G. Selcan Sağlık: Türkmen Düğün Geleneği
Transkript
G. Selcan Sağlık: Türkmen Düğün Geleneği
Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3, Sayı 2 (Haziran 2006) Mak. #28, ss. 71-85 Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Türkmen Düğün Geleneği G. Selcan Sağlık Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ÖZET Doğum, evlilik ve ölüm insan hayatındaki en önemli geçiş törenleri olarak değerlendirilir Bu geçiş törenlerinden biri olan evlilik ve evlilik töreni olarak düğün ise öncesinde önemli hazırlıklar gerektiren bir süreçtir. Gelenekler açısından zengin Türkmen kültüründe de en önemli törenlerden, kutlamalardan biridir düğün. Türkmen Türkleri aile ilişkilerine, çocuklarının evlenmelerine ve bu evlilik sürecinde yer alan pek çok geleneğe ve inanca büyük önem verirler. Bu çalışmada Türkmenistan’da geçmişten günümüze kadar süregelen düğün gelenekleri a) düğünden önceki gelenekler; b) düğün gelenekleri ; c) düğünden sonraki gelenekler olmak üzere üç alt başlık altında incelenmeye çalışılmıştır. ANAHTAR SÖZCÜKLER Düğün, Türkmen Düğün Gelenekleri, Türkmen Düğün Terminolojisi ABSTRACT Birth, marriage and death are regarded as the most important transitional ceremonies in human life. In these transitional ceremonies, marriage and as a marriage ceremony wedding is a process that requires important preparations. In the rich Turkmen culture, wedding is one of the most important ceremonies and celebrations. Turkmen Turks attach great importance to the family relations, marriage of their children and lots of rites and beliefs that take part in this marriage process. In this work, Turkmen wedding traditions from the past to the present have been tried to examine under the three sub-title: a) before the wedding ceremony rites; b) wedding ceremony rites; c) after the wedding ceremony rites. KEY WORDS Wedding, Turkmen Wedding Traditions, Turkmen Wedding Terminology 72 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3 . Sayı 2 . Haziran 2006 0. Takdim Türk folklor çalışmalarında (Boratav 1999 vd.) insanoğlunun hayatında üç önemli geçiş töreni bulunduğu ifade edilmektedir. Bunlar doğum, evlenme ve ölümdür. Bu çalışmada, beşikten mezara geçiş törenleri arasında yer alan evlilik töreninin esasını oluşturan “düğün gelenekleri” Türkmenistan örneğinde ele alınmıştır. Türkiye ve Türkmenistanʹda düğün geleneklerinde sayısız uygulamaların bulunması göz önüne alınarak, tam olarak karşılaştırılmalı bir çalışma yapılmamakla birlikte, yeri geldikçe Türkmenistanʹdakilerin yanı sıra Türkiyeʹde özellikle Anadoluʹda görülen düğün geleneklerine de değinilmiştir. 1. Düğünle İlgili Genel Terminoloji Türkmen Türkçesinde erkek ve kız çocuklarının evlenmesi anlamında farklı kelimelerin kullanıldığı dikkati çeker. Bir genç kızla nikâhlanan erkek çocuğa kendi başına bir aile kurması için ev tutulup veya alınıp verilmesi dolayısıyla öylendi, öyli boldı “evlendi, ev sahibi oldu” denir. Türkmen Türkçesinde kızların evlenmesi için ise “hayata atılmak” anlamında durmuşa çıkmak fiili kullanılır. Eski Türkçenin söz varlığında da kız çocuğunu evlendirmek için ärlä – (OTWF-II, 436) ve erkek çocuğunu evlendirmek için de kälinlä – (OTWF-II, 439) fiillerinin kullanıldığını görmekteyiz. Türkmen Türkçesinde, kızını evlendirme eylemi için de gızını durmuşa çıkarmak veya gız göçürmek ifadeleri kullanılır. Benzer şekilde Anadoluʹda da gelin göçürmek terimi kullanılmaktadır (Boratav, 1999:174). Yine Eski Türkçedeki kelin (ED, 719-a) kelimesi TTü. ve TrkmT.’de gelin şeklinde korunurken, “damat” anlamındaki ETü. küdegü TTü.’de güveyi, TrkmT.’de giyev şeklinde saklanmıştır. Türkmen Türkçesinde güveyi için kullanılan diğer bir kelime de körekenʹdir. Bu kelime Moğolcadan alıntılamadır (bkz. TMEN, 340). Nikâhla gelen akrabalık terimlerinden evlenen kişinin eşinin babası ve annesi anlamında TTü.ʹde kullanılan kayın baba /kaynata ve kayın ana /kaynana kelimeleri de Trkm.T.ʹde ga:yın ata, ağ. ga:ynata /kaynata/ dayı; ga:yın ene, ağ. ga:ynene /kaynene/ hala kelimeleriyle karşılanmaktadır (Erdem 2000:200). Evlilik töreninin esasını oluşturan düğün kelimesi için ise Türkmen Türkçesinde toy kelimesi kullanılmaktadır. Bilindiği gibi toy kelimesi Eski Türkçede de (önceleri topluluk, büyük toplantı anlamlarında olsa da) “bayram, ziyafet, düğün ziyafeti” anlamlarında da kullanılmıştır (ED, 566-b). Türkmen Türklerinde geleneğe göre erkek veya kız çocuğunu yaşı kemale erdiğinde evlendirmek gerekir. Eski zamanlarda kıza telpekle1 vurulduğu zaman yere düşmezse evlenme vaktinin geldiği anlaşılırmış (Penciyev-Sultanova 2002:267). 1 Telpek: Deriden veya koyun yününden yapılan erkek başlığı, şapka. Türkmen Düğün Geleneği G. Selcan Sağlık Türkmen Türklerinde düğün geleneğini düğünden önceki gelenekler, düğün gelenekleri ve düğünden sonraki gelenekler şeklinde üç başlık altında inceleyebiliriz. 