Mutfak Kültürü

Transkript

Mutfak Kültürü
Antalya ve Batı Akdeniz’de
Mutfak Kültürü
Antalya ve Çevresi Mutfak Kültürü
Antalya kenti Akdeniz ve Torosların arasındaki merkezi konumuyla
çevresindeki zengin coğrafyadan beslenen ve yüzyılların getirdiği
köklü tarihi birikimi yansıtan özgün bir mutfak kültürüne sahiptir.
Dağlardan, topraktan ve denizden gelen lezzetlerin harmanlandığı,
çok katmanlı tarihi birikimin yansımalarını taşıyan bu mutfak kültürü
keşfetmeye değer bir çeşitlilik sunar.
Antalya bir Akdeniz kenti olmanın getirdiği tüm coğrafi ve tarihi
özelliklerini taşır. Antalya Mutfağı’nı şekillendiren bu coğrafyada
yetişen ürün çeşitliliği ve çok katmanlı tarihi birikimin verdiği kültürel
zenginlik olmuştur. Kenti çevreleyen dağ, deniz ve topraktan gelen
bereket mutfağı beslemekle kalmamış, aynı zamanda farklı etkilerin
mutfağa yansıması için de uygun bir ortam oluşturmuştur. Bugün
Antalya mutfağında bir zamanlar uzak diyarlardan gelen meyveler,
sebzeler olduğu kadar farklı kültürlerden etkiler taşıyan yemek
hazırlama biçimleri de vardır. Neolitik dönemden Antik çağlara,
Bizans döneminden Selçuklu ve Osmanlıya pek çok tarihi dönemi
kapsayan Antalya mutfağı, bütün bu birikimi harmanlayarak sofraya
yansıtır.
Osmanlı döneminde kentte yaşayan farklı dini gruplar ortak bir
mutfak kültürünü paylaşırken dini yasaklar bazı farklılaşmaları
getirmiştir. Osmanlı döneminde idari olarak Konya vilayetine
bağlı olan Antalya’nın, zengin Konya ovasının denize açılan kapısı
olması, tamamen karasal olan Konya ve deniz kenti olan Antalya
arasında güçlü bir bağ oluşturmuş ve iki kentin ortak mutfak
özellikleri göstermesine neden olmuştur. Kıyı bölgesi ile Toroslar
üzerinden İç Anadolu’ya uzanan bu güçlü bağ aslında Antik
dönemden beni işlemekte olup, sürekli bir yiyecek alışverişine
sahne olmuştur.
Antalya ve civarındaki limanlar ile İskenderiye-Kıbrıs ve Suriye
limanları arasında süregelen yoğun ticaret Antalya mutfağının aynı
zamanda Arap ve Afrika mutfaklarından etkilenmesi sonucunu
getirmiştir. Son dönemlerde Girit ve Selanik göçmen ve mübadilleri
aracılığıyla da Ege ve Balkan mutfağının bazı özellikleri de Antalya
mutfağına yansımıştır. İlginç bir şekilde Antalya’daki Ege ve Balkan
etkisi sanıldığı gibi Antalya’nın yerli Rumlarından değil, göç ve
mübadele ile gelen Selanik ve Girit göçmenlerinden kaynaklanır.
Antalya’nın yerli Rumları diğer yerli Antalyalılar ile aynı mutfağı
paylaşsalar da oruç dönemindeki perhiz kuralları nedeniyle
geliştirdikleri bazı yemek alışkanlıklarıyla Antalya mutfağında iz
bırakmıştır.
Diğer taraftan dağlarda yaşayan konargöçer Yörük kültürünün
etkileri Antalya mutfağında tartışılmazdır. Antalya mutfağı genel
olarak Türk mutfağının ana yapısını yansıtmakla birlikte sözü edilen
bu çeşitli etkilerle özgün bir yapı kazanır.
Antalya çevresindeki yerleşimlerdeki mutfak kültürü konumlarına
göre çok farklı özellikler gösterir. Antalya’nın yakın çevresindeki
Side, Alanya, Finike, Kaş, Kalkan (bu gibi yerleşim isimleri
sayalım mı? Evet ise başka nereleri olmalı) gibi kıyı yerleşimleri
Akdeniz kıyısında olmanın özelliklerini taşırken Akseki, İbradi,
Korkuteli, Elmalı gibi dağlara yaslanan Toros beldeleri dağlardan
gelen etkileri taşır. Ağlasun-Sagalassos gibi tarih-yöresel mutfak
etkileşimleri ise derinlemesine keşfetmeye değer. Burdur ve
Isparta taraflarında İç Anadolu’ya geçiş özellikleri gösteren Göller
Bölgesi’nin değerleri ise bambaşka bir lezzet yelpazesi sunar.
Çavuşçu
Barajı
Antiokheia
Yalvaç
Işıklı
Gölü
İçindekiler
Adıgüzel
Barajı
Ertokuş Hanı
Gelendost
Uluborlu
Gelincik Dağı
Tabiat Parkı
Senirkent
Şarkikaraağaç
Dinar
Avladı, Topladı, Yedi! (Sayfa 6)
Barla
Eğirdir
Gölü
Ekti, Biçti, Pişirdi! (Sayfa 8)
Gönen
Yan Geldi Yattı, Yedi! (Sayfa 9)
Atabey
Keçiborlu
D695
Dağ ve Yaban Hayatı (Sayfa 10)
Yörük (Sayfa 13)
Denizlerden Gelen (Sayfa 16)
D330
Eğirdir
D330
Acıgöl
Aksu
D650
Denizli
Toprak Bereketi (Sayfa 23)
Gölcük
Tabiat Parkı
Burdur
Gölü
Yağı Kıymetli, Tadı Lezzetli (Sayfa 24)
Sırça Sarayın Hazineleri (Sayfa 27)
Gölcük
Gölü
Burdur
Akgöl
Isparta
D695
Yenişarbademli
Akdağ
Beyşehir
Sagalassos
D650
Pisidya
Kovada
Gölü
Ağlasun
Her Gün Mutlaka! (Sayfa 28)
Hacılar
Afrikalı Göçmenler (Sayfa 32)
E87
Salda
Gölü
Salda
Çiçekteki Lezzet (Sayfa 34)
Yarışlı
Gölü
Salda Gölü
Tabiat Parkı
D685
Yazılı Kanyon
Tabiat Parkı
Bucak
Seydişehir
D650
Karataş
Gölü
Karamanlı
Susuzhan
Kemer
Serin Lezzetler (Sayfa 48)
D695
Sütçüler
Karacaören
Barajı
Niyazlar
Köyü
Tatlı Anlar (Sayfa 46)
D695
Adada
Kremna
D330
İncirhan
Güneşin Meyvesi (Sayfa 44)
Dedegöl
Kovada
Milli Parkı
Çeltikçi
Yeşilova
Cennet Bahçesi (Sayfa 38)
Beyşehir
Gölü
Davraz Kayak
Merkezi
Ürkütlü
Tefenni
Köprüçay
Irmağı
D685
E87
Selge
D330
Antalya ve Batı Akdeniz
Etkinlik Takvimi (Sayfa 50)
Kibyra
Hasanpaşa
Bademağacı
Cevizli
Köyü
Köprülü Canyon
Milli Parkı
Gölhisar
Çavdır
İletişim Bilgileri (Sayfa 52)
D650
D685
E87
Korkuteli
Karain
E87
E87
Kırkgöz
Gölü
Termessos
Altınyayla
Termessos
Milli Parkı
Kurşunlu Şelalesi
Tabiat Parkı
Döşemealtı
Pamfilya
Düden
Şelalesi
D400
Aspendos
Serik
Seleukia
Gündoğdu
Belek
Oymapınar
Barajı
Eğri Göl
D695
Çolaklı
Evrenseki
Boğazkent
Ilıca
Manavgat
Barajı
Gündoğmuş
Alara
(Çündüre)
Şelalesi
Manavgat
Side
D400
Kızılağaç
Beldibi
Elmalı
D350
Çimi Köyü
Altınbeşik
Milli Parkı
Aksu
Kundu
Saklıkent
Semahöyük
Dipsiz Göl
Akseki
D400
Antalya
Geyikbayırı
D635
İbradı
Sillyon
Perge
Güver Kanyonu
Tabiat Parkı
D350
D695
Alara
Irmağı
D400
Fethiye
Kızlar Sivrisi
Yeşil Göl
D400
Tekke
Köyü
Yeşilbarak
Köyü
Likya
Avlan Gölü
Akçay
D400
Akdağ
Çığlıkara
Milli Parkı
Gömbe
D635
Arykanda
Çayboğazı
Göleti
Pinara
Gökbük
Köyü
Tlos
Letoon
Kemer
Çamyuva
Beymelek Ision
Dalyanı
Myra
Bezirgan
Köyü
Kaş
Korakesion
Alanya
Oba
Dim
Çayı
Oba Çayı
Phaselis
Kestel
Mahmutlar
D400
Syedra
D635
Olympos
Kumluca
D400
Kalkan
Payallar
Türkler
Konaklı
Limyra
D400
İncekum
Tabiat Parkı
Avsallar
Beydağları
Milli Parkı
Tahtalı Dağı
Rhodiapolis
Xanthos
Patara
Okurcalar
İncekum
Tekirova
Sütleğen
Köyü
Saklıkent
Milli Parkı
Göynük
Finike
Adrasan
Mavikent
Tabiat Parkı
Karaöz
Antalya Körfezi
D400
Gazipaşa
D400
Demre
Andriake
D400
Theimiussa
Kekova
D40
Gelidonya
Burnu
Karain Mağarası
Avladı,
Topladı,
Yedi!
Antalya çevresinde insanoğlunun ilk atalarının izlerini
sürmek mümkündür. Batı Torosların Akdeniz’e doğru inen
yamaçlarındaki bir dizi mağarada tarih öncesi çağlardan
izlere rastlanmıştır. Antalya’nın 25 kilometre kuzeyinde deniz
seviyesinden 500-600 metre yükseklikte bulunan mağaralarda
sürdürülen kazılarda insanoğlunun yiyecek serüvenini sunan
sayısız bilgiye ulaşılmıştır. Özellikle Karain Mağarası’nda
yapılan araştırmalarda avcı toplayıcı ilk insanların yediklerine
dair son derece ilginç buluntular çıkmıştır. Avcı toplayıcı ilk
insan toplulukları M.Ö. 160.000 tarihinden itibaren bu bölgede
varolmuşlardır.
Döşemealtı ilçesi, Yağca köyünün hemen üstündeki yamaçta
yer alan Karain Mağarası, her evrede iskan edilmiş önemli bir
korunak olmuştur. Karain Mağarası’ndaki ilk insan izleri; yüz
binlerce yıl
geriye, Eski Taş Çağı’na kadar gider. Eski Taş Çağ
ile başlayan süreç,
Orta Taş, Yeni Taş (Neolitik), Bakır Taş
(Kalkolitik), Tunç (Bronz) ve daha sonraki çağları aydınlatan bir
özelliğe sahiptir. Bir anlamda insanlığın evrimini ve beslenme
serüvenini bir arada izlemek mümkündür. Avlanmakta, hayvanı
parçalamakta, eti kesmekte ve hazırlamakta kullanılan boynus
veçakmaktan yapılmış kesici ve delici aletler, el baltaları, av
gereçleri yanı sıra toplanan yabani meyvelere ait çekirdekler ve
tohumlar Karain ve benzeri mağaralarda bolca bulunmaktadır. İlk
insanın diyeti hakkında tam bir fikir edinmek mümkündür.
Antalya’da, tarih öncesi devirlere ilişkin buluntu veren tek yer
Karain Mağarası değildir. Bölgedeki ilk iskânın görüldüğü Karain
Mağarası’nı takiben, Kırkgöz Gölü kaynaklarının yakın çevresinde
Öküz İni, Mustan İni, Boynuzlu İn, Çark İni, Kızıl İn, Sulu İn, Harun
İni gibi mağaralar tarımın başladığı Neolitik Çağ’da kullanılmıştır.
Bu mağaraların içinde özellikle Öküz İni ayrı bir öneme sahiptir.
Zaman içinde insanlar Kırkgöz Gölü çevresindeki mağaralardan
çıkarak göl kıyısı ve çevresinde neolitik köyler oluşturmuştur.
