BORSALARIN TARİHÇESİ

Transkript

BORSALARIN TARİHÇESİ
“İstanbul Esham ve Tahvilat - Kambiyo ve Nükut Borsası İdaresi” tarafından 1928 yılında
eski harflerle ve Osmanlıca olarak yayınlanan “Borsa Rehberi” adı kitabın, 1990 yılında
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası tarafından günümüz Türkçesi ile yayınlanan “Borsaların
Tarihçesi” bölümünden aynen alınmıştır. “Borsaların Tarihçesi” bölümü Maliye Teftiş Kurulu
Eski Başkanı Kazım Ziya tarafından yazılmıştır.
BORSALARIN TARİHÇESİ
Ne kadar özetle ele alınırsa alınsın borsa genel tarihi yine de çok uzun ve kapsamlı bir
konudur ve ciltler tutar. Zirâ, ilk bakışta oldukça yeni bir görünüm arz eden bu kurum,
gerçekte insan ile birlikte doğmuş, daha doğrusu insan ihtiyaçlarının bireyin çalışma verimini
aşması ve aynî değişme biçiminde eşya alışverişinin başlamasıyla meydana çıkmıştır.
Borsanın temeli insanın konutundan önce atılmış bulunuyor. Borsada nispeten yeni olan bir
şey varsa o da adıdır. Yoksa kendisi, çok eski bir ekonomik varlık olarak alışveriş ihtiyacı ile
birlikte başlamış, uygarlık aşamalarına, ırkların yetenek ve zekâsına, eğilimlerine,
geleneklerine, iklimlere ve ticaretin aldığı özel biçimlere bağlı olarak bir sürü değişmeye
uğramıştır. Ekonomik ilerlemeyle birlikte yürüyerek önce en ilkel malların, sonra madenî
külçelerin ve paraların değişim aracı olarak kullanılması aşamalarını takiben bugünkü karışık
sermaye transferleri dönemine geçilmesiyle sürekli gelişme göstermiştir. Bazen kesintili
olarak panayır ve fuarlarla, ya da örneğin eski loncalarımız gibi meslek toplulukları kisvesi
altında varlığını sürdürmüştür. Memleketimizde pek yakın zamanlara kadar rastlandığı üzere
aynı sanat ve ticaretle uğraşan kimselerin bir araya gelerek ortak bir amaçla bir mahalleyi
veya sokağı faaliyet merkezi yapmaları şeklinde kendini göstermiştir. Hasılı, belirli ihtiyaçları
karşılayan bir faaliyet biçimi olarak borsa, zaman içinde çok değişik görünümler almıştır.
Nispeten yakın bir geçmişte, Roma Devleti döneminde bir şehrin tüccarları tarafından
“loggia”, yani Loca (Oda) adı altında kurulmuş olan İspanya tacirleri tarafından incelemeye
değer bulunarak “Lonca” adı altında millileştirilmiş olduğunu ve oradan göç eden Museviler
ile beraber aynı İspanyol adını koruyarak Türkiye’ye gelip yerleşmiş olan “Esnaf
Loncaları”nın bizde artık örgütlenmeye başlamış ilk borsayı oluşturduğunu düşünürsek,
bundan daha önceki zamanlarda ve çeşitli ülkelerde borsanın geçirmiş olduğu aşamalar
hakkında yaklaşık bir fikir edinmiş oluruz. Bu kadar geniş bir geçmişin, başından sonuna tüm
www.hakanguclu.com
1
ayrıntılarıyla ve çeşitli bölümlere ayrılmadan organlarına, yasalarına ve kişilerine kadar birkaç
sayfada toplanması ve anlatılması olanaksızdır. Örneğin borsalarda, daha pek yakın
zamanlarda, ancak bir iki yüzyıl öncesinden beri uygulana gelmekte bulunan çeşitli yasaların
gerekçeleri veya borsacılar hakkında alınmış olan önlemlerin gelişme biçim ve nedenleri ayrı
ayrı incelenince, bunların her birine bol sayfalı birçok cilt ayırmak gerekeceği anlaşılır ki, her
halde topluca bile bu kitabın büyüklüğü ve amacı ile bağdaşması olanaksızdır.
Böyle olunca, Borsaların Tarihçesi başlığı altında şu bölüme yazılacak şeyleri ancak bazı ana
çizgileri ile kısaltmakla beraber, gerektiğinde daha geniş bir faydalanma imkânı olmak üzere
başvurabilmek için, çeşitli uygar ülkelerin borsalarını birbirinden ayırarak her biri hakkında
kısaca genel bilgi verilmesi yöntemini izledik.
Burada, doğal olarak başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkeler alfabetik bir düzen üzere
yazılmıştır. İstanbul Borsası’nın ilk kez olmak üzere çıkardığı şu eserde, borsa tarihinin pek
genel bir özetlenmesi ile yetinilmesi, yavaş gelişmenin gereklerindedir. İkinci kitapta ise,
uzmanlık yönüne daha çok önem verilerek başlıca borsalarla ilgili yasaların tarihi ve
gerekçesi yazılacaktır. Her ne olursa olsun, şu kısaltılmış tarih anlatımının da yanılgı ve
unutkanlıktan büsbütün kurtulmuş olduğunu iddiadan uzağız ve bu hususta bize
hatırlatmalarda ve eleştirilerde bulunmak lütfünü esirgemeyecek olan sayın okurlara
teşekkürlerimizi şimdiden belirtiriz.
İSTANBUL BORSASI
Ekonomik geleneklerimizde sadece içeride ve mesleki nitelikte kaldıkça, yararlı görevler
yapmış ve özellikle mesleki dayanışma ilkesinin çekirdeğini oluşturmuş olan esnaf
loncalarından sonra, ülkemizde borsa adı altında bir kuruma ancak Tanzimat Dönemi’nden
sonra rastlanır.
Türkiye’nin yüzyıl önceki ekonomik durumu gereği, Avrupa ile olan ticari ilişkileri pek
yüzeysel ve tümden azınlık elinde kalmış olduğundan, bunların yaptıkları ticaret nedeni ile ne
türlü kredi evrakı kullandıklarına dair ne kendi tarihimizde ne de yabancıların tarihlerinde
herhangi bir bilgi bulunmadığı gibi, İstanbul ticaretini onlardan önce elinde tutmuş olan
Venedikliler ile Cenevizler’in büyük bölümü de fetihten sonra İtalya’ya çekilmiş
www.hakanguclu.com
2
olduklarından, bunların ticari gelenekleri hakkında da sağlıklı bir bilgi edinmek olanaksızdır.
Bununla beraber, on altıncı ve on yedinci yüzyıllarda Türkiye’nin kendi gereksinmesini
çoğunlukla yine kendi kaynaklarından sağlamakta bulunması sayesinde bir hayli esnaf ve
sanatkâr yetişmiş ve bunlar da birer birer İstanbul’da ve öteki kentlerde “Lonca” adı altında
dernekler oluşturmuşlardır.
Yazılı hiçbir tüzük ve yönetmelikleri olmayan bu esnaf Loncaları, kendilerine özgü odalarda
yine oldukça düzenli toplanarak esnaf arasında çıkan sorunların çözümlenmesi yollarını
araştırır ve ellerinden geldiği kadar ticaretten ziyade sanayinin ilerlemesi çarelerine
bakarlardı.
