TC MALİYE BAKANLIĞI Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel

Transkript

TC MALİYE BAKANLIĞI Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü
Sayı : 26660611-640-[15189]-4722
Konu : Hukuk Davalarının Takibi
16/03/2015
İÇ GENELGE
(2015/3)
Mevzuatta yapılan değişiklikler ve Bakanlığımıza intikal eden dosyalardan tespit
edilen bir kısım aksaklıkların giderilmesi, uygulamada birliğin sağlanması ve birden fazla
İç Genelge ile düzenlenen hukuk işlerinin tek bir genelgede toplanması amacıyla hukuk
davalarının takibi ile ilgili İç Genelge çıkarılması gerekli olmuştur.
I-HUKUK DAVALARININ AÇILMASINDA, SAVUNULMASINDA VE TAKİBİNDE
YAPILACAK İŞLEMLERE DAİR GENEL ESASLAR
A-DAVALARIN AÇILMASI VE TAKİBİ
1) Bilindiği üzere, 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel
Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde
Kararnamenin “Davaların Açılması” başlıklı 8 inci maddesinde yer alan; “İdareler adına
dava açma veya icra takibine başlama talebi, üst yönetici veya iş ve işlemle ilgili merkez
veya taşra birim amiri tarafından yapılır. Merkez veya taşra birim amirince yapılan talep
üzerine davayı açmakla yetkili ve görevli olanlarca, maddi ve hukuki sebeplerle dava
açılmasında kamu menfaati bulunmadığı yönünde görüş belirtilmesi halinde, üst
yöneticinin talimatına göre işlem yapılır.” hükmü davaların açılması veya icra takiplerine
başlanmasına ilişkin yetkiyi düzenlemekte olup bu yetki, üst yönetici veya iş ve işlemle
ilgili merkez veya taşra birim amirine verilmiştir.
Merkez ve taşra birim amirince yapılan talep üzerine, hukuk birimlerince maddi ve
hukuki sebeplerle dava açılmasında kamu menfaati bulunmadığı yönünde görüş
belirtilmesi halinde üst yöneticinin talimatına göre işlem yapılacaktır.
KHK’nın 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında genel bütçeli
diğer kamu idareleri ile özel bütçeli idareler tarafından Bakanlığımız merkez ve taşra
birimlerine dava açılmak veya icra takibine başlanılmak üzere gönderilen işlerde, maddi
ve hukuki sebeplerle kamu menfaati bulunmadığının anlaşılması halinde dava
açılmasından veya icra takibi yapılmasından vazgeçme yetkisi ilgili idarelere aittir. Zira,
henüz dava ve icra takibine başlanılmamış olduğundan KHK’nın 11 inci maddesinin
dördüncü fıkrasının uygulanması söz konusu değildir. Bu aşamada yetki KHK’nın 8 ve 11
inci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında ilgili idareler tarafından kullanılacaktır.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
Dava açılmak üzere bilgi ve belgeler muhakemat müdürlüğü veya Hazine
avukatlığına intikal ettirildiğinde, maddi veya hukuki sebeplerle dava açılmasında ve icra
takibinde fayda görülmeyen hallerde sebepleri belirtilmek suretiyle hak düşürücü süre ve
zamanaşımı süreleri dikkate alınarak ilgili idaresi ile yazışma yapılmak suretiyle, 659
sayılı KHK’nın 8 ve 11 inci maddeleri gereğince vazgeçme konusunda idarenin
vazgeçmeye ilişkin açık görüşü alınmalı, ilgili idaresince dava açılmasında ısrar edilmesi
halinde derhal dava açılmalı, vazgeçilmesinin uygun görülmesi halinde ise yapılacak
işlemi olmayan dosya saklıya alınmalıdır.
Muhakemat müdürleriyle, Hazine avukatları ve daire amirleri müddetli işlerde
hakkın düşmesini önleyecek tedbirleri almakla mükelleftirler.
2) Dava açılmasından önce veya dava esnasında delillerin tespitini istemekte
fayda görüldüğü ve/veya zorunluluk bulunduğu durumlarda 6100 sayılı Hukuk
Muhakemeleri Kanununun (HMK)400-403 üncü maddeleri uyarınca “delillerin tespiti”
yaptırılmalıdır.
3) İdarenin davalı olması halinde, savunmaya esas bilgi ve belgeler tam ve doğru
olarak gönderilmemiş ise, ilgili idareden derhal gerekli bilgi ve belgeler istenilmeli, temin
edilemediği durumlarda, HMK’nın 127 nci maddesi uyarınca mahkemeden ek cevap
süresi talep edilmelidir.
4) 659 sayılı KHK’nın 8/2 maddesi gereğince; dava açılmasını veya icra takibine
başlanılmasını isteyen idare veya birim, dava açılması talebi ile birlikte davaya dair bilgi
ve belgeleri zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri dikkate alarak hukuk birimine
göndermek zorunda olduğundan, süresinde gönderilmeyen veya eksik ya da yanlış
gönderilen bilgi ve belgeden kaynaklanan sorumluluk bunu gönderen idare veya birime
ait olup, bu konuda ilgili idare ve birimler uyarılmalıdır.
5) Davanın niteliğine göre ortaya çıkabilecek zararların önlenmesi ve ileride
telafisi güç durumların ortaya çıkmasına meydan verilmemesi için, gerekli durumlarda
mahkemeden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmeli ve verilecek kararın infazı
(taşınmazlara ilişkin tedbir kararının tapu kütüğüne işlenmesi) sağlanmalıdır.
6) Davalara karşı cevaplar, etraflı ve gerekçeli olarak emsal nitelikte mahkeme
kararları ile Yargıtay içtihatlarına da yer verilmek suretiyle hazırlanmalıdır.