Daha mağara yaşamında tarım yapmaya başlayan insanlar,
köylerin oluşmasıyla daha çok tarım dayalı bir yaşam geçmiştir.
Sayfa 6 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Yan Geldi Yattı, Yedi!
İnsanlığın tarıma geçmesinin kaçınılmaz sonucu olarak gelişen ticaret sayesinde tüketilen yiyecek çeşitleri artmış ve buna
bağlı olarak giderek zenginleşen bir mutfak kültürü gelişmiştir. Pisidya, Pamfilya ve Likya uygarlıkları ile günümüze
kadar uzanan çok katmanlı bir kültürün ilk adımları atılmıştır. Sofra birleştirici özelliği ile geçiş törenlerinin ve kutsal
zamanların yemek etrafında şölen niteliğinde kutlandığı alanlar olmuştur. Ziyafet ve şölen sofraları seçkin çevrelerde
iktidar ilişkilerinin pekiştirildiği, sosyalleşme ortamlarını oluşturmuştur. Helenistik ve Roma dönemlerinde yemek adeta bir
şölene dönüşmüştür. Antik Yunan ve Roma döneminde soylular arasında özellikle şölen sofralarında uzanarak yemek
yemek bir gelenek olmuş, uzanarak yemek yemek için özel odalar düzenlenmiştir.
Kentlerde gelişen üst düzey yaşantı varlığını kent çevresindeki tarım alanlarında oluşan zengin çiftliklerdeki üretime
borçluydu. Antik Roma döneminde Antalya ve çevresinde kurulmuş olan çiftlikler kent ve kırsal arasındaki bağı sağlardı.
Özellikle hasat zamanı Roma çiftlik yaşamı çok hareketli olurdu. Bu çiftliklerde ürün mamul ya da yarı mamul hale
getirilirdi. Zeytinyağı sıkım işlikleri, un değirmenleri, şarap atölyeleri bölgenin zengin zeytin-üzüm-buğday bereketini
değerli ürünlere çevirirdi. Bu değerli yiyecekler kent pazarları Macellum’larda pazarlanır, bir kısmı da Perge, Side,
Phaselis, Alanya, Antalya limanlarından tüm Akdeniz limanlarına gönderilirdi.
Bölgenin üretim gücü ve ticaretin hareketliliği zengin bir elit sınıf oluşmasını sağlamış ve nadide ürünlerin keyif içinde
tüketildiği, deyim yerindeyse yan gelip yatılan, yenilip içilen zengin ziyafet kültürünü getirmiştir.
Perge
Yalvaç
Ekti, Biçti,
Pişirdi!
Tohumu fark eden insan topladığı bitkiyi üretmeyi öğrenir. Aynı zamanda hayvanların
ehlileştirilmesi de başlar. Böylece avcılık ve toplayıcılıktan yerleşik yaşama geçerek
evrimleşmenin ilk adımlarını atmış olur. İnsanoğlunun mağaradan çıkışında, sayıca
çoğalmasının önemli etkisi olduğu açıktır. Ancak belki bunun kadar önemli bir başka
etken de tohum saklamayı, ekim dikimi öğrenmesi, tarıma hakim olmasıdır. Antalya
çevresindeki mağaralarda avcı-toplayıcı olarak yaşayan ilk insanlar zamanla tarıma geçerek
yakın çevredeki göl alanlarında, su kaynaklarının yakınlarında basit tarım yerleşmeleri
oluşturmaya başlar.
Taşın da kullanılmaya devam ettiği, el aletlerinde gelişmelerin sağlandığı bu uygarlık
evresine “Neolitik Çağ” veya “Yeni Taş/Cilalı Taş Çağı” adı verilir.
Antalya, Burdur, Isparta civarı ilk insanın ortaya çıktığı mağaralardan yerleşik hayata ve
tarıma geçilen Neolitik yerleşimlere kadar insanoğlunun beslenme ve kendi yiyeceğini
üretme serüvenine tanıklık etmiş olan sıradışı bir coğrafyadır. İnsanın yiyeceğe hakim
oluşu sayesinde, Burdur-Hacılar, Elmalı-Hacımusalar, Bademağacı gibi yerleşimlerde
görüldüğü gibi uygarlık ilerlemiş ve toplumsal yapıya geçiş başlamıştır. Pişirme araçlarının
ve tekniklerinin gelişmesi, su ve yiyecek kaynatma için kullanılan pişmiş toprak ısıtma
toplarından, kap kacak imalatına, maltızlardan ocaklara kadar pek çok pişirme gerecinin
gelişmesi sayesinde yavaşyavaş bir mutfak kültürü oluşmaya başlamıştır. Bugün hala
sevilerek yenen bazı yemeklerin izlerini Neolitik döneme kadar sürmek mümkündür.
Sayfa 8 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Çığlıkara, Elmalı
Dağ ve
Yaban Hayatı
Tarih boyunca av kültürü bölgenin önemli bir özelliği olmuştur. Karain,
Öküzini gibi mağaralarda yaşamış olan avcı toplayıcı topluluklardan
beri avcılık kesintisiz yüzbinlerce yıl sürmüştür. Antalya ve çevresi, av
turizmi açısından da öne çıkan bir bölgedir. Geyikten tavşana pek çok
hayvan avlanırken av kuşları ise sofralarda övünç kaynağı olur. Başlıca
av kuşları arasında körtavuk da denilen çulluk, karatavuk, bozalak,
çörekuşu, sarıkuş, yemişkuşu, daankıran, üveyik, keklik, sığırcık, ibibik
sayılabilir. Kışın havalar soğuyunca aşağılara inen ördekler ise en peşi
kovalanan av kuşları arasındadır. Alanyalıların geyik dediği dağ keçisi
de av hayvanları arasındadır.
Mantar Toplamak
Toroslar avcıların cenneti olduğu kadar daha nice yaban lezzetleri
sunar. Bölge özellikle mantar açısından çok zengindir. Dünyada
ticari değeri çok yüksek olan bazı nadide mantarlar Toroslarda bol
miktarda bulunmakta, buradan bütün dünyaya ihraç edilmektedir.
Özellikle “Katran Mantarı” ve “Kuzu Göbeği” bölgenin en değerli
mantar türleri arasındadır. Katran mantarı sadece sedir ağaçları
altında yetişen bir türdür. Özellikle Japonya’da çok sevilen mantar,
dünyada Japonca adı “Matsutake” olarak tanınır. Sedir ağacı, tarihte
gemileri perdahlamakta kullanılan katran yapımında kullanıldığı
için katran ağacı olarak da adlandırılır. Katran mantarı sonbahar
yağmurlarından sonra ortaya çıkar. Gene sonbaharda en çok
sevilen gocaağaç (kanlıca) başta olmak üzere domalan, pelit, çam
mantarları da çıkar.
Baharın vazgeçilmez mantarı ise kuzu göbeğidir. Dünyada
“Morelle” olarak bilinen mantar bölgede mevsiminde sevilerek
yendiği gibi kurutularak saklanabilir. Özellikle zeytinyağlı dolması
muhteşem olur.
Geleneksel Ahşap Kovan
Doğal Lezzetler
Torosların sunduğu lezzetler av hayvanları ve mantarlarla sınırlı
değildir. Kekik, yabani adaçayı, şalba gibi çayı yapılabilen bitkiler
çoktur. Toros özellikle kekik türleri açısından çok zengindir.
Böğürtlen, yabani kızılcık, kuşburnu gibi lezzetleri sevenleri
dikenine katlanarak toplar. Dağ çileği olarak da anılan ponpon gibi
kocayemiş de sonbaharda kısa bir dönem de olsa bulunabilir.
Yabani çiçeklerin ve otların tadı ise bütün lezzetiyle Toros balına
yansır. Dağların yüksek tepelerinde Likya mezarlarına benzeyen
mimarisiyle dikkati çeken ahşap kovan evleri vardır. Kovanları
yükseğe yerleştirerek ayılardan koruyan bu bal depoları trekking
yolları üzerinde keşfedilesi duraklar olur.
Torosların korunması gereken gizli tadı ise sahleptir. Yabani mor
orkide çiçeğinin yumrusu olan sahlep kökü haşlanır, kurutulur ve
ince öğütülerek sahlep halini alır.
Dağlarda yetişen yabani meyve türleri de başka bir keşif alanıdır.
Sayfa 10 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Keçiboynuzu
Keçiboynuzu Toros hazinelerinin en önemlilerindendir.
Hz. İsa’nın havarilerinden Vaftizci Yahya’yı, Toroslarda
gizlenirken aç kalmaktan koruyan mucize meyve iddiaya
göre keçiboynuzudur. İncil’de bahsi geçen olaya göre Hz.
İsa’yı vaftiz eden Yahya, yani St. John ormanda sadece
keçiboynuzu ve bal ile beslenmişti. Bu yüzden pek çok
Avrupa dilinde keçiboynuzu “Vaftizci Yahya’nın Ekmeği”
olarak anılır. Bir diğer adı da harnup olan keçiboynuzunun
pekmezi yapılır. Bölgede kısaca boynuz pekmezi olarak
anılan pekmez çok şifalıdır. Bitki endüstriyel olarak da çok
kıymetlidir. Kakaonun anavatanında bile harnup unu kakao
yerine kullanılır. Lifli yapısı nedeniyle diyet ürünlerine katılır.
Çekirdeğindeki zamklı madde çok farklı kullanım alanlarına
sahiptir. Kıvam arttırıcı olarak dondurma, reçel, sosis, salam,
hardal, hazır sos gibi ürünlere konduğu gibi tutkal özelliği
sayesinde başta kozmetik sanayii olmak üzere fotoğraf
kâğıdı, deterjan, ayakkabı cilası, kibrit ucu yapımı gibi
çeşitli imalatta kullanılır. En güzeli ise sonbaharda dalından
koparıp tazesini yemektir.
Yörük
Dağın Sahipleri Yörükler
Toroslarda yaşayan Yörüklerin konar-göçer yolculuğu ve sürülerle içiçe yaşam biçimi son derece yalın ve doğal
bir mutfak kültürü oluşmasını sağlamıştır.
Göçebe hayatın getirdiği basit, taşınabilir gereçlerle yapılan anında hazırlanabilir gözleme, yufka ekmek gibi
yiyecekler Yörük mutfağının temelini oluşturur. Sürülerden gelen doğal süt, yoğurt, peynir, tereyağı vb. gibi
yiyecekler Antalya pazarında her zaman aranılır. Günümüzde Yörük kültürü hala yaşayan bir değer olarak bölgenin
yiyecek çeşitliliğine katkıda bulunmaktadır. Toros dağlarının sert koşullarında yaşam mücadelesi veren yörükler,
kısmen yerleşik düzene geçmiş olsalar da göçmen köklerinin etkisini halen taşırlar. Dağın yaban lezzetlerini
toplamakta usta olan yörükler keçi peynirine ve yufka ekmeğe katık olacak kazayağı, labada, ebegümeci gibi
otları toplar, yabani şifa kaynaklarını iyi bilirler. Dağın derinliklerinde yarlarda gizli yabani balları toplar, sürülerden
elde ettikleri sütlerle yaptıkları peynirleri serin obruklarda saklarlar. Mağaralarda korunan obruk peyniri, tuzlu
tereyağı gibi lezzetler Torosların kekikli kokusunu taşır.
Sayfa 12 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Yoğurtlu Yarma Çorbası
Yoğurtlu çorbalar Türk mutfağının temel lezzetlerindendir. Pirinç yerine
yarma ile yapılan bu doyurucu ve tatminkâr çorba, Toros yörüklerinin
sade yaşamını tam olarak yansıtır.
İçindekiler
• 2 kâse süzme yoğurt
• 1 bardak yarma (dövme veya aşurelik buğday)
• ½ bardak nohut
• 2 tatlı kaşığı tuz
• 2 çorba kaşığı tereyağ
• 1 çorba kaşığı kuru nane
Hazırlanışı
1 Yarmayı ve nohutu ayıklayın, yıkayın ve ayrı kaplarda bir gece önceden ıslatın.
2 Ertesi gün süzün, sudan geçirin ve geniş bir tencerede 8-10 bardak su ile pişmeye bırakın. Arada yüzeyde oluşan köpükleri alın.