Ancak, toplum kesitleri arasında egemen olan derin cahillik ve bağnazlık, milli ekonominin,
Avrupa’nın uyanmaya başlayan uygarlığından ve metotlarından faydalanmasına engel
oluyordu. Oysa, o dönemlerde İstanbul’un fethinden sonra Bizans’tan İtalya’ya göç etmiş
bulunan fen adamları ve uzmanlar, Avrupa’nın kara cahillik perdesini yırtıp orada “Rönesans”
denilen uyanma döneminin açılmasına ve önemli bir iktisadi ilerlemenin sağlanmasına ön
ayak olmuşlardır. Ne yazık ki, atalarımızın Batı Dünyası ile yakın ilişkiden kaçınması, bizim
bu ilerlemeden faydalanmamıza engel olmuştur. Loncaların ve o dönemde ticaret dünyamızın,
sermaye dolaşımı hususunda ne gibi güvence aracı kullandıklarına dair elimizde yeterli tarihi
bilgi yoksa da en ziyade sözlü güvencenin geçerli olduğu ve verdiği sözü yerine getirmekten
kaçınan esnafın, aralarında gelenekleşmiş olan cezalara çarptırıldıkları o dönemden kalma
bazı belgeler ve mektuplardan anlaşılmaktadır.
Türkiye’de ilk kez 1302 (1886) yılında yayınlanan bir yönetmelik, gerek İstanbul’da gerek
öteki illerin ticaret merkezlerinde, borsalara benzeyen bazı kurumlar teşkilini öngörmüş idiyse
de, çoğu illerde bir süre “Menkul Kıymetler” üzerine yapılan işlemler o yolda bir örgüte gerek
duyulacak derecede önem göstermeyerek bu gibi işlemler yalnız merkezle sınırlı kalmış ve
daha uzun bir süre İstanbul’da bile borsa işlemleri beklenilen sonuca varamamıştır.
Gerçekten, esnaf derneği biçiminde örgütlenmeyen Sarraflar, devlet denetimi altında çalışan
bir piyasanın gereklerine göre hareket etmeyi işlerine uygun bulmadıklarından, ayrıca özel bir
piyasa teşkil ederek hükümetin aslında pek de sıkı olmayan denetimlerinden tümden
kurtulmanın yolunu kolayca bulmuşlardır. İstanbul Borsası’nın ilk gerçek örgütlenmesi 1289
(1873) yılında olmuş ve biri 1289 (1873) yılında “İstanbul Esham Borsası Talimatı” ve öteki
1302 (1886) yılında “Borsa Talimatnamesi” adıyla yayınlanan iki tüzükle bu kuruma gereken
www.hakanguclu.com
3
resmî nitelik verilmiştir. Bu 1302 (1886) tarihli tüzük ticaret borsaları hakkında da bazı
hükümler getirerek bir bölümü uygulamaya konulmuş ve 1289 (1873) tarihli tüzük gereğince
İstanbul Borsası Maliye Bakanlığı’nın denetimi altında ve bir hükümet komiseri yönetiminde
işlem yapmaya başlamıştır. Buna ek olarak, 1310 (1894) yılında İstanbul Mubayaacıları
(“Mubayaacı” Borsa Acentesi anlamında kullanılmaktadır) bu borsada kayıtlı olmayan bazı
belgeler üzerine vadeli işlem yapabilmek üzere bir “kulis” kurma girişimde bulunmuş ve hatta
gerekli örgüt yapısını tamamlamış iseler de, yaşamı ancak birkaç ayla sınırlı kalmış ve o yıl
içerisinde Güney Afrika Madenleri bunalımının İstanbul piyasasına vurduğu darbe ile yok
olup gitmiştir.
BERLİN BORSASI
On beşinci yüzyılda “Hohenzolern” hanedanının ortaya çıkışına kadar “Branderburg” ülkesi,
halkın ırkça karışık olmasından doğan birçok olayların yaşanması ile ekonomik bakımdan pek
geri kalmıştı. Sonradan durumun düzelmeye yüz tutması Tuna ile Aşağı Vistül bölgesi
arasında bir tür kervan ticaretine yol açmış ve bunların yolunun “Şipre” vadisine rastlaması
Berlin’de ticari işlemlerin gelişmesine neden olmuştu. On sekizinci yüzyılın ortalarına doğru
ve Büyük Frederik’in hükümeti döneminde nüfusu 126.000 kişiye ulaşan Berlin kentinde yedi
sekiz kadar banker çıkmış ve tahıl ve tekstil işleriyle uğraşmaya başlamışlardı. Borsa
kuruluşuna gelince, 1739 yılının Haziranı’ndan beri komisyoncular ile bazı tüccar ve
manifaturacılar ve ecza ticareti yapanlar her gün belli bir yerde toplanarak “Sabah
Konuşması” adı altında görüş alışverişinde bulunurlardı ki, işte Berlin Borsası bu konuşma
seanslarından doğmuştur. O günlerde dolaşımda herhangi bir hisse senedi ve tahvil
bulunmadığından, doğal olarak işlemler tahıl ve tekstilin gereklerinden ileri gitmezdi. Büyük
Frederik’in, on sekizinci yüzyılın son çeyreğine doğru Krallık Bankası’nı, deniz ticareti ve
“Emden” Ringa Balığı avı şirketleriyle, son zamanlara kadar çalışmasını sürdürmüş olan beş
tarımsal kredi kurumunu kurmasına kadar durum böylece sürmüş ve zaten bu şirketlerin hisse
senetleri de pek istekle karşılanmadığından Berlin Borsası önemli işlemlere sahne olmaktan
uzak kalmıştı. Berlin Borsası’nın varlığı da, ilk kez 1765’te “Köniğlihe Ciro Ondlen Bank”
adıyla kurulup sonradan 1846 yılında 10 milyon Taler sermayeye sahipken 1870 yılında 150
milyon Taler sermaye ile Rayhs Bank’a çevrilen devlet bankası da Borsa için bir faaliyet
yaratamamıştır. Daha 1865 yılında Almanya’nın tüm ticaret piyasalarında var olan satıcıların
bir düzen altına alınmasına başlanmış ve Berlin’de bunların sayısı dokuz olarak saptanmış
www.hakanguclu.com
4
olmakla birlikte, Berlin Borsası’nın gerçek kuruluşu henüz çok ileriye kalmamıştır. Borsa’da
alınıp satılabilecek menkul değerlere gelince, Prusya borçlanma tahvilleri ve kağıt parası,
ancak 1797’de Üçüncü Federik Kilyum’un hükümdarlığı döneminde piyasada işlem
görmüştür. Gerçekten, bu dönemde hükümetin borçları çoğalmış ve Prusya hazinesi zor bir
durumda kalmış olduğundan, hükümet ilk kez 10 milyon Taler’lik kâğıt para çıkarmaya karar
vermiş ve sözü edilen kâğıt para zaman zaman büyük değişikliklere uğrayarak, sonunda 1805
yılında açılan Berlin Borsası’nda düzenli olarak alınıp satılmaya başlanmıştır. Berlin
Borsası’nın gerçek çalışması 1815 Paris Anlaşması’ndan sonra başlayarak az zaman içinde
pek önemli işlemlerin yapılmasına ve büyük servetlerin meydana çıkmasına sahne olmuş ve
özellikle, 1818 yılında eklenen borçların ödenmesi için Prusya hükümeti tarafından Londra
Roschild’leri nezdinde yapılan maliye işlemlerinin ve Avusturya ve Rusya hükümetlerinin
yaptıkları önemli borçlanmaların piyasalarda yarattığı ateşli faaliyetten Berlin Borsası çok
büyük yarar sağlamıştır. Berlin Borsası’nın ilk tüzüğü 1820’de yayınlanmış, 1858 ve 1864
yıllarında buna yeni maddeler eklenmiştir. 1824 ve 1825 yıllarında dış nedenler ve özellikle iç
etkenlerle Borsa büyük bir kargaşa yaşamıştır. Bankaların ve halkın, devlet hisse senetleri
üzerine vadeli işlemlerin yasaklanması hakkındaki ısrarları Borsa aleyhinde bir reaksiyon
yaratmış, Berlin tacirleri Yönetim Kurulu’nun 1850 ve 1851 yıllarında düzenleyip hükümete
sunduğu rapor üzerine sözü edilen işlemler sıkı kayıtlar altına alınmıştır. Özellikle yabancı
hisse senetlerini hedef alan söz konusu kayıtlamanın Borsa çalışmalarına verdiği zararın
Berlin Borsası’nın çökmesi olasılığını yaratması üzerine, aynı Yönetim Kurulu’nun yeni bir
raporuna dayanılarak söz konusu işlemler tümden serbest bırakılmış ve Borsa yeniden
gelişmeye yüz tutmuştur. 1866 olayları Almanya’da Prusya’nın egemenliği ve etkisini
artırmış olduğundan Berlin Borsası da bu nedenle Almanya’nın öteki borsalarına karşı üstün
bir konum elde etmiş bulunuyordu. 1876’da Borsa Yönetmeliği’ne bir ekleme yapılmakla
beraber devlet hisse senetleri hakkındaki borsa gelenekleri ve bilirkişi kurulunun kararları bir
yasa biçiminde yürürlüğe konmuştur.
