
ilk merak ettiimiz husus, ne i yaptdr. ini örendiimizde onun kimlii, dili, sosyal balar hakknda
da bir kir sahibi olacamz düünürüz ve bunda da
ciddi bir hakllk pay vardr. Kiinin ii adeta onun
toplumsal hiyerarideki yerini tayin eder ve yeni ilikiler kurulurken bu yere dair dikkat mühim bir arka plan
olarak devreye girer. Ciddiye alnmas gereken bir ii
olduunu düündüümüz kiiye kar tavrmzla sradan bir ii olduunu örendiimiz kiiye kar tavrmz
birbirinden farkllk arz eder. “nsanlara eit ekilde
davranmak” ahlaki bir ilkedir fakat ahlak her zaman
sorgusuz sualsiz hayatmzn içinde olsayd elbette bu
kadar çok ahlaktan bahsetmek lüzumunu duymazdk.
Evlenmek için bir kza talip olan kiiye ebeveynlerin ilk
sorusu ne i yaptdr. Exupery’nin Küçük Prensinde
“Güzel bir evden bahsedildiinde yetikinlerin aklna
gelen ilk düünce onun kaç para olduudur.” eklindeki eletirel bak, gündelik hayatn teorisinde az sayda
yanda bulsa da, pratiinde daha da az uygulaycsnn
olduu unutulmamaldr. Ebeveynler de kzlarna talip
olan damat adaynn hangi çiçei sevdiini, kiiliinin
ilginç yanlarnn neler olduunu örenmeyi önlerindeki muhtemel uzun zamana brakrken bu “çok gerçek
hayatn kritik hususlarn” öncelikle örenmek isterler.
Bir ii, toplumda bir yeri olan ve böylelikle saygnla
kavumu bir damat adaynn bu türden nesnel kriterleri, özel dünyasnn özelliklerinden çok daha ilgi çekici bulunur.
Exupery’nin insani ilikiler balamnda bu çok anlaml ve derin vurgusu bir yana, ile kiilik ve o kiinin
toplumdaki yeri arasndaki balar tarih kadar eskidir.
Elbette bu ilikide “çalma” her zaman ayn türden bir
anlam içinde mütalaa edilmemitir.
8
nsanolunun kabile dönemine ilikin çözümle- vermez hem de kabilenin kolektif kimlii kiiler aramelerde, kadn ve erkek arasndaki biyolojik ayrla snda derin uçurumlarn öyle ya da böyle olumasna
paralel olarak kesin hatlarla ayrlm ve adeta doal- imkân vermez. Avclk ve toplayclk döneminde yalatrlm bir i ayrlnn da toplumsal hiyerariye ayan insanlarn daha fazla av ellerinde tutmalar, buyerletirildiini görürüz. Erkek avla uraacak, buna nun üzerinden bir zenginlik edinmeleri düünülemez.
karlk kadn meyve ve kök toplayacaktr. Erkein ii- Esasen birçok kabilede avcya kendi vurduu av tabu
ni, üretimini ve toplumdaki anlamn tayin eden kritik kabul edildii için kiinin üretimini kendisini akn
araç yay iken, kadn için bu sepettir. Kadn yaya doku- bir ekilde kabile için yapmas adeta kutsal bir kurala
namad gibi, çünkü tabudur, erkek de sepete dokuna- dönümütür. Kabilenin hayatiyetini sürdürmesi için
o çok gerekli olan “dayamaz. in bu temel aracna
nma” duygusunu salafarkl cinsin dokunmas
Avclk üzerinden elde edilen yan önemli unsurlardan
kutsal bir yasann ihlalidir. Amacn cinslerin topan ve eref, muhtemel savala- birisi, elbette bu tabudur.
bakalar için avlumdaki yerini amaz ve
rn moral arka plann olutu- Herkes
clk yaptnda, üretim
deimez kurallarla tayin
rur. Av hem hayat sürdürmek biçimi insanlarn arasnda
etmek olduu ortadadr.
Erkek savaç kimliini,
için gereklidir hem de baka ka- maddi ve moral sürekli
güncellenen güçlü balar
yiitliini, cesaretini avda
bilelerle
yaplacak
kaçnlmaz
oluturur.
göstermeli, kendisini böysavalara bir hazrlk olarak
P. Clastres, Amazon
lelikle ispat etmelidir. Vahyerlileri
üzerine yapm
i tabiat artlar içinde hadeerlendirilir. in, toplumsal
çalmada, batl
yatn sürdürmek isteyen
hayatn süreklilii açsndan olduu
ilerlemeci tarih anlayn
bir kabilenin güce, cesakritik bir anlamla donatlmas, nakzeden ilginç bir örrete, savaçla böylesine
yüceltici anlamlar yüklegünümüz dünyasnda da klk nekten bahseder. Avclk
ve toplayclk ile uraan
mesi anlalabilir bir dudeitirmi bir ekilde kar- bir kabile tarm örenir.
rumdur. Hayatta kalmak
mzdadr. Üretici güçler bunu üphesiz tarmsal üretim
için kabile erkeklerinin
bu niteliklerde rekabetçi
kendi geçimleri ve zenginlikleri daha istikrarl ve daha fazla zenginlik vaat eden bir
bir ekilde davranmalar
için
yaparlarken,
ayn
zamanüretim biçimidir. Ancak
çok önemlidir. Bu vurgu
da güçlü ve rekabetçi üretimin buna karlk avclk ve
bize ie atfedilen deerler,
arkasna yerletirilen ahuluslar aras arenada ülkeleri- toplaycla göre insanlardan çok daha fazla çalaki normlarla toplumsal
ne üstünlükler kazandracan lma talep etmektedir. Bu
ihtiyaçlar arasndaki ba
düünürler. Anlamlarn ölçei kabile tarmsal aamaya
hatrlatr. Buna karlk
kadn yapt i üzerinden
deimitir ama temeldeki ima geçmi, bir ölçüde üretim
de yapm, ancak bu hayat
erkee benzer bir onurvarln
sürdürmektedir.
tarznn kendilerinden çok
landrmayla karlamaz..
fazla çalma talep ettiiinin risk içermemesi bu
ni gördüklerinde yeniden
tür bir onurlandrmann
yokluu için bir ölçüde açklayc olabilir fakat bu yak- eski avclk toplayclk hayatlarna dönmülerdir. Böylamn dier yannda kadnn toplum içindeki yeri lelikle ilerlemeci tarih anlayna uymayan bir geri dövardr. Bu yer, ad konmasa da, düük statülü bir çal- nü gerçekletirmilerdir.
Kabile hayatnda erkek üyenin avcl ayn zamanan konumudur.
Kabile hayatnda insanlarn “i”e bak, hayat da savaçl ima eder. Avclk üzerinden elde edilen
sürdürmek için gerekeni üretmekle snrldr. Onun an ve eref, muhtemel savalarn moral arka plann
ötesinde “biriktirmek” için çalmak, zenginlik edin- oluturur. Av hem hayat sürdürmek için gereklidir
mek bir amaç deildir. Hem üretim artlar buna izin hem de baka kabilelerle yaplacak kaçnlmaz sava-
9
lara bir hazrlk olarak deerlendirilir. in, toplumsal
hayatn süreklilii açsndan kritik bir anlamla donatlmas, günümüz dünyasnda da klk deitirmi bir
ekilde karmzdadr. Üretici güçler bunu kendi geçimleri ve zenginlikleri için yaparlarken, ayn zamanda güçlü ve rekabetçi üretimin uluslar aras arenada
ülkelerine üstünlükler kazandracan düünürler.
Anlamlarn ölçei deimitir ama temeldeki ima varln sürdürmektedir.
Yerleik hayata, yani tarma ve hayvancla geçildiinde, yaplan iin insanlarn bu hayat karsndaki
tutumlarn, toplumsal ve politik örgütlenmelerini nasl
belirlediini bir kere daha görürüz. Toprakla uraan
kii, artk sürekli ava çkarak savaçlk kabiliyetini her
gün vahi tabiatta tecrübe eden kii deildir. Klç yerine orakla çalan, üretiminde hayati risk bulunmayan,
bizatihi ii sebebiyle sürekli
ölümle yüzlemenin getirdii bir cesaretten ve gözü
karallktan yoksun tarm
toplumunun insan, daha
barç niteliklere sahiptir.
Baka toplumlar onlarn
gözünde ayn ava ortak bu
yüzden hasm potansiyeli
tayan çevreler deil, tarm ve hayvancln hemen
yan banda yükselmeye
balayan “ticaret” nedeniyle, ticaret üzerinden birlikte
zenginleecekleri “yabanc”
ortaklardr. Keza tarm toplumunun insan, üretiminin
biriktirmeye ve zenginlemeye, böylelikle toplumsal
hiyeraride daha yukarlara trmanmaya imkân verici
nitelii sebebiyle yüzünü daha fazla dünyaya dönmü
olan kiidir. Onun beklentisi sürekli ekonomik artlarn iyiletirmek, daha iyi refah artlar yakalamak ve
gelecek kuaklara bunlar aktarmaktr. Oysa avclk
toplayclk döneminin insan için bugünle yarn arasnda bir fark yoktur. Kendisi her ne yapyorsa gelecek kuaklar da aynsn yapmak ve ayn yöntemlerle
ekmeklerini kazanmak zorundadrlar. yiletirilecek
refah artlar da yoktur. Sadece zorlu tabiat artlarnda
hayatta kalmak için kudrete, cesarete, hayatlarn riske
ederek kazanabilecekleri “ekmee” ihtiyaçlar vardr.
Avclk toplayclk dönemindeki insanlarla tarm
toplumuna ait insanlarn karlamalarnda, üretim
biçimlerinin belirledii dünya tasavvurlar nedeniyle
çatmann yaanmas, bir egemenlik ilikisinin kurulmas büyük ihtimaldir. Burada barç, üretiminde cesarete ihtiyac olmayan tarm insan, gözü kara ve savaç
avclk toplayclk dönemindeki insan karsnda son
derece dezavantajldr. Göçer bir ekilde yaayan ve
ekonomik üretimlerini hayvanclk üzerinden gerçekletiren topluluklar, tabiatla ilikilerinde ve üretim biçimlerinin deerleri ve karakterleri üzerindeki etkileri
bakmndan avclk ve toplayclk dönemi insanlarna
daha yakndrlar. Bu da onlara yerleik kültürler, tarm
topluluklar üzerinden uzun asrlar boyu süren egemen
olma ve onlar vergiye balama gücünü bahetmitir.
Tarih kitaplarnda bahsedilen Asya bozkrlarnn göçer kabilelerinin adeta Nuh tufan gibi dünyann her
tarafna genilemelerinde, yerleik medeniyetlere ba
edirmelerinde ve savaç
nitelikleriyle imparatorluklar kurmalarnda “üretim
biçimlerinin” yani ilerinin
önemli yeri vardr.
in, üretim biçiminin
her zaman insanlar için
ayn anlama gelmedii muhakkaktr. Bugünkü dünyamzda çalmaya, hayatmz sürdürmek için gerekli
olan bir uratan öte ahlaki
bir anlam atfediyoruz. nsan çalmaldr, çünkü bu
onun üstüne düen ahlaki
bir görevdir. Fakat tarih
kitaplar Eski Yunan’da, sitelerde yaayan az saydaki
“vatanda”n ie öyle bakmadklarn, daha dorusu
çalma biçimleri arasnda
çok temel bir ayrm yaptklarn söylüyor. Bunun ne
olduundan bahsetmeden önce vatandalarn sitelerdeki yeri üzerine birkaç söz gereklidir. Vatandalar,
sadece erkek, yetikin, yerleik insanlardan müteekkil
bir kesimdir. Yerleik olmak uzun yllar boyu o ehirde oturmak, oral olmak anlamna geliyor. Vatandalarn saysn snrl tutmak için özel bir gayret olduu
anlalyor. Mehur Atina sitesinde, nüfusun üç yüz
bine ulat vakitlerde bile vatandalarn says bunun
krkta birinin daha üzerinde deildir. Yani yedi bin be
yüz erkek yetikin vatanda saylmaktadr. Onlar çeitli ritüellerle kendilerini ötekilerden ayrmakta, ehrin asl sahibi olarak kendilerini görmektedirler. Zaten
10
askerlik, vergileme, hukuk vatandalarn elindedir.
Yabanclar ve köleler ise sitenin geçici sakinleri olarak
deerlendirilirler. Yabanclar her neyse, köleleri aslnda insan olarak kabul ettikleri de kukuludur.
Vatandalar, kas gücüne dayal yaplan ilerin insanlar soysuzlatrd kanaatindedirler. nsan olmak,
çalma zorunluluundan bamsz olmakla, felsefe
ve sanatlarla, nihayet politika ve retorikle uramakla
mümkündür. Vatanda soyut konularda diledii gibi
davranmal, serbestçe üretimini yapmal ancak kendisini soysuzlatracak, felsefeden, retorikten uzaklatracak, kaba bir içi konumuna düürecek kol gücüne
dayal ilerden kaçnmaldr. O tür iler ayak takmlarna aittir. Yabanclar ve köleler site hayat için gerekli
üretimi salayacak çevrelerdir. Vatandalar, mülkün
sahipleri olarak üretim için gerekli zemini hazrlayabilirler fakat dorudan üretimde yer almazlar.
Eski Yunan’da vatandalarn key, sanat ve estetik
alanna yönelik üretimin ötesinde dorudan geçinmek
için çalmay hakir görmeleri ve bundan kaçnmalar,
ilk bakta modern zamanlardaki çalmay yücelten
anlayla bir kartlk oluturur gibi görünür. Nitekim
para para para diyen Napolyona kar günümüzün
parolas çalma çalma çalmadr. Ancak bu kutsal
üçlemenin seslendii insanlar kimlerdir? Her ne kadar
bazen toplumun ekonomik elitleri Weber’in bahsettii tarzda çalmak için çalma diyebileceimiz, kar
ve kazanc kutsallatran bir mistik anlayla davranmlarsa da bunun tüm elitler için ayn tarzda kabul
gördüünü söyleyemeyiz. Asketik hayat tarzndan
zevk alan, kazanc biriktirmeyi bir tür kutsal anlayla sürdüren bu elitlerin yan sra çalmaktan kaçnan,
bir ekilde olumu zenginliklerini serbestçe, günlerini gün ederek harcayan bir baka elit kesim de türemitir. Özellikle ileri kapitalizm döneminde sermaye
sahiplii ile menajerliin birbirinden ayrld dönem,
çalmadan, profesyonel yöneticilerin ürettii zenginlik üzerinden hayat sürdürmeye gerçekçi bir zemin
kazandrmtr. Kapitalizmin bolluk toplumu, 19. ve
20. yüzylda çalma hayatna ait gelimelerin de iaret ettii gibi daha az çalmay hedeemitir. Kapitalizmin ilk dönemlerindeki 18 saatlik çalma süresi ile
günümüzün sekiz saati buna örnektir. Keza Türkiye’de
dahi yakn zamanlara kadar cumartesi günleri öleye
kadar çalma varken haftada iki günlük tatil “baka
türlüsü düünülemeyecek ekilde” yerlemitir. Ancak
ileriki dönemlerde part time çalmalarn egemen hale
gelmesi ve hafta tatilinin üç güne çkmas karsnda da
armamak gerekir.
Hem tüketime dolaysyla çalmaya vurgu yapmas
buna karlk ayn zamanda bolluk toplumu üzerinden
çalma saatlerinin azaltlmas istikametinde deiim
göstermesi kapitalizmin bir çelikisi deildir. Her medeniyet nihai hedende zorunlu çalmay reddeden
buna karlk gönüllü, kiinin diledii gibi üretmesini
esas alan bir anlay dile getirir. Kapitalizmin kendi
tarihsel seyri içinde yürüdüü bu istikameti daha radikal yöntemlerle Komünizm de iaret eder. Marks
komünizmi, insann üzerindeki maddi artlarn tahakkümünü ortadan kaldracak ve onu insani özüyle buluturarak özgürletirecek bir düzen olarak selamlar.
nsanlar komünizm gerçekletiinde diledikleri kadar
üretecekler ve istedikleri kadar tüketeceklerdir. Bu bolluk toplumunda kimse tüketmek için üretmek zorunda
kalmad için bu tür ekonomik ilikiler marifetiyle insanlar üzerinde egemenlik kurma, onlar kendi amaçlar için araçlatrma da ortadan kalkacaktr.
Marks’n hayalini kurduu ve ngiltere’de gerçeklemesini bekledii komünizm ortaya çkmad. Toplumun “bilimsel kurallar” esasnda analizi ie yaramad.
Ancak komünizm hakkndaki kanaatimiz ne olursa
olsun, zorunlu çalmann insann üzerinde oluturduu tahakküm, onu köleletirme etkisi son derecede
önemlidir ve kiinin özgürlemesi ile çalma artlar
11
arasndaki ilikinin balar ortadadr. Bugün içinde bulunduumuz gündelik hayatn içinde dahi insanlarn
çalrken bir gün “emekli olmay” ve çalmann belirleyiciliinden uzak bir “emeklilik hayat yaamay”
hayal ederek güçlüklere göüs gerdiklerini biliyoruz.
Keza yine çalma hayatnn arl karsnda insanlar
için önemli bir tela unsuru yine kapitalizmin bir yan
unsuru olarak ortaya çkan yaz tatilleridir.
Marks’n damad Lafarague, bütün dünyada çok
yüksek miktarlarda satm bir risale kaleme almtr.
“Tembellik Hakk” isimli bu kitapçk, ii reddetmeye,
tembellik etmeye devrimci bir misyon yüklemektedir.
Lafarague, sendikalarn kurulmasn ve içilerin daha
yüksek ücret daha düük çalma saatleri için çalmalarn bir bakma devrime ihanet olarak deerlendirir.
Bu talepler zincirlerinden baka kaybedecek bir eyi
olmayan içi snfn evcilletirmi, kapitalizme eklemlemitir. Çalmann insan soysuzlatrdn düünen
eski Yunanllar hakldrlar ve çalma ile insann insani
özü ve özgürlüü arasndaki derin ba fark etmilerdir. Lafarague’n kitabnn bu kadar yüksek bir ilgi görmesi, en azndan teorik düzeyde tembellie yönelik o
derin ilgiyi gösterir.
Yine tarihsel emaya dönecek olursak, avclk toplayclktan sonra tarm ve hayvanclk, ondan sonra da
ticaret, sanayileme nihayet bilgi veya biliim ça gelir. Her birindeki çalma örgütlenmesi, insanlarn çalma usulleri, çalmaya atfedilen anlam, i ve kazanç
arasndaki balar deimektedir. Tarm toplumunda
topraa dayal zenginlik anlay ticaret ve sanayide
sermayeye, bilgi çanda ise ad üzerinde bilgiye dayanmaktadr. Ayrca ticaret ve sanayi ile birlikte tüm
toplumsal süreçleri anlamlandrmak için kullanlan
modernleme, çalma hayatna önemli bir ayrm getirmitir. Artk ev ve çalma mekân hem kurulumu,
hem örgütlenmesi hem de kriterleri bakmndan deimitir. Aile esasl üretim, ilikilerin hukuk ve gelenekle tayin edildii profesyonel bir ilikiye dönümütür.
Tpk insann ev ve iyeri kyafetinin birbirinden ayrlmas gibi bu iki üretim biçimi de birbirlerinden derin
bir ekilde ayrlmlardr.
Bilgi çann geçmie nispetle önemli bir özellii,
mavi ve beyaz yakallar çok kesin bir ekilde birbirinden ayrmas, beyaz yakallar adeta eski Yunan sitelerindeki vatandalara benzer bir kategoriye yükseltmesidir. Onlar için çalma daha sostike, daha soyut,
daha akla, dehaya dayal bir i haline gelmitir. Google,
Windows gibi markalarn ifade ettii kurulu, üretim
ve zenginlik ölçüsü bize bu ayrm hakknda iyi bir kir
verebilir. Kas gücüyle çalann ancak sürekli çalarak
elde edecei cüzi deere karlk beyaz yakallar daha
snrl bir çalma ile yüksek düzeyde deer üretme kapasitesine sahip olmulardr. Bu da onlar çalmann
tahakkümünden bir ölçüde çkartm, zamanlarnn
daha geni bir ksmn hayatlarn tabir caizse daha estetik düzeyde yaamalarna imkân vermitir.
Modern bürokrasilerin de bu açdan ilginç bir özelliini vurgulamak yerinde olacaktr. Weber’in ifade
ettii ekliyle rasyonel yaplar olan bürokrasiler, ileri
yürütmek için dikkatle düzenlenmi görevler ve yetkiler dalmna sahiptirler. Bu da onlar hiyerarik örgütler haline getirir. Bu hiyerari dikkatle incelendiinde
aadan yukarya doru gerçekletirilen iin nitelii
ayn zamanda somuttan soyuta doru bir deiim gösterir. En altta yer alanlar en somut ileri yaparlarken
yukardakiler için i daha soyut ve teorik bir hale dönüür. Keza buna paralel olarak en çok ii en alttakiler
gerçekletirirler. Bu bürokratik hiyeraride yukarya
doru trmanma ayn zamanda daha az i yapma anlamn tar. Elbette bununla çelien örnekler vardr fakat zikrettiimiz bu husus dikkate deer ölçüde misale
sahiptir. Bu yaplanma da bize i ile insan arasndaki
ban istenilen, aranlan, zevk alnan bir ba olmadn, insann esas itibariyle iten kaçndn, mümkünse
hiç çalmadan hayatn sürdürmek istediini, çalma
ile ancak bir takm motivasyonlar sayesinde barabildiini gösterir. Bu motivasyonlar, toplumda bir yer igal etme, statü kazanma, bakalarnn sayglarn elde
etme, evlenme, zenginleerek daha fazla tüketme, nihai olarak da bir çeit emeklilikle çalmadan tamamen
kurtulmadr.
Bir ngiliz lordu, çalmak insann doasna aykrdr, der. Niçin diye sorduklarnda ilave eder: Çünkü
yorulurlar. ngiliz lordunun dedii gibi konuyu insann doasna indirgemesek bile, çalmann bize ezberletildii gibi tüm varlmzla istediimiz, aradmz,
talep ettiimiz bir husus olmadn, çeitli zorluklarn
ve zaruretlerin iin içine girdiini biliyoruz. Dünya bu
konuda önemli bir deiim göstermedii, insan için ii
bir zevke dönütürecek bolluk toplumu kurulmad
sürece de bu artlar devam edecektir. Elbette çalmaya
devam edeceiz fakat bu husus çalma ile aramzdaki
balar eletirel bir gözle görmemize mani olmamaldr. Böylelikle hiç olmasa çalma hayatnn tahakkümünden kurtulamasak bile onu ksmen tela edecek
yeni yol ve yöntemler gelitirebiliriz.
12
ILO NORMLARI KARISINDA KAMU GÖREVLLERNN TOPLU SÖZLEME VE GREV HAKLARI
Yrd. Doç. Dr. Ali Osman SARI
Sakarya Üniversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Öretim Üyesi
Çalma ve Sosyal Güvenlik Bakanl Eski Müfettii
ILO NORMLARI KARISINDA KAMU
GÖREVLLERNN TOPLU SÖZLEME VE GREV
HAKLARI
I. GR
Türkiye’de kamu görevlilerinin sendikal haklar,
özellikle de toplu sözleme ve grev haklarnn bulunup
bulunmad uzun bir zamandan beri tartma konusu
olmaktadr. Ayn tartma, kamu görevlilerinin sendikal örgütlenme mücadelesi verdii yllarda, kamu
görevlilerinin sendika kurma haklarnn bulunup bulunmad konusunda da yaanm, hatta kamu görevlilerinden bazlar sendika kurma hakkn tanyan özel
bir yasann çkarlmasn beklemeden ili durum yaratarak 1990 yllarda sendikalarn kurmulardr. te
bu nedenle, Türkiye’de memur sendikaclnn ikinci
döneminin balangcn 1990 yllar olduu ileri sürülmütür1. Bilindii gibi, memur sendikaclnda birinci
dönem,1961 Anayasas’nn tüm çalanlara sendikal
örgütlenme hakk verdii,1965 tarihli 624 sayl Devlet
Personel Sendikalar Kanunu’nun yürürlükte olduu
yedi yllk süreyi kapsayan dönemdir.
1991 ylnn sonlarnda, iktidar oluturan DYP-SHP
koalisyonu, kamu görevlilerine, içiler gibi,sendikal
haklarn verilmesini hükümet programna alm,daha
sonra da Demirel hükümeti,kamu görevlilerinin sendikal haklaryla ilgili yaanan tereddütleri amak amacyla Dantay’a bavurmu,’’Anayasa’nn 51.maddesinin
kamu personelini de içerecek derecede geni bir ekilde yorumlanp yorumlanamayaca’’ konusunda
resmi görü istemitir.Dantay 1.Dairesi ise 22 Nisan
1992 tarihli oybirlii ile verdii kararda,Anayasa’nn
51.maddesinin kamu görevlilerinin sendikal örgütlenmesine bir engel tekil etmeyeceini belirtmitir.2
Böylece Dantay’dan sendikal haklar konusunda
olumlu görü alan Hükümet, kamu görevlilerinin örgütlenmesiyle dorudan ilgili olan Sendika Özgürlüü ve Örgütlenme Hakknn Korunmas Hakknda 87
13
Sayl Uluslararas Çalma Sözlemesi ile 151 Sayl
Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakknn Korunmas ve stihdam Koullarn belirlenmesi Yöntemleri
Hakknda Uluslararas Çalma Sözlemesi’nin kabulü için gerekli hazrlklara balam ve nihayet bu iki
sözleme TBMM tarafndan kabul edilerek 21.5.1992
ylnda Resmi Gazetede yaynlanmtr3.Daha sonra,
Anayasa’nn toplu i sözlemesi hakkn güvence altna
alan 53.maddesinde 23.7.1995 tarihinde 4121 sayl Kanunla bir deiiklik yaplm ve bu deiiklikle kamu
görevlilerine toplu sözleme hakk deil de toplu görüme yapma hakk tannm fakat toplu pazarlkta son
söz ve yetki yine kamu idaresine braklmtr.
Kamu görevlileri sendikaclnda gelinen bu toplu
sözlemesiz ve grevsiz kuru bir toplu görüme hakk,
kamu görevlileri yannda bilim çevrelerince de tepki
ve eletiriyle karlanmtr. Fakat gerçekten de grev
hakkyla donatlm bir toplu sözleme düzeni veya
rejimini memur sendikacl alanna tamann kamu
görevlileri sendikacln olaanüstü ölçüde güçlendireceini ve böylece güçlenen memur sendikalarnn
devlet içinde devlet konumuna yükselecei,yükselen
ve iyice kuvvetlenen her gücün kendi grup çkarna
öncelik vermesiyle kamu veya toplum çkarn hatta
kamu düzenini ikinci plana itebileceini asla hatrdan
çkarmamaldr.
Fakat memur sendikalarnn olaanüstü güçlenmesi gerekçe gösterilerek, çalanlarn emeinin
günümüzde olduu gibi sömürülmesine de sürekli
göz yumulamaz.Çalanlarn bilinçli ve örgütlü gücünün bir ç gibi büyüyüp,azmanlap, toplumsal
çkarlar veya kamu düzenini bir kaosa sürüklemesini istemiyorsak, çalanlarn emeinin çok kutsal bir
deer olduunu,toplumun ihtiyaç duyduu mal ve
hizmetlerin de esasen çalanlarn emei tarafndan
üretildiini,dolaysyla toplum ekonomisinin çalanlarn emeine dayanm olduunu gözden uzak tutamayz. Tarih içinde, genel olarak,bizim uygarlmzn
emee çok büyük bir deer vermi olduunu asla hatrdan çkarmamak gerekir.Dolays ile bu makalede,gerek
Uluslararas Çalma Örgütü (LO) belgelerinde,gerek
iç hukukumuzda kamu görevlileri sendikalarnn toplu sözleme ve grev haklarnn nasl ele alnm olduu
konusu üzerinde durmaya çalacaz.
II. ILO Sözlemelerinde Toplu Sözleme
ve Grev Hakk
ç hukukumuzdaki toplu sözleme ve grev hakknn kamu görevlileri yönünden nasl düzenlenmi ol-
Fakat memur sendikalarnn
olaanüstü güçlenmesi gerekçe
gösterilerek, çalanlarn emeinin günümüzde olduu gibi
sömürülmesine de sürekli göz
yumulamaz. Çalanlarn bilinçli ve örgütlü gücünün bir
ç gibi büyüyüp, azmanlap,
toplumsal çkarlar veya kamu
düzenini bir kaosa sürüklemesini istemiyorsak, çalanlarn
emeinin çok kutsal bir deer
olduunu, toplumun ihtiyaç
duyduu mal ve hizmetlerin de
esasen çalanlarn emei tarafndan üretildiini, dolaysyla
toplum ekonomisinin çalanlarn emeine dayanm olduunu gözden uzak tutamayz.
duuna geçmeden önce, ILO sözlemelerinde bu hakkn nasl yer aldna bir göz atmak konunun daha iyi
anlalmasna katkda bulunacaktr.
A. Uluslararas Çalma Örgütünün 87
Sayl Sözlemesi
Uluslararas Çalma Örgütünün 31.Konferansnda
17.6.1948 tarihinde kabul edilen ‘’Sendika Özgürlüüne ve Örgütlenme Hakknn korunmasna likin 87 Sayl Sözleme’’ Türkiye tarafndan ancak krk be yllk
bir gecikme ile Anayasa’nn 90.maddesi uyarnca bir
yasa ile onaylanmtr4.
87 Sayl ILO Sözlemesi’nin temel özellii,
onun,temel insan haklar kapsamnda bir uluslararas sözleme olmasdr. nsan Haklar Evrensel
Bildirgesi’nden sonra, 87 sayl sözleme sendika hak
14
ve özgürlüünü sözleme kapsamnda uluslararas
düzeyde ele alan ilk ve en önemli belgedir.5 Bu sözlemenin dier önemli bir özellii, sendikal örgütlenme
hakknn sadece içi ve iverenlere deil, kamu görevlileri de dahil olmak üzere tüm çalanlara tannm olmasdr. Sözleme, sendika kurma ve sendika üyelii
açsndan,hiçbir ayrm gözetilmemesi, önceden izin
alnmamas ve istenilen sendikal örgütün kurulmas ve
bunlara üye olunmasna ilikin güvenceleri kapsamaktadr (Sözleme madde 2 vd.)
Sözlemede sendikalarn toplu i sözlemesi ve
grev haklar ile ilgili açk bir hükmün veya düzenlemenin mevcut olmad görülmektedir6. Fakat doktrinde sendikal haklarn, temel hak ve özgürlüklerin
bir bütün olduu,özellikle sendikal örgütlenme hakknn sendikal haklar denilen sendika kurma,toplu
sözleme yapma ve grev haklarn da kapsayan bir
hak olduu genellikle kabul edilmektedir. Özellikle
Anayasa’nn 48-65.maddelerinde düzenlenen ekonomik ve sosyal haklarn bir biriyle çok yakn iliki içinde
olduunda üphe yoktur.Hatta sosyal haklar içerisinde Anayasa’nn 51. ve 52.maddesinde yer alan sendika hakk ve 53.maddede yer alan toplu i sözlemesi
hakk ve 54.maddede yer alan grev hakk bir bütünün
parçalardr7.Baka bir ekilde belirtmek gerekirse, bu
haklardan birinin yokluu dier hakkn kullanlmasn, etkinliini hatta varln ortadan kaldrmakta ya
da önemli ölçüde azaltmaktadr8. Sonuç olarak, toplu
pazarlk ve grev hakkndan yoksun kalm bir toplu
sözleme düzeni, sendikalar, kendisinden beklenen
fonksiyonlar bir türlü yerine getiremeyen her hangi
bir dernek düzeyine düürmektedir.
87 Sayl Sözleme’nin 3.maddesinin kamu çalanlarnn grev hakkna da yer vermi olduu, doktrinde
ifade edilmektedir. Bu maddeye göre ‘’çalanlarn ve
iverenlerin örgütleri, tüzük ve iç yönetmeliklerini düzenlemek, etkinliklerin ve i proramlarn serbestçe
belirlemek hakkna sahiptirler(m.3/1). Sendikalarn
üyelerinin hak ve menfaalerini korumak ve gelitirmek için sahip olduklar en etkili araç grev hakk olduuna göre, bu hakkn kullanlmas da i programlarn serbestçe düzenleme hakknn bir parças olduu
açktr’’9.
B. 98 Sayl Örgütlenme ve Toplu
Pazarlk Hakk Sözlemesi
Bu sözleme,Türkiye tarafndan,08.08.1951 tarihli ve 5834 Sayl Tekilatlanma ve Kolektif Müzakere
Hakk Prensiplerinin Uygulanmasna Müteallik 98
Numaral Milletleraras Çalma Sözlemesinin Onanmas Hakknda Kanun’la10 kabul edilmitir. ILO’nun
bu sözlemesi, sadece içilerle iverenlerin örgütlenme
ve toplu pazarlk haklarn kapsamakta olup kamu görevlilerinin sendikal haklarn kapsamaz ve hiçbir surette onlarn haklarna veya statülerine halel getirmez
(m.6).
Uluslaras Çalma Örgütü’nün 98 sayl sözlemesini onaylayan her üye devlet ‘’çalma koullarn
toplu sözlemelerle düzenlemek üzere iverenler veya
iveren örgütleri ile içi örgütleri arasnda gönüllü
müzakere usulünden faydalanlmasn ve bu usulün
tam bir surette gelitirilmesini tevik etmek ve gelitirmek için lüzumu halinde milli artlara uygun tedbirler alnacaktr’’hükmü getirilmitir.Sözlemenin bu
hükmü,her üye ülkeye çalma koullarn toplu sözlemelerle düzenlemek üzere serbest pazarlk usulünü
gelitirme ve gerçekletirme’’ (m.4) yükümlülüü altna sokmaktadr11.
C. 151 Sayl Kamu Hizmetinde
Örgütlenme Hakknn Korunmasna
ve stihdam Koullarnn belirlenmesi
Yöntemlerine likin Sözleme
ILO’nun Genel Konferansnda 1978 ylnda kabul
edilmi olan bu sözleme Türkiye tarafndan 1993 ylnda onaylanmtr.Kamu kesimine yüklenen sorum-
15
luluklarn artmas,kamusal faaliyetlerin alannn iyice
genilemesi,buna bal olarak da kamu görevlileri veya
çalanlarnn saysnn artmas sonucunda,bu konuda
da bir sözleme kabul edilmesi gerei ortaya çkmtr12. 151 Sayl Sözleme’nin giri bölümünde, 87 ve 98
sayl ILO Sözlemeleri varken,niçin ayrca böyle bir
sözlemenin varlna ihtiyaç duyulduu açklanmaktadr: ‘’Bir çok ülkede kamu sektöründeki çalmayla
özel sektördeki çalma arasnda mevcut farkllklar
nedeniyle ortaya çkan sorunlar gidermek’’ sözlemenin kabulündeki asl gerekçeyi oluturmaktadr. Sözlemede buna örnek olarak 98 sayl sözlemenin kamu
görevlilerine uygulanmas konusunda ortaya çkan yorum güçlükleri gösterilmektedir. Baz devletler,kamu
çalanlarnn büyük bölümünü 98 Sayl Sözleme’nin
kapsam dnda braknca Uluslararas Çalma Örgütü örgütlenme hakknn her türlü kamu görevlisini
kapsadn göstermek, bu konuda ortaya çkan yorum
farklarn ortadan kaldrmak veya azaltmak amacyla
151 Sayl Sözlemeyi çkartmak gerei duyulmutur13.
Sözlemenin 1.maddesine göre,kamu yetkililerince
çaltrlan bütün kiilere uygulanan 151 Sayl Sözleme yedek bir sözlemedir.Çünkü bu sözleme,dier
uluslararas çalma sözlemelerinde kamu çalanlarna uygulanabilecek daha elverili hükümler bulunmad hallerde, kamu makamlarnca çaltrlan herkese
uygulanr. Hem 87, hem 98 Sayl Sözleme, daha ileri
bir muhteva ve kapsamla düzenlendiinden, yaplacak
bir yasal düzenlemede öncelikle 87 ve 98 sayl sözlemelerin göz önüne alnmas gerektii gibi, 4688 Sayl
Kamu Görevlileri Sendikas Kanunu hazrlanrken de
ayn ekilde davranlmas gerekirken,buna riayet edilmemi, kanunun bir çok hükmü bu sözlemelere aykr
olarak çkarlmtr14.
151 Sayl Sözleme kural olarak ‘’kamu makamlarnca çaltrlan herkesi kapsamakta (m.1/1),fakat baz
kamu görevlilerinin yasa hükümlerinin kapsam dnda tutulma yetkisini ulusal yasa koyucuya brakmaktadr. Sözlemeye göre, nitelikleri belirtilen üst düzey görevlilerle, çok gizli nitelikte görevleri yerine getirenler
(m.1/2),silahl kuvvetler mensuplar ve polisler (m.1/3
için istisnai düzenlemeler getirilebilir.
Sözlemede i uyumazlklarnn çözümü için, taraarn güvenini salayacak ekilde kurulan arabuluculuk, uzlatrma ve tahkim gibi barç çözüm yollarndan yararlanlaca belirtilmi, böylece, barç
usullerle daha çok taraarn anlamasna dayanarak
veya tarafsz mekanizmalardan yararlanlarak i uyumazlklarnn kamusal hizmetlerin aksamasna yol açmadan sonuçlandrlmas arzu edilmektedir.15
III.ç Hukukumuzda Kamu Görevlilerinin
Toplu Sözleme ve Grev Hakknn
Düzenlenii
Bu gün yürürlükte olan iç hukukumuzda kamu
görevlilerinin toplu sözleme haklarnn bulunduu
konusunda her hangi bir hükme rastlanmaz. Her eyden önce Anayasa’ya 23.07.1995 tarihinde Anayasa’nn
53.maddesine eklenen 3. fkrasnda ‘’kamu görevlilerinin kanunla kendi aralarnda kurmalarna cevaz verilecek olan ve toplu i sözlemesi ve grev yapma haklarna sahip olmayan sendika ve üst kurulularnn’’
idareyle toplu görüme yapabileceklerini belirtmitir.
Dolaysyla Anayasa, kamu görevlileri için ancak toplu
görüme yapabilme hakkna yer vermitir.Bu toplu görümeler sonucunda anlamaya varlrsa, bunun toplu
sözleme deil de ‘’mutabakat metni’’ olduunu açkça belirtmitir.Anayasa, kurulacak sendika veya üst
kuruluunun ‘’toplu sözleme ve grev hakkna sahip
olmayan ‘’ bir sendika veya üst kurulutan söz ederek,
kamu görevlilerinin Anayasa’da böyle bir hakka yer
verilmemi olduunu net bir ekilde ifade etmitir.
Ayrca Anayasa’nn 128.maddesine göre, memurlarn ve dier kamu görevlilerinin hak ve yükümlülüklerinin, aylk ve ödeneklerinin ve dier özlük haklarnn‘’kanunla’’ düzenlenebileceini (toplu
sözlemeyle deil) ifade etmitir. Sonuç olarak 1982
Anayasas’nn 1995 ylnda deitirilmi metninin toplu sözleme ve grev hakkna tüm kaplar kapatm olduunu söyleyebiliriz.
kinci olarak Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu
(25.6.2001 tarih ve 4688 sayl ) yönünden konuya baklacak olursa, bu kanunda da 1982 Anayasas’na paralel
olarak yine toplu sözleme ve grev haklarnn hiç yer
almad görülür. Ad geçen kanun sadece toplu görümeyi tanmlayarak, bunun usul ve esaslarn düzenlemitir( m.3/h ve m.28).
Üçüncü olarak 657 sayl Devlet Memurlar
Kanunu’na göre devlet memurlar, Anayasa’da ve özel
kanunda belirtilen hükümler uyarnca sendikal örgütlenme hakkna sahiptirler.Fakat ayn kanun devlet memurlarna kamu hizmetlerini aksatma yasa ve grev
yasa getirmitir. Ad geçen kanuna göre,devlet memurlarnn kastl olarak
1.Birlikte çekilmeleri (istifalar),
2.Görevlerine gelmemeleri,
3.Veya görevlerine gelip de, devlet hizmetlerinin
ve ilerinin yavalatlmas veya aksatlmas sonucunu douracak eylem ve hareketlerde bulunmalar
yasaktr(m26).
16
Devlet Memurlar Kanunu, bu ii aksatma yasa
yannda ayrca kapsamdaki kamu görevlilerine grev
yasa da getirmitir. Ad geçen kanuna göre devlet
memurlarnn greve karar vermeleri, grev tertiplemeleri, ilan etmeleri, bu yolda propaganda yapmalar
yasaktr. Devlet memurlar her hangi bir greve veya
grev teebbüsüne katlamaz, grevi destekleyemez
veya tevik edemezler(m26). Devlet memurlarnn
26. ve 27.maddelere aykr bu davranlar, aylktan
kesme,devlet memurluundan çkarlma yaptrmyla
kar karya kalma sonucunu dourmaktadr(m.125).
Ad geçen kanunun bu maddelerinde açkça görüldüü gibi, iç hukukumuzda içi sfatn haiz olmayan
devlet memurlarna ne toplu sözleme ne de grev haklar tannmtr.
