BEN HİPERAKTİF BİR ÇOCUĞUM

Transkript

BEN HİPERAKTİF BİR ÇOCUĞUM
BEN HİPERAKTİF BİR ÇOCUĞUM
Çoğumuz biraz hareketli bir çocuğu yaramaz diye tanımlarız, onların aile terbiyesi görmemiş yada anne ve
babasının baş edemediği çocuklar olduğunu düşünürüz. Hiç aklımıza gelir mi bu çocukların da kendi yaptıklarından
aslında rahatsız oldukları ve kendilerini kontrol etmenin ne kadar zor olduğunu düşündükleri. İşte DEHB (Dikkat
Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu)'li bir çocuğun yaşadıkları ve duyguları.
Adım Ali, 7 yaşındayım, bu yıl başladım ilkokula, okulumu, öğretmenimi ve arkadaşlarımı çok ama çok
seviyorum. Ancak onların beni sevip sevmediklerine tam karar veremedim. Öğretmenim beni hem çok seviyor hem de
çok kızıyor. Sinirli biri değil benim öğretmenim aslında, bana bazen çok bağırıyor, ceza veriyor, bir gün sınıftan dışarı
dahi çıkardı. Çoğu zaman bana niçin kızdığını bilmiyorum. Bana kızılmayacak bir şeye dahi kızıyor gibi geliyor. Başka
arkadaşlarıma da kızıyor ancak bana daha fazla kızıyor. Beni sevdiğini de biliyorum. Her gün mutlaka benim başımı
okşuyor. Teneffüslerde yanına çağırıp benim akıllı bir çocuk olduğumu ve büyük adam olacağımı söylüyor. Bir soruyu
bildiğimde beni ayağa kaldırıp alkışlatıyor.
Okumayı arkadaşlarımdan biraz geç öğrendim. Yazı yazmayı hiç sevmiyorum ve çok çirkin yazıyorum.
Öğretmenimin tahtaya yazdıklarını da defterime geçirirken çok zorlanıyorum. Yanımda oturan arkadaşım bir sayfa
yazıp bitirirken ben hala 2. Satırda olabiliyorum. Defterim çok kırışık ve düzensiz. Öğretmenim yazılarımdaki eksik
harfleri kırmızı kalemle yazıyor. Defterime de "çocuğum daha dikkatli yaz" yazıyor.
İçimde büyük bir enerji var, içim içime sığmıyor, elim ayağım durmuyor, oturmak çok zor benim için, otururken
yoruluyorum. Sırada oturmak çok zor bir iş benim için bana kıpırdama, elini çek, ayağını sallama, oraya tırmanma,
hoplama, koşma demeyin. Fazla enerjimden dolayı bana kızmayın. Fazla enerim benim suçum değil. Kendimi
durduramıyorum çünkü.
Gece uykum gelmiyor, yatmak istemiyorum. Saatler geçtikçe enerjim azalacağına artıyor. Beni zorla uyutmayın,
biraz geç yatabilirim.
Biliyorum çok kızdırıyorum sizi. Yapma dediğiniz şeyleri yapıyorum. Kurallara uyamıyorum. Yapmayacağıma söz
veriyorum ama sözümü yerime getiremiyorum. Verdiğim sözleri, yapmam gereken şeyleri hemen unutuyorum.
Yapmam veya yapmama gereken şeyleri tekrar tekrar söyleyin bana. Kızarak değil, hatırlatarak yapın bunu. Uzun uzun
nasihat etmeyin bana, sizi dinleyecek sabrım yok. Kısa ve anlaşılır konuşun benimle, davranışlarımdaki yanlışları açık ve
kısa cümlelerle tekrar tekrar hatırlatın bana. Hatalı davranışlarım nedeniyle beni dövmeyin. Duygularımı dışa vurmakta
zorlandığımdan beni duygusuz sanıyorsunuz. Oysa çok çabuk inciniyorum aslında. Üzülüyorum ve çoğunlukla üzüntüm
öfke halinde dışarı çıkıyor.
Okulda teneffüsler bana yetmiyor. Tam oyuna başlamışken zil çalıyor ve öğretmenler beni neredeyse zorla
sınıfa sokuyorlar. Aslında iyi futbol oynar, çok hızlı koşarım. Bana hep mızıkçı, oyun bozan derler. Aslında niyetim oyunu
bozmak değildir. Ancak oyunlarda mutlak kazanmak isterim, oyunu ben yönetmeliyim. Maçlarda sık sık kavga çıkar ve
sonunda oyun dağılır suçlu yine ben olurum.
Çok meraklı bir çocuğumdur. Yeni yerleri keşfetmek, yapılmayanı yapmak çok hoşuma gider. Fazlaca
cesurumdur. Kimsenin çıkmayacağı yüksekliklere çıkar, oradan yere atlar, merdivenleri adeta uçarak inerim. Bir
keresinde okulun bodrumundaki kalorifer dairesini keşfetmek için oraya girmiş ve bir ders kadar orada kalmıştım. Hep
kendi kendime keşke ders saati kadar teneffüs, teneffüs saati kadar da ders olsaydı derim.
Okuldan eve kendimi zor atarım.. servisle eve gelmek zevkli gelse de bir an önce eve gidip sokağa çıkmak yada
oyuncaklarımla oynamak tek amacım. Okul kıyafetlerim çoğunlukla çamurlu, tozlu hatta yırtık olur. Babam ayakkabı
almaktan bıkmıştır.
Okulda en büyük tepkiyi öfkeli davranışlarım için alıyorum. Aslında kimsenin canını acıtmayı istemeyen, birine
zarar verdiğimde de çok üzülen biriyimdir. Ancak bana yapılanlara ve tepkilere kayıtsız kalamıyorum. Mutlaka karşılığını
