1-) ocak-şubat-mart sayısı

Transkript

1-) ocak-şubat-mart sayısı
İ Çİ ND EK İ L ER
Yıl: 53 • Sayı: 1-2-3 • Ocak/Şubat/Mart 2016
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
Adına Sahibi
Ali KÜÇÜKAYDIN
2
BAŞYAZI
Yayın Sorumlusu
Prof. Dr. Devlet TOKSOY
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Zeki KAMACI
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Ender MAKİNACI
Sevda ERGİZ
Orman Mühendisi
İstanbul Üniv. Orm. Fak.
Hüseyin AYTAÇ
Prof. Dr. Erol BURDURLU
Orman Mühendisi
Gazi Üniv. Tek. Eğt. Fak.
Hakan TAN
Prof. Dr. Özden GÖRÜCÜ
Orman Mühendisi
Sütçü İmam Üniv. Orm. Fak.
Ali İzzet BAŞER
Prof. Dr. Selman KARAYILMAZLAR
Orman Mühendisi
Bartın Üniv. Orm. Fak.
Fatih SARAÇ
Prof. Dr. Semra ÇOLAK
Ağaç İşleri End. Yük. Mühendisi
Karadeniz Teknik Üniv. Orm. Fak.
Emre TOPBAŞ
Prof. Dr. Sezgin AYAN
Orman End. Mühendisi
Kastamonu Üniv. Orm. Fak.
Yayın Koşulları
Dergimizde yayınlanması istenilen yazılar bilgisayarda yazılmalı, daha önce başka bir yerde basılıp,
yayınlanmamış olmalıdır. İmzalı bir dilekçe ekinde kağıda yazılı olarak, ayrıca elektronik ortamda
dergimizin yönetim yerine posta ile gönderilmelidir. Yazılar 7 sayfayı (A4) geçmemelidir. 7 sayfayı
aşan yazıların birbirini izleyen sayılarda yayınlanabileceği düşünülerek bölümlere ayrılmalıdır.
Fotoğraf net ve temiz olmalı, slayt dışında sayısal gönderilecek fotoğrafların çözünürlüğü yüksek
olmalıdır. Yazılarda Türkçe kelimeler kullanılmalı ve Türkçe dil kurallarına uyulmalıdır. Yayınlanacak
yazı ve çevirilerdeki düşünsel ve teknik sorumluluk yazarına ait olup,oda yönetimini ve Dergi
Yayın Kurulunu sorumlu tutmaz. Dergide yayınlanan yazılardan kaynak göstermek koşulu ile alıntı
yapılabilir. Dergiye gönderilen yazılar yayınlansın ya da yayınlanmasın geri verilmez. Yazılar Yayın
Kurulu tarafından incelenir. Yayın Kurul yayınlanacak yazılarda gerekli düzenlemeleri yapabilir ve
uygun görülen yazıları yayınlar.
Yönetim Yeri
Beştepeler Mah. Alparslan Türkeş Cad. 31. Sok. No: 3
Beştepe-Yenimahalle/ANKARA
Tel: (0312) 215 00 33 pbx
Belgegeçer: (0312) 215 01 81
e-posta: [email protected]
www.ormuh.org.tr
TMMOB Orman Mühendisleri Odası
Garanti Bankası Meşrutiyet Caddesi Şubesi
TR70 0006 2000 5280 0006 2981 35
Tasarım-Baskı
CTA Tanıtım Reklam Hizmetleri Org.
Basın Yayın Bilişim San. ve Tic. Ltd. Şti.
(0312) 222 66 77
ISSN 1301-3572
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ
AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ
4
ODAMIZDAN
• 46. Olagan Genel Kurulu ve Oda Genel
Merkez Seçimleri
• ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
• 305 NOLU TEBLİĞ YAYIMLANDI
• DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜ VE ORMAN HAFTASINDA KUZEY KIBRIS TÜRK
CUMHURİYETİ’NE ZİYARET
• MESLEKTAŞLARIMIZI HAKLARINI ARAMAYA DAVET EDİYORUZ.
• ODAMIZDAN BİR HUKUK ZAFERİ DAHA!...
• RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI
• KAMUOYUNUN DİKKATİNE • 21 Mart Dünya Ormancılık Gününde
Ata’nın Mozolesine Çelenk Konuldu.
• ORMAN YOKSA YAŞAM DA YOK…
• “YENİ ANAYASA VE ANAYASA’DA ORMAN”
22
Doğa Koruma Maksatlı Silvikültürel Uygulamalar – 3
Prof. Dr. Musa GENÇ
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN YENİ AMAÇLARI VE ORMANCILIK
Serdar Yegül
35
YAYIN KURULUNDAN
24
KIZILÇAMIN BEYŞEHİR’DE YENİ TESBİT
EDİLEN DOĞAL YAYILIŞI
Dr. Said DAĞDAŞ
Volkan POLAT
Seçil POLAT
32
ALTIN DİŞLİ REŞO
Şefik BİNGÖL
36
38
50 YIL ÖNCE BUGÜN “Orman
Mühendisliği”
HABERLER
Değerli Okurlarımız,
Bir Genel Kurul dönemini daha geride bıraktık. Şube seçimleri
sürecinde yoğun bir baskı ve buna karşı hak adalet meslek adına
verilen mücadele sonunda Meslekte Birlik Grubu bir seçim dönemini
daha mesleğimize ve meslektaşımıza yakışan şekilde sürdürmüş ve
sonuçlandırmıştır. Meslektaşlarımızın tercihi büyük ölçüde meslek
ahlakı, hukuk ve haktan yana olmuş, sonuçta da mesleğimiz kazanmıştır.
Yayın Kurulu olarak, geçmiş dönemde şubeler, Genel Merkez
Yönetim, Denetim, Onur ve diğer kurullarda görev almış olan tüm
meslektaşlarımıza yapmış oldukları hizmetlerden dolayı dergimiz ve
meslek camiası adına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Yeni göreve gelenleri
de tebrik ediyor, yapacakları çalışmalarda başarılar diliyoruz.
Bu sayımızda da 2016 Ocak, Şubat ve Mart içerisinde
gerçekleştirilmiş olan oda faaliyetleri ile Meslektaşlarımızın akademik
ve mesleki yazılarına yer verilmektedir.
Odamızdan bölümünde; Odamız Genel Merkezi Yönetim,
Yürütme, Temdem ve diğer Kurullarınca gerçekleştirilen faaliyetlere
yer verilmiştir. “Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak
Sınavlar Hakkında Genel Yönetmeliğe” dair itirazımız ve alınan
sonuç ormanlık alanlara belediyelerce dökülecek atıkları düzenleyen
yönetmeliğin iptaline dair mahkeme kararı, Artvin Cerrattepe
ormanlarında maden açık işletme izinleri konusundaki odamız görüşü,
21 Mart Dünya ormancılık Günü kapsamında odamızın faaliyetleri
konusu ile Yeni Anayasa tartışmaları kapsamında ormanlarımızın
durumu konusunda odamızca düzenlenen panel bunlardan bazılarıdır.
Uzman sahası bölümünde; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Orman
Fakültesinden Sayın Prof. Dr. Musa GENÇ’ in 1 ve 2nci bölümleri geçen
sayılarımızda yayınlanmış olan, “Doğa Koruma Maksatlı Silvikültürel
Uygulamalar – 3” başlıklı yazısı ile Meslektaşımız, Dr. Said DAĞDAŞ
ile Beyşehir Orman İşletme Şefi Vedat POLAT ve Yeşildağ Orman
İşletme Şefi Seçil POLAT tarafından hazırlanan “Kızılçamın Beyşehir’de
yeni Tespit Edilen Yayılış Alanları” konulu yazılarına yer verebildik.
Üyelerimizden bölümünde; Meslektaşlarımız Orman Mühendisi
Serdar YEGÜL’ün “Sürdürülebilir Kalkınmanın Yeni Amaçları ve
Ormancılık ” başlıklı yazısı ile meslektaşımız Orman Yüksek Mühendisi
Şefik Bingöl’ün aktüel değeri olan “Altın Dişli Reşo” başlıklı hikayemsi
yazısına yer veriyoruz.
Şubelerimizden haberler bölümünde; Merkez, Batı Karadeniz,
Marmara şubelerimiz ile Gaziantep İl Temsilciliğimizden yayın
Kurulumuza intikal ettirilen haber ve faaliyetleri siz meslek kamuoyu
ile paylaşıyoruz.
Saygılarımızla…
Yayın Kurulu
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
1
B AŞ YAZI
Saygıdeğer Meslektaşlarımız,
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca iki yılda bir yapılan Odamız
46. Dönem Olağan Genel Kurulu, 02 Nisan 2016 Cumartesi günü Ankara Başkent Öğretmen Evinde,
Genel Merkez Organları seçimleri de 03 Nisan 2016 Pazar günü Oda Genel Merkezinde delegeler ve
konukların katılımları ile yapılmıştır.
Seçimler neticesinde yönetim kurulumuza bu dönem, aday olmayan iki arkadaşımızın yerine orman
endüstri mühendisi bir meslektaşımız ile serbest çalışan bir bayan meslektaşımız seçilmişlerdir. Bu vesile
ile başyazımızda, bu dönem yönetim kurulu üyeliğinden ayrılan arkadaşlarımıza ve bunların nezdinde
şimdiye kadar oda yönetimlerinde ve organlarında görev alan tüm meslektaşlarımıza şükranlarımızı
sunarız. Yeni seçilen meslektaşlarımızı da tebrik eder, başarılar dileriz. Bizleri yeniden tercih eden ve
istikrar diyen değerli üst kurul delegelerine de şükranlarımızı sunarız.
Saygıdeğer Meslektaşlarımız,
46. Dönem Olağan Genel Kurulumuz, üst kurul delegelerimizin büyük kısmı ve konukların katılımıyla
son derece verimli ve düzeyli bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Ancak üyelerimizin oylarıyla seçilerek
Oda Genel Merkezinin Genel Kuruluna gönderilen bir grup delege ve Orman İdaresinin üst düzey
yöneticileri, iki yılda bir yapılan ve meslektaşların en üst seviyede temsil edildiği bu önemli mesleki
toplantıya katılmamışlardır. Sosyal medyada da ifade ettikleri üzere bu arkadaşlarımızın Ankara’nın
Kızılcahamam İlçesinde alternatif toplantı düzenledikleri öğrenilmiştir.
Meslektaşlarımızın oy vererek iradelerini emanet ettikleri, bir grup adına seçilmiş delege
arkadaşlarımızın, Orman Mühendisleri Odası 46. Olağan Genel Kurulu resmi toplantısına katılma yerine,
merdiven altı toplantılara katılmaları ve ertesi günü yapılan seçimlere bindirilmiş kıtalar şeklinde ve
gruplar halinde getirilmeleri üzüntü ile karşılanmış, meslektaşlarımızın iradesine saygısızlık olarak
değerlendirilmiştir. Orman Mühendisleri Odasının kuruluşu olan 1954 yılından bu yana yapılan genel
kurullarında hiç böyle bir örnek yaşanmamıştır.
Orman Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu olarak bizler Genel Kurulumuzda, şube genel kurullarında
seçilerek üst kurul delegesi olan ve yaklaşık onbeş bin üyeyi temsil eden 305 delegenin tamamı ile
orman idaresinin yöneticilerinin de bulunmasını isterdik. Çünkü bizim gibi akademik meslek odalarının
genel kurulları meslektaşların en üst seviyede temsil edildiği yerlerdir. İdarenin politikasına yön veren
yöneticilerinin ve temsil noktasındaki üst kurul delegelerinin, konuk meslektaşlar ve diğer konuklarla
birlikte genel kurullara katılması, ormancılık ve meslektaş sorunlarının hep birlikte tartışılması,
yetkililerin hem görüşlerden faydalanması hem de cevap haklarını kullanmaları arzu edilen ve medeni
olan bir davranış olduğunu düşünmekteyiz.
Ormancılığımıza yakışmayan, ayrıştıran, bizleri ötekileştiren, üzüntü veren bu tip hadiselerin bir
daha tekerrür etmemesini temenni etmekteyiz.
Saygıdeğer Meslektaşlarımız,
Oda olarak, meslek yasası kapsamında ormancılık büro ve şirketleriyle güçlü bir hizmet sektörünün
oluşturulmasının gerekliliğini, bunun için mükemmel bir yasal altyapımızın olduğunu, ormancılık
faaliyetlerinin hizmet ve özellikle orman mühendisliği hizmet alımları ile serbest ormancılık
büro ve şirketlerine yaptırılmasını, Orman İdaresinin yoğun programlarını ancak bu şekilde
2
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
gerçekleştirilebileceğini her platformda ifade ettik. Bugün geldiğimiz nokta itibariyle arzu edilen
seviyelerde olmamakla birlikte, serbest ormancılık büro ve şirketlerinden hizmet satın alma kültürünün
yavaş yavaş geliştiği görülmektedir. Bu durum bizleri memnun etmektedir.
Ancak, özellikle son yıllarda yapılan mesleki hizmet alımına yönelik ihalelerin 5531 sayılı yasa
hükümlerine aykırı olarak yapıldığı görülmektedir. Oda olarak Bakanlık ana hizmet ve bağlı Genel
Müdürlüklerine, sonuç alamayınca da Bakanlık ve OGM’nin bölge müdürlüklerine ve hatta orman
işletme müdürlüklerinin tamamına ihalelerde yapılan yanlışlar izah edilerek neyin ne şekilde yapılması
gerektiği yazılmış, hatta örnek ihale ilanları ve idari şartname ve sözleşme örnekleri gönderilmiştir.
Bunlara rağmen çıkılan ihalelerin hemen hemen tamamında meslektaşlarımızı sorumluluk altına
sokan ciddi hatalar yapılmaktadır. AR-GE Merkezimiz, hem meslektaşlarımızı hem de teşkilatımızı olası
hukuki problemlerden korumak gayretiyle, zaman ve mekan gözetmeden bizzat arayanlara, mesleki
faaliyet konularına ilişkin hizmet alımı ihalelerinin 5531 sayılı meslek yasamıza ve 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu’na uygun olarak yapılmasına yönelik katkılar yapmaya çalışmaktadır. Tüm uyarılarımıza ve teknik
desteğimize rağmen, bazı birimlerde bu yanlışlıkların kasıtlı olarak yapıldığını düşünmekteyiz. Şube
genel kurullarında verilen sözleri yerine getirebilmek adına 5531 sayılı yasamız bypass edilmektedir.
İşin tanımı yapılmadan, orman mühendisliği hizmeti alımı ihalesi yapılması gerekirken, sanki “maraba
pazarında” orman mühendisi ihale ediliyor. 4734 ve 4735 sayılı yasalara aykırı olarak ve dolaylı yoldan,
5531 sayılı yasanın 13 üncü maddesine göre yönetim kurulumuzca belirlenen asgari ücret tarifesine
uyulmadan değişik yollar ile işçi statüsünde teknik personel çalıştırılıyor. Danışman mühendis alımı adı
altında yapılan hizmet alımları ile memurların görevlerinin tamamı ihale dokümanlarına yazılarak, aracı
firmalar üzerinden işçi statüsünde çalıştırılan üyelerimizin geleceği karartılıyor. Bu şekilde çalıştırılan
üyelerimiz ne yazık ki iş deneyim belgesi alamamakta, bu günlerde taşeronlar vasıtasıyla çalıştırılan
işçilerin kadroya geçirilmesi için hazırlanan kanun tasarısı kapsamına dahi girememektedirler. Oda
olarak bizim kavgamız, meslektaşlarımızın mağdur edilmemesine yönelik bir hukuk mücadelesidir. Bu
şekilde oda ile kavga edildiği zannedilirken, aslında mesleğimiz ile kavga edildiği, bunun tüm camiaya
zarar verdiği, mesleğin hepimizin ortak değeri olduğu ve yükselmesinin, itibar kazandırılmasının
hepimizin görevi olduğu unutulmamalıdır.
Oda olarak bu durumun üzerine gitmekte kararlıyız. Bunun için bir takım önlemler alınmaktadır.
5531 sayılı meslek yasamıza ve ihale mevzuatına uygun olmayan ihalelerin iptal edilmesi için ilgili
birimlere yazılar gönderilmekte, konu Kamu İhale Kurumuna bildirilmektedir. Ayrıca “oda kayıt”
belgeleri verilmemektedir. Oda kayıt belgesi veren şubelerin bu yetkileri ellerinden alınmaktadır. Ayrıca
tüm sorumlular hakkında hukuki süreç başlatılacaktır.
Saygıdeğer Meslektaşlarımız,
Yeni dönem için bizlere göstermiş olduğunuz güvene ve teveccühe layık olacağız. Bu dönemde de
ülkemizin, ormanlarımızın, mesleğimizin, meslektaşımızın tahribine yönelik hukuksuz davranışlara
karşı mücadelemizi, uygun duruşumuzu ve eleştirilerimizi hiçbir etki altında kalmadan sürdüreceğiz.
Ormancılığımıza, mesleğimize, başta personel reformu ve 5531 sayılı yasa kapsamında hizmet
sektörünün gelişimi olmak üzere meslektaşlarımıza fayda sağlayacak her türlü diyaloga ve işbirliğine
hazır olduğumuzu bir kez daha meslek kamuoyuna ifade etmek isteriz.
Saygılarımızla…
Orman Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
3
ODAMI ZDAN
Orman Mühendisleri Odasının 46. Olagan Genel Kurulu ve
Oda Genel Merkez Seçimleri 2-3 Nisan 2016 Tarihlerinde
Ankara’da Yapıldı
6235 sayılı Türk Mühendis
ve Mimar Odaları Birliği Kanunu uyarınca iki yılda bir yapılan
Odamız 46. Olağan Genel Kurulu;
02.Nisan.2016 tarihinde Ankara
Başkent Öğretmen Evinde, Oda
Genel Merkez organları seçimleri
de 03 Nisan 2016 Pazar günü Beştepe Oda Genel Merkezinde delegeler ve konukların katılımları ile
yapılmıştır.
Değerli Meslektaşlarımız, TMMOB ve Odamız Ana Yönetmelikleri uyarınca, Ocak-Şubat aylarında şubeler genel kurullarında
seçilmiş, yaklaşık onbeşbin üyeyi
temsil eden 305 delege, orman
idaresi yöneticilerinin de yer aldığı, konuk meslektaşlarla ve diğer
konuklarla genel kurulun yapılması, ormancılık ve meslektaş sorunlarının tartışılması, yetkililerin
hem görüşlerden faydalanması
hem de cevap hakkını kullanması
arzu edilen ve medeni olandı.
Delegelerimizin büyük kısmı
4
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
ve konukların katılımıyla son derece verimli ve düzeyli bir şekilde kongre gerçekleştirildi. Ancak
üyelerimizin oylarıyla seçilen ve
Oda Genel Merkezinin genel kuruluna gönderilen bir grup delege ve Orman İdaresinin üst düzey
yöneticileri iki yılda bir yapılan bu
önemli mesleki toplantıya katılmadılar. Sosyal medyada da ifade
ettikleri üzere bu arkadaşlarımızın
Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde alternatif toplantı düzenledikleri öğrenilmiştir.
Meslektaşlarımızın oy vererek iradelerini emanet ettikleri,
bir gurup adına seçilmiş delege
arkadaşlarımızın, Orman Mühendisleri Odası 46. olağan Genel
Kurulu resmi toplantısına katılma
yerine, merdiven altı toplantılara
katılmaları ve ertesi günü (Pazar)
yapılan seçimlere bindirilmiş kıtalar şeklinde ve guruplar halinde
getirilmeleri üzüntü ile karşılanmış, meslektaşlarımızın iradesine
saygısızlık olarak değerlendiril-
miştir. Orman Mühendisleri Odasının 1954 yılından bu yana yapılan genel kurullarında hiç böyle
bir örnek yaşanmamıştır. Ormancılığımıza yakışmayan ayrıştıran,
ötekileştiren, bu üzüntü verici
olaydan üyelerimizi haberdar
etme yükümlülüğünün ardından,
Odanın 46. Genel Kuruluna ilişkin
haberlerden özet bilgiler aktarmak istiyoruz.
Değerli meslektaşlarımız,
Odamızın 46. Genel Kurulu gündeme uygun olarak
02.04.2016 saat:10.30 da istiklal
marşı ve saygı duruşunu müteakip açılmış, Durhasan KOCA,
Adnan YALÇIN, Sevda ERGİZ ve
Hakan TAN’ın Genel Kurul divan
heyetine seçilmelerinden sonra
çalışmalarına başlamıştır.
Oda Genel Başkanı Ali
KÜÇÜKAYDIN Genel Kurulun
açılışında şehitlerimize rahmet
dileyerek yaptığı konuşmada
özetle aşağıdaki hususlara
dikkat çekmiştir. Genel kurullarda ormancılığımızı konuşacağız. Dünyada
ormanların geleceğinin tehlike
altında olduğunu ve hızla ormansızlaşmayı gören devletler, taraf
ülkelerin iç hukuklarını bağlayan
Çölleşmeyle Mücadele, Biyolojik
Çeşitliliğin Korunması vb. bir takım sözleşmeler imzalamışlardır.
Ülkemizde ormanların korunması Anayasa güvencesi altındadır. Ancak buna rağmen
ormanlarımızın tahribine yönelik
olarak ormanların kullanılmasına
yönelik Anayasaya aykırı bir takım
torba yasalar ile orman kanununu değiştiren yasal düzenlemeler
yürürlüğe konulmaktadır. Orman
Kanunun 17 inci maddesinde
yapılan değişiklik ile ormanlarda
nerede ise her türlü bina yapımına izin verilir hale getirilmiş,
kanunsuz olarak ormanlara Belediyelere izinsiz hafriyat döktürüldükten sonra arkasında 16. Madde değiştirilmiştir. Belediyelere
verilen toprak dökme iznini, ilgili
Yönetmeliğinde yapılan düzenleme ile toprak işletmesi adında
belirli müteahhitler aracılığı ile
kullanmaya başlamışlar, Odamızın Danıştay’da açtığı dava sonu-
cunda bu hüküm durdurulmasına
rağmen ne yazık ki toprak dökümü engellenmeyerek mahkeme
kararı çiğnenmiştir.
