EY Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı Aile şirketlerinde başarının yolu

Transkript

EY Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı Aile şirketlerinde başarının yolu
Sayı 9
Üç aylık EY kurumsal dergisi
EY Sürdürülebilirlik Raporu
yayınlandı
Aile şirketlerinde başarının
yolu: İnovasyon
EY AStepAhead 2015'e
katıldı
EY Türkiye İstanbul ofisi
LEED Gold Sertifikası aldı
İçindekiler
7
14
16
4
Güncel
4 Aile şirketlerinde
Söyleşi
10 Bankacılık sektöründe
Güncel
15 EY, TİDE 20. Yıl Özel
Makale
20 Periscope’dan para
7 EY olarak Suudi
Makale
12 Dijital Bankacılık,
Makale
16 EY’den sosyal,
Güncel
22 "T.C. Maliye Bakanlığı
18 Küresel Bankacılık ve
Sermaye Piyasaları'nda
Gündemdeki Konular
23 Vergi Maratonu 2015 -
başarının yolu
inovasyondan geçiyor
Arabistan’ın kadınlara
yönelik en büyük kariyer
fuarı AStepAhead2015’e
katıldık
8 Şirketler için yeni kuşak
çalışanları elde tutmanın
yolu esneklikten geçiyor
sağlıklı büyüme
Trendler ve Yaklaşım
Güncel
14 EY Türkiye
İstanbul ofisi LEED
Gold Sertfikası aldı
Ödülü’nün sahibi oldu
ekonomik ve çevresel
alanda sürdürülebilirliğe
tam destek
kazananların vergilemesi
Performans Denetimi
Yaygınlaştırma
Semineri" düzenlendi
Türkiye Finali
24 EY etkinlikleri
EY | Assurance | Tax | Transactions | Advisory
EY Hakkında
EY bağımsız denetim, vergi, kurumsal finansman
ve danışmanlık hizmetlerinde bir dünya
lideridir. Anlayışımız ve kaliteli hizmetlerimiz
dünya ekonomisi ve sermaye piyasalarında
güvenin oluşmasına katkıda bulunmaktadır. EY,
güçlü yönetim ekibiyle tüm paydaş gruplarına
verdiği sözleri yerine getirmekte ve bu şekilde
çalışanları, müşterileri ve içinde yer aldığı
diğer çevreler için daha iyi bir çalışma hayatı
oluşturulmasında önemli bir rol üstlenmektedir.
EY adı küresel organizasyonu temsil eder ve
Ernst & Young Global Limited’in her biri ayrı
birer tüzel kişiliğe sahip olan, bir veya daha çok,
üye firmasını temsil edebilir. Sınırlı sorumlu bir
Birleşik Krallık şirketi olan Ernst & Young Global
Limited müşteri hizmeti sunmamaktadır. Daha
fazla bilgi için lütfen ey.com adresini ziyaret
ediniz.
Sadece genel bilgi verme amacıyla sunulan bu yayın muhasebe,
vergi veya diğer profesyonel hizmetler alanında geçerli bir
kaynak olarak kullanılması amacıyla hazırlanmamıştır. Belirli bir
konuya ilişkin olarak ilgili danışmana başvurulmalıdır.
ey.com/tr
vergidegundem.com
facebook.com/ErnstYoungTurkiye
twitter.com/EY_Turkiye
© 2015 EY Türkiye.
Tüm Hakları Saklıdır.
TurkEYnews dergisi ile ilgili yorum ve önerilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz.
Ülke Başkanı'ndan…
Değerli çalışma arkadaşlarım, değerli EY dostları,
EY Türkiye olarak başarılı bir mali yılı daha geride bırakmanın
sevincini yaşıyoruz. 2014-2015 yılında yüzde 20’nin üzerinde bir
büyüme yakalayarak hep birlikte birçok güzel gelişmeye imza attık.
Sektörde bir ilk olan, çevreye, paydaşlarımıza ve çalışanlarımıza
yönelik duyarlı uygulamalarımızı ortaya koyan 2014 yılı
Sürdürülebilirlik Raporumuzu (EY Turkey Sustainability Report)
yayınlamamız bu güzel gelişmelerden biri olarak öne çıkıyor. Global
Reporting Initiative (GRI) G4 rehberine uygun olarak hazırlanan
rapor, sürdürülebilirliğe en üst düzeyde katkıda bulunma ve karbon
ayak izimizi küçültme hedeflerimizin göstergesi niteliğinde.
Orjin Maslak ofisimizle, dünyanın en yaygın ve güvenilir “Yeşil
Bina Sertifika Sistemi” kabul edilen LEED Sertifikası'nın en yüksek
kategorilerinden olan LEED Gold Sertifikası'na sahip olmamızla da
çevreye olan duyarlılığımız ve sürdürülebilirliğe verdiğimiz katkı tescillenmiş oldu.
Diğer bir güzel haberimiz de “Türkiye İç Denetim Enstitüsü”nden (TİDE) geldi. Mayıs ayında TİDE tarafından
düzenlenen “İç Denetimde Farkındalık” ödülleri, 5. kez sahipleriyle buluştu. Kurulduğu yıldan bu yana kurumsal
varlığının gelişimi ve sürdürülebilirliğine verdiğimiz destek nedeniyle, TİDE’nin “20. Yıl Özel Ödülü”ne layık
bulunduk.
EY, geçtiğimiz dönemde de dünya çapındaki araştırmalarını sürdürdü. EY Global'in Kennesaw State Üniversitesi
işbirliğiyle hazırladığı “Aile şirketleri sürekli başarıyı nasıl elde eder?” araştırması, ortaya dikkat çekici sonuçlar
çıkardı. Aile şirketlerinin uzun vadeli başarısının girişimciliğe, inovasyona ve aile birliğine dayandığını gösterdi.
Aile şirketlerinin küresel ekonomi için büyük bir önem taşıdığını da ortaya koyan araştırmaya göre, küresel
ekonominin üçte ikisinden fazlasını aile şirketleri oluşturuyor. Araştırmanın en ilgi çekici sonuçlarından biri de,
aile şirketlerinin %70’inin, bir sonraki CEO olarak bir kadın adayı düşünmeleri.
Bu sayıda, pek çok ilgi çekici haber ve değerli uzmanlarla yapılmış röportajları da bulabileceksiniz.
Bu röportajlardan biri, Danışmanlık Bölümü ve Finansal Hizmetler Sektör Liderimiz Selim Elhadef’in, bankacılık
sektöründeki büyümeye ilişkin görüşlerini içeriyor ve bir bankada büyümenin sağlıklı olup olmadığının hangi
göstergelerden anlaşılacağı, sürekli bakılması gereken faktörlerin hangileri olduğu gibi stratejik sorulara cevap
veriyor.
Bir diğer önemli röportajda ise, CSE SGM ve EY Türkiye Aile Şirketleri Lideri Metin Canoğulları’nın, Türkiye’deki
KOBİ’lerle ilgili görüşlerini bulabilirsiniz. Ülke ekonomisinde önemli bir yeri olan KOBİ’lerin, hangi konularda
eksik kaldığını, KOBİ’leri satışa hazırlamak için hangi kriterlerin gerekli olduğunu, yabancı ortakların en çok
hangi konulara ilgi gösterdiğini Metin Canoğulları’na sorduk.
Son olarak, dijital dünyanın sadece belirli zaman ve mekanda kullandığımız internet ve mobil hizmetler olmaktan
çıktığı, yaptığımız her işlem ve kullandığımız her aracın bu dünyanın parçası haline geldiği günümüz gerçeğinden
yola çıkarak; EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Finansal Hizmetlerden Sorumlu Kıdemli Müdür Fatih Öğün’ün,
dijital bankacılıkta yeni trend ve yaklaşımları anlattığı makalesini de bu sayıda bulabilirsiniz.
İçinde bulunduğumuz yaz aylarında özverili çalışmalarımız ile ortaya koyduğumuz değerlerin bir kısmını, bu
sayıda sizlerle paylaşmaya çalıştık. EY Türkiye Ailesi olarak, müşterilerimiz, çalışanlarımız ve iş dünyası için
daha iyi bir çalışma hayatı oluşturulmasına katkıda bulunmaya ve yarattığımız sonuçları önümüzdeki sayılarda
sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.
Keyifli okumalar dilerim…
Mustafa Çamlıca
EY Türkiye Ülke Başkanı
Güncel
Aile şirketlerinde başarının yolu
inovasyondan geçiyor
EY Global'in Kennesaw State Üniversitesi ile birlikte yaptığı araştırma, aile şirketlerinin uzun vadeli
başarısının girişimciliğe, inovasyona ve aile birliğine dayandığını gösterdi.
EY’nin yaptığı araştırma, dünyanın en başarılı aile şirketlerinin
pratik iş, inovasyon, strateji ve güçlü ticari yetenek ve aile
desteğini başarıyla bir araya getirenler olduğunu ortaya koydu.
EY ve Kennesaw State Üniversitesi’nin Cox Family Enterprise
Center işbirliği ile gerçekleştirilen araştırma “Aile şirketleri sürekli
başarıyı nasıl elde eder?” başlığını taşıyor.
21 küresel pazardaki en büyük 25 aile şirketinin katılımı ile
yapılan araştırma, devamlılık, kadınların liderliği, yönetim, iletişim,
çatışma çözümü, marka yaratma, kurumsal sosyal sorumluluk,
hayırseverlik ve sürdürülebilirlik, siber güvenlik olmak üzere yedi
maddeye odaklanıyor. Araştırma, ayrıca aile şirketlerini başarılı
ve uzun ömürlü kılan dikkate değer uygulamaların, özelliklerin ve
başarı etkenlerinin altını çiziyor.
ile birlikte gerçekleştirdiğimiz araştırma, aile şirketlerinin
girişimcilik ve inovasyon ruhunu benimsediklerini, ayrıca
kurumsal sürekliliği sağlamak için gereken kararlılık ve hazırlığa
da sahip olduklarını ortaya koyuyor. Aile şirketleri, değerlerini
kuşaktan kuşağa aktarırken, üretim güçlerini yükseltmek ve
yeni pazarlara ulaşmak için yatırım yapmak konusunda oldukça
istekliler. Aile şirketleri arasında, yönetim kurullarında daha
fazla kadın üye bulundurmaya sıcak bakan ve yenilikçi, modern
yönetim anlayışını benimsemiş olanların oranı da bir hayli
olumlu, önemli göstergeler.”
Aile şirketleri yeni pazarlara açılmak istiyor
Bu şirketler için başarının anahtarı, aile bağlılığını ve değerlerini
korurken, birinci sınıf yönetim anlayışı ve uygulamalarını
benimsemekte. Araştırmanın öne çıkan bazı bulguları şöyle:
• Aile şirketlerinin %87’si, şirketin devamlılığından
sorumlu olan kişiyi net olarak belirlemiş durumda.
• %70’i bir sonraki CEO olarak bir kadını düşünüyor.
Yarısından fazlası ise yönetim kurullarında en az bir
kadın üyeye sahip.
• Aile şirketlerinin %90’ı bir yönetim kuruluna sahip.
• %90’ı işle ilgili konuları görüşmek üzere düzenli olarak
aile ya da hissedar toplantıları yapıyor.