7) Davaların keşiflerinde hazır bulunulmalı, mahalli bilirkişi, fen bilirkişisi ve
tanıklara idare lehine olan soruların sorulması mahkemeden talep edilmeli, keşif
zabıtlarından, düzenlenen krokilerden örnek alınarak takip dosyasına konulmalı, tebliğ
edilecek bilirkişi raporlarına karşı, ilgili idarenin görüşü de alınmak suretiyle süresi
içinde mahkemesine beyanda bulunulmalı, idaresinden görüş alınmadan Genel
Müdürlüğümüzden görüş istenilmemeli, duruma göre mahkemesinden, ek rapor
alınması veya yeniden keşif yapılması ve rapor düzenlenmesi talep edilmelidir.
8) Davaların takibi sırasında karşı tarafça iddia ve savunmanın genişletilmesi
yönünde yapılacak yeni taleplere muvafakat edilmemelidir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
9) Bakanlığımızdan görüş talepleri için, dosyalar gönderilmeden önce varsa
eksik bilgi ve belgeler tamamlanmalı ve müdürlük/Hazine avukatlığı görüşleri ile
birlikte dosyalar gönderilmelidir.
10)
Aleyhe
sonuçlanan
iş
mahkemesi
kararlarının,
muhakemat
müdürlüğüne/Hazine avukatlığına tebliğini müteakip davacı/alacaklı veya vekilinin ödeme
talebi beklenmeksizin karar örneği ilgili idaresine gönderilmelidir.
B- DAVALARIN AŞAMALARINDAN BİLGİ VERİLMESİ
Davaların karar, temyiz sonucu ve kesinleşme aşamalarından; ilgili idaresine ve
Bakanlığımız tarafından takipli işlerde idaresine bilgi verildiği de belirtilmek suretiyle
Bakanlığımıza kararlar eşliğinde bilgi verilecektir.
C- DAVALARIN SONUÇLANMASI HALİNDE YAPILACAK İŞLEMLER
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi Harçlarda Ödeme Zamanı” başlıklı 28 inci
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “... Bakiye karar ve ilam harcının
ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun
yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.” şeklindeki hüküm uyarınca, Hazine
aleyhine açılan ve Hazine lehine sonuçlanan ancak davacısı tarafından tebliğe
çıkartılmayan kararların tebliği ve bu kararlar hakkında yapılacak işlemler için davacı
tarafından kararın tebliğe çıkartılmasının beklenilmemesi, Hazine lehine olan işlemlerin
avukatlarımızca yerine getirilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 492 sayılı Kanunun harçtan müstesna işlemler başlıklı 13 üncü
maddesinin (j) bendi hükmüne göre Hazine harçtan muaf olduğundan Hazineye harç
yüklenip yüklenmediği, karşı tarafa yüklenen harcın yasaya uygun olup olmadığı
hususları incelenmeli, yargılama gideri ile avukatlık ücreti hesaplarının doğru yapılıp
yapılmadığı kontrol edilmeli, faiz talebinin tam ve doğru olarak karşılanmış olmasına
dikkat edilmeli, tespit edilecek noksanlık ve yanlışlıklar temyiz sebebi yapılmalıdır.
D- KARARLAR HAKKINDA KANUN YOLUNA MÜRACAAT VEYA VAZGEÇME
İŞLEMLERİ
1) Tamamen veya kısmen Hazine veya ilgili idare aleyhine verilen kararlar
hakkında kanuni süreleri içinde kanun yollarına müracaat edilmesi zorunludur.
2) İdare aleyhine sonuçlanan kararlara karşı kanun yollarına müracaat
edilmesinde, maddi veya hukuki sebeplerle yarar bulunmaması halinde, 659 sayılı
KHK’nın 11 inci maddesi hükmü gereğince yetkili makamdan izin alınmak suretiyle kanun
yollarına müracaattan vazgeçilebilecektir.
3) Kanun yoluna başvurulmasından vazgeçilmesi teklif olunan dosyalarda,
Hazine/İdare hak ve hukukunun korunması yönünden vazgeçmeye ilişkin işlem
sonuçlanıncaya kadar yasal süresi içinde kanun yoluna başvurulması, vazgeçme teklifi
üzerine verilecek karara göre hareket edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde sorumluluk
ilgili Avukata ait olacaktır.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
4) Davaların niteliğine göre kanun yoluna müracaat sürelerinin farklılığı dikkate
alınarak, kararlar hakkında işlem yapılmalıdır.
5) Bir hükmün temyizi kural olarak icrayı durdurmaz. (HMK m.367). Kural bu
olmakla beraber, taşınmazlar üzerindeki ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin
hükümler kesinleşmedikçe icra olunamazlar. Bu ve benzeri istisnai durum dışında kalan
hükümler, temyiz talebine rağmen icra kabiliyetini haizdir. Bu nedenle, Hazine veya diğer
idareler aleyhine verilen kesinleşmeden infaz edilebilecek kararlara karşı kanun yoluna
müracaat esnasında "İcranın geri bırakılması (tehir-i icra)” talebinde bulunulmalıdır.
6) Genel Müdürlüğümüz taşra teşkilatı tarafından takip edilen davalarda, 2004
sayılı İcra ve İflas Kanununun 36 ncı maddesi hükmü uyarınca gönderilen mehil
vesikalarına istinaden Yargıtay ilgili dairelerinden icranın geri bırakılması kararları Adalet
Bakanlığı UYAP sistemi üzerinden yürütüldüğünden, mehil vesikalarının mahkeme
dosyasıyla birlikte Yargıtay’a intikali sağlanmalı, mahkeme dosyasının Yargıtay’a
gönderilmiş olması durumunda ise mehil vesikasının Yargıtay ilgili hukuk dairesine
gönderilmesi mahkemesinden talep edilmelidir.