3 Yarma ve nohut yumuşayınca tuzu ekleyin, karıştırın ve kısık ateşte bir süre daha kaynatın.
4 Yoğurdu büyük bir kaba koyun ve yarmanın pişme suyundan birkaç kaşık ekleyerek karıştırın. Pürtüksüz olmasına dikkat ederek, pişme suyundan kaşık kaşık eklemeye devam edin. Yoğurtlu karışım çorba gibi sıcak bir hale gelince, hepsini tekrar tencereye ilave edin. Sürekli tek yönde karıştırarak bir taşım kaynatın. Tuzunu ayarlayın ve ateşten alın.
5 Çorbayı servis kasesine alın. Tereyağını ufak bir tavada ısıtın. Köpürmeye başlayınca naneyi elinizle ovuşturarak ekleyin. Köpüren naneli tereyağını hemen çorbanın üzerine alın ve hemen servis yapın.
Yalvaç
Denizlerden
Gelen
Antalya bölgesi mutfağı Akdenizli olmanın bütün özelliklerini
yansıtır. Balık ve deniz ürünleri mutfağı zenginleştirirken,
deniz ticaretine hakim bir noktada olmak tarih boyunca
diğer kültürlerden çeşitli yiyeceklerin bölgeye gelmesine ve
benimsenmesine yol açmıştır. Deniz yoluyla yapılan ticaretin
kara bağlantıları da Antalya havzasının ürün çeşitliliğine katkıda
bulunmuştur.
Sayfa 16 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Corneille Le Bruyen, 1728
Batıkların Gizemi
Yiyeceklerin Yolculuğu
Antalya ve çevresinde bulunan batıklar, tarihte yiyecek üretimi ve
yiyecek ticareti hakkında çok değerli bilgiler verir. Batıklarda ortaya
çıkarılan amforalar deniz ticaret yolları hakkında ipuçları sağlar. Antik
çağda amforalarda şarap ve zeytinyağı başta olmak üzere kuru ve
sıvı pek çok gıda taşınmıştır. Pekmez, bal, sirke, zeytin, üzüm, incir,
kuru veya salamura balık ve balık sosları, hububat, susam, reçine,
zift gibi pek çok ürün Antalya havzasından diğer Akdeniz limanlarına
gönderilmiştir.
Antik dönemden beri İskenderiye-Kıbrıs-Antalya hattı önemli bir
ticaret yolu olmuştur. Phaselis, Side, Perge ve Alanya limanları
da son derece yoğun bir ticarete sahne olmuştur. Mezopotamya
bereketi Suriye limanlarından Antalya kıyılarını takip ederek Girit,
Rodos, Ege Adaları, İstanbul, Atina, İzmir, Venedik, Marsilya
limanlarına ulaşmıştır. Hindistan’dan gelen bir diğer hat Mısır
üzerinden aynı güzergahı takip etmiştir. Evliya Çelebi ise
Antalya’yı “İskele-i Mısır“ olarak tanımlamıştır. Osmanlı döneminde
İbn-Battuta’nın övdüğü Kamarraddin kayısısından Venediklilerin
tadına doyamadığı safrana kadar buğday, arpa, ceviz, susam,
peynir gibi nice yiyecek bu kıyılardan sevk edilmekteydi. Arap
yarımadasından gelen kıymetli pirinç, şeker ve Yemen kahvesi
ise Antalya limanından kara üzerinden Topkapı Sarayı’na
gönderiliyordu.
Yoğun gıda ticareti Akdeniz tarihini şekillendiren en önemli
unsurlardan biridir. Değerli mallar ile yüklü olan gemilerin cazibesi
korsanlığı körüklemiş, hatta çok güçlenen Pamfilya korsanları bir
dönem bölgeyi tamamen kontrollerine almışlardır. Kazılarda yapılan
çalışmalar Akdeniz limanları arasındaki yiyecek trafiğinin yoğunluğu
konusunda hayret verici bilgiler verir. Örneğin, oldukça dağlık
bir konumda olan Antik Sagalassos kentinden Mısır’a kırmızı sırlı
zarif tabaklar gönderilmiş, İskenderiye limanından ise sadece Nil
havzasında bulunan nadir balıklar tütsülenip kurutularak Sagalassos
sofralarına getirilmiştir.
Dünya çapında 49 ülkede uygulanmakta olan Mavi Bayrak
Programı’nda Türkiye ödüllü plaj sayısı ile son 3 yıldır 4.
sırada yer almaktadır. Batı Akdeniz kıyısında dahi 118 Mavi
Bayraklı plaj ve marina vardır.
Mavi Bayraklı plajlarına ilaveten, Antalya’da 80’den fazla dalış
noktası ve Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’na kayıtlı 68
yetkili dalış merkezi bulunmaktadır. Her seviyeden dalgıçlar,
ister profesyonel veya amatör olsunlar, yılın 12 ayı boyunca
masmavi denizin derinliklerine dalış yapabilirler.
Sayfa 18 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Bu yiyecek trafiği tarih boyunca durmaksızın sürmüş, Antalya’nın
bereketli toprakları bu sayede az rastlanır bir zenginliğe sahip
olmuştur. Afrika’dan bamya, mülhiye, göleviz gibi sebzeler gelmiş,
gene Güney Amerika kökenli yer fıstığı Afrika aracılığı ile gelerek
bu toprakları sevmiştir. Portekizli gemicilerin Akdeniz’e tanıttığı Çin
kökenli portakal kentin simgesi olacak kadar benimsenmiştir.
Antalya kısa sürede tüm narenciye ürünlerinin cenneti olmuştur.
Hindistan kökenli muz ise Arap yarımadasından ve mısır’dan
geçen yolculuğunu Anamur’da noktalamıştır. Fenike’de heykeli
dikilen domates ile biber Kristof Kolomb’un keşfiyle Amerika’dan,
patlıcan ise daha da önceleri Arap tacirlerle Hindistan’dan
gelmiştir. Bütün bu ürünler hep deniz ticaretinin Antalya havzasına
hediye ettiği lezzetlerdir. Her geçen gün bu lezzetlere egzotik
meyveler, sebzeler eklenmekte, Antalya havzasını tam bir cennet
bahçesine çevirmektedir.
Antalya, Anadolu mallarının çıkış, Suriye, Mısır ve Hindistan
mallarının ise Anadolu’ya giriş kapısı olma özelliğini tarih boyunca
korumuştur.
Deniz Hazineleri
Antalya kıyıları Akdeniz’in berrak sularından çıkan balık ve deniz
ürünleriyle zengin bir çeşitlilik sunar. Balıkçılık eski çağlardan beri önemli
bir geçim kaynağı olmuştur. Uluburun batığından sayısız balık oltası,
ucu çatallı balık zıpkını, balık ağı kurşunları, ağ onarımı için mekikler
gibi balıkçılık aletleri bulunmuştur. Roma dönemine ait bulunan balıkçı
mezar taşları bu mesleğin yaygınlığını anlatır.
Akdeniz balıkları içinde Mercan, Tongabaş, Fangri, Melanur, Barbunya
gibi kırmızı etli olanlar makbul kabul edilir.
Ege’de Orfoz adıyla bilinen Grida, yerel adıyla “Arap Balığı” olarak
anılır. Bir zamanlar sadece balıkçıların yediği grida bugün Antalya’nın
en gözde balıklarından biridir. Özellikle “Patlak Göz” türü çok aranır ve
buğulaması çok sevilir, “Kelle Çorbası” ise meşhurdur. Mangalda şiş
veya fileto ızgarası da çok lezzetlidir.
Domuz Balığı olarak da bilinen Yasemin Balığı da sevilen bir yerel
balıktır.
Kaş ve Kalkan civarının “Papağan Balığı” maceracı lezzet avcılarına
göredir. Bu balığın zehirli olan zarı patlatılmadan yenmesi gerekir.
Antalya sularının lezzetli balıkları saymakla bitmez. Akya, Bakalaryus,
Barakuda, Beyaz İzmarit, Laos, Levrek, Kefal, Kılıç Balığı....
Balıklara kimi zaman ilginç yerel isimler takılır. Sarı Çizgili Barbunya
burada Paşa Pantalonu adını alır, Çipura’ya Mendik denir. Kıpkırmızı
Naylon Balığı ise Hindistan Balığı veya Asker Balığı olarak anılır. Beyaz
Orkinos’un yavrusu Tombik, Gümüş’ün azmanına Lokum Balığı diye
bilinir.
Deniz ürünleri de çeşitlidir. Kekova taraflarında çıkan mavi yengeç son
yıllarda keşfedilen olağanüstü bir lezzet olarak çok aranır. Ahtapot,
Sayfa 20 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
kalamar, karides, karavida, deniz kestanesi de bol bulunur.
Antalya’da ilginç bir gelenek balıkların tarator sos ile servis yapılmasıdır.
Telatur veya talatur denilen cevizli tarator sos veya tahin ile balık bu
kıyılara özgü tariflerdir.
Antalya havzasının iç kısımlarında ise bambaşka bir balık dünyası
vardır. Göller bölgesinin tatlı su balıkları göl kıyısı sofralarının baş tacıdır.
Göllerde Sazan ve Toros’un serin derelerinde Kırmızı Benekli Alabalık
denemeye değer lezzetlerdir.
Çıralı
Toprak Bereketi
Tarımsal Çeşitlilik
Antalya, Burdur ve Isparta çevresi çok zengin bir ürün çeşitliliğine
sahiptir. Tarih boyunca bu topraklardan geçen kara ve deniz ticaret
yolları sayesinde her zaman yeni bitkiler gelmiş, yeni yiyecekler
yetiştirilmiştir. İklim koşullarının uygunluğu ve toprağın bereketi
sayesinde tarım son derece gelişmiştir. Kıyı bölgelerinde sıcak
Akdeniz iklimine has ürünler yetişirken, yüksek yaylalarda ve Burdur,
Isparta taraflarında İç Anadolu’ya özgü bir tarım tarzı hakimdir. Finike,
Demre tarafları ise Türkiye’nin seracılık merkezi haline gelmiştir.
Seralarda yetişen domates, biber, patlıcan bütün Türkiye’nin ihtiyacını
karşılar.
Bölgede seracılık benzeri ilginç odaklar oluşmuştur. Korkuteli, kültür
mantarı üretiminde önde yer alır, Burdur ise yeşil fasulye tarımında
Türkiye’nin önemli bir merkezidir. Alanya tarafında avokado gibi tropik
ürünler dikkati çekerken, başka yerlerde pek bilinmeyen göleviz,
dikenli kabak, mülhiye gibi sebzeler de yerel değerler olarak ilginçtir.
Son olarak haşhaş ve gül ise Burdur ve Isparta’ya damgasını vuran iki
üründür.
Talaturlu Balık
İçindekiler
• 1 kg. mercan
• Tuz
• Bulamak için un
• Kızartmak için zeytinyağı
Sos için
• 1 bardak ince çekilmiş ceviz
• ¾ bardak ılık su
• 2-3 diş sarımsak
• 1 limonun suyu
• 1 tatlı kaşığı tuz
• Maydanoz (istenirse)
Hazırlanışı
1 Balıkları ayıklayın, yıkayıp tuzlayın ve bir süzgeçte suları süzülene kadar bekletin.
2 Yaklaşık 1 çay bardağı kadar unu bir tabağa koyun. Balıkları unlayın ve fazla unlarını silkeleyin
3 Tavada yaklaşık ½ bardak zeytinyağını kızdırın ve balıkları ikili üçlü gruplar halinde kızartın. Kızaran balıkları bir tabakta kağıt havlu üstüne alın.
4
5
Sosu hazırlamak için sarımsağı tuz ile dövün. Bir kap içinde
cevizi ezilmiş sarımsak, limon suyu ve ılık su ile karıştırarak
sosu hazırlayın. Balığın kızartma yağından da 1-2 kaşık
ekleyebilirsiniz.
Balıkları servis tabağına alın ve cevizli sosu üstüne
gezdirin. Servis yaparken üstünü bol ince kıyılmış
maydanoz ile kaplayabilirsiniz.
