hakihlallri
Transkript
hakihlallri
SANATTA HAK İHLALLERİ RAPORU 2015 / 2016 (7 AY) “Bütün Sanatçılar Birleşin!” ÖNSÖZ 2013 Haziran’ında Gezi olaylarının tam da ortasında “Haydi sanatçılar toplanalım” dediğimizde salonda 300 kişi olmuştuk birdenbire. Günün heyecanıyla her kafadan bir ses çıkıyordu. Giderek ortalık duruldu. Şair Hasan Hüseyin’in dediği gibi “nehirler gibi” akmaya başladık. Ülkede zulüm bütün saldırganlığıyla dişini etimize geçirip duruyordu. Alman yazar Bertolt Brecht’in şiirinde söylediği gibi “ Zulümler çığ gibi yağıyordu üstümüze”. Sanatçıydık. Kimimiz şarkılar söylerdi, kimimiz dans ederdi. Oyun oynayan, resim, heykel yapan, fotoğraf çeken şiirler, romanlar yazanlar vardı aramızda. Sanat üretmek için bize tek bir mekan yoktu. Sahneler, salonlarda da vardık. Sokakta, caddede, grev yerinde bazen barikatta.... Sanatı her alanda yasaklayan, engelleyen herkesi susturmak isteyen, susmayanı işten atan, mapus yatıran, kurşuna dizen, bombalarla havaya uçuran bir iktidarla karşı karşıyaydık. İş cinayetlerinde ölenlerle katliamlara kurban gidenler adeta bir yarış halindeydi. Hapishaneler doldu taştı, mezarlıklar doldu tastı. Sanat Meclisi ülkede zulme karşı duran sanatçının yan yana durduğu bir platform oldu. Kolkola giren sanatçıların sesi daha güçlü çıkmaya başladı. Çıkardığımız seslerin bedellerini de ödedik. Engellendik, saldırıya uğradık. Yargılandık. Ama geri adım atmaya hiç niyetlenmedik. 2015 yılında Kasım ayında 1. Sanat Sempozyumu başlarken salonda nice yollardan, kavgalardan geçmiş bir birliktik. Saatlerce konuşup tartıştık. Kararlar aldık. Kararlarımızdan biri de sanat alanında olup biten zulmü başta sanat alanı olmak üzere dört bir yana duyurmaktı. 2015’in ilk başından bu yana tümü olmasa da duyup işittiğimiz her saldırıyı zulmü belgeledik. 2016 yılında adeta gün be gün saldırıların takipçisi olduk. Tepki gösterdik, eylem düzenledik, var edilen eylemlere omuz verdik. Elinizde tuttuğunuz bu kitapçık 2013 Haziran’ından bu yana sürdürülen kavganın bir parçasıdır. 2015 YILI 2015 Sanat Alanını Deldi Geçti Yeni bir yıla girerken nasıl bir dönemden geçip gittiğimize dönüp bakıyoruz. Genelde sanat alanı özelde tiyatronun, müziğin, plastik sanatların, karikatürün, yazının darbeler aldığı, önemli değerlerini yitirdiği bir yıldan geçip gittik. Ülkedeki egemen güçler planlı bir biçimde sanat alanını, özellikle de muhalefet eden sanatçıyı darbelemek yok etmek üzere planlı bir saldırıya giriştiler. Başta işçi sınıfı olmak üzere Kürt halkını darbelemek üzere kanlı planlar hazırlayan iktidar, sanat alanını da nokta atışlarla çıkmaza sokmak üzere harekete geçti. Yaz başında başlayan seçim oyunu işçiden ezilen halklara, gençlerden, kadınlara her kesimi büyük bir oyalamacanın içine itti. Sonbahar seçimlerinde kurulan “savaş hükümeti” doğuda Kürt illerinde kanlı bir saldırıya girişirken başta maden ve metal işçileri olmak üzere batıda da işten çıkarma ve hak gasplarına girişti. Sanat alanı da bu saldırılardan nasibini aldı. Zaten 2015 yılının başından beri iktidar bu alanı hedefine koymuştu. Bu alanda yıla damgasını vuran olay ülkenin önde gelen sanatçılarından Levent Üzümcü’nün İstanbul Şehir Tiyatroları’ndaki görevine son verilmesi oldu. Kimdi Üzümcü? Bir oyuncuydu. Yirmi yıl İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda oyuncu olarak görev yapmıştı. Peki neydi suçu? Görevini mi aksatmıştı? Başarısız bir sanatçı mıydı? Tiyatronun sanat yönetmeninden oyuncularına, sahne arkası çalışanlarına göre başarılı ve görevini eksiksiz yerine getiren bir sanatçıydı. Görevine son verilmesine birkaç ay kala Sadri Alışık ödüllerinde son oynadığı Shakespeare’in “Bir Yaz Gecesi Rüyası” ile “En İyi Erkek Oyuncu” ödülü, sanat alanındaki duruşundan ötürü de “Vasıf Öngören 2015 yılı ödülü”ne layık görülmüştü. Bütün bunlara rağmen tiyatronun dışındaki baskıcı güçler Levent Üzümcü’yü yirmi yıl emek verdiği tiyatrosundan kopardılar ve sahnelerimiz Üzümcü gibi oyuncudan mahrum olarak giriyor 2016 yılına. Şehir Tiyatroları’nda bu gelişmeler üzerine kadro v.b sorunlarda da kendisine verilen sözlerin tutulmadığını belirten Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu istifa etti. Yılın bir başka haksızlığa uğrayan sanatçısı da oyuncu Hamit Demir oldu. Otuz yıla yakın bir süredir gerek sahnelerde gerekse ekran ve beyazperdede oyunculuk yapan Demir, “Gezi Olayları” günlerinde öldürülen Berkin Elvan’ın katillerinin neden yargılanmadığına ilişkin hazırlanan bir video klipte yer aldığı için oynadığı diziden çıkarıldı. Demir, öldürülen bir çocuğun katillerinin yargılanmasının dahi talep edilmesinin yasak olduğu bir ülkede yaşıyordu. Bunun bedeli onu ekmeksiz koymaktı. Demir hakkını aramak için birlikte çalıştığı dizi yapımcıları ile konuşmaya kalktığında aldığı yanıt çok ilginçti. “Kusura bakma üzerimizde çok yoğun bir baskı var”. Yine baskıcı güçler devreye girmiş ve sanat alanına bir darbe daha indirilmişti. Demir’e uygulanan baskı onunla sınırlı kalmadı. Televizyonda ya da devletle ilişkisi olan herhangi bir alanda çalışacak her oyuncunun önüne çalışma koşulu olarak bir dayatma konmaya başladı; sosyal medyada hiçbir olaya tepki göstermeyeceksin! Bu gelişmelerin ardından devlet kurumlarında birbirinin peşi sıra skandal olaylar yaşanmaya başlandı. Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı (AÜDK) yönetimi eski Müdür Aydar’ın kişisel Facebook ve Twitter adreslerinin şifrelerini istedi. Müdür Prof. Hasan Yener’in ‘kendisine yazdığı teşekkür yazısı’ ile gündeme gelen Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı (AÜDK) Müdürlüğü, yeni bir ‘skandala’ imza attı. Müdürlük, görev süresinin dolacağı 11 Nisan’dan bir gün önce istifa eden eski Müdür Prof. Çetin Aydar’dan, ‘kişisel olarak açılan sosyal paylaşım siteleri Facebook ve Twitter hesaplarının kullanıcı adı, şifre ve diğer bilgilerinin tamamını konservatuvar müdürlüğüne verilmesini’ istedi. Konservatuvarın bu isteğine Prof. Aydar, avukatı Emre Baturay Altınok aracılığıyla, “Sizin bu yaptığınız alenen mobbingdir. Kamu Denetçiliği Kurumu’na bu tutum ve davranışlarda bulunan kişiler hakkında şikâyette bulunacağız.” tepkisini verdi. Ekmeğini yitirmek istemeyen bir dolu sanatçı bu durumlara boyun eğdi. Sanat alanında baskı sadece dışarıda değil içeride de sürüyor. İzmir yakınlarında Şakran Cezaevinde yatan 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan Mehmet Ali Yaşa Roboski’de katledilen gençleri konu alan “Sorgulen Şeve” adlı bir oyun kaleme alıyor. Oyun Sitav Yayınevi tarafından kitap olarak basılıyor. Roboski’de katledilen 34 kişinin katilleriyle ilgili tek bir işlem yapmayan hukuk alanımız bu oyun hakkında soruşturma açıyor. Bir başka engellemeyi de Samsun Sanat Tiyatrosu yaşıyor. Geçtiğimiz sezon Işık Kansu’nun Gezi Olayları’nı konu alan “Diren” adlı oyununu repertuvarına alan topluluk ilk gösterimden itibaren sergileyeceği illerde salon verilmeme tehdidi ile karşılaşıyor. Edirne’de salon verilmeyince oyunu sokakta sergileyen Samsun Sanat topluluğu koca yıl boyunca oyunu ancak birkaç kez salonda sergileyebildi. Bir başka salon yoluyla engelleme de Antalya’da ortaya çıktı. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2.Antalya Tiyatro Festivali, salonlarda ilaçlama yapılacağı gerekçe gösterilerek iptal edildi. Festivalin düzenleyicisi Panda Organizasyon yöneticisi Kaan Sebkekta, festivalin Gezi direnişi ve muhalif kimlikleriyle öne çıkan Levent Üzümcü, Genco Erkal ve Rutkay Aziz gibi sanatçıların katılımı yüzünden iptal edildiğini düşündüklerini söyledi. Edirne Valiliği, Tiyatro Kumpanya’nın, şair Can Yücel’in şiirlerinden oluşturulan ‘Can’ adlı oyununun Edirne’de sahnelenmesini yasakladı. Oyun, daha sonra sokakta sergilendi. Tiyatro oyuncusu Haldun Akçıksözlü, “Laz Marks” adlı stand up oyununda dönemin Başbakanı Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla Yargıtay tarafından kesinleşen 6 bin TL para cezasını ödemediği gerekçesiyle gözaltına alındı. Tiyatro gösterimi için Almanya’ya giderken havaalanında gözaltına alınan oyuncu, aynı zamanda yönetmenliğini yaptığı oyunla ilgili 2011 yılında Çorum’da açılan davada yargılanmış ve ceza almıştı. Açıksözlü, cezasının kesinleştiğinden haberi olmadığını belirterek, herhangi bir tebligatın yapılmadığını söyledi. Ankara Türk Telekom Mehmet Kaplan Sosyal Bilimler Lisesi’nde 28 Mayıs 2015’de oynanması planlanan ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın düzenlediği kısa film yarışması ödül törenine tüm okulun mecburi katılımı kararı nedeniyle 29 Mayıs’a ertelenen Orhan Kemal’in “Tersine Dünya” isimli romanından uyarlanan tiyatro oyunu okul yönetimi tarafından yasaklandı. Öğrencilerin oyunun gösteriminden önceki son provasını yaptıkları sırada oyunun kısa bir bölümü izleyen okul yönetimi tiyatro oyunun oynanmasına yaklaşık iki saat kala oyunun iptal edildiğini duyurdu. Edirne Belediye Başkanlığı Kültür etkinlikleri tarafından 17 Nisan 2015 akşamı Halk Eğitim Merkezi’nde sahnelenmesi planlanan ve duyurusu yapılan Salih Hakan Coşkuntuna’nın yazıp yönettiği “Bayıra Karşı Hatmi Çiçeği” isimli tiyatro oyunu, Milli Eğitim Müdürlüğü engeline takıldı. Oyunun Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ‘devlet büyüklerine hakaret ve saygısızlık’ içermesi nedeniyle sahnelenmesine izin verilmediği iddia edilirken, oyunun yazarı ve yönetmeni Salih Hakan Coşkuntuna, “Bu oyunu iki kez Edirne Valiliğine ait salonda sahneledik, oyunun sahneleneceği gün akşam üzeri bize gerekçe belirtmeden, oyunu oynayamazsınız dediler” dedi. Valilikten Kürtçe üç tiyatro oyununa yasak. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından 2015 yılında ikincisi düzenlenen Kültür ve Sanat Festivali çerçevesinde sahnelenecek olan “Kürtçe” tiyatro oyunu valilikçe yasaklandı. Teatra Jiyana Nu (Yeni Yaşam Tiyatrosu) tarafından “Ta Salıncak”, Şermola Avare ve Gurzek Ne Ledan “Vurulmayan Gürz” oyunlarının sahnelenmesine izin vermeyen valilik gerekçe olarak, “Her nevi sahne oyunları ve gösteri filmlerini denetlemek ve gerektiğinde durdurmak” şeklindeki 2935 sayılı OHAL Kanununun 11/H maddesini gösterdi. Tiyatro ve sinema oyuncusu Defne Halman, 20. Sadri Alışık Oyunculuk Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada “Rumelihisarı Sahnesine mescit yapılmasına izin vermeyelim” dediği için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından hedef alındı. Erdoğan “Sanatçı olduğu iddiasındaki birileri çıkıyor; ‘Biz buraya mescit yaptırmayız’ diyor. Siz kimin bağından kimi kovuyorsunuz?” dedi. Kültür Bakanı’nın sanatçılara açtığı “hakaret davaları” sürüyor. Tiyatro Sanatçısı ve Sanatçılar Girişimi Sözcüsü Orhan Aydın ve Tiyatro Eleştirmeni Üstün Akmen, Bakanın kendileri hakkında açtığı yeni davalar için ifade verdiler. Düşünsel eylemlerinden ötürü cezalandırmaya yalnızca oyuncular uğramıyor. Aynı bela müzikçilerin de başında. Müzisyen Şenol Akdağ hakkında 2013- 2015 yılları arasında beş farklı eyleme katıldığı gerekçesiyle dava açıldı. Akdağ’ın katılmakla suçlandığı eylemler arasında; İç Güvenlik Yasası protestoları, Berkin Elvan ve Gazi Katliamı anmaları, Gezi direnişi eylemleri ve dernek etkinlikleri bulunuyor. Akdağ, “terör örgütü” propagandası yapmakla suçlanıyor. Ülkede tarihi yasak ve engellemelerle boğuşmakla ünlenmiş Grup Yorum’un başına gelenler de 2015’e damgasını vurdu. Ülkemizde bir yasağın ne zaman, nerede karşınıza çıkacağı belli olmuyor. Örneğin bir alanda dört yıl konser yapıyorsunuz. Beşinci yıl aynı alanda konser yapmaya kalktığınızda karşınıza dikiliveriyorlar ve doksan yıl Cumhuriyet’in her dönemine damgasını vurmuş umarsızlıkla “yassah hemşerim” deyiveriyorlar. Grup Yorum’un 2011 yılından bu yana Bakırköy Halk Pazarı alanında gerçekleştirdiği konsere bu yıl bilinmez bir şekilde yasak damgası vuruldu. Daha beteri bu yasaklamayı kınamak isteyen topluluk üyeleri de yaka paça gözaltına alındılar. Konser ancak günler sonra idare mahkemesi kararıyla gerçekleşebildi. Grup Yorum’a destek için sahneye çıkan Amerikalı şarkıcı Joan Baez’in elinde parçalanmış bir gitar vardı. Grup Yorum’a yapılan polis baskınlarının birinde saldırıya uğramış gitarist Muharrem Cengiz’in gitarıydı. Muharrem ise uzaklarda bir cezaevinde tek kişilik bir hücreye kapatılmıştı. Topluluğa yapılan baskılar yıl boyunca ülke çapında sürdü gitti. Soma -Kınık konseri yasaklandı. O konser de idare mahkemesi kararıyla gerçekleşebildi. Sanata yapılan baskılar Grup Yorum üzerinden ülke sınırlarını da aştı. Almanya’nın Oberhausen kentinde gerçekleşecek bir konseri engellemek üzere bu kez Almanya Konsolosluğu harekete geçti. Topluluğa vize vermeyerek konseri engellemeye çalıştı. Gözden kaçırarak vize verdiği kimi Grup Yorum üyeleri Almanya’ya varmayı başardılarsa da onlar da Alman polisinin sınırda hışmına uğrayarak bir uçağa bindirilerek ülkeye geri gönderildiler. Müzikçilere saldırı yalnızca devlet katından değildi. Sokakta çalıp söyleyen sanatçılara da saldırılar oldu 2015’de. İstanbul Avcılar’da tekbir getiren bir grup, sokak müziği yapan Grup Mektup topluluğuna saldırdı. “Yahudi marşı çalıyor. Siz nasıl Müslümansınız?” diye bağıran saldırganlar, “Allah bize hesap soracak, burada Yahudi marşı çaldırmayız” tehdidinde bulundu. Saldırganlar, araya giren yurttaşlar tarafından uzaklaştırıldı. Bu saldırıyı protesto için değişik sanat alanlarından sanatçılar Avcılar meydanında toplandılar. Onlarca yurttaş meydanda toplanarak saldırıyı kınayan sanatçılara destek verdi. Benzeri bir saldırıdan Çin Filarmoni Orkestrası nasibini aldı. Çin’de Uygur Türklerine yönelik uygulamaları gerekçe gösteren bazı grupların tehditleri bir konseri iptal ettirdi. Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde Ağustos ayında yapılacak 130 kişilik Çin Filarmoni Orkestrası konseri iptal edildi. Eruh Belediye Başkanlığı tarafından 14-15 Ağustos 2015 tarihleri arasında yapılması planlanan, “VII. Eruh Çırav Kültür Sanat ve Doğa Festivali” kamu düzeni ve güvenlik açısından yasaklandı. Halk müziği sanatçısı Kutsal Evcimen hakkında, Malatya 11. Uluslararası Arguvan Türkü Festivali’nde söylediği “Satın Eşek Sıpaları” adlı türkü ve konuşması nedeniyle dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturma açıldı. Soruşturma kapsamında ifade veren Evcimen söz konusu türkünün Rıza Karahan tarafından 30 yıl önce bestelendiğini belirterek, “Halk müziğinde teşbih ve mecaz vardır. Kesinlikle şahsi hiçbir söylem yok. Benim söylediğim türkü ve konuşmamda şahıslara hakaret yoktur. AKP iktidarı kendi gibi düşünmeyen herkes üzerinde baskı kuruyor ve yargılıyor” dedi. Muhalif tavrı nedeniyle pek çok kez AKP hükümetinin sansürüne hedef olan, dünyaca ünlü müzisyen Fazıl Say’ın “İstanbul Senfonisi” adlı eserinin Katar’da bir konserde yorumlanması, Türkiye’nin Katar Büyükelçiliği tarafından engellendi. İşe dönme mücadelesi veren işçi Oya Baydak’a destek amacıyla 12 Aralık 2015 cumartesi günü DİSK önüne giden Grup Yorum elemanları, şair İbrahim Karaca’nın okuduğu şiirlerin ve sohbetin ardından şarkılarını söylemek üzerine sahneye çıktı. Karaca’nın şiirleri devam ederken sokağın başını kesip tomalarla yerlerini alan polisler, Grup Yorum üyeleri sahneye çıkar çıkmaz “Grup Yorum burada şarkı söyleyemez” deyip Grup Yorum elemanlarını gözaltına aldılar. Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nca yorumlanacak olan, Fazıl Say’ın ‘Nazım Oratoryosu’, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün telefon emriyle, gerekçe belirtilmeden programından çıkarıldı. Devlet Çok Sesli Korosu da yaptığı bir açıklama ile bundan sonra koroda Fazıl Say ile birlikte çalışmama kararı aldığını duyurdu. Saldırılardan nasibini sanat mekanları da aldı. Bir süre önce kapıları halka kapatılan İstanbul Taksim Meydanı’ndaki Atatürk Kültür Merkezi’nden Tünel’deki Karaca Tiyatro’ya bir dolu mekanın kapılarına kilit vuruldu. Taksim’de Ayışığı Sanat Merkezi’nin çalışmalarını yaptığı Rumeli Han ticari amaçlarla boşaltılırken önemli sergilere ev sahipliği yapan Taksim Sanat Galerisi de Gezi Parkı çevresinde yer alan dükkanlarla birlikte yok edildi. Saldırıya uğrayan mekanlardan biri de Nazım Hikmet Vakfı’nın bulunduğu bina oldu. Beyoğlu’nda Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın da kiracısı olduğu 116 yıllık Hrisovergi Apartmanı’nın sahibi Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın binanın boşaltılması için gönderdiği ihtarın ardından polis, vakfın tahliyesine başladı. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın da kiracısı olduğu, Beyoğlu’ndaki 116 yıllık Hrisovergi Apartmanı’nın sahibi Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın binanın boşaltılması için gönderdiği ihtarın ardından polis, vakfın tahliyesine başladı. Beyoğlu Kent Savunması, Twitter hesabından yaptığı çağrıda, Sıraselviler Caddesi’nde bulunan vakfın tahliyesinin engellenmesi için destek isterken, polisin içeri girmek isteyenlere izin vermediğini söyledi. Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’na gönderilen ihtarnamede, binanın tadilat amaçlı boşaltılması istense de kiralandığı Azade Nisa Turizm İnşaat Gayrimenkul Yatırım Ltd. şirketiyle yapılan sözleşme, Hrisovergi Apartmanı’nın otel-alışveriş merkezi yapımı için yeniden inşası ve tadilatını öngörüyor. Ocak 2015’te İstanbul Bölge İdare Mahkemesi, Emek Sineması’nı yıkan proje hakkında “kamu yararı olmadığı ve hukuka uygunluk bulunmadığı, tarihi ve kültürel yapılara telafisi güç ve hatta imkansız zararlara yol açacağı” gerekçesiyle yürütmeyi durdurma kararını açıklamasına karşın inşaatı yapan firma ‘Kamer İnşaat’ çalışmalarına devam etti, AK Partili Beyoğlu Belediyesi ise söz konusu inşaatı halen mühürlemedi. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kiracısı olan ANSAN’ın kullandığı çay bahçesi ve sanat galerisinin belediye tarafından boşaltılmasına karşı yürütmeyi durdurma davası açan sanatseverler, 1 Aralık 2015 günü tahliye işlemi için gelen polis destekli belediye ekiplerine karşı direndi. Binanın boşaltılmasını isteyen AKP’li Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kararının iptali için sanatseverler dava açmış, İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verince de belediye karara itiraz etmişti. Üst mahkemeden iptal kararı alan AKP’li belediyenin ilk icraatı ANSAN’a tebligat yollayarak galeriyi iki saat içerisinde boşaltmalarını istemek oldu. Bu tebligata karşı sanatçılar ve sanatseverler ANSAN’ı savunmaya geçti. ANSAN boşaltılmayınca da belediye polis ekipleriyle birlikte gelerek saldırıya geçti. TOMA ve akreplerle saldıran polis ANSAN’ı adeta talan etti. Bu yıl onlarca gösteri, oyun, konser ve etkinlik “genel yas”, “ Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın ölümü” ve “seçim” gerekçeleriyle yapılamadı. Ekim ayında 52’nci kez düzenlenmesi planlanan Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali ile 16’ncı Uluslararası Antalya Piyano Festivali, ülkenin seçim atmosferine girmesi ve Kasım ayında G20 Liderler Zirvesi’nin Antalya’da yapılacak olması gerekçeleriyle ertelendi. Çizerler de iktidarın hedeflerinden biri oldu. Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şikâyetiyle 4 Ağustos 2015 tarihli ‘Gemisini yürüten kaptan’ karikatürü nedeniyle soruşturma başlatıldı. Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel, şikayet dilekçesinde, karikatürde cumhurbaşkanının ‘hırsız’ olduğunu çağrıştıracak şekilde ‘gemisini yürüten kaptan’ şeklinde bir ifade kullanılarak müvekkilinin kişilik haklarının ihlal edildiğini savundu. Kart ise savcılığa verdiği ifadesinde “Cumhurbaşkanı, artık önüne gelen karikatürlerime bakmadan, anlamaya çalışmadan, onları dava konusu yapabiliyor.” dedi. Penguen dergisinin kapağındaki karikatürde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “hakaret ettikleri” gerekçesiyle karikatürcüler Özer Aydoğan ve Bahadır Baruter’e 11 ay 20’şer gün hapis cezası verildi. Karikatürcüler Derneği ise bu saldırıya karşı sessiz kaldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “hakaret ettikleri” gerekçesiyle karikatüristler Bahadır Baruter ve Özer Aydoğan’a hapis cezası verilmesine Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nden sert tepki geldi. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks yaptığı açıklamada “TC Cumhurbaşkanı’na hakaret ettikleri gerekçesiyle dava edilenlerin sayısının artmasından büyük endişe duyuyorum” dedi. Son olarak iki karikatürist hakkında da aynı suç gerekçesiyle hapis cezası kararı alındığını hatırlatan Muiznieks, “Karikatüristler Bahadır Baruter ve Özer Aydoğan hakkındaki ceza kararını kınıyorum” dedi. Faşist saldırılardan biri de İstanbul Gebze’de gerçekleşti. 15-16 Haziran Olayları yıldönümünde İstanbul Gebze’de parkta iş kazalarını konu alan “Ah Şu Tersaneler” oyununu sergileyen Tiyatro Simurg MHP’li faşistlerin saldırısına uğradı. Oyun sırasında oyunculara şiddetle saldıranları Gebzeli emekçiler park dışına atarak oyunun tamamlanmasını sağladılar. Sinema alanı da 2015 yılı boyunca yasak ve engellemelerle boğuşmak zorunda kaldı. İstanbul Üniversitesi’nde gösterimi yapılacak olan ‘İki tutam saç: Dersim’in Kayıp Kızları’ adlı belgesel, İletişim Fakültesi Dekanı Nilüfer Sezer tarafından engellendi. Gösterimi yapacak olan İletişim Sanatları Kulübü’ne ise “Böyle bir filmin iletişim fakültesinde gösterilemeyeceği” gerekçesi sunuldu. 34. Uluslararası İstanbul Film Festivali’ne katılacak tüm filmlerden ‘Kayıt- tescil ve Eser İşletme Belgesi’ istenmesi üzerine, festivalde gösterilmesi planlanan ‘Kuzey/Bakur’ belgeseli gösterimden kaldırıldı; diğer belgeseller ve tüm jüriler de festivalden çekilince, ulusal ve uluslararası yarışmalar iptal oldu; pek çok film gösterilemedi. Yıllardır uygulanmayan bu yönetmelik hükmünün diğer festivallere de hatırlatılması üzerine, Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı’nca 26.sı düzenlenen Ankara Uluslararası Film Festivali’nde 16 filmin yarışacağı Belgesel Film Yarışması ve 31 filmin yarışacağı Kısa Film Yarışması festival yönetimince iptal edildi. Ardından, diğer festivaller de belgesel ve kısa film yarışmalarını iptal etmek durumunda kaldı. Eskişehir Film Festivali’nde gösterilmesi planlanan ‘O.H.A: Oflu Hoca’yı Aramak’ filmi festival gösteriminden çıkarıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, gerekçe olarak filmin eser işletme belgesine sahip olmamasını gösterdi. Filmin, geçen ay Ankara Film Festivali’ndeki gösterimine, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürünün SMS mesajı ile izin verilmiş; daha sonra genel müdür görevden alınmıştı. Ege Üniversitesi Rektörlüğü, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Çalışmaları Topluluğu tarafından 8.si düzenlenen ‘Ege Belgesel Film Günleri’nin kampüs içindeki gösterimlerini yasakladı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Movimax Premier kanalında ‘+18’ işareti bulunan ve saat 01.00’den sonra yayınlanan Emmy ödüllü ‘The Normal Heart’ filmi için 13 bin 600 lira para cezası verdi. