www.theallpapers.com

Transkript

www.theallpapers.com
UNIVERSITY OF CAMBRIDGE INTERNATIONAL EXAMINATIONS
International General Certificate of Secondary Education
0513/01
FIRST LANGUAGE TURKISH
May/June 2008
Paper 1 Reading
2 hours
*4254322002*
Additional Materials:
Answer Booklet/Paper
READ THESE INSTRUCTIONS FIRST
If you have been given an Answer Booklet, follow the instructions on the front cover of the Booklet.
Write your Centre number, candidate number and name on all the work you hand in.
Write in dark blue or black pen.
Do not use staples, paper clips, highlighters, glue or correction fluid.
Answer all questions.
The number of marks is given in brackets [ ] at the end of each question or part question.
At the end of the examination, fasten all your work securely together.
ÖNCE BU YÖNERGEYİ OKUYUNUZ
Eğer size bir Cevap Kitapçığı verilmişse, kitapçığın ön kapağındaki yönergeyi uygulayınız.
Teslim ettiğiniz kağıtların hepsinin üstüne Sınav Merkezinizin numarasını, aday numaranızı ve isminizi
yazınız.
Koyu mavi ya da siyah mürekkepli kalem/tükenmez kullanınız.
Tel zımba, ataş, fosforlu kalem, yapıştırıcı ve sıvı yazı düzeltici kullanmayınız.
Bütün soruları cevaplandırınız.
Her soru ya da alt sorunun not değeri sorunun sonunda köşeli parantez [ ] içinde verilmiştir.
Sınavın sonunda bütün kağıtlarınızı sıkıca birbirine tutturunuz.
This document consists of 4 printed pages.
(NL) T40795/5
© UCLES 2008
[Turn over
www.theallpapers.com
2
Önce a¬aœıdaki iki parçayı da dikkatle okuyup sonra tüm soruları cevaplayınız.
METN A
POPÜLARTE ¤AMPYONU SPOR
Spor neredeyse tüm dünyada, farklı ırk, kültür ve dine sahip toplumların hemen hemen tüm kesimlerinde en
popüler olan, medyada en çok yer alan hobi ve eœlencedir. Öyle ki mesela eski ABD Ba¬kanı Clinton ile zmir’de
bir avukat ya da Bombay’da bir tamirci, aynı günlerde sporla ilgili aynı konuyu tartı¬ıyor olabilir. 2004 Atina
Olimpiyatlarının açılı¬ını yakla¬ık 4.5 milyar insanın TV’den izlediœini biliyoruz.
Sporun bu denli popüler hale gelmesinde medyanın büyük payı vardır. Önce radyo ve gazetelerin daha sonra
televizyonun da devreye girmesiyle tüm kitle ileti¬im araçlarının deœi¬ik spor dallarını tanıtması, kurallarını
öœretmesi, sporun saœlıklı ya¬ama katkısını vurgulaması ve ba¬arılı sporcuların becerilerini sergilemesi
sayesinde, sporla ilgilenenlerin sayısı giderek artmı¬tır. Yüzlerce TV kanalı, internet sitesi, radyo istasyonu, spor
gazetesi, gazetelerin spor ekleri ve dergiler yoluyla medya, spor olaylarını ve sporcuları tüm dünyanın ortak
gündemi haline getirmeyi ba¬armı¬tır. Konya’nın küçük bir kasabasındaki berber dükkanında genç bir mü¬teri,
ustadan David Beckam’ın saç modelini isteyebilir. Reklamlarda milli basketbolcumuz Mehmet Okur’un falanca
marka içeceœi içtiœini gören çocuklar, market raflarında o markayı arayabilir. Bu durumda televizyonda en pahalı
reklam ku¬aklarının spor kar¬ıla¬maları içinde yer alanlar olmasına da ¬a¬mamak lazım.
Sporun, fakirlik, i¬sizlik, terörizm, çevre kirliliœi gibi bir sürü dertle yüz yüze olan dünyamızın tüm sorunlarını
çözeceœini iddia edemeyiz. Ama biliyoruz ki, eœer gençlerimiz aktif olarak spor yaparlarsa uyu¬turucudan uzak
duracak, saœlıklı beslenecek ve hareketsizlikten kaynaklanan 21. yy. hastalıklarından korunacaklar. Bir ba¬ka
deyi¬le saœlıklı bir beden ve ruh yapısına sahip bireyler olacaklar. Spor aynı zamanda, birlik, dayanı¬ma, sabır,
özveri, kurallara uyma, disiplinle çalı¬ma, yenilgiyi kabullenme, kendinden daha iyi olanı takdir edebilme ve
insana çe¬itli spor ortamları saœlayan doœayı saymayı öœretir. Bu prensipleri özümseyerek yeti¬en insanlardan
olu¬an toplumlar da, saœlıklı ve birbirlerinin problemlerine duyarlı toplumlar olacaklardır. Barı¬ içinde bir dünyayı
hedefleyen herkesin sporu her fırsatta desteklemesi gerekir.