• % 76’sı marka iletişimi çalışmalarında bir aile şirketi
olduklarını belirtiyor.
Aile şirketleri sağlıklı ve güçlü
• % 81’i hayır işleri yapıyor.
Araştırma, aile şirketlerinin ikinci nesil ve sonrasında bile
girişimci ve inovasyon odaklı olmaya devam ettiklerini, rehavete
kapılmadıklarını ortaya koyuyor. Aile şirketleri büyümelerini
devam ettirmek için yeni yeteneklere, üretim artışına ve yeni
sistemlere yönelik yatırımlarını sürdürüyor.
• % 83’ü siber güvenliğe yaptıkları harcamanın artmasını
bekliyor.
Aile şirketlerinin küresel ekonomi için büyük bir önem taşıdığını
ortaya koyan araştırmaya göre, küresel ekonominin üçte ikisinden
fazlasını aile şirketleri oluşturuyor, tüm istihdamın %50 ile 80
arasındaki oranını aile şirketleri sağlıyor.
Ekonomik gelişimin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesinde aile
şirketlerinin payının ve sorumluluğunun büyük olduğunu
vurgulayan CSE SGM ve EY Türkiye Aile Şirketleri Lideri
Metin Canoğulları şunları söyledi:
“Küresel ekonominin üçte ikisinden fazlasını oluşturan aile
şirketleri, ülkemizde de kalkınma ve istihdamın sağlanmasında
önemli bir rol üstleniyor. EY olarak Kennesaw State Üniversitesi
4
| TurkEYnews
• %64’ü 2015’te yeni pazarlara açılmayı hedefliyor. Bu da
büyüme için ne kadar istekli olduklarını ortaya koyuyor.
• %50’si kurumsal sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik
çalışmalarına değer veriyor. Ek olarak % 85’i etik
kurallar belirlemişken, %4'ü de bir aile vakfına sahip.
Araştırmaya katılan şirketlerin %37’si 2015’te hayır
işlerine yönelik aktivitelerini artıracaklarını belirtiyor.
• Siber risklerden duyulan endişe, etkisini giderek
artırıyor. Katılanların büyük çoğunluğu (%90) siber
risklerden etkilenmeyeceği konusunda kendisine
oldukça güveniyor. Katılımcıların %83’ü siber güvenliğe
yönelik harcamalarının artmasını bekliyor. Şirket
sahiplerinin %25’i ise siber risklerin işlerini nasıl
etkilediği konusunda bilgi sahibi değil.
Sayı 9
Türkiye'deki
KOBİ'ler
CSE SGM ve EY Türkiye Aile Şirketleri Lideri Metin Canoğulları'nın
Türkiye’deki KOBİ’lere ilişkin görüşlerini aldık.
• Türkiye’deki KOBİ’leri nasıl
görüyorsunuz, potansiyellerini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özellikle 2000 ‘li yılların başından itibaren
Türkiye’de yeni yatırımcılara sağlanan
destekler, maliye ve para piyasasında
uygulanan disiplin nedeniyle finansman
maliyetinin azalması ve diğer taraftan
global piyasalarda yaşanan finansal kriz
nedeniyle Türkiye gibi stabil ülkelere
yönlenen finansman kaynakları, Türkiye’de
KOBİ sayısının ve kalitesinin artmasına
imkan tanıdı. Tabi bu sayının artmasında
Türk insanının girişimci ruhunu da eklemek
gerekir. Bu imkanlarla beraber çok sayıda
yeni girişimci iş hayatına atıldı ve bugün
belli bir büyüklüğe geldi. Yaklaşık 15 yıllık
bir zaman diliminde KOBİ’lerin kapasiteleri,
üretim miktarları, satışları, ürün çeşitliliği
ve satış yaptığı piyasa sayısı oldukça arttı.
Size basit bir örnek vermek istiyorum. 2000
yılının başında 30 milyon TL cirosu olan bir
KOBİ’nin bugün önemli bir sanayi kuruluşu
olduğunu ve yıllık cirosunun yaklaşık 1,2
milyar TL olduğunu paylaşırsam son 15 yılda
KOBİ’lerde nasıl bir değişiklik yaşandığını
daha rahat anlatmış olabilirim. Yaklaşık 15
yıllık bir zaman diliminde Türkiye’de yaşanan
diğer önemli bir gelişme de Türk toplumunun
satın alma talep ve isteğinin çok artması.
Dolayısıyla, hem iç piyasanın hareketliliği,
hem komşu ülkelerden özellikle Irak pazarının
büyümesi KOBİ’lere ürettikleri ürünleri
rahatça pazarlayabileceği hatta neredeyse
nakit çalıştıkları bir piyasa yarattı. Dolayısıyla,
girişimci bir ruha sahip olan KOBİ’lerimizin
2015 yılına kadar iyi bir ivme kazanarak
büyüdüklerini bugüne kadar piyasadan
gelen talebe yetişmek için kapasite artışı,
satış ve üretim üzerine yoğunlaştıklarını ve
bugün bu kriterler açısından iyi bir seviyeye
geldiklerini düşünüyorum. Ancak, süregelen
ekonomik dengelerin sonucu olarak ara ara
yaşanan dalgalanmalar ve bu dalgalanmalar
nedeniyle piyasa daralmaları, talep azalması,
finans kuruluşlarının böyle ortamlardaki risk
iştahlarının azalması ve daha nakit esaslı
teminatlara dayanarak finans imkanları
sağlamaya yönelmesi belli bir kapasite artışı
sağlamış, vites büyütmüş şirketlerin vites
küçültmelerine sebep olmuştur ve olacaktır.
Ancak, potansiyeli güçlü olan KOBİ’lerin bu
dönemi de rahatlıkla aşacaklarına inanmakla
beraber, bir kısmının ise maalesef bu
dönemde bir takım zorluklar yaşayacağını
düşünüyorum.
• KOBİ’leri satışa hazırlamak için
ne yapılmalı, hangi kriterlere
sahip olunması gerekir?
KOBİ'leri satışa hazırlamak için özellikle
ben zihniyetinden çıkarıp biz zihniyetine
kavuşturmamız gerekir. ‘Ben yaptım,
benimdir’ yaklaşımı evet, belli bir ölçeğe
kadar çalışabilir ama belli bir seviyeden
sonra gitmek istediğiniz yere varmanıza
yetmeyecektir. KOBİ’leri satışa hazırlamak
için öncelikle önlerine satış veya ortaklıklar
sonucu karşılarına çıkacak resmi net olarak
ortaya koyacak bir iş modeli sunmak gerekir.
Bu modeli sunduğunuzda azalan hisse
oranına rağmen sahip olacakları varlığın
değerinin, %100 sahip oldukları durumundan
çok daha fazla olacağını görünce satış
konusundaki tereddütler de ortadan
kalkacaktır.
Metin CANOĞULLARI
CSE SGM ve EY Türkiye
Aile Şirketleri Lideri
"KOBİ'leri satışa
hazırlamak için ben
zihniyetinden çıkarıp,
biz zihniyetine
kavuşturmamız
gerekir."
TurkEYnews |
5
Makale
Satış konusunda bir tereddütleri kalmadığı zaman da içe dönük bir
takım çalışmalar yapmak gerekmektedir. KOBİ’ler için kurumsal
yönetim ilkelerinin hepsini yerine getirmelerini istemek çok doğru
ve gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. Ancak olmazsa olmaz olan
konu şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkeleridir. Hangi ülkeden,
kimle ne şekilde ortaklık yapılacaksa yapılsın sistemin herkese
şeffaf ve doğru bilgi sağlamasını temin edecek bir yapı kurulması
önemlidir. Gelen ortağın işlerin gidişatı hakkında en doğru bilgilere
ulaşması kaçınılmazdır. Rakamların doğruluğu, sistemde bir kaçak
olmadığını bilmesi en doğal hakkıdır. Uzun süreli sağlıklı ortaklıklar
ancak kendinizi karşı tarafın yerine koyduğunuzda, onun gibi
düşünüp hissettiğinizde ve onun isteyeceklerini saygıyla karşılayıp
yaptığınızda olacaktır. Dolayısıyla, KOBİ’leri satışa hazırlamak
için iş yapış şekillerinin bir şekilde değişmesi gerektiğini belirtip,
şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerine alışmalarını sağlamakla
işe başlamak gerekir diye düşünüyorum.
• KOBİ'ler özellik açısından en çok hangi konularda
eksik kalıyor?
Kanaatimce KOBİ’lerin en önemli eksiği risk yönetimi konusundaki
ilgi eksikliği ve bu konuya yeterli önemi vermemeleri. Bunun
doğal sonucu da borç/öz sermaye rasyoları fazla risk taşıma
alışkanlıkları nedeniyle de kabul edilebilir sınırların genellikle
üzerinde seyrediyor. Finansman kaynaklarının bol olduğu,
hemen her gün bir bankanın kapınıza gelip, mevcut kredinizi
daha hesaplı başka bir kredi ile değiştirmek için yarışta oldukları
bir dönemden, şimdi kredinizi erken kapatabilir misiniz gibi
taleplerin geldiği bir ortama geçtik. Piyasaların yavaşlaması ve
yaratılan üretim kapasitesinin yeterince kullanılamaması KOBİ’ler
nezdinde sıkıntıları arttırıyor. Bugün gerekli tedbirleri almamış
KOBİ’lerimizdeki en önemli sorun, finansman yükleri ve ellerindeki
işletme sermayesinin yetersizliği nedeniyle yaşadıkları sıkıntıdır.
Aslında bu sorunun, bir bakıma KOBİ’leri daha erken satışa
zorlarken bir yandan da KOBİ’lerin önlerindeki en önemli çözüm
imkanı olduğunu da belirtmek gerekir diye düşünüyorum.
6
| TurkEYnews
• Yabancı ortaklar en çok hangi konulara ilgi
gösteriyor?
Yabancı ortaklar en çok şirketin mevcut pazar payına, büyüme
kapasitesi olup olmadığına, ihracat yapabilme potansiyelinin
bulunup bulunmadığına, özellikli bir ürün mü yoksa çok kolay
taklit edilebilir bir ürün mü üretip üretmediklerine, pazarda
şirketin ürettiği ürünün merdiven altı dediğimiz adı konulmamış
rakipleri olup olmadığına, şirketin şeffaflık ve hesap verilebilir bir
sistem kurup kurmadığına, ortaklık yapacağı kişilerin etik kurallar
konusundaki yaklaşımına, neden ortaklık arayışında olduğuna dair
birçok konuya önem veriyor. Yabancı ortak geldiğinde muhakkak
kendi sistemini de kurmak isteyecektir. Bu durumda mevcut
sistemin, kendi sistemine ne derece yaklaşıp yaklaşamayacağını,
ortağının bu konuya sıcak bakıp bakmayacağını da bilmek
isteyecektir. Bir şirketin tüm organlarının uluslararası statüde
bir kaliteye gelmesini isteyecektir. Yabancı ortaklıklar özellikle
sistemin bir bütün olarak doğru çalışmasını ister. Dolayısıyla
burada sıralama yapmak, doğru olmaz diye düşünüyorum.
• En çok değer artışı getirecek olan değişim ve
düzenlemeler nedir?
