pdf - Wings

Transkript

pdf - Wings
Viyana
Parke salonlarda, hanımefendilerin beyefendilerin kollarında, uzun ve
kabarık eteklerini döndüre döndüre hareket ettiklerinde ortaya çıkan o göz
kamaştırıcı nostaljik ve zarif güzellik, Viyana’nın karakterini çok iyi
özetliyor. Elbette şehir yüzyıllar içinde çok değişti ve başka trendler çıkardı.
Ancak valsle ruhuna sinen zarafet ve eda hâlâ her nefesinde, her taşında
hissediliyor.
Gündüz müzeleri dolaşıp Avrupa tarihinin en ilginç hikâyelerini dinlemek;
öğlen şinitzel ve patatesleri birayla tüketirken Tuna Nehri kenarında keyif
çatan Viyana’yla sohbet etmek; akşamüstü modern galerileri, konsept
mağazaları dolaşıp genç Viyana’yla tanışmak, akşam olunca en şık
kıyafetlerle opera izlemeye, vals yapmaya gitmek kadar keyifli ne olabilir?
Her an başka bir zamana ve ruh haline yolculuk yapan bu şehirle bir bağ
kurmamak imkânsız. Kendini hemen sevdiren Viyana, kibar, eğlenceli ve
cool bir arkadaş gibi.
>>NEREDE KALMALI?
En İyiler
 Hotel Imperial: 1863 yılında Württemberg prensi için inşa edilmiş
sarayın bir bölümü 1873 yılında otele dönüştürülmüş. 19. yüzyıl
Avusturya emperyal estetiğini aslına uygun şekilde yansıtan tasarımı,
görkemli saray havasını devam ettiriyor. Dünyanın en iyi otellerinden
1
Viyana
biri kabul edilen Imperial’in her bir odası, dönemin süslemeleri ve
kumaş işçiliği ile döşenmiş. Charlie Chaplin'den Mick Jagger'a, Alfred
Hitchcock'tan Kraliçe II. Elizabeth'e kadar birçok ünlünün kaldığı
süitlerinde zarafet ve lüks, duvarlardan halılara kadar her köşeye
sinmiş. Klasik Avusturya mutfağının egzotik tatlarla birleştiği bir
menü sunan Restaurant Imperial’da, tarifi saklı tutulan ve otelin ilk
açılışında İmparator I. Franz Joseph'in onuruna hazırlanmış efsanevi
‘imperial torte’yi denemenizi şiddetle tavsiye ederiz.
 Palais Coburg: Otel binası, 16. yüzyıldan kalma bir saray. Orta
Avrupa rönesansının zarafetini ve aydınlığını dış cephe mimarisi ve
süslemeleriyle günümüze taşıyan bu tarihi binadaki sanat eserlerinin
tamamı orijinal ve her birinin arkasında ayrı bir hikâye saklı. Otelin
35 süiti günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlanmış. Geniş
pencerelerinden Viyana manzarasına açılan bu odalarda tablolar
özellikle dikkat çekiyor. Otelin çatısında yer alan yüzme havuzu ve
güneşlenme teraslarının yanı sıra, spa, sauna, buhar banyosu ve spor
salonu da mevcut. Basteigarten Restaurant, sıcak aylarda dışarıda
servis verirken, soğuk mevsimlerde bir kış bahçesine dönüşüyor.
Menüsünde geleneksel tatlardan ziyade füzyon mutfağına yönelmiş
olan restoranın şarap menüsü de oldukça iddialı.
 Hotel Bistrol: Viyana'ya ait birçok şeyi barındıran bu otel, özellikle
konumuyla ön plana çıkıyor. Şehrin merkezinde, dünyaca ünlü Viyana
Devlet Opera Binası'na bakan odalarından şehri, vals müziğinin
kalbine, operetlere açılan bir pencereden izleme imkânı tanıyor. 19.
yüzyıl sonundan kalma antikalarla, modern teknolojinin bir araya
geldiği otelin 140 odasının özellikle halılarında ve perdelerindeki
2
Viyana
desenlerde dönemsel ayrıntılar dikkat çekiyor. Opera ve Prince of
Wales süitlerinde konaklamanın ziyaretçilerin Habsburg hanedanının
bir üyesi olduklarına inanmalarına neden olabiliyormuş! Zengin bir
kahvaltı veya operadan önce keyifli bir akşam yemeği, belki etkileyici
bir iş buluşması ya da hızlı bir öğlen atıştırması için Restaurant
Bistrol, servise hazır.