Sayfa 23 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Yağı Kıymetli, Tadı Lezzetli
Susam ve Yer Fıstığı
Susam
Hibeş
Bir zamanlar Finike’nin susamı Atina pazarlarında en aranan
Hibeş Antalya mutfağının en tipik mezesidir. Rakı sofralarının
vazgeçilmez mezesi olan hibeş asıl tadını tahinden alır, acılı
ekşili lezzetler ile tahinin zengin susam tadını birleştirir. Acı
ekşi dengesi zevke göre ayarlanabilir. Daha kıvamlı olması
için 1 kase kadar haşlanmış püre haline getirilmiş nohut
eklenebilir. Hibeş suluca yapılıp haşlanmış sebze veya kuru
fasulye, nohut gibi bakliyat üstüne sos gibi gezdirilebilir.
susam türüymüş. Antik dönemde Mısır’dan gelen susam bitkisi,
tarımı zor ve zahmetli bir üründür. Yapışkan susam dallarını
toplamak sabır ister. Susamın hasat zamanının belirlemek
deneyim ister. Fazla olgunlaşırsa kuruyan susamlar saçılır ve ürün
ziyan olur. Hasat zamanı susam tarlaları deste haline getirilmiş
susam hevenkleriyle dolar. Hevenkler kuruyunca ters çevrilip
susamlar silkelenir. Sokak lezzetlerinin baş tacı simit üzerindeki
susam, böylesine yoğun bir emek ürünüdür.
Susamın Antalya mutfağına kazandırdığı en önemli lezzet ise
tahindir. Tahin, tatlıdan tuzluya pek çok yemekte kullanılır.
Korkuteli, Elmalı taraflarında üretilen çifte kavrulmuş tahin ise
yoğunlaşmış tadıyla çok özel bir lezzettir. Antalya usulü piyazın
sosu tadını tahinden alır, kabak tatlısının üzerine tahin gezdirilir,
saat kulesinin orada satılan tahinli çörek “bağaça”nın tadına
doyum olmaz.
İçindekiler
• 1 bardak tahin
• 2 limon
• ½ bardak ılık su
• 3-4 diş sarımsak
• 1 tatlı kaşığı kimyon
• 1 tatlı kaşığı acı kırmızı biber
• 1 tatlı kaşığı tuz
Üstü için
Sızma zeytinyağı, pul kırmızı biber, maydanoz
Hazırlanışı
1 Limonları sıkın. Sarımsakları tuzla havanda dövün
2
Tahini geniş bir çanakta ılık su ile iyice karıştırarak inceltin.
Dövülmüş sarımsak, kimyon ve acı kırmızı biberi ekleyin.
Limon suyunu yedirerek azar azar ekleyin. Karışım boza
kıvamına gelene kadar çırparak karıştırın. Eğer karışım
katılaşırsa azar azar ılık su ve biraz zeytinyağı ilave ederek
kıvamını açabilirsiniz.
3 Hibeşi bir meze tabağına alın, üstüne biraz sızma zeytinyağı
gezdirin. Kırmızı biber ve kıyılmış maydanoz ile süsleyin.
Sayfa 24 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Sokak lezzetlerinin baş tacı simit
üzerindeki susam, böylesine yoğun bir
emek ürünüdür.
Sırça Sarayın
Hazineleri
Sera Lezzetleri
Yer Fıstığı
Şambali
Türkiye domates üretiminde dünyada üçüncü sıradadır. Antalya
ili tek başına bu üretimin çoğunu karşılar. Finike’deki seralar
her mevsim domates üretmektedir. Organik ve arılarla döllenen
domates üretimi de hızla yaygınlaşmaktadır. Antalya mutfağında
en ünlü domates yemeği civedir.
Yer fıstığının kıtalar arası yolculuğu dünya yemek tarihinin en ilginç
Şam tatlısı seyyar satıcıların sokakta camekânlı arabalarda
sattığı bir tatlıdır. Elbette bu çok sevilen tatlıyı evde de yapabilirsiniz. Tepsi ve tatlının üstü Antep pekmeziyle sıvandığı
zaman tatlı nar gibi kızarmış bir renk alır.
Seracılık sektörü geliştikçe sivri biber, patlıcan, kabak gibi pek
çok sebze yıl boyu bulunur hale gelmiştir. Seralarda ayrıca
değişik salata yeşillikleri, otlar, hatta yenilebilir çiçekler bile serada
yetiştirilmektedir.
öykülerinden biridir. Brezilya ve Peru’da İnka uygarlığı öncesi
dönemlerden beri bilinen yer fıstığı Portekizli gemiciler aracılığıyla
dünyaya yayılmış. Güney Amerika’dan Batı ve Doğu Afrika
kıyılarına, oradan da Uzakdoğu ülkelerine ve Filipinlere kadar
Keki için
yayılarak kısa zamanda temel gıdalardan biri haline gelmiş, Afrika
• 6 bardak irmik
• 3 bardak süt
• 3 bardak şeker
• 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
• 1 bardak kavrulmamış yer fıstığı
ve Asya’da pek çok ülkenin mutfağında önemli bir yer edinmiş.
İlginç olan Amerika’nın keşfiyle dünyaya yayılan Güney Amerika
kökenli yer fıstığı Kuzey Amerika’ya Afrika üzerinden köleler
aracılığı ile ulaşmıştır.
Antalya’ya da Afrika ile olan ticaret aracılığı ile gelen yer fıstığı bu
Şurup için
topraklara sıkı sıkıya tutunmuştur. Yer fıstığı aslında bezelye ya da
• 5 bardak şeker
• 5 bardak su
fasulye gibi baklagillerden bir sebze olup ilginç bir büyüme biçimi
vardır. Bitkinin çiçekleri açtıktan sonra toprağa doğru sarkar,
sarmaşık gibi yerde ilerleyerek toprağa gömülür ve meyvelerini
Hazırlanışı
toprak altında olgunlaştırır. Bu yüzden pek çok dilde bu fıstıklara
1 İrmik, süt, şeker ve kabartma tozunu bir kapta iyice
karıştırıp 15 dakika dinlendirin.
“yer” ya da “toprak” ile ilgili isimler uygun görülmüştür.
Afrika ve Amerikanın güney eyaletlerinde görülen yerfıstığını
haşlayarak yeme adeti Antalya civarında Afrika kökenlilerin
yaşadığı yerleşimlerde görülür.
2
Çapı 50-60 cm olan bir metal veya emaye tepsiye
dinlendirilmiş irmik karışımını tepsiye boşaltın. Hamurun
üstüne fıstıkları dizin. Önceden ısıtılmış orta hararetteki
(180 derece) fırında 40-50 dakika pişirin.
3 Şurup için şeker ile suyu birlikte kaynatın ve soğumaya
bırakın.
4
Sayfa 26 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Fırından çıkardığınız sıcak tatlının üzerine soğuk şurubu
gezdirin. Tatlıyı yaklaşık iki parmak kalınlığında ve
yaklaşık 10 parmak uzunluğunda çubuk gibi dilimleyin ve
soğumaya bırakın.
5 Tatlı tüm şurubu emerek soğuyup kendini çekince soğuk
olarak servis yapın.
Domatesli Cive
İçindekiler
• 2 orta boy soğan
• 1/3 bardak zeytinyağı
• 10 adet orta boy domates
• 10-15 adet sivri biber
• 1 bardak pirinç
• 1 avuç dolusu iri yapraklı fesleğen (1 ufak demet)
• 5-6 diş sarımsak (zevke göre 1 düzine dişe çıkabilirsiniz)
• 1.5-2 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı
1 Soğanı zar gibi doğrayın. Zeytinyağını ısıtın ve soğanı
yağda çevirerek biraz öldürün.
2
3
Sivri biberleri ince doğrayın ve soğanlara ekleyip biraz da birlikte çevirin.
Domatesleri soyun, küp küp doğrayın ve tencereye ekleyin.
Tuzunu ayarlayın.
4 Domatesler suyunu hafif salınca yıkayıp süzdüğünüz pirinci
ilave edin. Eğer domatesler çok sulu değilse bir bardak
kadar su ekleyin.
5 Sarımsakları biraz tuz ve fesleğenlerin bir kısmı ile havanda
iyice dövün. Kalan fesleğen yapraklarını ise elinizle kabaca
parçalayın. Pirinçler pişer pişmez sarımsak ile fesleğeni
ilave edin ve hemen ateşten alın.
6 Cive hafif sulu kalmalı, pirinç yemeğin suyunu tamamen
emmemelidir. Pirinçlerin lapalaşmaması, adeta dişe gelir
biçimde hafif diri kalması gerekir. Fesleğen ise pişmemeli
ve rengini korumalıdır.
7
Patlıcanlısını yapmak isterseniz, soğanla birlikte alacalı
soyduğunuz ve parmak gibi doğradığınız 2-3 patlıcanı
kavurun, pirincini ise biraz daha geç atın ki patlıcanlar iyice
pişsin.
Her Gün Mutlaka!
Kaçınılmaz üçlü! Şiş köfte, piyaz ve kabak tatlısı. Antalya’da bu üç yemekten kaçmak neredeyse
imkânsızdır.
Şiş köfte yapan yerler sokaktaki seyyar köftecilerden çok katlı köfte saraylarına kadar değişen
çeşitliliktedir. Şiş köftenin yanında her zaman piyaz yenir. Ancak burada piyaz tahinli sosuyla sıradan
bir fasulye salatası olmaktan çıkar, bambaşka bir boyut kazanır. Bu olağanüstü piyaz için küçük ve
lezzetli ince kabuklu Çandır fasulyesini kullanmak şarttır. Tahinin sos olarak kullanılması sadece
piyaza tat katmaz, kabak tatlısı da tahinin yoğun susam lezzetinden nasibini alır. Parlak portakal
rengiyle zaten yeterince davetkâr olan kabak tatlısı, tahin ilavesiyle dayanılmaz bir çekicilik kazanır.
Bunu bilen lokantacılar dükkân girişine üst üste balkabaklarını yığarak müşterileri adeta baştan
çıkarırlar.
Şiş Köfte
Şiş köfte, Burdur ve Antalya’nın en sevilen çarşı
yemeklerindendir. Öyle ki bu kentlere gidip de şiş köfte
yemeden dönmek olmaz. Köftenin iyisi ustasının elinden
mangal ateşinde olduğu için evlerde yapılmaz. Gene de
yapmak isteyenler etin seçimine özen göstermelidir. Danakoyun karışımı kıymadan çarşı kalitesine yakın köfteler
yapılabilir. Şişlerin özel yapılmış yassı şiş olması gerekir.
İçindekiler
½ kg kıyma (dana-koyun karışık) tuz, karabiber
Servis için: domates, sivri biber, soğan, maydanoz,
sumak tırnak pide
Hazırlanışı
1 Kıymayı yeterince tuz (yaklaşık 1 tatlı kaşığı) ile yoğurun.
Yarım saat kadar dinlendirin.
Tahinli Piyaz
• 2 bardak Çandır fasulye
• 1 bardak zeytinyağı
• ½ bardak tahin
• ½ bardak sirke
• 1 bardak su
• 1 limon
• 5-6 diş ezilmiş sarımsak
• 1 tatlı kaşığı tuz
• Kırmızı pul biber
• Karabiber
Üstü için: 4 haşlanmış yumurta, 2-4 domates, 6 yeşil biber
2 kuru soğan, ½ demet maydanoz, tuz
Hazırlanışı
1 Fasulyeleri geceden bol suda ıslatın.
2 Kıymadan irice bir ceviz büyüklüğünde parçalar alarak
şişlere geçirin. Elinizi su ile ıslatarak köfteleri yassıltın,
yanları parmakla sıvazlayarak düzgün hale getirin.
2 Süzün ve bol suda en az bir saat veya daha fazla iyice
yumuşayıncaya kadar haşlayın. Tencere içinde
soğumaya bırakın.
3 Ayrı bir şişe dörde böldüğünüz domatesleri geçirin iki
ucuna sivri biberleri takın.
3
Zeytinyağı, tahin, sirke, limon suyu ve suyu bir kapta
karıştırın. Haşlanmış fasulyeden 3-4 çorba kaşığı kadar
alın ve çatalla iyice ezin. Bunu da sosa karıştırın.
