Europäischer Komponistenpreis „Young Euro Classic“

Transkript

Europäischer Komponistenpreis „Young Euro Classic“
BERLÛNLÛ GENÇ BESTECÛ-PÛYANÛST SÛNEM ALTAN´A BÜYÜK ÖDÜL
merhababerlin
DEUTSCH-TÜRKISCHES STADTMAGAZIN • EYLÜL/SEPTEMBER 2015 • JAHRGANG 18 • AUSGABE 238
FARKLI DERGÛ
IDN: 1065353715
Kurban Bayram⁄n⁄z
Kutlu Olsun
Prof. Dr. Faruk Íen:
„Die Muslime haben
sehr viele Probleme“
VW - Der neue Sharan
Ev gibi geni‚i yok
Tatil Günlü©ü:
Sakl⁄kent Kanyonu
Das Erste: Drehstart für
„Kommisar Pascha“
Europäischer Komponistenpreis
„Young Euro Classic“
SÛNEM ALTAN WURDE MIT DEM EUROPÄISCHEN KOMPONISTENPREIS „YOUNG EURO CLASSIC 2015“ AUSGEZEICHNET
EGE YALÇIN, 17 YIL SONRA
MERHABA’YA KONUK OLDU
BALLON FANTASIA GENÇLERE
MESLEK ÛMKANI SUNUYOR
BERLÛNLÛ DR. UFUK ÍENTÜRK
TRABZON´A TRANSFER OLDU
2015 AVRUPA BASKETBOL
ÍAMPÛYONASI BERLÛN´DE
GmbH
&
Groß- & Einzelhandel
RIESEN-AUSWAHL an SPITZEN-MÖBELN
TOP-ANGEBOTE & SUPER-PREISE
Beratung / Finanzierung / Lieferservice / Entsorgung
Maßanfertigung möglich
Mübarek
Kurban Bayramınızı
kutlar,
hayırlara vesile
olmasını
dileriz
Spandau
Päwesiner Weg 27
13581 Berlin
030 - 33 50 70 41
Mo-Fr 9.30-20.30
Sa 9.30-18.00
Wedding
Müllerstraße 133 B
13347 Berlin
030 - 95 59 41 35
Ûçindekiler
Merhaba
Sinem Altan’a „Avrupa’n⁄n En Ûyi Bestekâr⁄“ ödülü
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun
12
Ballon Fantasia’dan gençlere meslek e©itimi imkan⁄
18
ARD’nin yeni polisiye filmi „Kommissar Pascha“
22
Spandau semtindeki mülteci kamp⁄nda yaz ‚enli©i
31
Dr. Ufuk Íentürk Trabzonspor’un tak⁄m doktoru oldu
34
Yıl: 18 - Sayı: 238
IDN: 1065353715
Ein frohes Fest - Cejina we piroz be - Aid mubarak
Hedef mülteciler
Mehmet ZAĞLI
Genel Yayın Yönetmeni
T
atile, Türkiye’ye gittik geldik. Ço©u zaman gitti©imize pi‚man olduk.
Havaalanlar⁄nda ba‚layan rahats⁄z edici tablolar⁄, Türkiye’nin her
kö‚esinde ya‚amak mümkün. Amac⁄m⁄z Türkiye’yi kötülemek de©il
ama insan⁄n can⁄n⁄ yak⁄yor, sinirlerini bozuyor. Bazen de, baz⁄ ‚eylerin yaz⁄lmas⁄ gerekiyor diye dü‚ünüyorum. Û‚te eli sopal⁄ esnaf⁄n dayak atmaya
çal⁄‚t⁄©⁄ ama dayak yedi©i Ûrlandal⁄ a©⁄r s⁄klet boksör turistin durumu...
Türkiye tatilinizde ya‚ad⁄©⁄n⁄z ac⁄ veya tatl⁄ an⁄lar⁄n⁄z⁄, foto©raflar⁄n⁄z⁄ bize
gönderirseniz „Tatil Günlü©ü“ ad⁄ alt⁄nda yay⁄nlad⁄©⁄m⁄z sayfalar⁄m⁄zda tüm
Berlinli okurlar⁄m⁄zla payla‚abiliriz.
Mülteci kamplar⁄ yak⁄l⁄yor
Hemen hemen hergün Almanya’n⁄n bir kö‚esinden mülteci kamplar⁄na
yap⁄lan sald⁄r⁄lar⁄n haberleri geliyor. Hatta Ba‚kent Berlin’de bile mülteci
kamplar⁄ ate‚e veriliyor. Umutsuzluk girdab⁄nda küçücük bir umut ⁄‚⁄©⁄ ile
sava‚tan kaç⁄p gelen ço©u kad⁄n ve çocuk mülteci, sava‚⁄n ne demek
oldu©unu çok iyi bilen Almanya’da ⁄rkç⁄lar⁄n hedefi oluyor.
Dil, din, ⁄rk, renk ay⁄r⁄m⁄ yapmayan bir yay⁄n çizgimiz oldu©unu her f⁄rsatta
yaz⁄yoruz, söylüyoruz. Bu nedenle, Almanya’daki ⁄rkç⁄ sald⁄r⁄lar⁄n tehlikeli
boyutlara ula‚t⁄©⁄n⁄ birkez daha hat⁄rlatal⁄m. Sava‚‘a hay⁄r derken, sava‚⁄n bir
insanl⁄k suçu oldu©unu unutmayal⁄m.
Yine sand⁄k ba‚⁄na
7 Haziran seçimleri sonras⁄nda Türkiye’de kurulamayan hükümet, seçmenleri
birkez daha sand⁄k ba‚⁄na gitmeyi zorunlu k⁄ld⁄. Ülkemizde ya‚anan hükümet
krizi nedeniyle hortlayan terör olaylar⁄ hepimizi rahats⁄z ederken, yeniden
sand⁄k ba‚⁄na giderek bir çözüm üretmemiz isteniyor. Seçmenin, koalisyonu
i‚aret etmesine ra©men, Almanya’daki gibi bir büyük koalisyon hükümetini
kuramayan siyasetçilerin umudu 1 Kas⁄m’da yap⁄lacak olan yeni seçim...
„12 Dev Adam“ Avrupa Basketbol Íampiyonas⁄’nda
58
Yurtd⁄‚⁄nda oy kullanma tarihi: 8 Ekim’den 25 Ekim’e kadar!
Berlin’de ya‚ayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatanda‚⁄ olarak oy kullanma
hakk⁄na sahip olan seçmenler, yine T.C. Berlin Ba‚konsoloslu©u’na giderek
oy kullanabilecekler. Geni‚ bilgileri Ekim say⁄m⁄zda sizlere aktaraca©⁄z.
Ho‚ça ve dostça kal⁄n...
SEPTEMBER 2015 MERHABA
3
Merhaba Berlin
Ba‚konsoloslukta bayramla‚ma töreni
Ba‚konsolos Ahmet Ba‚ar Íen, Ramazan Bayramı dolayısıyla T.C. Berlin Ba‚konsolosluk
salonunda düzenlenen bayramla‚ma töreninde vatanda‚lar ile bayramla‚tı. Bayramla‚maya
vatanda‚ların yanısıra çok sayıda sivil toplum kurulu‚u üyeleri ve yöneticileri de katıldı.
B
ayramlaşma töreninde bir konuşma yapan T.C. Berlin Başkonsolosu Ahmet Başar Şen,
„Berlin’de uzun yıllardır yaşayan vatandaşlarımız ve Berlin Başkonsolosluğumuzda görev yapan personelimizin de hazır bulunduğu bayram coşkusunun sevincini bir kez daha birlikte yaşamış olduk.
Buradaki bayramlar farklı yaşanıyor.
Çünkü birçoğumuz bayramı çocuklarından ve sevdiklerinden ayrı, uzakta geçirmek zorunda kalıyorlar.
Onun dışında başka bir ülkede farklı
kültür coğrafyasında onlardan farklı
olarak kendi kültürümüzü yaşatmanın
çabasını veriyoruz.
Vatandaşlarımızın burada kültürümüzü yaşatmaları için onları canıgönülden destekliyor ve bayramlarımızın
güzelliğini bu vesileyle biraraya gelerek gelecek nesillerimize göstermek
istiyoruz. Bu vesileyle bir kez daha
bayramınızı kutluyor, daha nice bayramlar diliyorum“ dedi.
Törende konuklara ve başkonsolosluk
ziyaretçilerine kolonya, şeker, çikolata, baklava, çay, kahve ve meyva suyu
da ikram edildi. Başkonsolosluk salonunda, halka açık bayramlaşma geleneğini geçen yıl ilk kez başlatan
Başkonsolos Ahmet Başar Şen ayrıca
çocuklara çeşitli hediyeler vererek
bayramlarını kutladı.
4
MERHABA SEPTEMBER 2015
Ev gibi genişi yok.
Yeni Sharan. Yenilikçi iç alan konseptiyle.
Her yerde evdesiniz.
Bazı arabalar vardır konforla dikkat çeker, bazıları da geniş iç alanıyla. Yeni Sharan ikisini
birleştiriyor ve yedi koltuk seçenekli esnek iç alan konsepti sayesinde aileden herkese
yeterince geniş alan sunuyor. Neredeyse kendi evinde gibi.
Volkswagen
Automobile Berlin
GmbH
Okan Cintemur
Tel (030) 89 08 12 20
Franklinstr. 5–7
10587 Berlin
Volkswagen
Automobile Berlin
GmbH
Ayhan Elbir
Tel (030) 89 08 14 22
Oberlandstr. 41
12099 Berlin
Volkswagen
Automobile Berlin
GmbH
Ceyhun Tan
Tel (030) 89 08 49 23
Berliner Str. 68
13507 Berlin
Merhaba Berlin
Federal Meclis’de
5 ay staj yaptılar
Uluslararası Parlamento Bursu
(IPS) çerçevesinde Almanya
Federal Meclisi'nde 5 ay staj
yapan bursiyerler Daniel Vostan,
Ahmet Noyan Er, Muhammed
Volkan Haralalı, Burak Doğan,
Yeşiller Partisi Milletvekili Özcan
Mutlu'yu ofisinde ziyaret etti.
HABER/FOTOÌRAFLAR: MEHMET ZAÌLI
B
ursiyerler böyle bir programın
Türkiye için debaşlatılmasında etkisi olan Özcan Mutlu'ya
teşekkür ederek bu imkandan daha
fazla kişinin faydalanmasını arzu ettiklerini dile getirdiler.
Bursiyerlerden Muhammed Volkan
Haralalı,kendisinin TBMM'de uzman
yardımcısı olarak görev yaptığını ve
bu stajın kendisi açısından çok faydalı
olduğunu belirtti.
Daniel Vostan da bu stajın iletişim ağı
için çok faydalı olduğuna işaret ederek, "Örneğin ben bir milletvekilinin
yanında staj yapıyorum.
Kendisi birgün gidemediği bir randevuya beni gönderdi. Ben de ABD
Büyükelçiliğinde kahvaltıya katıldım.
Orada Başkan Barack Obama'nın
ekonomi danışmanıyla yarım saat
süren sohbet etme imkanımız oldu.
Bu benim için çok faydalı bir görüşmeydi" dedi.
6
MERHABA SEPTEMBER 2015
Burak Doğan da Federal Meclis
Bundestag'ta staj yapmanın heyecan
verici olduğuna işaret ederek, "Burada Alman siyasetinin kalbindeyiz. Her
türlü görüşme ve tartışmayı yerinde
izliyoruz. Tecrübe ediniyoruz. Çok
yoğun bir program olduğundan oldukça çok şey öğrenme fırsatımız
oldu. Milletvekilllerinin ve tabiki
meclisin çalışma imkanlarını da görerek dünya ufkumuz genişliyor"
diye konuştu.
Ahmet Noyan Er de kendisinin
Bundestag Başkanı Norbert
Lammert'in ofisinde staj yaptığını
ve bu staj sayesinde Alman siyasetini
ve olaylara bakış açısını yakından
öğrenmeye çalıştığını belirtti.
Özcan Mutlu da ziyaretten duyduğu
memnuniyeti dile getirerek, IPS'in
Türkiye'ye açılmasının çok faydalı olduğunu ve gelecek yıllarda da Türkiye'den daha fazla kişinin bu programa
müracaat etmesini istedi.
Programa 41 ülkeden
yaklaşık 120 öğrenci katılıyor
41 ülkeden yaklaşık 120 öğrencinin
bu stajdanfaydalandığına işaret eden
Federal Meclis Yeşiller Milletvekili
Özcan Mutlu, Federal Milletvekili olduğu ilk günden beri bu konuya ilgi
duyduğunu kaydetti.
Mutlu, bu bursla demokrasiye ve kültür çeşitliliğine katkıda bulunulmasının da amaçlandığına işaret ederekbu
imkandan yararlanan gençlerin birer
kültür elçisi olduğunu söyledi.
Türkiye'deki üniversite mezunlarını
bu imkandan faydalanmaya çağıran
Özcan Mutlu, konuya ilgi duyanların
Almanya'nın Türkiye'de bulunan
büyükelçiliğine müracaat edebileceklerini söyledi.
Milletvekili Özcan Mutlu daha sonra
bursiyerlerle beraber Federal Meclis
Genel Kurul Salonunu gezdi.
Merhaba Berlin
Özcan Mutlu’yu ziyaret ettiler
IPS PROGRAMI GENÇLERE 5 AY STAJ ÛMKANI SUNUYOR
IPS bursu ile Berlin'de Teknik
Üniversite, Hür Üniversite ve
Humbold Üniversitesi ile Federal
Meclis'te 1 Mart ile 31 Temmuz
arasında 5 ay boyunca staj yapmak
mümkün.
Bu bursa başvurmak için 30 yaşından
büyük olmamak ve B2 düzeyinde
Almanca bilmek gerekiyor.
Uluslararası Parlamento Bursu (IPS)
programı, her yıl Federal Meclis Başkanının himayesinde gerçekleştiriliyor. 41 ülkeden yaklaşık 120 genç
üniversite mezununa, burs programına katılan Berlin'deki üniversitelerde
akademik hayatı tanıma ve meclis
çalışmalarını yakından izleyebilme
fırsatı sunuluyor.
Bu çerçevede Federal Meclis milletvekillerinin ofisinde staj yapma imkanı da veriliyor. Burs programına
Humboldt Üniversitesi, Hür Üniversite ve Berlin Teknik Üniversitesi
katılıyor. Milletvekili ofisindeki çalışma programı,konuşma metinlerinin,
yazıların ve mektupların hazırlanması, toplantıların organize edilmesi, raporların oluşturulmasıve sekreterlik
işlerinin yürütülmesini içeriyor.
Program bitiminde katılımcılar, eski
katılımcılar tarafından kurulan Alumni Kulübü bilgi ve iletişim ağından da
faydalanabiliyor.
Almanya’da bo‚anma karar⁄n⁄n
Türkiye’de tan⁄ma ve tenfizi yap⁄l⁄r.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
7
Senatorin
Sandra
Scheeres
gratuliert zum
bestandenen
Abitur
Abiturdurchschnitt 2015: 2,4
Bild: SenBJW
Merhaba Berlin
Bildungssenatorin Scheeres: „Die Traumnoten von 1,0 und 1,1 zeigen, dass Berliner Schülerinnen
und Schüler Spitzenleistungen erbringen. Ich freue mich über dieses ausgezeichnete Ergebnis, auf
das die Schulen sowie ihre Schülerinnen und Schüler ausgesprochen stolz sein können!“
13.540 Schülerinnen und Schüler an 169 Berliner Schulen
haben 2015 ihre Abiturprüfung erfolgreich abgelegt.
U
nd wiederum haben in Berlin
Schülerinnen und Schüler das
Abitur im 12- und 13-jährigen Bildungsgang äußerst erfolgreich
abgelegt. Der diesjährige Abiturdurchschnitt von 2,4 ist auf gleichem
Niveau wie in den vergangenen fünf
Jahren.
Bildungssenatorin Sandra Scheeres:
„Auch in diesem Jahr haben die
Berliner Schülerinnen und Schüler
wieder ein bemerkenswert gutes
Abiturergebnis erzielt und damit ihre
Anstrengungs- und Leistungsbereit-
8
MERHABA SEPTEMBER 2015
schaft unter Beweis gestellt. Ich gratuliere allen Schülerinnen und Schülern herzlich zur erworbenen Hochschulreife und wünsche einen guten
Start in Ausbildung, Studium oder
Beruf. Ich danke an dieser Stelle ausdrücklich allen Lehrkräften sowie den
Schulleitungen. Ohne deren großes
unterrichtliches, schulisches und organisatorisches Engagement könnten
unsere Schülerinnen und Schüler über
Jahre nicht so erfolgreich sein. Dieser
Dank bezieht sich auch auf die erfolgreiche Organisation der Prüfungsabläufe. Den jungen Menschen wünsche
ich für ihre weiteren Vorhaben alles
Gute und Erfolg, sei es bei der sofortigen Aufnahme eines Studiums oder
einer Berufsausbildung, sei es in einem Freiwilligen Sozialen/Ökologischen Jahr oder beim Sammeln internationaler Erfahrungen.“
13.540 Schülerinnen und Schüler
haben in Berlin ihr Abitur erfolgreich
abgelegt. In diesem Jahr haben insgesamt 406 Schülerinnen und Schüler
(3 %) einen Notendurchschnitt von
1,0 (225 Schülerinnen und Schülern)
und 1,1 (181 Schülerinnen und
Schüler) erreicht.
Merhaba Berlin
Young Euro Classic
Längst hat sich die Nationale Jugendphilharmonie der Türkei zu
einem der wichtigsten Kulturbotschafter seines Landes entwickelt.
Young Euro Classic kehrte nach einem Jahr Unterbrechung ins
Konzerthaus Berlin zurück. Und setzte auf sein Erfolgsrezept.
Im Mittelpunkt stand Jugendorchester, die bewusst die nationalen
Grenzen überwinden, um gemeinsam Musik zu machen.
I
m Rahmen des 18-tägigen Musikfestivals Young Euro Classic gaben die Nachwuchstalente, im
Alter zwischen 16 und 22 Jahren, ihr
Debüt unter der künstlerischen Leitung des renommierten Dirigenten
Cem Mansur und überzeugten mit einem Programm aus klassischer und
zeitgenössischer Musik.
Young Euro Classic gilt als die weltweit wichtigste Plattform für den
professionellen internationalen
Orchesternachwuchs.
Längst hat sich die Nationale Jugendphilharmonie der Türkei zu einem der
wichtigsten Kulturbotschafter seines
Landes entwickelt. So spielte das
Orchester 2013 zur 400-Jahr-Feier der
Aufnahme diplomatischer Beziehungen zwischen den Niederlanden und
der Türkei in Anwesenheit von Königin Beatrix Konzerte in Amsterdam
und Den Haag, 2014 wurde es zu den
Feiern zum 25-jährigen Bestehen der
Städtepartnerschaft Istanbul - Berlin
eingeladen. Außerdem traten die
Musiker in den letzten Jahren mit
Foto: Kai Bienert
großem Erfolg im Konzerthaus Wien,
im Auditorium in Rom, in Brüssel,
beim Brucknerfest in Linz und beim
Beethovenfest in Bonn auf.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
9
Merhaba Berlin
PÛYANÛST SÛNEM ALTAN’IN „HAFRÛYAT“
ADLI ESERÛ AYAKTA ALKIÍLANDI
B
aşkent Berlin’in en büyüksalonlarından Konzerhaus’ta
“Young Euro Classic”etkinliği kapsamında düzenlenenkonserdeşef Cem Mansur yönetimindeki
Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası, Mussorgski’nin “Soroçinski Panayırı”,Claude Debussy’nin “Iberia”
veIgor Strawinski’nin “Petruşka”
adlı eserlerini seslendirdi.
Berlin’de yaşayan genç besteci ve
piyanist Sinem Altan’ın bestelediği
vedünya prömiyeri olarak icra edilen
“Hafriyat”adlı eser salonu dolduran
sanatseverlerce büyük beğeni topladı.
Sinem Altan, konser sonrası Merhaba’yayaptığı açıklamada,eserinburada icra edilmesinin kendisini heyecanlandırdığını belirterek, “İki anlamı
var bu heyecanın. Ben burada, Al-
Foto©raflar: Hüseyin Û‚lek (7)
10
MERHABA SEPTEMBER 2015
manya’da yaşayan bir besteciyim.
Ama Türkiye’yeolanbağlarımı hiç
bir zaman kaybetmedim ve bugün benim için tekrardan bir kavuşma, bir
buluşma söz konusu. Şu ana kadar benim eserlerim hep Almanya’da Avrupa orkestraları ve müzisyenleri tarafından seslendirildi. İlk kez, hem de
Türkiye’den gelen gençler tarafından
seslendiriliyor. Onlar için de çok dinamik, çok hareketli, kendisini çok
güçlü seslerle ifade eden bir eser yazmak istedim. Aynı duyguları paylaşarak onlar da yorumladılar. Sanıyorum
çok güzel bir buluşma oldu. Güzel bir
başlangıç olsun. Umarım devamı gelir”değerlendirmesinde bulundu.
SİNEM ALTAN’IN BESTELEDİĞİ
„HAFRİYAT“ AYAKTA ALKIŞLANDI
“Hafriyat” hikayesini anlatan Sinem
Altan,eserin kendisine kısa bir süre
önce sipariş edildiğini ve çok hızlı bir
şekilde bu eseri ortaya koyabilmek
için çalıştığını belirtti.
“Müzik benim için aslında bir kazma
olayı. Bir şeyleri deşmedir” ifadelerini kullanan Sinem Altan, “Psikolojik
olarak Almanya’da yaşamak,gurbette
olmak,Türkiye’ye olan özlemi ifadeetme falan bunların hepsi benim
için bir kazı çalışması aslında. Aynı
zamanda bir inşaat.
Bunlardan yola çıkarak esere ‘hafriyat’ismini verdim. Başlı başına temelden yükselen bir eser ortaya çıktı.
Çok pes seslerle, çok ritmik ve aslında biraz kulağı rahatsız eden seslerden ortaya çıkan melodiler beni meşgul etti eserde. Aslında bir yandan da
günümüzdede insanın doğaya karşı
olan tutumu, doğanın da insana ver-
Merhaba Berlin
Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’ndan
Ba‚kent Berlin’de muhte‚em bir konser...
diği cevaplarla alakalı da bir takım
duygular barındırıyor eser” dedi.
Altan, her zaman Cem Mansur ile
çalışmak istediğini belirterek,
Mansur’un gençlerle çok sesli
müziğipaylaşmasının kendisini her
zamanetkilediğini kaydetti.
Konserin himayesini üstlenen Almanya Hükümet Sözcüsü Steffen
Seibert de, konserden önce yaptığı
konuşmada, Türkiye’ninGençlik
Filarmoni Orkestrası ile en önemli
kültür elçisini gönderdiğini söyledi.
Türkiye ve Almanya’nın yakın bir şekilde birbirinebağlı ikiülke olduğunu
belirten Seibert, Almanya’da yaşayan
milyonlarca Türkiye kökenlinin iki
ülke arasında yaşayan köprüler olduğunu, bunun Berlin’de çok daha iyi
görüldüğünü kaydetti.
Avrupa’nın yaklaşık 40 değişik ülkesinden 1500’den fazla genç müzisyenin katıldığı „Young Euro Classic“
6-23 Ağustos tarihleri arasında Başkent Berlin’de yapıldı. Bu yıl 16.
kezyapılan festivalde, birçok ülkeden
18 orkestra konser verdi.
