AÇ - ekolojikmim.com

Transkript

AÇ - ekolojikmim.com
"Japonya’dan Aydınlık Esintiler-3" Shigeru Ban Konferansı Yapıldı
05.06.2009
Rüksan Tuna, Y. Mimar
Mimarlar Odası Đstanbul Büyükkent Şubesi ve Yapı Endüstri Merkezi’nin ortak davetiyle Türkiye’ye gelen
ünlü Japon mimar Shigeru Ban, geniş bir izleyici topluluğuna işlerini anlattı.
YEM adına ev sahibi Doğan Hasol ve Mimarlar Odası adına Deniz Đncedayı’nın açılış konuşmalarında ortak
yapılan bu etkinliklerin mimarlığımıza yapacağı güzel katkılar vurgulandı. Ardından Shigeru Ban
‘’Çalışmalar ve Đnsani Đşler’’ başlıklı sunumunu gerçekleştirdi.
Ryue Nishizawa ve Kengo Kuma’dan sonra davetli üçüncü Japon mimar Shigeru Ban da mimarlığın insan
ve mekan kullanımı ilişkisini sade ve geri dönüştürülebilir malzemeler üzerinden kurgusuyla aktardı. Suya
ve yangına karşı yalıtılmış kağıt tüpler, ahşap yonga levhalar, ahşap ve çelik karkaslar, alüminyum, cam
ve şeffaf fiberglas ana malzemeleri.
Bilindiği gibi, Shigeru Ban 1999 Kocaeli depreminden sonra da ülkemize gelmiş, geçici barınaklar
tasarlayarak öğrencilerle birlikte inşa etmişti.
Yaptığı ilk işlerden, son çalışmalarına kadar geniş bir özet sundu.
Japon geleneksel yaşamından esinlenen yatay sürme kapı kullanımı iç avluları, iç mekanı dışarıyla
bütünleştiriyor, plan şemalarında mekan esnekliği, mutfak ve banyo dışında bütün iç hacimlerin birbirine
evrilmesine olanak sağladığı gibi, yaşamın mevsimsel döngülere göre o köşe veya bu köşede devam
edebilmesine, sabit yemek, yatak veya oturma odasının olmamasıyla büyük bir özgürlük de sağlıyor
kullanıcıya.
Bu esnekliği ve doğayı içeri alma durumunu, kamusal ve özel mülkiyet sınırlarını belirsizleştirmeyi
konutlar, ofisler, çarşılar, müzeler… hemen hemen bütün işlerinde gördük:
* Mesleğinin başında henüz bina tasarlamıyor, iç mekan ve stand tasarımları yapıyorken gerçekleştirdiği
NewYork Güzel Sanatlar Müzesi bünyesinde Alvar Aalto Sergisi. (1986), Tokyo. Serginin sökülüp
takılma ve malzemenin geri dönüşümü fikri ilk olarak burada çıkıyor. Bütçe kısıtlaması ahşabı
sevecenlikle kullanan Finli mimarın mobilyalarını sergilerken de ahşap kullanmasını engelliyor, onun
yerine kağıt tüplerin ilk kullanımına yol açıyor.
* Mobilya Evler, Furniture House, (1995), Yamanashi, Japonya. Bu tür konutlarda beton temel, kolon
ve duvar yok. Bütün yapı elemanları sunta levhalardan kat yüksekliğinde imal edilip, içi izole edilerek
(kitap kutusu gibi) şantiyeye geliyor. Her birim hem yapı elemanı, hem de dolap, raf gibi iç hacim
elemanı olarak kullanılıyor.
* Yine sunta yonga levhadan bir diğer örnek ev. (1996), Kanagawa, Japonya. Ahşap karkas olmadığı,
sadece sunta yonga levhalar kullanıldığı için çok ekonomik.
* Konteyner Müze , Nomadic Museum Santa Monica (2006), Los Angelos, ABD.Kanadalı bir
fotoğrafçının işleri için gezici sergi. Konteyner boyutları dünyanın her yerinde aynı ve her yerde
bulunabiliyor, onun için sergi söküldüğünde başka bir yerde de kurulabiliyor. Orijinali New York’ta 200m.
olarak kurulan müze, Santa Monica Okyanus kıyısına geldiğinde 100er metrelik iki kola bölünmüş, iki
hacim arası sinema salonu veya müze dükkanı olarak kullanılmak istendiğinde üstü membranla örtülerek
kapalı alan yaratılmış. Sergi daha sonra Güney Kore’ye Olimpiyat Parkına götürülmüş.