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Planet Çocuk kanalında yayımlanan ‘Titeuf ’ adlı çizgi filmde, geçen “seks, sperm, hamilelik, yumurtlama” gibi kelimelerin, çocukların ahlaki gelişimine zararlı olduğu gerekçesiyle kanalı cezalandırdı. RTÜK, ‘Kara Kutu’ dizisinde bir bira markasının ürününün yerleştirildiği gerekçesiyle diziyi yayınlayan Kanal D’ye 700 bin lira ceza kesti. Raporda, “Dizide, alkolün ‘gündelik hayatın bir parçası’, ‘gündelik hayatın sıkıntılarını hafifletici ve başa çıkmayı kolaylaştırıcı’ olduğu şeklindeki mesajların izleyicilere verilmeye çalışıldığı görülmektedir” ifadeleri yer aldı. Sansür ve baskı çocuk kanallarına da sıçradı. TRT Çocuk televizyonunda Pepee isimli çizgi filmdeki bazı diyaloglar sakıncalı bulunduğu için yayından kaldırıldı. Yayıncılık alanı da yazdığı ve yayınladığı her satırın bedelini ödemek zorunda bırakıldı. Çukurova Üniversitesi’nin kütüphanesinde bulunan nü tablolar Yeni Akit isimli gazetenin yaptığı haber sonucunda kaldırıldı. Üniversite ise yaptığı açıklamada talimatın rektörlükten geldiğini ve tabloların eskidikleri için kaldırıldıklarını savundu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kulübü ‘Sanat Tarihi Merceğinden Güzellik Tarihi’ başlıklı bir panel düzenledi. Paneli duyurmak amacıyla hazırlanan afişte, 16’ncı yüzyılın önemli sanatçılarından Tiziano Vecellio’nun Amor sacro e Amor profano (Kutsal aşk ve beşeri aşk) adlı resmi kullanıldı. Fakat bu tablo yönetim tarafından ‘açık saçık’ bulundu ve izin verilmesi için sansür uygulanması gerektiği Kulübe belirtildi. Sanat Tarihi Kulübü de bunun üzerine ‘sansür tasarımı’ konulu bir toplantı gerçekleştirdi. Sanatçı Sarkis’in 56. Venedik Bienali’nde yer alan ‘Nefes’ isimli eseri için hazırlanan katalogda Rakel Dink’in kaleme aldığı metin nedeniyle Dışişleri ve Kültür ve Turizm Bakanlıkları ile bazı sergi destekçilerince kitabın dağıtımı engellendi. Sincan 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba’ya bir mahkum tarafından gönderilen, içinde karikatürlerin de bulunduğu iki sayfalık mektuba, cezaevi idaresince ilginç bir sansür uygulandı. Karikatürlerin, İnfaz Hakimliği’nce “Çizimlerde Cumhurbaşkanı’nın ve resmi kurum binalarının resimlerinin kullanıldığı ve bu çizimlerin kişi ve kurumları küçük düşürücü olduğu, alaya aldığı” gerekçesiyle verilen kararla sansürlendi ve mektuptan çıkarıldı. Bu yıl ‘Arkadaşım Bienal’ temasıyla 2.si düzenlenen ‘Çanakkale Çocuk Bienali’ndeki Berkin Elvan ile ilgili bir çalışma nedeniyle ilkokul öğrencilerinin sergiyi gezmeleri, Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yasaklandı. Harbiye Açıkhava Tiyatrosu yönetimi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden gelen emir doğrultusunda, Fikir Kulüpleri Federasyonu’nun düzenleyeceği ‘Büyük Gençlik Buluşması’ konseri için salon tahsisini iptal ederek, konseri yaptırmadı. Maden Tetkik Arama (MTA) Enstitüsü Tabiat Tarihi Müzesi’ndeki müze tanıtımında ‘insan evrimi’ ile ilgili bölüm sansürlenerek, ziyaretçilerin bölümü gezmeleri engellendi. Fransız fotoğrafçı ve sokak sanatçısı JR’ın, ‘Şehrin Kırışıklıkları (Wrinkles of the City)’ projesi kapsamında, mayıs ayından bu yana Balat’taki yıkık bir binanın duvarında gerçekleştirdiği duvar resmi boya ile kapatıldı. Fatih Belediyesi, suçlamaları kabul etmedi ve saldırıyı kimin yaptığı karanlıkta kaldı. Kars Belediye Başkanı Murtaza Karaçanta, Ermeni asıllı Caz piyanisti Tigran Hamasyan’ın Ani Harabeleri’nde verdiği konsere nefret söylemi içeren ifadelerle tepki gösterdi. Konserle ilgili basın toplantısı yapan Kars Ülkü Ocakları Başkanı Tolga Adıgüzel de, “Satılmış hainler sabrımızı mı zorlamak istiyor? Yoksa bizler de Kars caddelerinde Ermeni avına mı çıkalım?” dedi. Tophane’deki Daire Sanat Galerisi’nde gerçekleşen ‘Çoktan Seçmeli’ adlı serginin açılışına saldırı gerçekleşti. Saldırgan grup sanatçıları “Sizi burada yaşatmayacağız” diyerek tehdit etti. İstanbul Piramid Sanat’taki ‘Çırılçıplak’ adlı sergisi MHP Beyoğlu İlçe Teşkilatı tarafından hedef alındı. MHP İlçe Teşkilatı yaptığı açıklamada “Bunun sanat değil pornografi olduğunu” söyleyerek olası bir fiziki saldırıya kapıyı açtı. Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatın hedef alınmasına seyirci kaldı. İÜ Merkez Kütüphanesi yıkılıyor. Kütüphaneyi yıkacak projeye 4 No’lu Kurul’dan onay çıktı. Mimarlar Odası’nın binanın modern mimarlık mirası örneği olması nedeniyle yaptığı tescil başvurusu reddedildi. İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nin projesi 1964 yılında düzenlenen ulusal yarışma ile mimar Şandor Hadi ve Hüseyin Başçetinçelik tarafından tasarlandı. 1970’te yapımına başlanan bina 1985 yılında tamamlanarak hizmet vermeye başladı. Bir konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirdiği için yazar Murat Menteş’in etkinliği Üsküdar Belediyesi tarafından iptal edildi. Erdoğan’ı eleştirdiği bir konuşmasının görüntüleri internette yayılan Menteş’in Üsküdar Kitap Fuarı kapsamındaki imza günü ve söyleşisi iptal edildi. Sanatçı ve hayvan hakları savunucusu Leman Sam’a 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Davanın sebebi Sam’ın geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda attığı bir tweet. Tweette Sam, “Benim için IŞİD ile bıçağını masum bir hayvanın boğazına dayayan aynı duygudadır” yazmıştı. Leman Sam’a bu tweetinden sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç “zavallı” demiş, bunun üzerine de “halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamaktan” dava açılmıştı. Heykeltıraş Mehmet Aksoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Ucube’ sözünden ötürü tazminata mahkûm edilmesinin ardından, “Haram parayı heykele yatırmam” dedi. Erdoğan, bu söz için de suç duyurusunda bulundu. Sahne sanatları eleştirmeni Üstün Akmen’e bir köşe yazısında “hakaret ettiği” gerekçesiyle 10 bin TL’lik manevi tazminat davası açan Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Akmen’e bu kez de 50 bin liralık bir dava açtı. Akmen, 29 Ekim tarihli “TÜSAK Yasa Tasarısı, Meclis’e Varmadan Ortadan Kaldırılmalı” başlıklı yazısında “Sanatçılara eşi menendi görülmemiş işkence”, “kültürsüz kültür bakanı” gibi ifadeler kullanmış, bunun üzerine Bakan Çelik 10 bin TL’lik tazminat dava açmıştı. Gezi olaylarında yaralandıktan 9 ay sonra hayatını yitiren Berkin Elvan için, ‘Sanat Meclisi’, “Berkin için 11 Mart’ta hayatı durdur” sloganı ile bir video klip hazırladı. Bu klipte yer alan 11 sanatçı hakkında yapılan şikayet üzerine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosu klibi inceledi. İncelemenin ardından, sanatçılar (Mustafa Altıoklar, Zuhal Olcay, Cahit Berkay, Levent Üzümcü, Hüseyin Turan, Grup Yorum üyeleri, Sinan Tuzcu, Bülent Emrah Parlak, Efkan Şeşen, Tayfun Talipoğlu, Tarık Akan ve Şevval Sam) hakkında “suç işlemeye alenen tahrik” suçundan soruşturma başlatıldı. İfade vermek üzere İstanbul Adliyesi’ne giden sanatçılar, kendilerine hakaret edildiği ve hedef gösterildikleri gerekçesiyle bazı yayın organlarından şikayetçi oldular. Gazeteci Soner Yalçın, “Kayıp Sicil – Erdoğan’ın Çalınan Dosyası” kitabında Bilal Erdoğan’a hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada 1740 TL adli para cezasına çarptırıldı. Fethullah Gülen’le ilgili yayınlanmamış kitabından ötürü hapis yatan gazeteci Ahmet Şık hakkında, ‘Paralel Yürüdük Biz Bu Yollarda’ kitabı nedeniyle 32 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı. Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın şikâyetiyle açılan davada Şık, kitabında Yıldırım’a hakaret ettiği gerekçesiyle yargılanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan yazar Emrah Serbes hakkında zorla getirilme kararı verildi. Serbes, CNNTürk kanalında 2 Temmuz 2014 tarihinde yayınlanan ‘Burada Laf Çok’ isimli programa konuk olmuş ve kitaplara uygulanan vergileri eleştirerek, ‘bu vergiler de son milyon bükücü Bilal’e gidiyor’ demişti. Mahkeme, Erdoğan ailesinin davaya katılma talebini de kabul ederken, Serbes Twitter hesabından duruşmaya gittiğini açıkladı, “Hakim yok dediler geri döndük, başka bir hakime yakalama kararı çıkartmışlar” dedi. Yazar Ali Emre Özsoy hakkında, “Hırsız vaaar” adlı kitabında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a hakaret ettiği suçlamasıyla dava açıldı. Özsoy kitabında Bilal Erdoğan’ı “çete üyesi” olarak tanımlayarak babasının talimatlarıyla yasadışı işlere aracılık ettiğini yazmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu savcısı Umut Tepe, hazırladığı iddianamede Özsoy’un iki yıl sekiz aya kadar hapis cezasıyla yargılanmasını istedi. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, ‘Beni Sen Öldür; Maraş 78’ kitabının yazarı Aziz Tunç ve kitabın arka kapak yazısını yazan gazeteci Nedim Şener hakkında soruşturma başlattı. Soruşturma, Malatya Cezaevi’nde silah kaçakçılığından yatan bir hükümlünün “Bu kitap ülkeyi böler” şikayeti nedeniyle başlarken, kitabı okumadığını söyleyen şikayetçi R.T. dilekçesinde, Tunç hakkında “sözde yazar”, Şener hakkında ise “sözde gazeteci” ifadesini kullandı. Maraş katliamıyla ilgili kitabın kamu düzenini ve güvenliğini bozduğunu iddia etti. 2015 sanat alanının dört bir yanının darbelendiği, engellendiği baskı ve yasaklardan nasibini aldığı bir yıl oldu. Sanat alanında emek harcayanlar yarınlarını ve alanlarını tehdit eden bu gidişata örgütlü bir yanıt vermedikçe bu gidişatın engellenmesi mümkün görünmüyor. 2016 YILI - OCAK - ŞUBAT Saldırılar 2016 yılıyla birlikte hız kesmeden devam etti, sanat alanlarından bireysel sanatçılara kadar her kesim bu saldırılardan nasibini aldı. Balıkesir’in tek özel sanat merkezi olan Balıkesir Sanat Merkezi (BSM) bir süredir takipte. Çeşitli tiyatro oyunlarının sahnelendiği, çocuklara özel etkinliklerin gerçekleştirildiği BSM; geçtiğimiz günlerde Emniyet, Valilik, Belediye ve Milli Eğitim’den gelen ekiplerce incelemeye alınmış ve dersanelerle ilgili yasal düzenlemelerle ilişkilendirilerek kapatılması gündeme gelmişti. 