138 Birlik mi, PYD`nin G G sterisi miErbil Anla mas ndan Sonra

Transkript

138 Birlik mi, PYD`nin G G sterisi miErbil Anla mas ndan Sonra
Rapor No: 138, Aralık 2012
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ?
ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA
SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
“UNITY OR PYD POWER PLAY?
SYRIAN KURDISH DYNAMICS
AFTER THE ERBIL AGREEMENT”
ORTADOĞU
STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi
CENTERCenter
FOR MIDDLE
EASTERN
STRATEGIC
for Mıddle
Eastern
Strategıc STUDIES
Studıes
‫مركز الشرق األوسط للدراسات االستراتيجية‬
ORSAM
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ?
ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA
SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
“UNITY OR PYD POWER PLAY?
SYRIAN KURDISH DYNAMICS
AFTER THE ERBIL AGREEMENT”
ORSAM Rapor No: 138
Aralık 2012
ISBN: 978-605-4615-35-3
Ankara - TÜRKİYE
ORSAM © 2012
Bu raporun içeriğinin telif hakları ORSAM’a ait olup, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca kaynak gösterilerek
kısmen yapılacak makul alıntılar ve yararlanma dışında, hiçbir şekilde önceden izin alınmaksızın kullanılamaz, yeniden yayımlanamaz. Bu raporda yer alan değerlendirmeler yazarına aittir; ORSAM’ın kurumsal görüşünü yansıtmamaktadır.
ORSAM
STRATEJİK BİLGİ YÖNETİMİ, ÖZGÜR DÜŞÜNCE ÜRETİMİ
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
Tarihçe
Türkiye’de eksikliği hissedilmeye başlayan Ortadoğu araştırmaları konusunda kamuoyunun
ve dış politika çevrelerinin ihtiyaçlarına yanıt verebilmek amacıyla, 1 Ocak 2009 tarihinde Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) kurulmuştur. Kısa sürede yapılanan kurum,
çalışmalarını Ortadoğu özelinde yoğunlaştırmıştır.
Ortadoğu’ya Bakış
Ortadoğu’nun iç içe geçmiş birçok sorunu barındırdığı bir gerçektir. Ancak, ne Ortadoğu ne de
halkları, olumsuzluklarla özdeşleştirilmiş bir imaja mahkum edilmemelidir. Ortadoğu ülkeleri,
halklarından aldıkları güçle ve iç dinamiklerini seferber ederek barışçıl bir kalkınma seferberliği başlatacak potansiyele sahiptir. Bölge halklarının bir arada yaşama iradesine, devletlerin
egemenlik halklarına, bireylerin temel hak ve hürriyetlerine saygı, gerek ülkeler arasında gerek ulusal ölçekte kalıcı barışın ve huzurun temin edilmesinin ön şartıdır. Ortadoğu’daki sorunların kavranmasında adil ve gerçekçi çözümler üzerinde durulması, uzlaşmacı inisiyatifleri cesaretlendirecektir. Sözkonusu çerçevede, Türkiye, yakın çevresinde bölgesel istikrar ve refahın
kök salması için yapıcı katkılarını sürdürmelidir. Cepheleşen eksenlere dâhil olmadan, taraflar
arasında diyalogun tesisini kolaylaştırmaya devam etmesi, tutarlı ve uzlaştırıcı politikalarıyla
sağladığı uluslararası desteği en etkili biçimde değerlendirebilmesi bölge devletlerinin ve halklarının ortak menfaatidir.
Bir Düşünce Kuruluşu Olarak ORSAM’ın Çalışmaları
ORSAM, Ortadoğu algalımasına uygun olarak, uluslararası politika konularının daha sağlıklı
kavranması ve uygun pozisyonların alınabilmesi amacıyla, kamuoyunu ve karar alma mekanizmalarına aydınlatıcı bilgiler sunar. Farklı hareket seçenekleri içeren fikirler üretir. Etkin
çözüm önerileri oluşturabilmek için farklı disiplinlerden gelen, alanında yetkin araştırmacıların ve entelektüellerin nitelikli çalışmalarını teşvik eder. ORSAM; bölgesel gelişmeleri ve trendleri titizlikle irdeleyerek ilgililere ulaştırabilen güçlü bir yayım kapasitesine sahiptir. ORSAM,
web sitesiyle, aylık Ortadoğu Analiz ve altı aylık Ortadoğu Etütleri dergileriyle, analizleriyle,
raporlarıyla ve kitaplarıyla, ulusal ve uluslararası ölçekte Ortadoğu literatürünün gelişimini desteklemektedir. Bölge ülkelerinden devlet adamlarının, bürokratların, akademisyenlerin,
stratejistlerin, gazetecilerin, işadamlarının ve STK temsilcilerinin Türkiye’de konuk edilmesini
kolaylaştırarak bilgi ve düşüncelerin gerek Türkiye gerek dünya kamuoyuyla paylaşılmasını
sağlamaktadır.
www.orsam.org.tr
Wladimir van Wilgenburg
Wladimir Van Wilgenburg özellikle Kürt siyaseti odaklı ve Irak, Suriye, Türkiye’yi ilgilendiren konularda uzmanlaşmış bir siyasi analisttir. 2011 yılında van Wilgenburg Utrecht Üniversitesi, Çatışma Çalışmaları ve İnsan Hakları programından yüksek lisans
derecesi almıştır. Bu programda, Irak’taki Kerkük Arap siyasi yelpazesi üzerine yüksek
lisans tezini tamamlamıştır. Çalışmalarının çoğu, van Wilgenburg’un bizzat kendisinin
Irak’ta gerçekleştirdiği görüşmeler ve ilk elden araştırmalara dayanmaktadır. Kendisi şu
an Exeter Üniversitesi Kürt Çalışmaları yüksek lisans programında çalışmalarını sürdürmektedir. van Wilgenburg, Jamestown Vakfı’nın hazırlamış olduğu: İstikrarsız Bölge:
Irak ve Ayaklanma Hareketleri isimli eserine de katkıda bulunmuştur. Aynı zamanda
Jamestown’un saygın Terrorism Monitor and Militant Leadership Monitor yayınlarında
da kapsamlı bir şekilde yazmaktadır. Jamestown’un yanısıra hâlihazırda Erbil, Irak Kürdistan Bölgesi merkezli, İngilizce ve Kürtçe yayınlanan çevrimiçi Kürt gazetesi Rudaw’da
da yazmaktadır. Van Wilgenburg SETimes.com ile çeşitli STK ve düşünce kuruluşları
gibi medya kuruluşlarına yorum ve önerilerini sunmaktadır.
İlhan Tanır, Henry Jackson Cemiyeti Üyesi (Yerleşik olmayan)
İlhan Tanır Vatan Gazetesinin Washington temsilcisi olmasının yanısıra çeşitli Amerikan ve Türk haber platformlarında da sık sık yorumları yer almaktadır. Türkiye-ABD ilşkileri, Suriye ve geniş Ortadoğu ile Avrasya bölgesine ilişkin konularda kapsamlı yazı ve
yorumlar kaleme almaktadır. Aynı zamanda Tanır, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda
Sada Gazetesi; WINEP (Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü)’te Fıkra Forum; Türkiye’de ORSAM; Birleşik Krallık’ta Henry Jackson Cemiyeti gibi İngilizce ve
Türkçe yayın yapan bazı önde gelen düşünce kuruluşlarının yanısıra söz konusu ülkelerdeki Christian Science Monitor, Hurriyet Daily News, the Daily Star, Al Hayat, Al
Monitor vs. çeşitli dergi ve gazetelerde de yayınları bulunmaktadır. Yüksek lisans derecesini Virginia eyaletindeki George Mason Üniversitesi’nden almış, lisans derecesini ise
Ankara Üniversitesi Siyasi Bilimler bölümünden almıştır.
Ömer Hossino, Henry Jackson Cemiyeti Yazarı
Ömer Hossino Washington D.C.’de yaşamakta olan bir araştırmacıdır. Yüksek lisansını Amerikan Üniversitesi, Amerika Dış İlişkileri üzerine ve Amerika’nın Suriye ve Lübnan’daki anti-terörizm politikalarına odaklanarak yapmıştır. Henry Jackson
Cemiyeti’nde Suriye’nin Kürt muhalafeti üzerine kaleme alınan iki raporun eş yazarlarındandır, ve bu raporlardan birine ilişkin New York Times, Washington Post, Time
Dergisi, ve Reuters’ta alıntı yapılmıştır. Suriye’ye birçok kez ziyarette bulunan Hossino,
Al-Hayat, Al-Monitor, ve Hurriyet Daily News gibi paltformlarda Suriye ayaklanmasına ilişkin makaleler yayınlamış; Associated Press, National Interest, ve Daily Zaman’da
kendisinden alıntılar yapılmış, ve BBC Arapça, Kanada’daki CTV, ve Voice of America
(Amerika’nın Sesi) TV’deki programlara sık sık konuk olarak katılmaktadır.
TAKDİM
Suriye’de yaklaşık 20 aydır süren iç çatışma ortamı, bu ülkeyi Ortadoğu bölgesel politikasında
çok önemli bir gündem maddesi haline getirmiştir. Bu ortamda Esad rejimi ile Suriyeli muhalif
güçlerin etkinliği ve kuvveti çeşitli değerlendirmelere tabi tutulurken Suriyeli Kürtlerin, ülke içinde önemi yok sayılamayacak bir konum kazandıkları gözlenmektedir. Temmuz 2012 ortalarında,
Esad rejimine bağlı birliklerin Suriye’nin kuzeyindeki yerleşim yerlerinden çekilmesinden sonra
bu bölgelerde kontrolü ele geçiren Kürt aktörler, Suriye’deki iç savaş ve çatışmanın seyrini etkileyecek düzeyde bir güç odağı haline gelmişlerdir. Bu husus, aynı zamanda, Türkiye açısından da
kritik bir önem arz etmektedir.
Suriye’deki Kürt Hareketlerini genel bir bakış ile inceleyen, Ağustos 2012 tarihli raporumuzun
ardından, elinizdeki çalışmada Suriye’deki Kürt dinamikleri detaylı bir şekilde incelenmektedir.
ORSAM Danışma Kurulu üyelerinden İlhan Tanır ve çalışma arkadaşlarının kendi görüşlerini
yansıttığı bu rapor, öncelikle Suriye Kürtlerinin siyasi etkinliği açısından bir dönüm noktası olan
Erbil Anlaşmasının yarattığı ortamda mevcut Kürt aktörlerin kendi aralarındaki ilişkileri irdelemektedir. Raporun incelediği bir diğer husus ise Suriye’deki beli başlı Kürt muhalif hareketlerin
Suriye muhalefeti ile geliştirdiği çelişkili ilişki biçimidir.
Suriye’de artık hiçbir şekilde çatışma öncesi statükoya dönülemeyeceği göz önünde bulundurulduğunda, önümüzdeki dönemde Kürt aktörlerin hem Suriye siyasal hayatında hem de Türkiye’nin
Suriye’ye yönelik politikasında doğru bir şekilde değerlendirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Elinizdeki rapor, bu kapsamda, önceki raporumuzda olduğu gibi, Türkiye’de bu
konuda yapılan çalışmalara katkıda bulunmak amacıyla ilginize sunulmaktadır.
Saygılarımla
Hasan Kanbolat
ORSAM Başkanı
4
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
İçindekiler
Takdim ...........................................................................................................................................................4
Özet ...............................................................................................................................................................7
Giriş ...............................................................................................................................................................8
1.1. Erbil Anlaşması......................................................................................................................................8
1.2. Kürt Güvenlik Güçleri mi, PYD Güvenlik Güçleri mi?................................................................10
1.3. Erbil Anlaşmasının Kurtarılması.......................................................................................................11
2. Yerel Etkiler: Suriye Muhalefeti ve Kürtler Arasındaki İlişkiler.....................................................12
2.1. Silahsız Muhalefet.................................................................................................................................12
2.2. ÖSO ve Kürtler: Düşmanlık mı, Ortaklık mı?................................................................................13
3. Siyasi Aktörler...........................................................................................................................................16
3.1. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY)........................................................................................16
3.2. Türkiye.....................................................................................................................................................16
3.3. Amerika Birleşik Devletleri................................................................................................................18
4. Sonuç ve Tavsiyeler..................................................................................................................................19
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
5
ORSAM Rapor No: 138, Aralık 2012
Hazırlayanlar: Wladimir van Wilgenburg,
İlhan Tanır
Omar Hossino
ORSAM
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ?
ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE
KÜRT DİNAMİKLERİ*
Özet
Ilımlı Kürt gruplarının diğer Suriyeli Arap muhalif güçlerle Suriye İsyanı başladığından beri
bir anlaşmaya varamamasının ardından, Suriyeli Kürtler kendi aralarında Erbil Anlaşmasıyla bir birlik kurma yoluna itildiler. Bu anlaşma ile Kürt Yüksek Konseyi (KYK – Supreme
Kurdish Council) de doğmuş oldu. Bununla birlikte, birlik amaçlayan bu anlaşma, şimdiye dek
PKK bağlantılı Demokratik Birlik Partisi, uluslararası kısaltmasıyla PYD’nin güçlenmesine ve
radikallerin işine yaramıştır.
Bölgesel anlamda ise Suriye’nin kuzeyinde bulunan ve PKK bağlantısı olan PYD’nin silahlı
Kürt militanları Türkiye’yi kaygılandırmıştır. Ayrıca Suriyeli Kürtlerin arasındaki anlaşmazlıkların çözmek ve farklı partileri desteklemek suretiyle, ciddi bir şekilde vakit ve enerji harcayan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani’nin jeo-politik profili de
yükselmiştir.
Esad rejimine bağlı güvenlik güçlerinin Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı bölgelerden Temmuz ayı
ortaları itibariyle çekilmesi, Suriyeli Kürtlerin kendi kendilerini yönetme ve yarı-özerklik hedeflerinde ciddi bir kazanımı beraberinde getirmiştir. Bütün bu gelişmeler, Suriye iç savaşında
ve Esad sonrası dönemde çok önemli bir dönüm noktası olarak sayılabilir.
PYD’nin, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile Türkiye arasındaki ilişkilerden ve Türkiye’nin Suriyeli bu muhalif gücü kendi aleyhine provoke etmesinden kaynaklanan endişelerin iki taraflı
olduğunu hatırlatmakta yarar var. Bu endişeleri artıracak biçimde bazı ÖSO açıklamalarının
PYD’ye karşı tehditkar bir ton taşıdığı ve PYD’nin de bu tehditlerin diğer rakip Kürt partileri
tarafından teşvik edildiğinden şüphelendiği görülmüştür.
Diğer taraftan ÖSO ile PYD arasındaki ilişkilerdeki muğlaklık ve iki grubun militanları arasındaki ortaklığın mahiyeti, hızla değişen savaş koşulları altında sürekli bir dönüşüm göstermektedir.
ABD ve AB’nin konu üzerinde Türkiye ile koordineli bir şekilde angaje olmaması halinde,
Suriye’nin çözülemeyen Kürt probleminin oldukça yıkıcı neticeler getirebileceği, ayrıca artan
PKK terör eylemlerinin Esad rejiminin umulmadık şekillerde işine yarayabileceği de unutulmamalıdır.
Özellikle Suriyeli Arap muhalif grupların ılımlı Kürtlerle bir anlaşmaya ulaşma noktasında
dışarıdan bir türlü gelmeyen baskı ve destek, sonuçta PYD’nin güç kazanmasına ve Suriye’nin
Kürt bölgelerinde nüfuzunu geliştirmesine neden olmuştur.
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
7
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
Giriş
11 Temmuz’da PKK bağlantılı PYD ve 15
partiden oluşan Suriye Kürt Ulusal Konseyi
(KUK – Kurdish National Council) tarafından
Suriyeli Kürtler arasındaki iç kavgayı önlemek
ve Suriye’nin Kürt bölgelerini beraberce, bu
anlaşmayla yeni kurulacak olan Kürt Yüksek
Konseyi (KYK) aracılığıyla yönetmek adına
bir anlaşma imzalandı. Erbil Anlaşması olarak
kayıtlara geçen bu anlaşma sonrası PYD güçleri Suriye’nin Haseke ve Halep’te yoğunlaşan
Kürt bölgelerinin bir kısmını kontrol altına
aldılar.