Dünya Ormancılık Günü ve
Orman Haftası nedeniyle, Odamız
ile Türkiye Ormancılar Derneği tarafından Odamızın Genel Merkezinde 24.3.2016 günü ülkemizin
önde gelen Anayasa hukukçusu
Prof. Dr. İbrahim KABOĞLU’nun
katılımları ile “Yeni Anayasa ve
Anayasada Orman” konulu bir
panel düzenlenmiş, panelde yeni
anayasanın katılımcı bir anayasa
olması ve ormanlar başta olmak
üzere doğal çevrenin korunması-
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
5
ODAMI ZDAN
6
nın önemi üzerinde durulmuştur.
Ancak ormanlarımızın korunması bir yana yasal düzenlemeler ile ormanlarımızın tahribine
neden olunmaktadır. Korunan
alanların planlanması Çevre ve
Şehircilik Bakanlığına verilmiş
ve uygulaması Doğa Koruma ve
Milliparklar Genel Müdürlüğüne
bırakılmıştır.
Milliparklar ve korunan alanlarda yangın koruma binaları yapımı adı altına sığınılarak, orman
alanlarında taban alanı 250 m2
olan imarsız villaların yapılmasına dair Orman Kanununa hüküm
eklenerek ormanların tahribine
neden olunmaktadır. Ormanları yoğun olan Çanakkale ve Sinop Orman Bölge
Müdürlükleri kapatılırken, Yönetmeliğe göre orman bölge müdürlüğü açılmaması gereken Kayseri
ve Şanlıurfa illerine Orman Bölge
müdürlüğü açılmıştır. Her nedense Çanakkale’yi kapatan Orman
ve Su İşleri Sayın Bakanı seçim
arafesinde kendi kapattığı Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğünü
tekrar açmıştır. Eylem planları yapılarak üç
yılda Trakya büyüklüğü kadar bir
milyon beşyüzbin hektar ağaçlandırma yapıldığı kamuoyuna açıklanırken, gerçek yapılan ağaçlandırma miktarı 262 bin hektardır.
Halbuki 100 bin hektar ağaçlandırma yapmak şahane bir büyüklüktür. Ancak her şey abartılıyor.
Diğer taraftan 700 milyon fidan
üretildiğinden bahsediliyor ancak
fidanlıkların kapasitesi 570 milyon
olduğu göz ardı ediliyor.
Odamızın Antalya Yangını için
yaptığı ve gerçekleri yansıtan
bilimsel rapora idare olanca gücüyle karşı çıkarken, arkasından
Odamızın da bir bildiri ile katıldığı, İdarece 1. Orman Yangınları
Sempozyumu düzenleniyor ve
sonuç bildirisi yayınlanıyor. Ancak
bu sonuç bildirisinde yer alan tespitlerin aksine, İdarece hazırlanan
bir torba yasa tasarsıyla, Orman
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
Kanunun 69 uncu maddesi değiştirilerek, Belediye ve İl Özel İdarelerinin görev alanına giren tüm
kırsal yangınların (ev, samanlık,
ahır, ot, çöp, bağ, bahçe vb.) söndürülmesinde meslektaşlarımıza
sorumluluk yüklenerek Vali ve
Kaymakamların emrine verilmek
isteniyor. Halbuki sempozyumda
böyle bir konu olmadığı gibi, mahalli idarelerin kanunlarında kırsal
yangın düzenlenmesinde sorumluluklar verilmesi, yangın amirinin
orman işletme müdürüne kadar
olan birim amirlerinin olması yönünde tavsiye kararı bulunmasına rağmen, bu husus hiç dikkate
alınmayarak cefakar meslektaşlarımız büyük bir sorumluluğun altına itilmek istenmektedir. Bu Torba Kanun tasarısı kadük olduğu
için yasalaşmamıştır. Ancak aynı
zihniyet olduğu sürece yasalaşamayacağı anlamına gelmez.
İdare 5531 sayılı Kanunu uygularken yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Kanunda yer alan mühendislik hizmetlerine dair işleri yaptırmak yerine aracılar vasıtasıyla
mühendis alımı ihaleleri yapılmaya başlanmıştır.
Rotasyon uygulamaları ile ormancılıkta uzmanlaşma bitirildi.
İnsanlar sağa sola sürülmeye ve
atılmaya başlandı. Rotasyon uygulaması ile hukuka aykırı olarak
atanan teknik personel yürütmeyi
durdurma kararı ile geri dönerken, mahkeme kararlarına aykırı
olarak yeni rotasyon uygulamasına tabi tutulmaktadır.
Orman Genel Müdürlüğünce,
rotasyon konusuna dair farklı yorumlara neden olacak bir genelge
hakkında görüşme yapmak üzere
personelden sorumlu Genel Müdür Yardımcısından Oda başkanı
olarak randevu talep ediyoruz.
Genel Müdür yardımcısı Bakandan korktuğu için randevu vermekten çekiniyor ve konunun
sekreterine aktarılmasını söyleyebiliyor. Bu utanç verici hususun
meslek kamuoyunca bilinmesi
için burada açıklıyorum. Peki diyalog kurulamayacak ise, bu konuları mahkemelere taşımadan
ve devleti zarar uğratmadan nasıl
çözeceğiz? Ortak aklı nasıl bulacağız?
Mesleğimiz ve meslektaşlarımızın sorunlarının çözümünde
önümüzdeki dönemde diyalog
kurulması temennisini belirterek
konuşmalarını bitirmiştir.
Oda Genel başkanı Ali
KÜÇÜKAYDIN’ın konuşmalarından sonra genel kurula katılan ve
konuşmak isteyen konuklara Divan Başkanınca söz verilmiştir.
İlk
konuşmayı
Odamız
üyesi Orman Mühendisi Adana
Milletvekili Seyfettin YILMAZ yapmıştır.
Sayın YILMAZ konuşmalarında; Ülkemizin çok kötü günlerden
geçtiğini, Güneydoğuda hergün
içimizi sızlatan şehit haberlerinin
alındığını, Türk Ormancılarının
177 yıldır hiçbir siyasi etki altında kalmadan ormanları koruduklarını, bir ve beraber olmamızın
gerektiğini, ancak bugün hiçbir
dönemde görülmediği kadar çok
sıkıntılı bir dönemin yaşandığını,
Bakanlık ve Genel Müdürlükten
hiçbir yetkilinin genel kurula katılmamasını yadırgadığını, zira
bugüne kadar yapılan tüm Oda
kongrelerinde bu ilgililerin katıl-
2014-2016 faaliyet raporunun,
2016-2017 bütçesinin, Oda Ana
Yönetmeliği değişikliğinin delegelerce görüşülmesi ve kabul
edilmesinden, seçimlere girecek
grupların listelerinin divan başkanlığına verilmesinden sonra genel kurul kapanmıştır.
Genel kurulun tamamlanmasından sonra 3.4.2016 Pazar günü
09.00-17.00 saatleri arasında Odamız organlarının seçimleri yapılmıştır. Seçimlere 174 delege ile
Meslekte Birlik Grubu, 114 delege
ile Birliğe Çağrı Grubu ve 17 delege ile Çağdaş Ormancılar grubu
ayrı ayrı katılmıştır. Meslekte Birlik
grubu adayları Oda organlarının
dığını, bugün birilerinin dümen
suyuna girip toplantıya katılmayanların yarın bu toplantıların içine girme yüzlerinin olmayacağını
hep birlikte görüleceğini, her türlü baskıya rağmen dik duranların
burada olduklarını ve dik durmaya devam edeceklerini, işsizliğin
zor olduğunu, işsiz mühendislerin
ekmekleri ile oynayarak tehdit
etmenin büyük vebal olduğunu,
bu vebalin bunu yapanların boynunda ömür boyu taşıyacaklarını,
birliğimizin bozulmaması gerektiğini, bugün gücü ellerinde bulunduranların yarın tamamen dağılıp
gideceklerini belirtmiştir.
Türkiye Ormancılar Derneği
Genel Başkanı Fevzi KALELİ konuşmalarında; Orman Mühendisleri Odası ile Türkiye Ormancılar Derneğinin meslek ve
meslektaş yararına konularda
ikili ilişkiler kurduğunu, iki kurum
arasındaki sağlıklı ilişkilerin mesleğimize güç katacağını, mesleğe çözüm üretilmesi gerektiğini,
siyasi iradenin mesleğimiz ve
meslektaşlarımız aleyhine aldığı
kararların karşısında olunmasının
gerektiğini, STÖ’lerin bağımsız
olarak karar vermeleri gerektiğini,
Dernek olarak Orman ve Su İşleri
Bakanlığı ile Orman Genel müdürlüğünün kendilerine bağımlı bir
Oda yönetiminin oluşmasını hiç
istemediklerini ve gelecekte de
istemeyeceklerini, Odanın Şube
seçimlerinde idarenin baskılarının
devam ettiğini, seçme ve seçilme hakkına müdahalenin kabul
edilmeyeceğini, ülkemizin bölünmeye çalışıldığını, ormanların
korunması yerine kullanılmasına
yönelik düzenlemelerin yapıldığını, teşkilatımızın hiçbir dönem bu
kadar bozulmadığını, idarede dar
kadroculuğun hakim olduğunu,
son 13 yılda 6831 sayılı Kanunun
21 kez değiştirildiğini, meslek ve
meslektaşların kutsal olduğunu,
makamların geçici olduğunu,
meslektaşlarımızı rencide eden
konulara girilmemesi gerektiğini
belirtmiştir.
Daha sonra Türk-Kamu TarımOrman-Sen Genel Başkanı Ahmet
DEMİRCİ, Tarım-Orman Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş
YILMAZ ve Odamız üyesi Emekli
Orman Bakanlığı müsteşarı, Orman Genel Müdürü ve eski Muğla milletvekili Sayın Nevşat ÖZER
yaptıkları konuşmalarında ülke ve
ormancılık konularına ilişkin görüşlerini aktarmışlardır.
Odanın 46. Genel Kurul gündemdeki yönetim kurulunun
tamamında seçimleri kazanmışlardır.
Oda Yönetim Kuruluna; Ali KÜÇÜKAYDIN, İ.Hakkı BARI, İ.Cengiz
METİN, Cengiz NAHARCI, Cemal
SUNAR, Adem YILMAZEL ve Burcu
ERİCEKLİ seçilmişlerdir. Oda Onur Kuruluna; Durhasan
KOCA, Cafer AKPINAR, Hüseyin
HACIOĞLU, Osman TURUNÇ ve
Selami CİLAN seçilmişledir.
Oda Denetleme Kuruluna;
Mehmet DENİZ, Orhan YAZICI ve
Nadir YAPICI seçilmişlerdir.
Oda organlarına seçilen meslektaşlarımıza başarılar dileriz.
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
7
ODAMI ZDAN
ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ 46. DÖNEM YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
Ali KÜÇÜKAYDIN
Genel Başkan
İsmail Hakkı BARI
II.Başkan
İsmail Cengiz METİN
Genel Yazman
Cengiz NAHARCI
Genel Sayman
Burcu ERİCEKLİ
Yayın-Tanıtım, Medya, Sosyal İlişkiler Üyeliği
Adem YILMAZEL
Mesleki Uygulama, Mesleki Eğitim Üyeliği
Cemal SUNAR
Yönetim Kurulu Üyeliği
KAMUOYUNUN DİKKATİNE
O
damızın 09.05.2013 tarih ve 111/1 sıra nolu Yönetim Kurulu Kararı ile görevlendirilen
Prof. Dr. Cantürk GÜMÜŞ(Başkan), Prof. Dr. Devlet TOKSOY, Doç. Dr. Özgür EMİNAĞAOĞLU,
Yardımcı Doç. Dr. Oğuz KURDOĞLU, Yardımcı Doç. Dr. Mehmet ÖZALP ve Yardımcı Doç. Dr. Bülent
TURGUT’tan oluşan heyetin Artvin ili Cerattepe ve Genya Ormanlarında planlanan madencilik faaliyetlerinin
doğal kaynaklar üzerine etkileri hakkında düzenledikleri rapora genel ağ sayfamızdan ulaşılabilir.
Söz konusu rapor 27.09.2013 tarihinde Artvin Valiliği’ne, Artvin Belediye Başkanlığı’na, Orman ve Su İşleri
Bakanlığı’na, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Enerji Bakanlığı’na, Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne ve Yeşil
Artvin Derneği’ne yazı ile gönderilmiş olup Odamıza ait “Orman Mühendisliği” dergisinin Temmuz-AğustosEylül 2013 sayısında da yayınlanmıştır. Konu Odamızca yakından takip edilmekte olup, gelişmelere göre kamuoyuna bilgi sunulacaktır.
8
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ EKİM/KASIM/ARALIK 2015
DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜ VE ORMAN HAFTASINDA
KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ’NE ZİYARET
örgütleri adına basın açıklaması
yapılmıştır.
Her yıl olduğu gibi 21 mart
dünya ormancılık günü ve orman
haftası etkinlikleri kapsamında;
Cumhuriyetimizin kurucusu ulu
önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün
mozolesine ormancı meslek ve sivil toplum örgütleri olarak çelenk
konmuş ve anıtkabir özel defteri imzalanmıştır. Yine aynı gün
ormancı meslek ve sivil toplum
TMMOB Orman Mühendisleri Odası ve Türkiye Ormancılar
Derneği olarak 21 Mart Dünya
Ormancılık Günü ve Ormancılık
Haftası çerçevesinde bu yıl; 22-23
Mart 2016 tarihlerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giderek,
Türk Milleti’nin milli davası olan
Kıbrıs Davasının mihenk taşları
merhum Dr. Fazıl KÜÇÜK ve Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilk ve
kurucu Cumhurbaşkanı merhum
Rauf Raif DENKTAŞ’ın mezarlarını
ziyaret etmek, günün anlam ve
önemi çerçevesinde mezarlarına
fidan dikmek ve ülkemizin de zor
dönemlerden geçtiği bu günlerde, onların ve kahraman arkadaşlarının bizlere miras bıraktığı bu
milli davayı yürekten ve kararlılık2015 EKİM/KASIM/ARALIK ORMAN MÜHENDİSLİĞİ
9
ODAMI ZDAN
la sahiplendiğimizi bir kez daha
vurgulamak istedik.
Bu duygular içerisinde öncelikle ormancılar için önemli olan
bu haftada, tarih ve mücadele
kokan ve her adımda bunu hissettiğimiz güzide topraklarda bulunmak, KTMMOB Orman Mühendisleri Odası ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Orman İdaresinin
sıcak karşılaması ziyaret boyunca yakın ilgileri bizleri ziyadesiyle
memnun etti. Kendilerine tekrardan teşekkür ederiz.
Ziyaret çerçevesinde ilk olarak
KTMMOB Orman Mühendisleri
Odasına giderek karşılıklı görüş
alışverişinde bulunduk.
Daha sonra Orman İdaresi Müdürüne, akabinde de Orman İdaresinin bağlı olduğu Bayındırlık
Çevre ve Kültür Bakanı Sayın Kutlu EVREN’ e makamında nezaket
ziyaretlerinde bulunduk.
Ziyaret programı çerçevesinde, yüreği vatan ve millet aşkıyla
dolu, hayatını Kıbrıs Türkü’nün
bağımsızlık mücadelesine adayan
merhum Dr. Fazıl KÜÇÜK ’ün Lefkoşe Anıttepe’de bulunan kabrini
ziyaret ederek fidan diktik. Vermiş
olduğu bağımsızlık mücadelesi-
nin idraki içerisinde olduğumuzu,
“Türk’üm ve hiçbir zaman Türklüğün ayaklar altında çiğnenmesine
tahammül edemem” düsturunu
İlke edinmekten onur duyduğumuzu bütün heyecanımızla vurguladık.
Daha sonra, bütün hayatını
Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlık mücadelesine adayan, yeri geldiğinde cephede yeri geldiğinde de
masa başında amansız bir mücadele sürdüren ve bizler için büyük
anlamlar ifade eden çok değerli
devlet adamı, aynı zamanda da
fotoğraf sanatçısı ve doğa aşığı bir
insan olan KKTC’ nin ilk ve kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf
Raif DENKTAŞ’ın Lefkoşe’de bulunan mezarını ziyaret ettik. Günün
anlam ve önemine binaen merhumun kabrine fidan diktik.
Ayrıca mezarı başında onun
ve kahraman arkadaşlarının bizlere miras bıraktığı Kıbrıs Davasının,
Milli Davamız olduğunu, “Kıbrıs
Türk halkının varlığının tam bir
güvence altında olması, geleceğinin her türlü tehdide karşı korunması, bağımsız, özgür ve onurlu
bir şekilde tam bir siyasal eşitlik
içinde egemen bir halk olarak varlığını sürdürmesi” yönündeki kararlılığı sahiplendiğimizi, ziyaret
defterine yazarak vurgulamak istiyorduk, ancak görevlilerce ziyaret
defterinin dolduğu ve yenisinin
bulunmadığı ifade edildiğinden
bu isteğimizi gerçekleştiremedik.
Ziyaret defterinin olmayışı ve hala
bir anıt mezarının olmaması nedeni ile ziyadesiyle müteessir olduğumuzu belirtmek isteriz.
Biz de orada kaleme alamadığımız duygularımızı buradan sizlerle paylaşmak istedik.
10 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ EKİM/KASIM/ARALIK 2015
“ Aziz Rauf Raif DENKTAŞ…
TMMOB Orman Mühendisleri Odası ve Türkiye Ormancılar Derneği olarak 21 Mart Dünya Ormancılık
Günü ve Orman Haftası münasebetiyle planlı olarak ziyaret ettiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile
kabrinize sadece fidan dikmek için değil rahmet ve minnetle andığımız sizlerin huzurunda olmaktan büyük gurur duyduğumuzu belirtmek için buradayız.
Rauf DENKTAŞ; mesleğinde başarılı bir hukukçu, genç yaşlarda Kıbrıs Türk Cemaati ve Rumlarla ortak
hükümette önemli görevlere yükselmiş bir siyasetçi, Kanlı Noel olarak bilinen 1963 yılının o acı günlerinde
elinde silahıyla siperde bir savaşçı, gerek ortak Cumhuriyet için yapılan görüşmeler, gerekse Kanlı Noel
sonrası Kıbrıs’taki Türk varlığının korunması için uluslararası arenada etkin bir müzakereci, tarihi iyi bilen
ve geleceği tarihten alınan dersler üzerine inşa etmek için çaba sarf eden bir devlet adamı, küçük bir adanın, bütün dünya tarafından kabul gören diplomasi üstadı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu,
aynı zamanda da fotoğraf sanatçısı ve doğa aşığı, kısacası bizler için büyük anlamlar ifade eden, çok
değerli bir şahsiyettir.
Onun ve kahraman arkadaşlarının bizlere miras bıraktığı Kıbrıs davası, Türk Milletinin bir Milli
Davası’dır. Kıbrıs ’da adil, gerçekçi ve kalıcı bir çözüme, ancak Kıbrıs gerçeklerine uygun ve iki halkın özgür
iradesi ile ulaşılabilecektir. Kıbrıs ‘da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti’ nin haklarının
ve statülerinin geriye götürüldüğü bir süreç asla kabul edilemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Devletimiz tarafından belirlenen Kıbrıs politikamızda; Kıbrıs Türk halkının varlığının tam bir güvence altında olması, geleceğinin her türlü tehdide karşı korunması, bağımsız,
özgür ve onurlu bir şekilde tam bir siyasal eşitlik içinde egemen bir halk olarak varlığını sürdürmesi temel
vazgeçilmezlerimizdir.
Ruhun Şad Olsun. 22.03.2016 ”
Fevzi KALELİ
Türkiye Ormancılar Derneği
Genel Başkanı
Ali KÜÇÜKAYDIN
Orman Mühendisleri Odası
Genel Başkanı
Kıbrıs Barış Harekatında, çıkarma esnasında şehit düşen askerlerimiz ve mücahitler için oluşturulan Boğaz Şehitliği ile Girne’de çıkarmanın yapıldığı bölgede oluşturulan anıtı ziyaret edip, kahraman
şehitlerimizi biz kez daha saygı ve minnetle anarak ziyaretimizi tamamladık.
TÜRKİYE ORMANCILAR DERNEĞİ
TMMOB ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI
2015 EKİM/KASIM/ARALIK ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 11
ODAMI ZDAN
MESLEKTAŞLARIMIZI
HAKLARINI ARAMAYA DAVET EDİYORUZ.
B
ilindiği üzere; 05.07.2014 tarihli ve 29051 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, “Kamu Görevlerine
İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak
Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair
Yönetmeliğin” 1 inci maddesi ile
18/3/2002 tarihli ve 2002/3975 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe
konulan “Kamu Görevlerine İlk Defa
Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar
Hakkında Genel Yönetmeliğe” eklenen EK MADDE-8 ile Orman Genel
Müdürlüğü’ne ilk kez açıktan atanacak mühendisler için, KPSS (B) grubu
puanlarının yanında birde “ve/veya
sözlü” ibaresi konularak sözlü sınav
yapılması şartı getirilmişti. Bu sözlü
sınav ibaresinin yürürlüğünün durdurulup iptali için Danıştay’da dava
açılmış ve Danıştay İDDK kararı ile bu
ibare oy birliğiyle iptal edilmişti.
Bu konudaki geniş haberimizi ve
ilgili Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararını Odamızın internet sayfasında 16/12/2015 tarihinde meslek
kamuoyuyla paylaşmıştık.
Odamız; KPSS (B) grubunda yüksek puan alıp da, OGM deki 80 orman
mühendisi alımı için 30/10/2014 tarihinde yapılan sözlü sınava girecekler
için KPSS (B) grubu ilk 80 inci sırada,
daha sonra 03/08/2015 tarihinde
yapılan 39 orman mühendisi alımı
için KPSS (B) grubu ilk 39 uncu sırada olmalarına rağmen; sözde sözlü
sınavda elenerek, hakları yenilen ve
bu yüzden atanamayan orman mühendisleri Odamızın yaptığı çalışmayı sizlerle paylaşmak ve yapılacaklar
hakkında yol göstermek ihtiyacı hasıl
olmuştur.