7 Ocak 2016 günü mühürleme işlemi için yapılan tebligatla kapatılmasına karar verilen BSM’nin imdadına İdare Mahkemesi yetişti. Mahkeme, “davalı idarenin savunması ve ara karar süresinin 30 gün olarak belirlenmesine, ara karar gereklerinin belirtilen sürede eksiksiz ve usülüne uygun olarak yerine getirilmesinin yasal bir zorunluluk olduğu” hükmüyle yürütmeyi durdurma kararı verdi. İstanbul’da Tophane Parkı’ndaki Muzaffer Ertoran’ın “İşçi Heykeli” yeni bir tehdit altında. Anıtın dikilmesinin peşisıra saldırılar da başladı. İşçi figürünün önce parmakları, sonra elinde tuttuğu balyoz, ardından da kolu kırıldı. Yüzü katranla sıvandı, nihai olarak tamamen parçalandı. Sanatçı heykeli birçok kere tamir ettiyse de saldırganlar ısrarcıydı; bir süre sonra heykel doğal koşullarla daha da aşınmak üzere o kötürüm haliyle bırakıldı. Ocak 2016’da heykelin bulunduğu parkta tadilata başlayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi heykeli bulunduğu yerden söküp çıkardı. Sanatçılar ve sanatseverler tadilat bitimi heykelin başına gelecekleri endişe içinde bekliyor. İlk ve ortaöğretim okullarında 2002 yılından bu yana sahnelenen “Kayıp Satranç Taşlarım” adlı çocuk oyununun Çankaya İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından “sakıncalı” bulunduğunu belirtti. Ancak aynı oyuna komşu ilçe Yenimahalle Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 3 Aralık 2015’te izin verildiği ortaya çıkınca Ankara Milletvekili Necati Yılmaz Milli Eğitim Bakanı’na mecliste cevaplaması için bir soru önergesi verdi. İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN), büyükşehir belediyesine bağlı kurumda taşeron işçi statüsünde çalıştırılan Çimen Baturalp’in, oyunu devam etmesine karşın iş akdinin yenilenmeyerek işten çıkarılmasıyla ilgili bir açıklama yayımlandı. “Pratikte hiçbir sebebi olmayan bu durumun arkadaşımızın muhalif bir parti ilçe örgütüne kayıt olmasıyla bir ilgisi olduğunu düşünmek bile istemiyoruz!” denilen açıklamada, ifade özgürlüğüyle ilgili kaygılar dile getirildi. Sanat Meclisi içinde yer alan Samsun Sanat Tiyatrosu bir yandan geçen sonbahardan bu yana büyük bir Anadolu turnesi gerçekleştiriyor öte yandan da baskılarla boğuşuyor. İzmir’in Bergama ilçesinde sergiledikleri “Diren” adlı oyunda gezi şehitleri, Soma, ayakkabı kutusu vb. gibi kimilerince sakıncalı bulunan konulardan bahsettikleri için haklarında suç duyurusunda bulunuldu. İzmir’in Kiraz ilçesinde Eğitim-Sen temsilciliği tarafından Sağlık Meslek Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlemeyi düşündüğü ve şair Şükrü Erbaş’ın katılacağı şiir dinletisine Kiraz İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yasak getirildi. Getirilen yasağa herhangi bir gerekçe bulunamazken Eğitim-Sen tarafından etkinlik yeri değiştirilerek düğün salonu kiralandı. Ancak etkinliğe birkaç gün kala düğün salonu sahibi tarafından yine herhangi bir gerekçe gösterilmeden etkinliğin yapılamayacağı açıklandı. Son çare olarak Kiraz’da bulunan tek otel olan Koru Otel’e alınan etkinlik için İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden ilginç bir kısıtlama getirildi. Emniyet Müdürlüğü ile yapılan görüşmede şair Şükrü Erbaş’ın şiirlerini ancak “oturarak” okuyabileceğini, dinleti esnasında oturduğu yerden ayağa kalkması ve şiirlerini ayakta okuması durumunda “Emniyet Güçleri” tarafından müdahalede bulunulacağı belirtildi. Müdahale tehditleri nedeniyle Koru Otel yönetimi tarafından da “salon dolu” denilerek iptal edilen etkinlik 13 Ocak tarihinde Eğitim-Sen Ödemiş temsilciliği tarafından Ödemiş İlçesinde gerçekleştirildi. 29 Ocak 2016 da Grup Yorum’un, İsmet İnönü Kültür Merkezinde yapacağı konser, İzmir Valiliği tarafından “konserde terör örgütü propagandası yapılması olasılığı” nedeniyle yasaklandı. Ancak yasağa rağmen Grup Yorum dinleyicileri konser alanına geldi. Grup Yorum ekibi de konser vermek için gelince önlem amaçlı gelen polis ekipleri müdahale etti ve Grup Yorum üyesi 7 kişiyi gözaltına aldı. Konseri dinlemek için gelenler yasağa rağmen konser vermek isteyen grup üyelerinin gözaltına alınmasını engellemek isteyince arbede yaşandı. Grup Yorum üyesi yedi kişi ile birlikte 29 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alma sırasında topluluğun gitaristi İbrahim Gökçek’in parmağı kırıldı. Aradan yaklaşık 1 ay geçtikten sonra 25 Şubat 2016 akşamı ise, Gazi Mahallesinde, durağa gelen otobüse yetişmek için koşan Grup Yorum elemanı İbrahim Gökçek ve Ali Aracı’nın üzerine çullanan bir grup polis, Ali’nin kolunun dirsekten kırılmasına sebep oldu ve ardından da gözaltına aldı. Ali Aracı serbest bırakılırken, İbrahim Gökçek 2 yıl önce katıldığı Berkin Elvan anması gerekçe gösterilip tutuklandı. Mimari alanda bir saldırı da Beyoğlu’nun simge yapılarından Narmanlı Han’a oldu. İstiklal Caddesi’nde 1831 yılında inşa edilen bina Beyoğlu’nun en güzel mekanlarından biri. Ahmet Tanpınar gibi sanatçıların da yaşadığı bina Narmanlı ailesi tarafından 57 milyon dolara Mehmet Erkul ve Tekin Esen’e satıldı. Satışın ardından binanın ne olarak kullanılacağı merak konusuydu. Otel ya da AVM yapılacağı söylentileri çıkmıştı. Projenin restorasyonunu yapacak mimar Sinan Genim, rölove/restitusyon projesinin koruma kurulunda onaylandığını restorasyon projesinin ise hazırlanma aşamasında olduğunu söyledi. “Restorasyon sürecinin takipçisiyiz” diyen Beyoğlu Kent Savunması’ndan Av. Eren Can, henüz proje geçmemesine rağmen binaya iskele kurulduğu için belediyeye dilekçe verdi ve bunu İstanbul 2 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne de iletti. . 2016 YILI - MART Mart ayında da aykırı bir ses çıkmasın, halaylar çekilip, türküler söylenmesin, insanlar eğlenmesin velhasılı düşünmesin diye sanat üzerindeki baskı artmaya devam etti. Mart ayında da şölenler, festivaller iptal edildi. İnsanların eğlenmesi, omuz omuza gelmelleri yasaklandı, sanatçılar linç edildi… Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 17 yıldan beri faaliyet yürüten Halk Bilim Topluluğu tarafından yapılan açıklamada; bu yılki şenliğin Biga Emniyet Müdürlüğünce uygun görülmediği iddia edildi. Öğrenci topluluğu üyeleri; 1 Mart tarihinde belediye kültür sarayı salonlarında gerçekleşecek olan şenlikte, okula bağlı diğer topluluklara izin verilmesine rağmen, içeriği uygun bulmayan Biga emniyeti tarafından kendilerine engel çıkarıldığını söylediler. Bu gerekçeyi anlamakta zorlanan öğrenciler, emniyete şu soruyu sormuşlar: “Bizim şenliğimiz; halkın türküleri, oyunları ve yine halkın içinden çıkan şairlerce yazılan şiirlerdir… Bunun neresi uygun değildir?” Türkiye sinemasının önemli oyunculardan Füsun Demirel; uğradığı sosyal medyada yürütülen linç kampanyasından sonra, rol aldığı dizi geçici süreliğine (şimdilik 1 hafta) askıya alındığı açıklandı. Demirel, 13 Mart 2016 günü Cumhuriyet gazetesinde Ezgi Atabilen’e verdiği söyleşide “Oynamak istediğiniz bir rol kaldı mı?” sorusuna, “Çok var. Mesela o dağlardaki gerilla kızları oynamayı çok istedim. Belki bir gerilla annesi olurum artık ya da anneannesi. Kadınların özgürleşmesi adına çalışmak ve üretmek istiyorum. Bütün bir hayatımı buna adadım. Ölene kadar da devam edeceğim. Her şeye rağmen inadına kahkaha! Çünkü kadınlar bu toplumda gerçek acıyı çeken taraf. Sayın Erdoğan’ın da dediği gibi, bir kere anne. Bu ülkede yapılan bütün bu zulüm ve neredeyse iç savaş sırasında, en büyük acıyı anneler, yani kadınlar yaşadı” şeklinde bir yanıt vermişti. Başarılı oyuncunun sözleri sosyal medyada linç diliyle tepki görmüş, ardından da ATV adlı kanal tarafından, Demirel’in rol aldığı ‘Aile İşleri’ adlı dizinin tepkiler nedeniyle bu hafta yayımlanmayacağı belirtilmişti. Bursa’nın Yıldırım ilçesine bağlı Şirinevler Mahallesinde, 15 Mart akşamı yapılan Newroz kutlaması kapsamında sahneye çıkıp konser veren 5 sanatçı gözaltına alındı, ikisi emniyet ifadesinden sonra bırakıldı serbest bırakıldı. Etkinlikte sahne alan Sarya Kültür Merkezi sanatçıları Kadir Kuş, Yılmaz Tekeş ve Hamza Atagan ise 17 Mart 2016 günü sevk edildikleri mahkeme tarafından tutuklandı. İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa Devlet Tiyatrolarında sürgün anlamına gelen bir genelge yayınlandı. Genelgeye göre “görevi bulunmayan” sanatçılar artık ihtiyaç duyulması halinde taşrada bulunan Devlet Tiyatrolarında görevlendirilecekler. DT’nin bu uygulaması özellikle muhalif olan ve bir dönemdir oyunları iptal edilen, görevi bulunmayan, oyuncular için olacağı şeklinde yorumlandı. Şu anda emeklilik vb. nedenlerden dolayı 300 kişilik kadro eksiği olan DT’de, sözleşmeleri devam eden pek çok muhalif sanatçının soruşturmalardan ve oyunlarının kaldırılmasından dolayı görevi bulunmuyor. Bu genelgenin; özellikle muhalif olan ve bir dönemdir görevi bulunmayan, oyunları iptal edilen oyuncuları kapsayacağı düşünülüyor. Diğer yandan, karşılıklı olarak imza atılan sözleşmeler devam ediyor. Bir görev tanımlanmayan sanatçılara görev verilmiyor fakat yoğun bir şekilde dışarıdan yevmiyeli sanatçılar çalıştırılıyor. Yeni görev yerini ya da yöntemini kabul etmeyen sanatçılar ise, istifa ya da emeklilik gibi kararlar almaya zorlanıyor. İstanbul’da bulunan Bizans dönemine ait olan Büyük İmparatorluk Sarayı kompleksi içinde yer alan 1600 yıllık Bukoleon Sarayı tamamen yok oluyor. Bukoleon, demiryolu, yapılaşma ve kısmen sahil yolu çalışmaları nedeniyle oldukça tahrip olmuş durumda. Doğrudan Marmara deniz surları üzerinde inşa edilmiş olan sarayın, merdivenlerle inilen bir limanı bulunmaktaydı. Bu liman tamamen imparator- ların kullanımı için ayrılmıştı. Şimdilerde ise bakımsızlıktan harabe haline dönen saray, acil bir bakımdan geçmezse tamamen yok olacak. Sarayın balkonlu kısmı yoğun bir bitki örtüsü tahribatı altında ve üzeri sarmaşıklarla örtülmüş durumda. Kuzey tarafı 1870’lerde yapılan demiryoluna bakan sarayın bu kısmında yoğun tahribat görülmekte. Demiryolunun beton duvarları ise yapının duvarlarına dayandırılmış. İskele kısmına inen basamaklı rampanın altında kalan sarnıcın içi ve çevresinde ise yoğun bitki örtüsü var ve çöplerle dolu. Rengin Gökmen Davayı kazandı. Eski Kültür Bakanı Ömer Çelik’in bakanlığı döneminde, bakanlık müsteşar yardımcılarının önerisi üzerine TÜSAK yasa tasarı taslağına karşı çıktığı için Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü görevinden alınan orkestra şefi Prof. Dr. Rengin Gökmen, kararın iptali için açtığı davayı kazandı. İdari Mahkeme, kararı “esastan” bozarak Gökmen’in göreve iade edilmesi gerektiğine hükmetti. Bakanlığın itiraz etme seçeneği bulunmayan kararın, 8 Nisan’a kadar uygulanması gerekiyor. Daha önce mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararı Bakan Mahir Ünal tarafından uygulanmış ancak bakanlığın yaptığı itiraz kabul edilerek mahkemenin “esastan” vereceği kararın beklenmesi istenmişti. Bunun üzerine, bakanlık sözlü bildirimle mevcut vekil Selman Ada’nın makama oturmasını söylemişti. Selçuk Üniversitesi Dilek Sabancı Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü öğrencileri, her yıl 27 Mart’ta dünya çapında kutlanan Dünya Tiyatro Günü için bu yıl da hazırlık yapmışlardı. Ancak okul yönetimi öğrencilerin sahneye taşıyacağı oyun için ‘sahne’ izni vermedi. Öğrenciler okul yönetiminin kendilerini “cezalandırmak” istediğini söylerken, okul yönetimi “tadilatı” gerekçe gösterdi. Öğrenciler, kendilerine uygulanan cezanın perde arkasını şöyle açıkladılar: “Bizler, okulumuzda yaşanan, yaşadığımız ve yaşanması mümkün olan konuları dile getirmek ve okulumuzun eğitiminin daha iyi noktalara gelmesi için Rektörlüğümüze e-posta gönderdik. Çünkü psikolojimizin bozulmasına neden olan durumlar yaşadık, bu problemleri okul içinde çözmek istedik ancak dikkate alınmadık. Rektörlüğe e-postalar gönderildikten sonra okul yönetimi bizlerle bir toplantı yaptı ve okuldaki tüm faaliyetleri -27 Mart Dünya Tiyatro Günü dahil- askıya aldığını söyledi. Bu toplantı kamera ile kayda alındı. Tiyatro bölümüne sahip bir konservatuvarın yılda bir gün olan Dünya Tiyatro Günü’nü engellemesi öğrencileri duygusal olarak hezeyana uğrattı. Üniversitenin internet sayfasında 24 Mart’ta sahnelenecek ‘Hayvanat Bahçesi’ ve 27 Mart’ta sahnelenecek ‘80 Günde Devri Alem’ adlı oyunların iptal duyurusu yapıldı. Daha sonra okul panolarına ‘konservatuvar binasının tadilatı nedeniyle 27 Mart günü kapalı olduğu ’ şeklinde bir yazı asıldı.” 