2. Düğün Genelekleri 2.1 Düğünden Önceki Gelenekler Türkmen geleneklerine göre bir aile oğlunu öyermeden (yani oğlunu evermeden) ya da kızını çıkarmadan (yani kızını vermeden) önce damat ya da gelin adayında bazı özellikler arar (Öräyev 1995:70): Gelin ya da damat adayının ailesinin soyuna, kimlerden olduklarına (ki Türkmenlerde boylar, tire ve tayfalar arasındaki ayrım önem taşımaktadır) Gelinin ya da damat adayının maddî durumuna Gelin ya da damat adayının dış görüntüsüne, terbiyesine, karakterine bakılır. Türkmenistan’da çocuklar, Anadolu’da da görülen beşik kertmesi yoluyla, Trkm.T. terimi ile kasamyat etmek yoluyla, daha küçükken hatta doğmadan önce kiminle evlenecekleri belirlenerek evlendirilebildikleri gibi görücü usulü ile de evlendirilebilmektedirler. Hatta görücü usulü evliliğin yaygın olduğu söylenebilir. Eskiden gelinle damat birbirlerini ancak evlenecekleri gün görürlermiş (Blackwell 2001:64). Günümüzde evlenecek olan gençler birbirlerini düğünden önce tanıyabilmektedirler. Ancak yine de evlilikte ailelerin kararı ve rızası son derece önemlidir. Oğlunu evlendirmek isteyen bir Türkmen ailesi öncelikle bu şartlara uygun bir genç kız bulması için savcı/söz aydıcıyı görevlendirir. Türkmenlerdeki söz aydıcı’nın Türkiye‘de görücü’ye karşılık olduğunu söyleyebiliriz. Abdulkadir İnan, “Türk Düğünlerinde Exogamie İzleri” adlı makalesinde Başkurt, Kazak ve Altay lehçelerinde güvey ve kız ailesi arasında aracılık eden kişiye yavçı (yuçı) denildiğini belirtmiş ve Anadolu Türkleri arasında da bu kişiye görücü, dünürcü, elçi gibi adlar verildiğini eklemiştir (İnan 1987a:347). Türkmenlerde genellikle bayan olan söz aydıcının görevi erkek tarafının istediği tarzda bir kız bulup, kızın ailesine falanca ailenin kızlarına talip olduğunu ve oğullarıyla evlendirmek istediklerini duyurmaktır. Söz aydıcı kız tarafına çoğunlukla Çarşamba günü gönderilir. Halk arasındaki inanca göre “Çarşenbe günü çar yanadır”. Yani Çarşamba günü söz aydıcının yolu dört bir yana açıktır (Öräyev 1995:82). Yine Cumartesi günü de şenbede şov “başarının günü” olarak adlandırılır (İlyasova-Garrıyeva 2000:25). Söz aydıcı erkek tarafına uygun bir aile bulduktan sonra önce kızın annesiyle görüşür. Annesinin görünüşüne, tavırlarına dikkat eder. Türkmenistan ve Türkiye Türklerindeki Enesini gör de gızını al, gırasını gör de bizini al “Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al” deyiminin bu mantıkla ortaya çıktığı düşünülmektedir. Söz aydıcı, sözcüsü olduğu erkek tarafının kızlarına talip olduğunu kızın annesine üstü kapalı bir şekilde ifade eder: Yitiğimizi gözläp 73 74 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3 . Sayı 2 . Haziran 2006 geldik” (Kaybettiğimizi arayıp bulmaya geldik) ya da “Sizde bir gövher gaşlı yüzük bar eken, şona pılanlar hırıdar bolupdır. Gelmek niyetleri bar. Sähedine garaşıp otırlar. Sizin hem gövnünizi biläli diydik” (Sizde kıymetli taşlı bir yüzük varmış. Onu falancalar almak istemişler. Evinize gelme niyetleri var. Uygun bir zamanını beklerler. Sizin de gönlünüzden geçeni bilelim dedik.) şeklinde amaçlarını dile getirir. Kızın annesi de “yitiğimizi gözläp geldik” diyen söz aydıcıya “yitiğinizi ararız, bakarız” derse rızasını dile getirir. Ancak “yitiğinizi uzak yerden arayın” derse, bu işe razı olmadığını dile getirmiş olur. Söz aydıcı kız tarafıyla görüşüp, olan biteni erkek tarafına anlatmak için gittiğinde erkek tarafı sorar: “Gurtmısıñ, tilki?” (Öräyev 1995:83). Söz aydıcı cevap olarak “Gurtduruz” derse bu işlerin yolunda gittiği anlamına gelir. Kız tarafından olumlu cevap alan bir söz aydıcı gudaçılığa gidilecek ya da diğer bir deyişle savçılığa varılacak yani “kız istemeye gidilecek” zamanı da kızın ailesiyle görüşür (Öräyev 1995:82). Türkmen Türkçesinde, Eski Türkçede tüñür (ED, 523-b) şeklinde geçen ve eşlerin anne-babalarının birbirlerine karşı olan akrabalıklarını ifade eden TTü.ʹdeki dünür kelimesinin yerine guda kelimesi kullanılmaktadır. Türkmenlerde gudaçılık yani ʺdünürlükʺ önemli bir akrabalık ilişkisidir. Gudaçılığa ya da savçılığa2 yani Türkiye Türkçesindeki ifadesiyle “kız istemeye” genellikle karanlıkta gidilir. Yine inanışa göre ayın 7’si, 17’si ve 27’si kız istemek için uğurlu günlerdir (İlyasova-Garrıyeva 2000:25). Kız istemeye erkeğin anne ve babasıyla birlikte savçı yani “dünür başı” da gider. Savçının da erkeğin yakın bir akrabası olması gerekir: amcası, dayısı, halası veya teyzesi gibi. Kız evine yapılan bu ilk ziyarette erkek tarafı kız evine yiyecek tatlı birşeyler götürebilir. Kız tarafının da gelenlere bir parça ekmek sunması iyiye işaret sayılır (İlyasova-Garrıyeva 