En son, 1896’da yayınlanan yasa ile Berlin Borsası’nın her türlü işlemlerinin teknik gereklere
dayandırılıp en güvenli yollarla yürütülmesi sağlanarak Borsa’nın yasal varlığı kesinleşmiş
oldu. Alman yasa koyucu, borsa işlemlerinin tüm ayrıntı ve aşamalarını derin incelemelerden
geçirmiş ve bu incelemelere temel oluşturan uzman raporlarından hakkıyla yararlanarak
yayınladığı yasa ile Berlin Borsası’nı düzenli bir makine durumuna getirmiştir.
www.hakanguclu.com
5
Frankfurt Borsası’na gelince, Paris Borsası gibi bu da orta çağların ünlü panayırlarından
birçoklar ile ilişkili olarak ticaretin eğilim ve isteklerine göre yavaş yavaş kurulup
genişlemiştir. Kesin kuruluşunun bir tarihini saptamak olanağı bulunmamakla beraber 1585
yılı başlarından beri Frankfurt’ta çeşitli paraların fiyatlarını ve faiz ve iskonto ücretlerini
saptayan ve belirleyen bir kurumun varlığından haberdar bulunuyoruz. İlk fiyat cetveli
Frankfurt’ta 1642 yılında komisyoncular tarafından İtalyanca olarak yayınlanmıştır. Bundan
da anlaşılıyor ki, Frankfurt o tarihte Lombardiya’nın zengin tacirleri ile ilişkide bulunmakta
idi. Zaten o dönemlerde Almanya’da özel bir çerçeve içerisinde fiyat cetveli yayınlayan,
ancak Frankfurt ile Hamburg bulunuyordu. Hatta, 1759 yılında Frankfurt’ta yayınlanan bir
belgede, Eski Yunan mitolojisinde Ticaret Tanrısı olarak tanınan “Merkür”ün elinde tuttuğu
bir şeridin üzerine “kambiyo ve rüzgâr sık sık değişir” sözünün yazılı olduğu görülmüştür.
1779 yılında Frankfurt’ta epeyce önemli bir “sermaye ticareti”nin başladığı görülür. On
sekizinci yüzyılın sonlarına doğru Avusturya, Prusya ve Silezya hisse senetlerinin Frankfurt
Borsası’nda önemli alım ve satımlara konu olması, bu Borsa’nın zamanla büyük bir önem
kazanmasının başlıca nedeni olmuştur.
Berlin Borsası daha, bir il pazarı durumunda iken, uluslararası ticaret ilişkilerinden ötürü
Frankfurt Borsası’nın önemi sürekli artmaktaydı. Zirâ, Frankfurt ticarethaneleri Berlin,
Viyana ve Amsterdam ile sürekli olarak ilişkide bulunmaktaydılar. Güney Almanya halkının
tek ve önemli ticaret yeri gibi görmeye alışmış olduğu Frankfurt Borsası, bugün bile
öncelerdeki öneminden pek az bir şey yitirmiştir. Frankfurt Borsası’nın bir düzene sokularak
işlemlerin yasaya bağlanması 1739 ve 1799 yıllarına rastlar. Bununla beraber, bu yasalar
ancak bazı ticaret malları ile poliçe işlemlerinin düzenlenmesi ile sınırlı kalmış olduğundan,
bunların dışındaki işlemler 1843 yılına kadar tam bir serbestlik içinde yapılıyordu.
1843 yılında Ticaret Odası, borsa işlemlerinin düzenlenmesi amacı ile bir iç tüzük
yayınlamıştır. Bu tüzüğün birinci maddesinde borsa, “Ticaret işlemlerinin kolaylaştırılması
amacıyla Frankfurt ticaret çevreleri tarafından Ticaret Odası’nın gözetimi altında kurulmuş
ve hükümetçe izin verilmiş sarraflar ve komisyonculardan kurulmuş bir meclistir” diye
tanımlanmıştır. Borsa fiyatlarının saptanması ve ilânı hakkındaki yasa 1851 yılında
yayınlandı. En son, 1896 yılında yayınlanan bir yasa ile Frankfurt Borsası’nın son durumu
belirlenmiş oldu.
www.hakanguclu.com
6
VİYANA BORSASI
Avusturya’da ilk borsa, 1755 yılında Trieste’de açılan Ticaret Borsası olmuştur. Viyana’da
ise, 1762 yılından beri herkese açık bir borsa kurulması girişimi sonuçsuz kaldıktan sonra,
ancak 1771 yılında imparatoriçe Marie Therese’in buyruğu ile Viyana’da bir borsa açılmıştır.
Viyana Borsası’nın tarihi, her biri yeni bir yasaya dayanan üç döneme ayrılabilir: 1771 yasası,
bütün Avusturya piyasalarının aslını oluşturur ki, bununla Avusturya’da ilk kez kambiyo
satışları ve bütün senetlerin alım satım biçimleri düzene konmuştur. Bu yasa gereğince
hükümet tarafından atanıp Aşağı Avusturya Genel Valisi’ne bağlı olan komiser, borsayı
gözetim altında tutmak ve tüm işlemleri denetlemekle görevli idi. Aynı yasa ile Borsa
Acenteleri memur sayılmış ve işlemlerini yalnız borsa içinde yapmakla zorunlu kılınmışlardı.