Foto: Kai Bienert
SEPTEMBER 2015 MERHABA
11
Merhaba Berlin
Piyanist
Sinem
Altan’a
büyük onur
HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK
SÛNEM ALTAN´A „AVRUPA´NIN EN ÛYÛ BESTEKARI ÖDÜLÜ“
6
- 23 Ağustos tarihleri arasında
Konzerthaus’da düzenlenen
„Young Euro Classic“ festivali
boyunca aralarında Ukrayna, Gürcistan, Romanya, Türkiye, İngiltere,
Hollanda, Norveç, İsveç, Portekiz,
İsrail, Çin ve Almanya gibi ülkelerden genç müzisyenlerin katıldığı etkinlikte her yıl verilen „Avrupa’nın
En İyi Bestekarı“ onur ödülünü
Berlinli Sinem Altan kazandı.
Lea Philippa Heinrich başkanlığındaki jüri heyeti, Berlin’de ilk kez icra
edilen ve dünya prömiyeri yapılan 9
ülkenin 9 eserini değerlendirmeye
aldı. Yapılan çok yönlü değerlendir-
12
MERHABA SEPTEMBER 2015
meler sonrası Sinem Altan’ın „Hafriyat“ isimli bestesi festivalin birinciliğine layık görüldü.
Başkent Berlin’in en büyük konser
salonlarından biri olan Konzerthaus’ta
bu yıl 16.’sı düzenlenen „Genç Avrupa Klasikleri Festivali - Young Euro
Classic“ adlı festivale 40 ülkeden toplam 1500 genç müzisyen katıldı.
Festivalde ülkemiz, Cem Mansur’un
yönetiminde Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası tarafından temsil
edildi. 16 Ağustos akşamı Berlinli
genç müzisyen Sinem Altan’ın „Hafriyat“ adlı bestesi de Mansur yöneti-
minde dünya prömiyeri olarak icra
edildi. Bu sene 16. kez yapılan festivalin son gününde Sinem Altan için
ödül töreni düzenlendi.
Konzerthaus’ta düzenlenen törene
dünyanın yaşayan en önemli bestecilerinden Gürcistanlı Giya Kancheli
de katıldı. Halk Seçici Kurulu adına
Başkan Lea Philippa Heinrich tarafından yapılan konuşmada Sinem Altan’ın müziğinin sıcaklığı, derinliği,
samimiyeti, müzikseverleri kavrayışı
ve müzik kalitesinin juri üyelerini çok
etkilediği anlatıldı.
Daha sonra Berlin Eyaleti Dış İliş-
Merhaba Berlin
kiler Bölüm Başkanı Gerd Kronmüller tarafından Sinem Altan’a
ödülü ve 5 bin euro’luk çek takdim
edildi.
„Hafriyat aslında benim için
yeni bir dönemi yansıtıyor.“
Genç müzisyen Sinem Altan ödül
töreni sonrası Merhaba Dergisi’ne
yaptığı açıklamada Cem Mansur yönetimindeki TUGFO’dan övgüyle
bahsederek, „Bu festivalde Avrupa
Genç Bestekarlar Ödülü’ne layık
görülmem bana çok büyük bir mutluluk verdi.
Bu besteyi yaparken benim planladığım, arzu ettiğim şey de böyle muh-
teşem bir buluşmanın gerçekleşmesiydi. Türkiye’den bir gençlik orkestrası tarafından eserimin icra edilmesiydi. Ben duymadan görmeden sadece notaları çalışıp eserimi muhteşem
yorumladılar. Muhteşem bir performans gösterdiler. Benim eserime adeta nefes üflediler. Öyle bir üflediler
ki, dinleyicileri böylelikle etkilemişler ve kalplerine öyle dokunmuşlar ki
benim eserim birinciliğe layık görülmüş. 9prömiyer bestearasından benim eserimböyle bir ödülelayık görüldüğü için çok mutluyum.
Hafriyat aslında benim için yeni bir
dönemi yansıtıyor. Müzik benim için
aslında bir kazma olayı. Bir şeyleri
deşmedir“ dedi.
Sinem Altan Kimdir?
Sinem Altan: 1985 Ankara
doğumlu. 11 yaşında Berlin’e
müzik eğitimi için geldi. Hans
Eisler Müzik Yüksek Okulu’na
kabul edildi. Piyano ve kompozisyon öğrenimi gördü. Tango
Türk, Türkisch für Liebhaber
gibi müzikaller için besteler
hazırladı. Olivinn adlı müzik
grubunun üyesi olarak çalışan
ve konserler veren piyanist
Sinem Altan’ın „Die gute Stadt„
operası Haziran 2015’te Freiburg Tiyatrosu’nda sahnelendi.
Sinem Altan halen Maxim
Gorki Tiyatrosu’nun müzik
yönetmenliğini yapıyor.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
13
Merhaba Berlin
Avrupa Birli©i (AB) Bakanı
ve Ba‚müzakereci
Volkan Bozkır Berlin’deydi
A
vrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Almanya AB Bakanı Michael Roth
ile Berlin’de biraraya geldi. Dışişleri Bakanlığı
Binası’nda gerçekleşen görüşmenin ana konusunu PKK
terörü ve DAEŞ ile mücadele oldu. Bozkır, görüşmede,
PKK’nın silah bırakması ve sınır dışına çıkması gerektiği
mesajını verdi. Görüşmede, Türkiye’nin AB müzakere
süreci ile açılabilecek fasıllar ele alındı.
Bozkır, daha önce Viyana‘da AB‘nin Genişlemeden Sorumlusu Johannes Hahn ile görüştükten sonra Almanya‘da
temaslarda bulundu. Bakan Bozkır hem Viyana hem de
Berlin‘deki görüşmelerde Türkiye hakkında oluşan son
gelişmelerle ilgili yanlış algı ve bilgi eksiklerini gidermek
istedikleri için bu ziyaretlerde bulunduğunu söyledi.
Alman Mevkiidaşı Michael Roth ile iki saat süren bir görüşme yaptıklarını söyleyen Bozkır, başbaşa ve heyetler
arası yapılan görüşmede Almanya ve Avrupa‘da yapılan
terör örgütleri arasındaki ayrımların doğru olmadığının
son gelişmeler ışığında anlaşılması gerektiğini söylediklerini belirtti. „Bazı örgütler bana zarar vermiyor, bazıları
bana zarar veriyor diye ayırmak doğru değil“ diyen Bakan
Volkan Bozkır „Biz Avrupa ülkelerinden bu konuda bizimle birlikte olmalarını istiyoruz, bu bizim aynı zamanda
hakkımızdır“ dedi.
Bakan Bozkır Türkiye‘deki olaylar nedeni ile Avrupa‘daki
PKK yanlıları ve vatandaşlar arasında olası gerilim yaşanması konusunun gündeme gelmediğini söylediği toplantıda Avrupa ülkelerine HDP‘ye üç soru yöneltmelerini istediklerini söyledi. Bozkır, „HDP‘ye PKK terör örgütü diyebiliyor musunuz? Silahları bıraksın ve de ülkeden çıksın
diyebiliyor musunuz?“ sorularını sormalarını istediklerini
belirti. Çözüm sürecinin yürümesi için silah bırakma ve
ülkeden çekilmenin artık şart olduğunu söyleyen Bozkır,
AB süreci ile ilgili olarak da Haziran ayında açılması gereken 17. faslın Ekim‘e kaldığını hatırlattı.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan
Bozkır, „Biz daha önemli olan 23 ve 24. fasılların açılmasını istiyoruz. Tüm fasılları açmaya hazırız. Kıbrıs’ta
anlaşma sonucu kalacak yaptırımlarla diğer fasılları da
yerine getireceğiz“ şeklinde konuştu.
14
MERHABA SEPTEMBER 2015
Merhaba Berlin
TATÛL GÜNLÜÌÜ
Sakl⁄kent Kanyonu
Ûki da©⁄n aras⁄na saklanm⁄‚ adeta gizli bir cennet
Sakl⁄kent Kanyonu, Likya’n⁄n en eski yerle‚im yeri olarak biliniyor ve Antalya ile
Mu©la s⁄n⁄r⁄n⁄ çizen Esen Çay⁄’n⁄n kolu olan Karaçay’⁄n olu‚turdu©u kanyondur.
Mu©la Fethiye’ye gidipte, Sakl⁄kent’i görmemek olmazd⁄. Biz de bir günümüzü Sakl⁄kent’e
ay⁄rd⁄k ve bu ola©anüstü güzellikteki kanyon izlenimimizi sizlerle payla‚al⁄m istedik...
K
anyondan çok ‚iddetli akan su
nedeniyle, su içinden geçmek
imkans⁄z oldu©undan, dik yamaçlara demir çubuklarla monte edilen
200 metrelik tahta köprüden geçerek
kanyona giriyoruz. Köprüyü geçtikten
sonra kanyonun orta göbe©inde buz
gibi so©uk kaynak sular⁄ ile kar‚⁄la‚t⁄k.
Kanyonun iç k⁄sm⁄na gelince insan⁄
çok güzel bir enerji sar⁄yor, sanki ba‚ka
bir dünya’ya gelmi‚ gibisiniz; do©a
anan⁄n kuca©⁄ndas⁄n⁄z. Adeta sakl⁄ bir
cennet, da©lar⁄n aras⁄na saklanm⁄‚.
Kanyonun uzunlu©u 15 km. Íiddetli ve
so©uk bir su ak⁄nt⁄s⁄na sahip. Bu so©uk
su, bünyesinde Bey Da©lar⁄’n⁄n kaynak
suyunu da bar⁄nd⁄ran bölge aç⁄s⁄ndan
çok de©erli. Kanyona ‚ifa olsun diye
ç⁄plak ayakla girilmesi tavsiye ediliyor.
Ayr⁄ca Kanyon’un so©uk sular⁄nda
yürümek için özel plastik ayakkab⁄lar
sat⁄l⁄yor.
Fethiye merkezden Sakl⁄kent’e 50,5 km
Dolmu‚ ile 2 saat sürüyor...
16
MERHABA SEPTEMBER 2015
Yak⁄n tarihte ke‚fedilmi‚ olan Sakl⁄kent, gizli bir cennet havas⁄nda...
Rivayetlere göre Kanyon’u bir çoban
ke‚fetmi‚. Keçisinin oraya kaçmas⁄ ve
çoban⁄n da pe‚inden gitmesiyle kar‚⁄la‚t⁄©⁄ muhte‚em ve do©a üstü güzellikteki manzara 1996 y⁄l⁄ndan beri Milli
Park statüsünde gezilebiliyor. Çoban⁄n
ise orada restoran i‚letti©i söyleniyor.
mek için saatlerce uzun kuyrukta beklerken, yerli turistlerin (!) aradan girmeleri de yabanc⁄ turistler kadar bizleri
de ‚a‚⁄rtt⁄. Umar⁄z yetkililer bir kaç gi‚e daha hizmete açarak bu izdihama
engel olurlar ve devlet bütçesine daha
fazla döviz girmesini sa©larlar. Giri‚ ve
ç⁄k⁄‚lar⁄n ayn⁄ köprü üzerinden yap⁄lmas⁄ da ayr⁄ bir sorundu.
Kanyon’a giri‚ gi‚elerinde ya‚anan
izdiham turistleri isyan ettiriyor...
Ûki günde 10 bin turistin gezdi©i kanyonu ziyaret etti©imizde, kar‚⁄la‚t⁄©⁄m⁄z yo©un ilgi bizim de dikkatimizi
çekti. Üzüldü©ümüz konu ise, giri‚ için
sadece bir tane bilet gi‚esinin olmas⁄yd⁄. 45 derece s⁄cakta uzun kuyrukta
bekleyip 6 TL giri‚ ücreti ödeyerek turnikelerden geçtik. Turnikelerde bekleyen güvenlik ekibi yerine bir gi‚e görevlisi daha olsa bu izdiham ya‚anmaz
diye dü‚ündük. Herkes buraya girebil-
Fethiye’ye yolu dü‚en herkesin buray⁄
mutlaka görmesini tavsiye ediyoruz.
Sizdeki enerji de©i‚imini mutlaka fark
edeceksiniz, size ayr⁄ bir huzur verecek. Suyun gümbür gümbür akmas⁄n⁄
dinleyerek rahatlad⁄©⁄n⁄z⁄ hissedeceksiniz. Da©lar⁄n aras⁄ndan akan buz gibi
so©uk kaynak sular⁄n⁄ içtikce içesiniz
gelecek ve bu cennet mekandan ayr⁄lmak istemeyeceksiniz.
Tavsiye edece©imiz bir‚ey daha var.
Sakl⁄kent Kanyonu’nu gezdikten sonra
Merhaba Berlin
Do©al güzellikleriyle ünlü
Saklıkent Kanyonu, yerli ve
yabancı turistlerin gözdesi.
Saklıkent'i yılda 750 bin ile
1 milyon ki‚i ziyaret ediyor.
45 derece sıcakta
'buz gibi' Saklıkent keyfi
TÜRKÛYE´NÛN EN UZUN KANYONU
200 bin yıl önce meydana gelen bir
çökmeden olu‚an ve çok etkileyici
bir görüntüye sahip olan Saklıkent
Kanyonu, 17 km uzunlu©uyla
Türkiye’nin en uzun kanyonu.
bal⁄k yemeden ayr⁄lmay⁄n. Ayaklar⁄n⁄z⁄
buz gibi so©uk suyun içine sark⁄tarak
oturaca©⁄n⁄z ‚ark kö‚esi ‚eklindeki restoranlarda, suyun üzerinde yemek yemenin haz⁄n⁄ alarak bal⁄k türlerinin
tad⁄na bakabilir, ayn⁄ anda da rafting
yapan turistleri izleyebilirsiniz...
Sakl⁄kent’e ula‚⁄m sorunu yok. Düzenlenen turlarla da gidebilirsiniz yada
Fethiye’den dolmu‚lar her on dakikada
kalk⁄yor, dönü‚ ise ak‚am saat 20’ye
kadar mümkün.
E©er özel otomobiliniz ile gidiyorsan⁄z,
yol boyunca Likya döneminden kalma
kaya mezarlar⁄n⁄, Roma döneminden
kalma stadyum, tiyatro, hamam ve kronos tap⁄na©⁄, Bizans döneminden kalma kilise kal⁄nt⁄s⁄ gibi tarihi de©erleri
de gezebilirsiniz. Olu‚umuyla Avrupa’n⁄n en uzun kanyonu olan Sakl⁄kent
civar⁄ndaki bölgede bulunan bal⁄k üretim çiftlikleri de gezilebilir.
Ülkemizin bir cennet kö‚esini daha sizlere tan⁄tmak istedik. Mutlaka görülmesi gereken bir do©a mucizesi...
HABER: NERGÛZ KARAKUÍ
TURKUVAZ REISEN
Ûstanbul 75 ,- Ankara 90,Antalya 85,- Ûzmir 75,Adana 100,- Kayseri 110,Acil durumlar için: 0157 804 006 09
UYGUN, GÜVENÛLÛR VE RAHAT TATÛL BÛZÛMLE BAÍLAR.
FIRSATI KAÇIRMAYIN!
AÇILIÍ KAMPANYAMIZDAN
SÛZ DE YARARLANIN!
AYRICA HERGÜN ONUR HAVAYOLLARI
VE THY ÛLE ÛSTANBUL AKTARMALI,
TÜRKÛYE´NÛN HER ÍEHRÛNE UÇUYORUZ.
IÌDIR, KARS, VAN, DÛYARBAKIR, TRABZON, SAMSUN, ERZURUM
Sa©l⁄kl⁄, Mutlu Bayramlar
Brüsselerstr. 45 • 13353 Berlin
Tel.: 030 - 200 955 58
e-mail: [email protected]
SEPTEMBER 2015 MERHABA
17
Merhaba Berlin
Do©ancan, Ballon Fantasia’da
meslek e©itimine ba‚ladı
B
alonla süsleme sanatı; değişik
etkinlikler, mağaza açılış organizasyonları, çeşitli davet
organizasyonları, otellerde ve düğün
salonlarındaki organizasyonlar, yıldönümü kutlamaları ve benzeri organizasyonların fark edilmesini, şık
görünmesini ve beğeni kazanmasını
sağlayan en önemli unsurlardandır.
Berlin’de bu konuda yaklaşık 10 yıldır hizmet veren Ballon Fantasia
18
MERHABA SEPTEMBER 2015
5 yıl önce kentin Kreuzberg ilçesinde
ilk mağasını açmıştı. Ballon Fantasia’nın sahibesi Nejla Altıok bu konuda, „Balon süsleme çalışması, süslemenin yapılacağı mekanın, mümkün
olan en fark edilir görüntüyü ve şıklığı sağlamasını amaçlayarak yapılmaktadır. Zincir balon süslemesi, giriş
süslemesi (girişe balondan kapı kemeri) balondan ön cephe çerçevelemesi.
Balonla yazı yazma, çeşitli şekiller
yapma (fiyonk, nazar boncuğu, kalp,
balon papatyalar vs.), kısacası balonlardan her türlü dekor isteğinize göre
şirketimiz tarafımızdan istediğiniz
renklerde yapılabilmektedir.“ diyor
ve sözlerine, „Biz süsleme yaptığımız yerlerde Amerika ve Avrupa’da
üretilen balonlarla çalışıyoruz ve kanserojen madde içerdiği şüphesiyle
Çin’den gelen balonları özellikle kullanmıyoruz.“ diyerek devam ediyor.
Ballon Fantasia’da her türlü kutla-
Merhaba Berlin
Nejla Alt⁄ok: „Amerika
ve Avrupa’da üretilen
balonlarla çalı‚ıyoruz,
kanserojen madde
içerdi©i ‚üphesiyle
Çin’den gelen balonları
özellikle kullanmıyoruz.“
HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK
maya uygun hediyelik eşya ve süs
malzemelerinin, süs bebekleri ve
nikah şekerlerinin de üretilerek satıldığını belirten Nejla Altıok, şimdilerde bir ilke imza atıyor.
Ballon Fantasia, 17 yaşındaki
Doğancan Birkan’a meslek
eğitimi imkanı sunuyor.
Doğancan Birkan, Ballon Fantasia’da
3 yıllık meslek eğitim yaparak, balonla süsleme sanatının ve tekniğinin
bütün inceliklerini öğrenecek.
Birkan’ın çok yetenekli bir genç olduğunu söyleyen Nejla hanım; „Biz
onu meslek yapan bir genç olarak
değil kendi oğlumuz gibi benimsedik.
Meslekte öğrenmesi gereken her türlü
eğitimi bizden alacak. Eğitimi bittik-
ten sonra ender bir meslek sahibi olacak. Ben ve eşim Remzi Altıok, onun
bilgili ve eğitimli bir insan olması
için elimizden geleni yapacağız“ dedi.
Balon fiyatlarının 1 Euro’dan başladığını ve isteyen herkesin telefonla,
veya internet üzerinden ya da bizzat
mağazaya gelerek sipariş verebileceğini söyleyen Nejla Altıok; „Her
keseye uygun fiyatlarımız var. Zincir
balon süslemeleri, kapı kemeri, balondan örülmüş nazar boncuğu, zincir
balondan fiyonk ve balon papatyalar,
balon süslemesi, kalpli balonlar, balondan kemer, logolu baskılı balonlar,
takı balon, uçan balon, balon uçurma
gibi kısacası balon süsleme ve balon
dekorasyonu için A‘dan Z‘ye ihtiyaç
duyabileceğiniz her şeyi bizden almanız veya göndereceğimiz ekiple
istediğiniz yeri süsletmeniz mümkün.
Bu süsleme, sizin daha çabuk ve etkili
olarak tanınmanızı sağlar“ şeklinde
konuştu.
Berlin, Almanya hatta Avrupa’nın
çeşitli kentlerine giderek süsleme
yapan Ballon Fantasia ekibi en son
olarak Londra’da bir düğün salonunu
süslemiş. İranlı Farhad ve Shirin,
Londra‘ya gelen ekibe teşekkür etmek
için söyleşi yaptığımız gün, balayı
sonrası Berlin’e kadar gelmişlerdi.
Nejla Altıok son olarak şöyle dedi:,
„10 yıllık yolculukta, Merhaba‘nın
desteğini hep yanımda hissettim. Bize
en başından beri destek veren Merhaba‘ya teşekkürü bir borç biliyoruz.
Ayrıca en özel günlerinin süslemesini
ve organizesini, güvenip bize emanet
eden Berlinlilere de teşekkürler.“
iŽœÀ>̈œ˜i˜ÊvØÀÊviÃ̏ˆV…iʘBÃÃiÊEÊÛi˜ÌœÀ}>˜ˆÃ>̈œ˜
/i°\ÊäÎäÊÉÊxΣÊxxäʙÈÊÊUÊÊ>Ý\ÊäÎäÊÉÊxΣÊxxäʙn
œLˆ\Êä£ÇÇÊÉÊnÓÎÊÇÈÊ{xÊÊUÊÊä£ÇnÊÉÊ{™£Ê™ÓʙÈ
Charlottenstr. 2 · 10969 Berlin | www.ballon-fantasia.de | [email protected]
SEPTEMBER 2015 MERHABA
19
Merhaba Berlin
„Gel, ne olursan ol yine gel“
TATÛL GÜNLÜÌÜ
K
onya, Mevlana Celaleddin
Rumi’nin tüm insanl⁄©a „Gel,
Ne olursan ol yine gel“ diyerek yapt⁄©⁄ ça©r⁄ ile bir çok yerli ve yabanc⁄ turistin u©rak yeri olmaya devam
ediyor. Konya’ya birçok insan gibi bizim de ziyaret nedenimiz Mevlana Türbesi ile Müzesi’ni görmekti. Ziyaretimizde Mevlana Müzesi’ne gitmekte hiç
zorlanmad⁄k. Íehir içindeki tabelalar⁄
takip ederek müzeyi kolayl⁄kla bulabilirsiniz. E©er Konya’ya otobüs ile giderseniz, tren gar⁄nda inebilir ve taksi
ile Mevlana Türbesi’ne 10-15 dakikada ula‚abilirsiniz.
20
MERHABA SEPTEMBER 2015
Mevlana Müzesi’ne girmek için giri‚
kap⁄s⁄na do©ru yürüdü©ümüzde duydu©umuz „ney“ sesinin t⁄n⁄s⁄yla içimizi
bir mesnevi huzur sard⁄. Ona kavu‚man⁄n ve huzuruna ç⁄kman⁄n heyecan⁄yla
müze bahçesinden içeriye girdik. Kap⁄da gi‚eler olmas⁄na ra©men, görevlilerin giri‚in ücretsiz oldu©unu söylemesiyle bir kez daha etkilendik. Belki de,
bu uygulama ile tüm insanlar⁄n onu ziyaretini kolayla‚t⁄rmay⁄ amaçlam⁄‚lard⁄. Daha sonra ö©rendim ki, 2014 y⁄l⁄nda Mevlana’y⁄ anma etkinlikleri s⁄ras⁄nda al⁄nan bir kararla Mevlana Müzesi’ne giri‚ ücreti kald⁄r⁄lm⁄‚.
KONYA MEVLANA MÜZESÛ
Gönüllerin Íehri Konya’da, Mevlana
Türbesi’nin kente katt⁄©⁄ farkl⁄ bir atmosfer var. D⁄‚ar⁄dan Mevlana Müzesi’ne bak⁄nca, insan⁄n bir daha bakas⁄
geliyor. Büyüleyici bir güzellik. Ak‚am
saatlerinde yanan ⁄‚⁄klar ise ayr⁄ bir güzelik kat⁄yor. Büyüleyici ⁄‚⁄k Mevlana’n⁄n türbesinden etrafa saç⁄l⁄yor.
Mevlana Müzesi’ni gezdikten sonra,
hemen meydanda turistleri konuk eden
say⁄s⁄z restoranlar yer al⁄yor. Biz de
ak‚am yeme©imizi müzenin hemen
kar‚⁄s⁄ndaki Deva Restoran’da yedik.