2000:26). Dünürcüleri evine kabul eden, ancak onlara kızını vermek istemeyen kız tarafı ortaya, bir sofraya, örtüye sarılı bir ekmek getirip koyar. Bunun anlamı “size verecek kızımız yok” demektir. Eğer kız tarafı dünürcülerle görüşüp, konuşmak isterse ekmeği ortaya açık bir şekilde koyar. Kızlarını vermeye niyeti olan aile dünürcülerden mühlet ister. Erkek tarafı bu bekleme süresi içinde kız tarafına mükellef biçimde hazırlanmış, içi çeşitli yiyeceklerle donatılmış sofralar (tepsiler) gönderir. Kız tarafı erkek tarafının teklifini kabul edene kadar bu sofraları açmaz. Kararını veren kız tarafı erkek tarafına haber yollar. Erkek tarafı kararı öğrenmek için gittiğinde bir sofra daha götürür. Erkek tarafıyla dünür olmaya karar veren kızın ailesi bu sofrayı açar. Bundan sonra da dünürcülük işlemleri başlar (Öräyev 1995:85-86). Türkiye Türklerinin düğünden önceki geleneklerinden biri de şerbet ve nişandır. Anadoluʹda şerbet, iki tarafın yakınlarının okuntu (yani davetiye) ile çağrıldıkları ilk törendir. Kız evinde kadınlar ve erkekler ayrı odalarda toplanırlar. Oğlan evinin 2 Gudaçılığa/ Savçılığa barmak: Kız istemek. Türkmen Düğün Geleneği G. Selcan Sağlık yolladığı şekerle şerbet yapılıp gelenlere dağıtılır (Boratav 1999:175). Türkmen Türklerinde daha sonra değineceğimiz şerbet, ʺsüycülik suyuʺ adı altında nikâhtan sonra yapılır. Yine Anadoluʹda nişan, iki tarafın yakınları için kız evinde düzenlenen ikinci törendir ve bu süre içerisinde erkek tarafı ile kız tarafı birbirlerine nişan bohçası yollar. Türkmenistanʹda genelde nişan geleneğine pek rastlanmaz. Ancak Levap bölgesinde yaşayan Çärcöv Türkmenlerinde yaglık çekme “eşarp örtme” geleneği kaydedilmektedir. Bu geleneğin kız tarafının rızası alındıktan sonra kızın nişanlı olduğunu belli etmek için yapıldığı söylenir. Erkek tarafı bir sofra bezinin arasına ekmek, bisküvi, şeker, kız ve annesi için entarilik kumaşlar ve birer eşarp koyar. Kız evinde kızın akrabaları, erkek tarafı (annesi-babası-kardeşleri) toplanıp küçük bir nişan yaparlar. Bu nişanda erkeğin annesi kızın başına kırmızı bir eşarp bağlar ve bundan sonra da kız evine millî ve dinî bayramlarda “kız payı” da denilen bohçalar gönderir (Penciyev-Sultanova 2002:268). Düğün hazırlıkları içinde yer alan bir diğer gelenek de galıñ ya da kesanatını kesişmek yani “başlık/ağırlık parasını” kararlaştırmaktır. Türk kültüründe eski devirlerden beri yaygın olarak görülen ETü. kalıŋ > Trkm.T. galıŋ; TTü. başlık (parası), ağ. kalın geleneğinin, kızın yetişmesi için yapılan masraflar, hatta ailesine bir tür süt hakkı için verildiği ifade edilir (Baykara 2001:153). Türkmenistan’da başlık parası 1928 ve 1950 yıllarında çıkartılan kanunlarla Sovyet otoritelerince yasaklanmaya çalışılmışsa da, bu kanunlar geleneğin ortadan kaldırılmasında pek etkili olamamıştır (Blackwell 2001:65). Türkmenlerde başlık parasını kadınlar belirler. Erkek tarafı kız tarafına hayvan, eşya, para veya altın gibi değerli şeyler vererek başlık parasını öder. Başlık parasının miktarı zamanın gerektirdiği ölçüdedir. Başlık parası kararlaştırılıp, erkek tarafı tarafından ödendikten sonra düğün günü tespit edilir. Bazen erkek tarafı başlığın yarısını düğünden önce, yarısını ise düğünden sonra verebilir (Öräyev 1995:86-87). Başlık parasını ödeyecek durumu olmayan kimi aileler garşı guda “karşı dünür” olurlar. Karşı dünürlükte iki aile birbirlerinin oğullarına kızlarını gelin verir ve böylece birbirlerine başlık parası vermezler (Öräyev 1995:93). Geleneklere göre Türkmenlerde evin dışını düzmek erkek tarafına, içini düzmek kız tarafına düşer. Yine dokuzu düzüv ya da dokuz düzmek denen geleneğe göre kız evin içinde bulunması gereken 9 eşyayı (ki bunlar yatak, yorgan, yastık, halı vb. eşyalardır) beraberinde getirmelidir (Öräyev 1995:101-102). Kız evi aldığı galıŋın (başlık parasının) üçte birini düğün hazırlıkları ve ev için gerekli eşyalara harcamalıdır (Öräyev 1995:108). Anadoluʹda da başlık parasının kızın çeyizine harcanması gerektiği düşünülmektedir (Boratav 1999:174). Gelin kızın çeyizi ve oğlan evine gönderilecek olan hediyeler genç kızların bir araya gelmesiyle imece usulü olarak hazırlanır ve buna Türkmenlerde üme denilir (Öräyev 1995:107). Türkmence üme, Türkiye Türkçesinde imece kelimesinde saklıdır. Düğün tarihinin belirlenmesi için kız evinin hazırlıklarını tamamlaması beklenir. 