Kütahya Seramik`in

Transkript

Kütahya Seramik`in
ÖNE ÇIKANLAR
TASARIM AZİZ-DERİN SARIYER
TELEVİZYON BURCU ESMERSOY
KÜLTÜR MİRASI EGE-AKDENİZ ROTASI
DEKORATİF ARENA-ATRIUM-MARFIL
STİL ŞIK DÜĞÜN SOFRALARI
DÜNDEN BUGÜNE GÖZLÜK
SAYI: 17
www.ngdergi.com
“Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi
bir fikre malik olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak
hak ve hürriyetine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim
olunamaz. Vicdan hürriyeti, mutlak ve taarruz edilemez, ferdin tabii
haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır.”
EDİTÖR
Geleceğimizi gençler
inşa edecek
Firmamızın Yönetim Kurulu Başkanı Nafi
Güral, Yeditepe Üniversitesi’ndeki ‘Kariyer
Günleri kapsamında yaptığı konuşmada, çözüm
odaklı düşünmenin önemine değinirken ‘Hiçbir
zaman, hiçbir engelin yolunuzu kapatmasına izin
vermeyin, bu engelin hayatın doğal bir parçası
olduğunu unutmayın, tüm sorunları yenecek güce
sahipsiniz,” diyerek gençleri yüreklendirdi.
Nafi Güral’ın genç nesille paylaştığı bu
samimi konuşma aslında markamızın en önemli
hedeflerinden birini de özetler nitelikte. Çünkü biz,
yıllar yılı tercih edilen bir marka olmayı, gençlerle
Gülden GÜRAL
kurduğumuz bu samimi yakınlığa borçluyuz. Belki
Kütahya Porselen San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
de bu sebeple marka değerimizi anlatmak için her
zaman gençlerin bulunduğu ortamları tercih
edip, başarımızı onlarla paylaşmanın bizi daha da
büyüteceğini düşünüyoruz. NG dergimiz kanalıyla
ülke çapında yaptığımız tüm etkinlikleri sizlerle
paylaşma fırsatı buluyoruz. Bu ay üniversitelerle
gerçekleştirdiğimiz ortak çalışmaların yanı sıra
Nafi Güral Fen Lisesi’nin, Ali Güral Lisesi’nin, Nafi
Güral Eğitim Vakfı’nın başarılı çalışmalarından gurur
duyduk.
Her ay olduğu gibi bu ay da çok özel
insan
hikayeleri bulacaksınız dergimizde. Tasarımın
önemli isimlerinden Aziz-Derin Sarıyer’le, Autoban’ın
kurucuları Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar’la,
televizyonunun sempatik yüzü Burcu Esmersoy’la
yapılan keyifli röportajlar dergimizin genç ve dinamik
yüzünün sadece bir bölümü. Kütahya Seramik ve
Kütahya Porselen’in en yeni ürünleriyle hazırladığımız
özel prodüksiyonlar, kadınları yakından ilgilendiren
güzellik ve bakım önerileriyle güzel ve keyifli bir yaz
geçirmenizi diliyoruz...
Saygı ve sevgilerimle
6
İÇİNDEKİLER
48
10 HOBİ Gerçek bir sanat aşığı: Emekli
Tuğgeneral Mehmet Bali
13 SERGİ Şapka sergisi Vakko Moda
Merkezi’nde
54 MİMAR Autoban firmasının kurucuları
Seyhan Özdemir ve Sefer Çağlar’la samimi bir
sohbet
14 KİTAP Özlem Akşit Kuşcan kadının
öyküsünü anlatıyor
58 KÜLTÜR MİRASI Ege’den Akdeniz’e
kültürel tatil rotanız
16 YENİ SERİ Kütahya Seramik’in bilgisayar
destekli kesim teknolojisi sujet serilerine yenisi
eklendi
62 STİL Kütahya Porselen’in yeni serilerine
Kütahya Seramik’in karoları eşlik ediyor
18 DEKORATİF Doğallık ve sadeliği
mekanlarınıza taşıyan Kütahya Seramik’in
Arena, Atrium ve Marfil ürünleri
78
48 STİL Open Stock ürünleri ile rengarenk bir yaz
68 GURME Radisson Blu Bosphorus Hotel
Executive Chef’i Ümit Yüksel’den lezzet önerileri
20 KOLEKSİYON Atatürk figürlü kupalar
74 OTEL Atatürk’ün katılımıyla Bursa’da
açılan Çelik Palas Hotel ve Mardin’deki
Shmayaa Butik Otel
22 TELEVİZYON Burcu Esmersoy’la
hayata dair
78 VİTRİN Kütahya Porselen’den eğlenceli
vitrinler
26 EVLİLİK HAZIRLIĞI Evlilik öncesi düğün
ve dekorasyon hazırlıkları
80 SAĞLIK Bitki bilim ve güzellik uzmanı
Suna Dumankaya’dan sağlıklı güzellik formülleri;
Prof. Dr. Gönül Ergenekon’dan cilt sağlınız
için tavsiyeler
32 DÜNDEN BÜGÜNE Hem estetik hem
işlevsel: Gözlüğün heyecan verici hikayesi
35 TASARIM Tasarımcı baba-oğul Aziz Sarıyer
ve Derin Sarıyer ile yaratıcılığa dair...
40 FUAR Dünyanın en önemli mobilya ve
aksesuar fuarlarından Salone del Mobile’den en
son haberler
42 KOLEKSİYON Ece Kanışkan’ın eğlenceli
çaydanlık koleksiyonu
44 GEZİ Doğunun Paris’i Beyrut
82 ESTETİK DOKUNUŞ Aslı Börek, Kütahya
Porselen ürünleriyle sunum yapıyor
83 PROMOSYON Brisa’nın yöneticisi Hafi
Naimoğlu, Kütahya Porselen’le yaptıkları özel
işbirliğini anlattı
84 BAYİ Kütahya Porselen’in en eski
bayilerinden Yücel İnşaat’ın başarısının sırrı
86 BİZDEN HABERLER
98 BULMACA
SAYI: 17
HAZİRAN 2011
İmtiyaz Sahibi
Kütahya Porselen San. A.Ş. adına
Ali Abacı
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nazmiye Doğan
Eser Çetintaş
İletişim Adresi
Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya.
Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17
[email protected]
www.ngdergi.com
NG Dergisi Kütahya Porselen San. A.Ş. tarafından
2 ayda bir yayınlanır ve ücretsiz dağıtılır.
8
Yayına Hazırlayanlar
Yazışma Adresi: Turkuvaz Dergi
Turkuvaz Gazete Dergi Basım A.Ş
Grubu, Toprak Center, Ihlamur Yıldız
Cad. No: 10, 34353,Beşiktaş/İstanbul.
Yayın Direktörü Aslıhan Sarp İşman
Tel: (0212) 326 30 16
Yayın Yönetmeni Fatma Özel
Basımcı: Turkuvaz Matbaacılık
Görsel Yönetmen Nazlı Sarı
Yayıncılık A.Ş.
Editörler Çiğdem Hasanoğlu,
Basıldığı Yer: Akpınar Mah.
Zeliha Köşlü
Hasan Basri Cad. No: 4,
Fotoğraflar Ahmet Gül, Ceren Can
Sancaktepe, İSTANBUL
Korkmaz, Haydar Erçin
Tel: (0216) 585 90 00
HOBİ
RESİM
HAYALLERİN PEŞİNDE
Emekli Tuğgeneral
Mehmet Bali, gerçek
bir sanat aşığı. Uzun
ve zorlu askerlik
hizmetinin ardından
yıllarca içinde
sakladığı sanat aşkını
tuvallere aktarıyor.
Mesleklerinin
yanında
gönüllerindeki işi
yapmak isteyen
geçlere de söyleyeceği
çok şey var…
Yazı Nur Eren
Fotoğraflar İsa Arslan
10
1970 yılında Hava Harp Okulu’nu bitiren ve Teğmen olarak
tuluş, Hüseyin Yüce gibi. Ressam olabilmek zaman, emek ve
Hava Kuvvetleri Komutanlığına katılan Mehmet Bali, 36 yıllık
temel eğitim gerektirir. Ben atölyede usta çırak usulü yetiştim.
hizmetten sonra Tuğgenerallik rütbesiyle emekli olmuş. Sana-
Onlar gibi tuvalimi kendim yapıp boyalarımı alır ve günlerce izle-
ta ve sanatçıya duyduğu yakınlığı onun askerlik hizmetine de
nimlerimi, düşüncelerimi tuvale yansıtmaya çalışırım. Yapar bo-
yansımış ve Anadolu’da en çok ziyaret edilen Tugay Müzesi’ni
zarım ve resmim asla bitmez, zaman buldukça yeniden ilaveler
hayata geçirmiş Mehmet Bali. Şimdi emeklilik sonrasında yıllar-
yaparım.
ca içinde biriktirdiği sanat aşkını, amatör bir ruhla resim çalışmalarına aktarıyor.
Sizi resme yönelten ne oldu?
Geçmişe dönseniz bu mesleği, gerçek mesleğiniz
olarak seçer miydiniz?
Ressam olmak general olmaktan zormuş. Bana ressam
Fırat’a bakan bir dağın yamacında, çok çetin bir coğrafya-
olma payesi verirler miydi, bilmiyorum. Ancak ressam olmak
da, etrafı meşe, badem, erik, köknar ve kuşburnu ile kaplı bir
için tereddütsüz her zorluğa katlanır ve ressam olurdum. Gerçi
evde doğdum. Baharda devedikenlerinin mor renkli çiçek açtığı
Türkiye’de ‘Asker Ressamlar’ başlangıçta öncü rol oynamışlar
ve rüzgarın kekik koktuğu, kışın rüzgarın kar estiği bembeyaz
ve resim sanatına çok emek vermişlerdir. Türk Silahlı Kuvvetleri
rresme çok önem verir ve çok değerli res-
bir ortamda büyüdüm.
s
samlar yetiştirmeye, onları desteklemeye
Babam kök boyalar ile yün ve iplik bo-
d
devam etmektedir.
yardı kilim yapmak için. Ayrıca Anadolu
kadınının rengarenk basmalardan yapılan
Kaç yıldır resim yapıyorsunuz?
giysilerini de annem dikerdi. Kök boya ile
Hiç hatırlamıyorum. Ancak, yirmi yıl-
boyanmış kilim desenleri, basma giysile-
d
dır yaptıklarımı biriktiriyorum. Dostlarıma
rin çiçekleri ve bu vahşi tabiat büyülemişti
vverdiklerim hariç. Dostlarıma verdiğim
beni. Yün, iplik boyama ve kilim yapma
rresimler biriktirdiklerimden fazladır. Seve-
fırsatım olmadığı için kağıtlara çiçekler çi-
rrek başköşeye asarlar resimlerimi ve bu
zerek başladım resme.
b
beni çok mutlu eder; zaman zaman onları
g
görmek bahanesi ile dostlarımı da ziyaret
Resimlerinizde neleri konu alıyor-
e
etmiş oluyorum.
sunuz?
Doğa ve doğadaki canlı cansız tüm
Başladığınız ilk yıllardan bu yana
varlıklar benim resmime konu olabilir. Özel-
n
nasıl bir değişim geçirmiş olabilir
likle atları çok seviyorum. Özgürce koşan
ttekniğiniz?
atları resmediyorum. Onlara gem vurulsun
Çok değerli ressam dostlarım Ah-
istemem tablolarımda. Dağları seviyorum.
m
met Yakupoğlu, 2005 yılında yitirdiğimiz
Hırçın, kıpır kıpır denizi seviyorum. Ayın
A
Abdullah Taktak ve Hüseyin Yüce ile
ve güneşin denizle buluşmasını seviyo-
K
Kütahya’da açtığımız karma sergiden bu
rum. Üstat Ahmet Yakupoğlu gibi rüzgarı
yyana resimlerimi kimse pek görmedi. Bu
resmetmek isterim. Usta ressam, dostum
n
nedenle olumlu veya olumsuz geri bes-
Hüseyin Yüce’den natürmort bir tablo yapmasını istedim. Bir-
leme almadım. Gelişmeleri ancak kendime göre değerlendi-
kaç gün sonra elinde kır çiçekleri resmedilmiş bir tablo ile geldi.
receğim için bu bir subjektif değerlendirme olur. Sevgili karım
‘Vazoya koymaya kıyamadım’ dedi. Ben düşüncelere, hayallere
Kezban resimlerimi beğenmiyor ve beni hala amatör buluyor.
sınır konsun istemem. Beni gecekonduların penceresi önünde-
Ben profesyonel olmayı sevmiyorum. Emeklilik bir yerde resmi-
ki tenekenin içindeki sardunyalar, çerçeveleri örümcek ağı bağ-
me de yansıdı demek ki. İnsan emekli olunca görmediği yerleri
lamış harabe evlerden fışkıran çiçekler etkiler. Son zamanlarda
ve yapamadığı işleri yapmak istiyor ve nasıl olsa zamanım çok
mesleğinde başarılı, savaşçı amazon kadınlar beni çok etkiliyor.
diye düşünebiliyor. Halbuki zaman ışık hızı ile geçiyor. Günü
Onları mozaik formda resmetmek istiyorum. Çünkü onların top-
yakalamam ve ona bir resim armağan etmem gerek.
lumun eşsiz mozaikleri olduğuna inanıyorum.
Özel bir teknik veya malzemeye dayalı bir çalışma yapıyor musunuz?
Ben alaylı bir boyamacıyım. Hocalarım Abdülrezzak Kur-
Resim çalışması her zaman daha iyiye ulaşmanın
heyecanını da içinde barındırır, sizin varmak istediğiniz
nokta nedir?
2009 yılında Louvr Müzesi’ni gezerken ‘Milo Venüsü’ ve
11
HOBİ
RESİM
Antakya’dan çalınmış (tabir
A
meye çalışırım yapacağım herhangi bir işi. Varacağım hedefe
k
kaba ancak doğru) eşsiz gü-
defalarca giderim hayalimde. Bazen hedefe vardığımda sanki
zzellikteki mozaikleri gördüm.
daha önce görmüşüm gibi gelir bana orası. Bence her insan
O eserleri ait olduğu yerlere
gibi sanatçı da hayal eder, ölesiye çalışır, ancak ilham diğerle-
g
getirmek isterim fakat çok
rinden farklı olarak şimşeğin çakması gibi gelir. Sanatçı, ilhamı
zzor. Olanak yaratıp aynı yer-
hisseder ve farkı yakalayarak eserini yaratır. d
de ve ebatlarda onları resm
medip
ülkemin
insanlarına
a
armağan etmek isterim. Ben
A
Anadolu’da
yaşanmış
tüm
MEHMET BALİ’DEN GENÇLERE TAVSİYELER
Gönüllerindeki işi yapmak isteyen gençlere ne önerirsiniz?
m
medeniyetlerin vurgunuyum.
Günümüzde, işini iyi yapan bir nalbant, bir kuaför, bir ma-
H
Hepsinin karışımı bir tekniğim
rangoz iyi bir işletme doktorundan hem daha kolay iş buluyor
o
olsun isterim. Anadolu’da ya-
hem daha çok para kazanıyor. Gençler, kendilerini meslek
ll
şayan tü
tüm canlıların
anne ve b
bebeklerini resmetmeye başladım, o seriyi tamamlamak isterim. Benim resimde bir yerlerde
sahibi yapmayan eğitim kurumlarını asla tercih etmesinler. Ülkemiz, üniversite eğitimi görmüş mesleksiz ve mutsuz gençlerle dolu. Okumuş olmak için değil üretmek için okumalıyız.
olma gibi bir derdim yok. Birileri benim resimlerimi beğensin
Bugünün gençlerinin 22. yüzyılı görme şansları çok fazla.
gibi bir endişem de olmadı. Çünkü hayatımı resim yaparak
Nanoteknoloji ile hem yaşam kalitesi yükselecek hem ortala-
renklendiriyorum. Ancak, emeğe değer veren, sanatı seven
ma insan ömrü uzayacak. İyi icra edebilecekleri bir meslekleri
işçi, memur, öğretmen, asker ve özellikle ikinci kuşak girişimci
olsun. Resim, heykel, müzik yapmak, uçmak ve dans etmek
bir zevktir, ayrıcalıktır. Herkesin içinde bunlardan mutlaka bir
olan insanların evinin duvarlarında resimlerim olsun isterim. On-
parça var, yoksa bile okumak, izlemek ve bilgi sahibi olmak
lar resmin kıymetini daha iyi bilirler. Müzayedelerde değil çok
da bir ayrıcalıktır.
gezilen Anadolu’daki müzelerde resmim olsun isterim.
Gününüzün kaç saatini resim yaparak geçiriyorsunuz?
Ben günümün en az yarısını resim ile geçiririm. Birileri ile
konuşurken, dinlerken; yazarken ve okurken hariç, diğer zamanlarımda önümdeki kağıtlara kafamdakileri boşaltırım. Ben
atölyeye memur gibi belli saatlerde girmem. Bu konuda ken-
HAKKIMIZDA...
dimi özgür bırakırım. Günlerce sancısını çekerim eserin, tuvale
yansıdığında da istediğim gibi olmaz. Günlerce uğraşırım istediğim rengi biçimi yakalamak için.
Bir sanatçıyı diğer insanlardan ayıran temel fark nedir sizce? Onlar hayata daha farklı mı bakıyorlar?
Ben kendimi önce insan olarak değerlendireceğim. Diğer
insanlardan daha çok noksanımın olduğunu da biliyorum. Ben
sade bir insan gibi fark ederim, kaydederim, biriktiririm ve bıkmadan çalışmayı çok severim. Gençliğimden beri şiir yazarım.
Düz yazı yazmak isterim fakat sabredemem. Aşırı derecede
aceleciyim. Edison’un çok hoşuma giden bir sözü var: ‘Yaratmanın yüzde doksan dokuzu terlemek, yüzde biri de ilhamdır.’
Ben binlerce at eskizi yaptım. Kaslarını, gözlerini, iskeletini, kuyruğunu ve özellikle gövde kısmını. Ancak, zaman zaman atlarım
ya kurda veya geyiğe benzer. Zor iştir resim yapmak.Tanrı yaratıcılığının bir kısmını insana vermiştir. Bir annenin dünyaya getirdiği o eşsiz varlığı hangi sanatçı, hangi heykeltıraş yaratabilir.
Ancak sanatçı fark eden ve fark ettiği ile fark yaratan insandır.
Diğer yandan ben iflah olmaz bir hayalperestim. Önceden gör12
Mesleğimin en güzel beş yılını Kütahya ile
bütünleşmiş Hava Er Eğitim Tugay’ında
geçirdim. Tugayda 150.000 genci eğitip ‘Havacı’
olarak yetişmelerine katkıda bulundum.
Kütahyalı dost ve hemşerilerimden aldığım
destek ve yakın ilgiden bir sevgi seli oluşturup
ülkemin her tarafına aktık. Dünyada dost
ve kardeş sayısı en çok olanlardan biriyim.
Yurdumun her yerinde sığınabileceğim bir
yuva ve sımsıcak bir yürek vardır. Benim en
kıymetli birikimim bu genç evlatlar ve Kütahyalı
dostlarımın sevgileri. Uzun süredir uzak kaldığım
dostlarımla haberleşme olanağı verdiği için
derginizin tüm emektarlarına, dostluğu benim
için çok kıymetli olan Nafi Güral ve Güral
ailesine teşekkür ederim.
SERGİ
VAKKO MODA MERKEZİ
ŞAPKA
SANATI
Sanatın ‘şapka çıkardığı’ sergi, dünya müzelerinden
sonra şimdi İstanbul’da... ‘Stephen Jones&the Accent
of Fashion’ 7 Haziran tarihine kadar Vakko Moda
Merkezi’nde sanatseverlerle buluşuyor.
en Şapka’dan, Türkiye’nin en köklü moda markası olmaya kadar geçen süre
Ş
içinde, moda, sanat ve tasarım endüstrileri arasında bir köprü kuran Vakko,
bu vizyonunu bir kez daha hayata geçiriyor. 2011 yılında Wallpaper dergisi tarafından
dünyanın ‘En İyi Çalışma Alanı’ seçilen Vakko Moda Merkezi’nde, Türk moda ve sanatseverleri, dünyaca ünlü şapka tasarımcısı Stephen Jones ile buluşturuyor.
20. ve 21. yüzyıllarının en radikal şapka tasarımcısı olarak bilinen Stephen Jones,
kariyerinin 30. yılını ‘Stephen Jones&the Accent of Fashion’ retrospektif sergisi ile kutluyor. Sanatın ‘şapka çıkarttığı’ sergi, dünya müzelerinden sonra şimdi İstanbul Vakko
Moda Merkezi’nde sanat severlerle buluşuyor. Bu çok özel sergi, birçok dünya devi ile
çalışan şapka tasarımcısı Stephen Jones’ın dünyasını, kendi koleksiyonu için yaptığı
tasarımlarının yanı sıra Jean Paul Gaultier, Thierry Mugler, Comme des Garçons, Claude Montana, John Galliano, Christian Dior, Azzedine Alaïa,Walter Van Beirendonck,
Marc Jacobs ve daha birçok marka için tasarladığı şapkaları gözler önüne seriyor.
Sergide, dört farklı temada 180 olağanüstü tasarımın yanı sıra Stephen Jones’un Şen
Şapka’dan seçtiği çok özel bir şapka da yer alıyor. Açılış daveti için İstanbul’a gelen
Stephen Jones “Kariyerim boyunca, tasarladığım şapkalar kuzeyden güneye, batıdan doğuya pek çok sınır geçti. İstanbul’un bu muhteşem serginin dünya turundaki
ilk durağı olmasından büyük mutluluk duyuyorum. Bir şapka dükkanı olarak hayata
başlayan Vakko’nun, benim şapkalarıma Türkiye’de ev sahipliği yapması ne kadar şahane!” dedi. Jones’un olay yaratan sıradışı retrospektif sergisi, moda ve sanat severler
arasında büyük ilgi görüyor. www.vakko.com
Sergide, Stephen
Jones’ın kendi
koleksiyonu için
hazırladığı tasarımların
yanı sıra Jean Paul
Gaultier, Thierry Mugler,
Comme des Garçons,
Claude Montana, John
Galliano, Christian Dior,
Azzedine Alaïa,Walter
Van Beirendonck, Marc
Jacobs ve daha birçok
marka için tasarladığı
şapkaları izleyicilerle
paylaşılıyor.
13
KİTAP
ÖZLEM AKŞİT KUŞCAN
‘KADIN’IN ÖYKÜSÜ
Mavi Ajans tarafından yayınlanan ‘Antik Çağdan Günümüze Kadının Öyküsü’, Özlem
Akşit Kuşcan’ın kaleme aldığı bir insanlık tarihi kitabı. Toplumsal süreç içerisinde farklı
kültürlerin kadına biçmiş olduğu konumu gözlemleyeceğiniz kitapta, sosyal hayatta
anlam veremediğimiz pek çok sorunun da yanıtını bulacaksınız. Yazı Fatma Özel
T
arih boyunca kadın öylesine göz önündedir ki dini
Bu kitabı hazırlamaya nasıl karar verdiniz?
olgular, sosyal dinamikler hep onun etrafında varo-
Her insanın yaşadıklarından öğrendiği, çocuklukta belleğine
lurlar. Geçmiş ve bugün ‘kadın’ kavramı etrafında
kazınan olaylar ya da nedenini sorgulayıp cevap aradığı bazı
irdelendiğinde toplumsal gerçekler hemen su yüzüne çıkar. Öz-
sosyal gerçekler vardır. Kadın ve kadına dair bir anı, okuduğu-
lem Akşit Kuşcan’ın kitabı da ‘kadın’ kavramının bilimsel olgular
muz bir acı haber, bir fotoğraf karesi ya da ‘ama neden ka-
ışığında ele alınması açısından çok etkileyici. Kitapta, geçmiş ve
dın?’ diye isyan ettiren çağdışı uygulamalar insanda açıklama
bugün arasındaki yorumlar tutarlı gerçeklerden hareketle irde-
ve paylaşma isteği uyandırıyor. Bu kitabı yazmak, kimi zaman
lenmiş ve zengin kaynakça ile bu konu üzerine araştırma yap-
hayranlıkla kimi zaman hüzünle kimi zaman içimde öfke duya-
mak isteyenlere yol gösterecek bilgilere yer verilmiş. Bu bilgiler
rak, şaşırarak, gülerek, of çekerek, ‘vay canına’ diyerek bin bir
kitabı, özellikle bir akademik çalışma için eşsiz bir referans kay-
gözlemle aldığım bir yolculuktu. Ve bu kitabın okuma araştırma
nağına dönüştürmüş. Uzun ve titiz bir araştırmanın eseri olduğu
süreci bittikten sonra yazmak ve kitlelere mesajını ulaştırmak
konusunda hiçbir şüphe bırakmayan ‘Antik Çağdan Günümü-
içimde bir tutkuya dönüştü.
ze Kadının Öyküsü’ tarih süzgecini popüler bir konu olan kadın
Kitabın içeriğini ne kadar sürede hazırladınız?
üzerinden geçirerek ‘feminizim’, ‘toplumsal baskılar’ gibi sosyal
Yaklaşık 13 yıl sürdü.
alanda her gün tartışılan konulara ışık tutuyor.
Hazırlık süreci nasıl gelişti?