27 Mart 2016 Dünya Tiyatro Günü başlayıp 10 Nisan’a kadar sürecek olan “10. Ankara Uluslararası ETHOS Tiyatro Festivali” için talep edilen sahne, Devlet Tiyatrosundan “ret” yanıtı aldı. Festival yönetimi, uluslararası bir festival olan ETHOS’ta izleyici ile buluşacak oyunlarını Bombus Cafe, Deli Sanat, Ertan Gösteri Merkezi, Ankara MSM Panora AVM, Ankara Sanat Tiyatrosu, Sahne Parça, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi gibi sahnelere taşıdı. Devlet Tiyatrosu daha önce de oyuncu Levent Üzümcü’nün rol aldığı “Anlatılan Senin Hikâyendir” adlı oyun ve Kültür Sanat Sen’in İstanbul’da gerçekleştireceği “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” etkinliği için de sahne tahsisine izin vermemişti. Devlet Tiyatroları’nın 40 yıllık oyuncusu Tarık Ünlüoğlu’nun primi haksız bir biçimde kesildi. Tiyatro kadrosunda yer alan oyunculara üç ayda bir verilen prim Üçbin iki yüz lira tutarındaydı. Ünlüoğlu, “Ben paranın değil itibarımın peşindeyim. 40 yıldır oyuncuyum. Tam emekliye ayrılacağım bir dönemde bana bunu yapıyorlar. İtibarımı, oyunculuğumu zedeliyorlar. Ben bu yüzden itiraz ediyorum” şeklinde bir açıklama yaptı. Gelen haberler ise, Genel Müdür Nejat Birecik’in “orta” notu vermesi yüzün- den priminin kesildiği yönündeydi. Denizli merkezdeki Kayalık Caddesi’nde yer alan tarihi sütun, esnaf tarafından oturak olarak kullanılıyor. Denizli çevresinde bulunan antik kentlerden geldiği düşünülen tarihi sütunun koruma altına alınması için vatandaşlar çağrıda bulunuyor. Fazıl Say hakkında, öncelikle “dini değerlere hakaret” gibi akıldışı gerekçeyle, sonrasında da “Sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret” suçundan 3,5 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı. 2016 YILI - NİSAN Ülkemizin Nisan ayı da; halka, emekçilere, gençliğe olduğu gibi sanatsal alana da yapılan saldırılar konusunda oldukça yoğun geçti. Öğrenciler için son yıllarda adeta bir yasak cehennemi olan İstanbul Üniversitesinde; güvenlik görevlileri tarafından, bundan sonra fakülteye herhangi bir müzik enstrümanıyla girmenin yasak olduğunu söylendi. Olay, İktisat Fakültesinde yaşandı. Bu yeni yasağın gerekçesini soran öğrencilere cevap olarak ‘Newroz kutlamalarında olay çıktı bu nedenle okul yönetimi artık okulda enstrüman istemiyor’ denildi. Kemanına el konulan Büşra Aydın, bu olayı şöyle değerlendirdi; ‘Okulda zaten sanatsal kültürel anlamda yok denecek kadar kısıtlanmış durumdayız. Üniversite öğrencileri böyle sindirilmek isteniyor. Sadece derslere giren ve sınavlara gelen bir öğrenci profili yaratmak istiyorlar. Üniversite bizim aynı zamanda sosyal yaşam alanımız. Bu alanı elimizden almak istiyorlar. Bu ülkede her şeyi çalmak serbest, haklarımızın çalınması serbest ama keman çalmak yasak!’. Geçtiğimiz günlerde verdiği röportajda ‘Bir gerilla annesini oynamak isterdim’ sözünün ardından rol aldığı diziden çıkarılan ve sosyal medyada linç edilen oyuncu Füsun Demirel’e Uluslararası Oyuncular Federasyonu’ndan (FIA) destek geldi. FIA, Füsun Demirel’in işinden atılması üzerine “Bugünlerde Türkiye’de Oyuncu Olmak” başlıklı bir bildiri yayınladı, şöyle denildi: “Oyuncunun işi rol yapmak, hayatı tasvir etmek ve seyircilere onların duygularıyla yankı bulacak hikâyeler anlatmaktır. Gerçek olaylara dayanan veyahut tamamen kurgusal olan bu hikayeler eğlendirmek, eğitmek, insan türünün milyonlarca katmandan oluşan karmaşık seyahati konusunda farkındalık veya empati yaratmak için anlatılır. Oyuncular herhangi bir karakteri canlandırmak üzere eğitilir. Bu onların yaşamak için yaptıkları yegâne eylemdir. Onların mesleğidir. Bir kahramanı veya bir kabadayıyı oynuyor olmak onları bunlardan biri yapmaz. Oldukları gibi kalırlar: yetenekleri ile izleyicilerin onları oynadıkları rolle özdeşleştirmesini sağlayan birer yaratıcı kültür işçisi. Son zamanlardaki bu tedirgin edici olaylardan birinin de odağındaki isim, bir gün kurgusal bir hikâyede gerilla annesi rolünü oynamaya ilişkin profesyonel ilgisini dile getirdiği için konuşulan ve dahası utanılan oyuncu Füsun Demirel. Demirel’in bu röportajda yaptığı öteki kişisel yorumlar belli ki bağlam dışında bırakılmış ve ona karşı çarpıtılmış. Röportaj üzücü Ankara patlamasının gerçekleştiği gün yayınlandı. Bu öyle ses getirdi ki, Demirel’in çalıştığı televizyon programındaki işine bir misilleme ile son verildi. Kamuoyu ve sosyal medya oyuncuları rolleri ile yersiz şekilde özdeşleştirmeye yeltenmemeyi öğrenmelidir”. Ülkemizde sanat alanında yaşanan baskılardan yurt dışındaki sanat insanları da nasibini alıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret içerdiği iddia edilen bir şiir okuyan Alman komedyen Jan Böhmermann’ın ZDF televizyonunda yayınlanan programı iptal edildi. Komedyene polis koruması verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan taraftarı muhtemel bir saldırı karşısında yakın koruma tahsis edildiğini duyurdu. Fiziksel korumanın yanı sıra ek güvenlik önlemleri alındığı bildirilirken, koruma nedeniyle Jan Böhmermann’ın birçok programının iptal edildiği belirtildi. Behçet Necatigil’e Sansür ! 2016 yılı, çağdaş edebiyatımızın en saygın, en özgün şairlerinden Behçet Necatigil’in doğumunun 100. yılı. Nisan ayından başlayarak bir dizi etkinlik düzenleniyor. Necatigil’in kızı, öykücü ve romancı Ayşe Sarısayın, bu etkinliklerin yolunda gitmesi için uzun bir süredir yoğun bir çalışma içinde. İktidar yanlılarının, her türlü muhalif sesi susturma çabalarının bağnaz karaltısı, bu ülkenin en büyük şairlerinden birinin 100. doğum günü kutlamasının üstüne de düştü. Türk Edebiyatı dergisi, derginin yazı işleri müdürü ve yazarı Funda Özsoy Erdoğan’ın Sarısayın’la yaptığı söyleşiyi, Necatigil’in 100. yılına ayırdığı Mart sayısında yayımlamaktan vazgeçmiş. Vazgeçmiş ne söz, düpedüz sansürlemiş. Şairin kızı Ayşe Sarısayın “röportajın yayımlanmama gerekçesi sosyal medyadaki paylaşımlarım değil, Barış İçin Edebiyatçılar İnisiyatifi’nin bildirisine imza vermiş olmam. Bana iletilen yazılı bilgi böyle.” diyor. Bilgesu Erenus’un Gezi direnişini bir halk ayaklanması olarak yansıttığı oyunu Bukalemun, seyircili provasından sonra gösterimden kaldırıldı. Karmadrama Tiyatro Topluluğu, facebook hesabından yaptıkları açıklamayla oyunun kaldırılma nedenini şöyle açıkladı: “Tiyatro sanatını, bu sanatı icra eden oyuncularımızı, tiyatro insanlarını, döktüğümüz terleri, göz nurumuzu, bizden sevgisini ve desteğini esirgemeyen ailelerimizi, sevdiklerimizi ve tiyatroya gönlünü vermiş seyircilerimizi korumak adına ‘Bukalemun’ adlı oyunu gösterimden tamamen kaldırmış bulunmaktayız”. Erenus’un nisan 2014’te Yar Yayınları’nca basılan, 1968 kuşağı ile Gezi gençlerini buluşturduğu oyunu Bukalemun’un arka kapağında şu satırlar yer almaktaydı: “Mesleksel anlamda bir vasiyet sanılmazsa, oybirliğiyle Devlet Tiyatrosu’nca kabul görmeyen oyunum Bukalemun’u ilk oynayacak olan gruptan şöylesi bir beklentim var; oyun afişinde devlet değerlendirme kurulunun isimlerine tek tek yer verilsin”. 1 Nisan’da Dünya prömiyeri yapılması planlanan oyunun kaldırılmasına ilişkin Erenus, kararı sansürün getirdiği otosansür olarak değerlendirdi. Antalya Arkeoloji Müzesi’nde restorasyon rezaleti yaşandı. Antalya Arkeoloji Müzesi, 2012 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmeyi başarmıştı. Kültür Bakanlığı geçen hafta, Hitit, Frig ve Likya dönemine ait heykellerin sergilendiği müzede kapsamlı bir restorasyon çalışmasına başladı. Kültür Bakanlığı’nın yürüttüğü restorasyon çalışmaları sonucunda, kolu, bacağı yada vücudunda bir uzvu eksik olan tarihi heykellerin bir çoğuna, alçıpandan kol, bacak, gövde, boyun ve kafa gibi uzuvlar eklendi. Konuyla ilgili olarak bir açıklama yapan Antalya Arkeoloji Müzesi Genel Müdürü Nurettin Şen, heykellerdeki eksik uzuvların aslına uygun olarak tamamlandığını, tarihi ve geçmişi büyük zenginliklerle dolu olan bir ülkenin müzesine böyle eksik heykellerin yakışmayacağını söyledi. Şen en kısa zamanda müzedeki gövdesi olan ama kafası olmayan ya da sadece kafadan oluşan tüm “ucube heykel” lerin tamamlanması için çalışmalar başlattıklarını da müjdeledi! Grup Yorum’un 17 Nisan 2016 günü Yenikapı Meydanı’nda yapılması planlanan ‘Bağımsız Türkiye Konseri’ İstanbul Valiliğince yasakladı. Grup Yorum, yasak kararını tanımadığını açıkladı. “AKP’nin meydanları ve konser salonlarını kendi tekeline alıp halka yasaklamasına izin vermeyeceğiz. Meydanlar, alanlar, sokaklar, caddeler bizimdir” diyen grup, dinleyicilerinin 17 Nisan’da saat 15.00’de devrimcileri, ilericileri, demokratları, sosyalistleri bulundukları her yerde meydanlara çıkmaya, otobüslerde, vapurlarda ve metrolarda Grup Yorum şarkıları söylemeye davet etti. Grup Yorum sanatçılara da dayanışmaya çağrısında bulundu. Sanatçılardan aynı gün, konser salonlarında, tiyatro sahnelerinde, atölyelerde, sergi salonlarında, setlerde yasak kararına karşı tepki koymaya çağırdı. İstanbul’un ve ülkenin değişik alanlarında konser saati toplanarak Grup Yorum şarkıları söyleyenlere saldırılar ve gözaltılar oldu. İstanbul’un Gazi Mahallesi’nde halkla birlikte şarkılarını seslendiren Grup Yorum müzisyenlerine de gazlı saldırı yapıldı. Sanat Meclisi durumu protesto eden bir bildiri yayınladı. Denizli Belediyesi 32 yıldır gerçekleştirdiği Uluslararası Amatör Tiyatro Festivali’ni “terörle mücadelede verilen şehitler ve terör kurbanlarının hatıralarına saygı” gerekçesiyle bu yıl için iptal etti. Ege’de ve İzmir’de yıllardır tiyatro çalışmaları yapan son 10 yıldır “Türkiye Tiyatro Buluşmaları” düzenleyen sanat insanı Orçun Masatçı, A Haber’de “terörist” olarak hedef gösterildi. Konak Belediyesi’nin sanat danışmanlığını da yürüten Orçun Masatçı için bu yayına tiyatro toplulukları tepki gösterdi. Orçun Masatçı’nın maksatlı yayınlarla bir süredir hedef gösterilmesine dikkat çeken topluluklar onun yanında yer aldıklarını, sanat insanlarına böylesi saldırılar karşısında onları yalnız bırakmayacaklarını ifade ettiler. Van’da yurttaşların yoğun ilgi gösterdiği Kitap Fuarı’na yönelik 23-24 Nisan 2016 günlerinde iki gün üst üste yapılan polis baskınlarına ve kitap yasaklarına tepki gösteren Van halkı fuara ilgi göstererek destekte bulundu. Van’da “Kitapla Barış” sloganıyla başlayan fuarın hem ikinci hem de üçüncü günü Aram Yayınevi’nin standına baskın yapan polisler, 202 kitaba “Toplatma kararı” gerekçesiyle el koydu. Polisin kitaba olan tahammülsüzlüğüne ilişkin konuşan yayınevi çalışanı Nadir Erdem, yapılanların tamamen keyfi bir tutum olduğunu belirterek polislere toplatmaya ilişkin tebligatı sorduğunu ancak herhangi bir tebligat gösterilmeden kitapların toplatıldığını söyledi. 