Senetler ve tüm hisselerin dolaşımı on dokuzuncu yüzyılın başlarında epeyce işlem yaratmışsa
da, gerçek fiyatları gösteren resmî cetvel üzerinde yine nispeten az sayıda hisse senedi adı
görülürdü. Bu dönemde en önemli hisse senetleri 1816 yılında kurulan ulusal bankanın
borsaya kabul olunmuş hisse senetleri ile Avusturya’da ilk demiryolu olan “Ferdinands
Nordban” ve sonradan kurulan Güney Demiryolları’nın ilk bölümünün ve bir de 1853’de
kurulmuş olan Aşağı Avusturya İskonto Bankası’nın hisse senetleriydi. Bunlar borsaya
resmen kayıtlı idiler. İkinci dönem 1854 yasası ile başlar. Bu yasa, resmî imparatorluk borsası
durumundaki Viyana Borsası’na yeni bir düzen vermiş ve borsa işlemleriyle daha çok
uğraşmaya başlamış olan ticaret çevrelerine geniş bir çalışma alanı açmıştır. Borsa’nın
yönetimi Viyana Birliklerinden oluşan üç grubun önerisiyle Maliye Bakanı’nın atadığı on
sekiz üyeli bir kurula verilmişti. İmparator komiseri de bu kurula katılarak, kendisine
özellikle, borsa fiyatlarının her günkü cetvelini düzenleyip yayınlamak görevi verilmişti. Bu
yasadan hükümet tarafından karşılanan borsa harcamaları, bundan sonra borsanın gelirleri ve
özellikle giriş ücretleri ile karşılanmaya başlandı. 1863 yılında yayınlanan bir yasa ile ticaret
borsa dışında yapılsa bile hisse senetleri üzerinde yapılan işlemlerin hepsinin borsa işlemleri
içine alınmasını sağlandı ve borsa kuruluna, bu işlemlerden doğan anlaşmazlıklarda hakem
olarak karar alma yetkisini verdi.
1873 yılında Viyana Borsası şiddetli bir sarsıntıya uğradığından o ana kadar var olan yasal
durumun yeniden düzeltilmesi gereği duyularak 1875 yılı yasası ve eki yayınlandı ki, bu
üçüncü dönemin başlangıcını oluşturur. Bu yasa, borsanın, resmî niteliğini tümden kaldırarak
onu hükümetin gözetimi altında çalışan bir özel kurum haline getirdi. Devlet komiseri yerinde
www.hakanguclu.com
7
bırakıldı ve görevi, borsa işlemlerinin yasaya ve borsa nizamlarına uygun olarak yapılıp
yapılmadığının gözetimi olarak daraltıldığı gibi, o zamana kadar yalnız hisse senetleri üzerine
işlem yapan Viyana Borsası, bütün senetler, kambiyo, para ve 1872’den beri önemi artan
ticari mallar üzerine çalışabilecek bir “Merkez Borsası” durumuna getirildi. Bu sayede, borsa
işlemcileri, biri yalnız hisse senetleri ve öteki sadece ticari maddeler ile uğraşan iki sınıfa
ayrıldı ki bunlar, ayrı iki büyük salonda çalışmalarını sürdürdüler. Bu yasa, sonradan
yayınlanan 1895, 1896 ve 1903 yasaları ile tamamlandı. Borsaya devam eden 1100 kişi olup
bunların 600-700 kadarı para cezası, borsadan geçici olarak çıkarılma, yalan haber yayma,
kurallara aykırı hareket gibi suçlarla lekelenmemiş, üç yıl için çalışma iznine ve borsada üye
seçici olma hakkına sahip olanlardan, gerisi de ziyaretçilerden oluşmaktaydı. Viyana Borsa
Kurulu, özerk yasa hükümleri çerçevesinde tamamıyla bağımsız bulunuyordu. Ancak, hisse
senetlerinin borsaya kabulü işlemi, borsa kurulunun önerisine dayalı olarak Maliye
Bakanı’nın buyruk ve izniyle yapılıyordu. Böyle olmakla beraber, borsaca kabul edildiği
halde Bakan tarafından ret edilen hisse senetlerine pek az rastlanır
TRIESTE BORSASI
1755 yılında kurulmuş olan Trieste Borsası yarım yüzyıllık bir varoluştan sonra, 1804 yılında
yönetimine bir tür özerklik veren yeni bir idari yapıya kavuşmuştur. Buna göre Trieste
Borsası’nın yönetilmesi, Trieste’de gemi işletmelerinin ve tacirlerin haklarını savunmakla
yükümlü bir Kurul’a verilmiş ve bu görev, sonradan, yani 1848 yılında, Trieste Ticaret
Odası’na geçmiştir. Trieste Borsası’nın son yasası, 1875 yılında yayınlanan tüzük ile bunun
değişikliklerinden oluşmaktadır ki, bu tüzük uyarınca, Borsa, kendi üyeleri arasından seçilen
on kişilik bir kurul aracılığı ile yönetilir.
PRAG BORSASI
Prag Borsası, dolaşımdaki her tür kıymetli kâğıt ve hisse senetleri üzerine işlem yapmak üzere
1871 yılında kurulmuş ve 1875 yılında çıkarılan yasaya göre işlemler, Viyana Borsası’nın
kanun ve nizamlarına bağlanmıştır. 1870 yılından ticarî kâğıtlar, hisse senetleri ve senetler
üzerine işlem yapmak üzere Lemberg’de de bir borsa kurma girişiminde bulunulmuşsa da
www.hakanguclu.com
8
başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Bunlardan başka, yalnız tarım ürünleri ile sınırlı olmak üzere
Graç ve Sonuviç’de birer borsa kurulmuştur.
NEW YORK BORSASI
New York Borsası’nın kuruluşunun başlangıcını, Kuzey Amerika’nın İngiltere’ye karşı açtığı
bağımsızlık savaşları dolayısıyla aldığı borçların ödenmesi için, Filadelfiya’da Kuzey
Amerika ve New York bankalarını kurarak, Birleşik Hükümetler kongresinin, yapılmasını
emreylediği borçlanma dönemine bağlamak gerekir. 1792 yılında “Wall Street”de 22
numarada hisse senetleri ve diğer menkul kıymet satışı için açılmış bir yer vardı ki, temeli,
bugün aynı sokakta 60 numaralı binanın bulunduğu yerdeki bir ağacın altında toplanan yirmi
beş sarrafın yaptıkları işlemlerden yüzde bir çeyrek komisyon almaya ve işlemleri aralarında
yapmayı tercih ettiklerine dair verdikleri kararla atılmıştır.
1812 yılında İngiltere’ye karşı açılan savaş ve Amerika limanlarının ablukası birçok
spekülasyon işlemlerine ve ülkede büyük bir yoksulluğun ortaya çıkmasına neden olmuş iken,
savaş harcamalarına karşılık olmak üzere hükümetin piyasaya bir de 16 milyonluk hazine
bonosu ile 109 milyonluk borçlanma senedi çıkarması malî durumu zorlaştırmıştı. Bu zor
zamanların yarattığı etkilerden ders alan bankerler, 1817 yılında birleşerek “New York Stock
Exchange Bureau” adı ile bir borsa derneği oluşturup alıcı ve satıcıların adlarının gizli
tutulmasına karar verdiler. 1820 yılında “Stock Exchange” örgütü yeniden gözden geçirildi ve
yedi yıl sonra da Borsa’ya maddî varlık verilerek bir bina tutuldu.
LONDRA BORSASI “STOCK EXCHANGE”
Londra Borsası’nın kuruluş tarihi genellikle 1541 yılı olarak tahmin edilmekte ise de,
gerçekte, söz konusu borsanın menkul kıymetler işlemlerine mahsus olmak üzere kurulup
açılmasının, on yedinci yüzyılın sonlarına doğru gerçekleşmiş bulunması, o tarihe rastlayan
yeni bir iktisadî durum gereği olarak açıklanabilir.