 Hotel Sacher: 1876 yılında, meşhur sacher torte’nin yaratıcısının oğlu
Eduard Sacher tarafından kurulan otel, Viyana'nın en iyi otellerinden
biri. Yıllar boyu uluslararası bir buluşma noktası olan bu otel, zamanla
politikacıların ve kraliyet ailelerinin de gözdesi haline gelmiş.
Konumu itibari ile şehrin göbeğinde bulunan bina, ünlü alışveriş
caddesi Kärnter Strasse ile Opera Binası'nın arasında yer alıyor.
Dekora hâkim olan zıt renkler, tasarımın hareket kazanmasını
sağlamış. Odaların iç tasarımı Fransız tasarımcı Pierre-Yves
Rochon'un elinden çıkma. Halısından tavanına acı yeşilin ve bordonun
alabildiğine uzandığı restoran Anna Sacher, gösterişli bir yemek
deneyimi sunmak için tasarlanmış. Ve önemli bir hatırlatma;
Viyana'ya geldiyseniz ‘sacher torte’ yemeden dönmeniz ayıp olur.
Eğer ‘sacher torte’ yiyecekseniz, Anna Sacher'den başka yerde
yemeniz de, Hotel Sacher’e ayıp olur. Zira, bu dünyaca ünlü pastayı
buradan daha iyi hazırlayan bir yer yok.
 Grand Hotel Wien: Belvedere ve Albertina müzelerine komşu olan bu
otel özellikle 19. yüzyılın sonlarında Viyana sosyal hayatının merkezi
haline gelmiş. Vals müziğinin kralı kabul edilen Johann Strauss, 1894
yılında jübilesini kutlamak için burayı tercih etmiş. 205 odası bulunan
otelin tasarımına klasik bir çizgi hâkim. Bu devasa binanın içinde 4
3
Viyana
tane restorana bir bar ve bir tane de kafe eşlik ediyor. Unkai
Restaurant'da ödüllü bir menüden Japon füzyonu keşfedebilir veya
şehrin en gurme restoranlarından biri olan Le Ciel'de geleneksel
Avusturya mutfağından Fransız ve İtalyan mutfaklarına keyifli bir
seyahate çıkabilirsiniz. Otelin lobisinde yer alan Rosengarten ise, kafa
dinlemek veya Viyana'nın eşsiz sokaklarında geçecek bir günü
planlamak için en uygun yer.
 The Ring Hotel: Eskiden Merkur Bank’a ait olan otel binası, 19.
yüzyıl masif New York bloklarını andırıyor. Buna bir de Ringstrasse
ve Viyana Devlet Opera Binası’na yakın konumu da eklenince, Ring
Hotel, şehrin dikkat çekici otellerinden biri haline geliveriyor. Binanın
klasik ve modern mimari özellikleri, otelin konseptine de yansıtılmış.
Hem iş hem aile seyahatlerinde tercih edilebilecek konforlu bir
seçenek. Gizli baharat formülleriyle tat algısını açan restoranı At
Eight’in şarap mahzeninde özel bir tadım seansı da yapabiliyorsunuz.
Ayrıca Drings adlı barda da çok ilginç votka seçenekleri sizi bekliyor
olacak.
Bunlara Da Bakmaya Değer
 Daniel: Genç, minimal ve dinamik bir otel. Modern bir anlayışla
tasarlanmış olan Daniel, özellikle loft tarzı odalarında yer alan
aksesuarları ile 60'ların pop çağını 2010'lara uyarlıyor. Oda tipleri
arasında retro bir karavan bile var. Bahçedeki bu karavanda
konaklamayı tercih ederek, şehir ortasındaki lüks bir otelde kalmanın
4
Viyana
konforunu yaşarken, gezgin ve maceracı ruhunuzu da korumuş
oluyorsunuz. Ayrıca otelin geniş bir sebze bahçesi ve 7. katta arı
kovanları var; kahvaltıda yediğiniz bal burada sizin için özel
üretiliyor. Bu sayede son derece organik ve sağlıklı beslendiğinizden
emin olabiliyorsunuz. Dilerseniz otelin bisiklet kiralama servisinden
de yararlanabilir, şehrin sokaklarında bisikletle kaybolabilir veya
Daniel
Bakery'de
Viyana
kahvesi
eşliğinde
lezzetli
kekler
yiyebilirsiniz.