Ancak sporun bu kadar popüler olmasının, olumlu katkılarının yanı sıra olumsuz etkileri de vardır. Bu büyük ilgiyi
reyting ve tiraja dönü¬türmek kaygısıyla medya, sporu magazinle¬tirmi¬tir. Artık “yıldızla¬mı¬” sporcuların özel
hayatları, o sporcuları yıldız yapan özellik ve becerilerinden daha çok konu¬ulmaktadır. Öte yandan medyanın
sporcuları yıldızla¬tırması, yıldız olma ya da yıldız yaratma arzusunu da a¬ırı pompalamı¬tır. Bu nedenle bir yıœın
genç kendileri için yeteneklerine uygun, ula¬ılabilir hedefler koymaktansa, Zidane, Michael Jordan ya da
Muhammed Ali Clay olmak hayaline kapılmaktadır. Bir çok beden eœitimi öœretmeni, koç ve hatta anne baba da,
çocukları gereksiz rekabete iterek, bazen düzeltilemez duygusal hasarlara sebep olmaktadır. Öte yandan medya
ilgisini futbol, beysbol, basketbol, boks gibi spor dallarına yoœunla¬tırdıœından, medyanın önem vermediœi spor
dallarında, ya da sanat ve diœer alanlarda yeteneœi olan gençler çoœu zaman fark edilememekte ya da popüler
sporların yıldızları kadar ilgi görmemektedirler. Belli spor dallarına gösterilen bu ilgi o düzeye gelmi¬tir ki, bir
takımın veya sporcunun çetelesini sıkı sıkıya tutmayanların* birileriyle ortak konu bulması ve toplum dı¬ına
itilmemesi oldukça güçtür. Takımının maçını izlerken odanın yalnızca belli bir kö¬esinde oturup sol kulaœını
tutarak, maç günlerinde takımına “uœursuzluk” getirdiœine inandıœı arkada¬ıyla kar¬ıla¬mamak için yolunu iki kat
uzatarak takımının ba¬arısına katkıda bulunduœunu dü¬ünen “fanatikler” ortalıœı sarmı¬tır! Sonuçta iyi
yönlendirilmemi¬ popülaritenin ortaya çıkardıœı manzara ¬udur: Spor pazarından çıkar saœlamak için dönen
dolaplar, doping, steroid ve ¬ike hikayeleri; sansasyonel haber pe¬indeki spor muhabirlerinin kurgulu sorularının
tuzaœına dü¬en sporcu ya da klüp yöneticilerinin sözleri yüzünden saha dı¬ına ta¬an rekabet ve rekabetin saha
dı¬ına çıkmasıyla tanı¬tıœımız holiganlık! Magazinle¬mi¬ spor dünyasında profesyonel sporlar, amatör sporları;
büyük takımlar, yerel takımları; paparazzi haberler ise, yetenek, azim ve rekor haberlerini gölgede bırakmı¬tır.
Bu durumda sporun dünyaya yapabileceœi olumlu katkılara ortam hazırlanması için toplumun ve medyanın
sporun temel ilkelerini yeniden hatırlaması gerekir: Sporda en önemli ¬ey kazanmak deœil katılmaktır; daha hızlı,
daha yüksek, daha güçlü olmak için insan kendisiyle yarı¬ır; sporcu Atatürk’ün dediœi gibi zeki ve çevik olduœu
kadar ahlaklı da olmalıdır ve hepimiz stadyumları kim olursa olsun en iyiyi alkı¬lamak için doldurmalıyız.
* çetele tutmak: Hesap tutmak amacı ile bir yere çizgi çekmek, not almak.
© UCLES 2008
0513/01/M/J/08
www.theallpapers.com
3
METN B
A¬aœıdaki mektuplar spordan ho¬lanmayan ki¬ilerce hazırlanmı¬ bir internet sitesinden derlenmi¬tir.