Merhaba Berlin
Ihr Türkei-Spezialist
www.kayareisen.de
Her gün Berlin’den Türkiye ’ye direkt uçuşlar
İstanbul 75,- İzmir 75,- Ankara 85,Antalya 95,- Adana 105,- Gaziantep 110,Wir fliegen jeden Tag mit Türkish Airlines. Alle türkischen Flughäfen
mit einer Zwischenlandung in Istanbul, nach Erzurum, Kars,
Malatya, Van, Diyarbakir, Trabzon, Samsun usw.
KONYA’DA MUTLAKA ETLÛ PÛDE’NÛN
VE TANDIR KEBABIN TADINA BAKIN
Konya’n⁄n me‚hur etli ekme©i ile tand⁄r kebab⁄n⁄ yemeden
ayr⁄lmad⁄k. Karanl⁄k çöktü©ünde Konya’n⁄n sokak direklerine monte edilmi‚ Mevlana simgesi ye‚il ⁄‚⁄klar, ‚ehri ayd⁄nlatman⁄n yan⁄ s⁄ra mesnevi enerjisi yans⁄t⁄yor ve adeta
Allah’⁄n nur ⁄‚⁄©⁄ ile karanl⁄©⁄ ayd⁄nl⁄©a çeviriyordu. Konya’dan ayr⁄l⁄rken dörtbir yan⁄m⁄z⁄ bir huzur, bir ‚ifa ve bir
‚air ruhu sar⁄yordu.
Íeb-i Arus, (Dü©ün Gecesi)
Mevlevilikte Mevlânâ Celaleddin-i
Rumi'nin öldü©ü gecedir.
Hz. Mevlana ya‚am⁄n⁄ k⁄saca ‚u üç cümleyle; „Hamd⁄m,
pi‚tim, yand⁄m“ diyerek tan⁄mlam⁄‚. Mevlana, 17 Aral⁄k
1273 tarihinde vefat etmi‚. Mevlana ölüm gününü „Yeniden
Do©u‚“ günü, çok sevdi©i büyük a‚k⁄ Allah’a kavu‚tu©u
gün olarak kabul etti©inden, arkas⁄ndan kimsenin a©lamamas⁄n⁄ istemi‚ti. Ölüm günü bir bayram, bir dü©ün havas⁄nda kutlanmal⁄yd⁄. Tefler, neyler çal⁄nmal⁄yd⁄. Mevlana’n⁄n ölüm gününe halk dilinde, dü©ün günü yada gelin
gecesi manas⁄na gelen „Íeb-i Arus“ denmektedir.
Hergün Türk Havayolları ile İstanbul bağlantılı Türkiye’nin
her şehrine uçuşlarımız mevcuttur.Erzurum, Kars,
Malatya, Van, Diyarbakır, Trabzon, Samsun v.s.
Notruf: 0172-531 56 23
ONUR HAVAYOLLARI ile hergün TEGEL - İstanbul Atatürk Havaalanı
SCHÖNEFELD - TAHRAN direkt uçuşlar
TEGEL- BAKÜ direkt uçuşlar
BU YAZ KIBRIS’TAYIZ!
KAMPANYA AN
IZD
FİYATLARIM NIN
LA
A
D
FAY
TATİLİNİZ FARKLI OLSUN!
KIBRIS’TA UNUTULMAZ GÜNLER GEÇİRİN
35 otel ve birçok uçuş bağlantıları ile en geniş Kıbrıs programı
ile hizmetinizdeyiz.
Salamis Bay ####
KIBRIS’IN EN TANINMIŞ TATİL KÖYÜ
1 hafta tam pansiyon: 586,-€
Uçuş + transfer dahil
1 hafta ı
alt
oda/kahv
497,tlar
fiya
başlayan
€
Oscar Resort ####
GIRNE’NİN EN SEVİLEN OTELİ
1 hafta yarım pansiyon: 460,-€
Uçuş + transfer dahil
1 hafta ltı
va
oda/kah
416,başlayan
fiyatlar
KAYA REISEN TOURISTIK GmbH
HABER: NERGÛZ KARAKUÍ
Schulstr. 38 · 13347 Berlin
Tel.: 030-461 80 76 · Fax: 030-461 82 61
www.kayareisen.de
E-Mail: [email protected]
SEPTEMBER 2015 MERHABA
21
Merhaba Berlin
Das Erste: Drehstart für "Kommissar Pascha"
- Tim Seyfi ermittelt als Zeki Demirbilek
"Ihr seid’s die Spezialisten für alles Tote, was nicht hiesig ist.", so
schiebt Kommissar Leipold den neuen Fall der Kripo München dem
türkisch-bayerischen Leiter des Sonderdezernats "Migra" weiter,
nachdem ein junger Türke tot aus der Isar gezogen wurde.
D
er Krimi "Kommissar
Pascha", rund um seinen
Helden Zeki Demirbilek, ist
die erste Verfilmung der erfolgreichen
Münchner Buch-Reihe von Su
Turhan.
Die Dreharbeiten unter der Regie von
Sascha Bigler, der auch das Drehbuch
verfasste, haben am 25. August 2015
in München begonnen.
Neben Tim Seyfi als türkisch-bayerischem Ermittler Zeki Demirbilek
stehen u.a. Michael A. Grimm, Almila Bagriacik und Theresa Hanich
vor der Kamera. Gedreht wird bis
26. September 2015.
Zu Beginn der Geschichte besteht das
Sonderdezernat "Migra" nur aus Zeki
(Tim Seyfi) und "Vierkant", genauer
gesagt: Isabel Vierkant (Theresa Hanich), einer Kriminalbeamtin, die
nicht nur eifrig bemüht ist, ihren
Chef in allem zu unterstützen, sondern auch fortwährend turkologische
Erkundungen anstellt, um ihm zu imponieren. Dringlich hofft Zeki auf
eine zweite Mitarbeiterin. Die junge
Jale Cengiz (Almila Bagriacik) aus
Berlin soll zu ihnen wechseln. Jale
erweist sich als ebenso eifrig, prescht
aber auch schnell im Alleingang los,
was Zeki als "Kommissar Pascha",
der er ist, überhaupt nicht mag. Dass
am Ende auch noch Pius (Michael A.
Grimm) Mitglied des "Migra" wird,
über dessen Chef er anfangs noch süffisant herzog ("Mir ist suspekt, wer mir nix, dir nix - die Sprache wechseln kann."), hat damit zu tun, dass
er bei seinem Besuch im "Sultans
Harem" unfreiwillig Zaungast eines
Mordes wurde, der mit dem Fall der
Isarleiche in Verbindung zu stehen
scheint.
Kommissar Pascha und sein "Migra"
steuern bei ihrem ersten Fall direkt
hinein ins deutsche Firmen-Imperium
des Dönerkönigs Güzeloğlu (Vedat
Erincin), der kurz davor ist, seine
Tochter zu verheiraten. Schwiegervater und zukünftiger Schwiegersohn
finden sich in München zum „Kız
İsteme“ ein, einem Ritual, das die
Tauglichkeit des künftigen Ehemanns
beweisen soll. Mitten in die Feierlichkeiten platzen Zeki und sein Team
und lernen mit Güzeloğlus Tochter
Gül (Pinar Erincin) eine junge Türkin
kennen, der das Wohl ihrer Familie
und die eigene Lust gleich viel wert
sind.
"Kommissar Pascha" ist eine Andreas
Bareiss Produktion der TV60 Filmproduktion (Produzenten: Andreas
Bareiss, Sven Burgemeister) im Auftrag der ARD Degeto in Koproduktion mit dem Bayerischen Rundfunk
für Das Erste. Die Redaktion haben
Stephanie Heckner (BR) und Katja
Kirchen (ARD Degeto).
Ein Fall für Zeki Demirbilek
Knaur Taschenbuch
ISBN 978-3-426-51191-6
22
Su (Süleyman) Turhan wurde 1966 in Istanbul geboren und kam als Sohn deutscher Gastarbeiter im Alter von zwei Jahren nach Deutschland. Seine Eltern ließen
sich in Straubing, einer 45.000-Einwohner-Stadt in Niederbayern, nieder, wo seine
Mutter als Näherin und später gemeinsam mit ihrem Mann in einer Skifabrik
arbeitete. Ihr Sohn Süleyman besuchte das Gymnasium und war der erste türkische
Abiturient Straubings. Anschließend ging er nach München, um dort Germanistik
mit Schwerpunkt Filmphilologie zu studieren. Bereits während seines Studiums
arbeitete er als Aufnahmeleiter und Regieassistent an diversen Filmprojekten mit.
Seit 2013 feiert Turhan auch als Kriminalautor Erfolge: Auf sein Debüt
Kommissar Pascha folgten mit Bierleichen der zweite und mit Kruzitürken der
dritte Fall des eigenwilligen Kommissars Zeki Demirbilek und seiner SOKO Migra.
MERHABA SEPTEMBER 2015
Merhaba Berlin
Tim Seyfi ve Almila Ba©r⁄aç⁄k’⁄n
rol ald⁄©⁄ „Komiser Pa‚a“ filminin
çekimleri Münih’te ba‚lad⁄
© Bayerischer Rundfunk/Hendrik Heiden
Tim Seyfi ile Almila Ba©r⁄aç⁄k
ilginç bir polisiye filmde bulu‚tu
Almila Bagriacik (Jale Cengiz), Tim Seyfi (Zeki Demirbilek), im Hintergund:
Michael A. Grimm (Pius Leipold), ganz rechts: Theresa Hanich (Isabel Vierkant)
SEPTEMBER 2015 MERHABA
23
Merhaba Berlin
Elçi-Müsteşar Hidayet Çilkoparan
Berlin’e veda etti
Büyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Gamze Karslıoğlu, yeni elçi-müsteşarın eşi
Şebnem Seriver Gezer, Hidayet Çilkoparan ve yeni Elçi-Müsteşar Ufuk Gezer
B
üyükelçi Hüseyin Avni Karslıoğlu ve eşi Gamze Karslıoğlu, Çilkoparan için büyükelçilikte bir
veda resepsiyonu verdi. T.C. Berlin Büyükelçisi Karslıoğlu, Hidayet Çilkoparan’dan övgü dolu sözlerle bahsederek,
„Kendisi sadece bir elçi-müsteşar ve benim iyi bir mesai arkadaşım değil; aynı
zamanda yakın dostumdu. Türkiye’nin
Almanya Büyükelçiliği çok önemli bir
kurum. Burada görev yaparken Almanya’yı sık sık dolaşmak gerekli. Hidayet
benim gözüm arkada kalmadan görevi
emanet edeceğim bir devlet görevlisi idi.
Kendisine bundan sonraki çalışmalarında
başarılar dilerken yerine yeni gelen elçimüsteşar arkadaşım Ufuk Gezer‘e de
hoşgeldin diyorum“ dedi.
24
MERHABA SEPTEMBER 2015
3 yılı aşkın bir süredir Berlin Büyükelçiliği’nde Elçi-Müsteşar
olarak görev yapan Hidayet Çilkoparan başkente veda etti.
Hidayet Çilkoparan ise konuşmasında,
Berlin’deki 3 yılı aşkın görev süresi sonrası başkentten iyi anılarla ayrılacağından
bahsederek, „Almanya’da görev yapmak
kariyer planlarım içinde olmamasına rağmen Sayın Büyükelçimizin Berlin Büyükelçiliğine atandıktan sonra ilettiği daveti üzerine, Viyana’da AGİT Sekretaryasındaki uluslararası yönetici pozisyonundan istifa ederek, kendisinin yardımcısı olarak Berlin’e gelmeyi yüce bir görev ve onur olarak gördüm.
kedir ve bunun en önemli sebebi de burada yaşayan 3 milyona yakın insanımızdır. Bu insanlarımızın en azından bir bölümünü de olsa şahsen tanıyabilmekten
memnunum. Burada yaşayan insanlarımızın tamamına hizmet etmeyi, onların
buradaki hayatlarını kolaylaştırmayı ve
anavatanları ile bağlarını güçlü tutmayı
hedefleyen bir çalışma felsefesi içinde
gayretlerimizi gösterdik. Berlin’den güzel
anılarla ayrılıyorum. Güzel dostlar biriktirdim. Tüm dostlara teşekkürler” dedi.
Almanya, Türkiye için en önemli bir ül-
Büyükelçilikteki veda resepsiyonuna,
yeni Elçi-Müsteşar eski T.C. Münster
Başkonsolosu Ufuk Gezer ve eşi Şebnem
Seriver Gezer, Berlin Başkonsolosluğu
Muavin Konsolosları Esra Öner ve Süleyman Güzel, TDU, THY, UETD ve
TDİHK gibi sivil toplum kuruluşu ile
değişik kurumların temsilcileri, Berlinli
yerel medya mensupları ve çok sayıda
davetli katıldı.
Merhaba Berlin
1998
Ege Yalç⁄n 17 y⁄l sonra Merhaba’da
Eylül 1998’de yay⁄nlanan Merhaba’n⁄n 17. say⁄s⁄na kapak olan Ege
Yalç⁄n’⁄ Merhaba’da konuk ettik. Ûstanbul’dan 5 günlü©üne tatile geldi©i
Berlin’de Merhaba redaksiyonuna konuk olan Ûstanbul Yeditepe
Üniversitesi psikoloji bölümü 2. s⁄n⁄f ö©rencisi Ege Yalç⁄n ile annesi
Peyzaj Mimar⁄ Özgü Yalç⁄n, 90’l⁄ y⁄llar⁄n sonunda Merhaba dergisinin
„Kids Corner“ adl⁄ çocuk sayfas⁄n⁄ haz⁄rlayan Deniz Za©l⁄ ile bulu‚tular.
Ç
ocuk deyip geçme, onlar
yar⁄nlar⁄m⁄z man‚eti ile Eylül
1998’de yay⁄nlanan Merhaba
dergisinin 17. say⁄s⁄na kapak mankenli©i yapan minik k⁄z⁄m⁄z Ege Yalç⁄n,
17 y⁄l sonra Merhaba’ya konuk oldu.
19 ya‚⁄nda genç bir k⁄z olarak geldi©i
Merhaba’da, o y⁄llarda Merhaba’n⁄n
çocuk sayfas⁄n⁄ yapan kuzeni Deniz
Za©l⁄ ile bulu‚tu. Potsdam Üniversitesi Konrad Wolf Film Akademisi
Animasyon Bölümü mezunu olan 30
ya‚⁄ndaki Deniz Za©l⁄ ile 1998’de yay⁄nlanan kapa©⁄m⁄zda henüz 2 ya‚⁄nda olan Ege Yalç⁄n’⁄ uzun y⁄llar sonra
Merhaba’da görünce „ya‚lanmad⁄©⁄m⁄z⁄, sadece çocuklar⁄n büyüdü©ünü
anlad⁄k“...
Annesi Özgü Yalç⁄n ile birlikte 5 günlü©üne Berlin’e gezmeye gelen Ege
Yalç⁄n, çok merak etti©i Türk Mahallesi Kreuzberg’i ve ünlü Berlin Duvar⁄’ndan geriye kalan bölümleri gezdi,
hat⁄ra foto©raf⁄ çekindi. Berlin’i çok
sevdi©ini söyleyen Ege Yalç⁄n; „Heryer yemye‚il, trafik ise sakin. Herkes
kurallara uyuyor“ yorumunu yapt⁄.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
25
Merhaba Berlin
K⁄br⁄s izlenimleri...
FOTOÌRAFLAR: TANER BÖLÜK
B
u sayımızda "Merhaba"nın
yılda bir yayınlanmadığı ay
olan Ağustos ayından istifade
ederek 3 yıldır gitmediğim Türkiye'den tatil izlenimlerimi siz okuyucularımızla paylaşmak istedim. Doğrusu
öncesinde hiç öngöremediğim bir
biçimde ilk andan itibaren oldukça
gerilimli ve aksiyon içerikli bir tatil
süreci yaşadık.
Yola çıktığım 14 Temmuz'da Berlin'de hava kapalı ve yağmurluydu.
İlk gerilimi ismi lazım değil bir Türk
havayolu firmasıyla, Schönefeld havalimanında kimlik kontrolleri yapıldıktan sonra uçağa binmeden önceki
son bekleme salonunda yaşadık.
Kalkış saatimiz 13:00'dı. Ancak saat
13:00'ı gösterdiğinde ortalıkta ne bir
firma yetkilisi ne de bilgilendirici bir
anons vardı ve pencereden alanda
gördüğümüz uçağa bağajlar henüz
alınıyordu. Uçuşumuz ancak yaklaşık
2 saat sonra gerçekleşebildi. Bu süre
zarfında da hiçbir bilgi verilmedi.
26
MERHABA SEPTEMBER 2015
Adeta uçak değil de bir köy yolunda
minibüs bekleyen yolcular gibiydik.
Bu arada Berlin'den tatilimizin ilk durağı olan Lefkoşe'ye İstanbul aktarmalı gidecektik. Ancak İstanbul'a
uçarken kafamda 2 saatlik gecikmeden dolayı İstanbul-Lefkoşe uçuşumuzun ne olacağı sorusu vardı. Hostesin bu sorumuza verdiği cevap
"İstanbul'da bir ayarlama yapacağız, merak etmeyin" şeklindeydi.
Ancak bu cevap beni pek rahatlatmadı. Nitekim İstanbul'a indiğimizde
muhattap bulmakta zorlandık. Lefkoşe'ye uçuş için ilgili perona geldiğimizde zar zor bulduğumuz bir görevli
"abi sizin uçak 10 dakika sonra
havalanıyor" diyerek koştura koştura
işlemlerimizi yapıp bir de ekledi;
"çok şanslısınız, Lefkoşe uçağı havalimanındaki bir teknik sorundan
dolayı havalanamadı. Yoksa bu
gece İstanbul'da kalırdınız".
Çok şanslıymışız (!)...
İstanbul- Lefkoşe uçağına bindiğimiz-
de yolcular yaklaşık 2 saattir uçağın
içinde bekliyorlardı. Berlin'den geldiğimiz için uçağa alınan son yolculardık. Çünkü bizden başka Berlin'den
gelip Lefkoşe'ye giden yoktu. 15 dakika sonra uçak havalandı ancak bu
kez de kafama bir başka soru takıldı.
Berlin'de verdiğimiz bagajların Chekin işlemleri Lefkoşe'de alacağımız
biçimde yapılmıştı. Bu 15 dakikalık
kısa sürede bağajlarımız Lefkoşe
uçağına aktarılmış mıydı? Çünkü
Lefkoşe uçağına bindiğimizde uçak
tüm yolcularıyla uçuşa hazır, sadece
havalimanındaki teknik sorunun giderilmesi bekleniyordu. "Neyse... Herhalde işi biliyorlardır" diye düşünerek bu bağaj konusunu pek fazla kafama takmadım. Ancak Lefkoşe'ye indiğimizde işi bilen (!) firma şaşırtmamıştı. Bağajlarımız gelmemişti...
Bizim gibi birkaç yolcu daha aynı
durumdaydı. Kayıp raporu tutuldu.
Ancak o kadar öfkeliydim ki raporu
tutan görevliye adımı, telefon numaramı vb. söylemekte zorlandım.
Merhaba Berlin
TATÛL GÜNLÜÌÜ
Neyseki ertesi gün havalimanından
arandık, bağajlarımız bulunmuş, sonraki bir başka uçakla gelmişti...
Berlin'de uçağımızın hiçbir bilgi verilmeden 2 saat geç havalanması,
İstanbul'da tesadüfi bir teknik arızadan dolayı havalanmayan Lefkoşe
uçağına şans eseri ama Sabiha Gökçen havalimanında koştura koştura
yetişmemiz, Lefkoşe'de bağajlarımızın gelmemesi "Türkiye havasahası"na girdiğimizin ilk işaretlerini
vermeye yetmişti. Amacım ülkemizi
kötülemek değil, tam tersi tatil sezonu
diye "kar yapacağım" hırsıyla özensiz davranan bazı havayolu firmalarına dikkat çekmek, kendilerine ülke
adına çeki düzen vermeleri için küçük
bir eleştiri ve belki bir katkı sunmak...
Tatilimizin 6 günlük Kıbrıs süreci 50
dereceler düzeyinde dayanılmaz bir
hava sıcaklığıyla geçse de 3 yıldan
beri görüşmediğimiz aile fertleri ve
dostlarla buluşmak güzeldi ve oldukça eğlenceli geçti.
Karpaz bölgesi Kıbrıs'ta ziyaret
ettiğimiz bölgelerden biriydi.
Karpaz, Kıbrıs adasının en uç noktasında Türkiye'ye bakan noktada yer
alıyor ve dünyanın en güzel kumsallarından sayılan "altın kumsal"a sahip. Karpaz'da ayrıca yakın bir zamanda restore edilen Apostolopos
Andreas Manastırı bulunuyor. Ve
tabi ki ünlü Kıbrıs eşekleri...
Hem Altın Kumsal hem de nesli tükenmekte olan bu Kıbrıs eşekleri
devlet korumasına alınmış. Eşekler
kumsalın ormanlık bölgelerinde hatta
yol üzerinde serbestçe dolaşabiliyor
ve turistlerin ilgisini çekiyorlar.
6 günlük Kıbrıs tatilimizin son gününde, 20 Ağustos'ta Suruç'ta yaşanan
bombalı saldırının haberleriyle sarsıldık. Aynı günün akşamında Türkiye'ye, Adana'ya yani memleketime uçmamız gerekiyordu. Akşam Kıbrıs
Ercan havalimanına gittiğimizde
yoğun güvenlik önlemleri göze çarpıyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan
da Kıbrıs'taymış ve aynı saatlerde
havalandık. Tabii ki O kendi uçağıyla... Erdoğan Kıbrıs'ta iken Kıbrıs'ın
yıllardır çözülemeyen su sorununu
çözeceği vaadinde bulunmuş... Umarım Kıbrıs'ın bu kronik sorunu çözülür. Kıbrıs'ın politik gündeminde ise
Türkiye'den gidip orada iş kurmuş
yada çalışanlardan henüz Kıbrıs vatandaşı olmayanların sınırdışı edilmesi, Türkiye'ye geri gönderilmesi konusu vardı. Anlaşılan aynen biz Almanya'da yaşayan gurbetçi Türkiyeliler
gibi Türkiyelilere "yavru vatan" denilen Kıbrıs'ta da rahat yoktu. Çünkü
Kıbrıs'lı Türkler de maalesef genel
olarak Türkiyelilerin gönderilmesinden yana.
Ekim sayımızda Adana’daki tatil
gözlemlerimi paylaşacağım...
(Devam edecek)
YORUM: TANER BÖLÜK
SEPTEMBER 2015 MERHABA
27
Merhaba Berlin
BKTMD Korosu „Mum Işığı Dinletileri 5“
konserinin hazırlık çalışmalarına başladı
Berlin Klasik Türk Müziği Derneği (BKTMD) Korosu, ilkini 15 Kasım 2013’te gerçekleştirdiği
Mum Işığı Dinletileri’nin beşincisini yine Tiyatrom’da müzikseverlerin beğenisine sunacak.
2
icra edecekleri eserlerin hepsini açıklamak istemiyor ama biz provalarda
birkaç eser dinledik ve çok hoşumuza
gitti. İşte o eserlerden bazıları:
Başkan Selahattin Doğan: „Berlinli
müzikseverler için yine dopdolu güzel
bir konser hazırlıyoruz. Konser akşamı Tiyatrom’da buluşmak üzere“ diyor. Nihavend ve şehnaz eserlerden
seçili bir repertuvar hazırladıklarını
söyleyen Selahattin Doğan, konser
Nihavend eserlerden ilki şöyle:
Güftesi Mustafa Reşit
Bey ve bestesi Arşak
Çömlekçiyan’a ait nihavend şarkı „Ey nihal-i
emelimde sararan pembe
çiçek“. Bu makamın ikinci eseri ise: „Ben bûy-i
vefâ bekler iken sûy-i çemenden“ adlı beste.