14
Evet, uzun zamanımı alan, cevabını bulduğum soruların
yaşattığı geleneklerle, töresel davranışlarla aktardığı bir coğraf-
bilimsel temelini oluşturmada zengin bir kaynakça taraması
ya. Kadının bugün yaşadığı berdel, namus cinayetleri ya da ölen
yapmak gerekiyordu. Eskiçağ tarihini anlatan mitoloji kitapları
ağabeyin kardeşiyle evlendirilmesi, erkek çocuk veremeyen ka-
ve tarihi kitaplar, şiirler de dahil, kutsal dinlerin ilahi kitapları ve
dının önemsiz sayılması, eşikte bekletilmesi gibi pek çok çarpık
ilahiyatçıların kaynakları, psikologların kaynakları ve makaleleri,
adet, bu topraklarda yaşayan insanlara geçmiş yaşantıların,
kadın dergileri, Türk kültüründe kadını ve feminizmin yerini sor-
kültürlerin mirasıdır. Anadolu’da yaşayan tüm topluluklar bu
gularken okuduğum destanlar ve edebiyatımızdaki bazı edebi
mirasın içinde kaynaşıp ataerkilleşmişler. Ve maalesef Anadolu
şahsiyetlerin eserleri gibi uzayıp giden bir listeyi sıralayabiliriz.
kadını geçmiş kültürün boynuna geçirdiği yaftadan hala silki-
Kadının bugünkü duruşunu nasıl yorumluyorsunuz?
nip kurtulabilmiş değil. Bunu ancak tarihi daha etkin okumakla
Geçmişteki kadının bugüne dek olan insanlık ve medeniyet
doğru bilgiye ulaşmakla ve tartışabilir hale gelmekle aşabile-
yolculuğunda geçirdiği süreçleri irdelemeden, tarihi gelişmelerin
ceğiz. Bu kitap bunu başarabilme yolunda, mütevazı bir çaba
detaylı yönlerini okumadan, bugünkü duruşu algılayabilmek çok
gösterme değeri taşıyor.
zor. Bütün bir resmi görebilmek zorundasınız. Örneğin yeryü-
Ana tanrıça idolünde kadın ne kadar yüceltildiyse bu-
zünün ısınmasıyla buzulların erimesi sonucu yaşamın değişme-
gün bir o kadar sosyal bir ezilme yaşıyor. Erkeklere ne oldu
si, tarımın keşfedilmesi ve ardından kentleşme olgusunun, yeni
da antikçağda yücelttikleri kadını bugün ezmek istiyorlar?
yaşam düzenlerinin gelişmesiyle yeryüzü yaşamını paylaşan iki
Aslında bu kaotik meseleye her şeyden evvel kadın-erkek
varlık, yani kadın ve erkek için meydana gelen sosyal değişimle-
meselesi olarak değil insanlık ve medeniyet tarihi penceresin-
ri, kimlikleri ve maskeleri bir film sahnesi gibi izlemek gerekiyor.
den bakmak lazım. Doğa olayları, keşifler, sanayinin gelişme-
Türk toplumu hariç birçok yeryüzü toplumlarında kadın,
si ve daha birçok şey kadının rol değişimlerinde etkili süreçler.
kökeninde şeytani, lanetli, rahmetten kovuluşun, kıtlıklardan,
Tsunami, kasırga gibi olağanüstü olaylar karşısında ölen insan-
hastalıklardan ve çileli yaşam koşullarından oluşan yeryüzünün
ların kayboluşuna anlam veremeyen erkek için kadın, ‘canı
sebeb-i mimarisi kabul edilmiş. Bu nedenle de çok eziyet gör-
alana’ karşı, dişil doğurgan yönüyle ‘canı veren’ olduğu için
müş, horlanmış, arka plana itilmiş olduğundan sıkıntılı bir yol
tapılası bir varlık olmuş. Tarımın keşfi kadını toprağa iş gücü
almış. Mevcut durumlar içinde mücadeleler vererek ‘feminizm’
üreten bir kaynak durumuna indirgerken, Antik Yunan filozofları
denen kavramı dişiyle, tırnağıyla hak etmiş ve bugünkü seviye-
kadının kendi kendine yaratamayacağı, dölü erkeğin verdiğini
sine gelebilmiştir. Türklerde ise eskiçağlardan bugüne kadının
ve bu nedenle erkeğin efendi olacağı hükmüne varmışlar. Ka-
varlığı, diğer örneklere göre tam bir tezat oluşturuyor. Kadın
dının tartışılmaz ana tanrıça tacını da başından çekip almışlar.
zaten erkeğiyle eş bir statüye sahip, donanımlı, güçlü bir role
Ünlü antikçağ düşünürü Philon İbrani, düşünce sistemindeki ilk
sahipken, tarih sürecindeki oluşumlarla farklı hüviyetlere bürü-
günahkar fikrini Antik Yunan filozoflarının ‘tohum- toprak ilişkisi’
nüyor. Mücadele vermek için ciddi bir çaba göstermeye gerek-
teziyle birleştirerek kadının toplumdaki statüsünü sıfır noktasına
sinim duymuyor bile. Çok arka planda da kalmıyor, bir şekilde
getiren fikirlerin kabul görmesini sağlamış. Yüzyıllar boyunca da
gücünü değişik suretlerde gösterebiliyor. Çünkü Türk toplumu
insanlık tarihindeki her değişim kadına binlerce yüz kazandır-
anaerkil bir toplumdur ve ‘ana’ya değer veren, anayı yücelten
mış. Kadın ise bu binlerce yüz, binlerce kişilikle bazen entrikay-
motiflere sahip. Kadın her zaman perde arkasından yönetmeyi
la, bazen cazibesiyle ve zekasıyla bir şekilde erkeği yönetmeyi
bilmiş. Bu bağlamda yakma, işkence ayinleri gibi çileleri gören
başarabilmiş, varolma mücadelesini sürdürmüş.
batılı kadınlar için çok anlamlı olan ‘feminizm’ ,Türk kadını için it-
Kitabınızda ‘biraz daha açmalıyım, üzerinde çalışma-
hal bir kelime. Ancak bugünün modern, tüketim dünyası içinde
lıyım’ dediğiniz bölümler var mı? Bu konuda ikinci bir ça-
bizde de batıda da kadının saygın yerinin doğru olarak tanım-
lışmaya hazırlanıyor musunuz?
lanabildiğini düşünmüyorum. Kadın hala ağırlıklı olarak görsel,
maddesel yanıyla ön plana çıkmayı sürdürüyor.
Bu kitaba, kadının saygınlığını nerede ve ne zaman kaybettiği gibi bazı soruların geçmişteki izdüşümlerini yakalamak ve ka-
Bizler bazen Türkiye’yi büyük şehirlerden ibaretmiş
ranlık koridorların dehlizlerini bir nebze aydınlatabilmek amaçlı
gibi algılıyoruz. Tüm bu kavramlara Anadolu açısından
yola çıkmıştım. Çok uzun bir yolculukla okuru sıkmak kaygısıyla
yaklaştığımızda neler söyleyebilirsiniz? Anadolu’da kadın,
uygun noktada bıraktığımı düşünüyorum. Ancak Anadolu kadı-
şu anda tartıştığımız noktalarda mı?
nının gelişim sürecini daha geniş perspektifli bir biçimde işleme
Anadolu, çok eski medeniyetlerin üzerinde yükselen ve bu
medeniyetlerin geçmişten günümüze hala canlılığını motif motif
konusundaki ‘keşke’lerimi ikinci kitaptaki araştırmalarıma yönlendirdim ve üzerinde çalışıyorum. 15
YENİ SERİ
KÜTAHYA SERAMİK
Seramikte üçüncü boyut
Kütahya Seramik, bilgisayar destekli kesim teknolojisi ile üretilen sujet serilerine
bir yenisini daha ekledi. İstanbul Yapı Fuarı 2011’de ziyaretçilerin beğenisine
sunulan, üç boyutlu görüntüye sahip yeni seri, profesyonellerden yoğun ilgi gördü.
16
eramik, porselen, mermer, granit, her
S
türlü yer döşemeleri ve tüm metalleri, ısıtmadan, deforme etmeden kusursuz bir
şekilde kesebilen Kütahya Seramik Sujet Teknolojisi
sayesinde, bilgisayar ortamında çizilen her tür çizim
hayata geçirilebiliyor. Müşteri tarafından iletilen çizim ya da görselin, dijital ortama aktarıldıktan sonra,
makinelerin kesimine uygun hale getirilip, kesiminin
yapılması aşamalarından oluşan sujet kesim teknolojisi, son derece çevre dostu. Bu işlem, toz, talaş,
parçacık ve kimyasal atık üretmiyor.
Sujet teknolojisi endüstriyel kesim alanında
yeni bir çağ açarken, teknolojiyi sanata yaklaştırarak, artistik ve dekoratif alandaki yaratıcı çalışmalar için önemli katkılar sağlıyor. Kütahya Seramik
tasarım ekibi tarafından tasarlanan yeni seri üç
boyutlu sujet, bu teknolojinin mimari, dekorasyon
ve her türlü tasarımın vazgeçilmez yaratıcısı haline
geldiğinin göstergesi. 17
DEKORATİF
KÜTAHYA SERAMİK
ARENA
100x50 cm ölçülerindeki Arena serisi,
antrasit, kahve, bone, gri, vizon renklerinde.
Seri gerek 100x50 cm ebadı, gerekse tasarımındaki mineral sıva görüntüsüyle özellikle
dış cephelerde sıkça tercih ediliyor.
Doğadan
mekanlara
18
Kütah Seramik mineral
Kütahya
Arena, taş
sıva görünümlü
g
dokusu görünümlü Atrium
dokus
Marfil ürünlerinin soft
ve Ma
renkleriyle doğallık ve sadeliği
renkle
mekanlarınıza taşıyor.
meka
MARFIL
Mermer dokulu toprak renklerindeki
Marfil serisi, 50x50 cm ölçülerinde. Seri
bej, bone renklerinde, mat ve parlak
yüzey dokusu alternatiflerinde üretiliyor.
Sırlı porselen karo özelliği taşıyan seri,
kafe, alışveriş merkezi gibi yaya trafiğinin
yoğun olduğu alanlarda tercih ediliyor.
ATRIUM
Atrium serisi 100x50 cm
ölçülerinde, noce, gri, antrasit, beyaz ve bone renk seçeneklerine sahip. Dış cephe ve
alışveriş merkezlerinde kullanılan Atrium serisi, taş dokusu
ile mekanlara doğal bir güzellik taşıyor.
19
KOLEKSİYON
FİNCAN
Atamıza
saygı
Kütahya Porselen, Atatürk’ün bize
yön veren sözlerinin ve portresinin
işlendiği çok özel bir koleksiyon
hazırladı. Sevdiklerinize, bir ömür
boyu saklayacakları, değerli bir hediye
vermek istiyorsanız, ‘Atatürk’ serisi tam
size göre. Özel kadife kutusuyla şık bir
sunuma sahip olan bu koleksiyon, tekli
ya da ikili set alternatiflerine sahip.
28-56 TL arasında satışa sunulan
seride, koleksiyona yeni dahil edilen
Türkiye haritalı tepsisi, Atatürk portresi
işlenmiş altın yaldızlı kahve fincanı
ve su bardağı ile hazırlanan set,
99 TL’den satışa sunuyor.
20
TELEVİZYON
BURCU ESMERSOY
BİR İSTANBUL AŞIĞI:
BURCU ESMERSOY
NTV Spor’un
güzel spor
spikeri, ‘Yok
Böyle Dans’
yarışmasının en
çok konuşulan
ismi Burcu
Esmersoy’la
işini, hayatını
ama en çok da
‘sevgilim’ dediği
İstanbul’u
konuştuk.
Fotoğraflar 2D
22
içbir şey göründüğü gibi değil. Burcu Esmersoy
Çalışmadığınız günlerde nasıl vakit geçiriyorsunuz?
da öyle… Sadece güzel değil mesela. Hatta onu
Bizimle kahvaltı, spor, öğlen yemeği, alışveriş rotanızı
biraz tanıyanlar için bile güzelliği ikinci, üçüncü
paylaşır mısınız?
H
planda kalan biri… Onunla aynı noktadan çıkış yapan, yani bir
Artık pek bir şey yapmaya vaktim olmuyor maalesef. Ama
güzellik yarışmasıyla hayatımıza giren pek çok isimden farklı
genelde erken kalkar şirkete gidip arkadaşlarımla kahvaltı ede-
olarak o kendi yolunu seçmiş. Yıllarca kamera arkasında dirsek
rim. Ardından spor yapar, ev alışverişini aradan çıkarıp, iş arka-
çürütmüş, sonra masallardaki güzel prensesler gibi her şeyi
daşım İsmail Şenol’la sinemaya giderim.
geride bırakıp aşkının peşinden gitmiş, masal bittiğinde kaldığı
Birlikte gezmekten en çok keyif aldığınız kişi kim?
yerden hayatına devam etmiş. Kendisinin de söylediği gibi tam
Kendim ve sevgilim.
bir ‘survivor’ o. Çok ama çok çalışkan bir survivor hem de.
Gezip tozma ekibiniz yok mu?
Öyle ki, yoğun temposu sırasında bu fotoğrafları çekebilmek,
Var. İki ayrı kız grubum var; çocukluk arkadaşlarım Merve,
söyleşiyi yapabilmek epey zor oldu ama değdi doğrusu.
Çok gezdiğinizi biliyoruz, en azından dünyada birçok
Figen, Jale, Esra ve ablam Müge. Bir de iş arkadaşlarım Serra
ve Zeynep.
ülkeyi, şehri biliyorsunuz. İstanbul’u tüm dünya şehirleri
Şimdiye kadar İstanbul’un hangi semtlerinde oturdunuz?
ile kıyaslarsanız nasıl bir yere koyarsınız? Ne ifade ediyor
Offf… Her yerde! Sırasıyla Serencebey, Nişantaşı, Maçka,
bu şehir sizin için?
‘Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de vatanım demiş’ ata-
Ataköy, Fulya, Etiler, Bebek, Kavacık (Beykoz), İstinye, Kemerburgaz ve Emirgan.
sözünün en canlı kanıtlarından biriyim sanırım. Çünkü İstanbul en
İstanbul’un yaşanacak semti neresi peki?
en en güzeli. Hem Avrupalı hem Anadolu kokuyor; hem genç ve
Emirgan ve Nişantaşı.
modern, hem tarihi. Doğup büyüdüğüm; anılarımın olduğu; yeni
anılar, hatıralar yaratacağım sevgilim.
İstanbul dışında yaşamanız gerekse ‘orada yaşardım’
diyerek tercih edeceğiniz bir şehir var mı?
İstanbul’da yaşamak zor mu peki?
Londra ya da Hong Kong.
Biraz yabancılaştırıp ötekileştiriyor, çokça yoruyor, ömür kısal-
Şu aralar dünyada aile kurmak özellikle de çocuk yap-
tıyor bu şehir. Ama su ve nefes almak gibi asla vazgeçilemiyor.
Sizce İstanbul’un en hüzünlü yeri neresi?
Aşiyan! Ama beni en çok üzen yer Balat, çünkü içinde, altında, yanında, sağında, solunda neler gizli, neler kayıp…
İstanbul’da şurası benim için özel diyebileceğiniz bir
yer var mı?
Emirgan, Serencebey ve Nişantaşı. Çünkü hayatımın en güzel günleri hep buralarda geçti, anılarım en çok buralarda.
Yurt dışından konuklarınız geldiğinde onlara İstanbul’un
nerelerini gezdiriyorsunuz?
mak neredeyse trend oldu. Var mı sizin de içinizde böyle
özlemler?
Aile ve çocuk gibi sorumlulukların altına giremeyecek kadar sorumsuz ve yoğunum bu aralar. O yüzden şu ara mümkün değil.
Bir gün işi gücü bırakıp evimin kadını, çocuğumun annesi olmak istiyorum dediğiniz olmuyor mu peki?
‘Demiyorum’ dersem acaba kendime ‘fazla’ mı güveniyor
oluyorum.
İnternette şöyle bir gezerken sizinle ilgili en çok ya-
Gündüz mutlaka sahilde kahvaltı veya öğle yemeği yeriz.
pılan tanımlamalardan birinin ‘soğuk’, diğerinin ise ‘ken-
Sahil konusunu tamamladıysak Beyoğlu veya Nişantaşı’nda
dine fazla güvenli’ olduğunu gördük. Öyle misinizdir
zaman geçiririz. Kapalıçarşı, Sultanahmet ve çevresine de mut-
gerçekten? Yoksa ortada ünlü ve güzel kadını kıskanma
laka götürürüm.
durumu mu var?
Yemek yemek için tercih ettiğiniz mekanlar hangileri?
Soğuk olduğumu sanmıyorum. Kendine güvenmenin ise
Genelde gündüz Aşşk Kahve, Mia Mensa, Bebek Kahve,
harika bir duygu ve bambaşka bir özellik olduğunu düşünü-
Happily Ever After gibi yerler. Akşam ise mevsime bağlı olarak
yorum. Kibirli değilim ama kendime güvenirim, evet. Oradaki
Sunset, Mia Mensa Kuruçeşme, La Brise Asmalımescit ve çev-
‘fazla’ iğnelemesi ise yazanın kompleksindendir sanırım.
resi. Sabahattin, Sultanahmet Köftecisi, Anjelique, Poseidon ve
Banyan da olabilir.
Güzellik adına neler yapıyorsunuz? Özel bakım yöntemleriniz, güzellik reçeteleriniz var mı mesela?
Dans etmek için nereye gidiyorsunuz?
Cildimi iyi temizler ve nemlendiririm, sadece bu.
Anjelique veya Banyan’da yemekten sonra, o civarda kalma-
Hayatta ‘asla yapmam’ dediğiniz şeyler var mı?
yı tercih ederim.
Asla asla demiyorum, ne dersem oluyor ! Aman ha!
23
TELEVİZYON
BURCU ESMERSOY
Bundan 10 yıl sonra kendinizi nerede görmek istersiniz, var mı öyle bir yer?
ce bir kadının kendi parasını kazanması neden önemli?
17 yaşından beri kendi paramı kendim kazanıyorum. Ayakta
Burada.
kalmak, kendi ayakların üzerinde durabilmek için gerekli. Kendi-
Galatasaraylı olduğunuz biliniyor. Galatasaray’ın şu
nizden başkasına güvenemeyeceğinizi biliyorsanız, evet önemli
anki durumu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce nasıl
kurtulur Galatasaray?
Yorum yok.
Futbolu çok sevdiğinizi biliyoruz. Hiç futbol oynamayı
denediniz mi?
olduğunu siz de biliyorsunuzdur.
Dans yarışmasına gelecek olursak, neden kabul ettiniz bu dans yarışması teklifini...
İşin ucunda 0-6 yaş arası çocukların eğitimi için yapılacak
bir okul vardı. İşe giderken kullandığım kestirme yolun üzerinde
Eski eşim her hafta halı saha futbolu oynardı, ben de ona eşlik
buna benzer bir okul yer alıyor. Trafik sıkıştığında o okuldan eve
ederdim. Her iki takım da arkadaşlarımız ve eşlerinden oluştuğu için
dönen çocukları görüyorum, kimisi annesinin elinden tutmuş, ki-
kadınlı erkekli gayri ciddi maçların yapıldığı zamanlar da olmuştu.
misi tek başına eve yürüyor. O kadar mutlu, o kadar umutlu gö-
Siz hangi sporları yapıyorsunuz?
rünüyorlar ki, o okul onlar için o kadar hayati ki… Okullar da ne
Dövüş sporları, dans, pilates ve yüzme.
kadar çok olursa o kadar çok çocuk yararlanır düşüncesi benim
Tanıdığımız kadarıyla naif ve hatta utangaç denilebile-
için önemli ve hayati bir hal alıyor. Ben çok para kazanmıyorum,
cek birisiniz. Blog’unuzdaki yakışıklı futbolculara beğeni-
yardım kurumlarına maddi bağışı çok cüzi miktarlarda yapabili-
lerinizi sunduğunuz yorumları siz mi yazıyorsunuz?
yorum. Bu iş sayesinde paramı olmasa da, ben de (hepimizde)
Hayatın pek çok tarafına dalga geçerek yaklaşmanın akıl
sağlığını sabit seviyede tuttuğuna inanıyorum. Ayrıca fotoğraflar ortada, onu yazmasam da düşünüyor olacağım nasıl olsa.
Bu yüzden yazıyorum, içimde tutamıyorum. Çünkü hepsi çok
bolca bulunan zamanımı bu işe yardım olarak veriyorum.
Son yıllarda Türkiye en çok diziler izleniyor aslında.
Size de teklif geliyor mu?
15 yıldır geliyordu. O kadar çok ‘hayır’ dedim ki, artık gelmiyor.
eğlenceli aslında ve gördüğünüz şeye farklı açılardan bakılabil-
Bugün dizilerde izlediğimiz pek çok isim aslında sizin-
diğini ispatlamaya çalışıyorum. İlk görüşte ne aklıma geliyorsa,
le benzer bir geçmişten geliyor. Bildiğimiz kadarıyla o işte
düzeltme yapmadan konuşma diliyle yazıya döküyorum. Çünkü
çok para kazanma ihtimali de var. Siz neden seçmediniz
iki kere düşündüğümde veya durup düşündüğümde o yazdığım
oyunculuğu?
şeyi yazamam veya büyük ihtimalle büyük sansür uygularım.
Bu kadar futbol bilgisi özel hayatınızda işinize yarıyor mu?
Hayır, çünkü sevgilim bile beni gördüğünde ‘Günün nasıl
geçti?’ sorusu yerine ‘Maç ne oldu?’ sorusunu soruyor.
Moda sizin için önemli mi? Ne ifade ediyor?
Geçici, sıkıcı ve bazen pahalı.
Polemiğe girmekten çekinir misiniz? Şu isimle asla
polemik yapmam dediğiniz biri var mı?
Kimseyle isteyerek veya bilerek polemiğe girmem diyelim, bu
konu da burada kapansın.
Benim hayatım, benim düzenim o kadar iyi ki, onu bozmaya
cesaret edemiyorum diyelim.
Bir röportajınızda ‘Tek arzum, sinemada kariyer yapmak’ demişsiniz. İmkanınız mı olmadı, yoksa teklif edilen
projeleri mi beğenmediniz?
Yok yahu, öyle bir şey demedim. Öyle bir arzum olsa şu anda
o kariyeri yapmış ikincisine geçmiş olurdum.
Kariyer anlamında kat ettiğiniz yola baktığınızda, bu
yolu nasıl tanımlar, hangi sözcüklerle anlatırsınız?
I’m a survivor.
İşiniz hayatınızın neresinde? Yani ne kadar önemli siz-
Sunuculuğunuzla ilgili, ‘Türkçesi bozuk, diksiyonu
ce? Hayatta en çok önem verdiğiniz üç şeyi sorsak, iş var
kötü, çok hata yapıyor’ diye de çok yazılıp çiziliyor. Sinir-
mı aralarında?
lenir misiniz böyle eleştirilere? Siz kendinizi nasıl buluyor-
Hayatımın merkezinde. Çok önemli, en önemli! Sevgilim, kedim ve işim.
Bu kadar çok iş yapmak sizi korkutmuyor mu, başarısız olmaktan hiç mi korkmuyorsunuz?
Hiç korkmuyorum. Zaman geçip gidince, ‘Şunu da yapsaydım’ demek istemiyorum. Hem gencim ve enerjim var. Yapabiliyorken neden yapmayayım, sınırlarımı neden zorlamayayım?
Kaç yaşından beri kendi paranızı kazanıyorsunuz? Siz24
sunuz, başarılıyım diyebilir misiniz mesela?
Hayır, hiç. Çok farklı ve öne çıkan bir kişi olmanın getirileri ve
götürüleri var.
Bir de spikerlik mesleğinde kendinize örnek aldığınız
bir isim var mı? Ben haberleri hep ... gibi sunmak isterim
diyeceğiniz biri?
Başarılı bulduğum çok isim var ama unutabileceğim isimler
olabilir endişesi ile o listeden uzak durmayı tercih ediyorum. ‘Bülbülü altın kafese koymuşlar, ille de
vatanım demiş’ atasözünün en canlı
kanıtlarından biriyim sanırım. Çünkü İstanbul
en en en güzeli. Hem Avrupalı hem Anadolu
kokuyor; hem genç ve modern, hem tarihi.
Doğup büyüdüğüm; anılarımın olduğu; yeni
anılar, hatıralar yaratacağım sevgilim...
25
STİL
EVLİLİK HAZIRLIĞI
EVLİLİK HAZIRLIĞI
Evlilik öncesi yapılan düğün ve dekorasyon hazırlıkları
için incelikli alışveriş önerileri Yapım Zeliha Köşlü
‘San Marco’ yemek takımı,
(83 parça) 595 TL. Kristal kare
mumluklar, (adedi) 33 TL.
26
Düğün hazırlıklarına başlarken
öncelikle sade bir düğün mü,
kalabalık bir havuz başı partisi mi,
yoksa doğa ile içi içe bir kır düğünü
mü istediğinize karar verin. Bu
kararın ardından düğün organizasyon
detaylarınızı sizin adınıza planlayacak
firmayı araştırın.
1
Önceleri bembeyaz düğünler tercih
edilirken şimdilerde mor, siyah ve
fuşya renkler de düğünlere damgasını
vurmaya başladı. Düğünün ambiansını
belirleyecek klasik bir renk mi, yoksa
iddialı bir renk mi tercih edeceğinize
karar vermelisiniz.
2
Yemek masalarında ve parti alanlarında farklı
dekorasyon öğeleri kullanılmaya başlandı.
Örneğin masaları süsleyen küçük biblolar şimdilerde
çok moda. Biblolar davetin sonunda konuklara
günün hatırası olarak da veriliyor.
3
Düğün konseptinin yanı sıra hayalinizdeki
gelinliği seçerken, müstakbel damadın
kıyafetinin de seçimi önem taşıyor. Bu noktada
gelinlik ve damatlığın uyumuna dikkat edilmeli.
4
En mutlu gününüzün rahatsız bir ayakkabı
yüzünden zehir olmaması için gelinliğinizin altına
şık, ama rahat bir ayakkabı seçmenizi öneririz.
5
Kütahya Porselen, düğün sofraları
için şık biblolar tasarlıyor.
27
STİL
EVLİLİK HAZIRLIĞI
Bol kristalli, şık düğün masaları
kadar, doğa dostu, geri dönüşümlü
malzemelerle tasarlanmış duyarlı bir
masa da ilgi çekici olabilir.
6
Düğünün konseptine uygun
porselen seçimi başlı başına bir
uzmanlık alanı oldu. Rengi ve dokusuyla
masayla uyumlu yemek takımları
seçmek, peçetelik ve mumluklara karar
vermek için profesyonel bir yardım
almanız hem böylesi stresli bir günde
rahatlamanıza yardımcı olur, hem de
zaman kazanmanızı sağlar.
7
Eviniz için aksesuarlarınızı seçerken
acele etmeyin, alışveriş yapmayı
düşündüğünüz mağazanın evlilik
listesi hizmeti olup olmadığını öğrenin.
Sonrasında dostlarınızın bu listeye göre
hediye seçimi yapmalarını sağlayın.
8
Evleneceğiniz döneme denk
gelen evlilik kampanyası ve indirim
paketlerini dikkate alın. Size sunulan
imkanları kullanın.
9
Sofra takımlarınızı oluştururken
seçtiğiniz ürünlerin devamının
olup olmadığını öğrenin. Eksiğiniz
olduğunda veya sayı artırmak
istediğinizde, güçlü bir markanın,
devamı olan ürünlerini seçmeniz uzun
vadede sizin için pratik çözümler sunar.
10
28
Her parçayı tek tek alarak istediğiniz
takımı oluşturabileceğiniz ‘Perge’
serisinde %15 yaz indirimi var.
Dekoratif meyveler, (adedi) 6.80 TL.
Çatal-bıçak takımı, (24 parça) 108 TL.
29
STİL
EVLİLİK HAZIRLIĞI
‘Zeugma’ yemek takımı,
(85 parça) 772,55 TL.
Bu takım ile birlikte 30
parça günlük set hediye!
Masalarda kullanılan
dekoratif biblolar 60-80 TL
arasında değişiyor.
30
Tane ile satın alınan bir tabak
serisini kendi ihtiyaçlarınıza ve
bütçenize göre seçebilir, ihtiyacınız
değiştikçe farklı parçalarını da almaya
devam edebilirsiniz. Bu şekilde zamanla
sofra takımınızı büyütebilirsiniz.
11
İhtiyacınızdan fazla mutfak
eşyası almamaya özen gösterin.
Zamanla ihtiyacınız oldukça en yeni
koleksiyonlardan seçim yapmak daha
keyifli olabilir.
12
İşlevsel sofra ürünlerini tercih edin.
Ağırlıklı olarak bulaşık makinesinde
yıkanması sakıncalı olmayan, buzluğa ve
mikrodalgaya girebilen ürünleri tercih etmeniz,
onları uzun yıllar ilk günkü güzelliğinde
kullanmanızı sağlar.
13
Değişik boy ve ebatlardaki tabakları,
fırın kaplarını ve benzeri ürünleri
seçerken ağır olmamalarına dikkat edin.
Kendisi ağır olan ürünlerin içine konan
malzemelerden sonra ağırlığı artacağından,
ergonomik olarak kullanımları sakıncalı
olabileceği gibi çabuk yorulmanıza da sebep
olabilir.
14
İki farklı insan olarak her konuda
eşinizle zevkleriniz uymayabilir. Evlilik
öncesi eviniz için yapacağınız alışverişlerde
birlikte karar vermeniz hem ihtiyaçlarınıza
odaklanmanıza, hem de bütçe planlaması
yapmanıza yardımcı olur.
15
31
DÜNDEN BUGÜNE
GÖZLÜK
DA AMAÇLA
NUN
RIN
O
S
IN
E
V
ALİNİ ALMIŞLAR
.
GİRMİŞ,
KLE
ŞE
32
BİRER T
Yazı Gülderen Tumba Fotoğraflar Ceren Can
O
Sadece işlevleriyle değil moda dünyasının en şık
aksesuarlarından biri olma sıfatıyla da bilinen
gözlüklerin heyecan verici hikayesini, bir gözlük
tutkunu ve koleksiyoneri olan Mimar Asiye
Cengiz’in yorumlarıyla mercek altına aldık.