Dördüncü olarak, konu Ceza Hukukunu da ilgilendirmektedir. Çünkü 5237 sayl yeni Türk Ceza Kanunu, hukuka aykr olarak ve toplu biçimde, görevlerini
terk eden, görevlerine gelmeyen, görevlerini geçici de
olsa ksmen veya tamamen yapmayan veya yavalatan
kamu görevlilerinin her biri hakknda üç aydan bir yla
kadar hapis cezas verileceini(m.260) hüküm altna
almtr16.
IV. Sonuç ve Deerlendirme
Ülkemizde kamu görevlilerinin sendika ve toplu
sözleme haklarnn bulunup bulunmad ile ilgili
balca iki görüün ortaya çkm olduunu belirtebiliriz. Bunlardan birisi,kamu görevlilerinin her ne kadar
iç hukukumuzda düzenlenmemi veya yer verilmemi
de olsa toplu sözleme ve grev haklarnn bulunduu
dieri de bu haklarn onlara tannmam olduu yönündedir.
657 sayl Devlet Memurlar
Kanunu’na göre devlet memurlar, Anayasa’da ve özel kanunda belirtilen hükümler uyarnca
sendikal örgütlenme hakkna
sahiptirler.Fakat ayn kanun
devlet memurlarna kamu hizmetlerini aksatma yasa ve
grev yasa getirmitir.
A. Kamu görevlilerinin toplu sözleme
ve grev haklarnn mevcut olduu
görüü
Baz yazarlara veya hukukçulara göre, kamu görevlileri toplu sözleme ve grev haklarna sahiptirler. Çünkü Uluslar aras sözlemeler, bu arada ILO Sözlemeleri de Türkiye tarafndan onanmakla iç hukukumuzun
bir parças olduklar gibi,bunlarn Anayasaya aykrlk
nedeniyle dava açlamamas ve kurallar hiyerarisinde
en üst düzeyde hukuk normlar olduklarndan hukuki iliki ve uyumazlklarda dorudan uygulanmas
gereken kurallardr.Nitekim 151 Sayl Sözlemenin
‘’bu sözleme,dier uluslar aras çalma sözlemelerinde bu kesime uygulanabilecek, daha elverili hükümler bulunmad durumlarda kamu makamlarnca
çaltrlan herkese uygulanr’’ hükmünden (m.1/1)
hareketle onun yedek bir sözleme olduunu,asl
sözlemeler olan 87 ve 98 sayl ILO sözlemelerinin
kamu görevlilerine snrsz bir toplu sözleme hakk
tandn,hatta daha da ileri giderek,bu sözlemelerin
yorumundan kamu görevlilerinin grev hakkna bile
sahip olduunu,dolaysyla 151 Sayl Sözlemeyi brakp, 87 sayl sözlemeyi esas almann gerektiini ileri
sürmektedirler17.
B. Kamu Görevlileri Sendikalarnn
Toplu Sözleme ve Grev haklarnn
bulunmad görüü
kinci bir görü sahiplerine göre Türkiye’de kamu
görevlileri sendikalarnn toplu pazarlk ve grev haklar mevcut deildir. Bu görüte olanlara göre, ‘’ne 87,ne
de 98 sayl sözlemelerde ,deil grev, grevi çartran bir söz dahi yoktur.Sadece ILO Uzmanlar Komitesi, verenler Grubu tarafndan da kabul edilmemi
olan ve grev hakknn, sendika hakkndan ayrlmaz bir
hak olduuna ilikin raporu vardr ki Komite 87 sayl
sözlemeden böyle bir anlam çkarmaktadr. Fakat bu
raporun balaycl yoktur. Kald ki 151 sayl sözlemenin 1/1.maddesinde ,dier sözlemelerde daha
elverili hükümler bulunmad durumlardan söz edilirken bu sözlemeyi kabul eden ILO Genel Kurulunun
daha önce kabul ettii dier sözlemelerde nelerin bulunduunu bilmedii söylenemez. Öyle olsayd, 87 sayl sözlemeye gönderme yapar ya da açkça grevden
söz eder, barç çözüm yollar önermezdi. Yine de 4688
sayl kanunla getirilen ve son sözü Bakanlar Kuruluna
ve TBMM’ne brakan sistemin ne 98 sayl ne de 151 sayl sözlemelerle tam olarak uyutuu söylenemez’’18.
17
YARARLANILAN KAYNAKLAR
DPNOTLAR
1.
Mahiroullar, Adnan.’’1965’den Günümüze Türkiye’de Memur
1.
Aktay, Nizamettin. “Kamu Görevlileri sendikalar ve Getirilmek
2.
Baterzi, Süleyman. “Uluslararas Sözlemeler ve ç Hukuk Ku-
stenen Yasal Düzenleme”, Mercek, Nisan 1988,s.48.
Sendikacl ve ILO normlar’’, Kamu’da Sosyal Politka,Yl 3,Say
10,2009.s.22.
2.
rallar Çerçevesinde Kamu Görevlilerinin Toplu Pazarlk ve Top-
Gülmez, Mesut.Türkiye’de Memurlar ve Sendikal Haklar 1926-
lu Sözleme Sorunu”, Tisk Akademi, 2006/II,s.15-48.
1994,TODAE Yayn, Ankara 1994,s.185-193, Mahiroullar, s.22.
3.
22.4.1992,E.136, K.147, Hukuku Dergisi, Temmuz 1992, s.439.
4.
ILO’nun 87 sayl bu sözlemesi 25.11.1992 tarih ve 3847 sayl ya-
3.
mu” Prof. Dr. Seyfullah Edis’e Armaan, zmir, 2000, s. 723-738.
sayla kabul edilmitir. Resmi Gazete 11.12.1992, No 21432.
5.
Gülmez, Mesut. Sendikal Haklarn Uluslararas Kurallar ve Tür-
4.
5.
2008/3, sf.137-170
2000, s.726 vd.
Sütçü, Nezih.’’Kamu Çalanlarnn Toplu Pazarlk ve Grev Hak-
6.
Mart 20008.s 3.
7.
8.
gis’’, Kocayusufpaaolu Armaan, Ankara 2004,s.601.
8.
9.
ahlanan, Fevzi. Toplu Sözlemesi, stanbul 1982,s.2.
Gülmez, Mesut. Türkiye’de Memurlar ve Sendikal Haklar 19261994, TODAE Yayn,Ankara 1994
Bülent. Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar, stanbul 1978, s.111.
Kandemir, ‘’Murat. Grev Hakk, Nitelii ve Sosyal Haklarla l-
Gülmez, Mesut. Sendikal Haklarn Uluslararas Kurallar ve Türkiye, Ankara 1988
Ulucan, Devrim’’ Mücadelesinin Hizmet Akdine Etkisi’’, Hukuku Dergisi, Cilt II,Say 2, Nisan –Haziran 1991, s.86-87. Tanör,
Gülmez, Mesut. Sendikal Haklarda Uluslararas Hukuka ve Avrupa Birliine Uyum Sorunu, Ankara 2006
k’’, Legal ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Ocak-ubat7.
Gülmez, Mesut. “Sendika Hakk,Toplu Sözleme ve Grevi de
çeren Toplu Eylem Haklarn Kapsar m?” Çalma ve Toplum,
meler Karsndaki Durumu’’, Seyfullah Edis’e Armaan, zmir
6.
Gülmez, Mesut. “Aykrlklarla Dolu Kamu Görevlileri Sendikalar Yasas”, Amme daresi Dergisi, Cilt 34,Say 3,Eylül 2001.s.1-21.
kiye, Ankara 1988,s.34. Ertürk, ükran. ‘’Türkiye’de Sendikal Yaam Türkiye’nin Onaylam Bulunduu 87 ve 151 Sayl Sözle-
Ertürk, ükran. “Türkiye’de Sendikal Yaam, Türkiye’nin Onaylam Bulunduu 87 ve 151 Sayl Sözlemeler Karsndaki Duru-
9.
Kandemir, Murat. “Grev Hakk, Nitelii ve Sosyal Haklarla lgisi”, Kocayusufpaaolu Armaan, Ankara 2004. s.589-.
10. Kutal, Metin. “151 Sayl ILO Sözlemesi ve Türkiye’nin Uyu-
Kandemir,s.601.
mu, ILO Normlar ve Türk Hukuku”, Kamu-, Ankara
Kutal,Metin. ’’Grev Hakknn Uluslararas Normlar veTürk Mev-
1997,s.126,127.
zuatnn Bunlara Uyumu’’,, Sicil,Yl 3, Say 12, Aralk 2008,s.136.
10. 10 Resmi Gazete 14 Austos 1951 Say 7884.
11. Kutal,Metin ‘’. Uluslararas Çalma Normlar Karsnda 4688
Sayl kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’’, Sicil, eylül 2007, yl
2, say 7, s.66. Ertürk, s.737.
12. Ünsal, Engin. Sendika Özgürlüü ve Uluslararas Çalma Örgütü ile T.C. Hükümetleri likileri, stanbul 2003, s.34,35.
11. Kutal, Metin. “Uluslararas Çalma Normlar Karsnda 4688 Sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu”, Sicil, Eylül 2007, Say 7.
12. Kutal,Metin.”Grev Hakknn Uluslararas Normlar ve Türk Mevzuatnn Bunlara Uyumu”, Sicil,Yl 3, Say 12, Aralk 2008.
13. Mahiroullar, Adnan. “1965’den Günümüze Türkiye’de Memur
Sendikacl ve ILO Normlar”, Kamu’da Sosyal Politika, Yl 3,
Say 10, 2009.
13. Kutal,Metin. ‘’151 Sayl ILO Sözlemesi ve Türkiye’nin Uyu-
14. Sütçü, Nezih. “Kamu Çalanlarnn Toplu Pazarlk ve Grev Hak-
mu, ILO Normlar ve Türk Hukuku ‘’,Kamu-, Ankara
k”, Legal ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Ocak-ubat-
1997,s.126,127. Ertürk,s.731.
14. Gülmez, Mesut. ‘’Aykrlklarla Dolu Kamu Görevlileri Sendikalar Yasas’’, Cilt 34, Say 3, Eylül 2001,s.5.
15. Aktay,Nizamettin ‘’Kamu Görevlileri sendikalar ve Getirilmek
stenen Yasal Düzenleme’’ Mercek, Nisan 1988, s.48.
16. Konu ile ilgili ayrntl bilgi ve çeitli yarg kararlar için bkz. Baterzi Süleyman ‘’. Uluslararas Sözlemeler ve ç Hukuk Kurallar
Çerçevesinde Kamu Görevlilerinin Toplu Pazarlk ve Toplu Sözleme Sorunu’’, Tisk Akademi,2006/II,s.15-48. Sütçü,s.89 vd.
17. Gülmez, ‘’Mesut.Aykrlklarla Dolu Kamu Görevlileri Sendikalar Yasas’’ Amme daresi Dergisi, Cilt 34,Say 3, Eylül 2001,s.5,6.
.Gülmez,Mesut. ‘’ Sendika Hakk,Toplu Sözleme ve Grevi de
çeren Toplu Eylem Haklarn Kapsar m?’’ Çalma ve Toplum,
2008/3,s.163 vd. Gülmez, ‘’Mesut. Sendikal Haklarda Uluslararas Hukuka ve Avrupa Birliine Uyum Sorunu’’ Ankara 2006, s.83
vd.
18. Tuncay,A.Can. ‘’Kamu Görevlilerinin Sendikalamas ve Toplu
Pazarlk Hakk’’, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 9,Özel Say, 2007, s.174,175.
Mart 20008.
15. ahlanan, Fevzi. Toplu Sözlemesi, stanbul 1982.
16. Tanör, Bülent. Anayasa Hukukunda Sosyal Haklar, stanbul
1978,
17. Tuncay, A.Can. “Kamu Görevlilerinin Sendikalamas ve Toplu
Pazarlk Hakk”, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 9,Özel Say,2007,s.157-175.
18. Ulucan, Devrim. “ Mücadelesinin Hizmet Akdine Etkisi”, Hukuku Dergisi, Cilt II, Say 2, Nisan –Haziran 1991.
19. Ünsal, Engin. Sendika Özgürlüü ve Uluslararas Çalma Örgütü ile T.C. Hükümetleri likileri, stanbul 2003.
18
TÜRKYE’DE ÖRGÜTLENME VE TOPLU PAZARLIK HAKKI VE ILO SÖZLEMELER
Gülay ASLANTEPE
ILO Türkiye Temsilcisi
TÜRKYE’DE ÖRGÜTLENME VE TOPLU PAZARLIK
HAKKI VE ILO SÖZLEMELER
Bu yl 90. kurulu yldönümünü kutlamakta olan
lenen temel hak ve ilkeleri güvence altna almak ve ge-
Uluslararas Çalma Örgütü, kurulduu 1919 ylndan
litirmekle yükümlüdürler. Bu sözlemeler içerisinde,
bu yana dünyada sosyal adaletin ve çalma barnn
Türkiye tarafndan 1992 ylnda onaylanan 87 Sayl
salanmas hedeyle çalmaktadr. Hükümet, içi ve
Örgütlenme Özgürlüü ve Örgütlenme Hakknn Ko-
iveren örgütleri temsilcilerinin yer ald üçlü yaps
runmas ile 1951 ylnda onaylanan 98 Sayl Örgütlen-
ile özel bir öneme sahip olan ILO, insan haklarnn ve
me ve Toplu Sözleme Hakk sözlemeleri ülkemizdeki
çalma haklarnn korunmas ve gelitirilmesi ama-
sendikal hak ve özgürlüklerin güvence altna alnmas
cyla uluslararas sözlemeler ile çalma standartlar
açsndan büyük bir öneme sahiptir.
oluturmaktadr. Bugüne kadar imzalanan 188 sözle-
nsan Haklar Evrensel Bildirgesi’nde bir insan hak-
me ile vücut bulan uluslararas çalma standartlarnn
k olarak görülen sendikal hak ve özgürlükler, ILO’nun
içinde yer alan sekiz temel sözleme özel bir öneme
ilgili sözlemelerinde ve Avrupa Sosyal artnn 5. ve
1
sahiptir . 1998 ylnda ILO tarafndan kabul edilen Ça-
6. maddelerinde yer alan sendikal örgütlenme ve top-
lmaya likin Temel Hak ve lkeler ILO Deklerasyonu
lu pazarlk hakk ile çalma yaammzn vazgeçilmez
ile aada isimleri yer alan sekiz ILO sözlemesi özel
unsurlar haline gelmitir2. Ancak, ülkemizde, ILO’nun
güvence altna alnmtr. Buna göre, ILO’ya taraf olan
87 ve 98 sayl sözlemelerinde güvence altna alnan
ülkeler, söz konusu sözlemeleri onaylamam olsalar
sendikal örgütlenme ve toplu pazarlk hakknn dü-
dahi, ILO’nun üyesi olmakla bu sözlemelerde düzen-
zenlendii 2821 sayl Sendikalar Kanunu, 2822 sayl
19
Toplu Sözlemesi, Grev ve Lokavt Kanunu ve 4688
sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanununda halen ILO normlar çerçevesinde uyumsuzluklar devam
etmektedir. Uzun yllardr süren bu uyumsuzluklar
nedeniyledir ki, 2009 ylnn 3-19 Haziran tarihleri arasnda Cenevre’de gerçekleen 98. Uluslararas Çalma
Konferans’nda toplanan Sözleme ve Tavsiye Kararlarnn Uygulanmas Uzmanlar Komitesi’nde Türkiye mercek altna alnm ve Komite ILO normlar ile
uyumsuz olan alanlarn düzenlenmesi için Türkiye’ye
Dorudan Temas Heyetinin (direct contact mission)
gönderilmesine karar vermitir. Sözleme ve Tavsiye
Kararlarnn Uygulanmas Uzmanlar Komitesi’nde
gündeme gelen ve ILO standartlarna aykrlklar nedeniyle eletiri konusu olan balca konular öyledir:
1.
87 Sayl Sözleme açsndan:
a.
Bir iyerinin dahil olduu ikolunun Çalma
Bakanl tarafndan belirlenmesine ilikin kriterlere
ilikin yaanan sorunlar (2821 sayl yasa, 3 ve 4. md.).
b.
Sendikalarn kendi iç ileyiine ve faaliyet-
lerine ilikin ayrntl hükümlerin varl (2821 sayl
yasa).
c.
Sendikaya üye olabilmek için noter koulunun
getirilmesi (2821 sayl yasa, 25. md.).
d.
Sendikalarn genel kurullarna valilikçe göz-
lemci gönderilmesine ilikin hükümün varl (2821
sayl sasa, 14. md.)
2.
98 Sayl Sözleme açsndan:
a.
Toplu i sözlemesinde baraj uygulamas:
Toplu i sözlemesi yapmaya yetkili sendikann, kurulu bulunduu ikolunda çalan içilerin en az %10’unu
ve toplu i sözlemesi kapsamna girecek iyerinde çalan içilerin yarsndan fazlasn temsil etme zorunluluunun bulunmas (2822 sayl yasa, 12. md.).
b.
Grev yasaklarnn çok geni tutulmas: Su,
nsan
Haklar
Evrensel
Bildirgesi’nde bir insan hakk
olarak görülen sendikal hak ve
özgürlükler, ILO’nun ilgili sözlemelerinde ve Avrupa Sosyal
artnn 5. ve 6. maddelerinde
yer alan sendikal örgütlenme ve
toplu pazarlk hakk ile çalma
yaammzn vazgeçilmez unsurlar haline gelmitir. Ancak,
ülkemizde, ILO’nun 87 ve 98
sayl sözlemelerinde güvence
altna alnan sendikal örgütlenme ve toplu pazarlk hakknn
düzenlendii 2821 sayl Sendikalar Kanunu, 2822 sayl Toplu
Sözlemesi, Grev ve Lokavt
Kanunu ve 4688 sayl Kamu
Görevlileri Sendikalar Kanununda halen ILO normlar çerçevesinde uyumsuzluklar devam etmektedir.
sayl yasa, 29.md.). Buna ek olarak, ilaç imal eden
iyerleri hariç olmak üzere, a ve serum imal eden
müesseselerle,hastane, klinik, sanatoryum prevantor-
elektrik, havagaz, termik santrallarn besleyen linyit
yum, dispanser ve eczane gibi salkla ilgili iyerle-
üretimi, tabii gaz ve petrol sondaj, üretimi, tasye-
rinde, eitim ve öretim kurumlarnda, çocuk bakm
si, datm, üretimi nafta veya tabii gazdan balayan
yerlerinde ve huzurevlerinde, mezarlklarda, Milli
petrokimya ilerinde, banka ve noterlik hizmetlerinde,
Savunma Bakanl ile Jandarma Genel Komutanl
kamu kurulularnca yürütülen itfaiye, sehiriçi deniz,
ve Sahil Güvenlik Komutanlnca dorudan iletilen
kara ve demiryolu ve dier rayl toplu yolcu ulatr-
iyerlerinde grev ve lokavt yaplmas yasaklanmtr
ma hizmetlerinde grev ve lokavt yaplamaz (2822
(2822 sayl yasa, 30. md.).
20
b.
Sendika kurucusu olabilmek için öngörülen en
az 2 yldan beri kamu görevlisi olarak çalmak (Madde 6),
c.
Genel Kurulun toplant zaman ve karar says;
yönetim kuruluna iten el çektirilmesi (Madde 10 son
fkra, tüzüklerde düzenlenmesi gerektii gerekçesiyle
eletirilmitir),
d.
Madde 15’deki düzenlemenin çok geni tutul-
duu eletirisi,
e.
Farkl ikoluna atanma halinde sendika üyeli-
inin sona ermesi (Madde 16),
f.
Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güven-
cesini garantiye alacak yaptrmn Yasa’da düzenlenmemi olmas (Madde 18),
g.
Uyumazln tespiti, çözümü ve Uzlatrma
Kurulu’nu düzenleyen Madde 35 grev hakkn önc.
Politika amaçl grev, genel grev ve dayanma
grevlerinin yasaklanmas (2822 sayl yasa, 25. madde).
d.
Grev kararnn alnmasndan önceki uzun
bekleme dönemi.
3.
151 Sayl Sözleme Açsndan:
görmemekte. ILO Uzmanlar Komitesi grev yasann
devlet adna kamu otoritesi kullanan snrl bir gruba
uygulanabileceini, bu grup dndaki memurlara da
grev yasa uygulanmasn hakl bulmamtr.
Bu bilgiler nda bir noktann gözden kaçrlmamas gerekmektedir. 2004 ylnda Anayasa’nn 90.
maddesinde yaplan deiiklikle birlikte, “Usülüne
göre yürürlüe konulmu Milletleraras Andlamalar
Kamu hizmetinde örgütlenme hakknn korunmas-
kanun hükmündedir. Bunlar hakknda Anayasaya ay-
n düzenleyen 151 sayl Sözleme, balangç bölümün-
krlk iddias ile Anayasa Mahkemesi’ne bavurula-
de, örgütlenme hakknn korunmas açsndan 87 sayl
maz. Usülüne göre yürürülüe konulmu temel hak
Sözlemeye, toplu pazarlk hakknn korunmas açsn-
ve özgürlüklere ilikin milletleraras andlamalarla
dan da 98 sayl Sözlemeye gönderme yapmaktadr.
kanunlarn ayn konuda farkl hükümler içermesi ne-
Sözleme kamu görevlilerine ve kamu görevlilerinin
deniyle çkabilecek uyumazlklarda milletleraras
örgütlerine salanacak güvenceleri, çalma koullar-
andlama hükümleri esasa alnr” hükmü getirilerek
nn belirlenmesi yöntemlerini ve uyumazlk halinde
izlenecek yöntemleri düzenlemektedir. Örgütlenme ve
toplu pazarlk hakk açsndan 87 ve 98 sayl Sözlemelerin esas itibaryla kamu görevlilerine de uygula-
uluslararas sözlemeler kanun hükmünde saylmtr.
ILO sözlemelerince belirlenen standartlarnn güvence altna alnmas ve uygulanmas da bu hüküm balamnda deerlendirilmelidir.
nacandan hareketle Sözleme, 1. maddesinin 2 ve 3.
fkralarnda, üst düzey kamu erki (otoritesi) kullanan
kamu görevlileriyle silahl kuvvetler ve polise bu Söz-
1.
lemeyle salanan güvencelerin (örgütlenme ve toplu
pazarlk hakk) nasl uygulanacan ulusal yasalara brakmtr. 4688 sayl Yasa’da ILO Uzmanlar Komitesi
tarafndan eletirilen hususlar:
a.
Meslek veya iyeri esasna göre sendika kuru-
lamamas (Madde 4),
2.
DPNOTLAR
29 Sayl Zorla Çaltrma Sözlemesi (1930), 87 Sayl Örgütlenme Özgürlüü ve Örgütlenme Hakknn Korunmas Sözlemesi
(1948), 98 Sayl Örgütlenme ve Toplu Pazarlk Hakk Sözlemesi,
100 Sayl Eit Ücret Sözlemesi (1951), 105 Sayl Zorla Çaltrmann Yasaklanmas Sözlemesi (1957), 111 Sayl Ayrmclk (stihdam ve Meslek) Sözlemesi (1958), 138 Sayl Asgari Ya Sözlemesi (1973) ve 182 Sayl Çocuk çiliinin En Kötü Biçimleri
Sözlemesi (1999).
2006 ylnda gözden geçirilen Avrupa Sosyal art’nn 5. ve 6.
maddelerine Türkiye çekince koymutur.
AB ÜYES ÜLKELERDE KAMU ÇALIANLARININ ÖRGÜTLENME VE GREV HAKKI
21
Raporu Hazrlayan
Emin ENVER
Memur-Sen AB Projeleri Danman
AB ÜYES ÜLKELERDE KAMU ÇALIANLARININ
ÖRGÜTLENME VE GREV HAKKI
Türkiye’de kamu görevlisi devlet memurlarna toplu sözleme ve grev hakk verilip verilmemesi uzun zamandr gündemdedir. 2821 Sayl Sendikalar Kanunu,
2822 Sayl Toplu Sözlemesi ve 4688 Sayl Kamu
Görevlileri Kanunu hem LO hem Avrupa Sosyal
artlar’nn çizdii çerçeveyle uyumlu deildir. Türkiye 1951 ylnda 98 Sayl Örgütlenme ve Toplu Sözleme
Hakk ile 1992 ylnda LO’nun 87 Sayl Örgütlenme
Özgürlüü Hakknn Korunmas’yla ilgili olarak onaylad sözlemelere uyumlu yasal düzenlemelere gitmemitir. Avrupa Sosyal artnn 5 ve 6. maddelerinde
yer alm olan “sendikal örgütlenme ve toplu pazarlk”
haklarna uyumlu bir çalma hayat da tesis edememitir. Uluslar aras Çalma Konferans’nda bir araya
gelen Sözleme ve Tavsiye Kararlarnn Uygulanmas
Uzmanlar Komitesi ülkemizdeki mevcut durumun incelenmesi için Dorudan Temas Heyeti’nin Türkiye’ye
gönderilmesine karar vermitir.
Tüm bu gelimeler neticesinde 2009 ylnda yaplan
toplu müzakereler esnasnda hükümet ile sendikalar
ve dier sosyal taraarn kamu çalanlarna grevli ve
toplu sözlemeli sendikal haklar verilmesine yönelik
olarak 2010 senesinin balarnda bir çaltay yaplmas
kararlatrlmtr.
Her konuda açlmlarn konuulduu ülkemizde de
kamu çalanlarna grevli ve toplu sözlemeli sendikal
haklarn verilmemesini yadrgadmz burada bir kez
daha tekrarlamak isteriz.
Bu açklamalarn nda çalmamzda Avrupa
Birlii üyesi ülkelerdeki kamu çalanlar sendikaclna ülke baznda göz atlacaktr. Çalmamzda 22 üye
ülke kamu sendikacl ele alndndan dolay verilen
bilgiler çok genel ve özet olacaktr.
ALMANYA
Sendika kurma ve sendikalara üye olma hakk polis
ve silahl kuvvetler mensuplar da dâhil bütün kamu
22
çalanlarna verilir (hem kariyer sabihi devlet memurlarna hem de kamu sektörü çalanlarna). Hiçbir devlet memuru sendika üyelii ve sendikaya üye olmama
ve sendikal faaliyetleri yerine getirme gerekçesi ile az
veya çok kayrlmaz veya disiplin ilemine tabi tutulamaz.
Ortak danma ile ilgili olarak, sendikalar ve iveren
örgütlerinin çalma artlar hakkndaki yönetmeliklerin hazrlanmas ve uyarlanmasnda baz rolleri vardr:
Onlar bütün yasal prosedürlerin erken aamalarnda
bilgilendirilirler (stihdam, Mesleki Eitim ve Rekabet
gücü kapsamnda sosyal taraarla ibirliine referans
yaparak).
Gönüllü müzakere mekanizmasnn tesisine gelince, Alman yetkililer 1961 ylnda Avrupa Sosyal art
ile uyumlu olarak devlet memurlarnn toplu pazarlk
hakkndan hariç tutulduunu beyan etmitir.
Öne sürülen sorunlarn toplu i sözlemelerince bir
karara balanmas artyla, grev hakk Alman devleti
tarafndan yaygn bir ekilde tannmtr. Fakat kamu
çalanlar için istihdamn kayt ve artlar mevzuat
tarafndan belirlenir ve sonuç olarak bütün kamu çalanlar bu hakkn kullanlmasndan istisna tutulurlar.
Bu nedenle de Almanya grev hakknn kullanlmas konusunda Avrupa Sosyal art ile uyumlu deildir.
Toplu i sözlemesi ile balantl olmayan grev yasaklanmtr. levleri ne olursa olsun memurlara kati
bir grev yasa uygulanr. ITUC’un 2006 ve 2005 aratrmalarna göre, tekrarlanan LO eletirilerine ramen
kamu sektöründeki öretmenlerin hala toplu i sözlemesi hakk yoktur.
Almanya raporuna dayanarak, LO Uzmanlar Komitesi birliklerin özgürlükleri ve toplu pazarlkla ilgili
olarak baz ihlaller belirlemitir.
AVUSTURYA
Bu ülkede kamu çalanlarnn örgütlenme haklarnn yannda silahl kuvvetler mensuplarnn da
örgütlenme haklar vardr. Ayrca ortak danma
mekanizmas da mevcut olup fonksiyenel haldedir.
Avusturya’da toplu i sözlemesi mekanizmas özel
sektördekilerle ayn esaslara göre yürütülmektedir.
Bunlarn yannda toplu sözleme kapsamna giren
kamu personeli says %1 civarndadr. Bu da kamu çalanlarnn önündeki önemli engellerden birisini oluturmaktadr.
Kamu çalanlar için Avrupa Sosyal artnda (Madde 6 IV) yer alan toplu grev hakk verilmemitir. Bu ne-
denle de gerek Avrupa Sosyal Haklar Komitesi gerek
LO’dan eletirler almaktadr.
Bütün devlet memurlarna LO’nun 87, 98 ve 151
sayl anlamalarnca tannan sendikal haklarn tamam verilmedii için Avusturya birlik kurma ve toplu
pazarlk özgürlükleri ile ilgili olarak uluslar aras kurallarla uyumlu deildir.
BELÇKA
Belçika Anayasnda örgütlenme ve sendika kurma
hakk teminat altna alnmtr. Sendikalar hükümet
müdahalesi olmadan örgütlenmede ve kendi örgütlerini yönetmede serbesttirler. Belçika’da çalan nüfusun
%80’i bir sendikaya üyedir ve sosyal taraar çalma
hayatnn çeitli alanlarnda aktif bir gücü temsil ederler.
Belçika’da kamu çalanlarna örgütlenme hakk verilmitir. Ayrca askeri personelde olduu gibi, ulusal
polis mensuplar da belli artlar altnda sendika kurabilir veya sendikaya üye olabilirler. Deiik düzeylerde
ve alanlarda ortak danma mekanizmas mevcuttur.
Gönüllü müzakereler için de bir mekanizma vardr.
Uzlatrma ve tahkim usulleri tatminkârdr. En önemlisi devlet memurlarnn grev haklarnn olmasdr.
Silahl kuvvetler mensuplarnn grev yapma hakk
yoktur. Polislerin belli snrlamalarla grev yapma hakk
Belçika’da kamu çalanlarna
örgütlenme hakk verilmitir.
Ayrca askeri personelde olduu gibi, ulusal polis mensuplar
da belli artlar altnda sendika
kurabilir veya sendikaya üye
olabilirler. Deiik düzeylerde
ve alanlarda ortak danma mekanizmas mevcuttur. Gönüllü
müzakereler için de bir mekanizma vardr. Uzlatrma ve
tahkim usulleri tatminkârdr.
En önemlisi devlet memurlarnn grev haklarnn olmasdr.
23
vardr. Adli olarak grev hakk kstlanabilir. Grevdeki leyecek yetersiz delil nedeniyle, Avrupa Sosyal Hakpersonelin iten çkarlmas hakknda yasal bir kstla- lar Komitesi (ECSR) durumun açkla kavuturulmas için bilgi sormu ve 2006 ylnda kendisi durumun
ma yoktur.
Ortak danma yöntemleri deiik düzey ve alanlar- tatminkâr olduunu beyan etmitir. Silahl kuvvetlerde
da mevcuttur: çalanlarn sendika temsilcileri dan- halen aktif olarak görev yapan personel sendika üyesi
maya ve karar alma sürecine de dâhil edilirler. Daimi olamaz. Askeri personelin toplu grev yapma hakk yokDanma Komiteleri Kurulu üç düzeyde mevcuttur. tur Kamu görevlilerinin genel anlamda toplu pazarlk
sal ve güvenlii ve çalma ortamnn gelitirilmesi hakk yoktur. Kamu görevlileri sadece sembolik olarak
ile ilgili konularda özel danma komiteleri kurulabi- grev yapabilirler. Uzlatrma, danma veya hakemlik
usulü ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadr.
lir.
Genelde Anayasann 50 inci bölümü içilere ve çaBununla birlikte, Avrupa Sosyal Haklar Komitesi
durumun iki nedenden dolay Avrupa Sosyal artnn lanlara ekonomik ve sosyal çkarlarn korumak için
6.nc maddesinin 4 paragraf ile uyumlu olmadn yasal artlar ve yöntemlere uygun olarak grev yapma
hakk verir.
düünmektedir:
1.
Kanun
açkça
ÇEK CUMHURYET
CUMHURY
grev hakkn tanmaz: Baz
Çek Cumhuriyeti’nde sayarg kararlar Gözden
Güvenlik ve stihbarat
Geçirilmi Avrupa Sosyal
lk
ve
sosyal
bakm
elemanlar
servisi
elemanlarnn ekoartnn 31.inci maddesinde kabul edilen snrlarn
ve iletiim operatörlerinin grev nomik ve sosyal çkarlarn
korumak için sendika kurötesinde grev hakknn
haklarnda
snrlama
vardr.
malarna veya bir baka
kullanmasn kstlamaktadr.
ekilde birlik kurmalarna
Grev hakknn kullanlma- izin verilmez.
2.
Avrupa
Sosyal
Haklar Komitesi Belçika
Gönüllü müzakereler
sna sadece toplu i sözlemeyasalar grevdeki persomekanizmas iler durumlerinin sonuçlandrlmasnda dadr. Arabuluculuk, uznelin iten çkarlmasn
yasaklamad için Avruanlamazlklara düülmesi du- latrma ve tahkim usullepa Sosyal art ile uyumlu
ri mevcuttur. Grev sadece
olmadn da düünmekbir sendika tarafndan ilan
rumunda izin verilir.
tedir.
edilebilir.
Yargçlar, savclar, siBULGARSTAN
lahl kuvvetler mensuplar ve nükleer güç istasyonla26 Eylül 2003 ve 25 ubat 2005 tarihlerinde dei- rnda, petrol ve doal gaz boru hatlarnda çalan gütirilen Bulgaristan Anayasas içiler ve iverenler için venlik güçleri ve hava trak kontrolörleri, itfaiyecilerin
birlik kurma özgürlüü verir. Anayasann 49. maddesi grev hakk yoktur.
Salk ve sosyal bakm elemanlar ve iletiim operaiçilerin mesleki çkarlarn savunmak üzere sendikal
örgüt kurmada özgür olduklarn belirtir. verenler de törlerinin grev haklarnda snrlama vardr.
Grev hakknn kullanlmasna sadece toplu i sözekonomik çkarlarn savunmak için birlik kurabilirler.
sonuçlandrlmasnda anlamazlklara
lemelerinin
Polisler de dâhil, kamu görevlileri sendika kurma
düülmesi durumunda izin verilir.
ve üye olma hakkna sahiptirler.
Üçlü danma giderek artan bir ekilde etkisiz hale
Grev kararnn onaylanmasnda ilgili sektörde çagelmektedir. Hükümet sosyal taraarla önceden dan- lanlarn 2/3’sinin oyunun gereklilii Avrupa Sosyal
makszn tek tara kararlar almaktadr. Avrupa Kon- Haklar Komitesi (ECSR) tarafndan fazla olarak deerseyi 2004 ylndaki gözlemlerinde sendikalarn, Kamu lendirilmektedir.
Hizmetleri Kanununun baz sendikalarn örgütlenme
ITUC’un 2006 ve 2005 yllarna ait yllk aratrmahaklarn zayatan ve toplu pazarlklarda yer alma- larna göre, kamu sektöründe toplu i sözlemeleri larn imkânsz klan ar genel mahiyetleri hakknda Kanunu ve uygulama yönetmeliklerince düzenlenir.
ikâyetçi olduklarn tespit etmitir. Bu iddiay destek- Fakat bu düzenlemeler tam olarak çalanlarn maala-
24
rn belirler. Küçük istisnalar dnda, maalar üzerinde
toplu müzakere yapmak mümkün deildir. Temelde,
görünüte ayn kurallar, dier baz kamu sektörü içi
haklar için de geçerlidir. 1 Ocak 2005 tarihinde yeni
bir yasa yürürlüe girmi fakat bu yasann yürürlüe
girii bütçe imkânlar nedeniyle 2007 ylna kadar ertelenmitir.
Uzlatrma teebbüslerinin baarsz kabul edilebilmesinden ve grev karar alnabilmesinden önce 30 gün
geçmesi zorunludur.
FNLANDYA
FNLANDY
A
Polis ve silahl kuvvetler mensuplar da dâhil kamu
görevlilerinin örgütlenme hakk ve sendika üyelii
gerekçesiyle ayrmcln her türlüsüne kar korunma hakkndan yararlanmalar garanti altna alnmtr. Ortak danma ve katlm hakk vardr. Müzakere
mekanizmas ilemektedir. Avrupa Sosyal Haklar Komitesine göre Finlandiya’da örgütlenme özgürlüü ile
ilgili durum Avrupa Sosyal art ile tam uyumlu bir
çerçevededir.
DANMARKA
Devlet memurlar ve belediye görevlileri sadece bir
toplu i sözlemesinde düzenlenebilecek hedeer uyaDanimarka Anayasasnn 78.inci maddesi yetkilile- rnca greve gidebilirler. Buna ilave olarak, çalanlar
rin müdahalesi olmakszn bütün vatandalarn örgüt
sadece sendikalar tarafnkurma hakkn teminat aldan ilan edilen grevlerde
tna alr.
Finlandiya’da hizmetlerin or- yer alabilirler.
Danimarka
genelde
Hizmetlerin organizasörgütlenme hakkyla ilganizasyonu, ilerin oluturul- yonu, ilerin oluturulmas
gili olarak uluslararas
ve lavedilmesi, bir görev
mas ve lavedilmesi, bir görev için gerekli olan beceriler
standartlarla uyumludur.
Ortak uzlatrma usulü
için gerekli olan beceriler ve ve devlet memurlarnn
görevleri ve emeklilikler
ilemektedir. Kamu sekdevlet memurlarnn görevleri gibi konularn istisnas ile
töründeki bütün çalanödeme ve istihdamla ilgili
lar toplu i sözlemeleri
ve
emeklilikler
gibi
konularn
dier bütün artlar üzerinkapsam içerisindedirler.
Uzlatrma ve tahkim meistisnas ile ödeme ve istihdam- de müzakere mekanizmas
salanmtr.
kanizmas iyi düzenlenla
ilgili
dier
bütün
artlar
üzeDevlet memurlar ve
mitir.
belediye görevlileri toplu
Danimarkann toplu
rinde müzakere mekanizmas i sözlemelerince kapsani sözlemeleri ve danmayan hedeere uygun
mayla ilgili olarak köklü
salanmtr.
olarak grev ilan edemeyebir gelenei vardr. Ortak
cekleri için Avrupa Sosyal
danma yöntemi ile ilgili
Haklar
Komitesi
2006
ylnda
toplu grevin izin verilen
olarak, Danimarka’da durum Avrupa Sosyal art ile
hede
er
temelinde
Avrupa
Sosyal
art ile uyumlu oluyumludur.
madn belirtmitir.
Toplu eylem ve grev hakkyla ilgili olarak durum
Kamu görevlileri, yerel hükümet görevlileri ve devAvrupa Sosyal art ile uyumlu deildir. Devlet Melet adna yetki kullanmayan ruhban snfnn grev hakmurlar Kanunu altnda istihdam edilen kamu çalk üzerine ar kstlamalar koyan toplu sözlemeler
anlarna grev hakk verilmez. Silahl kuvvetler menhakkndaki yasal düzenlemeler söz konusu olduunda
suplar, deniz kuvvetleri ve polis mensuplar, yarg
Finlandiya mevzuat ve uygulamalar LO sözlemeleri
mensuplar, örnein, demiryollar ve posta hizmetleri
ile uyumlu deildir.
çalanlar gibi dier çalanlara grev hakk verilmemitir.
FRANSA
LO da sözlemeli kamu çalanlarndan farkl olarak devlet memurlarnn grev hakk olmadn belirtMemurlar ve kamu içileri sendikal özgürlüklerden
mitir. Devlet memuru statüsündeki öretmenler de özel sektör içilerinde olduu gibi ayn artlarda yarargrev hakk olmayanlar kategorisine girerler.
lanrlar. Polisler de sendikal özgürlüklerden yararlanrlar. Ortak danma mekanizmas mevcuttur.
25
Gönüllü müzakerelerle sonuçlanan anlamalarn
yasal olarak hiçbir yaptrm gücü yoktur ve ayet sadece yasal düzenlemeler ve yönetmeliklerle ilikili olursa
yürürlüe girer. Uzlatrma ve tahkim mekanizmas
ilemektedir.
llerin üst düzey personelinin örgütlenme hakk
yoktur. Askeri personelin ve Jandarmann da sendika
kurma hakk yoktur. Güvenlik kuvvetleri, dier polis
organlar, çileri Bakanlnn iletiim personeli, cezaevi hizmetlerinin yerel birimler çalanlar, yarg mensuplar ve silahl kuvvetler mensuplarnn grev yapmalar yasaktr.
çtihat nedeniyle, yetkili konumdaki personel (idari mekanizmann parças olarak deerlendirilenler) ve
kamu hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için iyerinde bulunmas zorunlu olan personelin grev yapmalar yasaktr.