* Perdeli Ev, Curtain Wall House (1995), Tokyo, Japonya. Mies van der Rohe’dan etkilendiğini belirttiği
bu konut yerden kopuk, tamamiyle kullanıcının özel yaşam biçimine uygun bir yapı. ‘’Japon usulü’’
giydirme cephede gerçek bir perde mahremiyet ve gölge sağlıyor.
* Lineer Konut, 2/5 House, (1995) Hyogo, Japonya. Dikdörtgen plan yapısındaki arsa lineer 5 bölgeye
ayrılarak, kapalı alanlar yine yatay sürme kapılarla iç avlular ile bütünleşiyor.
* Resim Penceresi Evi, Picture Window House, (2002), Shizuoka, Japonya. Hep resim çerçeveleri kare
olur ya, işte bu konutun cephesi bütün bir karenin içine yerleştirilmiş. Okyanus manzarasını
20mx2.5m’ye çerçeveleyen bir yapısı var.
* Yine Mies van der Rohe’un Barselona pavyonundan esinlenen duvarsız bir konutu. Wall Less House
(1997), Nagano, Japonya. Yapının çevre duvarlarının olmadığını- bu arada banyo ve tuvaletin de- camla
kaplı olduğunu hatırlatalım.
* 9 Kare Gridli Ev, Nine Square Grid House, (1997) Kanagawa, Japonya. Mobilya evin yapı
elemanlarının çelikten yapılmışı. Her kare grid sürme kapılarla bölünebilip, esnek ve çoklu kullanıma
imkan veriyor.
* Kağıt Sanatı Müzesi, Paper Art Museum, (2002), Mishima, Schizuoka, Japonya. Tüm cepheler
fiberglas panellerle kaplı. Ana giris kapısı yine sürme, iç mekan dış hacim bütünlüğü bununla sağlanıyor.
Güney cephesinde katlanabilen ve istiflenen gölgelikler var. Bu cephedeki sürme kapılar yukarı doğru
açılarak veranda oluşturuyor.
*GC Nagoya, (2004), Japonya. Bir diş fakültesi ve hastanesinin bahçesinde bulunan bu merkezin,
öğrenciler ve öğretmenlerin kullanımında iç-dış mekan bütünlüğünü sağlamak amacıyla yine istiflenen
cam kepenklerle çözümü, üç kat yüksekliğindeki iç avluya ferahlık getiriyor.
* Swatch Grup Merkez Binası, Nicolas G. Heyak Center, (2007), Tokyo, Japonya. Swatch grubun
Japonya merkezi için yapılmış, Ginza caddesindeki bu dar cepheli binanın giriş katında ‘’kapıdan’’ girince
bütün
katları
algılanabiliyor.
Cephede 4 kat yüksekliğinde cam kepenkler var, kaldırıldığında, cadde ile birleşen iç hacimde her
markanın bulunduğu katlara doğrudan çıkan ayrı asansörlere ulaşılıyor. Kamusal alanla özel mülkiyet
sınırlarının kamusal yönde zarifçe çizildiği güzel bir yapı.
*Çıplak Ev, Naked House, (2000), Saitama, Japonya. ‘’Mekan içinde mekan’’ kavramına güzel bir örnek.
Evin içindeki mahremiyet sınırlarının genişletildiği, büyük hacmin içinde çayevi (tatami house) ve yatak
evi olan iki küçük tekerlekli klübecik olarak yer alıyor. Bunlar evin içinde mevsime ve ışığa yönelik yer
değiştirebiliyor. Yapı iki tabakalı, plastik katkılı, güçlendirilmiş fiberden oluşuyor. Hafif, geçirgen yapısıyla
nehir kenarına konuvermiş gibi. Đç duvarlar ahşap karkasa bağlanmış naylon kumaş tekstür ile
kaplanmış.
*Osaka Ofis Binası, GC Osaka Building (2000), Chuo, Osaka, Japonya. 6 katlı ahşap ofis binası. Yangın
bariyeri tasarımı da dedikleri 25mm+25mm özel levhalar, çelik konstrüksüyon kaplaması olarak
kullanılmış. Ahşap konstrüksüyonun aynı zamanda bitirme elemanı olarak da kullanıldığını, cephenin ise
cam giydirme olarak bütün strüktürü ve yapı elemanlarını dışa yansıttığını görüyoruz.