12 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
Buna göre;
1- Hem Orman ve Su İşleri
Bakanlığı’na ve hem de Orman
Genel Müdürlüğü’ne 17/12/2015
tarihinde EK:1 ve EK:2 de ki resmi
yazılar gönderilerek,
a) Hakları yenen ve atanamayan
47 orman mühendisinin OGM’ye atamalarının yapılması,
b) Sözlü sınav uygulamasının tamamen ortadan kaldırılması,
c) Odamızın katkıları ile yeni adil
bir atama yönetmeliğin hemen hazırlanarak yürürlüğe konulması,
Hususları istenmiştir.
2- Danıştay İdari Dava Daireleri
Kurulu’nun 10/9/2015 tarihli ve YD İtiraz No: 2015/978 sayılı kararına
göre, hakları yenilen genç meslektaşlarımızın nasıl hareket etmeleri
gerekeceği yönünde hukuki araştırmalar yapılmıştır.
Buna göre;
a) Kural olarak iptal/y.d kabul
kararlarının geriye yürümeyeceği
kabul edilmekte ise de, bu Danıştay İDDK kararı ile İdarenin yaptığı sözlü sınavın hükümsüz hale
geldiği ve bu durumun sınavları
etkileyebileceği,
b) Diğer yandan, sınav duyurusunda KPSS den .... puan alanlar
sözlü sınava gireceklerdir şeklinde
bir duyuru var ise de; bu duyurunun ikinci kısmının yani sözlü sınav
kısmının artık geçerli olamayacağı,
sadece KPSS puanının geçerli olacağı,
c) Dolayısı ile KPSS (B) den yeterli puan alanların idareye bu kararı gerekçe göstererek müracaat
etmeleri ve atanma talebinde bulunmalarının doğru olacağı,
ç) Danıştay kararından bahisle
idareye atama başvurularının yapılmasının gerektiği,
d) İdareye yapılacak müracaatların büyük ihtimalle kabul edilmeyeceği, dosyanın esastan karara çıkması
beklenmeden işlem yapmak istemeyecekleri, kadro olmadığı gibi bahanelerle başvuruların rededilebileceği,
e) Başvurusu reddedilenlerin
veya rededilmiş sayılanların süresinde dava açmalarının mümkün
olduğu ve gerektiği,
Yönünde ön bilgiler edinilmiştir.
Elbette bunlar bir ön görü olup takdir
yüksek mahkemeleºrindir.
Hakları Yenilen Değerli Genç
Meslektaşlarımız!
Odamızın yaptığı çalışmalar özetle yukarıya çıkarılmıştır. Bundan sonra
yapılması gerekenler sizlerin takdirindedir.
Odamız aşağıdaki hususları tavsiye etmektedir.
Bu konuda, daha önce internet
sayfasında yapılan duyularda da açıkça belirtildiği üzere, hukuki zeminde
haklarınızı aramaktan çekinmeyiniz.
Hukuk devletinde son çare mahkemelere başvurmaktır.
Odamız her türlü hukuki desteği
bugüne kadar olduğu gibi bundan
sonra da vermeye devam edecektir.
İdareye başvuracak meslektaşlarımız için örnek bir başvuru dilekçesi
bu haberimiz ekindedir.
Odamız mesleğimiz ve meslektaşlarımızın hak ve hukuklarını bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra
da idari ve hukuki zeminlerde aramayı sürdürmeye devam edecektir. Saygılarımızla. 13/01/2016
ODA YÖNETİM KURULU
ODAMIZDAN BİR HUKUK ZAFERİ DAHA!...
Belediyelerin üçüncü şahıslar aracılığıyla orman
alanlarına inşaat, yıkıntı ve hafrıyat atıkları
dökmelerine danıştay kararı ile dur denilerek ormanı
tahrip eden bir rant kapısı kapatılmış oldu
O
damız tarafından; Orman Genel Müdürlüğünce
18/04/2014
tarihli ve 28976 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan “Orman
Kanunun 16 ıncı Maddesinin
Uygulama Yönetmeliği”nin ormanların aleyhine olan 3. maddesinin birinci fıkrasının (ll) bendinde “Tesis” tanımı içerisinde
yer alan “asfalt ve beton arıştırma ünitelerini,”ibaresinin, 12.
maddesinin 1 inci ve 2 inci fıkralarının ve 13. maddesinin 10 uncu
fıkrasında yer alan “Ancak, kendi sorumluluğu devam etmek
şartıyla izin alanını başkasına
işlettirebilir.” cümlesinin yürürlüğünün durdurulması ve iptali
için Danıştay 8inci Dairesinde
E:2014/5492 nolu dava açılmıştı.
Danıştay 8inci Dairesinin
17/9/2014 tarihli kararı ile tanım
içinde yer alan “asfalt ve beton
karıştırma ünitelerini,” ibaresinin Yürütmeyi Durdurma kabul ve
diğer dava konusu maddeler yönünden ise Yürütmeyi Durdurma
ret kararı vermişti. Bu husus internet sayfamızda daha önce meslek
kamuoyumuzla paylaşılmıştı.
Orman idaresi; davalı Yönetmeliğin 13 üncü maddesine göre
orman alanlarına inşaat, yıkıntı
ve hafriyat atıkları dökmeleri için
belediyelere izin verilebilmektedir. Belediyeler, izin alanının işletilmesi adı altında, izin verilen bu
yerlere rant karşılığında üçüncü
şahıslar aracılığı ile atıklar döktürmektedir.
Odamız, izin sahalarının işletilmesine izin veren Yönetmeliğin 13 üncü maddesi 10 uncu
fıkrasında yer alan “Ancak, kendi sorumluluğu devam etmek
şartıyla izin alanını başkasına
işlettirebilir.”cümlesinin
iptali
için Danıştay 8. Dairesinde açtığı
davada Yürütmeyi Durdurma ret
kararı verilmiş, bu kararın kaldırılması için Danıştay İdari Dava
Daireleri Kuruluna yapılan itiraz
sonucunda talebimiz kabul edilmiş ve bu cümlenin yürürlüğünün
durdurulmasına karar verilmiştir.
Böylece orman alanlarımız rahat
bir nefes almıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 30/9/2015 günlü
ve Yürütmeyi Durdurma İtiraz
No:2015/924 sayılı Kararında; “Ancak, dava konusu Yönetmeliğin
13. maddesinin 10. fıkrasında yer
alan, toprak dolgu kesin izin sahibinin kendi sorumluluğu devam
etmek şartıyla toprak dolgu alanını
başkasına işlettirebileceği yolundaki hüküm ile söz konusu alanların
doldurulması ve ağaçlandırmaya
hazır hale getirilmesi için 6831
sayılı Kanunun izin yoluyla belediyelere verdiği yetkinin, Yönetmelikle, belediyeler dışındaki
şahıslara devredilmesine olanak
tanınmıştır.
Bu durumda, kişi yönünden Kanunun kapsamını genişleten
Yönetmelik
düzenlemesinde
hukuka uyarlık bulunmamaktadır…. dava konusu Yönetmeliğin
13. maddesinin 10. fıkrasında
yer alan “Ancak, kendi sorumluluğu devam etmek şartıyla izin
alanını başkasına işlettirebilir.” cümlesinin YÜRÜTMESİNİN
DURDURULMASINA, 30/09/2015
gününde, …karar verildi.” denilmek suretiyle; görünürde belediyeler, ancak fiiliyatta üçüncü
şahıslar aracılığıyla ve rant uğruna, orman yetiştirilmesine uygun
olmayan her türlü atığın orman
alanlarına dökülmesine neden
olan düzenlemenin yürütmesi
durdurulmuştur. Bu kararın ormanlarımız ve ormancılığımız için
hayırlı sonuçlar vermesini temenni ederiz.
Oda olarak beklentimiz; ormanların aleyhine olacak yeni bir
yasal düzenlemenin yapılmaması
ve eskiden olduğu gibi, ormanlardaki madencilik faaliyetleri
nedeniyle doğal dokusu bozulan
bu alanlara hafriyat döküm işinin
orman bölge müdürlüklerince yapılmaya devam edilmesidir.
Odamız, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da mesleğimiz ve meslektaşlarımızın hak
ve yetkilerini, idari ve hukuki zeminlerde savunmaya ve korumaya devam edecektir. Kamuoyuna
saygı ile duyururuz. 14/01/2016
ODA YÖNETİM KURULU
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 13
ODAMI ZDAN
ORMAN MÜHENDİSLİĞİ, ORMAN ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ VE
AĞAÇ İŞLERİ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ HAKKINDA KANUNA
DAİR ODA ONUR KURULU ÇALIŞMA ESASLARI VE SERBEST
YEMİNLİ MESLEK MENSUPLARI DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ
RESMİ GAZETE’DE YAYIMLANDI
O
damızca 5531 sayılı Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri
Mühendisliği Hakkında Kanuna dayanarak hazırlanan “Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanuna Dair Oda Onur Kurulu Çalışma
Esasları ve Serbest Yeminli Meslek Mensupları Disiplin Yönetmeliği”, Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın görüşleri alındıktan ve TMMOB onayından sonra 17/2/2016 tarihli ve 29627 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Böylece Resmi Gazete’de yayımlanması için uzunca bir süredir yapılan bürokratik incelemeler olumlu
sonuçlanmış ve Odamız Onur Kurulu Çalışma Usul ve Esasları ile Serbest Yeminli Meslek Mensuplarına uygulanacak Disiplin hükümlerinin kuralları belirlenmiş oldu.
Yönetmeliğin mesleğimize ve meslektaşlarımıza hayırlı olmasını dileriz. Saygılarımızla. 17/2/2016
ODA YÖNETİM KURULU
ORMAN BİTKİSİ VE BİTKİSEL ÜRÜNLERİNE ARIZ OLAN ZARARLI
ORGANİZMALAR İLE MÜCADELE USUL VE ESASLARINA DAİR
O
305 NOLU TEBLİĞ YAYIMLANDI
rman Genel Müdürlüğü;
Odamızın katkıları ile
hazırlanan, 28.08.2015
tarih ve 29459 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe
giren, “Orman Bitkisi ve Bitkisel
Ürünlerine Arız Olan Zararlı Organizmalar ile Teknik Mücadele
Yönetmeliği”nin uygulamasına
açıklık getiren, “Orman Bitkisi ve
Bitkisel Ürünlerine Arız Olan Zararlı Organizmalar ile Mücadele
Usul ve Esaslarına Dair 305 nolu
Tebliğ” 22/2/2016 tarihli olur ile
yürürlüğe koymuştur.
Bu 305 nolu tebliğ ile orman
bitkisi ve bitkisel ürünlerine arız
14 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
olan zararlılar ile yapılacak teknik
mücadelede; orman idaresinde
çalışan kamu görevlisi mühendislerinin yanında, serbest meslek mensuplarının da yer alacağı
yeni bir dönem fiilen başlatılmış
olacaktır. Bu tebliğ düzenlemesi ile diğer mesleki disiplinlerce
kullanılan mesleki haklarımızın,
Danıştay kararlarında belirtildiği
üzere meslektaşlarımız tarafından
kullanılması sağlanmıştır. Böylece
devlet ormanı, özel orman, özel
ağaçlandırmalar ile kurulan ormanlar, park-bahçe, yol kenarı vb.
yerlerde yetişen orman bitkilerine
arız olan zararlılarla mücadelede
meslektaşlarımız yetkilendirilmiş
olmaktadır.
Bu Tebliğe göre, Odamız ve
Orman Genel Müdürlüğünün birlikte düzenleyecekleri sınavlı sertifika eğitimleri yapılacak, böylece
mücadelede yetkili serbest meslek mensupları da yer alacaklardır.
Tebliğin mesleğimize ve meslektaşlarımıza hayırlı sonuçlar vermesini temenni ederken, başta
Genel Müdür olmak üzere emeği
geçen her kademedeki idari ve
teknik personele Yönetim Kurulu
olarak teşekkür ederiz. Saygılarımızla. 2/3/2016
ODA YÖNETİM KURULU
21 Mart Dünya Ormancılık Gününde
Ata’nın Mozolesine Çelenk Konuldu
O
rman Mühendisleri Odası, Türkiye
Ormancılar Derneği, Türk Tarım OrmanSen., Tarım Orman-İş Sen.,
ORKOOP, Türkiye Tabiatını
Koruma Derneği ve Orman
Teknikerleri Derneği’nden
oluşan ORMANCI MESLEK
ve SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ olarak 21 Mart Dünya
Ormancılık Günü ve Orman
Haftası etkinlikleri kapsamında dahilinde Ata’nın
mozolesine çelenk konuldu ve Anıtkabir özel defteri
imzalandı. Haber merkezlerine günün anlam ve önemi ile ilgili basın açıklaması
gönderildi.
Ormancı Meslek ve Sivil
Toplum Örgütlerinin her
yıl sırasıyla sekretaryasını
yürüttüğü 21 Mart Dünya
Ormancılık Günü etkinliklerinde bu yıl sekretarya
Türkiye Ormancılar Derneği tarafından yapılmıştır.
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 15
ODAMI ZDAN
BASINA VE KAMUOYUNA 21 MART DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜNE AİT
ORMANCI MESLEK VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
ORMAN YOKSA YAŞAM DA YOK…
E
kolojik ve çevre sorunlarıyla sürekli boğuşan dünyamızda, geçen yüzyılda
sanayi ve teknoloji hızla gelişirken, doğal kaynaklar da aynı hızla
sömürüldü. Sürekli olarak gündemi işgal eden, ormanlara ve tüm
doğal kaynaklara yapılan saldırı
ve yok ediliş süreci kuraklığı, yer
altı ve yer üstü su kaynaklarının
yok oluşunu, erozyonu, toprak
kaymasını, selleri, toprakların verimsiz ve çorak hale gelmesini de
beraberinde getirdi. Kısaca, doğal
denge bozuldu. Doğal dengenin
bozulması ve çevre sorunlarının
artması toplumsal tepkilere yol
açmaya başlayınca, dünyayı yönetenler arayışlar içine girdiler.
Çevre sorunlarının temelini oluşturan ormansızlaşmanın önüne
geçmek amacıyla Avrupa Tarım
Konfederasyonu’nun önerisi ile
1971 yılında Roma’da toplanan
Uluslararası Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), kuzey yarımkürede
ilkbaharın, güney yarımkürede
sonbaharın başlangıç günü olan
21 MART’ı DÜNYA ORMANCILIK
GÜNÜ olarak ilan etmişlerdir.
Ancak, daha sonra dünya ülkelerinin çeşitli adlar altında zaman
zaman gündeme getirdikleri toplantılardan da bu olumsuz sürecin durdurulmasına yönelik ciddi
anlamda bir sonucun çıkmaması,
bu toplantıların ve bu uygulamanın göstermelik olduğunu ortaya
koymaktadır.
İnsan yaşamının temel öğesi
olan temiz hava, su ve toprak ormanlar tarafından üretilmektedir.
Ormanın yok olması, yaşamın yok
olmasıdır. Sanayileşme, aşırı nüfus
16 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
artışı sonucunda kentlerin büyümesi, çevre kirliliğini arttırmaktadır. Orman azalmaları ya da orman
alanlarının arttırılamaması, insan
yaşamını tehdit eden ortamların
oluşmasına neden olmaktadır.
Son yıllarda ormanların tüm
dünya insanlarının ortak varlıkları
olarak kabul edildiği, toplumsal
yararlarının odun hammaddesi
değerinin binlerce kat fazlası olduğu bilinmektedir. Küresel iklim
değişikliği, atmosferdeki karbon
oranının ve sera gazlarının artışı,
hava kirliliği, çölleşme, kuraklık,
temiz su rezervlerinin azalması,
toplumları ve dünyayı tehdit etmekte, ormanların önemini bir
kat daha artırmaktadır.
Ormanların öneminin her geçen gün artmasına karşın FAO
kaynaklarına göre dünya orman
varlığı giderek azalmakta, özellikle uluslararası tekellerin yönlendirmesiyle de ormansızlaşmanın
geri kalmış ülkelerde yaşanmaya
devam ettiği görülmektedir.
Ülkemizde de uzun yıllardan
bu yana yoğun bir ormansızlaşma
yaşanıyor. Anayasal koruma altındaki ormanlarımızın Anayasa’ya
aykırı çıkarılan mevzuatlar ile tahrip edildiği, Anayasa’da sınırları
çizilmiş, kamu yararı adına sınırlı
olarak verilebilecek izinler için ne
kadar hoyratça davranıldığı ve
ranta kurban edildiği açıkça görülen vakalardır.
Ormanlar, politikacılar tarafından maalesef politik yatırım aracı
olarak görülmektedir. Bu anlayışla, Anayasa ve ormancılıkla ilgili
yasalarda defalarca, ormana ve
ormancılık aleyhine değişiklikler
yapılmış, binlerce hektar orman
arazisi üzerindeki bitki örtüsü
yok edilerek orman niteliğini
kaybetmiştir gerekçesi ile orman
sınırları dışına çıkarılmıştır. Ayrıca
son dönemde orman yasasında
yapılmak istenen değişiklikler
ile orman içinde bulunan orman
köylüsünün anayasa ve yasalarla
sahip olduğu öncelik ve hakları
ortadan kaldıracak düzenlemelerle ormancılığın sosyo-ekonomik
işlevlerini ortadan kaldırmaya,
ormanları sadece ticari bir meta
olarak değerlendirmeye gidilmektedir.
Ülkemizde orman azalmalarının % 56’sı yasal düzenlemelerden kaynaklanmıştır. 1950’lerden
bu yana 1.5 milyon hektardan
fazla ormanlık alan bu nedenle
artık orman değildir. Bu yasal düzenlemelerden birisi de 2/B diye
bilinen, orman niteliği kaybettirilerek orman rejimi dışına çıkarılan
alanlardır.
Orman alanlarının amaç dışı
kullanımı ile de büyük tahribatların ortaya çıkması ve ekosistemin zarar gördüğü uygulamalar
da sürmektedir. Özellikle son
dönemlerde su kaynaklarının
özelleştirilmesine yönelik uygulamalar neticesinde, derelerimiz
üzerinde elektrik üretimi gerekçesi ile kurulan HES’ler en başta yöre
insanının, ormanların, tarım alanlarının ve doğal yaşamın dolayısı
ile ekosistemin alt üst olmasına
neden olmaktadır. Olumsuz uygulamaların değişik biçimlerinin
hala sürdürüldüğü bir ortamda
ormanların bakımı, korunması,
geliştirilmesi ve erozyon kontrolü için ormancı çalışanlar çok
güç koşullarda büyük bir özveri
gösteriyor, gerektiğinde yaşamlarını ortaya koyuyorlar. Ancak,
Tansu Fidan
yukarıda belirtilen sorunlar, sadece ormancı çalışanların çabası ile
üstesinden gelinebilecek sorunlar
değildir. Ormanlar, ormancıların
değil, tüm halkın, hatta insanlığın
malıdır. O halde, ormancılığımızın
ulusal bir sorun olduğu benimsenmeli ve gereği yapılmalıdır.
Ormancı meslek ve sivil toplum örgütleri olarak bizler; orman
ve çevreye duyarlı ve korumacı
her türlü davranış biçiminin, ülkemiz ve dünya insanlarının yaşadıkları yere sahip çıkma bilincinin,
çabaların geniş kapsamlı ve kalıcı
kılınmasını amaçlamaktayız. Çocuklarımızın; yeşili yağmalanmış,
toprakları verimsizleşmiş, suları
kirli, havası solunamayacak kadar zehirlenmiş, yaban hayvanları azalmış, kuşları, böcekleri ve
balıkları yaşam savaşı veren, iklim
koşulları alt üst olmuş bir dünyada yaşamayı hak etmediklerine
inanmaktayız. Ülkemizin ve dünyamızın yaşadığı büyük deprem,
sel, çığ felaketlerinin boyutlarının
bu denli şiddetli olmasının nedenlerinin başında orman ve çevre koşullarının bugüne dek göz
ardı edilmesinin yattığını düşünmekteyiz.
Bugün; dünya uluslarınca da
benimsenmiş olan 21 Mart Dünya Ormancılık Günü’nde bir kez
daha, başta basın-yayın olmak
üzere tüm halkımızı ülkemizin taşına, toprağına, havasına, suyuna,
ORMANLARINA sahip çıkmaya çağırıyoruz. 21/03/2016
ORMANCI MESLEK VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ • TMMOB Orman Mühendisleri
Odası
• Türkiye Ormancılar Derneği
• Türk Tarım Orman-Sen.
• Tarım Orman-İş Sen.
• ORKOOP (Türkiye Ormancılık
Kooperatifleri Merkez Birliği)
• Türkiye Tabiatını Koruma Derneği - Orman Teknikerleri Derneği
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 17
ODAMI ZDAN
DÜNYA ORMANCILIK GÜNÜ VE ORMAN HAFTASI ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA
“YENİ ANAYASA VE ANAYASADA ORMAN”
KONULU PANEL GERÇEKLEŞTİRİLDİ
O
rman Mühendisleri Odası ile Türkiye Ormancılar
Derneği tarafından, daha
önce kamuoyuna duyurulduğu
üzere, Dünya Ormancılık Günü ve
Orman Haftası etkinlikleri kapsamında, Orman Mühendisleri Odası Genel Merkezinde 24.03.2016
Perşembe günü “Yeni Anayasa ve
Anayasada Orman” konulu panel
geniş bir katılım ile gerçekleştirilmiştir.
Panelin yönetimi Odamız Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Devlet TOKSOY tarafından yapılmış,
18 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
Marmara Üniversitesi öğretim
üyesi olan ve Fransa’da karşılaştırmalı Anayasa hukuku konularında
uzun süre öğretim üyeliği yapan,
kamuoyunun yakından tanıdığı
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. İbrahim KABOĞLU, Orman Mühendisleri Odası adına Orman Bakanlığı (E) Müsteşar Yardımcısı Oda
AR-GE Merkezi Başkanı Orman
Yük. Müh.&İşletmeci Eşref GİRGİN,
Türkiye Ormancılar Derneği adına
Dernek Yönetim Kurulu üyesi Orman Yük. Müh. Hüseyin ÇETİN panelist olarak katılmışlardır.
Panel
Orman
Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ali
KÜÇÜKAYDIN’ın açılış konuşmaları
ile başlamıştır.