Mektup A – Günaydın benim spordan nefret eden yolda¬larım! Bu sitede bazılarının mektuplarında “Spora kar¬ı
duyduœum nefret konusunda yalnız olmadıœımı görmek beni çok mutlu etti.” ya da “Merak etme, yalnız deœilsin!”
¬eklindeki sözlerini görüyorum. Sırf spora ilgi duymadıœımız, ya da açıkça spordan nefret ettiœimiz için kendimizi
toplumdan soyutlanmı¬ hissetmemiz çok yanlı¬ deœil mi? Evet, birçok insan spordan ho¬lanıyor ama bu onların
“normal” olduœu anlamına gelmez, yalnızca birçok insanın “zevksiz” olduœu anlamına gelir. Ben bir müzisyenim
ve caza bayılıyorum. Ancak ben benim gibi olmayanları soyutlamaya kalkmıyorum. Benim spora kar¬ı duyduœum
nefret spor konusundaki yeteneksizliœimden ve sporu seven ve yetenekli olanların terbiyesizce alay etmelerinden
kaynaklanıyor. Okulda beden eœitimi derslerinde takıma en son seçilen hep ben olurdum. Sanki bu yeterince
utandırıcı deœilmi¬ gibi bir de bu sırada sınıftaki ta¬ kafalıların a¬aœılamalarını dinlemek zorunda kalırdım.
Zamanla bu utanç önce tepkiye sonra da sporu ve spora dü¬kün olanları büyük bir zevkle küçümsemeye
dönü¬tü.
Mektup B – Spordan nefret etmeye ben de okulda, takım sporlarına zorlandıœımız zamanlarda ba¬ladım. Beden
eœitimi dersinin resmi amacı herkesin aktif olarak bir fiziksel etkinliœe katılmasını te¬vik etmektir. Tam bir palavra!
Beden eœitimi, okuldaki kabadayı ve sadistlerin spordan ho¬lanmayanlarla alay edip a¬aœılamaları ve
pataklamaları için bir fırsattan ba¬ka bir ¬ey deœildir. Öœretmenler bile entelektüel konularda daha ba¬arılı
olanların öz güvenlerini ve motivasyonlarını yıkmak için ellerinden geleni yaparlar. Hatırlıyorum, en sıkıcı kısmı
takım kurmak zorunda olduœumuz zamanlardı. ki ki¬i (hocalar tarafından) kaptan olarak seçilir, sonra da o iki ki¬i
takımlarını olu¬turmak için geri kalanların arasından “adamlarını” seçerlerdi. Sonunda hep en yeteneksizlerin!
hangi takıma kalacaœı konusunda kavga çıkardı. Her neyse, ben siteyi çok sevdim. Ben de futbolun medya
tarafından tanrıla¬tırıldıœı ülkemde davamız için çalı¬mayı, hepimiz için daha iyi yarınlar ümidiyle sürdüreceœim.
Mektup C – Herkesten farklı olduœumu ilk olarak 8. sınıfta anladım. Yıllar önce beden eœitimi öœretmenimiz sözlü
sınav yapıyordu. Hoca saœlık konularıyla ilgili sorular soruyor biz de cevapları yazıyorduk. Son soru olarak hoca
dedi ki “¤imdi size notunuzu yükseltmek için bir ¬ans veriyorum. Son soru ...Bu yıl Süper Kupayı kim kazandı?”
Sınıftaki herkes hocanın bu torpilini alkı¬lıyordu. Hoca resmen bir soruyu kopya vermi¬ti. Benim ise cevabın ne
olduœu konusunda en ufak bir fikrim yoktu. ¬te o zaman farklı olduœumu anladım ve o günden bu yana da
deœi¬medim. Bütün medya çıldırmı¬ gibi yalnızca spor ve sporculardan bahsetse bile hiç bir spor dalına kar¬ı ilgi
duyamadım. Ve hiç de pi¬man deœilim.
Mektup D – Ben bir basketbol hastasıyım ve neden taraftarı olduœum takımın her maçını izlediœimi, medyada
onlarla ilgili her ¬eyi neden takip ettiœimi spordan nefret eden sizlere anlatmaya çalı¬ayım. Ben de biraz
basketbol oynarım ve basket oyuncularının sahada yapabildiklerini takdir edebilirim. Kendim çok uzun boylu
deœilim. Potaya zar zor dokunabilirim. Kobe Bryant ya da Michael Jordan gibi oyuncuların potaya dokunmak bir
yana, diœer oyuncuların üzerinden sıçrayıp topu potanın içine kolayca bastıklarını gördüœümde “Aman Tanrım”,
diyorum, “inanılır gibi deœil! Ben bunu asla yapamazdım”. Anlıyor musunuz, onları takdir ediyorum! Onların
sahada yaptıkları beni ¬a¬kına çeviriyor. Allen Iverson’a bakın! Pek de uzun boylu olmamasına kar¬ın
basketbolde ne kadar ba¬arılı! Onun gibi insanlar, azim ve yüreklilikle her ¬eyin yapılabileceœini gösteriyor
insana.