*
IMAI
Gündüz
Bakımevi,
Imai
Hospital
Daycare
Center
(2001)
Odate,
Akita,
Japonya.
Lamine ahşap strüktür üzerine alüminyum çatıdan oluşan iki katmanlı çocuk yuvası. Đki katman arasından
günışığı sızıyor. Çatı özellikle çok kar alan bölgede yüksek eğimde tasarlanmış.
*IMAI Lisesi, Atsushi Imai Memorial Gymnasium, (2002), Odate, Akita, Japonya. Bu yapıda da yine
lamine ahşap kirişler yay şeklinde kullanılmış. Binanın gövdesi toprağa gömülü, sadece çatısı dışardan
algılanıyor. Đki katmanlı 20 m.lik oval çatıdan süzülen günışığı yüzme havuzunu aydınlatıyor.
*
Pompidou
Kültür
Merkezi,
Center
Pompidou,
(2009)
Metz,
Fransa.
Çinli hasır şapkalarından ve hasırın örgü biçimiyle ortaya çıkan heksagon form kullanılarak tasarlanmış
hafif çatılı yapı.
* Đrtibat ofisi , Office in Center Pompidou, (2004), Paris Fransa. Metz’deki merkezi tasarlayan ekibin
çalışması için Pompidou (Beabourg) Kültür merkezinin 6. katına, Hannover fuarında da kullandığı
teknikle, kağıt tüp konstrüksüyonuyla yine öğrencilerin bizzat inşa ettikleri 34.5m uzunluğunda, 3.5 m
eninde yapı. Çatı örtüsü poli tetraflora etilen.
*Odawara Salonu, Odawara Hall (1990), Kanagawa, Japonya. Odawara belediyesinin 50. yılı için
tasarlanmış mukavva tüp strüktürlü yapı, her biri 50 cm çapında, 15 cm et kalınlığı ve 8 m. Yüksekliği
olan 330 tüp kolondan oluşuyor. Tüplerin sadece biri 120cm çapında, dinlenmeye ayrılmış odacık. Tüp
kolonların arasındaki boşluklardaki şeffaf naylon kaplamalar günışığını içeriye süzdürüyor. Çatı çelik.
* Issey Miyake Galerisi, Miyake Design Studio Gallery, (1994), Shibuya, Tokyo, Japonya.
Yine mukavva tüplerden oluşan bu yapı, gerekli yangın ve su testlerinden geçerek 1997’de kalıcı kullanım
izni almış.
* Haftasonu Evi, House of Double Roof (1993) Yamanashi Japonya. Japonyanın oldukça karlı bu
bölgesinde kar yükü ve ısı kontrolü için çift çatı yapılmış. Hafta sonları vakti olmadığı için hiç
gidemediğinden yakındığı bu evde oturma ve yatma mekanları geniş teraslarla birbirine bağlanıyor.
*Japon Pavyonu, Japon Pavillon,Expo 2000, Hannover, Almanya. Her ahşap ve kağıt strüktürüne
olduğu gibi bu ilginç yapısına da Alman yangın standartlarına uygun testleri yaparak izin almış Shigeru
Ban. Çatı örtüsünün de kağıt ve üzerinde yangın korumalı ikinci katman olarak pvc benzeri su geçirimsiz
örtü (kargo şirketlerinin de kullandığı) olduğunu belirtmekte fayda var. Beton temelin yerini içi kumla
doldurulmuş çelik kutular almış.Bütün yapı 6 ay sonra sökülünce artık malzemenin geri dönüşebilmesi
esasına göre tasarlanmış.
*Canlandırma Merkezi, Institute, Centre D’interpretation du Canal de Bourgogne, (2005), Pouilly-enAuxois, Fransa. Lyon yakınlarında bulunan bu kanal üzerinde arkaik bir geminin korunağında ahşap
strüktür hafif örtü çatı yapıyı oluşturuyor. Đçinde küçük bir müzenin de olduğu sergi mekanında ise hafif
metal konstrüksüyon hem çatıyı taşıyor, hem de sergi elemanı olarak işlev görüyor.