7 Kasım Cuma akşamı yapılacak konser için izinden dönen
koro elemanları ve sazendelerle
provalara başlayan koroyu, halen Türkiye’de bulunan Tahsin İncirci yerine,
dönene kadar BKTMD Başkanı Selahattin Doğan çalıştıracak.
BERLÛN TÜRK ÛÍ REHBERÛ
www.reehber.de
28
MERHABA SEPTEMBER 2015
Provalarda dinlediğim Şehnaz Makamı‘ndaki üç güzel eser ise şöyle:
„Feryad ki feryadıma imdat edecek
yok“, „Fırsat bulsam yare varsam“ ve
„Küçük suda gördüm seni“.
HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK
ba’y⁄
Merha
her ay
larak
PDF o de
r.
reehbe e
nd
adresi iniz
bilirs
okuya
Merhaba Berlin
Wilmersdorf Korosu kahvalt⁄da
H
aziran ay⁄nda Tiyatrom’da
verdi©i ilk konseri ile ad⁄ndan
söz ettiren Wilmerdorf Korosu, Bey Simit Evi’nde kahvalt⁄da
bulu‚tu. Tatil dönü‚ü provalara ba‚layan Wilmersdorf Korosu, yeni eser-
lerden olu‚acak bir program ile,
15 Nisan 2016 tarihinde OttoBraun-Saal’de verece©i konserin
haz⁄rl⁄klar⁄na yo©unla‚t⁄.
yine muhte‚em bir konser daha geliyor“ diyen Wilmersdorf Korosu
sorumlular⁄ Mukaddes Çakmak ile
Íahin Yücel, Merhaba dergisine de
katk⁄lar⁄ndan dolay⁄ te‚ekkür ettiler.
„Nisan ay⁄nda dolu dolu eserler ile
TÜRKÛYE’DEN EMEKLÛLÛK
• Yurt d⁄‚⁄ borçlanmas⁄ nas⁄l yap⁄l⁄r, nelere dikkat edilmelidir?
• Mavi Kart ile borçlanma ve emeklilik mümkün mü?
• Avrupa’daki ilk i‚e giri‚ Türkiye’den emeklili©e etkili olur mu?
• Ev han⁄mlar⁄ ve Türkiye’de çal⁄‚mas⁄ olmayanlar, emeklilik müracaat⁄ yapabilir mi?
• Yurt d⁄‚⁄ borçlanmas⁄ ile ilgili bilmek istedi©iniz bir çok sorunun cevab⁄n⁄ bizde bulabilirsiniz.
• Ücretsiz dan⁄‚ma için lütfen randevu al⁄n⁄z.
SSK
BAÌKUR
EMEKLÛ SANDIÌI
BORÇLANMA ve MAAÍ BAÌLATMA ÛÍLEMLERÛNÛZ SÜRATLE SONUÇLANDIRILIR
Tel.: 030.21 00 21 61
Fax: 030.92 25 94 90
Avukat Yüksel CAN
Heerstr. 31 • 14052 Berlin
[email protected]
www.canhukukburosu.de
Büromuz Ba‚konsolosluk
binas⁄n⁄n yan⁄ndad⁄r. (150m)
SEPTEMBER 2015 MERHABA
29
Merhaba Berlin
Sommerfest im Flüchtlingsheim
D
as Flüchtlingsheim Refugium
AWO im Askanierring 71A in
Spandau hat ein Sommerfest
unter dem Motto „Integration und Migration“ veranstaltet. Dieses Sommerfest
wurde von vielen Politikern besucht.
Die Eröffnungsrede gab der AWO Chef
Manfred Nowak, danach wurden weitere Reden vom Bezirksstadtrat Stephan
Machulik (SPD) und von der Amtsärztin Gudrun Widder gehalten. Außerdem
hat sich der SPD Fraktionsvorsitzende
Read Saleh den Flüchtlingen vorgestellt. An diesem Sommerfest wollte eigentlich auch der Spandauer Bürgermeister Helmut Kleebank teilnehmen,
doch leider konnte er nicht vor Ort
sein. Er hatte einen Brief geschickt, der
für die Flüchtlinge vorgelesen wurde.
Alle Politiker haben das gemeinsame
Ziel definiert, einen Gesundheitspass
für Flüchtlinge zu schaffen.
Die Flüchtlingsheimchefin Anke Küpschull (AWO) hat die Bewohner herzlich begrüßt. Sie hat für die Flüchtlinge
bisher gute Organisationsarbeit geleistet. So gibt es beispielsweise eine
Kooperation mit der Kita Askanierring,
welche durch die Kita-Leiterin Karin
Klinger mitgetragen wird im Projekt
„Zusammenarbeit/Gemeinsame Aktion“ zusammen mit der Kita Drachenburg (Eigenbetrieb Nordwest). Als Vertreterin für ihre Kita Drachenburg war
Simone Siebach bei diesem Sommer30
MERHABA SEPTEMBER 2015
fest ebenfalls dabei. Denn die Erzieherin Frau Siebach und ich (Nergiz Karakus) wollten auf jeden Fall mit den
Flüchtlingen zusammen dieses Fest feiern, denn sie hatten uns schließlich
auch auf unserem Sommerfest „Vielfalt
der Kulturen“ besucht.
Die Gründer des Projekts „Zusammenarbeit/Gemeinsame Aktion“ (Dir 2 ZA/
AGIM Arbeitsgebiet Integration und
Migration) Polizeikommissarin Protz
und Polizeikommissar Maul-Krüger
waren auch beim Sommerfest dabei,
um mit den Flüchtlingen zu feiern. Alle
Besucher hatten gemeinsam Spaß und
Freude daran, das gemeinsame Zusammenleben unterschiedlicher Nationen
in Deutschland auf diese Art zu erleben.
Das Buffet wurde mit traditionellen
Speisen angerichtet. Gegrilltes und
Getränke wurden kostenlos und zur
Selbstbedienung angeboten. Schminken
und verschiedene Spiele wurden von
den Flüchtlingsheimmitarbeitern mit
engagierten Eltern zusammen organisiert. Die Flüchtlingskinder und ihre
Eltern hatten dabei viel Spaß und sie
haben ein großes Engagement beim
Mitmachen gezeigt. Einige Bewohner
des Flüchtlingsheims haben eine eigene Musikgruppe gegründet. Sie bieten
sogar regelmäßig im Heim Musikstunden an. Diese Gruppe hat beim Som-
merfest in vielen verschiedenen
Sprachen wie z.B. Arabisch, Persisch
und Kurdisch eigene Musik gespielt
und internationale Lieder gesungen. Sie
hatten ihre eigenen traditionellen
Musikinstrumente dabei.
Flüchtlingsfrauen, junge Männer und
junge Mädchen haben gemeinsam dazu
traditionelle Tänze aus ihren Ländern
getanzt und präsentiert.
Wir waren als Deutsch-Türkisches
Stadtmagazin „Merhaba“ bei diesem
Sommerfest, um den Flüchtlingen für
das gemeinsame Zusammenleben in
Deutschland „Merhaba/Guten Tag“ zu
sagen und sie mit einem „Herzlich
Willkommen“ zu begrüßen.
Integration passiert gegenseitig. Wenn
wir alle gemeinsam gegenseitig etwas
füreinander tun, dann sind alle Nationen und alle Kulturen integriert und
wir können brüderlich in Frieden zusammen leben.
Merhaba Berlin
Mülteci kampında yaz şenliği
S
pandau semtindeki AWO Refugium mülteci kampında uyum ve
kaynaşma adına mülteciler için
yaz şenliği düzenlendi. Şenliğe birçok
parti temsilcisi ve politikacı da katıldı.
Açılış konuşmasını AWO' nun müdürü
Manfred Novak yaparken SPD'den
Stephan Machulik, görevli doktor Gudrun Widder de mültecilerin sorunları
hakkında kısa konuşmalar yaptılar.
SPD Meclis Grup Başkanı Read Saleh
de kendini mültecilere tanıttı.
Şenliğine katılması beklenen Spandau
Belediye Başkanı Helmut Kleebank,
katılamamasının gerekçesini de belirten
bir mektupla mültecilere selamlarını
iletti. Şenliğe destek veren tüm katılımcılar ortak hedeflerinin mülteciler için
en kısa zamanda sağlık karnesinin sağl-
anması olduğunu belirttiler. Mülteci
kampının müdüresi Anna Küpschull
katılımcıları ve mültecileri selamlarken, diğer bir katılımcı Askanierring
Anaokulu'nun müdüresi Karin Klinger
de mülteci çocuk ve gençleriyle birçok
projeye öncülük yaptıklarını anlattı.
Bayan Klinger Spandau semtindeki
Kita Drachenburg ile ortaklaşa yaptıkları "Zusammenarbeit/Gemeinsameaktion" projesinden de bahsetti.
Anaokulu proje temsilcisi pedagog
Simone Siebach da yaz şenliğinde mültecileri yalnız bırakmadı. Ben de Merhaba dergisi adına pedagog meslektaşımla beraber oradaydım. Mülteci çocuklar anaokulumuzun yaz şenliği olan
"Vielfalt Der Kulturen"e de konuk olmuşlardı.
Uyum ve Kaynaşma Projesi’nin
kurucuları ve ayrıca çalışma
alanları „Göç ve Uyum“ olan
komiser bayan Protz ve meslektaşı komiser Maul Krüger de
katılımcılar arasındaydılar.
Tüm katılımcılar beraberce eğlendiler
ve çeşitli ülkelerden gelen mültecilerle,
Almanya'da böyle bir şenliği yapabilmenin mutluluğunu yaşadılar. Farklı ülkelerden gelmiş mülteciler ayrıca kendi
ülkelerinden getirdikleri enstrümanlarla
birçok dilde (Arapça, Farsça, Kürtçe)
seslendirdikleri yöresel şarkılarla
katılımcıları coşturdular.
HABER: NERGÛZ KARAKUÍ
SEPTEMBER 2015 MERHABA
31
Merhaba Berlin
Göçmen girişimcilerden
ekonomi dünyasına çağrı:
“Uyum için
artık adım atın”
G
öçmen Ekonomi Derneği
(Verband der Migrantenwirtschaft - VMW) esnaf, ticaret
ve sanayi odalarında göçmenlere yönelik özel danışmanlık birimleri kurulmasını istedi. Vakıf toplumsal ekonomik hayatın omurgası olan Odalar'ın çok kültürlüğe uygun açılım
yapması gerektiğini vurguladı.
Göçmen Ekonomi Derneği tarafından
yapılan açıklama ve çağrıda, Almanya'da yeni iş kuran girişimcilerin sayısına dikkat çekildi. Açıklamada ülkede her beş yeni girişimciden birinin
göçmen kökenli olduğu belirtilerek
32
MERHABA SEPTEMBER 2015
“Özellikle göçmen kökenli girişimcilerin iş kurma aşamasında baş etmeleri gereken engeller var. Bu engelleri
aşmalarında yardımcı olmak için mesleki ticaret ve sanayi odalarında onlara hizmet sunacak birimlerin açılması
zaruridir” şeklinde ifadeler kullanıldı.
Dernek yönetim kurulu taleplerini
Almanya'daki ilgili sanayi, ticaret ve
meslek kuruluşlarına iletti.
VMW kurucularından ve Yönetim
Kurulu üyesi Nihat Sorgeç konuyla
ilgili Merhaba'ya verdiği açıklamada
“Biz ekonomi dünyasına bir çağrı
yapıyoruz. Göçmenlerin ekonomiye
katkısı büyük. Ancak aidatlarını ödedikleri kurumlarda yeterince temsil
edilmiyorlar, dahası hizmetlerden de
gerektiği şekilde yararlanamıyorlar.
Artık sanayi ve ticaret odaları ile
esnaf odalarının da slogan atmak,
mesaj vermekten ileriye geçerek somut adım atmalarını istiyoruz” dedi.
Nihat Sorgeç, uyum ve çok kültürlülüğe açılım konusunda ekonomi
kurumlarının geride kaldıklarını belirterek “gerçek uyum gerçek temsille
ve hizmetle olur. Ekonomi uyumun
motorudur. Bu nedele ellerini taşın
altına koysunlar, açılım için adım
atsınlar” dedi.
Sizleri Meslek Sahibi Yap⁄yoruz!
Dünya’nın her yerinde geçerli diplomalı Meslek E©itim Kurslarımız
ba‚lamı‚tır. E©itimin ya‚ı yoktur. Ya‚ınız 30, 40, 50 ne olursa olsun:
Ücretsiz e©itim ve danı‚ma için kampanyamız devam ediyor.
Katılım ‚artları: Berlin JobCenter’ler ve Û‚ Ajansından
Bildungsgutschein, yeterli almanca bilgisi.
ALTENPFLEGER/IN
Staatlich anerkannt
ANLAGENMECHANIKER/IN (HWK)
FAHRRADMONTEUR/IN (IHK)
FLORIST/IN (IHK)
FRISEUR/IN (HWK)
HOTELFACHMANN/-FRAU (IHK)
JOURNALIST/IN
KAUFMANN/-FRAU IM EINZELHANDEL (IHK)
KOCH /IN (IHK)
MODESCHNEIDER/IN (IHK)
RESTAURANTFACHMANN/-FRAU (IHK)
Cuvrystraße 34 • 10997 Berlin
E-Mail: [email protected]
facebook.com/bwkberlin
www.bwk-berlin.de
Tel.: 030.617929-0
Fax: 030.617929-37
Merhaba Berlin
4 okuyucumuza Blu-ray
DVD hediye ediyoruz!
Resimdeki sinema sanatç⁄m⁄z Aykut’un soyad⁄n⁄
do©ru olarak bize e-mail ile yazan ilk 4 okurumuza
Blu-Ray DVD hediye ediyoruz: [email protected]
Köstliche Komödie um Importbräute
„300 Kelime Almanca“ adl⁄ komedi filmini art⁄k evinizde
DVD veya Blu-ray olarak keyifle izleyebileceksiniz...
DCM bringt die Multikulti-Komödie 300 WORTE DEUTSCH mit deutsch-türkischer
Starbesetzung auf DVD, Blu-ray und als Video on Demand in die Wohnzimmer.
Kreuzberg’te Gökku‚a©⁄
Kitabevi’nden alabilirsiniz...
Regenbogen Buchhandlung
Adalbertstraße 3, 10999 Berlin
K
öln ist für Migranten ein heißes
Pflaster geworden, seit der unerbittliche Dr. Ludwig Sarheimer (Christoph Maria Herbst) vom Ausländeramt die
„illegalen Schmarotzer und Ziegenhirten“
mit Abschiebung bedroht. Erbittert wehrt
sich Moschee-Vorsteher Demirkan (Vedat
Erincin) gegen die Behördenwillkür, denn er
vermittelt jungen Männern Bräute aus der
türkischen Heimat –auch wenn die Bescheinigung über deren Deutschkenntnisse gefälscht ist.
Wir verlosen 4xBlu-ray DVD
Frage: Wie heisst der Schauspieler
Aykut (Foto oben) mit Nachnamen?
Die Antwort an die Redaktion
mailen: [email protected]
die ersten 4 Leser gewinnen!
Bei allen Verlosungaktionen
ist der Rechtsweg ausgeschlossen.
34
MERHABA SEPTEMBER 2015
Doch selbst Demirkans eigene Tochter Lale
(Pegah Ferydoni) rebelliert gegen die traditionelle Heiratsvermittlung des Vaters – sie
hat sich an das selbstbestimmte Leben einer
Kölner Studentin gewöhnt. Richtig kompliziert wird es, als sie sich ausgerechnet in
Sarheimers Neffen und Mitarbeiter Marc
(Christoph Letkowski) verliebt…
Merhaba Berlin
Hamburglu ünlü
yazar Ali Aytaç’⁄
Merhaba´da
konuk ettik
„Ûksir - Íehir Sendromu“ adl⁄
roman⁄n yazar⁄, astrolog Ali
Aytaç, y⁄llar önce makaleler
yazd⁄©⁄ Merhaba dergisini
ziyaret ederek hasret giderdi.
T
ürkçesi 2010, Almancas⁄
2011 y⁄l⁄nda yay⁄nlanan
”Ûksir - Íehir Sendromu“ adl⁄
roman⁄ ile tan⁄nan Hamburglu astrolog-yazar Ali Aytaç, bir günlü©üne
geldi©i Berlin’de Merhaba dergisine
de konuk oldu.
15 y⁄l önce Merhaba dergisinde de
makaleleri yay⁄nlanan Ali Aytaç ile
Buradan Kaçı‚ Yok
yak⁄nda yay⁄nlanacak olan yeni kitab⁄ hakk⁄nda da sohbet ettik. Ûksir
kitab⁄n⁄n da önümüzdeki günlerde
Ûngilizcesi yay⁄nlanacak olmas⁄ da
bizleri ayr⁄ca sevindirdi.
SÖZ
MERHABA
OKURLARININ
Sinoplu yazar Yılmaz Yavuz'un
3. kitabı "Buradan Kaçı‚ Yok",
Sinop Zindanı'nda geçen gerçek
bir ya‚am öyküsünü anlatıyor
OLUMLU VEYA OLUMSUZ
TATÛL ANILARINIZI
Y
ılmaz Yavuz; "320 sayfalık
kitabımız, Sinop Mapushanesi'nin karanlık zindanlarına
ışık tutuyor. Gerçek karakter ve kahramanlarla olayların yaşandığı bu kitap, Sinop zindanında Sarı Mestan ve
arkadaşlarına karanlık odalarda nasıl
işkence yapıldığının aynasıdır. Bu kitapla Sinop ve Sinop Cezaevi'ni yakından tanıma olanağı bulacaksınız."
TÜRKÛYE GÖZLEMLERÛNÛZÛ
BÛZE YAZIN YAYINLAYALIM
© VitrinHaber/Sinop
Buradan Kaçı‚ Yok • Puslu Yayıncılık
ISBN : 978-605-5099-18-3
berlin türk i‚ rehberi
[email protected]
• www.reehber.de
RE
20 JAH ES
SCH
TÜRKI HENC
BRAN
BUCH
SEPTEMBER 2015 MERHABA
35
Merhaba Berlin
Ûnatla‚ma ve Asilik Evresi
Ûnatla‚ma ve asilik dönemi iki ya‚ döneminde belirginle‚ir.
Bu ya‚ dönemi bebeklikten ilk çocukluk dönemine geçi‚
basama©⁄d⁄r. Çocukluktan ergenli©e geçi‚ dönemi gibi zor
bir süreçtir. Bu döneme ba©⁄ms⁄zla‚ma ve bireyselle‚me
dönemi de diyebiliriz.
Ûki ya‚⁄nda fiziksel, bilinçsellik ve dil becerileri geli‚ti©inden bu
dönemde çocuk, anne - babaya art⁄k tam anlam⁄yla ba©⁄ml⁄ de©ildir.
Ergenlik dönemindeki gibi ergenin ebeveyenlerinden çözülmesi gibi
bu evrede de çocuk ebeveyenlerinden ba©⁄ms⁄zla‚maya ba‚lar.
N
ormal bir geli‚im evresini tamamlayan her çocuk çevresini ke‚fetmeye ba‚lar ve ebeveyenlerinden ba©⁄ms⁄zla‚may⁄ ister.
Bu evrede tabiki çocu©un do©al olarak anne - baban⁄n ko‚ulsuz sevgisine
ve de güvenlerine ihtiyaç duyar. Ûlk
ya‚ evresinde bebekler için d⁄‚ dünyay⁄ ke‚if için merak ve ilgi do©maya
ba‚lar. Bebekler konu‚maya ve yürümeye ba‚lad⁄klar⁄ andan itibaren anne
- babalar⁄ndan ayr⁄larak çevrelerinde
olan biteni ke‚fetmek için yava‚
yava‚ uzakla‚⁄rlar. Ûki ya‚ dönemi ise
bebeklik döneminin bitti©i evredir.
Ûki ya‚ döneminde konu‚ma yetenekleri tam anlam⁄yla geli‚medi©inden,
çocuklar⁄n istek ve duygular⁄n⁄ anlatmada zamana ihtiyaçlar⁄ vard⁄r. Çocuklar bu ya‚ta k⁄sa cümleler kurarlar. Ebeveyenlerin yapaca©⁄ uzun
aç⁄klamalar⁄ iki ya‚ çocuklar⁄ takip
etmez ve dinlemez. Çünkü bu ya‚ta
dikkat süresi k⁄sad⁄r, ileti‚im becerile„Çocu©unuz için
sizin bir model
oldu©unuzu
unutmay⁄n...“
36
MERHABA SEPTEMBER 2015
ri de uzun vadeler için geli‚memi‚tir.
Konu‚ma becerisi ve uzun aç⁄klamalar⁄ alg⁄lama becerisi geli‚medi©inden, çocuk inatla‚arak ve a©layarak
istek, ihtiyaç ve duygular⁄n⁄ bu davran⁄‚larla ifade etmeye çal⁄‚⁄r.
Bu ya‚ döneminde çocuklar genellikle
yaln⁄z oynamay⁄ tercih ederler ve
oyuncaklar⁄n⁄ ba‚kas⁄yla payla‚maktan ho‚lanmazlar. Çünkü empati ve
sosyal becerileri daha geli‚memi‚tir.
Bu dönemde ba‚kas⁄n⁄n ihtiyaç ve
duygular⁄n⁄ anlamaz, bu sebeple çocuk, inatla‚may⁄ ve öfke krizini önlemek için, ba‚kas⁄yla oyunca©⁄n⁄ payla‚maya yada ba‚kas⁄yla oynamaya
zorlanmamal⁄d⁄r. Hatta çocu©a ba‚kas⁄n⁄n oyunca©⁄ cazip gelebilir ve onu
elde etmek için u©ra‚abilir. Ûki ya‚
çocuklar⁄ için de al⁄‚⁄k olduklar⁄ rutinler de çok önemlidir, örne©in, ayn⁄
bardak/‚i‚eden içmek, en sevdi©i
oyunca©⁄n⁄n yan⁄nda olmas⁄ ve herzaman severek dinledi©i masal⁄ b⁄kmadan tekrar tekrar dinlemek gibi.
Bunlar çocu©a kendini güvende hissetmenin yan⁄ s⁄ra kendisinin önemsendi©i ve ciddiye al⁄nd⁄©⁄ hissini verir. Bu ya‚ döneminde kendini savunma ve muharebe becerisi de geli‚ti©inden yeti‚kinlerin önerilerine kar‚⁄
z⁄t bir tutum sergiler, istedi©ini yapsan⁄z da ayn⁄ tutumu sergiliyecektir.
Nergiz Karakuş
Staatlich Anerkannte Erzieherin
Sprachfacherzieherin
„Ûnatla‚ma“ ve „Hay⁄r“ Dönemi
Çocuklar⁄n ki‚isel becerileri geli‚tikçe kendi güçlerini ve yapabileceklerini test ederler. Ke‚iflerini çevrelerinde art⁄r⁄rlar, daha fazla hareketli olmaya ba‚larlar. Çünkü çocuklar dünyam⁄z⁄ deneyerek, gözlemleyerek ve
ke‚federek ö©renirler.
Ayr⁄ca tüm duyu organlar⁄yla ö©rendiklerinden hareket halinde olup bitteni alg⁄lamalar⁄ daha kolay olur.
Ba©⁄ms⁄zl⁄klar⁄n⁄ ve ba‚arabileceklerini ispatlamaya çal⁄‚t⁄klar⁄ndan, bu
dönem ebeveyenler için yorucu ve zor
bir dönemdir. Küçük ke‚ifçileri tutmak kolay de©ildir. Kendi planlar⁄n⁄
uygulamaya koyulduklar⁄nda aileleri
taraf⁄ndan kural ve s⁄n⁄rlarla kar‚⁄la‚t⁄klar⁄nda „inatla‚ma“ ba‚lar...