Siz sitenizde bazı sporcuların söylediœi aptalca sözleri veriyorsunuz. Bu neyi kanıtlıyor? Atletler de
saçmalayabilirler, doktorlar da, tesisatçılar da, avukatlar da, çiftçiler de! nsanlar saçmalayabilirler. Bu bizim
doœamızda var. Sizin kendi siteniz de saçmalıklarla dolu!
Spor izleyenlerin hiç tanımadıkları insanları oturdukları yerden izleyen koca göbekliler olduœunu iddia
ediyorsunuz. O zaman sinemadan da nefret ediyor musunuz? Hiç tanımadıkları aktörleri koltuklarında patlamı¬
mısır yiyerek izleyenlerin, koltuklarından sporcuları izleyenlerden ne farkı var?
Ayrıca birçok ünlü sporcu bizi eœlendirdikleri gibi topluma yararlı i¬lerde örnek olacak eylemler yapıyorlar.
Örneœin, Michael Jordan 2001 – 2002 sezonunun tüm maa¬larını 11 Eylül kurbanlarına baœı¬ladı. Buna ne
dersiniz?
© UCLES 2008
0513/01/M/J/08
[Turn over
www.theallpapers.com
4
1
A¬aœıdaki soruları Metin A’da verilen bilgileri ve kendi özgün ifadenizi kullanarak yanıtlayınız.
Yanıtlarınız içerik bakımından toplam 20 puan, yanıtlarınızda kullandıœınız dil de yazma becerisi
bakımından 5 puan içinde deœerlendirilecektir.
(a)
2
Yazar, ABD eski Ba¬kanı Clinton ve dünyanın bamba¬ka bir yerindeki bir avukat ya da tamircinin
sporla ilgili olarak aynı konuyu tartı¬masının mümkün olduœunu söyleyerek ne anlatmak
istemektedir?
[2]
(b) Reklamcıların spor programları içinde yer alan reklam ku¬aklarını tercih etmesinin nedenini
Metin A’daki hangi örnekler anlatıyor, açıklayınız.
[2]
(c)
[2]
Metin A’ya göre dünyada barı¬ı isteyen herkesin neden sporu desteklemesi gerekir?
(d) Metin A’ya göre sporun magazinle¬tirilmesinin anlamı nedir?
[2]
(e)
Yazara göre yıldız olma ve yıldız yaratma duygusunun olumsuz sonuçları neler olabilir?
[2]
(f)
Yazara göre spora ilgi duymayanlar hangi nedenle toplum dı¬ına itilebilirler?
[2]
(g) Yazara göre sporda rekabet nasıl saha dı¬ına ta¬ınmaktadır?
[2]
(h) Metin A’nın yazarının “fanatiklerle” ilgili duygu ya da dü¬üncesi nedir, açıklayınız.
[2]
(i)
Medyanın spora gösterdiœi ilgiden yerel takımlar nasıl etkilenmi¬lerdir?
[2]
(j)
Metin A’da sporun temel ilkeleri olarak belirtilen ilkelerden ikisini yazınız.
[2]
Metin A ve B’yi, kendi sözcüklerinizi kullanarak ve sporun günümüzdeki popülaritesinin
olumlu ve olumsuz etkilerini anlatacak ¬ekilde 200-250 sözcüklükle özetleyiniz.
[25]
[15 puan: Özetin içeriœi]
[5 puan: biçem/üslup ve organizasyon]
[5 puan: dil bilgisi]
Permission to reproduce items where third-party owned material protected by copyright is included has been sought and cleared where possible. Every
reasonable effort has been made by the publisher (UCLES) to trace copyright holders, but if any items requiring clearance have unwittingly been included, the
publisher will be pleased to make amends at the earliest possible opportunity.
University of Cambridge International Examinations is part of the Cambridge Assessment Group. Cambridge Assessment is the brand name of University of
Cambridge Local Examinations Syndicate (UCLES), which is itself a department of the University of Cambridge.
© UCLES 2008
0513/01/M/J/08
www.theallpapers.com