Genel Başkan Ali KÜÇÜKAYDIN
konuşmalarında; Anayasada ormancılık konularının ilk kez 1961
Anayasasında kapsamlı olarak yer
aldığını, daha sonra 1970 yılında
orman alanlarından yer çıkarılmasına yönelik anayasa değişikliğinin yapıldığını, 1982 Anayasasının 169. maddesinde ormanların korunması ve geliştirilmesi,
170. maddesinde orman köylerinin
kalkındırılması ile kamuoyunda 2/B
olarak bilinen orman alanlarının
daraltılmasına ilişkin düzenlemenin yapıldığını, Anayasanın değiştirilmesinin gerektiği yönünde her
dönemde konuşmaların yapıldığını, 2007 yılında iktidar partisinin
Prof. Dr. Ergun ÖZBUDUN başkanlığında heyete bir anayasa yaptırıldığının basında yer alması üzerine
Orman Mühendisleri Odası olarak
bir çalışma yapıp siyasi partilere,
TBMM Anayasa komisyonu başkanlığına iletildiğini ve sözlü olarak da anlatıldığını, TBMM de 2012
yılında kurulan Anayasa Uzlaşma
Komisyonuna ve siyasi parti gruplarına Odamızın Anayasa görüşlerine ait raporu gönderdiklerini, ne
yazık ki Anayasaya aykırı kanunlar
çıkarılarak 2/B sahalarının anayasa
değişikliği yapılmadan çıkarılarak
satışların işgalcilerine satıldığını,
ayrıca TBMM’de kadük olan bir
tasarı ile ormanların devamlı arsa
üreten bir konuma getirecek yasal
düzenlemenin yapılmak istendiğini belirttikten sonra; gündemde
yine yeni Anayasa yapımı konularının yer alması üzerine “Yeni Anayasa ve Anayasada Orman” konulu paneli düzenlediklerini ifade
ederek, panelde çıkacak sonuçların
Anayasada orman ve çevre konularının şekillenmesin katkı yapmasını
beklediklerini belirtmiştir.
Panel Yöneticisi Prof. Dr. Devlet
TOKSOY’un, panelin düzenlenmesini gerektiren sebepler ve beklentiler konusundaki giriş konuşmasından sonra sırasıyla Prof. Dr.
İbrahim KABOĞLU, Eşref GİRGİN ve
Hüseyin ÇETİN’e söz vermiştir.
Prof. Dr. İbrahim KABOĞLU yeni anayasa hakkında yaptığı
kapsamlı konuşmalarında ve
katılımcıların sorularına verdiği
cevaplarda özetle aşağıdaki görüşleri dile getirmiştir. Konuşmalarını
Anayasaların genel nitelikleri ve
Türkiye Anayasa macerası başlıkları
altında yapmıştır.
Anayasaların genel nitelikleri
olarak; katılımcılık ile yapılmasının gerektiğini, Fransa’da 30 yıldır
Anayasa konusunda ders verdiğini,
Cenevre Komisyonu heyeti olarak
devrimden sonra Tunus’a yedi kez
gittiğini, Tunus halkının anayasa
yapımına sahiplenerek Anayasasını katılımcılık ilkesi ile yaptığını ve
katılımcı Anayasa örneğinin verildiğini,
Türkiye de dahil olmak üzere
dünyada yirminci yüzyılın Anayasacılık bakımından çok yoğun geçtiğini bu bağlamda Anayasalara
doğa, orman ve çevre konularının
girmeye başladığını, “önce ülke,
sonra biz ve sonra devlet” ilkesinin
benimsendiğini, ülkesel değerler
kapsamına doğa ve ormanların girdiğini, İsviçre Anayasasında nitelik-
li sürdürülebilirlik ilkesinin benimsendiğini ifade etmiştir.
Türkiye Anayasa macerası başlığı altında; 1982 Anayasasının çok
tartışmalı bir ortamda yapıldığını,
ancak bu Anayasanın 1987-2010
arasında 18 kez değiştirilip metamorfoza uğratıldığı için artık
askeri anayasa olmadığını, ArtvinCerattepe’de Artvin halkı Anayasadan gelen çevresel hakkını kullanarak direndiği için mahkeme
kararının sonucunun beklenmesine karar verildiğini, önce Anayasal düzene saygı duyulmasının
gerektiğini, anayasa konusunda
bilgi kirliliğinin çok yoğun olarak
yaşandığını, son iki yıldır rejimin
değiştirildiğinden bahsedildiğini
“bunu nereden çıkarttınız” diye
tepki gösterdiğini, 1961-1982 Anayasalarını bu ihtilâlleri yapanlara
yakın çevrelerin yaptığını, şimdi
ise demokrasinin olduğunu ve hukukun etkili olarak kullanılmasının
gerektiğini, Artvin Dağlarına beşbin polisin gitmemesi gerektiğini,
Anayasalarda kazanılmış hakların
gerisinde bir düzenlemenin yapılmamasının gerektiğini, Anayasada
doğal değerlerin bir bütün olarak
düzenlenmesinin gerektiğini, Brezilya Anayasasında çevresel eğitim
hakkının tanındığını ve bütçeden
ödenek ayrılmasının düzenlendiğini, “ülkesel kamu yararı=üstün
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 19
ODAMI ZDAN
kamu yararı” olduğunu, çevresel
etki değerlendirmesinin ve çevresel kamu düzeninin Anayasada
yer almasının gerektiğini, Anayasa
tasarılarının geniş dağılımlı ve katılımlı olarak yapılmasının gerektiğini belirtmiştir.
Orman Mühendisleri Odası
adına katılan Eşref GİRGİN konuşmalarında; Türkiye’de orman
alanlarına yönelik Anayasaya aykırı
yasal düzenlemelere dikkat çektikten sonra yeni Anayasada orman
konusunda Odanın görüşlerine yer
vermiştir. Şöyle ki;
Türkiye’nin ilk anayasası olan
1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanununda
ormanlara ait herhangi bir hükmün
bulunmadığını, 1924 Anayasasında ormanların kamulaştırılmasına
dair bir maddenin bulunduğunu,
1961 Anayasasında ormanların
mutlak korunması ve geliştirilmesine dair kapsamlı düzenlemenin yapıldığını, 1982 Anayasasında yine
kapsamlı düzenlemenin yanında
orman alanlarından orman dışına
yer çıkarılmasına dair hükümlerin
yer aldığını belirttikten sonra, Anayasal güvence altındaki ormanlarımızın anayasaya aykırı kanunlar ile
tahribine dikkat çekmiştir.
Konuşmalarında Orman Mühendisleri Odasının, Anayasada
ormanlarımız ve ormancılığımıza
yönelik kazanımların kaybedilme-
20 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
mesi, yeni anayasada orman ekosisteminin korunması, geliştirilmesi ve orman köylüsünün kalkınmasına yönelik hükümlerin yer alması
için süreci yakından takip ettiğini,
Orman Mühendisleri Odasının
Türkiye Ormancılar Derneği ile birlikte düzenlediği “Yeni Anayasa ve
Anayasada Orman” konulu panel
bu sürecin bir parçası olduğunu,
Siyasi partiler arasında uzlaşma
sağlanamasa da, siyasi partiler yeni
bir anayasa yapılması konusunda
ki söylemlerini sürdürdüklerini ve
hatta iktidar partisi tek başına hazırlayacağı anayasa taslağını referanduma götürme yollarını aradığını,
Siyasi dönemlerde yapılan anayasa değişiklikleri ile anayasayı değiştirme girişimlerinde ormanların
korunmasının ötesinde, orman
alanlarının kullanımına yönelik yasal düzenlemelerin ağırlık kazandığını,
Prof. Dr. Ergun ÖZBUDUN’un
başkanlığında kurulan komisyonun, 2007 yılında hazırladığı anayasa taslağının ormanlarımız için
tam bir talihsizlik örneği olduğunu,
ormanların işletilmesinin özel sektöre açıldığını, orman dışına çıkarma tarihinin seçime endeksleyerek
23.07.2007 tarihine uzatıldığını,
her türlü orman suçlarının af kapsamına alındığını, ormanların arsa
ofisine dönüştürüldüğünü,
15.1.2009 tarihli ve 5831 sayılı
“Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapilmasina Dair
Kanun” da yer alan “…fiili kullanım durumları dikkate alınmak
ve varsa üzerindeki muhdesatın
kime veya kimlere ait olduğu ve
kim veya kimler tarafından ne
zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle…”
hükmü uyarınca, 2/B arazilerinin
kullanım kadastrolarının yapıldığını ve böylece şağillerinin belirlendiğini, daha sonra 19.4.2012 Tarihli
ve 6292 Sayılı “Orman Köylülerinin
Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve
Hazine Adına Orman Sınırları Dışına
Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi
İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin
Satışı Hakkında Kanun” 6292 sayılı
Anayasaya aykırı Kanun ile 2/B satışlarının gerçekleştirildiğini,
Bu nedenle, panelden çıkacak
sonucun yeni anayasada orman
ve ormancılık konularına ilişkin
düzenlemeye katkı sağlayacağının
beklendiğini ifade etmiştir.
Konuşmasının son bölümünde
Orman Mühendisleri Odasının yeni
Anayasada yer almasını istediği
hususları belirttikten sonra somut
Anayasa maddesi önerisini belirtmiştir.
Orman Mühendisleri Odasının yeni anayasada ormanlara
ilişkin yer almasını istediği hususları şu başlıklarda ifade etmiştir.
ØDevlet ormanları yalnızca devlet tarafından yönetilip işletilmelidir.
Ø31/12/1981 tarihinden önce orman niteliğini tam olarak kaybeden yerler önceliği kullanıcısı orman köylüsü olmak üzere
satılarak değerlendirilmelidir.
Bu işler bir tasfiye hareketi olarak düşünülmelidir.
ØOrmanlar her ne ad altında
olursa olsun arsa üreten bir arsa
ofisi konumunda olmamalıdır.
ØOrman niteliğini tam olarak
kaybeden tarım alanları ve yerleşim alanlarına dönüşen yerler
için orman dışına çıkarılma işlemleri 31/12/1981 tarihinden
sonraya kesinlikle götürülmemeli, yeni siyasi tarihlerin çağrışımına davetiye çıkaracak bir
tarihe kesinlikle yer verilmemelidir.
ØEsas madde içinde 31/12/1981
tarihine yer verilmeyip, mutlaka geçici madde olarak düzenlenmelidir.
ØOrmandan yer çıkarma işlemi,
yalnızca orman içinden nakledilecek köylerin yerleştirilmesi
için yapılmalı ve başka amaçlar
için kullanılacak bir araç haline
kesinlikle getirilmemelidir.
ØOrmanlara zarar verebilecek siyasi propaganda dahil hiçbir faaliyete müsaade edilmemelidir.
ØOrmanları yakmak, ormanı yok
etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel
af kapsamına alınmamalıdır.
ØOrmanlar, üstün kamu yararı ve zorunluluk bulunması
dışında, hiçbir konuda izin ve
irtifak hakkına konu yapılmamalıdır.
Yeni Anayasada ormanlara
ilişkin esas madde düzenlemesi
ile geçici madde düzenlemesinin
aşağıdaki şekilde olmasını önermiştir.
ODAMIZCA ÖNERİLEN ESAS
MADDE DÜZENLEMESİ
Ormanların korunması, geliştirilmesi ve orman köylülerinin
kalkındırılması
MADDE - (1) Devlet, ormanların
korunması ve sahalarının genişletilmesi ile orman köylülerinin kalkındırılması için gerekli tedbirleri alır.
Bütün ormanların gözetimi ve dene-
timi Devlete aittir. Yanan ormanların
yerinde ve orman içinden nakledilen
köyler halkına ait arazilerde derhal
yeni orman yetiştirilir. Bu yerlerde
başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bu yerler imara açılamaz.
(2) Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz ve kanuna
göre Devletçe yönetilir ve işletilir.
Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk
edinilemez ve üstün kamu yararı ve
zorunluluk bulunması dışında irtifak
hakkına konu olamaz.
(3) Ormanlara zarar verebilecek
siyasi propaganda dahil hiçbir faaliyete müsaade edilemez. Ormanları
yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Münhasıran orman suçları için genel
ve özel af çıkarılamaz.
(4) Orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen yerleştirilmesi için, orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından
hiçbir yarar görülmeyen ve tarım
alanlarına veya yerleşim alanlara dönüştürülmesinde kesin yarar
olduğu tespit edilen yerler dışında
orman sınırlarında daraltma yapılamaz.
(5) Dördüncü fıkraya göre orman
dışına çıkarılan yerler, devlet tarafından ihya edilerek orman dışına nakledilen köyler halkının yararlanması
ve yerleştirilmesinde kullanılmasına
tahsis edilir ve tapuları verilir. Bu yerlerin ihya, tahsis ve tapu işleri kanunla düzenlenir.
ODAMIZCA ÖNERİLEN ANAYASADA GEÇİCİ MADDE DÜZENLEMESİ
31/12/1981 tarihinden önce
orman niteliğini kaybeden yerlere ait işler.
GEÇİCİ MADDE - (1) 31/12/1981
tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak
kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik,
zeytinlik gibi çeşitli tarım alanla-
rında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen
araziler ile şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu
yerler orman dışına çıkarılır ve satılarak değerlendirilir. Satışta öncelik
orman köylülerinin ve fiilen bu arazileri kullananlarındır. Bu değerlendirme sonucunda elde edilecek olanaklar orman varlığının arttırılması,
orman köylülerinin kalkınmalarının
desteklenmesi ve orman içi köyler
halkının naklinde kullanılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar kanunla düzenlenir.
Türkiye Ormancılar Derneği
adına katılan Hüseyin ÇETİN konuşmalarında; Türkiye Ormancılar
Derneği ile Orman Mühendisleri
Odasının görüşlerinin bire bir örtüştüğünü, onun için Derneğin taslağı hakkında sunum yapmayacağını, ormanların Anayasal güvence
altında olması gerektiğini, torba
kanunlar ile ormanların aleyhine
pek çok düzenlemelerin yapıldığını, 1961 Anayasası hazırlanırken
merhum Prof. Dr. Muammer AKSOY
ile ormanlar konusunda Derneğin
birlikte çalıştığını, 20-21/2/2016
tarihinde anayasa konusunda bir
dernek merkezinde bilim adamları,
hukukçular ve uygulamacıların katılımları ile bir çalıştayın yapıldığını,
çalıştayda kamu yararı konusunun
açık olmasının gerektiği, orman
köy nüfusunun azalması nedeniyle
eskisi kadar problem olmadığını ve
bu nedenle yerinde kalmasının gerektiği sonucuna varıldığını ifade
etmiştir.
Panel katılımcıların sorularına
panelistlerin cevap vermelerinden
sonra yeni anayasa ve anayasada
orman konusunda önemli bilgiler
kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra plaketlerin takdim edilmesiyle
sona ermiştir. 05.04.2016
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 21
UZMAN S AH AS I
Doğa Koruma Maksatlı
Silvikültürel Uygulamalar - 3
Prof. Dr. Musa GENÇ
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi/Orman Fakültesi
5.5. Büyük Alan Siper
İşletmesi
Gençleştirme alanı sınırındaki
yaşlı meşcerenin yan etkisi, gençleştirme alanımızın tamamında
görülmüyorsa, böyle bir saha
büyük alandır. Bir doğal gençleştirme yöntemi olan büyük alan
siper işletmesi (uniform shelterwood system), Türkiye’de en
çok tercih edilen gençleştirme
yöntemidir. Hâlihazır işlendirme politikalarımız sebebiyle
uzun yıllar aynı bölgede çalışma imkânından mahrum olan
orman işletme şeflerimiz, yakaladıkları bol tohum yılından,
mümkün olduğu kadar geniş
alanlarda faydalanmak istemektedir. İş düzeni kurmak da,
BATİ kadar olmasa da, EŞTİ-ŞETİ ve EŞSİ-ŞESİ’ye göre daha basit ve daha az zaman alıcıdır.
Genişliği en az 140 m olan
zonlarda tesis edilecek doğal
gençleştirme alanlarında, Anadolu karaçamı, sarıçam, Toros sediri,
Doğu ladini, göknar, meşe ve kayın türlerinde uygulanmakta olan
ZSİ’de, doğa koruma maksadıyla
rüzgâr devriği - kırığı zararı görülmeyen muhitlerde “münferit”
veya hemen her yerde “gurup” re-
Şekil 12. Aşamalarıyla gurup siper işletmesi.12
zerv ve yaban hayatı ağaçları bırakılmalı (Şekil 11) ve bu makalenin
“4. Diğer Silvikültürel Tedbirler”
başlığı altında anlatılan ilave önlemler de mutlaka alınmalıdır.
.
5.6. Gurup Siper
İşletmesi
Kazık köklü orman ağacı türlerinin veya fırtına-rüzgâr zararla-
Şekil 11. Gurup rezerv ağaçları bırakılarak uygulanan büyük alan siper işletmesi11
22 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
rına kapalı ortamlarda kullanımı
mümkün gurup siper işletmesi
(group shelterwood system), en
basit anlatımla, guruplar halinde
bırakılmış ağaçların arasında, çapı-genişliği bir veya iki ağaç boyu
kadar olan boşluklar açmak ve
sahada bırakılan ağaçlardan uçup
gelen tohumlarla, açılan boşluklarda gençliği elde etmektir. Oluşan gençlik, ağaç guruplarının
yan etkisinden de istifade etmektedir (Şekil 12).
Türkiye’de henüz kullanılmayan bu yöntemde, Şekil 12’de de
görülebileceği gibi, ilk kesimde
(tohumlama kesimi), meşcerenin
yaklaşık % 20-40’ı boşaltılır ve takip eden süreçte gelen gençliğin
ışık ihtiyacına ve oluşturulan boş-
Doğal Siper İşletmesine Uygun Meşcerenin Boşaltma Kesimi Kendiliğinden Oluşmuş Bir Meşcere Sonrası Görünümü Şekil 13. Doğal siper işletmesine uygun bir meşcere ve boşatltma kesimi sonrası
hali12
lukların gençlikle dolmasına koşut olarak ışık kesimlerine başlanır. Böylece hem ilave gençleşme
alanları oluşturulur hem de alana
yerleşen genç toplumun gelişmesi için gerekli müdahalede bulunulup, yan etki alanı daraltılır. En
sona kalan ağaç gurupları kar ve
rüzgâr devriklerine yahut kırmasına maruz kalabilir ki, bunlar hemen meşcereden çıkarılır ve oluşan boşluklarda mecburen yapay
gençleştirmeye geçilir. 10-30 yıllık
planlama dönemi içinde gençleştirme tamamlanır ve aynı yaşlı
genç bir meşcere kurulmuş olur.
Türk kızılçamı, Anadolu karaçamı, sarıçam ve Toros sedirinin
her birinde uygulanması mümkün görünen bu yöntem kapsamında, rüzgâr zararı görülmeyen
yetişme ortamlarında “münferit”
veya her yerde tercihen “gurup”
rezervleri bırakılmalı ve “4. Diğer
Silvikültürel Tedbirler” başlığı
altında anlatılan ek önlemler de
mutlaka alınmalıdır.
5.7 Doğal Siper
İşletmesi
Doğal siper işletmesi (natural shelterwood system) doğada
kendiliğinden oluşmuş, çoğunlukla iki tabakalı meşcerelerde uygulanan gençleştirme yöntemidir
ve sadece boşaltma kesimi uygu-
lanır. Gençlik, sıklık, sırıklık-direklik ve az da olsa ince ağaçlık çağı
başındaki bireylerden meydana
gelmiş ikinci tabaka, üst tabaka
siperinde ve korumasında oluşup
bugünlere ulaşmıştır. İkinci tabakadaki fertler, gelişme döneminde ihtiyaç duydukları ışık yoğunluğundan mahrum yetiştiğinden,
normallerine göre daha kısa yıllık
sürgünlü olabilir. Hatta büyüme
enerjisini kaybetmiş fertlere rastlanabilir ki, bunların tepeleri, tepe
sürgünü yan sürgünlerden çok
çok yavaş büyüdüğünden normalin aksine piramit değil kadeh şeklini almıştır. Bu tip bireyler miktar
olarak işletme amacımıza ulaşmamıza mani ise, doğaldır ki, ikinci
tabakaya itibar edilmez ve doğrudan türün biyolojik özellik ve ekolojik isteklerine uygun yöntemle
gençleştirmeye başlanır (Şekil 13).
Faydalanmaya dönük herhangi bir planlama yapılmadan günümüze ulaşmış bu meşcereler,
doğal siper işletmesi sayesinde
planlı ormancılık uygulamalarına
dâhil edilmektedir. Bununla beraber bu tip meşcereleri, takip eden
dönemlerde de, siper işletmesi
yöntemlerini kullanan devamlı ormancılık ilkelerine göre planlayıp
işletmek, daha isabetli bir uygulama olabilir.
Türk kızılçamı, Anadolu karaçamı, sarıçam, Toros sediri, Doğu
ladini, göknar, mese ve kayın
türlerimizin her birinde zaten
uygulanmakta olan bu yöntem
kapsamında kurulan gençleştirme alanlarında, doğayı ve yaban
hayatı habitatlarını korumak için
ilaveten, rüzgâr devriği-kırığı
zararı görülmeyen muhitlerde
“münferit” veya hemen her yerde
tercihen “gurup” rezerv ve yaban
hayatı ağaçları bırakılmalı ve makalemizin “4. Diğer Silvikültürel
Tedbirler” başlığı altında anlatılan tedbirlere de özel önem verilmelidir.
Kaynakça
1
Çolak, A. H., 2001: Ormanda Doğa
Koruma. Orman Bakanlığı Milli Parklar
ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü
Yayını, ISBN. 975-8273-33-7, Ankara.
2
URL1. Hilbert, J., Alan Wiensczyk, A.,
2015: Old-growth definitions and management: A literature review. BC Journal
of Ecosystems and Management. http://
forrex.org/sites/default/files/publications/
jem_archive/ISS39/vol8_no1_art2.pdf
3
URL2. USDA, Priority areas. http://
www.fs.fed.us/research/priority-areas/
4
Saraçoğlu, N., 2002: Orman Hasılat
Bilgisi. ZKÜ Bartın Orman Fakültesi Yayınları, Fakülte Yayın No: 9, Bartın.
