ÖNE ÇIKANLAR

Transkript

ÖNE ÇIKANLAR
ÖNE ÇIKANLAR
KİTAP CAN DÜNDAR
TELEVİZYON ŞAFAK SEZER
KÜLTÜR MİRASI HASANKEYF
KARİYER GÜNDÜZ GEDİKOĞLU
DÜNDEN BUGÜNE OYUNCAK
STİL ANNELER GÜNÜ
SAYI: 16
“Çocuklar geleceğimizin güvencesi yaşama sevincimizdir, bugünün
çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”
EDİTÖR
Anneler ve çocuklar için…
Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiğim sözlerinden
biri şöyle: “Kadının
en büyük vazifesi evlattır.
İlk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse
bu vazifenin ehemmiyeti layıkıyla anlaşılır. Milletimiz
kuvvetli bir millet olmaya karar vermiştir. Bugünün
gereklerinden biri de, kadınlarımızın her hususta
yükselmesini temindir. Bu sebeple kadınlarımız da ilim
ve teknik bilgi sahibi olacaklar ve erkeklerin seçtikleri
bütün tahsil derecelerinden seçeceklerdir. Sonra kadınlar
Gülden GÜRAL
sosyal hayatta erkeklerle beraber yürüyecek ve birbirinin
Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
yardımcısı ve koruyucusu olacaktır.”
Atamızın tüm sözleri herkesin ders alacağı mesajlarla
yüklü. Özellikle de kadınlar ve çocuklarla ilgili söylediği
sözlerde hep gelecekle ilgili vurgular var. Bizler de çağdaş
medeniyetin kapısını kadınların
ve çocukların
açacağına inanan bir firma olarak, NG dergimizin bu
sayısını 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
sebebiyle çocuklara, Anneler Günü nedeniyle de tüm
annelere armağan etmek istedik. Dergimizin bu sayısında
dünden bugüne oyuncağın eğlenceli dünyasına konuk
olacak, çocukların anneleri için hayal ettikleri sofralarla
yaratıcılıklarını izleyecek, neşeli gurme sayfalarımızdan
ilham alacak ve çocuk sağlığı ile ilgili merak ettiğiniz
pek çok sorunun yanıtını uzmanlardan öğreneceksiniz.
Paylaşmanın mutluluğu ile hazırladığımız bu sayıdan
keyif almanızı dileriz.
Sevgi ve saygılarımla
6
İÇİNDEKİLER
66
10 SERGİ Rahmi M. Koç Müzesi’ndeki
‘Görünmez Müzisyenler’ sergisi
46 YENİ SERİ Stella, Yasemin ve Aliza serisi
porselen yemek takımları
12 KİTAP Can Dündar son romanı, Lüsyen’i
anlattı
48 HOBİ Yöresel kıyafetleriyle Anadolu kadını,
Zekiye Özkan’ın bebekleriyle hayat kazanıyor
14 YENİ SERİ Sujet kesim yöntemi ile
kesilen Brezza camlarla hayalleriniz gerçeğe
dönüşüyor
50 STİL Çocuklar anneleri için, Kütahya
Porselen’in ürünleriyle yaratıcı sofralar
hazırladılar
16 DEKORATİF Shine, Selen, Agat, Twist,
Vivid, Evita ve Perla ile yaşam alanlarında
Kütahya Seramik ayrıcalığı
54 GURME İpek Kuşçu’nun dinamik ve
şaşırtıcı tarifleri ile çocuklara özel lezzetler
18 MİMAR Toplu konut kavramına yeni
bir ivme kazandıran Atakent 1, 2, 3,
Ispartakule 1. ve 2. kısım projelerini
Mimar Reyhan Eriş anlattı
22 DÜNDEN BUGÜNE Çocukların hatta
büyüklerin bile vazgeçilmezi olan oyuncağın
yüzyıllar öncesinden bugüne uzanan hikayesi
50
26 ALIŞVERİŞ Kütahya Porselen’in sevimli
bibloları ve magnetleri evinize renk katacaklar
30 TELEVİZYON Uzun soluklu reklam
kampanyalarının ve dizilerin ünlü komedi figürü
Şafak Sezer ‘hayatının kırılma noktalarını’ anlattı
34 KÜLTÜR MİRASI Geçmişteki tüm izleriyle
bir tarih beldesi olan Hasankeyf’ten şaşırtıcı
enstantaneler
38 KOLEKSİYON Seramik sanatçısı Özgür
Kaptan, baykuşları hem sanatına hem de
koleksiyonuna taşımış
42 KARİYER Bizim Lösemili Çocuklar
Vakfı’nın kurucusu ve Haliç Üniversitesi
Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Gündüz
Gedikoğlu
58 USTA Ahşap işçiliğine çocuk yaşta
başlayan Hüseyin Vardar’ın marangozluk aşkı
60 GEZİ Karlovy Vary, İzlanda, Budapeşte,
Kütahya ve Afyon doğal kaynaklarıyla en çok
konuşulan kentler arısında
66 STİL Menuet serisi ile klasik, Drop serisi
ile country, Elanor ve Avangard serileri ile de
modern şıklığı sofralara taşıdık
72 BAYİ Plus Minus ve Tasgül A.Ş’nin
başarı hikayesi
76 ESTETİK DOKUNUŞ Divan Grubu
Divan Bursa ve Divan Aslantepe’de Kütahya
Porselen ürünlerini tercih ediyor
78 SAĞLIK Diş hekimi Günhan Alanoğlu ve
Jin. Op. Dr. Arzu Çağdaş Aran en çok merak
edilen soruları yanıtladı
82 SOSYAL SORUMLULUK Kahve
Dünyası’nın Darüşşafaka Bardağı’nda Kütahya
Porselen damgası
84 BİZDEN HABERLER
98 BULMACA
SAYI: 16
NİSAN 2011
İmtiyaz Sahibi
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17
[email protected]
ngdergisi.com
NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından
2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır.
8
Yayına Hazırlayanlar
Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş
Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız
Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul.
Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman
Tel: (0212) 326 30 16
Yayın Yönetmeni Fatma Özel
Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık
Görsel Yönetmen Nazlı Sarı
Yayıncılık A.Ş.
Editörler Selin Akal, Çiğdem Hasanoğlu,
Basıldığı Yer: Akpınar Mah.
Zeliha Köşlü
Hasan Basri Cad. No: 4,
Fotoğraflar Ahmet Gül, Ceren Can
Sancaktepe, İSTANBUL
Korkmaz, Haydar Erçin
Tel: (0216) 585 90 00
SERGİ
RAHMİ M.KOÇ MÜZESİ
GÖRÜNMEZ
MÜZİSYENLER
Belçikalı
B
elçikalı vvakıf
akıf A
Automatia
utomatia M
Musica
usica
Foundation
bünyesindeki
mekanik
F
oundation b
ünyesindeki 2250
50 m
ek
kanik
müzik kutusundan özenle seçilen 80
parçanın yer aldığı ‘Görünmez Müzisyenler’
sergisi Rahmi M. Koç Müzesi’nde açıldı.
10
ergilendiği tüm ülkelerde büyük ilgi toplayan, Avrupa müzik kültü-
S
rünün önemli bir parçası olan ‘Görünmez Müzisyenler’ (Invisible
Musicians) sergisi Rahmi M. Koç Müzesi’nde ziyaretçilerle buluştu.
Avrupa ve Kuzey Amerika’da 12’den fazla ülkede üretilen parçaların yer aldığı
sergi, 29 Mayıs’a kadar izlenebilecek. Automatia Musica Foundation’ın ‘mekanik müzik bilincinde bir yolculuk’ ana fikriyle bir araya getirdiği koleksiyonda
müzik otomasyon sistemleri ve mekanik enstrümanlar, 1750’lerden günümüze
müzik tarihini, mekanik ve mühendislik ağırlıklı yanıyla yansıtıyor. Aletlerin kusursuz biçimde çalışır durumda olması da dikkat çekiyor. Sergideki 80 laterna,
org ve birçok farklı müzik kutusu ile mekanik müzik aletleri, Automatia Musica
Vakfı’nın bünyesindeki 250 parçalık dev koleksiyon arasından seçilmiş. 1994
yılında Belçikalı işadamı Georges Dutry ve arkadaşları tarafından kurulan vakfın
yönetim kurulu İsviçre, Fransa, Almanya, Belçika ve ABD’den koleksiyonerlerden oluşuyor. Üyeler, gramofonlar, laternalar ve piyanolara kendilerini adamışlar. ‘Görünmez Müzisyenler’ sergisi dünyayı Ortaçağ halk ozanları gibi dolaşıyor ve bu ‘yaşayan’ sergi, müzik aletlerinin hikayelerini anlatıyor. 1995 yılında
Brüksel Solvay Kütüphanesi’ndeki ilk başarılı sergiden bu yana objeler Asya
ve Avrupa’da dolaşmaya devam ediyor. Sergideki müzik kutluları, laternalar
ve orglar toplumun tüm katmanlarında eğlencenin kaynağı olurken, 18. ve 19.
yüzyıl yaşamının da bir yansımasına dönüşüyor. Ziyaretçiler, objelerin orijinalliği
ve çeşitleriyle birlikte estetik güzelliklerine de şahit oluyor. O
www.rmk-museum.org.tr
Serginin en etkileyici
yanlarından biri de
kusursuz biçimde
çalışan müzik kutuları
ile ziyaretçilerine
sunduğu nostaljik
müzik ziyafeti. Bazısı
kurmalı, bazısı para
ile çalışan müzik
kutularından çıkan
müzik, saf ve katıksız
hali ile büyüleyici...
11
KİTAP
LÜSYEN
TARİHİN KORİDORLARINDA
SIRA DIŞI BİR AŞK
Can Dündar son romanı “Lüsyen”de bir
aşkın peşine takılarak tarihe tanıklık ediyor.
Yazı Çiğdem Hasanoğlu
12
emirkırat ve Sarı Zeybek başta olmak üzere ha-
kişiye yapabileceğiniz şeyler bunlar… O yüzden aranızda bir
zırladığı önemli belgeseller ve yazdığı kitaplar ile
gönül ilişkisi oluşuyor kaçınılmaz olarak… Yine de Atatürk’ten,
adından sıkça söz ettiren araştırmacı gazeteci-
İnönü’ye, Nazım Hikmet’ten Ecevit’e, Aşık Veysel’den Neşet
yazar ve televizyoncu Can Dündar, Mustafa filminin ardından
Ertaş’a kadar biyografisini çalıştığım karakterler içinde en me-
şimdi de son romanı Lüsyen ile gündemde. Biz de fırsattan
safeli durduğum ve eleştirel yaklaştığım kahramanın Hâmid ol-
istifade Dündar ile Lüsyen’den yola çıktık tarihi bir aşka tanıklık
duğunu söyleyebilirim.
D
ettik. Şimdi sıra sizde…
Belki kitabın adı Lüsyen diye sanki anlatılan sadece
Son kitabınız Lüsyen’i sıra dışı bir aşkın izlerinde yol
Lüsyen Hanım’ın hikayesiymiş gibi geliyor ilk başlarda
alan tutku dolu bir roman olarak tanımlamak mümkün.
ama Şair-i Azam Abdülhak Hamit’in duygu dünyası da
Fakat bu romanı sadece ‘aşk’ romanı olarak nitelendir-
en az Lüsyen Hanım’ınki kadar çekici. Kitabın adı neden
mek yersiz olur sanırım. Lüsyen nasıl bir yerde konum-
Lüsyen?
lanıyor?
Hâmid’in, Lüsyen’e gelinceye kadar birkaç insanın ömrüne
Roman diyemem. Bir ‘biyografi çalışması’ ya da sonsöz-
denk bir hayat birikimi var. Kitapta buna çok küçük atıflarla gi-
de söylediğim gibi ‘roman-tik belgesel’ diyebilirim. İçinde aşk
rebildim ancak… Oysa Lüsyen’in neredeyse bütün hayat hika-
da olan, aşkın sürüklediği bir dönem bel-
y
yesi
bu kitapta var. Hâmid’in mektupları
geseli bu… O aşkın peşine takılarak bir
k
kayıp
ama Lüsyen’inkiler kitabı sürüklü-
dünya savaşının, Avrupa’da ve İstanbul’da
y
yor.
Kitap bir yerde Lüsyen’in zaviyesin-
işgal yıllarının, İmparatorluğun çöküşünün,
d
den,
kaleminden, gözünden Hâmid’i gö-
Kurtuluş Savaşı’nın ve Cumhuriyet’in ku-
r anlamaya gayret ediyor.
rüp
ruluşunun içinden geçiyoruz. Ve bu aşk,
Bu aşkın hikayesi bir belgesele de
tüm bu yıkım-doğum sarkacında ayakta
d
dökülebilirdi.
Neden roman formunu
kalmayı başarıyor.
t
tercih
ettiniz?
Kitapta belgeselci yanınızın izlerini
Aslında bu ilişkiyi, birkaç yıl önce yap-
sürüyoruz. Lüsyen’i yazarken gerçek
t
tığımız
“Yüzyılın Aşkları” belgesel serisi
ve kurgu arasında gelgitler yaşadınız
i
içinde
ele almayı düşünmüştük. Ama bir
mı?
t
televizyon
belgeseli öncelikle görsel mal-
Çoook… Doğrusu romanını yazmak
z
zeme
gerektirir. Oysa Lüsyen’in Hamid’le
biraz daha kolay olabilirdi. O zaman daha
t
tanıştıkları
yıllarına dair elimizde kitabın
derin analizler yapabilir, kahramanlarıma
k
kapağındaki
çizim dışında hiçbir fotoğ-
istediğimi söyletebilir, keyfimce yoğurabi-
r yok. Birlikte tek kare görüntüleri yok.
raf
B
Belgeler
büyük oranda kayıp ya da tahrip
lirdim. Ancak “Belgesi yoksa orada dur”
komutu adeta genlerime sinmiş. O yüzden
çoğu yerde tuttum kendimi… Kitabın ne-
Lüsyen, Can Yayınları etiketi
ile raflarda yerini aldı.
olmuş durumda… O yüzden, şahsi belgeleri kullanırken, dönemi ve duyguları da
redeyse tümü hatıralardan, mektuplardan, şiir ve oyunlardan,
anlatmayı deneyen bu format daha sıcak geldi. Bana da biraz
anılardan, tanık ifadelerinden oluşuyor. Bundan yakındığım sa-
daha edebiyatın sularında yüzme imkanı verdi.
nılmasın; çünkü hiçbir kurgu, beni hakikat kadar şaşırtmıyor.
Gerçek karakterlerin dünyasına girerken o karakter-
Lüsyen’i yazarken nasıl bir motivasyona sahiptiniz?
Bitirdiğinizde değişen ne oldu?
lerle aranıza nasıl bir mesafe koyuyorsunuz? Karakter-
Baştaki motivasyonum, bu ilişkiyi anlatırken, alt metinde “ik-
lerin, yaratım süreciniz dışında, gündelik hayatınıza nasıl
tidar” meselesini sorgulayan bir kitaptı. Şair’in her dönem ikti-
etkileri oluyor?
darla arasındaki zorlu ilişki… Ona hep yakın durmak istemesi;
Ne kadar uzak ve mesafeli durmaya çalışırsanız çalışın, on-
ısınmak umuduyla yaklaştıkça yanması… Öte yandan kişisel ha-
larla yoldaş oluyorsunuz. Araştırmaya başlamanızdan, baskıya
yatında o iktidara sahip olma mücadelesi… Onu kaybettiğindeki
girene dek onları didikleyip duruyorsunuz. Tanımaya, anlamaya
hüznü… Onu başka şeylerle örtmek istemesi… Bunlar üzerinde
çalışıyorsunuz. Yazdığı şiirin, mektubun satır altlarını okumaya
kalem oynatmayı düşünüyordum. Ancak öykü çok güçlüydü ve
çabalıyorsunuz. “O gün ne düşünmüştür, bunu duyduğun-
baskın çıktı. İktidar meselesi bir parça gölgede kaldı. O
da ne hissetmiştir”i dert ediyorsunuz. Ancak sevdalandığınız
www.candundar.com.tr
13
Ateşle camın aşkı...
YENİ SERİ
BREZZA
14
rezza cam koleksiyonları yeni sujet kesimli özel tasarımları ile kişiye özel
B
seçenekler sunuyor. İsteğe göre ebat, renk ve desen seçenekleri sunan
Brezza, camın sınırsız kullanım alanlarını hayal gücüyle birleştiriyor.
Sujet kesim
yöntemi ile
kesilen Brezza
camlarla yaratılan
birbirinden güzel
renk uyumları
ile hayalleriniz
gerçeğe dönüşüyor.
Ana malzemesi cam olan Brezza koleksiyonlarında her bir cam, ayrı ayrı el emeğiyle üretiliyor. Brezza ürünlerinde her mozaik, renklerin ateşle dansı sonrasında
hayat buluyor. Bu nedenle hiçbir mozaik diğerinin birebir aynısı değil. Brezza ürünlerinde gerek renk tonlarında, gerekse boyut ve son uygulamalarda küçük farklılıklar
görülebilir. Tıpkı doğanın büyüleyici renklerinin eşsiz tonları gibi...
Brezza ile okyanusun sınırsız mavileri, gün batımının kırmızıları, doğanın sonsuz
yeşillikleri, güneşin altın tonları ve rüzgarın fısıltıları mekanlarınızda hayat buluyor.
İtalyanca ‘meltem’ anlamına gelen Brezza, mekanlarınızda rengarenk meltem esintileri yaratıyor. Uygulama alanları sınırsız olan Brezza koleksiyonları sadece yer ve
duvarlarda değil, dekoratif ürünlerde, lavabolarda, abajurlarda, kolonlarda ve havuzlarda bir süsleme sanatı olarak kullanılıyor. O
15
DEKORATİF
KÜTAHYA SERAMİK
AYRICALIKLI YAŞAMLAR
Göz kamaştıran ışıltılarıyla Shine ve Selen, çarpıcı mekanlar için Agat, fark yaratan
Senfoni, ışık oyunlarıyla Twist, zengin mekanlar yaratan Vivid, sade ama bir o kadar da
gösterişli Evita ve mekanlarınızın incisi Perla ile Kütahya Seramik ayrıcalığını yaşayın.
DERİNLİK DUYGUSU
AGAT
İşlevsellik ve kullanılabilirliği
ön plana çıkaran Agat serisi, çizgiselliği ve kullanılabilirliği ile gözde mekanlar
yaratıyor. 60x30 cm ebadında
duvar,
42.5x42.5
cm ebadında yer karosu
olarak bone, bej,
gri ve
vizon renk seçeneklerine
sahip Agat serisi, döşendiği yere derinlik duygusu
kazandırıyor. Parlak dokusu ile çekiciliğini arttıran
seri, doğadaki saf halinden
bir kesit görünümüyle de
farklılığını sergiliyor.
IŞIĞA YÖN VER
SHINE
Işığa yön verme özelliğine
sahip Shine serisi, özgün
ve sıra dışı stiliyle kullanıldığı mekanlara estetik bir
dokunuş
katıyor.
Yansı-
malarla kuvvetlenen serinin kare desenleri, metalik
renklerdeki yüzeye ışıltı ve
derinlik kazandırıyor. 66x33
cm ebadında, sırlı porselen
karo olarak üretilen seri,
disko, bar ve vitrin gibi özel
mekanlarda tercih ediliyor.
16
IŞIK OYUNLARI TWIST
Küçük, büyük tüm mekanlara kolayca uygulanabil-
FARK YARATIN SENFONİ
me özelliğine sahip, geçmişin izlerini modern çizgiler-
Kütahya Seramik’in fark yaratan ürünlerinden Senfoni, rölyef-
le anlatan Twist serisi, geometrik desenli dekorlarıyla
li yüzeyi ile banyolarınıza hareketlilik kazandırıyor. 50x25 cm
göz alıyor. 50x25 cm ölçülerinde, beyaz ve siyah ol-
ebadında beyaz, siyah, mor ve kırmızı renklerinde üretiliyor.
mak üzere iki renk alternatifi bulunan seride kullanılan
Çiçek desenli özel rölyef dekoru ve 50x4 cm ölçülerindeki
siyah ve beyaz renklerin kontrast özelliği, mekanlara
platin bordürü ile mekanlarınız sade bir şıklığa kavuşuyor.
farklı ışık efektleri kazandırıyor. Twist serisi, altın, platin dekor ve bordürleri ile hayallerinizdeki mekanları
farklı konseptlerde tasarlama imkanı sunuyor.
SADE AMA BİR O KADAR DA GÖSTERİŞLİ EVİTA
Duru bir güzelliğe sahip olduğu kadar, asilliği ile de göz
dolduran Evita serisi, mekanlara yeni bir soluk getiriyor.
60x30 cm ebadında üretilen seri, saten beyaz ve saten
siyah renklerinde. Rölyefli dekorlarıyla mekanlarınıza zarif bir dokunuş kazandırabilirsiniz.
ZENGİN MEKANLAR VİVİD
Modern tasarımı ile alışılagelmiş seramiklerden farklı olan Vivid serisi estetik
tasarımı ile sadelik ve şıklığı bir arada
sunuyor. Sadece gri renk olarak 50x25
cm ebadında üretilen Vivid, özellikle dekoratif mekanlar yaratırken karmaşadan
uzak durmayı tercih edenlerin seçimi.
17
MİMAR
REYHAN ERİŞ
KONUT KAVRAMI
DEĞİŞİYOR MU?
Atakent 1 projesi
1368 konutla,
İstanbul’un tek
parselde bir
araya getirilen
en büyük toplu
konut projesi
olarak biliniyor.
Toplu Konut
İdaresi’nin, Artaş
İnşaat ile hayata
geçirdiği bu
projeler zincirinin
mimarlarından
Reyhan Eriş ile
‘konut’ kavramına
mercek tuttuk.
Yazı Fatma Özel
Fotoğraflar Sabah Arşivi,
Leyla Yaman
18
oplu konut alanın-
üz
üzerineydi.
O yıllarda yüksek
da İstanbul’un en
bi
bina
yapma modası yeni baş-
önemli projelerin-
la
lamıştı.
Hocam da beni bu şe-
den biri olan Avrupa Konut-
ki
kilde
yönlendirmeye çalışıyor-
5
ları Atakent 1 projesi 2005
du Oysa ben o yıllarda arazisi
du.
a
yılında gösterdiği başarıyla
bü
büyük
olan bir yerde, tek bir
bugüne kadar uzanan birr
bi
bina
yapmaktansa daha az
serinin de habercisi oldu.
ka birkaç bina yapmayı tercih
katlı
Atakent 1, Atakent 2, Ata-
ed
ediyordum.
Bugün de aynı dü-
kent 3’ün ardından Isparta-
şü
şüncedeyim.
Binaların kat yük-
kule1., Ispartakule 2. Kısım
se
s
sekliklerini
belirleyen bir diğer
projeleriyle de önümüzdeki
fa
a
faktör
de insanların tercihleridir.
dönemlerde konut sektö-
Ö
Örneğin
1999 depreminden
a
rü bu hareketi konuşmaya
so
s
sonra
insanlar villaları tercih et-
T
u
devam edeceğe benziyor. Bu
meye başladılar.
baş
Ama deprem gerçeği
abüyük projeler zincirinin mimarla-
unutulduk şehir içinde toplu konutlaunutuldukça
aki
rından Reyhan Eriş ile dünyadaki
katl binalara yönelim artıyor.
ra ve katlı
rini
ve Türkiye’deki konut trendlerini
konuştuk.
d TOKİ kanalıyla toplu konut
Biz de
yapmay 2005’te başladık. Altı yıl
yapmaya
nde
Mimarlık hayatınız içerisinde
içinde geldiğimiz nokta bizi tatmin
sizin için en önemli projeler han-
n
eder nitelikte.
İnsanların konutları-
gileri oldu, neden?
b
mızı beğenip
satın almaları mesleki
a Ko2005 yılından itibaren Avrupa
doygu
doygunluğa
ulaşmamızı sağlıyor.
nutları Atakent 1’le başlayan konut
Türkiy
Türkiye
nüfusunun sürekli artış
a ulaşserüvenimiz bugün 6500 konuta
göste
göstermesine
paralel olarak konut
mış durumda, halen bu seriyi devam
ihtiya doğuyor. Bu nedenle büihtiyacı
rkasının
ettiriyoruz. Avrupa Konutları markasının
tün Avrupa’da yapılan inşaat sa-
den biri
oluşmasında katkısı olan kişilerden
yısın
yısından
daha fazlası İstanbul’da
olduğum için bu proje benim için çok
yap
yapılıyor.