AS A R
IM
GEÇTİKÇE Ş
EKİ
L
D
EN
lük
A
IND
HTİYAÇ OLA
BİR İ
RA
K
DIŞ
LAR
göz
İH
ES
BJ
AN GÖZLÜ
KLE
R
YIL
ÇIK
A
Y
TA
OR
Mimar Asiye Cengiz’in gözlük
koleksiyonundan bir kare.
33
DÜNDEN BUGÜNE
GÖZLÜK
34
ercek kelimesinin kökeni İtalyanca
‘lenticchie’
göz operasyonlarını da katarsak tıbbi anlamda gözlük kulla-
sözcüğünden geliyor. Türkçe’ye çevirdiğimizde
nanların sayısı azalıyor denebilir. Ancak gözlük çok karakte-
‘mercimek’ anlamına gelen bu sözcük İngilizce’ye
ristik bir aksesuar. Gözlüğü bir tasarım objesi olarak düşünen
ise ‘lentil’ olarak yerleşmiş. ‘Lentil’ sözcüğü yaklaşık iki yüzyıl
ve yıllar yılı biriktirdiği gözlüklerle heyecan verici koleksiyonlar
boyunca gözlük camı anlamında kullanılmış. Dolayısıyla günü-
yapan meraklıların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Bu
müzde kullanılan ‘lens’ adının kökeni de bildiğimiz mercime-
koleksiyonerlerden biri de Mimar Asiye Cengiz. 2004 yılında
ğe dayanıyor. Kelimelerin kökenlerini incelediğimizde şaşırtıcı
bir arkadaşının ona eski bir Dior gözlük hediye etmesiyle
sonuçlara varabiliyoruz. Bugün kullanılan ‘mercek’ sözcüğü ile
başlamış koleksiyon yapmaya. O günler için moda dışı olan
‘mercimek’ arasındaki benzerlik de her iki formun birbirine olan
bu kocaman gözlüğü bir diğeri izlemiş. Asiye Cengiz kendini
yakınlığından kaynaklanıyor olmalı.
bir anda formu, rengi veya sıra dışı bir özelliği açısından ilginç
M
Gelelim ‘lenticchie’sözcüğünün kullanımının başladığı yılla-
bulduğu gözlükleri biriktiriyorken bulmuş. “Gözlük öncelik-
ra: İlk olarak bu sözcükle, 14. yüzyıl İtalya’sında karşılaşıyoruz.
le çoklu üretilen bir endüstriyel tasarım. Bu açıdan mimari
Ancak gözlüğün tarihçesi çok daha eskilere dayanıyor. Antik
veya iç mimari tasarımdan farklı bir boyutu var. Gözlüğü in-
dönemlerde yaşayan insanların optik hakkında bilgileri olduğu,
san hayatına sokan ‘daha iyi görmek veya dış etkenlerden
camın belirli bir formunun cisimleri büyüttüğünü fark ettikleri biliniyor. Hatta
korunmak’ gibi temel ihtiyaçlar, kiMimar Asiye Cengiz.
şilerin yüz çeşitliliklerine göre fark-
milattan önce l000 yıllarına ait, büyü-
lılaşan bir estetik arayışını da bera-
teç olarak kullanılmış cam örneklerine,
berinde getiriyor,” diye yorumluyor
Girit’teki kazılarda rastlanmış.
gözlük sözcüğünü. O da tanınmış
12. ve 13. yüzyılların başında ise
simalarla bütünleşmiş gözlüklerden
Venedik’te cam endüstrisinin de ge-
bahsederken dünyaca ünlü yıldızları
lişmesiyle birlikte görme bozukluğunu
anıyor: “En iyi tasarım diye tarif etti-
gidermek amaçlı mercek kullanımının
ğim yuvarlak gözlük ‘Lennon’ gözlü-
olduğu söyleniyor. Bugünkü kullanım
ğü olarak da bilinir örneğin. Sadece
şekli ile gözlük, İngiliz bilim adamı ve
John Lennon’ın ismiyle değil tarzı ve
filozof Roger Bacon tarafından bu-
felsefesiyle de bütünleşmiştir. Yıllar
lunmuş. Günümüzdeki kullanımına en
sonra benzer gözlük Harry Potter’da
yakın gözlüklere ‘lorgnette’ deniyor.
da kullanılıp yeniden vücut buldu üs-
Daha sonradan ‘kelebek’ adı verilen bu
telik. Woody Allen’ı siyah çerçeveli
gözlükler, burun üstüne oturtulan mo-
gözlüğü olmadan gözümüzün önüne
del anlamına geliyor. ‘Monokl’ denen
getiremeyiz. Filmlerde dişi sekreter
ve tek gözde, göz çevresi kaslarıyla sı-
karakterine illa ki kedi çerçeveli bir
kıştırılarak kullanılan modeller gibi çok sayıda kullanım aşama-
gözlük takılır. Top Gun filminde Tom Cruise, Ray Ban pilot
sı geçiren gözlük, 1727 yılında Londra’da Edward Scarlett’in
gözlüğünü belleğimize kazır.”
gözlük sapını bulmasıyla tam olarak bugünkü şekline kavuş-
Göz kamaştıran koleksiyonunun eşliğinde sizlerle pay-
muş. İlk gözlükçü dükkanı ise 1783’de Philadelphia’da açılmış.
laştığımız dünden bugüne gözlüğün hikayesini mimar Asiye
Önceleri elde üretilen gözlük, daha sonra fabrikasyon üretime
Cengiz’in sözleriyle noktalıyoruz: “Bir gözlükte tasarım da işlev
geçerek maliyetlerinin de düşmesiyle çoğalarak yaygınlaşmış.
de çok önemli. Numaralı gözlük zaten bir ihtiyaç. Onun dışın-
Yaşam kalitesini artırarak görme bozukluklarını giderme-
da gündelik hayatımızda en çok güneş gözlüğü kullanıyoruz.
si sebebiyle gözlüğün insanlığın gelişimine önemli bir katkısı
Yüzme, kayak, bisiklet, vb gibi sportif ihtiyaçlarla da gözlük ta-
var. Ancak gözlükler, dünyaca ünlü yıldızlar tarafından, sah-
kıyoruz. Yüzün büyüklüğüne, formuna, göz aralığı mesafesine
ne ışıltılarını tamamlayan birer aksesuar olarak kullanılmaya
veya burnun yapısına uygun gözlük seçilirse zaten o yüz için en
başlandığı andan itibaren, ihtiyaçtan çok estetik duruşuyla
estetik ürün de seçilmiş oluyor. Elbette bu işin sadece teknik
öne çıkmaya başladı. Elton John, Michael Jackson, Audrey
yanı. Güncel moda değerleri ve teknolojinin sunduğu malzeme
Hepburn, John Lennon, Tom Cruise gözlükleriyle hafızalara
olanakları ile bu seçimler farklılaşıyor, çeşitleniyor. Bu da benim
kazınan yıldızlardan sadece birkaçı. Son yıllarda gelişen lazer
gibi bir koleksiyoner için şahane bir yelpaze demek!” 35
BABA OĞUL SARIYERLER İLE
TASARIMCI
AZİZ-DERİN SARIYER
36
Tasarım dünyasının
en stil sahibi babaoğullarından Aziz-Derin
Sarıyer ile baba-oğul
olarak ilişkilerini
ve tasarımın onlar
için ne ifade ettiğini
konuştuk. Röportaj
için buluştuğumuzda
onları az çok tanıdığımı
sanıyordum. Meğer
benim onlar hakkında
bildiklerim buzdağının
görünen kısmıymış.
Yazı Yasemin Savcı
Fotoğraflar Jamtul
DERİN MEVZULAR
ziz Sarıyer, sohbet etmeye doyamayacağınız, her
ifade ediyor bana Derin kelimesi. Bu bir slogan ya da dürtü gibi…
konuda söyleyecek şeyi olan bir nevi modern filo-
Yaptığım işin hiç tükenmeyeceği, hep gelişeceğine dair bir dürtü.
zof. Şimdiye dek tanıdığım en renkli kişiliklerden
Kendime yüksek bir hedef koydum. Bu benim için mükemmele
biri. Soğuk ve ulaşılmaz görüntüsünün ardında, her an sürpriz
yaklaşmak yolunda bir işaret. Bilgelik yolunda bir pencere. Derin
yapabilecek yaramaz bir çocuk var. Derin Sarıyer, hayata ve
ismi kesinlikle kafamdaydı, kız olsa da Derin koyacaktım.
A
yaptığı işe son derece rasyonel bakabilen, tasarım olgusunu
hayatına bambaşka bir şekilde dahil etmiş bir genç adam.
Giyim tarzınız, yakasız ceketler, dik yakalı gömlekler, tüm
bunlar da Derin’de yakaladığınız o yalınlığın devamı mı?
Emek verdiği marka ile ilgili konuşurken yeşil gözlerinin içi
Aziz Sarıyer: 15 yıldır bu şekilde giyiniyorum. 70-80 yaşın-
parlıyor. Onlara şimdiye kadar sorulmuş olanlardan farklı, biraz
da bir terzim var. Hepsini kendim çiziyorum ve diktiriyorum. Ya-
daha özel hayatlarına dair sorular sormak istedim.
kasız ceket, gömlek, sade ve yalınlık anlamına geliyor. Böylelikle
Tasarım sizin için nasıl başladı?
nötr kalabilmeyi sağlıyorum. Teferruata kaçmayan, pür hedefe
Aziz Sarıyer: Küçüklüğüm, babam subay olduğu için Ana-
odaklanmış, işin özüne daha yakınlaşmış hissediyorum kendi-
dolu şehirlerini gezerek geçti. Sık sık şehir değiştirmemiz gere-
mi. Atölyede çalışırken toz toprak içinde kalabiliyorum, hemen
kiyordu. Biz önce gidiyorduk, eşyalar arkadan kara trenle ge-
sonrasında katılmam gereken bir yemek varsa oraya da gide-
liyordu. 15-20 gün eşyasız kaldığımız oluyordu. Yeni eve eski
bileceğim bir giysi olmalı. Takım elbise giymiyorum. Bu kıyafete
eşyaları uydurmaya çalışmak, bir takım zorluklar ve beraberinde
kravat taktığımda başbakanla da konuşabilirim.
de tasarım gereklilikleri doğuru-
Derin senin de belirgin bir
yordu. Gözlem yönüm de o dö-
giyim tarzın var. Hep siyah ta-
nemde gelişti. Dördüncü yaş gü-
kım elbise ve altına spor ayak-
nümde ailem bana minyatür bir
kabı giyiyorsun. Siyah giymek
marangoz seti aldı. O oyuncak
senin için ne ifade ediyor?
marangoz aletleriyle her şeyi ke-
Derin Sarıyer: Siyah topar-
sip biçer, arada azar da işitirdim.
layıcı güç, hayatı kolaylaştırıyor
Annemin Singer marka dikiş ma-
aslında. Aynaya baktığımda bir
kinesi ile el işi derslerinde kumaş
bütünlük hissediyorum. Hiç akse-
parçalarını kesip, içlerine pamuk
suar kullanmıyorum. Yalınlık içimi-
doldurup dikiyor, oyuncaklar ya-
ze işlemiş.
pıyordum. 16 yaşımda kendi giy-
Nelerden ilham alıyorsun?
si ve ayakkabılarımı kendim yapıyordum. Mütevazı bir ölçüde,
Derin Sarıyer: Derin firmasının hem yöneticiliğini hem ta-
bir terzinin yanında, hafta sonları hem ona yardımcı olup, hem
sarım direktörlüğünü yaptığım için özellikle son iki senedir daha
de kendi çizdiğim tasarımları hayata geçiriyordum.
dışa dönük bir hayat yaşıyorum. Meraklı bir yapım var ve mera-
Derin firmasını kurmanız nasıl oldu?
kımı yaptığım işe olumlu anlamda yansıtacak şekilde kullanma-
Aziz Sarıyer: Babam emekli olunca bir mobilya mağazası
ya çalışıyorum. Geldiğimiz noktanın üstüne nasıl bir tuğla daha
açtı. Talaşı ilk defa o yıllarda yuttum. Hafta sonları babamla birlikte
koymayı başarırız düşüncesiyle hareket ediyoruz hep. Benim
mal aldığımız imalathaneleri geziyordum. Sonra eczacılık fakül-
düşünce tarzım ve ilhamım da böyle şekilleniyor. Dinlediğim mü-
tesine girdim. Orada bir yıl okudum. O zamanlar Mimar Sinan
zikler, okuduğum kitaplardan besleniyorum tabii ama bir yandan
Üniversitesi’nde endüstri ürünleri tasarımı bölümü yoktu, iç mi-
Aziz Bey’le olan iletişimimiz de bu anlamda çok önemli. Onun
marlık bölümüne girip, bir galeri açmayı düşünüyordum. Ardın-
yaptığı serbest işlerde ya da bazen benim yaptığım tasarımlarda
dan genç yaşta bir izdivaç yaptım. Artık çalışıp para kazanmam
Derin markası üzerinde yoğunlaştığımızda artık aramızda sanki
gerekiyordu. 1971 yılının ocak ayında ilk Derin showroom’unu
adı konulmamış özel bir dil olduğunu hissediyoruz. Çoğu zaman
açtım. 1972 yılında Derin doğdu. Ben de mesleğimin yüksek eği-
konuşmadan birbirimizi anlıyoruz. Ben ilhamımı merakımdan alı-
timini atölyemde ve galerimde yaptım.
yorum. O merak benim yeni şeyler yapmama sebep oluyor.
Önce firma Derin, sonra oğul Derin…
Aziz Sarıyer: Derin kelimesi benim için ayrı bir önem taşıyor.
Babanın tasarımcı kişiliği, senin de tasarım yönetimini
ele almış olman aranızda gizli bir anlaşma gibi…
Genç yaşta, tecrübesizken mükemmele ulaşmak çok kolay ol-
Derin Sarıyer: Kesinlikle. İşimizle ilgili önemli bir etkinlik varsa
muyor. Bilgiyi, tartışmanın sonunu, ulaşılmak istenen mertebeyi
ve orada bulunmamız gerekiyorsa, birimizin gitmesi bizi kurtara37
TASARIMCI
AZİZ-DERİN SARIYER
caktır. Böyle bir durumda bizi temsilen genellikle ben giderim. Böy-
dikkatini çektik. Basın konuşmaya başladı. Çeşitli çevrelerden
lece biz orada temsil edilmiş oluruz. O biraz daha merkezde işin
onaylar almaya başladık. Tabii Türkiye o dönemde tasarım an-
çekirdeğini kontrol eden, ben merkezden ayrılmış, dışarıda göre-
lamında çok geri planda olduğu için bu geç bile oldu.
vini devam ettiren görevli konumunda olurum. Bu tabii bu kadar
keskin, bıçakla ayrılmış bir görev bölümü değil aslında birbirimizin
yerine iş yaptığımız da çok olur.
Babana röportajın başından beri Aziz Bey diyorsun.
Bu iş hayatıyla ilgili özel bir durum mu?
Derin Sarıyer: Ben Milano’dan döndüğümde ve artık Derin
Derin koleksiyonu için dışarıdan da tasarım alıyorsunuz. Bunu yaparken ne gibi kriterleriniz var?
Aziz Sarıyer: Bir tasarımın iyi olması, evrensel anlamda başarılı olması bizim onu Derin firması koleksiyonu içerisinde değerlendireceğimiz anlamına gelmiyor. Bize uygun, bizi yansıtan,
modern, yenilikçi ama zamansız olmalı.
firmasında söz sahibi olduğumda böyle bir karar aldık. İş orta-
Bundan sonraki hedeflerin neler?
mında böyle konuşuyoruz.
Derin Sarıyer: Mobilya odaklı işler yapmaya, bunu dün-
Aziz Sarıyer nasıl bir baba?
ya platformunda sergileyebilecek seviyede tutmaya devam
Derin Sarıyer: Çok duygusal ama hayata ve olaylara karşı
edebilmek istiyorum. Pek farkında olmadan bir yandan da
çok nötr bir yapısı var. Bizimki çok klasik baba-oğul ilişkisi değil.
zamanın hızla akıp geçmesinin yarattığı eksiklik duygusun-
Hatta olgun davranması gereken benim. Şu aralar kendini tasa-
dan en az hasarla çıkabilme mekanizmasını geliştiriyor insan.
rım ve sanat anlamında da daha özgür bıraktı. En derin sırları-
Temel ihtiyaçlar dışında hayatın korkulduğu kadar ciddi bir
mızı birbirimize açmayız. Ama bir yandan da iki çok yakın erkek
şey olmadığını biraz erken anladım. Boşluk, hiçlik gibi kav-
arkadaşın konuşacağı her şeyi konuşuruz.
ramlar kafamı o kadar kurcaladı ki, sonunda bu durumun
Aziz Sarıyer: Hatta bazen o kadar yakın iki arkadaş oluruz
bende rahatlatıcı bir etkisi oldu.
ki, “Ben dün gece bu çocuğun annesiyle aynı yataktaydım diye
Genç tasarımcılara ne önerirsiniz?
düşünür, kendi kendime şaşarım.”
Aziz Sarıyer: Bugüne kadar kendi alanlarında nelerin yapıl-
Baba-oğul hangi konularda ayrılıyorsunuz?
dığını iyi araştırmalılar, tasarım külliyatını iyi analiz edip bunların
Derin Sarıyer: Küçükken müzikle çok ilgiliydim. O zamanlar-
üstüne kendi tavırlarını ekleyip nasıl yeni şeyler önerebilecekleri-
da girl’s band (kız grubu) olarak algılanan Duran Duran mesela…
nin yollarını bulmak için ısrarla çalışmalılar. Özellikle önümüzde-
Ama müzikalitesi belirli bir seviyenin gerçekten de üstündeydi.
ki dönemlerde tek bir disipline bağlı kalmadan daha esnek bir
Ben de sürekli onlarla ilgili yazıları okurdum. Çok ilgimi çekmişti:
tavırla işler ortaya çıkarmak için hazırlıklı olmalılar. John Taylor ile ikisi grubun liderliğini yapıyor gibilerdi. Simon Le
Bon’a soruyorlar: “Müzikle ilişkiniz söz konusu olduğunda birbirinizi nasıl kıyaslarsınız?”. Simon Le Bon, John Taylor için; “O her
zaman mutfağın içinde. Hayatını müzikle belirleyen, ifade eden bir
yapısı vardır, benim için ise hayatın bir parçası.” demişti. Burada
John Taylor konumunda Aziz Sarıyer, Simon Le Bon pozisyo-
HAKKIMIZDA...
nunda da ben oluyorum bir de az önce konuştuğumuz rakı-şarap
benzetmesi var. Rakının dominant bir içki olduğu ve çevresindeki
Kütahya Porselen’in ürünleri hakkında ne
mezelerin ona hizmet ettiği, şarabınsa bir ziyafete eşlik eden bir
düşünüyorsunuz?
unsur olduğu… Aziz Sarıyer için tasarımın ya da yaratımın yeri rakı
Kütahya Porselen denince aklıma ilk olarak
gibi, ben ise şarap konumundayım.
sofra aksesuarları ve porselen objeler geliyor.
Peki hangi konularda çatışıyorsunuz?
Çok büyük üretim kapasitesitelerinde, küçük
Derin Sarıyer: Ben kendimi daha çok Derin markasına ada-
detaylara yoğunlaşabilmek zordur. Kütahya
maya, o da her türlü tasarıma açık olmaya eğilimli. O konuda ça-
Porselen bu alanda çok tutarlı ve devamlılığı
tışma yaşadık denebilir. O yaşanması gereken bir çatışmaydı ama
olan bir performans gösteriyor. Ayrıca çevre
son üç senedir dengelerin iyi kurulduğu, temiz bir sayfa açtık.
konusundaki hassasiyeti ile ilkeli üretim
Yurtdışında Moroso, Zeritalia, Cappellini gibi firmalarla tasarım yapmaya nasıl başladınız?
Aziz Sarıyer: Derin markasıyla yola çıkmamdan sonra kendiliğinden başladı aslında. Fuarlarda yabancı tasarım firmalarının
38
biçimleri, insanların Kütahya Porselen
ürünlerini seçmelerinde etkili oluyor.
39
FUAR
SALONE DEL MOBILE
www.morosso.it
50 YILDIR
GENÇ
Yarım yüzyıllık geçmişinin haklı
gururunu taşıyan Salone del
Mobile, dünyanın dört bir yanından
firmaların, tasarımcıların, mimarların,
gazetecilerin ve meraklılarının katılımı
ile bu yıl da 12-17 Nisan tarihlerinde
Milano’da gerçekleşti.
Yapım Çiğdem Hasanoğlu
www.dedon.de
40
www.calligaris.com
undan tam 50 yıl önce bir grup mobilya
B
üreticisinin, İtalyan mobilyalarını dünyaya
tanıtmak amacı ile kurduğu Salone del
Mobile, yıllar içerisinde bütün dünya markalarının
en yeni koleksiyonlarını tanıttığı dev bir etkinlik haline geldi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Milano’nun
dışındaki RHO Fiera’da bulunan dev fuar alanında
günler boyunca tatlı bir koşuşturma yaşandı. Fuarın
bu seneki trendleri ise ‘klasik’, ‘modern’ ve ‘tasarım’
olarak ayrılan pavyonların içerisinde farklılaştı. Doğası
gereği her zaman çok çekici olan aydınlatma standı
‘Euroluce’ bu yıl tasarımdan ziyade işin teknik boyutuna eğilince biraz sönük kaldı.
Milano’da bu sene malzemenin, özellikle de tasarım pavyonunda ahşabın ön plana çıktığını gözlemledik. Farklı malzemelerle renklendirilmiş ahşap, 2010
yılına damgasını vuran doğal hayat anlayışından bir
parça sıyrılırken, yine de ekolojik bilinçten uzaklaşmıyordu. 2011 yılında çoğu tasarımcının geri dönüşümün önemini içselleştirdiği bir noktaya geldiğini
gözlemledik. Birebir doğayı taklit eden tasarımlar ise
2010’da kalmış gibi görünüyordu. Edra, Molteni ve
Moroso’nun yeni ürünlerinde bunun altı daha da çiziliyordu. Öte yandan 2011’de hikaye anlatan tasarımwww.diesel.com
lar da dikkat çekiyordu. Casamania’nın fuardan önce
sızdırdığı ‘Robox’, bu trendin ilk habercilerindendi.
Kartell’in standını gördükten sonra, buna yüzde yüz
emin olduk. Kartell için tasarım yapan Philippe Starck
maktaydı.
Salone del Mobile 2011’de dikkatimizi çeken
bir diğer nokta ise, klasik hayatın avangart yorumu
oldu. Modern müzikteki güncel klasik müzik tabiri
gibi, güncel klasik yaşam tarzı da kulakları tırma-
www.casamania.it
benzer bir şekilde tasarımları ile hınzır hikayeler anlat-
lıyor olabilir, lakin burjuva hayatını temsil eden bir
takım mobilyaların ters yüz edilip yeniden yaşam
alanlarına dahil edildiğini gözlemlemeyi başka türmarkalarla yaptıkları işbirlikleri, sonsuza dek içinde
yaşamak isteyeceğiniz stantlarda sergilendi. Salone
del Mobile 2011, gelecek fuara kadar adından söz
ettirmeye devam edecek gibi. www.blastation.se
lü ifade etmek de zor. Ünlü tasarımcıların önemli
41
KOLEKSİYON
ÇAYDANLIK
lk çay biraz keyif, biraz da tıbbi nedenlerle içilmiş. Yüzyıllar
İ
boyunca sadece sıcak bir içecek olmanın ötesinde ritüellerin,
toplumsal alışkanlıkların oluştuğu bir tutkuya dönüşen çay, su-
numuyla da tasarımcıların ilgi odağı olmuş. Eski ve yeni pek çok çay-
ÇAY
SAATİ
Dünyanın dört bir yanından
bambaşka
kültürlerin
ve
b
b k k
l l
alışkanlıkların simgesi olan
çaydanlıkları, Ece Kanışkan’ın
ilginç koleksiyonunun
eşliğinde keşfe çıktık.
Yazı Fatma Özel Fotoğraflar İsa Arslan
danlık tasarımı toplayarak renkli bir koleksiyona sahip olan Ece Kanışkan, Endüstriyel Sanatlar Yüksekokulu Moda Tasarımı Bölümü’nde
öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Aslında Anadolu Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi’nde seramik eğitimi alan Kanışkan, mesleki formasyonunun da gereği olarak bir tasarım objesi olarak yaklaşıyor
çaydanlığa. Günlük hayatımızın bir parçası olan çaydanlıklara bir de
Ece Kanışkan’ın penceresinden bakmak istedik.
Meslek eğitiminizin koleksiyonunuzu oluşturmakta bir etkisi oldu mu?
Kesinlikle oldu. Tasarım eğitimi gördüğümüz için çevremizdeki her
şeye farklı gözle bakmayı öğrendik. Kullandığım gündelik eşyalara da
o gözle bakıyorum sanırım. Çünkü gündelik ‘Daha iyi nasıl olurdu,’
şeklindeki sorgulamalar da bu formasyonun bir parçası. Herhangi bir
konuda koleksiyon yapmanın çok önemli olduğuna inanıyorum. Koleksiyon merakımın bana kattıklarını düşününce, 10 yaşındaki oğlum
Can’ı da bir koleksiyon yapmaya yönlendirmeye çalıştım. Can, koleksiyonunun temasını ‘kuş’ olarak belirledi. Daha şimdiden çok özel
parçalar buldu bile.
Neden çaydanlık koleksiyonu yapmaya karar verdiniz?
1999 yılında Seramik Eğitimi Değişim Programı kapsamında Çin’e
gittim. Kültürleri gereği Çin’de yer-gök çaydanlık diyebilirim. Ben de
oradan aldığım dört-beş çaydanlıkla bu serüvene başlamış oldum.
Elinizdeki koleksiyonu özelliklerine göre sınıflandırdığınızda kaç grup elde ediyorsunuz?
Koleksiyonumda toplam 75 adet çaydanlık var. Aslında çok büyük
bir koleksiyon sayılmaz ama çok özel parçalardan oluşuyor. Malzemelerine göre bir sınıflama yaptım: Seramik, metal, fildişi, deniz kabuğu, cam gibi malzemeler ağırlıkta.
Bir seramikçi olarak seramik çaydanlıklar biraz daha torpilli diyebilir miyiz?
Evet, branşımdan dolayı seramik çaydanlıklar daha çok ilgimi
42
çekiyor. Zaten koleksiyonumun büyük bir bölümünü de onlar
oluşturuyor.
Çaydanlık özellikle de çayın tüketiliş biçimine göre değişikliklere uğramış olmalı. Kısaca özetlersek hangi kültürler nasıl yorumlamış çayı ve çaydanlığı?
Önce Çinliler, daha sonra çayı onlardan aldıkları söylenen
Japonlar, kendi dini ritüellerine ve eskiden beri törensel olan yemek adabına uygun düşen bir çay içme töreni geliştirmişler. Her
iki kültürün de bu törene uygun heykelsi güzellikte çaydanlıkları
var. Fransız entelektüellerinin de özel bir çay sevgisi var. Ancak
Fransız kültüründe çay, uzun süre demlenmeden, ince porselen
bir fincanda ikram ediliyor. Hafif içimli bir çayın yanında küçük bir
çikolata veya krokan ikram ediliyor.