 Hotel Topazz: Görkemli tarihi yapıların arasında modern Viyana'ya
ait bir heykel gibi yükselen Hotel Topazz, Koloman Moser'in elinden
çıkma gümüş bir vazoyu andırıyor. Barok mimarinin özelliklerinin
günümüze uyarlanmış bir versiyonu olan otelde, koyu renklerin
yumurta kabuğu tonlarıyla, yuvarlak detayların, düz sütunlarla
yarattığı zıtlık göze çarpıyor. Toplamda 31 odadan ibaret olan otel,
görece küçük sayılsa da, tasarımında kullanılan dâhiyane detaylarla
bütün alanlar en yüksek potansiyelde değerlendirilmiş. Salon Topazz,
kahvaltının yanı sıra günün her saatinde hizmet veren alt yapısı ile
misafirlerine rahat ve şık bir atmosferde taze atıştırmalıklar sunuyor.
 25Hours: Viyana'nın müzeler meydanında yer alan otel, konseptini bu
sanatsal komşuluk ilişkileri nedeniyle sürreal bir estetik şeklinde
tanımlıyor. Tasarımcı Armin Fischer, gerçekten de rengârenk bir
düşler oteli yaratmayı başarmış. 34 süitinin her biri farklı ve heyecan
verici ayrıntılara sahip. Duvarlardaki yazılar, çizimler ve kenarda
köşede rastlayacağınız çeşitli oyuncaklarla çocuksu bir dünya
yaratıyor. Tüm otel eğlenceli bir düş sirki adeta.
5
Viyana
 Das Triest: Yaklaşık 300 yıl önce Viyana ile Triest arasındaki posta
servisinde kullanılan atların ve arabaların bakımının yapıldığı bina,
1996 yılında Sir Terence Conran tarafından otele dönüştürülmüş.
Mimarisi Peter Lorenz’e, iç tasarımı Sir Terence Conran'a ait. Binanın
dış cephesi art nouveau stilinde süslemelerle kaplı. Her odasında
standart gereçlerin yanı sıra bir iMac bilgisayar da mevcut. Yaz
aylarında otelin iç avlusunda, Şef Josef Neuherz liderliğinde servis
veren ödüllü restoranı Collio, 30 yıllık zeytin ağaçları ve biberiye
çalılarıyla Akdeniz'e açılan bir bahçe gibi. Gece kuşlarına ödüllü
kokteylleri ve şarap menüsüyle Silver Bar'ı tavsiye ederiz.
 Hotel Rathaus-Wein&Design: Modern Sanatlar Müzesi ve St.
Stephen Katedrali'ne yürüme mesafesinde olan otel, konseptini
Avusturya'nın eşsiz şarap kültürü üzerine kurmuş. Şarap menüsünde
Avusturya'nın en iyi 450 şarabının yer almasının yanı sıra, her odası
yerel bir şarap üreticisine atfedilmiş. Odaların mini barlarında, bu
şarap üreticilerine ait butik şaraplar bulmak mümkün. Modern ve
renkli dekorasyonunda, tasarım mobilyalar ve aksesuarlar, çatıdaki
süitinin özel terasında güneşlenme koltukları sizi bekliyor. Restoranın
menüsünü Şef Klaus Fleischhaker yaratmış. Şehrin en zengin kahvaltı
büfelerinden birini sunuyor.
>>NEREDE YEMELİ?
Öğle Yemeği İçin En İyi Adresler
6
Viyana
 Orlando di Castello: Orlando di Castello, daha çok ilginç dekoruyla
dikkat çekiyor. Bembeyaz olması, ilk bakışta biraz göz yorabiliyor
ama menüyü gördükten sonra insanın gözü zaten öyle bir dönüyor ki
ne beyaz kalıyor, ne dekor. Şehrin en iyi kahvaltısı ve muhteşem
tatlılar burada keşfedilmeyi bekliyor.