Bu oluşum mimarimizin
a Avrupa
önemlidir. Atakent 1’i sırasıyla
ge
gelişimine
katkıda bulunuyor.
artakule 1
Konutları Tem, Atakent 2, Ispartakule
To
Toplu
konutlar orta gelir grubu-
ave 2 takip etti. Şu anda usta-
a hitap ederken şehir merkezna
lık eserimiz diyebileceğimizz
le
lerinde
üst gelir grubuna hitap
ü
Avrupa Konutları Atakent 3’ü
ed rezidanslar, yükselen bir
eden
gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
tre
trend
olarak karşımıza çıkı-
Dünyada konut konu--
yo Hollanda ve İspanya yeni
yor.
sunda nasıl bir eğilim varr
ak
akımlardan
en çok etkilenen
sizce?
ül
ülkeler
olmakla birlikte ben-
Bu soruyu cevaplayabil--
ce lider New York. Diğer bir
mek için önce Türkiye’de du--
ak
akım
ise şehrin çekirdeğinde
rumun nasıl olduğuna baka--
es binaların yeniden restoeski
n
lım. 1970’li yıllardan itibaren
ra
rasyonuyla
1+1 ve 1+0 dai-
n
‘toplu konut’ kavramından
re
relerde
sürdürülen yaşamlar.
e
Türkiye’de de söz edilmeye
İn
İnsanlar
trafik keşmekeşinden
başlandı. Okul yıllarında dip--
ku
kurtulmak
için otel tarzı küçük
loma projem ‘toplu konutlar’’
ko
konutlarda
yaşamayı tercih
19
MİMAR
REYHAN ERİŞ
ediyorlar. Bu tarz yaşam alanları Beyoğlu ve çevresinde yay-
Biraz geç kaldıklarını düşünüyorum. Bu denetimin daha önce
gınlaşmaya başladı bile.
olması gerekirdi.
Kent yaşantısı sitelerle örülü alanlarla sınırlanmaya
Yapı malzemeleri konusunda Türkiye sizce nasıl bir
başladı. Büyük kompleksler içerisinde yaşamanın avan-
noktada? Yapı malzemeleri anlamında ithal ürünleri mi,
tajları ve dezavantajları var mı sizce?
yoksa yerli üretimleri mi daha çok tercih ediyorsunuz?
Bu sorunun cevabını mimar olarak değil de, normal bir va-
Yapı malzemelerinde Türkiye’yi çok ileride buluyorum. Sü-
tandaş olarak değerlendirmek istiyorum. Siteye taşınmadan
rekli yeni ürünler piyasaya sürülüyor. Bu hıza yetişmek gerçek-
önce kent içinde oturduğum dairede kendimi güvende hisset-
ten zor. Çeşitliliği doğru olarak konutlarımıza yansıttığımızda
miyordum. Hırsızlık olaylarının çok görüldüğü o dönemlerde
modern, şık konseptler yaratmamızı sağlıyor. O
geceleri huzur içinde uyumak mümkün değildi. Şimdi ise bu
korkumdan eser kalmadı. Güvenlikli bir sitenin tüm nimetlerinden yararlanıyorum. Hafta sonları sağlık kulübünde spor yapıp
hoşça vakit geçirmek mümkün, kapalı havuz keyfi de bu işin
cabası. Geceleri bile site içinde yalnız başınıza yürüyüş yapma lüksüne sahipsiniz. Küçük çocukları olan aileler çocuk oyun
alanlarında oynayan çocuklarını, evlerindeki TV ekranından
izleyebiliyorlar. Teknik ofisten 24 saat yararlanılabiliyor. Arıza
halinde teknik personel anında müdahale edebiliyor. Site içinde kuaför, market, eczane gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılayacağımız dükkanlar var. Site yaşamının dezavantajı olduğunu
düşünmüyorum, aksine ortak alanlarda sosyalleşmenin daha
uygun olduğu fikrindeyim.
Konut tasarımı artık çevre düzenlemesi ile iç içe
geçen çözümler gerektiriyor. Sizin projelerinizde çevre faktörüne nasıl yaklaşılıyor? Konutla, ortak kullanım
alanları birlikte mi düşünülüyor?
Konut tek başına bir anlam ifade etmez, biz de bunun bilincinde olarak projelerimizde konutu tamamlayıcı sosyal alanlar,
ticari alanlar, çocuk oyun alanları, spor ve sağlık kulübü, yü-
HAKKIMIZDA...
rüyüş parkurları, şelaleler, göletler ve yemyeşil peyzaj alanları
oluşturuyoruz. Tüm bunları gerçekleştirmezsek bir fark oluşturmamız, bir ‘yaşam biçimi’ sunmamız mümkün olmaz.
Sizin konut konusundaki kişisel tercihlerinizi sorsak?
Ne tür bir konut sizin için ideal bir yaşam alanıdır? Siz
nasıl bir yerde yaşamak isterdiniz?
Bu projelerin hangi aşamalarında Kütahya
Seramik ürünlerini kullandınız? Profesyonel
olarak ve bir kullanıcı olarak Kütahya Seramik
ürünleri hakkında ne söyleyebilirsiniz?
Atakent 1’de 2005 yılında banyo seramikler-
Bugün işimin gereği, site içinde 1+1 de yaşıyorum. İdeal
inde, tercihimizi Kütahya Seramik’ten yana
yaşam alanı, insanı yormayan bir planlamaya sahip olmalı. Mut-
kullandık. Çok doğru bir seçim yaptığımıza
fağında temizlemesi kolay, işlevsel, tüm ihtiyaca cevap veren
inanıyorum, aradan altı yıl geçmiş olmasına
ürünler kullanılmalı. Banyosu sade, temiz, rahat olmalı. Dolaplar
rağmen. Kütahya Seramik’le ilgili tek bir şikayet
ihtiyaca cevap verecek şekilde doğru tasarlanmalı. Gelecekte
olmadı. Hatta benim dairemde de Kütahya Se-
yeşille bütünleşen bahçeli bir villada yaşamayı planlıyorum.
ramik ürünleri var. Bu ürünleri kolay temizle-
İstanbul yeni yeni yapılan toplu konutlarla nasıl bir
yapılaşma sürecini yaşıyor sizce?
İstanbul’un, yeni yapılan toplu konutlarla büyük oranda ihtiyacını karşıladığını düşünüyorum. Büyükşehir Belediyesi ‘Estetik Kurul’ oluşturdu. Projeler denetime tabii tutulmaya başlandı.
20
nen, estetik ve güzel buluyorum. Ispartakule ise
henüz yapım aşamasında ama yine bu projede
de Kütahya Seramik, seçilen ürünler arasında.
DÜNDEN BUGÜNE
OYUNCAK
OYUNCAK
HİKAYESİ
22
Çocukların
Ç
ocukla hatta büyüklerin bile
vazgeçilmezi
va
azgeçilm olan oyuncak, tarihi
yyüzyıllar
üzyılllar öncesine dayanan, gelişimi
hızlandıran,
h
ızlan
ndır
zekayı geliştiren ve
kişiliğe
k
işiliğe yyön veren harika bir buluş.
Yazı
Ya
azı Selin
nA
Akal, Fotoğraflar Corbis
yuncak, her çocuk için ayrı bir önem taşır. Çünkü insanoğlu bebek-
O
liğinden ergenlik dönemine kadar onlarla dünyayı anlamlandırıp, eğlenmiştir. Ünlü filozof Platon, çocukların altı yaşına gelene kadar kendi
kendisine oynaması gerektiğini savunuyor ve çocukların ileride seçecekleri meslekleri, oyun oynarken keşfedebileceklerini belirtiyor yazılarında. Platon bu konudaki ilk eğitimin de, oyun ve oyuncaklar yoluyla alınabileceğini söylüyor kitaplarında.
Dünden bugüne oyuncağın tarihine göz atıldığında, Platon’un da savunduğu gibi
oyuncakların çocuklukların gelişim süreçlerine yön verdikleri görülüyor.
TARİHTE BİLİNEN İLK OYUNCAK: TAHTA AT
Yapılan araştırmalara göre, oyuncağın geçmişi milattan öncesine dayanıyor.
Tarihte bilinen ilk oyuncaklar Mısırlılara ait. Yapılan kazılar, Mısırlı çocukların M.Ö.
5. yüzyıl itibariyle tahta atlarla oynadıklarını kanıtlamış. M.Ö. 2. yüzyıla gelindiğinde
ise topaç ve misket, tahta atların yerini almış. Lagaş ve Pompei gibi eski kentlerde yapılan arkeolojik kazılarda da kilden yapılmış, hareketli kol ve bacaklara sahip
bebeklere rastlanıyor. Bu bebekler aynı zamanda gerçek dünyanın minyatür birer
kopyası niteliğindeler. Yıllar boyunca çeşitli kültürler ve uygarlıklara göre şekillenen
oyuncaklar, Ortaçağ’a gelindiğinde sadelikten uzaklaşıp gösterişli renk ve formlarla
göz doldurmuşlar. Rengarenk rüzgar değirmenleri, gerçeğinin minyatür birer kopyası olan atlar ve işlemeli tahta kılıçlar bu dönemin en sevilen oyuncakları olmuş.
Suyun üzerinde yüzebilen basit oyuncak tekneler, çocukların hayal gücünü canlandıracak gösterişli görüntülere bürünmüşler.
Ortaçağ ile Yeniçağ arasında bir köprü oluşturan Rönesans ile birlikte oyuncak
tarihi de yön değiştirmiş. Artık meslek seçimlerinde oyuncakların oynadığı rol belirginleşmiş. Öyle ki, günümüzde kız çocukların oynadığı yemek takımları o dönemde
sadece erkeklerin ilgisini çekiyormuş. Bu da, Rönesans döneminde aşçılığın erkeklere özgü bir iş olarak kalmasına neden olmuş. Ama yine de bu dönemde tahta gemilerle oynayan erkek çocuklar savaş gemilerine, bebeklerine elbiseler diken küçük
kızlar ise terziliğe terfi etmişler.
OSMANLI’DA OYUNCAĞIN ADRESİ: EYÜP
Türk tarihine bakıldığında ise satılmak üzere yapılan oyuncaklar Osmanlı döneminde ortaya çıkmış. İstanbul’un Eyüp semti, hayvan bağırsağından yapılmış balonlar, tahta topaçlar, çemberler, tefler ve kilden yapılmış düdüklerin satıldığı büyük bir
oyuncak pazarı olarak tarihe geçmiş. Osmanlı topraklarında yaşayan çocukların en
çok oynadığı oyuncaklar ise kaynana zırıltısı, hacı yatmaz ve teneke bilyeler olmuş.
23
DÜNDEN BUGÜNE
OYUNCAK
24
ENDÜSTRİ DEVRİMİYLE GELDİLER: TREN VE OTOMOBİL
1700’lü yıllarda Almanya’da seri olarak üretilen ilk oyuncak bebekler döneme
damgasını vurmuş. 1800’lü yılların başında ise tahta, fildişi ve gümüşten tasarlanan minyatür süs eşyaları Avrupa’yı oyuncak yapım merkezi haline getirmiş. Göz
kamaştıran oyuncak evler için üretilen milimetrik boyutlardaki koltuklar, yataklar,
tencereler, yastıklar, vazolar bu dönemin oyuncak pazarında dikkat çekiyor. 19.
yüzyıla kadar elle ya da kalıplara dökülerek yapılan oyuncaklar, bu tarihten sonra
makineler aracılığıyla üretilmeye başlamış. Böylece oyuncak yapımı hızlanmış, daha
çok sayıda ve ucuz oyuncak üretilmiş. İngiltere’den sonra bütün dünyada etkisini
gösteren Endüstri Devrimi, 19. yüzyıl sonuna doğru tren ve otomobil gibi mekanik
araçları oyuncak dünyasına sokmuş. O günden sonra da erkek çocuklarının en
sevdiği oyuncaklar, arkalarından bir iple çektikleri minyatür tren ve otomobiller olmuş. Bunların ardından da raylar ve gelişmiş lokomotiflerin üretimi gelmiş. 1900’lü
yıllara kadar zemberekli mekanizmalarla ve buharla çalıştırılan mekanik oyuncaklar,
bu tarihten sonra elektrikle çalıştırılmaya başlamış. Rayları, tünelleri, uyarı ışıkları,
lokomotifleri ve vagonlarıyla gerçek bir treni aratmayan minyatür elektrikli trenler,
çocuklar kadar büyüklerin de ilgisini çekmeyi başarmış. İlk minyatür otomobil ise
20. yüzyılın başında Amerika’da ortaya çıkmış. En küçük teknik detaya bile sadık
kalınarak üretilen oyuncak otomobiller, üretildikleri gün tükenmişler.
Dünden bugüne bakıldığında, yüzyıllar öncesinde gündelik yaşamdan esinlenilerek üretilen oyuncaklar, tüm dünyada büyük bir gelişim göstererek başlıca sanayi
kolları arasına girmeyi başarmışlar. Yüzyıllar öncesi ile bugün arasındaki tek fark ise
teknolojinin oyuncaklara bile hükmediyor olması. O
Farklı dönemlerde üretilen oyuncakların en
önemli ortak paydası üretildikleri döneme
ışık tutmaları. Hayatın tümüyle küçük
birer kopyası olan oyuncaklar yardımı ile
dönemin stillerine, akımlarına ve yaşam
tercihlerine dair fikir sahibi oluyoruz.
25
ALIŞVERİŞ
BİBLO
BİBLO KRALLIĞI
26
Kütahya Porselen’in satışa sunduğu birbirinden güzel biblolar, hem çocukların
hem de yetişkinlerin vazgeçilmezi olacak. Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS
Bu sayfada ‘B12278580181’ ayı biblo, (27 cm) 37,17 TL.
‘B131710581239’ tavşan biblo, (17 cm) 18,59 TL.
‘B55273181254’ şahin biblo, (27 cm) 39,41 TL.
‘B112312381113’ köpek biblo, (23 cm) 26,72 TL.
Futbolcu biblo, 20-40 TL arasında değişiyor.
Yan sayfada ‘B11436880179’ büyük boy köpek biblo, (43 cm) 71,22 TL.
‘B10341248079’ büyük boy kedi ve yavrusu biblo, (34 cm) 51,59 TL.
Diğer biblolar, 20-70 TL arasında değişiyor.
27
ALIŞVERİŞ
MAGNET
SEVİMLİ
KONUKLAR
Kütahya Porselen artık
evinizin her yerinde…
Renkli porselen magnetler
mutfağınıza neşe katacak.
10-12 TL arasında
değişen fiyatlarla
magnetler, tüm
Kütahya Porselen
mağazalarında.
28
TELEVİZYON
ŞAFAK SEZER
YILIN
KOMEDYENİ
Geçtiğimiz yıl hangi kanalı açsak
karşımızda o vardı. Uzun soluklu
reklam kampanyalarının ve dizilerin
ünlü komedi figürüyle, bir bölümünü
Paris’te yaptığı Vodafone çekimlerini
ve kendi değimiyle ‘hayatının kırılma
noktalarını’ konuştuk. Yazı Hakan Turpçu
30
eride bıraktığımız yılın en göze çarpan komedi fi-
G
gürü şüphesiz Şafak Sezer’di. Hem yılın en uzun
soluklu reklam kampanyasının yüzü olarak, hem
de sezonun en ‘kitch’ dizi karakteri olarak ona rastlamadan geçirdiğimiz bir gün neredeyse yoktu. 40 bölümü aşan Vodafone
reklamları için kasım ayında Paris’te kamp kuran Şafak Sezer’in,
Paris izlenimleri eşliğinde sinema-televizyon yolculuğu…
Paris’teki romantizmden etkilendiniz mi?
Hayatımda ilk kez gördüğüm Paris’in bence bütün dümeni Eyfel’in etrafında dönen ışıklandırma. Bana göre öyle ahım
şahım bir yer de değil. Mesela bir Roma değil… Bizim Mimar
Sinan’ın eserleriyle Paris’in tarihi yapıları dans bile edemez bence. Bir Ayasofya mesela, üç Notre Dame eder… Burada Noel
münasebetiyle tüm dükkanları ışıklandırmışlar. Tamam, çok
güzel olmuş… Ama aynısını bizde yapmaya kalksan olmuyor.
Adam para harcayıp dükkanı buradakiler gibi ışıklandırsa, aynı
gece onca ‘yanardöner’i gören muhitin tüm tinercileri camı kırıp
içeri dalar.
İstanbul’a döndüğünüzde Paris’i soranlara ilk ne anlatacaksınız?
Paris’in imparatorları garsonlarını… Müşteriyle göz göze
gelmemek için özel ders alıyorlarmış. O derece soğuklar yani…
Her biri garson değil, sanki Napolyon Bonapart. Hepsinin al-
‘Kadın kılığına girmem’ kaprisi profesyonel bir oyuncuya yakışıyor mu?
tında son model arabaları, güzel evleri varmış. Paris’in kralı on-
Evlenip çoluk çocuk sahibi olunca bir başka düşünmeye
lar anlayacağın. Mesela bir garsonla iki dakika muhabbet ettik.
başladım. ‘Bu tür rollerde de olmayıvereyim’ duygusu sardı
Geçenlerde bir maç izlemek için Türkiye’ye gelmiş. Beni tele-
beni. O yüzden hemşire kılığına girme fikrine soğuk yanaşmış-
vizyonda görmüş. Hemen tanıdı. “Sen o reklamlardaki ‘kırmızı’
tım. Zaten çevremden gelen ‘Şafak Sezer hemşire fantezisinin
diyen adamsın” diyor. İki dakika hoşbeşten sonra bana “Prison
sonudur’ eleştirileri doğru düşündüğümü kanıtladı. Ama iş işten
Break izler misin?” diye sordu. “Hastasıyım” deyince, “ben o
geçmişti artık. Hemşire kılığında aynı Ankara’daki ablama ben-
dizideki Sarah ile birlikte oldum” dedi. Sarah ve yanındaki kız
zedim. 47 yaşında ve hala evlenemedi.
arkadaşıyla hem de… “Vicky Cristina Barcelona” filmindeki gibi
Beş altı yıl kadar önce sizinle yapılan bir röportajda
takılmışlar… Sarah bir kız arkadaşıyla Paris’te bunun çalıştığı
‘hayatınızdaki kırılma noktası’ olarak ‘İner Misin Çıkar
dükkana gelmiş, bizimki zaten buraların imparatoru olduğu için
Mısın’daki birinciliğinizi işaret etmiştiniz. Şu sıralar ise
kızı tavlamış, birlikte olmuşlar. Bunu da bana anlatıyor. “Ülkende
kariyerinizde yeni bir kırılma noktası yaşadığınız kuşku-
ünlüsün diye kendini bir şey sanma” mesajı veriyor.
suz. Bir yandan 40 reklamlık bir kampanya, bir yandan
Reklamlarda oynadığınız karakter aslında rakip şirke-
herkesin dilindeki Erman Kuzu tiplemesi… Hangi kanalı
ti temsil ediyor. Aslında siz Vodafone’un değil de rakibin
açsak her yerde Şafak Sezer var. İki kırılma noktası her
ekran yüzü mü oluyorsunuz?
kariyere nasip olmaz…
Canlandırdığım Selim karakteri, başka operatörü kullanan
İkinci kırılma noktası yaşadığım doğru. Ama bütün bunlar
bir vatandaş. Sürekli kendi kullandığı operatörü övmeye çalı-
olurken bir yandan da Kolpaçino’nun DVD’leri yok satıyor. Bir-
şıyor ama sonunda Vodafone’un kırmızısı karşısına çıkınca si-
birini etkiliyor. Bakın size gerçeği söyleyeyim; Kolpaçino sadece
nirlenip kaçıyor. Selim’in yanı sıra bir de hemşire tiplemesi var.
600 bin seyirci yaptı. O dönem domuz gribi salgını vardı ‘sine-
İnsanlar onu daha çok beğendi sanki… Aslında ben hemşire-
maya gitmeyin’ falan diyordu herkes. Ama film şimdi bir patladı,
ye karşıydım. Kadın kılığına girmek istemiyordum. Bunu ekiple
arkadaşıma filmin DVD’sini götüreceğim, kaç haftadır bulamı-
epey tartıştık. Ama reklam serisinde en çok izlenen ve ilgi odağı
yorum hiçbir yerde. Reklamsa al sana reklam. Kendi filmimin
olan hemşireli olanlar oldu.
tanıtımını biraz geç de olsa kendim yapmış oldum.
31
TELEVİZYON
ŞAFAK SEZER
Şafak Sezer reklam serisinin bir ayağında Paris’te bir
müzede Üç Silahşörler’le mahsur kalıyor ve çok masraflı
olduğu için kendi tarifesinden tanıdıklarını arayamıyor.
Aralık ayında sona eren Türk Malı dizisiyle ilgili ne zaman bir haber okusak, içeriği ya ‘sette tartışma çıktı’ oluyordu, ya da ‘falanca oyuncu Şafak Sezer’le anlaşamadı
ve ayrılıyor’...
Benimle ilgili bu tür haberlerin bilinçli pazarlandığını düşünüyorum. Önceleri set ekibi olarak sinirlerimiz bozuluyordu. Sonraları sallamamaya başlamıştık bu tür şeyleri. Ama önceleri acayip
mevzusu oluyordu, okudukça deliriyorduk. Mesela bir keresinde Melek Baykal’ın odasında toplanıldı, “Ya Şafakçığım, biz bir
haber duyduk, diziye katılmamız sorun olmuş” falan dediler…
Hesapta setin ortasında “onlar gidecek” diye bağırıyormuşum.
Melek Abla üzerime oturup istese beni oracıkta öldürür.
Peki neden hep bu söylentiler çıkıyor? İsminizin önüne eklenmiş ‘asabi’ sıfatıyla yaşamak nasıl bir şey?
Konu işse asabi olunur, normaldir. Vodafone çekimlerinde
de asabiyet yaşadığım olmuştur. Mesela hemşire kılığına girmişim, makyajım yapılmış, rujum sürülmüş… Yönetmen İstanbul
trafiğine takıldığı için bizi iki saat bekletince asabi oluyor tabii
insan. Geciken arkadaşı o rujlu dudaklarımla azarladım. “Bekletiyorsunuz bari bu ruju sürüp bekletmeyin” şeklindeki bir asabiyet benimkisi.
Siz hangi dizileri seyrediyorsunuz?
İstisnasız hepsini izliyorum. Ama Ezel’in özellikle fanatiğiyim.
Ufuk Bayraktar adında bir kardeşimiz var, Ramiz Dayı’nın gençliğini oynuyor… 10 numara oyunculuk yapıyor. Beni o 70’lerin
başına götürüyor, o yıllarda yaşadığına inandırıyor beni resmen.
Erman Kuzu’nun esin kaynağı kim?
Erman Kuzu’nun gerçeği benim abim Süleyman’dır.
Vodafone’la ilk iş görüşmemizi yapıyoruz. Benim o dönem arabam yok, abimin arabası var diye onunla beraber gittik görüşmeye… Toplantının ortasında davullu zurnalı bir müzik çalmaya
başladı. Abimin cebi çalıyor. Oradaki herkes Erman Kuzu’nun
esin kaynağının kim olduğunu o saniye anladı. Erman Kuzu ne
yapar? Postanedeki işine gidip gelir, dünya çok da umurunda
değildir. Abim de belediyede, böcek ilaçlamada çalışır. Dünya
umurunda değildir. Önüne bir tabak makarna koyduğun anda
ona her şeyi yaptırırsın.
Yeni projeleriniz var mı?
Öncelikle ‘Kolpaçino Bomba’ vizyona girecek. Ayrıca Sırrı Süreyya Önder’in bir hikâyesini çekeceğiz. Berlin Duvarı’na
gecekondu yapan bir Türk’ün hikâyesi… Gerçek bir öykü…
Almanya’da ‘Altın Ayı’ aldı senaryo dalında. O
32
“HAKKINI ASLA ÖDEYEMEM
DEDİĞİM 5 İNSAN”
MÜJDAT GEZEN: Ben 25 yaşında Ankara’dan İstanbul’a
geldim. Ama İstanbul’da hiç dert çekmedim. Gelir gelmez
Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ne girdim. Müjdat Gezen beni
hemen para sahibi yaptı. Çocuk merkezi kurdu; sihirbazlık
gösterileri falan, sürekli benden bahsediliyordu o dönem.