Yeni yasal düzenleme, yönetime grevin üzerinden
bir hafta geçtikten sonra grevin devam edip etmeyeceini anlamak için gizli oylamada srar etme hakk ve
bireysel içiler için ihbar süresi vermektedir.
HOLLANDA
Hollanda’da yasalar altnda endüstriyel örgütlerin
kuruluu ve faaliyetleri, örgütlerin özgürlüü hakknda ki uygulamalar genel anayasal kurullarca düzenlenir.
Kayt ve ücretlerle ilgili olarak, sendikalarn üyelerini ve temsilcilerini seçme, yönetimlerini ve faaliyetlerini organize etme veya ulusal ve uluslar aras kurululara itirak etme konular Avrupa Sosyal artnn 5.inci
maddesi ile daima uyumlu bulunmutur.
Ortak danma mekanizmas mevcuttur. konseyi
yönetmelii savunma ve ksmi olarak da eitim dnda kamu sektörüne doru geniletilmitir. Memurlar
için bireysel haklar ve ücretler üzerinde toplu pazarlk
hakk vardr. Uzlatrma ve tahkim prosedürü mevcuttur. çtihat aracl ile memurlara grev hakk da verilmitir.
Yargçlar bir grev bavurusunun vakitsiz olup olmadna karar verebilirler.
Hollanda’da kamu hizmetleri bir istihdam sistemidir. Kamu görevlilerinin i güvencesi olmasna ramen,
garantili bir kariyer sistemi yoktur.
Hollanda kamu görevlilerinin tanm için ilevsel
bir yaklam tercih eder: kamu görvlilerinin birçok tanm olmasna ramen en genel olan “kamu görevlileri
kamu sektöründe çalan kiilerdir” eklinde olandr.
Ortak danma ile ilgili olarak, hükümet ile sosyal
taraar arasnda ulusal düzeyde senede iki sefer sosyal
politika tartmalar yaplr. Özel politika alanlarnda
yl boyunca daha fazla istiareler de yer alr.
Toplu Grev Hakknn kullanlmasna gelince memurlara özgü olarak Hollanda Krall kendisinin genelde Avrupa Sosyal artnn 6.nc maddesince balandn kabul etsede devlet memurlarn Avrupa
Sosyal artnn 6.nc maddenin 4.üncü paragrafnn
uygulamasndan hariç tutar.
NGLTERE
Sendika kurma ve sendikalara üye olma hakk vardr.
Ortak danma, gönüllü müzakereler, uzlatrma ve
tahkim usulleri mevcuttur.
Sendikalar, içi temsilcileri veya ortak danma kurulu ile ortak danma kamu sektöründe (iyerlerinin
%82’si) özel sektörden (rmalarn %43’ü) daha yaygndr.
1982 tarihli stihdam Kanunu grev hakknn kullanlmas üzerine oldukça sk artlar koymaktadr. 2004
Hollanda kamu görevlilerinin tanm için ilevsel bir yaklam tercih eder: kamu görvlilerinin birçok tanm olmasna ramen en genel
olan “kamu görevlileri kamu sektöründe çalan kiilerdir” eklinde
olandr.
Ortak danma ile ilgili olarak, hükümet ile sosyal taraar arasnda ulusal düzeyde senede iki sefer sosyal politika tartmalar yaplr. Özel politika alanlarnda yl boyunca daha fazla istiareler de yer
alr.
26
ylnda 1999 tarihli gözden geçirilmi stihdam likileri
Kanunu baz deiiklikler getirmitir. Bununla birlikte
grev hakknn kullanlmas ile ilgili durum üç sebepten
dolay Avrupa Sosyal art ile uyumlu deildir. Grev,
eer içi ve iveren arasndaki anlamazlkla snrl ise
yasaldr. Her durumda sendikalar grev balamadan
önce ek bir grev bildirisi yaynlamak zorunda olduklar için, bir iverene grev için gizli oylama yapmak üzere
bildirimde bulunma zorunluluu daima gereksiz bulunmutur.
Polis tekilat üyeleri, belirli bir organizasyona katlmakla yükümlüdürler.
Sendikalarn kendi üyelik artlarn belirleme hakk
kstlanmtr: örnein sendikalar temelde sadece belirli bir siyasi partinin faaliyetlerinde yer alanlar üyelikten hariç tutabilirler.
Toplu grev, içiler ve iveren arasndaki anlamazlklar ile snrldr.
çiler sadece 12 hafta için korunduu ve grevin
yasal ve resmi olmas zorunlu olduu (bir sendika tarafndan izin verildii) halde grevde yer alanlarn istihdamnn korunmas yetersizdir.
RLANDA
rlanda Avrupa Birlii ülkeleri içerisinde Anayasas
kamu hizmetleri hakknda hükümler kapsamayan tek
devlettir.
Örgütlenme hakk sadece Garda Siochána (ulusal
polis) içerisindeki birliklere verilir. Ortak danma prosedürü mevcuttur.
Uzlatrma ve tahkim kamu sektörünün belirli kategorileri için sözkonusudur.
Grev hakk Garda Siochána (ulusal polis) ve silahli kuvvetler dnda kamu sektörünün bütün branlar
için teminat altna alnmtr.
rlanda mevzuatna göre bir sendikann toplu pazarlklara katlabilmesi için yetkili olmas ve müzakere
belgesine sahip olmas gerekli olduu için Avrupa Sosyal Haklar Komitesi rlanda’da toplu pazarlk hakkyla
ilgili durumun Avrupa Sosyal art ile uyumlu olmadn düünmektedir.
SPANYA
spanya Anayasasnn 28 inci, maddesi herkesin
serbestçe birlik kurma hakkna sahip olduklar hükmünü getirmitir. Anayasa silahl kuvvetler mensuplarnn veya askeri kurumlarn yahut askeri disipline tabi
dier birliklerin bu hakk kullanmasna snr getirebilir
veya bu hakk kullanmaktan hariç tutabilir ve kamu
görevlileri için bu hakkn kullanlmas hususlarn düzenler.
Danma, gönüllü müzakereler (özel sektördekine benzer) ve anlamazlklarn çözümü mekanizmas
mevcuttur.
Silahl kuvvetlerin sivil çalanlarnn pazarlk hakk vardr.
Adli tekilat, sulh hâkimleri, hâkimler, cumhuriyet
savclar profesyonel birliklere üye olabilirler fakat sendikalara üye olamazlar.
Ulusal polis memurlar sendika kurabilirler fakat
bu sendikalara sadece ulusal polis mensuplar katlabilirler.
Silâhaltndaki askerler, mülki muhafzlar, ulusal
polis ve baz bölgesel polis kuvvetleri sendikalara üye
olamazlar ve sendikalarn faaliyetlerine katlamalarna
izin verilmez.
Grev yapmas yasaklananlar: silahl kuvvetler mensuplar ve mülkü muhafzlar, yargçlar, sulh hâkimleri
ve bölge savclardr.
stihdamn genel kayt ve artlar toplu i sözlemelerince belirlenmesine ramen ödeme mekanizmalar
devlet tarafndan belirlenir.
Hükümetin istisnai durumlarda bir grevi sonlandrmak için yasal olarak konuyu tahkime götürme yetkisi vardr.
SVEÇ
Çalanlarn ve iverenlerin örgütlenme haklar teminat altna alnmtr.
1 Ocak 1975 tarihli sveç Anayasasnn 17.inci maddesi: ‘Bir kanun veya anlama aksini belirtmedikçe çalanlarn örgütlerinin, iverenlerin veya iveren örgütlerinin i anlamazlna giden hususlarda tedbir alma
hakkna sahip’ olduunu belirtir.
Gönüllü müzakereler, uzlatrma ve tahkim yöntemleri mevcuttur. Özel sektörde greve izin verilir.
Grevin bir örgüt tarafndan ilan edilmesi gerekir.
Finlandiya’da olduu gibi, toplu sözlemeler çounlukla birliklerin özgürlüklerini tanmlama mekanizmas olarak kullanlr.
Merkezi yönetimde karar alma yöntemi ve yaps
oldukça âdemi merkeziyetçi bir durum arz eder. veren olarak devleti genellikle kurum müdürleri temsil
ederler. Merkezi yönetimde çalanlar için istihdamn
kayt ve artlar özel sektörde çalanlarla ayndr.
27
sveç’te kamu yönetimleri çalanlarnn çounluu sözlemeli çalanlar olarak kabul edilebilir ve onlarn statüleri kamu
yasasnca düzenlenir. Ortak danma ile ilgili olarak 1965 tarihli toplu pazarlk hakk reformu
sveçte çalanlara pazarlk ve
toplu sözlemeleri sonuçlandrmak için geni kapsaml bir hak
vermitir. Özel olarak yasaklanmadkça sveç yasalarna göre
grev yasal bir haktr. Yasalar ve
anlamalar tarafndan yasaklanmadkça herhangi bir sendika
ve iveren veya iverenler birlii grev yapmaya yetkilidir.
sveç’te kamu yönetimleri çalanlarnn çounluu
sözlemeli çalanlar olarak kabul edilebilir ve onlarn
statüleri kamu yasasnca düzenlenir.
Ortak danma ile ilgili olarak 1965 tarihli toplu
pazarlk hakk reformu sveçte çalanlara pazarlk ve
toplu sözlemeleri sonuçlandrmak için geni kapsaml
bir hak vermitir.
Özel olarak yasaklanmadkça sveç yasalarna göre
grev yasal bir haktr. Yasalar ve anlamalar tarafndan
yasaklanmadkça herhangi bir sendika ve iveren veya
iverenler birlii grev yapmaya yetkilidir.
Hede yasal ve devam eden grevi desteklemek olmak artyla ikincil veya dayanma grevleri de yasaldr.
1994 ylndan bu yana, devlet artk iveren deildir.
Devlet yetkisini sveç Hükümet Çalanlar Ajansna
aktarmtr (SAGE). Kurumlar tarafndan seçilen ve
hükümet tarafndan atanan 80 temsilciden oluan bu
ajans üyelerince (üyelik zorunludur) yönetilir ve nan-
se edilir. Ajansn amac üyelerinin menfaatlerini koordine etmek ve merkezi düzeyde toplu pazarlklarda
onlar temsil etmektir.
TALYA
Örgütlenme hakk genellikle Anayasnn 39.uncu
maddesi ve 300/1970 sayl çilerin Statüsü Kanunu
tarafndan teminat altna alnmtr.
Polis ve silahl kuvvetler mensuplar temsilci organlara seçebilirler.
Toplu i sözlemeleri pazarlklar ulusal ve ademi
merkezi düzeyde yaplr. Toplu eylem/grev esnasnda
asgari hizmet düzenlemeleri toplu i sözlemelerinde
belirtilmek zorundadr.
11 Nisan 2000 tarihli yasaya göre, grev hakk ve
kamu hizmetlerinin devam arasnda bir denge gerekir. Bu kanunun amac herhangi bir kii veya örgütü
grevden mahrum brakmak deil temel kamu hizmetlerinin devamn salamaktr.
Yargçlar, diplomatlar ve valiler için toplu i sözlemesi hakk yoktur ve silahl kuvvetler ve polis için sadece belirli formlarda toplu i sözlemesi müzakereleri
hakk vardr.
Zorunlu kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde
hükümetin grevi kstlama yetkisi vardr. Temel kamu
hizmetlerinde grev hakk üzerindeki kstlamalarla ilgili olarak yasal düzenlemelerde deiiklik yaplmas
için sendikalarn eyleme geçmesine ihtiyaç duyulmaktadr.
talya’da toplu i sözlemeleri pazarlklar ulusal ve ademi
merkezi düzeyde yaplr. Toplu eylem/grev esnasnda asgari
hizmet düzenlemeleri toplu i
sözlemelerinde belirtilmek zorundadr.
LÜKSEMBURG
Devlet memurlar ve kamu çalanlar örgütlenme
özgürlüüne sahiptir. Silahl kuvvetler ve polis mensuplarna sendika kurma ve sendikalara üye olma hakk verilmitir. Sendika temsilcileri sendikal faaliyetle-
28
Yarg mensuplar, silahl kuvvetler mensuplar,
rinden dolay özel korunma hakkna sahiptirler. Ulusal
düzeyde ortak danma prosedürü ve uzlatrma ve yasa uygulama organlar, ulusal kamu hizmetleri ve
tahkim prosedürü mevcuttur. Kamu sektöründe pren- temel ilevleri yerine getiren kamu görevlilerinin grev
yapmalar yasaktr.
sipte grev hakk teminat altndadr.
Grevin ilgili sektördeki devlet memurlarnn çoPrensipte devlet ve kamu kurumlarnda çalanlarn tamamnn grev hakk vardr. Bununla birlikte dip- unluu tarafndan onaylanmas gerekir.
Sendikalarn yetkili olarak tannmas için belirli krilomatlar, yarg mensuplar, üst düzey devlet memurlar, silahl kuvvetler, polis, temel hizmetleri sunduklar terler vardr.
Anayasann 70.inci maddesi ve 1989 tarih ve VII saesnada salk ve güvenlik personeli grev yapmas yayl Grev Kanununuyla verilen grev hakk toplu pazarsaklananlar arasnda yer alrlar.
Toplu müzakerelerle ilgili olarak, kamu hizmetle- lk kapsam ile snrl deildir.
ri, kamu sektörü ve tama sektöründe ortak danma
MALTA
yöntemi ulusal düzeyde
Ekonomik ve Sosyal KonLüksemburg’da devlet meGözden geçirilmi Avsey içerisinde mevcuttur.
rupa
Sosyal artnn 5.inci
murlar ve kamu çalanlar örDevlet memurlarnn promaddesi
altnda Avrupa
fesyonel örgütleri hükügütlenme özgürlüüne sahip- Konseyindeki problem
mete teklierde bulunabiPolis mensuplar ile ilgilirler.
tir. Silahl kuvvetler ve polis lidir. 2002 ylnda deiLüksemburg’da devlet
memurlar (kamu kurummensuplarna sendika kurma tirilen Polis Kanununa
göre polisler, üyelerinin
lar haricinde, merkezi
ve sendikalara üye olma hakk refahlarn ve profesyonel
yönetimde çalanlar) üç
yeterliliklerini gelitirmek
kategoriye ayrlrlar: devverilmitir.
Sendika
temsilcileri
için birlikler kurabilirler,
let memurlar, çalanlar
çalma saatleri, izin, ödeve içiler.
sendikal faaliyetlerinden dolay meler ve tahsisatlar, emekMACARSTAN
özel korunma hakkna sahiptir- li aylklar ve genel olarak
hizmet artlar ve disiplin
Polisler (silahl kuvvetler. Ulusal düzeyde ortak dan- kurallar, disiplin ilemlelerin bir ksm) ve askeri
rinde bireyleri savunmalama prosedürü ve uzlatrma ve rna izin verilir.
personel, 1996 tarih ve 46
sayl Yönetmelie uygun
Üçlü danma organtahkim prosedürü mevcuttur. larnn
olarak, sendika kurma hakdevlet memurlar
kna sahiptirler, çalanlar
ile
ilgili
konular kapsayp
Kamu sektöründe prensipte
üyeliklerini ifa etmeye
kapsamad belli deilzorlanamazlar ve sendika
grev hakk teminat altndadr.
dir.
üyelikleri nedeniyle ayrBenzer ekilde uzlatrma kar korunurlar.
ma ve tahkimin de kamu
Ulusal düzeyde danma mekanizmas mevcuttur. sektöründeki bütün çalanlar ve içiler için mevcut
Kamu sektöründe toplu i sözlemeleri sk artlara olup olmad açk deildir.
baldr ve bu nedenle kapsam daha dardr.
Devlet memurlar için genel müzakere organ yokKamu sektöründeki sendikalardan bir tanesinin tur.
veya ortak heyetin toplu i sözlemelerini sonuçlan1976 tarihli Endüstriyel likiler Yasas kamu gödrabilmeleri için ilgili sektördeki i gücünün en az revlilerinin artlar ile ilgili konular için bir Endüstriyel
%25’ini kapsamas/kapsamalar gerekir.
Mahkeme olarak üçlü bir organn ve bir Ortak MüzaUzlatrma ve tahkim kurallar sadece kamu sek- kere Konseyinin kurulmasn salamtr. Hükümetin
törü çalanlarna uygulanr fakat devlet memurlarna verdii bilgilerde konseyin ekli hakknda bilgi eksikuygulanmaz.
lii olduu için Avrupa Sosyal Haklar Konseyi duru-
29
mun Avrupa Sosyal art ile uyumlu olmadn düünmektedir.
Doktorlar, cerrahlar, silahli kuvvetler, polis, itfaiyeciler, hapishane memurlar, hava trak kontrolörlerinin grev haklar kstldr.
Avrupa Sosyal Haklar Komitesi, doktorlar ve cerrahlar gibi baz kamu görevlilerinin grev haklarndaki
kstlamalarn çtihatla uyumlu olduunu deerlendirmitir.
POLONYA
Silahl kuvvetler mensuplar, polis, snr koruma ve
hapishane hizmetleri çalanlar sadece tek bir sendika
altnda örgütlenebilirler, ancak devlet memurlarnn
aksine onlarn grev haklar yoktur.
ITUC’un 2005 ve 2006 yl aratrmalarna göre, salk sektörü, su ve orman gibi kamu iktisadi teebbüslerindeki pek çok çalann i akitleri sonlandrlm ve
bireysel sözleme ile yenilenmi olduundan, bunlar
sendika kuramazlar veya sendikalara üye olamazlar.
Toplu grev hakk ile ilgili olarak Polonya Avrupa Sosyal artnn 6.nc
maddesinin 4.üncü paPolonya’da atama esasna ragrafnn kendisini balamadn düünür ve bu
göre istihdam edilen devlet me- konudaki raporlama ve
geçirme prosedümurlar, ç Güvenlik Ajans gö- gözden
rüne katlmaz.
Anayasa ve Sendikalar
Kanunu tarafndan sendika kurma ve üye olma
hakk verilmitir. Bununla
birlikte, Polonya’da baz
revlileri, üst denetleme kurulu
kurumlarn çalanlarna
PORTEKZ
örgütlenme hakk verilbakan ve danman, bakan
Kamu
personelinin
medii için örgütlenme
yardmcs
ve
genel
müdürleri,
örgütlenme
hakk
vardr.
özgürlüü ile ilgili durum
Portekiz Anayasas bütün
Avrupa Sosyal artnn
üst denetleme kurulu örgütsel vatandalar için örgütlen5.inci maddesi ile uyumlu
birimleri, Ulusal Radyo ve Te- me hakkn teminat altna
deildir.
almtr.
Gönüllü müzakereler
levizyon Üst Kurulu üyeleri,
Danma mekanizmas
mekanizmas mevcuttur.
mevcuttur. Kamu Güvenyargçlar, vatandalk haklar lii Polisi-büyük kentsel
Ortak danma öngörülür.
Bütün devlet memurlar
komiseri, merkez bankas ba- alanlarda çalan Portekiz
için arabuluculuk ve tahpolis gücü, toplu müzakekim mevcuttur.
kan, profesyonel askerler, aktif relere katlabilir ve toplu
müzakerelerle ilgili olarak
Atama esasna göre
görevde
olan
askerler
ve
sivil
silahl kuvvetler mensupistihdam edilen devlet
danlabilir.
memurlar, ç Güvenlik
savunma birliklerinde görevli larna
Kamu hizmetlerinde
Ajans görevlileri, üst degörevli bütün çalanlar
askerler
sendika
kuramazlar
ve
netleme kurulu bakan
için gönüllü müzakere meve danman, bakan yarsendikalara üye olamazlar.
kanizmas ilemektedir.
dmcs ve genel müdürleUyumazlklarn çöri, üst denetleme kurulu
züm yöntemleri mevcutörgütsel birimleri, Ulusal Radyo ve Televizyon Üst tur. Kamu çalanlar da dâhil bütün çalanlar için
Kurulu üyeleri, yargçlar, vatandalk haklar komise- grev hakk tannmtr.
ri, merkez bankas bakan, profesyonel askerler, aktif
Silahl kuvvetler mensuplar birlikler kurabilirler
görevde olan askerler ve sivil savunma birliklerinde fakat sendikalar kuramazlar. Polisler sadece polislerin
görevli askerler sendika kuramazlar ve sendikalara üye olabildikleri profesyonel birlikler kurabilirler.
Toplu pazarlk ve grev haklarnn kullanlmasn
üye olamazlar.
Devlet yönetimi ve özerk kurumlarda çalanlar, düzenleyen hükümler hükümetin bu konularda tek
yargçlar ve savclar; polis görevlileri ve hapishane gö- tara ve nihai karar almasna imkân verir. Yasa grev
durumunda asgari hizmetlerin yan sra, güvenlik ve
revlilerinin toplu olarak pazarlk haklar yoktur.
30
gerekli hizmetlerin salanmas ve ekipmanlarn bakm
ve kurulumu artlaryla ilgili hükümleri belirlemektedir.
Uygulamada polis kuvvetlerinin toplu pazarl
problemlidir. Silahl kuvvetler mensuplarnn toplu
pazarlk yapmalarna izin verilmez. Silahl kuvvetler
ve polis mensuplarnn grev yapmalar da yasaktr.
ROMANYA
üyelerinin %50’den fazlasnn oyu gerekir. Bu oran Avrupa Sosyal Haklar Komitesi ve LO tarafndan fazla
bulunmaktadr.
Savunma Bakanl ve çileri Bakanlndaki devlet memurlarnn grev yapma haklar yoktur.
ITUC’ün 2006 yl aratrmasna göre, salk hizmetleri, eczaneler, okullar, iletiim, radyo ve televizyon, tama ve temel hizmet tedarii (petrol, elektrik
vb.) çalanlarnn grev durumunda normal hizmetlerinin 1/3’ünü vermeleri
gerekir.
2003/54 sayl yeni Sendikalar Kanununun 2.inci
Slovak Cumhuriyetin’de devbölümü altnda çalanlaSLOVAK
ra ve devlet memurlarna
let memurlarnn ve merkezi CUMHURYET
sendika kurma ve sendikalara üye olma hakk
veya yerel düzeylerde devlet
Anayasa, saylar üzeverilmitir. Bunun yannrinde herhangi bir kstlahizmetlerinde istihdam edilen ma olmakszn ve belirli
da, yeni yasann memurlarn statüleri hakkndaki
dier personelin örgütlenme sanayi irketlerinde özel
27.inci bölümü (344/2004)
sendikalar tevik etmeközgürlüü ile ilgili durum ge- sizin ekonomik ve sosyal
örgütlenme özgürlüünü
teminat altna alr.
nellikle Avrupa Sosyal artnn menfaatlerini korumak
Gönüllü müzakerelerle
üzere bütün bireylerin serilgili olarak, kamu hizmetbestçe birlik kurma hakla5.inci maddesi ile uyumludur.
leri çalanlar özel sekrn teminat altna almSendikal faaliyetler nedeniyle tr.
törde çalanlar gibi ayn
haklardan yararlanrlar ve
Devlet memurlarnn
misillemeye kar korumayla ilprensipte hükümet tarave merkezi veya yerel düfndan belirlenen maalar
gili yasal düzenleme mevcuttur, zeylerde devlet hizmetlednda her konuda pazaristihdam edilen difakat uygulamada problemler rinde
lk yapabilirler. Uyumazer personelin örgütlenme
lklarn çözüm yöntemleri
özgürlüü ile ilgili durum
devam
etmektedir.
Memurlar
mevcuttur.
genellikle Avrupa Sosyal
Üst kademe devlet meiçin ortak danma ve gönüllü artnn 5.inci maddesi ile
murlar, yönetim görevinmüzakerelerin yannda uzla- uyumludur.
de veya üst düzey kamu
Sendikal faaliyetler negörevinde
bulunanlar,
trma ve tahkim prosedürleri deniyle misillemeye kar
yargçlar, cumhuriyet savkorumayla ilgili yasal düclar ve Adalet Bakanl
mevcuttur.
zenleme mevcuttur, fakat
personeli, Milli stihbarat
uygulamada problemler
Hizmetleri, Koruma ve
devam etmektedir. MeGüvenlik Hizmetleri, D sithbarat Hizmetleri, Özel
murlar için ortak danma ve gönüllü müzakerelerin
letiim Hizmetleri veya bunlarn bal tekilatlar
yannda uzlatrma ve tahkim prosedürleri mevcuttur.
mensuplarna örgütlenme hakk verilmez.
Ortak danma ile ilgili olarak toplu pazarlklar için
Polislerin Milli Polis Birliine üye olmalar zorun585/2004 sayl kanun Slovakya’da Ekonomik ve Sosludur ancak Birliin sendikal haklar yoktur. Etkin
yal Ortakl kurmutur. Bu ortaklk devletin, çalanhizmetteki askeri personele sendikaya üye olma izni
larn ve iverenin eit saydaki temsilcilerinden oluur.
verilmez.
Devlet memurlarnn ve çalanlarn belirli kategoriBir sendika sadece temsil kriterlerini yerine getirilerine
grev hakknn kullanlmasnda yasak olup olmayorsa toplu eylem yapabilir. Greve gitmek için sendika
31
dn deerlendirmek mümkün olmad için Avrupa
Toplu i sözlemeleri, devlet memurlaryla ilgili
Sosyal Haklar Komitesi Slovakya’da durumun Avru- sendikalar ve iveren tarafnda hükümetin atad tempa Sosyal art ile uyumlu olmadn beyan etmitir. silcilerce her düzeyde müzakere edilir.
Grevlerin toplu sözleme ile balantl olmas gerekir.
Yargçlar, savclar, ceza savclar, acil salk hizmetToplu grev hakk salk, telekomünikasyon, gaz ve leri, silahl kuvvetler mensuplar, itfaiyeciler, hava trapetrol üretimi ve nükleer sektörler gibi sosyal hizmet- k kontrolörlerinin grev yapmalar yasaktr.
lerde kstlanmtr. Anayasa yargçlar, savclar, silahl
Polis, ceza savclar, acil salk hizmetleri, gümrük
kuvvetler mensuplar ve silahl birlikler, itfaiyeciler, ve demiryolu tama çalanlarnn grev yapmalar yahava trak kontrolörlerinin de grev yapmalarn ya- salarla yasaklanm veya snrlanmtr.
saklamtr.
Grev hakk ile ilgili olarak Slovenya’da durum GözAktif hizmetteki askeri personel ve stihbarat Ser- den Geçirilmi Avrupa Sosyal artnn 5.inci maddesi
visindeki görevliler sendiile uyumludur.
ka kuramazlar. Polis sendikalar ile müzakere yer
Slovenya’da polis, ceza sav- YUNANSTAN
almaz, polisler için anlaAvrupa Sosyal art’nn
clar, acil salk hizmetleri,
mazlklarn çözümlenmesi
5.inci ve 6.nc Maddelemekanizmas da uygulangümrük ve demiryolu tama ri Yunanistan tarafndan
maz.
onaylanmamtr. Devlet
çalanlarnn grev yapmalar memurlar örgütlenme özSLOVENYA
yasalarla yasaklanm veya s- gürlüüne ve grev yapma
Devlet Çalanlar Kahakkna sahiptirler fakat
nrlanmtr. Grev hakk ile il- bunlar yasalarla kstlananunu ve stihdam yasasndan doan Temel Haklar
bilir. Memur sendikalar
gili olarak Slovenya’da durum yetkilileri misillemeye karuyarnca kamu sektörü
çalanlarnn birlik kurma
Gözden Geçirilmi Avrupa Sos- korunur.
haklar teminat altna alnSilahl kuvvetler: sivil
mtr. Polis ve silahl kuvyal artnn 5.inci maddesi ile askeri personelin sendika
vetler mensuplarnn senkurma ve sendikalara üye
uyumludur.
dika kurma ve sendikalara
olma hakk vardr. Askeüye olmalaryla ilgili olari personelin de bu hakk
rak yasalarda herhangi bir
vardr ancak belirli kstlakstlama yoktur. Bu nedenle de Slovenya’da örgütlen- malara tabidir. Polis tekilat da sendika kurabilir ve
me hakkyla ilgili durum Gözden Geçirilmi Avrupa sendikaya üye olabilirler ancak grev yapma haklar
Sosyal artnn 5.inci maddesi ile uyumludur.
yoktur.
Sendikalarn faaliyetleri ve kurulmalar demokratik
Kamu yönetiminde toplu pazarlk ve kamu görevlibir toplumda milli güvenlii, kamu yararn veya di- lerinin ve sözlemeli personelin süresiz olarak ie alnerlerinin hak ve özgürlüklerini korumak için gerekli mas hakknda 2738/99 sayl Kanunun 2000 ylnda
olmas durumunda bir tedbir icap ettii hallerde kst- kabulünden beri, kamu görevlilerine toplu pazarlklanabilir.
larda istihdam kayt ve artlarn müzakere etme izni
Ortak danma ve gönüllü müzakereler, uzlatrma verilir.
Anayasann 23.üncü maddesinin 2.inci paragraf ve
ve tahkim prosedürleri mevcut olup Avrupa Sosyal
1264/82 sayl Kanunun 19.uncu bölümü grev hakkn
art ile uyumludur.
Müzakerelerle veya toplu i sözlemelerinin eki ile garanti eder. Bu maddeler, grevin sendikalar tarafnilgili olmad durumlarda greve izin verilmez, sadece dan kullanlan, çalanlara ait bir hak olduu hükmünü
sendikalarn ulusal veya yerel branlar yasal olarak getirmitir.
grev çars yapmak için yetkilidirler.
32
TÜRKYE’DE KAMU GÖREVLLER SENDKACILII
Ara. Gör. Okan Güray BÜLBÜL
Gazi Üniversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi,
Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü
TÜRKYE’DE KAMU GÖREVLLER SENDKACILII
“Hürriyetten doan buhranlar ne kadar büyük
olursa olsun, hiçbir zaman fazla tazyikin temin ettii sahte güvenlikten daha tehlikeli deildir.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
GR
Kamu görevlileri sendikacl, tüm dünyada, içi
sendikaclna oranla daha geç balayan ve baz ülke
örnekleri istisna kabul edildiinde içi sendikacl
kadar gelime gösteremeyen bir süreçtir. Bunun nedeni, sendikalamas söz konusu olan kitlenin statüsü ve
verdii hizmetin niteliidir. Ancak, sadece bu durum
ileri sürülerek kamu görevlilerini insan haklarndan
saylan sendika hakkndan mahrum brakmak sosyal
devlet anlay ile badamamaktadr. Tüm bunlar göz
önüne alndnda, kamu görevlilerinin sendikal haklar konusunun hassasiyeti ön plana çkmaktadr.
Uluslararas insan haklar sözlemelerine de konu
olmu sendika hakk, muhakkak ki kamu görevlilerinin
özellikleri göz önüne alnarak baz snrlamalar olmak
kaydyla, ancak tamamen yasakç bir tutum güdülme-
den tannmaldr. Bahsedilen sendika hakk, tam anlamyla toplu pazarlk ve toplu pazarlk sonunda grev
hakkn da içeren bir sendika hakk olmaldr. Kamu
görevlileri sendikacl birçok yönüyle içi sendikaclndan farkl olup bu yönüyle ayrca incelenmesi gereken bir konudur1.
Kamu görevlileri sendikaclnn hem dünyada,
hem de Türkiye’deki geliimine bakldnda önce bir
yasaklama evresi yaand, daha sonra ise devletin
baz yetkilerinden vazgeçmesi suretiyle demokratikleme sürecine girildii gözlenmektedir. Türkiye’de ilk
kez 1961 Anayasasnda öngörülen sendikal haklarna
624 Sayl Devlet Personeli Sendikalar Kanunu’yla kavuan kamu görevlileri, 12 Mart 1971 sonrasnda yaplan Anayasa deiiklii ile bu haklarn kaybetmilerdir. Deiiklik ile sendikal haklar yalnzca içiler için
öngörülmü olup, 624 sayl Kanun dorultusunda kurulan kamu görevlileri sendikalarnn faaliyetleri sona
33
erdirilmitir. Bu noktadan sonra 22 Eylül 1971’de yü- memitir. Kamu görevlisi ve kamu görevlisi tanm
rürlüe giren deiikliklerle kamu görevlileri sendika- içinde memur tanmnn dar olduu ülkelerde dahi dar
lar ile ilgili Medeni Kanun uyarnca gerekli tedbirlerin tutulan memur tanm içindekilerin sendikal haklaralnmas ve kamu hizmeti kurulularnn kurulmas ile nn snrl olduu görülmektedir.
ilgili hükümlerin kanunla düzenlenecei belirtilmitir2.
Kamu görevlileri, hukuku önceleyen bir olgu olaBuna ramen 1980 ylna kadar herhangi bir düzenleme rak balattklar hareketlerini, hükümetlerin basks
yaplmam ve kamu görevlilerinin örgütlenmesi ya- altnda kalmadan, haklarnn önemini ve gereklilii
saklanmtr. Yasaklama evresinden sonra gelen devle- kavram ve kullanmnda sorumluluk duygusunu öne
tin baz yetkilerinden vazgeçmesi ise hiçbir ülkede gö- çkararak, gerekirse baz zorluklara katlanarak sürdürnüllü olmam, muhakkak
meli ve insan haklarnn
bir mücadelenin sonucunbir gerei olan grevli toplu
Türkiye’de kamu görevlileri- sözlemeli sendika hakkn
da gerçeklemitir.
Türkiye’de kamu gökazanmaldrlar. Bu hem
nin
sendikal
haklar,
4688
sayl
revlilerinin sendikal hakkamu görevlileri için, hem
Kamu Görevlileri Sendikalar de Türkiye’nin sendikal
lar, 4688 sayl Kamu
Görevlileri
Sendikalar
için çok önemli bir
Kanunu çerçevesinde düzen- tarihi
Kanunu çerçevesinde dümisyon ve gerekliliktir.
zenlenmektedir. Kanun ile
Kamu görevlileri çkalenmektedir. Kanun ile ilgili
ilgili doktrindeki görürlmas dahi hukuki olmadoktrindeki görülerden en ge- yan bir Kanunla sendikal
lerden en geni çerçevede
olan, Kanunun çkarlmani çerçevede olan, Kanunun haklarnn düzenlenmes ile birlikte kamu görevsini hak etmemektedirler.
çkarlmas ile birlikte kamu Ülkelerine ballklarn
lileri üzerinde günümüze
kadar egemen olan “hügörevlileri üzerinde günümüze defalarca ispat etmi kamu
kümdar devlet” anlaygörevlileri, sendikal haklakadar
egemen
olan
“hükümdar
nn yerini “koruyucu devrn snrl da olsa ilerletelet” anlayna brakaca
rek
grevli toplu sözlemeli
devlet” anlaynn yerini “kogörüüdür3. Kanunun çsendika hakkn elde etmeruyucu devlet” anlayna b- lidirler. Bu noktada kamu
karlmasndan bu yana geçen süre içindeki gelimerakaca görüüdür. Kanunun görevlileri sendikalarnn
önündeki en büyük engel
lerin bu yönde olmadn
çkarlmasndan bu yana geçen ne yazk ki siyasi iktidarlar
belirtmek gerekmektedir.
deil, ideolojik ve siyasi
Kamu görevlileri sendikasüre
içindeki
gelimelerin
bu
partilerin dümen suyunda
larna baz haklar verilmi
yönde olmadn belirtmek ge- izlenilen sendikal politikaancak Kanunun salad
lardr.
bu snrl haklarn kullarekmektedir.
Bu nedenle kamu gönlmasnda dahi basklar
revlileri
sendikalarnn
uygulanmtr.
yapmas gereken, yerel yöBununla birlikte belirtmek gerekir ki, Kanunun çkarlmas sürecinde yaa- netim hizmetleri hizmet kolunda ili durum yaratlarak
nanlar hukuka uygun deildir. Fazilet Partisinin kapa- toplu sözleme hakknn elde edilmesinin salanmas
tld güne rastlayan Kanun teklinin görüülmesinde amacyla mücadele edilmesidir. Kamu görevlilerinin
partililer T.B.M.M. oturumunu protesto ederek katl- siyasi görülerinden bamsz olarak gerçekten sendimam ve toplant yeter says bulunmamtr. Buna kal mücadele içine girecek sendika ve konfederasyonramen, hiçbir milletvekilinin görüme esnasnda yok- lara üye olmalar ve idarenin de sendikalar üstündeki
lama istememi olmas Kanunun kabul edilmesini sa- basksn azaltmas, kamu görevlileri sendikaclnn
ilerlemesinde en önemli admlar olacaktr. Sendikal
lamtr4.
Kamu görevinin nitelii gerei, kamu görevlileri haklar elde etmek kamu görevlileri sendikalarnn en
sendikacl hiçbir ülkede, birkaç ülke istisna kabul büyük hede olmal ve bu misyon ile kesin bir hedefe
edilirse, içi sendikaclndaki kazanmlar elde ede- adm adm yürünmelidir. Elbette ki geçmii çok eskile-
34
re dayanmayan kamu görevlileri sendikaclndan bu likler gibi her kanunda bulunmas gereken maddeleri
kadar önemli bir misyonu gerçekletirmesini beklemek bir kenara bakldnda %63.15’inde kamu görevlileri
ksa vadede çok mümkün deildir. Ancak küçük ve sendikalarnn kendi iç tüzüklerinde saptayabilecei
kararl admlarla yürütülecek bir sendikal bilinçlenme hususlar düzenlemesidir. Kanunun sadece 6 maddehareketi, siyasi partilerin uzanda ancak önemli bir sinde hak arama mekanizmas olarak toplu görüme
bask grubu niteliinde devam edilecek sendikal an- düzenlenmektedir. Kanunun ILO’nun denetim organlay, sendikal zemini güçlendirici hukuk kurallarnn lar kararlarnda uyumsuzluunun önemli bir bölümü
olumasn salama gibi
de bu maddelerde ortaya
yöntemlerle bu hedefe ulaçkmaktadr.
lmas mümkündür.
Bu dorultuda yaplKamu görevlileri sendikaKamu görevlileri senmas gereken, bu Kanun
cln hede kesinlikle grevli ile hak elde edilemeyeceidikacln hede kesinlikle grevli toplu sözletoplu sözlemeli sendika hakk nin kabulü görüünde birmeli sendika hakk olmal
leerek, yeni bir Kanunun
olmal ve bu hakk, Türkiye’nin çkarlmas sürecine have bu hakk, Türkiye’nin
koullar göz önünde bukoullar göz önünde bulundu- zrlanmaktr. Ancak daha
lundurularak ama asla
önce de belirtildii üzere
rularak
ama
asla
snrlayc
ansnrlayc anlayla hazrbu, mücadele vermeden
lanmam yeni bir kanunla
layla hazrlanmam yeni bir olamayacaktr. Mücadele
elde etmeye çalmaldr.
ise yine bu Kanun çerçekanunla elde etmeye çalma- vesinde yaplacaktr. Buna
Türkiye’nin tarihi geçmiinde önemli emekleri buldr. Türkiye’nin tarihi geçmi- göre Kanundaki eksikliklunan kamu görevlileri bu
lerin giderilmesi ve ili
inde önemli emekleri bulunan durum yaratlarak toplu
hakk çoktan hak etmilerdir. Bu hakk toplumsal
kamu görevlileri bu hakk çok- sözleme hakknn elde
dengeler ve sorumluluk
edilmesi
salanmaldr.
tan hak etmilerdir. Bu hakk Ulalmas gereken asl hebilinci çerçevesinde kullanabilecek topluluk kesinnoktasnda Kanundaki
toplumsal dengeler ve sorum- def
likle kamu görevlileridir
hükümlerin deitirilmesi
ve sorumluluk vermeden
luluk bilinci çerçevesinde kul- hedefe ulamakta önemli
kamu görevlilerine gülanabilecek topluluk kesinlikle admlar olacaktr.
venmemek, devletin kendi
ilerini yaptrd gruba
kamu görevlileridir ve sorum- SONUÇ
yönelik tutumunu belirleluluk vermeden kamu görevKamu
görevlileri
yecei için son derece yansendikacl
anlamnda
l bir tutum olarak deerlilerine güvenmemek, devletin Türkiye’de ksa dönemde
lendirilmelidir5.
kendi ilerini yaptrd gruba önemli admlar atlmtr.
4688 sayl Kamu Göadmlarn atlmasnda
revlileri Sendikalar Kayönelik tutumunu belirleyecei Bu
marur
ve dik bir duruun
nunu, kamu görevlilerinin
için son derece yanl bir tutum önemli pay söz konususendikalamasn
yasal
dur. Ülkesine balln
temel oturtmas ve bir müolarak deerlendirilmelidir.
defalarca hizmetleri ile
cadelenin sonucu elde
göstermi kamu görevlileedilmesi açsndan önemli,
ri, bu süreçten sonra senancak kesinlikle yeterli dedikal
mücadelesine
hz
vererek,
grevli toplu sözlemeli
6
ildir . Daha önce de deinildii üzere Kanun, kamu
sendika
hakkn
mutlaka
elde
etmelidir.
görevlilerinin hak kazanmn deil, kamu görevlileri
Bu noktada öncelikle 4688 sayl Kamu Görevlileri
sendikalarn denetim altnda tutmay amaçlamaktadr. Bununla ilgili en önemli gösterge, Kanunun amaç, Sendikalar Kanunu’nda baz deiiklikler yaplmal
tanm, kapsam, yürürlük tarihi ve çkarlacak yönetme- sonrasnda ise yeni bir Kanunla grevli toplu sözlemeli
35
sendika hakk düzenlenmelidir. Bu çerçevede 4688 sayl Kamu Görevlileri Sendikalar Kanunu’nda yaplmas gerekli deiiklikleri unlardr;
•
Kanunun 3. maddesindeki kamu görevlisi tanm yeniden yaplarak, adaylk veya deneme süresini
tamamlamam kamu görevlilerinin de kamu görevlileri sendikalarna üye olabilmesi salanmaldr.