 Plachutta: Plachutta, Viyana mutfağını en iyi anlayan ve uygulayan
restoranlardan biri. Menüde Viyana’ya özgü pek çok seçenek var
ancak elbette şinitzelin yeri başka. Restoranda kullanılan tüm etleri
belli birkaç çiftlikten alıyorlar. Bu çiftlikler Plachutta’nın tanıdığı ve
genelde aile işletmesi olan butik çiftlikler. Sağlıklı ve organik etler,
geleneksel ve özel bir formülle harmanlanınca ortaya gerçek bir lezzet
şöleni çıkıyor.
 Figlmüller: Şinitzel, çok basit gibi görünen bir yemek olmasına
rağmen, mükemmel bir şinitzel için çok ince hesaplar ve formüller
gerekiyor. Ve Figlmüller’in bulduğu şinitzel formülü için bir Nobel
Ödülü olmaması çok üzücü. Ama olsun, restoranın seçkin
atmosferinde bir mücevher gibi sunulan şinitzel tabaklarından biri
sizin önünüze geldiğinde, en azından damağınız ödüllendirilecek.
 Zu Den 3 Hacken: 350 yıllık bir geçmişi olan bu klasik Viyana
bistro’su, şehrin olmazsa olmaz gastronomik deneyimlerinden biri.
Menüde Macar ve Çek mutfaklarından etkilenmeler de fark ediliyor.
Ünlü bestekâr Schubert’in de burayı çok sevdiği ve sık sık burada
yemek
yediği
biliniyor.
Masadan
kalkmamanızı tavsiye ederiz.
7
‘apfel
strudel’
yemeden
Viyana
 Julius Meinl Am Graben: Julius Meinl, Türkiye’ye de giriş yapmış ve
toplam 70 ülkede satış yapan Viyana asıllı bir kahve üreticisi. 1862
yılında açılan ilk market kahve ve baharat satıyordu. Artık bunlara ek
olarak şarküteri ve pastane ürünleri, yağ, reçel, peynir ve et ve balık
çeşitleri bulabiliyorsunuz. Hem alışveriş edebileceğiniz hem de bir
şeyler atıştırabileceğiniz gurme bir yolculuğa çıkabileceğiniz hoş bir
seçenek.
Akşam Yemeği
 Steirereck: Tuna Nehri kıyısında, iki katlı müstakil bir yapıda bulunan
restoran, zarif ve şık bir atmosfere sahip. Özellikle verandası ve
balkonu oldukça keyifli bir akşam vaat ediyor. Dünyanın En İyi 50
Restoranı listesinde 11. sırada yer alan restoran modern Avusturya
mutfağından,
av
etleri
ağırlıklı
gurme
lezzetler
sunuyor.
Mahzenindeki 35.000 şişelik şarap segmenti de bu tatlara en uygun
şekilde eşlik ediyor. Opera ve bale sonralarında daha da
kalabalıklaşıyor.
 Österreicher Im MAK: Österreicher, Museum of Applied Arts
(MAK)’ın
içinde bulunuyor. Ülkenin en ünlü şefi Helmut
Österreicher, restoranın modern minimalist atmosferinde iki à la carte
menü sunuyor. Birinde Viyana mutfağının klasik örneklerini diğerinde
ise Österreicher’e ait füzyon uyarlamalar bulabiliyorsunuz. Şefin
dehasını keşfetmek için yeni tarifleri denemenizi tavsiye ederiz.
8
Viyana
 Vestibül: Burgtheater’in hemen yanındaki bu şık restoran, konumu
nedeniyle sanatseverlerin çok sık geldiği bir yer. Beyaz oymalı tavanı
ve mermer sütunların sıralandığı salonu hem antik hem de modern bir
görünüme sahip. Menüde Akdeniz ve Orta Avrupa mutfaklarından
seçenekler bulunuyor. Gurme bir ziyafet çekmek için tercih
edebilirsiniz.
 Procacci: Singapur, Floransa ve Viyana’da üç şubesi bulunan
Procacci, gittiği her şehirde gurme bir deneyim sunuyor. Procacci
Viyana, 19. yüzyılda inşa edilmiş bir manastır binasında modern,
minimal ve şık bir atmosfer yaratılmış. İtalyan mutfağından lezzetler
sunan restoranın makarna ve pizzalarından çok çorbaları ve et
yemekleri ün kazanmış durumda.