Uluslararası toplumu ve özellikle Türkiye kamuoyunu şaşırttığı gözlenen bu gelişmelerin
ulusal ve uluslararası bağlamda Suriye’nin
geleceği adına ciddi sonuçlar doğuracak çapta olduğu görülmüştür. Ulusal düzlemde Suriye isyanı başladığından beri çözülemeyen
bir sorunu daha da karmaşık hale getirmiştir.
Bu sorun, Kürtlerin özerklik veya federalizm
taleplerine, Esad sonrası dönemde, çoğunluğu temsil eden Arap muhalefeti tarafından
sıcak bakılmamasıdır. Bölgesel düzlemde çıkarılabilecek bir başka sonuç ise PKK ile bağı
bulunduğu bilinen PYD’nin silahlı güçlerinin
Türkiye açısından bir endişe kaynağı olması
ve diğer taraftan Suriyeli Kürt partilerin arasındaki krizi çözmek adına ciddi bir çaba sarf
ederek başarılı olan Irak Kürdistan Bölgesel
Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin profilinin yükselmesidir.
Bu rapor, ilk önce yeni kurulan bu Kürt Yüksek Konseyi (KYK)’nin Suriye içi ve dışındaki
nüfuzunu, Erbil Anlaşmasının Suriye isyanına etkilerini ve aynı zamanda bu anlaşmanın
ne düzeyde uygulandığını incelemektedir.
İlerleyen bölümlerde ise rapor, aynı zamanda
Suriyeli Kürt problemini çözme adına adımlar atan bölgesel ve uluslararası aktörlerin
gayretlerini ve yaklaşımlarını inceleyerek, bu
bağlamda bazı tavsiyelerde bulunmaktadır.
8
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
Rapor, daha önce ORSAM tarafından yayımlanan Suriye Kürtlerini incelediğimiz raporunun devamı olarak kabul edilebilir.
1.1. Erbil Anlaşması
İlk olarak 11 Haziran 2012’de Suriye isyanı
bütün hızıyla devam ederken, PYD’nin Batı-Kürdistan Halk Konseyi (BKHK) ile KUK
bir araya gelerek Suriyeli Kürt parti ve taraftarlarının iç kavgalarını önlemek üzere, bir
anlaşmaya imza attılar.1 Suriyeli Kürtlerin
içindeki anlaşmazlıklar da diğer Arap muhaliflerin aralarındaki anlaşmazlıklara benzer
ölçüde karmaşık dengelere sahip olduğundan
bu anlaşmanın hükümlerini hayata geçirmek kolay olmamıştır. KUK’un içindeki bazı
partiler teorik veya pratik sebeplerden ötürü
PYD ile bir anlaşma metnine imza atmaktan
kaçınmışlardır ve hatta bazı KUK mensubu
partilerin, PYD’nin kendi üyelerini kaçırması ve suikast etmesinden yakındıkları da sıkça
görülmüştür. Örneğin, KUK’un önceki lideri
Abdülhekim Beşar’a göre, KUK’un ileri gelen liderlerinden olan Nasreddin Piro, PYD
tarafından düzenlenen bir suikast sonucu
öldürülmüş ve bunun PYD tarafından yapıldığına dair KUK’un elinde ‘’birçok delil mevcuttur.’’2 Buna karşılık olarak ise PYD üyeleri
KUK’a üye olan partilerin Türk istihbaratı ve
Türkiye’de konuşlanmış Özgür Suriye Ordusu
üyeleri ile işbirliği halinde PYD’ye saldırı hazırlığında olduklarını iddia etmişlerdir.3
İşin özünde, PYD’nin PKK ile ilişkisi, birçoklarının iddia ettiğinin aksine, resmi olarak
kabul edilmiştir. PYD, teknik olarak PKK’nın
1999’dan beri hapiste bulunan lideri Abdullah
Öcalan’ın 2005 yılında kurduğu, amacı Irak,
İran, Suriye ve Türkiye’deki Kürtleri bir konfederasyon altında toplayarak, bağımsızlık
hedefleyen ve Irak’ın Kandil dağındaki liderleri tarafından yönetildiği bilinen Kürdistan
Toplumları Birliği (KCK)’nin bir üyesidir. Tarihi perspektiften bakıldığında da, Abdullah
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
Öcalan’ın 1990’larda Şam’dan yönettiği PKK
ve o sırada temellerini attığı PYD ile arasındaki farka dikkat çeken hemen hemen her argümanın, bu anlamda stratejik değil taktiksel bir
nitelik taşıdığı değerlendirilmektedir.
Erbil Anlaşması görüşmeleri sırasında
KUK’un açık bir şekilde dezavantajlı olduğu
görülmüştür. Öncelikle henüz yeni ve zayıf
durumdaki Kürt siyasi partilerinden, gençlik
gruplarından ve bağımsız figürlerden meydana gelen bu çatı örgütünün, taban desteğinden
mahrum olduğu bilinmektedir. Bunun yanı
sıra, PYD’nin silahlı güçlerinin bulunması,
PYD’yi yerel tabanda daha güçlü bir aktör haline getirmiştir. Ayrıca, Esad karşıtı protestolar
organize eden Kürt gençlik gruplarının, KUK
içinde bulunan geleneksel partilerden daha
yüksek hareket kabiliyetine sahip oldukları
ve genelde bağımsız hareket ettikleri görülmüştür. Bu dezavantajlara karşılık olarak da,
KUK’un, Irak’da bulunan Mesut Barzani’nin
Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Irak
Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin Kürdistan
Yurtseverler Birliği (KYB)’ne yakın partilerinin kendi içinde yer almasından dolayı avantaj sahibi olduğu söylenebilir.
Kürt grupların kaygı duyduğu iki husus
KUK’un bir konsey olarak ortaya çıkmasını
sağlamıştır. Öncelikle, Kürt gruplar PYD’nin
çok güçlü bir parti konumuna erişmesinden korkmaktadır. İkinci unsur da, 2011 yılının Ağustos ayında İstanbul’da kurulan ve
Türkiye’nin Müslüman Kardeşler vasıtasıyla
yönlendirdiğinden şüphe duyulan Suriye Ulusal Konseyi’dir. Suriye Ulusal Konseyi’nin üst
düzey yetkililerinin birçoğunun, özellikle de
medya ve finans kollarının Müslüman Kardeşlere bağlı üyeler olması dikkat çekicidir.
Suriye’deki Kürt partilerin birleşmesinin en
temel nedenlerinden birisi ise hiç şüphesiz
ORSAM
Kuzey Irak’daki Peşmergelere benzer bir şekilde, Suriye’nin Kürt bölgeleri için ortaklaşa bir güvenlik gücü kurulmak istenmesidir.
IKBY Başkanı Barzani’nin doğruladığı gibi,
şu an itibariyle, Suriye rejiminden kaçmış,
sayıları 600 ila 3000 arasında olan bir grup
Kürt’ün KDP’nin zerevani ismi verilen ve Peşmerge güçlerinin bir parçası olan polis kuvvetleri tarafından eğitildiği bilinmektedir.4
El-cezire’ye konuşan Barzani “Suriye rejiminden kaçan Kürt gençleri eğitim görmektedir.
Suriye içindeki duruma doğrudan müdahale
etmek amacında değiliz ama bu gençlerin eğitildiği doğrudur,” demiştir. Barzani ayrıca aynı
mülakatta bu gençlerin KYK’nin emrinde ve
Erbil Anlaşmasına göre hareket etmek üzere
eğitildiğini de eklemiştir.5 Daha yakın bir zamanda Fransız dergisi L’Essentiel’e konuşan
Barzani, IKBY’ne sığınan Suriyeli Kürt sayısını 15 bin olarak verirken, bu sığınmacıların
bir kısmının silahlı eğitim aldığını söylemekle yetinmiştir.6 Bununla birlikte, bu güçlerin
IKBY’nde eğitilmesinin Erbil Anlaşmasının
bir maddesi olmadığını hatırlatmak gerekir.
Suriye’deki Kürt bölgelerinde bulunan güçlerin ne şekilde bu resimde yer alacağı konusunda sorular henüz cevaplanamamıştır.
Barzani’nin arabuluculuğuna boyun eğen
KUK ve PYD, Temmuz ayında Erbil Anlaşmasını ikinci kez imzalayarak Suriye’nin Kürt
bölgelerini ortaklaşa yönetmeye karar verdiler. IKBY’nin Dış İlişkilerinden sorumlu ismi
Felah Mustafa Bekir, bu anlaşma esnasında
Barzani’nin “kilit” bir rol oynadığını söyleyerek, bu süreçte kendisinin Suriyeli Kürtlerin
birleşmesinde ve iç kavgaların önlenmesinde
etkili olduğunun altını çizdi.7 Anlaşma her iki
tarafın da Kürt Yüksek Konseyi’ne (KYK) her
iki gruptan beşer kişi olmak üzere on kişi ile
katılmasını öngörmektedir. Konseyin her iki
Kürt grubundan beşer kişinin katılması suretiyle on kişiden oluşacak üç alt komiteyi kapsaması kararlaştırılmıştır. Bu komiteler:
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
9
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
1. Dış ilişkiler Komitesi,
2. Yiyecek, enerji, yakıt ve gazın eşit şekilde
dağıtılmasını sağlayacak Hizmetler Komitesi,
3.Kürt bölgelerinin güvenliğini sağlayacak
Güvenlik ve Koruma Komitesi’dir.
Görüşmeler boyunca KUK’nin tecrübesizliği, PYD’den herhangi bir taviz koparamaması
şeklinde sonuca yansıdı. Örneğin, yine Esad
rejiminden ayrılmış ve IKBY tarafından eğitilen (yukarıda IKBY’nin polis kuvvetleri zerevani tarafından eğitilenlerden farklı olan)
askerlerin Suriye Kürt bölgelerine dönüşü
üzerinde anlaşma sağlanamamıştır. Rapor hazırlanması safhasında özel olarak görüştüğümüz PYD’nin lideri Salih Müslim de bu askerlerin Suriye Kürt bölgelerine girişinin, kendilerinin bloke ettiğini kabul ederek bu güçlerin
“Halk Savunma Ünitelerine (YPG) katılmaya
hazır olduğunda girişine izin verileceğini”8
açıkça ifade etti. YPG güçleri, PYD’ye bağlı
olarak 2011’de kurulmuş paramiliter birliklerdir. Müslim ayrıca YPG güçlerinin kendisinden değil KYK’nden emir aldığını ileri sürdü.
Bununla birlikte KYK’nin bu güvenlik ünitelerinin üstünde bir komuta merkezine sahip
olmadığı düşünüldüğünde bu iddianın pek de
inanılırlığı olmadığı görülmektedir.
1.2. Kürt Güvenlik Güçleri mi PYD
Güvenlik Güçleri mi?
Suriye rejimi güçlerinin Kürtlerin yaşadığı
bölgelerden çekilmesi Temmuz ayının ortalarına denk gelmiştir. 19 Temmuz 2012’de,
yani Şam’da Suriye rejiminin dört üst düzey
yetkilisinin bomba ile öldürülüşünün bir gün
sonrasında, PYD’ye yakın güçler Kobani’deki
kontrol noktalarını herhangi bir çatışma olmaksızın ele geçirdiler. 21 Temmuz’a gelindiğinde ise rejim güçlerinin çekilmesi sonucu
PYD Afrin, Amude, Derik ve Suriye’nin en
10
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
büyük Kürt şehri olan Kamışlı’nın bazı kısımlarını ele geçirdi.9 Temmuz ayının sonunda ise
Esad rejiminin çekildiği Kürt kasabalarının
sayısı arttı ve al-Ma’abde, ‘Ayn al-’Arab, Ras
al-’Ayn, Dirbasiyeh gibi yerleşim yerleriyle
Halep merkez mahalleleri olan Şeyh Mahsut
ve Eşrefiye’nin bazı kısımları PYD kontrolündeki bölgelere dahil oldu.
PYD bu şehir ve kasabaları ele geçirirken herhangi bir şekilde bir çatışma olmadığını kabul
etti ve Esad’a bağlı birliklere verdikleri ültimatom üzerine bu birliklerin kasabaları terk ettiğini ileri sürdü. Bu ultimatomda, “Kürt bölgelerinde bulunan Esad yanlısı birliklere barış
içinde bu bölgelerden çekilsinler dendi. Diğer
türlü arzularının aksine bu bölgelerden çekilmeleri sağlanacaktır,”10 şeklinde ifadeler bulunduğu ileri sürüldü. Her şeye rağmen, rejim
güçlerinin bu kadar kolay ve hızlı bir şekilde
Kürt bölgelerinden çekilmesi birçok şüphe
yaratmış ve bunun PYD’yi güçlendirmek ve
PKK tehdidini artırmak suretiyle Türkiye’ye
karşı yeni bir ulusal güvenlik tehdidi oluşturmak üzere Şam rejimi tarafından girişilmiş
taktiksel bir hareket olduğu genel kabul görmüştür. Bilindiği gibi, Ankara’nın Suriyeli silahlı ve silahsız muhaliflere, finansal yardımlarda bulunmasından ve silahlandırmasından
dolayı Şam ile ilişkileri daha da kötüleşmiştir.
Son haftalarda meydana gelen ve Suriye rejim
kuvvetlerinin Türkiye’nin sınır kasabası olan
Şanlıurfa’ya bağlı Akçakale’yi bombalaması
sonrasında Türkiye’nin tepki göstermesi ile iki
ülke arasında sınırlı bir savaş çıkma olasılığı
dahi ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin başbakanı
Tayyip Erdoğan NATO’dan Suriye’nin kuzey
bölgesinde bir uçuşa yasak bölge kurulması
talebinde bulunmuştur ve aynı zamanda PKK
kamplarının Suriye’de kurularak Türkiye’ye
tehdit oluşturmasından ötürü Suriye’ye müdahale edilebileceği uyarısında bulunmuştur.
Esad rejimine bağlı kuvvetlerin Suriye’nin kuzey bölgelerinde PYD ile anlaşarak çekilip çe-
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
kilmediği spekülasyonlarını, PYD lideri Salih
Müslim “Bizim Esad rejimi ile hiçbir ilişkimiz
yok ve bu rejimin yıkılmasını istiyoruz,”11 diyerek yalanlamıştır. Müslim, 2011 yılının Kasım aylarında verdiği demeçlerde, PYD’nin
rejim güçlerinin Kürt bölgelerinden ayrılmaya başladığında bu bölgelerde kontrolü ele
geçirmek için çalışmalar yaptığını ifade etmektedir: “Bizim partimiz Baas rejimi yıkıldığında kontrolü ele geçirecek kapasiteye sahip
olacak şekilde organizasyonlar ve komiteler
kurmakla meşgul.”12
PYD’nin kendi icraatları ile KYK’ye retorik
olarak mal ettiği işler arasında çok ciddi bir
fark olduğu göze çarpmaktadır. Örneğin şimdilerde KYK Suriyeli Kürt güvenlik güçlerini
kontrol eden karar verici organ olarak gösterilirken, gerçekte PYD’nin Kürt bölgelerinde
bir güç tekeline sahip olduğu bilinmektedir.