E- TEMYİZ İNCELEMESİ DURUŞMALI OLAN DOSYALARDA YAPILACAK
İŞLEMLER
1) Dava dosyalarının, Yargıtay’ın ilgili Dairesinde yapılacak duruşmalarına katılma
yetkisi, Genel Müdürlüğümüz merkez kadrosunda görevli Hazine avukatlarındadır. Genel
Müdürlüğümüzce görevlendirilme durumu dışında, mahalli mahkemelerde davayı takip
eden il/ilçe Hazine avukatı ya da daire amirlerinin Yargıtay duruşmasına katılma yetkisi
bulunmadığı bilinmelidir.
2) Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasında fayda görülmesi halinde;
Hazinece bozma isteniyorsa temyiz dilekçesinde, onama isteniyorsa temyize cevap
dilekçesinde duruşma talebine yer verilmelidir.
3) Duruşmalı temyiz edilen dosyalarda Yargıtay duruşma gününün tebliği
sonrasında vakit geçirilmeksizin dava takip dosyalarındaki keşif zaptı, bilirkişi
raporu, tanık ifadeleri, kadastro tutanağı, tapu kaydı vb. bilgi ve belge
eksikliklerinin giderilmesi suretiyle dosyaların Bakanlığımıza gönderilmesine
dikkat edilmelidir.
4) Duruşması yapıldıktan sonra mahalline iade edilen dosyalar Genel
Müdürlüğümüzce de izlendiğinden, tekide mahal bırakılmadan tebliğ alınacak Yargıtay
kararından örnek gönderilmelidir.
F- KARARIN KESİNLEŞMESİ ÜZERİNE YAPILACAK İŞLEMLER
1) Hazine/idare aleyhine sonuçlanan ve konusu para alacağı olan
davalarda; karar örnekleri (varsa Yargıtay onama ilamı ile birlikte) gereği için ilgili
idaresine, bilgi için Bakanlığımıza gönderilmeli, ayrıca, davacı/alacaklı veya vekili
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
tarafından icra takibine başlanılmayıp ödeme için başvurulduğunda gecikmeye mahal
verilmeden idaresine bilgi verilmelidir.
Hazine aleyhine icra takibi başlatılmış ise, şikâyeti gerektiren bir husus
bulunduğunda gereği yapılmalı, aksi takdirde icra emri derhal ilgili İdareye
gönderilmelidir.
2) Hazine/idare lehine alınan ilamların (yasa gereği kesinleşmesi zorunlu olanlar
hariç) kesinleşmeleri beklenilmeksizin icraları sağlanmalı, teminat alınmış ise bu
teminatlar nakde çevrilmelidir.
3) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, bu karar verildiği anda
kesin ise bu tarihten, süresi içinde temyiz edilmeyerek kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği
tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden
itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurularak, dava dosyasının görevli
ya da yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmelidir.(HMK m.20)
Aksi takdirde dava açılmamış sayılacağından, herhangi bir hak kaybına ve
sorumluluğa neden olunmaması için süresinde işlem yapılmasına dikkat edilmelidir.
II- ÖZELLİK ARZ EDEN DAVALARIN TAKİBİNDE DİKKAT EDİLECEK
HUSUSLAR
A-TAŞINMAZA İLİŞKİN DAVALAR
1) Taşınmazın aynına ilişkin olarak Bakanlığımızı/Hazineyi temsilen dava açılmak
üzere gönderilen bilgi ve belgeler esas alınarak dava açılmasının gerekip gerekmediği,
gönderilen belgelerin dava açmaya yeterli olup olmadığı incelenmeli, eksiklik bulunması
halinde bilgi ve belgeler zamanaşımı ve hak düşürücü süreler göz önünde
bulundurularak Milli Emlak birimi veya ilgili idaresinden istenilmeli, eksikliklerin
tamamlanmasını müteakip gerekli dava açılmalıdır.
2) İdarelerce gönderilen bilgi belgelerden taşınmazın orman ile ilişkisinin tespiti
halinde; 6831 sayılı Orman Kanununun 6 ncı maddesi uyarınca ormanlara ilişkin iş ve
işlemlerin yürütülmesinde öncelikli görevin Orman Genel Müdürlüğüne verilmiş olması
nedeniyle, bu kapsamdaki davalar orman teşkilatınca yürütülmesini teminen mahalli
orman teşkilatına, bulunmaması halinde Orman Genel Müdürlüğüne intikal ettirilmelidir.
3) Hazine aleyhine açılan davaların takibi için gönderilen dava dilekçeleri ve ekleri
incelenerek, dava konusu taşınmaza ilişkin idari tahkikat yapılması ve yapılacak
inceleme sonucunda gerekli olan her türlü evrakın davaya cevap süresi içinde ve cevap
vermeye yetecek zaman içinde gönderilmesi milli emlak biriminden veya ilgili idaresinden
istenmeli ve yasal süresi içinde davaya cevap verilerek dava takip edilmelidir.
4) Toplanan bilgi ve belgeler sonucunda dava açılmasında Hazine/İdare menfaati
olmadığı değerlendiriliyor ise, 659 sayılı KHK’nın 8 ve 11 inci maddeleri gereğince ilgili
idaresinden vazgeçme oluru alınmalıdır.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
5) Keşiflerde hazır bulunularak mahkeme heyetince yapılan işlemler ve dinlenen
teknik ve yerel bilirkişiler ile tanık beyanları hakkında beyanda bulunulmalı ve özellikle
taşınmaza ilişkin gözlemlerin keşif tutanağına geçirilmesi hususuna dikkat edilmelidir.
6) Taşınmaza ilişkin davalarda keşifte belirlenecek dava değerine göre eksik
harcın ikmali talep edilmelidir.
7) Taşınmaza ilişkin tapunun iptal edilerek Hazine adına tescil edilmesi veya tespit
harici bırakılması ya da sınırlandırılması istemi ile açılacak davalarda; dava dilekçesinde
mutlaka ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenilmeli, alınacak ihtiyati tedbir kararının tapuda
derhal infazı sağlanmalıdır.