 Fabios: Fabio Giacobello’nun meşhur restoranı Fabios, Viyana’nın en
sevilen
restoranlarından
biri.
Sofistike
atmosferi
ve
lezzetli
yemekleriyle dikkat çeken restoranı, şehrin ünlü isimleri hiç boş
bırakmıyor. Fabios’u önemli bir çekim noktası haline gelen bir diğer
özelliği ise barı. Özellikle yemek sonrası saatlerde giderek
kalabalıklaşıyor. Yemekle gece kulübü arasında hoş bir uğrak noktası
olarak görülüyor.
 Zum Finsteren Stern: 16. yüzyıldan kalma bir yapı olan Palais
Collalto’da bulunan restoran, etkileyici atmosferiyle şehrin en dikkat
çekici restoranlarından biri. Küp taşlar üzerindeki masalar da kemerli
salonundaki masalar kadar keyifli bir ortam vaat ediyor. Yalnızca
birkaç başlangıç, 4-5 ana yemek ve 3 çeşit tatlı sunuyorlar. Bu ufacık
9
Viyana
menüyle, her ziyaretçiyi baştan çıkarmayı başarıyorlar. Tadım
menüsünü tavsiye ederiz.
Atıştırmalıklar
 Café Central: Paris’in Les Deux Magots’su, Roma’nın Café Greco’su
varsa, Viyana’nın da Café Central’i var! 1876 yılında açılan kafe, kısa
zamanda sanatçıların ve düşünürlerin uğrak yeri haline gelmiş tarihi
değere sahip bir yer. Bu nedenle büyük bir turist akınına uğruyor
ancak gene de bir masa kapıp tatlılarından denememek olmaz.
 Demel: 1786 yılında açılmış olan Demel, bugün dünyanın en ünlü
çikolatacılarından ve pastanelerinden biri. Klasik zarafetinden ve
lezzetinden hiçbir şey kaybetmemiş olan Demel’e hoş bir mola
vermek için uğrayabileceğiniz gibi yalnızca alışveriş için de
gelebilirsiniz. Çikolata yapımıyla ilgili çok ilginç hikâyeler sunan
Demel Museum’u da ayrıca ziyaret edebilirsiniz.
 Café Drechsler: Yakın zamanda geçirdiği tadilattan sonra otantik
tarihi dokusunu, modern bir görünüme bırakan kafe, kahvaltı ve kahve
çeşitleri için tercih edilebilecek hoş bir alternatif.
 Süessi: Süessi oldukça sofistike bir çay salonu. Kadife koltukları,
halıları ve porselen çay takımlarıyla zarif bir duruş sergiliyor. Çayın
yanında sunulan tartlara ve makaronlara hayır demek imkânsız.
 Blühendes Konfekt: Michael Diewald, değişik baharatlar ve çiçekleri
kullanmayı seven bir çikolata ustası. Buraya girdiğinizde zengin
aromalı butik çikolata çeşitleri keşfedeceksiniz. Aslında yalnızca
10
Viyana
alışveriş edilebilecek bir yer. Ancak özel workshop’una katılırsanız
hem Diewald’ın sırlarına vâkıf oluyorsunuz, hem de nefis bir çikolata
tadımı yapabiliyorsunuz.
>>GECE KUŞLARINA
 Le Möet: Le Meridien Hotel’de bulunan Le Möet Bar, ihtişamlı ve
iştah kabartan bir mekân. Sabah 06:30’da açılıyor ve gece yarısına
kadar servis vermeye devam ediyor. Kahvaltıdan itibaren günün her
öğünü için gelebilirsiniz. Burada şampanyanın ne saati var, ne de
bahanelere ihtiyacı...
 American Bar: Esas adı American Bar olsa da, Loos olarak bilinen
bar, şehrin olmazsa olmaz adreslerinden biri. 1908 yılında, mimar
Adolf Loos tarafından tasarlanan mekân gerçekten görülmeye değer.
Hem stili hem de kokteyl formülleri klasik Amerikan kokteyl barlarını
anımsatıyor gerçekten de. Şehirde yaşayan yaratıcı ve yetenekli
insanlarla burada tanışabilirsiniz.