•
Kanunun 6. maddesindeki sendika kurucusu
olabilmek için arad iki yldan beri kamu görevlisi olmak art kaldrlmaldr.
•
Kanunun 15. maddesindeki geni sendika
yasa, askeri kurumlarda ve emniyet tekilatndaki
sivil memurlar kapsamayacak ekilde yeniden düzenlenmelidir. Bununla beraber, kamu gücünü dorudan
kullanan kamu görevlilerinin tespit edilmesi suretiyle,
sadece bu kesime yönelik, bu kesime kendi aralarnda
örgüt kurabilmeleri artn öngören bir sendika yasa
öngörülmelidir. Bununla beraber polisler ve askeri personel de sendika hakknn içinde olmaldr. Bu noktada
bu konularn tartlmas, sosyal diyalog mekanizmas
etkin kullanlarak, tüm kesimlerin katlm ve karar ile
belirlenmelidir.
•
Kanunun 18. maddesinde belirtilen sendika
üyelerinin ve yöneticilerinin güvenceleri somut önlemler belirlenerek salanmaldr. Maddedeki güvenceler
yaptrmlar ile birlikte Kanunda yer almaldr.
•
Kurum idari kurullar ilevsel hale getirilmeli ve kamu görevlilerinin yönetime katlmalar tevik
edilerek kamu görevlilerinin veriminin arttrlmas
salanmaldr.
•
Hizmet kollarnn says azaltlmal ve sendikalarn etkin olduu hizmet kollar yaratlmaldr.
•
Kanunun öngördüü toplu görümeler, muhakkak toplu pazarlk seviyesine getirilmeli ve toplu
görümelerin etkisizlii önlenmelidir. Bu noktada yaplabilecekler ise; toplu görümelerin bütçe görümelerine yakn bir tarihte yaplmas, toplu görümelerin
hem sosyal ve maddi haklar olarak ikiye, hem de konfederasyonlar ve hizmet kollarndaki kurulu sendikalar içeren ekilde ikiye ayrlmasdr. Bu uygulama ile
birlikte, hem temsil kabiliyeti genileyecek, hem de
maa pazarlnda tkanan görümelere yeni açlmlar
salanacaktr. Kamu görevlileri sendikalar konfederasyonlarnn katlm ile yaplan görümeler sosyal ve
maddi konular olarak ikiye ayrlarak sosyal haklarn
geliimi salanacaktr. Bununla beraber, hizmet kollarndaki kamu görevlileri sendikalarn katlm ile daha
etkin görümelerde, hizmet koluna ilikin daha ilevsel
kararlar alnabilecektir.
Tüm bu deiiklikler daha önce de deinildii üzere, asl hedefe ulamakta bir basamak olarak deerlendirilmeli ve grevli, toplu sözlemeli sendika hakk için
mücadele vererek sendikalarn hem kamu görevlileri
nezdinde, hem de toplumdaki imaj düzeltilmelidir. Bu
noktada belirtilen asl hedef için yaplmas gerekenler
ise unlardr;
•
Kamu görevlisi kavram daraltlmal, 4/C statüsünde istihdam kaldrlmal ve sadece kamu gücünü
kullananlar ile gizli statüde görev yapanlarn oluturduu bir memur tanm oluturulmaldr. Tanmlanan
memur statüsü için, hiçbir sendikal hak öngörülmemeli, ancak bu kesimin ücret rejimi herhangi bir mücadeleye gerek brakmayacak ekilde belirlenmelidir.
Ayrca bu kesime kendi aralarnda örgüt kurma hakk
tannmaldr.
•
Memur tanm dnda kalan tüm kesimlere
sendika hakk tannmaldr. Polisler ve askeri personel
de bu kesimlere dahil edilmelidir. Sendika hakk, sosyal devletlerde en önemli haklardandr. nsan haklarna saygl devlet ilkesinin gerei olarak sendika hakk,
kamu hizmetinin devamn aksatmamak kaydyla ve
baz zorunlu snrlamalar dnda tüm çalanlara tannmaldr.
•
Toplu pazarlk hakk, belirtilen memurlar dnda kalan tüm kamu görevlilerine öngörülmelidir.
Polis ve askeri personelin maalarnn belirlenmesinde,
askeri personel için emir komuta zinciri dnda kalan
çalanlar ve polislerin gizli görev ifa edenleri haricindekiler için toplu pazarlk kapsamnda bir mekanizma
belirlenerek bu kesimlerin de ücret pazarlnda rol almalar salanmaldr.
•
Belirtilen memur tanmnda görev yapanlar,
askeri personel ve polisler dnda çalan kamu görevlilerine, grev oylamas dâhilinde ve grev yaplamayacak hizmet kollar belirlenmek artyla, idarenin
de lokavt hakk bulunmak kouluyla grev hakk salanmaldr. Bu noktada belirtilen grev hakk, tehdit
amaçl deil, sendikal mücadelenin en önemli arac
olarak bulunmaldr. Bu noktada belirtmek gerekir ki,
memurlarn sahip olduu i güvencesi toplu pazarlk
ve grev hakknn diyeti olarak görülemez, görülmemelidir. Kamu hizmetinin nitelii ise, grev hakknn kstlanabilirliinin ifadesi olarak yorumlanmal, tamamen
yasaklamay öngörmemelidir. Muhakkak ki baz kamu
hizmetlerinin durmas söz konusu deildir. Ancak bu
tamamen grev hakknn kstlayc bir unsuru olarak
kullanlamaz. Sosyal diyalog mekanizmalar ve tüm taraarn bir araya gelmesiyle, grev yaplamayacak hizmet kollar belirlenmeli ve bu dorultuda karar aln-
36
Grev hakk, bir tehdit unsuru deil, insan haklarna saygl devlet ilkesinin bir gerei ve
demokratik haklarn balangc
saylabilecek bir insan hakkdr. Kendisine kamu hizmeti
vermek konusunda güvenilen,
ancak ülkesini tehlikeye atp
sosyal dengeleri bozma noktasnda güvenilmeyen bir kamu
görevlisi anlay kabul edilemez. Grev hakknn toplumsal
dengeleri bozabilecei görüü
en temelinden zayf ve realiteden uzaktr.
maldr. Ayrca daha önce belirtildii gibi grev hakk,
bir tehdit unsuru deil, insan haklarna saygl devlet
ilkesinin bir gerei ve demokratik haklarn balangc
saylabilecek bir insan hakkdr. Kendisine kamu hizmeti vermek konusunda güvenilen, ancak ülkesini tehlikeye atp sosyal dengeleri bozma noktasnda güvenilmeyen bir kamu görevlisi anlay kabul edilemez.
Grev hakknn toplumsal dengeleri bozabilecei görüü en temelinden zayf ve realiteden uzaktr.
•
Tüm belirtilenlerden sonra, kamu görevlileri
sendikaclnda atlmas gereken admlarn hede belirlenmeli ve her ne olursa olsun belirtilen hedeften saplmamaldr. Bu hedef daha önce de belirtildii üzere
grevli, toplu sözlemeli sendika hakkdr. Bu dorultuda kamu görevlileri sendikalarnn ve konfederasyonlarnn yapmas gereken en önemli husus, siyasal
çizgilerini brakp, siyasal partilerin geleceine hizmet
etmektense, kamu görevlilerinin çkarlarna hizmet
ederek onlarn haklarn gelitirmektir. Eer siyasi çizgiler braklp gerçekten mücadele verilirse, tüm kamu
görevlileri bu sürece dahil olacak ve haklarn kazanm
kolaylaacaktr. Ancak dier çalan kesimler tarafndan gptayla baklan kamu görevlileri bir de toplumumuzda daha önce denenmi siyasi sendikacla çekilmek istenirse, sendikacln en önemli dayana olan
kamuoyu destei de salanamayacak ve “devletine
ihanet eden memur” tanmlamalarna geri dönülecektir.
Bu noktada daha önce de belirtildii gibi yaplmas
gereken, Avrupa nsan Haklar Mahkemesinin yolunu
açt yerel yönetimler hizmet kolunda toplu sözlemelerin parasal hükümlerinin yerine getirilmemesi durumunda tazminat hakkndan ilerlemeler salanmal ve
ili durum yaratlarak kararn arkasnn gelmesi salanmaldr. Bu hizmet kolunda imzalanabilen toplu
sözlemeler dier hizmet kollarna da sirayet ederek,
genel anlamda toplu sözleme hakknn dayanan
oluturabilir. Mücadele edilmesi gereken nokta, hukuken mevcut olup olmad tartlan bir grev hakknn
peinden komaktansa, hukuki olarak elde edilmi bir
kararn arkasn getirmek olmaldr. Tüm bunlarla beraber öncelikle yaplmas gereken, kamu görevlisi imajn toplumda temize çkarmak ve yaanan zorluklar
anlatarak kamuoyu yaratmaktr. Sendikal bilinç eksiklii kamu görevlileri sendikaclnn önündeki en
büyük engeldir.
Son söz olarak, kamu görevlileri sendikaclnn
hukuku önceleyen yapsndan ve adm adm ilerlemesinden dolay yüklendii misyon çok önemlidir. Bu bakmdan kendine has bir sendikal çizgisi olan hareket,
asl hedefe mutlaka ulamal ve Türkiye’de sendikalara
olan bak açsn deitirmeyi de vizyon edinmelidir.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
DPNOTLAR
Tutum, Cahit. “Türkiye’de memur sendikalar”, Amme daresi
Dergisi, Cilt: 1, Say: 2, Eylül 1968. s. 32.
Gülmez, Mesut, “Memur sendikaclnn hukuksal temelleri”,
Türk dare Dergisi, Say: 412, Eylül 1996, s. 3.
Turan, Kamil. “Dünya’da ve Türkiye’de kamu görevlileri sendikalarnn hukuki gelimeleri”, Kamu - Dergisi, Cilt: 4, Say: 4,
Ocak 1999, s. 1.
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2002/ocak/23/g6.html 18.11.2008.
“Resul Akay ile Yaplan Röportaj”.
Koç, Yldrm. “Memur sendikaclnda ulalan nokta ve sorunlar”, Mülkiyeliler Birlii Dergisi, Cilt: 16, Say: 146, s. 7.
Gülmez, Mesut. Kamu Görevlileri Sendika ve Toplu Görüme
Hukuku 788’den 4688’e 1926 2001, Ankara, Todaie Yaynlar,
2002, s. 325.
KAYNAKÇA
Tutum, Cahit. “Türkiye’de memur sendikalar”, Amme daresi
Dergisi, Cilt: 1, Say: 2, Eylül 1968.
Gülmez, Mesut, “Memur sendikaclnn hukuksal temelleri”,
Türk dare Dergisi, Say: 412, Eylül 1996.
Turan, Kamil. “Dünya’da ve Türkiye’de kamu görevlileri sendikalarnn hukuki gelimeleri”, Kamu - Dergisi, Cilt: 4, Say: 4,
Ocak 1999.
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2002/ocak/23/g6.html 18.11.2008.
“Resul Akay ile Yaplan Röportaj”.
Koç, Yldrm. “Memur sendikaclnda ulalan nokta ve sorunlar”, Mülkiyeliler Birlii Dergisi, Cilt: 16, Say: 146.
Gülmez, Mesut. Kamu Görevlileri Sendika ve Toplu Görüme Hukuku 788’den 4688’e 1926 - 2001, Ankara, Todaie Yaynlar, 2002.
ÜCRETLER ÜZERNDEK VERG YÜKÜNÜ ARTTIRAN BAZI NEDENLER
37
Yrd. Doç. Dr. Cemil RAKICI
KTÜ BF Maliye Bölümü
ÜCRETLER ÜZERNDEK VERG YÜKÜNÜ
ARTTIRAN BAZI NEDENLER
Giri
Ücret, üretim faktörlerinden emein karlnda
elde edilen iktisadi deerlerdir. Yani, geni anlamda,
kiinin emei ile çalmas sonucu para veya mal eklinde bir takm ekonomik deerlere sahip olmas ücreti
oluturmaktadr. Vergisel anlamda ise ücret GVK’nn
61.maddesinde u ekilde tanmlanmtr. “Ücret, iverene tabi ve belli bir iyerine bal olarak çalanlara
hizmet karl verilen para ve aynlar ile salanan
ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir”. Vergi ise
kamu hizmetlerinin nansmann salamak için vatandalardan karlksz ve zorla tahsil edilen iktisadi
deerlerdir. Vergi karlksz olmas ve vatandalardan
zorla alnmas gibi özellikleri nedeniyle öteden beri
varl ve meruiyeti tartma konusu olmutur. Günümüzde ise vergiler meruiyeti açsndan deil de daha
çok vergi yükü açsndan tartma konusu olmaktadr.
te bu noktada sürekli tartma konusu olan noktalardan bir tanesi ücretler üzerindeki vergi yükünün arldr. Her nedense sürekli tartma konusu olan ücretler üzerindeki vergi yükünün azaltlmas konusunda
çok ciddi tedbirler alnmadn görmekteyiz.
Son 30 yllk periyot dikkate alndnda, 1980 sonrasnda baz dönemler hariç ülkemizde ücretlilerin vergi yükünün azaltlmasnda çok ciddi önlemler alnmadn söyleyebiliriz. 1981 ylnda gelir vergisi tarifesi,
indirim ve istisnalarda yaplan baz güncelletirmeler
nedeniyle ücretler üzerindeki vergi yükünde belli azalma meydana gelmitir. Ayrca, söz konusu dönemde
özel indirim tutarlarnn yüksek olmas sonucu asgari ücret üzerindeki gelir vergisi yükü sfrlanmtr1.
Fakat, daha sonraki dönemlerde ücretler üzerindeki
vergi yükünde art meydana gelmeye balamtr.
Enasyon nedeniyle tarifedeki gelir dilimlerinin anmas, özel indirim tutarndaki artlarn enasyondaki
38
artn altnda kalarak anlamn yitirmesi, nominal ücretlerdeki artlar mali sürüklenmeye yol açarak ücretlilerin daha yüksek oranda vergilendirilmesi ücretliler
üzerindeki vergi yükünü arttrmtr2. Hatta bir dönem
Türk Vergi Sistemi büyük ölçüde Gelir Vergisine dayand, Toplam Gelir Vergisi içinde kesinti yoluyla
alnan vergilerin %84’e ulamas ve ücretlilerin vergisinin stopaj içindeki paynn da % 68’e kadar çkmas,
Gelir Vergisi’nin bir yerde ücretliler üzerinden alnan
bir vergi haline gelmesine neden olmutur3. Günümüzde de baz nedenlerden dolay ücretliler üzerideki vergi yükünün fazla olduunu söyleyebiliriz. Sözkonusu
bu nedenlerin bazlar; Vergi tarifesinden kaynaklanan
nedenler, emek gelirinin sermaye gelirine göre daha
yüksek oranda vergilendirilmesi, en az geçim indirimi
uygulamasnn tam anlamyla uygulanmamas ve vergi tahsilat yöntemindeki farkllklar gibi nedenlerdir.
Vergi Tarifesinden Kaynaklanan
Nedenler
Vergi tarifesi, vergi miktarnn hesaplanmasnda
kullanlan ölçüler olup, vergi borcunun belirlenmesindeki en önemli unsurlardan birisidir. Çünkü, vergi
tarifesinin yapsna göre vergi borcunun azalmas veya
artmas söz konusudur. Doal olarak vergi borcunun
yüksek çkmasna neden olan tarife yaps vergi yükünün de artmasna neden olacaktr. Aksine vergi borcunun düük çkmasna neden olacak tarife yaps ise
vergi yükünün azalmasna neden olacaktr.
Günümüzde ücretliler üzerideki vergi yükünün
artmasna neden olan temel faktörün tarife kaynakl olduunu görmekteyiz. 1980 sonras dönemde ücretliler
lehine yaplan en önemli deiiklik ikili tarife yapsna
geçilmesi olmutur. Sözkonusu deiiklikle 1998 ylndan itibaren ikili tarife yapsna geçilmi ve ücret geliri
elde edenlere uygulanacak tarifedeki oranlar % 5 düürülerek uygulanmtr. Bu nedenle ücretlilerin üzerindeki gelir vergisi yükünde azalma meydana gelmitir4.
Yani, ücretlilerin ödedii gelir vergisinin toplam gelir
vergisi içindeki pay azalmtr. Fakat, toplam ödenen
gelir vergisi içinde ücretlilerin payndaki azalmann en
önemli nedenlerinden biri de ücretlilerin milli gelirden
aldklar paydaki azalmadr5. Her ne kadar ücretlilerin
gelir vergisi yükünde azalma meydana gelmise de
farkl dönemlerde alnan tasarruf tevik kesintisi, isizlik sigortas ve sürekli alnan sosyal güvenlik kesintileri gibi nedenlerle ücretlilerin üzerindeki toplam yük
artmtr6.
Ücret gelirlerine uygulanan ikili tarife yaps olumlu
karlanan ve ücretliler üzerindeki gelir vergisi yükünü
göreli olarak azaltan bir uygulama olmasna ramen,
sözkonusu bu uygulama en son 2005 yl gelirlerine
uygulanmtr. 2006 ylndan sonra ücret geliri ve ücret
d gelir elde edenler tek bir tarife kapsamnda vergilendirilmektedirler. Dolaysyla, ücret geliri elde edenlerin lehine olan bu uygulamann kaldrlmas ücretlilerin aleyhine bir durum meydana getirmitir. Yani,
ücretler lehine oluturulmu %5’lik avantaj ortadan
kaldrlm oldu. Aada verilen, 2009 yl gelirleri için
uygulanacak gelir vergisi tarifesi ücret gelirleri dahil
tüm gelir unsurlarna ayn vergi oranlarnn uygulanmakta olduunu göstermektedir.
2009 Yl Gelirlerine Uygulanacak Gelir Vergisi
Tarifesi
8.700 TL’ye kadar
%15
22.000 TL’nin 8.700 TL’si
için
50.000 TL’nin 22.000
TL’si için
50.000 TL’den fazlasnn
50.000 TL’si için
1.305
Fazlas
%20
3.965
Fazlas
%27
11.525
Fazlas
%35
Gelir vergisinde ikili tarife yapsnn uyguland
dönemde ücretlilerin %5 orannda, dier gelir unsurlarna göre daha düük vergilendirilmeleri sonucu ortalama vergi oranlarn da ücretliler lehine düürmütür7.
Oysa ikili tarife yapsnn kaldrlarak ücret ve ücret geliri dnda gelir elde edenlerin vergi oranlarnn eitlenmesiyle, yani tekli bir tarife yapsna geçilmesiyle
ücretlilerin ortalama vergi oranyla dier gelir unsurlarndan gelir elde edenlerin ortalama vergi oranlar eitlenerek ücretliler lehine olan avantajl durum ortadan
kaldrlmtr.
Gelir Dilimleri (2009)
VO
(%)
15
DV
KG
DKV
OVO
(%)
15
lk
8.700
1.305
8.700
1.305
Sonra
13.300
20
2.660
22.000
3.965
18,02
gelen
‘’ ‘’
28.000
27
7.560
50.000
11.525
23.05
50.000’den
35
fazlas
Kaynak: GVK 103. madde kullanlarak hazrlanmtr.
Yukardaki tabloda 2009 yl gelir vergisi tarifesine
göre hesaplanan ortalama vergi oranlarndan da anla-
39
laca üzere ücret ve ücret d gelirlere uygulanan ler, gerekse mevcut gelir vergisi tarifesinin yaps ücret
vergi oranlarnn eitlenmesiyle ortalama vergi oran- geliri dndaki kesimlerin lehine ilemektedir.
lar da doal olarak eitlenmitir. Vergi yükünün bir
Asgari Geçim ndirimi Uygulamasndaki
göstergesi olan ortalama vergi oranlarnn eitlenmesi
Eksikliklerden Kaynaklanan Nedenler
ücretlilerin aleyhine bir uygulama olmutur.
kili tarifenin kaldrlmas yannda gelir vergisi taAsgari geçim indirimi, ücretlilerde vergi indirimirifesinde son yllarda yaplan bir takm deiikliklerde
nin
yerine getirilmi bir uygulama olup, ilgili kanunun
düük gelirli gruplarn, dolaysyla ücretlilerin aleyhigerekçesinde
emek gelirinin sermaye gelirine oranla
ne bir durum meydana getirmitir. lk olarak tarifedeki
dilim says 6’dan 5’e ve en üst dilimde yer alan matrah farkl vergilendirilmesini öngören “Ayrma Kuramda azaltlarak tarife basklatrlmtr. Bunun yann- na” atfta bulunulmutur. Kanun gerekçesinde ayrma
kuramna atf yaplmas
da ilk kez 2006 gelirlerine
ücretlilerin lehine bir duuygulanmak üzere vergi
Asgari
geçim
indirimi,
ücretrum oluturulduu izleoranlarnda indirime ginimini vermektedir. Oysa
dilmitir. Fakat sözkonusu
lilerde vergi indiriminin yerine baz nedenlerden dolay
vergi oran indiriminden
getirilmi bir uygulama olup, söz konusu uygulama ücücretlilerin herhangi bir
retlilere çok ciddi menfaat
menfaat elde etmediini
ilgili
kanunun
gerekçesinde
salamamaktadr.
söyleyebiliriz. Çünkü, ücAsgari geçim indirimi
ret geliri elde edenlerin ilk
emek gelirinin sermaye gelirine uygulamas
mevcut haliygelir dilimine uygulanan
le,
birçok
batl
ülke taraoranla
farkl
vergilendirilmesivergi oran %15 olarak
fndan uygulanan ve adil
ayn kalmtr. Fakat en üst
ni öngören “Ayrma Kuramna” bir vergilemenin önemli
gelir dilimine uygulanan
%40’lk vergi oran %35’e
atfta bulunulmutur. Kanun unsurlarndan saylan “En
Az Geçim ndirimi” uygudüürülmütür. Ülkemizgerekçesinde
ayrma
kuramna
lamasyla farkl özelliklere
de ücretlilerin elde ettii
sahiptir. Vergi adaletinin
ortalama geliri göz önünatf yaplmas ücretlilerin lehine gerei saylan en az geçim
de bulunduracak olursak
bir durum oluturulduu izle- indirimi bir mükellen
vergi orannn indirilmekendisi ve ailesinin zaruri
sinden ücretliler herhangi
nimini
vermektedir.
Oysa
baz
ihtiyaçlarn karlayacak
bir avantaj elde edemedii
kadar
gelirin vergi d bgörülmektedir. Sözkonusu
nedenlerden dolay söz konusu raklmasn
art komaktaoran indiriminden bir üc8
.
Yani,
gelirin
marjinal
dr
uygulama
ücretlilere
çok
ciddi
retlinin yararlanabilmesi
faydasnn
en
yüksek
oliçin yllk 50.000 TL’nin
menfaat salamamaktadr.
duu ksm vergi d büzerinde gelir elde etmesi
raklmaktadr. Ülkemizde
gerekir ki u an için pek
uygulanan asgari geçim
olas bir durum deildir.
indirimi
ise
mevcut
ekonomik
artlar göz önünde tuTarifede en üst vergi diliminin düük tutulmas üctulduunda
kiinin
zaruri
ihtiyaçlarn
karlayacak
ret d gelir elde eden gruplar lehine bir sonuç ortaya
çkarmaktadr. Çünkü, 50.000 TL’nin üzerinde gelir gelir ksmnn vergi d braklmadn görmekteyiz.
elde edilmesi durumunda ortalama vergi oranlar aza- Çünkü, asgari geçim indiriminde indirim tutarnn helan oranlarda artacaktr. Dolaysyla, ülkemizde ücret- saplanmas için brüt asgari ücret kullanlmaktadr. Örlilerin 50.000 TL’lik snr aamayacan göz önünde nein, 2009 yl için evli, ei çalmayan ve iki çocuklu
bulunduracak olursak, bu avantajl durumdan yararla- bir mükellef, gelirinin aylk 500 TL civarndaki ksm
namayacaklarn söyleyebiliriz. Netice itibariyle, gerek için indirime tabi olacaktr. Söz konusu bu indirim tugelir vergisi tarifesinde son yllarda yaplan deiiklik- tarnn ücretlinin zaruri ihtiyaçlarn karlayacak gelir
olmad ortadadr. Bu indirim tutarn Memur-Sen
40
tarafndan Ekim 2009 için hesaplanan dört kiilik bir
ailenin aylk açlk ve yoksulluk snr ile karlatrdmzda 500 TL’lik tutarn ne kadar düük kaldn görebiliriz. Memur-Sen tarafndan hesaplanan Ekim 2009
ay aylk açlk snr 869.616 TL’iken, yoksulluk snr
ise 2.332 TL civarndadr. Bu verilerde göstermektedir
ki asgari geçim indirimi tutarlar oldukça düük seviyede kalmaktadr.
Asgari geçim indirimi daha önce var olan ve ücretlilerin yararland ücretlilerde vergi indirimi sisteminin
yerine getirildii için ücretli kesime çok fazla bir katk
yapt söylenemez. Çünkü, bir önceki uygulamayla
da ücretli kesim belli bir miktar iade almaktayd. Ancak, asgari ücretliler yeni uygulamadan en karl çkan
kesim olmutur9.
Ayrma Kuramn Bozan Nedenler
Ayrma kuram, vergilendirme sürecinde gelirin
elde edildii kaynan dikkate alnmasn ifade eder.
Bu kapsamda emek gelirinin sermaye gelirine oranla
daha düük bir seviyede vergilendirilmesi gerekmektedir10. Türk Gelir Vergisinde sermaye geliri elde edenlere bir takm avantajlar salayan uygulamalar, ücretlilerin vergi yükünü göreli olarak arttrmaktadr. Oysa,
asl olmas gereken ayrma kuram kapsamnda emek
gelirinin sermaye gelirine oranla daha az vergilendirilmesidir. Fakat, uygulamadaki baz faktörler tam aksine
sermaye geliri elde edenleri avantajl klmaktadr.
Verginin tahsil edilme biçimi ücret gelirini nispeten
dier gelir unsurlarna oranla dezavantajl klmaktadr.
Çünkü, ücretlilerin vergisi tevkifat yöntemiyle pein
olarak tahsil edilmektedir. Beyan yöntemiyle vergisini
ödeyen mükelleer ise bir sonraki takvim ylnda vergisini ödemektedir. Bunun yannda, beyan yöntemiyle
vergisini ödeyenler vergiden kaçnma, vergi kaçakçl gibi yollara bavurarak vergi yükünü azaltabilmektedirler11.
Ücretlilerin aleyhine olan dier bir uygulama da,
ücret dndaki tüm gelir unsurlarnn ile ilgili yaplan
harcamalar, indirim konusu yaplabilmektedir. Fakat,
ücretlilerin bu tür bir indirimden yararlanmalar sözkonusu deildir.
Menkul sermaye gelirlerinin vergilendirilmesindeki bir takm uygulamalar da ayrma kuramn olumsuz
yönde etkilemektedir. Menkul sermaye gelirlerinin büyük bir ksm tevkifat yöntemiyle vergilendirilmekte-
dir. Örnein, mevduat faizi, repo geliri elde eden bir
kii bu gelir türlerinden ne kadar gelir elde ederse etsin
%15 orannda tevkifata tabi tutulmaktadr. Tevkifat ise
nihai vergilendirme olduundan düz oranl bir vergi
tarifesinin uygulandn söyleyebiliriz. Buna karn
ortalama gelir elde eden bir ücretli ise artan oranl vergi tarifesine göre vergilendirilmektedir. Dolaysyla,
ücret geliri belli bir seviyenin üzerine çkmas durumunda bir üst vergi oranndan vergilendirilecei için
daha fazla vergi ödeyerek gelir kaybna uramaktadr.
Gerek daha önce bahsettiimiz bir takm nedenlerle
gerekse ayrma kuramn zedeleyen faktörler nedeniyle emek gelirlerinin dier gelirlere oranla daha fazla bir
vergi yüküyle karlatn görmekteyiz. OECD tarafndan yaynlanan bir raporda Türkiye OECD üyesi
ülkeler içerisinde ücretlilerin vergi yükünün en yüksek
olduu ülkelerden bir tanesidir. Söz konusu raporda
içi sosyal güvenlik pay ile birlikte, ortalama gelir elde
eden ücretlilerin toplam gelir vergisi yükü %30,5 olarak gösterilmitir. Bu haliyle Türkiye’de ücretliler üzerindeki vergi yükü OECD ortalamasnn üzerindedir12.
Vergi adaletinin salanmas açsndan önemli bir
faktör olan ayrma ilkesi, emek üzerindeki vergi yükünün sermaye geliri üzerindeki vergi yükünden daha az
olmasn öngörmesine ramen, Türk Gelir Vergisi’nde
genel anlamda ayrma ilkesine tam olarak yer verilmediini söyleyebiliriz. Dolaysyla, bu durum ücret geliri elde edenler aleyhine, sermaye geliri elde eden baz
gruplar lehine sonuçlar ortaya çkartarak, ücretler üzerindeki vergi yükünün artmasna neden olmaktadr13.
Sonuç
Vergi, günümüzde kamusal hizmetlerin nansmannda kullanlan birincil derecede kamu geliri türünü
41
Vergi, günümüzde kamusal
hizmetlerin nansmannda kullanlan birincil derecede kamu
geliri türünü oluturmaktadr.
Ayn zamanda vergi, gelir içeri-
Vergi yükünün dengeli ve adil datlmas hernekadar anayasal düzeyde ele alnm ise de maalesef baz
nedenlerle vergi yükü ülkemizde adil bir ekilde dalmamaktadr. Baz kesimler oldukça yüksek vergi yüküne maruz braklmaktadr. Ücretliler vergi yükünün
dalmndan en fazla olumsuz yönde etkilenen kesim
olarak karmza çkmaktadr.
DPNOTLAR
1.
sinde yer alan en önemli maliyet unsurunu oluturmaktadr.
Türk Harb-, 2004, s. 51.
2.
liri dorudan etkileyeceinden
vergilendirme sürecinde bir takm hususlara dikkat edilmesi
vergi yükünün dalm açsndan önem tamaktadr.
Burhan GÜNDODU-Zeliha BEKTA, “Türkiye’de 1980 Sonras
Uygulanan Vergi Politikalar ve Gelir Dalm Üzerindeki Etki-
Dolaysyla, vergi maliyetinin
düük veya yüksek olmas ge-
Haydar L. EJDER-Özgür AHAN, “Türkiye’de 1980’den Günümüze Ücretliler Üzerindeki Vergi Yükünün Deerlendirilmesi”,
si”, Vergi Dünyas, Say: 294, 2006, s. 94.
3.
Emine KOBAN, “Vergi Reformlar ve Türk Vergi Sisteminde Reformlarn Genel Bir Deerlendirilmesi”, http://iktisat.uludag.
edu.tr/dergi/3/koban/koban1.html.
4.
EJDER-AHAN, a.g.m., s.51.
5.
GÜNDODU-BEKTA, a.g.m., s. 95.
6.
EJDER-AHAN, a.g.m., s.51.
7.
Cemil RAKICI, Gelir Dalmnn Düzenlenmesinde Gelir Vergisinin Rolü: Türkiye Örnei, D.E.Ü. / S.B.E (Yaynlanmam
Doktora Tezi), zmir 2008, s. 185.
8.
Osman PEHLVAN, Kamu Maliyesi, Trabzon 2009, s. 153.
9.
Fatih SARAÇOLU, “Asgari Geçim ndirimi”, http://w3.gazi.
edu.tr/web/fatihsaracoglu/dosyalar/Akademik_Calismalar/
Makaleler/Makale_27.pdf.
oluturmaktadr. Ayn zamanda vergi, gelir içerisinde
10. sa SABA, Vergi Teorisi , Ankara 2008, s.44.
yer alan en önemli maliyet unsurunu oluturmaktadr.
11. RAKICI, a.g.t., s., 205.
Dolaysyla, vergi maliyetinin düük veya yüksek olmas geliri dorudan etkileyeceinden vergilendirme
12. OECD, “Special Feature: The Tax Treatment of Minimum Wages”, Taxing Wages, 2005/2006.
13. RAKICI, a.g.t., s., 204.
sürecinde bir takm hususlara dikkat edilmesi vergi
yükünün dalm açsndan önem tamaktadr.
Verginin karlksz olarak alnp, kamusal hizmet-
KAYNAKÇA
1.
lerin nansmannda kullanlmas vergi yükünün adil
bir ekilde toplum içerisinde datlmasn zorunlu kl-
Türk Harb-, 2004.
2.
maktadr. Çünkü, kamusal hizmetlerden vatandalarn
Etkisi”, Vergi Dünyas, Say: 294, 2006.
3.
çok ülke anayasasnda bu konuda hükümlere yer veril-
edu.tr/dergi/3/koban/koban1.html.
4.
5.
kamu giderlerini karlamak üzere, mali gücüne göre,
6.
Osman PEHLVAN, Kamu Maliyesi, Trabzon 2009.
RAKICI Cemil, Gelir Dalmnn Düzenlenmesinde Gelir Vergisinin Rolü: Türkiye Örnei, D.E.Ü. / S.B.E (Yaynlanmam Dok-
vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün dengeli
cdr’’ eklinde bir hüküm getirilerek vergi yükünün
OECD, “Special Feature: The Tax Treatment of Minimum Wages”, Taxing Wages, 2005/2006.
mitir. Ülkemiz anayasasnn 73. maddesinde “Herkes,
ve adaletli dalm, maliye politikasnn sosyal ama-
KOBAN Emine, “Vergi Reformlar ve Türk Vergi Sisteminde Reformlarn Genel Bir Deerlendirilmesi”, http://iktisat.uludag.
duu kadar adalet prensiplerine uygun bir ekilde topluma datlmas gerekmektedir. Bu nedenledir ki, bir
GÜNDODU Burhan - BEKTA Zeliha, “Türkiye’de 1980 Sonras Uygulanan Vergi Politikalar ve Gelir Dalm Üzerindeki
eit bir ekilde yararland kabul edildiinden, sözkonusu hizmetlerin ortaya çkard yükün mümkün ol-
EJDER Haydar L. - AHAN Özgür, “Türkiye’de 1980’den Günümüze Ücretliler Üzerindeki Vergi Yükünün Deerlendirilmesi”,
tora Tezi), zmir 2008.
7.
8.
SABA sa, Vergi Teorisi , Ankara 2008.
SARAÇOLU Fatih , “Asgari Geçim ndirimi”, http://w3.gazi.
dengeli ve adaletli datlmas gerektiine anayasal
edu.tr/web/fatihsaracoglu/dosyalar/Akademik_Calismalar/
düzeyde vurgu yaplmtr.
Makaleler/Makale_27.pdf.
42
ÇALIMA HAYATINDA VE YERNDE MANEVYAT
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Sakarya Üniversitesi; BF; Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü;
Sosyal Siyaset ve Sosyal Güvenlik Ana Bilim Dal Bakan
ÇALIMA HAYATINDA VE YERNDE MANEVYAT
GR
Modern çan sosyal sorunlarnn banda çalma
hayatnn insanî ve manevî deerlerden halen uzak olmas gelmektedir. Bu balamda çalmak ve üretmek
gibi emek youn ilerin ne anlama geldii sorusu, hem
etik (ahlâkî), hem de psikolojik (manevî) açdan cevaplandrlmas gereken konular arasna girmektedir.
Çalmak ve çalma hayatnn içinde bulunmak hangi ulvî gayeye hizmet etmektedir? Çalmann aslî gayesine yönelik bir soru, ayn zamanda üretim faktörü
emein deerine, üretimin ve üretilen ürünün tüketim
boyutuna ilikin olarak gelecekteki muhtemel konumuna yönelik sorular da içinde barndrmaktadr. Bir
ürünün ve dolaysyla bu ürünün üretildii iyeri ile
ilgili gelecekteki konumu, geçerlilii ve fonksiyonu,
sadece ekonomi ve ekoloji ile arasndaki ban dengeli
olmasna bal deildir. Toplumsal deiim ekseninde
fertlerin hayata bak ve deerlere önem vermesi veya
vermemesi gibi karmak gelimeler, çalma hayatnn
ilevselliini ve yeniden yaplandrlmasn da gündeme getirmektedir. Çalma hayatnda artan rekabet,
stres, mobbing ve iini kaybetme gibi güven ortamn
sarsan sorunlar, riskler ve endieler, hem iverenleri,
hem de igücünü tedirgin edebilmektedir. Salkl ve
insana yarar bir üretim sürecinin ve çalma ilikilerinin sosyal taraarca ayn derecede arzu edilmesi durumunda, çalma hayatnn insanîletirilmesi kapsamnda ahlâkî ve manevî deerlere müracaat da kaçnlmaz
olacaktr. Son yllarda buna bal olarak özellikle Bat
dünyasndaki çalma hayatnn ve somut olarak iyerinin ahlâkî ve manevî yapsna yönelik bilimsel çalmalarda önemli bir art görülmektedir. Ne var ki ülkemizde çalma hayat (iyeri) ve maneviyat ekseninde
hemen hiçbir bilimsel çalmann yaplmadn da tespit edebiliriz. Dolaysyla bu makalenin temel amac,
çalma hayatnn (iyerinin) manevî boyutunun ana
hatlarn tantmak ve bu alanda yaplacak (yaplmas
gereken) teorik ve uygulamal aratrmalara hem zemin oluturmak, hem de tevik salamaktr.
43
1. Çalma Hayatnn Manevî Boyutuna
Yönelik Bilimsel ve Kurumsal
Çalmalar
Son dönemlerde çalma hayatnn insanîletirilmesi
balamnda maneviyat odakl yaklamlara ve uygulamalara bilimsel ilgi artmaktadr. nternet ortamnda bir
aratrma yapldnda “yeri ve Maneviyat” (Workplace and Spirituality) üzerine yüzlerce bilimsel çalma ve kitap bulmak mümkündür. Bat’da iyerinde
maneviyat ile ilgili baz kitaplar, en çok satanlar listesinde bile yer alabilmektedir. 1
Amerika’nn en büyük iktisat dergilerinden biri
olan Business Week, “Amerika’nn Ekonomi Hayatnda Maneviyatn Önemi Artmaktadr: yerinde Din”
baln tayan özel bir say çkartmtr.2 Dier yandan Fortune dergisi de “Tanr ve : Amerikan yerlerinde Manevî Açlma Dönük Sürpriz Talep” baln tayan bir yazda yenilikçi rmalarn iyerlerinde
manevî deerlerin yaatlmasna açk olduunu dile
getirmitir.3
Bat dünyasnda son yllarda üniversitelere bal
olarak maneviyat i dünyas ve çalma hayat açsndan ele alan birçok aratrma merkezi açlmtr.4 Deiik bölümlerden gelen (ilahiyat, iktisat, iletme, yönetim ve organizasyon vb.) bilim adamlar, bu aratrma
merkezlerinde multi disipliner bir anlayla genelde
çalma hayatnn manevîletirilmesi özelde iyerinde
manevî açlm ve destek hizmetleriyle ilgili yüzlerce
makale ve kitab yayn dünyasna kazandrmtr.
Gelimi ülkelerde aratrma merkezleri ve(ya) dinî
kurumlar araclyla son yllarda artan bir oranla maneviyatla ilgili sempozyumlar ve kongreler tertiplenmektedir. Mesela Almanya’da 2009 ylnda tertiplenen
“VI. Hristiyan Yöneticiler Kongresi”ne bilim, din ve
i dünyasndan 3.800 kii katlmtr.5 Almanya’da çalma hayatn ve insan kaynaklar yönetimini manevî
deerler ekseninde oluturmak isteyen 40’n üzerinde
Hristiyan iadamlar dernei mevcuttur.6
yerlerinde ahlâk ve maneviyata önem veren ve
personelin huzurlu bir ortamda çalmasna manen
yardmc olan irketlere 2002 ylndan beri her yl “yerinde Maneviyat Uluslararas Ödülü” (International
Spirit at Work Award), Dünya Akademisi (World
Business Academy) tarafndan verilmektedir. imdiye kadar 9 ülkeden 22 baarl iletmeye her yl düzenlenen “Spirit in Business” konferans çerçevesinde bu ödül verilmitir.
2. Maneviyatn Kavramsal Çerçevesi
Bat dünyasnda maneviyat kavramnn kesin bir tanm yaplamad için, buna bal objektif unsurlar da
henüz belirlenememitir. Bununla birlikte maneviyatn
kii ve kurumlar üzerindeki müspet etkileri bilinmektedir. Dolaysyla kiilerin özel inançlar dorultusunda gelien maneviyat, farkl bir ekilde de alglansa, her
bir ferdin ahsî dünyasn, yaama tarzn ve hakikati
anlama biçimini temsil etmektedir. Manevî alandaki
bireysel tecrübelerin birbirinden farkl olmas, maneviyat ile ilgili tanmlarn saysn da arttrmaktadr.