Hazine tarafından açılacak bu tür davaların lehe sonuçlanması halinde
uyuşmazlık konusu taşınmazın el değiştirmesinin önlenmesini teminen kesinleşme
şerhini taşıyan kararın tasdikli bir örneği, en kısa sürede tapuda infazı sağlanmak
üzere mahalli milli emlak birimine, karar taşınmazın tamamının ya da belirli bir
kesiminin orman niteliği ile Hazine adına tesciline ilişkin ise; tasdikli birer örneği aynı
zamanda Orman İdaresine de gönderilmelidir.
8) Mahkemeden İİK 28 inci maddesi hükmüne göre ilamların tapu dairesine
gönderilmesinin sağlanması istenmelidir.
9) 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 30 uncu maddesi gereğince, Vakıf yoluyla
meydana gelip de her ne suretle olursa olsun Hazine, belediye, özel idarelerin veya köy
tüzel kişiliğinin mülkiyetine geçmiş vakıf kültür varlıkları mazbut vakfına devir
olunacağından, yerel Milli Emlak birimince, bu tür taşınmaz malikleri ile ilgili olarak
kayyım tayini ya da gaiplik ve Hazine adına tescil davası açılmasının istenilmesi halinde,
659 sayılı KHK gereğince dava açılmasından vazgeçilmesi hususunda ilgili birim ile
yazışma yapılmalı ve ilgili bilgi ve belge örnekleri gereği yapılmak üzere Vakıflar
İdaresine iletilmelidir.
10) HMK gereğince açılmamış sayılmasına karar verilen "senetsizden tescil"
davalarının konusu olan taşınmazların, Hazine ile bir ilgisinin bulunup bulunmadığı
araştırılarak Hazine adına tescil davası açılıp açılmayacağı hususu, milli emlak
biriminden sorulmalı ve alınacak cevaba göre işlem yapılmalıdır.
11) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713 üncü maddesi uyarınca, Hazine
aleyhine açılan tescil davalarında aynı maddenin altıncı fıkrasında yer alan “Davalılar ve
itiraz edenler, aynı davada kendi adlarına tescile karar verilmesini isteyebilirler.” hükmü
gereğince, dava dilekçesi ve varsa ekleri Milli Emlak yerel birimine gönderilerek davaya
konu taşınmazla ilgili idari tahkikat yapılarak sonucunun bildirilmesinin istenilmesi,
sonucuna göre cevap dilekçesinin hazırlanması, davacı tarafın delilleri toplanarak
davaya konu taşınmaz başında keşif yapıldıktan sonra keşifte dinlenen tanık ve mahalli
bilirkişi beyanları, teknik ve fen bilirkişi raporları vb. toplanan tüm delillerin eksiksiz olarak
titizlikle incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda davaya konu taşınmaz üzerinde
davacı ve varsa itiraz eden taraf lehine kazandırıcı zaman aşımı yolu ile mülk edinme
koşullarının oluşmadığı kanaatine varılması halinde, taşınmazın Hazine adına tescilinin
talep edilmesi gerekmektedir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
12) Kayyım tayini talebi ile açılan davalar sonucunda aleyhe verilen kararlara
ilişkin olarak temyizden vazgeçme teklifleri, (henüz Hazineye intikal etmiş bir
malvarlığından söz edilemeyeceğinden) kayyımlık makamına yapılmalı ve verilecek
talimat doğrultusunda işlem yapılmalıdır.
B- ECRİMİSİLİN GENEL MAHKEMELERDE İSTENİLMEMESİ
2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesinde; “Devletin özel
mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz mallar ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü ile idare ve temsil ettiği mazbut vakıflara ait taşınmaz malların, gerçek ve
tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagilden, ...komisyonca takdir ve tespit edilecek
ecrimisil istenir. Ecrimisil talep edilebilmesi için, Hazinenin işgalden dolayı bir zarara
uğramış olması gerekmez ve fuzuli şagilin kusuru aranmaz. Ecrimisil fuzuli şagil
tarafından rızaen ödenmez ise, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren,
işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edilir. Aksi
halde ecrimisil alınır...”hükmü yer almaktadır.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1984 tarihinden itibaren 2886 sayılı Kanunu
75 inci madde hükmü çerçevesinde komisyonca takdir ve tespit edilecek ecrimisilin fuzuli
şagilden tahsil edilmesine esas olmak üzere Hazinece istenilmesi yeterlidir, ayrıca dava
açma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Kanunun 75 inci maddesi hükmüne göre Hazinece talep edilen ecrimisil
alacaklarının; tahakkuk aşamasında fuzuli şagil tarafından idare mahkemesine, tahsil
aşamasında da vergi mahkemesine başvurulmak suretiyle uyuşmazlık çıkarılması
halinde bu uyuşmazlıklara idare ve vergi mahkemelerinde bakılacak ve bu
mahkemelerde usul hukukunun davacıya yüklediği külfetlere davalı Hazine değil, davacı
fuzuli şagil katlanmak zorunda kalacaktır.
Öte yandan Kanunun 75 inci maddesi hükmüne göre Hazinenin ecrimisil talep
edebilmesi için; Hazinenin işgalden dolayı bir zarara uğramış olması gerekmediği gibi
fuzuli şagilin kusurlu olup olmadığının araştırılmasına da gerek bulunmamaktadır. Oysa
haksız işgalin haksız eylem niteliğinde olması nedeniyle genel mahkemelerde açılacak
ecrimisil davalarında mahkemece, fuzuli şagilden ecrimisil tahsiline karar verilebilmesi
için Hazinenin, işgalden ötürü zarara uğradığını ispat etmesi gerekeceği gibi ayrıca
davalının (fuzuli şagilin), Hazinenin zarara uğramasına kusurlu davranışıyla sebep
olduğu olgusunun da gerçekleşmiş olması gerekecektir.