En önemli değer artışı getirecek değişim şeffaflık ve hesap
verilebilirlik konusunda yapılacak düzenlemelerdir. Diğer taraftan,
KOBİ’ler için belki fazla kaçacaktır ama kurumsal yönetim
ilkelerini hayata geçirmelerini sağlayacak teşvikler getirmek,
halka açılmalarını teşvik edecek vergisel avantajlar sağlamak
ve bu konuda başarılı olan KOBİ’lerin tanıtımına destek olacak
programlar yapmak, devlet tarafından parasal ödüller vermek
faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
• Bugün hangi tip KOBİ’ler ilgi odağında?
Bugün daha çok yenilikçi ürün üreten, ihracat potansiyeli olan,
e –ticaret ile ürün satışı yapılabilecek bir ürün üreten, teknoloji
ağırlıklı ve know how’ı olan KOBİ’lerin daha ön plana çıktığını
söyleyebiliriz.
Sayı 9
EY olarak Suudi Arabistan’ın kadınlara
yönelik en büyük kariyer fuarı
Astepahead 2015’e katıldık…
Suudi Arabistan’ın kadınlara
yönelik en büyük kariyer fuarı ve
insan kaynakları konferansı olan
Astepahead 2015 etkinliği
1–2 Nisan tarihleri arasında
Riyad’da düzenlendi.
Suudi Arabistan Çalışma Bakanlığı desteğiyle
üniversite son sınıfta okuyan ve yeni mezun
kadın adayları günümüzün büyüyen iş
olanaklarına teşvik etmek ve yeteneklerini
geliştirmek amacıyla düzenlenen etkinliğin
ilk gününde EMEIA Stratejik Büyüyen
Pazarlar Lideri ve Kurumsal Finansman
Bölümü Şirket Ortağı Demet Özdemir
“Potential for Women in Different Industries”
başlıklı panelde konuşmacı olarak yer aldı.
TurkEYnews |
7
Güncel
Şirketler için yeni kuşak
çalışanları elde tutmanın yolu
esneklikten geçiyor
EY’nin araştırması, çalışanlar için iş-yaşam dengesini kurmanın giderek daha zorlaştığını ortaya
koyuyor. 8 ülkede yapılan araştırmaya göre her üç çalışandan biri, iş ve özel yaşam arasında dengeyi
sağlamanın son beş yıl içinde giderek zorlaştığını düşünüyor. “Hareketli kuşak” olarak da bilinen Y
kuşağı, diğer kuşaklarla kıyaslandığında iş ve özel yaşamları arasındaki dengeyi yönetebilmek için
fedakârlıklar ve zor seçimler yapmaya istekli.
EY araştırması, çalışanların işlerinden beklentilerini ve
neden işten ayrıldıklarını, neden işte devam ettiklerini
ve bu kararların farklı kuşaklar arasında nasıl bir
değişim gösterdiğini de yansıtıyor. Y kuşağının %80’i
için işyerinde kalma nedenleri arasında rekabetçi
ücretler ve esneklik dahil diğer faydalar yer alıyor.
Tüm dünyada çalışanların istifa etmelerinde ilk
gerekçe olarak düşük maaş artışı öne çıkıyor.
Çalışanların istifasında rol oynayan
ilk beş sebep
• Düşük ücret artışı
EY tarafından tam zamanlı çalışanlara yönelik
8 ülkede yapılan araştırmaya göre, her üç
çalışandan biri iş-yaşam dengesini kurmanın
zorlaştığını düşünüyor.
Bu gidişattan en çok genç jenerasyon çalışanlar
ve ebeveynler etkileniyor.
Özellikle Y kuşağı çalışanlar ve genç anne
babalar, iş-yaşam dengesini kurmada kendilerini
giderek artan bir baskı altında hissediyor.
8
| TurkEYnews
• Terfi olanaklarının kısıtlı olması
• Aşırı mesai saatleri
• Takım çalışmasının desteklenmediği iş ortamı ve
esnek çalışmaya izin vermeyen bir yönetim
Sayı 9
İş-yaşam dengesini kurmak
tüm dünyada zorlaşıyor
Y Kuşağı:
"Hareketli Kuşak"
Dünya çapında Y kuşağı özel hayat ve iş dengesini
sağlayabilmek için fedakarlıklar ve tercihler yapmaya istekli.
Bu yüzden onlara "hareketli kuşak" deniyor. Şirketler bunlara
ayak uydurmalı ya da kaybetme riskini göze almalı.
Esneklik ve hırs el ele
Y kuşağının çalışma saatleri artıyor
%75
Dünyü çapında Y kuşağının
%47'si son beş yılda çalışma
saatlerinin arttığını söylerken
en çok çalışanlar Meksika,
ABD, Hindistan ve Brezilya'daki
yöneticiler.
Y kuşağının %75'i
esnek çalışabilme
imkanının yanı sıra
terfi hakkı alabilmeyi
istiyor.
Tam zamanlı çalışan eşe sahip
olma olasılığı çok daha yüksek
Ebeveynler iş için daha çok
seyahat ediyor
%78
Y kuşağının %78'inin eşleri de
tam zamanlı çalışıyor. Bu oran
boomer kuşağında %47 idi.
Ancak ABD geride kalıyor
%38
Tüm nesillerin ebeveynleri ebeveyn
olmayanlara kıyasla 2X daha fazla
seyahat ediyor.
ABD'li Y kuşağının %38'i
daha iyi ücretli ebeveyn
izni veren başka ülkelere
taşınmayı kabul ediyor.
"Hareketli Kuşağı" elde tutmanın 3 yolu
1
2
3
Tatminkar bir ücretin yanı sıra
esneklik sağlayan haklar verin.
Esnekliğin her şeyin üstünde
tutun.
%80
%74
Kadın ve erkekler için ebeveyn
izinleri sağlayın.
Y kuşağının %80'i işyerlerinde
kalma nedenlerinin rekabetçi
ücretler ve esneklik dahil
diğer ek faydalar olduğunu
belirtti.
Y kuşağının %74'ü esnek
çalışmalarına destek olan
arkadaşlar ve yöneticileristiyor.
%86
ABD Y kuşağının %86'sı ücretli
ebeveyn izinleri verilmesi
halinde istifa etmemeyi tercih
ediyor.
Daha fazlası için ey.com/globalgenerations adresini ziyaret ediniz.
#generationgo
18-67 yaş aralığında ABD, İngiltere, Hindistan, Japonya, Çin, Almanya, Meksika ve Brezilya gibi
çeşitli ülkelerde tam zamanlı olarak çalışan yaklaşık 9,700 yetişkin üzerinde inceleme yaptık. Farklı
jenerasyonları şu şekilde tanımladık: Y kuşağı (18-33), X kuşağı (34-49) ve Baby Boomers kuşağı
(50-68)
©2015 Ernst & Young LLP. All Rights Reserved. SCORE KK1080 ED None
Çalışanların isteği daha fazla esneklik
EY’nin araştırması, şirketler için hareketli
kuşağı elde tutmanın bir yolunun da
esneklik sağlama olduğunu gösteriyor.
Y kuşağının %74’ü esnek çalışmaya destek
olan iş arkadaşları ve yöneticiler istiyor.
Çalışanlar için iş tercihinde rekabetçi ücret
ve ek kazançlardan sonra en önemli şey
esnek bir şekilde çalışırken aynı zamanda
kariyerini ilerletebilme olanağı. Tam
zamanlı çalışanlar ayrıca gerektiğinde
esnek çalışabilme, ücretli anne babalık izni
ve aşırı mesai yapmama olanaklarını da
arıyor.
Tam zamanlı çalışanların üçte ikisi
ailelerine yakın olabilecekleri bir
lokasyonda çalışma olanağını, uzun iş
seyahatlerine, çocuk bakımı yardımına ve
uzaktan çalışırken gerektiğinde e-posta
ve telefonları kapatabilme gibi olanaklara
tercih ediyor.
Araştırmanın sonuçlarına göre, tam
zamanlı çalışan ebeveynler anne-baba
olmayanlara göre çalışma saatlerindeki
artışı daha fazla hissediyor. İş hayatında
yönetim kademelerine geçme ve aile
kurma aşamasında olan genç kuşağın
mesai saatleri geçen beş yıl içerisinde
artış göstermiş durumda. 1965-1979
yılları arasında doğan X kuşağı için %38,
1946-1964 yılları arasında doğan Boomer
kuşağı için %28 olan oran Y kuşağı yönetici
jenerasyonu için %47.) Tam zamanlı çalışan
yöneticiler arasında ise %41’lik orana sahip
olan anne-babaların çalışma saatleri, anne
baba olmayanlara göre son beş yıl içinde
daha fazla artış gösterdi.
Tam zamanlı çalışanlar arasında iş-yaşam
dengesini kurmanın zor olduğu yönünde
görüş bildirenlerin oranının en yüksek
olduğu ülke %49 ile Almanya olurken iş,
araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında
Çin %16 ile 8 ülke arasında son sırada yer
alıyor.
İş-yaşam dengesini kurmak için
yapılabilecekler kuşaktan kuşağa fark
ediyor. Y kuşağı iş-yaşam dengesini
kurmak için iş değiştirme fikrine %77
gibi yüksek bir oranda sıcak bakıyor.
X kuşağında bu oran %71’e, Boomer
kuşağında ise %49’a düşüyor.
Kariyer alanını değiştirme fikrine sıcak
bakanların oranı Y kuşağında %76, X
kuşağında %62, Boomer kuşağında %44.
Sunulan bir fırsatı ya da terfi olanağını
iş yaşam dengesini kurabilmek için geri
çevirebileceğini söyleyenlerin oranı Y
kuşağında %65, X kuşağında %56, Boomer
kuşağında ise %47.
Çocuğa bakmak için kendisinin ya da eşinin
işi bırakabileceğini belirten çalışanların
oranı Y Kuşağında %59 iken, X Kuşağında
%47, Boomer Kuşağı'nda %30.
Y kuşağının %78’inin eşleri de çalışıyor.
Bu oran boomer kuşağında %47 idi.
Y Kuşağının %38’i ebeveynler için daha
iyi ücretli izin ve şartlar sağlayan ülkelere
taşınma fikrine sıcak bakıyor.
Yaşları 18 ile 67 arasında değişen ve
farklı sektörlerdeki şirketlerde çalışan
tam zamanlı 9.700 yetişkinin katılımıyla
gerçekleştirilen araştırma, ABD, İngiltere,
Hindistan, Japonya, Çin, Almanya, Meksika
ve Brezilya’da yapıldı.
TurkEYnews |
9
Söyleşi
Bankacılık sektöründe sağlıklı
büyüme
• Bankacılık sektöründe bir bankada
büyümenin sağlıklı olup olmadığı hangi
göstergelerinden anlaşılır? Bu anlamda
sürekli bakılan en önemli göstergeler
hangileri?
Selim ELHADEF
EY Türkiye Danışmanlık Bölümü
ve Finansal Hizmetler
Sektör Lideri
Danışmanlık Bölümü
ve Finansal Hizmetler
Sektör Lideri
Selim Elhadef ile
bankacılık sektöründeki
büyümeye ilişkin bir
röportaj gerçekleştirdik.