Nitekim hizmet içi eitim programlar çerçevesinde
Mercedes-Benz irketinde çalan üst düzey yöneticilere maneviyatn meslekî eitim programlarna entegre
edilebilirlii ile ilgili birçok soru yöneltilmitir. Aada maneviyata yüklenen anlamlar, maneviyatn geni
açlml zengin bir kavram olduunu göstermektedir:7
a)Heyecan duyarak ve benimseyerek deerlere (kirlere, ideallere, kurumlara) yönelmek ve bu uurda
çalmak.
b)Gündelik ilere bir mana vermek suretiyle günlük hayatn ötesinde gelecee umut ile bakabilmek.
c)Güven, duru, mana, fedakârlk, hayrseverlik,
tutum ve davran gibi ahsî dünyamz ve kimliimizi
oluturan ahlâkî ve sosyal unsurlarn toplum hayatna
yanstlabilmesi.
d)Güçlü ve zayf yönlerimizin varln bilmek ve
vicdanî muhasebede bulunabilmek.
ahsî tecrübelere dayanan manevî açlmlarn her
birisi ayr anlamlar tasa da ortak bir özellik ortaya
çkmaktadr. Modern toplumlarn materyalist ve mekanik dünya görülerinden tamamen farkl olarak maneviyat, yaamann ve bu balamda çalmann gerçek
anlamn ve hikmetini ortaya çkartma ihtiyacnn zihnî
bir aray olarak tanmlanabilir. Hakikati bulma çabas, çou zaman kaçnlmaz olarak insann ftrî derinliklerinden gelen bir arzudur. Gözlerimizin göremedii
ve-fakat kalbî duygularmzla hissettiimiz varlk ötesi
bir âlemi görebilmek ve hayata bu yönüyle bir anlam
yükleyebilmek, ancak manevî açlmlarla mümkündür.
Dolaysyla manevî araylar ve keier, sadece insann
hakikat merakn gidermekle kalmamakta, insann saln ve huzurunu da temin etmektedir.8
Yaratl hikmeti ne olursa olsun, kii bunun farkna varsn veya varmasn, her insan kaderini yaamakta
ve dünyada yaad sürece görevini iyi veya kötü ifa
etmektedir. Bir sosyal varlk olan insan, belirli bir toplumun ferdi olarak hak ve mükelleyetler çerçevesinde genelde insanla önemli katklarda bulunmaktadr.
Bunun ötesinde insan, insanln bir gerei olarak ken-
44
di iç dünyasna yönelme ihtiyac duymakta ve manevî
benlii ile ilgili araylara girmektedir.9
Maneviyat, kiinin metazik tecrübesine dayanan
bir idrak, içsel ilham kayna,10 ahsî benliini de aan,
onun üzerinde olan bir gerçek olduu kadar11 insann
kendisi ve dier insanlarla münasebetlerini, kendi dndaki canllarla ve tüm evrenle bütünleme hissi,12
hayat boyu kazanlan bilgilerin bir sonucu olarak hayatn derin manasn anlama ve kabul etmeye yönelik bir
mücadele sürecidir.13 Maneviyat, kiinin davranlar
ile kantlanm bir iç deneyim olarak tarif edilebilecei
gibi14, yaad müddetçe hayatna bir anlam verebildii ve bundan dolay da benimsedii ve smsk baland deerler olarak da görülebilir.15
Bütün bu tanmlamalardan yola çkarak, maneviyatn davranlarmz önemli derecede biçimlendirdii
ahsî özümüz, deerlerimiz, inancmz ve duygularmzdan ibaret olduunu söyleyebiliriz. Dolaysyla
insana anlaml gelen unsurlarn yannda hayatn gayesine yönelik olarak hissedilen her ey ve her soru,
maneviyatn bir parçasdr.
“Hayat ve ölüm nedir?”, “Ölüm sonras ben ne
olacam?”, “Ben kimim?” “Ben niçin varm?”, “Benim
varlmn hikmeti nedir?” gibi sorular karsnda rasyonel dünya ve bilimsel (pozitivist) bilim, tatmin edici
cevaplar verememektedir. Ama akl sahibi ve düünen
bir insan, cevapsz kalan bu sorular zihninden atamamakta ve manevî zekâsyla hakikat yolcusu olabilmektedir. Bu yönüyle manevî tecrübe ve uygulama, bu gibi
sorulara ve konulara kalbî akl ile yönelmek ve bark
bir ruh hâli ile Yaratan’a kulluk görevini ifa etme gayretidir diyebiliriz.
Nitekim din psikolou Öznur Ozdoan’a göre “maneviyat, insann var edenle olan badr ve dolaysyla
ilahî kaynakldr. Çünkü özü, ilahî olann niteliklerini
tamaktadr.’Ben size kendi ruhumdan üedim’ dediine göre, insan kendisiyle, yani özüyle iletiime geçtiinde ilahî olanla da iletiime geçmi olur”.16 Mutlak
anlamda dinî kaynakl olmas gerekmedii halde maneviyat, farkl itikadî boyutlar içerse de bütün dinlerin
ortaklaa benimsedii bir deerdir.
3. Çalma Hayatnda ve yerinde
Maneviyatn Kavramsal Boyutu
Rekabetin youn olduu kapitalist çalma hayatnda igörenler, hrsl olmaya kamçlanrken, gayri ihtiyari olarak stres altnda da ezilmektedir. Çalanlarn
ruh dünyalarn sarsan bu kaotik ortamdan kurtulmak
ve huzur içinde çalabilmek için, insanî ve manevî deerlere dayanan bir çalma atmosferine ihtiyaç vardr.
Bu balamda çalma hayatnn insanîletirilmesi, maneviyata bal olarak gerçekleebilmektedir.
Genelde çalma hayat, özelde iyeri balamnda maneviyat, çalma ilikilerinde ve iletmelerinde
kabul edilen bütün deerlerdir. Yerel kültürün veya
dinî inançlarn bir yansmas olarak ortaya çkan bu
örgütsel ve organizasyonel deerler, iyerindeki beerî
ilikileri düzelttii gibi çalanlarn motivasyonunu,
baar duygusunu ve dolaysyla i memnuniyetini
de artrmaktadr.17 Plowman ve Duchon’a göre iyerinde maneviyat, anlaml bir i yapmaktan ve(ya) ii
anlaml hâle getirmekten dolay, personelin zihninde
ve manevî dünyasnda oluan bir bilinç ve duyarllk
düzeyidir.18 yerinde maneviyat, i sürecinde bulunanlar arasnda karlkl güven, iyi niyet, dayanma
ve dolaysyla ekip ruhu esaslarna dayanan etkili bir
sosyal badr. yerinde maneviyat sayesinde çalanlar arasnda ahsî sorumluluk uurunun olumas ile
birlikte kurum kültürü ve örgütsel performans da arzu
edilen bir noktaya gelebilmektedir. 19
Yukardaki tanm ve açklamalardan yola çkarak,
iyerinde maneviyat ile ilgili birkaç ortak özellik belirlemek mümkündür: Çalanlar, sadece özel hayatlarnda deil toplumsal ilikilerin youn olarak yaand
çalma hayatnda da manevî deerlerin varlndan
kendilerini güvende hissetmektedir. Çalma hayatnda manevî duygularn varl ve bunlarn yaatlmas,
güven iklimini pekitirdii için, hem iletme içi sosyal
bar temin etmekte, hem personelin ahsî mutluluunu ve sevincini artrmakta, hem de örgütsel performansn geliimine katk salamaktadr.
yeri faaliyetlerinin manevî boyut kazanabilmesi, bir baka ifadeyle iyerinde maneviyat odakl faaliyetlerin olabilmesi, baz program ve hizmetlerin
kurum kültürünün (kurum maneviyatnn) bir parças olmasna baldr. Buna göre maneviyat dostu bir
iletme, u programlar ve hizmetleri benimseyerek
gerçekletirmelidir:20
- yerinde vefat eden personel veya yaknlar için
cenaze merasimi ve(ya) anma programlar yaplmaldr.
- Personele ve yaknlarna psikolojik destekli manevî
danmanlk ve rehberlik hizmetleri tertiplenmelidir.
- Dinî ve özel günlerde (aylarda) esnek çalma
imkânlar ve(ya) personele istee bal olarak izin günleri verilmelidir.
- Çalanlarn ahlâkî ve manevî deerlerine sayg ekseninde her inanç grubuna yönelik iletme içinde ibadet yerleri açlmal ve (birlikte) ibadet etme imkânlar
salanmaldr.
- letme içinde ve dnda çalma ilikilerinin salkl ve etkili olmasn salayan, çalanlar arasnda ve
45
içi ile iveren arasnda sosyal ve manevî dayanmay
pekitiren sosyo-kültürel faaliyetler düzenlenmelidir.
- Manevî deerleri ve geliimi dikkate alan bir insan
kaynaklar yönetimi uygulanmaldr.
3.1. Çalma Hayatnn
Maneviletirilmesinin Önemi
Kapitalist zihniyetin kaçnlmaz bir yansmas olarak helal haram ayrm yapmakszn daha çok kazanç
elde etme hrs, hem çalma hayatn, hem de ekonomi sistemlerini manevî deerlerden uzaklatrmtr.
Manevî deerlerden mahrum bir çalma hayat ve
düzeni ise, hem çevre kirliliine, hem çalanlarn sömürüsüne, hem de gelir dalmnn adaletsizliine
yol açmtr. Çalma hayatnda sosyal barn tesisi bu
yüzden hiçbir zaman salam temeller üzerine oturtulamamtr. Sosyal taraarn, yani içi ve iverenlerin
karlkl sosyal sorumluluk anlay, manevî bilinç eksikliinden dolay hep snrl kalmtr. Grev ve lokavt
hakk, çou zaman mücadelenin ve kamplamann bir
arac hâline ge(tiri)lmitir.
Küresel ekonomik krizler, doal çevreye yönelik
tahribatlar ve toplumdaki sosyal ve ahlâkî çözülmeler,
ftrat ve adalet duygularna uygun sosyo-ekonomik
sistem araylarna yol açmaktadr. Üretimin, gerek
doal çevre artlarnn, gerekse toplumsal taleplerin
deiimine bal olarak d çevreye uyum salamak
zorunda olmas, aslnda ekonomi sistemlerinin aslna
rücu etmesi için bir frsattr. Yeter ki toplumsal deiim, müspet anlamda bir gelime göstersin. Toplumsal
anlamda müspet geliim, toplumlarn evrensel manevî
deerleri esas alan bir ilerleme arzusudur.
Bu çerçevede çalma hayatna ve düzenine yeniden
bir manevî boyut kazandrmak, içi ve iverenlere yaratl maksadna uygun gerçek bir sosyal sorumluluk
bilincini yükleyecektir. Tabiatn korunmas, iverenlerin çalanlarn emeine sayg göstermesi, içilerin kâra
ortak olabilmesi, sosyal diyalog ekseninde içi ve iverenin ayn sorumluluk duygusu ile iletmeyi birlikte
yönetebilmeleri, topluma faydal ürünlerin üretilmesi
ve tüketilmesi, ksacas çalma hayatnn sosyal adalet
ilkeleri ile ileyii, bütün sosyal taraarn manevî duyarllklarna baldr.
Maneviyat ekseninde oluturulmu ve gelitirilmi
bir çalma hayat, kendisinden beklenen aslî fonksiyonunu gerçek anlamda hayata geçirebilir. Maneviyat
ile gerçek anlamn bulan bir çalma hayat, insan ftratna da uygundur. Üretim sürecinde bulunan bütün
bireylerin kayglardan uzak mutlu ve huzurlu olabilmesi, buna baldr. Sosyal fayda salayan iler, ayn
zamanda hayrl ve kutsal ilerdir. Faydal bir hizmet
sunan, helal bir i yapan veya helal bir mamul üreten
kii, ayn zamanda ibadet etmiçesine sevap da kazanr. Bu yönüyle üretim sürecinde bulunan iverenler
de içiler de hayrl iler-hizmetler yaptklar gibi iç
dünyalarnda da huzur bulurlar.
Üstelik içilerini kârna (zararna da belirli bir oranda) ortak eden sosyal ve manevî duyarl iverenler,
sosyal diyalog mekanizmalarn güçlendirerek, iletmelerini daha da güçlendirirler. Kâr elde etmelerine
yardmc olan içilerini koruyan ve kayran iverenler,
sosyal ve manevî sorumluluun bir gerei olarak ekonomik ve idarî güçlerini özellikle içileriyle de paylamak isterler. Dolaysyla maneviyatn hâkim olduu
bir çalma hayatnda çalan bir içi, bir üretim faktörü
ve(ya) bir insan kayna olmaktan ziyade ahsiyetiyle
birlikte bir insandr ve hatta üretim siteminin vazgeçilmez bir üyesi olarak iletmenin tabiî ortadr. 21
3.2. Çalma Hayatnn Manevî
Boyutunun Evrensel Çerçevesi
Bir hukuk devletinde yaayan her bir vatandan
izzeti, haysiyeti ve ere dokunulmazdr. Dolaysyla
toplumsal ilikiler açsndan insann manevî ahsiyetinin korunmas, çalma hayat açsndan da insana
yakr bir iyerinde istihdam edilmesinin temini, hem
hukuk siteminin, hem de bütün kurumlarn görevidir.
nsana dair bu temel heden sosyal hayatmzn bütün
alanlarnda geçerlilik kazanabilmesi için, herkese sosyal ve manevî sorumluluk dümektedir. Bu durum,
çalma hayat için de geçerlidir. Buna göre kiinin çalma hayatnda onurlu ve ahsiyetli bir fert olarak yer
alabilmesi, çalma ilikileri sürecinde onun haysiyetine
zarar ge(tiri)lmemesine baldr. Bu yönüyle çalma,
kiiye onurlu bir hayatn idamesini salayabilmelidir.
Kiinin sosyal hayatn ahlakî ve manevî yönden tahrip eden bir çalma ilikisi, bir anlam ifade etmekten
uzaktr. Sosyal devletler, anlam yüklü i ve istihdam
alanlarnn yaygnlamasna bu yüzden destek vermek
durumundadrlar.22
Anglikan kilisesine mensup ve-fakat Hristiyanlk
d ritüelleri benimsemesinden dolay papann talebi
üzerine Katolik kilisesinden ve bu kiliseye bal olarak
çalt üniversiteden uzaklatrlan bilim adam Mathew Fox’un tespitlerine göre, ekonomik krizlerin ve isizlik korkusunun etkileri altnda kalnarak ne pahasna
olursa olsun iyerlerinin korunmasna dönük her türlü
istihdam politikalarna arlk verilirken, iin mahiyeti
ile ilgili bir sorgulama boyutu ihmal edilmektedir. Niçin insan çalr, nasl ve kimin için çalmaldr gibi so-
46
rulara cevap verilmeden, çalma hayatnn düzeni de büyük monoteist dinlerin yannda hümanistik, felsek
sarsntya uratlmaktadr. Fox’a göre, iyerlerinin i ve manevî gruplarn temsilcilerini bir araya getirerek,
ile balants, yapraklarn aaç ile ilikisine benzemek- önemli bir çalmann altna imza atmtr. nsan onutedir. Aaç, hastalandnda yapraklar da sararp dü- runa yakr bir çalma hayat konseptinin oluturulmektedir. Aacn yapraklarn tedavi etmeye kalk- masna yönelik olarak ortak evrensel deerlerin tespiti
makla aacn iyilemesi salanamamaktadr. Nasl ki yaplrken, ILO, insan onuruna zarar vermedikçe dier
aacn tedavisi, köklerinde ve gövdesinde ortaya çkan dinlerin-inanç sistemlerinin farkl görülerine de sayg
rahatszlklar gidermekle mümkün ise çalma haya- göstermektedir. Ne de olsa örgütlenme hakk, çocuk
tnda ortaya çkan krizin giderilmesi de çalmann asl çaltrma ve zorla çaltrma (angarya) yasa, iyeringayesinin bilinmesi ve anlalmas ile mümkündür. - de ayrmclk yapmama ve çevre dostu üretim gibi ilyerlerinin oluturulmas, çalmaya atfedilen deer ve keleri dikkate alan her türlü felsefî ve dinî yaklamlar,
hayata verdiimiz anlamla
insana yakr i konseptiyakndan ilgilidir. Hasta
nin olumasna katk saManevî çalma hayatna dö- layabilmektedir. Genelde
bir aaca, yaprak yerletirmekle aac kurtarmak
bütün gelimi toplumnük bilim adamlarnn bireysel larda,
mümkün olmad gibi,
çalma hayatnn
anlamsz ve maneviyattan
çalmalarnn yannda kurum- bir ahlâkî boyutunun oluzak bir istihdam anlay
duu kabul edilmektedir.
sal nitelikte bilimsel aratrma- Özellikle çalan (içi) ve
ile iyerlerinin kalc olmas düünülemez. yerlerilar da yaplmaktadr. öyle ki çaltran (iveren) açsnnin varl, sürekli olarak
dan her iki sosyal tarafa
Uluslar
aras
Çalma
Örgütü
tehdit altnda ise bu, istihda hak ve sorumluluklar
dam politikalarnn insanî
(ILO), insan onuruna yakr ça- dümektedir. Dolaysyla
ve manevî boyuttan mahdeiik dinlerin temsilcilma hayatnn (Decent Work) leri ve dier inanç ve dürum olduunun bir iaretidir. 23
ünce gruplar arasndan
salanmasna
yönelik
temel
deÇalma alkanlklaroluacak (oluturulan) bir
mzn ve çalma hayatna
erleri oluturmak adna 2004 forum sayesinde insana
klâsik bakmzn deiik
yakr i konseptinin içeylnda, bütün büyük monote- riinin de katlmclarn
alanlarda ve farkl yöntemlerle devrimsel bir yakist dinlerin yannda hümanis- dünya görülerine uygun
lamla deitirebileceini
bir zeminde hazrlanmas
tik, felsek ve manevî gruplarn mümkün olacaktr. Böysavunan Fox, bunun ilk
bata her bir ferdin ruh ve
temsilcilerini bir araya getire- lece evrensel manevî ve
gönül dünyasnda gerçekfelsek deerler ekseninde
rek, önemli bir çalmann alt- insan onuruna yarar bir
lemesini önermektedir.
Ruh ve gönül ilikilerini
çalma hayatnda siyasî,
na imza atmtr.
doru düzenleyen her bir
kültürel, hukukî ve sosyal
insan, yaama ve çalma
araçlarn belirlenmesi de
evkini de her zaman kosalanabilmektedir.26
ruyabilecektir. Manevî dünyasn zenginletiren bir
3.3. yerinde Kurum Kültürü ve
insan, sahip olduu mesleini daha çok sevecek ve
Maneviyat Arasndaki Ba
mesleinin hakkn verecektir, çalt iyerinde ayr
bir nee kayna olacak, topluma faydal olabilmenin
Kurum kültürü, “bir kurulutaki çalanlarn i permanevî hazzn yaayacaktr.24
Manevî çalma hayatna dönük bilim adamlarnn formansn ideal bir seviyeye çkartmak maksadyla,
bireysel çalmalarnn yannda kurumsal nitelikte bi- üst yönetim tarafndan tanmlanan ve uygulanmas
limsel aratrmalar da yaplmaktadr. öyle ki Uluslar istenilen davranlarn, inançlarn ve kuruma-örgütearas Çalma Örgütü (ILO), insan onuruna yakr ça- iletmeye ait spesik deerlerin toplamdr”. Bir baka
lma hayatnn (Decent Work)25 salanmasna yönelik ifadeyle kurum kültürü, herhangi bir kurumun kendi
temel deerleri oluturmak adna 2004 ylnda, bütün tarihi içinde, kurumda vazife alanlarn ortak bilgi ve
47
kültür birikimi, hâkim normlar, ahlâk anlaylar, örf- tevik edilmesi ise, verimlilik, i memnuniyeti, meslekî
leri, dünya görüleri, insana yönelik bak açlar, de- etik deerler ve demokratik katlmclk açsndan
erleri, idrakleri, kendilerine has lisanlar, sembolleri olumlu sonuçlar douracaktr.
ve yorumlar ile birlikte meydana getirdii tutum ve
3.4. yerinde Manevî Sosyal Hizmetler
davran birliidir”.27
Kurum kültürü, çou zaman kurum liderlerinin ve
Bat dünyasnda deiik Hristiyan mezheplerine
kurucularnn sahip olduu dünya görüleri ve manevî
bal
hemen her Kilise Kurumu çats altnda özel ve
deerlerinden olumakkamu sektörüne ait bütün
tadr. Kurumun misyon,
vizyon, politika ve çalManeviyat içerikli kurum iletmelere dönük31 manevî
sosyal hizmetler (Betrima kurallar gibi temel
kültürünün,
evrensel
deerler
ebsselsorge) sunan birimstratejik deerleri, kurum
mevcuttur. Bu birimler
kültürünün önemli unsurile bütün felsek ve dinî inanç- ler
sayesinde
özellikle ekonolarndandr. Kurum külmik
krizlere
bal olarak
lara ayn saygy göstermesi dutürünün sürdürebilirlii
isiz kalma riski ve(ya)
de kurumun bandaki en
rumunda,
çalan
personel
kentehdidi altnda çalmak
etkin pozisyonda olan lidi manevî deerlerini kaybetme ve(ya) mobbing kurban
derinin kendi deerlerine
(psiko-sosyal terör magösterdii sadakatiyle yatehlikesiyle
kar
karya
gel28
duru) olmak gibi iyerinde
kndan ilgilidir.
Maneviyat içerikli kumeden kuruma uyum salaya- deiik türde sorunlar yaayan insanlarn yannda
rum kültürünün, evrensel
bilecektir.
Bu,
kurum
içinde
çok
i
arayan isizlere sosyodeerler ile bütün felseekonomik
ve psikolojik
k ve dinî inançlara ayn
katmanl ve plüralist bir manevî arlkl manevî
destek
saygy göstermesi durukültürün varl anlamna gel- hizmetleri verilmektedir.32
munda, çalan personel
Kilisenin
temsilcisi
kendi manevî deerlerimektedir. Çoulcu kurum kül- olan manevî danmanlar,
ni kaybetme tehlikesiyle
türünü gelitiren iletmeler, per- sk sk iletmeleri ziyaret
kar karya gelmeden
ederek, sendika temsilcilekuruma uyum salayabisonelin
farkl
inançlarna
sayg
ri ve iyeri konseyi üyelelecektir. Bu, kurum içinde
çok katmanl ve plüralist
göstermekte ve yeni personel riyle iletme içi gelimeler
hakknda bilgi edinmekte
bir manevî kültürün varalmnda
da
(dinî)
inançlar
bave görü al veriinde bul anlamna gelmektedir.
lunmaktadr.
çi ve iveÇoulcu kurum kültürülamnda hiçbir ayrmclk yapren ilikilerinde yaanan
nü gelitiren iletmeler,
makszn
iletmelerine
kendi
psiko-sosyal
sorunlarn
personelin farkl inançlagiderilmesinde
rna sayg göstermekte ve
dünya görülerine yakn olan- inde arabuluculukgerektigöreyeni personel almnda da
vini
de
üstlenebilmektelardan ziyade liyakatli olanlar
(dinî) inançlar balamnda
dir. Bu çerçevede manevî
hiçbir ayrmclk yapmaktercih
etmektedir.
danmanlar, hem nsan
szn iletmelerine kendi
Kaynaklar Yönetimi müdünya görülerine yakn
29
dürleri
ile görümekte,
olanlardan ziyade liyakatli olanlar tercih etmektedir.
özel
sorunlar
olan
içilere
manevî
danmanlk
ve rehBöyle bir yaklam ve politika, çalann zikî, sosyal, zihnî ve manevî kapasitesini güçlendireceinden berlik hizmetleri vermekte, hem de hizmet içi eitim
33
kurumun örgütsel performansn da artracaktr. Bir programlarna aktif eitimciler olarak katlmaktadr.
Çalma hayatnda yaanan yapsal ve organizabaka ifadeyle kiisel manevî deerlerin sayg görmesyonel
deiimlerin dourduu olumsuzluklar âdil,
dii ve yaatlmad iyerlerinde personelin stresten
sosyal
ve
insan onuruna yakr bir ekilde yeniden düuzak huzur içinde çalmas ve verimli olmas da mümkün görünmemektedir. yerinin manevîletirilmesinin zenlemeyi ve çalma ilikilerinde sosyal bar ve da-
48
yanmay temin etmeyi amaçlayan iyerinde manevî
sosyal hizmetlerin temel hedeeri ve bu balamda faydalar u ekilde özetlenebilir:
a) Çalanlarn, psiko-sosyal ve manevî risk ve hastalklara kar sürekli olarak teyakkuz hâlinde olmalarn salamak ve deiik manevî tehdit ve tehlikelere
kar direnç gösterebilmelerine yardmc olmak.
b) Çalanlar, ahlâkî ve manevî sorumluluk üstlenebilecek konuma getirmek. Çalanlarn tutum ve davranlarnda salam bir istikrar göstermelerine, genel
anlamda güzel ahlâk, dar anlamda i ve meslek ahlâk
ilkelerine gönülden bal kalmalarna ve bu yönde bir
davran göstermelerine destekçi olmak.
c) Duygu, kalp ve vicdann oluturduu “iç kontrol” eitimleri sayesinde çalanlarn, davranlarn
ahlâkî ve manevî deerlere göre tanzim edebilmelerini temin eden KURUM KÜLTÜRÜ’nü (KURUM
MANEVYATI’n) oluturmak.
d) Çalanlarn, kendi ruh âlemleriyle bark olmalarna, çalmaktan manen haz almalarna, dier i
arkadalar ve üstleriyle birlikte huzur içinde çalmalarna yardmc ve destekçi olmak.
3.5. Manevî Sosyal Hizmetler Açsndan
sizlik
Manevî sosyal hizmetler, çalma hayatnda aktif
olarak yer alanlarn sorunlarna dönük danmanlk
hizmetlerinde bulunduu gibi, henüz emek piyasasna
girememi ve bundan dolay da maddî yönden sknt
içinde olanlara da yönelmektedir. sizlik ve buna bal
olarak gelir kayb, önemli bir sosyal risk türüdür. Hakikaten çalma gücü ve iradesine sahip olan insanlarn,
geçimlerini salayabilecekleri bir ie sahip olamamalar, kiiler ve toplum açsndan maddî ve manevî tehlikeler barndran bir durumdur. Gelir kaynann ortadan kalkmas ile isiz kalan bir insann sadece sosyal
statüsü ortadan kalkmamakta ayn zamanda toplum
içindeki sosyal münasebetleri de gerileyebilmektedir.
Buna bal olarak kiinin zaman duygusu, düzen algs
ve sorumluluk anlay da olumsuz yönde deimektedir. Bir baka ifadeyle topluma ve sosyal çevreye faydal olma duygusu kaybolmaktadr. Sosyal çevreden
uzaklama eilimlerinin ba göstermesi ile yalnz olma
duygusu, kötümser yaklamlar ve psiko-somatik rahatszlklar da kendisini gösterebilmektedir. Bazen de
öz saygnn zedelenmesine bal olarak kii içine kapanmakta ve(ya) manevî, ahlakî ve sosyal sapmalarn
içine girebilmektedir.
Gerek bireysel, gerekse toplumsal boyutlaryla ortaya çkan bütün bu psiko-sosyal olumsuzluklar, neti-
ce itibariyle sosyal düzeni ve beerî kaynaklar tahrip
edebilmektedir. Peki isizlik olgusuna sosyo-ekonomik
tahlillerin yannda manevî boyutuyla da bakmak gerekirse olguya farkl bir anlam yüklemek mümkün müdür? sizliin yol açabilecei maddî olumsuzluklar ve
kaymalar, manevî bak yöntemleriyle engellenebilir
mi? Genelde isiz kalan bir insan, psikolojik olarak birden yoksullaacan düünmekte ve kiilik yapsna
göre iç dünyasnda az veya çok gelecek (rzk) endiesi
tayabilmektedir.
Halbuki kii, daha önceden elde ettii gelirlerinden
(belki de) bir tasarrufa sahiptir ve bu sayede yeni bir
i bulana kadar rzkn garanti altna alabilecektir. Dürüst bir ekilde sosyal sigortal olarak çal(trl)m ise
(belki de) isizlik sigortas fonundan isizlik ödenei
bile elde edebilecektir. htimal ki sosyal devletin ve(ya)
STK’larn sosyal yardmlarndan da yararlanabilecektir. Sivil sosyal dayanma mekanizmalarndan olan
akraba veya dost ilikilerine bal olarak (belki de) geçici bir süre için hayrseverlerden maddî destek görebilecektir. Ve belki de hiç ummad bir anda sürpriz bir
ekilde yeni ve daha uygun bir i bulabilecektir. Kii,
azmini ve umudunu yitirmedii müddetçe, her türlü
giriimin olumlu sonuçlar er veya geç kendisini gösterecektir.
Mesela isiz bir kii, bu dönemde -KUR’a veya
belediyelerin tertipledii meslek kurslarna müracaat
ederek, yeniden bir meslek örenebilir veya i becerilerini gelitirebilir ve emek piyasasnda daha yüksek ücretli bir i bulabilir. Ahmet Selim’in de ifade ettii gibi,
“bo vakit, mecburiyetlerden sonra kullanabileceimiz
ve istediimiz gibi doldurabileceimiz çok deerli bir
frsattr. Düünebilecein, hayal kurabilecein, okuyabilecein, kendini yenileyip onarabilecein zaman o
bo vakitlerde bulacaksn.”34
sizlik döneminde kii, bu bo vakitlerini iyi deerlendirmezse, kendini maddî ve manevî yönden yeniden kefetme ve gelitirme yöntemlerine bavurmazsa
hayat n kaybedebilir, karamsarla düüp meru
olmayan yollara düebilir. nsan, yaratl gerei acelecidir ve hemen her konuda süratli bir ekilde olumlu
bir sonuç bekler. Ancak baz iler, bazen kiinin arzulad gibi cereyan etmez ve bu durumlarda kiiye tevekkül ve sabr gerekebilir. Bu durumlarda kii, aktif bir
sabrla rzkn ararken, asla ümitsizlie dümemeli ve
asla haram yollardan rzkn aramamaldr. Aksi taktirde gelir elde edeyim derken, hem dünyasn, hem de
ahiretini tehlikeye sokabilir. C. Hak, bu gibi durumlara
düen kiileri uyarmaktadr:
“eytan içinize yoksulluk korkusu düürür ve çirkin
eyler yapmanz emreder. Allah ise kendinden bir balama
49
ve lütuf sözü vermektedir. Allah, her eyi kuatmakta ve her de tahammül edilebilir geçici bir durumdur. Ancak
eyi bilmektedir”. 35
yoksulluk geçici olmaldr, kiinin gayreti ve azminin
Demek ki, eytan özellikle ekonomik krizlerin yol yannda sosyal çevrenin duyarll ile geçici olmaldr.
açt isizlik gibi zor durumlarda bo durmamakta ve Helal rzk konusunda hassas olan ve bunun gerekleriisiz kiilerin psikolojilerini yoksulluk tehdidi ile boza- ni yerine getiren isiz bir insan, er veya geç isizlikten
bilmektedir. Yoksulluk ve açlk korkusu ise, manevî bo- ve yoksulluktan kurtarlmaldr.
yutuyla yersiz korkularn banda gelmektedir. Çünkü
Dier taraftan isiz iken helal yoldan i arayan inAllah, Rezzak ismiyle her yaratlann rzkna tekeffül sanlarn cihat edercesine sevap kazanacaklar da baka
olmaktadr. Hadiselere bu yönüyle bakan sabrl ve fe- hadislerde zikredilmitir. Ama haram yollardan rzkn
rasetli insanlar, C. Hakk’n
elde edip zenginleen bir
lutfuna da er veya geç
insan, itibarn, ereni ve
mazhar
olabilmektedir.
Her para getiren i, meru ol- haysiyetini de yitirebilir.
Nitekim slâm PeygamToplum nezdinde bu her
mamakla beraber kiiye hayr zaman böyle deilse de
berimi de C. Hakk’n bu
müjdesini u ekilde teyit
nezdinde bu mutda getirmemektedir. O halde Allah
etmektedir:
laktr. Maddî meselelerde
bazen onurlu ve vakarl bir e- Allah’a itaat etmemek,
“Ruhulkudüs (Hz. Cebrail), kalbime u bilgiyi gedünyevî zenginlik
kilde yoksul kalmak, izzetini ve kiiye
tirdi: Hiçbir kimse rzkn
ve öhret getirse dahî netüketmeden ölmeyecektir. u
ereni yitirmekten daha iyidir tice itibariyle kii farkna
halde Allah’tan korkunuz ve
varmadan manevî yöndemek
mümkündür.
Yoksulrzknz güzel, meru yolden kayptadr. slâm’n
lardan talep ediniz. Rzkn
luk, açla ve ölüme yol açma- sosyal ve ticarî hayata dögecikmesi, sizi Allah’n emirnük temel yaklam, hem
d sürece zor da olsa yine de maddî, hem de manevî
lerini çineyerek onu elde
etmeye itmesin. Çünkü Allah
tahammül edilebilir geçici bir zenginlik üzerine kurulkatnda bulunanlar ancak
mutur. Bu da helal kadurumdur. Ancak yoksulluk zanç getiren ilerin ifasyla
O’na itaatle elde edebilir”.36
Buna göre bazen C.
ancak mümkündür.37
geçici
olmaldr,
kiinin
gayreti
Hak, bizim teslimiyet uurumuzu ve aktif sabr
ve azminin yannda sosyal çev- SONUÇ
anlaymz denemek ve
renin duyarll ile geçici olMateryalizm ve bubu ekilde manevî geliina
bal olarak maddî
mimize yardmc olmak
maldr. Helal rzk konusunda
(iktisadî)
rasyonellik
ve bizi kendisine daha çok
hassas
olan
ve
bunun
gerekleri(aklclk), iddial ve nefse
yaklatrmak maksadyla,
ho gelecek bir biçimde
rzkn bilerek geciktirni yerine getiren isiz bir insan, modern
insan zihnen ve
mektedir. nsann, isizmanen
ablukaya
alarak,
er
veya
geç
isizlikten
ve
yoklikten ve gelir kaybndan
çalmay,
para
kazanmakurtulmasn bir süre için
sulluktan kurtarlmaldr.
y, hrs, kariyeri, tüketistemeyen C. Hak, bu yönmeyi
ve rekabeti sorgusuz
temle kiinin Kendisine
ve
sualsiz
olarak adeta
yönelik itaat derecesini ölçmek istemektedir. Yeni gelir
38
Böyle
belirsiz
ve
kark
bir zamanda
putlatrmtr.
kaynaklarnn peinde koan isiz insann, helal kazanç
yoksulluk
içinde
kvrananlarn
yannda
maddî
zenginelde etme noktasnda sebat göstermesi halinde, Allah’a
lie ulat halde bir türlü huzur bulamayan ve doteslimiyet imtihann baar ile tamamlayacaktr.
Her para getiren i, meru olmamakla beraber kii- laysyla kendi insanlk durumu üzerinde düünmeye
ye hayr da getirmemektedir. O halde bazen onurlu ve ve kendini yeniden kefetmeye yönelen insanlar, gayri
vakarl bir ekilde yoksul kalmak, izzetini ve ereni yi- ihtiyari olarak manevî araylara girmilerdir.
Genel anlamda maneviyat, dar anlamda din(ler),
tirmekten daha iyidir demek mümkündür. Yoksulluk,
açla ve ölüme yol açmad sürece zor da olsa yine çarpk toplum hayat ve buna bal olarak çalma ili-
50
kilerinin ortaya çkartt sosyo-ekonomik ve ahlâkî sorunlarn çözümünde önemli bir yer tekil etmektedir.
Bir hakikat, huzur ve iç denge ölçüsü olarak maneviyat
(manevî rasyonellik), toplumun bütün fertlerini sosyal
sorumluluk içinde toplumsal ilikilerini salkl bir
ekilde yeniden düzenlemesini ve dolaysyla sosyal
sermayenin güçlenmesini salayan bir unsur olduu
kadar çalma hayatnda bozulan içi-iveren ilikilerini de yeniden düzene koyan bir araçtr. Çalma
ilikilerinin salkl ve etkin bir ekilde ileyebilmesi,
bundan böyle sosyal taraarn maneviyata verdikleri
deer nispetinde mümkün olacaktr. Bu balamda çalma hayatnn manevîletirilmesine yönelik olarak
aadaki önerilerin ülkemiz açsndan da sosyal faydas olacaktr:
- slâm’n manevî haritas, itikat ve ibadet içerdii
kadar, toplum içinde sosyal ve ahlâkî iliki alarn
da düzenleyen bir yapya sahiptir. Buna bal olarak
slâm’n evrensel manevî mesajlarnn insanî ve toplumsal boyutu, gerek ilahiyatçlar, gerekse sosyal bilimciler tarafndan günümüzün diliyle anlatlmal ve
bu balamda çalma hayatnn manevî ilkeleri belirlenmeli, uygulamaya dönük projeler gelitirilmeli ve
sosyal taraarn da destei alnarak, uygun bir i mevzuat oluturulmaldr.
- Diyanet leri Bakanl ve(ya) dier dinî kurulular, özel ve kamu sektörüne ait iletmeler ve fabrika-
Genel anlamda sosyal hayata,
dar anlamda çalma hayatna
ve bu balamda iyerlerine yönelik manevî danmanlk ve
rehberlik hizmetlerinin daha
planl, kapsaml ve verimli bir
ekilde yürütülebilmesi için,
profesyonel eleman yetitirilmeli ve maneviyat alannda ortaya
çkan yeni metot ve anlaylarn
takibine ve uygulanmasna yönelik aratrma merkezleri oluturulmaldr.
lardaki ilgililerin talepleri ve ihtiyaçlar dorultusunda
dinî esaslara uygun çalma düzeni ve ilikilerine dönük manevî danmanlk ve rehberlik hizmetleri sunabilecek bir altyapya kavuturulmaldr.
- Genel anlamda sosyal hayata, dar anlamda çalma hayatna ve bu balamda iyerlerine yönelik
manevî danmanlk ve rehberlik hizmetlerinin daha
planl, kapsaml ve verimli bir ekilde yürütülebilmesi için, profesyonel eleman yetitirilmeli ve maneviyat
alannda ortaya çkan yeni metot ve anlaylarn takibine ve uygulanmasna yönelik aratrma merkezleri
oluturulmaldr.
- Temiz bir doal çevre ve ekolojik denge, manevî
sorumluluun bir gerei olarak korunmas gereken
ilahî bir emanettir. letmelerin, doal çevreye kar
sosyal ve manevî duyarllk gösterebilmesine yönelik
olarak sosyal devlet, sosyal taraarn yannda resmî ve
özel dinî kurumlarn temsilcileriyle birlikte çevre ve
maneviyat dostu sosyal politikalar gelitirmelidir.
- Bir iletmede çalan bütün personelin düünce,
alglama ve davranlarnn bütünü, kurum kültürünün bir parçasdr. Kendini yenilemek ve huzurlu bir
çalma atmosferini yakalamak isteyen iletmeler, çalanlarnn duygusal, rasyonel (akademik) ve manevî
zekâlarn dikkate alarak, güven temelli ve çok boyutlu
bir kurum kültürü oluturmaldr. Ksacas çalanlarn
manevî dünyalar, kurum kültürüne entegre edilmeli
ve kurum politikalarna yanstlmaldr.
- Maneviyat içerikli kurum kültürüne sahip olan
iletme yönetiminin kararlar, sevgi, sayg, umut, nezaket, hogörü, merhamet, adalet, effak, dürüstlük ve
güvenilirlik gibi sosyal ve manevî deerlerle bir tutarllk içinde olmaldr. Yönetim, bu tutarllk dorultusunda güven ortam oluturarak, çalanlarn korkmadan dile getirdiklerini samimî bir ekilde dinlemeli ve
taleplerini mümkün mertebe karar mekanizmalarna
dâhil etmelidir.
- Çalanlara belirli bir inanc veya manevî düünceyi dikte etmek, çalma atmosferini ve üretimi olumsuz
yönde etkileyeceinden dolay iletmeler, bunun yerine
herkesin dinî görülerini ifade edebilecek bir yönetim
anlayn desteklemeli ve çalanlarn farkl manevî ihtiyaçlarn karlamalarna yardmc olmaldr.
- nsan sermayesi, yani fertlerin (çalanlarn)
bilimsel-teknik-meslekî bilgi ve becerileri, manevî kaynak, donanm ve tecrübeleriyle desteklenmelidir ki,
(dar anlamda) çalma ve (geni anlamda) toplum hayatnda sosyal sermaye, yani fertlerin güven ortamnda
oluturabilecekleri iliki alar daha da güçlenebilsin.
Maneviyat içerikli insan sermayesi güçlü olan fertler,
sosyal sermayelerini daha kolay oluturabilecek, bir
51
baka ifadeyle çalma hayatnda i verimliliklerini artrabilecek ve toplumsal refah ve huzura daha büyük
katkda bulunabilecektir. Manevî sermayesi azalan
fertlerin ise bireysel geliimleri ve dolaysyla topluma yönelik sosyal faydalar da gerileyecektir. Ezcümle
sosyal devlet, gerek çalma, gerekse toplum hayatnda yer alan kiilerin manevî sermayelerini koruyacak,
gelitirecek ve sosyal faydaya dönütürecek insan ve
ftrat odakl sosyal politikalar üretmelidir.