Çayla 17. yüzyıl sonlarında, sömürgesi Hindistan vasıtasıyla
tanışan İngilizler ise zamanla çayı yaşamlarının ayrılmaz bir parçası haline getirmişler. ‘Beş Çayı’ olarak adlandırılıp, dünyaya da
armağan edilen küçük çay davetleri, Kral Edward döneminden
beri devam ediyor. Dolayısıyla şık porselen çaydanlıklar bu davetleri taçlandıran önemli parçalar halini alıyor. Rusya’da ise her
öğün çay içilmesi bir gelenek. Ruslar çaylarını semaverde demlerler, beyazlatılmamış şeker ve limon suyu ilave ederek içerler.
Gerçek bir çay tiryakisi Rus çayına şeker atmaz, şekeri ağzına
alarak çayını içer. Bu örnekleri elbette çoğaltabiliriz. Çaydanlık,
çayın tarihiyle şekillenen ve kültürel özelliklerle çeşitlenen çok özel
bir kullanım eşyası.
Üst üste istiflenemedikleri için çaydanlıkları muhafaza
etmek de çok güç olmalı…
Çaydanlıklarımın hepsi benim için çok değerli olduğundan onlar
için özel vitrinler hazırladım. Koleksiyonumdaki parçaların boyutları
çok büyük olmadığından sergilemede bir sıkıntı yaşamıyorum. HAKKIMIZDA...
Kütahya Porselen yenilikçi çizgisini
nasıl buluyorsunuz?
Kütahya Porselen’in, sektördeki yenilikleri
çok yakından takip eden, hatta öncü olan,
çağdaş tasarımlar üreten köklü bir firma
olduğunu düşünüyorum ve yeni tasarımlarını
çok beğeniyorum.
43
GEZİ
BEYRUT
Beyaz Araplar’ın ülkesi
Beyrut, 1970’lerde başlayan ve 10 yıldan fazla süren bir içsavaş yaşamış olmasına rağmen
İstanbul’u sollayan bir gece hayatına sahip. Tam bir ‘gençlik’ şehri burası. Canlılığın bir
nedeni de bu... Beyrut’u gezecekler için öncelikli ipuçları hazırladık. Yazı Nevzat Basım
BEYRUT’TA GÖRÜLMESİ
44
MUTLAKA TADINA BAKIN
GEREKEN YERLER
• Semsek: İçinde, Arap dünyasına özgü labne
• Solidere (Downtown)
peyniri olan börek. (Kilis’te de çok yapılır.)
• Parlamento ve Özgürlük Meydanı
• Felafel: Nohut unu köftesi.
• Raouche (Güvercinlik) kayalıkları
(Yağda kızartılıyor.)
• Eşrefiye ve Jimazye mahalleleri
• Humus: Malum, nohut unu...
• Harissa Tepesi
• Tabuli: Lübnan kısırı. Bildiğimiz kısıra
• Jeitta Mağarası
çok benziyor...
• Gece hayatının olduğu Monot Caddesi
• Nar ekşili zahter salatası
• Korniş bölgesi (Beyrutlular, kordon
• Kebbeh - kibbe de deniyor: Bazen içinde
boyuna korniş diyorlar…)
balık da kullanılan bir tür içli köfte.
Beyrut, hem deniz
hem de bir kara
şehri. Beyrut
halkının denizin
tadını çıkarttığı sahil
yoluna ‘korniş’
diyorlar; bizim
İzmir’in güzelim
‘kordon’u için
kullandığımız
anlamda...
Başlığın bir oksimoron olduğunu kabul ediyorum.
Korkunç güzel, gibi...
Ya da ‘yüzme bilmeyen balık’...
Veya ‘Gerçek yalan’...
İki günlük ‘kompakt’ Beyrut gezimiz sonrası, unutulmaz bir izlenim kaldı
aklımda: Arap denilince aklımıza ‘esmer’ insanlar gelir. Ancak Lübnan Arapları
ilginç sayılabilecek kadar ‘beyaz tenli’. (Zaten birçok Lübnanlı, kendisine Arap
değil, Fenikeli diyor...) Pek çok ülkenin vize standartları yeterince net olmadığı için, ‘gitme arzunuzun’ sekteye uğraması her zaman olasılık dahilindedir.
Ben, öyle ‘üst düzey yöneticiler’ biliyorum ki, mesela uyduruk bir gerekçeyle
İsveç’e vize alamamışlardır. Batılı ülkelerin size neden vize vermediklerini soramazsınız bile, sorsanız da, ‘açıklamak zorunda olmadıklarını’ beyan ederler.
Bir kere Beyrut’a gitmenin en güzel yanı, yanınıza sadece pasaportunuzu
almanın yeterli olması. Vize yok... Pasaportunuzda İsrail vizeniz yoksa - ki
varsa, sizi Beyrut’a almıyorlar, tek engeliniz bu olabilir - rahat rahat Beyrut’a
girebilirsiniz. (Eğer İsrail vizeniz varsa ve ısrarla Beyrut’a gitmek istiyorsanız
yapacağınız tek şey pasaportunuzu değiştirmek olabilir. Bu durum gezinize
bir miktar ilave maliyet getirecektir.)
Beyrut’u gezecekler için en öncelikli ipucu şu olacaktır: Burada taksilerde
taksimetre yok. Her şey pazarlık usulüyle hallediliyor. Havaalanına indiğimiz
anda biz Türklerin zaten alışık olduğu düzen başlıyor: Şehre gitmek için taksi
gerek, peki kazıklanmamak için kaç lira vermeli?
Beyrut havaalanı bizim Trabzon havaalanına benziyor: Uçak, sanki denize
iniyor gibi oluyor. Havaalanı, şehre yakın; ama yürüme mesafesinde değil.
Taksiler, en çok 25 dolara şehir merkezine gidiyor. (Daha fazla fiyat bildirenle mutlaka pazarlık yapın.) Ana hatlarıyla şehrin Batı’sı Müslüman, Doğu’su
Beyrut, içsavaşta
kurşun delikleriyle
harabeye
dönmüş eski
şehri (downtown)
onarıyor,
‘eskisinden
daha güzel’ hale
getiriyor. Beyrut’u
eski güzelliğine
kavuşturmaya
azmetmiş suikast
kurbanı liderleri
Hariri de bu
camiin bahçesinde
‘yatıyor’.
Hıristiyan kesimi. Beyrut, aynı kökenden Arapların, kendilerini farklı din ve
45
GEZİ
BEYRUT
Beyrut’u gezerken bu Rolex markalı saat kulesini
kendinize nirengi noktası alın, kaybolmazsınız.
Zaten şehri gezerken, dönüp dolaşıp dinlenmek
için buraya geleceksiniz. Saat kulesine açılan trafiğe
kapalı sokaklarda, küçük atıştırmalar yaparken
şehrin canlılığını izlemenin tadını çıkartacaksınız.
cemaatlere ait tanımladıkları bir şehir. Bu yüzden 1970’lerde
şans olarak da kabul edebilirsiniz. Çünkü Beyrut’un İstanbul’u
başlayan ve 10 yıldan fazla süren bir içsavaş yaşadılar. Zaten
gerçekten sollayan bir gece hayatı var. Beyrut’ta gece hayatının
Beyrut’a adım attığınız anda bu içsavaş’ın kurşun izlerini çevre-
kalbi, Gemmayze bölgesinde atıyor. Caddeyi gündüz saatlerin-
nizdeki her şeyde göreceksiniz: Binalarda, asırlık ağaçlarda ve
de gördüğünüzde, ‘gece girdiğimiz o şahane cadde bu döküntü
hatta heykellerde. Önce kendimize bir otel bulalım. Şehrin otel-
yer miydi?’ diye şaşkınlık belirtebilirsiniz. Maalesef otomobillerin
lerle dolu caddesi, Hamra. (Ayrıntılı bilgi için: http://en.wikipedia.
de girmesine izin verilen bu daracık cadde geceleri bambaşka
org/wiki/Hamra_Street) Burada geceliği 50 dolara da otel bula-
bir kimliğe bürünüyor. Sabahlara kadar süren bir gece hayatını
bilirsiniz 150 dolara da. Pazarlık beceriniz ve İngilizce’yi ne ye-
sadece ‘dışarıdan gözlemlemek için’ bile bu caddeden geç-
terlilikte konuştuğunuz, fiyat işinin belirleyenleri. Biz üç kişi, kişi
meye değer. Üstelik otelinizin bulunduğu Hamra caddesine de
başı geceliği 70 dolar diyen Mozart otelin resepsiyonisti ile sıkı
oldukça yakın, yürüyerek bile gidebilirsiniz. (www.ilovegemmay-
bir pazarlığa giriştik mesela. Al takke ver külah, resepsiyonist
ze.com <http://www.ilovegemmayze.com> )
56 dolar dedi. Şaşırdık. Aramızda paraları topladık, kendisine
Akşam gezmesinin vazgeçilmez mekanlarından biri de,
uzattık. Eksik, dedi. Tekrar saydık. Fazla bile... Meğer 65 dolar
Beyrut Saat Kulesi meydanı olacaktır. İç savaş sonrası fazlasıyla
demek isterken 56 demiş...
tahrip olan bu meydan aslına uygun olarak o kadar başarıyla
Hamra, kentin nabzının attığı caddelerden biri. Dört bir yan-
restore edilmiş ki, ağzınız açık kalacak. Meydana çıkan tüm so-
da genç insanların birbirleriyle samimi sohbetler yaptıklarını göz-
kaklarda, hiç çekinmeden çay - kahve içip Lübnan yemekleri-
lüyor, bu canlılığa şapka çıkartıyorsunuz. (Halbuki fazla tutucu
ni tadabileceğiniz kafe restoranlar var. (Lübnan Parlamentosu
olmasa da nihayetinde bir Arap şehrine geldiğinizi düşünüp,
da bu meydanda...) İyice uykunuz geldi; hadi otele. Yarın, tüm
başka türlü bir beklenti içerisine girmiştiniz.)
güne yayılan muhteşem bir gezi planı yapacağız sizinle.
Beyrut, tam bir ‘gençlik’ şehri. Kentte tam sekiz üniversite
Ve sabah! Günaydın...
var. Canlılığın bir nedeni de bu... Edward Said’den, dünyanın en
Beyrut’ta kullanabileceğiniz en iyi ulaşım aracı taksiler. Top-
zengin adamı Carlos Slim’e, Halil Cibran’dan Amin Maaalouf’a,
lu taşıma hiç aramayın. Ama taksicilerle pazarlık yapmayı da
şarkıcı Shakira’nın atalarından Feyrouz’a kadar pek çok Arap
unutmayın. Ortalama 100 dolara, Beyrut’un 20 km dışı da dahil
entelektüel ve sanatçısının memleketi Lübnan. Türkiye’den
10 saatlik bir gezi planı yapabilirsiniz taksicilerle. Böyle bir plan
kalkan uçakların büyük kısmı akşam veya gece saatlerinde
için 100 dolardan fazlasını söylerlerse kabul etmeyin. 80 dolara
Beyrut’a varıyor. Yani Beyrut’ta gezi gününe maalesef akşam
kadar inenlere ise kuşkuyla bakın, çünkü bir ‘hinlik’ düşünüyor
ya da gece saatlerinde başlamak gerekiyor. Ancak bunu bir
olabilirler. Ödemeyi mutlaka gezi sonunda yapın. 46
Doğa, Beyrut sahilinde kendi
‘heykellerini’ yontmuş. Antalya
falezlerine benzer bu ‘kayalık’
arazi, Beyrut sahillerinin tadını
çıkartmak için en uygun yer.
Peki bu 100 dolarlık gezinin içerisinde ne olacak?
bu kişi, lokantanın bulunduğu caddeye de adını vermiş. Ken-
1 Harrisa Tepesi: Şehrin Hıristiyan bölgesinde Beyrut’u
disi, Lübnan’ın bağımsızlığı için mücadele ederken, Osmanlı
sahilden itibaren çevreleyen dağlardan birinin tepesinde, dev bir
tarafından bir koca meydanda asılanlardan biri.
Meryem Ana heykeli. (Rio’daki İsa heykeline benzetilmiş.) Tepe-
4 Benim ısrarımla turistlerin gezi planında olmayan bir yeri
ye, bir teleferikle çıkılıyor. Önce yatay halde apartmanları sıyırarak
de ilave ediyoruz: Sabra ve Şatilla Filistin Mülteci kampları.
geçen dört kişilik kabinler, yolun yarısından itibaren doksan de-
1982’de, Ariel Şaron’a, bu kamplarda yaşanan katliam nedeniy-
recelik açıyla dikey tırmanışa geçiyor. Şehrin manzarası buradan
le kasap lakabını verdirten yerler buralar... Beyrut’un ‘en dibin-
kuşbakışı izlenebilir. (Panik atağınız varsa hiç tavsiye etmem...)
de’ yaşayan sosyal katmanı görmek için de iyi bir fırsat. Burada
2 Jeita Grotto: Dışarıdan masif görünen devasa bir kaya
daha çok Filistinli ve Suriyeli göçmenler oturuyor. 20 yıl önce
kütlesi, çürük bir diş gibi içten içe oyulmuş. Lübnan’ın simgesi de
İstanbul’un en kötü yaşama koşullarına sahip varoşlarını gözü-
olan bu iki dev mağarayı gezmemek olmaz. Dünya mağaracılık li-
nüzün önüne getirin: İşte burası öyle bir yer...
teratürünün ilk sıralarında yer alan bu mağarayı atlamayın derim.
5 Sırada Beyrut’un simgelerinden Rouche Kayalıkları (Gü-
3 Lübnan’da geleneksel yemekleri tadabileceğiniz restoranlar
vercin Kayalıkları) var. Lost dizisini izlediğinizden eminim. Bura-
var. Ama ben dillerde en çok dolaşan mekanı anlatmak istiyo-
daki kayalardan biri, Lost’taki, sadece ayağı kalmış kırık heykeli
rum: Abdel Wahab el-Inglizi... Beyrut’un en iyisi... Biz gittiği-
anımsatıyor. Sanki doğa, tasarımını yapmış gibi, devasa bir in-
mizde bir Pazar günü öğle saatleriydi. İçerisi bomboş görünüyor-
san ayağı yapmış denizin içerisine. Çevrede seyir mekanları var.
du, ama biz 3 arkadaşı almak istemiyorlardı. Sadece 45 dakikalık
Akdeniz’i Beyrut sahillerinden, en iyi buradan izleyebilirsiniz. Şe-
yemek için şef garsonu ikna edebildik. 15 dakika geçti geçmedi,
hir plajı da kayalıkların hemen yakınında, Eğer mevsim yaz ise,
Pazar ayininden çıkan dedeler, nineler, kuzenler, torunlar, 15 -
denize girip serinlemek de mümkün. Aşağı yukarı 10 saati dol-
20 kişilik büyük aileler masaları kaplamaya başladı. Yemeğimizi
durduk. Taksicimiz bizi şehrin merkezine, savaş sırasında yerle
bitirirken masalar tıka basa dolmuş, garsonlar ‘hadi artık gidin’
bir olup çok kısa zamanda Beyrut’un yeniden yapılanmasında
der gibi gözlerimizin içine bakar olmuşlardı. Bir şişe Arak da dahil
büyük rolü olan eski Başbakan Rafik Hariri’nin girişimleriyle eski-
(Arap rakısı: Rakıyı shot bardaklarında tıpkı Türkler gibi sulandı-
sini aratmayacak şekilde biçimlendirilmiş Solidere’i (Downtown)
rarak ama mutlaka buzlu ve tek seferde içiyorlar) yediğimiz onca
bırakıyor. Eski camilere benzetilmiş Hariri’nin yaptırdığı caminin
Lübnan yemeği ve tatlısına üç kişi için 120 dolar hesap ödedik.
bahçesinde, Hariri’nin de gün boyu ziyarete açık mezarı var.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim: Abdel Wahab el-
Şimdi gezi yorgunluğunu, naneli limonata içerek ve önümüzden
Inglizi, lokantanın kurucusunun adı değil. Lokantaya adını veren
geçen insan kalabalığını izleyerek üstümüzden atma zamanı. 47
KIRMIZININ CAZİBESİ
Sadece renk değil, farklı desenlerdeki
ürünleri de bir arada kullabilirsiniz.
‘IR30Y34205846’ IRIS yemek takımı, (30 parça) 294,71 TL.
49
STİL
AÇIKHAVA
KİŞİSEL GÖKKUŞAĞINIZ
Farklı renkleri bir arada kullanarak kendi renk
paletinizi yaratabileceğinizi unutmayın!
Turuncu pasta tabağı, 7,5 TL; turuncu demlik, 51,60 TL; turuncu şekerlik, 14,75 TL;
turuncu sütlük, 23,30 TL; turuncu 7,35 TL; turuncu çay fincanı, 16,37 TL.
50
ENERJİ DOLU
Sır içi olarak üretilen renkli
porselenleri bulaşık makinesinde
rahatlıkla yıkabilirsiniz.
Yeşil demlik, 46 TL; yeşil pasta tabağı, 7,5 TL; yeşil çay
fincanı ve tabağı, 14,50 TL; yeşil kahve fincanı, 9.74 TL.
51
STİL
AÇIKHAVA
İSKOÇ DANSI
Ekose desenler her
zaman trend!
Çukur tabak; 7,02 TL; pasta tabağı,
5,46 TL; çay fincanı ve tabağı,
8,71 TL; 24 cm kayık tabak, 8,71;
32 cm kayık tabak, 31,92 TL.
52
NEŞELİ PUANTİYELER
Farklı renk seçenekleri bulunan
puantiye desenli sofra ürünlerimizi
arzunuza göre kombinleyebilirsiniz!
‘547518’ Yaz dönencesi çay fincanı ve tabağı, 10 TL; servis
tabağı, 12 TL; çukur tabak, 7,78 TL, kase, 7,02 TL.
53
MİMAR
SEYHAN ÖZDEMİR-SEFER ÇAĞLAR
Bir yol
hikayesi:
Autoban
54
Autoban’ın kurucuları Seyhan ve
Sefer
f ile katıldıkları uluslararası
fuarlar, aldıkları ödüller, hep aynı
fuar
görünen
imajlarından
görü
öü
ünen ‘dokunulmaz’ im
konuştuk.
çok
k daha farklı şeyler kon
Hazırlayan Şebnem Kırmacı, Fotoğ
Hazır
Fotoğraflar Jamtul
uzdağının görünen kısmındaki siyah-beyaz Auto-
mızın içine alıyoruz. Karşılıklı dünyamızı büyütüyoruz. Onlar
ban logosunun ve ‘cool’ imajlarının altında aslında
da bize tecrübelerinden örnekler veriyorlar. Aynı frekan-
çok eskilere dayanan gerçek ve doğru bir tanış-
sı yakaladığınız zaman harika işler çıkıyor. Ödün verdik mi
mışlığın nasıl bir yol hikayesine dönüştüğünü, Seyhan Özdemir
dersen, bizi çok yolumuzdan saptıracak ödünler vermedik.
ve Sefer Çağlar’ın elele oluşturdukları çocuksu, saf ve kırılgan
Karşılıklı işbirliği içerisinde bazı sivriliklerimizi de yumuşattık.
B
dünyanın nasıl varolduğunu ilk kez okuyacaksınız...
Autoban kimliği hep sizin önünüzde. Günlük hayatta ‘Seyhan ve Sefer’ olarak değil Autoban’cılar olarak anılıyorsunuz... Bu bilinçli bir seçim mi?
1995’e, ilk tanıştığınız yıla dönelim. Sizinki sıradan
bir ortaklık değil. Bu yaptıklarınızı yanlız yapabilir miydiniz?
Seyhan: O yıllarda Sefer’e yazdığım bir kart var. Hala
Seyhan: Bilinçli olmasının yanı sıra çok ön plana çıkmak
saklarım. Beyin anlaşmamızın içeriğine bakacak olursak
isteyen insanlar değiliz biz karakter olarak. Yaptığımız işin
biz birbirimizle çok dalga geçebiliyoruz. Bence bu o kadar
arkasında durmayı seviyoruz. Autoban; Seyhan, Sefer ve bir
önemli ki: Dalga geçmek derken alay etmek anlamında de-
ekipten oluşuyor. Bir işin vizyonunu koyan insanlarız, evet;
ğil; yaptığımız işi hafife almak anlamında. Öncelikle eğleniyo-
ama asıl konu biz değiliz asıl konu ortaya çıkan iş. Bunu
ruz, iyi vakit geçiriyoruz, birbirimize çok büyük hoşgörümüz
da Autoban diye adlandırdık ve onun arkasında kalmayı se-
var. Ben bir hata yapsam da bana söyleyebiliyor: Çok saf bir
viyoruz. Gizemli kalmak hoşumuza gidiyor; düz fotoğraflar
dünyamız var: O naiflikte kimse ayıp olacak diye düşünmü-
vermemizin sebebi de bu zaten.
yor birbirine karşı. O da ben de yüzümüze karşı söylüyoruz
Hep imajınız aynı gerçekten. Tüm fotoğraflarda sizin hazırladığınız belli bir duruş ve tarz var.
neyi yanlış görüyorsak.
Sefer olmasaydı ne yapardınız?
Sefer: Kişilik olarak yıpratmak istemiyoruz kendimizi.
Seyhan: Ben yine bir şey yapardım. Bu noktaya yakın
Bizi biz yapan çok şey var. Bunların sonucunda bir ürün
bir yerlerde. Çünkü bu benim çocukluk hayalim ama böyle
ortaya çıkıyor: Asıl konu o ürün.
olmazdı.
Evet ama, imajınız logosundan duruşuna marka
olarak çok kuvvetli. İşin marka kısmını oluşturmayı
profesyonel olarak ele aldınız mı yoksa bu da dinamiklerden biri miydi?
Seyhan: Başından beri hep yaptığımız işle ortaya çıkmaktı niyetimiz. İşimiz bir dünya yaratmaktı; o dünyanın da
Sefer: Bir atölyem olurdu, bir yandan tasarım yapardım
ama bu olmazdı.
Seyhan: Daha önce söylediğim gibi biz hayallerimizi Autoban adı altında topladık. Belki bu olmasa beraber başka
bir şey yapardık. Biz geride olmayı, bunun esiri olmamayı
tercih ettik.
bir adı var: Autoban. Bu adı seçmemizin sebeplerinden biri,
Sizin tanışmanız da bir yol hikayesi...
her şey bir yana ismin akılda kalıcı olması. Marka deyince,
Seyhan: Her şey o yolda oluştu: Planlı, programlı de-
marka seni sen yapan her şeyin birleşimi ve oradaki tutarlılık. İsim de, logo da bunun devamı.
ğildik.
Hayaliniz geniş bir alana yayıldı. Fuarlar, ödüller bir
Sefer: Bilinçli olarak bir tercih yaptık, bunun arkasını
tarafa, bazen potansiyeli olan iki insan bir araya gele-
doldurmak esas iş ama. İsimler bir noktadan sonra uçup gi-
bilir ama güçler o ya da bu sebepten birleşmeyebilir.
debilir. Autoban deyince logo değil, işler akla geliyorsa bana
Bu anlamda birleştiğiniz için şanslı olduğunuzu, hatta
göre başarı bu.
bu birlikteliğin bir hediye olduğunu düşünüyorum.
Tasarım yapıyorsunuz, bu özünde yaratıcılık olan
Seyhan: Kesinlikle haklısın. Hatta çok kısa bir zaman
bir şey ama sizin ‘alıcılarınız’ var. Yaratıcılık anlamın-
önce birbirimiz için bir hediye anlamına geldiğimizi konuştuk.
da ödün veriyor musunuz?
Karşılıklı birbirimizle tanışmanın hayattaki en büyük şansımız
Seyhan: Ödün vermemek için müşterilerden beklentile-
olduğunu itiraf ettik birbirimize. Böyle bir hissi taşıyoruz,
rini çok iyi yerleştirmelerini istiyoruz. Her şeye evet demenin
dostluğumuzu da bu değerin bilinciyle sürdürüyoruz. Bazen
arkası çorap söküğü gibi gider. Bunun limitleri var. Yapabil-
zor anlar yaşıyoruz ama herşeyin altında bu yattığı sürece
diğimiz ve yapamadığımız şeyler var. Eğitim süreci gibi bu.
sağlamız.
Herkes her şeyi öngöremeyebilir. Biz müşteri yanlış yöne
Bu his hayata çok tutunmanıza da sebep olmuyor
gittiği zaman doğru yere çekiyoruz, birlikte hayal kurmaya
mu? Bazen hayat bu, fırtına geldiğinde insanın temel-
başlıyoruz; ortak bir dünya yaratıyoruz. Onları hayal dünya-
leri sarsılabiliyor çünkü ama böyle bir bağın varlığı
55
MİMAR
SEYHAN ÖZDEMİR-SEFER ÇAĞLAR
çok kıymetli ve önemli.
Sizin çok uzun, çok eskilere dayanan bir tarihiniz var;
Seyhan: Tabii ki. En büyük desteğim Sefer benim. Bu güç
ama markanız çok yenilikçi ve gelenekçi. Burada bir çe-
birlikteliği, bu destek hayatımın geri kalanına işime, ilişkilerime,
lişki yok mu sizce? Yoksa demin dediğin gibi alternatif
her şeyime yansıyor. Neyi nasıl adlandırırsak adlandıralım, adı
yaratmaya öncü mü?
ne bilmiyorum ama böyle bir inanca sahip olmak çok önemli
Seyhan: Eskiden dergilere bakardık. Çok sıkıcı, başka bir
insanın hayatında. Arkasında durabilecek gücü buluyoruz ken-
şey yok mu diye düşünürdük, çünkü buna alternatif sunmaya
dimizde, ikimizin de çok mistik boyutu yoktur aslında inanç dü-
yeteneğimiz vardı. Bir şeylerden rahatsız olup onunla yaşama-
zeyinde ama ikimizin birbirine olan inancı çok kuvvetli. İkimiz
ya katlanamadık. Bir de ikimizde de sonuç odaklı yaşam var.
de çok insancılız galiba; insani özelliklerimiz çok ön planda.
Bir şey yoksa duruma razı olup oturmuyoruz, bir alternatif çı-
Ekiple ilişkimizde de öyle. Bu her şeyin ötesinde, iş sonuçta
karıyoruz. Hep böyle yaşadık biz. Dünyanın bir ucunda da bir
yönetilmesi, kotarılması gereken bir şey. Ama ekiple ve hatta
restorana gitsek eğer iyi değilse servis, daha iyisini istemek var.
ustalarımızla olan ilişkimizde bile insani duygular o kadar önemli
Neden olmasın?
ki: hep önceliğimiz bu.
Tasarımlarınızdan biri olan “Nest” bence bu korunaklı dünyanın bir yansıması. Bu anlamda da duygusallıkla
Olabilirliliğine inanmak var ama özünde... Korkulardan bahsettik. Memnun olmadığın bir şey, değiştirme
gücü ile ilgili insanın.
örtüşüyor sanki. En büyük başarınızın bu olduğunu dü-
Seyhan: Ama o gücü, potansiyeli keşfetmek de kolay de-
şünüyorum. Bir kırılganlık var ve bunu hala ayakta tuta-
ğil. Sefer de ben de eminim bir şeyleri değiştirmeye çalıştık, bu
biliyorsunuz.
normal hayatımıza yansıdı.
Seyhan: Evet. Haftalardır Star Wars serisini seyredip duruyoruz. The City Of Lost Children da o filmlerden biri. Bunlar
Autoban ile ilgili en son olmasını istediğiniz şey ne
olur? Keşke olmasa diyebileceğiniz.
yıllar önce seyrettiğimiz filmler. Daha dün akşam seyrettik yeni-
Seyhan: Yollarımızın ayrılmasını, başka vizyonlara bak-
den Star Wars filmlerini. Göz göze geldik bir ara o kadar mutlu
mayı hiç istemem; o benim hayattaki en büyük desteğim,
ve heyecanlıydık ki. Zannedersin 100 milyon dolar kazanmışız!