5
URL3. https://www.for.gov.bc.ca/
hfd/pubs/ssintroworkbook/evenage.htm
6
URL4. Silviculture Handbook 2431.5.
State of Wisconsin Department
of Natural Resources.
http://dnr.wi.gov/topic/ForestManagement/documents/24315/24315.pdf
7
URL5. Guidelines for Selecting Reserve Trees. http://www.lni.wa.gov/IPUB/417092-000.pdf
8
Oğurlu, İ., 2004: Ormancılıkta Yaban
Hayatı Ders Notu. SDÜ Orman
Fakültesi, Isparta, 62 s. (Yayımlanmamıştır).
9
Smith, D.M., Larson, B.C., Kelty, M.J.,
Ashton, P.M., 1996: The Practice of Silviculture: Applied Forest Ecology. John Wiley &
Sons, Inc., New York.
10
Genç, M., 2013: Silvikültür Tekniği.
Genişletilmiş 2. Baskı, Süleyman Demirel
Üniversitesi Yayını, No. 46, Isparta, 400 s.
11
URL6. https://www.for.gov.bc.ca/
hfp/training/00001/module03/figure09.
htm
12
URL7. https://www.for.gov.bc.ca/
hfd/pubs/ssintroworkbook/evenage.htm
13
URL8. The Retention System: Maintaining Forest Ecosystem Diversity
https://www.for.gov.bc.ca/hfp/publications/00095/note_07.pdf
14
URL9. Timber Harvesting and Siviculture - Cooperative Extension.
University of New Hampshire.
http://extension.unh.edu/resources/
files/Resource000885_Rep935.pdf
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 23
UZMAN S AH AS I
KIZILÇAMIN (Pinus brutia Ten.)
BEYŞEHİR’DE YENİ TESBİT EDİLEN DOĞAL YAYILIŞI
(Beyşehir - Gölyaka - Kızılgüney (Karagünlü) Tepe)
Dr. Said DAĞDAŞ
Silvikültür Dairesi Başkanlığı
Orman Bakımı Şube Müdürü
[email protected]
Volkan POLAT
Beyşehir Orman İşletme Müdürlüğü
Beyşehir Orman İşletme Şefi
[email protected]
Seçil POLAT
Beyşehir Orman İşletme Müdürlüğü
Yeşildağ Orman İşletme Şefi
[email protected]
Özet
Türkiye topraklarının en verimli ve stratejik ağaç türü Kızılçamdır. Dünyada en geniş ve yaygın yayılışını Türkiye’de yapar. Tesis yeteneği ve tesis
değeri açısından üstün özelliklere sahiptir ve bu yönü ile Türkiye topraklarında rakipsizdir.
Türkiye topraklarının % 27’sini orman ekosistemleri oluşturmaktadır. Kızılçam, Türkiye orman varlığı içerisinde 5.854.673 ha’a ulaşan yayılışı ile
ilk sırada yer alır ve orman varlığımızın yaklaşık % 27’sini de tek başına oluşturur. Türkiye ağaçlandırmalarındaki hissesi % 40-50 aralığındadır. 19872014 döneminde, başarıyla tamamlanmış tabii gençleştirme çalışmalarındaki payı da, % 52’dir. Sun’i tensildeki payı ise % 58’dir.
Orman amenajman planlarında ve ormancılık literatüründe (orman botaniği, orman ekolojisi ve silvikültür alanında) bugüne dek Beyşehir Gölü
Havzasında Kızılçamın varlığına ilişkin hiçbir veri ve bilgiye ulaşılamamıştır. Buna karşılık makalede, Kızılçamın Beyşehir Gölü Kapalı Havzasında da
(Isparta M26b3 paftasında) doğal yayılışının bulunduğu ortaya konulmuştur.
Makalede; alt-orta ve üst zonda (0-400 m; 400-800 m, 800-1200 m), Doğu Akdeniz Havzasının ve Türkiye’nin iğne yapraklı müşir ağaç türü olan
Kızılçamın Beyşehir Gölünün batısında ve güneyinde, 2015’de tesbit edilen doğal ve kalıntı nitelikli saf yayılışları tanıtılmıştır.
Makalede tanıtılan yeni ve orijinal nitelikteki yayılış sahası, Beyşehir Gölü Milli Parkı sınırları içerisinde yer alır. Beyşehir Gölünün batı yakasında, Gölyaka ile Gedikli mahalleleri arasında, Gölyaka Mahallesi mülki sınırları dahilindedir. Yayılış sahası, Kızılkirse (Kızılkise) Mevkiinden içeride, Şimşir Kayalarının üstünde, Kızılgüney Tepe’nin göle bakan GD yamaçlarında ve 1250-1387 m rakım aralığında bulunur. Yaklaşık 7 ha’lık saha
37°47´07.5´´K-31°24´32.9´´D enlem ve boylam civarıdır.
Anahtar Kelimeler: Kızılçam (Pinus brutia Ten.), Kalıntı Meşcere, Beyşehir Gölü Milli Parkı, Gölyaka-Kızılgüney Tepe (1447 m), 21-22.04.2015
Newly Identified Natural Relict Distribution of Turkish Red Pine (Pinus brutia Ten.)
in Beyşehir Forest District (Gölyaka - Kızılgüney Tepe (Hill)) on the western slopes of Beyşehir Lake
Abstract
In this research, the newly identified natural relict distribution of Turkish red pine (Pinus brutia Ten.) has been submitted. We came across these
natural stands in the course of our research on April 21-22, 2015.
This newly identified natural distribution of Turkish red pine that is still not recorded up until now in literature in and around Beyşehir Lake
Closed Watershed Area cited for the first time in this vicinity.
The research team have initiated their research on the field at the beginning of April, 2015 and have come across this natural relict stands which
are composed of nearly 7 ha on the 21th of April, 2015 while intentionally investigating such kind of relict forest ecosystems between Gölyaka and
Gedikli towns near Beyşehir Lake locally known as Kızılkirse (Kızılkise) Locality on the map section of Isparta M26b3.
Relict stands of Turkish red pine that we did identify in the course of our research on April 21-22, 2015 are located inside the official border of
Beyşehir National Park that is declared in 1993.
These natural stands of Turkish red pine are located on the southeastern hillside of Kızılgüney Tepe (1447 m) forming mix stands with Juniperus
and Quercus ssp… The local name of this spectacular area by the local villagers of Gölyaka town named as Kızılkirse and Kızılgüney Tepe.
The altitudes of relict stands of Turkish red pine naturally found are in between 1250 m-1387 m.
Collection of the herbarium samples from Turkish red pine and foetid juniper sampled from the site and pictures have been taken on April 21,
2015 by the team composed of forest engineers Said Dağdaş, Volkan Polat and local dweller Yaşar Sayar from Gölyaka town. The coordinates cited
in between: 37˚ 47’ 07.5’ N - 31˚ 24’ 32.9 E latitudes & longitudes, April 21, 2015, by Dağdaş&Polat.
Key Words: Turkish Red pine (Pinus brutia Ten.), Relict Stand, Beyşehir Lake National Park, Gölyaka-Kızılgüney Tepe (1447m), 21-22.04.2015
24 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
1- GİRİŞ
Kızılçamın Türkiye ağaçlan2- KIZILÇAMIN YAYILIŞI
dırmalarındaki
hissesi % 40-50
Kızılçam çok yönlü kullanım HAKKINDA GENEL BİLGİ alanına sahip önemli bir ağaç türümüzdür. Hızlı gelişen tür niteliği, tesis kabiliyeti ve tesis ehliyeti
açısından diğer türlere göre taşıdığı ekolojik ve ekonomik üstünlükleri, vb. sebeplerle üzerinde
en fazla araştırma yapılan türler
arasındadır. Hem ağaçlandırma
ve erozyon kontrolu proje sahalarında, hem de kent ormancılığında yaygın olarak kullanılmaktadır. Çok farklı yetişme ortamlarında büyüme ve gelişme
potansiyeli, kuraklığa çok dayanıklı olması, genetik zenginliği,
vb. açılardan Türk ormancısının
emeğini boşa çıkarmayan türlerin en başında gelmektedir.
Kızılçam aynı zamanda, dikey
ve yatay yükselti basamakları
bakımından en yaygın ve geniş
yayılışını Türkiye’de yapmaktadır.
Bu araştırma çalışmasında;
Kızılçamın bugüne dek herhangi bir bilimsel ve uygulamaya
yönelik yayında dile getirilmeyen, Beyşehir Gölü Kapalı Havzasında yeni tesbit edilen doğal
yayılışları ele alınmıştır. Yeni yayılış sahasının tanıtımı yapılmış,
herbaryum örnekleri alınarak
kayıtlanmış, iğne yaprak ve kozalak boyutları hakkında gerekli
ölçümler yapılmıştır. Uygulayıcı
ve araştırıcılara yararlı olacağı
düşünülen bulgular ve ileriye
dönük öneriler paylaşılmıştır.
Çalışmada ele alınan doğal ve
yaşlı Kızılçam meşcerelerinin gerek uygulayıcı meslektaşlarımıza, gerekse araştırıcılara ve bilim
dünyasına yeni ufuklar sunması,
türe ilişkin bazı ön yargıların kırılması ve yıkılması ile uygulamaya yönelik ciddi kazanımların
ortaya konması ve paylaşılmasına vesile olması beklenmektedir.
Kızılçam, 5.854.673 ha yayılış alanı
ile dünyada en geniş ve yaygın yayılışını Türkiye’de yapar (Anonim, 2012, s.
20). 0-400 m, 400-800 m ve 800-1200 m
yükselti aralığında Doğu Akdeniz Havzası ekosistemlerinin en önemli orman
ağacıdır.
Hızlı gelişen türler içerisinde ilk sırada yer alır. Kuraklığa, yaz kuraklığına
en dayanıklı çam türüdür. Aynı zamanda son derece kanaatkâr bir türdür. Üst
yükselti kuşağında (800-1200 m) ve
daha yüksek rakımlarda yapılan ağaçlandırmalarda, gençlik döneminde yaşanabilecek geç donlardan Fıstıkçamı
ve Toros Sediri ile az da olsa Sarıçam
ve Karaçam gibi, hem zarar gören ve
hem de zarar görmeyen orijinleri vardır.
Orijinleri arasında bu konuda belirgin
farklılıklar bulunur. Erken ilkbaharda,
don kızarıklığı şeklinde kızarmalar görülebilir. Bu tür don kızarıklıkları, ortalama 8-10 yaşından sonra giderek azalır
ve etkisini kaybeder. Çok farklı ekolojik
koşullara uyum yeteneği mevcuttur.
Stabilitesi yüksektir. Aşırı kar yağan dönemlerde, tepeye yakın kısımlarda kar
kırığı görülebilir.
Kesintisiz ve hızlı büyüme performansı, ekonomik açıdan taşıdığı önem
ve potansiyel açısından yerli çam türleri
içerisinde sanayi odunu üretimi amaçlı
(endüstriyel) ağaçlandırmalarda ilk sırada yer alır. İyi bonitetlerde yıllık artımı
15,4m3/ha’a ulaşır (Birler, 2009, s. 115;
Boydak ve Çalışkan, 2014, s. 39).
Yalnız hızlı büyümesiyle değil, kullanım yaygınlığı açısından da tesis değerinin yüksek olduğu (Ürgenç, 1998,
s. 144) belirtilmektedir. Kızılçamın ülkemizdeki tabii tensil çalışmalarında başarıyla gençleştirilmesi, çok amaçlı fidan
yetiştirme ile karasal ve yarı kurak iklim
koşulları dahil ağaçlandırma ve erozyon
kontrolu faaliyetlerinde giderek çeşitlenen, yaygınlaşan ve başarısı tescillenen
kullanımı, Orman Genel Müdürlüğünün
ileriye dönük çok önemli ve doğru stratejilerinden ve uygulamalarındandır.
aralığındadır (Ürgenç, 1998, s.
144). 1987-2014 döneminde,
başarıyla tamamlanmış tabii
gençleştirme çalışmalarındaki
payı da, % 52’dir. Sun’i tensildeki payı ise % 58’dir (Silvikültür
Daire Başkanlığı verileri, 2015).
Not: Beyşehir Orman İşletme
Şefliğinde de, 1160 ve 1161
numaralı bölmelerde Karaçamla karışık münferit Kızılçam dikimleri yapılmış olup Karaçama
göre çok başarılıdır.
Türkiye’nin Marmara, Ege,
Akdeniz bölgeleri başta olmak
üzere deniz ikliminin etkili olduğu vadiler boyunca Anadolu içlerine kadar yayılış gösterir (Şekil 1). Yer yer karasal koşulların
belirleyici olduğu Akdeniz Ardı
orman ekosistemlerinde de yayılışı bulunur. Irmak ve nehirlerin vadileri boyunca en içteki
karasal kesimlere kadar sokulur.
Sözgelimi;
KızılcahamamÇeltikçi Vadisinde (Kirmir Çayının bulunduğu) bile, (Çeltikçi-Sofular deresi kuzey mailede
750 m ve Kızılcahamam-Aktepe
etekleri, Akçay köyü yakınlarındaki Balçayı üzerinde 870-900 m
rakımlar arasında) yayılışı olduğuna ilişkin, 1958 yılında raporlanan resim ve kayıt vardır (Yamanlar ve ark., 1961).
Amasya’nın Göynücek ilçesi ile Çorum’un Ortaköy ilçesi
arasında da, Penbeli köyünün
batısındaki İğdecik Gediği Sırtının (996 m) GD bakısında, 46
numaralı bölmedeki yaşlı Kızılçam meşceresi 800-950 m rakım
aralığında yayılış göstermektedir. Bu yayılışı da, ana yayılıştan
kopuktur. Karadeniz ardında,
Yeşilırmak’ın kollarından Çekerek ırmağına bakan yamaçlarda
yer almaktadır (Dağdaş, 1998, s.
270-271).
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 25
UZMAN S AH AS I
Kent ormancılığında da, Cumhuriyetin kuruluşundan beri kullanılmaktadır. Gökmen, çok ayrıntılı bir botanik çalışması olan yayınında bugün
en az 75-80 yaşlarında olan AnkaraAOÇ-Marmara Köşkü çevresindeki
Kızılçamlara “yetiştirme olarak rastlanır” (Gökmen, 1970, s. 293) cümlesi ile
vurgu yapmıştır. Ayrıca, 2011 yılının
Haziran ve Temmuz aylarında, Ankara-Sıhhiye Meydanında yaşı 75, boyu
15 m, göğüs yüzeyi çapı 60 cm olan
çok sağlıklı Kızılçam bireyi ile, Ataç
2 Sokak üzerindeki “Çamlı Apt: Nu.:
67”deki bahçede bulunan, apartmana
adını veren, yaşı 75, boyu 25 m, göğüs
yüzeyi çapı 70 cm olan Kızılçam bireyi
tarafımızdan “anıt ağaç” olarak önerilmiştir. Gazi Üniversitesi Rektörlüğü,
Cebeci, Sıhhiye, Demetevler, vb. çok
sayıda koruluğu mevcuttur.
Dikey yayılışında 1300-1400 m,
hatta 1500 metrelere kadar yaygın
meşcereleri bulunur. Isparta Orman
Bölge Müdürlüğü, Gölhisar Orman
İşletme Müdürlüğü-Gölova Orman
İşletme Şefliğinin 84 ve 85 numaralı
bölmelerinde, Eşeler Dağı silsilesi üzerinde, Çavdır-Küçükalan köyü sınırları
içinde, güney bakıda 1500-1595 m
rakım aralığında bile meşcere kuruluşu biçiminde yayılışı bulunur (Kılıç ve
Güner, 2000, s. 18-20). Ayrıca Anamur
Orman İşletme Müdürlüğü-Sarıdana
yöresi, Ulucak ormanında 1650 m rakıma kadar yayılışı olduğu (Boydak ve
ark., 2006, s. 67) belirtilmektedir.
“Kılıç ve Güner, 2000” kaynak
gösterilerek verilen “… Örneğin,
Gölhisar Orman İşletme Müdürlüğü,
Gölova orman işletme şefliği yöresinde Kızılçamın saf meşcere formunda
1995m yükseltiye kadar çıktığı belirlenmiştir (Kılıç ve Güner, 2000).
Kızılçamın dikey yönde en yüksek doğal yayılışını gösterdiği bu meşcere,
özellikle genetik-ıslah çalışmalarında
büyük önem arz etmektedir.” şeklindeki atıf ve yorum demetindeki dikey yayılışı (Carus ve Çatal, 2012, s.
57), sehven hatalı verilmiştir. Orijinal
makalede Kızılçamın Gölova OİŞ’nde
1995 m değil, 1595 m rakıma kadar
yükseldiği (Kılıç ve Güner, 2000, s.
18) belirtilmektedir. Tablo 1’de görüleceği üzere, 101,1 ha büyüklüğündeki yayılış sahasının ortalama rakımı 1510 m olarak verilmiştir.
Bugüne dek ağaç türlerinin
yayılışı ve silvikültürüne ilişkin
olarak hazırlanan yayınlarda,
ayrıntılı haritalarda ve envanter kayıtlarında ise, makalenin
konusunu oluşturan Beyşehir
Gölü Kapalı Havzasında Kızılçamın yayılışı bulunduğuna
ilişkin herhangi bir bilgiye yer
verilmemiştir (Saatçioğlu ve
Pamay, 1962’ye atfen Saatçioğlu, 1976, s. 241-248; Gökmen, 1970, s. 286-294; Anonim, 1987, s. 17-19; Atalay ve
ark., 1998, s. 9, 28-29; Boydak
ve ark., 2006, s. 63-67; Akkemik
(editör), 2014, s. 182; Atalay,
2014, 201-204; Kantarcı, 2005,
s. 145, 168; Özkan ve Kantarcı, 2008, s. 128, 129-130, 131;
Anonim, 2015a).
ANKARA civarında, doğal Kızılçam yayılışının tesbit edildiği yerler
(1)- Kirmir havzası, Çeltikçi Nahiyesi civarı, Sofular deresi, kuzey
maile 750m,
(2)- Kirmir havzası, Kızılcahamam-Aktepe etekleri, Akçay KöyüBalçayı üzerinde, doğu mailede 870-900 m.
Beyşehir Gölünün batı yakasında,
Gölyaka kasabası, Kızılkirse Mevkiinde,
Kızılgüney Tepe yamaçlarında (1250-1387
m rakımlarda) 7 ha doğal yayılışı ortaya
çıkarılmıştır
(Dağdaş ve ark., 21.4.2015).
Şekil 1: Kızılçamın (Pinus brutia Ten.) Tabii Yayılışında (Saatçioğlu, 1976, s. 242) Yapılan Güncelleme
(21.4.2015).
Şekil 1: Kızılçamın (Pinus brutia Ten.) Tabii Yayılışında (Saatçioğlu,
1976, s. 242) Yapılan Güncelleme (21.4.2015).
Tablo 1: Kızılçamın (Pinus brutia Ten.) 1000 m ve üzerinde yayılışı bulunan Gen Koruma Ormanları (Anonim,
2015b).
BÖLGE
MÜD.
İŞLETME
MÜD.
İŞLETME
ŞEFLİĞİ
3
1.3 MERSİN
ANAMUR
SARIYAYLA
181
1.4 ISPARTA
GÖLHİSAR GÖLOVA
UK_NO
ISLAH
ZONU
BÖLME
NUMARALARI
ALANI
(ha)
RAKIMI TESCİL
(m)
YILI
ENLEM
BOYLAM
107,132
106,5
1000
1996
360750 323850
84,85
101,1
1510
2002
371637 293714
2003
375810 303203
. ESKİŞEHİR
AFYON bulunan
HOCALARGen356,357,399-402
436,0 1150
1998 2015b).
383204 295900
Tablo 1: Kızılçamın (Pinus brutia Ten.) 1000122
m ve üzerinde
yayılışı
Koruma Ormanları
(Anonim,
UK_
NO
3
ISLAH
BÖLGE ZONU
MÜD.
1.3 MERSİN
122
. ESKİŞEHİR
181
1.4 ISPARTA
İŞLETME MÜD.
ANAMUR
İŞLETME 189
ŞEFLİĞİ
193
198
SARIYAYLA
AFYON
HOCALAR
269
GÖLHİSAR
GÖLOVA
189
1.3 MERSİN
MUT
193
1.4 ISPARTA
ISPARTA
198
1.3 MERSİN
MUT
240
. ADANA
269
1.4 MERSİN
26 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
KARAİSALI
MUT
240
ALANI RAKIMI
TESCİL MUT
ÇAMLICA
152,153 120,5
BÖLME NUMARALARI
(m)106,107 YILI
1.4 ISPARTA
ISPARTA
ISPARTA(ha)
216,5
1.3 MERSİN
MUT 107, 132
ALAHAN 106,5
152,153,154,155,156
354,5
1000
1996
1.3 MERSİN
. ADANA
KARAİSALI KIZILDAĞ
356, MUT
357, 399-402
ALAHAN 436,0
1.4 MERSİN
84, 85
101,1
64,65,66
57,2
1150
228,229 1998
222,0
1510
2002
ENLEM
BOYLAM
2003 364234 331055
1100
1210
2004 365021
36 07 50
32 38 50 331812
1150
1150
2012
372313 350022
38 32 04
29 59 00 332033
2014 364928
1450
37 16 37
29 37 14
3- KIZILÇAMIN YENİ TESBİT EDİLEN YAYILIŞ SAHASININ TANITIMI
(Karagünlü)
m) bulunduğu
Kızıldağ
ÇAMLICA Gölyaka-Kızılgüney
152, 153
120,5 Tepenin
1100 (1447
2003
36 42 34 alan,
33 10
55
Milli Parkı ile komşu olan Beyşehir Gölü Milli Parkı sınırları içinde kalmaktadır. Bu
amaçla; Kızıldağ Milli Parkı Orman Amenajman Planı ile birlikte Beyşehir Gölüne
ISPARTA
106,
107
216,5
1210
2003
37
58
10
30
32
03
kıyısı olan diğer işletme şefliklerinin planları ayrı ayrı incelenmiştir. Kızılçamın doğal
yayılışı ve Beyşehir Havzası hakkında önceden yayımlanmış bazı yayınlar gözden
ALAHAN
152,153,154,155,156
354,5 1150
2004
36 50 21 33 18 12
geçirilmiştir. (Not: Gölyakalılar, haritada kullanılan adı Kızılgüney Tepe olan zirve için
“Karagünlüğün Tepe” adını kullanmaktadırlar.)