BORAN KAYA: Rahmetli Boran Kaya’nın sunduğu “İner
Misin Çıkar Mısın” yarışmasının da yeri ayrıdır tabi… Müjdat
Gezen’de her şey yolundaydı ama asker kaçağıydım. Askere
gitmeye karar verdim, İstanbul-Alemdağ çıktı. “İner Misin
Çıkar Mısın” yarışmasına askerdeyken komutanlarımdan izin
alarak katıldım ve birinci oldum. Suadiye’de çok güzel bir
dubleks evde oturmaya başladım.
CEM ÖZER: Sonra Cem Özer reklam şirketi kurdu.
Nokia’nın reklam işlerini aldı. Çok güzel bir teklifte bulundu
bana. Hakan Yılmaz’la ikimiz Nokia reklamlarında
oynamaya başladık. Çok güzel bir ikili olduk.
OKAN BAYÜLGEN: Derken bir gün Okan Bayülgen aradı.
Gece Kuşu programındaki skeçlerde oynamaya başladım.
Zafer Algöz, Erkan Taşdöğen falan var projede. Teklifini seve
seve kabul ettik. Sonra ‘Sıdıka’, ‘Baskül Ailesi’, ‘Vizontele’,
‘Şen Makas’ falan gibi birçok projede yer almamı sağlayacak
o yolu bana açmış oldu.
OZAN VARIŞLI: Ama en çok dert çektiğin anda seni
kurtaracak bir telefon beklersin ya… O telefon çaldığında
arayan Ozan Varışlı idi. En başarılı reklam kampanyalarının
arkasındaki kreatif direktör… O benim hayatıma iki
kere yok olduğumu sandığım anda girdi. 2007’de ‘Kutsal
Damacana’da başrol oynadım. Sonra işler iyice durdu. Ne
arayan, ne soran var. Hiçbir teklif yok. O sırada Cheetos
reklamı için Ozan’dan teklif geldi. İkimiz de Ankaralıyız. O
reklam vesilesiyle iyi arkadaş olduk. O sıralar bana “Bir gün
biz seninle bir kampanya yapacağız, bütün Türkiye bundan
bahsedecek, unutma bunu,” demişti. 2009’da da Vodafone
projesinde bu gerçek oldu. 249 ülkede var olan bir ürünün
kampanya yüzü oldum. Ve bence asıl önemlisi 40’ı aşkın
reklam çektik ve bu reklamlar yağ gibi kayıyor.
KÜLTÜR MİRASI
HASANKEYF
AL GÖZÜM SEYREYLE
HASANKEYF’İ
Göz alabildiğine dümdüz bir coğrafyada Hasankeyf şaşkınlık verici bir vaha: Tarla
bile saklanacak
bu ttopraklar,
Hasankeyf’te
ffarelerinin
l i i bil
kl
k delik
d lik bulmakta
b l kt zorlanacağı
l
ğ b
kl H
k f’t
büyük bir sürpriz yaratmışlar... Yazı Nevzat Basım, Fotoğraflar Sabah Arşivi
34
ıllardır Hasankeyf’i görmek için fırsat yaratmaya çalışıyordum. Hasankeyf’in
Yapılan açıklamalara bakılırsa,
baraj suları Hasankeyf’in sadece
% 20’sini kaplayacak. Ancak
bu % 20 öyle bir % 20 ki,
Hasankeyf’i Hasankeyf yapan
her şey anlamına geliyor.
Y
Ilısu Barajı’nın suları altında kalacak olması, bana, ‘kalecinin penaltı anındaki endişesine’ benzer bir endişe veriyordu: Sular altında kalmadan
önce Hasankeyf’i mutlaka görmeliydim.
Ocak ayında Hasankeyf’e giderken, bir büyük gazetenin seyahat ekinin editörü
arkadaşımla, ‘ağır kış koşullarına’ göre hazırlandık. Bizi kar ve tipiden koruyacak kıyafetlerimizle Hasankeyf’i ‘karlar altında’ gezeceğimizi umuyorduk. Batman ikliminin
bu mevsimde normali de bu zaten. Ucuza edindiğimiz uçak biletlerimizle, ‘ekonomik
bir gezi’ planlıyorduk. Hasankeyf’in bağlı olduğu Batman’da da havaalanı var; ama
sefer sayısı az. Bu yüzden bir sabah çok erken saatte Diyarbakır’a uçtuk. Diyarbakır
ile Batman’ın arası 100 km. Batman-Hasankeyf arasındaki yol ise 35 km civarında.
Bu yolu ‘şehirlerarası otobüslerle’ almaya, fazla zaman kaybedeceğimiz için cesaret
edemedik. Yola çıkmadan önce araç rezerve ettiğimiz şirket bizi havaalanında karşıladı ve aracı teslim etti. Oto kiralama şirketleri günlük bedel üzerinden çalışıyorlar;
yarım günlük araç kiralama için bile tam gün bedeli isteniyor. Ama Diyarbakır’da
hala pazarlık usulü varlığını sürdürüyor. 1,5 gün için otomobili 150 TL+yakıt şeklinde
kiraladık.
Biz ağır kış koşulları beklerken, nefis bir güz güneşi ile karşılandık. Üstümüzdeki
kalın giysiler, ağırlık yaptı. Pırıl pırıl bir güneş altında, son derece düzgün bir karayoluyla Hasankeyf’e ulaştık.
Batman-Hasankeyf arası karayolu, Türkiye’de asla hiçbir yerde göremeyeceğiniz
bir özellik taşıyor. Burası petrol zengini Arap ülkelerini ya da Amerika’nın Teksas’ını
hatırlatıyor: Yol boyunca sayısız ‘at başı’, bir inip bir kalkarak toprağın derinliklerinden petrol çıkartıyor.
Bu seyahatin en ‘keyfe keder’ olayı şudur: At başlarının önünde fotoğraf çektirmemek. Nasıl olsa dönüşte çekeriz diye düşünerek, petrol pompaları önünde
durmayı Hasankeyf gezisi dönüşüne erteledik; ama dönüş vakti akşam karanlığına
kalınca bu niyetimizi gerçekleştiremedik.
Orta Anadolu, Konya, Ankara, Eskişehir platolarını karayoluyla katetmiş olanların
bileceği bir görüntü var bu coğrafyada. Göz alabildiğine uzanan düzlükler; hiçbir
‘doğal cazibesi olmayan’ topraklar... Ta ki, Hasankeyf görünene kadar.
Hasankeyf bu coğrafyanın en büyük sürprizi. Bir tarla faresinin bile kaçacak
deliği zor bulacağı bu dümdüz coğrafyada, Hasankeyf, nehrin oyduğu kayaların
Hasankeyf sular altında kalınca, bu
kayaların tamamı eriyip kaybolacak.
Kayaların kalkerli yapısı, su
karşısında fazlasıyla dayanıksız.
35
KÜLTÜR MİRASI
HASANKEYF
arasında bir tür ‘Ihlara Vadisi’. Hasankeyf’e ‘olağanüstülük’ niteliğini
veren de zaten bu...
Muhtemelen, geçmişin buraya yatırım yapan büyük uygarlıkları da,
bu coğrafya sürprizine vurulmuşlar. Hasankeyf’in tarihini hiç yazmayacağım. Zaten her yerde bu tür bilgiler var.
Hasankeyf kasabası, Türkiye’nin petrol çıkan tek ‘mekanı’ olan Raman dağlarının gölgesinde kalıyor. Dicle nehri, olanca yayılımıyla kasabanın dibinden, kasabanın evlerini yalayarak geçiyor. Nehrin kenarındaki mağaralar, uzun yıllar konut olarak kullanılmış. İddiaya baklırsa,
bir zamanlar Süryaniler, bu mağaralarda otururlarmış. Bir gün gelmiş,
Midyat’a göçmüşler. Bölge insanı, yakın zamana kadar bu mağaralarda oturmaya devam etmiş. Kasabanın büyümesi ve ‘devlet politikaları’
gereği, mağaralardan çıkıp şimdiki konutlara taşınmalarının mazisi, 20
yıl kadar... Dicle nehri kenarındaki Hasankeyf’e ‘örneği görülmemişlik’
niteliği kazandıran şey, yağmur ve rüzgarla eriyen kalkerli-kireçli taşı,
toprağı.
Hasankeyf’in tadına varabilmek için, mutlaka kalesini gezmek gerekiyor. Ancak kale 2010 Temmuz’undan bu yana kapalı. O tarihte
koca bir kaya kütlesi kopup düşmüş, 70 yaşlarında bir satıcı hayatını
kaybetmişti.
Yola çıkmadan önce, kopup düşen kaya kütlesinin, olsun olsun bir
insan hacminde olduğunu düşünüyordum. O kadarcık bir kaya düşmesi nedeniyle kalenin ziyarete kapatılmış olmasını da ‘anlaşılır’ bulmuyordum. Kaymakamdan aldığımız özel izinle, bir polis memuru eşliğinde
kaleyi gezince anladım ki, gerçek, benim düşündüğümden çok farklı.
Bir kere, düşen kaya kütlesi, 100 metrekarelik daire büyüklüğünde; devasa bir şey. Kaya düşmesinin gece saat 03.00 civarında yaşanmış olması, can kayıplarını çok azaltmış, Hasankeyf’i Allah korumuş. Hemen
altında otopark bulunan bu kaya kütlesi gündüz, turist yoğunluğunun
çok olduğu saatlerde düşseymiş, onlarca can kaybı yaşanabilirmiş...
Bu yıl Nisan ayında tekrar turizme açılması beklenen kale ve çevresi,
pek tekin değil. Haşmetli kayalar üzerinde derin çatlaklar var ki, insana
korku veriyor. Hasankeyf’in büyük güzelliği kale ve çevresinin ‘çökmelere karşı’ korunabilmesi için, ciddi bir masraf yapmak gerekiyor.
Sabah 10.00 gibi vardığımız Hasankeyf’te, saat 17.00’ye kadar
tam 7 saat zaman geçirdik: İnanın zamanın nasıl geçtiğini bilemedik.
Buraya gelecek olanların Hasankeyf gezisine bir tam günlerini ayırmalarında yarar var.
Hasankeyf’in en büyük eksisi, yiyecek mekanı alternatiflerinin azlığı.
Nehir kenarında çok güzel yerler var, ama çoğunda temizlik de lezzet
de yiyeceklerin fiyatları da sorunlu. Eğer hijyen gözeten insanlardansanız, yanınızda güzel hazırlanmış sandviçler getirmenizde yarar var.
Hasankeyf, kalınacak yer açısından da eksikli: Burada size kalmayı
tavsiye edebileceğimiz yer, maalesef yok. Eğer Hasankeyf’i gezmeye gelecekseniz, konaklamak için şu dört alternatifi düşünmelisiniz:
Batman’da, Midyat’ta, Diyarbakır ya da Mardin’de konaklamak.
36
Hasankeyf’teki tarihi yapıların ‘kesilerek
taşınacağı’ iddiaları var. Ama konuştuğumuz
restorasyon ekibi bunun imkansız olduğunu
söylüyor: Yapılar öylesine hırpalanmış ki,
kesildiği anda tuzla buz olup gider...
Ancak Hasankeyf-Mardin-Midyat yolu şu sıralar biraz sorunlu. Yol genişletme çalışmaları nedeniyle kayalar dinamitlerle parçalanıyor. Bu yüzden de yol, gün içerisinde kapatılıyor.
Biz arkadaşımla Batman’da, Batman’ın en iyilerinden bir olduğunu iddia eden bir otelde kalmayı tercih ettik. Ancak, hiç tavsiye etmeyiz: Baktığımız otellerin hemen hepsinde temizlik ve sıcak su sorunu var. Odaların
tamamında daha önce aşırı biçimde sigara tüketilmiş olması da mekana
kalıcı bir kültablası kokusu bırakmış. Önerimiz, akşam Diyarbakır’a geçip,
Diyarbakır’da daha çok seçenek arasından temiz bir otel seçmeniz olabi-
HASANKEYF’İ DAHA İYİ TANIYIN
lir. Eğer bir gecikme olmazsa Hasankeyf, 2013 itibariyle yavaş yavaş sular
Şu adreslerde Hasankeyf ile ilgili daha fazla bilgiye
altında kalmaya başlayacak. Şu sıralarda, Suriye sınırına 45 km uzaklıkta,
barajın ana gövde inşaatı devam ediyor. Ancak inşaatın, kredi sorunla-
ulaşabilirsiniz:
• http://www.hasankeyf.itgo.com/
• http://tr.wikipedia.org/wiki/Hasankeyf,_Batman
rı nedeniyle 30-40 yıldır tamamlanamadığı düşünülürse, 2015’e-en çok
• http://hasankeyfesadakat.kesfetmekicinbak.com/
2020’ye kadar bu güzelliği görme şansınız olabilir. Daha da geç kalırsanız,
• http://www.hasankeyfgezisi.com/news.php
buraları görmemiş, bu coğrafyayı gözlerinize armağan etmemiş olmanın
• http://www.hasankeyfhasbahce.com
üzüntüsünü yaşayabilirsiniz... O
• http://www.zeynepinyeri.com/hosgeldiniz/hasankeyf/
37
KOLEKSİYON
BAYKUŞ
aykuşlar, tarihte betimlenen en eski kuş türü
B
olarak bilinir. Bu yüzden de haklarında pek çok
efsane olması şaşırtıcı değil. Bu kuşlar geceleri
ya da sabaha karşı gezmeyi tercih ettikleri için, hayvanlar
KARANLIKLAR
PRENSİ
alem
aleminin en esrarengiz canlılarından biri olarak bilinir. Hatta,
Seramik sanatçısı Özgür Kaptan,
‘karanlıkların gizemli gözleri’ olarak
bilinen baykuşları hem sanatına hem
de koleksiyonuna taşıyor. Yüzlerce
baykuş biblosundan oluşan zengin
koleksiyonu, bu etkileyici kuşun
bambaşka görüntülerini sergiliyor.
ön yyargının tam tersine, baykuşların bilgeliğin ve yardımse-
Yazı Fatma Özel, Fotoğraflar Ceren Can
nan bir ürün bile yaratmışlar. Bu etkileyici kuş, yüzlerce farklı
aynı sebepten halk arasında uğursuzluk getirdiklerine dair
bir iinanç bile oluşmuş. ‘Bacana baykuş tünesin,’ ‘Başına
bayk
baykuş kona,’ ‘Damında baykuş öte’ gibi olumsuz cümleler k
kullanılmış hep onlar için. Kızılderililer haklarındaki negatif
verliğ
verliğin sembolü olduğuna inanırlarmış. Yüzyıllar öncesinde
güze
güzel sanatların da sembolü olarak kabul edilen baykuşlar,
Yuna
Yunan mitolojisinde Athena’ya adanarak, Atina’nın simgesi
olmu
olmuş. Küçük sihirbaz Harry Potter sayesinde, artık çocukların sevgilisi olan baykuşlar görme ve işitme duyuları en gelişmiş kuşlar arasında gösteriliyorlar. Bir başka özelliği ise çok
sessiz uçması. Öyle ki, Japon araştırmacılar baykuş tüyünü
taklit eden parçalar şeklinde tasarladıkları pantograf benzeri
sistem sayesinde, ‘işini en sessiz yapan tren’ ünvanını kazamalzemeyle yapılmış baykuş biblolarından oluşan ilginç bir
koleksiyonun da konusunu oluşturmuş. Koleksiyon, seramik
sanatçısı Özgür Kaptan’a ait. Kaptan, 1990 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’ne
girmiş. 2003 yılından bu yana da aynı üniversitede öğretim
görevlisi olarak çalışıyor. Sanatçı Eskişehir ve Ankara’da
dört kişisel sergi açmış. 1994-2008 tarihleri arasında ise
yurtiçi ve yurtdışında pek çok karma sergiye katılmış.
38
Koleksiyonunuzda ne tür parçalar var?
zamanlar ithal kırtasiye
İleride evimde yer kalmaz korkusuyla seçimimi küçük
malzemesi
kolay
bu-
baykuş biblolarından yana kullandım. Koleksiyonumdaki bay-
lunmazdı. İlk baykuşum
kuşlar seramik ya da porselen ağırlıklı. Cam, ahşap, metal,
seramikten yapılmış bir
plastik, kumaş, polyester ve yarı değerli taşlarla üretilmiş bay-
kalemtıraş şeklindeydi ve
kuşlarım da var. Son zamanlarda baykuş baskılı tişörtler, ku-
Japon malıydı. Okul yıl-
maş desenleri ve takı da topluyorum. Bu parçaları üzerimde
larında kıyıp, kullanama-
taşımak hoşuma gidiyor.
mıştım. Hala ilk aldığım
Baykuş hangi özellikleri ile sizi etkiliyor?
bu parçayı saklıyorum.
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik
Sizin tasarladığınız
Bölümü mezunuyum ve aynı üniversitede öğretim üyesi ola-
baykuşlardan bahse-
rak çalışıyorum. Özellikle seramik baykuşlara olan ilgimin gü-
der misiniz?
zel sanatlar eğitimi almış olmamla da ilişkisi var. Ama bu ilgi
büyük ölçüde çocukluğuma dayanıyor.
Seramik
yaparken
Anneannem, bah-
çalıştığım büyük formlar
çesinde çok sayıda ağacı olan bir evde yaşardı. Bütün gece
bittiğinde, elimde kalan
baykuş seslerinden uyuyamamaktan şikayet eder ve onlara
küçük çamurlarla küçük
çok öfkelenirdi. Ben de anneannemi ziyarete gittiğimde bay-
baykuşlar yaptığımı fark ettim. Sonraki çalışmalarımda konunun
kuşların seslerine dikkat kesilir, gece karanlığından korkmama
kendisini baykuşlar oluşturmaya başladı. Son zamanlarda ta-
rağmen, kardeşimle birlikte gizlice bahçede bu gizemli kuşu
sarladığım baykuşlardan ikisi Füreya Koral anısına düzenlenen
aramaya çıkardım. Baykuş pek çok kültürde uğur ve şans
‘kuş evleri’ konulu karma sergi ile İstanbul’da ve Eskişehir’de
objesi sayılırken bizim kültürümüzde uğursuz kabul edilir. Sa-
sergilendi. Bu günlerde baykuşlu seramik panolar çalışıyorum.
nırım bu bakış açısına duyduğum tepki de beni onlara yaklaş-
Baykuşların en çok gözlerinden etkileniyorum ve bunu kendi
tırdı. Bence hayvanlar aleminde keskin kulaklara ve gözlere
heykellerime de yansıtıyorum. Şu sıralar sadece baykuşlardan
sahip, boynunu 360 derece çevirebilen en mükemmel kuş
oluşacak yeni kişisel sergimin çalışmalarına devam ediyorum.
türlerinden biridir baykuşlar.
Ne zaman koleksiyon yapmaya başladınız? İlk aldığınız parçayı hatırlıyor musunuz?
İlk baykuşumu ortaokul yıllarımda aldığımı hatırlıyorum. O
Koleksiyonunuzu zenginleştirirken özel bir seçiciliğiniz var mı? Yoksa bulduğunuz her tür baykuş formunu
koleksiyonunuza ekliyor musunuz?
Gittiğim her yerden baykuş almaya çalışıyorum. Baykuşları
39
KOLEKSİYON
BAYKUŞ
seçerken aldığım ülkenin özelliklerini üzerinde taşısın istiyo-
yapıyorum. Hala vitrinimde duruyorlar, ama baykuşların sayısı
rum. Örneğin Çin’den alıyorsam yeşim taşı ya da seledon sırlı
hepsinin önüne geçmiş durumda.
olanları, Barselona’dan alıyorsam Gaudi’nin mozaiklerini yansıtan örnekleri tercih ediyorum. Madrid’den aldığım bir bayku-
Ailede biriktirmek, tasnif etmek konusunda hassasiyet gösteren insanlar var mıydı?
şun başında flamenko dansçılarının gülü var mesela… Ama
Annemin ve babamın geniş bir tablo koleksiyonları var. Ba-
en çok sevindiklerim hocalarımın, arkadaşlarımın ve öğrencile-
bamın antika kitaplarla dolu büyük kütüphanesi çocukluğum-
rimin hediyeleri. Onların getirdiği baykuşların altlarına ülkesini,
dan beri karıştırmayı en çok sevdiğimiz yer olmuştur. Heykel-
yılını ve kimin aldığını yazıyorum ve yıllar sonra okuduğumda
tıraş kardeşimin Volkswagen oyuncak araba koleksiyonu var.
çok mutlu oluyorum.
Balet olan küçük kardeşim ise antika araba ve araba motorları
Biriktirmek çocukluk döneminde başlayan bir alış-
toplar. Onları tamir eder ve kullanır. Eşimin deniz kabukları, ül-
kanlıktır. Daha önce yaptığınız başka koleksiyonlar var
kelerine göre kahve kupaları, tişörtleri ve fosil koleksiyonu var.
mıydı?
Kızım ise henüz 10 yaşında olmasına rağmen at bibloları ve
Çocukluğumda küçük parfüm şişelerini ve enfiye kutularını biriktirmeyi çok severdim. Enfiye kutularına arada eklemeler
oyuncakları topluyor. Gördüğünüz gibi dört tarafım koleksiyon
merakı olan insanlarla çevrili. O
“Baykuş pek çok
kültürde uğur ve
şans objesi sayılırken
bizim kültürümüzde
uğursuz kabul edilir.
Sanırım bu bakış
açısına duyduğum
tepki de beni onlara
yaklaştırdı.”
40
KARİYER
PROF. DR. GÜNDÜZ GEDİKOĞLU
BİR BAŞARI HİKAYESİ
Bizim Lösemili
Çocuklar
Vakf’nn
kurucusu ve
Haliç Üniversitesi
Mütevelli Heyeti
Bakan Prof.
Dr. Gündüz
Gedikolu’yla
Amerika’da
balayan
kariyerini ve
Türkiye’de imza
att ilkleri
konutuk.
Yazı Selin Akal
Fotoğraflar Haydar Erçin
42
stanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Dal-
şık iki saat içinde koyuyoruz. Teşhis ve tedavi konusunda da
las, Teksas Üniversitesi’nde Çocuk Sağlığı ve Has-
Avrupa ya da Amerika’dan bir eksiğimiz yok diyebilirim. Biz
talıkları, Hematoloji-Onkoloji dalında eğitim alan Prof.
vakıf olarak bu anlattıklarım dışında, lösemili çocuğumuzun
Dr. Gündüz Gedikoğlu, bir süre Amerika’da çalışmaya karar
ailesinden aldığımız bilgilere de çok önem veriyoruz. Ailenin
vermiş. Baylor University Medical Center, Wadley Research
sizden korkmaması ama sizin hastanızdan korkmanız gereki-
Institute&Blood Bank ve St. Paul Hospital gibi dünyaca ünlü
yor. Böylece, asla hata yapmıyorsunuz. Bunu genç meslek-
hastanelerde çalışan Gedikoğlu, Türkiye’ye döndükten son-
taşlarıma her zaman hatırlatıyorum. Ülkemizde lösemi tedavisi
ra tecrübelerini hayata geçirmeye başlamış. İstanbul Tıp
yurtdışına göre çok daha ucuz. Biz de kemik iliği nakli 75 bin
Fakültesi’nin ilk Çocuk Hematolojisi-Onkolojisi ve Genetik Bi-
dolar, ilaç tedavisi ise 55 bin dolara mal oluyor.
İ
lim Dalını, Türkiye’nin ise ilk kemik iliği transplantasyon merke-
Aynı zamanda Haliç Üniversitesi’nin mütevelli heyeti
zini kuran Gedikoğlu, yeni doğan bebeklerde kan değişiminin
başkanısınız. Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı’nın üniversit kurma amacı nedir?
te
de öncüsü olmuş. 1980 yılında faaliyete giren Bizim Lösemili Çocuklar
Vakıfta verdiğimiz hizmetler bize
Vakfı’nın kurucusu ve Haliç Üniver-
y
yetmedi.
İyi bir tıp fakültesi açmak
sitesi Mütevelli Heyeti Başkanı da
is
istedik.