Gerçekten, o tarihlerde İngiltere hazinesinin borcu 20 milyon lirayı bulmuş ve devletin
saygınlığının bunalımlı döneme girmiş olması dolayısıyla, alacakların haklarını devredecek
www.hakanguclu.com
9
sermayedar bulmakta güçlük çekmekteydiler, öte yandan da Hind Kumpanyası’nın piyasaya
çıkardığı önemli miktardaki hisse senetleri ile, ilk imtiyazını yeni elde etmiş olan İngiltere
Bankası’nın çıkarmak zorunda olduğu hisse senetlerine bir değişme yeri bulma ihtiyacı
kendiliğinden doğmuş bulunuyordu. Aynı zamanda hisse senetleri ile kıymetli kâğıtların
dolaşımına hizmet edecek aracılara gerek duyulduğundan, bu durum, “Broker”ler yani
mubayaacılar (Acenteler) ile “Cober”lerin ortaya çıkması neden olmuştu. Henüz bir meslekî
teşekkülden yoksun bulunan borsacılar, ticarete mahsus olan “Royal Exchange”e girme yolu
ile işlem yapmak istemişlerse de, tacirler, bunların çalışmasını kurumun onuru ile uyumlu
görmeyerek kabullerine engel olmuşlardı. Parlamento da tacirlerin bu iddiasını göz önüne
alarak “Broker”ler aleyhinde bir yasa çıkarıp sayılarını 100 olarak sınırlamıştı. Bu yasa
gereğince, mubayaacılar daha önce Londra Belediye Başkanı’nın önünde ant içmeye ve
işlerinde “city” denilen Londra ticaret örgütlerinin gelenek ve kurallarına uymaya ve müşteri
ile işlemlerinde krallık armasını içeren bir rozeti göstermeye zorunlu tutulmuşlar ve kendi
hesaplarına alım ve satımda bulunmaktan yasaklanmışlardı. Ne var ki, sorunun özüne ve
zamanın gereklerine pek uygun olan bu yasa hakkıyla uygulanmaktan pek uzak kalmış ve
bulanık suda avlanmak isteyen kesimlerin çabasıyla az zaman içinde yürürlükten
kaldırılmıştır. “Royal Exchange”de yüz verilmeyen Brokerler ile Coberler o yörede “Change
Alley” de “Jonathan” adında birinin kahvehanesinde toplanmaya başladılar ki, işte burası
Londra Borsası’nın beşiği olmuştur. On sekizinci yüzyıl içinde İngiltere piyasasının ticaret
dünyasındaki önemi arttıkça, Brokerler de güç ve üstünlük kazanmakta gecikmediler.
Bununla beraber, kamuoyu, bunlar ve yaptıkları işlemler hakkındaki tiksintisini gizlemiyordu.
Hatta o günlerde yayınlanan hicivli şiirler, mubayaacı ve coberler, yalancılık ve
dolandırıcılıkla toplumun mahvına yürüyen bir sürü yırtıcı kuş gibi tanımlanıyordu. Aynı
tarihlerde
İngiliz-Hind
Şirketi’nin
projelerini
parlamentoya
onaylattırabilmek
için
milletvekillerinden seksen kişiye 60.000 İngiliz Lirası dağıtılmış olması da gösterir ki, ahlâk
zayıflığı, sadece dönemin borsacılarına özgü olmaktan çok uzak ve yasa koyucunun borsa
işlemleri hakkında açıkladığı bilinen tiksinme, yalnız hava oyunları ile sınırlı bir şey değildi.
Bununla beraber, yine parlamento, 1773 yılında borsa oyunlarının önünü almak düşüncesi ile
fiyat farkı üzerine yapılmış ve tercih hakkını içeren anlaşmaların yasadışı olduğunu açıklayan
bir karar almıştı. Borsa işlemleri kavramıyla açık bir çelişki oluşturan bu yasa, kaldırıldığı
tarih olan 1860 yılına kadar, mahkemelerin birleşik görüşleriyle değiştirilerek Demiryolu
hisseleri ve tahvilleri hakkında, hatta anlaşma sırasında satıcı elinde bulunmasa bile teslim
sırasında teslim gücüne sahip kişiler tarafından yapılan açık satışlar şeklindeki vadeli
işlemlerin yasaya aykırı sayılamayacağına dair çeşitli ilâmların çıkması sayesinde, borsa
www.hakanguclu.com
10
çalışmalarını sürdürebildi. 1892 kararnamesi ve Viktoria VIII. ve VIV. yasaları, hisse senedi
ve tahvil numaralarının işlemi gösteren bordrolarda belirtilmesi emretmişse de, bu hükümler
hiçbir zaman uygulanamamıştır.
Mubayaacılar ile coberler önemleri arttıkça, artık sokaklarda ve kahvehanelerde işlem
yapmayı lekeleyici görmeye başladılar. 1773 yılında bir toplantı yapıp şirket kurarak Jonathan
Kahvesi’ne ilk kez “Stock Exchange” yani “Borsa” adı verdiler. Bunların inşa ettirdikleri
borsa binası ancak 1801 yılında açılabildi ve giderek işlerin genişlemesi sonucu şirket
sermayesi iki katına çıkarıldı ve eski bina yıktırılarak yerine bir yenisi yapıldı ki, günümüzde
Londra Borsası burada çalışıyor.
ROMA BORSASI
Roma ve Ankona borsalarının yasal varlıkları 1821 yılında Papalık Hükümeti tarafından
Roma Borsası'nın kurulması hakkında çıkarılan nizamname ile başlarsa da bunların gerçek
kuruluşları ancak 1830 yılından sayılır. Bu tarihe kadar örgütlenme eksikliği dolayısıyla İtalya
ekonomisinde faydalı bir rol oynamayı başaramamış olan Roma Borsası, bu tarihten sonra
artık düzenli olarak haftada iki kez toplanmaya ve işlem yapmaya başlamıştı. Sözü edilen yıl
içinde Papalık Makamı borsa hakkında bir yasa projesi daha hazırladıysa da bunun
uygulamaya konulması ancak 1836 yılında sağlanabildi.
1872 yılında Napoli'de hazırlanan yeni bir yasa ile resmî tatil günleri dışında borsanın her gün
toplanması ve işlem yapması karar altına alındı. Sonradan Roma Borsası, 1882 ve 1887 ve
son olarak 1889 yıllarında yayınlanan yasalar ve tüzükler ile örgütünü tamamlamış oldu.
MİLANO BORSASI
İtalya Borsalarının en eskisi olan Milano Borsası, Fransız Ticaret Yasası’ndan alınan hüküm
ve kayıtlara dayanarak 1808 yılında açılmıştır. Bu tarihte Fransa İmparatoru ve İtalya Kralı
olan 1. Napoleon adına Eugene de Beauharnais bu borsayı resmî olarak kurup nizamlarını
koymuştur. Milono Borsasının arşivinde her ne kadar bu tarihlere ait belgeler tam olarak
bulunamamışsa da, yine 1824 ile 1854 yılları arasında Ogusburg, Frankfurt, Viyana, Paris,
www.hakanguclu.com
11
Londra, Lyon üzerine verilmiş kambiyolara ilişkin bir çok bilgi elde edilebilmiştir. İtalya'nın
öteki borsalarında olduğu gibi Milano Borsası da hükümete ve Ticaret Odasına bağlı olup söz
konusu odalar tarafından hazırlanıp Ticaret ve Sanayi Bakanlığı’nca onaylanan kararlar ile
yönetiliyordu. Yükümlülüğünü yerine getirme yeteneğine sahip olan herkes Borsa'ya girebilir,
burayı gözetmekle görevli sendika her yıl altı üyeden oluşturulurdu.