75 76 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3 . Sayı 2 . Haziran 2006 Düğün gününün uğurlu ve hayırlı bir gün olması dilenir ve böyle bir günü tespit etmek için lagnat “lanet” ya da mırrı:h adı verilen yıldıza bakılır. Mırrı:h kelimesinin Türkmen Türkçesindeki anlamı ʺkötü, alçakʺtır. Osmanlı Türkçesindeki sözlüklere baktığımızda ise ʺmirrîhʺ olarak geçen bu kelimenin anlamı ʺMars gezegeniʺ olarak verilmiştir (Devellioğlu 1996:652). Bu işi bir hoca veya yıldızlardan anlayan bir aksakallı (bilgeliğine inanılan bir yaşlı) yapar. Yıldızlara bakacak olan kişi dört köşeli bir odada oturur. Yıldızlara bakılırken kızın gelin gideceği yön esas alınır. Aşağıdaki tabloda oklar yıldızın yerini göstermektedir (Öräyev 1995:98): 2, 12, 22 karşıda 1, 11, 21 doğuda 3, 13, 23 sağ köşede Yıldızlara bakan şahıs 8,18,28 sol 4, 14, 24 sağ 7,17,27gayra 5, 15, 25 6,16,26 Ayın 9, 19 ve 29ʹunda bu yıldız yerde olduğundan bu günler uğursuz sayılır. Bir ayın 10., 20. ve 30. gününde yıldız gökyüzündedir ve onun yeryüzündeki işlere zararının dokunamayacağına inanılır. Yine ayın diğer günlerinde kızın gelin gideceği yönde bu yıldız yoksa, gelin alıcının yolunun açık olduğuna inanılır (Öräyev 1995:99). Anadoluʹda ise özellikle köylerde düğünün güzün yapılmasına dikkat edilir. Buradaki sebep güz mevsiminin kış hazırlıklarının ve harman işlerinin bittiği, yayladan dönüldüğü ve düğün masraflarının karşılanabildiği en uygun zaman olmasıdır (Boratav, 1999:176). 2.2 Düğün Gelenekleri Düğün hazırlıklarını tamamlayan kız tarafı, kızları gelin gitmeden bir veya iki gün önce kızlarının arkadaşlarını, yaşıtı komşu kızlarını evlerine çağırırlar ve bir eğlence düzenlerler. Gız yıgın adı verilen Anadolu’daki kına benzeri bu uygulamada yemekler yenir, sohbetler edilir. Aynı şekilde erkek evi de düğün için uzak yerden Türkmen Düğün Geleneği G. Selcan Sağlık gelen misafirlerini, komşularını, damadın arkadaşlarını evinde ağırlar. Gız yıgında genellikle gelinin kız kardeşleri veya kız arkadaşları tarafından ayrılık konusu olan ve gelini ağlatacak acıklı şarkılar söylenir (Öräyev 1995:108). Sarı gavun bişipdir, Sarı kavun olgunlaşıp, Sapağından düşüpdir. Kökünden ayrılmıştır Meniñ eziz doğanım, Benim aziz kardeşim, Yat illere düşüpdir. (Blackwell, 2001:104) Yad ellere düşmüştür.” Düğün günü gelini babasının evinden almak için erkek tarafından bir grup kız evine gider. Gelin alıcı denilen (Türkiye Türkçesindeki karşılığını gelin alayı olarak verebiliriz) bu grubun başında bir yaşulu “hürmet gören bir yaşlının” olması gerekir. Bunun dışında kız tarafından yeññe denilen şahit bulunur. Yeññe bayan olur ve görevi düğün günü boyunca, hatta düğünden sonraki birkaç gün de gelinin yanında olup ona yardımcı olmaktır (Öräyev 1995:115). Eski Türkçede geline refakat eden kişiye saġdıç denildiğini görüyoruz (ED, 806-b). Gelin alıcıların çok kalabalık olması gerekli değildir. Gelin alıcılar kız evinde şölenle karşılanır. İki tarafın yaşlıları oturup konuşurlar, hal-hatır sorarlar. Gelin alıcılara tuz tattırılır, yani Türkmen pilavı vb. gibi yiyecek bir şeyler ikram edilir. Son bir kez kızın anne ve babasının rızası alınıp, gelin kız baba evinden çıkarılır. Gelin baba evinden çıkarılıp güveyi evine götürülmeden önce yeññeler kıza kürte veya bürencek adı verilen gelinliği giydirirler. Gelinliği giydirme işlemine de kürte atmak denilir. Kürte çoğunlukla kırmızı veya yeşil el dokuması bir kumaştandır. Geleneğe göre gelin kız düğünden sonraki hafta da bu kürteyi giyerek dolaşır. Kürtenin üstü gümüş takılarla süslüdür. Türkmenistan’da bugün gelinler artık beyaz gelinlik de giymeye başlamışlardır. Güveyi ise eskiden yine geleneksel bir kıyafet olan kırmızı don giyer ve başına telpek takarken, şimdilerde takım elbise giyilmesi tercih edilmektedir. Gelin babasının evinden çıkartılırken kız tarafıyla gelin alıcı arasında bir oyun oynanır. Dalaş denilen bu oyunda kız tarafı kızı, vermemek için kendi tarafına çekerken, erkek tarafı da almak için kendi tarafına çeker. Türkmenlerde bir de kapı tutma geleneği vardır. Bu geleneğe göre, gelinin çıkacağı evin kapısında duran kadınlar “biz de bu gelini almak istiyorduk, ama size nasip oldu” şeklinde ifadelerle gelin alıcının geçmesine mâni olurlar. Gelin alıcı da kapıyı tutanlara para veya hediyelik bir takım şeyler verir. Gelin alma töreni sırasında kız tarafının erkek tarafına türlü güçlükler çıkarmasına ve “kapılık” denilen bahşişin istenmesine Anadoluʹda da rastlanmaktadır (Bahri 1979:11). Örneğin Malatya’da erkek tarafı gelini almaya geldiği zaman kız tarafı kapısını kapdığı ve bahşiş almadan kapıyı açmadığı kaydedilmiştir (İnan 1987a:347). Türkiye’de gelin arabalarının yollarının bahşiş için kesilmesi de benzer bir uygulamadır. Yine gelin baba evinden çıkarılırken etrafta toplanan kalabalığa şeker, para vb. şeyler saçılır. Anadoluda da buğday, çörek otu vb. şeyler 77 78 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3 . Sayı 2 . Haziran 2006 gelin çıkarken etrafa saçılır. Türkmenlerde seçgi seçmek adı verilen bu geleneğe göre bu seçgileri toplayanlar onu alınlarına değdirirler ve iyi dilekte bulunurlar (Öräyev 1995:127). Bu şekilde baba evinden gelin alıcılar ve yeññeleri eşliğinde çıkan gelin yeni evine elbette yürüyerek gitmez. Günümüzde Türkmenistan’da ölmeye başlayan bir geleneğe göre kecebe içinde götürülür. Kecebe genellikle devenin sırtına kurulan, ağaçtan yapılmış dört köşeli bir oturma düzeneğidir. Üç tarafı halılarla veya ipekli kumaşlarla çevrilidir. Alt tarafında yürök “yürek” adı denilen oturma yeri mevcuttur. Yürök, gelinin devenin üstünde rahat edebilmesi için halı, yorgan vb. şeylerden yürek şeklinde hazırlanmış bir oturma yeridir3. Gelin kecebeye oturunca, kecebenin ön tarafına da bir örtü gerilir (Öräyev 1995:129). Anadolu’da da eskiden gelin almaya süslenmiş bir atla gidildiği bilinir. Hatta Barlas ve Efe’nin 1963 tarihli Kütahya Düğün Gelenekleri adlı çalışmalarında, Kütahya yöresinde şipindirik adı verilen kırmızı renkli bir tahtırevanı atın sırtına yerleştirerek gelin almaya gidildiği kaydedilmiştir (Efe-Barlas, 1963:44). Ancak günümüzde Türkmenistanʹda olsun, Anadoluʹda olsun develerin veya atların gelin alma törenlerindeki yerini otomobiller almıştır. Kayın babasının evine getirilen gelini damadın annesi, babası ve yakın akrabaları karşılarlar. Gelinin alnına beyaz un sürerler ve “alnıñ açık bolsun, ayagıñ düşsün” derler. Düğün sahipleri yine gelinin başına şeker, para vb. seçgileri saçar. Gelinin eve sağ ayak ile ve “bismillah” diyerek girmesi istenir. Eğer gelin sol ayağıyla girerse ailesinde problemlerin, hastalıkların ortaya çıkacağına inanılır (İlyasova-Garrıyeva 2000:26). Gelin eve girmeden önce kaynanası onu kucaklar ve yavaşça ayağının ucuna basar. Bu “gelinim bizim dediğimizin dışına çıkmasın, kocasıyla ve ailemizle iyi geçinsin” anlamındadır. Türkiyeʹnin çeşitli bölgelerinde de gelinin eşikten geçirilmesi esnasında çeşitli ritüeller gerçekleştirilir. Örneğin Karadeniz bölgesinin bazı köylerinde gelin erkek evinin kapısından yere serili kuzu postuna basarak geçer. Gelin posta, kendisinin kuzu tabiatında olması dileğiyle bastırılır (Erdentuğ 1977:78). Türkmenler gelin içeri girdikten sonra onu önceden hazırlanmış, birinde un diğerinde sıvı yağ bulunan iki tasın yanına getirirler. Gelinin sağ eli yağa, sol eli una batırılır. Bu “gelinimizin elinden her iş gelsin, eli bereketli olsun” anlamındadır. Damadın gelin getirdiği eve daha önceden gelin gelmiş bir yengesi (ki Türkmen Türkçesinde yenge anlamında gelnece <gelen+ece kelimesi kullanılır) varsa, gelini oturtmak için evde hazırlanan köşeye yenge oturur ve evin eski gelini olarak konumunu korumayı imâ eder bir şekilde kalkmayı reddeder. Yenge kendisine verilen bahşişle ikna edilir ve yerini geline verir (Blackwell 2001:73). Gelin geldiğinde güveyi (damat) aynı evde bulunmaz. Bir arkadaşının evinde bekler. Yanında da sağdıç dediğimiz musayıbı bulunur. Musayıp (gelinin yeññeleri Bazı geleneklerle ilgili olarak, kendisi de bir Türkmen Türkü olan Doç. Dr. Berdi Sarıyev’in bilgisine de müracaat edilmiştir. Bu vesileyle Doç. Dr. Sarıyev’e teşekkürlerimi sunuyorum. 3 Türkmen Düğün Geleneği G. Selcan Sağlık gibi) damadın yardımcısı ve şahidi konumundadır. Güveyi eve nikâh kıyılacağı zaman musayıbı eşliğinde gelir (Öräyev 1995:136). Türkmenlerde nikâh genellikle güneş battıktan sonra kıyılır. Nikâhı kıymak için bir hoca çağrılır. Hoca yanına iki şahit ve damadın akrabaları ile gelinin bulunduğu eve gelir. Gelinle damat yan yana hocanın karşısında otururlar. Önlerine içine gümüş para atılmış, şekerli su bulunan bir kase getirilir. Kâsenin üstü ucuna demir para bağlanmış bir mendille örtülüdür. Buna şerbet anlamında süycülik suvı denir. Nikâh şahitleri de hocanın yanındaki yerleri aldıklarında hoca nikâhı kıymaya başlar. Bu arada nikâhın kıyıldığı odanın dört köşesinde ellerinde makasları olan kadınlar, bu makasları açıp kapatarak inanışa göre evde bulunan kötü ruhların gençlerin arasına girmelerini engellerler. Hoca gelin ve damada adlarını ve babalarının adlarını sorar. Son olarak evleneceklerin rızasını alarak nikâhlarını kıyar (Öräyev 1995:139). Gelinle damadın dinî nikâhı ise daha özel kabul edilir ve sadece damadın yakın akrabalarının bulunduğu bir ortamda kıyılır (Blackwell 2001:70). Nikâh kıyıldıktan sonra gelin ve damat süycülik suyundan içerler. Yeññeler gelin ve damada hafif pişmiş yürek veya ciğer yedirirler. Yürek veya ciğerin yarısını geline, yarısını damada verirlerken de Bağrıñız badaşsın ʺYüreğiniz daima bir olsunʺ şeklinde iyi dilekte bulunurlar. Türkmenlerde erkek tarafının kız evine döş adı verilen koyunun göğüs kemiğini hediye manasında çiğ olarak göndermesi de uygulanmakta olan ve korunan bir gelenektir. Erkek tarafı, çocukları evlendikten sonra dahi kız tarafına bu hediyeyi göndermeyi sürdürür4. Anadoluda gelin kız baba evinden