Ancak o dönemde tıp fakül-
olan Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu,
t
tesi
açmak için fen-edebiyat fakül-
kırk yılı aşan kariyer hikayesini bi-
t
tesi
de kurmanız gerekiyordu. Zaten
zimle paylaştı.
b vakıf üniversitesi olarak, sadece
bir
Bizim
Vakfı’nın
Çocuklar
t fakültesiyle ayakta kalmanız çok
tıp
kurucularındansınız.
z
zor.
Biz de Haliç Üniversitesi’ni kur-
Lösemili
d ve branşlar açtık. Şu anda beş
duk
Vakıf fikri nasıl ortaya çıktı?
f
fakültemiz
bulunuyor. Altı bine yakın
Bu soruya cevap verebilmek
için otuz yıl geriye gitmemiz gere-
da öğrencimiz var. Yakın gelecekte
kiyor. Amerika’dan döndüğüm
fakülte sayımızı sekize çıkartmayı
dönemlerde, Türkiye’de yan
dal ya da ileri ihtisas belirgin
bir hal almamıştı. Üniversite
hastanelerinde lösemili çocuklar ile zatürre olan çocuklar bir arada tedavi ediliyordu.
Kan hastalıklarının tedavisi de
standardın altındaydı. Ben de
yurtdışında gördüğüm ve öğren-
amaçlıyoruz.
“Herkes inandığı, istediği
işi yapabilir. Yeter ki, severek ve
çalışarak yapsın. Bir işi hevesle
yapıyorsanız, size zaman
bile yetmiyor. Bir bakmışsınız
günler, aylar, yıllar geçmiş.”
diğim yöntemleri Türkiye’de uygulamak istedim. Bu amacımı dostlarımla
paylaştım. Düşündük, taşındık ve devletin
gidemediği yere en kolay sivil toplum kuruluşlarının
Gençlerin geleceklerine
yön vermek ağır bir sorumluluk değil mi?
Mustafa Kemal Atatürk’ün
de
dediği
gibi,
gençler
Türkiye’nin geleceği. Onlara çok
değer vermeli ve bir adım önümüze geçirmeliyiz. Geçmişini, dününü ve bugününü çok iyi bilen bireyler
yetiştirmeliyiz. Tabi bunun en güzel tarifi
dünya ne yapıyorsa aynı şeyleri yapmaktır. Biz
vakıf olarak hep dünyayı takip ettik. Toplantılarımıza,
gideceğine karar verdik. O dönemin İstanbul Valisi Nevzat
kongrelerimize dünyanın dört bir yanından gelen insanlar katıl-
Ayaz’la konuştuk ve bir vakıf kurmak istediğimizi söyledik. Bu
dı. Bizimle bilgilerini ve deneyimlerini paylaştılar.
konuşmanın ardından da 1 Kasım 1980 yılında, İstanbul’da
Öğrencileriniz sizi mi örnek alıyorlar?
Vali Konağı Caddesi’nde vakfımızı kurduk. Otuz yıldır da Bizim
Lösemili Çocuklar Vakfı olarak faaliyetimizi sürdürüyoruz.
Türkiye’de lösemi ile mücadelenin temelinde neler
var? Tedavi konusunda hangi aşamadayız?
Konum itibariyle sizin örnek olmanız gerekiyor. Düşünsenize dün asistanınız olan bir öğrenciniz bugün profesör olmuş.
On beş yıl önce hastanız olan bir çocuk ise master öğrenciniz. Bu beni çok gururlandırıyor. Her zaman söylüyorum, 150
Tanı çok önemli. Ayrıca vakit kaybetmeden de doğru te-
sene yaşamak istiyorum çünkü bu güzelliklere hala doyama-
daviye başlamak gerek. Günümüzde lösemi teşhisini yakla-
dım. Ben kimseyle yarışmadım hayatım boyunca, yalnızca
43
KARİYER
PROF. DR. GÜNDÜZ GEDİKOĞLU
kendimle yarıştım. Her güzel şeyden mutlu olup, daha iyilerini
BİZİM LÖSEMİLİ ÇOCUKLAR VAKFI
BAĞIŞ BANKA HESAP NUMARALARI
yapmaya çalıştım. Umarım yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz de
bunları örnek almışlardır.
Kariyerinde bu kadar başarılı biri olarak gençlere
Vakıflar Bankası/ Şehremini Şubesi
Hesap No: TR280001500158007286793086
Ziraat Bankası/ Şehremini Şubesi
Hesap No: TR940001000866020166995002
İş Bankası/ İstanbul Tıp Fakültesi Şubesi
Hesap No: TR210006400000112003155555
neler önerirsiniz?
Herkes inandığı, istediği işi yapabilir. Yeter ki, severek ve
çalışarak yapsın. Bir işi hevesle yapıyorsanız, size zaman bile
yetmiyor. Bir bakmışsınız günler, aylar, yıllar geçmiş. Benim
gençlere en önemli tavsiyem ise ‘yok’ sözcüğünü beyinlerinden atmalarıdır.
Kariyeriniz boyunca keşke yapsaydım ya da yapmasaydım dediğiniz bir şeyler var mı?
Geriye dönüp baktığımda yaptıklarımdan ve yaşadıklarımdan hiç pişman olmadım. Değişen tek şey yılların geçmesi ve aynaya baktığımda kendimi tanıyamıyor olmam. Ama
şunu içtenlikle söyleyebilirim ki, bugün dünyaya gelsem yine
aynı şeyleri yaşamak isterdim.
Yöneticilik felsefeleriniz ya da ilkeleriniz neler?
Hevesli olmak, çok çalışmak, dünyayı takip etmek ve insanları sevmek benim felsefelerim. Yönetici olunca etrafınıza
da örnek oluyorsunuz.
Yoğun bir iş hayatınız var. Bu yoğunluk içinde kendinize ayıracak vakit bulabiliyor musunuz?
Cumartesi ve Pazar günlerini Tuzla’daki yazlığımda geçiriyorum. Tabiatla kucaklaşmak ve köpeklerimle beraber olmak
beni dinlendiriyor. Ancak hafta içi çalışmaya devam ediyorum. Araştırmalar yapıyorum ve dünyayı takip ediyorum. O
HAKKIMIZDA...
Kütahya Porselen markası hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı olarak Kütahya
Porselen ile bazı işbirliklerimiz oldu. Kendileri bizim
isteklerimizi hiç kırmadılar ve her zaman yardımcı
oldular. Kırk yıllık köklü bir firma olmaları ve
dünyanın dört bir yanında, ürünleriyle Türkiye’yi
temsil etmelerinden dolayı da Kütahya Porselen ile
gurur duyuyorum.
44
YENİ SERİ
PORSELEN
Stella serisi ‘3559’ yemek takımı,
(85 parça) 580 TL.
Bir ömür boyu...
Kütahya Porselen’in müşterilerinin ihtiyaçlarını ve isteklerini dinleyerek tasarladığı
Stella, Yasemin ve Aliza serisi yemek takımları, zorlu testler sonucu dayanıklılıklarını
ispat ettiler. Sır içi, platin ve altın ağırlıklı tasarımlarıyla şıklıklarını ortaya koyan
yemek takımları, bir ömür boyu sofraların yıldızı olacaklar.
Yasemin serisi ‘10116’ yemek takımı, (85 parça) 580 TL.
Yasemin serisi ‘10134’
yemek takımı, (85 parça)
580 TL.
46
Aliza serisi ‘10125’ yemek takımı, (85 parça) 635 TL.
Yasemin serisi ‘10132’
yemek takımı, (85 parça)
580 TL.
Stella serisi ‘10402’
yemek takımı, (85 parça)
580 TL.
Yasemin serisi ‘6931’
yemek takımı,
(85 parça) 580 TL.
47
HOBİ
EL YAPIMI BEBEKLER
ANADOLU’DA
KADIN
Yöresel kıyafetleriyle
Anadolu kadını, Zekiye
Hartoka Özkan’ın
bebek koleksiyonuyla
belgesel nitelik taşıyan
bir çalışmaya dönüşmüş.
45 bebekten oluşan
bu renkli koleksiyon,
akademik bir ders
niteliğinde.
Yazı Fatoş Özel
Fotoğraflar İsa Arslan
ekiye Hartoka Özkan, 1984 yılında meslek lisesi öğ-
kaynağın oluşturulmadığı bir alan için, görsel bir tez hazırlamış
retmenliğinden emekli olduktan sonra heyecanlı bir
aslında. Kısacası etnografya müzelerinin yapması gereken işi,
çalışmanın içerisinde bulmuş kendisini. Anadolu’nun
tek başına gerçekleştirmiş. 45 parça bebekten oluşan bu ko-
Z
dört bir köşesinden farklı yöreleri, sosyal sınıfları sembolize eden
bebekler hazırlamaya başlamış. Her biri en az 33 parçadan olu-
leksiyon bir kültür hazinesi niteliğinde.
Sizi bu koleksiyonu hazırlamaya yönelten ne oldu?
şan giysileriyle bu özel bebekler, Özkan’ın maharetli ellerinde
Kendimi bildim bileli milli kıyafetlere özel bir merakım vardı.
ince ince şekil kazanırken gelecek kuşaklara bırakılabilecek en
Gençlik yıllarımda folklor ile de uğraşmıştım. Ama bu koleksiyo-
güzel belgelerden birinin de doğmasına sebep olmuşlar. Zeki-
nu hazırlama fikri ancak emekli olduktan sonra doğdu. Çünkü
ye Özkan belki de bilmeden, şu ana kadar her hangi bir yazılı
yaptığım iş, ince detayları olan ve çok zaman alan bir çalışma.
48
Estetik duruşlarından öte belgesel niteliği olan bir yanı var bu koleksiyonun. Derin
bir araştırma da gerektiriyor olmalı.
Bu konu ile ilgili piyasada bulduğum çoğu ki-
Bergama/
Kapıkaya
Çankırı
tabı inceledim. Zaten tek başına kıyafetleri konu
alan basılı kaynağa da pek ulaşamazsınız. Anadolu kadın kıyafetleri çok derin bir konu. Kıyafetler sadece yörelerin özelliklerini yansıtmakla
kalmıyor, sosyal sınıflara göre de çeşitlilik gösteriyorlar. Örneğin zengin, fakir, dul, evli, her birinin
küçük nüanslarla farklılıkları var. Bu kıyafetlerin
tamamını uygulamak için bir insan ömrü yetmez.
Anadolu’da gittiğim yörelerde o bölgenin en yaşlı
insanlarını bulup, onlarla konuşarak doğruyu uygulamaya çalıştım. Bu bilgiler ışığında bile yapKars/Hanak
tığım koleksiyondaki her şeyin yüzde 100 doğru
olduğunu düşünmüyorum ama en azından yüzde 50 doğruluk payı olduğundan eminim.
Folklor kıyafetleri bir çıkış noktası olabiliyor mu sizin için?
Tam olarak değil. Çünkü folklor oynarken hae
reketi zorlaştırmaması için kıyafetlerin tümünde
e
zorunlu olarak bazı değişiklikler yapılıyor. Elbette
belli ölçülerde fikir almak mümkün, ama benim
bebeklere uyguladıklarım çok fazla detay içeriyor. Örneğin her bir kıyafette en az 33 parça var.
Koleksiyonda bu sayının çok daha arttığı örnekler de var.
Kullandığınız kumaşlar çok küçük boyutlarda. Dolayısıyla uygulanan desenlerr
de küçülüyor. Uygun kumaşları nasıl temin
Çorum
ediyorsunuz?
Desenli kumaşları doğrudan uygulamam
mümkün değil çünkü deseninin kumaşın boyutu ile eşit oranda küçülmesi gerekir. Bu ne-
İlkokulu Kütahya’da
okuyan Zekiye Hartoka
Özkan Kütahya
bebeğinin giysilerini
çocukluk anılarından ve
Kütahyalı dostlarından
edindiği bilgilerle
tamamlamış. Zekiye
Özkan 45 bebekten
oluşan koleksiyonunu,
kıymetini bileceğine
inandığı kişi ya da
kuruma bir bedel
karşılığı devretmek
istiyor.
denle desenleri elde işliyorum ya da boyuyorum.
Bebeklerin ayaklarındaki çarıkları gerçek deri
ç
kullanarak hazırlıyorum. Tümünde gerçek saç
e
kullandım. Birkaç bebekte kendi saçlarımı bile
kullandım.
Mankenleri siz mi hazırlıyorsunuz?
Evet. Tel, pamuk, elyaf, seramik hamuru, alçı
gibi çok farklı malzemeler kullanarak bebekleri
hazırlıyorum. Zaten bebeklerin hepsi aynı boyutta olduğu için tüm kıyafetleri tamamladıktan
sonra bebekleri giydiriyorum. O
Rize/Yolkıyı
Kütahya
49
STİL
ANNELER GÜNÜ
ANNELER EN
İYİSİNE LAYIKTIR
‘Anneniz için sofra
hazırlamanızı istesek,
neler yapardınız? diye
sorduk çocuklara.
Sema Güral
Sürmeli’nin oğlu Nafi
Emir Sürmeli, Yelda
Güral’ın oğlu Umut
Güral, Fatma Özel’in
oğlu Nart Özel, Aslıhan
Sarp İşman’ın oğlu
Mehmet Sarp İşman,
Kütahya Porselen’den
seçtikleri yemek
takımlarıyla, bakın
nasıl sofralar hayal
ettiler anneleri için…
Yapım Selin Akal
Fotoğraflar Ahmet Gül/ PTS
SABAH KAHVALTISI
“ANNEME RENGARENK BİR KAHVALTI
SOFRASI HAZIRLAMAK İSTERDİM. FARKLI
ŞEKİLLERDEKİ TABAKLAR, BARDAKLAR VE
ÇAYDANLIKLARI KULLANARAK, BUNLARIN
RENKLERİYLE DE TAMAMLANAN ORKİDELER
ALIRDIM,” SEMA GÜRAL SÜRMELİ’NİN OĞLU NAFİ EMİR SÜRMELİ.
50
Naturaceram serisine ait her ürünü
Prestij, Harlek ve Selen serileri gibi
diğer serilerle kombinleyebilirsiniz.
‘pera07bh14275’ sarı kase, 4,02 TL.
‘hr10up14275’ sarı peçetelik,
4,19 TL. ‘sl01tz14275’ tuzluk ve
biberlik, 2,82 TL. ‘yı13cz14290’
turuncu yarım yıldız, 8,11 TL.
ÖĞLE YEMEĞİ
“ANNEMİN EN SEVDİĞİ RENKLER; KIRMIZI, MOR
VE SİYAH. BEN DE BU RENKLERDEKİ YEMEK
TAKIMLARINI SEÇERDİM. MASAYI DA BU RENKLERE
UYGUN MUMLARLA VE ÇİÇEKLERLE SÜSLERDİM,”
YELDA GÜRAL’IN OĞLU UMUT GÜRAL.
En alttaki ‘per27td142106’ kırmızı yemek tabağı, (adedi) 32 TL. Üzerindeki
‘per20td142104’ siyah yemek tabağı, (adedi) 912,25 TL. ‘per23tc142106’
kırmızı çukur tabak, (adedi) 24,43 TL. Üzerindeki ‘per14ks142104’ siyah çorba
kasesi, (adedi) 8,66 TL. ‘klp02ct142106’ kalpli çay fincanı, (adedi) 14,28 TL.
‘klp01br142106’ tuzluk ve biberlik, 9 TL. ‘per14td142106’ küçük boy kırmızı
kare pasta tabağı, (adedi) 12 TL. ‘per14td142104’ küçük boy siyah kare pasta
tabağı, (adedi) 7,64 TL. Pera serisinde her parçayı tek tek alabilirisiniz.
51
STİL
ANNELER GÜNÜ
ÇAY SAATI
“KIRMIZILAR, TURUNCULAR, SARILAR ANNEMİN RENKLERİ.
HASIR SEPETLERİ VE KETEN PEÇETELERİ DE ÇOK
SEVER. PİKNİK SEPETİMİZİ HAZIRLAYIP, AÇIKHAVADA, KIR
ÇİÇEKLERİYLE DONATTIĞIMIZ RENGARENK BİR ÇAY SOFRASI
HAZIRLAMAK İSTERDİM ONUN İÇİN.” FATMA ÖZEL’İN OĞLU NART ÖZEL
‘4583’ servis tabağı, (adedi) 7 TL. ‘4583’ pasta tabağı, (adedi) 5,5 TL.
‘4583’ fincanlar, (adedi) 13 TL. Fincanların aynı renklerde kaseleri de mevcut.
Ayrıca bu ürünleri tek parça olarak da alabilirsiniz.
52
AKŞAM YEMEĞİ
“ANNELER GÜNÜ’NDE ANNEME AKŞAM YEMEĞİ HAZIRLAMAK
İSTERDİM. BUNUN İÇİN DE BEYAZ YEMEK TABAKLARI, MUMLAR
VE ÇİÇEKLER KULLANIRDIM,” ASLI SARP İŞMAN’IN OĞLU MEHMET SARP İŞMAN.
‘115117’ transparan yemek takımı, (85 parça) 790 TL.
53
GURME
İPEK KUŞÇU
Sofra Dergisi’nin okurları tarafından Missçilek ismiyle tanınan İpek Kuşçu, çocuklar
için hazırladığı yaratıcı, dinamik ve şaşırtıcı tarifleri püf noktaları ile birlikte paylaştı .
Yemek stilistliği ve yemek fotoğrafçılığı yapan Kuşçu’nun eğlenceli tariflerini Kütahya
Porselen’in Naturaceram serisi ile buluşturduk. Yazı ve fotoğraflar Sofra arşivi
CİVCİVLER
Krema sürmeden önce, pandispanyanın tamamını bu şurupla
“Pastaların hepsini, iki katlı yuvarlak kalıpla kesilmiş iki adet
iyice ıslatın.
pandispanyadan yaptım. Anne-baba için biraz daha büyük
Şeker hamuru renklendirilmesi:
yuvarlak kalıp, çocuklar için biraz daha ufak kalıp kullandım.
Resimlerde gördüğünüz beyaz renk dışındaki renkleri, yine
Baş kısımlarında yuvarlaklık için, pandispanya kenar kırıntılarını
boya kullanmadan doğal olarak elde ettim.
kullanarak kubbe oluşturdum. İki yuvarlak pandispanya katı-
Sarı: 4 tatlı kaşığı balkabağı püresi
nı şurupla ıslattım. Ardından ballı krema ve frambuaz ile ara
Pembe: 4 tatlı kaşığı frambuaz ve vişne püresi karışımı
katı oluşturdum. En son tüm pastayı yine krema ile kapladım.
Yeşil: Toz antepfıstığı
Buzdolabında bir saat beklettim. Ardından şeker hamurunu
Kahverengi: Toz kakao
merdane ile açarak, pastanın her tarafını beyaz şeker hamuru
“Oluşan şeker hamurunu dörde böldüm. Sarı renk ve pembe
ile kapladım. Modellemelerde yapıştırmaları genelde suya batı-
renk için püreyi eklediğimde, hamurun formunu yeniden bul-
rılmış fırça ile o bölgeyi ıslatarak yaptım. Bazı yerlerde, özellikle
ması için şeker ilavesi gerekti. Toz halindeki fıstık ve kakaoya
kanat kısımlarında, bir adet yumurta akını iyice çırpıp, bunu fır-
gelince; şeker hamuru yaparken jelatinli karışımı derin kaseye
ça ile yapışması gereken yere sürerek yapıştırdım.”
aktardığımda iki çorba kaşığı kadar toz fıstık ve kakao ilave et-
Şurup için:
tim. Ardından pudraşekerini ekleyip hamuru oluşturdum. Yani
• 1 çay bardağı tozşeker
meyve püreleri hamur haline geldikten sonra, toz eklemeler ha-
• 1 çay bardağı su
mur oluşmadan ilave edildi. Kalan şeker hamurunu da daha
• 2 tatlı kaşığı limon suyu
sonra kullanmak için, streç filme iyice sarıp, buzdolabı poşetine
Şeker ve suyu kaynatıp, ocağı kapatın. Limon suyunu ekleyin.
koyarak oda sıcaklığında muhafaza edebilirsiniz.”
sofra
ocuklara
tarifleri ç
li
e
ş
gıç.
e
n
n
la
ş
n
a
çu’nu
zel bir b
ü
g
in
İpek Kuş
iç
k
sevdirme
kültürünü
54
KÖFTELİ KANEPE
• 2 dilim çiçek kalıpla kesilmiş ekmek
• Marul
• Yuvarlak şekil verilip pişirilmiş köfte
(en sevdiğiniz şekilde hazırlayın köftenizi)
• 1 dilim kaşar peyniri+krem peynir
• 1 adet yeşil biber
• 1 dilim domates
Öncelikle ekmekleri çiçek şeklinde kurabiye kalıbı ile kesin.
Marulu üzerine yerleştirin. Kaşar peynirinden iki ufak halka
keserek top köftelerin üzerinde gözlerini ve ağzını yapın (peynirin arkasına bıçak ucu ile krem peynir sürerek yapıştırın köftelere). Yeşil biberle gözlerini tamamlayın. Bir dilim domatesin
üzerine top köfteyi yerleştirin ve diğer ekmek ile şapkayı tamamlayın. Ekmeği kürdan veya tahta çubuklarla sabitleyin.
KARDAN ADAM PİLAVI
• 1 adet kırmızı biber
• Taze soğan sapları
• Karanfil ya da siyah zeytin
• Havuç
• İki boy kase (gövde ve baş kısmını oluşturmak için)
Pilavınızı bildiğiniz ölçüye ve tarife göre hazırlayıp, dinlendirin. Kaselere pilav doldurun sıkıca. Onları yavaşça üst üste
yerleştirin. Karanfil ya da siyah zeytin ile gözlerini, havuç ile
burnunu, kırmızı biber ile şapkasını yapın. Bildiğimiz pilav, bu
kez kardan adamlara dönüştü bile!..
‘PTJ20YK142’ (çapı 20 cm)
yaprak kase.
‘KR08-10-12-14-16-18JK142,
(çapı 8,10,12,14,16,18 cm)
kare joker kase.
‘MD25TD’, (çapı 25, 29 cm)
midye servis tabağı.
‘ELM29TD142’, (çapı 29 cm)
elma servis tabağı.
55
GURME
İPEK KUŞÇU
BALKABAKLI KURABİYE
• 3 adet yumurtanın akı
• 250 gram pudraşekeri
• 1 tatlı kaşığı tarçın
• 1 çay kaşığı kakule (arzu edilirse)
• 1 çay kaşığı toz hale getirilmiş karanfil (arzu
edilirse)
• 1 çay kaşığı taze zencefil rendesi
• 350-400 gram toz badem
• 150 gram balkabağı püresi
• 1 tatlı kaşığı portakal kabuğu rendesi
• 60 gram un
• 2-3 damla limon suyu
Yumurta aklarını bir fiske tuz ile kar haline gelene kadar çırpın. Pudraşekerini, limon suyunu
ekleyin. Karışımdan dört çorba kaşığını ayırın.
Tarçın, kakule, zencefil ve karanfili ilave edip,
bir-iki karıştırın. Sırasıyla bademi, kabak püresini, portakal kabuğu ve unu ekleyerek, hafif
ele yapışan bir hamur elde edin. Hamuru streç
filme sararak 30 dakika buzdolabında bekletin.
Dinlenen hamuru, istediğiniz şekli vererek yağlı
kağıt serili fırın tepsisine yerleştirin. Önceden
170 derecede ısıtılmış fırında, 10-15 dakika
pişirin. İyice ılındığı zaman, glazürle süsleyebilirsiniz.
Glazür (Pasta süsleme hamuru) için:
İlk başta ayırdığımız dört çorba kaşığı glazürle,
kurabiyelerinizi dilediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.
Ben bir çorba kaşığı balkabağı püresini glazürle karıştırarak sarı renk elde ettim ve bunu
yaptığım süslemelerde kullandım. İster fırında
en düşük ısıda 10-15 dakika tekrar fırınlayın
kurabiyeleri, ister üstü açık kurumaya bırakın.
Glazür kullanmak istemezseniz, tek başına bile
oldukça tatlı kurabiyeler elde edeceksiniz. Bu
durumda, hamuru hazırlarken ilk başta glazür
ayırmanıza da gerek yok.