10
| TurkEYnews
Bir bankanın hızlı büyümesi bir yandan
kar büyümesi ve Pazar payı artışı,
diğer yandan ise ölçek ekonomisi
sağlaması nedeniyle olumlu karşılanan
ve beklenen bir durumdur. Ancak,
büyümenin bileşenlerini ve arkasındaki
sürükleyici gücü iyi anlamak gerektiğini
düşünüyoruz. Bir banka özelinde
öncelikle büyümenin hızını sektörle veya
rakiplerle kıyasladığımızda çok ciddi
farklar oluşuyorsa, buradaki performansın
sebeplerini çok daha dikkatli incelemek
ve anlamak gerekiyor. Özellikle üç
yıl üst üste sektörün/rakiplerin çok
üzerinde büyüme yakalayan bir bankanın
yakından incelenmesi gerekiyor. Çünkü
büyümenin sürdürülebilir olması ve
karlılık ile desteklenmesi şart. Aksi halde,
kısa sürede yıkıcı (value destruptive) bir
durum ortaya çıkabilir. Hızlı büyümenin
bankanın teknoloji altyapısı, insan kaynağı,
risk kontrol sistemleri ve tabi ki şube
yapılanması üzerinde ciddi etkileri var. Bir
yıl içinde daha önceki bütün personelin
%30’u yenilenmiş, yeni lokasyonlarda
şubeler açılmış ve bankada geçmişi
olmayan müşterilerin oranı %20’ye
ulaşmış olabilir. Dolayısıyla, büyümeyi bir
yönüyle “değişim” süreci olarak görmek
mümkündür. Değişim her zaman her
kurumda sancılı bir süreçtir ve doğru
yönetilmesi gerekir.
Büyüme sürecinin nasıl yönetildiği eninde
sonunda rakamlara da yansıyacaktır.
Bazı sonuçlar daha geç gözlense de
sonuç genelde değişmez. genellikle
kredi büyümesi (aktifler değil) sektör ve
rakiplere göre durumu gözlemlenen ilk
öncü veridir. Bu oran çok hızlı ise, fonlama
ve sermaye gücüne etkisini incelemek
gerekir. Eğer büyüme kısa vadeli
kaynaklarla fonlanırken sermaye yeterliliği
çok hızlı düşüyorsa, büyümenin fazla risk
alınarak elde edildiği düşünülebilir. Bu
açıdan bakıldığında likidite riski, faiz ve kur
riski gibi göstergelerin de takip edilmesi
gerekir.
Büyümenin karlılık ve verimlilik üzerine
etkisi ise biraz daha gecikmeli olarak
gözlemlenebilir. Çünkü, yatırımların
sonuçları gecikmeli olarak gelire
dönüşecektir. Bir dönemde personel
sayısının artması, şubeler açılması ve
sistem altyapı yatırımları yapılması o
yıl için verimlilik ve karlılığı olumsuz
etkilerken sonraki yıllarda geri dönüşü
olabilir. Verilen kredilerin gerçek karlılık
performansı ise en son gözlemlenen
veridir, çünkü riskli müşterilere verilen
yüksek faizli krediler ilk başta marjları
yükseltse de, sonraki yıllarda kredi takibe
düştüğü anda kar bir anda eriyip gidebilir.
Sayı 9
Kredi riskini önceden kestirebilmek için; bankaların sektörel
ve müşteri bazında yoğunlaşması, kredilerinin teminat yapısı,
kredilendirme analiz ve onay süreçleri, risk iştahının nasıl
düzenlendiği gibi niteliksel faktörlerin de incelenmesi ve
tartışılması gerekir.
Sonuç olarak, bu sorunun doğru cevabı için bütünsel bir analiz
yapmak ve göstergelerin doğasındaki gecikmeleri de dikkate
alarak yorum yapmak gerekir diye düşünüyoruz.
• Sektör genelinde işlerin sağlıklı gidip gitmediğini gösteren
en önemli göstergeler nelerdir? 3-4 önemli gösterge belirtir
misiniz?
Bizim sektörde önemli gördüğümüz yapısal göstergeler içinde
sermaye yeterlilik rasyosu,
kredi/mevduat oranı, ortalama öz sermaye karlılığı, aktif
kalitesi, maliyet/gelir oranını (cost/income) sayabiliriz. Bilanço
yapısının sağlamlığı, fonlama ve likidite durumu, karlılık ve
verimlilik açısından bu göstergeler sistem hakkında genel bir
fikir veriyor diye düşünüyoruz.
• Dünyada da bankacılık sektörlerinde aynı göstergelere mi
bakılır? Tüm dünya için aynı göstergeler mi hayatidir?
Yoksa Türkiye’ye özgü bazı göstergeler mi öne çıkar, evetse
hangileri?
Türkiye’de BDDK’nın öngördüğü standartlar ve BASEL
prensipleri ile uyum açısından kıyasladığımızda, Türk Bankacılık
sisteminin dünyanın geri kalanından çok farklı bir eksende
gittiğini düşünmüyoruz. Dolayısıyla, pek çok açıdan aynı
göstergelerin takip edildiğini gözlemliyoruz. Ancak, yerel bazı
farklar sisteme değişik özellikler katabiliyor. Örneğin, Türkiye’de
geleneksel olarak döviz kredisinin şirketler tarafından tercih
edilmesi, bireylerin ise döviz borçlanamaması durumu varken,
yurtdışında tam tersine şirketlerin genelde yerel para cinsinden
borçlandığını görebiliyoruz. Veya, ülke merkez bankalarının
farklı para politikası, zorunlu rezerv, kredi karşılığı tercihleri
veya tahvil piyasasındaki farklı uygulamalar sisteme yansıyor.
Bu açıdan, aynı göstergeye bakıyor olsak bile, iki farklı ülke için
elma/elma kıyaslaması olmayabiliyor, ülkenin iç dinamiklerine
hakim olarak incelemek gerekiyor.
• Bu göstergelerde tehlike işareti olan sınırlar nedir? Bu
göstergeler kaça çıkınca/düşünce alarm verir?
Bankacılık sisteminin 2014 ve 1C15’deki büyüme
performansının reel olarak enflasyonun bir miktar üzerinde
olduğunu ve son yıllarda ciddi olarak yavaşladığını
gözlemliyoruz. Aktif kalitesinin iyi yönetildiğini ve sistemik risk
oluşturacak bir durum olmadığını da gözlemliyoruz. Sermaye
yeterlilik, kredi/mevduat ve öz sermaye karlılığı oranlarının
ise artık hızlı büyümeyi destekleyecek seviyeden uzaklaşmaya
başladığını gözlemliyoruz. Nitekim büyüme oranları da bunu
teyit ediyor. Alarm seviyesinden ziyade, bankaların daha fazla
mevduat kaynaklı büyüme arayışına girmesi gerektiğini ve öz
sermayelerini karlılık ile destekleyerek biraz daha büyütmeleri
gerektiğini gözlemliyoruz.
• Siz bilinen göstergelerin ötesinde -özellikle başarıyı
anlamak için- sektör ya da banka bazında farklı ve
alışılmadık hangi göstergelere bakarsınız?
Bizim açımızdan banka yöneticileri ile yaptığımız bire bir
görüşmelerde edindiğimiz bilgi ve izlenimler geleceğe dair
görüşümüzü oluştururken en faydalı gösterge oluyor.
TurkEYnews |
11
Makale
Dijital
Bankacılık,
Trendler ve
Yaklaşım
12
| TurkEYnews
Sayı 9
Günlük hayatımızdaki aktivitelerden iş hayatındaki işlemlere kadar
birçok konunun dijital dünya üzerinden yürütülmeye başlandığı bir
dönemdeyiz. Artık dijital dünya sadece belirli zaman ve mekanda
kullandığımız internet ve mobil hizmetler olmaktan çıkıyor. Kişisel
ve iş hayatımızda yaptığımız her işlem ve kullandığımız her araç
artık bu dünyanın parçası haline geliyor. 2014 sonu itibari ile
sadece WhatsApp üzerinden günde 30 milyar mesaj geçiyor,
2020 itibari ile nesnelerin interneti dediğimiz dünyada farklı
tiplerde 50 milyar cihazın olması bekleniyor.
Bu durum sadece teknoloji ilerlemesinde bir sonraki aşama
değil, aynı zamanda iş modellerinin değiştiği, sektörler arasında
yer alan çizgileri zorlayan ve ülkelerdeki istihdam modellerini
etkileyebilecek potansiyele sahip. Sermaye ihtiyacını azaltan ve
pazara yeni ürün-hizmet ulaştırma yapısını temelden değiştiren
bir model hızla hayata geçiyor (örnek: Google GooglePlus
ürünü ile 10 milyon kullanıcıya sadece 16 gün içerisinde ulaştı).
2000’lerden sonraki dönemde sektörlerdeki girdi ve verimlilik
artışı (dolayısı ile GSMH artışı) 20. yüzyıldakine benzer oranlarda
istihdam artışına yansımıyor. Dijitalleşme, içinde bulunduğumuz
dönemde GSMH artışında oluşan bu yavaşlamanın giderilmesinde
de önemli bir potansiyele sahip.
Bankacılık sektöründe de dijitalleşme kritik önem taşıyor.
Bankacılık yapısı itibari ile ekonominin temel sektörlerinden,
bireysel ve kurumsal alanda sayısız ekonomik aktivitenin
yürütülmesinde kritik işleve sahip bankacılık sektöründe
dijitalleşme hızla önem kazanan bir trende dönüşüyor. Dünya
genelinde hızla artmakta olan internet kullanımının etkisi ile
Amerika, Avrupa ve Asya’da birçok ülkede bankacılık yapısı temel
değişikliklerden geçiyor. Şube bankacılığı yapısı azalırken hem
bireysel hem kurumsal müşteriler bankacılık ile ilgili analiz ve
işlemlerini dijital ortamlardan (internet, mobil bankacılık) yapmayı
tercih ediyor. Son dönemde ön plana çıkan ödeme sistemleri ve bu
sistemlerin farklı sektörler üzerindeki etkisi de bankacılık alanında
dijitalleşmenin önemine işaret ediyor.
Peki yukarıda belirtilen trendler ışığında bankalar dijitalleşmeyi
yakalamak ve avantaja dönüştürmek için neler yapmalı? Dijital
stratejiyi belirlemede kilit nokta, bunun bütünsel bir yaklaşım
olması gerektiği. Başka bir deyişle sadece müşteri iletişimi, satış
ve pazarlama aktiviteleri ya da sadece operasyonel konulara
odaklanmak sadece belirli bir kapsam çerçevesinde kalan limitli bir
kazanım sağlıyor. Bütünsel yaklaşıma baktığımızda ise aşağıda yer
alan ana noktaları görüyoruz.
Üst Yönetim Desteği
Dijitalleşme, kurum içerisinde günlük aktivitelere odaklı değil
uzun vadeye dönük bir çalışma olarak algılanmalı. Kurumun
ileriye dönük piyasada pozisyonlanmasını ve rekabet avantajını
etkileyecek bir çalışmanın
yapılandırılmasında üst
yönetim desteği kritik
önemde. Dijitalleşmeye
dönük çalışmalar için
ayrı bir üst yönetim
yapısı oluşturulup günlük
aktivitelerden ayrı ele
alınması ve bütçelendirilmesi
başarı için önemli bir diğer
faktör. Bankalarda bu yapının
ilerleyen dönemde ayrı bir
direktörlük ya da iş birimi
biçiminde şekillenmesini
bekliyoruz.