 Motto: Dekoruyla, yemeklerinin ve kokteyllerinin sunumuyla
gösterişli bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Gece ilerledikçe
kalabalıklaşıyor ve oldukça başarılı DJ performanslarına ev sahipliği
yapıyor. Paris Hilton buradan çıkarken gazetecilere yakalanmış olsa
da, Motto ünlü konuklarının isimlerini saklı tuttuğundan diğer isimler
gizemini koruyor.
 Zweitbester:
Eski bir depoyu
11
andıran
Zweitbester’e tasarım
Viyana
aşamasında çok az müdahale edilmiş. Yer yer lekeli beton tabanı,
tuğla duvarı ve tavanda dolaşan boruları ile modern ve endüstriyel bir
tasarıma sahip. Barının etrafında hip ve genç bir kitleyi, koyu
sohbetlere dalmış bir şekilde görmek mümkün.
 Attic: 25Hours Hotel’in şehre nazır hoş bir manzara sunan barı Attic,
esprili ve renkli dekoruyla samimi bir ortam yaratıyor. Sirk
konseptinden yola çıkılarak düşünülmüş detaylar burayı daha da ilginç
bir hale getiriyor. Yaratıcı tasarımına bir de kokteylleri ve DJ
performansları eklenince daha da eğlenceli bir yer haline geliyor.
 Ramien: Turistlerin pek az bildiği ancak şehrin yerlilerinin koştur
koştur geldiği bir yer. Kitsch denebilecek bir dekoru var. R&B, hiphop ve house türünde müziklerin ağırlıkta olduğu mekânda, belli
günlerde karaoke günleri düzenleniyor.
 Santo Spirito: Büyük opera salonlarında, büyük orkestralardan klasik
müzik dinlemeye alternatif olarak daha küçük bir orkestra eşliğinde
samimi bir atmosferde yemek yiyip bir şeyler içerek klasik müzik
dinleyebileceğiniz bir adres.
Sahne Sanatları
 Musikverein: Şehrin en büyük salonlarından biri olan Musikverein,
şehirde klasik müzik dinlemek için tercih edilebilecek en iyi adres.
Anton Rubinstein ve Johannes Brahms gibi isimlerin şeflik yaptığı bu
tarihi salonda müzik dinlemek, başka hiçbir şeye benzemez.
12
Viyana
 Staatsoper: Staatsoper, 19. yüzyıldan kalma çok görkemli bir yapıda.
Merdivenleri, freskoları ve heykelleriyle de oldukça etkileyici bir
atmosfere sahip. Şehirdeki en iyi operaları burada izleyebilirsiniz.
 Volksoper: Bir sezonda 300 civarı performansa ve 25 prodüksiyona
imza atan bu üretken operanın programında yer alan bale, tiyatro ve
operalara mutlaka bir göz atın.
 Theater Wien: Klasik operaların modern uyarlamalarını veya avantgarde operaları tanımak isteyenler için harika bir adres. Klasiklerin
yeri elbette ayrı ancak Theater’da yapılan yeni yorumlar gerçekten de
çok başarılı.
>>YA BAŞKA?
Alışveriş
 Freitag: Freitag çantalarını daha önce görmüş olabilirsiniz. Spor ve
kullanışlı tasarımı ve su geçirmez kumaşı nedeniyle çok tercih edilen
bir isim. Tasarımcı kardeşler Markus ve Daniel Freitag’ın bisiklete
binerken taşıyabilecekleri rahat çanta ihtiyacından yola çıkarak
tasarladıkları çantalar 1993 yılından beri Zürih’te üretiliyor. Hep bir
tane istemiştim diyorsanız Viyana’daki mağazalarına bir göz
atabilirsiniz.
 Wood Wood: Wood Wood ilk olarak, Danimarka’da bir tasarım
okuluna giden 3 öğrencinin, kendi tasarladıkları tişörtlerin yanı sıra
spor ayakkabı, kaykay, koleksiyonluk figürler ve sanat kitapları
13
Viyana
sattıkları bir mağazaydı. Şimdi Avrupa’da pek çok şehirde bu konsept
mağazanın bir şubesini bulmak mümkün. Viyana’daki şube Comme
des Garçons, Uslu Airlines ve Peter Jensen gibi isimlerin
tasarımlarından en zevkli parçaları bir araya getiriyor.