vermeliyim, diye düşünüyorum. Genellikle bu karşılık da ağır oluyor. Sonra bana sataşan, küfreden arkadaşıma kimse
bir şey söyleyemiyor, ben ise verdiğim tepkiden dolayı ceza alıyorum. Çünkü tepkim hayli sert oluyor.
Dersler, ödevler, kitap okumak, yazı yazmak çok sıkıcı geliyor bana. Kitap okurken ders çalışırken saatler
geçmiyor. Oysa oyun ve bilgisayar başında ne de çabuk geçiyor zaman. Dersleri ve ödevleri daha zevkli hale getirin
benim için . az ödev yapayım. Ödevlerim uzun sürmesin. Ödev yaparken yanımda olun . ortamın sessiz kalmasını
sağlayın.
Bana söylediğiniz şeylere aslında itiraz etmek istemiyorum. Ancak elimde olmadan karşı geliyorum size. Hayır,
yapmayacağım diyorum. Bazen de tamam diyorum ancak yine yapmıyorum. Sizi duyuyormuş gibi yapıyorum ancak
zihnim başka yerde olduğu için aslında duymuyorum sizi. Bana komut verirken yüksek sesle ve gözüme bakarak
söyleyin lütfen.
Aslında yaptığım hataların çoğunu yaptıktan hemen sonra fark ediyorum. Sonradan pişman olacağım şeyler
yapabiliyorum. Ancak kendimi frenleyemiyorum. İçimden bir şeyler, bazı şeyleri zorla yaptırıyor bana sanki. Sonunda
üzülüyorum ancak iş işten geçiyor. Lütfen üzüldüğüme ve pişman olduğuma inanın. Özür dilediğimde özrümü kabul
edin. Sürekli özür diliyorsun ancak tekrar yapıyorsun demeyin.
Video ve bilgisayar oyunları çok keyif veriyor bana, maceralı ve dövüşlü oyun ve filmleri çok seviyorum.
Oyunlardaki dünyaya giriyor adeta oyunu yaşıyorum. Hayal gücüm çok yüksek. Hayal kurmayı ve hayali oyunları çok
seviyorum. Şiddet içerikli oyunlar benim daha fazla ve çabuk öfkelenmeme neden oluyor. Bu oyunlardan beni uzak
tutun. Bilgisayar başında geçirdiğim vakti kısıtlayın ve süre sınırı koyun.
Sporu çok seviyorum ancak sporla ilgili kurslara gittiğimde hemen sıkılıyorum. Kuralların olduğu ortamlar beni
çok sıkıyor. Ancak yine de spor yapmam için beni sürekli teşvik edin, ısrarcı olun.
Derslerde hemen sıkılıyor ve çevremle ilgilenmeye başlıyorum. Sınıfta arkadaşlarımla konuşuyor onları da
konuşturuyorum. Bu duruma öğretmenim çok kızıyor, beni sürekli uyarıyor. Bazen de ceza veriyor. Beni sınıfın en arka
sırasına oturtuyor, yanıma da kimseyi oturtmuyor. Böyle olunca dersi hiç takip edemiyorum. Lütfen öğretmenimle
konuşun beni ön sıralara oturtsun. Derse katılmam için beni yüreklendirsin.
Çok çabuk unutabiliyorum. Sıklıkla okulda defter kitap gibi şeyler unutuyorum. Bazen ödevlerimi almayı
unutuyorum. Annem, babam ve öğretmenim bunu kasıtlı yaptığımı düşünüyorlar. Oysa ben çok unutkanım.
Unutmamam gerekir, biliyorum ancak elimde değil. Lütfen yapmam gerekenleri bana sık sık kızmadan , bağırmadan
hatırlatın. Bir şeyler unuttuğumda bana kızmayın. Unutmamı nasıl engelleyeceğim, nasıl hatırlayacağım konusunda
bana yardımcı olun.
Sabah okula hazırlanmam çok uzun sürüyor. Her şeyi oyalanarak yapıyorum. Kendimi planlayamıyorum.
Zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyorum. Ailem çok fazla ve boş konuştuğumdan şikayet eder. Bazen gerçekten sıkıcı
olabiliyorum. Ancak konuşmak hoşuma gidiyor. Çok meraklıyım, çok soru soruyorum. Çok konuşuyorum diye bana
kızmayın beni dinlemeye çalışın.
Dikkatsizliğim nedeniyle bazen çok sakar olabiliyorum. Gözümün önündekini görmeyip çarpıyor, üstümü başımı
çok kolay kirletiyor, bir şeyleri döküp saçabiliyorum. Dikkatsiz olmak benim elimde değil. Dikkatli ol diye uyarabilirsiniz
ancak bana kızıp bağırmanız ve ceza vermeniz beni çok kırıyor.
Odam, eşyalarım, çantam, masam çok dağınık. Annem ise bu duruma çok öfkeleniyor. Artık odanı
toplamayacağım, eşyalarını pencereden dışarı atacağım diye tehdit ediyor beni. Evet dağınığım ancak odamı nasıl
dağıttığımı anlamıyorum bile. Hatta bazen bana odam dağınık bile gelmiyor. Benden çok tertipli ve düzenli olmamı
beklemeyin ancak dağınıklığımı toparlamakta bana yardımcı olun.
Şunu bilmenizi istiyorum. .. ben birazcık farklı bir çocuğum. Benim beynim farklı çalışıyor adeta. Olanlar benim suçum
değil. Bazen frenleri tutmayan bir arabaya benzetiyorum kendimi. Durmak istiyorum, ancak duramıyorum. Durmamda
yardımcı olun bana. Anlayış göstererek ve tedavimi yaptırarak.

Benzer belgeler