Veri Yönetişimi
Fatih ÖĞÜN
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri
Finansal Hizmetlerden Sorumlu
Kıdemli Müdür
Dijitalleşme ve bu yapının
alt unsurlarından biri olan
“nesnelerin interneti”
(internet of things) ile birlikte, veri artık değer zincirindeki bir
yan ürün değil, ana parametrenin kendisi haline geliyor. Hem
içeride hem dışarıda üretilen veriyi zamanında yakalayabilen,
bunu koruyabilen, analiz edip çıkarım yapabilen ve bu çıkarımlar
doğrultusunda hızla aksiyon alan bankalar rekabet avantajı
yakalayacak. Diğer sektörlere göre hacmi ve çeşidi yüksek
miktarda veri yöneten bankacılık sektöründe yeni veri türlerini
yakalamak kadar eldeki mevcut verilerin etkin yönetimi de
kritik önemde olacak. Veri Yönetişimi genelde söylenmesi
yapılmasından daha kolay bir yaklaşımdır. Bu yapının hayata
geçirilmesinde teknoloji desteğinin yanı sıra, doğru organizasyon
ve yönetişim yapılarının kurulması da önemli olacaktır.
Silolara Bütünsel Bakış
Dijitalleşmenin gerçekleştirilmesinde süreçlerin bütününe
bakmak kritik unsurlardan birini oluşturuyor. Bankacılık
aktivitelerinde dijitalleşmenin şekillendirilmesinde müşterinin
kazanımı, ürünlerin ve hizmet kanallarının yönetimi, analitik
aktivitelerinin şekillendirilmesi, kampanya yönetimi ve çapraz
satış aktivitelerinin takibi kapsamın içerisinde yer alması gereken
alanlar. Buna ek olarak şubelerden başlayarak operasyonların ve
karar alma süreçlerinin gözden geçirilmesi, verinin işlenmesinin
otomatize ve kağıt kullanmayan bir hale getirilmesi, şube
operasyon ile merkezi operasyon ve merkezi operasyonun kendi
içerisindeki akışların dijital hale getirilmesi, müşteriye yönelik
süreçler kadar önemli.
Bu boyutları bir arada kapsamlı bir program dahilinde yürüten
bankalar, yarının bankacılık sektörünün ana oyuncuları olacaklar.
TurkEYnews |
13
Güncel
EY Türkiye İstanbul ofisi LEED
Gold Sertifikası aldı
EY Türkiye'nin Orjin Maslak
İstanbul ofisi, dünyada en yaygın
ve en güvenilir “Yeşil Bina Sertifika
Sistemi” olan LEED Sertifikası'nın
en yüksek kategorilerinden biri olan
LEED Gold Sertifikası'nı aldı.
olmasını sağlama amacıyla geliştirilmiş bu
özel sertifikaya binamız Orjin Maslak’ın yanı
sıra kendi ofisimiz için de sahip olmaktan
dolayı gurur ve mutluluk duydum. EY
Türkiye’nin duyarlı çalışanları olarak, sahip
olduğumuz bu özel sertifikanın gerektirdiği
hassasiyeti göstermeye devam edeceğiz”
dedi.
Müşteri portföyü ve çalışan sayısındaki artışla
Ekim 2014'te merkez ofisini Orjin Maslak
Plaza'ya taşıyan EY Türkiye'nin çevreye olan
duyarlılığı ve sürdürülebilirliğe verdiği katkı bu
sertifikayla tescil edilmiş oldu.
Enerji tasarrufu ve çevreci
uygulamalar
Çok sayıda kriter doğrultusunda yapılan
puanlamayla verilen LEED (Leadership in
Energy and Efficiency Design/Enerji ve Çevre
Dostu Tasarımda Liderlik) sertifikasına sahip
yapılarda verimliliğin ölçülebilir oranlarda
arttığının bilimsel verilerle ortaya konduğunu
söyleyen EY Türkiye Ülke Başkanı Mustafa
Çamlıca, “Amerika Birleşik Devletleri Yeşil
Binalar Konseyi (USGBC) tarafından, insana
ve doğaya saygılı yeşil binalar ve yerleşkeler
yaratarak dünyamızın daha yaşanabilir
14
| TurkEYnews
Orjin Maslak'ta bulunan İstanbul ofisinin daha
esnek ve verimli çalışmaya imkan sağlayan
tüm özellikleri bir arada sunduğunu ifade
eden Mustafa Çamlıca, yeni ofiste birçok
çevreci uygulamanın da hayata geçirildiğini
belirtti. Çamlıca şunları söyledi: “Bu amaçla
ofisin farklı noktalarına geri dönüşüm
noktaları, enerji tasarrufu sağlayan
aydınlatma sistemi ve sağlıklı yaşam
odaları inşa ettik. Global düzeyde tüm EY
ofislerinde 'Geleceğin Çalışma Ortamı
– Workplace of the Future' konseptine
geçiyoruz. Türkiye de öncü ülkelerden biri.”
Orjin Maslak'ta bulunan
EY Türkiye merkez ofisi
,
dünyada en yaygın ve
güvenilir “Yeşil Bina
Sertifika Sistemi” olan
LEED Sertifikası'nın en
yüksek kategorilerinden
LEED Gold Sertifikası'n
a
sahip oldu. Bu sertifikay
la
EY Türkiye'nin çevreye
olan duyarlılığı ve
sürdürülebilirliğe verdiği
katkı da tescillendi.
Sayı 9
EY, TİDE 20. Yıl Özel Ödülü’nün
sahibi oldu
Dünya çapında 180 binden fazla üyesi bulunan
Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü’nün (IIA)
Türkiye’deki temsilcisi olan TİDE’nin, “Farkındalık
Ayı” etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Farkındalık
Ödül Töreni”nde, toplamda 5 kategoride 53 ödül
sahipleriyle buluştu. Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün
kurulduğu yıldan beri kurumsal varlığının gelişimi ve
sürdürülebilirliğine olan desteği nedeniyle EY Türkiye,
TİDE tarafından ‘TİDE 20. Yıl Özel Ödülü’ne layık
görüldü.
Kuruluşunun 20. yılını kutlayan
Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE),
Mayıs ayının İç Denetimde Farkındalık ayı
olması nedeniyle "İç Denetimde Farkındalık
Ödülleri" törenini düzenledi.
Türkiye’deki iç denetim uygulamalarının uluslararası
standartlara kavuşmasına, iç denetim mesleğinin
gelişmesine katkıda bulunan, bu alanda yatırım yapan
kurumların, akademisyenlerin ve iç denetçilerin ödül
aldığı tören, 20 Mayıs 2015 Çarşamba akşamı Feriye
Sarayı’nda gerçekleştirildi. EY Türkiye adına ödül
törenine katılan Danışmanlık Hizmetleri Bölümü Şirket
Ortağı Arzu Pişkinoğlu’na ödülü, TİDE Yönetim Kurulu
Başkanı Gürdoğan Yurtsever takdim etti.
TurkEYnews |
15
Makale
EY’den sosyal,
ekonomik ve
çevresel alanda
sürdürülebilirliğe
tam destek
EY’nin 2014 yılı Sürdürülebilirlik Raporu yayınlandı. EY Türkiye tarafından ilk kez hazırlanan rapor,
EY’nin çevreye, paydaşlarına ve çalışanlarına yönelik sorumlu ve duyarlı uygulamalarını ortaya
koyuyor. Hizmet verdiği organizasyonların sürdürülebilirlik stratejisi geliştirmelerine yardımcı olan
EY, profesyonel hizmet sağlayıcı olarak sosyal, ekonomik ve çevresel alanda sürdürülebilirliğe
katkıda bulunuyor.
EY Türkiye, iş dünyasında
kadınların liderliğini destekliyor
EY Türkiye Sürdürülebilirlik Raporu,
iş dünyasında kadınların liderliğinin
organizasyonların performansını
yükselttiğini ve geleceğin küresel çaptaki
sorunlarının çözümünde önemli katkı
sağladığını vurguluyor. EY Türkiye
Sürdürülebilirlik Raporu, ülkelerin refah
seviyesinin artmasında ve şirketlerin
sürdürülebilir başarıyı yakalamalarında
kadın liderlerin rolüne işaret ediyor ve
EY Türkiye bünyesinde kadın liderlerin
sayısının artmasının şirketin başarısında
büyük bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
2014 EY Sürdürülebilirlik raporunda iş
hayatında Kadın’ın rolü ve Kadın liderlere
ilişkin olarak desteklediği programlara
ilişkin bilgilere yer veriliyor.
• Türkiye’de de aralarında Koruncuk
Vakfı, TEMA ve Avrasya Maratonu’nun
bulunduğu sivil toplum girişimlerini
ve etkinlikleri destekleyen EY,
16
| TurkEYnews
hayata geçirdiği çeşitli programlarla,
sürdürülebilir kalkınmanın
sağlanmasında özellikle kadınların
rolünün daha da artırılmasına destek
veriyor.
• Çalışma dünyasında ilham veren
başarılara imza atan kadınları
destekleyen EY, hem küresel çapta
hem de Türkiye’de genç kadın
girişimcileri geleceğin iş liderleri olma
yolunda çeşitli işbirliği, sponsorluk
programları ve platformlar aracılığıyla
destekliyor.
• Tüm dünyada kamu çalışanlarında
yüksek bir orana sahip olan kadınların
liderlik rollerindeki oranlarının ise
ancak %20 olmasından yola çıkan
EY, bu cinsiyet eşitsizliği sorununun
çözümüne de katkıda bulunuyor.
• EY’nin Dünya Kadın Kamu Sektörü
Liderleri Ağı, kamu sektöründeki kadın
liderleri tanıştırıp küresel bir çerçevede
bir araya getirmeyi ve liderlik
deneyimlerini paylaşmalarını sağlıyor.
EY Kamu Sektöründe Kadın Liderleri
İndeksi, belirli aksiyonların alınmasıyla
liderlik rollerinde kadınların daha fazla
temsil edilmesinin sağlanabildiğini
ortaya koyuyor.
• Global Women in Business Advisory
Council (GWBAC), kadın girişimci ve
liderlere, fikir ve deneyim alışverişi,
sermaye temini, koçluk fırsatları ve
ilgili alanlarda geniş bir network’e
erişim olanakları sunuyor.
• Entrepreneurial Winning Women
programı ise, net büyüme hedeflerine
sahip kadın girişimcileri yatırımcılar,
danışmanlar ve iş liderlerinin
oluşturduğu etkili bir ağ ile bir araya
getiriyor. Kadın Atletler Küresel
İş Ağı (Women Athletes Global
Business Network ) atletizm alanında
başarılı olan elit kadın atletlerin bu
değerli yeteneklerini iş dünyasında
kullanmalarına yardımcı olmayı
amaçlayan bir program.