KIZILDAĞ 21 Nisan 2015 tarihinde,
64, 65, 66 Beyşehir
57,2 Orman
1150 İşletme
2012Şefi 37
23 13 35 00 22
Volkan POLAT ve saha
hakkında ön bilgi alınan Gölyaka’lı Yaşar SAYAR ile birlikte sahaya gidilmiştir. GPS,
ALAHAN
228, 229
222,0 1450
2014
36 49 28 33 20 33
artım burgusu, fotoğraf makinası, bağ makası, şerit metre, etiket, cetvel, örnek kayıt
defteri, vb. gerekli malzemeler alınmıştır. Sahaya gidilirken istikşaf amaçlı bazı noktalarda
inceleme ve gözlemler yapılmış, farklı odunsu türlerden de bitki örnekleri toplanmıştır.
4
Türkiye’de halen 58 adet olan Kızılçam
Gen Koruma Ormanı (GKO) içerisinde ve
üst zonda, 1000 m ve üzerindeki rakımlarda yayılışı bulunan GKO sayısı ise toplam
sekiz olup Tablo 1’de verilmiştir.
3- KIZILÇAMIN YENİ TESBİT EDİLEN YAYILIŞ SAHASININ TANITIMI
Gölyaka-Kızılgüney (Karagünlü) Tepenin (1447 m) bulunduğu alan, Kızıldağ
Milli Parkı ile komşu olan Beyşehir Gölü
Milli Parkı sınırları içinde kalmaktadır. Bu
amaçla; Kızıldağ Milli Parkı Orman Amenajman Planı ile birlikte Beyşehir Gölüne kıyısı
olan diğer işletme şefliklerinin planları ayrı
ayrı incelenmiştir. Kızılçamın doğal yayılışı
ve Beyşehir Havzası hakkında önceden yayımlanmış bazı yayınlar gözden geçirilmiştir. (Not: Gölyakalılar, haritada kullanılan
adı Kızılgüney Tepe olan zirve için “Karagünlüğün Tepe” adını kullanmaktadırlar.)
21 Nisan 2015 tarihinde, Beyşehir Orman İşletme Şefi Volkan POLAT ve saha
hakkında ön bilgi alınan Gölyaka’lı Yaşar
SAYAR ile birlikte sahaya gidilmiştir. GPS,
artım burgusu, fotoğraf makinası, bağ makası, şerit metre, etiket, cetvel, örnek kayıt
defteri, vb. gerekli malzemeler alınmıştır.
Sahaya gidilirken istikşaf amaçlı bazı noktalarda inceleme ve gözlemler yapılmış,
farklı odunsu türlerden de bitki örnekleri
toplanmıştır.
Yerinde gözlem - araştırma ve tesbit
amacıyla Gölyaka mahallesinden kuzeye
doğru, Beyşehir Gölü sahil şeridi boyunca
ilerlenmiştir. Gölyaka mahallesi Kızılkirse
Mevkiinden sola sapılarak yamaç boyunca büyük ölçüde ardıç ve meşe türlerinin
yayılışının bulunduğu bitki örtüsü dokusu
gözlemlenmiştir.
Yaklaşık 1250 m rakımlı yamaçlarda,
doğal Kızılçam meşcerelerinin ilk örnekleri gözlenmiştir. 1250-1387 m rakım aralığında ise, Gölyaka-Kızılgüney Tepenin GD
yamaçlarında yayılışı olan doğal Kızılçam
meşcerelerine ulaşılmıştır. ANKO Herbaryumu (Ormancılık Araştırma Enstitüsü Herbaryumu) kayıtlarında yer alması amacıyla;
sahada yayılışı görülen türlerden sadece
Türk kızılçamı ve Kokulu Ardıçtan (Yağlı
ardıç-Geyik ardıcı) kozalaklı dal örnekleri
alınmış ve etiketlenmiştir. Alınan örnekler,
ANKO Herbaryumuna örnek alma formu
doldurularak teslim edilmiştir. ANKO Kayıtlarında ilk kez yer alan örneklerin herbaryum kayıt numaralandırılması da yapılmıştır.
4-
BULGULAR
4.1- Orman Amenajman Planlarında Ulaşılan Bulgular
- Beyşehir Gölü Kapalı Havzasında yayılış gösteren türleri belirlemek
amacıyla, işletme şeflikleri orman
amenajman planlarının Meşcere Tiplerinin Dağılışını Gösterir Tablosu (Tablo
2) ile Son Söz tabloları incelenmiştir.
Yeşildağ Orman İşletme Şefliği ile de
sınırdaş olan Kurucuova Orman İşletme Şefliği sınırları içerisinde sadece
Karaçam (Çk), Toros Sediri (S), Toros
Göknarı (G) ve Ardıç (Ar) türlerinin yayılışı bulunmaktadır (Anonim, 1998b,
s. 21, 169). İlgili planda Kızılçam yayılışı
yoktur.
- Beyşehir Orman İşletme Şefliğinde de Kızılçam yayılışı yoktur (Anonim,
1993a).
- Başmühendis Emin Güzenge ile
İlyas Korkmaz, Cumhur Güngöroğlu
ve Kayıhan Temur’dan oluşan planlama ekibinin hazırladığı Beyşehir Gölü
Kapalı Havzasındaki orman işletme
şefliklerinden Yeşildağ Orman İşletme
Şefliği de incelenmiştir. Meşcere Tiplerinin Dağılışını Gösterir Tablo (Tablo 2)
ile Son Söz tablolarında sadece Karaçam (Çk), Toros Sediri (S), Toros Göknarı (G), Ardıç (Ar) ve meşe türlerinin yayılışı bulunmaktadır (Anonim, 1993c, s.
63, 215, 218). Plan verilerinde Kızılçam
yayılışı yoktur.
- Beyşehir Gölünün batı ve kuzeyindeki bazı bölümlerini içeren bir
diğer orman amenajman planı olan
Kızıldağ Milli Parkı Planı da incelenmiştir. 17.7.1998 tarihinde imzalanarak onaylanan planın hazırlığında
Başmühendis Hanifi KARACA ile heyet
mühendisleri Hamza YILMAZ ve Naki
GÜRSES görev almışlardır (Anonim,
1998a, s. 267). (Not: 01.12.2008 tarihinde, Yenişarbademli Orman İşletme
Şefliği kapatılmış ve adı Kızıldağ Milli
Parkı olarak değiştirilmiştir.).
Kızıldağ Milli Parkı Planı Verileri ve Haritalarına Göre: Kızıldağ Milli
Parkı kuzeyde Şarkikaraağaç Orman
İşletme Şefliği (OİŞ), doğuda Şarkikaraağaç OİŞ ile Beyşehir Gölü Milli Parkı
ve Beyşehir Gölü, güneyde Kurucuova
OİŞ, batıda Aksu-Avşar OİŞ ve Şarkikaraağaç OİŞ ile çevrilidir (Anonim,
1998a, s. 3).
- Toplam ormanlık alanı 27326,5 ha
olan Kızıldağ Milli Parkı Orman Amenajman Planında yer alan ağaç türlerinin tamamı, Alan Döküm Tablosu ve Ormanlık
Alanın Meşcere Tiplerine Dağılım Tablosundan ayrıntılı biçimde incelenmiştir.
Son Söz başlığı altındaki tablolardan
olan, “Koru Ormanlarında Servetin Ağaç
Türü ve Çap Sınıflarına Dağılımı” adlı 7
numaralı tablo ile “Servetin Ağaç Türlerine Göre Çap Sınıflarına Dağılış ve Oranlar Tablosu” (Tablo 15) ve “Servetin Ağaç
Türlerine Göre Kalite Sınıflarına Dağılış ve
Oranlar Tablosu”nda (Tablo 17) sadece
Karaçam, Göknar, Sedir, Ardıç, Meşe ve
Diğer Yapraklı Türler şeklinde bilgi verilmektedir (Anonim, 1998a, s. 4, 11-53,
152, 157, 264). Planda ve haritalarında
yapılan incelemede, plan ünitesinde
doğal kızılçam yayılışının bulunmadığı
görülmektedir. Milli Parkın plan verileri kullanılarak 2006 yılında hazırlanan
bir başka yayında da Milli Park sınırları
içinde doğal Kızılçam yayılışı olmadığı
ortaya konmuştur (Dağdaş ve ark., 2006,
s. 448).
- Kızıldağ Milli Parkı Orman Amenajman Planını da yapan heyet üyeleri
Başmühendis Hanifi Karaca, Hamza Yılmaz ve Naki Gürses’den oluşan planlama ekibinin hazırladığı Şarkikaraağaç
Orman İşletme Şefliği sınırları içerisinde;
Karaçam, Toros Sediri, Meşe ve Ardıç türleri ile diğer yapraklı (Dy) türlerin yayılışı
bulunmaktadır (Anonim, 1998c, s. 36,
132, 135). İlgili planda da Kızılçam yayılışı yoktur.
- Başmühendis Emin Güzenge ile A.
Hüsrev Özkara ve Fatih Civelek’den oluşan planlama ekibinin hazırladığı Anamas Bölgesi Amenajman Planında da;
Karaçam, Toros Sediri, Toros Göknarı ve
Ardıç türlerinin yayılışı bulunmaktadır
(Anonim, 1985, s. 165). Beyşehir Gölüne
sınırı olan Anamas planında da Kızılçam
yayılışı yoktur. Bu plan, sonraki plan döneminde Kurucuova Orman Amenajman Planına dahil edilmiştir.
- Akdeniz Bölgesi ormanlarının da
incelendiği bir çalışmada, “Akdeniz Bölgesi-Göller Yetişme Ortamı Bölgeleri
Grubu” altında yer alan “Beyşehir Yetişme Ortamı Bölgesi”nde, “Dedegül DağıBademli-Beyşehir Gölü-Kızılcadağ-Höyük-Kayabeli-Doğanhisar” kesitinde yer
alan ağaç türleri içinde Kızılçama yer verilmemiştir (Kantarcı, 2005, s. 145, 168).
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 27
UZMAN S AH AS I
- Beyşehir Gölü Havzasını ele alan son
dönemde gerçekleştirilen bir araştırmada;
Beyşehir Gölü Havzasında 21 kesitte seçilen
toplam 215 örnek alanda bitki örtüsü dahil
yetişme ortamı bileşenleri araştırılmıştır (Özkan ve Kantarcı, 2008, s. 128, 129-130, 131). Kızılçamın doğal yayılışının bulunduğu alan da,
“Gedikli Yetişme Ortamı Yöreler Grubu” içinde
kalan Gölyaka ve Gedikli Kasabalarının (mahalleleri) bulunduğu III ve IV numaralı kesitler
arasındadır. Halbuki çalışmada, yetişme ortamında bulunan ve bulunmayan türler tek tek
sayılarak bilgi verilmiştir. Buna rağmen ilgili
yayında, orman kuran türler içinde Kızılçam
yoktur. Aynı yayında Kantarcı, 1991’e atfen de
yine Kızılçamın varlığından söz edilmemiştir.
Harita 1: Kızıldağ Milli Parkı ile Beyşehir Milli
Parkı sınırlarını gösteren harita üzerinde coğrafi gösterim (Kızılgüney Tepeden Eşek Adasına
bakan yamaçlar), (Fatih Sarıçam).
Resim 5: Yeni tesbit edilen doğal Kızılçam yayılışının
bulunduğu sahadan Beyşehir Gölüne bakış (Said
Dağdaş, 21 Nisan 2015).
4.2- Doğal Kızılçam Meşcerelerinin Tesbitine İlişkin Bulgular
Kızıldağ Milli Parkı Planının meşcere haritasını kullanmak suretiyle, plana komşu olan
mevkilerde tarafımızdan yerinde tesbiti yapılan Kızılçam doğal yayılışının hangi bölme
numaralarına komşu olduğu belirlenmeye
çalışılmıştır.
- Kızıldağ Milli Parkı Planı meşcere haritasında yapılan incelemede; doğal Kızılçam
yayılışının, Gölyaka’nın kuzeybatısında yer
alan Kızılgüney tepenin güneydoğuya bakan
yamaçları üzerinde bulunduğu görülmektedir. Ancak doğal yayılış sahası, Kızıldağ Milli
Parkı Planı bölmelerinin dışında - doğusunda
kalmaktadır.
- 11/1/1993 tarihli ve 93/4020 Karar sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen Kızıldağ
ve Beyşehir Milli Parklarının ayrımı için verilen
haritaya göre, doğal Kızılçam yayılışı Beyşehir Gölü Milli Parkı içerisinde kalmaktadır
(Anonim, 1993b; Harita 1,2).
Kızılçamın Yayılış Sahasının Tanıtımı:
Kızılçam; Kızılkirse Mevkiinden ilerlenerek ulaşılan Kızılgüney Tepenin Beyşehir Gölüne bakan güneydoğu yamaçlarının üst kısımlarında
(1250 m ile 1387 metreler arası) yayılış göstermektedir. Pafta üzerinde Ardıç meşcereleri
olarak gösterilmiş olmasına rağmen, Çzd1,
Çzd2 meşcere tiplerine giren bölmecikler şeklindedir. Boşluklarda her yaştan gelen ve ardıç
türleri ile (Yağlı ardıç+Boylu ardıç+Diken ardıcı) karışım oluşturan Kızılçam fertleri de bulunmaktadır (Harita 1, 2; Resim 1-5). Sahada,
çok az sayıda ve sağlıklı gelişim göstermeyen
Karaçam bireyleri de bulunmaktadır. Sınırdaş
olan Çayderesi Orman Amenajman Planı haritasında da da ilgili sahalar sadece ÇBAr şeklinde gösterilmiştir.
28 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
Resim 1: Kızılgüney Tepe (1447 m) yamaçlarında bir Kızılçam bireyi ve konumu
(Said Dağdaş-Volkan Polat, 21.4.2015).
Resim 2: Doğal Kızılçam yayılışı bulunan, Kızılkirse Mevkii ile Kızılgüney Tepe yamaçlarının
Eşek Adasına bakan konumu ve gösterimi (Said
Dağdaş-Volkan Polat, 21.4.2015).
Resim 5a: Orman Genel Müdürlüğü-Orman İdaresi
ve Planlama Dairesi Başkanlığı Envanter Veri Tabanında (ENVANİS),Beyşehir’de Kızılçam Yayılış Taraması
(Tarama ekranı boştur. Beyşehir İşletme Müdürlüğünde Kızılçam meşceresi kaydı bulunmamaktadır.).
(Ali Özel, Said Dağdaş).
Resim 5b: Orman Genel Müdürlüğü-Orman İdaresi
ve Planlama Dairesi Başkanlığı Envanter Veri Tabanında (ENVANİS), Karaçam İçin Yapılan Mukayeseli Tarama Kaydı (Tarama ekranı, Karaçam meşcere kayıtları
ile doludur.) (Anonim, 2015a), (Ali Özel, Said Dağdaş).
4.3- Sahaya İlişkin Tanıtım Bilgileri ve
Herbaryum Örneklerine İlişkin Bulgular
Harita 2: Beyşehir Gölüne bakan yamaçlarda, Şimşir Kayalarının üzerindeki rakımlarda
doğal Kızılçam yayılışının bulunduğu sahanın
gösterimi ve iki Milli Parkın sınırı (Fatih Sarıçam).
Resim 3-4: Doğal Kızılçam yayılış sahasından alınan resimler (Y. Sayar, Said Dağdaş, 21 Nisan 2015).
(Not: Herbaryum örnekleri, Resim 4’deki yaşlı
Kızılçam örneğinden alınmıştır.)
- 21 Nisan 2015 tarihinde Gölyaka - Kızılgüney Tepenin GD yamaçlarında yayılışı olan
doğal Kızılçam meşceresinden kozalaklı dal örnekleri alınmıştır. Alınan örnekler, örnek alma
formu doldurularak Ormancılık Araştırma Enstitüsü Herbaryumuna (ANKO) teslim edilmiştir.
ANKO Kayıtlarına bugüne dek ilk kez dahil edilen örneklerin numaralandırılması yapılmıştır.
- Makalenin konusu Kızılçamın yeni bulunan doğal yayılışı olduğu için, Kızılçamda kozalak boyu, en kalın yerinden çevre uzunluğu beş
adet iğne yaprak uzunluğu ölçümü yapılmıştır.
İğne yaprak uzunlukları alınırken; tahmini olarak en kısa en uzun iğne yapraklar dahil toplam
beş örnekte uzunluk ölçümü yapılmıştır.
Herbaryum Örneklerine İlişkin Tanıtım Bilgisi:
Kızılçam örneklerinin alındığı noktalara ilişkin coğrafi kayıtlar altta verilmiştir:
ANKO Kayıt Numarası:
005812
Kızılçam (Pinus brutia Ten.)
Tür Adı:
(Çevresi 200 cm (çapı=64 cm) olan yaşlı birey)
Örnek Alma Tarihi:
21 Nisan 2015
Örnek Alınan Mevkinin Rakımı: 1340 m
Örnek Alınan Mevkinin Bakısı: Güneydoğu
Kızılgüney Tepenin Beyşehir Gölüne bakan GD yamaçlarında, 1250 - 1387 m rakım aralığındaki
Doğal Yayılışın Genel Tanıtımı:
doğal ve yaşlı yayılış alanı.
Örnek Alınan Koordinat:
37°47´07.5´´K-31°24´32.9´´D
Örnekleri Alan:
Dr. Said Dağdaş, Volkan Polat, Yaşar Sayar
b) Yöre halkı tarafından Yağlı Ardıç ve Geyik Ardıcı olarak adlandırılan örneklerin alındığı noktalara ilişkin
coğrafi kayıtlar da altta verilmiştir:
ANKO Kayıt Numarası:
005814
Tür Adı:
Kokulu ardıç (Yağlı ardıç - Geyik ardıcı)(Juniperus foetidissima Willd.)
Örnek Alma Tarihi:
21 Nisan 2015
Örnek Alınan Mevkinin Rakımı:
1340 m
Örnek Alınan Mevkinin Bakısı:
Güneydoğu
Doğal Yayılışın Genel Tanıtımı:
Kızılkirse Mevkiinden başlayıp Kızılgüney Tepenin Beyşehir Gölüne bakan GD
yamaçlarında, 1340 m rakımda ve yakın civardaki doğal yayılış alanı.
Örnek Alınan Koordinat:
37°47´07.5´´K-31°24´32.9´´D
Örnekleri Alan:
Dr. Said Dağdaş, Volkan Polat, Yaşar Sayar
Yapılan tesbit ve ölçümler
aşağıda verilmiştir.
a) Gölyaka-Kızılgüney Tepenin (1447 m) güneydoğu yamaçları, Rakım: 1350 m.
Genel kural olarak; dal uçlarındaki iğne yaprakların boyları
artmaktadır. Dalın daha az güneş ışığı gören gövdeye yakın
kısımlarında (dal diplerinde)
ise, iğne yaprak uzunlukları belirgin biçimde kısalmaktadır.
Dalın farklı yerlerinden seçilen iğne yaprak örneklerinde iğne yaprak boyu ölçülmüş
olup yapılan ölçüm değerleri
aşağıdadır:
İğne Yaprak Boyları (cm):
7,6 cm; 9,2 cm (en alt); 12,3 cm
(üst); 14,4 cm (üst); 15,0 cm (en
üst).
Kozalak Boyu ve En Kalın
Noktada Eni (cm): 7,5 cm; 5,0
cm.
5- SONUÇ VE ÖNERİLER
Araştırma ve tesbit çalışmasında ulaşılan bulgulara dayalı olarak
bazı öneriler altta paylaşılmıştır:
1- Beyşehir Orman İşletme Müdürlüğü orman amenajman
planları ile Kızılçamın doğal yayılışını ve silvikültürünü işleyen
eserlerde, Beyşehir Gölü Kapalı
Havzasında Kızılçamın yayılışına bugüne dek yer verilmemiştir.
2- Araştırma çalışması sonunda;
Beyşehir Gölü kıyısında da,
meşcere kuruluşuna sahip doğal Kızılçam yayılışı bulunduğu ortaya konmuştur. Meşcere
tipleri Çzd1 ve Çzcd2 şeklinde
değerlendirilmiştir (Resim 3-5).
3- Yayılış sahası ortalama 1250 m
ile 1387 m rakım aralığındadır.
4- Yaklaşık 7 ha büyüklüğündeki doğal yayılış sahası, tipik bir
“kalıntı” meşceredir.
5- Doğal yayılış sahası Beyşehir Gölü Milli Parkı sınırları
içerisinde kalmaktadır (Harita 1, 2).
6- Isparta M26b3 paftası üzerinde, coğrafi koordinat
sistemi WGS 84’e göre koordinatı (37°47´07.49´´ K31°24´32.88´´D) şeklinde
belirlenen sahanın civarındaki doğal Kızılçam yayılışı
koruma altına alınmalı, Korunan Alan Statüsü kazandırılmalıdır.
7- İlgili doğal yayılış sahası,
Beyşehir Gölü Milli Parkının
“kaynak değerleri” arasına
özellikle dahil edilmelidir.
8- Araştırma bulguları (ekosistem, tür ve meşcere tipi),
orman amenajman planlarının yenilenmesi sürecinde
meşcere tipleri güncellenerek yeni planlara işlenmelidir.
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 29
UZMAN S AH AS I
9- Silvikültür, ağaçlandırma ve
botanik ağırlıklı eserlerle Kızılçamın doğal yayılışının ele alındığı haritalarda, 2015’de tesbit
edilen doğal yayılış sahasına
mutlaka yer verilmelidir.
10- Ortaya çıkarılan yeni doğal kalıntı yayılış sahası hakkında hazırlanacak bilgi ve haritalar, Avrupa kıtası ölçeğinde Kızılçamın
doğal yayılışını tanıtan ve haritalayan http://www.euforgen.
org/ adresine resmen iletilmek
suretiyle yayılışı ilgili yayınlara
ve haritalara işlenmeli, türe ilişkin mevcut yayılış haritası güncellenmelidir.