Burada ne kadar ciddi bir iş yapıyor olsak da, o saflık, çocukluk
hali çok önemli. Çok her şeyi bilen, her şeyi çözmüş havaları
bize göre değil, olamadık, olamayız öyle. Dışardan soğuk hatta
ciddi göründüğümüzün farkındayım ama içerden çok komik,
eğlenceli, saf bir dünyamız var bizim.
Seyhan ve Sefer; sen ona ne kattın; o sana ne kattı?
Günlük hayatta artılar eksiler neler?
Seyhan: Bizim çok gündem konularımızı sordun, biz çok
eğleniyoruz aslında. Sefer’in sürekli bir rahatsızlık hali var
mesela. Keyfi yerinde olmazsa memnun olmaz. Mesela ben
yurtdışına gittiğimizde sürekli bir şey yapmak isterim, rahat
durmam. O da bana rahatlamamı önerir. Ben kırk defa düşünürüm hangi otelde kalacağız diye, hangi odada kalacağız
diye. O bana sürekli ‘Dur, biraz rahatla, ne kadar yorucusun’
der. Bu rahatsızlık aslında ikimizde de var. Ben titizim. En iyisi
olsun istiyorum. O da rahat aslında sonuçta onun için bunları
düşünen biri var. Ben de hiç bir şeyden memnun olmuyor
diye ona kızıyorum ama memnun olmayınca insan başka
alternatif arayışına giriyor. Ben de kızıyorum ona belki ama
başka arayışlar bizi başka eşyalar yapmaya itti.
Ürünlerden beklentileriniz de Autoban’ın incileri…
Seyhan: Aynen. Mobilyaları beğenmeye beğenmeye kendi
işimizi yapalım noktasından buralara geldik.
56
bunun olmasını hiç istemem. Sonra, kurduğumuz dünyanın
öyle: bizim işlerimiz de objelerimiz de mutluluk, huzur ve iç
yok olmasını istemem, cebimizde para vardı bu dünyayı kur-
dengeye hizmet ediyor.
duk demek istemem; bu yanlış olur. Biz sıfırdan başladık.
Burada sonsuza kadar yaşamayı isterim çünkü arkasındaki
Siz olabileceğiniz en iyi yerde misiniz bu anlamda?
Potansiyelinizi kullanabiliyor musunuz? İçsel dünyada?
duygu ve inanca çok bağlıyım. Korkular dediğinde beni en
Seyhan: İyi bir yerde olmadığımı hissettiğim zaman galiba
çok korkutan şey hareketsiz kalmak. İşte de özel hayatımda
hayatta ne yaptığımı bilmediğim bir dönemime geldi. Yönümü
da ödüm kopuyor!
çizememiştim. Ben kararımı verdiğimde ve bu yoldan gidece-
Devinimsizlik mi?
ğim dediğimde, o içine girdiğim yol oldu. İster sonu ister başı
Seyhan: Evet. Bazen ayaklarımı uzatayım, sigaramı yaka-
olsun, artık aklım çok açık.
yım haline gelmek istiyorum. Ama mümkün değil. “Ee, şimdi
Ne istiyorsunuz?
n’apıyoruz” diyorum. Boş kalmak hoşuma gitmiyor. Durmayı
Seyhan: İşte bu. Çok mutluyum. Her şeyi yapayım duy-
sevmiyorum. Devinim beni besliyor.
gum yok. İnandığım ve arkasında durduğum şeyi yapıyorum.
Değişken olmayan bir ruhun ya da ortamın ölüme eş
Mutsuz, tatminsiz değilim, olsam kurtulmak isterdim. Okuldan
değer olduğunu düşünüyorum. Buradan başka bir şey
çıktığımda yola çıkmak istiyor ama yönümü belirleyemiyordum
aklıma geldi, tasarım için söylenen bir söz ‘Güzel olan
ama şimdi yoldayım ve beni oluşturacak şeyler bu yolda geli-
herşey mutluluğun habercisi,’ diye…
şiyor. Her geçen gün “daha olmak istediğimi” olmak istiyorum:
Seyhan: Bütün hayat o. Hayattaki her şey mutluluk için
bu hiç bitmeyecek; ölünce bitecek sanki! İş hayatında da “ben
yapılır. Bunlar toz pembe aşk romanıvari laflar olabilir ama
oldum” diye düşünmüyorum: bu ölmek gibi bir şey. Demin de-
değil. Hayatın gerçeği şu: insan mutlu olduğu zaman etra-
diğin gibi insanın tutkusunun kalmaması.
fına mutlu insanlar toplanıyor, pozitif enerji birikiyor, negatif
enerji negatifliği çekiyor. Hayat hep pozitif değil ama bütün
olumsuzlukları o olumluya çekmek için yaşıyoruz. Tasarım da
Son soru, Sefer’e bir şey söylemek isteseniz ne derdiniz?
Seyhan: İyi ki varsın, iyi ki tanışmışız ve hep de ol!
Peki Sefer ya sen?
Seyhan olmasa Autoban olmazdı. Bu yaptığımız şeyin adı
Autoban ama biz bunu yapmasak da başka bir şey yapardık.
Bir işi iyi yapmak önemli, ne yaptığımız önemli. Her yaptığımıza
‘Vaay be’ diye bakıyoruz o önemli; hep de böyle diyeceğiz. HAKKIMIZDA...
Autoban olarak Kütahya Seramik ve Kütahya
Porselen markaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kütahya Porselen, 40 yıllık geçmişinden günümüze
kadar ürettiği porselenlerle geleneksel Türk
motifini yaşatmaya devam ediyor. Geçtiğimiz
sene Kütahya’da açılan porselen müzesi ile dünya
porselenlerini sanatseverlerle buluşturan bu markayı,
kültürel değerlere sahip çıktığı için takdir ediyoruz.
57
KÜLTÜR MİRASI
EGE-GÜNEY SAHİLLERİ
Kültürel tatil rotanız
Bu yaz farklı bir şey yapmaya, bir yandan deniz ve güneşin tadını çıkarırken
bir yandan da tarihi bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Yazı Çiğdem Hasanoğlu
arihin her dönemine tanıklık eden bir coğrafyada yaşı-
Çünkü bu rotaya göre hem ülkemizin en önemli ören yerlerin-
T
yoruz. Toprağın katmanlarını kaldırdıkça en eski çağlar
den birkaçını ziyaret edeceksiniz hem de denizden ve güneş-
ile buluşuyor, bin yıllar içerisinde insanoğlunun hangi noktaya
ten uzaklaşmayacaksınız. ‘Bir taşla iki kuş vurmak’ sözünün ne
geldiğini analiz edebiliyoruz. Bunu da elbette yıllar süren arke-
olduğunu en güzel hali ile deneyimleyeceksiniz.
olojik çalışmalar sonuçlanınca anlayabiliyoruz. “Bir kürek atsak
ASSOS
altından tarihi kalıntı çıkıyor” şeklinde yapılan şakalar bir yana,
M.Ö. 6.yüzyıla kadar giden tarihçesi ile Assos, sönmüş bir
Türkiye’nin nerdeyse her yerinden tarih fışkırıyor. Bütün dün-
volkanik tepe üzerine, andezit kayalıkları arasına, denizden 236
yanın kıskanarak izlediği bu antik kentler, yurt dışı turizminin
metre yüksekliğe kurulmuş. Kentin inşaasında Assos civarında
önemli bir kısmını oluştururken maalesef iç turizmin çok azında
bol bulunan andezit taşı kullanılmış. Bu taşlar zor işlenmeleri
etkili oluyor. Halbuki bu coğrafyada yaşayan insanlar olarak,
ve dayanıklılıkları ile bilinir ve zamanında kentin en önemli ihraç
kültürel varlıklarımızı tanımalı ve onları korumalıyız.
kaynaklarından biri olmuştur. Assos yüzünü denize dönmüş bir
Tatil deyince aklınıza deniz ve güneşin gelmesi kadar doğal
şehirdir. Bu yüzden denize inmek için teraslar inşa edilmiş.
bir şey olamaz. Bütün yılın yorgunluğunu elbette dinlenerek ve
Assos’da arkeolojik ilk kazı 1881-1883 yıllarında Amerikalı
eğlenerek üzerinizden atacaksınız. Fakat gelin bu yıl bir deği-
bir arkeoloji grubu tarafından yapılmış.1981 yılında tekrar baş-
şiklik yapın ve sizler için önerdiğimiz tatil rotasına bir göz atın.
layan kazılarda ilk olarak nekrapol ortaya çıkarılmıştır. Mezarlık
58
olarak bilinen nekrapol dışında, Assos çevresinde görebilece-
ve düzenleme çalışmalarını sürdürüyor. Antik Çağda önemli
ğiniz yerler arasında kentin en yüksek noktasındaki Athena Ta-
bir uygarlık merkezi olan Efes, günümüzde yılda ortalama 1,5
pınağı, Midilli Adası’na karşı kurulan ve büyük bir bölümü dep-
milyon kişinin ziyaret ettiği önemli bir turizm merkezi. Bölgede
remde yıkıldığı sanılan amfi tiyatro ve surlar bulunuyor.
ziyaret edebileceğiniz en önemli yerlerin başında, M.Ö. 3. bine
TROİA
tarihlenen en erken yerleşim ile Bizans devrine ait, Hıristiyanlık
Destanların şehri Troia (Troya) binlerce filme boşuna konu
dünyası için büyük önem taşıyan St. Jean Kilisesi ile Ayasuluk
olmamış! Homeros’un İlyada’sında geçen ünlü savaşı bir yana,
Tepesi, dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı,
şehrin kuruluşundaki mitos bile insanı meraklandırıyor. En iyisi
Arkaik, Klasik, Hellenistik, Roma ve Bizans devri yerleşiminin iz-
hikayeyi biz anlatmayalım, bölgeyi gezerken kendiniz deneyim-
lerini sürebileceğiniz Efes kalıntıları, Meryemana, Mermer Cad-
leyin. Tarih boyunca dört kez yakılıp tamamen harabeye dö-
de, Agora Kitaplığı ve elbette antik kentin eserlerini sergileyen
nüştürülen bu şehirde yapılan kazılar sonucunda Troya’da üst
Efes Müzesi geliyor.
üste kurulmuş, yedi ayrı kültürü temsil eden dört mimari katın
DİDYMA (Didim)
oluşturduğu dokuz yerleşme saptanmış.
Aydın ilinin Söke ilçesi bağlı, Yeni Hisar köyü sınırları içeri-
Avrupa tarihi ve edebiyatı için büyük önem taşıyan Troia
sinde yeralan Didyma, Apollon Tapınağı ile ünlüdür.
bölgesi, 1996 yılında ‘Tarihi Milli Park’ ilan edilmiş ve Dünya
Didymaion, Miletus’a bağlı bir kahinin ikamet yeri ve mabe-
Kültür Miras Listesinde yerini almıştır. Günümüzde Troia Antik
ti olarak bilinir. Son kazılardan Didyma’nın sadece bir kahinin
Kentinde Almanya’nın Tübingen Üniversitesi’nin bilim adamları-
ikametgahı değil, aynı zamanda yoğun bir yerleşim yeri oldu-
nın başkanlığında çok uluslu bir çalışma ekibi ile arkeolojik kazı
ğu da anlaşılmıştır. Arkaik tapınağın yapımına M.Ö. 6. yüzyılın
ve araştırmalara devam ediliyor.
ortalarında başlanıldığına ve yapımının aynı yüzyılın sonlarında
EFES-SELÇUK
tamamlanıldığına inanılır. Helenistik tapınağın yapımına, Büyük
Efes, İzmir İli Selçuk İlçesi sınırları içinde bulunuyor. Neolitik
İskender’in Perslere karşı elde ettiği zaferden sonra başlanıl-
Dönem olarak adlandırılan Cilalı Taş Devri’ne kadar uzanan ta-
mıştır. Ancak, kalıntılardan bu Helenistik tapınağın yapımının
rihi ile Efes, antik dünyanın en önemli merkezlerinden biri olarak
tamamlanmadığı anlaşılmaktadır.
biliniyor. M.Ö. 6000 yıllarına uzanan tarihi boyunca uygarlık,
IASOS (Kıyıkışlacık)
bilim, kültür ve sanat alanlarında her zaman önemli rol oynayan
Yapılan arkeolojik kazılara göre Milas’a 28 km. uzaklıktaki
Efes Roma döneminde Asia Eyaletinin başkenti idi. Asya ile Av-
Kıyıkışlacık köyündeki İasos’ta yaşam, Eski Tunç Çağı’ndan
rupa arasında bir geçiş noktası olan kent, liman kenti olması
başlamıştır. Kentin içinde büyük sur, su kemerleri ve mezarları
itibariyle de döneminin en önemli politika ve ticaret merkeziydi.
çevrelemekte, balık pazarı olarak adlandırılan yapı ise sur dışın-
Fakat Efes’in antik çağdaki önemini yalnızca büyük bir ti-
da yer almaktadır.
caret merkezi olarak gelişmesini ve başkent oluşundan gel-
Kente Roma döneminde inşa edilen agoraya kemerli bir
miyor. Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen,
kapıdan geçilerek girilir. Dört tarafı portikolarla çevrili olan bu
Anadolu’nun Kybele geleneğine dayalı Artemis kültünün en
yapının güneybatısında bouleuterion yer alır. Kent meclisi ola-
büyük tapınağı da Efes’de yer alır.
rak kullanılan yapı, daire biçimli orkestra ve onun arkasında yer
Efes tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntı-
alan dört merdivenle üç bölüme ayrılmış olup, oturma sıralarının
ları geniş bir alana yayılıyor. Yaklaşık 8 kilometrekarelik bir ala-
altı tonozlarla desteklenmiştir. Agoranın doğu köşesinde önü
na yayılan bu kalıntılar içinde kazı, restorasyon ve düzenleme
sütunlu dikdörtgen planlı yapı, Caesareon olarak tanımlanır.
çalışmaları British Museum adına J.T. Wood tarafından 1869
İçinde yapılan kazılarda bulunan eserler, Orta Tunç Çağı’na
yılında başlamış. Wood’un ünlü Artemis Tapınağı’nı bulmaya
kadar uzanmakta olan agoranın etrafını saran stoalar, M.S.
yönelik bu çalışmalarına 1904 yılından sonra D.G. Hogarth
130 yıllarında yapılmış. Agoranın güneybatı köşesindeki geniş
devam etmiş. Bugün de çalışmalarını sürdüren Avusturyalıla-
düzlükte ise Artemis’e ve İmparator Commodus’a adanmış
rın Efes’teki kazıları ilk olarak 1895 yılında Otto Benndorf tara-
stoa yer alıyor. Kentin ortasındaki yükseltinin kuzeydoğu ya-
fından başlatılmış. Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün 1. ve 2.
macında tiyatro bulunuyor. Ören yerinin en yüksek kesiminde
Dünya Savaşları sırasında kesintiye uğrayan çalışmaları 1954
ve tam ortasında yer alan Ortaçağ kalesi, kareye yakın bir pla-
yılından sonra aralıksız devam etmiş. Efes’te Avusturya Arkeo-
na sahip olup, kalınlığı 2 metreyi bulan sur duvarları ile çevrili.
loji Enstitüsü’nün çalışmalarının yanı sıra 1954 yılından itibaren
Kalenin içinde bir de sarnıç bulunuyor. Ayrıca, Demeter–Kore
Efes Müzesi de T.C. Kültür Bakanlığı adına kazı, restorasyon
Tapınağı’nın izleri de görülebilen kalıntılar arasında. Yarımada
59
KÜLTÜR MİRASI
EGE-GÜNEY SAHİLLERİ
ile kara arasında bulunan liman, yaklaşık 850 metre uzunlu-
DOLICHISTE (Kekova)
ğunda. Liman ağzında yer alan kule, mendirek kulesi olup, bir
Kekova hem tarihi hem de doğası ile adeta bir cennet. Böl-
Ortaçağ yapısıdır. Iasos’ta biri kenti koruyan diğeri de büyük
genin deniz kenarında Aperlai, Batık Kent, Kaleköy’deki Sime-
sur olarak bilinen ve kentin kuzeybatısında yer alan iki sur bulu-
na, Üçağız’da bulunan Theimussa, Gökkaya koyu üzerinde-
nuyor. Roma devri mezarlığının batısındaki yamaçlarda, kayaya
ki Istlada gibi antik kentler bulunuyor. Bu kentlerdin yanı sıra
oyulmuş kaya mezarları ile bina şeklinde yapılmış mezarlar yer
Kılıçlı’da Apollonia, Üçağız’a 2 kilometre uzaklıkta yol üzerindeki
alıyor. Kentteki en ünlü mezar ise, halk arasında Balık Pazarı
Çevreli’de Tyberissos antik kenti de görülmeye değer. Özellikle
olarak bilinen, Roma dönemine ait anıt mezar.
Hellenistik ve Soma dönemlerine air Lykia lahdi ve kaya me-
TELMESSOS (Fethiye)
zarlıklarını görmek için Tyberissos’a uğrayabilirsiniz. Kuzeyde
Fethiye, Mendos Dağı’nın eteklerinde, adını verdiği körfezin
şehrin akropolisi, bulunuyor. Daha alçak olan güney tepesinde
kenarına eski Telmessos’un üzerine kurulmuştur. Tarih, doğa ve
ise Dor düzenindeki Apollon Tapınağı’nın üzerine onun taşları
deniz ile iç içe olan Fethiye’de konaklayanlar, civardaki Kadyan-
ile yapılmış olan bir kilise var.
da, Pınara, Tlos, Sidyma, Xanthos, Letoon ve Patara gibi antik
ASPENDOS
şehirleri de kolaylıkla gezebilirler. Burada, 16 derecenin altına
Antalya’nın Serik ilçesine 7 kilometre uzaklıktaki Aspen-
düşmeyen sıcaklığıyla dokuz ay kalınıp denizden faydalanılabilir.
dos, dünyaca ünlü tiyatrosu ile ölmeden önce mutlaka ziyaret
Adını tanrı Apollon’un oğlu Telmessos’tan aldığı söylenen ken-
edilmesi gereken yerler arasında bulunuyor. Yunan efsanesine
tin çevresi antik şehirlerle dolu. Örneğin Eşen’in kuzeybatısında,
göre, Truva Savaşı’ndan sonra Pamphylia’ya gelen kahraman
Fethiye’ye 45 kilometre uzaklıkta bulunan Minare Köyü’ndeki
Mopsos liderliğindeki Argive kolonicileri tarafından kurulan As-
Pınara harabeleri ilginç Lykia kaya mezarlarına sahip. Burada
pendos, bölgede kendi adına madeni para bastıran ilk şehir-
tiyatro, odeion ve tapınak gibi bir çok yapı sağlam olarak gö-
lerden biri.
rülür. Eşen’in güneyinde Dodurga Köyü’nde bulunan Sidyma
Seyircilerin güçlük çekmeden yerlerine oturabilmesi için do-
harabelerinde de yine görülmeye değer ilginç mezar anıtları
laşım kolaylığı sağlamak amacıyla giderek yayılan merdivenleri ile
bulunuyor. Lykia’nın altı büyük kentinden birisi olan, Fethiye’ye
görkemli bir duruş sergileyen Aspendos tiyatrosu, Greko-roman
40 kilometre uzaklıkta, Yaka Köyü’nde bulunan Tlos harabeleri
mimarinin en güzel örneklerinden biri olarak nitelendiriliyor. Ti-
de akropol, tiyatro, hamam, agora ve stadion gibi kalıntılarıyla
yatrodan sonra Aspendos’un başlıca diğer kalıntıları arasında ti-
çarpıcı bir görünüm sergiliyor. Bunlardan başka Fethiye’ye 25
yatronun arkasında bulunan 27X105 metre ölçülerindeki bazilika
kilometre uzaklıktaki Üzümlü’de bulunan Kadyanda’da stadion,
geliyor. Romalılar tarafından icat edilen bazilikalar, farklı amaçlar
tiyatro, agora ve hamam kalıntıları yer alıyor.
için kullanılırdı ancak bunların hepsi toplumla ilgili meseleler olur-
Bugün olduğu gibi yüzyıllarca önce de insanlar bu güzel
du. Bu binalarda mahkemeler ve alışveriş pazarları kurulurdu.
bölgeyi beğenmiş ve yerleşmişler. Fethiye Körfezi içinde de
Bazilikanın güneyinde, şehirdeki ticari, sosyal ve politik faaliyet-
bazı antik yerleşmeler var. Bedri Rahmi Koyu üzerinde Krya,
lerin merkezi olan üç yanı evlerle çevrili agora bulunuyor. Batıya
Manastır Koyu üzerinde Lissa ve Lydai ile Göcek yolundaki
doğru gidildiğinde, stoanın (gezinti caddesi) arkasında hepsi bir
İnlice’de Daidala antik kenti bunlardan birkaçı.
sırada olan eşit büyüklükte on iki dükkan, agoranın kuzeyinde
OLYMPOS
ise bugün sadece ön duvarı ayakta duran nymphaeum vardır.
Antalya-Finike yolundan Olympos’a gitmek için Ulupınar’dan
Nymphaeumun arkasında alışılmadık planlı, ya konsey üyelerinin
harabe levhasının olduğu yola sapmanız yeterli. Buradaki dar
toplandıkları bir bouleterion (konsey odası) ya da (müzik konser-
yol sizi Olympos’un sahiline kadar indirecektir.
leri verilen ya da tiyatro oyunları oynanan) odeon olarak kullanı-
Hellenistik Devir’de kurulan Olympos’un varlığını M.Ö. 2.
lan bir bina vardır. Aspendos’un gözden kaçırılmaması gereken
yüzyılda bastırdığı Lykia birlik sikkelerinden anlaşılmış. Oly-
bir diğer kalıntısı da su kemerleri. Kuzeydeki dağlardan şehre su
mpos, içinden geçtiği dereciğin iki yanına yayılmış. Kumsal-
getiren bir kilometre uzunluğundaki bu kemerler dizisi olağanüs-
dan da görülen ve mezarların üzerinde bulunan yüksek tepe
tü bir mühendislik becerisini ortaya koyar ve eski çağlardan gü-
Olympos’un akropolüdür. Üzerindeki yapı kalıntıları ise Orta
nümüze kalan nadir örneklerden biri. Su, kaynağından 15 metre
Çağ’da bir kale şekline sokulan surlara ait. Olympos’taki ır-
yüksekliğindeki kemerlerin üzerinde, oyulmuş taş bloklardan
mak, kenarlarına yapılan poligonal teknikteki duvarlarla kanal
oluşan bir kanal aracılığıyla şehre getirilirdi. Su, kemerin bitim
haline sokulmuş, bugün de izlerini gördüğümüz köprü ile iki
noktasının her iki tarafında bulunan 30 metre yüksekliğindeki ku-
yaka birleştirilmiş.
lelerde biriktirilir ve buralardan şehre dağıtılırdı. 60
1
2
Ören yerleri, eski uyarlıklara ait yaşam
alanları olarak nitelendiriliyor. Tarihi değer
taşıyan arkeolojik kalıntıların bulunduğu
ören yerlerini antik şehirler olarak da
adlandırabilirsiniz. 1 Fethiye sınırları içindeki
Telmessos. 2 Muhteşem manzarası ile
Ölüdeniz. 3 Yüzyıllara meydan okuyan
Bodrum Kalesi. 4 Antik dünyanın en
önemli kalıntılarını Efes’te görebilirsiniz.
5 Sedir Adası, denizi ve kumuyla dünyanını
en güzel plajlarından birine sahip. 6 Milas
sınırları içerisindeki Iasos.
6
3
5
4
KAYNAKÇA: LYKİA/Işık Ülkesi, İlhan Akşit, Akşit Turizm Yayınevi.
Türkiye'nin Kültür Hazineleri, Boyut Yayın Grubu.
61
STİL
PORSELEN&KARO
PROFESYONELLERİN
TERCİHİ
Bu
u sa
sahnede,
ahnede, K
Kütahya
üta
ahya P
Porselen’in
orsellen’in
profesyoneller
p
rofesyoneller iiçin
çin ttasarladığı
asa
arladığı yyeni
eni sserileri
erilerii vvee
Kütahya
Seramik
karolar
başrolde.
K
ütahyya S
eramik iimzalı
mzalı k
arolar baş
şrolde..
Yapım Çiğdem Hasanoğlu, Fotoğraflar Ahmet Gül/PTS
62
Çağımızın yükselen trendi sadeliğin en
rafine hali olan ‘Deniz’ yemek takımı seti,
sofralarınızın yıldızı olacak.
Bu sayfada Senfoni serisi kırmızı porselen
karo (50x25 cm), Kütahya Seramik.
Yan sayfada Senfoni serisi beyaz porselen
karo (50x25 cm), Kütahya Seramik.
Narçiçeği kırmızısı ve
yumuşak beyazı hiç
böyle görmemiştiniz.
Senfoni serisi
uygulandıkları
her yerin havasını
değiştirecek.
63
STİL
PORSELEN&KARO
Yalın formu ile her sofraya uyum sağlayan
‘Didim’ yemek takımı, her türlü sunumdan
yüzünün akıyla çıkıyor.
Bu sayfada Versatile serisi ‘Axis’ parlak
marine karo (12,5x22 cm), Kütahya Seramik.
Yan sayfada Versatile serisi ‘Arc’ polar mat
beyaz karo (12,5x29 cm), Kütahya Seramik.
64
Red Dot ödüllü Versatile
karolar, sıra dışı formu
ile göz dolduruyor.
65
STİL
PORSELEN&KARO
66
Zarif ve ince rölyefi ile naif bir
görünüme sahip olan ‘Zümrüt’
yemek takımı seti, asaleti ile
sofralarınızda yerini alıyor.
Bu sayfada Brezza serisi bordo
mozaik (2,5x10 cm), Kütahya
Seramik.
Yan sayfada Shine serisi beyaz
karo (66x33 cm), Kütahya Seramik.
Farklı renk alternatifleri
ile Brezza’lar, bulunduğu
ortama ışıltı katıyor.
Shine serisinin zarafeti
ise tartışmasız…
67
GURME
ÜMİT YÜKSEL
“Yemek yapmak
aşkla eş değerde”
Radisson Blu Bosphorus Hotel Executive Chef’i Ümit
Yüksel aynı zamanda da Türkiye Aşçılar Milli Takımı
Kaptanı. Yüksel, Radisson Blu Bosphorus Hotel’in
mutfağında yarattığı maharetli yemekleri, Kütahya
Porselen’in şık tasarımlarıyla buluşturdu.
T
ürkiye Aşçılar Milli Takımı Kaptanı ve Radisson Blu
mutfağa da girer diye düşünmeye başladım o yıllarda. Gerçek-
Bosphorus Hotel Executive Chef’i Ümit Yüksel tam
ten düşündüklerimin hepsi gerçekleşti.
23 yıl önce bıçağı tuttuğunu ve bir daha da elinden hiç
bırakmadığını söylüyor. Onunla mutfaktaki başarısının sırlarını ve
çağdaş Türk mutfağını dünyaya tanıtma misyonunu konuştuk.
Neden mutfağı seçtiniz?