2886 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra adli yargı yerinde açılan davalarda,
dava tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık süreye ilişkin olarak ecrimisil istenebilirken,
2886 sayılı Kanununun 75 inci madde hükmüne göre Hazinenin talep tarihinden itibaren
geriye doğru 10 yıllık ecrimisil talep etmesi mümkündür.
Bu nedenle; Hazine taşınmazlarının fuzuli işgali nedeniyle Defterdarlık Milli Emlak
Müdürlükleri/Malmüdürlükleri tarafından fuzuli şagilleri aleyhine ecrimisilin tahsili için adli
yargı yerinde dava açılması talep edildiğinde; 2886 sayılı Kanunun 75 inci maddesi
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
çerçevesinde tahsili yoluna gidilmesi gerektiğinden bahisle konunun bir kez daha
değerlendirilmesi istenilmeli, anılan Müdürlükler tarafından gerekçeleri de belirtilerek
dava açılmasında ısrar edilmesi halinde dava açılmalıdır.
C- RÜCU DAVALARI
659 sayılı KHK’nın 5 inci maddesinin 1/b fıkrası uyarınca, İdareler, muhakemat
hizmeti ihtiyacı duymaları halinde Bakanlığımızdan hizmet talep edebilmektedirler.
Yargı kararları gereğince ödenen tazminatlar nedeniyle meydana gelen
Hazine/İdare zararının tazminine ilişkin rücu davası açılabilmesi için, zararın miktarı ile
sorumlu kişi/kişilerin kimlik bilgileri ve tebligata yarar en son adreslerinin idarelerce
bildirilmesi gerekmektedir. Bu hususlar yerine getirilmeden Hazine avukatlarının
görevinin başladığından söz edebilmek mümkün değildir.
Hazine avukatlarınca takip edilen davalarda mahkemeler tarafından verilen
kararlar gereğince Bakanlığımız veya idareler tarafından yapılan ödemelerden dolayı
rücu edilmesini gerektiren bir durum bulunması halinde, mahkeme kararları eşliğinde
idaresine bilgi verilmesine ilişkin yazılarda; “Mahkeme kararı gereğince yapılacak
ödemeler nedeniyle meydana gelecek Hazine/İdare zararının rücuen tahsiline
ilişkin dava açılmasının talep edilmesi halinde, ödeme belgeleri ile sorumluluğu
tespit edilen kişi veya kişilerin kimlik bilgileri ve tebligata elverişli adreslerinin
zamanaşımı süresi de dikkate alınarak gönderilmesi gerektiği” ifadelerine yer
verilmelidir.
İlgili idare tarafından rücu davası açılmasının talep edilmesi halinde, maddi ve
hukuki nedenler yönünden gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak rücu davası
açılmalı veya dava açılmak üzere davalının adresi dikkate alınarak ilgili muhakemat
müdürlüğüne/Hazine avukatlığına gerekli bilgi ve belgeler (ödeme belgeleri örnekleri
dahil) intikal ettirilmeli, maddi ve hukuki nedenlerle dava açılmasında yarar
görülmediğinin değerlendirilmesi durumunda ise, ilgili idaresine vazgeçmeye ilişkin görüş
belirtilerek, 659 sayılı KHK’nın 8 ve 11 inci maddelerine dava açılmasından vazgeçilmesi
istenilmelidir.
Tapu ve kadastro işlemleri ile ilgili olarak, 2644 sayılı Kanunun ek 2 nci
maddesinde; Devletin kusursuz sorumluluğu sebebiyle yapılan ödemeler dolayısıyla,
ihmali bulunan personel aleyhine başlatılacak rücu istemlerinin, ödeme tarihinden
itibaren iki yıl, her halükarda zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği tarihten itibaren
on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı, ağır kusura dayalı sorumluluğu
bulunan personel için 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 73 üncü maddesi
hükümlerinin saklı olduğu hükmüne yer verilmiş bulunduğundan, TMK’nın 1007 nci
maddesi kapsamında açılacak davalarda bu hususa dikkat edilmelidir.
Ç- TAPUDA İSİM/SOYADI TASHİHİ DAVALARI
Bu davaların ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine açılması gerektiğinden, Hazine
hasım gösterilmek suretiyle dava açılmış ise husumet itirazında bulunulmalıdır.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
Söz konusu davalar sonucunda mülkiyetin haksız el değiştirmesine yol açılmaması
için gerekli araştırmanın mahkemece yapılmasına, dosyada nüfus ve tapu kayıtları ile
murise ait isim düzeltilmesi talebi varsa veraset ilamının ibraz edilmiş olması hususlarına
dikkat edilmelidir.
Ayrıca, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2003/3126 E. ve 2003/4022 K sayılı
kararında; “Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme
davalarında mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek
kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama
yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.

Düzeltilecek tapu kaydı tüm dayanakları ile birlikte getirtilmelidir.

Nüfus Müdürlüğünden kayıtta geçen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka
kişinin kaydının bulunup bulunmadığı sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişinin nüfus
kaydı, tapu ve dayanakları ile bağlantı oluşturacak şekilde incelenmeli gerekirse
kök kayıtlar da istenmelidir.
C.Başavcılığı aracılığıyla taşınmazın bulunduğu mahalde kayıt maliki ile aynı ismi
taşıyan başka birinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
İstem konusunda tanık dinlenmelidir.



Tüm bu araştırmalar sonucu hala kesin bir kanaat oluşmamış ise tanıklar ve varsa
tespit bilirkişileri de taşınmaz başında dinlenerek keşif yapılmalıdır.

…davanın niteliği ereğince yargılama harcı ve gerektiği hallerde vekalet ücreti
maktu olarak belirlenmelidir. Tapu sicil müdürlüğü yasal hasım olduğundan
yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalıdır.” denilmiştir.