CENEVRE BORSASI
Cenevre Borsası, hükümetin hiçbir yardım müdahalesi olmaksızın ticaretteki tam serbestlikten
yararlanarak kendi kendisine doğmuştur. Bu müessesenin kuruluş biçimini belirlemek için
oldukça eski çağlara göz atmak gerekir. Gerçekten, Cenevre kenti eskiden beri Avrupa banker
ve tacirlerinin faaliyet hacmine orta halli durumuna rağmen, önemli malî işlemlerin
yapılmasına sahne olmuştu. Nitekim, IV. Henry’nin bu kent sakinlerinden borç alma
anlaşması yaptığı ve Law döneminde Cenevre halkının birçok faydalar sağladıkları tarihçe
saptanmıştır. Gerçekten de, Cenevre kentinin Fransa, Almanya, İtalya ve Avusturya
arasındaki coğrafi konumu bu ülkeler ile sürekli ilişkide bulunmaya pek elverişlidir. IV.
Henry döneminde yalnız her ülke değil, hatta her ilde kendine özgü bir tür para dolaşımda
olur ve çeşitli ülkelerle ilişkisi olan Cenevre, tüm bu paraları tanır ve bunlar arasındaki
farkları değerlendirmeye alışmış bir durumda olduğundan kambiyo üzerine Cenevre'de çok
önemli işlemler yapılırdı. Cenevre’de resmî bir borsa kurulmadan çok önce, kambiyo,
kıymetli kağıtlar ve senetler alım ve satımı ile uğraşan birkaç sarraf vardı.
Bunlar her sabah tacirleri ziyaret ederek kimlerin yabancı kambiyosuna, poliçeye veya
iskontoya gereksinmesi olduğunu sorarlar, bankerlerle tacirleri birbirleriyle görüştürmeye
çalışırlar ve aracılıkları ile yapılan işlemlerden komisyon alırlardı, zaman içinde ve işlerin
genişlemesiyle bu sarraflar resmî mubayaacı niteliği kazanmışlardır. 1850 yılında bu
borsacılardan biri kendi el yazısı ile hazırladığı fiyat listesini banker ve tacirlere dağıtmaya
başladı ve bu girişim tüm borsacılar arasında bir dernek kurulmasına neden oldu ve
borsacıların biri Kordateri Caddesi’ndeki ofisinde büyük bir odayı derneğin toplantı yeri
olarak önerdi. Böylece 1850 yılında salt bir kişisel girişim ile yirmi kadar borsacı arasında
Cenevre'nin ilk borsası kuruldu. Bu borsa hükümetin müdahalesinin tamamıyla dışında idi.
1848 malî bunalımından ve özellikle Fransa'da İkinci imparatorluğun kurulmasından sonra
her yanda sermayesi hisselere bölünmüş şirketler kurulmasına başlanmış olduğu ve bu durum
www.hakanguclu.com
12
Cenevre Borsası'nın işlemlerini geliştirdiğinden, sayısı henüz yirmiyi geçmemiş bulunan
mubayaacı ve tellâllar özel bir önem kazanarak toplantı yerlerine bankerlerin girmesine izin
vermeye başladılar. Sonunda bankerler için toplantı yerinin yanında bir oda sağlanarak orada
toplanmalarına razı olundu ise de, borsacılar, aldıkları emirleri yine kendi aralarında
toplanarak gizlice yerine getiriyorlardı. Sonradan “Commerce” sokağında kiralanan yeni
binada, sarraflar, ortada daire biçiminde otururlar, bankerler de arkada ayakta durarak işlemler
hakkında bilgi edinirlerdi. Bazen da iki taraftan birisince tanıtılmış olmak koşulu ile dışarıdan
bir kişinin hazır bulunmasına izin verilirdi. Bu durum, 1856 yılına kadar sürdü ve o tarihte
Cenevre hükümeti başkanı olan ünlü “James Fazy” soruna el attı. Hükümetin bu işe karışması,
o zamana kadar serbestçe ve herhangi bir kötüye kullanmaya ve yakınmaya meydan
vermeksizin kendi yöntemleri içinde çalışmış olan borsa yönetim kurulunca pek iyi bir gözle
görülmemişse de, kamuya açık bir borsanın sağlayabileceği faydalar da dikkati çekmiyor
değildi. Ancak, tekel biçimindeki bir yönetimin tamamı ile aleyhinde olan “James Fazy”
ergenlik çağına ulaşmış her kişinin kendisini mubayaacı yazdırarak borsaya girmeye ve işlem
yapmaya izinli olabilmesini sağlayan bir yasa yayınladı ve eski posta binasında genel bir
borsa açtı ise de, yeni yazılmış bir mubayaacı dışında eskilerden hiç biri bu borsaya gelmedi.
Bu suretle başlayan savaşım uzun süre devam etti. Sonunda Mösyö “Fazy” mubayaacıların
resmî borsaya gelip gitmeleri sağlanmadıkça yasanın hükümsüz kalacağını görerek
görüşmelere girişti ve mubayaacıların birlikte çalışacakları arkadaşlarının taahhütlerini yerine
getirebilir, haysiyet sahibi kimseler olduklarına emin olmaları gerekeceğini bildirmeleri
üzerine, 1857 yılında bu yolda bir yönetmelik düzenleyip o yıl Haziran ayının yirmi yedinci
günü, borsa, hükümetin gösterdiği binada resmî törenle açıldı. Tüzük gereğince, borsaya
yazılacak her yeni üyenin eskilerden iki kişi tarafından tanıtılması ve kendisinin bir
mubayaacı yanında ortak veya tellâl olarak en aşağı bir yıl çalışmış olması ve en az 200.000
Fanklık bir sermayeye sahip olması koşulu konulmuştu.
BRÜKSEL BORSASI
Brüksel Borsası 1801 yılında hükümetin kararıyla kurulmuştur. Önceleri, Brüksel Borsası,
pek de önemli olmayan birkaç tacir tarafından yönetiliyordu.
Uzun süre, Brüksel Borsası’nın resmî niteliği, hükümetten para yardımı istemekten ve
hükümetin borsa ile olan ilişkileri de, sözü edilen istekleri soğuk veya gayet cimrice yerine
www.hakanguclu.com
13
getirmekten ibaret kalmış ve ancak 1820 yılında hükümetin yardımıyla ticaret şirketi için
yapılan binada, borsa kendisine bir toplantı yeri sağlayabilmişti. Böyle olmakla beraber, daha
1862 yılında bile Brüksel tacirleri en önemli işlemler için sokak ortasında veya bir kahvehane
ya da lokantada tartışılır ve işlem yaparlardı. Zamanla Brüksel’de borsaya yer bulunması
kafalarda yer etmeye başlamış ve bugünkü binanın yapılmasına başlanarak on yıl içinde
bitirilmişse de bu sırada 1867 yasasıyla Belçika, koruma yönteminden serbestlik yöntemine
geçmiş ve ondan sonra herkesin bir borsa açarak herhangi bir ticaret işlemi yaptırmasında
serbest olması esası kabul edilmiş olduğundan borsa tamamıyla hükümetin denetiminden
çıkmış ve hükümetin, resmî fiyatları düzenleme sorunu ile bile uğraşmasına olanak
kalmamıştır. Yeni yasanın 61.nci maddesinde, tacirlerin, gemi kaptanlarının, tellâl ve
sarrafların toplantılarının herkese açık olacağı belirtilmekteydi. Hükümetin buradaki rolü her
türlü toplantılarda olduğu gibi işin polisiye yönüyle ilgilenmekten ibaretti. Daha pek yakın bir
geçmişte, yani 1851 yılında bile Brüksel Borsası önemsiz bir kurum durumundaydı ve başlıca
işi veraset vergilerini belirlemek için ayda bir hisse senetlerinin ve tahvillerin fiyatlarını
yayınlamaktan ibaret kalmıştı. Günümüzdeki Brüksel Borsası'nın teşkilatına esas olan yasa
1891 yılında yayınlanmış olup, 1902 yılında da borsa komisyonunun yayınladığı bir
yönetmelik ile de içişleri belirlenip saptanmıştır.