Ben 15 yaşında babamı kaybettim. O zaman bir karar vermem lazımdı. Servis bölümünü seçsem, 40 yaşından sonra
13 yaşında aşçı olma fikri nasıl doğdu?
saçlar beyazlayınca, o işi yapamıyorsunuz. Resepsiyon için
Tamamen okulda gelişen bir fikir. Tekirdağ Anadolu Otel-
de aynı şey geçerli. Ama 65 yaşına gelmiş, beyaz saçlarıyla
cilik ve Turizm Meslek Lisesi, mutfak bölümü mezunuyum.
mutfakta çalışan çok aşçı var. Ben de en mantıklısının mutfak
Bilgisayar çok yoktu Türkiye’de o dönem, biz bilgisayarlı eği-
olduğunu düşündüm.
tim almaya başladık, şanslıydık. Bilgisayar okula girdi, yakında
68
Düşünmenin dışında yetenekliymişsiniz…
Tabii düşündüm ama mutfağa geçemedim. İlk stajım
Yemeklerin sunumları da değişiyor artık…
Antalya’da üç yıldızlı bir oteldeydi ve house keeping’de çalış-
Önceleri standart tabaklar vardı: Pasta 22 cm, ara sıcak ve
maya başladım. Şefle bir anlaşma yaptım ve sekiz saat house
ana yemek 27-28 cm olurdu. Şimdi tabaklar şekil değiştirdikçe,
keeping’de çalışıp, sekiz saat de mutfağa geçtim. Öyle bir azim
yemeklerin görsellikleri çok farklı boyutlara taşınıyor. Bu sebep-
ve heyecan kapladı ki beni… O heyecanla mutfaktan ayrılmadım.
le ben de farklı tasarımlarda tabaklar tercih ediyorum. Hatta o
1996 yılında Türkiye birincisi oldum, 2006 yılında da Türk Aşçılar
kadar ki, tabağa göre yemek konsepti oluşturuyorum.
Milli Takımı Kaptanı.10’un üzerinde altın madalyam var.
Milli Takım nasıl seçiliyor?
Tabak seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?
Aşırı ağır olmaması ön planda benim için, çünkü taşırken
Yönetim Kurulu, 16 derneğin başkanından oluşuyor. Son
çok sorun yaratıyor. Çabuk çizilmeyen, parlak, sos koyduğun-
üç senede çok iyi başarılar elde ettik. Rusya’da çok az bir farkla
da sosu, et koyduğunda eti ön plana çıkaran tabakları seçme-
İtalya’nın ardından ikinci olduk. Bir bronz madalya alsak birinci
ye çalışırım. Kesimi daha düzgün tabaklar tercih ediyoruz.
olacaktık. Azerbaycan’da birinci olduk. Türkiye’de birincilik, on
Mutfakta olmazsa olmazlarınız nelerdir?
altın madalya ile geldi. Yarışmalarda da çağdaş Türk mutfağını
Baharatlar ve sarımsak. Kendi kuruttuğum nane, dağdan
yapıyoruz ve çok beğeniliyor. Olimpiyatlara gidemiyorduk ülke
olarak. Bunu da başardık.
Çağdaş Türk mutfağı tam olarak ne anlama geliyor;
imambayıldının şekli mi değişiyor?
topladığım kekikler, taze otlar…
En sevdiğiniz yemek hangisi?
Güzel yapılmış bir hünkarbeğendiyi çok severim.
Türkiye’de kimlere yemek yaptınız?
İmambayıldıyı derin yağda kızartmayacağım, közde yapa-
Askerde Genelkurmay Başkanlığı aşçısıydım. Hüseyin Kıv-
cağım ve içinde hiç yağ olmayacak. Levrek filetosunu, Fransız
rıkoğlu ve Hilmi Özkök dönemlerinde… Tüm TÜSİAD’a yemek
mutfağı gibi soslu ya da farklı şeylerle yapmayacağım da, bizim
yaptım. Recep Tayyip Erdoğan ve Bülent Ecevit de yemek yap-
kültürümüzdeki baklava hamuruna sarıp fırında pişireceğim.
tığım isimler arasında. Tabii çok sayıda iş adamı ve sanatçı…
Biraz daha çağdaş, modernize edilmiş ama lezzetini kaybetmemiş yemekler deniyorum.
Türk Aşçılar Milli Takımı dünyada ne durumda?
Çok iyi durumdayız. Türk şefleri sunumda çok iyi. En büyük
sıkıntıları yemeklerin tadına bakmamaları. Onu da aşıyorlar.
Devlet adamlarının yemek tercihleri ile sanatçıların
tercihleri farklı mı?
Devlet adamları biraz daha standart yemekler yiyorlar, klasikten vazgeçmiyorlar. Sanatçılar biraz daha özel ve farklı lezzetleri arıyorlar. Özellikle hangi yemekler beğeniliyor?
Güzel pişirilmiş kuzu, taze ve pişirme tekniği doğru olan balıklar beğeniliyor. Makarnalarımızı biraz daha modernize edip
çok şık tabaklarda servis ettiğimizde çok beğeniliyor.
Şerbetli tatlılar da sağlıklı yapılabilir mi?
HAKKIMIZDA...
Biz klasik tatlıların dışında çok farklı tatlılar, dondurmalar
yarattık. Ilık salepli ekmek üzerinde incirli hurma tatlısı yarattık;
muhteşem bir tatlı. Fransızlar parfeyi çikolatayla yaptı, biz bozadan. İrmik helvasından terin yaptık; rakıdan dondurma…
Bu sene düzenlenen 9. Gastronomi Festivali’nde siz
de vardınız. İzlenimlerinizi anlatır mısınız?
Bu sene 9. İstanbul Uluslararası Gastronomi Festivali’nde
bir ilk gerçekleşti. Yarışmadan sonra yarışmacılar o kadar çok
şey paylaştılar ki benle… Yarışmacılar Kütahya Porselen’in ve
Mitterteich Porselen’in tabaklarını kullandılar. Son derece başarılı tasarımlardı. Yarışma sonrasında çok olumlu eleştiriler
geldi. Dünyada, olimpiyatlar dışında tabak veren hiçbir yarışma
yok. Biz bunu Kütahya Porselen ve Mitterteich Porselen ile bir-
Kütahya Porselen’in ürünleri hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Özellikle son ürün gamında büyük değişiklikler
gördüm. Yabancı ürünleri tercih eden bir
şeftim ama Kütahya Porselen’in son atağıyla
beraber bu olayı benim de beynimde tersine
çevirdi. Yerli porselenin neler yapabileceğini
nerelere geldiğini gördüm. Konsepti kafamda
Kütahya Porselen’le birlikte yarattım. Ciddi
anlamda çok güzel ürünler var ve daha neler
olabileceğini tahmin edemiyorum. İlk aşamalar
buysa ileride neler olacak.
likte gerçekleştirdik. Yarışmanın bence en can alıcı noktası da
buydu.
69
GURME
ÜMİT YÜKSEL
ÜMİT YÜKSEL’DEN ÖNERİLER
• Etleri satın aldığınızda hemen
pişirmeyin. En az bir hafta, 3-4
derecelik dolapta, streç filme sarılı
olarak bekletin. Çünkü kesilirken
kasılıyor ve o sinirlerin yeniden
AKÇAAĞAÇ ŞURUPLU ÖRDEK GÖĞSÜ,
gevşemesi için en az bir hafta
RİSOTTO EŞLİĞİNDE
bekletmek gerekiyor.
• Tavuğun lezzetli olması için,
• 1 adet ördek göğsü
sarımsak, tuz ve saf kremadan oluşan
• 1 çay bardağı akçaağaç şurubu
sosu, üzerini örtecek şekilde hazırlayın
• 2 yemek kaşığı süzme bal
ve iki gece dolapta bekletin. Dilerseniz
bu sosa hardal da ekleyebilirsiniz.
• 2 yemek kaşığı zeytinyağı
• Balığı, iki saat önceden zeytinyağı ile
• 1 çay bardağı risotto pirinci
marine ederseniz çok lezzetli olur.
• 1 su bardağı sebze suyu
• Pilavı kavururken biraz limon suyu
• 1/3 çay bardağı beyaz şarap
sıkarsanız hem lezzetli hem de tane
tane olur. Çok iyi kaynatılmış tavuk
• 1 yemek kaşığı parmesan, rendelenmiş
suyu da pilava ayrı bir lezzet katar.
• 2 yemek kaşığı tereyağı
• Ben tereyağı ve zeytinyağından
• 2 yemek kaşığı soğan, küçük doğranmış
vazgeçmiyorum yemeklerde. Margarin
Ördek göğsünün derili kısmını bıçak ile çizip
kullanmamaya dikkat ediyorum çünkü
margarin 50 derecede eriyebiliyor.
akçaağaç şurubu, bal ve zeytinyağı karışımında
36.5 derecedeki insan vücudunda
bir gece bekletin. Kızgın tavada alt ve üst edip,
erimesi mümkün değil. Tereyağı ise
180 derece fırında sekiz dakika pişirin. Ayrı bir
oda sıcaklığında eriyebiliyor, bana göre
yerde tereyağının bir kaşığı ile soğanı soteleyin,
daha sağlıklı ve lezzeti mükemmel.
sonrasında beyaz şarap ekleyip şarap çekince
risotto pirinci ilave edin ve 3-4 dakika kavrun.
Sıcak sebze suyu ilave edin. Suyun yüzde 20’si
kalınca geri kalan tereyağı, parmesan ve tuzu
ekleyin. Karıştırılıp tabağa alın, yanına fırınlanmış
ördek göğsünü dilimleyip servis edin.
Kütahya Porselen’in otel serilerinden
‘Fiyonk’ şık bir sunum sağlamış.
70
Kütahya Porselen ‘Fiyonk’
serisi beyaz rengin
asaletini yansıtıyor.
YOĞURTLU AVAKADO
SALATASI ÜZERİNDE FÜME
EDİLMİŞ SOMON
• 1/2 adet olgun avakado
• 2 yemek kaşığı süzme yoğurt
• 1 yemek kaşığı sarı ve kırmızı taze
biber, küçük doğranmış
• 1/1 çay kaşığı limon suyu
• 1 kahve kaşığı taze soğan,
doğranmış
• 3 dilim füme somon
• 1 yemek kaşığı domates sos
BEYAZ ÇİKOLATA SUFLESİ
• 1 yemek kaşığı taze fesleğen sosu
• 200 gram beyaz çikolata
• Tuz, çok az sarımsak, Akdeniz
• 1 su bardağı süt
yeşillikleri
• 3 yemek kaşığı un
Avakadoları soyup küp küp doğra-
• 4 yemek kaşığı tereyağı
yın. Süzme yoğurt, yeşil soğan, sa-
• 1 çay kaşığı vanilya
rımsak, taze biberler ile birlikte karış-
• 3 yemek kaşığı tozşeker
tırılıp yeteri kadar tuz ve limon suyu
• 20 gram krema
ilave edin. Yuvarlak büyükçe bir ka-
• 3 adet yumurtanın sarısı
lıp ile birlikte tabağa koyup üzerine
• 4 adet yumurtanın akı
Akdeniz yeşillikleri, domates ve taze
• Tuz, tozşeker, badem, ceviz
fesleğen sosu ekleyerek servis edin.
parçacıkları, pudraşekeri
Sütü kaynatıp, soğumaya bırakın.
Ocağa oturtup un, tereyağı, vanilya
ve tozşekeri ilave edin. 20 dakika
pişirin. Kremayı ekleyip, soğumaya
bırakın. Yumurtaların aklarını mikserle çırparak kar haline getirin. Tuz
ekleyip tekrar mikserleyin. Beyaz
çikolatayı eritin. Yumurta sarısı ve
yumurta akını tahta kaşıkla, 8 hareketi yaparak karıştırın ve kremalı
karışıma ilave edin. Sufle kabını
tereyağı ile yağlayıp buzdolabında
dinlendirin. Tozşeker, badem, ceviz veya fındık parçacıkları serpiştirin. Karışımı sufle kabına yerleştirin.
Sadeliğiyle ön plana çıkan
Mitterteich ‘Polo’ serisi.
Fırında 25 dakika pişirip üzerine
pudraşekeri serpin ve servis edin.
71
GURME
ÜMİT YÜKSEL
KAVANOZDA PİŞİRİLMİŞ DENİZ
MAHSÜLLERİ
• 80 gr taze somon balığı, küp doğranmış
• 4 adet jumbo karides
• 4 dilim yeşil limon, ince dilimlenmiş
• 2 adet defne yaprağı
• 1 su bardağı balık suyu veya sebze suyu
• 5 dilim taze portakal, fileto halinde
• 5 dilim taze greyfurt, fileto halinde
• 1 diş sarımsak
• 1 kahve kaşığı tereyağı
• Tuz, toz beyaz biber
Tüm ürünleri kavanozun içerisine dizin, en
son tuz, biber, balık suyu ve tereyağı ekleyip
buharlı fırın veya buhar üzerinde 20 dakika
pişirin ve servis edin.
Kütahya Porselen’in otel serilerinden
‘Tropik’ modern formlarıyla dikkat çekiyor.
72
ESTETİK DOKUNUŞ
SHMAYAA BUTİK OTEL
GEÇMİŞİN
İZİNDE
Açıkhava müzesini
andıran Mardin’in
Midyat ilçesindeki
Shmayaa Butik
Otel’de Mitterteich
Porselen’in ‘Caprice’
serisiyle hizmet
veriliyor.
Yazı Zeliha Köşlü
74
T
aş oymacılığının en güzel örneklerini taşıyan 1600
yıllık konağın restore edilmesiyle hizmet vermeye
başlayan Shmayaa Butik Otel’de yöre yemeklerinin
ve Süryani şaraplarının tadına varabilirsiniz. Shmayaa Butik
Otel’in Genel Müdürü Mazhar Ermet Gencer’den otelleri hakkında bilgiler alırken Mitterteich Porselen’i tercih nedenlerini
sorduk.
Shmayaa Butik Otel hakkında bilgi verir misiniz?
Mezopotamya ve Anadolu medeniyetlerinin tarih boyunca gözde merkezi olan Midyat’ta hizmet veren Shmayaa Butik Otel, geçmişi 1600 yıl öncesine uzanan bir konağın restore
edilmesiyle bugünkü halini almış. Geçmiş yıllarda da konaklama
amaçlı kullanılan bu Süryani Konağı, Suriye Musul’dan gelen,
zengin bir Süryani ailesi tarafından her taşı için bir altın ödenerek
inşa edilmiş. Osmanlı döneminde kral dairesi olarak adlandırılan
odası 1899 yılında o dönemin yöneticisine ithaf edilmiş. Konak,
1920’li yılların bir döneminde karargah olarak da kullanılmış. Konak, içinde yaşayan ailenin yapıyı terk etmesinin ardından harap
bir hale bürünmüş. 2002 yılında Bedri Sincar tarafından satın
alınan Süryani konağı, restorasyon sonrası gökyüzü anlamına
gelen Shmayaa adını aldı. Eski Midyat adıyla anılan, ağırlıklı olarak Süryaniler’in yaşadığı, Gümüşçüler Çarşısı’nın üzerindeki
kiliselerin arasında yer alan Shmayaa Butik Otel’de, 18 misafir
odasının yanı sıra terasta yer alan, yöreye özgü, üzeri cibinlikli,
‘taht’ adı verilen üç açık hava geceleme konseptine sahip. Tesisimizde açık ve kapalı restoranlarımız mevcut. Shmayaa Butik
Otel’de yöre yemeklerinin servis edildiği restoranımızın yanında,
avludaki barımızda özel Süryani şaraplarını yudumlarken, muhteşem gün batımının tadını çıkarabilirsiniz.
Yöre yemeklerinizi sunduğunuz mutfağınızın servisinde Mitterteich Porselen markasını neden tercih ettiniz?
Mitterteich Porselen markasının ürünlerini kullanmamızın
nedeni, markanın kalitesi ve çeşitliliğe sahip olması. Şunu belirtmeden de geçmek istemiyorum. O da Mitterteich Porselen
yetkililerinin muhteşem ilgisi bizim tercihimizde çok etkili oldu.
Otelinizde Mitterteich Porselen’in hangi serisini kullanmayı tercih ettiniz?
Üzerinde durduğumuz özelliklerden biri de kullanacağımız
koleksiyonun binanın mimari dokusu ve yöre yemekleriyle uyumunun sağlanmış olmasıydı. Bu amaçla Mitterteich Porselen’in
‘Caprice’ serisini kullanmayı tercih ettik.
Mitterteich Porselen ürünlerini kullanmaktan memnun
musunuz?
Kalitesi ve görselliği açısından Mitterteich Porselen’in ürünlerini kullanmaktan son derece memnunuz. 1600 yıllık konağın
mimari dokusuna uygun
bulunduğu için Mitterteich
marka Caprice serisi
kullanılmış.
75
OTEL
HOTEL ÇELİK PALAS
tatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe,
A
Günseli Başar, Celal Bayar, İdil Bi-
ret, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Sakıp
Sabancı ve daha niceleri... Bu listeyi daha da
uzatmak mümkün. Listedeki isimlerin ortak
özelliği ise, Bursa Çelik Palas’ta geçirdikleri
zamanları anlatan memnuniyet sözcükleri.
Bursa’nın ilk beş yıldızlı oteli olan Çelik
Palas, Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla
1935 yılında, Çekirge tepelerinde inşa edilmiş.
Atatürk’ün hatırası olması, otele bambaşka
bir boyut katıyor. Atatürk, bu önemli proje
için dönemin en iyi mimarlarından biri olan
İtalyan asıllı Giulio Mongeri ile çalışmayı seçmiş. Türkiye’nin değişik şehirlerinde 1900 ile
1930’lu yıllar arasında pek çok binası inşa edilen ve o dönemlerin çok itibar gören mimarı,
Çe Palas’a başlamadan önce en muhteşem
Çelik
ma
manzaranın
yerini tespit etmek için aylarca
Bu
Bursa’da
yaşamış. Bir otel için en önemli kararın lokasyon olduğu gerçeğiyle, Çelik Palas’ın
360 derecelik panoramaya sahip ve hatta
ona göre Türkiye’deki en iyi konumlardan biri
ola yerini belirlemiş. Çelik Palas’ın altın oran
olan
kur
kurallarına
göre planlanmış olması ve mimarisi
risinin
kusursuzluğu, Giulio Mongeri’nin mima dehasını yansıtıyor. Projenin uygulaması
mari
ise Mimar Kemalattin Bey’in öğrencilerinden
Hü
Hüsnü
Tümen tarafından gerçekleştirilmiş.
Bu
Bursa’nın
sahip olduğu termal su kaynaklarının önemini vurgulamak isteyen Atatürk,
MİRASLARIN
EN DEĞERLİSİ
Atatürk’ün talimatıyla Bursa’da,
1935’te inşa edilen tarihi Çelik
Palas Hotel’i, Atatürk Evi’nde
Mitterteich Porselen’in ‘San
Marco’ serisini, restoranında
ise Kütahya Porselen ‘Seawave’
serisini tercih ediyor.
76
Çelik Palas’ta bu amaçla termal suyla
kullanabilecek sütunsuz, kubbeli termal
bir havuz yaptırmış. Buradaki termal suyun zengin içeriği sayesinde yakın tarihe
damgasını vurmuş isimler otelin güzelliklerinden
doyasıya faydalanmış. Tarihin huzur veren atmosferinde kendini yenilemek ve şımartmak isteyenlere
çok özel alternatifler sunan Çelik Palas ihtiyaçları
doğrultusunda Steak House restoranında Kütahya
Porselen ürünlerini tercih ederken, Atatürk Evi’nde
Mitterteich ürünlerini kullanıyor. Çelik Palas Hotel’in
satın alma müdürü Tuncay Kırcal, Kütahya Porselen ile işbirliklerini anlattı.
Kütahya Porselen markasını kullanmayı
neden tercih ediyorsunuz?
Bu sorunun cevabı çok net aslında, bu kadar
değerli bir markanın çözüm ortağı Kütahya Porselen
markasının dışında bir marka olamazdı. Otelimizin
köklü geçmişi ile Kütahya Porselen markasının kalitesi birbiriyle örtüşüyor. Aynı parelelda Mitterteich
Porselen de kalitesi ve tasarımlarıyla çok beğendeğimiz marka. Atatürk Evi için romontik ve klasik bir
ürün arayışındayken bu markanın ‘San Marco’ serisini görünce arayışımıza son verdik. Rölyefi, yüksek
kalitesiyle seçimimizin ne kadar isabetli olduğunu
Bursa’nn ilk
asansörlü binas
olan Hotel Çelik
Palas, o yllarda
Avrupa’nn da
en konforlu
otellerindenmi.
Zengin geçmii ile
çada konforu
bir arada sunan
Çelik Palas’ta
Kütahya Porselen
ve Mitterteich
Porselen’in
ürünleriyle servis
yaplyor.
şimdi daha da iyi görüyoruz.
Kütahya
Porselen
ve
Mitterteich
Porselen’in ürünleri ile ilgili eklemek istediğiniz başka konu var mı?
Estetik, kalite ve operasyon sırasındaki kullanım kolaylığı açısından her iki marka ile çalışmaktan son derece mutluyuz.
Hotel Çelik Palas’da
Kütahya Porselen’in
hangi serisini kullanıyorsunuz?
‘Seawave’ ve ‘Sanmarco’ serilerini kullanıyoruz.
Kütahya Porselen ürünlerini kullanmaktan
memnun musunuz?
Estetik, kalite ve operasyon sırasındaki kullanım kolaylığı açısından Kütahya Porselen markasıyla çalışmaktan son derece mutluyuz. ‘San Marco’
‘San Marco’
‘Seawave’
‘Seawave’
77
VİTRİN
KÜTAHYA PORSELEN
Nisan ve mayıs aylarında tüm
Kütahya Porselen mağazalarında,
baharın coşkusunu simgeleyen
yaratıcı bir vitrin tasarımıyla
müşterilerini karşıladı.
Eğlence vitrinde
Kütahya Porselen yenilikçi
yüzünü showroomları’nın
vitrinlerine taşıyor.
Firma, vitrinlerinde
baharın coşkunu masalsı
bir dünya yaratarak
anlatırken, deniz
tutkusunu yalın bir
şekilde işliyor.
Nisan ayında tüm Kütahya Porselen
mağazaları, baharın coşkusunu
simgeleyen yaratıcı bir vitrin tasarımıyla
müşterilerini karşıladı.
78
eyaz bisikletin sepetinde pasta tabakları, te-
B
kerleklerinde fincanlarla pikniğe çıkıyoruz…
Kütahya Porselen mağazalarında nisan
ayında eğlenceli vitrin tasarımları hazırlandı. Bahar sevincini hissettiren bu vitrinler, Kütahya Porselen’in yenilenen yüzünü de simgeliyor. Ahşap paskalya tavşanları,
eğlenceli hayvan bibloları hem gülümsetiyor hem de
Kütahya Porselen’in yeni ürünlerini şimdiye kadar hiç
denenmemiş bir konseptle görücüye çıkardı.
Mayıs ayında ise deniz temasının kullanıldığı, maviliklerin huzur veren tonlarıyla zenginleşmiş bir vitrinle
porselen severlere sesleniyor Kütahya Porselen. Firmanın ‘Marin’ ve ‘Balık’ serileriyle bütünlük sağlayan bu
tema, bembeyaz masalar, balıkçı ağlarıyla izleyenleri
küçük bir balıkçı kasabasına götürüyor. Mavi, beyaz
ve kırmızının yoğunlaştığı yaz vitrinlerinde sadelik ön
planda. Kütahya Porselen mağazalarındaki vitrin tasarımları her ay yepyeni bir konseptle yenilenerek devam
edecek. Tasarımların ana temalarını ise ağırlıklı olarak
mevsimler ve özel günler oluşturacak. Mayıs vitrininde, izleyenleri
küçük bir balıkçı kasabasına
götüren detaylar var.
Bembeyaz masalar, balıkçı
ağları arasında Kütahya
Porselen’in ‘Marin’
ve ‘Balık’ serileri sergileniyor.
79
SAĞLIK
PROF. DR. GÖNÜL ERGENEKON
CİLDİNİZE
SAĞLIK
Cilt bakımına erken yaşlarda
başlanılması gerektiğini belirten
Prof. Dr. Gönül Ergenekon’dan
güneşli günlerin başlangıcında
cildimiz için gerekli bakım
yöntemlerini öğrendik.
Yazı Zeliha Köşlü
Prof. Dr. Gönül Ergenekon yaşlanmaya dirençli sağlıklı bir cilt için
öncelikle kişinin yaşam tarzını düzenlenmesi gerektiğini belirtiyor.
lorence Nightingale Hastaneler Grubu Dermatoloji
ti üretilmesi sonucu oluşur. Sağlıklı bir şekilde, uygun koruyucu-
Klinikleri’nde konsultan hekim olarak görev yapan
lar kullanılarak sabah 11.00’a kadar ve öğlen 15.00’dan sonra
Prof. Dr. Gönül Ergenekon, soyadını taşıyan Er-
yapılan güneş banyosu, bronzlaşma başlangıcı için uygundur.
genekon Sağlık’ta da hizmet veriyor. Ergenekon, European
Güneşlenme sürelerini yavaş yavaş artırarak hafif bronzlaşma,
Academy of Dermatology and Venereology, Türk Dermatoloji
cildin vitamin D sentezini düzenlemesi gibi faydalı etkilere dönü-
Derneği, Deri ve Zührevi Hastalıklar Derneği, Türk Dermatopa-
şebilir. Aşırı bronzlaşma, ciltte kalınlaşma, kabalaşma, sararma,
toloji Derneği, Türk Dermatokozmetoloji Derneği ve İstanbul
elastikiyet kaybı ve derin kırışıklıkların oluşmasına neden olur.
F
Anti-aging derneklerinin de üyesi. Prof. Dr. Gönül Ergenekon’a
Cildi nemlendirmek için neler yapmalıyız?
mevsim değişimlerinin ciltteki etkilerini ve cilt tiplerine göre ya-
Cilt bakımına erken yaşlardan itibaren başlanmalı. Bunun
pılması gereken bakım yöntemlerini sorduk.
için öncelikle deri tipi belirlenir. Normal ciltlerin bakımında deri
Mevsim değişimlerinin cilde etkileri nelerdir?
PH’ını değiştirmeyen sabunlar ve şampuanlar kullanılır. Yağlı
Cilt daha çok kış ve yaz aylarındaki geçişlerden etkilenir. Cil-
ciltlerin bakımında önemli olan derideki aşırı yağı azaltmaktır.
dimiz kışın soğuk havada kurur, nem oranı azalır. Rüzgar derinin
Yüz yıkama hafif yağ içeriği olan bir sabun ya da bir sindet ile
kuruyup esnekliğini kaybetmesine neden olur. Bunun sonucun-
gerçekleştirilebilir. Temizleme sırasında çok sıcak su kullanıl-
da deride çatlama ve küçük yırtılmalar oluşabilir. Bu durum de-
mamalı, ciltteki gözenekleri açmak için sık buhar banyosu ya-
rinin dışarıdan bulaşabilecek enfeksiyonlara açık hale gelmesine
pılmamalıdır. Değişen çevre ve hava koşullarına karşı hafif, su
neden olur. Yaz aylarında güneş ışınlarına sıkça maruz kalan
bazlı emülsüyonlar ve güneşten koruyucular kullanılmalı. Kuru
kollar, yüz ve göğüs bölgesinde kırışıklıklar, çiller ve güneş leke-
cilt, solar UV ışınlarından, soğuk, sıcak havadan ve kimyasallar-
leri oluşabilir. Yıldız şeklindeki bu kahverengi lekeler, bacak ve
dan korunmalı. Kuru ciltler için sadece yağ içeren sindetler ve
kollarda ufak beyaz lekeler, deride solukluk, kuruluk, tahriş, gev-
oldukça hafif surfaktan temizleyiciler uygun olur.
şeklik, kılcal damarlarda belirginleşme gibi değişiklikler yaratır.
Sağlıklı bir cilt niçin önerileriniz nelerdir?
Yazın artan sıcaklık, metabolizmada hızlanmaya, ter bezi aktivi-
Sağlıklı bir cilt ve deri yaşlanmasına yaklaşım öncelikle kişinin
tesinde artmaya, damarlarda genişlemeye, ‘sebase’ adı verilen
genel yaşam tarzının düzenlenmesiyle başlıyor. Bunun için bes-
yağ salgısı artışına neden olur. Bunun sonucunda bazı kişilerde
lenme alışkanlığı, egzersiz yapma, sigara içmemek ve gerekti-
isilik, tropikal akne ve kılcal damarlarda artış görülebilir.