Sarımsağı tuzla havanda dövün ve sosa katın. Eğer
gerekirse biraz daha su ekleyebilirsiniz. Pulbiber ve
karabiberi ekleyin.
4
Haşlanmış fasulyeleri süzerek servis kâsesine koyun.
Sosu dökün ve bir alt üst edin. Soğanları ince yarım
ay şeklinde doğrayın, tuzla harmanlayarak bir süzgece
bırakın. Bir süre sonra biraz suyunu salarak yumuşayan
soğanları sudan geçirin ve avucunuzla fazla suyunu
sıkın. Fasulyelerin üzerine yayın. Maydanozu ince kıyın
ve üstüne dağıtın.
4 Şiş köfteleri ve domatesleri yağlanmış ızgarada mangal
kömürü veya odun közü üzerinde arada çevirerek pişirin.
5
Pideleri avuç içi büyüklüğünde kesin. Pişen şişleri
pide üzerine koyun. Biraz karabiber ekin. İkinci bir pide
ile kapatın. Biraz bastırarak pidenin ısınmasını ve köftenin
suyunu emmesini sağlayın. Pidenin şişin sap kısmına
yakın tarafını bastırarak şişi çekerek köfteyi pidenin içine
çıkarın.
6
Ayrıca közlenen domates ve biberleri de üstüne
çıkarın. Yanına ince yarım ay kesilmiş soğan, ince
kıyılmış maydanoz ve sumak karışımı hazırlayarak servis
yapın.
5 Yumurtaları soyun ve dörde bölün. Domatesleri de
dilimleyin. Sivri biberi ince kıyın. Hepsini piyazın üstüne
dizip süsleyerek servise hazır hale getirin.
Kabak Tatlısı
• 1½ kg balkabağı
• 3 bardak toz şeker
• 1 bardak tahin
• 1 bardak ceviz içi
Balkabaklarını beş parmak kalınlığında dilimleyin ve
kabuklarını kesip atın. Balkabağı dilimlerini üçe bölerek bir
tencereye dizin ve üstüne şeker gezdirerek bir gün bekletin.
Ertesi gün tencereyi ateşe koyun ve kısık ateşte suyunu
çekmeye başlayıncaya kadar kaynatın. Suyu koyulup
azalınca ateşten alın.
Balkabağı dilimleri tamamen soğuyunca geniş bir servis
tabağına alın ve üstüne tahin ve çekilmiş ceviz gezdirerek
servis yapın.
Sayfa 29 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Arap Kadayıfı
Isırgan Yoğurtlama
Arap kadayıfı, aynı zamanda taş kadayıf olarak anılan yassı
kadayıftan yapılır. Hazır olarak çarşıda satılan kadayıf eğer
taze olmazsa katlanırken çatlar ve yarılır.
Girit göçmenleri ot yemekleriyle meşhurdur. Isırgan otu,
zahmetli olsa da çok sevilen bir ottur. Isırganları hazırlarken
eldiven giymeyi unutmayın.
1 kg taze yassı kadayıf, 150 g çekilmiş ceviz, 2 çorba kaşığı
şeker, 1 tatlı kaşığı tarçın, 3-4 yumurta, hafif çırpılmış
kızartmak için sıvı yağ ( yaklaşık 300-350 ml)
Şurup için: 1 kg şeker, 1 lt su, 3-4 ıtır yaprağı, ½ limonun
suyu
Hazırlanışı
1
Öncelikle şurubu hazırlayın. Şeker ve suyu bir tencerede
karıştırın. Kısık ateş üstünde karıştırarak şekeri eritin. Itır
yapraklarını ekleyin. Şurubu 5-10 dakika kadar orta ateşte
kaynatın. Şurup biraz koyulunca limon suyunu ekleyin ve
bir taşım daha kaynatın. Ateşten alın, yaprakları çıkartın
ve oda sıcaklığına soğuması için bir kenarda bekletin.
2 Bir kâsede ceviz, şeker ve tarçını karıştırın. Başka bir
kâsede yumurtaları hafifçe çırpın.
3 Her bir kadayıfın ortasına 1 tatlı kaşığı cevizli karışımdan
koyun ve ikiye katlayın. Kenarlarını hafifçe ıslatarak
bastırın ve iyice yapışmasını sağlayın.
4
Derince bir tavada kızartma yağını kızdırın. Her bir
kadayıfı önce yumurtaya batırarak dikkatlice tavadaki
yağın içine bırakın. Bir tarafı nar gibi kızarınca diğer
tarafını çevirin. Tavayı fazla doldurmadan bir seferde dört
beş kadayıf kızartın. Kızaran kadayıfları maşayla alarak
fazla yağını süzün ve şuruba atın.
Şuruplu Tatlılar
Türk mutfağı şuruplu tatlılar açısından zengindir. Baklava başta
olmak üzere, fırında pişmiş veya kızarmış tatlılar vazgeçilmez
tadını şuruptan alır.
Antalya’da şuruplu tatlıların şahı Arap Kadayıfı’dır. İçi ceviz dolu,
yağda kızarmış ve şuruba batırılmış kadayıflar hafif olmaktan çok
uzak olsa da, karşı konulması zor bir lezzettir.
Şuruplu tatlılarda bu yoğun tadı hafifleten ve çoğu kez Antalyalılar
dışındakilerin bilemediği gizli bir lezzet dokunuşu vardır. Şurup
hazırlanırken içine birkaç ıtır yaprağı veya birkaç kaşık portakal
çiçeği suyu konur. Bu çiçekimsi koku şuruba, Antalya’nın masalsı
manzarasına çok yakışan gizemli bir lezzet katar.
• 500 gr. ısırgan
• 1 demet taze soğan
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• ½ bardak zeytinyağı
• 1 tatlı kaşığı tuz, ½ tatlı kaşığı karabiber
Üstü için: 2 bardak süzme yoğurt, 2 diş sarımsak,
½ tatlı kaşığı tuz, 2 çorba kaşığı zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı pul
biber
Hazırlanışı
1 Isırgan yapraklarını ayıklayın ve saplarını atın. Bol tuzlu
suda kısaca yumuşayıncaya kadar haşlayın.
2 Süzün ve biraz soğuyunca kabaca doğrayın.
3
Taze soğanları ayıklayın ve ince doğrayın. Tereyağını
ve zeytinyağını geniş bir tavada ısıtın. Soğanları ölünceye
kadar orta ateşte çevirin. Isırganı, tuz ve biberi ekleyin ve
ateşte biraz çevirin. Servis tabağına alın.
Ot Ziyafeti
Yenilebilir yabani otlar Giritliler için ziyafet sofrasıdır. Bölgedeki
mübadil Girit göçmenleri ot yemeklerinin çeşitliliği ile tanınır. Ot
toplama geleneği sadece Giritliler için değil bölgedeki tüm köyler
için özellikle yağışlı mevsimlerde kırsal hayatın halen değişmez bir
parçasıdır.
Yabani otlar ihtiyaç kadar lezzet için de toplanır. Mutfaktaki
kullanımı ise çok çeşitlidir. Lavaş ekmek içine çiğ olarak dürüm
yapılıp yendiği gibi kat kat lezzetli muhteşem otlu börekler de
yapılır. En yaygını ise soğanla kavurmasını yapmaktır. Ot kavurma,
içine birkaç yumurta kırıldığında kuvvetli bir kahvaltı veya hafif bir
öğle yemeği olabileceği gibi yanına sarımsaklı yoğurtla harika
bir meze halini alır. Yoğurdun içine karıştırıldığı yoğurtlamalar ise
sıcak yaz günlerinde ferahlatıcı lezzetlerdir.
4 Sarımsağı tuzla havanda dövün. Yoğurt ile karıştırın ve
ısırganın üstüne dökün. Zeytinyağını üstüne gezdirin ve
pul biber ekerek servis yapın.
5 Kadayıfları şurubun içinde bir an şurubu çekene kadar
tutun ve hemen çıkarın, servis tabağına alın. Üzerine ek
olarak çekilmiş ceviz ekebilirsiniz.
Sayfa 31 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Afrikalı Göçmenler
Bu üç Afrika kökenli sebzenin başka bir ortak özelliği vardır. Eğer
düzgün pişirilmezlerse yapış yapış olurlar, ama bilhassa bu hafif
yapışkan özellikleri bu sebzeleri popüler yapmaktadır. Bunlardan
bamya Ortaçağ’dan beri Türk mutfağının sevilen bir sebzesi
haline gelmiştir, ama diğer ikisi daha çok yerel bir lezzettir.
Bamya
Anavatanı Etiyopya ve Doğu Sudan olan bamya Nil
havzasından İskenderiye limanı araclığı ile Anadolu’ya
gelmiştir. olduğu kabul ediliyor. Önceleri yabani olarak
yetişirken ilk olarak Mısırlılar tarafından MÖ 1200’lerde
tarımı yapılmış. Dünyaya köle ticaretiyle yayılan bamya, bu
yüzden Amerika’nın güney eyaletlerinin en sevilen sebzesi
olmuş. Selçuklu döneminden beri bilinen bamya, Osmanlı
döneminde Arap bacıların yaygınlaştırdığı “aside” yemeği
ile meşhurmuş. Bamya bitkisi iki Latince ismi olan nadir
bitkilerden. Tohumlarının mis kokusu yüzünden Abelmoschus
esculentus adını almış. Arapçadan gelen “Eb’ül misk” yani
“mis kokuların babası” ismi yanı sıra güzel çiçeklerinden
ötürü yenebilir hibiscus anlamına gelen Hibiscus esculentus
adını da almış.
Göleviz
Türkiye’de sadece Antalya ve Mersin civarında bilinen göleviz,
şeklen kerevize benzeyen bir kök sebzedir. Güneydoğu Asya
kökenli sebze, Afrika üzerinden dünyaya yayılmıştır. Öyle
ki “taro” adıyla bilindiği Hawaii adalarının simgesi haline
gelmiştir. Mısır ve Kıbrıs’ta “kolakas” adıyla anılır. Antalya’ya,
Roma döneminden beri yetiştiği Kıbrıs üzerinden gelmiştir.
Domatesli etli yemeği ekşili tadıyla ilginçtir, körpesinden
patates gibi kızartması yapılır.
Mülhiye
Mülhiye, veya Kıbrıslıların adlandırdığı gibi “Molehiya” Antalya
mutfağının gizli lezzetlerindendir. Mısır ve Kıbrıs mutfaklarında
neredeyse milli yemek gibi kabul edilen mülhiyeyi herkes
bilmez. Daha çok geçmişinde Mısır, Kuzey Afrika veya
Kıbrıs olan aileler tarafından sevilir. Jüt bitkisinin yaprakları
olan mülhiye kurutularak saklanır. Kuzu eti veya tavukla bol
limonlu olarak pişer. Mülhiye yemeği piştiği zaman başka
yemek aranmaz.
Avokado
Aztek kökenli, anavatanı Meksika olan avokado
bölge mutfağının yeni konuklarındandır. Ağacında
olgunlaşsa da yumuşamayan, ancak koparıldıktan
sonra yumuşamaya başlayan avokado, özellikle
Alanya civarında kendine yeni bir vatan bulmuş
gibidir. Yağlı tadıyla salatalara çok yakıştığı gibi
ezmesi yapılarak meze sofralarında yerini almaya
başlamıştır.
Isparta
Çiçekteki
Lezzet
Haşhaş ve Gül
Torosları aşıp İç Anadolu’ya doğru yönelince kara iklimi
hakim olmaya başlar. Değişen iklimle birlikte ürünler de
değişir. Anadolu topraklarında binlerce yıllık geçmişi olan
haşhaş özellikle Burdur’da önemli bir üründür. Hititlerden beri
yetişen, Roma döneminde sikkelerden lahitlere, tapınaklardan
çeşmelere her yapıda haşhaş betimlemesine rastlanır.
Bereketi temsil eden Demeter, Artemis gibi tanrıçaların
bir elinde buğday başağı, bir elinde haşhaş kozası olur.