‘ARM12CZ142’, (çapı 12 cm)
armut kase.
56
‘ELM12CZ142’, (çapı 12 cm)
elma kase
‘K120ST142’, (çapı 20 cm)
kıvırcık salata kase.
YI13CZ142-YI17CZ142’,
(çapı 13-17 cm) yıldız çerezlik.
SEVİMLİ PASTACIKLAR
Pandispanya için:
• 3 adet yumurta
• 3 adet yumurtanın sadece sarısı (toplam altı yumurta kullanılıyor, üç tanesinin
sadece sarısı, diğer üç adet yumurtanın tamamı kullanılıyor)
• 3/4 su bardağı tozşeker
• 1/4 su bardağı süt
• 2 çorba kaşığı tereyağı
• 3/4 su bardağı elenmiş tam buğday unu
• 1 çay kaşığı karbonat
• 1 çay kaşığı vanilya
Unu ve karbonatı eleyin. Süt, yumurta, yumurta sarıları ve şekeri benmari usulü karıştırın. Vanilyayı ekleyin. Şeker eriyene kadar mikserle iyice karıştırın. Ocaktan alın
ve bu kez iyice ılınıp, yumurtalı karışımın hacmi üç katına varana kadar karıştırın.
Unun önce 1/3’ünü, ardından yavaş yavaş tamamını yumurtalı karışıma ekleyin.
En son tereyağını ekleyin ve düz fırın tepsisine döküp, üstünü düzleştirin. Önceden
ısıttığınız fırında 10 dakika kadar pişirin.
Not: Ben orijinal tarifteki beyaz un yerine tam buğday unu, kabartma tozu yerine
de karbonat kullandım.
Mısır şurubu için:
• 400 gram tozşeker
• 16 çorba kaşığı (240 ml) su
• Bir tutam tuz
Şeker ile suyu beş dakika kaynatın. Altını kapatınca tuzu ilave edin ve soğumaya
bırakın.
Şeker hamuru için:
• 5 çorba kaşığı su
• 15 gram (4 çay kaşığı) toz jelatin
• 5 çorba kaşığı mısır şurubu
(glikoz da kullanabilirsiniz)
• 800-900 gram ince şeker (pudraşekerini üç kez robottan çekerek kullanabilirsiniz. Hem ince şeker, hem de pudraşekerini denedim. Ancak ince şekerle çok daha
‘ELM12CZ142’, (çapı 12 cm) elma kase
rahat çalışılan şeker hamuru elde edin.) Suyu kaynatın. İçine toz jelatini ekleyip, eriyene kadar karıştırın. Mısır şurubunu ilave edin ve iyice karıştırın. Derin bir kaba aktarın ve pudraşekeri ilave etmeye başlayın. Ele yapışmayan, biraz da sert bir hamur
oluşacak. Şeker oranını siz buna göre yavaş yavaş ilave ederek ayarlamalısınız.
Pasta kreması için:
• 200 gram krem peynir
‘PTJ21YU142’, (çapı 21 cm) yumurta tabağı.
• 200 gram süzme yoğurt
• 4 çorba kaşığı bal
• 250 gram frambuaz (arzu edilirse)
Bütün pasta krema tarifleri açıkçası bana zor geldi. En basit ve en çok sevdiğim,
kolaylıkla yaptığım bu kremayı uygulamaya karar verdim. Frambuazla birleşince
de, harika oldu. Siz bu kremayı pasta dışında, istediğiniz meyvelerle de rahatlıkla
ikram edebilirsiniz. Eğer kremanız, pastanızın üstüne yetmezse, bu miktarı iki katına çıkararak uygulayabilirsiniz.
‘ARM12CZ142’, (çapı 12 cm) armut kase.
57
USTA
VARDAR MOBİLYA
BABADAN
OĞULLARINA
VARDAR İMZASI
Ahşap işçiliğine çocuk yaşta başlayan
ve aşkla bağlanan Hüseyin Vardar,
tamamı elişçiliğiyle hazırlanan
mobilya koleksiyonlarını Vardar
Mobilya’da sergiliyor .
Yazı Zeliha Köşlü, Fotoğraflar Deniz Doğan
Vardar Mobilya’nın kurucusu, Hüseyin Vardar.
irçok önemli projede imzası olan Hüseyin Vardar,
lerimizi kendi kumaş kartelalarımızdan seçilen kumaşlarla veya
emekli olduktan sonra oymacılık işini oğulları Murat
müşterilerimizin getirdikleri kumaşlarla kaplıyoruz. Deri çalıştı-
ile Ayhan Vardar’a devretmiş.
ğımız ürünler de oluyor. Bunlardan bir örneği T.B.M.M. Meclis
B
Oymacılık işine ne zaman başladınız? Vardar Mobilya
nasıl doğdu?
Başkanlığı koltuğudur.
Müşterileriniz kimlerden oluşuyor?
Marangozluk ve oymacılık işine ilkokul üçüncü sınıfta usta
Çoğunlukla tavsiye üzerine sipariş alıyoruz. Birkaç yıl-
yanında işçilik, zamanla kalfalık yaparak başladım. Vardar Mo-
dır Gülsüm Güral’ın özel işlerini yapıyorum. Güral Sapanca
bilya, 21 Şubat 1977 tarihinde, Yenişehir, Beyoğlu’nda atölye
Oteli’nin kral dairelerini ve diğer mobilyalarını ürettik. Safiye
olarak doğdu. Beş yıllık atölye çalışmasının ardından mağa-
Soyman gibi ünlü sanatçıların evlerinin dekorasyonunda yer
zamızı açtık ve Vardar Mobilya olarak hizmete devam ettik.
aldık. Mimar Zeynep Sezgin vasıtasıyla birkaç yıl önce Ayşe
2002 yılında emekli olduğumda işi oğullarım Murat Vardar ve
Hatun Önal’ın evini dekore ettik. Antalya Serik’teki Alva Don-
Ayhan Vardar’a devrettim. Her ikisi de oymacılık konusunda
na Hotel gibi özel projelerimiz de oldu. Türkiye Büyük Millet
usta oldular.
Meclisi’nin işlerini yaptım. ABD Başkanı Barack Obama, Tür-
Mağazanızdaki ürünlerin tasarımlarını siz mi hazırlıyorsunuz?
Mağazamızda sergilediğimiz ürünlerin tasarımları ve imalatı
bana aittir. Ürünlerimizi kendi atölyemizde üretiyoruz.
Atölyeniz hakkında bilgi verir misiniz?
Atölyemizdeki deneyimli ustalarımız mobilya ve oyma imalatının yanında altın varak işçilikleriyle de hizmet veriyor. Ürün58
kiye ziyaretinde benim ürettiğim oymalı kırmızı koltukta oturmuştu. Müteahhit aracılığıyla yaptığımız çalışmalardan Vakıflar
Genel Müdürlüğü’nün büyük salonlarında, Heybeliada Deniz
Müzesi’nde ve Beşiktaş Deniz Müzesi’nin dekorasyonunda
da ürettiğimiz mobilyalar kullanıldı. O
Dolapdere Mobilyacılar Çarşısı, Dereotu Sok. 51, Yenişehir,
Beyoğlu, Tel: (0212) 237 85 19
Üstte ve solda Vardar
Mobilya’nın iki kattan
oluşan atölyesinde
deneyimli ustalar
mobilya ve oyma
imalatının yanında
altın varak işçiliği de
gerçekleştiriyor.
Sağda Hüseyin
Vardar’ın oğlu Ayhan
Vardar, atölyesinde
oyma işçiliğini
gerçekleştirirken.
59
Yazı Saffet Emre Tonguç, Fotoğraflar Sabah arşiv, Corbıs
GEZİ
SPA KENTLERİ
Karlovy Vary
DOĞAL CENNETLER
KARLOVY VARY
Karlovy Vary’de 1857 yılında kurulan ve krallara cam üreten
Prag’a otobüsle iki buçuk saat uzaklıktaki Karlovy Vary,
Moser fabrikasını gezebilirsiniz. Jan Becher, 1807 yılında adını
bir kaplıca cenneti. Efsaneye göre kaplıcalar; 1350 yılında IV.
verdiği Becherovka’yı üreten ilk kişi olmuş. Şehirde Jan Becher’in
Charles’ın av köpeklerinden birinin bir sıcak su pınarına düş-
müzesi de var. Grandhotel Pupp’un arkasındaki Diana Gözlem
mesiyle keşfedilmiş. 16. yüzyılda da 200’ün üzerinde kaplıca
Kulesi, 1914’de yapılmış ve şehrin manzarasının tadını çıkara-
inşa edilmiş. 1800-1920 yıllarında zengin aristokratların Kar-
cağınız yerlerden. Eğer Karlovy Vary’e günübirlik bir tur için gel-
lovy Vary’yi keşfetmesiyle popüler hale gelen kent, Art Nou-
mediyseniz kalacağınız oteli bulma konusunda Infocentrum (La-
veau stilde evler, parklar, tiyatrolar ve otellerle donatılmış. Za-
zenska, 1 Tel: 353 224 097 www.karlovyvary.cz) yardımcı oluyor.
manında Atatürk’ün de bir ay kalıp şifa aradığı bu şirin kaplıca
Şehirdeki en iyi tesis ise Grandhotel Pupp (Mirove namesti 2, Tel:
kenti, masalsı izler taşıyor. İmparator I. Franz Josef, Kazanova,
353 109 111 www.pupp.cz) Orta Avrupa’nın en güzel otellerin-
Kafka ve Beethoven da burada sağlıklarının peşine düşen ün-
den olan Pupp’un spa’sı da çok iyi. Geçmişi 18. yy’a giden otel
lülerden. Mozart ve Rus Çarı Pedro’nun evleri artık otel ya da
Karlovy Vary Film Festivali için gelen konukları da ağırlıyor.
kafe olarak kullanılsa da, Karlovy Vary’de hala Ortaçağ’ın kent
dokusu hakim. Kent, porselenleri, Moser cam işleri, film festi-
İZLANDA
vali (www.kviff.com) ve ‘Becherovka’ adı verilen ve ağrılara iyi
İzlanda termal kaynakların, şelalerin, buzul vadilerinin ve ye-
geldiği rivayet edilen tarçınlı likörü ile ünlü.
şilin ülkesi. Yazın güneşin neredeyse tüm gün etrafı aydınlattığı
‘Karl’ın Banyoları’ diye adını Türkçe’ye çevirebileceğimiz
bu kuzey toprakları balinaları da yakından seyredebileceğiniz
Karlovy Vary’de yazın orkestraların konser verdiği Mlynska Ko-
yerlerden biri. Sularında 17 çeşit balina var. Balinaları görmeye
lonada bulunuyor. 19. yüzyıldan kalma güzel spa’ların arasında
gitmek için www.eling.is ve www.whalewatching.is adreslerini
bazen 70’lerin facia mimarisinden örnekler de görüyorsunuz.
tıklayabilirsiniz. Adada kuş çeşitleri de çok zengin, hatta bazı
Tepla ve Ohre nehirlerinin aktığı bu Bohemya şehrinde her yer
kuşlar restoranda yemek olarak önünüze geliyor.
su. ‘Lazenska pohar’ dedikleri bardaklardan bir tane alıp 60
İzlandalılar tam bir parti çılgını, vur patlasın çal oynasın tarzı
bin nüfuslu Karlovy Vary’deki 12 farklı termal suyun tadına ba-
bir anlayışa sahipler. Ortalama ömür de bu yüzden midir bilin-
kıp sağlığınıza kavuşabilirsiniz! Bunlar işe yaramazsa 13. olarak
mez kadınlarda 83, erkeklerde ise 79. Çok yaşamak istiyor-
geçen Becherovka’yı denersiniz! Thermal Hotel’in üzerindeki
sanız İzlandalılardan ders alıp eğlenceyi yaşamınızın merkezi
termal açık hava yüzme havuzlarında keyif yapabilirsiniz.
yapın, etrafınızdaki negatif insanlara da kapıyı gösterin.
60
İzlanda
Karlovy Vary
İzlanda
Doğa, bazı kentlere diğerlerinden çok daha cömert davranmış. Karlovy Vary, İzlanda,
Budapeşte, Kütahya ve Afyon doğal kaynaklarıyla en çok konuşulan kentler arasında.
İzlanda’nın tarihi 871 yılında Vikinglerle başlıyor. Norveç’te
Attila’nın ele geçirdiği Roma kolonisi (Acquincum), 9. yy’da
yaşayan bir grup Vikingli monarşiye hayır deyip soluğu bu yeni
Macarların başkenti olmuş. 896’da Arpad yedi kavmin birliğini
ülkede alıyor ve 930 yılında da ilk Parlamentoyu kuruyorlar. Mut-
sağlayıp onlara önderlik yapmış. 1000 yılında Macaristan’ın ilk
lu günler çok uzun sürmüyor. 1262’de Norveç’in, 1397’de de
kralı olarak Stephen (Istvan) taç giymiş, ardından da aziz ilan
Danimarka’nın işgali başlıyor. Kıtlık, salgın hastalıklar ve volkan
edilmiş. Kanuni, 1526’daki Mohaç Savaşı’ndan sonra şehri
patlamalarıyla devam ediyor. İzlandalıların yaşam mücadelesi
Osmanlı topraklarına katmış. Türkler Buda’dan 1686 yılında
gene de devam ediyor. 1874’de anayasalarını hazırlayıp 1944’de
çıkmak zorunda kalmışlar, devreye Habsburglar girmiş. Ülke I.
de bağımsızlıklarını kazanıyorlar. II. Dünya Savaşı esnasında da
Dünya Savaşı sırasında topraklarının üçte ikisini kaybetmiş. II.
ABD ve İngiltere’ye destek verip havalimanlarını kullandırıyorlar.
Dünya Savaşı’nda kayıplarını telafi etmeye kalkışmaları Alman
İzlanda ile ilgili broşürlerde çok sık görebileceğiniz kareler
işgaliyle sonuçlanmış. Dünya savaşları sırasında tahrip olan
genelde Mavi Göl’e (Blue lagoon www.bluelagoon.is) ait. Baş-
ülke, 1947 yılında Sovyetlerin kontrolüne geçmiş. Önce sa-
kentten 40 dakika mesafedeki termal havuzlarda yüzmek bü-
vaşlar, ardından 1956’da komünist yönetime karşı bir öğrenci
yük bir keyif. Sağlığa iyi gelmesi de işin bonusu. Vücudunuza
gösterisiyle başlayan, daha sonra askeri birliklere ve işçilere sıç-
bolca çamur sürmeyi ihmal etmeyin. Otobüs Terminali’nden
rayan ayaklanma sırasında devreye Rus tankları girmiş. Tarihi
Reykjavik Excursions (Tel: 562 10 11 www.bsi.is) ile Mavi Göl’e
binalar, caddeler zarar görmüş, 25 bin kişi de hayatını kaybet-
gidebilirsiniz. Golden Circle (Altın Halka) diye geçen Thingvellir
miş. 1990’da ülkede ilk demokratik seçimler yapılmış, son Rus
Milli Parkı’nda gayzerler, şelaleler ve dünyanın ilk demokrasisi
birlikleri de Haziran 1991’de ülkeyi terk etmişler. Macaristan 1
olarak geçen eski Viking Parlamentosu var. Burası doğa ile bü-
Mayıs 2004’te AB’ye üye oldu. Macaristan’ın batı dillerindeki
tünleşmek için ideal. Thingvellir UNESCO Dünya Kültürel Mira-
adı (Hungary, Ungarn gibi) Türkçe’deki On Ogur’dan (On kişi)
sı Listesi’nde de yer alıyor. Gullfoss’ta 32 metreden düşen bir
geliyor. Macarların Karpat Dağlarını geçmeden önce Türklerin
şelale var. Geysir ise adı üzerinde gayzer. Geysir’in yanındaki
yakınında yaşadığı ve On Ogur Kavimlerarası Birliği’nin par-
Strokkur isimli gayzer 30 metre yüksekliğe kadar fırlıyor.
çası olduğu düşünülüyor. Dillerimizin aynı kökten gelmesinin
sebebi de bu.
BUDAPEŞTE
Budapeşte, Prag gibi iki bölümden oluşuyor, tek fark bu iki
Romalılar bugünün Macaristan’ında hüküm sürerken 451
bölüm arasındaki, iş dağılımı. Tuna Nehri’nin bir tarafındaki yük-
yılında Hunların lideri Attila ve Kardeşi Bleda buna son vermiş.
sek ve ağaçlıklı kısım olan Buda, geçmişte devlet idarecileri ve
61
GEZİ
SPA KENTLERİ
Budapeşte
Budapeşte
Budapeşte
Kütahya
soylulara ev sahipliği yapmış. Diğer tarafta yer alan Peşte, önce
KÜTAHYA
tüccarların bir araya geldiği, daha sonra da sanayinin gelişti-
Türkiye’nin en büyük kaplıcalarına sahip olan Kütahya, tarihi
ği bölüm olmuş. Buda, mutlak hükümdarlığını temsil ederken,
binaları, camileri ve hamamlarıyla görülmeye değer, huzurlu bir
Peşte anayasal rejimlere ait kurumların merkezliğini üstlenmiş.
şehir. Kütahya’ya 23 kilometre mesafedeki Harlek- Ilıca kaplıca-
Büyük Pannonia Ovası’nın karşısında yer alan şehir, tarihte de
ları ise şehrin en şifalı suları. Her derde deva olduğu düşünülen
birçok yolun birleşme noktasında yer alıyor. Değim yerindeyse
kaplıca rivayete göre; Kütahya Beyi’nin dillere destan güzel kızı
‘Macaristan’da her yol Budapeşte’ye çıkıyor.’ Konumunda-
tarafından keşfedilmiş. Amansız ve bulaşıcı bir hastalığa tutulan
ki bu özellik sayesinde tarih boyunca düşmanların hareketle-
genç kız, lokman hekimlerden şifa bulunamayınca kimsenin yaşa-
rini kontrol edebilen Buda, sırtını Buda Tepeleri’ne ve Gellert
madığı bir yere götürülüp ölüme terk edilmiş. Bırakıldığı yerin ça-
Dağı’na yaslamış, bu özelliğiyle de ‘savunma şehirlerine’ güzel
murlu suyunda yatan genç kız, birkaç gün sonra iyileşmiş ve evine
bir örnek oluşturmuş. 18. yy’da koşulların değişmesi ve daha
dönmüş. Kütahya Beyi de kızını kurtaran bu çamurun tüm halka
çok kamu ve idari yapılara ev sahipliği yapmasıyla Buda’nın
şifa kaynağı olması için buraya bir kaplıca kurmuş. Kütahya’ya
‘savunma’ görevi kaybolmuş. Buda’nın karşısında konumlanan
gelmişken Yıldırım Beyazıd tarafından yaptırılan Ulu Cami, 14.
ve daha çok ticari roller üstlenen Peşte’de ilk ticaret merkezi
yüzyıldan kalma Rüstem Paşa Medresesi ve 15. yüzyılda yapı-
eski şehrin içinde kurulmuş, daha sonra şehir halka halka dı-
lan Küçük Hamam gibi tarihi binaları da görebilirsiniz. 1848 yılında
şarıya doğru genişlemiş. Budapeşte, tarih boyunca Viyana’nın
Avrupa’da yaşanan ihtilalleri sırasında Osmanlılara sığınan Macar
gerisinde kalmanın ezikliğini yaşamış, şimdi ise güzelliğinin bilin-
ulusunun liderlerinden Lajos Kossuth’un Kütahya’ya gelip iki yıl
cinde ve başkaldırıp meydan okuyor, en büyük destekçisi ise
ikamet ettiği ev de görülmesi gereken yerler arasında. Türk- Ma-
her yıl sokaklarını arşınlayan milyonlarca turist. Şehir gündüz çok
car Kültür Anlaşması çerçevesinde restore edilerek, müze haline
güzel ama Tuna Nehri’nin iki yakasını birleştiren köprülerde kar-
getirilen Kossuth Evi’nde Macar liderinin özel eşyaları ve büstü de
şılaştığınız manzara, gecenin ışıltısıyla birleşince, Budapeşte peri
sergileniyor. Kütahya’ya otomobille bir saat uzaklıktaki Çavdarhi-
masallarının başkentliğine soyunuyor. Kışın çok soğuk olan bu
sar ilçesindeki Aızanoi Antik Kenti ise Roma döneminden kalan
tarihi şehrin soğuğuna bile aşık olabilirsiniz, bu konuda en büyük
tarihi bir miras. Kentte; Agora (pazar yeri), Zeus tapınağı, mozaikli
yardımcınız ise geleneksel içkileri; Palinka ve fonda duyduğunuz
hamam, sütunlu cadde ve tiyatro kalıntıları bulunuyor. Nekropaller
çigan müziği...
(mezarlıklar) ise kentin çevresine yayılmışlar. Zamanınız varsa bu
62
Afyon
Kütahya
Güral Afyon sonbaharda
hizmete giriyor.
mezarları keşfe çıkabilirsiniz. 1976 yılında kurulan ve Kütahya’nın
babasının yanına dönmüş. Kızı için gece gündüz yas tutan Kral
ilk porselen fabrikası olan Kütahya Porselen’in dünya porselenle-
Midas, kızının iyileştiğini görünce çok sevinmiş ve bu suyun bu-
rini sergilendiği müzesini gezebilir, 14. yüzyıldan günümüze kadar
lunduğu yere bir hamam yapılmasını emretmiş. Afyon’un şifalı
gelen porselenin hikayesini dinleyebilirsiniz.
suları o günden sonra komşu uygarlıklarca da ziyaret edilmeye
Şehrin en iyi oteli Güral Harlek Termal Resort&Spa
(Tel: 0274 245 24 50, www.guralharlek.com) Otelin Spa’sı ve
termal suları da rahatlamak için birebir.
başlamış ve kaplıcaların ünü günümüze kadar ulaşmış.
Frigyalılardan sonra Selçuklu ve Osmanlı döneminde inşa
edilen hamamlar da günümüze kadar gelen tarihi eserler arasında. Hala hizmet veren bu hamamların çoğu kaplıcalardan
AFYON
gelen şifalı suları kullanıyorlar.
Afyon denildiğinde ilk akla gelenler kaymak ve sucuktur.
Sağlık ve huzur bulmak isteyenlerin tercih ettiği Afyon, yakın
Oysa ki, açık hava müzesi görünümündeki doğası, zengin ta-
zamanda Türkiye’nin en büyük termal oteline de ev sahipliği
rihi, maden sodası, vişneli ekmek kadayıfı ve elbette ki insana
yapacak. Hem otelcilik hizmetleri hem de doğal kaynakları ile
huzur veren kaplıcalarını unutmamak gerek. Tarih kitaplarına
öne çıkan ve sonbaharda hizmete girecek olan Güral Afyon,
kralları iyileştiren şifalı sularıyla adını yazdıran Afyon, yüzyıllar
Türkiye’nin en büyük termal resort&spa oteli olacak.
boyunca farklı imparatorlukların egemenliğinde kalmış bir kap-
Şehir merkezine 28 kilometre uzaklıkta Ayazini’yi de görmek-
lıca cenneti aslında. Hititlerin mucize olarak nitelendirdiği, Frig-
te fayda var. Buraya Afyon’un peri bacaları deniyor. Tüf kayalık-
lerin ise çeşitli hastalıklara iyi geldiğine inandığı bu kaplıcalar
lardan oluşan yüzey aşınmayla, kumlu ve mikalı toprakla kaplan-
efsaneye göre, Kral Midas’ın kızının hastalığına çare ararken
mış. Bizans döneminde Metropolis yani büyük şehir adını alan
bulunmuş. Yıllar boyunca tanrılara yalvaran Midas sonunda bir
Ayazini, kaya oluşumlarının içi oyularak yapılmış büyük bir kilise,
kız çocuğuna kavuşmuş ama kızı büyüdükçe vücudunu yaralar
mezar odaları ve Avdalaz Kalesi ile tamamlanmış. Ayazini’de ayrı-
ve ağrılar sarmış. Hiçbir hekimin iyileştiremediği hastalık yüzün-
ca her yıl 21 Mayıs tarihinde başlayan şenlikler düzenleniyor. O
den ağrılara dayanamayan genç kız yollara düşmüş. Afyon’a
geldiğinde mola vermiş ve şans eseri vücuduna sürünen ça-
Güral Sapanca Wellness Park ve Güral Harlek’in Anneler
murlu suyun o bölgedeki yaraları iyileştirdiğini fark etmiş. Birkaç
Günü’ne özel kampanyaları için www.guralsapanca.com ve
gün boyunca çamur banyosu yapmış ve sağlığına kavuşarak
www.guralharlek.com adreslerinden bilgi alabilirsiniz.