Kürt Ulusal Konseyi’ne göre öncelikle KYK,
PYD’ye bağlı olan YPG güçlerini tanımıyor
ve YPG güçleri Erbil Anlaşması dışındaki faaliyetlerine devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında Erbil Anlaşmasında bulunan sınır kapılarını ve güvenlik güçlerini beraber yönetme
maddesi fiiliyatta geçersiz denebilir.13
PYD son zamanlarda yaptıkları ile güç paylaşım anlaşmalarına uyma noktasında kendilerine duyulan güvensizliği haklı çıkardı ve çok
da saklamaya gerek duymadığı bir şekilde asıl
mücadelesinin Kürt bölgelerinde gücü ele geçirmek olduğunu gösterdi. Örneğin 18 Eylül’de
YPG güçleri KYK’nin emirlerine uymayacaklarını açıkladılar.14 Sadece iki gün sonra YPG
militanları KUK’nin Kamışlı’da bulunan üç
parti binasını basarak, PYD’nin dışında Esad
karşıtı protestoları rejimin müdahalesinden
korumak isteyen tüm silahlı grupları engelleyeceklerini ilan etti.15 YPG güçleri bunun
yanında Suriye rejiminin Kürtlerin yaşadığı
Şeyh Maksud ilçesini bombalaması sonucu
hayatını kaybeden 21 Kürdü kullanarak genç
Kürtleri kendi güçlerine katmaya çalıştı–ki bu
ORSAM
davranış da Erbil Anlaşmasının öngördüğü
Kürt jandarma kuvvetleri birlikleri yapısına
aykırı düşüyordu.16
27 Ağustos 2012’de KUK’un Amude’de bulunan yerel şubesi, PYD’nin yakıt satmak için
sürekli rüşvet istemesini ve devlet imkanlarını kontrolü altında bulundurduğu için bunu
kendi çıkarları dahilinde kullanmasını ileri
sürerek kendisinin Erbil Anlaşmasıyla öngörülen şekilde KYK’ye olan üyeliğini askıya
aldığını ilan etti.17 Bunu takiben PYD güçleri
KUK’a yakınlığıyla bilinen üç muhalifi tutuklamasının ardından bölgede PYD karşıtı gösteriler yapıldı ve yaralananlar oldu.18 Ancak 2
Eylül’de KYK’nın talep etmesiyle PYD bu muhalifleri serbest bıraktı.
PYD’nin Erbil Anlaşmasını imzalama nedeni
ne olursa olsun, imzadan itibaren süregelen
zamanda PYD’nin Suriye’nin Kürt bölgelerinde kontrolü artırdığı görülüyor. PYD şimdi
yakıt kaynaklarına, gıda dağıtımına, Kürt bölgelerinde yer alan sınır kapılarına ve buradan
gelen vergi ve diğer harcırah gelirlerine YPG
silahlı güçleri vasıtasıyla el koymaktadır. Suçlamalar özellikle KUK’nin başkan yardımcısı
Mustafa Cuma’nın kaçırılması ile arttı. Kaçırılma olayından sadece iki gün önce Cuma
PYD’yi 200 milyon dolar toplamakla itham
etmiş; ancak bu iddia PYD tarafından reddedilmişti.19
Bu raporun hazırlanması esnasında görüşü
sorulan bazı KUK üyelerinin PYD’nin birçok
politikasını eleştirdiğini ama bu eleştirilerinin
açıkça yayınlanmasına farklı nedenlerle karşı
çıktıklarını hatırlatmakta yarar var.
1.3. Erbil Anlaşmasının Kurtarılması
Erbil Anlaşmasının bir türlü uygulamaya geçirilememesi nedeniyle Eylül ayının başında
Suriyeli Kürt partileri bir kez daha IKBY’nin
başkentine giderek, Başkan Barzani’nin baş
müsteşarı Fuat Hüseyin ile görüştü. Bu görüş-
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
11
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
meye katılan partiler, Erbil Anlaşmasının uygulanması için bu kez de bir uygulama planı
üzerinde anlaştılar:
1. Kamışlı bölgesi KYK’nin merkezine ev sahipliği yapacak ve Derik, Amude, Kobani
ve Âfrin’de şubeler açılacak,
2.Sınır kapıları noktaları Konsey emirleri
doğrultusunda iki partinin katılımıyla yönetilecek,
3.KUK ve PYD arasındaki anlaşmazlıkları
çözmek üzere bir toplantı yapacak,
4. İnsani yardımları organize etmek üzere bir
komite kurulacak,
5. Adalet Komisyonu kurularak Kürt bölgelerindeki hukuk sistemi rayına oturtulacak.
Bu maddelerin hayata geçirilmesi için 15
Ekim 2012 son tarih olarak belirlendi.20
KYK’nin sözcüsü Ahmet Süleyman’a göre Suriyeli Kürtlerin bu protokolü uygulamaktan
başka bir şansı bulunmuyor.21 Bunun yanında
Konsey şimdiden beş ofis açtı,22 Kobani‘de ortak güvenlik kontrol noktası kuruldu ve siyasi
parti logo ve bayrakları yerine Konsey’in logosu konuldu.23
Bu üçüncü toplantıdaki uzlaşmacı retoriğe
rağmen birçok KUK üyesi halen Temmuz anlaşmasının ölü bir mektup olduğunda ısrar
etmektedir. Bu üyelerce şimdilik kabul edilen
tek nokta KUK’nin PYD ile bir çatışmaya giremeyeceği ve iki tarafın da bir iç savaşı önlemek zorunda olmasıdır.24
2. Yerel Etki: Suriye Muhalefeti
ve Kürtler arasındaki ilişkiler
2.1. Silahsız Muhalefet
Suriye isyanı başladığından beri Kürtlerin
özerklik ve federalizm talepleri Suriyeli muhalif bloklar arasında bir çıkmazın oluşmasına
12
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
yol açtı. Arap Sünnilerin baskın olduğu SUK
ile KUK arasında aylar süren ve başarısızlıkla
sonuçlanan görüşmelerden sonra aslen Amudeli bir Kürt olan Abdül Basit Seyda’nın 10
Haziran’da seçilmesi, Suriyeli Kürt azınlıklara
el uzatmak gayreti olarak algılandı. Suriyeli Kürtler yaklaşık olarak Suriye nüfusunun
%15’ini oluşturmaktadır. KUK ve PYD liderleri Seyda’nın Kürt sokağının taleplerinden
olan özerklik ve federalizm konularında yeteri kadar destek göstermediğini ileri sürerek,
Seyda’ya uzak durdular. Kahire görüşmelerinin de gösterdiği gibi Seyda’nın SUK’un lideri
olması da bu iki blok arasındaki anlaşmazlıkları gidermekte yetersiz kaldı.
Kahire toplantısı öncesinde Washington’da
ziyaretlerde bulunan KUK’un o zamanki lideri Abdülhekim Beşar, bu raporun iki yazarına
Kürtlerin talebi olan federalizmden vazgeçebileceğini ve güçlü bir adem-i merkeziyetçi
sistemi kabul edebileceğini ifade etmişti. Beşar bunun yanı sıra konu ile ilgili görüşü sorulmasına binaen, Esad sonrası dönemde ikili
bir yasama organının da olabileceğini söyleyerek, üst kamaranın (senato benzeri) eşit bir
şekilde bütün illeri temsil edebileceğini ifade
etti. Dahası, Beşar aynı zamanda adem-i merkeziyetçiliğin Suriye’yi iç savaşa sürüklenmekten kurtaracak tek çözüm olacağını ve
bu bağlamda Kürtlerin taleplerinin çoğunun
karşılanması halinde federalizm hedefinden
de vazgeçilebileceğini ifade etti. Bu taleplerin
içinde Kürt azınlığın Suriye Anayasasında tanınması, laik sistem, erkek ve kadın arasında
anayasal eşitlik ve Baas döneminden gelen ve
Kürtleri baskıya alan kanunların kaldırılması,
“Araplaştırma” politikasıyla el konulmuş Kürt
topraklarının geri verilmesi ve bu zararlardan
dolayı da tazminat ödenmesi gibi hususlar
mevcuttur.25
KUK’un pozisyonundaki yumuşamanın ise
Barzani’nin Erdoğan ile Mayıs 2012’de ve
sonrasında Amerikan ve AB yetkilileri ile görüşmesinin ardından gelmesi dikkat çekiciy-
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
di. KYK’nin Kürt bölgelerini yönetme iddiası
diğer Arap muhalefeti tarafından kimi zaman
küçümsendi kimi zaman ise rejimle ortak hareket etmelerine bağlandı. Bilindiği gibi, Suriyeli Kürt ve Arap muhalefeti Esad’ı koltuğundan etme amacında birleşmiş olsalar da, Esad
sonrası vizyonlarında ciddi farklar bulunmaktadır. Ağustos aylarında PYD’nin Amude,
Kobanı ve Afrin gibi kasabalarını ‘özgürleştirme’ ilanı yine aynı şekilde Arap muhalefet
grupları tarafından rejimle yapılan taktiksel
uzlaşıya bağlandı ve rejim kontrol noktalarını bıraktıkça da PYD bu yerleşim bölgelerinin
kontrolünü ele aldı.
Bu raporun bir yazarının 2012 yılında Şam,
Halep ve İdlib şehirlerine yaptığı gezilerden
de görüldüğü gibi Suriye’de bulunan Sünni
Arap muhalif çevrelerin hemen hemen tümü
Suriyeli Kürtlerin özerklik veya bağımsızlık
hedeflerine sıcak bakmamaya devam ediyor.
İdlib, Hama, Halep ve Şam’ın Yerel Koordine
Komiteleri (YKK) sözcüleri değişik zamanda yaptıkları açıklamalarda Suriye Kürtlerini
devrime yeterince katılmamalarından dolayı
suçlarken, öte yandan tam aksine olarak isyanı kullanarak özerklik hedeflerine ulaşmaya
çalışmakla suçladı. Örneğin İdlib’in YKK sözcüsü İbrahim Zeydan yazarlardan birine şunu
ifade etti:
“Her ne kadar kendi bölgemizde fazlaca Kürt
bulunmasa da, Suriye içindeki muhalifler
Kürtlerin ayrılıkçı hedeflerine ve PKK’ya karşılar. Temelde Kürtlere olan kızgınlık onların
isyana yeterince katılmamasından ve birçok
kere Kürtlerin rejimle birlikte ve hatta Suriye
Devrimine karşı çalışmasından kaynaklanıyor.”26
Hama şehrinin Devrim Yüksek Konseyi sözcüsü Salih al-Hamvi konuyla ilgili özel mülakatta şunları söyledi: “PKK ayrılıkçı bir parti
olarak Suriye halkından ayrılmak istiyor ve
bizim onlarla hiçbir bağlantımız yok. Biz modern ve birleşik, sivil bir ülke hedefiyle etnik
veya mezhepsel ayrılıklara karşıyız.’’27
ORSAM
Suriyeli Selefi bir din adamı olan ve Suudi
Arabistan’da yaşayan, bununla birlikte Suriye içindeki Selefi ve İslamcı kanatlar arasında ciddi bir etkiye sahip bulunan Adnan alArur ise bu konuyla ilgili belki de en sert kamuoyu açıklaması yapan muhalif figür oldu.
Temmuz’un 22’sinde Arur özerklik isteyen
Kürtlere şu mesajın verilmesi gerektiğini söyledi: “Ne isterseniz yapın, biz Suriye’nin etnik
bölgelere ayrılmasına izin vermeyeceğiz, izin
vermeyeceğiz, izin vermeyeceğiz!”28 Arur’un
bu açıklaması sadece İslamcı değil birçok
Arap muhalif grupların duygularını da yansıttığının altı çizilmelidir.
Not edilmesi gereken bir başka nokta ise Suriyeli Kürtlerin önceliklerinin diğer Suriyeli
Arap muhalif grupların amaçlarına çoğunlukla aykırı düşmesidir. KUK, Temmuz ayında
İstanbul’da düzenlenen konferansta SUK ile
anlaşamazken, PYD’nin bu konferansa katılmayı dahi reddetmesi bu bağlamda hatırlanmalıdır.
KUK’un İngiltere temsilcisi Heyam Akil’ın
bu rapor için verdiği demece göre KUK’un
SUK ile ilişkisi “diğer muhalif gruplara göre
göreceli olarak daha iyi ama iki grup arasında
tartışmalı konular varlığını sürdürüyor. SUK
halen Kürtlerin tarihi ve coğrafi olarak Suriye’deki varlıklarını ve milli arzularına cevap
vermedi. Bu talepler iradeli bir şekilde diğer
Suriyeli muhalif gruplar ve SUK tarafından
göz ardı edilmeye devam ediyor.”
2.2. ÖSO ve Kürtler: Düşmanlık mı,
Ortaklık mı?
Özgür Suriye Ordusu tek bir merkezi komuta
sistemine sahip olmadığından ve bunun yerine gevşek bir şekilde bağlı bulunan düzinelerce tümen ve bölükten oluştuğundan dolayı,
ÖSO ile Kürtler arasındaki ilişki hakkında
oldukça farklı açıklamalar basına yansımaktadır. Bundan dolayı ÖSO’nun henüz Kürt
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
13
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
silahlı militanları hakkında standart bir politikasının bulunmadığı söylenebilir. Örneğin,
çok yakın zamana kadar Hatay’da bulunan
ÖSO merkezindeki Riyad el-Esad ve yardımcısı Abdülmalik el Kürdi’nin PYD hakkında
zaman zaman çok sert açıklamalarda bulunduğunu ve bu açıklamaların PYD tarafından
farklı şekilde algılandığını görmekteyiz.29
Salih Müslim’e göre “İstanbul ve Antakya’da
yaşayan ÖSO üyelerinin PYD karşıtı yaptığı açıklamalar kimseyi temsil etmiyor. Ne
ÖSO’yu ne de Suriye Devrimini.”30
Aynı zamanda KUK üyesi olan Azadi Parti
lideri Mustafa Cuma, önce Suriyeli Kürtlerin
ÖSO milislerinden, PYD’nin artan gücüne
karşı yardım istemesi gerektiğini ileri sürmüş olsa da, Ağustos ayında ÖSO’yu Kürt
bölgelerinde kabul edilemez olarak tanımladı. Bu açıkça görülen ÖSO ile Kürt parti ve
gruplarının arasındaki ilişkilerdeki değişken
ve berrak olmayan karakterin genel olduğu
not edilmelidir.31 Bir taraftan ÖSO liderleri
PYD’yi Suriye rejimi ile birlikte hareket etmekle suçlarken, PYD’nin ise ÖSO’yu Türkiye
ve/veya İslamcılar tarafından kontrol edildiği
suçlamasıyla itham ettiğini görüyoruz. Diğer
yandan, PYD ÖSO’yu Kürt bölgelerinde istememektedir; çünkü o halde Kürt bölgeleri de,
diğer Sünni bölgeler gibi rejime bağlı birliklerin saldırısına uğrayabilecektir. Suriyeli Kürtlerin, büyük çoğunlukla ÖSO’yu Kürt bölgelerinde istemediği ama diğer bölgelerde rejim
ile giriştiği kavgada desteklediğini söylemek,
yanlış olmaz.32
ÖSO liderleriyle Ağustos ayında İdlib ve
Halep’te yüz yüze yapılan mülakatlarda, Suriyeli Kürtler konusu açıldığında kullanılan
temkinli dil dikkat çekici idi.
Bir taraftan PYD, ÖSO’nun Türkiye bağlantılarından ve Türkiye’nin ÖSO’yu PYD’ye karşı
kullanacağından kuşkulanırken, bu kuşku-
14
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
nun tek taraflı olmadığı da not edilmelidir.
ÖSO’nun Antakya’daki liderliğinden gelen
birçok açıklama da PYD’ye karşı açık tavır takınma tutumu olarak yorumlandı. PYD ise bu
durumu, diğer Kürt rakip grup veya partilerin
ortaklaşa bir girişimi olarak tanımladı.
Örneğin, PYD, diğer Kürt parti bloğu olan
rakibi KUK’un ÖSO’yu kendilerine karşı bir
vekaleten savaş (Proxy war) unsuru olarak
kullanmakla suçladı. Bir taraftan ÖSO’nun
PYD’ye olan tehditkar tutumu ve açıklamaları PYD tarafından KUK’un iyi hazırlanmış bir
oyunu olarak görülürken, Afrin bölgesinde 29
Haziran ile 3 Temmuz arasında ÖSO ile PYD
güçlerinin çatışması sonucu ÖSO yanlısı olarak kabul edilen Hannan Naasan ve Abdülnasan Ali hayatını kaybederken, yine PYD üyesi
olan Ahmet Cekdar da aynı şekilde öldürüldü.33
Mustafa Cuma Temmuz ayında PYD tarafından Suriye-Türkiye sınırında yakalanarak
tutuklandı ve Ankara tarafından hazırlanan
bir komplonun parçası olmakla suçlandı.34 Bu
tutuklamanın öncesinde ise Irak’ın kuzeyindeki Türk Konsolosluğunda bulunduğu iddia
edilen bazı belgelerde, Türkiye’nin PYD’nin
etkisini kırmak için planların bulunduğu ileri
sürüldü ve bu haberler basında oldukça büyük yer kapladı.35 Bu söylentiler, PYD içinde
endişeye yol açarak, Türkiye’nin rakip Kürt
partileri ve isyancı gruplarını PYD’ye karşı
birleştirildiği izleniminin, en azından PYD taraflarında, doğmasına neden oldu.