Bu mahiyette açılan davaların takibinde, Yargıtay’ın söz konusu kararında yer
verilen hususlara dikkat edilmelidir.
D- KEFALET SANDIĞININ HAK VE ALACAKLARININ TAKİBİ
2489 sayılı Kefalet Kanununun 6 ncı maddesinin son fıkrası, "Kefalet Sandığının
hak ve alacakları Maliye Vekaletince takip olunur" hükmünü içerdiğinden, Bakanlığın
bağlı kuruluşu olan Sandığın alacaklarının takibi Hazine avukatları tarafından
yapılmaktadır.
Sandığın, hak ve alacaklarına ilişkin dava ve icra takibi açılmasından
vazgeçilmesi, açılmış dava ve icra takibinden sarfınazar edilmesi ve verilen kararların
temyizinden vazgeçilmesi hususlarında doğrudan Kefalet Sandığı Başkanlığı ile yazışma
yapılmak suretiyle alınacak talimat dairesinde işlem yapılması gerekmektedir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
E- 6292 SAYILI KANUN UYGULAMASI
26/04/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6292 sayılı Orman Köylülerinin
Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan
Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ile;
6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları
dışına çıkarılan yerlerin değerlendirilmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin
usul ve esaslar düzenlenmiştir.
Söz konusu Kanun hükümleri dikkate alınarak, tapuda kişiler adına kayıtlı olup
2/B kapsamında kaldığından bahisle Hazine tarafından kayıt malikleri aleyhine
açılan tapu iptali ve tescil davalarına münhasır olmak üzere; ilgililer tarafından
idareye (Milli Emlak Müdürlüğüne) başvurulması veya İdarece resen yapılan inceleme ve
araştırma sonucunda, başvuranların talebinin doğru olduğunun tespit edilmesi ve
davadan vazgeçilmesinin uygun olduğunun bildirilmesi halinde, kayıt malikleri aleyhine
açılan ve konusu kalmayan davaların takibinden vazgeçilmesi hususunda yetki devrine
ilişkin İç Genelge uyarınca işlem yapılmalıdır.
F- KORUMA TEDBİRLERİ NEDENİYLE AÇILAN TAZMİNAT DAVALARI
Mülga 466 sayılı Kanun gereğince kanun dışı yakalanan ve tutuklanan kimselere
tazminat ödenmesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141, 142, 143 ve 144
üncü maddelerinde düzenlenmiştir.
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli
Hakkındaki Kanunun 6 ncı maddesi ile 5271 sayılı CMK’nın 141-144 madde
hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemlere uygulanacağı, bu
tarihten önceki işlemler hakkında ise 466 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına
devam edileceği hükme bağlanmıştır.
Bu itibarla; suç soruşturması veya kovuşturması sırasında 141 inci maddede
sayılan koruma tedbirlerine muhatap olan kişiler, karar veya hükmün kesinleştiğinin
ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde karar veya hükümlerin kesinleşme
tarihini izleyen bir yıl içinde, oturdukları yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer
ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır
ceza mahkemesi yoksa en yakın yer ağır ceza mahkemesinde maddi ve manevi
zararlarını tazmin isteminde bulunulabilir.
Bu tür davaların açılmasında suistimaller tespit edildiğinden (aynı sanık
tarafından aynı kararla ilgili olarak birden fazla yerde tazminat davası açılması gibi);
davanın takibi esnasında, davanın süresi içinde yetkili ve görevli mahkemede açılıp
açılmadığı, istemde bulunanların 144 üncü maddedeki kişiler olup olmadığı ve davanın
hangi koruma tedbiri nedeniyle açıldığı, aynı konuda daha önce dava açılıp
açılmadığı, ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarına dikkat edilmeli, mahkemesinden
aynı şahıs tarafından aynı konuda dava açılıp açılmadığının UYAP ortamında
araştırılması istenilmeli ve mükerrer ödeme yapılmasını önlemek için bu kapsamda
açılan tüm davalar Bakanlığımıza bildirilmelidir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
CMK 143/2 maddesinde, “Devlet, ödediği tazminattan dolayı, koruma tedbirleri ile
ilgili olarak görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle görevini kötüye kullanan
kamu görevlilerine rücu eder.” hükmüne yer verildiğinden, 1/6/2005 tarihinden sonraki
koruma tedbirleri hakkında ilgili idaresine rücu için yazılacak yazılarda; “5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununun Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat başlıklı 141 inci
maddesi gereğince hükmedilen tazminatın ödenmesi nedeniyle meydana gelen Hazine
zararının aynı Kanunun 143/2 maddesi hükmü gereğince rücu edilip edilmeyeceği
hususunun anılan hüküm uyarınca incelenmesi, varsa tespit edilecek sorumluların
zamanaşımı süresi içerisinde bildirilmesi” hususuna yer verilerek, alınacak cevaba göre
işlem yapılmalıdır.
G- KAMULAŞTIRMA VE KAMULAŞTIRMASIZ EL KOYMA DAVALARI
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 7 nci maddesi gereğince kamulaştırmayı
yapacak idare, kamulaştırma planı içinde bulunan taşınmazların sahiplerini tapu kaydı,
yoksa zilyetlerini ve bunların adreslerini tapu, vergi ve nüfus kayıtları üzerinden veya
ayrıca haricen yaptıracağı araştırma ile belgelere bağlamak suretiyle tespit ettikten sonra
öncelikle Kanunun 8. maddesinde düzenlenmiş olan satın alma usulü ile taşınmazı
kamulaştırma yoluna gidecek, uzlaşma sağlanamadığı takdirde ise 10 uncu maddedeki
usule göre taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi için dava açılması yoluna
gidecektir.