63
STİL
MITTERTEICH
BEYAZ
DÜŞLER
Sizin tarzınız hangisi? Mitterteich’ın Menuet serisi ile k
klasik bir güzellik mi, Drop
serisi ile country şıklığı mı, yoksa Elanor ve Avangard ile modern bir soluk mu?
Seçim sizin… Yapım Selin Akal, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS
64
Country
‘DRP34DU00’ 34 cm
çapında düz tabak.
‘TAD10KS00’
Tavola serisi kase.
‘AV25KY00’ Avangard
serisi kayık tabak.
Avangard serisi sos tabağı.
65
STİL
MITTERTEICH
Modern
Elenor serisi yemek tabağı.
Elenor serisi kayık tabak.
‘AV30KYC00’ 30 cm
çapında Avangard serisi
çukur kayık tabak.
66
Mitterteich’ın
‘yemek beyazla
güzeldir’ felsefesiyle
tasarladığı yepyeni
serileri ile tarzınıza
uygun bir sofra
hazırlayabilirsiniz.
Birbirleriyle de
kombinleyebileceğiniz
Mitterteich Porselen
serilerini ister tek tek,
ister takım olarak
satın alabilirsiniz.
www.mitterteich-porzellan.com
67
STİL
MITTERTEICH
68
Klasik
‘MNT17DU00’ 17 cm çapında
Menuet serisi yemek tabağı.
‘MNT21DU00’ 21 cm çapında
Menuet serisi yemek tabağı.
‘MNT10KS00’ Menuet serisi
çorba kasesi.
‘MNT17KT00’ Menuet serisi kase.
‘MNT26DU00’ 26 cm çapında
Menuet serisi kayık tabak.
‘MNT01CR00’ Menuet serisi
çorba kasesi.
‘MNT01TZ00’ ve ‘MNT01BR00’
tuzluk- biberlik.
Avangard serisi sos tabağı.
69
BAYİ
TASGÜL A.Ş.
‘Kaliteyi
ön plana
çıkardık’
asgül AŞ 1983 yılında bir aile şirketi olarak ku-
T
rulmuş. Müteahhitlik ve hafriyat işlerine, 2005
yılında seramiği de eklenmiş. 2008 yılında çelik-hasır,
etriye-boy demir fabrikaları ve 2011 yılında Gebze’de
çelik-hasır fabrikalarını kurmuşlar. Firmanın 1983 yılında 450 m2 mağaza büyüklüğü, 15 çalışanı ile başlayan ticari yaşamı, 2010 yılında 5500 metrekare fabrika
alanı, 5500 metrekare depo, 2000 metrekare mağaza ve 140 çalışana ulaşmış. Tasgul A.Ş.’nin ana iş
kolları yap-sat, çelik-hasır, inşaat malzemesi, hafriyat
ve taahhüt işlerinden oluşuyor. Aile üyelerinden her
biri kendi alanında uzmanlaştığı işin başında. Firma
yöneticilerinden İsmail Tasgül, “İşimizin başında olmak, aile içinde birbirimize saygılı olmak, her konuda
güç birliği yapmak ailemizin temel değerleri arasında,”
diye özetliyor çalışma prensiplerini.
Kütahya Seramik’le ne zaman tanıştınız, işbirliğinizden bahsedebilir misiniz?
Kütahya Seramik ile 2007 yılından bu yana çalışıyoruz. İki yıldır Bölge Ciro Birinciliği ödülünü kazanıyoruz. Kütahya Seramik ile Tarsus’ta kaliteyi ön
plana çıkardık. Çalıştığınız iş kolunda partneriniz iyiyse
başarı kolay oluyor. Kütahya güçlü bir aile, o gücü iş
ortaklarına yansıtıyor ve bu güçten sonuna kadar faydalandırıyor.
Bizim işimizde müşteri anında bilgi istiyor. Kütahya
Seramik çok dinamik bir yapıya sahip. Bilgiye hemen
ulaşıyoruz, bu da bize satış potansiyeli kazandırıyor ve
manevra gücümüzü artırıyor.
Başarınızın sırrı nedir?
Yap-sat, çelik-hasır, inşaat
malzemesi, hafriyat ve taahhüt
işleriyle giderek büyüyen
Tasgül A.Ş. 2007 yılından
bu yana Kütahya Seramik
ile çalışıyor. Firmanın
yöneticilerinden İsmail Tasgül,
güven ve aile içi bağlılığın,
başarıya atılan en önemli
adımlar olduğunu söylüyor.
Güleryüz, güven ve aile içi bağlılığımız başarımızdaki en önemli kriterler. Fakat bunlar yetmiyor. Çok çalışmak, işi bilmek, işi zamanında yapmak ve müşteriye
çözüm ortağı olmak gerekiyor. Biz tüm müşterilerimizi
ustalarımızı, müteahhitlerimizi, mimarlarımızı sürekli
ararız, onlarla çok yakın ve güven içinde bir iletişim ortamımız var. İşi sevmek, işi başarmaktır. Biz işimizi ve
müşterilerimizi seviyoruz. Bizim işimizde hizmette sınır
yoktur. Bölgemizde en ücra noktalara kadar hizmet
götürüyoruz. Hani ‘kuş uçmaz kervan geçmez’ deyimi vardır, kimi zaman hizmet götürdüğümüz yerler bu
tanıma çok uyuyor.
Yeni hedefleriniz var mı?
2011 yılı sonuna kadar Adana-Mersin Karayolu,
Tarsus mevkiinde kendimize ait 1000 metrekare büyüklüğünde bir showroom açmayı hedefliyoruz. O
70
BAYİ
PLUS MİNUS
“Doğru markaları partner seçtik”
Kütahya Porselen markası ile başarılı projelere imza atan Plus Minus,
executive chefler ve üst sınıf A kalite ihtiyaçlara yönelik marka hizmeti veriyor.
lus Minus Endüstriyel Mutfak Malzemeleri San. ve Tic. Ltd.
P
Şti. otel ve restoran sektörünün ihtiyaçları ve bu doğrultu-
daki müşteri portföyüne yönelik çalışmalar gerçekleştiriyor. Firma,
gastronomi alanındaki executive chefler ve üst sınıf A kalite ihtiyaçlara yönelik sadece marka hizmeti verme ilkesi ile ilk adımını atmış.
Şirketin Satış ve Pazarlama Koordinatörü Yasin Uçkun ile Plus
Minus’ün Kütahya Porselen ile işbirliğini konuştuk.
Kütahya Porselen’le ne zaman tanıştınız?
Kütahya Porselen ve Mitterteich markaları ile 2007 senesinde ilk
işbirliğimizi yaptık. Hizmet verdiğimiz profesyonel ekipmanlarda marka ve kalite standardını yakalamayı hedefleyen firmamız, tek marka
ve güven çerçevesinde Kütahya Porselen markası ile başarılı projelere imza attı. Müşterilerimiz ve sektörün ileri gelen duayenlerinden
gelen istekler doğrultusunda kalite ve zamanında teslim çalışmaları
ile Kütahya Porselen, firmamıza büyük destek verdi.
Kütahya Porselen’in ürünleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kütahya Porselen ürün çeşitliliği ve sağlamlığı ile işimizi tam anlamıyla kolaylaştırıyor. İsteğe özel yapılan dekorlu çalışmalarla da
pekişen çeşitlilik, üretimin zamanında teslimatı müşterinin öncelikli
olarak bizi tercih etmesini sağlıyor.
Başarınızın sırrı nedir?
Plus Minus, adında barındırdığı eksi ve artıları aynı anda doğru
biçimde çözüme ulaştırdığı için başarılı. Artıları, doğru markaları kendine partner seçmiş ve marka kirliliği yerine partnerleri ile çözüme
giden bir firma olmasında saklı. Yaptığımız çalışma, müşterinin kafasını karıştırmak yerine, tek noktaya ve markaya yönelten pazarlama
çalışmaları sayesinde, butik tedarikçi diye de adlandırılabilir.
Yeni açılan Avcılar showroom’umuz aynı zamanda firmamızın
merkezi. Buranın iç mekan tasarımı sadelik çerçevesi içinde, ürünü
ön plana çıkaran bir konsept düşünülerek yapıldı. Kuzey Irak -Erbil,
KKTC-Girne’de de şubelerimiz bulunuyor.
Yeni hedefleriniz var mı?
Gelişen turizm sektöründeki tüm yenilikleri Kütahya Porselen sayesinde takip edebiliyor ve bizim araştırmalarımıza da değer veren
Kütahya Porselen markası ile yeni projelere imza atmak istiyoruz.
KKTC-Girne showroom’umuz için start verildi ve geliştirmeler
devam ediyor. Kuzey Irak- Erbil’de ise showroom desteği ile ekibimiz çalışmalarını Orta Doğu’da sürdürecek. O
71
ESTETİK DOKUNUŞ
DİVAN GRUBU
Divan Bursa için Kütahya
Porselen’in Jüpiter serisi
tercih edilmiş.
Bursa Divan Oteli’nin Genel
Müdürü Ercüment Uluçer.
BİRİNCİ
TERCİH
Divan markası, Divan Bursa ve Galatasaray Stadyumu Türk
Telekom Arena, Divan VIP alanlarında Kütahya Porselen
ürünlerini tercih ediyor. Yazı Zeliha Köşlü
izmet kalitesiyle her zaman beğeni toplayan Divan
Divan Pastanesi, 320 kişi kapasiteli havuzbaşı, 2.400 metre-
markasının Bursa Divan Oteli’nin Genel Müdürü Er-
kare alana sahip SPA, termal hamam, fitness center, 24 saat
cüment Uluçer’e yeni açılacak otellerini ve Kütahya Porselen
concierge hizmetleri, oda servisi, business center, valet servisi,
markasını neden tercih ettiklerini sorduk.
isteğe bağlı doktor ve çocuk bakıcısı, lüks araç kiralama ve
H
Divan Bursa hakkında bilgi verir misiniz?
şehir içi transferler Divan Bursa’nın konuklarına sunduğu diğer
2011 Haziran ayı ortalarında hizmete girecek olan Divan
hizmetleri arasında yer alıyor.
Bursa’nın 30 metrekare ile 45 metrekare arasında değişen geniş balkonlu 105 standart odası bulunuyor. Otelimizin odaların-
Kurumunuzda Kütahya Porselen markasını kullanmayı neden tercih ediyorsunuz?
da misafirlerimizin tüm ihtiyaçlarına cevap verebilecek konfor
Kütahya Porselen’in son yıllarda yapmış olduğu ciddi yatı-
planlamasının yanında elektronik kartlı anahtar sistemi, kablo
rımlarla, sektörün tercih edilen markaları arasına girmiş olması,
ve uydu yayınları, mini bar, çay-kahve seti, yastık menüsü gibi
ürün yelpazesinin çeşitliliği ve aynı zamanda ürünlerinin görsel
hizmetlerimiz yer alıyor. Ayrıca 10 kişiden 200 kişiye, farklı yer-
olarak misafir profilimize uygun olması en önemli nedenler ara-
leşim düzenlerinde hazırlanabilen 10 adet de salonumuz mev-
sında yer alıyor. Bununla beraber fiyatlarının da uygun olması
cut. Toplantı salonlarımızda projeksiyon sistemleri, flipchart,
yatırımcının tercihini bu markaya yönlendiriyor.
DVD oynatıcı, kablosuz mikrofon ve yüksek erişim internet hizmeti bulunuyor. 115 kişi kapasiteyle hizmet veren Bursa Divan
Pub, geleneksel Divan mutfağını Bursalı konuklarına sunuyor.
74
Divan Bursa’da Kütahya Porselen’in hangi serisini
kullanacaksınız?
Jüpiter serisini kullanacağız. O
Kütahya Porselen, Galatasaray Stadyumu Türk Telekom Arena’da
hizmet veren Divan VIP alanlarının tek tercihi oldu...
Galatasaray Aslantepe Stadı’nda da verdiğiniz hizmet hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Aslantepe’de yer alan Türk Telekom Arena,
Galatasaray’ın yeni açılan stadıdır. Divan olarak biz
Galatasaray Stadı VIP alanlarında da toplamda 8000
kişiye hizmet vermekteyiz. Bu sayının yaklaşık 4500
kişisi loca ve VIP koltuk sahipleridir. Geri kalan 2000
kişilik bölüm ise VIP ile protokole ayrılmıştır.
Galatasaray Stadyumu Türk Telekom Arena
Divan VIP alanlarında Kütahya Porselen markasını kullanmayı neden tercih ettiniz?
Kütahya Porselen’in tedarikinin kolay ve fiyatlarının uygun olması bizim için en önemli tercih sebebi
oldu.
Galatasaray
Stadyumu Türk
Telekom Arena
VIP alanlarında
hizmet veren
Divan’da
Mitterteich
markasının
Mikado serisi
kullanılıyor.
Galatasaray Stadyumu Türk Telekom Arena
Divan VIP alanlarında Kütahya Porselen’in hangi serilerini kullanıyorsunuz?
Aslantepe Stadı’nda Mitterteich markasını kullanıyoruz. Bu markanın Mikado serisini tercih ettik. O
75
İstanbul’da görev yapan
Jin. Op. Dr. Arzu Çağdaş
Aran hedeflerinin anneleri
ve bebeklerini evlerine
sağlıklı olarak göndermek
olduğunu söylüyor.
SAĞLIK
ARZU ÇAĞDAŞ ARAN
‘BEN DE İKİZ
ANNESİYİM’
Jin. Op. Dr. Arzu Çağdaş Aran ile
gebelik döneminde başlayan fiziksel
ve mental değişimlerin anne ve bebek
üzerindeki etkilerini konuştuk.
Yazı Zeliha Köşlü
adın hastalıkları ve doğum uzmanı Arzu Çağdaş Aran,
Ağrısız doğum nedir?
1991 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’ni dereceyle bitir-
Anne adayının fiziksel ve mental yapısı vajinal doğum şartla-
miş. Uzmanlık eğitimini 1996 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakülte-
rına uygun olmadığında abdominal doğum (sezaryen) uygula-
si Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nde tamamladıktan
malarını tercih ediyoruz. Bu uygulamalar genel anesteziyle ya-
sonra İsviçre’de Basel Üniversitesi Kadın Hastanesi Doğum
pıldığı gibi epidural anestezi ile de yapılıyor. Uygulamada normal
‘Yüksek Riskli Gebelikler’ Bölümü’nde gözlemci olarak ça-
doğumdan farklı olarak göğüs altından itibaren duyu ve motor
lışmış. 2004 yılına kadar da sırasıyla 29 Mayıs TDV, İstanbul
fonksiyonları durduruluyor. Bunun avantajı, annenin bebeğin
Cerrahi, Gayrettepe Florence Nightingale Hastaneleri’nde
çıkış anını görmesi ve bunu babayla paylaşması oluyor. Ayrıca
görev yapmış. 2004 yılından bu yana özel muayenehanesin-
aynı yolla ilk 24 saat analjezi de sağlanıyor. Doğum şeklini be-
de Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak çalışmalarına
lirlerken, ister vajinal, ister abdominal olsun önemli olan sonuç
devam ediyor. Kendisi de ikiz bebek sahibi olan Aran, ha-
oluyor. Hedefimiz eve sağlam, sağlıklı bebekler götürmek.
K
milelik dönemi ve doğum konusunda en çok tartışılan konu
başlıkları hakkında bilgiler verdi.
Hamilelik döneminde anne adaylarının stressiz bir
gebelik süreci geçirmeleri bebeği etkiliyor mu?
Doğum teknikleri konusunda bizi bilgilendirir misiniz?
Yeterli çalışma olmamasına rağmen yoğun stres altında ka-
Doğum şekilleri vajinal ve abdominal (sezaryen) olarak iki-
lan gebelerin bebeklerinin ileriki yaşamlarında kronik hipertan-
ye ayrılır. Anne adayı ile doğum şekillerine karar verirken ideal
sif olma oranlarının daha yüksek olduğu bulunmuş. Normalde
olan, fiziksel ve mental olarak uygun olan şekli seçmek. Vajinal
stres hormonlarının plasentadan geçebildiği düşünüldüğünde,
doğum, anne açısından iyileşme sürecinin kısa olması dolayı-
gebelerin çalışma ve özel hayatlarını buna göre ayarlamalarının
sıyla birinci tercih oluyor. Hastalar tarafından sezaryene dönüş
büyük önem taşıdığı anlaşılıyor.
yapmanın en sık sebebi ise doğum ağrılarına duyulan korku.
Anne adaylarına önerileriniz nelerdir?
Bu nedenle anne adaylarına ağrısız doğum ya da epidural
Gebelik hastalık değil, fizyolojik bir süreçtir. Belli tedbirlere uy-
anestezi ile doğum öneriliyor. Epidural anestezi vajinal doğum-
mak kaydıyla normal yaşantıya devam etmeli, bunun yanı sıra
da ağrı duyumunu azaltıp, doğum sürecini kısaltarak hastanın
yüzme, yürüyüş, pilates, yoga gibi uygulamalarla düzenli spor
yorulmamasını, ıkınma evresi dediğimiz son evrede doktorla
yapmalı. Gebeliğin fizyolojik ve mental değişikliklerinin bilincinde
kooperasyonun iyi olmasını sağlıyor. Ayrıca normal doğum sı-
doğuma hazırlanılmalı. Anne adayı beslenmede de belli kurallara
rasında olabilecek yaralanmaları önlemek ve çıkımı rahatlatmak
uymalı. Az ve sık beslenmeli. Üç ana, üç ara öğün almalı. Her gün
amacıyla perine kaslarına epizyotomi adı verilen kesi yapılıyor.
süt ve süt ürünleri, bol sebze, meyve tüketmeli. Haftada dört, beş
Epidural anestezi sayesinde bu kaslar daha da iyi gevşediği için
kez iyi pişmiş kırmızı et, iki kez balık (küçük balıklar tercih edilmeli)
daha ufak kesi yapılıyor ya da hiç yapılmıyor. Bu nedenle tıbbi
yemeli. Düzenli beslenen, doğal yolla balık, saf zeytinyağı, ceviz
bir gereklilik yok ise hastanın fiziksel ve mental yapısı uygun ise
içi gibi demir ve omega3 besin değerlerini alan bir gebenin bunun
vajinal doğum öneriyoruz.
dışında ekstra vitamin almasına gerek kalmıyor. O
76
SAĞLIK
DR. K.GÜNHAN ALANOĞLU
ünhan Alanoğlu, periodontoloji dalında doktora çalışması yapmış
Diş hekimi K. Günhan Alanoğlu
Eskişehir’de görev yapıyor.
G
bir diş hekimi. Yani diş, çene kemiği ve dişeti üçlüsünün hasta-
lıklarının tedavisi ve hastalıklardan korunma üzerine çalışmalar gerçekleştirmiş. Alanoğlu, çocuklarda diş temizliği ve ağız sağlığı disiplininin oluşturulması konusunda önemli ipuçları veriyor.
Periodontoloji nedir?
Periodonsiyum, periodontal hastalıklar, bu hastalıklardan korunma ve
bunların tedavilerini inceleyen bir bilimdir. 35 yaşına kadar dişler çürük nedeniyle kaybedilirken, bu yaştan sonra da dişeti hastalıkları diş kaybına yol
açıyor. Her hastalıkta olduğu gibi dişeti hastalıklarında da erken tanı, erken tedavi kadar korunma bilinci de önem taşıyor. Dişler üzerinde biriken
bakteri plağının (diş taşları) kontrolü dişeti bakımı için dikkate alınmalı. Etkili
plak kontrolü, temizliğin dişlerin tüm yüzeyine uygulanmasına bağlı oluyor.
Bunun için diş fırçaları, diş ipi, diş macunu, dişler arası fırça kullanımı, ağız
çalkalama sıvıları, basınçlı diş yıkama cihazları kullanılıyor.
Çocuklara diş fırçalama alışkanlığı hangi yaşta ne şekilde kazandırılmalı?
Çocuklarımızın ilk dişleri altı aylıkken çıkmaya başlar. İki yaşına gelinceye kadar 20 sütdişi ağızda yer alır. Sütdişleri beslenme (çiğneme),
konuşma (fonetik) gibi temel ihtiyaçların yanı sıra altı yaşından sonra çıkan
kalıcı dişlerin düzenli dizilebilmelerinde de rol oynar. Çocuklar diş fırçalama alışkanlığını edinene kadar ebeveynler parmaklarına gazlı bez dolayarak çocuğun diş temizliğini sağlayabilir. Ebeveyn kendi dişlerini fırçalarken
çocuğu da yanına alarak özendirmeye çalışabilir. Çocuklara küçük ve yumuşak, hoşlanacağı bir fırça edinmek onun el yeteneği kazanmasına da
yardımcı olur. Diş temizliği alışkanlığı oyun olarak da başlatılabilir.
Çocuklar için hangi diş fırçaları seçilmeli?
Çocuklarımızın kendi zevkine, kendi seçimine ve isteğine uygun özel
üretilmiş kolay temizlenebilir, ele kolay oturan, kaymayan küçük ve naylon
kıllı bir çocuk diş fırçası uygun olacaktır. Çocuğun el yeteneğini kazanma-
DİŞ DOSTU
ya başla
başladığı iki yaşından sonra, tadından hoşlanacağı bir diş macunuyla
düzenli fırçalamaya geçilebilir.
Diş fırçalamanın yanı sıra ağız hijyeni nasıl sağlanmalı?
Diş fırçalamanın asıl amacı, dişlerde biriken bakterilerin dişin yüzeyinden her gün tam olarak uzaklaştırılmasıdır. Bütün sorun, plak kontro-
Çocuklarda diş fırçalama
alışkanlığının oluşturulması,
doğru fırça seçimi ve
ağız hijyeni ile ilgili altın
kuralları, diş hekimi
Günhan Alanoğlu ile
konuştuk. Yazı Zeliha Köşlü
lünü bireyin günlük işleri arasında rutinine sokmaktır. Düzenli diş hekimi
kontrolü yapılması da ortaya çıkabilecek sorunları başlamadan ortadan
kaldırmada en önemli etken oluyor. Böylece ciddi ekonomik kazanımlar
da elde edilebilir.
Ebeveynlere çocuklarının diş sağlığı hakkında neler önerirsiniz?
Öncelikle çocuklara diş dostu beslenme alışkanlığı kazandırılmalı.
Çocuk diş problemleri henüz oluşmadan diş hekimi ile tanıştırılmalı ve
dost olmaları sağlanmalı. Ağız sağlığı uygulamalarının zorunluluktan öte
alışkanlık haline dönüşmesi için sabah kahvaltısının ardından, akşam yatmadan önce yapılacak üçer dakikalık ağız bakımının önemi konusunda
bilinçlendirilmeli. O
78
SOSYAL SORUMLULUK
KAHVE DÜNYASI+KÜTAHYA PORSELEN
EĞİTİME
DESTEK
Kahve Dünyası Marka
ve Kurumsal İletişim
Yöneticisi Eda Terçin.
Kahve Dünyası’nın, Darüşşafakalı
öğrenciler ve endüstriyel tasarımcı
Yeşim Bakırküre ile birlikte
gerçekleştirdiği ‘Darüşşafaka
Bardağı’ projesi için seçilen
bardakların tümü Kütahya Porselen
tarafından üretiliyor. Yazı Zeliha Köşlü
ahve Dünyası’nın Darüşşafaka ile birlikte gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk pro-
K
jesinin adı Darüşşafaka Bardağı adını taşıyor. Bu ilginç projenin hayata geçiriliş
hikayesini, Kahve Dünyası Marka ve Kurumsal İletişim Yöneticisi Eda Terçin anlattı.
Proje katılımcıları kimlerden oluşuyor?
Bu proje kapsamında Darüşşafaka okullarının tasarım kulübü öğrencileri, endüstriyel tasarımcı Yeşim Bakırküre ile birlikte workshop çalışmalarına katıldılar. Bu çalışmaların sonucunda Darüşşafaka Bardağı projesinde kullanılmak üzere 12 farklı desen
ortaya çıktı.