PYD’nin bu korkularının yersiz olmadığını
gösteren bir gelişme ise, Suriyeli Kürtler tarafından kurulan ve Selahattin Eyyübi ismi
verilen tümenin ÖSO ile olan çok iyi ilişkileri oldu. Bu grupla yakın ilişkilerde bulunan
Muhammet Ferid’le yapılan özel mülakatta,
Eyyübi tümeninin ÖSO’ya bağlı olduğunu ve
kendi tümenlerinin PYD’ye karşı olduğu açıkça ifade edildi. Eyyübi tümeninin Kürtler ara-
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
sında daha iyi ilişkiler istediği de daha önce
basına yansımıştı.36
Afrin bölgesinde Şeyh Nasan ailesi ve PYD
arasında yukarıda değinilen çatışmalardan
sonra, PYD’nin lideri Salih Müslim IKBY Başkanı Barzani ve diğer üst düzey KDP yetkilileri ile görüşmek üzere IKBY bölgesine gitti.
PYD kaynaklarına göre, ancak Barzani’nin
baskısıyla PYD ve KUK bir araya gelerek Erbil Anlaşmasını imzaladılar. Bununla birlikte,
daha sonraki gelişmeler anlaşmanın uygulanmasını tehlikeye sokmaya devam etti.
Kürtler ile ÖSO arasındaki ilişkilere geri dönersek: 10 Temmuz’da, ÖSO, ağırlıklı şekilde
Kürtlerin yaşadığı Afrin’e daha çok Arap ve
Türkmenlerden oluşan Azaz tarafından girmeye çalıştı ve PYD’nin Halk Koruma Komiteleri ile çatışmalara girdi.37 1 Ağustos’ta ise
PYD, ÖSO’nun Halep’in Kürt kasabası olan
Robarlik’de kontrol noktaları kurmasını yasakladığını ilan etti.
Aradaki birçok soruna rağmen, ÖSO ile
Kürtler arasındaki ilişkilerin olumlu olduğu
dönemler de yaşandı. Örneğin, Daha önce
Halep’teki ÖSO kontrol noktasından geçen
PYD konvoyunun rejim kontrol noktasında üstüne ateş açılması sonucu bir PYD’li
ölürken, PYD’nin bunun karşılığı 6 rejim askerini öldürdüğü haberleştirildi.38 Los Angeles Times’in haberine göre de, ÖSO üyeleri,
Suriye hava kuvvetlerinin MIG savaş jeti ile
Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı Şeyh Maksud
mahallesine bıraktığı bomba sonucu ölen 21
Kürt sonrası, Salih Müslim’in izniyle, başsağlığı dilemek üzere Afrin’i ziyaret ettiler. Bunun dışında da Salih Müslim ile bu rapor için
yapılan özel mülakatta özellikle Suriye içindeki ÖSO birliklerine karşı Müslim’in oldukça
olumlu ve temkinli üslubu dikkat çekti.
Yukarıda da görüldüğü gibi PYD ve ÖSO arasındaki ilişkileri tanımlama veya anlamada
farklı ve hatta birbirinin zıddı nitelikte olan
ORSAM
olaylar ve açıklamalar, özellikle hızla farklılaşan savaş şartları altında değişmeye devam
ediyor. Örneğin, Halep’teki en büyük ÖSO
tümeni olan Tevhid’in, PYD’nin hem ÖSO’yu
hem de rejim kuvvetlerini Halep’in Kürt mahalleri olan Şeyh Maksud’a girişlerine izin
vermemesi üstüne, PYD’yi tehdit ettiği gözlerden kaçmadı.39
Buna rağmen, Tevhid tümeninin içinden
dahi PYD’ye gelen tepkilerin değiştiğini ve
bazen birbiriyle çeliştiğini görmekteyiz. 3
Ağustos’ta, bir isyancı grubun, sebze satan
bir Kürdü “Kürtleri sevmedikleri için” kaçırdığı iddia edildi.40 Tevhid tümenini kırsal alan liderlerinden olan Şeyh Tevfik Ebu
Süleyman’ın araya girmesi ile kaçırılan kürdün bilahare serbest bırakıldığı daha sonra
basına yansıdı. Müteakiben, 7 Ağustos’ta bu
kez PYD militanlarının, ÖSO taburlarının Eşrefiye mahallesinde rejim güçlerine saldırmasına izin verdiği ve bunun da PYD’nin ÖSO’ya
Halep’e silah getirme noktasında yardım edip
etmediği konusunda soruları yeniden alevlendirdiğini görüldü.41 Bu konuda ÖSO kırsal
tabur komutanı Şeyh Tevfik’in bu raporun
hazırlayıcılarından birine yaptığı açıklama
önemli görünüyor: “Onlar (PYD) bize Esad
güçleri ile savaşmamıza yardım etmeyecekler
ama bununla birlikte aramızda bir soğuk barış
olduğunu söyleyebiliriz.’’42
Hasakah ilinde ise ÖSO ile PYD arasındaki
ilişkilerin pek de iyi olmadığı görülmektedir.
12 Ağustos’ta Youtube’da yayınlanan bir video
ile ÖSO’nun Hasakah ilinde bir Askeri Konsey kurdukları duyuruldu. Aynı gün bir başka
Kürt yerleşim yeri olan Kamışlı’da “Zehra’nın
şehitleri Taburu” kuruldu ve 18 Ağustos’ta da
yine Kamışlı’da bulunan istihbarat merkezi
bombalandı. 9 Eylül’de ise ÖSO, bu kez ‘’Birleşik Kamışlı Tümeni’ kurduğunu ilan etti. 27
Eylül’de Afrin’de Selahattin Eyyübi militanları
ile PYD arasındaki çatışmada ise PYD’nin 3
militanı hayatını kaybettiği bildirildi.43
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
15
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
Bu olay sonrası PYD’nin medya ofisinden
yapılan açıklamada ÖSO’ya karşı düşmanca
bir tavır görülmektedir. Basın açıklamasında
şunlar söylenmiştir: “Hiç şüphe yok ki son zamanlarda Kürt bölgelerinde gelişen olaylar ve
ÖSO’nun kurduğu Askeri Konsey, ÖSO’nun
Kürtlere karşı tehditleri ve müdahale söylentileri, bu gelişmelerin Türk istihbaratının faaliyetleri olduğuna işaret ediyor. Bu faaliyetler,
Türk ve Amerikalıların bazı Suriyeli muhalif
unsurların Kürt bölgelerinde kendilerinin
varlıklarını ve örgütlülüklerini belirgin hale
getirmesinden sonra meydana gelmiştir.”
3. Politik Aktörler
3.1. Irak Kürdistan Bölgesel
Yönetimi (IKBY)
IKBY Suriye’deki Kürtler arası siyasi oyunda
oldukça aktif bir rol üstlendi. Öncelikle Erbil Anlaşmasının taraflarından KUK, IKBY
Başkanı Barzani’nin gözetimi altında PYD
ve PKK’ya karşı bir denge oluşturulması
için 2011’in Ekim ayında kuruldu.44 Türkiye
Barzani’nin PYD’nin etkisini azaltıcı faaliyetlerini örtülü olarak destekledi. KUK kurulmadan önce, PYD, Batı Kürdistan Halk Konseyi
(BKHK)’ni diğer partileri de içine alacak şekilde kurma girişiminde bulundu; bu girişim
fakat siyasi çıkar farklılıklarından dolayı başarısız oldu.45 Bunun yanı sıra, Barzani’nin peşmerge kuvvetleri, KUK’un paramiliter güçleri
başta olmak üzere büyük bir sayıda Kürdü
eğitti. Barzani bir sonraki adımda ise PYD ve
KUK arasında arabuluculuk yaparak, Kürtler
arasında bir iç savaşı önlemiş oldu.46 Yukarıda
tartışıldığı gibi bu anlaşmanın PYD’nin otoritesini artırmaya yönelik zemin hazırladığı
yönünde şikayetler ciddi boyutlara varmıştır.
Barzani’ye bağlı birlikler tarafından IKBY’nde
eğitilen Suriyeli Kürtlerin Suriye’ye tekrar giriş yapma girişimi, PYD’nin, bu bölgelerde sadece PYD’ye bağlı YPG güçlerinin askeri oto-
16
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
riteye sahip olması gerektiğini ileri sürmesiyle
birlikte engellendi. PYD’nin bu hamlesi, Erbil
Anlaşmasında ‘güvenlik sorumluluklarının
paylaşılması’ konusundaki maddeye bir zıtlık
teşkil etti. Müslim, bu rapor için kendisi ile
yapılan mülakatta, YPG’nin bunlara giriş için
izin vermediğini kabul ederek, “Bu Kürt askerlerin YPG’ye katılıma hazır olmasını bekliyoruz,47” demiştir. PYD’nin silahlı militanlara
sahip olmasına rağmen, her ne kadar Azadi
Partinin Selahattin Eyyübi Tugayı ile ilişkisi olduğu yönünde bazı söylentiler olsa da;
KUK’un geleneksel olarak silahlanmaya yakın
durmadığını ve halen kendi özel militanlarını
kurmadığını da not etmek gerekir.48
3.2. Türkiye
Türkiye, diğer birçok devlet gibi, Ortadoğu’da
çıkan isyanlara hazırlıksızlık yakalandığı izlenimini verdi. Suriye’de başlayan devrim
ateşi de, aradan on dokuz ay geçmesine ve
Ankara’nın Tunus ve Mısır’da olduğu gibi
hızlı bir değişim arzulamasına rağmen henüz
net bir sonuç vermedi. Türkiye’nin hazırlıksız
yakalandığı tezine karşı çıkan Türk Dışişleri
Bakanlığı sözcüsü Selçuk Ünal, bu rapor için
verdiği özel mülakatta şunları söyledi: “Türkiye bütün Arap ülkelerinde yeni oluşan siyasi
hareketleri ve iç değişimleri yakından izliyordu. Bu özellikle Suriye için geçerli. Suriye
rejimine birçok kez eğer reforma gitmezlerse
Arap Baharı dalgalarının onları da etkileyeceğini söyledik.”
Suriye’deki Kürt sorunu, özellikle içeride
PKK ile süren çatışma ortamı devam ettikçe Türkiye’nin hesaplarını karıştırıcı bir rol
oynamaktadır. Son zamanlarda yayımlanan
Uluslararası Kriz Grubu raporunda da görüldüğü üzere Türk güvenlik güçleri ile PKK
arasındaki çatışmalar son zamanlarda rekor
bir seviyeye gelmiştir. Bununla birlikte, şiddetteki bu artışın hangi ölçüde Suriye’deki
krize ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlerin
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
özerklik adımlarına bağlı olduğu yoğun bir
tartışma ve spekülasyon sebebidir. Şu ana kadar Suriye’nin kuzeyindeki PYD militanları ile
Türk güvenlik kuvvetleri arasında kaydedilen
tek çatışma 2 Ekim’de birkaç PYD’li militanın
Mardin’in Kızıltepe ilçesinin sınır noktasından Türkiye’ye sızmaya çalışmasıyla meydana
gelmiştir. Bu çatışmada Türk güvenliklerinin
kendilerine ateş açılması sonucu verdikleri
cevapta iki PYD’linin öldüğü resmi dokümanlara yansımıştır.49
Türkiye başbakanı Erdoğan, tarihte, bir Türkiye Başbakanı olarak ilk kez Türkiye’de bir Kürt
sorunu olduğunu 2005 yılında Diyarbakır
şehrinde yaptığı bir konuşma ile kabul ettiği
izlenimini vermiştir. Türkiye’nin güneydoğusunda yaşayan Kürtlerin 20. yüzyıl boyunca
Türk Cumhuriyeti tarafından çeşitli şekillerde
baskıya maruz bırakıldığı ve otoriter politikalar sonucu birçok kültürel, sosyal, ekonomik
ve politik haklarından mahrum kaldığı bir
gerçektir. ABD, AB, Türkiye ve daha birçok
ülke tarafından terör örgütü olarak ilan edilen
PKK, Türk güvenlik güçleri ve sivil hedeflere
yaptığı saldırılara esasen 1980’lerin ortalarından başlamış ve arada bazı ateşkesler ilan
edilse de, çatışmalar günümüze kadar devam
etmiştir.
2008 ve 2009 yıllarında, AK Parti hükümetinin Kürt problemini çözmek üzere bir dizi
reform hareketine başlayacağını açıklaması
ve bunu ‘Kürt açılımı’ olarak isimlendirmesi
ilk etapta olumlu bir ortam yaratmış olsa da;
bu girişimin kısa bir zamanda farklı nedenlerden dolayı sekteye uğradığı bilinmektedir. Bu
açılım Kürtçe kişi ve yerleşim yeri isimlerine
izin verilmesi, Kürtçe eğitim ve yayımına izin
verilmesi, ileriye doğru PKK’lılara af ve son
olarak da bu değişimlerin Anayasa ile güvence altına alınması gibi hususları hedeflemekteydi.50
Kısa süren bahar havasının ardından, Türk
güvenlik kuvvetleri eski güvenlik odaklı po-
ORSAM
litikalarına dönerken, KCK üyeleri savcı ve
polis tarafından daha aktif bir şekilde aranmaya ve tutuklanmaya başlamış, PKK’ya karşı
operasyonlar artırılmış; buna karşılık olarak
PKK da saldırılarını sıklaştırarak, 2012 yılı yaz
mevsimindeki şiddet düzeyini 1990’lı yılların
başlarındaki en kanlı seviyelerine getirmiştir.
Bilindiği gibi Türkiye nüfusunun yaklaşık olarak %20’sini veya 15 milyon kadarını oluşturan Kürtlerin, İran, Irak ve Suriye’deki Kürtler
de eklendiğinde ciddi oranda bir büyüklükleri
vardır. AK Parti liderliğinin, Silahlı Kuvvetlerin ve Türkiye toplumunun çok ciddi bir kısmının Suriye’nin kuzeyinde ortaya çıkacak
bir özerk veya federal Kürt bölgesinin PKK
için yeni bir güvenli sığınak olmasından endişelenmekte görülmektedir. Aynen 1980’li
ve 1990’lı yıllarda, dönemin Suriye diktatörü
Hafız Esad’ın PKK’ya ve Öcalan’a sahip çıkıp,
her türlü lojistik yardımı yapmasından ötürü,
böyle bir özerk bölgenin Türkiye için ciddi bir
sorun olacağı endişesi bulunmaktadır.
Ortadoğu bölgesini saran ayaklanmalar boyunca, Suriyeli Kürtler konusu herhangi bir
şekilde Türk medyasında bir görünürlük kazanmadı. İlk kez Suriyeli Kürtlerin dikkat çekici bir şekilde manşetleri ve gündemin ilk
sıralarına taşınması, Temmuz ayının ortalarında Esad rejiminin Şam ve Halep’te ÖSO
birliklerinin saldırılarının artırması sonucu, merkeze uzak bölgelerdeki güçleri bu en
önemli iki şehre yardım etmek üzere göndermesi ile birlikte (ağırlıkla PYD’ye bağlı olan)
çeşitli Kürt grupların, Türkiye ile Suriye sınırına komşu kasaba ve şehirleri hızla bir şekilde ele geçirip, bayraklarını yükseltmesiyle
meydana geldi.