*Rwanda Geçici Barınakları, Paper Emergency Shelters for UNHCR, (1999) Byumba Mülteci Kampı,
Ruanda. 1994’de Ruanda’da başlayan iç savaşın (Tutularla Hutsiler arasında) ardından yaklaşık 2 milyon
insan yerinden yurdundan olmuştu. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin bölgeye naklettiği
plastik kaplı alüminyum direkli çadırlar, değerli alüminyum parçaları satıldığı için ancak çevredeki ağaçlar
kesilerek elde edilen dikmelerle ayakta durabiliyordu. Bu ormanı zaten az bölge için tehlikeliydi. Daha
ucuz ve yerinde imal edilen ve nakliye gerektirmeyen kağıt boru tüplü örnekler denendikten sonra 50
adedi kampa kuruldu.
*Deprem Barınakları, Paper Log Houses, Kobe, Japonya (1994), Kaynaşlı, Türkiye (2000), Bhu,
Hindistan (2001). Her üç deprem sonrasında insanların aileleriyle barınacakları deprem konutları yerel
malzemeler
kullanılarak
tasarlanmış,
öğrencilerle
birlikte
inşa
edilmiştir.
Temel ve subasman yerine bira kasaları, olmadığı yerde plastik kutular içleri toprak ve kum sıkıştırılarak
kullanılmış, ana strüktürde kağıt tüp, çatı örtüsü pvc ve bambu kullanılmıştır. Đzolasyon için tüplerin
arasına sünger bant çekilmiştir. Hindistan’da ise yıkılan bina molozları sıkıştırılarak temel olarak
kullanılmış, döşemede çevredeki çamur kullanılmıştır. Çatıyı yöresel örgü battaniyeler kapatmış, bambu
alınlıklar hava sirkülasyonunu sağlamıştır.
*Tsunami Konutları, Tsunami Reconstruction Project, (2005), Krinda, Sri Lanka. 26 Aralık 2004
Sumatra depreminden sonra oluşan tsunami felaketi ile evlerini kaybedenlere konut projesi. Proje
tamamı iki odadan oluşan 67 konutla 1 cami ve ağaç plantasyon tesislerini kapsıyor. Her konut katlanır
kapılar ve üzeri çatıyla örtülmüş verandalarla mahremiyetini koruyor. Ana yapı malzemesi yöre
çamuruyla oluşturulan kil blok duvarlar, yöre ağaçları ve bambular.
*Kağıt Kilise, Paper Church (1995-2005), Nagataku, Kobe, Japonya. 1995 Kobe depremiyle yıkılan
kiliseyi, yapılan bağışlarla 160 kişi gönüllü olarak çalışarak 58 adet kağıt tüp boruyla yeniden oluşturmuş.
10x15mlik oval plan barok esinli.(Bernini) Kağıt tüpler sıkıştırılmış polikarbonat ile kaplanmış. Kilise
2005te sökülerek Tayvan’da yeniden kurulmak üzere gönderilmiş.
* Çin’de Đlkokul, Chengdu Elemantary School, (2008) Chengdu, Çin. Shigeru Ban’ın son olarak
gösterdiği örnek yine bir felaket bölgesinden. Geçen seneki Çin depreminden sonra yıkılan pek çok konut
ve barınağın yanı sıra eğitim binaları da yok olmuştu. Chengdu’da kurulan ilköğretim binası da bunlardan
biri. Yine hafif ahşap ve kağıt tüp boru konstrüksiyonun imdada yetiştiği, maliyet ve sürat açısından çok
elverişli olduğu bir örnekti bu.
Mimarlığın kentlere ve ülkelere ikonlar yaratmak değil, farklı insanlık durumlarına da cevap verebilmek,
deprem, tsunami gibi doğal afetler ve ırkçı katliamlar gibi insan yapımı felaketler sonrası evlerini,
barınaklarını kaybeden mültecilere, kısa sürelerde, elde, etrafta ne malzeme varsa onunla barınma,
ibadet etme gibi ihtiyaçları karşılayabilmek olduğunu da gösterdi. Üstelik bunu yaparken mimarın estetik
yaratıdan ödün vermesine gerek olmadığına, tam tersi kağıt tüplerlerle de, sunta levhalarla da çok şık
mekanlar ve yapılar olabileceğini, insanın yaşam kalitesini artırmanın mümkün olduğunu kanıtladı bizlere.
Shigeru Ban bir yıldız mimar değil, olmak da istemiyor ancak konferanstaki genç dinleyici yoğunluğu,
insana odaklanan ve insanın ihtiyaçlarına doğru cevaplar verebilen mimarların “ikonlaştığını” gösteriyor.