DPNOTLAR
yerinde maneviyat üzerine yazlan ve çok satan kitaplar arasnda unlar bulunmaktadr: 1) Saving The Corporate Soul (irketin Ruhunu Kurtarmak); Yazar: David Batstone; 2) Liberating
the Corporate Soul (irketin Ruhunu Özgürletirmek)l, Yazar:
Richard Barret; 3) Spirit at Work: Discovering the Spirituality in
Leadership (yerinde Maneviyat: Liderlikte Maneviyat Kefetmek), Yazar: Jay A. Conger; 4) Working from the Heart: A Guide
to Cultivating the Soul at Work (Kalben Çalmak: te Ruhu Yeertmek çin Rehber Kitap), Yazarlar: McMakin, Jacqueline and
Dyer, Sonya; 5) Jesus CEO: Using Ancient Wisdom for Visionary
Leadership (Genel Müdür Hz. sa: Ufku Gören Liderlik çin Eski
Vecizeleri Kullanmak), Yazar: Laurie Beth Jones.
2. Conlin, Michelle; “The Growing Presence of Spirituality in Corporate America: Religion in the Workplace“;, (Amerika’nn Ekonomi Hayatnda Maneviyatn Önemi Artmaktadr: yerinde Din);
Business Week November 1999. Makalenin tam metnini internet
ortamnda okumak için ayrca bkz.: http://www.businessweek.
com/1999/99_44/b3653001.htm.
3. Fortune; “God and Business: The Surprising Quest for Spiritual Renewal in the American Workplace”; (Tanr ve : Amerikan yerlerinde Manevî Yenilenmeye Dönük Sürpriz Talep); July 9, 2001.
4. Bunlarn arasnda Kanada, Halifax kentinde bulunan Sobey
School of Business; Saint Mary’s Üniversitesinde açlan “yeri
ve Maneviyat Aratrma Merkezi” (Research Center for Spirituality and the Workplace) gelmektedir. ABD’de bulunan dier
baz aratrma merkezleri ise unlardr: nanç ve Kültür Merkezi
(The Center for Faith and Culture) Yale Üniversitesi; yerinde
Maneviyat Merkezi (The Center for Spirit at Work), New Heaven
Üniversitesi; Mana ve Merkezi (The Center for Meaning and
Work) Washington, D.C.; Maneviyat ve Organizasyonel Liderlik
Enstitüsü (The Institute for Spirituality and Organizational Leadership) Californien Santa Clare Üniversitesi.
5. http://www.christlicher-kongress.de/index.php?id=134: Eriim:
01.11.2009.
6. http://www.jesusaufderchefetage.de/eine_weltweite_bewegung.html: Eriim: 01.11.2009.
7. Götz, K. Ve Philipp, T.; Beruiche Bildung und Spiritualität: Gedanken über Spiritualität im Raum des Bildungswesens der Mercedes – Benz AG; (Meslekî Eitim ve Maneviyat: Mercedes-Benz
A’nin Eitim Yaps Çerçevesinde Maneviyat le lgili Görüler);
Zeitschrift für Berufs- und Wirtschaftspädagogik, (Meslek ve ktisat Pedagojisi Dergisi); Nr. 3, 1993, ss. 312-314.
8. Martin, Bruno; Handbuch der spirituellen Wege: Eine Entdeckungsreise; (Manevî Yollar El Kitab: Bir Keif Yolculuu); Sphinx
Verlag, Basel; 1993; s. 40.
9. Richmond, Lewis: Arbeit und Spiritualität: Ein buddhistischer
Weg zu innerem Wachstum und Zufriedenheit im Beruf; ( ve
Maneviyat: Meslekte ç Refah ve Memnuniyete Yönelik Budist
Yol ); Wilhelm Goldmann Verlag, München 2000; s. 31.
10. Dehler. G.E. and Welsh, M.A.; Spirituality and Organizational
Transformation, Implications for the New Management Paradigm; (Maneviyat ve Organizasyonel Transformasyon, Yeni darî
Paradigma çin Açlmlar); Journal of Managerial Psychology,
9(6); 1994; ss. 1-10.
1.
11. Walach H: Spiritualität als Ressource. Chancen und Probleme eines neuen Forschungsfeldes; (Bir Kaynak Olarak Maneviyat; Yeni
Bir Aratrma Alana Yönelik Frsat ve Sorunlar ); EZW-Texte 181;
2005. s. 17.
12. Mitroff, I. I., and Denton E. A.; A study of spirituality in the workplace; (yerinde Maneviyata Dair Bir Aratrma); Sloan Management Review; Nr. 40(4); 1999; ss. 83-92.
13. Çetinkaya, Bengü; Altunda, Sebahat; Azak, Arife; Spritüel Bakm ve Hemirelik; Adnan Menderes Üniversitesi; Tp Fakültesi
Dergisi; Cilt 8, Say 1, 2007; s. 48.
14. McCormick, D.W.; Spirituality and Management; (Maneviyat ve
dare); Journal of Managerial Psychology; Nr. 9(6); 1994; ss. 5-8.
15. Gibbons, P.; Spirituality at Work: Denitions, Measures, Assumptions, and Validity Claims; (te Maneviyat: Tanmlar, Tedbirler,
Tahminler, Deerler Talebi); Paper Presented at the Academy
of Management; Toronto; 2000.; Neck, C. P., and Milliman, J. F;
Thought Self-leadership: Finding Spiritual Fulllment in Organizational Life; (Kendi Kendine Liderlik Düüncesi: Organizasyon
Hayatnda Manevî Tatminlii Bulmak); Journal of Managerial
Psychology; Nr. 9(6); 1994; s. 9.
16. Özdoan, Öznur; Akn Yanmz Maneviyat; Özdenöze Yaynlar; Ankara; 2009; s. 9.
17. Giacalone, R.A, ve Jurkiewicz, C. L.; The Handbook of Workplace
Spirituality and Organizational Performance, (yeri Maneviyat ve
Organizsayonel Performans El Ktab); M. E. Sharpe; 2003; s. 13.
18. Plowman, Ashmos, D. ve Duchon, D. “Nurturing the Spirit at
Work: Impact on Work Unit Performance”, (Çalrken Ruhu Beslemek: Çalma Prformansna Etkisi); The Leadership Quarterly,
Vol. 16, No: 5, ss. 808-832.
19. Marques Joan; “Socializing a Capitalistic World: Redening the
Bottom Line,” (Kapitalist Dünyay Sosyalletirme: Asgari Geliri
Yeniden Tanmlamak); Journal of American Academy of Business, Vol. 7, No. 1; 2005; ss. 283-287.
20. Guillory, William; “The Living Organization: Spirituality in the
Workplace”; (Yaayan Organizasyon: yerinde Maneviyat);
http://www.innovint.com/downloads/default.asp;
Eriim:
10.11.2009.
21. Alt, Franz; Das Ökologische Wirtschaftswunder: Arbeit und
Wohlstand für alle (Ekolojik Ekonomi Mucizesi: Herkese ve
Refah); Aufbau taschenbuch Verlag; Berlin; 2005; 149.
22. http://www.sternenmantel.de/html/arbeit1.html.
Eriim: 08.11.2009.
23. Fox, Mathew; The Reinvention of Work: A New Vision of Livelihood for our time; (Çalmann Yeniden Ke: Günümüzün
Geçimine Dönük Yeni Bir Ufuk); HarperCollins; 1994; Almanca
Tercümesi: Revolution der Arbeit: Damit alle sinnvoll leben und
arbeiten können (Çalmann Devrimi: Herkesin anlaml bir hayat sürdürebilmesi ve çalabilmesi için); Kösel-Verlag, München;
1996; s. 15.
24. Fox, Mathew; Spuren (zler: sviçre Dergisi); “Beruf und Berufung”; (Meslek ve Manevî Misyon); 1995; ss. 40–41.
25. Decent Work, “düzgün i”, “insana yakr i” veya “insan haysiyetine yarar bir i” olarak da tercüme edilmektedir.
26. “nsana Yakr le lgili Felsek ve Manevî Perspektier” hakknda daha fazla bilgi için bkz.: Peccoud, Dominique (ed.); Philosophical and Spiritual Perspectives on Decent Work;); nternational Labour Ofce; Geneva; 2004.
27. Seyyar, Ali ve Selek, Cihan; nsan Kaynaklar Terimleri (Ansiklopedik Sözlük); Deiim Yaynevi; 2007; s. 245.
28. Konz, N.P.G., and Ryan, F.X.; Maintaining an organizational spirituality: no easy task.; (Organizasyon Balamnda Maneviyat
Oluturmak: Hiçte de Kolay Bir deil); Journal of Organizational Change Management; 12(3); 1999; ss. 200-210.
29. Giberson, T.R., Resick, C.J., and Dickson, M.W.; Embedding Leader Characteristics: An Examination of Homogeneity of Personality and Values in Organizations; (Lider Karakterlerini Kapsam
Altna Almak: irketlerde ahsiyetin Tek Düzeylilii ve Deerler
Üzerine Bir Aratrma); Journal of Applied Psychology; Nr. 90(5);
2005; s. 1007.
52
30. Manevî sosyal hizmetler, genel anlamda psiko-sosyal rahatszlklara yakalanm, kendini manen iyi hissetmeyen, inanç ve düüncede sapknlklar içinde olan kiilerin yeniden eski ruh salklarna kavumalarna yönelik manevî telkin ve terapi yöntemleri
içeren bir hizmet anlaydr. yerinde manevî sosyal hizmetler
ise çalma hayatnda ve ilikilerinde ortaya çkan psiko-sosyal
rahatszlklarn giderilmesinde gerek zarar görene, gerekse zarar meydana getirine yönelik olarak uygulanan sosyal içerikli
manevî rehabilitasyon programlardr. Manevî sosyal hizmetlerin genel açlmlar ile ilgili daha fazla bilgi için bkz.: Seyyar,
Ali; (Ed.); Manevî Sosyal Hizmetler; Rabet Yaynlar; stanbul;
Kasm 2008.
31. Schrader, Harald; “Kirchlicher Dienst in der Arbeitswelt” (Çalma Dünyasnda Kilise Hizmetleri); Die Nordelbische Zeitung;
05.08.2007; s. 16.
32. http://www.bistum-passau.de/gemeinschaft-glauben/
pastoral-seelsorge/betriebsseelsorge; Eriim: 10.11.2009.
33. Selim, Ahmet, “Normalleme En Büyük htiyaç”; Zaman Gazetesi; 01.11.2009.
35. Kuran- Kerim; el Bakara Suresi; Âyet 268.
36. Heysemi; Mecma’a’uz-zevaid; II; ss. 71-72.
37. Seyyar, Ali; “Maddî ve Manevî Boyutuyla sizlik ve Yoksulluk”;
Zabta Gazetesi; Say 19; Eylül 2009.
38. Arendt, Hannah; nsanlk Durumu; (Tercüme: Bahadr Sina ener); letiim Yaynlar; stanbul; 1994; ss.14-15.
KAYNAKLAR
Alt, Franz; Das Ökologische Wirtschaftswunder: Arbeit und
Wohlstand für alle (Ekolojik Ekonomi Mucizesi: Herkese ve
Refah); Aufbau taschenbuch Verlag; Berlin; 2005.
2. Arendt, Hannah; nsanlk Durumu; (Tercüme: Bahadr Sina ener); letiim Yaynlar; stanbul; 1994.
3. Conlin, Michelle; “The Growing Presence of Spirituality in Corporate America: Religion in the Workplace“;, (Amerika’nn Ekonomi Hayatnda Maneviyatn Önemi Artmaktadr: yerinde
Din); Business Week November 1999.
4. Çetinkaya, Bengü; Altunda, Sebahat; Azak, Arife; Spritüel Bakm ve Hemirelik; Adnan Menderes Üniversitesi; Tp Fakültesi
Dergisi; Cilt 8, Say 1, 2007.
5. Dehler. G.E. and Welsh, M.A.; Spirituality and Organizational
Transformation, Implications for the New Management Paradigm; (Maneviyat ve Organizasyonel Transformasyon, Yeni darî
Paradigma çin Açlmlar); Journal of Managerial Psychology,
9(6); 1994.
6. Fortune, God & Business; “God and Business: The Surprising Quest for Spiritual Renewal in the American Workplace”; (Tanr ve
: Amerikan yerlerinde Manevî Yenilenmeye Dönük Sürpriz
Talep); July 9, 2001.
7. Fox, Mathew; Spuren (zler: sviçre Dergisi); “Beruf und Berufung”; (Meslek ve Manevî Misyon); 1995.
8. Fox, Mathew; The Reinvention of Work: A New Vision of Livelihood for our time; (Çalmann Yeniden Ke: Günümüzün Geçimine
Dönük Yeni Bir Ufuk); HarperCollins; 1994; Almanca Tercümesi:
Revolution der Arbeit: Damit alle sinnvoll leben und arbeiten können (Çalmann Devrimi: Herkesin anlaml bir hayat sürdürebilmesi ve çalabilmesi için); Kösel-Verlag, München; 1996.
9. Giacalone, R.A, ve Jurkiewicz, C. L.; The Handbook of Workplace
Spirituality and Organizational Performance, (yeri Maneviyat
ve Organizsayonel Performans El Ktab); M. E. Sharpe; 2003.
10. Gibbons, P.; Spirituality at Work: Denitions, Measures, Assumptions, and Validity Claims; (te Maneviyat: Tanmlar, Tedbirler,
Tahminler, Deerler Talebi); Paper Presented at the Academy of
Management; Toronto; 2000.
11. Giberson, T.R., Resick, C.J., and Dickson, M.W.; Embedding Leader Characteristics: An Examination of Homogeneity of Personality and Values in Organizations; (Lider Karakterlerini Kapsam
Altna Almak: irketlerde ahsiyetin Tek Düzeylilii ve Deerler
Üzerine Bir Aratrma); Journal of Applied Psychology; Nr. 90(5);
2005.
1.
12. Götz, K. Ve Philipp, T.; Beruiche Bildung und Spiritualität: Gedanken über Spiritualität im Raum des Bildungswesens der Mercedes – Benz AG; (Meslekî Eitim ve Maneviyat: Mercedes-Benz
A’nin Eitim Yaps Çerçevesinde Maneviyat le lgili Görüler);
Zeitschrift für Berufs- und Wirtschaftspädagogik, (Meslek ve ktisat Pedagojisi Dergisi); Nr. 3, 1993.
13. Guillory, William; “The Living Organization: Spirituality in the
Workplace”; (Yaayan Organizasyon: yerinde Maneviyat);
http://www.innovint.com/downloads/default.asp;Eriim: 10.11.2009.
14. Heysemi; Mecma’a’uz-zevaid; C. II.
15. http://www.bistum-passau.de/gemeinschaft-glauben/
pastoral-seelsorge/betriebsseelsorge
16. http://www.christlicher-kongress.de/index.php?id=134
17. http://www.jesusaufderchefetage.de/eine_weltweite_bewegung.html
18. http://www.sternenmantel.de/html/arbeit1.html
19. Konz, N.P.G., and Ryan, F.X.; Maintaining an organizational spirituality: no easy task.; (Organizasyon Balamnda Maneviyat
Oluturmak: Hiçte de Kolay Bir deil); Journal of Organizational Change Management; 12(3); 1999.
20. Kuran- Kerim; el Bakara Suresi; Âyet 268.
21. Marques Joan; “Socializing a Capitalistic World: Redening the
Bottom Line,” (Kapitalist Dünyay Sosyalletirme: Asgari Geliri
Yeniden Tanmlamak); Journal of American Academy of Business, Vol. 7, No. 1; 2005.
22. Martin, Bruno; Handbuch der spirituellen Wege: Eine Entdeckungsreise; (Manevî Yollar El Kitab: Bir Keif Yolculuu); Sphinx
Verlag, Basel; 1993.
23. McCormick, D.W.; Spirituality and Management; (Maneviyat ve
dare); Journal of Managerial Psychology; Nr. 9(6); 1994.
24. Mitroff, I. I., and Denton E. A.; A study of spirituality in the workplace; (yerinde Maneviyata Dair Bir Aratrma); Sloan Management Review; Nr. 40(4); 1999.
25. Neck, C. P., and Milliman, J. F; Thought Self-leadership: Finding
Spiritual Fulllment in Organizational Life; (Kendi Kendine Liderlik Düüncesi: Organizasyon Hayatnda Manevî Tatminlii
Bulmak); Journal of Managerial Psychology; Nr. 9(6); 1994.
26. Özdoan, Öznur; Akn Yanmz Maneviyat; Özdenöze Yaynlar; Ankara; 2009.
27. Peccoud, Dominique (ed.); Philosophical and Spiritual Perspectives on Decent Work;); nternational Labour Ofce; Geneva; 2004.
28. Plowman, Ashmos, D. ve Duchon, D. “Nurturing the Spirit at
Work: Impact on Work Unit Performance”, (Çalrken Ruhu
Beslemek: Çalma Prformansna Etkisi); The Leadership Quarterly, Vol. 16, No: 5.
29. Richmond, Lewis: Arbeit und Spiritualität: Ein buddhistischer
Weg zu innerem Wachstum und Zufriedenheit im Beruf; ( ve
Maneviyat: Meslekte ç Refah ve Memnuniyete Yönelik Budist
Yol ); Wilhelm Goldmann Verlag, München 2000.
30. Schrader, Harald; “Kirchlicher Dienst in der Arbeitswelt” (Çalma Dünyasnda Kilise Hizmetleri); Die Nordelbische Zeitung;
05.08.2007.
31. Selim, Ahmet, “Normalleme En Büyük htiyaç”; Zaman Gazetesi; 01.11.2009.
32. Seyyar, Ali ve Selek, Cihan; nsan Kaynaklar Terimleri (Ansiklopedik Sözlük); Deiim Yaynevi; 2007.
33. Seyyar, Ali; (Ed.); Manevî Sosyal Hizmetler; Rabet Yaynlar; stanbul; Kasm 2008.
34. Seyyar, Ali; “Maddî ve Manevî Boyutuyla sizlik ve Yoksulluk”;
Zabta Gazetesi; Say 19; Eylül 2009.
35. Walach H: Spiritualität als Ressource. Chancen und Probleme eines neuen Forschungsfeldes; (Bir Kaynak Olarak Maneviyat; Yeni
Bir Aratrma Alana Yönelik Frsat ve Sorunlar); EZW-Texte 181;
2005.
SENDKACILIKTA YAANAN DEM VE YEN YÖNELMLER
53
Ara. Gör. Burçin YILMAZ ESER
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü
SENDKACILIKTA YAANAN DEM VE YEN
YÖNELMLER
1.Giri
Sanayi Devrimi’nin yol açt olumsuz çalma koullarna bir tepki olarak ortaya çkan sendikalar, 2.
Dünya Sava’ndan sonra giderek güçlenmi ve 1970’li
yllara kadar altn çalarn yaamlardr. Bu dönemden itibarense giderek güçlerini kaybetmeye balamlar, özellikle 1980’li yllardan sonra küresellemenin de
etkisiyle eski etkinliklerini yitirmilerdir. Oluan güç
kayplar 1990’l yllarda sendikalarn geleceine ilikin
çeitli senaryolarn ileri sürülmesine neden olmutur.
Bu senaryolar içerisinde en ar basan görüü gelecekte
sendikalarn varlklarn sürdüremeyecekleri ve sendikasz bir endüstri ilikileri sisteminin yaanaca oluturmaktadr.
21. yüzyla gelindiinde ise, sendikalarn son bulaca yönünde yaplan tahminlerin tutarsz olduu ortaya çkmtr. Küresellemenin ortaya çkard sorunlar
ve çalma hayatnda yaanan bir dizi olumsuzluklar
bir sivil toplum örgütü olan sendikalara yeniden ihtiyaç duyulmasna neden olmu ve yeni bir süreci balatmtr. Bu süreç içerisinde sendikalar eski güçlerine
kavumak için üye saylarn artrmak amacyla çok çeitli stratejiler uygulamaya balamlardr.
Bu çalmada, sendikacln güç kaybetmesine neden olan çeitli etkenler ortaya koyularak günümüzde
sendikalarn eskiye kyasla güçlerini önemli derecede
kaybettikleri üzerinde durulmu, sendikaclkta yaanan sorunlar ele alnarak sendikalarn geleceine yönelik beklentiler genel hatlaryla ele alnmtr. Ardndan
uygulama alan bulan ve sendikalarn yerine geçecei
düünülen sendikasz endüstri ilikileri sistemi ve insan kaynaklar yönetimi uygulamalarna ksaca deinilmitir. Son olarak da bu olumsuz tablo karsnda
sendikalarn neler yapmas gerektii belirtilmi ve bu
balamda sendikalarn eski güçlerini kazanmaya yö-
54
nelik ne tür uygulamalar içerisinde olduklar ortaya
koyulmutur.
2. Sendikalarda Deiime Neden Olan
Etkenler
1970’li yllarla birlikte birçok gelimi ülkede sendikalar için altn ça sona ermitir. Sendikalar uygulanan neo-liberal politikalarn ve hemen hemen her
alanda yaanan çok saydaki deiim neticesinde eski
güçlerini kaybetmeye balamlardr. 1970’lerde balayan ve genel olarak küreselleme olarak adlandrlan
bir dizi teknolojik, demograk, kültürel ve politik bu
deiiklikler dünyann bütün ülkelerinde ekonomik
yapy, özellikle de çalma hayatn etkilemi1, izlenen
neo-liberal politikalar da sendikalarn güçlerini eskiye
kyasla yitirmelerine neden olmulardr.
ILO tarafndan yaynlanan 1996-1997 yllarna ait
Dünya stihdam Raporu’nda, sendikalama oranlarnn gelimi ülkelerde azalmasna yol açan etkenler u
ekilde sralanmtr:2
• Mavi yakal igücünün, sanayideki istihdam
oranlarnn dümesine paralel olarak azalmas ve beyaz yakal sendikalama hareketinden uzak igücünün
art göstermesi,
• Yeni igücü tiplerinin gelierek (kadn, genç ve
yüksek nitelikli çalanlar) ademi merkeziyetçi bir kimlie bürünmeleri,
• Finansal piyasalarn küreselleerek ulusal makro
ekonomik politikalar etkilemesi (Keynesyen politikalarn terk edilmesi),
• Üretimin yüksek igücü maliyetlerinden kurtulmak için düük igücü maliyetinin olduu ülkelere
kaymas,
• Kamu sektörünün sanayi üretimindeki rolünün
azalmas.
Sralanan etkenler aslnda, 1980’lerden sonra hz
kazanan küreselleme sürecinin beraberinde getirdii
ekonomik gelimelere iaret etmektedir. Küreselleme
sendikalar birçok açdan olumsuz etkilemitir. Bu balamda öncelikli olarak, sendikacla kar bir tür sava
açm, artan isizliin sorumlusu olarak sendikacl
göstermi, üretimin ve yatrmlarn hiçbir yasal korumann olmad ülkelere kaymasna neden olmutur.3
Küresel ekonominin yaand süreçte, artk mobil
olan sermaye sendikalardan kaçm ve kendine sendikalarn varolamayaca alanlar yaratmtr. Örnein,
Amerika’daki imalat sanayi, içi maliyetleri artt zaman düük ücret cenneti olan Meksika’ya kaymtr.
l980’li yllardan günümüze
küreselleme eilimi ile birlikte
ulusal ve uluslararas rekabetin
artmas rmalarda köklü deiimleri gündeme getirmitir.
Deien küresel ekonomi, insan kaynaklarna yeni ve gittikçe artan eilimlerin domasna
yol açmtr. Böylece, yöneticiler düünce sistemlerinde kalite
ve verimlilik gelitirme amaçl
yeni yönetim tekniklerine öncelik vermeye balamlardr.
Amerika’daki bilgisayar yazlmclar sendikalatnda, iler Hindistan veya Çin’deki programclara daha
düük bir ücretle yaptrlmtr. Hükümetler, içilerin
haklarn savunmalar ve organize olmalarn kolaylatran yasal düzenlemeleri getirmeleri halinde sermayenin ülkeyi terk etmesi tehdidiyle kar karya kalmlardr. Bu da hükümetlerin ekonomilerini korumak için
yasalarda yumuamaya gitmelerine neden olmutur.4
Sendikalarn 1970’lerden sonra yaadklar güç
kaybn, ülkelerin sendika younluk oranlarna bakarak görmek mümkündür. Sendika younluk oran,
tüm istihdam içerisinde sendikaya üye olanlarn orann, yani sendikal içilerin yüzdesini göstermektedir.
Bu balamda ABD, Japonya, Fransa gibi çou ülkede
özellikle 1980’lerden sonra sendika younluklarnn
dütüü görülmektedir. Örnein; 1980-1990-2000 yllarnda sendika younluk oran ABD’de %22,3 - %15,5
- %12,8, Japonya’da %31,1 - %25,4 - %21,5, Fransa’da
%18,3 - %10,1 - %9,7, Almanya’da %34,9 - %31,2 -%25,
talya’da %49,6 - %38,8 - %34,9 olarak gerçeklemitir.5
Sendika younluklarnda meydana gelen azalma Tablo 1’de çok daha net bir ekilde ortaya koyulmutur.
AB, ABD ve Japonya’nn ele alnd Tablo 1’de sendika younluklarnn 1970 ylndan itibaren önemli
derecede küçülme yaad açkça gözlenmektedir.
Sendika younluu 1970-2003 yllar arasnda AB’de %
55
11,5; ABD’de % 11,1; Japonya’da ise % 15,4 orannda
azalmtr.
Tablo 1: AB, ABD ve Japonya’da Sendika Younluklar (1970-2003/%)
Yl
AB
ABD
Japonya
1970
37,8
23,52
35,1
1980
39,7
19,53
31,1
1990
33,1
15,5
25,4
2000
27,3
12,8
21,5
2003
12,4
19,7
Yüzdelik deiim
1970-1980
1,9
-2,54
-4
1980-1990
-6,7
-45
-5,8
1990-2000
-6,7
-3,1
-5,6
1970-2003
-11,51
-11,16
-15,4
Kaynak: Jelle Visser (2006), “Union Membership
Statistics in 24 Countries”, Monthly Labor Review, p.45.
1
1970-2002, 21973, 31983, 41983-1990, 51983-1990, 619832003
Sendika üye saylar açsndan bakldnda da
durumun deimedii görülmektedir. Özellikle 1980
ylndan itibaren AB, ABD ve Japonya’da sendikalar
önemli derecede üye kayb yaamlardr. Sendikalardaki üye says 1983-2003 yllar arasnda ABD’de %
11,3; 1970-2003 yllar arasnda ise Japonya’da % 9,3
orannda azalma göstermitir. Dier ülkelere nazaran AB genelinde sendikalarn üye kayplar daha az
olmu, hatta 1970 yl ile kyaslandnda 2002 ylnda
sendikalarn üye says % 6,8 orannda artmtr.6 Bu
durum, sendikalarn, doduklar yer olan Avrupa’da
hala dier ülkelere göre daha güçlü durumda olduklarn göstermektedir.
3. Küreselleme Sürecinde
Sendikaclkta Yaanan Yeni Yönelimler
Sendikalar emei pahallatrd ve rekabeti olumsuz etkiledii düüncesiyle küresel düzenin önünde bir
engel olarak görülmülerdir. Bu balamda, sendikalar
kabule dayal anlay yerine, günümüzde sendikasz
iyerleri, insan kaynaklar yönetimi gibi yeni yönetim
teknikleri ortaya çkmtr. Yaanan gelimelere paralel
olarak sendikalarda yaanan sorunlar da sendikasz sivil toplumu ön plana çkarmtr.7
3.1. Sendikasz Endüstri likileri
Endüstri ilikilerindeki dönüüm sürecinde ortaya
çkan temel eilimlerden biri, sendikalarn güç kayplarna bal olarak sendikasz endüstri ilikilerinin yaygnlamasdr. Özellikle 1990’l yllarda, birçok rma
tarafndan sendikasz endüstri ilikileri sendikal endüstri ilikileri yerine ikame edilmeye çallmtr. Bu
dönemde ortaya atlan görüler, sendikasz endüstri
ilikileri sisteminin geliimini sürdürecei ve gelecekte
geleneksel endüstri ilikilerinin yerini alaca yönünde
olmutur.8
Sendikasz sistemin geliim süreci birtakm aamalardan geçmitir. Bu aamalarn ilki, 1970’lerden sonra
bütün dünyada ortaya çkan ekonomik kriz ve isizliin
artt dönemde olmutur. Çünkü bu kriz sonucu çok
sayda insan isiz kalm ve sendikalar güç kaybetmitir. kinci aama, 1980’lerden sonra artan uluslararas
rekabet ve uluslararas alanda baarl olmak isteyen
rmalarn bavurduklar sendikaszlatrma politikalardr. Sendikasz sistemin alternatif bir sistem olarak
geliip olgunlamas ise, 1990’lardan sonra sendikasz
rma saysnda meydana gelen art ve bu konuda rmalarn sendikasz yönetim konusunda gelitirdikleri
yeni yöntemlerdir.9
3.2. nsan Kaynaklar Yönetimi
l980’li yllardan günümüze küreselleme eilimi ile
birlikte ulusal ve uluslararas rekabetin artmas rmalarda köklü deiimleri gündeme getirmitir. Deien
küresel ekonomi, insan kaynaklarna yeni ve gittikçe artan eilimlerin domasna yol açmtr. Böylece,
yöneticiler düünce sistemlerinde kalite ve verimlilik
gelitirme amaçl yeni yönetim tekniklerine öncelik
vermeye balamlardr.10
nsan kaynaklar yönetimi uygulamasnn sendikalara yönelik yarataca tehditler, üç ekilde ortaya
çkmaktadr. Bunlardan birincisi; iletmelerde insan
kaynaklar yönetiminin bireysel tevikleri ve ödül sistemlerini gelitirmek ve eleman seçiminde kontrolü
salamak için iletiim kanallarn gelitirmesi ve sendikalar bu sürecin dnda tutmaya çalmasdr. kincisi; insan kaynaklar yönetiminin iletmelerde gerçekletirdii yönetim anlaynn, çalanlarn kararlara
itiraz etme ve deitirilmesini isteme gücünü zayatmasdr. Bu tür iletmelerde tevik edici ücret planlar,
bireyselletirilen ödül planlar, uzun çalma saatleri
ve dier ödemelerle ilgili anlamalarn yaplmas sendikalarn rolünü azaltc etki meydana getirmektedir.
Üçüncü ise; insan kaynaklar yönetiminin uyguland
iletmelerde yeteneklere uygun yönetim anlaynn
benimsenmesi sebebiyle sendikalarn faaliyetlerine
kar bir mücadeleye yol açmasdr.11
56
Sendikalarn ilgi alanna giren bütün konularn günümüzde de varln sürdürdüü bir
gerçektir. Sendikalar, içi snfnn sömürülmesine, yoksullua, gelir dalmndaki adaletsizlie ve isizlie kar çkmak
amacyla kurulmu örgütlerdir.
Bu sosyal sorunlar bugün de
fazlasyla mevcut bulunmaktadr. Dolaysyla böyle bir ortam
sendikaszlamaya
meydan
vermemektedir.
4. Sendikalarn Güç Kazanmaya Yönelik
Yapmalar Gerekenler
Sendikalarn geleceine yönelik olarak ortaya koyulan olumsuz senaryolara karlk günümüzde bakldnda, gelecekte sendikalarn yerine alternatif olabilecek bir baka kurumun varl görülmemektedir. 21.
yüzylda oluan genel eilim, sendikalarn üye saylarnn ve etkinliklerinin azalsa bile tamamen çökmelerinin söz konusu olmayaca yönündedir. 1990’larn
ikinci yarsndan itibaren sendikalama oranndaki
azalma eiliminin yavalamas, bu düünceyi destekler nitelikte görülmektedir. Bu dorultuda birçok gelimi ülkede sendikasz bir ekonomiden ziyade mevcut
sendikalarn örgüt yaplarnda deiiklik yaplmaya
gidilmektedir.12
Sendikalarn ilgi alanna giren bütün konularn günümüzde de varln sürdürdüü bir gerçektir. Sendikalar, içi snfnn sömürülmesine, yoksullua, gelir
dalmndaki adaletsizlie ve isizlie kar çkmak
amacyla kurulmu örgütlerdir. Bu sosyal sorunlar bugün de fazlasyla mevcut bulunmaktadr. Dolaysyla
böyle bir ortam sendikaszlamaya meydan vermemektedir. Ayn zamanda önemli bir sivil toplum örgütü olan sendikalarn, yine sivil örgütlenmenin etkin
olaca bilgi toplumunda yok olacaklarn iddia etmek
de bir çeliki olarak karmza çkmaktadr.13 O halde
21. yüzyla gelindiinde sendikalarn gücündeki zayflama tamamen giderilememi, sendikal yap ve fonksiyonlar tam netletirilmemi olsa da, sendikalarn sonu
gibi tahminlerin geçersiz olduunu söylemek yanl
olmayacaktr. Küresellemenin ortaya çkard olumsuzluklar, sendikalardan istifa eden veya ettirilenlerin
içine dütükleri olumsuz artlar, iverenlerin veya yeni
yönetim tekniklerinin içilere sunduu sendikasz çalma ilikilerinin çalanlar tatmin etmemesi ayrca
sendikasz iyerlerinde toplu pazarlk sisteminin yerine geçebilecek alternatif bir sistemin kurulamamas
ve çözümlerin ksa vadeli olmas sendikalara duyulan ihtiyac artrm ve yeni bir süreci balatmtr.14
Bu süreçte sendikalar açsndan temel sorunu ,ortaya
çkan yeni çalan modeline ve içi snfna uygun bir
yaplanma geçirme konusunda yava hareket etmeleri
oluturmaktadr.15
Sendikalarn yaanan bu süreci kendi lehlerine çevirecek doru politikalar uygulamalar güçlerini geri
kazanmalar açsndan son derece önemli olacaktr. Bu
balamda, sendikalarn bu süreçte gelitirecekleri yeni
stratejileri dört balk altnda toplamak mümkündür:16
1) Çalanlara ve üyelere yeni hizmetlerin sunulmas:
Bu yeni hizmetler arasnda mesleki danma hizmetleri, mesleki iletiim programlarnn gelitirilmesi, üyelik
aidat ve borçlarda indirim salanmas saylabilir.
2) Üye tabann geniletmek: Kadnlar, gençler, küçük
ve orta ölçekli iletmelerde çalanlar, istikrarsz ilerde
çalanlar, enformel ilerde çalanlar ve dier marjinal
ilerde çalanlar da dahil yeni üyelere yönelmek sendikalar için önemli açlm salayacaktr.
3) Uluslararas sendikal ibirlii ve örgütlenme: Küreselleme üretim, yatrm ve sermaye hareketleri kadar
nansal akmlarda da ulusal snrlar am ve snrlar
ötesi ekonomik faaliyet arlk kazanmtr. Bu gelimeler, sendikalar baka ülkelerdeki benzer örgütlerle
ilikiler kurmaya ve mevcut ilikileri gelitirmeye yöneltmitir. Kamuoyunu bilgilendirme ve uyarma kampanyalar uluslararas engelleri aarak yürütülmeye
balanm ve olumlu etkileri de ortaya çkmtr.
4) Yeni birlemelere gitmek: Ayn amaçlar paylaan
veya ayn toplum kesimlerine hitap eden sivil toplum
örgütleri ile birlemek veya ibirlii yapmak sendikalara yeni bir ses ve güç salayabilir.
Bunlarn yannda sendikalar bilgi iletiim teknolojilerinden yararlanarak sendikaclk hizmetlerini daha
etkin bir ekilde sunmaldrlar. Bilgi ekonomisinde
57
Sendikalar kamuoyu ve üyelerle ilikilerini gelitirecek politikalar, örgütlenmeyi artracak
stratejiler ve teknolojiye uyum
salayacak faaliyetler içerisinde
de yer almaktadrlar. Örnein;
genç üyeler kazanmak amacyla sendikal taban, örencileri ve
isizleri de kapsayacak ekilde
geniletilmektedir. Örgütlenme
alan iyeri düzeyinden kurtarlp, okullar ve sosyal faaliyetlerin gerçekletirildii ortamlar
da örgütlenme alan içerisine
dahil edilmektedir.
gerek rmalar, gerek çalanlar ve gerekse tüm ekonominin kazanmlar salamas için çalanlarn haklarn, bilgi ekonomisine dönüüm sürecinin gereklerini
dikkate alarak koruyacak ve kendilerini yeni düzene
uyduracak, beeri sermaye ile rmalarn birlikte ülke
ekonomilerinin asli unsurlar olduunun bilincinde
olan bir sendikaclk anlaynn yerlemesine büyük
ihtiyaç bulunmaktadr.17
Günümüzde sendikalar içinde bulunduklar bu
durumun farkna varm, güçlerini artrmaya yönelik
yeni uygulamalar içerisine girmilerdir. Bu gelime
sendikalarn gelecei açsndan oldukça umut vericidir. Nitekim günümüzde sendikalar azalan üye saylar
ve güçleri karsnda kadnlar, gençler, isizler gibi baz
gruplarn sendikalamasna yönelik çeitli uygulamalar yürütmektedirler. Ayrca bu amaç dorultusunda
sendikalar kamuoyu ve üyelerle ilikilerini gelitirecek
politikalar, örgütlenmeyi artracak stratejiler ve teknolojiye uyum salayacak faaliyetler içerisinde de yer almaktadrlar. Örnein; genç üyeler kazanmak amacyla
sendikal taban, örencileri ve isizleri de kapsayacak
ekilde geniletilmektedir. Örgütlenme alan iyeri
düzeyinden kurtarlp, okullar ve sosyal faaliyetlerin
gerçekletirildii ortamlar da örgütlenme alan içerisi-
ne dahil edilmektedir. Bu balamda, Avusturya’da ve
Almanya’da meslek okullarn ve dier okullar gezen
bir sendikal bilgilendirme ve örgütleme otobüsü kullanlmaktadr. Buna ilaveten, okullarda bulunduklar
zaman zarfnda örencilerin otobüs çevresinde toplanmasn ve dikkatlerini çekmek için, kalem kitap ve
benzeri sendikal logolar tayan eyalar datmakta,
müzik yayn, çeitli içecek ve yiyecek servisi yapmaktadrlar. Bu yolla sadece Avusturya’da ve 2001 yl
içerisinde 3800 gencin sendikalara üye olmas salanmtr. rlanda’da IBOA Sendikas hokey maçlarnda
biletlerin büyük bir ksmn almakta ve gençlerin maça
daha ucuz gidebilmelerini ve sendikayla ilikiye geçmelerini salamaktadr.18
Kadnlarn sendika yönetimlerinde daha fazla temsil edilebilmelerini salamak için de son dönemlerde
sendikalar, yönetim organlarnda kadnlara belirli sayda sandalye ayrabildikleri gibi, kadnlar nispi temsil
esasna göre yönetimde bulundurabilmekte veya kadn
üyeler için kota uygulamasna gidebilmektedirler. Örnein talya’da CGIL’de ve Almanya ve Hollanda’nn
önde gelen baz sendikalarnda delege seçimlerinde
ve yönetim kurullarnn oluumunda kadnlar için
olumlu eylem programlar hazrlanmakta veya kota
uygulanmaktadr.19
sizlere yönelik olarak da birçok ülkede sendikalar isizlerden üyelik aidat almamakta veya daha az
üyelik aidat alma yolunu tercih etmektedirler. siz
sendika üyeleri, örnein Belçika’da normal aidatn
üçte birini, Hollanda’da yarsn ödemektedirler. Avrupa sendikalarnn bazlar ise isizler için ayr örgütsel
yap oluturmulardr. Örnein Belçika, Danimarka ve
Fransa’da sendikalarn sadece isizleri biraraya getiren
lokal komiteleri bulunmaktadr.20
Bunlarn yannda sendikalar üye saylarn artrmak için kamuoyu ve üyeleriyle ilikilerini gelitirmeyi amaçlayan politikalar da üretmeye balamlardr.