PYD’nin Türkiye sınırına yakın bölgelerdeki
şehir ve kasabaları ele geçirdiğini açıklaması ile birlikte de, Başbakan Erdoğan 26 Temmuz günü açık bir ültimatom verdi: “Kuzey
Suriye’de bir terör örgütünün kamplaşmasına
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
17
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
ve bunun ülkemize tehdit unsuru oluşturmasına asla izin vermeyiz. PKK-PYD dayanışması içerisinde yanlarına farklı oluşumları alarak
adım atsalar dahi bizim bu işe müsamaha
göstermemiz mümkün değil.” Hemen sonrasında Kanal24 ile yaptığı bir mülakatta ise,
PKK kamplarının sınırın öte tarafına sızdığının tespit edilmesi halinde, Türkiye’nin duruma müdahale edeceğinin altını çizdi. Aynı
günlerde Türk tank ve topçu birliklerin Suriye
sınırının farklı yerlerine konuşlanması, birçok
uçak-savar, füze ve diğer askeri teçhizatın yine
aynı şekilde sınıra ve özellikle PYD’nin kontrol ettiği noktalara yakın konumlara gönderilmesi tansiyonu iyice artırdı. Aynı zamanda
PYD’nin rejimin terk ettiği noktaları ele geçirmeye başlaması, yaz mevsimi boyu Türkiye’de
artan terör saldırılarına da paralel gelişti. Örneğin 23 Ağustos’ta, terör saldırılarına maruz
kalmayan Gaziantep ilinde –ki Halep şehrinin
tam karşısında yer alır- uzaktan kumandalı
bomba yüklü bir aracın patlatılması sonucu dokuz kişi hayatını kaybetti. Erdoğan, bu
hadisenin hemen sonrasında, Milli Güvenlik
Kurulu’nu toplayarak, PKK ve PYD’ye yeniden sert mesajlar gönderdi ve yeni bir terörist
yapılanmanın oluşmasına izin verilmeyeceğini; bu noktada da Ankara’nın tutumunun
Suriyeli muhalif gruplarla örtüştüğünün altını
çizdi.51
Ankara hükümeti Suriye Kürtleriyle ilgili konuları genelde Suriye Ulusal Konseyi ve IKBY
Başkanı Mesut Barzani üzerinden yürütmeyi tercih etti. 1 Ağustos’ta IKBY’nin başkenti
Erbil’e giden Davutoğlu, burada Cumhurbaşkanı Barzani ile görüşerek, Suriye rejiminin Kürt bölgelerinde kontrolü kaybetmesi
meselesini de masaya yatırdı. Daha sonra
Davutoğlu, KUK ve SUK temsilcileri ile de
görüştü ve bu görüşmelere PYD tarafından
tepki gösterildi. PYD’ye göre bu görüşmelerin seyri Erbil Anlaşmasının altını boşaltmak
üzere, kendi aleyhlerine gelişiyordu. Belki de
bundan dolayı, PYD’ye ek olarak, KUK da bir
18
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
açıklama yaparak Suriye’ye herhangi bir Türkiye müdahalesine karşı olduklarını açıkladılar.52 Sonuçta Davutoğlu, retorik olarak hem
Suriyeli Kürtlerin özerklik kazanmasını hem
de geniş anlamda halkların özgürlük taleplerini destekleyecek bir yol buldu. Davutoğlu,
Türkiye’nin Suriyeli Kürtlerin özerklik taleplerine kategorik olarak karşı olmadığının
altını çizerken, böyle bir gelişmenin ancak
Esad sonrası dönemde Suriye halkının kabulüyle mümkün olabileceğini kaydetti. Suriyeli Arapların çoğunluğunun böyle bir adıma
karşı çıktığı düşünüldüğünde, Ankara’nın bu
pozisyonu kolay ve pratik bir çıkış yolu olarak
çözüm getirmiş oldu.53 Selçuk Ünal, rapor için
yaptığımız mülakatında bu konuya ilişkin olarak, Türkiye’nin bu pozisyonunun Suriye’deki
Kürtlerle sınırlı olmadığını, aksine Suriye’deki
diğer azınlıkların da Suriye halkının olurunu
aldıktan sonra Türkiye tarafından tanınacağının altını çizdi.54
Bazı analistler Türkiye’nin Barzani ve KDP’yi
PYD’ye karşı kullandığını ileri sürdüler.55 Bununla birlikte, böyle bir amaç varsa da, şimdiye kadar bu planın geri teptiğini ve PYD’nin
gücünü daha da artırdığını görüyoruz. Diğer
taraftan Barzani’nin, Bağdat’taki Maliki Hükümeti ile petrol sebebiyle bozulan ilişkilerinden ötürü Türkiye’ye daha bağımlı olduğunu
hatırlatmakta yarar var. Ankara’nın, bütün
bunlar olurken, IKBY’nin yardımıyla Bağdat’ı
adeta aradan tamamen çıkaracak şekilde
K.Irak ile Türkiye’yi bağlayan yeni petrol boru
hatları döşediğini de not etmek gerekmektedir.
3.3. Amerika Birleşik Devletleri
ABD’nin Suriyeli Kürtlere karşı pozisyonu oldukça açıktır. ABD, her ne kadar Suriye muhalefetinin her farklı azınlık grubunu içermesini istese de, PKK ve Kürt ayrılıkçı hareketleri
konusunda NATO müttefiki olan Türkiye’nin
politikalarını takip etmektedir. PYD’nin ABD
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
diplomatik kanallarına ulaşmak ve muhatap
alınmak istemesine rağmen şimdiye kadar
pek de başarılı olamadığının altını çizmek gerekir. ABD’nin şu anki pozisyonu aynı zamanda Suriye’de Kürt özerk yönetimine de karşı
bir duruş sergiliyor.
2011 yılının Mayıs ayında KUK delegasyonu, o zamanki SUK lideri Burhan Galyun ve
Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile görüştükten sonra ABD’yi ziyaret ederek resmi görüşmelerde bulundu. ABD Dışişleri
Bakanı Clinton, İstanbul ziyareti esnasında
ABD’nin Türkiye’nin endişelerini paylaştığını
ve PKK’nın “ne şimdi ne de Esad rejimi yıkıldıktan sonra” Suriye’de güvenli bir alana sahip
olmasına izin verilmeyeceğinin altını çizdi.
Bununla birlikte Clinton ayrıca yeni Suriye
devletinin bütün azınlıkların haklarını koruması gerektiğini ekledi.56 Bunlara ek olarak,
ABD’nin Ankara’daki Büyükelçisi Francis J.
Ricciardone de, ABD’nin “Suriye’nin bütünlüğünün” devam etmesinden yana olduğunu
ve PKK eylemlerinin sadece Türkiye’nin değil,
Suriye ve Irak’ın da zararına olduğunu ifade
etti.
ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Bakan Yardımcısı
Philip Gordon ise Temmuz ayında İstanbul’a
yaptığı ziyarette, yine aynı hususu tekrarladı:
“Suriye’nin birlik içinde kalmasını görmek
istiyoruz. Özerk bir Kürt bölgesi veya toprağının Suriye’nin geleceğinde yeri olmadığını
düşünüyoruz.”57 Son olarak, ABD Başkanı
Obama Eylül ayında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Suriye’nin
geleceğinin birlik içinde ve kapsayıcı olması
gerektiğini ifade ederken, “Sünnisi, Alevisi,
Kürdü ve Hristiyanıyla, tüm Suriyeliler yönetimde söz sahibi olmalıdır,”58 dedi.
Bütün bunlardan ötürü, PYD Dış ilişkiler Ofisinin 2 Ağustos günü “Kendi kendini yöneten
bir Kürt bölgesinin barış içinde kurulması”
ORSAM
için Batı’ya yönelttiği destek talepleri59 herhangi bir şekilde karşılık görmedi.
4. Sonuç ve Tavsiyeler
KUK’un PYD ile yaptığı Erbil Anlaşması, Suriye Ulusal Konseyinin ve özellikle Konsey
içinde en güçlü rolü oynayan Müslüman Kardeşlerin ve diğer Arap muhalefet gruplarının
Suriyeli Kürtler ile bir anlaşmaya varamamasının doğrudan sonucu olarak görülebilir. Şu
anki tablo, gerek Suriye’nin silahlı ve silahsız
muhalif gruplarının gerekse de Türkiye’nin
Suriye-Kürt problemini Esad sonrası döneme
bıraktığı izlenimini vermektedir. Her ne kadar birçok ÖSO üyesi, lideri ve sempatizanı
PYD’yi Esad rejimine yakın görse de; ara sıra
çatışmalar meydana gelse de, ÖSO ve PYD
arasında bir “soğuk barış” sağlanmıştır.
AK Parti hükümeti, açıkça, Suriye’deki PYD
hedeflerini vurma tehdidinde bulunsa da,
şimdiye kadar bu tehditlerini hayata geçirmemesinin birçok nedeni vardır. En önemli
nedenlerden birisi ise hiç şüphesiz PKK ile
devam eden ve on yılları bulan çatışmalardan sonra, bir diğer ülkede buna benzer bir
maceranın ne getireceğinin belirsizliğidir. Bunun yanı sıra, Suriye’ye bir başka müdahale
şekli olan insani koridorun açılması projesi
de Ankara hükümetinin ne iç kamuoyu ne de
uluslararası kamuoyunda yeteri kadar desteğe sahip olmayışından dolayı şimdiye kadar
mümkün olmamıştır. Sonuçta, bugün itibariyle PYD’nin Suriye’nin Kürt bölgelerine ve
özellikle Halep’in Kürt bölgelerine üstünlüğünü kabul ettirdiğini söylemek yanlış olmaz.
Bununla birlikte Suriyeli Kürt partilerin
Türkiye’yi kendilerine düşman etmesinin
kendi avantajlarına olmadığı açıktır. Salih
Müslim’in de defalarca Türkiye ile barış aradığını söylemesi ve özellikle “Türk halkına”
zeytin dalı uzatması, yaz mevsimi boyunca
verdiği mülakatlarda görüldüğü gibi, bu rapor
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
19
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
için verdiği mülakatta da tekrarlanmıştır. Bununla birlikte Müslim’in AK Parti hükümeti
ile ilgili düşünceleri ise bunun tam tersine ve
hasmane olarak nitelendirilebilir.
PYD’nin Türkiye ile barış aramasının en
önemli nedenlerinden biri hiç şüphesiz Esad
sonrası dönemin belirsizliğidir. Bundan dolayı, PYD’nin Türk askeri gücünü karşısına
almaması için PKK ile herhangi bir bağının
olmadığını ileri sürmesi noktasında birçok
nedene sahiptir. Bununla birlikte, her ne kadar PYD lideri, kendisi ile yapılan röportajda,
kendi grubunu isyanın bir parçası olarak tanımlamış olsa bile; PYD’nin çıkarlarının kendilerine özgü ve Esad rejimine karşı başlayan
isyandan farklı olduğu da görülmektedir. Financial Times gazetesinin Ekim ayı başındaki
bir haberinde, Haseke’deki bir protestoda, Abdullah Öcalan’ın avukatları tarafından İmralı
ziyareti sonrası getirildiği söylenen60 bir mesajda şöyle denmiştir: “Esad’ın dışında, Esad’a
karşı olan diğer muhalefetin dışında üçüncü
bir güç olmalısınız. 15 bin asker hazırlayarak
Kürt bölgelerini korumalısınız. Eğer bu stratejiyi takip etmezseniz saldırı altında bozguna
uğrarsınız... Her Kürt, memleketini korumak
üzere bu orduya katılmaya hazır olmalıdır.”61
Bunlara ek olarak KUK ve PYD de Erbil Anlaşmasına olan bağlılıkları ve bu anlaşmanın
oldukça kırılgan yapısı nedeniyle ilişkilerini
bozmayı göze alamamaktadırlar. Esad sonrası dönemde ise PYD’nin güç paylaşımını ve
daha ılımlı Kürt partileri ile barışçıl bir denge
sağlamayı öğrenmesi gerekecektir.
Bütün bu kırılgan süreçte, Batı’nın ve özellikle ABD’nin bir Kürt iç savaşını önlemek,
Kürtlerle Araplar arasındaki benzer bir savaşa
meydan vermemek ve nihayet PYD ile Türkiye arasında bir savaşı önlemek için daha ciddi
bir sorumluluk alması gerekmektedir. Hem
ABD hem de Türkiye, Suriyeli Kürtlerin ılım-
20
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
lı kanadını temsil eden KUK ile görüşmeler
yapmıştır ama ileriye doğru, bu Kürt grubun
SUK, ÖSO ve diğer muhalif partilerle entegre olması için çok daha aktif bir rol oynaması
gerekmektedir. KUK kanadının diğer Suriyeli
muhalif gruplarla yakınlaşması ve bütünleşmesi, PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde kamplar
kurmasının önüne geçilmesi için de önemli
bir nedendir. Diğer türlü, PKK ve aşırı uçların
kuvvet kazanması Türk askeri gücünü bölgeye çekecek ve yaşanacak sıcak temas sonucu
bölge daha da istikrarsızlaşacaktır. Kürt bölgelerinde şimdiden, iç göçten kaynaklanan
bir göçmen sorunu yaşanırken, yukarıda
değinilen senaryo, bunu daha da yakıcı bir
hale getirecektir. Bu bağlamda, ABD, AB ve
Türkiye’nin PYD ve Kürt partilerine aşağıda
bazılarına değinilmiş araçlarla daha çok baskı uygulayarak, PYD’nin diğer Kürt partileri
ile eşitliği sağlanarak ve Kürt bölgelerindeki
hakimiyetine son verilerek, Barzani hükümeti
tarafından eğitilen Suriyeli Kürt güçlerin entegre edilmesi sağlanmalıdır.
PYD Erbil Anlaşmasını uygulama yönünde teşvik edilmeli, PKK’nın logo ve sembollerinin kaldırılması, ortak güvenlik, hizmet
ve diğer enstitü mekanizmalarının kabulü
Suriye’nin kuzeyinin güvenliği için elzemdir.
Esad sonrası dönemde PYD’nin Kürt bölgelerindeki güvenlik güçleri üzerindeki tekelinin
sona erdirilmesi, bir insan hakları bildirgesi
ve PYD’nin uluslararası tanınması karşılığında sağlanabilir.
Türkiye’nin SUK, Suriyeli Müslüman Kardeşler ve IKBY Başkanı Barzani ile yakın ilişkileri,
KUK içindeki daha ılımlı Kürtlerin politik ve
sivil haklarının daha derin bir şekilde masaya
yatırılması ile Suriye muhalefetinin içine yerleştirilmesi sağlanabilir. Bu tür bir yaklaşım,
ılımlı Kürtlerin tabanda daha da güçlenmesine ve PYD’nin de yukarıdaki dengeye uymama eğilimi gösterdiği takdirde daha da izole
edilmesine yarayabilir.
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Esad sonrası dönemde seçimlerin yapılması gerekliliğini açıkça belirtmiş ve şöyle demiştir: “Parlamento kurulmalı ve içinde Kürtler, Türkmenler ve Araplar olmalı. Beraber olup, özerklik
veriyoruz dedikten sonra bu size bağlıdır.
Buna biz karşı çıkmayız.”62 Bununla birlikte
Ankara hükümetinin Suriye’nin kuzeyinde
PKK kampları kurulmasına izin vermeyeceğini açıkça belirttiğini hatırlatmakta yarar var.
PYD’nin şiddeti reddettiği takdirde, Esad sonrası dönemde faaliyetlerine devam edebileceği bir senaryoyu düşünmek birçok nedenden
dolayı mümkündür. PYD’nin öncelikle KUK’a
göründüğünden daha çok ihtiyacı olduğu ve
o olmadan meşruiyetini kabul ettiremeyeceği
ve bundan dolayı da tavizler vermeye zorlanacağı da kesin gibidir. PYD lideri Salih Müslim,
bu rapor için verdiği mülakatta da kendilerinin Batı diplomatik kanallarına ulaşım gücü
olmadığını kabul etmiştir ve özellikle ABD ile
olmak üzere, bu kanalları açma noktasındaki
arzularını açıkça ifade etmiştir.
PYD’nin Dış İlişkiler Temsilcisi Dr. Alan
Semo, PYD’nin pozisyonunu, ÖSO’nun Kürt
bölgelerine girmediği takdirde ÖSO’yu desteklemeye hazır olarak belirtmiştir. Buna ek
olarak silahsız, sivil halkı, Batının bir güvenli
bölge kurulması için destek sağladığı takdirde, Kürt bölgelerinde ağırlamaya ve korumaya açık olduklarını söylemiştir. Bu senaryo,
Suriyeli Kürtlerin, aynen Iraklı Kürtlerin 1991
ila 2003 yılları arasında Saddam’a karşı korunmasına benzer bir modeli öngörmektedir.