Bu nedenle;
1) 2942 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine dayanılarak dava açılmadan önce
satın alma konusunda taşınmaz malikine uzlaşmaya çağrı yapılmasının yasal zorunluluk
olması nedeni ile Kanunun 7. maddesinde sayılan tüm yerlerden adres araştırmasının
yapılmış ve bu araştırmaların belgelere bağlanmış olmasına, bu kişilerin uzlaşmaya
davet edilmiş olmasına, açılan davanın eksik araştırma nedeni ile reddedilmesinin
önlenmesi açısından tebligat ve kamulaştırmaya ilişkin belgelerin eksiksiz gönderilmiş
olmasına dikkat edilmeli, eksik belge ve bilgi olması halinde ise 659 sayılı KHK’nın 8/2
maddesi gereğince eksiklerin giderilmesi halinde dava açılabileceği idaresine
bildirilmelidir.
2) Kanunun 14 üncü maddesinde; “Kamulaştırma Kanunu hükümlerine göre tespit
edilen malike ve zilyede karşı açılan davaların görülmesi sırasında taşınmaz malın
gerçek malikinin başka bir şahıs olduğu anlaşıldığı takdirde davaya bu gerçek malik, tapu
malikinin daha önce öldüğü sabit olursa mirasçıları da davaya dahil edilerek davaya
devam olunur” hükmüne yer verilmiştir. İdare adına açılan davada buna benzer bir
durumla karşılaşıldığı takdirde davanın gerçek malike yöneltilmesi ya da malikin daha
önce ölmüş olduğu anlaşılır ise mirasçılarının davaya dahil edilmesi konusunda
mahkemeden talepte bulunulmalıdır.
3) Kamulaştırma bedellerinin mahkeme tarafından tespit edilmesi sırasında
Yargıtay 5. ve 18. Hukuk Dairesi kararları gereğince davaların seyri tamamen
taşınmazın bulunduğu yere göre, tarla ise Gıda Tarım ve Hayvancılık İl/ İlçe
Müdürlüklerinden gönderilen verim-masraf-fiyat rakamlarına, arsalarda ise emsal
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
değerlere bağlı kılındığından, davaların takibi sırasında kamulaştırmayı yapan idare ile
irtibat kurularak teknik bilgi ve görüş istenilmelidir.
4) Kanunun 10 uncu maddesine göre açılan davaların, maddeye 11.4.2013
tarihinde 6459 sayılı Kanunun 6 ncı maddesiyle eklenen ek fıkra ile kamulaştırma
bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamaması hâlinde,
tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren kanuni faiz işletileceği düzenlemesi
getirilmiş olduğundan, davaların takibinde sürelere özen gösterilmelidir.
5) Kanunun 18 inci maddesine göre, dava konusu taşınmazda mülkiyet ihtilafının
bulunması halinde mahkemece, taşınmaz mal hakkındaki mülkiyet ihtilafı ile ilgili
davanın tüm taraflarına 10 uncu madde uyarınca tebligatların ve ilanların yapılması
sağlanmalıdır.
6) Kanunun 27 inci maddesine göre “Acele Kamulaştırma” halinde aceleliğine
Bakanlar Kurulu tarafından karar alınmış olan işlere ait kamulaştırmalarda; mahkemede
açılan davanın niteliği, taşınmaza el konulmadan önceki durumunun ve değerinin
belirlenmesi istemini içeren tespit davası niteliğinde olduğundan, bu madde kapsamında
açılan davalar sonucunda verilen kararların temyizinin, ancak bedel tespiti ve tescil
davası sonunda verilen nihai kararla mümkün olması nedeniyle, tespit kararının
temyizinden vazgeçilmesi teklifinde bulunulmamalıdır.
7) Kanunun 23 üncü maddesine dayanılarak açılan davalarda, davanın maddede
öngörülen sürede açılıp açılmadığına dikkat edilmelidir.
8) Kamulaştırılan dava konusu taşınmazın üzerinde ipotek, haciz gibi yükler
olduğu takdirde bu yüklerin mutlaka bedele yansıtılarak taşınmazın İdare/Hazine adına
tesciline karar verilmesi mahkemeden talep edilmelidir.
9) 18/6/2010 tarih ve 5999 sayılı Kanun ile 2942 sayılı Kanununa eklenen Geçici 6
ncı madde ile “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç
yapılmamış olmasına rağmen 9/10/1956 tarihi ile 4/11/1983 tarihi arasında fiilen kamu
hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis
yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis
etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet
hakkından doğan talepler, bedel talep edilmesi hâlinde bedel tespiti ve diğer işlemler bu
madde hükümlerine göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak işlemlerde öncelikle
uzlaşma usulünün uygulanması dava şartıdır.” hükmü getirilmiş bulunduğundan;
idareler aleyhine açılan kamulaştırmasız el atma davasının bu madde kapsamında kalıp
kalmadığına ve dava şartının yerine getirilip getirilmediğine dikkat edilmelidir.
Ğ- BABALIK DAVALARI
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 301 inci maddesi gereğince çocuk ile baba
arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesi talebi ile açılan davaların Hazineye ihbar
edilmesi sonucunda davaya müdahil olunup olunmaması ve verilen kararların
temyizinden vazgeçilmesi hususlarında yetki muhakemat müdürlüklerine, müdürlük
olmayan yerlerde yetkilendirilen Hazine avukatına aittir.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
Hazinenin, nesebin belirlenmesine yönelik babalık davasından miras hukuku
açısından etkilenebilmesinin hukuki dayanağı, 4721 sayılı TMK’nın 501 inci maddesinde
yer alan "Mirasçı bırakmaksızın ölen kimsenin mirası Devlete geçer." hükmüdür.