çıkarılmadan önce, babası veya erkek kardeşi tarafından beline genellikle kırmızı bir kurdele bağlanır. Bu kurdele daha sonra güveyi evinde damat tarafından çözülür (Erdentuğ 1977:80). Türkmenlerde ise Türkiye’deki alışılan uygulamanın tersine damadın kolları bir kuşakla gövdesine düğüm atılarak bağlanır. Gelinden bu kuşağa atılan düğümü çözmesi istenir. Gelin düğümü ne kadar çabuk çözerse, o kadar becerikli olduğuna, evlilikte çıkabilecek problemleri de böyle çözeceğine inanılır. Nikâhtan sonra düğün boyunca çeşitli oyunlar oynanır. Bunlardan biri olan altın gabak oyununda oyuncular küçük sarı bir kavunu vurmaya çalışırlar. Yağlığa tovusmak oyununda ise havada asılı duran mendili yakalamaya çalışırlar. At yarışı, deve veya horoz güreşi de düzenlenen diğer eğlencelerdendir. Anadoluʹda ve Türkmenistanʹda oynandığını gördüğümüz bir oyun da yüzük oyunudur. Türkmenistanʹda yaşulular arasında oynanan yüzük oyununda yüzük bir kişi tarafından saklanır. Bir başkası da oyuna katılanların şah damarlarına bakarak yüzüğün kimde olduğunu bulmaya çalışır. Yüzüğü saklayan kişi heyecanlanır ve bunu gizleyemezse bu durum onun şah damarından anlaşılır. Anadoluʹda ise bu oyun, yüzüğün tersine döndürülmüş kahve 4 Kaynak kişi: Doç. Dr. Berdi Sarıyev. 79 80 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3 . Sayı 2 . Haziran 2006 fincanlarından birinin altına saklanması şeklinde oynanır (Erdentuğ 1977:76). Toy aydımları adı verilen şarkılar düğün boyunca söylenir. Genelde bunlar kızın duyguları, baba ocağından ayrılmasına yönelik hüzünlü şarkılardır (Durdıyeva-Baymıradov 1982:112): Gövnün alıñ yeññeler, Gönlünü alın yengeler, Aglamasın yar-yar, Ağlamasın yar-yar, Enesiniñ bagrını Annesinin bağrını Daglamasıñ yar-yar. Dağlamasın yar-yar. Gıza gelen yeññeler, Kıza gelen yengeler Biraz duruñ yar-yar, Biraz durun yar-yar Ak süyt beren enesi Ak süt veren annesi Razı bolsun yar-yar. Razı olsun yar-yar. Bazıları da gelinin bundan sonraki yaşamında mutlu olmasına yönelik iyi dilekleri dile getiren, moral veren şarkılardır (Blackwell, 2001:114): Aglama gız, aglama, Ağlama kız, ağlama, Toy seniŋki yar-yar, Düğün seninki yar-yar, Bosagası tılladan, Eşiği altından, Öy seniŋki yar-yar. Ev seninki yar-yar. Aglama bikäm, aglama, Ağlama kız, ağlama, Toyuŋ bolar, yar-yar, Düğünün olur yar-yar, Bosagası gızıldan, Eşiği altından, Öyüŋ bolar, yar-yar. Evin olur yar-yar. 2.3 Düğünden Sonraki Gelenekler Nikâhın ertesi günü gelin evinden çıkıp, kayınbaba ve kaynanasının evine selamlaşmaya gider. Gelin sırtında nikâhta giydiği kürtesi olduğu halde kayınbabası, kaynanası ve diğer akrabalarla selamlaşır. Selamlaşma boyunca gelin konuşmaz, sadece başını eğerek selam verir (Öräyev 1995:149). Benzer bir uygulama Anadoluʹda Konya Ereğlisi, Erzurum, Kayseri, Kırşehir, Niğde, Sivas, Yozgat bölgelerinde gözetilen bir evlenme geleneği olarak anlatılmıştır. ʺGelinlik etmeʺ adı verilen geleneğe göre gelinin uzun süre kocasının tarafı yakın akrabalarından yaşça kendinden büyük olanlarla konuşmaması, sorulara vücut diliyle karşılık vermesi gerekir. Anadoluʹdaki geleneğe göre gelin bu yasaktan kayın babasının izni ile kurtulur (Boratav 1999:188). Yine böyle bir geleneğin Altaylarda, Kazaklarda ve Türkmen Düğün Geleneği G. Selcan Sağlık Kırgızlarda da mevcut olduğu ve gelinlerin kaynanasının, kayınbabasının, hâtta kocasının ailesine mensup akrabalarının adlarını söylemedikleri bilinmektedir (İnan 1987b:359). Türkmenlerde yeni evli geline bir ay veya 40 gün boyunca pek iş gördürülmez. Bu süre içinde pek fazla konuşmayan gelinin en yakın sırdaşları kocasının küçük erkek kardeşi yüvürci ve küçük kız kardeşi ba:ldızdır. Bu süre içinde yüvürci ve ba:ldız ufak-tefek işlerinde de geline yardımcı olurlar (Erdem 2000:200). Türkmenistanʹda düğünden sonraki günlerde, yukarıda belirttiğimiz gibi, evin içerisinde kürtesiyle dolaşan gelinin yüzünü açması ve kürtesini çıkarması da ayrı bir kutlamayla gerçekleşir. Yüz gördü dabarası ʺyüz görme kutlamasıʺ denilen bu uygulamada gelin evinde erkek (kayın) tarafına sofra hazırlar. Erkek tarafından yakın akrabalar geline çeşitli hediyeler verirler. Gelinin yakın arkadaşlarının da katılabileceği bu kutlamadan sonra gelin, artık kürtesini üzerinden çıkarır ve bundan sonra başına yaşmak ya da yağlık denilen baş örtüsünü takmaya başlar (Öräyev 1995:125). Yeni gelin bundan sonra da kayın atasının ve de ga:yın a:ğalarının yani eşinin büyük erkek kardeşlerinin yanında, saygısından ötürü, gerekmedikçe yüksek sesle konuşmaz ve baş örtüsünün bir ucunu ağzında tutarak yüzünü gizlemeye çalışır (Erdem 2000:200). Anadoluda ise yüz görümlüğü dediğimiz bu uygulama gelin, güveyi evine geldikten sonra gerçekleşir. Güveyi (damat) gelinin yüzünü açar ve yüz görümlüğü olarak geline altın bilezik, saat vb. bir şey takar (Erdentuğ 1977:82). Türkmenistan’da düğünden sonraki dönemde gelinin yeni komşuları ve erkek tarafından olan akrabaları gelinle iyi ilişkiler kurmak amacıyla onu evlerine davet edip ağırlarlar ve ona çeşitli hediyeler verirler. Gelinin bu şekilde yedi kapı gezmesi de gelenektendir. Türkmenlerde geleneğe göre gelin nikâhtan sonra beş gün, bir hafta, bir ay ya da en çok 40 gün (Tekelerde) baba evine gitmez. Bu süre dolduktan sonra gelin annesinin, babasının ellerini öpmesi, kardeşleriyle hasret gidermesi için baba evine götürülür. Buna gaytarma adı verilir (Öräyev 1995:153). Yeni gelin gaytarmadan sonra kaynının evinde yüzü açık olarak dolaşır. 