Ebeveyenler çocuklar⁄n⁄ korumak için
s⁄n⁄rlar ve kurallar belirlerler. Bu kurallar/s⁄n⁄rlar çocu©un ke‚fetme dürtüsüyle çat⁄‚⁄r.
Bir söz vard⁄r „Yasaklar hep ilgi çeker“ veya „Yasaklar y⁄k⁄lmak içindir.“ Taki ki‚i kendi tecrübesiyle neden/niçinleri anlayana kadar, kural ve
s⁄n⁄rlar⁄n niçin oldu©unu anlamak
istemez. Bu ya‚larda çocuklar⁄n neden/niçinlerin anlam⁄n⁄ anlamas⁄ güçtür. Onlar sadece deneme/ke‚ifte engellendiklerini dü‚ündüklerinden, bu
Merhaba Berlin
ÇOCUKLARI ANLAMAK
nedenle ebeveyenleriyle sava‚arak,
„HAYIR“ diyerek yapmak istediklerini yapmaya çal⁄‚⁄rlar. Sonuçta ebeveynler çocu©un dedi©ini yapsalar da
bu çocu©u sakinle‚tirmeyebilir. Engellenmek alg⁄s⁄ büyük bir öfke krizine dönü‚ebilir. Çocuklar⁄n k⁄zg⁄nl⁄k,
öfke ve kayg⁄ duygular⁄n⁄ bu ya‚larda
kontrol alt⁄na almalar⁄ zordur ve bunu
bast⁄rmalar⁄ uzun zaman alabilir.
2-3 ya‚ çocuklar⁄ kendini dünyan⁄n
merkezinde görür, o her‚eyi ba‚arabilecek güçtedir, bununla gurur duyar.
Yenilgiyi ve ba‚ar⁄s⁄zl⁄©⁄ kabullenemez. Bu ya‚larda çocu©unuzdan
„Ben“ kelimesini s⁄kça duyars⁄n⁄z,
bunun anlam⁄, yani ben kendim yapaca©⁄md⁄r. Bir kule yap⁄yorsa onu kendi yapacakt⁄r, kimsenin yard⁄m⁄na ihtiyac⁄ yoktur. Ben merkezci bir dönemdedir. Anne-baban⁄n, bebeklik
döneminde her ihtiyac⁄n⁄ kar‚⁄lad⁄©⁄ndan, her‚eyin onun ekseninde döndü©ünü sanar. Bebeklikte a©layarak
elde ettiklerini bu ya‚ta öfke ve inatla‚arak elde etmeye çal⁄‚⁄r. 3. ya‚⁄nda
geli‚en sosyal/empati becerisi ile bu
davran⁄‚ azal⁄r.
3-4 ya‚ evresinde çocuklar kendi
iradelerini, istek ve davran⁄‚lar⁄n⁄
kontrol alt⁄na almaya ba‚larlar.
Bu dönemde hem güvenli kollarda
kalmak, hem de ba©⁄ms⁄z olmak isterler. D⁄‚ dünyay⁄ ke‚if merak⁄ artar,
bir yandan da ba©⁄ms⁄zla‚ma iste©ini
ve korkusunu ayn⁄ anda ya‚arlar.
Anne-baban⁄n yan⁄nda kalmak, bir
yandan da uzakla‚arak denemelerini
yapma iste©i onlar⁄n korku ve pani©e
kap⁄lmalar⁄na sebep olur. Ûki deneme
cesaret duygusunun ard⁄ndan ürkme
duygusu ile a©layarak anneye ko‚arlar. Çocuklar⁄n ya‚ad⁄©⁄ bu çat⁄‚ma,
ebeveyenler için kolay de©ildir.
Çocu©un bilinçsel, duygusal, fiziksel
becerileri ile kendilerine olan güven
duygusu geli‚tikçe öfke/inat krizi de
azal⁄r.
Anne-Babalara Öneriler…
Çocu©unuzu inatla‚mada sevgisizlikle
cezaland⁄rmay⁄n. Sakin kalmaya çal⁄‚arak ve çocu©unuzu ciddiye alarak
inatla‚man⁄n alt⁄nda yatan sebepleri
bulabilirsiniz. Çocu©unuz için sizin
bir model oldu©unuzu unutmay⁄n, sizin öfke/inat krizlerini çocu©unuz da
izlemleyerek taklit edebilir. Ûnatla‚ma
bir ki‚ilik sorunudur, siz de bu ki‚ilik
mevcutsa çocu©unuza geçmis olabilir.
Alternatifler bularak çocu©unuzun ilgisini ba‚ka yöne çekebilirsiniz. Esnek ve sakin kalman⁄n yan⁄nda s⁄n⁄r
ve kurallar⁄n⁄z⁄ da belirleyebilirsiniz.
Çocuklar⁄n belli kurallara/s⁄n⁄rlara ihtiyaçlar⁄ vard⁄r. Kurallar ve s⁄n⁄rlar
çocu©unuza güven verir. Ki‚ilik geli‚imi için bunlara ihtiyac⁄ vard⁄r.
Ûnatla‚malar⁄ güç sava‚⁄na çevirmeyiniz. Her istedi©ini yapmak, çocu©un
ileriki ya‚larda büyük hayal k⁄r⁄kl⁄©⁄
ya‚amas⁄na neden olur. Aksi bir durumda da bask⁄ uygularsan⁄z, o zaman da çocu©un ba©⁄ms⁄z bir birey
olmas⁄n⁄ engellersiniz. Çocuk inatla‚mada sizin pes etti©inizi hissederse, bu davran⁄‚⁄ tekrarlar ve s⁄n⁄rlar⁄n⁄z⁄ test etmeye ba‚lar. Çocuklar⁄n
zaman kavram⁄ yeti‚kinlerinkinden
farkl⁄ oldu©undan zaman⁄ erken planlar ve zaman b⁄rak⁄rsan⁄z stresi azalt⁄rs⁄n⁄z.
Her bireyin kendi tecrübelerini edinebilmesi için zamana ihtiyac⁄ vard⁄r.
Bu zaman⁄ birbirimize verelim…
SEPTEMBER 2015 MERHABA
37
Merhaba Berlin
Almanya’da Müslümanlara ve
Müslüman derneklerine yönelik
saldırılar ürkütücü derecede artıyor!
E©itimci Gözüyle
Ali Uzun
E©itimci - Yazar
[email protected]
© Deutscher Bundestag/Achim Melde
2015-16 Ö©retim Y⁄l⁄ Ba‚larken...
H
ristiyan Demokratik Birlik Partisi Federal
Milletvekili, Birlik Partileri Meclis Grubu
Uyum Politikaları Sorumlusu Cemile Giousouf, Müslümanlara ve Müslüman örgütlere yönelik
saldırılardaki artış hakkında şunları söyledi:
„Son belirlenen rakamlara göre Almanya’da Müslümanlar ve Müslüman derneklerine saldırılar belirgin
biçimde artmakta. Polis Sendikası ve Müslüman örgütlerin bu saldırıların başlı başına bir kategoride yani
‘İslam karşıtı suçlar’ kapsamında tescil edilmesi talebini destekliyorum. Halihazırda camiilere, camii derneklerine ve diğer Müslüman örgütlenmelere yönelik
saldırılar polis tarafından hakaret, maddi hasar ya da
haneye tecavüz şeklinde kaydediliyor. Öte yandan
Yahudilere ve havralara yapılan tüm saldırılar “antisemit suçlar” olarak ayrı bir kategoride kaydediliyor.
İslam düşmanlığı da Nefret Suçları kapsamında ayrı
bir birim olarak tescil edilmeli ve bu şekilde kaydedilmeli. Şimdiye kadar Nefret Suçları’nda yabancı düşmanlığı ve din düşmanlığı kategorileri yer almakta.
2015 yılının ilk yarısında Müslümanlara yönelik 23
saldırı kayıtlara geçti. Geçtiğimiz sene toplam 45 saldırı
olduğu düşünülürse belirgin bir artış göze çarpıyor.
Müslümanlara yönelik bu eylemlerin ayrı bir kategori
olarak kayıt altına alınması caydırıcı olacağı kadar,
Müslüman karşıtı ırkçılığın gelişim ve eğilimlerini takip etmeyi de kolaylaştıracaktır.”
Cemile Giousouf
Federal Meclis Milletvekili
CDU/CSU Meclis Grubu Uyum Politikaları Sorumlusu
38
MERHABA SEPTEMBER 2015
Sevgili Merhaba okurları, değerli veliler!
O
ldukça uzun süren bir yaz tatili sona ermiş ve yeni
bir öğretim yılı başlamış bulunuyor. Çocuklarımızın ve gençlerimizin dinlenmiş olarak, yeni bir heyecan ve motivasyonla, kendilerini geleceğe hazırlayacak
bilgi ve becerileri elde etmek üzere, derslerine dört elle sarılmaları, başarılı olmalarında önemli bir etken olacaktır.
46 sene gibi uzun süren meslek hayatımdaki tecrübelerime
göre, öğretim yılı başından itibaren işleri sıkı tutan, sınıfta
verilen derslere önem veren öğrenciler, çoğunlukla başarılı
olmaktadırlar. Bir öğretim yılı için müfredat programlarında
öngörülen ders konuları, bir merdivenin basamakları gibidir.
Bir merdiven üzerinden basamak basamak yukarılara tırmanılabilir. Alttaki ilk basamakları kullanmadan, bir çırpıda
üçüncü ve daha yukarıdaki basamaklara ulaşmak çok zordur
ve hemen hemen imkansızdır. Öğretim etkinliklerinde de
durum buna benzer. Okulların açıldığında derslerde ele alınan konuları, doğru dürüst öğrenemeyenler ve ciddiye almayanlar, bunların devamı olan daha sonraki derslerde de büyük çapta zorluklarla karşılaşır ve başarısız olurlar.
Sevgili veliler, sayısız sohbetlerimde ve makalelerimde belirttiğim üzere, eğitim ve öğretim etkinliklerinin ana hedefi,
çocuklarımızın öncelikle kendilerine, ailelerine, içinde yaşadıkları topluma ve son olarak da insanlığa yararlı bireyler
olarak yetiştirilmeleridir. Bu hedefe ulaşabilmek için, anne
ve baba olarak sorumluluğumuzun bilincinde hareket etmeliyiz. Okuldaki eğitim ve öğretim etkinliklerini, eldeki bütün
imkanlarımızla desteklemeliyiz. Çocuklarımız için başarıya
giden yol, bir çok şeyler arasında, öncelikle sabahları iyi bir
kahvaltı yapmalarından, sınıfta öğrenilenlerin derslerin dışında tekrarından, yeterince ve sağlıklı bir uykudan ve son
olarak görsel iletişim araçlarının zamanında ve sınırlı kullanılmasından geçer.
Yukarıda özetle belirttiğim hususları dikkate alacağınızı ve
bunlara göre hareket edeceğinizi umar, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza 2015-16 öğretim yılında üstün başarılar dilerim.
Merhaba Berlin
Birle‚ik okula
onay çıktı
Engelli çocukları olan veliler
birle‚ik okulu olumlu buldu
Bilirki‚i komisyonu üyesi InterAktiv
Derne©i Ba‚kanı Sevgi Bozda©:
“Henüz sorunlar bitmedi...”
HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK
A
lmanya’da bir süredir eğitim
politikasını doğrudan etkileyen ve değiştiren yeni ve
olumlu bir uygulama başladı. Uygulamaya göre engelli öğrenciler ile
diğer öğrenciler aynı okul ve sınıflarda eğitim alabilecek. Bir süredir
devam eden bu uygulamalara ilişkin
yeni somut veriler elde edildi: Veliler
de bu yeni uygulamaya olumlu not
verdiler.
çocukların olmadığı diğer normal
okullardan daha iyi olduğu sonucu
çıktı.
Bertelsmann Vakfı tarafından yaptırılan ve toplamda 4 bin 300 velinin
katıldığı araştırmanın sonuçları geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Araştırma sonuçlarına göre engelli çocuklarla aynı şartlarda ders verilen (Inklusion Schule) birleşik okulların, engelli
Veliler özellikle birleşik okullarda
(Inklusion Schule) öğretmenlerin yetenek, kapasite, başarı ve çalışkanlıklarını diğer okulardan daha ileride
olarak nitelediler. Buna göre ailelerin
yüzde 89’u öğretmenleri konularında
uzman olarak niteledi. Ayrıca ailelere
göre öğretmenlerin yüzde 80’i işine
düşkün, yüzde 72’si öğrencilerin başarılı yanlarını ortaya çıkardıkları,
yüzde 69’unun da zayıflıklarını keşfedip bunu iyileştirmek için çalıştıkları görüşündeler.
Aileler, birleşik okullarda (hem engelli hem engelsiz çocukların birlikte
ders alabildiği) çocukların kendi öğrenme tempoları ile eğitim alabildikleri, güçlü yanlarının daha iyi değerlendirildiği ve zayıf yanlarının daha
iyi geliştirildiği fikrinde birleşti.
Öğretmenlere verilen bu büyük desteğe ve olumlu nota dikkat çeken uzmanlar, kamuoyunda „engellilerle
aynı sınıfta eğitim olmaz“ önyargısının yıkıldığı ve projenin devam etmesi yönünde yeni bir ivme kazanıldığı görüşünde birleşti.
Komisyon Üyesi Sevgi Bozdağ:
“Henüz sorunlar bitmedi...”
Özellikle Türk ve göçmen engellilere
yönelik çalışmaları ile tanınan İnterAktiv e.V. Derneği Başkanı ve Berlin
Eyaleti Senatosu Birleşik Okul Bilirkişi Komisyonu’nun (Inklusion Fachbeirat) tek Türk üyesi Sevgi Bozdağ,
Bertelsmann Vakfı’nın araştırmasını
Merhaba Dergisi için değerlendirdi.
Sevgi Bozdağ, araştırma sonuçlarının
olumlu olmasına rağmen sorunların
halen büyük olduğuna işaret etti.
Türk engellilerin durumuna özellikle
dikkat çeken Bozdağ “Ben bu konuda
Türk ailelerle de görüşüyorum, ancak
onlar çocukların engellilere yönelik
destek okullarında okumasından yana.
Ancak, çocukların tam destek alamayacakları ve alay edilecekleri, geri kalacakları gibi endişelere sahipler.
Daha henüz yolun başındayız. Herkes
sistemi tam yüzde yüz başarılı görmüyor. Öyle olabilmesi için büyük yatırımlar gerek. Bu da uzun zaman alacak bir uygulama. Şu anda ne yeterli
uzman öğretmen var, ne okulların mimari özellikleri yeterli, ne de aileler
buna tam olarak hazır. Kısaca ortada
bir sorunlar yumağı var. Ayrıca çocukların engellilik ve öğrenim güçlük
dereceleri de birbirinden farklı. Tüm
bu sorunlar ve engeller göz önüne
alınmadan tam çözümden söz etmek
şimdilik biraz zor” dedi.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
39
ADD, BKM ve TGB 8 Mart'ı kutladı...
Merhaba Berlin
Türkisch-Europäische Stiftung für Bildung und wissenschaftliche Forschung
Schule und Bildung,
zwei problematische Bereiche
Im Bereich Schule und Bildung wird von der muslimisch geprägten Gesellschaft gefordert, dass die
Schule nicht nur als Bildungsort fungiert, sondern
auch einen Ort für Gemeinschaftsbildung ausmacht
sowie für kulturelle Aufklärung und Sensibilisierung
agieren soll.
Die Klassengröße und die damit verbundene
Kameraderie stellt eine optimale Bedingung zum
Zusammenleben dar. Die junge Generation in der
Gesellschaft welche sich durch Normen und Werte
definiert, ist objektiv und ohne jegliche Präjustiz
Freizeitaktivität
I
m Ruhrgebiet ist außerdem erkennbar, dass Fußballvereine
mit Migranten zum Beispiel
durch Türken geprägt sind, diese
sind hauptsächlich als Migrantenvereine zu betrachten.
Bei den Sportvereinen findet die
Integration im Bereich Fußball
dadurch sehr gut statt.
Sehr viele Jugendliche muslimische Migranten gehen zu deutschen Sportvereinen, weil sie das
Ziel ihre Selbstverwirklichung
durch Fußball zuhaben gestalten.
Diese Annahme geht aus Gesprächen mit den jeweiligen Fußballvereinen in Essen, Gelsenkirchen und Duisburg hervor.
Doch bei fast allen anderen
Sportarten wie Basketball und
Volleyball, Tischtennis oder Tennis
sind die muslimischen Migranten
sehr unterrepräsentiert, auch im
Frauenfußball sind die muslimischen Frauen wenig repräsentiert.
40
MERHABA SEPTEMBER 2015
Türken beim Fußball identifizieren sich mit Deutschland
Bei der Weltmeisterschaft letztes
Jahr jedoch haben sowohl türkische als auch deutsche Jugendliche zusammen Fußball geguckt.
Daraus ergibt sich, dass sich die
türkischen Jugendliche als „Deutsche“ identifiziert haben, diese
Feststellung geht auch aus den
Gesprächen mit den Jugendlichen
hervor. Letztendlich ist noch hervorzuheben, dass besonders bei
diesen Jugendlichen, die sich sowohl mit Deutschland verbunden
fühlen als auch mit der Türkei und
eine Ausbildung oder ein Studium
absolviert haben, die Intention
steigt in das Herkunftsland zurückzukehren um dort ihre Zukunftschancen in Anspruch nehmen zu
können. Dies könnte sowohl auf
eine steigende Identifizierung mit
dem Heimatland ihrer Familie zusammenhängen, als auch mit der
Wahrnehmung der steigenden Berufschancen in der wirtschaftlich
blühenden Türkei.
PROF. DR. FARUK ÍEN
Migrantenselbstorganisationen
Für diese neu entwickelte Lebensweise der Jugendlichen im Ruhrgebiet sind die Moscheevereine
und Migrantenselbstorganisationen von großer Relevanz.
Durch die vielfältigen Freizeit- und
Bildungsangebote gewinnen diese
Vereine zunehmend an Bedeutung. Aufgrund der großen Zahl
von Zuwanderern gibt es im Ruhrgebiet eine überdurchschnittliche
Zahl von Migrantenselbstorganisationen (MSO).
Einzelne Städte mit hohem
Migrantenanteil und dadurch bedingt hohen Zahlen an türkischen
Selbstorganisationen sind die
Städte Duisburg (190), Gelsenkirchen (105), Dortmund (90) und
Essen (75). Diese Zahlen gehen
aus eigenen Untersuchungen hervor.
Die Nutzung der von den Vereinen
angebotenen
Dienstleistungen
Merhaba Berlin
FOTOÌRAF: ÇÛÌDEM HIZKAN
deckt ein weites Feld mit unterschiedlichen politischen, kulturellen, berufsständischen und religiösen Aufgaben und Zielsetzungen
ab. Oft gibt es im Ruhrgebiet für
die Migranten trotz der Bemühungen der Wohlfahrtsverbände noch
nicht für alle sozialen Ansprüche
(Behinderung, Sozialberatung, Erziehungsberatung etc.), eine erreichbare Anlaufstelle mit gleichwertigen Angeboten, wie es für die
Mehrheitsgesellschaft der Fall ist.
Sehr häufig übernehmen stattdessen Migrantenorganisationen
durch adäquate Angebote für ihre
nationale Zielgruppe diese Aufgaben. An Hand dieser ersten Be-
standsaufnahme wurde festgestellt, in welchen unterschiedlichen Einrichtungen und Lebensbereichen (Kindergarten, Schule,
Altenheime, etc.) durch den muslimischen Glauben geprägte Werte
und Verhaltensweisen konflikthaft
auf westlich orientierte und christlich geprägte Vorstellungen treffen.
In letzter Zeit denken dadurch
auch islamische Wohlfahrtsverbände daran, einen islamischen
Wohlfahrtsverband gründen zu
wollen und zwar von dem
deutsch-türkischen Muslimdachverband Ditib.
Selbstorganisationen von Migranten nehmen darüber hinaus eine
Brückenfunktion im Verhältnis zwischen Zuwandergruppen und
Mehrheitsgesellschaft wahr.
Durch ihre Aktivitäten schaffen sie
einen Begegnungsraum für beide
Seiten, der einen Austausch zwischen der Zuwandergruppe und
der Mehrheitsgesellschaft ermöglicht. Typisch für diese Art Selbstorganisation sind die deutsch-türkischen Freundschaftsvereine, die
insbesondere in den 70er und
80er Jahren gegründet wurden
und teilweise heute noch sehr aktiv sind.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
41
Merhaba Berlin
Türkisch-Europäische Stiftung für Bildung und wissenschaftliche Forschung
Die Muslime haben
sehr viele Probleme
In den letzten 5 Jahren ist die
Integration von Migranten auf
der Tagesordnung im Bund,
im Land und in den Kommunen angekommen.
Trotz der eingesetzten Kommissionen, Förderprogramme
und Integrationsteams hat
sich diese Erkenntnis als
Handlungsbedarf in der
breiten Öffentlichkeit – insbesondere auch bei vielen Verantwortungsträgern in der
Politik, in der Wirtschaft, in
sozialen, kulturellen und
sportlichen Gremien noch
nicht durchgesetzt.
Türkisch-Europäische Stiftung für Bildung
und Wissenschaftliche Forschung
42
MERHABA SEPTEMBER 2015
M
oscheeneubauten, die Höhe von Minaretten, Kopftuch ja oder nein, die
Deutsche Sprache als Voraussetzung für Integration, dies sind nur
wenige Themen, welche seit langem auch im Ruhrgebiet ausführlich diskutiert werden. Im alltäglichen Sprachgebrauch spricht man
ständig von Muslimen in Deutschland, es vermittelt den Eindruck
als handle es sich dabei um einen
Teil der Gesellschaft der zwar die
deutsche Staatsbürgerschaft innehat aber dennoch nicht zum deutschen Volk dazugehört.
Somit ist es höchste Zeit, dass
Muslime in das Zentrum des Interesses gerückt werden, um die
reale Gegenwart des Islam in Bezug auf das Ruhrgebiet zu betrachten. Dazu gehören zum einen die ökonomischen Dimensionen ebenso wie die sozialen und
kulturellen Integrationsleistungen.
Innerhalb von Deutschland ist das
Ruhrgebiet im Hinblick auf seine
Migrationsgeschichte und Bevölkerungsstruktur eine einzigartige
Region, da sich dort die ersten
Migranten vor allem Muslime während der 60er Jahre niedergelassen haben.
Türken bilden die
größte Gruppe
Der Regionalverband Ruhr verweist durch eine Statistik auf ca.
35,6 Türken, die im Ruhrgebiet leben. Betrachtet man die Zusammensetzung der in Deutschland
lebenden Muslime insgesamt
nach ihrer Herkunft zeigt sich,
dass mit einem Anteil von 35,6
Prozent die deutliche Mehrheit
aus der Türkei stammt.
Merhaba Berlin
Ein komplexes Zusammenspiel
von Push- und Pull-Faktoren hat
im Laufe der Zeit die verschiedenen Menschen im Ruhrgebiet zusammengeführt. Viele von ihnen
besitzen inzwischen die deutsche
Staatsbürgerschaft. Es gibt nun
keine sekundärstatischtische Möglichkeit mehr, sie von der Mehrheitlichen Bevölkerung zu unterscheiden.
Gerade diese interkulturelle Prägung verleiht dem Ruhrgebiet seinen besonderen Charakter und
seine ökonomischen wie kulturellen Stärken und Chancen. Zuwanderer aus verschiedenen Herkunftsländern treffen nicht nur im
Ruhrgebiet auf ein interkulturell
kompetentes soziales Umfeld,
sondern sind auch verantwortlich
für die besondere Geschichte der
Bergbauregion.