28 Aralık 2011’de 34 sivilin hayatını kaybettiği Roboski katliamı ve sınırdaki ekmek kavgalarını anlatan belgesel filmi “Hatırlıyorum (Bîra Mı’têtın)”, 27. Ankara Uluslararası Film Festivali programından çıkarıldı. Ankara Uluslararası Film Festivali Başkanı İnci Demirkol, ‘Bîra Mi’têtin’ (Hatırlıyorum) belgeselinin sansürlenmesine ilişkin yapılan tartışmalara dair açıklama yaptı. Yönetmen Yıldız’ın Bakanlıktan kayıt-tescil belgesi almayı kabul etmedikleri için festival yönetimi tarafından belgeselin programdan çıkarılmasını Festival Başkanı İnci Demirkol, sansür değil, “yönetmeliğin teknik ve hukuki gereklilikleri” olarak tanımladı. Festivalin Ulusal Belgesel Yarışması jüri üyeliği yapan Belgesel Yönetmeni Necati Sönmez, sansür nedeniyle istifa etti. İstanbul Balat’ta bir reklam filmi seti pompalı tüfekle basıldı ve elinde silah bulunan kişi setten bir kişiyi alıp gitti. Sarhoş olan saldırganlardan birinin, bir çalışandan da 30 bin lira istediği iddia edilen olayla ilgili olarak reklam filmi yönetmeni Burcu Matur ve olayı sosyal medyada duyuran Ezel Akay ciddi bir durumla karşı karşıya olduklarını ve çekim yapılan mekanların rant paylaşımına maruz kaldığını söyledi. Akay ayrıca belediyeler, valilik ve ilgili kurumların film çekimlerine dair düzenlemelerinin olması gerektiğini dile getirdi. Balat’ta reklam filmi setini basan kişilerle ilgili konuşan Akay, şehirlerde, mahallelerde film çekimlerinin artık bizim kültürümüz olduğunu belirterek, “Bu konuda bir takım izinlerin olması gerekir ama konuyla ilgili hiçbir düzenleme olmaması, düzenlemelerin bizi kurda kuşa yem edecek sonuçlar doğurması ilkellik” dedi. Vatandaş olarak film çekme hakkına sahip olduklarını dile getiren Yönetmen Ezel Akay şöyle devam etti: “Film ekiplerinden belediyenin çekim için para alması son derece karanlık ve ahlaksız bir konu. Belediyelerin ‘Ne kadar sömürürsek o kadar iyi’ gibi bir kuralı var. Halbuki sokaklar bize ait, film çekimi paranın harcandığı bir yerdir, kazanıldığı değil. Belediyeler çekim izni karşılığı para alıyorsa çok ciddi hizmet vermeliler. Bunun için de bünyelerinde film-yapım hizmetlerinden anlayan elemanlar bulundurmalı. ‘Sokakta duruyoruz’ diye bizden para alınmamalı, bize ancak hizmet verilecekse para alınmalı. Çünkü hem bizim hem de mahalle sakinlerinin güvenliğini sağlayacak hizmetler barındırmalı. Aslında bütün bu itiş kakışta ilgilenilmesi gereken esas konu budur” Nisan ayında köçeklere de yasak koyuldu! Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Babaş, İstanbul’da yapılacak olan ‘9.Kastamonu Günleri’ kapsamında Bakırköy’de düzenlenen tanıtım toplantısında yaptığı açıklamada Kastamonu’da köçek oyununun yasaklandığını belirtti. Kastamonu’da köçek kültürünün olmadığını savunan Başkan Babaş, “Kastamonu’nun hiçbir yerinde, düğün salonları da dahil köçek oyunu görmek istemiyorum ve yasaklıyorum” ifadelerini kullandı. Köçek oynayarak aile geçindiren, ekmek parası kazanan ve bu oyuna yıllarını harcayan insanların tepkisine sebep olan Babaş, oyunun herhangi bir yerde oynanması durumunda gerekenin yapılacağını ifade ederek, “Köçek oynatırken görürsem düğün sahibine de köçek oynayana da idari ceza uygulayacağım. Ben köçek oynatılmasını kesinlikle istemiyorum. Adam gibi davul-zurna çaldıracaklarsa çaldırsınlar” dedi. İstanbul’da yaşayan Kastamonulu bir grup köçek, Başkan Babaş’ın açıklamasına sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta, ‘Kastamonu Köçekleri Yasaklanamaz’ adıyla kurdukları sayfadan tepki gösterdi. Köçekler, Facebook sayfasına, “Köçekleri yasaklama işine gelene kadar Kastamonu’da yapılması gereken yüzlerce işin olduğunu unutmamalısınız sayın Kastamonu Belediye Başkanı Tahsin Bey” diye yazdı. Söz konusu sayfada, Anadolu’nun bazı bölgelerinde hala varlıklarını sürdüren köçeklik geleneğinin özellikle Kastamonu yöresinin zengin bir kültürü olarak yaşadığına vurgu yapılarak, “Kastamonu düğün ve şenlikleri köçeksiz yapılmaz. Kastamonu’daki köçek takımlarında, dansçılara, davul, zurna ve kemane ustaları eşlik etmektedir” denildi. Nisan ayında kamuoyuna yansıyan sanat hak ihlalleriyle Mayıs ayına ulaştık. Mayıs ayında da baskıcı zihniyet elini sanatın üzerinden çekmeyecek ve bizler de nerede bir hak ihlali olursa duyurmaya, karşı çıkmaya devam edeceğiz. Resimlerimizle, oyunlarımızla, sazımızla, sözümüzle, dansımızla omuz omuza verip sanatın üzerindeki baskıyı yok edeceğiz. 2016 YILI - MAYIS Mayıs ayında hedef sadece sanat insanları olmakla kalmadı, şenlik yapmak isteyen köy halkı da saldırılardan nasibini aldı, bu konuda iktidar ve ana muhalefet adeta yarıştı. Bu ay kentten köye sanat alanında yaşanan saldırı ve hak ihlalleri şöyle : Bakırköy Beleadiye Tiyatroları’nda (BBT) 20 yıldır sahne alan tiyatrocu Mert Asutay’ın 6 aydır maaşının ödenmediği ve sigortasının yatırılmadığı iddia edildi. Mert Asutay’ın bu nedenle Bakırköy Belediye Tiyatrosu’ndaki sahne hayatına son verdi. Televizyon ve dizi sektöründe yoğun ve stresli çalışma koşulları can almaya devam ediyor. Kanal 7 ekranlarında yayınlanan “Elif ” dizisinin setinde kalp krizi geçirmesi sonucu Alemdağ Hastanesi’ne kaldırılan set kuaförü Hüseyin Maloğlu hayatını kaybetti. İstanbul Devlet Tiyatroları’nda sanatçılara soruşturma yağıyor. Konuya ilişkin bir açıklama yapan yönetmen Yücel Erten’in “aydınlık, yetenekli, birikimli, yürekli, açıksözlü, dirençli bir kardeşimiz” diye tarif ettiği sanatçı Canberk Uçucu’ya tam 7 soruşturma birden açıldı. Trabzon’da Kral 1. Manuel tarafından 1250 -1260 yılları arasında manastır olarak yaptırılan ve 1964’ten sonra müzeye dönüştürülen kilise, 2013 yılınca dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla camiye dönüştürülmüştü. Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, Ayasofya’da kadınlar için ayrı bir bölüm oluşturmak amacıyla paravan konduğunu, duvarlara çivi çakıldığını, zeminin halıyla kaplandığını ve yapı içindeki fresklerin işçiler tarafından kazındığını söyledi. Mimarlar Odası olarak suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Muhcu, Ayasofya’daki uygulamaların mimari bütünlüğü bozacak şekilde yapıldığını kaydetti. Trabzon Devlet Tiyatrosu’nun düzenlediği 2 Mayıs’ta gerçekleşen 17. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali’nde bazı ülkelerin terör korkusu, Rusya’nın uçak krizi nedeniyle katılmadığı, Türkiye dahil 8 ülkenin yer aldığı festivalin geleneksel yürüyüşü, Osmanlı görüntülerine sahne oldu. Festival yürüyüşünde, en önde Atatürk’ün “Yurtta Barış, Dünyada Barış’’ sözünün yer aldığı döviz ayrı tutulursa, bu yıl tam anlamıyla Osmanlı egemenliği vardı. Barış vurgusunun hemen arkasında savaş ve kahramanlık şarkılarıyla mehter takımı yürüdü. Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süleyman’ı simgeleyen iki atlı onları izlerken, daha arkada Osmanlı kıyafetli bir grup yer aldı. Bayrakları taşıyan genç kızlar da, Osmanlı cariyeleri gibi giydirildi. Resmi katılımcıların arkasında ise yine çok sayıda Osmanlı kıyafetli görevli sıralandı. Tablodan rahatsız olan birçok sanatçı ve vatandaş, kortejden ayrıldı ya da duruma tepki gösterdi. 19 Nisan’da başlayıp 23 Mayıs’a kadar Antrepo 1, M.K.M. Beşiktaş Çağdaş Sanat Galerisi ve İstanbul Şehir Hatları vapurlarında süren 4. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienaline sansür tartışması damgasını vurdu. Bu yıl “Uyandırma Servisi: Günaydın” temasıyla, 4-18 yaş arası uluslararası sanatçıların eserlerinin sergilendiği ve küratörlüğü PASAJ Sanatçı İnisiyatifi tarafından üstlenilen bienalde, Avusturya’da doğup büyüyen Türkiye kökenli sanatçı Nurdane Türkmen’in “Çavêmin” (Gözüm) adlı projesi, bienalin açılışından önceki akşam Antrepo 1’den kaldırıldı. Türkmen bienal yönetiminin sergilenmesine ‘izin’ verdiği fotoğraf projesini de geri çektiği için, bienalin Antrepo 1’deki kısmında, Türkmen’in hazırladığı ‘Çavêmin’ projesinin sergilenmesi gereken duvarlar, sansürün resmi gibi, bomboş kaldı. İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde çalışmalar yürüten İTÜ Edebiyat Kulübü’nün gazeteci, yazar ve çizerlerin katılımıyla organize ettiği Edebiyat Günleri, yönetimin ‘güvenlik gerekçesiyle’ dışarı- dan katılımlara izin vermemesi üzerine iptal edildi. İskenderun Belediyesi Kültür Merkezi’nde 16 Mayıs 2016 akşamı sahnelenmek istenen Füsun Demirel’in ‘Aşk Dersleri’ adlı oyunu İskenderun Kaymakamlığı tarafından engellenmek istendi. Etkinliğin düzenleyicilerine yazı gönderen İskenderun Kaymakamlığı, oyunun sakıncalı içeriğe sahip olduğunu öne sürerek ‘olması muhtemel olayların tespiti amacıyla’ oyun sırasında bir polisin çekim yapacağını ve oyunun bir suretinin bu şekilde kaydedileceğini açıkladı. Oyunun İstanbul ve Ankara’da defalarca sahnelenmesine rağmen böyle bir taleple hiç karşılaşmadıklarını belirten oyuncular ise kaymakamlıktan savcılık ve mahkeme kararı talep etti. Savcılık kararı çıkaramayan kaymakamlık ise bunun üzerine oyuncuları gözaltına almakla tehdit ederek, çekim yapılmasına engel olunmamasını istedi. Karaman’ın Kazımkarabekir ilçesi sınırlarında gerçekleştirilen Yörük Şöleni’nde sarf edilen “göçebe kültürünün yok edilmek istendiği, obaların konakladığı yerlerdeki suların kullanıma izin verilmediği ve göçebelerin her gittiği yerde bu tür sorunlarla karşılaştığı” yönünde sözler, Belediye Başkanı AKP’li Ali İhsan Alanlı tarafından hükümet eleştirisi sayıldı ve şenliğe verilen belediye desteğinin geri çekildiği açıklandı. Başkan Alanlı’nın talimatı üzerine belediye tarafından bölgeye getirilen su tankeri, çöp konteynerleri, jeneratör ve kurulan çadırlar, görevlilerce götürülmek istendi. Bölgede bulunan Sarıkeçililer ise olaya tepki gösterdi. Çıkan tartışmalar arasında işçiler malzemeleri götürdü. Sarıkeçili Yörükleri, Mersin’in çeşitli ilçelerinden gelmişlerdi. Develeri ve keçileriyle Kazımkarabekir İlçesi sınırlarında bulunan Hacıbaba Dağı’nın eteklerine konuşlanan Yörük aileleri, 11. Sarıkeçililer Geleneksel Göç Kervanı Şenliği için Çoka Çeşmesi’nin başında toplanmıştı. Ertesi gün ise yörüklerin içerisinde bulunan Oğuzhan Çoban, şenliğe gelen misafirlerini otobüse binmeleri için Kazımkarabekir’e götürürken belediye çalışanları tarafından yolu kesildi, tartaklandı. Yaşanan bu olaya jandarma el koyarken, soruşturma başlatıldı. 