Örnein AFL-CIO kamuoyundaki imajn düzeltmek
amacyla “sendikaya evet” kampanyas düzenlemi,
bu kampanyada sendika liderleri televizyon programlar için eitilmi, ünlülerin kullanld çeitli programlar hazrlanmtr. ngiltere’de “sendikaya evet”
kampanyas ile okul ve kiliselerde sendika tantmlar
ve ulusal sendika liderleri ile toplantlar yaplmtr.21
Sendikalarn uluslararas düzeyde etkin örgütler
kuramamalar yaadklar güç kaybnn önemli bir nedeni olarak gösterilmektedir.22 Bu anlamda sendikalar
örgütlenme açsndan uluslararas düzeyde Uluslararas Sendika A’n (UNI) kurmulardr. UNI, 1998 yl
58
boyunca süren youn görüme trainden sonra uluslararas dört sendika federasyonunun -CI, IGF, MEI,
FIET- 1999 ylnda yaptklar kongrelerinde aldklar
karar sonrasnda 1 Ocak 2000 günü resmen kurulmutur. Böylece 140 ülkeden 800 sendikada örgütlü 15 milyonu akn içi gücünü birletirmi olmutur.23
Sendikalar iletiim teknolojisi alannda yaanan
gelimeleri benimseme konusunda da ciddi mesafe
almlardr. Özellikle ABD gibi ülkelerde, sendikalar
iletiim teknolojisinin unsurlarndan yararlanmak için
gerekli altyapy oluturma konusunda ciddi faaliyetlerde bulunmaktadrlar. Bu balamda, sanal sendika
ya da internet sendikacl ad verilen yeni sendika tipinin yakn bir gelecekte kamuoyunun gündemine yerleecei tahmin edilmektedir.24 nternet, sendikalara üç
frsat alan sunmaktadr. Birinci olarak, bilgi salama
fonksiyonu dorultusunda, online kullanclara çeitli
bilgi kaynaklar salamaktadr. kinci olarak, sendika
üyeleriyle direkt iletiim kurmada bir araç görevi üstlenmektedir. Elektronik mesajlar araclyla, potansiyel üyelerle iletiim kurmak kolaylamaktadr. Üçüncü
olarak, online tartma forumlaryla ve buralarda sorulan sorular yantlayarak üyelerle ya da dierleriyle
interaktif konumay yaygnlatrmaktadr.25
5. Sonuç
18. yüzyl sonlarna doru Sanayi Devrimi’nin yaratt olumsuz çalma koullarna bir tepki olarak
ortaya çkan sendikalar, büyük dünya buhrannn ardndan benimsenen Keynesyen ekonomik politikalarla
birlikte 2. Dünya Sava’ndan sonra 1970’li yllara kadar olan dönemde altn çalarn yaamlardr. Keynesyen politikalarn terk edilip neo-liberal politikalara
geçildii 1970’li yllardan sonra ise güç kaybetmeye
balamlar, özellikle küreselleme sürecinin yaand
1980’li yllardan itibaren etkinliklerini önemli ölçüde
kaybetmilerdir.
Yaanan güç kayb neticesinde sendikalarn geleceine ilikin çeitli görüler ortaya atlmtr. Bunlar arasnda en önemli olann sendikalarn gelecekte varlklarn zayf da olsa sürdüremeyecekleri yönündeki görü
oluturmaktadr. 1990’l yllarda bu görüün geçerliliini gösteren bulgular ortaya çkmaya balamtr. Sendikalar küresel düzenin önünde emei pahallatrd
ve rekabeti olumsuz etkiledii düüncesiyle bir engel
olarak görülmülerdir. Bu balamda, sendikasz iyerleri ve insan kaynaklar yönetimi gibi yeni yönetim
teknikleri ortaya çkm, sendikasz sivil toplum önem
kazanmtr.
Örnein; youn ekilde isizlik yaanmakta, çalanlar
sömürülmekte, bu balamda
çalan yoksul olarak adlandrlan yeni bir snf domaktadr.
ILO düzgün ilerin yaratlmas
hususunda önemli çabalar göstermektedir. Yaplan projeksiyonlarn bu sorunlarn daha
da artacan ortaya koymas
sendikalar bir kez daha tarih
sahnesine tamaktadr. Dolaysyla, sendikalarn varlklarn
yitirecekleri yönündeki görülerin tutarszl ortaya çkmtr.
21. yüzyla gelindiinde ise sosyal sorunlarn varln sürdürdüü görülmektedir. Örnein; youn ekilde isizlik yaanmakta, çalanlar sömürülmekte,
bu balamda çalan yoksul olarak adlandrlan yeni
bir snf domaktadr. ILO düzgün ilerin yaratlmas hususunda önemli çabalar göstermektedir. Yaplan
projeksiyonlarn bu sorunlarn daha da artacan ortaya koymas sendikalar bir kez daha tarih sahnesine tamaktadr. Dolaysyla, sendikalarn varlklarn
yitirecekleri yönündeki görülerin tutarszl ortaya
çkmtr.
Bu süreçte, sendikalarn doru politikalar uygulamalar halinde kaybettikleri güçlerini tekrar kazanmaya balayacaklar düünülmektedir. Çünkü sendikalarn yaadklar olumsuzluklarn esasn ortaya çkan
yeni çalma modellerine ve içi snfna uygun bir yaplanma geçirme konusunda oldukça yava hareket etmeleri oluturmaktadr. Bu anlamda sendikalar çan
deiimine süratle ayak uyduracak politikalar gelitirmelidirler. Günümüzde sendikalar bu durumun önemini kavram görünmekte ve gerek kadn, genç, isiz
gibi belirli gruplarn sendikalamasna yönelik çeitli
hizmetler sunmakta gerekse kamuoyu ve üyelerle ilikileri gelitirecek, örgütlenmeyi artracak, teknolojiye
uyum salayacak politikalar üretmektedirler.
59
Sonuç olarak günümüzde sendikalara olan ihtiyacn artt gözlenmektedir. Sendikalar da bu durum
karsnda çeitli stratejiler gelitirerek üye saylarn
artrmaya ve güç kazanmaya çalmaktadrlar. Kanmzca, çan gerekleri ve artlar gözönünde tutularak
yaplacak düzenlemeler sayesinde sendikalar endüstri ilikileri sisteminde tekrar hakettikleri yeri almaya
balayacaklardr. Yaanlan bilgi çann sivil toplum
örgütlerini ön plana çkard düünüldüünde, bir sivil toplum örgütü olan sendikalarn da asla yok olmayacaklarn ve giderek daha önemli hale geleceklerini
söylemek yanl olmayacaktr.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
DPNOTLAR
Aye Bura v.d., “Çalma Hayatndaki Yeni Gelimeler ve
Türkiye’de Sendikalarn Deien Rolü”, (Çevrimiçi) www.spf.
boun.edu.tr/docs/BU_SPF_Arastirma_Projesi-_Sendikalar.pdf,
16.05.2008.
Hüseyin Önlem Ersöz, (2006), “Deien Teknoloji ve Küresellemenin nsan Kaynaklar Politikalar ve Sendika likilerine Etkileri”, (Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydn), s. 59.
Metin Kutal, (2005), “Türk Sendikacln Çevreleyen Olumsuz
Koullar, Özellikler ve Yeni Bir Yaplanma htiyac”, Çalma ve
Toplum, Say: 5, s. 12.
Abdulkadir enkal, (2005), Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, Alfa Yaynlar, stanbul, s. 544-545.
OECD, (Çevrimiçi) www.oecd.org/dataoecd/25/42/39891561.
xls, 22.05.2008.
Jelle Visser, (2006), “Union Membership Statistics in 24 Countries”, Monthly Labor Review, p.43.
Saym Yorgun, (2007), “Sivil Toplum Düzeninde Sendikalarn
Gelecei”, Sosyal Siyaset Konferanslar, Prof. Dr. Hamet Baar’a
Armaan Özel Says, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Yayn, 53. Kitap, stanbul, s. 319.
Mehmet Hüseyin Bilgin, (2001), “Endüstri likilerinde Dönüüm
ve Yeni Eilimler”, Kamu- Hukuku ve ktisat Dergisi, Cilt: 6,
Say: 2, s. 73.
Abdulkadir enkal, (1999), Sendikasz Endüstri likileri (Genel
Olarak Dünyada ve Türkiye’de), Kamu- Yaynlar, Ankara, s.
58.
Ahmet Selamolu, (2003), “çi Sendikaclnda Yeniden Yaplanma ve Örgütlenme Modeli”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, No: 6, s. 63.
Mustafa Aykaç, (2000), “Sendikalarn Gelecei: Küreselleme
ve Yapsal Deiiklikler Açsndan Bir Analiz”, Prof. Dr. Nusret
Ekin’e Armaan, TÜHS Yayn, Yayn No: 38, Ankara, s. 578.
Aysen Tokol, (2002), “Sendikalarn Üye Saysnda Azalma Nedenleri ve Sendikalarn zledikleri Yeni Politikalar”, (Çevrimiçi)
http://www.isgucdergi.org/?p=arc_view&ex=282&inc=arc&cil
t=4&sayi=1&year= 2002, 12.05.2008.
enkal, Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, s. 548.
Yorgun, a.g.e., s. 324-325.
enkal, Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, s. 548.
Aykaç, a.g.e., s. 584-585.
Mehmet Ali Kelleci, (2003), Bilgi Ekonomisi, gücü Piyasasnn
Temel Aktörleri ve Eitsizlik: Eilimler, Roller, Frsatlar ve Riskler, DPT, Yayn No: 2674, Ankara, s. 54, (Çevrimiçi), ekutup.dpt.
gov.tr/isgucu/kellecim/bilgiekon.pdf, 15.05.2008.
Fatih Aydemir, (2003), “21. Yüzylda Sendikal Örgütlenme Sorunu ve Yeni Sendikal Stratejiler”, Basn- Sendikas 16. Olaan Genel Kurul Çalma Raporu, (Çevrimiçi) http://basinis.sayfamtr.
net/2003GK_orgutlenme.doc, 15.05.2008.
19. Banu Uçkan, (2000), “Sendikalararas Rekabet Politikalarnda
Yeni Araylar”, Prof. Dr. Nusret Ekin’e Armaan, TÜHS Yayn,
Yayn No: 38, Ankara, s. 759-760.
20. Tokol, a.g.e.
21. Tokol, a.g.e.
22. enkal, Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, s. 550.
23. Aydemir, a.g.e.
24. Abdulkadir enkal, (2003), “letiim Teknolojisi ve Sendikalar
(Sanal Sendika ya da nternet Sendikacl)”, Çimento veren
Dergisi, Cilt: 17, Say: 1, s. 44.
25. Abdurrahman Benli, (2005), “Sendikalar, Bilgi Teknolojileri ve
nternet”, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Mecmuas, Prof.
Dr. Toker Dereli’ye Armaan Says, Cilt: 55, Say: 1, stanbul, s.
225-238.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
KAYNAKÇA
Aydemir, Fatih, (2003), “21. Yüzylda Sendikal Örgütlenme Sorunu ve Yeni Sendikal Stratejiler”, Basn- Sendikas 16. Olaan Genel Kurul Çalma Raporu, (Çevrimiçi) http://basinis.sayfamtr.
net/2003GK_orgutlenme.doc, 15.05.2008.
Aykaç, Mustafa, (2000), “Sendikalarn Gelecei: Küreselleme
ve Yapsal Deiiklikler Açsndan Bir Analiz”, Prof. Dr. Nusret
Ekin’e Armaan, TÜHS Yayn, Yayn No: 38, Ankara.
Benli, Abdurrahman, (2005), “Sendikalar, Bilgi Teknolojileri ve
nternet”, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Mecmuas, Prof. Dr.
Toker Dereli’ye Armaan Says, Cilt: 55, Say: 1, stanbul, s. 221249.
Bilgin, Mehmet Hüseyin, (2001), “Endüstri likilerinde Dönüüm ve Yeni Eilimler”, Kamu- Hukuku ve ktisat Dergisi, Cilt:
6, Say: 2, s. 67-74.
Bura, Aye v.d., “Çalma Hayatndaki Yeni Gelimeler ve
Türkiye’de Sendikalarn Deien Rolü”, (Çevrimiçi) www.spf.
boun.edu.tr/docs/BU_SPF_Arastirma_Projesi-_Sendikalar.pdf,
16.05.2008.
Ersöz, Hüseyin Önlem, (2006), “Deien Teknoloji ve Küresellemenin nsan Kaynaklar Politikalar ve Sendika likilerine Etkileri”, (Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Aydn).
Kelleci, Mehmet Ali, (2003), Bilgi Ekonomisi, gücü Piyasasnn Temel Aktörleri ve Eitsizlik: Eilimler, Roller, Frsatlar ve Riskler, DPT,
Yayn No: 2674, Ankara, (Çevrimiçi), ekutup.dpt.gov.tr/isgucu/
kellecim/bilgiekon.pdf, 15.05.2008.
Kutal, Metin, (2005), “Türk Sendikacln Çevreleyen Olumsuz
Koullar, Özellikler ve Yeni Bir Yaplanma htiyac”, Çalma ve
Toplum, Say: 5, s.11-26.
OECD, (Çevrimiçi) www.oecd.org/dataoecd/25/42/39891561.
xls, 22.05.2008.
Selamolu, Ahmet, (2003), “çi Sendikaclnda Yeniden Yaplanma ve Örgütlenme Modeli”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, No: 6, s.63-98.
enkal, Abdulkadir, (1999), Sendikasz Endüstri likileri (Genel Olarak Dünyada ve Türkiye’de), Kamu- Yaynlar, Ankara.
, (2003), “letiim Teknolojisi ve Sendikalar (Sanal Sendika ya
da nternet Sendikacl)”, Çimento veren Dergisi, Cilt: 17, Say:
1, s.30-44.
, (2005), Küreselleme Sürecinde Sosyal Politika, Alfa Yaynlar,
stanbul.
Tokol, Aysen, (2002), “Sendikalarn Üye Saysnda Azalma Nedenleri ve Sendikalarn zledikleri Yeni Politikalar”,
Güç nsan Kaynaklar ve Endüstri likileri Dergisi, Cilt: 4,
Say: 1, (Çevrimiçi) http://www.isgucdergi.org/?p=arc_
view&ex=282&inc=arc&cilt=4&sayi =1&year=2002, 12.05.2008.
Uçkan, Banu, (2000), “Sendikalararas Rekabet Politikalarnda
Yeni Araylar”, Prof. Dr. Nusret Ekin’e Armaan, TÜHS Yayn,
Yayn No: 38, Ankara.
Visser, Jelle, (2006), “Union Membership Statistics in 24 Countries”, Monthly Labor Review.
Yorgun, Saym, (2007), “Sivil Toplum Düzeninde Sendikalarn
Gelecei”, Sosyal Siyaset Konferanslar, Prof. Dr. Hamet Baar’a Armaan Özel Says, stanbul Üniversitesi ktisat Fakültesi Yayn,
53. Kitap, stanbul.
60
TÜRKYE’DE GÜCÜ PYASASININ DNAMKLER VE MESLEK ETM SORUNU
Yrd. Doç. Dr. Mehmet Merve ÖZAYDIN
Gazi Üniversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi, Öretim Üyesi
TÜRKYE’DE GÜCÜ PYASASININ DNAMKLER
VE MESLEK ETM SORUNU
GR
Eitim, bir toplumun yaam tarznn belirlenmesindeki zihniyetini, kültürünün gelecek kuaklara salkl olarak aktarlmasndaki milli hassasiyetini, toplum
kalknmasn ve toplumun varlnn temel varolu
ilkelerini koruyan ve gelitiren bir nitelie sahiptir.
(Akn; imek;Erdem,2007;7) Bu denli toplumsal etkilere sahip olan eitim meselesi son dönemde çalma
hayatnn da önemli bir tartma konusu olarak dikkat
çekmektedir. Teknolojik deimelerin i organizasyonlar ve igücü piyasalar üzerindeki etkileri, çalma
hayatnda koruyucu düzenlemelerin azalmasna ve
bireylerin sahip olduklar beceri ve niteliklerin önem
kazanmasna yol açmtr. Küreselleme ekseninde güç
kazanan rekabet anlay, igücü performansnn ölçülmesine ilikin gereklerin istihdam öncesi ve sonrasnda
önem kazanmasn salamtr. stihdam öncesinde igücü piyasalarnn ihtiyaçlarnn karlanmasna yönelik tartmalar mesleki eitim sistemi üzerinde youn-
larken, istihdam sürecinde de hizmet içi eitim ve
performans yönetimi uygulamalar öne çkmaktadr.
letmeler sürekli performans deerlendirme çalmalar ile snrl sayda yüksek nitelikteki çalanlar
ellerinde tutabilme çabas içindedirler. Yeni dönemde,
i güvencesini salayan özellik, örgütlenmenin verdii
güç ya da i hukuku kurallarnn korumac nitelii deil, bireyin istihdama girmesini ve orada kalabilmesini
salayacak bilgi, beceri ve yeteneklerindeki geliimi
ifade eden istihdam edilebilirlik kavram olmutur.
Birey bu özelliklerini gelitirebildii ölçüde iinde baarl olacak, i aramas gerektiinde i arama süresi
azalacak ve nitelikleri ile igücü piyasasna dönebilme
ans her zaman mevcut olacaktr. Tüm bu ihtiyaçlar
bireyin sahip olduu eitim düzeyinin önemini artrmakta ve mesleki eitim, istihdam edilebilirliin en
önemli unsurlarndan biri olarak öne çkmaktadr.
Eitim-istihdam ilikisinin çalma hayatnn temel
alanlarndan biri haline gelmesi, igücü piyasalarnn
etkin düzenlenmesi ihtiyacn ortaya çkarmaktadr.
61
I.GÜCÜ PYASALARININ
DÜZENLENMES GERE
Emek arz ve talebinin etkin ekilde karlamas her
eyden önce igücü piyasalarnn doru düzenlenmesine baldr. Sosyal politika disiplini igücü piyasalarnn düzenlenmesinde çalma hayatnn sosyal ortaklar olarak kabul edilen, içi, iveren ve devlet için baz
sorumluluklar belirlemitir. Sosyal devlet anlayndaki deimelere ve farkl ulusal uygulamalara karn bu
sorumluluklarn yerine getirilmesi, igücü piyasalarnn daha ilevsel hale gelmesini salayacaktr. gücü
piyasalarndaki taraarn rolleri ve etkinlikleri, ekonomik, sosyal ve kültürel etkenlere bal olarak ülkeden
ülkeye farkllklar gösterse de her ekonomik modelin
ekillenmesinde önem tar.
Kapitalizmin bir krizi olarak ortaya çkan 1970’li yllardaki petrol oklarnn ardndan mevcut ekonomi politikalarnn kriz etkilerini ortadan kaldrmada yetersiz
kalmas, sosyal harcamalar kontrol edemeyen devlete
yönelen suçlamalarn artmasn salamtr. Küreselleme etkisi ile güç kazanan ticari liberalizasyonun nans
piyasalar üzerindeki etkisi, 1980’lerden sonra devletin dorudan mal ve hizmet üreticisi olma konumunu
terk etmesine neden olmutur. Bu süreçte, devletin düzenleyici rolü eletirilerek ekonomiye müdahale alan
daraltlmaya çallm, piyasalara ve rekabet gücüne
daha fazla önem verilerek devletin küçülmesi ve temel
fonksiyonlarna döndürülmesi planlanmtr.
Sanayi toplumunun çalma sistemi; fordist üretim
tekniine, tam süreli çalmaya ve niteliksiz içilie dayanyordu. Ancak 1970’li yllarn ortalarndan itibaren
yönetim ve organizasyon düüncesinde ortaya çkan
yeni yaklamlar, yeni bir yönetim sistemi yaklamn
gündeme tamtr. Bilgi teknolojilerinin geliimi ve bu
teknolojilerin, iletmelerin yönetsel ve örgütsel süreçlerinde kullanlmas örgütsel kademelerin azalmasna ve
yataylamasna neden olmutur. Esnek üretim anlay
ve deiimin yakalanmas örgütlerin boyut olarak da
küçülmelerine neden olmutur.(Tutar;200:95-96)
Uluslararas irketlerin kâr hadlerini artrmak amacyla izledikleri stratejilere bal olarak yeniden yaplandrlan uluslararas ibölümünün temelini “esnek
uzmanlama” oluturmutur. Çalanlarn iç yapsndaki bu farkllama, çekirdek igücü ile çevre igücü
arasndaki farkll ortaya çkarmtr. Geçmite imalat
sanayi içilerinin oluturduu çekirdek igücünü bugün, teknolojik ve bilgi youn sektörlerde yüksek ücret
ve rahat çalma koullarnda çalan hizmet sektörü içileri oluturmaktadr. Hizmetler sektöründeki genilemenin teknoloji arlkl olmas, nitelikli istihdamn
deerini artrrken, niteliksiz igücünde arz fazlal
olumutur. (Yalnpala;2002:281)
Yeni dönemin igücü piyasalarndaki farkl özelliklerini u ekilde sralamak mümkündür. sizlik gelimilik düzeyi ne olursa olsun tüm ekonomilerde bir
sorun halini alarak sürekli nitelik kazanmtr. Sanayi
Devriminin sürekli statüde çalmaya dayal anlay
güç kaybetmi ve esnek çalma ekilleri yaygnlamtr. Teknolojik gelimeleri izleyebilmek ve rekabet
gücünü yüksek tutabilmek için eitim gerekleri artm
ve eitimli igücü önem kazanmtr. Gelien teknolojik yap baz meslek ve çalma ekillerinin ortadan
kalkmasna neden olmutur. gücü piyasalarnda kadnlarn oranlarnda artlar yaanmtr. Nitelikli ve
niteliksiz çalanlar arasnda, çalma koullar ve ücret
gibi konularda farkllklar artmtr. Özellikle düük
nitelik düzeyinde çalanlarn oluturduu kaytd
kesim büyümütür.
Devletin “sosyal” niteliine yönelik eletiriler ve
piyasann salkl ileyiini engelledii iddias, igücü
Kapitalizmin bir krizi olarak ortaya çkan 1970’li yllardaki petrol oklarnn ardndan mevcut ekonomi politikalarnn kriz etkilerini ortadan kaldrmada yetersiz kalmas, sosyal harcamalar kontrol edemeyen devlete yönelen suçlamalarn artmasn salamtr. Küreselleme etkisi ile güç kazanan
ticari liberalizasyonun nans piyasalar üzerindeki etkisi, 1980’lerden sonra
devletin dorudan mal ve hizmet üreticisi olma konumunu terk etmesine
neden olmutur. Bu süreçte, devletin düzenleyici rolü eletirilerek ekonomiye müdahale alan daraltlmaya çallm, piyasalara ve rekabet gücüne daha fazla önem verilerek devletin küçülmesi ve temel fonksiyonlarna
döndürülmesi planlanmtr.
62
piyasalarndaki kamusal düzenleme araçlarnn etkinliklerini yitirmesine ve düzenleyici gücün piyasa dinamiklerine devredilmesine neden olmutur. Nitelikli
igücünün oluturduu merkez igücü için kariyer yönetimi ve sürekli eitim gibi insan kaynaklar yönetimi
uygulamalar gündeme gelirken, çevre igücü, sosyal
politikann snrlandrlm koruma alanna terk edilmitir.
Bilginin stratejik bir üretim faktörü olarak ekonomik niteliinin ön plana çkmas, mesleki ve teknik eitim sisteminin örgütlenmesi ve uygulanmasna yönelik
ilginin artmasna neden olmutur. sizliin önlenmesi
ile toplumsal, bireyin sevdii ii yapabilmesi ile bireysel ve iletmelerdeki verimlilik düzeylerinin artrlarak
kalknmay salamas ile ekonomik etkilere sahip olan
mesleki eitim sorunu, sosyal taraarn son dönemde
üzerindeki en çok kafa yorduklar konularn da banda gelmektedir. Konu ekonomik, sosyal ve hatta
siyasal tartma alanlarnn konusu olurken, eitim
meselesinde yaanan gelimeler, igücü piyasalarnn
dinamiklerinin dikkatle izlenmesi gerekliliini ortaya
koymaktadr. Yaanan ekonomik krizler ve istikrarszlk igücü piyasalarnda sürekli istihdam ansn azaltm durumdadr. Yeni dönemde tam süreli istihdam
hedeerinde çok, igücü piyasalarnda bulunabilme
becerisini ifade eden “istihdam edilebilirlik” kavram
önem kazanmtr.
II. stihdam Edilebilirlik
stihdam edilebilir olma; bireyin istihdama girmesini ve çalma hayat boyunca istihdamda kalmasn
, baka bir deyile i güvencesini salayacak bilgi beceri ve yeteneklerdeki geliimi ifade etmektedir. (HM
Treasury;1997:1) stihdam edilebilirliin çerçevesini
Bireysel faktörler, Kiisel faktörler ve dsal faktörler eklinde bir analize tabi tutabilmek mümkündür.
Buna göre; (Kurnaz;2007:20-21) istihdam edilebilir olmada bireysel unsurlar, stihdam Edilebilirlik beceri
ve nitelikleri:Temel nitelikler: sosyal beceriler, güvenilirlik, çalma istei, olay ve sonuçlar arasnda balant kurabilme gibi, Bireysel yetkinlik: insiyatif almak,
kararllk, güven, Temel kazanlabilir beceriler: sözlü
anlatm- okur yazarlk, Yüksek düzey kazanlabilir
beceriler: sorun çözme, uyum ,takm çalmas, zaman
yönetimi, liderlik yetenei, En üst düzey kazanlabilir
beceriler: rasyonel düünme, i odakl olmak, ticari
bilinç, Uzmanlk becerileri: akademik ve teknik niteliklilik, Temel i ve meslek bilgisi:i tecrübesi, mesleki
beceriler(genel-özel), gücü piyasasna yönelik ilgi:
istihdam süresi, isizlik oran hakknda bilgi sahibi
olmak eklinde sralamak mümkündür. Bunun yannda demograk özellikler(Ya- cinsiyet), salk ve kii-
Bilginin stratejik bir üretim
faktörü olarak ekonomik niteliinin ön plana çkmas, mesleki
ve teknik eitim sisteminin örgütlenmesi ve uygulanmasna
yönelik ilginin artmasna neden
olmutur. sizliin önlenmesi
ile toplumsal, bireyin sevdii
ii yapabilmesi ile bireysel ve
iletmelerdeki verimlilik düzeylerinin artrlarak kalknmay salamas ile ekonomik
etkilere sahip olan mesleki eitim sorunu, sosyal taraarn
son dönemde üzerindeki en
çok kafa yorduklar konularn
da banda gelmektedir. Konu
ekonomik, sosyal ve hatta siyasal tartma alanlarnn konusu
olurken, eitim meselesinde
yaanan gelimeler, igücü piyasalarnn dinamiklerinin dikkatle izlenmesi gerekliliini ortaya koymaktadr.
sel refah ve i arama bilgi ve yetenekleri de arama
kaynaklarnn kullanm, toplumsal bilgi alarn etkin
kullanma, özgeçmi oluturma, mülakat yetenei, referans kullanm, güçlü ve zayf yönleri bulma, i hedefleri konusunda gerçekçi yaklam, igücü piyasas hak.
bilgi sahibi olmak) dier bireysel faktörlerdir. Bireyin
uyum yetenei ve hareketlilii, ücret ve çalma koullarndaki esneklii de istihdam edilebilirliini artran
dier unsurlardr.
stihdam edilebilir olmada dsal faktörler ise talebi
etkileyen faktörlerdir. Bu çerçevede igücü piyasasn
etkileyen faktörler:Yerel talep düzeyi, iler için yarma
63
düzeyi, rakipler, makro ekonomik faktörler:ekonomik
istikrar, ulusal igücü talebi, açk ilerin özellikleri: ücret, çalma koullar, çalma saatleri, ter, istihdam
koullar: ie alma prosedürleri, iveren tercihleri, ayrmclk, iverenlerin belirli niteliklere yönelmesidir.
Daha çok devletin düzenleme sahasn belirleyen altyapya ilikin faktörler ise; istihdam politikalar: kamu
hizmetlerine eriim, i bulma yöntemlerinin etkinlii,
kurumlarn etkin çalmas, tevik ve vergi indirimleri, okuldan i piyasasna geçiin kolaylamas, eitime
ulama, istihdam edilebilirliin okul ortamna tanmas, destekleyici politikalar: toplu tama, çocuk bakm
hizmetleri, ulam imkanlar v.b uygulamalardr.
III. Türk Milli Eitim Sistemi ve Mesleki
Eitim
Türk milli eitim sistemi, örgün ve yaygn eitim
olmak üzere iki bölümden olumaktadr. Örgün eitim
okul öncesi eitim, ilköretim, orta öretim ve yüksek
öretim olmak üzere dört kademeden olumaktadr.
Yaygn eitim ise örgün eitim sistemine hiç girmemi
veya herhangi bir kademesinde bulunan ya da ayrlm
vatandalara örgün eitimin yannda ya da dnda düzenlenen eitim, öretim, rehberlik ve uygulama faaliyetlerinin tümünü içermektedir. (MEB;2009:XI-XV)
Türkiye’de mesleki eitim örgün ve yaygn eitim
kurumlarnda verilmektedir. Orta öretim düzeyinde
genel ortaöretim yannda yer alan mesleki ve teknik
ortaöretim, i ve meslek alanlarna igücü yetitiren
ve örencileri yüksek öretime hazrlayan ortaöretim
kurumlardr. Mesleki ve teknik ortaöretim okullar
endüstriyel ve teknik, ticaret ve turizm, sosyal hizmetler ve din hizmetleri alanlarndaki 30’a yakn farkl türdeki okuldan olumaktadr.
Yüksek öretimde mesleki ve teknik eitim, önlisans düzeyinde meslek yüksekokullarnca verilirken,
lisans eitimi veren mesleki eitim ve teknik eitim fakültelerinde baz deiikliklere gidilmitir. Buna göre
02.11.2009 tarihli Bakanlar Kurulu karar ile Mesleki
Eitim, Teknik Eitim, Mesleki ve Teknik Eitim, Ticaret ve Turizm ve Endüstriyel Sanatlar fakülteleri kapatlmtr. Bunlarn yerlerine Teknoloji, Sanat ve Tasarm ve Turizm fakülteleri kurulmutur.
IV. Mesleki Eitim Sisteminin Sorunlar
ve Alternatif Çözümler
Ülkemizde mevcut yap içinde uygulanagelen diploma ve unvan sistemi, igücü piyasalarnn beklentilerini karlayamamaktadr. Özellikle mesleki eitim
sisteminden çkarak istihdam ans bulamayanlar arasnda, eitim faaliyetleri sonucunda verilen diploma ve
belgelerin, kiilerin sahip olduu bilgi ve becerileri yeterince ve güvenilir biçimde yanstmad ve i yaamnn kendine has dinamiklerine cevap vermedii eletirisi sklkla yaplmaktadr. (Akba;2002:1) Eitimin
artan önemi bireylerin sahip olduu bilgi ve becerileri
esas alan yaklamlarn deer kazanmasn salamtr.
Yeni çalma ekillerinde diploma bazl istihdamn yerini beceri bazl istihdam almaktadr. Bu konuda beceri
esasl istihdam destekleyen yaklamlarn kamuoyunda yaygnlatrlmas ihtiyac vardr.
gücü piyasalar ile eitim kurumu arasndaki
ilikinin güçlendirilmesinde meslek standartlarnn
gelitirilmesi ve uluslararas ölçütlerinin belirlenmesi
konusu büyük önem tamaktadr. Uzun yllardr ülkemizde meslek eitim sistemi için eletiri konusu olan
bu sorun, 2006 ylnda bu konudaki kurumsal yaplanmann oluturulmas ile giderilmitir. Meslek standartlarn temel alarak, teknik ve mesleki alanlarda ulusal
yeterliliklerin esaslarn belirlemek, denetim, ölçme
,deerlendirme, belgelendirme ve sertikalandrmaya
ilikin faaliyetleri yürütmek üzere 21.Eylül.2006 tarihinde 5544 sayl kanun ile mesleki yeterlilik kurulu
kurulmutur. Kurumun temel görevi Avrupa Birlii
ile uyumlu “ulusal mesleki yeterlilik” sistemini kurmak ve iletmektir. Bu konudaki yönetmeliin ilgili
maddelerine göre belirlenecek mesleklere ilikin yeterlik düzeyleri, AB tarafndan belirlenen seviyelere
ve 23.Nisan.2008 tarihinde kabul edilen Hayat boyu
örenmede Avrupa yeterlik çerçevesine uygun olmak
zorundadr. Dolaysyla Avrupa Birlii katlm süreci
de bu gelimeye destek verecektir. Mesleki yeterlilikler kurumunun ortaöretim bazl standart çalmalar
yannda, yüksek öretime yönelik çalmalar da geniletilmelidir.
Türk Mesleki Eitim sistemi içerisinde yaplan tüm
çalmalara karn okul-iletme ilikisi kurulamamtr.
Mesleki eitim sisteminin temel hede i ve meslek
alanlar için gerekli olan igücünün yetitirilmesidir.
Böyle bir fonksiyonun icra edilebilmesi için, iki uygulama alan arasndaki ibirlii büyük önem tamaktadr. Eitim sisteminin çktlarnn igücü piyasalar ve
iletmeler için girdi olduu unutulmamaldr. Eitim
kurumlar iletmeleri isteksiz davranmakla ve eitim
için gönderilen örencilerin eitim d ilerde kullanldklar konusunda suçlarken, iletmelerde bürokratik
ilemlerin skcl konusunda eletiriler getirmektedir. Bu konudaki diyaloun gelitirilmesinde l Mesleki Eitim Kurullarnn da büyük yarar vardr. Bu
kurullarn etkinliinin artracak düzenlemeler, yerel
ölçekte okul-iletme ibirliinin gelitirilmesi açsndan önemlidir.
Meslee yönlendirme konusunda yaanan sorunlar
da mesleki eitimdeki dier bir sorun alann ifade et-
64
mektedir. Çalma performansnn artrlmasndaki en
IV.1. Ortaöretim Düzeyinde Yaanan
önemli unsur, bireyin sahip olduu özellikler ile iin
Sorunlar ve Çözüm Önerileri
gerektirdii nitelikler arasndaki uyumun salanmasdr. Bu uyum, bireyin çalma motivasyonunun da
Mesleki Eitime Olan lginin Azalmas: Amac
temel aracdr. Ülkemizde meslee yönlendirme fa- ülkenin igücü piyasalarnn ihtiyaç duyduu elemanaliyetlerinin ilköretimin ikinci düzeyinde rehberlik larn yetitirilmesi olan meslek okullarna ilgi ciddi
servislerince yerine getirilmeye çallsa da yeterince ekilde azalmtr. Gelimi Avrupa ülkeleri ve uluslaetkin olduunu söylemek mümkün deildir. Özellikle raras standartlarla karlatrldnda meslek okullailköretimin ardndan ortaöretimde mesleki eitim r ve genel okul oranlarnn ülkemizde tam tersine bir
kurumlarna yönlendirilecek örencilere mesleki reh- yaplanma içinde olduu görülmektedir. Mesleki lisesi
berlik hizmetlerinin etkin olarak sunulmas gerekmek- mezunlar ise genellikle iletmelerde çalmak yerine
tedir.
yüksek öretime devam etmek arzusundadr. Sonuçta
Meslee yönlendirmede aile ve çevresel faktörlerin sanayi uluslararas rekabette nitelik sahibi ara insangübaskn karakteri mesleki
cünden yoksun kalrken,
eitim sisteminin geliigençler mesleksiz ekilde
minin önündeki bir dier
Mesleki teknik eitim, dier üniversite diplomas ile
engeldir. Üniversite okuisiz duruma dümektemann toplumda sahip
eitim programlarna oranla dirler Meslek liselerine
olduu prestij, ailelerin
ilginin azalmasndadaha yüksek maliyetler içeren olan
adeta servet saylabilecek
ki bir dier sorun da topbedelleri
dershanelere
bir eitim programdr. Bu ih- lumda meslek liselerine
ilikin kafa karklnn
ödemelerine ve üniversite
tiyacn
göz
önünde
bulundugiderilememi olmasdr.
sonrasnda çocuklarnn
Son yllarda imam hatip
uzun isizlik sürelerine
rularak kamu bütçesinden ayr- liseleri ve katsay tarttanklk etmelerine neden
lan payn gelitirilmesi önemli malar gölgesinde yaplan
olmaktadr.
meslek liselerinin gelecei
Avrupa Birlii ülkeleribir gerekliliktir. Ancak bu tek sorunu, salkl bir zemine
nin birçounda 10-11olan
meslee yönlendirme ya,
bana yeterli olmayp Avrupa tanmak zorundadr. Çok
önemli nitelik farklar ve
ülkemizde 14-15 yalaülkeleri
örneinde
olduu
gibi,
istihdam
anslar olmamarnda balamaktadr. Bu
sna
karn
genel liselere
durum özellikle çraklk
iletmelerin, ticaret ve sanayi duyulan güvenin
meslek
eitimi yapan mesleki eiodalarnn ve sendikalarn kat- liselerine de olumas için
tim merkezlerinde önemli
çalmalar
yaplmaldr.
bir kan kaybnn yaanklarn
da
bu
alana
yönlendirilToplumsal
hayatn
en çok
masna neden olmutur.
ihtiyaç
duyduu,
kalkn(METED;2006:3) Meslee
mesi ihtiyac vardr.
mann ve gelimenin ana
yönlendirme için kesintiunsurlarndan
birisi olan
siz eitim düzenlemesini
yeniden
tanmmesleki
teknik
eitimi
ve
mezunlarn
de zedelemeden bir çözüm bulma ihtiyac ortadadr.
lamak
ve
bu
okullar
birer
cazibe
merkezi
haline
getirÖrgün ile yaygn eitimi, ortaöretim ile yüksek öremek
gerekmektedir.
timi bütünletirecek esnek bir yaplanma oluturulaMesleki teknik eitimin nansmanna katknn
mamtr. Bu durum ihtiyaç duyulan alanlarda eleman
artrlmas:
Mesleki teknik eitim, dier eitim progskntsnn çekilmesine neden olurken, uzun dönemde
ramlarna
oranla
daha yüksek maliyetler içeren bir
dahi ihtiyaç olmayan alanlarda youn bir eitim süreeitim programdr. Bu ihtiyacn göz önünde bulunducinin devam etmesine neden olmaktadr.
rularak kamu bütçesinden ayrlan payn gelitirilmesi
Yaanan genel sorunlarn yannda ortaöretim ve
önemli bir gerekliliktir. Ancak bu tek bana yeterli
yükseköretim sisteminin ileyiinden kaynaklanan
olmayp Avrupa ülkeleri örneinde olduu gibi, iletbir takm sorunlarda mevcuttur. Bu sorunlarn genel
melerin, ticaret ve sanayi odalarnn ve sendikalarn
sorunlarn yannda ayr bir snamaya tabi tutulma
katklarn da bu alana yönlendirilmesi ihtiyac vardr.
ihtiyac vardr.
Eitimciler: Meslek dersleri öretmenlerinin iletme-
65
lerle ilikilerinin güçlendirilmesi gerei ortaöretim sistemin güçlü ve zayf yönlerinin belirlenmesi için
sistemindeki en önemli sorunlardan biridir. Meslek arttr. Mezunlarn durumu ve i performanslarna ilidersleri öretmenleri ile iletmelerin eitim sorumlular kin veriye sahip olmayan bir mesleki ve teknik eitim
ve eitici personelinin ilikilerinin gelitirilmesi gerek- kurumunun kusur ve noksanlklarn sürdürme ihtilidir. Mesleki teknik eitimde belirlenmi olan hedee- mali yüksektir. Mesleki ve teknik eitim kurumlarnn
re ulalmas, yeter sayda ve iyi yetimi öretmenlerle mezunlarn izleyecek ve deerlendirecek bir sistem
mümkün olacaktr. Bunun için, hem bu okullarn ihti- gelitirmelidir. (TSK; 2004)
yaç duyulan alanlarna iyi öretmen yetitirilmeli, hem
IV.2. Yükseköretim
de öretmenlerin, sanayi
Sistemi Sorunlarna
ve hizmet alanlarndaki
Ülkemizde son yllarda yaa- likin Çözüm
bilgi ve tecrübelerinin arÖnerileri:
trlmas
salanmaldr.
nan
ekonomik
büyümenin
istih(TSK;2004)
Meslek StandartlarMalzemelerin Günceldam yaratmayan sonuçlar, konn
Tanmlanmas: Meslenmesi ve Programlarn
nunun
daha
detayl
analizlere
lek
yüksek
okullarnn bir
güncellenmesi
sorunu:
mezuniyet sonKaliye ara elemann yemuhtaç olduunu ortaya koy- çounun
ras da çalacaklar mestitirilmesinde, sanayi ve
maktadr. Bu noktada isizlikle leklerin tanmlamas net
hizmet sektörünün deideildir. Özellikle mesleen ve gelien artlarna
mücadelede çalma hayatnn ki yeterlilik sisteminin bu
uygun ders araç ve gereçlerinin tespiti, tasarm,
sosyal taraarnn yaklamlar eitim düzeyinde bulunanlara ilikin tanmlama
salanmas ve kullanma
önem
kazanmaktadr.
sizlik
yapma ihtiyac yüksektir.
hazr hale getirilmesi büYüksekokullar
yük bir ihtiyaçtr. Aksi
sadece devlet düzenlemeleri ve Meslek
meslek liselerinin bir uzhalde mevcut malzeme
müdahaleleri ile çözümlenebile- manlama alan olarak göaltyaps ile sürekli gelirülmeli ve bu okullardan
en teknolojiye uygun bir
cek bir sorun da deildir. Özel- mezun olan örencilerle
eitim sürecinin planlanmas mümkün deildir.
likle igücü piyasalarnda nitelik meslek liseleri örencileri
arasnda meslek standartÖrgün ve yaygn mesleki
düzeyinin rekabet gücüne bal larnda düzeysel farklar
ve teknik eitim kurumlarnda uygulanan eitim
olarak önem kazanmas, nitelik oluturulmaldr.