Islam gilt als Hindernis
für die Integration
Aber ins besonders mit dem Islam
geht die deutsche Gesellschaft zunehmend in die Präjustiz, er wird
als eine fremde und bedrohliche
Religion gesehen und als Negativbild geradezu spiegelbildlich
dem positiv bewerteten Christentum gegenübergestellt. Dies hängt
damit zusammen, dass sich die
Integrationsdebatten in Deutschland auf den Islam konzentrieren
und der Glaube der muslimischen
Migranten vielfach als Ursache für
Integrationsdefizite in Bildungseinrichtungen und in zivilgesellschaftlichen Institutionen im Ruhrgebiet
angesehen wird.
Das Bild der Zuwanderung spiegelt sich in den Städten Essen,
Duisburg und Gelsenkirchen wieder. In Essen sind zum Beispiel
die Stadtteile Vogelheim und Katernberg für die Migrantenbevölkerung ein typisches Kenn-
zeichen. Die drei Städte verfügen
daher jeweils über ein kommunales Integrationszentrum, welches
vielen verschiedenen Aufgabenbereichen innehat.
Duisburg Marxloh
Deutscher Chinatown
Die Lokale Ökonomie und hier insbesondere die „Hochzeitsmeile“,
ein deutschlandweit bekanntes
Cluster von Geschäften mit Hochzeits- und Abendmoden, zieht
mittlerweile Einkäufer aus dem gesamten Ruhrgebiet nach Marxloh.
Insgesamt lassen sich in Marxloh
153 Geschäfte finden, welche
überwiegend in türkischem Besitz
sind. Obwohl oft als Positivbeispiel
für Integration benannt, kann dies
Entwicklung auch angefochten
werden und als ein Integrationshemmnis gesehen werden. Wichtig ist jedoch zu verzeichnen, dass
sich dieser Stadtteil positiv auf die
wirtschaftliche Integration entwickelt hat. Besonders die älteren
Migranten verbringen viel Zeit in
den zahlreichen Kaffeehäusern
und Restaurants.
Dies ist deshalb zu verzeichnen,
da sich die deutschstämmige
Bevölkerung zurückzieht und da-
durch kein Austausch zwischen
der deutschstämmigen Bevölkerung und den Migranten des
Stadtteils möglich ist.
Entsprechend dieser Städteentwicklung nimmt die Bekennung
zum Islam unter türkischstämmigen Migranten im Ruhrgebiet zu.
Junge Muslime identifizieren sich
immer mehr mit dem Islam und
halten die fünf Säulen des Islam
ein, auch wenn sie äußerlich nicht
den Eindruck vermitteln und sich
nicht traditionell muslimisch kleiden.
Allgemein formuliert bedeutet das,
dass sie das Glaubensbekenntnis
innehalten, fünf Mal am Tag beten,
Almosen zahlen, fasten im Fastenmonat Ramadan und an der
Pilgerreise nach Mekka teilnehmen.
Dies ist eine Beobachtung die aus
den Gesprächen mit der DITIB
Fatih Moschee Essen-Katernberg
e.V. hervor geht.
PROF. DR. FARUK ÍEN
SEPTEMBER 2015 MERHABA
43
Merhaba Berlin
Rezidans’da
iftar yeme©i
Toplumun büyük bir bölümüne
hitap eden geleneksel iftar
yeme©ine bu y⁄l da geni‚ bir
kat⁄l⁄m oldu.
Ba‚konsolos Íen konu‚mas⁄nda,
önemli mesajlar verdi.
T
.C. Berlin Başkonsolosluğu
Rezidansı’nın bahçesinde verilen iftar yemeğine Türkiye'nin
Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni
Karslıoğlu, Berlin Emniyet Müdürü
Klaus Kandt, Berlin Süryani Cemaati
Önderi Murat Üzel, Federal Meclis
CDU Milletvekili Cemile Giousouf,
SPD Eyalet Milletvekili İlkin Özışık,
çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcileri, işverenler, yerel ve ulusal
basın temsilcileri katıldı.
Başkonsolos Şen, yaptığı Türkçe ve
Almanca konuşmasında ''İftarımızı bu
gece huzur, dostluk ve sevgi içinde
birbirimizle paylaşıyoruz. İftar soframıza iştirak ettiğiniz için teşekkür
ederek hepinizi içtenlikle, saygıyla
selamlıyorum. Ramazan ayı islam
toplumlarında insanlar arasında sevgi,
saygı ve hoşgörünün yoğun bir şekilde yaşandığı, inananların lokmalarını
paylaşarak kardeşliklerini pekiştirdikleri mubarek aydır. Mübarek Ramazan ayı, bizler gibi vatanlarından ayrı,
farklı dinlere ve kültürlere mensup insanlarla birarada yaşayan müslümanlar için, hem birlikteliğimizi kuvvetlendirdiğimiz, birbirimizle kenetlendiğimiz, hem de başka dinlere ve kültürlere mensup dostlarımıza, komşularımıza sevgi ve barışı temel alan dinimizin anlatıldığı günlerdir. Bu nedenle bu kutsal ayı, bu sene de bir kez
daha coşkuyla karşıladık.
44
MERHABA SEPTEMBER 2015
Türk-Alman dostluğu bilindiği üzere
memnuniyet verici seviyededir ve gün
geçtikçe gelişmektedir.
Dikkat çeken mesajlar veren T.C.
Berlin Başkonsolosu Ahmet Başar
Şen konuşmasını şöyle sürdürdü:
Almanya'da yaşayan üç milyonu aşkın insanımız bu dostluğun en kuvvetli garantörü, en etkin taşıyıcısıdır.
“Hüsnü kabul kültürünün gelecekte
Alman toplumunun tüm kesimlerine
yayılması, çok renkliliğin topluma
getirdiği kuvvet ve dinanizmin farkına varılması en büyük temennimizdir.
Almanya, Türk ve Müslüman anahtar
sözcükleri söylendiğinde, saldırıya
uğrayan insanlar, NSU ve benzeri
cinayetler ya da yıkılan camiler ile
akla gelmesin. Alman dostlarımızın
bu doğrultuda, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve islamofobiyle kısa, orta ve
uzun vadeli mücadeleye gireceklerini
umuyoruz.“
Göç ve Uyumdan Sorumlu Federal
Devlet Bakanı Aydan Özoğuz tarafından verilen iftar yemeğinde konuşma
yapan Federal Şansölye'nin, İslam'ın
Almanya'ya ait olduğuna dair sözleri,
benzer şekilde yardımcısı Sigmar
Gabriel'in ve Federal İçişleri Bakanı
Maiziere'in verdikleri sıcak mesajlar
buradaki toplumumuzda büyük memnuniyet yaratmıştır“ dedi.
„Almanya, Türk ve Müslüman anahtar sözcükleri söylendiğinde, saldırıya uğrayan insanlar, NSU ve benzeri cinayetler ya da yıkılan camiler ile akla gelmesin...“
Merhaba Berlin
Tıp’da Yenilikler
Dr. med. Ûsmail Nevzat TUNCAY
T⁄p.Dr./Univ. Istanbul
Facharzt für Allgemeinmedizin
Facharzt für Chirurgie
Aile doktorlarının önemli bir problemi:
Depresyon, Psikolojik Sıkıntılar
Genellikle kişilerin ilk şikayet noktası; içlerini açabildikleri ilk yer ev doktorları…
Bu sebeple bu tür rahatsızlıkları olanların, iç sıkıntısı, mutsuzluk, uyku bozukluğu veya halsizlik,
enerjisizlik şikayetleriyle gelenlerin ilk müracaat noktası ev doktorları oluyor.
E
v doktorlarına düşen görev,
şikayetlerin bir hastalık tablosuna dönüşüp dönüşmediğine
bakmak, ne yapılması gerektiğine karar vermek…
Hafif bir mutsuzluk tablosuyla mı
karşı karşıyayız? Yoksa ciddi bir
psikolojik sıkıntıyla mı gelmiş hasta?
Orta yada ağır tablo ile gelenler
hemen nörologlara, psikiyatristlere
yönlendiriliyor.
Çoğu hastamız “ben deli miyim yani
Doktor Bey,” diye itiraz edip gereken
doktorlara gitmek istemeyip, ayak
sürüyor. Bir mesele de sinir doktorları ve psikiyatrların hemen zaman
ayıramaması. Aylarca sonraya kalan
randevular var.
Özetle ev doktorları bu zaman zarfında hastaya yardımcı olmaya çalışıyor,
ilk yardımı gerçekleştiriyor. Burada
hastaya mutlaka zaman ayırmak, yavaş yavaş şikayetlerin temel noktasına
doğru gitmek, derinleşmek gerekiyor.
Çocukluk, gençlik, beklentiler, sosyal
yaşam, Almanya’da yeni olmak,
uyum sorunları, daha düz söylemek
gerekirse, gelin ya da damat olarak
Almanya’ya gelmek; o güne kadar
kurulmuşher türlü bağı yeniden tesis
edecek olmak; çoğunlukla insanlara
ruhun kaldıramayacağı bir ağırlık getiriyor. Çocuklar, eşlerin ilişkileri,
boşanma, gelenin Almanya’da ailesi
olan tarafından aşağılanması gibi
sorunlar önümüze geliyor. İnsanlar
üstesinden gelemedikleri meselelerle
boğuşuyor.
Bu durumda acı çeken, çeşitli nedenlerle müzdarip olan kişileri dikkatlice
yavaş sorgulamak, kişiyi de gözleyerek ilk konuşmayı yapmak gerekiyor.
Birkaç gün içinde ikinci ve devamı
gelecek olan konuşmalar zarfında bitkisel kökenli hafif sakinleştiriciler,
yaşam şeklini değiştirme önerisi ile
birlikte sunuluyor hastaya.
Yani, parklarda yürümek, oksijeni bol
olan alanlarda bir iki hareket yapmaya teşvik, hastanın kendinden çıkmasınısağlayacak, komşusuyla kahve içmek, sokaktaki köşe başındaki bankta
oturup bir iki lafla günü paylaşmak,
biraz güneşlenmek gibi öneriler getirildiğinde bazen etkili olabiliyor.
Günün belli saatlerini kendine
ayırabilmesi gerekiyor insanın, içe
dönük halden kurtulmak, hayattan
keyif almayı başarabilmek önemli.
Hasta için elbette tüm bunlar sinir
doktoruna veya psikiyatra gidene kadar doldurulan ara zamanlar.
Kuşkusuz derin sıkıntıları olan insanların mutlaka bu anlamda terapi görmeleri gerekiyor. Çeşitli antidepresanlar var ve hastalarımızın aklına ilk
önce depresyon ve antidepresan geliyor; ancak sıkıntının nedeni ille depresyon olacak değil. Çok çeşitli ruh
sıkıntılarına göre hastaların sinir doktorları ve psikiyatrların önerdiği ilaçları gözetim altında almaları kendi
kafalarına göre “iyileştim ben”
diyerek bırakmamaları gerekiyor.
Her türlü büyük felaket ruhu etkiliyor.
Açlıklar, savaş, sürgün, deprem gibi.
Çocukluğumuzu etkileyen herşey geri
döndürülemez bir şekilde ruhumuza
kazılı. Genetik özelliklerimiz de kendimizle birlikte taşıdığımız bir tür kaderimiz.
Tüm bunlarla birlikte; mutluğun mucize reçetesi diye soracak olsanız;
yine kendi içimizde yatıyor kuşkusuz
diyebiliriz.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
45
Merhaba Berlin
Yekdane Kültür
ve Sanat Toplulu©u
Tatil öncesi Tiyatrom’da bir aç⁄k kap⁄ günü
düzenleyen Yekdane, yeni dönem kurslar⁄na
Eylül ay⁄nda kald⁄©⁄ yerden devam edecek.
U
zun y⁄llardan beri yapt⁄©⁄
kültürel ve sanatsal çal⁄‚malar⁄ ile tan⁄nan „Yekdane
Kültür ve Sanat Toplulu©u“, Tiyatrom’da bir Aç⁄k Kap⁄ Günü düzenledi. Açık Kapı Günü’nde çocuklar,
gençler ve yeti‚kinler dans ve tiyatro
gösterileri ile sahne aldılar. Ayrıca
derne©in çalı‚malarını içeren bir de
sunum yapıldı.
Yekdane Derne©i Ba‚kanı U©ur Erba‚, çalı‚maları hakkında Merhaba’ya
yapt⁄©⁄ aç⁄klamada ‚öyle dedi: „Yekdane dans ve tiyatro okulumuz Eylül
ayında yeni dönem kurslarına son hız
devam edecek. Profesyonel veya
amatör olarak dans ve tiyatro yapmak
isteyen tüm çocuk, genç ve yeti‚kinleri bekliyoruz. Tiyatro kurslarımız
Kıbrıs Devlet Tiyatrosu’nun de©erli
hocası Zerrin Akdenizli yönetiminde
yap⁄lmaktad⁄r. Dans kurslarımız da
ise, her yörenin dansları çalı‚ılmaktadır. 5-7, 7-12, 12-15 ve 15 ya‚ üstü
gruplar halinde yapılacak tiyatro ve
dans kursları için kayıtlarımız 30
Ekim’e kadar devam edecektir.“
Aç⁄k Kap⁄ Günü’ne kat⁄lan TBB sözcüleri Ay‚e Demir ve Sevda Polat da,
U©ur Erba‚‘⁄ bir buket çiçek ile kutlarken, Yekdane'nin çalı‚malarına destek verdiklerini dile getirdiler.
46
MERHABA SEPTEMBER 2015
CHP Berlin Birli©i’nden
bilgilendirme toplantısı
C
HP Berlin Birliği, üyeleri ve
aileleri ile CHP’ye yeni üye
olmak olmak isteyen Berlinliler için bir toplantı düzenledi. Mehringdamm’daki Alsancak Simit Sarayı’nda düzenlenen çaylı-simitli toplantıya çok sayıda üye ve konuk vatandaş katıldı.
CHP Berlin Birliği Başkanı Sonay
Ataç karşılıklı sohbet ortamında geçen toplantı öncesi bir selamlama konuşması yaptı. Ataç, Berlin‘de yaşayan daha çok sayıda insana ulaşmak
için böyle bir toplantıyı düzenlediklerini söyleyerek, gündeme ilişkin bazı
değerlendirmelerde bulundu. Sonay
Ataç, konuşmasında Türkiye’de giderek artan terör olaylarına değinerek
herkesin daha dikkatli olmasını ve
provokasyonlara gelinmemesi gerektiğini belirtti. Aksi takdirde 1970’li
yıllardaki terör ve şiddet ortamına
yeniden dönüleceğinin altını çizen
Ataç, Almanya’da ve Berlin’de yaşayan herkesin özellikle Türkiye’deki
yakınlarına bu durumu anlatarak onların da daha dikkatli olmasını istedi.
Toplantıya katılanlar Sonay Ataç’ın
konuşmasından sonra kendi aralarında uzun soluklu sohbetler yaptılar.
Merhaba Berlin
Berlin Parlamentosu Sol Parti
Milletvekili, Katılım ve Politik
Göçmenler Sözcüsü Hakan Ta‚
Berlin Marzahn-Hellersdorf
ilçesinde bir mülteci yurduna
yapılan saldırıyı kınadı.
Ta‚: “Bu hain
saldırıyı ‚iddetle
kınıyorum”
M
arzahn-Hellersdorf’daki
mülteci yurduna karşı önceden de aralarında aşırı
sağcıların da bulunduğu gruplardan
tepkiler gelmiş olduğunu anımsatan
Sol Parti/Die Linke Berlin Eyalet
Meclisi Milletvekili Hakan Taş, güvenlik güçlerinin yurtların güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemi
alması gerektiğini belirtti.
Milletvekili Hakan Taş açıklamasında şu görüşlere de yer verdi: “Güncel
kamuoyu araştırmaları Almanya halkının çoğunluğunun ülkenin yüksek
sayıda mülteciyi alabileceği görüşünü
koruduğunu göstermektedir. Politikacılar bu olumlu yaklaşımı zedeleyecek her türlü mülteci karşıtı söylemden kaçınmalıdırlar.”
Linksfraktion verurteilt feigen
Anschlag auf Flüchtlingsheim
Z
Rechtsextremisten angefeindet worden.
Die Sicherheitsbehörden müssen alles
tun, um einen sicheren Aufenthalt von
Flüchtlingen zu gewährleisten.
Dieses Heim war schon mehrfach von
einigen Bewohnern und bekannten
Aktuelle Umfragen belegen, dass die
Mehrheit der Bevölkerung der Meinung ist, Deutschland könne Flüchtlinge auch in hoher Zahl aufnehmen.
Die politisch Verantwortlichen sind in
der Pflicht, diese positive Grundhaltung nicht durch Flüchtlinge diffamierende Aussagen zu beschädigen.
um Brandanschlag auf ein
Flüchtlingsheim im Berliner
Bezirk Marzahn-Hellersdorf
erklärt der Sprecher für Inneres, Partizipation und Flüchtlinge Hakan Taş:
Ich verurteile diesen feigen Anschlag.
Glücklicherweise ist dank der Aufmerksamkeit des Wachpersonals niemand zu Schaden gekommen und die
Täter konnten gefasst werden.
Kulturelle Vielfalt schafft Arbeitsplätze in Deutschland
Verband der Migrantenwirtschaft VMW fordert:
Interkulturelle Öffnung und
spezifische Beratung in den
Kammern für migrantische
Unternehmer und Gründer
J
eder fünfte Unternehmensgründer in
Deutschland hat einen Migrationshintergrund. Um so wichtiger ist es,
dass sie die Hürden, die speziell Migranten bei Unternehmensgründungen nehmen
müssen, kennen und sich darauf vorbereiten. Wir appellieren an die Industrie- und
Handelskammern sowie Handwerkskam-
mern sich interkulturell zu öffnen und in
den Kammern vor Ort Geschäftsbereiche
für die spezifische Beratung von Migranten-Unternehmen einzurichten. Der VMW
Vorstand, zu dem unter anderem Aygül
Özkan und Nihat Sorgeç gehören, hat
jetzt diese Forderungen an die Präsidenten
von ZDH und DIHK gerichtet.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
47
Bir Gazetecinin Not Defterinden
Ölüm değirmeni sanki
niyetsiz niyetlerin niyeti
Bilmem ne uğruna nefret kin ile
olur insanlar zihniyeti
Koltuk uğruna ne zormuş
insanların memnuniyeti
Ülkemin hiç mi yok
insanı ile değeri
Bilmem nereden alındı
bu insanlığın ehliyeti
Kör ile niyetsizle yatanın
budur zihniyeti
Söyleyin nefret kin midir
insanlığın medeniyeti
Kul Mehmet
Tatil bitti. Çocukları olanlar kentimize döndü. Hala fırsat kollayanlar da sırada.. Ben de kardeşimle
birlikte, yıllar sonra annemle bir
bayram geçirip, unuttuğumu sandığım güzellikleri yaşadım...
Kuzenlerimle hasret giderdim. İki
yıldır gidemediğim memlekete olan
özlemimi İstanbul'dan başlayarak
İstanbul'da son bulan iki hafta geçirdim. Bazı gelişmeler sevindirdi. Ancak beni üzen çok şey vardı. Denizi
uzaktan gördüm. İstanbul'da yaşayan
ama İstanbul'u bilmeyen insanları da
gördüm. İnsanların mega kentte, bir
kaosun içinde farkında bile olmadan
kayıp olduklarını fark ettim. Bir curcuna, bir tantana, bir başı bozukluk.
Yetmedi. Görüntü ve gürültü kirliliği
ki sormayın gitsin. Hoyrat ve kaba
saba bir sistem. Orman kanunlarının
hüküm sürdüğü vahşi ve acımasız bir
yaşam. Çok pahalı bir ülkede herşey
günlük yaşanıyor. Seçimlerin üstünden onca zaman geçmesine rağmen
hükümetin kurulamaması, garip bir
şekilde yeniden başlatılan çatışma or-
48
MERHABA SEPTEMBER 2015
Yıllar sonra, unuttuğumu
sandığım güzellikler yaşadım...
tamı. Arka arkaya gelen ölüm haberleri moralleri sıfırlamış durumda.
Ama birileri hala siyasi hırs ve tek
adam olma hevesiyle ülkenin yörüngesine, adeta çomak sokmaya devam
ediyor. Yeniden seçim öngördüler.
Bizler de yeniden sandığa gideceğiz.
Anlayacağınız geride yangın yerine
dönen bir ülke bıraktım.
Başta İstanbul olmak üzere İzmir,
Konya ve Bursa gibi kentlerde savaş mağduru insanlar da gördüm...
Kimisi ülkem gibi, zevki sefa içinde,
kimisi de, yine ülkem gibi, sefalet
içinde. Sayıları kimilerine göre iki
kimilerine göre dört milyon. Bu
Türkiye'nin kaldırabileceği bir yük
değil. Binlercesi Avrupa'ya geçmeye
çalışıyor. Akdeniz adeta ölüm denizi
oldu. Bu satırlar yazıldığı sırada iki
bin beş yüz kadar insan, Akdeniz'e
tatile değil ölüme gitti. Bu ortamı
yaratanlar mutlaka hesap vermeli.
Bir hesap da yıllardır dilimizde tüy
bitiren, kalemimizde mürekkep bırakmayan Alman politikacılar ver-
meli. Hep dedik ki bu ülkede ayrımcılık var. Gizliliği kalmamış bir ırkçılık var. Önlem alın! Zira biz de, bu
ülkenin bir parçasıyız.. Hatta o ırkçılık yapanlardan daha eski Almanyalıyız. Gelin görün ki NSU cinayetlerinin hala sonucu alınmadı. PEGİDA
diye bir olguyu vitrine ben koymadım. Çeşitli nedenlerle ülkesinden
kaçanların bir başka sığınma yeri
Almanya. Bu yılki sığınmacı tahmini
800 bin. Politikacılar bu insanlara sadece rakammış gibi bakıyor. Sığınmacılar üstünden, AB'den her yıl
milyonları götüren Almanya, yada
Almanlar, son olarak sığınmacılara
saldırdı. Sığınmacı yurtları, camiler
yakılmaya devam ediyor. İslam ve
yabancı düşmanlığının üzerine benzin
dökülüyor. Neden? Nedeni çok basit.
Düşmanlık! Bu memleket, bu ülke,
bu topraklar kendinden olmayanlara
yaptıklarıyla dünya tarihine geçti.
Yine geçmesin. Şansölye'nin yaptığı
gibi kınamak yetmiyor. Tehlike koşar
adım her yeri sarıyor. Gelin el birliğiyle önlem alalım...
Merhaba Berlin
MÜNÛR BAÌRIAÇ
IK
berlinmunir@gm
ail.com
Dedik ya bizim damarlarımızda
Alman kanı akmıyor, kafataslarımız farklı da olsa bir çok
Alman'dan daha Almanyalıyız...
Bunu da, sosyal hayatta, sanatta,
sporda, ekonomide ve daha bir çok
alanda ispatlıyoruz. Örneğin, onlarca
yıldır Berlin’de matbaacılık sektöründe çok önemli işler yapan, uyum adına elinizde tuttuğunuz bu dergiyi yıllardan beri maddi olarak sırtında taşıyan Diyap Sakallı ve yıllardır Berlin'de Türk ve Alman spor kulüplerine çok şey veren Durmuş Ali Matur.
Bu iki dost insan yakında Brandenburg’ta işletmeye geçecek olan, alternatif enerji üretecek Güneş Enerjisi
Parkı’nı bu ülke için kurdular.