1971 yılında girdiği akademinin Adnan Çoker Atölyesi’nden 1984 yılında mezun olan ve akademinin yakın tarihi sayılan ressam Kamil Tekbaş, Büyükada sahilinde resim yaparak yaşamını sürdürmeye çalışıyor. CHP’li Belediye Başkanı Atila Aytaç ise, Kamil Tekbaş’ı ne zaman görse zabıta gönderip çalışmasını engelliyor. “Ali Baba ve 40 Haramiler” operasında, haramilerin başına “Reis” denilerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret ettikleri iddiasıyla, metin yazarı ile Devlet Opera ve Balesi sanatçıları hakkında suç duyurusu yapıldı. Savcılık, şaka gibi olan suç duyurusu hakkında takipsizlik kararı verdi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Amed Fuarı’nda kitapları yoğun ilgi gören Aram Yayınları, polis baskınına uğradı. Sakine Cansız ile Özgür Gündem Gazetesi Eski Genel Yayın Yönetmeni Gurbetelli Ersöz’ün kitap afişlerini bahane eden polis, yayınevi çalışanı Emine Özkeskin’i de gözaltına aldı. Yeşilçam sinemasının bitmesiyle beraber sinema emekçileri iş bulamamanın zorluğunu yaşıyorlar. Birçok Yeşilçam emektarı gibi otel odalarında kalan 51 yaşındaki Recep Bülbülses, geçimini sürdürmek için barlarda sahne almak zorunda olduğunu söylüyor. Ayrıca Yeşilçam’ın önemli isimlerine yardımlarda bulunan derneklere de değinen Bülbülses, derneklerin kendi kendilerine yardım ettiklerini ifade ediyor. Kanlı Nigar, Şark Bülbülü, Kaçak, Maden, Yüz Numaralı Adam gibi birçok filmde Işık Şefi olarak çalışmış Yeşilçam’ın en önemli emekçilerinden 75 yaşındaki Ömer Ekmekçi Tarlabaşı’nda kirası 400 lira olan bir evde yaşamını tek başına sürdürüyor. Beyoğlu’nun arka sokakları sanatçılar için dram sahnesi olmaya devam ediyor. İçki parasını çıkarmak için sokakları süpüren Gönül Gül, turne tiyatrolarında oynamış, Yeşilçam’da figüranlık yapmış işine âşık olmuş bir emekçi. Sokaklarda kalmak zorunda olan bir kadın olarak kendi durumunu şöyle özetliyor: “Bu durumda olma nedenim devletin bana sahip çıkmaması. Ben bir sanatçıyım ama devletin sanatçıyı koruyan politikası olması gerekirken aşağılayan, ayaklar altına alan bir politika izliyorlar, sanatçıya emeklilik hakkı tanımıyorlar. Büyük rolde oynayanlar emekli oldu ama yan roldekiler görülmüyor.” “Adım Deniz” ismiyle çıkan ilk albümleri sonrası Deniz’leri sahiplenen tüm insanların beğenisini toplayan Emeğe Ezgi müzik grubu üyeleri hakkında dava açıldı. Emeğe Ezgi grubu Facebook sayfasından yaptığı açıklama ile üyeleri hakkında yargılama başlatılacağını duyururken bu baskıların kendilerini bildikleri yoldan çeviremeyeceğini bildirdi. 25-29 Mayıs 2016 günlerinde İstanbul’da Beyoğlu ‘nda gerçekleşen BeyoğluFest’in ikinci gününde gerçekleşen panel-forumda Atatürk Kültür Merkezi’nin durumu tartışıldı. Oyuncu Orhan Aydın, şair Ataol Behramoğlu, yönetmen Yücel Erten, Melda Onur, ve Mimarlar Odasından C. Sami Yılmaztürk’ün konuşmacı olduğu etkinlikte konuşmacılar 2008 yılından bu yana kentin en önde gelen meydanında yer alan bir kültür merkezinin kasıtlı olarak kapalı tutulduğuna bunun da kentte yaşayan milyonlarca insanı sanatsız bıraktığına dikkati çektiler. Kentte bir dolu sanat alanının çeşitli bahanelerle kapatıldığını vurgulayan konuşmacılar Atatürk Kültür Merkezi’nin yeniden sanata kapılarını açması için acil eylem ve örgütlenme çağrısında bulundular. AKP’li Karabağlar Meclis Üyesi Emrullah Kavuz ‘müstehcen’ olduğu için bezle kapattığı heykel balyozla kırıldı. İzmir’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığı öne sürülen saldırgan Serdar K. isimli bir kişi, ahşap müzisyen heykelini balyozla kırdı, polis tarafından gözaltına alındı. Fransa’da yayınlanan mizah dergisi Charlie Hebdo’nun Muhammed Peygamber karikatürüne köşelerinde yer veren Ceyda Karan ve Hikmet Çetinkaya 2’şer yıl hapis cezasına çarptırıldı. Zülfü Livaneli, UNESCO’yu ikiyüzlülükle suçladı, görevinden istifa etti. 1996’dan beri Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür kurumu olan UNESCO’nun iyi niyet elçiliği görevini yürüten Zülfü Livaneli görevinden istifa etti. Genel Direktör İrina Bokova’ya gönderdiği bir mektupla istifasını bildiren Livaneli, “UNESCO’nun yapısı gereği hükümetlerarası bir kuruluş olduğunu, devletler tarafından finanse edildiği için, hükümet politikalarını eleştiremez konuma düştüğü” gerekçesiyle istifa ettiğini açıkladı. Yönetmen Ragıp Yavuz’a manşetten saldırı yapıldı. AKP’ye yakın dinsel gerici Yeni Akit gazetesi, Tiyatro Oyuncusu ve Yönetmeni Ragıp Yavuz’u hedef aldı. Yeni Akit’in haberinde, “Rezilliklerini deşifre ettiğimiz küfürbaz yönetmen Ragıp Yavuz hâlâ İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden besleniyor” ifadeleri yer aldı. Ragıp Yavuz, sosyal medyada AKP’yi eleştirdiği gerekçesiyle 4 gün Yeni Akit’in hedefi haline gelmiş ve “Küfürbaz Ragıp İBB’den besleniyor” başlığıyla haber olmuştu. Sanat Meclisi durumu protesto eden bir bildiri yayınladı. “Biz Çoğuz Tükenmeyiz” başlıklı bildiride sanatçılar “susmayacağız bu böyle biline” dediler. AKP’li Kadınlardan ‘Tango’ Gösterisine Tepki! Eskişehir’de AKP’li kadınlar, CHP’li Odunpazarı Belediyesi’nin Uluslararası Ahşap Heykel Festivali kapsamında Kurşunlu Külliyesi’nde düzenlediği ‘tango, çaça, Hint ve modern dans’ gösterisine tepki gösterdi. AKP İlçe Kadın Kolları’ndan kimi kadınlar “Bir daha külliyede dansa, tangoya, çaçaya asla ama asla müsaade etmeyeceğiz” dediler. Antalya Emniyeti, 28 Mayıs Cumartesi günü yapılması planlanan ‘Grup Yorum’ konserine izin verilmediğini, bilet alan vatandaşların mağdur olabileceğini açıkladı. Antalya İl Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, Cumartesi günü saat 19:00-24:00 saatleri arasında Konyaaltı Açık Hava Tiyatrosunda düzenlenmek istenilen “Grup Yorum” konserine, Antalya Valiliği tarafından İl genelinde yasak getirildiği kaydedildi. Mimarlar Odası’nın Yıldız Sarayı’nda bulunan binasının boşaltılmak istenmesine tepki gösteren Mimarlar Odası yöneticileri gözaltına alındı. TMMOB’den gözaltılarla ilgili yapılan açıklamada, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin abluka altına alınarak, belirtilen isimlerin gözaltına alındığı vurgulandı. Mimarlar Odası’nın Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası için zorla boşaltma kararı alınmasına tepki gösteren Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu ve yönetici Mücella Yapıcı gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında avukat Can Atalay’ın da bulunduğu belirtiliyor. TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, bir açıklama yaparak, “Mimarlar Odası’nın kullanımında bulunan Yıldız Sarayı Dış Karakol Binasının boşaltılması için dün akşam saatlerinde Kaymakamlıkça tebligat gönderilmiş ve bu sabah Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi kolluk güçlerince abluka altına alınarak yönetici arkadaşlarımız gözaltına alınmıştır” dedi 2016 YILI - HAZİRAN Yaz aylarında sanat etkinliklerinin hızı azalsa da bu alana yapılan saldırı ve ihlaller hız kesmeden sürüyor. İstanbul Büyükada’ya konulan heykeltıraş Cemil Güntepe’ye ait barış heykeli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından sakıncalı bulunup kaldırılmış, sanatçılar ise heykeli CHP’li belediyeye teslim etmişlerdi. Bir süre sonra heykel Tophane’deki Muzaffer Ertoran’ın “İşçi” heykeli gibi ortadan yok oldu. Sanatçılar günlerce heykeli aradılar ve sonunda bir çöplükte buldular. Heykeltıraş Cemil Güntepe yaptığı açıklamada; “Bu ülke bütün devlet kurumlarıyla anlayışıyla sanat ve sanatçıya felaket değer veriyor ve çöplüğe atıyor onca güzel niyetle çalışılmış tasarımlarını” sözleriyle tepkisini ortaya koydu. Gültepe Kültür ve Dayanışma Derneği, Eskişehir Valiliği İl Dernekler Müdürlüğü’ne dilekçe vererek 4 Haziran Cumartesi günü ‘Yozlaşmaya Karşı Anadolu Halk Festivali’ adı altında Grup Yorum’un da katılacağı bir etkinlik düzenlemek istediklerini bildirdi. 4 Haziran’daki etkinlik, ‘terör örgütünü destekleyici ve övücü mahiyette örgüt propagandasına dönüşebileceği ve muhtemel şiddet olaylarının yaşanabileceği’ gerekçesiyle, kaymakamlık tarafından yasaklandı. Dizi setlerinde yaşanan hak ihlalleri ve insanlık dışı manzaralar da durmak bilmiyor. Bu konuya dikkat çeken Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Tilbe Saran; dizi koşulları düzelene kadar çalışmayı düşünmediğini, dizi setlerinde denetim olmadığını, çcukların ve sigortasız insanların çalıştığını, sözleşmeleri hazırlayan hukukçuların insanlık dışı maddeler eklediğini, yüzde 8 oranında ölümlü kazaların yaşandığını ve çalışma koşullarının 19. yüzyıl sanayi öncesi çocuk tekstil işçileri dönemi kadar ağır olduğunu belirtti. Tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Ragıp Yavuz’u Gezi Direnişi’ni hatırlatan eski paylaşımları üzerinden hedef gösteren Yeni Akit’in iki haberi üzerine, hakkında İstanbul Şehir Tiyatroları yönetimi tarafından iki soruşturma başlatıldı. Sanatçı daha önce 12 Eylül Faşist Cuntası döneminde de ihraç edildiğini söyledi. Hakkında 2 soruşturma açıldığını ancak birinin evrakları hazır olmadığından tebliğ edilmediğini belirtti. CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker, çok sayıda şehir tiyatrosu mensubunun işten çıkarıldığını, çalışanlara ödenmeyen ödenek ve tazminatların bulunduğunu iddia etti. Şeker, Meclis’te, İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği Başkanı Levent Üzümcü, yönetim kurulu üyeleri Cengiz Tangör ve Mahperi Mertoğlu ile basın toplantısı düzenledi. Ali Şeker, 860 kadrosu bulunan tiyatronun 100’e yakın kadrosunun boşta tutulduğunu ve bunların doldurulmadığını savundu, ödenmeyen ödenek ve tazminatların olduğunu ve çok sayıda şehir tiyatrosu mensubunun işten çıkarıldığını söyledi. Levent Üzümcü ise yönetmeliğin değişmesinin ardından o güne kadar ödenen teşvik ikramiyelerinin ödenmemeye başlandığını, çalışanların bununla ilgili açtığı davaları kazanmalarına karşın ikramiyelerin üç yıldan beri ödenmediğini, bazı meslektaşlarının ise “siyaset yaptıkları” gerekçesiyle ihraç edilmek istendiğini söyledi. Tiyatronun kadro alımlarının durdurulduğunu ifade eden Üzümcü, şu anda 220-230 arası olması gereken oyuncu kadrosunun 120 civarında bulunduğunu kaydetti. Antalya’da Cumhuriyet Meydanı ile Attalos Heykeli arasındaki trafiğe kapalı alanda, 8 yıl önce Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan Sanat Sokağı kapatıldı. Esnaf sözcüleri, İsmet İnönü Parkı’nda yeni stantlar yapılacağı ve buradaki esnafın oraya taşınacağının söylendiğini, ancak taşıma işleminin de yapılmadığını belirttiler. Sanat Sokağı’nın yeniden açılması için imza kampanyası da başlatıldı. 8 yıldır 115 esnafın buradan el emeği ürünlerini satarak evine ekmek götürdüğü belirtilen kampanyada, destek çağrısında bulunuldu. 