Kütahya Porselen’in projedeki yeri nedir?
Kütahya Porselen projede üretici olarak yer aldı. Darüşşafaka Bardağı bir sosyal
sorumluluk projesi olduğundan normal üretim fiyatlarının daha altında bir fiyatla üretimi
gerçekleştirdiler. Yani Kütahya Porselen’in de projeye önemli bir katkısı bulunuyor.
Projenin kapsamı ve amacı hakkında bilgi verir misiniz?
Kahve Dünyası gençlerin ve çocukların geleceklerine, eğitim süreçlerine katkıda
bulunmayı çok önemsiyor. Bu kapsamda Darüşşafaka Bardağı projesinde Kahve
Dünyası, Darüşşafaka okullarına destek olmayı amaçlıyor. Darüşşafakalı öğrenciler tarafından yapılan 12 bardağın her biri koleksiyon değerinde, çünkü tasarımların sahibi
olan öğrencilerin adları hem bardakların altına, hem de şık kutularının üstüne yazılıyor.
Bardaklar mağazalarımızda satışa çıktığı ilk günden bu yana büyük ilgi görüyor. Darüşşafaka bardaklarının fiyatı 15 TL. Bu özel ürünler ne kadar çok kahve sever tarafından alınır ise Darüşşafaka okullarına o kadar çok destek sağlamış oluyor. O
80
Kütahya Porselen
tarafından üretilen,
üzerlerinde
tasarımların sahibi
olan Darüşşafakalı
öğrencilerin
adlarının yazılı
olduğu 12
bardağın her biri
koleksiyon değeri
taşıyor.
RÖPORTAJ
ALİ DERELİ
BİLİNÇLİ
BESLENME
Güral Sapanca Otel’in
bünyesindeki Aliva Wellness,
diyetisyen Ali Dereli ve üç ayrı
egzersiz uzmanı ile kişiye özel
beslenme ve egzersiz danışmanlığı
konusunda hizmet veriyor.
Yazı Zeliha Köşlü
Fotoğraflar Ceren Can Korkmaz
iyetisyen Ali Dereli’den Güral Sapanca
D
Aliva Wellness ve uygulamaları hak-
kında bilgi aldık.
Eğitiminiz ve iş deneyimleriniz hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
1981 yılında Ankara’da doğdum. Erciyes
Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden, 2004 yılında mezun oldum. Özel bir klinikte ve Yaşasın Hayat Kliniği’nde görev yaptım.
Üç yıldır Güral Sapanca Aliva Wellness’da çalışmaktayım.
Güral Sapanca Aliva Wellness hakkında bilgi verir misiniz?
Güral Sapanca Aliva Wellness, 2008 yılından bu yana Güral Sapanca Otel’in bünyesinde hizmet veriyor. Merkezimizde ben ve konularında uzman üç egzersiz uzmanı ile kişiye
özel beslenme ve egzersiz danışmanlığı hizmeti veriyoruz. Programımıza katılanlar için boya,
kiloya ve yaşa özel çoktan seçmeli mönülerimiz
bulunuyor. Beslenme programımızdaki mönüGüral Sapanca Otel’in bünyesindeki
Aliva Wellness’da diyetisyen Ali
Dereli’nin programına katılan
Berk Kangal, 8 aylık bir sürede 160
kilodan 100 kiloya düşmeyi başarmış.
82
lerimizde ağız tadı farklılığı ayrı bir önem taşıyor.
Egzersiz seçimlerini de kişiye özel oluşturuyoruz. Bu özellikleriyle Güral Sapanca Aliva Wellness, kendinizi özel hissedeceğiniz ve doğru
“Bana göre önemli olan beslenmenin
5N1K’sı neyi, neyle, ne zaman, ne sıklıkta,
ne kadar yediğinizdir, kalori değil.”
Diyetisyen Ali Dereli.
beslenmeyi öğrenebileceğiniz bir merkez. Burada
birinci kural öğrenmek, ikinci kural ise öğrenilenleri
uygulamak oluyor. Merkezimizde misafirlerimiz 7
gün, 10 gün, en fazla bir ay kalıyorlar. Buradan
ayrıldıklarında günlük hayatta ağırlıklarını koruyup,
koruyamadıklarını takip ediyoruz. Eğer kilolarını
korumada başarılı değiller ise tekrar kabul etmi-
Güral Sapanca Aliva
Wellness’a gelen
misafirler kilo vermek
adına öncelikle
beslenme tarzlarını
değiştiriyor. 8 ay
içinde 160 kilodan
100 kiloya inen Berk
Kangal da bu şanslı
misafirlerden biri.
yoruz. Merkezimizde en değer verdiğimiz olgu ise
eğitim. Aliva Wellness’a gelenler sadece zayıflamakla kalmıyor, beslenme ile ilgili problemlerini de
düzenliyorlar.
Güral Sapanca Aliva Wellness’da 160 kilodan 100 kiloya düşen Berk Kangal programınıza nasıl dahil oldu?
Berk Kangal bir dergide Güral Sapanca Aliva
Wellness hakkında bilgiye rastlamış ve buraya gelmeye karar vermiş. Kendisi merkezimizde sekiz
aylık bir sürede 160 kilodan 100 kiloya düşmeyi
başardı.
Berk Kangal bir gün boyunca nasıl bes-
Çok inişli çıkışlı, ruhsal
açıdan zor bir süreç...
Berk Kangal, Güral Sapanca Aliva Wellness hakkın-
lendi?
Sabah kahvaltılarında pratik olmasından dola-
da bilgiye rastlamış ve yurtdışı deneyimlerinin ardından
yı genellikle yoğurtla beraber müsli yerken, arka
kilo vermek için buraya gelmeye karar vermiş. Güral Sa-
arkaya aynı şeyleri yemeyi bırakarak haftanın 2-3
panca Aliva Wellness’da 160 kilo ile zayıflama sürecine
günü klasik zeytin, peynir ve domatesli kahvaltı ya-
başlayan Berk Kangal, sekiz ayın sonunda 100 kiloya
pıyordu. Öğle ve akşam yemeklerinde salata hariç
düşmeyi başarmış. Berk Kangal, bu sürecin çok inişli
en az üç çeşit yemek yiyordu. Her öğününde mut-
çıkışlı, ruhsal açıdan çok zor ve uzun soluklu olduğunu
laka çorbası vardı. Günde yedi, bazen sekiz öğün
besleniyordu. Her iki saatte bir kuru kayısı, ceviz,
meyve veya yoğurtla yapılan ara öğünleri vardı.
belirtiyor. Kangal deneyimlerini “Sürecin her dakikası
aynı tempoda geçmiyor. Bıktığınız, kendinizden nefret
İdeal kilo nedir?
ettiğiniz dönemler oluyor. Ama sonuçlar dışarıdan gelen
Her bireyin standart olması gibi bir zorunluluğu
tepkilerle belli oluyor ve motivasyonunuz artıyor. Zayıflar-
olmadığından, önemli olan laboratuvar bulgula-
ken disiplinin ve ruhsal olarak öncelik sırası yapılmasının
rının iyi olduğu ve kendinizi iyi hissettiğiniz kiloda
önemi büyük. Kendiniz için bir şey yapmanız çok güzel
olmanızdır. Beslenme biçiminizi düzene sokmak
bir yemek listesine uymak ile değil, hayat tarzını
biçimlendirmekle mümkün oluyor. O
bir duygu. 160 kiloyken çektiğim ağrılar bugün artık kalmadı ve bileklerim rahatladı” olarak aktarıyor.
83
BİZDEN
HABERLER
Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları
tarafından 27 Ocak- 02 Şubat tarihlerinde Antalya Rixoss
Lares Otel'de düzenlenen “Yükselen
Değerler
ve Bizim Ekip Toplantıları” toplam 650
kişinin katılımıyla gerçekleşti.
Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ‘’Bizim Ekip’’ buluşması 27-30 Ocak tarihlerinde Türkiye’nin dört bir yanından gelen 432 satış temsilcisinin katılımıyla gerçekleşti. Toplantı kapsamında Kütahya Seramik ve Kütahya Yapı Kimyasalları
2010 yılı değerlendirme sunumları ardından, perakendecilik, kişisel imaj ve ikna,
Kütahya Seramik ve yapı kimyasalları ürünlerine ilişkin teknik eğitimler, Antalya
showroom ziyareti ve turnuvalar düzenlendi. 29 Ocak’ta düzenlenen gala gecesinde Şule Güleç ve Mustafa Keser sahne aldı. Gala gecesinde 2010 yılı Satış
temsilcileri ödülleri ve turnuva şampiyonlarının ödülleri takdim edildi.
YILIN SATI TEMSLCS ÖDÜLLER
Adana Yln Sat Temsilcisi Oya Seyhan (Dönmez Yap-Adana), Ankara
Yln Sat Temsilcisi (Tayyar Çan-Arma Seramik Ankara), Antalya Yln Sat
Temsilcisi (Fikret Uslu-Uslu Ticaret Alanya), Bursa Yln Sat Eleman (Cem
As-Metin Yap-Bursa), Diyarbakr Yln Sat Temsilcisi (Serdar Beyazgül- Harran
naat), stanbul Anadolu Sat Temsilcisi (Aydn Düzce -Erdi Yap-Düzce), stanbul
Avrupa Yln Sat Temsilcisi (Devrim Demir-Çalklar n.-stanbul) , zmir Yln
Sat Temsilcisi (Fatma Serap Uur-Büke Yap- Denizli), Samsun Yln Sat
Temsilcisi (Abdulkadir Platin- Kadolu naat-Erzurum) arasnda paylald.
84
Geleneksel
Futbol
Turnuvası
sıralaması;
• Futbol Tunuvası Şampiyonu- Antalya Bölge
• Futbol Turnuvası İkincisi- Bursa Bölge
• Futbol Turnuvası Üçüncüsü- Diyarbakır Bölge
şeklinde gerçekleşti.
30 Ocak-02 ubat
tarihlerinde düzenlenen
Kütahya Seramik ve
Kütahya Yap Kimyasallar
i ortaklar toplantsnn
ardndan i ortaklar,
Antalya’da bulunan
Türkiye’nin en büyük
showroomu olan 5.500
m2’lik showroom’un
açlna katld.
M
arka bilinirliinin artrlmas ve yeni ürünlerin müterilere en doru
ekilde sunulmas amacyla açlan showroomun kurdelesi Nafi Güral
ve tüm i ortaklar tarafndan hep beraber kesildi. 16 ubat’ta zmir, Kütahya, Antalya ve stanbul’da 5 showroom birden açacaklarn müjdeleyen
Güral, Denizli ve Samsun’da da iki showroom inaatna baladklarn belirtti. Güral sözlerini öyle sürdürdü: “Denizli ve Samsun’daki showroomlarn
çalmalar planladmz gibi giderse yl sonunda açllarn yapacaz.
2011 ylnda ise Bodrum ve Milas karayolu üzerine bir showroom yapmay
planlyoruz. nsanlarn kendilerine yakan mekanlarda yaam kurabilmeleri
açsndan bu showroomlar çok önemli. Her ya grubuna ve bütçeye uygun
01 ubat akam düzenlenen gala gecesinde
ürünler bulunuyor. 2011 ylna ait kreasyonlarda fonksiyonel, farkl, salkl,
sahne alan Safiye Soyman ve Faik Öztürk çifti
görsel olarak insanlarn sevgisini kazanan ürünler dikkat çekiyor. Bu özellikleri tayan ürünlerin hepsi bizde var.”
katlmclara unutulmaz bir akam yaatt. Gala
gecesinde her yl heyecanla beklenen 2010 yl
bölge ve Türkiye ciro ödülleri sahiplerini buldu.
85
BİZDEN
HABERLER
4 FARKLI ŞEHİR
5 YENİ SHOWROOM
Kütahya Seramik ve Kütahya Porselen, 16 Şubat Çarşamba günü, İstanbul, Antalya,
İzmir ve Kütahya’da gerçekleştirilen eş zamanlı törenlerle 5 yeni showroom hizmete açtı.
İş, sanat ve cemiyet hayatından önemli isimlerin davetli olduğu
İstanbul Mecidiyeköy’deki showroomun açılış töreninde bir
konuşma yapan Kütahya Porselen San. AŞ Yönetim Kurulu
Üyesi Sema Güral Sürmeli, gerçekleştirdikleri yatırımlarla ülke
ekonomisine milyonlarca liralık girdi sağladıklarına dikkat çekti.
on yıllarda yenilikçi tasarımları ve yükselen marka ima-
ti. Binlerce kişiye iş imkanı sağladıklarına vurgu yapan Güral,
S
jıyla dikkat çeken sektörünün öncü markaları Kütah-
açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “Temellerini 1970 yılında
ya Seramik ve Kütahya Porselen, 16 Şubat Çarşamba günü,
attığımız bu büyük aileyi bugün açtığımız beş mağazamız ile
4 ayrı ilde 5 büyük showroom açtı. İstanbul, Antalya, İzmir ve
daha da büyütüyoruz. Açtığımız mağazalarla yatırımlarımıza hız
Kütahya’da gerçekleştirilen eş zamanlı törenlere Kütahya Por-
verirken Türk ekonomisine istihdam sağlamanın sevincini de
selen San. AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral ve ailesi
yaşıyoruz. Türkiye’nin dört büyük kentinde açtığımız beş yeni
ev sahipliği yaptı.
showroom, müşteri odaklı çalışmamızın ürünlerini yansıtma-
İş, sanat ve cemiyet hayatından önemli isimlerin davetli ol-
ya devam edecektir. Nafi Güral’a bağlı olup seramik, porse-
duğu İstanbul Mecidiyeköy’deki showroomun açılış töreninde
len, ambalaj ve turizm alanında faaliyet gösteren şirketlerimiz-
bir konuşma yapan Kütahya Porselen San. AŞ Yönetim Kurulu
deki yaklaşık 4.000 çalışanımız, üretim kapasitemiz, Türkiye’nin
Üyesi Sema Güral Sürmeli, gerçekleştirdikleri yatırımlarla ülke
dört bir yanına yayılmış geniş bayi ağımız ve dünyanın pek çok
ekonomisine milyonlarca liralık girdi sağladıklarına dikkat çek-
ülkesine gerçekleştirdiğimiz ihracatımız ile sektörün başrol
86
oyuncusu olmaya devam ediyoruz. Şirket olarak hedeflerimize uygun büyümenin meyvelerini toplarken,
Türkiye’nin en büyük showroomları’nı hizmete sokmanın da haklı gururunu yaşıyoruz.”
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK SERAMİK
SHOWROOM’U ANTALYA’DA
Antalya-Burdur karayolu üzerinde Yeşilbayır mevkiinde bulunan ve 5.500 m2 alana sahip olan Antalya
showroom’u Türkiye’nin en büyük seramik showroom’u
olma özelliğine sahip.
Showroomlar Kütahya Seramik ve Kütahya Porselen olmak üzere iki ayrı bölümden oluşuyor. Kütahya
Antalya Showroom
Seramik’e ait bölümlerde yenilikçi ve modern tasarımlara sahip seramik ve cam koleksiyonları, profesyonel çözümlere yönelik teknik ürün grupları (dış cephe-antiasitantislip-ral serileri), özel tasarımlı sujet dekorlar ve IF
Product Design 2011 Ödülü’nün sahibi Versatile Koleksiyonu sergileniyor. Kütahya Seramik ürettiği yepyeni
koleksiyonları ile büyük iş merkezleri, alışveriş merkezleri, üniversiteler, okullar, sağlık merkezleri, oteller gibi
tesislerin iç mekan ve dış cephe kaplamalarında hem
nihai tüketicilerin hem de mimar, müteahhit gibi yapı
profesyonellerinin ihtiyaçlarına uygun çözümler sunarak
Antalya Showroom
fark yaratıyor. Kütahya Porselen showromları’nda ise
porselen sofra takımları, Sanat Evi koleksiyonları ve modern tasarımlarıyla porselen dünyasının vazgeçilmezleri
arasında yerini alan Arte Bianco serisi, farklı parçalardan
oluşan alternatifleri ile tazeliği yaşam alanlarınıza taşıyan
Naturaceram ürünleri sergileniyor. Showroomlarda Kü-
İzmir Showroom
İzmir Showroom
tahya Yapı Kimyasalları ürünleri, derzler, izolasyon ve
mantolama ürünleri de bulunuyor.
Showroom ve bayi açılışları ile hem yatırımlarına ivme
kazandırmayı, hem de Türk seramik sektörüne ve ülke
ekonomisine daha fazla katkı sağlamayı amaç edinen
Kütahya Seramik, geçen yıl 46 bayi mağazası açtı. Firma
toplam 35.000 m2’lik mağaza ve showroom yatırımı ile
seramik sektörüne ivme kazandırdı. O
ANTALYA SHOWROOM
Antalya Burdur Karayolu Altınkale Mah.
Akdeniz Bulvarı No:99 Yeşilbayır, Antalya.
Tel: 0242 443 23 53 0242 443 23 56 0242 443 23 57 & F: 0242 443 23 54
MECİDİYEKÖY SHOWROOM
Ortaklar Cad. Bahçeler Sok. No:20
Efehan Mecidiyeköy, İstanbul.
Tel: 0212 273 25 76 &
F: 0212 273 00 04
İmes Showroom
Mecidiyeköy Showroom
İMES YOLU SHOWROOM
Şerifali Mah. Edep Sok. No:56 Yukarı
Dudullu Ümraniye, İstanbul.
Tel: 0216 466 84 04 & F:0216 466 88 55
İZMİR SHOWROOM
Akçay Cad. No:59 Gaziemir, İzmir.
Tel: 0232 253 59 60 & F: 0232 253 59 60
KÜTAHYA SHOWROOM
Atatürk Bulvarı 8. Km 43001, Kütahya.
Tel: 0274 225 08 08 - 0274 225 17 56
Kütahya Showroom
87
BİZDEN
HABERLER
Arman Kırım’dan ‘farklı’ dersler
İş hayatı ve ekonomi üstüne yazdığı kitaplarında ortaya koyduğu tezler ile, Türk iş
dünyasına ‘farklılaşma’ ve ‘innovasyon’ gibi pek çok önemli kavramı benimseten kişi, Prof.
Dr. Arman Kırım, 21-22-23 Şubat 2011 tarihlerinde Kütahya Seramik ve Kütahya Porselen
çalışanlarıyla, “Rekabette Öne Geçmek İçin Nasıl Fark Yaratırız?” adlı eğitimde buluştu.
rof. Dr. Arman Kırım’ın verdiği üç gün boyunca süren
Arman Kırım’ın sunumu sonrasında daha küçük gruplar
P
88
eğitime Kütahya Porselen Yön. Kur. Bşk. Nafi Güral
ile çalışma takımları oluşturuldu ve eğitime katılan herkesin
ve yönetim kurulu üyeleri, Kütahya Seramik’in satış ağında
katılımının sağlanmasına özen gösterildi. Eğitimde ilk önce
görev alan bölge müdürleri, bölge çalışanları, bölge mimar-
“Dogma Sorgulaması Çalışması” yapılarak serbest düşün-
ları, ihracat sorumluları ve pazarlama ekibi katıldı. “Bana Bi
me alışkanlığının getirilmesine ve şirkette kişiye göre varolan
Akıl Ver Hocam” adlı kitabında değinmiş olduğu örneklerin
dogmaların tartışılması ve hazırlanmış olan duvar şemala-
açılımlarını ve danışmanlık yaptığı şirketlerde nasıl farklılaşma
rına yazılması sağlandı. İkinci olarak “Beyaz Alan Fırsatları
yaratılmasını sağladığını anlatan Kırım, Kütahya Seramik ve
Çalışması” ile şirketin mevcut iş modeli içerisinde yer al-
Kütahya Porselen içinde farklılaşma önerilerinin bulunabilme-
mayan yepyeni beceriler, süreçler ve faaliyetlerin düşünül-
si için değişik bakış açıları getirilmesine yardımcı oldu.
mesine, bunların şemalarının yazılmasına olanak sağlandı.
Kütahya Seramik’in ve Kütahya Porselen’in yapmış ol-
Üçüncü olarak “Müşteri Tespiti Çalışması” yapılarak hangi
duğu yatırımlar ve yüksek eğitimli personel gücüne hayran
müşterilere hitap edildiği ve daha başka hangi müşterilere
kalan Kırım, daha yüksek performanslı ve daha çok kaza-
hitap edilmesi gerektiği saptandı. Dördüncü olarak yapılan
nan Kütahya Seramik yaratabilmek adına bu eğitimde tec-
çalışma da “Müşteri Segmentasyonu” çalışması idi. Bu ça-
rübelerini anlattı. 70 kişinin katılmış olduğu eğitim, interak-
lışma sonucunda, müşteri yapılanması ve gruplandırılıması
tif bir biçimde ve grup çalışmalarıyla gerçekleşti. Prof. Dr.
sonucuna ulaşıldı. O
6.KAMPÜS GELM GÜNLER
Nafi Güral gençlere seslendi: “Risk almaktan korkmayn”
Türk seramik sektörünün öncü
markalarndan Kütahya Seramik’in
Yönetim Kurulu Bakan Nafi Güral,
ODTÜ’de organize edilen 6. Kampüs
Geliim Günleri’ne katlarak örenciler
ile 50 yllk i deneyimini paylat.
ODTÜ Yönetim ve
Mühendislik Günleri ve
ODTÜ Kampüs Gelişim
Günleri’ne katılarak
(sağda) konuşmalar
yapan Nafi Güral’a her
iki organizasyonda da
plaket verildi.
art ayı başında ODTÜ Kongre Merkezi’nde düzenlenen
bilgi veren Nafi Güral, Kütahya Seramik’in küçük bir atölye-
ve Türkiye’nin en önemli üniversite etkinliklerinden biri
den dünya markasına nasıl dönüştüğünü de anlattı. Başarısı-
olan ‘6. Kampüs Gelişim Günleri’ne katılarak oturumda bir ko-
nın sırrını “çok çalışmak” diye açıklayan Güral, sözlerini şöyle
nuşma yapan Nafi Güral, öğrencilere “Hiçbir zaman risk almaktan
sürdürdü: “Kendinize güvenin, çok çalışın ve hayal edin. Be-
korkmayın” tavsiyesinde bulundu. “Mutlaka kendinizi yenileyin,
nim en büyük hayalim sektöre yetenekli gençleri, yeni ufukları
bilginizi tazeleyin, riskten korkmayın” diyen ve ‘öğrenmenin yaşı
ve deneyimli profesyonelleri kazandırmak. Hiçbir zaman işçi-
yoktur’ felsefesini benimseyen deneyimli işadamı, üniversiteler-
patron, kadın-erkek ayrımı yapmayın. Ben hala çalışanlarımla
deki etkinliklere katılmanın keyifli olduğu kadar öğretici olduğunu
beraber yemek yerim. Şirketimizde işçi, yönetici, patron aynı
da düşünüyor: “Ben gittiğim üniversite etkinliklerinde sadece ko-
yemekhaneyi kullanır.”
M
nuşmayı değil gençleri dinlemeyi de tercih ederim. Yaşımız kaç
Hesabı doğru yapanlar…
olursa olsun gençlerden öğreneceğimiz çok şey var. Bu yüzden
Yine ODTÜ’de düzenlenen 11. Yönetim ve Mühendislik
onların anlattıkları her şeyi çok önemsiyorum. Aktardıkları tecrü-
Günleri’ne de katılan Nafi Güral’a, ODTÜ Verimlilik Topluluğu
beleri, verdikleri örnekleri can kulağıyla dinliyorum. Bu benim bilgi
tarafından da bir plaket verildi. Öğrencilerle girişimcilik ve risk
haznemi genişletiyor. Kimden ne öğreneceğinizin bir sınırı yok
konularında deneyim ve tecrübelerini paylaşan Güral, Kütahya
aslında…”
Porselen’in bugünlere gelmesinin çok kolay olmadığını, başarı
“İşçi-patron ayrımı yapmayın…”
getiren en önemli iki faktörün “hesap yapma” ve “risk yönetme
Porselen ve seramik sektörünün gelişim süreci hakkında
becerisi” olduğunu söyledi. O
89
BİZDEN
HABERLER
9. Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri
FESTİVAL GİBİ GEÇTİ…
Kütahya Porselen ve Mitterteich,
9.Uluslararası İstanbul Mutfak
Günleri ile dünyanın dört bir
yanından gelen ziyaretçilere ve
yarışmacılara geniş ürün gamını
tanıtmanın dışında yarışmacılara
ürün desteği de sağlayarak tam
anlamıyla ev sahipliği yaptı.