İlk geldiği günü, çok iyi bildiğim
besteci-piyanist Sinem Altan, her yıl
düzenlenen "Young Euro Classic"
müzik festivali kapsamında verilen
"Avrupa'nın en iyi bestekar ödülü"nü
bu ülke adına aldı. Meslek Eğitim
Merkezi Bildungswerk in Kreuzberg
(BWK) bu ülke gençliğine eğitim
verdi. Mesut Özil, İlkay Gündoğan,
Oktay Urkal bu ülke adına forma giydiler. Cem Özdemir, Aydan Özoğuz,
Sevim Dağdelen, Özcan Mutlu, Emine Demirbüken-Wegner gibi dostlar,
bu ülke için politika yaptılar. Yapmaya da devam ediyorlar. Şimdi onlara
da büyük sorumluluk düşüyor. İvedilikle Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti
Uyum Meclisleri Birliği‘nin yaptırdığı araştırma sonuçlarının da ortaya
koyduğu gibi, bu ülkede yaşamayı
seçen herkese, en azından yerel seçim
hakkı verilmesi için uğraş versinler...
2015 Avrupa Basketbol
Şampiyonası Berlin’de yapılıyor...
Çoğumuzun tutkusu futboldur. Dünyayı eşinden koşturan, artık futbolun,
sadece futbol olmaktan çıktığı, hayatımıza çok farklı anlamlar kattığı bir
zamandayız. Ancak son zamanlarda
elde edilen başarılar, yatırımlar, basketbolu da insanımızın ilgi alanına
dahil etti. Berlin, büyük bir basketbol
olayına ev sahipliği yapıyor.
Gururumuz 12 Dev Adam’ın, Avrupa
Basketbol Şampiyonası’na renk katacağından eminim...
SEPTEMBER 2015 MERHABA
49
Merhaba Berlin
Rechtsanwältin Fatma Güccük
HUKUK KÖÍESÛ
Avukat Fatma Güccük
[email protected]
Tatilde, otelde h⁄rs⁄zl⁄k vakas⁄ oldu©u
takdirde zarar⁄ tatilciye kim öder?
B
ilindi©i gibi tüm otellerde
i‚letmeciler odalara, çal⁄nan
e‚yalar veya ziynet e‚yalar⁄
için sorumluluk kabul etmediklerini
yazarlar. Bundan dolay⁄ otel i‚letmecilerinden maddi zarar⁄ talep etmek
biraz zor ve me‚akatli olabilir. Tabi
sorunsuz bir ‚ekilde ödeme yapan
oteller de var.
Ancak tatile giden ki‚inin belirli bir
sigortas⁄ var ise, mesala „Bagaj Sigortas⁄“ (Reisegepäckversicherung),
o zaman bu sigorta üzerinden zarar⁄
belirli ko‚ullarda talep edebilir ve sigortadan maddi zarar⁄n⁄ alabilir. Baz⁄
durumlarda ev sigortas⁄ da (Hausratsversicherung) çal⁄nan e‚yalar⁄n zarar⁄n⁄ kar‚⁄layabilir.
Genelde bu tür sigortalar ki‚inin kald⁄©⁄ otel odas⁄nda veya evde bir h⁄rs⁄zl⁄k vakas⁄ oldu©unda devreye girer
ve genelde ödeme yapmak zorundad⁄r.
Ama ço©u zaman sigorta ‚irketleri taraf⁄ndan sözle‚melerde baz⁄ istisnalar
ve k⁄s⁄tlamalar getirilmi‚tir. Bu k⁄s⁄tlamalardan bir tanesi ise, çal⁄nan e‚yalar⁄n çal⁄nd⁄©⁄ tarihteki de©erinin
(Zeitwert) ödenmesi ve bunun da yine
50
MERHABA SEPTEMBER 2015
belirli bir meblayla s⁄n⁄rlanmas⁄ ve
belirli bir meblay⁄ geçmemesi kayd⁄ylad⁄r. Mesela zarar⁄n sadece 1500,Euro’ya kadar ödenmesi gibi. Yani
e‚yay⁄ ald⁄©⁄n⁄zdaki tarihte ödedi©iniz
sat⁄‚ fiyat⁄n⁄ de©il de çal⁄nd⁄©⁄ andaki
de©erini ödüyor sigorta. Bu da ‚u demek: Çal⁄nan e‚ya ne kadar „eski“ ise,
o kadar az zaman de©eri vard⁄r ve
ödenecek mebla çok az veya 0 EUR
olabilir, ‚ayet çal⁄nan mal⁄n de©eri
kalmam⁄‚ ise. Bu kesinlikle mümkün,
çünkü e‚yalar için belirli bir ömür biçilir ve buna göre de©erleri belirlenir.
Di©er bir husus ise, sözle‚meler e‚yalar⁄n otel odas⁄nda çok emin bir ‚ekilde saklanmas⁄n⁄ öngörür. Mesela aç⁄kta herkesin rahat bir ‚ekilde ula‚amayaca©⁄ bir ‚ekilde saklanmas⁄ ve muhafaza edilmesi gibi.
Bu özellikle ziynet e‚yalar, yani tak⁄lar için önemli. Íayet ziynet e‚yan⁄z
çal⁄nm⁄‚ ise, o zaman ço©u sigortalar
sözle‚melerinde, bunun ayr⁄ bir kapal⁄
kutu içinde saklanmas⁄n⁄ ön görürler.
Yani tak⁄n⁄n odada bulunmas⁄ ve tatilcinin kap⁄s⁄n⁄ kilitleyipte gitmesi yeterli say⁄lm⁄yor, ayn⁄ zamanda oteldeki çekmeceye b⁄rakmas⁄ da yeterli
de©il. Bunun için tak⁄n⁄n muhakkak
bir kasa içinde ve bu kasan⁄n da odada
duvara veya dolab⁄n içine monte edilmesi gerekiyor, tak⁄n⁄n emin bir ‚ekilde kilitli bir kutunun içinde muhafaza edildi©ini ve sakland⁄©⁄n⁄ ispat
etmek gerekiyor.
Ancak çal⁄nan e‚ya para ise, o zaman
genelde bagaj sigortalar⁄ bu zarar⁄ kar‚⁄lamazlar. Íayet cep telefonu çal⁄nd⁄ysa, o zaman sözle‚mede bununla ilgili istisnai bir durum yok ise anla‚ma
gere©i, o zaman cep telefonun zarar⁄
kar‚⁄lan⁄r. Bu mebla da k⁄s⁄tlamalardan dolay⁄ yine çok yüksek olmayabilir. Yine baz⁄ bagaj sigortalar⁄ ise, cep
telefonu çal⁄nd⁄©⁄nda bu zarar⁄ sözle‚me gere©i kesinlikle kar‚⁄lamaz.
Bu yüzden bu tür sigortalarda sözle‚meyi imzalamadan önce birkaç tanesini kar‚⁄la‚t⁄rmak ve hangi ko‚ullarda
k⁄s⁄tlamalar getirdiklerine detayl⁄ bir
‚ekilde bakmakta fayda var. Tabiki sigorta ödeme yapsa bile bu ödemenin
do©ru ve yeterli olup olmad⁄©⁄n⁄ muhakkak bir avukat arac⁄l⁄©⁄yla kontrol
ettirmenizde fayda var.
Merhaba Berlin
Bir Göç Belgeseli
Mustafa Demir ile Ergün Sönmez’in özenle haz⁄rlad⁄klar⁄
kitap, Almanya’ya 50 y⁄l önce çal⁄‚mak için gelen misafir
i‚çilerin göçmenlik ya‚am⁄na ayr⁄ bir bak⁄‚ aç⁄s⁄ getiriyor.
lmanya’ya Türkiye’den çal⁄‚mak için ça©⁄r⁄lan „misafir
i‚çiler“, yar⁄m yüzy⁄l⁄ a‚an
uzun bir süreden beri burada ya‚amaya devam ediyorlar.
A
y⁄llar⁄ - ilk i‚çi örgütlerinin ve mücadelelerinin olu‚umu ve geli‚imi anlat⁄l⁄yor. Ûkinci bölümde ise; 1980 sonras⁄ Almanya’ya yerle‚im dönemi irdeleniyor.
Misafir i‚çi olarak geldiler ama dönmediler. Misafirli©i „hem‚ehrilik“ izlerken, 1980’li y⁄llardan sonra Almanya’ya yerle‚meye ba‚layan misafir i‚çiler art⁄k, „göçmen kökenli“
Almanlar oldular.
Kitapta, 1967 y⁄l⁄nda Berlin’de kurulan i‚çi derne©i Türk Toplumcular
Oca©⁄ TTO’nun kurulu‚ belgeleri de
yer al⁄yor. Kurucular aras⁄nda tan⁄d⁄k
isimlerden Mustafa Demir, Do©u Perinçek, Sevgi Özdamar, Güner Yüreklik ve Ömer Tulgan’⁄n da ad⁄ geçiyor.
18 kurucu üyenin 8’inin kad⁄n üye olmas⁄ ise ayr⁄ca dikkat çekiyor. Günümüzde, Federal Meclis’in yan⁄s⁄ra
Eyalet Meclisleri’nde göçmen kökenli kad⁄n milletvekillerinin say⁄s⁄n⁄n
erkelerden neden daha çok oldu©unu
‚imdi daha iyi anl⁄yoruz. Bunun temellerini 50 y⁄l önce atan büyükannelerimizin, haks⁄zl⁄klar kar‚⁄s⁄nda sosyal, siyasi ve sendikal alandaki mücadelenin en ön saflar⁄nda yer ald⁄klar⁄n⁄ görüyoruz.
Misafir i‚çi olarak gelen birinci nesil,
günümüzde torunlar⁄n⁄n çocuklar⁄n⁄
büyütürken emeklili©in tad⁄n⁄ ç⁄kartmaya çal⁄‚⁄yor. A©r⁄yan dizler, ‚eker,
tansiyon derken, doktorlar⁄n bekleme
odalar⁄nda sohbetler sürüyor.
Mustafa Demir ile Ergün Sönmez’in
belgesel nitelikteki bu kitab⁄ ise, doktorlar⁄n bekleme odalar⁄ndaki sohbetlerden öte, ya‚anm⁄‚ bir zaman dilimini belgelerle tarihe not dü‚üyor.
Doktor odalar⁄nda bekleyen büyük
dedelerin, ninelerin yar⁄m yüzy⁄l önce
ya‚ad⁄klar⁄ ac⁄lar⁄, dertleri, sorunlar⁄
ve sorunlar kar‚⁄s⁄nda verdikleri örgütlü mücadeleleri örnekleriyle gözler önüne seriyor.
Kitap iki ana bölümden ou‚uyor.
Birinci bölümde; Türkiye’den gelen
misafir i‚çilerin Almanya’daki ilk
Siyah beyaz foto©raflar ve orijinal
belgeler, çe‚itli yaz⁄‚malar, el ilanlar⁄,
eski dergi ve bro‚ürler ile zenginle‚tirilen kitap için „kendi ya‚am tecrübelerimizle göç tarihimizin kaybolmaya
yüz tutan önemli noktalar⁄n⁄ toparlad⁄k“ diyen Demir ve Sönmez, göçün
ilk y⁄llar⁄nda ya‚anan sorunlar⁄n ba‚⁄nda uyum konusunun geldi©ine de
dikkat çekiyorlar.
Birgün yine geldikleri yere
geri dönecekler gözüyle bak⁄ld⁄©⁄ndan, misafir i‚çilerin
Almanca ö©renmeleri için
Alman devleti taraf⁄ndan hiç
bir giri‚imde bulunulmamas⁄na ra©men, 70’li y⁄llarda
i‚çi derneklerinin, sendikalar⁄n ve
AWO kurumunun sundu©u Almanca
kurslar⁄na de©inen kitap, „70’li
y⁄llar⁄n ba‚⁄nda Almanya’da 2,6 milyon misafir i‚çi vard⁄“ diyor.
Ûki Almanya’n⁄n birle‚mesi sonras⁄ndaki sorunlar nedeniyle Almanya’n⁄n
az⁄nl⁄klara yönelik uyum politikas⁄
ve 3. nesil göçmenlerin uyum ve d⁄‚lanma aras⁄nda bir az⁄nl⁄k toplumu
olarak görülmesi sonucu Ûslama ve
Türk milliyetçili©ine yönelmesi/kaç⁄‚⁄, yani kimlik aray⁄‚⁄ ve son olarak
NSU cinayetleri de kitab⁄n i‚ledi©i
önemli konular aras⁄nda yer al⁄yor.
Bilim ve E©itim Yay⁄nevi VWB taraf⁄ndan Almanca olarak yay⁄nlanan
bu kitap, göçmenlik tarihimize dü‚ülen önemli bir not, de©erli bir belge.
ALS ARBEITER ZU GAST IN DEUTSCHLAND
Mustafa Demir - Ergün Sönmez
Der lange Weg der Migranten aus der Türkei:
Ihre Kämpfe und Organisationen
für Integration und Gleichberechtigung
VWB - Verlag für Wissenschaft und Bildung
ISBN 978-3-86135-163-4
290 Seiten/Deutsch
MEHMET ZAÌLI
SEPTEMBER 2015 MERHABA
51
Merhaba Berlin
Masamdaki Kitaplar
Edebiyatımızın
KOCA ÇINARI;
MİM'li ve ÜNLÜ
[email protected]
RIFAT
ILGAZ
ADEM DURSUN
S
anat dünyasında öyle eserler
vardır ki, eser kendisini yaratanın önüne geçmiştir. Örnek
vermek istersek: İnce Memed, Zübük, Hababam Sınıfı, Gözlerimi
Kaparım Vazifemi Yaparım, Yaprak
Dökümü, Hanımın Çiftliği, Murtaza... gibi. Yabancı eserlerden örnek
verirsek: Don Kişot, Doktor Jivago,
Pollyanna, Savaş ve Barış, Sefiller,
Ana, Üç Silahşörler... gibi.
Yukarıda örnek verdiğim eserlerin
yazarlarını çok kimse aklında tutamaz. Ancak eser olarak bilinir. Ve de
ve
Rıfat Ilgazrci
Asım Bezi
yaratıcılarının önüne geçmişlerdir.
Yani yaratıcılarından daha ünlüdürler;
klasik eser olarak tarihte yerlerini almışlardır. Bu eserler, ya sinema filmi
olarak, ya televizyon filmi veya dizisi, ya da tiyatro eseri olarak seyircinin ve okuyucunun aklında kalmışlardır. Eseri yazanın kim olduğu, yaşayıp yaşamadığını pek bilen yoktur
halk arasında.
Bundan önceki yazımda (Merhaba
Temmuz sayısı) bir örnek vermiştim:
Alman kütüphanesinde Rıfat Ilgaz'ın
eserleri olup olmadığını sorduğum iki
kütüphane görevlisi de (ikisinin de
yaşları tahminen 50 sonları), Rıfat
Ilgaz ismini duyduklarında “O da
kim?” sorusuyla karşılaşmıştım. Beni
kızdıran Rıfat Ilgaz'ın bir Alman tarafından tanınmaması değildi; kütüphanede çalışan ve yaş itibariyle
50'nin sonlarındaki iki kütüphane
çalışanının Rıfat Ilgaz'ı hiç tanımamasıydı!..
Bardağı taşıran olay ise; kütüphane
memuruyla konuşmamızı işiten bir
Türk bayanının (30'un sonları) “Hababam Sınıfı”nı duyar duymaz, “Yeni kitap mı yazmış?..” diye soru sormasıydı!..
Evet, bu ayki konuğum yine
“Ölüm'ün bir şey yapamadığı”; yıllardır eserleriyle aramızda yaşayan
bir yazın adamımız: Rıfat Ilgaz...
Rıfat Ilgaz 1911 doğumlu. Yani 104
yaşında... 1993 yılında, beden olarak
aramızdan ayrılalı 22 yıl olmuş.
Ancak O, arkasında bıraktığı eserleriyle hala canlı, aramızda yaşamaktadır. İnsanları öldüren şey ölüm değil,
52
MERHABA SEPTEMBER 2015
Merhaba Berlin
unutulmaktır. Beden olarak bu dünyadan ayrılmış olsalar da arkasında bırakmış oldukları eserlerle ölümsüzdürler. İsterseniz hepsini özetleyen bir
örnek daha vereyim: Montaigne yazmış olduğu “Denemeler”i ile 400 küsur yıl sonra hala okunmakta ve “En
çok satılan”lar arasındadır.
Rıfat Ilgaz, her yıl vefat ettiği gün
olan 7 Temmuz'da Cide/Kastamonu'da adına Sarı Yazma Festivali
düzenlenerek anılmaktadır.
Dayanışmanın, savaşmanın ve direnmenin sanatçısı olan Rıfat Ilgaz, 83
yıllık yaşamının yetmiş yılını yazmaya ayıran Türk edebiyatının en büyük
isimlerinden biridir. Türkiye'de sanatla rejim arasındaki ilişkinin nasıl olduğunu görmek için Rıfat Ilgaz'ın yazın mücadelesini incelemek yeterlidir!..
Rıfat Ilgaz denilince
Hababam Sınıfı gelir akıllara...
Sadece bu eser onun mizah yazarı
olarak anılmasına sebep olmuştur.
Oysa o, edebiyatın hemen hemen her
dalında yapıtlar vermiştir. Cumhuriyet'in ilk yıllarında yazmaya başlar.
O sıralar bir ortaokul öğrencisidir.
Ve çoğu yazarlar gibi şiirle başlamıştır edebiyata. 1944 yılında “SINIF”
adlı bir şiir kitabı yayınlar. Fakat kitap ancak 25 gün satışta kalır.
Sıkıyönetim tarafından toplanır. Rıfat
Ilgaz tutuklanıp Askeri Cezaevi'ne gönderilir. Üstelik
ciğerlerinden de hastadır.
Bir yandan polisle bir yandan
verem hastalığıyla mücadele
eder Rıfat Ilgaz.
Şiirleriyle bütün yaşamı
boyunca MİM'li, ölümsüz
eseri Hababam Sınıfı ile de
ünlüdür Rıfat Ilgaz;
kaldı. 1947'de öğretmenlikten atılınca
hayatını öykü, roman, tiyatro oyunu
ve gazetelerde köşe yazıları yazarak
kazandı MİM'li ve ÜNLÜ yazar
Rıfat Ilgaz...
“Sınıf'ın ozanıyım Mim'li,
Hababam Sınıfı'nın yazarıyım ünlü.
Kim ne derse desin,
Çocuklar için yazdım hep...”
Dönemin bir başka mizah yazarı
Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz için şunları
yazmıştır:
Oldukça üretken olan yazın hayatına
şiirden mizah öykülerine, romandan
çocuk kitaplarına bir çok farklı alanda
eser sığdırdı. Yazara edebiyat dünyasında „Koca Çınar“ yada „Edebiyatın
Koca Çınarı“ denmektedir.
Markopaşa başta olmak üzere çeşitli
dergilerde çıkan yazıları ve yayımlanan kitapları nedeniyle hayatının çeşitli evrelerinde birçok kovuşturmaya
uğradı ve değişen sürelerle tutuklu
“Cumartesi adlı bir magazin çıkarıyordum. Rıfat Ilgaz'la arkadaşlığımız
Cumartesi dergisinde bir dayanışma
olarak sürdü. Ilgaz, yedi sayı çıkabilen Cumartesi'nin yazarlarındandı.
Çok sıkıntılı günlerimizdi. Bir simidi
bölüşüp çayla yediğimiz günler olurdu. Yazdı, havalar sıcaktı. Ama Rıfat
Ilgaz kalın paltosunu sırtından hiç çıkarmazdı. Üşüdüğünden değil, eskimiş pantolonunun arkası delinmiş olduğu için...”
Rıfat Ilgaz, 19 Kasım 1991'de
yazdığı “Son Şiirim” adlı
şiirinde şöyle der:
“Elim birine değsin
Isıtayım üşüdüyse
Boşa gitmesin son sıcaklığım...”
SEPTEMBER 2015 MERHABA
53
Merhaba Berlin
Berlinli Ortopedi Uzmanı Dr. Ufuk Şentürk,
Trabzonspor’un kulüp doktoru olarak göreve başladı
Dr. Ufuk Şentürk
Süperlig’e transfer oldu
B
u yıl Berlin’de okulların tatile girmesiyle birlikte
eşi Nevhan, oğlu Canberk ve kızı Gülce ile Türkiye’ye giden Dr. Ufuk Şentürk, baba memleketi
Trabzon’da akraba ziyaretlerini de ihmal etmedi.
Trabzon’dan bizleri telefonla arayan Dr. Ufuk Şentürk,
müjdeyi ilk olarak Merhaba Dergisi’ne verdi. Dr. Ufuk
Şentürk ile yaptığımız tele söyleşi de „Ben bildiğiniz gibi
zaten Trabzonlu‘yum. Geçtiğimiz sezon sonu yani Haziran
ayı sonu itibariyle kulübün doktoru görevini bırakmış.
Kulüp yöneticilerini yakından tanıyan ve benim de burada
olduğumu bilen yakın bir aile dostu sayın Engin Çakır,
durumu öğrenince kulübe davet etti“ dedi.
Dr. Şentürk „peki buradaki görevi’nden
izin almak zor olmadı mı?“ şeklindeki
sorumuzu ise şöyle yanıtladı:
„ Kulüpte uzun bir süre konuştuk
gelen teklif çok cazipti. Şartlar
uygun olunca bende kabul ettim.
Aslına bakarsan teklif zaten
memleketimin kulübünden
gelince bir an bile düşünmedim. Ben de futboldan geliyorum. Aynı gün karar verdim. Acil Almanya‘ya
dönüp hocam Prof.
Perka‘dan izin istedim.
O da `bu teklif bana
gelse bende hemen
kabul ederdim, bu
fırsat kaçmaz´
diyerek izin verdi.“
Berlin’de 19 yıl amatör
olarak futbol oynayan
Dr. Ufuk Şentürk’e, Merhaba
Dergisi olarak yeni görevinde
başarılar diliyoruz.
54
MERHABA SEPTEMBER 2015
Trabzon kökenli, Berlin doğumlu
Op. Uzm. Dr. Ufuk Şentürk,
Türk Futbol Dünyası’nın dördüncü büyüğü
Trabzonspor’a kulüp doktoru oldu
Merhaba Berlin
Trabzon’dan Berlin’e selam gönderdiler
D
r. Şentürk, tıp eğitimini Berlin Humboldt Üniversitesi
Tıp Fakültesi’nde gördü.
2001-2004 yılları arasında Hertha
Berlin Kulübü’nde görev yapan Şentürk, 2005 yılında Avrupa’nın en büyük üniversite hastanesi olan Charité
Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nde; ortopedi, travmatoloji ve spor hekimi olarak görev yaptı.
dünyanın çeşitli ülkelerinde katıldığı
50’nin üzerinde kongre, kurs ve seminerlerle bilgisini zenginleştiren Dr.
Ufuk Şentürk‘ün de yeraldığı birçok
araştırmada elde ettiği tecrübelerin
sonuçları uluslararası tıp yayın dergilerince yayınlandı.
İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen
Şentürk, Amerika’da ileri derecede
diz cerrahisi eğitimi, Fransa’da ise
yine ileri derecede protez cerrahisi
eğitimi aldı. Dünyanın her noktasından gelen hastaların tedavi gördüğü
Berlin CSSB Sporcu Sağlık Merkezinin kurucu hekimlerinden olan Dr.
Şentürk, bu zamana kadar 3 binin
üzerinde ameliyat gerçekleştirdi.
HABER: HÜSEYÛN ÛÍLEK
2009 yılında bölüm şefi olan Dr. Ufuk
Şentürk, daha sonra 3 yıl boyunca
Mehringdamm’da kendi muayenehanesinde Berlinlilere hizmet etmeye
başladı.
Bu yılın başında ise, Charité Hastanesi Ortopedi Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Carsten Perka’nın devamlı ısrarları üzerine muayenehanesini devrederek hastanedeki görevine yeniden
geri döndü.
Berlin Humboldt Üniversitesi Tıp
Fakültesi’ndeki tıp eğitimi dışında;
Almanya ve Amerika’nın yanısıra
SEPTEMBER 2015 MERHABA
55
Der neue Sharan
Neue Assistenzsysteme machen den beliebtesten
Familienvan seines Segments noch komfortabler
Einsteigen? Bitte!