ANVERS BORSASI
Bu borsa pek eski bir varlığa sahip olduğundan ilk durumu hakkında bilgi verilmesi faydalı
olacaktır. Toskana'da Burgo-San-Sepulchro'da doğmuş olup Fra Giaccotto adı altında da
tanınan Pacciola Luka adlı kişinin çalışmasını esas almış olan J.P Christofers 1543 yılında
Anvers'de çift kayıt yöntemiyle defter tutma hakkında bir bülten yayınlamıştı. Yazar
bülteninde bu yöntemi İspanya, Portekiz, İtalya ve özellikle on iki yıl oturduğu Venedik’te
öğretip uygulama alanına koyduğunu belirterek, gerek peşin ve gerekse vadeli yapılabilir ve
yapılması olası bütün işlemlerin bir cetvelini yayınlamıştır ki, bunda poliçe gösterilmemiştir.
On altıncı yüzyıl ortalarına kadar bu yararlı ödeme aracı, ancak noterler tarafından
kullanılıyordu. Sonradan, ticarette saygınlık ve güvence arttıkça, satıcı ile müşteri arasında
poliçeler alınıp verilmeye başlandı.
Anvers'de ta 1599 yılından beri resmî fiyatları saptamakla görevli bir kurul var idiyse de
borsacıların işlemlerini belirleyen ilk tüzük ancak 1755 yılında yayınlanmıştır. Bu tüzük
www.hakanguclu.com
14
gereğince, borsacıların en az elli beş yaşında ve Anversli olmaları ve kentte en aşağı bir yıl ve
bir gün oturmuş bulunmaları koşulu yer almıştı. Seçilmelerinden önce borsacıların mesleki
yeteneklerini özel bir kurul önünde verecekleri sınav ile kanıtlanmaları bu koşullardandı ve
borsacılar tuttukları defterlerin birer özetini müşterilerine vermekle de yükümlü idiler.
Mubayaacının aynı zamanda ticaretle uğraşması da yasaktı. 1715 ile 1734 yılları arasında
geçen süre içinde Fransa'da Law’un çıkardığı hisse senetleri üzerinde yaptığı spekülasyonlar,
Fransa’da olduğu kadar Brüksel ve Anvers’te de etkisini göstermek suretiyle bir çok
servetlerin batıp yok olmasına ve bu arada Anvers Borsası’nın da perişan olmasına neden
olmuştur. Bundan sonra, 1773 yılına kadar hisse senedi fiyatları, ancak özel bir yayınla ilân
olundu. 1802 yılında Anvers'de yayınlanın Ticaret Gazetesi'nde devlet hisse senetleri ile öteki
hisse senetleri ve tahvillerin fiyatlarının sözü edilen gazete ile yayınlanacağından
bahsedilmiştir. On dokuzuncu yüzyılın başında, 1808 yasasının etkisi altında bütün
mubayaacılar hükümetin uygun görmesiyle seçilir bir memur sıfatını alıp, aralarında bir
yönetim kurulu seçerek hisse senedi ve tahviller ile birlikte bütün ticaret mallarının da alım ve
satımını gözeten bir sendika durumuna getirildiler. Fakat hükümetin ve özellikle İçişleri
Bakanlığı’nın, borsaya hisse senedi ve tahvillerin kabul veya reddedilmesinde söz hakkı vardı.
Belçika Anayasası’nın verdiği serbestliğe dayanarak 1867 yasasının bu gibi sınırlayıcı
hükümleri sonradan kaldırıldı. O zamandan beri hükümet kamu yönetimi düzenleme hakkına
dayanak; borsada mubayaacılar tarafından düzenlenip yayınlanan resmî fiyat cetvelleri
üzerinde ve öteki belli işlemlerde, polis görevinden başka bir yetkiye sahip değildir. Anvers
Borsası’nın binası belediyeye aittir.
SEN PETERSBURG "LENINGRAD" BORSASI
Sen Petersburg 1703 yılında İmparator Büyük Petro'nun bir buyruğu ile Amsteram Borsası'nın
esaslarına göre kurulmuş ve sonradan 1817 yılında hükümetin yönetimi altına girmiştir.
İmparator Petro’nun amacı gerek hükümet merkezinde oturan ve gerek illerden ve yabancı
ülkelerden gelen tacirlerin belli bir yerde toplanarak ticaret işlemleri hakında görüş alış verişi
yapmalarını kolaylaştırmaktan ibaret olduğundan borsada belirlenen fiyatlar, ancak yarı resmî
bir nitelikteydi. 1717 yılı buyruğu “ukaz” gereğince saraydan atanan bir mubayaacı, devletle
ilgili işlerle görevlendirilmişti. 1800 yılında borsa düzeni değişikliğe uğradı ve on dokuzuncu
yüzyıl içinde Sen Petersburg Borsası Maliye Bakanlığı’na bağlandı. 1816 yılında yeni bir bina
yapılıp aynı yıl içinde Borsa Komitesi kuruldu. 1832 yılında Borsa Komitesi Başkanı
www.hakanguclu.com
15
(Meissner) tarafından yazılıp hükümetçe onaylanan yeni bir yasa ile Sen Petersburg Borsası
örgütü yeniden kuruldu. Resmî fiyat cetvelleri 1845 yılından 1859 yılına kadar hükümet ajanı
bir mubayaacı tarafından haftada iki kez yayınlanırdı. Sonraları Komiteye iki üye daha
katılarak cetvel yayını ve diğer görevler Komiteye verildi. 1900 yılında eşya ve mal borsası
hisse senedi ve tahviller borsasından ayrılarak her ikisine de ayrı ayrı bağımsızlık
sağlanmıştır.
PARİS BORSASI
Fransa’da borsanın kuruluşu her yerde olduğu gibi ülkenin geçirdiği çeşitli ekonomik
gelişmeleri izlemiş ve hükümetin buradaki rolü borsanın gelişmesinde çok kurma ve
düzenleme ile sınırlı kalmıştır. Fransa'da borsaya benzeyen bir teşkilat hakkındaki ilk buyruk,
1304 yılında Kral Philippe de Bel tarafından çıkarılmış ve Paris’te alışveriş pazarı olarak
bugün Pont de Change adıyla tanının köprüyü belirleyip buradan başka yerde alınıp satılacak
mallara zor alım uygulanması emredilmiştir. Ondan sonra yine aynı kral tarafından iki buyruk
çıkarılarak işlemlere diğer bazı sınırlamalar getirilmiştir. Bundan sonra Toulouse'de bir borsa
açılması hakkında buyrultular çıkarılmıştır. Daha sonra VIV. Charles tarafından çıkarılan bu
buyruğa da alıcıların yarı resmî memur niteliğini taşımaları kuralı konulmuş ve bunlar özel bir
örgüte bağlanmıştır.