11-Doğal yayılış sahası Tabiat Anıtı,
Gen Koruma Ormanı veya Yüksek Koruma Değerine Sahip Akdeniz Ormanı olarak tefrik edilmeli ve tohum kaynağı olarak
uygulamaya aktarılmalıdır.
12-İlgili Kızılçam meşcerelerinde,
meşcere sağlığını korumak
amacıyla silvikültürel bakım
müdahaleleri
gecikmeksizin
yapılmalıdır.
13-Genetik kirlenmenin önlenebilmesi meşcerenin genetik tabanının korunabilmesi amacıyla,
ilgili kalıntı meşcere civarında
sadece bu meşcere kaynaklı
tohumlardan üretilen fidanlarla
ağaçlandırmalar yapılmalıdır.
14-Silvikültür, Ağaçlandırma, Orman İdaresi ve Planlama Dairesi
Başkanlıkları ile Konya Orman
Böl. Müd. ve Beyşehir Orman
İşletme Müdürlüğü tarafından
düzenlenecek seminer, çalıştay,
sempozyum, vb. faaaliyetlerde “teknik gezi” programlarına
dahil edilmelidir. Böylece mesleki tanınırlık artırılmalı, yayılış
sahası yetişme muhiti envanterine yönelik çalışmalar kapsamında araştırma konularına
dahil edilmelidir.
30 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
15-Orman fakülteleri ile Botanik,
Biyoloji, Coğrafya, vb. bölümler tarafından yapılacak “teknik
gezi” programlarında da kalıntı
Kızılçam meşceresi, mutlak surette öğretim üyeleri ve öğrencilerin bilgilerine sunulmalıdır.
16-Yerinde koruma (in-situ) ve geliştirme önlemleri artırılmalıdır.
Gerekli görülmesi durumunda
ihataya alınmalıdır.
17-Beyşehir başta olmak üzere
farklı orman işletme müdürlüklerinde; Beyşehir-Gölyaka-Kızılgüney yayılışını temsil eden,
“yetişme yeri dışında (ex-situ)
koruma amaçlı” “tohum plantasyonları” tesis edilmeli ve bu
tür ağaçlandırmalar orman
amenajman planları dahil, kayıtlara geçirilmelidir.
18-Beyşehir-Gölyaka orijinli kalıntı
Kızılçam yayılışının tohum bahçesi tesis edilmelidir.
19-Oldukça soğuk ve karasal iklim koşullarının hakim olduğu
Beyşehir Gölü Kapalı Havzasında doğal olarak bulunduğu belirlenen Kızılçam kalıntı
meşceresinden toplanan tohumlardan yetiştirilecek olan
fidanlar, Göller Yöresinde ve
yarı kurak koşulların baskın
olduğu ekosistemlerde hem
ağaçlandırmalarda, hem de
kent ormancılığında, arboretumlarda, mezarlıklarda, toplu
konut yerleşkelerinde, üniversite yerleşkelerinde, vb. yerlerde
yaygın biçimde kullanılmalı, tür
karışımına yoğun biçimde dahil
edilmelidir. Özel ağaçlandırmaları da teşvik edilmelidir.
20-Doğal yayılış sahasını tanıtmak
amacıyla Tanıtım Levhaları hazırlanmalı, ana ve tali yol kenarlarına yerleştirilmelidir.
21-İlgili doğal yayılış sahası; araştırma enstitüleri, fakülteler ve
uygulama birimlerinin işbirliği
ile çok yönlü araştırma çalışmalarına konu edilmelidir.
Not: Beyşehir Orman İşletme
Müdürlüğünde, iki ayrı noktada
(gölün güneyindeki Yeşildağ Orman İşletme Şefliği (Isparta N26b2
paftası) ile gölün batısındaki Beyşehir Gölü Milli Parkı içinde (Isparta
M26b3 paftası) yeni tesbiti yapılan
doğal kızılçam yayılışları ile, gölün
güneyinde kalan Beyşehir Orman
İşletme Şefliği sınırları içindeki
Ağılönü köyü civarında çok geniş
sahalarda yayılış gösteren Kermes meşesinin (Konya M27c1 ve
M27d2 paftaları) yine ilk kez tesbitini işleyen makaleler iki ayrı makaleye konu edilmiştir.
Teşekkür: Öncelikle, hafta sonu
pikniği sırasında cep telefonuna
kaydettiği ancak türünü bilmediği resimleri göstererek Kızılçamın
varlığının ilk işaretlerini aldığım
Beyşehir-Gölyaka’lı 32 yıllık işletme
müdürlüğü çalışanı 1968 doğumlu
Yaşar Sayar’a teşekkür ederiz.
Makale hazırlığında başvurulan orman amenajman planlarının
temini, incelenmesi ve bilgisayar
ortamında konum tesbitinde sabırla katkı veren, Orman İdaresi ve
Planlama Dairesi Başkanlığı Şube
Müdürleri Yavuz Öztürk ve Ali Özel
ile Fatih Sarıçam ve Başmühendis
Yılmaz Ceylan’a ayrı ayrı teşekkür
ederiz. Ayrıca Isparta Orman Bölge
Müdürlüğü Silvikültür Şube Müdürü Ahmed Şahan, Planlama Şube
Müdürü Hayrullah Yıldırım ile mühendis Bircan Arıkan Tekin’e katkıları nedeniyle teşekkür ederiz (21
Temmuz 2015).
6- KAYNAKÇA
Akkemik, Ü. (editör), 2014:
Türkiye’nin Doğal-Ekzotik Ağaç ve
Çalıları - 1 (Gymnospermler – Angiospermler) (A-G). Orman Genel Müdürlüğü Yayını, Yapım: CTA Ltd., 736 s.
Anonim, 1985: Anamas Bölgesi
Amenajman Planı. 2. Yenileme (Isparta
Orman Bölge Müdürlüğü, Beyşehir Orman İşletme Müdürlüğü, A-Karaçam İşletme Sınıfı (1985-2004), Uygulama Süresi (1985-1994), OGM-Orman İdaresi ve
Planlama Dairesi Başkanlığı-24/5/1985,
178 sayfa + Ekleri, Ankara.
Anonim, 1987: Kızılçam. El Kitabı
Dizisi. Ormancılık Araştırma Enstitüsü
Yayınları, Muhtelif Yayınlar Serisi, Ertem
Matbaacılık, Ankara, 182 s.
Anonim, 1998a: Kızıldağ Milli Parkı Orman Amenajman Planı - II. Yenileme (Isparta Orman Bölge Müdürlüğü,
A-Milli Park İşletme Sınıfı, Plan Uygulama Süresi 10 Yıldır). OGM-Orman
İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı-17/7/1998, 279 sayfa + Ekleri, Ankara.
Anonim, 1998b: Kurucuova Orman
Amenajman Planı-III. Yenileme (Konya
Orman Bölge Müdürlüğü, A-Karaçam İşletme Sınıfı (1997-2016), Plan Uygulama
Süresi 10 Yıldır). OGM-Orman İdaresi ve
Planlama Dairesi Başkanlığı-13/7/1998,
179 sayfa + Ekleri, Ankara.
Anonim, 1998c: Şarkikaraağaç
Orman Amenajman Planı-I.Yenileme
(Isparta Orman Bölge Müdürlüğü,
A-Karaçam İşletme Sınıfı (1997-2016),
Plan Uygulama Süresi 10 Yıldır). OGMOrman İdaresi ve Planlama Dairesi Başkanlığı-17/7/1998, 137 sayfa + Ekleri,
Ankara.
Anonim, 1993a: Beyşehir Orman
İşletme Şefliği Amenajman Planı-I.Yenileme (Konya Orman Bölge Müdürlüğü,
Beyşehir Orman İşletme Müdürlüğü,
OGM-Orman İdaresi ve Planlama Dairesi
Başkanlığı-12/08/1993, 230 sayfa + Ekleri, Ankara.
Anonim, 1993b: Isparta İli, Şarkikaraağaç İlçesi Sınırları İçinde Bulunan Kızıldağ Yöresi ile Konya İli, Beyşehir İlçesi
Sınırları İçinde Bulunan Beyşehir Gölü
ve Çevresinin Milli Park Olarak Belirlenmesi Hakkında Karar. 20.02.2003 tarih
ve 21502 sayılı Resmi Gazete.
Anonim, 1993c: Yeşildağ Orman
İşletme Şefliği Muhafaza Ormanı Amenajman Planı-I. Yenileme (Konya Orman
Bölge Müdürlüğü, Beyşehir Orman İşletme Müdürlüğü, A-Karaçam İşletme
Sınıfı (1993-2012), B-Baltalık İşletme Sınıfı (1993-2022), Uygulama Süresi 10 Yıl.
OGM-Orman İdaresi ve Planlama Dairesi
Başkanlığı-9/7/1993, 223 sayfa + Ekleri,
Ankara.
Anonim, 2012: Forest Inventory
Results - 2012. Published by General
Directorate of Forestry-Forest Management and Planning Department, Printed by General Directorate of Meteorology, 17 s.
Anonim, 2015a: OGM-ENVANİS
Veri Tabanı-2015.
Anonim, 2015b:Gen
Koruma
Ormanları.http://ortohum.ogm.gov.
tr/SiteAssets/Sayfalar/Gen-KorumaOrmanlari
Atalay, İ., Sezer, L.İ., ve Çukur,
H., 1998: Kızılçam (Pinus brutia Ten.)
Ormanlarının Ekolojik Özellikleri ve Tohum Nakli Açısından Bölgelere Ayrılması. Orman Bakanlığı Orman Ağaçları ve
Tohumları Islah Araştırma Müdürlüğü
Yayın Nu.: 6, Baskı: Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 108 s.
Atalay, İ., 2014: Türkiye’nin Ekolojik
Bölgeleri (Ecoregions of Turkey). Orman
ve Su İşleri Bakanlığı - Orman Genel
Müdürlüğü Yayınları, Baskı: Meta Basım
Matbaacılık Hizmetleri, İzmir, 496 s.
Birler, A.S., 2009: Endüstriyel Orman Ağaçlandırmaları. Düzce Üniversitesi Orman Fakültesi Yayın Nu.: 4, ENAT
A.Ş. Katkılarıyla Basılmıştır, Baskı ve Cilt:
Özlem Matbaası, İzmit, 256 s.
Boydak, M., Dirik, H., ve Çalıkoğlu, M., 2006: Kızılçamın (Pinus brutia
Ten.) Biyolojisi ve Silvikültürü. OGEMVAK İşletme Müessesesi Yayınları, Baskı:
Lazer Ofset Matbaa Tesisleri San. Tic. Ltd.
Şti., Ankara, 364 s.
Boydak, M., ve Çalışkan, S., 2014:
Ağaçlandırma. OGEM-VAK İşletme Müessesesi Yayınları, Baskı: Baskı: CTA Tanıtım Rek. Hiz. Org. Basın Yayın Bil. San. ve
Tic. Ltd. Şti., Ankara, 712 s.
Carus, S., ve Çatal, Y., 2012: Burdur Yöresi Orman İsletmeciliğinin Temel
Özellikleri, Sorunları ve Çözüm Önerileri, MAKÜ FEBED 3 (1): 53-59 (2012), s.
53-59.
Dağdaş, S., 1998: Hızlı Gelişen Tür
Kapsamında İç Anadolu Bölgesinde Ele
Alınması Gereken Türler-Ankara’da Kurulu Kızılçam Orijin Denemesinin İlk On
Yıllık Ara Sonuçları Işığında Değerlendirmeler. Hızlı Gelişen Türlerle Yapılan
Ağaçlandırma Çalışmalarının Değerlendirilmesi ve Yapılacak Çalışmalar, Work-
shop, 8-9 Aralık 1998, Orman Bakanlığı
Yayın Nu.: 083, s. 269-284, Lazer Ofset
Matbaa Tesisleri, Ankara, 375 s.
Dağdaş, S., Kırış, R., ve Ateş, M.,
2006: Kızıldağ Millî Parkı Orman Amenajman Planı Uygulamaları Örneğinde
Korunan Alan Yaklaşımına Dönük Değerlendirmeler. “Evaluations in regard
to the applications of forest management
plan made for operational in Kızıldağ National Park/Isparta” (Protected Land Approach), I. Uluslararası Beyşehir ve Yöresi
Sempozyumu (11-13 MAYIS 2006)-Beyşehir-KONYA, Bildiri Özetleri Kitapçığı,
s. 61, 97 s.; Bildiriler Kitabı, s. 437-455,
Beyşehir, 785 s. (Not: İlgili makale, 2007
yılında, Orman Mühendisliği Dergisi, Yıl:
44, Sayı: 4-5-6 ve 7-8-9’da yayımlanmıştır.).
Gökmen, H., 1970: Açık Tohumlular (Gymnospermae). Alkan Matbaası,
Ankara, 578 s.
Kantarcı, M. D., 2005: Türkiye’nin
Yetişme Ortamı Bölgesel Sınıflandırması
ve Bu Birimlerdeki Orman Varlığı ile Devamlılığının Önemi. İ. Ü. Yayın Nu.: 4558,
Orman Fakültesi Yayın Nu.: 484, İ.Ü. Basım ve Yayınevi Müdürlüğü, İstanbul,
321 s.
Kılıç, M., ve Güner, Ş. T., 2000:
Gölhisar Kızılçam Meşcereleri. Orman
Mühendisliği Dergisi, Yıl: 37, Sayı: 5, s.
18-21, Ankara.
Özkan, K., ve Kantarcı, M. D.,
2008: Beyşehir Gölü Havzası’nın Orman
Yetişme Ortamı Alt Bölgeleri ve Yöreleri
Grupları. Süleyman Demirel Üniversitesi
Orman Fakültesi Dergisi Seri: A, Sayı: 2,
Yıl: 2008, ISSN: 1302-7085, Sayfa: 123135.
Saatçioğlu, F., 1976: Silvikültür I Silvikültürün Biyolojik Esasları ve Prensipleri. II. Baskı, İ. Ü. Yayın Nu.: 2187, İ. Ü.
Orman Fakültesi Yayın Nu.: 222, Sermet
Matbaası, İstanbul, 422 s.
Ürgenç, S., 1998: Ağaçlandırma
Tekniği – Yenilenmiş ve Genişletilmiş
İkinci Baskı, İ. Ü. Rektörlüğü Yayın Nu.:
3994, Orman Fakültesi Yayın Nu.: 441,
Emek Matbaacılık, İstanbul, 600 s.
Yamanlar, O., Üner, Z., Kütahyalı,
O., Küçükkoca, A. H., ve Yaltırık, F.,
1961: Kirmir ve Aladağ Çayları (Sakarya)
Havzalarında Vuku Bulan Toprak Erozyonu ve Sarıyer Barajının Siltasyondan
Korunması İmkanlarına Dair Araştırmalar, E.İ.E.İ. Ankara Neşriyatı (Rapor Tarihi:
1958).
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 31
ÜYEL ER İ Mİ ZD EN
SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMANIN YENİ AMAÇLARI VE ORMANCILIK
Serdar Yegül
Orman Mühendisi
Bu yazıda, 2015 yılında güncellenen sürdürülebilir kalkınma amaçları ve bu
amaçlar içerisinde ormancılığı doğrudan ilgilendiren amaca ve bu amaç altındaki
hedeflere yer verilecek; ilaveten, konuya ilişkin bir değerlendirme yapılacaktır.
GİRİŞ
Bilindiği üzere, 2000 yılında
Birleşmiş Milletler (BM) Binyıl
Deklarasyonunu kabul ederek
tüm dünyaya sekiz Binyıl Kalkınma Amacını duyurmuştur. 20002015 yılları arasında tüm ülkeler
ve uluslararası kuruluşlar, bu sekiz
amaca göre kendi politika, strateji,
plan ve programlarını düzenlemiş
ve faaliyetler gerçekleştirmiştir.
Şimdi, sekiz Binyıl Kalkınma
Amacını sıralayarak sizi biraz geçmişe götürelim!
1. Aşırı yoksulluğu ve açlığı
ortadan kaldırmak; 2. Herkes için
evrensel ilköğretim sağlamak; 3.
Cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi; 4. Çocuk ölümlerini
azaltmak; 5. Anne sağlığını iyileştirmek; 6. HIV/AIDS, sıtma ve diğer
hastalıklarla mücadele; 7. Çevresel sürdürülebilirliği sağlama; 8.
Kalkınma için küresel bir ortaklık
kurmak şeklinde belirlenmiştir.
BM; sözkonusu sekiz amacı
ve 2014-2015 yıllarında tüm dünyada gerçekleştirilen faaliyetleri
dikkate alarak bir değerlendirme
yapmış ve anılan sekiz amacı güncelleyerek, 2030 Sürdürülebilir
Kalkınma Gündemi içerisinde 17
Sürdürülebilir Kalkınma Amacı
(goal) ve bu amaçların altında 169
hedefi (target) kabul etmiştir.
Buna göre tüm ülkelerin ve
uluslararası kuruluşların yapması gereken şey, güncellenen 17
32 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
amaca göre, kendi politika, strateji, plan ve programlarını düzenlemektir.
2015’te BM’nin Sürdürülebilir
Kalkınma Amaçları 8’den 17’ye
çıkmıştır!
Şimdi, güncellenen 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacını
sıralayalım!
2030 SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA GÜNDEMİNDE Kİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AMACI: Amaç 1. Her yerde ve her biçimdeki yoksulluğu sona erdirmek;
Amaç 2. Açlığı sona erdirmek;
gıda güveliğini ve daha iyi beslenmeyi sağlamak ve sürdürülebilir
tarımı daha üst noktalara çıkarmak;
Amaç 3. Sağlıklı hayatlar sağlamak ve her yaştaki herkes için
refahı yaymak;
Amaç 4. Herkesi içine alan ve
eşit kalitede bir eğitim sağlamak
ve herkes için hayat boyu öğrenme imkânlarına destek vermek;
Amaç 5. Cinsiyet eşitliğini yerine getirmek ve tüm kadın ve kızları güçlendirmek;
Amaç 6. Suya ve sağlık hizmetlerine herkesin erişebilirliğini
ve onların sürdürülebilir yönetimini sağlamak;
Amaç 7. Satın alınabilir, güvenilir, sürdürülebilir ve modern
olan enerjiye herkesin erişmesini
sağlamak;
Amaç 8. Herkes için devamlı, kapsayıcı ve sürdürülebilir
ekonomik büyümeyi, tam ve verimli istihdamı ve uygun işi geliştirmek;
Amaç 9. Dirençli bir altyapı
inşa etmek, kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmeyi teşvik etmek
ve yenilikçiliği desteklemek;
Amaç 10. Ülke içindeki ve
ülkeler
arasındaki
eşitsizliği
azaltmak;
Amaç 11. Kapsayıcı, güvenilir, dirençli ve sürdürülebilir
olan şehir ve insan yerleşimleri
yapmak;
Amaç 12. Sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarını sağlamak;
Amaç 13. İklim değişikliği ve
onun etkileriyle mücadele etmek
için acilen eyleme geçmek;
Amaç 14.
Sürdürülebilir
kalkınma
için
okyanusları,
denizleri ve deniz kaynaklarını
korumak ve onları sürdürülebilir
bir şekilde kullanmak;
Amaç 15. Karasal ekosistemlerin sürdürülebilir kullanımına
sahip çıkmak, onarmak ve teşvik
etmek; ormanları sürdürülebilir
bir şekilde yönetmek; çölleşmeyle
mücadele etmek; arazi bozulmasını durdurmak ve tersine
çevirmek, ve biyoçeşitlilik kaybını
durdurmak;
Amaç 16.
Sürdürülebilir
kalkınma için barışçı ve kapsayıcı
toplumları teşvik etmek; herkesin
adalete erişimini sağlamak ve tüm
düzeylerde etkili, hesap verebilir
ve kapsayıcı kurumlar oluşturmak;
Amaç 17. Sürdürülebilir kalkınma için uygulama araçlarını
güçlendirmek ve küresel ortaklığı
canlandırmak.
Ormancılıkla doğrudan ilgili
Sürdürülebilir Kalkınma Amacı:
Amaç 15. Karasal ekosistemlerin sürdürülebilir kullanımına
sahip çıkmak, onarmak ve teşvik
etmek; ormanları sürdürülebilir
bir şekilde yönetmek; çölleşmeyle mücadele etmek; arazi bozulmasını durdurmak ve tersine
çevirmek, ve biyoçeşitlilik kaybını
durdurmak;
Y
Ormancılıkla doğrudan
ilgili Sürdürülebilir
Kalkınma Amacı:
Amaç 15. Karasal
ekosistemlerin
sürdürülebilir
kullanımına sahip
çıkmak, onarmak ve
teşvik etmek; ormanları
sürdürülebilir bir şekilde
yönetmek; çölleşmeyle
mücadele etmek; arazi
bozulmasını durdurmak
ve tersine çevirmek, ve
biyoçeşitlilik kaybını
durdurmak;
Y
Yukarıda sıralanan amaçlar
incelendiğinde, “Amaç 15”in, ormanlar ve ormancılığı doğrudan
ilgilendirdiği görülmektedir. O halde, hiç beklemeden, “Amaç 15”i ve
altındaki bağlantılı hedefleri de sıralayalım!