Buna benzer olarak, şimdiye kadar Suriye’nin
Kürt bölgelerinde kendini yönetmeye başlayan Kürt partileri, PYD’de liderinin bizzat bu
rapor için de tasdik üzere, ayrılıkçı bir hedeflerinin olmadığında ısrar etmişlerdir ve Batı
da bu sözleri doğru kabul ederek, Yüksek Kürt
Konseyi ile görüşmelere bir an önce başlamalıdır. Dış İlişkiler Konseyinin bu amaç için var
olduğunun altını çizmek gerekir.
ORSAM
Türkiye de bu görüşmelerin yapılması ve Suriyeli Kürt probleminin çözümü için önayak
olmalıdır. Aksi taktirde Ankara, Türkiye için
ciddi bazı siyasi ve güvenlik risklerinin oluşmasına göz yummaktadır. Bununla birlikte,
Türkiye’nin Suriyeli Kürtlerle aktif bir diyalog kurmaya yönelirken, daha önce girişimde
bulunduğu “Kürt açılımı” projesini yeniden
ve en kısa bir zamanda başlatması gereklidir.
Bunu yaparken, otuz yılı aşkın bir süredir sonuç getirememiş ağır terörle mücadele taktikleri yerine, bölgedeki değişen koşullar çerçevesinde çözümler aranmalıdır.
Bu raporun hazırlık sürecinde görüşülen birçok Suriyeli Kürdün Ankara’nın Suriyeli Kürtler ile ilgili pozitif bir rol oynamasının, öncelikle Türkiye’deki Kürt sorununu çözmekten
geçtiğinin altını çizdiklerini hatırlatmak gerekiyor. Bu tür bir gelişmenin Türkiye’nin Kürt
sorununun bölgesel anlamda çözümünde
bir rol oynamasının en önemli koşullarından biri olduğu açıktır. Bu anlamda Başbakan Erdoğan’ın, yakın zamanlarda PKK lideri
Öcalan’la yeniden diyaloga başlama niyetini
açıklaması ve Öcalan’dan gelen olumlu cevaplar, bu yolun başlangıcı olarak da görülebilir.
Bugün, Türkiye ile IKBY arasındaki yumuşak
güç politikasından doğan yakınlaşma ve işbirliği bir başarı hikayesidir. Birkaç yıl önce pek
az kimsenin tahmin edebileceği Barzani’nin
Ankara’nın vazgeçilmez müttefiki olabileceği,
bugün bir gerçektir. Bu model, Suriyeli Kürtler için de, hem Ankara hem de Barzani’nin
tecrübelerinin yardımı ile, bir an önce hayata
geçirilmelidir.
* Raporun İngilizce orijinaline ulaşmak için:
http://henryjacksonsociety.org/2012/10/15/
unity-or-pyd-power-play-syrian-kurdishdynamics-after-the-erbil-agreement/
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
21
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
DİPNOTLAR
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
22
“New Document: Cooperation agreement between the People’s Council of West Kurdistan and the Kurdish National Council”, http://kurdwatch.org/index.php?aid=2570&z=en&cure=245, Kurdwatch.org, July
1, 2012.
KNC Leader: Syrian Kurds are Disappointed by PYD’s Actions. http://www.rudaw.net/english/interview/5030.html July 1, 2012
Van Wilgenburg, Wladimir, “PYD-KNC Agreement Step Forward”, http://vvanwilgenburg.blogspot.
nl/2012/08/rudaw-column-pyd-knc-agreement-step.html (Accessed 30 August, 2012).
“Syria’s Kurds Build Enclaves as War Rages” http://online.wsj.com/article/SB10000872396390443862604
578032381512705730.html, 3 October, 2012.
“Syrian Kurds given training in Northern Iraq says Barzani” http://www.todayszaman.com/news-287475syrian-kurds-given-military-training-in-northern-iraq-says-barzani.html Daily Zalam, 24 July 2012.
Barzani: 15 bin Suriyeli Kürt’e silahlı eğitim veriyoruz http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=Radi
kalDetayV3&ArticleID=1103108&CategoryID=81
Speech Falah Mustafa Bakir, Amsterdam, lecture organized by Dutch Ministry of Foreign Affairs, 20 September 2012.
PYD lideri Salih Müslim ile özel röportaj, Eylül 12, 2012
In Syria, role of Kurds divides opposition. http://www.washingtonpost.com/world/middle_east/in-syriarole-of-kurds-divides-opposition/2012/08/18/a841e1c2-e896-11e1-936a-b801f1abab19_story_1.html, 18
August, 2012.
“Kurds Give Ultimatum to Syrian Security Forces” http://www.rudaw.net/english/kurds/4979.html 21 July,
2012.
“PYD Leader: We Have no Relations With Syrian Regime, We Want it to Fall” http://www.rudaw.net/english/
interview/5242.html 25 September, 2012.
“Kurdish Leader: We Oppose Foreign Intervention in Syria”, Rudaw, http://www.rudaw.net/english/news/
syria/4142.html
KNC’nin İngiltere temsilcisi Heyam Aqil ile özel röportaj, Eylül 10, 2012
“We decided not to abide to the decisions of the Supreme Kurdish Council”, ANF, 19 September, http://
ar.firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=3882
“Raiding party offices (KDP - Yekiti - Progressive) in the village of Karki Zera by masked and armed elements belonging to the popular protection committees””http://welati.net/nuce.php?ziman=ar&id=5505&
niviskar=1&cure=3&kijan=
PYD Kills Syrian Soldiers in Revenge Attack, Rudaw, http://www.rudaw.net/english/news/syria/5180.html
“Amude: Local committee of the Kurdish National Council suspends cooperation with the PYD “, Kurdwatch.org, 11 September, http://kurdwatch.org/index.php?aid=2630&z=en&cure=245
“Amude: Further PYD kidnappings”, http://kurdwatch.org/index.php?aid=2626&z=en&cure=245, Kurdwatch.org
“PYD Accused of Abuse of Power in Kurdish Areas of Syria”, Rudaw, http://www.rudaw.net/english/news/
syria/5214.html
Mustafa Jumu’aha ‘Welati’: “We agreed on the important things in our meeting in Hawler to put all the armed groups of the two councils under the dome of the Supreme Kurdish [Council]’ http://welati.net/nuce.
php?ziman=ar&id=5346&niviskar=1&cure=3&kijan=, Welati, 15 September, 2012.
“Ahmed Suleiman: Setting a timetable for the implementation of all the terms of the Hawler [agreement]
completed by October 15”, http://dimoqrati.info/?p=18551, Dimoqrati.info, 9 September 2012
“West-Kurdistan: High Kurdish Council opens five centres”, http://www.diekurden.de/news/westkurdistanhoher-kurdischer-rat-eroeffnet-fuenf-zentren-4713845/, DieKurden.de, 16 September, 2012.
“Reporter Welati: Security Commitee of the Kurdish Authority proceeds with the Supreme [Council] in Kobani” http://welati.net/nuce.php?ziman=ar&id=5564&niviskar=1&cure=3&kijan=, 26 September, 2012.
Kurdish leaders of Syria urge parties to implement Erbil agreement http://aknews.com/en/aknews/4/327397/
AKnews, 22 September
Authors interview with Dr. Abdul Hakim Bashar, Washington D.C. 23 May 2012
Author interview with Ibrahim Zaydan, 5 September 2012
Author interview with Salih al-Hamwi, 5 September 2012
Kurdish Leader Detained by PYD and Accused of Turkish Plot http://www.rudaw.net/english/news/
syria/4898.html Rudaw, 29 July
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
ORSAM
Van Wilgenburg, Wladimir, “Cold PKK-FSA Truce in Syria”, Wladimir, http://www.rudaw.net/english/science/columnists/5063.html, Rudaw, 8 August, 2012
The PYD has weapons and we don’t. They will kill us all.”, Kurdwatch.org, http://www.kurdwatch.org/syria_
article.php?aid=2612&z=en&cure=240, June 22, 2012.
“Mustafa Juma Bakir: No Decision to Change the Kurdish Flag”, http://welati.net/nuce.php?ziman=ar&id
=4694&niviskar=124&cure=3&kijan, Welati, 14 August, 2012.
Report Welati: “Free Army saviour of the Syrian revolution, do not want to repeat the new tragedies of the
opposition to the regime and be safe”, http://welati.net/nuce.php?ziman=ar&id=5048&niviskar=1&cure=
5&kijan=, Welati, 1 September, 2012
Van Wilgenburg, Wladimir, “Danger of Kurdish Civil War in Syria”, http://www.rudaw.net/english/science/
columnists/4931.html, Rudaw, 8 July, 2012
Abdulmajid, Adib, “Kurdish Leader Detained by PYD and Accused of Turkish Plot”, http://www.rudaw.net/
english/news/syria/4898.html, Rudaw, 29 June, 2012
“Syria concept with ‘Hewler as central command’ creates controversy”, http://www.firatnews.com/index.
php?rupel=nuce&nuceID=64636, Firat News Agency, 25 June, 2012.
Van Wilgenburg, Wladimir, “Syrian Kurds Try to Maintain Unity”, http://www.rudaw.net/english/news/
syria/4964.html, Rudaw, 17 July, 2012.
“Zivilbevölkerung von Efrin vereitelt Einmarsch der FSA in die Provinz”, http://www.diekurden.de/news/
zivilbevoelkerung-von-efrin-vereitelt-einmarsch-der-fsa-in-die-provinz-4510305/, DieKurden.de, 12 July
2012.
Kurdish forces kill six Syrian soldiers in Aleppo, http://www.aknews.com/en/aknews/3/318894/, Ak News,
27 July, 2012.
Solomon, Erika, “Syria rebels struggle to advance in new Aleppo offensive”, http://www.chicagotribune.
com/news/sns-rt-us-syria-crisis-clashesbre88r0mj-20120928,0,5755737.story, Reuters, 28 September,
2012.
Interview Tawheed commander Abdul Qadir Salih, Al Jazeera, http://www.youtube.com/watch?v=kZnnOz
4yo0s&feature=youtu.be, 8 August, 2012.
Kurdish Militias Help Out Syrian Rebels in Aleppo” http://www.rudaw.net/english/news/syria/5082.html
13 August, 2012. Sherlock, Ruth, “Syria: United rebels gain ground as slow war comes to Aleppo”, the
Telegraph,
Sherlock, Ruth, “Syria: United rebels gain ground as slow war comes to Aleppo”, the Telegraph, http://
www.telegraph.co.uk/news/worldnews/middleeast/syria/9382582/Syria-United-rebels-gain-ground-asslow-war-comes-to-Aleppo.html, 6 July, 2012.
YPG calls for cleaning up armed gangs”, http://www.firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=68915,
27 September, 2012.
Mansour, Renad, “Iraqi Kurdistan & the Syrian-Kurd Pursuit of Autonomy”, http://studies.aljazeera.net/en/
reports/2012/09/201291910402907471.htm#_edn12, 24 September, 2012.
Van Wilgenburg, Wladimir, “Syrian Kurds Try to Maintain Unity”, http://www.rudaw.net/english/news/
syria/4964.html, Rudaw, 17 July, 2012.
“Minutes of the Meeting”, Kurdwatch.org, http://www.kurdwatch.org/pdf/KurdWatch_D027_en_ar.pdf
Salih Muslüm ile yapılan özel röportaj, Eylül 12, 2012
Sirwan Kajjo ile yapılan özel röportaj, 21 August, 2012.
Mardin Valiligi, http://www.mardin.gov.tr/web/mardinvaliligi/haberdetay.asp?id=2837&kategori=BASIN
AÇIKLAMALARI
Kirisci, Kemal, The Kurdish Opening in Turkey: Origins and Future? https://www.carnegieendowment.
org/2009/12/01/kurdish-opening-in-turkey-origins-and-future/2ndb
“Fiery Erdogan Slams Assad, Iran” http://www.assafir.com/Windows/PrintSection.aspx?EditionId=2226&
MulhakId=4173&reftype=menu&ref=rm, Al-Safir, August 8, 2012
Van Wilgenburg, Wladimir, “Assessing the Threat to Turkey from Syrian-Based Kurdish Militants”, http://
www.jamestown.org/single/?no_cache=1&tx_ttnews[tt_news]=39749&tx_ttnews[backPid]=588, Jamestown Foundation, August 9, 2012.
Davutoğlu says Turkey not against Kurdish autonomy in post-Assad Syria, http://www.todayszaman.com/
news-289023-davutoglu-says-turkey-not-against-kurdish-autonomy-in-post-assad-syria.html, Today’s Zaman, 9 August, 2012.
Türkiye DIşişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal ile email aracılığıyla yapılan mülakat, Ekim 6, 2012
Coles, Isabel, “Syrian Kurd party says Turkey should not fear its rise”, http://news.yahoo.com/syrian-kurdparty-says-turkey-not-fear-rise-120549891.html, Reuters, August 7, 2012.
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
23
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
56
57
58
59
60
61
62
24
“US warns Kurdish autonomy in Syria could be slippery slope”, Today’s Zaman, http://www.todayszaman.
com/news-288108-us-warns-kurdish-autonomy-in-syria-could-be-slippery-slope.html, 30 July 2012
“US warns Kurdish autonomy in Syria could be slippery slope”, Today’s Zaman, http://www.todayszaman.
com/news-288108-us-warns-kurdish-autonomy-in-syria-could-be-slippery-slope.html, 30 July 2012
“Full speech: President Obama’s UNGA address”, http://www.aljazeera.com/news/americas/2012/09/201292514540693845.html,Al Jazeera, 25 September, 2012.
PYD call for support of self-governed Syrian Kurdish region
http://en.firatnews.com/index.
php?rupel=article&nuceID=4997
Öcalan’ın avukatlarını bir yılı aşkın bir zamandır görmediği bilindiğinden, FT muhabirinin muhtemelen yakın
zamanda Öcalan’ı ziyaret eden kardeşi demek istemesi gerekir.
Syria’s Kurds prepare for life after Assad financial times, http://www.ft.com/cms/s/0/707b7fa8-0bf2-11e28e06-00144feabdc0.html, 2 October 2012
Davutoğlu says Turkey not against Kurdish autonomy in post-Assad Syria, http://www.todayszaman.com/
news-289023-davutoglu-says-turkey-not-against-kurdish-autonomy-in-post-assad-syria.html, Today’s Zaman, 9 August, 2012.
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
ORSAM
ORSAM RAPORLARI
ORSAM Rapor No: 1
Mart 2009
Deniz Haydutluğu ile Mücadele
ve Türkiye’nin Konumu: Somali
Örneği
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 2
Nisan 2009
60. Yılında Nato ve Türkiye
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 3
Mayıs 2009
Irak’ın Kilit Noktası: Telafer
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 4
Temmuz 2009
2009 Lübnan Seçimleri: Kazananlar, Kaybedenler ve Türkiye
(Tr)
ORSAM Rapor No: 5
Ağustos 2009
Türkiye-Lübnan İlişkileri: Lübnanlı
Dinsel ve Mezhepsel Grupların
Türkiye Algılaması
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 6
Kasım 2009
Tuzhurmatu Türkmenleri: Bir
Başarı Hikayesi
(Tr - Eng - Ar)
ORSAM Rapor No: 7
Kasım 2009
Unutulmuş Türkmen Diyarı:
Diyala
(Tr - Eng - Ar)
ORSAM Rapor No: 8
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 1
Aralık 2009
Karadeniz’in Bütünleşmesi İçin
Abhazya
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 9
Ocak 2010
Yemen Sorunu: Bölgesel Savaşa
Doğru mu?