6 Haziran 2016 tarihli Yeni Akit gazetesinde yayınlanan haberde Denizli Büyükşehir Belediyesinin güdümündeki tiyatro ile ilgili “Tiyatro değil Gezi’ci yuvası “ başlıklı haberin ardından Yönetmen Sinan Küçüköz’ görevden alındı. Pastel Film yapımcılığında ekrana gelen başrollerini Ezgi Asaroğlu, Keremcem, Ahu Sungur, Gülsen Tuncer, Oya Başar ve Sinan Albayrak’ın paylaştığı “O Hayat Benim” dizisinin setini oruç tutmuyorlar diye bastılar. Dizi film sektöründe kamera arkasında çalışan bir emekçi set çalışanlarının mağduriyetini dile getirmek için bir mektup yazdı. Mektubunda koşulların zorluğuna, iş güvenliğinin olmayışına ve çalışanların haklarını alamamasına değindi. Dizilerde ve sinema filmlerinde yardımcı yönetmen olarak görev yapan Caner Ceyhan intihar etti. Ardında bıraktığı mektupta; bir süredir işsiz olduğunu, sinema ve dizi sektörünün zorluklarına karşı direnemediğini yazmıştı. Muğla’da, belediyenin kent estetiğinin yansıtılması için özel olarak yaptırdığı “Keçili Yörük”, “Hayvan Sevgisi” ve “Serpil” heykellerine, kimliği belirsiz kişiler tarafından zarar verildi. Olayla ilgili haberlerin internet siteleri ve gazetelerde geniş yer bulmasının ardından Muğla Büyükşehir Belediyesi, parkın içine güvenlik kameraları yerleştirerek bir daha böyle bir olay yaşanmaması için önlem aldı. CHP’li Adalar Belediyesi; adayı resmeden plastik sanatçılara savaş açtı. Adada resim çalışmaları yapan sanatçıların üstüne zabıtalarla saldıran belediye, öte yandan da heykelleri çöpe atmaya kalkınca adalı sanatçılar bu durumu protesto etmeye karar verdiler. Sanatçılar 15 Haziran 2016 günü Büyükada meydanına “Ferman Belediyeninse Sokaklar Bizimdir” yazılı bir pankart açtı. İlk hareketlenmede zabıtalar sanatçıların üzerine yürümeye kalktılarsa da sanatçıların yükselen sesi karşısında geri adım atmak durumunda kaldılar. Adanın ortasında sanatçılar Bilge Oykut, Özlem Elif Çalışkan, Kürşat Candan, Necdet Kutlucan ve Kaya Ömer Aykut resim çizmeye koyuldular. Sanat Meclisi’nden Tiyatro Simurg oyuncuları da oyunlar oynayarak sanata yapılan saldırıları teşhir ettiler. Rize Belediyesi’nin Ramazan etkinlikleri kapsamında Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde sahnelenecek oyun için hazırlıklara başlayan Ercan Yılmaz, gösteri öncesi sahne ışıklarını ayarlamak için çıktığı tavanın çökmesi sonucu yaklaşık 10 metre yüksekten koltukların üzerine düşerek ağır yaralandı. Tedavi altına alınan oyuncu 18 yaşındaki Ercan Yılmaz kurtarılamadı. Devlet Tiyatroları’ndaki (DT) çalışanların şikayeti üzerine Bakanlık müfettişleri Devlet Tiyatroları yönetiminin yıllardan bu yana çalışanlarının ‘izin hakkını kullandırmadığını’ tespit etti. Devlet Tiyatroları’nda sahnelerde görevli teşrifat ve temizlik işçilerinin yıllardır “ücretsiz izin uygulamasına” tabi tutulduğu ortaya çıktı. Diyarbakır’ın Sur ilçesine bağlı İskenderpaşa Mahallesi’nde bulunan Avesta Yayınevi’nin deposu gece karanlığında kimliği belirsiz kişi veya kişilerce ateşe verildi. Deponun bir odasında çıkan yangın yurttaşlar tarafından söndürüldü. Maddi hasara neden olan yangına dair bilgi veren Avesta Yayınevi sorumlusu Songül Keskin, suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Akit Gazetesi, bu kez Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde öğretim üyesi Selen Korad Birkiye’yi İstanbul Valiliği tarafından yasaklanan LGBTİ’nin düzenlediği Onur Yürüyüşü’nün yapılabilmesi için düzenlenen imza kampanyasına destek olduğu gerekçesiyle hedef gösterdi. Aralarında Baskın Oran, Zeynep Tanbay, Lale Mansur, Nurcan Baysal, Hasan Cemal, Fikret Başkaya gibi isimlerin yer aldığı bir grup aydın, sanatçı ve gazeteci, Türkiye’de son dönemde yaşanan hak ihlallerine dikkat çektikleri ‘Yetti Artık – Erdoğan Rejimi’ne İhtar’ başlıklı bir bildiri yayımladı. İzmir Metrosundaki İspanyol Sanatçı Almacino Gonzales Andres’in ‘Müzisyen’ isimli eserine Mayıs ayında balyozla saldırarak kıran Serdar Kelçe serbest kaldıktan sonra yeniden yerine konan esere bir saldırıda daha bulundu. Kelçe güvenlik görevlileri tarafından alıkonurken, Emniyet’e götürüldü. Burada ifadesi alındıktan sonra adli kontrol şartıyla yeniden serbest bırakıldı. Görevinden ihraç edildikten sonra hakkını aramak için dava açan Levent Üzümcü’ye mahkemeden olumsuz yanıt geldi. Dava Üzümcü’nün aleyhine sonuçlandı. Tiyatro oyuncusu ve yönetmen Kemal Kocatürk’e hükümeti eleştiren sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma açıldı. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü (DOBGM), teşkilat kanununu sil baştan düzenlemek için kapsamlı bir çalışma yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, kurum için yaptığı taslak çalışmayı teslim etti. Genel müdürlük, çalışmada balerinlerin 38, baletlerin 43, kadın opera ve koro sanatçılarının 50, erkek opera ve koro sanatçılarının ise 55 yaşında emekli olmasına ilişkin düzenleme yaptı. Erken emekliliği teşvik etmek amacıyla kademeli olarak yüzde 60’a kadar fazla ikramiye önerildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu tamamen değiştirmek için yasa çalışması hazırlıyor. Taslağın birinci maddesinde, kanuna geçici madde eklenerek erken emekliliği teşvik amaçlanıyor. Bodrum’da yıkılan bir evin hafriyatının kaldırılmasının ardından yeni yapılacak ev için kepçeyle temel kazı çalışmalarına başlanıldığı sırasında 2 bin 100 yıllık tarihi geçmişe sahip üç mezar tahrip edildi. Üzerlerine duvar örülen Roma Dönemi’ne ait mezarlardan PVC atık su borusu geçirilmesi tepkilere neden oldu. İnşaattaki çalışmalar durdurulurken, Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi yetkilileri konuyla ilgili soruşturma başlattı. Kanal D’de yayınlanan “Hayatımın Aşkı” dizisi teknik ekibi yapımcı ya da temsilcilerden hiçbir şey tebliğ edilmeden gerekçesiz bir biçimde işten kovuldu. Tiyatro Eğitim Derneği Başkanı ve Drama Kumpanya Sanat Yönetmeni Kemal Oruç’a ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ gerekçesiyle ‘hakkında yaklaşık 50 sayfalık dosya düzenlenerek’ soruşturma açıldı. 1946 yılında kurulmuş olan UNESCO (Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilâtı)’ya bağlı olarak oluşturulan Uluslar arası Tiyatro Enstitüsünün (ITI) Türkiye’deki yönetimin başında bulunan oyun yazar Refik Erduran Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’ya bir mektup yazdı. Aralarında Levent Üzümcü’den Erhan Yazıcıoğlu’na, Yücel Erten’e değin pek çok sanatçıyı “jurnallediği” mektubu, tiyatro camiasında “kriz” yarattı. Erduran mektubunda, Levent Üzümcü için “şov şampiyonu”, Yücel Erten için “aktif nifakçı” gibi nitelendirmelerde bulunarak, tiyatrocuları da “Beyaz Türk” olarak tanımladı. Mektubun sızmasının ardından camiadan tepkiler yağdı. 2016 YILI - TEMMUZ Ülkemizin en çalkantılı aylarından biridir Temmuz. Bu yıl da Temmuz ayı yaşanan darbe girişimiyle ülke tarihindeki yerini korudu. Ayın ortasında patlayan darbe ve ardından ilan edilen OHAL ve politik gelişmeler ülke gündemini altüst etti. Bu kargaşa ortasında sanat alanı darbeler yemeyi sürdürdü. Heykel’den müziğe, tiyatroya edebiyata her alan baskılar ve engellemelerle boğuştu durdu. Ülkemizin önemli yazarlarından Onat Kutlar’ın Gaziantep Devlet Tiyatrosu’nun salonunda yer alan ismi AKP’li Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyon çalışmaları sonrasında silindi. Tiyatro Dünyası oyuncusu Can Törtop Kadıköy Belediyesi’nin özel tiyatrolara yönelik büyük bir oyun oynandığını söyledi. Törtop bu durumun iki sezondur devam ettiğini açıkladı. “ Sıkıntılar, Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali’ne katılacak grupların açıklanması ile günyüzüne çıktı ancak festivale katılmaktan çok daha önemli sorunlar yaşanıyor Kadıköy’de”. Belediyenin özel tiyatrolar için ayrılan salonlarının özel tiyatrolara yavaş yavaş kapılarını kapattığını, hafta sonlarını konser ve tiyatro dışında başka etkinliklere ayırdığını, yer tahsisi konusunda sorun yaşandığını, tiyatro salonlarının tv programları için kullanıldığını,yer tahsisi için ücret talep edilmeye başlandığını söyledi. Kürt yazarlar ve yayınevleri, Aram Yayınları’ndan çıkan kitaplar hakkında verilen toplatma ve yasaklama kararına tepki gösterdi. PENa Kurd (Kürt PEN), Kürt Yazarlar Derneği ve Kürt yayın kuruluşları, Aram Yayınları’ndan çıkan 53 kitap hakkında verilen toplatma ve yasaklama kararlarıyla yayınevlerine dönük baskıları, Aram Yayınları’nın Amed’in Ofis semtindeki yayınevi önünde protesto etti. Kuzgun Acar Heykel Sempozyumu’na katılan Vietnamlı sanatçı Van Hoang Huynh tarafından yapılarak kente armağan edilen “Özgür Olmak” isimli heykele saldırı düzenlendi. Heykele, sergilendiği Konak Kültürevi önünde siyah boya dökülerek yapılan saldırı Nilüfer Belediye Başkanı tarafından kınandı. Şilili teğmen, Victor Jara’yı öldürmekten suçlu bulundu. ABD’de Florida’da iki hafta süren ve eski Şili ordusu görevlisi Pedro Pablo Barrientos Nuñez’in yargılandığı dava sonuçlandı. Pinochet rejimi tarafından katledilen devrimci sanatçı Victor Jara hakkında açılan davada jüri cinayetten yargılanan Barrientos’u suçlu buldu ve Jara’nın ailesine 28 milyon dolar (yaklaşık 81 milyon lira) tazminat ödenmesine karar verdi. Ülkenin dört bir yanında verdiği konserlere yasak ve engel konmak istenen Grup Yorum’un İstanbul’da vermek istediği konser saldırıya uğradı. Kadıköy’de kapatılan Söğütlüçeşme tren istasyonu önündeki anıtta yer alan başörtüsünü çıkaran kadın figürlü heykel kaldırıldı. Cumhuriyet’in 50. yılı anısına ‘Atatürk ve Kadınlar’ temasıyla yaptırılan heykel, bir süredir gelişi güzel yazılamalar nedeniyle de tehdit altındaydı. Bursa’nın Nilüfer İlçesi’nde, geçen salı günü siyah boya ile boyanan Vietnamlı sanatçı Van Hoang Huynh’un Konak Kültürevi önünde sergilenen ‘Özgür Olmak’ adlı heykeline bu kez mavi boyalı saldırıda bulunuldu. Aydın’da 10 yıldır tiyatro çalışmaları yapan Aykaryay Tiyatrosu sahnede engellenmeye çalışıldı. Kuyucular Festivali’ne katılan tiyatro grubu “Maestro” müzikali 45 dakika oynamak mutabakatıyla başladı. 25 dakika sonra teknik görevli tarafından oyunun yarıda kesilmesi istendi sonrasında da sözlü müda- haleler başladı ve oyun oynanamadı. Aykaryay Oda Tiyatrosu yaptığı açıklamada müdahaleyi kınadı ve protesto etti. Darbe girişimi sonrasında bazı yapım şirketlerinin oyunculardan “darbeye hayır” videosu çekip paylaşmalarını istemelerine Oyuncular Sendikasından tepki geldi. Sendika resmi twitter hesabından duyurduğu açıklamasında, yapımcılardan gelen bu isteği “haddini aşan talep ve tehditler” olarak nitelendirdi. Bu tehditlerin darbeci zihniyetin hedeflediği baskı ve ayrımcılığa hizmet edeceğini belirten Oyuncular Sendikası, “Bu gibi antidemokratik tutumlarla mücadele etmek de görevimizin bir parçası” dedi. Temmuz ayı ortasında yaşanan darbe girişimi ve ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) tiyatroların yaz turnelerini iptal etmelerine yol açtı. Başta Samsun Sanat Tiyatrosu olmak üzere birçok topluluğun turneleri iptal oldu. Uzun bir süredir Kültür Bakanlığı kesilen topluluklar yeni sezonda nasıl perde açacaklarını kara kara düşünmeye koyuldular. Bursa’nın Mustafakemalpaşa İlçesi Belediyesi Bölge Tiyatrosu oyuncusu Nüzhet Okay , İstanbul’un meşrutiyet öncesindeki sosyal yaşamını anlatan Fehim Paşa Konağı adlı tiyatro oyunu için 15 Temmuz akşamı merkez Nilüfer İlçesi Konak Kültür Merkezi’nde sahneye çıktı. ‘Fehim Paşa’ karakterini canlandırdığı oyunun ardından kuliste fenalaşıp kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında, mart ayında yönetimine kayyum atanan Zaman gazetesinin eski yöneticileri ve yazarlarına yönelik başlatılan operasyon kapsamında aralarında Ali Bulaç, Abdülhamit Bilici, Mehmet Kamış, Şahin Alpay, Mümtaz’er Türköne, Hilmi Yavuz, Nuriye Ural (Akman) Bülent Korucu’nun da bulunduğu 47 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Yazar Şahin Alpay sabah saatlerinde polisler tarafından Beşiktaş’taki evinde gözaltına alındı. Yavuz iki gün boyunca gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı. Sanatçılar Girişimi durumu protesto eden bir bildiri yayınladı. Temmuz ayında ilan edilen OHAL sanat alanını olumsuz bir biçimde etkileyeceğe benziyor. Gösteri izinlerinin yöneticilerin iki dudağı arasından çıkmasıyla belirlenen bir ortamda başta tiyatro ve müzik olmak üzere sanat alanlarının bu durumdan büyük darbeler alarak çıkacağı ortada.