3. Sonuç Gelenekler kökleri eski zamanlara dayanan kültürel alışkanlıklar, bilgi ve davranışlardır. Bir kısmı toplumların geçirdikleri değişim süreçleri içinde kaybolup giderken, bir kısmı günlük yaşamın içerisinde kendine bir yer bulup korunabilmektedir. Bugün Türkmenistan’da kız isteme, görücülük, başlık parası, yüz görümlüğü gibi pek çok düğün geleneği değişen zamana ve ülke şartlarına meydan okumakta ve uygulanmaya devam etmektedir. İnsan hayatındaki geçiş törenleri arasında yapısının karmaşıklığı ve içeriğindeki ayrıntılar bakımından hem çok ilginç 81 82 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi Cilt 3 . Sayı 2 . Haziran 2006 hem de incelenmesi biraz zor bir gelenek olduğunu söyleyebileceğimiz Türkmen düğün geleneklerinin bundan sonra da gelecek kuşaklara aktarılacağını öngörebiliriz. EK: Türkmen “Düğün” Terminolojisi 1. Düğünle ilgili eylemler ve eylem adları 1.1 “beşik kertmesi yapmak” kasamyat et- “söz vermek, beşik kertmesi yapmak” birbirlerinin oğullarına kızlarını gelin verir ve böylece birbirlerine başlık parası vermezler. 1.8 ʺev eşyalarını hazırlamakʺ 1.2 “evlenmek” dokuz düzmek “kızın, evin içinde bulunması gereken eşyaları getirmesi” öylen- “(oğlan için) evlenmek” 1.9 ʺgelinlik giydirmekʺ öyli bol- “(oğlan için) evlenmek” kürte atmak “geline gelinliğini giydirmek” durmuşa çıkmak “(kız için) hayata atılmak, yani evlenmek” 1.10 ʺdüğün yapmakʺ 1.3 “evlendirmek” toy tut- “düğün yapmak” öyer- “Anne-babaların oğullarını evlendirmeleri için kullandıkları bir eylem” toy toyla- “düğün yapmak” gızını durmuşa çıkar- “Anne-baba kızını evlendirmek” gız göçür- “Anne-baba kızını evlendirmek” 1.4 “kız istemek” gudaçılığa git- “kız istemeye gitmek” savçılığa var- “kız istemeye gitmek” 1.5 “nişan yapmak” yaglık çekme h. “eşarp örtme”, yani “nişan yapmak” 1.6 “başlık parasını kararlaştırmak” galıŋ kesişmek “başlık/ağırlık parasını kararlaştırmak” kesanatını kesişmek “başlık/ağırlık parasını kararlaştırmak” 1.7 “karşı dünür olmak” garşı guda bol- “karşı dünür olmak”: Karşı dünürlükte iki aile 1.11 ʺseçki saçmakʺ seçgi seçmek “Gelin baba evinden çıkarılırken etrafta toplanan kalabalığa şeker, para vb. şeyler saçılması” 1.12 “oyun oynamak” dalaş “kız baba evinden çıkarılırken kızı, erkek tarafına vermemek için oynanan bir oyun”. kapı tutma “kız baba evinden çıkarılırken, erkek tarafına zorluk çıkarmak, bahşiş istemek için uygulanan bir gelenek” yağlığa tovusmak “mendile ulaşmak” :Düğünlerde oynanan bir oyun. altın gabak “düğünlerde oynanan bir oyun” 1.13 ʺgelini baba evine geri götürmekʺ gaytarma “Gelinin annesinin, Türkmen Düğün Geleneği G. Selcan Sağlık babasının ellerini öpmesi, kardeşleriyle hasret gidermesi için düğünden sonraki bir sürede baba evine götürülmesi” baldız “erkeğin (kocanın) küçük kız kardeşi” 2. Düğünde rol alan kişiler (Özneler) 2.12 “kayın birader” 2.1 ʺgelinʺ gälin “gelin” ga:yın ağa “ferdin eşinin erkek kardeşi, kayın birader” 2.2 ʺgüveyi ~ damat ʺ 2.13 “yenge” güvey ~ küreken ʺgüveyi~damat” gelnece “yenge” 2.3 ʺgörücüʺ yeŋŋe “yenge” söz aydıcı “görücü” (Kadın olur). 2.14 “elti” 2.4 ʺdünür başıʺ elti “elti, beyleri kardeş olan hanımların birbirlerine akrabalık durumları” savçı “dünür başı”: Kız istemeye erkeğin anne ve babasıyla birlikte gider. Genellikle erkek olur. 2.5 “dünür” guda “dünür” 2.6 “gelin alayı” ga:yın ekeci “erkeğin (kocanın) büyük kız kardeşi” yüvürci “erkeğin (kocanın) küçük oğlan kardeşi” 2.15 “bacanak” baca “bacanak, eşleri kardeş olan erkeklerin birbirlerine akrabalık durumları” gelin alıcı “Gelini baba evinden almaya giden şahıs ya da şahıslar. Genelde erkek olur”. 