Sayı 9
"EY Türkiye, tüm sektörlere yönelik sunduğu güvence ve
danışmanlık hizmetleri yelpazesi ile destek olduğu müşterilerini,
iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik liderleri arasında yer almaları
için yerel ve küresel ölçekte desteklemektedir.
Zeynep OKUYAN
EY Türkiye İklim Değişikliği ve
Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri
Sektörde bir ilk olarak imza attığımız; yarattığımız farkındalık ve
hayata geçirdiğimiz projeleri kapsayan Sürdürülebilirlik Raporumuz,
Türkiye'de ve uluslararası alanda faaliyet gösteren bir firma olarak,
sürdürülebilirlik konusunda bağlılık ve tutku ile gerçekleştirdiğimiz
birçok girişimimiz arasında yerini almıştır. Her zaman konusunda
öncü olmayı hedefleyen ekibimiz bu ilki her sene daha iyiye
götürmek ve hedeflerine ulaşmak için çalışmalarına devam
etmektedir."
EY Türkiye’nin 2014 Sürdürülebilirlik Raporu, şirketin sosyal,
ekonomik ve çevresel değerlere yönelik sürdürülebilirlik odaklı
çalışmalarını ortaya koyuyor.
Profesyonel hizmetler alanında lider konumuyla
sürdürülebilirliği destekleyen EY Türkiye’nin İklim Değişikliği ve
Sürdürülebilirlik Hizmetleri, organizasyonların sürdürülebilirlik
stratejisi geliştirmelerine ve bu alandaki performanslarını
iyileştirmelerine yardımcı oluyor.
Amaç; sürdürülebilirliğe en üst düzeyde katkıda
bulunmak ve karbon ayak izini küçültmek
EY Türkiye, gelecek dönemlerde sera gazı emisyonlarını
düşürme hedeflerini belirleyerek bu hedeflerle ilgili paydaşlarla
iletişim içerisinde olmak üzere iç sürdürülebilirlik stratejisi
ve girişimlerinden sorumlu bir Sürdürülebilirlik Komitesini de
hayata geçirdi.
EY Türkiye’nin ilk Sürdürülebilirlik Raporu, Global Reporting
Initiative (GRI) G4 rehberine uygun olarak hazırlandı. Rapor,
GRI tarafından öncelikli göstergelerin beyanı (Materiality
Disclosures) uygunluk onayına da sahip.
EY Türkiye uzmanları, müşterilerine enerji tüketimini
azaltmaları, karbon salınımını en aza indirmeleri ve şirket
itibarlarını yükseltmeleri konusunda tavsiyelerde bulunuyor.
%51’i kadın, % 49’u erkeklerden oluşan 1043 EY Türkiye
çalışanı, bir yılık süre içinde, sürdürülebilirlik konularının
da önemli yer tuttuğu toplam 33.714 saatlik eğitim aldı.
Rapor, EY’nin istihdam politikasının ana ilkelerinden biri olan
yeteneğin değerlendirilmesinde en üst düzeyde çeşitliliği
sağlamak hedefini ve bu hedefe ulaşma yolunda yapılan
çalışmaları ortaya koyuyor.
Ekonomik istikrar ve gelişimin korunmasına katkıda bulunmayı
topluma katkıda bulunmanın yollarından biri olarak gören
EY, geçen 15 yıl içinde Dünya Ekonomik Forumu’nu stratejik
ortak olarak destekledi, ekonomik kalkınmayı şekillendirme
yolunda bilgi ve deneyimlerini dünyanın en etkili iş liderleri,
politikacıları ve akademisyenleri ile paylaştı.
Karbon ayak izini en aza indirmek konusu üzerinde titizlikle
duran EY Türkiye, bunun için ofis enerji tüketimini ve iş
seyahatlerinden kaynaklanan karbondioksit üretimini yıldan
yıla en aza indirme hedefiyle çalışıyor. Sürdürülebilirlik
Raporu’nun hazırlanması sürecinde öncelikle Sera Gazı
Protokolü uyarınca tüm ofislerine ve iş seyahatlerine ait karbon
ayak izini hesaplayan EY Türkiye, her geçen yıl çevresel ayak
izini azaltmayı ve bu alandaki performansını iyileştirmeyi
hedefliyor.
TurkEYnews |
17
Makale
Küresel Bankacılık ve Sermaye
Piyasalarında Gündemdeki
Konular
Makroekonomik ve jeopolitik alanlarda yaşanan olumsuz gelişmeler, süregelen düşük faiz
ve değişkenlik ortamı, düşük kâr marjları, artan yasal uyum gereksinimleri gibi nedenlerle
2014 yılının küresel bankacılık ve sermaye piyasaları sektörü için oldukça zorlayıcı bir yıl
olarak geçtiği söylenebilir. İçinde bulunduğumuz 2015 yılına bakıldığında ise geçen yıl
yaşanan zorluklarla birlikte, küresel ekonomik büyümedeki düşüş beklentileri, müşterilerin
ve yatırımcıların korunması ile sermaye ve likidite gereksinimlerine uyumda düzenleyici
kuruluşların artan beklentisi, güçlenen ABD doları gibi etmenlerin varlığı finansal kurumlar için
bu zorlayıcı ortamın devam edeceği sinyallerini veriyor.
Doğan TANRISEVEN
EY Türkiye, Danışmanlık Hizmetleri
Yönetici Direktör
EY tarafından geçtiğimiz Mart ayı içerisinde dünyadaki 32 büyük finansal kuruluştan elde
edilen bilgiler doğrultusunda bankacılık ve sermaye piyasaları sektörü üzerine yayımlanan
rapor1, finansal kurum CEO’larının bahse konu zorlayıcı koşullar altındaki gündem konularını
özetliyor. Küresel finansal kuruluşlar tarafından öne çıkarılan bu gündem konuları, finansal
sektörün temelde küresel gelişmelerle doğrudan ilişkili olan yapısı ve mevcut yabancı ortaklıklar
nedeniyle Türkiye finansal piyasalar sektörü gündemini de yakından ilgilendiriyor.
Makroekonomik zorluklar ve karlılık baskısı
Rapor, günümüz koşullarında finansal sektörün odaklandığı temel konulardan birinin kârlılık
baskısı olduğunu gösteriyor. Araştırmada yer verilen bilgilere göre 2014 yılında, analize verileri dahil edilen 26 banka içerisinde öz
sermaye kârlılık oranı (ROE) %11’in üzerinde sadece 8 banka bulunmakta iken, 18 küresel bankanın öz sermaye kârlılık oranının %10 ve
altında olduğu gözlemlendi.
Raporlanan ROE (%):
FY14
29.1
FY13
18.3
1.7
2.7
4.4 5.1 5.3 5.6 6.8 7.0 7.2
7.3
7.8
7.7
11.2
8.9 9.2 9.9 10.0 10.1
13.4
14.7 15.4
24.0
19.0
-8.0
Raporda, bahsedilen 8 bankanın Amerika genel merkezli olduğu ve daha önemlisi hiçbirinin önemli yasal maliyet ve cezalara maruz
kalmadığı belirtiliyor.
Finansal sektörün, gelişmekte olan makroekonomik zorluklar ile mücadele ettiği vurgulanıyor. Bankaların, dünya çapında, son yıllarda
beliren ve 2015 yılı itibariyle de devam eden düşük faiz oranları, düzensiz gayrisafi yurtiçi hasıla (GDP) ve ekonomik büyüme koşulları
altında operasyonlarını sürdürmekte olduğu ve bu koşulların bankalar için artık normal iş koşulları olarak kabul edildiği not ediliyor.
1 “Key themes from 4Q14 earnings calls, March 2015”, EY.
18
| TurkEYnews
Sayı 9
aklanmasının önlenmesi mevzuatına
uyumsuzluk veya uluslararası yaptırımlara
aykırı olarak gerçekleştirilen işlemler
nedeniyle) daha düşük gelir yaratılmasında
etken olduğu görülüyor.
Raporda, regülasyonlar ve uyum
beklentilerinin yoğun bir şekilde devam
edeceği öngörülüyor. Finansal kriz
sonrasında özellikle sermaye, finansal
yapı ve likidite üzerine birçok yeni ve
zorlu kurala uyum gereksinimleri küresel
ve yerel düzenleyici kurumlar tarafından
getirilmişti. Bunun doğal bir sonucu
olarak bankaların bu düzenlemelere uyum
sağlama konusunda yoğun çalışmalarda
bulunmakta olduğu ve düzenleyici
kurumlar ile sürekli bir iletişim içerisine
girdiği belirtiliyor.
Harcamaların düşürülmesi doğrultusunda
atılan adımların, ortaya çıkan yasal ve
uyum maliyetleri nedeniyle beklenen
etkiyi yaratamadığına dikkat çekiliyor.
Buna rağmen, güçlü maliyet disiplini ve
tasarrufların, verimlilik artışı ile birlikte
maliyetlerin düşürülmesindeki önemi
banka yöneticileri tarafından vurgulanıyor.
Yasal ve uyum maliyetleri
Yasal ve uyum maliyetlerinin bankaların
gelir performansını ve kârlarını etkilediği
belirtiliyor. Finansal kuruluşların
günümüzde maruz kalabildiği yasal uyum
risklerinin, yargılama ve uyum giderleri ile
düzenleyici kurumlar tarafından kesilen
para cezalarının (örneğin, karaparanın
Satın alma ve yeniden
yapılandırma
Araştırmada çıkan sonuçlardan bir
diğeri olarak, bankaların, satın alma
veya elden çıkarma yoluyla ana faaliyet
konuları olan ve olmayan yatırımlarında
veya pazarlarda yeniden yapılandırma
çalışmalarını yürütmekte olduğu
belirtiliyor. Bankaların stratejik öneme
sahip bölgelere ilgilerini devam ettirmekle
birlikte, Asya, Orta ve Doğu Avrupa ve
Afrika gibi gelişen pazarlara yatırımların
özellikle Avrupa bankalarının gündeminde
olduğu, öte yandan bazı bankaların
çeşitli coğrafyalardaki ana faaliyeti
olmayan yatırımlarını ve iş portföylerini
yeniden yapılandırma isteği içinde olduğu
görülüyor.
Kredi kalitesindeki pozitif
iyileşme trendi
Tüm bunların yanında, kredi kalitesinde
pozitif yönde bir iyileşme trendinin
vurgulanması rapor sonuçlarına yansıyor.
Banka yöneticileri, sorunlu kredilerde ve
dolayısıyla karşılık ve kredi maliyetlerinde
düşme yaşandığını, bunun da kredi
kalitesine olumlu etki yarattığı yönündeki
görüşlerini belirtiyorlar. Buna bağlı olarak
2015 yılı itibariyle, kullandırılan kredi
hacimlerinde pozitif etkilerin yaşanacağı
da beklentiler arasında sıralanıyor.
Dijital yaratıcı yatırımlar
Son olarak, araştırmadan çıkan sonuçlara
göre dijital yaratıcı yatırımlar, müşteri
memnuniyetini ve bağlılığını hedefliyor.
Bankalar mevcut durumda, dijital
alanlardaki yatırımların banka gelirlerinin
artırılmasına olan somut etkisinin
gösterilmesinde biraz daha zamana ihtiyaç
duyulduğunu belirtse de, özellikle bireysel
bankacılık alanındaki müşteri deneyiminin
iyileştirilmesi, müşteri memnuniyetinin
artırılması yoluyla müşteri bağlılığının
ve daha kârlı hizmetlerin sunulabilmesi
yönündeki yatırımlarına devam ediyorlar.