Die elektrischen Schiebetüren machen das
Ein- und Aussteigen auf den hinteren Sitzreihen
besonders einfach – und das Parken in engeren
Parklücken noch problemloser.
Neue, spritsparende Motoren
schonen Umwelt und Geldbeutel
Raumangebot in alle Richtungen
Komfort hoch drei: Die bis zu sieben Einzelsitze,
aufgeteilt auf drei Sitzreihen, sind so bequem,
wie sie aussehen. Dafür sorgt auch die große
Auswahl an stilvollen Sitzbezügen. Wenn noch
mehr Platz benötigt wird, kann der Raum mit
dem Panorama-Ausstell-/Schiebedach spielend
leicht nach oben erweitert werden.
Flexible Sitzkonfiguration
Egal ob allein oder mit der Großfamilie – das
flexible Raumkonzept mit bis zu sieben Sitzen
und 300 bis 2.430 Litern Laderaum überzeugt
in allen Variationen.
Immer verbunden
Mit innovativen Smartphone-Schnittstellen
können Sie spezielle Apps auf Ihrem Smartphone
ganz leicht und komfortabel über die
Mittelkonsole bedienen.
Exklusiv zum Marktstart sind zwei neue Sondermodelle „Ocean" und
„Beach" bestellbar. Sie sind neben 16-Zoll Leichtmetallfelgen und den
elektrischen Schiebetüren bereits mit vielen Assistenzsystemen wie ACC,
Lane Assist, Blind Spot plus Ausparkassistent sowie dem Parklenkassistenten ausgestattet und in den Sonderlackierungen „Crimson Red"
(Beach) und Hudson Bay Blue Metallic (Ocean) erhältlich.
Die Preise für den neuen Sharan starten ab 32.000 Euro.
Park Assist
Der Parklenkassistent „Park Assist“ hilft Ihnen,
eine zur Größe Ihres Fahrzeugs passende Parklücke zu finden und macht das Ein- und Ausparken zum Kinderspiel. Egal ob Quer- oder Längsparklücke: Sie haben das Fahrzeugumfeld im
Blick und kontrollieren lediglich Gaspedal,
Kupplung und Bremse.
Automatische Distanzregelung ACC
Die automatische Distanzregelung ACC und
„Front Assist“ mit City-Notbremsfunktion unterstützen den Fahrer auch im dichten Verkehr.
56
MERHABA SEPTEMBER 2015
*Kraftstoffverbrauch Sharan in l/100 km: 7,1 - 5,0 (kombiniert);
CO2-Emissionen in g/km: 167 – 130 (kombiniert), Effizienzklasse: D-A
Merhaba Berlin
Features wie Sand am Meer:
Mit den Sondermodellen Beach
und Ocean kommt ein großes
Stück Freiheit auf die Straße.
Die Sondermodelle
Beach & Ocean
Die exklusiven Lackierungen
Crimson Red Metallic und Hudson
Bay Blue Metallic verleihen dem
Fahrzeug eine aufregende Note,
während der Innenraum dank
Comfortline-Ausstattung mit
speziellen Details wie Badges,
Aluminium-Einstiegsleisten und
hochwertigen Leichtmetallrädern
noch exklusiver erscheint.
A
b sofort steht der technisch aufgewertete Sharan in den Verkaufsräumen von Volkswagen.
Zahlreiche neue Komfort- und Assistenzsysteme lassen den familienfreundlichen Van zu einem der fortschrittlichsten
Modelle in seinem Segment avancieren.
SMS-Vorlesen, sicheres Versenden von
Nachrichten über das große FahrzeugDisplay und eine perfekte Navigation –
dies alles ist möglich dank „Car Net",
den mobilen Online-Diensten von Volkswagen. Hinzu kommen Verbrauchssenkungen der Benzin- und Dieselmotoren
um bis zu 15 Prozent. Trotz mehr Ausstattung, Komfort und Sicherheit ist der
Grundpreis von 32.000 Euro auf dem
Niveau des Vorgängers geblieben.
Im Sharan kommt die zweite Generation
des Modularen Infotainment-Baukastens
(MIB) zum Einsatz, die ein Höchstmaß
an Konnektivität bietet. Als einer der ersten Volkswagen kann der Sharan mit
der Car-Net Funktion „ App Connect"
ausgestattet werden; dank „MirrorLinkTM", „Android Auto" (Google) und
„Car Play" (Apple) können die verschiedensten Apps in die neuen Infotainmentsysteme eingespeist und sicher über das
große Fahrzeugdisplay genutzt werden.
Der Volkswagen Online-Dienst „Guide
& Inform" bietet zudem Services wie
aktuellste Stauwarnungen, Informationen zu freien Parkplätzen und Hinweisen zu den günstigsten Tankstellen. Ein
weiterer Vorteil: ab sofort können zeitgleich zwei Telefone gekoppelt werden,
beispielsweise ein geschäftliches und ein
privates.
Langstreckenfahrzeug wie dem Sharan
eine zentrale Rolle. Der aktualisierte
Sharan hat beispielsweise serienmäßig
die innovative Multikollisionsbremse an
Bord. Sie ist ein Bestandteil des integralen Sicherheitssystems und leitet nach
einem Unfall im Rahmen der Grenzen
des Systems automatisch eine Bremsung
ein, wenn der Fahrer selbst nicht mehr
eingreifen kann. Folgekollisionen können dadurch verhindert werden. Darüber
hinaus ist der Berganfahrassistent AutoHold mit elektrischer Parkbremse serienmäßig an Bord. Aber auch neue Stoffe
(in Trend- und Comfortline), aktualisierte Kombiinstrumente, neu gestaltete
Rückleuchten in LED-Technik mit prägnanter Lichtsignatur und das neue Radio
„Composition Colour" bekommt der
Kunde ohne Aufpreis.
Zusätzlich sind für den Sharan optional
zahlreiche neue Assistenzsysteme erhältlich: Dazu zählen das Umfeldbeobachtungssystem Front Assist mit integrierter
Citynotbremsfunktion, der Spurhalteassistent „Lane Assist", die automatische
Distanzregelung ACC, der Parklenkassistent der dritten Generation (zum assistierten Ein- und Ausparken) sowie der
Blind-Spot-Sensor, der beim Spurwechsel vor Fahrzeugen im toten Winkel
warnt. Komplett erneuert wurden auch die
kraftvollen wie effizienten Benzin- (TSI)
und Dieselmotoren (TDI). Die aufgeladenen Direkteinspritzer sind jetzt um bis
zu 15 Prozent sparsamer und erfüllen
durchgängig die Euro-6-Abgasnorm. Die
zwei TSI leisten 110 kW / 150 PS und
162 kW / 220 PS. Im Fall des stärksten
Benzinmotors stieg die Leistung um 15
kW / 20 PS. Die Dieselaggregate werden
in drei Leistungsstufen mit 85 kW / 115
PS, 110 kW / 150 PS (plus 10 PS, auch
als Allrad erhältlich) und 135 kW / 184
PS (plus 7 PS) angeboten. Alle Aggregate (außer 85 kW TDI) lassen sich mit
dem agilen 6-Gang-Doppelkupplungsgetriebe (DSG) kombinieren, das fortan
auch das kraftstoffsparende Segeln
(Auskoppeln des Motors beim Gaswegnehmen) ermöglicht.
Ein Mehr an Ausstattung und weitere
Sicherheitssysteme spielen bei einem
SEPTEMBER 2015 MERHABA
57
Merhaba Berlin
12 DEV ADAM BERLÛN’DE
Basketball-Europameisterschaft 2015
Avrupa Basketbol
Şampiyonası
5 Eylül’de start alıyor
Türkiye Basketbol Federasyonu
Başkanı Harun Erdenay ile
Almanya Basketbol Federasyonu
Başkanı İngo Weiss Başkent
Berlin‘de ortaklaşa bir basın
toplantısı düzenlediler. Basın
toplantısına Türkiye Basketbol
Federasyonu TBF Başkanı Harun
Erdenay, TBF FİBA Dış İlişkiler
Direktörü Dr. Emir Turam ile
Almanya Basketbol Federasyonu
Başkanı İngo Weiss ve Almanya
Basketbol Federasyonu Basın
Sözcüsü Christoph Büker katıldılar.
5 Eylül 2015
Cumartesi
21:00
ÛTALYA - TÜRKÛYE
6 Eylül 2015
Pazar
21:00
TÜRKÛYE - ÛSPANYA
8 Eylül 2015
Sal⁄
17:45
ALMANYA - TÜRKÛYE
9 Eylül 2015
Çar‚amba
14:30
TÜRKÛYE - SIRBÛSTAN
10 Eylül 2015
Per‚embe
21:00
TÜRKÛYE - ÛZLANDA
B
asın toplantısında ayrıca TBF
Asbaşkanları Dinçer Çetintaş ve
Kemal Akar ile Sportif Direktör
Barbaros Aktaş da hazır bulundular.
Titanic de Lux Oteli’nde düzenlenen
basın toplantısında konuşan Almanya
Basketbol Federasyonu Başkanı İngo
Weiss, uzun yıllardır tanıdığı dostu
Harun Erdenay’ı yeni görevinden dolayı
tebrik etti. Türkiye ile Almanya basketbol
federasyonları arasındaki işbirliği ve ortaklıktan dolayı memnun olduğunu dile
getiren Weiss, Türkiye ile Almanya’nın
aynı grupta olmasının da güzel bir tesadüf olduğunu belirtti. İki federasyon başkanı da Berlinli Türkleri maçlara davet
ettiler.
Daha sonra söz alan Türkiye Basketbol
Federasyonu Başkanı Harun Erdenay,
grup eleme maçlarını oynayacağımız
58
MERHABA SEPTEMBER 2015
Berlin’de çok sayıda Türk vatandaşının
yaşadığını ve Berlinli Türklerle birlikte
diğer şehirlerden gelecek Türk taraftarların basketbol takımımızı centilmence
destekleyeceklerine inandığını söyleyerek, „Berlin’de evimizde gibi oynayacağız“ dedi.
Erdenay: „Bu turnuvayla birlikte
takımı gençleştirme startı veriyoruz“
Konuşmasında, alt yapılarda kazandıkları
başarılarda pay sahibi olan gençleri yavaş
yavaş takıma monte etmek istediklerine
değinen Erdenay, bu turnuvayla birlikte
takımı gençleştirme sürecinin start alacağını kaydetti. Harun Erdenay, bir sonraki şampiyonada diğer gençleri de takıma alacaklarını sözlerine ekledi.
Erdenay: „Savaşan takım olacağız“
Basın toplantısında gazetecilerden gelen
soruları yanıtlayan TBF Başkanı Erdenay
Merhaba Berlin
Türkiye Basketbol
Federasyonu Ba‚kan⁄
Harun Erdenay:
„Berlin’de evimizde
gibi oynayaca©ız...
Hedefimiz
Olimpiyatlara
katılacak 7 takım
arasına girmek...“
şunları söyledi : “Buraya gelen takım, önceki başarılar kazandığımız takımlardaki
oyuncular kadar yetenekli değiller belki
ama takımımız savaşıyor ve günümüz
basketbolunda savaşan takımlar, yeteneklileri yeniyorlar. Kazanırız, kaybederiz
ama soyunma odasına gittiğimizde takımın mücadele ederek sahadan ayrıldığını
görmek bizim için mutlu edici unsur olacaktır“ dedi.
Harun Erdenay, Enes Kanter’le ilgili bir
soruyu „Turnuvada yer alıp almaması
Enes Kanter’in biraz da kendi seçimi.
Daha önceki turnuvalara katılmadı. Sonuçta milli takım isteğe bağlı bir milli
takım değil; iki sene gelmeyeyim, üç
sene geleyim, sonra tekrar gelmeyeyim.
Burada belli bir hedef için bütün oyuncular fedakârlık yapıyorlar; para da kazanmıyorlar. Hepsi Türk Milletini, Türk Bayrağını temsil ediyorlar. Biz takımı seçerken en iyi 12 oyuncuya değil, en iyi takım oluşturabilecek 12 oyuncuya bakıyoruz“ şeklinde yanıtladı.
Erdenay: „Hedefimiz olimpiyat
elemelerine katılabilmek“
Harun Erdenay, Türk Milli Basketbol
5-10 EYLÜL 2015
MERCEDES-BENZ ARENA
Takımı’nın bu şampiyondaki hedefi ile ilgili soruyu, „Milli Takımın bu şampiyonadaki hedefi olimpiyat elemesi hakkını
kazanmak olacak. FİBA’nın son düzenlemesinden sonra ilk 7 takım arasından birinciyle ikinci şampiyonaya direkt olarak
gidecek. Üç, dört, beş, altı ve yedinci sırada olan takımlar olimpiyat elemesi oynama hakkını kazanacak. Bizim öncelikli
amacımız da olimpiyat hedefini devam
ettirmek olacaktır” olarak cevapladı.
league maçında, Galatasaraylı taraftarların çıkardığı olayların Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda da tekrarlanıp tekrarlanmayacağı sorusuna da Erdenay,
“Alman yetkililer bu Avrupa Şampiyonası için gerekli her türlü güvenlik önlemlerini aldıklarını söylediler. Biz Almanya ile dost iki ülke ve federasyonuz.
Kanımca maçlar da bu dostluk ve kardeşlik ilkeleri çerçevesinde geçecektir” şeklinde yanıtladı.
Erdenay: „En iyi hoca ile çalışıyoruz“
Erdenay, Milli Takım Antrenörü Engin
Ataman ile ilgili soruyu ise “Milli Takımı
Türkiye’deki en iyi hocaların başında gelen hoca çalıştırıyor. İki kez Avrupa Kupası kazanmış bir hoca. Kendisine güveniyoruz. Yılda iki ay çalışmadan 10 ay
yatmayı göze alabilecek yetenekli bir
antrenörü bulmak çok zor. Engin Ataman
Milli Takım için en iyi hoca. Kulüp
çalıştırması milli takımdaki başarısını
olumsuz etkilemiyor” dedi.
2015 Avrupa Basketbol Şampiyonası
5 - 20 Eylül tarihleri arasında Berlin,
Montpellier, Riga ve Zagreb şehirlerinde oynanacak...
Harun Erdenay: „Her türlü güvenlik
önlemi alınmış“
Taraftarlar ile ilgili daha önce Berlin’de
oynanan Galatasaray-Alba Berlin Euro-
Toplam 24 takımlı ve 4 gruptaki maçlarda Türkiye, Almanya, İspanya, Sırbistan
ve İzlanda ile aynı grupta yer alıyor.
Türkiye ilk maçını 5 Eylül’de İtalya, 6
Eylül’de İspanya, 8 Eylül’de Almanya, 9
Eylül’de Sırbistan ve 10 Eylül Perşembe
günü de İzlanda ile oynayacak.
Maçlar için biletler Berlin’deki Hasır
Restoranları ile Titanic de Lux Hotel’de
satışa sunuluyor.
HABER/FOTOÌRAFLAR: HÜSEYÛN ÛÍLEK (3)
TÜRKÛYE BASKETBOL FEDERASYONU (3)
SEPTEMBER 2015 MERHABA
59
Merhaba Berlin
Jet Kune Do hocas⁄ Sifu
Selim Bu©ur’un kurdu©u
Berlin Martial
Arts Group
çal⁄‚malar⁄na
devam ediyor
KEMAL DÛRÛN
B
erlin’in yeni dövü‚ sporlar⁄
kulübü Berlin Martial Arts
Group e.V. h⁄zla büyümeye
devam ediyor. Berlin’in Neukölln
ilçesinde sporseverlere Jeet Kune Do,
Brazilian Jiu Jitsu ve Filipin Dövü‚
Sanatlar⁄’nda ders veren Sifu Selim
Bu©ur ve ekibi art⁄k haftan⁄n üç gününde biraraya geliyor.
Yo©un bir ilgi ile kar‚⁄la‚t⁄©⁄n⁄ söyleyen Selim Bu©ur arkada‚⁄m⁄z;
“Neukölln ilçesinde bu kadar çok
sporseveri bir arada görmek çok güzel. Özellikle Brazilian Jiu Jitsu diye
adland⁄r⁄lan yer dövü‚ sanat⁄na yo©un
bir ilgi var. Dolay⁄s⁄yla kulüp olarak
birlikte karar verdik ve program⁄m⁄z⁄
haftada üç derse ç⁄kard⁄k.“
Art⁄k çar‚amba günleri Panatukan
diye adland⁄r⁄lan Filipin Boksu ve
Brazilian Jiu Jitsu derslerine ilgi
duyan herkesi bekliyoruz.
Antrenman yerimiz; Morusstrasse 32,
12053 Berlin-Neukölln, Regenbogen
Grundschule. Daha geni‚ bilgi için
internet adresi: www.jkdgroup.de“
SÖZ
ABA
H
R
E
M
NIN
I
R
A
L
OKUR
OLUMLU VEYA OLUMSUZ
TATÛL ANILARINIZI
TÜRKÛYE GÖZLEMLERÛNÛZÛ
BÛZE YAZIN YAYINLAYALIM
60
MERHABA SEPTEMBER 2015
elektronik posta:
[email protected]
veya
Merhaba
Bülowstr. 56/57
10783 Berlin
Merhaba Berlin
REKORTMEN ÍAMPÛYON ADNAN ÖZÇOBAN
ÍÛMDÛ YENÛ ÍAMPÛYONLAR YETÛÍTÛRÛYOR
15 y⁄l Berlin Íampiyonlu©unu
kimselere kapt⁄rmayan ünlü
boksörümüz Adnan Özçoban,
‚imdilerde Berlin Chikara Spor
Kulübü’nde ‚ampiyon boksörler
yeti‚tirmeye devam ediyor.
FOTOÌRAFLAR: ÍAHÛN YÜCEL
5
0 ya‚⁄nda halen aktif boks yapan ‚ampiyon boksörümüz
Adnan Özçoban, „Bir iki maç
daha yapaca©⁄m ve aktif olarak boksu
b⁄rakaca©⁄m. Zaten bir beklentim
yok, sadece spor olsun diye yap⁄yorum. Ama antrenör olarak çal⁄‚malara
tabiki devam edece©im“ diyor. 35
y⁄ldan beri boks yapan ve ad⁄n⁄
Berlin Spor Tarhi’ne alt⁄n harflerle
„Rekortmen Íampiyon“ olarak
yazd⁄ran Adnan Özçoban, 15 y⁄l pe‚
pe‚e Berlin Íampiyonu olarak
k⁄r⁄lmas⁄ çok güç bir rekora imza
atm⁄‚t⁄. Hertha BSC’n⁄n boks
tak⁄m⁄n⁄n kaptanl⁄©⁄n⁄ yapan ve
say⁄s⁄z Almanya Íampiyonlu©u kazanan 50 ya‚⁄ndaki Adnan Özçoban,
1995 y⁄l⁄ndan beri de antrenörlük
yap⁄yor. Ö©rencileri Tolga Ye‚ilba©,
Ûbrahim El-Zein, Yasse El-Zein, M.
Hussein, Chadi Chehade ve Benjamin
Simon’u ‚ampiyonluklara haz⁄rlayan
Adnan Özçoban, „Tolga 24 ya‚⁄nda,
90 kg’da Berlin Íampiyonu, yak⁄nda
profesyonel olarak ringe ç⁄kacak.
Dünya Íampiyonlu©una haz⁄rlanan
Benjamin Simon, 27 maç⁄n 25ini nakavtla kazand⁄, Ûbrahim ise 3 maç⁄n
üçünü de nakavtla ald⁄. Gençlerimin
12 Eylül ve 3 Ekim’de çok önemli
maçlar⁄ var. Ayr⁄ca 31 Ekim’de de
Universal Hall Salonu’nda Chikara
Spor Kulubü’nün Geleneksel Boks
Gala Gecesi’nde ringe ç⁄kakacaklar“
diyor ve herkesi maça davet ediyor.
SEPTEMBER 2015 MERHABA
61
Merhaba Berlin
Impressum
Bülowstr. 56-57 • D-10783 Berlin
Tel.: 030/627 33 75 16
Fax: 030/627 33 75 19
[email protected]
IDN: 1065353715
Herausgeber: Concept Medien & Druck GmbH
Geschäftsführer: E. Sakallı
Amtsgericht Charlottenburg • HRB 153673B
Genel Yayın Yönetmeni : Mehmet Zağlı
Chefredakteur/ViSdP
Bu sayıda : Hüseyin İşlek, Münir Bağrıaçık,
emeği geçenler Çiğdem Hızkan, Adem Dursun,
Mit freundlicher Nergiz Karakuş, Taner Bölük,
Unterstützung
Kemal Dirin, Ünal Meşeci,
Istvan Sulyok, Gözde Böcü,
Av. Fatma Güccük, Şahin Yücel,
Dr. İ. Nevzat Tuncay, Dr. Murat
Gördük, Hayati Boyacıoğlu,
M. Zeki Abur, Prof. Dr. Faruk Şen
Miriam Carl-Bölük,
Tüm hakları saklıdır : Ohne ausdrückliche schriftliche
Alle Rechte vorbehalten Genehmigung ist es nicht gestattet,
Texte und Fotos zu kopieren oder
zu vervielfältigen.
Baskı sayısı : Monatlich / 10.000 Exemplare.
Auflage Artikel, die mit Namen
gekennzeichnet sind, entsprechen
nicht immer der Meinung der
Redaktion, sondern des Autors.
Keine Gewähr für unverlangt
eingesandte Fotos und Manuskripte.
Druckfehler vorbehalten.
Bei allen Verlosungsaktionen
ist der Rechtsweg ausgeschlossen.
facebook.com/merhababerlin
62
MERHABA SEPTEMBER 2015
A+++
Kühl-/ Gefrierkombination & Waschmaschine
949,- €
799,- €
999,- €
799,- €
Energieklasse A+++
Energieklasse A+++
Neo Frost
10 Kg Füllmenge
10 Jahre Kompressor Garantie
10 Jahre Motorgarantie
Beko RCNE365E40 X
Beko WYA 101483 PTLE
Kühl-/ Gefrierkombination
Waschmaschine
Bruttoinhalt , Gesamt: 365 Liter,0°Crad Zone, Lautstärke
37dB(A), Energieverbrauch per Jahr : 174 kWh, Klimaklasse SNT, Antibakterielle Türdichtungen, Aktivkohlefilter , Gerätemaße:
(HxBxT) 185 x 60 x 67 cm, 83 Kg.
Automatikprogramm, Geräuschpegel Waschen/Schleudern:
51/75dB(A), Aquawave-Schontrommel, Kindersicherung, 34 cm
Einfüllöffnung, Variable Schleuderwahl bis zu 1.400 U/min,Energieverbrauch per Jahr : 197 kWh, Maße (HxBxT) 84 x 60 x 54 cm.
Siltem Shop Berlin
Kottbusser Str. 9
10999 Berlin
U-Bahn Kottbusser Tor
www.siltem.de
[email protected]
Tel.: +49 (0)30 695 330 -17 oder 18
Mo. - Fr. 1000-1900 Uhr Sa. 1000-1700 Uhr
*Unverbindliche Preisempfehlung des Herstellers. Artikel ohne Dekoration. Keine
Mitnahmegarantie, sofern nicht vorhanden gleich bestellen. Alle Preise Abholpreise. Irrtümer und
Preisänderungen vorbehalten. Für Druckfehler übernehmen wir keine Haftung. 0% Finanzierung ist
gültig bis auf Widerruf. Barpreis = Nettodarlehensbetrag sowie Gesamtbetrag; gebundener Sollzins
p.a. und effektiver Jahreszins 0,00%. Bonität vorausgesetzt. Ein Angebot der Commerz Finanz
GmbH, Schwanthalerstraße 31, D-80336 München. Weitere Informationen im Shop..

Benzer belgeler