ğinde hormonal takviyeler almak gerekebiliyor. Bunların berabe-
80
Bronzlaşmanın cilde faydası var mıdır?
rinde uygun bir kozmetik kullanımı, ciltteki yaşlanma bulgularının
Bronz ten güneş ışınlarının deride daha fazla melanin pignem-
durdurulmasında ve düzenlenmesinde yardımcı oluyor. GÜZELLİK
SUNA DUMANKAYA
GÜZELLİĞİN SIRRI
Türkiye’nin ilk kadın lokman hekimi Fatma
Öktem’in torunu olan Suna Dumankaya’nın
çocukluğu aktarlarda geçmiş.
T
ürkiye’nin ilk kadın lokman hekimi Fatma Öktem’in torunu olan Suna Dumankaya, kendi adını taşıyan kremlerini, adını taşıyan internet sitesinde
ve mağazasında satışa sunuyor. Çocukluğu aktarlarda geçen, annean-
nesinin yanında bitkisel cilt bakımına ait formüller öğrenen Dumankaya ile doğal
ürünler kullanarak bakımlı ve güzel kalmanın yolları hakkında sohbet ettik.
Bize kendiniz hakkında bilgi verir misiniz?
35 yıldır profesyonel olarak bitki bilimi ve güzellik uzmanlığı yapıyorum. Anneannem Türkiye’nin ilk lokman hatunu Fatma Ökten’di. Ben Fatma Ökten’den öğrenmiş olduğum bilgi birikimini geliştirdim ve bu birikimin üzerine birçok yeni tarif
ortaya çıkardım. Bu tariflerimi hem yazmış olduğum kitaplarımda hem de gazete ve
televizyon programlarında insanlarla paylaşıyorum.
Her yaşta bakımlı ve güzel olmak için sizin formüllerinize nasıl ulaşabiliriz?
Yazmış olduğum ‘Meslek Sırlarım’, ‘Mucize Formüller’, ‘Doğal Sağlık ve Güzellik’, ‘Doğal Güzelliğin Sırrı’ gibi kitaplarımda tüm güzellik sırlarımı okuyucularımla paylaşıyorum. Son kitabım ‘Doğal Güzelliğin Sırrı’ tüm cilt tipleri için, herkesin
evinde bulunan ekonomik ve basit malzemelerle yapılabilen pratik tarifleri içeriyor.
Bunların yanı sıra cuma ve cumartesi günleri Habertürk Gazetesi’nde köşe yazarlığı
yapıyorum. Bilgi ve deneyimlerimi köşemde okuyucular ile paylaşıyorum. İnternet
ortamındaki www.sunadumankaya.com.tr adresimizde de birçok doğal tarifimizi
okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Doğal güzellik için astrolojiden de yararlanabiliyor muyuz?
Tabii ki. 2008 yılında Brezilyalı avukat ve astrolog Federiko Ciongoli ile
Kitaplarında
meslek sırlarını ve
mucize formüllerini
okuyucularıyla
paylaşan bitki bilim ve
güzellik uzmanı Suna
Dumankaya’ya sağlıklı
güzelliğin formüllerini
sorduk. Yazı Zeliha Köşlü
‘Amazonlar’dan Anadolu’ya Astroloji ile Gelen Doğal Sağlık ve Güzellik’ isimli bir
de kitabımız yayınlandı. Kitapta hangi burcun neler yemesi gerektiği ve farklı sağlık
problemlerinde kullanmaları gereken bitkisel kürlerin tarifleri yer alıyor.
Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde üretilen SD Doğal Kozmetik Ürünleri markası hakkında bilgi verir misiniz?
Bugüne kadar vermiş olduğum tariflerimi, Yeditepe Üniversitesi’nin Eczacılık
Fakültesi’nde 51 parça ürün haline getirdim. Ürünlerimizin hepsi Sağlık Bakanlığı
onaylı ve kozmetik kanununa uygun şekilde üretildi. Kozmetik ürünlerimiz arasında
her türlü cilt tipine uygun kremlerimizi, saç şampuanlarımızı ve vücudumuzun ihtiyacı
olan farklı ürünleri bulabilirsiniz. SD Doğal Kozmetik Ürünleri’ne Caddebostan’daki
mağazamızdan ve internet sitemizden ulaşabilirsiniz. Sağlık olmadan güzellik olmuyor. Bunun için yediğiniz ve içtiğiniz her şeyin cildinizi ve vücudunuzu etkileyeceğini
lütfen unutmayın. GÖZ ALTI TORBALARI İÇİN İKİ ÖNERİ
1 Elma kabukları özellikle gözaltı torbalanmasına karşı çok etkilidir. Haftanın üç ya da dört günü elma kabuklarını göz çevresinde 20 dakika bekletebilirsiniz.
2 Rendelediğiniz yarım elmayı 1 yumurtanın akı ve 1 tatlı kaşığı Türk kahvesi ile karıştırıp, gazlı bezle göz çevrenize koyarak 20 dakika bekletin.
Bu işlem haftada iki kez uygulanabilir.
82
ESTETİK DOKUNUŞ
ASLI BÖREK
Geleneğin
modern sunumu
Geleneksel Türk mutfağının önde
gelen lezzetlerinden biri olan su
böreğinin Türkiye’deki en tanınmış
markalarından Aslı Börek, Kütahya
Porselen ürünleriyle sunum yapıyor.
‘Kütahya Porselen’le aynı yolda yürümekten çok mutluyuz,’
dayanıyor. Kullanmış olduğumuz porselen grubu ürünlerine
diyor Aslı Börek firmasının Satınalma Müdürü Cenk Gürkut Al-
yönelik çok titiz çalışmalar yaptılar. Değişik konsept çalış-
tınalev. Aslı Börek markası ile Kütahya Porselen’in buluşmasını
malarına yöneldiğimizde de aynı titizliği gösterdiler. Örneğin
bir başarı öyküsü olarak görüyor Altınalev.
şubelerimizde kahvaltımızı misafirlerimizin hizmetine sunduk
Aslı Börek hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
ve bu konuda Kütahya Porselen tarafından yapılan sunum-
Aslı Börek, geleneksel Türk mutfağının önde gelen ürünle-
lar bizi çok memnun etti. Porselen ürün çeşitliliğimiz, kendi
rinden su böreğinin üretimine 1994 de İstanbul Göztepe ma-
ürünlerimizdeki çeşitliliğin artmasına paralel olarak hare-
ğazamızda başladı. Peynirli, kıymalı ve ıspanaklı su böreğimizin
ket ediyor ve bu çizgide, 40 yılını geride bırakmış Kütahya
yanı sıra, değişik çeşit ve lezzetlerde baklavalarımız, sütlü tatlı
Porselen markası ile birlikte yürümek bizi mutlu ediyor. Bizi
çeşitlerimiz, tatlı ve tuzlu kurabiyelerimiz, açma, poğaça, sigara
mutlu eden temel unsur aslında sektöründe kendini göster-
böreklerimiz, el yapımı özel ev mantımız, el yapımı özel zeytin-
miş olan Aslı Börek markasını, kendi sektöründe referans
yağlı sarmamız, kahvaltı tabağımız, salata çeşitlerimiz, sandviç
alınan Kütahya Porselen markası ile buluşturmak. Kütahya
çeşitlerimiz ve pasta çeşitlerimiz de bulunuyor. Şu anda 43 ü
Porselen’in TS 10850 ölçütlerine göre üretim yaptığını bili-
franchise olmak üzere toplam 88 şubemiz var. 2011 yılı sonu-
yoruz. Kullanmış olduğumuz porselen ürünlerde kendi mar-
na kadar da şube sayımızı 100’e çıkartmayı hedefliyoruz.
kamızı logo olarak kullanıyoruz. Ürünlerde kullanılan logolar
Kurumlarınızda Kütahya Porselen markasını kullanmayı neden tercih ediyorsunuz?
Kütahya Porselen ile tanışmamız yaklaşık üç yıl öncesine
sır içi, 1200 derece üretim ile gerçekleşiyor. Ufak bir kanserojen riski içermiyor. Porselen de dayanıklı olunca ürünleri
kullanma süremiz artıyor.
83
BAYİ
YÜCESOY iNŞAAT
‘Aynı ailenin ferdiyiz’
Kütahya Seramik’in
en eski bayilerinden
biri olan
Yücesoy İnşaat’ın
başarısının iki önemli
sırrı var: ‘Güven’
ve ‘istikrar.’
1982 yılında inşaat sektörüne taahhüt işleriyle başlayan Yücesoy İnşaat, 1988 yılında inşaat malzemeleri satışıyla sektördeki yerini almış. Güven, istikrar ve emin adımlarla ilerleyen firma,
1996 yılında seramik satışına başlamış. Yücesoy İnşaat’ın sahibi
Mehmet Yücesoy, Kütahya Seramik ile işbirliklerini anlattı.
Kütahya Seramik’le işbirliğiniz çok uzun yıllara dayanıyor. Bu işbirliğinden bahseder misiniz?
mak önceliklerimiz arasında yer alıyor.
Turizm yatırımınızdan bahseder misiniz? Yeni hedefleriniz var mı?
2010 yılında, içinde toplantı ve yemek salonları olan 168
yataklı dört yıldızlı bir otel inşaatına başlamıştık, geçen ay itibarı
ile otelimizi hizmete açtık. Kütahya Seramik ve KYK’nın 600
kişilik usta seminerlerini bu yıl otelimizde gerçekleştirdik. Yüce-
Kütahya Seramik ile 1996 yılından itibaren çalışmaya baş-
soy İnşaat olarak şu anda yapımı süren 164 dairelik bir konut
ladık. En eski bayilerinden biriyiz, hatta en eskisi diyebiliriz. Kü-
inşaatımız bulunuyor. Otelimizi işletiyoruz ve üç mağazamızda
tahya Seramik’le bölgemizde çok iyi işler yaptık, marka bilinir-
inşaat malzemeleri satışını sürdürüyoruz. Önümüzdeki süreç
liklerimizi üst sınırlara çıkardık. Kütahya Seramik ile aynı ailenin
içerisinde 240 dairelik lüks bir konut projemiz olacak ayrıca şu
fertleri gibiyiz. Kütahya Seramik yenilikçi, hızlı hareket eden,
anda pazarlık sürecinde olduğumuz 11.000 m2’lik alan içerisin-
bayisine güç ve güven kazandıran bir fabrika. Biz her zaman
de, yaklaşık 3.000 m2’lik alanı showroom olmak üzere yeni bir
Kütahya ile anılmaktan mutluluk duyuyoruz.
mağaza projemiz daha var.
Mağaza sayınızdan ve satış kanalınızdan bahseder misiniz?
Başarınızın sırrı nedir?
Birlik, beraberlik, hızlı karar verme, mutlu bir aile ortamı ve işi-
Şu anda üç tane mağazamız var, bu mağazalarımızda ta-
mize hakim olmak başarımızı etkin ve sürekli kılan faktörlerin ba-
mamen en yeni ürünleri teşhir ediliyor. Biz ağırlıklı olarak pera-
şında geliyor. Her zaman ‘Müşteri olsak ne yapardık?’ felsefesini
kende ve şantiyelere satış yapmaktayız. Nihai tüketici ile çalış-
ön planda tuttuk, bu da bize çok önemli kazançlar sağladı. 84
BİZDEN
HABERLER
NAF GÜRAL’IN
TÜRKYE’NN SEÇKN
ÜNVERSTELERNDE
VERD KONFERANSLAR
DEVAM EDYOR
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ KARİYER GÜNLERİ
Yeditepe Üniversitesi Kariyer Merkezi’nin geleneksel olarak
düzenlediği ve bu yıl 14-18 Mart 2011 tarihlerinde gerçekleştirilen “Kariyer Günleri” kapsamında başarı hikayesini gençlerle
paylaşan Kütahya Porselen A.Ş. ve KUTSO Yönetim Kurulu
Başkanı Nafi GÜRAL, konuşmasında çözüm odaklı düşünmenin önemine değindi. Türkiye’nin ekonomik, kültürel ve siyasi
gelişimini anlatarak sözlerine başlayan Güral, “Bizim dönemimizde, çok çeşitli sıkıntılar yaşadık, bu dönemde sıkıntıdan
bahsetmemek gerekir, biz hiçbir zaman kriz ya da problem
konuşmadık, hep çözüm odaklı düşündük ve ona göre davrandık. Hiçbir zaman, hiçbir engelin yolunuzu kapatmasına izin
vermeyin, bu engelin hayatın doğal bir parçası olduğunu unutmayın, tüm sorunları yenecek güce sahipsiniz,” diyerek gençleri yüreklendirdi.
“İŞ ARAMA, İŞ KURMAYI HEDEFLE”
Başarı için önce hayal etmenin önemini vurgulayan Güral,
“Bugünün şartları çok enteresan, pek çok yeni sektör oluştu.
E-ticaret bunlardan biri. Geleceğin meslekleri kuşkusuz bilişim
ve iletişim sektörü, bunun yanında e-ticaret de şüphesiz geleceğin meslekleri arasında yerini aldı. Türkiye siz gençlerden çok şey
bekliyor. İş aramak yerine iş kurmayı hedeflerseniz, göreceksiniz
başarılı olacaksınız. Örneğin daha sağlıklı beslenme günümüzde daha geçerli olduğu için ziraat mühendisliği bölümü ile hizmet sektörünün kazanacağı değer nedeniyle kaliteli insan gücü
seçimleri için insan kaynakları bölümlerinin geleceğin sektörleri
arasında yer aldığını belirtmek isterim. Bizim faaliyet alanlarımıza
gelecek olursak, biz tasarımcılarımıza çok önem vermekteyiz.
İyi bir markayı marka yapan en önemli değer tasarımdır. Bugün
baktığınızda Kütahya Porselen Türkiye’nin resmi hediyesi haline
gelmiştir. Bu durumun gerçekleşmesi büyük oranda tasarımcılarımızın iyi tasarımları sayesindedir.” diye konuştu.
86
İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ
YÖNETİM GÜNLERİ
Kütahya Porselen A.Ş. ve KUTSO Yönetim Kurulu
Başkanı Nafi GÜRAL, İstanbul Ticaret Üniversitesi En-
KINANIN ANTİBAKTERİYEL
ETKİSİNE BİLİMSEL KANIT
Kütahya Nafi Güral Fen Lisesi öğrencileri,
yaptıkları araştırmayla kınanın bakteri ve
mikropların üremesini engellediğini ortaya çıkardı.
düstri Mühendisliği Kulübü 6. Yönetim Günleri kapsa-
Nafi Güral Fen Lisesi 10-C sınıfı öğrencilerinden
mında düzenlenen “En Büyük Servetimiz Hayal Kurmak”
Elif Bodur ve Sinem Durmaz, biyoloji öğretmeni
konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Konuşma-
Muzaffer Efe nezaretinde labaratuarda kınanın
sında, Türkiye’nin iyi bir çizgiye geldiğini belirten Güral,
antibakteriyel etkisini araştırdı. Öğrenciler,
bunda bir çok jenerasyonun büyük payı olduğunu söyle-
hedeflerinin kınalı krem ya da antibakteriyel
di. Nafi Güral, gençlere tavsiyelerde bulunarak, “Türkiye’yi
solüsyon geliştirmek olduğunu belirtti. Elif
bugünlere getiren sizlerden bir önceki jenerasyondur. Ya-
Bodur, “Büyüklerimiz, kültürümüzde güzelik için
rın sizler hayata atılacak ve Türkiye’nin gelişmesinde rol
kullanılan kınanın yaralara iyi geldiğini söylerdi.
alacaksınız. Bu nedenle toplumun sizlerden çok beklen-
Bunun doğruluğunu araştırmak için Dumlupınar
tisi var. Bunları yerine getirebilmeniz için çok çalışmanız
Üniversitesi Mikrobiyoloji Labaratuarı’nda tahliller
lazım” dedi. Gençlere, öğrenim hayatları sırasında boş
yaptık. Kınanın, çevremizde var olan birçok
vakitlerinde zor şartlarda da olsa çalışmaları tavsiyesinde
fırsatçı mikroorganizmanın(S. Aureus, MRKNS,
bulunan Güral, hayal etmenin önemine dikkat çekerek,
B. Cereus, B. Pumilus ve C. Albicans) üreme
“Gerçekleştirilebilecek bir hayali düşündükten sonra ge-
ve gelişmesini engellediğini, yerleştirdiğimiz ve
risi çok daha kolay olacaktır” diye konuştu.
disk açtığımız kuyular içerisine eklediğimiz kına
GAZİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK
solüsyonu çevresinde mikroorganizmaların
KARİYER GÜNLERİ
gelişmediğini tespit ettik,” açıklamasını yaptı.
Güral, Gazi Üniversitesi İdari ve İktisadi Bilimler
Fakültesi’nde gerçekleştirilen Gazi Üniversitesi Akademi
Kariyer Günleri ve İş ve Ekonomi Ödül Töreni’ne de katıldı. Güral, ödül töreninin ardından öğrencilere bir konferans verdi. Sanayici olarak 50. yılını dolduran Güral, öğrencilerle yaşadığı deneyimleri paylaşırken, öğrencilerin iş
dünyası ile ilgili sorularına da cevap verdi.
Ali Güral Lisesi, Sosyal Bilimler
Olimpiyat’nda Türkiye ikincisi oldu
3. Liseler Aras Ulusal Sosyal Bilimler
Olimpiyat’nda (USOBO) forum bölümüne
gönderdii eser ile Türkiye çapnda yaplan ön
elemeleri geçerek stanbul’a çarlan Ali Güral
Lisesi 9. snf örencisi rem Erten stanbul’da
Fatih Üniversitesi’nde yaplan olimpiyatlarda
önce yar final daha sonra da finale çkarak, 1
Mays 2011 Pazar günü yaplan finallerde Türkiye
ikincisi oldu ve altn madalya ile ödüllendirildi.
NAFİİ GÜRAL
Ü
FEN LİSESİ
İ
İ ÖĞ
ÖĞRENCİLERİ
IŞIKLA ISINAN BOYA YAPTILAR
Nafi Güral Fen Lisesi Öğrencileri, TÜBİTAK 2204 No’lu
Ortaöğretim Öğrencileri Arası Araştırma Projeleri Yarışması
(2011) için Biyoloji dalında ıspanak yapraklarından özel
yöntemlerle elde ettikleri klorofil pigmenti kullanarak ışıkla
ısınan boya yaptılar. Projede amaçlarının enerji tasarrufu
olduğunu vurgulayan Danışman Öğretmen Muzaffer Efe
“aynı şartlarda klorofil kullanılan ve kullanılmayan yüzeyler
arasında +40C ısı farkı oluşmuştur, bu da gösteriyor ki özel
boyamız sayesinde soğuk bölgelerde gündüzleri bizim
boyamızla boyanan duvarlar ışıkla ısınacak ve o alanı ısıtmak
için daha az enerji harcayacağız.” dedi. Proje grubu 10/C
sınıfından Süleyman Törehan Tarık ve Mehmet Eralp Köse
projelerinin finale kalmasının kendilerini çok mutlu ettiğini
belirtti. Bölgede finale kalan proje Bursa’da ve Ankara’da
yarışmaya devam edecek.
87
BİZDEN
HABERLER
TÜRKİYE 2011 OTOKROS
ŞAMPİYONASI’NIN BİRİNCİ AYAĞI
ESKİŞEHİR SAZOVA OTOKROS
PİSTİ’NDE KOŞULDU.
KYK Yapı Kimyasalları’nın ana sponsorluğunda
Oscar Party Club, Espark ve Banaz Otomotiv’in
BULGAR
MMARLAR
TÜRKYE’DE
Kütahya Seramik Sofya Bayisi Ab
Design yetkilileri Nigar Bar ve
Adnan Bar ile, A.D.A. BORISOVY
ARC., SERASIMOVI ARC. gibi
Bulgaristan’n seçkin mimari bürolarn
desteğiyle gerçekleştirilen Otokros 2011’in birin-
temsil eden mimarlar, Sofya ba
ci ayağı çekişmeli görüntülere sahne oldu. Sa-
mimar Peter Dikov, Hilton Garden
voza pistinde yapılan otokros yarışlarında geçen
Inn yatrmc irket yetkilisi Antonina
lieva ve ba mimar Traykov ile
seneki yarışmacıların yanısıra Özgür Gür gibi yeni
PR Koordinatorü ve “Bani&Spa”
katılımcılar da yer aldı. Hız tutkunlarının heyecanla
dergisi sahibi A. Salfij, Güral Sapanca
izledikleri yarışlarda yeni katılımcılar ile geçen sene
Wellness Park’n misafiri oldu.
Unicera Fuar’nda Kütahya Seramik
yarışmalara katılıp pisti bilenler arasında avantaj
standn ziyaret eden misafirlere,
farkını en aza indirgemek için pist tersten verildi.
sergilenen yeni ürünler tantld.
Eskişehirlilerin yoğun ilgi gösterdiği organizasyo-
Sofya’da inaat devam eden Hilton
Garden Inn Oteli, Kütahya Seramik
nu izleyen çok sayıda otomobil tutkunu, pilotların
ürünlerinden 25x50 Sera ve 16,5x66
heyecanını paylaştı. Onur Sürmeli’nin de yarıştığı
Forest serisini tercih ederek
ulusal yarışlarda Erkan Güral, Yıldıray Demircioğ-
kullanmaya balad. Unicera ziyaretinin
ardndan Kütahya’ya geçen mimar
lu, Bülent Gürkan, Buğra Banaz, Halim Ateş kendi
kategorilerinde birincilik kürsüsüne çıktılar.
grubuna, Kütahya Seramik fabrika
ve showroom gezisinden sonra
Kütahya’nn tarihi yerleri tantld.
88
KÜTAHYA SERAMIK
İSGİD WORKSHOP’UNDA
TÜGİK’TEN öğrencilere destek Gelişim Akademi
tarafından organize edilen ve Türkiye Genç İş
Adamları Konfederasyonu’nun (TÜGİK) desteklediği
“Üniversite Gelişim Programları’’
15 Mart 2011 tarihinde
Polat Renaissance İstanbul
Hotel’de gerçekleşen
İstanbullu Genç Girişimciler
Derneği’nin (İSGİD)
düzenlediği II.Workshop’a
İSGİD üyeleri ve firma
yetkilileri katıldı. Üyeler arası
iş birlikteliklerini hızlandırma
çalışmasına uygun bir zemin
hazırlayan etkinliğe ilgi
büyüktü.
ülkemizin başarılı iş adamlarını öğrencilerle buluşturuyor.
TÜGİK bünyesindeki federasyonlar ve derneklere üye başarılı
iş adamları ülke ekonomisine nitelikli iş gücü sağlanması için
büyük bir sosyal sorumluluk projesine imza attılar. Başarılı Türk
iş adamlarının, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünü
yaratabilmek için binlerce üniversite öğrencisi ile buluştuğu
Üniversite Gelişim Programları’nda, öğrenciler iş dünyasının
altın kurallarını profesyonellerinden dinleyerek iş hayatına
hazırlanıyor. Böylece daha bilinçli bir üniversite gençliğinin
yetişmesine öncülük eden TÜGİK Başkanı ve Kütahya Porselen
San. A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Güral da geçtiğimiz
aylarda iki ayrı üniversitede gerçekleşen programlara katıldı.
16 Mart 2011 tarihinde Bilkent Üniversitesi öğrencileriyle “İş
Dünyasında Başarı Adımları” konulu söyleşiye katılan Güral,
26 Nisan 2011 Pazartesi günü de ANGİAD Başkanı ve TÜGİK
Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Değer ile birlikte, “Gazi
Üniversitesi Kariyer Yönlendirme Grubu” tarafından düzenlenen
“Akademi Kariyer Günleri ’11” çerçevesinde, Gazi Üniversitesi
öğrencilerine iş dünyasında başarılı olmanın yollarını anlattı.
Genel Başkan Erkan Güral ve ANGİAD Başkanı Abdullah
Değer, ANGİAD Üyesi Arzu Beyazıt ile birlikte, söyleşiden önce
Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F Dekanı Prof.Dr. Kadir Arıcı’yı da
makamında ziyaret ederek bir süre görüştüler.
İSGİD başkanı Murat Ersoy, Polat
Renaissance İstanbul Hotel’de
yaptığı konuşmada; her geçen
yıl hedeflerini büyüttüklerini
söyleyerek üyelerin birbirleriyle
iş yapması konusunda temiz
ticaretin önemini vurguladı.
Bu tür birlikteliklerin, üyeler
arası dayanışmayı arttırmasında
etkin olacağını belirten Ersoy,
konuşmasında İSGİD’in gelecekteki
planlarından da bahsetti. Tüm gün
süren organizasyonda üyelerin
birbirlerinden daha önce aldıkları
randevular sayesinde, etkin ve
sistemli görüşmeler gerçekleştiği
gibi her yarım saatte bir randevu
değişikliğine gidilerek üyelerin
dilediği üyeye kendisini tanıtmasına
olanak sağlandı. Otelin fuaye
alanında üye firmaların standlarının
yer aldığı, firma görsellerine yer
verilen renkli bir fuar konsepti
oluşturuldu. Kütahya Seramik
bu önemli organizasyonda yer
alarak çeşitli firmalarla görüşme
imkanı buldu ve yeni ürün ve stant
tasarımıyla beğeni topladı.
89
BİZDEN
HABERLER
2010 YILININ YATIRIMI “KYK DİYARBAKIR FABRİKA” SEÇİLDİ
Yaltm Dergisi’nin bu yl 8’incisini düzenledii Yaltm Sektörü Baar
Ödülleri’nde Diyarbakr Fabrika Yatrm ile KYK Yap Kimyasallar
“Yln Yatrm” kategorisinde ödül almaya hak kazand. Yln Yatrm
kategorisinde 3 farkl yatrm ile birlikte aday gösterilen KYK Diyarbakr
Fabrika, oylamaya katlan sektör temsilcilerinden ve Ödül Seçim
Kurulundan ald en yüksek oyla açk ara ile birinci seçildi.
Yaltm Sektörü Baar Ödülleri’nde “Yln Yatrm” alannda
birincilie hak kazanan KYK Diyarbakr Fabrika’nn ödülü stanbul Yap
Fuar esnasnda düzenlenen tören ile KYK Yönetim Kurulu Bakan Onur
Sürmeli’ye takdim edildi. Bu ödülle birlikte baarsn perçinleyen KYK
Yap Kimyasallar, yer ald sektörlerdeki iddiasn bir kez daha gösterdi.
GÜRAL SAPANCA’DAN “ DÜNYASINA ÖZEL”
SALIKLI TOPLANTI PAKETLER
Güral Sapanca Wellness Park, üstün hizmet kalitesi ve kendini
sürekli yenileyen çizgisiyle, iş toplantılarını keyifli hale getiriyor. Geçen
yıl 335 toplantı yapılan otelde bu yılki hedef 500’e ulaşmak. Wellness
kavramını iş hayatı ile birleştirerek “Business Wellness” konseptini
hazırlayan ve bu konsepte uygun toplantı paketleri oluşturan Güral Sapanca Wellness Park, iş dünyasına özel üç farklı alternatif sunuyor.
1 PAKET Eğitmenlerle yapılan 30 dakikalık bir doğa yürüyüşünün
ardından yapılan sağlıklı bir kahvaltıyı, toplantı aralarında uygulanan
10’ar dakikalık baş ve boyun masajlarını ve tamamen sağlıklı besinlerin hakim olduğu, kalorisi düşük öğle ve akşam yemeklerini kapsıyor.