Burdur ve Isparta illerinde iki ürün çok özeldir. Bahar sonu
uçsuz bucaksız eflatunlu, beyazlı çiçekleriyle haşhaş tarlaları
çiçek bahçasine döner. Tarih boyunca yağ bitkisi olarak da
yetiştirilen haşhaş, tohumu ve sürtme denilen ezmesiyle bölge
mutfağında apayrı bir yere sahiptir. Kömbe veya nokul gibi
haşhaşlı çörekler kimi zaman bölgenin diğer güzel çiçeği gül
yapraklarıyla apayrı bir rayiha kazanır.
Isparta, dünyanın gül merkezi gibidir. Burdur ile birlikte bu iki
gül kentimiz Türkiye’yi dünya gül yağı üretiminde birinci sıraya
oturtmuştur. 19. yüzyılda Bulgaristan’ın Kazan bölgesinden
Isparta’ya gelen gül tarımı, bugün parfüm endüstrisi için
vazgeçmezdir. Gül yağı üretiminin yan ürünü olan gül
suyunun Osmanlı mutfağında yeri bambaşkadır. Muhallebi,
zerde, aşure gibi pek çok tatlı, gül suyunun son dokunuşuyla
rüyalar gibi bir lezzet kazanır. Gül reçeli kaymakla kahvaltıları
şenlendirir, güllü lokum ise kahveyle mis gibi bir ikili oluşturur.
Sayfa 34• Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Gül Şerbeti
Gül Reçeli
İçindekiler
İçindekiler
• 125 g reçellik kırmızı, kokulu gül yaprağı
• 1 bardak şeker
• 5 bardak su
• 1 limon
• 500 g reçellik kokulu gül yaprağı
• 7 bardak şeker
• 3 bardak su
• 4 çorba kaşığı limon suyu
Hazırlanışı
Hazırlanışı
1 Gül yapraklarını ve şekeri bir kapta karıştırın. Yapraklar
tümüyle ezilip dağılıncaya dek parmaklarınızla ezip
yoğurun.
1 Güllerin yapraklarını ayıklayın, iyice yıkayın ve yapraklar
kuruyuncaya kadar süzün.
2 Su ve limon suyunu ekleyin, şeker tümüyle eriyinceye
dek iyice karıştırın.
2 Büyük bir kase içinde şeker ve limon suyu ekleyerek
hafifçe ovalayarak yoğurun ve birkaç saat beklemeye
bırakın.
3 Şerbeti geniş ağızlı bir şeşeye veya kapaklı bir sürahiye
alın ve en az 4-5 saat veya bir gece soğutucuda
beklemeye bırakın.
3 Tencereye alın ve suyu ekleyin, tencerenin ağzını
kapamadan koyulaşana kadar kaynatın. Arada üzerinde
biriken köpüğünü alın.
4 Servis yapmadan önce tülbent veya ince telli bir
süzgeçten süzün. Bol kırık buzla kirstal bardaklarda
servis yapın.
4 Reçel kıvama gelince ocaktan alın, sıcakken temiz
sterilize kavanozlara paylaştırın ve ağzını kapayarak
soğumaya bırakın.
Sayfa 37 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Cennet Bahçesi
Meyveler
Antalya, Burdur ve Isparta illeri meyve zenginliği açısından tam
bir cennettir. Deniz kıyısından karlı dağ tepelerine, sakin göller
bölgesinden serin yaylalara kadar her köşede birbirinden özel
meyveler yetişir.
Seyyahlar Antalya civarının meyvelerini anlata
bitirememişlerdir. İbn-i Battuta şöyle yazmıştır:
anlata
“Antalya, bağ ve bahçeleri çoktur, meyveleri lezizdir. Kamaruddin
adını verdikleri bir çeşit kayısı çok nefistir. Bademi lezzetli olduğu
için kurutulur.”
Evliya Çelebi ise Finike’de limon, turunç, nar ve incir
bahçeleri; Elmalı’da bağlar, bahçeler, kırk güne elması, yedi
elvan üzümü; Adalya’da turunç, kebbat, hurma, zeytin, incir,
şeker kamışı; Alanya’da limon, turunç, ernar, zeytin, incir,
hurma, üzüm... diye uzun uzun bölge meyvelerini saymıştır.
Elmalı ve Korkuteli yüksek rakımın verdiği serinlik ile kara
iklimi isteyen meyveler ve şaraplık üzüm için ideal ortamlar
oluştururken, nemli ve sıcak kıyılarda tropik meyveler yetişir.
Side’nin adı Nar’dan gelir, Elmalı’nın elması ile Isparta’nınki
rekabet eder, Anamur mis kokulu yerli muz ile anılır, Burdur’un
cevizi coğrafi tescil almıştır. Kirazın alası, kayısının ballısı, erik
ve şeftali buralarda olur.
Bütün bu meyveler bir yana Antalya kentinin simgesi güneş gibi
parlayan portakaldır. Portakal başta olmak üzere narenciye
bahçeleri dağlarla denizi kavuşturan topraklarda uçsuz
bucaksız mis kokulu bir cennet yaratır.
Sayfa 39 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Nar
Nar, Anadolu’da tarih boyunca yaşamış bütün
kültürlerin ortak bereket sembolü olan meyvedir.
Nar meyvesi, içinden saçılan binbir mücevher
gibi tanesiyle gizemli bir hazine gibidir. Antalya
bölgesinde her beldede yetişir, özellikle Ernar,
Hicaznar çeşitleri meşhurdur.
Tarihte ise nar meyvesi Side ile özdeşleşir. “Side”
sözcüğü kelime anlamı olarak “Nar” demektir. Erken
dönem Side sikkelerinde kentin sembolü olarak nar
meyvesi kullanılmıştır.
Muz
Muz, Dünyada ticaret payı en yüksek olan meyvedir. Anavatanı
Güneydoğu Asya ülkeleri olan muz, Arap tacirler araclığı ile Akdeniz
ve Afrika’ya taşınmıştır. Alanya’ya ilk kez 1750’lerde Mısır’dan süs
bitkisi olarak gelmiş, ancak 1930’lardan sonra meyvesi için dikilmeye
başlanmıştır. Alanya’nın doğusundaki kıyılarda muz plantasyonları göz
alabildiğine uzanır. Akdeniz’in muz kenti ise kuşkusuz Anamur’dur.
Muz bitkisi meyva verdikten sonra köküne kadar çöken ve her yıl tekrar
doğan bir bitkidir. Muz hevengi filiz verip doğarken bitki çatırdayarak
ses çıkartır.
Elma, Ceviz, Kiraz
Antalya havzasının iç kısımlarında yaygın olan bu üçlü özellikle Burdur
ve Isparta civarında, Korkuteli ve Elmalı yaylalarında yetişir. Burdur
cevizli ezmesiyle meşhurdur. Isparta Uluborlu civarının elması ve
kirazı özellikle lezzetlidir. Antik Sagalassos’un devamı niteliğindeki
Ağlasun’un en önemli ürünleri ceviz ve kirazdır. Aslında bölgede ceviz
ve kirazı ile anılan, elmaları ile meşhur nice belde vardır.
Sayfa 40 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Şehirin eski günlerini hatırlatan bu üç meyvenin her Antalyalının
kalbinde yeri vardır. Kâh güzellikleri, kâh büyüleyici kokuları, ya da
kalıcı, ebedi tatları olsun, bu meyveler adeta cennet bahçesinden
çıkmış gibidir.
Amme
Antalya’da “Amme” olarak adlandırılan Trabzon hurması
cennetten bir meyve gibidir. Bu yüzden Cennet Hurması
yakıştırması da yapılır. “Kaki” ve “Persimmon” gibi adlarla
da bilinen meyvenin Latince adı ise ilahî bir yakıştırma içerir.
Diospyros kaki “Tanrı Tohumu” anlamına gelir.
Muşmula
Muşmula’nın kalplerde yer edişi ise çiçeğinin kokusunda
gizlidir. Tıpkı portakal çiçeği kokusu gibi muşmula çiçeğinin
kokusu da Antalya’ya ait bir kokudur. Koyu yeşil yapraklarıyla
her bahçede, yol kenarlarında bulunan muşmula meyvesi
sonbaharın nostaljik lezzetidir. Malta Eriği ve Yeni Dünya
olarak da bilinirler.
Hurma
Hurma ise malum cenette yeri olan bir meyvedir. Hurma
palmiyeleri Antalya’ya binbirgece masallarını hatırlatan
doğulu bir hava verir. Meyvelerine pek itibar edilmese de
bilen tazesinin tadına doyamaz.
Kaktüs Meyvesi
Akdeniz’in dikenli güzeli kaktüs meyvesi yaz sonuna doğru
iyice olgunlaşıp ballanır. Kimseler elleyip temizlemeye
cesaret edemediği için sokak tezgahlarında ayıklanıp satılır.
Ustalaşmış şekilde bir çırpıda dikenleri sıyırıp, bol çekirdekli
tatlı içini sunuveren satıcılar sayesinde güneşin tadını
biriktiren bu meyvenin tadına varılabilir.
Güneşin Meyvesi
Portakal ve Narenciye
Antalya kentinin simgesi olan portakal, aslında oldukça yakın bir geçmişte
yaygınlaşmış bir meyvedir. Türkiye’nin narenciye deposu olan Antalya ve
çevresinde portakal ziraatı 1930’lu yıllarda başlamıştır. 1936 yılında kurulan
Narenciye Ensitüsü başta portakal olmak üzere narenciye üretiminin
yaygınlaşmasını sağlamıştır. Antalya sokaklarını süsleyen turunç ise çok daha
eskiden beri bilinen bir meyvedir.
Bütün narenciye türleri Çin kökenlidir ancak Akdeniz havzasında yaygınlaşmaları
farklı dönemlerde gerçekleşmiştir. Turunç, Kuzey Afrika ve Akdeniz çevresinde
7. yüzyıldan itibaren görülmeye başlanmış, Osmanlı döneminde limon ve ağaç
kavunu ile birlikte 15. yüzyıldan itibaren bilinmektedir. Kebbat olarak bilinen ağaç
kavunu Topkapı Sarayı’nda reçel yapımında kullanılır, turunç çiçeği suyu ile tatlıları
kokulandırılır. Bizanslı yazar Leonthios Macharias’a göre limon, Mısır’da adını
Antalya’dan alarak Addaliya olarak anılmaktaydı. Evliya Çelebi bölgeyi ziyaretinde
buradan Topkapı Sarayı’na fıçılarla limon suyu gittiğini kaydeder.
Portakal ise Portekizli denizciler tarafından Ümit burnu üzerinden 16. yüzyılda
Akdeniz’e getirilmiş, Osmanlı kaynaklarında ancak 18. yüzyıldan sonra
görülmüştür. Pek çok Akdeniz ülkesinde portakal adını Portekiz’den alır. Bir
zamanlar pahalı ve zor bulunur bir meyve iken Antalya’daki Narenciye Enstitüsü
sayesinde bollaşmıştır. 1963 yılında başlatılan Altın Portakal Film Festivali’yle
kentin biricik simgesi haline gelmiştir.
Sayfa 44 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Tatlı Anlar
Reçel ve Bestel
Meyvenin adeta mücevher gibi korunduğu en özel lezzet
ünlü Antalya reçelleridir. Antalya’da reçel ikramı başlı
başına bir ritüeldir. Narenciye türlerinden yapılan turunç,
greyfurt, bergamot, ağaç kavunu ve portakal kabuğu
reçelleri yanı sıra limon ve portakal çiçeğinden de reçeller
yapılır. Bütün bu tatlı mücevherler koku ve görüntüleriyle
Turunç Reçeli
Sonbahar ve kış boyunca kent sokakları fener gibi parıldayan
tupturuncu turunçlar ile renklenir. Turunç kabuğu ile yapılan reçel
mücevher gibi parlayan muhteşem görünüşüyle olduğu kadar
tadıyla da ideal bir ikramdır. Türk kahvesi yanına gümüş kaşık veya
kürdanla şekerleme gibi servis yapabilirsiniz.
muhteşemdir. Ayrıca patlıcan, karpuz, balkabağı, hurma
İçindekiler
8-10 turunç, 1 kg şeker, 2 bardak su, limon suyu
gibi sıradışı reçeller de vardır. Henüz olgunlaşmamış
Hazırlanışı
ceviz ve incirden yapılanlar ise şaşırtıcı lezzetlerdir.