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 10
Yemen İç Savaşı: İktidar Mücadelesi, Bölgesel Etkiler ve Türkiye
ile İlişkiler
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 11
Şubat 2010
Unutulan Türkler: Lübnan’da Türk
Varlığı
(Tr – Eng – Ar)
ORSAM Rapor No: 12
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 2
Şubat 2010
Rusya Federasyonu’nun Bakışı:
Irak Faktörünün Türkiye’nin
Ortadoğu Politikasına Etkisi
(1990-2008)
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 13
Şubat 2010
7 Mart 2010 Irak Seçimleri
Öncesi Şii Kökenli Parti ve Seçmenlerin Politik Davranışlarının
Analizi
(Tr)
ORSAM Rapor No: 24
Ocak 2011
Kuveyt Emirliği: Savaş ve Barış
Arasındaki El Sabah İktidarı ve
Türkiye ile İlişkiler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 14
Şubat 2010
Seçim Öncesi Irak’ta Siyasal Durum ve Seçime İlişkin Beklentiler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 25
Ocak 2011
Hukuki ve Siyasi Yönleriyle
Güvenlik Konseyi’nin İran Ambargosu
(Tr)
ORSAM Rapor No: 15
Mart 2010
Orsam Heyetinin 7 Mart 2010
Irak Seçimlerine İlişkin Gözlem
Raporu
(Tr)
ORSAM Rapor No: 16
Nisan 2010
Oman Sultanlığı:
Arap Yarımadasında Geleneksel
ile Modernite Arasında Bir Ülke
(Tr)
ORSAM Rapor No: 17
Nisan 2010
7 Mart 2010 Irak Parlamento Seçim Sonuçlarının
ve Yeni Siyasal Denklemin
Değerlendirilmesi
(Tr)
ORSAM Rapor No: 18
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 3
Mayıs 2010
Komşuluktan Stratejik İşbirliğine:
Türk-Rus İlişkileri
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 19
Eylül 2010
Türkiye’ye Yönelik Türkmen Göçü
ve Türkiye’deki Türkmen Varlığı
(Tr)
ORSAM Rapor No: 20
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 4
Ekim 2010
Kırgızistan’da Mevcut Durum,
İktidar Değişiminin Nedenleri ve
Kısa Vadeli Öngörüler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 21
Kasım 2010
Irak’tan Irağa: 2003 Sonrası
Irak’tan Komşu Ülkelere ve
Türkiye’ye Yönelik Göçler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 22
Ocak 2011
Türkiye-Yemen İlişkileri ve
Yemen’deki Türkiye Algısı
(Tr – Eng – Ar)
ORSAM Rapor No: 23
Ocak 2011
Katar-Irak-Türkiye-Avrupa Doğal
Gaz Boru Hattı Projesi Mümkün
mü?
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 26
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 5
Şubat 2011
Kırgızistan’da Son Gelişmeler:
Dün, Bugün, Yarın
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 27
Şubat 2011
Mısır Devriminin Ayak Sesleri: Bir
Devrin Sonu mu?
(Tr)
ORSAM Rapor No: 28
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 6
Şubat 2011
Uluslararası Deniz Hukukunda
Kıyı Devletlerinin Gemilere El
Koyma Yetkisinin Sınırları:
Gürcistan’ın Karadeniz’de Seyreden Gemilere El Koyması
(Tr)
ORSAM Rapor No: 35
Mart 2011
Irak’ta Mevcut Siyasi Durum ve
Önemli Siyasi Gelişmeler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 36
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 1
Mart 2011
Eu’s Water Framework Directive
Implementation in Turkey:
The Draft National Implementation Plan
(Eng)
ORSAM Rapor No: 37
Mart 2011
Tunus Halk Devrimi ve Sonrası
(Tr)
ORSAM Rapor No: 38
Mart 2011
Libya Savaşı, Uluslararası Müdahale ve Türkiye
(Tr)
ORSAM Rapor No: 39
Mart 2011
Tarihten Günümüze Libya
(Tr)
ORSAM Rapor No: 40
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 2
Mart 2011
İklim Değişiminin Güvenlik Boyutu ve Ortadoğu’ya Etkileri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 29
Şubat 2011
Tunus Halk Devrimi ve Türkiye
Deneyimi
(Tr)
ORSAM Rapor No: 41
Mart 2011
Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak-1
(Tr)
ORSAM Rapor No: 30
Şubat 2011
Kerkük’te Mülk Anlaşmazlıkları:
Saha Araştırmasına Dayalı Bir
Çalışma
(Tr)
ORSAM Rapor No: 42
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 3
Nisan 2011
Nil Nehri Havzasının Hidropolitik
Tarihi ve Son Gelişmeler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 31
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 7
Mart 2011
Afganistan ve Pakistan’da
Yaşanan Gelişmeler ve
Uluslararası Güvenliğe Etkileri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 43
Nisan 2011
Kuzey Irak’ın Sosyal-Siyasal
Yapısı ve Kürt Bölgesel
Yönetimi’nin
Türkiye ile İlişkileri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 32
Mart 2011
Suudi Arabistan’da Şii Muhalefet
Sorunu ve Etkileri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 33
Mart 2011
Irak’ta Türkmen Varlığı
(Tr)
ORSAM Rapor No: 34
Mart 2011
Irak’ta Türkmen Basını
(Tr – Ar)
ORSAM Rapor No: 44
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 4
Nisan 2011
Meriç Nehri Havzası Su
Yönetimi’nde “Uluslararası
İşbirliği” Zorunluluğu
(Tr)
ORSAM Rapor No: 45
Nisan 2011
Suriye’de Demokrasi mi İç Savaş
mı? :
Toplumsal-Siyasal Yapı, Değişim
Senaryoları ve Sürecin Türkiye’ye
Etkisi
(Tr)
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
25
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
ORSAM Rapor No: 46
Mayıs 2011
Suriye’de İktidar Mücadelesi,
Uluslararası Toplumun Tepkisi ve
Türkiye’nin Konumu
(Tr)
ORSAM Rapor No: 47
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 5
Mayıs 2011
Türkiye-Suriye İlişkileri: Sınıraşan
Sularda Örnek İşbirliği Olarak Asi
Dostluk Barajı
(Tr)
ORSAM Rapor No: 48
Mayıs 2011
Orsam Söyleşileri - 2
Iraklı Araplar, Azınlıklar ve Akademisyenler-1
(Tr)
ORSAM Rapor No: 49
Mayıs 2011
Orsam Söyleşileri - 2
Irak Türkmenleri-1
(Tr)
ORSAM Rapor No: 50
Mayıs 2011
Orsam Söyleşileri - 3
Iraklı Kürt Yetkililer, Akademisyenler ve Gazeteciler-1
(Tr)
ORSAM Rapor No: 51
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 8
Mayıs 2011
75. Yılında Montrö Boğazlar
Sözleşmesi
Karadeniz’in Değişen Jeopolitiği
Çerçevesinde
(Tr)
ORSAM Rapor No: 52
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 9
Mayıs 2011
Afganistan ve Bölgesel Güvenlik
(Ortadoğu, Orta ve Güney Asya,
Rusya Federasyonu)
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 53
Mayıs 2011
Madagaskar: Bağımsızlığın 50.
Yılında Kazanımlar,
Kaçan Fırsatlar ve Türkiye ile
İlişkiler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 54
Mayıs 2011
Iraklı Grupların Temel Siyasi
Sorunlara Bakışı ve Türkiye İle
İlişkiler: Saha Araştırmasına
Dayalı Bir Çalışma
(Tr)
ORSAM Rapor No: 55
Haziran 2011
Suriye Muhalefeti’nin Antalya
Toplantısı:
Sonuçlar, Temel Sorunlara Bakış
ve Türkiye’den Beklentiler
(Tr)
26
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
ORSAM Rapor No: 56
Haziran 2011
Seçimler ve Ak Parti’nin Tecrübesi
(Tr – Ar)
ORSAM Rapor No: 68
Eylül 2011
Karikatürlerde Usame Bin Ladin
Operasyonu ve Yankıları
(Tr)
ORSAM Rapor No: 79
Ekim 2011
Yaklaşan Seçim Öncesi Tunus’ta
Siyasal Denklemler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 57
Haziran 2011
12 Haziran 2011 Türkiye Genel
Seçimlerinin Ortadoğu Ülkelerindeki Yansımaları
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 69
Eylül 2011
Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 4
(Tr)
ORSAM Rapor No: 80
Ekim 2011
Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 5
(Tr)
ORSAM Rapor No: 58
Temmuz 2011
Karikatürlerin Dilinden 12 Haziran
2011 Türkiye Genel Seçimlerinin
Ortadoğu’daki Yansımaları
(Tr)
ORSAM Rapor No: 59
Temmuz 2011
Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 2
(Tr)
ORSAM Rapor No: 60
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 6
Temmuz 2011
Mekong Nehri Suları Üzerinde
İşbirliği ve İhtilaf
(Tr-Eng)
ORSAM Rapor No: 61
Temmuz 2011
Antalya’da 1-2 Haziran 2011 Tarihlerinde Gerçekleşen “Suriye’de
Değişim
Konferansı” nın Tam Deşifresi
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 62
Ağustos 2011
Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak - 3
(Tr)
ORSAM Rapor No: 63
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 7
Ağustos 2011
Görünmez Stratejik Kaynak:
Sınıraşan Yeraltı Suları
(Tr)
ORSAM Rapor No: 64
Ağustos 2011
AK Parti’nin 12 Haziran 2011
Genel Seçimlerindeki Zaferi
(Tr – Ar)
ORSAM Rapor No: 65
Ağustos 2011
Karikatürlerin Dilinden Arap
Baharı - 1
(Tr)
ORSAM Rapor No: 66
Ağustos 2011
Karikatürlerin Dilinden Libya İç
savaşı ve Uluslararası Müdahale - 1
(Tr)
ORSAM Rapor No: 67
Ağustos 2011
Somali: Bir Ulusun Yok Oluşu ve
Türkiye’nin İnsani Yardım Girişimi
(Tr)
ORSAM Rapor No: 70
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 10
Eylül 2011
XXI. Yüzyılda Rusya ve
Türkiye’nin İran Politikaları
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 71
Eylül 2011
Gazze Sorunu: İsrail Ablukası,
Uluslararası Hukuk, Palmer Raporu ve Türkiye’nin Yaklaşımı
(Tr)
ORSAM Rapor No: 72
Eylül 2011
Ortadoğu Ülkelerine Dair
İstatistikler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 73
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 11
Ekim 2011
Anadolu Etki Alanı
(Tr-Eng)
ORSAM Rapor No: 74
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 12
Ekim 2011
Ukraine in Regress: The Tymoshenko Trial
(Eng)
ORSAM Rapor No: 75
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 13
Ekim 2011
Kazaklar ve Kazakistanlılar
(Tr)
ORSAM Rapor No: 76
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 14
Ekim 2011
İtalya’da Unutulmuş Türk Varlığı:
Moena Türkleri
(Tr - It)
ORSAM Rapor No: 77
Ekim 2011
ABD’nin Çekilmesinin Ardından
Irak Politikasının Bölgesel,
Küresel Etkileri ve Türkiye’ye
Yansımaları
(Tr)
ORSAM Rapor No: 78
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 8
Ekim 2011
Türkiye’de ve İsrail’de Yapay
Sulak Alanlar ile Atıksu Arıtımı ve
Atıksuyun Sulama Amaçlı Olarak
Tekrar Kullanımı
(Tr)
ORSAM Rapor No: 81
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 15
Ekim 2011
Büyük Güçlerin Afganistan
Politikaları
(Tr-Eng)
ORSAM Rapor No: 82
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 16
Ekim 2011
Bölge Devletlerinin Perspektifinden Afganistan
(Tr-Eng)
ORSAM Rapor No: 83
Kasım 2011
Suriye’de Değişimin Ortaya
Çıkardığı Toplum: Suriye Türkmenleri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 84
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 9
Kasım 2011
Somali’nin Açlık Felaketi: “Siyasi
Kuraklık” mı Yoksa Doğal Afet
mi?
(Tr-Eng)
ORSAM Rapor No: 85
Kasım 2011
Suriye Politik Kültüründe Tarihsel
Pragmatizm, Beşar Esad Dönemi
Suriye Dış Politikası ve TürkiyeSuriye İlişkileri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 86
Kasım 2011
Geçmişten Günümüze Irak Türkmen Cephesi’nin Yapısı ve İdari
Durumu
(Tr)
ORSAM Report No: 87
Kasım 2011
Turkmen in Iraq and Their Flight:
A Demographic Question?
(Eng)
ORSAM Rapor No: 88
Kasım 2011
Irak’ta Bektaşilik (Türkmenler –
Şebekler – Kakailer)
(Tr)
ORSAM Rapor No: 89
Kasım 2011
Değişim Sürecindeki Fas
Monarşisi: Evrim mi? Devrim mi?