 Park: Park, çok amaçlı mağazalardan biri. Çoğunlukla Anne
Demeulemeester, Maison Martin Margiela ve Comme des Garçons
gibi tasarımcıları bir arada bulabileceğiniz 480 m2’lik bir moda
abidesi. Zaman zaman sergilere ev sahipliği yaparak bir sanat
galerisine de dönüşebiliyor. Modern konsept mağazaların en hoş
örneklerinden biri.
 Liska: Liska, Chanel, Versace, YVS gibi moda devlerini bir arada
bulabileceğiniz bir mağaza. Ama en çok kürkleri ile meşhurlar.
Hayvanseverler tarafından topa tutulsa da, kürk severlerin not
defterlerindeki önemli adreslerden biri.
 Wabi Sabi: Wabi-sabi, Japon felsefesinde geçici ve kusurlu olanın
estetiğini üzerine kurulu bir anlayışı temsil ediyor. Wabi Sabi
tasarımları da bu anlayışın modaya uyarlanmış hali adeta. Geleneksel
Japon kıyafetlerinin çok modern ve minimal uyarlamalarını burada
bulabilirsiniz.
 Rosenrot: Zoe Karssen, White Valentine, Firma Berlin gibi
tasarımcıları bulabileceğiniz bir mağaza. Ürünleri çok kolay
bulunmayan tasarımcıları bir araya getirdikleri için oldukça seviliyor.
 Nina Peter: Nina Peter ve Gregor Pirouzi tarafından kurulan marka,
dünyanın en ünlü eldivenlerini tasarlıyor. Peter’ın ailesinin 160 yıllık
14
Viyana
bir eldiven üretimi geçmişi var. Aile geleneğini devam ettiren Peter’ın
tasarımlarını Lady Gaga da bir klibi için tercih etmiş.
 Die Sellerie: Sellerie, dört grafik tasarımcısının ortak açtığı bir
mağaza. Burada satılan ürünlerden yüzde sekseni elde üretilmiş
ürünler. Eski kıyafetlerden yapılmış yastıklar, mum, keten çantalar ve
kitapların
yanı
sıra,
ev
yapımı
reçel
ve bal
çeşitleri
de
bulabiliyorsunuz.
 Shakespeare: Gözünüzü kapatınca hayalinizde canlanan o tamamı
ahşap sevimli kitapçının gerçek olmuş hali burası. Nostaljik kokusunu
soluyarak, kitapların arasında sadece dolaşmak bile terapi gibi geliyor.
Kitapların çoğu İngilizce olduğundan çok fazla seçenek bulabilirsiniz.
 Doblinder: Müzisyenlerin şehri Viyana’da, sadece müzik dinleyenleri
değil müzikle uğraşanları da baştan çıkaracak bir adres. CD’ler,
kitaplar, notalar ve müzik enstrümanları bulabileceğiniz hoş bir yer.
 Leica Shop: Fotoğrafla uğraşanlar için neredeyse fetişleşmiş bir
marka olan Leica’yı Viyana’da ziyaret etmenin keyfi başka. Zira
burada yeni modellerin yanı sıra, 2. el modeller de bulabiliyorsunuz.
Müzeler
 Ünlü Bestekârların Evleri: Johann Strauss, Mozart ve Arnold
Schönberg’in müze haline getirilmiş olan evlerini gezerek hem
bestekârların hayatı hakkında bir şeyler öğrenebilir hem de
Viyana’nın kültürel tarihi hakkında bilgi edinebilirsiniz.
15
Viyana
 Secession: Secession, çağdaş sanatçıların süreli sergilerine ev
sahipliği yapan modern bir sanat galerisi. Binanın kendisi de bir müze
gibi gezilebilir. Yapımı, Ludwig Wittgenstein’ın babası Karl
Wittgenstein tarafından finanse edilen binanın kalıcı koleksiyonunun
en ünlü parçalarından biri de Gustav Klimt’in Beethoven Frieze adlı
eseri.
 Hofburg: Habsburg Hanedanı da dahil olmak üzere Avusturya
Macaristan İmparatorluğu’nun yöneticilerinin konutu olan Hofburg
Sarayı’nı hem mimari özelliklerini hem de içindeki sergileri görmek
için mutlaka ziyaret etmeli. Sisi Museum, saray kompleksinin içinde
yer alan bir müze. Sisi, I. Franz Joseph’in karısı Elisabeth’in takma
ismi. Müzede Elisabeth’e ait 300 civarı kişisel eşya sergileniyor.