1 Turunçları yıkayın, kurulayın, rendenin ince tarafıyla sadece
turuncu renkli kısımlarını rendeleyin. Turunç kabuğu rendesini
kek, çörek, tatlı veya şerbetlerde kullanmak üzere ayırın.
Özel gümüş reçel takımlarında sunulan reçeller Antalya
misafirperverliğinin en ince ve zarif ikramlarından biridir.
Burdur ve Isparta tarafında müthiş gül reçelinin dışında,
beyaz kiraz reçeli, vişne reçeli gibi lezzetler de kayda
değer. Kimi zaman reçel yerine bestel sözcüğü kullanılır.
Kireç kaymağında çıtırlık kazanan balkabağı ve pekmez
ile yapılan kabak pesteli gibi yerel özel lezzetler vardır.
Toroslarda şeker yerine pekmez kullanılarak yapılan
besteller apayrı bir lezzet zenginliği sunarlar.
2 Turuncun tepesinden bir dilim kabuk kesip atın. Keskin bir
bıçakla kabuğuna boydan sekiz kesik atın ve soyun.
3
Her bir kabuk dilimini sigara sarar gibi yuvarlayarak pamuklu
bir ipe dizin. Turunç kabuğu dizilerini su dolu büyük bir kap
veya leğene koyun. Üzerine bir tabak ve ağırlık koyarak su içinde
durmasını sağlayın.
4
Üç gün boyunca turunçların suyunu her gün değiştirerek acısının
çıkmasını sağlayın. Eğer biraz acısının kalmasını istiyorsanız
suyun içinde daha az da tutabilirsiniz, ya da bir taşım kaynatıp
süzerek soğuk suya koyup sadece bir gün bekletebilirsiniz.
5 Acısı çıkan turunç kabuklarını süzün, ipten çıkarın ve geniş bir
tepsi veya kap içine koyun, üstüne şekeri dökün. Örtülü bir
şekilde bir gece sulanması için bekletin.
6
Ertesi gün bir tencerede iki bardak su ilavesiyle bir saat kadar
kaynamaya bırakın. Arada yüzeyde biriken köpüğünü alın.
Kabuklar iyice şeffaflaşıp suyu koyulunca yarım limonun suyunu
ekleyin ve ateşi artırarak birkaç dakika daha kaynatın.
7 Ateşten alın ve reçel henüz sıcakken sterilize edilmiş temiz
kavanozlara bölüştürün. Kapaklarını kapatın ve kuru, serin bir
yerde saklayın.
Sayfa 46 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Serin Lezzetler
Yaz aylarında sıcaklardan kavrulan kıyılar tarih boyunca dağlardan getirilen
serinliklerle nefes almıştır. Dağlarda kar-buz kuyularında biriktirilen buzlar
kıyıdaki yerleşimlere indirilmiş, antik su yolları ile dağların serinlikleri kıyı
bölgelerine taşınmaya çalışılmıştır. Özellikle yaz aylarının çok sıcak geçtiği
Antalya’da yüksek Beydağlarından gelen kar, buz ve su kent ve kırsal
bölgelerin serinlemesini sağlamıştır. Dağ yamaçlarında Sagalassos gibi
lezzetli içme suları ve çağlayan pınarları ile ünlü, çeşmelerle bezeli nice
antik yerleşim vardır.
Antik Roma döneminden beri yaz aylarında dağdan taşınan kar ve buz
hem içeceklerin serinletilmesinde hem de dondurma gibi serin lezzetlerin
yapılmasında kullanılmıştır. Selçuklu ve Osmanlı döneminde mutfak
kültürünün önemli bir parçasını oluşturan meyve ile hazırlanan şerbetlerin
kar ile karıştırılması ile İstanbul ve Anadolu’da karlama, karsanbaç, kar
helvası, kar şerbeti gibi adlar altında tatlılar hazırlanırdı. Karın bal veya
pekmez ile karıştırılması ile hazırlanan tatlılar dondurma türü yiyeceklerin
ilk örneklerini oluşturmuştur. Yaz sıcağında ferahlatan bu lezzetlerin
başında yanıksı tadıyla ilgi çeken dondurma ve buz kıymıklarıyla yapılan
karsambaç, karlama, şişertme gibi lezzetlerdir. Kentlerde ise bu tatlıların
yerini günümüzde dondurma almıştır. Antalya, Korkuteli, Elmalı özellikle
maltız keçisi sütünden salep ile yapılan yanık dondurması ile meşhurdur.
Sayfa 48 • Antalya ve Batı Akdeniz’de Mutfak Kültürü
Şubat
Mart
Mart
Uluslararası
Antalya Gitar
Festivali
Altın Portakal
Şiir Ödülü
Sempozyumu
Ansan Öykü
Günleri &
Akdeniz Şiiri
ATSO
Türk Sanat Müziği
Günleri
Antalya
Antalya
Antalya
antalyagitarfestivali.com
altinportakal.org.tr
ansansanat.com
Nisan
Nisan
Mayıs
Mayıs
Uluslararası
Koro
Festivali
İbradı
Kardelen
Festivali
Antalya
Nisan
Temmuz
Temmuz
Temmuz
Temmuz
Ağustos
Ağustos
Antalya
TV Ödülleri
Deliktaş - Sarıkaya
Kültür ve
Sanat Festivali
Karamanlı
Ceviz, Mermer ve
Yayla Festivali
Pınar Pazarı
Panayırı
Niyazi Baba
Kültür ve
Sanat Şenliği
Konyaaltı
Karnavalı ve
Yaz Şenlikleri
Akseki
Yaz Şenliği
Antalya
Antalya
Yeşilbaşköy, Burdur
Karamanlı, Burdur
Eğirdir, Isparta
Burdur
Antalya
Akseki, Antalya
atso.org.tr
altinportakal.org.tr
yesilbaskoybelediyesi.com
karamanli.bel.tr
egirdir.bel.tr
konyaalti.bel.tr
akseki.bel.tr
Mayıs
Mayıs
Ağustos
Ağustos
Ağustos
Ağustos
Ağustos
Air Show
Side
Dedegöl
Dağcılık
Şenliği
Uluslararası
Antalya Kum
Heykel Festivali
Antalya Gençlik
Şenliği
Cevizli
Ayran Festivali
Akçaeniş
Kültür ve
Sanat Festivali
Gazipaşa
Çekirdeksiz Nar
Festivali
30 Ağustos
Zafer Bayramı
Şehzade Korkut
Yaz Şenlikleri ve
Mantar Festivali
İbradı, Antalya
Side, Antalya
Eğirdir, Isparta
Antalya
Antalya
Cevizli, Antalya
Elmalı, Antalya
Gazipaşa, Antalya
Korkuteli, Antalya
antalya.bel.tr
ibradi.bel.tr
side.bel.tr
egirdir.bel.tr
larasandland.com
antalya.bel.tr
cevizli.bel.tr
gazipasa.bel.tr
korkuteli.bel.tr
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Ağustos
Ağustos
Ağustos
Ağustos
Ağustos
Ağustos
Akdeniz
Üniversitesi
Gençlik Şenliği
Antalya
Uluslararası
Tiyatro Festivali
Yörük Türkmen
Şöleni
Uluslararası
Alanya Turizm
ve Sanat Şenliği
Altın Nar
Yağlı Güreşleri
Eğirdir
Motosiklet
Festivali
Antalya
Bisiklet
Festivali
Elmalı
Yağlı Güreşleri
İncesu
Kültür ve
Sanat Festivali
Seyyit Veli Baba
Aşıklar Gecesi
ve Pilav Festivali
Bucak
İncir, Kültür ve
Sanat Festivali
Kibyra
Antik Kent
Yayla Şenliği
Antalya
Antalya
Antalya
Alanya, Antalya
Kemer, Antalya
Eğirdir, Isparta
Antalya
Elmalı, Antalya
Keçiborlu, Isparta
Senirkent, Isparta
Kocaaliler, Burdur
Gölhisar, Burdur
sks.akdeniz.edu.tr
devtiyatro.gov.tr
yoruklerdernegi.org.tr
alanya.bel.tr
antalya-kemer.bel.tr
egirdir.bel.tr
antalya.bel.tr
elmali.bel.tr
keciborlu.bel.tr
senirkent.bel.tr
kocaaliler.bel.tr
golhisar.bel.tr
Mayıs
Mayıs
Mayıs
Haziran
Haziran
Haziran
Ağustos
Ağustos
Eylül
Eylül
Eylül
Eylül
SDÜ
Bahar Şenliği
Eğirdir
Oluklacı
Şenliği
19 Mayıs Gençlik
ve Spor Bayramı
Abdal Musa
Şenlikleri
Finike
Festivali
Mahmutlar
Kültür ve
Turizm Festivali
Salda Gölü
THM Amatör
Ses Yarışması
Altın Kiraz
Yağlı Güreşleri
Tefenni Böğet
Koyun Yünüm
Şenliği
Phaselis
Festivali
Side Uluslararası
Sanat ve
Kültür Festivali
Manavgat
Yağlı Güreşleri
Isparta
Eğirdir, Isparta
Elmalı, Antalya
Finike, Antalya
Alanya, Antalya
Yeşilova, Burdur
Korkuteli, Antalya
Hasanpaşa, Burdur
Kemer, Antalya
Side, Antalya
Manavgat, Antalya
sdu.edu.tr
egirdir.bel.tr
elmali.bel.tr
finike.bel.tr
mahmutlar.bel.tr
yesilovabel.tr
korkuteli.bel.tr
hasanpasa-blf.gov.tr
phaselisfestival.com
sidefestival.com
manavgat.bel.tr
Haziran
Haziran
Haziran
Haziran
Haziran
Haziran
Eylül
Eylül
Eylül
Eylül
Eylül
Ekim
Manavgat
Barış Suyu
Festivali
Likya - Kaş
Kültür ve Sanat
Festivali
Rus
Kültür Günleri
Konaklı
Turizm
Festivali
Oba Turizm,
Kültür, Sanat ve
Portakal Festivali
Uluslararası
Manavgat
Motosiklet Fest.