IV. Henry döneminde bu örgütler daha düzenli bir hale getirilmiş ve o ana kadar tanık olunan
bazı kötüye kullanmaların önüne geçilmek istenilmiştir. İzleyen yüzyılda Fransız borsalarıyla
ilgili birçok yasa buyruk ve tüzükler çıkarılmış olup başlıcaları şunlardır.
1638 yılında Danıştay Kararı ile o zamana kadar varolan yirmi aracılık kurumuna ek olarak
on kurumun daha açılmasına ve devlete önemlice bir vergi vermek koşulu ile, bir genel borsa
veya sendika kurulmasına izin verilmiştir. 1639 yılında bu örgütler kaldırılarak tellâllara
Banka Acentesi adı verilmiş ve bunlara ayrılan işleri yapan başka kişiler hakkında çeşitli
cezalar belirlenmiştir. 1684 yılında Paris bankerleriyle, mubayaacıları tarafından hazırlanan
yönetmelikler hükümetçe onaylanmış ve işlemleri kamu denetimine tabi tutulmuştur. 1705
buyrultusu o ana kadar varolan alım yöntemlerini kaldırarak yüz on altı banker ve
mubayaacıdan oluşan bir heyet kurmuş ve bunları 1706 yılında çıkarılan bir tüzük ile yeniden
düzenlemekle birlikte kendilerine “Kralın Aziz ve Sevgili Danışmanları” adını vermiştir. 1720
www.hakanguclu.com
16
yılında çıkarılan bir yasa Ouincampoix sokağında toplanılıp hisse senedi ve tahvil üzerine
işlem yapılmasını emrederek bu gibi kağıtların mubayaacılık büroları dışında işlem görmesini
yasaklamıştır. 1724 yılında Paris Borsası şimdiki Ulusal Kütüphane’nin bulunduğu Vivienne
Sokağı’nda kuruldu. Sözü edilen yıl içinde yayınlanan bir yasa, poliçe, emre yazılı senet gibi
dolaşabilen ticari kağıtlar ile mal ve eşya alım satımı işlemleri yapmak üzere Paris’te bir borsa
kurulmasını buyuruyordu. O zamana kadar yayınlanan yasalar tüzükler ve buyrultular salt
hazineye gelir sağlamak amacını izlemiş iken bu son yasa gerçek bir borsa yasası biçiminde
çıktı. Az zaman sonra patlayan Büyük İhtilal doğal olarak tüm yasalarla birlikte bu yasayı da
kaldırmış ve Paris Borsası sonuç olarak bir kaç kez kapatılıp yeniden açılmış ve sonunda 1795
yılında çıkarılan yasa ile kesin olarak kurulup yeni bir teşkilat ile ortaya çıkmıştır. Bundan
sonra 1801, 1802, 1807, 1816 yıllarında yayınlanmış olan yasalar ve tüzükler 1795 yasasının
çerçevesi içinde kalmakla beraber Paris ve taşra borsaları ile ticaret piyasalarının bağlı olduğu
esasları birer birer güçlendirip düzene koymuştur. Paris Borsası’nda başka Lyon, Marseille,
Bordeaux, Nantes, Thoulouse borsaları da doğal olarak hep aynı esaslara bağlı kalmıştır.
AMSTERDAM BORSASI
Eskiden beri Felemenk'te hisse senetleri ve tahviller üzerine işlem hemen hemen sadece
Amsterdam Borsası'nda yapılırdı. Roterdam'da da bir borsa bulunmaktaysa da, burada yapılan
işlemler sınırlı birkaç tür hisse senedi üzerinde ve önemsiz olup, önemli işlemler her zaman
Amsterdam'daki borsaya gönderilmektedir. Roterdam'daki aracılar senetler üzerine işlem
yapmadıklarından komisyoncu adıyla anılıp, işlemleri Amsterdam’daki muhabirlerine
gönderiyorlardı. On yedinci yüzyılda Amsterdam Borsası, limanın coğrafi konumu, daha
doğrusu yedi birleşik şehir ile Orta Avrupa ve dünyanın diğer yerleri arasındaki işlemlere
aracı olmak itibariyle büyük bir önem kazanmıştır. 1608 yılında Amsterdam Borsası belediye
tarafından kurulmuştur. Bundan önce kenar bir yerde kentin tacirleri, gemi işletmecileri,
tellâlları, fabrikatörleri, bankerleri toplanarak işlerini görürler ve alıp sattıkları malların
fiyatını belirleyip saptayarak yeni işler üstlenirlerdi. Bir süre sonra Amsterdam kenti, çeşitli
yerlerin tacirleri arasında, dolaşımdaki paralar, ticari senetler vs. üzerinde işlem yapmak
üzere, Anvers’de olduğu gibi bir banka kurdu ve daha sonra da, bankerlerin, diğer tacirlerden
bağımsız bir yer kurarak, paraya ve ticari senetler ile kıymetli kâğıtlara ilişkin işlemlerin
düzenli biçimde bir yerde toplanmasındaki yararı görmeleri üzerine, on sekizinci yüzyıl
başlarına doğru gerçek bir borsa kurulmuş bulunuyordu. Bu sırada, Doğu Hind Ticaret
www.hakanguclu.com
17
Şirketi’nin işlemlerinin çok genişlemiş olması dolayısıyla, sermaye artırarak çıkardığı
hamiline yazılı % 62,5 oranında kâr payı sağlayan hisse senetleri, borsa işlemlerine büyük bir
genişleme getirdi ise de, Fransa ile başlayan savaş yüzünden kesintiye uğradı ve Felemenk’e
yaptıkları asker yardımı için müttefikleri tarafından istenilen büyük miktardaki paraların
ödenmesi de buna aklenerek Borsa’yı zor bir duruma soktu. Bununla birlikte, Amsterdam
Borsası on sekizinci yüzyılda çok önem kazanmış, mubayaacılar ve bankaların sayısı artmış
bulunuyordu. O kadar ki, 1763 yılına rastlayan bunalım sırasında Hamburg’dan bir heyet
Amsterdam’a gelip oradaki tacirlerin malî saygınlıklarından yardım istemek zorunda kaldılar.
1856 yılında, Amsterdam banker, tellâl ve borsacılar, düşmanlarına karşı müttefiklerini
savunmak için birleşmek gereğini duyarak ilk kez olmak üzere aralarında bir komite kurdular.
1876 yılına kadar bu komitenin çalışmaları önemli bir sonuç vermeden sürdü ve sonunda, o
yıl içinde “Effektin Sosyete” adı ile oluşturulan yeni bir kurulun çaba ve girişimi sayesinde
Amsterdam Borsası kesin bir refah dönemine girmiş bulundu.
BUDAPEŞTE TİCARET VE MENKUL KIYMET BORSASI
Budapeşte Borsası’nın aslı, 1854 yılında buğday alım satımını sağlıklı bir kurala bağlamak
üzere burada kurulmuş olan kurumdur. Bu kurum Macar Loyd Şirketi tarafından oluşturulmuş
ve ülkenin ekonomik durumunun yükselmesine büyük yardımı olmuştur. 1860 yılında
çıkarılan yasa, Buda’da bir ticaret borsasının kurulmasını öngörmekte idiyse de, Peşte ticaret
odasının başvuru ve direnmesi üzerine ticari eşyadan başka, tedavüldeki kağıtlar ve özellikle
Macaristan’da çıkarılmış hisse senetleri ve tahvillerin alınıp satılmasında Peşte Borsası yetkili
kılınmıştır. Budapeşte Borsası’nın kesin kuruluşu resmî olarak ancak 1864 yılında çıkarılan
tüzük ile belirlenip saptanmıştır.
www.hakanguclu.com
18