ORMANLAR VE ORMANCILIKLA DOĞRUDAN İLGİLİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AMACI
VE BAĞLANTILI
HEDEFLERİ:
Amaç 15. Karasal ekosistemlerin sürdürülebilir kullanımına
sahip çıkmak, onarmak ve teşvik
etmek; ormanları sürdürülebilir
bir şekilde yönetmek; çölleşmeyle
mücadele etmek; arazi bozulmasını durdurmak ve tersine çevirmek ve biyoçeşitlilik kaybını durdurmak;
Hedef 15.1 2020’ye kadar,
uluslararası anlaşmalar altındaki
yükümlülükler
doğrultusunda,
özellikle ormanlar, sulak alanlar,
dağlar ve kurak alanlar olmak
üzere, karasal ve ülkenin iç kısımlarındaki tatlı su ekosistemlerinin
ve bu ekosistemlerin sunduğu
hizmetlerin korunmasını, onarımını ve sürdürülebilir kullanımını
sağlamak;
Hedef 15.2 2020’ye kadar,
tüm orman tiplerinin sürdürülebilir yönetimi ile ilgili uygulamaları
teşvik etmek, ormansızlaşmayı
sona erdirmek, bozulmuş ormanları onarmak ve küresel olarak
orman kurma ve ağaçlandırmayı
büyük ölçüde arttırmak;1
Hedef 15.3 Çölleşmeyle
mücadele
etmek,
çölleşme,
kuraklık ve taşkından etkilenmiş
alanlar dâhil bozulmuş arazi ve
toprakları onarmak, dünyada arazi bozulmasının dengelenmesini
başarmak için çabalamak;
Amaç 15, Hedef 15.3:
Çölleşmeyle mücadele
etmek, çölleşme, kuraklık
ve taşkından etkilenmiş
alanlar dâhil bozulmuş
arazi ve toprakları
onarmak, dünyada
arazi bozulmasının
dengelenmesini başarmak
için çabalamak;
Hedef 15.4 Sürdürülebilir
kalkınmanın temeli olan faydaları sağlamak için dağ ekosistemlerinin kapasitelerini geliştirmek
amacıyla, onların biyoçeşitliliğini
de içine alacak şekilde, dağ ekosistemlerinin korunmasını sağlamak;
Hedef 15.5 Doğal yaşama ortamlarının bozulmasını azaltmak
için acil ve ciddi eylemler yapmak,
biyolojik çeşitlilik kaybını sona
erdirmek ve 2020’ye kadar, nesli
tehlike altındaki türleri korumak
ve tükenmesini önlemek;
Hedef 15.6 Genetik kaynakların kullanımından doğan faydaların adaletli ve hakkaniyete uygun
1 15.3 nolu Hedef’e, Ekim 2015’te, ülkemizde (Ankara) gerçekleştirilen BM Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 12. Taraflar Konferansında
(COP 12) sürekli atıf yapılmıştır.
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 33
ÜYEL ER İ Mİ ZD EN
olarak paylaşılmasını teşvik etmek
ve uluslararası olarak hemfikir kalındığı üzere, böyle kaynaklara erişimi teşvik etmek;
Hedef 15.7 Flora ve faunanın
korunan türlerinin izinsiz avlanmasını ve kaçakçılığını sona erdirmek için acil eyleme geçmek ve
yasadışı yaban hayatı ürünlerinin
hem talebini hem de arzını ele almak;
Hedef 15.8 2020’ye kadar,
kara ve su ekosistemlerinde yayılmacı yabancı türlerin etkilerini
ciddi derecede azaltmak ve bu
türlerin girişini önlemek için önlemleri tanıtmak ve öncelikli türleri kontrol etmek ve yok etmek;
Hedef 15.9 Ekosistem ve biyoçeşitlilik değerlerini; ulusal ve
yerel planlamaya, kalkınma süreçlerine, yoksulluğu azaltma stratejilerine ve hesaplara entegre
etmek;
Hedef 15 a Biyoçeşitlilik ve
ekosistemlerin korunması ve sürdürülebilir kullanımı için tüm
kaynaklardan finansal imkanları
harekete geçirmek ve ciddi derecede arttırmak;
Hedef 15.b Sürdürülebilir
orman yönetimini finanse etmek için tüm düzeylerde ve tüm
kaynaklardan ciddi miktarda olanağı harekete geçirmek, koruma
ve ağaçlandırma dahil böyle bir
yönetimi geliştirmek için gelişmekte olan ülkelere yeterli teşvikte bulunmak;
Hedef 15.c Sürdürülebilir geçim fırsatlarını takip etmek için
yerel toplumların kapasitelerini
arttırmayı da içine alacak şekilde,
korunan türlerin izinsiz avlanması
ve kaçakçılığı ile mücadele etmek
için küresel destek çabalarını arttırmak.
17 Sürdürülebilir Kalkınma
Amacı içerisinde ormancılığı doğrudan ilgilendiren “Amaç 15” ve
bağlantılı hedefler olduğu gibi,
ormancılığı dolaylı yoldan ilgilen-
34 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
diren pek çok amaç ve bağlantılı
hedefler de bulunmaktadır. Yazıyı uzatmamak amacıyla “dolaylı
amaçlar” buraya alınmamıştır.
Şimdi yazının değerlendirme
kısmına geçelim!
DEĞERLENDİRMELER
BM tarafından 2000 yılında kabul edilen sekiz amaç, geçen zaman içinde geliştirilerek ve revize
edilerek 2015 yılında on yedi amaca çıkarılmıştır. Önceki ve mevcut
amaçlar içerik bakımından kıyaslandığında birbirlerine oldukça yakın olduğu görülmektedir.
Amaçlarda yapılan bu revizyon
önemli bir ilerleme olarak değerlendirilebilir. Örneğin, önceki
amaçlarda ormanlar ve ormancılık
konularına çevre konuları altında,
ima edilerek yer verilirken, şimdiki
amaçlarda net ifadeler kullanılarak yer verilmiştir.
Dünyanın 2015-2030 arası
gündemi, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi olduğuna göre,
BM’ye bağlı tüm kurum, kuruluş, program ve sekretaryaların,
kendi görev alanlarını (scope) ve
“2030 Gündemi”ni dikkate alarak
kendi plan ve programlarını yeniden formüle etmeleri gerekmektedir. Diğer taraftan, tüm dünya
ülkelerinin de, başta kalkınma
programları olmak üzere, tüm
plan ve programlarını “2030 Gündemi” doğrultusunda yeniden
formüle etmeleri gerekmektedir.
Örneğin ülkemizin, ‘Türkiye Ulusal Ormancılık Programı’nı (20042023), “2030 Gündemi” dikkate
alınarak revize edilmesi gerekmektedir.
Son düşünceleri belirterek yazıyı tamamlayalım!
2000-2015 yılları arasında; bir
taraftan açlıkla mücadelede diğer
taraftan aşı kampanyaları yoluyla sıtma ve AIDS ile mücadelede
önemli başarılar elde edilmiştir.
Keza, mikro krediler verilerek fakirlikle mücadelede de önemli
ilerlemeler kaydedilmiştir. Ormanlar ve ormancılık konuları ile
ilgili olarak ise; “ekosistem hizmetleri” üzerine yapılan çalışmalarda,
açık ve net hedef konulmuş, böylece net ilerlemeler sağlanmıştır.
İklim değişikliğine adaptasyon
konusunda da keza, çok önemli
başarılar elde edilmiş; böylece
dünya kamuoyunun iklimle ilgili
farkındalığı arttırılmıştır. Bu ilginin gelecekte, biyolojik çeşitlilik
ve çölleşmeyle mücadele konularına, dolayısıyla orman ve ormancılık konularına yansıması kaçınılmaz olacaktır.
R
ALTIN DİŞLİ REŞO
Reşo Güneydoğuda küçük bir kasabada yaşıyordu. Demir parmaklıklı
dükkanında kuru gıdalar, tahin, pekmez satıyordu. Oğlu Sedri inşaatlarda
çalışıyor birlikte geçinip gidiyorlardı.
Reşo sempatik, samimi, güleryüzlü biriydi, güldüğü zaman sesi üç
dükkan öteden duyuluyordu. Bir dişi
altın kaplama olduğu için herkes ona
–Altın dişli Reşo- diyordu.
Son zamanlarda Reşo geceleri
dışarıda bazı ayak sesleri, gündüzleri
görünüp kaybolan gölgeler görmeye
başladı. İçindeki ses ona kötü şeyler
olacağını söylüyordu.
Ağustos sıcağında bir gün yılanlar
deliklerinden çıktı. Köylere kasabalara
yöneldiler. Önlerine çıkan insanlara
saldırdılar. İnsanlar korunmak için yerden aldıkları taşları yılanlara fırlattılar.
Yılanların yalnız olmadığı, arkalarında
bir terör örgütü bulunduğu sonradan
anlaşıldı. Bu defa terör örgütü devreye girdi. Engel olmak isteyen güvenlik
güçlerine pusular kurdu, karakolları
kundakladı, köylere, kasabalara ulaştı. Taraftar bulmaya, gençleri dağa çıkarmaya başladı. Reşo’nun oğlunu da
götürmek istediler. Reşo direndi vermedi. Oğlunu dükkanına yanına aldı,
gözünü ondan ayırmadı.
Terörle mücadele yıllar sürdü. Çok
kayıplar verildi. Biter gibi oldu yeniden
başladı. Sonuçta demir paslanmıştı.
Pas demiri yemeye devam ediyordu.
Yetkililer analar ağlamasın diye –
çözüm sürecini- başlattılar.
Çözüm süreci kapalı bir kutuydu.
İçinde ne olduğunu kimse bilmiyordu.
Kutuda herkesi mutlu edecek hediyeler olduğu söyleniyordu. Herkes kutuyu sahiplendi, hediyeleri beklemeye
başladı.
Bekleme uzun sürdü, örgüt bu süreci kendi lehine iyi değerlendirdi.
Kasabaya silah ve cephane depoladı, tuzaklar kurdu, hendekler kaza-
Şefik BİNGÖL
Orman Yük.Müh.
rak mahalleleri kuşattı. Mahalle sakinleri –Ya bunlar devamlı kalırlarsa!!- Ya
bunlar bırakıp giderlerse!!- diye korkmaya başladı.
Bekleyiş 7 Haziran 2015 seçimlerine kadar sürdü. Seçim sonrası yetkililer kutuyu buzdolabına koydular.
Örgüt kutuyu ele geçirmek için
saldırıya geçti. Okullar, hastaneler,
camiler kundaklandı, şehitler, şehitler
geldi.
Sesler yükselmeye başladı. Bu sesler insanların çığlıkları, çocukların ağlama sesiydi.
Sedri dükkana geldiğinde, babasını eli şakağında dalgın, tahta sandalyede oturuyor buldu. Baba iyi misin?
Diye sordu. Reşo kafasını iki yana
salladı, kalktı Sedri’ye iyice yaklaştı
elini omzuna koydu. Oğul bu hapishaneden kaçıp kurtulmamız gerek.
Hazırlıklara başladım, bunu gerçekleştirmemiz gerek. Şimdi ben çıkıyorum,
sen de akşam hava kararmadan evde
ol diyerek dükkandan ayrıldı.
Akşam saat 5 oldu, 6 oldu, 7 oldu,
Sedri eve gelmedi. Reşo dükkana koştu. Dükkan kapalıydı. Meydandaki
kahveye gitti. Kahveci Sedri’yi görmediğini, çatışma olduğunu, yaralıların
hastaneye götürüldüğünü söyledi.
Reşo soluk soluğa hastaneye koştu.
Onu acil servise gönderdiler. Yaralılar
arasında oğlunu göremedi. Görevliye
titrek sesle Sedri’yi sordu. Görevli başını önüne eğdi, bir süre sessiz kaldı, ne
söyleyeceğini bilemedi. Reşo’nun dizlerinin bağı çözüldü, gözleri büyüdü.
Görevli kendini toparladı, alçak sesle
başın sağolsun Sedri kurtarılamadı
diyebildi.
Reşo sinir krizleri geçirdi. Oğlum
terörist değildi, oğlumu kim öldürdü,
kim öldürdü diye bağırmaya başladı.
Sesi hastane duvarlarında yankılandı. Güvenlik görevlileri koştular,
Reşo’yu sakinleştirmeye, çıkış kapısına
götürmeye çalıştılar. Reşo güvenlik
görevlilerinin kollarında ağlamaya
devam etti. Doktor Reşo’yu göründe
tanıdı. Kendi odasına götürmelerini
söyledi. İğneler yapıldı, ilaçlar verildi,
gün sabah oldu. Öğlene doğru Reşo
kendine geldi, nerede olduğunu hatırlayabildi.
Öğlende akrabaları Sedri’nin tabutunu omuzlayarak mezarlığın yolunu tuttular. Reşo tabutun peşinden
koşarak –OĞLUM KORKMA BEN BURDAYIM, YANINDAYIM- diyerek onları
mezarlığa kadar takip etti.
Reşo artık rüzgara karşı direnen
bir kavak ağacı gibiydi, titriyordu. Yine
de faili bulmakta kararlıydı. Avukatıyla
polise, adliyeye gitti. Görgü şahitlerine, kamera kayıtlarına, kaçarken dar
sokakta arkadan vurulan fotoğraflara
ulaştı. Bir türlü faile ulaşamadı.
Reşo bir daha dükkanını hiç açmadı. Gündüzleri evde köşedeki sandalyeye oturdu. Ayaklarının ucuna
toprağa baktı. Geceleri kan, ter içinde
uyandı, bir daha uyuyamadı. Karısı
Reşo kader, biraz zaman, biraz sabır
dedi. Teselli edemedi.
Cuma günü Reşo gece yarısına kadar bekledi, uyuyamadı, sabrı tükendi. Evden çıktı doğru mezarlığa gitti.
Geceyi orada geçirdi. Şafak vakti evin
yolunu tuttu. Ayakları onu dar sokağa
götürdü. Sokakta ölüm kokusu vardı.
Sokağın iki tarafında silah sesleri yankılanıyordu. Reşo aldırmadı. Sokağın
ortasına tam da oğlunun öldüğü yere
kadar yürüdü. Durdu, oraya oturdu.
Kollarını gökyüzüne kaldırdı ellerini
açtı –OĞLUM KORKMA BEN BURDAYIM, YANINDAYIM- diye bağırmaya
başladı. Durmadan tekrarladı.
Birden bire silah sesleri sustu, sokak köpekleri havlamaya başladı. Sabahleyin dar sokaktan geçenler, kolları gergin elleri açık, gözleri kapalı vaziyette Reşo’yu yol ortasında buldular.
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 35
ÜYEL ER İ Mİ ZD EN
50 YIL ÖNCE BUGÜN
“Orman Mühendisliği”
36 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 37
H AB ER L ER
Merkez Şube
Orman Mühendisleri Odası Merkez Şubesi Ormancılık
Haftasında Fidan Dikim Faaliyeteri Gerçekleştirdi
23 Mart 2016 Çarşamba
günü Orman Mühendisleri Odası Merkez Şubesi
tarafından MTA Kreş, etüt
ve anaokulu öğrencilerine, Ormancılık Haftası
etkinlikleri çerçevesinde
orman, çevre ve ormancılık
hakkında Şube Başkanı
Mustafa ÜNER tarafından
sunum yapıldı. Bu sunumda öğrencilere, ormanın ve
çevrenin anlamları, faydaları, ormana ve çevreye verilen zararların engellenmesi,
orman sevgisi, ormanların
önemi, ormanların korunması ve bu faaliyetlerde etkin rol alan Orman
Mühendislerinin
yaptığı
işler hakkında önemli bilgiler verildi. Öğrencilere
fidan dikimi görsel ve uygulamalı olarak anlatıldı.
MTA Genel Müdür Yardımcısı Ercan DEMİRYÜREK ve İMİ
Dairesi Başkanı Halil ONUR’
un da iştirak ettiği etkinliklerde, MTA yerleşkesine 300
adet tüplü fidan öğrenciler
ile beraber dikildi. OMO
Merkez Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri Mustafa ÜNER,
Hakan TAN, M.Taha BERBER
ile OMO Çankırı İl temsilcimiz Burcu ERİCEKLİ, öğrencilere ayrı ayrı dikim kurallarını anlatarak çocuklara
eşlik ettiler. MTA Genel Müdürlüğü yetkilileri etkinliğimizden duydukları memnuniyeti dile getirdiler ve
gelecek yıllarda da tekrarını
beklediklerini söylediler.
38 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
İstanbul Şube
Yapıda Ahşap ve Ahşap Ürünleri Fuarı
İstanbul
Kongre
Merkezi
Harbiye’de düzenlenen Yapıda Ahşap ve Ahşap Ürünler fuarında meslektaşlarımızla buluştuk.
18 – 21 Şubat 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilen Yapıda Ahşap
ve Ahşap Ürünler 2016 fuarında açmış olduğumuz standa meslektaşlarımız yoğun ilgi göstermiş, kendileriyle yapılan bire bir görüşmelerde
mesleğin ve meslektaşların sorunları
ve çözümleri değerlendirilmiştir.
ÜCRETSİZ ORMANCILIK
UYGULAMALARININ CAD TABANLI PROJE HAZIRLAMA YAZILIMI
EĞİTİMİ
Orman Mühendisleri Odası
Eğitim Faaliyetleri kapsamında
Nisan ayı içerisinde fakültemizde
ücretsiz Ormancılık uygulamalarının CAD tabanlı proje hazırlama
yazılımı eğitimi düzenlenecektir.
Eğitim 3 ayrı grup halinde 08 – 25
Nisan 2016 tarihleri arasında gerçekleştirilecektir.
“UYANDIRMA SERVİSİ”
Orman Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu
II. Başkanı Sayın Doç. Dr. Osman
Devrim ELVAN, 24.03.2016 Perşembe günü KRT (Kültür Radyo
Televizyon) kanalı “Uyandırma
Servisi” programında “Yeryüzünün Nabzı”nın konuşulduğu bölümde yer almış, değerli görüşlerini bildirmiştir.
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 39
H AB ER L ER
ORMAN ENDÜSTRİ SEKTÖRÜNDE ÇOK İŞ VAR!!!!!!
Antep, Orman Fakiri Bir Kent Konumunda
Orman Mühendisleri Odası
Gaziantep ve Kilis Bölge Temsilcisi
Halil Gökpınar, son yıllarda HES’ler
ve maden aramalar yüzünden ormanların hoyratça tahrip edildiğine dikkat çekerken, Gaziantep sınırları içerisinde bulunan Huzurlu
Yaylası’nın barındırdığı fauna ve
flora türleri bakımından mutlaka
Milli Park ilan edilerek koruma
altına alınması gerektiğini vurguladı
Orman Mühendisleri Odası
Gaziantep ve Kilis Bölge Temsilcisi Halil Gökpınar, Türkiye topraklarının yüzde 27’nin ormanlarla
kaplı olduğunu söylerken, Avrupa ülkelerinde bu ortalamanın
yüzde 35 düzeyinde olduğunu,
hatta Avusturya’da yüzde 47,
40 ORMAN MÜHENDİSLİĞİ OCAK/ŞUBAT/MART 2016
Finlandiya’da yüzde 68 olduğunu
belirtti. Gaziantep’in durumu ise
Türkiye ortalamasının epeyce gerisinde. Yalnızca yüzde 16... Gök-
pınar, son yıllarda ağaçlandırma
çalışmalarının yapıldığını, ancak
bunların yetersiz olduğunu ifade
ediyor.
Bölge Teksilceliği
Orman Mühendisleri Odasının sektördeki Orman Endüstri Mühendisi talebine dair somut verilerinin ve sektörün mühendislerde aradığı özelliklerin
paylaşıldığı konferans 18 Mart 2016
tarihinde İstanbul Üniversitesi Orman
Fakültesinde gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Orman Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Yönetim Kurulu II. Başkanı Doç. Dr. Osman Devrim ELVAN’ın
yaptığı ve özellikle son sınıf öğrencileri
tarafından yoğun ilgi gören konferansta Orman Mühendisleri Odası Yönetim
Kurulu Üyesi Orman Endüstri Mühendisi Barış ÖZTÜRK ve Orman Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim
Kurulu Yedek Üyesi Orman Endüstri
Mühendisi Kemal DÜNDAR, mühendislerde aranan özellikler ve sektörün
beklentileri ile ilgili bilgi paylaşımı gerçekleştirmiştir.
Doğu Karadeni Şubesi
Doğu Karadeniz Şubesi Etkinlikleri
1. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinliği Olarak İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur
Aydın’ın Katılımıyla “Kadın, Mühendis ve Ormancılık” Konulu Söyleşi KTÜ Orman Fakültesi Orman
Endüstri Mühendisliği Bölümü Sedir Amfisinde
Gerçekleştirildi.
2. Orman Mühendisleri Odası Doğu Karadeniz Şubesi olarak KTÜ Orman Fakültesinin futbol, basketbol, voleybol, hentbol ve masa tenisi takımlarıyla bir araya geldik.
3. Şubemizde Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ)
Rektörü Prof. Dr. Süleyman BAYKAL’ı ve beraberindeki rektör yardımcıları Prof. Dr. Necati TÜYSÜZ,
Prof. Dr. Hikmet ÖKSÜZ ve Genel Sekreter Doç. Dr.
Halil İbrahim OKUMUŞ ‘u ağırladık.
4. Ormancılık haftası etkinlikleri kapsamında Geleceğimiz olan çocuklarımızla birlikte tohum ekip
bitki teşhisi yaptık...
5. KTÜ Orman Endüstri Mühendisliğiyle 28-29 Mart
tarihlerinde ortak düzenlediğimiz kariyer günleri
programı başarıyla tamamlanmıştır. Başta panelistler olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür
ederiz.
İSTİFA
Orman Mühendisleri Odası Genel Merkezine üyelikten ayrılma isteklerini yazılı olarak bildiren;
11435 Oda Sicil No’lu Sercan DİNDAROĞLU 27.01.2016 Tarih ve 162/2 Sayılı,
13868 Oda Sicil No’lu Hayri KÖMÜR 10.02.2016 Tarih ve 126/5 Sayılı,
14165 Oda Sicil No’lu Selami ATALAY 10.02.2016 Tarih ve 166/6 Sayılı,
Yönetim Kurulu Kararları ile istifa talepleri uygun görülerek kabul edilmiştir.
Oda Ana Yönetmeliğinin 11nci maddesi gereği dergimizde yayınlanarak meslek kamuoyuna duyurulur.
VEFAT
MAHMUT TEMİZ 07.01.2016, EROL ÖKTEM 21.01.2016, ABDÜLKADİR SAĞLAM 15.02.2016
TÜRKAY HASDENİZ 16.03.2016 VE MEVLÜT ÇİFÇİ 22.03.2016
Tarihlerinde aramızdan ayrılmışlardır
Kendilerine rahmet, ailelerine ve meslektaşlarımıza başsağlığı dileriz.
TMMOB Orman Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetimi
2016 OCAK/ŞUBAT/MART ORMAN MÜHENDİSLİĞİ 41
TMMOB
ORMAN MÜHENDİSLERİ ODASI
Beştepeler Mah. Alpaslan Türkeş Cad. 31. Sok. No: 3 Beştepe-Yenimahalle/ANKARA
Tel: (0312) 215 00 33 pbx • Belgegeçer: (0312) 215 01 81
e-posta: [email protected]
www.ormuh.org.tr