Bu tür davaların mahkeme tarafından Hazineye ihbarı halinde; ihbar yazısı ve
varsa dava dilekçesi örneği, Defterdarlık milli emlak müdürlüğü veya ilgili
malmüdürlüğüne miras hukuku yönünden araştırılmak üzere intikal ettirilmeli, nüfus
idarelerinden davalı babanın üst ve alt soyunu gösterir vukuatlı nüfus aile kayıt
tablosunun temin edilmesi istenilmeli, hakkında babalık davası açılan kişi sağ ise, fiil
ehliyetine sahip olup olmadığı araştırılmalı ve fiil ehliyetine sahip olmayıp kısıtlı ise
babalık davasının idari araştırmada ve incelemede tespit edilecek delillerle reddi
sağlanmalı, kişinin ölümü halinde terekenin Hazineye intikal etmesi gerekip gerekmediği
belirlenmelidir.
Defterdarlık veya malmüdürlüklerince, Hazineye ihbar edilen davanın Hazineyi
ilgilendiren bir yönünün bulunmadığının bildirilmesi halinde yapılacak bir işlem
bulunmamaktadır.
İdare tarafından, gönderilen bilgi ve belgelere dayanılarak Hazineye ihbar edilen
davaya müdahil olarak katılınmasının istenilmesi halinde; alınan cevabi yazı ve bilgi ve
belgeler değerlendirilerek ihbar edilen davaya asli müdahil sıfatıyla katılınmalı, aksi
takdirde, davaya müdahil olarak katılmaktan vazgeçilmesi için Muhakemat
müdürlüğünden müdürlük olmayan yerlerde Hazine avukatlığından olur alınmalıdır.
H- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVALARI
Hazinenin ortak (paydaş) olduğu taşınmaz mallardaki ortaklığın giderilmesi için
açılan davaların aşağıda belirtilen hususlar doğrultusunda takip edilmesi gerekmektedir.
1) Böyle bir dava açıldığı takdirde, mahkemece kıymet takdiri yaptırılması
beklenilmeksizin taşınmazın ve varsa üzerindeki muhdesatın değerlerinin tespit
ettirilmesi ilgili milli emlak biriminden istenilmelidir.
2) Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporları varsa itirazları
bildirilmek üzere milli emlak birimine gönderilmeli ve alınacak cevaba göre mahkemesine
beyanda bulunulmalı, mahkemenin yaptırdığı kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporuna
karşı itiraz süresinin iki hafta olduğu (HMK.md.281) dikkate alınarak, bilirkişi
raporunun bir örneği mutlaka ilgili idareye gönderilerek görüşü alınmalıdır.
3) Bu kapsamdaki davalarda, mahkemelerce verilen kararlarda Hazine aleyhine
harca hükmedildiği tespit edildiğinden (satış bedeli üzerinden alınması gereken harç
dahil), bu konuda mahkemeye beyanda bulunulmalı, aksi yönde verilen kararlar sürenin
kısalığı da dikkate alınarak temyiz edilmelidir.
4) Ortaklığın giderilmesi davaları sonunda satış yoluyla ortaklığın giderilmesi
şeklinde verilen kararlara istinaden yapılan satış ihalelerine girilip girilmeyeceği,
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr
girilecekse hangi oranda girileceği konusunda karar verilebilmesini teminen satış
memurluğunca belirlenecek satış tarihleri ilgili milli emlak birimine bildirilmelidir.
5) Bu tarz davalarda esas bedel satış memurunca belirlenen bedel
olacağından buna ilişkin kıymet takdirinin idaresine gönderilerek alınacak cevaba
göre gerekmesi halinde süresi içinde itiraz edilmelidir.(İİK.128/a)
6) Ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davalarında satış memurunun işlemlerine
karşı şikayetleri inceleme görevi sulh hukuk hakimliğine aittir.
Sulh hukuk mahkemesi, icra müdürünü satış memuru olarak tayin etmiş ve bu
nedenle satış icra dairesi tarafından yapılmış olsa bile, satış icra takibiyle ilgili
bulunmadığından, sulh hukuk mahkemesi görevli olup şikayetleri, İİK'na göre ve icra
mahkemesi sıfatıyla inceler.
Bu nedenle, İİK 128/a maddesindeki “Şikayet tarihinden itibaren yedi gün
içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden
bilirkişi incelemesi yaptırılabilir; aksi halde başka bir işleme gerek olmaksızın şikayet
kesin olarak reddedilir.” hükmüne dikkat edilmelidir.
III-YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILAN GENELGELER
19/02/2009 tarihli ve 2009/2sayılı,29/04/2009 tarihli ve 003 sayılı29/04/2009
tarihli ve 004 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 005 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 006 sayılı,
29/04/2009 tarihli ve 007 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 008 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve
009, 29/04/2009 tarih ve 010 sayılı, 29/04/2009 tarihli ve 020 sayılı, 07/04/2011 tarihli ve
029 sayılı, 31/08/2012 tarihli ve 33 sayılı, 12/06/2013 tarihli ve 38 sayılı, 05/09/2013
tarihli ve 40 sayılı BAHUM İç Genelgeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilgi edinilmesini ve gereğinin buna göre ifasını rica ederim.
Arslan NARİN
Bakan a.
Başhukuk Müşaviri ve
Muhakemat Genel Müdürü
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------Ayrıntılı bilgi için irtibat:A.DADALI TOPÇU
Telefon: 4151324 Faks: 4175915
e-posta: Elektronik Ağ: www.maliye.gov.tr

Benzer belgeler

6100 SAYILI MUHUK MUHAKEMELERİ KANUNU`NDA DAVA

6100 SAYILI MUHUK MUHAKEMELERİ KANUNU`NDA DAVA yazışma yapılmalı ve ilgili bilgi ve belge örnekleri gereği yapılmak üzere Vakıflar İdaresine iletilmelidir. 10) HMK gereğince açılmamış sayılmasına karar verilen "senetsizden tescil" davalarının k...

Detaylı

2013 yılı faaliyet raporu - Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat

2013 yılı faaliyet raporu - Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat B- ECRİMİSİLİN GENEL MAHKEMELERDE İSTENİLMEMESİ 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesinde; “Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmaz mallar ve Vakıfla...

Detaylı