TurkEYnews |
19
Makale
Periscope’dan
para kazananların vergilemesi
Periscope uygulaması, indirildiği mobil cihazlar üzerinden canlı yayın
yapılmasına ve diğer kullanıcıların yapmakta oldukları canlı yayınların
izlenmesine imkan tanıyor. Siz canlı yayında iken takipçileriniz yazılı
mesaj yollayabiliyor, ekranda beliren bu mesajları diğer takipçiler
de görebiliyor. Dilerseniz sadece belirlediğiniz kişilere özel yayın da
yapabiliyorsunuz.
Kriterler
Vergi yükümlülüklerinin doğru olarak tespitinde
aşağıda sıraladığımız sorulara verilecek cevaplar
belirleyici rol oynamaktadır:
Periscope, kendi sitelerindeki tanımlamalarıyla, dünyanın bir başkasının
gözlerinden keşfedilmesine imkan tanıyor. Bu kişi, Ukrayna’daki sokak
göstericisi de olabilir, Kapadokya’da balonla gezen bir turist de.
• Canlı yayın içeriği “eser” niteliğinde mi?
Uygulama şimdilik sadece 7.2 ve üzeri iOS işletim sistemi olan
cihazlarda çalıştığı için henüz deneyimlemeyen çok kişi var. Lakin
çılgınlığın başlaması yakındır.
• Canlı yayın ticari faaliyet çerçevesinde mi
yapılmakta, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
mi yapılmakta? Yoksa sadece sosyal paylaşım
amaçlı mı?
Herkesin elinde kaliteli görüntü almaya imkan veren 3G uyumlu
cihazlar varken, Periscope sizi milyonların izlediği bir sanatçı da
yapabilir, ‘çalışmadan’ para kazanan bir ‘çalışan’ da.
Canlı müzik keyfi için evinizden dışarı çıkmanız gerekmez. Seyircilerden
biri canlı yayına geçmişse, ücretli kablolu TV yayınına da gerek kalmaz.
Ücreti mukabilinde heveslilerden içerik sağlayıcı bir ordu kurabilirsiniz.
‘Olay’ın olduğu yere muhabir göndermektense olay yerinden canlı
yayın yapan birine bağlanabilirsiniz. Pazarlamacılarınızı Periscope
fenomenleri arasından seçebilirsiniz. Her türlü sosyalleşmemize katkı
sağlayacağı da muhakkak!
Canlı yayınlarınızı pekâlâ paraya çevirebilirsiniz.
Canlı yayın vasıtasıyla elde edilen kazanç, tutarı ne olursa olsun beyan
edilmesi gereken ticari kazanç ya da serbest meslek kazancı olarak
nitelendirilebileceği gibi sadece belli tutarı aşması halinde beyan
edilen arızi ticari kazanç ya da arızi serbest meslek kazancı niteliğinde
de olabilir. Şartların sağlanması halinde telif kazancı istisnasından
yararlanılabilir.
20
| TurkEYnews
• Canlı yayını yapan kişi müellif mi, yoksa üçüncü
bir kişi mi?
• Kullanılan ödeme sistemi ve ödeme aracı nedir?
• Satıcı ile alıcı arasında aracı var mı? Aracının
fonksiyonu sadece para transferinden ibaret mi?
• Canlı yayın işi mutad meslek olarak mı
yürütülmektedir, yoksa arızi mi?
• Ücretli canlı yayını yapan ya da para ödeyerek
içeriğe ulaşan yurt dışında mukim mi? İlgili ülke
ile Türkiye arasında çifte vergilendirmeyi önleme
anlaşması var mı?
• Canlı yayın içeriği kullanıcı tarafından mı
oluşturuldu?
• Gelir paylaşımı kimler arasında hangi kriterler
esas alınarak yapılacak?
• Canlı yayın içeriğinin kullanımı ve ekonomik
faydası alıcının Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili mi?
Sayı 9
Vergileme
Canlı yayın gösterimi yoluyla elde edilen
gelir, ticari organizasyon içerisinde faaliyet
gösteren kişiler tarafından gerçekleştiriliyor
ise elde edilen kazanç ticari kazançtır, fatura
düzenlenmelidir.
Yargı kararlarında vurgulandığı üzere; maddi
ve şekli anlamda ticari organizasyonun
belirgin olmadığı durumlarda, kazanç
doğuran işlemin çokluğu, devamlılık
unsurunu belirleyen en nesnel ölçü olarak
kabul edilmektedir. Devamlılık unsurunun
gerçekleşmesi halinde, bu işlemlerin kazanç
sağlamak amacıyla yapılmadığını kanıtlama
yükümlülüğü mükellefe düşmektedir.
Özgün canlı yayın gösteriminin, ticari
organizasyon içerisinde faaliyet
göstermeyen gerçek kişiler tarafından
yapılması halinde, elde edilen kazancın
serbest meslek kazancı olarak
değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda,
serbest meslek makbuzu düzenlenmeli, KDV
hesaplanmalıdır.Elde edilen kazancın serbest
meslek faaliyeti olarak değerlendirilebilmesi
için ayrıca; yapılan işin sermayeden ziyade
şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye
veya ihtisasa dayanması, bir işverene bağlı
olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi
nam ve hesabına yapılması ve devamlı
olarak ifa ediliyor olması gerekir.
Kendiliğinden canlı yayın yapan kişiler
olabildiği gibi; başkalarının siyasi veya
ticari emir veya talepleri doğrultusunda,
tamamen daha önceden belirlenen belli bir
amaç doğrultusunda hareket eden kişiler de
olabilir.
Eğer kullanıcı, canlı yayın içeriğini belli
bir firmadan temin ediyorsa, talep edilen
çizginin dışına çıkmadan kendisine
gönderildiği ya da öngörüldüğü şekilde
içerik sunumu yapıyorsa, diğer bir söyleyişle
tamamen reklamını gerçekleştirdiği firmanın
sevk ve idaresinde çalışıyorsa elde edilen
gelir ücret olarak nitelendirilebilir.
Gelir Vergisi Kanunu uyarınca, ücret
işverene tabi olarak çalışanlara hizmet
karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan
ve para ile temsil edilen menfaatlerdir.
Ücretin başka adlar altında ödenmiş olması
veya kazancın belli bir yüzdesi şeklinde
tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini
değiştirmez.
İş Kanunu hükümlerinin uygulanmamış
olması, firma bordrosunda ilgili kişinin
yer almaması ya da ticari saik ile değil
siyasal amaçlarla hareket ediliyor olması
elde edilen kazancın vergi kanunları
karşısındaki niteliğini ve vergilemesini
değiştirmeyecektir.
İstisna Kazanç
Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 18’inci
maddesi uyarınca; müellif, mütercim,
heykeltraş, hattat, ressam, bestekar,
bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve
bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye
roman, makale, bilimsel araştırma ve
incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj,
karikatür, fotoğraf, film, video band,
radyo ve televizyon senaryo ve oyunu
gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar
ve internet ortamı, radyo, televizyon ve
videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket,
resim, heykel ve nota halindeki eserleri
ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar
üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik
etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri
hasılat Gelir Vergisi’nden müstesnadır.
Onur ELELE
EY Türkiye Vergi Hizmetleri,
Kıdemli Müdür
Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir
gibi suretlerle değerlendirilmesi
karşılığında alınan bedel ve ücretler
istisnaya dahildir. Dolayısıyla
eserlerin ücreti mukabili canlı
yayında paylaşımı halinde elde
edilen kazanç, istisna kazanç olarak
değerlendirilebilecektir.
Stopaj
Kazancın istisna olması stopaj
uygulamasına mani değildir.
Stopaj yapmakla yükümlü kişilere
yapılacak teslimlerde, telif kazancı
niteliğindeki ödemeler üzerinden
%17 oranında, telif kazancı
niteliğinde olmayan serbest
meslek kazancı ödemelerinde %20
oranında stopaj yapılmaktadır.
KDV ve defter tutma
Canlı yayın işinden para kazanmayı
mutad meslek olarak sürekli bir
şekilde yapanlar gerçek usulde
katma değer vergisine tabi olacak,
arızi nitelik taşıyan işler ise KDV’ye
tabi olmayacaktır.
Telif kazancı istisnasına giren
hallerde, ücret karşılığı eser
gösteriminin sadece stopaj
yapmakla yükümlü kişilere
yapılması ve başka bir serbest
meslek faaliyetinin de bulunmaması
koşuluyla, KDV yükümlülüğü
sorumlu sıfatıyla ödemeyi yapan
kişilerce yerine getirilecektir.
Bu durumda, kullanıcılar ayrıca
defter tutmayacak, belge
düzenlemeyecektir.
TurkEYnews |
21
Güncel
T.C. Maliye Bakanlığı
"Performans Denetimi
Yaygınlaştırma
Semineri" düzenlendi
Seminerlere 260 kamu kurumundan iç denetim birim başkanları
ve IDKK tarafından yaygınlaştırma eğitimine davet edilen 122 iç
denetçi katıldı.
Dünya Bankası finansmanı ile Maliye Bakanlığı İç Denetim
Koordinasyon Kurulu (IDKK) tarafından gerçekleştirilen ve
EY’nin proje danışmanı olarak seçildiği Kamu İç Denetçileri
İçin Performans Denetimi Rehberi’nin Hazırlanması ve Pilot
Denetimlerin Gerçekleştirilmesi Projesi’ne ilişkin yaygınlaştırma
seminerleri 1-5 Haziran tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi.
Seminerlere 260 kamu kurumundan iç denetim birim başkanları
ve IDKK tarafından yaygınlaştırma eğitimine davet edilen 122 iç
denetçi katıldı.
EY Türkiye Danışmanlık Bölümü ve Finansal Hizmetler
Sektör Lideri Selim Elhadef, yürütülen projeden sorumlu
Şirket Ortağı Arzu Pişkinoğlu, kıdemli müdür Serhat Akmeşe
ve müdürlerimizden Kerem Kaçar’ın katıldığı seminerin ilk gün
açılışında, proje kapsamında pilot performans denetimlerinin
gerçekleştirildiği kurumlardan Eskişehir Anadolu Üniversitesi
22
| TurkEYnews
Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan,
Devlet Su İşleri Genel Müdürü Ali Rıza Diniz ve Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Nesrin Çelik, kurumlarında
gerçekleştirilen performans denetimi çalışmalarına ilişkin
değerlendirmelerini dinleyicilerle paylaştılar.
Ayrıca, İç Denetim Koordinasyon Kurulu Başkanı/Bütçe ve Mali
Kontrol Genel Müdürü İ. İlhan Hatipoğlu, Dünya Bankası’ndan
Zeynep Lalik ve TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu projeye
ilişkin değerlendirmelerde bulundular.
Yaygınlaştırma seminerinde ayrıca EY’nin proje danışmanlığında
IDKK ile birlikte geliştirilen Kamu İç Denetçileri İçin Performans
Denetimi Rehberi’nin tanıtımı yapıldı. Ayrıca rehber kapsamında
yer alan yöntem ve metodolojilere ilişkin 3 gün süre ile vaka
çalışmaları gerçekleştirildi.