2 PAKET Bu paketin en önemli özelliği sağlıklı yaşam konsültasyonu içeriyor olması. Paket kapsamında konaklayan misafirler,
arzu ettikleri takdirde Diyetisyen Ali Dereli ve ekibi tarafından önerilen besleyici bir kahvaltıyla güne başlıyor. Öğle ve akşam yemeklerinin yanı sıra toplantı aralarında misafirlere, hacmi yüksek, kalorisi
düşük, wellness konseptli yiyecekler ikram ediliyor. Buna ek olarak
paket dahilinde Aliva Wellness ekibi liderliğindeki fitness ve egzersiz
programlarından yararlanmak mümkün.
3 PAKET “Verimli toplantının sırrı güne rahatlayarak başlamaktır”
diyenlere özel olarak hazırlanan üçüncü pakette sabah saatlerinde pilates dersi, gün içerisinde uygun zamanlarda spa merkezi kullanımı ve
30 dakikalık ‘spa secret’ masajıyla beraber sağlıklı beslenme programı
yer alıyor.
90
NAFİ GÜRAL EĞİTİM
VAKFI, EĞİTİMDE EN İYİLER
KONFERANSI 2011’DE !
Eğitim Reformu Girişimi (ERG)
tarafından bu yıl 8’ncisi düzenlenen
‘Eğitimde İyi Örnekler Konferansı
2011’, 9 Nisan’da Sabancı
Üniversitesi Yerleşkesi’nde gerçekleşti.
Gülsüm Güral önderliğinde birçok öncü pro-
Yetti Gari !
“Yılan Hikâyesi” adlı diziden tanıdığımız
jeye imza atan Nafi Güral Eğitim Vakfı, Eğitimde
ünlü tiyatro ve sinema oyuncusu Nail
İyi Örnekler Konferansı 2011’de Sabancı Üniver-
Kırmızıgül ile “Olacak O Kadar”ın
sitesi yerleşkesinde stant açarak ziyaretçilerine
eğitime verdiği önemi bir kez daha gösterdi.
Toplam 59 ilden 1097 başvurunun yapıldığı
konferansta seçilen 109 iyi örnek katılımcılarla
paylaşıldı. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun
da ilk kez katıldığı konferansın açılışında Bakan
yıldızlarından Ebru Kural, Serkan Budak
ve Uğraş Güneş’in sahne aldığı iki
perdelik müzikli komedi “Yetti Gari”,
30 Mart 2011 tarihinde Kütahya Belediye
Kültür Sarayı’nda sahnelendi.
Çubukçu ile birlikte, Eğitim Reformu Girişimi
Egeli Mustafa Ali’nin İstanbul’da
(ERG) Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder ve Sa-
yaşadıklarını, Ege insanının diliyle ve
bancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Nihat Ber-
sıcaklığıyla seyirciye aktaran oyun, çıktığı
ker birer konuşma yaptılar. Eğitim Reformu Gi-
Ege turnesinde büyük beğeni topladı.
rişimi tarafından düzenlenen konferansın amacı,
Yeti Gari oyuncuları turnenin ilk
üniversite öncesi eğitimde iyi örnekleri bir araya
programı olan Kütahya’da oyunun
getirerek örneklerin sahiplerini özendirmek, biri-
gösterimi ardından konaklama için eşsiz
kimlerini paylaşmalarını sağlamak ve bir iletişim/
doğası ve termal sularıyla Güral Harlek
işbirliği platformu oluşturmak.
Oteli tercih ettiler.
91
BİZDEN
HABERLER
KLASİK OTOMOBİL TUTKUNLARI GÜRAL SAPANCA’DA BULUŞTU!
16 Nisan’da klasik otomobil tutkunları, “Güral Sapanca Klasik Otomobil Rallisi” kapsamında Güral Sapanca Wellness
Park’ta bir araya geldi. Ünlü perküsyon
ustası Burhan Öcal’ın da katıldığı “Güral
Sapanca Klasik Otomobil Rallisi”ni 1959
model Volkswagen marka araçlarıyla yarışan pilot Sinan Evman ve co-pilot Seyhan
Atay birinci olarak tamamladı.
1990 yılında, Klasik Otomobil meraklılarını bir araya getirerek, kurulmasından
bu yana 300’ü aşkın üye sayısına sahip
olan Klasik Otomobil Kulübü ile İstanbul’a
sadece 45 dakika mesafedeki konumu,
yemyeşil doğası, keyifli atmosferi ve hizmet
kalitesiyle dört mevsim huzurlu tatilin adresi Güral Sapanca Wellness Park birlikte
keyifli bir hafta sonuna imza attı. 16 Nisan
Cumartesi günü klasik otomobil tutkunları,
Güral Sapanca Wellness Park’ta Güral Sapanca Klasik Otomobil Rallisi kapsamında
bir araya geldi. 40 klasik arabanın yarıştığı
Güral Sapanca Klasik Otomobil Rallisi’ni
1959 model Volkswagen marka araçlarıyla yarışan pilot Sinan Evman ve co-pilot
Seyhan Atay birinci olarak tamamladı. Pilot
K. Sinan Dündar ve co-pilot Sedef Dündar
1974 model Porsche 911 s Targa ile ikinci, 1971 model BMW 2002 ile pilot Rahim
Ambardani ve co-pilot Şeyda Ambardini
üçüncü oldu. 70 kilometrelik yarış parkurunu tamamlamaya çalışan klasik otomobil tutkunlarının arasında ünlü perküsyon
ustası Burhan Öcal da vardı. Öcal, Güral
Sapanca Klasik Otomobil Rallisi’ne 1970
model Ford Galaxie 500 ile katıldı. Etkinlik,
otomotiv sektörünün önde gelenleri; konu
ile ilgili Klasik Otomobil müze sahipleri ve
cemiyet dünyasının önde gelen isimlerinin
de katılımıyla gerçekleşti. Klasik Otomobil Kulübü Başkanı Aydın Harezi’nin açılış
konuşmasını yaptığı bilgilendirme toplantısında Güral Sapanca Wellness Park Turizm Koordinatörü Kamil Berk ve Klasik
Otomobil Kulübü Asbaşkanı Dr. Hasan
İnsel de söz aldı. Bilgilendirme toplantısının ardından Güral Sapanca Wellness
Park’ın önünden klasik arabalar start aldı.
Klasik Otomobil Kulübü’nün bugüne kadar
gerçekleştirdiği etkinlikler arasında Klasikleşmiş Batı Anadolu Rallisi, Cumhuriyet
Rallisi, İstanbul Rallisi, yurtdışındaki klasik
otomobil kulüpleri ile ortaklaşa düzenlenen
Uluslararası ralliler yer alıyor.
ORTA ASYA’NIN EN
BÜYÜK SHOWROOM’U
Gürcistan Başkenti Tiflis’te 07 Mayıs tarihinde, BMC GORGIA
firması tarafından hizmete açılan 7,000 metrekare büyüklüğündeki
showroom açılışına 500 kişilik davetli topluluğu ile Gürcistan ulusal
medyası katıldı. Açılışta Tiflis Belediye Başkanı Gigi Ugulava,
Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral
ve firma sahibi Gia Gorgoshadzebir araya geldi. Orta Asya’nın en
büyük showroomu olma özelliği taşıyan mağazada dünyanın önemli
markalarından Kütahya Seramik ve Kütahya Porselen ürünleri de
geniş bir alanda sergileniyor. İki katlı mağazanın giriş katındaki
seramik bölümünde, Kütahya Seramik teknik ürün serileri, cam
mozaik markası Brezza koleksiyonları, dünyanın en büyük tasarım
ödüllerinden Red Dot ve İF ödüllü Versatile koleksiyonu ve banyo
seramikleri yer alıyor. Kütahya Porselen’in birbirinden şık yeni ürün
tasarımlarının yer aldığı mutfak bölümünde ev, otel serisi ürünler ve
el sanatları koleksiyonları müşterilerin beğenisine sunuluyor.
92
KÜTAHYA PORSELEN FACEBOOK “ANNEME TIRAF “ YARIMASI SONUÇLANDI
Kütahya Porselen Facebook sayfası üzerinden 2-8 Mayıs tarihleri
arasında düzenlenen, kullanıcıların annelerine itiraflarını yazarak katıldığı ve
kullanıcıların oylama yaptığı “Anneme İtiraf” yarışması sonuçlandı.
BU ITIRAFLAR KAZANDI
1 S. Reyhan Dikyurt / İzmir Anneciğim hani o çok sevdiğin çiçekleri
kim yoluyor diye kızdığın kişi vardı ya o bendim :)) 2 Nezire Özer/Balıkesir
/ Okul dönüşü arkadaşlarımla buluşur bisikletlerimizle gezerdik. Anneme
ders çalışıyoruz derdim; hep dert olmuştu bana, özür dilerim anneciğim. 3
Yıldız Yıldızhan/Diyarbakır / Anneciğim babacığım lisedeyken sürekli okuldan kaçıp sonra okul çıkışı gelip fişleri yırtıyordum ve birgün fark edildi. Ben
1 hafta okuldan uzaklaştırma cezası aldım. Şimdi itiraf ediyorum; babacığım
üzerine titrediğiniz kızınız bunu sizden sakladı. 4 Hacer Üremiş/İzmir /
Bulaşık yıkarken kırdığım bardakları saklardım özür dilerim anneciğim:) 5
Mustafa Dilbirliği/İzmir / Hani ben çocukken kırılan o cam vardı ya çocuklar
taş attı demiştim. Anne o camı ben kırmıştım, korkudan söylemeyedim.
Yakındaki Kütahya Porselen Pr
Projeleri;
1. Anne ve çocuklarına yönelik mama
yarışması.
2. Kahvaltı setlerinin indirim kuponu ile satışı.
3. İstanbul Serisine özel İstanbul’un Fethi
haftasında tanıtım yapılması.
4. Babalar Günü için kahve takımlarına
yönelik kampanya.
Formsante
200. say etkinlii
Güral Sapanca’da yapld
Form Sante 200. Say etkinlii Güral Sapanca’da
yapld. Salkl yaam dergisi olarak yllardr
okuyucular ile bulumakta olan Form Sante, 200.
saysn ünlü konuklar ile birlikte 2 Nisan Cumartesi
günü Güral Sapanca Wellness Park’ta kutlad.
Gerçekletirilen etkinlikte pek çok ünlü isim yer alrken,
konuklar gün boyu perküsyon atölyesi, drums for fit,
yogilates gibi etkinliklerle keyifli anlar geçirmenin yan
sra; kendileri için özel olarak hazrlanan Aliva masaj ile
stres ve yorgunluktan arndlar.
ERDİ YAPI, BOLU’DA…
Kütahya Seramik Türkiye’nin dört bir yanında
hizmet veren “Çağdaş Yaşam’’ konseptli yeni
mağazalarına bir yenisini daha ekledi. Erdi
Yapı, Düzce’den sonra ikinci mağazasını
12 Mayıs tarihinde Bolu’da hizmete açtı.
Düzenlenen açılış törenine başta Bolu Vali Yardımcısı İsmail
Atasoy, Düzce Vali Yardımcısı Ramazan Şahin, Bolu Belediye
Başkanı Alaattin Yılmaz, Bolu Ticaret Odası Başkanı Emin
Senercioğlu, Düzce Ticaret Odası Başkanı Metin Büyük,
Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi
Güral’ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Bölgenin en
büyük konsept mağazası olan Bolu Erdi Yapı, 630 metrekare
büyüklüğünde, Bolu merkezinde D-100 Karayolu üzerinde
bulunuyor. İki katlı olarak tasarlanan mağazanın giriş katı
showroom, alt katı ise depo olarak hizmet veriyor. Mağaza
üst ve orta segment ürünlerin sergilendiği iki ayrı bölümden
oluşuyor. Kütahya Seramik sırlı porselen karolar ve sujet
kesimli tasarımlar, özel olarak dizayn edilen koridor bölümünde
sergileniyor. Mağaza içindeki kolon uygulamalarında kullanılan
Brezza cam koleksiyonları dikkat çekici renk ve desenleri ile
mekana sıra dışı bir kimlik kazandırıyor.
93
BİZDEN
HABERLER
KYK 2011 İSTANBUL YAPI FUARINDA
YİNE FARKLI YİNE İDDİALIYDI
Yapı Kimyasalları
sektörünün önde
gelen firmalarından
Kütahya Yapı
Kimyasalları (KYK)
bu sene de 34.
Uluslararası İstanbul
Yapı Fuarı’ndaki
yerini aldı.
34. Uluslararası İstanbul Yapı Fuarı’nda 5. Salon 5210 No’lu Stant ve Açık
Alan 13180 No’lu Stant ile iki ayrı alanda ziyaretçileri ile buluşan KYK, 2011 yılında
pazara sunduğu teknik ürünleri ve özellikle de su izolasyon ürünlerini tanıtarak,
yaşanan yapısal problemlere odaklı çözüm önerileri sundu.
Açık alandaki KYK Uygulama Alanı’nda her gün 11:30-18:30 saatleri arasında
yapılan canlı uygulamalar ile uygulamacı ustalara ve sektör profesyonellerine doğru çözümlere, hangi ürünü, nasıl kullanarak ulaşabilecekleri aktarıldı. Her yıl olduğu
gibi bu yıl da Dünya Bilardo Şampiyonu Semih Saygıner bilardo şovu ile fuar süresince izleyicilerine keyifli saatler yaşattı ve imzaladığı bilardo toplarını hediye etti.
KYK açık alandaki standında ise firmanın hızını ve başarısını simgeleyen bir
başka sürpriz ile ziyaretçilerinin karşısına çıktı. Türk motor sporlarının uluslararası
alanda en başarılı ralli pilotu Volkan Işık tarafından tasarlanan Türkiye’nin ilk özgün
yarış otomobili VOLKICAR’ a V1 Challenge Şampiyonasında sponsor olan KYK,
tasarımıyla büyük ilgi toplayan ralli aracını fuarda meraklıları ile buluşturdu. 94
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİ
‘UYGULAMALI’ ÖĞRENİYOR
Türkiye’de mimarlık, iç mimarlık ve tasarım alanında eğitim gören
öğrencilere, mesleki bilgi ve deneyim kazandırmayı amaçlayan
Kütahya Seramik, üniversite-sanayi işbirliği kapsamında düzenlediği
fabrika gezileri ve eğitim programlarına tüm hızıyla devam ediyor.
ütahya Seramik’in düzenlediği eğitim programı kap-
22 Nisan’da Süleyman Demirel Üniversitesi Mimarlık Fakül-
samında; öğrencilere Kütahya Seramik yer-duvar
tesi, 26 Nisan’da Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar
seramikleri, sırlı porselen seramik, cam mozaik serileri, yapı
Fakültesi (Kütahya Ambalaj teknik gezi), 2 Mayıs’ta Yedi-
kimyasalları ve izolasyon malzemelerine ilişkin ürün bilgileri
tepe Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Bölümü, 9 Mayıs’ta
ve bu ürünlerin nerede, nasıl uygulanacağı hakkında uzman
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İç mimarlık fakül-
eğitmenler tarafından detaylı bilgiler veriliyor. Ürünlerin tüm
tesi öğrencileri olmak üzere 255 öğrenci ve öğretim gö-
üretim aşamaları, teknik özellikleri, mimari ve çevre uygula-
revlisi Kütahya Seramik tesislerinde ağırlandı. Dünyanın
malarındaki kullanım biçimleri, fabrika teknik gezi programı,
en büyük tasarım ödülleri “Red Dot Design Award Best of
showroom ziyareti ve teknik uygulama eğitimi sunumlarıyla
The Best 2011’’ ve “IF Product Design Award 2011” sahi-
öğrencilere aktarılıyor.
bi Versatile koleksiyonu için hazırlanan uygulama tasarımı
K
kapsamında,1
yarışması da öğrencilerden yoğun ilgi gördü. Yarışmada
Nisan’da Akdeniz Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasa-
dereceye giren tasarımlar haziran ayında yapılacak ödül
rımı, 20 Nisan’da Anadolu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi,
töreni ile açıklanacak. Son
dönemdeki
eğitim
faaliyetleri
Yeditepe Üniversitesi
Mimarlık ve Tasarım Bölümü.
95
BİZDEN
HABERLER
Kütahya Seramik’in
‘en iyileri’ Yapı Fuarı’ndaydı!
Uluslararası Yapı Fuarı İstanbul 2011, 27 Nisan’da
kapılarını ziyaretçiler için araladı. Fuarda yeni ürünlerini
sergileyen Kütahya Seramik, ‘En İyinin İyisi’ Ödüllü
Versatile koleksiyonunu özel bir bölümde sergiledi.
Yapı Endüstri Merkezi tarafından TÜYAP Fuar ve
Kongre Merkezi’nde düzenlenen 34. Uluslararası Yapı
Fuarı, 27 Nisan’da yapıldı. 12 ayrı salonda ve 81 bin
metrekarelik açık alanda gerçekleştirilen fuarda, Türk
seramik sektörünün öncü markalarından Kütahya Seramik de yerini aldı.
Kütahya Seramik’in ferah ve uzun koridorlarla, sakin
ve dinlendirici sergileme alanlarından oluşan 198 m2’lik
standında birbirinden özel ürünler tanıtıldı. Ral, antislip
ve dış cephe panolarının kullanıldığı galeri mekanlarında ise sadece mimari ürünler sergilendi. Dış cephesi
taş görünümlü Atrium serisi ile kaplanan stantta Arena,
Majesty, Megalith, Cashmire ve dijital baskı sistemi ile
üretilen Aspendos serileri yer aldı.
Kütahya Seramik fuarda sergilediği üç boyutlu sujet
seramik tasarımı ile tasarımda yenilikçi ve farklı çizgisini
bir kez daha sergiledi. Fuarda sergilenen en dikkat çekici ürünlerden bir diğeri ise Versatile. Kullanıcısına aynı
karoyla onlarca farklı döşeme seçeneği sunan Versatile
koleksiyonu, geçtiğimiz ay kazandığı “Red Dot Design
Award Best Of The Best 2011” (En İyinin İyisi) ödülünü
aldı. Tasarımcı Yiğit Özer’in imzasını taşıyan Versatile
koleksiyonu, ARC serisi ile tasarım alanında dünyanın
en çok tanınan ve en prestijli ödüllerinden biri olan “IF
Product Design 2011” ödülünü de kazanmıştı. Fuarda
sergilenen en özel serilerden birisi de Brezza. İtalyancada ‘meltem’ anlamına gelen Brezza’nın en önemli
özelliği el üretimi olması. Seri üretim olmaması nedeniyle
her bir mozaiğin birbirinden farklı olduğu bu seri, yer ve
duvarların dışında, tezgahlar, lobiler, lavabolar, kolonlar,
havuzlar gibi aklınıza gelebilecek pek çok mekanda dekoratif olarak kullanılabiliyor. 2,5x10, 5x5, 5x10, 10x10
cm gibi birbirinden farklı ölçülerde üretilen Brezza serisi
sınırsız renk, desen ve ebat seçeneğine sahip.
İNŞAAT DÜNYASININ DUAYENLERİ “GÜRAL
SAPANCA WELLNESS PARK” TA BULUŞTU!
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Geleneksel Sektör
Buluşma Toplantısı, Güral Sapanca Wellness Park’ta
gerçekleşti. İnşaatçılığı meslek edinmiş sektörün önde
gelen temsilcileri ile sektöre yapı ürünleri üreten
seçkin üreticilerin bir araya geldiği organizasyon
son kullanıcılarla üreticileri bir araya getirdi. Bu yıl
ikincisi düzenlenen etkinlik, seramik sektörünün lider
firmalarından Kütahya Seramik sponsorluğunda inşaat
dünyasının en büyük şirketlerinin katılımı ile düzenlendi.
96
PROMOSYON
BRISA TİCARİ PAZARLAMA
ridgestone ve Sabancı Holding ortaklığıyla faaliyet gösteren
B
Brisa, Türkiye lastik endüstrisinin en önemli markalarından
biri. İzmit Kocaeli’nde üretim yapan Brisa, yaklaşık 10 milyon lastik
üretme kapasitesine sahip. Firma yöneticisi Hafi Naimoğlu, Kütahya
Porselen ile kurdukları kurumsal işbirliklerini, ‘iki dev markanın buluşması,’ olarak nitelendiriyor.
Kütahya Porselen ile nasıl bir işbirliğine girdiniz?
Yurtdışı distribütörlerimize gönderilmek üzere hem geleneksel
Türk el sanatlarını temsil edecek, hem de markalarımızı taşıyabilecek bir hediye arayışındaydık. Bu hediyenin eksiksiz ve kaliteli olması için en doğru firma ile işbirliğine girmemiz gerekiyordu. Kütahya
Porselen ile kurumsal işbirliği yapma kararını almamız çok uzun sürmedi. Çeşitli ürün incelemelerinin ardından istediğimiz hediye için
kupa seçeneğinin en iyi alternatif olduğunda tüm ekiple hem fikir
kaldık. Kupanın görselliği için yapılan birkaç denemenin ardından
ise bugün distribütörlerimize giden ‘El Dekorlu Lassa Tyres Porselen Kupa’sı yapıldı.
Kütahya Porselen markasını seçmenizdeki en önemli etken nedir?
Yukarıda da belirttiğim gibi Kütahya Porselen’de karar kılmamız çok da uzun sürmedi. Zaten farkında olmasanız da Kütahya
Porselen hayatınızın her yerinde var. Restoranda yemek yediğiniz
tabak, kahve içtiğiniz fincan gibi çevremizdeki birçok ürün Kütahya Porselen imzasını taşır. Kaldı ki Kütahya Porselen daha önce
de işbirliği yaptığımız markalar arasında yer alıyordu. Bu nedenle
sektöründe öncü ve lider olan Brisa’nın, yine sektöründe öncü ve
lider bir marka ile çalışmasını arzu ettiğimizden Kütahya Porselen ile
işbirliğine girdik.
Beraber yürütülen promosyon projesi nasıl doğdu ?
İlk projenin başarılı olması sebebiyle Lassa ve Bridgestone
markalarımız için de promosyon malzemesi olarak kupalar yaptırmaya karar verdik. Promosyon malzemesi denilince basit, ucuz,
kullan at malzemeler akla gelir. Aslında müşterileriniz verdiğiniz
promosyon malzemelerini kullanılmaya değer bulmazsa kullanılmayan veya atılan malzeme ile sizin markanız da çöpe gider.
GÜÇ BİRLİĞİ
Bizim, promosyon malzemesi seçimimizde etken olan iki temel
unsur var. Birincisi promosyon malzemesi kalitesinin markalarımızı
temsil edecek seviyede olması, ikincisi ise tüm malzemelerin çevre duyarlılığına sahip olması ve insan sağlığına olumsuz etki ede-
Kütahya Porselen, Türkiye lastik
bilecek bileşenler içermemesi. Yeni promosyon kupalarımız bu iki
endüstrisinin önemli markalarından biri isteğimizi de karşılıyor.
olan Brisa’nın yurtdışı distribütörleri için Projenin gelişmesi sırasında nasıl bir süreç izlendi?
Lassa markamız için hazırladığımız desenin uygulanmasında
özel tasarım el dekorlu kupalar üretti.
talebimizi tam karşılayabilmek adına Kütahya Porselen çok titiz
Brisa’nın yöneticisi Hafi Naimoğlu bu çalıştı. 1200 derecede sır içi olarak üretilen üretimlerimiz, orjinal
kadife kutularda hazırlandı ve şu an birbirinden şık üç farklı porseözel işbirliğini anlattı.
len kupaya sahibiz. 97
BULMACA
Verme, ödeme
Tahıl tozu
Gönderme
İstanbul’un eski
adlarindan biri
“… Rallisi” (Güral
Sapanca’daki ralli)
7
Gönderme
Hazırlayan Ali Bakın
İlave etme
Faiz, getiri
Gerçek olmayan
davranış
Kemiklerin
yuvarlak ucu
Adres: Taps Ajans, Atatürk Bulvarı
43001, Kütahya
Tel: (0274) 225 15 16
Çözüm anahtarıyla birlikte
Eser Çetintaş adına
göndermeniz rica olunur.
Kütahya Seramik’in
katıldığı son fuar
Bulmacam›z› doğru yanıtlayan
okurlarımız, Kütahya Porselen’den
sürpriz armağanlar kazanacaktır.
Bir yatırım aracı
Kara Kuvvetleri’ni
simgeler
Matem
4
Mafsal
15
Bir tür süt tatlısı
Mimarlıkta ağ,
ızgara
Nazariye, teori
Bazı hayvanların
boynuna takılır
Yaşlı erkek
Hekimlerin
hastaları dinlerken
duydukları ses
Keseli bir hayvan
Yayvan ve
dolgun yüz
İlgi eki
3
Bir tür başlık
Hasır ya da meşin
sofra
Tunus’un plakası
10
Sermaye
Eylül 2011’de
açılacak
otelimizin adı
Geçici kazanç
Bir şeyi bulmaya
çalışma
Giysilerin
buruşukluklarını
giderir
Düşünce
Ödenti
Süpürge sapı
8
Büyüme, gelişme
Kalça kemiği
İçinde para, evrak,
yiyecek, vb. taşınır
7
Yabancı
Apansız
Tekerlekli kara
taşıtı
Sorup öğrenme
Valide
Boyu 10 cm’den
küçük istavrit
1
Bir yükü yukarıya
kaldırır
Başı boş gezen
hayvan
Derviş selamı
Gümüş balığı
Kırılmış kemikleri
tutturmakta
kullanılan destek
Meşime, plasenta
1
2
3
9
10
11
12
4
5
6
7
13
14
15
16
Yasaklama
İşaret
Rütbesiz asker
Avrupa’da bir
başkent
ANAHTAR
CÜMLE
98
Boru sesi
Reddot ödüllü
Kütahya Seramik
markası
14
Türkü
20
Şikar
8
17
13
Eski bir Anadolu
uygarlığı
Elin iç yüzüyle
vurulan tokat
Su taşkını
Satrançta bir taş
Bir yüzölçümü
birimi
Soy, kalıtım
Ad
Eski dilde ayak
Fasıla
İsviçre’de bir
ırmak
5
9
Asya’da bir ülke
Yüzyıl
Karakter
18
19
2
Yunan
mitolojisindeki
dokuz sanat
perisinden biri
Aklan
Kütahya Seramik’in
yeni ürünü
Osmanlı
İmparatorluğu’nda
en büyük yönetim
bölgesi
Bütün
Kortej
Başı boş gezen
Yapay reçine verniği
yaparken kullanılır
6
Temel içeceğimiz
Bir ağırlık ölçüsü
birimi
11
Vilayet
Germanyumun
simgesi
Manganezin
simgesi
Bir tür yaban
mersini
Arka, art
Fotoğraftaki Kütahya
Seramik ürünün adı
Benzenden
türeyen bir amin
Bir işkence aracı
Eğreti, ödünç
Eski Yunan’da halk
meydanı
Temiz olmayan
17
Dogma
18
21
Yapmak, etmek
Göstergeç
Kütahya Porselen’in
bir yemek takımı
Argoda tutukevi
İridyumun
simgesi
Hile, dolap
Yurdumuzun güneyinde Akdeniz’e
dökülen bir çay
16
12
Merasim
Bir tür et yemeği
Gitarın yan kısmı
Mutedil
20
21

Benzer belgeler

Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl

Kütahya Porselen`in zarif tasarımlı ürünleri, yeni yıl Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 info@...

Detaylı

Kütahya Porselen`in gençlik konseptli ürünleri, gençlere

Kütahya Porselen`in gençlik konseptli ürünleri, gençlere Kütahya Porselen San. A.Ş. adına Ali Abacı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nazmiye Doğan Eser Çetintaş İletişim Adresi Atatürk Bulvarı, 43001, Kütahya. Tel: (0274) 225 15 16 Faks: (0274) 225 15 17 info@...

Detaylı