9.Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri, Türk
mutfağını dünyanın diğer mutfak kültürleri ile
buluşturmak, ülkemizin aşçıları ile dünyanın önde
gelen aşçıları arasında yakınlaşmayı ve karşılıklı
bilgi alışverişini sağlamak amacıyla 17-20 Şubat
2011 tarihleri arasında, Kütahya Porselen ve
Mitterteich’ın tam desteği ile TÜYAP’ta gerçekleşti.
üm Aşçılar Federasyonu’nun 2008 yılında WACS’a
Carrol, Martin Kobalt ve Srecko Kokliç gibi önemli isimler de
T
üyeliğinin kabul edilmesinin ardından dokuzuncusu ger-
jüri üyeliği yaparak festivale katkı sağladılar. Türkiye’nin dört
çekleştirilen ve 18 ülkeden toplam 1242 kişinin katıldığı festival
bir yanından gelen yüksek okullar ve meslek liselerinin farklı
niteliğindeki Mutfak Günleri, uluslararası anlamda bu yıl daha
kategorilerde rekabet ettikleri fuar, renkli şovlara sahne oldu.
da önem kazandı. Dünya Şefler Birliği’nin (WACS) belirlediği
Bugüne kadar yarışmacıların yapacakları sunumlar için yanla-
standartlar çerçevesinde yapılacak yarışmalarda başarı göste-
rında getirdikleri tabaklar, bu yıl Kütahya Porselen ve Mitterte-
ren şefler madalyaların yanı sıra dünya genelinde geçerliliği olan
ich Porselen tarafından verildi. Kalitesi ve modern tasarımları ile
sertifikaların da sahibi oldu.
çok beğenilen Kütahya Porselen ve Mitterteich, yarışma öncesi
Display ve pratik alanında 70’den fazla kategoride yarışma-
başvuran her yarışmacıya ürünlerini tanıtarak, doğru seçimler
nın yapıldığı organizasyonda dünyaca ünlü Robert Oppeneder
yapabilmeleri için ürün görselleriyle beraber teknik bilgilerini de
jüri başkanı, WACS Başkanı Gissur Gudmundson ise jüri baş-
aktardı. Böylelikle yarışmacılar katılacakları kategoriye uygun
kan yardımcısı olarak görev aldı. Bu isimlerin dışında Charles
ürünü seçerek daha profesyonel sunumlara imza attılar. O
90
SAPANCA’DA FERRARI KADAR ÖZEL BR GÜN
Ferrari ve Maserati markalarının distribütörü olan Fer-
hareket etti. Sapanca’da hazırlanmış olan özel parkurda
Mas, Güral Sapanca Wellness Park’ta Ferrari tutkunlarına
test sürüşüne çıkan davetliler, Ferrari 458 Italia modelini de
eşsiz bir deneyim yaşattı. FerMas’ın, Güral Sapanca Well-
yakından inceleme fırsatı buldular. Etkinlik boyunca Güral
ness Park ve Bridgestone işbirliği ile Sevgililer Günü’ne özel
Sapanca Wellness Park’ın eşsiz doğasının tadını çıkaran
düzenlediği organizasyon için 22 araçlık Ferrari konvoyu,
Ferrari tutkunları, kokteylin ve öğle yemeğinin ardından
13 Şubat Pazar sabahı İstanbul’da buluşarak Sapanca’ya
Welness Park’ın spasında dinlendirici saatler geçirdi.
Kütahya Seramik “Örenci
Geliim Günleri’’ çerçevesinde
ODTÜ’lü örencilerle bulutu
1-4 Mart tarihlerinde ODTÜ IEEE Örenci Topluluu
ttı
mini anla
ti
e
n
ö
y
k
ğu Teknik
l ris
l Ortado
kan Güra
al,
ra
Erk
ü
G
n
a
ndan
şkanı Erk
ğu tarafı
lu
lu
p
o
TÜGİK ba
T
lilik
hendislik
esi Verim
m ve Mü
ti
Üniversit
e
n
ö
Y
.
katıldı.
edilen 11
ı olarak
c
a
m
ş
organize
u
n
ko
timi
Risk Yöne
tkinliğine
e
e
v
ri
z
le
ri
n
K
ü
ü
G
in
ar gün
önetimin
2011 Paz
ral, risk y
ü
G
27 Şubat
n
a
ş
rek
onu
klendire
anelde k
cini örne
konulu p
re
ü
s
m
ti
nı Erkan
ve yöne
İK Başka
G
Ü
T
ilkelerini
.
tı
p
ya
Lami
ir sunum
Direktörü
detaylı b
İK
h
s
o
B
Üretim
birlikte
n Gövde
a
s
Güral ile
to
O
rd
e
ğlu ve Fo
nı paneld
Yağcılaro
en de ay
im
rg.tr
Ç
t.
ri
v
b
.odtu o
ürü Sa
w
d
w
ü
w
M
r.
n
a
Ala
yer aldıl
cı olarak
konuşma
tarafndan düzenlenen ‘’Kampüs Geliim Günleri’’
etkinliinde Kütahya Seramik de yer ald. ODTÜ’lü mimarlk
örencilerine yönelik düzenlenen çaltayda Kütahya
Seramik’in uzman eitimcileri; Kütahya Seramik yer-duvar
seramikleri, srl porselen seramik, cam mozaik serileri,
yap kimyasallar ve izolasyon malzemelerine ilikin
ürün bilgileri ve bu ürünlerin nerede, nasl uygulanaca
hakknda detayl bilgileri örenciler ile paylat. Dört gün
süren etkinlik boyunca Kütahya Seramik stand ODTÜ’lü
örencilerden youn ilgi gördü.
91
BİZDEN
HABERLER
EN GÜZEL SOFRA
ütahya Porselen, CarrefourSA ve Sofra
CarrefourSA
süpermarket zincirleri
tarafından Kütahya
Porselen sponsorluğunda
gerçekleştirilen ‘En
Güzel Sofra’ yarışmaları,
katılımcılara sofra
düzeni konusundaki
yaratıcılıklarını ortaya
koyma fırsatı tanıdı.
K
Dergisi’nin düzenlediği en güzel sofra yarış-
ması dokuz hipermarkette şenlik havasında gerçekleşti. Evlerinde kendi kurdukları masaların fotoğraflarını bizlerle paylaşan yarışmacılar arasından en başarılı
masa düzenlemesini yapanlar, 9 hipermarkette yarışmak üzere davet edildiler. Yarışmacılardan Kütahya
Porselen ürünleriyle sofra tasarlamaları istendi. Yarım
saat içerisinde, market arabaları ile sofra aksesuarları
seçen yarışmacılar, yine yarım saat içerisinde sofralarını tasarladılar. Sofra kurallarına dikkat etmek ve
yaratıcı olmak yarışma kriterlerinin başında geliyordu.
Jüri üyeleri her markette altı yarışmacı arasından ilk
üçü seçti. Birinciye Kütahya Porselen’den yemek
takımı, ikinciye CarrefourSA’dan 150 TL değerinde,
üçüncüye ise CarrefourSA’dan 50 TL değerinde hediye çeki armağan edildi. Katılımcıların tümüne ‘Sofra
Özel’ kitabı ve daha birçok ödül verildi. O
92
Solda 5 ayrı kıtada 40’dan
fazla ülkeye gerçekleştirdiği
ihracatı ile sektörün
başrol oyuncusu Kütahya
Seramik fuar alanında
sanat galerisini andıran
bir stand açtı.
Altta Kütahya Porselen
San. AŞ Yönetim Kurulu
Üyesi Gülden Güral.
KÜTAHYA SERAMİK’İN FARK YARATAN
TASARIMLARI UNICERA’DAYDI
D
ünyanın en büyük seramik üreticilerinden biri olan Türk seramik sektörünün gücünün sergilenmesi ve uluslararası pazarda
UN
bilinirliğinin artırılmasında önemli rol oynayan UNICERA
23. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı geçtiğimiz Mart ayında TÜYAP Fuar
ve Kongre Merkezi’nde düzenlendi. 23. UNICER
UNICERA Fuarı’na bu yıl 19
ülkeden 226 firma ve firma temsilciliği katıldı. Türk seramik sektörünün
öncü markası Kütahya Seramik, 2’nci holde bulunan ve 480 metrekare alan üzerine kurulu standında el üretimi Brezza, 3 boyutlu Versatile
ve kişiye özel tasarlanan Sujet serisi gibi birbirinden özel koleksiyonlarının yanı sıra yeni ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sundu.
Kütahya Seramik,
UNICERA 23.
Uluslararası Seramik
Banyo Mutfak Fuarı’nda
sanat galerisini andıran
standında el işçiliğiyle
üretilen Brezza, 3 boyutlu
Versatile, kişiye özel
tasarlanan Sujet serileri
gibi birbirinden özel
koleksiyonlarını sergiledi.
Üç ana sergileme bölümünden oluşan fuar standının galeri mekanında 60x60, 66x33 ve 100x50 sırlı porselen karolar, yaşayan mekanlarda metalik efektli karolar, üç boyutlu Versatile serisi ve dijital karolar
sergilendi. Standın “Seramik Müzesi” bölümünde ise cam mozaikler,
yeni dijital serileri ve sırlı porselen karolar yer aldı. Sanat galerisi yaklaşımı ile ziyaretçilerini karşılayan stand, ferah ve uzun koridorları, sakin
ve dinlendirici sergilemeleri ile dikkat çekti. Standın kafe mekanında
ise sujet dekorlar yer aldı. Bu yılın seramik trendlerinde porselen karolarda mermer ve taş desenleri, duvar karolarında duvar kağıtları, dijital
karolarda ise mermer tasarımlar dikkat çekti. Kütahya Seramik silis
kum görünümlü Arena, taş dokusu görünümlü Atrium, metalik efektli
Shine, mermer görünümlü dijital karoları Majesty, ahşap görünümlü
Tayga, mermer karo görünümlü Aspendos ve traverten görünümlü
dijital karo Prestige gibi serileri ile bu yılın modası olan pek çok ürünü
standında sergiledi. O
93
BİZDEN
HABERLER
KURUMSAL KAYNAK
PLANLAMASI: ERP SSTEM
KYK’da kaynaklarn verimli ve etkin kullanlmas
ve tüm süreçlerin bütünleik yönetilmesi
için de irket içerisinde yatrmlar yaplyor.
“Kurumsal Kaynak Planlamas” (ERP) yazlm
ile malzeme yönetimi, satn alma, sat, sevkiyat,
sipari alma, muhasebe, finans, kalite kontrol ve
üretim gibi süreçler takip ediliyor. Ayrca tüm depo
süreçleri ERP ile entegre çalan “depo otomasyon
yazlm” ile yönetiliyor. Ürünler barkodlanarak,
üretiminden müteriye sevkine kadarki tüm depo
hareketleri, sistem üzerinden takip ediliyor ve tam
olarak izlenebilirlik salanyor. ERP sistemine
dahil olan bir baka yazlm ile birlikte sipari
girileri web üzerinden yaplabiliyor, stoklar
görülebiliyor, cari hesaplar kontrol edilebiliyor.
KYK’DA, ARAŞTIRMA
VE GELİŞTİRME
FAALİYETLERİ
Kütahya Yapı Kimyasalları yaptığı
yatırımlarla araştırma ve geliştirme
çalışmalarını güçlendirmeye devam
ediyor. Ar-Ge departmanı için ayırdığı
bütçeyi her yıl artırarak, geliştirdiği yeni
ürünlerle sektördeki yerini daha da
sağlamlaştıran KYK’nin Ar-Ge laboratuarı
su yalıtım ürünleri ve ısı yalıtım sistemlerini
de test edebilecek şekilde geliştirildi.
Ar-Ge laboratuarında her bir ürün grubu
için istihdam edilen Ar-Ge uzmanı ve
mühendisler ürün geliştirme çalışmalarını
sürdürürken, ürünlerde innovasyonu
sağlayacak çalışmalara da imza atıyorlar.
KYK SATIŞ EKİBİ BÜYÜYOR
Kütahya Yapı Kimyasalları iş gücü yatırımına da
büyük önem veriyor. Kaliteli üretim anlayışı, gelişen
ürün gamı, artan pazar payıyla birlikte istihdamını
da hızla artırıyor. Satış departmanında yeni bir
yapılanmaya giden şirket, bayi ve proje yönetimleri
olarak satış organizasyonunu bölümlendirdi.
KYK Yapı Kimyasalları, tüm Türkiye’deki satış
faaliyetlerini, Eskişehir Merkez, Samsun, Adana,
Diyarbakır, Ankara, İstanbul, Bursa, İzmir ve Antalya
Bölge Müdürlükleri ile 9 bölgede sürdürüyor. Bayi
yönetimi Bölge Müdürleri ve Bölge Yöneticileri
tarafından gerçekleştirilirken, Proje yönetiminde, yeni
oluşturulan ve İnşaat Mühendislerinden oluşan Proje
Satış Yöneticileri ekibi görev alıyor. Proje Satış Ekibiyle
birlikte şantiyeler yakından takip edilerek, ihtiyaçlara
anında çözüm sunularak teknik destek veriliyor ve
ürün uygulama eğitimleri gerçekleştiriliyor.
94
YENİ ÜRÜNLER
KYK yeni ürün grubu olan
mastikleri de dahil ederek ürün
gamını geliştirmeye devam ediyor.
• KYK PU MASTİK LM
Poliüretan esaslı, yüksek elastikiyete
sahip, düşük modüllü derz dolgu
macunudur. Tek bileşenli ve nem
kürlüdür. Binaların ve ağır yapıların
genleşme derzlerini sızdırmaz ve kalıcı
elastik şeklide doldurmakta kullanılır.
• KYK PU MASTİK HM
Poliüretan esaslı, yüksek elastikiyete
sahip, yüksek modüllü derz dolgu
macunudur. Yüksek mekanik etkilere
dayanıklı olup, tek bileşenli ve nem
kürlüdür. Zeminlerdeki birleşim ve
hareket derzlerinde özellikle yaya
ve araç trafiği olan (örn; otoparklar,
kaldırımlar vs.) iç ve dış mekan
uygulamalarında kullanıma uygundur.
AMBIENTE FUARI’NDA KÜTAHYA PORSELEN DAMGASI!
Kütahya Porselen’in yıllardır düzenli olarak
katıldığı Ambiente Fuarı, bu yıl 11-15 Şubat
2011 tarihleri arasında Almanya'nın Frankfurt
şehrindeki Messe Frankfurt Fuar Merkezi’nde
gerçekleştirildi. Züccaciye sektörünün en büyük
ve en kapsamlı fuarı olan Ambiente'de, Kütahya
Porselen 250 m2'lik standı ile dünyanın en büyük
firmaları arasında kendini gösterdi.
eş günlük fuar süresince yüzlerce misafiri ağırlayan Kütahya
B
Porselen, hem müşterilerinin hem de rakiplerinin beğenisini
topladı. Fuarda ilk kez görücüye çıkan yeni ürün ve dekorlar büyük ilgi
gördü. Fuar sırasında özellikle dünya çapında organizasyonların üst
düzey yöneticileri ile yapılan görüşmeler, Kütahya Porselen'in global
pazarların ana tedarikçisi olarak kabul edildiğini bir kez daha teyit etti.
Tüm ziyaretçiler, geliştirilen kapasitesi ile Kütahya Porselen’in başta
Avrupa olmak üzere dünyada porselen sektörüne yön veren firma
olacağı görüşünde. Firmanın kapasitesini ve lojistik imkanlarını fark
eden market zincirleri de doğrudan Kütahya Porselen'den ürün tedarik
etmek istediklerini özellikle belirttiler. Gerçekleştirilen değerlendirmeler,
2011 yılının Kütahya Porselen açısından oldukça yoğun bir yıl olacağının
ilk işaretlerini vermesi açısından çok önemli. O
95
BİZDEN
HABERLER
Red Dot Design Award Best Of The Best 2011
Versatile ile Kütahya Seramik’in oldu!
Seramik sektörünün önde gelen
markalarından Kütahya Seramik,
Yiğit Özer’in imzasını taşıyan
Versatile koleksiyonu ile tasarım
alanında dünyanın en büyük ödülü
olan ‘Red Dot Design Award Best
Of The Best 2011’in sahibi oldu.
ütahya Seramik, Versatile koleksiyonu Arc ve Axis se-
tetiği içinde barındırıp geometrinin tüm yaratıcılığını, akılcı ve es-
K
rileriyle dünya çapında tasarım alanında uluslararası
tetik kurallarla sergiliyor. Kullanıcısına aynı karoyla onlarca farklı
kalite onayı kabul edilen Red Dot Tasarım Ödülleri’nde ‘Red
döşeme seçeneği sunan ürünlerle, aynı mekan farklı kimliklere
Dot Design Award Best Of The Best 2011’ ile ‘En İyinin İyisi’
bürünebiliyor. Kullanıcıyı da işin içine katan karolarla kişi, kendi
ödülünü kazandı.1953 yılından bu yana endüstriyel tasarım,
kombinasyonunu tasarlayabiliyor. Karonun ark (yay) şeklindeki
ambalaj tasarımı, reklam ve interaktif medya gibi tasarımın çe-
yükseltilmiş yüzeyi farklı ışık stilleri ve şartlarında çeşitli ışık oyun-
şitli dallarında verilen Red Dot Tasarım Ödülleri, yakın geleceğin
larını açığa çıkarıyor. Böylece karonun orijinal 3 boyutlu yüzeyi,
trend yaratıcılarını gün ışığına çıkarmak ve tanıtmak amacıyla
kullanıcıların tercih ettiği ya da yarattığı farklı döşeme biçimle-
60 ülkeden 4433 farklı ürünün katılımıyla gerçekleştirildi. Tasa-
rinin ve fikirlerinin uygulanmasına olanak sağlanıyor. 3 boyutlu
rım uzmanlarından oluşan bağımsız jüri, tasarımların yenilik de-
olma özelliği, fonksiyonelliği, farklı tasarım seçenekleri ve uygu-
recesi, estetik kalitesi, hayata geçirilebilme potansiyeli, işlevsel-
lama kolaylığı ile mimari projelere özgün ve yenilikçi çözümler
liği, ergonomisi gibi kriterlere göre değerlendirip sıra dışı tasarım
sunan Versatile, plaza, ofis, lobi, salon, yatak odası ve otel gibi
konseptlerini uluslararası itibara sahip ‘Red Dot’ ile ödüllendirdi.
her boyuttaki mekanların iç mimarilerinde kullanılabiliyor. Arc ve
Versatile koleksiyonu, ARC serisi ile geçtiğimiz aylarda tasarım
Axis olmak üzere iki farklı modelden oluşan koleksiyonun dik-
alanında dünyanın en çok tanınan ve en prestijli ödüllerinden
kat çeken en önemli özelliklerden biri, her iki serinin birbirinden
biri olan ‘IF Product Design 2011’i de kazanmıştı.
farklı tasarımlara sahip olmasına rağmen seriler arasındaki geçi-
Fonksiyonelliği, değişken ve yaratıcılıkla buluşturan Versati-
şin mükemmel bir uyum içinde yapılabilmesi. Koleksiyonun Arc
le, çok yönlü kullanımı ile seramik sektöründe yeni bir çağı baş-
serisi 12.5x29 cm, Axis 12.5x22 cm ölçülerinde siyah, kahve,
latıyor. Kişinin kendini özgürce ifade etmesini sağlayan Versatile
krem ve beyaz renklerinde parlak ve mat, mavi ve bordo renk-
koleksiyonu, farklı mekan kurguları ile pek çok duyguyu ve es-
lerinde de parlak seçeneklerine sahip. O
96
BULMACA
Bulmacam›z› doğru yanıtlayan
okurlarımız, Kütahya Porselen’den
sürpriz armağanlar kazanacaktır.
Hazırlayan Ali Bakın
W
Kütahya Porselen’in
bir kahvaltı takımı
Hayal dünyası
W
Romanya’nın
para birimi
W
W
Kategori
Meşime, plasenta
25
W
W
12
Bir peygamber
Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı
43001, Kütahya
Tel: (0274) 225 15 16
W
Seramik
sektörünün en
büyük fuarı
En az
W
W
Hektometrenin kısa
yazılışı
8
Çözüm anahtarıyla birlikte
Eser Çetintaş adına
göndermeniz rica olunur.
W
W
Kütahya Porselen’in
katıldığı fuar
İskambilde çift
Yunancada bir harf
W
W
W
Adet
Bir tür hamur işi
Postu değerli bir
hayvan
Eski dilde
bağırsaklar
Seryumun simgesi
W
W
İslamiyet öncesi
Kâbe’deki üç puttan
birisi
W
23
W
Yapağıdan elde
edilen kaba kumaş
17
W
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
W
Araba okunun
ekseni
Sodyumun simgesi
Kıta
4
W
W
W
W
Faiz, ürem
Itırlı bir bitki
21
Buhar
Platinin simgesi
W
W
2
Çıplak
Anahtar
W
W
3
W
W
W
Bir meyve
W
W
Ordubozan
Bir müzik aleti
Rus hükümdarı
Bir tür küçük
atmaca
W
W
W
W
13
14
W
Hızlı koşan bir hayvan
W
W
20
W
Bir şeyin olmasına
çok az kalmak
İri yapılı genç
29
Güral Sapanca’da
gerçekleşen otomobil
etkinliği
Bir şeyin niteliklerini
övme
W
Lorentiyumun
simgesi
W
W
W
Boyun eğen
Eski dilde ayaklar
Kabza
Eski çağ
uygarlıkları ile ilgili
G.Amerika’ya özgü
bir müzik aleti
W
Kütahya Porselen’in
renkli sofra ürünleri
markası
W
Kalıtım
İstanbul’un eski
adlarından biri
Gök
Gökler
Briçte sanzatunun simgesi
W
W
W
19
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
Hollanda’nın plakası
Genişlik
W
W
Makat
W
W
Bir sayı
W
26
Kütahya Seramik’in
metalik efektli serisi
W
Gözü açık
Konya ilinde bir baraj
Gereksiz,
önemsiz söz
Gaye, erek
W
15
W
Kardeş kadar lakın
olan kimse
20
18
27
Versatile
koleksiyonun
kazandığı dünyaca
ünlü tasarım ödülü
1
2
3
4
5
6
7
16
17
18
19
20
21
22
23
Nazi gizli polis örgütü
W
W
W
Taşıma, aktarım
W
Neodimin simgesi
W
W
W
ANAHTAR
CÜMLE
W
Asarak adam
öldürme
Kütahya Seramik satış
temsilcileri toplantısı
98
W
Erzincan’ın bir ilçesi
W
W
W
W
Temiz
Afrika’da bir ülke
Nişan, alamet
Bir kas kümesinin
istem dışı hareketi
Eisenhower’ın
takma adı
Bir sayı
Kayak
Gizlice kötülük
yapan
W
Bir peygamber
Kiloamperin simgesi
W
Kriptonun simgesi
W
W
W
Şaman
W
7
W
W
W
Sigara ağızlığında
biriken zifir
Valide
Bir sayı
Bir sigorta türü
W
30
W
6
Soylu
W
İlkel benlik
W
W
Tasdik
W
W
Oruca başlama
zamanı
16
W
Utanma
W
Osmiyumun simgesi
W
W
W
Bir nota
Anlam
Sümerlerde bir tanrı
Ateş
Piyangoda en düşük
ikramiye
11
Bir seslenme sözü
W
W
Akılla ilgili
W
Bir nota
Yöresel
W
W
Rusya’da bir
plaj kenti
5
W
Hırvatistan’ın plakası
W
W
W
İri taneli bir
bezelye türü
W
W
28
Çölden esen rüzgâr
Eski dilde su
W
W
Henüz mayalanmamış
üzüm suyu
W
Bir nesnenin uzayda
kapladığı yer
9
Avrupa’da bir
başkent
8
9
10
11
12
13
14
15
24
25
26
27
28
29
30
31
1

Benzer belgeler

Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl

Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 info@...

Detaylı

alabilirsiniz

alabilirsiniz Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 info@...

Detaylı