Eğirdir
Su Şenlikleri
Senirkent
Kültür Sanat ve
Üzüm Festivali
Uluslararası
Alanya
Caz Festivali
İnsuyu
Kültür, Sanat ve
Spor Etkinlikleri
Avcılık Şenliği
ve Ödüllü
Tek Kurşun Atışı
Oktoberfest
Manavgat, Antalya
Kaş, Antalya
Antalya
Alanya, Antalya
Alanya, Antalya
Manavgat, Antalya
Eğirdir, Isparta
Senirkent, Isparta
Alanya, Antalya
Burdur
Bayır, Burdur
Antalya
manavgat.bel.tr
kas.bel.tr
antalya.bel.tr
konakli.bel.tr
oba.bel.tr
manavgat.bel.tr
egirdir.bel.tr
senirkent.bel.tr
alanya.bel.tr
burdur-bld.gov.tr
burdurbayir.bel.tr
antalyaoktoberfest.com
Haziran
Haziran
Haziran
Haziran
Temmuz
Temmuz
Ekim
Ekim
Ekim
Ekim
Ekim
Ekim
Altın Nar
Kültür ve Sanat
Festivali
Kozağacı
Yayla
Şenlikleri
Festivalya
Sokak
Etkinlikleri
Aspendos
Uluslararası
Opera ve Bale
Festivali
Kurban
Bayramı
Uluslararası
Altın Portakal
Film Festivali
Döşemealtı
Nar Festivali ve
Yağlı Güreşleri
Uluslararası
Alanya Triatlonu
Alanya
Uluslararası
Yüzme Maratonu
Döşemealtı, Antalya
Alanya, Antalya
Alanya, Antalya
dosemealti.bel.tr
alanya.bel.tr
alanya.bel.tr
Ekim
Ekim
Kasım
Aralık
Uluborlu
Kiraz Festivali
ve Yağlı Güreşleri
Isparta
Gül, Halı, Kültür
ve Turizm Festivali
Nisan
Nisan
23 Nisan
Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı
29 Ekim
Cumhuriyet
Bayramı
Ağustos
Ramazan
Bayramı
Uluborlu, Isparta
Isparta
Kemer, Antalya
Kozağacı, Burdur
Antalya
Belkıs, Antalya
Antalya
uluborlu.bel.tr
isparta.gov.tr
antalya-kemer.bel.tr
kozagaci.bel.tr
antalya.bel.tr
aspendosfestival.gov.tr
altinportakal.org.tr
Temmuz
Temmuz
Temmuz
Temmuz
Temmuz
Temmuz
Ekim
Kestel
Yağlı Güreş ve
Turizm Festivali
Geleneksel
Pınargözü
Kültür Şenliği
Pisidia Antiokheia
Kültür, Turizm
ve Sanat Festivali
Sütçüler
Kültür ve
Sanat Şenliği
Altınsipsi
Yağlı Güreşleri
Aziziye Köyü
Kültür, Sanat ve
Yayla Şenliği
Atatürk
Halk Koşusu ve
Yarı Maratonu
Sokak Basketbolu
Turnuvası
Sea to Sky
Ekstrem
Enduro Yarışı
Geleneksel
Göce (Tarhana)
Şenliği
Uluslararası
Piyano
Festivali
Uluslararası
İşçi Filmleri
Festivali
Alanya, Antalya
Yenişarbademli, Isparta
Yalvaç, Isparta
Sütçüler, Isparta
Altınyayla, Burdur
Aziziye, Burdur
Alanya, Antalya
Alanya, Antalya
Kemer, Antalya
Kozağacı, Burdur
Antalya
Antalya
alanyakestel.bel.tr
yenisarbademli.bel.tr
yalvac.bel.tr
sutculer.bel.tr
altinyayla.bel.tr
aziziyekoyu.net
alanya.bel.tr
alanya.bel.tr
redbullseatosky.com
kozagaci.bel.tr
antalyapiyanofestivali.org
festival.sendika.org
Ekim
İletişim Bilgileri
Antalya
Antalya İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü
Deniz Mah. Anafartalar Caddesi
No: 31 07050 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 247 76 60
F +90(242) 248 78 70
[email protected]
antalyakulturturizm.gov.tr
Turizm Danışma ve Çağrı
Merkezi (179)
Deniz Mah. Anafartalar Caddesi
No: 31 07050 Muratpaşa/Antalya
[email protected]
Antalya Turizm Danışma
Bürosu
T +90(242) 241 17 47
Alanya Turizm Danışma
Bürosu
T +90(242) 513 12 40
Kaş Turizm Danışma Bürosu
T +90(242) 836 12 38
Kemer Turizm Danışma
Bürosu
T +90(242) 814 11 12
Manavgat Turizm Danışma
Bürosu
T +90(242) 753 12 65
Burdur
Burdur İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü
Burç Mah. Atatürk Cad. No: 13/1
15200 Merkez/Burdur
T +90(248) 232 22 10, 233 10 78
F +90(248) 234 00 14
[email protected]
burdurkultur.gov.tr
Isparta
Isparta İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü
Kepeci Mah. 106 Cad. 1217 Sok.
No: 31 Kat: 4-5 32300
Merkez/Isparta
T +90(246) 232 57 71- 223 27 98
F +90(246) 232 61 42
[email protected]
ispartakulturturizm.gov.tr
Isparta Müze Müdürlüğü
T +90(246) 218 34 37
Yalvaç Müze Müdürlüğü
T +90(246) 441 50 59
Uluborlu Müze Müdürlüğü
T +90(246) 531 24 99
Eğirdir Turizm Danışma
Bürosu
T +90(246) 311 43 88
Restoranlar
Alanya
Cafe Keyif
Ergün Sok. No 18/a
07400 Alanya
T +90(242) 512 57 75
Çinal Lokantası
Atatürk Cad. Ortaklar İşhanı
07410 Alanya
T +90(242) 513 22 91
Esma Ablanın Yeri
Saray Mah. Galatasaray Cad.
Uysal Apt. No:56/A
07400 Alanya
T +90(242) 519 08 40
Fasille Ev Yemekleri
Güllerpınarı Mah. Çirpendi Sok.
No:3 07400 Alanya
T +90(242) 519 09 88
Güven Lokantası
Atatürk Cad. No:3 07410 Alanya
T +90(242) 513 64 65
Tepe Restoran
Tepe Mah. Araplı Çıkmazı,
07400 Alanya
T +90(242) 522 18 18
Antalya Merkez
7 Mehmet
Atatürk Kültür Parkı No: 201
07030 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 238 52 00
7mehmet.com
Akdeniz Dondurmaları
Ali Çetinkaya Cad. No:24
07100 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 312 47 19
akdenizdondurma.com.tr
Arma Restoran
Kaleiçi Yat Limanı İskele Cad.
No:75
07100 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 244 97 10 +90(242) 244 97 10
clubarma.com.tr
Börekçi Tevfik Usta
Sinan Mah. 1255 Sok. Ay İş Hanı
No:22 07100 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 241 58 13
Dilara Yaşar Tatlı & Dondurma
İsmetpaşa Cad. 457 Sok.
Sırrı Nalbant İşhanı No: 1
07040 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 247 45 74
dilarayasar.com
Dönerci Hakkı Baba
Atatürk Cad. Ege İş Hanı No:63
07100 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 241 38 79
Hasan Antalya Restoran
Elmalı Mah. Kazım Özalp Cad.
Zincirli Han İçi No:9-10,
07040 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 241 39 73
Mustafa’nın Yeri
Atatürk Cad. 1254 Sok.
Yadigar İş Hanı No:9
07100 Muratpaşa/Antalya
T+90(242) 241 39 72
Özdoyum Restoran
Sanayi Sitesi, 668 Sok. No: 1
07010 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 346 19 33
Paçacı Şaban
Tahıl Pazarı Mah. İsmet Paşa
Cad. 458 Sok. No:16 D:4
07040 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 247 58 24
Parlak Restoran
Elmalı Mah. Kazım Özalp Cad.
Zincirli Han
07040 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 243 12 12
parlakrestaurant.com
Piyazcı Mustafa
Çaybaşı Mah. 1348 Sok.
07100 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 311 01 35
Gömbe
Burdur
Ceylanpınar Restoran
(Hacı’nın Yeri)
Uçarsu Cad. No 38, Gömbe
Beldesi 07780 Kaş/Antalya
T +90(242) 831 41 61 T +90(242) 799 32 54
ceylanpinarrestaurant.com
Kayımoğlu Dondurma
Pazar Mah. Uzun Çarşı
No: 37 15200 Burdur
T +90(248) 233 45 73
Piyazcı Sami
Kışla Mah. Cengiz Toytunç Cad.
07040 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 244 91 90
Çağlayan Park Restoran
Yayla Çukurbağ Köyü, Çayarası
Mevkii 07580 Kaş/ Antalya
T +90(242) 831 46 49
T +90(242) 511 80 18
caglayanparkrestaurant.com
Topçu Kebap Salonu
Kazım Özalp Cad. No: 21
Kapalı Yol, Şarampol, 07040
Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 241 16 16
Gündoğmuş
Turşucu Muammer
Sinan Mah. Nazlıhan Apt.
07100 Muratpaşa/Antalya
Alara Piknik
Ortakonuş Köyü
07860 Gündoğmuş/Antalya
T +90(242) 781 27 67
alarapiknik.com
Zamora Dondurma
Cebesoy Cad. Zerdalilik Mah.
Gürsel Apt. No: 55/C
07100 Muratpaşa/Antalya
T +90(242) 322 36 32
zamora.com.tr
Alara Şelalesi Restoranı
Eskibağ Köprülü Yolu
07860 Gündoğmuş/Antalya
T +90(242) 318 51 15
T +90(242) 822 95 71
alaraselalesi.net
Elmalı
Kemer Dinlenme Tesisi
Ortakonuş Köyü
07860 Gündoğmuş/Antalya
T +90(242) 781 24 08
Hasan Sıtkı Bey Konağı
İplikpazarı Mah. Baharlar Geçidi
07700 Elmalı/Antalya
T +90(242) 342 42 49
Gazipaşa
Selinus Ocakbaşı ve Balık
Restoranı
Pazarcı Mah. Gazi Paşa Plajı
07900 Gazipaşa/Antalya
T +90(242) 572 11 47
Tadım Restoran
Rasih Kaplan Cad. No: 2/B
07900 Gazipaşa/Antalya
T +90(242) 572 50 11
Kemer
Köftecim
Arslanbucak Mah. Cumhuriyet
Bulvarı No: 4 07980
Kemer/Antalya
T +90(242) 814 30 07
Korkuteli
Nur Pastaneleri
Uzunoluk Mah. Mehmet Akif Cad.
No: 129 07800 Korkuteli/Antalya
T +90(242) 643 69 78
T +90(242) 643 16 06
nurgida.com.tr
Şişçi Ramazan’ın Yeri
Kargalık Köyü, Harmanyeri Mevkii
07800 Korkuteli/Antalya
T +90(242) 653 51 70
Önemli
Telefon
Numaraları
• Turizm Danışma 179
Özsarı Kebap Salonu
Gazi Cad. No: 14 15200 Burdur
T +90(248) 233 16 08
Isparta
Ferah Kebapçı
Kutlubey Mah. Eski Üzüm Pazarı
No:1 32100 Isparta
T +90(246) 218 12 70
ferahkebap.com.tr
Kebapçı Kadir
Merkez Isparta Oteli Karşısı,
Kebapçılar Arastası No: 8
32100 Isparta
T +90(246) 218 24 60
T +90(246) 212 17 71
kebapcikadir.com.tr
Kervansaray Restoran
Gökçay Mesireliği
32040 Isparta
T +90(246) 218 16 53
Eğirdir
Mavi Göl Teras Restoran
Yeşil Ada No:17 32500
Eğirdir/ Isparta
T +90(246) 311 64 17
T +90(246) 311 63 03
Yalvaç
Gündoğan İkbal
Belediye Sarayı, Zemin Kat
No:11 32400 Yalvaç / Isparta
T +90(246) 441 82 55
Selin Restoran
Belediye Sarayı
32400 Yalvaç / Isparta
T +90(246) 441 26 97
T +90(246) 441 43 92
• Acil Yardım 112
• Sağlık Danışma 184
w w w . l i k y a w i n e . c o m
BEST TURKISH PRODUCER
OF THE YEAR 2012
Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlenen
dünyanın en büyük şarap yarışması kabul
edilen AWC Vienna’da 12 madalya kazanmayı
başaran Antalya markası Likya Şarapları, ‘2012
YILI EN İYİ TÜRK ŞARAP ÜRETİCİSİ’ seçildi.
Görsellerin ve Metinlerin Tüm Hakları Saklıdır: 2012 © Antalya Tanıtım ve Turizm Geliştirme Tic. A.Ş., Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA)
Fotoğraf Arşivi
AKMED Kaleiçi Müzesi, Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Best Ajans, Burdur İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü,
Isparta İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Konyaaltı Belediyesi, Manavgat Belediyesi, Yalvaç Belediyesi
Fotoğraflar
Fatih Pınar (Kapak, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 13, 14, 15, 23, ) • iStock (2, 3, 11, 12, 14, 15, 16, 17, 19, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 29, 30, 31, 32, 33, 36, 37, 38, 39, 41, 42, 44,
45, 46, 47, 49)
Metin Aylin Öney Tan
Tasarım Fikribir Görsel İletişim Çözümleri • fikribir.com
Baskı Kutlu Avcı • kutluavci.com.tr
Destekleyen Kurumlar
Flowers and Children
antalyaexpo2016.com.tr
ALTSO Alanya Ticaret ve Sanayi Odası
altso.org.tr
ANTALYA Ulaşım Hizmetleri Petrol Sanayi ve Ticaret A.Ş.
antalyaulasim.com.tr
ATAV Antalya Tanıtım Vakfı
antalyaguide.org
ATB Antalya Ticaret Borsası
antalyaborsa.org.tr
ATSO Antalya Ticaret ve Sanayi Odası
atso.org.tr
BETUYAB Belek Yatırımcıları Turizm Ortak Girişimi A.Ş.
betuyab.com.tr
IMEAK Deniz Ticaret Odası
antalyadto.org.tr
MATSO Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası
matso.org.tr
antalyadestination.com
BAKA Yayın No. 2012/67 • ISBN 978-605-4752-01-0
AKTOB Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği Derneği
aktob.org.tr

Benzer belgeler