(Tr)
ORSAM Rapor No: 90
Kasım 2011
Arap Dünyasının İstisnai Krallığı:
Yerel Aktörler ve Arap-İsrail
Uyuşmazlığı Çerçevesinde Ürdün
Krallığı’nın Demokratikleşme
Deneyimleri
(Tr-Eng)
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
ORSAM Rapor No: 91
Aralık 2011
Türkiye ve Arap Birliği’nin
Suriye’ye Yaptırım Kararları ve
Olası Sonuçları
(Tr)
ORSAM Rapor No: 92
Aralık 2011
Irak’ta İhtilaflı Bölgelerin Durumu
(Tr)
ORSAM Report No: 93
ORSAM Water Research Programme Report: 10
December 2011
Turkey and Wfd Harmonization: A
Silent, But Significant Process
(Eng)
ORSAM Rapor 94:
Aralık 2011
Türkiye-Fransa Krizinde Algının
Rolü: Fransızların Türkiye Algısı
(Tr)
ORSAM Rapor No: 95
Aralık 2012
Karikatürlerle Arap Baharı – 2
(Tr)
ORSAM Rapor No: 96
Aralık 2011
Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak – 6
(Tr)
ORSAM Rapor No: 97
Ocak 2012
Karikatürlerin Dilinden Irak’ı Anlamak – 7
(Tr)
ORSAM Rapor No: 98
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 17
Ocak 2012
Kırgızistan’da Cumhurbaşkanlığı
Seçimi ve Türkiye ile İlişkilerine
Etkisi
(Tr)
ORSAM Rapor No: 99
Ocak 2012
Türk Siyasal Partilerinin
Hatay’daki Suriyeli Sığınmacılar
Konusundaki Açıklamaları ve
Hatay’daki Siyasi Parti Temsilcileri ile Hareketlerin Suriye
Olaylarına Yaklaşımları
(Mart-Aralık 2011)
(Tr)
ORSAM Rapor No: 100
Ocak 2012
Irak İstatistikleri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 101
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 11
Ocak 2012
Emniyetli İçme Suyu ve Sanitasyon Hakkı
(Tr)
ORSAM Rapor No: 102
Ocak 2012
Irak Hangi Şartlarda, Nasıl Parçalanabilir?: En Kötüye Hazırlıklı
Olmak
(Tr – Eng)
ORSAM Rapor No: 103
Ocak 2012
Irak’ta Petrol Mücadelesi: Çok
Uluslu Şirketler, Uluslararası
Anlaşmalar ve Anayasal
Tartışmaların Işığında Bir Analiz
(Tr)
ORSAM Rapor No: 104
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 12
Şubat 2012
Sınıraşan Akiferler Hukuku
Taslak Maddeleri Üzerine Bir
Değerlendirme
(Tr – Eng)
ORSAM Rapor No: 105
Şubat 2012
Irak Hukuk Mevzuatında
Azınlıkların Siyasal Hakları
(Tr)
ORSAM Rapor No: 106
Şubat 2012
Irak Hukuk Mevzuatında
Azınlıkların Siyasal Hakları
(Tr)
ORSAM Rapor No: 107
Şubat 2012
Uluslararası Hukuk ve Irak
Anayasası Açısından Azınlıkların
İnsan Hakları
(Tr)
ORSAM Rapor No: 115
Nisan 2012
Suriye’de Güvenli Bölge
Tartışmaları: Türkiye Açısından
Riskler, Fırsatlar ve Senaryolar
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 116
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 14
Nisan 2012
Fayda Paylaşımı Kavramı, Teorik
Altyapısı ve Pratik Yansımaları
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 117
Nisan 2012
Musul’a Yatırım Geleceğe
Yatırım Demektir
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 118
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 19
Mayıs 2012
Ukrayna - Türkiye Ticari - Ekonomik Münasebetlerinin Analizi
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 119
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 20
Mayıs 2012
Bölgesel Gelişimin Trend ve
Senaryolarının Araştırılmasındaki
Araç: Jeopolitik Dinamikler
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 108
Şubat 2012
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın
(EİT) Geleceği
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 120
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 21
Mayıs 2012
Kazakistan Siyasi Sisteminin
Gelişimi: 2012 Parlamento
Seçimleri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 109
Şubat 2012
Türkiye’nin Yükselişi ve “Bric”
Bölgesi
(It)
ORSAM Rapor No: 121
Mayıs 2012
Musul’da Yerel Siyaset ve Irak
Siyasetinde Yeni Dinamikler
(Saha Çalışması)
(Tr - Eng - Ger)
ORSAM Rapor No: 110
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 13
Mart 2012
İran’da Su Kaynakları ve Yönetimi
(Tr)
ORSAM Rapor No: 122
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 15
Mayıs 2012
Irak’ta Su Kaynakları Yönetimi
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 111
Mart 2012
Suriye Kürt Muhalefetine Eleştirel
Bir Bakış
(Tr)
ORSAM Rapor No: 123
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 22
Haziran 2012
Küresel Göç ve Avrupa Birliği ile
Türkiye’nin Göç Politikalarının
Gelişimi
(Tr)
ORSAM Rapor No: 112
Mart 2012
İran İslam Cumhuriyetinde
Anayasal Sistem ve Siyasi
Partiler
(Tr)
ORSAM Rapor No: 124
Temmuz 2012
Türkiye Afrika’da: Eylem Planının
Uygulanması ve Değerlendirme
On Beş Yıl Sonra
(Tr - Eng - Fr)
ORSAM Rapor No: 113
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 18
Nisan 2012
Mongolia: A Developing Democracy and a Magnet for Mining
(Eng)
ORSAM Rapor No: 114
Nisan 2012
Karikatürlerle Suriye Sorununu
Anlamak - 8
(Tr)
ORSAM Rapor No: 125
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 23
Temmuz 2012
Rusya’nın Ortadoğu Politikası
(Tr)
ORSAM Rapor No: 126
ORSAM Su Araştırmaları
Programı Rapor No: 16
Temmuz 2012
Yeni Çerçeve Su Kanunu’na
Doğru: Su Kanunu Taslağı
Üzerine Notlar
(Tr)
ORSAM
ORSAM Rapor No: 127
Ağustos 2012
Suriye’de Kürt Hareketleri
(Tr)
ORSAM Rapor No: 128
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 24
Eylül 2012
Günümüz Şartlarında Türkiye
- Belarus Ekonomik Münasebetlerinin Gelişimi
(Tr - Rus - Eng)
ORSAM Rapor No: 129
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 25
Eylül 2012
Belarus-Türkiye: Devletlerarası
İşbirliğinin Pozitif Dinamikleri
(Tr - Rus - Eng)
ORSAM Rapor No: 130
Kasım 2012
Suriye Çerkesleri
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 131
Kasım 2012
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 26
“Üçüncü Dalga”: Postmodernizmin Jeopolitiği
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 132
Kasım 2012
Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu’nun
Kerkük Ziyareti
(Tr)
ORSAM Rapor No: 133
Kasım 2012
Irak Kürdistan Bölgesi’nde Muhalefetin Doğuşu ve Geleceği
(Tr)
ORSAM Rapor No: 134
Kasım 2012
Irak Çerkesleri
(Tr - Eng)
ORSAM Rapor No: 135
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 27
Kasım 2012
Türkiye’nin Eski Sovyet Cumhuriyetleriyle
Münasebetlerinin Özellikleri
(Tr - Rus - Eng)
ORSAM Rapor No: 136
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 28
Kasım 2012
Türk-Ukrayna İlişkilerinde Entegrasyon Faktörü Olarak
Türk-Kırım Münasebetleri
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 137
BLACK SEA INTERNATIONAL
Rapor No: 29
Aralık 2012
Belarus’un Enerji Politikası ve
Belarus’un Rusya ve AB ile Enerji Alanında Geliştirdiği İşbirliği
(1992-2011)
(Tr - Rus)
ORSAM Rapor No: 138
Aralık 2012
Birlik mi, PYD’nin Güç Gösterisi
mi? Erbil Anlaşmasından Sonra
Suriye Kürt Dinamikleri
(Tr)
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
27
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
AKADEMİK KADRO
Hasan Kanbolat Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Doç. Dr. Tarık Oğuzlu Doç. Dr. Harun Öztürkler Doç. Dr. Mehmet Şahin Doç. Dr. Özlem Tür Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov) Habib Hürmüzlü Doç. Dr. Didem Danış Doç. Dr. Canat Mominkulov Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya Dr. Abdullah Alshamri Dr. Neslihan Kevser Çevik Dr. Jale Nur Ece Doç. Dr. Yaşar Sarı Dr. Süreyya Yiğit Elmira Cheremisova Av. Aslıhan Erbaş Açıkel Pınar Arıkan Sinkaya Volkan Çakır Tamer Koparan Bilgay Duman Noyan Gürel Oytun Orhan Sercan Doğan Seval Kök Nebahat Tanriverdi Shalaw Fatah Uğur Çil Leyla Melike Koçgündüz Ufuk Döngel Göknil Erbaş Aslı Değirmenci Jubjana Vila Mavjuda Akramova ORSAM Başkanı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
ORSAM Danışmanı, The Black Sea International Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Uluslararası Antalya Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu Ekonomileri - Afyon Kocatepe Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ODTÜ
ORSAM Danışmanı, Avrasya
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Galatasaray Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü
ORSAM Uzmanı, Avrasya, El Farabi Kazak Milli Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Ahi Evran Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
ORSAM Danışmanı, Deniz Emniyeti ve Güvenliği
ORSAM Danışmanı, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniv. Ögretim Üyesi
ORSAM Danışmanı, Avrasya
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, St. Petersburg Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü
ORSAM Danışmanı, Afrika
ORSAM Yönetici Editörü
ORSAM Uzmanı, Ortadoğu
ORSAM Danışmanı
ORSAM Uzmanı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM Uzman Yardımcısı, Ortadoğu
ORSAM, Ortadoğu
ORSAM, Ortadoğu & Projeler
ORSAM, Ortadoğu
ORSAM, Karadeniz
ORSAM, Ortadoğu
ORSAM, Ortadoğu
ORSAM, Ortadoğu
ORSAM Su Araştırmaları Programı
Dr. Tuğba Evrim Maden Dr. Seyfi Kılıç Kamil Erdem Güler Çağlayan Arslan ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı
ORSAM Su Araştırmaları Programı Hidropolitik Uzmanı
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM Su Araştırmaları Programı
ORSAM DANIŞMA KURULU
Dr. İsmet Abdülmecid Prof. Dr. Ramazan Daurov Prof. Dr. Vitaly Naumkin Dr. Abdullah Alshamri Hasan Alsancak Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Prof. Dr. Ahat Andican Prof. Dr. Dorayd A. Noori Prof. Dr. Tayyar Arı Prof. Dr. Ali Arslan Büyükelçi Shaban Murati Başar Ay Hediye Levent Prof. Dr. Mustafa Aydın Doç. Dr. Ersel Aydınlı Yaşar Yakış Patrick Seale Prof. Dr. Hüseyin Bağcı Prof. Aftab Kamal Pasha Itır Bağdadi Prof. Dr. İdris Bal Yrd. Doç. Dr. Ersan Başar Dr. Sami Al Taqi Kemal Beyatlı Barbaros Binicioğlu Safarov Sayfullo Sadullaevich 28
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
Irak Danıştayı Eski Başkanı
Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü, Direktör Yardımcısı
Rusya Bilimler Akademisi Doğu Çalışmaları Enstitüsü Direktörü
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - ORSAM Riyad Temsilcisi
İhlas Holding CEO
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
Devlet Eski Bakanı, İstanbul Üniversitesi
Irak’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı Yardımcısı
Uludağ Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
İstanbul Üniversitesi, Tarih Bölümü
Arnavutluk Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü
Türkiye Tekstil Sanayii İşveren Sendikası Genel Sekreteri
Gazeteci (Suriye)
Kadir Has Üniversitesi Rektörü
Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı & Fulbright Genel Sekreteri
Büyükelçi, Dışişleri Eski Bakanı
Ortadoğu ve Suriye Uzmanı
ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Hindistan Batı Asya Araştırmaları Merkezi Başkanı
İzmir Ekonomi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Bölümü
TBMM 24. Dönem Milletvekili
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölüm Başkanı
Orient Research Center Başkanı
Irak Türkmen Basın Konseyi Başkanı
Ortadoğu Danışmanı
Tacikistan Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkan Yardımcısı
BİRLİK Mİ, PYD’NİN GÜÇ GÖSTERİSİ Mİ? ERBİL ANLAŞMASINDAN SONRA SURİYE KÜRT DİNAMİKLERİ
Prof. Dr. Ali Birinci Doç. Dr. Mustafa Budak Doç. Dr. Hasan Canpolat E. Hava Orgeral Ergin Celasin Volkan Çakır Doç. Dr. Mitat Çelikpala Çetiner Çetin Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya Doç. Dr. Didem Danış Prof. Dr. Volkan Ediger Dr. Serdar Aziz Prof. Dr. Cezmi Eraslan Prof. Dr. Çağrı Erhan Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen Dr. Amer Hasan Fayyadh Dr. Farhan Ahmad Nizami Av. Aslıhan Erbaş Açıkel Cevat Gök Mete Göknel Osman Göksel Timur Göksel Prof. Dr. Muhamad Al Hamdani Numan Hazar Habib Hürmüzlü Doç. Dr. Pınar İpek Dr. Tuğrul İsmail Prof. Dr. Alexandr Koleşnikov Doç. Dr. İlyas Kemaloğlu (Kamalov) Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Doç. Dr. Şenol Kantarcı Selçuk Karaçay Doç. Dr. Nilüfer Karacasulu Prof. Dr. M. Lütfullah Karaman Doç. Dr. Şaban Kardaş Doç Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli Prof. Dr. Aleksandr Knyazev Prof. Dr. Erol Kurubaş Prof. Dr. Talip Küçükcan Arslan Kaya Dr. Hicran Kazancı İzzettin Kerküklü Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu Dr. Max Georg Meier Prof. Dr. Mosa Aziz Al Mosawa Prof. Dr. Mahir Nakip Doç. Dr. Tarık Oğuzlu Prof. Dr. Çınar Özen Murat Özçelik Muhammed Nurettin Doç. Dr. Harun Öztürkler Dr. Bahadır Pehlivantürk Prof. Dr. Victor Panin Doç. Dr. Fırat Purtaş Prof. Dr. Suphi Saatçi Doç. Dr. Yaşar Sarı Ersan Sarıkaya Dr. Bayram Sinkaya Doç. Dr. İbrahim Sirkeci Dr. Aleksandr Sotnichenko Zaher Sultan Dr. Irina Svistunova Semir Yorulmaz Doç. Dr. Mehmet Şahin Prof. Dr. Türel Yılmaz Şahin Mehmet Şüküroğlu Doç. Dr. Oktay Tanrısever Prof. Dr. Erol Taymaz Prof. Dr. Sabri Tekir Dr. Gönül Tol Av. Niyazi Güney Doç. Dr. Özlem Tür M. Ragıp Vural Dr. Ermanno Visintainer Dr. Umut Uzer Prof. Dr. Vatanyar Yagya Dr. Süreyya Yiğit ORSAM
Polis Akademisi
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdür Yardımcısı
Milli Savunma Bakanlığı Danışmanı
23. Hava Kuvvetleri Komutanı
ORSAM Danışmanı, Afrika
Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Gazeteci (Orta Doğu)
YÖK Başkanı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Galatasaray Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü
İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ekonomi Bölümü
ORSAM Danışma Kurulu Üyesi
Başbakanlık Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı
Ankara Üniversitesi, Avrupa Toplulukları Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Bağdat Üniversitesi, Siyaset Bilimi Fakültesi Dekanı
Oxford Üniversitesi İslami Çalışmalar Merkezi Yöneticisi
ORSAM Danışmanı, Enerji-Deniz Hukuku
Irak El Fırat TV Türkiye Müdürü
BOTAŞ Eski Genel Müdürü
BTC ve NABUCCO Koordinatörü
Beyrut Amerikan Üniversitesi Öğretim Üyesi
Irak’ın Ankara Büyükelçiliği Kültür Müsteşarı
Emekli Büyükelçi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu
Bilkent Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Diplomat
ORSAM Avrasya Danışmanı
ORSAM Danışmanı, The Black Sea International Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi
Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Vodofone Genel Müdür Yardımcısı
Dokuz Eylül Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Fatih Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Çukurova Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Rus-Slav Üniversitesi (Bişkek)
Kırıkkale Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Marmara Üniversitesi, Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdürü
KPMG ,Yeminli Mali Müşavir
Irak Türkmen Cephesi Türkiye Temsilcisi
Kerkük Vakfı Başkanı
Okan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
Hanns Seidel Vakfı Proje Müdürü (Bişkek)
Bağdat Üniversitesi Rektörü
Erciyes Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi
ORSAM Danışmanı, Ortadoğu - Uluslararası Antalya Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü
Büyükelçi
Beyrut Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Afyon Kocatepe Üniversitesi
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Pyatigorsk Üniversitesi (Pyatigorsk, Rusya Federasyonu)
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü, TÜRKSOY Genel Sekreter Yardımcısı
Kerkük Vakfı Genel Sekreteri
ORSAM Danışmanı, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniv. Ögretim Üyesi
Türkmeneli TV (Kerkük,Irak)
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlşkiler Bölümü
Regent’s College (Londra, Birleşik Krallık)
St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu)
Lübnan Türk Cemiyeti Başkanı
Rusya Strateji Araştırmaları Merkezi, Türkiye-Ortadoğu Araştırmaları Masası Uzmanı
(Gazeteci, Mısır)
ORSAM Ortadoğu Danışmanı,Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Gazi Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü
Enerji Uzmanı
ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü
ODTÜ, Kuzey Kıbrıs Kampusü Rektör Yardımcısı
İzmir Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı
Middle East Institute Türkiye Çalışmaları Direktörü
Prens Group Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
ORSAM Ortadoğu Danışmanı, ODTÜ, Uluslararası İlişkiler Bölümü
2023 Dergisi Yayın Koordinatörü
Vox Populi Direktörü (Roma,İtalya)
İstanbul Teknik Üniversitesi, İnsan ve Toplum Bilimleri
St. Petersburg Şehir Parlamentosu Milletvekili, St. Petersburg Üniversitesi (Rusya Federasyonu)
ORSAM Avrasya Danışmanı
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
29
ORTADOĞU STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ
ORSAM
ORTADOĞU ETÜTLERİ YAYIN KURULU
Meliha Benli Altunışık Bülent Aras Tayyar Arı İlker Aytürk Recep Boztemur Katerina Dalacoura F. Gregory Gause Fawaz Gerges Ahmet K. Han Raymond Hinnebusch Rosemary Hollis Bahgat Korany Peter Mandaville Emma Murphy ODTÜ
Dışişleri Bakanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı
Uludağ Üniversitesi
Bilkent Üniversitesi
ODTÜ
Londra Ekonomi Üniversitesi (Birleşik Krallık)
Vermont Üniversitesi (ABD)
Londra Ekonomi Üniversitesi (Birleşik Krallık)
Kadir Has Üniversitesi
St. Andrews Üniversitesi (Birleşik Krallık)
City Üniversitesi (Birleşik Krallık)
Durham Üniversitesi (Birleşik Krallık)
George Mason Üniversitesi (ABD)
Durham Üniversitesi (Birleşik Krallık)
ORTADOĞU ANALİZ YAYIN KURULU
Prof. Dr. Meliha Benli Altunışık Hasan Kanbolat Doç. Dr. Hasan Ali Karasar Yrd. Doç. Dr. Serhat Erkmen 30
ORSAM
Rapor No: 138, Aralık 2012
ODTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü
ORSAM Başkanı
ORSAM Danışmanı, The Black Sea International Koordinatörü - Bilkent Üniversitesi
ORSAM Danışmanı, Ahi Evran Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı
ORSAM
Mithatpaşa Caddesi 46/6 Kızılay-ANKARA
Tel: 0 (312) 430 26 09 Fax: 0 (312) 430 39 48
www.orsam.org.tr, [email protected]

Benzer belgeler

Reyhanli`da Suriyeliler ile Soylesiler – II

Reyhanli`da Suriyeliler ile Soylesiler – II halkları, olumsuzluklarla özdeşleştirilmiş bir imaja mahkum edilmemelidir. Ortadoğu ülkeleri, halklarından aldıkları güçle ve iç dinamiklerini seferber ederek barışçıl bir kalkınma seferberliği baş...

Detaylı