 Lichtenstein
Museum:
Müze,
Lichtenstein
ailesinin
özel
koleksiyonunu görme fırsatı sunuyor. Aileye ait sarayda gezilebilecek
koleksiyonda Raphael, Rubens, Herman Posthumus ve daha pek çok
sanatçının eserleri bulunuyor.
 Dorotheum: Viyana’da her yıl yaklaşık 600 müzayede düzenleniyor.
1707 yılında kurulan Dorotheum, dünyanın en ünlü müzayede
salonlarından
biri.
Çağdaş
sanatın
da
önemli
eserlerini
değerlendirmeye başlamış olan Dorotheum, 40 kategoride, 100
eksperle çalışıyor. Dorotheum’daki satışları takip etmenizi tavsiye
ederiz.
Gitmeden Göz Atılacaklar
16
Viyana
 ‘Wittgenstein’s Vienna’: Kitap, ünlü düşünür Wittgenstein’ın
hikâyesini, ülkenin, şehrin ve dönemin diğer düşünürlerinin
öykülerine paralel bir şekilde anlatıyor.
 ‘Amadeus’: 1984 yılında Milos Forman tarafından çekilen film,
sinema tarihinin en güzel filmlerinden biri. Salieri’nin gözünden
Mozart’ın dehasını anlatan film oldukça etkileyici bir başyapıt.
 ‘Klimt’: 2006 yapımı, Raul Ruiz’in yönettiği ve John Malkovich’in
başrolde oynadığı film, ünlü ressam Gustav Klimt’in biyografik
hikâyesini anlatıyor.
 ‘The Third Man’: 1949 yapımı film, 2. Dünya Savaşı sonrasında
çocukluk arkadaşını aramak için Viyana’ya gelen Amerikalı bir
yazarın hikâyesini anlatıyor. Film Noir severlerin kaçırmaması
gereken film, şehrin dokusunu çok iyi kullanıyor.
 ‘Sisi’: 1955 yapımı film, Avusturya imparatoru I. Franz Joseph’in
karısı Elisabeth (Sisi)’nin hikâyesini anlatıyor. Şehrin tarihi
mekânlarını görmeden ve Sisi Museum’u görmeden önce izlemenizi
tavsiye ederiz.
Aman Aman!
Viyana’da vals sosyal yaşamın hâlâ önemli bir parçası. Kasım ve Haziran
ayları arasında 300’ün üzerindeki balo salonunda çeşitli etkinlikler
düzenleniyor. Seyahatinizin tarihleri denk geliyorsa, programlara göz
atmanızı tavsiye ederiz.
17
Viyana
Sıkıcı Bilgiler
Havaalanından şehir merkezine taksiyle gitmek 20 dakika sürüyor ve 40€
civarında tutuyor.
Havaalanından,
turist
info
ofislerinden
ve
bazı
otellerden
temin
edebileceğiniz Vienna Card, müze, kafe, restoran, tiyatro ve dükkânların
dâhil
olduğu
210
mekânda indirim almanızı
sağlıyor.
19.90€’ya
alabileceğiniz kart 72 saat boyunca yer altı ulaşımını ve otobüsleri de
ücretsiz kullanmanızı sağlıyor.
Taksi kullanacağınız zaman, şehirde başlatılan “green taxi” uygulamasına
destek verebilirsiniz. Bunun için 40100’ü arayıp doğa dostu bir taksi
çağırmanız yeterli. Ayrıca bavullarıyla iki kişiyi taşıyabilen bisiklet taksi
“faxi”leri de kullanabilirsiniz.
18

Benzer belgeler

İçkilerin 2016 falı

İçkilerin 2016 falı dokuz yıl sonra iflas ederek ara vermek zorunda kalmış. Yılmadan devam eden Joseph birkaç yıl içinde markasını yeniden diriltmeyi başarmış. Şu anda çekirdekten pakete üretim yapan yani direkt olara...

Detaylı

Nerede Kalmalı?

Nerede Kalmalı? Viyana sattıkları bir mağazaydı. Şimdi Avrupa’da pek çok şehirde bu konsept mağazanın bir şubesini bulmak mümkün. Viyana’daki şube Comme des Garçons, Uslu Airlines ve Peter Jensen gibi isimlerin t...

Detaylı