3. Zaman 2.7 “gelinin nikâh şahidi” toy sähedi “düğün günü” yäŋŋä “gelinin (düğün boyunca hatta düğünden sonra da) yardımcısı ve nikâh şahidi” sähad günü “düğün günü” 2.8 “sağdıç” 4.1 “baba evi” musayıp “damadın sağdıcı ve nikâh şahidi”. ata öyi “baba evi” 2.9 “kayın ata, kaynata” 3.1 “düğün günü” 4. Yer 4.2 “kayın evi” gayın öyü “kayın evi” ga:yın ata “kaynata” ga:ynata “kaynata” 5. Nesneler, araçlar 2.10 “kayın ana, kaynana” 5.1 “şerbet” ga:yın ene “kaynana” süycülik suvı “şerbet” ga:ynene “kaynana” 5.2 “bohça” 2.11 “görümce” kız payı “bohça” 83 84 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi bukca “bohça” 5.3 “kına” gız yıgın “kına” (Yer: Kız evi Zaman: Düğünden bir (1) gün önce) 5.4 “gelinlik” kürte “gelinlik” bürencek “gelinlik” 5.5 “damatlık” kırmızı don, telpek “damatlık” 5.6 “bahşiş” kapılık “bahşiş” 5.7 “gelin taşıtı” kecebe “gelini taşımak için genellikle devenin sırtına kurulan, ağaçtan yapılmış dört köşeli bir oturma düzeneğidir. yürök “gelinin devenin üstündeki kecebede rahat edebilmesi için halı, yorgan vb. şeylerden yürek/kalp şeklinde hazırlanmış bir oturma yeridir” 5.9 “düğün şarkıları” toy aydımları “düğünlerde söylenen şarkılar” 5.10 “yüz görümlüğü” yüz gördü dabarası ʺyüz görme kutlaması. Düğünden sonra gelinin Cilt 3 . Sayı 2 . Haziran 2006 kürtesini çıkarmasını kutlamak amacıyla yapılan yemekli toplantıʺ 6. İyi niyet ifadeleri Bağrıñız badaşsın ʺYüreğiniz daima bir olsunʺ (Gelinle damada söylenir). Alnıñ açık bolsun, ayagıñ düşsün (Geline söylenir). Yitiğimizi gözläp geldik “Kaybettiğimizi arayıp, bulmaya geldik” (Söz aydıcının kız istemek için söylediği söz) Yitiğinizi uzak yerden arayın (Söz aydıcının teklifini geri çeviren kız tarafının sözü) Yitiğinizi ararız, bakarız (Söz aydıcının temsil ettiği erkek tarafıyla dünür olmayı kabul eden kız tarafının sözü) Gurtmısıñ, tilki? “Kurt musun, tilki mi?” (Erkek tarafının söz aydıcıya gelişmelerin olumlu mu, olumsuz mu olduğunu öğrenmek için sorduğu soru) Gurtduruz (Söz aydıcının kız tarafından aldığı olumlu cevabı erkek tarafına iletirken kullandığı ifade). Kaynaklar BAHRİ, Muallim Hasan (1979) Anadolu Köy Düğünleri. Yayına Haz: Güner SERNİKLİ, Ankara:ODTÜ Türk Halk Bilimi Topluluğu Yayınları. BAYKARA, Tuncer (2001) Türk Kültür Tarihine Bakışlar,. Ankara:Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. BLACKWELL, Carole (2001) Tradition and Society in Turkmenistan. Curzon Press. BORATAV, Pertev Naili (1999) 100 Soruda Türk Folkloru (İnanışlar, Töre ve Törenler, Oyunlar). 5. Baskı, İstanbul:Gerçek Yayınları. CLAUSON, S. G. (1972) An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Century Turkish. Oxford = ED. DEVELLİOĞLU, Ferit (1996) Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat. 13. Baskı, Ankara:Aydın Yayınları. DURDIYEVA, A.- A. BAYMIRADOV (1982) Gelin-Gızların Şahırana Dörediciliği. Aşgabat:Ilım. Türkmen Düğün Geleneği G. Selcan Sağlık ED= Bkz. CLAUSON, S. G. (1972). EFE, Süheyla - Uğurol BARLAS (1963) Kütahya Düğün Gelenekleri. İstanbul:Yurttaş Yayınları. ERDAL, Marcel, (1991) Old Turkic Word Formation. Volume II, Wiesbaden. Bkz. OTWF-II ERDEM, Melek (2000) Türkmen Türkçesinde Akrabalık Terimleri Üzerine. KÖK Araştırmalar, Cilt:II, Sayı:1, Bahar, ss.187- 204. ERDENTUĞ, Nermin (1977) Sosyal Adet ve Gelenekler. Ankara:Kültür Bakanlığı Yayınları. İLYASOVA, Gurbancemal - Amangül GARRIYEVA, (2000) Turkmen Wedding Rites, Popular Beliefs and Wedding Songs. The Journal of Makhtumkuli Studies, Volume 2, ss.25-28. İNAN, Abdülkadir (1987a) Türk Düğünlerinde Exogamie İzleri. Makaleler ve İncelemeler, 2. Baskı, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yay., ss.341-349. İNAN, Abdülkadir (1987b) Altay Türklerinde Kadınlar Diline Mahsus Sözler. Makaleler ve İncelemeler, 2. Baskı, Ankara:Türk Tarih Kurumu Yayınları, ss.359-361. OTWF-II = BKZ. ERDAL, Marcel (1991). ÖRÄYEV, Arazbay (1995) Adat. Aşgabat:Ruh Yayınları. PENCİYEV, M. - A. SULTANOVA (2002) Levap (Çarçov) Türkmenlerinde Düğün Gelenekleri. (Türkiye Türkçesine Aktaran: Gülsine UZUN), Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı: 14, Güz, ss.265-272. 21. Yüzyılın Eşiğinde Örf ve Geleneklerimiz (Türk Töresi). (1985) İstanbul:Türk Kültürüne Hizmet Vakfı Yayınları. G. Selcan SAĞLIK Araş.Gör., Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, Güney-Batı (Oğuz) Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Öğretim elemanı. Adres: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü, 06100 Sıhhiye /Ankara. Türkiye. E-posta: [email protected] Yazı bilgisi : Alındığı tarih: 10 Ocak 2006 Yayına kabul edildiği tarih: 20 Nisan 2006 E-yayın tarihi: 27 Haziran 2006 Çıktı sayfa sayısı: 15 Kaynak sayısı: 17 85
Benzer belgeler
AZERBAYCAN`DA DÜĞÜN GELENEKLERİ
kaydedilmektedir. Bu geleneğin kız tarafının rızası alındıktan sonra kızın nişanlı olduğunu belli etmek için yapıldığı söylenir. Erkek tarafı bir sofra bezinin arasına ekmek, bisküvi, şeker, kız ve...
DetaylıRUMELİ DÜĞÜN ADETLERİ
verebiliriz) bu grubun başında bir yaşulu “hürmet gören bir yaşlının” olması gerekir. Bunun dışında kız tarafından yeññe denilen şahit bulunur. Yeññe bayan olur ve görevi düğün günü boyunca, hatta ...
Detaylı