Snavsz Geçi Sisteprogramlar, bu programlarla yetitirilen becerili
düzeyinin yükselmesi konusun- mi: Meslek liselerinden
ve teknik igücü ile igümeslek yüksekokullarna
da mesleki eitim sorununun snavsz geçie ilikin dücü piyasasnn ihtiyaçlar
arasnda nitelik ve nicelik
tüm taraarn katlm ile çözü- zenleme hedeenen baayönünden bir uyum görülry salamamtr. Meslek
münü gerekli klmaktadr.
memektedir. Bu durumun
yüksekokullarndaki kaligenelde mesleki eitime
te dümü ve bu okullarda
olumsuz etkileri olmaktaeitim görmek sradanladr. letmelerde beceri eitimi de belirtilen durumdan mtr. Bu sistemin yerine rekabetçi bir ortamn temini
olumsuz yönde etkilenmektedir. Hangi mesleklerin amacyla, alannda meslek lisesinde görmü olduu
hangi seviyede yetikinlik gerektirdii, eitim talebi- meslek derslerinden oluan bir snava tabi tutularak
nin örgün ve yaygn hangi eitim kurumlarnda etkili bu okullara alnmaldrlar. 2010 yl snav takviminde
olarak karlanabilecei belirlenmelidir. Bu durum uy- bu okullara snavsz geçiin kaldrlmasna ilikin bir
gulanan mesleki ve teknik eitim programlarnn yeni- yaklam vardr. Ancak kontenjanlarn fazla olmas ve
den tanmlanmasn gerektirecektir.
puanlarn anlamsz bir noktaya dümesinden de kaçMezunlar zleme: Mesleki ve teknik eitim ku- nlmaldr.
rumlarnn mezunlarnn igücü piyasasndaki duruAyn içerikteki farkl programlar: Gerek lisans gemunun izlenmesi, eitimle bireye kazandrlan mesleki rekse önlisans düzeyinde ayn içeriklere sahip farkl
yeterliliklerin i hayat ile uyumun deerlendirilmesi,
66
programlar mevcuttur. Bu uzmanlamay engelledii
gibi büyük bir kaynak israfna da neden olmaktadr.
Üniversiteli Olma Yaklam: Meslek yüksekokulu eitiminin, çok önemli ilevleri olan bir üniversite
eitimi olduu dikkate alnarak, bu okullarn, ziksel
alanlarnn üniversite kampüsleri içerisine alnmaya
çallmas gereklidir. Örencilere daha ileri bir eitim
düzeyinde ve “üniversiteli” olduklar özgüveni verilmelidir.
Sanayi Merkezlerine Yaknlk ve birlii: Baz
yerleim merkezlerinin sosyo-ekonomik yönden gelitirilmesi amacna dayanan popülist yaklamlar terk
edilerek, meslek yüksekokullarnn sanayi, hizmet ve
ticaret bölgelerinde veya bu bölgelere çok yakn merkezlerde kurulmas salanmaldr.
Akademik Kadro: Meslek yüksekokullarndaki öretim eleman kadrosu, uygulanan programn evrensel
ve yerel teorisini ve gelime boyutlarn örenciye anlatacak olan öretim üyelerinden, o alandaki bilimsel
çalmalaryla yeterliliini kantlam, o meslein teori
ve pratiini içselletirip onu yeniden üreterek örenciye aktaracak öretim görevlilerinden ve o meslein
yönelecei i kolunun inceliklerini bilen, oralarda uzun
yllar yöneticilik yapm, yüksekokul mezunu, profesyonel yöneticilerden olumal ve bunlar bir denge içerisinde dersleri vermelidirler.
Eitim Sistemi Dndaki Sorunlar ve Öneriler:
Meslek Yüksekokullarna olan ilgiyi artrmada eitim
program dnda da baz düzenlemeler gelitirebilmek mümkündür. Askerlik süresinin, lise mezunlarna oranla bu okul mezunlar için belirli bir orannda
azaltlmas ilginin artrlmasnda önemli bir katk salayacaktr. Yine meslek yüksekokullar mezunlar için
giriimciliin gelitirilmesi kapsamnda destekler verilmelidir. Bu okul mezunlarndan, kendi alannda i
yeri açma ve gelitirme çabas içindekilere destekleme
kredileri verilmelidir. Meslek Yüksekokulu mezunlarn çaltran iletmelere prim ve vergi muayetlerinin
getirilmesi, bu örencilerin tercih edilmesine ve okullarn itibar kazanmasna katk salayacaktr.
SONUÇ
Günümüz dünyasnda ekonomik ve sosyal kalknmann temel unsuru nitelikli insangücüdür. Dolaysyla
bu insangücünün eitilmesi sorunu ayn zamanda bir
kalknma sorunu olarak gündeme gelmektedir. Ülkemizde igücü piyasalarnn ihtiyaçlar ile eitim sistemi
arasnda salkl bir iliki bütün çabalara karn kurulamamtr. Eitim sisteminin çktlarnn igücü piyasalarnn girdisi durumunda olmas gibi dorudan bir
etkileim söz konusu olmasna karn, eitim-istihdam
ilikisinin istenilen düzeyde salanamamtr. Bunda
eitim kurumu için ele alnan düzenlemelerin çou zaman istihdam gerekleri düünülmeden kurgulanmas
ve igücü piyasalarnn da eitim sorunlar karsnda
duyarsz kalmas gibi karlkl bir etkiden söz etmek
mümkündür. Birçok sosyal meselenin çözümünde ihtiyaç duyulan diyalog mekanizmasnn bu konuda da
iletilemedii açktr.
Sahip olduu genç nüfus ile büyük bir insan kaynaklar potansiyeline sahip olan Türkiye, ekonomik
istikrarszlk ve buna bal isizlik sorunlaryla uzun
yllardr mücadele etmektedir. sizlik, sadece kriz dönemlerinde analiz edilecek ve çözümü ekonomi politikalarnn baars ile snrlanabilecek bir sorun deildir.
Ülkemizde son yllarda yaanan ekonomik büyümenin
istihdam yaratmayan sonuçlar, konunun daha detayl analizlere muhtaç olduunu ortaya koymaktadr.
Bu noktada isizlikle mücadelede çalma hayatnn
sosyal taraarnn yaklamlar önem kazanmaktadr.
sizlik sadece devlet düzenlemeleri ve müdahaleleri
ile çözümlenebilecek bir sorun da deildir. Özellikle
igücü piyasalarnda nitelik düzeyinin rekabet gücüne
bal olarak önem kazanmas, nitelik düzeyinin yükselmesi konusunda mesleki eitim sorununun tüm
taraarn katlm ile çözümünü gerekli klmaktadr.
Eitim-istihdam ilikisinin kurulmas gereklilii her
zamankinden daha yüksek düzeyde bir ihtiyaç durumundadr.
Türkiye emek arz ve talebinin bulumasnda kurumsal düzenlemelerin yannda, insan kaynaklarnn
nitelik yönünden gelitirilmesi yaklamlarna da yönelmek zorundadr. Bu çerçevede mesleki eitim sistemi tüm taraarn aktif olarak katld bir süreçte yeniden yaplandrlmaldr.
KAYNAKÇA
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Akba, Bayram; “Ulusal Meslek Standartlar Kurumunun Kurulmasna likin Çalmalar”, AB Genel Sekreterlii Workshop
Sunumu, Eylül-2002.
Akn, Fetullah;imek,Osman;Erdem,Tevk, Türkiye’de Eitim
Sorunu, Toplumsal Aktörlerine Göre Eitim Sorunlarna Bak,
Türk Eitim-Sen Yaynlar, Ankara-2007.
HM Treasury; UK Employment Action Plan, Treasury Pres Release 122/97, 13 th October: Gordon Brown Unveils, London-1997.
KURNAZ, Il; stihdam Edilebilirliin Önemi Açsndan Eitimstihdam likisi ve Ankara Bölgesinde malat Sanayi Uygulamas, Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara-2007.
MEB, Milli Eitim statistikleri, Örgün Eitim 2008-2009, T.C. Milli Eitim Bakanl Strateji Gelitirme Bakanl Yaynlar, Ankara-2009.
METED; 17.Milli Eitim uras Günden Maddeleriyle lgili Öneriler, Ankara-2006, http://www.meted.org.tr/d_w_l/17milliegit
imsurasiileilgilioneriler.pdf, Eriim Tarihi:10.12.2009.
TSK; Mesleki Eitim Sistemimiz ve letmelerdeki Beceri Eitimi
Sorunlar ve Çözüm Önerileri Raporu, 2004, http://www.tisk.
org.tr/yayinlar.asp?sbj=ic&id=1169, Eriim Tarihi: 02.12.2009.
TUTAR, Hasan; Küreselleme Sürecinde letme Yönetimi, Hayat Yaynclk, stanbul-2000.
YALINPALA, Jale; “Küresellemenin Emek Piyasas ve stihdam
Üzerindeki Etkileri”, Küreselleme: ktisadi Yönelimler ve SosyoPolitik Kartlklar, Der:Alkan SOYAK, Om Yaynevi, stanbul-2002.
ÇALIMA YAAMINDA KADIN GÜCÜNE YÖNELK CNSYET AYRIMCILII UYGULAMALARI
67
Ara. Gör. Volkan IIK
Gazi Üniversitesi ..B.F. Çalma Ekonomisi ve Endüstri likileri Bölümü
ÇALIMA YAAMINDA KADIN GÜCÜNE YÖNELK
CNSYET AYRIMCILII UYGULAMALARI
GR
fabrikalarda istihdam edilen kadn igücünün, toplum
Kadnlarn i yaamnda kurmu olduklar ilikiler
da da devam etmitir. Bunun sonucunda kadnlarn
ataerkil sistemden etkilenmektedir. Erkek ii olarak ta-
çalma yaamndaki yeri, sermayenin ataerkil hane-
nmlanan iler daha itibarl ve yüksek ücretli olurken,
lerden oluan sosyal yapya sahip organizasyonlarnda
yaplan iin “kadn ii” olarak tanmlanyor olmas, bu
geleneksel bakla örtüen kalplar içinde oluturul-
iin toplum tarafndan düük statülü, düük ücretli
mutur.
olarak alglanmasna yol açmaktadr.
tarafndan tanmlanan geleneksel konumu, i hayatn-
Türkiye’de ve Dünyann pek çok ülkesinde aile,
Çalma yaamnda cinsiyet eitsizliinin günü-
toplumun mutlak birimi olarak görülmektedir. Ana-
müzde halen devam etmesinin merkezinde, cinsiyet
dolu kültüründe hala çok yaygn bir dil kaymasyla,
ayrmclnn yatt bilinmektedir. Cinsiyet ayrmc-
erkeklerin elerini belirtmek için ‘aile’ sözcüünü kul-
l, kadnlarn ücretlerini, amaçlarn, isteklerini ve gö-
lanmalar, kadnla ailenin özdeletirilmesinden kay-
rülerini snrlamaktadr. Endüstrileme sonras eko-
naklanmaktadr. Bu sosyo-kültürel dayatmann sonucu
nomilerde, çalma yaamnda kadn igücüne yönelik
kadnlarn birincil rolü, evin ve çocuklarn bakmdr.
cinsiyet ayrmnn azaltlmas ve eitliin desteklenme-
Kz çocuklar da, büyük oranda, ilerde bu rollerine ha-
sine yönelik çeitli hukuki düzenlemeler yaplmsa da
zrlanacak biçimde yetitirilmektedir. Sosyo-ekonomik
cinsiyet ayrmclnn ortadan kalkmas salanama-
olarak daha üst snarda bile kadna belli bir yaam
mtr. Çünkü cinsiyet ayrmclnn nedeni sadece bu
düzeni dayatlmakta ve kadndan buna uygun davran-
konudaki hukuki boluklar deildir.
mas beklenmektedir.
Geleneksel ve kültürel nedenlerle erkein einin
I. Çalma Yaamnda Cinsiyet
Ayrmclna Yol Açan Tutum ve
Davranlarn Nedenleri
darda çalmasna izin vermemesi, kadn evde enformel üretime yönlendirmektedir. Bu nedenle; sigorta
kapsamnda olmayan, herhangi bir emeklilik olanandan yararlanmayan tüm kadnlar açsndan olduu
gücü piyasalarna erkek çalanlardan çok sonra
giren kadn çalanlar, bu alanda kendileri için tanmlanm ileri yapmak zorunda kalmlardr. lerin cin-
gibi, enformel üretim yapan kadnlar için de gelecein
tek güvencesi etir1.
Toplumsal ilikiler bir bütün olarak; örnein, ya,
siyet temeline göre bölümlenerek “kadn ii”, “erkek
din, rk, snf, ve cinsiyet gibi toplumsal farkllklar ara-
ii” olarak ayrlmas kadnlarn çalma yaamlarnn
sndaki güç ilikileriyle sürdüünden, eitim de bu güç
her evresinde amalar gereken bir engel olarak önle-
ilikilerinin bir parçasdr. Eitim ve kadnlarn igü-
rine çkmtr.
cüne katlmlar arasndaki iliki güçlü, olumlu ve ei-
Gerçekten de toplumlarda gerek geleneksel ve
timin kadnlarn yaamn deitirmedeki itici gücünü
kültürel nedenlerle gerekse eitimden kaynaklanan
kantlar niteliktedir. Ancak; cinsiyete dayal zihniyet
nedenlerle kadn “özel (eve ait)”, erkek ise “kamusal”
kalplar ve maddi olanakszlklar ile eitimde aileler
sorumluluk alanlaryla ilikilendirilmitir. Sanayi dev-
tarafndan erkek çocuklara tannan öncelikler, kadnla-
rimi ile birlikte çalma ortamnn deitirilmesiyle,
rn eitimlerini olumsuz etkilemektedir.
68
Tablo 1: Türkiye’de Kadnlarn Eitim Durumuna
leme artlarnn oluturulmasnda, gerekse de sözle-
Göre gücüne Katlma Oranlar
menin sona ermesi aamasnda; bir içisine dierinden
farkl ilem yapmas, daha düük ücret kararlatrmas,
Yllar
Lise Alt
Eitimliler
Lise ve
Dengi
Meslek
Okullar
Yükseköretim
2005
19.9
30.2
69.1
adm daha ileri giderek sadece dorudan deil, dolayl
2006
20.1
30.9
68.8
cinsiyet ayrmcln ve özel olarak da hamilelik nede-
2007
19.6
31.2
69.4
niyle ayrmclk yaplmasn da yasaklamaktadr. Bu
2008
20.2
32.5
70.0
2009
Eylül
23.1
33.8
71.7
özel koruyucu hüküm uygulamas veya baz haklardan
yoksun brakmas Kanunun 5.madde hükümleri gerei
mutlak bir biçimde yasaklanmtr. Hatta Kanun, bir
Kaynak: TUK Hanehalk gücü Anketi Sonuçlar
Tablo 1’de de görüldüü gibi eitim düzeyi, kadnlarn çalma kararlln yönlendiren önemli bir
etkendir. gücüne katlma oranlar, eitim düzeyiyle
paralel bir ekilde art göstermektedir. Düük eitimli
kesimde bulunabilen ilerin, düük ücretli ve çalma
koullarnn zor olmas ise, katlm olumsuz yönde etkilemektedir.
II. Çalma Yaamnda Cinsiyet
Ayrmcl Uygulamalar
Eit davranma ilkesi, Anayasa ile hüküm ve güvence altna alnan eitlik ilkesinin i hukukundaki ortaya
çk eklidir. Eit davranma, iverenin içilerine key
ekilde farkl davranamamas, ayn durumdaki içilere
hakl sebepler bulunmadkça, eit davranmas gerektiini ifade eder2. Bu anlam ile eit davranma ilkesi sadece bireysel i ilikisini ilgilendirmektedir.
1475 sayl Kanunu cinsiyet ayrmcl konusunda sadece ücretler düzeyinde bir koruma salamaktadr. Bu kapsamda kanun; bir iyerinde ayn nitelikteki
ilerde ve eit verimle çalan kadn ve erkek içilere
sadece cinsiyet ayrl sebebi ile farkl ücret verilemeyeceini ve toplu i sözlemelerine ve hizmet akitlerine
buna aykr hüküm konamayacan hükme balamtr (1475 .K.mad.26). Ancak, ülkemizde ve dünyada
kadna yönelik ayrmclk sadece bu konularla snrl
deildir. Bu sebeple uluslararas mevzuata göre yeniden düzenlenen 4857 sayl Kanun cinsiyetler aras ayrmclk ile ilgili daha geni bir bak açsna sahiptir.
4857 sayl Kanunla getirilen düzenleme, cinsiyet
ayrmcln sadece ücretler bakmndan deil, i ilikisinin bütün süreçlerinde yasaklamaktadr. Buna göre;
iverenin ayn ve eit deerde bir i için cinsiyeti nedeniyle gerek i sözlemesinin yaplmasnda, gerek söz-
nedenle, iverenin cinsiyet ayrmcl uygulamas her
eyden önce Türk Kanununun eit davranma ilkesine aykrlk tekil edecektir.
Çalma yaamnda cinsiyet
ayrmcl konusunda; ulusal
alanda 4857 Sayl Kanunu ile
getirilen düzenlemeye ilaveten,
uluslararas alanda da Birlemi Milletler Kadnlara Kar
Her Türlü Ayrmcln Önlenmesi Sözlemesi, Avrupa nsan
Haklar Sözlemesi, Avrupa
Sosyal art ve Avrupa Birlii
Topluluk Anlamalar ile özellikle Türkiye’nin de onaylad
ILO’nun 100 nolu: eit deerde i için erkek ve kadn içiler
arasnda ücret eitlii hakknda
sözlemesi, 158 nolu: hizmet
ilikisine iveren tarafndan son
verilmesi sözlemesi, 111 nolu:
i ve meslek bakmndan ayrm
hakknda sözleme gibi cinsiyet
ayrmcln önlemeye yönelik
sözlemeleri bu alanda pek çok
koruyucu hüküm içermektedir.
69
Çalma yaamnda cinsiyet ayrmcl konusunda;
ulusal alanda 4857 Sayl Kanunu ile getirilen düzenlemeye ilaveten, uluslararas alanda da Birlemi Milletler Kadnlara Kar Her Türlü Ayrmcln Önlenmesi
Sözlemesi, Avrupa nsan Haklar Sözlemesi, Avrupa
Sosyal art ve Avrupa Birlii Topluluk Anlamalar ile
özellikle Türkiye’nin de onaylad ILO’nun 100 nolu:
eit deerde i için erkek ve kadn içiler arasnda ücret
eitlii hakknda sözlemesi, 158 nolu: hizmet ilikisine
iveren tarafndan son verilmesi sözlemesi, 111 nolu:
i ve meslek bakmndan ayrm hakknda sözleme gibi
cinsiyet ayrmcln önlemeye yönelik sözlemeleri
bu alanda pek çok koruyucu hüküm içermektedir.
Bütün bu hukuki düzenlemelerin uygulamaya ne
ölçüde yansd ise büyük bir soru iaretidir. Halen
ülkelerin gelimilik seviyelerine göre farkllk gösterse
de bütün dünyada; gerek mesleklere yönlendirme ve
i ilikisinin kurulmas esnasnda, gerek i ilikisi içerisinde; ücret, ter ve hamilelik durumlarnda, gerekse i
ilikisinin sona ermesi aamalarnda kadnlara yönelik
cinsiyet ayrmcl yasann ihlal edildii görülmektedir.
Çalma yaamnda cinsiyet ayrmclnn temelinde yatan; geleneksel ve kültürel nedenler ile eitimden
kaynakl nedenlerin sebep olduu kadnn biyolojik
farkllndan ötürü ona toplumsal olarak biçilen roldür. Dolaysyla çalma yaamna giren kadnlar, kendilerini rekabet ortamnda bulmakta ve becerileri konusunda özgüven eksiklii hissetmektedirler. Ayrca
aile yaamnda, ev ve çocuk sorumluluunun kadna
yüklenmi olmas ise kadnn i yaamnda yükselmesine, kariyer yapmasna engel olmaktadr.
A. Mesleklere Yönlendirme ve Sözlemesinin Kurulmas Esnasnda
Cinsiyet Ayrmcl
Geleneksel tavr ve davranlarda kadnn birincil
etkinlik alan ”ev” olarak benimsenmitir. Erkek ve
kadn cinslerine ait alan belirleme sürecinde, tarihsel
ve toplumsal tanmlamalar ve açklamalar ile kadna
çalma faaliyeti pek de yaktrlamamtr. Ancak günümüzün farkllaan toplum biçimi kadnn çalma
hayatna katlmasn zorunlu klmtr3. Buna ramen
aadaki tabloda da görüldüü gibi istihdam oranlarna bakldnda; kadn istihdamnn, erkek istihdamna
göre oldukça düük düzeyde olduu görülmektedir.
Tablo 2: Türkiye’de Cinsiyete Göre stihdam
Oranlar
Yllar
Toplam
(bin kii)
Kadn (%)
Erkek (%)
2005
2006
2007
2008
22.046
22.330
21.189
21.194
25.8
26
26
26,3
74.1
73.9
73.9
73,6
2009
Eylül
22.020
28
72,0
Kaynak: TUK Hanehalk gücü Anketi Sonuçlar
Kadnlarn istihdam içerisindeki oranlarnn geçmiten bugüne erkeklere göre oldukça düük düzeyde
seyretmesi, toplumun kadna biçtii rolle doru orantldr.
Toplumun kadna biçtii roller meslek seçiminde
de kendisini göstermektedir. Buna göre; kz ve erkek
çocuklarn toplumsal yönlendirmeleri farkllamaktadr. Farkl gelimilik düzeylerinde olsalar da, her
ülkenin emek piyasasnda cinsiyet ayrmcl devam
etmektedir. Ülkeden ülkeye “kadn ii” “erkek ii” ayrmalar deiik kalplar sergileyebilmektedirler. Örnein, araba tamircilii, genel müdürlük ve müfettilik
erkek meslei olarak snandrlrken; hemirelik, kütüphanecilik ve sekreterlik kadnlar için uygun meslekler olarak kabul edilmektedir. Dolaysyla, yöneticilik,
mühendislik gibi geleneksel erkek mesleklerinin icra
edilecei pozisyonlarda, ie almda kadnlar yerine erkeklerin tercih edildii görülmektedir.
Kadnlara yönelik ayrmclk uygulamalar incelendiinde; uygulamalarda öne çkan ilk unsur, kadnlarn, kstlanm alanlarda istihdam edilmesi ve snrl
alanlarda yükselebilmeleri olarak karmza çkmaktadr. Kadnlarn, snrl alanlarda istihdam, dier
alanlarda deneyim kazanmalarn engellemekte bunun
sonucunda, üst yönetim kademelerine terlerini zorlatrmaktadr.
Kadnlarn kariyer geliimini, kültürel ve ekonomik
koullarn ekillendirdii, sosyallemeye bal bireysel
ve kurumsal tutumlar engellemektedir. Gerçekten de;
ekonomik gereklilikler ile kültürel norm ve deerler,
kadnlarn ve erkeklerin sosyalleme sürecini etkilemektedir. Sosyalleme sürecinde kadnn çalmasna
ve cinsiyet rollerine ilikin gelitirilen tutumlar, ileriki
yllarda ailelere ve kurumlara tanacaktr. Bu tutum-
70
larn olumsuz olmas, kadnn einden, ailesinden ve
i yerinden daha az destek almas ve daha çok engelle
karlamas anlamna gelmektedir. Bu da ev ve aile sorumluluklarn dengelemede güçlük çekmesine neden
olacaktr ki, bunun hem kariyerine, hem de aile yaantsna etkileri son derece olumsuzdur. Bu olumsuzluk
yaandnda, kadnn çalmasnn bireye ve aileye
olan zararna ilikin inanç kuvvetlenecek ve tutumlar
daha da olumsuz yönde gelimeye devam edecektir4.
Hukuki açdan bakldnda ise; i hukukunda ie
alma esnasnda iverenin eit davranma borcu iverenin, içiler arasnda key (örnein cinsiyetleri nedeniyle) uygulamalarn önleme amac gütmekte, ayrca
5. maddenin 3. fkrasnda düzenlenen i sözlemesinin
yaplmasnda cinsiyet ayrmcl yasa; birincil hedef
olarak kadn ve erkeklerin çalma hayatna atlmada
frsat eitliinin salanmasn amaçlamaktadr.
Kanun koyucu 5. maddenin 3. fkrasnda ie alma
esnasnda cinsiyet ayrmcln yasaklad halde, sebebi anlalmaz bir ekilde, 6. fkrasnda getirilen, 4
aylk ücrete kadar tazminat yaptrmndan bu yöndeki
ayrmcl muaf tutmutur. Zira 6. fkra “i ilikisinde veya sona ermesinde yukardaki fkra hükümlerine
aykr davranldnda içi, dört aya kadar ücreti tutarndaki uygun bir tazminattan baka yoksun brakld haklarn da talep edebilir” hükmünü içermektedir.
Kanunda geçen i ilikisinde kavram, doal olarak bir
i sözlemesinin varln art komaktadr. Oysa bir i
için bavuran ve cinsiyeti nedeniyle bavurusu reddedilen kimse ile iveren arasnda bir i sözlemesinin ve
ilikisinin varlndan söz etmek mümkün olmayacaktr5.
Yorum yolu ile ie almadaki ayrmcln Kanundaki 4 aylk ücret tutar kadar tazminat yaptrmna
balanma imkan da maalesef Kanunun açk ve kesin
hükmü karsnda mümkün deildir. Zira Kanun i
ilikisinde demekle tazminata hükmedilebilmesi için
i ilikisinin varln art komaktadr. hukukunda
genel kabul gören görüe göre, i ilikisi ancak i sözlemesinin yaplmas ile balamaktadr. Ayrca Kanun,
tazminat talep hakkn içiye tanmtr. sözlemesinin yaplmas esnasnda cinsiyet ayrmclna urayan
kimse ile ayrmcl yapan iveren arasnda herhangi
bir sözleme mevcut olmad için ortada ne bir i ilikisi nede bu kimsenin içi sfat yoktur. Kanun koyucunun burada i sözlemesinin yaplmas esnasnda
yaplacak cinsiyet ayrmclna herhangi bir yaptrm
öngörmedii gayet açktr.
B. likisi çerisinde ve Sona
Ermesinde Cinsiyet Ayrmcl
1. Ücret le lgili Ayrmclk
Uygulamalar
Kadn ve erkeklerin belirli ikollarnda younlamas ve eitimde ve i tecrübesinde erkeklerin avantajl
konumu, kadnlara ödenen ücretin düük olmas sonucunu dourmaktadr6. Kadnlarn çaltklar i kollarnn bu özellii, artan rekabet ortam ve yaygnlaan
esnek çalma koullar ile daha da artmtr.
Kadn çalanlar kariyerlerinde erkeklerle eit ilerleseler bile, ücret konusunda ayrmclkla karlamaktadrlar. Bunun nedeni yönetim seviyesinde, erkek ve
kadnlarn kazançlar arasndaki farklla neden olan
faktörlere balanabilir. Bu faktörler7;
•
Bilgideki cinsiyet farkllklar.
•
Kadn yöneticilere kar oluan güvenin erkek
yöneticilere göre oldukça düük olmas,
•
Kadnlarn baskn olduklar ve daha az kazanç
getiren mesleklere odaklanmalar.
•
Kadnlarn yönetimsel hiyerarilerde daha düük sayda temsil edilmesi.
•
Snrl otoriteye sahip olmalardr.
Eitim, irket deneyimi, çallan saatler ve tabi ki
cinsiyet, yöneticilerinin kazançlarn etkilemektedir.
Aratrmalar, erkeklerin kadnlara göre irket pozisyonu yetkilerini ücret artna dönütürmede daha etkili
olduklarn göstermektedir. Bunun sebebi ise; erkeklerin, kadnlara göre daha yüksek hiyerarilerde yer almalardr.
2. Terfi le lgili Ayrmclk Uygulamalar
Yllardr cinsiyete dayal ayrmcln belki de en
fazla vurguland alan terlerdir. Kadn çalanlarn
nitelik gerektirmeyen ilerdeki arlkl istihdam, eitim düzeylerinin yeterli olmamas gibi sebepler terlerini zorlatrmaktadr. Yönetim vasfn kazanmak
yolunda kadnlar baz kazançlar elde etmi olsalar da
üst yönetim seviyesinde karlalan ayrmclk uygulamalar, i yerindeki otoritede cinsiyet ayrmclnn ortadan kalkmasn engellemi ve bu yüzden kadnlarn,
kariyerlerinde yükselmelerini zorlatrmtr. Kadnlarn, iyerlerinde yükselmesine imkan veren somut bir
71
destein olmamas, kadnlarn yetkiye ulama sürecini
zorlatrmaktadr8.
Kadn yöneticilerin hizmet sektöründeki saysal artlarna ramen, yükselmelerinde, baz engellerle karlatklar bilinmektedir. Bu durum literatürde “kariyer engeli” olarak tanmlanmaktadr. Kariyer engeli,
kiinin i yaamnda belli bir hedefe ulamak, kariyer
basamaklarnda yükselerek bunun karlnda daha
fazla güç, saygnlk ve para elde etmek, kariyer geliimini salamak yönündeki istek ve ihtiyacnn örgüt
tarafndan karlanamamas ve çeitli ekillerde engellenmesidir9.
Sonuç itibariyle ter aamasnda cinsiyet ayrmclna maruz kalan kadnlar kariyerlerinin orta seviyesine saplanp kalmaktadrlar. Kadnlarn, kariyerlerinin
orta seviyesinde saplanp kalm olmasna yol açan
kariyer engeli, “cam tavan” olarak adlandrlmtr.
Cam tavan kavram, 1970’lerde ABD’de ortaya atlm ve kadnlarn üst düzey yönetim görevlerine gelmesine engel olan davransal ve örgütsel önyargyla
oluan “görünmez engeller” olarak tanmlanmtr10.
Baka bir ifade ile cam tavan, kadnlarn organizasyonlarn üst yönetim düzeylerine ilerlemelerini durduran
engellerdir. Cam tavan olgusunun olumas ve devam
etmesinde, erkeksi(maskülen) örgütsel kültüre dikkat
çekilmektedir. Erkek egemen kültürün, kadnlarn kariyerlerinde engelleyici bir rol oynad ileri sürülmektedir. Bunun nedeni ise; örgütlenmeler de kadnlardan
çok erkeklerin bal olduu normlar ve inançlarn temel almasdr.
Günümüz i dünyasnda, cam tavan etkisi en baskn problemlerden biridir ve çalma yaamnda kadnlarn yükselmesini engellemektedir. Bu engeller ise;
kadnlarn, kadn ya da erkek yöneticileri ya da erkek
i arkadalar tarafndan yaratlmaktadr.
Kadnlar için, çalma hayatndaki en büyük engeli oluturan cam tavann ortaya çkmasndaki belirgin
faktörler çounlukla sosyo-kültürel nitelikte olup; sosyalleme süreci, normlar, kanunlar ve kurumsal düzenlemeler, eitim düzeyi ve endüstriyel geliim seviyesi
ile birebir ilikilidir.
Sonuç itibariyle kadnlarn çalma yaamnda ter
etmelerinin önünde büyük bir engel olan cinsiyet ayrmcl ile kadnlarn, geleneksel olarak organizasyon
içinde gücü büyük oranda ellerinde tutan, eski erkek
patron kua tarafndan üst yönetim seviyelerine geçileri engellenmektedir. Erkek yöneticiler tarafndan
konulan engellere örnek olarak ise; kadnlarn verilen
üst düzey ileri yapamayaca, kiilik, kararllk ve
azim açsndan yetersiz olduklar ve erkeklerin kadnlarla çalrken iletiim kurmakta zorlanmas gibi baz
önyargl görüler saylabilir.
3. Hamilelik Durumundaki Ayrmclk
Uygulamalar
Hukuki açdan; bir kadnn hamilelii esnasnda
ya da izni esnasnda veya ie dönüünden sonraki dönemde, hamilelik veya doum ile ve bunun sonuçlar ile ilgili olan nedenlerle iten çkarlmasnn kanun
d olduu ulusal ve uluslararas kanunlarda, yönetmeliklerde veya düzenlemelerde belirtilmitir. ten
çkarmann hamilelik, doum ve onun sonuçlar veya
bakm ile ilgili olmadn kantlama yükümlülüü ise
iverene verilmitir.
Hukuki düzenlemelere karn çalma yaamn düzenleyen kural ve uygulamalar, erkekler göz önünde
bulundurularak yaplandrld için, kadnlarn hamilelik durumlarnda çalma koullar daha da zorlamaktadr. Günümüzde birçok büyük iletme, belirli
sorumluluk isteyen mevkilere kadn istihdam etme
konusunda, kadnlarn hamilelik ve annelikle ilgili psikolojik durumlarn gerekçe göstererek, cinsiyet ayrmcl uygulamaktadr11.
verenler ie almlarda hamile bayan istihdam etmekten kaçnmakta, hatta ie almda özel hayat ilgilendiren konularda soru sorulmamas gereine karn,
evli kadna ileride hamilelik düüncesi olup olmad
sorulmakta ve eer böyle bir düüncesi varsa yine istihdamdan kaçnlmaktadr.
SONUÇ
Kadnlarn i yaamna girmesiyle birlikte, igücü
piyasalar da bir deiim sürecine girmitir. yaamna
dahil olan kadnlar daha geni frsatlar yakalayp ekonomik özerkliklerini kazanmada baarl olmulardr.
Ancak sosyo-kültürel nedenlerin sebep olduu kadnerkek eitsizlii kadnlarn çalma yaamna girdii
dönemde olduu gibi bugün de istihdam sorunlarnn
bütün yönlerini etkilemektedir. Kadnlar hala düük
ücret alan, atipik ya da haklar yeterince salanamayan
çalanlar arasnda çounluu oluturmaktadr.
yaamnda kadnlara yönelik cinsel ayrmclk ve
cinsiyete bal basklar, tarihsel süreç içinde genellikle
72
“yok” varsaylan, ancak kadnlarn i yaamnda youn olarak hissettikleri toplumsal bir olgudur. Anaerkil toplum yaplarnda kadnlarn ibölümü sürecinde
üretken bir varlk olarak kabul edilmesine karn, ataerkil toplumlarda kadnn ibölümündeki yeri edilgen
olarak görülmü, i yaamnda katma deer yaratmayan bir ibölümüne mahkum edilmitir.
Kadn igücünü deerlendiren yaklamlar incelendiinde, arlkl olarak, kadnn asli görevini, ev
ve ailenin sorumluluklar olarak tanmlayan, ataerkil
anlayn yansmasnn igücü piyasalarnda da kabul
gördüü görülmektedir.
Cinsiyete dayal ayrmclk uygulamalar, kadnlar
çalma yaamnda dezavantajl klmakta, mesleklere
yönlendirmeden, örgütler içindeki uygulamalara kadar pek çok alanda etkili olmaktadr. Kadnlarn enformel sektörlerde ve yar-zamanl çalmalar ise, sosyal
güvenlik dahil pek çok haklarn kstlamaktadr.
Bilindii gibi; eitlik en temel haktr ve çalanlar
için i hukukunda büründüü ekli, eit davranma ilkesidir. Eit davranma ilkesinin kadn içi için arz ettii
önem, urad ayrmc davranlara kar onda oluturduu korumadr.
Ancak, uluslararas sözlemelerle kabul gören,
Anayasada açk bir ekilde belirtilen ve Kanunumuzun 5. maddesinde detayl olarak açklanan eit
davranma ilkesine dayanarak, çalma yaamnda, kadnlarn urad ayrmcl ortadan kaldrmak; daha
açk bir ifadeyle, salt kanun çkarmak suretiyle kadn
erkek eitliinin salanmas ya da cinsiyet ayrmcln engellemek rasyonel bir yol olarak görülmemelidir.
Sadece kanunlarla kadn erkek eitliini salamaya çalmak, giderek eitlik yerine eitsizlie doru bir dönüümü beraberinde getirebilir.
Cinsiyet ayrmcln önlemeye yönelik oluturulan yasal düzenlemeler, sosyal adaletin, dolaysyla
bölgesel eitliin ve kadnn toplum içindeki yerinin
kesin olarak belirlenmesi ile ilgili her türlü toplumsal,
eitsel ve kültürel alt yapnn hazrlanmas ile desteklendiinde sonuca ulaacaktr.
linler aras Buluma (Yeditepe Üniversitesi, G.S.F. Yayn,1-4 Mart
2004,Sempozyum Bildirileri,2004), s. 23-41.
4.
Z. Aycan, 9. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildirileri,
5.
Cavit Demiral, “4857 Sayl Kanununda Cinsiyet Ayrmcl Yasa-
24-26 Mays 2001,stanbul, s.179.
”, E-Akademi Hukuk,Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylk nternet
Dergisi, (Eriim) http://www.e-akademi.org/makaleler/cdemiral-1.htm,
S.37, Mart 2005, 03.11.2009. s.15.
6.
Soul, Hoffman,Susan L.Everett, Women and The Economy: Family,
Work and Pay (Pearson Addison Wesley,2005), s.275-276.
7.
Cathy Burges,”Gender and Salaries in Hotel Financial Management:
it’s Still a Man’s World”, Women in Management Review, Cilt:18,
Say:1/2,2003, s.50-59.
8.
Margaret Palmer,Beverly Hyman,Yönetimde Kadnlar, Çeviren:Vedat
9.
Serpil Aytaç,”yerindeki Kronik Stres Kaynaklar”,(Eriim) www.is-
Üner,Rota Yaynlar, 1993, s.40.
guc.org, 01.12.2009.
10. H. Tütek , Z. Ecevit ve B. Çolak ; “Manisa’da Özel Sektör ve Üniversitede
Çalan Kadn Yöneticilerin Özellikleri, Sorunlar ve Çözüm Önerileri”,
4. Ulusal Kadn Çalsmalar Toplants, zmir, 7-9 Eylül 1998, s. 290.
11. Coriaan de Villiers, Addressing Systemic Sex Discrimination: Employer Defences to Discrimination in Canada and South Africa, Yüksek
Lisans Tezi, Toronto Üniversitesi, Kanada, 2000, s.55.
KAYNAKÇA
1.
ARAT, Necla; “Türkiye’de Kadnlarn Çalma Yaamnda Karlatklar Zorluklarn Sosyo-Kültürel Nedenleri”, Türkiye’de
Kadn Olmak, Say Yaynlar, kinci Bask, stanbul, Nisan 1996.
2.
AYCAN, Z.; 9. Ulusal Yönetim ve Organizasyon Kongresi Bildirileri, 24-26 Mays 2001,stanbul.
3.
AYTAÇ, Serpil; ”yerindeki Kronik Stres Kaynaklar”,(Eriim)
www.isguc.org, 01.12.2009.
4.
BURGES, Cathy; ”Gender and Salaries in Hotel Financial Management: it’s Still a Man’s World”, Women in Management Review, Cilt:18, Say:1/2,2003.
5.
CORIAAN, de Villiers; Addressing Systemic Sex Discrimination: Employer Defences to Discrimination in Canada and South
Africa, Yüksek Lisans Tezi, Toronto Üniversitesi, Kanada, 2000.
6.
DEMRAL, Cavit; “4857 Sayl Kanununda Cinsiyet Ayrmcl
Yasa”, E-Akademi Hukuk,Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylk
nternet Dergisi, (Eriim) http://www.e-akademi.org/makaleler/cdemiral-1.htm, S.37, Mart 2005, 03.11.2009.
7.
EYÜPOLU, Aye, ÖZAR, emsa, TANRIÖVER, H.Tufan; Kentlerde Kadnlarn Yaamna Katlm Sorunlarnn SosyoEkonomik ve Kültürel Boyutlar, KSSGM Yayn, Mays 2000.
8.
FDAN, Fatma, Ç, Öznur; ”Çalsan Kadn Aslnda Çalmak
stemiyor mu? Zorunluluk mu? Gereklilik mi?”, Kadn Çalmalarnda Disiplinler aras Buluma, Yeditepe Üniversitesi, G.S.F.
Yayn,1-4 Mart 2004, Sempozyum Bildirileri.
9.
HOFFMAN, Soul, EVERETT, Susan L.; Women and The Economy: Family, Work and Pay, Pearson Addison Wesley, 2005.
DPNOTLAR
1.
Aye Eyübolu, emsa Özar ve H.Tufan Tanröver, Kentlerde Kadnla-
10. PALMER, Margaret, HYMAN, Beverly; Yönetimde Kadnlar,
Çeviren:Vedat Üner,Rota Yaynlar, 1993.
rn Yaamna Katlm Sorunlarnn Sosyo-Ekonomik ve Kültürel
11. TUNCAY, Can; Hukukunda Eit Davranma lkesi, stanbul, 1982.
Boyutlar, KSSGM Yayn, Mays 2000, s.81-157.
12. TÜTEK, H., ECEVT, Z., ÇOLAK, B.; “Manisa’da Özel Sektör ve
2.
Can Tuncay, Hukukunda Eit Davranma lkesi, stanbul, 1982, s.7.
Üniversitede Çalan Kadn Yöneticilerin Özellikleri, Sorunlar ve
3.
Fatma Fidan, Öznur çi,”Çalsan Kadn Aslnda Çalmak stemiyor
Çözüm Önerileri”, 4. Ulusal Kadn Çalmalar Toplants, z-
mu? Zorunluluk mu? Gereklilik mi?”,Kadn Çalmalarnda Disip-
mir, 7-9 Eylül 1998.

Benzer belgeler