Sayı 9
Vergi Maratonu 2015
Türkiye Finali
Gelecek nesil vergi profesyonellerinin yeteneklerini
bugünden keşfetmek ve onlara EY'deki kariyer fırsatlarını
tanıtmak amacıyla düzenlediğimiz "Vergi Maratonu 2015",
vergi alanında kariyer yapmayı hedefleyen üniversite 3. ve
4. sınıf öğrencileriyle, yüksek lisans öğrencileri arasında
gerçekleşmektedir.
Bu yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz yarışmanın final
gününde, finale kalan 10 öğrencinin jüri karşısında
yapacakları sunumların ardından jüri değerlendirmesi
gerçekleşti.
“Vergi Maratonu 2015” yarışmasını
kazananlar 13 Mayıs Çarşamba akşamı
düzenlenen törende açıklandı.
Yarışmanın birincisi İstanbul Bilgi
Üniversitesi Hukuk lisans öğrencisi
Sumru Aktaş 29 Kasım – 3 Aralık tarihleri
arasında Amsterdam’da düzenlenecek
olan “Young Tax Professional of the
Year" yarışmasında ülkemizi temsil etme
fırsatı yakaladı.
“Vergi Maratonu 2015” juri üyeleri:
• Erdal Çalıkoğlu - EY Türkiye Vergi Bölümü Başkanı
• Prof. Dr. Billur Yaltı - Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
• Nukhet Irmak - Novartis Grup Vergi Başkanı
• Doç.Dr. Leyla Ateş - İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi
• Nihal Kanay - Shell Ülke Finans Kontrolörü
TurkEYnews |
23
Güncel
Corporate Games 2015
22-23-24 Mayıs tarihlerinde üç gün süreyle düzenlenen Corporate Games Istanbul 2015
organizasyonunda çeşitli spor dallarında önemli başarılar elde ettik.
Oyunlara yüzme branşında katılan Denetim Hizmetleri Bölümü
çalışanlarımızdan Barış Özçelik, katıldığı iki yarışmayı da
birincilikle tamamlayarak Corporate Games'te şirketimizi başarılı
bir şekilde temsil etti.
Koşu branşında Denetim Hizmetleri Bölümü Şirket
Ortaklarımızdan Zeynep Okuyan kendi kategorisinde 2. olurken
Vergi Hizmetleri Bölümü Avukatlarımızdan Tuğçe Küçükönder ise
kendi kategorisinde 5. oldu. Yine koşu branşında yer alan
EY Global Stratejik Sektör Araştırmaları Türkiye Sorumlusu Levent
Topçu, Kurumsal Finansman Müdürlerimizden Tevfik Turhan ve
Kurumsal Finansman Uzmanlarımızdan Dinçer Atasoy da yarışın
başarılı katılımcılarındandı.
Şirketimizi erkekler açık tenis branşında temsil eden Denetim
Hizmetleri Bölümü çalışanlarımızdan Can Baltaci turnuvayı
2. olarak tamamladı.
Aynı branşta farklı kategorilerde katılım sağlayan çalışanlarımız,
Vergi Hizmetleri Bölümü Hukuk Departmanı Şirket Ortağı Mehmet
Küçükkaya, EMEIA SGM Operasyon Müdürü Mert Tuğlan ve
Kurumsal Finansman Bölümü Müdürlerimizden Can Hekimoğlu da
yine başarılı performanslar sergiledi.
Denetim Hizmetleri Bölümü Uzmanlarımızdan Osman Sürer
Satranç branşında yer alarak şirketimizi temsil etti.
52 takımın katılımıyla gerçekleşen basketbol branşı
karşılaşmalarında, Danışmanlık Hizmetleri Bölümü
çalışanlarımızdan Ömer İlter, Murat Hatipoğlu, Ali İziç, Emre
Güven ve Gökhan Rençberoğlu’nun yer aldığı Pick & Roll turnuvayı
4.'lükle tamamlarken; yine Danışmanlık Hizmetleri Bölümü’nden
Ulaş Bozkurt, Orçun Kuyucuoğlu, Arcan Bitlis ve Ardıç Bağcivan’ın
yer aldığı A Takımı ise turnuvadan 6.’lıkla ayrıldı. Vergi Hizmetleri
Bölümü çalışanlarından Utku Özcan, Cihan Yağsatan, Nartan Uğur
ve Erman Ece’nin yer aldığı Tax on Fire takımı ise yine şirketimizi
başarılı bir şekilde temsil etti.
60’a yakın takımın katılım sağladığı futbol branşında EY Türkiye’yi
teslim eden, Ufuk Bahadır, Mehmet Ali İlhan, Ergin Yıldız, Yiğit
Birol, Seçkin Temel, Ali Durmuş, Atıl Karaibrahimoğlu ve Taner
Tunoğlu’nun yer aldığı EY Team takımı son 16’ya kalırken, Emre
Özocak, Mehmet Ulubay, Tolga Özdemir, Fatih Polat, Said Şenses,
Erdi Altay, Mutlu Çelik, Ramazan Soydan, Özcan Yılmaz ve
Berat İnceman’ın yer aldığı EY FSI takımı da turnuvayı başarıyla
tamamladı.
24
| TurkEYnews
Sayı 9
Bizden haberler
Kariye – Balat – Fener Turu
Tarihi, kültürü ve
bilinmedik yönleriyle
İstanbul’un keşfedilmesi
gereken tarihi
mekânlarını barındıran
Kariye – Fener - Balat
Turu etkinliğimizi
11 Nisan 2015
Cumartesi
gerçekleştirdik.
EY Türkiye Futbol Turnuvası
2015 İstanbul Corporate
Games’te, futbol kategorisinde
şirketimizi temsil edecek
2 takımın belirlendiği futbol
turnuvasını 19 Nisan 2015
Pazar günü Kalamış’taki Kadıköy
Belediyesi Gençlik Merkezi halı
sahalarında gerçekleştirdik.
Büyük bir mücadele sergileyen
takımlarımız 23-24 Mayıs’ta
Corporate Games Turnuvası’nda
EY Türkiye’yi temsil etmeye hak
kazandılar.
Düşler Kumpanyası
ziyareti
Türkiye’de sanatla uğraşmak isteyen, bunu meslek edinmek
isteyen sosyal dezavantajlı ve engelli gençlerin bu isteklerini
gerçekleştirmek amacıyla kurduğu ve gönüllü olarak destek
verdiğimiz Düşler Kumpanyası’nın, Bir Aşk Hikayesi Oyunu'nun
provalarını izlemek üzere Düşler Akademisi'ni ziyaret ettik.
Yaza Merhaba
Partisi
Happy Hour etkinliğimizi 29 Mayıs 2015
Cuma günü her zamankinden biraz daha
farklı olarak “Yaza Merhaba” konseptinde
gerçekleştirdik. Bülent Ozan, Mehmet
Gülez, Hayreddin Baş, Arda Kaya, Türker
Baloğlu’ndan oluşan EY Band ve Dinçer
Atasoy’un DJ Performansı ile “Yaza
Merhaba” dedik.
TurkEYnews |
25
Güncel
EY Bankacılık Sektörü Denetim Komiteleri Toplantısı
Bankaların denetim
komitesi üyelerini
bir araya getiren
“Bankacılık Sektörü
Denetim Komiteleri
Toplantısı” yeni
gelişmelerin ve
gündemdeki konuların
paylaşılması amacıyla
2 Nisan 2015
Perşembe günü
Wyndham Grand
Levent Oteli’nde
gerçekleşti.
EY Türkiye Risk Danışmanlık Hizmetleri Lideri Arzu Pişkinoğlu, EY Türkiye Risk Danışmanlık Hizmetleri Yönetici Direktörü Doğan
Tanrıseven, EY CSE Risk Danışmanlık Hizmetleri Kıdemli Direktörü Georgios Sarantopoulos seminerde konuşmacı olarak yer aldı.
Big Data
Okyanusu
Sektörlerinden önde gelen firmaların
katılımıyla, verinin hayatımızın istisnasız
her alanında yer alması neticesinde
önemi, marka ve kurumların bu verilerin
tanımlanması ve amaçları doğrultusunda
kullanması gibi konularının tartışıldığıı
“Big Data Okyanusu Konferansı” 10
Haziran Çarşamba günü The Marmara
Taksim Otel’inde gerçekleşti. Etkinlikte EY
Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Müdürü
Gökhan Mataracı da konuşmacı olarak yer
aldı.
Van Aile Şirketleri
2023 Etkinliği
Bizz Consulting ve Capital Dergisi tarafından
29 Nisan Çarşamba günü Van’da düzenlenen
“Aile Şirketleri 2023 Etkinliği” kapsamında
EY Türkiye Vergi Hizmetleri Lideri Erdal
Çalıkoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Türkiye’nin
önde gelen isimlerinin deneyimlerini interaktif
bir ortamda katılımcılarla paylaştıkları
etkinlikte, Rixos Hotels Yönetim Kurulu
Başkanı Fettah Tamince, Doğanlar Yatırım
Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan,
Zade Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt
Büyükhelvacıgil de konuşmacı olarak etkinliğe
katıldı.
26
| TurkEYnews
Sayı 9
SAP Sigortacılık Zirvesi
EY Türkiye, Türkiye sigortacılık sektörünün
inovatif ve yenilikçi yaklaşımlarını
paylaşmak üzere 22 Mayıs Cuma günü
Raffles Otel'de gerçekleştirilen SAP
Sigortacılık Zirvesi 2015'in "Zirve
Sponsoru" oldu. Zirve’de analitik
ortamların iş süreçlerine katkıları, finansal
transformasyonun şirketlere sağladığı
katma değerler, şirketlerin dijitalizasyon
yol haritaları, hasar yönetimi ve suistimal
için geliştirilmiş yazılımların günlük hayata
etkileri gibi konular tartışıldı.
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri
Kıdemli Müdürü Uğur Torun’un “Sigorta
Sektörünün Liderleri” panelinde
konuşmacı olduğu zirvede standımız da
yer aldı.
EY - SAP GRC
Çözümleri
Etkinliği
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri
tarafından düzenlenen ve küresel
iş ortağımız SAP ile birlikte GRC
uygulamasının etkin tasarımı, kurulumu
ve kullanımına ilişkin en iyi uygulama
örneklerinin paylaşıldığı “EY - SAP GRC
Çözümleri Etkinliği” üst düzey iç denetim,
finans ve bilgi teknolojileri yöneticilerinin
de katılımıyla 28 Nisan Salı günü
Mövenpick Otel’de gerçekleşti.
EY Türkiye Danışmanlık Bölümü ve
Finansal Hizmetler Sektör Lideri Selim
Elhadef’in açılış konuşmasını yaptığı
etkinlikte, EY EMEIA Danışmanlık
Hizmetleri Ortağı Füsun Patoğlu, EY
Türkiye IT Danışmanlık Hizmetleri Ortağı
Emre Beşli, EY Türkiye IT Danışmanlık
Hizmetleri Kıdemli Müdürü Derya Acar
konuyla ilgili sunumlar yaptılar.
TurkEYnews |
27